iv. kutlu dogum sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d083558/2002/2002_turcant.pdf ·...

13
T.C. SÜLEYMAN DEMiREL FAKÜLTESi ..., IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU 19-20 2001 ISPARTA

Upload: others

Post on 07-Jul-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

T.C. SÜLEYMAN DEMiREL ÜNİVERSİTESİ

İLAHİYAT FAKÜLTESi

..., IV. KUTLU DOGUM

SEMPOZYUMU

(TEBLİGLER)

19-20 NİSAN 2001 ISPARTA

Page 2: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

i ·;

S.D.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESi YAYlNLARI NO: 10

BİLİMSEL TOPLANTlLAR Y AYlN NO : 4

TERTİP HEYETi

Başkan : Prof. Dr. İsmail YAKIT (Dekan)

Sekreter : Yrd. Doç. Dr. Kemal S ÖZEN

Üyeler : Prof. Dr. Mustafa ÇETİN Prof. Dr. M. Orhan ÜNER Doç. Dr. M. Saffet SARIKAYA

ISBN 975-7929-46-8

D İZGi Ayşe SERİM

KAPAK

S.D.Ü. Basın ve Halkla İlişkiler

BASKI

Ali ÇOLAK

Yayınlanan Tebliğierin Sorumluluğu Yazariarına Aittir. Yayınlanan tebliğler kaynak gösterilmek şartıyla iktihas ve atıf şeklinde kullanılabilir

©SDÜ ilahiyat Fakültesi Isparta-2002

İSTEME ADRESi

S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi Merkez KampüsüISPARTA Tel : (0.246) 237 10 61 Fax: (0.246) 237 10 58

1I

Page 3: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU

- Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında Bir Deneme-

Yrd.Doç.Dr.Talip TÜRCAN•

İnsanın topluluk içinde yaşaması zorunluluğu, toplumsal düzenin kendiliğindenidoğal olarak oluşacağı anlamına gelmemektedir. 1 İnsan, tabiatı gereği, sosyal olduğu kadar, anti sosyal duyguları da taşıyan bir varlıktır. Bu itibarla hem toplumsal düzenin oluşumu hem de karşıtı yönelişlerin engellenmesi bakımından bir kısım kurallara gereksinim duyulmaktadır. Söz konusu kurallara toplumsal düzen kuralları diyoruz. Toplumsal düzen kuralları hukuk, din, ahlak, örf-adet ve görgü kuralları biçiminde tasnif edilip incelenmektedir. Norınatiflik, yani "olması gereken "i göstermek ve aynı ilişkiler bütününü tanzim etmek bakımından toplumsal düzen kuralları arasında bir karakter ortaklığı mevcuttur. İlgili benzerliğin hem mahiyete hem de işieve ilişkin olduğunda kuşku yoktur. Zira söz konusu kural gruplarından her biri kozal ( causal) aleme değil, normatİf aleme aittir; yani olanı tespitle değil, olması gerekeni değerlendirmekle ilgilidir. Diğer taraftan toplumsal düzene ilişkin kural grupları, beşeri münasebetleri düzenleme bakımından da ortak bir işlevi üstlenmiş durumdadır.

Bununla birlikte, insan irade ve eylemlerini yönlendirme gayesi güden norm gruplarının çeşitli açılardan birbirinden ayrılması mümkündür. Ayırırnda gözetilecek kriterler normun kaynağı, yaptırımı, süje-münasebet alakasvirtibatı ya da bir başka husus olabilir. Biz bu tebliğimizde hukuk ve din kuralları arasındaki ayırımı İsla.m açısından ele almayı deneyeceğiz. Zira evrensel hukuk düşüncesinde hukuk-ahlak kuralları ayırımındaki -tanımlama, içerik ve zorlayıcılık (yaptırım) yönünden- güçlüğün bir benzerinin, İslam hukuk düşüncesinde -hukukun din1/vahy1 kaynaklı olması sebebiyle- hukuk ve din kuralları arasında mevcut olduğunu düşünüyoruz. İslam' da hukuk ve din kuralları ayırımı hususunda söyleneceklerin daima

S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

Aral, Vecdi, Hukuk ve Hukuk Bilimi Üzerine, Filiz Kitabevi, İstanbul ty ., 18.

Page 4: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

·.:

eksik kalacağını peşinen teslim etmekle birlikte, bahse konu ayırımın hem yapılabileceğine hem de İslam'da hukuki alanın tanımlanması bakımından yapılması gerektiğine inanıyoruz. Şu halde sonın, hukuk ve din kuralları ayırımında İslam açısından esas alınacak kriterlerin neler olabileceği ile ilgilidir. Ayrıca tebliğimizde hukuk kuralları terimiyle, hukuk düşüncesinin yöneldiği evrensel soyut değerleri değil, pozitif düzeyde, zaman ve mekana bağlı düzenlemeleri kastettiğimizi belirtmeliyiz. Yoksa yüksek ideler hususunda din!, ahlaki ve hukuki bir ayırımdan söz etmek mümkün değildir.

Hukuk ve din kuralları arasında bir girişkenlik ve hatta kimi zaman bir örtüşme görülmektedir. Hukukun din üzerindeki tesiri genellikle kaynağa ilişkin olmadığı halde, dinden kaynaklanan düşüncelerin hukuka tesiri felsefi köken ve/veya doğrudan kurallaşma düzeyinde iki şekilde ortaya çıkabilmektedir. Buna göre din, hukuka değer kaynağı olabileceği gibi, din kurallarının pozitif düzeyde hukuk normlarına dönüşmesi de mümkündür.

İslam' da hukuk ve din kuralları ayırımında şu kriterlerin esas alınabileceğini düşünüyoruz:

1. Kaynak ve Mahiyet Kriteri

Bir norm yapısı itibariyle analiz edildiğinde üç temel unsurdan oluştuğu görülür. Bunlar iradi davranış, hüküm ve yaptırım (müeyyide) unsurlarıdır.2 İradt davranış, normun konusunu ve içeriğini teşkil eden mesele, yani nonnun düzenlediği husustur.

Hüküm unsuru, nonnun konusunu teşkil eden iradi davranışın bir yargıya bağlanmasıdır. Bahse konu davranışın emredilmesi, yasaklanması ya da serbest bırakılması biçiminde bir irad'i tercihi gösterir.

Yaptırım unsuru ise, norm un içerdiği hükmün ihlal edilmesine bağlanan sonuçtur.

Yapısal olarak, yani sözünü ettiğimiz unsurların mantık! bir terkibi olmak bakımından hukuk ve din kuralları arasında ortaklık mevcuttur. Bununla birlikte, normu oluşturan unsurların kaynağı ve mahiyeti açısından hukuk ve din kuralları arasında önemli ayrılıklar söz konusudur. Şöyle ki, İslam'da din kuralları tüm unsurlarıyla ilahi nitelikli olduğu halde, hukuk kuralları kimi unsurları yönünden beşeri düzeydedir.

2 Hukuk kurallarının unsurları bakımından krş. Göğer, Erdoğan, Hukuk Başlangıcı Dersleri, Ankara 1972, 19-20. Hukuk kuralının yapısı hakkında ayrıca bkz. Çağı!, Orhan Münir, Hukuka ve Hukuk İ/mine Giriş (Hukuk Başlangıcı Dersleri), I-II, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbııl 1966, 124 vd.

142

Page 5: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

Din kuralları tümüyle ilahi iradeye dayanmaktadır ve oluşumunda hiçbir beşeri katkı ya da müdahele söz konusu değildir. Peygamber' in dahi dini nitelikli bir kuralın oluşumunda tebliğden öte bir yetkisi bulunmamaktadır. Şu halde İsHim'da din kurallarının tüm yapısal unsurlar yönünden kaynağı ilahidir/vahyidir.

İsHim hukukunda pozitif düzeyde hukuk kuralının oluşumunda, din kuralının aksine, davranış ve yaptırım unsurları bakımından beşeri irade de kaynak işlevi görmektedir. Bu katkı, aynı zamanda teknik anlamda yasama kavramına denk düşmektedir.

Buna göre, Kitab ve Sünnet nassları yoluyla doğrudan düzenlenen hususlar dışında3 hukuk kuralına ait davranış unsurunun tespiti tümüyle toplumun yetkisine, yani beşeri iradeye terk edilmiştir. Hukuk sistemi içinde hangi münasebet ya da olayın tanzim edileceği meselesi, toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde bir ülkedeki egemen iradenin tercihi doğrultusunda çözüme kavuşturulacaktır. Düzenlenecek hukuki münasebet ya da davranışın tespiti ile hükmünün Kitab ve Sünnet'ten istinbat edilmesi, Klasik Fıkıh UsUlü'nde öngörülen ictihad işlemine karşılık gelmektedir.

İslam hukukunda ilke olarak her hukuk! hükmün kaynağının ilah! irade olduğu benimsenmiştir.4 Dolayısıyla kuralın hüküm unsuru yönünden beşeri katkı, hükmün kaynağına ilişkin değildir; onun açığa çıkarılmasından, ya da keşf ve ızhar edilmesinden ibarettir.

Bir kuralın pozitif düzeyde hukuk normu haline dönüşmesi ancak maddi yaptırıma (müeyyide) bağlanması ile gerçekleşir. İslam hukukunda da hukuk kurallarının yaptırım unsuru beşeri kaynaklıdır. Zira, ister nass isterse ictihad yöntemleri yoluyla tespit edilmiş olsun, bir hükmün hukuki bağlayıcılık kazanması, ancak egemen iradeyi temsil eden kamusal kudret eliyle mümkün olabilir.

Hukuk ve din kuralları, normu teşkil eden unsurların mahiyetleri dikkat~ alınarak da tefrik edilebilir:

Hukuk kuralları süjeler arası ilişkileri düzenler. Hukukun süjeleri, gerçek ve tüzel kişilerdir. Din kuralları ise, temelde Allah ile insan/kul arasındaki ilişkileri konu edinir. Bu çerçevede, ilişkinin tarafları ve niteliği

4

Buradanasslarda doğrudan düzenlenen hukuk! münasebetlerin tarihsel ve olgusal yanına ilişkin değerlendirmeyi saklı tuttuğumuzu belirtmek isteriz.

el-Amidl, Seyfuddln Ebu'I-Hasen All b. Ebi All b. Muhammed, el-İhkiim fi Usuli'l­Ahkô.m, I-IV, Daru'l-Kütübi'l-IImiyye, Beyrut 1405/1985, I, 72; ei-Ensan, Alıdulall Muhammed b. Nizarmddin, Feviitilııı'r-RahamiJ.t bi Şerhi Musellemi's-Subut, I-ll (el­Mustdsfa ile birlikte), Daru'z-Zehair, Kum 1368, I, 25.

143

Page 6: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

' ·.:

yönünden İslam hukuku açısından da hukuk ve din kuralları ayırımı mümkün gözükmektedir. Fakat dinin beşeri münasebetlere ilişkin

düzenlemelerinin, yaptırım unsuru dikkate alınmaksızın, yalnızca ilişkilerin niteliği itibariyle hukuktan ayırt edilmesi, tıpkı hukuk-ahlak ayırımındaki güçlüğü taşımaktadır. O nedenle, evrensel anlamda olmamakla birlikte, İslam'da insanların birbirleriyle olan ilişkilerine dair din1 kuralların ahlak1 kapsam içinde değerlendirilebileceğini düşünüyoruz.

Kural ın içeriğini teşkil eden davranış ya da münasebeti bir yargıya bağlayan hüküm unsuru hukuk ve din kuralları bakımından farklı niteliklerde ortaya çıkabil.mektedir. Bir din kuralı tarafından düzenlenen davranış vucub, nedb, ibaha, hurmet ve kerahet hükümlerinden her birini alabilir. Vucub bir fıilin yapılmasına, hurmet yapılmamasına ilişkin emri; nedb bir fiilin yapılması, kerahet yapılmaması hususundaki tavsiyeyi ve ibaha da mükellefı ilgili olduğu davranış bakımından serbest bırakınayı ifade etmektedir.5 Şu halde dini hükümler üç kategori oluşturmaktadır. Bunlar da, olumlu veya olumsuz emir, tavsiye ve izin/yetkilendirme kategorileridir. Hukuk kuralı ise bir davranışı ya emreder, ya yasaklar ya da o davranışa izin verir, yani kişileri o konuda yetkilendirir.6 Buna göre hukuki hükümler yalnızca olumlu ya da olumsuz emir ve izinlyetkilendirme biçiminde iki kategoride tezahür etmektedir. Dolayısıyla bir hukuk kuralının nedb ve kerahet hükümlerini içermeyecek olması7, üzerinde durduğumuz sorun bakımından bir ayırım ölçütü olarak görülebilir.

Bir hukiık kuralını diğer toplumsal düzen kurallarından ayırt etmeyi sağlayan en objektif ölçüt ise, yaptırım unsurunun niteliğinde ortaya çıkmaktadır. Bu tespit, İslam hukuku açısından da -tümüyle yeterli olmasa bile- geçerlidir. Din kurallarının yaptırım unsuru uhrevi ve manevi olduğu halde, hukuk kurallarının yaptırımı dünyevi ve maddidir. Bu gerçek, İslam hukukunda hukuk kuralının yaptırım unsurunun beşeri kaynaklı oluşunu da

6

7

el-Gazal!, Ebu Hfunid Muhammed b. Muhammed, el-Mustasfli min Ilnıi'l-Usul, I-Il, Dfuıı'z-Zehlür, Kum 1368, I, 65 vd.; er-Razi, Fahruddin Muhammed b. Umer b. el­Huseyn, el-MalısiJ.lfi Ilmi UsfJ.li'l-Fıklı,I-II, Daru'l-Kütübi'l-llmiyye, Beyrut 140811988, I, 17-21.

Gözler, Kemal, Hzıkuhm Genel Teorisine Giriş Hukuk Normlarımn Geçerliliği ve Yorwnu Sorımıı, US-A Yayıncılık, Ankara 1998, 32.

Nitekim nedb ve kerahet hükümlerinin yargı kararlarında yer alamayacağı; yargı

kararının ilzfun ve ıthiktan (emir ve yetkilendirme/izin) ibaret olduğu klasik dönem İslam hukukçularınca da açıkça tespit edilmiştir. Bkz. el-Kariifi, Şihabudd!n Ebu'I­Abbas Ahmed b. İdrls, el-İhklim fi Temylzi'l-Fetlivli ani'i-Alıklim ve Tasarrufliti'l-Kiidt ve'l-İmiim, Gözden geçiren: Abdulfettah Ebu Gudde, Daru'l-Beşairi'l-İslfuniyye, Beyrut 1416/1995, 33-34, 69-70.

144

Page 7: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

açıklamaktadır. İslam'da hukuk kuralının aynı zamanda uhrev1-rnanev1 yaptırırula destektenmiş olması ise, ikincil bir durum olup, hukuki yaptırırnın özüyle ilgili değildir. Ayrıca hukukun müslüman olmayanlar bakımından da uyulması gereken kurallar bütünü niteliğinde olduğu dikkate alındığında, uhrev1-manev1 yaptının düşüncesinin, esas aldığımız kriteri ortadan kaldırmadığı anlaşılır. Çünkü gayr-i müslim bireylerin İslam hukuk kurallarına uymaları (İslam alıkarnını iltizam etmeleri) hususunda uhrevi mesuliyet telakkisinden bahsedilemez. Dolayısıyla uhrev1-manev1 yaptırım unsuru hukuk kuralının tanımlanmasında esas alınamaz.

Yaptırım unsurunun niteliğinin hukuk ve din kuralları ayırımında bir kriter olarak alınabileceğini destekleyen bir başka husus da, Kitab ve Sünnet'te din kurallarını ihlalden ötürü hiçbir hukuki-ceza! müeyyidenin öngörülmemiş olmasıdır. Nitekim Hz. Peygamber cemaate devam etmyenlere kızgınlığını belirttiği ve şiddetli tepki gösterdiği halde herhangi bir ceza! yaptırım uygulamamıştır.8 Dolayısıyla kamu düzenini ilgilendirnıediği sürece din kurallarına aykırılık teşkil eden herhangi bir fıilin ceza yargılamasına konu olması mümkün değildir.

2. Sorumluluk Kriteri

İslam' da hukuka uygunluk ya da hukuka aykırılık hükümleri ile uhrevl sorumluluk arasındaki ilişki de, kanaatimizce, hukuk ve din kuralları ayırımı meselesinde bir kriter olarak ele alınabilir. Buna göre, İslam hukukunun öngördüğü tüm düzenlemeler her zaman uhrev! sorumluluğu kaldırıcı nitelikte değildir. Bir davranış hukuka uygun olduğu halde, aynı zamanda uhrev! sorumluluk gerektiren haram bir fıil teşkil edebilmektedir. Bunun tersi de geçerlidir. Yani hukuka aykırı olan bir eylem, dinen mübah fıiller kapsamında değerlendirilebilir. Farklılık, dini hükümlerin uhrev1, hukuki hükümlerin dünyev1 niteliğinden kaynaklanmaktadır. Bir işlemin

el-Buhiiri, Ebu Abdiilah Muhammed b. İsmiül, el-Camiu 's-Sahfh, I-VIII, Diiru Salınun ve Çağrı Yayınları, İstanbul 1413/1992, Ezfuı 34; Muslim, Ebu;l-Huseyn b. el-Hacdl.c, el-Camiıı's-Salıflı, I-III, Diiru Salınun ve Çağrı Yayınları, İstanbul 1413/1992, Mesacid 251, 252, 253; Ebu Dlivud, Suleyman b. ei-Eş'as b. İshak ei-Ezdi es-Sicistlinl, es-Swıen, I-V, Diiru Sahnfın ve Çağrı Yayınları, İstanbul 141311992, Salat 46; et-Tirmizi, Ebu İsli Muhammed b. İsli b. Serve, es-Swıen, I-V, Diiru Salınun ve Çağrı Yayınları, İstanbul 1413/1992, Sallit 48; en-Nesiü, Ebu Abdirrahman Ahmed b. Ali b. Şuayb, es-Sıınen, I­VIII, Diiru Salınun ve Çağrı Yayınları, İstanbul 1413/1992, imarnet 49; İbn Mace, Ebfı Abctillah Muhammed b. Yezld el-Kazvinl, es-Sımen, I-II, Diiru Sahnfın ve Çağrı Yayınları, İstanbul 1413/1992, Mesacid 17; ed-Diirirrıl, Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman, es-Sıınen, I-II, Diiru Salınun ve Çağrı Yayınları, İstanbul 141311992, Salat 54; İbn Hanbel, Ebu Abdiilah Ahmed b. Muhammed, el-Mıısned, I-VI, Diiru Salınun ve Çağrı Yayınları, İstanbul 1413/1992, II, 244, 292, 314, 3!9, 424, 472, 531, 539.

145

Page 8: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

hukuki geçerliliği ile onun din! değerlendirmesi arasındaki farklılık, "hukuka uygun fakat hararn/mekruh" ya da "hukuka aykırı fakat mübah" biçiminde hükümlere vücut verebilmektedir. Mesela ayet-i kerimede Cuma günü namaz için ezan okunduğunda mü'minlerin Allah'ın zikrine koşmaları ve alış-verişi bırakmaları emredilmektedir.9 Cuma ezanı okunduğu halde namaza gitmeyip herhangi bir hukuki işlem ile meşgul olan kimsenin errıre aykırı davranmasından ötürü -meşru bir mazereti yoksa- uhrev! bakımdan sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Bununla birlikte İslam hukukçuları söz konusu kimsenin yapmış olduğu hukuki işlemin geçerliliği hususunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Bir kısmı dinen haram olan bir işlemin hukuken de geçerli olamayacağını savunurken, diğer bir kısım hukukçular hukuki işlemin geçerliliği ile di11.en haram olmasını ayrı sorunlar olarak telakki etmişler ve işlemin geçerli olduğunu benimsemişlerdir. 10 Şu halde bir işlemin, uhrev! sorumluluk doğurduğu halde hukuken geçerli sayılması, görüşün taraftarı olan hukukçular açısından hukuk! ve din! hükümlerin farklı kategorilere ait değerlendirmeler olarak kabul edildiğini göstermektedir. 11

Nitekim kendisine, "bana helal ve haram olan hususları haber ver" diyen bir sabahiye Hz. Peygamber'in devabı~·hi.ıkukl çözümlerin dinlleştirilınemesi gerektiği konusunda önemli bir: ilkeyi ifade etmektedir. Hz. Peygamber şöyle demiştir: "İyilik, nefsin huzur duyduğu ve kalbin mutmain olduğu davranış tır. Günah ise, müftiler aksine fetva verseler dahi, nefs in huzurlu ve kalbin mutmain olmadığı davramştır. "12 Bir başka sözünde ise Hz. Peygamber, "lYiüftiler aksine fetva verseler dahi sen nefsine damş "13

9

lO

ll

12

13

Cum'a62/9.

el-Cassiis, Ebu Bekr Ahmed er-Razi, Ahkfimu'l-Kur'an, I-III, Diiru'l-Fikr, Beyrut 141411993, III, 670-671; İbnu'l-Arabi, Ebu Bekr Muhammed b. Abdillah, Alıkfimu'l­Kur'an, I-IV, Tahric ve Ta'lik: M. Abdukiidir 'Ata, Diiru'I-Kütübi'l-llmiyye, Beyrut 1408/ 1988 (III: ve IV. ciltler tarihsiz), IV, 249-250.

Fıkıh UsUlü'nde nehyin fesadı gerektirip gerektirmeyeceğine ilişkin tartışma hukuki ve dini değerlendirme arasındaki farklılığı ortaya koyması bakunından önemlidir. Bkz. ei­Biikılliini, ei-Kiidi Ebu Bekr Muhammed b. et-Tayyib, eı-Takrib ve'l-İrşlid (es-Sağir), I­III, Tahkik: Abdulhanıid b. Ali Ebu Zenid, Muessesetu'r-Risiile, Beyrut 1418/1998, II, 339 vd.; ei-Öazii.li, II, 24-32; ei-İsnevı:, Cemiiludd'in Abdurrahim b. ei-Hasen, Nihfıyeti's-Sill fi Şerhi MinJuici'l-Usul, I-IV (M. Bahit el-Mutü'nin Sullemu'l-VusıU isimli hi!lşiyesi ile birlikte), Aıemu'I-Kütüb, by. ty., II, 295-305; el-Aliii, el-Hafız Saliihuddin Ebu Said Halil b. el-Emir Seyfiddin Keykildi b. Abdillah, Tahki'ku'l-Murad fi emıe'n-Nehye Yaktedi'l-Fesad, Tahklk: İ. Muhammed Selkini, Diiru'I-Fikr, Dımeşk 140211982, 271 vd.

İbn Hanbel, IV, 194.

el-Hindi, Aliiuddin Ali el-Muttaki b. Husfuniddin el-Burhanffıri, Kenzu 'l-Unınıal fi Swıeni'l-Akviil ve'l-Ef'iil, I-XVIII, Muessesetu'r-Risiile, Beyrut 141311993, X, 250

146

Page 9: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

demiştir. Buna göre, davranışın hukuld forma uygunluğu, bireyin dini ve ahlaki sorumluluğunu her zaman kaldırmamaktadır.

Hukuld ve dini sorumluluk tefriki, yargı kararları bakımından daha açık yapılabilmektedir. İslam hukukunda yargı kararları ile ilgili olarak, "Devlet başkanının hükmü (kazası), haram ı helal, helalı da haram kılmaz" 14

ilkesi esastır. Bu ilke, Hz. Peygamber'in bir yargılama münasebetiyle söylediği şu sözüne dayanmaktadır: "Ben ancak bir beşeriln. Siz benim önümde dava/aşıyorsunuz. Belki biriniz delilini ötekinden daha iyi ifade eder ve ben de işittiklerime göre hükmederim. Kardeşinin hakkından kimin lehine bir şey hükmedersem onu almasın. Zira ben onun lehine ancak ateşten bir parça hükmetmiş olurum. "15 Demek ki, İslam'da yargı kararları ilke olarak dünyev1 sorumlulukla ilgili olup, her ·zaman uhrev1 sorumluluktan kurtutmayı temin etmemektedir.

3. Evrensellik ve Değişim Kriteri

İslam, mesaj ları tüm insanlığa yönelmiş evrensel bir din ve İslam hukuku da evrensel bir hukuk sistemidir. Bununla birlikte İslam'da din ve hukuk kurallarının evrenselliği aynı anlamda değildir. İslam'da din kuralları hukuk kurallarınndan farklı olarak tüm unsurları itibariyle vahiy kaynaklıdır. Hukuk kuralları ise, yaptırım unsuru ve -doğrudan nasslar yoluyla düzenlenen hususlar dışında- davranış unsuru bakımından beşeri düzeydedir. Buna göre, dini değer ve normların evrenselliği, tüm toplumlar ve çağlar bakımından değişmeksizin geçerli olmaları anlamındadır. Zira tüm unsurları itibariyle ilahi olan kuralların değişiminden söz açılamaz. Ayrıca dinin, inanç, ibadet ve ahiald zihniyet bütünü olduğu dikkate alındığında,

değişimin, dinin mahiyetiyle bağdaşmayacağı anlaşılır.

Hukuk kurallarının evrensellik niteliği ise, din kurallarının aksine, değişim olgusunda ortaya çıkmaktadır. İslam hukukunun evrenselliği, tüm düzenlernelerinin her zaman ve her yerde, her toplum bakımından

değişmeksizin geçerli olduğu anlamına gelmemektedir. İslam'da evrensellik hukuka nisbet edildiğinde, hukuk prensiplerinin her zaman ve mekan

14

15

(Hadis no: 29339); el-Munavi:, Abdurrauf, Feydıı'l-Kadfr Şerlııı '1-Ciimiı's-Sağfr, I-VI, Daru'l-Ma'rife, Beyrut ty., I, 495 (Hadis no: 991).

eş-Şafii, Ebu Abdiilah Muhammed b. İdrls, el-Unuıı, I-VIII, Daru'l-Fikr, Beyrut 1410/1990, VI, 215.

el-Buhar!, Alıkarn 20, Hıyel 10, Şehadat 27; Muslim, Akdiyye 4; Ebu Davud, Akdiyye 7; et-Tirmizi, Alıkarn ll; en-Nesa!, Kudat 13, 33; İbn Mace, Alıkarn 5; Malik b. Enes, el-Muvatta', Daru Salınun ve Çağrı Yayınları, İstanbul 141311992, Akdiyye 1; İbn Hanbel, VI, 203, 290-291, 308, 320.

147

Page 10: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

·.:

bakımından toplumsal düzenleme ihtiyacını karşılama hususundaki değişebilirlik ve uyumsağlayabilirlik karakteri kastedilir. Değişim pozitif düzeydeki hukuk kurallarının en asl1 niteliğidir. Söz konusu nitelik kavranamadığı zaman belli bir toplumun şartlarında ortaya çıkan hukuk kuralları, tüm toplumlar bakımından geçerli evrensel normlar haline dönüştürülmekte ve daha da önemlisi dinin bir parçası kılınmaktadır. Nitekim Hz. Peygamber'in politik ve idari müliilıazalarla yalnızca kendi toplumu için öngördüğü bir kısım hukuki düzenlernelerin ya da aldığı bazı kararların, evrensellik ve değişim ilişkisi yeterince kavranamadığı için, din kuralları seviyesine yükseltildiğini görüyoruz. Mesela Hz. Peygamber' in Hudeybiye'de Mekke müşrikleriyle on yıllık bir andiaşma yapmış

olmasından hareketle, İ.mfu:n eş-Şiifıl'nin, gayr-i müslim toplumlarla yapılacak geçici barış (sulh) andlaşmalarına (el-Hüdne) ilişkin sürenin en fazla on yıl olabileceğini kabul etmesP6

, böyle bir zihniyet örneğidir. Hz. Peygamber'ce politik müliilıazalarla benimsendiği anlaşılan on yıllık süre, İslam'ın uluslararası andlaşmalara ilişkin evrensel bir normu haline getirilmektdir. Halbuki hem uluslar!!rası ilişkilerin niteliği ve hem de müslüman toplumların ihtiyaçlarİ zaman içinde değişiklik gösterebilir.

Diğer taraftan din kuralları yeryüzünde yaşayan tüm müslümanları muhatap aldığı halde, pozitif düzeydeki hukuk kuralları yalnızca ilgili bulundukları ülke vatandaşlarını ve orada yaşayan insanları -inanç ayırımı gözetmeksizin- bağlar. İslam hukukunda bilhassa özel hukukun kimi alanlarında gayr-i müslimlere tanınan hukuk özerkliği bunun bir istisnası sayılrnamalıdır. 17 Çünkü söz konusu hukuk özerkliğinin de meşruiyet kaynağı ülkedeki egemen iradedir. Öyleyse evrensellik, hukuk ve din kurallarının yöneldikleri süjeler itibariyle de bir ölçüt olarak alınabilir.

Bütün bunlardan evrenselliğin, din ve hukuk kurallarının

yöneldikleri hedeflere göre, zaman ve mekan bakımından farklı genişlikteki alanları gösterdiği anlaşılmaktadır. Zira din mutlak iyiyi, hukuk ise toplumsal düzeni ve mümkün olan adaleti gerçekleştirme amacına yönelik kurallar bütünüdür. 18

16

17

18

eş-Ş §iii, IV, 200.

Bkz. Türcan, Talip, İsli'un Hukulı.ıında Devletin Egemenlik Unsuru ve Egemenlikten KaynaklananYetkileri -Batı ve Türk Hukuf..:ıı ile Mukayeseli Bir İnceleme-, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Isparta 1999, 166-167.

Krş. Işıktaç, Yasemin, Hukuk Normunun lviantıksal Analiz ve Uygulaması, Filiz Kitabevi, İstanbul I 999, 99.

148

Page 11: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

Sonuç

İslam hukuk normlarının, diğer toplumsal düzen kurallarından ayırt edilmesi, mantık! bir hukuk tanımının ortaya konulabilmesi bakımından zorunludur. İslam'da hukukun vahye dayanması, kanaatimizce, açıklanan tarzda· bir ayırımın yapılmasına engel değildir. Dini değerlerin hukuka kaynak olması, hukuk normlarının da din kuralları gibi telakki edilmesini gerektirmez. Klasik İslam hukukçuları bahse konu tarzda bir ayırımı teorik düzeyde ele almamışlardır. Bununla birlikte, İslam hukuk bilimi, söylenenlerden de anlaşılacağı üzere, hukuk ve din kuralları ayınınma ilişkin bir kısım prensipleri bünyesinde barındırmaktadır. Tebliğirnizde sorunun tüm yönleriyle ele alınamayacağı açıktır. Ancak bu hususta daha geniş bir çalışma içinde olduğumuzu belirterek sözlerimi bitiriyorum.

Kaynaklar

el-AHU, el-Hafız Salahuddin Ebu Said Halll b. el-Emir Seyfidilin Keykild1 b. Abdiilah (ö.761/1359), Tahkfku'l-Murtidft enne'n­Nehye Yaktedi'l-Festid, Tabklk: İ. Muhammed Selk1n1, Daru'l­Fikr, Dımeşk 140211982.

el-Amiru, Seyfuddin Ebu'I-Hasen Ali b. Eb! Ali b. Muhammed (ö.631!1233), el-İhktim fi Usuli'l-Ahktim, I-N, Daru'l­Kütübi'l-Ilmiyye, Beyrut 1405/1985.

Aral, Vecdi, Hukuk ve Hukuk Bilimi Üzerine, Filiz Kitabevi, İstanbul ty.

el-Bakıllam, el-Kad1 Ebu Bekr Muhammed b. et-Tayyib (ö.403/1013), et-Takı·fb ve'l-İrşad (es-Sağfr), I-m, Tahkik: Abdulhamid b. Al! Ebu Zen!d, Muessesetu'r-Risale, Beyrut 1418/1998.

el-Buhar!, Ebu Abdiilah Muhammed b. İsmail (ö.256/870), el­Ctimiu 's-Sahfh, I-VIII, Dam Salın ün ve Çağn Yayın lan, İstanbul 1413/1992.

el-Cassas, Ebı1 Bekr Ahmed er-Razı (ö.370/981), Alıldimu'l-Kur'tin, I­m, Daru'l-Fikr, Beyrut 1414/1993.

Çağıl, Orhan Münir, Hukuka ve Hukuk İbnine Giriş (Hukuk Başlangıcı Dersleri), I-IT, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul 1966.

149

Page 12: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

ed-Dfuimi, Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman (ö.255/869), es-Sunen, I-II, Daru Salınun ve Çağn Yayınlan, İstanbul 1413/1992.

Ebu Davud, Suleyman b. el-Eş'as b. İshak: el-Ezdl es-Sicistam (ö.275/888), es-Sunen, I-V, Dam Salınlin ve Çağn Yayınlan, İstanbul 141311992.

el-Ensfui, Abdulall Muhammed b. Nizamiddin (ö.l180/1766), Fevatihu 'r-Rahamut bi Şerhi Jvfusellemi 's-Subut, I-II (el­Mustasfa ile birlikte), Daru'z-Zehair, Kum 1368.

Göğer, Erdoğan, HukukBaşlangıcı Dersleri, Ankara 1972.

Gözler, Kemal, Hukukun Genel Teorisine Giriş Hukuk Normlarının Geçerliliği ve Yorumu Sorunu, US-A Yayıncılık, Ankara 1998.

el-Öazall, Ebu Hfunid Muhammed b. Muhammed (ö.505/111 1), el­Mustasfa min llmi'l-UsUZ, I-II, Dfuu'z-Z_ehair, Kum 1368.

el-Hindl, Alaurldin Ali el-;Muttakl b. Husfuniddin el-Burhanffin (ö.975/1567), Kenzu'l-Ummal fi Suneni'l-Akval ve'l-Ef'al, I­XVIII, Muessesetu'r-Risale, Beyrut 1413/1993.

Işıktaç, Yasemin, Hulatk Normunun Mantıksal Analiz ve Uygulaması, Filiz Kitabevi, İstanbul 1999.

İbn Hanbel, Ebu AbdiHalı Ahmed b. Muhammed (ö.2411855), el­Musned, I-VI, Daru Salınun ve Çağn Yayınlan, İstanbul 1413/1992.

İbn Mace, Ebu Abdilialı Muhammed b. Yez1d el-Kazvin1 (ö. 273/887), es-Sımen, I-II, Daru Salınlin ve Çağn Yayınlan, İstanbul 1413/1992.

İbnu'l-Arab1, Ebu Bekr Muhammed b. Abdilialı (ö.543/1 148), Ahkanıu'l-Kur'an, I-N, Tahnc ve Ta'llk: M. Abclukadir 'Ata, Daru'l-Kütübi'l-llmiyye, Beyrut 1408/ 1988 (III: ve N. ciltler tarihsiz).

el-İsnevi, Cemaluddln Abdurrahim b. el-Hasen (ö.772/1370), Nih{tyeti's-Sul fi Şerhi Minhô.ci '1-Usıll, I-N (M. Bahlt el­Mutü'nin Sullenıu 'l-Vusai isimli h3lşiyesi ile birlikte), Alemu'l-Kütüb, by. ty.

150

Page 13: IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D083558/2002/2002_TURCANT.pdf · İSLAt'VI'DA HUKUK VE DİN KURALLARI AYlRIMI SORUNU -Hz. Peygamber'in Uygulaması Bağlamında

el-Karafi, Şihabuddi'n Ebu'I-Abbas Ahmed b. İdds (ö.684/1285), el­İlıkdm fi Temyfzi'l-Fetilvil ani'l-Ahkilm ve Tasarrufilti'l-Kildf ve'l-İmdm, Gözden geçiren: Abdulfettah Ebu Gudde, Daru'l­Beşairi'l-İslamiyye, Beyrut 1416/1995.

Millik b. Enes (ö.l 791795), el-Muvatta', Dam Salınun ve Çağrı

Yayınları, İstanbul 1413/1992.

el-Munavi, Abdurrauf (ö. 1031/1622), Feydu 'l-Kadfr Şerhu 'l-Cdmiı 's­Sağfr, I-VI, Daru'l-Ma'rife, Beyrut ty.

Muslim, Ebu'l-Huseyn b. el-Haccac (ö.261/875), el-Cilmiu's-Sahfh, I­III, Dam Salınlin ve Çağrı Yayınları, İstanbul 1413/1992.

en-Nesa!, Ebu Abdirrahman Ahmed b. Ali b. Şuayb (ö.303/915), es­Sunen, I-VIII, Dam Salınlin ve Çağrı Yayınları, İstanbul 141311992.

er-Razi, Fahruddin Muhammed b. Umer b. el-Huseyn (606/1209), el­MahsUl fi Ilmi UsUli'l-Fıkh, I-II, Daru'l-Kütübi'l-llmiyye, Beyrut 1408/1988.

eş-Şafıl, Ebu Abdillah Muhammed b. İdris (204/820), el-Umm, I-VIII, Daru'l-Fikr, Beyrut 1410/1990.

et-Tirmizi, Ebu İsa Muhammed b. İsa b. Serve (ö.279/892), es-Sunen, I-V, Dam Salınlin ve Çağrı Yayınları, İstanbul 1413/1992.

Türcan, Talip, İslam Hukukunda Devletin Egemenlik Unsunt ve Egemenlikten Kaynaklanan Yetkileri -Batı ve Türk Hukuku ile Mukayeseli Bir İnceleme-, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Isparta 1999.

151