kafkasya forumu dergisi sayi 4-5

119

Upload: sencer

Post on 26-Mar-2016

294 views

Category:

Documents


16 download

DESCRIPTION

Kafkasya Forumu Dergisi, Iki Aylik Siyasi Dergi, Sayi 4-5, www.kafkasyaforumu.org

TRANSCRIPT

Page 1: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5
Page 2: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5
Page 3: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Derin bir soluðun ardýndan, yine ayný köprüde ama gecikmiþbir zamandan tüm içtenliðimizle: MERHABA!

Bu defa ne yazýk ki bizim de öngörebileceðimizin çok ötesinde birgecikmeyle ulaþabiliyoruz sizlere. Dergimizin bu denli derin soluklaralarak çýkýþýna mazeretlerimiz saymakla bitmez: mali sýkýntýlarýmýz,politik çözümlerimizin önünü açan entelektüel süreðenliðimizinçýkarsamalarýný sunma gayretimiz, ve hayatýn farklý alanlarýnda fark-lý bireysel sorumluluklarýmýzýn çaldýðý zamanlar…Belki de en önem-lisi, sizlere; içeriðinden kullanýlan kaðýdýn kalitesine kadar niteliðiyönünden eksiksiz bir dergi sunabilme isteðimiz. Böyle bir motivasyonlada derginin kapaðýndan yazýlarýna, sayfa düzenlemesine kadar sonderece titiz bir çalýþmanýn ürünü olmasý. Biliyoruz bunlarýn hiçbiriderginin zamanýnda ulaþmamasýnýn geçerli mazeretleri olamaz.Aslýnda hani ilk sayýmýzla anlatmaya çalýþtýðýmýz gibi deðiþiyor,dönüþüyor, öðreniyoruz. Ve bunlarý yazýlarýmýz aracýlýðýyla bundansonra da ama gecikmeksizin sunmanýn sorumluluðunu geçen zamanaoranla, biraz da mahcup, daha fazla hissediyoruz...

Sizler için, bu defa aradaki zaman farkýný kapatmak amacýyla ikiaylýk yerine dört aylýk bir periyodu kapsayan, zengin içeriðiyle doludolu bir sayý daha hazýrladýk. Ýnsanýn temel haklarýnýn ve tüm kültür-lerin bir “deðer” olarak hukukun güvencesinde hayat bulduðu bir dünyaözlemiyle…

Bu sayýmýzý milliyetçilik dosyasýyla açýyoruz. Merkezden yerelepompalanan ve Sovyet bürokrasisinin medar-ý iftiharý Putin yönetimiyleþahlanarak dünden bugüne yükselmeye devam eden “Rus Milliyetçiliði“ilk yazýmýz. Ardýndan gün geçtikçe ivme kazanan Türk milliyetçiliðinisiyaset sahnesindeki deðiþken rolleriyle konu edinen ”PragmatizminElinde Popüler Milliyetçilik”; milliyetçiliðin yarattýðý çatýþmanýn kay-naklarý ve sonuçlarýnýn bir iç bakýþla analizini sunan ve ancak çoðulcudemokratik bir zeminde bütünleþme saðlanabilmesi halinde diaspo-ranýn kendi söylemini yaratabileceðine iþaret eden önemli bir çalýþma.

1920’lerde milliyetçi dalgayla uygulamaya konan Türk UlusalProjesi’nin etkileri uyarýnca etnik kimliklerine zamanla yabancýlaþan veÇerkes üst kimliðiyle tanýnan Kuzey Kafkasya’lý halklardan Türkiye’ninçeþitli bölgelerinde yaþamakta olan “Apsua” Abazalarý ve Anadolu’nuniç kesimlerinde yaþayan “Aþua-Aþkharua” Abazalar’ý mercek altýnaalýnýyor.

Modern çaðda, toplumlarýn “özgün yaþam” özleminin kaynaðýný,yaþamlarýmýzý çepeçevre saran iktidar odaklarýnda arayan bir baþkaçalýþma ise “Ýktidarýn Görünmez Sesine Ve Televizyon EkranýnaKaptýrdýðýmýz Düþlerimiz (Yoksa Benliklerimiz Mi?)”. Yazý özellikletelevizyonu, bireyin kendini kapattýðý en önemli araç olarak inceliyor vebu yolla toplumlarýn özgün olmak yerine ezberletilmiþ refleksleriniMichael Foucault’un araþtýrmalarýndan yola çýkarak baþarýyla anlatý-yor.

Ve hakkýnda fazlasýyla spekülasyon yaratýlan Þamil Basayev…Atrýþba Murat’ýn titizlikle izini sürdüðü yaþam öyküsü kaçýnýlmazolarak bir dönemi de resmediyor aslýnda. En iyisi sözü yazarýna býrak-mak; “Hayatý neredeyse Kafkasya’nýn baðýmsýzlýk mücadelesinin biryansýmasý olan bu adamý anlamak, öðrenmek, eleþtirebilmek, hala sýr-

larla dolu olan hikâyesindeki soru iþaretlerinin ortadan kalkmasý için çabalamak ve olabildiðince dersler çýkarmak, uzun süreli bir uðraþý anlamýna gelmekle beraber, KuzeyKafkasya’nýn özgürlüðünü hedefleyenler için vazgeçilmez bir gereklilik-tir.”

Kaynaklarýn paylaþýmý söz konusu olduðunda tüm güç odaklarýpolitik arenada kozlarýný paylaþýrlar. Dengelerin deðiþkenliðine ve buçerçevede dost ve düþman atýflarýnýn tuzaðýna düþmeksizin reel poli-tik dönüþümlerin izini sürenlere ýþýk tutacak bir araþtýrma: “Rusya’nýnAbhaz-Gürcü Çatýþmasýna Müdahalesi”.

Eskiden barbarca kolonileþiyorduk; bugün ise modernce sömürülü-yor, küreselleþiyoruz! Sömürge düzeni her dönem baþka isimler altýndavarlýðýný muhafaza etmeye devam ederken; deðiþen sadece builiþkinin taraflarý oluyor, sömürü ise tüm hýzýyla devam ediyor. ”Sürgün”en eski tarihlerden bu yana halklarýn kaderini asla kendilerinin tayinedemediði bir dünyada her þeye raðmen inatla akýntýya karþý kürekçekenlerin ilgiyle okuyacaðý bir yazý.

“Küreselleþme Kýskacýnda Çok Kültürlülük Ve Dil Politikalarý” önem-li bir eksikliðe iþaret ediyor: 'Anadil’in tarihin tozlu raflarýnda yer edin-mesini engellemenin tek yolu küreselleþen dünyada çok kültürlülüktenyana bir tavýrla geliþtirilen dil politikalarýdýr.

Yüreði sarayýn duvarlarýna çarpan, sýrlarý o duvarlarda yazýlý, kale-minden akanlar ise gölge anýlarla dolu bir özyaþamöyküsü…Yaþamýnýn büyük bir kýsmý sarayda geçen Leyla Açba’nýnanýlarýnýn derlendiði bir kitap seçtik sizler için bu sayýmýzda.

Alýþýlmýþ bir çaresizlikte savaþýn parçaladýðý hayatlarý çocuklarýngözünden anlatan iki film… Savaþýn gölgesinde, heyecan dolubakýþlarýn yerine küçücük bedenlerine o kocaman adam ve kadýnlaraözgü tükeniþin duraðanlýðý sinmiþ çocuklarýn hikayesi. Dansla umutekmeye çalýþan “Dans Grozni Dans” ve mayýn tarlasýnda soluk arayan“Kaplumbaðalar Da Uçar”.

Röportajlarýmýza gelince:Sanatçý, Kültür Bakaný, asker, diplomat, Çeçenistan-ÝçkeryaCumhuriyeti (ÇÝC) Dýþ Ýþleri Bakaný Ahmet Zakayev... 2001 yýlýndanbu yana Çeçen Ýçkerya’nýn haklý mücadelesini Avrupa’dan dünyayaduyurma görevini üstlenen Zakaev’le Londra’da; insanca yaþam haklarýgasp edildiði için Türkiye’ye sýðýnan ama bombalarýn gölgesindeyaþamý, yok sayýlmaya eþ kamp yaþamýna tercih eden Havva ileÇeçen Kamplarýnda; “Göç Hikayeleri” baþlýðý altýnda ise bu sayýylabaþlatmýþ olduðumuz dizinin ilk örneði Abdýliyba Abdülkerim’le yapýlanröportajlar.

Geçen sayýmýzda açtýðýmýz “Abhazya Dosyasý” bu sayýda dadevam ediyor…Yine seçimimiz çeviri makaleler ve bir proje grubu olarak“Kafkasya Forumu Kadýn Çalýþma Grubu” ve projelerinin tanýtýmyazýsý.

Bizden olan her þeyi hep ayný heyecanla paylaþmak dileðiyle…

editörden01

Asharapha Elif Yar

editörden

.

Page 4: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Editörden 01Aþharapha Elif Yar

Yükselen Rus Milliyetçiliði 04Kmza Murat Özkan- Rus Milliyetçiliðinin Tarihi ve TarihtekiRolü- Rus Milliyetçiliðinin Yükseliþ Sebepleri- Rus Milliyetçiliðinin Mevcut Durumu- Sonuç

Abazalar 09Ju Ahmet DemirciGýrýn Muhammet Salmak- Tarihi Süreçleriyle Abazalar- Etnik Birliktelik Sonucu Apsua KimliðininOluþumu- Apsua Etnik Kimliði Oluþumu Sonrasý GöçHareketleri ve Aþua-Aþkharua Abazalarý- Soyut Sýnýrlar ve Kimlikler

Pragmatizmin Elinde Popüler Milliyetçilik 14Hraça Alper Kahraman - Tsey M.ZahitKuyumcu- Doðu ve Batý Milliyetçilikleri- Tarihsel Süreç- Türkçülük - Ýttihat ve Terakki- Cumhuriyet Dönemi Milliyetçilik- Sonradan Gelenler- Çatýþma Zemininde Kafkas Diasporasý

Ýktidarýn Görünmez Sesine veTelevizyon EkranýnaKaptýrdýðýmýz Düþlerimiz (Yoksa Benliklerimiz Mi?) 23Bydanuk Ridade Fidan

KAPAK KONUSU: Þamil 27

KKAAFFKKAASSYYAA FFOORRUUMMUUB A Ð I M S I Z , B Ý R L E Þ Ý K K A F K A S Y A

MAYIS HAZÝRAN TEMMUZ AÐUSTOS I 2006ÝKÝ AYLIK S ÝYASÝ DERGÝ SAYI : 4-5

KAFKASYA FORUMU DERGÝSÝ ADINA SAHÝBÝCan Kesgin

GENEL YAYIN YÖNETMENÝEl i f Yar

SORUMLU YAZ I ÝÞLERÝ MÜDÜRÜCan Kesgin

GRAFÝK UYGUL AMA - KAPAKHa luk Özcan

YAZI ÝÞLERÝAhmet Demirc i , A lper Kahraman,Çaðlar Konukman, Ha luk Özcan , Muhammet Salmak, Murat Özkan, Ridade F idan , Sencer Busun , Zahi t Kuyumcu

REKLAM SORUMLUSUAhmet Demirc i

ABONE SORUMLUSUCan Kesgincan@kafkasyafo r umu.orgSencer Busun (Avr upa)sencer@kafkasyafo r umu.org

BASKIxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

RESÝM & FOTOÐRAFKF Arþ i vBi r leþik Kafkas Derneði Arþ iv

ÝLET ÝÞ ÝMi le t is im@kafkasyafo r umu.orgwww.kafkasyafo r umu.org

KATKIDA BULUNANLARMehmet Güç , Aydan Çel ik, Þami l Aðral ý

F ÝYAT12 YTL (KDV DAHÝL)ABONELÝKTürk iye: Y ý l l ýk 30 YTLAvr upa: 40 Euro

YAZI VE YÖNETÝM BÜROSUBereketzade Mah, Kuleç ýkmaz ý Sok, No :9Beyoð lu / Ýs tanbul

04 09

içindekiler

Page 5: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Küreselleþme KýskacýndaÇokkültürlülük ve Dil Politikalarý106Watýrýpha Yasemin Oral- Çokkültürlülüðü Yeniden Düþünmek- Politik Bir Yaklaþým: Dil- Ve Diaspora

Üç Nesil Sürgün Hayatlar (3)109Gýrýn Muhammet SalmakKhurma Can Kesgin

Kitap: Leyla Açba, Bir ÇerkesPrensesinin Harem Hatýralarý115Watýrýpha Yasemin Oral

Film: Dans Grozny Dans 117Bahar Burcu Karahan

Atrýþba Murat Bolat- Budennovsk Eylemi- Caharkale’nin Kurtarýlmasý ve BirinciSavaþ’ýn Bitiþi- Vahabilik Meselesi- Daðýstan Operasyonu- II.Savaþ- Caharkale Düþüyor- El-Kaide Ýliþkisi- Nord-Ost Rehine Eylemi- Beslan Rehine Eylemi- Nalçik Ayaklanmasý ve Basayev

Göç Hikayeleri 49Mkanba Çaðlar Konukman

Rusya’nýn Abhaz-Gürcü Çatýþmasýna Müdahalesi 54Osiya Esra Kýzýlbuða

Abhazya: Milliyetçilik, Çatýþma ve Tarih 62David SchaichÇeviri: Hraça Alper Kahraman- Etnisite- Dil ve Kültür- Din- Abhazlarýn Ortak Kökleri ve Tarih - AntikÇaðlarda Abhazya- Abhazya, Gürcistan, Rusya ve SovyetlerBirliði- Devrim Döneminde Abhazya ve Gürcistan- Abhazya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti- Gürcüleþtirme Dönemi- Gürcü Milliyetçiliðinin Etkisi- Gelecek Ne Olacak

Abhazya Dosyasý 72Hraça Alper Kahraman

Çeçenistan Batý’ya AçýlanYüzü: Akhmed Zakayev 82Kafkasya Forumu

Film: Kaplumbaðalar Da Uçar 87Bahar Burcu Karahan

Proje Tanýtýmý: Kafkasya Forumu Kadýn Çalýþma Grubu 89Kadýn Çalýþma Grubu- Proje Tanýtým- Diaspolitik Kadýn Kimliði

Sürgün 90Kmza Murat Özkan- Dünya- Kafkasya

Makaleler 94- Abhazya: Karadeniz’de Ümit Veren Ýstenmeyen Ülke- Basayev Öldü Ama Rusya’nýn KuzeyKafkasya’da Baþ Aðrýsý Devam Ediyor- Çeçenistan: Direniþ Hareketi BarýþGörüþmeleri Ýçin Hazýr- Çeçenistan: Zakayev’in, Basayev’in ÖlümRaporuyla Ýlgili Yorumlarý- Çeçenistan: Daðýlmýþ Olan Direniþ YeniTehlikeler Getiriyor- Kodor Operasyonu: Baþarýlý Bir MüdahaleMi, Sonuçsuz Güç Gösterisi Mi?- Basayev’in Ölümü Rusya Ýçin Yazgýsal BirSeçim Oluþturuyor- Rusya: Basayev’in Ölümünün ÇeçenistanPolitikasý Üzerinde Çok Az Etkisi Olacak- Þamil Basayev’in Ardýndan

14 27 82 115

Page 6: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

KMZA MURAT ÖZKAN

ovyetler Birliði'nin yýkýlmasýndan sonra çalkan-týlý bir deðiþim sürecine giren Rusya'da taþlarhala yerine oturabilmiþ deðil. Yeni dönemde

ortaya çýkan siyasi hareketlerin büyük bir çoðunluðu-nun, hatta Sovyetlerden miras kalan Komünist partininbile dini ve milliyetçi söyleme sýklýkla baþvurmasý,milliyetçiliðin günümüz Rus toplumunda belirleyici birrol kazandýðýný göstermektedir. Son dönemde, yasalsistemde azýnlýklarý giderek dýþlayan deðiþiklikleryapýlmasý, aþýrý milliyetçi hareketlerin giderek yayýl-masý ile güçlendiði gözlemlenen Milliyetçi yaklaþýmýn,Rusya'nýn geleceðinde ne gibi bir rol oynayacaðýnýanlamak için önce tarihteki rolünü anlamamýz gerek-mekte.

Rus Milliyetçiliðinin Tarihi ve Tarihteki Rolü

Rus milliyetçiliðini tarihin ýþýðýnda inceleyebilmek içinöncelikle Rus Ortodoks Kilisesi ile olan baðlarýný anla-mamýz gerekiyor. Zira, Kilise Rus milliyetçiliðinde tar-ihsel olarak geniþ bir rol oynamaktadýr. Doðu-Ortodoksinancýna geçme kararý Rus devletleri arasýnda ilkolarak Kiev devleti yöneticileri tarafýndan milattan

sonra 10.yy da alýndý. Bu seçim yapýldýðýnda Bizans,Ortodoks Hýristiyanlýðýn hamisi ve merkezi yani "Ýkin-ci Roma", görkeminin doruðundaydý. RusOrtodoksluðu, Moðol iþgaline son verilmesi için Rushalkýnýn birleþtirilmesinde önemli bir rol oynadý. Bu,tarihin erken dönemlerinde Kilise ile Rus devletiyöneticileri arasýnda bir ittifak kurulmasýna yardým etti.Rus Ortodoks Kilisesi ve Rus liderleri arasýndaki itti-fak, Rusya'nýn baðýmsýzlýðýný Moðollardan kazan-masýndan sonrada devam etti. 13.yy da Moskova bir-leþik Rus devletinin baþkenti olarak yükselirken,Kilise'nin baþý, Moskova'yý merkez olarak seçti.Bizans'ýn çökmesinden sonra da, artýk Moskova"Üçüncü Roma" olarak biliniyordu. Ruslara göre artýkMoskova Hýristiyanlýðýn yeni merkeziydi. BöylelikleMoðollarý yenerek Rus prensliklerini bir çatý altýndatoplayan Moskova prensi Korkunç Ývan, Romageleneklerinde yalnýzca imparatorlarýn taþýdýðý Latince"Sezar" sýfatýnýn Rusça karþýlýðý olan "Çar" sýfatýný kul-lanmaya baþladý. Tarihinin bu erken döneminde Kilise,Rus olmanýn ne ifade ettiðini belirlemek konusundamerkezi bir rol oynadý. Devlet ve Kilise ittifaký, ve itti-fakýn kendini Hýristiyanlýðýn hamisi olarak görmesi,

S

Rusya'da hýzla yayýlmakta ve güçlenmekte olan radikal milliyetçi hareketler,Kafkasyalýlara yönelik þiddet nedeniyle diaspora kamuoyunun dikkatini çekmeden çokönce bile, Rusya'da mevcuttu. Ancak marjinal gruplar üzerinden propaganda yapanbirkaç hareketle sýnýrlý kalmaktaydý. Kabardey-Balkar Özerk Cumhuriyeti Kültür Bakanýve milli sanatçý ayný zamanda da Moskova diasporasýnýn önde gelen üyelerindenolan Tut Zaur'un baþka bir Kafkasyalýyý kurtarmaya çalýþýrken ýrkçý Rus gençlerincedövülmesi ardýndan Rusya'da artan ýrkçý þiddet diasporanýn dikkatini çekti.

Page 7: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Avrupa'nýn en doðusundaki Hýristiyan toplum olmalarýve neredeyse iki yüzyýl süren Müslüman-Moðoliþgalinin tarihi mirasý ile birleþince, Rus topraðýna dinibir kutsiyet atfedilmesini saðladý. Halkýn üzerindeyaþadýðý topraða kutsiyet atfedilmesi, halký "temsileden" devlete de kutsiyet atfedilmesi sonucunu doður-muþtur. Bu sayede milliyetçi söylemin yapý taþlarý olan"Kutsal Toprak", "Seçilmiþ Halk", "Kutsal devlet"üçlemesi diðer toplumlara göre çok daha erken birdönemde ve yine diðer toplumlara göre çok daha güçlübir þekilde Rus toplumsal belleðine yerleþmiþtir.

Sonraki dönemlerde de Rus Kilisesi'nin milliyetçiliðimerkezileþtirici rolü, kendini devletin iç ve dýþ poli-tikasýnda göstermeye devam etti. 19.yy da, RusOrtodoksluðu, giderek Rusya ile Osmanlý ve Avusturyagibi imparatorluklarla ihtilaf konusu olmayabaþlamýþtýr. Bu dönemde Rus milliyetçiliði ve dýþ poli-tikasý, Rus olmayanlar da dahil tüm Slavlarý tek birmillet olarak gören Panslav hareketinden de güçlü birþekilde etkilendi. Tüm Slavlar ayný tarihsel kökendengelmekte ve yakýn diller kullanmaktadýrlar. Ancak,Slavlarý birbirine baðlayan en kuvvetli þey dindir.Polonyalýlar ve Hýrvatlar haricinde, çoðu Slav halklarOrtodoks inancýna baðlýdýr. Bu dönemde, Panslavhareket, Rus Ortodoks kilisesinin liderliðini kulla-narak, ortak dini inanca sahip olduklarý gibi, dilselyakýnlýða da sahip olan tüm Slavlarý Rus liderliðindetek bir politik birlik altýnda toplamaya çalýþmýþtý. Buçaba, topraklarýnda çok sayýda Ortodoks bulunanAvusturya ve Osmanlý'nýn egemenliklerine Rusyatarafýndan meydan okunmasýna sebep olarak, Kýrým ve93 Harbi gibi savaþlarýn temel tetikleyicisi olmuþtur.

Rus Ýmparatorluðu'nun yýkýlmasýndan sonra kurulanSovyetler Birliði'nin milliyetçilik politikasýný, yerinegeçtiði imparatorluða ve onun temel müttefiki kiliseyeolan muhalefeti belirlediðinden milliyetçilik en azýn-dan söylemde politik gündemden dýþlandý. Sovyetlerinilk yýllarýnda özellikle de Sovyetlerin en ateþli düþman-larý olan Avrupa burjuvazilerinin sömürgeci poli-tikalarýna karþý, ýsrarla halklarýn kendi kaderini tayinetme hakký vurgulandý. Ancak Sovyetler, yerine geçtiðiRus imparatorluðunun sömürgelerinin kendi kaderinitayin hakký taleplerini Orta Asya ve Kafkasyaörneðinde olduðu gibi askeri güçle bastýrdý. Bu ironi,ancak Ýkinci Dünya Savaþýnýn baþlamasý ile bitti. Naziiþgal giriþiminin baþlamasý akabinde yaptýðý konuþma-da Stalin'in iþgalcilere karþý "Anavatanýn savunulmasý"söylemini kullanmasý bu yeni dönemin baþlangýcýdýr.Sovyet propaganda mekanizmasýnýn Nazilere karþýverilen savaþý erken ortaçaðdaki Alman iþgal giriþim-lerine karþý verilen Rus direniþi ile özdeþleþtirmesi busöylemi güçlendirdi. Bu döneme kadar en azýndansöylem seviyesinde kalsa da halklarýn kardeþliði vedünya proletaryasýnýn er ya da geç sosyalist bir iktidaraltýnda birleþeceði inancý ile beslenen Marksist yak-laþým tamamen terk edilerek, çarlýk döneminin kutsal

toprak ve seçilmiþ halk söylemi canlandýrýldý. Nitekim,tarihte Alman iþgalcileri yenen bir Rus prensi olanAleksandr Nevsky'ye ve ünlü çarlýk mareþal ve amiral-lerine atfen madalyalar basýldý. Bu politika deðiþikliðiSovyetler Birliði halklarý arasýnda hali hazýrda "eþitlerarasýnda birinci" konumda olan Rus toplumunda mil-liyetçiliðin eski konumuna kavuþmasýný saðladý. YeniSovyet milliyetçilik tedrisatýndan yetiþen gençlerinbüyümesi ile Rus milliyetçiliðinin konumu saðlam-laþtý. Nitekim, Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý doðan nes-lin siyasi hayata atýldýðý 1970'lerde Moðollara karþýkazanýlan Kulikuvo savaþýnýn 600. yýl dönümüne hazýr-lýklar yapýlmasý amacýyla Vityaz adýnda bir cemiyetkuruldu. Sovyetler Birliðinin 1980'lerde Perestroykave Glastnos politikalarý sonrasýnda, toplumsal dinamik-lerin önünden kýsmen de olsa çekilmesi ile beraber,mevcut milli ve etnik gerilimler gözle görünür hale

05

Sovyetlerin en ateþli düþmanlarý olan Avrupa burju-vazilerinin sömürgeci politikalarýna karþý, ýsrarla halk-larýn kendi kaderini tayin etme hakký vurgulandý.Ancak Sovyetler, yerine geçtiði Rus imparatorluðununsömürgelerinin kendi kaderini tayin hakký talepleriniOrta Asya ve Kafkasya örneðinde olduðu gibi askerigüçle bastýrdý.

Page 8: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

geldiler. Bu dönemde Vityazýn Rusya'nýn dört bir yaný-na yayýlmýþ þubelerini tek bir politik çatý altýnda bir-leþtiren ve kendini "Halkýn milliyetçi-vatanseverOrtodoks Hýristiyan hareketi" olarak tanýmlayan veRusya Federasyonu'nda neredeyse bütün aþýrý mil-liyetçi örgütlenmelerin temeli olacak bir cemiyet olanPamyat (Hafýza) kuruldu. Dünya "HalkalarHapishanesindeki" azýnlýklarýn hak taleplerine ve bir-

birleri ile olan gerilimlerine þahit olurken, Rus mil-liyetçiliði toplumun politik hayatýnda sessizce kendineyer açmaktaydý.

Rus Milliyetçiliðinin Yükseliþ Sebepleri

Bir savaþýn kaybý gibi bir toplumun sosyal motivasy-onunu kýran ve kendisi ile yüzleþmek zorunda býrakansarsýcý olaylar sonucunda, toplumda radikal eðilimlerinartmasý sýklýkla gözlemlenir. Birinci Dünya Savaþýndanyenik ayrýlan Almanya, savaþý tamamlayamadan çökenRusya, ve savaþtan umduðu nemayý alamayan Ýtalya'dagözlemlenen radikal deðiþiklikler de bu çerçevededeðerlendirilebilir. Özellikle Almanya'nýn durumundabu daha da rahat gözlemlenebilmektedir. Maðlubiyetinsosyal ve ekonomik düzende yarattýðý aðýr tahribat,toplumda ciddi bir onur kýrýlmasýna ve devletin itibarkaybetmesine sebep olur. Bu itibar kaybýnýn telafisiiçin "dýþ düþmanla iþbirliði yapan" ve devleti -temsilettiði halkla beraber- arkadan býçaklayan iç düþmanpropagandasý, devlet, özellikle de ordu bürokrasisitarafýndan kurumsal ve profesyonel bir çaba ile yapýlýrki; o dönemde buna Dolchstosslegende (arkadan býçak-lanma efsanesi) denmektedir. Yahudilerin hedef gös-terilmesinin temel sebebi ise Hýristiyan batýlinançlarýnýn oldum olasý hedefi olmalarý sebebiyle,halkýn bu propagandaya kapýlmasýnýn diðer hedefadaylarýna göre daha kolay olmasýdýr. Bu dönemeiliþkin en ilgi çekici þey, aslýnda baþarýsýz bir ressamolan Hitler'in ýrkçý profesyonel politika kariyerine,meyhanelerde Yahudi karþýtý söylevler vermesi içinordu tarafýndan maaþa baðlanmasý ile baþlamasýdýr.Rusya'ya dönersek; çok kýsa bir süre içerisindedünyanýn iki süper gücünden biri olma konumundan;eski rakibi olan batý sermayesinden IMF üzerindenaldýðý borçlarla memurlarýnýn maaþlarýný -o da kýsmen-ödeyebilen ekonomik bir enkaz haline gelmesine, eskidominyonlarýn birer birer hakimiyetlerinden çýkmasýnaþahit olan ve sürecin iyiye gideceðine dair bir emaregöremeyen bir toplumda "arkadan býçaklanma" senary-olarýnýn yaratýlmasýna ve toplumun büyük kesimindeanti-semitist ve Rus olmayan vatandaþlara karþýyabancý düþmaný hislerin artmasýnýn gözlemlenmesiözellikle de devletin propaganda aygýtýnca desteklen-mesi halinde normaldir. Üstelik, yeni sisteminkarþýlaþtýðý Çeçenistan savaþý, yüksek organize suçoraný, yolsuzluk ekonomisi gibi sorunlarýn çoðunakalýcý ve etkili bir çözüm bulmaya çok uzak olmasý damilliyetçi söylemi güçlendiren önemli bir etkendir.

06

Sovyetlerin yýkýlýþýndan bugüne deðinanti-semitist söylemin hýzla artmasýna rað-men, ayný araþtýrmada en az sevilentoplumun % 51'le Çeçenler çýkmasý"Kafkasofobinin" halen Rus milliyetçiliðindegüçlü bir yeri olduðunu göstermektedir.

Ivan Vasilyeviç Grozny (1530-1654)

Page 9: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

Rus MilliyetçiliðininMevcut Durumu

Geçtiðimiz birkaç yýl içerisinde, Rusya'dan ýrkçý saldýrýhaberleri dünya kamuoyu gündemine sýklýkla gelmeyebaþladý. Aslýnda uluslararasý haber ajanslarý tekil bazýolaylarý aktarmaktalar, oysa ki Rusya'da çok daha fazlaolay yaþanmaktadýr. Geçtiðimiz yýl, yarýsýna yakýnýMoskova, St.Petersburg ve Kuzey Kafkasya'da yaþan-makla beraber etnik nefret temelli 25 cinayet ve 200den fazla saldýrý olduðu kayýtlara geçmiþ, ancak yetk-ililerin birçok ýrkçý saldýrýyý soruþturmamasý ya da adisuç kapsamýnda saymasý sebebiyle gerçek sayýlarýnbunlarýn üzerinde olduðu tahmin edilmekte. Bugünýrkçý hareketlerin toplamda 50.000 mensubu olduðutahmin edilmekte ve bu hareketler Rusya'nýn en ücraköþelerine bile sirayet etmiþ durumdalardýr. Kasým2005 de Levada-Center tarafýndan yapýlan bir araþtýr-maya göre, geçtiðimiz yýllar içerisinde aþýrý milliyetçigörüþlerin toplumda yayýldýðýna inananlarýn sayýsý%55 olmuþtur. "Rusya Ruslarýndýr" sloganýný tamamendestekleyenlerin oraný %16 iken, "mantýklý sýnýrlar"içinde kabul edenlerin oraný ise %37 olarak çýkmak-tadýr. Sovyetlerin yýkýlýþýndan bugüne deðin anti-semi-tist söylemin hýzla artmasýna raðmen, ayný araþtýrmadaen az sevilen toplumun % 51'le Çeçenler çýkmasý"Kafkasofobinin" halen Rus milliyetçiliðinde güçlü biryeri olduðunu göstermektedir. Rus kamuoyunun artanmilliyetçi hassasiyetlerinden faydalanmak isteyen Rusmedyasýnýn da giderek artan bir þekilde ýrkçýsöylemelere baþvurduðu gözleniyor. Özelliklemedyanýn, suç örgütlerine dair, uyuþturucu satýcýsýyabancý uyruklular, Afrikalýlar veya Rus asýllý ola-mayan Rusya vatandaþlarý imgesini sýklýkla kullandýðý

gözlemlenilmiþtir. Hatta bu sebeplerle Kuzey KafkasyaBasýn Birliði etnik ayrýmcýlýðý körükleyen basýn men-suplarýna "Rusya'nýn Kara Kalemi" adýnda bir anti-ödül vermeye dahi baþlamýþtýr. Rus medyasýnýn butavrý ýrkçý saldýrganlarýn özellikle toplumun suça karþýolan hassasiyetlerini kullanarak, saldýrýya uðrayanlarýnuyuþturucu satýcýlarý gibi adi suçlular olduðu savun-masýna sýðýnmasýný teþvik etmektedir.

Devletin bütün bu olup bitene karþý tavrý, söyleminieylemle desteklemesi konusunda tutarsýz olmaklaberaber, halkýn %25 i devletin aþýrý Rus milliyetçiliðinidesteklediðini ve teþvik ettiðine inanmaktadýr. Federaldüzeyde ýrkçý saldýrýlarla mücadele edileceði sözleriverilirken, yerel yetkililer bu tür saldýrýlarý medyaönünde yukarda da belirttiðimiz suçla mücadele kýlýfýaltýnda açýk açýk desteklemekten geri kalmamaktadýr-lar. Ayrýca son dönemlerde Rusya'da polisinyabancýlara ya da Rus kökenli olmayan Rusya vatan-daþlarýna karþý tavrýnýn da giderek sertleþtiðini iliþkinbilgileri ýþýðýnda, yetkililerin çoðunun bu hareketlerleiliþkili olduðu ihtimalini göz önüne almak gerekir kifaþizmin tarihi bize devlet himayesi olmadan geliþe-meyeceðini göstermektedir. Örneðin, NiznyNovgorodda yapýlan ýrkçý bir yürüyüþe polisin müda-halesi sonucunda, aralarýnda yerel polis teþkilatý men-suplarýnýn da olduðu 50 kiþi gözaltýna alýnmýþtýr. Dahasonra gösteriye katýlan polis memurlarýnýn görevlerineson verilmiþtir. Rus Yasa uygulayýcýlarýnýn, süre gidenýrkçý þiddet olaylarý nedeniyle etnik ayrýmcýlýklamücadele için hazýrlanan Rusya Ceza Kanunun 282.

07

Rus Ulusal Birliði Baþkaný Alekdandr Barkashov

Page 10: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

maddesini, saldýrganlara karþý kullanmamayý tercihettiði, bunun yerine saldýrganlara adi suçlara iliþkinmaddelerden dolayý dava açtýðý gözlenmektedir. Ancak282. maddeye dayanarak açýlan bir dava örneði çok þeyanlatmaktadýr. Nizny Novgorod Rus-Çeçen DostlukCemiyeti yöneticisi S.Dmitriyevsky aleyhinecemiyetin yayýn organýnda Rus-Çeçen çatýþmasýnabarýþçý bir son verilebilmesi için Maþhadov veZakayevle görüþülmesi gerektiðini belirttiði biryazýsýndan dolayý, bize çok tanýdýk gelecek bir þekilde,282. maddeye dayanarak dava açýlmýþtýr.

Devletin kitlesel bazda milliyetçilikle arasýnda olanbaðý anlamak için, devlet politikalarýnda milliyetçiliðinrolünü görmek gerek. Özellikle Putin iktidarýndan beri,Rus devlet politikalarýnda Rus milliyetçiliðinin rolüartmaktadýr. Anayasal olarak bir Federasyon olma iddi-asýndaki Rusya'nýn, yaptýðý son anayasal ve yasaldeðiþiklikler, federasyonlarýn temel kuruluþ amacý olanazýnlýk haklarýný koruma ilkesinin içini boþaltmýþtýr.Beslan eyleminden sonra hýzlý bir þekildeyasalaþtýrýlarak yürürlüðe giren özerk cumhuriyetlerindevlet baþkanlarýnýn Kremlin tarafýndan atanmasýkararý, Rus devlet erkanýnýn "özerk" kelimesinden neanladýðýný sorma ihtiyacý hissettirecek kadar,demokratik ve federal ilkelerin tersi bir davranýþtýr.Kilisenin Rus politik hayatýnda giderek yükselenrolünün de göz önüne alarak mevcut iktidarýn, Rusya'yýeski imparatorluk günlerinde olduðu gibi, devlet vekilise merkezli bir milliyetçi politika etrafýndademokrasi aleyhine merkezileþtirme çabasýnda olduðusaptamasýnda bulunabiliriz.

Sonuç

Bir toplumda ekonomik deðiþiklikler olduðunda,üyelerinin beklentileriyle, bireylerin yaþantýlarýndadaha iyi ekonomik koþullara sahip olmasý arasýnda birboþluk mevcuttur. Hýzlý deðiþen bir toplumun üyelerisürecin iyi bir sonuca gideceðine inanmalarý için bir türmotivasyona muhtaçtýr. Hýzlý ekonomik deðiþiklikdönemlerinde, toplumlar, eski ekonomik düzenidestekleyen sosyal deðerler yeniden þekillenmekteolduðundan, radikal ideolojilere karþý savunmasýzdýr-lar. Rusya, Sovyet sisteminin arkasýnda derinekonomik yaralar býrakarak çökmesinden sonra, hýzla

pazar ekonomisine geçmeye çalýþmaktadýr. Deðiþim,Rus halkýnda yüksek refah beklentisi yaratsa da, süreçbunu getirmemiþtir. Suç örgütlenmeleri etrafýna toplan-mýþ sýnýrlý bir azýnlýk, çoðunluðun aleyhine, deðiþiminsürecini büyük ölçüde belirlemektedir. Yükselen iþsiz-lik, Rus kökenli olmayan çalýþanlarý iþsiz Ruskitlelerinin hedefi haline getirmektedir ki; iþsizliðindünyanýn her yerinde yabancý düþmanlýðýnýngeliþmesinde temel bir faktör olduðu bilinir. Özelliklede NATO'nun Yugoslavya'ya müdahalesi ve Rus devle-tinin sürece müdahalede baþarýsýz olmasý yüzündentoplumda halen varolan olan Panslav hisler büyükivme kazanmýþtýr.

Sovyetler Birliði'nin çöküþünden itibaren Rus mil-liyetçiliðinin artmasýný kýsmen de olsa açýklamayaçalýþtýk. Rus milliyetçiler, Rusya'nýn büyük bir impara-torluk ve Sovyet dönemindeki dünya süper gücü konu-mundaki ihtiþamýna tekrar yükselmesini saðlamakistiyorlar. Ancak, devletlerin, milliyetçi duygularý,kendi yapýsal sorunlarýný gizlemek için sýklýkla kul-landýðýný da unutmamamýz gerekir. Oysa milliyetçilikkendisine bel baðlayanlarý daima hüsrana uðratmýþtýr.Zira milliyetçi ideolojinin en büyük maðduru çizdiðiütopik hedeflere ulaþma yolunda harap ettiði üzerindeyükseldiði toplumun ta kendisidir.

KAYNAKÇA:1 "All Religions Are Equal, But Some Are More Equal Than Others:Russia's 1997 Restrictive Law Of Religious Practices" William J.Kovatch, Jr.2 "Russian Nationalism in Church and State, 1448-1917" R.CharlesWeller3 Kovatch4 http://en.wikipedia.org/wiki/Dolchstosslegende5 "Racism, xenophobia, anti-Semitism and ethnic discrimination inthe Russian Federation in 2005" Review of the Moscow Bureau forHuman Rights; Semyon Charniy6 Kovatch

0008

kf

Anayasal olarak bir Federasyon olma iddiasýndakiRusya'nýn, yaptýðý son anayasal ve yasal deðiþik-likler, federasyonlarýn temel kuruluþ amacý olanazýnlýk haklarýný koruma ilkesinin içini boþalt-mýþtýr. Beslan eyleminden sonra hýzlý bir þekildeyasalaþ-týrýlarak yürürlüðe giren özerk cumhuriyet-lerin devlet baþkanlarýnýn Kremlin tarafýndanatanmasý kararý, Rus devlet erkanýnýn "özerk"kelimesinden ne anladýðýný sorma ihtiyacý hisset-tirecek kadar, demokratik ve federal ilkelerin tersi birdavranýþtýr.

Page 11: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

uzey Kafkasya halklarý; Çarlýk Rusya’sý ile üçyüz seneye yakýn süren mücadelelerinden sonra21 Mayýs 1864 sürgünü sonrasýnda tarihlerini

ve kimliklerini, anavatanlarý dýþýnda sürgün edildikleridünyanýn dört bir yanýndaki topraklarda yeniden yaz-mak ve yaþatmak zorunda kalan halklardýr.

Bu kimlik ve tarih serüveninde Anadolu topraklarý vedünyanýn farklý bölgelerine yerleþtirilenK.Kafkasyalýlara, baþkalarý tarafýndan, genel olarakgünümüze kadar kapsayýcýlýðý konusunda tartýþmalarýhalen süren “Çerkes” tanýmlamasý yapýlmýþtýr. Osmanlýyönetimi tarafýndan o dönemin siyasetine uygun olarakbölgelere daðýnýk yerleþtirilen K.Kafkasyalýlar;Osmanlý topraklarýnda varlýklarýný ve isimlerinikoruyabilmiþlerse de uluslaþma savaþlarýnýn verildiði1920’lerin baþlarýndan itibaren, Türkiye’de yerleþtir-ilenler kendilerini ister istemez yeni bir sistem olan‘Egemen Türk Ulusu’ kimliðine eklemlemek zorundakalmýþlardýr.

Türkiye’de bu süreçlerden geçen Kafkasyalýlar ana-vatanlarýn da baþka bir sistemin (Sovyetler Birliði)içinde varlýk mücadelesi vermek zorunda kalmýþlardýr.Stalin’in sert uygulamalarýyla bugünkü “soyut sýnýrlar-farklý halklar” algýlamasýnýn temeli olan ‘merkezi sýnýrçizimleri’ ile birbirine yabancý halklar halinedönüþtürülmeye çalýþýlmýþtýr.

Yerleþtirildikleri topraklarda, kendi topraklarýnýsavunurcasýna savaþmalarý ve büyük çoðunluðunun

Müslüman olmasý, “azýnlýk” olmalarýný engellemiþ vetarihte hak ettikleri yeri alamamýþ KuzeyKafkasyalýlar; kendi kültür ve etnisitelerini, yaþadýklarýtopraklarýn dayattýðý siyasi süreçlerin de etkisiyle dahakapalý bir topluma dönüþerek, ayný topraklar üzerindeyaþadýklarý insanlara net bir þekilde anlatamamýþlardýr.Bu durum sadece yakýn çevrelerindeki insanlarýn‘Kafkas göçmeni, Çerkes, Adige, Abaza, Çeçen’tanýmlamasý þeklini alabilmiþ, en çok bilinen haliyle“Çerkes” üst tanýmlamasý bile birkaç imgeye indirge-nen bir isim haline gelmiþtir. Bütün bu süreçlerin ardýn-dan genel tanýmlamalardan özele baktýðýmýz zamankendini anlatamamýþ, kendi etnisitesi içinde bile farklýtanýmlama ve algýlama sorunlarýndan dolayý neredeysebirbirine yabancýlaþmýþ Kuzey Kafkasya halklarýndanbiri de “Abaza” halkýdýr.

1991’de Sovyetler Birliðinin daðýlmasýndan sonra,rejim baskýsýnýn örttüðü tüm etnik sorunlar ve oluþtur-duðu suni sýnýrlar tüm dünyada olduðu gibi bizleri deyeni kavramlar ve tanýmlarla tartýþmaya itmiþtir.1990’lara kadar egemen ulusal kimliðin altýndaerimemek için kapandýklarý alanlarýn dýþýna çýkmayanAbazalar için, ayný kaderi paylaþtýklarý diðerK.Kafkasyalýlar bir yana, farklý bölgelerde yaþayanAbazalarý bile tanýmlayamayacak kadar öteki halinegetirmiþtir.

Abazalar özelinde bakmaya çalýþacaðýmýz bu yazý,yoðun olarak Marmara bölgesi baþta olmak üzereTürkiye’nin çeþitli bölgelerinde yaþamakta olan

JU AHMET DEMÝRCÝ - GIRIN MUHAMMET SALMAK

K

Tarih boyunca savaþlarýn ardýndan halklara soykýrým ve sürgün sýkça kul-lanýlan bir yol olmuþtur. Sürgün ve soykýrým süreçleri ardýndan tarihleribaþkalarýnýn yazma yetisine mahkûm edilmiþ Kuzey Kafkasyalýlar, gönül-lerinden hiç geçirmek istemedikleri yok oluþu artýk gerçekliklerinde görmekteler.Sürgünün bir süreci olan ‘diaspora’ olarak hayatta kalmaksa, Kafkasyalýlar olaraköncelikle kendi tanýmlarýmýzý yapabilmekten geçmekte. Ortak tarih ve dinamikkültür sayesinde farklýlýklarýmýz deðil de ortaklýklarýmýz üzerine gidebilmeksegüçlü bir diaspora olabilmenin tek yolu olarak önümüze çýkmaktadýr.

AA BB AA ZZ AA // LL AA RRSoyut Sýnýrlarýn Ayýrdýðý Bir Halk;

Page 12: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

“Apsua” Abazalar’ý ve Anadolu’nun iç kesimler deyaþayan “Aþua-Aþkharua” Abazalarý hakkýnda olacak.Süreçler ve tanýmlama sýkýntýlarýndan dolayý hafýzalar-da yer etmiþ farklý algýlamalarýn, çok derine inmedenyine bu halkýn kendi tarihi süreciyle anlatýlabileceðineinanýyoruz.

Tarihi süreçleri ile Abazalar;Abaza halký’nýn ve kültürü’nün tarihi binlerce yýl önce-sine, antik caðlara dayanmaktadýr. Arkeologlara göretarihi M.Ö 3–5 bin yýl öncesine giden ve AdigeyCumhuriyeti’nin baþkenti Maykop’ta ortaya çýkarýlanMaykop Taþ’ýndaki yazýlarýn, günümüzde Abazalar’ýnkonuþtuðu Aþua lehçesiyle okunabilmesi, Abazalar’ýnatalarýnýn binlerce yýldýr bu topraklarda yaþadýðýnýnbilimsel bir kanýtýdýr. Abaza kültürü Antik Yunankültürü ile çaðdaþtýr; Strabo’ya göre M.Ö. I.yy’deAbaza topraklarý’nýn sýnýrlarý bugünkü Pitsundaþehrinin bulunduðu yerden Trabzon’a kadar uzanmak-tadýr. Antik Grekler ayrým yapmaksýzýn DoðuKaradeniz kýyýlarý ve daha kuzeyine kadar olan bölg-eye “Kolkhida” buradaki yerleþik halklar’ýn hepsinede “Kolkhida’lý” demiþlerdir. Abazalar da Greklerintanýmlamalarý olan Kolkhida halklarý içerisindedir.

Hekataios (M.Ö. 500), Heniokhai’yi (Ubýh topraklarý)Abaza topraklarý içerisinde göstermektedir. Kayran daise (M.Ö 500), Akhaioi (Akhalar) olarak belirttiðitoplumu ve bu bölgeyi yine Abazalar ileözdeþleþtirmektedir. Bazý istisnai iddialara göre deAkhalar; Adige, Abaza ve Ubýhlarýn ortak atalarýdýr.

Kafkasya’nýn otokton halklarýndan biri olanAbazalar’ýn Yunanlýlar’la olan iliþkisi, ArgonotEfsanesiyle evrenselleþir. “Yason adlý bir yunanlý, Argoadlý gemisiyle, Kolkhida Kralý Hayýt’ýn altýn postunualmaya gider. Hayýt postunu vermek niyetinde deðildir,ama Yason kurnazdýr ve Hayýt’ýn güzel kýzýný kandýrýp,onun yardýmýyla postu çalar. Kralýn oðlu Apsýrt,Yason’un peþine düþer ve ölür”. Dilbilimcilere göre;Apsýrt ve Hayýt (Aet) Abazacadýr.

Antik çað yazarlarý, Kolkhidada iki krallýk olduðunubelirterek, bunlardan birinin Abaza kökenli olduðunuve baþkentinin Fazis (Poti) olup, güney sýnýrlarýnýn iseApsar (Çoruh) nehrine kadar uzandýðýný belirtmiþlerdir.Ancak, zaman içerisinde Abaza boylarý yukarýya, kuz-eye çekildikçe, güneyde Laz’lar ve Gürcüler belirmeyebaþlamýþtýr.

Kaynaklara göre; M.Ö. 1. yy.da Kolkhida’da güç sahibiolmak isteyen Pontus (Rum) ve Roma Ýmparatorluklarýkýyasýya savaþmaya baþlamýþlardýr. Bu savaþa Abazalarda bölgenin bir gücü olarak karýþmak durumundakalmýþ, savaþlarýn sonunda Pontus Kralý 6. EvpatorKolkhida’yý Pontus Krallýðýna baðlamýþtýr. OysaAbazalar ne Roma’yý ne de Pontus’u istemektedir,onlarýn tek derdi özgür olabilmektir. Güç savaþýndadaha sonra da Kolkhida el deðiþtirerek Roma Ýmpara-torluðu’na geçmiþtir. Antik çaðda, ayrý prensliklerhalinde yaþayan Abaza boylarý; Abasg, Apsil,Msimyan, Sanýg, Asadz ve Zih’ler hakkýnda ki yazýlýkaynaklar çoðunlukla savaþlarýn olduðu bu dönemerastlamaktadýr.

10

Page 13: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

6.yy; Abazalar’ýn kökenini oluþturan antik Abaza boy-larý için kötü bir dönem olmuþtur. Bu dönemedamgasýný vuran en önemli konu Ön Asya’dahâkimiyeti kimin alacaðý konusudur ve AbasgiaPrensliði’nin topraklarý Pers ve Bizans imparatorluk-larýnýn savaþ alaný haline döner, çünkü Abasgia’nýngüneyinde Egrisi (Laz) Krallýðý vardýr ve iki impara-torlukta burayý ele geçirmek istemektedir

O dönem Bizans’ýn baþýnda olan Justinyan (525–565),Abaza topraklarýný ele geçirebilmek için savaþmak yer-ine iþe dinden baþlamýþtýr. Pitsunda ve Anakopya’da(Afon) kiliseler yaptýrýrken, bir yandan da bazý feodalbeylerle iþbirliðine giderek Abazalar’ý içten ele geçir-öeye çalýþmýþtýr. Abazalar tepki olarak Justinyantaraftarlarýný ve onun askerlerini topraklarýndan çýkar-mýþlardýr. Bunun üzerine Bizans ordusu Abazalar’asavaþ açmýþ, bir zamanlar ordusu; Roma’nýn en iyiordusu anlamýna gelen “A la prima Abasgorum” diyeanýlan Abaza (Abasgia) Prensi Wapsit (Opsit) uzuncabir direniþten sonra daha kuzeye çekilmek zorundakalmýþtýr. Ardýndan diðer Abaza etnik boylarý Apsilyave Msimyan Prenslikleri de Bizans’a karþý savaþmýþlarancak sonuç deðiþmemiþ ve onlar da yenilmiþtir. Bukanlý sürecin ardýndan Abaza etnik boylarý, yeniçaðöncesi ilk bin yýlýn ortasýnda etnik birlikteliðe git-miþlerdir. Çünkü bu dönemde Abaza etnik gruplarýnýnbirleþmesini hýzlandýran politikalar, dýþ tehditler gün-demdedir. Bir yandan feodalite de iyice geliþmektedir.

Etnik Birliktelik sonrasý “Apsua” Kimliði’nin OluþumuKuzeybatý Kafkasya'da etnik kimliklerinortaya çýkýþý, feodalizm ile baþlar. Bubölgede yaþayanlar arasýnda eskikabile yapýsý varlýðý giderek feodalyapýya dönüþmektedir. Daha öncesindeizlerine rastlansa da, 6.yüzyýlýn sonuile 7. yüzyýl’da KuzeybatýKafkasya'da feodal yapý oluþmayabaþlamýþ, Abazalar için çok geçmedenkurulacak olan Abhaz Krallýðýnýn temel-leri atýlmýþtýr.

8.yy’da kurulan “Abhaz Krallýðý’ný”oluþturan Abaza boylarý önceleri kendiözgün adlarý olan Abasgia, Apsila,Sanýga, Msima, gibi adlar kullanýr-larken, etnik birlikteliðe gidilmiþtir.Yaþadýklarý topraklara “Apsýný”,kendilerini canlar ülkesinin halkýanlamýnda “Apsua” diye tanýmla-maya baþlamýþlardýr. Böylece‘Apsua toplumu’ olma sürecibaþlamýþtýr. Günümüzde halaMarmara bölgesi Abazalarý(Apsualar) anavatanlarýndanbahsederken Apsýný kelimesini

kullanmaktadýrlar. O dönemde Abhaz Krallýðý’nýnbatýsýn da kendilerine soy ve dil olarak çok yakýn olanAdigeler, Adigeler ile Abazalar arasýnda ise soy olarakAbaza olan ama Abazalarla etnik birlikteliðini dahasonralarý tamamlamamýþ olan Asadzlar ve Zihler yaþa-maktadýr. Abhaz Krallýðý’nýn bu dönemde Araplar’ýyenilgiye uðratmalarý ve kuzeye geçiþlerini önlemeleri,döneme damgasýný vuran ve etnik birlikteliklerinintamamlanmasý yolunda süreci güçlendiren en büyüketkenlerden birisi olmuþtur. Bu dönem de Krallýðýnbaþýnda II. Leon (Lewan) bulunmaktadýr.

13.yy‘a gelindiðinde, Moðollar’ýn batýya yürüyerekSelçuklu Devleti’ni yýkmalarý sonucu, Gürcistan’ýndoðu ve orta kýsmý Moðollar’ýn eline geçmiþ, Tiflisyakýlýp yýkýlmýþtýr. Moðol vahþetinden kaçan Gürcülerbatýda yoðunlaþmýþlardýr. Bu dönemde Abhaz Krallýðýikiye bölünmüþ ve Abhaz ve Gürcü Prenslikleri halinialmýþtýr. Daha sonraki dönemler de Migreller’inbaskýlarý artmýþ ve Abhazya’da küçükte olsa nüfushareketleri yaþanmýþtýr. Bu dönem Aþua-AþkharuaAbazalarý’nýn Kafkas sýradaðlarýný aþýp kuzeye geçiþsürecinin baþlangýcý olarak kabul edilir. 1500’lü yýllarise Apsualar’ýn Osmanlý imparatorluðu ile iliþkilerininbaþladýðý ve Osmanlýlar’ýn Abhazya dâhil tüm KuzeyKafkasya’ya hâkim olmaya çalýþtýðý yýllardýr. OsmanlýÝmparatorluðu Kafkasya ile iliþkilerinin baþladýðýdönemlerden itibaren Kafkasya kýyýlarýn da önemlilimanlar ve bir kaç askeri kale yapmýþ, bunun dýþýndaticari iliþkilerde bulunmuþtur. Ancak; K.Kafkasya’dahiçbir zaman siyasi veya askeri hâkimiyet kurmasý sözkonusu olmamýþtýr.

16.yy.dan itibaren kuzeyden baþlayarak tümKafkasya’yý iþgal etmek isteyen ve binlerce

insaný katleden Çarlýk Rusyasý’nýn Apsuatopraklarýnda da hâkimiyet kurmakistemesiyle, 1800’lü yýllarýn baþlarýndaAbhaz-Rus çatýþmalarý baþlamýþtýr.Apsualar ise tarihi topraklarýný her fýrsatta

ayaklanarak savunmuþlar fakat 1800’lerinbaþýnda Gürcüler’in daha sonra da

Ermeniler’in kendi istekleriyleRusya’ya ilhak olmasý sonucuRuslar’ýn güneyden de Abhazya’yýkuþatma imkâný elde etmesi, Apsuadireniþine aðýr darbe vurmuþtur. 21Mayýs 1864’de kitlesel sürgüne vesoykýrýma dönüþerek biten Kafkas-Rus savaþlarý, bütün KuzeyKafkasya’da olduðu gibi Apsualar’ada büyük felaketler yaþatmýþtýr. Budönem de, Abhaz prensi olanÇaçba Hamit ayný zaman da ÇarOrdularýnda tuðgeneraldir. ÇarlýkOrdularýyla inatla çatýþmanýnfayda getirmeyeceðini düþünme-sine raðmen 11–12 Mayýs

11

kf

Page 14: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

1864’deki intihar savaþlarýný engelleyememiþtir. 93harbi olarak bilinen 1877–78 Osmanlý-Rus savaþý son-rasý Apsualar, tarihlerinin en büyük kýyýmýna ve nüfuskaybýna yol açacak olan sürgüne maruz kalmýþlardýr.Þu an Türkiye de yaþayan Apsualar’ýn büyük çoðun-luðu bu tarihlerde sürülmüþlerdir.

‘Apsua Etnik Kimliði’ Oluþumu Sonrasý GöçHareketleri ve Aþua-Aþkharua Abazalarý;Konu üzerinde araþtýrma yapan bilim adamlarý, 8.yy’daAbaza topraklarý üzerinde öncelikle etnik birleþmeyle“Apsua” toplumunun oluþtuðunu daha sonra ise butopluluktan ayrýlan gruplarýn; Aþua-Aþkharua grubunuoluþturduðu konusunda hemfikirler. Soy olarakApsualar ile ayný kökenden gelen Aþua-AþkharuaAbazalar’ýnýn isimlerinialmalarý, Kafkassýradaðlarýný aþarak kuzeyegeçiþleriyle yakýndan iliþki-lidir. Bu isimler kendilerinediðer Abaza (Apsua)lar tarafýn-dan tamamen yaþadýk-larý bölgelerin coðrafikonumuyla ilgili olarakverilmiþ, zamanla kendi-lerini tanýmlamadakullandýklarý etnikisimleri olarak kalmýþtýr.

13.yy’da Moðollar’ýn güneyden, 14. yüzyýlda da TimurOrdularýnýn kuzey steplerinden gelerek Kafkasya'yasaldýrmalarý sýrasýnda Apsualar sarp daðlara çek-ilmiþlerdir. Saldýrganlarýn çekilmesinden sonrakuzeyde geniþ yaylalar ve otlaklarýn boþ kalmasýyla, ilkgöç hareketi Aþualar’ýn 14. yüzyýl sonu ile 15. yüzyýl-da aralýklarla Abhazya’nýn Kuzey doðusundanbaþlayan ve Tuapse’ye kadar uzanan topraklara geçme-siyle olmuþtur. Aþkharualar ise 15. yüzyýlýn ikinciyarýsý ile 17. yüzyýlýn ilk çeyreðine kadar süren zamandilimi içinde kuzeye gelip yerleþmiþlerdir. Daha sonra-ki dönemlerde de bu göçler küçükte olsa devametmiþtir. Daðlarý aþan Aþua-Aþkharualar önce Teberda,Kubina, Yincig Irmaklarý kýyýlarýna, Gum ve Malka

vadilerine yerleþmiþler, daha sonra bugünkü Adýgey veKabardey yörelerine kadar daðýlmýþlardýr. Sovyetdöneminde çizilmiþ ve günümüz sýnýrlarýný gösterenharitalarda artýk Aþua-Aþkharualar Karaçay-ÇerkeskÖzerk Cumhuriyetinde yaþýyorlar.

Yeni yaþam alanlarýnda Abazalar artýk Aþua veAþkharua diyalektleri ile konuþan, iki bölümlü birtoplum olarak oluþumlarýný tamamlamýþlardýr. Aþualarbu dönemde altý, Aþkharualar yedi kola ayrýlmaktadýr.Tatar ve Osmanlýlar Aþualar için "Altý Kesek Abaza"deyimini kullanmýþlardýr. Günümüzde halen Kayseri(Uzunyayla), Adana (Akpýnar) Aþua köyleri (Loðkýt)Altýkesek ismini taþýmaktadýr.

Aþua Grubu; Loð, Biberd, Darýkua, Khýlýþ, Jantemir,Kaçüa Aþkharua Grubu; T’am, Bað, Mýsýlbiy,Khýzýlbiy, Baþýlbiy, Barakhay, Þegerey

Aþua-Aþkharualar kuzeye geçtikten sonra, komþularýolan Adige boylarýyla iyi iliþkiler içinde olmuþlardýr.Toplumsal yaþamda feodalite aynen devam etmiþ,Apsualarýn ‘Apsuwara’, kendi kullandýklarý tabirle‘Kebzeh’ normlarýna göre yaþamýþlardýr. Kýsmentarýmla, yerleþik olduklarý topraklar daðlýk olduðundandaha çok hayvancýlýkla uðraþmýþ, at binme ve yetiþtiri-ciliðinde ileri gitmiþlerdir. Çarlýk Rusyasý’nýn KuzeyKafkasya’yý istila politikalarýnýn geliþmeye baþladýðý16.yy’dan, þiddetini arttýrarak soykýrýma dönüþtüðü 18.ve 19.yüzyýlýn sonuna kadar Çarlýk ordularýylamücadele etmiþlerdir. Ruslara karþý savaþlarýný genel

olarak komþularý olan Abzekhler, Sadzlar,Ubýhlarla beraber ver-miþlerdir. Daðlýk alan-larda olmalarýndandolayý gerilla savaþýnýuzun süre baþarýylauygulamýþlardýr. KuzeyKafkasya’nýn tamamen

düþmesiyle, Kuzey Kafkasyalýhalklarýn kitlesel Sürgün tarihi

olarak kabul edilen 21 Mayýs1864 tarihinde, soydaþlarýApsualar’ýn (1877–78) tari-

hindeki büyük sürgününden 18 yýl önce, bir kýsmýAdige (Kabardey)’lerle birlikte olmak üzere, 1860–64yýllarý arasýnda topraklarýndan sürülmüþlerdir.

Soyut Sýnýrlar ve Kimlikler Yazýnýn baþýnda bahsettiðimiz Stalin’in ‘soyut sýnýr-larý’nýn hayata geçirilmesiyle Sovyetler’in genelindeyaþananlardan Abazalar da payýna düþeni almýþlardýr.Tarihsel, kültürel, etnik olarak ayný olan bir halk ikiayrý halk gibi algýlanmaya baþlamýþ ve bu hafýzalardaiyice yer etmiþtir. Abhaz-Gürcü savaþý ardýndanAbhazya’ya geri dönüþle nüfusu artýrma projesindeKaraçay-Çerkesk’te yaþayan Abazalar’ýn dünyanýndiðer yerlerindeki Abazalar’dan daha fazla dönen

0012

kf

Konu üzerinde araþtýrma yapan bilim adamlarý,8.yy.da Abaza topraklarý üzerinde öncelikle etnik bir-leþmeyle “Apsua” toplumunun oluþtuðunu daha sonraise bu topluluktan ayrýlan gruplarýn; Aþua-Aþkharuagrubunu oluþturduðu konusunda hemfikirler. Soyolarak Apsualar ile ayný kökenden gelen Aþua-Aþkharua Abazalar’ýnýn isimlerini almalarý, Kafkassýradaðlarýný aþarak kuzeye geçiþleriyle yakýndaniliþkilidir. Bu isimler kendilerine diðer Abaza (Apsua)lartarafýndan tamamen yaþadýklarý bölgelerin coðrafikonumuyla ilgili olarak verilmiþ, zamanla kendilerinitanýmlamada kullandýklarý etnik isimleri olarakkalmýþ t ý r .

Page 15: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

olmasý bizlere soyut sýnýrlarýn- beklendiði gibi- kardeþ-leri ayýramadýðýný göstermektedir.

Dünyada kullanýlan lisan egemen olanýn lisanýdýr vebölgenin emperyal gücünün tanýmlamasý belirleyiciolandýr. Küçük halklarsa Uluslararasý terminolijeyekatkýda bulunamadýklarý gibi egemenin tanýmlamasýnýkullanmak zorunda kalýrlar. 1992 de yaþanan Abhaz-Gürcü savaþý sürecinde dünyanýn farklý bölgelerindengelerek barýþý saðlamak için toplanan Abazalar’ýn‘Dünya Abhaz-Abazin Birliði’ adýný verdikleri organi-zasyonu kurmalarý buna en iyi örnektir. Yüzyýllardýrvar olan “Abaza” isminin ise, Türkiye ve dýþýndanbirçok yazar tarafýndan kullanýlan ve Türkçe’ye deRusça’dan kattýklarý, “Abhaz- Abazin” tanýmlamalarýkarþýsýnda pek þanslý olduðu söylenemez.

Gürcüler Abazalarý: Aphazi, Svanlar: Mihbaz, Adigelerise: Abaza, Abaze, Osetler ise; ‘Tapanta’ diyerekAþualar’ý daðlý manasýnda kendi dillerinde taným-lamýþlardýr. Osmanlý imparatorluðu ile iliþkileribaþladýktan sonra Osmanlý da, antik Abaza boyu olan‘Abasg’ isminden esinlenerek ‘Abaza’ tanýmýný kul-lanmýþtýr.

Gürcülerin, komþularý Abazalar’a verdikleri ”Aphazi”adý Çarlýk Rusyasý’nda ve daha sonrasýnda da “Abhaz”olarak kalmýþ ve benimsenmiþtir. Kuzeyde ki soy-daþlarý olan Aþua-Aþkharua gruplarý ise “Abaza” adýnýkorumuþlardýr. Fakat o da Rusçada, milliyet adlarýnýnsonuna eklenen –in- eki ile ”Abaz-in” olarak yer-leþmiþtir. Apsua, Aþua-Aþkharua diyalektlerininhiçbirinde Abhaz veya Abazin kelimesi yer almamak-tadýr.

Türkiye’de Abazalar’ýn iki grubunun da nüfuslarý ana-vatanlarýndakinden daha fazladýr. O dönemki Osmanlýiskân politikalarýna bakýldýðýnda diðer KuzeyKafkasyalý halklar gibi Abazalar’ýn da Osmanlý içinönemli tampon bölgelere yerleþtirildiðini söyleyebili-riz. Çünkü o dönemde Rusya’nýn içinde Kafkasyalýyaþamayan bir Kafkasya’ya, Osmanlýnýn ise kendisiiçin savaþacak insanlara ihtiyacý vardýr. Osmanlýtopraklarý içinde farklý bölgelere yerleþtirilenKafkasyalýlar, kaçýnýlmaz olarak zamanla birbirlerininizlerini kaybetmiþlerdir.

Bu istihdam politikalarýyla beraber daha geç gelenApsua’lar ihtiyaç duyulan batýya; Ýzmit, Adapazarý,Düzce, Bolu, Bursa, Kütahya, Bilecik ve Eskiþehir’eyerleþtirilmiþ, diðer Abaza grubu Aþua-Aþkharualar iseiç ve orta Anadolu’ya; Bilecik, Eskiþehir, Samsun,Amasya, Tokat, Çorum, Sivas, Kayseri, Adana, Yozgatbölgelerine yerleþtirilmiþlerdir. Ýkinci grubun içindekien kalabalýk nüfus Aþkharualara aittir. Aþualar bütünTürkiye içinde yaklaþýk 10 köyde yaþamaktadýrlar.Apsua adý Kuzey Kafkasya daki Abazalarda, özellikleAþualar da yoktur. Kendi dillerinde kendilerine yine

“Abaza” derler, Apsua adý zamanla kaybolmuþtur.Abhazya daki Abazalar (Apsualar) Kuzey Kafkasyalýsoydaþlarýný topluca “Aþua” olarak adlandýrýrlar.Türkiye de Aþualar’la ile Apsualar’ýn birlikte yaþadýk-larý batý bölgelerde (Eskiþehir, Bilecik, Bursa) kullanýmfarklýdýr. Burada Aþkharua bir topluluk adý olarak bil-inmez, Apsua dýþýnda ki bütün Abazalar ”Aþuadýr”.Sonuç olarak baktýðýmýzda “Abaza” hem tarihi hem deTürkçeye yerleþmiþ karþýlýðý olarak bu halkýn ortakadýdýr.

Tarih boyunca; savaþlarýn ardýndan bölgede isten-meyen halklara soykýrým ve sürgün, sýkça kullanýlanbir yol olmuþtur. Sürgün ve soykýrým süreçleri ardýndantarihleri baþkalarýnýn yazma yetisine mahkûm edilmiþKuzey Kafkasyalýlar, gönüllerinden hiç geçirmekistemedikleri yok oluþu artýk gerçekliklerinde görmek-teler. Sürgünün bir süreci olan ‘diaspora’ olarak hayat-ta kalmaksa, Kafkasyalýlar olarak öncelikle kenditanýmlarýmýzý yapabilmekten geçmekte. Ortak tarih vedinamik kültür sayesinde farklýlýklarýmýz deðil deortaklýklarýmýz üzerine gidebilmekse anavatan dýþýndagüçlü bir diaspora olabilmenin tek yolu olarakönümüze çýkmaktadýr.

13

Kaynaklar;- AMIÇBA, G. (1993) "Ortaçað'da Abhazlar, Lazlar", NartYayýncýlýk, Ýstanbul.- Kollautz, A. (2000) “ Abasgia” Abhazya Tarihinin Bizans DönemineAit En Önemli belgeleri, As Yayýnlarý, Ýstanbul.- Tavkul, U. “Birleþik Kafkasya Dergisi” 4.sayý- Özbay, Ö. (1995) “Dünden Bugüne Kuzey Kafkasya” Kafder yayýn-larý, Ankara.- Çhirikba, V. “Common West Caucasian”- Sbornik Proyzuedeny Abazinsky Autorov-Çerkesk (1975). kf

Page 16: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

HRAÇA ALPER KAHRAMAN - TSEY M.ZAHÝT KUYUMCU

ürkiye politik gündeminin özellikle AB’ye giriþsüreciyle tam bir meseleler karmaþasý içinedüþtüðüne tanýk oluyoruz. Türkiye’nin yýllardýr

dondurduðu ve görmezden geldiði meselelerinin tarihyapraklarýnda durmayýp toplumsal fobileri can-landýrdýðý bir dönemdeyiz. “Kürt meselesi”, “Ermenimeselesi”, “Ýrtica meselesi”, “Kýbrýs meselesi”, “ABmeselesi” gibi her biri tarihsel ve son derece hayatitoplumsal açmazlarý barýndýran meseleler tüm toplum-sal kesimleri kapsayacak þekilde etkili oluyor. Kýsýtlýbir tarih bilgisiyle, içinde bulunduðumuz politik atmos-ferle, Osmanlý’nýn son dönemlerinde yaþadýðý, giderekküçülme ve yok olma korkusuyla geliþen politikatmosfer arasýndaki benzerliði yakalamak mümkün.Ülkeyi homojenleþtirmek adýna “arýnma” poli-tikalarýnýn izlendiði bu dönemde yaygýnlaþan söylem-lere benzer söylemleri, bugünlerde sýklýkla duyabiliy-oruz. Sadece Hýristiyan azýnlýklarýn deðil Sünni ve ÞiiAraplarýn da baðýmsýzlýk için ayaklandýklarý Ýmpara-torluðun son dönemlerinde, çoðulcu bir politikagüdülerek farklý bir sonuç elde edilebilir miydi bilin-mez. Bildiðimiz, imparatorluk topraklarýnýn büyükölçüde elden çýkmasý ve kalan topraklar üzerinde kuru-lan cumhuriyetin de arýnma ve asimilasyon politikasýnýtakip ettiði oldu.

Osmanlý Ýmparatorluðu’nda ayrýlýkçý-milliyetçi ayak-lanmalara karþý mücadele, Ýttihat Terakki’yle enörgütlü haline ulaþan sosyopolitik bir elit tarafýndanörgütlenmiþti. Çalýþmamýzýn ilk bölümünde söz konususosyopolitik elitin, giderek “zümre” leþtiðini ve buyönüyle de bugün ülke siyasetinin en önemli eksen-lerinden birini oluþturduðunu ve; ikinci bölümde deÝttihat Terakki geleneðinin sürdürücüsü olduðunukabul ettiðimiz sosyopolitik elitin, bugün en büyüktehdit olarak gördüðü “irtica” tehdidine karþý faydacýbir þekilde “milliyetçilik” kartýný oynadýðýný anlatmayaçalýþacaðýz. Son bölümde ise Kafkas diasporasýnýnsüreçten etkileniþ biçimini ve kendisini nasýl koruya-bileceðine dair görüþlerimize yer vereceðiz. Yükselenmilliyetçi hareketin köklerini anlamaya yönelikgerçekleþtirdiðimiz çalýþmamýzýn okuyucuyu dahageniþ kapsamlý okumalar ve analizler yapmayayöneltmesini umuyoruz.

Doðu ve Batý Milliyetçilikleri

Milliyetçilik son 200 yýldýr tarihe yön veren bir ideolo-ji olarak evrensel bir taným sunuyor olsa da, cereyanettiði topluma göre milliyetçilikler farklý nitelikleresahiptirler. Bu baðlamda, milliyetçilikler arasýnda bir

T

AB geniþleme sürecinde hem aday hem de üye ülkelerde milliyetçi akýmlarýn yük-selmesi bekleniyordu. Türkiye’nin de bu süreçten etkileneceði tahmin edilse de; birkaçsenedir giderek týrmanan ve artýk gitgide bir histeri haline gelen toplumsal reflekslerebaktýðýmýzda, AB’ye giriþ dýþýnda da bazý dinamiklerle karþý karþýya olduðumuzuanlayabiliyoruz. Gerçekleþen kýþkýrtma ve gösterilen tepkileri kabaca izleyen bir zihinbile, iplerin kimin elinde olduðu sorusuyla karþý karþýya kalýyor.

Pragmatizmin ElindePopüler Milliyetçilik

Page 17: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

sýnýflandýrma yapmak isteseydik, karþýmýza çýkan enbelirgin ayrým, sömüren ve sömürülen iliþkisiyle deayýrabileceðimiz batý ve doðu milliyetçilikleri olurdu.

Milliyetçi akýmlarýn batýda ortaya çýkýþý ve diðertoplumlara ulaþmasý sürecinde batý hegemonyasý enbelirleyici etken olmuþtur. Doðu toplumlarý birer birersömürgecilere karþý ayaklanarak baðýmsýzlýklarýný eldeederken, ekonomik ve toplumsal örgütlenme model-lerini benzetmeye çalýþtýklarý batý toplumlarýnýn hege-monyasýndan çýkamadýlar. Sonuçta deðiþen dünyaekonomisi ve toplumsal yapýsý, toplumlarý yenidenyapýlandýrsa da hegemonyanýn kendisi oluþan yerelelitler aracýlýðýyla varlýðýný korumaya devam etti.

“Doðu milliyetçilikleri "kendi olmayý" ya da "modernmilletler olmayý" seçmek zorunda kalmýþlardýr. Bubölünmenin kendisi Batý'nýn ilerleme yönünde önder-liðini doðallaþtýrýrken ilelebet sürecek bir yakalamaoyunu içinde Doðu'nun kendi kimliði ile ilgili hoþnut-suzluðunu arttýran bir faktör olmuþtur.(Radhakristan,1992)”1 Bu türden bir farklýlýk elbettetoplumsal zihniyetin kendisinden yola çýkarak,toplumun kendisine ve “öteki”ne yönelik tutumlarýnýda belirledi. Osmanlý Ýmparatorluðu’nda ortaya çýkarakÝmparatorluðun yýkýlmasýna sebep olan milliyetçiakýmlarýn tamamý “Doðu milliyetçilikleri” özelliklerinibarýndýrdýlar. Osmanlý imparatorluðunun ayaktakalmak için tutunduðu ve nihayet imparatorluktanartan sýnýrlarda birliði saðlamak amacýyla tercih edilenTürk milliyetçiliði de yukarýda tarif edilen bu hoþnut-suzluðu barýndýrýr.

Bugün küreselleþme olarak adlandýrdýðýmýz sürecinkendi iç dinamikleriyle yol açtýðý milliyetçilik biçim-lerinde de týpký erken modernlik dönemlerine benzersüreçler yaþanmakta. Hegemonya iliþkisi içinde,sömüren ve sömürülen toplumlar arasýnda ortaya çýkanbu farklýlaþma süreci varlýðýný korumaya devametmekte. Ýktidarýný büyük ölçüde sömürenin desteðiylesürdürebilen elitler için, milliyetçilik gerçekliktenkopuþ için ironik bir psikolojik dolgu malzemesi olarakda iþlev kazanýr. “Milliyetçilik, küreselleþmenin üret-tiði eþitsizlikleri gidermek amacýyla mesafe kapatmayayönelik bir ideolojik arayýþ olarak yükselmektedir.Erken modernlik döneminde de modernliðin getirdiðibüyük yenilikler karþýsýnda var olan eþitsizliði gider-mek üzere "mesafe kapatma" ideolojisi olarak yinemilliyetçilik yükselmiþti.” 2

Sömürgeciliðin farklý bir tarifi olarak sunulabilirse de,sömürünün yerel bir elit üzerinden yürütüldüðü ulus-devletler sisteminde yerel elitler benzeyerek yakala-maya çalýþtýklarý batý ve içinden çýktýklarý toplumsalkimlikler arasýnda sýkýþýrlar. Araf’ta oluþan kimlik hemkökleriyle hem de benzemek istedikleriyle mücadelehalindedir. Öncelikli hedefiyse daima kendi varlýðýnýdevam ettirmek ve pekiþtirmektir. Çünkü tüm etnikleri

yok ederek tek bir ulus yaratmak isteyen elitin aidiyetduygusu da bir tür etnisite duygusu içermektedir.

Tarihsel Süreç

Milliyetçilik yalnýzca Osmanlý Ýmparatorluðu’nundeðil, farklý etnik topluluklarý bünyesinde barýndýranpek çok imparatorluðun çökmesine sebep olmuþtur. I.Dünya Savaþý’yla birlikte bir yandan imparatorluklaryýkýlýrken bir yandan da imparatorluklarýn boþalttýðýalanlarda yeni uluslaþma süreçleri sahne aldý.

Osmanlý Ýmparatorluðu’nun batý karþýsýnda güç kay-betmesi ve milliyetçi akýmlarýn hem Rusya hem batýtarafýndan desteklenmesi imparatorluðu parçalanmasürecine sokmuþtu. Ýslami temeller üzerine kurulu birümmet örgütlenmesi olan Osmanlý Ýmparatorluðu’ndamilliyetçiliðin bir akým olarak yayýlmasý, parçalanmasürecinden yoðun biçimde etkilenmiþtir.Milliyetçiliðin,Osmanlý Ýmparatorluðu’nda 19. yy. ikinci yarýsýndaetkili olmaya baþladýðýný söylesek de bahsettiðimizmilliyetçilik henüz etnik bir temele oturmamaktadýr.Osmanlý Ýmparatorluðu kendisini parçalanmaya karþý

Milliyetçi akýmlarýn batýda ortaya çýkýþý ve diðertoplumlara ulaþmasý sürecinde batý hegemonyasýen belirleyici etken olmuþtur. Doðu toplumlarý birerbirer sömürgecilere karþý ayaklanarak baðýmsýzlýk-larýný elde ederken, ekonomik ve toplumsal örgütlen-me modellerini benzetmeye çalýþtýklarý batý toplum-larýnýn hegemonyasýndan çýkamadýlar.

Page 18: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

korumak istemekte ve imparatorluk sýnýrlarý içindeyaþayan halklarý birleþtirecek bir formül aramaktadýr.Nasýl bir millet yaratýlacaðýna yönelikse üç farklý eðil-im mevcuttu: Osmanlýcýlýk, Ýslamcýlýk, Türkçülük.

“19. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda, ülkeyi kurtarma amacýnadönük olarak ortaya çýkan üç eðilimi, yaniOsmanlýcýlýk (Osmanlý Ulusu Ýnþa Projesi), Ýslamcýlýk(Ýslam Ulusu ve devleti inþa projesi), ve Türkçülüðü(Irk esasýna dayalý bir Türk devleti ve ulusu oluþturmaprojesi), "üç tarz-ý siyaset" olarak adlandýran YusufAkçura, Türkçülüðü siyasi bir proje olarak telaffuzeden ilk düþünürdür. (Yusuf Akçura'nýn "Üç Tarz-ýSiyaset" baþlýklý makalesi, ilk defa 1904 yýlýndaKahire'de yayýmlanan "Türk" gazetesinin 23–24 no.lusayýlarýnda yayýmlanmýþtýr.)”3 Her üç akým belirlidönemlerde öne çýksa da bu üç akým arasýnda yaþananmücadeleyi milliyetçi akým kazanmýþtý. Milliyetçilikbatýlýlaþmayý destekleyen kadrolar için hem bir “eþit-lik”, hem de ülkeyi bir arada tutacak ortaklýk arayýþýnýnbir sonucu olarak yükseliþe geçmiþti.

Ýmparatorluðun hâkimiyetalanýný kaybetmek iste-meyen ve “çaðdaþ”toplumlarla ayný kate-goride varlýðýný sürdürmekisteyen Osmanlý Elit’i içinönce ihtiyaç duyulan kim-liði tanýmlayýp sonratebaayý bu kimliðin içinesokma çabasý, elit vetoplum arasýndayabancýlaþmanýn temelunsurudur. Milliyetçi elittarafýndan hangi kimliðitaþýrsa taþýsýn, tebaa þekillendirilmesi gereken bir nesneolarak algýlanmaktadýr. Tüm milliyetçi hareketlerinortak güdüsü olarak da kabul edebileceðimiz bu tutu-mun iþlerliðini güçleþtiren, tebaa’nýn kaynaþtýrýlmasýzor farklý kimlikleri barýndýrýyor olmasýydý. Balkanlarörneðinde olduðu gibi uluslaþmayý kolaylaþtýran ortakdil, tarih ve etniklik bilincinden imparatorluðunMüslüman tebaasý söz konusu olduðunda bahsetmekmümkün deðildi.

Türkçülük - Ýttihat ve Terakki

Balkan Savaþlarý, balkanlarda bulunan tüm gayrimüs-lim topluluklarýn Ýmparatorluktan kopmasýna yolaçmýþtý. Ýmparatorluðun tamamýyla Müslüman birçehreye kavuþmasý ile birlikte, Türk Ulusçuluðu resmidevlet politikasý olarak görülmeye baþlamýþtýr. Arap veArnavut’larýn imparatorluktan kopmalarý, Ýslamcýlýðýtamamen devre dýþý býrakýr. Geriye kalan etnik gruplar;Çerkesler, Gürcüler, Boþnaklar, Kürtler, Türklüðeözümsenmesi mümkün topluluklar olarak görülmüþtür.Böylece Ýslamcýlýk ve Osmanlýcýlýk ideolojileri tama-

men terkedilmiþ, Türkçülük hakim politika halinegelmiþtir.

Ýmparatorluðun son yýllarýnda ipler artýk tamamen mil-liyetçi akýmýn siyasi erki olan Ýttihat ve Terakki’ninelindedir. Ýttihat ve Terakki resmi olarak Osmanlýcýlýkdoktrinine baðlýlýðýný 1911 kongresinde terk etmiþ veyerine seküler Ulusçu-Türkçü ideolojiyi benim-semiþtir. Parti, ilk siyasi programýnda Türkçe’nin resmidil niteliðini vurgulamýþ, bütün resmi yazýþmalarýnTürkçe yapýlmasýný kararlaþtýrmýþtýr. “1916'daki kon-gre sýrasýnda Ýttihat ve Terakki ülkedeki tek siyasigüçtü. Doktrin ve programý artýk kendi gerçek renginigösterebilirdi. 1916'daki Þerif Hüseyin ayaklanmasý ilebirlikte Osmanlýcýlýktan, Ýslamcýlýðý araçsallaþtýranTürkçülüðe resmi kayýþ gerçekleþti. Artýk Þer'içerçevenin sýnýrlarýnýn dýþýna taþýnabilirdi. Dinimahkemelerin Þeyhül Ýslamlýk yerine AdliyeVekâleti’ne baðlanmasý, Sebilürreþat'ýn iki yýllýk birsüre için kapatýlmasý, Rumi takvimin Gregoryentakvime uyumlu hale getirilmesi, Latin alfabesine geçiþtemrinleri, savaþ þartlarýnýn da bir sonucu olarak kadýn-

larýn mahrem alanýn dýþýnaçýkarak kamu hayatýna aktifolarak katýlmaya baþlamalarýbu cümle içinde yeralabile-cek geliþmelerdi.”4

Bu noktada Ýttihat veTerakki politikalarýnýnimparatorluðun Müslümantebaasýnda da büyük ölçüdeçözülmelere yol açtýðýnýbelirtmek gerekiyor. Türkçekonuþan Müslüman nüfusubir arada tutmaya çalýþýrken

diðer Müslüman halklarýn asimile edilme çabasý büyükölçüde geri tepmiþ ve daðýlma sürecini hýzlandýrmýþtýr.Kafkasya ve Orta Asya’ya uzanan Müslüman Türknüfusuna ulaþma ideali bu kaybý kabul edilebilirgöstermiþ olsa da bu ideal hiçbir zaman gerçekleþmedi.Örneðin; “Arnavutluk'un imparatorluktan kopmasýnayol açan sebepler içinde Ýttihat ve Terakki'ninTürkleþtirme politikalarýnýn önemli bir yeri vardýr. Ýtti-hat ve Terakki, imparatorluðun en sadýk tebaalarýndanve ulusçu akýma kapalý topluluklarýndan biri olarakdüþündüðü Müslüman ArnavutlarýnTürkleþtirilebileceðini düþünmekteydi. Bu yüzdenArnavutluk okullarýnda Türkçe zorunlu öðretim diliyapýlmýþtý. Bu ve benzeri adýmlar Arnavutluk ulusçu-luðunun ayrýlýkçýlýða kaymasýnda etkili olmuþtur.Arnavutluðun imparatorluktan kopmasý (1911) itti-hatçýlar üzerinde þok etkisi yapmýþtýr.”5

Süreç giderek Anadolu Müslümanlarýnýn“Türkleþtirilmesi” projesine dönüþtüðünde geriye artýktüm araçlarla Türkleþtirme politikasýnýn yürütülmesi vediðer azýnlýklardan çeþitli þekillerde arýnýlmasý

Ýmparatorluðun hâkimiyet alanýný kay-betmek istemeyen ve “çaðdaþ” toplum-larla ayný kategoride varlýðýnýsürdürmek isteyen Osmanlý Elit’i için önceihtiyaç duyulan kimliði tanýmlayýp sonratebaayý bu kimliðin içine sokma çabasý,elit ve toplum arasýnda yabancýlaþ-manýn temel unsurudur. Milliyetçi elittarafýndan hangi kimliði taþýrsa taþýsýn,tebaa þekillendirilmesi gereken bir nesneolarak algýlanmaktadýr.

kf

Page 19: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

kalmýþtý. Gerek I. Dünya savaþýnda gerek KurtuluþSavaþý ve akabinde kurulan yeni cumhuriyetin ilkdönem politikalarýnda bu politika açýk bir biçimdetakip edilebilir.

Cumhuriyet Dönemi Milliyetçilik

AB’ye uyum süreciyle birlikte Türk kimliðinin kimlerikapsayýp kapsamadýðýyla ilgili tartýþmalar giderekyoðunlaþtý. Tartýþma herkesi ilgilendirdiði için konuylailgili herkes bir fikir geliþtirme çabasý içinde. BaþbakanRecep Tayyip Erdoðan’ýn Diyarbakýr konuþmasý’ndaKürt kimliðini kabul etmesi ardýndan þiddetli bir þek-ilde yürütülen karþý kampanyayla ortaya çýkan söylemgiderek aðýrlýk kazanýyor. Buna göre, TürkiyeCumhuriyeti vatandaþý olan herkes Türk olarak taným-lanýr ve “Türklükte” saðlanan buluþma herkesi eþitle-mektedir. “Türk” dýþýnda bir kimlik arayýþýysa mil-liyetçilikle ve hatta ýrkçýlýkla suçlanabilir.

Kavramsal bir tartýþmaya indirgenerek içi boþaltýlan busorunun özü farklý etnik gruplarýn sadece farklý isim-lere deðil farklý tarih, dil ve kültürlere sahip olduðugerçeðinde yatmaktadýr. Asýl üzerinde durulmasýgereken sorun bünyesinde çeþitli etnik gruplarbarýndýran Türkiye toplumunda farklýlýklarýn baský altý-na alýnarak veya göz ardý edilerek yok olmasýnýn mýbekleneceði, yoksa çoðulcu bir anlayýþla toplumsalkatýlým sürecinin mi destekleneceðidir. Türklüðünetnik bir anlamýnýn olup olmadýðý ve farklýlýklarayaþam alaný býrakýp býrakmadýðýnýn cevabý sosyopoli-tik elitin giderek zümreleþtiði Cumhuriyet dönemindearanabilir.

Cumhuriyet’in kuruluþ dönemine kadar Ýttihat veTerakki geleneðiyle taþýdýðýmýz milliyetçi akým artýkKemalizm’le tarif edilebilir. Kemalizm elbette ki ardýlýolduðu hareketin karakterini üzerinde barýndýrýyordu.Bununla birlikte Kemalizm’in iktidarda olduðudönemde, gerek Osmanlýcýlýk gerekse Ýslamcýlýða karþýaçýk bir savaþ veriliyordu. “Aslýnda, yeni Türk ulus-devleti’nin inþasý sürecinde, kurucular üç temel unsurüzerinde duruyorlardý: Sekülerizm, Dil ve Tarih.Kurucular ulusu bu üç unsur üzerine bina ettiler.Mesela, din Türklüðün bir bileþeni olsa da, sekülerizmekarþý muhalif bir güç potansiyeli olarak yorumlanabil-di. Milliyetçi ideoloji, yeni toplumu dini bir zeminüzerine inþa etmek istemediðinden, sekülerizmüzerinde duruyordu ve milliyetçi hareket kendisiniortak dil ve tarih üzerinde temellendirdi.”6 Savaþ kamualanýnýn denetimini elinde tutan devlete hâkim olmasavaþýydý ve bu hâkimiyet savaþý sürekli tasfiye süreç-leriyle kendisini hissettirdi.

Kimliðe dair tanýmlar içerik deðiþtirse de tümMüslüman tebaayý hedefleyen tek tipleþtirme çabasýyoðun biçimde sürdürüldü. Bu dönemde uygulananpolitikalar, AP’nin iktidara geldiði 1950’li yýllara kadardevam etti. Sanat, edebiyat, tarih ve kültür alanýndaneredeyse her unsur bu dönemde yeniden tarif edilmekistendi. “Reformcularýn asýl niyeti, bütün farklýlýklarýTürk ismi altýnda eriterek Osmanlý'nýn çok kültürlü veçok milletli mirasýný ortadan kaldýrmaktý. ÖzellikleNüfus mübadelesi'nden sonra yeni Türkiye'nin nüfusyapýsý Türklerden, Kürtlerden, Çerkeslerden,Boþnaklardan, Arnavutlardan, Araplardan, Lazlardanoluþan aðýrlýklý olarak Müslüman bir yapýya dönüþtü.Reformcu liderler Osmanlý Müslümanlarýný, mede-

Page 20: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

nileþmiþ homojen Türk milletine dönüþtürmeyeçalýþtýlar.”7

Arzu edilen toplum, laik ve modern bir tek kimliktenoluþuyordu. Cumhuriyet tarihi boyunca devlet ve siviliktidar üzerinde cereyan eden pek çok çatýþmanýn anakaynaðý tam da bu dinamikten kaynaklandý.Sosyopolitik elit, yalnýzca kendisini batýyla entegreetme duygusu deðil toplumunu da kendi ýsrarcý olduðumelez kimlikte buluþmaya zorluyordu. Ýslami, etnik veideolojik ayrýmlarla toplumdan ayrýþarak toplumsallaþ-ma çabasý güden elit daima kuþkucu ve faydacý oldu.Çünkü toplum, temsil edilen ve baðdaþýlmasý gerekenbir bütün deðil, yoðrularak deðiþtirilmesi gerekenoryantal bir hamurdur. Direniþ söz konusu olduðundaoryantal sevimliliðin yerini potansiyel bir tehdit alýr veartýk dönüþüm þiddete varan bir baský sarmalý altýndasaðlanýr. “Diðer Müslüman ülkelerde olduðu gibiTürkiye'de, sekülerizm demokratikleþmeden ziyade,batýlýlaþmanýn bir ön þartý olarak algýlanýr. Türkiye'desekülerizm, modernist bir ideoloji olarak devletinkamu alaný kontrolüyle iliþkilidir. (1950'lerden1980'lere kadar giderek azalmakla birlikte,Cumhuriyetin ilk yýllarýnda, özellikle 1923 ve 1950arasýnda son derece yoðun bir þekilde) Türk seküleriz-mi, dini kanunlarýn yasaklanmasý, kamu hizmetleri içingiysilerin deðiþtirilmesi ve belli devlet radyo, televizy-onlarýnda belli tipte sesli ve görsel yayýnlarýn yapýlmasýamaçlarýný gütmüþtür. Ernest Gellner'e göre, ahlakçý,pedagojik, modern bir yaþam tarzýný öðreten ve day-atýlmýþ bir "didaktik sekülerizm" haline gelmiþtir.” 8

Elbette 1950’lere kadar iktidarda olan ve daha sonra daiktidarý çoðu zaman paylaþmak zorunda kalan bu siyasigörüþ, kýsmen de olsa yaratmak istediði kimliði mod-ern yaþam aðýnda, hem kentsel hem de kültürel anlam-da merkezde oluþturabildi. Ancak gerek merkezdegerekse çevrede ortak tarih ve dilin dýþýna taþan gerçek-likler farklý kimliklerin varlýðýný kaçýnýlmaz kýlýyordu.Geldiðimiz noktada pek çok kimlik eritilmiþ olmasýnaraðmen, hedeflenen tek tipleþme tamamlanamadýðýgibi, farklý kimlikler arasýna yeni, melezleþmiþ vesiyasi anlamda dayatmacý bir kimliðin daha eklendiði-ni söyleyebiliriz. Varlýk-yokluk mücadelesinde birsavaþ psikolojisi içinde olan sosyopolitik elit içindemokrasi bir rehavet duygusu haline gelirken, mil-

liyetçiliðin kendisi son derece iþlevsel bir araç halinegelir:“Çünkü milliyetçilik politik ideolojilere doðallýkkazandýrýr; bu ideolojilerin doðal bir biçimde halkýnkendisinden kaynaklandýðý hissini verir.” 9

Tarif ettiðimiz Sosyopolitik elit:Oluþturulmaya çalýþýlan bir kimlik olarakyabancýlaþmýþ, ihtiyaç duyduðu için milliyetçi, var-lýðýný sürdürebilmek adýna faydacý, çoðalmak vegüçlenmek için dayatmacýdýr. Ayný deðerlendirmeler-den yola çýkarak farklý bir yorumu vurguladýðýmýzsýfatlarý sýrasýyla þu þekilde deðiþtirerek de yapa-bilirdik: Aydýnlanmacý, Milliyetçi (aynen kabuledilebilir), Politik, Devrimci. Elit’in tutarlýlýðý“kendi”nin farkýnda olmasý ve tercihlerini kati suretlealternatifsiz görmesinde yatmaktadýr. Bu yüzden “içer-den birisi” için bu þekilde de yorumlanabilmekte veamaca ulaþmak için her yol mubah görünmektedir.

Sonradan Gelenler

Çalýþmamýzýn þimdiye kadarki bölümünde, sosyopoli-tik elit, bir araç olarak milliyetçilik ve yaratýlmak iste-nen yeni kimlikten bahsettik. Oysa bu tabloda edilgengibi gözükse de aslýnda son derece etkin ve nüfusunbüyük bir bölümünü oluþturan bir topluluk daha var. Ýçiçe geçmiþ pek çok kimliði barýndýran bu topluluðu bir-leþtiren ortak zeminse dýþlanmýþlýk hissi. Ekonomik,sosyal ve politik boyutlarda kýsmen veya tamamendýþarýda kalanlardan oluþan çoðunluk aslýnda biryönüyle “sosyopolitik elit”in dönüþtürme çabasýnýnbaþarýsýzlýðýnýn fotoðrafýdýr. Küreselleþme, kentleþmeve modernleþme süreçlerini bir arada yaþayan “son-radan gelenler” yeni bir kimliðe doðru yönelse de,deðiþim sürecini -muhalif kimliðinden de güç alarak-tercih ettiði yolda bulunma hissiyle gerçekleþtirdiðiiçin yeni kimliðiyle kolaylýkla örtüþebiliyor. Yenielitler yaratýlýyor olsa da, oluþan yeni elit içinden çýk-týðý toplum tarafýndan güçlü bir biçimde sahipleniliyor.Menderes ve Özal dönemlerinde özellikle iktidaraulaþma hissine yaklaþan topluluk bugün hala katýlýmmücadelesiyle iktidar mücadelesini el ele yürütüyor.

Ülkeye giren küresel sermaye’nin de etkisiyle kentehücum eden dev nüfusu adapte edemeyen sosyopolitikelit yeni gelenlere karþý kendi “varoþlarýnda” olduklarýsürece kayýtsýz kalmayý tercih etti. Oysa dýþarýdakileryaþama tutunmak, mücadele etmek ve kendilerinikabul ettirmek arayýþýndaydýlar. Ekonomik, sosyal vepolitik örgütlenme süreçlerini sürdürdüler ve halakente gelmekte olanlarý kabul ettikleri gibi, geldikleriyerlere de sahip çýkmaya baþladýlar. Þimdi artýk, büyükþehir merkezlerinden köylere kadar örgütlü her geçengün kimliðinden biraz daha emin olan ve kendisinidaha “gerçek” hisseden bir kimliðe doðru gidiþ sözkonusu. Politik temsiliyetini bugünlerde AKP nezdindeörgütleyen çoðunluk þimdi elinde bulundurduðu sivil

kf

Arzu edilen toplum, laik ve modern bir tek kimliktenoluþuyordu. Cumhuriyet tarihi boyunca devlet vesivil iktidar üzerinde cereyan eden pek çok çatýþ-manýn ana kaynaðý tam da bu dinamikten kay-naklandý. Sosyopolitik elit, yalnýzca kendisini batýy-la entegre etme duygusu deðil toplumunu da kendiýsrarcý olduðu melez kimlikte buluþmaya zorluyor-du. Ýslami, etnik ve ideolojik ayrýmlarla toplumdanayrýþarak toplumsallaþma çabasý güden elitdaima kuþkucu ve faydacý oldu.

Page 21: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

iktidarý, devlet’inde tepesine geçerek taçlandýrmaküzere. Pek çok kimliði birleþtiren “sonradan gelenler-le”, kamu alanýnýn denetimini elinde bulunduran sosy-opolitik elit arasýnda halen cereyan eden çatýþmaülkenin tüm sosyal, ekonomik ve siyasal süreçlerinibelirliyor. Çatýþmanýn temel argümanýysa, AKP’ningizli niyetleri olduðu argümanýna yaslanýyor.Sosyopolitik elit, AKP’nin kadrolaþarak devleti elegeçirme amacý güttüðü söylemini sürekli bir tehditolarak canlý tutuyor.

Sonradan gelenlerin verdiði mücadelenin muhalifkarakteriyse onun olumlanmasý anlamýna gelmiyor.Örgütlendiði alanlarda kimliðinin ülkenin gerçek kim-liði olduðu vurgusuyla doðallýk iddiasý taþýyan üslup,hâkimiyet alanlarýnda gösterdiði dayatmacý tutumlarsebebiyle pek çok insaný da ürkütüyor. Özellikle yük-seliþ döneminde belediyeler aracýlýðýyla kamu alanýnanet müdahalelerde bulunan anlayýþ, 28 Þubat sürecininardýndan deðiþim iddialarýyla yeni ve çoðulcu birsöylem yükselterek, AB konusunda yoðun çaba göster-erek soru iþaretlerini kýsmen giderebilse de güvensi-zliði hala tam anlamýyla ortadan kaldýrabilmiþ deðil.Bu sorunun cevabýný süreçle birlikte almak ise vaatedilen bir uzlaþmadan medet ummak anlamýna geliyor.Ve doðallýk, aslilik ve tarihsellik iddiasýndanvazgeçmediði sürece asla tam olarak güven vermeye-cek.

Peki, Türkiye’de þeriata dayalý bir rejim kurulmasýtehlikesi mevcut mu?

Bu soruya cevap ararken özellikle AKP’ye oy verenkesimlere, tarikat örgütlenmelerine ve radikal Ýslamcýhareketlere bakmak gerekiyor. Ýddiamýz, AKPtabanýnýn büyük ölçüde böyle bir arayýþýnýn olmadýðý,tarikat örgütlenmelerinin ideolojik olmaktan çokekonomik ve sosyal örgütlenmeler olduðudur. Bu argü-manýn en önemli göstergesi olarak radikal örgütlen-melerin marjinal kalmasýný iþaret edebiliriz. Belli baþlýsemtlerde örgütlenen tarikat yapýlanmalarýnýnsa altkültür haline geldiðini ve ekonomik getirimçerçevesinde örgütlendiðini görmek zor deðil.

TESEV tarafýndan ülke çapýnda gerçekleþtirilenaraþtýrma verileri de ülkede bir rejim tehlikesiolmadýðýný anlatýr nitelikte. Araþtýrma sonuçlarýnagöre, ülkede kendisini Ýslamcý olarak niteleyen nüfusunbüyük bir çoðunluðu þeriat devleti istemiyor. 18 yaþüzerinde, 23 ilde 1492 kiþiyle gerçekleþtirilen araþtýr-ma da þeriat devletinin kurulmasýnýn istenip isten-mediði sorusuna Hayýr diyenlerin oraný % 76’ykenEvet diyenlerin oraný % 15. Soruya hayýr cevabý veren-ler arasýnda kendisini Ýslamcý olarak tanýmlayanlarýnoraný: % 68. AKP’lilerin % 70’inin cevabýysa hayýrolmuþ. Yine ayný araþtýrma sonuçlarýna göre laikliðintehdit altýnda olduðunu düþünenlerin genel ortalamasý% 22’1’lik bir kesimi oluþturmaktadýr.

Yeni Nesil Darbe Kültürü

28 Þubat için “post-modern” darbe, “sivil darbe”ifadeleri kullanýlmasýnýn temel sebebi, ülkenin alýþýkolduðu askeri müdahale alýþkanlýklarýnýn dýþýnda kalýy-or olmasýydý. Ordu, tanklarý ülkenin tüm sokaklarýndadolaþtýrmasa da Sincan’da gezen tanklar ülkede evindetelevizyon bulunan tüm hanelere ulaþmýþtý. Mizansenhedefine ulaþmýþtý. Tüm sokaklar tanklarla titremiþolmasa da, toplum tanklarýn sokaða inmesinin ne anla-ma geldiðini biliyor ve hafýzasýnýn da yardýmýyla darbepsikolojisine giriyordu. Darbeler gerçekleþtiðinde ilkiþi devlet televizyon ve radyolarýný ele geçirmek, tümsivil toplum kuruluþlarýný laðvetmek olanlar bu defamedyayý ve pek çok “Sivil Toplum Kuruluþu” nu yaný-na almýþtý. Zira yaþanan çatýþma, toplumsal bir bölün-meye yol açacak nitelikte ve yönlendirilebilir birsüreçti.

28 Þubat’ýn iyi anlaþýlmasý bugün hala devam edensüreci daha net görebilmemiz açýsýndan oldukça önem-lidir. Ordu ve siyaset arasýnda kalýn çizgilerin yalnýzcadarbelerle kýrýldýðý kamusal görüntü artýk yeriniOrdu’nun gündelik siyasetinin bir parçasý olarak algý-landýðý ve olaðanlaþtýðý bir atmosfere dönüþtü. Birzamanlar askeri muhtýralarý büyük sarsýntýlarýn izlediðiülkede artýk generallerin konuþmalarý sýradan bir olguhaline geldi.

28 Þubat’ýn süreç açýsýndan farklýlýðý sonuçlarýn dafarklý geliþmesine sebep oldu. Nihayetinde darbeyledevrilen yalnýzca hükümet oldu. Onu iktidara getirentaraftarlarýndaysa haksýzlýða uðramýþlýk hissi hâkimdi.12 Eylül darbesinde olduðu gibi toplum iliklerinekadar çözülüp tüm örgütlülük daðýtýlmamýþtý. RefahPartisi’nin kapatýldýðý yeni parti giriþimlerininkonuþulduðu ve darbenin sonuçlarýnýn deðer-lendirildiði süreçte, Refah Partisi’ni iktidara taþýyanhalksa kendisine yeni bir lider ve yeni bir parti seçmiþtibile. Muhafazakâr kanadý terk ederek AKP’yi kurangenç nesil daha uyumlu, daha seküler, daha az ideolo-jik ve daha dinamik gözüküyordu. Anlaþýlamamýþ,

Page 22: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

yargýlanmýþ, haksýzlýða uðramýþ ve halkýn içinden biriolarak algýlanan Recep Tayyip Erdoðan önderliðinde“sonradan gelenler”, Menderes ve Özal dönemlerindehissettiði iktidar yürüyüþüne yeniden girdi. Refah par-tisi önce Fazilet Partisi, ardýndan Saadet Partisi olarakisim deðiþtirirken tabanýný da gösterecek bir þekilde %2.49 oy almýþtý. AKP’yse % 34’lük oy oranýyla tekbaþýna iktidara geldi. Oysa sivil iktidar, Türkiye’depolitik iktidarýn sadece bir ayaðýdýr. AKP hala iktidaryürüyüþünü sürdürüyor.

Peki, bu yürüyüþün önü “gerçek” bir darbeylekesilebilir mi? Bu soruyu iki farklý noktadan hareketle“hayýr” olarak yanýtlayabiliriz. Birinci noktamýz, “son-radan gelenler”in göz ardý edilmesi mümkün olamayanbir sermayeyi yönettiðidir. Bu sermayenin en önemliözelliðiyse, eski sermaye gruplarýnýn hiçbir zaman

giremedikleri alanlara girerek, üretken ve dinamikkadrolar yaratmasý. Ülkenin dünya ekonomisindehacim kazanmasý anlamýna da gelen bu yeni süreç, dar-beyi imkânsýzlaþtýrýyor. Zira, böyle bir darbe ardýndandaðýlacak ekonomik örgütlenme ve ortaya çýkacaktahribat darbenin meþruluðunu zedeleyecek,sürdürülebilir olmasýný engelleyecektir. Ýkinci nok-tamýzsa yine birinci noktayla iliþkili. Batý, Türkiye’yibir “ýlýmlý” Ýslam ülkesi olarak bünyesinde kabul etm-eye ve gerek Ortadoðu gerekse Orta Asya ülkeleriyledenge tahtasý olarak kullanmaya hazýrlanýyor.Dýþarýdan desteklenmeyen bir darbeninse kendisinitamamlama ve meþrulaþtýrma þansý bulunmuyor.

Ýþte tam da bu noktada, ana meselenin Batý’yla bütün-leþme sürecinden vazgeçemeyen sosyopolitik elitin busüreci engellemek niyetinde olmadýðýný, hedefinsadece batýnýn biçtiði “Ilýmlý Ýslam” ülkesi rolünün red-dederek bu süreç devam ederken iktidarýn eldeðiþtirmesinin hedeflendiðini söyleyebiliriz. Bunugerçekleþtirmek için en etkili silah olarak, gerek ABsüreci gerekse en baþta tarif ettiðimiz batý hege-monyasýnýn yarattýðý uygun ortam sebebiyle “mil-liyetçilik” seçilmiþ gözüküyor. Bu yönlendirmeninnasýl gerçekleþtiði ve kullanýlan aygýtlarsa sondönemde fazlasýyla teþhir oldu. Açýktan yürütülenmücadele artýk daha görünebilir halde.

Pragmatizmin Elinde Milliyetçilik Silahý

Yeni dönemde artýk medyanýn da sýnýrsýz desteðiyle,görsel ve iþitsel metotlar kullanýlarak, yeni duyarlýlýk-lar geliþtiriliyor ve bu duyarlýlýklar aracýlýðýyla gerçek-leþtirilen toplumsal hareketler gündemi belirliyorlar.Henüz toplumsal alt yapýsý pek o kadar güçlü olmasada “milliyetçilik” giderek güç kazanýyor. Davalarhükümle sonuçlanmasa bile sürecin kendisinin propa-ganda araçlarý haline getirildiði Türklüðe hakaretdavalarý, Kürt çocuklarýn bayrak yakmasýna karþý gös-terilen hezeyan, Ermeni Patrikhanesi’ne karþý düzenle-nen kýsýtlý katýlýmlý ama sistemli eylemler,TAYAD’lýlara gerçekleþtirilen saldýrýlar planlý bir orga-nizasyon izlenimi yaratýyor. “Oysa milliyetçilik(bayrak, uçak logolarý, marþlar, milli çiçekler, millimutfaklar ve mimariler, takým sporlarý, popülerkültürel formlar gibi) fetiþ nesnelerin görünür, ritüelorganizasyonu aracýlýðýyla biçimlenir.” 10 Dünyanýn enbüyük bayraðýný yapma yarýþý, Ýstanbul’un herköþesinde devasa bayraklarýn dalgalandýrýlmasý, mil-liyetçi temalý þarkýlarýn kulaklarý doldurmasý, mil-liyetçiliði, feda kültürünü öven, þiddeti meþrulaþtýrandizi filmlerin (Kurtlar Vadisi – Saðýr Oda) ve milliyetçitemalý kitaplarýn (Metal Fýrtýna, Þu Çýlgýn Türkler)patlamasý bu senaryonun parçalarý olarak düþünülebilir.

28 Þubat döneminde adý çok sýk duyulan Özel HarpDairesi, 1983 yýlýnda konulan adýyla PsikolojikHarekât Dairesi, 2005 yýlýnda Genel Kurmay Baþkaný

kf

Batý’yla bütünleþme sürecinden vazgeçemeyensosyopolitik elitin bu süreci engellemek niyetindeolmadýðýný, hedefin sadece batýnýn biçtiði“Ilýmlý Ýslam” ülkesi rolünün reddederek bu süreçdevam ederken iktidarýn el deðiþtirmesinin hede-flendiðini söyleyebiliriz. Bunu gerçekleþtirmek içinen etkili silah olarak, gerek AB süreci gerekse enbaþta tarif ettiðimiz batý hegemonyasýnýn yarat-týðý uygun ortam sebebiyle “milliyetçilik” seçilmiþgözüküyor.

Page 23: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

tarafýndan adý Bilgi Destek Daire Baþkanlýðý olarakdeðiþtirildi. Deðiþime gerekçe olarak, kurumun sondönemde fazlasýyla yýpranmýþ olmasý ve yanlýþ algýla-malara yol açýyor olmasý gösterilmiþti. Ýþin ilginç yanýbu “yanlýþ anlaþýlmalara” yol açan isimlerin kita-plaþtýrdýklarý anýlarý ve verdikleri röportajlarla ülkeiçinde bulaþtýklarý kirli iþleri anlatan bazý emekli gen-erallerin olmasýydý. Bu dönem yapýlan açýklamalarda,6-7 Eylül olaylarý, Sosyalizm tehlikesine karþý YeþilKuþaðý desteklemek amacýyla imam hatiplerin açýl-masý, yurt dýþýnda yaþayan Türkiye Cumhuriyet’ivatandaþlarýna Kuran-ý Kerim basýlarak daðýtýlmasý,PKK’ya karþý kontrgerilla faaliyetleri organize edilme-si, Andýç operasyonu vb. pek çok faaliyet PsikolojikHarekat dairesine mal edilmiþti. Bu dönemde, herülkede bu harp dairesinin bulunduðu söylenerek kurummeþrulaþtýrmaya çalýþýlsa da, tanýmý gereði düþmanülkelerde faaliyet göstermek için kurulan bir yapýnýn,kendi ülkesinde faaliyet gösteriyor olmasý yapýnýn tümorduyu zan altýnda býrakýyordu. AB süreci ve halkýnOrdu’yu yanlýþ anlamasý gerekçesiyle dairenin adýdeðiþtirildi.

Devlet bürokrasisi içinde ciddi ayrýþmalarýn dayaþandýðý bir çatýþma ortamý yaratan bu sancýlý süreçdönem dönem yargýyý, orduyu, polisi ve sivil otoriteyide içine alan ciddi çatýþmalara da yol açtý. Emniyetoperasyonlarýyla ortaya çýkarýlan devlet görevlileri vebaþýbozuklardan oluþan suç örgütleri, kamuoyununkafasýný karýþtýrdý. Süreç Danýþtay’a yapýlan baskýndabir üyenin öldürülmesiyle perde arkasýna çekilmiþgözüküyor. Saldýrý ilk günlerde tarikatlarla iliþk-ilendirilerek AKP’nin sonu olarak da sunulurken,olayýn bazý emekli askerlerle ve ardýndan “Ergenekon”isimli bir örgütle iliþkilendirilmesi neticesindecinayetin çamur bulaþtýrmadýðý hiç bir kesim kalmadý.Cumhuriyet þehidi olarak cenaze namazý kýlýnanDanýþtay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin þimditamamen unutuldu. Bu dönemle ilgili Emniyet Ýstih-barat Dairesi eski Baþkaný Bülent Orakoðlu’nun açýk-lamasý dikkat çekici:

“Ben 1980 öncesinde, Diyarbakýr Terörle Mücadelemüdürüydüm. TÝT varla yok arasý bir örgüttü, ciddi bireylemi gözükmemiþti. Hayalet örgüt olmadýðý AkýnBirdal olayýnda çýktý. Güvenlik güçlerinin çok ciddiçalýþma yapmadýklarý da görüldü. TÝT tavrýyla kurul-muþ örgütlerin, çete baðlantýlarýyla ülkeyi istikrarsý-zlaþtýrmaya çalýþtýklarýný görüyoruz. Bu dýþ psikolojikhareketlerin bir nevi baþarýsýdýr. Hangi faili meçhulcinayet iþlense bu derin devletle irtibatlandýrýlýyor. Benderin devlet olmalý; ama parlamentonun kontrolündeolan ve dýþ psikolojik hareketlerle mücadele eden birbirim olmalýdýr diye düþünüyorum. Son 6-7 ayiçerisinde Türkiye’de birtakým örgütler, Sauna,Atabeyler örgütleri çýktý. Buralarda þöyle bir ortaknokta var. Görevde olan veya emekli askerlerörgütlenmede yer alýyor. Ofisinden 16 Türk devletinin

haritasý çýkýyor. Bu deðerler kullanýlýyor…”

Yine Orakoðlu’nun 29 Mayýs 2006’da, Radikal gazete-si muhabiri Neþe Düzel’le söyleþisinde 28 Þubat’ýkimin gerçekleþtirdiði sorusuna verdiði yanýt þöyle:“Ergenekon. Ergenekon, derin devlettir. Türkiyegerginlik yaþamasýn diye biz bazý þeyleri dondurdukama çok ileride açýklayacaðýz. “

Süreç hala devam ediyor ve çatýþma dinamikleri halagündemi belirleyen en güçlü unsur olarak varlýðýnýkoruyor. Kamusal alanýn hala hâkimi olan sosyo-poli-tik elit ve koruyucu refleksleri milliyetçilik vurgusun-dan vazgeçmeyecek. Öte yandan, TESEV’in araþtýrmaverilerine göre tüm bu yoðun propagandaya raðmentoplumun istenen noktaya yaklaþmak bir yana giderekuzaklaþtýðýný görebiliyoruz. “Sorulduðunda kendiniziöncelikle Türk olarak mý, Müslüman olarak mý,Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý olarak mý, Kürt ya daAlevi olarak mý tanýmlardýnýz?” sorusuna gelen cevap-larýn 1999 yýlýnda % 20,8 Türk, 2006 yýlýndaysa % 19,4olduðunu görüyoruz. Ayný soruya 1999 yýlýnda verilenMüslüman’ým cevabý 1999’da % 35.7 oranýndayken,2006’da %44.6 olmuþ.

Elbette bu istatistikî deðiþim, senaryonun baþarýsýzolduðu anlamýna gelmiyor. Araþtýrma verilerinden yolaçýkarak verilen cevaplarýn ses tonlarýný yakalamakmümkün deðil ama içinde bulunduðumuz toplumsalatmosferi dinleyerek cevaplarýn sertleþtiðini ve farklýgörüþler arasýnda toleransýn giderek azaldýðýnýgözlemleyebiliriz. Diyalog ve anlaþma zemininin yokolduðu böyle bir atmosferde, toplumun kendisine olangüveni giderek azalacak ve iradesini teslim etmeyedaha yatkýn hale gelecektir.

Çoðulcu, katýlýmcý ve demokratik bir anlayýþla aþýla-bileceðini düþündüðümüz bu kimlikler karmaþasýnýntüm aktörlerinin daha az korku ve daha az ön yargýlýolmaya ve farklý kimliklere alan açmaya istekli olmayaihtiyacý var. Hiçbir kimliðin diðerlerinin üzerinde birhak iddia etmediði, aslilik iddiasýnda bulunmadýðý birkamusal alan anlayýþýnýn yaratýlmasý, doðru birmücadele perspektifinin en önemli unsuru olarakönümüzde duruyor. Bu mücadeleyi sýrtlayacak olanönemli unsurlardan biri de, sayýsý milyonlarla ifadeedilen özgün bir tarih ve kültürel birikime sahip olanKafkas Diasporasýdýr. Büyük bir çoðunlukla “sonradangelenler” kýsmen de “sosyopolitik elit” için de eriyen

Hiçbir kimliðin diðerlerinin üzerinde bir hak iddiaetmediði, aslilik iddiasýnda bulunmadýðý birkamusal alan anlayýþýnýn yaratýlmasý, doðru birmücadele perspektifinin en önemli unsuru olarakönümüzde duruyor. Bu mücadeleyi sýrtlayacak olanönemli unsurlardan biri de, sayýsý milyonlarla ifadeedilen özgün bir tarih ve kültürel birikime sahip olanKafkas Diasporasýdýr.

Page 24: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

politik tutumuyla Kafkas diasporasý, Türkiye’nin þid-detle ihtiyaç duyduðu uzlaþma zeminin önemli aktör-lerinden biri olabilirdi, ancak þimdiye kadar diasporaönderlerinin izlediði tutum maalesef bu çatýþma zemi-ninin sýnýrlarý dýþýna çýkma yeteneði gösteremedi.

Çatýþma Zemininde Kafkas Diasporasý

Türkiye siyasi gündeminde ve kamusal alanda görün-mez kimliklere sahip olan Kafkas Diasporasý’nýn budenklemde kendisine yer bulduðu alan ise sosyal,ekonomik ve tarihsel koþullar sebebiyle büyük ölçüde“sonradan gelenler” arasýnda yer alýyor. Bunun enönemli sebebi, Kafkas diasporasýnýn tamamýna yakýnbir kesiminin 1970’lerden sonra kimliklerini muhafazaettikleri kýrsaldan çýkmýþ olmalarýnda yatar. Osmanlýdöneminin aydýn, güçlü ve kentli diasporasý,Cumhuriyet sürecinde tamamen tasfiye edilerek “sosy-opolitik elit” dediðimiz yeni kimlikle kaynaþmýþtýr.Ancak sonradan gelenlerin büyük bir çoðunluðu bukimliði benimsemiþ ve katýlým hissini saðlamýþdeðildir. Bu sebeple, diasporanýn sosyolojik sebeplerle“sonradan gelenler” in siyasi reflekslerine sahipolduðunu söyleyebiliriz. Nitekim, son seçimlerde dias-pora nüfusunun yoðun olduðu tüm bölgelerde AKP’ninezici bir çoðunluðun oyunu almasý da bu argü-manýmýzýn açýk bir iþaretidir.

Öte yandan sivil alanda, Kafkas derneklerinin büyükbir çoðunluðunda yönetimin katýlým sürecini tamam-lamýþ ve “sosyopolitik elitin” parçasý sayýlabilecekkadrolarýn elinde olmasý, dernekler ve toplum arasýn-daki uçurumun önemli bir sebebidir. Türkiye’ninkaderini belirleyen gerilimin, tüm boyutlarýyla Kafkasderneklerinde de yaþandýðýný söyleyebiliriz.Türkiye’de yaþanan kamusal alan tartýþmalarý dernek-lere tam anlamýyla sirayet etmese de, bu sürecin izleri-ni sonradan gelenlerin oluþturduðu sayýca daha az olandernekler “sosyopolitik elitin” hâkim olduðu derneklerarasýnda oluþan mesafeden izleyebiliriz. Derneklerindeðiþen siyasi angajmanlarla sürekli bir siyasi çatýþmaiçinde olmasý bu gerilimi þimdilik göz önünden uzak-laþtýrsa da, geri planda bu gerilim aðýrlýðýný hisset-tirmektedir. E-posta gruplarýnda yürütülen uzun veyorucu tartýþmalara raðmen, taraflarýn bir araya gelerekbu tartýþmalarý yapmaktan kaçýnmalarý, siyasal görüþayrýlýklarýnýn altýnda yatan sosyal bölünmüþlüðü iþaretetmektedir.

Kafkas diasporasý için her ne adla olursa olsun, mil-liyetçi bir yaklaþýmýn uygun olmadýðý açýktýr. Siyasialanda bir tehlike, kültürel alandaysa sevimli bir folk-lör öðesi olarak algýlanan diaspora kimlikleri farklý tar-ihsel geçmiþleri, dil ve kültürel unsurlarýyla bu ülkedevar olmanýn yolunu bulmak zorunda. Tam da busebepten dolayý diasporanýn vereceði mücadele “sosy-opolitik elit” e dâhil olma mücadelesi olmamalý.Ancak, “sonradan gelenler” in arasýnda olmak diaspo-raya çözüm üretmediði gibi, aksine önünü kapatmak-tadýr. Zira, bugün AKP çevresinde oluþan kimlik dediasporayý farklý bir kalýba sokmaktadýr. NihayetindeAKP etrafýnda örgütlenen “sonradan gelenler” dekamuya çýkýþ mücadelesinde attýðý her adýmda politikörtüþme ve yeni bir sosyo-kültürel benzeþme sürecinegirmektedir.

Deðiþim tüm kültür ve kimlikler için kaçýnýlmaz olsada, deðiþimin tercihler doðrultusunda þekilleniyorolmasý ve kendinin farkýnda olma hissi, kimliði vekültürü gerçeðe yakýn kýlmaktadýr. Tüm kimliklerin,kendisine yakýþýr bulduðu alaný yaratabilme þansýnýnolmasý çoðulculuðu ve katýlýmcýlýðý destekleyen biranlayýþ olacaktýr. Kafkas diasporasýnýn da bu deðiþimsürecine kendisinin daha çok farkýnda olarak sürdürmeþansýný yaratabilmesi gerekiyor. Bu mücadeledeyse enbüyük sorumluluk yine Kafkasyalýlara düþüyor.Türkiye kamu alanýnda neredeyse hiç gözükmeyenKafkas diasporasýnýn varlýðýný sürdürebilmek içinözgün hayat felsefesini, kimliklerini ilan etmesi veduyurmasý gerekiyor. Aksi halde, zaman taþýnan farklýisimlere gerçeklik hissi verdiðinde asýl isimlere ihtiyaçkalmayacak.

kf

Kafkas diasporasý için her ne adla olursa olsun, mil-liyetçi bir yaklaþýmýn uygun olmadýðý açýktýr.Siyasi alanda bir tehlike, kültürel alandaysa sevimli birfolklör öðesi olarak algýlanan diaspora kimlikleri fark-lý tarihsel geçmiþleri, dil ve kültürel unsurlarýyla buülkede var olmanýn yolunu bulmak zorunda. Tam dabu sebepten dolayý diasporanýn vereceðimücadele “sosyopolitik elit” e dâhil olma mücadele-si olmamalý.

KAYNAKÇA1 Yýldýrým, Ergün (2006) "Küreselleþen Dünyada milliyetçilik",Doðu Batý, SAYI 382 Yýldýz, Ahmet (2001)Ne mutlu Türküm Diyebilene, Ýstanbul:Ýletiþim Yayýnlarý3 Aydýngün, Ayþegül & Ýsmail Aydýngün (2004) "The role of lan-guage in the formation of Turkish national identity andTurkishness", Nationalism and Ethnic Politics, 10:415–432.4 Gole, Nilüfer (1997) "Secularism and Islamism in Turkey: Themaking of elites and counter-elites Gole", The Middle East Journal,51/15 (Ahmet YIldýz, “Ne mutlu Türküm Diyebilene” Ýletiþim Yayýnlarý2001 S.84)6 The role of language in the formation of Turkish national identityand Turkishness, Ayþegül Aydýngün, Ýsmail Aydýngün,Nationalism and Ethnic Politics, 10:415–432, 20047 (Ahmet Yýldýz, “Ne mutlu Türküm Diyebilene” Ýletiþim Yayýnlarý2001 S.130-131-132)8 Secularism and Islamism in Turkey: The making of elites andcounter-elites Gole, Nilufer The Middle East Journal; Winter 1997;51,1; Academic Research Library pg.9 ("Finlayson, 1998")10 McClintock, 1996" Nuran Erol Iþýk, Milliyetçilik, Popüler Kültürve Kurtlar Vadisi, Doðu-Batý Sayý 38

Page 25: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

BYDANUK RIDADE FIDAN

epimizi içeren ve kim olmamýz ve ne yap-mamýz gerektiðini söyleyen bir sistem içindeolduðumuzu söylemek iddialý bir cümle gibi

görünebilir. Hem kim ki bu çokça adý geçen sistem. Birinsan mý bir kurum mu bir süreç. Bizim baþýmýzda otu-rup ne yapacaðýmýzý söyleyen bir güç mü? Sürekli adýgeçen sistem gerçekten ne ve nasýl oluyor da ondan bukadar çok söz edilmesine karþýn her defasýnda bir çokyüzünü bizden gizlemeyi baþararak sürekliliðini koruy-or. Bir bakýma onu bu kadar popüler yapan ne?

Michael Foucault bu sorularý baþka bir noktadan ikti-darýn ne olduðu ve nasýl iþlediðiyle ilgili sorarak nasýlyaþadýðýmýzýn cevabýna yaklaþabilen düþünürlerden birtanesi. Ünlü araþtýrmalarý içinde “Deliliðin Tarihi” ve“Hapishane’nin Doðuþu” gibi çalýþmalar var.deliliðinneden bir tarihine ihtiyaç duyabileceðimizi ya dahapishanelerin yaþamlarýmýzý anlatmada nasýl bir aracadönüþebileceðini merak ediyor insan. Ancak bizetehlikeli görünen deliler ve suçlular baþka bir açýdanbaktýðýmýzda bizlerin yaþamlarýnýn birer izdüþümünedönüþebiliyor.

Deliler ve suçlular biz normallerin gözünde nereyedenk düþüyor kýsaca onlara nasýl bakýyor ve onlarla neyapýyoruz? Bu sorularý cevaplayabilmek oldukçaönemli çünkü delilik ya da suçluluk ötelediðimiz ikikavram. Öncelikle kimin deli ya da suçlu olduðununasýl belirliyoruz ya da gerçekten bunu belirleyen

kendi seçimlerimiz mi? Önceden belirlenmiþ bir takýmyargýlar ýþýðý altýnda bu kavramlara yaklaþýyor olabilirmiyiz? Bu sorular kendi içlerinde de birçok yanýtýbarýndýrýyor. Delilik ve suçluluk normal yaþamlardabirer kýrýlmayý ifade ediyor. Açýkça ne deliler ne desuçlular çoðunluk gibi düþünen insanlar deðil. Olaylarýyaklaþýmlarý oldukça farklý. Bir bakýma iktidar günde-lik yaþam standartý içinde bu iki odak noktasýna da sözgeçiremiyor. Onlarý televizyon izleyerek ya da belirlisaatlerde iþyerlerine göndererek uyuþturamýyor. Bu ikiodak da iktidarýn normlarýnda farklý bir gerçekliðe ina-narak hareket ediyor.

Peki delilere ve suçlulara ne oluyor? Çoðunluk gibidüþünmeyen ya da hareket etmeyen insanlardan sözediyoruz. Bu durumda onlarý çoðunluktan yalýtmakiktidarýn en büyük hedefi. Çünkü bu iki odak noktasýnada gerçekte söz dinletemiyor. Üstelik iktidarýnsöylediklerinin dýþýna çýkmaya özenen bireylerlekarþýlaþtýðýnda da onlarý tehdit edebilecek bir aracasahip olmak durumunda. Ýktidar açýkça kendisi gibidüþünmeyenleri deli ve suçlu olarak etiketleyip kapata-bileceðini haykýrýyor çoðunluða. Benim istediðim gibidavranmazsan seni alýþtýrdýðým yaþam standartlarýnýbile bulamazsýn demekten çekinmiyor.

Kapatýlanlarýnsa baþlarýna kötü þeyler geldiðini biliyorçoðunluk. Kapatýlanlar istedikleri saatlerde istediklerieylemi gerçekleþtirme özgürlüðünden yoksunlar.

H

Page 26: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

Acýktýklarýnda yemek yiyemezler ne zaman yemekyiyeceklerine karar veren iktidarýn kendisidir. Ya dauykusu gelen istediði saatte uyuyamaz. Görmeyi iste-diðiniz insanlar yoktur çevrenizde. Yabancýsýolduðunuz bireylerle ayný eylemleri yapmaya koþul-landýrýlmýþsýnýzdýr. Üstelik bunu size bir ses söyler.Sahibini asla göremediðiniz bir ses hopörlerlerdennerde olmanýz ve ne yapmanýz gerektiðini haykýrýr.Ýktidar kolektif bir eylem planý yapar ve kesin kurallar-la kapattýðý bireyleri bu plana uymaya zorlar.

Bu noktada týmarhanelerin ve hapishanelerin gerçekamaçlarýnýn iyileþtirmek ya da ýslah etmekten çok ayrýolduðunu görebilmekteyiz. Ýktidarýn asýl amacýöznelerini tam anlamýyla “kapatabileceði” mekanlarüretmektir. Bu özneleri tam anlamýyla kapatabilmeninöncelikli yolu ise çoðunluðunda bu öznelerin kapatýl-masýndan rahatsýzlýk duymamasýný bu kapatýlmayýiçselleþtirmesini saðlamaktýr. Delilik ve suçluluküstüne üretilen her türlü paranoya çoðunluk tarafýndan

da bu öznelerin kapatýlmasýnýn gerektiðiyle ilgili bironaylamaya dönüþmektedir. Kýsaca çoðunluk da artýkiyileþtirme ya da ýslah etme gibi eylemler yerine kap-atýlmayý tercih etmektedir. Kapatýlmak insanca yaþam-dan bir uzaklaþma anlamýný taþýdýðý için özünde ikti-darýn ürettiði anladýðý biçimde bir delilik ya da suçlu-luk olgusunu beslemektedir. Ýktidar kendi ürettiði para-noyanýn bu biçimde altýný doldurmayý, normallerkarþýsýnda deliler ve suçlularý, deliler ve suçlularkarþýsýnda da normalleri kontrol etmeyi baþarýr.Hapishanelerin ve týmarhanelerin bahçelerinde bulu-nan kuleden gelen bir ses her gün düzenli olarak deli vesuçlulara yapmalarý gereken eylemleri bildirir. Suçlularya da deliler kendilerine emir veren bu sesin sahibiniasla görmezler. Ama sesin söylediklerini yapmadýk-larýnda cezalandýrýlacaklarýný bilirler. Ses cezalandýrmaparanoyasýný üreterek daha da güçlenir ve suçlular yada deliler tarafýndan iktidarýn kendisi gibi algýlanýr.Sorun da burada baþlar çünkü gerçekte ses iktidarýnkendisi deðil sade bir yansýmasýdýr. O halde iktidaryani bu emirleri gerçekte veren kýsaca delileri ve suçlu-larý “kapatan” ve bu öznelerin “deli” ya da “suçlu”olduðuna karar veren kimdir? Bu özneler artýk iktidar-la birebir karþýlaþtýrýlmadan da kontrol edilebilmekte-dir.

Foucault tezini bu noktada bir adým daha ileri götürürve þunu söyler. Toplumun merkezinde de bu türkulelerin olduðunu iddia eder. “Çoðunluk” da týpkýdeliler ve suçlular gibi sahibini göremediði ancak yan-sýmalarýyla karþýlaþtýðý bir iktidarýn komutlarýna uyarakyaþamlarýný biçimlendirmektedir. Özellikle þehirlerdesanayileþmeyle beraber insanlar büyük kitleler halindebenzer saatlerde benzer yerlerde bulunarak benzeriþleri yapan yýðýnlara dönüþmeye baþlamýþtýr.Neredeyse hepimizin gün içinde önceden belirlenmiþve diðerlerince de bilinen bulunacaðýmýz bir yer veyapacaðýmýz bir iþ bulunmaktadýr. Kamusal alan dýþýn-daki özel alanlarýmýz, ev içi yaþantýmýz bile bu kural-lara uygun ilerliyor görünmektedir. Belirli saatlerdebüyük kitleler televizyonlarýn baþýnda ayný programlarýizlemekte ayný uyaranlarýn etkisi altýnda kalmaktaböylece benzer yaþam üsluplarýný üretmeye baþlamak-tadýr.

Üstelik iktidar artýk bütün bunlarý baþarmak için doðru-dan denetlemeye bile gereksinim duymamaktadýr.Çünkü özneler birbirlerini denetler hale gelmiþtir.Alýþýldýk olan yaþam biçiminden uzaklaþan yani bulun-masý gereken yerde bulunmasý gereken saatte bulun-mayan özneler toplum tarafýndan normalin dýþýndaolarak algýlanmakta çoðunluk otomatik olarak buözneleri kendi içinde eritmek için aynýlaþtýrmakta yada kapatma mekanizmalarýndan birine baþvurmaktadýr.Bu anlamda hapishane ya da týmarhane sistemini çokuzaklarda aramaya gerek yok. Televizyon kendikendimizi kapattýðýmýz bir dünya yaratmak da sonderece baþarýlý bir araç. Bu büyülü ekrana

24

Murder By Television, 1935

Page 27: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

düþündüðümüzden daha çok düþkünüz. Günün önemlibir bölümünü en önemlisi boþ zamanýmýzý televizyonizleyerek geçiriyoruz. Gündelik yaþamý takip etmeninen önemli aracý zaten televizyon. Olan bitenden haber-dar olmak istiyorsak televizyon da izlememiz gerekiy-or. Ancak televizyon olup bitenin bilgisini vermektençok daha farklý iþlevler de yükleniyor. O bize diðer-leriyle neyi nasýl konuþacaðýmýz hakkýnda da bilgiüretiyor. Yani gündelik yaþamýn iletiþim dilinin oluþ-masýnda belirgin bir yere sahip. Televizyonun yarattýðýdünyanýn dýþýna çýkmak çoðunluðun algýladýðýdünyanýn dýþýna çýkmak anlamýna geliyor ki zaten bubize oldukça tehlikeli görünüyor. Biz fark edelim ya dafark etmeyelim televizyon bir düþünce biçimininizleyicilerine kabul ettirmeyi baþarýyor. Gerçekte tele-vizyon izleyerek kitlesel düþünce biçimine ayak uydur-mak için gerekli donanýmý da elde ediyoruz. Böylecebiz herkes gibi olmayý baþarýyor kabul görüyor diðer-leriyle rahatlýkla aynýlaþýyor ve alýþkanlýklarýmýzýsürdürmeye devam ediyoruz.

Çünkü televizyon herhangi bir iletiyi sunarken eðlenceeyleminden çok fazla yararlanýyor. Eðlencenin dozun-daki artýþ iletinin gerçek içeriðini gizlerken büyükkitleler kendilerine sunulan her türlü bilgiyi hýzlaiçselleþtirebiliyor. Böylece iletilerin hýzla benimsen-mesinin yaratacaðý tahribat yine eðlence yüzündençoðu zaman gözden kaçýyor. Kitlelerin benzer iletilerinetkisi altýnda kalmalarý aynýlaþan yaþam biçimlerininoluþumuna da hizmet ediyor. Bir bakýma giderek benz-er eðilimlere ve ihtiyaçlara sahip olduðuna inanankitlerle benzer yaþam üsluplarý kurmaya devam ediyor.Böylece aslýnda Foucault’un tanýmladýðý anlamda ikti-dar en etkin biçimini televizyon sayesinde elde ediyor.Ýktidar görünemeden kitleleri yönlendirebilmeyibaþarýyor. Kitleler belirli saatlerde benzer programlarýizleyebilmek için kendi evlerine kapatýlýrken aynýzamanda televizyonun ürettiði düþsel evrene de kapat-maktadýr. Bu düþsel evren izleyicilerini ulaþamayacak-larý metalar ve yaþam standartlarýyla oyalarken, belirliideolojik imgelerle benzer siyasalarý üretmekte zorlan-mamaktadýr

Televizyonun nasýl bir düþünce sistemini bize kabulettirdiðini algýlamak bu noktada çok önemli.Televizyon aslýnda birtakým yargýlar üreten bir araç.Bazý davranýþlarý onaylayýp yüceltebiliyor ya da bazýdüþünceleri tehlikeli ve yanlýþ olarak etiketleyerek sun-makta tereddüt etmiyor. Yanlýþýn ne olduðunu taným-larken yanlýþý onaylayanlarýn baþlarýna neler gelebile-ceðini de gösteriyor. Örneðin oldukça basit ve tehlike-siz görünen kadýnlara yönelik sabah programlarýndabile televizyonun nasýl bir yargý aracýna dönüþtüðünügözlemlemek olasý. Bu tür programlar öncelikle kendi-lerine göre bir gündem yaratarak seyircilerini bunukabul ettirmeye zorluyor. Karar verme yetkisini ken-disinde görerek hangi konunun iþlenmesinin

diðerinden önemli olduðunu tespit edebiliyor. Çoðun-lukla içleri boþaltýlmýþ reyting kaygýsýyla iç içe girerekdikkat çekmeyi amaçlayan bilgilendirmek ve aslýndaeðlendirmekten de oldukça uzak konularýn seçilmesiönem kazanýyor. Çünkü televizyon yapýmcýlarý açýsýn-dan önemli olan doðruluktan çok dikkat çekici olmasý.Bu noktada devreye yeni bir süreç giriyor. Eldekimalzemenin iþlenme biçimi. Doðrunun ve yanlýþýn neolduðuna dair yine içi boþaltýlmýþ bir takým yargýlarlakonu incelenmeye baþlanýyor. Çoðunlukla parayla tutu-

lan stüdyodaki seyirciler halkýn sesini yansýttýklarý birmizansene dahil olarak izlenme oranýný arttýrmak adýnadaha çok polemik üretmekten kaçýnmýyor. Sunucularise birbirinden çeliþkili görüþleriyle kendilerinesunulan malzemeyi bir kamuoyu lideri olma iddiasýndayeniden biçimlendirerek televizyon izleyicisinin karþý-na koyuyor. Yapýmcýlardan katýlýmcýlara herkes birkurgunun parçasýna dönüþüyor böylece. Ancak izleyicibunu bir kurgu gibi algýlamaktan çok, gerçekmiþ gibi

25

The Truman Show, 1998

kf

Page 28: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

izliyor. Daha da trajik olan bir süre sonra kurguyuüretenler bile gerçek ve kurgu arasýndaki ince çizgiyiyitirerek olan bitenin gerçekliðine inanabiliyor. Kadýnprogramlarýndan verilen bu örnek aslýnda hazýrlananher türlü programýn içeriðine oldukça hakim. Çünkütelevizyonun ürettiði her þey bir ürün ve tek amaç buürünün daha çok izlenmesini saðlamak. Daha çokizlenirliði saðlamak adýna ise programlarýn içeriðinebaþka müdahalelerde yapmak gerekiyor. Öncelikle pro-gramlarýn çok basit olmasýna özen gösteriyor yapým-cýlar. Böylece kitlelere ulaþmak kolaylaþýyor. Ancakbasit programlarý izlemeye alýþan seyirci giderek dahabasit olanýn arayýþý içine giriyor ki böylece televizyonprogramlarý her geçen gün anlaþýlýr olma iddiasý içindehaddinden fazla basitleþiyor. Bu izleyiciyi de içioldukça boþ programlarla doldurmanýn ve onundüþünce sistemine müdahale edebilmenin baþka biryolu olarak karþýmýza çýkýyor. Televizyon izlenilir ola-bilmek için bir þey daha yapýyor. Programlarýn içer-iðine hakim olan þiddet öðesinin dozunu her geçen gündaha çok arttýrýyor. Þiddet izleyiciyi mýknatýs gibi ken-disiden çekerken bir anda özel alan olan evin içinesavaþlar ölümler dayak sahneleri iþkenceler girmeyebaþlýyor. Ancak bu görüntülerin baþka bir özelliði dahavar. Görüntüler giderek geliþen teknik imkanlarla öyle-sine gerçek dýþý bir alana kaydýrýlýyor ki izleyici bütünbunlarýn gerçek olduðunu ayýrdýna varamýyor. Çeþitliefektler ve seslerle süslenen ve arka arkaya gösterilenbütün bu görüntüler gerçeklik duygusunu izleyicidenalýrken onu kendi yaþadýðý dünyaya yabancýlaþtýrmak-tan çekinmiyor. Zaten öyle söylüyor bize. Rahatkoltuklarýmýzdan kalkmadan olup biteni izlememizisabah olduðunda iþimize gidip mesai saatinde evedönüp yeniden onu izlememizi söylüyor. Bu sistemindýþýnda kalmak için çabalayanlarý ise iki yolla hýzlapasifleþtiriyor. Ýlkinde zaten çoktan sadece izlemeyealýþtýrdýðý bireyleri eyleme geçmekten ürküyor kendiyaþamýný deðiþtirebilecek bile olsa yerinden kalkmakistemiyor en fazla olup biten karþýsýnda vicdanýnýrahatlatacak kadar yakýnýyor. Hepbaþkalarýnýn ürettiklerini sadeceizlemiþken yenisini üretmekiçin kollarý sývamak o kadarda cazip görünmüyor. Kalankýsým ise farklý olaný üretmesürecini yakalarsa popülerolanýn dýþýna çýkarsaçoðunluktan ayrýlacaðýnýbiliyor. Bu kabul görmemektelevizyonun ürettiði vegenel çoðunluk tarafýndankabul gören doðrularýn da dýþý-na çýkmak anlamýna geliy-or ki alýþkanlýklarý terketmek anlamýna geliyor.

Ýþte bu noktada televizy-onla iliþkimize bir daha

bakmak oldukça önemli. Genellikle televizyon’u iþsaatlerinin dýþýnda boþ vakitlerde izliyoruz. Yani belir-li saatlerimiz iþyerinde geçiyor. Akþam evedöndüðümüzde de belirli saatlerimiz televizyonkarþýsýnda. Hatta öyle ki yemek saatlerimizi televizy-onun verdiði aralara göre düzenleyebiliyoruz.

Ç o ksevdiðimiz bir

diziden önce ya da sonrayemek yiyoruz. Böylece bütün bir

süre içinde televizyonun yarattýðý dünyanýn sýnýrlarýkadar düþünmeyi ve hareket etmeyi de bir alýþkanlýkhaline getiriyoruz. Her þeyimiz planlanýyor bir bakýma.Gerçekten seçim yapabiliyor muyuz? Farklý televizyonkanallarý arasýndan seçim yapýp izlemeye devam etmekne oranda bir seçimi ifade ediyor bunu sorgulamakgerekiyor. Biz de farkýnda olmadan dýþýna çýkmayýbaþaramadýðýmýz bir sistem içine kapatýlmýþ olabilirmiyiz? Ne zaman nerde ne yapýyor hatta ne düþünüyorve ne üretecek olduðumuz belli deðil mi?

Kendi yaþamlarý karþýsýnda bile gerçekten izleyici kal-abilen kitleler üretmenin sýrrý da burada saklý.

Evet doðru gözlerimizi bir türlü alamýyoruz televizyonekranýndan ve artýk onun kimliklerimizi üretmekte kigücüne karýþmak da istemiyoruz. Baþka birisi olalým ne

önemi var yeter ki birisi olmak için artýkdaha fazla çaba göstermeyelim.

Koltuklarýmýz rahat yerimizdenkakmamýz da gerekmiyor. Öyle kisaatlerce oturabiliriz karþýsýndave tek yapmamýz gereken

kumandanýn tuþlarýný deðiþti-rmek. Hayal kurma gücünü

ellerine teslim etmekte de birsakýnca yok. Bizim içinbaþkalarý hayal ediyor nasýl

olsa. Bize düþen sadece izlemek.

0026

*: Her þeyi unutunTelevizyon ekranýTelevizyon ekraný Size küçülmüþ hissettirir.Hiç bir hayat yokIggy Pop (Tv Screen)kf

Page 29: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

”Vat

aným

ýzasa

hipçýk

mak

için;

Çeçe

n,Ab

haz,

Adige

,Kab

arde

y,Çe

rkes

dem

eden

birlik

içind

eolm

alýyýz

.Eðe

rböy

leolm

azsa

,"Bu

bölge

deKa

fkasy

alýlar

yaþa

rlarm

ýþ"diy

eile

ride

mas

allar

daan

latýla

caktý

r.Ge

çmiþt

eKa

fkasy

a'dan

istem

eyer

ekgö

çet

mek

zoru

nda

kalan

lar,t

arihi

anav

atan

larýyl

ailg

ilens

inler

.Çün

kübu

rasý

,büt

ünKa

fkasy

a,on

larýn

atala

rýnýn

vata

nýdý

r.He

rkes

kend

iküç

ükto

prak

larýn

ýdüþ

ünm

esin.

Tüm

Kafka

sya

bütü

nbir

toplu

mun

evidi

r.Be

nimsiz

den

isted

iðim

þey,

silah

lýola

rak

katký

saðla

man

ýzön

emlid

eðil,

bunu

yapa

mýyo

rsan

ýzda

mad

dim

anev

ides

tek

olun.

Ýnsa

nlar"

Kafka

sya'n

ýnka

derin

den

ben

deso

rum

luyum

"diye

hisse

tsin-

ler.K

afka

sya'n

ýnka

derin

iken

dika

deri

olara

kgör

sünle

r.Ön

emlio

lanins

anlar

ýndu

ygus

alola

rak"

ben

buto

plum

unbir

eyiyi

m"d

iyehis

setm

esidi

r.Ki

mne

rede

olurs

aols

un,in

san

elind

enge

leniy

apm

alýve

iyiyö

nedo

ðru

düþü

nmeli

.Ba

nagö

reor

ada

yaþa

yanla

rþim

dive

yada

haso

nra

kend

imem

leket

inedö

nmeli

veya

þam

alý,k

imne

ders

ede

sinins

anke

ndito

prak

larýn

daki

gibiy

aþay

amaz

vera

hato

lamaz

.”

ÞamilÞ.BA

SAYE

V

‘in Ardýndan ’i Anlamak

Page 30: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

ATRIÞBA MURAT BOLAT

ugüne dek defalarca öldüðüne dair haberlerinyayýnlanmasý, ilk olarak bu haberin de Rus ikti-darýnýn bir dezenformasyonu olarak deðer-

lendirilmesine yol açmýþ ve yalanlanmasý beklenmiþti.Ne var ki bu sefer haber doðruydu. Þehit oluþununardýndan fazla vakit geçmeden spekülasyonlarbaþlamýþ, Rus yetkililer olayýn ilk saatlerindeBasayev'den bahsetmeden, yalnýzca 4 direniþçinin yük-leme esnasýnda havaya uçtuklarýný belirtirken, bu açýk-lamadan 16 saat sonra ise olay yerinde bulunduðusöylenen baþýn ve protez bacaðýn Basayev'e ait olduðu-nun tespitiyle bu kez 6 aydýr süren bir operasyon sonu-cu Çeçen liderin füzeyle öldürüldüðünü bildirmiþlerdi.Hemen ardýndan Çeçenistan-Ýçkerya Cumhuriyeti(ÇÝC) Dýþ Ýþleri Bakaný Ahmet Zakayev, ÇÝCParlamentosu ve sonrasýnda da Devlet Baþkaný DokkaUmarov'un açýklamalarýyla Þamil Basayev'in hayatýnýkaybettiði haberi kesin bir biçimde doðrulandý. Direniþliderleri Rus tezinin aksine, Basayev'in patlayýcý yük-lemesi esnasýnda kazara olan bir patlamayla þehitolduðunu belirttiler. Olaydan fazla bir zaman geçme-den, Rus gazetesi Ýzvestiya, patlamada Türk Ýstih-baratýnýn da rol aldýðýna dair bir haberi birinci sayfadanyayýnlayacaktý. Operasyonun bizzat Rusya DevletBaþkaný Vladimir Putin'in kendisi tarafýndan koordineedildiðini belirten gazete þunlarý yazdý:

"Putin son iki ay içerisinde terörle ilgili olarak ilk baþtaABD Baþkaný George Bush ile dört kez temasta bulun-du. Ardýndan Türkiye Cumhurbaþkaný Ahmet NecdetSezer Moskova'yý ziyaret etti. Rusya ve Türkiye lider-leri görüþme sonrasýnda terörle mücadelede ortakhareket edeceklerini defaeten dile getirdiler, ancak o

günlerde bu sözlere rutin açýklama biçiminde yak-laþýlmýþtý. Yazýnýn devamýnda Basayev'i havaya uçuranbombanýn eline nasýl geçtiðini anlatan Ýzvestiya'yagöre Basayev'in sonunu getiren bombanýn kaynaðýIrak'tý. Buna göre; Saddam Hüseyin'in eski ordusundankalma silahlarýn Çeçenistan'a doðru yola çýkacaðý Rusve ABD istihbaratý tarafýndan öðrenildi.Basayev'ineline geçeceði kesin olarak bilinen bombanýn içineuzaktan kumandalý patlayýcý yerleþtirildi. Silah yüküIrak'tan büyük ihtimalle Türkiye ve Gürcistanüzerinden ilk önce Çeçenistan'a, ardýndan daBasayev'in bulunduðu Ýnguþ Cumhuriyeti’ne geldi.Türkiye'nin bu operasyonda üstlendiði rol silahlarýnengelle karþýlaþmadan adresine ulaþmasýydý. Benzerþekilde Gürcistan istihbaratýnýn da plandan haberdarolduðu sanýlýyor." Evet, iddialardan biri de buydu.

Sovyet sonrasý Kafkasya'nýn baðýmsýzlýk mücade-lesinin liderleri içinde onun kadar gözönünde bulun-muþ olup, bugüne dek hayatta olan kimse yoktur. Busebeple, tüm dünyadaki Kafkasyalýlar arasýnda var olanþaþkýnlýk ve þokun sebepleri anlaþýlamaz deðildir.Hayatý neredeyse Kafkasya'nýn baðýmsýzlýk mücade-lesinin bir yansýmasý olan bu adamý anlamak, öðren-mek, eleþtirebilmek, hala sýrlarla dolu olan hikâyesin-deki soru iþaretlerinin ortadan kalkmasý için çabalamakve olabildiðince dersler çýkarmak, uzun süreli biruðraþý anlamýna gelmekle beraber, Kuzey Kafkasya'nýnözgürlüðünü hedefleyenler için vazgeçilmez birgerekliliktir. Bu kadar kýsa zaman sonra bu gerekliliðitam olarak karþýlamayacaðýnýn bilincinde olarak, ÞamilBasayev'in hayatýný, yani mücadelesini hatýrlayalým…

B

10 Temmuz 2006 tarihi, hiç þüphesiz baþta Çeçenistan olmak üzere tüm KuzeyKafkasya için bir dönüm noktasý oldu. Çünkü bu tarihte Ýnguþetya'nýn Ekajevkasabasýnda, patlayýcý madde yüklemesi esnasýnda hayatýný kaybedendireniþçilerden biri, geçtiðimiz 15 yýl boyunca Kafkasya'nýn kaderinin þekillen-mesinde büyük ölçüde rol oynayan bir isim, Þamil Basayev'di.

Þamil Basayev

Page 31: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

Belxtoy teipinden olan Basayev, 1965 senesinde ÝmamÞamil'in son kalesi Vidýn (Vedeno)'da doðdu. Ailesi1944 yýlýnda tüm Çeçen halký gibi Kazakistan'a sürülenÞamil Basayev, genel olarak tüm Çeçen halkýnýn kolek-tif hafýzasýnda yer alan trajedilerden fazlasýný,muhtemelen, 1918'de kurulan Kuzey KafkasyaCumhuriyeti saflarýnda Beyaz ve Kýzýl Orduya karþýdirenen ve bu direniþi kendisine aktaran dedesindenmiras aldý.1987'de Moskova'da mühendislik eðitimialmaya baþlayan bilgisayar satýcýsý Basayev, 1991Aðustos'unda hükümet darbesi teþebbüsü sýrasýnda, ogünlerde Sovyet diktatörlüðüne karþý bir demokratimajý çizen Yeltsin'in taraftarlarý arasýnda yer aldý.Çeçenistan'ýn 1 Kasým 1991'deki baðýmsýzlýk ilanýnýnardýndan ayný Yeltsin, Dudayev'in tutuklanmasýnýemretti. Bunun ardýndan ülkede olaðanüstü hal ilaneden Rus lider, 622 kiþilik bir özel birliði ayrýlmaçabalarýna son vermesi için Çeçenistan'a gönderdi. Ýþtebu sýrada Basayev, ülkesinde yaþananlarý dünyayaduyurmak amacýyla bir Rus uçaðýný içindeki 178kiþiyle Ankara'ya kaçýrdý. Uçak beþ saat pistte kaldýk-tan sonra kimse zarar görmeden Caharkale'ye (Grozni)dönmüþtü. Bu, dünya kamuoyunun Þamil'le tanýþ-masýydý.

Aþýrý milliyetçi Gürcü lider Zviad Gamsakhurdiya'yýdeviren Gürcistan Devlet Konseyi, yerine Sovyetlerineski dýþiþleri bakaný olan Eduard Þevardnadze'yi getir-miþti. Böylece Rus karþýtý Gamsakhurdiya yerine"beyaz tilki" Þevardnadze'nin geliþi Gürcistan'a,Rusya'nýn yeniden bir kalesi olmak karþýlýðýnda toprakbütünlüðünü(!) saðlama konusunda yol verilmesinisaðladý. Sovyet Rusya'nýn Transkafkasya ordusununsilahlarýna sahip Gürcistan'ýn bu silahlarý hangi yöndekullanacaðý þüphesiz ona bu silahlarý bahþedenlertarafýndan da bilinmekteydi. Gamsakhurdiya'nýn aþýrýmilliyetçi ideolojisini savaþ alanýnda taçlandýrmakisteyen Gürcistan Devlet Konseyi, Abhazya'nýn tümgörüþme taleplerini cevapsýz býrakarak 14 Aðustos1992'de, ani bir hareketle Abhaz topraklarýný iþgal etti.

"100 bin Abhaz'ý yok etmek için 90 bin Gürcü'yü fedaederiz" sloganýnýn sahibi askeri lider Karkaraþvili vebenzerlerinin uygulamaya koyduðu bu iþgal vesoykýrým hamlesine Abhazya'nýn bu denli karþý koy-masý beklenmiyordu. (Fakat öyle olmadý.) Azim vesabýrla, sessizce yok edilmeye karþý direnen Abhazhalkýnýn tüm dünya tarafýndan tepkisiz bir biçimdeizlenen kaderi, 1989'da Abhazya'nýn baþkenti Akua’da(Sohum) kurulan Kafkas Halklarý Konfederasyonu'nun(KHK) çaðrýsýyla tersine döndü. Kendisini KuzeyKafkasya Cumhuriyeti'nin varisi olarak gören KHK,tüm Kuzey Kafkas halklarýný Gürcü emperyalizminekarþý direniþe ve Abhaz halkýnýn yanýnda olmaya çaðýr-mýþtý. Kremlin politikalarýna uygun biçimde davra-narak gönüllü hareketini bastýrmaya çalýþan veKonfederasyon yetkililerine karþý tutuklama emriçýkartan kukla yerel cumhuriyetler,halkýn çok yoðun

protestolarýna hedef oldular. Sovyet sonrasý yükseliþegeçen milliyetçi dalga, Gürcü emperyalizminindestekçisi Rus iktidarýný da hedef almaya baþlamýþtý.Örgütlü bir niteliðe sahip bu dalga artýk Rusya'nýnbildirilerinde "güney sýnýrlarda baþ gösteren tehlikelidurum" olarak yer alýyordu. Kendi adamýný destekle-menin, daha fazlasýný kaybetmesine sebep olacaðýnýanlayan Rusya, Abhazya üzerindeki kýskacý hafiflet-meye razý edildi. Abhaz lider Stanislav Lakoba birmakalesinde bu durumu þu sözlerle ifade eder: "Abhazhalký savaþýn ilk günlerinde dünyadan nasýl tecritedildiðini hiç unutmayacak. Ýþte o günlerde sadeceKonfederasyon gönüllüleri daðlarý aþarak yardýmýmýzayetiþtiler.(…) Ancak tüm Kuzey Kafkasya ayaðakalkýnca Rusya tavrýný deðiþtirdi."

Baþta Yeltsin sonra da Kuzey Kafkasya'daki Rus yan-lýsý yerel cumhuriyet liderlerinin Gürcistan toprakbütünlüðü içerisinde kalmasý yönünde Abhazya'ya yap-týklarý baský ve tehditlerin en ete kemiðe bürünmüþ hali3 Eylül 1992 Moskova ateþkes antlaþmasýydý. FakatAbhaz halký kararýný vermiþti ve yaþamak için savaþ-mak gerekiyordu. Savaþýn daha ilk günlerinden itibarengönüllü birlikler, Karaçay-Çerkes üzerindenGudauta'ya gelmeye baþlamýþlardý. Bunun üzerine birde; Türkiye, Suriye, Ürdün ve Filistin'den Abhaz ve

"Abhaz halký savaþýn ilk günlerinde dünyadan nasýltecrit edildiðini hiç unutmayacak. Ýþte o günlerdesadece Konfederasyon gönüllüleri daðlarý aþarakyardýmýmýza yetiþtiler.(…) Ancak tüm KuzeyKafkasya ayaða kalkýnca Rusya tavrýný deðiþtirdi."

29

Page 32: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

Adigeler yeniden kavuþtuklarý vatanlarýna sahip çýkmabilinci ve büyük bir sorumluluk hissiyle direniþe katýl-mak üzere Abhazya'ya geldiler. Mücadelenin asýlyükünü omuzlayan Abhaz halký için bu, her þeydenönce büyük bir moral desteðiydi.

Kuzey Kafkasya'nýn hemen hemen tüm bölgelerindengelen binlerce savaþçýnýn arasýnda kýsa sürede sivrilenÞamil Basayev, Kafkas Halklarý Konfederasyonu'nunçaðrýsýyla Abhazya'ya akan gönüllü birliklerin komu-tanlýðýna yükselmiþti. O dönem daha 27 yaþýnda olangenç komutanýn kendisine baðlý birliði "ÞamilBatalyonu" olarak adlandýrýlmaya baþlandý. Batalyon;Çeçenler, Abhazyalý Abhazlar ve diasporadan gelengönüllülerden oluþuyordu. Özellikle 3 Ekim 1992 tar-ihli Gagra harekatý gibi büyük operasyonlarda görevalan birliðin baþarýlarý ve Þamil Basayev'in tartýþýlmazaskeri yetenekleri bu birliði efsanevi kýlan sebepler-dendir. 25 Ekim 1992 tarihinde, Türkiyeli savaþçýlarýnkamerasýna konuþan Þamil Basayev, Türkiye'dekiKafkas diasporasýna þöyle sesleniyordu:

"(…)Buraya gelme amacýmýz,Abhaz kardeþlerimize yardýmetmektir. Çeçenler ve diðerKafkas halklarýndan ayrýcaTürkiye'den mücahitler olarakbiz üç aya yakýn zamandýrAbhazya'da bulunuyoruz. Biz ilkgeldiðimizde tanklar ve aðýrsilahlarýmýz yoktu. Allah'a þükür,þu anda Gürcülerden elegeçirdiðimiz tank ve aðýrsilahlarýmýz var. Bugün bazýlarýmemleketimizde yapacak bir þeybulamadýðýmýz için burayageldiðimizi düþünüyorlar. Bizburaya Abhaz kardeþlerimizeyardým etmek için geldik. BütünKafkasya halklarý bir araya gelip

birlik olmazsa, düþmanlarýmýz zulmetmeye devam ede-cektir. Eðer birlik olmazsak yarýn büyük devletlertarafýndan parçalanacaðýz ve zulümler devam edecek-tir.(…) Vatanýmýza sahip çýkmak için; Çeçen, Abhaz,Adige, Kabardey, Çerkes demeden birlik içindeolmalýyýz. Eðer böyle olmazsa, "Bu bölgedeKafkasyalýlar yaþarlarmýþ" diye ileride masallardaanlatýlacaktýr. Geçmiþte Kafkasya'dan istemeyerek göçetmek zorunda kalanlar, tarihi anavatanlarýylailgilensinler. Çünkü burasý, bütün Kafkasya, onlarýn

atalarýnýn vatanýdýr. Herkes kendi küçük topraklarýnýdüþünmesin. Tüm Kafkasya bütün bir toplumun evidir.Benim sizden istediðim þey, silahlý olarak katký saðla-manýz önemli deðil, bunu yapamýyorsanýz da maddimanevi destek olun. Ýnsanlar "Kafkasya'nýnkaderinden ben de sorumluyum" diye hissetsinler.Kafkasya'nýn kaderini kendi kaderi olarak görsünler.Önemli olan insanlarýn duygusal olarak "ben butoplumun bireyiyim" diye hissetmesidir. Kim neredeolursa olsun, insan elinden geleni yapmalý ve iyi yönedoðru düþünmeli. Bana göre orada yaþayanlar þimdiveya daha sonra kendi memleketine dönmeli ve yaþa-malý, kim ne derse desin insan kendi topraklarýndakigibi yaþayamaz ve rahat olamaz. Çünkü bizimvatanýmýz Kafkasya'dýr. Bizim halklarýmýz kardeþ gibiiç içe yüzyýllarca yaþamýþlardýr. Ama o zamanda ilkbaþta Ruslar ve Gürcüler bizi kýþkýrtmýþlardýr. Allah'ýnizniyle Abhazya özgürlüðe kavuþacaktýr. Biz elimizdengeleni yapmaktayýz. Allah bizi korusun. Biz buradaGürcü halkýyla savaþmaya gelmedik ve asla halkýnadokunmayacaðýz. Bizim savaþýmýz halkýyla deðil,askerleriyledir. Onlara asker demek doðru olmaz;esrarcý ve barbardýr onlar. Abhazya savaþýndan önceOsetya'da bir yýl kan döktüler, baþa çýkamayýncaAbhazya'ya yöneldiler. Allah'ýn izniyle burada bir þey

“...Çünkü bizim vatanýmýz Kafkasya'dýr. Bizim halk-larýmýz kardeþ gibi iç içe yüzyýllarca yaþamýþlardýr.Ama o zamanda ilk baþta Ruslar ve Gürcüler bizikýþkýrtmýþlardýr. Allah'ýn izniyle Abhazya özgürlüðekavuþacaktýr. Biz elimizden geleni yapmaktayýz. Allahbizi korusun.”

Anna Politkovskaya - Putin’in Rusyasý

30

Page 33: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

yapamazlar, Abhazya yakýnda özgürlüðüne kavuþacak-týr inþallah. Benimle gelen mücahitler savaþý bilen vesavaþan mücahitlerdir. Allah onlardan ve onlar gibievlatlarý yetiþtiren anne-babalarýndan razý olsun.Ýnþallah yakýnda savaþ bitecek ve sað salim evedöneceðiz. Benim söyleyeceklerim bu kadar þimdilik,Allah'a emanet olun…"

Ürdün diasporasýna gönderilecek bir kasette ise "(…)Bu savaþý biz baþlatmadýk ama biz bitireceðiz inþallah.Allah bize yardým eder. Neden mi? Biz doðru yoldayýz,özgürlüðün yolu. Ýnþallah Abhazya'da özgürlüðükazanacaðýz" diyordu.

Þamil Basayev; savaþ sýrasýnda direniþe aktif olarakkatýlmýþ, Ceniya sülalesinden bir Abaza kýzýyla daevlenmiþti. Abhazya'daki yararlýlýðý sebebiyle, çok azkiþiye verilen "Kafkas Kahramaný" unvanýna sahipKumandan'ýn pek fazla dile getirilmeyen, dikkatedilmeyen bir yönü de savaþ alanýndaki kendine özgütarzýdýr. Abhazya'da onunla beraber mücadele etmiþolan Türkiyeli savaþçýlar, Basayev'in mümkün olduðusürece çatýþma alanlarýna askerlerinden önce gidip böl-geyi kontrol ederek, kayýp sayýsýný en aza indirmeyihedeflediðinden bahsederler. Bu anlatýmlarý doðru-layan bir video kaydýnda Basayev, Oçamçýra'da ken-disini takip eden savaþçýlarý durdurarak çatýþma bölge-sine doðru yürürken görülüyordu. Türkiye'den moraldestek için giden Abaza kýzlarýnýn, Abhazya'da ken-disiyle kartopu oynarkenki hatýralarýný dinleyebile-

ceðiniz bu ufak tefek, utangaç adam, yýllarca ömrücephede geçtikten sonra Baþkomutan sýfatýylaÇeçenistan'da aralarýna yeni katýlmýþ genç birdireniþçinin çayýný dolduracak alçakgönüllülüðe desahipti.

13 ay süren Abhazya direniþi, 30 Eylül 1993 tarihindeiþgalci Gürcü ordusunun topraklarýmýzdan çýkarýl-masýyla son buldu. Stanislav Lakoba'nýn dediði gibi,Abhaz halký onun en zor gününde yanýnda olanlarýunutmayacak…

Sovyetler Birliði'nin daðýlmasýnýn ardýndan, 1 Kasým1991'de baðýmsýzlýðýný ilan eden ve daha sonrasýnda daRusya Federasyonu'nun birlik antlaþmasýný imzalama-yarak baðýmsýzlýk iradesini sürdüren Çeçenistan,Rusya'nýn müdahale tehditleriyle ve iç karýþýklýðýkörüklemeye çalýþan politikalarýyla mücadele ederek 3.yýlýný ardýnda býraktýðýnda, kaderini belirleyengeliþmelerden biri yaþanýyordu. Rusya FederasyonuDevlet Baþkaný Yeltsin, ABD Baþkaný Clinton'la olanWashington'daki görüþmesinin ardýndan 27 Eylül1994'te Türk basýnýna da yansýyan þu sözleri söylüyor-du: "Amerika nasýl arka bahçem dediði Panama veHaiti'ye müdahale hakkýný kendinde görüyorsa, biz debir zamanlar, sýnýrlarýmýz içinde bulunan eski Sovyetcumhuriyetlerine müdahale hakkýna sahibiz." Yaklaþansavaþýn ayak seslerini duyuran bu ve buna benzer açýk-lamalarýn ardýndan Rus ordusu, 11 Aralýk 1994 tari-hinde Çeçenistan'ýn iþgaline baþladý.

Çeçenistan-Ýçkerya Cumhuriyeti'nin ilk devlet baþkanýDudayev, bir röportajýnda baðýmsýzlýklarýna kavuþanadek Çeçen baþkentinde, üzerinde "Güneþin altýnda,bundan daha çirkin bir halk yoktur" yazan 19. yy'dakikatliamlardan sorumlu Rus Generali Yermolov'un biranýtýnýn olduðunu söyler. Buna benzer pek çok aþaðýla-maya maruz kalan Çeçen halký, Yermolov anýtýnýn yer-ine Ruslar'ýn aþaðýlamak için tuvalet yapýmýn-da kullandýklarý Çeçenler'in atalarýna aitmezar taþlarýný bir araya getirip bu seferüzerinde "Aðlamayacaðýz! Yýlmayacaðýz!Unutmayacaðýz!" yazan bir anýt inþa eder-ler. Mezarlarýnýn yanýndan arabayla dahigeçerken saygýyla yerlerinden hafifçe doðru-lan bir halk için bu büyük bir hakaretti.

Bu noktayý anlamak önemlidir.Hayatlarý sýnýrsýz bir keyfiyetinelinde bulunan insanlar içinözgürlük; bir kapris, bir inatya da takýntýlý bir tutkudeðildir. Özgürlük; nezaman ve hangi bahaneylegeleceði belli olmayankitlesel ölüm ve sürgün-lerin, aþaðýlama ve adalet-sizliklerin elinden kurtuluþ

Dudayev akýllarda,Basayev kalplerde

31

Page 34: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

demektir. Var olma hakkýna sahip olmak, geleceðindenemin olmaktýr. Þamil Basayev, Abhazya savaþý sýrasýn-da bir Çeçen muhabirle yaptýðý röportajda, 1944 sen-esindeki gibi tekrar sürgün edilmemek için mücadeleettiklerini söylüyordu. 13 yýl sonra, 2005 yýlýnda Rusgazeteci Andrei Babitsky ile olan röportajýndasöyledikleri ise ayný yaklaþýmýn ve gerçekliðin devamettiðini gösteriyordu:

"Babitsky: Neye güveniyorsun? Terörün, Putin rejimi-ni, teslim olmaya ya da müzakerelere zorlayabileceði-ni düþünüyor musun?

Basayev: Benim onlarýn müzakerelerine ihtiyacým yok.Çeçen halkýna karþý yapýlan soykýrýmýn bitmesineihtiyacým var. Ýþgalci ayak takýmýnýn, ülkemizi terketmesine ihtiyacým var. Gelecekteki Çeçen nesillerinin,1944'de olduðu gibi Sibirya'ya sürülmeyecekleriningarantisine ihtiyacým var. Baðýmsýzlýða ihtiyacýmýzýnolma sebebi iþte bu. Pratik olarak bütün dünya, bununbir soykýrým olduðunu biliyor. Terörist olanlar'Ruslar'dýr. Ulusal baðýmsýzlýðýmýz için devam eden birmücadele var."

Ülkesindeki savaþý durdurabilmek için sadece yarýmsaatlik bir görüþme isterken tuzaða düþürülerek þehitedilen 3. Devlet Baþkaný Aslan Mashadov, uðruna canverdikleri baðýmsýzlýðý tanýmlýyor:

"Bizim anladýðýmýz baðýmsýzlýk, Moskova'da büro-larýnda oturup, hiçbir cezalandýrmayla karþýlaþmadan,halkýmýzýn kaderine iliþkin kararnameler imzalayanbürokratlarýn kaprislerinden baðýmsýz olmak anlamýnageliyor. Soykýrým yüzyýllardýr devam ediyor ve kimsebunun sorumluluðunu üstlenmiyor."

23 Þubat 1944 senesinde, Nazi Almanya'sýnýn ordu-larýyla hiç karþýlaþmadýklarý halde, Nazilerle iþbir-liðiyle suçlanan Çeçen-Ýnguþ ve Karaçay-Balkar halk-larý, son ferdine kadar yük trenlerine týkýlmýþ, yaþlýlarýve hastalarý askerlere yük olmamasý için öldürülmüþ vebu þekilde Sibirya ve Kazakistan'a sürgün edilmiþti.1957 senesinde, sürgün kararýnýn sahibi Stalin'inölümünün ardýndan dönüþlerine izin verilen Çeçenhalký diðer suçsuz Kafkas halklarý gibi bu soykýrýmdenemesinde yüz binlerce insanýný kaybetmiþti. PekiÞamil Basayev gelecek nesillerin ayný kaderi paylaþ-mayacaðýnýn garantisine ihtiyaç duyarken, bukorkusunda haksýz mýydý? Çeçen tarihçi Tarýk CemalKutlu "Çeçen Direniþ Tarihi" isimli eserinde, RusyaFederasyonu hükümetinin 1994 senesinde yayýnladýðýve Baþbakan Çernomirdin'in imzasýný taþýyan bir planýayrýntýlarýyla gözler önüne serer. Bu plana göre Çeçenhalký küçük öbekler halinde R.F. içerisinde uygungörülen bölgelere yerleþtirileceklerdir. Öyle görünüyorki Kremlin, Kruþçev'in merhametinden piþmanlýkduyuyordu. Yeltsin iktidarýnýn bu kararýný engelleyentek þey, 31 Aðustos 1996'ta Hasavyurt antlaþmasýyla

tasdik edilen, yaþamak için özgür olmanýn gerekliliðineinanmýþ, bu yolda büyük bedeller ödemiþ bir halkýncephedeki sarsýlmaz iradesi ve Kafkasyalý savaþçýlarýndesteðiyle kazanýlan kesin zaferdi.

Abhazya, Gürcistan'ýn iþgale baþladýðý 14 Aðustossabahýnda parlamentoda, Gürcistan bünyesinde birfedere cumhuriyet olmayý görüþüyordu. Ama sýnýrsýzkeyfiyet ve emperyalist arzular tüm barýþçý yaklaþým-lara raðmen asker-sivil demeden halka ölüm getirmekiçin yola çýktý. Ayný kaderi Çeçen halký da paylaþacak-tý. Kuzey Kafkasya'daki sivil muhalefetin önde gelenisimlerinden, KHK eski baþkaný yardýmcýsý, AdigeHase'nin (Khase) kurucularýndan ve Kabardey BalkarCumhuriyeti Ýnsan Haklarý Derneði(ÝHD) baþkanýValeri Hatýjuko'nun tanýklýðý, o günlere ýþýk tutar:

"Çeçenistan savaþýndan 10 gün önce 'RusyaÇeçenistan'a müdahale edecek' diye bir haber aldýk. Ozaman Rusya'nýn Adalet Bakaný, Çerkes asýllý ünlü birhukukçu olan Kalmuk Yura idi. Bu haberi alan Kalmuk

Þamil Basayev

kf

32

Page 35: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Yura, Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi'ne müra-caat ederek Dudayev'le görüþmek üzere yetki almýþ,sonra Moskova'dan arayarak, beni durumdan haberdaredip Grrozni'ye gitmek üzere hazýrlýk yapmamýistemiþti. Dediklerini yaptým, Kalmuk Yura Nalçik'egeldi ve birlikte Grozni'ye hareket ettik. DoðrudanCahar Dudayev'in yanýna çýktýk. Önce Kalmuk Yura veDudayev yarým saat süre ile baþ baþa görüþtüler. Sonrabenim de katýlýmýmla bir yarým saat daha görüþüldü.Kalmuk Yura savaþýn çýkacaðýna ciddi þekilde inan-mýþtý. Dudayev'e 'savaþa fýrsat verme. Halkýnýn kýrýl-masýna sebep olma' diyerek kendisini ciddi þekildeuyardý. Bu uyarý üzerine Dudayev'in rengi deðiþti,heyecanlandý. 'Benim halkýmý savaþa sokmak gibi birniyetim yok zaten. Hatta halkýmý savaþa sokmamakiçin elimden ne gelirse yapacaðým' diyerek cevap verdi.O görüþmede Kalmuk Yura'yla Dudayev Çeçenistan'ýnstatüsünü tartýþtýlar. Dudayev Tataristan'ýn birazüstünde bir statüye razý olacaklarýný söyledi. Yura dabunun olabileceðini belirterek, konuþtuklarýný aynenMoskova'ya aktaracaðýný söyledi. Anlaþtýlar. Görüþme

bitince de Dudayev'in yanýndan ayrýldýk. Grozni'dendönüþte Kalmuk Yura ile arabada sohbet ettik. KalmukYura bana, 'Valeri, istifam cebimde. Eðer RusyaÇeçenistan'a saldýrýrsa, Bakanlýk görevinde bir dakikabile durmayýp hemen istifa edeceðim' dedi.(...)Aradaniki ay geçti. Kalmuk Yura ile Moskova'da karþýlaþtýk.Kendisine, 'Dudayev'le yapýlan görüþme sonrasýndaMoskova'da neler oldu' diye sordum. Kalmuk Yuraanlattý: 'Dönüþümde Baþbakan Viktor Çernomirdin'legörüþtüm. Dudayev'in ne düþündüðünü, ne istediðinikendisine aktardým. Hepsini makul karþýladý ve budurumu Güvenlik Konseyi'ne sunacaðýný, muhtemelende olumlu bir sonuç çýkacaðýný söyledi. Fakat ViktorÇernomirdin'le iki gün sonraki görüþmemizde caný çoksýkkýndý ve oldukça gergindi. Bana dedi ki: 'Yura,Güvenlik Konseyi bu savaþýn baþlatýlmasý yönünde birkarar aldý. Bunun dönüþü yok artýk. Konsey üyeleri, içpolitikada dengeleri oturtabilmek için Rusya'ya kazan-abileceði bir küçük savaþ lazým olduðu düþüncesindehem fikir oldu. Alýnan bu karar gereði de Rus ordusuÇeçenistan'a girecek.(...) Kafkasya'da geçtiðimiz gün-lerde Kalmuk Yura için bir belgesel hazýrlandý. Henüzgösterime sunulmayan bu belgeseli seyrettim. KalmukYura'nýn anlattýðý bu olayý, þu anda Rusya'nýn UkraynaBüyükelçisi olan o günün Baþbakaný Viktor Çer-nomirdin'de ayný þekilde anlatýyor. Bütün bunlar,savaþý Dudayev'in çýkardýðý yönünde yapýlan propa-gandalarýn nasýl da yalanlarla dolu olduðunu gösteriy-or."

Budennovsk Eylemi11 Aralýk 1994'te baþlayan savaþ açýkça bir soykýrýmhalini alarak ilerlerken tüm dünya hala bu katliamýnRusya'nýn kendi iç meselesi olduðunu iddia ediyordu. 9Nisan 1995'te Samaþki aulundaki yüzlerce sivil acý-masýzca katledilirken, bir hafta sonra 17 Nisan'da 30çocuk asýlarak ve yakýlarak öldürülürken ve daha pekçok benzeri olay vuku bulurken dahi, önemli olanstratejik çýkarlardý. Ýþte böyle bir durumda Çeçenkomutanlar Rusya'yý barýþa zorlamak için bir operas-yon planladýlar. 100-150 direniþçi, tabutlara gizlenerekkamyonlarla Stavropol bölgesindeki, Çeçenistan'ýbombalayan uçaklarýn kalktýðý hava üslerinden birininde bulunduðu Budennovsk þehrine girdi. Planý yapankomutanlardan biri olan ve kýsa bir süre önce kundak-taki bebekler de dahil olmak üzere ailesinden 11 kiþiyihava saldýrýsýnda kaybeden Þamil Basayev,amaçlarýnýn aslýnda Moskova'ya girmek olduðunu kf

'Yura, Güvenlik Konseyi bu savaþýn baþlatýl-masý yönünde bir karar aldý. Bunun dönüþüyok artýk. Konsey üyeleri, iç politikada den-geleri oturtabilmek için Rusya'ya kazanabile-ceði bir küçük savaþ lazým olduðudüþüncesinde hem fikir oldu. Alýnan bukarar gereði de Rus ordusu Çeçenistan'agirecek.(...)

Aslan Mashadov

33

Page 36: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

fakat kontrol noktalarýný geçmek için gereken paranýnBudennovsk'a kadar yettiðini söyleyecekti. Bilinen birbaþka sebep de þuydu; yine bu kontrol noktalarýndanbirinde, kamyonlardan birinin geçiþi sýrasýnda polis-lerin çok fazla dikkatini çekmesi üzerine, pusuyadüþmemek için savaþçýlar Budennovsk'a girmiþlerdi.Yeterli para, rüþvetle yürüyen bir sistemin basit birparçasý olan bir Rus polisinin, muhtemelen baþkaþeylerle ilgilenmesini saðlayabilirdi.

Kimilerine göre 1500, kimilerine göreyse 5000 kiþiyirehin alarak þehrin hastanesine sýðýnan direniþçilerþartlarýný öne sürdüler: Rus ordusu Çeçenistan'dan çe-kilecek ve derhal barýþ görüþmelerine baþlanacaktý.Ýçinde özel birlik askerleri de bulunan binlerce askeriþehre sevk eden Kremlin'in kazancý, 100-150 savaþçýkarþýsýnda rezil bir yenilgiydi. Yapýlan tüm hücumlargeri püskürtülmüþtü ve rehineler Rus askerlerininsilahlarýyla ölüyorlardý. Üstüne üstlük kurtulanrehinelerin tepkisi Rus askerlerine yöneliyordu.Rehinelerin önemli bir bölümü, Çeçenler'in kendilerinekötü davranmadýklarýný, bunu ülkelerini savunmak içinyaptýklarýný anlatmaktaydý. Þamil Basayev onlara þöyledemiþti: "Yedi aydýr kendi ülkemizde savaþýyoruz.Atýlan her kurþun ya bir Çeçen'i ya da Çeçenistan'ýn biryöresini vuruyor. Artýk bundan sýkýldýk, savaþmayadevam edeceðiz ama bu kez Rus topraklarýnda, böylecekurþunlar bu kez Çeçenistan'ý deðil, Rusya'yý vuracak."Eylem sýrasýnda kocasý ölen, rehine doktor ValentinaVasilyeva þöyle diyordu: "Saldýrýp bizi kurtarmalarýgerekmiyordu. 5000 insanýn yazgýsýndan söz ediyor-lardý ama umursamaz gibiydiler. Eðer gerçekten içerigirip binayý ele geçirmiþ olsalardý, sanýrým hiç birimizsað çýkamazdýk(…) Elbette Çeçenlere karþý bir nefretvar. Buraya geldiler ve suçsuz insanlara saldýrdýlar.Ama ayný zamanda bize kendi topraklarýnda olupbitenleri de sergilediler. Bize kötü davranmadýlar. Busavaþ olmasaydý, herhalde hastane ele geçirilmeyecek,Çeçen sendromu ve bunlarýn hiç biri yaþanmayacaktý."

Bunu anlamak için Budennovsk'u yaþamak mý gerekiy-ordu?

Daha sonra ise, direniþçilerle görüþmeyi kabul edenÇernomirdin, ulusal televizyon kameralarýnýn önündeÞamil Basayev'le pazarlýða baþladý. Basayev, savaþýndurdurulmasý ve barýþ görüþmeleriyle ilgili talep-lerinden ödün vermiyor ve Çernomirdin'in kendisineyönelttiði; uçak, para, yurt dýþýna güvenli çýkýþ gibiönerilerini reddediyordu. Eylemin 6. gününde Ruslarþartlarý kabul ettiler. Çeçenistan'da ateþkes saðlanacak-tý. 150 kiþilik gönüllü insan kalkaný dýþýnda tümrehineler serbest býrakýldý ve direniþçiler þehit olan 16savaþçýnýn cesedinin bulunduðu bir soðutma kamyonuda dahil olmak üzere bir otobüs konvoyuylaÇeçenistan'a ulaþtýlar. Halkýn coþkuyla karþýladýðýdireniþçiler ateþkesi saðlamýþlardý.

kf

34

Page 37: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

G-7 zirvesi için Kanada'da olan Yeltsin'in boþluðu,Çernomirdin'e insiyatifi ele alarak, 142 sivilin hayatýnýkaybettiði eylemi Rusya standartlarýna göre kansýz birbiçimde bitirme imkaný vermiþti. Çernomirdin dahasonra þöyle diyecekti: "Rusya tarihinde ilk kez insanyaþamýný kurtarmak, devlet çýkarlarýnýn önünegeçmiþtir." Bu, ilk ve son olacaktý.

Üzerinde anlaþmaya varýlan sadece ateþkes olmuþtu.Çernomirdin'in "insancýl" yaklaþýmý özellikle orduda

tepki uyandýrmýþtý. Yeltsin "devletin ve R.F.'nin bölge-sel bütünlüðünü korumak üzere", Kuzey Kafkasya'dasürekli üslenecek yeni 58. orduyu oluþturmak üzere birkararname imzaladý. Birlikler Çeçenistan'dan çe-kilmeyecekti ve siyasi görüþmeler baþlasa bile baðým-sýzlýk tanýnmayacaktý. Ateþkes direniþçilere soluk almaþansý vermiþti, Dudayev baðýmsýzlýðýn tanýnmasýkarþýlýðýnda görevini býrakmayý da teklif etti ama kabuledilmedi ve savaþ tekrar baþladý.

kfCahar Dudayev

35

Basayev - Buddenovsk Eylemi Sýrasýnda

Page 38: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Caharkale’nin Kurtarýlmasý ve Birinci Savaþýn Bitiþi120 bin Çeçen sivilin tüm yasak metotlarla katledildiði,25 bin insanýn toplama kamplarýnda iþkenceden geçir-ildiði, yüz binlerce masum insanýn aðýr yaralar aldýðýbu savaþ boyunca, dünya sessizliðini korudu.Uluslararasý kamuoyu bu cinayetleri engellemek içinhiçbir adým atmadý. Tam tersine, 20-21 Nisan tarih-lerindeki G-7 Moskova zirvesinden sonra IMF, toplam40 milyar dolar yardým kararý alarak, Rusya'ya elindengelen yardýmý yapmaktaydý. Bu soykýrým denemesinidurduran ise, 6 Aðustos 1996'da baþlayan, Caharkale'yikurtarma operasyonuydu. Bu harekâtýn 10. yýldönümünde bir bildiri yayýnlayan Dokka Umarov bumuhteþem askeri zaferi þöyle anlatýyor:

"Tam olarak, 10 yýl önce 6 aðustos 1996 yýlýnda,Çeçenistan-Ýçkerya silahlý kuvvetleri tarafýndanÇeçenistan'ýn baþkenti Caharkale'yi kurtarmak için,dünya savaþlarý tarihinde eþi görülmemiþ bir harekatgerçekleþtirildi. Savaþý komuta eden askeri uzmanlar,savaþ sanatý tarihinde benzeri olmayan bu mükemmelharekatý "Cihat" olarak adlandýrdýlar. Harekatýngerekliliði hakkýndaki siyasi karar, Çeçenistan-ÝçkeryaCumhurbaþkaný Zelimhan Yandarbiyev tarafýndanalýndý. Harekatý, Çeçenistan-Ýçkerya CumhuriyetiGenel Kurmay Baþkaný Aslan Mashadov planladý vekumanda etti. Harekat, cephede, General ÞamilBasayev tarafýndan benzersiz bir þekilde yönetildi.

Hafif silahlar ve küçük çaplý el bombalarýyladonatýlmýþ 850 mücahit, þafak vakti Rus iþgalcilerininve iþbirlikçilerinin sýðýnaklarýný ve pusuya yattýklarýyerleri geçerek, Caharkale'ye ulaþtýlar ve süratli birþekilde, þehirde daha önceden belirlenen konumlarýnýaldýlar. Takip eden birkaç gün içinde, þehre giren mü-cahit güçlerine, Çeçenistan-Ýçkerya Cumhuriyeti'nden1500 gönüllü daha katýldý. 10 bin düþman askerinibulunduklarý yerde felce uðratan mükemmel bir kuþat-ma operasyonu gerçekleþtirildi. Mücahitlerin uzman

birlikleri, iþgalcilerin bulunduðu Hankala üssünden,Þeyh Mansur ve Kuzey Osetya'dan düþmana yardýmgelebilecek ana yollarý kestiler. Çeçen ordusunun özeloluþturulmuþ harekat birlikleri tarafýndan, iletiþim hat-larý ve iþgalcilerin Caharkale tarafýna ve ülkenin diðerbölgelerine hareket edebilecekleri güzergahlar kesildi.Düþmanýn, zýrhlý birliklerin yardýmýyla doðrudan darbevurmasý (Hankale ve havaalaný tarafýndan), KuzeyOsetya tarafýnda özel birimlerin kýrýlmasý ve Argun-Hankala demir yolu boyunca rezervleri daðýtmasý gibibütün çabalarý, Çeçen silahlý kuvvetlerinin kararlý vekusursuz eylemleriyle bertaraf edildi."

Uzun süren arabuluculuk çabalarýnýn ardýndan, 31Aðustos 1996 günü, Çeçen Silahlý KuvvetleriBaþkomutaný Mashadov ve Emekli General AleksandrLebed arasýnda geçen 9 saatlik görüþmeden sonraHasavyurt Anlaþmasý imzalandý. 20 maddelik anlaþmagereði Rusya, 31 Aralýk 2001 tarihine kadar baðýmsý-zlýk kararýný dondurmuþtu. Askerlerini Çeçenistan'dançekmeyi ve karþýlýklý meseleleri uluslararasý hukukagöre çözmeyi kabul ettiler.

Rusya 1996'da imzaladýðý ve bunu pekiþtirmek için1997'de tekrar imza attýðý anlaþmalarda, birinci savaþtasanayisinin yüzde 80'ini kaybeden, þehirleri harabeyedönen Çeçenistan'ýn yeniden imarý için taahhütlerdebulunmuþ ancak bunlarýn hiçbirini yerine getirmemiþti.Birinci savaþtan önceki politikasýný sürdürerek, ülkeyemüdahalelerde bulunmuþ, yardým amaçlý gelenKýzýlhaç görevlilerinin, yatýrým amaçlý geleniþadamlarýnýn ya da gaze-tecilerin kaçmasýna sebepolmuþ, Çeçenistan'ýn bir kanunsuzluk merkezi olduðuyönünde bir imaj çizmeye kalkmýþtý.

Vahabilik MeselesiBu bir tesadüf deðildir. 19 yy'daki Kafkas-Russavaþlarý boyunca da Rusya, dünyaya; vahþi ve düzenbilmeyen medeni-yetsiz Kafkasyalýlar'dan bahsediyor-du. Tabi ki, böylece Rusya medeniyet taþýyýcýsý ulvisýfatýný hak edecekti. Dünyanýn istediði þu: Ýnandýrýcýolup olmamasý önemli deðil, yeter ki bir sebep bul!Bunun devamýnda, günün hassasiyetlerine uygunolarak bir de radikal Ýslam ve hatta vahabilik sýfatýuygun görülmüþtü. ÇÝC Dýþiþleri Eski Bakaný OsmanFerzauli bu sene içerisindeki bir röportajýnda bu konu-da þunlarý söyler:"Yabancýlarýn rolü, vahabilerin rolü hep Çeçenistan'ýfarklý göstermek, yani dünyadaki Ýslami terörün birparçasý olarak göstermek için Moskova tarafýndantezgâhlanmýþtýr. Evet Afganistan'dan, Arap ülkelerin-den ve baþka Müslüman ülkelerden evrensel cihat içinsavaþmaya gelenler oldu ama sayýsý oldukça düþüktü.Ayrýca bu gelenler geleneksel Ýslami deðerlerle tersdüþtü ve Çeçen halký tarafýndan görüþleri benimsenme-di. Ama þu da var; savaþ sonrasý dönemde iþsizliðinyüzde 99'lara vardýðý bir ortamda cebinde paraylagelen, iþsizlere maaþ veren bu kiþilerin yandaþý olmayý

kf

36

Page 39: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

seçen birçok Çeçen olmuþtur. Sonuçta Rusya, 1. savaþsonrasý Çeçenistan'da olabilecek her türlü olumlugeliþmeyi engelledi. Kriminal gruplara destek oldu,ambargo uyguladý."

Çeçen halký zaten köklerinde dindar bir toplum, Sovyetsonrasý özgürce yeniden kavuþtuklarý kimliklerinin biröðesi de din faktörüydü. Üstüne üstlük yýllarca savaþýngetirdiði yýkým ve belirsizlik atmosferinde inançlarýonlarý ayakta tutan bir etmendi ve dünyanýn her yerindeörneði görülebileceði gibi, zor anlarýnda ona sýðýndýlar.Ama asla Ruslar'ýn iddia ettiði gibi deðil. Vahabihareketin liderlerinden biri olduðu söylenen ÞamilBasayev, 2003 yýlýndaki bir röporatjýnda bu konudakibir soruya þu cevabý veriyor: "Sözde 'vahabilere'

gelince, bizden hiç kimse vahabi deðildir, yanýmýzdaolan herkes Müslüman'dýr. Bizler inþallah, Ýslam'ýnsavaþçýlarýyýz ve Allah'ýn cihadýmýzý kabul edeceðineinanýyoruz, umuyoruz ve yolunda bize merhametlidavranmasýný bekliyoruz. Ýçkeriya'da savaþtan önce bir'vahabi'yi tanýyordum: Bahauddin Daðýstanlý, bu adamher yerde sofilerin baþlarýnýn kesilmesi gerektiðinibaðýrýyordu ve bir tane sofi vardý, o da Kafirov(AhmetKadirov); her yerde, vahabilerin kafalarýný kesmekgerektiðini baðýrýyordu. Bunlarý þimdi görüyoruz, birinereye kaçtýðý bilinmez, diðeri ise tarihi memleketiRusya'ya döndü ve FSB'ye." Ayný þekilde 1999 yýlýndayayýnlanan "Kamuoyuna Açýk Mektup"unda Basayev,"Her þeyden önce, ben bir müslümaným, fundamental-ist ya da aþýrý uçta bir insan deðilim. Ýkisinin arasýndabüyük bir fark var. Þiddete ve teröre yol açtýðý için hertürlü aþýrýlýða karþýyým. Baðýmsýzlýk, barýþ ve insanhaklarý için son nefesime kadar çarpýþacaðým gibi,aþýrýlýklara, suçlulara ve teröristlere karþý da mücadele

edeceðim. Baþbakan yardýmcýsý olduðum günden beri,insanlarýmýzý korkutan ve yabancýlarýn gelmeleriniengelleyen suçlularý bulup çýkarmak ve cezalandýrmakiçin çok çalýþýyorum. Onlarý yakalamak için BaþkanMashadov ile birlikte yaptýðýmýz çalýþmalarý durdur-mak için etkin kampanyalar düzenlendi." diyordu.

Þu da bir gerçektir ki, Basayev'in Ýslami rengi gündengüne artmaktaydý. Özellikle ölümüne yakýn dönemdekendi isminin yanýnda "Abdullah Þamil Ebu Ýdris"ismini de kullanýr hale gelen Basayev'in bu tercih-lerinin, dünya tarafýndan finanse edilen ve açýk birsoykýrým savaþý yürüten Rusya'ya karþý özellikle Arapülkelerinde etkinliði bulunan ve ilk savaþta da bulun-muþ Ürdünlü Komutan Hattab aracýlýðýyla da, maddikaynak saðlama ihtiyacýndan ileri geldiði öne sürülür.Takým elbiseli, kravatlý ve kýsa sakallý Basayev'in çokkýsa bir süre içindeki deðiþimi bu þekilde açýklanýr. Pekçok kiþi, kendisine verilen sözler tutulmamýþ ambargoaltýndaki bir ülkede ve ilkinden çok daha acýmasýz ola-caðý bilinen bir savaþýn ayak sesleri yaklaþýrken, baþkabir þanslarýnýn olmadýðýný düþünüyor. Kendisi þu anhayatta deðil ve ne yazýk ki bu sorular ona sorulmadý. Þamil Basayev'e yakýnlýðýyla bilinen ve þu anda DevletBaþkanlýðý görevini yürüten Dokka Umarov, 2005yýlýnda Radio Liberty ile yaptýðý bir röportajda "Banaradikal Müslüman ya da vahabi demeleri çok komik"diyecekti. Ayný Umarov, 4. Devlet Baþkaný AbdulhalimSadullayev'in þehit edilmesinin ardýndan görevegeldiðinde, dýþ politikada öncelikli görevlerinin, üzer-lerine vurulan ekstremist damgasýndan kurtulmakolduðunu söyleyecekti. Bütün direniþ liderleriiçerisinde ilk olarak Basayev'in baðlýlýðýný sunduðuSadullayev, Mashadov'un cesedinin Ruslar tarafýndanalýkonulup kendilerine teslim edilmemesinin sebebiniaçýklarken "Onlar bizim liderlerimizin mezarlarýnýnbizler için birer sembol olmasýndan korkuyorlar" diye-

Çünkü sevdikleri, kadýnlarý ve çocuklarý bir hiçuðruna öldürülenler, düþmanlarýný ortadan kaldýr-mak için güç kullanmaya devam edecekler.Moskova'nýn merkezinde bir bomba patlatýp 10-20çocuðun yaralanmasýna yola açanla Karamaçi'yebomba atýp 10-20 çocuðu öldürenler arasýnda nefark var? Fark nerede?"

“Baðýmsýz Çeçenistan”

37

Page 40: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

cekti. Mezar kültürüne karþý çýkan ve bunu þirk olarakgördüðü için Mekke'deki sahabe mezarlarýnýn dahidümdüz edilmesine sebep olan vahabiliðin, böylesi biryaklaþýma sahip bir mücadeledeki yeri ne olabilir ki?Ýki savaþ arasý dönemde, politikacý olarak kötü birportre çizen Basayev, yüzde 65 oy alan AslanMashadov karþýsýnda yüzde 26 oy alarak baþkanlýkyarýþýný kaybetmiþti. Seçimlerden sonra Mashadovtarafýndan baþbakanlýða atandýktan sonra, özellikleekonomik alanda baþarýsýz bir yönetim sergileyerekmakamýndan istifa etti. Ruslarýn verdikleri bütün söz-leri ve imzaladýklarý tüm anlaþmalarý hiçe sayan tutum-larý, beþ senelik bir takvime baðlanan ve 2001 sen-esinin sonuna doðru netleþecek olan baðýmsýzlýðýntanýnmasý konusu yaklaþtýkça yeni bir savaþ korkusunuhissedilir kýlýyordu. Þamil Basayev böyle bir atmos-ferde, halen devam eden ikinci soykýrýmdan 7 ay önceAralýk 1998 tarihinde, Aslan Mashadov'un ülke içinde-ki otoritesini sarsacak bir hareketin liderliðine soyun-du: Çeçen-Daðýstan Halklarý Þurasý. Kremlin yöne-timine karþý yeterince sert olmamakla suçladýðýMashadov'a karþý çýkan Basayev'in, yaklaþmaktaolduðu bilinen yeni savaþa karþý hazýr olmak adýna mýyaptýðý, yoksa enerji hatlarýndaki pozisyonu sebebiyleRusya dahil pek çok ülke istihbaratýnýn müdahalesiylemanipüle edilerek, büyük devletlerin çýkar saðlamayamý çalýþtýðý hala üzerinde anlaþmaya varýlamayan birmeseledir. Belki de her iki seçenek geçerliydi. Ýkinciþýkký savunanlar, Çeçenistan'dan geçen ve Rusya'nýntercih ettiði petrol boru hattý yerine, ABD veTürkiye'nin, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattýnýtercih etmesinden dolayý, bu bölgedeki bir savaþýnABD ve Türkiye'nin enerji politikalarýna uygun olanýön plana çýkartacaðýný söylüyorlar. Burada bir iddianýndaha notunu düþmek gerekiyor; Þura Hareketi'ninmanipülasyonunda, özellikle Türkiye üzerinden"yardým" amaçlý organizasyonlarýn da kullanýldýðýdüþünülüyor. Bunun yanýnda batýlý devletler baþtaDünya Bankasý aracýlýðýyla olmak üzere çeþitli kanal-larý kullanarak Rusya'ya akýttýklarý yüz milyonlarca

dolarla savaþýn finansmaný oluyorlardý. Öyle görünüy-or ki, sular durulup da objektif araþtýrmacýlar, var olantüm etki merkezlerinin çözümlemesini saðlamadan,Kafkasyalýlar adýna çok büyük bir tecrübenin çýkacaðý-na inandýðýmýz bu dönem tam olarak anlaþýlamayacak.

Daðýstan Operasyonu 7 Aðustos 1999 günü Daðýstan'ýn Botlikh kasabasýnabir askeri harekatta bulunan Rus ordusu, bölgedekiköyleri bombalamaya baþladý. Uzun bir zamandýrbölgede baþýna buyruk yaþayan halkýn liderleri üzerineyaðan bombalardan sonra Þamil Basayev'den yardýmistediler. Þamil Basayev ve Komutan Hattab, Ruslar'ýnbahsettiði gibi yüzlerce deðil, Mashadov'un belirttiðigibi 50 ya da daha fazla savaþçýyla halka yardým etmekiçin Daðýstan'a geçtiler. Bu Rus propagandasýna hizmeteden büyük bir hata oldu. Þamil Basayev'den yardýmisteyenlerden biri olan Bahauddin Daðýstanlý

(Muhammedov)'nýn hakkýnda Basayev'in sözleriniyukarýda okudunuz. Bunun bir tuzak olduðu, Rusya'nýnÇeçenistan'a yönelik bir operasyon için "Çeçenvahabistler" R.F. topraklarýna saldýrdý diyebilmekadýna düzenlenmiþ bir oyun olduðu ileri sürülmektedir.Gerçekten de Ruslar saldýrýnýn ilk önce Çeçenlertarafýndan baþlatýldýðýný, ordu birliklerinin daha sonramüdahale ettiðini söylediler. Oysa savaþçýlar operasy-

kf

38

Page 41: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

onun baþlangýcýndan 9 gün sonra bölgeye geçmiþlerdi.Kremlin'in propaganda birimi baþarýlýydý. Olaylarýndaha ilk günlerinde Türkiye'deki medya organlarý bilevahabizm masalýný kamuoyuna servis etmeyebaþlamýþtý. Çok sürmeden R.F.'nin baþkentiMoskova'da ve baþka þehirlerde binalar patlamayabaþladý. Yüzlerce sivilin hayatýný kaybettiði bu olay-larýn sorumlularýnýn FSB olduðundan artýk kimseninbir þüphesi yok. Öyle ki baþka bir binaya bombalarýyerleþtirmeye çalýþýrken halk tarafýndan ihbar edilen vepolis tarafýndan yakalanan ajanlarýn savunmasý yeter-ince komikti: halkýn dikkatini ölçüyorlarmýþ amagerçek patlayýcýlarla. Fakat sorumlular o günlerde,hiçbir iz ya da eylemi üstlenen olmamasýna raðmenilan etmiþlerdi: Radikal Ýslamcý Çeçenler.

Terörle suçlanan -ki bütün bu olaylar sýrasýnda hiçbirresmi sýfatý yoktu- Þamil Basayev o günlerde ÇekGazetesi Lidove Noviny'nin kendisiyle yaptýðý birröportajda þunlarý söyledi (bu aþamada bombalamalarýKremlin'le iliþkilendirmiyordu): "Rus imparatorluðu-nun kullandýðý devlet terörizmi de dahil, terörizminbütün biçimlerini kýnýyorum. Moskova'daki son patla-ma bizim deðil. Daðýstanlýlarýn iþidir. Rusya açýktanDaðýstan'ý terörize etmektedir. Bütün bir hafta boyuncatek bir yumrukta birleþmiþ ordu ve Ýç iþleri Bakanlýðýbirimleri üç küçük köyü bombalayýp duruyorlar.Elbette bütün bunlar devam edecek. Çünkü sevdikleri,kadýnlarý ve çocuklarý bir hiç uðruna öldürülenler, düþ-manlarýný ortadan kaldýrmak için güç kullanmayadevam edecekler. Moskova'nýn merkezinde bir bombapatlatýp 10-20 çocuðun yaralanmasýna yola açanlaKaramaçi'ye bomba atýp 10-20 çocuðu öldürenlerarasýnda ne fark var? Fark nerede?"

Yeltsin'den iktidarý devralan Vladimir Putin, varlýðýnýve otoritesini, silah tüccarlarý ve savaþtan nemalananyüksek rütbeliler gibi bu savaþa borçludur. Ýngilizmuhabir Patrick Cocburn, Rus karar alma merkezininmerkezindeki bir isim olan Sergey Stephaþin'in"Rusya'nýn çok daha önceden savaþa girmeyi plan-ladýðýný, Daðýstan olaylarý ya da binalarýn bombalan-masý olmasaydý da operasyonun baþlatýlacaðýný" dilegetirdiði açýklamalarýný yayýnlamýþtý. Günah keçisi ilanedildiðini söyleyen Basayev'den baþka, Daðýstanoperasyonuna karþý çýkan Aslan Mashadov'da 2002senesinde savaþýn sebepleri konusunda þöyle diyordu:"Basayev'le birlikte o sýrada tümüyle bir iç savaþagömülmüþ olan Daðýstan'a geçen, elli ya da daha fazlasayýda savaþçýnýn, neredeyse 3 yýldýr devam eden böylegeniþ çaplý bir savaþýn sebebi olduðunu düþünmekbiraz saflýk olur."

II. Savaþ1 Ekim 1999 tarihinde, halen tüm dünyanýn gözleriönünde devam eden bir insanlýk ayýbý, Çeçen halkýnýnsoykýrýmý baþladý. Savaþçýlarla olabildiðince karþýlaþ-madan Rusya içinden, Kuzey Osetya'dan, Daðýstan'dan

kalkan uçaklarýna binip, hava saldýrýlarýyla þehirleriyok ederek ilerleyen Rus birliklerinin, acýmasýzlýklarýnýanlayabilmek için, baþkent Caharkale'nin tek birfotoðrafýna bakmak bile yeterlidir. Toplama kamplarý,keyfi tutuklamalar, yasaklanmýþ kimyasal silahlarýnkullanýmý, halký özellikle çocuklarý hasta eden zehirligazlar, insana aklýný kaçýrtan iþkenceler, ceset ticareti,toplu mezarlar, tecavüzler ve daha pek çok madde buhalkýn maruz kaldýðý adaletsizliðin baþlýklarýdýr. Ve butoplum, insanýn yazarken kanýný donduran gerçekleri 7yýldýr umutsuzca yaþýyor.

Caharkale Düþüyor31 Ocak 2000'de, Çeçen direniþçiler sivil halkýn dahafazla zarar görmesini engellemek amacýyla, 3 kuþatmaçemberiyle çevrelenmiþ, etrafý mayýnlarla çevrili

11 Eylül olaylarý ise Rusya'ya aradýðý en güzel fýr-satý vermiþti: Uluslararasý terörizmle mücadelebahanesi. Savaþýn en þiddetli anýnda, silaharkadaþlarýný bile þaþkýnlýða düþürecek bircesarete sahip bu adam, belki de tek yenilgisinimedya karþýsýnda aldý.

“Markha, Grozni’deki Evinde” (1996) - Stanley Greene

39

Page 42: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

baþkent Caharkale'den daðlara doðru çekildiler. Artýkdireniþ yeni bir boyut kazanýyordu. Bundan sonramobil timler halinde organize olmuþ silahlý güçleringerilla savaþý baþlýyordu. Çok zorlu geçenCaharkale'den çýkýþýn öyküsünü ve Basayev'in,emrindeki askerlerin kendisine olan baðlýlýðýný vegüvenini sarsýlmaz kýlan komutanlýk tarzýnýn bir baþkaörneðini o günlerin bir tanýðý olan doktor Hasan Bayevanlatsýn:

"… 31 Ocak 2000'de, sabah saat altýda Nuradi beni çokacil hastaneye çaðýrdý. "Çabuk gel! Yaralýlar akýn ediy-or!" dedi. Hastaneye vardýðýmda düzinelerce yaralýnýn,hastanenin birinci ve ikinci katlarýndaki koridorlardaüst üste yýðýlmýþ odunlar gibi yatmakta olduðunugördüm. Hastane koridorlarýnda tüm yaralýlar içinyeterince yer yoktu, bu yüzden de çoðu dýþarýda yatýy-ordu ve kanlarý karýn üzerinde kýrmýzý kristaller oluþtu-ruyordu. Hastaneye, kýzaklarýn ya da ceket ve kazak-lardan yapýlan sedyelerin üzerinde veya arkadaþlarýnýnsýrtlarýnda getirilmiþlerdi. Bu görüntüler bende þok etk-isi yaratmýþtý. Önce kimi tedavi etmeliydim? Hiç aðrýkesicimiz kalmadýðýna göre acýyý nasýl hafiflete-bilirdik? Birkaç dakikalýðýna donup kaldým.

Nuradi, "Burada yaklaþýk iki yüz yaralý var. Bunlarsavaþçýlar ve Grozni'den gelen mülteciler. Bir deadamlarýmýzýn beraberlerinde getirdikleri yaralý birkaçRus askeri var. Yaralýlarýn devamý da yolda" dedi.

Yine ayný kâbusun içindeydim.(…) Derin bir nefesaldým. Elimden gelen tek þey, Allah bana güç verdiðisürece direnmekti.

Sonraki birkaç saat içinde, gece boyunca, dört binkiþinin Grozni'den kaçtýðýný öðrendim. Bu grubuniçinde, Þamil Basayev'in de dahil olduðu, üst düzeyÇeçen komutanlarýnýn emrindeki iki bin savaþçý,sayýsýz mülteci, yaklaþýk yirmi tanesi yaralý olan elliyeyakýn Rus askeri ve birkaç yabancý gazeteci varmýþ,ikinci savaþ baþladýðýndan beri, savaþçýlarý kaçýrmakiçin gece gündüz süren bombardýman, þehri yerle biretmiþti. Ayakta neredeyse hiç bina kalmamýþtý; geriyekalan tek þey yýkýk duvarlar, kýrýk pencereler ve içiniçin yanan yýkýntýlardý. Bir zamanlarýn maðrur baþken-ti, çöplüðe dönmüþtü. Yiyecek, su, elektrik, hiçbiriyoktu. Binlerce insan, bodrumlarda farelerin içinde,mahsur kalmýþlardý. Son haftalarda, derin-tesirli bom-balar ve vakum bombalarý binlerce insanýn ölümüneyol açmýþtý ve Þamil Basayev, sonunda þehri boþaltmaemri verdi. Plana göre Çeçen savaþçýlar, daðlaraçýkarak gerilla saldýrýlarý düzenleyeceklerdi.

Boþaltma baþladýðýnda þiddetli kar yaðýþý vardý. ÞamilBasayev ve içlerinde Çeçenistan'ýn eski baþbakanýnýnyeðeni olan Leça Dudayev'in de bulunduðu birkaç sahakomutaný yola çýktýlar. Savaþçýlar da þehrin güneyinegiden dar bir yoldan ilerleyip Sunja Nehri'ni veKirova'yý geçtiler. Üç gün boyunca kar yaðdýðý içinyolculuk zorluydu ve bazý yerlerde dizlerine kadar karagömülüyorlardý. Ruslar, nehrin yakýnýndaki, AlhanKala'nýn üç mil dýþýnda açýk bir alana mayýndöþemiþler. Daha sonra bir Rus general, basýna,Basayev'i tuzaða düþürerek mayýn tarlasýna girmesinisaðladýklarýný anlattý. Bu doðru deðildi.

Basayev ve adamlarýnýn mayýnlardan haberi vardý;ancak kar yüzünden þaþýrmýþ ve yollarýný kaybetmiþler-di. Saha komutanlarý izlenecek en iyi yol hakkýndatartýþmýþlardý ve içlerinden biri, kendilerine yoluaçmalarý için önden Rus esirleri göndermeyi önermiþti.Leça Dudayev ve bazý saha komutanlarý bu fikre karþýçýktýlar. Silahsýz Rus askerlerini bile bile öldürmenin,Çeçenistan'ýn baðýmsýzlýk uðruna verdiði savaþýn ruhu-na ve Müslümanlýða sýðmayacaðýný savundular. ÞamilBasayev de bu düþünceye katýldý ve baþkomutan olarakmayýn tarlasýndan geçme operasyonunu kendisininyönetmesi gerektiðini söyledi. Böylelikle yola koyul-dular. Liderlerini korumak için, korumalarýndan ikisikendini feda ederek öne atýldý ve güvenli bir yol açtý.Birkaç metre ileride baþka bir mayýn patladý veBasayev'in sað ayaðýný ve bileðini parçaladý. Bununpaniðiyle insanlar saða sola koþuþturarak daha fazlamayýnýn patlamasýna neden oldular. Karlarýn içindeyatan Basayev, insanlarý sakinleþtirmeye çalýþýyordu."Koþmayýn!" diye baðýrdý. Gönüllüler, güvenli bir yolaçabilmek için kendilerini karlarýn üzerlerine attýlar veçoðu görünmeyen mayýnlara basarak hayatýný kaybetti.

kf

“Düþmanlarýmýzýn bize yapýþtýrmaya çalýþtýrdýk-larý etiket ne olursa olsun, biz Rus emperyalizmindenkurtuluþumuz için bir mücadele veriyoruz ve böyle birmücadele dýþ desteklere baðlý olmaz. Biz, bayraðýatalarýmýzdan aldýk ve bu mücadele yüzyýllardýrdevam ediyor."

Þ. Basayev veDokka Umarov

40

Page 43: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Bu sýrada doðudaki daðlarda gizlenen Rus tanklarý veniþancýlar, kaçan insanlara ateþ ediyorlardý. Tüm buolaylarýn sonunda yerde yatan yaklaþýk yüz yetmiþ ölüvardý. Mayýnlar yüzünden akrabalarý cesetleritoplayamýyordu. Cesetler ancak aylar sonra toplan-abilmiþti.

Sonuçta, hastaneme yaklaþýk üç yüz aðýr yaralý getiril-di. Hasar hakkýnda fikir edinebilmek için koridora çýk-tým. Kan, pantolonuma sýçradý ve ayakkabýlarýmdaniçeri sýzdý. Yaralýlara bakarken sakinlikleri karþýsýndahayrete düþüyordum. Pek azý inliyor veya aðrý kesiciistiyordu. Bazýlarý dua ederken bazýlarý da arkadaþlarýnýyatýþtýrmaya çalýþýyordu. Savaþçýlarýn çoðuÇeçenistan'ýn farklý köylerinden gelen delikanlýlardý.

Tüm bu görüntüler beni hasta ediyordu. Savaþ,Çeçenistan'ýn sahip olduðu en iyi þeyleri alýp götürüy-ordu. Bunlar, on yedi on sekiz yaþýný aþmamýþ gençinsanlardý ve okula gitmiyorlardý.(…)Ben çalýþýrken,kasaba halký da kan baðýþý yapmak için hastaneyegelmeye baþladý. Ameliyat ettiðim ilk kiþi, bacaklarý

dizlerindeki eklem yerlerinden parçalanmýþ birsavaþçýydý. Bacaklarýný kurtarmak imkansýzdý.

Ameliyat masamdaki ikinci kiþi, Ruslarýn öldürmeyiçok istedikleri ve kendisini yakalayana bir milyondolar ödül verilecek olan Basayev'di. Hayatta insanýnbaþýna garip þeyler geliyor. Onu tanýdýðým okul yýllarýboyunca sessiz ve sürekli futbolla haþýr neþir olan birçocuktu. Bugünse koridorda yatarken onu güçlükletanýyabiliyordum. Sakalýnýn altýndaki yüzü, kan, pislikve barut dumaný içinde kalmýþtý. Elleri soðuktan don-muþtu ve yýrtýk bez parçalarýna sarýlmýþtý.

Ona doðru eðilince, "Hasan, sen misin?" diye sordu.Patlamada kör olmuþtu. "Önce beni ameliyat etme.Benden önce genç çocuklarla ilgilen" dedi.

"Çok fazla kan kaybetmiþsin" diye yanýt verdim. Kanbasýncýný ölçme aletine baktým: Kan basýncý çokdüþmüþtü, ölmek üzereydi. Herhalde kanýnýn yüzdeellisini kaybetmiþti; müdahale etmeden yarým saatdaha geçerse ölmüþ olacaktý. Çok hýzlý çalýþmak zorun-daydým. Kan dolaþýmý yavaþladýðýndan nefes darlýðýçekiyordu.

O kadar barut isi ve pisliðin içinde derisi, simsiyahsakalýnýn aksine bembeyazdý. Asker postallarýndan

geriye kalanlarý çýkardým. Sað ayak tabaný parçalan-mýþtý, parçalanan kaval kemiðinden ve fibulasýndan fýr-lamýþ olan tendonlarý ve yumuþak kas dokularý dýþarýsarkýyordu.

"Canýn acýyor mu?" diye sordum. "Çok sessizsin."Kafasýný salladý ve "Çalýþmana engel olmak istemiyo-rum" diye fýsýldadý. Yeðenim Ali'nin yardýmýylakesilmiþ bir uzvu sararken. "Ayaðýný bileðininüzerinden kesmek zorunda kalacaðým" dedim. "iþiniyap; ama daha kötü durumda olanlar varsa önce onlarýal" dedi.

Kolundaki damardan iki ölçü glikoz ve Polyglukinverdik, ardýndan hemþirelere her üç dakikada bir kanbasýncýný ölçmelerini ve sonuçlarý yüksek sesle banabildirmelerini söyledim. Kan basýncýný bir nebze olsunyükseltmeyi baþardýk.

Bu sýrada, Þamil Basayev'in yaralýlar arasýnda olduðuhaberi yayýlmýþtý. Birkaç Batýlý gazeteci, Rusya'nýnazýlý düþmanýnýn görüntülerini alabilmek amacýylakameralarýyla ameliyat odasýna daldý. Onlara dýþarý

"Çeçenlerden nefret ediyorum, onlarýn çocuklarýndan bile nefret ediyorum. Bu nefretimbiter mi bilmiyorum. Kýzýmý ve eþimi öldürdüler. Ama oradaki kadýnlarýn da aileleri,çocuklarý vardý… Eþlerinin ve kardeþlerinin öldürüldüðünü söylüyorlardý. Onlarýnyerinde olsaydým, ben ne yapardým? Sanýrým onlarýn yaptýðýnýn aynýsýný yapardým.Þimdi küçük oðlum için yaþýyorum. Eðer o da ölmüþ olsaydý kimsesiz kalýrdým. Sanýrým,ben de bombalý bir kemer takardým ve kendimi havaya uçururdum."

kf

41

Page 44: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

çýkmalarýný söyledim. Bütün ameliyatý baþtan sonakameraya alan kiþi yeðenim Adem'di; daha sonraReuters bu çekimleri dünyanýn dört bir yanýna daðýttý.

(…)Ben ameliyatý tamamlar tamamlamaz, Basayev'inadamlarý, Ruslar tarafýndan her yerde arandýðýný bildik-lerinden onu hemen binadan çýkardýlar. Onlar gitmedenRumani, Basayev'in kesik bacaðýný bir torbaya sardý vegömmeleri için Basayev'in akrabalarýna verdi.

Bütün bir gün ve gece boyunca, yaralýlarýn iniltileri veimamla köy büyüklerinin ölenler için Kuran'danokuduklarý dualar arasýnda çalýþtým. O korkunç saatlerboyunca pek çok ünlü saha komutaný hastanemde hay-atýný kaybetti. Abdül Malik yaralý bir halde getirilmiþti,Hünkar Paþa Ýsparov ve Leça Dudayev gibi bazýlarýysahastaneye geldiklerinde ölmüþlerdi; Ruslan Gelayevkoridorlarda yatmak zorunda kalmýþ ama sonunda kur-tulmuþtu.

Birkaç hemþireyle birlikte Ömer Kambiyev'in dearalarýnda bulunduðu birkaç doktorun ve ÇeçenistanSaðlýk Bakaný'nýn yardým için Grozni'ye geldiðine dairduyumlar aldým. Bu iyi haberdi; çünkü artýk direncimiyitirmeye baþlamýþtým, insanlarýn kol ve bacaklarýnýkesmekten kollarým sýzlýyordu. Bunun yaný sýra birmarangoz matkabýyla beyin ameliyatlarý da yapýyor-dum.

O kadar çok kemik kesmiþtim ki, kýsa bir süre sonratesterenin ortasýndaki diþler köreldi. Baþka bir testeremyoktu, ben de sert kýsmý testerenin uç taraftarýyla, dahayumuþak dokularý da ortasýyla kesmeye baþladým. Elimbu üç aþamalý kesme hareketine o kadar alýþmýþtý ki,kesmek, otomatik bir iþleme dönüþmüþtü. Yirmi dörtsaat boyunca ne ameliyat haneden çýktým, ne de bir þeyyiyip içtim…"

El-Kaide Ýliþkisi

11 Eylül olaylarý ise Rusya'ya aradýðý en güzel fýrsatývermiþti: Uluslararasý terörizmle mücadele bahanesi.Savaþýn en þiddetli anýnda, silah arkadaþlarýný bileþaþkýnlýða düþürecek bir cesarete sahip bu adam, belkide tek yenilgisini medya karþýsýnda aldý. Düþmanýndezenformasyon gücü karþýsýnda, gerçeklere dayananpropagandanýn önemi bir kez daha tüm çarpýcýlýðýylakarþýmýzdadýr. Putin yaptýðý açýklamalarýnda,Çeçenistan'daki operasyonlarýn, uluslararasý terörlemücadeleden ayrý düþünülemeyeceðini defalarca vur-

gulayacaktý. El Kaide terörüyle iliþkilendirilmeyeçalýþýlan Çeçen direniþini ve liderlerinin beyanlarýnýdikkatle incelediðimizde kesin bir ideolojik farklýlýkkendisini göstermektedir. Örneðin, ulusal hassasiyetlertaþýmayan ve salt ümmet bilinciyle hareket eden ElKaide'den farklý olarak, Çeçen direniþi kökleri yüzyýl-lar öncesine dayanan bir ulusal kurtuluþ mücadelesidirve bu yönü Þamil Basayev de dahil olmak üzere tümliderlerce defalarca dile getirilmiþtir. Daha El Kaideortaya çýkmadan seneler önce, bu hareketin ideolojiktemelini hazýrlayan Filistinli ideolog Dr. AbdullahAzzam, insanlarýn zihinlerinde öncelikle þu sözüylecanlanýr: "Daha fazla diyalog yok, daha fazla konferansyok, daha fazla uzlaþma yok, artýk cihat ve tüfek var veyalnýz cihat ve tüfek var!" Oysa Çeçen liderler hiçbirzaman uzlaþma kapýsýný kapatmamýþlar, El Kaide'ninasla muhatap kabul etmeyeceði uluslararasý hukukuntesis edilmesine de vurgu yapmýþlardý ki bunlar örnek-lerden sadece bazýlarýdýr. Artýk bu iddialara komutan-lar, dalga geçerek cevap vermeye baþlýyorlardý:

"Ýsveç TT Haber Ajansý: El Kaide'ye karþý olan tutumunuz nedir?

Basayev: Tedbirli ve sýradan bir tutumum var. Çünkühayatým boyunca, El Kaideli olduklarý iddia edilen ikikiþi gördüm. Hattab ve Ebu Walid. Onlar da, hem ElKaide'nin üyesi deðillerdi hem de Ladin'den haberleribile yoktu. Ladin'i, Afganistan'da, uzak bir mesafeden,savaþ zamanýnda kendileri gibi normal bir mücahitolan insanlarla beraber sadece birkaç dakika görmüþler.Fakat þimdi Çeçenistan'da durum deðiþti. Ne zaman azya da çok tanýnmýþ bir mücahit öldürülse, hemen enkötü yýkým faaliyetlerinin organizasyoncusu o olur vekesinlikle El Kaide'nin bir üyesidir. Çok ilginç birdurum. Bir mücahit saðken, benim emrimdedir fakatölür ölmez, El Kaide'nin bir üyesi ve 'yardýmlarýn anakaynaðý' olur." (…) "Þunu tekrarlamak istiyorum,terörizm ve ayrýmcý kelimelerinin bizimle bir alakasýyok. Bu kelimeler, bize karþý propaganda amaçlý kul-lanýlan kelimelerdir. Düþmanlarýmýzýn bize yapýþtýr-maya çalýþtýrdýklarý etiket ne olursa olsun, biz Rusemperyalizminden kurtuluþumuz için bir mücadeleveriyoruz ve böyle bir mücadele dýþ desteklere baðlýolmaz. Biz, bayraðý atalarýmýzdan aldýk ve bumücadele yüzyýllardýr devam ediyor."

Tüm bu süreç boyunca þehit lider Aslan Mashadovdefalarca barýþ teklifinde bulundu. Çözüme yöneliktavrýný yine bu amaç uðruna tuzaða düþürülerekkatledilmesine kadar sürdüren Mashadov, Kremlin'dekendisine bir muhatap bulamadý. Vurulmadan önceki 1ay boyunca onun emriyle tüm Çeçenler ateþkes kararýalmýþ ve Mashadov direniþ güçleri üzerindeki iradesinigöstermiþti. Ruslarýn cevabý, kameralara yansýyangörüntülerde soyulmuþ ve yerde yatan kanlý bedeniyleMashadov'u teþhir etmek oldu. Mashadov'un ölümünedek sürdürdüðü barýþ müzakerelerine olan inancýný,

“…Moskova tiyatrosu ve Beslan'daki okulda hayatýnýkaybedenlerin sorumluluðu, Putin'in üstündedir. Bizimtek yaptýðýmýz Çeçenistan'da devam eden savaþave Çeçen soykýrýmýna bir son verilmesi talebindebulunmak için insanlarý orada tutmaktý. Oradakiinsanlarý, kendi insanlarýný öldürenler, Ruslardýr,Rusçulardýr."

kf

42

Page 45: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Þamil Basayev çok daha önce kaybetmiþti. O dadefalarca barýþ teklif etmiþ, Rus ve dünya liderlerinesivil halka dokunulmamasý konusunda ve imzalananCenevre Konvansiyonu’na uyulmasý hakkýndaçaðrýlarda bulunmuþtu. Ýliþkilerde uluslar arasýhukukun esas alýnmasý halinde ve bu hukuk iki tarafçada uygulandýðýnda savaþmaya gerek olmadýðýnýsöyleyen Basayev'in de aldýðý cevap farksýzdý; dahaçok katliam, bombalama, sivil ölümler… Uluslararasýsavaþ hukukuna uyulmasý yönündeki çaðrýlarý dikkatealýnmazsa, operasyonlarý Rusya içerisine taþýyacaðýnýbelirtmesine raðmen cevap deðiþmedi. Bunun yanýndaÞamil Basayev, özellikle fidye için adam kaçýrmalar vecezalandýrma amaçlý sivillere yönelik saldýrýlarda rolalan Rus yanlýsý kukla yönetim aracýlýðýyla savaþýn birÇeçen iç savaþý haline getirilmeye çalýþýldýðýný dasöylüyordu. Rusya içerisindeki yeni çatýþma merkez-leriyle bu manipülasyonun engellenmeye çalýþýldýðýnýda sözlerine ekliyordu.Bunun bir örneði Ýnguþetya'dakiÝç iþleri ve FSB binasýna yönelik olan saldýrýlardý.Bizzat Basayev'in yönettiði saldýrýlarda hedef bölgeleruzun müddet elde tutulmuþ, direniþçiler çok sayýdakayýp verdirmiþ ve hatýrý sayýlý bir cephaneyi ganimetolarak daðlardaki üslerine taþýmýþlardý. Bir Ýnguþgencine, neden Çeçen savaþçýlarla beraber çatýþmalarakatýldýðý sorulduðunda "Ben bir savaþçý deðildim.Ancak benim kardeþimi kaçýrdýlar ve üzerinden bir yýlgeçmiþ olmasýna raðmen ne ölüsünü ne dirisini bula-madýðýmdan daðlara gittim ve Basayev'in birliðinekatýldým" diye cevap veriyordu. Rus birliklerinindireniþçiler karþýsýndaki baþarýsýzlýklarý ve liderlerinyakalanamamasý hakkýnda deðerlendirmelerde bulunan"Komsomolskaya Pravda" gazetesinin askeri gözlem-cisi Viktor Baranetsev 2003 yýlýnda Liberty radyosunaþunlarý söylüyordu: "Tutuklamýyorlar çünkü nüfus ilesavaþçýlar arasýnda iþ birliði var. Nüfus aslýnda ikikampa ayrýldý. Bu insanlardan bir parçasý Kadýrovpeþinde gitti ve onun hesabýna çalýþmayý kabul etti,diðer kamp ise, sözde sivil nüfus, savaþçýlarý akýl almaz

baþarýlý bir þekilde saklýyor. Daðlarda sivil insanlararasýnda saklanan savaþçýlarý bile var. Neden tutuk-layamýyorlar? Çeçenler'in liderlerini gizleme sisteminealýþamadýklarý için. Ne demek istiyorum: Gelayev,Basayev, Mashadov gibi Çeçen komutanlarý içinnüfusun büyük bir bölümü çalýþýyor, onlarý gizliyorlar,onlara sempati duyuyorlar ve bu çalýþma o kadar sis-temli ve iyi yönetiliyor ki, orta sýnýflara giden çocuklarbile orada çalýþýyor. istihbaratýmýz ise baþ edemiyorçünkü bir insan ayný zamanda hem gözlemci, hemizleyici hem haberci olarak görev üstleniyor. Okulçaðýndaki çocuklardan yönetim kadrolarýna kadarherkes bu liderleri saklamak için gayret ediyor. Diðertaraftan istihbarat ajanlarý buna alýþamýyor çünkü tem-sillik çok iyi iþliyor orada. Ýstihbarat subayý ile konuþ-tum Çeçenistan'da ve bana bunlarý söyledi: 'Bizimajanýmýzdan çok kesin bir ihbar aldýk; bir köye önceMashadov'un korumasý girecek ve daha sonra kendiside gelecektir. Sonraki kontrollerde bunun yanlýþ bir bil-gilendirme olduðunu öðrendik. Bu ne demek oluyor;ayrýmcýlýk hareketinin beynini korumak için çok iyihazýrlanmýþ yanlýþ bilgileri de ustaca kullanabilirÇeçenler... Onlarýn gücü profesyonelce saklanmasýn-dadýr. Bizim için o bir çete baþý. Onlar için ise; lider,önder, bayraktýr. Soru þu: istihbaratýmýzýn çalýþma sis-temini radikal bir þekilde deðiþtirmek, baþka çýkýþýmýzyok..."

Nord-Ost Rehine EylemiBundan daha önce 8 Þubat 2003 tarihinde Moskova,korku dolu bir akþam yaþýyordu. Dubrovka tiyatrosun-da sahnelenen oyunun ismi olan Nord-Ost artýk bam-baþka bir þeyin ismi olmuþtu. Aralarýnda eþleri ölen dul

“Çeçenistan oldu, yüzbinlerce insan öldü, biz sustuk;Nord-Ost'da da hiç kimse korunmadý, baðýrdýlar amaduyulmadýlar ve biz yine sustuk. Beslan olayý oldu, yineayný þey. Hiç kimse suçlu deðil. Hükümette suçlu yok,hep ödüllendiriliyorlar."

kf

43

Page 46: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kadýnlarýn da bulunduðu, liderliðini 25 yaþýndaki gençkomutan Movsar Barayev'in yaptýðý 50 kiþilik bireylemci grubu, 700'ü aþkýn bir izleyici topluluðunu tiy-atro binasýnda rehin almýþtý. Barayev eylemden önceyapýlan bir kayýtta "Sizin yaþamayý istediðinizden çok,biz ölmeyi arzuluyoruz" diyordu. Standartlarýn çoküzerinde bir hayata sahip olduðu bilinen 25 yaþýndakibir gence bu sözleri söyleten neydi? Bunun cevabýnýyine Osman Ferzauli'den alalým: "1994'ten beriÇeçenistan, Ruslar'ýn sürdürdüðü savaþla yaþadý ve1994're çocuk olan bir yetiþkin Çeçen genci savaþtanbaþka hiçbir þey görmedi. Bildiði tek þey, FSB'nin infa-zlarý, bombalar, mayýnlar ve iþkence. Böyle bir ortam-da insanlarýn radikalleþmemesi mümkün deðil."

57 saat süren eylemde, eylemcilerin talepleriBudennovsk'takilerle aynýydý. Savaþýn durdurulmasý veaskerlerin Çeçenistan'dan çekilmesi. Fakat Putin her-hangi bir toplantý için yurtdýþýnda deðildi ve baþbakankoltuðunda da Çernomirdin oturmuyordu. Telefonda,dýþarýyla konuþma imkaný bulan bir rehine, Putin'ebinaya saldýrý emri vermemesi için yalvarýyordu. 57saatin sonunda Rus özel birlikleri, içeriði halen sýrolarak kalan bir gazý binaya saldýlar. Kýsa sürede bazýeylemciler ve rehineler bayýlmýþlardý. Çatýþmanýnbaþladýðý tiyatro salonundaki direniþ kýrýldý ve eylem-ciler etkisiz hale getirildi. Öyle ki, Rus askerleri yaralýya da baygýn yatan eylemcilere yakýn mesafedenöldürücü vuruþu yapýyorlardý. Hiç kimse sað kalma-malýydý. Rehinelerin tedavisi için dahi gazýn içeriðidoktorlara bildirilmiyordu. Çoðu insan kurtarýlmaimkaný varken hayatýný kaybetti. Sorumluluðunu ÞamilBasayev'in üstlendiði eylemin, Mashadov tarafýndankabul edilmediði açýklandý. Mashadov, uluslararasýkuruluþlarýn da katýldýðý son derece meþru bir seçimleiþbaþýna gelmiþti ve o sýrada savaþ þartlarýnda bulunanhükümetin meþruluðuna her ne sebeple olursa olsungölge düþmesini gerçekçi bir yaklaþýmla istemiyordu.Fakat þunu da söylüyordu; yýllardýr devam eden savaþ-ta maddi ve manevi olarak harap olmuþ bir toplumvardý ve savaþ siyasi görüþmelerle sonuçlanmadýkça

benzer olaylar ihtimal dýþý deðildi.

Movsar Barayev eylem sýrasýnda yapýlan kayýt esnasýn-da "Ýþte siz bizim halkýmýzý böyle rehin almaktasýnýz"diyordu. Sað kurtulan rehineler ve ölenlerin akrabalarýörgütlenerek olaylardan sorumlu tuttuklarý Kremlinyönetimine karþý dava açtýlar. Devam eden duruþmalarboyunca sadece aþaðýlanan ve hayatlarýnýn hiçbirdeðeri olmadýðýný fark eden insanlar öfkeliydi.Rehinelerden Viktorya Vladimirovna: "Bunu savaþyaptý. Sürmekte olan bir savaþ var. Þimdi de bizleronun bir kurbaný haline geldik" diyordu. Ýngiliz tele-vizyon kanalý Kanal 4'ün Nord-Ost eylemi hakkýndahazýrladýðý bir belgeselde rehinelerden bir diðeri ise þusözleri söylüyordu: "Çeçenlerden nefret ediyorum,onlarýn çocuklarýndan bile nefret ediyorum. Bu nefre-tim biter mi bilmiyorum. Kýzýmý ve eþimi öldürdüler.Ama oradaki kadýnlarýn da aileleri, çocuklarý vardý…Eþlerinin ve kardeþlerinin öldürüldüðünü söylüyor-lardý. Onlarýn yerinde olsaydým, ben ne yapardým?Sanýrým onlarýn yaptýðýnýn aynýsýný yapardým. Þimdiküçük oðlum için yaþýyorum. Eðer o da ölmüþ olsaydýkimsesiz kalýrdým. Sanýrým, ben de bombalý bir kemertakardým ve kendimi havaya uçururdum."

Anlaþýldýðý kadarýyla Þamil Basayev, savaþý ancak Rushalkýnýn durdurabileceðini söyleyen uzmanlara katýl-makta ve bunun için, Rus Ýnsan Haklarý savunucusuyazar Anna Politskovskaya'nýn deyimiyle, orduyuvergileriyle finanse eden, seçimlerde Putin'i tekrar ikti-dara taþýyan Rus halkýnýn bu þekilde gerçeklerin farký-na varacaðýný düþünüyordu. Þüphesiz Politskovskayayöntem konusunda Basayev'den tamamýyla ayrýlýyordufakat tepkisini de gizlemiyordu: "Peki Rus halkýnýnverdiði tepkiye ne demeli? Henüz hiçbir türden duygu-daþlýk, siyasal açýdan hükümetin gözardý edemeyeceðibir itki yaratacak bir duygudaþlýk ortaya çýkmýþ deðil.Aslýnda fiilen olan bunun tam tersi söz konusu. Ahlakideðerlerini yitirmiþ bir toplum kendi adýna rahatlýk,barýþ ve huzur istiyor ve bunun baþka insanlarýn hayat-larý üzerinde yol açtýðý sorunlarla ilgilenmiyor. Ýnsanlargerçekleri görmek yerine, Nord-Ost trajedisinden kaçýpkurtulmaya çalýþýyor ve devletin beyin yýkama aygýtýnainanmayý tercih ediyor."

Kaybedecek hiç bir þeyleri kalmamýþ ve acýmasýz birsoykýrýmýn ellerinde ruhlarý onarýlmaz yaralar almýþolan "kara dullarýn", "kara oðullarýn, kýzlarýn,babalarýn…" bellerine bombalý kemerler takmamasýnýnanahtarý Politskovskaya'nýn bahsettiði "göz ardý edile-meyecek itkide" gizli. Peki bu çare nasýl hareketegeçirilecek?

Beslan Rehine EylemiYaklaþýk 1,5 yýl sonra, 1 Ekim 2004 tarihinde KuzeyOsetya'nýn Beslan kentinde daha öncekilerle kýyaslana-mayacak bir trajedi yaþandý. Direniþ liderleri de dahilolmak üzere, kimsenin kabul etmediði ve herkesi

kf

Basayev veKabardey

CephesiKomutaný

AnzorAstemirov

Nalçik (2005)

44

Page 47: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

dehþete düþüren bir trajedi. Onlarca silahlý eylemciþehirdeki bir okulu basýp velileriyle birlikte öðrencilerirehin almýþtý. Çocuklarýn serbest býrakýldýðý, eylemci-lerin, operasyon düzenlenmesi halinde binayý havayauçuracaklarý tehditlerine raðmen, bunu yapmadýklarýNord-Ost'tan çok daha farklý bir olayla karþý karþýyay-dý insanlar. Görüþme talepleri kabul edilmedi, þartlardinlenmedi, bölgeye gelmek isteyen Politskovskayazehirlendi, Andrei Babitsky gözaltýna alýndý,rehinelerin aileleri uzaklaþtýrýldý ve katliam baþladý.Okulun çatýsý, üstüne inen Rus helikopterini taþýya-mayýnca çöktü ve çatý katýndaki rehineler feci þekildecan verdiler. Bunun yanýnda okula yönelik tank ateþibaþlamýþtý. Basayev daha sonraki bir röportajýnda eðerbir operasyon olursa dýþarý çýkmalarýný ve çatýþmayýrehinelerin bulunduklarý yerden uzak tutmalarý emriniverdiðini söylüyor. Görülen o ki, buna fýrsat verilmedive herkesi okul içinde öldürmeyi hedeflediði açýkçabelli olan askerler operasyonu bitirdiðinde çoðu çocuk300'ü aþkýn insan yaþamýný yitirmiþti. Andrei Babitskyile olan röportajýnda Basayev, böyle bir saldýrý bek-

lemediðine yemin ediyor ve þok olduðunu söylüyordu.Olayýn ardýndan pek çok iddia ortaya atýlmýþ ve buolayýn FSB'nin iþi dahi olduðu söylenmiþti. Sonrakisene bir açýklamada bulunan Basayev, asýl kimliðinigizleyen bir Rus ajanýnýn savaþçýlarýn arasýna sýzarakonlarý Kuzey Osetya'nýn baþkenti Terekkale'de(Vladikafkas) bir eylem yapmaya ikna ettiðini, bu þek-ilde eylemcilerin bölgeye sorunsuz girebildiðini fakatajanýn durumu itiraf etmesi üzerine tuzaða düþmemekiçin rotayý Beslan'a çevirdiklerini söylüyordu. Çeliþkiliaçýklamalar olayýn üzerindeki sýr perdesini aðýr-laþtýrýrken, asýl önemli olan gerçek, hayatýný kaybedenOset çocuklarýn bir daha geri gelmeyecekleriydi.Eylemi sona erdirmek için görüþme talep eden amakabul edilmeyen Baþkan Mashadov ve Dýþ ÝþleriBakaný Ahmet Zakayev, Rus güvenlik(!) birimleri veBasayev'e olayla ilgili aðýr eleþtirilerde bulundular.Mashadov savaþtan sonra Basayev'i adil birmahkemede yargýlama sözü verdi ve Basayev de bunukabul etti. Umuyoruz bu olayýn ardýndaki tüm gerçek-ler þüpheleri yok edecek bir biçimde gün yüzüne çýkar.

Ýsveç TT Haber Ajansý ile olan röportajýnda Basayev,ona bu eylemleri yaptýran yaklaþýmýný þöyle açýklýyor:

"Bugün, birçok insanýn þahit olduðu bir þey vardýr o da,gücün, resmi olamayan kanunlarýnýn dünyada kanunungücünden daha etkili olduðudur. Biz uluslararasýkanunlar, insan haklarý, demokrasi ve diðer þeylere nekadar uymaya çalýþýrsak çalýþalým, bunlardan hiçbiribizi soykýrýma karþý korumayacaktýr. Ýnsanlar bize butür þeylerden bahsederken, 200 bin insanýmýzöldürüldü. Bugün bütün dünya, isteyerek veya iste-meyerek, bizim kurallara uymamýzý talep ediyor veböylece de, soykýrýma yardým ediyor. Bu bir kick boxdövüþçüsü ile bir boksörün ringde dövüþmesine ben-ziyor. Kick box'cu tekme atarken, hakem boksörün,boks kurallarýnda, tekme yasak olduðu için savunmaamacýyla bile tekmesini kullanmasýna izin vermiyor.Birçok insan, savaþta hayatta kalýp galip gelebilmekiçin düþmanýn kullandýðý silahlarýn ve metotlarýnaynýsýný kullanman gerektiðini bilir. Biz, burada doðuya da batýya bir þeyler yapmalarý için bakmak yerinekendimiz elimizden geleni yapmalýyýz. Bu bize zararveriyor ama stratejik olarak tek kazanma þansýmýzbu.(…) Her zaman söyledim, yine söylüyorum; eðerPutin uluslararasý kanunlara uyarsa, biz de mem-nuniyetle uyarýz. Kanunlar tüm taraflarýn uymasýiçindir. (…)Moskova tiyatrosu ve Beslan'daki okuldahayatýný kaybedenlerin sorumluluðu, Putin'inüstündedir. Bizim tek yaptýðýmýz Çeçenistan'da devameden savaþa ve Çeçen soykýrýmýna bir son verilmesitalebinde bulunmak için insanlarý orada tutmaktý.Oradaki insanlarý, kendi insanlarýný öldürenler,Ruslardýr, Rusçulardýr."Nalçik Ayaklanmasý Ve BasayevAslan Mashadov da dahil olmak üzere direniþ liderleri,uzun bir zaman boyunca sorunun siyasi yoldan çözümü

kf

45

Page 48: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

için tekliflerde bulunuyor, bu tekliflere karþýlýk ver-ilmezse çatýþma odaklarýný çoðaltarak, savaþý yayacak-larýný ilan ediyorlardý. Mashadov'un þehit edilmesininardýndan baþa geçen ve beþ çocuðu Ruslar tarafýndankatledilmiþ, karýsý iþkence altýnda hayatýný kaybetmiþolan Abdulhalim Sadullayev, 2005 Mayýs'ýnda KafkasCephesi'nin kurulduðunu ilan etti. Bu þekilde yerelyönetimlerin ve Ruslar'ýn baskýlarýnýn hissedildiði böl-gelerde gerilla savaþý için cepheler kurulacaktý. Buhaberin üzerinden çok geçmeden 2005'in 13 Ekim'indeyaklaþýk 1000 kiþilik çoðunluðu Kabardeyler'denoluþan bir grup, Kabardey- Balkar Cumhuriyeti'ninbaþkenti Nalçik'da belirlenen 13 hedefe karþý saldýrýdüzenledi. Saldýrýdan sonra yayýnlanan bir toplantýnýngörüntülerinde baskýnýn liderlerinden AnzorAstemirov, Þamil Basayev'in yanýnda görülüyordu.1992'de Kafkas Halklarý Konfederasyonu'nun silahlýgönüllülerinin liderliðini yapan Basayev'in, 13 senesonra hala Kuzey Kafkasya'daki otorite ve saygýnlýðýortadaydý. Devlet binalarý, polis ve FSB merkez-lerinden oluþan hedefler bu büyük saldýrýyý hak edecekne yapmýþtý? Yýllarca iþkence merkezlerinde hiçþaþýrtýcý olmayan bir biçimde "vahabi" olduklarýný ilanettikleri ve aslýnda Ruslar'ýn standartlarýna göre "yeter-ince yönetilebilir olmayan" yani uyuþturucu-alkol-fuhuþ sarmalýndan kurtulmuþ ve sayýlarý gittikçe artanmilliyetçi ve dindar gençlere yönelik büyük bir baskýuyguluyorlardý. Sebepsiz yere kaybolan gençlerdenhaber alýnamýyor, keyfi tutuklamalar yaþanýyor; sýrfbaþörtülü olduklarý için dayak yiyen hamile Kabardeykadýnlarý, karakollarda sorguya alýnan suçsuz kýzlar,hakaret, iþkence, tecavüz ve sürüp giden aþaðýlamalarsabrý tüketiyordu. Son dönemlerde FSB'den izin alý-narak gidilen ve yalnýzca Cuma günleri 15 dakikalýðý-na açýk kalmasýna izin verilen camilerden çýkarýlancemaatin saçlarý haç þeklinde kazýnýyordu. Bubaskýlara karþý tam anlamýyla bir patlama yaþandýNalçik'da. "Savaþ meydanýnda" þehit olan 95direniþçinin cesedi kalmýþ, az bir kýsmý da geri çek-ilirken diðer eylemciler tarafýndan yanlarýndagötürülmüþtü. Kokov rejiminin kurbanlarý için ölüm, oþekilde yaþamaktan daha fazla tercih edilir bir halalmýþtý. Kýsa bir süre önce 400 Kabardey bir bildiriyayýnlayarak "Artýk bu þartlarda yaþayamýyoruz, ilticatalebimizi kabul edecek ülke var mý?" demiþlerdi.Onlarýn da sesleri stratejik çýkar hesaplarý arasýndakaybolmuþtu. Ufak çaplý ya da az sayýda polisölümüyle sonuçlanan sabotaj eylemlerinin ardýndan,

artýk intikam hissiyle dolan Kafkasyalý gençlerinbaþkaldýrýsý için, Kafkas Cephesi'nin çaðrýsý sadece sonnokta olmuþtu. Artýk, "adalet yoksa barýþ da yok" diy-orlardý.

Bununla beraber, doksanlý yýllarýn baþýnda, üzerinde"Ýlelebet Rusya'yla" yazan, Çar Ývan Grozni'nin karýsýKabardey Prensesi Maria'nýn heykelinin defalarcahavaya uçurulduðunu, Abhazya'ya yönelik gönüllühareketini bastýrmak isteyen Kokov'a karþý sokaklaradökülen insanlarýn KHK yanlýsý gösterilerini veKokov'un olaðan üstü hal ilan etmesine sebep olanprotestolarýný hatýrlamak, Kabardey-Balkar'ýn içindetaþýdýðý direniþ potansiyelinin yeni ortaya çýkmadýðýnýnanlaþýlmasýný da saðlar. Abhazya'daki iþgal sýrasýndaduvarlara "Psem Yýpe Nape" yani "Candan ÖnceOnur" yazan Adige savaþçýlarýn bu hakaretlere sessizkalmalarýný beklemek için, Kafkasyalý doðasýndanbihaber olmak gerekir.

Bugün artýk Kafkasya'dan gelen haberlere baktýðýmýz-da rahatlýkla görülebilir ki, Ýnguþetya, Daðýstan veonlar kadar olmasa da Kuzey Osetya ve KuzeyKafkasya'nýn baþka bölgeleri Kremlin iktidarýna karþýsilaha sarýlmýþ gerilla birliklerinin faaliyet alanýdýr.Savcýlar, bakanlar, üst düzey polisler, askerler, hattadevlet baþkanlarý bile suikast ve sabotajlarýn hedefihaline gelmiþlerdir. Üstelik neredeyse Çeçenistan'dakiçatýþma yoðunluðuna yaklaþmak üzereler.Kafkasya'daki yerel yönetimler Kremlin'in gözünegirebilmek ve devamlýlýklarýný saðlayabilmek adýnahalka þiddet uygularken, rüzgar ekip fýrtýna biçmekte-dirler.

Peki bundan sonra ne olacak? Herkesin aklýnda bu soruvar. Þamil Basayev'in yalnýzca Çeçenistan deðil, tümKuzey Kafkasya'daki etkisi tartýþýlmaz ve bu, askeri birdehanýn kaybý. Ama sadece o kadar. FSB BaþkanýPatrushev'in teslim olma çaðrýlarýna Dokka Umarov,beklendiði gibi ret cevabý verdi: "Savaþýn bitiþi ya dabu sözde 'af' gibi Moskova'nýn tüm duyurularý Kremlinrejiminin yalanlar arkasýndaki gerçek durumu gizlemeçabasýdýr. Çeçenistan-Ýçkerya Cumhuriyeti'nin silahlýkuvvetleri daha önce hiç olmadýðý kadar organize vemotive olmuþ durumda. Devlet baþkanlýðýnýn emri ileiki yeni kanat oluþturuldu. Çeçen liderliðinin veKafkasya Mücahitlerinin 'silahlarýmýzý býrakma' ve'affedilme' teklifine cevabý budur."Peki bundan sonra ne olacak? 42 bini çocuk 250 binölü, 185 bin yaralý, 27 bin sakat, binlerce kayýp ve 400bin mültecinin ardýndan çýldýrmanýn eþiðine gelmiþ,psikolojisi bozulmuþ bu insanlarý ne sakinleþtirecek veyeni Beslanlarýn önüne kim geçecek? Ýstatistikî rakam-larýn her biri aðýr bir trajedinin hikayesini taþýyor; ilksavaþta ailesinden 11 kiþi katledilen, ikincisinde iseanne- babasýný ve küçük kardeþini kaybeden ÞamilBasayev'inkisi gibi, Aslan Mashadov'un deyimiylehalkýn gözünde kendi canýna acýmadan savaþan bir

kf

Ekajev’deBasayev’le

beraber ölenÝnguþ direniþçi

Page 49: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kahraman olan Þamil'inkisi gibi… Ve uluslar arasýtoplum için bu rakamlar alýþýlmýþ matematikhesaplarýndan baþka bir þey deðil!

Beslan'da yakýnlarý ölenlerin oluþturduðu Beslan'ýnSesi Komitesi'nin lideri Ella Kesayeva baþlarýna umur-samaz Ruslar yüzünden böyle felaketler geldiðinibelirtiyor ve asýl suçlularýn Moskova'da aranmasýgerektiðini vurguluyordu. Geçtiðimiz sene, Rusya'dameydana gelen eylemlerin maðdurlarýyla ortaklaþadüzenledikleri bir basýn toplantýsýnda ise þunlarý söyle-di: "Neden suçsuz insanlar öldürülüyor ve neden busuçlar cezalandýrýlmýyor?(...) Hükümet, hata ve sorum-luluklarýnýn ortaya çýkmamasý için bilinçli olarakBeslan'da geniþ ve baðýmsýz bir soruþturma yürütmedi.Çeçenistan oldu, yüzbinlerce insan öldü, biz sustuk;Nord-Ost'da da hiç kimse korunmadý, baðýrdýlar amaduyulmadýlar ve biz yine sustuk. Beslan olayý oldu,yine ayný þey. Hiç kimse suçlu deðil. Hükümette suçluyok, hep ödüllendiriliyorlar."

"Rusya Kafkasya'yý kesinlikle kaybediyor çünkü bizorada kin ve nefretten baþka bir þey çaðrýþtýrmýyoruz"diyen Rus muhalif Novodvorskoya þöyle sesleniyor:"Beslan, Moskova, Krasnodar ve Ýrkutsk anneleri!Sizler þunu anlamalýsýnýz, çocuklarýnýzý Devlet BaþkanýPutin'den, ordudan, FSB'den, polisten ve her türlü güçbiriminden korumalýsýnýz. Ben, ordunun Çeçenistan'-dan çýkarýlmasý için tamamýyla imza atmýþ bir þehreveya bölgeye Þamil Basayev'in dokunacaðýný düþün-müyorum. Bu, Kremlin'e güvenle gitmek için sigorta,ben þahsen þimdilik çocuklarýmý okula bile gönder-medim. Çünkü Beslan çaný, hükümete güvenen, sessi-zliði ile onun Ýçkerya'da, Beslan'da, Nord-Ost'ta veKremlin çekistlerinin(?) kanlý ellerinin ulaþtýðý diðeryerlerdeki suç eylemlerini onaylayan herkes için çalýy-or. Onlarýn soðuk kalpleri ve boþ kafalarý, Rusya içinortaçað kabusuna geri dönüþ yolunu açtý." Acaba Rushalký, ona gerçekleri söyleyen bu sese ne karþýlýk vere-cek?

Bugün, hiçbir gerçek alternatif mücadele alaný yaratýl-madan silah býrakýlýr ve özgürlük umutlarý ebediyensona ererse, Çeçen halký, pazarda yaþlý kadýnlardan bileharaç toplayan iþbirlikçi zalim bir yönetimin elinde,Kremlin'den ne zaman ve nasýl geleceði belli olmayancezalandýrmalarla karþý karþýya kalacak ve en kýsazamanda mücadele etmesi için bir sebep kalmayanadek Ruslaþtýrýlmaya çalýþýlacaktýr.

Ancak Rus halký çocuklarýný ahlaksýz bir petrol savaþý-na göndermekten vazgeçtiðinde, ödediði vergilerin,sandýktaki oylarýnýn ve ölümcül sessizliðinin gittikçeyakýnlaþan küçücük bir coðrafyada nelere sebepolduðunu anladýðýnda, Kafkasyalýlar'ýn, yüce birerdemden çok daha fazlasý olan özgürlük uðruna yap-týklarý mücadele, kesin bir zaferle sonuçlanacaktýr. Buda ancak Rusya içerisindeki sivil, savaþ karþýtý ve Rus

halkýnýn bu trajedi karþýsýnda üstüne düþen sorumlu-luklarýnýn bilincinde olan kesimlerle iþbirliði sayesindegerçekleþebilir. Bugün suni gündemlerle bölünmüþTürkiye'deki Kafkas diasporasý, Abhazya savaþýsýrasýnda vatanýna yönelik, Þamil Basayev'in beklediðiyaklaþýmý göstermekten çok uzakta. Dünyadaki en kal-abalýk Kafkas diasporasýnýn yaný baþýndaki bir avuçÇeçen mültecinin hali, bunun en acý ve açýk örnek-lerindendir ya da Kabardey-Balkar'ýn zindanlarýndaesir edilen gencecik bedenlerin karþýsýnda, onlara yal-nýz olmadýklarýný hatýrlatacak, baþka bir mücadele alanýyaratýlmasýnda destek olacak ve haklarýný savunacakbir topluluðun olmayýþý da baþka bir örnektir. 2. DünyaSavaþýnýn ardýndan, Naziler karþýsýnda zafer kazananmüttefikler toplama kamplarýnýn kapýlarýný açtýðýnda,Almanlar hiç de inandýrýcý olmayan bir biçimde, içindemilyonlarca Yahudi'nin öldürüldüðü kamplardanhaberlerinin olmadýðýný söylemiþlerdi. Bizim ise,kapýlarýn açýlmasý için müttefiklere ihtiyacýmýz yok.Zira dünyanýn bu insanlýk ayýbý kara deliklerinin; sey-yar ölüm vagonlarýnýn, toplama kamplarýnýn, kontrolnoktalarýnýn ve keyfiyetin hüküm sürdüðü her karýþtopraðýn kapýlarý, soykýrým suçlularýnýn tümengellemelerine raðmen sayýsýz fotoðraf, video kaydýve tanýklýkla çoktan açýldý. Hiç kimse "bilmiyorduk,duymamýþtýk" diyemeyecek. Evet, geçmiþte vatanlarýnýterk etmek zorunda býrakýlmýþ, sürgün edilmiþ bizler,Kafkasya'da olup bitenlerden sorumlu olduðumuzunfarkýna varmadýkça, sessizliðimizle onlarý umutsuzlukve bitmek bilmeyen bir þiddet sarmalýna doðrusürükleyen dünyanýn, suçunu paylaþmaya devam ede-ceðiz.

"Rusya Federasyonu ve Çeçenistan-Ýçkerya Cumhuri-yeti arasýndaki silahlý çatýþmanýn sebebi ÞamilBasayev olmadý, bu ayrýlýðýn temelinde Basayev dur-muyordu, bundan dolayý Rusya devlet adamlarýnýnÞamil Basayev'in ölümü ile sanki problem çözülmüþgibi sevinmeleri kesinlikle asýlsýzdýr. Rus propagan-dasý, yüzyýllardýr, daha sonra bizim özgürlüðe olangayretimizi gizlemek amacýyla, Çeçenler'in milli-özgürlük mücadelesini þu veya bu milli lider veyakahramanlara baðlamaya çalýþýyor, ancak tarihi

47

Page 50: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

gerçekler bu düþünceyi yalanlýyor.

Þamil Basayev, Çeçen halkýnýn ve Kafkas halklarýnýnüstün itibarýný gören üstün bir Çeçen baþkomutaný veaskeri komutan idi. Onun ölümü hepimiz için büyük birkayýp. Hiç þüphe yok ki, Þamil Basayev Çeçen halkýnýnve tüm Kafkasya'nýn kahramanlar panteonunda ensaygýn yerlerden birini ebediyen tutacaktýr!" Þamil Basayev'in siyasi muhalifi, ÇÝC Dýþ ÝþleriBakaný Ahmet Zakayev

"Bilindiði gibi, 9 Temmuz gecesi Ýnguþetya bölgesindeÇeçenistan-Ýçkerya Cumhuriyeti CumhurbaþkanýYardýmcýsý, Devlet Savunma Komitesi Askeri AmiriÞamil Basayev hayatýný kaybetti (Ýnþallah, þehit oldu!).

Bu tartýþmasýz, Çeçenistan, Kafkasya mücahitleri vezorbalýðý, adaletsizliði, halklarýn ve insanlarýn doðalhak ve özgürlüklerine baskýyý kabul etmeyen tüminsanlar için aðýr bir kayýp. Mücadele arkadaþýmýz vekardeþimiz Þamil, alelade bir insan deðildi ve ardýndagerçek bir mücahit, becerikli bir komutan veAnavatanýný seven biri olarak parlak ve uzun süreli biraný býraktý. Þamil, hiç tartýþmasýz Çeçen halk kahra-manlarý arasýnda yerini alacak ve onun hakkýndaefsaneler, þarkýlar, kitaplar yazýlacak.

Komünist imparatorluðun yýkýlýþýnýn ardýndanKafkasya bölgesinde parlayan hemen hemen tümsavaþlarda aktif olarak yer aldý, zayýfa desteðe ihtiyacýolana yardým konusunda acele etti. Onun bedenindesavaþlarda aldýðý çok sayýda yara vardý, iþgalciler veyandaþlarý tarafýndan öldürülen aile bireylerinin veyakýnlarýnýn ruhuna verdiði yaralarýn sayýsýný isesadece Allah biliyor.

Biz mücadele arkadaþlarý ile yaptýðý sohbetlerindekendi þahsi kayýplarýný hemen hemen hiç hatýrlat-mayan Þamil, için her zaman önemli olan büyük acýlarçekmiþ çok sevdiði vatanýnýn korunmasý oldu. Onunadalet anlayýþý ve izin verdiði savaþ metotlarý herzaman resmi Çeçenistan-Ýçkerya Cumhuriyeti poli-tikasý ile ayný olmadýysa da, hiç þüphe yok ki Þamilcezalandýrma isteði ile hareket etmedi. O uluslararasýtoplumun doðrudan göz yummasý ile Kremlin tarafýn-dan halkýnýn uzun yýllardýr acýmasýzca yok edilmesineson vermek için kendi yol ve yöntemlerini aradý."Çeçenistan-Ýçkerya Cumhuriyeti Devlet BaþkanýDokka Umarov

Þamil artýk yok. Allah günahlarýný affetsin ve sayýsýztrajedinin yaraladýðý ruhunu dindirsin. Onun, "Kalkýn,ayaklanýn Kafkas gençleri!" diye baþlayan þiiri, özgür-lüðü uðruna vuruþtuðu daðlarýnda yankýlanýyor þimdi.Baþka çare var mý?

KAYNAKLAR

1. Çeçenistan: Yok Sayýlan Ülke, Derleyenler Osman Akýnhay, ÖzcanÖzen, Everest Yay.2. Çeçen Direniþ Tarihi, Tarýk Cemal Kutlu, Anka Yay.3. Yemin, Hasan Bayev, Literatür Yay.4. Neredesin Prometheus? , Cem Kumuk, Alfa Yay.5. Allah'ýn Daðlarý, Sebastian Smith, Sabancý Üniversitesi Yay.6. Putin'in Rusyasý, Anna Politovs Agora Kitaplýðý7. Usman Ferzauli Röportajý, Kafkasya Forumu Dergisi, 2. Sayý8. Savaþ Yorgunu Bir Ülke-Kafkas Vakfý Çeçenistan Raporu, Kafkas VakfýBülteni, 8. Sayý9. Abhazya Abhazya'dýr, Stanislav Lakoba, 23.04.1993, www.kafkas.org.tr10. Þamil Basayev ve Þura Hareketi, Tarýk Cemal Kutlu, KafkasyaYazýlarý, 7. Sayý11. www.bkd.org.tr , Biyografiler, Þamil Basayev12. www.kavkazcenter.com ,- KavkazCenter, "Umarov'dan Þamil Basayev'in Þehadeti HakkýndaAçýklama", 15.07.2006- KavkazCenter, "Rus-Çeçen Savaþý Putin'in Hayatýndan Daha UzunSürecek", 19.07.2004- KavkazCenter, "Mashadov Ateþkes Emri Verdi", 03.02.2005- KavkazCenter, "Diktatör Bir Evsizmiþ", 20.11.2003- KavkazCenter, "Dokka Umarov: Düþman Canavarlaþtýkça Güçleniyoruz",08.08.2006- KavkazCenter, "Münafýklar", 31.08.2004- KavkazCenter, "ÇÝC Parlamentosundan Açýklama", 11.07.2006- KavkazCenter, "ÇÝC Cumhurbaþkaný'nýn Emri Ýle Kafkasya CephesiKuruldu", 17.05.2005

12.www.kafkas.org.tr , - Ajans Kafkas, "Zakayev: Þamil Basayev Þehit Oldu", 11.07.2006- Ajans Kafkas, "Þamil Basayev'den Ýlginç Açýklama", 31.08.2005- Ajans Kafkas, "Novodvorskoya: Çocuklarýmýzý Putin'den, FSB'den,Polisten ve Askerden Korumalýyýz", 09.09.2005- Ajans Kafkas, "Ýnguþlar Rus ve Rus Yanlýlarýndan Býktý", 22.06.2004- Ajans Kafkas, "Çeçen Direniþçilerden 'Silahlarý Býrakýn' Çaðrýsýna Ret",20.07.2006- Ajans Kafkas, "Basayev: Tek Amacým Adalet", 08.08.2005- Ajans Kafkas, "Basayev'de Türk Parmaðý Ýddiasý", 14.07.2006- Ajans Kafkas, "Þamil Basayev: Kimse Allah'ýn Müsaade Ettiðini YapmamaEngel Olamaz", 12.06.2005- Ajans Kafkas, "Valeri Hatýjuko'dan Yakýn Tarihe Iþýk Tutan Çok ÖnemliAçýklama...", 19.01.2005- Ajans Kafkas, "Kuran Okuyan Öðrenciler Emniyete Götürüldü",20.04.2005- Ajans Kafkas, "Kabardey-Balkar'da Skandal! Tesettürlü Ve Hamile BirKadýn Polis Tarafýndan Dövüldü...", 10.08.2005- Ajans Kafkas, "Þenibe, Nalçik Saldýrýsýný Radio Liberty'yeDeðerlendirdi", 24.10.2005- Ajans Kafkas, "Rusya Kafkasya'yý Kesinlikle Kaybediyor", 31.10.200513.www.jamestown.org, "Chechnya and the Northern Caucasus WithoutShamil Basaev", Mayrbek Vachagaevkf

48

Basayev, Abhaz-Gürcü Savaþý Sýrasýnda

Page 51: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

erkesler, sürgün geldikleri bu topraklardaKafkasya’ya geri dönüþ umutlarýný ellerindeolmayan tarihi geliþmelerle yitirdikten sonrakalýcý ve kendilerine uygun yaþam alanlarý

oluþturmaya baþladýlar, bu topraklara köyler kurdular.Yeni bir coðrafyaya, bir devlete, kendilerine yabancýbir halka, yeni bir dile alýþma süreci yaþadýlar. Busüreçte yeni savaþlara girdiler, þehit oldular; “isyan-lara” karýþtýlar, “hain” oldular. Bir sistem bitti, yeni birsistem geldi, yeni sistemin adý Cumhuriyetti. Tek partivardý, ikincisi kuruldu; birileri iktidar, birileri muhale-fet oldu. Bu geliþmeler bu topraklardaki herkes içinyeniydi, Çerkesler de bu topraklarda yeniydi ve butopraklarda yeni olan her þey Çerkesler için daha dayeniydi.

Topraklarýndan koparýlmalarýndan itibaren, yeni olanher þeye alýþma süreci birkaç kuþak devam etti.Alýþmak bir þeyler getirdi ve yeni gelen her þey eskil-erden bir þeyleri götürdü. Yeni gelenin sahip olunanýgötürmesi ayrý bir süreçti; yaþandý, yaþanmaya devamediyor. Adýna asimilasyon deniliyor. Öte yandanÇerkesler köydeyken olabildiðince kendileri gibiydilerzira kendilerine uygun þekilde, kendilerine uygun olanýyaþýyorlardý. Gün geldi köyden çýkmalarý gerekti; kimi

plansýz sanayileþmenin büyük þehirlerde yoðunlaþ-masýyla iþ bulabilmek için, kimi eðitim alabilmek içinþehirdeki yerini aldý. Ýþte, köyden kente bu geçiþ süre-ci, sürgündeki tarihimizin çok önemli bir kesitini oluþ-turuyor: Dünyadaki Çerkes nüfusunun en yoðunolduðu ülke olan Türkiye’de, Çerkeslerin köyden kentegöçü. Ciddi sosyo-kültürel sonuçlarý olan bir nüfushareketi. Süreci anlamanýn bugünümüzü anlamada vegeleceðimizi þekillendirmede etkili olacaðýný veÇerkes olsun ya da olmasýn benzer süreçleri yaþayaninsanlarýn kendilerinden bir þeyler bulabileceðinidüþünüyoruz.

Abdülkerim amcayla görüþmeden önce oðlu, babasýnýnstandart Abaza yaþlýlarýna benzemediðini söylemiþti.Oysa Abdülkerim amca da her Abaza yaþlýsý gibiydi,her Abaza yaþlýsý gibi özgündü ve belki de bu özgün-lüðü týpký diðer bütün Abaza yaþlýlarý gibi onu da diðerAbaza yaþlýlarýndan farklý kýlýyordu. Gülen yüzlerlekarþýlandýk ve sohbete baþlamadan önce MüþerrefTeyzenin hazýrladýðý güzel yemeklerden yedik.Röportaj yapacaðýmýz kiþi Abdülkerim Aykut,Abhazlarýn Abdýliyba sülalesinden, Türkiye’deki busülale Abhazya’daki Çkotua sülalesinden geliyor.Türkiye’ye geldiklerinde Adapazarý Aktüfek Köyüne

49

Göç Hikayeleri

MKANBA ÇAÐLAR KONUKMAN

Çerkesler köydeyken olabildiðince kendileri gibiydiler zira kendilerine uygun þekilde,kendilerine uygun olaný yaþýyorlardý. Gün geldi köyden çýkmalarý gerekti; kimi plan-sýz sanayileþmenin büyük þehirlerde yoðunlaþmasýyla iþ bulabilmek için, kimi eðitimalabilmek için þehirdeki yerini aldý. Ýþte, köyden kente bu geçiþ süreci, sürgündeki tar-ihimizin çok önemli bir kesitini oluþturuyor: Dünyadaki Çerkes nüfusunun en yoðun olduðuülke olan Türkiye’de, Çerkeslerin köyden kente göçü. Ciddi sosyo-kültürel sonuçlarý olanbir nüfus hareketi.

Ç

Page 52: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

yerleþmiþler, zaten Abdülkerim amca da oralý.Abdülkerim amcanýn eþi Müþerref teyzeyse AbhazlarýnKupal sülalesinden ve Düzce Efteniye Köyü AlbuzBey Mahallesinden. Önce neden kendileriylegörüþmek istediðimi açýklýyorum. Eðer yardýmcý ola-bilirsek ne mutlu bize diyorlar ve baþlýyoruz.

AA: Abdýliyba Abdülkerim, KM: Kupal-phaMüþerref, MÇ: Mkanba Çaðlar

MÇ: Kýsaca kiþisel tarihinizi anlatýr mýsýnýz?

AA: 1935 senesinde, ailecek Aktüfek Köyünden çýkýpAdapazarý’na yerleþtik. 1944’de Adapazarý’nda büyükbir deprem oldu, o depremden sonra Ýstanbul’a geldik,Ýstanbul’da epey durdum. 1955’te Kütahya’ya gittik,fabrikaya girdim, orada 27 sene çalýþtým, fabrikadanemekli olduktan sonra tekrar Ýstanbul’a geldik. Çocuk-larýmýz Kütahya’da doðdular.

MÇ: Sizin köyden çýkýþ amacýnýz neydi?

AA: Yunan girdiði zaman köyde okul býrakmamýþ.Komþu köyümüz Soðuksuda eðitmen okulu vardý,aðabeyim orada okudu. 1. sýnýfta aðabeyimle beraberben de gittim. Bir gün Soðuksuya okula gidiyorduk,yatýlý yere gittiðimiz için de ev sahibine açayür(kay-mak) ve hindi götürüyorduk. Ormandan geçerkenkarþýmýza bir ayý çýktý, ben kaymaðý attým ayýnýnönüne, aðabeyim hindiyi saldý, ayý kaymaðý görüncebeni unuttu. Biz baþladýk baðýrarak kaçmaya, sesimizeamcam yetiþti, delikanlýydý o zamanlar, ben öldürürüm

o ayýyý dedi ama gider miyim, gitmedim bir dahaokula. Anne babamýz da çocuklar cahil kalmasýn diyeAdapazarý’na getirdiler bizi. Adapazarý’na geldiðimizzaman küçük kardeþlerim ilkokula girdiler, bengiremedim. 13 yaþýndaydým, 1. sýnýflarýn arasýna oturt-tular, o 1. sýnýflar belime kadar geliyorlardý, yaþ farkýn-dan dolayý okula almadýlar. 1948 senesinde askere git-tim asker ocaðýnda öðrendim ne öðrendiysem. Amaaskere gidinceye kadar hafýzlýk yaptým, hocalýkçalýþtým, Kuran-ý Kerim ezber üzerinde çalýþtým.Ýmamlýkta para azdýr diye fabrikaya attým kapaðý. (Sestonu ve mimikleriyle bizi güldürüyor Abdülkerimamca.)

MÇ: Adapazarý, o dönemde nasýldý?

AA: O zaman çok sýkýntý vardý hiçbir Abaza yoktuAdapazarý’nda. Þimdi Abazalarýn Adapazarý’ndayoðun olarak yaþadýðý Hasýrcýlar Mahallesi patates tar-lasýydý, kavak tarlasýydý.

MÇ: Þehre çýkan ilk Abaza hane olmak zor olsagerek.

AA: Adapazarý’na çýktýðýmýzda, Hancý Kamil vardýþehrin batý tarafýnda, biz doðu tarafýndaydýk, bir deKuzuluk Köyünden Nedim Bey isminde bir Abazavardý. Çeþme meydan dedikleri yer Abazalarýn konakyeriydi, köyden kereste, odun getirip satýyorlardý. Yaðçýkarmaya gelenler, odun satmaya gelenler, alýþveriþegelenler, doktora gelenler oluyordu. Gece dönemeyen-ler bizim evimizde kalýyorlardý. Bahçemiz atlarla, atarabalarýyla doluyordu. Bazen evde yatacak yerkalmadýðý zamanlarda babamýn gidip otelde yattýðýoluyordu.

MÇ: Adapazarý’na yerleþtikten sonra köyünüzleiliþkiniz devam etti mi?

AA: Köyümüze gidip geliyorduk. Çalýþmaya gidiyor-duk, mýsýr çapasý yapýyorduk, mýsýr topluyorduk.

MÇ: Peki, cemiyetleri takip ediyor muydunuz?

AA: Adapazarý’ndayken, köyde düðün, cenaze olduðuzaman gidiyorduk. Ýstanbul’a yerleþtikten sonra köyegitmedim. 15 yaþýnda Kayalar Köyünde aþtakesmeyi(Abhaz usulü hayvan kesip, servis etmek)öðrendim.

MÇ: Gençlerden, aþta kesmeyi bilen pek yok.

AA: Gençler yemeyi biliyorlar. (ve yine gülüyoruz)

MÇ: Ýstanbul’a yerleþtikten sonrasýný biraz anlatýrmýsýnýz?

AA: Ýstanbul’a geldiðim de 16 yaþýndaydým. Balat’ta

50

Page 53: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

51

bir süre imamlýk yaptým, aðabeyim de müezzinlikyaptý. Yaklaþýk 10 sene burada yaþadým.

MÇ: Ailecek Ýstanbul’da bir düzeniniz ve eðitiminialdýðýnýz, bildiðiniz bir iþiniz varken nedenKütahya’ya gittiniz?

AA: Ablam Kütahya’da evliydi, eþi rahmetli oluncaablam yalnýz kalmasýn diye aðabeyim beni Kütahya’yayolladý.

MÇ: Anne babanýz, o zaman hayatta mýydýlar?

AA: Babam Rahmetli olmuþtu, annem hayattaydý.

MÇ: Anneniz de bu kararý desteklemiþ miydi?

AA: Evet bu ailecek alýnan bir karardý.

MÇ: Peki Müþerref Teyze, sizin için nasýl bir karardýKütahya’ya gitmek?

KM: Biz o zaman yeni evliydik, istemeyebilirdim git-meyi, çünkü o zamanlar Kütahya bizim için çok uzak,çok sapa bir yerdi. Ama gelin olduðum için saygýdanitiraz etmedim.

MÇ: Günümüzde insanlar hayatlarýný ayrýntýlarýylaplanlýyorlar, kariyer planlarý yapýyorlar, ilerideçocuklarýný hangi okula göndereceklerini bile hesabakatarak bir ev alýyorlar. Diðer taraftan siz Ýstanbul’-da bildiðiniz iþi yapýyor, çalýþýyorken, yani belli birdüzeniniz varken, ailenizin aldýðý bir karar üzerineablanýzý yalnýz býrakmamak için, bilinmeyen bir yol-culuða çýkýyorsunuz. Ýstanbul’dan kalkýp Kütahya’yagidiyorsunuz, yani o dönemin þartlarý göz önünealýndýðýnda gurbetten daha bir gurbete gidiyorsunuz,iþinizi býrakýyorsunuz orada ne iþ yapacaðýnýz bellideðil, belki de Kütahya’da ne kadar kalacaðýnýz dabelli deðil.

AA: Belli deðildi ne kadar kalacaðýmýz, 27 sene kaldýk.Gittim fabrikaya attým kendimi hiç bir yere kýmýl-damadým, sigorta numaramý oradan aldým, oradanemekli oldum, ne sabýr var di mi? (Abdülkerim amcayine güldürüyor bizi.)

MÇ: Þüphesiz ki, alýnan karara, kararýn alýnýþ þek-line ve o kararýn uygulanýþýna bakýnca, adetlerinebaðlý, eski bir Abaza ailesinin tavrýný görüyoruz.Neticede Kütahya’ya ablanýzýn yanýna gittiniz, hiçbilmediðiniz, bilinmediðiniz bir yer. Oraya alýþmasürecinden biraz bahseder misiniz?

AA: Ablamla ayný eve yerleþtik. Fazla iþsiz kalmadým,fabrika inþaatýna girdim, sonra o fabrikada iþçi oldum.Fabrikayý Almanlar yaptý, Almanlarla 12 sene çalýþtým.

MÇ: Almanca öðrendiniz mi?

AA: Almanca ne öðrencem, ben Abazaca konuþacakadam arýyordum, çok meraklýydým Abazacaya.Sonralarý, Kütahya’daki fabrikalar da çoðalýncaDüzce’den, Adapazarý’ndan, Bilecik’ten,Eskiþehir’den çok Abaza geldi, zamanla yaklaþýk 280hane Abaza oldu. Fakat biz ilk gittiðimizde hiç Abazayoktu. Hep can atardýk bir Abaza görsek, en uzaktan daolsa bir akrabamýzý görsek diye. Kütahya’dayken 6tane amcam vefat etti haberim olmadý, o zamanKütahya’ya telgraf gelirdi.

MÇ: Ýkiniz de köyden çýktýnýz, Abazacayý doðalolarak öðrenmiþtiniz. Türkçeyi öðrenmek sizin içindaha zordu belki ama bir þekilde onu da öðrendiniz.Adapazarý’ndan belli bir Abaza cemiyetini býrakarakve o cemiyetlere ait deðerlerle yetiþmiþ, o deðerleribilen kiþiler olarak Ýstanbul’a oradan da Kütahya’yagittiniz. Abazalýðýn baþta gelen sorumluluklarýdýr;düðün, cenaze kaçýrýlmaz. Kütahya’ya ulaþým sýnýrlý,iþin kötüsü dönemin þartlarý gereði iletiþim de sýnýrlýmesela telefon yok, bu durumda Abazalýk telgrafýntellerine takýlýyordu diyebilir miyiz?

KM: Bilmem artýk ne denir ama Düzce EfteniyeKöyünden Hraça Nevzat aðabeyim vefat edince telgrafgeldi. Kütahya’dan 12 saatte bir tren vardý, bekleyecekvakit olmadýðý için gecenin bir yarýsý Kütahya’dankömür kamyonuyla Eskiþehir’e gittik, oradan trenebindik. Efteniye Köyü Zekeriya Mahalleye vardýk kisiz burada mýydýnýz dediler, Kütahya’dan gelmiþ ola-bileceðimize ihtimal vermediler. Kütahya þuan içinuzak bir mesafede deðil ama o zamanlar uzaktý.

Page 54: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

52

Kütahya’nýn adýný, gençler Kütahya’ya askere gittik-lerinde duyardýk. Annem, ah benim kýzým askerlikyapýlan yere gitti diyordu.

AA: Kütahya’daki hava birliðine askere gelenAbazalar, bizim adresi buluyorlardý. Peynir getiriyor-lardý, yumurta getiriyorlardý, fýndýk getiriyorlardý, bumalzemelerin garnizon içine sokulmasý yasak olduðun-dan bize býrakýp gidiyorlardý.

KM: Ben askere gelen çocuklarýn evci iþlemlerini takipediyor, çocuklarý evci çýkarýyordum.

MÇ: Anlaþýlan o ki; Kütahya’dayken,Adapazarý’ndakine benzer bir pozisyonunuz varmýþ.Nasýl ki Adapazarý’ndayken civar köylerdekiAbazalarýn þehirdeki konak yeriydiniz,Kütahya’dayken de geçici olarak gurbete gelenlerintutunduðu bir can simidi.

AA: Evet, zamanla benzer bir durum oluþtu.

MÇ: Adapazarý’nda hep Abazalarla beraberolduðunuz günler mi yoksa Kütahya’da Abazalarýnhiç olmadýðý ilk zamanlar mý güzeldi sizin için?

AA: Elbette Abazalarla beraber olduðumuz günlergüzeldi.

MÇ: Neden peki, o günler daha yorucu deðil miydisizin için?

AA: Abazalarla beraber olsaydým caným sýkýlmazdý,sülalenin olmadýðý her yerde sýkýntý vardýr. Biz odönem Kütahya’da yabancý konumundaydýk. Yabancýolmak kolay deðildi. Kendi cemiyetimiz yok, bizimgibi oturup kalkan insanlar yok, bizim dilimizi konuþaninsan yok, bunlarýn hepsi sýkýntýydý.

MÇ: 27 sene Kütahya’da kaldýnýz, hiç aþta kestinizmi?

AA: Hayýr, Kütahya’da hiç aþta kesmedim amayemeðe gittim. Bir kýz isteme olayý vardý, onunla ilgilibir cemiyet kurulmuþtu, o zaman aþta kesilmiþti.

MÇ: Sonunda öyle bir Abaza cemiyetiniz oldu yani?

AA. Daha sonra oldu.

MÇ: Peki köydeki gibi adet yapýyor muydunuz?

AA: Ayný köydeki gibi adet yapýyorduk, beraberkenAbazalýðý yaþamak konusunda bir sýkýntýmýz yoktu.

KM: Ýlk gittiðimizde, civarýmýzda Abaza, Çerkes namý-na hiç kimse yoktu. O zaman Abazalýktan da,Abazacadan da uzak kaldýk. Kütahya’daki ilk beþ sen-

emizde hiç Kütahya dýþýna çýkmadýk, memleketimizegitmedik. On yedi tane bayram geçti ben annemibabamý bayram niyetine de olsa göremedim. Þimdiolsa anne babalar da çocuklar da kýyameti koparýr amao zaman öyleydi, vasýta yoktu, gidemiyorduk.

MÇ: Nüfusunuz kalabalýklaþmaya baþladýktan sonra,artýk cemiyetinizi kurmaya baþladýðýnýz zamanlardanbiraz bahseder misiniz?

KM: Benim, Çerkes Gezeði adýný verdiðimiz gündenarkadaþlarým vardý. Aramýzda hem Adige hem deAbaza vardý. Onlarla 15 sene boyunca her hafta günyaptýk. Buradakiler gibi deðildi, mesela burada akrabagünümüz var ayda bir, mahalle günümüz var 15 gündebir, orada her hafta toplanýyorduk.

MÇ: Bu altýn günü gibi bir þey miydi?

KM: Evet aynen öyle bir þeydi. Herkes gurbetteydi,çok hoþ oluyordu o günlerimiz. Oyunlar oynuyorduk.

MÇ: Bizim oyunlarý mý oynuyordunuz?

KM: Evet bizim oyunlarý oynuyorduk. Erkek yok,sadece kadýnlar, el çýrpýyor, wahayra yapýyorduk,Abazalar çýkýp Abaza oyunu oynuyor, Adigeler çýkýpkendi oyunlarýný oynuyorlardý. Ben, Adige oyunlarýnýçok beðeniyordum. Orada kaydettiðimiz bir kasetimvardý, yakýn zamana kadar duruyordu ama kaybettim.

MÇ: Kadýnlar belki de özlemlerinden olsa gerek,kültürlerini yaþamakla ilgili olarak epey aktifmiþ.Peki, tahta kurup, tahtaya da vuruyor muydunuz?

KM: Yok caným el çýrpýyorduk sadece, ama biz kadýn-larýn toplantýlarýnýn dýþýnda da toplantýlar oluyorduKütahya’da, mýzýka çalýnýyor, tahta kuruluyor, oyunlaroynanýyordu.

MÇ: Nerede yapýyordunuz bu tip toplantýlarý?

AA: Þehirde evlerde yapýyorduk, evlerin bahçelerinde.

MÇ: O zamanlar Kütahya’da Kafkas Kültür Derneðivar mýydý?

AA: Biz gittiðimizde yoktu ama biz oradaykenaçýlmýþtý Kafkas Kültür Derneði. Bizden sonra gelenleraçtý derneði.

MÇ: Sizden sonra Kütahya’ya gelen Abaza veAdigeler de fabrikada çalýþmaya mý geldiler?

AA: Tabi onlar da fabrikada çalýþmaya geldiler. 5000kiþi çalýþýyordu fabrikada. Diðer Abaza ve Adigelerlebirlikte ayný fabrikada çalýþtýk.

Page 55: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

53

MÇ: Abaza ve Adigeler beraber mi hareket ediyor-lardý?

AA: Tabiî ki, hep beraber hareket ediyorlardý. Kendicemiyetlerini kurar beraber olurlardý. Düðün dernekolduðu zaman birbirlerini davet ederlerdi.

MÇ: Büyük mücadelelerin sonunda Kütahya’yý damemleketiniz yaptýnýz. Peki, niye tekrar Ýstanbul’ageldiniz?

AA: Büyük oðlumuz 79 yýlýnda Ýstanbul’da üniver-siteyi kazandý. Ortanca oðlumuz meslek lisesini bitir-miþti, aðabeyine destek olmaya Ýstanbul’a geldi.Küçük oðlumuz Kütahya’da ilkokula gidiyordu. Ben82 senesinde emekli olunca, oðullarýmýzýn yanýnaÝstanbul’a gittik.

KM: Kütahya’nýn yerlisinden çok yerlisi olmuþtuk,týpký giderken nasýl cesaret ettiysek ayný þekilde Ýstan-bul’a geri döndük.

MÇ: Süreç çok ilginç iþliyor. Ablanýz için, düzeninizibozup, yabancýsý olduðunuz bir yere, sonuçlarýný tah-min bile edemediðiniz bir þekilde yerleþiyorsunuz.Oraya alýþmak için, çok sýkýntý çekiyorsunuz. Sizi,kültürel deðerlerinizden acýmasýzca uzak tutan yýl-lara katlanýyorsunuz fakat sonunda kendicemiyetinizi kuruyorsunuz. Hem Kütahya’da yýl-larýnýz geçtiði için þehrin yabancýsý olmaktan çýkýyor-sunuz, hem de Kütahya’daki Kafkasyalý nüfusununartmasýyla beraber Abaza olmanýn getirdiði, o þehird-eki yabancý konumunuzdan kurtuluyorsunuz. Artýk oþehirde 27 senenin aðýrlýðýyla edinilmiþ bir yeriniz ve

sosyal çevreniz var. Fakat siz, gelinen o noktada, busefer çocuklarýnýz için yani yine aileniz için, sürecibaþladýðýnýz noktaya taþýyorsunuz.

KM: Evet, neticede tekrar Ýstanbul’a geldik.Þehremini’ne yerleþtik. 27 senedir kendinizi gizlediniz,gözükmediniz buralarda, þimdi merkezi yere taþýndýnýzdiyerek bize bir sürü gelen giden oluyordu. HattaKütahya’dan da çok misafirimiz geliyordu, komþularapartmanýn kapýsýna Kütahya Oteli yazacaðýz diyor-lardý.

AA: Oturduðumuz apartmana yönetici oldum, apart-manýn sahibinin adý Abdülkerim’di, benim adým daAbdülkerim, apartmanýn adý da Kerim Apartmanýydý,herkes ev sahibi biliyordu beni. (Bizi bir kere dahagüldürüyor Abdülkerim amca.)

Soran ben, anlatan Abdülkerim amca olunca, biz birþekilde Abazalýðýn dününü bugününü konuþmayabaþlýyoruz. Sohbetin bir yerinde Abdülkerim amcakaybettiðimiz adetlerden bahsederken, birden duruyorve “ama Abazalýk çok iyi bir þey” diyor. Neyidüþünerek söylüyor bilmiyorum ama çok içten söylüy-or. Ben sadece “neden” diye sorabiliyorum. Laf olsundiye deðil, gerçekten, içtenlikle kurulan bu cümleninaltýndaki nedeni merak ediyorum. Baþta, bu söyleþininsonuna bir de kýsa yorum yaparým, belki haddimi aþarbiraz da süreçle ilgili analiz yaparým diye düþünüyor-dum. Ama Abdülkerim amcanýn söyleþimizi bitirirken-ki cümlelerinin üzerine söz söylemek istemiyorum. Ýþtebenim “neden” sorum üzerine, Abdýliyba Abdülkerimamcanýn cevabý: “Hz. Peygamber efendimiz her halkamisafir oluyor, herkes elinde ne hayvan varsa kesiyor,Hz. Peygamber; bu yenir, bu yenmez diyerek yen-meyecek olanlarý ayýrýyor, yenecek olanlarý alýyor.Abazalara misafirken Abazalar koyun kesiyorlar, Hz.Peygamber memnun kalýyor. Abazalar Hz. Peygamberiseviyorlar ve atýnýn dizginlerini çalýyorlar. Hz.Peygamber ata bakýyor dizginleri yok, dizginsiz atabinemeyecek, bir gece daha kalmak zorunda kalýyor,Abazalar bu sefer keçi kesiyorlar, keçi kesmekKafkasya’da en makbul þey. Abazalar, Hz. Peygamberibir gece daha aðýrlamak için onun atýnýn dizginleriniçalmýþlar. Misafir aðýrlamanýn en iyisi bizdedir.Abazalýk çok iyi bir þey, çok…”

Page 56: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

OSÝYA ESRA KIZILBUÐAusya’nýn Abhaz-Gürcü çatýþmasýna müdahelesi,çatýþmanýn çözümsüz kalmasýnýn tek sebebiolmasa da, en büyük sebeplerinden biridir.

Rusya’nýn rolünü abartmak kadar, gözardý etmek dedoðru bir yaklaþým olmayacaktýr. Bu makale Rusya’nýnAbhaz-Gürcü Savaþý’ndaki politikasýnýn bölgede barýþýsaðlamak deðil, bunun aksine kendi çýkarlarýný gerçek-leþtirmek olduðunu savunmaktadýr. Rusya’nýn Abhazyanlýsý bir politika izlediði-Abhazya’nýn de factobaðýmsýzlýðýný savunduðu- ya da Gürcistan’ýn toprakbütünlüðünü savunduðu (resmi söylem) söylemlerigerçeði yansýtmaktan uzaktýr. Diðer bir deyiþle, Rusyane Abhaz yanlýsý ne de Gürcü yanlýsý bir politika izle-mektedir. Bu makalede Abhaz sorunu daha çok Rusya-Gürcistan iliþkileri çerçevesinde incelenecektir. Bueksende, önce Abhazya’nýn Rusya için neden önemliolduðu, ardýndan Rusya’nýn bu çatýþmaya müdahalenedenleri ve son olarak Rusya’nýn Abhaz-Gürcü çatýþ-masý’ndaki politikasý ayrýntýlarý olarak ele alýnacaktýr.Kýsacasý, deðiþen bölgesel çýkarlar ve dengelere baðlýolarak Abhazya’nýn Rusya için bir olmazsa olmaz

olmadýðý ve mevcut durum gerektirdiðindeAbhazya’dan vazgeçebileceði gerçeði kronolojik birþekilde ele alýnacaktýr. Sonuç kýsmýnda, ayrýcaAbhazya’nýn Rusya ile iliþkisinin de kýsa bir analiziyapýlacaktýr. Bununla birlikte, Gürcistan’ýn Rusya’yayabancýlaþmasý ve Batý’ya dönük bir politika izlemesive Abhazya’da ciddi bir muhalefetin oluþmasýylaRusya’nýn bölgede ciddi bir prestij kaybýna uðradýðýbelirtilecektir.

A) Abhazya Rusya Ýçin Neden Önemli?Abhazya’nýn Rusya için önemi, öncelikle Abhazya’nýnGüney Kafkasya’daki konumu ve Rusya’nýn YakýnÇevre Doktrini ile açýklanabilir. Rusya’nýn aslýndaAbhazya gibi bir problemi yoktur, tam tersineRusya’nýn politikasýný oluþturan ve þekillendiren temeletken jeopolitiktir yani, Rusya’nýn temel çýkarlarýnýngerçekleþmesine dayanan realist politikalardýr. Buçerçevede, ilk önce Rusya’nýn Yakýn Çevre’deki UlusalGüvenlik ve Askeri Doktrinleri ve bunlarýn zamaniçinde nasýl þekillendiði ve deðiþikliðe uðradýðý açýk-

R

Rusya ne Abhaz ne de Gürcü tarafýný desteklemekte ama uyguladýðý politikalarla ulus-lararasý arenada kendini yalnýzlaþtýrmamaya dikkat etmektedir. Resmi söylemdeGürcistan’ýn toprak bütünlüðüne saygý duyduðunu dile getirmekte, fiili olarak daAbhazya’yý kendisine daha çok baðýmlý kýlacak uygulamalarla kendi çýkarlarýný gerçek-leþtirmektedir. Rusya’nýn temel politikasý Abhaz-Gürcü çatýþmasýnda statükonun devamýnýve anlaþmazlýðýn çözümsüz kalmasýný saðlamaktýr. Anlaþmazlýðýn çözümsüz kalmasýAbhazya’nýn daha çok Rus kontrolü altýna girmesine hizmet ederken ayný zamandaAbhazya’da muhalefetin ortaya çýkmasýna yol açmýþtýr. Zaman içinde muhalefetin Rus kon-trolünü bertaraf edecek biçimde güçlenip güçlenmeyeceðini ise Abhazya’daki iç politikdinamiklerin geliþimi gösterecektir.

RRuussyyaa’’nnýýnn AAbbhhaazz--GGüürrccüü ÇÇaattýýþþmmaassýýnnaa MMüüddaahhaalleessii

Page 57: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

lanacak, bu genel çerçeve içinde Rusya’nýn etnik çatýþ-malardaki rolü ve müdahale etme sebepleri ince-lenecektir.

1. Rusya’nýn Ulusal Güvenlik veAskeri DoktrinleriSovyetler Birliði daðýldýktan sonra, Rusya dýþ poli-tikasýnda yönünü, içinde yaþadýðý kimlik bunalýmýnýnda bir sonucu olarak, Batý’ya çevirdi. Rusya için BatýDünyasý, Rusya’nýn çýkarlarýna bir tehdit deðil, tamaksine çýkarlarýnýn örtüþtüðü bir dost olarakgörülmüþtür.

Bu süreçte, Jyotsna Bakshi’nin de iddia ettiði gibiRusya’nýn amacý Batý Güvenlik Sistemi’nin bir parçasýolmaktý.1 Eski Sovyet coðrafyasýnda ortaya çýkan etnikçatýþmalarý bu çerçevede deðerlendiren Rusya; bölgedebarýþ ve istikrarýn korunmasýný ve bunun ortak birAvrupa Güvenlik sistemi içinde bütün Avrasyacoðrafyasýný kapsayacak þekilde yapýlmasýný savun-muþtu.2 Ne var ki, Rus Dýþ Politikasý’nda Batýlýgörüþün egemenliði Avrasyacý görüþün egemen olmayabaþlamasýyla zayýflamýþ ve son bulmuþtur. Bunun ilkgöstergesi 2 Kasým 1993 tarihinde Güvenlik Konseyitarafýndan kabul edilen Rus Askeri Doktrini’dir.3 Budoktrinle birlikte, Rusya’nýn Yakýn Çevre bölgesindekiçýkarlarýnýn önemi ve etnik çatýþmalardaki rolü vurgu-lanmýþtýr.4 Bu çatýþmalarýn Rusya’nýn güvenliðiüzerinde etkileri olduðu, dolayýsýyla Rusya’nýn bu böl-geye ve özellikle bölgedeki etnik çatýþmalara yöneliközel bir rolünün olduðu belirtilmiþtir. Bu doktrininkabul edilmesi, anlaþýldýðý üzere Rusya’da çýkarlarýnve önceliklerin tekrar tanýmlandýðý bir geçiþ döneminedenk gelmektedir. Bu durum 1993 yýlýndan itibarenRusya’nýn Abhaz sorununa yönelik politikasýnýn real-izm temelinde þekillendiðini göstermektedir.

Bu dönemde dikkat çeken bir baþka geliþme, BaðýmsýzDevletler Topluluðu’ nun kurulmasýdýr. Bu oluþumlaRusya daha gevþek bir örgütlenme içinde de olsa eskiSovyetler Birliði’ni yaþatmak isteðini ortaya koymuþ-tur. 23 Nisan 1993 tarihli Yakýn Çevre DoktrinindeRusya’nýn etki alanýnýn eski Sovyet Coðrafyasý olaraktanýmlanmasý5, Güney Kafkasya’nýn Rusya için önem-ini çok iyi anlatmaktadýr. Yakýn Çevre’deki ülkeler içinRusya Federasyonu ile askeri ve ekonomik entegras-yon (bütünleþme) bir zorunluluk olarak tanýmlanýrken,bölgedeki barýþ ve istikrardan sadece Rusya’nýnsorumlu olduðu ve Rusya dýþýnda hiçbir bölgesel ya daküresel gücün bölgeye müdahale etmeye ehil olmadýðýbelirtilmiþtir.6

Rusya tarafýndaki bu net ve katý söylem özellikle 11Eylül’den sonra kýrýlmaya uðramýþ ve Rusya’nýn bölg-eye yönelik politikasýnda bazý kaymalar/sapmalar mey-dana gelmiþtir. 2000 yýlýnda kabul edilen Yeni UlusalGüvenlik Doktrininde Rusya’nýn bölgedeki öncelik-lerinde belirgin deðiþiklikler olmuþtur.7 Bu belgedeRusya’nýn etki alaný eski Sovyet coðrafyasý olaraktanýmlanmaktan çýkmýþ, bunun yerine BaðýmsýzDevletler Topluluðu söylemi geliþtirilmiþtir.8 Bunundýþýnda, Kuzey Kafkasya’ya yer verilerek, Rusya’nýnbir daðýlma korkusu içinde olduðu belirtilmiþtir.9 YeniUlusal Güvenlik Doktrini’nde de yansýtýldýðý gibi, 11Eylül dönemi ve bunu takip eden süreçte de Rusyabölgedeki etkinlik ve kontrolünde belirgin bir zayýfla-ma olduðunun farkýna varmýþtýr.

Rusya’nýn Abhaz-Gürcü çatýþmasý’ndaki rolü zamaniçinde deðiþikliðe uðrayan bu Askeri Doktrinlerin dýþpolitikasýna yansýmasý sonucu þekillenmiþtir. Her nekadar Rusya’nýn bölgedeki etkinliðinde bir azalmaolmuþ gibi görünse de, Rusya bölgede deðiþenkoþullara ve dengelere, zaman zaman pragmatizm (fay-dacýlýk) ile de desteklenen realist bir politika ile cevapvermiþ, her zaman çýkarlarýnýn peþinde olmuþtur.

2. Rusya’nýn Müdahale Etme SebepleriRusya’nýn genelde Güney Kafkasya’ya, özelde deAbhaz-Gürcü çatýþmasýna müdahale sebepleri üç anabaþlýk altýnda incelenebilir: Jeo-stratejik, ekonomik vepolitik sebepler.

a) Jeo-Stratejik sebepler:Tarih boyunca Güney Kafkasya Rusya için, KuzeyKafkasya ve Ýslam Dünyasý; Türkiye ile Iran arasýndabir tampon bölge, Orta Doðu ve Avrupa ile iliþkilerkonusunda bir çýkýþ noktasý olmuþtur.10 Rusya’nýngüney sýnýrýndaki çýkarlarýnýn korunmasý her zamanGüney Kafkasya’nýn kontrol altýnda tutulmasýný gerek-tirmiþtir. Bölgenin Kuzey’de Çeçenistan’la komþuolmasý ve bölge ülkelerinden Gürcistan’ýn Türkiye ile

55

Bu dönemde dikkat çeken bir baþka geliþme,Baðýmsýz Devletler Topluluðu’ nun kurul-masýdýr. Bu oluþumla Rusya daha gevþek birörgütlenme içinde de olsa eski SovyetlerBirliði’ni yaþatmak isteðini ortaya koymuþ-tur. 23 Nisan 1993 tarihli Yakýn ÇevreDoktrininde Rusya’nýn etki alanýnýn eskiSovyet Coðrafyasý olarak tanýmlanmasý5,Güney Kafkasya’nýn Rusya için önemini çokiyi anlatmaktadýr.

BDT Ülkeleri

Page 58: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

sýnýrdaþ olmasý Güney Kafkasya’nýn ve özeldeGürcistan ile Abhazya’nýn stratejik önemini arttýr-mýþtýr.11 Bütün bu nedenlerden dolayý Güney KafkasyaRusya’nýn tarih boyunca yumuþak karnýný (soft under-belly)12 oluþturmuþ ve bugün de oluþturmaktadýr.

Sovyetler Birliði’nin daðýlmasýyla birlikte bölgedebaðýmsýz devletler ortaya çýkmýþ ve Rusya bölgedenkýsmen çekilmek zorunda kalmýþtýr. Bu durumRusya’nýn etkinliðini azaltmýþtýr. Daðýlma ile tetikle-nen etnik çatýþmalar Rusya’nýn güvenliðine doðrudanbir tehdit oluþturmuþtur. Rusya’nýn etkisinin azaldýðýdevletlerden biri Gürcistan, etnik çatýþmalarýn çýktýðýbölgelerden biri de Abhazya’dýr ve bu konumlarýyla buiki bölge kýsaca söylemek gerekirse, Rusya’nýn Güneykanadý için özel bir stratejik öneme sahiptir:Abhazya Rusya’nýn terörizm ve uyuþturucuya karþýmücadelesinde en zayýf halka ve güvenilmez müteffikdurumundadýr. Baðýmsýz Devletler Topluluðuna (BDT)baðlý barýþ güçleri Rusya ile çok az derecede iletiþimhalinde olsa dahi, Rusya’nýn askeri güçlerini geriçekmesi ve üslerini daðýtmasý Abhazya’da bir güvenlikboþluðu yaratacaktýr.13

Diðer bir önemli konu, Gürcistan’daki askeri üslerinvarlýðýdýr. Sovyetler Birliði daðýlmadan önceGürcistan, NATO’nun güney kanadýna karþý, RusAskeri üslerinin aðýrlýklý olarak yerleþtirildiði birmerkez konumundaydý.14 Dolayýsýyla, Sovyetler Birliðidaðýldýktan sonra, her ne kadar Gürcistan Rus askeriüslerine karþý bir politika geliþtirdiyse de, Rusya özel-likle Abhaz-Gürcü çatýþmasýnda Rus askeri üslerininvarlýðýný Gürcistan’a karþý bir tehdit, bölgedeki kontrolve egemenliðinin devamý için stratejik bir araç olarakkullanmýþtýr.15

Üçüncü önemli nokta, Abhazya’nýn Karadeniz’e çýkýþsaðlayan stratejik konuma sahip olmasýdýr.16 AbhazyaGüney Kafkasya’da Rusya’nýn Karadeniz’e ve sýcakdenizlere çýkýþýný saðlayabilecek önemli bir kapýdýr. Budurum Rus askeri üslerin önemini de arttýrmaktadýr.Bu üslerin kaybedilmesi, Rusya’nýn Karadeniz’e çýkýþ-tan mahrum kalmasýna yol açmakta, bu da Rusya’nýn

kendi içine çekilmesi sonucunu doðurmaktadýr.17

Ariel Cohen tarafýndan belirtildiði gibi:Rusya Abhazya’da Karadeniz sahilinin de facto kon-trolünü ele geçirmiþtir. Rusya ayrýca Karadeniz’delimanlarý olan Novorossisk ve Tuapse’yi korumakta, veGürcistan’ýn petrol ihraç limanlarý Poti, Supsa, veBatuma yaklaþmaktadýr. Aðustos 1995’te GürcistanBaþkaný Þevardnadze, dört Rus askeri üssünün Gürcütopraklarýna yerleþtirilmesine izin vererek, Rusya’nýnKaradeniz limanlarý aracýlýðýyla petrol ihraç yollarýnýnkontrolunu ele geçirmesine imkân saðlamýþtýr.18

Bütün bu noktalar dikkate alýndýðýnda, Abhazya veGürcistan’ýn Rusya’nýn etki alaný içinde stratejik birsýnýr bölgesi oluþturduðu iddia edilebilir. Bütün butespitler ve yukarýda sýralanan nedenler, Rusya’nýnneden Abhaz-Gürcü çatýþmasýný manipüle ettiðini veGürcistan’daki askeri üslerin varlýðýyla nasýl bölgeyikontrol altýna almaya çalýþtýðýný açýklamaktadýr.

b) Jeo-Politik Sebepler:Yukarda bahsi geçen jeo-stratejik sebepler Rusya’nýnYakýn Çevre dediði bölgede etkinliðini kaybetmemeisteði ile özetlenebilecek jeopolitik sebeplerle doðru-dan baðlantýlýdýr.19 Sovyetler Birliði daðýldýktan sonraGüney Kafkasya çeþitli bölgesel güçlerin mücadelealaný haline gelmiþtir. Rusya daha önce bölgede tek sözsahibi ülke konumundayken; zamanla Türkiye, Ýran,AB ve Amerika’nýn da bu mücadeleye dâhil olmasýyla,etkinliðini ve aðýrlýðýný kaybetme korkusu yaþamak-tadýr.20 Bu çerçevede, Rusya’nýn Güney Kafkasya’dakietnik çatýþmalarda arabuculuk (mediator) rolünesoyunmasý ve bu þekilde güvenlik ve istikrarý saðla-masý, Rusya’nýn bölgedeki fonksiyonunu açýklayanresmi söylem olmaktadýr.21 Ne var ki, Rusya’nýngüvenlik ve istikrar saðlamayý amaç edinmesi ne kadargerçekçi bir niyettir, bu tartýþýlmalýdýr. Rusya’nýnistikrardan anladýðý þüphesiz kendi çýkarlarýnýn korun-masýna hizmet eden bir nevi istikrarsýzlýk durumudur.22

Daha önce belirtildiði gibi, Rusya’nýn bölgedeki temelamacý bölge ülkeleri ile ekonomik, politik ve askeri birbütünleþme saðlamaktýr.23 Bu noktada Rusya’yý sýkýn-týya düþüren geliþme NATO geniþlemesi ve bölgeülkelerinin Batý yanlýsý bir politika izleme eðilimindeolmalarýdýr.24 Rusya’nýn temel çekincesi bölgedekietkinliðini Batýlý güçlerle paylaþma olasýlýðýdýr. Bu

56

Bütün bu noktalar dikkate alýndýðýnda,Abhazya ve Gürcistan’ýn Rusya’nýn etkialaný içinde stratejik bir sýnýr bölge-si oluþturduðu iddia edilebilir. Bütünbu tespitler ve yukarýda sýralanannedenler, Rusya’nýn neden Abhaz-Gürcüçatýþmasýný manipüle ettiðini veGürcistan’daki askeri üslerin varlýðýy-la nasýl bölgeyi kontrol altýna almayaçalýþtýðýný açýklamaktadýr.

Page 59: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

durum karþýsýnda, Rusya hiçbir zaman bölgeülkelerinin baðýmsýzlýðýný tanýmak istememiþ; buülkelerle eþit düzeyde yatay (horizontal) iliþki kurmak-tansa, Sovyetler Birliði döneminde olduðu gibi buülkeleri kendi etki alaný içinde görmeye devametmiþtir.25 Rusya’nýn bugün Gürcistan’da yaþadýðýdurum bunun güzel bir örneðidir. Gürcistan’ýn Batý’yadönük dýþ politika eðiliminde olmasý, NATO’ya üyeliðiamaç edinmesi ve BDT’den çýkma isteði Rusya’yýrahatsýz etmiþ ve bu çerçevede Abhazya Gürcistan’akarþý kullanýlan önemli bir koz olmuþtur.

c) Ekonomik sebepler:Ekonomik sebepler, Gürcistan’ýn enerji kaynaklarýnýntransferi için Asya-Hazar Körfezi-Avrupa arasýndageçiþ bölgesi olmasýyla ilgilidir. Burada altý çizilmesigereken ilk husus, Hazar Körfezinin Rusya için taþýdýðýstratejik ehemmiyet, ikinci husus da petrol poli-tikalarýnýn Rusya için ne kadar önemli olduðudur.

Hazar Körfezi, bugün dünyanýn temel belirleyici güç-leri için önemli bir mücadele alaný oluþturmaktadýr.Rusya da Hazar Körfezi’ndeki enerji kaynaklarýnýntransferi konusunda pastadan pay almak isteyen,dikkate alýnmasý gereken bölgesel bir güçtür.Rusya’nýn en büyük problemi bu enerji kaynaklarýnýnBatý dünyasý’na transferinde kendisinin bypassedilmesidir. Gürcistan, stratejik konumu ve GüneyKafkasya da Karadeniz’e çýkýþý olan tek ülkeolmasý itibariyle, bu enerji kaynaklarýnýnBatý’ya transferinde Rusya’nýn bypassedilebileceði önemli bir stratejik koridorüzerinde bulunmaktadýr.26 Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaþým koridoru(Transportation Corridor Europe-Caucasus-Asia) Rusya’nýn bypassedildiði projelerden biridir.27 Bu durum ayný zamandadoðu-batý enerji koridoru çerçevesinde bölgede inþaedilen/edilecek petrol boru hatlarý için de sözkonusudur. Rusya, bu boru hatlarýnýn varlýðýyla ken-disinin devre dýþý býrakýlmasýný engellemeye çalýþmak-ta, bölgede etnik çatýþmalarý manipüle ederek egemen-liðini devam ettirmeyi ve kontrolünü saðlamaya çalýþ-maktadýr.

Söz konusu enerji boru hatlarýnýn durumu ayný zaman-da bölgedeki etnik çatýþmalarýn varlýðýyla da doðrudanilgilidir.28 Rusya’nýn Abhaz-Gürcü çatýþmasýndaki poli-tikasý Rusya’nýn petrol boru hatlarýndaki çýkarlarýyladoðrudan alakalýdýr. Rusya, Abhaz-Gürcü çatýþmasýnýmanipüle ederek ve bölgede istikrarsýzlýðý körükley-erek enerji politikalarýnda söz sahibi olmak istemiþtir.Daha spesifik olarak belirtmek gerekirse, Abhaz-GürcüSavaþý’nda ve Gürcistan’daki iç savaþtaGamsahurdia’nýn görevden alýnýp Þevardnadze’ningetiriliþi Rusya’nýn enerji politikalarýyla doðrudanalakalý olmuþtur.29 Göreve gelmeden önce Rusya’nýnÞevardnadze’den Azeri petrolünü Gürcistan içinden

Tuapse limanýna geçirecek boru hattýnýn inþasýna izinvermeyeceði konusunda söz istemesi ve bu istek red-dedildikten sonra Þevarnadze’nin suikast teþebbüssüile karþý karþýya gelmesi; Rusya’nýn bölgedeki enerjipolitikalarýyla açýklanabilecek geliþmelerdir.30 Yine1998 yýlýnda çatýþmalarýn yeniden canlandýðý döneminBakü-Tiflis-Ceyhan Hattýnýn inþasýnýn askýya alýndýðýbir döneme denk gelmesi bir tesadüf deðildir.31

Genel olarak, Bölgedeki istikrarsýzlýðýn ve etnik çatýþ-malarýn enerji politikalarý ile doðrudan baðlantýlýolduðu iddiasý gerçekleri yansýtmaktadýr.Gürcistan’dan geçen ve geçmesi olasý boru hatlarýnýnhepsinin çatýþma bölgelerine çok yakýn bölgelerdengeçmesi bir rastlantý deðildir.32

B) Rusya’nýn Abhaz-Gürcü Çatýþmasý’ndaki PolitikasýRusya’nýn savaþý takip eden ilk yýllarda çatýþmayayönelik çok belirgin bir politikasý oluþmamýþtýr. Bununtemel sebebi yukarda da açýklandýðý gibi Rusya’nýn birgeçiþ dönemi içinde olmasý ve dolayýsýyla GüneyKafkasya’ya ve özelde Abhaz sorununa karþý bir strate-jisinin olmamasýdýr. 1992–1993 yýlýndan itibaren

Rusya’nýn Abhaz-Gürcü çatýþmasý’ndakipolitikasý dört farklý dönem altýndaincelenebilir:

1. ‘Havuç ve Sopa’Politikasý33 (1992–1993)(Carrot and Stick Approach)

Bu dönemde Rusya “Havuç ve Sopa” poli-tikasý (Carrot and Stick Approach) denilen bir politikaizlemiþtir. Ödül ve ceza yöntemiyle Gürcistan’ý kontrolaltýna almayý öngören bu politikayla, Rusya bir yandanAbhazya’nýn baðýmsýzlýðýný engellemiþ diðer yandanda bu sorunu kullanarak Gürcistan’a baský uygulamýþve bu ülkeyi kendisine baðýmlý kýlmaya çalýþmýþtýr.34

Bununla birlikte, tutarlý ve koordineli bir Rus poli-tikasýndan bahsetmek mümkün deðildir. Bu dönemde,Rusya Dýþiþleri Bakanlýðý ve Rusya SavunmaBakanlýðý arasýndaki görüþ farklýlýklarý çok belirginhale gelmiþtir. Rusya Diþiþleri BakanlýðýÞevardnadze’nýn güçlü konumunu ve çatýþmanýnbarýþçýl çözümünü desteklerken, Rusya SavunmaBakanlýðý tam aksine Gürcistan üzerine baský uygula-yarak Rusya’nýn taleplerine evet demesini saðlamakistemiþtir.35 Dolayýsýyla her iki kurumun da önceliklerifarklý olmuþtur. Rusya Dýþiþleri Bakanlýðý Gürcistan’daRusya yanlýsý bir liderin baþa geçmesi için çaba sarfed-erken, Rusya Savunma Bakanlýðý mümkün olan enfazla Rus askeri ile bölgede Rus kontrolünü saðlamakistemiþtir.36

Gamsahurdia’ya baðlý güçlerin saldýrýsý sonucuGürcistan bir iç savaþýn eþiðine gelmiþ ve Abhaz güç-lerinin üstün duruma geçmesiyle de daðýlma tehlikesi

57

Page 60: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

ile karþý karþýya kalmýþtýr. Ayný zamanda, Rusya ülkeyegelen doðal gazý kesmiþ ve kýsýtlayýcý vize uygula-malarýna baþlamýþtýr. Tüm bunlarýn sonucundaGürcistan BDT’ye girmiþ ve ülke topraklarýnda dayüksek sayýda Rus askeri varlýðýna müsaade etmiþtir.37

Þevardnadze’nin bu tutumuna karþý parlamentoda birmuhalefet oluþmuþsa da olaylar karþýsýnda Gürcistan,askeri güçlerinin inþasý ve devletin çöküþünün önünegeçmek için Rusya’nýn yardýmýna ihtiyacý olduðununfarkýna varmýþtýr.

Sonuç olarak, bu dönemde genel olarak RusyaSavunma Bakanlýðý’nýn ‘havuç ve sopa’ yaklaþýmýaðýrlýk kazanmýþtýr. Abhazya’nýn baðýmsýzlýk fikrikesinlikle reddedilirken, Gürcistan’ýn Rusya’ya baðým-lýlýðý saðlanmýþtýr. Bu dönem için altý çizilmesi gerekenbir nokta Rus askeri varlýðý ile çatýþmanýn çözümüarasýnda pozitif bir iliþkinin kurulmasýdýr. Diðer birdeyiþle, çatýþmanýn barýþçýl çözümüne kadarGürcistan’daki Rus askeri varlýðýnýn devam edeceðibelirtilmiþtir.38 Arabulucu olarak uluslararasý örgütlerinvarlýðý kabul edilirken, Rusya’nýn süreçte baskýn vebelirleyici bir rol oynayacaðý belirtilmiþtir.39

2.Abhazya’nýn Ýzolasyonu (1993-1997)1993 yýlýndan itibaren Rusya’nýn Abhaz-Gürcü çatýþ-masý’na yönelik politikasýnda daha koordineli bir yak-laþým söz konusu olmuþ, Rusya’nýn çýkarlarýný korumaamacý daha belirgin olarak hissedilmiþtir. Bu dönemde,iddia edilenin aksine; Rusya’nýn Abhazya’yý izoleederek Gürcistan’la yakýnlaþmasý söz konusudur.

Rusya ile Gürcistan arasýnda bu dönemde her ikitarafça da yanlýþ yorumlanan bir anlaþma (miscon-strued bargain) söz konusu olmuþtur.40 Rusya’ya göre,Rusya Abhazya’ya yardým etmeyecek,Gamsahurdia’nýn kuvvetlerine karþý Gürcü devletinedestek olacak, Gürcü askeri güçlerinin yapýlanmasýnakatkýda bulunacak ve Gürcü devletinin çöküþünüönlemiþ olacaktýr. Bunun karþýlýðýnda GürcistanRusya’nýn taleplerine evet diyecek ama Rusya’nýn buyardýmý hiç bir zaman Gürcistan toprak bütünlüðününsaðlanmasý anlamýna gelmeyecektir.41 Gürcistantarafýnda ise durum daha farklý deðerlendirilmiþtir.Gürcistan, Baðýmsýz Devletler Topluluðuna katýlmayý,Rus askeri üsleri ve personelinin varlýðýný, Rusya’nýnAbhaz sorununun çözümünü Gürcistan’ýn talepleri veistekleri doðrultusunda gerçekleþtirmesi ve toprakbütünlüðünün saðlanmasý þartýyla onayladýðýný ilerisürmüþtür.42 Ne var ki, toprak bütünlüðü kaybetmetehlikesi ile karþý karþýya kalan Gürcistan Rusya’nýnisteklerine boyun eðmek zorunda kalmýþtýr.

Rusya ile Gürcistan arasýnda söz konusu olan bu yakýn-laþma Abhazya tarafýndan olumsuz karþýlanmýþtýr.1995 yýlýnda kötüleþen Abhaz-Rus iliþkilerinin veGürcü-Rus yakýnlaþmasýnýn bir sonucu olarakGürcistan’ýn yoðun baskýlarýyla birlikte BDT kap-samýnda Abhazya’ya amborga uygulama kararý alýn-mýþtýr.43 Burada vurgulanmasý gereken nokta, buambargo kararýnýn bir de Rusya boyutunun olduðudur.Rusya tarafýndan Abhaz pasaportlarý geçersiz sayýlmýþ,Abhazlarýn seyahat özgürlükleri kýsýtlanmýþ, 1997yýlýndan itibaren telefon baðlantýsý kesilmiþ ve karadanve denizden bir ambargo uygulanarak Rusya kapýsýdýþýnda Abhazya için bütün kapýlar kapatýlmýþtýr.Þüphesiz, BDT çatýsý altýnda alýnan bu karar her nekadar Gürcistan’ýn isteðiyle alýnmýþ olsa da, Rusyaistemeden böyle bir kararýn alýnmasýnýn söz konusuolmayacaðý alenidir. Bu karar sonucunda, Abhazya’nýnRusya’ya tamamýyla baðýmlý hale gelmesi söz konusuolmuþtur.

3. Gürcistan ile Yükselen Tansiyon(1997-2003)Yukarda da belirtildiði gibi Rusya ile Gürcistanarasýndaki söz konusu anlaþmada her iki tarafýn farklýyorumlamalarýndan kaynaklanan problemler yaþan-mýþtýr. Gürcistan toprak bütünlüðünün korunmasýkonusunda Rusya’nýn sözünü tutmadýðýný ve Rusaskeri varlýðýnýn amacýna hizmet etmediðini ileri sür-erken44, Rusya da taraflarýn Rus askeri varlýðýný kendi

0058

kf

1995 yýlýnda kötüleþen Abhaz-Rus iliþki-lerinin ve Gürcü-Rus yakýnlaþmasýnýn birsonucu olarak Gürcistan’ýn yoðun baskýla-rýyla birlikte BDT kapsamýnda Abhazya’yaamborga uygulama kararý alýnmýþtýr.43 Rusyatarafýndan Abhaz pasaportlarý geçersizsayýlmýþ, Abhazlarýn seyahat özgürlüklerikýsýtlanmýþ, 1997 yýlýndan itibaren telefonbaðlantýsý kesilmiþ ve karadan ve denizdenbir ambargo uygulanarak Rusya kapýsý dýþýn-da Abhazya için bütün kapýlar kapatýl-mýþtýr.

Zviad Gamsahurdia

Page 61: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

askeri ve politik amaçlarý doðrultusunda yorum-ladýðýný iddia etmiþtir.45

Gürcistan askeri antlaþmalarý imzalamayý reddetmiþ,BDT’nin meþruluðu konusunda soru iþaretleri geliþtir-miþtir. Gürcistan’ýn toprak bütünlüðünün hala saðlan-mamýþ olmasý, yeteri sayýda Gürcü mültecinin geridönememesi ve 1998 yýlýnda gerginleþen iliþkiler,Gürcistan’ýn Rusya’dan uzaklaþmasýna ve destek içinRusya dýþýnda dýþ güç arayýþý içinde olmasýna nedenolmuþtur. Bu noktada 11 Eylül ve sonrasýnda, bölge ileilgili geliþmeler Rusya’nýn endiþelerini arttýrmýþ veGürcistan’ýn Rusya ile baðlarýný kopararak Batý’yadönük bir siyaset izlemesine ve Batý’dan medetummasýna zemin hazýrlamýþtýr.

11 Eylül ve takip eden dönemde Rusya için bölgedeciddi bir etki kaybý olmuþtur. 11 Eylül’den sonrabölgedeki Amerikan varlýðý Abhazya-Gürcistan veRusya arasýndaki iliþkiye yeni bir boyut kazandýrmýþtýr.Amerika’nýn bölgedeki varlýðý, Gürcistan’ýn Amerikaile geliþen iliþkileri ve NATO üyelik isteði Rusya’yabölgede çýkarlarýný gerçekleþtirmenin 1993 yýlýndaolduðu gibi kolay olmayacaðýný göstermiþtir. Amerikaile söz konusu olan terörizme karþý iþbirliði deRusya’yý bir kar zarar hesabý yapmaya itmiþ ve RusyaABD ile iþbirliðinden daha kazançlý çýkacaðýna kararvermiþtir.46 1993 yýlýyla kýyasladýðýmýzda, Rusya’nýnbölgede yabancý bir gücün varlýðýný onaylar görünmesi,bölgede deðiþen stratejik dengeleri göz önüne sermek-tedir.

4. Gül Devrimi Sonrasý Dönem:Gül Devrimi sonrasý Gürcistan’da Saakashvili’ninyönetime gelmesi ve takip eden süreçte Abhazya’dagerçekleþen seçimler Abhaz-Gürcü-Rus iliþkilerindebir dönüm noktasý oluþturmuþtur. Gürcistan’daki yeniyönetimin toprak bütünlüðü konusundaki sert açýkla-malarý ve Abhazya’daki seçimlerde Rusya’nýn müda-halesinin süreç üzerinde farklý etkileri olmuþtur.

Saakashvili, yönetimi devralmasýnýn hemen akabinde‘Abhazya’nýn Gürcistan’ýn bir parçasý olduðunu vesürecin sonucunda Abhazya’yý Gürcistan’a katacak-larý’47 yolundaki açýklamalarý Abhazya tarafýndan yer-siz açýklamalar olarak deðerlendirilmiþ ve‘Abhazya’da hiç bir politik güç ya da liderinGürcistan’ýn bir parçasý olmayý kabul etmeyeceði’48

belirtilmiþtir. Gürcistan federatif bir yapý içindeAbhazya’ya en geniþ özerkliði vermeyi taahhütederken, Abhazya siyasi statüsü konusunda tercihlerinibaðýmsýzlýktan yana kullandýklarýný ve dolayýsýyla bun-dan vazgeçmeyeceðini söylemiþtir.Abhazya’nýn siyasi statüsü konusunda Gürcistan veAbhazya arasýndaki mevcut durum böyleyken,Abhazya’da kaotik bir ortamda gerçekleþen seçimlerve Rusya’nýn müdahalesi durumu daha da karmaþýk-laþtýrmýþtýr.

Abhazya, seçim döneminde tercihini Rusya yanlýsýHacimba yerine Bagapþ’tan yana kullanarak Rusya’yave uluslararasý camiaya gerekli mesajý vermiþtir. Nevar ki, Abhazya’yý iç savaþýn eþiðine getirecek kar-maþýk bir süreçten sonra, Rusya aðýrlýðýný koymuþ veRusya ile iliþkiler kopma noktasýndan geri dönmüþtür.Ýki liderin uzlaþmasýnda Abhazya’daki YaþlýlarKonseyi’nin49 etkisi olduðu söylenmektedir. Ancak busüreçte asýl etkili olan her iki liderin Moskova’yagitmesi ve orada sorunun bir þekilde halledilmesidir.50

Bu da, bugünkü konjonktürde son söz sahibinin Rusyaolduðunu ve Abhazya’nýn Rusya’ya baðýmlýlýðýnýgöstermiþtir. Ne var ki, son sözü söyleyen Rusya gibigörünse de; bu durum Abhaz halkýnýn seçimlerdedemokratik iradesini ortaya koymasý ve bunu göster-mesi açýsýndan önemlidir. Bu da Abhazya’da iddiaedildiðinin aksine Rusya’ya karþý gittikçe güçlenen birmuhalefetin olduðunu göstermiþtir.

Belirtilmesi gereken bir baþka önemli husus, her ikiliderin Moskova’ya gidip anlaþmýþ olarak dönmesininarkasýnda, Rusya’nýn Abhazya ile sýnýrý kapatmasý veticareti keserek Abhazya’ ya ikinci kez amborga uygu-lamasý, Abhazya’nýn kendisine baðýmlýlýðýný manipüleetmesi yatmaktadýr. Rusya’nýn seçimlerde Abhazya’yayönelik politikasý Rusya’nýn kendi topraklarý içindekidiðer Rus bölgelerinde uyguladýðý politikalara benze-mektedir.51 Bu durum da bize açýkça göstermektedir kiAbhazya de facto olarak Rusya’nýn kontrolü altýndakalmaktadýr. Rusya her zamanki baskýcý metotlarý ileAbhazya’da istediði durumu saðlamýþtýr. NeAbhazya’nýn Rusya’ya baðýmlýlýðýnda ne de Rusya’nýnegemen rolünde bir deðiþiklik olmuþtur. Ne var ki,Rusya’nýn politikasý Abhazya’da muhalefetin daha dagüçlenmesine ve Rusya’nýn politikalarýnýn daha iyianlaþýlmasýna yardýmcý olmuþtur.

SONUÇ:Bütün bu süreci göz önünde bulundurduðumuzda,Rusya’nýn istikrarlý, tutarlý ve çatýþmanýn çözümünükolaylaþtýran bir politika uyguladýðýný söylemekimkânsýzdýr. Rusya dönem dönem her iki tarafýn da

59

Gürcistan’ýn ABD’ye yakýnlaþmasý Rusya’yý endiþelendiriyor.

kf

Page 62: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

yanýndaymýþ gibi görünse de, Rus politikasýnda ciddisapmalar olmuþ, kendi içinde ortak politika oluþturacakbir zemin olmadýðý gibi, Rusya’nýn resmi ve resmiolmayan politikalarý da sürecin karmaþýklaþmasýnasebep olmuþtur.

Abhaz-Gürcü Savaþý bir tarafýn (Abhazya) savaþýkazanýp baðýmsýz olamadýðýný göstermesi açýsýndanilginç bir örnek oluþturmaktadýr. Gürcistan savaþtayenilgiye uðramýþ olmasýna raðmen, uluslararasý kuru-luþlar nezdinde Mart 1992 tarihinde baðýmsýzlýðýnýntanýnmýþ olmasýnýn avantajýný kullanarak bir adým önegeçmiþtir. Zira, uluslararasý kamuoyunda Gürcistan’ýntoprak bütünlüðüne karþý Abhazya’nýn ayrýlýkçý olarakgörülmesinin arkasýndaki temel nedenlerden biriAbhazya’nýn uluslararasý kamuoyunda kendisini ifadeedememesi ve uluslararasý tanýnma konusunda yaþanangecikmedir. Dolayýsýyla, Abhazya’nýn baðýmsýzlýðýnýnönündeki en büyük engelin Rusya olduðunu söylemekabartýlý bir yargý olacaktýr. Ancak Rusya’nýn savaþýnsonunu takiben bilinçli olarak Abhazya’nýn baðýmsý-zlýðýna karþý olduðu ve Gürcistan’ýkendine baðýmlý kýlmak adýnaAbhazya’nýn baðýmsýzlýðýný reddettiðiaçýk bir durumdur. Takip eden süreçte,Rusya Birleþmiþ Milletler gibi uluslararasýörgütler nezdinde Gürcistan’ýn toprakbütünlüðünü savunduðunu dile getirmiþtir.Bu noktada, Birleþmiþ Milletler GüvenlikKonseyi tarafýndan 29 Temmuz 2002yýlýnda alýnan 1427 sayýlý karardan bahset-mek yerinde olacaktýr.52 Rusya bu kararýnkabul edilmesinde çok kritik bir rol oynamýþ ve bukarar Abhazya’nýn hiçbir zaman baðýmsýz bir devletolamayacaðýný, dolayýsýyla Gürcistan’ýn bir parçasýolarak kalacaðýný ifade etmektedir.53 Diðer yandan,Rusya Abhazlara Rus vatandaþlýðý vermiþ; Abhazya’daRus para birimini geçerli kýlmýþ; uygulanan amborgayaraðmen Abhazya’nýn dünyaya açýlan tek kapýsý halinegelmiþ ve Abhazya’yý kendisine baðýmlý kýlmýþtýr.

Rusya tarafýndan altý çizilen nokta, Abhaz sorununRus-Gürcü iliþkileri ekseninde çözüleceðidir.Dolayýsýyla Abhazya genel olarak Güney Kafkasyaiçinde konumlandýrýlsa da daha spesifik olarakRusya’nýn Gürcistan ile iliþkisindeki iniþ çýkýþlardandirekt olarak etkilenmektedir. Burada cevaplanmasýgereken soru, bu çatýþmada Rusya’nýn kazançlý çýkýp

çýkmadýðýdýr. Rusya bölgede ciddi bir prestij kaybýnauðramýþtýr. Rusya uyguladýðý politikalarla ilk yýllardaGürcistan’ý kendine baðýmlý kýlmayý baþarmýþ görünsede takip eden süreçte, Gürcistan’ýn yabancýlaþmasýnave Batý’ya dönük bir politika izlemesine sebep olmuþ-tur. Dolayýsýyla Rusya’nýn bu konjonktürde Gürcistan’ýkaybettiðini söylemek yanlýþ olmaz. Abhazya’nýnRusya ile iliþkilerinde ise paradoksal bir durum sözkonusudur. Abhazya’nýn özellikle son seçimlerdekitutumu Rusya’ya bir cevap niteliðinde olmuþtur.Abhazya’nýn seçim döneminde ikinci kez ambargoyamaruz kalmasý, bir yandan Abhazya’nýn Rusya’yabaðýmlýlýðýný tekrar göstermiþ, diðer yandanAbhazya’da Rusya’ya karþý muhalefetin daha da suyüzüne çýkmasýný saðlamýþ ve Rusya’nýn Abhazya içinhiçbir zaman dost olamayacaðýný bir kez daha göster-miþtir. Dolayýsýyla, her ne kadar Rusya Abhazya’yýkendisine tamamen baðýmlý kýlmýþ olsa da, Abhazya veRusya arasýnda çok zorunlu bir iliþki vardýr. Abhazya,yukarda da belirtildiði gibi, her ne kadar Rusya’nýn defacto kontrolü altýnda gibi görünse de, Abhazya’nýnRusya’nýn bir devamý ya da parçasý olduðu henüzabartýlý bir yargý olacaktýr. Abhazya’da son seçimlerdede kendini gösteren, Rusya’nýn bir parçasý olma fikrinekarþý çýkan ve Abhazya’nýn baðýmsýzlýðýný destekleyenmuhalefet Abhazya’nýn çýkarlarýnýn her zaman Rusyaile örtüþmeyeceðini göstermektedir. Nicu Popescutarafýnda da belirtildiði gibi Abhazya Rusya ile mevcutolan bu zorunlu yakýnlaþmadan geri dönemeyecek birnoktada deðildir.54

Sonuç olarak, Rusya ne Abhaz ne de Gürcütarafýný desteklemekte ama uyguladýðý poli-tikalarla uluslararasý arenada kendini yalný-zlaþtýrmamaya dikkat etmektedir. Resmisöylemde Gürcistan’ýn toprak bütünlüðünesaygý duyduðunu dile getirmekte, fiiliolarak da Abhazya’yý kendisine daha çokbaðýmlý kýlacak uygulamalarla kendi çýkar-larýný gerçekleþtirmektedir. Rusya’nýntemel politikasý Abhaz-Gürcü çatýþmasýndastatükonun devamýný ve anlaþmazlýðýn

çözümsüz kalmasýný saðlamaktýr. Anlaþmazlýðýnçözümsüz kalmasý Abhazya’nýn daha çok Rus kontrolüaltýna girmesine hizmet ederken ayný zamandaAbhazya’da muhalefetin ortaya çýkmasýna yol açmýþtýr.Zaman içinde muhalefetin Rus kontrolünü bertarafedecek biçimde güçlenip güçlenmeyeceðini iseAbhazya’daki iç politik dinamiklerin geliþimi göstere-cektir.

Abhazya Rusya için bir vazgeçilmez deðildir vebölgedeki dinamikler 1993 yýlýndaki gibi sadeceRusya’nýn egemen olduðu dönemden çok farklýdýr.Dolayýsýyla farkýna varýlmasý gereken gerçek,Abhazya’yý uluslararasý camiada baðýmsýzlýða taþýya-cak politikalar oluþturulurken Rusya’ya odaklanma-masý gerektiðidir.

0060

kf

Rusya ne Abhaz ne de Gürcü tarafýný destek-lemekte ama uyguladýðý politikalarla ulus-lararasý arenada kendini yalnýzlaþtýrma-maya dikkat etmektedir. Resmi söylemdeGürcistan’ýn toprak bütünlüðüne saygý duy-duðunu dile getirmekte, fiili olarak daAbhazya’yý kendisine daha çok baðýmlýkýlacak uygulamalarla kendi çýkarlarýnýgerçekleþtirmektedir.

Page 63: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

KAYNAKÇA:

1 Jyotsna Bakshi, “Russia’s National Security Concepts andDoctrines: Continuity and Change”, Strategic Analysis, A monthlyJournal of IDSA, October 2000, Vol. XXVI, No. 7.,http://www.ciaonet.org/olj/sa/sa_oct00baj01.html2 Leszek Buszynski, Russian Foreign Policy After the Cold War,London: Praeger, 1996, p. 5., in op.cit., http://www.ciaonet.org/olj/sa/sa_oct00baj01.html3 Jyotsna Bakshi, op.cit.,http://www.ciaonet.org/olj/sa/sa_oct00baj01.html4 Ibid.5 Hasan Kanbolat, “Günümüz Rusyasi’nin Kafkasya Politikasi”,Geçmisten Günümüze Kafkaslarin Trajedisi,Uluslararasi Konferans21 Mayis 2005, Istanbul: Kafkas Vakfi Yayinlari, 2006, s. 186.6 Ibid., p.187.7 Ibid.8 Ibid.9 Ibid.10 Svante E. Cornell, Small Nations and Great Powers, A Study ofEthno-political Conflict in the Caucasus, UK: Curzon Press, 2001,s.341.11 Ibid., p. 343.12 Krzysztof Strachota, “Russian Policy in the Caucasus andCentral Asia”, p. 122.http://www.cfr.org/content/publications/attachments/Understand_Russia2.pdf13 "Russian Withdrawal Risks Warfare in Abkhazia," Stratfor report,31 October 2000, inChristopher Deliso, op.cit., http://www.antiwar.com/orig/deliso7.html.14 David Darchiashvili, “The Russian Military Presence in Georgia:The Parties, Attitudes andProspects”, Caucasian Regional Studies, Vol. 2, No. 1, 1997.http://poli.vub.ac.be/publi/crs/eng/0201-04.htm15 Robert L. Larsson, “The Enemy Within: Russia’s MilitaryWithdrawal from Georgia”, Journal of Slavic Military Studies, Vol.17, No.3, London: Frank Cass, Taylor &Francis Inc., 2004, p.405.16 Cornell, op.cit., p. 345.17 Ibid.18 Ariel Cohen, “The new ‘Great Game’: Oil Politics in theCaucasus and Central Asia”, TheHeritage Foundation, January 25, 1996.,http://mondediplo.com/1998/06/11russia.19 Ibid., s.348.20 Ibid., s.341.21 George Tarkhan Mouravi, “The Georgian-Abhazian Conflict in aRegional Context”, BrunoCoppieters, Ghia Nodia and Yuri Anchabadze, (eds.),Georgians&Abkahzians The Search for a Peaceful Settlement,Brussel: Vrije Universiteit,1998.http://poli.vub.ac.be/publi/Georgians/chp0602.html.22 Jim MacDougall, “Russia Policy in the Transcaucasian NearAbroad, The Case of Azerbaijan”, Demokratizastia, s.90.http://www.demokratizatsiya.org/Dem%20Archives/DEM%2005-01%20macdougall.pdf.23 Ibid., s.91.24 M.A Smith, “Geopolitical Challenges to Moscow in theTranscaucasus”, Conflict Studies Research Center, September1999.http://www.globalsecurity.org/military/library/report/1999/f67-mas.htm25 Cornell, op.cit., p.337.26 Jean Radvanyi, “Transport and Geostrategy in Southern Russia”,La Monde Diplomatique, June, 1998.http://mondediplo.com/1998/06/11russia.27 Ibid.28 Ariel Cohen, “The new ‘Great Game’: Oil Politics in the

Caucasus and Central Asia”, The Heritage Foundation, January 25,1996., http://mondediplo.com/1998/06/11russia.29 Ibid.30 Ibid.31 Ibid.32 “Georgia- Oil Politics”,19.06.2005.http://www.globalsecurity.org/military/world/georgia/oil-politics.htm33 James Graham, op.cit., http://www.historyorb.com/russia/geor-gia.shtml.34 Dov Lynch, The Conflict in Abkhazia, Dilemmas in Russian‘Peacekeeping’ Policy, London: The Royal Institute of InternationalAffairs, 1998, p. 26.35 Ibid.., s.25-26.36 Graham, op.cit., http://www.historyorb.com/russia/georgia.shtml.37 Yelda Demirag, “Russia’s and the US’s Oil Policies in MiddleAsia”, 19 April, 2004.,http://www.turks.us/article.php?story=20040419230623932&mode=print.38 Lynch, Ibid.., s.26.39 Ibid..40 Ibid..41 Ibid..,s.26-27.42 Ibid..43 Konstantin Ozgan, “Abkhazia: Problems and Paths to theirResolution”, Ministry of ForeignAffairs of Abkhazia, 1998. http://www.abkhazia-georgia.parliament.ge/Publications/Abkhaz/Ozgan.htm.44 Georgian Radio, 15 April 1997, SWB SU/2895, F/1-2., in Lynch,op.cit.,p.32.45 Danilov, op.cit., http://www.c-r.org/accord/geor-ab/accord7/index.shtml.46 ITAR-TASS, 27 September, 2001., in Rick Fawn, “Russia’sReluctant Retreat from the Caucasus: Abkhazia, Georgia and theUS after 11September 2001”, Rick Fawn, (Ed.), Realignments inRussian Foreign Policy, London: Frank Cass,2003,., p. 145.47 Jean Christophe Peuch, “Georgia: Seperatist Region Gears upfor Prediential Polls, 30 September 2004, http://rferl.org/featuresarticle/2004/09/a40d58ba-b489-4bfb-bf38-3c9c63f6f789.html.48 Jean Christophe Peuch, “Georgia: Saakashvili offers to OpenReunification Talks with Abkhazia, South Ossetia”, RFE/RL, 26 May2004,http://rferl.org/featuresarticle/2004/05/79dd6140-81e4-469c-9d93-9b0419b28163.html49 “Abkhazian Council of Elders Declares for Second Round ofElections”, CaucasianKnot,17/11/2004,http://eng.kavkaz.memo.ru/newstext/engnews/id/728220.html.50 Giorgi Sepashvili, “Moscow Fails to Solve Abkhaz Crisis”, CivilGeorgia, 04/11/2004,http://www.civil.ge/eng/article.php?id=8256.51 Nicu Popesku, “ ‘Outsourcing’ De Facto Statehood Russia andthe Seccessionist Entities in Georgia and Moldova”, Center forEuropean Policy Studies, No.109, July 2006, p.7.,http://www.ceps.be52 Fehim Tastekin, “Rusya, hakikaten Abkhazya’yý sattý mý?”,15.08.2002,http://www.kafkas.org.tr/ajans/2002/agustos/15.08.2002.rusya_abhazyayi_satti_mi.htm53 Ibid.54 Nicu Popesku, op.cit., p.7.55 Nicu Popesku, op.cit., p.7.

61

kf

Page 64: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

DAVID SCHAICH - ÇEVÝRÝ: HRAÇA ALPER KAHRAMAN

980’lerin sonu ve 1990’larýn baþlarýnda SovyetSosyalist Cumhuriyetler Birliði (S.S.C.B) yýkýl-ma sürecine girdiðinde, Yugoslavya’da

yaþandýðý gibi büyük bir þiddet dalgasýnýn ortaya çýk-masýndan korkuluyordu. Yugoslavya’dan farklý olarak,Sovyetler Birliði’nde binlerce nükleer baþlýk, büyükkimyasal ve biyolojik silah depolarý ve onlarca nükleersantral vardý. Bu sebeple, Sovyetler birliði’nde bir içsavaþ veya anarþinin sonuçlarý hakkýnda Balkanlaragöre çok daha korkutucu tahminler yapýlýyordu.2

Muhtemel kýyamet senaryolarýndan þans eseri kaçýnýl-sa da, Sovyetler Birliði’nin çözülmesi süreci hala kýsýtlýda olsa özellikle problemli bölge Transkafkasya’dayaþanan þiddetle birlikte anýlýyor. Sovyetler Birliðitarafýndan oluþturulan etnik temelli pek çok bölgeselbirimden oluþan Transkafkasya, S.S.C.B’nin yalnýzcaküçük bir köþesi olsa da, hem çok yoðun hem de etnikaçýdan çok çeþitli bir nüfusa sahip.3 Balkanlar’daolduðu gibi, Transkafkasya’da da komünizm sonrasýgeliþim süreci, bölgedeki tüm ülkeleri etkileyen yaygýn

çatýþmalar, istikrarsýzlýk, ayrýlýkçýlýk, iç savaþlar veetnik temizlik iddialarý ile yaralý.

Batý’da bu çatýþmalarýn en iyi bilineni, Çeçenya’nýnRusya’dan ayrýlma giriþimi.Rusya’nýn bölgeyi yýkýcýbir biçimde istilasý ve Çeçenlerin terörizme baþvur-malarý bölgeye ilgi ve dikkat çekici oldu. Pek iyi bilin-mese de, komþu Abhazya’da yaþanan çatýþma da en azÇeçenya’da yaþanan kadar önemlidir. Sovyetlerzamanýnda, Abhazya, Gürcistan Sovyet SosyalistCumhuriyeti’ne (S.S.C) baðlý, otonom bir SovyetSosyalist Cumhuriyeti (OSSC) statüsündeydi. DoðuKaradeniz kýyýlarýndan, Kafkasya daðlarýna kadaruzanan bu “Sovyet Riveryasý”4, güzel dað manzarasý,plajlarý ve makbul iklimi ile meþhurdu. 1991 yýlýndaGürcistan, Sovyetler Birliði’nden ayrýldýðýnda,Abhazya’da, bu yeni baðýmsýz ülkeden ayrýlmak istedi.1992-1993 yýllarý arasýnda gerçekleþen, etnik temizlikiddialarý ve Abhazya nüfusunun yarýsýnýn ülkeden kaç-masýyla sonuçlanan savaþýn ardýndan, ayrýlýkçýlar,Gürcü kuvvetlerini Abhazya dýþýna çýkarmayý

1

1980’lerin sonu ve 1990’larýn baþlarýnda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliði (S.S.C.B)yýkýlma sürecine girdiðinde, Yugoslavya’da yaþandýðý gibi büyük bir þiddet dal-gasýnýn ortaya çýkmasýndan korkuluyordu. Yugoslavya’dan farklý olarak, SovyetlerBirliði’nde binlerce nükleer baþlýk, büyük kimyasal ve biyolojik silah depolarý ve onlar-ca nükleer santral vardý. Bu sebeple, Sovyetler birliði’nde bir iç savaþ veya anarþininsonuçlarý hakkýnda Balkanlara göre çok daha korkutucu tahminler yapýlýyordu.2

Abhazya:Milliyetçilik, Çatýþma ve Tarih“ Ne olacak bu yeryüzü cennetinin gelecegi1 ”~

Page 65: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

baþardýlar. Abhazlar, bir hükümet kurup on senedenfazla bir süredir bölge kontrolünü ellerinde tutsalar da,henüz hiçbir dünya ülkesi tarafýndan tanýnmadýlar.

Sovyet sonrasý dönemde Abhazya’yý patlamaya hazýrtehlikeli bölgelerden biri yapan bir kaç sebep var.5

Abhazya’nýn Gürcistan’dan de facto baðýmsýzlýðýnýbaþarýyla korumasý, Gürcistan’a karþý en önemli kozuve yeniden birleþtirmeye yönelik yapýlan görüþmelerikarmaþýklaþtýran bir etken oldu. Gürcü mültecilerinhalen süren kötü durumu ve etnik temizlik iddialarý dagörüþmeleri týkadý ve çatýþmayý besleyen dinamiklerindevamýný saðladý. Gürcistan’ýn kendine ait olan birbölgede kontrolü saðlamak veya yeniden kazanmakta-ki baþarýsýzlýðý bazýlarýnýn “ ‘Gürcistan’ adý verilebile-cek bir devletin olup olmadýðý konusunda bile”6 sorularsormasýna sebep oldu. Ek olarak, Rusya’nýn çatýþmadaoynadýðý rol de tartýþmalý ve potansiyel tehlikelerbarýndýrýyor. Pek çok Gürcü, Rusya’yý baðýmsýzGürcistan’ý zayýflatmak ve Transkafkasya’da yenidenetki kazanmak amacýyla , Abhaz isyancýlarý kýþkýrt-makla suçluyor.

Çok sayýda Abhaz, Rusya pasaportu almýþ ve bazý Rusaskerleri 1992- 1993 yýllarýnda yaþanan savaþa,Gürcistan’a karþý katýlmýþ olsa da, Abhaz ve Gürcülerarasýndaki çatýþmanýn tarihi oldukça eskidir ve tama-men Rusya entrikalarýna baðlanamaz. Çatýþmanýn anasebepleri, Abhaz ve Gürcü milliyetçiliðidir ve bu ikimilliyetçi akým arasýndaki gerilim Çarlýk döneminekadar uzanýr ve onlarca yýl Sovyetler Birliði’nin resmietnik uyumunun altýnda kaynamýþtýr. Gürcistan,1980’lerin sonu ve 90’larýn baþýnda SovyetlerBirliði’nden kopmaya en hevesli ülkelerden biri, batýtarafýndan çok iyi bilinmesine raðmen, Abhazya veAbhazlar çok daha az dikkat çekti.

Bu yüzden bu makale, Abhaz milliyetçiliði veayrýlýkçýlýðýnýn kaynaklarý ve tarihine, etnik ve dil fark-lýlýklarýna, çarlýk öncesinde ve devrim dönemindekurulan baðýmsýz Abhazya devletleri mitleri vemiraslarýna, ve Gürcüler, Ruslar ve Abhazlar ve IX.,XX. Yüzyýllarda sýrasýyla kurulan devletleri arasýndakiiliþkilere odaklanacaktýr. Gürcü milliyetçiliði de derin-lemesine olmasa da incelenecektir. Makaleyi, Abhaz vegürcü milliyetçiliklerinin kaynaklarýný ve doðasýnýdaha iyi anlamýþ olarak, süre giden çatýþmanýngeliþimine yönelik düþünceler ve çözüme yönelik bazýönerilerle bitireceðiz.

Etnisite

“Pratikte her modern savaþ veya uluslararasý kriz, etnikdüþmanlýk, ulusal duyarlýlýklar, etnik uyumluluðunkaybedilmesinin veya etnik duygular ve ulusal korku-larýn ortaya çýkmasýna sebep olacak durumlarýn doðru-dan sonuçlarýdýr”7

Abhazlar’ýn kendilerini, Gürcülerden farklý bir etnikgrup olarak hissetmeleri, kendi kontrolleri altýnda etnikbir anavatan – ya baðýmsýz bir devlet ya da herhangi birfederasyon içinde egemen, kendini yöneten bir bölgekurmak istemelerinde önemli bir faktördür. Bu ortaketnik duygunun, hem kültürel hem de tarihsel temellerimevcuttur. A.D. Smith etnik bir grubu þu þekildetanýmlýyor. “Kökene dair ortak bir mit ve soy, ortak birtarih, baþlý baþýna bir kültürel unsura sahip – dil -, ortakbir bölgesel birliðe ve grup dayanýþma hissine sahipinsan topluluðuna verilen ad.8 Abhazlar’ýn, farklý dillerive kendilerine ait bölgedeki uzun yerleþim tarihlerionlarýn ortak etnik hislerinin en önemli bileþenleridir.Fark edilen Gürcü tehlikesine karþý Abhaz dayanýþmasýda, ayrýca önemlidir. Bu konuyu, Abhaz-Gürcü iliþki-leri ve 20. yy’da modern Abhaz milliyetçiliðinin geliþi-mi sýrasýnda ele alacaðýz Diðer kültürel farklýlýklar isedaha az önemlidir. (Din, giyim, diyet, müzik, folklor)

Dil ve Kültür

Kafkasya etnik ve dilsel mozaiðinde dil, etnisiteninoluþumunda en önemli faktördür. Diller, daðlardaoldukça küçük ve birbirinden kopuk bölgelerde hap-solmuþlardýr. Belli bir dili konuþan insanlar güçlü birbirliktelik duygusuna sahipken , diðer taraftan farklý birdiyalekti konuþan bir komþuya karþý kendilerini uzakhissederler. Abhazca, -Kabardeyce, Adigece ve þu anvar olmayan Ubýhça gibi - Çerkes dillerini içerenkuzey batý Kafkas dil grubuna aittir. Bu insanlarýnAbhazlar’la yakýn etnik iliþkiye sahip olmasý datesadüf deðildir. Kuzey Batý Kafkas dilleri ve etnikgruplarý (tartýþmalý olsa da)9 Daðýstan dil gruplarý vekabileleriyle birleþerek tümünü içeren Kuzey Kafkasyagrubunu oluþturur. Geçmiþte, Kuzey Kafkas dilleri ileGürcü dillerini birleþtirerek daha geniþ bir Kafkas dilgrubu yaratýlýyorduysa da günümüzde genel muta-bakat, Abhaz dilleri ve diðer Kuzey Kafkasya dilleri ile“kartvel dilleri (Güney Kafkas dilleri) arasýnda baðbulunmadýðý”10 yönündedir.

Abhazlar’ýn kendilerine has kültürel gelenekleri, özel-likleri ve alýþkanlýklarý vardýr; ancak bu özellikler fark-lý dillerinin yarattýðý etkiden daha az önemlidir. Bununbir sebebi de kültürlerinin pek çok unsurunun komþu-larý tarafýndan paylaþýlýyor oluþudur. Abhaz etno-kültürel yapýsýnýn temel özellikleri, Abhazlarý, KuzeyKafkasya daðlýlarýna yakýnlaþtýrmýþtýr. Ayný zamanda,Transkafkasyalýlar ile uzun süredir yakýn oluþ ve kuru-lan iliþkiler sayesinde Abhaz ve kartvel kültürleriarasýnda karýþmalar olmuþtur.11 Bu kültürel özelliklerbu yüzden dil ve tarih faktörlerine göre, Abhazlar’ýn

63

“Pratikte her modern savaþ veya uluslararasý kriz, etnikdüþmanlýk, ulusal duyarlýlýklar, etnik uyumluluðunkaybedilmesinin veya etnik duygular ve ulusal korku-larýn ortaya çýkmasýna sebep olacak durumlarýndoðrudan sonuçlarýdýr”7

Page 66: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

farklýlýk hislerini oluþturma konusunda daha önem-sizdirler. Yakýn geçmiþte, Abhazlar’ýn komþularýndanfarklýlýðý üstüne vurgu yapýldýðý için, bu kültürel özel-liklerin sembolik önemi oldukça düþüktür.

Din

Abhazlar’ýn % 80’i Hýristiyan, % 20’si Müslüman ve %100’ü pagandýr. 12

Abhaz kimliðinin geliþimde rol oynamayan diðer birfaktör dindir. 1992-1993 yýllarýndan gerçekleþen savaþesnasýnda, hem Gürcü iktidarý hem de uluslarasý basýn,en azýndan baþlangýçta, olaylarý OrtodoksGürcistan’dan ayrýlmaya çalýþan Müslüman Abhazlarolarak resmetmiþti… Aslýnda, bu savaþta dinin bir rolüolmamýþtýr.13

Öncelikle Abhazlar’ýn çoðunlukla Müslüman olduk-larýný söylemek doðru olmaz. Bölge 15. ve 17. yüzyýl-larda Osmanlý kontrolü altýndayken pek çok AbhazÝslam dinine geçse de, Bizans döneminde yayýlanHristiyanlýk kesinlikle yok olmamýþtý. Rusya, 19.yüzyýlda Kafkasya’yý kontrol altýna aldýktan sonraAbhaz nüfusunun büyük bir çoðunluðunu oluþturançok sayýda Müslüman Osmanlý Ýmparatorluðuna göçezorlandý ve Hristiyanlýk tekrar baskýn din haline geldi.14

Bununla beraber, Abhazya tarihi boyunca, toplumunasýl din uygulamasý, Hristiyanlýk, Müslümanlýk ve tektanrýlý dinler öncesine denk düþen gelenek ve uygula-malarýn bir karýþýmý olmuþtur.

Abhazlar, bayraklarýnda yer alan, Müslümanlýðý veHýristiyanlýðý temsil eden yeþil ve beyaz çizgilerin gös-terdiði uyumdan da anlaþýlabileceði gibi çoðulcu dinanlayýþlarýyla gurur duyarlar. Tüm dünyada Ýslam veHýristiyanlýk arasýndaki çok iyi bilinen gerilime rað-men, “Abhazlar’da dogmatik veya fundemantalistduygularýnýn olmadýðý; bireysel din tercihlerine saygýgösterdikleri ve farklý bir mezhebe ait olmanýn çoknadiren nefret duymak için bir sebep olduðu”16 doðrugözüküyor. IX. Yüzyýlda Osmanlý imparatorluðunagöçen Abhazlar’ýn Abhazya’ya dönmesi halinde bu

durumun deðiþme olasýlýðý var. Aðýrlýklý olarak Türkiyeyaþayan bu topluluk (Daha küçük gruplar olarakSuriye, ABD ve Almanya’da) müslümandýr veAbhazya’daki Abhaz sayýsýnýn 4-5 katý kadar vardýr.17

Abhazlar’ýn Ortak Kökleri ve Tarih Antik Çaðlarda Abhazya

Abhazya Devleti, 1200 seneyi aþkýn bir süredir mevcutve kendisini iþgalcilere karþý birden fazla olmak üzeresavunmuþtur.18

Karadeniz’in doðu kýyýlarý çok uzun bir süredir insan-lýk için bir yerleþim bölgesi. Arkeolojik bulgularbölgede 5000 seneden uzun bir süredir uygarlýkolduðunu gösteriyor.19 Milattan önceki ilk milenyumdaAbhazya, Yunan mitolojisinden de bilinen Kolhis’inbir parçasýydý. Bugünkü Abhazya ve Batý Gürcistan’ýiçeren bölgenin o zamanki sakinleri hakkýnda kesinolarak bilinebilen çok az þey olsa da, hem Abhazlarhem Gürcüler onlarýn kendileri olduðu iddiasýndalar.Abhazlar bu antik kabileleri “Proto-Abhazlar”20 olarakadlandýrýyor ve ikinci milenyumdan beri BatýKafkasya’nýn önemli bir nüfus deðiþikliði yaþa-madýðýný da iddia ediyorlar. 21

Abhazlar’ýn, Transkafkasya’nýn kuzey batýsýndayaþadýklarýný gösteren ilk kanýtlar ilk milenyuma dekuzanýr. Birinci yüzyýldan itibaren Roma ve BizansÝmparatorluklarý’nýn bir parçasý olan bölgede‘Abazgianlar', 'Apsilianlar', ve 'Abazalar'ýn yaþadýk-larýný gösteren Roman yazýlarý vardýr.22 Bölge teknikolarak IX. Yüzyýla kadar Roma ve Bizans imparator-luklarýnýn bir parçasý olsa da 4. yüzyýldan sonrabaðýmsýz bir ülkeydi. Araplarýn Kafkasya’ya yönelikgerçekleþen baþarýsýz istila giriþimleri ve zayýflayanBizans otoritesinin ardýndan, VIII. Yüzyýlýn sonlarýnadoðru oldukça güçlü bir Abhazya krallýðý ortaya çýktý.Doðudaki Gürcü krallýðý ile birleþmesinden önce bukrallýk 200 sene varlýðýný sürdürdü. Gürcü krallýðýnýnMoðol ve Timur istilalarý yüzünden zayýflayarak daðýl-ma sürecine girmesinin ardýndan, baðýmsýz Abhazprenslikleri yeniden ortaya çýktýlar. En sonunda tümbölge, 15. yüzyýlda Osmanlý imparatorluðuna dahiloldu.

VIII. ve X. Yüzyýllar arasýnda baðýmsýz bir Abhazyakrallýðýnýn varlýðý, Abhazlar’ýn “ortak soy ve kökmit”inin kritik bir unsurudur. Abhazya’nýn baðýmsýz birülke veya özerkliðe sahip olabilmesinin haklýlýðýnýsavunmak için, defalarca tarihi Abhazya ülkesininyeniden kurulmasý için baþvurular yapýlmýþtýr. Mesela,“Abhazya Cumhuriyeti Baðýmsýzlýk deklarasyonu þuþekilde baþlar: “Abhazya 12 yüzyýllýk bir devlettir.Abhazlar, yüzlerce yýl baðýmsýzlýklarýný koruyabilmekiçin savaþtýlar.” 23

Benzer ifadeler içeren pek çok yazý, Gürcistan’dan

64

Abhazya’nýn Halihazýrda Kullanýlan Bayraðý, Kabul Ediliþ: 23 Temmuz 199215

Page 67: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

ayrýlmanýn tarihsel ve objektif bir haklýlýðý olduðunusavunan Abhazlarca kaleme alýnmýþtýr.24 BaðýmsýzAbhazya devletlerini birer sembol olarak Abhazbayraðýnda da öne çýkmaktadýr. Üst köþede yer alanyedi yýldýz hemen hemen bugünkü topraklar üzerinekurulmuþ olan Abhazya krallýðý’nýn 7 tarihi bölgesinisembolize ediyor. Kýrmýzý bir zemin üzerindeki“dostluðun beyaz eli” ortaçaðda sebastopol’un(Bugünkü Sohum, Abhazya’nýn baþkenti.) simgesiydive 13. -14. yüzyýllarda yapýlan Ýtalyan haritalarýndaAbhazya’yý göstermek için kullanýlýrdý.25

Çoðu gürcü, Abhazya devleti ve etnisitesinin devam-lýlýðý söylemine karþý çýkarlar. 19. yüzyýlýn sonlarýndanbaþlayarak, bu kadim topraklarýn gerçek sahiplerinindaha sonra Abhazlar tarafýndan çýkarýlan Gürcülerolduðu yönünde bir teori geliþtirilmeye baþladý.Abhazlar’ýn Osmanlý döneminde kuzeyden göç ettik-leri iddia edildi. Abhazlar (ve diðer tüm azýnlýklar)hatýrlanamayacak kadar eski bir zamandan beri Gürcüolan bu topraklarda misafirdiler.26 Bu yüksek bir ihti-malle yanlýþ bir teori olsa da, 1940’larda Komünistparti tarafýndan desteklendi ve Gürcistan ulusalhareketi önderlerinden biri ve Sovyet sonrasý baðýmsýzGürcistan’ýn ilk devlet baþkaný olan ZviadGamsakhurdia’nýn kucak açarak benimsemesisayesinde 1980’lerin sonu, 90’larýn baþýnda teoripopüler hale geldi. 27

Abhazya, Gürcistan, Rusya ve Sovyetler Birliði

Farklý bir Abhaz dilinin, vatanýnýn, tarihsel hikayesi, bukaynaklarýn bir sonucu olarak oluþan bir etnisite duy-gusu ve Abhaz milliyetçiliðinin geliþmesi için uygunbir zemin olmasýna raðmen, Abhaz milliyetçiliði veayrýlýkçýlýðýnýn gerçek ortaya çýkýþý, büyük bir orandaAbhazlar’ýn Gürcü ve Rus komþularýyla karþýlaþma veiliþkilerine baðlýdýr. Abhazya, XIX. yüzyýlda çoðun-lukla, Kafkasya’da Rus hakimiyetine karþý bir direniþmerkezi olsa da, Abhazlar’ýn 20. yüzyýlýn baþýndanitibaren Gürcülerin kendileri için Ruslardan dahabüyük bir tehlike olarak algýlamaya baþladýklarýanlaþýlýyor. 1905 devriminde Abhazlar genellikle , enazýndan bir kýsmý Gürcüler ona karþý olma eðilimdeolduklarý için, çarlýðý desteklediler.28 Çar II. Nikola,Abhazlar’ýn sadakatini ödüllendirmek için Abhazlar’ýnXIX. Yüzyýlda Rus yönetimine karþý çýkmalarýný affet-ti ve “suçlu ulus” statülerini kaldýrdý. (Bu statüAbhazlar’a, 1877-1878 yýllarýnda yaþanan Rus-Türksavaþýnda çýkan ayaklanma üzerine yüklenmiþti.)1905 devriminden sonra Abhazlar, Gürcistan’da Rusyadestekçisi olarak görülmeye baþlandý. Bu duyguAbhazlar’ýn 1917 ve 1921 devrimleri ve yüzyýlýn ikin-ci yarýsý süresince Gürcistan’dan kopma giriþimlerisebebiyle güçlendi. Abhazya için, bölgeye yönelikGürcü istilasý sebebiyle, Rusya iki beladan daha azkötü olanýydý. XIX. yy.’ýn son dönemlerinde, çok sayý-da Gürcü, Türkiye’ye sürülen Abhazlar’dan kalan

topraklara yerleþti. Ayný dönemde, yukarda da belir-tildiði gibi, Gürcüler Abhazya’nýn tarihsel olarak birGürcü topraðý olduðunu öne sürüyordu. Bu yaklaþým,Gürcülerin Osmanlýya gitmek zorunda býrakýlmamýþAbhazlarý silip yok etmek için asimile etme veyakovma giriþimlerinde bulunacaðý korkusunu arttýrýyor-du.

Abhaz milliyetçiler, “20. yy’da, Gürcistan’ýnAbhazya’nýn varlýðý için bir tehdit oluþturduðunu 3defa” hissettiler: Bunlardan ilki 1917 devrimi sýrasýndaAbhazya, Gürcü kuvvetlerince iþgal edilerek, kýsaömürlü Demokratik Gürcistan Cumhuriyeti’ne bað-landýðýnda; diðeri 1937- 1953 yýllarý arasýnda gerçek-leþen Gürcüleþtirme politikasý döneminde, son olarakda 1990’larýn baþýnda yaþanan ve henüz çözümlen-memiþ olan çatýþma döneminde. Bu üç olay kadar ,Abhazya içersinde sürekli artan Gürcü nüfusu ve1980’lerde patlayan Gürcü milliyetçiliði de Abhazlarve Gürcüler arasýndaki iliþkilerin gerilmesine yolaçmýþtýr.29 Abhazya’nýn Sovyetler Birliði içindeki belir-gin olmayan statüsü de Abhaz ayrýlýkçýlýðýný destekliy-ordu.

Bugünkü Abhaz-Gürcü çatýþmasýný þekillendiren veyönlendiren bu modern olaylar daha sonraki bölüm-lerde kronolojik olarak kabaca iþlenecek.

Devrim Döneminde Abhazya ve Gürcistan

Bir veya iki sene içinde, Gürcistan, Rusya’nýn birkolonisi olmaktan kendi kendine küçük bir imparator-luk olmasýný saðlayacak yolu geçti. Gürcülerin,Abhazya ve Osetya’ya karþý tutumlarý ile RuslarýnGürcistan veya Ermenistan’a karþý tutumu arasýndakifark ilkesel olarak deðil sadece boyutlarýnda farklýlýkgösterir. Kendi arka bahçelerinde Gürcüler, Ruslarkadar emperyalist olduklarýný gösterdiler. Uluslarýnsosyalist dayanýþmalarý, halklarýn kendi kaderlerinitayin hakký ve benzeri güzel cümleler unutuldu.30

1917 – 1921 devrimi ve iç savaþýnda yaþanan tüm olay-larý birleþtirmek çok zor olsa da, bu yýllar ve SovyetlerBirliði’nin yýkýlmasýný takip eden yýllar arasýndakidurumlarda benzerlikler vardýr. Abhazlar ve Gürcülerbu dönemde güçlü bir ulusal uyanýþ yaþadýlar, baðýmsýzbirer devlet kurmak istediler ve Abhazya’nýn statüsükonusunda çatýþmaya girdiler. 1917 Mayýs’ýnda,Abhazya, bir yýl sonra “Dað Cumhuriyeti” olarak

65

Farklý bir Abhaz dilinin, vatanýnýn, tarihsel hikayesi, bukaynaklarýn bir sonucu olarak oluþan bir etnisite duy-gusu ve Abhaz milliyetçiliðinin geliþmesi için uygun birzemin olmasýna raðmen, Abhaz milliyetçiliði veayrýlýkçýlýðýnýn gerçek ortaya çýkýþý, büyük biroranda Abhazlar’ýn Gürcü ve Rus komþularýylakarþýlaþma ve iliþkilerine baðlýdýr.

Page 68: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Rusya’dan baðýmsýzlýðýný ilan edecek olan “BirleþikKafkasya Daðlý Halklarý Birliðine üye oldular. Sadecebirkaç ay sonra Gürcistan Abhazya’yý askeri bir iþgalile topraklarýna ekledi.31 Abhazlar bunu ayaklanma veisyanla karþýladýlar, seçimleri boykot ettiler ve Rus isti-lalarýna yardým ettiler. Bunlardan ilki 1919 þubatýndaDenikin’in gönüllü ordusuydu. 2 yýl sonra 1921Mart’ýnda da Bolþeviklerin Gürcistan’ý iþgaline destekoldular: Gürcistan’ýn Abhazya’ya karþý uyguladýðýagresif politikalar, yerleþik Abhaz, Ermeni, Rus veKartveller önemli bir kesimi arasýnda, 4 Mart 1921’debölgede Sovyet egemenliðinin kurulmasýný kolaylaþtýr-maya yardýmcý olacak bir hoþnutsuzluða yol açtý. “YeniEkonomi Politikasý” ile denk düþen yeni otorite,Abhazlar tarafýndan Gürcistan Cumhuriyeti’nin baskýve müdahalelerinden bir kurtuluþ olarak memnuniyetlekarþýlandý.32

Baþka bir yerde öne sürdüðüm33 Gürcistan’ýn kýsa süre-li baðýmsýzlýðýnýn, modern Gürcü milliyetçiliðiningeliþmesinde önemli bir faktör oluþu, Abhazya’nýndurumu için de tamamen geçerlidir. Son baðýmsýzlýkdönemi, Abhazya’nýn bugün baðýmsýz bir ülke olmagiriþimini, antik çaðda bir krallýk olarak varoluþundanbile bir model olarak hem daha fazla cesaretlendirmiþhem de yardýmcý olmuþtur. 1989’da kurulan “KafkasyaDaðlý Halklar Konfederasyonu” açýkça “BirleþikKafkasya Daðlý Halklarý Birliði”nden esinlenilerekkurulmuþtur. 1990’larýn ortalarýndan beri pek aktifgözükmese de, 1992-1993 yýllarýnda yaþanan savaþtaAbhazya’ya en önemli desteði veren bu konfed-erasyondur. Abhazya’nýn bugünkü bayraðý, üyesiolduðu “Dað Cumhuriyeti” bayraðýný temel alarakoluþturulmuþtur, yeni olarak eklenen tek özellik sol üstköþede yer alan beyaz eldir.34 Devrim ve iç savaþ döne-minde Abhazya’nýn deneyimleri, Abhaz ulusu içinGürcistan’ýn en büyük tehlike Rusya’nýn ise potansiyelbir koruyucu, dengeleyici olduðu veya en azýndankötünün iyisi olduðu yönündeki düþünceyi güçlendir-di.

Abhazya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti

Bolþevikler Gürcistan’ý ( Kýzýl Ordu tarafýndanTranskafkasya’da fethedilen son ülke) aldýktan sonra,Abhazlar’ýn desteðini 31 Mart 1921’de kurulangörünürde baðýmsýz bir Abhazya Sovyet SosyalistCumhuriyeti ile ödüllendirdiler. Abhazya teknik olaraktekrar baðýmsýz bir ülke olsa da, Abhazya S.S.C’sikomünist parti tarafýndan yönetiliyordu ve bu yüzdentamamen Moskova’ya baðlýydý. Stalin, SergoOrjonik'idze ve diðerlerinin aðýr baskýsýyla 1921Þubat’ýnda, Gürcistan’la özünde iki cumhuriyetinstatülerini eþitleyen “özel birlik” anlaþmasýný imzala-mak zorunda býrakýldýðýndan, bu baðýmsýzlýk dönemide kýsa sürdü.35 Ayný yýl içinde, Abhazya, Gürcistan,Ermenistan ve Azerbaycan, 1922’nin sonundaSovyetler Birliði’nde kurucu bir cumhuriyet olacak

olan Federatif Transkafkasya S.S.C’si altýnda bir-leþtirdiler.

Abhazya’nýn bu dönemdeki gerçek statüsü kafakarýþtýrýcýdýr. TFSSC’nin üyesi olan Abhazya-Gürcistan katýlýmýnýn bir parçasý olsa da, literatür(Abhaz, Gürcistan ve diðerleri), Abhazya SSC’ sininotonom deðil egemen devlet statüsü ve (anlamsýz daolsa) ayrýlma hakký olan bir birlik cumhuriyetiolduðunda hem fikirdir.36 Sovyetler Birliðinin yýkýlýþýy-la birlikte, tüm birlik cumhuriyetleri baðýmsýz birerdevlet olarak tanýndýklarý ve otonom cumhuriyetlerinhiç biri tanýnmadýðý için, Abhazya’nýn durumundaolduðu gibi savaþla de facto baðýmsýzlýðýný kazanmýþolsa bile, bu oldukça önemlidir.Birlik cumhuriyet-lerinin baðýmsýz birer ülke olmalarýný saðlayan, ege-men birer devlet olarak, Sovyet federal yapýsýndanayrýlma haklarýný kendi baþlarýna elinde tutuyorolmalarý gerçeðidir. 37

1931’de Abhazya, Gürcistan içinde otonom bircumhuriyete dönüþtürüldü. 1922 ve 1936 yýllarý arasýn-da ülkeyi neredeyse bir derebeylik38 gibi yönetenNestor Lakoba, Stalin’in kolektifleþtirme politikalarýnakarþý koydu ve cumhuriyetini kolektifleþtirmeninyarattýðý yýkýmlardan korumaya çalýþtý. Lakoba ileyakýn kiþisel baðlarý olan Stalin, ona resmi olmayan biranlaþma önerdi: Eðer Abhazya otonom bir cumhuriyetolursa, kolektivizmden sakýnýlacaktý. Lakoba, teklifikabul etti.39

Abhazya’nýn statüsünün düþürülmesini, bir haftaboyunca Abhazlar tarafýndan gerçekleþtirilen vekuvvet kullanarak bastýrýlmaktan güçlükle kaçýnýla-bilen yürüyüþler takip etti. Stalin sonrasý dönemboyunca da, Abhazya’nýn birlik cumhuriyetistatüsünün yeniden verilmesi çaðrýsýyla gösteri veyürüyüþler düzenlendi. (veya daha uzlaþmacý birçözüm için Gürcistan’dan koparak, Rusya S.S.C’sinebaðlanmak talebiyle) Sonunda, 1990’da “AbhazyaYüksek Sovyet’i, Abhazya SSC’si Devlet EgemenlikDeklarasyonu” ile Abhazya Yüksek Sovyet’i,Abhazya’nýn egemen bir devlet olduðunu ilan etti. (Budeklarasyon, Gürcistan tarafýndan derhal yasadýþý,hükümsüz ve geçersiz ilan edilirken, tüm ülkeler veSovyet cumhuriyetlerince görmezden gelindi. Abhazyastatüsü otonom bir cumhuriyet’e indirilmiþ de olsa,hala tam devlet yapýsýný koruyordu. Bölge baðýmsý-zlýðýný ilan eder etmez, bu yapý baðýmsýz Abhazya’nýnyönetimi olarak uygulamaya geçti.

Gürcüleþtirme Dönemi

Aralýk 1936’da Lakoba Lavrenty Beria ile, zamanýnTranskafkasya komünist partisi baþkaný, yediði akþamyemeðinin ardýndan hayatýný kaybetti ve hemenakabinde halk düþmaný ilan edildi. Resmi ölüm sebebikalp krizi olarak belirtildiyse de, genel görüþ onun

0066

kf

Page 69: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

zehirlenerek öldürüldüðü yönündedir. Abhazya, 1937yýlýnýn sonunda tamamen kolektifleþtirildi. Beria veadamlarý tarafýndan çok sayýda Gürcü Abhazya’ya yer-leþtirilirken, Abhaz entelijansiyasý ve politik elitleritamamen tasfiye edildi. Bu büyük bir ölçüdeLakoba’nýn ülkesinde yürütebildiði yüksek otonomi vebaðýmsýzlýða bir tepki olarak gerçekleþti. Ülkesinde,kabul edilemeyecek ölçüde büyük bir güce ve etkiyesahip olduðu düþünülmüþ olabileceði için, kurduðuorganizasyon ve destek kaynaklarý tepeden týrnaða yokedildi.

Ayný zamanda, Abhazya’yý gürcüleþtirmek için deadýmlar atýlmaya baþlandý. Abhaz coðrafi isimleriGürcüce ile deðiþtirilmeye baþladý ve Abhaz yazýnýGürcü alfabesine geçirildi.40 Daha sonra Abhaz dilininresmi kullanýmý durduruldu, Abhazca eðitim verenokullar kapatýldý, Abhaz dilinde radyo yayýný ve tümyayýmlar yasaklandý. Abhazlar’ýn, tarihi Gürcistantopraklarý sayýlan bölgeye sonradan göçtüðü teorisiresmen desteklenmeye baþladý. Abhazya’nýn zorlaGürcüleþtirilmesi çabalarý, 1930’larýn Stalinist poli-tikasý olan, ulusal otonomlarýn daha kolay yönetilebilirbir sayýya indirme ve tüm yerel elit yönetimlerini,Lakoba’nýn Abhazya’da yaptýðý gibi, yok etme eðilim-ine denk düþse de, hem Stalin’in hem de Beria’nýnetnik olarak Gürcü olduðu ne Abhazya ne deGürcistan’da göz ardý edildi. 41

1937 ve 1953 yýllarý arasýnda Abhazya’nýnGürcüleþtirilmesi giriþimini, Abhazlar, GürcülerinAbhaz ulusu ve kültürünü tamamen yok etme niyetiolarak gördüler. Lakoba’nýn ve onun yarý-otonomdevletinin korumasý altýnda geliþerek Ortak Abhaz tar-ihi ve dili üzerine inþa edilen Abhaz milliyetçiliði, artýkGürcü komþusu tarafýndan ölümcül bir tehdit ile karþýkarþýya kalmýþtý.

Demografi

Stalin be Beria’nýn 1953 yýlýnda ölümlerinin ardýndan,Kruþçev liderliðince Abhazya’nýn Gürcüleþtirilmesipolitikasý kýsmen durduruldu. Abhazca eðitim verenbazý okullar yeniden açýldý, birkaç yayým ve radyoyayýnlarý tekrar baþlatýldý. Bununla birlikte,Abhazya’ya Gürcü yerleþimleri hala devam etti ve buyüzden bazý Abhazlar, “Gürcüleþtirme politikasýnýngizli bir þekilde devam ettiðini” veya “Stalin sonrasýörtülü biçimi” olduðunu söylediler. 42

Stalin’in ölümü ardýndan, Gürcülerin Abhazya’yagöçü, Abhazlar’ýn kendi otonom cumhuriyetlerinde alt-larýný oymak amacýyla cesaretlendiriliyor gibigözükmese de, Abhazya’da ki Gürcü nüfusunun müthiþbir þekilde arttýðýný (artýþýn baþlýca sebebi Gürcü’lerindoðum oraný düþük olduðu için göçtür) aþaðýdaki tab-lodan görebilirsiniz.1980’lerin sonunda Abhazlar, Ab-hazya nüfusununsadece 17-18%‘ini oluþturmaktaydý.

Abhaz liderlerin bastýrmasýyla, Kruþçev dönemindeMoskova’nýn Abhazya’ya yönelik politikasý, “Lenin’ingerçek ulusal politikasýna” geri döndürülmüþtür. Budiðer bir deyiþle, Abhaz kültürüne devlet desteði,üniversite kabullerinde olumlu geliþmeler ve ulusalkimliðe yönelik yönetim desteði, anlamýna geliyordu.Bu politikalar, Abhazya’da yaþayan Gürcülerde doðalolarak endiþe ve kýzgýnlýk yarattý.44 Ayný politikayýKruþçev’in ardýllarý da devam ettirdiler. Bununlaberaber, 1980’lerde derin uykusundan uyanan Gürcümilliyetçiliði, 1992-1993 savaþýna ve bugünkü çözüm-süzlüðe yol açacak olaylar zincirinin yaþanmasýnasebep olan Abhaz-Gürcü milliyetçileri çatýþmasýna -buçatýþma diðer halklarý da içine katmýþtý- yol açtý.

Gürcü Milliyetçiliðinin Etkisi

Ulusal baðýmsýzlýk hareketinin yükseliþi sýrasýnda,Gürcistan’ý herhangi bir Sovyet Cumhuriyeti’ndenfarklý kýlan bir þey vardý. Gürcistan, cumhuriyetlerarasýnda, baðýmsýzlýk sonrasý hareketleri radikal gru-plarca oluþturulan tek yerdi. Gürcistan’ý farklý çatýþ-malarýn ortaya çýkmasýna yol açan da bu çatýþmacýpolitik söylem ve hareketlerin kendisidir. 46

Gürcü milliyetçiliði 1980’lerde tekrar ortaya çýktýðýn-da, Abhaz ve Gürcü milliyetçileri aþýrýlýk ve güven-

67

Tablo 1: Abhazya Nüfusu ve Etnik Daðýlýmý 1897-198943

Tablo 2: Abhazya Nüfusu ve Etnik Daðýlýmý 1897-198945

Page 70: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

sizliðe yol açacak karþýlýklý korkuyu taþýyorlardý.Yukarda belirtildiði gibi Abhazlar, bölgenin gür-cüleþtirilmesinden ve Gürcülerin ulusal baskýsý altýndakalmaktan korkarken, Gürcüler de kendi ulusalvaroluþlarý adýna korku duyuyorlardý. Gürcüler,Rusya’nýn Gürcistan’ý Sovyetler Birliði’nden ayrýlmakistedikleri için cezalandýrmak için yok edeceklerindenkorkuyorlardý. Ülke nüfusunun % 30’unu oluþturanetnik azýnlýklarýn Gürcistan’ý daðýtmak üzere Rusya ilegizli anlaþma içinde olduklarýný düþünüyorlardý.“Gürcü olmayan azýnlýklarýn taleplerinin, sahte, meþruolmayan ve Moskova’nýn þeytani güçleri tarafýndanetkilenmiþ olduðu yönünde çok yaygýn bir kanývardý.”47

Bu yüzden Gürcüler ulusal birlikteliðe büyük önemverdiler. Pek çok gürcü milliyetçi, hükümete, üniter birGürcü devleti oluþturabilmek için tüm otonomcumhuriyet ve bölgeleri kaldýrmasý yönünde baskýyapýyordu.(Ülke hala S.SC.B’nin üyesi olsa da) 48 AþýrýGürcü milliyetçilerinin çoðu, azýnlýklarý (ÖzellikleriRuslarý) ülke dýþýna atarak etnik homojenliði vesadakati arttýrmayý umuyorlardý. 49

Bu eðilimlerin, Abhazlar’ý endiþelendirdiði ve umutsu-zluðunu arttýrarak Gürcistan’dan ayrýlma veya en azýn-dan geniþletilmiþ, kalýcý bir özerklik istemeye ittiðinianlamak zor deðil. Sovyetler Birliði’nin daðýlmasürecine girmesiyle, Gürcüler ve Abhazlar arasýndakiçatýþmalar da kontrol dýþýna çýktý. 1989 Nisan’ýn da,Abhaz ayrýlýkçýlýðýna karþý Tiflis’te düzenlenen kitleselbir Gürcü mitingi Sovyet birliklerince 20 kiþininölümüne yol açarak durduruldu. Temmuz ayýnda,üniversite kayýt politikalarý yüzünden Sohum’da çýkanAbhaz-Gürcü çatýþmasýnda, 17 kiþi hayatýný kaybetti.Gürcistan 1918-1921, Demokratik Gürcistananayasasýný yürürlüðe koyduðunda, Abhazya’nýnotonom hakký açýkça elinden alýnmýþ oldu. (Abhazlarda, nasýl istila ederek Gürcistan’a ilhak edildiklerinitekrar hatýrladýlar) Abhaz liderler, 1925 anayasasýnadönerek, Abhazya’nýn fiilen baðýmsýz bir devlet olduk-larýný ilan ettiler. (Gürcistan’a bir federasyon içindedahil olma olasýlýðýna raðmen) Bir aydan az bir süresonra Gürcü kuvvetleri, Abhazya’ya girdiler ve 1992-1993 savaþý baþladý.

Gelecek Ne Olacak?

Savaþ bitiminden geçen 12 yýl sonra, Abhazya veGürcistan hala bazý noktalar üzerinde anlaþabilmek veiliþkilerine kalýcý bir þekil vermek için görüþmeleredevam ediyorlar. Taraflarýn ilerleme saðlamasýnýengelleyen keskin anlaþmazlýk noktalarý var. Bunlarýnarasýnda en önemlisi, Abhazyalý Gürcü mülteciler.1992-1993 savaþýnda Abhazya’dan Gürcistan’a geçenmülteci sayýsý 200 – 250 bin arasýndaydý. Gürcistan,Abhazya’nýn statüsü üzerine herhangi bir görüþmeyapmadan önce, mültecilerin geri dönüþünü ön þartolarak ortaya koyuyor ve uluslar arasý toplum danüfusun bu denli büyük bir oraný oy kullanamazkenAbhazya’da çatýþmalarýn baþlamasýndan bu yanayapýlan hiçbir seçimi geçerli saymýyor. Abhazlar,büyük bir olasýlýkla haklý olarak, iyi planlanmamýþ birgeri dönüþün Abhazlar ve Kartveller arasýnda,Gürcistan hükümetince yeniden askeri bir istila gir-iþimine bahane olarak kullanýlabilecek geniþ çaplýçatýþmalara yol açabileceðini öne sürüyorlar.50 On bin-lerce mülteci, Rus birliklerince korunan evlerine dön-müþ olsa da, Abhazya hükümeti kendi baþýna ülkeningeri kalanýnda güvenlik garantisi verebilecek durumdadeðil. (Ne de bunun için istekli)

Mülteci problemi, diðer bir keskin problemle iliþki-lidir: Çatýþmalar sýrasýnda yaþanan etnik temizlik iddi-alarý. Her iki tarafta birbirini soykýrýmla suçluyor veher iki taraf da iddialarýný haklý çýkaracak savaþsuçlarýnýn iþlendiðini ispatlayabiliyor. Abhazya’dakiilk Gürcü iþgali ardýndan Gürcü olmayan nüfusa karþýçok sayýda savaþ suçu iþlenmiþti.51 Bu suçlar, büyük birölçüde cezasýz da kalsa, aslýnda Gürcü hükümetininonayýyla gerçekleþmemiþti. Aðustos 1992’deAbhazya’ya giren Gürcülerin çoðu paramiliter savaþlordlarýnýn çetelerine üyeydiler ve fiili olarak Gürcühükümetinin kontrolü dýþýndaydýlar.52 Abhazlar, özel-likle Abhaz savaþçýlarýna katýlan Çeçenistan ve diðerKafkas bölgelerinden gönüllüler, bölgenin kontrolünükazandýðýnda cevaben savaþ suçu iþlediler. Her ikitarafta bu cinayetleri iþlediðinden bu konuda diðeri ilegörüþmeye pek istekli deðil. Her iki tarafta diðerinin busuçlarý iþlediðini kabul etmesini ve tazminat ödemesi-ni istiyor.

0068

kf

Tablo 3: Abhazya’nýn geleceði için tercih edilen çözümler hakkýnda yapýlan oylama58

Page 71: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Rusya’nýn rolü de ayrýca bir tartýþma konusudur.Yukarýda da belirtildiði gibi Gürcüler, Abhaz mil-liyetçiliði ve ayrýlýkçýlýðýný tamamen Rusya’nýn yenikurulmuþ baðýmsýz Gürcistan devletinin altýný oymakiçin kullandýðý bir hile olarak görüyor. “Gürcü nüfusu-nun büyük bir çoðunluðu, Gürcistan’a savaþ açanýn,Abhazya’daki yerel ayrýlýkçý güçleri kullanan Rusyaolduðunu düþünüyor”53 Aslýnda Rus birlikleriAbhazlarý destekleyecek bazý adýmlar atmýþtýr. Bununlabirlikte, bu gayri resmi ve oldukça küçük ölçektegeliþmiþtir. Rus birliklerinin savaþa katýldýðý olaylardanen çok bilineni Sohum’un Rus uçaklarýnca bombalan-masýdýr ki, bu olay da Gürcülerin mültecileri taþýyanbir Rus helikopterini vurarak düþürmesine baðlý olarakgeliþmiþ gözüküyor.54 Daha yakýnlarda, Rusya Abhazyave Osetyalýlar’a pasaport ve vatandaþlýk vererek çokbüyük bir kolaylýk saðladý. Abhazlar’ýn % 60 – 80oranýnda bundan faydalandýklarý hesap ediliyor. Rusdumasý, Abhazya’nýn Rusya Federasyonu’na üyeliðinireddetse de, Abhaz-Rus sýnýrý aleni bir þekilde sonderece iþlektir. Tüm bu sebeplerden dolayý Gürcüler,Abhaz ayaklanmasýný, Rusya’nýn Abhazya’yý dahakolay ilhak edebileceði bir pozisyona geçmek içinuyguladýðý bir manevra olarak görüyor. Çoðu Gürcülider Abhaz liderleri Gürcistan’ýn kuklalarý olarakgörüyor ve Gürcü görüþmeciler zaman zamangörüþmeleri sadece Gürcü ve Ruslar arasýnda gerçek-leþtirmeye çalýþýyor. 55

Son olarak, Abhaz-Gürcü görüþmelerinin tökezleme-sine sebep olan engel, 20. yy boyunca geliþen, 1980’lerve 1992-1993 savaþýyla patlayarak az önce belirt-tiðimiz anlaþmazlýk ve çatýþmalarla muhafaza edilen,güven bunalýmýdýr. Görüþmeler artýk tam bir kördüðüm haline gelmiþ durumda. Karþýlýklý bir güvenduygusu ve beraber çalýþma isteði tesis edilmedengörüþmelerde bir ilerleme gerçekleþmesi beklenemeye-ceði halde, mültecilerin önemli bir kýsmýnýn dönüþüsaðlanmadan da karþýlýklý güven duygusun ve birlikteçalýþma isteðinde artýþ da beklenemez. Daha da kötüsü,gürcü mültecilerin geri dönüþ için ön koþullarý,Gürcistan ve Abhazya’nýn yeniden birleþtirilmesi.56

Çoðu görüþmeci de, mültecilerin dönüþünüAbhazya’nýn statüsünü konuþmak için ön koþul olaraköne sürüyor.

Bununla beraber, son olarak Þevardnadze’nin istifasýve yeni baþkan Saakaþvili’nin seçilmesi, yeni geliþmel-er ve Abhazya –Gürcistan iliþkilerinde ilerleme umududa doðurdu. Saakaþvili, Gürcistan’ýn yeniden birleþtir-ilmesini baþkanlýðýnýn en önemli hedefi olarak ortayakoydu. Baþlangýçta, Abhazya ve Osetya’yý kuvvet kul-lanarak birleþtirme tehdidinde bulunsa da, budavranýþýndan hýzla çark etti ve Abhazlar’a, Gürcü-Rusçifte vatandaþlýðý ve otonomi gibi imtiyazlar vaatetmeyi düþündü.57 Saakaþvili’nin, Abhaz- Gürcü çatýþ-masýný kökten çözmeye yönelik giriþimleri teorikolarak mümkün gözüküyor, geçen sene Þevardnadze

dönemi boyunca fiili olarak baðýmsýz hareket edenAcara bölgesini barýþçýl bir þekilde Gürcistan’a kata-bilmiþti.

Abhazya- Gürcistan probleminin çözülebileceðinedikkat çekmek, bu çözümlerin nasýl gerçekleþebileceðisorunu da beraberinde getiriyor. Büyük bir çalkantýolasýlýðý dýþýnda, ortada sadece dört akla yatkýn çözümgözüküyor: Abhazya’nýn tanýnan baðýmsýz bir devletolmasý, Rusya federasyonuna katýlmasý veya bir fed-erasyon ya da üniter bir devlet yapýsýnda Gürcistan’layeniden birleþtirilmesi. 1994 yýlýnda gerçekleþtirilenaþaðýda ki araþtýrmaya göre Abhazlar için en az kabuledilebilir olanlarý da olsa son iki seçenek, gerçekleþmeolasýlýðý en yüksek olanlar olarak gözüküyor.

Uluslararasý toplum, Gürcistan’ýn toprak bütünlüðünütanýma konusunda hem fikir ve bu Abhazya’nýn baðým-sýz bir ülke umudunu buna razý gelmesi mümküngözükmeyen Gürcistan’ýn iznine baðlýyor. Benzer þe-kilde, Abhazya’nýn Rusya Federasyonu’na katýlmasýiçin, Rusya’nýn Gürcistan’ýn iznine ihtiyacý var aksihalde, Rusya uluslararasý toplumu karþýsýnda bulmayahazýrlamalý. Gürcistan, Abhazya’yý zor kullanarak elegeçirmeyi deneyecek olursa da, baþta Rusya olmaküzere uluslar arasý eleþtirilerle karþýlaþacak. Bu durum-da en uygun çözüm olarak, Abhazya ve Gürcistanarasýnda bir tür federasyon oluþmasý öne çýkýyor. Bufederasyonun nasýl bir yapýda olacaðýný kestirmek þim-diden mümkün deðil, sadece bu olasýlýklarý iþleyen birkitap yazýldý.59

Gürcü ve Abhazlar, karþýlýklý tatmin olacaklarý biranlaþmaya varabilmek için çabalarken, kendimizebunun imkansýz olmadýðýný hatýrlatmalýyýz. Abhaz veGürcüler arasýndaki çatýþma binlerce yýldýr birikenköklü etnik düþmanlýklarýn sonucu deðil. Aksine, çatýþ-manýn temel sebebinin 20. yy ve 19. yy’ýn sonlarýndacereyan eden talihsiz olaylardan kaynaklandýðýnýgörüyoruz. Gürcü ve Abhaz milliyetçiliklerininkarþýlýklý geliþimi ve gerilimlerinde, her iki ülkenin debu dönemde içinde bulunduklarý durum ve birbirleriyleolan iliþkileri en önemli rolü oynuyor. Gürcü mil-

69

Page 72: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

liyetçiliðinde olduðu kadar, Abhaz milliyetçiliðinde de,milli duygularýn geliþim kaynaklarý antik olsa da, mil-liyetçiliðin geliþimi yakýn dönemde gerçekleþmiþtir.Kültürel benzerlikler, Abhaz ve Gürcülerin barýþ içindegeçen uzun bir tarihlerinin olmasý iki ülke iliþkilerininyeniden uyum kazanacaðýna dair umut veriyor.

Gürcistan’da süren toplumsal ve etnik çatýþmalarsýradan bir gözlemciye, “antik kabilesel çatýþmalarýn”son patlamasý gibi gözükebilir. Fakat, Gürcistan tari-hine yönelik dikkatli bir okuma, çok daha az kötümserbir sonuca yol açacaktýr… Þimdi yaþanan düþmanlýk-lar, geçmiþte yaþanan bazý hatýralara baðlanabilir amabu ancak diðer hatýralarýn göz ardý edilmesi ilemümkün olabilir. Geleceðin anahtarý, insanýn tarihin-den seçtikleri, kendisini nasýl bir toplum olarak hayalettiði ve kendisini bir ulus olarak nasýl yapýlandýrmayadevam ettiðinde yatar.60

KAYNAKÇA

1 Douglas Freshfield quoted in George Hewitt (ed.), TheAbkhazians: a handbook (New York: St. Martin's Press, 1998), 6.2 Edward W. Walker, Dissolution: Sovereignty and the Breakup ofthe Soviet Union (Lanham: Rowman & Littlefield Publishers, Inc.,2003), 11-12.3 See maps in Appendix A. In order of status, Transcaucasia con-tained 3 of 15 Union Soviet Socialist Republics (SSRs), 8 of 21Autonomous Soviet Socialist Republics (ASSRs), 2 of 7Autonomous Oblasts (AOs) and none of the USSR's tenAutonomous Okrugs (AOks).4 Bruno Coppieters, “The Roots of the Conflict”, in Jonathan Cohen(ed.), A Question of sovereignty: The Georgia- Abkhazia peaceprocess, (London: Conciliation Resources), 1999.http://www.c-r.org/accord/geor-ab/accord7/roots.shtml (Web sitelast accessed 12 May 2005)5 Jurij Anchabadze, “History: the modern period”, in Hewitt, TheAbkhazians, 146.6 Charles King, “Potemkin Democracy – post-Soviet Georgia,” TheNational Interest, Summer 2001.http://findarticles.com/p/articles/mi_m2751/is_2001_Summer/ai_76560819/pg_3(Web site last accessed 10 May 2004)7 A. D. Smith. “Ethnie and Nation in the Modenn World”, Millenium:Journal of International Studies, Vol. 14, No. 2, 1985, 139.8 Ibid., 128.9 Cf. “North Caucasian languages” and “Northwest Caucasian lan-guages”, Wikipedia – The Free Encyclopedia,http://en.wikipedia.org/wiki/North_Caucasian_languages (Web sitelast accessed 12 May 2004)http://en.wikipedia.org/wiki/Northwest_Caucasian_languages (Website last accessed 12 May 2004)A hypothetical relationship between these languages and the Indo-European family is also a subject of debate.10 George Hewitt, “Introduction”, in Hewitt, The Abkhazians, 13.See also “Northwest Caucasian languages”, Wikipedia, and relatedarticles. 'Kartvelian' is the Georgian name for their ethnic group andis commonly used even by non-Georgian authors; in this paper itwill be used interchangeably with 'Georgian'.11 Jurij Anchabadze, “Ethnic culture”, in Hewitt, The Abkhazians,241.12 Stanislav Lak'oba paraphrased in Rachel Clogg, “Religion”, in

Hewitt, The Abkhazians, 205. Between 20% and 40% of Abkhaziansare officially Muslim, the remainder officially Christian.13 Clogg, “Religion”, 214.14 Cf. timeline in Appendix B. Anahide Ter Minassian (“Nationalismeet Socialisme dans le MouvementRevolutionnaire Armenien (1887-1912)”, in Transcaucasia:Nationalism and Social Change, edited by Ronald Grigor Suny (AnnArbor: Michigan Slavic Publications, 1983), 145) estimates that halfa million North Caucasian Muslims fled to the Ottoman Empire after1864.15 “Abhazya (Gürcistan)’dan bir resim”, Flagspot,http://flagspot.net/flags/ge-abkha.html (Web Sayfasýna en son 12Mayýs 2004’de ulaþýldý). Bayrak daha sonraki bölümlerde ele alý-nacak birkaç sembolik öðe daha içeriyor.16 Clogg, “Religion”, 205-206.17 Cf. Ibid., 215. Abkhazians in Germany tend to be immigrantsfrom Turkey. Abkhazians in the United States tend to be refugeesfrom the Golan Heights, the center of the Syrian community prior tothe 1967 Arab-Israeli War.18 Liana Kvarchelia, “Georgia-Abkhazia Conflict: View fromAbkhazia” in Demokratizatsiya: The Journal of Post-SovietDemocratization, Vol. 6, No. 1 (Winter 1998), 18.19 Cf. Giorgij Shamba, “On the track of Abkhazia's antiquity”, inHewitt, The Abkhazians, 49 and “Abkhazia”,Wikipedia, http://en.wikipedia.org/wiki/Abkhazia (Web site lastaccessed 12 May 2004)20 “Abkhazia”, Wikipedia (Web site last accessed 12 May 2004)21 Vjacheslav Chirikba, “The origin of the Abkhazian People”, inHewitt, The Abkhazians, 44.22 Hewitt, “Introduction”, 14. Note that the Abkhazians refer tothemselves as 'Apswa' and their country as 'Apsny'.23 “Act of State Independence of the Republic of Abkhazia”, 12October 1999. English translation available online at the Web site ofthe Unrepresented Nations and Peoples Organisation, of whichAbkhazia is a member.http://www.unpo.org/news_detail.php?arg=03&par=705 (Web sitelast accessed 12 May 2004)24 Levan Gigineishvili, Conflicting Narratives in Abkhazia andGeorgia: Different Views of the Same History and the Quest forObjectivity, April 2003.http://gseweb.harvard.edu/~t656_web/peace/Articles_Spring_2003/Gigineishvili_Levan_ConflictingNarrativesAbkhaziaGeorgia.htm(Web site last accessed 12 May 2004)See also:--Viacheslav Chirikba, “Georgia and Abkhazia: Proposals for aConstitutional Model”, in Bruno Coppieters, DavidDarchiashvili and Natella Akaba (eds.), Federal Practice: ExploringAlternatives for Georgia and Abkhazia(Brussels: VUB University Press, 2000), 247;--Svetlana Chervonnaya, Conflict in the Caucasus: Georgia,Abkhazia and the Russian Shadow (Glastonbury:Gothic Image, 1994), 75;--Kvarchelia, “Georgia-Abkhazia Conflict”, 18.25 Hewitt, “Introduction”, 21. See also “The Historical Symbolism ofthe Abkhazian National Flag”, Abkhazia.org,http://www.abkhazia.org/flag.html (Web site last accessed 12 May2004)26 Kvarchelia, “Georgia-Abkhazia Conflict”, 20; Ronald GrigorSuny, The Making of the Georgian Nation(Bloomington: Indiana University Press, 1994), 325.27 Hewitt, “Introduction”, 17-19 and Stanislav Lak'oba, “History:1917-1989”, in Hewitt, The Abkhazians, 96.28 See Stanislav Lak'oba, “History: 18th century-1917”, in Hewitt,The Abkhazians, 85-86.

0070

kf

Page 73: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

29 Chirikba, “Georgia and Abkhazia”, 247.30 Firuz Kazemzadeh, The Struggle for Transcaucasia, 1917-1921(New York: Philosophical Library, 1951), 203.31 The Mountain Republic (officially the 'North CaucasianRepublic') was composed of Daghestan, Checheno-Ingushetia,Ossetia, Karachay-Balkaria, Abkhazia, Kabardia and Adyghea.Although its borders were never recognised and it was quicklyinvaded by Reds, Whites and Georgians, it basically covered theentirety of the northern Caucasus.32 Lak'oba, “1917-1989”, 92-93.33 See David Schaich, “The Awakening of Georgia”,http://www.amherst.edu/~daschaich/writings/academic/georgia.html34 “The Historical Symbolism of the Abkhazian National Flag”. Onthe Mountain Republic's flag, the seven stars and seven stripes rep-resented the seven members of the Republic, listed above in note31. The stripes still symbolised harmony between Islam andChristianity – specifically, between the four Islamic members(Daghestan, Checheno- Ingushetia, Karachay-Balkaria andAdyghea.) and the three Christian members (Ossetia, Abkhazia andKabardia).35 Lak'oba, “1917-1989”, 93.36 Ibid., 93.37 See Walker, Dissolution. 38 Georgi Derluguian, “The Forgotten Abkhazia”, Working Papersof the Center for Strategic and InternationalStudies Program on New Approaches to Russian Security, Vol. 18,No. 1 (January 2001), 11.39 Ibid., 11. Derluguian adds that Stalin probably consideredAbkhazia too backwards and peripheral to care verystrongly about its level of collectivisation. See also Lak'oba, “1917-1989”, 95.40 Prior to the Russian annexation of the region, Arabic letters hadbeen used, though there was in general little literature in the Abkhazlanguage. In 1862 a modified form of Cyrillic was developed. Duringthe 1920s and early 1930s Abkhazians experimented with a Latin-based alphabet. They returned to a Cyrillic script in 1954.See “Abkhaz language”, Wikipedia,http://en.wikipedia.org/wiki/Abkhaz_language (Last accessed 13May 2005).41 Derluguian, “The Forgotten Abkhazia”, 11. Beria himself wasoriginally from Abkhazia.42 Kvarchelia, “Georgia-Abkhazia Conflict”, 19. Lak'oba, “1917-1989”, 97.43 All data come from Soviet All-Union Censuses, with the excep-tion of figures for 1922/1923, which were collected in an All-Georgian Census (the only one conducted during the Soviet peri-od). The data were compiled in Daniel Müller, “Demography: ethno-demographic history, 1886-1989,” in Hewitt, The Abkhazians, 231-237.There are two points that deserve brief explanation:• In the 1922/1923 All-Georgian Census, Samurzaq'oans, a group ofGeorgianised Abkhazians then numberingaround 30,000, were counted as Abkhazians. In all later censusdata the Samurzaq'oans were counted asGeorgians.• Most of the Greek population was collectively deported duringWWII because Stalin doubted their loyalty.44 Kvarchelia, “Georgia-Abkhazia Conflict”, 19.45 This graph is taken from Bruno Coppieters, “The Roots of theConflict”, in Cohen, A Question of sovereignty.http://www.c-r.org/accord/geor-ab/accord7/roots.shtml (Web sitelast accessed 12 May 2005).The author cites his sources only as “Russian, Soviet and Georgianpopulation censuses”. Although these data differ in some details

from those in the table on the preceding page, the general trendsillustrated are clearly the same.46 Ghia Nodia, “Dynamics of State-Building in Georgia”,Demokratizatsiya: The Journal of Post-SovietDemocratization, Vol. 6, No. 1 (Winter 1998), 8.47 Suny, Georgian Nation, 325.48 See, for example, Reuven Enoch, Two Mirrors: Georgian eventsof 1988-89, as reflected in the Georgian and central Soviet massmedia (Jerusalem: The Harry S. Truman Research Institute for theAdvancement of Peace, the Hebrew University of Jerusalem, 1998),19.49 Suny, Georgian Nation, 329.50 Anchabadze, “The Modern Period”, 145.51 Most sources agree that all of the various minorities in Abkhaziaunited in opposition to the Georgians in what Rachel Clogg calls a'rainbow coalition'. See Clogg, “Religion”, 215; Suny, GeorgianNation, 329; and Kvarchelia, “Georgian-Abkhaz Conflict”, 18. Theonly source that disagrees is Chervonnaya, Conflict in theCaucasus, 84.52 See Ibid., 141-142; Bessarion Gugushvili, “Report on the condi-tion of subethnical groups of Megrels and Svans as a result of the1992 criminal coup d'etat in Georgia and the war in Abkhazia” inAntero Leitzinger (ed.), Caucasus and an unholy alliance (Helsinki:Leitzinger Books, 1997), 100-101; and Derluguian, “The ForgottenAbkhazia”, 11.53 Nodia, “State-Building in Georgia”, 11.See also ZazaGachechiladze, The Conflict in Abkhazia: A Georgian Perspective,(Washington, D.C.: National Defense University, Institute forNational Strategic Studies.), 1, who claims that “The civil war inGeorgia was inspired, plotted, and provoked by forces from outsideGeorgia, particularly in Russia.”54 Chervonnaya, Conflict in the Caucasus, 162-164. Russiantroops were generally out of Moscow's control during the conflict,and were ordered by their quasi-independent commanders to returnfire if attacked by Georgians.55 See, for example, Camden Pierce, “Georgia and Russia MoveTowards Accord”, The Moscow News, 2004, No. 9,http://english.mn.ru/english/issue.php?2004-9-10 (Web site lastaccessed 13 May 2005)56 Kvarchelia, “Georgia-Abkhazia Conflict”, 26. This figure comesfrom surveys conducted by the Norwegian Refugee Council in themid-1990s.57 See Ibid.; C. J. Chivers, “Georgia's New Leader Baffles Russiaand U.S. Alike”, The New York Times, 17 August 2004; and C. J.Chivers, “Plan Offers Autonomy for Enclave in Georgia”, The NewYork Times, 25 January 2005. The Georgian offer of dual Russian-Georgian citizenship for Abkhazians has only been made informal-ly, to Russian negotiators.58 Kvarchelia, “Georgia-Abkhazia Conflict”, 26. The survey (by anon-governmental group called 'Civic Initiative', asked 10,026respondents of the main ethnic groups in Abkhazia (separatingGeorgians who had not fled from Georgian refugees who hadreturned) which of the four potential solutions they preferred. Sincethe survey was conducted before the Russian-Chechen war,Kvarchelia argues that “the attitude of the population toward a unionwith Russia could have changed considerably” (26). Kvarchelia her-self was writing before Vladimir Putin took steps to limit the autono-my and powers of federal regions, which might also reduceAbkhazians' eagerness to unite withRussia.59 Bruno Coppieters, David Darchiashvili and Natella Akaba (eds.),Federal Practice: Exploring Alternatives forGeorgia and Abkhazia (Brussels: VUB University Press, 2000).60 Suny, Georgian Nation, 334-335.

71

Page 74: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

nceki sayýmýzda bir kýsmýný yayýn-ladýðýmýz KGB arþivinden belgelerdosyamýzý, ikinci bölümünü de yayýnla-

yarak, bu sayýda tamamlýyoruz. Abhazya’nýn,Sovyet etnik politikalarý çerçevesindeGürcüleþtirilme çabalarýnýn net bir þekilde oku-nabileceði KGB belgelerinin bu bölümünde,Abhaz dili ve kültürünü yok edebilmek için, tümtoplumsal kesimler üzerinde uygulanan baskýlarýresmi belgeler üzerinde görebilirsiniz.Gürcüleþtirme politikalarýnýn aðýr bir þekildesürdürüldüðü bu dönemde muhtemelen yineAbhaz olan ajanlar tarafýndan kaleme alýnarakraporlanan “gözlemler” Abhaz halkýnýn güçlüdireniþini de gözler önüne seriyor.

Ünlü Bolþevik Nestor Lakoba’nýn ölümü ardýndancereyan eden tüm bu olaylar, sadece Gürcistan’ýnAbhazya ve diðer Kafkas halklarýna bakýþ açýsýhakkýnda deðil, Rusya’nýn bu halklara bakýþaçýsýný da sunar bir nitelik arz ediyor. Gürcistan,Rusya’ya yakýn olduðu ölçüde Kafkasya’dakiemperyal hedeflerini gerçekleþtirmeye yakýn oldu.Çarlýk rejiminde, boþaltýlan Abhazya topraklarýnýnGürcülere hediye edilmesinde, Sovyet dönemindeAbhazya’nýn Gürcüleþtirilmesi projesinde,Sovyetler sonrasýnda Abhazya’nýn Rusya veGürcistan arasýnda sýkýþtýrýlarak bir koz olarakkullanýlmaktan kurtulamayýþýnda da ayný politikagörülebilir. Bütün bu deneyimleri yaþayanAbhazya halký bu sürecin farkýnda ve içindebulunduðu durumdan çýkýþ için bir yol aramayadevam ediyor. Ancak bu arayýþa beklenen yanýt

ne batý dünyasýndan ne de diasporadan gelmiþdeðil.

Kafkas diasporasý, Abhazya konusunda þimdiyekadar ne ekonomik ne de politik anlamda doðrubir pratik sergileyemedi. Bunun en önemli sebep-lerinden biri diaspora siyasetinin, uluslararasý poli-tik dengelere fazlasýyla baðýmlý kalarak kendialternatifini oluþturamamasý. Diaspora, Abhazyakonusunu Rusya-Türkiye çýkar dengeleri dýþýndaele almayý baþaramayarak Abhazya adýna atýl-masý gereken çok önemli adýmlarý da atamýyor.

Baðýmsýz ve tanýnmýþ bir ülke olarak tüm uluslararasý platformlarda söz sahibi olan Gürcistan,Abhazya sorununu Rusya’nýn kendisinden uzak-laþmasý karþýlýðýnda ödettiði bir bedel gibi lanseederek Abhazya’nýn son yüzyýlda kendisine güçkullanarak baðlandýðýný ve kendi kaderini tayinhakký çerçevesinde baðýmsýzlýk arayýþýný gözönünden uzaklaþtýrýyor. Bu noktada Rusya’nýnbaskýsýndan uzak ve rahat olan diasporanýnAbhazya’nýn haklýlýðýný dile getirmek konusundauluslararasý platformlarý zorlamýyor oluþu tarihselbir fýrsatýn kaçýrýlmasýna sebep oluyor. Rusya veGürcistan’ýn üzerinde anlaþtýðý bir konu varsa oda, Abhazya’nýn ikisi arasýnda bir mesele olmasý.Peki bu durumu Abhazya’nýn dünyaya anlatmaimkaný zayýfsa, diaspora neden hareketegeçemiyor? Rusya’ya güvenmekten baþka çareolmadýðýný düþünenlere en güzel cevabý KGBdosyasý veriyor

kf

HRAÇA ALPER KAHRAMAN

Ö

Kafkas diasporasý, Abhazya konusunda þimdiye kadar ne ekonomik ne de poli-tik anlamda doðru bir pratik sergileyemedi. Bunun en önemli sebeplerinden biridiaspora siyasetinin, uluslararasý politik dengelere fazlasýyla baðýmlý kalarakkendi alternatifini oluþturamamasý. Diaspora, Abhazya konusunu Rusya-Türkiyeçýkar dengeleri dýþýnda ele almayý baþaramayarak Abhazya adýna atýlmasýgereken çok önemli adýmlarý da atamýyor....

Page 75: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

73

DEVLET GÜVENLÝÐÝ HALK KOMÝSERLÝÐÝABHAZYA ASSR

ÝKÝNCÝ ÞUBE

ÇOK GÝZLÝ

Gürcistan SSR, NKGB Yarbay YOLDAÞ RAPAVA

Tiflis

Sohum, Gudauta ve Gagra bölgelerinde milliyetçi hareket üyesi Abhaz bireylerin þiddetli anti-Sovyet duygu-larýnýn ifadeleri RAPORUDUR

30 Eylül 1945 tarihli, 2/2 - 1542 numaralý raporuma ek olarak, Abhaz okullarý'nda Gürcüce öðrenimine geçilmesi-ni, Gürcistan'ýn diðer bölgelerinden gelen göçmen iþçilerin Sovyet- Parti aygýtýný güçlendirmesi ve ekilebilir alan-larý yetersiz kalan Gürcistan'dan gelmiþ tarým iþçilerinin Abhazya ASSR'sine yerleþtirilmesine baðlý olarak, hemSohum'da hem de Gudauta ve Gagra bölgelerinde yaþayan Abhazlar içinde, milliyetçi hareketten karþý devrimci-lerin ve tekil olarak iþçiler arasýnda kötü niyetli anti-Sovyet duygular içeren ifadelerin miktarýnýn arttýðýný bildirir-im.

Bu anti-Sovyet ifadeler aþaðýdaki þekillerde olabiliyor:1- Sözde, Abhazlar'a zulmediliyormuþ gibi konuþmalar yapmak2- Abhaz kültürü, dili ve ulusunun açýkça tasfiye giriþimine dair konuþmalar3- Gürcüce eðitime geçiþin uygunsuz bulup protesto etmek ve buna baðlý olarak çocuklara okula gitmeyi yasak-lamak4- Ýnsanlarý Abhazya'yý terk etmeye cesaretlendirmek5- Gürcü bölgelerinden gelen iþçileri provoke etmek ve dalga geçmek

1- Abhazlar'a yapýlan sözde zülüm hakkýnda konuþmalar

Sabotaj sebebiyle görevden kovulan Abhazya ASSR'si, Eski Halk Eðitim Komiser vekili, Nikolai ErastoviçGeria, ajanýmýz "Svet" [Iþýk]'la konuþmasýnda kovulmasý hakkýnda aþaðýdakileri söyledi;"…Halk Eðitim Komiser vekilliðini 7 sene yaptým ve sonra 1945'in sonunda görevimi yapamadýðýma kararverdiler… Bu kararýn tabiî ki bununla ilgisi yoktu. Beni sýrf bir Abhaz olduðum için istemediler ve bu yüzdenkovdular…"

Abhazya ASSR'si, Halk Sosyal Güvenlik Komiseri, Aleksandr Lavrent'evich Khashba, ajanýmýz Pulemet'le[Makineli tüfek] yaptýðý konuþmadan þöyle söyledi:"…Gürcü dilini öðrenmek için bir gürcü kadýnla evlenmek zorundasýn… Gürcüler kanunlarý es geçiyor… Bununeyin takip edeceðini göreceðiz… Hangi taþýn altýný kaldýrsan onlar çýkýyor insanýn karþýna… Ýyi eðitimli istisnabir Abhaz vardý (Nikolay Geria), onu da kovdular…"Kaynaðýmýz "Kostrov" la konuþmasýnda, Devlet Yayýn Organý Abhazya ASSR Kolu Baþkaný, ShamidShvintovich Chitanava þöyle söyledi:"Abhazlar için Abhazya'da yaþamak giderek zorlaþýyor… Gürcüler, Abhazlarý vicdansýzca mahvediyorlar…"Ajan "P"'ye göre, Abhaz tiyatrosu sanat eski direktörü, Rashidovich Agrba, Sanat komitesi baþkaný, YoldaþGabiskiriia hakkýnda aþaðýdakileri söyledi:"… Gabiskiriia ilgili olduðu kadarýyla, kiþisel düþünceleriyle hareket etmiyor. O Gürcüler'in Abhazlar'a yönelikgenel politikasý tarafýndan destekleniyor… Yine de bu konuda hakkýnda konuþmak tehlikeli, sessiz olalým…Ve hemen ardýndan ekledi:"… Görüyorsun, Abhaz Okullarý'ný kapatýyorlar. Gürcüleri, Abhazya'ya köy köy taþýyorlar. Kýsaca GürcülerAbhazya'yý sömürgeleþtiriyor. Fakat sessiz olmalýyýz, Delba hiçbir þey söylemiyor, yani yapabileceðimiz hiçbirþey yok…"Ajan "Rodina"dan [Anavatan] gelen rapora göre, Þair ve Oyun yazarý Mikail Aleksandroviç Lakýrba, parti vehükümet'in Abhazya'da bazý önlemler aldýðýný söyledi:"…Artýk, gürcüleþtirme her yerde sürüyor. Ýnsanlar farklýyken, atmosferde farklýydý. Bu atmosferde boðula-bilirsiniz. Abhaz öncüleri sürüyorlar…

Page 76: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

74

Abhaz aktör Razinbei Agrba, kaynaðýmýz "Ivan" la konuþmasýnda söyle söyledi:… Hepimizi yavaþ yavaþ parçalýyorlar. Bizi koruyacak kimse yok. Aziz Agrba'yý zorla gönderdiler. Gürcüler,Abhaz kültürünün geliþmesini istemiyorlar…

Gürcistan Komünist Partisi eski üyesi ve Makaradze Kolhoz'u muhasebecisi Aleksi Solomonovich Lafisba, kay-naðýmýz "Glaz" le [Göz] yaptýðý konuþmada þöyle söyledi:"…bu nasýl bir ulusal politika anlamýyorum. Nereye gidersen git Gürcüler çýkýyor karþýna, Abhazlardan geriyehiçbir þey kalmamýþ…"

Kadzhagbat Gabniia, Gudauta RONO müfettiþi, Gudauta Barmiþ köyünde Kolhoz iþçileri arasýnda þu konuþmayýyaptý:…Gudauta, Abhazya'nýn kalbiydi, þimdiyse Gürcülerle dolu. Kent'te yürürken Abhaz dilini nadiren duyuyor-sunuz. Her yerde duyabileceðiniz tek þey iðrenç Gürcü dili… Sadece "katso" (Gürcüce 'adam' anlamýna gelir)ve "genatsvale" (gürcüce 'sevgili'). Yakýnda bize, kendi topraðýmýzda kolektif tarlalardan baþka yer kalmayacak.Orada Gürcü'ce konuþan olmayacak…

Çiçhiko Kolbaya, Kýzýl Ordu'dan rütbeli olarak terhis oldu ve aslen Gudauta'nýn Abgarkuk köyünden olsa da artýkSohum'da yaþýyor. Bir konuþmasýnda þunu söyledi:… Hala iþ bulamadým ve bulabileceðime dair de bir umut taþýmýyorum, bütün iþleri önce Gegeçkori'den gelenler(Bugün'kü Martvili, Mingrelya Batý gürcistan'da)e aldýktan sonra boþ bir iþ kalýrsa bize verdikleri için. Sohum'açok kalabalýk geldiler. Kimse bize güvenmiyor, hepsi kendilerine sýcak bir yer bulana kadar beklemek zorundayýzve sonra bize muhtemelen diyecekler ki: Hiç iþ kalmadý. Sizi Kolhoz'a takým lideri olarak göndermemizi istermisiniz?

Abvinprom (Abhazya Þarap Endüstrisi) Gudauta bölümü eski baþkaný Maksim Petroviç Kurmazia, kaynaðýmýz"Stevilo" yla yaptýðý konuþmada, sabotajdan dolayý iþten çýkarýlmasýyla ilgili þunlarý söyledi:…Kovulmayý hak etmemiþtim ama onlar bu yeri bir Gürcü'ye vermek istediler, bu gerçek sebep. Ýþimi mükem-mel bir þekilde yaptým. Vekilim Tsividsivadze'nin adýnýn karýþtýðý bin tane suç olmasýna raðmen, Gürcü olduðuiçin kimse ona dokunmuyor…

Abhazya ASSR Birikim Bankasý baþkaný, Mikail Karitonoviç Gonzua, ajanýmýz "Svet" le (Iþýk) yaptýðý konuþ-mada þunlarý söyledi:…Artýk Abhazya'da Abhazlar için bir kiþilik bir yer bile kalmayacak. Gürcüler Abhazya'yý ele geçirdiler ve biziyavaþ yavaþ çýkarýyorlar…Eski soylulardan ve Bar üyesi olan Ivan Pavloviç Açba, Tamirci Radzen Agrba'ya, ajanýmýz "Svet"'in de (Iþýk)olduðu bir yerde þunlarý söyledi:… Abhazya liderliðinden geriye iki ya da üç kiþi kaldý, fakat onlarý da yakýnda deðiþtirirler. Halk Eðitim KomiseriVekili Geria'yý kovalý çok olmadý. Abhazya Teknik Koleji direktörü olan kardeþini de kovdular. Hepsi Rusya'yagitmeyi planlýyorlar. En iyi aktörlerimiz Agrba ve Paçalya’yý da kovdular. Abhazlar'ý toptan sürüyorlar…

2. Abhaz kültürünü, dilini ve ulusunu tasfiye etmeye yönelik açýk çabalara iliþkin ifadeler

Mikhail Aleksandrovich LAKERBAI, kaynaðýmýz "Petrovich" le konuþmasýnda þunlarý söyledi:"… Ben bir yazar olarak Abhaz dili ve edebiyatý çalýþmalarýndaki artýþý görmekle ilgiliyim. Alýnan önlemler-Gürcü dilinin tanýtýlmasý, Gürcü kadrolarýn gelmesi vb. tamamen Abhaz dilinin ve edebiyatýnýn olmayacaðý birdönem baþlatýyor. Ve hiç Abhaz kalmayacak…"

LAKERBAI, bir baþka konuþmada ise aþaðýdakileri söyledi:"…Gürcü hükümetinin Abhaz milletine iliþkin siyasasý yanlýþ… Þu anda Abhaz kültürü ve sanatý hak ettiði tür-den bir destek görmüyor…"Abhazya ulusal þairi Dmitrii Iosifovich GULIA, ajanýmýz Apsny (Abhazca'da Abhazya için kullanýlan isim) ilekonuþmasýnda "Gürcüler ve Abhazlarýn tarihsel olarak ortak hiçbir þeyi olmayan iki farklý millet" olduðu gerçeði-ni tartýþýrken þunlarý söyledi:"…Dünya milletleri yüzyýllar boyunca birbirleri ile etkileþim halinde oldular. Bu etkileþim, daha az geliþmiþ mil-letlerin daha fazla geliþmiþ kültürden, kelime hazinelerini geniþletmek için, birçok kelime ve ulusal özellikalmasýna neden olmuþtur… Örneðin, Rus dilinde birçok Fransýzca ve Tatar kelime var. Ama bu Rusya'nýn ve Ruskültürünün Fransýz veya Tatar kültürüyle iliþkili olduðu anlamýna mý gelir? Ben ve K. D. MACHAVARIANI

Page 77: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

75

tarafýndan geliþtirilen ilk Abhaz alfabesinde Gürcü alfabesinden bir tek karakter bile yoktu ve Abhazlar için tama-men tatmin ediciydi. Siyasi durum nerdeyse Ruslaþtýrýlmýþ alfabeyi Gürcü karakterlerle deðiþtirme gerekliliðiniyarattý. Gerekirse, Gürcü karakterleri baþkalarýyla da deðiþtirmek mümkün, ama yine bu bir milletle diðeri arasýn-da bir yakýnlýk kurmak veya kanýtlamak deðildir hiçbir þekilde…"

Aleksandr KHASHBA, Abhaz kültürüne yapýldýðý iddia edilen zulme iliþkin þunlarý söyledi:"…Shinkuba Abhazya'nýn çok yetenekli bir þairidir, hatta Pushkin'le ayný düzeydedir, ama kimse onu yükseltmez,kimse desteklemez. Bir Gürcü olsaydý, ismi muhtemelen tüm Sovyetler Birliði'nde yayýlýrdý. Bir Gürcüleþtirmesüreci gerçekleþtiði için hepsi görmezden geliniyor, modasý geçmiþ, eskiyen bir milletiz biz…"

Akhali-Afoni'de (Novyi Afon bölgesinin Gürcü adý) bulunan piyade bölüðünün 407. Alay Komutaný YarbayGOLANDZIIA, 14/ 12/ 45'den bir grup insanýn da bulunduðu bir yerde aþaðýdakileri söyledi:"…Yerel otoriteler Abhaz okullarýný kapattý ve hiçbir yönerge veya daha yüksek merciiler tarafýndan verilenhiçbir karar olmadan, resmi olmayan bir biçimde Gürcü dilinin öðretimine baþladýlar, böylece de yerel nüfusiçinde memnuniyetsizlik yarattýlar …"

Sosyal Güvenlik Halk Komiserliði'nin eðitim ve üretim fabrikasýnýn Direktörü Ivan Iosifovich GULIIA, konuþ-masýnda þiddetli bir memnuniyetsizlik bildirdi:"…Bizi ve Abhaz dilini reddettiler. Bu ne demek? Bunu neden yaptýlar? Bizim Abhazya'da yaþamamýza nedenizin vermeyecekler?..."

3. Gürcü dilinde öðretimin baþlatýlmasýnýn uygunsuzluðu ve bununla baðlantýlý olarak çocuklarýn okullaradevam etmesinin yasaklanmasýnýn protesto edilmesi

Gudauta bölgesinden bir grup lider; Ticaret Dairesi Baþkaný Gerasim GUNBA, Ulusal Yargýç Fýrat AKHUBA veMali Güvenlik Bölge Dairesi Baþkaný Gerasim TARBA parti ve hükümet önlemlerine iliþkin Gudauta'da,ajanýmýz "Svet" (Iþýk) in de bulunduðu bir yerde yaptýklarý bir konuþmada þunlarý söylediler:"…Gürcücüde öðretimin baþlatýlmasý saçma. Bu yöntem hiçbir þekilde haklý çýkartýlamaz. Her þeyden sonra,anlaþýlmayan bir dilde öðretim yapmak eðitimin doðasýna karþý bir yaklaþýmdýr. Bu sadece çocuklara yapýlan birsaldýrý iþlevi görecektir…"

Gudauta bölgesi Vekil Yardýmcýsý TARKIL bir konuþmasýnda aþaðýdakileri söyledi:"…Gürcücede öðretimin baþlatýlmasýyla köylerde büyük bir memnuniyetsizlik var.."Lykhny Orta Okulu öðretmenlerinden Tina GERIIA Gürcü dilinde öðretimin baþlatýlmasý konusundaki bir konuþ-masýnda þunlarý söyledi:"…Bunun neden olduðunu halk anlamadýðý için bu soru üzerinde çok fazla memnuniyetsizlik var…"1894 doðumlu, parti üyesi olmayan, Gudauta'da yaþayan ve Nestor Lakoba'nýn kuzeni olan David LAKOBA,Gürcü dilinde öðretimin baþlatýlmasýyla ortaya çýkan memnuniyetsizliði ifade ederek aþaðýdakileri söyledi:"…Abhaz dili þimdi sadece bir konu olarak öðretiliyor, ve bu bizim için yeterli deðil…Abhaz öðretmenlerokullardan atýlýyor ve kaderin saçma arzularýna terk ediliyorlar…"Eshera Sel'sovet (Rus köyü)'in Il'icha devlet çiftliði üyesi olan Dzhir AVIDZBA öðretmen Venera GVALIIA'yaþunlarý söyledi:"Gürcü dilini baþaramadýklarý için çocuklarýn nasýl kulaklarýný çektiklerini göstereceðim size. Ben çocuklarýmýnartýk okula gitmelerine izin vermeyeceðim, evde oturmalarý onlar için çok daha iyi…"Gudauta bölgesindeki 1. No'lu Dzhirkhva Orta Okulu Müdürü Roman Doment'evich GUNBA "Sakhelgami"(Devlet Basim Evi)'den Gürcüce dersleri için kitaplarýn alýmýný kasýtlý olarak geciktirmiþ ve böylece okul iþlerineengel olmuþtur.

Kaynaðýmýz "Sukhumskii" ye göre, Oçamçýra bölgesindeki neredeyse tüm okul müdürleri Gosizdat Dairesinden(Devlet Basým Kurumu) Gürcüce derslerine iliþkin çeþitli öðretim materyallerini almýyorlar. Bu materyaller150,000 rublelik bir deðere ulaþmýþken, ayný zamanda okul fonlarý da kullanýlmadan býrakýlýyor. Örneðin,Merkula Orta Okulu'nda artan 2,000 ruble, Mokva Orta Okulu'nda 2,000 ruble, vb. kalmýþtýr.

Ebeveynlerin çocuklarýný Gürcüce yapýlan eðitim sebebiyle okula göndermedikleri de kaydedilmiþtir. Örneðin;Oçamçýra bölgesindeki Merkula köyünden bir ortak çiftlik iþçisi olan Khukhuna Zasovich ZARANDIIA, çocuk-larýný okula göndermemiþ ve Köy Sovyet'i Sekreterinin neden göndermediðine iliþkin sorusuna cevap olarak daþunlarý söylemiþtir:"…Gürcüce öðrenerek ne kazanacaklar? Çocuklarým mýsýr tarlalarýnda çalýþsýnlar daha iyi…"

Page 78: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

76

Yine Oçamçýra bölgesindeki Merkula köyünden bir ortak çiftlik iþçisi olan Keskin ADLEIBA iki oðlunun okuladevam etmesine izin vermemiþtir. Onlara Gürcüce öðretmenin hiçbir anlamý olmadýðýný söyleyerek, birini çayfabrikasýna diðerini de çoban olarak çalýþmaya göndermiþtir.Oðullarýndan birinin okula devam etmesine izin vermeyen Andrei Tigovich SHONIIA aþaðýdakileri söylemiþtir:"…Gürcüce öðrenmek ne için? Ne faydasý var? Demek istediðim þu ki onlarý çalýþmalarý için Tiflis'e göndere-mem. Benimle evde çalýþýrsa daha iyi…"Oçamçýra bölgesindeki Mokva yerleþiminde yaþayan ebeveynlerin de benzer davranýþlar sergilediði kaynaðýmýz"Sukhumskii" tarafýndan kaydedilmiþtir.

4. Halký Abhazya'yý terk etmeye teþvik etme

Eðitimden Sorumlu Ulusal Komiser Yardýmcýsý Nikolai Erastovich GERIIA, kaynaðýmýz "Sukhumskii" ile yap-týðý konuþmada iþinden çýkarýlmasýna duyduðu memnuniyetsizliði þu þekilde ifade etmiþtir:"…Moskova'ya gitmek için ayrýlmak istedim, ama orada yaþayacak bir daire bulmak çok zor. Beklemem, birazpara kazanmak için bir süre ticaret yapmam daha iyi, sonra Leningrad'a gitmek üzere ayrýlacaðým ve orada bir iþbulacaðým. Özellikle eþim Leningrad'dan geldiði için…"

Kaynaðýmýz "Pulemet" e göre, Aleksandr KHASHBA 27 Kasým 1945'de Aleksei GERIIA'ya "Nerede demirattýnýz?" diye sormuþtur. Krasnodar'a yerleþmiþ olduðunu belirten GERIIA'ya KHASHBA cevap olarak þunlarýsöylemiþtir:"…Þimdi yerleþmeli, orada kendinize bir temel oluþturmalýsýnýz ve burada iþler bizim için zorlaþtýðý zaman bizdeorada size katýlacaðýz…"Abhazya ASSR Birikim Bankasý Baþkaný Mikail Kharitonovich GONDZHUA, ajanýmýz "Svet" ile konuþmasýn-da þunlarý beyan etmiþtir:"GERIIA kardeþleri iþten çýkararak yanlýþ yaptýlar. Bir tanesi Eðitimden Sorumlu Ulusal Komiserlik biriminde,diðeri de Teknik Üniversite'deydi. Fakat sonra Teknik Üniversite Direktörü'nün emriyle iþten çýkarýlan GERIIAzaten Krasnodar bölgesinde Ulusal Eðitim Bölge Dairesi Baþkaný olarak çalýþýyordu ve diðeri de Moskova'yataþýnmayý planlýyor. Eðer ailem için olmasaydý, ben de uzun zaman önce ayrýlmýþ olurdum…"Abhazca Araþtýrma Enstitüsü'nde önceden araþtýrmacý olarak çalýþan Georgii Zakhsrovich SHAKIRBAI, kay-naðýmýz "Apsny" ile konuþmasýnda þunlarý söylemiþtir:"…Hayat çarký dönmeye devam ediyor ve bugünlerde Gürcü dili ve kültürü burada itibar içinde tutuluyor.Geçmiþ ve geleceðiyle, Abhazya'yý dünya üzerinden sildiler… Ýþte bu yüzden akademik çalýþmayý býrakmayakarar verdim ve Abhaz dili üzerinde çalýþmayý býraktým… Maddi durumumu biraz daha iyileþtirip Leningrad'agitmek üzere ayrýlacaðým…"Dramatist Mikhail Aleksandrovich LAKERBAI, ajanýmýz "Apsny" ile yaptýðý konuþmada þunlarý söyledi:"…Geliþen durum bana Abhazya'dan kýsa bir zamanda ayrýlmamý söylüyor. Ben de Moskova'ya gitmeyi deneye-ceðim. Size de gitmenizi öneririm…"

M. A. LAKERBAI gerçekten 1 Aralýk'ta 1ay için Moskova'ya gitmek üzere ayrýldý ve hala geri dönmedi. Gudauta bölgesindeki Lykhny Orta Okulu eski müdürü Grigorii ZVANBAIA okulda Gürcü dili öðretimininbaþlatýlmasýndan sonra ayrýlmak için yoðun hazýrlýklara baþladý. Ve 1945 yýlýnýn sonunda Rusya'ya gitmek üzerebölgeden ayrýldý.Abhazya Öðretmen Eðitimi Koleji eski direktörü Aleksei Nestorovich GERIIA kaynaðýmýz "Petrovich" ilegörüþmesinde þunlarý söyledi:"Abhazya'da bana kalan bir yer yok artýk. Bir þekilde buradan en kýsa zamanda ayrýlmanýn hayalini kuruyorum…"Ve gerçekten A. N. GERIIA ayrýldý ve Krasnodar bölgesinde bir iþ buldu.

Abhaz Kilise Korosu lideri Ivan Aleksandrovich LAKERBAIA, kaynaðýmýz "Apsny" ile konuþmasýnda þunlarýsöyledi:"…Geçtiðimiz birkaç yýlda Abhazya Mingrelia'ya döndü. Zugdidi ve Gali üzerinden Sukhumi'yi seller bastý veburada yaþamak çok zor. Eðer Bölgesel Komite beni iþimden tahliye ederse, ben de hemen ayrýlacaðým…"

Resmi yazýþma dilinin Gürcüce'ye deðiþtirilme konusundaki birkaç görüþmede, Adaletten Sorumlu UlusalKomiser Temur KETSBA kaynaðýmýz "Bystrov"la konuþmasýnda þunlarý söyledi:"…Bunu gerçekleþtirmek zor. Kadrolara gereksinimimiz var. Birçok hazýrlýk çalýþmasý gerekecek. Ve ben deelbette çalýþamayacaðým, çýkýþýmý almak zorunda kalacaðým. Beni tanýyan ve iþ bulmama yardým edecek insan-larýn olduðu Moskova'ya gideceðim…"

Page 79: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

77

5- Gürcü bölgelerinden gelen iþçileri kýþkýrtma ve alaya alma

Bu yýlýn 13 Ocak'ýnda ajanýmýz "Svet" Gudauta'da görevliydi. "Svet" öðleden önce 11.00'de bölgeden bir grupAbhaz iþçi lideriyle, "Soiztrans" kamyon parký karþýsýndaki restoranda buluþtu. Buluþtuðu kiþiler þunlardý:TARBA RaiFO baþkaný, Abukba Ulusal Yargýç, Mikadze, endüstriyel iþletmeler yöneticisi ve Gunba, BölgeselTicaret Bölümü Baþkaný. Tarba, birden güldü ve Abukba'yý dürtükleyerek konuþmaya baþladý:… Bak, Bak þu Katso'muza (Gürcü'ce 'Adam') bak, fotoðraf çektirmek istiyor. Herhalde demin bunu SSCB yük-sek sovyetine bakan yaptýlar…

Aslýnda, yapýlý bir adam fotoðrafçýnýn kapýsýný çalýyordu. Kaynaðýmýzýn, adamýn kim olduðunu sormasý üzerineTarba alaylý bir þekilde yanýtladý:…Buraya yollananlardan biri, Gudauta Gorsovet baþkaný olarak çalýþýyor. Abukha:…Onu gorsovet baþkaný olarak yollayacaklarýna Çoban olarak yollasalar daha iyi olurmuþ…Tarba sürdürdü:…Bütün aptal gürcüleri buraya yolladýlar. Saða dönsen Katso, Sola dönsen Katso, Gudauta'yýdoldurdular…Gunba:…Önceleri, bu Gürcüler restoranlarýmýza barmen ve garson olarak girmek için izin alabilirlerdi, þimdi bizidýþarý çýkarmak ve yönetmek istiyorlar…Abukba cevapladý:…Bunlarýn hepsi iyi, ama biz Gudautalýlar bundan etkilendik. Önceden, Bu Gürcü veMingreller buraya üzümleri toplamaya gelirlerdi, þimdi üzümleri kim toplayacak? Bu sene bu yüzden kimseüzümünü toplayamadý…Gudauta Vali Sekreteri Tarkil, bölgeye yeni varan ajanýmýza Gürcülerle ilgili yaptýðý bir konuþmada þöyle söyle-di:…Tüm berber ve ayakkabýcýlarý bize yolladýlar…Aleksandr Lavrent'eviç Kasba, Narkomsobes (Ulusal Sosyal Güvenlik Komiseri) alayla konuþtu:…Mingrelce'yiöðrendik zaten. Dilleri batsýn. Ve ardýndan Abhazca ekledi: …Kahsku svhazei dzhima?... (Mingrelce'ye çevirince:…Mus movkhadit dzhima?...) ( 'Hazykwshwazei dzhima?...' þeklinde okunmalý ve anlamý: Ne zaman yaþandý buyaprak dökümü?)

Bu defa Kaþba, Gürcistan KP/b'si Abkhazobkom (Abhazya Bölgesel Komitesi) ikinci sekreteri yoldaþ Karçavahakkýnda þöyle söyledi:…Bu adam Obkom sekreteri deðil iftira baþkaný. Yaptýðý tek iþ iftira atmaktýr. Demin bana telefon açtý ve dünakþam (21.1.46) nerde olduðumu ve neden anma toplantýsýna katýlmadýðýmý sordu. Sanki anma toplantýsýna katýl-mamam çok da mühimmiþ gibi…

Baþkalarýnýn da benzer karþý devrimci ve Sovyet düþmaný içerikli konuþma örnekleri kaydedildi. Bu düþünceler,söz konusu þahýslar tarafýndan, iþte, þehirde, köylerde ve diðer yerlerde, uygun olan her fýrsatta adý geçen kiþilertarafýndan dile getirildi. Bu þekilde Abhaz nüfusu arasýnda parti politikalarýnýn amaçlarýna ve beklentilerine yöne-lik yapýlan çarpýtmalar yüzünden, Abhaz toplumu içinde oldukça büyük bir topluluk bu politikalar hakkýndaolumsuz görüþ sahibi oldu.Sadýk ve kabiliyetli ajanlarýmýz tarafýndan takip edilerek yukarýdaki kategorilerde elde edilen bilgilere raðmen,organize bir karþý-devrimci örgütün varlýðýna dair tamamlayýcý bir bilgi elimizde yok. Ajanlarýmýz böyle birörgütün olmadýðý garanti ediyorlar. Yukarýda belirtilen isimlere karþý yoðun ajan gözlem programlarý uyguluyoruz.

Gürcistan KP/B Abhazya Obkomu baþ sekreteri Yoldaþ Mgeladze, ek materyal içeriðiyle bilgilendirildi. Kendisi,karþý-devrimci milliyetçi karakterli hoþnutsuz insanlar tarafýndan gerçekleþtirilen anti-Sovyet faaliyetlerdenkaçýnmak ve karþý koymak amacýyla kitle ajitasyonunun yoðunlaþtýrýlmasý ve Abhazlar arasýnda politik olaraköðretici çalýþman yapýlmasýndan sorumludur.

Yukardaki raporu arz eder, talimatýnýzý beklerim.

Abhazya ASSR'si Devlet Güvenliði'nden Sorumlu Ulusal KomiserGenel Binbaþý

I.GAGUA[Ýmza]

24 Ocak 1946No: 2/2 - 178Suhumi

Page 80: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

78

ÇOK GÝZLÝ

Abhaz ulusunun anti-Sovyet, burjuva-milliyetçiunsurlarýnýn ajan gözlem

RAPORU

1945/46 eðitim yýlýnda, Abhaz okullarýnda Gürcüdilinde eðitim baþlatýldý. Diðer taraftan, Sovyet veekonomik sistem, Gürcistan'ýn diðer bölgelerindengönderilen kadrolarca güçlendirildi.

Bu parti ve hükümet politikalarýna karþý, Sovyetkarþýtý þovenist zihniyetli bazý Abhazlar, memnuniyet-sizliklerini dile getirdiler, zaman zaman provokatifdedikodular yaydýlar ve Sovyet karþýtý sohbetler yap-týlar.

Özel ajanlarýmýza göre, Abhazlar arasýnda s/k(Sovyet karþýtý) unsurlar, özellikle Gudauta bölgesi,Suhumi kenti (Çevirmen Notu: Sohum'un Gürcüceismi) ve Oçamçýra'nýn bazý bölümlerinde aktifler.

Özellikle 1945'lerin sonu ve 1946'nýn ilk yarýsýndaaktif olduklarý kaydedildi. Bu yüzden, Sovyet karþýtýduygularý ifade etmekte en aktif olanlar için en kalifiyeajanlar görevlendirildi ve milliyetçi unsurlarýn takibiyoðunlaþtýrýldý.

Bu önlemlerin sonucunda, Abhaz toplumu içindememnuniyetsizlik yaratarak Parti'yi ve hükümet poli-tikalarýný sabote etmeye yönelik Sovyet karþýtý çeþitliprovakatif konuþmalar yapan 50'den fazla insan tespitedildi.

Aralarýnda en aktif olanlarý:1- Nikolay Erastoviç GERIIA - Abhazya OSSC'si(Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) eski Toplumeðitim dairesi komiseri2- Aleksiy Nesteroviç GERIIA - Abhazya öðretmenyetiþtirme koleji eski yöneticisi, Sohumi3- Aleksandr Lavrenteviç Khaþba - Abhazya OSSC'sieski Sosyal Güvenlik toplum Dairesi Baþkaný4- Mikail Aleksadroviç Lakerbaia - Abhaz Yazar5- Aziz Reþitoviç Agýrba - Abhaz tiyatrosu eski yöneti-cisi6- Dýmitri Ýosioviç Gulya- Abhaz Yazar7- Georgy Dmitriyeviç Gulya - Abhazya OSSC'si eskisanat yönetimi baþkaný8- Grigori Almaþkonoviç Zivambaya - Bir ortaokuleski müdürü9- Kril Urusoviç Grigolya - Eski Menþevik görevli10- Aleksandra Konstantinovna Lakoba - Halk düþ-maný Nestor Lakoba'nýn yeðeni ve sürgün edilmiþTroçkist Grigori Adzba'nýn karýsý11- Nikolay Mustafovi. Ankob - Öðretmen12- Þamil Þintoviç Çitanava - Eski devlet yayýnlarýorganizasyonu yöneticisi13- Grigori Zakoroviç Þakirbaya - AbhazyaAraþtýrmalarý Enstitüsü eski araþtýrmacýsý14- Mikail Karitonoviç Gondzua - Abhazya OSSC'siTasarruf Bankasý Kurulu Baþkan'ý15- Mikail Kintba - EÝstihkak Daðýtým Bürosu baþkaný.

16- Vasili Nikolayeviç Maan (aka Margania) - Yazar17- Ýrodion Lolua - Gudauta Vekili18- Cerasim Mamadoviç Gumba - Gudauta bölgeselticaret departmaný baþkaný19- Ývan Ýosifoviç Gulya - Sosyal güvenlik BakanlýðýEðitim -Üretim Kompleksi Baþkaný20- Ferat Aslanoviç Abugba - Gudauta Toplum Yargýcý21- Maksim Petroviç Kurmazia - Gudauta BölgeselAbhaz Þarabý Üretimi Yöneticisi22- Ývan Pavloviç Açba - Avukat23- Cerasim Osmanoviç Tarba - Gudauta BölgeselFinans Gücenlik Baþkaný24- Roþan Domentieviç Gumba - Zirkva Ortaokuluyöneticisi25- Aleksiy Çantoviç Çikba - Gudauta Bölgesel PartiYönetimi baþ organizatörü26- Andrei Tarba - Gudauta Bölgesi UNKHU(?)BaþkanýVe diðerleri

Yukarýda belirtilen kiþilerin provokatif ve Sovyetkarþýtý konuþmalarý, Gürcistan KP/b'si Abhaz Obkom'uYoldaþ Migaledze ve Gürcistan SSC'i Devlet GüvenlikBakanlýðý'na bildirildi. Bu insanlarýn son üç aylýkaktiviteleri hakkýnda, ajanlarýmýzla kontak halinde olankiþinin uzatýlmýþ iþ gezisi yüzünden, üç aydýr haberim-iz yok. Abhazya OSSC'si Gudauta MGB RO'su ajan-larýmýza göre, Sovyet karþýtý bu unsurlar son zamanlar-da aktif deðiller. Parti organlarý tarafýndan toplumüzerinde yapýlan yoðunlaþtýrýlmýþ propagandalarýnolumlu sonuçlarý olduðunu not etmek gerekiyor.

Ek olarak, bu insanlarýn en çok Sovyet karþýtýhareketlerde bulunanlarýndan bazýlarýnýn görevlerindenalýndýlar: Kaþba (Sosyal Güvenlik Toplum Komiseri) -Geira (Toplum Eðitim Komiserliði vekili) - Agrba(Abhaz Tiyatrosu yöneticisi) - Gulya (Sanat YönetimiBaþkaný) - Gondzua - Tasarruf Bankasý KuruluBaþkaný ve diðerleri. Diðerlerinden bazýlarý Abhazya'yýterk ettiler.(Aleksei Geria, Grigori Zvanbaya, MikailLakerbaya, Aziz Agrba) ve Vasili Maan öldü. Sovyetkarþýtý unsurlarýn, aktif Sovyet karþýtý davranýþlarýnýnzayýflamasýna yol açan daha önce belirttiðimiz þartlar-dan oldukça etkilendikleri anlaþýlýyor. Bununlaberaber, amaçlarýmýzla barýþtýklarýný veya sadýk olduk-larýný söylememiz için gerekçemiz yok. Ayrýca,bazýlarýnýn bir süredir çalýþmýyor olmasýnýn üzerlerindekuþkusuz bir etkisi olmalý. Bu yüzden, ajanlarýmýzdan,Abhaz toplumundaki, Sovyet karþýtý unsurlarýn hareketve davranýþlarýný aralýksýz takip etmelerini istememizçok önemli.

Ayrýca, tüm bu operasyon kayýtlarýnýn geri planýkontrol edilecek ve tamamlayýcý materyal bulunmasýhalinde, zaten elimizde olan temel bilgilere eklenecek-tir. Abhazya OSSC'si Devlet Güvenlik Bakanlýðý 5. bölümBaþkanlýðý, Yarbay[Ýmza]7 Aralýk 1946

Page 81: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

79

ÇOK GÝZLÝ

Abhazya'da Karþý Devrimci Milliyetçi HareketHakkýndaRAPOR

Semen Petroviç Basaria, Abhazya OSSC'si OçamçýraBölgesi, Kvitauli Köyü'nde 1884 yýlýnda doðdu.Yüksek öðrenimini öðretmen olarak tamam-ladý.(1941'de mahkûm oldu) 1917'de, Þubat devriminekadar daðlýk bölgelerden köylülere öðretmenlik yaptýðýKuzey Kafkasya'dan Suhumi'ye geldi. Dar görüþlü vetutkulu bir Abhaz milliyetçisi olarak, Abhazya'nýn,Kuzey Kafkas daðlý halklar birliði içinde baðýmsýz birdevlet olmasýný destekleyerek, ideallerini gerçek-leþtirmek için çalýþmaya baþladý.

Amacýna yönelik ilk adýmý, kendi organize ettiði ve lid-erlik ettiði, tüm Abhaz iþsiz ve ruhban sýnýfý kongresioldu. Kongreyi kendisi yönetti ve teklifleri kendisisundu. Abhaz ruhban sýnýfý ve kilisesi'ninGürcistan'dan ayrýlmasý sorununu ortaya attý.Kongrede Abhaz kilisesinin Gürcistan'dan ayrýlmasýteklifini kabul ettirebildi. Kongrede Basaria, KuzeyKafkas Daðlý Halklar Birliði'ne girmeye yönelik kabuledilen bir öneri sundu. Ayrýca, Basaira'nýn önerisi üzer-ine, Abhazya'yý Kafkas Daðlý Haklarý Birliði'ne üyeolarak kaydetmek üzere Abhazya'dan bir heyet gönder-ildi. Delegasyonda, Basaria'nýn kendisi, AleksandrÞervaþidze (Ölü), Tataþ Marþania (Ölü),SemenAþkatsava (1937'de tutuklandý), Vasili Agýrba ( 1937'detutuklandý) ve bazý Abhaz köylüleri yer alýyordu.Ziyaret sonucunda, Semen Mikailoviç Aþkatsava,Kuzey Kafkasya Daðlý Haklarý Birliði'nin tam yetkiliAbhazya Bakaný olarak atandý.

S.P. Basaria Abhazya'ya döndüðünde yardýmcýlýðýnýGeorgi Davidoviç Adzamov (1937'de tutuklandý),sekreterliðini Mikail Ývanoviç Tarnava (1937'de tutuk-landý) yaparken, Abhaz Ulusal Sovyet'i Baþkanlýðý'nadevam etmekteydi. Samson Ýakovlevic Chanba(1937'de tutuklandý) ve Radzan Ivanovic Kakuba(1937'de tutuklandý) üyeydiler. 1918'de, S.P Basaria veAbhazya Ulusal Sovyet'i üyeleri, Sovyet Baþkan'ý olankent hastanesi baþhekimi Aleksandr Þervaþidze vedaðlý halklarla iliþkisi olduðunu inkâr eden diðerleri iledeðiþtirildiler.

Yenilgisi üstüne, S.P. Basaria, beraberinde tanýnmýþprens Aleksandr Þervaþidze ve Tataþ Marþan'la birliktegizlice Türkiye'yi (Ýstanbul) ziyaret etti. Burada sul-tanýn elçileri ile Abhazya'ya yardým ve iþlerine müdahilolma konusunda anlaþtýktan sonra, 1918'de askeriyardým ayarlayabildiler ve Oçamçýra'da Tsurgeli bölge-sine denizciler yolladýlar. Bununla birlikte görevbaþarýsýzla sonuçlandý, Mokva manastýrýnda tuzaðadüþürülen birlik yok edildi. Smen MikailoviçAþkatsava, Samson Ýakovleviç Çanba ve Mikail

Ývanoviç Tarnava bu konuda Basaria ile birlikteydiler.

Abhazya'da Sovyet Otoritesi kurulur kurulmaz,Basaria, Toplum Eðitim Komiserliði liderliðine seçildi.1923'de "Abhazya: Coðrafi, Ekonomik ve EtnografikAçýdan" adlý kitabýný yayýnladý. Tarih ve ulusal sorunadeðinen kitap, Basaria'nýn Abhaz ulusal sorunu ile ilgiliprogramýydý. Gürcistan'ý nefret dolu bir düþmaný olarakgörmekteydi, Gürcüler hariç herkesle iyi iliþkiler kur-maya çalýþtý. Pozisyonunu kullanarak, Abhaz öðren-cilere fikirlerini aþýlamaya baþladý. Abhazya ortaoku-lu'nun yöneticisi olarak onlarla doðrudan iliþkideydi.

Bunun sonucunda, ABNII'de eski bir araþtýrmacý olanVladimir Margania'nýn ( 1941'de mahkûm oldu)yardýmýyla, pek çok öðrenciyi hedefi doðrultusundaetkileyebildi. Bunun kanýtý, 1929'da yazýlan ve pekçok Abhazyalý gence illegal olarak daðýtýlan, içindeMargania'nýn Gürcü Hükümeti'ne iftira attýðý ve okulçocuklarýný, Basaria'yý hareketin ideolojik önderi yap-mak amacýyla onun kitabýna göre faaliyet gösteren ille-gal örgütlenmeler kurmaya davet eden "Abhazya'nýnDeðerli Evlatlarý"na mektubunda görülebilir.

Basaria'nýn etkisi altýnda ve Abhazya Bölge KomitesiKP/b/Gürcistan eski sekreteri, bugün bir halk düþmanýolan Aleksi Agrba'nýn emriyle hareket eden aþaðýdaisimleri bulunanlar, 1937'de bölge komitesine yeni birAbhaz alfabesine geçmenin zararlarý hakkýnda birrapor sundular.

Zakhari Süleymanoniç AGRBA 1937'de tutuklandý.Viktor Kukba 1937'de tutuklandý.Zosim Kugoviç TarkýlPlaton Semenoviç Çkadua Eþera DevletÇiftliði Yön.Muþni Lavrenteviç Kaþba Abhazya OSSC'siyüksek sovyeti yönetim kurulu sekreteri

Zamanýnda IAKAN'nýn yönetcisi olan (Simdi kiABNII)Arsenti Konstantinoviç Kaþba (1937'de mahumedildi), þimdi ABNII'nýn bir çalýþaný olan GrigoriZidzaria ve yine halen ABNII'de çalýþan KonstantinÞakril ve diðerlerinin araþtýrmalarýný yönetiyordu.Abhazya'yý Gürcistan'dan uzaklaþtýrmak amacýyla,Abhazlar ve Daðlý halklar arasýnda olmayan akrabalýkbaðlarýný ispatlamak için aktif bir þekilde çalýþtý.

Yukarýda da anlatýldýðý gibi, S.P. Basaria ve takipçileriS.M.Aþkatsava, M.I Tarnava ve S. I. Çanba, Abhazlarý,Kuzey Kafkasya ile yeniden birleþmek veya Türkiyeile birlik olmak üzere Gürcistan'dan ayrýlma mücadele-si vermeye cesaretlendiren k/d milliyetçi-þovenist liter-atürü yayýnladýlar.

Mesela, 1925'de, S.M. Aþkatsava, "Abhazya Tarihi'ninGeliþim Yollarý" adlý bir broþür yayýnladý. Ardýndan, þu an ABNII'nýn yöneticisi olan, halk eðitim

Page 82: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

80

komiseri Andrei Maksimoviç Koça, broþürün yayýnlan-masýna onay verdi. Dahasý, kitap Abhazya Halk EðitimKomiserliði tarafýndan basildi. S.P. Basaria, 1925'ekadar Abhaz öðrenciler için ders materyali olarak kul-lanýlan, "Abhazya: Coðrafi, Ekonomik ve Etnografikperspektif'ten" adlý bir kitapçýk yayýnladý. M.I.Tarnava, 1928'de, yayýnlanmayan ama açýkça Sovyetkarþýtý bir mesaj içeren, "Abhazya'da tütün ve tütünkooperatiflerinin ekonomisi" adlý bir broþür yazdý. Butarihte, Abhazya, Glavlit Baþkaný ve IAKAN'ýn per-sonel editörü Mikail Konstantinoviç Delba'ydý.Kendisi kitaplarýn basýmýný engellemediði gibi, kita-plarýn k/d içeriklerini de onayladýðýna dair kanýtlarýmýzvar.

Yukarýda belirtildiði gibi, þimdi ABNII'nýn yöneticisiolan Arsenti Kaþba IAKAN'nýn yöneticisiydi. Burada,S. M. Aþkatsava, Vladimir Margania, Samson Çanba,Zakhari Agrba, Grigori Zidzaria, Konstantin Þakril,Viktor Kukba ve diðerleri "akademik" araþtýrmacýlarolarak toplandýlar. Sözde, kültürel konularý araþtýran buenstitü, onlarý burjuva milliyetçiliðinin ýþýðýnda yorum-ladý.

Enstitü'nün çalýþma baþlýklarý arasýnda, Gürcükültürünün tarihi üstüne bir konu olmadýðý gibi, Abhazve Gürcü kültürleri arasýndaki iliþkiyi inceleyen bir tekçalýþma yoktur. Bunun yerine enstitü programýnda,"Abhaz, Ubýh ve Çerkes Dilleri arasýndaki iliþki"(Kaþba idaresinde), "Abhaz dilinde TürkçeElementler" (Gerorgi Zakroviç idaresinde, Suhumi'deyaþýyor, þu an iþsiz) gibi temalar yer alýyordu. Enstitüçalýþanlarý, Abhaz dilinde, Bzip (Gudauta) diyalektininen saf diyalekt olduðu görüþündeydiler. Kodor(Oçamçýra) diyalektiði ise içindeki Migrelcekelimelerin çokluðu sebebiyle sözde yozlaþmýþtý.(Bakýnýz K. Þakirl)

Kütüphanesinde bir tek Gürcü kitabý bulunmadýðýhalde, Enstitü tarafýndan ücret ödenmeden alýnanGürcü literatürü depoya atýl bir þekilde býrakýlmýþtý.Enstitü üyeleri, Tiflis'e iþ gezisi yapmaktan kaçýndýlar.Enstitü'nün Tiflis akademik çevreleri ile yakýn iliþkileriyoktu. Diðer taraftan S. Aþkatsava, 1936'daKrasnodar'a bir iþ gezisine gitti.(Çerkeslere) V. Kukba,A. Kaþba'nýn 1934-1935'de yaptýðý gibi, 1929-1930'daTürkiye'ye bir iþ gezisi yaptý. Ayný enstitüde S.P.Basaria1933'de tarih bölümünün baþkanlýðýný yaptý.

1937'de, A. Kaþba ve enstitü çalýþanlarý, Gürcü alfabe-sine geçiþe (Abhaz Dili'nin) açýkça olumsuz tepki gös-terdiler. Kaþba, ilk olarak N. Lakoba'nýn, daha sonra þuan görevinden uzaklaþtýrýlmýþ olan eski Halk EðitimKomiseri Zantaria'nýn baþkanlýk ettiði "Yeni LatinAlfabesi için Abhaz Komitesi" nin bir üyesiydi.Arsenti Kaþba ve enstitüden yardýmcýlarý, alfabenin"mükemmelleþmesi" için sayýsýz testler yaptýlar veLatin alfabesini daima gayretle savunuyorlardý.

1937'de, bir parti toplantýsýnda Gürcü alfabesine geçiþkararý alýndýðýnda, bu… (Cümlenin devamý okunaksýz)A. Kashba ve V. Kukba "Bunun kolay bir deðiþimolmadýðýný, çok zor bir iþ olacaðýný" söylediler ve aslýn-da iþ sürüncemeye býraklýdý. Dimitri Ýosifoviç Gulya(Devlet Þairi) Semen Aþkatsava, Adrei MaksimoviçKoça ve N. Pateyipa (1941'de mahkûm edildi) u iþiniçindeydiler. Sýk sýk Muþni Kaþhna ile birlikte,enstitüde Arsentii Kaþba'yý ziyarete gittiler ve küçükbir grupla sürekli bu konu hakkýnda konuþtular.

Bunun sonucunda, Kasým 1937'de ortaya iki öneriçýktý. Semen Aþkatsava'nýn taslak ders metninin, noktave virgülleriyle, genel olarak anlaþýlmaz olduðu göster-ildi. Arsenti Kaþba'nýn taslak alfabesi ise farklý karak-terleri birbirlerine fazlasýyla benzettiði için birbirindenayýrmak imkânsýzdý. Alfabesi Gürcü alfabesindeolmayan karakterler içeriyordu.

Bu, Gürcü alfabesine geçmenin mantýklý olmadýðýnýgöstermek için yapýlýyordu. Yeni alfabeye geçiþinmümkün olmadýðýný iddia eden bu bilgi, Muþni Kaþba,Zakhari Agrba, Platon Ckatua, Viktor Kukba ve ZosimTarkýl tarafýndan Gürcistan KP/b Abhazya Obkomu(Bölgesel Komitesi) sekreteri Aleksi Agrba'ya gönder-ilen açýklama ile tasdik edildi.

Ateþli k/d milliyetçi Nestor Lakoba, tüm bunlardanhaberdardý ve Abhazya'daki k/d milliyetçi hareketinideologlarýndan biriydi. Onun hala hayatta olduðudönemde, Gürcistan KP/b Abhazya Obkom'u sekreter-liðine atanan Aleksi Agrba ayný k/d milliyetçi mizacasahip olsa da, Lakoba'dan baðýmsýz olarak çevresinibaþka k/d milliyetçilerle çevrelemeye baþladý.Lakoba'nýn ölümünden sonra, Abhazya TsIK (MerkezYürütme Komitesi) baþkanlýðýna atanan Agrba,1937'de tasfiye edilen bir k/d milliyetçi örgüt kurdu.

Bu k/d milliyetçi örgütün çökmesi ve aktif üyelerinintutuklanmasýndan sonra, tutuklanmaktan kaçan S.PBasaria, Mikail Tarnava ve Vladimir Marganiaharekette bulunmaktan kaçýndýlar. Ýkinci dünyasavaþýnýn baþlarýndan itibaren, kýzýl ordunun geçiciyenilgilerinden güç alarak ve Sovyet yönetiminin düþe-ceðinden emin olduklarý için daha aktif oldular.

Vladimir Murzakonaviç Margania, savaþ öncesindesürgünden dönen bir troçkist Zosim ÝosifoviçKobakhiia'nýn rehberliðinde, Sovyet sisteminden veKomünist partiden hoþnutsuz bazý kiþilerin desteðiyle,Alman kuvvetleri komutaný ile baðlantýya geçip,doðrudan askeri destek alarak gücü kendi ellerine almahedefi güden k/d faþist bir örgüt kurdu.

Abhazya'daki Sovyet sisteminden memnun olmayan,göçle gelen Kolhoz iþçileri ve Gürcü alfabesine geçiþkonularýndaki rahatsýzlýklarýný ifade etmiþ olan S.P.Basaria ve Mikail Ývanoviç Tarnava, faþist

NOTLAR:

Page 83: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

81

Almanya'nýn yardýmýyla rüyalarýný gerçekleþtirmezamanýn geldiðine karar verdiler. Alman kuvvetlerininAbhazya'ya girmesiyle, Abhazya'nýn Gürcistan'danayrýlmasý milliyetçi hedefine ulaþabilmek için K/d mil-liyetçi intelijansiyasý içinden uygun bir grup oluþtur-maya karar verdiler.

Sempatizanlarýndan oluþturduklarý bir grup oluþturduk-tan sonra, Kobakia ve Margania tarafýndan zaten kurul-muþ olan faþist bir grupla baðlantýya geçtiler. Birleþmeile birlikte, Sovyet yönetimini yýkmak ve Abhazya'dafaþist bir diktatörlük kurma amacýna yönelik k/d çalýþ-malarýna devam ettiler.Eylül 1941 'de, 20'si de tutuklandý ve mahkûm edildi.

Þu an Abhazya'da, bu k/d burjuva milliyetçi hareketekýsmen katýlmýþ, ancak sebebini bizim de bilmediðimizbir þekilde bu giriþimleri için bugüne kadar sorgulan-mamýþ kiþiler var. Bunlar:

1- Georgi Aleksieviç Dzidzaria ABNII çalýþaný2- Konstantin Semenoviç Þakril ABNII çalýþaný3- Andrei Maksimoviç Koça ABNII çalýþaný4- Dimitri Ýosifoviç Gulya Abhazya Halk Þairi5- Muþni Lavrenteviç Kaþba Abhazya OSSC'si

Yüksek Sovyet Yürütme Kurulu Sekreteri6- Platon Semenoviç Çkadua Eþera Sovkhoz'u

Yöneticisi7- Zosim Kugoviç Tarkýl8- Þalva Ýnalipa9- Konstantin Semenoviç Dbar Komzag Çalýþaný

(Tarým ürünleri tedarik komitesi)10- Miþa Makteviç Çolukua 11- Ermolai Kuçuberia12- Isidor Konstantinoviç Bagetalia Abhazya

MGB Çalýþaný 13- Mikail Konstantinoviç Delba Abhazya OSSC'si

Sovyet Yüksek Yürütme Kurulu Baþkaný14- Konstantin Konstantinoviç Çerkesia Gudauta

Halk Yargýcý15- Dimitri Musoviç Kaþig Gudauta Halk Yargýcý16- Mikail Federoviç Kvarçalia Gudauta Ortaokulu

yöneticisi17- Maksim Petroviç Kurmazia Gudauta

Abvinprom Çalýþaný18- Razden Petroviç Kurmazia Gürcistan KP/b

RK Gudauta Eski çalýþaný19- Kotsia Osia Kvitoli Köyü Sakini20- Kotsia Avidzba Kvitoli Köyü Sakini21- Niko D. Kogonia Kvitoli Köyü Sakini22- Marituka Kagalia Kvitoli Köyü Sakini23- Mika Gvindzilia Kvitoli Köyü Sakini24- Kiava (?) Kiut Oçamçýra Bölgesi Sakini25- Murat Abukhba Gudauta Bölgesi Sakini

1945'den bu yana birkaç Sovyet karþýtý Abhaz mil-liyetçisi, Abhaz okullarýnda eðitime yönelik uygulananbazý politikalar ve tarýma uygun olmayan bölgelerdekikullanýlmayan topraklara Kolhoz iþçilerinin yer-leþimine yönelik memnuniyetsizliklerini dile getirm-eye devam ettiler.

Yukarýdaki listeden bir kaçý bu memnuniyetsizliði dilegetirenlerin arasýndalar. Zamanýnda, k/d milliyetçiaktiviteleri'ne yönelik müeyyidelerden kurtulup,sadece kendi aralarýnda konuþmakla kalmadýlar, partive hükümet politikalarýna yönelik iftiralar da yaydýlar.

ABNII çalýþanlarý (Eski IAKAN) Georgi AleksieviçDzidaria ve Konstantin Semenoviç Þakirl, BagratVasileviç Þinkuba'yla VKP/b TSK'sýna (MerkezKomite), Abhazya'da Abhazlara yapýlan sözde zulümiddialarý üstüne iftiralarla dolu provakatif bir mektupyolladýlar.

ABNII'nin yöneticisi Andrei Maksimoviç Koçua, açýk-lamasýna göre mektubun içinde ne olduðunu bilmediði-ni söylemesine raðmen, bu kiþilerle iliþkisi olduðuburaya not edildi.TSK (Merkez Komite) mektubu iftira olarak kabul etti,yazanlar partinin kendisi tarafýndan cezalandýrýldýlar.

Abhazya OSSC'si Devlet Güvenlik Bakanlýðý

Genel BinbaþýI. Gagua [Ýmza]25 Eylül 1947

NOTLAR:1- C.E. Bechhofer, In Denikins's Russia and the Caucasus, 1919-1920, Collins 1921 pp 60, 612- For Further Information see S. Lakoba, Dokumenty svidetel'stvuiut 1937- 195, [Documents Bear Witness], Sohum, 19913- Leading Anti-communist nationalist leader, first post-soviet elected president, withdrawn in January 1992, and died under unclear cir-cumstances New Year 1993-944- Georgian Party Boss from April 1989 till Gamsakhurdia's election5- Georgia Party Boss 1972-1985, Soviet Foreign Minister 1985-90, leader of Georgian since March 19926- For more information see S. Lakoba, Essays on the political History of Abkhazia, Sohum, 1990; Abkhazia: Documents Bear Witness1937-1953, Sohum, 1991; The history of Abkhazia, Sukhum, 1992

Page 84: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

KAFKASYA FORUMU

eçen Ýçkerya Cumhuriyeti Dýþiþleri Bakanýolarak Avrupa’da ne tür faaliyetlerdebulunuyorsunuz? Bu kadar izole bir konum-

da dünyanýn diðer yerleri ile iliþki kurabiliyormusunuz?

Akhmed Zakaev: Politikacýlar, gazeteciler, halktaninsanlarla ve en basiti öðrencilerimle görüþtüðümzaman, amacým Çeçen-Ýçkerya Cumhuriyetinde veKuzey Kafkasya’da gerçekten ne olduðuna iliþkinmümkün olduðu kadar çok insaný bilgilendirmek. Herfýrsatta radyo ve televizyonda ve basýnda yayýn organ-larýnda bunlarý anlatýyorum. Ama þüphesiz istediðimkadar sýk deðil. Fransa ve Avusturya hariç Avrupa’daseyahat etmek için vizeye ihtiyacým yok. Tüm temsil-cilerimizle iliþkiler kuruyorum ve gerektiðinde neyapýlmasý ve nasýl yapýlmasý gerektiðine iliþkintavsiyelerde bulunuyorum.

2008’de Rusya’da devlet baþkanlýðý seçimi olacak.Putin’den sonra gelecek devlet baþkaný Rusya’nýnÇeçenya politikasýný deðiþtirebilir mi? Rusya’da güçdeðiþiminden ne bekleyebiliriz?

AZ: Kuþkusuz bir politika deðiþimi olacaktýr. Rusgeleneðinde, bir çarýn oðlu saltanatý devraldýðýnda bile,daima yeni politikalar üretilmiþtir. Rus KomünistPartisi’nin genel sekreterinin deðiþmesi elbette birdeðiþim getirdi. Ama ne olursa olsun þu an için ÇeçenCumhuriyeti’nin durumunu daha kötüye yönelikdeðiþtirmek mümkün deðildir, inþallah.

Çeçenya’da, farklý politik ve askeri güçler arasýndakoordinasyon ne derece geliþmiþ durumda? Bu koor-dinasyon demokratik bir iþleyiþe sahip mi?

AZ: Birlikte tek, organik bir bütün oluþturduklarý içinpolitik ve askeri bileþenleri birbirinden ayýrt etmek

Ç

Savaþtan önce sanatçý kimliðiyle Kültür Bakaný, savaþla birlikte Tuð general rütbesiylebir asker, þu anda da ülkesinin batýya açýlan yüzü olarak yürüttüðü Dýþ Ýþleri bakan-lýðý göreviyle bir diplomat. Çeçen-Ýçkerya Cumhuriyeti’nin ülke dýþýnda bulunan tekbakaný olan Zakaev, Kafkasya Forumu’nun sorularýný cevapladý.

AkhmedZakaev

eçenistan’ýn Batý’ya Açýlan Yüzü

Ç.

Akhmed Zakaev1959 yýlýnda sürgündeKazakistan’da doðan AkhmedZakaev, Grozni Kültür ve EðitimLisesi Koreografi Bölümünübitirdikten sonra Voronezh DevletSanat Enstitüsünden mezun oldu.Çeçen Ýçkerya CumhuriyetiCovhar Dudayev önderliðindebaðýmsýzlýk yolunu seçtiðindeDudayev hükümetinde KültürBakaný olarak görev yaptý (1994).Rusya Çeçen baðýmsýzlýðýnýtanýmayarak Çeçenya’yý iþgalettiðinde Zakaev bizzat cephedetuð general olarak birliklerininbaþýnda bulundu. Birinci savaþý

sona erdiren ve 1997 de Ruslarýn kesin yenilgisini kabul ettiði Khasav-Yurt’tanihayetlenen Çeçen Ýçkerya Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu arasýndakibarýþ anlaþmasýnýn metnini hazýrlayanlar arasýndaydý. Aslan Mashadovhükümetinde devlet baþkaný yardýmcýsý olarak görev yapan Zakaev,Ruslarýn intikamlarýný almak üzere bir kez daha Çeçen Ýçkerya topraklarýnasaldýrmasý ile yeniden kendisini cephede buldu. 2000 Mart’ýnda cephedeyaralanan Zakaev Çeçen Ýçkerya’nýn dýþýna çýkartýldý. 2001 yýlýndanitibaren Çeçen Ýçkerya’nýn haklý mücadelesini Avrupa’dan dünyaya duyurmagörevini üstlendi. Dudayev, Mashadov ve Sadullayev hükümetlerinde deðiþikkademelerde görevler alan Akhmed Zakaev mevcut Doka Umarovhükümetinde de Çeçen Ýçkerya Cumhuriyeti Dýþ Ýþleri Bakaný olarakÇeçenistan baðýmsýzlýðýnýn dýþ dünyaya açýlan sesi olmaya devam ediyor.

Page 85: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

mümkün deðildir. Bizim mücadelemizin özel politikamacý Çeçen Cumhuriyeti’ni iþgalci kuvvetlerden kur-tarmaktýr. Eðer durum bu olmasaydý; Rusya baþarýsýzbir biçimde dünyayý ikna etmeye çalýþýrken, bu savaþtamamen kendi uðruna bir savaþ olurdu. Demokratikuygulamalara iliþkin olarak ise, bütün bunlar nihai birkarar alýnmadan önce Cumhurbaþkanýmýz ve silaharkadaþlarý arasýnda süren önemli sorunlara iliþkingörüþmelerde ifade edilmiþtir.

Çeçen liderliði gerektiði zaman mücadele yöntemleri-ni deðiþtirme esnekliðine sahip midir? Ve ne türseçenekler mümkün olabilir?

AZ: Ýþgalciler Çeçen-Ýçkerya Cumhuriyeti toprak-larýný terk edene kadar askeri harekat devam edecek.

Saldýrganlarý geldikleri yere geri gitmeye zorlamanýnbaþka bir yolunu bilmiyoruz.

Kadirov ve Alkhanov çetelerini sadece Kremlin’inyarattýðýný düþünmüyoruz. Bir baðýmsýzlýk mücade-lesinde böyle büyük iç düþmanlarý yaratan toplumsalve politik sebepler hakkýnda ne düþünüyorsunuz?

AZ: Bir röportajýmda, Ruslar tarafýndan gerçekleþtir-ilen baþka bir acýmasýz saldýrýya tepki olarak devamlýiþbirlikçi gruplar oluþturan Çeçen halkýnýn savunmaamaçlý tepkisinden söz etmiþtim. Bu vatan hainleriniharekete geçiren þey ne kadar utanç verici olursa olsun,biz bu faaliyetlerden faydalanýyoruz. Silahlý direniþ,sivil halka yiyecek ve temel ihtiyaçlarý karþýlamazorunluluðundan muaf tutulmuþtur. Kukla hükümetaracýlýðýyla bu zorunluluklarý yerine getirme yükünüiþgalcilere vererek, kendi anti-Çeçen savaþlarýnýnbedelini Ruslara ödetiyoruz. Tüm dünyada milyonlarcadolara daçalar ve villalar satýn alan düzinelerce kuklabürokratýn oluþturduðu manzara oldukça pahalý birbuzdaðýnýn sadece tepesi. Direniþin diðer bir boyutu iseyaklaþýk 20.000 Rus taraftarý silahlý Çeçene Ruslarýnoldukça yüksek maaþlar ödüyor olmasýdýr. Kuþkusuz,

aralarýnda bir kaç yüz suçlu var ama çoðunlukla sivilhalk ve iþgalciler arasýnda tampon görevi yapmaktadýr-lar. Pek çok durumda cellâtlarý infaz etmiþlerdir. Sözkonusu Rus taraftarý güçlerin yarýsýndan fazlasý dahaönce direniþ savaþçýlarýydý ve bu da silah ve istihbarataçýsýndan devlet kurumlarýmýza çok faydalý oldu.

Savaþýn baþýnda ulusal karakter daha güçlügörünüyordu. Zamanla, savaþýn karakteri daha dinitemelli görünmeye baþladý. Bu deðiþim hakkýnda nedüþünüyorsunuz?

AZ: Benim kiþisel açýklamam, yalnýzca Çeçen toprak-larýnda yapýlan ilk savaþ boyunca milliyetçilik dahaaðýr basýyordu çünkü ortak bir amacýn etnik anlamýnýyansýtýyordu. Þimdi ise savaþ Çeçen-Ýçkerya’ya komþubölgelere yayýldýkça daha farklý, dini bir toplumanlayýþý görülüyor.

Çeçen mücadelesi tam baðýmsýzlýðý hala temel hedefolarak görüyor mu? Rusya Federasyonu içinde özelbir statü kabul edilebilir bir hedef midir?

AZ: Çeçen Ýçkerya Cumhuriyeti’nin mutlak baðýmsý-zlýðý belirli hukuki eylemlerin sonucunda ortaya çýkanhukuki bir olgudur. Bu eylemlerin en önemlisi, yüksekSovyet otoritesinin birliðin ve özerk cumhuriyetlerinpolitik ve yasal statülerini belirleme hakkýný ilk defacumhuriyetlerin kendilerine verdiði, Nisan 1990’daSSCB yasalarýnda yapýlan deðiþikliktir. YenilenmiþSovyet yasalarýyla tamamen uyumlu bir biçimde,Rusya baðýmsýzlýðýný ilan ettikten kýsa bir süre sonra,Özerk Çeçen Ýnguþ Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti yük-sek Sovyeti tarafýndan 27 Kasým 1990’da Özerk Çeçen

83

“ Kafkas diasporasý on dokuzuncu yüzyýlda on yýl-larca süren þiddetli savaþýn ardýndan, sömürgeci-lerin yönetiminde diledikleri gibi yaþayamadýklarýiçin vatanlarýný býrakan bir neslin torunlarýdýr.Kökenleri Kafkasya’da olanlar bugünkü mücade-lenin atalarýnýn savaþýnýn devamý olduðunuanlamalýdýr.”

Zakayev, Rusya’nýn iade talebi nedeniyle Ýngiltere’de yargýlanmýþtý.

Zakayev, Dudayev Hükumeti’nde de önemli görevlerde bulundu (Antoine Gyori,1996)

Page 86: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Ýnguþ Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin baðýmsýzlýðýilan edildi. Çeçen Ýnguþ Cumhuriyeti, SSCB’ninçöküþüne kadar bir yýl boyunca Sovyet SosyalistCumhuriyetler Birliði’ni oluþturan parçalardan biriolarak Rusya Federasyonu ile eþit bir statüye sahipolma hakkýndan faydalandý. Þimdiki ÇeçenCumhuriyeti’nin baðýmsýzlýðýný güçlendiren üçüncühukuki eylem ise Ekim 1991’de kendi cumhurbaþkanýve parlamentosunu seçmesidir. Dördüncü unsur daMart 1992’de Parlamento’nun, bir devlet olarakbaðýmsýzlýðýný açýk bir biçimde güçlendiren ÇeçenCumhuriyeti Anayasasý’ný kabul etmiþ olmasýdýr. Birsonraki aþama ise 1994–96 Savaþý’dýr ve iki devletarasýnda tartýþmasýz bir anlaþma olarak 12 Mayýs1997’de Rusya’yla imzalanan Ortak Ýliþkiler Ýlkeleri veBarýþ Anlaþmasý ile sona ermiþtir. Ayrýca 27 Ocak1997’de, 1992 Anayasasý’na uyumlu bir þekildegerçekleþtirilen ve Rusya da dâhil olmak üzere uluslararasý toplumun tanýdýðý seçimleri belirtmemiz gerekir.Son olarak da, yüz binlerce Çeçen’in hayatýna mal olanve hala devam eden Rus-Çeçen Savaþý var. HiçbirÇeçen liderinin Çeçen Ýçkerya Cumhuriyeti’nin baðým-sýzlýðýný ne deðiþtirmeye ne de tartýþmaya bile hakkýyoktur. Kendi statüsüne iliþkin sorunlarý referandumlaçözmek Çeçen halkýnýn özel öncelik hakkýdýr.Referandum da sadece barýþ zamanýnda ve meþruhükümetin önerisi ile yapýlabileceðinden, Çeçen

Cumhuriyeti’nin baðýmsýzlýðý sorunu Rusya ve Çeçen-Ýçkerya Cumhuriyeti arasýnda barýþ için uzlaþmaarayýþý baðlamýnda çözülemez.

Cumhurbaþkaný Sadullayev ve Basayev’in kaybýnýnÇeçen-Ýçkerya Cumhuriyeti’nin baðýmsýzlýk mücade-lesini ne þekilde etkileyeceðini düþünüyorsunuz?

AZ: Elbette Cumhurbaþkaný Sadullayev veBasayev’in kaybý, inþallah þehitler, telafi edilemez birkayýptýr ve sadece Çeçen halkýnýn kaybý da deðildir.Rusya tarafýndan öldürülen tüm Çeçen liderleri içinde,onun görevini sonuna kadar yerine getirdiðini söyleye-biliriz. Ruslarýn eylemleri gecikmiþ bir intikamdýr.Örneðin, Cohar Dudayev Çeçenleri baðýmsýzlýklarý içinsavaþmak üzere harekete geçirmiþtir. Aslan Mashadovilk savaþta Ruslarý harap edici ve eþi görülmemiþ birbiçimde yenilgiye uðratmýþtýr. Bugün KuzeyKafkasya’da dikkatle izlediðimiz, iþgalcilere karþýyapýlan o kutsal savaþ Þamil Basayev olmadan aslayükselmezdi. Abdulhalim Sadullayev ise tüm KuzeyKafkasya halklarýnýn manevi baðlýlýðýný kendi ilmiylebir araya getirmeyi baþarmýþtýr.

Þamil Basayev’in Daðýstan saldýrýsý çoðunluklaKhasav-Yurt Anlaþmasýnýn ihlali ve ikinci savaþýnbaþlangýcý olarak kabul ediliyor. Basayev’in bu eyle-mi herhangi bir þekilde haklý çýkarýlabilir mi?

AZ: Þamil Basayev’in Daðýstan’daki seferberliðininsavaþa neden olduðu veya Khasav-Yurt Anlaþmasýnýihlal ettiði iddialarý sadece propagandadýr. Ýlk olarak,Ýkinci Anti-Çeçen Savaþý’ný baþlatma kararý, Mart1998’de Rus devlet otoriteleri tarafýndan alýnmýþtýr kibunun da tartýþmasýz kanýtlarý vardýr. Ýkinci olarak da,Temmuz 1999’da Rus ordusu birimleri ÇeçenCumhuriyeti’nin kuzey bölgelerini zaten istila etmiþti.Ne olursa olsun, Basayev’in eylemleri savunmaamaçlýydý.

Savaþýn nasýl hangi koþullarda bitebileceðinidüþünüyorsunuz?

AZ: Hiç þüphe yok ki Rusya, apaçýk politik olan birsorunu güç kullanarak çözmekte baþarýsýz oldu. RuslarýÇeçen-Ýçkerya’dan çýkmaya ikna etmenin en kesin

84

Þamil Basayev’in Daðýstan’daki seferberliðininsavaþa neden olduðu veya Hasav-YurtAnlaþmasýný ihlal ettiði iddialarý sadece propa-gandadýr. Ýlk olarak, Ýkinci Anti-Çeçen Savaþý’nýbaþlatma kararý, Mart 1998’de Rus devlet otoriteleritarafýndan alýnmýþtýr ki bunun da tartýþmasýzkanýtlarý vardýr. Ýkinci olarak da, Temmuz 1999’daRus ordusu birimleri Çeçen Cumhuriyeti’nin kuzeybölgelerini zaten istila etmiþti. Ne olursa olsun,Basayev’in eylemleri savunma amaçlýydý.

Page 87: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

yolu Rusya’ya insan gücü ve donaným açýsýndan git-tikçe artan aðýr kayýplar yüklemektir. Bu ise istenilen-den çok daha uzun bir zaman alabilir.

Son zamanlarda Çeçen kumandanlarýn Rusemperyalizmine karþý yürütülen savaþý tümKafkasya’ya yaymaya çalýþtýklarýný biliyoruz.Cumhurbaþkaný Doka Umarov son demecinde zalimRus politikalarýnýn anti-emperyalist savaþý yaymasürecine hizmet ettiðini belirtti. Bu siyasi eðilimintüm Kafkasya’da top yekûn bir isyanla sonuçla-nabileceðini düþünüyor musunuz?

AZ: Bu sorunun cevabý, gerçeklerle olan tasarruflarý-na raðmen, hemen hemen her gün Kuzey Kafkasya’nýnfarklý yerlerindeki silahlý çatýþmalarý bildiren Rusmedyasýnda bulunabilir.

Kafkas Diasporasý’ndan beklentileriniz nelerdir?

AZ: Kafkas diasporasý on dokuzuncu yüzyýlda on yýl-larca süren þiddetli savaþýn ardýndan, sömürgecilerinyönetiminde diledikleri gibi yaþayamadýklarý içinvatanlarýný býrakan bir neslin torunlarýdýr. KökenleriKafkasya’da olanlar bugünkü mücadelenin atalarýnýnsavaþýnýn devamý olduðunu anlamalýdýr. Kafkasya’dangöç etmeye zorlanan bir nesilden fazla insanýn, ölüm-lerine kadar arzuladýklarý bir rüya bugün gerçek olu-yor. Ýnanýyorum ki nerede olurlarsa olsunlar tümKafkasyalýlar, ortak amacýmýz için ölen insanlara yapa-bilecekleri tüm yardýmý yapmalýdýr.

Çeçen mültecilerin toplumsal anlamda geleceðihakkýnda ne düþünüyorsunuz? Mültecilerin çoðun-luðunun anavatan topraklarýna dönüp, savaþtansonra yeniden yapýlanma sürecine katýlabileceðini

düþünüyor musunuz?

AZ: Her karaltýnýn gümüþ bir astarý olduðu söylenir.Çektikleri tüm sýkýntýlara raðmen, kendi seçimleriolmaksýzýn kendilerini Çeçen-Ýçkerya dýþýnda bulanlarruhlarýnýn bozulmasýna izin vermediler. Yeni birkültürü ve yaþam biçimini öðrenerek, yeni koþullarauyum saðlamaya çalýþtýlar. Doðuda ve Avrupa’dadüzinelerce ülkede yaþayan Çeçenler yeni dilleröðreniyor, gençler okullara ve üniversitelere gidiyor.

85

Londra’daki mahkeme sonucunda, iade talebinin geri çevrilmesinin ardýndan düzenlenen gösterilerde ünlü Ýngiliz Aktris Vanessa Redgrave, Zakayev’i yalnýz býrakmadý

Associated Press

Page 88: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Savaþtan sonra, þu an için mülteci olanlar daha fazlatalep içinde olacak. Kaldýklarý ülkelerde kurduklarýiliþkiler çok daha deðerli olacak.

Rusya ve Türkiye arasýnda geliþen iliþkiler ve uluslararasý konjonktür baðlamýnda, Türk hükümeti Çeçenbaðýmsýzlýk mücadelesine karþý tutumunu deðiþtiri-yor. Bu deðiþim Çeçen tarafýný nereye kadar etkiledi?

AZ: Hiç þüphe yok ki Türkiye halký Çeçenlere yakýn-lýk duymaktadýr. Ortak bir inancýn ve benzer birkültürün baðlarý ile baðlýyýz. Çeçenler de dahil olmaküzere milyonlarca Kuzey Kafkasyalý, topraklarý Rusyatarafýndan ele geçirilince Türkiye’de sýðýnacak yer bul-dular. Ne din, ne uluslar arasý yasalar ne de etik Türkhükümetinin Çeçen-Ýçkerya’da durumdan çýkar saðla-masýný, hatta yapabileceði tüm yardýmý yapmasýnýengellemez. Elbette gerçek, istenilecek daha çok þeybýrakýyor. Rus saldýrýlarýna karþý müthiþ bir savaþ verenÇeçenlerin yardýma ihtiyacý var. Ne yazýk ki, Türkotoriteleri birçok durumda Rus iþgaline karþý gelenÇeçenleri sýnýr dýþý ettiler.

Türk hükümeti yetkilileri ile resmi ya da resmiolmayan görüþmeleriniz var mý?

AZ: Hayýr.

Diasporanýn Kafkasya algýsý anlamýnda kafasýnýkarýþtýran ve hala devam eden Abhazya, Osetya-Gürcistan çatýþmasý bir takým kiþi ve kurumlarý birikilemle karþý karþýya býrakýyor. Bu politik karýþýklýkhakkýnda ne düþünüyorsunuz?

AZ: Çeçen liderler tüm insanlarýn self-determinasyonhakkýný kabul eder. Þu andaki durumda akýl karýþtýrýcýbulduðumuz tek þey Abhazlarýn ve Osetlerin Rusya’nýnbir parçasý olmayý istemeleridir. Tarihin destek verdiðiþey, bir konfederasyon veya ortak mutabakat ile oluþ-turulacak baþka bir politik yapý içinde tümKafkasyalýlarýn eþit haklara sahip tek bir aile olarakbirleþmesidir.

Çok teþekkürler.AZ: Sorularýnýz için ben teþekkür ederim.Dela reza khil hun!

KAYNAKLAR-www.wikipedia.org-Anna Politkovskaya Observer Novaya Gazeta, Europe 27 May2002-Daymokh News Agency: Akhmed Zakaev ile Özel Röportaj 9Haziran 2006- http://www.corbis.com

0086

Çeçen liderler tüm insanlarýn self-determinasyonhakkýný kabul eder. Þu andaki durumda akýlkarýþtýrýcý bulduðumuz tek þey Abhazlarýn veOsetlerin Rusya’nýn bir parçasý olmayý istemeleridir.Tarihin destek verdiði þey, bir konfederasyon veyaortak mutabakat ile oluþturulacak baþka bir politikyapý içinde tüm Kafkasyalýlarýn eþit haklara sahiptek bir aile olarak birleþmesidir.

Page 89: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Orijina Adý: Lakposhtha hâm parvaz mikonand -Turtles Can FlyOrijinal Dil: FarsçaSüre: 98’Tür: Dram, SavaþYönetmen : Bahman GhobadiSenaryo: Bahman GhobadiYapým: Bahman Ghobadi, Hamid Ghayami, H. Karimi

2004, Ýran - Irak ortak yapýmýMüzik: Hüseyin AlizadehGörüntü Yönetmeni: Þehriyar AssadiKurgu: Mustafa Khergheh Poosh, Hayedeh SafiyariOyuncular: Avaz Latif (Agrin),Soran Ýbrahim (Uydu),Saddam Hüseyin Faysal (Peþo),Hireþ FaysalRahman (Hangao),Abdülrahman Kerim (Rega),Ajil Zibari (Þirko)Ödüller: Kaplumbaðalar da Uçar, 2006 Oscar Ödülleri için Ýran tarafýndan “En Ýyi Yabancý Film”dalýnda aday adayý gösterildi. 52. San Sebastian Film Festivali “Altýn Ýstiridye” Ödülü; 52. SanSebastian Film Festivali En Ýyi Senaryo Jüri Özel Ödülü; 55. Berlin Uluslararasý Film FestivaliBarýþ Ödülü; 40. Chicago Film Festivali Gümüþ Hugo (Jüri Özel Ödülü); 5.Tokyo Filmex FilmFestivali Jüri Özel Ödülü; 5.Tokyo Filmex Film Festivali “Agnès B. Ödülü”; 28. Sao PauloUluslararasý Film Festivali Seyirci Özel Ödülü; Mexico City Uluslararasý Çaðdaþ Film Festivali“La Pieze” Ödülü (2005); Mexico City Uluslararasý Çaðdaþ Film Festivali Seyirci Ödülü (2005);19. Fribourg Uluslararasý Film Festivali Seyirci Ödülü; 19. Fribourg Uluslararasý Film Festivali“E-Changer” Ödülü

kf

“ H E Y B A Y I M ! B Ý R S A V A Þ B A Þ L A T M A M I Ý S T E R M Ý S Ý N ? ”Uçurumun kenarýna kurulmuþ bir yaþam…Kaplumbaða misali yaþamý sýrtýnda taþýyan mülteciküçük anne… Ve sonsuz derinlik...

“Mayýn Tarlasýna Umut Eken Adam” olarak tanýnanyönetmen, Bahman Ghobadi, Kaplumbaðalar daUçar’ý çekmeye Saddam’ýn devriliþinden üç gün sonra“Songs Of My Motherland”in (Annemin ÜlkesininÞarkýlarý) gösterimi için gittiði Baðdat’ta karar verir.Mayýn tarlalarý, sakat çocuklar, yakýnlarýný kaybetmiþinsanlar, gitgide artan huzursuzluk savaþýn henüz yenibaþladýðýný fark ettirir Ghobadi’ye. Böylece, Kürt asýl-lý yönetmen, süper güçlerin aðýr silahlarýný Irak’a gön-dermesine sanatsal bir karþýlýk vermek amacýylaKaplumbaðalar da Uçar’ý çekmeye karar verir.

Filmin oyuncu kadrosu hayatýn gerçek oyuncularýndanoluþmaktadýr. Yönetmenin amacý, güçlerin savaþý altýn-da ezilen halký görmezden gelen medyaya, baþroldeherhangi bir diktatörün oynamadýðý bir film hediyeetmekti. Öyle ki, Bush ve Saddam bu filmde yardýmcýoyunculardýr. Asýl karakterler ise Irak’da Kürt köy-

lerinde yaþayan çocuklardan seçilmiþtir. Baþrol oyun-cularýndan, tavýrlarýyla insanlar üzerinde ateþ gibiyanan bir etki býrakan Avaz Latif (Agrin), elektriði dahiolmayan bir köyde yaþar. Eke halleriyle sempatiuyandýran Soran Ýbrahim (Uydu) ise daha önce tele-vizyon görmüþ tek çocuktur. Bunlarla birlikte þunu dabelirtmek gerekir ki Ghobadi filmi, “diktatör ve faþist-lerin politikalarýna kurban edilen tüm masum dünyaçocuklarýna”1 ithaf eder.

“ Ý Y Ý G Ü N L E R G E L E C E K . . . A D A L E T S Ý Z L Ý K , T A L Ý H S Ý Z L Ý K ,Z O R B A L I K S O N B U L A C A K ! ! ! ”

Medya, tüm dikkatini iki diktatör üzerine yoðunlaþtýr-mýþken film, bilinmeyeni göstermiþ; Irak’a müdahaleöncesi yaþam koþullarýný ve müdahale sonrasý yaþadýðýhayal kýrýklýðýný baþarýyla yansýtmýþ. Elbette ki filmIrak’daki yaþamýn sadece bir kesitini anlatýyordu; amabu belki de en dramatik olanýydý. Halepçeli mülteciler,çocuk iþçiler, köyleri ve evlileri ayýran Irak-Türkiyesýnýrý, mayýnlar ve askeri zýrhlýlarla iç içe yaþam …

Ghobadi baþarýsýný aldýðý ödüllerle belgelemiþ olsa dasenaryosunu karelere aktarmak için, Kürtler’le alakalý

BAHAR BURCU KARAHAN

87

KAPLUMBAÐALAR DA UÇAR

Page 90: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

88

konular da insanlarýn çekincelerinden olsa gerek, maddi desteksaðlayamamýþ ve filmini kendi bütçesiyle çekmiþ. Ghobadi’ninfinansal destek bulamadýðý filmi Amerikan sinemasýnýn çarpýcý efekt-lerini barýndýrmýyor elbette; ancak seçilen konu ve iþleniþ biçimi bueksikliði fazlasýyla dolduruyor ve sonuca bakýldýðýndaysa aldýðý herödülü hak eden bir film ortaya çýkýyor.

Film, Saddam yönetimi altýnda yaþayan Arap halkýnýn çaðýn ne kadargerisinde kaldýðýný ve Saddam diktatörlüðünden kaçan Halepçeliler'inmülteci kampýný, daha sonrasýndaysa Amerika'nýn Irak'ý iþgalini, ya dakibar bir ifadeyle Irak'a müdahalesini(!), konu alýr. Filmin çekildiðicoðrafya, henüz rafine edilmemiþ petrolle sürekli sýcak kaldýðýndanolsa gerek, film politik propaganda yaptýðý gerekçesiyle çok fazlaeleþtiri aldý. Ghobadi ise cevaben; 'Benim filmim hayata iliþkin amahayat Kuzey Irak'ta çok fazla politize olmuþ durumda'2 diyor.

Bununla birlikte Ghobadi insanlarý en zayýf noktalarýndan vurmuþ;senaryoda çocuklar üzerine yoðunlaþmýþ; hiç hak etmedikleri bireziyeti çekenleri seçmiþtir. Çocuklar da bu yaþamýn içinden geldik-lerinden olsa gerek, film mükemmel bir doðallýk içerisinde sürüpgider. Elbette bu etkiyi yaratmak çok emek gerektirmiþ, yönetmençocuklarý motive edebilmek için aylarca çocuklarla birlikte yaþamýþ.Aslýna bakýlacak olursa ne gerçek hayatta ne de filmde onlar artýkçocuk deðildir. Uydu, kampta yaþayan ve ailesini savaþta kaybetmiþolan köyün çocuklarýndan sorumlu sivrilmiþ bir tip, bir ýrgat baþý;Agrin, zoraki küçük anne, þevkati ve nefreti ayný anda hisseden küçükkaplumbaða. Ve mayýn ýrgatlýðý yapan diðerleri... Ve Uydu'nun Agrin'eolan aþký… Ve 14 yaþýndaki Agrin'in Halepçe’de bir gece baskýnýndayaþadýðý travma sonucu aþka ürkek bakýþlarý, yaþama uzak duruþu...

Çað, Uydu’nun dediði gibi "enternasyonal" bir çaðdýr artýk. Kurþundankolyeler hediyedir. Þirko’nun tüm mayýnlarýný satarak aldýðýSaddam’ýn devrilen kolu hediyedir. Bir dönüþüm çaðýdýr zaman.Mayýn döþeli topraklarda sürgün çocuklar doðar; mayýnlarý toplayýphurda niyetine satarlar ve mâlesef enternasyonal mayýnlar tekrartopraklarda yeþerir. Çocuklar, kolsuz, bacaksýz ya da kör büyür; amane önemi var? "Yarýn yine yaðmur yaðacaktýr", topraktaki petrolünhasatý için...

Enerji politikalarýnýn yürütüldüðü, güç odaklarýnýn iþtahýný kabartantopraklarda tek bir nesil yoktur ki savaþsýz büyüsün, yaþamlarýnamüdahale edilmesin… O nesiller ki belki de yaþama en çok baðlanan-lardýr. Mayýn satýp anten alan ve böylece akan hayatý bir köþesindentutmaya çalýþanlar… Annelerinin ülkesinden ayrýlmýþ olsalar da bumücadele devam eder. Birinci sýnýf Amerikan malý kýrmýzý balýklar alýpgörmeyen gözleri iyileþtirmeye çalýþýrlar. Ne yazýk ki görecekleridikenli teller ardýndaki askerlerdir.

“Bu bir savaþ öðretmenim! Silahsýz savaþ olur mu? Silahlarý hazýrla-malýsýn…” Gökyüzünden beyaz kaðýtlar düþer yere;artýk iyi günler gelecek; adaletsizlik, talihsizlik ve zor-balýk son bulacaktýr… Artýk Amerika’ya bir parmakucu yakýnlýðýndayken bir rüya… Ýki kaplumbaða…Birinin ayakkabýlarý uçurumun kenarýnda, diðerinin kor-don baðý annesinden kopmuþ… Her ikisi de uçmayabaþlar; biri sisli daðlarýn kenarýnda, diðeri kýr-mýzý balýklarýn yanýnda…1: http://www.ntvmsnbc.com/news/322521.asp2: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haber-no=152178

Page 91: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

Proje Tanýtým

Kamusal ve özel alanda ürettiðiniz kimliðin peþinedüþtüðünüzde, bütünlüklü bir resim elde etmenin,size/kimliðinize ait olan parçalarý bütünlüklü bir resimoluþturacak þekilde birleþtirmenin bir hayli güç olduðunufark ediyorsunuz. Kafkasyalý kadýn kimliði de böyle. Hattadiyasporada olmak, muhalif olmak, çalýþan kadýnlarolmak/olmamak, feminist olmak/olmamak, evliolmak/olmamak gibi tartýþmalar da devreye girince yap-bozun parçalarý sayýca artýyor, artýkça ufalýyor, iþinizbiraz daha zorlaþýyor. Bizler de Kafkasya forumuiçerisinde Kafkasya ve diyaspora kimliði üzerine düþünm-eye, buradan hareketle politika yapmaya baþladýðýmýz-da, önemli bir ihtiyaçla karþýlaþtýk ve kadýn kimliðimizdenhareket etmenin, buraya dönük bir kadýn söylemi kur-manýn yapbozun yol gösterici, önemli bir parçasýnýtamamlayacaðýný düþündük. Ve bunu yaparken kadýn-larýn özgün gücüyle örgütleyeceði, asli sorumluluklarýkadýnlarýn üstlendiði çeþitli çalýþmalar çerçevesindesöylem ve ürün veren bir proje yapýsý kurmak istedik.Sadece kadýnlara açýk bir çalýþma alaný örgütledik veKafkasya forumu ile pozitif ayrýmcýlýk temelinde bir iliþkikuran, çalýþma sonuçlarýný forum zeminine özenle taþý-mayý, tartýþmayý, üretimlerini hem dergi hem de farklýaraçlarla kamusallaþtýrmayý hedefleyen bir yapý.

Diaspolitik Kadýn Kimliði?

Diaspolitik kadýn kimliði üzerine tartýþýrken, baþlangýçolarak diðer kadýnlarýn yaþantýlarýnýn, hikayelerinin yolgösterici olacaðýný düþündük. Ýþe büyükannelerimizlebaþlamak istedik. Kafkasya’ya, diyasporaya ait hikayelerebaktýðýmýzda -çoðunu erkekliðin þekillendirdiði- savaþçý,asker, kahraman, lider hikayeleriyle karþýlaþýyoruz. Amaataerkinin görmezden geldiði, deðer verip kaydageçmediði pekçok hikayeden bir kýsmý da yaþlý anneler-imize aitti. Daha evvel anlatýlmamýþ, anlatýlsa bile tarihekayýt düþülmemiþ bu hikayeleri dinlemek, anlatmak iste-dik. Büyükannelerle söyleþilerimizde, kültürün deðiþim vedönüþümlerine tanýklýk ederken yaþlanan bedenlerindetaþýdýklarý salim akýl ve yüreklerinin bugüne yan-sýlarýnýn izini sürmek istedik. Çalýþmamýzýn adýný“Büyükanne Söyleþileri” koyduk.

Savaþýn yýkým, ölüm ve sefalet -kadýnlar açýsýndan iseiki kere yýkým, ölüm, sefalet, tecavüz, yalnýzlýk...-anlamýna geldiði bir dünyada, savaþçý bir toplum olaraktanýmlanan/kendini tanýmlayan toplumumuz içinde milita-

rizmin nereye oturduðunu sorgulamak istedik.

Militarizm, ataerki ve milliyetçiliðin kurduðu aþk üçgenini,Cynthia Cockburn’ün “karþýlýklý hayranlýk toplumlarý”olarak tanýmladýðý bu yapýyý sorunsallaþtýrmak istedik.Bu amaçla makaleler okumaya ve tartýþmalar yürüt-meyebaþladýk. KF Kadýn Çalýþma Grubu olarak, militarizminkadýn eksenli yeniden üretimi, militarizme dair alternatifkadýn söylemi, feminizmin ve feminist stratejinin burayadönük katkýsý üzerine proje ve forum içerisindetartýþýrken, bir yandan da tartýþmalarýn sonuçlarýnýperiyodik olarak dergideki sayfalarýmýzda sizlerle paylaþ-mak istiyoruz. Sürece katkýlarýnýzý merak ve heyecanlabekleyeceðiz.

2006 yazý itibariyle baþlattýðýmýz bu çalýþmanýntanýtým yazýsýný tamamlarken sözü ustasýna býrakmakistedik.

“Eðer savaþmazsan ele geçirilirsin, soyun sona erer.Marifetler bu iþe yarar, verdiði güçler sayesinde..insan

arazisini koruyabilir, soyunu temiz tutabilir. Eðer kendi-ni koruyamazsan, marifetini kaybedersin. Baþka soylar

bize baskýn çýkar, sýradan insanlar..

Ovalýlarýn hiç de tekin bulmadýklarý daðlarda yaþaya-bilmek için herkesin bir marifetinin olmasý gerek.

Elbette her marifetin bir bedeli var. Bedel ödendikçebu böyle sürer gider. Marifetler babadan oðla, anadankýza geçer. Ta ki birileri çýkýp bu töreyi kabullenmemeyi

göze alana kadar.” Ursula K. Le Guin

Kafkasya Forumu Kadýn Çalýþma Grubu

Kafkasya Forumu KadýnÇalýþma Grubu

89

Page 92: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

KMZA MURAT ÖZKAN

ünyaevletler ortaya çýktýklarý zamandan bu yanatoprak ve halklarýn kontrolü için savaþýyorlar.

Kabaca bir devletin ya da benzer bir organizasyonunkendi nüvesini teþkil edenden baþka halklarý egemen-liði altýna alma çabasýný ifade etmek için kullanabile-ceðimiz emperyalizm kavramý da tam olarak bu sürecitarif etmektedir. Günümüzde emperyalizm kavramýnýnen çok özdeþleþtirildiði dönem, denizaþýrý sömürgecilikdönemidir. Sömürgecilik, devletlerin genellikle denizyoluyla, denk güçte olmayan bir devletin, ya da hiçbirdevletin egemenliðinde olmayan -günümüzde büyükölçüde de sömürgecilik yüzünden "üçüncü dünya"olarak tanýmlanan- topraklarý iþgal etmesi ve sömürme-sine þeklinde tanýmlanabilir. Sanayileþmenin baþla-masýyla beraber artan hammadde ihtiyacý, deniz aþýrýsömürgelerin çok daha karlý hedefler haline gelmesinisaðladý. Önceki çaðlarda temel amaç baharat, ipek gibideðerli mallara daha çabuk ulaþmak olduðu için,sömürgecilerin iþgal ettikleri topraklara tamamenhâkim olmasýndan çok deniz ve limanlarý kontroletmeleri yeterli olmuþtur. Ýngiltere’nin 1600’lerdenitibaren var olduðu Hindistan’daki hâkimiyetini, ancaksanayi devrimiyle birlikte kýyý bölgelerinden içeriyekadar geniþletmeye baþlamasý önemli bir örnektir. Busürecin bir sonucu olarak sömürgeciler, öncelikle yerlihalklarla veya hükümdarlarla sonraysa ayný bölgelerdeiçeriye yayýlma çabasýndaki diðer Avrupalý güçlerlekarþý karþýya geldiler. Sömürgecilik yüzünden dünyasüratle Avrupalý ülkelerin arasýnda paylaþýldý. Artýk

sömürgeleþtirilecek yeni bir toprak parçasý kalmadýðýn-da, sömürgecilerin birbirlerinin elindekilere sahipolmaya çabaladýðýna tanýk olduk. Bu rekabetin DünyaSavaþlarý ile sonuçlanmasý hepimizin malumudur. Ýkin-ci Dünya Savaþýnýn ertesinde Avrupalý güçlerinsömürgelerinden çekilmeleri ile sonuçlanan süreç,deniz aþýrý sömürgeler olarak bilinen ülkelerin “özgür-lüklerine” kavuþmasýný saðladý. Bu deðiþimin özündeöncelikle dünya savaþlarýnýn aðýr maliyeti sonucunda,Avrupalý güçlerin ekonomilerini çökmesi ve sömürgel-erde ardý ardýna patlayan isyanlarla mücadele edecekkaynak yaratýlamamasý yatar. Bu dönemde FransýzlarýnVietnam ve Cezayir’de, Ýngilizlerin Malaya dakarþýlaþtýðý gibi baðýmsýzlýk yanlýsý isyanlarlamücadele edemeyen sömürgeciler, çareyi bu topraklarýterk etmekte buldular. Direnen sömürgelerin ardý ardý-na baðýmsýzlýklarýný kazanmalarý, henüz eline silahalmamýþ sömürgelerinden ayaklanmasý yolunu aça-caðýndan, sömürgeciler, süratli bir þekilde bu halklarýnda baðýmsýzlýklarýný tanýdýlar. Ancak, bu tablonungöründüðü kadar tozpembe olmadýðýný belirtmekgerekmektedir. Çünkü sömürgelerin silah yolu ilebaðýmsýzlýklarýný kazanmalarý halinde, kendi çýkarlarý-na en uygun düzenlemeleri yapmakta serbest olacaðýn-dan, eski sömürgecilerinin boyunduruðundan tamamenkurtulacaklarýný anlamamýz gerekir. Bu yüzdensömürgeci güçler, böl-yönet politikalarý doðrultusundaçizdikleri sýnýrlar içinde, kendilerine yakýn hükümetlerkurulmasý ve bu hükümetlerin doðal kaynaklarýsömürgecilerin þirketlerinin denetimine býrakan karlý

D

Kafkasya’nýn Rusya tarafýndan iþgali ve yerli halkýnýn sürülmesi 19. yüzyýlýn gördüðüen büyük insanlýk trajedilerinden biridir. Bugün uluslararasý kamuoyunun hafýzasýndansilinen bu trajedinin sebep olduðu sorunlar, dönem dönem yüzeye çýkmaktadýr. Busorunlarý yaratan temel sebepler, iþgal, soykýrým ve sürgünü anlamadan, yarattýðýsorunlarý da anlamak ve çözüm bulmak mümkün deðil.

SürgünSürgün

Page 93: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

anlaþmalar yapmasý sonrasýnda sömürgelerini terkettiler. Nitekim günümüzde bile bu yapay sýnýrlaryüzünden komþularý ile ihtilaf yaþayan bu eskisömürgelere "yardýmýn" yine eski sömürgecilerindengelmesine þaþýrmamak gerekir. Býraktýklarý sakatyapýlar sayesinde sömürgeciler, eski egemenlik alan-larýnda halen sözlerini geçirebilmekte ve yerel kay-naklarý, sanayilerine hammadde saðlamak içinsömürmeye devam edebilmektedirler.

Sömürgeciliðin geçirdiði bu evrimi, iþgal edilen,sömürülen topraklarýn denizaþýrý olmasý halinde geçer-li olduðunu görüyoruz. Ayný çaðda ayný amaçlarla iþgaledilmiþ olan ancak sömürgeci yaný baþýnda olduðu içinonun anakarasýna dâhil olarak addedilen ülkeler için,süreç büyük ölçüde deðiþmeden devam etmektedir.

Kafkasya

Ýngiltere, Fransa gibi ülkelerin baþý çektiði bu yayýlmadönemi baþýndan itibaren Avrupa devletlerinin are-nasýydý. Ýngiltere bir ada ülkesi olarak deniz aþýrýtopraklara yönelirken, Fransa gibi çevresi diðer güçlüAvrupa devletleriyle çevrili olan ülkeler de onu takipettiler. Ancak, Avusturya-Macaristan, Almanya, Rusyagibi deniz daha doðru bir ifadeyle okyanuslara baðlan-týsý olmayan ya da az olan bu ülkeler, gözlerini kendi-lerine göre daha zayýf olan komþularýna diktiler.Polonya, Yugoslavya gibi ülkeler bu politikanýn ilkhedefleriydi Rusya bu Avrupa devletleri arasýnda fark-lý bir noktadaydý. Çünkü doðuda Asya ya güneydeKafkasya’ya, güneybatýsýnda güç kaybeden birOsmanlý Ýmparatorluðu’nun olmasý, geç katýldýðý yayýl-ma ve sömürgeleþtirme yarýþana yetiþmek için ideal birpozisyon saðlýyordu. Rusya’nýn sömürgecilik çaðýndaele geçirdiði topraklarda bu sebeple hep komþu bölgel-er oldular. Rusya’nýn bu sömürgelere kendi nüfusunuve gücünü diðer sömürgeci güçlere kýyasla daha yoðunbir þekilde yerleþtirebilmesinin sebebi de budur. RusSömürgeleri arasýnda Kafkasya ve bu iþgal süresince

yaþananlar, bütün Rus ve Avrupa sömürgecilik çaðýnýnistisnai bir örneðini oluþturan olaylara sahne oldu.

Sömürgecilerin iþgale veya iþgal altýnda yaþamayadirenen yerli halkalara vahþice saldýrmasý, bu çaðýngenel bir özelliði iken, bir toplumu emperyalistamaçlarla büyük bir ölçüde katledip kalanlarýndatopraklarýndan sürülmesinin bu çaðda bile fazlacaörneði yoktur. Dönemindeki diðer emperyalistlerdenfarklý olarak iþgal ettiði bölgelere kendi nüfusunu taþý-mak konusunda daha rahat olan Rusya’nýn, bucoðrafyalarýn yerli halklarýna iþ gücü amacýyla ihtiyacýolmamasý, Kýrým ve Kafkasya örneðine olduðu gibiyerli halklarýn sürgün edilmesine sebep oldu. ABD’ninAmerikan Yerlilerinin topraklarýný iþgali ve Rusya’nýnKafkasya’yý iþgali ayný sebepten dolayý benzeþmiþtir.Bu iki topraðýn insanlarýn kaderi, eþ zamanlý olarak acýverici þekilde benzer olmuþtur.

Devletlerin egemenlik alanlarý içerisinde bulunduklarýyerde varlýklarýyla kendisine sorun yaþatan unsurlarýbaþka yerlere zorla iskân etmesi görülmemiþ bir durumdeðildir. Ancak bu politikanýn hedefi genellikle bütünbir halk deðil, bir halk içerisinde en çok direnenlerdir.Bütün bir halkýn bir zorla yerinden etme politikasýnýnhedefi olmasý istisnai bir durum olsa da tarihte buna ençok baþvuran ülkelerden biridir Rusya. 1738 deNogaylarý Kafkasya’ya; Kýrým Tatarlarýnýn da büyükbir kesimini Anadolu’ya süren Rusya’nýn bu hareketiyüz yýl sonra yapacaklarýnýn habercisiydi. i

Rusya’nýn tarihinde ki örneklere bakarak sürgünün Rusyetkililerin önünde bir seçenek olarak hep varolduðunu düþünebiliriz. Ancak bir plan halinde kab-ulünü ise 1860 da Psýj bölgesi Rus ordusu komutanýolan Yevdokimov’a kadar götürebiliriz. Bu planda ençok direnen kabilelerin Psýj bölgesine ya da Osmanlýyasürülmesi öngörülmekte idi.ii

Yerlilerin yurtlarýný Ruslarýn istemesiyle terk etmeye-

91

1898 yýlýnda Dünya üzerindeki devletlerin egemenlik alanlarýný gösteren harita dünyanýn nasýl bölüþüldüðünü gösteriyor.

kf

Page 94: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

cekleri açýktý. Bunu temin etmek için Rus yöneticilerisavaþlarla o çað insanlarýný bile hayrete düþüren vahþetörnekleri sergilediler. Aslen Alman olan GeneralZass'ýn karargâhýnýn yanýna savaþ alanýnda ölen daðlýsavaþçýlarýn baþlarýný kazýða çaktýrmasý ancak ortaçaðda emsallerine rastlanan bir barbarlýk örneðidir.Tipik bir dönem aristokratý olan Zass’ýn bu barbarlýk-tan ancak karargâhýný ziyaret eden bir hanýmýn ricasýüzerine “centilmence” vazgeçer; ancak savaþ alanýndantoplanan baþlarý kaynattýrýp incelenmesi için Berlin’egöndermeye, üstleri tarafýndan ikaz edilinceye kadardevam eder.

Direnen kabilelerin sahte barýþlarla kandýrýlýp, dahasonra geceleri köylere baskýn verilmesi ve köydekilerinson bireylerine kadar katledilmeleri alýþýldýk bir iþhaline gelmiþti. Bu katliamlar, “centilmen” Zass’ýn Rusordu bürokrasisi kadro-larýnda istisnai bir örnekolmadýðýnýn ispatýdýr.Tarihçi Y.D.Felisinyüzlerce köyün yakýldýðýnýve harabeye çevrildiðinibelirtir. Rus ordusu arþiv-lerinde gerçekleþtirilensoykýrýmýn belgeleri halenmevcuttur.iii

Öte yandan, savaþ vegetirdiði yýkýmýn doðrudansürgünün tek açýklamasýolmasý beklenemez. Rusya’nýn Kafkasya’daki tümköyleri tek tek yakmadýðý da açýktýr. Öyleyse bizlereböylesine büyük bir kitlenin nasýl olup ta birkaç yýllýkbir süre içerisinde topraklarýný terk etmesinin sað-landýðýný sormak düþmektedir. Aslýnda bu sorunun tekbir yanýtý olmadýðý gibi gün geçtikçe yeni gerekçelerede ulaþmaktayýz. Öncelikle savaþ yorgunluðu diyetanýmlanan halin önemli bir etken olduðunu kabuletmeliyiz. Savaþýn bir halkýn sosyal ve ekonomikdokusunu aðýr bir þekilde tahrip etmesiyle halkýn

savaþma ya da savaþý destekleme arzusunun kaybol-masý olarak tanýmlayabileceðimiz bu halin, Kafkas-Rus savaþlarýndaki etkisi yadsýnamaz. Nitekim Rusyada Kafkasya halkalarýnýn dokusuna zarar vermek içingýda ambargosu uygulamasýndan, vahþi bir saldýrýsavaþý yürütmesine kadar her þey halkta, her ne þekildeolursa olsun savaþ halinden kurtulma isteði yaratmýþolabilir. Topraklarý iþgal edilen bazý gruplarýn kendileriile ayný dinden olamayan yöneticiler tarafýndanyönetilmek istememesi de sebeplerden biri olabilir.Sürgün yýllarýnda gelenlerden bugüne aktarýlan bazýanlatýlar buna iþaret etmektedir. Baþka ve belki de en azbilinen sebeplerden biri ise 1861 yýlýnda Rus Ýmpara-torluðunda servaj yani feodalitenin kaldýrýlmasýdýr.ivBu karar sebebiyle bazý feodal beylerin yönetimerklerini kaybetmektense tebaalarý ile beraber "RusÝmparatorluðu topraklarýný" terk etmesi saðlanmýþtýr.

Burada dikkat çekici olanimparatorluðun diðer böl-gelerindeki feodalleretebaalarýyla beraber gitmehakkýnýn verilmemesidir.Böyle bir uygulama yalnýzcaKafkasya’da karþýmýza çýk-maktadýr. Buradan daKafkasyalýlarýn topraklarýnýterk etmesi için oluþturulanplanýn ne kadar incelikleiþletildiðini görmekteyiz.Yerlilere topraklarýný terketmekten baþka hiçbir yol ve

seçenek verilmedi. Rus tarih aktarýmýnda yerlilereKuban bataklýlarýna ya da Türkiye’ye gitmek arasýndatercih yapmalarýnýn istendiði sýklýkla zikredilir. Ancakgünümüzde Kuban bataklýlarýna gitmeyi tercih eden-lerle ilgili hiçbir kayýt yok. Kimse tercih etmedi mi, yada tercihleri dikkate alýnmadý mý, belki Kuban yer-leþenler daha sonra, tekrar baþka yerlere iskân edildil-er, belki de o bataklýklar onlara mezar oldu. Bugün tekbildiðimiz ya da resmi Rus tarihini aktardýðý kimseninKubaný tercih etmediðidir.

92

Ýmparatorluðun hâkimiyet alanýný kay-betmek istemeyen ve “çaðdaþ” toplum-larla ayný kategoride varlýðýnýsürdürmek isteyen Osmanlý Elit’i için önceihtiyaç duyulan kimliði tanýmlayýp sonratebaayý bu kimliðin içine sokma çabasý,elit ve toplum arasýnda yabancýlaþ-manýn temel unsurudur. Milliyetçi elittarafýndan hangi kimliði taþýrsa taþýsýn,tebaa þekillendirilmesi gereken bir nesneolarak algýlanmaktadýr.

kf

Page 95: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

Rusya’nýn egemenlik alaný içerisindeki bir halký yer-lerinden alarak, gene Rus kontrolündeki baþka bir böl-geye iskân etmesinden farklý olarak, Kafkasyalýlarýnsürgünü söz konu olduðunda, insanlarýn sürüleceðiülkenin de buna razý olmasý gerekmekteydi. Bu sebeple1860 yýlýnda Loris Malikov adýnda orta düzey birmemur Osmanlýyla gizli görüþmeler yürütmek içinÝstanbul’a gönderildi. Rusya’nýn temelde kabuledilmesini istediði þey sürülenlerin kabulü ile geri dön-meye çalýþmalarýnýn engellenmesiydi.

Sürgünün asýl faili Rusya ise da bu trajedide üstlendiðirolle Osmanlýnýn tavrý suç ortaklýðýndan baþka bir þeydeðildir. Yanýltýcý bir þekilde makûs bir kader yaþayanbir millete kucak açma kýlýfýyla o dönemde vegünümüzde dahi üzeri örtülmeye çalýþýlan bu suçortaklýðýnýn, en büyük delili o dönemdeki Osmanlýicraatlarýdýr. “Kafkasya Daðlýlarý” kitabýnýn yazarý Y.Abramov Kafkasya’da o dönemde Osmanlý ajanlarýnýnRusya ile ayný amaçla faaliyet gösterdiðini veRusya’nýn bu insanlarý engellemeye çalýþmadýðýnýbelirtir. Zaten gemilerle Karadeniz’deki Türk liman-larýna inen insanlarýn yaþadýklarý Osmanlýnýn kucakaçmakta baþka niyetlerinin olduðunu gösterir.

Sahillerdeki mülteci kamplarýnda salgýn hastalýk veaçlýktan dehþet verici oranlarda insan ölür ki bu; oinsanlarý orada tutanlarýn, onlarý hayatta tutmakkonusunda neredeyse hiç çaba göstermediðini iþareteder. Pinson sahillerdekilerin ölüm oranýný %50 olarakverirken, A.P.Berge ye göre Samsun ve Trabzon’açýkanlardan günde 150 ila 250 si yaþamýný yitirmektey-di. Teophil Lapinsky bu sayýyý Samsun için günde 500,Trabzon için 400, Gerede için 300 olarak verir. Bumülteci kamplarýndan sað kurtulabilenleri iseOsmanlýnýn stratejik ihtiyaçlarýna göre iskân edilecek-leri yerlerdeki hayatta kalma mücadeleleri beklemek-teydi. Sorunlu bölgelere, sýnýr boylarýna yerleþtirilenKafkasyalýlar kendilerini tekrar çatýþmanýn içinde bul-dular. En trajik olan þeyse bir imparatorluðunemperyalist hýrslarý için vatanlarýndan olanKafkasyalýlarýn baþka bir emperyalist imparatorluðun -üstelik ülkelerinden sürülmelerine sebep olan- diðer birimparatorluðun paramiliter gücü haline gelmeleridir.

Sürgünden sonraki dönemde, Sovyetler birliðininkurulmasýndan sonra, yerli halklara kendi kaderlerinitayin hakký kapsamýnda, özerk devletler kurma hakkýsaðlandý. Aslýnda bu iþin görünen yüzüydü. Stalin'inbaþkanlýðýný yaptýðý Yüksek Halklar Komiserliði halk-lar adýna onlarýn kaderlerini tayin etmiþti. Bu komiser-liðin Kafkasya’daki icraatlarý özellikle ilgiyi haketmektedir. Tek bir Adige halkýndan üç, Osetlerden veKaraçaylardan ikiþer devlet yaratýlmasý birkaç örnek-ten biridir. Bu halklarýn böyle yönetilmeyi tercihetmediði aþikârdýr, zira bugün dahi birleþmeye çalýþ-maktadýrlar. Ancak Komiserliðin en büyük tahribatý ne

yazýk ki bu halklara devletler yaratýlmasýndan çok Rusçýkarlarýna uygun kültür ve dil yaratýlmasýydý. Yani, buhalklarýn gelecekte ortak bir kader duygusu geliþtire-memesi için kültürel ve dilsel geliþimleri tahrip edildi.Bugün nihayet Diaspora ya da sýçramýþ olan hastalýklýbu mikro-milliyetçilik halinin temel yaratýcýsý da Rusemperyalizmidir.

Kafkasya’da sürgün ve soykýrýmýn geçtiðimiz yüzyýlaait bir acý olduðunu düþünmek hatalý olur. Rusya,Kafkasyalýlarýn büyük çoðunluðunu sürmesindensonra, Kafkasya’ya getirmeyi umduðu düzen geçicioldu. Kafkasya Rus boyunduruðunun zayýfladýðý herdönemde tekrar tekrar kaynadý. Rusya’nýn bunlara tep-kisi her zaman 19 yy. olduðu gibi oldu. Yerli halkalarýkatletmek ve sað kalanlarý sürmek. Rus Ýç Savaþý, Ýkin-ci Dünya Savaþý ve Sovyetler Birliði’nin yýkýlýþý, 19.yydan bugüne Kafkasya’ya yönelik Rus politikalarýndabir deðiþim olmadý. Daha öncede belirttiðimiz gibibüyük sürgünün ve daha sonra meydana gelen emsal-lerini tek bir sebeple açýklamak güçtür. AncakRusya’nýn politikalarýndaki deðiþmezliðin tek bir sebe-bi var o da Kafkasyalýlarýn birleþik bir irade göster-memek üzerine kurulu olan ýsrarlý politikasýnýndeðiþmemesidir. Tarih bize özetle birleþik bir irade gös-terilmediði sürece Rusya’nýn Kafkasya’da istediðiniyapmakta serbest olacaðýný göstermektedir.

KAYNAKÇA1 Nogais, http://en.wikipedia.org/wiki/Nogais2 Brief Information About 1864 Circassian Exile, Halim Hambet,KBR Universty, Nalchik, http://www.circassianworld.com/briefinfor-mation.html3 The Reports and the Testimonies About Russian - Circassian Warand the Circassian Genocide http://www.circassianworld.com/reports.html4 Emancipation Reform in Russiahttp://en.wikipedia.org/wiki/Emancipation_reform_of_1861_in_Russia

C Ý A Etnik Kafkasya Haritasý : Sömürgeci politikalarýn halklarý nasýl çýkarlarý için bölebileceðinin kanýtý günümüz Kafkasyasý

Page 96: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

VÝKTOR EROFEYEV 2, INTERNATIONAL HERALD TRIBUNEHAZÝRAN 28, 2006

ohum, Abhazya Bir kez dahaGürcistan ve Abhazya arasýn-daki politik çatýþma

alevleniyor. Gürcistan Baþkaný,Mihail Saakashvili, Abhazya’nýnGürcistan’nýn bir parçasý olduðukonusunda kararlý bir þekilde ýsrarediyor. Abhazya Baþkaný SergeiBagapsh ise ancak iki komþu ülkearasýnda dostça iliþkiler temelindemüzakereler için hazýr. Her iki liderde dünya kamuoyuna sesleniyor.

Bu kelimeler savaþýnýn arkasýndane var?

K a r a d e n i z ’ i ngezinti yeri olanS o h u m ’ d a ,A b h a z y a ’ n ý nbaþkenti’nde, birp a l m i y eaðacýnýn altýnda-ki açýk birkafede yaþlý birAbhaz-Misha Amca- belirsizgülümsemesiyle bana koyu birTürk kahvesi ikram ediyor. 13 yýlönce, her iki oðlu da Abhaz-GürcüSavaþý’nda öldürüldükten sonra,gülümseme sebebini kaybetti.

Abhazya hiçbir zamanGürcistan’nýn bir parçasý olmaya-cak. Savaþ bunu açýkça gösterdi:Abhazlar topraklarýný vermektenseulus olarak yok olmayý tercih eder-ler. Bugün de bilindiði gibi, birbarýþ anlaþmasý için beklemeden,Gürcü güçleriyle beraber geri çek-

ilen binlerce Gürcü Abhazya’yageri döndü.

Sovyetler Birliði yýkýldýktan sonra,Gürcistan, popüler bir Sovyet din-lenme yeri ve kültürel bir yerolmaktan çýkýp, politik istikrarsý-zlýðýn ve silahlý çatýþmanýn hükümsürdü bir yere dönüþtü. Bununsorumlusu sadece yerel poli-tikacýlar deðil. Rusya ve Amerika

Birleþik Devletleri de Kafkasya’dageçmiþ ve gelecek çýkarlarýný ayýr-mak konusunda baþarýsýz oldular.

Bugün en umutsuz görünen yerleriçin umut yükseliyor. Abhazya,Rusya ve Gürcistan ile 220 kilome-tre sýnýrý olan ufak bir ülke hiçbir

devlet tarafýndan tanýnmýyor.Bazýlarý Abhazya’yý harika iklimineraðmen sadece muzlar dýþýnda, Rusyanlýsý bir “Muz Cumhuriyeti”olarak görüyor.

Diðerleri onu Gürcistan’nýn biryaðma ve kýyým gibi görünen (3500 insan ölmüþtür, Abhazyanüfusunun %3 ünden fazla) 1992-1993 yýllarýndaki cezalandýrýcý

savaþýndan sonra ondanayrýlan Gürcistan’nýn

asi bir parçasý olarakgörüyor.

Son yýllardaAbhazya bütün

uluslararasýi zo l a s yon -lara dayandýve bugünhala ambar-go altýnda.

U ç a k l a rburaya uçmuy-or; gemiler

buraya yanaþmýyor (nadir istisnalardýþýnda); posta servisi yok.Ziyaretçiler arabayla Soçi’dengeliyor.

Gürcistan þimdi Rusya’ya federasy-on temelinde geniþ bir özerklik ver-meyi teklif ediyor-Abhazya’nýnsavaþtan önce istediði biçimde.Fakat burada kimse Gürcistan’agüvenmiyor. Abhazya’nýnGürcistan’a sýnýr güneydekiOçamçira bölgesi’nde, yýkýlmýþ

S

Ülke kendisine “ambargo demokrasisi” diyebileceðim yeni bir yönelim seçiyor. 10 yýllýktravmadan sonra yaralarýný saran Abhazya, geleceðini demokratik uyanýþta, siviltoplumda ve Avrupa deðerlerinde görmektedir. Gazeteciler, yazarlar, tarihçiler ve NoviAfon Manastýrý’ndan Ortodoks rahipler ve yerel yöneticiler bana Sýrbistan ve DaðlýkKaradað arasýndaki medenice ayrýlýktan ilham aldýklarýný söylediler.

Abhazya: Karadeniz’de ÜmitVeren Ýstenmeyen Ülke 1

Page 97: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

köylerle karþýlaþtým. Oçamçira bölgesinde savaþtanönceki 70.000 nüfustan sadece 4.000 kiþi kaldý.

Ne var ki Abhazya kuzeyde savaþtan daha az zarar gör-müþ bölgelerini canlandýrmaya baþladý. Geçen yýl çoðuRusya’dan bir milyon üzerinde turist aðýrlandý.

Bir buçuk yýl önce Kremlin’nin Ukrayna’daki gibikendi adayýný desteklediði ama baþarýsýz olduðu seçim-ler boþuna gerçekleþmedi.

Ülke kendisine “ambargo demokrasisi” diyebileceðimyeni bir yönelim seçiyor. 10 yýllýk travmadan sonrayaralarýný saran Abhazya, geleceðini demokratikuyanýþta, sivil toplumda ve Avrupa deðerlerindegörmektedir. Gazeteciler, yazarlar, tarihçiler ve NoviAfon Manastýrý’ndan Ortodoks rahipler ve yerelyöneticiler bana Sýrbistan ve Daðlýk Karadað arasýnda-ki medenice ayrýlýktan ilham aldýklarýný söylediler.

Ne var ki, Abhazya’da gözlemci misyonundaki BMGörevlileri yakýn gelecekte Abhazya’nýn baðýmsýzlýðýkonusunda herhangi bir iþaret olmadýðýný ifade ettiler.Ne kadar zaman ve ne sebeple bu tanýnma iþkencesidevam edecek?

Hepimiz bu küçük ülkeyi incitmenin yanlýþ olduðunuve bunun bir günah olduðunu biliyoruz. Abhazya ken-dini tarihsel olarak baðýmsýz bir ülke olarak görüyorsa,çeþitli zamanlarda, önce Çarlýk sömürgeciliðine, sonraStalin döneminde Gürcistan’nýn kültürel Gürcüleþtirmepolitikalarýna direndi ve baðýmsýzlýðý için kanlý birsavaþ yaþadýysa, neden tekerine çomak sokuyoruz?

Abhazya’nýn Baþkaný- 57 yaþýndaki SergeiBagapsh’ýn-eski bir basketbol oyuncusu ve agrono-mist- pragmatist olarak bir ünü var. Onunla banliyöevinde bir araya geldim.

Bagapsh Abhazya’nýn global demokratik toplumundeðerli bir üyesi olmak için bütün kaynaklara sahipolduðuna inanýyor. Bagapsh bunun “çok çalýþma vezaman” gerektirdiðine inanýyor. Kutsal sözlerKafkasya’da nadiren duyulur!

Bagapsh ile konuþurken Gürcistan’a karþý herhangi birnefret hissetmedim. Onun demokrasi seçimi aynýzamanda barýþçýl görüþmeler için de bir seçim. O,Ülkesi üzerindeki baskýyý kaldýrmak ve ülkesineyabancý sermayeyi çekmek istiyor.

Moskova Abhazya’nýn baðýmsýzlýðýný desteklemekte-dir ancak sadece Gürcistan’a karþý. Abhazya’nýn Rusyaile yakýn baðlarý Rusya’daki demokratik muhalefeteAbhazya’nýn Putin yanlýsý sempatisinden þüphe etmesiiçin bir bahane verdi. Fakat gerçek þu ki, Amerikalý biranalistin Abhazya’yý tanýmladýðý gibi bu “jeopolitiktutsak”ýn kuzeydeki komþusuyla iyi iliþkiler kurmaktan

baþka þansý yok.

Abhazya’da bir özdeyiþ var: “Denize düþen yýlanasarýlýr”. Abhazya Baþkaný Rusya’yý en iyi ihtimalle yal-nýzca bile yýlan olarak görmek istemektedir. BirçokAbhaz gibi, o da evde Rusça konuþur ve Rus kültürüiçinde büyütülmüþtür.

Abhazya, Rusya’nýn politik yönünü taklit etmeyidüþünmüyor. Abhazya’nýn Kafkasya’daki akýlcý poli-tikalarýn merkezi olmasý olasýdýr. Ýhtiyaç duyduðu þeyuluslararasý anlayýþtýr. Bu kesinlikle Abhazya’danayrýlýrken taþýdýðým duygu.

1 Viktor Erofeyev, International Herald Tribune,Haziran 28, 2006http://www.iht.com/articles/2006/06/28/opinion/edviktor.php

2 ( Viktor Erofeyev “ Life with an Idiot”, kýsa hikayeler koleksiyonuve “Russian Beauty”, bir roman kitaplarýnýn yazarýdýr.

95

Page 98: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

STEPHEN BLANK

eçen savaþ lideri Basayev’in9 Temmuz’da bir kaza sonu-cu oluþan patlamada ölümü-

Rusya’nýn planlý bir operasyonudeðil- Çeçen isyancýlarýn en kariz-matik ve muhtemelen en acýmasýzliderini sahneden sildi. Her nekadar FSB Baþkaný NikolaiPatrushev, çabalarýnýn öncelikleyurtdýþýnda Çeçenistan için silahtoplanýlan yerlerdeki operasyon-larýn sonucunda baþarýya ulaþtýðýnýiddia etse de; gerçekte Basayevkonvoyundaki patlayýcý yüklü birkamyonun kazayla patlamasý sonu-cu öldü. Basayevin trajik ölümününardýndan FSB, Basayev’in 15–17Temmuz tarihinde St.Petersburg’daki G-8 Zirvesigerçekleþtiði anda bir saldýrý plan-ladýðýný iddia etti. Bu, Basayev’denbeklenebilecek bir giriþim olduðugibi, FSB baþkanýnýn uydurmasýolma ihtimali de çok olasýdýr.

Son yýllarda FSB ve diðer RusGüvenlik Servislerinin Rusya ilesavaþan insanlarýn sayýsý hakkýnda-ki raporlarý, sistemli bir istihbarataraþtýrmasýndan daha çok uydurmagibi göründü. Birçok resmi rapor

Çeçenistan’da Rusya’ya karþý kimiyerlerde 500–1500 arasýndadeðiþen ancak birkaç yüz gerillanýn

olduðunu söylüyor. Fakat sadece2005 yýlýnda, 3000 isyancý gerçekisyancý sayýsýnýn kabul edilendendaha fazla olduðunu söyleyip, tes-lim olarak Rusya tarafýna geçti. Busayý ayný zamanda Rusya’nýn

Çeçenistan’da Alu Alkanov veRamazan Kadirov ile yürütülenpolitikalarýnýn baþarýlý olduðunugösteriyor.Basayev’in ölümünden bir günönce Kadirov, komutasýndaki17000 kiþilik iyi eðitilmiþ ve gerillasavaþýný bilen polis gücüyle savaþ-mak için, geriye 60-70 ücretliaskerle birlikte sadece birkaçdüzine gerillanýn, kaldýðýný iddiaetti. Kadirov ayrýca FSB’nin kendipropagandasýna gölge düþürecekþekilde ve Moskova’nýn kendisinegüvenmediðini ima ederek,Basayev’e karþý gerçekleþtirilenoperasyonda yer almadýðýný söyle-di. Fakat onun övünmesi dikkatlibir incelemeye deðer.

Her ne kadar çeþitli Rus ve Çeçenresmi görevlileri Basayev’inölümünün Rusya’da acil durumunsona ermesine yol açacaðýný iddiaetse de, gerçek bütün KuzeyKafkasya’nýn canlýlýðýný koruya-caðý ve Rusya’nýn hala problemler-ine karþý herhangi bir çözümüolmadýðýdýr. Dahasý Rusya’da göre-vi Çeçen gerillalarla savaþmakkadar, Kadirov ve onun kuvvetleri-

Ç

Þimdi Çeçen isyancýlarý kontrol edecek bir liderin yok olmasýyla birlikte, Basayev’inyakýn çevresinde ayrýlýkçý isyancýlardan çok, düþmana karþý planlý anarþik saldýrýlargörme ihtimali artýyor. Onun ölümünün bu tip saldýrýlarýn azalmasýna mý artmasýna mýyol açacaðýný bilinmiyor. Fakat Moskova Kadirov’un etkisi azaltmak ya da onu yok etmekiçin çalýþýrken baþka bir Çeçen liderin ortaya çýkmasý olasý görünüyor. Buradaki anahtarnokta þu: Ne barýþ ne de iç güvenlik saðlanabilir ne de Çeçenistan’ý barýþçýl yönetecekmeþru bir rejim vardýr.

Basayev Öldü Ama Rusya’nýn Kuzey Kafkasya’da Baþ Aðrýsý Devam Ediyor1

Page 99: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

ni de izlemek olan 50.000 kadarRus MVP askeri bulunuyor. Bazýzamanlarda Basayev’e benzeyenKadirov ve onun özel grubu -Kadirovski-, Rus Güvenlik güçler-ine göre kontrol edilemez durumda.Dolayýsýyla Rus askerlerinin onlarýizlemesi ve olasý operasyonlarý yap-maktan alýkoymasý gerekmektedir.Ruslar ve Kadirov yanlýlarý içinRus pasaportuyla gezen Basayev’iizlemenin birçok yolu vardý, ne varki baþýna konulan 10 milyon dolarödüle karþý onu ele geçiremediler.

Basayev için söz konusu olan buserbest geçiþ, Rus Güçleri veteröristler arasýndaki çarpýþmahakkýndaki daha önceki raporlarýngerçek olduðunu, bu uygulamanýndevam ettiðini ve Rus Güçlerininmücadele gücünün Moskova’nýniddia ettiðinden daha düþükolduðunu göstermektedir. Çeçenisyancýlara karþý operasyonlardevam etmektedir ve Basayev buyaz çatýþmayý Rus topraklarýnataþýyacaðýný söylemiþti. ÞimdiÇeçen isyancýlarý kontrol edecekbir liderin yok olmasýyla birlikte,Basayev’in yakýn çevresindeayrýlýkçý isyancýlardan çok, düþ-mana karþý planlý anarþik saldýrýlargörme ihtimali artýyor. Onunölümünün bu tip saldýrýlarýn azal-masýna mý artmasýna mý yol aça-caðýný bilinmiyor. Fakat MoskovaKadirov’un etkisi azaltmak ya daonu yok etmek için çalýþýrken baþkabir Çeçen liderin ortaya çýkmasýolasý görünüyor. Buradaki anahtarnokta þu: Ne barýþ ne de iç güvenliksaðlanabilir ne de Çeçenistan’ýbarýþçýl yönetecek meþru bir rejimvardýr. Çeçenistan Putin’indemokratikleþme çabalarý için birmeþrulaþtýrma merkezi olarakkalmaya devam ettikçe, onunbölgedeki politikalarýnýn sonucuçok zor tatmin edici olur.Basayev’in ölümünün KuzeyKafkasya’daki istikrarsýzlýðý azalt-masý da olasý deðildir.

Her ne kadar Rus resmi görevlilerigenel olarak Kuzey Kafkasya’dakiözel olarak da Çeçenistan’dakiistikrarsýzlýðý Vahabizm baðlama

konusunda istekli olsalar da,istikrarsýzlýðýn gerçek sebebiRusya’nýn yanlýþ yönetimi vebaskýcý þiddet politikalarýdýr. Budurum Basayev’de olduðu gibikontrol edilmesi zor Ýslamiterörizme yol açmýþtýr, fakatKadirov ve onun çevresindekilerindaha iyi bir seçenek sunduklarý yada diðerlerinin KuzeyKafkasya’daki problemler için her-hangi bir çözüme sahip olduklarýþüphelidir. Þüphesiz Putin kazaraolsa da burada büyük bir savaþýkazandý ve Çeçen direniþinin büyükbir aðacýný kesti. Fakat 200 yýldandaha fazla Rusya karþý savaþan birulusun þimdi yenilgiyi kabul etmesive Rusya’nýn da Kuzey Kafkasyave Çeçenistan’da nasýl korkudanziyade rýzaya dayanan meþru birdüzen getireceðini bilmesi mümkündeðil.

1 Stephen Blank, “Basayev Gone ButMoscow still has Headeaches in the NorthCaucasus”, Tuesday, July 11, 2006,http://www.jamestown.org/edm/article.php?article_id=2371260

97

Page 100: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

LÝZ FULLER

eçen Ýçkerya Cumhuriye-ti’nin yurtdýþýndaki diplo-matik temsilcileri StPetersburg’daki G8 Zirvesi

katýlýmcýlarýna bir bildiri hazýrladý.5 Temmuz’da Berlin’de toplanaraktemsilciler, devam eden savaþý dur-durmak ve Kuzey Kafkasya’dadurumu istikrara kavuþturmak içinivedi ve koþulsuz olarak barýþgörüþmeleri için hazýr olduklarýnýbildirdiler.

Çeçen Ýçkerya CumhuriyetiDýþiþleri Bakaný Ahmet Zakayevtarafýndan imzalanan bildiri Çeçendireniþinin haber sitesi chechen-press’e 13 Temmuz’da yollandý.

Zakayev RFE/RL’nin KuzeyKafkasya servisine 14 Temmuz’dabildiriyi imzalayanlardan biriolmasýna raðmen barýþ görüþmeleriteklifinin Çeçen Baþkan DokuUmarov ve direniþe katýlan diðerherkes tarafýndan onaylandýðýnýsöylemiþtir. Bildiride Birinci ÇeçenSavaþýný nihayet veren 1996-97anlaþmasýndan sonra 100.000kiþinin öldüðü bildirilmektedir.Ayrýca devam eden savaþýn KuzeyKafkasya’da istikrarý ve ekonomikgeliþmeyi bozduðu söylenmektedir.

Çeçen ulusunun iki baðýmsýzlýksavaþýnda da savaþtýðý ve baðým-sýzlýklarýnýn barýþ ve gelecektekigüvenliklerinin de bir garantisiolduðu belirtilerek, savaþ yerineuluslar arasý hukuka da uygun çatýþ-manýn çözümü için baþka alternati-fler üzerinde konuþmaya hazýrolduklarý vurgulanmaktadýr.

Bildiri askeri hareket ve þiddetinçatýþmaya herhangi bir çözüm

getirmeyeceðini bildirmekte veRusya ile her iki tarafýn da ön koþulgetirmediði barýþ görüþmelerinibaþlatmayý desteklemektedir. Sonolarak, Çeçen liderliði teröristhareketler de dahil olmak üzerebütün siviller üzerindeki þiddetikýnamaktadýr.

Zakayev’in Mülakatý14 Temmuz’da Zakayev RFE/RL’ye yaptýðý açýklamada Rusya’yakarþý Çeçen direniþinin zayýflaya-mayacaðýný ve barýþ görüþmeleriolmadan ne uluslar arasý toplumunne de Rusya’nýn bu çatýþmayý dur-duramayacaðýný söylemiþtir.

“Bir amacýmýz var. Çeçenistan’dakisavaþ politik görüþmeler olmadansonlanmayacak. Rusya’ya veÇeçenistan’daki iþgalci güçlereolan direniþ zayýflamayacak çünküÇeçen ulusu ve savaþçýlarý birlikte-lik içindeler… Ne Putin ne de ulus-lar arasý toplum durumu görüþme-ler olmadan deðiþtiremez”.

Zakayev, bu bildiriyle barýþ görüþ-melerini bir kenara iterek ulus-lararasý hukuku hiçe saymasýný dur-durmayý amaçladýðýný söylemiþtir.

“Rusya Çeçenistan’daki savaþý herzaman kendi iç politikasýna göreyürüttü. Uluslararasý hukuk vegereklilikleri görmezden gelerekher zaman kendi istek ve öncelik-lerine göre davrandý. Bu durumpolitik araçlarla durum deðiþenekadar devam edecek… Bizimbildirimiz bu temel üzerine dayalý.Uluslararasý toplum ve RusyaÇeçenlerin güvenliði garanti ede-cek baþka yollar görürlerse, bütünkararlýðýmýzla biz bu yollarý tartýþa-

biliriz.”

Daha Önceki ÇabalarBu Çeçen direniþ liderliðininMoskova ile barýþ görüþmelerine yada Çeçenistan’a baðýmsýzlýktandaha düþük bir statünün bile ver-ilebileceði çatýþmanýn çözümünehazýr olduðunu ilan ettiði ilk durumdeðildir.

Nisan 2000’de, Grozni’nindüþüþünden haftalar sonra,Çeçenistan Baþkaný Mashadov tektaraflý bir ateþkes, barýþ görüþmelerive Çeçenistan’a OECD misyonuiçin çaðrýda bulunmuþtu. Mashadov2000–2001 arasýnda þartsýz barýþgörüþmeleri için beþ çaðrý dahayaptý ve Haziran 2002’teKanada’daki G8 Zirvesi öncesi,katýlýmcýlara Çeçenistan’da ateþkesiçin açýk bir çaðrý yolladý. O zaman-lar temsilcisi Zakayev ile Rus lider-liði arasýnda iletiþimin saðlanmasýiçin onlarýn yardýmýný istemiþti.

8 Mart 2005’te öldürülmedensadece haftalar önce, Mashadovtekrar tek taraflý bir ateþkes vekoþulsuz barýþ görüþmeleri içinhazýr olduðunu bildirdi. BuRusya’nýn göz ardý ettiði bir tek-liftir.

Fakat Mashadov’un ölümündensonra bile, Putin ve diðer üst düzeyRus yetkilileri–Baþkan Umarov veZakayev’i de dahil ettikleri“teröristlerle” barýþ görüþmeleriniistemediler.

Ç

“Bir amacýmýz var. Çeçenistan’daki savaþ politik görüþmeler olmadan sonlanmayacak.Rusya’ya ve Çeçenistan’daki iþgalci güçlere olan direniþ zayýflamayacak çünkü Çeçenulusu ve savaþçýlarý birliktelik içindeler… Ne Putin ne de uluslar arasý toplum durumugörüþmeler olmadan deðiþtiremez”.

Çeçenistan: Direniþ Hareketi Barýþ Görüþmeleri Ýçin Hazýr 1

98

1 Liz Fuller, Chechnya: ResistanceLeadership Affirms Readiness For PeaceTalks, http://www.rferl.org/featuresarti-cle/2006/7/61768E74-F83C-49B6-AC10-908755CACE88.html

Page 101: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

rag, Temmuz 10, RFE/RL’ninKuzey Kafkasya servisi,Londra’da yaþayan Çeçen

direniþinin dýþiþleri Bakaný AhmetZakayev ile telefonla konuþtu.Zakayev Çeçen direniþinin sahakomutaný Basayev’in ölüm raporlarýnýdoðrulayamadý.

RFE/RL: Sahip olduðunuz bilgiyle,Basayev’in ölümünü doðrulayabilirmisiniz?

Zakayev: Tabii ki hayýr. Bu bilgiyi nedoðrulayabilir ne de reddedebilirim.Sadece Rusya Federal GüvenlikServisi Baþkaný Nicholai Patrushev’inPutin’e sunduðu raporla birlikte Rusmedyasý tarafýndan açýklananlardanhaberim var. Çeçen Cumhuriyeti’ndenbunu doðrulayacak bir haber almadýmbu nedenle bu bilgiyi ne doðrulayabilirne de reddedebilirim.

RFE/RL: Putin ve Kremlin yanlýsýÇeçen Baþkan Alhunov bugün yap-týklarý açýklamada Basayev’inölümüyle Çeçen savaþýnda yeni bir

aþamanýn baþladýðýný, ve bir çokproblemin halledildiðini söylediler.Basayev’in ölümü Çeçen direniþhareketinin mücadelesini nasýl etk-ileyecek? Ne tür deðiþiklikler ola-cak?

Zakayev: Herhangi bir deðiþiklik olur-sa bu kiþilerde olacak. Durumdeðiþmedi. Mücadelemizin, bizimsilahlý mücadelemizin çok eski bir tar-ihi geçmiþi var. Fakat Rusya propa-gandasý, özellikle askeri propaganda,her zaman bu problemlerikiþiselleþtirmeye çalýþtý her ne kadarbu çatýþmanýn doðasý özel kiþilerdenuzak olsa da.

Çeçenler,Çeçenistan’ýn baðýmsýzlýðýve Çeçenistan devleti fikrini benimsi-yorlar. Daha doðrusu, deðiþik zaman-larda deðiþik liderler bu fikirlerintaþýyýcýsý olmuþsa da bu fikirlerin kay-naðý Çeçen milletidir. Bugün hiçbir þeydeðiþmedi. Dudayev 1996 yýlýndaMashadov 2005 yýlýndaöldürüldüðünde de durumun deðiþtiðiyönünde benzer haberler çýkmýþtý. Ve

biz bugün ayný þeyi tekrar görüyoruz.Ne var ki, bütün bunlarýn kökü 18yüzyýl Çeçen baðýmsýzlýk savaþçýsýÞehy Mansur’a dayanýyor. O dönemingeneral ve askeri kiþileri de bu proble-mi özel kiþilere baðladý ve ulusalbaðýmsýzlýk hareketinin liderleriniöldürerek politik sorunlarý çözmeyeçalýþtýlar. Bu tamamen imkânsýzçünkü direniþ hareketinin temeli buinsanlar deðil Çeçen ulusunun kendi-sidir. Ve ben kesinlikle bir iki üç ya daon kiþinin öldürülmesiyle durumundeðiþmeyeceðine inanýyorum. Busavaþ þimdiden 250.000 insanýnölümüyle sonuçlandý fakat çatýþmabugün devam ediyor ve Rusya’dakigüçler bu çatýþmayý politik yollarlaçözme iradesini gösterene kadardevam edecek. Ancak ortak kararlarlaRusya ve Çeçenistan arasýnda uzunve istikrarlý bir barýþtan bahsedebiliriz.

P

Çeçenistan: Zakayev’in Basayev’inÖlüm Raporuyla Ýlgili Yorumlarý1

FE/RL Rusya Servisi 10Temmuz’da Moskova’daaskeri stratejist Alexandor

Goltz ile radikal Çeçen savaþ komu-taný Basayev’in ölümü hakkýndakonuþtu.

REF/RL: Basayev’in ölümüÇeçenistan’daki askeri-politikdurumu nasýl etkileyecek ve onunhalefi olabilecek biri çýkacak mý?

Golts: 2000- 2001 yýllarýn Rus gener-aller Baþkana Çeçen direniþ hareketi-ni yýprattýklarýný rapor ettikleri zamanbenzer bir durum ortaya çýkmýþtýr. Vebu doðruydu. Fakat problem þuydu kibir savaþta organize olamamýþ direniþorganize olmuþ direniþten her zamandaha tehlikelidir.

Düþmanýn hareketleri tek bir merkez-den kontrol edildiði zaman, onun içinegirmek ve planlarýný öðrenmek her

zaman mümkün. Yardým, teknoloji vesaðlam istihbaratla her zaman düþ-manýn saldýrýlarý için nerede yoðun-laþtýðýný öðrenmek mümkündür.Direniþ daðýlmýþ durumda olduðuzaman, ki Basayev’in ölümü bu sonu-cu doðurdu, problemler sadece arttýçünkü kimseden emir almayan vekendi baðýmsýz hareketleri olan 10- 20– 50 saha komutanýnýn hareketleriniönceden bilmek mümkün deðildir.

Basayev bir imge olduðu içinBasayev’in ölümünün Çeçen direniþi-ni zayýflatacaðý þüphelidir. Fakat aynýzamanda, operasyon ve taktikseviyesinde, Rus özel güçlerinin duru-munu daha da zorlaþtýracak.

REF/RL: Basayev’in ölüm tarihihakkýnda ne düþünüyorsunuz? St.Petersburg’daki G8 Zirvesi’nde birterörist saldýrý düzenlemeyi planla-makla suçlanýyordu. Bu Aslan

Mashadov’un geçen yýl 8 MartDünya Kadýnlar Günü’ndekiölümünü hatýrlatýyor. Basayev’inölümünün de özellikle planlanmýþolabileceðini düþünebilir miyiz?Söylemek istediðim, ölümünübugün ilan ettikleri ama daha öncegerçekleþtiðini söyleyebilir miyiz?

Golts: Bence böyle bir durummümkün olabilir. Bütün yorumcular,Putin’in Irak’taki Rus diplomatlarýnölümünden sonra teröristlerin yokedilmesi niyetiyle alakalý olarak,“Dünya’nýn her yerdeki teröristleri yokedebilirsiniz ancak, Basayev’i yokedemezsiniz” demecine tepki göster-miþlerdir. Bence onu “belirli bir tarihte”öldürme kararý verilmiþ olmasýmümkündür.

Çeçenistan: Daðýlmýþ Olan DireniþYeni Tehlikeler Getiriyor1

R

1 Chechnya: Decentralized ResistancePresents New Dangershttp://www.rferl.org/featuresarticle/2006/07/a4cfbe9f-a0e3-4daf-848b-98097fb1c076.html

1 RFE/RL, Chechnya: Zakayev CommentsOn Reports Of Basayev's Deathhttp://www.rferl.org/featuresarticle/2006/7/1D1 7 3 E F D - 6 C 6 9 - 4 9 9 1 - 9 0 8 4 -7DB1FF71953C.html

99

Page 102: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

Gürcistan resmi görevlileri Kodorgeçidine geçen hafta yaptýklarýmüdahaleyi büyük bir toprakkazancý gibi göstermeye çalýþtýlar.Fakat bu iddialar Gürcistan’nýn eskiKodor valisi Emzar Kvitsiani’yitutuklamadaki baþarýsýzlýðýnýperdeledi. Gürcistan’nýn sadece birpolis operasyonu olduðunu iddiaettiði durumu tetikleyense, EmzarKvitsiani Gürcistan yetkililerinemeydan okumasý.

28 Temmuz’da ulusal televizyondakonuþan Mihail SakaashviliGürcistan’nýn Abhazya’nýn çokönemli stratejik bir kýsmýný doðru-

dan kontrol ettiðini ve bu ayrýlýkçýbölgede Gürcistan yetki veanayasal düzenini kuracaðýnýsöylemiþtir. Gürcistan SavunmaBakanlýðý Irakli Okruashivili daayný gün bütün Kodor’un poliskontrolünde olduðunu söylemiþtir.

Ne var ki, bu tür iddialar Gürcistanþimdiye kadar Abhazya veGürcistan’nýn geri kalaný arasýndakisýnýra kadar sadece Kodor’unyukarý bölgelerinde- daha önceKvitsiani’nin kontrolünde olaniskân olmayan bölge-kontrolsaðlayabildiði için çok abartýlýdýr.

Abhazya Baþkaný SergeiBagapsh’ýn sözcüsü KristianBzhania Regnum’a “Bizim,Saakashvili’nin kalp dediði bölgeiçin uygun gördüðümüz baþka birisim var” diyerek Gürcistan’nýniddialarýyla alay etmiþtir. Bagapsh,Gürcistan ilk olarak Kodor’agirdiði zaman, Gürcü kuvvetleriAbhazya topraðýna girerse kendiordusunu harekete geçireceðinisöyleyerek Gürcistan’ý uyarmýþtýr.

Saakashvili ve Okruashvili, orduve Ýçiþleri Bakanlýðý ordusununkatýldýðý Okruashvili ve ÝçiþleriBakaný Vano Merabishvili tarafýn-dan bizzat kontrol edilen Kodoroperasyonundan övgüyle bahsettil-er. (Okruashivili Savunma ve Ýçiþ-leri Bakanlýðý arasýndaki sorumlu-luk ayrýmýný açýklýða kavuþturmuþ-tur, Ýçiþleri Bakanlýðý operasyonuyürütürken, Savunma Bakanlýðýlojistik destek saðlamaktadýr-1Aðustosta apsny.ru tarafýndanNovye Ýzvestia dan alýndýðý gibi.)

Gürcistan’daki Amerikan askeripersoneli, Washington Post’aGürcü görevlilerin morallerinin çokdüþük olduðunu ve hava koþullarýn-dan dolayý operasyonun bir noktadadurakladýðýný ve Gürcistan güç-lerinin performansýnýn düþükolduðunu söylemiþtir.

Rus Gazetesi “Verdomesti” 28Temmuz’da ismini vermediði bazýuzmanlardan alýntý yaparak Gürcükuvvetlerinin henüz büyük

Baþarýlý Bir Müdahale Mi, Sonuçsuz Güç Gösterisi Mi?1

100

Kodor Operasyonu:

STEPHEN BLANK

Page 103: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

operasyonlar gerçekleþtirecek kadar profesyonelolmadýðýný söylemiþtir.

Gürcü güçlerinin ilerlemesinden kaçýnmayý baþaran veþu an nerde olduðu belli olmayan eski Kodor valisiKvitsiani özellikle çok sertti. 30 Temmuzda’ki baðým-sýz bir Gürcü televizyonunun -Ýmedi- video çekimindesavaþçýlarýnýn kuþatýldýðý söylentilerinin çok gülünçolduðunu söyledi. Kvitsiani Gürcü kuvvetlerinin böl-geyi bilmediðini ve harita okumayý bile bilmedikleriniiddia etmiþtir. Gürcistan’da çok iyi bir ordumuz var.Çok iyi çocuklar var fakat komutanlarý, tam bir idiot-tur. Askeri strateji hakkýnda hiçbir þey bilmemektedir.

Rus uzmanlar Abhazya’nýn Gali bölgesi temsilcisiRuslan Kishmaria’nýn da belirttiði gibi, GürcistanKodor geçidinin yukarý bölgelerine Sohuma girmek vedaha aþaðýdaki bölgelere ulaþmak için daha fazla askeryerleþtirirse, bu tarz bir saldýrýnýn büyük risk taþýya-caðýný belirtmiþtir. 1 Aðustos’ta Ýzvestia Gazetesi ismi-ni vermediði bir Rus generalinden alýntý yaparak bu yazKodor’da askeri bir operasyonun bir intihar olacaðýnýbelirtmiþtir. Daðlarýn düþmanýn saklanmasýna olanakverecek þekilde yapraklarla kaplý olduðunu ve zýrh veaðýr top kullanýmýnýn neredeyse imkânsýz olduðunusöylemiþtir. Bir Rus askeri General Kodor’un birbölgede çok daraldýðýný ve o noktada iki özel Abhazözel güç takýmýnýn Gürcistan’nýn ilerleyiþini durdura-bileceðini belirtmiþtir.

Gürcistan Diþileri Bakaný vekili Valeri Chechelashvili31 Temmuz’da Gürcistan’nýn Kodoru Abhazya’yagirmek için bir köprü gibi kullanmaya niyetleri vekasýtlarý olmadýðýný bildirmiþtir. Ve Abhazya BaþkanýBagapsh bu noktada böyle bir ilerleyiþten herhangi birkaygý duymuyor; Bagapsh 1 Aðustos’ta, her ne kadarGürcistan hükümeti içinde, akýllý kararlar alýnmasýnýengelleyecek kadar güçlü ihtiraslara sahip insanlar olsada, Kuzey Kafkasya’daki gönüllülere, Abhazya’dakierkek nüfusu savaþmak için harekete geçirmeye þu aþa-mada gerek olmadýðýný söylemiþtir.

Fakat Abhazya Savunma Bakaný General SultanSoslaniyev 1 Aðustos’ta Interfax’a Gürcistan’nýngizlice Gürcistan Ýçiþlerine baðlý kuvvetleri askeri per-sonelle deðiþtirdiklerini söylemiþtir.-Bu iddia henüzdoðrulanmamýþtýr.

Rusya Dýþiþleri Bakanlýðý 31 Temmuzda bir açýklamayaparak Gürcistan’nýn Kodor’dan bütün askeri güç-lerinin çekmesini istemiþtir. Bu açýklama ile Gürcüyetkililerinin hareketlerinin bölgede gerginliði art-týrdýðýný ve beklenmedik bir çatýþma baþlatabileceðibelirtilmek istenmiþtir.

Bu arada Okruashvili 31 Temmuz’da Rusya DýþiþleriBakaný Sergei Ývanov’un Kodor’daki Gürcü kuvvet-lerinin uluslar arasý gözlenmesi talebine ancak Uluslararasý askeri uzmanlarýn Gudauta’daki eski Rus askeriüssünü teftiþ etmeleri durumunda onay vereceklerinisöylemiþtir. Kasým 1999 imzalanan bir anlaþmayagöre, Rusya 1 Temmuz 2001 tarihine kadar üsten askeripersonel ve malzemeyi çekmeliydi ancak Gürcistanhala bazý Rus personelinin bölgede var olduðunu iddiaediyor. Okruashvili’nin yeni bir saldýrý için zamankazanmaya çalýþýp çalýþmadýðý henüz bilinmiyor.

101

1 Compiled by Liz Fuller , THE KODORI OPERATION:SMALL VICTORIOUS INTERVENTION OR INCONCLU-SIVE SHOW OF FORCE?, RFE/RL Report, Vol. 9, No.28,3 August, 2006, http://www.rferl.org/reports/caucasus-report/default.asp

Irakli Okruashvili

Abhazya Baþkaný Sergei Bagapsh’ýn sözcüsüKristian Bzhania Regnum’a “Bizim, Saakashvili’ninkalp dediði bölge için uygun gördüðümüzbaþka bir isim var” diyerek Gürcistan’nýn iddi-alarýyla alay etmiþtir. Bagapsh, Gürcistan ilkolarak Kodor’a girdiði zaman, Gürcü kuvvetleriAbhazya topraðýna girerse kendi ordusunuharekete geçireceðini söyleyerek Gürcistan’ýuyarmýþt ý r.

Page 104: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Temmuzda Çeçensavaþ komutaný ÞamilBasayev’in ölümüKuzey Kafkasya’dadevam eden çatýþmayýdurdurmak için barýþçýlgörüþmelerin tek çözümolduðunu savunan azsayýdaki Rus resmigörevlisi için bir fýrsatyaratmýþtýr. Ayný zamanda,Rusya bu fýrsatý teperse,

Kuzey Kafkasya direniþi 4 yýl önceoluþturulmuþ 8 yýllýk bir hareketplanýyla çatýþmayý Volga içlerindenRusya’nýn içlerine taþýmayý planla-maktadýr.

Basayev’in ölümü belirsizliðinikoruyor: Patlayýcý dolu bir kamy-onun bir Ýnguþ kasabasý olanNazran’nýn güney doðusuna yakýnEkazhevo yakýnýnda patlamasýsonucu öldürüldüðü söyleniyor.Patlamanýn Mart 2005 yýlýndaÇeçenistan Baþkaný Mashadov’unve onun halefi Sadulayev’in geçenhaftaki ölümleri gibi kaza sonucumu olduðu ya da FSB’nin planlý biroperasyon mu olduðu þu an belirsi-zliðin, koruyor.

Sadulayev’in ölümünden bir aysonra gelen Basayev’in ölümü,savaþ tecrübesi, stratjist olarak rolüve Kuzey Kafkasya’daki cephelerarasýndaki koordinasyonu saðlayaninsan olarak düþünüldüðündeÇeçen direniþine ciddi bir darbeolmuþtur. Fakat Sadulayev ve hale-fi Doku Umarov daha genç savaþçýbir neslin sorumluluðu almaya

hazýr olduðunu belirterek,Çeçenistan ve diðer Kuzey

K a f k a s y a ’ d a k icumhuriyetlerinde

Rusya karþýtýo l a n

direniþin gücünün Basayev gibiefsanevi bir liderin ölümü ile bileyýpranamayacaðýný belirtmiþlerdir.Ne Mashadov ne de Sadulayev’inölümü Kuzey Kafkasya’daki genç-leri direniþin saflarýna katýlmaktanalýkoymamýþtýr. Umarov Nisanayýnda RFE/RL’in Kuzey Kafkasyaservisiyle ve yine son zamanlardaTürkiye’deki Vakit gazetesiyle yap-týðý bir röportajda direniþin silahsaðlayabileceðinden daha çokaskere sahip olduðunu söylemiþtir.Diðer bir deyiþle, direniþin en zayýfnoktasý insan gücü azlýðý deðil fakatkaynak sýkýntýsýdýr.

Dahasý, direniþ 4 yýl önceMashadov henüz yaþýyorken 2010yýlýna kadar devam edecek birhareket planý oluþturdu. Sadulayevtarafýndan Mayýs 2005 yýlýndadördü Çeçenistan’da biriDaðýstan’da biri de genel olarakKuzey Kafkasya’nýn geri kalanýnda–Inguþistan, Kuzey Osetya-Kaberdey Balkar, Stavropol,Karaçay Çerkes ve Krasnador ray-onu arasýnda ayrýlmýþ- oluþturula-cak altý cephe kararý, 6 Temmuz’daDvelet savaþ Konseyi tarafýndanVolga ve Ural bölgesinde yenicepheler kurma kararý gibi buplanýn parçasýydý.

Sadulayev ile birlikte, direniþhareketi Basayev ismi ileözdeþleþen Rus sivillerine karþýbüyük terörist saldýrýlar yapmayýdurdurdu. Bu tarz saldýrýlar- ilkiHaziran 1995 yýlýnda Basayevtarafýndan Budyonnovsk’ta, ikin-cisi yine yýkýcý etkileriyleMoskova’da Ekim 2002 yýlýndakirehine krizi ve Eylül 2004 Beslanbaskýný- Çeçen direniþine olan ulus-lar arasý desteðin ve sempatininazalmasýna yol açmýþtýr. Daha daönemlisi, Bu tarz saldýrýlar Batý’yaÇeçenistan’daki durumu uluslararasý terörizmle savaþýn bir parçasý

gibi göstermek isteyen Rus lider-lerin iþine yaradý. 2003 yýlýndaBirleþmiþ Milletler ve AmerikaBasayev’in Riyadus-Salikhin tabu-runu terörist bir organizasyonolarak tanýmladý; Rusya Basayev’inbaþýna 10 milyon $ koydu.

Moskova’nýn bir numaralý teröristiolarak tanýmlanan adamýn ölümüAmerika’nýn da onu terörist olarakgördüðü göz önünde bulundurulur-sa en azýndan teorik olarak çatýþ-manýn barýþçýl çözümü önündekiengelleri kaldýrýyor. Bunun aksine,

Basayev’in Ölümü Rusya ÝçinYazgýsal Bir Seçim Oluþturuyor1

102

LÝZ FULLER

9

Page 105: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

uluslararasý toplum, Rusya’yý, hiçbir terörist saldýrýyakarýþmamýþ Umarov ya da Rusya Güvenlik Konseyieski sekreteri Ivan Rybkin tarafýndan, RFE/RL KuzeyKafkasya Servisine, direniþin yumuþak kanadýný oluþ-turan insan olarak tanýmlanan Londra’daki ÇeçenDiþiþleri Bakaný Ahmet Zakayev ile görüþmeler yap-masý için engellemek konusunda isteksiz olacaktýr. Nevar ki, birçok üst düzey Rus görevlisi Umarov ya daZakayev’in Basayev gibi savaþ suçu ve terörizmekarýþmýþ kimseler olduðunu iddia etmektedirler.Rusya’nýn savcý generallerinden biri olan Yury Chaikageçen ay göreve gelmesini takiben ilk icraatýZakayev’in Ýngiltere’den ihraç edilmesi için yeni biremir vermekti. Umarov, þeriat mahkemesi tarafýndanÇeçenistan’da soykýrým suçundan ölüme mahkum

edilen Çeçenistan dýþýndaki uluslar arasýterörist ve savaþ suçlularýnýn suikastý

için bir ölüm takýmýnýn oluþtu-rulacaðýný duyurdu.

Umarov’unb u

ö n e m l izamanda barýþgörüþmeleri için hazýrolduðunu göstermek için bu ölümtakýmýnýn hareketlerini erteleyip ertele-meyeceði belirsizliðini koruyor.

Dahasý, direniþ hareketi, Umarov’un Baþkan olarakkamuya ilk konuþmasýnda belirttiði gibi, KuzeyKafkasya ve diðer yerlerdeki Rus askeri ve polis güç-lerini hedef almayý sürdürecek. (Basayev’in öldürüldü-ðü yer patlayýcý yüklü kamyonun hedefinin aslýndaKuzey Osetya’daki Mozdok Rus askeri olabileceðinidüþüncesini veriyor.) Ve Ekim 2002 Moskova’daki tiy-atro baskýný Çeçenistan’dan binlerce kilometre uzaktabu tarz saldýrýlar yapmak için lojistik problemlerinüstesinden gelinemez olduðunu göstermiþtir.

Bu nedenlerden dolayý, Rusya’nýn ikiseçeneði var: Bir yandan Putin’in Çeçeni-zasyon politikasýndan vazgeçmesi ve barýþgörüþmelerine baþlamasý ya da alternatifolarak bu fýrsatý göz ardý edip Rusya’nýniçinde askeri, polis ve güvenlik yapýlarýnasaldýrýlarýn olmasýna göz yummasý. Busaldýrýlardan bazýlarý büyük bir olasýlýklabaþarýsýz olacak, Ekim 2005’te Kabardey-Balkar’ýn Baþkenti Nalçik’teki ya daBasayev’i öldürdüðü zannedilen planlý saldýrýgibi. Fakat Volga ve Urallarda açýlmasý plan-lanan cepheler Ýkinci Çeçen savaþý’ndan dahafarklý tamamen yeni bir boyutun habercisidir.

Kuzey Kafkasya’da devam eden direniþ en büyükzararý Umarov öldürüldüðü zaman olacak-Umarovbunun gerçekleþmesinin sadece bir zaman meselesiolduðunu söylüyor.Onun ölümü Çeçenistan’da savaþtecrübesi bir asrý aþan ve Mashadov’a bu kadar yakýnolan son etkili liderin yok olmasý anlamýna gelecek.Basayev ve Umarov’un kendileriyle beraber yedi sene

savaþan Kuzey Kafkasya dýþýnda isimleri bil-inmeyen daha genç savaþçýlara tecrü-

belerini aktardýklarýdoðrudur. Ne var ki,

20’li ve

3 0 ’ l uyaþlarýndaki bu gençneslin sahip olduklarý kababilgilerle ve Çeçenistan’ýn savaþtaolmadýðý döneme ait belirsiz hatýralarýyla barýþgörüþmelerini bir alternatif olarak görmeleri ya daMoskova ya da uluslar arasý toplum tarafýndangörüþülecek bir taraf olarak kabul edilecekleri çokolasý bir durum deðildir. Bu noktadan bakýldýðýnda,Baþkan Putin ve diðer Rus liderleri için Umarov daöldürülürse birkaç hafta sonra yok olacak bir fýrsatpenceresi var.

Compiled by Liz Fuller, BASAYEV'S DEATH CREATESFATEFUL CHOICE FOR RUSSIAN LEADERSHIP,RFE/RL REPORT, 14 July 2006, Vol.5 No.23,http://www.rferl.org/reports/caucasus-report/default.asp

Page 106: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

VALENTÝNA MÝTES

usya’nýn en çok aranan,Çeçen savaþ komutanýÞamil Basayev 9

Temmuz’da öldürüldü. Çeçendireniþ hareketinde radikal birkanadý oluþturan Basayev Beslanbaskýný da dahil olmak üzereRusya’ya karþý birçok teröristsaldýrýnýn sorumluluðunu üstlendi.RFE/RL Basayev’in ölümününKremlin’in Çeçenistan politikasýüzerinde deðiþikliðe yol açýpaçmayacaðýný inceliyor.

Basayev’in ölümüyle birlikteKremlin büyük bir zafer ilan etti.Ve Çeçenistan’da Moskova yanlýsýBaþkan Alu Alkhanov, InterfaxHaber Ajansýna Basayev’inölümünün illegal silahlý yapýlarakarþý mücadelenin mantýklý sonucuolarak deðerlendirilebileceðinisöyledi.

Politika Deðiþikliði Olasý Deðil

Rus Gazeteci Anna PolitkovskayaÇeçen savaþýný ayrýntýlarýyla elealdý. Kremlin’in Basayev’inölümünü büyük bir zafer olduðunuiddia edeceðini ve Çeçenistanüzerinde daha önceki politikasýnýdevam ettireceðini söylemiþtir:“Basayev gitti fakat Kremlin poli-tikasýný deðiþtirmeyecektir. Benceþimdi ya da birkaç zaman sonraÇeçenistan’da görüþme yapabile-cekleri kimsenin olmadýðýnýsöyleyecekler ve iki yüzlü bir þek-ilde konuþacak kimseninkalmadýðýný ve dolayýsýyla direniþinde kalmadýðýný iddia edecekler”.

Nicholaa Redman -Londra’daEkonomist’in Ýstihbarat Birim’in-de- ayný fikirdedir. Kremlin’ingörüþmelere baþlayacaðýna inan-mýyor: “Kremlin görüþmelere

baþlarsa çok þaþýrýrým. Meselesadece Basayev deðildi.Kremlin’den bugüne kadargörüþmelere baþlamak için istekliolduðuna dair hiçbir iþaret yoktu.Basayev’in ölümünün bir þeydeðiþtireceðini düþünmüyorum.”

Nicholai Petrov, Moskova CarnegieMerkezinde bir uzman bugün haladevam ettiði gibi Basayev’inölümünün Kremlin’in Çeçenistan’akarþý politikasýný deðiþtirmeyeceði-ni söylüyor.

Ne var ki Petrov, Basayev’inölümünün bu kadar önemli bir zaferolmadýðýný iddia ediyor. Basayev’inparçalanmýþ çeçen direniþhareketinde sembolik bir yüzolduðunu söylüyor.

En son Ayrýlýkçý Öldü

Basayev Rusya tarafýndan ortadankaldýrýlan en son Çeçen lideridir.

Geçen ay, Rus Güvenlik Güçleriayrýlýkçý baþkan Sadulayev’i

öldürdüler. Sadulayev Mart 2005öldürülen Mashadov’dan sonraBaþkan olmuþtu.

Putin’in 10 Temmuz’daki yorum-larý Çeçen sorununu ancak güç kul-lanarak çözmek istediðini gösteri-yor:

“Siz ve ben çok iyi biliyoruz kiterörist tehdit çok büyük ve biz nekoþulda olursa olsun bölgedekioperasyonlarýmýzý zayýflatmamalý,tam aksine daha da yoðunlaþtýrmalýve bölgedeki hareketlerimizinetkinliðini arttýrmalýyýz.”

Çeçen Direniþi

Bu nedenlerden dolayý, birçokgözlemciye göre, mevcut durumayný kalacak.

Bu Çeçen direniþinin birçok üyesitarafýndan paylaþýlan bir görüþtür.

Ahmet Zakayev- Londra’dayaþayan Çeçen Dýþiþleri Bakaný-“Basayev’in ölümünü hiçbir þek-ilde Çeçenistan’daki mevcut duru-mu deðiþtirmeyecektir” demiþtir.

Ve radikal Çeçen ideolojistiMovladi Udugov Kavkaz centerinternet sitesindeki yazýlý bir açýkla-masýnda Basayev’in ölümününardýndan “Çeçen savaþçýlarRusya’ya karþý cihatlarýna devamedecekler” demiþtir.

R

Rusya: Basayev’in ÖlümününÇeçenistan Politikasý Üzerinde Çok Az Etkisi Olacak 1

104

1 Valentinas Mite, Russia: Analysts SayBasayev Death Will Have Little Effect OnChechen Policy http://www.rferl.org/fea-turesarticle/2006/07/77ADBE92-9F0C-4F61-8C92-AB1457125CEF.html

Page 107: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

105

Çeçen direniþi Dudayev, Yandarbiyev, Maskhadov, Sadullayev ve son olarak direniþin sembol isimlerinden ÞamilBasayev'i de Kafkasya mücadele tarihinin ölümsüzler listesine taþýdý. Baðýmsýzlýk mücadelesi verenKafkasyalýlar'a sabýr ve metanet diliyoruz. Bir ömür sürdürdüðü mücadeleyi eðrisiyle doðrusuyla algýlamak, anla-mak ve anlatmak biz yola devam edenlerin vazifesidir.

O'nun Ardýndan Farkýnda Olalým,

12 yýl önce bir baðýmsýzlýk savaþý olarak baþlayýp, giderek soykýrýma karþý bir direniþ haline gelen savaþýn enönemli dönemeçlerinde yer alan Þamil Basayev'in üzerine vurulan terörist damgasý, öldükten sonra da Çeçenhalkýnýn haklý mücadelesini karalamak için kullanýlmaya devam edilecek.

12 senedir on binlerce Çeçen çocuk, yüz binlerce yetiþkin katledilirken Çeçenya'yý dünyanýn en karanlýk bölgesihaline sokup yaþanan sýnýrsýz acýyý ve katliamý gözlerden sakladýlar. Bu karanlýktan fýþkýran öfke ve umutsuzlukdalgasý Beslan ve benzeri acýlara yol açtýðýndaysa, acýyý milyarlarca kareye sýðdýramayýp sahip olduklarý tüm ýþýk-larla spotlar altýna aldýlar.

Þamil Basayev'de, Kafkas halklarýnýn yüzlerce yýllýk mücadele tarihinin tüm erdemlerini, doðru ve yanlýþlarýnýokuyabilirsiniz. Mücadele tarihimizin vücut bulduðu Þamil Basayev her þeyden önce Kafkasya'nýn evladýdýr. Tümbu acýklý senaryonun gerçek yürütücülerinin diliyle ona vurulan terörist damgasýna sessiz kalmak Kafkasyalý'nýnboyun eðmez karakterinin aþaðýlanmasýna ve gayri meþru ilan edilmesine sessiz kalmakla ayný þeydir.

O'nun Ardýndan Hazýrlýklý Olalým,

Rusya, Çeçenya'da kendisine uzatýlan zeytin dallarýný kýrarak bu savaþa ihtiyacý olduðunu daha önce göstermiþti.Þimdi, Çeçen halkýna hala boyun eðdirememiþken bütün güçleriyle hareketin savaþçý önderlerine yüklen-melerinin sebebi þimdiye kadar duyduklarýndan farklý bir korku taþýyor olmalarýdýr. Rusya boyunduruk altýndatuttuðu Kafkasya'nýn tüm bölgelerinde direniþ tohumlarýnýn filizlendiðinin ve direniþin tüm Kafkasya'ya yayýl-masý halinde neler olabileceðinin farkýnda ve bu yayýlmanýn önderlerine yönelik sürekli operasyonlar gerçek-leþtiriyor. Korkusunun esiri olmuþ bir iktidarla yönetilen Rusya'ya dur denmemesi halinde tüm Kafkasya veRusya'nýn kendisini ciddi yýkýmlar bekliyor.

Nalçik baskýnýyla ilk adýmý atýlan bu yeni cephe Kafkasya'da ateþten gömlek giydiðimiz yeni bir dönemin haber-cisidir. Diasporayý bu savaþa karþý hazýrlýklý olmaya davet ediyoruz. Diaspora elindeki tüm demokratik aygýtlar-la bu sürecin sorumlusu Rusya'yý teþhir ederek baský altýna almaya çalýþmalý ve Kafkasya'da yürüttüðü sömürgepolitikasýna son vermeye zorlamalý.

Þamil Basayev'e Sahip Çýkýyoruz,

Bir ömürlük mücadelesiyle savaþýmýzýn bir parçasý haline gelen Þamil Basayev'in öyküsünü öncelikle bizKafkasyalýlar anlamalý ve anlatmalýyýz.

Onlar Nord-Ost ve Beslan'la anlattýlar, biz Abhazya'yla, Caharkale'yle, Kafkasya'nýn her köþesinde yürüttüðümücadeleyle hatýrlayacaðýz.

Onlar halkýnýn soykýrýmýna gerekçe olarak anlattýlar, biz halkýnýn umudu olarak hatýrlayacaðýz.

Onlar parça parça olmuþ bedeniyle sundular, biz en güzel haliyle hatýrlayacaðýz.

O Abdallah Þamil Abu-Ýdris'i seçti, biz Þamil Basayev'i hatýrlayacaðýz.

KKaaffkkaassyyaa FFoorruummuu 14 Temmuz 2006

Þamil Basayev’in Ardýndan

Page 108: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

üreselleþmenin anahtarrolünü oynadýðý yeni dünyadüzeninde, çokkültürlülük

farklý tartýþmalar ve açýlýmlara kapýaralayan çok boyutlu bir olguolarak önümüze çýkýyor. Temelanlamýyla çokkültürlülük birtoplum içinde birden fazla kültürelgrubun varlýðýna iþaret eder ki buanlamýyla sadece tanýmlayýcýdýr veaçýkça yetersizdir. Küreseleðilimler dünyamýzý tek birkültüre mahkum etmesürecine ivme kazandýrýrken,çokkültürlülük olgusunu tekbir boyutuyla tek bir düzlemdeele almak artalanýndakikoþullarý ve barýndýrdýðýolasýlýklarý doðru okumamýzýengelleyebilir. Zira pratikolarak hali hazýrdaki çokkültürlütoplumsal dokunun giderekçokkültürlülüðün teorik olarak dasalt biçimsel ve betimleyici bir nite-lik kazanmasýna neden olmasýböyle bir okumanýn ürünüdür.

Bu bakýþ açýsýyla çokkültürlülüðedeðiþmez tek bir anlam yüklemeyeçalýþmak yerine, toplumsal yansý-malarý baðlamýnda sorunsallaþtýr-mak daha doðru olacaktýr. Çokfazla kullanýlmasýna raðmen henüzkavramsal anlamda uzlaþýlmýþ birolgu bile olmayan çokkültürlülük,ancak küreselleþme ve kimliktartýþmalarýyla birlikte elealýndýðýnda yerini bulacaktýr. Yaniancak bu türden çok boyutlu bir

düþünme biçimi modern dünyanýnyarattýðý yanýlsamalarý görmemizisaðlayacaktýr.

Çokkültürlülüðü YenidenDüþünmek

Eþitsiz ve tekçi bir söylemleözdeþleþen küreselleþmeninkendinden baþka her þeyi dýþarýdabýrakan hegemonik yaklaþýmlarý

kültürel çoðulculuk tartýþmalarýndada etkisini göstererek, "çok" kültür-lülüðü adýna uymayan bir biçimde"tek" tipçi bir anlam çerçevesininiçine hapsetmeye çalýþmaktadýr. Birbaþka deyiþle, farklýlýklarý yarattýðýyeni dünya düzenini bozan birproblem olarak kabul eden küre-selleþme, özünde farklý olanýn ötek-ileþtirilmediði ve farklýlýklarýn

zenginlik kaynaðý olarakgörüldüðü çokkültürlülükolgusunu zayýf olanýn güçlüolana benzetildiði bir tür"erime potasý" ideolojisinedönüþtürmektedir. Ancak sonderece açýktýr ki tek birkültüre evrimle sürecine zor-lanýrken, tüm erime potasýideolojilerinde olduðu gibi

kültürel entegrasyonu toplumsal-laþmanýn bir ön koþulu olarak kabuletmek çokkültürlülük olgusunahayat verme çabasýndan çok uzakolacaktýr. Böyle bir yaklaþým ancakegemen kültüre entegre olmayýgerektiren küreselleþmeyi meþru-laþtýrýp, bizi karþýsýnda çaresizbýrakacaktýr. Oysa ki her kültürelgrup birbirinden tamamen ayrý,izole olmamakla beraber gönüllüolarak karþýlýklý hoþgörüçerçevesinde kendini gerçek-leþtirme ve geliþtirme hakkýnasahip olmalýdýr. Burada kast edilenbir tarafta dýþa kapalý, salt kendinedönük, endiþe verici türden biryerelliðin, diðer tarafta da yerelkültüre yabancýlaþmýþ naif bir

K

Çokkültürlülük söylemi, kimlik ve ötekileþtirmetartýþmalarý ekseninde “yükselen milliyetç-lik”e hýzla ivme kazandýrýyor.Küreselleþmeye baðlý olarak ise bir tür“erime potasý ideolojisi”ne dönüþüyor. Bubaðlamda çok kültürlülük olgusunun olmazsaolmaz bileþenlerinden biri olan “dil” üzerinede bu ya/ya da tuzaðýna düþmeden poli-tikalar üretebilmek ve sivil alanda yaygýn-laþtýrmak hayati bir deðer taþýyor.

106

WATIRIPHA YASEMIN ORAL

Hiç bir dil salt dilsel özellikleriyledaha deðerli, verimli veya fay-

dalý deðildir. Ne de hiçbir dil tümkültürleri kapsama potansiyelinesahiptir. Tüm bunlarý belirleyen

dillerin arkasýndaki politik güçlerve siyasalardýr.

Kür

esel

leþm

eK

ýska

cýnd

okkü

ltürlü

lükV

eD

ilPo

litik

alar

ý Küreselleþme Kýskacýnda Çokkültürlülük ve Dil Politikalarý

Page 109: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

evrenselliðin olduðu bir "ya / yada" (ya yerelleþme ya küre-selleþme) yaklaþýmý deðildir.Burada kast edilen son derece has-sas bir dengedir: empatik bir yak-laþýmla farklý olaný ötekileþtirme-den kendine ait olaný gerçek-leþtirme hakkýný koruyarak birlikteyaþama pratikleri geliþtirmek. Aksitakdirde söz konusu erime potasýyaklaþýmýnýn bizi götüreceði teknoktanýn "kültürsüzleþme" olduðuunutulmamalýdýr.

Politik Bir Yaklaþým: "Dil"

Açýkça görülmektedir ki çokkültür-lülük artýk çeþitli kurumsal dizgeleryoluyla zayýf olanýn güçlü olanabenzetilmesi biçimini almýþ birçeþit kitlesel kültürlemeye iþaretederek, küreselleþme tarafýndanþekillendirilmenin sancýlarýnýyaþamaktadýr. Modern zaman-larda kitlesel kültürleme vetoplumsallaþtýrmanýn enetkili kurumlarý isekuþkusuz medya veeðitimdir . Kitle iletiþimaraçlarý ve formal eðitimsüreçleri yoluyla bireyler vetoplumlar kültürel birhegemonyanýn nesneleriolarak "verili" sistemeuyum saðlayacak biçimdenormalleþtirilir bir bakýma.Bu iki önemli toplumsalpratik her zaman politik birerolgu olduysa da bu durumungörünürlüðü günümüzde geçmiþeoranla çok daha kaçýnýlmaz bir halalarak, hem eðitim hem demedyanýn bir takým ekonomik,toplumsal ve politik çýkarlarahizmet ettiði gerçeðini ilan etmek-tedir. Bu baðlamda eðitim vemedya pratiklerinin gerçekleþtir-ildiði en temel araç olan "dil" deayrý bir önem kazanmaktadýr.Eðitim ve medya gibi dil de hiçbirzaman apolitik deðildir. Dünya tar-ihine baktýðýmýzda sayýsýzemperyalist güdünün en önemlikendini gerçekleþtirme araçlarýndanbiri olmuþtur dil.

Tüm bu tartýþmalar ve hayata dairyansýmalarý sosyo-politik baðlam-

larýndan soyutlandýðýnda anlam-landýrýlmasý çok daha zor bir halalýr. Hatta aslýnda bu olgular veyaþantýlar gerçek anlamda güçleriniher bir baðlamdaki yerelliklerindenalýr. Bazen küçücük yerel örnekleryaþadýðýmýz dünyanýn sýðlýklarýný,

çeliþkileri-ni ve açmazlarýný en yalýn ve etkilibiçimde anlatmamýzý ve anla-mamýzý saðlar. Örneðin; eðer dilsorunu politik olmasaydý,Sovyetler-sonrasý Ukrayna'daeðitim dili olarak Rusça'nýn kul-lanýlmamasýna iliþkin siyasalarortaya çýkar mýydý? Ya dagünümüzde artýk uluslar arasýiletiþim dili statüsüyle tanýmlananÝngilizce küreselleþmenin dili ya daemperyalist bir dil olarak tartýþ-maya açýlýr mýydý? Ya da dil apoli-tik olsaydý, Stalin dönemindeAbhazya'nýn Gürcüleþtirilmesisürecinde dil önemli bir baþrol

oyuncusu olarak karþýmýza çýkarmýydý? Abhaz okullarý kapatýlarak,Abhazca'nýn kullanýlmasý yasak-lanýr mýydý? Muhtemelen hayýr.Hiçbir dil salt dilsel özellikleriyledaha deðerli, verimli veya faydalýdeðildir. Ne de hiçbir dil tüm

kültürleri kapsama potan-siyeline sahiptir. Tüm bun-larý belirleyen dillerinarkasýndaki politik güçler vesiyasalardýr.

Yine Kafkasya üzerindenö r n e k l e n d i r i r s e k ,Abhazya'ya bugün bak-týðýmýzda ise kamusal alan-

larda Rusça'nýn güçlü etkisigörülmektedir. Ýlkokulda dört yýllýkanadil eðitimini takiben, tüm eðitimRusça olarak gerçekleþtirilmekte,diðer kamusal alanlarda da resmidil Abhazca olmasýna raðmenaðýrlýklý olarak Rusça kullanýl-

maktadýr. Kuþkusuz etnikolarak homojen olmayantoplumlarda -týpký

Abhazya'da olduðu gibi-ortak yaþam alanlarýnda

ortak bir iletiþim diligereksinimi son dereceanlaþýlýr bir durumdur.Ancak bu durum bir

halkýn kendi ana dilini kenditopraklarýnda sýnýrlý alan-lara -örn. ev içi iletiþim-

hapsederek görünmez kýlýy-orsa sanýrým artýk üzerinde

düþünülmesi ve hatta hareketegeçilmesi gereken bir durum söz

konusu demektir. Çünkü, tam daerime potasý yaklaþýmý içinde elealdýðýmýz çokkültürlülük olgusu-nun açýk bir örneði ile karþýkarþýyayýzdýr aslýnda- çoketnili birtoplumsal yapý içinde güçlü olanýndilinin iþlevselleþtirilmesi vekamusallaþtýrýlmasý. Oysa ki eðerbir dil sadece yerelse, neredeyse"görünmez"dir . Bir baþka deyiþle,eðer bir dil önemli alanlarda -medya ve eðitim gibi- büyükamaçlar için kullanýlmazsa çabukbir biçimde ve doðallýkla iþlevsi-zleþir ve görünmez olur. ElbetteAbhazya örneðinde ele aldýðýmýzdilsel durum kendi þartlarýnda sonderece hassas bir konudur ve belirli

107

“e

ðe

rbir

dil

sa

de

ce

ye

rels

en

ere

de

ys

eg

örü

nm

ez

dir

Page 110: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

tarihsel ve politik koþullarýn sonu-cudur. Ancak yüzümüzü geleceðedöndüðümüz zaman yapýlmasýgereken verili olaný kabul edip,bunu koþullar üzerinden meþru-laþtýrmak deðil, kolektif bil-incimizi korumak adýna öncelikleyaþananlarý görünür kýlarakdönüþümün önünü açmakolmalýdýr. Çünkü dilsel asimilasyonkolektif bilince zarar vererekkültürel asimilasyonun önünü açar.Dilin eðitim sistemi ve diðerkamusal alanlarda kurumsallaþtýrýl-masýyla önce dilsel sonra dakültürel asimilasyon sistematikolarak kolaylaþtýrýlýr. Ýþte tam da bunedenlerden dolayý dil sorunlarýçoðu zaman bir ölüm kalým mesele-si olmamasýna raðmen bu denliönemlidir ve artýk güç iliþkileriekseni dýþýnda görülmesi ve tartýþýl-masý olanaksýzlaþmýþtýr.

Geldiðimiz noktayý açýkça ortayakoyan diðer çarpýcý bir durum isedil istatistikleridir. Pek çok kaynaðagöre dünya nüfusunun yaklaþýkyüzde 95'i yaþayan dünya dillerininsadece yüzde 5'ini kullanmaktadýrki bu da söz konusu dillerin yokolmaya mahkum olduðunu gös-teriyor. Bu karamsar tablonunarkasýndaki en önemli aktörlerdenbiri de kuþkusuz kitlesel kültürlemearaçlarýdýr. Ve bu noktada yenidenaltý çizilmesi gereken husus ise dilsorununun kültürel olduðu kadarpolitik olduðu gerçeðidir.

Ve DiasporaDil sorunu elbette yalnýzcaKafkasya'nýn deðil diasporanýn dasorunudur. Kendini gerçek-leþtirmekte giderek zorlanan birhalkýn çeliþkisi olarak önümüzeçýkan sorular silsilesi: Burasý veanavatan arasýndaki bir köprüolarak diaspora kimliði baðlamýndaortak kültür anlayýþýný ve kolektifbilincimizi koruyor muyuz? Dahadoðrusu nasýl koruyoruz? Bu bilin-ci korurken ve geliþtirirken dil

konusunda nasýl bir tavýr alýy-oruz? Daha doðrusu bir tavýr alýy-or muyuz? Günün birinde -ki çokda uzak deðil sanýrým- yukarýdasöz ettiðimiz karamsar dil tablosu-nun bir parçasý olmak istiyormuyuz? Ve karþý karþýya olduðu-muz tabloyu oluþturan süreci birtercih, zorunluluk yoksa dayatma

olarak mý görüyoruz?

Tüm bu sorulara cevap ararkenküreselleþen dünyamýzý izlemekleyetinen kalabalýklar olma görün-tüsüyle hesaplaþmak gerekiyor kibu da kesinlikle bize verili olanýnsýnýrlarýný aþan bir bilinç ve farkýn-dalýk anlamýna geliyor. Aksitakdirde açýk veya örtük ama birbiçimde kültürel küreselleþmehegemonyasýnýn bir aracý ve nesne-si olma tuzaðýna düþmek kaçýnýl-maz görünmektedir. Ve ne yazýk kibu kolektif kültürel bilince ve poli-tik farkýndalýða sahip olmayanlarýnverili sistem yönünde normalleþtir-ilmesi her zaman daha kolayolmuþtur ve olacaktýr. Bir taraftahýzla küreselleþtirilen kitlekültürüne entegre olup, sesiniduyuramayan ve temsil edilmeyennesneler olmak, diðer tarafta iseadaletsiz ve eþitsiz geliþen hege-monik kültürün yayýlma araçlarýnýsorunsallaþtýrýp, verili düzenin day-atmalarýna direnmek için sosyo-politik bir duruþ sergilemek duruy-or. Bu duruþ ötekileþtirici deðil,kendini gerçekleþtirme vegeliþtirme sürecine yönelik sorgu-layýcý bir duruþ olmalýdýr aynýzamanda. Seçim bizim! Ve tüm butartýþmalar özünde dil gibi politiksorunlara apolitik yaklaþýmlargetirmekle ilgilidir. Yüzleþilmesigereken asýl mesele ise tam dabudur!

KAYNAKLAR:Gerbner, G. (1985), "Mass MediaDiscourse: Message System Analysis as aComponent of Cultural Indicators". ÝçindeT. A. Van Dijk (Der.) Discourse andCommunication, Berlin: Walter de Gruyter.

Safran, W. (2004), "Introduction: ThePolitical Aspects of Language", Nationaland Ethnic Politics, 10:1-14, Taylor &Francis.

108“d

ilse

lasi

mila

syo

nko

lekt

ifbili

nce

zara

rve

rere

kkül

türe

lasi

mila

syo

nunö

nünü

ar” Dil sorunlarý çoðu zaman

bir ölüm kalým meselesiolmamasýna raðmen sonderece önemlidir ve güçiliþkileri çerçevesinde elealýnmasý gereken politikbir yaklaþým gerektirir.

Ýþçiler anadilerini unuturla( )!

21 Þubat - Uluslararasý Anadil Günü

Page 111: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

ltý yýldýr Ümraniye’de kampta bir yandaçocuklarýný kestiremediði geleceðe hazýrlamasýkýntýsý, bir yanda geride býraktýðý akra-

balarýnýn hayatlarýnýn endiþesi arasýnda geçen yaþam,bizlere gözlerimiz önünde cereyan eden sürgünü, mül-teciliði, hayallerdeki anavatan imgesini tersyüz edecekbir þekilde gösterecek…

- Söyleþi için isim vermek istemeyebilirsiniz, ne yaz-mamýzý istersiniz?- Bir kadýn dersiniz, bir kadýncýk dersiniz, istersenizHavva yazarsýnýz. Buraya geldiðimden beri benim pekçok röportajým oldu, gazeteciler geldi, TGRT gibikanallarda çýktým. Röportaj yapacaðýnýz zaman hep-imizde bir heyecan oluþuyor, bir þey olur, bazý þeylerdüzelir diye. Bugüne kadar ben böyle bir þeye þahitolmadým, inþallah bundan sonra çocuklarýmýz içinyararlý bir þeyler olur.

- Havva’nýn ve mültecilerin beklentilerini karþýla-maktan uzak olsa da bu, bizim kamplarla ilgiligerçekleþtirdiðimiz üçüncü söyleþi olacak. Daha öncegerçekleþtirdiðimiz Beykoz ve Fenerbahçe söyleþileriardýndan, Eskiþehir, Düzce, Adapazarý, Samsun veKayseri’den pek çok Kafkasyalý konudan haberdaroldular ve çeþitli dayanýþma faaliyetleri organize etti-ler. Bu söyleþiler tek baþýna soruna çözüm üretmesede, bu sorunlara çözüm üretmesi gerekenlerinkamplardan haberdar olmasýný ve tarihe mal olacakbir gerçekliði algýlamalarýný saðlýyor. Beklentimiz birilk adým olarak da adlandýrabileceðimiz farkýndalýðýnsaðlanmasý. Havva, söyleþi konusunda ki umutsu-zluðunu bir aþama daha açýklayabilmek için sanki

kendi durumunu anlatmaya baþladý ve belki demesleðinden olsa gerek çocuklarýnýn yaþadýðý eðitimsorunlarýndan bahsetmeye baþladý. Söyleþimizi soru-lar deðil, daha çok muhabbetin gidiþi belirliyordu.

- Ben öðretmendim, ilk zamanlar çocuklarýn hocasýgelmiþti kampa. Ne dedi biliyor musunuz? Dünya’da

GIRIN MUHAMMET SALMAK - KHURMA CAN KESGÝN

A

109

Üç nesil sürgün hayatý yaþayan Çeçenlerin, bu sayýmýzda Ýstanbul’da bulunanÜmraniye kampýný ele alýyoruz. Her kampýn kendine has yapýsýyla içindeyaþayanlarýn yaþamdan soyut mülteci hikâyelerini bu kez bir anne olanHavva’dan dinleyeceðiz. Savaþýn kirli yüzünü, erkeðe dayattýðý acýmasýzlýðý, yokolma endiþesini birde arka planda kalan ama asýl yýkýlan kadýnlarýn gözündengörelim.

Üç Nesil Sürgün Hayatlar (3)

Halilürrahman Camii’nin altýnda yaklaþýk 120 mülteci yaþýyor

Page 112: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

kf

þöyle bir kural vardýr; En baþarýsýz olanlar öðretmen-lerin çocuklarý, en çok hasta olanlarda doktorlarýnçocuklarýdýr. Ama bugün, bu sözün resmini gösteriyorgibi. Niçin? Çocuklarýmýz okula gidemiyor, burada benbir þeyler göstermeye çalýþýyorum ama ortaokul, lisehepsine gidebilseler, bilgisayar, matematik öðrenseler,çok daha iyi olacak. Açýk konuþacaðým, devlet bir þeyyapmýyor. Kýzýlay’dan ve parlamentodan insanlar

kamplara geldiklerinde onlara; çocuklar okulagidemiyor, ikametimiz yok, oturma hakkýmýz yok, pa-saportumuz yok, kimliðimiz yok, bizim için kimseçalýþmýyor, neden böyle oluyor diye sordum? Bizlerededikleri; “Ýkinci Dünya Savaþý bittikten sonra emirçýktý, siz Türkiye tarafýndan Avrupalý sayýlýyorsunuz.Malezya, Afrika, Arap devletleri ve Ortadoðucoðrafyasýna Türkiye bakýyor” yani, bizim çocuk-larýmýz burada misafir olarak kabul ediliyor. Buradainsanlar nasýl kalýyor bilmiyorum, Allah bizi bu insan-lara verdi ama devlet tarafý bizimle ilgilenmiyor.Sadece sabahlarý hazýr yemek geliyor onu yiyoruz.

- Gelen yemek sizlerin ihtiyaçlarýna göre mi? Yoksasizlere sorulmadan standart yemekler mi geliyor?- Öyle bir problemleri yok, ne yersiniz, ne verelim diyebir þey yok. Siz lokantaya gidip istediðiniz yemeðisöylersiniz aksine burada gelen yemekleri bazen yi-yoruz bazen de buradaki fakir komþularýmýza veriy-oruz. Sebze ve meyve geldiði günler bayram oluyorbizim için. Bilemiyorum insanlar geldiklerindeþikâyetlerimizi iletiyoruz ama ertesi gün bir þey olmu-yor, çare yok gerçi artýk gidiyorum buralardan…

- Çeçenya’ya mý dönüyorsunuz? - Evet, inþallah dönüyorum! Bugün YabancýlarÞube’sine uðradým ama görevli baþ komiseri bula-madým, yarýn sabah tekrar gitmem gerek. Ýnþallah sizbu röportajý yayýnladýðýnýz da ben artýk Çeçenya’daolurum. Ailemle beraber; iki çocuk ve beyimle birliktedört kiþi döneceðiz.

- Çeçenya’dan ailenizle mi gelmiþtiniz?- Beyim kaybolmuþtu ve kendisinden 8 ay boyunca hiçhaber alamamýþtýk, daha sonra “savaþta ölecek olan”28 yaþýnda ki erkek kardeþim kendisine mektupgeldiðinde beyimi bulmuþ. Sonra çocuklarým ile birlik-te ikinci savaþýn baþlamasý üzerine Çeçenya’dan çýkýpGürcistan’da Pankisi’ye geldiðimiz de beyimi yaralýhalde orada buldum ve oradan Türkiye’ye berabergeldik. Ýlk savaþ çýktýðýn da biz Çeçenya’dan dýþarýçýkmamýþtýk.

- Birinci Savaþ’ta neler yaþadýnýz?- Samaþki köyünü herhalde duymuþsunuzdur, babaan-nemin köyü, Türkiye’de ki köyler gibi deðil dahabüyük, 1992–99 nüfus sayýmlarýnda 24–25 bin kiþiyaþýyordu. Köyde çok gaz vardý, etrafýnda çok fab-rikalar vardý, yani ekonomik yönden iyi durumdaydý,bunun için Ruslar savaþ zamanýnda oraya göz koymuþ-tu. Samaþki, Ruslar için her zaman birinci derecedeöneme sahip oldu. Savaþýn dördüncü ayý, Nisan ayýnýnaltýncý günü saat sabah dört gibi Ruslarýn köyesaldýrýsýnda bizim ev de yýkýldý. Ruslar evimizi bom-baladý, kurtulmak için bodruma sýðýndýk ama ev üze-rimize yýkýldý. Ben kanlar içinde yerde yatýyordum,eþimde çok yaralanmýþtý, adeta sýrtýnda pencereaçýlmýþtý. O gece biz ilk defa cehennemin ne kadariðrenç olduðunu gördük. Oradan nasýl çýktýðýmýzý hatýr-lamýyorum, Allah kurtardý. Sonra bizi Coharkale’(Grozni) ye hastaneye götürdüler, hastanede iki ay yat-týk, çok sayýda yaralý insan vardý.

- Hastaneden çýktýktan sonra Samaþki köyüne midöndünüz, baþka bir yere mi taþýndýnýz?- Geriye sadece topraklarýmýz kaldý, evlerimiz yýkýldý.Baþka yerlere, akrabalarýmýzýn yanýna taþýndýk. Gerçitoprak varsa yeter baþka bir þey lazým deðil, Allahyardým edecek inþallah.

- 1996–1999 arasý, Çeçenya’nýn zaferi ile ÝkinciSavaþýn baþlamasý arasýnda neler yaptýnýz?- Okulda tarih öðretmeni olarak çalýþtým ama okuldaçalýþma günleri belirli deðildi. Bugün okul varsa yarýnolmuyordu, o dönemler zaten maaþ alamýyorduk.Devlet vereceðini söylüyordu ama alamýyorduk.

- Çeçenya’dan ne zaman ve nasýl çýktýnýz?- Ýkinci savaþ baþladýktan sonra bize Çeçenya’dan çýk-mamýz gerektiði haberi geldi. Bende, savaþýn en sýcakgünlerinde Þamil Basayev ve savaþçýlarýCoharkale’den (Grozni) çýktýklarýnda Çeçenya’dan

110

“Ýkinci savaþ baþladýktan sonra bize Çeçenya’dançýkmamýz gerektiði haberi geldi. Bende, savaþýn ensýcak günlerinde Þamil Basayev ve savaþçýlarýCoharkale’den (Grozni) çýktýklarýnda Çeçenya’dançýktým.”

Page 113: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

çýktým. Þamil Basayev, Gelayev ve savaþçýlar, ikiçocuðumla birlikte aralarýnda olduðum sivillerin, atýlanbombalardan etkilenmemeleri için yollarýný deðiþtirdil-er. Ateþleri, bombalarý üzerlerine çektiler. Ruslarlasýcak çatýþma yaþanmýyor, Ruslar bizi bombalýyordu.Uçaklar bomba atmadýklarý zamanlarda bile alçaktanuçarak ses yapýyor ve psikolojimizi bozmaya çalýþýyor-du. Çok ölüm oldu, elsiz, kolsuz, bacaksýz çok insan,çok yaralanan oldu. Bizim çýkýþýmýzda Þamil’deayaðýndan yaralanmýþtý. Etraf elsiz, kolsuz yaralýinsanlarla dolmuþtu, çocuklarýmda yaralanmýþtý. Kýzkardeþim doktordu, elinde ne kadar týbbi malzemevarsa onlarý getirmeye çalýþýyordu bize, ama geceleritehlikeli olduðu için gelemiyordu.

Neticede Çeçenya’dan daðlar arasýndaki yollardan(Ýnguþetya, Osetya, Kazbek ve Gürcistan) çocuklarým-la birlikte çýktýk.

- Gürcistan’da Pankisi’ye nasýl geçtiniz?- Yanlýþ hatýrlamýyorsam 2000 yýlý Nisan ayýnýn onikinci günüydü. Gürcistan’da seçimler olacaktý veSchevernadze sýnýrý o zamana kadar kabul ettiðiÇeçenlerin geçiþine kapattý, bizlere sýnýrdan geri dön-memiz söylendi. Orada hýzlý akan bir nehrin kenarýnaindik, kar sularý akýyor ve þiddetli bir yaðmur geliyor-du. Ýçinde üç dört tane Çeçen’in olduðu bir taksidegeceyi çocuklarýmla birlikte yiyeceksiz olarakgeçirdik. O gece Çeçenya’yý çok özlemiþtim, annemlerÝnguþetya’daydý onlarý da özlüyordum, ne yapacaðýmýdüþünüyordum. Allah beni buraya kadar getirdi,Çeçenya’ya dönmeyeceðim devam edeceðim dedim.Ertesi gün içinde bulunduðumuz taksinin Gürcüþoförü, para karþýlýðý takside ki diðer Çeçenleri sýnýr-dan geçireceðini ve istersem beni de sýnýrdan geçire-bileceðini söyledi. Kendisine bütün param olan 500Ruble (Gürcü parasý olarak: 20 Lari) verebileceðimisöyledim. Þoför parayý çok az buldu, içimden kabuletmesi için Allah’a dua ediyordum. O gün çok þiddetlibir yaðmur yaðýyordu, sýnýrdaki askerlerin çoðu çadýr-larýndan çýkmamýþtý. Allah’a þükür þoför verdiðimparayý kabul etti ve diðer yolcularla birlikte sadece100–200 m. taksi ile devam ettik ve sýnýrdan bizi geçir-di.- Eþinizle nasýl buluþtunuz, onu bulduðunuzusöylemiþtiniz?- Pankisi de, o bizi buldu. Çok þaþýrmýþ ve sevinmiþtikanlatamam, 8 ay kendisini görmemiþtik, durumundannet olarak ta haberdar deðildik.

- Eþiniz ne zaman ve nasýl Pankisi’ye gelmiþ?Pankisi’ye geleceðinizle ile ilgili bilgisi var mýydý?- O bizden daha önce aralarýnda yaralýlarýn olduðu onbir kiþi ile birlikte, helikopterle Pankisi’ye getirilmiþ.Pankisi’ye geldiðinde kolu, bacaðý þiþmiþ, çok kötü birdurumdaymýþ. Daha sonra savaþta ölen erkek kardeþimdurumumuz ile ilgili kendisine bir mektup vermiþ, bizigöreceðini umuyordu yani. Ama bizim için tam bir

sürpriz oldu. Sekiz ay kendisinden haber alamamýþtýk,Allah kavuþturdu bizleri.

- Pankisi’de hayatýnýz nasýldý? Kistinler’i biliyormuydunuz? - Ýlk önce ailelerin yanýna yerleþtik, Kistinlerbazýlarýmýzý yanlarýna aldýlar. Ama Kistinler çok fakir-lerdi yedikleri unun rengi bile kahverengiydi. Ýnsan-larýn yaþantýlarý çok zordu, onlar bize ne verebilirler kitencere yok, tabak yok, çaydanlýk yok, hiçbir þey yok.Oralarda bizim gibi çay içen çok fazla kiþi de yokgenellikle þarap içiyorlar. Biz Çeçenler çay içmeyealýþmýþýz, bize üç günde bir çay içerseniz size yeterdiyorlardý.

- Pankisi’de BM kamplarý var, oradaki durum vedayanýþma nasýldý?- BM’nin kampý vardý. Kýzýlhaç, Kýzýlay da yardýmediyorlardý. Ben orda iken iki-üç yardým organizas-yonu oldu ÝHH geldi, bize çok yardýmda bulundu. Birara Kýzýlhaç’ýn iki görevlisinin kaybolmasý üzerine,gerçi bu kaybolduðu öne sürülen görevlilerin uçaklaFransa’ya gittikleri söylentisi vardý, Kýzýlhaç suçu bizÇeçenlere yýktý ve yardýmlar dört ay süre ile kesilmiþti.Ben o günlerde yaþadýklarýmý anlatan bir kitap yaz-maya baþladým, 40 sayfaya yaklaþtý. Bilgisayarda yaz-maya baþladým ama bitirmek henüz nasip olmadý, adýnýda söyleyeyim ‘Çeçenya Benim Aðrým’

- Pankisi kamplarý ile ilgili anlatmak istediðinizbaþka þeyler var mý?- Ben Pankisi’de iken, BM kampýnda Çeçen mülteciçocuklar için baþlangýçta derme çatma bir okul vardý,orada öðretmen olarak çalýþtým bir süre. Hafta’da 42saat, ayda 60 dolar’a çalýþtým. Parayý da BM haricindebir kuruluþ ödüyordu. Boþ zamanlarýmda resim yap-mayý seviyordum.

- Türkiye’ye, gelmeye nasýl karar verdiniz?

111

Page 114: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

- Gürcistan’da iþ bulmak özellikle erkekler için çokzor. Gürcistan Rusya’dan ayrýldýktan sonra (SSCBkastediliyor), Ruslar bütün kaynaklarý kendileri aldý,Gürcüler Rusya’dan bir þey alamadýlar. Gürcüler debizi bahane ederek uluslar arasý kuruluþlardan yardýmalýyorlar, biz onlarýn bahaneleri olduk. Þartlar aðýrdý vebir þey olacaðýna inanmadýk ve buraya gelmeye kararverdik. Posof-Trabzon-Ýstanbul aktarmasýz olarakkarayoluyla otobüsle geldik.

- Ýstanbul’da ki diðer kamplarý, Kafkas ÇeçenDayanýþma Komitesini biliyor muydunuz?- Yok, ne Çeçen komitesi ne de kamplarýn varlýðýndanhaberdar deðildik. Ýstanbul Otogarý’na geldiðimizdebize söylenilen hiçbir þeyi anlamýyor ve derdimizianlatamýyorduk. Aksaray diyorduk ama nedenAksaray, orasý neresi bilmiyorduk. Otobüste altýÇeçendik, bir bayan ve çocuðu vardý, onun eþi BeykozKampý’nda kalýyordu, iki ay önce gelmiþti. O biziOtogar’a geldikten iki saat kadar sonra buldu veAksaray’da Komite’ye götürdü, kendisi de ailesi ilebirlikte Beykoz Kampýna gitti. Önceleri Nazar Otel’dekalýyorduk sonra beyim burada kalmak istemediðiniinsanlarý tanýmadýðýný, onlara yük olmak istemediðini,kimseye muhtaç olmadan yaþamak için mümkünsekamplara yerleþtirilmek istediðini söyledi. Komite;Fenerbahçe ve Beykoz kamplarýnda yeterli yerolmadýðýný Ümraniye’de yeni bir kampýn açýldýðýný veoraya gönderebileceklerini söylediler. Daha sonra biraraba ile bizi Ümraniye ye getirdiler.

- Ümraniye kampýna yerleþmeniz nasýl olduý?- Ümraniye’ye geldiðimde 2000 yýlýnýn Aralýk ayýnýn25. günüydü, hava çok soðuktu. Þu anda mevcut bulu-nan yerleþik olduðumuz Halil-Ür Rahman Camii’ninKur’an Kursu olarak yapýlmýþ odalarýnda boþ bir yervardý. Binanýn alt katý henüz bugün olduðu gibi hazýrdeðildi. Ýlk zamanlar çok zorlandýk daha sonraAvusturya’ya gidecek olan bir bayan bize ýsýnmamýziçin gaz, yiyecek un, makarna getirdi. Pankisi’de ýsýn-mak ve yiyecek bulmak her zaman problem olmuþtur.Zamanla 6–7 aile olduk, ilk zamanlar benim otur-duðum yeri yiyecek deposu olarak kullandýk daha

sonra bir aile Avrupa’ya gittiðinde deponun benimkendi evim olabileceði ve istediðim malzemeleri ala-bileceðim söyledi. O zamandan bu yana Ümraniye’deyaþýyorum.

- Kamplarda yaþayanlarýn pasaportlarýna el konul-duðunu biliyoruz, senin pasaportun var mý?- Evet, pasaportum var ama ikametim yok, normaldepasaportun olursa ikamet alabiliyorsun ama vermedi-ler. Kadýnlarýn pasaportlarý olabiliyor ama erkeklerinsavaþma ihtimalleri olduðundan pasaportlarýna bir þek-ilde el konuluyor. Biz bir þekilde Türkiye sýnýrýndangiriþ yapýyoruz devlet buna bir yerde göz yumuyor amaçýkarken izin vermiyor, hayatýmda ödeyemeyeceðimparayý istiyorlar. Nasýl bir politika bu anlayamadým,devlet kendi için çalýþýyor.

- Ýki çocuðum var demiþtin, durumlarý nasýl?- Erkek olan 13 yaþýnda kýz olan 15 yaþýnda ikiçocuðum var. Bizim çocuklar burada kampa yakýnGenç Osman Okuluna misafir öðrenci olarak dört aygitti. Çocuklarýmýz kontrolsüzdü, misafir konumundaolduklarýndan öðretmenleri onlarý kontrol etmiyorlardý.O dönemler çocuklarým kötü yazýyorlar, çok kötüokuyorlar, öðretmenin ne anlattýðýný anlayamýyorlardý.Ama þimdi çocuklarýmýz iyi Türkçe konuþuyor, iyianlýyorlar. Kadýköy Halk Eðitim’den gelen iki öðret-men onlarý kontrol ettikten sonra durumlarýnýn iyiolduðunu söylemiþti. Bizim çocuklarýmýz akýllý, onlaraokula gitme imkâný tanýnýrsa çok daha iyi olacaklarýnýdüþünüyorum. Yýllar geçti, askýda çözüm bekleyen çoksorun var, inþallah ben yarýn öbür gün gideceðim amaburada 78 çocuk var, onlara ne olur bilemiyorum. Yinede kampta onlara bir þeyler öðretmeye çalýþýyoruz,Matematik, Çeçence, Rusça, Kur’an öðreniyorlar.Þimdi sadece kampýn karþýsýndaki parký, koridorugörüyorlar, gerçi Beykoz Kampýnda insanlar dört katlýbir binada kalýyorlar, bizim çocuklar oradaki çocuklaragöre daha þanslýlar, hemen kampýn aþaðý tarafýndabulunan parký kastederek ve (gülerek) en azýndanparkýmýz var ‘Çeçen Parký’.

- Kampýn çevresinde çok yerleþim var, komþularýnýzlailiþkileriniz nasýl?- Çok iyi Türk komþularýmýz var, bir þeye ihtiyacýmýzolduðunda her zaman yardýmcý olmaya çalýþýyorlar,mesela; temizlikçi aradýklarýnda bize geliyorlar iþimkâný saðlýyorlar.

- Ýþ imkânlarý nasýl, düzenli olarak çalýþanlar varmý?- Burada erkeklerimiz inþaatlar da iþ bulabilirlerseseviniyorlar, erkeklerin iþ bulmalarý zor, düzenli iþlerolmuyor. Bayanlarýmýz göreceli olarak daha rahat iþbulabiliyor. Yalnýz burada temizlik iþi yapabilmek içinÇeçenya’da üniversite bitirmiþ olmak gerek!

- O zaman çevreyle iliþkileriniz Fenerbahçe ve

00112

Page 115: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Beykoz kamplarýna göre daha iyi seviyede diyebilirmiyiz?- Ýlk zamanlarda bazý sýkýntýlarýmýz oldu elbette, bura-da Kur’an kursu açýlmýþtý ben de gittim ve buradaKur’an ý öðrendim daha önce iyi bilmiyordum. Kursagelen bayanlarla konuþa konuþa anlaþmaya baþladýk.Bir ara bizi dilekçe yazarak þikâyet ettiler ve polislerlebirlikte kampa geldiler ve bizi çýkartmak istediler. Tamo zamanlar da Tansu Çiller ziyaret etmiþti kampý,benim evime geldi benimle de tercümanlar aracýlýðýylauzun uzun konuþtu. Ýstanbul’da on iki milyon insanyaþýyor diyorlar, o gün herhalde burada on bir milyongazeteci vardý. Sözler verildi, ihtiyaçlarýmýzýn giderile-ceði söylendi. Ama ertesi günü bir þey olmadý, kimsegörmedi, kimse duymadý ama o günden sonrahakkýmýzda verilen dilekçeler ve þikâyetler azaldý. Þuan gayet iyi iliþkilerimizin olduðunu söyleyebilirim.

- Diðer Kamplarla olan iliþkileriniz nasýl?- Diðer kamplara imkân dahilinde gidip geliyoruz,oralarda tanýdýklarýmýz ve arkadaþlarýmýz var. Ýliþkile-rimiz iyi yani.

- Çeçenya’da veya baþka yerlerde yaþayan akra-balarýnýzla iletiþim kurabiliyor musunuz?- Evet, Çeçenya’da ve Avrupa’nýn çeþitli yerlerindeyaþayan akrabalarýmýz var ve fýrsat buldukça onlarlagörüþüyoruz. Mesela bir dönem burada kalan, savaþtaiki bacaðýný kaybeden Ali vardý, onun hanýmý benimakrabamdý, protez bacak taktýrmak için iki çocuðu vekarýsý ile birlikte önce Polonya’ya oradan daBelçika’ya geçti. Kendisine kalacaðý bir ev vermiþler,aylýk 870 Euro veriyorlarmýþ, durumlarý iyiymiþ.

- Siz Avrupa’ya gitmeyi hiç düþündünüz mü?- Bizim insanlarýmýz Avrupa’ya gitmeyi çok istiyorlar,niçin biliyor musunuz? Biz geldiðimiz de peþimizdenbir aile gelmiþti, beyim o ailenin beyi ile iyi arkadaþolmuþtu, ikinci sene Avusturya’ya gitti. Avusturyadevleti onlara iþ imkâný oturma imkâný vermiþ, sosyalimkânlar tanýmýþ. Bizim insanlarýmýz bunlarý duyuyor-lar ve herkes buralara gitmek istiyor. Ben gitmekistemedim, Çeçenya’da savaþ bitecek ve Çeçenya’yadöneceðim dedim ve burada kaldým.

- Aslýna bakarsan bizim atalarýmýz da 140 sene öncevatanlarýndan sürüldüklerinde, döneriz diyorlardýama dönemediler?- Bizimde burada akrabalar var iki yüz sene öncegeldiler, torunlarýnýn torunlarý oldu halen Çeçenya’yadönecekler. O gün gelecek diyorlar, benim için, 6 senesonra bugün geldi demek ki.

- Çeçenya’ya döneceðinizi söylüyorsun, nasýldöneceksin?- Daha önce çeþitli zamanlar da buradan Avusturya’yabeþ aile, Belçika’ya dört aile gitti, Almanya’ya dagidenler oldu. Buradan Çeçenya’ya dönecek olan ilk

aile biz olacaðýz. Yabancýlar þubesine gidip izin almamgerekli, sonra Rus Konsolosluðu’na gidip onay almamgerekli, sonra da bilet alýp hava yolu ile Ýstanbul’danNalçik’e gideceðim.

- Eðer gerekli izinleri alýp çýkmayý baþarabilirsenizbaþýnýza bir þey gelmesinden endiþe etmiyormusunuz, nerede kalacaksýnýz?- Orada durum iyi deðil, riskli tabii ama ne yapalým?Hiçbir þey ortasýndan baþlamýyor, her iþin bir baþý var,kendi vatanýma dönüyorum ve bir yerden baþlayacaðýz.Hem akrabalarýmýz var, giriþte bizi karþýlayacaklar. Herþey savaþla birlikte yok oldu, önümüz kýþ, orada kýþlarburaya göre çok sert ve soðuk geçer, çalýþmalý ve kýþahazýrlýk yapmalýyým. Savaþ daha bitmedi ama öðret-men olarak iþ bulmayý deneyeceðim, o yüzden eylülayýnda orada olmaya çalýþýyoruz, okullar açýlmadan,hem kýþa hazýrlýk hem de iþ bulabilmem için.

- Çocuklarýnýz Türkiye’ye geldiðinde yaþlarý küçüktü,Çeçenya’yý hatýrlýyorlar mý? Dönüþ ile ilgili nedüþünüyorlar?- Onlar bizden daha istekliler, hatta kýzým telefondaÇeçenya’da ki amcasý ile konuþtuðunda “amca benialýr mýsýnýz (bizi kastederek) bu insanlar geri gelmekistemiyor ”diye þikâyette bulunuyor.

- Ýnþallah her þey düþündüðünüz gibi olur, anavatanýnýzda saðlýklý bir þekilde yaþar, çocuklarýnýzýbüyütürsünüz.Çok teþekkür ederim.

Son SözHavva'nýn da altýný çizdiði gibi Türkiye döneminsiyasetine uyarak, Rusya'ya karþý koz olarak kullanmaadýna Çeçen mültecileri sýnýrlarýna sokmaktan çekin-medi. Zaman deðiþti ve Rusya ile olan iliþkiler bekle-nenden daha ileri boyutlara gelince artýk Çeçenlerialmanýn veya onlara bakmanýn bir anlamý kalmamýþtý.Yetkili mercilerde ülkedeki Çeçenleri ne yapacaklarýnýbilememekte, uluslar arasý anlaþmalar onlarý sýnýr dýþýetmelerine engel oluyor, öte yandan 1951 Cenevresözleþmesine göre, vatandaþlýk verip Çeçenleri ülkede

113

Page 116: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

114

serbest dolaþýmýný saðlayamamakta. Ellerlideki pa-saportlar özellikle erkeklerinki alýnýyor ve çýkýþlarýnaengel olunuyor, yasal olarak pasaportu olanlaraikamet verilmesi gerekmekte ama her þey teoride,pratikte ise günümüz durumu var! Günümüz ise birçokbilinmezle ifade edilebilir;

Kamplarda, ellerinde herhangi yasal evraký olmadanhayatýný gelecek yardýmlara baðlamýþ yüzlerce mültecisýfatý bile alamamýþ insan, okula bile gidemeyen yüzünüzerinde çocuk, iþ bulma þansý olmayan yüzlerce insan,anavatanda býraktýklarý umutlarý ve akrabalarý belkide en önemlisi geleceðe dair hissedilen yok olmaendiþesi, çocuklarýna býrakacaklarý hiçbir þeyleri.

14 Aralýk 1950 de BM Genel Meclisi tarafýndan kuru-lan, 1951 Cenevre Mülteciler Sözleþmesi ve 1967 pro-tokolü ile ilgili BM Antlaþmasý ile görevini sürdürenBMMYK(Birleþmiþ Milleler Mülteci YüksekKomiserliði). Dünya üzerindeki mültecilerin haklarýnýve refahýný savunmak için kurulmuþ olup 5000 kiþilikbir ekiple 120 kadar ülkede 19-20 Milyon arasýndamülteciye yardýmcý olmaya çalýþmaktadýr. BMMYKülkeler ve hükümetleri üzerinde yaptýrýmdan ziyadetavsiyeler þeklinde çalýþmasýný sürdürmektedir.Kamplarda veya tutulan evlerde yaþayan iþgal maðdu-ru Çeçenler'in en temel sorunu hukuki statülerindekibelirsizliktir. Bu kiþilerin vatandaþlýk baðý ile baðlývarsayýldýklarý Rusya Federasyonu AvrupaKonseyi'nin bir üyesi olduðundan, Çeçenler Avrupalýsayýlmakta ve kendilerinin mülteci statüsü alma hak-larý “teorik” bir imkân olarak mevcut bulunmaktadýr.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliði'nin ülkemizdekitemsilciliði ise, Türkiye'nin mültecilerle ilgili ulus-lararasý anlaþmalara koyduðu çekinceler nedeniyleiltica baþvurusunda bulunma hakký olmayan Avrupadýþý ülkelerden gelen sýðýnmacýlara yardým etmekte veÇeçenlerle ilgili bir iþlem yapmamaktadýr. Diðer yan-dan BMMYK resmi sitesinde yer alan 2005 GlobalMülteci Eðilimi raporunun 99.sayfasýnda yer alantabloda Türkiye de bulunan 1400 Çeçene mültecistatüsüne benzer bir taným yapmasý buna karþýlýkBMMYK yardým ettiði sütunun boþ olmasý ise Çeçen-lerin yaþadýklarý dramý gösteren bir ironidiradeta.(Tablo 1) Çeçenlerin maruz kaldýðý durumu dahaiyi anlayabilmek için savaþtan önce 1 milyonun birazüzerinde olan nüfusun, savaþla geçen 12 yýl boyuncafarklý kaynaklara göre 180-250 bin insanýn öldüðü biro kadarýnýn yaralandýðý ve sakat kaldýðý, 150 000kadarýnýn komþu Inguþetya Cumhuriyeti baþta olmaküzere Azerbaycan, Gürcistan, Belçika, Polonya,Avusturya, Türkiye ve çeþitli Avrupa ülkeleriyleAmerika da yaþam mücadelesi verdiðini ve 150-160000 Çeçeninde, Çeçenistan içinde yerinden edilmiþkonumda yaþadýðýný göz önüne aldýðýmýz da daha netanlayabiliriz.

Her Ýnsan, Bir Hikâye anlayýþý ile Ýstanbul'da 3 ayrýkampta gerçekleþtirdiðimiz röportajlar bir yönüyle 142yýl önce Kafkas-Rus savaþlarýný kaybetmemiz üzerineKafkas neslini devam ettirmek üzere çaresizlikler veyokluklar içinde sürgün yollarýna düþen atalarýmýzýnilk anlarýna götürdü bizleri. Çeçenler 6 senedir dermeçatma yapýlarda kimliksiz, haksýz, hukuksuz yaþammücadelelerini sürdürüyorlar. Bir gün Çeçenistan dazaferin kazanýlýp baðýmsýz ve özgür ülkelerine dön-melerinin umudunu bir an olsun yitirmeden.

KAYNAKLAR- www.unhcr.org.tr (BM Mülteciler Yüksek Komiserliði Türkiye webadresi)- 2005 Global Refugee Trends -9 June 2006 - www.unhcr.org/statistics- Kafkasya Forumu Çeçen Kamplarý Dosyasý Hukuki Süreç; TemelSorunlar-Aðustos 2005- http://www.kafkasyaforumu.org/multeciler.htm

kf

Page 117: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Tür: Biyografi / AnýHazýrlayan: Harun AçbaFiyat: 7.5 YTLEditör: Emine EroðluKapak Tasarýmý: Kenan ÖzcanSayfa Sayýsý: 206Boyutlarý: 13,5x21Basým Yeri / Tarihi: L&M Yayýncýlýk, Ýstanbul / Mart 2004

kf

uslarýn Kafkasya’da uyguladýðý zulme dahafazla dayanamayarak, 1842 yýlýnda Ýstanbul’agelen ilk Abhaz ailelerinden birinin kýzý Leyla

Açba. Babasý Prens Refik Bey Açba, annesi EmuhvariPrensesi Mahþeref Haným. Horhor’da muhteþem birköþkte dünyaya gelir. Küçük yaþtan itibaren özelhocalar tarafýndan okutulur, özenle büyütülür. Ancakniþanlýsýný kaybettikten sonra, 21 yaþýndayken teyzesitarafýndan kederini atmasý için saraya verilir. 1919-1924 yýllarý arasýnda, Osmanlý Ýmparatorluðu’nun sonpadiþahý Sultan Vahideddin’in ilk eþi, BaþkadýnefendiEmine Nazikeda Manþania’nýn baþ nedimeliðini yapar.Ne var ki hanedan yurt dýþýna sürgün edildikten sonraÝstanbul’u terk etmek zorunda kalýr ve Sivas’a yerleþir.Fakat Sivas’ta yaþadýðý zorluklara dayanamayarakgenç yaþta ölür. Geriye býraktýðý Osmanlýca kaðýtlaryýllarca bir sandýðýn gizli bölmesinde kalýr, bu kaðýtyýðýnýnýn Leyla Açba’nýn anýlarý olduðu anlaþýlýncayeðeni Harun Açba tarafýndan kitaplaþtýrýlýr. Ýþte birÇerkes Prensesi’nin hem ihtiþam ve asalet hem dehüzün ve sefalet ile örülmüþ hikayesi: “Leyla Açba: BirÇerkes Prensesi’nin Harem Hatýralarý”.

Kitap dört bölümden oluþuyor. Ýlk bölümde Leylahanýmýn kökenini, geçmiþini, ailesini ve yakýnlarýnýtanýyoruz. Oldukça detaylý anlatýlmýþ akrabalýk baðlarýdikkat çekiyor bu bölümde. Ýkinci bölümde iseMeþrutiyetin ilaný, Yýldýz Sarayý ve Harem’in yaðmaedilmesi ve II. Abdülhamid’in ölümüne tanýklýk ediy-oruz. Nihayet üçüncü bölümde Leyla Açba’nýn sarayagiriþiyle beraber saray hayatýna konuk oluyoruz. VeMustafa Kemal’in Anadolu’ya gidiþi ile açýlan sonbölümde saltanatýn son günleri, Cumhuriyetin ilaný,

hanedanýn sürgün ediliþi ve kendisinin saraydan ayrýlýpSivas’a gidiþi anlatýlýyor.

Harem, Osmanlý Ýmparatorluðu’nun sosyal tarihiiçinde en çok sýr saklayan ve dolayýsýyla en çok merakedilen alanlardan biri. Tüm bilinmezlikleriyle þimdiyekadar pek çok yorum da yapýlmýþtýr Harem hayatý üzer-ine. Leyla Saz, Safiye Ünüvar ve Prenses AyþeOsmanoðlu dýþýnda saraylý bir hanýmdan günümüzeulaþmýþ baþka bir aný çalýþmasý yok. Leyla Açba’nýnanýlarý kendi türünde dördüncü kitap olma özelliði ileliteratürdeki deðerli yerini aldý bile. Bu eseri elinizdekidergiye konu etmemize neden olan asýl motivasyon isebambaþka: Diaspora içinde çok fazla dillendirilmeyenbir konu olarak “Osmanlý Hareminde Çerkes Kadýný”imgesine “içerden” bir bakýþ açýsý saðlayan “ilk ve tek”çalýþma olmasý.

Harem hayatý üzerine yapýlan yorumlar arasýnda enünlü olanlarýndan biri, yazarýn da belirttiði üzere,“padiþahlarýn haremdeki bütün kýzlar ile yatak odasýhayatý yaþamýþ” olmasýdýr. Diðer taraftan, yine yazarýnda vurguladýðý gibi, o dönemlerde saraya alýnankýzlarýn özellikle Abhaz, Çerkes ve Gürcü asýllý olduk-larýný da biliyoruz. Tüm bu önbilgilerim veönyargýlarýmla kitabý aralýyor ve baþýndan sonuna tuhafbir merakla soluksuz okuyorum. Ve sonuna geldiðimdekitabýn “bir þey” yaptýðýný fark ediyorum: Harem hay-atý ve bu hayat içinde Çerkes kadýnlarýna, þu ana kadarduyduðum, bildiðim her þeyden farklý, bambaþka birgözle bakma dürtüsü kazandýrýyor. Kitap bir aný çalýþ-masý olmasý sebebiyle olsa gerek, hiçbir þekilde bil-gilendirme kaygýsý taþýmýyor. Ancak, bilgi açýsýndan

WATIRIPHA YASEMÝN ORAL

R

115

KÝTAPTA

NITIM LLeeyyllaa AAccbbaa

Bir Çerkes Prensesinin Harem Hatýralarý“Ben Osmanlý Devleti ile birlikte bedbaht olmuþ, velinimetinden zorlaayrýlmýþ, çok büyük haksýzlýklara uðramýþ, ruhen ve bedenen çök-müþ bir insaným. Hatýramý kaleme almamýn elbet bir nedeni var, amabunu izah etmek pek güç…Ömrümün büyük bir kýsmýný geçirdiðim veiçinde tarihi hadiselere þahit olduðum saray hayatýnýn bana öðrettiði enönemli þey sýr saklamaktýr…hatýramý yazýp ilk önce aileme, sonradevlete ve bu topraklar üzerinde yaþayan insanlara býrakýyorum”.

55

Page 118: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

116

yeterince doyurucu olmamasýna raðmen, gayet ustalýk-la ve incelikle önyargýlarýmý derinden sarsýyor. Belkide kitabýn biz okurlarýna saðladýðý en önemlikazanýmýn bu olduðu söylenebilir.

Leyla Açba’nýn deneyimleri ve yaþantýsý duygusalyönünü o kadar sivriltmiþ ki bir süre sonra tüm beklen-tilerimizi bir kenara býrakýp, benzer bir duygu yoðun-luðunu yaþamak kaçýnýlmaz! Zaten Leyla Açba dahatýralarýný yazmasýnýn nedenlerini açýklamanýn nedenli güç olduðunu þu sözleriyle anlatýrken, bizi deiçine alan duygu yoðunluðunu açýða vuruyor:

“Ben Osmanlý Devleti ile birlikte bedbaht olmuþ,velinimetinden zorla ayrýlmýþ, çok büyük haksýzlýklarauðramýþ, ruhen ve bedenen çökmüþ bir insaným.Hatýramý kaleme almamýn elbet bir nedeni var, amabunu izah etmek pek güç…Ömrümün büyük bir kýs-mýný geçirdiðim ve içinde tarihi hadiselere þahitolduðum saray hayatýnýn bana öðrettiði en önemli þeysýr saklamaktýr…hatýramý yazýp ilk önce aileme, sonradevlete ve bu topraklar üzerinde yaþayan insanlarabýrakýyorum”.

Leyla Açba’nýn bu sözleri kitabýn neden bilgisel açýdandoygunluk saðlamak yerine, duygusal bir aðýrlýk his-settirdiðini yeterince açýklýyor sanýrým. Sarayýn kendi-sine öðrettiði en önemli þey sýr saklamak iken, haremhatýralarýný kaleme almýþ olmasý bile bazý þeylerianlatýyor. Hatýralarýný yazma sebebini saraya olan derinsaygýsý ve hürmetiyle açýklayan Leyla hanýmýn, nedenbizi okur olarak sadece bir dürtüye ittiðini ama iknaedemediðini böylece anlýyoruz.

Kendisinin saraya giriþiyle birlikte konuk olduðumuzsaray hayatýnda, aslýnda tam olarak Harem’in içinegirebildiðimizi söylemek zor. Hareme iliþkin detaylýbir betimleme bulamýyoruz ama buraya iliþkin fikirler-imizi doðru oluþturabilmemiz için gerekli genel birtakým bilgilere ulaþabiliyoruz. Harem sadece kadýne-fendiler, nedimeler ve cariyeler ile tanýmlanan sýradanbir keyif alaný olarak deðil; bir nedimenin bile yabancýdil bildiði, ciddi bir eðitim aldýðý ve resim, müzik gibisanatsal faaliyetlerde bulunduðu önemli bir toplumsalmekan olarak çýkýyor karþýmýza.

Saraydaki Çerkes kadýnlarýna iliþkin ise, LeylaAçba’nýn saraya alýnan kýzlar hakkýndaki þu sözlerioldukça çarpýcý:

“Osmanlý sarayýna alýnan kýzlar umumiyetle Kafkasasýllý, bilhassa Çerkes, Abhaz veya Gürcüdür…Sarayaintisap eden kýzlar eðer Çerkes ise, muhakkak fakir veçiftçi bir aileye mensuptur. Zira Çerkesler de aris-tokrasi diye bir sýnýf ayrýmý olmadýðý gibi kendi devlet-leri de ne yazýk ki olmamýþtýr. Ama eðer kýz Abhaz ise,þüphesiz yüksek ve soylu bir aileden gelmektedir,çünkü Abhazya’da aristokrasi vardýr…Fakat kýz Gürcüise, ailesi katiyen tacirdir ve orta halli bir hanededünyaya gelmiþtir. Bu yüzden sarayda daha fazlaAbhaz asýllý hanýmlar bulunurdu”.

Leyla haným bu açýklamalarýyla, Abhaz kýzlarý dýþýnda-Çerkesler de dahil olmak üzere- diðer tüm Kafkas asýl-lý kadýnlarý ötekileþtirerek bizi þaþýrtsa da ilerleyenbölümlerde, kitabýn hemen ilk bölümlerinde gelen buaçýklamaya iliþkin tutarlý örneklerle karþýlaþmýyor vebir soru iþareti koyarak devam ediyoruz.

Leyla Açba’nýn anýlarýný deðerli kýlan diðer önemli birnokta da tarih çerçevesi: Henüz Meþrutiyet ve I. DünyaSavaþý’nýn etkilerinin çok yakýn olduðu ve OsmanlýDevleti’nin yýkýlýp Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduðu1919-1924 yýllarý. Leyla haným bu dönemi Harempenceresinden anlatýrken, yaþanan toplumsal bunalýmve deðiþime dair derin açýlýmlar bulamýyoruz. Ancakresmi tarihi reddediþini satýr aralarýnda okuyoruz ki bureddediþ tam da yukarýda bahsettiðim türden bir farklýbakýþ açýsý getirme dürtüsünü açýkça besliyor.

Bir Çerkes prensesinin bizi Osmanlý sarayýna konukettiði bu çalýþma tüm Kafkasyalýlarýn tarih ve kültürbirikimine saðladýðý katkýnýn yanýnda, “diaspolitikÇerkes kadýný kimliðimizin” parçalarýndan birine deaçýkça ýþýk tutuyor. Teþekkür ediyoruz…

kf

Page 119: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 4-5

Orijinal Adý: Dance Grozny Dance, The Damned and The SacredTür: BelgeselGösterim Tarihi: 2002Süre:75 dkYönetmen: Jos de PutterEditör: Stefan KampYapýmcý: Frank van den EngelOrjinal Dil: HollandacaÖdüller : I.Chicago Uluslararasý Belgesel Film Festivali, Büyük Ödülü(2002)

Centaur Film Festivali'nde En Ýyi Film Ödülü(2002)Ankara Film Festivali(2003)'ne katýlan sekiz filmden biriydi. "O'nun Öyküsü" baþlýðý altýnda yeraldý.

Oyuncular: Ramzan Akhmadov ve Dans Ekibi Daimohk

ir þehir ve kabuk baðlamasýna hiç izin ver-ilmeyen bir yara: Grozni! Ýki yüz yýl kadar önceaçýlan ve hala taze olan bu yarayý konu alan

Dans Grozni Dans, bir varoluþ mücadelesinin teþhiri...

Grozni'den selam getiren bu belgesel, Ruslar’ýnbölgedeki silme operasyonlarýný ve buna karþýlýk "kol-larýný henüz indirmediklerini" gösteren bir halkýanlatýyor, mülteci kamplarýndan toplanan 6-16 yaþgrubu çocuklardan oluþan halk danslarý ekibi. Savaþý,sivil halkýn yaratýlan önyargýlara karþý direniþini,çocuklardan oluþan bir dans ekibiyle anlatmanýn en iyiyol olmadýðý düþünülebilir; ancak Çeçenistan'ýnsýradýþý yaþamýný anlatacak en etkili yol belki de buydu.Çocuklarýn gözünden bakmak belki de þavaþý en þeffafhaliyle görmek ve direniþe en içten duygularla katýl-maktý; çünkü "hatýrlanan; ama anlatýlamayan" karelerancak bir çocuðun gözünden en net þekilde okunabilir-di. Ve belki de sadece dans, sözlere dökülemeyenduygularý en coþkulu þekilde insanlara iletebilirdi. Bubelgeselde çocuklar ve dans, Çeçenistan'daki yaþamkoþullarýný, Çeçenler’e vurulan terörist damgasýnýn veoluþturulan önyargýlarýn aksine, Çeçenler'in de normalinsanlar olduðunu anlattý.

Ne yazýktýr ki birçoðumuz Çeçenistan'daki insanlýk dýþýolaylara kayýtsýzken Hollanda asýllý yönetmen Putter,duyarsýz kalamamýþ. Putter, Grozni'deki yýkýmýgörünce II.Dünya Savaþý'ndaki Dresden'i anýmsadýðýnýsöyler. Dresden, Almanya'nýn en mükemmel þehridir

ve sanatla yazýlmýþ tarihiyle insanlýðýn tuhaf sem-bolüdür. Öyle ki Dresden, Nazi soykýrýmýný görmüþtür.II. Dünya Savaþýnýn yýkýmýný anlatacak en iyi örnekolarak gösterilir. Aynen -Grozni gibi- yüzyýllardýrÇeçen kýyýmýna mesken olan ve insanlýk dýþý olaylarýn“merhamet”i yücelttiði tuhaf Grozni gibi.

Jos de Putter, dans ekibine Avrupa turnesinde eþlikeder. Ekip, Amsterdam'da Concertgebouw, London' daLyric Theatre gibi, Avrupa'nýn en ünlü sahnelerindeperformansýný sergiler. Tarihle yoðrulup gelendanslarýyla bazen öðünleri kurþunlar olan þehrinýzdýrabýný anlatýrlar, bazense zaferlerini... Lanetlenmiþkutsal topraklar üzerinde yaþýyorlardý. Evdeki tornavi-dayý pazarda satacak kadar lanetlenmiþ; ancak misafiribir kuru ekmekle aðýrlayabilecek kadar kutsal... Fakatasýl sorun, okulda kurþuna dizilen çocuk ya daÇeçenistan'da genç bir adam olmaktý… Neyse ki dans,onlardan birer adam yaratmýþtý. Bombalarla dövülenbir gökyüzü altýnda korkusuzca dans eden küçükadamlar...Alevlerle aydýnlanan gecelerde ölümünsoðuk, yaþamýn renkli sesini ve eski evlerini ve ölenkardeþlerini unutamayan; ama dans eden adamlar...Kendi kendilerinin efendileri olmayý öðrenen küçükadamlardý onlar. Böylece umutsuzluða kapýlmayýpönyargýlara karþý ayakta durabileceklerdi.

"Önyargýlar Duruyor, Önemli Olan Kendini BýrakýpGitmemek

BAHAR BURCU KARAHAN

B

117

Dan s

Dan sGrozny

The Damned

And

The Sacred

“Key

ifle

veZ

eraf

etle

Dan

sEde

nler,

Ken

dileri

neve

Çev

releri

neN

eseGetir

ir”

Bombalarla dövülen birgökyüzü altýnda korkusuzcadans eden küçük adamlar...

Alevlerle aydýnlanan gecelerdeölümün soðuk, yaþamýn renkli

sesini ve eski evlerini ve ölenkardeþlerini unutamayan;ama dans eden adamlar...