kanayan dağlar

123

Upload: abdullah-oral

Post on 18-Mar-2016

262 views

Category:

Documents


10 download

DESCRIPTION

Bir Torna işçisinin yaşanını şiir diliyle anlatarak içinde bulunduğu işçi sınıfının sessizliğini şiirsel çığlıklar ile dille getirmek için Yaşam şiir tadında yorumlamıştır. Bu kitapta Sanayilerimizde tüketilen insanın ve emeğinin şiirsel bir dil ile özlemini sevdasını kavgasını bulacaksınız..

TRANSCRIPT

Page 1: Kanayan Dağlar
Page 2: Kanayan Dağlar

KANAYAN DAĞLAR

Kısa öz geçmiş.:

Gecenin kara yüzünde dişlenirken çığlıklar bir kadının sancılarının sükûnete durduğunda, açtım dünyaya gözlerimi.

Ilık süt kokuları kendi eksenine çekiyordu beni açlığımı bastırmak için- Kulak verdim içgüdülerime bedenimi saran iki kol yardımıyla ulaştım süt dökülen gözelere. Daha sonra iki sevecen gözün saçlarımı okşamasıyla kaldırdım kaşlarımı yukarı yine o sesini duyduğum kadın, ANNEM Nasılda gülücüklerle donatmıştı odanın içini Sanki dağlardan kar sökülmüşte bahar düşmüştü kapıya.

Tarih1962.6.Haziran. Dışarıdan akasya kokuları geliyor sanki ıhlamur kokusuyla el ele vermişlerde ziyarete gelmişler beni Köyümün adı çiğdem ondandır bu kadar güzel kokar çiçekler.

Hergelen sene yeni zorlukları da getiriyordu bara berinde bizimle beraber büyüyordu sorunlar biz mağdur kalmayalım diye babam ömrünü pas pas etmiş bizlere adamıştı hayatını. 4,kardeştik 3 erkek 1 kız. Ben iki numara idim İlkokuldan sonra, tornacı çırağı olarak yaşama atıldım seçtiğim meslekle beraber. Kopmaya başlamıştım doğduğum topraklardan. Her yaş kendi ekseninde sürgün kılıyordu bedenimi.

1974.yılının mayıs ayında RUHİ SU. Müzikleriyle tanışım sanki içimdeki hapis duygular dile gelmiş. Beni anlatıyor ya da içimdeki mahcup acemi çocuğu Ruhi Su etkisiyle başladı ilk şiirlerim.

Zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri olmayanların ortak acılarıydı yazıp ta yaşadıklarım.

Şuanda Ankara’da Yaşamaktayım 2 kız 1erkek 3 çocuk babasıyım Ozan der de Kültür faaliyetlerine devam etmekteyim. Yüreğimizdeki isyan ve sevdalarımız ve eylül zamanı ve şürgün sular adlı Üç kitap yayınladım. Şiir çalışmalarım devam ediyor

Yeni güzelliklerde buluşmak üzere Bitimsiz sevgilerle A. ORAL

Page 3: Kanayan Dağlar

Hangi Kalem Yazabilir ki.

(Annemin ardından)

Hangi kalem yazar kiİçimdeki hüzünle çatlayan gökleriBir damla gözyaşında savrulan NehirÇarpıyor yüreğimin kıyılarına, Anne. Boğuluyor dudağımda sözler.

Şimdi çaresizliğine, çare olmak vardı- Her nefes alışında, acılarını bölmek, Delicesine çırpınmak vardı, kalbinin derinlerinde.İlk günün sıcaklığında/ öpmek vardı gülüşlerinden.

Hangi kalem yazabil ki içimdeki fırtınayıSimdi dizlerine yatmak vardı, AnneGüzlerinden yüreğine inmekİlkbahar misali nefesine tutunup- Akmak vardı ılık ılık damarlarında.

Sensiz gözlerimden yüreğime inen acı. Sızılı nehirler gibi akarak damarlarımda,Hesapsızca dökülüp gidiyor derinlerime.

Hangi kalem yazabilir ki Gözlerimden savrulan bu amansız sularıŞimdi yurdunda sürgün yaşamaktan, uzakHasret damıtan, bir damla gözyaşı olmak vardı.

Kaç yıldır öylesine yorgunum ki ana kucağınaBaşımı göksüne koyup, duymak ana kokusunuGözlerinde korsansız denizlere yelken açmak-Ve güneşli günleri yaşamak vardı, Gelecek günler adına.

Türkü tadında bir yaşam düşlerken-Ayrılığın kör duvarları çekildi önümüze.Hayal oldu bitimsiz kavuşmalar, Ve bir daha dönmemek üzere- Yelken açtı Annem uzaklara. Oysa ne baharlar düşlemiştim/ gülüşlerinde AnneminŞimdi sonbahar rüzgârlarına kapıldık, savruluyoruz Hüküm giydik imkânsızlıklara.

Page 4: Kanayan Dağlar

25- 11 -2007-11-29 A Oral

Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim. Bugün sardunyalarım da açmadı Belki de küskün renklere Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım Sensiz soluyorum anlayacağın Mavi mavi ölüyorum

Duyuyor musun, orada mısın, Var mısın, yok musun? Bir tek şeyi unutma!

Seni sevdim ben.

Yanarak, yıkılarak Aklıma her geldiğinde ağlayarak

Page 5: Kanayan Dağlar

Zalimler Eline Düştüm ODTÜ de

Bir çıkmaza vardı yolum gitti deAteşin içinde sel yaralanırZalimler eline düştüm, ODTÜ de Konuşsam söz yanar, dil yaralanır

Aç kurtlar üstüne durmuş yolumunEderi kaç para bilmem çulumun Silahı iftira soysuz zaliminBülbül ahu zarda, gül yaralanır

Ellerin Kabesi Arap’ın çölüBenim Kâbe’m ODTÜ, üç DenizgülüDinim devrim/ iman /halkımın yolu.Pusular kurulur, yol yaralanır

ODTÜ de hal bilmez sarmış her yanıNe yaptık bilmem ki gördük bu kiniArap felsefesi nedeyim diniİçimde kor ateş, çöl yaralanır

Hani denizlerim mahir çayanımODTÜ de faşizme helalmiş kanımBeynimde meşale oldu isyanımAteş duman tutmaz, kül yaralanır

Her köşe başına hırsız koymuşlarVurguni der halkı böyle soymuşlarBilimin adını rüşvet saymışlarTam kürekten kırık, kol yaralanır

Page 6: Kanayan Dağlar

Mızrağa Çekilir Güllerim Benim

Ben hakkı insanda buldum bulalıKatlime okunur ezanlar benimİnsanı evrende Kâbe bilmişimOndandır dökülür kanlarım benim

Zulüm boy verdikçe ölüme yattımKılıç kalkan oldum ömrümü çattımAcıyı şerbete katıp bal ettimOndandır lal oldu dillerim benim

Özüme yüz döner sual sorarımHak benim evrende kendim ararımSemah döner hakka secde kılarımOndandır yakılır canlarım benim

Vurulduk uykuda sonra uyandıkUyandıkça alkanlara boyandıkSözlerin bittiği yere dayandıkEvvelden kırıktır kollarım benim

Hakka gidenlerin zulümmüş payıGenç yaşlı demezler vururlar toyuÖfkemi biledim asırlar boyuMızrağa çekilir güllerim benim

Böyledir emekçi yoksul hallerimNeylersem varmıyor hakka yollarımTam kürekten kırık tutmaz kollarımYaş iken budanır dallarım benim

Varsın umut saklı kalsın yarındaİçimde bir sızı kökü derindeVurguni neyleyim can pazarındaBana yasak kendi ellerim benim

Page 7: Kanayan Dağlar

Bir Kuru Tabuta Sardılar Sizi

Doğduğum toprağı yasak saydılarAçlıkla doyurup sürdüler biziBir lokma ekmeği çok gördüler deSokakta alanda kırdılar bizi

Çalışıp üretip aç kalan bizdikArka sokaklarda piç olan bizdikSavaşta kahraman barışta köleUmut deryasında hiç olan bizdik

Ne istedim beyler size neyledim Aç kaldım da açlığımı söyledimKuru ekmeğime az katık dedimBir mayıs taksimde vurdular bizi

Yokluğun koynuna açlık beledikYaşamı ölüme harçlık eyledikVurguni her daim umut dölledikBir kuru tabuta sardılar bizi

Page 8: Kanayan Dağlar

İçimdeki Pas

Üzerinden çekiç sesi eksik olan örsYavaşça bırakır kendini zamanın kollarınaPas tutmuş yanlarındanBaşlar tüketmeye kendini.

Emekçi İnsanlarsaÖrse indirdikleri çekiçleHızlandırırlar tükenişleriniBuharlaşan uykularınKâbusunda tamamlarDenklemler bir birlerini,

Gönül ikileminin üstündeki sevgiBeyaz bir gelecek sunar sevdalılaraHerkes kendi renklerini yaratsın diyeYükselen bulutların altındaÇiçeklenir bahar.

Ey alın terimHaydi, gayrı savur eteklerinden yılgınlığımı.

Zamanı değil hüzünlü yanık türkülerin.Emeğin türküsü söylenmeliEnternasyonal hep bir ağızdanŞimdi pastan kurtulmanın tam zamanı….

Abdullah Oral

Page 9: Kanayan Dağlar

Ey Üreten Güç

Ey emekçi elleriyle dünyayı yeniden yaratanSensin yargıcı yeryüzünün/ ey üreten güçBir birleşsen senden olanlarla Görkemin karşısında korkudan Saklanacak yer ararlar emperyalist canavarlar.

Haydi, nasırlı ellerdeki mucizeni sergile Gör nasıl varlıklar kendini açığa vururSenin tapındıkların:Gör nasılda öperler senin ayaklarını.Sensin/ üçlerin/kırkların /yedilerin/öteki adı

Sen ki dağlar boyun eğerdi heybetineSen ki Üreten büyük güçSirkin hele bir üstündeki ölü toprağındanKelimeler sessizce sokulur gözlerimeSen suskunluğunun mağlubu olmamalısın

Bak gör her şey buyruğun altındadırSen ki hükümdarısın yeryüzününBüyüklüğün proleterliğinden gelir Susmak yakışır mı sana ey üreten güç……………Kendi ihtilalinin kahramanlığı önünde dururken.......

Abdullah Oral

Page 10: Kanayan Dağlar
Page 11: Kanayan Dağlar

Sessiz Vedalar

Bir bilsen kaç zamandır deli oluyorum,__ ___mahcup bakışlar ardındaki gizli sevmelereYapmacık gülüşler daha kötü acıtır içimiİnadına hayal kuruyorum, yarına dair___ Yaşayamasam da, konuş__ _____Nefesinin sıcaklığı sarsın bedenimi ........

Haydi! Suskun durma öyle konuş,Bak ellerime sakladım sıcaklığını.Yaralı çığlıklarım var_____________ henüz kimselerin duymadığı,Haydi söyle dilindeki o son cümleyimerak etme buna da alışır şair yüreğim..

Kırılma sonra kendince __ ___________ gidişin bir adı olsunBurulur ya efkârlı şair yüreğim_________________ önce sensizlik acır biraz __Ardından ben / bütün gecelere seninle başlarım.İlk terk edilen ben / terk eden sen değilsin yaSen yeter ki giderken bir şeyler söyle..

Yokluğunda bir sandal oluyorum, Sensizliği paylaştığım, kadehlerde,

Kayboluyorum gece karsı gözlerinin derinlerindeBazen viran bir yıkıntısı olurum bu şehrinKi gayrı her şey dipsiz, uçurumlara kayıp__________________ sana yöneliyor bu kentte.....

Gece uykumda düşün,_______ uyandığımda hayalin gelir karşıma.

Sensizliğe sırım sıklım uyanışlarda bile__ _________ yine seninle başlarım güne.Yüreğim deniz kıpırtısı /dudaklarım çöl yangını.Haydi, bir şeyler söyle serinlet yüreğimi_____Mum alevi rüzgâra titrer, ben sana titrerim.

Abdullah Oral

Page 12: Kanayan Dağlar

Canım Annem

Gün doğumuyla oynaşırken gözlerim Düştün aklıma Anne. Ufka kanat çırpan kuşlar- Sen oluyordun- Kanatlarınla okşuyordun yanaklarımı.

Ne zaman adını ansam Hüzün yüklü yağmurlar esip geçiyor Yamaçlarından gözlerimin

Oysa ben Gülüşlerinin sıcaklığını ararım Günün ilk ışığında

Bakışların bir gök kuşağı gibi geçer- Yüreğimin ortasından Ve ardından başlar gözlerimin bulutları– Yağmur dökmeye.

Yine sensizliğe dökülür Ağır aksak yağmurlarla bastırılan özlem

Dağlarımın karanfil ve leylak kokuları Yanık yağ kokularına bırakıyor iken yerini. Usulca yayılıp dağılır günün içine hasretin.

Bedenim, ağır hasar görmüş /batık gemi misali. Düşer sanayinin paslı kollarına.İşte o an. Nasılda özlerim başımı göksüne dayayıp Öylece orada seni koklayarak kalmayı

Yüreğimin çocuk yanı hüzünlü anne Ne zaman aklıma düşsen- Dokunduğum her şey sen oluyorsun İçimde delice çırpınan bir minik serce

Page 13: Kanayan Dağlar

Yırtıyor kendini eteklerinde hasret dağlarının Canım annem

Sensizliği bölüşen gecelerde Karadeniz oluyor hasretin başlıyor Kıyılarına çarpmaya yüreğimin. Kaç zamandır Örse yatırdım içimdeki sızıları Yüreğime inen her balyoz Seni döküyordu gözlerimden Canım annem.

Günün yorgunluğuna aldırmam anne. İş dönüşü her şeyi unutan çocuklara dönüyorum İçimdeki sızı yarım kalmış bir şiirden Ben hep yorgun düşerdim seni özlemekten.

Ve hala sensiz Anahtar deliğinde bıraktığım Çocukluğum yetim. Bir bilsen anneciğim bir bilsen Seni nasıl özledim.

Bizlere Yaşamı armağan eden O mükemmel insanları yitirdikten sonra unutmamak için canım annem

Page 14: Kanayan Dağlar

Yeniden Doğmak

Uçurumun eteklerine yüzlerini silenlerİkileminde yürüyor karanlık yolunBaharın konuştuğu- suskun yazlardan- Geçip gidiyor zaman.

Uzandı yüreğinin bulanık sularına Usulca örtü kirpiklerini gözlerinin üstüneDudaklarında yaralı sözcükler dökülüyorduNe olurdu büyüseydi dilindeki çığlık

Sözcüler kanayarak sızıyordu yanaklarındanHaykırırken adını özgürlüğünDil yarası dişlemiş ağız içini.

Hiç bir gerçek acımasız değildi bu kadarAşkı bekleyen sonsuzlukta Sağanağa tutuldu bakışlarıYağmur yüklü bulutlar geziniyor gözlerinde

Kanayan yaraları kabullenip- susmadanKayıklar yüzdürerek kanında -yarınaUzak denizlere salarak sevdayı- inadınaÖzlemiydi onun yeniden doğmak.........

Page 15: Kanayan Dağlar

ODTÜ Beynimdeki Meşale

Duygular/ içimin kızıllığınca yangın yüklüSınırları varlığıma yasak bir ülkedeyim Belki:Çiftçinin elinde unuttuğu bir tahıl tanesiyim Beklide Sıradağların kuytularında Kuru bir ot /ateş almayı bekleyen.

Belki tamirci çırağının yarına kurduğu düş.Beklide uzak bir iklimde esip geçen sam yeli Dur ey hayata titreyen yaprağıyım Bırak gayrı rüzgârlara /ağıt yakmayı. Varlığım/ var olmamın öteki adıdır yaşam. Ey ölüm Haydi, bakışlarını çöz kirpiklerimden. Ateş içerek son kez gireceğim /sevdanın eşiğindenVarsın bağışlamasın beni hayat Yokluğumun külleri savrulsun yeter Ülkemde

Susma ey yarasında nehirler fışkıran hayatAteşten meşale yap sırtımda gömleğimi ki,Gün ışığına çıksın karanlığım öteki yüzüEriyip gitmesin ardımdan yaşadığım ne varsa

Haydi, ne duruyorsun öyle sessizUzat tepelerin ardından gülüşlerini ey güneşYarasına akrep düşsün aydınlıktan kaçanlarınBen gayrı bu hayatı-Bir anneye/ bir bebeğe bağışlayacağım.

Varsın yüreğime çarparak/ dövsün kıyılarımı acılarİnsan kimliğine sarılmışım yaşamın,Az sonra ateşleyeceğim fitilini diliminKaç gündür hazır bedenim

Page 16: Kanayan Dağlar

Devrim meşalesini yakmak için ODTÜ de

Ey yarasında ateşler fışkıran kalbimKaç zamandır ateşten bir ip boynumdaUzanır giderinim bir eve bir üçüncü yurt’aBilinmeli ki susmayışlarımın, bir yanı ölüm.

Kor ateşlerinde sınanmışım yaşamın,Haykırıyorum/ acılara akan bir sesle Gecenin göksünde bir çöl çiçeği açar sesime,Bir yaban gülü iliştirdim kalbime/ kızılBütün çığlıklarını kuşansın gelsin ölüm.

Çelişki değil kederli bir dağ gibi duruşum.Ondandır Ülkemin orta yerinde düşlediğim yangın.

Bir derviş gibi selamlıyor /duygularımı, benliğim.İncinmişliğim karalarını giyinişim, yaşamın.Aykırılık çıldırmaya vardı sakalımla. Ben köklerimden koptuğundan beri Sürgünüm bu şehirde........

Kemirirken içimi utangaç arzular çılgıncaBir sevdadır gül yaprağına konmuş aşk.Ki köklerimize su vermez toprak /yanmışız.Yırtık çoraplarımdan fırlar dışarıya köklerim.Ellerim nasır /ayaklarım Çırıl çıplak.

Ben kendimi bulmuşum bende Varsın kirpiklerimden acı dökülsün Sevgilerden aldım suların derin akışınıYüreğimin nakışını döktüm çeliğin potalarına. Susmuyorum ki, kimseler merhamet etmesin, Her ne ararsam benden uzak değilBiliyorum nasıl ürkütür yangınlarda kıvılcımlar. Hayat bu işte dayan ey yüreğim /susmak aykırımdırBir varmış bir yokmuş./tükenip gidiyor insan..........

Yaşamın önüne çekilen duvara çarpar kalırsınız bazen ve karanlıktır her yer, işte o an bir tek yapılacak şey vardır bedenini yakmak. karanlığa inat..Bir dönem ODTÜ de yaşadığım baskı ve tehditlerin içinden doğan şiir..

Abdullah Oral

herkesin yeni yılını kutlar, emperyalist savaşlara karşı halkların omuz omuza verdiği_ve___insana ve emeğe değer verilen bir yıl olmasını temenni ederim.

Page 17: Kanayan Dağlar
Page 18: Kanayan Dağlar
Page 19: Kanayan Dağlar

Yarına Umut

Ben hiç bulutsuz kalmadım kiGözlerim sana yağdığı zaman buğulanır,Hasret dağı buram buram hürriyet kokar,Derinlerinde sel baskını, ıslanır sözlerDilimde aşka dair yanık ezgi, bir de sen.

Yarsız kanayan yaradır hasretGün batımı /uzak yıldızlara tutunur gözlerUmutsuzluk yakışmaz bize hiç.Umut kocaman olur, özlem damıtırDalından düşecek son yaprak olsak bile.

Külleri savrulsa da ateş almış bedenlerinAna rahmine düşen tüm yollar umuda yürürTükenişin sonundan başlar umut yolculuğuHer yürek birer yaprak olur savrulurGöçebedir ömür, sevgi susuzluğunda.

Page 20: Kanayan Dağlar

Yaşamak Adına

Analarımız: Çaresizliğin saçlarını yolarak büyüttü çareyi Ta kirpiklerden dökülür tırnak uçlarına acıKi biz kendimizi küllerimizden yaratmaya sözlüyüzKaç sevda takılı kaldı ipin ucuna- yaşamak adına bir bilsen…...

Kolay mı cellâdın ipinde yarını hayal etmekEn zoru sığdırdık düşlerimize- Sürdük namluya yüreğimizi.İmkânsızlık deyimini kırarak istedik imkânsızı.Ki yarınlarda umut çiçeklensin diye/ Bebelerin ilk gülüşlerinde

Geri dönmeyi düşünmedik/ bu kavgadan hiçÖlüme yürüyüşü başlattık açlığında/ ömür yolculuğunun.Yakışmazdı bize tepeden tırnağa umutsuz bekleyişKi, toprağımın susuzluğu vardı damarında kanıma. Doymalıydı toprak kanımla umudu büyütmek için yarınaYürüyoruz Kardelenler çiçeklenecek geleceğe……

Page 21: Kanayan Dağlar

Seni Sevmişim Yar

Kır menekşelerini büyüttüğüm yüreğimde.Sen/ çölleri yarattın/ Bir damla su istiyorum senden/ ey sevgili.Şimdi boynumu sıkar durur kendi ellerim.Nehirler gerekmiyor tükenmiş ümitlere.

Bağışla beni sevda üstüne yarHüküm giydirme ne olur sensizliğeSenden öğrendim / sevmeyi/ özlemeyiN!olur öğretme içimdeki seni öldürmeyi

Gözlerimi türkü ırmaklarında döndürmeZaten değirmen taşı olmuşum dağlarında Bir sana/ birde sensizliğe/ döner dururum yar.........

Yüreğim kanat çırpar oldu Geleceğin günün özlemineKaç bahar yasak aşklara vurulmuşum Titreyen yüreklerin deltasında yar.

Sensizliğin acılarını sakladım yatağımaDağlarım inceden esen yel gibi ıssız Sorun kalbime özlemek nedir. Acı nedir, hüzün nedir.Ben yüreğimden daha çok /seni sevmişim yar..

Page 22: Kanayan Dağlar

Ben Nasırlı Ellerin Kanıyım

Tarihin damarlarından gelir varlığımHiç bir hücremi söküp alamazsınız bendenBen nasırlı ellerin sızan kanıyım yarınaEvren buyruğundadır emeğinVe tüm yaratılmışlığın üstüdür yaratılanlar

Zaman ellerimdedir/ can verir /can alırımVarlığımın yüceliğidir göksümdeki onurEvren benimle döner ben evrenle semahıYeni başlangıçları haykırır dilimEğilip öpmek için nehirleri dudağından

Aydınlığa gözlerini açınca insanEvren olur göksüm güzlerim deniz kanarDağılır ölü toprağı üstünden düşlerinSıyrılır gelir tanyeri gün doğumunaYolunda ilerleriz Emeğin /yırtarak karanlıkları

Her zaman ben olmayacağım Vurulup düşen kavgadaAcı çekenleri avutan kitap yazmayacağım artıkİlkbaharlarını yaratacağım dünyanınAç çocuklar çiçeklenecek köşe başlarında

Abdullah Oral

http://www.abdullahoral.ozelsayfam.com

Page 23: Kanayan Dağlar

http://www.abdullahoral.ozelsayfam.comAvuçlarımdaki Acılar

Suyla yazılmış bir kader çizgisindeydi- Ölümün üşüttüğü küçücük eller.Yağmasına düşmüştü çapulcununGözlerinde donup kalırken aydınlık

Yüreğimdeki sevda kuşlarını uçurdumÇocukların güvercin kanatlı gözlerindeKaranlığın sustuğu yere düşmesin diye gelecek

Pusuda bekleyenler vurdular düşleriBaşladı büyümeye avuçlarımdaki acılarSuya yazılmış kader çizgileri- Düşerek akıp gidiyordu sularına Diclecin: Arkalarında gölgelerini bırakarak................

Page 24: Kanayan Dağlar

Tornacıyım Ben

Hayallerim yalnız bırakmıyor beniAldırmam ışıklı kent sokaklarınaBen umudun ateşini saklıyorum içimde.

Yitik bir ağaç gölgesi değilimO kadar sığınan var ki dallarımın altınaHayal değilim varım.............Yalnızlığım aldırmıyor- Kalabalık suskun kentin ışıklarına

Tornacıyım ben/ ne öyle basit /ne sıradan.Ana avrat oturtmuşum /kucağıma emperyalizmi.Sosyalizmi döllüyorum karnına. Anadan üryan.

Hangi şafak uzak tutabilir ki Yüzünü nasırlı ellerimdenKanlar için den sıyrılarak Doğacağım dünyaya yeniden

İniltilerin geldiği yerden /uzanıp giderken geleceğeBekliyorum ayaz gecelerde /Yeniden doğmayı Gelmesini dileyerek uzak sevdalımınYakışmaz bize uğruna savaşmak dururken Kollarına uzanmayı beklemekTornacıyım benDemir talaşları içtiğim geceler kanıyor dilimde.

Potalarına yıldız döküyorum hayatın Susup çare dilenmek suçtur Yapraksız kalsa da dallarım Çırıl çıplakBaşlayacağım yaratmaya kendimi yeniden. Tutsak korkuları / Bitirdiğim yerden.................

Page 25: Kanayan Dağlar

Not/ tutsak korkular dini afyonlar anlamında kullanılmıştır

Ey Üreten Güç

Ey emekçi elleriyle dünyayı yeniden yaratanSensin yargıcı yeryüzünün/ ey üreten güçBir birleşsen senden olanlarla Görkemin karşısında korkudan Saklanacak yer ararlar emperyalist canavarlar.

Haydi, nasırlı ellerdeki mucizeni sergile Gör nasıl varlıklar kendini açığa vururSenin tapındıkların:Gör nasılda öperler senin ayaklarını.Sensin/ üçlerin/kırkların /yedilerin/öteki adı

Sen ki dağlar boyun eğerdi heybetineSen ki Üreten büyük güçSirkin hele bir üstündeki ölü toprağındanKelimeler sessizce sokulur gözlerimeSen suskunluğunun mağlubu olmamalısın

Bak gör her şey buyruğun altındadırSen ki hükümdarısın yeryüzününBüyüklüğün proleterliğinden gelir Susmak yakışır mı sana ey üreten güç……………Kendi ihtilalinin kahramanlığı önünde dururken.......

Page 26: Kanayan Dağlar

Duy Sesimi Ey Hayat

Uzak düşlere yükleyip sevdamı Nereye böyle ey hayatAvuntu bir ömrün sadakatine vurulmuşumKum saatini durdurmadan Söyle nereye böyle.........Söndürmeden- Tenimde yaktığın özlem yangınını

Gülün içimdeki yansıması düşüyor aklımaGözyaşlarına dokuna bilir mi? Sudaki kırılmalar.Kaçamak bakışlara sarılmayan kol kırık

Öpmek zor-Bir nefes gibi seni çekip gözlerimeYüreğimin atışlarını dinle gör- Ne kadar sensin.Haydi, sıyrıl içindeki kalıplardan ey hayat.

Yağmur ol yağ toprağımaKüme bulutlarımda sağanakları yaşaKon dudaklarıma kar tanesi gibiDuy yüreğimin dokunuşlarını. Duy sesimi ey hayat.

Page 27: Kanayan Dağlar
Page 28: Kanayan Dağlar
Page 29: Kanayan Dağlar

Hangi Şiir Çaldı Gülüşünü Çocuk

Zamanın durduğu yerde bekleme çocukGeç kalır yarına gülüşlerin/ vurulursun.Bir ceylan ürkekliği büyür bakışlarındaNe bu gözlerinden sessizce dökülen nehirHangi şair çaldı gülüşünü çocuk.

Masalların bile kırılgan anları vardırKelimeler sessizce sokulur gizemineKırılır arkasına saklandığın aynalarBaşlar belleğinde değişmeye bütün renklerGülüşlerini hangi şiir çaldı çocuk

Öpüyorum yarına acıkmış gözlerindenODTÜ nün alıcı kuşlarımı çarptı sana Gecenin mağlup kumandanıHaydi, gayri söyle şair dedene Ekmeğini hangi sırtlan çaldı çocuk.

Page 30: Kanayan Dağlar

Ölüm Dikilse de Gözlerine

Hüzün vurmasın gölgesine yüreğinKarışır sesin can hıraş -yürek çarpıntılarınaGecenin sessizliğinde büyür çığlığınDüşer yollara kırık imgeler ardın sıra

Yorgun düşer dizlerin taşımaz seni yarınaSen varsın: hiçliklere aldırma.Baş eğmeden ölümü yenenleri gördükVe tanrılar utancından başlarını düşürdüler yere

Ölüm dikilse de gözlerine –Sen yılkıma kaldır başını.Varsın zamana yenik düşsün imgeler.Özgürlüğün rüzgârlarını hisset hücrelerindeÖlüm bile ölebilir senin ellerinde.

Tutun esen yele- devrim ateşiyleKarayı yak ki – ey düşAk günlerin üstünden- Sıyrılsın alaca karanlıklar.

Tutun hayata tutkunun bilgeliğiyle ey militanSaldırgan bir çocuğun ellerinde büyüt sevdayıGecenin sessizliğinde yayıp dağıt çığlığınıAşk ile yelken aç gelecek güneşli günlere..........

.

Page 31: Kanayan Dağlar

Karanlık Saatler

Yağmur yüklü bulutlarından geçerek hayatınSevgi toprağında büyüttüm aşkıGözlerinin karasından yakamoz toplayarak Düşer dudağımdan sana mahkûm sözler

Sana gelen yollara tutunmuş sevdaSoğuk sinmiş yalnızlığımdan- kanar sensizlik Uzaklarımdan bir kıvılcım - tutuşur yanarPerçinler umudu yüreğe gözlerinde aşk.

Odamın kuytularında devinirken tenimSeni bulurum bende sırım sıklımÇıldırmaya varır suskunluğum Ağıt olur sabahsız yarınlara şiirler.

Müebbetlerin sürgünü olur yalnızlığımYarınsız zamanlara mahkûm kalınca sözlerKaranlık saatlere siner kokusu sensizliğinÖpüşlerinin ıslaklığına ürperir ıslak bedenim.

Page 32: Kanayan Dağlar

Bu Sabah

Bu sabah duygular esir düştü sanaSevgi yağmurları taşıyor bak gözlerim Yeniden sırım sıklım saracağım beliniKara geçmişinden arınasın diye yar.

Bu sabah özlemleri savuracağın sokaklaraGelip ıslatacağım kurumuş dudaklarınıSağanaklar taşıyacağım yüreğine Sevgi selinde sıkı sıkıya bana tutunasın diye

Bu sabah bir sağanakla geleceğim sanaBahar sıcaklığında tohum taşıyarakDudaklarının alazında döllenecek hayatBereketimi dökmek için toprağına..........

Page 33: Kanayan Dağlar

Beynimdeki Depresyon

Ömür mevsimsiz dökülen yaprak misali Akıp gidiyor ellerimden hayat /İstemesekte / elbet tanışacak ölümle, Sonbaharın ayak sesleri,Gidenler hiç gelmemek üzere düştü yollara.

Gün gelir yeşilden sarıya çalar doğanın rengi Hırçın öğretilerini sunar,Yüzünü göstermeyen toprak.Yıkılırken sömürgecilerin inşa ettiği geçitlerÜşüyecek esintilerde dağılmayı bekleyen saçlar

Hayal değil bu,İçimden çıkarmak istedim yüzsüzlüğüKi, bir anda gece oldu, bütün- Aydınların yüzüDeliliğim: düşüverdi ayaz gecelere can hıraş Bağırdım duyan olmadı yüreğimde, Çığ sessizliği,

Masum görünür,Vicdani kıpırtıları olmayanların uygulamaları Cesaret denilen tepki, Haksızlıklara suskun kalmayıp- Baş kaldırdı yasal yaşamın işleyiş biçimine,Dünyamızda kökleşmiş sistemlerin, Temeline tükürmek için…….

Mahkûmiyetimizi hazırlıyor- yetenekli eğitimcilerİnsanlara yöneltilen-Tüm, ahlak dışılık hâkim yeryüzünde,Üniversitelerde suç/ özgürlüğün düşünü kurmakKi, Yasak insanın insan olduğunun farkında olması

Yaşamın bütün dehşetini anlayabilseydi, İnsan kendisi için.Gömerdi bir kenara şiddette, olgunlaşmamış duygularıKendinden kaçmak yerine varlık savaşını seçerdi Ufkunun yollarına dökmek için/ içindeki güneşi..

Algılanan neydi, saçmalığı anlaşılmış şeyleri

Page 34: Kanayan Dağlar

Sevgiler acıları çoğaltıyor beraberinde,Yarı ağlamaklı/ mutluluklar denizinde yüzüyoruz Salya sümük.

Çoğu zaman eğilir bükülürüz, Solucan gibi sıradan basit Beslediğimiz iyilik, Yürürken şiddetli rüzgârların yününeÇoğalır: benzeri olmayan haksızlıkların artışında, Depresyon geçiren kişilerin deliliği…..

14 03 2007

Page 35: Kanayan Dağlar

Can Karadeniz

Dudaklarıma asılı kalmıştı masum gülüşlerimİstem siz bir kaderi takıp boynuma ayrılırken sendenO son veda zamanı nasılda vururdun kendini kıyılaraBense çoktan yelken açmıştım uzak düşlereAyaklarım hiç bilmediğim bir yola yönelmişti beni.Sularından ve senden uzaklara vay kara deniz

Titremesi bir başkadır rahatlamış deniz sularının Aşk ile dirilişini seyretmek hoş, diplerlinde dalgalarınKi sahillerine yüreğim çarpardı her gel git indeBir kez olsun göz kırpmadım arkamı dönüp giderken,Terden tuzlu çorağa benzendi sırtımda gömleğim. Sensizliğe tükeniyordum oy kara deniz

Şimdi yurtsuzum, sılamdan çok uzakta,Derinlerimde kanayan sensin oy Kara Deniz Hasret dolu, mavi sularına zincirledin yüreğimi. Kim bilir şimdi yeşilin hangi tonu hâkimdir dağlarda Aklıma düşüyor geçiyorum kendimdenHayalin dalga dalga beynime vuruyor Yanıyor tenimde can kara deniz.

Bilmem kaç derecedir şimdi Ünye’de deniz suyuHangi donuk tebessümde buğulanır ağlayışın çığlığıHangi merak böler yüreğimde ince kıyım sızıyı.Simdi tüm hasretlerin bakiyesi yüzüme çarpanHaydı uzat dalgalarının hışırtısını kulağıma Ana sesi kardeş sesi / ille de yar, kara deniz.

04 06 1998

Page 36: Kanayan Dağlar

Baksana Yar

İçsel yalnızlığımı anlatsam sana yarGeçmişin yaralarının silerek- bana gelebilir misin?Özentisiz yanlarından sıyrılarak hayatınDüşlerin uzağındaki yakına vara Bilirmisin?

Aşka soyunurken Çırıl çıplak kumsalındaNe olur çıkmazlara açılmasın gözlerinin dehliziÇaresizliğimin zincirleri- kelepçelemesin bileğiBaksana yar-Dalgalar hala ıslatıyor yosun tutmuş yüreği

Köprüler kurulmalı yarınlara Sevgi sularından dokunmak için kıyılaraVar mısın demir atayım limanına yüreğininVurgun yiyeceksem bakışlarından yemeliyim.

Page 37: Kanayan Dağlar

Ölüm ne ki?

Doğduğum gün başladım ardından koşmayaÖnce emekleyerek sonra çocuk adımlarımlaO benden kaçtıkça ben ona koştumYaşam değimliydi ki-Ölüm varışa bir uzun koşu

Bir kelebeğin ömründe yeşerir- Ölümün sonsuzluğu. Kanat çırptığın an kadar varsındırbir sevgilinin gözlerine Bakacak kadardır bazen. Karıklıksız sevginin teni kadar sıcakmışGözlerinde büyütmeye değmezmişAnımsadığım titreyerek bir kaç sarılıştanGözlerin kadar büyük/ yüreğin kadar küçükmüş

Her sevgiden bir ömür çıkardımGeriye kocaman bir hiç kaldıevet bir kelebeğin yaşama doyamadığı an kadar hayat

Seninle Aşk’ta Soluklanmak

Page 38: Kanayan Dağlar

Ne zaman sen dokunsan tenimeSevişme duyguları kırbaçlıyor içimiHer hücremde ayrı bir kalp çarpıyor.Birden yüreğim eriyip yayılıyor-Dünyanın bütün kara parçalarına.

Sorsan sofuya seninle yatmak günah derlerTanrıya kalsa sevişmek de günah:Oysa dünyanın en güzel şeyi- Seninle aşk’ta soluklanmak

Damarımda sen dolaşıyorsun iliğime kadarYatakta yatmayı koklamayı öpmeyi öğrettinAşk ile derinlerine düşüp gidiyorum gözlerininKan ter içinde uyanışlarına sabahın.............

Düşlerimden Sızıyorsun

Page 39: Kanayan Dağlar

Kaçmak istedikçe/ dönüyor sana ayaklarımSende tutuklu kalıyor duygular- Savruluyor rüzgârlara kalbim.Ürperiyor tenim/seninle göz göze geldiğimdeSöz geçiremiyor titreyen yüreğime.

Öfke olup dolaşıyor damarlarımda Mavi bir coşku oluyor bedenimde isyanşiir olup dökülüyorsun dudaklarımda Deniz olup ırmaklarla dertleşiyorum her gece.

Yüreğim beyaz tüller içinde ay gibi Yıldız oluyor yağıyorsun gözlerime Yinede sana anlatamıyorum sevdiğimi Ateş olup yakıyorsun yüreğimi ey sevdalıBir kır çiçeği hüzün sarıyor yüreğimi- su olup akıyorsun gözlerimden.

Seni düşündüğümde susuyor denizler/ sütlimanMartı olup uçuyorum bakışlarının kıyısındanBaşlıyor gözlerimin bulutları yağmur dökmeye Kirpiklerim ıslatıyor yüreğimi her gece.

Gelmesen de/ düşlerimden sızıyorsun-Sensizliğe yoksul/ boynu bükük gecemeÇözülüveriyor dizlerimin bağı/ bana geldiğindeBir titreme başlıyorsa bedenimdeKi, hiç bir kural tanımıyor artık yüreğim. Hasret ateşlerini yağdırıyor üzerime......

Page 40: Kanayan Dağlar

Mevsimsiz Sancılar

Yine sonum başındayım.Bir yerlerden tutunmayı getirdi hayatBıraktım kendimi-Gecenin huzur veren sessizliğine Sensizliğin sağanağına düştü gözlerim. Her damlasını açıyla tenimde hissettiğim.

İçimdeki sensizliği dinledimSende kalan /yüreğimi paylaştım geceyeNe zaman durulur bilinmez bulanık sular Neler anlatacak bu yorgun gönül bilmemAma ben koynuna girer gibi / sessizce-Gecenin karanlıklarına gideceğim.

Islanan sokaklar kanatır düşlerimiSarhoş bir yıldızın ayıklığına takılır aklımYüzümde dinlenen/ yorgun güneş-Derin izler bırakır günden yüreğime.Mevsimsiz sancılar tekrarlanır yeniden..

Page 41: Kanayan Dağlar

Uyandım

Dipten gelen uğultu Vurunca kendini kaldırımlarabütün sesler boğuldu açık denizlerde.Yırtıldı karnı gece yüzlü sırtlanın.

Işığın tutuşturduğu korkuyu gördümsavruluyordu oradan oraya,Karanlık:Olmayan yüzünü takmaya çalışıyordu aydınlığa.

Batamaya hazır adaydı sanki umutYelkenler fora, demir aldık karadanİnanılmaz bir aşkla sarıldım aydınlığa.

Yeni ufuklara yöneldi rotamızUfkumda çıldıran kızıl bayrakMartılarını selamlıyordu korsansız denizlerinİşte o gün diye basıyordum çığlığı ki uyandım.

Page 42: Kanayan Dağlar

Gülüşlerinde Tutuşur Yarınlar Anne

İnanılmaz bir aşkla sarıldım gülüşlerine On dördümde, demir düktüm potalarına, sevincinsana oğul tadında günler yaşatmak için anneYeni oyunlara takılı, kırk beşinde hala çocuk elimHep acıya, kedere mi, açılacak kapılar anne.

Soğuk tutmuyor nakışız tahta kapılar bilirim anne, gözlerine perçinli rüzgâryokluğun yalnızlıklarını düşürür GecelereUmuda sürgün gözlerinden, sızar aydınlığımondandır, yüreğimin naçar kalışı şafaklara, anne.

Yer yok içimde köle ruhlularaBakışlarının karasından dererek umudu Görünmeden kayıp gider yüreğimsaçlarındaki kıprayan yıldızların içinde Gülüşlerinle tutuşur yarınlar anne. Gülüşüm: acıları unuttuğumdan değilYüreğimin karanfil bahçeleri açar zemheriyeÇağımın kokuşmuş soluğu var ensemizdeutanır zorbanın karanlığı ateş ezemez beniBilenmeliyim yeniden çeliğin şafağına anne.

Yüreğime kurşunlar dökerdim anneSöküp alabilseydim”,içindeki kanser ağrılarınıTırpanlandı umudun, gonca gül veren dalları İçimde büyüdükçe büyür mavilere özlemSavursan saçlarını hani şöyle yüreğimin kumsalına-Gülüşlerinden yıldız toplasam yarınlara canım anne……

Hiç bir karanlık sonsuz değildir bir gün mutlaka yenik düşecektir annelerin gözlerindeki aydınlığa.

Abdullah Oral

Page 43: Kanayan Dağlar

Sen Gittin ya

Bakışlarımızla yıldızlara tutunalım derkenBir dip not gibi düştük hayatın anlamsızlığınaSolgun bir yaprak indi yüreğimin sularınaZamanın eteklerinden sıyrılarak savrulduk- Ötesi olmayan uzak diyarlara

Sesini yitirmiş bir serçe çarptı gözlerimin sarısınaBaşladı soluksuz yağmurlar çıldırmışçasına Delirdim, kimse fark etmedi sokaklar sus pus Ertesi gün gazetelerde bakışlarını unutmuş iki göz Asılı kalmış yağmur çarığı yanaklara.

İçime dokunuyor gayrı, şarap kokulu köşeleri bu kentinHangi şişeye dokunsan boş dibini gösterdi banaBenden önce gelenler ne varsa içip gitmişlerAvunacağım bir “ay, kaldı tepemde asılı Birde güzlerimden silemediğim hayalin.

Şu kör olası yalnızlık yıkıyor belimi sensizBu şehri acıtıyor tenimi/ nisan yağmuru vurduğu zamanKi ben bu yüreği /avunacağı bir sevda taşımadım hiç Sen gittin ya ardından ağlatarak bu koca kenti Bırak yansın içim deki benlik delireyim yavaş yavaş ……….

Abdullah Oral

Page 44: Kanayan Dağlar

Sensiz Gülmek Yasak

Farkında olmadan savrulduk- Yaşamın çöplüğüne.Kül rengine kara düşmüş Bulutlar gezinir Üstümüzde.Ayrılığa kol kanat germiş. Oysa yalnız seninle güzeldi bu şehirYarına bakarken yaşamın penceresindenHayat eteklerine gözlerimi bırakmışSuyu hesapsız dökülsün diye yüreğimin

Şimdi yüreğimin kıyılarına vuran dalgalarKum elemekte kan çanağı gözlerimdeGayrı ağırıma gidiyor Sensiz soluklanmak bu şehirde

Hani diyorum bir gelsen deYeniden çağlasa sevda nehirleri içimdeGülüşlerimi takarım saçlarına savrulurBir oyana bir bu yana:Bakışlarına dilek tutmuşum kirpiklerinde.

Kaç zamandır:Yokluğunun ağrısı üşütüyor beni.Haydi, gel gayrı canımın içiDağla şu kapanmaz yarayı içimde.Sensiz gülmek bile yasak bana bu şehirde……

Page 45: Kanayan Dağlar

Seninle Soluklanmak İstedim

Düşünmeden yaşama tutunanlarınDüşerken alnını okşuyor son rüzgâr. El ilanları yırtık ayrılıklar kuşatmış bu şehriZulmün içinden direniş çığlıkları yükseliyor.Yüreğinin kıyılarına tutunmak istedim.

Esen yel kavgayı fısıldar kulağına sevdalınınKoyulaşır damarından toprağa sızan kanlar.Sevgimi yoğurdum umudumla aşk ileDirencimle çoğalmak için yokluğunda.Gözlerinin sularında savrulmak istedim

Kendine yabancı bir tebessüm asılır yanaklarımdaAnsızın kan tutar kaldırımlarını sokakların.Gözler yağmur eler hasreteTuz tadı nemlenir dudaklarındaNeydi anlaşılamayan bahara çalarken geceler.Nefesinin sıcaklığına kalmak istedim

Dağlar geçit vermez yıkılır üstüme duvarlarYollar dolambaçlı sarp aşılmazTenim çizilir böğürtlen dikenlerindeUçurumlar, derinleşir attığım her adımdaUsulca akar gider gözyaşında hasretNe varsa senden uzak, bana yasak bu dağlarda...Oysa ben seninle soluklanmak istedim…….

18 07 2004

Page 46: Kanayan Dağlar

Her Şey Bir Hiç

Geçmişini unutamayanlar için:Sustu yalnızlıklar ağlama duvarlarındaHayat uçurum ucunda son bir bekleyişYaşayan ne varsa üstüne kurşun dökerekÜrküttüler son baharın kelebeklerini.

Her şey bir hiç, kalem dikiş tutmazUmudumun sıcacık bir dokunuşu okşar yüreği Ölüm geçiyor uzaklarımızdan tank paletleriyleYanaklarında son gülüşü asılı çelimsiz çocuklarınNe kadar haykırsam yarına izi kalmıyor çığlıkların..

Hiç bir Şey dindiremez, titrek kalbimin sesiniSaçlarımda beyaza çalar, gözlerimde tedirginlik Dağlarda ateşlere verdim/ titreyip üşüyen bedenimiKuşgözünde umut kalsın diye yarınaKi, kapıma dayanmış eller, taşır beni ölümün toprağına

Abdullah Oral

Page 47: Kanayan Dağlar

Bakır Çarığı Düşler

Ey sürgüne hüküm giymiş hayatGüzlerime çekilen efkâr Haydi, dökül pınarlarından gözleriminYık gel kıyılarını ki, gayrı paslansın mazgal,Yıkılsın kör duvarları esirliğimin.Baksana kuşatılmış sevdalarla çalar, duvarların rengi.

Az sonra saçlarımın tedirginliğine konacak, akİçime dön deriyorum, gözlerim bana uçurum.O kadar uzak kalmışım ki ben benden.Şarkıları susmuş bir hayat gezinir tenimdeYırtıp gecenin rengini şiirlere/ Bakır çarığı düşleri kanatarak

Sesimi içimde unuttuğumdan/ dağıldı yüreğime efkârSokaklar hüzün demlenir/ kaldırımların sensizliğine.Şiirleri yasak bir kadının dilinde vurulmuş türkümAttığım her adımda arşınladı beni ödünç sancılarHaydi, çırıl çıplak dökül gayrı gözlerimden Sürgüne hüküm giymiş ey yüreğim.

Kendimden uzaklara baktığımdan- Göremedim içindeki dağ yangınını.Baksana solmaya hüküm giymiş yaz gülleriÖmrü mazgallarına takılmış esaretin adı gönlümde.Gayrı yoruldum/ Çalıntı bir hayatın ardından koşmaktan,Sakın ha aldanmayın içimdeki sessizliğe.Hala şairi vurulmuş türküler kanıyor dilimde…….

Abdullah Oral

Page 48: Kanayan Dağlar

Haydi Aç Kollarını

Tuttunup giderken kanadına zamanınSeni tanıdığım gün -düştüm gönül yangınınaGayrı ateş döküyor buztutan yanlarımArarcasına en kuytu yerlerde bildik şeyleri

Tadmadığım düşleri sererek sokaklaraKaranlık gecelerden sızarak geçtim- Bilinmez sabahlara.

İçimden acemi şelaleler dökülür sanaSularımda martılar kanatlanır aşk’aEn çılgın nehirlerin- Kıyılarına tutunarak gelmişim sana.Haydi, aç kollarını sarılsana boynuma.

Page 49: Kanayan Dağlar

Uzak Öteler

Yüzünde izi kalmış son gülüşlerininUmutlarını bohçalayıp nereye ey bilinçÖlümü soğutuyorsun sıcak kavgamdaBaksana ardında suskunluğa çiçekleniyor sevda

Susma ey sevdalı gözlüm haydi aç yüreğiniSen susarsan it ürür kervan yürür Vurulur ufuklar bir can düşer bin can ölürKeserler yollarımızı- sürerler bizi uzak ötelere

Din iman yok gelen zamanlardaAylar vurgun günler ölüm telaşındaHaydi, baharın gözüne çek vuslatın sürmesini kiKırılsın yüreğindeki suskunluğun zinciri

Hadi gayrı sür düşlerini kıran sevdanı dağlaraBir gerillanın soluğu çiçeklensin ardınsıraTutulsun İt ürüyen kervan yürüyen yollar Kesilsin soluğu bizi uzak ötelere sürmek isteyenlerin........

Page 50: Kanayan Dağlar

Hayat Denilen Kurgu

Sabrın çatlamış çemberindenUmutlarımı süzerken yarına -su misaliGüneşi tuttum yüzünün mihrabındaGönül dağlarımdan çağıldayan pınarVurgu yapar gibi akıp gidiyordu bülbülün sesine

Yeşilin sarıya çaldığı renk tonları öperken güneşiÇiçeğe kesiyordu etekleri dağların- Güneşi tutarken avuşlarımda.

Kekik kokan akşamlar- okşarken sinsice duygularıGizli bir şihir oksayı verir içimde arzularıBaşlar çoşmaya koynundaki nehirler dağlarınKi yüreğim sere serpe ellerinde- Asi ve isyankâr suların

Ne varsa satıp umuda dair ardıma bakmadanAkıp gidiyorum üstüne üstüne ufuklarınAlıp başımı /ki ölüm anı – Hayat iksiri gibi kurgulanan yaşamdanBir yelkenli gibi süzülürüm korsansız denizlere......

Page 51: Kanayan Dağlar

Bir Annanin Ağıdı

Bir annenin ağıdıydı geceyi saranÇığlık çığlığa sürüklenen düşlerin uzağınaSayfalar düşmüş kenarına yılgınlığınHayata uzak yaşam sesleri vurulmuş kucağında.

Saçlarını savuran rüzgârlara karışıyordu sesiÖpereken oğlunun son nefesini dudağındanUmudun karasınaydı dile gelen isyanıBir hain mermisi yuva kurmuş- oğlunun döşüne

Başmış ta ana oğlunu göksüne- Memesini emzirir gibi- Acılarını yudumlatıyordu oğluna. Gözleri yaşlı ve yorgun Bakışları çığlık çığlığa..................

Zamanın dişlediği duygularla yılgınEllerini tutardı oğlunun da Kor şafaklar tutuşurdu sabaha.Bir annenin ağıdıydı geceyi saran.Ondandır şimdi bütün şafaklarÖlüm sessizliğinde buruk ve kırgın..............

1996 Ankara

Page 52: Kanayan Dağlar

Konuş Arkası Gelir

Düşmanlarımı çoğaltırken salkım gecelerTetikler düşer vurulur sofralarda ekmekTelkine gelir fetvamızı verenler- Tanrı taksiratınızı affetsin.Sinsi bir yılan gibi kırbaçlar içimi tövbesi.

Sahi bu sabah kim çaldı soframızdan düşleri?Dilin suskunluğu kendine ihanettir-Yarına kalmadı sığındığım dünler ya sen Ey hatıra kalan başımdaki çığlıkZamanımı güne susmanın konuş arkası gelir

Page 53: Kanayan Dağlar

İşçilerin Seslerini Yükselteceği ogün

Hasreti yüreğinin duvarlarına çarpan emekçiHaydi, uyan gayrı yağmur sağmasın gözlerine bulutlarİçini nasıl kamçılıyorsa örse düşen balyozÖfkeni öyle vur yüreğine ki seni sömüren titresin.

Nekadar susarsan o kadar ağlayacaktır yüreğinDik tut düşürme başını bulutlardan omuzlarınaGözlerin çakmak çakmak çaksın yükseğine ufkunKi hayli uzun özgürlüğe gözlerini düşürdüğün yolun.

Yıldırmasın seni kar rengi huzme bulutlarıVur öfkeni yüreğe savur yumruklarını dağılırKum yığını tepeler nasılda savrulur düşer kıyılarınaGör çiçeklenen dalların nasılda filizlenir sevdası....

Güneş tutar Nisanlar- Mayıs sabahında bayramlaraDile gelir yağmurların yıkadığı suskun sokaklarUnutur deniz kıyıları ağıtlar türküye başlarO gün göklere serilir sabahyıldızları- Başlar gün doğumu kavuşmalar...............

Page 54: Kanayan Dağlar

Yeniden Çoğalacağız

Yağmur çiseliyor- içimde çağlayan sevdayaAşkın kıristal ışınlarıyla ayaklandı duygularSilerek geçmişini yaralı sözlerinDostluğun halayına kalktı salkım söğüt

Sevgiydi baharda ekilen tohumda başkaldıranOlmasaydı gece yarısı sayıklamalarYaşanmazdı sevda -doğmazdı nesilÇiseleyen yağmurlara eşlik ediyor- Sevinç gözyaşları.

Sevda gemileri geçer gülşülerden Uyandığımda nöbet devrettiğim sabahlarKi türküler söylemir yaşanası yarınlaraBizim türkümüz- direnen lerin dillerinde

Sevdalı günler doğar gülün tomurcuklardanNehir olur akar avuçlarımdan hayatÇoğalırız Karadeniz yağmuru gibi umudaGüneşi damıtarak çağımızın doruklarına

Gayrı sızılama sol yanım sök içindeki paslarıMengende durmasın ayaklarım yürüsünGüneş oluk oluk akacak yarınlara seninleYeniden çoğalacağız grizularda hiç ölmemiş gibi.

1993 maden işçilerinin yürüyüşüne yazılmış bir şiir

Kendi şiirlerimle Amatör bir çalışma yaptımAşağıdaki adresi lütfen izler misiniz ? Abdullah Oral

Page 55: Kanayan Dağlar

Beyaz Ümitler

Silerek belleğimizden ayrılıklarıVarmısın yeniden diriltelim çareleriSeyirlik sevda değil inadına olsun aşkTüm şaşkınlıkları bir kenara bırakarakEn deli duruşumuzla yaşayamlım sevdayı

Haydi, şimdi gel derinlerden inanarak Gel gözlerime taze güneşler doğsunSevdanın adını yazalım yeniden caddelereBaşımızda aşk yüklü bulutlar olsunGel uyanmak için yaşanası bem beyaz ümitlere.

Page 56: Kanayan Dağlar

Başımda Çığlıklaşan Sevda

Görüyor musun ellerimde çığlıklaşan sevdayıAşk yangını damarlarında -gezinen denizMartıları vurur dudağımdaki hasret türküşüSıyrılmışım kabuklarımdan bir sen kalmışsın

Dalgalan kışkırt içimdeki kara sevdayı Işık sevişmelerinden doğan -ey gök bulutlarıGözlerimde dağlanan hastetin buynu bükükDüşe kalka vurulmuşum yakamozlarına senin

Yokluğunda gün batımına düşer kalırımKüser albatroslar- martılar susar- susar ölümİmge imge dillenir dalgaların seslerinde ağıtGelgitlerine takıldı hasret -deniz – gürdünmü başımda çığlıklaşan sevdayı...

ağostos 1996 ünye sahilinde otururken

Page 57: Kanayan Dağlar

Sana Dökülür Gözlerim

Uzaklardan el sallarken bakışlarınAçılır gük kuşağı- gözlerin yağar geçemeSensizliğe başkaldırır içindeki duygularZeytin karası gözlerin korlanır düşer aklıma

Yağmur olur anılardan süzülür sözlerBaharı sürerken yüreğimin lüverineİçimdeki dürtülerin çığlığı iner jarjöreVurulur düşerim sevdanın uçurumlarından.

Sisli bir Ankara akşamı- içimde tetik düşürenElmadağının kokusu sinmiş saçlarında rüzgâraAteşten şafaklar büyüttüm hasretine yandım..Gayrı yanağımın uçurumlarından- sana dükülür gözlerim.

1993 ankara mamak

Page 58: Kanayan Dağlar

Martıların Gözünde Saklı Umut

Caddelerin yüreğine sarıldıkBaşladık yürümeye yarınlaraSustu sokakların vicdanıSesimizi duyan olmadı yandık.

Şimdi mahşerin ortasında çiçeklenir bahar Yarınlara tohum taşır sevda kuşlarıMartıların gözünde saklı umut-Düşer hücreme acıtır duyguları

Alt üst edilmiş türküler düşer aklımaSu dokusunda çığlığını tutar dağlarda tipiVe duvarlardan, süzülüverir yağmur misali sözHer çiğ damlası, yüreğimi sürer lüverine baharın Gözlerimin polenleri dökülür, yeni bir hayata........

1983 İzmir narlı dere

Page 59: Kanayan Dağlar

Sevda Kapısıydı Gözlerin

Umut ışığı oluyor tutuşuyordu sokaklarGözlerin gözlerine saplanıp kaldığı zamanlarBulutların çatık kaşlarından hüzün dökülürdüO ağacın altında –Seninle dudak dudağa geldiğim zaman.

Umutsuzluğa açılmayan- Sevda kapısıydı gözlerin.Ki seninle hayat solurdu damarlarımAşkı sunardı –bakışların günahsız gecelerime.Seninle bir başkaydı anlamı hayatın..............

Bakışlarında aradım var oluşun gayesiniSarhoşuyum gözlerinden içtiğim sevdanınSimdi yalnız sensizliğe özlem damıtırımSensiz yanıyor mahzun gönlüm- Tarifi imkânsız aşk ateşinin içinde............

Page 60: Kanayan Dağlar

Ömür Yorgunu Sensizlik

Bu sabah uyandığımda Ufuk mavilerini bastırdımAvuçlarındaki kader çizgilerineSeni diledim gün doğumundan

Dudaklarımdaki kızgınlık şarap tadındaDuyguların eriyip dökülüyor ayaklarınaGel cennetine kat içimdeki cehennemiYakmasın gayrı sana tutsak yüreğimi

Loş gölgesindeyim sıcak buğulu fikirlerinEy sonsuzluğu güzelleştiren sırİklimlere susayan yanık sevdaHaydi, yağ gözlerime sönsün içimdeki ateş

Hayallere kucak açmış dileklerimTebessümü unuttuğum zamanlardan geçiyorumŞimdi zemheri ayazına kanıyor şaşkın gözler.İçimde- ömür yorgunu- sensizlik büyüyor.............

Page 61: Kanayan Dağlar

Aslolan İnsandır

Evrensel bilginin ışığında aşındırmalı tarihiKi dini inançlar kelepçesi olmasın bilincinBinlerce yıldır süre gelen köleliğimNe kadar kendinden bağımsız kıldı ki emeği

Aslolan insandır ki emek odurŞimdi birlikte seslenmeli din istismarcılarınaKaratmayın beyinlerimizdeki aydınlığıYarına birazcık ışık kalsın.

Mıh gibi çakılmakta iken belleğimize dinZulmün gücüne esir olmadanÖfkemizi haykırmalıyız yılmadanYeniden tutuna bilmek için hayata

Ve birlikte yükselterek seslerimiziDemeliyizki ot beyinlilere-düşün ki varsınSeninle güzeldir dünya -evren seninleDireniş türkülerini hep bir ağızdan söyleyerek- Yürümeliyiz umuda...........

Şubat 2002

Page 62: Kanayan Dağlar

Sevda Gerçeği

Uzaklıklar nasıl çoğaltıyorsa sevgiyiÖylesine büyüyor hasretin içimdeAnıların yaşam kaynağım olmuşGayrı değiştiremez hiçbir şeyi varlığın.

Sensizliğe çoğalan düşlerimle Yaşamın özüne koymuşum sevgiyiSevdanın yangınlarıyla baş başayımGarı senin gerçeğini taşıyamam yanarım.

Page 63: Kanayan Dağlar

Sedir Ağacı

Kendi kabuğunda paslanan insanlarYoruyorlar geceyi bıçak sırtında.Yağmur ıslaklığında dağalıyor kanKöklerini suluyarak filizlerin.

Yarına aralanıyor umut kapılarıKöklerini sararak beyinlerinÜstümde dev gölgesi sedir ağacınınUnutla aralıyor yapraklarını geleceğe.

Page 64: Kanayan Dağlar

Ünye Sahillerinde

Sevdanın mavisi dolarken düşlerimeÖzledim seni, Ünye sahillerinde.İçimi ürpertyen koyu bir mavi ufuktaKürüleyerek geliyor yüreğini denizin.

Madem koyup gideçeksin beni bir başımaOkşayacak yüzünü bırak ta git mavi sularaÖperken sularını denizin gülümseyesin ki.Kır çiçeklerini büyütelim yarınlara.

Biliyorum Az sonra yavaşlayacak soluk alışlarım.Gayrı içimi titreten koyu bir sabah –özleminKarabasan gibi çöküryor yalnızlığımaArdından soluğumu alıp- Bende gideçeğim buralardan..........

2006 ünye

Page 65: Kanayan Dağlar

Haydi Uzat Bakışlarını

Uzat bakışlarını ellerimeSana dokunmak istiyorum bu akşamNezaman baksam yüzüne Kırılıyor bakışlarım gözlerinde Yenik düşüyorum derinliğine.

Hasretini alevlendirirken saniyelerBir saatin yelkovanına takılıpKayıp gidiyor avuçlarımdan zamanSensiz tiktak sesleri acıtıyor yüreğimi.

Haydi, uzat bakışlarını ellerimeKayıp kırılmadan tut gözlerimiYüce bir dağ olmuş ateşin başımdaTutuşturaçak az sonra kır çiçeklerini

Page 66: Kanayan Dağlar

Hangi Dille Anlatılırki

Efkârını yüreğinde saklayan umut yolcusu Hangi dille anlatılırki Günahı buynumuza kesilmiş umutlarRüzgârları ince kıyım esiyor bu sevda danınVe damar damar kanatıyor açılarımızı.

Tarifi imkânsız açılarla- Yangınlardan kalan sızılar Yetmiyor ölümüm asasını kırmaya.

Varsın ırmak olsun fillerin gözleriSöndüremedikten sonra 19 Aralık yangınınıVe pusu kurmuşsa –Yüreklerin kuytu köşelerine karanlık

Beyler gözlerine sarsınlar- Zulmün kozasından düşenleriVe yansınlar cehenneme kadar...........Ey gözlerim haydi sür gayrı zulmün üstüne Çığlık çığlık gecenin göz yaşlarını.............Ki, yarına soluklanacak zaman kalsın..

Page 67: Kanayan Dağlar

İnanmalı Bir Şeye Emekçi

Düne ait ne varsa boşalt ceplerindenYarına güzel şeyler kalsınSavur ellerinden senin olmayan esaretiKaderin olamaz köleliği yaşamak

Haydi, vur içindeki saklı öfkeyi sokaklaraBak tanımlanmamış acılar sana kalmışGayrı yalın bir kılıç olsun çığlığınSavur zulmün göbeğinin üstüne-çiz umudu.

Umut edmek – değilmi kesmek düne bağlı göbeği.Kırıldıkca yenisini doğuracak analar evlatlarınTanımlamak kolay değil tarihte kendiniAma insan yaşamak için- inanmalıdır mutlak bir şeye..............

Page 68: Kanayan Dağlar

Derinlerimde Kanayan

Yollarında onca yaralı yürek varikenÇıkarıp atmak zor seni kalbimdenAç çocuklar bekliyor yolunu gelmiyorsunYokluğun sensizliği büyütüyor içimde

Yaralı çocukların çığlıkları gezinir derinlerimdeAdını umut koydum hiç gelmesendeSen yoksul gecelerime düşen sessizliğim Sevdan yayılır sokaklara gezinir hücrelerdeBaş ağrım yürek sızım sen özgürlüğüm.

Seni koydum gönlümün en güzel yerineSuskun masun bir çocuk gibisin içimdeAma fitili çekildiğinde patlamaya hazırSen ulaşamadığım sevdam sınıf bilincimYüzyıllardır kanar durursun derinlerimde.....

Page 69: Kanayan Dağlar

Çiğ Damlaları

Bir albatros kanadıymış gözlerinSulara yazılmış kader çizgileri Kanat vurur bakışların Yüreğimim uçurunlarından Dipsiz dalışlarına suların

Ellerimden karanfiller savrulur eteklerineYakamoz tutkunu türkülerle izledimGül yaprağında çiğ damlalarını Ve Güvercim kanadına açıldı sevda Yüreğimin okyanuslarına..

Page 70: Kanayan Dağlar

Aşktan ayrılığı Çıkardım

Kapıyı çarpıp çıktığım ogünden sonraUsulca yerleşti içime pişmanlık ağrılarıOysa onca devrik cümleler kurmuştum Aldığım her nefeste kaybettiğim zamana

Bekârlık sultanlıktı-bir başına serseri sabahlaraSimdi sensizliğin kırıntıları yağıyor geceyeAynı yerde kaldı sözler- yalınayak ve çıplak Bütün sözler sensiz -öksüz düşer gider karanlığa.

Ve hala kurulmamış cümleler algısız..........Doğaçlama -serseri zamanlar düşlemiştimElimde kalan açemi çocuksu imgelerleAşktan ayrılığı çıkardım- yarına düşlerim kaldı.

Page 71: Kanayan Dağlar

Aşktan Ayrılığı Çıkardım

Kapıyı çarpıp çıktığım ogünden sonraUsulca yerleşti içime pişmanlık ağrılarıOysa onca devrik cümleler kurmuştum Aldığım her nefeste kaybettiğim zamana

Bekârlık sultanlıktı-bir başına serseri sabahlaraSimdi sensizliğin kırıntıları yağıyor geceyeAynı yerde kaldı kelimeler- yalınayak ve çıplak Bütün sözler sensiz -öksüz düşer gider karanlığa.

Ve hala kurulmamış cümleler algısız..........Doğaçlama -serseri zamanlar düşlemiştimElimde kalan açemi çocuksu imgelerleAşktan ayrılığı çıkardım- yarına düşlerim kaldı.

Page 72: Kanayan Dağlar

Ayrılığın Acemi Çırağı

Ayaklandı içimde firari düşlerAy bir başka doğacak bu akşamAyrılıkların bir türküsü olurVurur yüzüne hüzün rüzgârının.

Yarınlar uzak şeylerin dışındaZaman sensizliğe adım adım yürüyor Az sonra yokluğuna varaçağımHenüz kurulmamış cümleler sıkar boğzımı

Kendini kandırmayışıyla kavgalıdır hislerAyrılığın açemi çırağı şu gönlümHala ıslak cümleler kurar gidişineVe avuçlayarak gülüşlerini –Durur hala- beni ilk beklediğin aynı yerde.

Page 73: Kanayan Dağlar

Can Karadeniz

Dudaklarıma asılı kalmıştı masum gülüşlerimİstem siz bir kaderi takıp boynuma ayrılırken sendenO son veda zamanı nasılda vururdun kendini kıyılaraBense çoktan yelken açmıştım uzak düşlereAyaklarım hiç bilmediğim bir yola yönelmişti beni.Sularından ve senden uzaklara vay kara deniz

Titremesi bir başkadır rahatlamış deniz sularının Aşk ile dirilişini seyretmek hoş, diplerlinde dalgalarınKi sahillerine yüreğim çarpardı her gel git indeBir kez olsun göz kırpmadım arkamı dönüp giderken,Terden tuzlu çorağa benzendi sırtımda gömleğim. Sensizliğe tükeniyordum oy kara deniz

Şimdi yurtsuzum, sılamdan çok uzakta,Derinlerimde kanayan sensin oy Kara Deniz Hasret dolu, mavi sularına zincirledin yüreğimi. Kim bilir şimdi yeşilin hangi tonu hâkimdir dağlarda Aklıma düşüyor geçiyorum kendimdenHayalin dalga dalga beynime vuruyor Yanıyor tenimde can kara deniz.

Bilmem kaç derecedir şimdi Ünye’de deniz suyuHangi donuk tebessümde buğulanır ağlayışın çığlığıHangi merak böler yüreğimde ince kıyım sızıyı.Simdi tüm hasretlerin bakiyesi yüzüme çarpanHaydı uzat dalgalarının hışırtısını kulağıma Ana sesi kardeş sesi / ille de yar, kara deniz.

Page 74: Kanayan Dağlar

Mademki Bu Fetva Bizim. İşte Boynum

Hiç bir tarife sığmıyor- Yurdunda sürgün yaşamanın ağrısı. Lekesi piç olan kalbim, orta yerinde sevdanınİçimde sır kaldı duygular------------------------------------- insan aşkıyla yanan…

Karanlık girdabından geçer iken zamanın İnancının gölgesine, yaslanmak isterdimYarına dair güzel olan her şeyi özlemekTürkü tadında kucaklamak gelecek günleri

Sevdanın gölgesine sığınarak yaşayanlarsevgiye inancının sonsuz erdemiyle tutunurlar- ------------------------Yaşama…..İmkânsız deyiminin belini kırarak----- ------Sonun başlangıcına taşımak vardır hayalleri. O an yüreğimde hükümsüz kalır dinsel inanç- Hiç bir acı sınırları bu kadar derinden sarsmazŞimdi gözlerimdeki-------------------------------------- saklımda yakılan ışığı sabahın.

Page 75: Kanayan Dağlar

Umut - şuncağız bir şey işte,/ Sarsarak uyandırır, ruhları çivilenmiş dağları.İçimde dikiş tutmaz isyanlar, dem vurur yarınaBakmayın yanaklarındaki yağmur fırtınalarına Gözlerimin sağanağından kopan seller---------- -------------------------Yıkar surlarını bu şehrin.

Çöktü baharlara düşer yağmur taneleriEtrafımı çevirmiş kör duvarlar ey sevgiliSevda seline sözler yetmiyor, yetmeyecekODTÜ semalarından yükselmiş- -----Felaket habercileri misali-------------------------------------- tepemde alıcı, kuşlarHiç bir ışık yok yarına, öteler sis bulutunda yar.

Biz hiç bir kavgadan vazgeçmeyi seçmedik Sevdaya kelepçe takılan sabahlardakiİmkânsızlığı aşılmayı bekliyorduk yar gecelerdeOturmuş yaramın üstüne------------------------------------ Kar etmez zulüm karası Ki, ne akşamın karanlığı var, ne ışığı sabahın…

Baharı düşlerken, felaket tohumlarını ektiler üstümeTutulacak biryanı kalmadı yarınınODTÜ yurtlar bölgesinde imzalanmış infazım.Şeyh Bedrettin misali imzalıyorum idamımıKi, yarınlar hakkıma açılan davalarla dolu.Mademki bu fetva bizim---------------------------------------- işte boynum…………….Susmuyorum ki kimseler azat etmesin beni…..

Page 76: Kanayan Dağlar

Yarına Umut Kalsın

İçimde sonsuzluk denizine kanat çırpıyor duygular.Nerede soluklanır bilmem bu çırpınış.Bir daha gelmeyecek günlerin -------------------------------sevdalı yanık ezgisi dilimde Sanki sessiz bir gemi, yaşam---------------------------------- hayat limanından demir alan…..

Gözlerin suskunluğuna söz yetmiyor,/ ey sevgili Sen tükenme ki,------------------------------------ umut var olsun yarına…Zulmün rüzgârı, ne kadar kuvvetli olursa olsun-Koparamaz içimden sana olan duyguları..

Hiç bir güç sevda güneşin doğuşuna engel olamazKi ondandır etrafımı çevirmiş çelikten duvarlar--------Yüreğimdeki duyguları hapsedemez içine…….. Gecem gözlerinden öpeceğim------------- --------------------- gülüşlerinin aydınlığını………

Hangi bahara pranga vurabilirler ki, Son bahara esir düşürsünler bu sevdayı…Açmasın çiçek, doğmasın güneş,---------- ------------------------- yok, öyle bir şey…Al birazda yüreğimdeki isyanı oku-Ki, kıyıları nasıl yeşile yıkar hayatı gör.

Yarının özlemiyle tarıyor gözlerim ufku.Nesnelerin anlamsız dünyası diriliyor, aşk’aKaranlığın sessizliğini/ yakar türkülerAkmasını bilmeyen nehir yoktur------------------------------- ki yarın olmasın…

Doğmasa sensizliğin güneşi doğmaz, anca-------sana bakmayı unuttuğunda gözlerime……Olmazların korkusu var şimdi içimde------------------sensizliği düşünmek zifiri zindan… Haydi, aç gözlerini ey sevgili,----------------------------------------------yarına umut kalsın…….Baksana: usulca bir şeyler kopuyor hayatımdan…

Page 77: Kanayan Dağlar

Hapis Duygular

Mevsimini yitirmiş baharlardan geldim.Ümitlerin sıcaklığında sen varsın.Hatırımda bir adın kaldı,--------------------------------------- bir de gülüşün.

Günler hep aynı yerden yakar hasreti.Sebepsiz değildir içimdeki sıkıntıDerinlerimdeki yangının dumanı, vurur saçlarıma Yüreğimin sızısı dökülür gözlerimden--------------Aklaşır yaşam saçımın telinde.

Ne zaman gözlerinle öpüşse bakışlarımUsulca bir sızı iner yüreğime------------------ tutuşur duygular.Kaç şiir yaralanır---------------------- vurulur hasretine bir bilsen. Duygulara karlar yağarken düşerim yollarına, Çözülür buzulları gönül dağınınZemheride başlarsın-----------------------------dökülmeye damarlarımdan

Son bahar yangını, başımda dumanı tüten, İçimdeki hapis duygular, ayaklandırır hisleriDökülür gül dikeninin yarına-------------------Uç verir ilkbahar sürgünleri. Yeniden yaşanası sevdalara,

Page 78: Kanayan Dağlar

Sevda Yolculuğu

Hangi limana çıkar bu yol bilmiyorumYelken açtım gidiyorum----------- -----------Sessiz bir mavi koyuluğuna,Geri dönüş bileti yaktım.

Gelen günlere yüklemeye çalışıyorum aşkıNe yana yönelsem, sana düğümlenir çözüm.Ki, aldırmıyorum artık geçen zamana---------------yaşadığım tüm öykülerde, sen varsın.

Deniz mavisi gözlerine açtım yelkeniBakışlarında karanfil derinliği--------Dudaklarında menekşe moru tazeliği—-----Şiirler tutuşur, düşer ardın sıra yollara.

Gönül yarası kabuk bağlar mı bilmem.İççimde sızısı dinmeyen ağrılar büyüyor.Dedim ya geri dönüş biletini yaktım.Gözlerinin mavisinden kurtulsam --------------kaşlarının karasına çarpar, dağılırım.

Sensizliğe uslanmaz bir çocuk içimde.Tanımlayamadığım türküler kanıyor -----------------------şiirleri tutsak günlere,Bir bilsen ne kasırgalar yaşadı bende aşk.Ondandır, sana sürgün duygular------------------------------- Dolanır durur gözlerimde.

Page 79: Kanayan Dağlar

Tanığım Çaresizlik

Yurtlar bölgesinden el sallarken yaşam.Demir aldık, Denizlerin limanından.Ki özgürlüğün duvarları örülmüştü------------------- Gül kızılında umuda bir zaman.

Zulmün soğuk dalgası geçerken --------- -----------------sevda denizinden.Hürriyet tutkusu dibe vurmuş odtü, deKaç celse daha kapanacak bilmem----------------------------------------- yalnızlığıma..

Zorbalığa karşı baş kaldırırken--------Düşer şehir eşkıyasının pususuna hayat. Şairlerde ölür, lo-------- şairlerde ölür.Bir şiir kalır şairden geriye--------------birde ozanın dilinde yanmış türkü..

İnsan olmak aklıma düşünce, anladım----------------Suçluyum yaşadığım için. Dağlarda susmuş yalnızlığım------- ----------ki Azrail, i konuşur rüzgârın.

Sızılı bir sancı yükselir sınırların ötesindenPusudadır cellât vurulurum.Kan tutar türküleri--------------------- şiirler akar dudaklarımdan, kızıl.

Türkü denizin martıları, gayrı yaralı Bir deli yalnızlık tutar ellerimden.Alıcı kuşlar dolanır semalarında----- --------yurtlar bölgesinin.Ömür ağacı yapraklarını döker gayrı------------------------mevsim son bahar-Tanığım çaresizlik------------------------------------ ne gelir elden…..Şairlerde ölür, lo-------- şairlerde ölür……..Konup geçerken, yüreği yaralı denizlerden…..

Page 80: Kanayan Dağlar

Ay Doğar, Yar, Gecelere, Çocuk.

Ağlayıp kanatma yüreğimin kıyılarınıUmudum elbisesini giydirdim üzerineBana yalnızlığı hatırlatma boğuluyorum.Üşürsem / bir daha yaşama ısınamam Çocuk.

Umudu sakladığım yıldızlar,/ uzağında DünyanınÖzlem bulutlarının ardında saklı sevdaGeceleri ağlayıp / çoğaltma gökyüzünde yalnızlığımıHaydi, yarına kapat/ gözlerini kanatma çocuk.

Deniz mavisi gözlerinden içeceğim umuduSen yeter ki, sakla,/ sıcak tut rengini sevdanın.Birlikte yıkacağız ------ ------ Atom güllerinin --------- --------- Sahte çiçekler açtığı dünyayı. ---------Özgür yaşanası günler adına, çocuk.

Ot değil ya / gün gelir özüne baktıkça ----------------belki kendinden utanır insanlık.Kaçarken azgın dişlerinden köpek balığının------------Bir dal arar yarına tutunacak.Ve o an başlar / aydınlık günlere giden sınıf savaşı, çocuk.

Gayrı gökyüzünde aramasın yalnızlığın ayak iziniBir yıldız sağanağına tutulur ki gözler deme gitsinBaştan sona hürriyeti yazar yıldızlar…….. Ay doğar yar gecelere-------------------------------------- ana kucağı sıcaklığında, çocuk.

Page 81: Kanayan Dağlar

Hayalimde Sen Sarsın

Gece yüklü yarınlardan geçerkenYarım kalmış bir ümitle bağlandım sanaEllerinin sıcaklığına tutunarakGözlerinden yudumladım aşkı

Haydi, bırak hayalini ateşli kollarıma ki.Ömür ağacımız yaprak dökmesin.Sessizce soluklansın kollarımızda aşkDuygular / düşlerimin kızıllığınca yangın yüklü.

Uç verir mavi bulutların ötesinden hayatMor düşlerle süslenir gözlerimde hayallerinCenneti anımsatan yüzün ile/ oynaşır iken bakışlarımBir demet gül ümitle haykırır---------------------------------seni seviyorum….

Savrulur kollarımdan ateşi hayalinTutuşur karanlıkları ayrılığın---------- -----------başlar kanamaya geceGönül yarası acılara tutunur sevdalar------- ----------ki aşkı anlatır Yanmışlığımın izleri var hala küllerimde…………

Cenneti anımsatan gözlerinle--------- ------------Hayalimde sen varsın.Ki, sensiz yalnızlığın gölgesine düştü sevdaŞimdi kaybedişlerin çırpınışları saklı avuçlarımdaOysa ne hayallerim vardı seninle----------- ----------- henüz ellerinden tutmadığımız.

Page 82: Kanayan Dağlar

Şimdi Seni Sevmek Vardı

Seni nasıl özledim bir bilsenSusuz toprağın yağmura hasreti misali-

Ne zaman aklıma düşsen/ tutuşuyor duygularGözlerimde Yağmur olup –Sızıyorsun dudaklarımdan.

Şimdi yanında olup:Öpmek vardı yanaklarından

Sevda Nehir’ine dayayıp dudaklarımı, su içer gibi

Şimdi duman olmak vardı içtiğin sigaradaHer nefes alışında içine dolmak

Derinden den soluklanmak vardı- Hiç hesapsızca dudaklarında gezinmek…….

Şimdi delicesine damarlarından akarakİnmek vardı gözlerinden yüreğine.

Kalbinin derinlerinde oynaşmak aşk ile.

Simdi seni sevmek vardı./yüreğimin kızıllığıncaDudağın dudağımda nefes nefese

Bedenimin bedeninde alevlendiğindeİçine girerek sana kilitlenip dökülmek….

Geceye yayılan aşk fırtınasından sonra Ter olmak vardı sabahlara soluksuz dökülen

Seni sevmek vardı, Günün ağardığı yerden-----,Yine seni sevmek/ bitimsiz bir aşkla yeniden……

Page 83: Kanayan Dağlar

Yeni Başlangıçlar

Zulüm el verdi dağlardanKaşım üstünde, yuvalandı mavzer kurşunuVurulup düşmüşüm örgüsüne saçlarının.

Göksüme düşen çığlık/ yankılanır dağların başına,

Sevda türkülerinde bulduk kendimizi,Karanlık gecede, el verdik, tutunduk yıldızlara

Bu dağlarda en güzel türküyü kurşun söylerHalay tutar acılar çoban ateşi gibi

Şehirlerde bozguna uğramış bütün yeminlerYasını tutarım mavzer sesinde ölenlerin

Suya hasret toprağın, yağmurla vedalaştığı gibi.

Dolun ay azaplığında karanlık gecelerde zulümBelirsizliğe boyun eğmiyor,/ umut dolu bakışlar

Yarınsızlığa, parçalanarak-Büyümeye devam ediyor yüreğimde ağıt.

Yıldızlar, yararlar gecenin göğsünü ki,Yol verirler ışık saçarak dağlarda umuda.

Bu kadarmış işte,/bir ömre biçilen zaman,/ demedik hiç.Ayrılığa yoğrulmuş sözler notalanır dillerde

Düştüğüm yerde çoğalarak büyür direniş türküleri.

Ki, biz seher rüzgârında,Kaç kez vurulduk kaldık.

Şimdi geceyi üşütüyor,/çıplak bedenim dağlarda….. Ve su gibi akıyor avuçlarımdan

yeni başlangıçlara yeni hayatlar hala …….

Evrenin yasalarındandır,/ hiç bir şey dibe vurmadan yeni başlangıçlara yönelemez,/ bu doğanın diyalektiğine tersinden bakmak, ve kendimizi aldatmak olur.

Elbette yeni başlangıçlar olacak, ama, önce tüm dünyada, emek dibe vuracak, ve yeni başlangıçlara yönelecektir arayışlar, ki- o gün geldiğinde hiç kimse kendini bundan

kurtaramayacaktır …….

Abdullah Oral 1988 ünye

Page 84: Kanayan Dağlar

Sende Kalmayı Özledim

Kaşlarının üstüne düşünce kâkülünDudaklarından gül suyu tazeliğinde geçerken

Savrulurdum Gülüşlerinin sevgi denizindeBen hep çocuk kalmak isterdim gözlerinde

Çıldırasıya yağan yağmurun altındaSen yüreğinin götürdüğü yere yönelince,

Ben hüküm giydim-Yüreğimin kuytusunda kaybolmaya.

Ki ben sende çocuk kalmayı özledim..

Oysa öpüşmeyi günah sayan gecelerdeElim ellerinde sırım sıklım ter dökerken

Hayatıma anlam katan ihtiraslarla, yandım.

Sensiz öte diyarlara taşıdım yalnızlığımıBu şehrin ayaza kesmiş sokaklarında.

Yüreğimi cehennem ateşine koyarak gittin..Bir bilsen nasıl çığlık çığlığa sensiz duygular

Dudaklarımda sızısı saklı Hasretinin Dalıyorum gecenin ıslak kalbine.

Teninin sıcaklığında yanmak istiyorum,Dile geliyor sensizliğe tükenişim

Kucaklayarak hayalini:Sensizliğe sarılarak öpüyorum kara geceyi

Yokluğuna avunmalar kalıyor yarınaAnılarımı salıyorum gün doğumuna

Akşamlar sen olup yeniden düşüyor kapımaBaşlıyorum sensizliğe yanmayaGecenin buz tutmuş dehlizinde

Düşlerimde sen olan uykuları özledim.Aç gözlü on sekizlik delikanlılığımı,

Günün ağardığı yere soluksuz düşmek uğrunaDizlerine başımı yaslayıp, aşk dilenmeyi-

Ben sende çocuk kalmayı özledim..

Abdullah Oral

Page 85: Kanayan Dağlar

Zulmü Anlatmak, mı Suç

Minareyi çalan kılıfı bulmuşBizde hiç kapanmaz açık hâkim beyOkumuş cahiller cellâdım olmuşZulmü anlatmak, mı? Suçum hâkim bey

ODTÜ de kırılmış bozuk teraziAdalet yasaymış hepsi faraziHaklılığın kapanmıyor yarasıZulmü anlatmak, mı? Suçum hâkim bey

Hırsız suçsuz kaldı mağdurlar suçluMazluma zulüm eden her şeyden güçlüAnadolu gibi yanıyom içliZulmü anlatmak, mı? Suçum hâkim bey

Ehli beyti sevdim diye suçluyumTehditlere doydu gayrı açlığımGöz koydukları üç kuruş harçlığımZulmü anlatmak, mı? Suçum hâkim bey

Damadım alevi dara koydularAna bacı bilmez diye kıydılarİftirayla garip boynum eydilerZulmü anlatmak, mı? Suçum hâkim bey

Özerlikte diyorlar böyleymiş işlerHer gelip gecenler bir rüşvet isterKansızlıktan öldü sırtımda bitlerZulmü anlatmak, mı? Suçum hâkim bey

Mademki haksızlar: Haklıdan güçlü Doğruluğun yolu hep dolambaçlıİnfaz et beni ki aklansın suçluZulmü anlatmak, mı? Suçum hâkim bey

Vurgun, i divane kalmışım naçarHer önüne gelen bir dava açarZorbalar, yoksula boş ömür biçerZulmü anlatmak, mı? Suçum hâkim bey

Page 86: Kanayan Dağlar

Akımlı koydun ki başta sevdiğim

Yaram dikiş tutmaz tenim azaptaKoyup gittin gönlüm yasta sevdiğimDamla damla tükendiğim gecedeSeni çoğaltırım düşte sevdiğim

Deli gönlüm sensiz karalar bağlarİçimde sessizce nehirler çağlarSensiz üşütüyor ısıtmaz dağlarDin iman kalmamış kışta sevdiğim

Sende bitti ömrüm gün saya sayaUmut yine kaldı gelecek ayaYıldızlardan hesap tut diyorsun yaAkımlı koydun ki başta sevdiğim

Vurguni’yim yarsız tütmez ocaklarYağmur tutmaz oldu çöktü saçaklarSen gideli soldu bütün çiçeklerDallar kuru gözüm yaşta sevdiğim

Page 87: Kanayan Dağlar

Çanımın İçine

Gün gelir başımı alır giderimBakışlarım sana yadigâr kalsınÖpmek istesen de öpemesin ya Gülüşlerim sana yadigâr kalsın

Hani eseriyken sevdanın yeliSensiz divaneydi şu gönlüm deliSana dökülen şu gözümden seliSilişlerim sana yadigâr kalsın

Vurguni’yim yarsız olmak mı hâşâNe edelim ecel gelince başaHer bahar sabahı yanaktan buse Alışlarım sana yadigâr kalsın

Page 88: Kanayan Dağlar

Ben Seni Sevmekten Yoruldum Gayrı

Bilsem sever miydim zor imiş sevmekGül gibi solmaktan yoruldun gayrıDiriyken ölmekmiş seni beklemekBen her gün ölmekten yoruldum gayrı

Duvarları söktüm ölü yüzlerdenHayali bir bakış düşer gözlerdenHer sabah uyanıp nemli gözlerdenYar seni silmekten yoruldum gayrı

Sevdim dedin beni ateşe attın Azaplardayım yar ben sana nettimGeleceksen tez gel tükendim bittimBen seni sevmekten yoruldum gayrı

Vurguni yar sensiz yürek boş bir hanBir yüzünü görsem çıksa tenden canHer gece el açıp yüce tanrıdanSeni dilemekten yoruldum gayrı

Page 89: Kanayan Dağlar

Gün gelir mavileri çalınmış bir çınarDökerse eteklerinden gök yüzünüO gün güvercin kanatlı şiirler kuşatır yer yüzünüBölüşürken ekmeği güneşin sofrasında.

Büyük denizlerde. yalnız kalır sürgün sularDüşer bıçağına sünger avcılarınınBaşlar kuşatılmış zamanlarda, özgürlük dilenmeğe.Oysa bilir,ki Özgürlük dilenilmez alınır...

Anadolu’yum ben Yalın çıplak çığlık çığlığa.. Pınarlarımdan Hayat fışkırırYangınlar ürkütmez beni Küllerimden sürgünler boy verir Baksana hala bahara gebe dağlar …

Tamirci çırağının düşlerindeGezintiye çıkar fabrika kızı /dolunaylı gecelerde,Sonra İnce bir sızıntı başlar yüreğinden.Ansızın Fırat olur dökülür yanaklarından gözleri..

Page 90: Kanayan Dağlar

Kuş kanadında çırpınan bir dünyaya yüklenir çocukların düşleri.

Kaç tetikte yanılmış- bir parmak Şiirler yoklar- sürgün bedenlerinde.Şafaktan önce- kurşuna dizmek için umudu…..

Kaç tarih eskidi/ senin yerine/ sensiz içimde.Bir sana olan sevdamı/ birde o mağrur bakışlarını/ eskitemedim . Şu kanayan abdal yüreğimde….

Yoksul sabah sofralarında Kendi gülüşlerini dişler çocuklar Kendi camında dağılır durur emekçinin yüreği Yaşadıkça büyüyen, yurtsuzluk ağrıları . Oturur kapıya, yasalaşır, Bir daha kalkmaz . Yeni iş güvenliği yasaları gibi..

Ruhsuz bir tarihin gölgesinde kalmış Göçmen bedenler Tutsağı olmuş hürriyetin Esir sokaklarTuz çürütmüş yaralarını Munzur DağınınKırılmış nur hak Dökmüş eteklerine ölümü Kızıl ırmak başını vura vura düşmüş yollara Çıldırmış Dicle Fırat Su vermemiş güllere..

Page 91: Kanayan Dağlar

Doldum da geldim buraya

Dostlar meclisine gönülSaldım da geldim burayaİnsan yanımı elimeAdlımda geldim buraya

Ayırma insanı özdenKan olur dökülür gözdenKendimi nardaki közden Buldum da geldim buraya

Ozanın yüreği hardırDört mevsimi boran kardırBu yol dönülmez ikrardırBildim de geldim buraya

Yan yana el ele vererekİkiliği yere sererekAşk ile yanıyor yürekDoldum da geldim buraya

Vurguni’yim dostun hasıDedim ki gönül aynasıİçimde ki kiri pası Sildim de geldim buraya

Page 92: Kanayan Dağlar

Dokunamadığım

Seni gözledim dün geceÜzerine ayın şavkı düşmüşBahar çiçekleri gibiydin.

Gözlerim gözlerinde duraklandığında.Aşka davet vardı Dokunamadığım bakışlardaYüreğimde fırtına

Bir nefes kadar yakındım sana Ulaşamayacağım kadar uzağındaydımÖpsem sessizce yanar dökülürdü dudaklarım

Bak ateşi hala bende Dumanı sana ulaşamıyor bu aşkın

Oysa bir nefes kadar yakın… Bir ömür kadar- uzağındaydım senin.Sen dokunamadığım..

Page 93: Kanayan Dağlar

Hasret Zincirini

Kaç zamandır sana yorgunSeni bana getiren yolların Tutsağı oldu gözlerim

Bir çığ gibi dağılıyor yüreğimde Kaçamak bakışlarYine hasret zincirini vuruyor boynuma sensizlik

Ve ben akar giderim yıldızlaraKatran karası geceyi - kızıla boyayarakGirdaplarına yokluğunun

Page 94: Kanayan Dağlar

Yarına Dair

Yine alışılamadık bir sabaha – Dökülür uykulu gözler.Az sonra.Başlar yarına dilek tutmaya.

Hani ulaşılamayanBiz kovaladıkça bizden kaçanHani hep o güne ertelenirErtesidir doğacak umudunda Bir türlü varılmaz..

Bilirim yine gelmeyeceksin..İşte-o yarın kaçta buluşalım...

Hangi sabah alışıldık ki zatenHep rüyalarımdasınAyrılmak kolay mı senden...

Yine başlarız gün ağarmadanDağılıp yayılmaya Kendimizden olmayanlara

Nedense ya hep ben sana geç kaldım Yâda sen erken geldin- Sana ulaşamadım..

Page 95: Kanayan Dağlar

ODTÜ VE GELECEK

ODTÜ üçüncü yurt kantinindenDışarıya fırlattım gözlerimiYaşamı kendi içine çekerek Gürül gürül akıp gidiyor hayat

İçimde fırtına sonrasını andıran sessizlikKendi duvarlarına tutsak ediyor yüreğimi

Ne zaman özgürlüğü düşünsem ki kanıyorBirinci yurdun duvarlarına asılıyor bakışlar

Deniz oluyor yüreğim kabarıyorGözlerimden sessizce dökülüyor içimdeki nehir

Şimdi sular kıyılarına uzak akıyor Kendi olmanın dışına itilmiş gelecekYaşamın ölü bedenini sürüklüyor yarınlara Gelececeklerimizin..

Page 96: Kanayan Dağlar

Sevdamı Alıp Gidiyorum

Seni aradım - bütün bakışların arasından.Şiirlerim yağmura tutulmuşDudaklarımdan hüzün dökerek

Sensizliğinde volta atıp durdum uykusuz- Islak kaldırımlarında şehrinYüreğim güvercin ürkekliğinde..

Yokluğunun sancılarıNakışlayıp düşleriUçurumlarına saldı gözlerininBıraksam kendimi Çırıl çıplak içine düşeceğim

Sensiz parçalanır dağılır içimde bu şehir

Gayrı giderayağım.Gecenin kuytularına saklayıp bedenimiSevdamı alıp gidiyorum sensizliğeBu kadar cimriliği hak etmedim ben.Ne olurdu birazcık sevsen..

Page 97: Kanayan Dağlar

Sokak Başları

Sokak başları bir sızıdır bende İç çekerek ağlayan.

Yüreğim çoktan terk edilmiş yıkık duvarlar gibiGönül sultanını arıyor Ağız dolusu kahkahayla gülümseyen

Gelincik tazeliğinde özledim Çiçekli elbisesiyleÇocukluk merakı öpüşmeleri

Ufkunda dır zaman ilk baharınEllerinin ellerime dokumuşuyla Koklayacağım kır çiçeklerini..

Dedim ya Bir sızıdır bende sokak başlarıHala sensizliğe iç çekerek ağlayan..

Page 98: Kanayan Dağlar

Bir Göre Bilseydin

Bu kadar cimri olma ey sevgiliHaydi, uzat gözlerime gözlerini kiBakışların saklımda kalsın.

Nereye gidersem götüreyim peşimdenÖpmek için sessizce gözlerinden.

Bir göre bilseydin En derin yerimde kanayan sensizliğiSende en soğuk yerinden kanatırdın bakışlarını

Duyuyor musun pas tutan serinliğiDokun- hisset -gör Küllerimden ateş döküyorum buz tutmuş yarınlara.

Page 99: Kanayan Dağlar

Sensiz Öksüz Şimdi

Her şeyi yakıştırdım kendime de Serseriliği Vurdumduymazlığı Aşk dilenmeyiÖlümü de gülüm ölümü de.

Bir seni sevmemeyi yakıştıramadımBirde sensizliği

Yanaklarımdaki dudak izlerin Sensiz öksüz şimdi

Yüreğimin dirilişine açılırUyanışı gözlerimin.Az sonra dizesi sevda olan-Şarkılar dökülür zamana

Yürüdüğüm yollar daraldıkça Sıkıştırdı yüreğimiİçimdekine söz geçiremediğim,an.Hiç gidecek yolu kalmadı sensizliğin.

Bir senin sevdandan koparamadım gönlümü..Bir de seni unutamadım.

Page 100: Kanayan Dağlar

Sürgün Ağrılarım

Bu kavganın içindeki seni göre bilseydinKoparıp atamazdın beni gönlünden

Şimdi sensizliğe hüküm giydimİnce uzun boynum bir çingenenin ilmeğinde

Ah sürgün ağrılarımı hançerleyen sevda

Bir baka bilseydin aşk dölleyen gözlerimeNasılda sen olurdun Yaralı yüreğini vurarak sokaklaraKanardın tırnak içinde.

Şimdi Yanılgının kınında zehir kuşanmış Hançerin gezinir boynumdaHer uyandığım sabaha bir kefen biçerek.

Page 101: Kanayan Dağlar

Sevdadır Zaman

Sokak aralarına yayılırken kırıntıları akşamınBaşlar aşkın ateşiyle tavlanmaya geceGayrı bir sevdadır zamanGökyüzü dökülür bahar gecelerine

Yürek aralarından bir ses yükselirSerpilir bedenine sisli karanlığın.

Dağların içteki volkanın patlamasıKırılma noktasındadır arzular

Az sonra sessizlik teslim alır zamanıDökülüverir tutkular yorgun kollara..

Page 102: Kanayan Dağlar

Oy Tutulmuşum Sevdana

Ne zaman aklıma düşsenDağlara dönerim yüzümüIrmakların akışına karışır gözlerim

Suskun bir ağrı çıkar gelir- Saklısından yüreğimin.Yalın ayak düşer yollarına

Adınla başlayan türküler yakarım.-Haberin var mı?Ey dağlarımın şiir diliOy tutulmuşum sevdana.

Her bakışta sen çıkar gelirsim gözlerimeGayrı yâre ulaşılamayan yolların yaralısıyım

Sensizlik damarlarıma karıştığı yerden-Başlarım kanamayaOy ben tutulmuşun sevdana

Page 103: Kanayan Dağlar

Suskun Zamanların Dili

Dudağında badem şeker mi ezdinAnzer yaylasının balı gibi yarBaşımdaki yeller sükûn eyledi İçimdeki çocuk deli gibi yar

Okşadım saçını döktün yüzümeKokladım tenini doldun gecemeSeni bahar gibi çektim içimeUzak dağlarımın gülü gibi yar

Gözlerin gözümde ağarınca tanSuskun hücrelere düştü bir isyanÇıldırma ya vardı damarımda kanCoşar çözülmüş kar seli gibi yar

Hayli zaman oldu bitti hasretlikVurguni diz dize göz göze geldikNe bir şeyler sorduk nede söyledikSuskun zamanların dili gibi yar.

Page 104: Kanayan Dağlar