klasİk tÜrk edebİy atinda ramazan konulu Özet. klasİk...-ı0-h. dursunot!u:...

21
-=-9. TÜRK ATINDA RAMAZAN KONULU Dr. Halit DURSUNOGLU· ÖZET dininin ibadetlerinden birisi, Ramazan tutulan oruçtur. Ramazan Türk milletinin çok önemli bir yere sahiptir. Öyle ki, Devleti döneminde, Türk mil/eti kendine mahsus bir "Ramazan medeniyeti" Bu medeniyete ait izlerin az da olsa, günümüze kadar Bu Ramazan medeniyetinin edebiyat "rkler kabul ettikten sonra, bu dinin gereklerine Müslüman içerisinde Milletimizin mim çok önemli rolü olan dini, Türk bu iki unsur, birbirinden Böyle bir sonucunda da ruhuna uygun eserler medeniyetine uygun olarak eski eserler veren Türk ve yazarlan, bu eserlere Türk'ün ve kabiliyetini dininin temel biri olan oruç, Müslümanlann yapmakla mükellef olduklan farz bir ibadettir. Bu mükellefiyeti Yunus Emre çok veciz bir ifade Benden ister isen ey divirem Budur tutun oruç Orucun farziyetini, Nahifi de ifade Atatürk Üniversitesi, Karabekir Egitim Fakültesi, Orta Ögretim Sosyal Alanlar Egitimi Ana Bilim Ögretim Üyesi. Mustafa Yunus Akçag Vay., Ankara, 1991, s. 101.

Upload: others

Post on 08-Feb-2021

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • ~A.,..;Ü",,·'wTuU!!orld!ll.l,jya!lt.i:Ar!ll!!astı~rma~li!!iar~I..!!E

  • -ı0- H. Dursunot!u: Klasik TOrk Edebiyan 'nda Ramazan Konulu Şiirler

    Rükn-i İslamın biri ey nİk-i namOldu ıilkn-i rftze-i şehr-i slyam2.

    Cenab-ı Hak, Bakara Süresinin 183, 184 ve 185. ayetlerinde orucun ramazanayında tutulması gereken farz bir ibadet olduğunu bildirmiş ve bu aya erişenlerinhastalık, yolculuk gibi meşru bir mazeretieri yoksa oruç tutmalanm emretmişti~.

    Ramazan orucunun farz oluşu kitap, sünnet ve icma-i ümmet ile sabittir.Sebepsiz yere oruç tutmayan kimseler, Allah'ın emrine karşı gelmiş ve büyük günahişlemiş olurlar. Nahifi, bunu "Fazilet-i Savrn" adlı eserinde şu beyitlerle ifade eder:

    Şehr-i mahsus oldu çün şehr-i sıyamFarzdır anda oruç tutmak tamam.

    Müslimin ü müslimata muttasılMah-ı savrnın ruzesi farz oldu biL.

    Sabit oldu hükm-i istitba ileRuzenin farziyyeti icma' ile.

    Kim anın farziyyetin inkar ederŞer'i ali-şan am inkar eder.

    Özr-i şer'i olmadıkça bil ayanRuhsat-ı iftar yokdur bi-güman.

    Müslime farz oldu bu savrnı edaÖzr ile terk eylese eyler kaza4.

    2 Ami1 Çelebioğlu, "Süleyman Nahifi ve Fazi1et-i Savm Adlı Eseri", Dıyanet Dergisi, Sayı:i 12, Ankara, 1971, s.344.

    3 "Ey İman edenler! Oroç sizden önce gelip geçmiş ammetlere farz Icılındığı gibi size de farzıcılındı. Umulur ki Irorunursunuz" (Bakara SUresi, 183. ayet).

    "Sayılı günlerde olmak üzere oruç size farz kılındı. Sizden her kim hasta yahut yolcu olursatutamadığı günler kadar diğer günlerde kaza eder. (İhtiyar/ık veya şifa umudu kalmamışhastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenıere bir fakirdoyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönül/u olarak hayır yaparsa, bukendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için dahahayırlıdır (Bakara Suresi, 184. ayet).

    "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğroyu eğriden ayırmanın açık delilleriolarak Kur 'an 'ın indirildiği aydır. Oyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruçtutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerdekaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, saygıtamamlamanız ve size doğro yolu göstermesine karşılık, Allah ı tazim etmeniz, şükretmeniziçindir (Bakara Süresi, 185. ayet).

    4 Amil Çelebioğlu, a.g.m., s. 346.

  • ...lıA"",o(JL/.l'..JTU!Oi!:!rkl!l!;vl'.!aıı.tArasQ!.!!Q!tıwrı!ma!!!!!.!!a!..!n~E!!!Jn~stI.ı!tOl!.!si.!!.O-",D~erg!!.Ii!l!s!..12iSa!!Jyı:L2~2,-,E!i

  • -12- H. Dursunoi!lu: Klasik Türk Edebiyatı'ndaRamazan Konulu ŞIIrler

    4. Ramazanla ilgili gazel, ruhaı, koşma....vs . gibi çeşitli türden şiirlers.

    Bu tasnifleri de dikkate alarak Ramazan konulu şiirleri nazım şekilleribakımından şöyle tasnif edebildik:

    ı. Nazım Şekilleri Bakımından Ramazan Konulu Şürler1.1. Mesnevi nazım şekliyle yazılanlar

    Müstakil olarak mesnevi nazım şekliyle yazılan, varlığı tespit edilen tek eser,Süleyman Nabifi'nin "Fazi/et-i Savrn (Zuhrü'/-Ahire)" adlı dinı-didaktik niteliktekieseridir. Ramazan ayından ve oruç tutmanın faziletlerinden bahseden eser, 253beyidik bir eser olup 5 bolümden oluşmaktadır9 •

    Bu tür ve benzeri müstakil manzumelerin dışında, bir bölüm olarak ramazanave oruca temas eden eserlerin sayısı da belki sayılamayacak kadar çoktur. Bunlardanbazılan şöyledir:

    XV. yüzyılda yaşayan. Sulıa.n II. Murat devri mesnevi şairlerinden BalıkesirliDevletoğlu Yusuf'un "Kitfıbü I-Beyan" adlı eserinin dördüncü babı yaklaşık 200beyit olup ramazan ve oruçla ilgilidir.

    Yine bu yüzyıl şairlerinden Hatiboğlu Mehmed'in de "Bahrül-Hakayzk" adlımesnevisinin ikinci bölümü ramazan ve oruçla ilgilidir.

    Fatih devri şairlerinden "Aşık" mahlasıyla şiirler yazan İbrahim Tennôri'nintasavvufi mahiyetteki "Gü/zur-ı Manevi" adlı mesnevisinin yaklaşık 100 beyittutanndaki "Beyan-z Savrn-z Manevi" bölümü ramazan ve oruçla ilgilidir.

    Nabi'nin oğlu Ebu'l-Hayr Mehmed için yazdığı "Hayriyye" mesnevisinde deoruçla ilgili "Der Beyan-z Şerefi Farz-z Szyam" adh bir bölüm vardır. Bu bölümdenbazı beyider şöyledir:

    Bı-maraz ta ola cisınünde tüvanEyleme fevt-l sıyam-ı Ramazan.

    Savmdur kullarına lutf-ı HudaSavma bizzat eder Allah ceza.

    Savm bir mdide-i rahmetdürNurdan sa'ime bir hil'atdür.

    8 Amil Çelebioıııu, a.g.m, s. 47.9 Bu eser için bkz. Amil Çelebiogıu, "Süleyman Nahifi ve Fazilet-ı Savm Adlı Eseri", Dlyanet

    Dergisi, Sayı: 112, Ankara, 1971, s. 342-350.

  • ...aıA.:-ıQ=ı...'•..:T~U~rkli!!.Y%.!ia~t~Ar~as=:ı;tı~rma~~la~n~E~nsti~·tJ:l;Us!.!::!O~D~e~rg!~s~1~Sa:.ıYt..!.1~22=....:.=E:urz::ı::u~ru~m~ıı:::OO~3~ ..:.13-

    Savmdur kabil-i ketm ü ihIaDahle fursat bulamaz savma riya.

    Sırr-ı pBk-i samediyetdür savmtttisaf-ı melekiyyetdür savmlO •

    1.2 Kaside nazım şekliyleyazılanlar

    Ramazan dolayısıyla şairlerin padişahlara, vezirlere veya devrin ileri gelenkişilerine yahut dostlarına yazdığı kaside tarzındaki bu şiirlere "Ramazaniye" denir.

    Ramazaniyeler çogunlukla kasidelerin nesib kısımlannda konu edilirler.

    Beyit sayısı degişmekle birlikte, on-on beş beyit içinde konu ile ilgili ayet vehadisler mealen zikredilir. Çeşitli unsurların yanında oruç, Kadir gecesi, bayramanlatılır. Ramazan dolayısıyla toplumda meydana gelen değişiklikler, merasimler,adetler dile getirilerek çeşitli nükteler yapılır.

    İlk örneklerine XV. yüzyıldan itibaren rastlanan Ramazaniyeler, XVIII.yüzyılda daha da yaygınlaşmışdini·manzum bir tür oluşturacak seviyeye gelmiştir.

    Bu kasidelerin nesib bölümlerinde ramazanın gelişi, faziletleri, oruçluinsanların davranışları, camilerin kandillerle, mahyalarla süslenmesi, iftar ve sahursofralan edebi hususiyet arz edecek mahiyette anlatılır. Övülen kişilerin meziyetleri,özellikleri ramazanla ilgi kurularak verilir. Bu kasidelerin dua bölümlerinde deRamazan, Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı'yla ilgili çeşitli çağnşımlardanyararlanılır.

    Kaside nazım şekliyle yazılan Ramazaniyelerin en meşhuru Sabit'in BaltacıMehmed Paşa'ya sunduğu "Ramazaniyye"sidir. "Fe'ilafün (Fa'ilatün) Fe'ilafünFe'ilafün Fe'i/ün (Fa'/ün)" vezniyle yazılan bu kaside 69 beyittir.

    Kaside nazım şekliyle yazılan en uzun kaside, 90 beyit olup EnderunluVisıra aittir. Vasıfin diğer bir ramazaniyesi ise 68 beyittir.

    Sünbü1zide Vehbi, Enderunlu Visıf, Şeyh GMib, Nazım, Nedim, EdimeliKimi ve Koca Ragıp Paşa'nın ramazaniyeleri de beğenilen kasideler arasındasayılır. Bundan başka Sururi, Simi, Nahifi, Haşmetve Leyla Hanım da bu sahadagüzel eserler vermişlerdir.

    Bu türde eserler veren şairlerin çoğunun XVII. yüzyılın sonu ile XVIII.yüzyılın ilk yansında yaşamış olmaları, bu türün özellikle bu dönemdeyaygınlaştığının göstergesidir.

    LO Mahmut Kaplan, Hayrlyye-I Nabi (İnceleme-Metin), AKDTYK Yayını Sayı:94. Ankara,1995, s.189-190.

  • -14- ii. DununoiUu: Klasik Türk Edebiyatı'ndaRamazan Konulu Şiirler

    Edebiyatımızda en çok ramazaniye yazan Endenınlu Fazıl'ın kasideleri türünkaside şekliyle verilmiş önemli örnekleridir.

    Kiside-i Ramazaniyye Be-Rikib-ı Sultan Selim Han

    Hilal-i n1ze kim bir kavs-ı Hallac asuınan üzreOnunla berfden çok penbe attırdı zenan üzre.

    Kudı1miyle bu nev-maIı-ı sıyamın berf-i safidirDöşenmiş penbeli liliçe rı1y-ı hakdan üzre.

    Çemen yahbeste olmuştur hilal-i maha ta'zimenSu dibası meger ferş oldu salın-ı gülsitan ÜZfe.

    Uzanmış rişte rişte penbe-i berfi semavatınHarn-i sadeden püskül asılmıştır cihan üzre.

    Derı1n-ı gurre-i mah-ı sıyama cemre-i evvelSanırsın şu 'le konmuş sımden bir şem'dan üzre.

    Elinde nev-lıiliıl-i rı1ze bir peymane-i zerrinDolu yağdırdı saki-i felek kevn ü mekan üzre.

    Dolu sanma bu nev-malı-ı sıyamı eyleyip tebrikNisar etti felek dürdaneler halk-ı cihan üzre.

    Ne kabil zernheririnden bilmek vakt-j iftaTIMüezzinler donar çıksa ezana merdivan üzre.

    Bu senna ile cami' seyrine cana zuhur etmezYatar tennur içinde maderiyle şöyle yan üzre.

    Bu demde ateş-i seyyale lazımdır dile ammaHilal-i n1ze bir kufl·ı metan urdu dehan ÜZfe.

    Tulü'·ı gurre-i bayrama dek ey rind-i sahba-keşGerek sabr u tahammül va'de-i pir-i mugan üzre.

    Bu bir mah-ı mükerrem kim sevad-ı leyle-i kadriSiyeh bir hal-i ziynettir cemal-i kudsiyan ÜZfe.

    Gerek seyfe gerek vakt-i şitada eylesin teşrifHüdadan ni'met-i uzma gürı1h-ı Müslüman üzre.

  • ....!:!A~.I~'l....TLltlU.r.!li!d!.I.ya!!ltu:A!l.r.!!.8stılWl.r!!!ma""l!.!!an~E

    Cihana haşre dek mah-ı sıyfun ettikçe amed-şodOla hakan-ı alem saye·güster bende-gan ilzre.

    o hakan-ı mu'azzam kim vücfid-ı alem-arasıAceb mihr-i cilı3.n.plrii serir-i hurı1şan üzre.

    Hüdavend-i mu'azzam Hazret-i Sultan Selim Han kimMüreccahtır kernal-i zat ile Osmaniyiin ilzre.

    o himmet ol adalet ol semaha! dille ol gayretMuvafıktır bütün nass-ı hüda-yı müste'iin üzre.

    Melek-maye vell-paye adalet-saye zıllullahAceb bir z11l-1 Yezdiini ser-i İsliimiyan ilzre.

    o Dara-yi mükerrem kim celal-i satvet-engiziOlur galib Feridun u müllik-ı Sasaniyan üzre.

    Nizamü' I-mülk kim tuğra-yı adı-ara-yı fermanıOlur bir turre-ijulide ruhsar-] zaman üzre.

    OL salıenşah-ı dana-dil o re'fet-pişe-i iidilOna olmaz mu'iidil bu zemin-ı handan üzre.

    Muvafıktır o şahenşah-ı iilem canib-i hakdanAdlisu Rüstem olsa natuvandır şöyle can üzre.

    Teveccüh eylese bir bende-i naçize ikbiiliOlur ferman reva İskender ü Nfişirevan üzre.

    Eğer bir lücce-i naçize kalın takviyet verseBedihıdir zafer-yab olması şir-i giyan üzre.

    Müessirdir o rütbe nutku kim zir ü zeber eylerMusallat eylese bir zerreyi kOh-1 giriin üZre.

    Husfisa işbu edna çakerin kim her şeb iftanHuda şiihid du'a-yı hazret-i Şah-ı cihiin ÜZTe.

    Kasidem kafiyem çok tatlı sözl.er götürür ıunınaFelek alam ile mühr-i sükUt urdu (iehiin Üzre.

    Yine Fiizı! figana başlama şimdi du'ii la,ıımDu'a.Y'i sadıkı arz eyle b~b.ı mekan ü~re.

  • -16- H. Dursunotlu: Klasik Türk Edebiyatı'nda Ramazan Konulu SlIrler

    Be-hakk-ı ism-i nurani be-hakk-ı sırr-ı ilirkaniİlahi payidar et ol şehi taht-ı cihan üzre.

    Refik olsun hemişe leşker-i mansuruna tevfikİlahi galib et şah-ı enamı düşmenanÜZfe.

    Hemişe saye-endaz ola.dest-i lutf-i imdadınİnayede serır-i padişah-ı kamran üzre.

    Gelip gittikçe o mah-ı sıyam 01 Şah-ı devramnOla piraye ism-i paki rUzan u şeban ÜZfe.

    Cihan durdukça sıhhatle ilahi izz ü şevketleO şahenşahı cavid eyle mülkoi cavidan üzre1i.

    1.3. Gazel nazım şekliyle yanlanlar

    Gazel nazım şekliyle yazılan ramazan konulu ilk gazellere XV. yüzyıldarastlanır. Tacizade Cafer Çelebi, FuzU1i, Zati ve Ba~datlı Ruhi'nin ramazan konulugazelleri bu tür gazellerin ilk örnekleri kabul edilir.

    Gazel nazım şekliyle ramazaniye yazma daha sonraki dönemlerde de devametmiştir Bu şekilde yazılan ramazaniyelerin büyük çoğunluğu, XVIII. asnn şairleritarafından kaleme alınmıştır. Nedim, Seyyid Vehbi, Ragıb Paşa, Şeref Hanım veEşrefPaşa'nın gazel nazım şekliyle yazılmış ramazaniyeleri vardır.

    Ramazanla ilgili gazellerin güzel örneklerinden biri de Bahti (LAhmed)'yeaittir.

    Der Hakk-ıRamazan-ıMübirekRamazan erdi yine her gece yanar kandilEhl-i İslama salar şu'le ser-a-ser kandiL.

    Yerigökten nice fark ede gece ehl-i nazarSahn-ı arz üzre ki olmuş durur ahzer-i kandil.

    Şeb-i çerağ ile yine cümle menan donatıpHer birinin kemerin kıldı mücevherkandiL.

    Guşe gUşe üç ayaklı küpe gibi sarkarCami'in ha:k bu iki mengfişuna benzer kandil.

    i ı Dr. Filiz Kılıç-Dr. Muhsin Macit, Türk Edebiyatında Ramazan Şilrlerl Güldeste, Ankara,1995, s. 65-68.

  • ......,2A...,.U"",'.....T....Ur!..!ki""·y""B""tAr=.=as""tı...r...ma...I...B...n ....E"'n""stl'-"tUS....,.U""'De""r....gi""'s....i ""8a...y",,,1Z""Z"""E""rz....u""ru'-'='m...,,2""OO""3:- ----:.ı7-

    Ruzenin her şebi dönse n'ola kadre BahtiKi olupdur ramazan ayına ziver kandilıı.

    ı .4. İlahi nazım şekliyle yazılanlar

    Bu tür örnekler, daha çok tekke ve tasavvuf edebiyatı şairlerine aittir. Sayıcaoldukça fazla olan ramazan konulu ilahilerin bir çogu da bestelenmiştir.

    Ramazanın gelişini kutlamak için yazılan "Merhaba iliihileri" oldukça fazlaolup halk arasında çokça okunan eserler olmuştur.

    Saye saldı ehl-i iman OstüneHamdülillah geldi malı-! Ramazan.Doğdu ol nur ehl-i irIan üstüneHamdülillah geldi mah-ı Ramazan.

    Bağlayıb şeytanı bende vurdularCümleten ağyar-ı Hakkı sürdülerEhl-i Hakk ol ayda Hakkı gördülerHamdülillah geldi mah-ı Ramazan.

    Ehl-i cürınün Hak gözü yaşın silerAğlayanlar şad olur daim gülerŞerbet-i gufran içerler asilerHamdülillalı geldi mah-ı Ramazan.

    Kıl teravihi samlar bulagörEt tesabihi vemlar bulagörZikr ü taat nuru ile dolagörHamdüliııaıı geldi mah-ı Ramazan.

    Kalbi jeng-i masivadan eyle agBu vücudun zenbin andan kıl feragHakkıya nur-ı Hudadan yak çerağHamdülillalı geldi malı-ı Ramazan 13.

    Bursalı İsmail Hakkı

    Bir de ramazanın on beşinden sonra okunan "Elveda ilahileri" bulunmaktadır.Aziz Mahmud Hüdayi'nin şeyhi Üftade Hazretlerinin ramazaniyesi bu türdendir:

    12 Dr. Filiz Kılıç-Dr. Muhsin Macit, a.g.e., s. 108.ıı Arnil Çelebio~lu, "Edebiyatıınızda Ramazan", Türk Vurdu, Nisan ı 990, Sayı: 375, s. 48-

    49

  • -18- H. Dursunoğlu: Klasik Türk Edebiyatı'ndaRamazan Konulu Slirler

    Ey dostlanm ağlaşalırn,Oruç ayı gitti yine.Hasret ile inleşelim,Onıç ayı gitti yine.

    Bir nur idi Haktan gelipYere göğe nunı dolupSadıklann elin alıpOnıç ayı gitti yine.

    alimlerin yoUanmKesmiş idi elleriniYıkmış idi illeriniOruç ayı gitti yine.

    Uttade'yi şad eyleyenMü'minleri yad eyleyenKaygıdan azad eyleyenOnıç ayı gitti yine 14.

    1.5. Mani nazım şeklinde yazılanlar

    Ramazan manileri, halen bazı yörelerde devam ettiği üzere ramazanda her güniftar ve sahur vakitleri davulcu yahut bekçi tarafından veya karşılıklı okunur.

    Ramazan dolayısıyla manilerin okunması ayın görünmesiyle yani ramazanınilk gününden itibaren başlar.

    Gt1ş et sadayı bu gece,Et merhabayı bu gece.Benim devletli efendimGördüler ayı bu geceıs.

    Ramazanın birinci gününden itibaren her gün iftarda ve sahurda değişikmevzulara dair maniler okunur.

    Bu gece ayın evveliAçıldı İslam'ın gfilüGeldi mübarek ramazanMesnır etti can u dili.

    14 Amil Çelebiogıu, a.g.m, s. 49.i'Amil Çelebio@u, RamazannAme, Tercüman i 001 Temel Eser, İstanbul, Tarihsiz, s. 2 ı.

  • .....aA~.Ül

  • -20- R Dursundlu: Klasik TOrk Edebiyatı'nda Ramazan Konulu Şiirler

    Bu m3.h değil gurre-i şa'banı güzel sayZannım ki felek o nigehi-tire sunar yayRuhsar-ı rahşan ile zülf-i şeb-i deycurKandil gecesidir yüzü hem zulmet ü hem nur.

    2. Mahiyeti İtibariyleRamazan KODulu Şiirler l7

    Ramazan, Müslüman topluluklann her birinde bulunduklan iklime, cografişartlara ve dünya görüşlerine göre ayn ayn örflerin doğmasına yol açan kutsal biraydır.

    Bütün İslam dünyasında ve özellikle Osmanlı ülkesinde Ramazan ayına çokönem verilmiştir. Hatta bu önem verme o kadar ileri derecededir ki, Prof. Dr. SüheylÜnver'in ifadesiyle "Türkler, bir Ramazan medeniyeti kunnuşlardır. 18"

    Osmanlı Türklerinde ramazan ayına mahsus adetler vardı. Daha recep ayındanitibaren halk dini vecibelerini yerine getinneye büyük önem verirdi. Üç ay oruçlannaniyet edenler yanında, nezir ve adak hatimleri indirtmek, müminlerin ruhlan vebilhassa ailenin ölmüşleri için Kur'an okutmak, nafile namazlannı artınnak gibiibadetler yanında; evlerde mevsimine göre ramazana mahsus yiyecekleri günaç,tarhana, kavunna, çeşitli baharat, şekerleme ve reçelleri hazırlamak başlıca kaygıolurdu. Ramazan, bu ayın başladığını bildiren hilalin görüldüğünün belde müftüsütarafından onaylanması ile başlayınca, halkın günlük hayatı da değişirdi. Genellikleçalışma saatleri kuşluk vakti ile ikindi namazı arasına kaydınlırdı. İkindiden sonraiftara kadar olan zamanda camilerde Kur'an okumak, vaaz ve mukabele dinlemek,nafile namaz kılmakla geçirilirdi. Teravih namazından sonra sofu olanlar bağlıolduklan tekkelere giderek ayin ve zikirlere katılırlal'dı. Bazılan da kahvehane veçayhanelere giderek semai, karagöz, ortaoyunu ve çeşitli seyirlere katılırlardı. Bueğlenceler sahura kadar sürerdi. Ramazanın 15'inden sonra ise halk bayramhazırlığınabaşlardl19 •

    Senede bir ay Müslümantann misafiri olan ramazanın hoş karşılanması, hoştutulması ve hoş bir şekilde ugurtanrnası ramazanla ilgili şiirlerde sıkça ifadeedilmiştir.

    Gönderdi Huda çün bize mihman RamazamHoş tutmaga niyyet edelim biz dahi anı.

    Zan

    17 Bu bölümde örnek gösterilen şiirlerin hepsi, Dr. Filiz Kılıç ve Dr. Muhsin Macit tarafındanhazırlanan ''Türk Edebiyatında Ramazan Şiirleri (Güldeste), TDV Yay., Ankara, 1995"adlı eserden alınmıştır.

    18 Süheyl Ünver, ''Ramazan Medeniyeri", Tohum Dergisi, 1967, Sayı: 30, s. 3.19 Abdülazız Bey, Osmanb Adet, Merasim ve Tabirleri; Toplum Hayatı, (yay. Haz. Prof.

    Dr. Kazım Ansan-Duygu Ansan Gunay., Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul, 1995, s. ı ısı 17.

  • ~A...ıU!.!:··•...!Tl!!ıı!!Jrkl!!!Yua!!.taA!Jras~tı!!lr!J!ınaJi!l!!l!a!!JrıuE;d!n!!!stlo!.!t!!lOS~ıı..!:D~erg!!..K!!SLi.2Sa!!JY~1:;ı2iı...!;&El.!rz:ı.ı.uruu!.!.!mi!.:ıoo~3o!...- --=-21-

    Ta gidince onu hoş tutmağa niyyet edelimSa1ihi on iki şehrin bize oldu mihman.

    Zan

    Şehr-i İslann kudumuyla çü etdi teşrifHoş tutarlarsa n'ola hürmet eyleye pir ü civan.

    Bahti

    Ramazan ayımn faziletleri sayılamayacak kadar çoktur.Kur'an-ı Kerim bu ayda nazil olmaya başladığından Ramazan Müslümanlar

    arasında daha da kutsallaşnnştır.

    Bu aydadırey mü'minün tenzil-İ Kur'an-ı mübinBelki Hudanın namıdır geldi yine şehr-i sıyam

    Ahmed Remzi

    On bir ayın sultam ramazanın gelmesi, müminin hicrandan kurtulmasıdemektir

    On bir aydır gideli biz de çekerdik hicranMerhaba etdi bizimle yine şehr-i Ramazan.

    BaM (I. Ahmed)

    Ramazan ayının her gecesi Kadir gecesi, her gündüzü ise Bayram gibidir.Müminlerin de bunu çok iyi değerlendirmeleri gereği üzerinde de çokça durulmuştur.

    Baht u ikb1i1 ile tahtında mukim oldukçaHer şebi leyle-i kadr ola nehan bayram.

    Vasıf

    Kadrin bilen buldu şerefbu fırsatı etme telefSavın u salat eyydmıdır geldi yine şehr-i sıyam

    Ahmed Remzi

    Ahmed Remzi diğer bir beytinde de raınazanın kıymetini şöyle ifade eder:

    Ondadır feyz-i hidayet ondadır afv ü keremKadrini bil mevsim-i inzal-ı Kur'andır gelen.

    Ahmed Remzi

    Gufran ve mağfiret ayı olan Ramazanın en kutsal gecesi, "Kadir Gecesi "dir.Kur'an 'ın bu gecede nazil olmaya başlamasından dolayı bu gece çeşitli tasavvurlarasebep olmuştur.

  • -22- H. DununoMu: Klasik Türk Edebiyatı'ndaRamazan Konulu ŞIIrler

    Şeyhi, Kadir Gecesi'nin bin aydandaha hayırlı olduğunu,

    Bu gece kadri bin aydan yeğ ise tan mı HakKudret ile şeb-i Kadr etdi mukadder bu gece

    beytiyle ifade ederken, Kami de kadir gecesinde uyumamanın faziletlerini oruçla ilgilitasavvurlara da imkan verebilecek bir nitelikte ifade eder:

    Bilelim kadrini savnun gece kiiim olalım,Olmaya göz göre kadri gözümüzden pinhan

    Vasıf da bu gecenin kıymetinin çok iyi bilinmesi gereği üzerinde dururken, bugecenin alemlerin mağfiretine sebep olduğunu,

    Bil kadrini zira ki bu şehrin şeb-i kadriBi-şekk sebeb-i mağfiret-i alemiyandır

    beytiyle ifade eder.

    Zatrnin kadir gecesini konu alan bir gazeli vardır. Kadir gecesi, manevıhazıann tadılabildiği en kutsal gece olmasının yanında sevgilinin de bu gece seyreçıkması, aşığa güzelliklerini göstermesi bakımından da çok kutsal ve güzel birgecedir.

    Bu gece Kadr gecesidir seyre çıktı yarZira ki gizli genc o gece olur aşikar.

    Serv-i sürahi etmez idi secde galibaBu gece Kadr gecesi olmasa ey nigar.

    Bu gece seyr-i zülfiin ile gönlüm eğlenirEyler akar sular şeb-i Kadr olıcak karar.

    Derler du'a olur şeb-i Kadr olsa müstecabRiizi kıIa visalini bu gece Kird-gar.

    2ati yere melekler iner leyI-i KadrdeGirerse gönlüme bu gece yeridir o yir.

    Ramazan boyunca kılınan yirmi rekatlık "Teravih Namazı ", sünnet olupramazana mahsus bir ibadettir. Teravih namazı, camiIere kendine mahsus manevi birhava verir. Okunan Kur'an'larla, salat ü selamlarla, tespihlerle, zikirlerle, ilahilerleteravihte bir başka coşkunluk yaşanır.

  • ~A.~Ul:O.··'wTuU~r~ki~Y8=ıt....ı;Ar;>!"!o8s..tl...r...ma...l",a"-,rl,-,E....ns""tl",,t.,.U""sU'-'DO

  • ·24- H. DununoAlu: Klasik Türk Edebiyatı'ndaRamazan Konulu Şiirler

    Şeytanlann ve cinlerin bağlandığını, yapılan dualann kabul edildiğini NiyazıMısn de şöyle ifade eder:

    Bu ay içre bağlanır dedi ResUl,Cin u şeytan etmeye asla fuzı11,Hep dualar bunda olurdu kabul,Fırkaıa,gitti mübarek ramazan.

    Ramazanda cehennemin bütün kapılannın kapandığını, mü'minlere sayısızlütuftann verildiğini Nahifi şöyle ifade eder:

    Şehr içre bab-ı cehennem bend olurKullara eltaf-ı bi-manend olur,

    Kısaca Ramazan, Zati'nin de,

    Şehr içre bulunmaz bir onun gibi güzel mahPür ede sara nunı ile alem-i canı.

    beytinde ifade ettiği gibi her yönüyle diğer aylardan çok üstün bir aydır.

    Ramazan ayı, hilalin görünmesiyle başlar. Eskiden şaban ayının songünlerinde kadı tarafından görevlendirilen kişiler özellikle yerleşim birimlerindekiyüksek yerlere çıkarak hilalin görünmesini beklermiş. Hilali gören görevlilerindurumu kadıya bildirmeleriyle birlikte ramazan orucu tutulmaya başlanırmış,Ramazan ayının başladığını halka duyurmak için toplar atılır, kandiller ve mahyalaryakılırdı20.

    Kadrini bilen görse hilal-i ramazanıMihrab edinir secde-i şükr etmeğe anı.

    Sami

    Geldi çattı yine keşt1-i bilal-i ramazanSak-ı rahmetle icazlandı meta-ı gufran.

    Seyyid Vehbi

    Görseler 01 gün hiliil-i savmı gerEylesünler saYma niyyet serbeser.

    Nahifi

    20 Abdülaziz Bey, a.g.e., s. 115-117,

  • -aA.:..:Ü!>O!·",-!T~UO!.Jrki~·Y:ı:B~laAr~as!2I!!!lr,-!!ma~ıB>url~E""nstI=LU",s~ü~De~rUlgi ...s,-1.>!:sB~yı.:.ı""ı,-E"",rzu......,r....um~ı""oo,,"3,-- --:;;-2.5-

    Hava şartlanndan dolayı hilatin göıiinmediği zamanlarda şaban ayı 30 günhesap edileceğinden bu 30. güne "yevm-i şekk (şüpheli gün)" deni~l.

    Ger göıilnmezhilal-i savnu bilMiih-ı şabanı otuZ telanUla!. .

    Nahifi

    Bu şüpheli günde tiryakilerin, Ramazan sofulannın ve diğer insanlann tutumve davranışlan da Ramazanla ilgili şiirlerebolca yansıınıştır.

    Yevrn-i şekk deyü boğaz cengin ederken yaranZahir oldu 'alem-i nusret-i şehr-i ramazan.

    Kanlı·

    Yevrn-i şekk sohbetine şire sıkarken yaranSık boğaz etdi şahne-i şehr-i Ramazan.

    Sabit

    Baş kaldırmadılar öğleye dek uykudanYevm-i şekk zevkına hazırlanan ahbab-ı kiram.

    Nedım

    Ramazanda camiIerin kandi1Ierle ve mahyalarla süslenmesi, minarelerinadeta bu renk cümbüşü oluşturacak biçimde kandillerle donatılması bazıdeğişikliklerle günümüze kadar uzanan bir gelenek olup ramazan konulu şiirlerde bukonuya da bolca yer verilmiştir.

    Donanıp cümle kanadili menar u mescidMeş'al-efiı1z meram oldu umuma İslam.

    Enderunlu Vasıf

    Sabit, süslenen camilerin birer nur harmanı oldugunu bildirir;

    Oldu her camı-i zibende birer hırmen-i nurSilme mikyal-i kanadil-} zücac-ı rahşan.

    Yahya Nazim, minarelerin sanki nurdan yapılmış sütunlar olarak ışık saçmaktaolduğunu şöyle ifade eder:

    21 ısmet Parmaksızo~lu, Türk Aosiklopedlsl, a.g.mad., s. 2 16-2 17.

  • -26- H. Dursunollu: Klasik TOrk Edebiyatı'ndaRamazan Konulu Şiirler

    Bir sütı1n-ı nurdur kim her minare ta seherŞu'le-i kandil-i berk-efşan ile rahşan olur.

    Raınazanla ilgili şiirlerde yer alan en önemli konulardan biri de, rindle zahidarasındaki mücadeledir. Bu mücadele ramazanda da sürer. Kendilerini rind olaraktanımlayan şairler her fırsatta zahide ya da ham sofuya sataşır. Zahidlerin herhareketlerinde bir gösteriş ve faydaya yönelik bir taraf bulur ve eleştirirler. Bueleştiriler Kur'an okumalarına bile yöneltilir.

    Alınır mı ramazan silfi1erinden mushafRahlenin nevbetini beklemeyince insan.

    Sabit

    Zahidin her şeyinde gösteriş olduğunu Koca Ragıp Paşa,

    Hani arayiş-i takvadan eser zahiddeYevm-i şekkdir diye tutmaz eder inkariyye.

    beytiyle ifade eder.

    Seyyid Vchbi de Ramazan'ın çok hızlı geçtiğini söyleyenlerin samimi'olmadıklannı ifade eder:

    Duymadık bir düş gibi geçti diyenler iydeSubh ta şeb hiç göz açmazlardı Mb-ı n1zeden

    Yapılan eleştirilerden sadece zahidler değil, imamlar ve müezzinler denasiplerini alır.

    Şaşınr ıyd namazında dahi tekbirinBir imarn-ı mutaassıbla teravihi kılan

    Seyyid Vehbi

    Enderunlu Vasıf, minarede ezan okuyan müezzinin bu işi haynna değil,yemek uğruna yaptı~nı söyler:

    Haynna çıkar sanma minare ÜZfe müezzinAkşama kadar vird-i ta'ama nigerandır.

    Bazen de şair kendisini eleştinnekten uzak durmaz.

    Izdırabın ne Sun1ri' yine bilmem ki sanaAleme rahmet iken verdi mi zahmet ramazan

    Sun1ri'

  • --

  • -28- H. DununoAlu: Klasik Türk Edebiyatı'ndaRamazan Konulu ŞIIrler

    Bildi mutrib ki nedir hal götürdü kopuzunBezmden çekti ayağını sur8hi ve sebu.

    Bezm kanunu bozuldu ne için çeng ile defYığılıp etmeyeler hakim eşiğinde gulu.

    Ramazan ayı gerek açıla cennet kapısıNe reva kim ola meyhane kapısı bağlu.

    Feth-i meyhane için okuyalım fatihalarOla kim yüzümüze açıla bir baglı kapu.

    Aftab-ı kadeh etmez ramazan ayı tulu'Ne beladır bize ya Rab ne kara gündür bu.

    İntizar-ı mey-i gül-reng ile bayram ayınaBaka baka inecektir gözümüze kara su.

    Ramazan oldu budur vehmi Fuzı11i'nin kimNice gün içmeye mey zühd ile nageh tuta M.

    Şairler "ramazan" ve "oruç" kavranılannı; aşk, ayrılık, vuslat gibiduygulannı anlatırken bazen benzetme unsuru olarak, bazen de sevgili konumundakibir insanmış gibi şiirlerinde kullanırlar.

    Dedim adın ne dedi bana ol afet ramazanBuldu hem-namımız olmakla şerafet ramazan.

    Surüri

    Zan de ramazanı uzun boylu bir nigara benzetir.

    Ramazan ayı gibi hoş bir uzun boylu nigarMuteşakki mi eder başına ad yaktı menar.

    Aşığın sevgiliden ayn kalması oruç gibi düşünülür. Sevgiliye kavuşma isebayramdır. Bu oruç veya bayramın başlaması, sevgilinin hilal kaşmın görünmesiylebaşlar.

    Çekdim firakın savmını erdim cemalin ıydineAç leblerin meyhfuıesin ney gibi naliin et beni.

    AhmedPaşa

  • ~A....Uı.ı"=-.T!..illrl!!.!!Jd!JY:aat.!.oAa.L!rast!l.l!.lrı.:nıa~ll!JanL.UiE