koruyucu aİle uygulamasinin İslam hukuku aÇisindan...

14
İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy. 23, 2014, s. 45-58. KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ* Özet: Çocuklar dünya hayatının süsü ve Allah’ın nimetidirler. Her çocuğun sağlıklı ve mutlu gelişimi için bir aileye ihtiyacı vardır. Doğal ve makul olan çocuklara kendi ailele- rinin bakmasıdır. Ancak şiddet, boşanma, ölüm gibi sebeplerle bu mümkün olmayabilir. Bu yüzden koruyucu aile bakımına ihtiyacı olan çocuklar bulunmaktadır. Konu, hukuki, sosyal, psikolojik bakımdan olduğu gibi dini açıdan da önem arz etmektedir. Anahtar kelimeler: Çocuk, aile, koruyucu aile bakımı. Abstract: Children are the ornament of this world and gifts of the God. Everychildneeds a family for healthy and happily development. The naturel and reason ableway is to look after children by their own families. However, it doesn’t be possible because of the vi- olence, divorcing, death and like the sereasons. So there are some children who needs of foster family care. This subject is important from the point of religion, as well as legal, social and psychological aspects. Keywords: Children, family, fosterfamilycare. GİRİŞ Koruyucu aile uygulaması, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yü- rütülen bir hizmet olup, öz ailesi tarafından bakılamayan ve evlat edindirilemeyen çocuklar bu şekilde koruma altına alınmaktadır. Uygulamada çocuğun öz ailesi ile ilişkisinin ve bağının korunması ilkesi gözetildiği için, koruyucu aile olarak önce- likle yakın akraba, komşu ve dost çevresi tercih edilmektedir. Koruyucu aile hizmetinin dini yönden bir sakınca taşıyıp taşımadığı hususu meselenin bu açıdan da ele alınmasını gerektirmektedir. Bu itibarla biz makale- mizde koruyucu aile hizmetinin içeriği ve hukuki yönüne temas ettikten sonra uygulamayı İslam hukuku açısından değerlendirmeye çalışacağız. 1- KORUYUCU AİLE BAKIMI NEDİR? Koruyucu aile, çocuk ve aile refahı alanında yürütülen önemli bir sosyal hizmettir. Çocuk Hakları Kanununun 3. maddesine göre korunma ihtiyacı olan çocuk, bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu ifade etmektedir. 1 * Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı, [email protected] 1 http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1527.html (3 Mart 2013)

Upload: others

Post on 13-Sep-2019

23 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

İ s lam Hukuku Araşt ı rmalar ı Dergis i , sy. 23 , 2014 , s . 45-58 .

KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ*

Özet: Çocuklar dünya hayatının süsü ve Allah’ın nimetidirler. Her çocuğun sağlıklı ve mutlu gelişimi için bir aileye ihtiyacı vardır. Doğal ve makul olan çocuklara kendi ailele-rinin bakmasıdır. Ancak şiddet, boşanma, ölüm gibi sebeplerle bu mümkün olmayabilir. Bu yüzden koruyucu aile bakımına ihtiyacı olan çocuklar bulunmaktadır. Konu, hukuki, sosyal, psikolojik bakımdan olduğu gibi dini açıdan da önem arz etmektedir.

Anahtar kelimeler: Çocuk, aile, koruyucu aile bakımı.

Abstract: Children are the ornament of this world and gifts of the God. Everychildneeds a family for healthy and happily development. The naturel and reason ableway is to look after children by their own families. However, it doesn’t be possible because of the vi-olence, divorcing, death and like the sereasons. So there are some children who needs of foster family care. This subject is important from the point of religion, as well as legal, social and psychological aspects.

Keywords: Children, family, fosterfamilycare.

GİRİŞ

Koruyucu aile uygulaması, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yü-rütülen bir hizmet olup, öz ailesi tarafından bakılamayan ve evlat edindirilemeyen çocuklar bu şekilde koruma altına alınmaktadır. Uygulamada çocuğun öz ailesi ile ilişkisinin ve bağının korunması ilkesi gözetildiği için, koruyucu aile olarak önce-likle yakın akraba, komşu ve dost çevresi tercih edilmektedir.

Koruyucu aile hizmetinin dini yönden bir sakınca taşıyıp taşımadığı hususu meselenin bu açıdan da ele alınmasını gerektirmektedir. Bu itibarla biz makale-mizde koruyucu aile hizmetinin içeriği ve hukuki yönüne temas ettikten sonra uygulamayı İslam hukuku açısından değerlendirmeye çalışacağız.

1- KORUYUCU AİLE BAKIMI NEDİR?

Koruyucu aile, çocuk ve aile refahı alanında yürütülen önemli bir sosyal hizmettir.

Çocuk Hakları Kanununun 3. maddesine göre korunma ihtiyacı olan çocuk, bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu ifade etmektedir.1

* Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı, [email protected] http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1527.html (3 Mart 2013)

Page 2: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

46 | Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ

Koruyucu aile, çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakımları bir süre için sağ-lanamayan çocukların kendi aile ortamlarında eğitim, bakım ve yetiştirilme so-rumluluğunu kısa veya uzun süreli olarak, ücretli veya gönüllü statüde devlet de-netiminde paylaşan, hissettikleri toplumsal sorumluluğu gösterebilen uygun aile ya da kişilerdir2.

Çocuklar, sağlıklı gelişebilmeleri için kendilerini koruyup sevecek, güven ve-rip destekleyecek, maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayacak sıcak bir aile orta-mına muhtaçtır. Anne-babalar çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek için çaba gös-terseler de bazı aileler fiziksel ya da psikolojik sorunları, ekonomik yetersizlikleri, boşanma, hastalık, ölüm, özgürlüğünün kısıtlanması gibi problemler nedeniyle bütünlüklerini yitirebilmekte ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelebilmektedirler.

Böyle durumlarda, çocuklara yardım edebilmenin en iyi yolu, öz ailesinin şartları iyileşinceye kadar başka bir ailenin yanında bakımlarının sağlanmasıdır. Bu nedenle, tüm dünyada korunmaya muhtaç çocuklar için en çok tercih edilen bakım şekli koruyucu aile bakımıdır. Koruyucu aile bakımının, çocuğa sağladığı aile ortamı çocuğun psiko-sosyal gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından önem taşımaktadır. Koruyucu aile hizmetinde amaç, çocuk için karma-şık ve sorunlu olan bir dönemde özenli davranılarak çocuğun bu dönemi örselen-meden geçirmesini ve normal hayatını devam ettirmesini sağlamaktır. Koruyucu aile çocuklara, öz ailesi, okulu ve çevresiyle ilişkilerini devam ettirmelerini sağla-yarak yardımcı olur3.

Çocukların ancak bir aile ortamında sağlıklı yetişebileceği inancı ve bilimsel kanıtları temelinde gelişen bu hizmet aynı zamanda her çocuğun bir ailede özel ve sıcak bir ilgi görme hakkını da koruma amacındadır4.

Koruyucu aile yanına yerleştirilen çocuklar; öz ailesi bulunan, öz ailesince bir süre için bakılamayan, çeşitli nedenlerle evlat edindirilme şansını tümüyle yitir-miş olan, kız ya da erkek, sağlıklı ya da özürlü tek ya da kardeş olup, durumunun koruyucu aile yanına yerleştirilmeye uygun olduğu sosyal çalışmacı tarafından be-lirlenmiş çocuklardır5.

Çocuk koruma sisteminin tarihi incelendiğinde, geleneksel toplumlarda aile yanında bakımın, endüstrileşmeyle birlikte ise kurum bakımının yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Kurum bakımının 1950’lerden sonra çocuk ruh sağlı-ğına olumsuz etkilerinin belirlenmesiyle birlikte, koruyucu aile programları tüm dünyada desteklenerek yaygınlaştırılmıştır6.

2 http://www.koruyucuaile.gov.tr/tr/html/120/Koruyucu+Aile+Nedir (3 Mart 2013)3 http://www.koruyucuaile.gov.tr/tr/html/120/Koruyucu+Aile+Nedir (3 Mart 2013)4 Koşar, Nesrin, “Türkiye’de Çocuk Refahı Hizmetlerinin Dünü”, Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına XX. Sempozyum

Sunumları, 15-16 Şubat, 2007, Yayına haz. Neşe Erol, Ankara Ü. Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yay., no: 6, s. 7.

5 http://www.koruyucuaile.com/ (5 Mart 2013)6 Üstüner, Seval, Erol, Neşe, Şimşek, Zeynep, “Koruyucu Aile Bakımı Altındaki Çocukların Davranış ve Duygusal

Sorunları”, Çocuk ve Ruh Sağlığı Dergisi, 12 (3), 2005, s. 130; Koşar, agt., s. 13.

Page 3: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

Koruyucu Aile Uygulamasının İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi | 47

Koruyucu aile hizmetinin tarihsel gelişimi kurum bakımı hizmetinden daha eskidir. Koruyucu aile bakımının ilk şekli geleneksel toplumlarda kendini göster-miştir. Bu toplumlarda geniş ailelerin varlığı çocuğun korunmaya muhtaç kimse-siz hale gelmesini engellemiştir7.

Ülkemizde ilk koruyucu aile uygulaması 1949 yılında başlatılmış, hizmetin ge-niş olarak uygulanmasına ise 1952 yılında geçilmiştir8.

Koruyucu ailenin bulunması ve seçimi titiz bir incelemeyi gerektirmektedir. Koruyucu aile hizmetini yürütmekle görevli kurum9çocuğu bir aile yanına yer-leştirirken muhtemel tehlikeleri mümkün olduğu ölçüde ortadan kaldırmak için ciddi bir inceleme yapmak ve en ufak ayrıntıyı düşünmek zorundadır10.

Koruyucu ailelerin bu hizmetteki temel amacı “yardım etmek” tir. Bu durum ailelerin genelde gönüllülük esasıyla hareket ettiklerini göstermektedir. Evlat edin-me ikinci motive edici etkendir. Bu durum ailelerin koruyucu aile hizmetini evlat edinme hizmetine basamak olarak kullandıklarını da göstermektedir11.

Aslında koruyucu aile uygulaması tarihi süreçte korunmaya muhtaç çocuklara hizmet vermiş olan süt evlatlık ve beslemelik gibi geleneksel bakım türlerinden farklı olduğu gibi12evlat edinme hizmetinden de farklılık arz etmektedir.

2- KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ HUKUKİ YÖNÜ

Çocuk refahı alanına giren bir hizmet olarak koruyucu aileye ilişkin ilk kanuni düzenleme İngiltere’de 1601 yılında çıkarılan “Yoksullar Kanunu”nda yer almıştır. Bu kanuna göre anne-baba veya büyükanne-baba tarafından bakılamayan çocuk-lar, el tezgâhlarında çalışmak üzere yün ticareti yapan ailelerin yanına verilmişler-dir. İngiltere’de başlayan bu hizmet, koloni devrinde Amerika’da, çıraklık şeklinde olmak üzere, XIX. yüzyıla kadar devam etmiştir13.

XIX. yüzyıla kadar Osmanlı toplumunda, korunmaya muhtaç çocuklara yö-nelik çocuk bakımevi türünden her hangi bir kurum mevcut değildi. Osmanlı mahkeme sicillerinde yer alan örneklerden de hareketle Müslümanların, kimsesiz çocukları çoğu defa meccanen ailelerinde barındırdıkları söylenebilir. Şer’iyye Si-cilleri incelendiğinde, yetimlerin ve fakir aile çocuklarının bakım ve terbiyesinin,

7 http://www.sosyalhizmetuzmani.org/koruyucuaileruhsagligi.html (2 Mart 2013)8 http://www.koruyucuaile.com/ (5 Mart 2013)9 “Koruyucu aile hizmeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca belirlenen esaslar çerçevesinde Çocuk Hizmetleri

Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda il veya ilçe müdürlüklerinde oluşturulan komisyonlar ile bu hizmet kap-samında görevlendirilen sosyal çalışma görevlisi tarafından yürütülür.” Koruyucu Aile Yönetmeliği (KAY), madde 5. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm (8 Mart 2013)

10 Akyüz, Emine, “Çocuğun Güvenliği İlkesi Işığında Korunmaya Muhtaç Çocuklar”, Ankara Ü. Eğitim Bil. Fak. Der., c. 24, sayı 2, 1991, s. 722.

11 http://www.sosyalhizmetuzmani.org/koruyucuaileruhsagligi.html (2 Mart 2013)12 Şenocak, Hasan, “Korunmaya Muhtaç Çocuklara Sağlanan Bakım”, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, sayı 51,

2006, s. 196; Koşar, agt., s. 9.13 Şenocak, agm., s. 193.

Page 4: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

48 | Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ

mahkeme kadısının bilgisi dahilinde geçici evlatlık sistemiyle, gönüllü ailelerce yapıldığına dair çok sayıda uygulamaya rastlamak mümkündür14.

Bugünkü şekliyle koruyucu aile bakımı 1948 yılında Birleşmiş Milletler bün-yesinde çocuk dairesinin kurulmasından sonra ortaya çıkmış, 1950’lerde aile kriz-lerinin etkilerini azaltmak amacıyla çocuklar, kısa süreler için de olsa koruyucu ailelerin yanına yerleştirilmişlerdir. 1970’li yıllardan itibaren ise problemli çocuk-ların korunması bakımından koruyucu aileye olan ilgi artmıştır15.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesinin 20. maddesinde konuyla ilgili: “Geçici ve sü-rekli olarak aile çevresinden yoksun kalan veya kendi yararına olarak bu ortamda bırakılması kabul edilmeyen her çocuk, Devletten özel koruma ve yardım görme hakkına sahip olacaktır. Taraf Devletler bu durumdaki bir çocuk için kendi ulusal yasalarına göre, uygun olan bakımı sağlayacaklardır. Bu tür bakım, başkaca ben-zerleri yanında bakıcı aile yanına verme, İslâm Hukukunda kefalet (kafalah), evlât edinme ya da gerekiyorsa çocuk bakımı amacı güden uygun kuruluşlara yerleş-tirmeyi de içerir. Çözümler düşünülürken, çocuğun yetiştirilmesinde sürekliliğin korunmasına dikkat edilecek ve çocuğun etnik, dinsel, kültürel ve dil kimliğine gereken saygı gösterilecektir.”denilmektedir16.

Türkiye’de çocuğun bir başka ailede bakımı ile ilgili ilk yasal düzenleme 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu’nda yer almıştır. Bu kanuna göre aile-si yanında kalamayan çocuğun tedbir olarak baş kabir aileye verilmesi ön görül-müştür. Ayrıca, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (UHK 1930) ve Belediye Kanunu’nda (1930) aile yanında bakıma yönelik maddeler yer almıştır17. Uygulamada görülen aksaklıklar ve çocuk sorunlarının toplum yapısına daha uygun olarak çözümlen-mesi ilkesi de dikkate alınarak 6972 sayılı “Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkın-daki Kanun” yürürlüğe girmiştir18.

Koruyucu aile hizmetine yönelik olarak ilk kez 1984 yılında Koruyucu Aile Yö-netmeliği çıkarılmış, söz konusu yönetmelik 1993 yılında yeniden düzenlenmiştir.

Türkiye’de hali hazırda uygulamanın yasal dayanağını 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 347. maddesi19ile 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun 23. madde-

14 Kurt, Abdurrahman, “İslam’ın Koruyucu Aileye Bakışı”, Uludağ Ü. İlahiyat Fak. Der., sayı 6, cilt 6, 1994, s. 178, 179. 15 Şenocak, agm., s. 194.16 http://www.unicef.org/turkey/crc/_cr23c.html (10 Mart 2013)17 Üstüner, Seval, Erol, Neşe, Şimşek, Zeynep, “Koruyucu Aile Bakımı Altındaki Çocukların Davranış ve Duygusal

Sorunları”, s. 131; Sayıta Usta, Sevgi, Türk Hukukunda Çocuğun Koruyucu Aile Yanına Yerleştirilmesi, İst. 1996, s. 29; Koşar, agt., s. 10; Resmi Gazete, 06.05.1930, s. 1489 http://www.saglik.gov.tr/TR/belge/1-459/tarihi24041930--sayisi1593--rg-tarihi06051930--rg-sayis-.html (15 Mart 2013)

18 Sayıta, age., s. 29. 19 Madde 347: Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş halde kalırsa

hâkim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir. Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu, onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hâkim aynı önlemleri alabilir. http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4721.html (11 Mart 2013)

Page 5: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

Koruyucu Aile Uygulamasının İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi | 49

si20 oluşturmaktadır. Koruyucu aile hizmeti, bu maddeleri temel alarak hazırlanmış olan Koruyucu Aile Yönetmeliği çerçevesinde yürütülmektedir21. Yönetmeliğe göre söz konusu hizmet; akraba veya yakın çevre koruyucu aile, geçici koruyucu aile, süreli koruyucu aile ve uzmanlaşmış koruyucu aile modelleriyle sürdürülmektedir.

Haklarında korunma kararı alınmış çocukların koruyucu aileler yanına yerleş-tirilmeleri için öz ailelerinden muvafakat alınması zorunluluğu yoktur. Bu çocuk-lar ailelerinden izin alınmaksızın uygun kuruluşlara ya da koruyucu aileler yanına yerleştirilebilmektedir22. Çocuk, uygun görülen koruyucu aile yanına, koruyucu aile sözleşmesi imzalanarak, mahalli mülki amirin onayıyla yerleştirilir23. Koruyu-cu aile sözleşmesi imzalanıncaya kadar çocuk ve ailenin birlikte zaman geçirme-leri, birbirlerini tanımaları ve alışmalarına uygun ortam sağlanması planlanır. Bir koruyucu aile yanına, çocuklar ve koruyucu aile arasında birebir ilişki kurulması ve çocukların sağlıklı bireysel gelişimlerinin sağlanacağı uygun şartların bulunma-sı halinde ve tercihen aynı anda olmamak üzere en fazla üç çocuk yerleştirilebilir24.

Koruyucu ailenin; yanına yerleştirilen çocuğun her yönden sağlıklı gelişimi için gerekli koşulları sağlamak ve uygulamak, Sağlık Bakanlığının belirlediği ara-lıklarda çocuk izlem protokollerine göre izlemini yaptırmak, varsa tedavi planı ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmek, uygulanmasında koruyucu aile birimiyle işbirliği içerisinde olmak, çocuğun yetenekleri ve becerilerinin el verdiği ölçüde eğitim ve öğretimi veya meslek sahibi edindirilmesi için gerekli çabayı göstermek, çocuğu koruma, eğitme ve yetiştirme dışında hiçbir surette çalıştırmamak, görüş-türülmesinde koruyucu aile birimince bir sakınca bulunmaması durumunda ço-cuğun; anne, babası ve diğer yakınları ile koruyucu aile birimince uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini sağlamak, çocuğun karşılanabilir nitelikteki ihtiyaç, istek ve beklentileri ile çocuğu ilgilendiren kararlarda düşüncesini almak gibi bir takım görev ve yükümlülükleri bulunmaktadır25.

Koruyucu aile, yanına yerleştirilen çocuk ve çocuğun öz ailesi belli esaslar çer-çevesinde düzenli olarak izlenir. Çocuğun öz ailesinin yanına döndürülmesi için koruyucu aile ve çocukla mesleki çalışmalar sürdürülür. Öz aile ile çocuğun birlik-te yaşamalarını sağlayacak kısa ve uzun dönemde mesleki çalışmalar planlanır26.

Koruyucu aile bakımının hukuki dayanağından kısaca bahsettikten sonra ko-nunun fıkıh açısından değerlendirmesine geçebiliriz.

20 Madde 23: Mahkemece korunma kararı alınan korunmaya muhtaç çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi bu kanuna göre kurulmuş kuruluşlarda olduğu kadar Kurumun denetim ve gözetiminde bir koruyucu aile tarafından da yeri-ne getirilebilir. Koruyucu aile, korunmaya muhtaç çocuğun bakımını ve yetiştirilmesini gönüllü olarak üstlenebile-ceği gibi Kurumca tespit edilecek ve ödenecek bir ücret karşılığında da yapabilir.

http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/614.html (3 Mart 2013)21 Resmi Gazete, 14.12.2012, s. 28497. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm (8 Mart 2013)22 http://www.koruyucuaile.com/ (5 Mart 2013) 23 Koruyucu Aile Yönetmeliği (KAY), madde 7/1. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm (28

Şubat 2013)24 KAY, madde 15/1. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm (28 Şubat 2013)25 KAY, madde 15. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm (28 Şubat 2013)26 Konunun detayları için bkz. KAY, madde 16. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm (28

Şubat 2013)

Page 6: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

50 | Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ

3- KUR’AN VE SÜNNET AÇISINDAN KORUYUCU AİLE BAKIMI

Koruyucu aile kavramı ve bu isim altında yürütülen hizmet oldukça yeni sa-yılabilecek bir uygulamadır. Bu isimde bir uygulamanın İslami literatürde birebir karşılığı bulunmamaktadır. Ancak Kur’an-ı Kerim’in sosyal yardımlaşma ve daya-nışmaya ilişkin prensipleri, toplumun yetimler gibi özel ilgi ve desteğe muhtaç ke-simlerine sahip çıkılmasına yönelik tavsiyeleri ile Hz. Peygamber’in bu hususlara dair söz ve uygulamaları koruyucu aile olgusuna bakışta bir çıkış noktası ve dini bir perspektif sunabilir.

Kur’an-ı Kerim’de inananların, Allah’ın kendilerine verdiği maddi-manevi rı-zıkları/nimetleri bunlara sahip olmayan kimselerle paylaşmaları üzerinde önemle durulmuştur27. Kur’an’ın temel kavramlarından birini merhamet oluşturmaktadır. Kur’an, aile ve sosyal hayattaki ilişkilerin rahmet ve merhamet ekseninde yürütül-mesine dikkat çekmektedir28. Özellikle çocuklara şefkat ve merhamet gösterilmesi hususunun Hz. Peygamber’in söylem ve uygulamalarında önemli bir yeri vardır29. Kişilerin kendi çocuklarına göstermesi gereken şefkat ve merhameti, özellikle bundan mahrum bırakılmış başka çocuklara da göstermesi hem dini hem insani bir sorumluluk olarak nitelendirilebilir.

Yine Kur’an’da çaresiz kimselere sahip çıkılması ve bu uğurda gerekli müca-delenin verilmesi30, yetimlerin himaye edilmesi istenmekte31, yetimi itip kakan ve yoksulu gözetmeyen kimseler kınanmaktadır32.

Hz. Peygamber de yetimlerin ve toplumun zayıf kesimlerinin bakılıp gözetil-mesini ısrarla vurgulamış, bu sorumluluğu yerine getiren kimseleri cennetle ve cennette kendisiyle beraber olmakla müjdelemiştir33. En hayırlı evin, içinde ken-disine iyi davranılan bir yetimin bulunduğu ev olduğunu bildirmiştir34.

Ayet ve hadislerle önemine dikkat çekilen “yetim” kavramının üzerinde dur-mak gerekir. Yetim bir yandan babasını yitirmiş ergenlik çağına gelmemiş olan çocuk anlamına gelirken35, diğer yandan ergenlik çağına geldiği halde rüştünü is-pat edememiş çocuğa36 veya kendisi için kazanç temin edeni ölmüş olup, geçimini teminden aciz kimseye de yetim denilmektedir37.

27 Bakara, 2/3, 195, 254, 261; Âl-i İmran, 3/17, 92, 134; Nisâ, 4/39; Ra’d, 13/22; İbrahim, 14/31; Hac, 22/35; Duhâ, 93/9-10 vb.

28 Rûm, 30/21; Fetih, 48/29.29 Müslim, Fedâil, 51, 65; Tirmizî, Birr ve sıla, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 1, Cihad, 85. 30 Nisâ, 4/75.31 Bakara, 2/83, 220; Nisâ, 4/6, 36.32 Mâûn, 107/2-3.33 Buhârî, Talak, 25, Nafakât, 1, Edeb, 25, 26; Ebû Dâvûd, Edeb, 120, 121, Cihâd, 70; Tirmizî, Birr ve sıla, 14. 34 İbn Mâce, Edeb, 6.35 İbn Manzur, Lisânu’l-arab, I-XVIII, Beyrut 2004, XV, 308.36 Müslim, Cihad ve siyer, 137. 37 Elmalılı, Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, I-IX, İst. 1935-1939, VIII, 5505.

Page 7: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

Koruyucu Aile Uygulamasının İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi | 51

Hz. Peygamber’in, “Ergenlik çağına geldikten sonra yetimlik yoktur.”38 ifadesi, yetimliğin ne zaman bittiğine dair sınırı belirlemektedir. Ancak buradaki “ergenlik çağına ulaşmak” ifadesinden maksat, hakiki anlamda çocuğun ergenliğe adım at-ması mıdır,yoksa rüşde ermesi mi anlaşılmalıdır? İbn Abbas’tan rivayet edilen bir görüş bu hususa açıklık getirmektedir.

İbn Abbâs’a, “Yetimlik ne zaman biter?” diye sorulduğunda “Ömrüme yemin ederim ki, adam vardır, sakalı çıkar da hâlâ kendi hakkını almaktan aciz, kendi namına bir şey vermekten acizdir. İşte kişi kendi hakkını alacağında başkalarının alışverişi gibi doğru ve yeterli davranabiliyorsa, artık o zaman yetimlik durumu sona ermiş demektir.” diye cevap vermiştir39.

Kur’an da evlilik çağına gelinceye kadar yetimlerin gözetilmesini, kendi ayak-ları üzerinde durup duramayacaklarının iyice anlaşılmasını, nihayet hayata atıla-bilecek bir hale geldiklerinde mallarının kendilerine teslim edilmesini istemekte-dir40. O halde yetimlik tek başına kalma41, mağdur ve himayeye muhtaç olma ha-lini ifade eder. Aileleri olsa bile kendilerine sahip çıkılmayan çocuklar da toplum yetimleri olarak kabul edilebilir.

Kur’an-ı Kerim’de Firavun’un zulmünden korumak amacıyla annesinin nehre bıraktığı bebek Musa’nın Hz. Asiye tarafından himaye edilip, yetiştirilmesinden söz edilmektedir42. Hz. Musa’nın kendi ailesi olmakla beraber şartlar gereği ailesi-nin yanında kalmasının mümkün olmadığı durumda bir başkası tarafından bakım ve koruma altına alınmış olmasının, koruyucu aile bakımının bir örneğini teşkil ettiğini söylemek mümkündür.

Hz. Peygamber’in, anne ve dedesini kaybettikten sonra amcası ve yengesi tara-fından bakım altına alındığı bilinmektedir43. Hz. Peygamber, Hz. Hatice ile evliliği gerçekleşinceye kadar amcasının evinde hayatını sürdürmüştür. Ebu Talip ve aile-sinin bu himayesi de akraba koruyucu aile bakımına örnek gösterilebilir. Bu konu-da diğer bir örnek olay da Mekke’de yaşanan şiddetli kıtlık ve kuraklık döneminde gerçekleşmiştir. Hz. Peygamber, aynı zamanda bir vefa örneği olarak da nitele-nebilecek bir tavır sergilemiş, geçim sıkıntısı çekmekte olan amcası Ebu Talib’in yükünü hafifletebilmek için oğullarından Hz. Ali’yi himayesi altına alırken, diğer amcası Hz. Abbas’ın da Hz. Ali’nin kardeşi Cafer’i bakımına almasını sağlamıştır44.

Hz. Peygamber’e eşi tarafından hediye edilen Zeyd b. Harise’yi kölelikten azad ettikten sonra evlatlık edindiği bildirilmektedir. Fakat evlatlık uygulamasının ayetle ilga edilmesinin ardından45 Zeyd, Hz. Peygamber’in himayesinde yaşamaya

38 Ebû Dâvûd, Vesâyâ, 9.39 Müslim, Cihad ve siyer, 137.40 Nisâ, 4/6.41 İbn Manzûr, agy.42 Kasas, 27/7-13.43 İbn Hişam, Muhammed b. İshak, es-Sîretü’n-nebeviyye, I-IV, Beyrut 1999, I, 204.44 İbn Hişam, age., I, 281-282.45 Ahzab, 33/4-5.

Page 8: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

52 | Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ

devam etmiş, ailesinin, yanlarına alma talebine olumsuz cevap vermiştir46. Rasu-lullah Hz. Hatice ile birlikte ona bir yönüyle koruyucu ailelik yapmışlardır.

Söz konusu ayetler ve Hz. Peygamber’in hayatından örnekler ışığında koruyu-cu aile bakımının prensipte İslam hukuku açısından mümkün olabileceği söylene-bilir. Ancak konunun nesep, mahremiyet, miras, evlatlık hükümleri ve maslahat gibi hususlar bakımından da ele alınmasında yarar vardır.

4- NESEP, MAHREMİYET VE MİRAS AÇISINDAN KORUYUCU AİLE BAKIMI

Dar anlamda çocukla anne ve babası, geniş anlamda kişiyle usulü (annesi-ba-bası, dedesi, nineleri) arasındaki soy bağını ifade eden nesep47, İslam’ın korumayı hedeflediği temel haklardan biridir48. Ayrıca mahremiyet, evlilik, miras gibi bir ta-kım hukuki sonuçlar doğurması açısından nesebin korunması zaruridir. Hz. Pey-gamber, akrabalık ilişkilerinin sürdürülebilmesi için nesebin bilinmesinin gereği-ne vurgu yapmıştır49. Bu itibarla koruyucu ailenin bakımına verilen çocuğun, öz aile ve akrabalarını tanıması dini bir gerekliliktir. Koruyucu aile yönetmeliğinde çocuğun, istemesi durumunda öz ailesi ile iletişiminin devam edeceği50, öz ailesi-nin yanına döndürülmesi için mesleki çalışmaların sürdürüleceği hususuna yer verilmiştir51. Bu kayıt nesebin korunması açısından önem arzetmektedir.

Buna dikkat edilmek kaydıyla çocuğun koruyucu aileyi anne-baba gibi görme-sinde, onların da çocuğu evlat gibi kabul etmesinde bir mahzur yoktur. Nitekim Hz. Peygamber, babasının Uhud’da şehit düştüğü haberini alınca ağlamaya başla-yan bir çocuğu; “Ben senin baban olayım, Âişe senin annen olsun istemez misin?” diyerek teselli etmiştir52.

Koruyucu aile ile çocuk arasında bir kan bağı veya süt hısımlığı yoksa çocuğun buluğ çağına erişmesinden sonra, ilişkileri tesettür ve halvet yönünden mahremi-yet kurallarına uygun olmalıdır. Bakımı üstlenilen çocuk süt emme çağında (0-2 yaş) emzirilirse53, emziren kadın ve kocasının süt çocuğu olur. Bu suretle mahre-miyet husule gelir54 ve bu hususta doğabilecek sakıncalar ortadan kaldırılmış olur.

46 İbnü’l-Esîr, Ebu’l-Hasen İzzuddîn Ali b. Muhammed, Üsdü’l-gâbe fî ma’rifeti’s-sahâbe, I-V, Beyrut 1997, II, 350; İbn Hişam, age., I, 284.

47 Dönmez, İbrahim Kafi, “Nesep”, DİA, İst. 2006, XXXII, s. 573.48 Gazzâlî, Muhammed b. Muhammed, el-Mustasfâ min ‘ılmi’l-’usûl, I-II, Beyrut 1997, I, 417; Şâtıbî, Ebû İshak

İbrâhîm b. Mûsâ, el-Muvâfakât fî usûli’l-ahkâm, I-IV, Kahire 1940 basımından ofset, II, 4; İbn Âşûr, Muhammed Tâhir, İslâm Hukuk Felsefesi (çev. Vecdi Akyüz-Mehmet Erdoğan), İstanbul 1988, s. 151.

49 Tirmizî, Birr ve sıla, 49; İbn Hanbel, Müsned, II, 374. 50 KAY, madde 17. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm (28 Şubat 2013)51 KAY, madde 16. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm (28 Şubat 2013)52 İbn Hacer, Şihâbuddîn Ahmed b. Ali el-Askalânî, el-İsâbe fî temyîzi’s-sahâbe, I-VIII, Beyrut 1412, I, 302.53 Bakara, 2/233; Lokman, 31/14; Ahkâf, 46/15; Şâfiî, Ebû İshak İbrâhîm b. Mûsâ, el-Umm, Lübnan, ty., s. 892.54 Nisa, 4/23; Buhârî, Şehâdât, 7; Müslim, Rada’, 1; Nesaî, Nikah, 52 ; Dârimî, Nikah, 48; Serahsî, Ebû Bekr Muham-

med b. Ahmed, el-Mebsût, I-XXX, Beyrut ty., V, 136, XXX, 292; Kâsânî, Alâuddîn Ebûbekr b. Mes’ûd, Bedâiu’s-sanâi’ fî tertîbi’ş-şerâi’, I-X, Beyrut 1997, V, 62; İbn Kudâme, Abdullah b. Ahmed el-Makdisî, el-Mukni’, Cidde 2000, s. 384; İbn Rüşd, Muhammed b. Ahmed, Bidâyetü’l-müctehid ve nihâyetü’l-muktesid, I-II, Beyrut 2008, II, 34.

Page 9: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

Koruyucu Aile Uygulamasının İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi | 53

Hz. Peygamber çocukların yedi yaşından itibaren ayrı yataklarda yatırılmasını ifade etmiş55, dolayısıyla beden mahremiyeti bilincinin çocuğa kazandırılmasının önemine dikkat çekmiştir. Koruyucu aile kendi çocuğuyla himaye edilen çocuk arasında bu hususta söz konusu hassasiyeti göstermelidir. Çocukların öncelikle yataklarının, mümkünse odalarının ayrı olması İslam’ın öngördüğü mahremiyeti muhafaza bağlamında önem arz etmektedir.

İslam hukukunda miras tahakkuku muris ile varis arasındaki karabetten kay-naklanmaktadır. Koruyucu aile ile bakım altına alınan çocuk arasında miras ta-hakkuk ettirecek derecede bir akrabalık söz konusu değilse, aile ile çocuk arasında herhangi bir miras ilişkisinden söz edilemez. Ancak aile dilerse, himaye ettikleri çocuğa mallarından bağışta bulunabilir56. Yine mallarının üçte birinden vasiyette bulunarak57 çocuğa maddi anlamda destek olabilir.

Koruyucu aile bakımı genellikle evlat edinme uygulamasıyla karıştırılmakta-dır. Kimi aileler uygulamaya, bu nedenle uzak dururken kimileri de bunu evlat edinmenin bir basamağı olarak kullanmaktadır. Bu itibarla uygulamanın evlat edinmeden farkını da ele almak uygun olur.

5- KORUYUCU AİLE BAKIMININ EVLAT EDİNMEDEN FARKI

Evlat edinme, şartları, sonuçları ve sona ermesi Medeni Kanunda düzenlenmiş bulunan, hâkimin izni ile tamamlanan hukuksal bir kurum olup evlat edinenle evlatlık arasında evlilik içi soy bağına benzer bir hısımlık ilişkisi meydana getirir58. Çocuk, evlat edinme sonucunda evlat edinenin mirasçısı olur, onun soyadını alır ve onun velayeti altına girer59.

Evlat edinen aile hukuksal bir süreci tamamlayarak çocuğun velayet hakkını üzerine alırken, koruyucu aile sisteminde aile, çocuğun bakım, yetişme ve eğitim sorumluluğunu Devlet ile paylaşmakta, çocuğun velayeti biyolojik ailesinde kal-maktadır60. Koruyucu aile çocuğun günlük bakımında, eğitiminde, ikametgâhını belirlemede, üçüncü kişilerle ilişkilerinin kontrolünü sağlamada ebeveyni temsil etmektedir. Velayet hakkı veliye, küçüğün mallarını yönetim ve kullanma hakkı vermesine karşılık koruyucu ailenin küçüğün malları üzerinde tasarruf yetkisi bu-

55 Ebû Dâvûd, Salat, 26. 56 İbn Kudâme, Abdullah b. Ahmed el-Makdisî, el-Muğnî, I-II, Lübnan 2004, I, 1333; İbn Rüşd, age., II, 314; Mevsılî,

Abdürrahîm b. Muhammed, el-İhtiyâr, I-IV, İstanbul 1984, III, 48. 57 İbn Mâce, Vasâyâ, 5; Şâfiî, age., s. 714; İbn Kudâme, age., II, 1388; İbn Rüşd, age., II, 322; İbn Hazm, Ali b. Ahmed

el-Endülûsî, el-Muhallâ, Lübnan ty., s. 1506; Mevsılî, age., V, 62. 58 Akyüz, Emine, “Velayet, Çocuğun Korunması ve Koruyucu Aile”, Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına XX. Sempozyum

Sunumları, s. 111; Şenocak, agm., s. 198; Sayıta, age., s. 36.59 Medeni Kanun, m. 314: Evlatlık, evlat edinenin mirasçısı olur. Evlatlık küçük ise evlat edinenin soyadını alır. Evlat

edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir. Ergin olan evlatlık, evlat edinilme sırasında dilerse evlat edinenin soya-dını alabilir. Eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır.

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4721.html (11 Mart 2013)60 http://www.koruyucuaile.com/ (5 Mart 2013); Sayıta, age., s. 17.

Page 10: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

54 | Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ

lunmamaktadır61. Bununla birlikte eğer velisi yoksa, hakim koruyucu ana-babayı ya da bunlardan birisini çocuğa vasi atayabilir62.

Nesebi belli olsun olmasın başkasına ait bir çocuğu kendi çocuğu olarak ka-bul etme anlamındaki evlat edinme geçmişte ve günümüzde rastlanan sosyal ve hukukî bir realitedir. Arapça’da evlat edinme karşılığında kullanılan tebennî, “oğul” anlamındaki İbn kelimesinden türemiş olup “oğul edinme” demektir. Evlat edinme kurumunun var olduğu hemen bütün toplumlarda görüldüğü gibi eski Arap toplumunda da sadece erkek çocuklar evlat edinildiğinden bu vakıa tebennî kelimesiyle ifade edilmiştir. Kız çocuklarının evlat edinilmesi sonraki dönemlerde görülür63.

Cahiliye döneminde yaygın olan evlatlık uygulaması, nesep, evlenme, boşan-ma, miras, sıhrî hısımlık gibi konularda öz çocuk gibi sonuçlar doğururdu. Bu yüzden evlatlığın dul kalan eşiyle de evlenilmezdi64. İslam’ın ilk yıllarında eski ge-leneğin devamı olarak sürdürülen ve hukuki bir takım sonuçlar doğuran evlatlık müessesesi; “Allah, evlatlıklarınızı öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır.”65 mealindeki ayetle kaldırılmıştır66. Hz. Peygamber de kişinin, babası olmadığını bildiği halde kendisini babasından başkasına nispet etmesinin haram olduğunu ifade etmiştir67. Bu kurumun İslam hukukunca benimsenmemesi, böyle bir uygulamaya sevk eden dinî telakkilerin batıl inançlardan kaynaklandığının ortaya konması, ayrıca karşı-ladığı bazı psikolojik ve sosyal ihtiyaçların İslam’da farklı kurumlarla karşılanması ve esas itibariyle evlatlık uygulamasının sunî oluşuyla izah edilebilir68.

İslam’da, hukuki sonuçlar doğuran evlatlığın kaldırılmış olması miras, evlen-me, çocuk ebeveyn ilişkisi gibi hususlarda evlatlığın öz evlat hükümlerine tabi ol-mayacağını ortaya koymakta, bununla birlikte himayeye muhtaç çocukların göze-tilmesine, onlara yakın ilgi ve şefkat gösterilmesine, evlat gibi muamele edilmesine engel teşkil etmemektedir.

Ancak bunu yapmak için çocuğun kendi soy kütüğü ile ilişkisini kesmek, öz ana babasını unutturmak kimsenin hakkı olmadığı gibi kanunî mirasçıların arası-na katmak, aile içinde mahremiyet bakımından öz evlat gibi davranmak da doğru

61 Akbulut Kurtuluş, Seda, SHÇEK Aracılığıyla Evlat Edinme ve Koruyucu Aile Kurumu, Ankara 2011, s. 106, 107. (Basılmamış yüksek lisans tezi).

62 Akyüz, agt., s. 112; Şenocak, agm., s. 198.63 Aydın, Mehmet Akif, “Evlat Edinme”, DİA, İst. 1995, XI, 527.64 Döndüren, Hamdi, Delilleriyle Aile İlmihali, İst. 1995, s. 299. 65 Ahzab, 33/4. 66 Serahsî, el-Mebsût, XXX, 292; Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed, el-Câmî li akâmi’l-Kur’an, I-XVIII,

Beyrut 1988, XIV, 122. İslam’da evlatlık ilişkisinin hukuki bir değere sahip olmadığını ortaya koymak üzere, Hz Peygamber’in daha önce

evlatlığı olan Zeyd’in boşadığı Zeynep ile evlenmesi hakkında; “Zeyd onunla ilişiğini kesince, müminlere evlatlık-larının –kendileriyle beraber olup ayrıldıkları- eşleriyle evlenmeleri hususunda bir sıkıntı gelmesin diye seni o kadın-la evlendirdik.” (Ahzab, 33/37) ayeti ile düzenleme yapılmış, böylece evlatlığın öz çocuk gibi olmadığı bizzat Hz. Peygamber’in hayatından uygulama örneğiyle tescil edilmiştir.

67 Buhârî, Menâkıb, 6.68 Aydın, “Evlat Edinme”, DİA, XI, 528.

Page 11: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

Koruyucu Aile Uygulamasının İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi | 55

ve gerekli değildir. Bunun yerine İslâm’ın tavsiyesi, koruma altına almak, bakmak, büyütmek, ihtiyaçlarını karşılamak; hukuk ve helâl-haram kuralları bakımından ona öz çocuk gibi değil, bir din kardeşi gibi muamele etmektir69. Din İşleri Yüksek Kurulu’nun da koruyucu aile bakımına ilişkin bir soruya verdiği cevap bu doğrul-tudadır70.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde İslam’da evlat edinme uygulamasının olma-dığının belirtilmesine rağmen koruyucu aile hizmetinin önemine vurgu yapılmak-ta, bu tarz alternatif müesseselerin gereği üzerinde durulmaktadır71.

6- MASLAHAT AÇISINDAN KORUYUCU AİLE BAKIMI

İslam hukukunun fer’i kaynakları arasında yer alan mesâlih-i mürsele; hükmün kendisine bağlanması ve üzerine hüküm bina edilmesi, insanlara bir fayda sağla-yan veya onlardan bir zararı gideren fakat muteber veya geçersiz sayıldığına dair belirli bir delil bulunmayan manalar/gerekçeler şeklinde tarif edilmiştir72. Diğer bir tanıma göre; Şer’in muayyen bir nassının, muteberliğine veya butlanına şahitlik etmediği maslahattır. Maslahat özü itibariyle yararı sağlama veya zararı önlemek-ten ibarettir73.

Maslahatla hüküm verebilmek için bir takım şartlardan söz edilmiştir. Gazzâlî (ö.505/1111), muayyen bir asıla kıyas yoluyla elde edilmemiş olan maslaha-tın dikkate alınması noktasında üç vasfın göz önünde bulundurulmasından söz ederek bunları; zaruret, maslahatın kesin ve külli oluşu şeklinde açıklar74. Şâtıbî (ö.790/1388)’ye göre de tüm mahaller ve her türlü durum için maslahat; ebedi, külli ve genel vasıfta olmalıdır75. Ayrıca fıkıh bilginleri maslahatın, Şâri’in gözet-tiği maksatlarla uyumlu, makul ve zorluğu gidermeye yönelik olması gibi şartlar üzerinde durmuşlardır76.

Maslahatla ilgili bu yaklaşımlar göz önüne alındığında; çeşitli nedenlerle öz aileleri yanında bakımları sağlanamayan çocukların eğitim, bakım ve yetiştirilme sorumluluğunun koruyucu aile tarafından üstlenilmesinin, onlara sıcak bir aile ortamında yetişme imkânının tanınmasının, maddi ve manevi ihtiyaçlarının ku-rum yerine aile marifetiyle karşılanmasının çocuk refahı açısından mesalih-i mür-sele kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olduğu söylenebilir.

69 Heyet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Ankara 2007, IV, 366.70 http://kurul.diyanet.gov.tr/sorusor/sorusor.aspx (27 Mart 2013)71 Bkz. Köse, Murtaza, “Mukayeseli Hukukta Evlat Edinme Problemi”, Atatürk Ü.İ.F.Dergisi, 15/2001, s. 306; Acar, H.

İbrahim, “İslam Hukuku Açısından Evlat Edinme ve Hz. Peygamber’in Zeynep’le Evliliği”, İslam Hukuku Araştırk-maları Dergisi, sy. 7, Nisan 2006, s. 110.

72 Şa’ban, Zekiyyüddin, İslâm Hukuk İlminin Esasları, çev. İbrahim Kafi Dönmez, Ankara 1996, s. 170.73 Gazzâlî, age., I, 416; Ayrıca bkz. Zeydan, Abdulkerim, el-Medhal li dirâseti’ş-şeriatî’l-İslâmiyye, Bağdat 1969, s. 170.74 Gazzâlî, age., I, 421.75 Şâtıbî, age., II, 25.76 Ebu Zehra, Muhammed, Usûlü’l-fıkh, Kahire 1958, s. 221; Bkz. Şa’ban, age., s. 171-172.

Page 12: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

56 | Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ

Bununla birlikte çocuğun yabancı bir aile yanına yerleştirilmesinin, hem ço-cuk hem koruyucu aile açısından bir takım mahzurlarının olabileceği de göz ardı edilmemelidir. Çocuğun, aile bireyleri tarafından kötü muameleye, istismara ma-ruz kalabileceği söz konusu edilebileceği gibi77, ailenin de aralarına yeni katılan yabancı bir çocuktan olumsuz anlamda etkilenebileceğini, özellikle evdeki çocuk-ların bunu kabullenmekte, ebeveynlerini ve evlerini bir başka çocukla paylaşmak-ta bir takım zorluklar yaşayabileceklerini söylemek mümkündür78.

Karşılaşılabilecek bu sorunların giderilmesi için gerekli önlemlerin alınması, inceleme ve denetimlerin usulünce yapılması durumunda koruyucu aile bakımı-nın çocuğun refahı ve maslahatı açısından kurum bakımından daha uygun olduğu kanaatindeyiz79.

7- KORUYUCU AİLEYE VERİLEN BAKIM ÜCRETİNİN DİNİ YÖNÜ

Koruyucu aile yönetmeliğinde (m. 24) çocukların bakım, eğitim ve yetişti-rilmelerine ilişkin harcamalara karşılık olmak üzere talepte bulunan ailelere her çocuk için belirlenen yaş aralıklarına göre belli bir miktar aylık ödeme yapılması düzenlenmiştir80.

Söz konusu ödemeyi almanın dini açıdan bir sakınca teşkil edip etmeyeceği hususu da tartışma konusu yapılmıştır. Din İşleri Yüksek Kurulunca, koruyucu aile bakımı kapsamında devlet tarafından ödenen paranın, himaye edilen çocuğa harcanması veya onun adına saklanması halinde koruyucu aile tarafından alınma-sında dinî açıdan bir sakınca bulunmadığı ifade edilmiştir. Bununla birlikte, fakir olması durumunda koruyucu ailenin, çocuk için verilen paradan makul bir şekilde istifade etmesi de mümkündür81. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de; “Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını

77 Özellikle yurt dışında koruyucu aile bakımına verilen çocukların ve öz ailelerinin yaşadığı olumsuzluklarla ilgili olarak son dönemlerde medyaya yansıyan haberler dikkat çekmektedir. Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkelerde çeşitli sebeplerle ailelerinden uzaklaştırılan Türk çocuklarının yabancı koruyucu ailelerin yanına yerleştirildiği bu durumun dil, din, kültür vb. yönlerden büyük sıkıntılara neden olduğuna dikkat çekilmekte, Türk aileler ko-ruyucu aile olmaya teşvik edilmektedir. Örneğin; Almanya’da ülke genelinde el konulan ve evlatlık olarak bakıcı ailelere verilen ve Jugendamt (Gençlik bürosu) yurtlarında barınan Türk kökenli çocuk ve genç sayısının 1500-2000 arası olduğu tahmin ediliyor.

Bkz.http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action;jsessionid=279EF2BDAF084D269B60F90FB74276BA.node1?newsId=51530 (22 Mart 2013)

http://www.sondevir.com/aile/119290/hollandada-koruyucu-aileye-verilen-cocuklarin-5te-1i-turk.html(22 Mart 2013)

http://imzakampanyam.com/Cocuklarimiza-Dokunma-Hollanda-imza-kampanyasi (22 Mart 2013) Sabah Gazetesi, 14/03/13; Nico De Fıjter, Trouw, 19/02/13. Former ve Pullock (1998) bakım altındaki her beş çocuktan birinin kurum ya da koruyucu aile tarafından cinsel

istismara maruz kaldığını tespit etmiştir. Bkz. Erol, Neşe, Şimşek, Zeynep, “Korunma Gereksinimi Olan Çocuklar, Kurum Bakımı ve Koruyucu Aile Sistemi”, Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına XX. Sempozyum Sunumları, s. 139.

78 Koruyucu aile olmanın getirdiği zorluklar hakkında bkz. Erol, Şimşek, agt., s. 149.79 Kurum bakımının çocuk üzerindeki olumsuz etkileri hakkında bkz. Akyüz, Emine, “Korunmaya Muhtaç Çocukla-

rın Kurum veya Koruyucu Aile Yanına Yerleştirilmesi”, Ankara Ü. Eğitim Bil. Fak. Der., c. 21, sayı 1988 ,2-1, s. 418.80 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121214-2.htm (28 Şubat 2013)81 http://kurul.diyanet.gov.tr/sorusor/sorusor.aspx (27 Mart 2013)

Page 13: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

Koruyucu Aile Uygulamasının İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi | 57

kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve ace-leye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından yeme-ğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.” buyurulmuştur82.

Koruyucu aile olmayı düşünen fakat maddi imkanları elvermediği için bunu gerçekleştiremeyen kimselere devletin sağlayacağı bu destek hem aile hem bakım altına alınacak çocuk için yarar sağlamaktadır. Ancak bu ödenekten faydalanabil-mek için koruyucu aile olmak isteyebilecek kimselerin iyi tespit edilmesi, bunun kötüye kullanılmasını önleyecek tedbirlerin alınması da önem arz etmektedir.

Nitekim Sağlık Bakanlığı tarafından 1987 yılında hazırlanan “Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Genel Durum Raporu”nda, yeterli ücret sağlandığında korunma-ya muhtaç çocukların daha iyi yetişmesinin ve gelişmesinin mümkün olacağı, ku-rum bakımından uzaklaşarak koruyucu aile bakımına ağırlık verileceği, devletin bu yolla daha az maddi külfet altına gireceği belirtilmektedir83.

SONUÇ

İslam dini evliliği teşvik etmiş, çok zorunlu olmadıkça boşanmayı hoş görme-miş, nikâhsız beraberlikleri yasaklayarak aile müessesesini kurmaya ve korumaya büyük önem vermiştir. Ayrıca birey, aile ve toplumu olumsuz yönde etkileyen içki, kumar vb. zararlı alışkanlıkları yasak kılmış, böylece toplum içinde korunmaya muhtaç, kimsesiz ya da terk edilmiş çocukların yer almasının önüne geçmeye ça-lışmıştır. Bütün tedbirlere rağmen bu olumsuzlukları tamamen ortadan kaldırma-nın mümkün olmadığı bir realitedir. Çeşitli sebeplerle aileler parçalanabilmekte ya da çocukların güven ve refahını tehdit eden durumlar meydana gelebilmektedir.

Çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal açıdan sağlıklı gelişebilmeleri, maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için sıcak bir aile ortamına ihti-yaçları vardır. Ancak yoksulluk, hastalık, ölüm, aile içi sorunlar vb. nedenlerle öz ailelerinin yanında bakımları sağlanamayan çocuklar için kurum yerine koruyucu aile bakımı üzerinde durulmaktadır.

Kur’an-ı Kerim çocukları hayatın süsü84 ve göz aydınlığı85 olarak tavsif etmek-tedir. Ellerinden tutulup, hayata hazırlanmayı bekleyen çocuklar duygusal, be-densel ve zihinsel yönden korunup gözetilmeye muhtaç birer emanettir. Erdemli bireyler ile sağlıklı bir toplum inşa etmenin yolunun çocukların sevgi ve ilgi ile yetiştirilmelerinden, küçük yaşta verilecek değerler eğitiminden geçtiği muhak-kaktır. Doğal ve makul olan, her çocuğun kendi aile ortamında ve ebeveyninin

82 Nisa, 4/6.83 Akyüz, agm., s. 726.84 Kehf, 18/46.85 Furkan, 25/74.

Page 14: KORUYUCU AİLE UYGULAMASININ İSLAM HUKUKU AÇISINDAN ...isamveri.org/pdfdrg/D02533/2014_23/2014_23_GORGULUU.pdf · bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel

58 | Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ

yanında yetişmesidir. Bunun sağlanabilmesi için ana-babanın sorumluluklarının bilincinde olması gerektiği gibi, devlet de aileye bu konuda gereken desteği verme-lidir. Ancak öz aile şefkatinden mahrum olan çocuklara sahip çıkılması vicdani olduğu kadar insani bir görevdir. Çeşitli nedenlerle çocukların koruyucu ailenin himayesine verilmesi İslamî inanç ve değerler açısından da önem arz eden bir uy-gulamadır.

İslam’da kimsesiz bir çocuğa sahip çıkmak, bir yetimin başını okşamak, evini ve gönlünü yetimlere açmak, maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak tıpkı ibadet bilinciyle yerine getirilmesi gereken bir ahlaki sorumluluk olarak ka-bul edilmiştir. Bir çocuğu sahiplenmek, sadece bedeninin değil ruhunun ihtiyaçla-rını da gidermek, onu önce kendisine sonra topluma kazandırmak, kendisi ve çev-resiyle barışık, verimli, mutlu bir insan yetiştirmek kutsal bir görev addedilmelidir.

Aile ihmaline ya da ailesizliğe duçar olmuş çocukları himaye etmek onlara bir ikram olmanın ötesinde toplumun üzerinde büyük bir mesuliyettir. Bir ta-kım mahzurları sebebiyle dini prensipler açısından uygun bulunmayan evlatlık müessesesiyle koruyucu aile hizmeti kimi zaman birbirine karıştırılabilmektedir. Oysa hukuki bir takım sonuçlar doğuran evlatlık müessesesiyle koruyucu aile uy-gulaması birbirinden tamamen farklıdır. Bu sebeple dini hassasiyetleri öne süre-rek koruyucu aile hizmetine karşı çıkmanın, merhamet, yardımseverlik, yetimi ve kimsesizi sahiplenme, bir çocuğun geleceğini kurtarma, topluma bir insan kazan-dırma gibi dinin önemle üzerinde durduğu erdemleri göz ardı etmek anlamına geleceği söylenebilir.

Koruyucu aile bakımı, öz ailenin yerine geçen bir hizmet türü değildir. Kim-sesiz çocukların yanı sıra, ailesi olan ve çeşitli nedenlerle bir arada yaşayamayan çocuklara geçici olarak verilen bir hizmet modelidir. Bu itibarla öz ailenin prob-lemlerini giderici yönde çalışmalar sürdürülmeli, aile rehabilite edilmeli, böylece çocuğun en kısa sürede ailesine geri dönüşü sağlanmalıdır. Çocuğun, öz ailesinin yanına dönüşünde uyum sağlayabilmesi için süreç iyi planlanmalı ve gereken ön-lemler alınmalıdır. Öz ailesinin yanında yaşamını sürdürmesi mümkün olmayan çocuklar için akraba bakımının sağlanmasına öncelik verilmelidir. Çocuğun, ha-yatını alışkın olduğu bir ortamda devam ettirmesi ve kültürel kimliğini muhafaza edebilmesi bakımından akraba koruması daha uygun olabilir.

Sonuç olarak çocuğun öz ailesiyle görüşmesi ve duygusal bağının sürdürül-mesi şartıyla geçici süre koruyucu aile tarafından sevgi ve merhametle himaye edilmesinin İslam hukuku açısından da desteklenebilecek bir uygulama olduğu düşüncesindeyiz.