kuran ve bilimsel zihnin İnşası

Upload: gencer-yayan

Post on 09-Jan-2016

84 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Süperrr

TRANSCRIPT

  • KURAN ve

    BLMSEL ZHNN NASI

    CANER TASLAMAN ENS DOKO

  • stanbul Yaynevi

    1. Bask: Haziran 2015

    Eser Ad: Kuran ve Bilimsel Zihnin nasYazarlar: Caner Taslaman - Enis Doko

    www.canertaslaman.comwww.enisdoko.com

    Kapak Tasarm: Yunus KaraaslanSayfa Dzeni: Adem enel

    ISBN: 978-605-64417-6-9

    Bask ve Cilt: Pasifik Ofset Ltd. ti. Cihangir Mah. Gvercin Cad. No: 3/1 Baha Merkezi A Blok Kat: 2 34310 Haramidere/STANBUL

    Tel: 0212 412 17 77 Sertifika No: 12027

    GENEL DAITIMstanbul Yaynevi

    Caalolu Yokuu Evren Han No:17 Kat:1 Daire:33SRKEC STANBUL

    Tel: (0212) 519 62 72 Fax: (0212) 513 73 [email protected]

    facebook.com/istanbulyayinevi twitter.com/istanbulyayinev

  • KURAN ve

    BLMSEL ZHNN NASI

    CANER TASLAMAN ENS DOKO

  • Sevgili AnneannelerimizMyesser Taslamana

    veHatiye Hayredine

  • 7 N D E K L E R

    NSZ / 9GR / 13

    1. BLMKURAN VE BLMSEL FAALYETLERE

    ELK EDEN N KABULLER / 23

    1- EVRENN RASYONEL, ANLAILIR YAPISI VARDIR / 25

    2-NSAN ZHN EVREN HAKKINDA DORU BLGLERE ULAABLR / 35

    3-EVRENN ZELLKLER KEFEDLEBLR / 44

    4- DOA YASALARI EVRENSELDR / 51

    5- EVREN NCELEMEK DEERLDR / 62

    6- EVREN HAKKINDA BLG ELDE ETMEDE GZLEM NEMLDR / 69

    7- EVREN ANLAMADA MATEMATK NEMLDR / 76

    2. BLMKURAN VE BLMSEL FAALYET

    N MOTVASYON / 83

    SONU / 105KAYNAKA / 111

  • 9NSZ

    Gnmzde insanlarn hayatlarna yn vermede iki alann yksek derecede otoritesi olduunu gr-mekteyiz. Bunlar din ve bilimdir. Bu iki alann at-tn da ilikisiz olduunu da olumlu bir iliki iinde olduunu da savunanlar vardr. almalarnn nemli bir ksm bilim-felsefe-din ilikisi olan akademisyen-ler olarak bu yaklamdan olumlu iliki kuran yak-lamn doru olduunu savunmaktayz. Fakat bunu yaparken Hangi dinden ve hangi bilimden bahsedil-mektedir sorusunun cevabnn nemli olduunu ve akla kavuturulmas gerektiini de hatrlatmalyz. Dinlerin ve bilimin iinde birbirlerinden fark yorum-lar vardr ve bilim-felsefe-din ilikisi asndan bu fark-llklarn belirlenmesi nemli olmaktadr.

    Burada bilim-felsefe-din ilikisi st balyla ilgili bir konu, slam dininin temel kayna olan Kuran ze-linde deerlendirilecektir. Kurann ieriinin bilimsel faaliyetle nasl bir iliki kurdurduunu belirlemek bu kitabn temel hedefidir. Bunu, zellikle, Kurann ortaya

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    10

    koyduu teist anlay gnmz akademik dnyasnda yaygn olan natralist-ateist anlayla kyaslayarak or-taya koymaya alacaz. Mslmanlarn dininin te-mel kayna olan Kuran, ieriiyle inananlarn zihin-lerini ina etmeyi amalamaktadr. Kuran, zihnimizde mevcut olacak n kabuller ve gerekletirilmesi gerekli eylemler iin motivasyon sunar. Dier yandan bilim-sel faaliyetleri zihnimizdeki n kabullerle gerekle-tirmekteyiz ve her faaliyet gibi bilimsel faaliyetler de motivasyon gerektirmektedir. Bu kitapta, Kurann bi-limsel faaliyetler iin gerekli n kabulleri ina ettii ve verdii motivasyonun hayatta bilimsel uraa yer veril-mesini tevik ettii gsterilmeye allmaktadr. Ku-rann bahse konu n kabullerle ilikisi daha nceden -tespit ettiimiz kadaryla- ele alnmad iin bu a-lmann zgn yann oluturmaktadr.

    Kurann ieriinin belirtilen ekilde olduuyla il-gili tezimizin, Mslmanlarn bu ierie uygun davran-dklaryla ilgili bir iddiay kapsamadna dikkat edil-melidir. Mslmanlarn bilimsel baar ve baarszlk dnemleri, bu dnemlerin sebepleri, tm bu dnem-lerde Kurann etkisinin ne kadar olduu baka al-malarn konusudur. Bu tip almalarda elbette bu ki-tapta ileri srlen grler deerlendirilebilir, fakat bu kitabn iddialarnn sadece Kurann ieriiyle ilgili ol-duunu zellikle vurgulamak istiyoruz.

  • 11

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    Dier almalarmza ulamak ve bu kitapla ilgili neri ve eletirilerini iletmek isteyenler www.canertas-laman.com ve www.enisdoko.com internet adreslerini kullanabilirler. Bu kitapla ilgilenen siz deerli okurla-rmza ve de zellikle bu kitabn olumasnda katklar bulunan Kalam Research & Media ve Fatih Fidana te-ekkr ederiz.

  • 13

    GR

    Bu kitapta slam zelinde, bilim-din ilikisini felsefi bir bakla incelemeye alacaz. Bunu yaparken slam dini hakkndaki incelememizi slamn temel kay-na Kuran ile snrlandracaz. Mslmanlarn te-mel kayna Kuran olsa da; Kurann yannda tarihsel srelerde yaananlarn, mezhep yorumlarnn, hadis kaynaklarnn, siyasi liderlerin, kanaat nderlerinin, tasavvuf ekollerinin, Kurann belli ksmlarn (rne-in bedensel ibadetlerle ilgili olanlar) dier ksmlarn nne karan tercihlerin de Mslmanlarn bilimle ilikisi zerinde etkili olduu tarihsel bir vakadr. Bu yzden Kuran zerinde yaplacak bir alma elbette tarih boyunca Mslmanlarn bilimle ilikisinin nasl olduunun anlalmasn detayl bir ekilde salamaz. Fakat Kurann Mslmanlar zerindeki otoritesi d-nldnde, bu metnin ieriinin bilimsel faaliyetle ilikisinin saptanmasnn slam dininin bilimle iliki-sini anlamamz asndan nemi de ortadadr.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    14

    Kuran-bilim ilikisi denilince daha ok Kurann ieriinin bilimsel teorilerle beraber deerlendirilmesi akla gelmektedir. rnein big bang ve evrim teorile-rinin slam inanc asndan deerlendirilecei d-nlmektedir. Veya Kuran ayetlerinde evrenin geniledi-ine ve ocuun anne rahmindeki geliim aamalarna iaret olup olmad gibi Kurann ifadelerinin bilim-sel bulgularla karlatrlmasndan bahsedilecei sa-nlmaktadr. Veya Kuran metninin tarihte oynad rolle 9-13. yzyllar arasnda Mslmanlarn bilim ve felsefede dnyann en gelimi medeniyetini kurmalar akla gelmektedir. Bu konularn her birini slam-bilim ilikisi asndan nemli buluyoruz ve bu kitap dn-daki almalarmzda bunlarla ilgili fikirlerimizi de aktarmaya alyoruz, fakat bu kitapta bu konularn hibiri odak noktamz olmayacaktr. Burada Kurann ina ettii zihinsel yapnn bilimsel faaliyet yapmaya ne kadar elverili olup olmad ele alnacaktr.

    Kuran, slam inancna gre Allahn Hz. Muham-med araclyla insanlara gnderdii bir mesajdr. Bu mesajn iinde Allah merkezli bir varlk anlay (on-toloji), ldkten sonra ne olacayla ilgili aklamalar, bu mesajn tarih boyunca gnderilmi benzer mesajlar zincirinin bir halkas olduuyla ilgili anlatmlar, ge-mi dnemlerde yaam toplumlardan ibretlik akta-rmlar, ahlaki buyruklar, yaplmas gerekli ibadetler, yaplmamas gerekli eylemler vardr. Bu metnin 1-zi-hinde nelere nasl inanlmas gerektiini, 2-hayatta

  • 15

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    nelerin yaplp yaplmamas gerektiini, belirlediini syleyebiliriz. Bilimsel faaliyetin de 1-zihindeki inan-larla ilgili, 2-hayatta gerekletirilen bir eylem olma-syla ilgili bir yn vardr. Burada Kuranla bilim ara-sndaki ilikiyi tespit ederken bu iki yn zerinde de duracaz. Kitabn birinci blm birinci maddeyle, ikinci blm ise ikinci maddeyle ilgilidir.

    Kitabn ilk blmnde, Kurann ieriiyle ve var-lk anlayyla ina ettii zihin yapsnn bilimsel faa-liyetle ilikisi incelenecektir. Bunu yaparken Kurann, bilimsel faaliyet yaplrken zihinde mevcut olan n ka-bulleri desteklediine dair tezimizi ortaya koyacaz.1 Bu kitab yazmadan nce Kurann bilimle ilikisini bu n kabuller zerinden inceleyen almalara rastla-madk; kitabmzn ieriinin zellikle bu hususta z-gn olduuna inanyoruz ve bu blme zellikle dik-kat edilmesi gerektiine inanyoruz.

    n kabul kavram, bazlarnca, artlanm ol-mak ve objektif olamamak gibi negatif anlamlarda kullanlsa da, burada bu kavram bylesi negatif bir anlamda kullanmadmz, tersine bilimsel faaliyeti 1 Kurann sunduu varlk anlaynn bilim yaplrken gerekli n kabulle-

    ri desteklemesi, Kurana inanan herkesin bu n kabulleri benimsediini gstermez. Kurana inanan bir kii, teist inan ve Kurann ierii ile bu n kabuller arasndaki ilikiyi kuramam olabilecei gibi, bilimin bu n ka-bulleri gerektirdiinin farknda da olmayabilir. Ayrca bu kiinin bilimsel faaliyetle hibir ilgisi olmamas da mmkndr. Burada, Kurann dorulu-unun kabulnn mantksal gereinin, bilimsel faaliyetleri destekleyen zi-hindeki n kabullerin benimsenmesi olduunu savunuyoruz; bu mantksal gerein ne kadar yerine getirildii ise bu yaznn konusu deildir.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    16

    destekleyen zihin durumlaryla ilikilendirerek kul-landmz belirtmeliyiz. n kabulleri ilerleyen say-falarda ele alrken, bunlar neden bu ekilde deerlen-dirdiimizin rahata anlalabilecei kanaatindeyiz. Hayatmzda baz grleri belli bir ekilde edindik-ten sonra artk bunlar n kabul olarak zihnimize e-lik eder ve birok olguyu bu n kabullerle deerlendi-ririz. Her grdmz olguda, bu olguyu anlamamz mmkn klan n kabulleri en batan gzden geirmeye hibirimizin gc yetmez; bu yzden daha nce edin-diimiz belli kanaatler sonraki olgular deerlendirme-miz iin n kabul grevi grrler. rnein dnyann yuvarlak olduunu rendikten sonra artk birok ol-guyu deerlendirirken bu bilgi n kabul olarak zih-nimizde bulunur ve mevsimler gibi birok fiziksel ol-guyu bu n kabul erevesinde anlarz. n kabuller doru olabildii gibi yanl da olabilir; rnein dnya-nn yuvarlakl bilgisinin doru bir n kabul olduu kanaatineyiz ama Aristoteles fiziinin etkisiyle fiziki sreleri deerlendirenler tan yere dmesini her e-yin kendi doal yerine doru hareket ettii n kabu-lyle deerlendiriyorlard ki bu n kabul dzeltilmi ve modern fizikte terk edilmitir. n kabuller deiebi-lir, n kabullerden kast kr krne inanlar deildir (kr krne inanlar olmas da muhtemeldir). Fakat bunlar, nceden doruluu kabul edilmi bilgilerdir ve her seferinde tm bilgilerimizi gzden geirme kudre-tine sahip olmadmz iin hepimizin aklnda olaylar

  • 17

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    deerlendirirken -farknda olalm veya olmayalm- n kabuller mevcuttur. Doru n kabuller doru deer-lendirmeler yapmamz desteklerken, yanl n kabul-ler sonraki yanllar zincirinin tetikleyicisi olabilirler. Hibir dnce sistemi sonsuz sayda temellendirme mmkn olmad iin n kabullersiz var olamaz. B-tn disiplinler temel kabul edilen baz n kabuller s-tne kurulur. ou insann en gvenilir disiplinler ola-rak grd mantk, aritmetik, geometri aksiyomlar olarak adlandrlan n kabullere dayanr. Bu disiplin-ler iindeki btn ispatlar bu n kabuller aracl ile yaplr. Benzer ekilde burada sunduumuz n kabul-ler bilimin sonularn stne ina ettii temel aksi-yomlar olarak grlebilirler.

    Burada yapacamz analiz; sosyolojik, psikolo-jik, pragmatik, geleneksel etkilerden soyutlanm e-kilde idealize ettiimiz bir zihnin Kurann sunduu paradigma erevesinde nasl n kabuller kazanaca ve motivasyon edineceiyle ilgilidir. Dier bir deyile, btn rasyonel olmayan etkilerden arndrlm, sa-dece Kurann ina ettii bir ideal rasyonel zihnin sa-hip olaca n kabulleri ve edinecei motivasyonlar belirlemeye almak buradaki hedefimizdir. Bylesi bir yaklamla, Kurann ieriinin bilimsel faaliyet-lerle ilikisini anlamaya gayret edeceiz.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    18

    Kurann mesajn kabul etmek bir aratrma ve in-celeme srecine bal olabilecei gibi bylesi bir s-rece dayanmayabilir de. Bize gre aratrma ve ince-leme srecine dayal inan daha makbul olsa da dini inancn bylesi bir sre olmadan da edinildii ska rastlanan bir olgudur. Her durumda Kurann mesa-jn kabul eden kiinin zihni teizmin (tektanrl inan-cn; monoteizm ile ayn anlamda kullanyoruz) var-lk anlayna gre ekillenir. Bu varlk anlayna gre Allah tektir (Vahid), ezelidir (Evvel), rasyoneldir (Alim, Hakim), ok kudretlidir (Kadir), merhametlidir (Rah-man) ve tm varlklarn varolularn ve varlklarn srdrmelerini salayan Odur. Aada gsterecei-miz gibi teizmin varlk anlay, bilimsel faaliyet ya-plrken zihnin sahip olmas gerekli birok nemli n kabul desteklemektedir. Bu n kabuller, zellikle Ku-rann teizmin varlk anlayn retmesiyle desteklen-dii iin bu varlk anlayn benimseme hususunda Yahudilik ve Hristiyanlk gibi dinlerle slamn temel metni Kuran arasnda bir fark olmadn batan be-lirtmekte fayda gryoruz. Bu hususlarda Kurann da iinde olduu teist yaklamlar ile natralizm (ateizm, materyalizm)2 arasndaki fark saptamak nemlidir. 2 Ateist, Allahn olmadn iddia eden felsefi grtr. Natralizm (doal-

    clk), doa dnda yani madde-enerji ile uzay-zaman dnda hibir ey var olmadn iddia eden felsefi grtr, bunun bir sonucu olarak nat-ralistler fiziksel bir varlk olmad gerekesi ile Allahn da var olmadn iddia ederler. Btn natralistler ateisttir, ancak btn ateistler natralist olmak zorunda deildir, zira bir kii Allaha inanmayp baka doast var-lklara inanabilir. Buna karn hemen hemen btn nl ateistlerin hepsi

  • 19

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    Kimi hususlarda ise Kuranda dier teist yaklam sa-hiplerine nazaran daha fazla n plana kan veya di-er teist inan sahiplerinde olmayan zellikler oldu-una da dikkat edilmelidir.

    Kurann oluturduu zihin yapsnn bilim iin ge-rekli n kabulleri desteklediini yedi tane bilimsel faa-liyeti destekleyen n kabule dikkat ekerek gsterece-iz. Bunlarn birincisi, evrenin rasyonel, anlalabilir yaps olduuna dair n kabuldr; bilim insanlar evre-nin rasyonel, yani zihnin anlamasna uygun bir yaps olduuna dair n kabule sahip olmasalar, bilimsel faa-liyete girimeleri anlamsz olurdu. kincisi, insan zih-ninin evrenle ilgili doru bilgilere ulaabileceiyle ilgili n kabuldr; zihnin doruya ulama kapasitesi mm-kn grlmezse bilimsel aba anlamsz olur. n-cs, bilimsel faaliyetin objesi olan evrenin kefedi-lebilir olduuna dair n kabuldr; evrenin yapsnn kefedilmeye imkn tanmad dnldnde de bilimsel faaliyet anlamszlar. Drdncs, bilimsel

    natralisttir. Materyalizm doann temel yap tann madde olduu ve zihinsel sreler, bilin dhil evrendeki btn srelerin maddi kkenli ol-duunu iddia eden felsefi grtr. Materyalizm bu anlamda natralizmle yakndan ilikilidir, ancak neredeyse btn materyalistler ateist olsa da, materyalizm ateizmi gerektirmez. Kii Allaha inanp evren iindeki btn srelerin maddi olduuna inanabilir ama Allah maddi bir varlk olmad iin byle bir ayrm yapana pek rastlanmaz ve hemen her kendini materya-list olarak tanmlayan ateist olarak da tanmlar. Bu kavramlarn zndeki bu farklara ramen ok geni bir kitle ateizm, materyalizm, natralizm kav-ramlarn birbirinin yerine kullanmaktadr,gnmzn olduu gibi tarihin nl ateistlerinin de hemen hepsi bu sfatla da tanmlanabilirler. Bu yz-den bu kitap boyunca natralizm dediimiz her yerde ateizm, materya-lizm diye de anlayabilirsiniz.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    20

    faaliyetle ulalan yasalarn evrensel olduuna dair n kabuldr; eer bilim insanlar bulduklar yasalarn dnyann farkl yerlerinde farkl olmasn ve zaman-dan zamana bu yasalarn deimesini bekleselerdi bu yasalar bulma faaliyeti anlamszlard. Beincisi, bili-min objesi olan evrenin, maddenin ve canllarn ince-lenmesinin deerli bir ura olduuna dair n kabul-dr; eer yapacanz faaliyette sarf edeceiniz emee ve vakte demediini dnyorsanz, bu ura de-erli bulmuyorsanz, ona balamazsnz bile. Altncs, evren hakknda bilgi elde etmede gzlemin nemli ol-duuna dair n kabuldr; eer masa banda srf ak-lmz altrarak bilim yapmann mmkn olduu dnlrse bilimsel baarlarn en nemli destekisi olan gzlem gereince yaplmaz. (rnein bu madde Kurann gzleme davet etmesi gibi hususlarla ilgilidir ve her teist inancn bu kk desteklemediine dikkat edilmelidir.) Yedincisi, evreni anlamada matematiin nemli olduuna dair n kabuldr; eer evreni anla-mada matematikten faydalanmazsanz evrene gereince nfuz edemezsiniz ve gemi ile gelecek hakknda n-grde bulunmanz mmkn olmaz. Bu n kabullerle bilim yapan birok natralist (ateist ya da materyalist de denebilir) de elbette vardr, fakat Kurana inananlar (ve birok maddede dier teistler) iin bilimsel faali-yete giriirken bunlara inanmann rasyonel temeli var-dr. (Buradaki temel amacmz Kuranla bilimsel faali-yet arasndaki ilikiyi deerlendirmek olsa da Kuran,

  • 21

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    teist varlk anlayn ortaya koyduu iin burada sy-lenenlerin nemli bir ksmnn teizm-bilimsel faaliyet ilikisi asndan da nemli olduunu belirtmeliyiz.)

    Kitabn ikinci blmnde ise Kurann bilimsel u-ra iin motivasyon salad gsterilecektir. Dnyada geni kitleler zerinde etkili olan hibir dinsel metinde; evreni, canl ve cansz varlk ve sreleriyle doay ta-nmaya, bunlar zerinde derin derin dnmeye, do-adaki fenomenlerden sonular karmaya Kurandaki kadar youn tevie rastlanmaz. Ksacas bu blmde aktarlanlar asndan Kurann dier dinlerin metinle-rinden daha farkl bir konumda olduuna dikkat edil-melidir. Kuran asndan evreni anlamayla ilgili her trl faaliyet Allahn gcn, kudretini, sanatn, ahi-reti yaratmasnn ne kadar kolay olduunu anlamaya hizmet etmektedir; yani evreni tanmak Allah tan-mann aracdr. slam asndan Allah tanmak, ola-bilecek en nemli bir hedef olduu iin bilimsel faali-yet bu hedefe hizmet eden yararl bir faaliyettir. Ayrca bu faaliyet Allahn birok Kuran ayetindeki emirleri-nin yerine getirilmesiyle alakaldr. slam dncesini benimseyen biri iin bunlar olabilecek en st seviyede motivasyon kaynaklardr. Bilimsel faaliyetlerinde by-lesi bir motivasyon etkili olmu olan, kendi ann en iyi astronomu olarak gsterilen ve ayn zamanda iyi bir matematiki de olan Battani (858-929) yle demektedir:

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    22

    Astronomiyle ilgili fenomenlere dikkatimizi vererek, gzlem yaparak ve onlar hakknda de-rinlemesine dnerek Allahn birliini ispat-lamak ve Yaratcnn gcnn boyutunu, en-gin bilgeliini ve hassas tasarmn fark etmek mmkndr.3

    Elbette Kurann bu motivasyonunun dnda bi-limsel faaliyetin karlnda para, hret veya karizma kazanlmas gibi baka motivasyon aralar da vardr. Bu dier motivasyon kaynaklarnn bilim yaplmasn tevik edici gc hepimizce malumdur ve bir Msl-mann da bu tip motivasyonlara sahip olmasnda bir sorun yoktur ama Kurani paradigma ierisinde Al-lah tanmak ve Allahn emirlerini yerine getirmek, tm bunlardan ok daha nemli bir hedef olduu iin, bir Mslman asndan daha st seviyede bir moti-vasyon kaynadr.

    3 El-Battani, El-Zij es-Sabi.

  • 1 . B L M

    KURAN VE BLMSEL FAALYETLERE ELK EDEN N KABULLER

  • 25

    1- EVRENN RASYONEL,

    ANLAILIR YAPISI VARDIR

    D dnya ile alakal olgular gzlemsel ve deneysel srelerden hareket eden yntemlerle kefetmeyi hedefleyen bilimsel faaliyetin en temel n kabullerin-den biri evrenin rasyonel, anlalabilir bir yapda ol-duudur. Evrenin anlalabilir olmas iin insan zihni tarafndan anlalabilecek dzenliliklere, dier bir de-yile yasalara sahip olmas gerekmektedir. Eer evren dzensiz, kaotik bir yapya sahip olsayd ya da evren-deki dzen insan zihninin snrlarn aacak kadar kar-mak olsayd, dier bir deyile temel yap bizim an-lay kapasitemizi asayd bilimsel faaliyet mmkn olmazd. Evrenin rasyonel, anlalabilir yapya sahip olmas bilimin en temel n kabul olmasna karn evrenin en derin muammalarndan biridir. Bilimsel faaliyet srecinde bylesi bir n kabule sahip olmas zerine hi dnmemi olanlar oka olsa da birok nemli bilim insan bu muamma karsndaki akn-lklarn aka ifade etmilerdir. Mesela nl fiziki

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    26

    Albert Einstein evrenin anlalabilir olmas konusunda unlar sylemitir:

    Evrenin gerek gizemi onun anlalabilir ol-masdr Onun anlalabilir olduu gerei mu-cizedir.4

    Einsteinla beraber dier baz bilim insanlar ve fel-sefeciler de evrenin rasyonel, anlalabilir yapda olma-snn bilim yapmay mmkn klan olaanst bir olgu olduuna dikkat ekmilerdir. Buna karn evrenin rasyonel, anlalabilir bir yapda olduu birok bilim insan iin sorgulanmadan kabul edilen bir n kabul-dr. Bilim insanlar bu n kabulle faaliyetlerine giri-irler, hatta birok bilim insan zihinlerinde byle bir n kabul olduunu bile fark etmezler. Birok bilim in-san Neden kaos deil de doa yasalar var veya Ev-renin rasyonel, anlalr bir yapda olmas nasl mm-kn olmutur eklindeki dev neme sahip sorularn var olduunun farkna varmadan almalarn gerek-letirmilerdir ve gerekletirmektedirler. Fakat farkna varlsa da varlmasa da bilim insanlar bilimsel faali-yetlerine giritiklerinde evrenin rasyonel, anlalabilir bir yaps olduunu zihinlerinin bir kesinde n kabul olarak bulundurarak bilimsel faaliyette bulunurlar. Bu n kabul olmasa bilim insanlarnn evrene, maddeye, canllara ynelip onlar anlamaya kalkmas anlamsz 4 Alice Calaprice, The Quotable Einstein, Princeton University Press, Prin-

    ceton, 1996, s. 197.

  • 27

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    olurdu: Karnzdaki anlalamayacak bir varlksa neyi anlayabilirsiniz?

    Kuran en temel mesaj olarak teist bir varlk anla-y sunar; evreni rasyonel, bilgisi ve kudreti ok yk-sek olan Allahn yarattn ifade eder. Kuranda Al-lah iin geen Alim ve Hakim gibi sfatlardan ve Kurann tmne dalm ekilde Allah tantan ifa-delerden Allahn rasyonel bir varlk olduu anlal-maktadr. slamn iinde mezhepler aras ihtilafl kimi meseleler olsa da bu hususta en ufak bir ihtilaf yoktur (bu, tm teistlerin de ortak kabuldr). Kuran oku-yan her Mslmann zihni rasyonel bir Allahn ya-ratt evren tasavvuruna gre ina olmaktadr. Bu kii bilimle ilgilenmeye baladnda; gzlem ve deney yap-tnda, evrendeki fenomenleri anlamaya kalktnda da zihnindeki bu evren tasavvurunun kendisinden ay-rlmamas doal durumdur. Evrenin rasyonel bir varlk olan Allah tarafndan yaratld bilgisi altnda, evre-nin bu yaratcnn yaratt rasyonel varlklar tarafn-dan anlalabilecek olmas beklenecek bir durumdur ve bunda artc bir taraf yoktur.

    17. yzylda, modern bilim ve modern felsefenin balangc olarak kabul edilen Descartes, doa yasala-rn bularak Allahn evrene koyduu yasalar anlaya-cana zellikle vurgu yapt ve yasa kelimesini (hu-kukta yasalarn bilinle konmasn artrd iin)

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    28

    bilinli ekilde tercih etti.5 (Nitekim baz natralist felsefeciler yasa kelimesinin bu armndan do-lay kullanlmamasn talep etmilerdir.)6 Fakat teiz-min felsefe tarihinde ve gnmzdeki en ciddi rakibi olan natralizm (materyalizm veya ateizm de denebi-lir) asndan evrenin rasyonel, anlalr bir yapda ol-masn beklenir klacak hibir unsur gzkmemekte-dir. Pekl, evrende hibir doa yasasnn var olmad bir durum olabilirdi; mantki adan evrende yasala-rn var olmas zorunlu bir durum deildir (mantki zorunlulukla doa yasalarna baml zorunluluk -nomological necessity- olarak bilinen doa yasalar-nn zorunluluu arasndaki farka dikkat edilmelidir). Mantki adan hibir doa yasas olmayan bir evrenin var olmasnda akl asndan elikili bir durum yok-tur. Natralistlerin kabul ettii haliyle maddenin z yaps rasyonaliteyle alakasz olduu iin z yaps bu ekilde olan bir varlktan rasyonaliteye uygun bir ya-pnn sonradan ortaya kmasn da, bu varln ezel-den beri bu zellii tamasn beklemek iin de hi-bir makul sebep yoktur.

    Natralist bak asndan yasalara getirilebilecek yaklamlar kabaca iki grupta toplanabilir. Birincisi doa yasalarnn dzenlilii olarak bilinen grtr. 5 John Hedley Brooke, Science and Religion: Some Historical Perspectives,

    Cambridge University Press, Cambridge, 1991, s. 139.6 B. Van Fraassen, Armstrong, Cartwright and Earman on Laws and Sym-

    metry, Philosophy and Phenomenological Research, 2, (1993) s. 431-444.

  • 29

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    Bu grn temsilcileri arasnda David Lewis7, Stuart Mill8, Frank Ramsey9 ve John Earman10 gsterilebilir. Bu gre gre doa yasalar, evrendeki dzenlilikler-den ibarettir.11 Yasalar, bu dzenliliklerin nedeni olmak-tan ziyade bu dzenliliklerin tasviridir. Bu gre gre elektronlarn hepsi eksi ykl olduu iindir ki Btn elektronlar eksi ykldr diye bir yasadan bahsedebi-liriz. Bu yasa, evrendeki btn elektronlarn eksi yke sahip olmas dzenliliinin bir tasvirinden baka bir ey deildir; elektronlarn eksi yke sahip olmasnn ise bir aklamaya ihtiyac yoktur. Bu yaklamn na-tralist paradigma ierisinde en makul doa yasas ta-nm olduu dnlmtr, zira teori evrendeki gz-lemlenebilen dzenlilikler dnda bir eye atf yapmaz. Peki, bu yaklama gre evrendeki bu dzenliliklerin aklamas nedir? Neden evren dzenliliklerle doludur? Dzenlilik grn savunanlara gre bu sorunun bir cevab yoktur. Bu dzenliliklerin arkasnda derin bir aklama yoktur, doa bu ekildedir, hepsi bu! Ancak doa yasalarnn doadaki bu inanlmaz dzenlilikle-rini tesadfe balamak entelektel adan ok rahat-7 David Lewis, Counterfactuals, Harvard University Press, Cambridge MA,

    1973.8 John Mill, A System of Logic, Longmans, London, 1947.9 Frank Ramsey, Foundations, Routledge, London, 1978.10 John Earman, Laws of Nature: The Empiricist Challenge, R. Bogdan

    (ed.), D. M. Armstrong, D. Reidel Publishing Company, Dordrecht, 1984. 11 Elbette teistler da doa yasalar ile ilgili olarak benzer bir yaklam kabul

    edebilirler, ancak natralistlerin aksine teistler yasalarn bir aklamas ol-madn iddia etmeyecektir. Buradaki analizimizde bu gr natralist perspektif asndan irdeleyeceiz.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    30

    sz edici bir durumdur. David Armstrongun tabiri ile doadaki dzenliliklerin tesadf olduuna inanan biri her eye inanabilir.12 Doa yasalarnn dzenlilii g-rn savunan felsefeci Norman Swartz da kozmik tesadf probleminin farklndadr ve bu problemi u e-kilde ifade etmektedir:

    Evrende muhtemelen 1060dan fazla elektron vardr ve bunlarn tamamnn tam olarak ayn elektrik ykne sahip olduunu varsayabiliriz. Her ne kadar ayn sradaki be arabann krmz olmasn tesadf olarak deerlendirmeye hazr olsam da, 1060 cismin tam olarak ayn elektrik ykne sahip olmasn benzer ekilde tesadfle aklayabilir miyim?

    Yapabileceimiz bir ey derince yutkun-mak ve unu sylemektir:... Hi, ama hibir ey bu gerei aklamamaktadr. Bunu syleme du-rumuyla kar karya kalan bir sr insan kar-mzdaki dnyann tesadfiliini tamamen fantas-tik bulur: Eer bunun tamamn Allah tasarlayp bu saysz paracklarn nitel olarak ayn olmasn salamadysa, o zaman bir ey bunu aklama-ldr. 1060 cismin hepsinin zelliklerinin ayn ol-mas sadece bir tesadf olarak kabul edilemez.13

    12 David Armstrong,Reply to Van Fraassen, Australian Journal of Philo-sophy, 66:2, 1988, s. 229.

    13 Norman Swartz, The Concept of Physical Law, Cambridge University Press, New York, 1985, s. 203-204.

  • 31

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    Bunun yannda natralist, kendi grn biraz es-neterek doa yasalarnn tmeller arasnda zorunlu ili-kiler olduunu iddia edebilir.14 Bu grn en nemli savunucular olarak David Armstrong,15 Fred Dreske16 ve Michael Tooley17 gsterilebilir. Bu gre gre me-sela Btn demirler iletkendir dzenliliinin nedeni, metallik tmeli ile iletkenlik tmeli arasnda zorunlu bir iliki olmasdr. Demir, metal olma zelliine sahip olduu iin metallik tmeli de zorunlu olarak iletken-lik tmeliyle ilikili olduu iin demir zorunlu olarak iletkendir. Peki neden bu tmeller birbirleri ile ilikili-dir? Bildiimiz gibi Newtonun hareket yasas (F=ma), ideal gas yasas (PV=nRT) gibi pek ok fiziki yasa ba-sit matematiksel ifadelerle ifade edilir. Natralistin bu ikinci grne gre bu matematiksel ilikiler bun-lara karlk gelen tmeller arasndaki zorunlu iliki-lerin ifadesidir, mesela Newtonun ikinci yasas kuvvet, ivme ve ktle arasndaki ilikiyi tarif eder. yi ama bu ilikiler birok farkl ekilde olabilecekken, neden ba-sit matematiksel ifadelerle ifade edilebilecek ekildedir-ler? Natralist paradigma ierisinde bu sorularn bir yant yoktur ve bahsedilen paradigma ierisinde bu, 14 Elbette bu yaklam da teist bir bak as ile savunulabilir ve teizm ile

    uyumludur. Ancak biz burada bu gr de natralizm perspektifinden ele alacaz.

    15 David Armstrong,What Is a Law of Nature?, Cambridge University Press, Cambridge, 1983.

    16 Fred Dretske, Laws of Nature, Philosophy of Science, 44, 1977, s. 248268.

    17 Michael Tooley, The Nature of Laws,Canadian Journal of Philosophy, 7, 1977, s. 667698.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    32

    tamamen kozmik bir tesadftr. Tmellerin tamamen tesadf sonucu basit matematiksel ifadelerle bal ol-duunu iddia etmek hi de tatmin edici bir aklama olamamaktadr.

    Sonuta natralizmin varlk anlay iinde doa yasalarna iki yaklamda da evrenin rasyonel, anla-lr yaps yani rasyonel bir ekilde anlalmaya msait dzenliliklere sahip olmas kozmik bir tesadftr. Na-tralist paradigmada evrenin byle bir yapya sahip ol-masn beklemek iin hibir sebep yokken, evreni ras-yonel bir varlk olan Allahn yaratt bir varlk olarak gren teistler iin bu durumda alacak bir ey yoktur.

    Ayrca bu dnyann imtihan dnyas olduuna dair Kurann ortaya koyduu hayat gr de ev-rende rasyonel bir yap olmasn gerektirmektedir. n-sann, kendisini, iradesiyle iyi ve kt arasnda tercih yapabilecei bir ortamda bulmu olmasyla ilgili du-rumu Kuran, bu dnyann bir imtihan dnyas olma-syla aklamaktadr. Kurann en nemli iddialarn-dan biri, insann kendi iradesiyle yapt eylemlerden sorumlu olduudur. u Kuran ayeti bu durumun ta-rif edildii ayetlere rnektir:

    O (Allah) hanginizin daha gzel eylemlerde bu-lunacan imtihan etmek iin lm ve hayat ya-ratmtr. O stndr, Balayandr.18

    18 67-Mlk Suresi 2.

  • 33

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    Bu dnyann imtihan alan olduu aklamasyla varolusal birok soru cevabn bulduu gibi eylemler-den sorumlu olunduu eklinde, inananlarn eylem-lerine yn verecekleri ok temel bir bak as da a-lanr. Ahlak ve varolusal felsefe gibi alanlarla ilgili bu ok nemli konunun, evrenin rasyonel bir yaps olmas gibi bata fizik olmak zere doa bilimleriyle alakal bir konuyla nasl ilikili olduu birok kiiye ilk ba-kta anlalmas zor bir konu olarak gzkebilir. An-cak doa yasalarnn olmas kouluyla evren rasyonel bir yapya sahip olabilir ve bylece eylemlerimizin so-nularn anlayabiliriz ve ancak eylemlerimizin sonu-larn anlyorsak o eylemden sorumlu olabiliriz. yle bir rnek dnn; yksek bir uurumun kenarnda duran masum bir kiiyi birisi itse, iten kiinin bu ey-leminin yanl olduuna ok rahat karar veririz. nsan olarak bu davran knayacamz gibi bir mahkemede hkim olma gibi bir vasfmz olsa bu eylemde bulunan kiinin cezalandrlmasna da rahatlkla hkmedebi-liriz. Fakat bir an iin doa yasalarnn var olmad bir dnya hayal etmeye aln: Bu dnyada ileri itilen insanlar bazen geriye doru geliyor veya yukar doru uuyor olsun; uurumdan aa den insanlar bazen zemine arpnca organlar daha din oluyor veya d-mekten ok byk haz alp hi zarar grmyor olsun-lar Bylesi bir ortamda iten kiinin, ileri ittii kiiye ne olacan tahmin etmesi mmkn olamadndan bu eyleminden sorumlu olaca dnlemez.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    34

    laveten unu da belirtmeliyiz ki doa yasalarnn olmas gerekmesi bu yasalarn tamamen zorunluluku yasalar olmas gerektii anlamn tamaz. Doa yasa-lar olaslk bir yapya da sahip olabilir ama bu ola-slk yap eylemlerin sonularnn tamamen tahmin edilemeyecei kaotik bir yap ortaya kartmamaldr. Dier bir deyile, insann en azndan ksmi ngr ya-pabilmesi, mevcut olaslklar anlayabilmesi ve olaylar ile nedenler arasnda bir ba kurabilmesi kfidir. Byle olaslklarla dolu bir evren hala rasyonel ve anlalrdr.

    Ksacas Kurann zihnini ekillendirdii bir teist iin evrenin rasyonel, anlalr yaps olmas beklenir bir durumdur, nk birincisi evreni yaratan Allah rasyonel bir varlktr ve ikinci olarak Kurann para-digmasnn nemli bir unsuru olan imtihan dnya-snda olmamz ancak byle bir evrende mmkndr. Bu yzden Kurana bal bir teistin bilimle ilgilenirken bu n kabule sahip olmas Kuran metninin zihinleri ekillendirmesinin rasyonel sonucudur. Bir natralis-tin de bilim yaparken bu n kabule sahip olmas mm-kn olsa da (baka trl bilim yapmann mmkn ol-mamas gibi sebeplerle) bu n kabul natralist gr ierisinde destekleyen hibir rasyonel temel yoktur.

  • 35

    2-NSAN ZHN EVREN HAKKINDA DORU BLGLERE ULAABLR

    Evrenin insan rasyonalitesi tarafndan anlalr ola-bilmesi iin art gerekmektedir. Birincisi evre-nin yaps rasyonel olmaldr, ikincisi gerekli zihinsel donanma sahip olunmaldr, ncs evren ve zihin arasndaki uyum salanmaldr. Bir nceki balkta ev-renin rasyonel yaps olmas gerektii ele alnd, bu ba-lk altnda ise zihnin gerekli donanma sahip olmas gerektii ve evrenle zihin arasnda uyum olmas ge-rektii beraber ele alnacaktr. Bir zihin ne kadar h-nerli olursa olsun evrende rasyonel bir yap olmazsa evreni anlayamaz, dier yandan evrenin yaps rasyo-naliteye uygun olsa da zihnin gerekli donanm yoksa evrenin anlalmas yine mmkn deildir. Ayrca ev-renin rasyonaliteye uygunluu zihnin anlama kapa-sitesiyle uyumlu olmak zorundadr, zira evren rasyo-nel bir yapya sahip olup da onu anlamaya kalkacak zihnin kapasitesinin ulaamayaca lde karmak olursa anlalma ilemi yine mmkn deildir. Eer

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    36

    evrenin rasyonel yapya sahip olmas ya da az bir zi-hinsel kapasite yeterli olsayd papaan, yunus, bayku gibi olduka becerikli hayvanlar da bilimsel faaliyette bulunabilirdi.

    Zihnimize gvenerek bilimsel faaliyetin iine gi-reriz; zihnimizin doru bilgiye ulama imkn oldu-una dair n kabul de bilimsel faaliyet iindeyken ister farknda olalm ister olmayalm, zihnimizde mevcut-tur. Doruya ulaabileceimizin mmkn olduunu dnmeden nasl dorunun peinde olabiliriz; bi-lim ise varlkla ilgili dorular anlamaya alma fa-aliyeti deildir de nedir? Bilimsel faaliyet bylesi bir n kabul gerektirirken, bu n kabule elbette rasyo-nel bir temeli olmadan da birok kii inanabilir. Ama felsefi adan hangi dnya gr ve felsefi-dini inan erevesinde bunun beklenir olduu da cevaplanmas gerekli bir sorudur. Buradaki iddiamz Kurann sun-duu teizm iinde bu n kabuln beklenir olduudur. Bir teist iin Allah hem evrenin hem zihnin yaratcs olduu iin evreni rasyonaliteye uygun, zihni rasyona-liteye sahip, ikisini ise birbiriyle uyumlu yaratm ol-duunu dnmek gayet doaldr. Bu yzden bir teis-tin, zihin evren hakknda doru bilgilere ulaabilir gibi bilim asndan nemli bir n kabule sahip olma-snda bir sorun yoktur. 17. yzyl bilimsel devriminin en nemli isimlerinden biri olan Galile, insan zihni-nin evreni anlama kapasitesini insan zihnini Allahn

  • 37

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    yarattnn bir delili olarak grmtr.19 Kendisi H-ristiyan bir teist olan Kepler, teist ontolojinin, zihnin evren hakkndaki doru bilgilere ulaabileceine dair gveni destekler nitelikte olduuna u szleriyle dik-kat ekmitir:

    Evrendeki her eyi belli bir nicelie bal ola-rak kuran Allah, ayn zamanda insan zihnine bu yapy anlayacak zellikleri vermitir. 20

    Matematik felsefecisi Mark Steiner ise u szleriyle zihinle evren arasndaki uyumun natralizm asn-dan sorun tekil ettiini belirtmitir:

    Gerek uygunluk nsan beyni ile fiziksel dnyann btn arasndaki uygunluk. Dnya dier bir deyile kullanc dostu gzkmekte-dir. Bu natralizme kar bir meydan okumadr.21

    Her teist gelenekte akla nem verilmediini ve evreni anlamaya davetin olmadn da tespit etmek nemlidir. Hatta birok teist gelenekte (slamn iinde baz ekol-ler de byle zellikler gstermektedir) akla nem ver-mek iman zafiyeti olarak deerlendirilmi, akln aa-lanmas temel reti olarak benimsenmitir. Kuran teist varlk anlayn ina ederek bahsedilen n kabule 19 Galileo Galilei, Dialogue Concerning the Two Chief World Systems, ev:

    Stillman Drake, University of California Press, Berkeley, 1967, s. 104.20 Gerald Holton, Thematic Origins of Scientific Thought: Kepler to Eins-

    tein, Harvard University Press, Cambridge MA, 1988, s. 84. 1597, Maest-line mektup ierisinde gemektedir.

    21 Mark Steiner, The Applicability of Mathematics as a Philosophical Prob-lem, Harvard University Press, Cambridge MA, 1998, s. 176.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    38

    mantki zemin oluturduu gibi birok ayetiyle evren-deki fenomenler zerinde dnmeye davet ederek de gerekli zemini oluturur. Bunla ilgili Kuran ayetleri-nin, bu makalenin ikinci blmnde greceimiz gibi Mslmanlarn bilim yapmak iin gerekli motivasyona sahip olmalaryla ilgisi vardr; fakat onun dnda bu ayetler, insan zihninin evrene ynelerek onun hakknda doru bilgilere ulaabilecei n kabuln de destekle-mektedir. Eer zihnimizle evrene ynelerek doru bilgi edinemeyeceksek o zaman evrendeki fenomenleri an-lamaya yneltilmemiz anlamsz olmaz myd? Ksacas Kuran, bilim yaparken zihnin doruya ulama kapasi-tesi olduuyla ilgili n kabul destekler. Bu dorultu-daki birok Kuran ayetine u ayet rnektir:

    Elbette gklerin ve yerin yaratlmasnda, gece ile gndzn ardarda gelmesinde, insanlara yararl ey-lerle ykl olarak denizde yzp giden gemilerde, Al-lahn gkten indirip de l haldeki yeryzn can-landrd suda, orada her eit canly yaymasnda, rzgrlar ve yer ile gk arasnda emre tabi bulut-lar ynlendirmesinde akln kullanan bir toplum iin deliller vardr.22

    Teizmin dnce tarihindeki en nemli alternatifi maddi doa dnda baka hibir varlk kabul etme-yen natralizmdir ve gnmzn etkili yeni-ateist-leri (new-atheists) de natralisttir. Burada u soruyu 22 2-Bakara Suresi 164.

  • 39

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    sormak nemlidir; bir natralist zihninin doruya ulaabileceini dnmekte rasyonel bir zemine sahip midir? Burada bahsedilen sorunu daha nce fark eden nemli bilim insanlar olmutur (hem teist hem ate-ist). Darwin bunlardan birisidir; Darwin, daha aa hayvanlardan evrimleen insan zihninin kanaatlerine gvenilip gvenilmeyeceine dair korkun phe-nin (horrible doubt) kendisinde ska grndn ifade etmitir.23 nl natralist evrimci biyolog J. B. S. Haldane, u szleriyle natralist paradigma ierisinde zihne gven duymann zorluklarn itiraf etmektedir:

    Eer zihinsel srelerim tamamen beynim-deki atomlarn hareketleri tarafndan belirleni-yorsa, inanlarmn doru olduunu varsaymam iin hibir gereke yoktur ve dolaysyla beyni-min atomlardan olutuunu varsaymak iin de hibir gerekem yoktur.24

    Alvin Plantingann natralizme kar evrimci de-lil (evolutionary argument against naturalism) yakla-m da materyalist-ateist paradigma ierisinde zihnin doruya ulama yeteneine gven duyulamayacan gstermektedir.25Plantinga, Richard Dawkins gibi nl 23 Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin Including an

    Autobiographical Chapter, John Murray, London, 1887, cilt 1, s. 315-316.24 J.B.S. Haldane, Possible Worlds, Transaction Publishers, New Brunswick,

    2001, s. 209.25 Alvin Plantinga, Naturalizme Kar Evrimsel Argman, Caner Taslaman

    ve Enis Doko (ed.), Allah, Felsefe ve Bilim, stanbul Yaynlar, stanbul, 2014, s. 175-227.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    40

    ateistlerin sandklarnn tersine evrim gryle nat-ralizmin uzlaamayacan gstermeye almtr. Buna karn teizmle evrim teorisinin uzlamasnda bylesi bir sorun yoktur. Plantinga, natralist-ateist evrim an-layna gre gvenilir zihinsel yeteneklere sahip ol-mamzn beklenmemesi gerektiini syler. nk bu anlaya gre evrimin mekanizmalarnn sadece uyum salayan, yaayabileni ve reyebileni semesi beklenir; fakat doru bilgiyi elde eden gvenilir zihinsel yetenek-leri semesi iin bir neden yoktur. Dier yandan bir te-ist, Allahn insanlar, Kendisini bilebilecek ve sanatn takdir edebilecek ekilde yarattn -evrim araclyla veya evrimsiz- dnd iin, akl yrtme srele-rimizle doru bilgilere ulaabilecek olmamz beklenir klacak bir paradigmaya sahiptir. Materyalist-ateist bir evrim anlayn savunanlar ise akl yrtme srele-rimize gvenilebileceini iddia edecek bir temel bula-mayacaklar iin evrimin doruluu dhil herhangi bir doruluk iddiasnda bulunamazlar. Plantinga bu yaklamyla, natralist bir yaklamla beraber evrim teorisinin savunulmasnn -birok kiinin hi bekle-medii ekilde- kendini rten (self defeating) bir yaklam olduunu gstermeye almtr.

    Plantingann bu yaklamna en ok itiraz, doru inancn yaamay ve genleri aktarmay daha muh-temel klaca, bu yzden doal seleksiyonun doru inanlar setii eklinde yaplmtr. Fakat mater-yalist adan olaya bakarsak, davranlarmza sebep

  • 41

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    olan beynimizdeki nronal yaplardr. Bu nronal ya-plar davranlara sebep olurken biyo-kimyasal yap-lar sebebiyle bu davranlara sebep olurlar, zihindeki dncenin ierii (bu ieriin doru mu yanl m ol-duu) burada nemsizdir. Bambaka bir zihinsel ie-riin ayn biyo-kimyasal yapya karlk geldiini farz edelim; o da ayn davrana sebep olacaktr, nk davrana sebep olan biyo-kimyasal yap, sahip olduu ierik doru veya yanl bir bilgiye karlk gelip gel-mediinden bamsz olarak etkide bulunmaktadr.26 Bir aslandan kaan bir geyii ele alalm; bu geyii ha-yatta tutan aslandan kamasdr, aslandan kaarken eer kaamazsa aslann kendisini yiyeceini doru bir ekilde bilip bilmedii nemsizdir. rnein geyik as-lann kokusunu alnca burnu bu kokudan rahatsz ol-mamas iin kamas gerektiini dnp koku kay-nandan uzaklayorsa veya burnu decek zannedip koku kaynandan uzaklayorsa veya bunu bir kou yar olarak dnp kayorsa Bunlar ve benzeri birok senaryo, ayn davrana sebep olduu iin geyi-in yaamasn ve genlerini sonraki nesillere aktarma-sn destekler. Sonuta doru tek bir dnceye kar yanl dnce kmesi ok genitir, canlnn yaamn srdrmesini ve genlerini aktarmasn destekleyen her-hangi biri ise ayn ilevi grmeye yeterlidir. Natralist evrim anlatmnda doru bilginin seimini gerekli k-lacak veya insan zihni iin farkl bir perspektif aacak 26 a.g.e., s. 199-205.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    42

    hibir unsur yoktur. Natralist-ateist paradigmaya gre doal seleksiyon sreci her canl iin doru bilgiyi de-il yaatan biyo-kimyasal yapy seecek ekilde iler.

    Akl yrtme faaliyetinin tesadfi bir doal selek-siyon sreciyle olutuunu savunan bir natralist, s-radan akl yrtme faaliyetinin gvenilirliini bile sa-vunamaz duruma gelecektir. Fakat o zaman, felsefi ve bilimsel st seviyede bir akl yrtmeyle ilgili olan na-tralizmin ve evrim teorisinin doruluunu da savu-namaz. Tarih boyunca natralist grn alternatifi olmu teizme gre ise evren daha var olmadan nce akl, irade, kudret, bilin sahibi bir Allah vard. Ev-ren ve canllar ister evrimle ister baka trl yaratl-m olsun, bu yaratl sreci bu ezeli yaratcnn akl ve irade gibi sfatlar erevesinde gereklemitir. Bu yaratl srecinde insana yaratcnnkine gre dk bir seviyede de olsa akln verilmesinin sebeplerinden biri doru bilgiye ulamas olduu iin akln doruya ulama kapasitesi olduunu beklemeyi bu paradigma destekler.

    Bir hesap makinesi hesap yapmak iin yaplmsa m o hesap makinesine daha ok gvenilir yoksa rast-gele srelerle oluan bir makineye mi hesap yapmakta daha ok gvenilir? Ayn ekilde Kurann ortaya koy-duu teizmde (ve dier benzeri teist grlerde) akl, gerekli doru bilgilere ulaabilecek ekilde yaratld iin akln doru bilgilere ulama kapasitesi olduunu

  • 43

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    beklemenin ve bilimsel faaliyeti bu n kabulle gerek-letirmenin rasyonel bir temeli vardr. Fakat natralist paradigmaya gre zihnin yetenekleri dnyada yaaya-bilmek iin var olmutur; zihnin var olu sebebi ya-amay salamak ve genleri aktarmaktr, yoksa doru bilgiye ulamak deildir. Bu paradigmalar kyasland-nda, Kurann ve benzeri teist yaklama sahip olan-larn paradigmasnn insan zihni evren hakknda doru bilgilere ulaabilir eklindeki, bilimsel faaliyet srecinde zihinde mevcut olan n kabul daha iyi des-tekledii gzkmektedir.

  • 44

    3-EVRENN ZELLKLER KEFEDLEBLR

    Bilimsel faaliyette bulunurken evrendeki fenomen-leri anlamaktan daha da teye geerek evrendeki zellikleri kefederiz. Suyun stldnda kaynad gibi olgular anlamamz salayan zihnimizin kapasitesi ol-masa dnyada yaam da bilim de mmkn olmazd (ilk balkta dikkat ektiimiz zihnin evreni bu ekildeki anlama kapasitesiydi). Bilimsel abayla bu anlama fa-aliyetiyle yetinmeyerek suyun zelliklerini, snmann ne olduunu ve su molekllerinin hareketinin detay-larn ve bu molekllerin nasl olutuunu da kefet-meye koyuluruz; yani anladklarmzn tesine geip olgularn altnda yatan daha derin nedenleri kefe ko-yuluruz. Kalbimizin atna szmz gemez ama yl-dzlarla ilgili zellikleri kefedebiliriz. Evrenin mthi bykl iinde Gne sistemimiz, Gne sisteminin iinde Dnyamz, Dnyamz iinde ise biz bir nokta-ck hkmndeyiz. Bu kadar byk bir acizlik iinde zihnimizin evrendeki fenomenleri kefetme kapasitesi mthitir; evrenin 13,8 milyar yllk evrimini, evrenin

  • 45

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    balangcnda maddeye ktle kazandran Higgs para-cn, milyonlarca yl nce dinozorlarn yaadn, anne rahmindeki geliimimizin mikro detaylarn bi-limsel faaliyetler araclyla kefettik.

    Bilimsel abann hedefi evrendeki fenomenlerin al-tnda yatan sebepleri ve bu fenomenlerin hangi sre-lerden geerek mevcut duruma geldiklerini kefetmek-tir. Grld gibi bilimsel faaliyete giriirken evrenin zeliklerinin kefedilmesinin mmkn olduuna dair n kabul de zihnimizin bir kesinde mevcuttur. El-bette evrenin kefedilebilir olmas demek insann her istedii sorunun cevabn, istedii zaman srecinde bulabilecei anlamna gelmez. Fakat bylesi bir n ka-buln bilimsel abay nasl destekledii ortadadr. Bir yerde su bulmak iin kuyu aan kii, orada suyun ke-fedilebilir olduuna dair n kabule sahiptir, yoksa suyu kefetmek iin gerekli abay sarf etmez, hatta kuyuyu amaya balamaz bile. Suyu kefetmenin mmkn ol-duunu bilmenin mutlak olarak suyun bulunmasn ga-ranti etmedii bilinse de suyun kefedilebilme ihtimali kuyunun kazlmasn salar. Ayn ekilde evrenin ke-fedilebilir zellikte olmas bilimsel faaliyetin gerekle-mesi iin yeterlidir, ayrca peinde olunan zel soruyla ilgili zelliin mutlak olarak kefedilmesi, hatta kefe-dilebilir olmas da gerekli deildir.

    Birok bilim insan daha nceki balklarda ele al-nanlar gibi evrenin kefedilebilirlii olgusunun kendisi

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    46

    hakknda dnmeden evreni kefetmeye koyulurlar. Bu durumdaki bilim insanlar ses telleri hakknda d-nmeden ark syleyen arkclar veya ayaklar hak-knda dnmeden koan atletler gibidirler. Bunlar ou zaman arklar ve koular zerine ylesine younla-rlar ki ark sylemeyi ve komay neyin mmkn kldn dnmek akllarna bile gelmez. Ender ola-rak ses telleri hastalannca veya ayaklar sakatlannca bunlar zerine dnseler de bu daha ziyade hastal geirmeye almak amal bir objeletirmedir; ses tel-lerinin sesi nasl oluturduu veya ayak fizyolojisinin detaylarna vakf olma bu objeletirmenin hedefi deil-dir. Ayn ekilde birok bilim insan, evreni kefetme abasna girdiklerinde yldzlarn nasl k yaydkla-rn veya kalbin nasl attn kefetmeyi amalarlar ama nasl olup da evrenin kefedilebilir olduu ze-rine ve evrenin kefedilebilir olduuna dair n kabu-ln rasyonel temelinin ne olduu zerine dnmezler.

    Bilimsel abalarn sonular evrende neleri kefe-debildiimizi gsterse de evrenin nasl bylesine ke-fedilebilir bir yapda olduunu aklamaz. Burada u sorular sormamz gerekmektedir: Nasl oluyor da yle bir evrendeyiz ki ok byk bir acizlik iinde ev-renin milyarlarca yllk srelerini ve milyarlarca k yl uzaklndaki yldzlarn yaplarn kefetmemiz mmkn oluyor ve Hangi dnce sistem(ler)i ev-renin kefedilebilir bir yapda olduunu desteklemek-tedir? Ancak evrenin tmn aklayan ontolojik

  • 47

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    grler bu sorularn cevaplarn salayabilir. Kefe-dilebilirlik ile ilgili bu mthi olguyu aklama husu-sunda rakip iki gr karmza kmaktadr; bunlar teizm ve natralizmdir.

    Teizme gre evreni de evrende insan da yaratan tek olan Allahtr. Evren, Allahn kudret ve sanatnn tezahr ettii bir alan olduu iin evrendeki fenomen-leri kefetmek Allahn kudret ve sanatn da kefetmeye arac olmaktadr. nsanlarn byk bir acizlik iinde evrenle ilgili ok nemli hususlar kefetmeleri srp-riz deildir, nk bu, evrene bilinli olarak konmu kefedilebilme zellii sayesinde mmkn olmakta-dr. Dier yandan natralist gr asndan evrenin kefedilebilir olmasn beklenir klacak hibir unsur mevcut deildir; evren ezelden beri var olan ve z pasif, bilinsiz, gayesiz olan maddeden ibarettir. Byle bir varlk anlaynda ise evrenin kefedilebilir olma-sn beklenir klacak hibir unsur yoktur. Bunu bekle-nir klacak hibir unsur yokken evrenin kefedilebilir olmas natralist paradigma ierisinde mutlu bir tesa-df olarak gzkmektedir. Bu kadar byk bir acizlik ierisinde milyarlarca yl gemiteki ve milyarlarca ki-lometre tedeki sreleri kefedebilmemizi mutlu bir tesadfe balamak ise hi de tatmin edici bir aklama olarak gzkmemektedir. Ayrca Higgs ve ntron yl-dzlarnn iyaps gibi evrenle ilgili birok kefimiz olmasa da insan trnn yaamna devam edebile-ceini rahatlkla anlayabilmekteyiz. Bu yzden bu tip

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    48

    keifleri yapacak kapasitemizin sadece trmz sr-drmemizle ilgili bir doal seleksiyon srecinde seildi-ini de syleyemeyiz. (Doal seleksiyonu ve canllarn evrimini natralist bir ekilde yorumlamayan gr-lerin burada sylenenler asndan ve bizim genel fel-sefi ve teolojik yaklammz asndan sorun olmad-n da sylemeliyiz.)

    Evrenin kefedilebilir olmasna bir teist mi yoksa bir natralist mi armaldr? Kimin paradigmas iinde mevcut durum daha az alacak bir durumsa doru olmas daha muhtemel aklama odur. Burada bir teist asndan alacak bir durum yoktur, nat-ralist asndan ise bu kadar byk acizlik iinde in-sann usuz bucaksz evrenle ilgili ok nemli keifler yapabilmesi iin bu kadar ok imkn kmas ok a-rlmas gereken bir durumdur. Evrenin kefedilmesi-nin birok unsura bal olmasyla ve bu unsurlarn var olup da evrenin kefedilmesine bu kadar katk sunma-laryla ilgili muhteem olguyu anlamamza teist para-digma makul bir aklama sunuyorken natralist pa-radigma bir aklama sunamamaktadr.27 27 rnek olarak ok uzaktaki yldzlarn yapsn kefetmemizle ilgili olguyu

    ele alalm: Bunun iin birok baka unsurun yannda teleskoplarn kullan-labilmesi gerekmektedir; bu ise ancak ok ok byn ok ok kk bir alanda toplanabilmesini salayan optik yasalar (katrilyonlarca kilometre-kareyi birka santimetrekarelik teleskop camnda ve sonra gzmzde al-glamamz bu yasalar mmkn klar) evrende varsa, teleskobun camlarn oluturacak hammaddelerin bulunduu bir evrende yayorsak, teleskopla yldzlarn yapsn anlamamzda temel unsur olan k yldzlarn yapsn gsterecek zellikleri iinde barndryorsa. mmkndr.

  • 49

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    Kurann evrendeki fenomenlere yneltip, onlar in-celemeye sevk eden yzlerce ayeti, Kurann ortaya koy-duu teizm asndan evrenin kefedilmesinin beklenen hatta arzu edilen bir husus olduunu gstermektedir. Kurann ynelttii evren kefedilmeye ak olmasa bu yneltme faaliyeti de anlamsz olmaz myd? Bu ayet-lerin insanlara indirildii dnemde, evrendeki feno-menlerin incelenmesini ve kefedilmesini nemseyen bilimsel bir kltrn yaygn olmad da hatrlanma-ldr. Kurann evren zerine dnp sonular kar-maya tevik eden ayetlerine u ayet rnektir:

    zerlerindeki g nasl yaptmza bakmazlar m; onu ssledik, onun hibir eksii gedii de yok. Ve yeryzn nasl yaydk, ona dalar yerletirdik ve gnl aan her tr yetitirdik.28

    Ksacas evrenin kefedilebilir olduuyla ilgili bi-limsel faaliyette bulunurken zihnimizde mevcut olan n kabul Kurann ortaya koyduu teizm destekler-ken, natralist felsefede bu n kabul destekleyecek bir unsur yoktur. Bir natralist, bilimin baarlarna bakarak evrenin kefedilebilir olduuyla ilgili bir n kabule sahip olabilir ama paradigmas asndan bu arlacak, beklenmeyecek bir durum olmaldr. Ar-tan bilgimiz evrenin kefedilebilme zelliini gsterir ama ayn zamanda bize acizliimizi haykrr. Teist ba-k asndan bu durumda bir paradoks yoktur, nk 28 50-Kaf Suresi 6-7.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    50

    Allahn snrsz gc ve mthi yaratlar karsnda aciziz ama yaratcmz evreni bylesine kefedilebilir kld iin usuz bucaksz evrendeki noktack hk-mnde olan varlmz ve acizliimize ramen evreni bylesine kefedebiliyoruz.

  • 51

    4- DOA YASALARI EVRENSELDR

    Bilimin en nemli n kabullerinden biri iinde bu-lunduumuz evrendeki sreleri tarif eden doa ya-salarnn zaman ve meknda evrensel olduudur. Ev-rendeki sreleri belirleyen doa yasalarnn zamanda evrensel olduuna dair n kabulmz olmasa ne ge-mie ne de gelecee ynelik bilimsel ngrler yapa-biliriz. zellikle gemi srelerle ilgilenen jeoloji ve kozmoloji gibi bilim dallarnn gvenilirlii, doa ya-salarnn gemite de ayn derecede geerli olmasna baldr. Dier taraftan doa yasalarnn meknda ev-rensel olmas, bedensel olarak ulaamadmz uzak ci-simleri inceleyen astrofizik gibi bilimsel disiplinlerin gvenilirliini belirler. Aslnda bilim dallar asn-dan bu kadar nemli olan doa yasalarnn evrensel-lii gncel hayatmz srdrmemiz ve eylemlerimizin sonularn bilmemiz asndan da arttr. Eer suyu imemizin hayatmz iin art olmasn salayan bi-yoloji yasas deiseydi veya yksek bir yerden atlad-mzda aa dmemizi salayan ekim gc yasas

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    52

    deiseydi dnyada yaptmz eylemlerin sonula-rn bilmemiz, hatta normal bir hayat srmemiz bile mmkn olmazd. Bilimsel faaliyete girien kii yasa-lara ulamaya abalarken bulaca yasalarn evrensel olaca zihninde bir n kabul olarak vardr; buluna-cak yasa eer baka bir lkeye gidince veya yarn de-iecekse onu bulmak iin neden uraalm? Yasalarn evrensellii sz konusu olduunda drt farkl evren-sellikten bahsetmek mmkndr:

    1. Yasalar zel uzay-zamansal konumlara atf yap-mazlar.

    2. Yasalarn uzay ve zamanda snrsz menzilleri vardr.

    3. Yasalar uzay ve zaman koordinatlarn aka iermezler.

    4. Yasalar uzay-zamansal telemelerde deimez-dirler. 29

    Yasalarn evrensellii, bilim felsefesindeki nemli bir problem olan tmevarm sorunu ile yakndan ili-kilidir. Tmevarm sonlu sayda gzlem nermesinden genel bir ilke karma ilemidir. rnek olarak, ayn ykl iki paracn birbirini ittiini defalarca gz-lemledikten sonra Ayn ykl paracklar birbirini iter ilkesini karmlarsak tmevarm yapm oluruz. 29 John Earman, The Universality of Laws,Philosophy of Science, 45, 1978.

  • 53

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    Bu genelleme ilemi ne kadar dorudur? Dier bir de-yile tmevarm gvenilir bilgi reten bir yntem mi-dir? nl felsefeci David Humea gre bu sorunun ce-vab olumsuzdur,30 ona gre tmevarmn rasyonel bir gerekesi yoktur. Tmevarm sorunu tmevar-mn rasyonel gerekesinin sorgulanmasdr. Tmeva-rm sorunu yasalarn evrensellii ile yakndan ilikili-dir. Hume bunun farkndayd, ona gre eer yasalarn evrensel olduu n kabulne sahip olunursa tmeva-rm sorunu ortadan kalkard. Zira gemite bolca ya-plan ve kesin kanaat oluturmu gzlemlerden hare-ketle evrenin sabit yasalara sahip olduu n kabulu ile gelecek hakknda da ngrde bulunulabilir ve bu -karmlara gvenilebilir. Ancak Hume, bu n kabulun kendisinin de tmevarma dayand gerekesi ile so-runu zemediini iddia etmitir. Humea gre yasala-rn evrensellii ancak tmevarmla, tmevarm da ya-salarn evrensellii ile temellendirilebilirdi.

    Bilim felsefesindeki nemli yaklamlardan biri yanllamaclk (falsification) olarak bilinen yaklam-dr. Karl Popper tarafndan tmevarm sorununa -zm olarak ortaya atlan bu yaklama gre bir iddia ancak deneysel ve gzlemsel verilerle yanllanma im-kan tanyorsa bilimseldir.31 Mesela, Ayn ykl par-acklar birbirini iter iddias bilimseldir, nk pekl 30 David Hume, A Treatise of Human Nature, John Noon, London, 1739.31 Karl Popper, Conjectures and Refutations: The Growth of Scientific

    Knowledge, Basic Books, New York, 1962.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    54

    bir deneyde ayn ykl paracklarn birbirini itmedii gzlemlenebilir, dolays ile bu iddiann yanl olduu o deney aracl ile ortaya konabilir (ama tmevarm sorunundan dolay doruluk iddiasnda bulunulamaz). Yanllamaclk, bilim felsefesinde eski poplaritesini kaybetse de bilim insanlar arasnda sayg gren bir yere sahiptir. Birok kii sadece tmevarmn yasalarn ev-rensellii n kabulne dayandn zanneder ama yan-llamaclk da tmevarm gibi yasalarn evrensellii ile yakndan ilikilidir. Zira yasalarn evrensellii n kabul olarak kabul edilmezse, testi geen bir iddiann ilerde ayn testte yanllanamayaca, yanllanan bir iddiann ise ilerde ayn testte dorulanamayaca bi-linemez. Mesela Ayn ykl paracklar birbirini e-ker iddiasn ele alalm. Bu iddiay herhangi iki ayn elektrik ykyle ykl parackla yaplacak deney ko-layca yanllayacaktr, mesela iki elektronu alp yanyana brakrsak, bunlarn birbirini ittiini greceiz. Pop-pera gre bu gzlem, yukardaki iddiay yanllamaya yeter. Peki, yarn bir anda bu elektronlarn birbirini ekmeye balamayacaklarn nereden biliyoruz? Yk-lere hkmeden yasalarn hep ayn kalaca n kabu-lne sahip olmadan bu karm yapmamz mmkn deildir. Yanllamaclk da ancak yasalarn evrensel ol-duu, yani zamanla deimeyecei ve kaybolup ortaya kamayaca n kabulne dayanr. Bu n kabul terk edilirse yanllamaclk gvenilmez bir yaklam olur.

  • 55

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    Natralist paradigma ierisinde devaml hareket halinde olan bir evrende mekn ve zamanda deime-yen yasalar beklemek iin hibir sebep gzkmemek-tedir. Fiziki Paul Davies bu durumu u ekilde zet-lemektedir:

    Bilim insan olmak iin evrenin gvenilir, deimez, mutlak, evrensel, kkeni belirsiz mate-matiksel yasalar tarafndan ynetildiine inanman gerekir. Bu yasalarn geersiz olmayacana, ya-rn uyandn zaman snn souktan scaa ak-t gibi bir duruma rastlamayacana ya da k hznn saat ba deimeyeceine inanman ge-rekir. Yllar boyunca sk sk fiziki meslektala-rma neden fizik yasalar olduklar gibidir diye sorarm En sk verilen cevap yledir; olduk-lar gibi olmalar iin hibir gereke yoktur, on-lara sadece varlar. 32

    Bilimsel devrimin en nemli aktr ve lemeyi reddeden bir Hristiyan olan Newton doa yasalarnn evrensellii ile teist paradigma arasnda ba kurmutur:

    Eer evrensel bir hayat varsa ve btn uzay dnen varln (Allah) dorudan mevcudiyeti ile ondaki btn eyleri alglad bir alan ise o zaman yaamdan ya da iradeden aa kan ha-reket yasalar evrensel kapsamdadr. 33

    32 Paul Davies, Taking Science on Faith, New York Times, 24 Kasm 2007.33 John Hedley Brooke, Science and Religion: Some Historical Perspectives,

    Cambridge University Press, Cambridge MA, 1991, s. 139.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    56

    Yukarda bir natralistin doa yasalarna muhtemel iki yaklamndan bahsetmitik. Eer doa yasalar bi-rinci yaklam olan dzenlilik grndeki gibi doa-daki dzenliliklerden ibaretse ve bu dzenlilikler koz-mik bir tesadfse, o zaman bu dzenliliklerin gelecekte de devam edeceini, ya da evrenin gzlemleyemedii-miz ksmlarnda da var olduunu dnmemiz iin hibir neden olamaz. Bunu daha iyi anlamak iin ba-sit bir rnek verelim: Bir lkeyi ziyaret ettiimizi d-nelim, oradaki bir ehirde grdmz yze yakn taksinin tamamnn maviye boyandn grdmz varsayalm. Bu gzlemimizden hareketle gelecekte g-receimiz ya da dier ehirlerde greceimiz taksilerin rengi hakknda ne syleyebiliriz? Eer taksilerin mavi olmasnn bir aklamas varsa ve bu aklamann tm lke iin geerli olduunu renirsek o zaman gele-cekte de bu lkede greceimiz taksilerin mavi olaca-n varsayabiliriz. Ancak bir an iin taksilerin mavi olmasnn arkasnda bir aklama olmadn, bunun ok byk bir tesadf olduunu varsayalm. Bu bilgi nda taksilerin rengini deerlendirdiimizde baka ehirlerde ya da gelecekte bu ehirde greceimiz b-tn taksilerin mavi olacan iddia edemeyiz. nk taksilerin renginin rastgele bir ekilde byle olduunu varsaydktan sonra byle bir iddiada bulunmak iin hibir zeminimiz kalmaz. Taksilerin mavi olduunu gzlemeye devam etsek bile bu da bir tesadf olacaktr. Taksi rneimizdeki gibi eer doada gzlemlediimiz

  • 57

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    dzenlilikler byk kozmik tesadflerse, o zaman do-adaki dzenliliklerin evrensel olduunu; gelecekte de bu dzenliliklerin bu ekilde kalacan veya gemite de bu ekilde olduklarn veya bambaka uzayn bl-gelerinde de ayn ekilde geerli olduklarn dnme-miz iin hibir sebep yoktur. Dolays ile doa yasalar-nn dzenlilii grnde doa yasalarnn evrensellii artc bir tesadften baka bir ey deildir, evrensel-likle ilgili beklenti yersizdir.

    Naturalistin ikinci yaklam olan doa yasalarnn tmeller aras zorunlu ilikiler olduu iddias altnda da yasalarn evrensel olmas yukardaki kadar art-cdr. A tmeli ile B tmeli arasnda sonsuza kadar zorunlu iliki olacaktr nermesi ile A tmeli ile B tmeli arasnda t zamanna kadar zorunlu iliki ola-caktr nermesi, gemi gzlemlerimizi eit derecede doru aklamaktadr. Ancak ikinci nerme doruysa, bu tmellerin tarif ettii yasa evrensel deildir, gele-cekte bir t zamannda bu yasa geersiz olacaktr. Natu-ralist bak asnda birinci nermeyi ikinci nermeye tercih etmek iin hibir gereke yoktur. Daha da k-ts t zaman sonsuz sayda farkl saysal deer alabi-lecei ve natralistin ilk nermeyi ikincinin herhangi bir alt kmesine (mesela t=10 milenyum sonra) tercih etmek iin hibir sebep sunamamasndan tr, ikinci nerme ilk nermeye kyasla sonsuz defa daha olasdr!34 34 Helen Beebee, Necessary Connections and the Problem of Induction,

    Nous, 45, 2011, s. 504-527.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    58

    Dolays ile bylesi bir natralizm bak as altnda doa yasalarnn evrensel olmasnn beklentisi rasyo-nel bir zemin bulamaz, tersine doa yasalarnn ilerde bir gn geersiz olmasnn beklentisinin daha yksek olmasnn gerektii bile sylenebilir. Sonu olarak na-tralist ister doa yasalarn dzenliliklerin bir tasviri olarak grsn, isterse onlar tmeller aras zorunlu ili-kiler olarak grsn, yasalarn evrensel olmasn bekle-mesi iin hibir rasyonel nedeni yoktur.

    Dier taraftan evrenin, tek ve mkemmel bir yara-tcs ve tasarlaycs olduunu syleyen teizm asndan evrensel yasalar olmas beklendik bir durumdur. Teist bak asnda evren mkemmel bir yaratc olan Al-lah tarafndan yaratlmtr ve gene bu yaratc tarafn-dan muhafaza edilmektedir. Allah mkemmel olduu iin doasnda bir deiim sz konusu deildir. Dola-ys ile doas deimeyen Allah tarafndan tasarlan-m ve muhafaza edilen yasalarn zaman ve meknda deimez olmas beklendik bir durumdur.

    Teizmin bak asnda, doa yasalarnn evrensel olmasn beklememizin bir dier sebebi de Allahn birliine ve btn varln Rabbi olduuna inantr; Kuran metninde bu vurgu ok n plana kmaktadr. Allahn btn zaman dilimlerini ve btn mekan-lar ierecek ekilde varln Rabbi olmas, ayn yasa-larn farkl zaman dilimlerinde ve farkl mekanlarda geerli olmasna rasyonel zemin sunar. Tarih boyunca

  • 59

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    tektanrl dinlere muhalif bir pozisyonda olan oktan-rc bak asna gre farkl olgularn ya da blgelerin farkl farkl ilahlar vardr, dolays ile her blgenin ya-sas olmas mmkn olsa da bu yasalarn evrensel ol-mamas beklenecek durumdur. oktanrc anlay ieri-sinde doa yasalarnn blgeden blgeye ya da olgudan olguya deimesi beklenmelidir. ou oktanrc anla-yta, ilahlar birbirleri ile sava halindedirler, dolays ile belli olgulara ya da blgelere hakim olan ilahlar za-man zaman o blgelerdeki hakimiyetlerini kaybetmek-tedirler. Bu kayplar beraberinde bu olgulara ya da bl-gelere hkmeden yasalarn deimesine yol aacaktr. Dolays ile oktanrc bak asnda, yasalarn zaman-dan bamsz olduunu bile iddia etmek mmkn de-ildir. Dier taraftan tevhid inancna gre evreni yara-tan, yasalarn belirleyen, muhafaza eden, evrenin her noktasna hkim tek bir Varlk vardr. Evrenin tek bir mutlak Hkimi olduu inanc, doa yasalarnn evren-sel olmas gerektii inancn desteklemektedir. Kurann u ayeti Allah dnda ilah kabul edildiinde ortaya -kacak kargaaya dikkat ekmektedir:

    Eer ikisinde (gkte ve yerde) Allahn dnda ilahlar olsayd elbette ikisi de bozulurdu.35

    Nobel dll biyokimyac Mervin Calvine gre tek-tanrc grlerin oktanrc yaklamlardan farkl ekilde evrende birlii ngren bylece yasalarn evrenselliini 35 21-Enbiya 22.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    60

    kabul etmeye yol aan yaklam modern bilimin te-mellerini oluturmutur.36

    Kurann ortaya koyduu teizmin paradigmas ie-risinde doa yasalarnn evrensel olmas gerektii bek-lentisini oluturan dier bir neden, yukardaki birinci maddede dikkat ektiimiz gibi bu dnyann bir im-tihan alan olmasdr. Yukarda belirttiimiz gibi im-tihann adil ve anlaml olabilmesi iin kiilerin davra-nlarnn sonularn ngrebilmeleri gerekmektedir. Byle bir ey de ancak doa yasalar evrensel ise ger-ekleebilir. Mesela yal bir adama yardm etmek ga-yesiyle su verildiini dnelim, eer biyokimya yasa-lar bir anda deiir ve su zehirli hale gelirse, yardm amac ile yaplan bu davran kiinin lm ile sonu-lanr. Byle bir evrende, kiilerin davranlarnn so-nularn bilemeyeceklerinden dolay imtihan anlamn kaybedecektir. Dolays ile Kurann anlatt ekilde bir imtihan dnyasnda olmamz, bilim yaparken zihin-lerde mevcut bir n kabul olan doa yasalarnn evren-sel olmasn gerektirmektedir.

    Dier yandan ne natralist felsefede ne de ok-tanrl dinlerde bu n kabul destekleyecek bir unsur mevcuttur. zellikle Kurann en nemli mesaj olan Allahn birlii ve Kurann ortaya koyduu paradigma-nn en nemli unsurlarndan biri olan imtihan dn-yasnda olmamz doa yasalarnn evrensel olduuyla 36 Melvin Calvin, Chemical Evolution, Clarendon Press, Oxford, 1969, s.

    258.

  • 61

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    ilgili n kabul desteklemektedir. Bu n kabul destek-leyen bir varlk anlayn ve hayat grn benimse-meden de bu n kabule sahip birok bilim insan var-dr. Ama Kurann ortaya koyduu varlk anlaynn ve paradigmann bunu desteklediini ve rasyonel ze-min sunduunu tespit etmemiz nemlidir. nk bu-radaki iddiamz Kurann ina ettii zihin yapsnn bi-limsel faaliyeti desteklediidir.

  • 62

    5- EVREN NCELEMEK DEERLDR

    Evreni incelemenin deerli olduu, bu faaliyetin va-kit ve kaynak ayrmaya deer olduu, bilimsel fa-aliyeti destekleyen dier nemli bir n kabuldr. Eer evrenin incelenmesi deerli kabul edilmezse, bu, bilim-sel faaliyete giriilmesi nnde ciddi bir engel olutu-rur. Gnmzde bilimin teknoloji retmede ve dola-ysyla hayat kolaylatrmadaki rol ok iyi bir ekilde gzlemlendii ve bilimsellie deer veren bir kltrel yap kresel lekte yaygnlat ve siyasi yaplarca da bilimsel faaliyetler desteklendii iin evrenin incelen-mesinin gerekli olduu (bu, bilim yapmann gerekli olduu anlamn tamaktadr), benimsenmesi kolay bir n kabul gibi gzkebilir, ancak insanlk tarihine baktmz zaman bunun byle olmad rahatlkla grlecektir. Tarihsel srete ortaya kan birok kl-trde pratik ihtiyalarn karlanmasnn salanmas dnda evreni incelemek iin ciddi bir tevik ve kay-nak aktarma gereklememitir. nsann iinden gelen renme arzusu evrenin incelenmesini destekliyor olsa

  • 63

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    da iten gelen bu arzu evreni incelemenin neden de-erli olduunu gstermek iin rasyonel temel sunmaz.

    Her dinsel veya felsefi grn bilimsel aktiviteyi desteklemediine dikkat edilmelidir. rnein evre-ni-maddeyi kt bir varlk olarak sunan dini veya fel-sefi bir gr asndan evreni inceleme faaliyetinin de-erli bir faaliyet olarak kabul edilmesi zordur. Dnya tarihinde gzken kimi dini ve felsefi grler, bu ev-renin hammaddesini oluturan maddeyi kt bir var-lk olarak niteleyerek, bilim yaplmasn destekleyen bahsedilen n kabule aykr ekilde zihinleri ina et-milerdir. Fakat Kuran metninde evrenin-maddenin kt olduunu dndrecek hibir ifade olmad ve evrenin-maddenin yaratcs Allah iyi bir varlk olarak tantld, bu yaratcnn yaratt evreni-maddeyi in-celemek deerli sonulara ulatran bir faaliyet olarak tevik edildii iin bu yaklam evreni-maddeyi ince-lemenin deerli olduunu destekler.

    Dnya nfusunun nemli bir blmnde etkisi bu-lunan Uzakdou dinlerini ele alalm, bunlarn byk ounluu d dnyann, yani evrenin nesnel bir var-l olmadn, evrenin bir illzyon olduunu iddia ederler. (Teizmin iindeki kimi yaklamlarda da rne-in baz sufi ekollerde de benzer grler savunulmu-tur.) Nesnel olmayan bir varlk ya da yanlsama iin ise kaynak ve vakit ayrmak, onu incelemeyi deerli bul-mak makul deildir. Dolays ile Uzakdou dinlerinin

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    64

    byk ounluunun ina ettii zihin, bilimsel faali-yetin gereklemesi iin nemli olan evreni inceleme-nin deerli olduu n kabul ile elimektedir. Fakat Kuranda evrenin ve yeryznn gerek (hak) olarak yaratld sylenerek evreni objektif bir varlk olarak grmeyen, illzyon olarak gren yaklamlara kar -klr. u Kuran ayeti bu konuda bir rnektir:

    Allah evreni ve yeryzn gerek olarak yaratt. Bunda inananlar iin delil vardr.37

    Ayrca dikkat edilmesi gerekli dier bir husus, de-erlerin objektif varln reddedenlerin bilimsel fa-aliyete bir deer atfetmesinde tutarszlk olduudur. Evreni incelemenin deerli olduunu sylemek bu fa-aliyete bir deer atfetmek demektir. Natralizme gre uzay-zaman ve madde dnda bir varlk yoktur. Var olan btn yasalar olgusaldr. Btn yasalar sadece olgusal olduu iin Humeun olgusal nermelerden sadece olgusal nermeler karsanabilir ilkesi gerei, natralizmdeki btn nesnel doru nermeler sadece olgusal olmak zorundadr.38 Dolays ile natralizme gre deer nermelerinin rasyonel bir temeli yoktur, bir natralist nesnel bir ahlak ya da estetik tanmla-yamayaca gibi herhangi bir faaliyetin deerli oldu-unu da temellendiremez.39 Bu ise evreni inceleme faa-37 29-Ankebut 44.38 David Hume, A Treatise of Human Nature, John Noon, London,

    1739,s.335.39 Natralizmde nesnel deerler olamayacann daha geni bir savunma-

    s iin baknz: Enis Doko, Aksiyolojik Argman: Deerlerin Ontolojik

  • 65

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    liyetine bir natralistin deer atfedemeyecei anlamn tamaktadr. nl ateist bilim insan Dawkins yle demektedir:

    Gzlediimiz evren, temelinde tasarm ol-mayan, ama olmayan, iyi ve kt olmayan, kr acmasz bir umursamazlk dnda hibir ey ol-mayan bir evrenden beklediimiz tm zellik-lere sahiptir.40

    Bu durumun bir sonucu olarak natralist felsefeye gre evreni incelemenin deerli bir faaliyet olduu id-dia edilemez (birok natralist bu duruma aykr hare-ket ederek, yani bilimsel almann ve bilim insannn deerli olduunu iddia ederek kendi varlk anlayla-ryla uyumsuz bir pozisyonda bulunmaktadrlar). Na-tralist bak asnda, organize bir su rgtnn yapt faaliyetlerle, bilim insanlarnn yapt faaliyet-ler arasnda nesnel bir fark gsterilemez. Elbette bir-ok natralist yaptklar bilimsel faaliyete deer atfet-mektedirler ama burada nemli olan bir natralistin bu ekilde deer atfetmesinin rasyonel temeli olup ol-maddr. Dier taraftan bir Mslman, maddi doa dnda Allahn varln da kabul ettii iin atfettii deerlere rasyonel temel oluturacak bir varlk anlay-na sahiptir. Buna gre Allah evreni incelemeyi deerli

    Temellendirmesi Tanrsz Mmkn m?, Caner Taslaman ve Enis Doko (ed.), Allah, Felsefe ve Bilim, stanbul Yaynlar, stanbul, 2014, s. 101-144.

    40 Richard Dawkins, River Out of Eden: A Darwinian View of Life , Basic Books/Harper Collins, New York, 1995, s. 132-133.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    66

    kld iin (Kurann ifadelerinden bu anlalmaktadr) bu faaliyet deerlidir.

    Kurann birok ayetinde evrendeki fenomenler Kurann iddialarnn onaylaycs olarak sunulur. Bu ayetler evreni incelemenin deerli olduu n kabu-ln desteklemektedir.41 Buna gre evrendeki feno-menler Allahn varln, kudretini, bilgisini anlama-mz saladklar iin incelenmeye deerdirler. rnein Kuranda Allahn evreni ve yeryzn yaratm ol-mas ahireti yaratmasnn ne kadar kolay olduunun bir delili olarak gsterilir. Bu ise evrenin ve dnyann incelenmeye deer olduklarna dair n kabul destek-ler, nk bunlarn yapsn anlamak slam inanc a-sndan ok nemli bir inan olan ahiretin yaratlma-snn kolayln daha iyi anlamak demektir ve bu da bir Mslman iin gerekten nemlidir. Buna dikkat eken bir ayet u ekildedir:

    Evreni ve yeryzn yaratann onlarn bir ben-zerini yaratmaya gc yetmez mi? Elbette yeter, O yaratandr, bilendir.42

    Daha nceden dikkat ekilen n kabullerin hepsine sahip olup evrenin anlalr olduunu, zihnin evreni anlayabileceini, evrenin kefedilmeye ak olduunu, 41 Bu ayetler evrendeki fenomenleri dnmeyi, incelemeyi tevik ederek ve

    emrederek motivasyon da salamaktadrlar. Burada dikkat ekilen bu ayet-lerin zihinde oluturduu n kabuldr. Motivasyonla ilgili blmde ise dik-kat ekilecek olan ayetlerin tavsiye ve emir olmalaryla oluan itici gtr.

    42 36-Yasin 81.

  • 67

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    doa yasalarnn evrensel olduunu kabul ettiinizi ama evrendeki fenomenlerin incelemeye deer olma-dklar eklinde bir n kabule sahip olduunuzu hayal edin. Bu durumdaki bir bilim insan olsanz bilimsel faaliyete girimeniz ne kadar mmkn olurdu? r-nein deniz kenarnda nnde kumsal olan bir evi-niz olsa, bu kumsaldaki kum tanelerinin saylmasnn mmkn olduunu, zihninizin bu saym yapabilecek kabiliyeti olduunu, siz saydktan sonra kum taneleri form deitirip saymnzn geerliliinin kaybolmaya-can (yani nceden bahsedilenler gibi gerekli n ka-bullerinizin olduunu) kabul etseniz, fakat bu saym yapmann hibir deeri olmayan bir ura olduunu dnseniz, vaktinizin ounu bu kumsalda geirsey-diniz bile bylesi bir saym yapmanz mmkn olur muydu? Belki ounuzun kumsal olan bir evi yoktur ama herhalde bir kumsala gitmisinizdir, bu kumsala gittiinizde kumsaldaki kum tanelerini saymaman-zn veya hibir zaman saymaya kalkmayacak olma-nzn nedeninin bu saymn yaplmaya deer olmad-na dair n kabulnz olduunu syleyemez miyiz?

    Kuran evreni incelemenin deerli olduuna dair n kabul olan bir zihin ina eder. Fakat bu n kabuln sadece Kurann sunduu teizmle alakal olmadn da sylemeliyiz. Yahudi ve Hristiyan gelenei iinde yer alp da evreni inceleyerek Allahn daha iyi tannaca-n ifade eden birok dnr olmutur. Nitekim bu kitabn iinde onlardan da eitli alntlar aktaryoruz.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    68

    Birok Mslmann bilimle ilikisinin Kurann ver-dii perspektiften ok uzak olduu aktr ama baz bi-lim tarihilerinin ciddi ekilde deneysel metodu uygu-layan ilk kii olarak grdkleri ve bu yzden ilk bilim insan olarak niteledikleri bni Heysem, slamdaki bahsedilen yaklamdan etkilenerek bilimle ilgilen-meye balam ve bilimsel faaliyete girime nedenini yle ifade etmitir:

    Ben srekli bilgi ve gerein peinde kotum ve Allahn ihtiamna ve yaknlna eriebilmek iin gerek ile bilgiyi aramaktan daha iyi bir yol olmadna inandm.43

    Natralist gr benimseyenler teknoloji retme-deki pratik fayday grerek, karizma ile para kazanma gibi hedeflerin bilimsel urala gerekletiine tank-lk ederek evrenin incelenmesi gerektiini dnebi-lirler. Bu, tarihin belli dneminde evreni incelemenin pratik faydalar grlerek sahip olunan bir dncedir, yoksa natralist varlk anlaynda evreni incelemeyi deerli klacak hibir unsur yoktur. Oysa Kurann or-taya koyduu dnya grne ve dier baz teist g-rlere gre dnyada herhangi bir pratik karl olsa da olmasa da evreni incelemek deerli bir faaliyettir.

    43 C. Plott, Global History of Philosophy: The Period of Scholasticism,Mo-tilal Banarsidass, Delhi, 2000,s. 465.

  • 69

    6- EVREN HAKKINDA BLG ELDE ETMEDE GZLEM NEMLDR

    Felsefe tarihindeki baz dnrler masa banda re-tilen bilgiyi nemsemi, gzlemsel srelerden ve-rimli bir sonu alnabileceini dnmemilerdir. Masa banda felsefi argmanlar kurmak veya matematikle ilgili teoremler gelitirmek mmkndr. Felsefi arg-manlarda kullanlan dnce deneyleriyle veya mate-matikte tmdengelimsel metotla kurulan teoremlerle gzleme bavurulmadan nemli bilgilere ulalabilir. Fel-sefe ve matematikte ulalan bu sonularn bir blm doa bilimlerinde ve sosyal bilimlerde de nemlidir. Felsefeden bilimlere metodolojisini vermede, matema-tikten doay hatta sosyal olgular anlamada yararlan-mak gerekir. Ksacas felsefe ve matematik gibi masa banda yaplabilen almalar da deerlidir; fakat bu-nun dna klmayp gzlem merkezli bilim yaplma-d srece evrendeki fenomenler hakkndaki bilgimiz ok snrl kalmaya mahkm olur. Gzlemsel ve deney-sel metot olmadan ne kimyadaki periyodik tablonun

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    70

    ne gnein iyapsnn ne de hcrenin organellerinin kefedilmesi mmkn olabilirdi.

    Bilimin belki de en nemli metodu olan deney, la-boratuvar artlarnda, sistematik olarak yaplan ve iste-nildii zaman tekrarlanabilen gzlemdir. Deneyin ba-arl bir yntem olduuna inan temelde iki n kabule dayanr, birincisi gzlemin evreni anlamada gvenilir bir bilgi kayna olduudur (bu blmde incelediimiz varsaym). Gzlemi bilgi kayna olarak grmeyen biri, sistematik bir gzlem olan deneyi de nemli bir me-tot olarak gremez. kincisi ise yukarda incelediimiz drdnc n kabul olan doa yasalarnn evrenselli-idir. Laboratuvar artlarnda yaplacak gzlemlerin, doadaki sreleri anlamada nemli olaca dn-cesi, aslnda doadaki yasalarn laboratuvarda da eit derecede geerli olduu varsaymna dayanr ki bu da doa yasalarnn evrensellii n kabulnn bir so-nucudur. Deneysel metodun en nemli n kabul olan sonularn tekrarlanabilirlii ilkesi de gene, yasalarn evrensellii n kabulnn bir alt dal olan doa yasa-larnn zamanla deimedii hep geerli olaca n ka-bulnn bir sonucudur. Dolays bu saydmz iki n kabule sahip bir zihin, deneyi yararl ve nemli bir fa-aliyet olarak grecektir.

    Gnmzde bilimle uraan herkes evrendeki fe-nomenleri gzlemenin veya laboratuvar artlarnda ge-rekiyorsa deney yapp deney sonularn gzlemenin

  • 71

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    bilim yaplrken en temel bilgi kaynaklar olduunu kabul etmektedir. Fakat insanlk tarihi boyunca bilgi elde etmede gzleme bu ekilde merkezi bir roln veril-mediini bilim tarihi kitaplarndan reniyoruz. Eski Yunanllardaki birok nemli dnr, pratik bilgi-ler salamasndaki faydas dnda gzlemsel srele-rin deerini gereince takdir edemediler. Buna iyi bir rnek olarak felsefe tarihinde ayrcalkl bir yeri olan mehur felsefeci Platon gsterilebilir. Platona gre elde edilmesi nemli olan bilgi deimez, ezeli ve ebedi, mkemmel Platonik Formlarn bilgisidir ve bu bilgi sadece saf dnce ile elde edilebilir.44 Gzlem bu ko-nuda bize yardmc olamaz, tam tersine bizi yanltabi-lir. Aristoteles formlar maddeye indirgeyerek, gzlem yaplmasn Platona gre daha ok destekleyen bir fel-sefi yaklam gelitirmitir ama onun gelitirdii bilgi kuramnda bilim hala mantken zorunlu bilgilerin pe-indedir (bilimsel faaliyet srecinde gzlemle ulalan bilgiler, mantn yasalar gibi mantken zorunlu ka-tegorisinde deildir). Aristotelese gre bilginin amac, maddeye giydirilmi ebedi formlar anlamaktr, siz bir kere bir cismin zn rasyonel dnce ile anladnz m, o cisimle alakal btn bilgileri tmdengelimsel yntemlerle karsayabilirsiniz. Bu anlayta gzlem her ne kadar cisimlerin zn anlamada yardmc olsa da bu z saf dnce ile de anlalabilir. Bu yaklamda da gzlem modern bilimde sahip olduu gibi merkezi 44 Platon, Republic, ev: R. Allen, Yale University Press, Yale, 2006, 479e-484c.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    72

    bir konumda deildir. Baka medeniyetler incelendi-inde de ykselen sularn zararlarndan korunmak, ta-rmda veya hayvanclkta kullanlmak kastyla evren-deki fenomenlerin gzlendii rneklere rastlayabiliriz, fakat doa hakknda bilgi elde etmeyi pratik faydala-rn dnda nemseyerek d dnyann gzlemlenmesi gerektii eklinde bir zihni yapdan gemi medeni-yetlerin byk bir ksmnn uzak olduunu rahatlkla syleyebiliriz.

    Masa banda dnerek varlk hakknda gerekli tm bilgilerin elde edilebileceini zannetmenin ya-nnda, baz ahslarn her meseleyi zdn d-np, bu ahslarn grlerine bavurarak evrendeki fenomenler hakknda her eyi renebileceini zan-netme de gzlemsel bilimin dmandr. Nitekim bni Heysem de bu duruma dikkat ekmitir:

    Gerei arayan kii, eskilerin yazdklarn aratrarak ve doal eilimini takip ederek on-lara gvenen kii deildir, tam aksine onlara ku-kuyla yaklaan, onlardan toplad bilgileri sor-gulayan, trl trl kusur ve eksikliklerle dolu yapya sahip insanlarn szleri yerine argman-lara ve kantlara boyun een kiidir.45

    Bu konuyla ilgili anlatlan mehur bir hikye by-lesi bir zihniyetin yaygn olduu dnemler hakknda 45 A. I. SabraIbn al-Haytham: Brief Life of an Arab Mathematician,Har-

    vard Magazine, Eyll-Ekim 2003.

  • 73

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    bize bilgi vermektedir. Bu hikyeye gre atn ka dii olduunu soran birine cevap olarak Aristotelesin ki-tabn ap da bakalm denmitir.46 Bu hikye gerek olmayabilir ama her halkarda uzun bir zaman dili-mindeki zihniyeti aktarmas asndan nemlidir. Bat dnyasnda 17. yzylda bilimsel devrimin yaplma-snda, Aristotelesin gzleme merkezi yer verilmesini nleyecek ekilde yerlemi otoritesinden kurtulma, bilim tarihi kitaplarnda nemli bir etken olarak su-nulmaktadr. Kurann evreni gzlemeye ynlendi-ren ifadelerinin deerini anlamak iin bu olguyu gz nnde bulundurmalyz. Kurann iddiasna gre b-tn varlklarn ok zerinde olan Allahtan gelen bir kitap olan Kuran, tm kitaplar ve kiiler st bir oto-riteye sahiptir. Oysa Kuranda, Allah tarafndan vah-yedilme iddias olmasna ramen Bu kitaptan evrenle ilgili her eyi renin denmemi, bu kitabn inanan-lar evren zerine gzlem yapp sonular karmaya davet edilmilerdir. Kuran, kendisine gvenen bir s-lupla, bu gzlemleri kendi otoritesine tehdit grmemi; tam tersine, akl altrmayla ve gzlemle bilgi elde et-meyle ulalan sonular kendi iddialarn tasdikleyen araclar olarak takdim etmitir. Evrendeki fenomenleri gzleyerek sonular karmaya davet eden ayetlere u iki ayet rnektir:46 D. Ary, L.D. Jacobs ve A. Razavieh, Introduction Research in Education,

    Harcourt Brace College Publishers, Orlando, 1996, s. 6.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    74

    De ki: Yeryzn gezip dolan da yaratln nasl baladn grn.47

    Evrende ve yeryznde nice deliller vardr ama bunlar yanndan yz evirip gemektedirler.48

    Bu ayetlerden ilkinde dnyann iindeki fenomenle-rin incelenmesi suretiyle yaratl hakknda bilgi edin-meye davet varken, ikincisinde yeryzndeki delilleri incelemeyenler eletirilmektedir. Bunlar ve benzeri ayetleri okuyan bir kii, Kuran okuyup da evrendeki srelerle ilgili her detay reneceini deil, fakat ev-rendeki fenomenleri gzleyerek ve inceleyerek elde ede-cei bilgilerden faydalanacan anlar. Ksacas Kuran, kendinden nceki mitolojiyle ve gelenekle yorulmu zihinleri bunlarn otoritesinden kurtarrken evrendeki olgular gzlemlemeyi deerli bulacak ekilde zihinleri ina eder. Bu ise Evren hakknda bilgi elde etmede gzlem nemlidir gibi bilim asndan deerli bir n kabuln oluumunu desteklemektedir.

    Gnmz biliminde gzlemin bilgi elde etmedeki baars ok iyi tecrbe edilmi olduundan, mevcut pratik sonulara tank olan bilim insanlar gzlemin nemli olduuna dair n kabule sahiptirler. Birok bilim insan bu n kabul zihinlerinde bulundurur-ken -d dnyann varl gibi- bunun neden nemli olduunu temellendirmeyi dnmezler bile. Kuran, 47 29-Ankebut 20.48 12-Yusuf 105.

  • 75

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    pratikteki sonulardan faydalanlmasndan bamsz olarak gzlemi tevik eder ve bylece ballarn hi-bir pratik fayda bulmalarna bal olmadan gzleme yneltir. Elbette Kuran ayetlerinin gzleme yneltme-sini uygulamaya kalkan birok kiinin gncel hayattaki gzlemlerle yetinip, bilim iin gerekli olduu gibi daha sistematik bir ekilde gzleme ynelmemesi ve bylesi gzlemlerin verilerini renmeye almamas mm-kndr (burada bir kez daha pratikte Mslmanlarn yaptklarn deil Kurann ieriini anlamaya ynel-diimizi belirtmek istiyoruz). Fakat ayetlerin ynelttii evrendeki fenomenlerin daha iyi anlalmas iin gn-cel sradan gzlemlerin tesine geilip bilim iin ge-rekli ekilde sistematik gzlem yaplmasnn bunlar daha nitelikli bir ekilde kavrataca aktr. Ayetlerin istedii de zaten nitelikli bir kavramadr; ayetlerde ev-rene yneltmek iin geen Arapa kelimeler derin bir ekilde, zne nfuz ederek incelemeyi ifade etmek-tedir. Ksacas bilimsel faaliyetlerin gereklemesinde nemli bir yeri olan evren hakknda bilgi elde etmede gzlem nemlidir n kabuln, Kurann evreni ince-lemeye ve bu incelemelerden sonular karmaya davet eden birok ayeti desteklemektedir.

  • 76

    7- EVREN ANLAMADA

    MATEMATK NEMLDR

    Bilimsel yaklamda gzlemler sonucu ulalan bil-gileri ifade etmede matematiin kullanlmasnn nemli bir rol vardr. zellikle fizik asndan mate-matiin evreni anlamadaki rol ok merkezidir. Var olan olgular matematiksel yasayla birletirilip deer-lendirildiinde, gemi ve gelecek hakknda ngrde bulunmak mmkn olmaktadr. Evrenin ilk dakika-larnda ne olduundan dnyann yana kadar birok olguyu matematiin salad evrene nfuz gcyle renebildiimiz gibi cep telefonlar, bilgisayarlar, uy-dular gibi birok teknoloji harikasn retmeyi ve i-letmeyi de matematiin gcnden faydalanarak gerek-letirebiliyoruz. Kuantum kuram ya da genel grelilik gibi modern bilimin temel talar olan teorileri, mate-matii kullanmadan ifade etmek neredeyse imknsz-dr. Grup teoriden topolojiye, kompleks analizden di-feransiyel geometriye kadarki alanlarda olduka soyut

  • 77

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    olabilen matematiksel kuramlar bile evreni anlamada vazgeilemeyecek derecede nemli rol oynamaktadrlar.

    20. yzyln iki nemli filozofu Hillary Putnam49 ile Willard Quine,50 matematiin deneysel bilimler iin vazgeilmez olduunu savunmulardr. Bu yaklam felsefe literatrnde Putnam-Quine vazgeilemezlik tezi (Putnam-Quine indispensability thesis) olarak bi-linir. Bu yaklama gre matematik doa bilimlerinin vazgeilmez bir parasdr, matematiksiz gelitirilmeye allacak herhangi bir bilim eksik olacaktr. Quine ve Putnamn tezlerinin sonucu gibi gzken matematiksel objelerin gerekten var olduu gr, tartmal olsa da, bilim felsefecilerin nemli bir blm tarafndan benimsenmektedir. Bu yaklama itirazlara ise Hartry Fieldin kurguculuu (fictionalism) rnek olarak veri-lebilir.51 Her ne kadar Field, matematik olmadan doal bilimlerinin yaplmasn mmkn grse de, o bile ma-tematiin doayla ilgili akl yrtmeyi nemli lde kolaylatrp basitletirdiini kabul etmektedir. Dola-ys ile matematik, evreni tanmlamaya en uygun dil-dir ve bilimler asndan yeri doldurulamaz bir fonksi-yonu vardr. Ancak bu durum, modern algda normal gzkse bile, ok garip ve beklenmedik bir durumdur. 49 Hillary Putnam, What is Mathematical Truth, Mathematics Matter and

    Method: Philosophical Papers, Cambridge University Press, Cambridge MA, 1979, cilt 1, s. 6078.

    50 W. V. Quine, On What There Is, From a Logical Point of View, Harvard University Press, Cambridge MA, 1980, s. 119.

    51 H. H. Field, Science Without Numbers: A Defence of Nominalism, Blackwell, Oxford, 1980.

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    78

    Kuantum mekaniinin kurucularndan Nobel dll fiziki Eugene Wigner, matematiin doaya uygunlu-unun garipliini anlatt Matematiin Makul Olma-yan Etkisi (Unreasonable Effectiveness of Mathematics) adl makalesinde yle demektedir:

    matematiin doa bilimlerindeki muaz-zam kullanll gizemle doludur ve bunun ras-yonel bir aklamas yoktur.52

    Benzer ifadeleri, bir baka Nobel dll fiziki Ste-ven Weinbergte de bulmak mmkndr:

    Matematikilerin daha sonra fizikilerin ya-rarl bulacaklar formel yaplar, zihinlerinde byle bir hedef olmamasna ramen, matematiksel g-zellik hissi (duyusu) ile gelitirmeleri ok garip-tir Fizikiler, genellikle matematikilerin, fizik-sel teoriler iin gereken matematii ngrebilme yeteneklerini epey esrarengiz bulurlar. Bu, Neil Armstrongun 1969da Ayn yzeyine ilk ad-mn attnda, ay tozunda Jules Vernenin ayak izlerini bulmas gibidir.53

    Natralist bak asnda evrenin matematikle tasvir edilebileceini dnmek iin hibir makul sebep yok-tur; evrenin matematikle tasvir edilebilir oluu ok a-rtcdr. Natralistler genelde matematiksel nesnelerle 52 E. P. Wigner, The Unreasonable Effectiveness of Mathematics in the Na-

    tural Sciences, Symmetries and Reflections, MIT Press, Cambridge MA, 1964, s. 223.

    53 S. Weinberg, Dreams of a Final Theory, Vintage, London, 1993, s. 125.

  • 79

    C A N E R T A S L A M A N - E N S D O K O

    ilgili anti realist bir tutum benimserler, dier bir de-yile matematiksel nesneleri insan zihninin rnleri olarak grrler. Fakat matematiksel nesneler bir e-kilde insan zihninin rnleriyse, o zaman bizim ge-litirdiimiz karmak aksiyomatik bir yapnn evreni bu kadar iyi tarif etmesini beklemek iin hibir neden yoktur. Bu bak asnda, satran kurallarnn evren-deki fenomenleri tarif etmesi ne kadar beklenirse, ma-tematiin de evreni tarif etmesi ancak o kadar beklenir olmak durumundadr. Natralist, matematiksel nesne-lerin insan zihninden bamsz olduunu iddia edip, realist bir tavr benimserse de sorun ortadan kalkmaz. Zira matematiksel nesneler, nedensel ilikiye girmeyen, uzay zaman dnda soyut nesnelerdir, bu yzden bun-lar evreni hibir ekilde etkileyemezler. Matematiksel nesneler evrene etki edemiyorsa, evrenin o nesnelerle tarif edilecek bir yapda olmas ve o nesnelerle tarif edilmesi nasl aklanabilir? Sonu olarak natralist, matematiksel objelerle ilgili ister realist ister anti-rea-list tavr taknsn, iki yaklamda da evrenin matema-tikle tarif edilebilmesini beklemesi iin hibir rasyo-nel nedeni yoktur.

    Dier taraftan teizm, hem realist yaklam hem de anti realist yaklam ierisinde evrenin matematie uygunluunu rahata aklayabilir. Eer realistin id-dia ettii gibi uzay zaman akn baz matematiksel

  • K U R A N V E B L M S E L Z H N N N A S I

    80

    nesneler gerek varlklar olarak varsa,54 Allah bu nes-nelerin bilincinde olduu iin evreni pek ala bu nesne-leri ierecek, onlara uygun biimde yaratm olabilir. Natralizmde var olan matematiksel nesneler ile evren arasndaki nedensel boluk teizmde yoktur. Matematik insan zihninin bir icad olarak grlrse, teizm asn-dan gene evrenin matematikle aklanmaya uygun ya-pda olmasnda bir sorun yoktur. nceki blmlerde grdmz gibi teizmin bak as altndaki temel beklenti evrenin anlalr bir yapda olmas ve insan zihni ile uyumlu bir yapya sahip olmasdr. Eer in-san zihni matematii retmeye kadirse, matematik in-sann dnmesinde verimli bir aracysa, o zaman ev-renin de anlalr ve insan zihni ile uyumlu olmas iin matematie uygun bir ekilde yaratlm olmas bek-lendik bir durumdur. Natralizme gre evren insan zihninin bir yaratmas olmad iin insan zihninin bir icadnn (matematiin) evrene bylesi bir ekilde uymasnn aklamas yokken, teizme gre evreni Al-lah yaratt iin bu uygunluu