kym haber 34. sayı ramazan Özel

84

Click here to load reader

Upload: kessaf-medya

Post on 31-Mar-2016

238 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Kimse Yok Mu Derneği'nin resmi yayın organı KYM Haber'in 34.sayısı. İçerisinde Ramazan'a özel dosyalar, özel makaleler ve haberler bulabilirsiniz. Keyifli okumalar.

TRANSCRIPT

Page 1: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

1Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

RAHMET ŞEMSİYENİZİ PAYLAŞMANIN BEREKETİYLE DOLDURUN

Kim

se Y

ok M

u Derneği haber bü

lteni

SAYI 34 Mayıs

Haziran Temmuz

2014

RAMAZAN ÖZEL

Page 2: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

2

Page 3: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

3Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

KYMHABERKimse Yok Mu Derneği Haber Bülteni

Ramazan Özel - Sayı 34 Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Kimse Yok Mu Derneği adına İmtiyaz Sahibi

İsmail Cingöz

KYM EDİTORYAL GRUP

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Savaş MetinHaber Müdürü Mustafa İlhanHaber Merkezi Cengiz Öğütücü Safiye Yıldırım

Hatice Avcı

İLETİŞİMKimse Yok Mu Derneği Mimar Sinan Mahallesi

Basra Caddesi No: 24-26Sultanbeyli | Istanbul

Telefon: +90 216 521 80 80Faks: +90 216 520 16 16Web: www.kimseyokmu.org.trMail: [email protected]

YAYIN YÖNETİMİ Keşşaf Medya

Editör Sümeyra Marmara UyanıkHaber Koordinatörü Hamide GünsarıGörsel Tasarım Alper Uyanıkİçerik Koordinatörü Selami Macit İLETİŞİM

Keşşaf Medya Tanıt. Rekl. Org. Ltd. Şti. Atatürk Mahallesi

Şengün Sokak No:3Ataşehir | İstanbul

Telefon: +90 850 433 54 54+90 850 433 88 99

Faks: +90 216 455 92 58 Web: www.kessaf.com.tr Mail: [email protected]

BASKI HİZMETLERİ Kristal Matbaacılık LTD. ŞTİ.

[email protected]

KATKI SAğLAYANLAR

Misafir Kalemler: M. Fethullah GülenHarun Tokak

Sayit KoçerKapak İllüstrasyonu: Necip Şahin

KULLANILAN İKONLAR

Yazı Sahibi

Röportaj Sahibi

Fotoğraf Sahibi

İllüstrasyon Sahibi

ütün İslam dünyasının ve dahi ülkemizin heyecanla

beklediği, bütün hayır ve ha-senatı cami o mübarek aya tekrar

kavuşmuş olmanın mutluluğunu ya-şıyoruz. Müslümanların neşe ve sa-bırsızlıkla beklediği Ramazan; hayırda yarışıldığı, rahmet ikliminin zirvede soluklandığı, kardeşlik bağlarının sıkı sıkıya tekrar bağlandığı kutsal zaman dilimi... Ramazan başkadır ama Kim-se Yok Mu’da Ramazan bambaşkadır.

Aylar öncesinden tatlı bir telaş sarar KYM ekibini. Hayır yapmak için sevapların katlandığı bu müba-rek günleri fırsat bilen hamiyetperver milletimizin emanetlerini zamanında ve en doğru yere ulaştırmanın telaşı başlar haftalar, hatta aylar öncesin-den. Ramazan’ı değerlendirerek tüm dünyaya kardeşlik ve sevgi tohumları atılsın diye planlar, programlar yapılır; geceler gündüzlere katılır. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” sır-rınca tüm dünyayı komşu kabul eden Kimse Yok Mu, sahursuz iftarlar yapıl-masın, iftarsız oruçlar tutulmasın diye kılı kırk yararcasına bir hazırlık içerisi-ne girer. Ramazan kolileri itinayla ha-zırlanır, iftar organizasyonları en ince detaylarına kadar planlanır. Ramazan bereketi ve coşkusu 110 ülkeye taşın-sın diye seferberlik ilan edilir.

Bu Ramazan daha bir başka yaşa-nacak Kimse Yok Mu’da! Milyonlarca yetimin başları okşanacak, KYM’nin kurduğu iftar sofralarında gülücükler, kaşık seslerine karışacak. Milyonlarca yetimin hem karınları hem gönülleri doyacak. İnsanların en hayırlılarının, yetimlerin tebessümü eksik kalmasın diye ortaya koyduğu civanmertliğin destanı yazılacak onlarca ülkede. Her akşam bir yetim misafir edilmeden sofralara oturulmayacak.

Tabii sadece KYM çalışanlarının eliyle gitmiyor bu güzellikler ulaştı-rılması gereken yerlere. İhtiyaç sahibi milyonlarca insana el uzatmak isteyen ve paylaşmak için en güzel an Rama-zan’dır diyen onbinlerce KYM gö-nüllüsü de seferber oluyor ve düşüyor yollara. Onlar için Konya, Kenya far-ketmiyor. Malatya’dan Mali’ye uzanan yollarda, birleşen yollar değil, gönüller oluyor adeta.

Sadece yurtdışına uzanmıyor tabii ki şefkatli eller. Yurt içinde de tek tek dolaşıyor aileler kardeş ailelerini. Be-raber iftar edilen sofralarda koyu soh-betler demleniyor. Çalınmadık kapı, sorulmadık hatır kalmasın diye, Ra-mazan Ramazan gibi yaşansın, bir ay Bayram havası soluklansın diye karış karış geziliyor Anadolu toprakları.

Geçen sene milyonlarca kişiyi iftar sofralarında misafir eden, yüzbinlerce ailenin Ramazan kolileriyle yüzünü güldüren, onbinlerce çocuğa hediye ettiği bayramlıklarla onların bayra-mını bayram eden KYM, bu Rama-zan daha büyük hedeflerlerle düştü yollara. Desteğinizle hedeflerini ikiye katlayan Derneğimiz, sizleri bu Rama-zan rahmet şemsiyenizi paylaşmanın bereketiyle doldurmaya davet ediyor ve “Gelin açalım açabildiğimiz kadar sinemizi ummanlar gibi olsun, kal-masın el uzatmadığımız bir mahzun gönül.” diyor.

Ramazan özel sayımızda sizleri bu kutsal ayın ruhani ikliminde dolaştıra-cak, farkı ülkelerdeki Ramazan sofra-larına konuk edecek, şehirlerimizdeki Ramazan’lardan bir lokma tattıracak, hayır kapılarını aralama vesileleriyle buluşturacağız. Ramazan-ı Şerif’i hak-kıyla ihya edebilmek ve bu vesileyle bütün sene hayırlara açık olup, hep hayır yollarında dolaşmak duası ile.

RAHMET ŞEMSİYENİZİ PAYLAŞMANIN BEREKETİYLE DOLDURUN

B

EDİTORYAL

Page 4: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

4

RAPOR Yetim kalpler yolumuzu gözler

BU RAMAZAN EN çOK ONLARI DüŞüNüN!

SÖYLEŞİ İsmail Cingöz:Bir milyon yetimi misafir etmek ve sevgimizle doyurmak istiyoruz

GÜNCEL HABER Somalı

kardeşlerimizin acısını

paylaşıyoruz

GÜNCEL HABER Hakan Şükür’den

anlamlı destek

RAMAZAN’A ÖZEL 10 İYİLİK TAVSİYESİ

KAPAK DOSYASI Rahmet şemsiyenizi paylaşmanın bereketiyle doldurun

RAMAZAN REHBERİ

MİSAFİR KALEM M. Fethullah Gülen: Ramazan-ı Şerif bize ruh disiplini kazandırmalı

MİSAFİR KALEM Sayit Koçer:

Efendimiz (s.a.s)’in

Ramazan’ı

MİSAFİR KALEM Harun Tokak:

Ben Kudüs

ŞEHİR ŞEHİR, üLKE üLKE

RAMAZAN

ÜNLÜLERDEN RAMAZAN

MESAJLARI

6

29

18

60

62

30

12

22

24

50

32

38

56

6

22

24

18

İÇİNDEKİLER

Page 5: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

5Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

GÜNCEL HABER Öğrenciler İyilik

Bayramı’nda

GÜNCEL HABER Kimse Yok Mu

Dış Politika Akademisi’nde

GÜNCEL HABER Kym’den Nijer’e eğitim ve sağlık alanında destek

GÜNCEL HABER Japonya’daki Türk

derneklerinden Suriyeli mültecilere

yardım eli

TÜRKİYE’DE KİMSE YOK MU

DÜNYA’DA KİMSE YOK MU

BASINDA KİMSE YOK MU

ŞUBE İLETİŞİM BİLGİLERİ

GÜNCEL HABER Arnavutluk’ta 1500 yetimin bayramı vardı

GÜNCEL HABER Filipinler’de yaralar sarılıyor

GÜNCEL HABER Kimse Yok Mu Dihad’da stant açan tek Türk STK oldu

GÜNCEL HABER Kenya’ya dev eğitim kompleksi

GÜNCEL HABER Balkanlarda yüz yılın sel felaketi meydana geldi

GÜNCEL HABER Kimse Yok Mu hayırseverlik için bir model oluşturuyor

GÜNCEL HABER Somalili Devlet erkanından KYM’ye teşekkür

72

74

73

75

76

78

80

82

64

68

70

63

66

69

71

30

50

62

38

Page 6: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

6 Fotoğraf: Üsame Arı | Zaman

Page 7: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

7Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

YETİM KALPLER YOLUMUZU

GÖZLER

RAPOR

ir çocuğu mut-lu etmek için pek çok

neden bulabilirsiniz. Kimi bir hediyeden mutlu olur, kimi

güzel bir yiyecekten... Kimilerine ise hiç bir şey vermeniz gerekmez, onlara sadece

sevgiyle gülümsemeniz yeterlidir... Anne ve babasını kaybetmiş kimsesiz bir çocuğun en çok düşlediği şeydir çünkü sevmek, sevgiyle muamele görmek... Bir yetimin her şeyden önce sevgi ve şefkate ihtiyaç duyduğunu bilen Kimse Yok Mu, çok kısa bir zaman zarfı içerisinde dünyanın pek çok yetimhane-

sine ulaşarak binlerce çocuğun başını okşayan sıcak bir dost eli oldu. İşte

o ziyaretlerden sizin için derle-diğimiz kısa kesitler.

Hamide Günsarı

B

Page 8: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

8

Kimse Yok Mu yetkililerinin ziyaret duraklarından biriydi Bosna-Hersek. 10-15 Nisan ta-rihleri arasında Saraybosna’da ger-çekleştirilen programlarda lise ve üniversitede öğrenim gören 130 yetim öğrenciye eğitim bursu tak-dim eden KYM yetkilileri, engelli bir yetimle de yakından ilgilendi. Programa katılan okul müdürleri yetim öğrencilere yapılan bu burs desteğinin özellikle üniversite ön-cesinde çok faydalı olacağını ifade ettiler.

Daha sonra tarihî Mostar şeh-rine geçen yetkililer, devlete bağlı Karagöz Bey İmam Hatip Lise-si’ndeki yetim ve öksüz çocukları ziyaret ederek çeşitli hediyelerle kendilerini sevindirdiler. Saraybos-na’da yapılan bir diğer programda ise yine anne ve babası olmayan 50 yetim çocuğa giyim yardımı yapıl-dı. Ama bu kez çocuklar götürül-dükleri ünlü bir giyim mağazasın-dan kendileri seçmek ve beğenmek suretiyle hediyelerini aldı. Belki de hayatlarında ilk kez kendi inisiya-tifleri doğrultusunda alışveriş yap-ma şansı bulan yetim çocukların mutluluğu görülmeye değerdi.

Bosna-Sarajova Bjelave Yetim-hanesi’ndeki yetim çocuklar ise Kimse Yok Mu’nun kendilerini zi-yaret etmesiyle mutlu anlar yaşadı.

Dünya yetimlerinin yaşadığı sıkıntıları sevince dönüştürmek için projeler üreten Kimse Yok Mu, daha önceki yıllarda Su-dan’da açtığı beş yetimhaneye bu yıl Mart ayında açtığı beş yetim-haneyi daha ekleyerek yetimhane sayısını iki katına çıkarttı.

Ülkelerinde yaşanan sıkıntı-lar ve yoksulluk nedeniyle kendi imkânlarıyla evlenemeyen yetim gençler, Kimse Yok Mu’yu ve gö-nüllülerini harekete geçirdi. Gö-nüllüler, evlenme çağına gelmiş yetim gençlere aile kurma yar-dımı yaparken, 5 yetim genç kız için de nikah töreni düzenleyerek dünya evine girmelerine vesile oldu. Yetimler yeni yuvaları için ihtiyaç duydukları eşyaları kendi tercihlerine göre alma imkânına da sahip oldular.

Yetimhane açılışlarının ardın-dan 1400 Sudanlı yetimin ihti-yaçlarını belirleyen gönüllüler, bu ihtiyaçlar doğrultusunda ken-dilerine çeşitli hediyeler dağıttı. Kimse Yok Mu tarafından çok sayıda yetime giyim, kırtasiye ve ayakkabı gibi yardımların yapıl-dığı Sudan’da yetim çocukların yüzlerindeki tebessüm görülmeye değerdi. Gönüllülere ve bu yardı-ma vesile olan herkese teşekkür eden çocuklar, Kimse Yok Mu’yu büyük bir coşku ile uğurladı.

Şubat ayının son günlerinde Fas’ın Kazablanka şehrine giden Kimse Yok Mu yetkilileri şehirde bulunan 25 yıllık bir yetimhaneyi ziyaret etti. Sidi Bernoussi Orp-helinat Daral Atfal yetimhanesine 10 bin dolar değerinde temel gıda maddesi bağışlayan Kimse Yok Mu, yetimhaneye uzun zamandır ihtiyaç duydukları 200 adet tabl-dotu da temin etti.

Kuru gıdadan kahvaltılığa, yağ-dan salçaya 4 ton gıda malzeme-sinin bağışlandığı yetimhanede 6 yaş üstü 300 yetim barınıyor. Üniversite sınavına kadar yakın-dan takip edilen bu çocuklar, üniversiteden sonra da hayata atı-lana kadar takip edilmeye devam ediliyor. Üniversite eğitimi almak istemeyen çocuklar ise yetimhane yönetimi tarafından meslekî eğiti-me yönlendiriliyor.

BOSNA HERSEK SUDANFAS

Page 9: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

9Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Dünyanın dört bir yanında ye-timlerin yüzünü güldürebilme gayretinde olan Kimse Yok Mu, Filistinli yetimleri de yalnız bı-rakmadı. Mart ayı itibariyle 122 Filistinli yetim öğrenciyi tepeden tırnağa giydiren Kimse Yok Mu yetkilileri, 3 Nisan’da düzenledik-leri ikinci bir programla yaklaşık 800 kişiye unutulmaz anlar yaşattı.

Kimse Yok Mu Filistin gönüllü-leri tarafından büyük bir salonda organize edilen geceye 500 yetim ile 300 yetim annesi katıldı. Çe-şitli gösterilerin yapıldığı törende gönüllerince eğlenen çocuklara program sonunda giyim yardımı yapılırken, 300 yetim annesine de gıda yardımı yapıldı. Balonlar ve çeşitli hediyelerle sevindirilen ço-cuklar unutamayacakları güzellik-te bir gün yaşadı.

Kimse Yok Mu gönüllüleri Ken-yalı yetimlere sadece balık vermi-yor, onlara balık tutmanın çeşitli yollarını da öğretiyor. Bu bağlam-da Nisan ayının ilk günlerinde Kenya’da faaliyete giren Kimse Yok Mu dikiş kursu hem yetimlere hem de ev hanımlarına meslek eği-timi vermeyi hedefliyor.

Özellikle yetimlere meslek edin-dirmeyi amaçlayan Kimse Yok Mu, proje kapsamında 21 adet makine satın aldı. Makinelerin bir kısmı ise başkent Nairobi’nin Kibera isimli teneke mahallesinde faaliyet gösteren bir dikiş kursuna hibe edildi. Özel olarak bulunan bir dikiş eğitmeni aylık ücret karşı-lığında iki kursta da eğitim verme-ye başladı. Bu sayede hem yetimler hem de Kenyalı kadınlar kollarına birer altın bilezik takmış olacaklar.

Kimse Yok Mu yetkilileri, Nisan ayının ortalarında Kırgızistan Biş-kek’e giderek Kırgız yetimler için muhteşem bir geleceğin protokolünü imzaladı. Kırgızistan Cumhurbaş-kanlığı Eğitim Vakfı ve Kimse Yok Mu işbirliğinde gerçekleşecek proje kapsamında 600 yetim çocuğun yatı-lı olarak kalabileceği ve aynı zamanda ilköğretim ve ortaöğretim seviyelerin-de eğitim alabileceği dev kompleksin tadilat ve inşaatı hızlı bir şekilde başla-dı. Eğitim kompleksinin Eylül ayında Bişkek’te açılması hedefleniyor.

Öte yandan Bişkek’te 2 yetimhane-ye ziyaretler gerçekleştiren Kimse Yok Mu yetkilileri, çekik gözlü anavatan çocuklarına kırtasiye malzemesi, gıda ve ayakkabı gibi malzemelerden olu-şan yardım paketlerini dağıttı. Kendi dillerinde “Rahme” diyerek hep bir ağızdan teşekkür eden yetim yav-ruların gülümseyen yüzleri her şeye bedeldi.

Yardımlar bununla da sınırlı kal-madı. Yetimhanede kalan yüzden fazla çocuğun boş vakitlerinde sera eğitimi alabilmeleri ve serada kendi yetiştirdikleri ürünleri yine kendileri tüketebilmeleri için Kimse Yok Mu tarafından bir sera kurulması için kollar sıvandı.

Temmuz başında açılması planla-nan sera, hem yetimlerin gıda ihti-yaçlarını karşılayacak hem de yetim çocuklara ek bir mesleki eğitim mer-kezi şeklinde hizmet verecek.

FİLİSTİN KENYAKIRGIZİSTAN

Page 10: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

10

Irak; coğrafi konumu, zengin yer altı rezervleri, etnik ve dini farklılıkları nedeniyle tarih sahne-sinde hep savaşlar ve beraberinde gelen insanlık dramlarıyla yer aldı. Bu dramların en sonuncusu, 2003 yılında yaşanan ve bir milyondan fazla Iraklı’nın yaşamını yitirmesi-ne sebep olan savaşta yaşanmıştı. Savaşın sona ermesinin ardından ülkede çıkan iç çatışmalar hala sürerken, tam anlamıyla sukûne-tin bir türlü sağlanamadığı Irak’ta kimsesiz kalan yetimlerin ihtiyaç-ları Kimse Yok Mu’yu harekete geçirdi.

Kimse Yok Mu yanı başında çıkan bu yangının acısını tam olarak dindiremese de en azından yetimlerin ellerinden tutarak on-lara bir nebze olsun yardımlarını ulaştırmaya gayret gösteriyor. Bu bağlamda Irak’a düzenlediği bir ziyaretle 60 yetim yavruya gıda, kırtasiye malzemesi ve oyuncak yardımında bulunan Kimse Yok Mu yetkilileri, masum çocukların hayatına bir parça mutluluk kat-manın huzuruyla yurda döndü.

Kimse Yok Mu, Romanya’da yaşayan Türk girişimcilerinin kurduğu Tuna Vakfı işbirliğiyle toplam 270 yetime el uzattı. Gö-nüllüler oyuncak ve çeşitli hedi-yelerle yetim çocukları sevindirdi. Kimse Yok Mu zihinsel engelli çocukları da unutmadı.

Yetimhanede bulunan çocuk-lar, gönüllüler için bir müsamere düzenleyerek ezberledikleri şiir ve şarkıları sırayla okudular. KYM yetkilileri ve gönüllüler ise çocuk-larla birlikte oyunlar oynayarak onlarla tek tek ilgilendiler.

Yetimhane Müdiresi Adriana Busuoc, “Yaptığınız yardımlardan dolayı çok teşekkür ederiz. Geçen aylarda başka bir yetimhaneye de aynı yardımları yapmıştınız. Bu sefer de buradaki çocukları se-vindirdiniz. Gelip çocuklarımızı sevindirdiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.” dedi.

Romanya’nın başkenti Bük-reş’te 30 bin, ülke genelinde ise yetim ya da aileleri tarafından terk edilmiş 100 bin çocuk bulu-nuyor.

Bir yetimin yüzünü daha gül-dürebilmek, onların hayatlarına biraz olsun renk katabilmek için din, dil, ırk ve cinsiyet farkı gö-zetmeksizin dünyanın çok sayıda ülkesine ulaşan Kimse Yok Mu yetkilileri komşularını da unut-madı.

Yetim Kampanyası kapsamında komşu Bulgaristan’a giden Kimse Yok Mu yetkili heyeti Sofya Novi Han bölgesindeki 240 yetim ço-cuğa gıda, kırtasiye ve temizlik malzemesi yardımında bulundu. Komşudan esen sevgi ve merha-met rüzgarları Türkiye’ye kadar ulaştı.

IRAK ROMANYABULGARİSTAN

Page 11: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

11Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Suriye’de meydana gelen olaylar zamanla yerini içinden çıkılmaz bir iç savaşa bıraktığında takvimler 2011 Mart ayını gösteriyordu. İşte o günden beri Suriye’de gözyaşı hiç dinmedi. Hayatını, tüm geçmişini Suriye’de bırakarak komşu ülkelere göç eden Suriyelilerin sayısı her ge-çen gün biraz daha arttı.

Ülkemiz de bu göçlerden na-sibini alan komşu ülkeler ara-sındaydı. Yurdun pek çok ilinde rastlamaya alıştığımız bu Suriyeli kardeşlerimizin gıdaya, giyime, barınmaya ve her şeyden önemlisi eğitime ihtiyaçları vardı. Kimse Yok Mu hayırsever ve gönüllüle-rin desteğiyle onlar için elinden geleni en iyi şekilde yapmaya gay-ret gösterdi.

Kimse Yok Mu bu doğrultuda devam eden yardımlar kapsamın-da Mart ayında aralarında yetim çocukların da bulunduğu 1500 öğrenciye nakit eğitim desteği verdi.

Afrika’dan Asya’ya, Balkan-lar’dan Ortadoğu’ya, Filistin’den Güney Amerika’ya, Bangladeş’ten Yemen’e kadar 110 ülkede yok-sulluk ve yoksunlukla mücadele eden Kimse Yok Mu gönüllüleri, Tanzanya’daki yetimhaneleri de unutmadı.

Tanzanya Sağlık ve Sosyal Yar-dım Bakanlığı Çocuk Adalet ve Islah Hizmetleri Komiserliği Yar-dımcı Komiseri Rabikira O. Mu-chi ile görüşen Kimse Yok Mu he-yeti ülkede bulunan yetimhaneler hakkında bilgi aldı. Yetimhanele-rin ihtiyaçlarının bağışlar ile karşı-landığını belirten Muchi, ülkedeki yetimlerin sayısının tam olarak bilinemediğini ifade etti. Ülkede yaşanan zor koşullar nedeniyle kız ve erkek yetimhanelerinin ayrı olmadığı söyleyen Muchi, “Anne veya babası olmayan çocuklar 18 yaşına kadar yetimhanede kalabi-liyor. Bu anlamda mevcut yetim-hanelerin şartlarının iyileştirilmesi

SURİYE TANZANYA

çok önemli.” şeklinde konuştu. Kimse Yok Mu gönüllüleri Da-

rüsselam’da bulunan yetimhanede 106 çocuğu ziyaret etti. Yetimha-neye ranza, yorgan, giyim, gıda, kırtasiye malzemesi ve oyuncak yardımında bulunuldu. Yetimha-ne Müdüresi gözyaşları içerisinde, “Buralara kadar yardım ulaştıran Türk insanına teşekkür ederiz. Yardımlarınızdan dolayı Rabbim kıyamet gününde yüzlerinizi gül-dürsün, Kevser Havuzu’nda Pey-gamber Efendimizle beraber olma-yı nasip etsin, Cemalullah’a erin.” duasında bulundu.

Kimse Yok Mu Gönüllüsü Ali Akkız ise, “Tanzanya’daki ziyare-timizde ülkedeki yetimlerin ger-çekten zor koşullarda yaşadığını gördük. Ziyaret ettiğimiz yetim-hanelerde bizlere Kur’an-ı Kerim okudular, dua ettiler. Yapılan bu dualar, yardımlarına devam eden gönüllülere, yani Türkiye’ye kadar ulaşmıştır.” şeklinde konuştu.

Page 12: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

12

Sâye saldı ehl-i imân üstüne Hamdüllilah geldi mâh-ı Ramazan

Doldu ol nur ehl-i irfân üstüneHamdülillah geldi mâh-ı Ramazan

Bursalı İsmail Hakkı

Page 13: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

13Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

RAHMET ŞEMSİYENİZİ

PAYLAŞMANIN BEREKETİYLE DOLDURUN

KAPAK DOSYASI

üm Müslüman-ların ve dahi tüm

dünyanın heyecanla ümitle beklediği o ay... Sevgi-

nin, paylaşmanın, kardeşliğin, birlik olmanın ayı... Rahmet ve bereketin gökten sağanak sağanak yağdığı o mübarek ay, aylar içinde sultan olan ay... Bir

kez daha hoşgeldin, sefalar getirdin gönül hanemize

ey şehr-i Ramazan!...

T

Sâye saldı ehl-i imân üstüne Hamdüllilah geldi mâh-ı Ramazan

Doldu ol nur ehl-i irfân üstüneHamdülillah geldi mâh-ı Ramazan

Bursalı İsmail Hakkı

Hamide Günsarı

Necip Şahin

Page 14: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

14

amazan denince önce oruç geliyor akla. Orucun

bin bir hastalığa deva oldu-ğunu tecrübe ediyoruz. Koca bir yıl bizim için çalışan organlarımıza bir ay dinlenme fırsatı tanıyoruz. Oruç sadece bedene iyi gelmiyor elbet; ruhumuza da tam anlamıyla şifa kaynağı oluyor. Tam bir ay aç kalıyor, önce vücudumuzun sonra ruhumuzun arınmasına, temizlen-mesine ve tabir yerindeyse deşarj olmasına izin veriyoruz. Ruhumu-zun derinliklerinde asıl benliğimizi keşfe çıkıyoruz. Tüm dünyaya ka-panan gözlerimizin perdeleri bir bir kalkıyor oruçla ve biz kendi hayatı-mızın öteki kıyısında kalan hayat-ları da keşfetmeye başlıyoruz. Sadece bir ay aç kalarak bir ömür yoksulluk çekenlerin, sade-ce bir ay susuz kalarak bir yu-dum suya has-ret kalanların halleriyle halle-niyoruz...

İnsanlara her anlamda şifa olan oruç, büyük bir coş-kuyla iftarına kavuşur. İftarlar, insanları ortak bir nok-tada toplayan, kaynaşmanın, birleş-menin, aynı amaç uğruna bir araya gelmenin sembolikleşmiş bir örne-ği gibi zengini ve fakiri bir sofranın etrafında buluşturur. Bu bağlamda verilen iftar yemeği, kardeşliğin, samimiyetin artmasını, olumlu duygu ve düşüncelerin gelişmesini sağlar. Oruç tutan bir insan diğer oruçlularla aynı duygu ve düşünce-leri paylaşır. Zira ikisinin de ortak noktası gün boyu Allah rızası için aç kalmak ve ibadet etmektir. Do-layısıyla aç kalan bir insan açlığın ve yokluğun ne anlama geldiğini daha iyi anlamış olur. Bu anlayış da diğer insan-lara karşı daha hoşgörülü ve merhametli ol-mayı beraberinde

uzatılması, ihtiyacının giderilmesi, hedef olarak gösterilmiş görünüyor. Bu anlamda devletler açısından da aynı şeyi düşünmeye mani her-hangi bir hal olmadığından, çeşitli

sebeplerle sıkıntı çekmekte olan komşu milletlere,

imkânı olan komşu ülkelerin ilgili ol-maları ve yardım etmeleri gerekiyor diyebiliriz.

Ayrıca Rama-zan ayı, insanla-

rın daha fazla hayır ve hasenat işlemeye,

yoksulu yetimi düşünme-ye çalıştıkları bir aydır. Gün boyu oruç tutan insan, komşularını, ak-rabalarını ve yoksulları en çok böy-le zamanlarda hatırlar. O nedenle Ramazan ayı bir anlamda hayır ayı olarak da düşünülebilir. Bir başka ifadeyle Ramazan ayı, en çok hayır ve yardımların yapıldığı aydır.

ZEKAT, SADAKA vE FİTRE AYI RAMAZAN

Oruç, iftar ve sahurun yanında ihtiyaç sahiplerine verilen zekatlar, sadakalar özellikle Ramazan ayın-da sosyal yaşamdaki boşlukların pozitif anlamda doldurulması açı-sından önemli ibadetler arasında

yer alıyor. Hayır yapma-nın tadı Ramazan’da

bir başka oluyor. İşte bu sebeple Ramazan ayı yar-dımlaşma ve da-yanışmanın, ha-yırda yarışmanın,

yaraları sarmanın, yoksulun derdiyle

dertlenmenin zirveye çıktığı tam bir empati ve

hoşgörü ayı oluyor. Bu doğrultuda Ramazan ayının güzelliklerinden ve hayatımıza getirdiklerinden birisi de malî yardımlaşma ve dayanışma boyutu olsa gerek.

Bu ayda ihtiyaç sahiplerine asıl verilmesi gereken, aslı ‘fıtır sada-kası’ olan ‘fitre’dir. Fitre, Ramazan ayında bayram namazı vaktine ka-dar, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması

getirir. Böylece karşılıklı ortak şuur oluşur. Ortak duygu ve düşünce-lerin artması da toplumsal huzuru artırır. Aynı sofrada aynı duygular yaşanır, aynı tatlar paylaşılır, aynı duaya amin denir. Böylece orucun o manevi gü-cüyle saflar, sınıflar bir bir yok olur...

P e y g a m b e r Efendimiz Hz.M u h a m m e d Mustafa (s.a.s) bir hadis-i şeriflerin-de, “Yanı başındaki komşusu aç iken tok olarak geceleyen kişi (ol-gun) Mü’min değildir.” buyuruyor.

Bu sebeple olacak ki özellikle Ramazan gecelerinde

komşuya, akrabaya bolca ikram et-

mek, yoksulu ve yetimi gözet-mek en güzel Ramazan adet-leri arasında yer alıyor.Sosyal yardım-

laşma duygusunu en çarpıcı bir biçim-

de gözler önüne seren bu hadisin verdigi mesajın pek

tabii olarak sadece hane komşu-larına yönelik degil; her çeşit ve kapsamdaki komşuluklar için de geçerli olduğunu söylemek müm-kün görünüyor. Hadis-i şerifte “aç olan komşu”nun varlığından bahse-dilmiş olması, “Müs-lüman komşu” gibi bir tahsise ve vasıflandırmaya

gidilmemiş olması, olgun Müslüman’ın duyarlı-

lık alanını sınırları-nın ötesine taşıyor. Hangi dinden ve inançtan olursa olsun “aç olan komşu” ya kom-şuluk hukuku

geregi olarak el

R

Sadece bir ay aç kalarak bir ömür

yoksulluk çekenlerin, sadece bir ay susuz kalarak bir yudum

suya hasret kalanların halleriyle halleniyo-

ruz...

Aynı sofra-da aynı duy-

gular yaşanır, aynı tatlar paylaşılır, aynı

duaya amin denir. Böylece orucun o ma-

nevi gücüyle saflar, sınıflar bir bir

yok olur...

Özellik-le Ramazan

gecelerinde kom-şuya, akrabaya bolca ikram etmek, yoksulu

ve yetimi gözetmek en güzel Ramazan adetleri arasında

yer alıyor.

Tam bir ay aç kalıyor, önce

vücudumuzun sonra ruhumuzun arınmasına, temizlenmesine ve tabir

yerindeyse deşarj olması-na izin veriyoruz. Ruhu-muzun derinliklerinde

asıl benliğimizi keş-fe çıkıyoruz.

Page 15: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

15Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Fotoğraf: Hatice Avcı

Page 16: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

16

gereken bir sadaka türüdür. Basit ve az olarak görülse de fitre, yoksul-ların bayramı diğer insanlarla aynı coşku ve atmosferde yaşamasına, moral dünyalarının önemli ölçüde yükseltilmesine fayda sağlar. Zira verilen fitreler yoksul, öksüz ve ye-timlerin dünyalarında bir canlılık ve neşe meydana getirmektedir. Böylece onlar da diğer insanlarla beraber bayramın getirdiği güzelli-ğe ve coşku atmosferine katılırlar. Öyleyse toplumsal birlik, beraber-lik ve bütünlüğün sağlanmasında fıtır sadakasının önemi büyüktür diyebiliriz.

Öte yandan “vermek” ve “infak etmek” ile sadece maddi yönden varlıklı insanlar sorumlu degildir. Zekat ve sadaka vermek bir Müs-lümanın insanlık vazifesi ise kü-çük bir tebessüm de bir insanın en önemli vazifelerindendir. Her insanın, bir tebessüm miktarı zen-ginligi vardır ve o da sadakasını bu şekilde vermekle yükümlüdür. Her insanın, bir yetimin başını okşaya-cak diğergamlığı vardır. Bu konuda Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V), “Zenginlik mal çokluğundan ibaret degildir. (Ha-kiki zenginlik gönül zenginliğidir.)” diyerek asırlar öncesinden insanlara farklı iyilik ufukları açmışlardır.

KİMSE YOK MU’DA RAMAZAN HEYECANI BİR BAŞKADIR

Ramazan, kendi iklimiyle geli-yor bütün kâinata. Biz Türkiye’de rahmet ayının her türlü güzelliğini içimize doldururken, aslında bir bakıma aynı güzelliği dünya ülke-leriyle de paylaşıyoruz. Ramazan’ın rahmeti ve coşkusuyla kaldırıyo-ruz aramızdaki tüm sunî sınırla-rı. Önce insan diyerek çıkıyoruz yola, Rabbimizin sunduğu o güzel nimetleri olmayanlarla paylaşmak üzere düşüyoruz yollara... İzmir’den Endonezya’ya, Van’dan Burundi’ye, Konya’dan Kenya’ya, İstanbul’dan Haiti’ye, Samsun’dan Filipinler’e, Bursa’dan Filistin’e... Karış karış geziyoruz dünyayı tebessümler aş-kına...

Bazen bir evsiz, bazen bir yetim, bazen hayatta yapayalnız kalmış bir kadın oluyor yardımların adresi. Türkiye’den kilometrelerce öteye uzanan cömert, tertemiz eller doku-nuyor binlerce mahzunun yüreği-ne. Veren eller allan ellerle buluşu-yor sessizce… Kimi zaman inceden bir gözyaşı, kimi zaman ağız dolusu bir gülücük, kimi zaman da dua-ların en makbulü oluyor sevgiyle taşıdığımız kumanyalar, ellerimizle kurduğumuz iftar sofraları ve dağıt-tığımız bayramlıklar...

Biz her Ramazan aylar öncesin-den işte bu temiz niyetlerle başlı-yoruz hazırlıklara. Gönüllülerimiz-le çalışanlarımızla ve yardımsever milletimizle tek yürek oluyoruz. Ulaşılmayanlara ulaşmak, ihti-yaç sahiplerinin yaralarına sarmak üzere gecemizi gündüzümüze ka-tıyoruz. Bu ağır yükün altına hep birlikte koyuyoruz elimizi. 11 ay yolumuzu gözleyenlerin umudunu yarıda bırakmamak için hep birlik-te tüm Türkiye’yi seferber ediyoruz.

İşte tüm bu duygularla geçtiğimiz Ramazan ayında ülkemizin 81 ilin-de 102 bin 869 adet kumanya, 684 bin 590 kişiye iftar ve 19 bin 850 aileye bayramlık yardımında bu-lunduk. Mısır’dan Mali’ye, Myan-mar’dan Somali’ye, Bangladeş’ten Filistin’e ulaşan gönüllülerimiz vesilesiyle tüm dünyada toplam 1 milyon 111 bin 922 kişiyi iftar ve sıcak sahur yemeği imkânıyla bu-luşturduk. Kimse Yok Mu olarak, tam 207 bin 835 kumanyayı bir emanet mesuliyetiyle ihtiyaç sahip-lerine ulaştırırken, dağıttığımız gi-yim ve bayramlık yardımlarıyla 32 bin 526 kişinin bayram coşkusunu doyasıya yaşamalarına vesile olduk.

Aynı coşku ve aynı heyecanla bu Ramazan’da da başlarının bir kez daha sevgiyle okşanmasını özleyen yetimlerin ve “Kapımızı çalacak kimse yok mu?” diyen annelerin umutlu bekleyişlerini mutlu son-lara erdirmek, onlara “Biz varız!” diyebilmek istiyoruz. Ve her zaman olduğu gibi bu Ramazan’da da des-teklerinizi bizden esirgememenizi diliyoruz.

Kimi zaman in-

ceden bir gözyaşı, kimi zaman ağız dolusu bir gülücük, kimi zaman da duaların en makbulü

oluyor sevgiyle taşıdığımız kumanyalar, ellerimizle kurduğumuz iftar sof-raları ve dağıttığımız

bayramlıklar...

Page 17: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

17Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

TÜRKİYEÜlkemizin 81 ilinde Ramazan ayı boyunca 102 bin 869 adet kumanya ve 684 bin 590 i�ar ve sıcak yemek dağıtıldı. 19 bin 850 aileye ise giyecek ve bayramlık yardımı yapıldı.

FİLİSTİNRamazan yardımları kapsamında Filistinli 21 bin kişiye i�ar ve sahur yemeği verildi. Gönüllülerimiz 3 bin 120 adet kumanya, 1.350 kişiye de giyecek ve bayramlık yardımı yaptı.

SOMALİ

AFGANİSTANYoksullukla savaşan 50 mültecikampında tam 30 bin adet kumanya dağıtan Kimse Yok Mu, 50 bin kişinin sıcak yemekle i�ar açmasına vesile oldu.

GANAAfrika’nın bağımsızlığını kazanan ilk ülkesi olan Gana’da; yardımlarınız 16 bin kişiye i�ar ve sahur yemeği, 1.100 ihtiyaç sahibine kumanya, 300 kişiye bayramlık oldu.

NİJERÜçte ikisi çöllerden oluşan ve yaşam kalitesi en düşük ülkelerden biri olan Nijer’de 37 bin 700 kişiye i�ar, 600 ihtiyaç sahibi aileye kumanya, 368 kişiye ise giyecek ve bayramlık dağıtıldı.

MYANMARRamazan ayı vesilesiyle 15 binMyanmarlı kumanya yardımlarıyla sevindirildi, 1.250 ihtiyaç sahibine i�ar yemeği verildi, 100 yetime ise bayramlık hediye edildi.

YEMENÇöl ikliminin olumsuz şartlarında, toz ve kum fırtınalarına karşı yaşamlarını sürdüren 2 bin 250 Yemenli ihtiyaç sahibine kumanya yardımı yapıldı.

BANGLADEŞ11 farklı şehrin 25 farklı noktasında 45 bin ihtiyaç sahibine kumanya yardımı yapıldı, 2 bin ihtiyaç sahibinei�ar yemeği verildi, 1.000 yetimebayramlık hediye edildi.

UGANDARamazan boyunca Ugandalı 6 bin 600 ihtiyaç sahibine kumanya yardımı yapıldı, tam 10 bin kişiye i�ar verildi.

MISIRKuzey Afrika’nın en büyük ülkesi Mısırlı kardeşlerimize 1.000 i�ar yemeği ve 1.190 kumanya dağıtıldı.

MALİMali Cumhuriyeti’ndeki 61 bin 600 kardeşimize i�ar yemeği verilirken, 1.500 ihtiyaç sahibi aileye kumanya dağıtıldı.

MALAVİRamazan boyunca Malavili 20 bin 300 ihtiyaç sahibine i�ar verilirken, 2 bin adet de kumanya yardımı yapıldı.

TÜM DÜNYADA TOPLAM

Ramazan boyunca Mogadişu’da i�ar yemeği veren gönüllüler, tam 60 bin kişinin i�ar sevincine ortak oldu. 29 bin 670 ihtiyaç sahibi ise, dağıtılan kumanyalarla sevindirildi.

İnfografik: 2013 Ramazan Kampanyası

Page 18: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

18

Page 19: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

19Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

BİR MİLYON YETİMİ İFTAR SOFRALARIMIZDA

MİSAFİR ETMEK VE SEVGİMİZLE KUCAKLAMAK

İSTİYORUZ

SÖYLEŞİ

imse Yok Mu, her yıl gönüllü-lerinin desteğiyle Ramazan bere-

ketini Türkiye’de ve dünyanın dört bir köşesinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.

2007 yılından bu yana her Ramazan ayında rahmet ayının bereketini yardımlaşma şölenine

dönüştürüyor. Gıda kumanyaları, iftar çadırları, bü-yük iftar sofraları ve ihtiyaç sahiplerinin evlerine ka-

dar götürülen sıcak yemeklerle dünya ramazanlaşıyor. Bir ucu Türkiye’ye, diğer ucu bütün dünyaya uzanan sof-ralarda, Ramazan bereketini ve coşkusunu herkesin tat-ması için Kimse Yok Mu gönüllüleri, Türkiye’nin 81 ilinde ve dünyanın dört bir yanındaki iftar çadırlarında yoksul ve kimsesiz insanlarla bir araya geliyor. Yoksul ailele-re Ramazan kumanyaları ulaştırırken, bayramların

bayram olması için çocuklar hediyelerle sevindiri-liyor. Bu tatlı telaşın nasıl yaşandığını yakından

öğrenmek için Kimse Yok Mu Genel Başkanı İsmail Cingöz’le bir araya geldik ve sizler

için bu kısa söyleşiyi gerçekleştirdik.

Sümeyra Marmara

Uyanık

Hatice Avcı

KYM BAŞKANI

İSMAİL CİNGÖZ

K

Page 20: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

20

YM için Ramazan’ın önemi nedir? KYM’de

Ramazan nasıl yaşanır?Ramazan, toprağın suya ka-

vuşması gibi, mağfirete susayan gönüllerin rahmetle buluştuğu kutsal bir zaman dilimidir. Tüm dünya Müslümanlarının hasretle beklediği Ramazan, bizim dün-yamızda bambaşkadır. Ramazan ülkemize gelirken nazlı bir misa-fir gibi gelir, giderken de içimizde bir gurbet burukluğu yaşatarak gider. Bu ayda her vesileyle Rab-biyle kurbeti yakalamaya çalışan milletimiz, adeta bir hayır yarı-şına girer. Sadece kendi çevresini değil, tüm dünyayı kucaklayacak kadar engin gönlüyle, dünyanın öbür ucuna kadar hayır elini uza-tır. Bize de Türkiye’den uzanan bu hayır ellerini ihtiyaç sahipleriyle buluşturmak düşer. Omuzlarımıza yüklenen ağır ama bir o kadar tatlı bu mesuliyetin hakkını verebilmek için aylar öncesinden hazırlıklara başlarız. Amacımız bizi hayırlarına vekil kılan milletimizin emanet-lerini en iyi şekilde ihtiyaç sahip-lerine ulaştırmak olunca kılı kırk yaran bir titizlikle çalışmak duru-munda oluyoruz.Ramazan organizasyonları ve yardımlarınızla alakalı bilgi verir misiniz?

Bu noktada şunu belirtmekte fayda görüyorum. Derneğimizi farklı kılan en güzel özelliği; yar-dımları bizzat sahada kendi eliyle yapıyor olmasıdır. Bu sayede ger-çek ihtiyaç sahiplerine ulaşabili-yor, onların halleriyle hallenebili-

yoruz. Böylece aramızdaki uhuvvet bağlarını da

geliştirerek küresel huzura katkı sağ-lamış oluyoruz. Bu sene de aynı hassasiyetlerle dünyanın dört bir yanında ih-

tiyaç sahipleri-ne ulaşabilmenin

sancısını çekeceğiz. Bu Ramazan’da ayrı bir

güzelliği de yaşayacağız. Mil-

Ramazan’da yapılan fitre ve zekat bağışları ne şekilde değerlendirili-yor?

Dinimiz, hayrınızın doğru ka-nallara gittiğinden emin olabildi-ğiniz ölçüde fitre ve zekat bağışlarınızı hayır ku-rumlarına yapma-nızda bir beis gör-müyor. Şeffafiyet ve güven unsuru ise bizim için ol-mazsa olmaz un-surların başında geliyor. Hayırseverler bu doğrultuda gönül fe-rahlığıyla kurumumuza bağışlarını yapabilirler. Fitre ve zekat bağış-larının sarfiyat koşulları çerçeve-sinde, bağışlarınız gerçek ihtiyaç sahiplerine bizzat kendi yetkilileri-miz tarafından ulaştırılıyor. Aklın-da herhangi bir soru işareti olan yardımseverlerimiz kendilerine en yakın şubelerimize başvurarak ya da 44 44 593 numaralı Çağrı Merkezi hattımızı arayarak işleyiş hakkında detaylı bilgi alabilirler.Geçen sene hedeflediğiniz yardım rakamlarına ulaşabildiniz mi? Bu sene gerçekleştirmeyi düşündü-ğünüz Ramazan yardım hedefleri-nizi öğrenebilir miyiz?

Bizim için öncelikli hedef geride gözü yaşlı, umudunu bize bağla-mış hiç kimseyi bırakmamaktır. Gönül ister ki; hiç kimse başkasın-dan bir şeyler beklemek durumda kalmasın, kendi kendine yetebi-lecek refaha erişsin ve hatta kom-şusunu gözetir hale gelebilsin. Bu noktada da bizlere ihtiyaç kalma-sın. Ancak, ne yazık ki hepimizin bildiği gibi dünya üzerinde ihtiyaç sahibi insanlar çok fazla, bizler de bu bağlamda üzerimize düşen vazifeleri insanlık namına en iyi şekilde yerine getirmeye gayret gösteriyoruz. Geçtiğimiz yıl hedef-lerimize ulaşmanın mutluluğunu yaşadık. “Bir dünya iyilik için ni-yetliyiz!” sloganıyla ülkemizin 81 ilinde 102 bin 869 adet kumanya dağıttık, 684 bin 590 kişiye iftar ve 19 bin 850 aileye bayramlık yardımında bulunduk. Mısır’dan

yonlarca yetim yavrumuzla iftar-larda buluşacak, onların Ramazan ayını bir bayram havası içerisinde geçirmeleri için seferber olacağız. Endonezya’dan Gine’ye, Burkina Faso’dan Bosna Hersek’e kadar pek çok ülkede yetim çocuklarımıza if-tar sofraları kuracak, onları sofrala-rımızda en iyi şekilde ağırlayacağız. Bu yavruları bayramda da yalnız bırakmayacak, en güzel hediyelerle bayram sevinçlerine ortak olacağız. İhtiyaç sahiplerine ulaştıracağımız gıda kumanyaları, kuracağımız if-tar ve sahur sofraları ve dağıtacağı-mız bayramlık hediyelerle ümidini Ramazan’a bağlamış yüzbinlerce ihtiyaç sahibinin ümidini yarım bırakmayacağız inşallah. Peki, gönüllülerinizin bu organi-zasyonlarda yeri nedir? Kaç gö-nüllüyle organize oluyorsunuz ?

Tüm bu bahsini yaptığımız yar-dım organizasyonlarının her biri başlı başına özveri isteyen işler. Bu noktada gönüllülerimizin kıymetli destekleri bizim en büyük moti-vasyon kaynağımız. Tüm dünya-da 46 bini aşkın gönüllümüz var. Ramazan ayında yardım organi-zasyonlarında bizzat bulunmak isteyen gönüllülerimizle bu sayı bu aya özel yüzbinleri buluyor. Gönüllülerimiz, sosyal inceleme-den tutun da Ramazan kumanyası hazırlamaya, sıcak yemek dağıtı-mından, bayram ziyaretleri gerçek-leştirmeye kadar tamamen kendi araçlarıyla ve imkanlarıyla seferber oluyorlar. Yurt içinde şubelerimiz-le direk irtibatlanan gönüllüleri-miz, ihtiyaç duyulduğunda işini gücünü bırakıp yurt dışındaki yar-dım organizasyonlarımızda da yer alıyorlar. Biz onların eliyle ihtiyaç sahiplerine bizzat sahada ulaşıyor, ihtiyaçlarını karşılarken dertlerine de derman olmaya çalışıyoruz. Ben bu vesile ile her birinin kıymeti bizim için tarif edilemez olan bu değerli arkadaşlarımıza, gönüldaş-larımıza yürekten teşekkür ediyo-rum. Aynı şekilde kendi emeğiyle hayır yapmak isteyen herkesi bu Ramazan’da gönüllülerimiz arasın-da görmeyi arzu ediyoruz.

K

Amacımız bizi hayırlarına vekil

kılan milletimizin emanetlerini en iyi şe-

kilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak olunca kılı kırk yaran bir titizlikle

çalışmak durumun-da oluyoruz.

Kendi emeğiyle

hayır yapmak isteyen herkesi bu Ramazan’da gönül-lülerimiz arasında

görmeyi arzu ediyoruz.

Page 21: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

21Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Mali’ye, Myanmar’dan Somali’ye, Bangladeş’ten Filistin’e dünyanın 71 ülkesine ulaşan iyiliğe niyet-li gönüllülerimiz vesilesiyle tüm dünyada toplam 1 milyon 111 bin 922 kişiye iftar ve sahur yemeği ikram ettik. Tam 207 bin 835 ku-manyayı bir emanet mesuliyetiyle ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken, 32 bin 526 kişinin bayram sevincine vesile olduk. Bu sene hedeflerimiz çok daha büyük inşallah. Tüm dünyada toplam 2 milyon 500 bin kişiye iftar ve sahur yemeği verme-yi, 400 bin kişiye kumanya dağıt-mayı ve 50 bin kişiye bayramlık yardımı yapmayı hedefliyoruz. Tüm bunlarla birlikte dünyanın dört bir yanına kuracağımız bere-ketli sofralarda tam 1 milyon yeti-mi misafir etmeyi, onlarla sevgiyle kucaklaşmayı arzu ediyoruz. Gön-lümüzden geçen; yardımseverleri-mizin “Yetim İftar” yazıp 5777’e sms göndererek her akşam sadece bir sms ile değil; belki on sms ile yolumuzu gözleyen yavruları sof-ralarında ağırlamalarıdır. İşimiz zor, yolumuz uzun ama sizlerin değerli destekleriyle inanıyorum ki her şey kolaylaşacak ve bu Rama-zan’ın bereketi de tüm dünyada en güzel şekliyle hissedilecektir.KYM ile Ramazan bağışı yapmak isteyen yardımseverler hangi yol-larla bunu yapabilirler?

Yardımseverlerimiz öncelikli ola-rak ramazan.kimseyokmu.org.tr adresinden bağış seçenekleri hak-kında detaylı bigi alabilirler. Online bağış yoluyla, anlaşmalı olduğumuz bankaların tahsi-lat ekranlarından, postanelerden 885777 numaralı posta hesap çeki numaramızı kullanarak, Ge-nel Merkez ve şubelerimizden makbuz karşılığı bağışlarını yapa-bilecek olan yardımseverler “Ye-tim İftar” ya da “İftar” yazarak 5777’ye 5TL’lık SMS bağışında da bulunabilirler. Yardımseverle-rimizden naçizane isteğim şudur ki; bu Ramazan her akşam sofra-larına en az bir yetimi misafir et-meden oturmasınlar. Bu herkesin kolaylıkla yapabileceği bir hayır

yöntemi. Gelin, bu Ramazan’da rah-met şemsiyeleri-mizi paylaşmanın bereketiyle dol-duralım. Çünkü Ramazan paylaş-mak için en güzel andır. Aziz mille-timize hayırlı bir Ramazan geçir-melerini diliyor, mübarek bay-ramlarını şim-diden tebrik ediyorum.

Gönlümüzden geçen; yardımsever-

lerimizin “Yetim İftar“ yazıp 5777’e SMS gönder-

erek her akşam sadece bir sms ile değil; belki on SMS

ile yolumuzu gözleyen yavruları sofralarında

ağırlamalarıdır.

Page 22: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

22

RAMAZAN REHBERİ

Ramazan, iyilik yapmak için en güzel zaman! Hem kendinize hem de çevre-nizdekilere iyilik yaparak Ramazan’ını-zı güzelleştirebilirsiniz. Nasıl mı? Sizler için hazırladığımız bu rehberle işe baş-

layabilirsiniz!

O rucu bozan şeyler neler-dir?Orucun temel unsuru ve

anlamı, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, nefsi bun-lardan mahrum bırakmak oldu-ğu için, oruçlu iken bunlar ve bu anlama gelecek davranışlar orucu bozar. Yemek ve içmek, yenilip içilmesi mûtat olan her şeyi kap-samı içine alır. Sigara, nargile gibi keyif veren tütün kökenli dumanlı maddeler ile uyuşturucular ve tir-yakilik gereği alınan tüm madde-ler oruç yasakları kapsamına girer. Her ne sebeple olursa olsun, ağız-dan alınan ilâçlar da aynı hükme tabidir.

Oruç fidyesi ne demektir?Fidye, bazı ibadetlerin eda edil-

memesi ya da edası sırasında bir-takım kusurların işlenmesi hâlinde ödenen dinî-malî yükümlülüktür. İbadetlerle ilgili fidye, oruç ve hacda söz konusudur. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan ve daha sonra da kaza etmesi mümkün olmayan kimse, oruç tutamadığı

men artıcı, yani kazanç sağlayıcı nitelikte nisap miktarı mala sahip olması gerekir.

Nisap ne demektir? Miktarı ne kadardır?

Nisap, zekât, sadaka-i fıtır ve kurban gibi ibadetler için konu-lan bir zenginlik ölçüsüdür. Nisap, asgarî zenginlik ölçüsü şeklinde de tanımlanabilir. Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak bu kadar mala sahip olan kişi dinen zengin sayılır. Böyle bir kişi, zekat veya sadaka alamayacağı gibi; sa-daka-i fıtır vermek ve kurban kes-mekle de yükümlü olur. Fazla olan bu malın nâmi olması ve üstünden bir yıl geçmesi halinde zekatının verilmesi gerekir.

Zenginliğin asgarî sınırı olan “nisap” Hz. Peygamber (s.a.v) ta-rafından belirlenmiştir. Bu asgarî sınırlar, o dönem İslâm toplumu-nun ortalama hayat standardını ve zenginlik ölçüsünü göstermek-tedir. Hadislerde belirlenen ni-sap miktarları şöyle sıralanabilir; 80,18 gram altın veya bunun tu-tarında para veya ticaret malı; 40

her güne karşılık bir fidye öder. Kur’an-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir do-yumu kadar fidye öder.” (Bakara, 2/184) buyurulmaktadır.

Bir fidye miktarı, bir sadaka-i fı-tır miktarıdır. Sadaka-i fıtır ise bir kişiyi bir gün için doyuracak yiye-cek veya bunun para olarak karşı-lığıdır. Fidye vermek durumunda olan fakat buna maddi imkânı el vermeyen kimse Allah’tan af diler. Günler uzun olduğu için oruç tu-tamayan hasta ya da yaşlılar, kısa günlerde oruç tutabilirlerse tuta-madıkları orucu kısa günlerde kaza etmeleri gerekir. Bu durumda olan kimselerin vermiş oldukları fidye-ler sadaka sayılır. Oruç fidyeleri, Ramazan ayının sonunda toptan verilebileceği gibi, Ramazan ayı içinde günlük olarak veya Rama-zan ayı başında da verilebilir.

Zekat kimlere farzdır?Bir kimsenin zekât vermekle

mükellef olması için Müslüman, hür, akıllı, buluğ çağına erişmiş ol-ması; borcundan ve aslî ihtiyaçla-rından fazla hakikaten ya da hük-

Page 23: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

23Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

koyun veya keçi, 30 sığır, 5 deve. Nisap miktarının belirlenmesin-de kullanılan bu malların, o dö-nemin en yaygın zenginlik aracı olduğu açıktır. Nisabın bu mallar üzerinden belirlenmesi, sosyal ve ekonomik şartların fazla değişme-diği ileriki dönemlerde de aynen korunmuştur.

Zekat kimlere verilir?Zekat ve fitrenin kimlere veri-

lebileceği Kur’an-ı Kerim’de be-lirlenmiştir (Tevbe Sûresi, 60). Bunlar; fakirler, düşkünler, esaret-ten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allâh yolunda cihada koyulanlar, yolda kalmış olanlar, zekat topla-makla görevlendirilen memurlar ve müellefe-i kulûb adı verilen, kalpleri İslam’a ısındırılmak iste-nen kimselerdir.

Taksitli olarak zekat verilebilir mi?

Asıl olan kişinin üzerine terettüp eden zekatı ödemesidir. Bu itibar-la, zekat bir defada ödenebileceği gibi, taksitle de ödenebilir.

Fitre ne demektir, hükmü nedir?Halk arasında fitre denilen sada-

ka-i fıtır, Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından baş-ka en az nisap miktarı mala sâhip bulunan her Müslüman’ın vermesi vâcip olan mali bir ibadettir.

Sadaka-i fıtır, insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak insan varlığının ze-katı kabul edilmiştir. Bu nedenle sadaka-i fıtr’a, “can sadakası” veya “beden sadakası” da denilmekte-dir. Diğer taraftan fitre, yoksulla-rın ihtiyaçlarının giderilmesinde, bayram gününün neşesinden onla-rın da istifade etmelerinde önemli bir rol oynar.

Kimler fitre (sadaka-i fıtır) ver-mekle yükümlüdür?

Sadaka-i fıtır, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olan her Müs-lümana vaciptir. Bireyin sadaka-i fıtır ile mükellef olması için ön-görülen zenginlik ölçüsü, zekatta aranan nisaptır. Ancak sadaka-i fıtırda, zekatta öngörülen, malın

artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmamaktadır.

Sadaka-i fıtır ne zaman verilir?Sadaka-i fıtır, Ramazan Bayra-

mı’nın birinci günü tan yerinin ağarmasıyla vacip olmakla birlikte, Ramazan ayı içinde de verilebilir. Hatta fakirlerin bayram ihtiyaçla-rını karşılamaları için, bayramdan önce verilmesi daha iyidir. Ancak Bayram sabahına kadar sadaka-i fıtır verilmemiş ise, Bayram günle-rinde ödenmesi gerekir. Zamanın-da ödenmeyip sonraya kalan fitre-ler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir.

Zekat ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi?

Aldıkları zekat ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca Tev-be Suresi’nin 60. ayetinde belirti-len yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güveni-len kimseler eliyle yönetilen der-nek, kurum ve yardımlaşma fon-larına zekat ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca yoktur.

Page 24: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

24

Page 25: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

25Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

RAMAZAN-I ŞERİF BİZE RUH DİSİPLİNİ KAZANDIRMALI

MİSAFİR KALEM

isiplin, frenkçe bir kelimedir; intizamın

te’mini için uyulması ge-reken emir ve yasaklar, denge-

li bir insan olabilmek için lazım gelen zihnî, ahlâkî, ruhî terbiye ve “düzen ruhu” manalarına gelmek-tedir. Disiplin insanı ise, belli kaide ve prensipler çerçevesinde yaşa-

yan, tertip ve düzen hususun-da hassas davranan insan

demektir.

M. Fethullah

Gülen

Necip Şahin

D

Page 26: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

26

slında, bir mü’minin ha-yatı her zaman çok ahenkli

olmalıdır. O, ne zaman ne yapması gerektiğini, nelerle meşgul olması ve hangi işlerle uğraşması lazım geldiğini önceden bilmeli ve ona göre davranmalıdır. Onun, hangi işi önce yapacağını belirleme ve bir programa göre çalışma niye-ti haricinde “Acaba şimdi ne yap-sam?” şeklinde bir düşüncesi olma-malıdır. O, hem Cenâb-ı Hakk’a karşı kulluk vazifelerini hem diğer insanlarla alakalı sorumluluklarını hem de kendi şahsî işlerini ve bun-lardan hangisini ne zaman yapaca-ğını mutlaka önceden tayin etmeli; her haliyle bir düzen ve intizam örneği sergilemelidir. Haddizatında, iba-detler iş tanzimi ve vakit taksimi için çok önemli bi-rer köşe taşıdır ve inanan insan çoğu zaman iş-lerini o ibadet takvimine göre ayarlar: “Öğle na-mazından sonra; ak-şam namazından önce..” diyerek gününü belli dilimlere ayırır ve hiçbir anını boş geçirme-meye çalışır.

Zamanın kıymetini bilen ve ömrü, değerlendirilmesi gereken çok önemli bir nimet olarak gören kimseler, yeme içmeden yatıp-kalk-maya kadar her şeyi zabt u rabt altına alırlar; hiçbir meselelerini dağınıklık içinde ve sürüncemede bırakmazlar. Onlar bilirler ki, hem insanların hem de kurumların en verimli oldukları anlar, en düzenli oldukları zamanlardır.

İşte, Ramazan ayı, ye-mek-içmek-uyumak gibi nefsin arzu et-tiği şeylere karşı tavır belirleye-rek, bunları ih-tiyaç ölçüsün-de ve hamd ü şükür duygu-ları içerisinde gidermek sure-

uzak durma ve aynı zamanda mut-laka helâl dairesinde kalarak hara-ma asla el uzatmama hususlarında temrinat yaptırır; Ramazanlaşan insanlara bu konularda disiplin ruhu kazandırır.

Ramazan, ondan nasiplenmesini bilen her insanı, seviyesine göre

bir sadâkat eri haline geti-rir. Oruç tutan ve on-

daki sırrı kavramaya çalışan bir mü’min, hem Hakk’a te-veccühünde hem de halkla münase-

betlerinde hep vefa ve sadâkat peşinde

olur. O, sadece belli vakitlerde ibadet eden bir

insan olmakla yetinmeyip, ubudi-yet ufkuna yürür ve bütün gününü kulluk şuuruyla değerlendirir, her an ibadet ediyor olma duygusuyla yaşar. Dünyevî eğilimlerden ve cis-manî temayüllerden birazcık sıyrı-lınca, kendini Cenâb-ı Hakk’a ada-ma ve bir hakikat eri olma hedefi belirir önünde. Bu hedefe ulaşmak maksadıyla, Bediüzzaman hazretle-rinin ifadesiyle, hep Allah için dü-

şünme, Allah için konuşma, Allah için muhabbet

duyma, “lillah, live-chillah, lieclillâh” dairesi içinde kal-ma ve her zaman Hakk’a müte-veccih bulunma denemeleri ya-

par; bu denemeler neticesinde başarıyı

yakalamaya her gün biraz daha yaklaşır. Der-

ken, tam bir vefa ve sadâkat insanı olur.

Aslında, inananlar için insan ömrü bir Ramazan, büluğ çağı im-sak vakti ve ölüm de iftar anıdır. Bir aylık Ramazan, bir ömür süren kulluk orucunun alıştırması gibidir. Otuz günde kazandığı güzel haslet-leri hayat boyu devam ettirmesini bilenlerdir ki, onlar, burada biraz aç ve susuz kalmaya bedel, ötede “Kul-larım, çok defa sizi renginiz kaçmış, benziniz sararmış-solmuş, gözle-

tiyle hayatı disipline etmeyi öğretir. Nefsanî isteklere karşı, kalb ve ruh atmosferine sığınarak, vicdanı ha-rekete geçirip iradeyi güçlendirerek sürekli istikamet üzere olabilmeyi ders verir.

GELİN HEPİMİZ BİRER vEFâ vE SADAKAT ERİ OLALIM

Ramazan-ı şerif, insanın en zayıf damarlar ından biri olan yeme-iç-me isteğini sınır-lamayı ve kontrol altında tutmayı sağ-

lar. Adeta bir bes-lenme disiplini

talim eder. Evet, hayatı devam et-

tirebilmek için mutlaka yeme-ye, içmeye ih-tiyaç vardır. Ne var ki, sağlık prensipleri he-

saba katılmadan yenip içilen her

şey beden için zararlı olduğu gibi; mi-

denin, kalbi ezecek kadar güçlenip insa-nı kalb ve ruhun derece-i hayatın-dan hayvaniyet ve cismaniyet çukurlarına dü-şürmesi de bir fe-lakettir. Evet, va-kitli vakitsiz sürekli bazı şeyler yiyip içmek ve mideyi hep dolu bulun-durmak, hem bedene zarardır hem de Cenâb-ı Hakk’ın hoşlanmadığı

bir davranıştır.Bu mübarek ay boyun-ca tutulan oruç, ye-

mek vakitlerini be-lirleme, israftan ve mideyi tıka-basa doldurmaktan kaçınma, hem beden hem de ruh sağlığına za-

rar veren şeylerden

A

Zamanın kıy-metini bilen ve

ömrü, değerlendiril-mesi gereken çok önem-li bir nimet olarak gören kimseler, yeme içmeden

yatıp-kalkmaya kadar her şeyi zabt u rabt

altına alırlar.

Ramazan-ı şerif, insanın

en zayıf damar-larından biri olan

yeme-içme isteğini sı-nırlamayı ve kontrol

altında tutmayı sağlar.

vakitli vakitsiz sürekli bazı şeyler

yiyip içmek ve mideyi hep dolu bulundurmak,

hem bedene zarar-dır hem de Cenâb-ı

Hakk’ın hoşlanmadı-ğı bir davranıştır.

Aslında, bir mü’minin

hayatı her zaman çok ahenkli olmalıdır.

O, ne zaman ne yapması gerektiğini, nelerle meş-

gul olması ve hangi işlerle uğraşması lazım geldiği-

ni önceden bilmeli ve ona göre davran-

malıdır.

Page 27: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

27Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Ramazan’da mü’minler oruç iba-

detiyle beraber, teravih namazı da kılarlar. Rama-

zan’ı tam bir Kur’an ayı olarak değerlendirir ve bol bol Kur’an okurlar.

Aynı zamanda, gönülleri açılır, semâhatle ve engin bir cömertlikle coşarlar; hayır ve

hasenât hesabına bütün fırsatları değerlendi-rirler. Bunun yanı sıra Rehber-i Ekmel’e ittiba

ederek, o günlerde daha bir cömertleşir; zekât, sadaka ve fıtır sadakası adı altında sürekli ihsanda bulunurlar. Dahası, bazı-

ları, Ramazan ayının son on gününde itikâfa girer ve kendilerini bütün

bütün ibadete verirler.

SÖZÜN ÖZÜ

riniz içine çökmüş ve avurtlarınız çukurlaşmış olarak görüyordum. Buna Benim için katlanıyordunuz. O geçmiş günlerde takdim ettikle-rinize bedel haydi bugün afiyetle yiyin, için.” hitabını duyacak ve işte o gün asıl iftarı yapacaklardır.

İLAHî KELAMLA TANIŞMA FIRSATI

Bütün bir sene Kur’an’dan uzak kalmış olanlar bile Ramazan’ın nû-

refşân ikliminde ciddi bir susamış-lık içinde Kelam-ı İlahî’den kevser yudumlamaya koşarlar. Çünkü bu gufran ayında, yaygın olarak her yerde yapılan bir âdet de mukâbe-ledir.

Kur’an’ın Allah tarafından indi-rildiği şekilde korunması, âyet ve sûrelerin tertibinin doğru olarak tesbit edilmesi ve bunun kontrolü için Hazreti Cibril (aleyhisselam) her sene Ramazan ayında, bir ri-

vayete göre Ramazan ayının her gecesinde, Resûl-i Ekrem (sallal-lahu aleyhi vesellem) Efendimiz’e gelirdi. Allah Resûlü (aleyhi ekme-lüttehaya) Kur’an âyetlerini Cibril Aleyhisselam’a okurdu ve sonra da onun okuyuşunu dinlerdi.

İşte, Kâinatın İftihar Tablosu ile Cibrîl-i Emîn’in Kur’an-ı Kerim’i bu şekilde karşılıklı olarak oku-malarına “mukabele” denilmiştir. Hem o mukaddes hatıraya saygı-

Page 28: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

28

Ey güç ve kuvvetin yegâne sahibi olan Yüce

Allah’ımız! Sen Kavî’sin, biz ise Sen’in zayıf, aciz ve muhtaç kapı-

kullarınız. Zayıf ve acizleri Sen’den başka kim koruyup kollayabilir ve

ihtiyaçlarını giderebilir! Ne olur, salih kullarını sevindirdiğin gibi bizi de sürp-riz lütuflarınla sevindir ve üzerimizdeki nimetlerini tamamla! Ey her şeye gücü yeten Rabbimiz! Bize ve yeryüzünün

değişik yerlerindeki bütün inananlara, özellikle de gadre, zulme ve haksızlığa

uğratılmış mazlumlara dünyada ve ukbâda tasa ve elem sebebi olan

kötülüklerin hepsini berta-raf et!

DUA UFKU

nın bir tezahürü olarak hem de Kur’an’ın Ramazan’da nazil olması

ve özellikle bu ayda Kur’an oku-manın kat kat mükâfatlandırı-lacağının müjdelenmesi sebe-biyle, mü’minler Ramazan boyunca camilerde ve evler-de “mukabele” okumayı ve hatimler yapmayı güzel bir adet haline getirmişlerdir.

Selef-i salihin efendileri-miz Kur’an’ı her ay bir defa

hatmetmeyi ona karşı vefanın alt sınırı kabul etmiş; ayda bir

kez onu okumayanın ona karşı vefalı davranmamış ve onu terk et-miş sayılacağını belirtmişlerdir. Bu açıdan, Ramazan’ın mübarek gün-lerini değerlendirerek ayda en azın-dan bir defa Kur’an’ı hatmetmeye kendimizi alıştırmalıyız ki, bu bi-zim için bir başlangıç sayılsın ve hiç değilse bundan sonra Kelam-ı ilahîye karşı vefalı olabilelim.

Aslında, bilmeyenler her zaman onu öğrenme ve anlama peşinde olmalı, bilenler de bütün idrak ve ihsas güçlerini onu doğru öğretip doğru ifade etmede kullanmalı ve onun okunup anlaşılmasını daha bir yaygınlaştırmalıdırlar. Zira o, anlaşılmak ve anlatılmak için Allah rahmetinin insan akl ü idrakine en büyük armağanıdır. Onu okumayı öğrenip, manasını anlamak hem bir vazife hem de bir kadirşinaslık; an-latmaksa onun nuruna muhtaç gö-nüllere saygı ve vefanın ifadesidir.

Bu itibarla, Kur’an okumayı bil-miyorsak, Ramazan-ı Şerif ’i vesile yaparak, hemen öğrenme yolları aramalı; Kelâm-ı ilahîyi okuyabili-yor ama anlayamıyorsak, bazı ayet-lerin şerhlerini de ihtiva eden bir meale başvurmalı ya da daha da gü-zeli, ciddi bir tefsir kitabı mütalaa etmeli ve bu bir ayı gerçekten bir Kur’an ayı olarak değerlendirme-liyiz. Selef-i salihîn efendilerimize ittibâen, can ü gönülden Kur’an’a yönelmeli, Kelâm-ı ilahîye karşı kalb kapılarını sonuna kadar açma-lı ve “Cenâb-ı Hakk’ın marziyâtını kelâmından anlama” hususunda Ramazan’ın kudsiyetine yaraşır bir cehd ortaya koymalıyız.

Page 29: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

29Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

ark eder mi sizin için adı, fark eder mi milliyeti?…

Onların da hakkı değil midir özenle hazırlanmış sofralarda hiç-bir şey düşünmeden keyifle yemek yemek?... Bayram, onların da bay-ramı değil midir?... Onlar da sizin çocuklarınız gibi sadece çocuk de-ğil midir!...

Dünyanın pek çok ülkesinde kimsesizlikle savaşırken bir de aç-lıkla boyunları bükülen yetim ço-cukları düşünün bu Ramazan... Bu Ramazan en çok onları düşünün...Kendi çocuklarınızı düşünün on-ların yerinde, yeğenlerinizi düşü-nün, kapı komşunuzun şirin kızını düşünün... Çocuğu bir öğününü yemese ne yapacağını şaşıran kıy-metli anneler, bu Ramazan annesiz çocukların da annesi olun... İftar saati çocuklarına dumanı üstünde tüten bir pide getirebilmek için son ana kadar kuyruk bekleyen babalar, bu Ramazan yetim çocuklar için de sıcacık bir pide kapıverin... Bir çift bayramlık ayakkabı için günlerce hayal kuranların, yolunuzu ümitle bekleyenlerin bayram sevinci olu-verin... Sofralarınızda, bayramla-rınızda, dünyalarınızda onlara da küçücük bir yer açın bu Ramazan olmaz mı?...

Madem ki Ramazan, birbirimi-zin halinden anlama ve empati kur-ma ayıdır; o halde biz de en azın-dan oruçlu olduğumuz zamanlarda o minicik yüreklerin dünyalarını tanımaya, hayata onların pencere-sinden bakmaya gayret gösterelim bu Ramazan. Bizler bolluk içinde bir yaşam sürerken, dünyanın her-hangi bir yerinde açlıktan uyuya-mayan bir yetim varsa hayatımızı yeniden gözden geçirelim... Cebi-mizdeki her kuruşta Peygamber’in emanetlerinin de hakkı bulundu-ğunu göz ardı etmeyelim. Güzel bir dünya hayali için önce yetim yavruların ellerinden tutmamız ge-rektiğini kendimize vazife edilelim ve bu Ramazan’ı buna vesile edelim ne dersiniz?

Yetimlerin tebessümüne gizlen-miş O sırrın aşığı olan Kimse Yok Mu, işte bu duygularla hayatın içinde kaybolmaya yüz tutmuş tüm bu güzel ayrıntıları bir kez daha hatırlatmak ve yaşatmak için bu Ramazan’da da yetimlerin yüzlerini güldürmeye gönülden talip. Dün-yanın 54 ülkesinde şimdiye kadar 17 bin 284 yetimin gıda, giyim, eğitim, sağlık ve barınma gibi te-mel ihtiyaçlarına çözümler üreten Kimse Yok Mu, bu kez de Ramazan

ayı boyunca tam 1 milyon yetimi iftar sofralarında kucaklamayı he-defliyor. Bu büyük hedefi gerçek-leştirmek için de sizlerin kıymetli desteklerinize ihtiyaç duyuyor.

Tam 1 milyon yetim çocuğun du-daklarından dökülen içten duaların muhatabı olmak ise oldukça kolay. Ramazan ayı boyunca İFTAR yazıp 5777’e göndereceğiniz her SMS ile bir yetiminin daha Ramazan ayı-nın bereketinden nasiplenmesine vesile olabilirsiniz. Bugün soframa sadece bir yetimi değil; bin yetimi konuk etmek istiyorum derseniz; bağışlayacağınız 5 bin lira ile o da mümkün. Bir yetimin bayram mutluluğunu hiçbir şeye değişmem diyenlerdenseniz; sadece 80 lira ile bir çocuğun bayram hayallerini gerçekleştirebilirsiniz.

Tüm bu bağış seçenekleriyle ye-timler için dünyasında yer açmak isteyen hayırseverlere kolaylıklar sunan Kimse Yok Mu, alan eli de veren eli de mutlu etmek için var gücüyle çalışacak yine bu Rama-zan... Sizlerin varlığıyla tamamla-nacak olan bu mutluluk mozaiği yarım kalmasın diye gelin, bu Ra-mazan’da da onları aşsız, ekmeksiz; yani bir yudum sevgisiz bırakmaya-lım...

BU RAMAZAN EN ÇOK ONLARI DüŞüNüN!

F

Her Ramazan olduğu gibi bu Ramazan’da da ailenize birbirinden renkli sofralar kurarken, çocuklarınızla aynı sofranın etrafında aynı duaya âmin derken, ezan sesinin sofra telaşına karıştığı rahmet kokulu o saatlerde, bir

kişilik yer de onun için açsanız olmaz mı gönlünüzde?

Page 30: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

30

BU RAMAZAN SAATLERİNİZİ

İYİLİğE KURUN!

RAMAZAN’A ÖZEL 10 İYİLİK TAVSİYESİ

İLK GÜN SU SEFERBERLİğİ

Sıcak Ramazan günleri, suyun kıymetinin en iyi anlaşıldığı gün-lerdir. Siz de bu vesileyle suya hasret coğrafyalarda sevdikleriniz ya da kendiniz adına su kuyusu açtırabilir, inşa edilmesi planlanan su deposu ve arıtma tesislerine des-tek verebilirsiniz. Belki su kuyusu açtırmaya ekonomik gücünüz yet-meyebilir ama suyunuzu idareli kullanarak yapacağınız birikimle Kimse Yok Mu’ nun “Temiz Su” projesine destek olabilirsiniz. Ra-mazan’ın ilk günü: Sudan tasarruf günü olsun!

KURBAN OLSUN RAMAZAN’A

Kurban bağışını kurban bayra-mıyla sınırlamamak lazım! Yoksul-ların evine de bu Ramazan et gir-sin derseniz, Kimse Yok Mu Nafile Kurban kampanyası kapsamında bir nafile kurban bağışında bulu-nabilir, organizasyon düzenlenen ülkelerden istediğiniz birine gön-derebilirsiniz.

EL EMEğİ, GÖZ NURU, YETİM HAKKI

Ramazan yetimlerin halinden anlamamız için güzel bir fırsat.

Yılda 360 dolar yahut aylık sadece 30 dolarla bir yetimin ihtiyaçlarını karşılayabilirsiniz. Buna gücünüz yetmiyorsa üzülmeyin, eliniz-de yaptığınız göz nuru el işinizi dünyanın herhangi bir yerindeki bir yetim için satışa çıkarın. Elde edeceğiniz geliri Kimse Yok Mu “Yetim” kampanyasına bağışlayın. Bu iş hoşunuza giderse, komşuları-nızla birlikte küçük çaplı kampan-yalar da düzenleyebilirsiniz.

TIKLA, İYİLİK SOSYAL MEDYADA YAYILSIN!

Sosyal medya hayatımızda epey-ce yer teşkil ediyor, öyle değil mi?

1 2

3 4

Page 31: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

31Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Tüm bu iyilikleri gerçekleştirmenize yardımcı olacak ve gerçek ihtiyaç sa-hipleriyle aranızda bir köprü vazifesi görecek olan Kimse Yok Mu’ya Rama-zan bağışlarınızı ulaştırmak için;

Banka hesap numaralarından dilediğinizi kullanarak ya da anlaşmalı olduğumuz tahsi-lat ekranlı bankalardan hesap numaralarımı-za bile ihtiyaç duymadan bağışınızı yapabilir-siniz.

Kurumsal web sitemiz www.kym.org.tr ad-resinde bulunan ‘Online Bağış’ sayfamıza ula-şarak kredi kartınızla oturduğunuz yerden ba-ğış yapabilirsiniz.

44 44 593 numaralı Çağrı Merkezi hattımızı arayarak, operatöre bağlanmadan kredi kartı-nızla bağışınızı kolayca yapabilirsiniz.

Tüm GSM operatörlerinden (Turkcell, Avea, Vodafone) 5777’ye SMS atarak ihtiyaç sahiple-rine 5 TL bağışlayabilirsiniz.

Siz de sosyal medyayı kullananlar-dansanız, Kimse Yok Mu sosyal medya gönüllüsü olun. İyiliği tüm Ramazan sevdiklerinizle paylaşın.

KARDEŞ AİLENİZE EvİNİZDE İFTAR vERİN

Kimse Yok Mu' nun kurulduğu günden beri sürdürdüğü kardeş aile projesi gün geçtikçe büyü-yor. Eğer bir kardeş aileniz varsa, yılın ilk iftarında onları konuk edin. Eğer bir kardeş aileniz yoksa, edinmek için Ramazan'dan daha güzel zamanlama olamaz. Ayrıca kardeşlerinizi evinize çağırmakla yetinmeyin, siz de onların misafi-ri olun. Mütevazi bir sofrada aça-cağınız bu oruç, belki de size en güzel sofraların veremediği lezzeti sunacaktır.

5777'YE MESAJ ATIN

Bugünün en önem-li işi, “İFTAR” yazıp 5777’ye bir mesaj atmak olsun. Doku-nacağınız birkaç tuşla ihtiyaç sahiplerine bir iftar bağışı yapın. Sakın 5 TL’yi azımsamayın!

1000 KİŞİYLE AYNI SOFRADA İFTAR YAPMAYA NE DERSİNİZ?

Kimse Yok Mu’nun geniş bağış seçenekleriyle bunu gerçekleştir-mek çok kolay. 5000 lira bağışla-yarak hiç tanımadığınız 1000 ihti-yaç sahibine iftar verebilir, onlarla aynı sofrada orucunuzu açabilir bu sayede paylaşmanın huzurunu hep birlikte yaşayabilirsiniz.

KUMANYA BAğIŞINIZI YAPTINIZ MI?

Kimse Yok Mu’nun Ramazan kumanya kampanyasına bağış yaptınız mı? Yapmadıysanız, hâlâ vaktiniz var. Sadece 60 liraya ba-ğışlayabileceğiniz bir kumanyayla bir aileyi sevindirebilirsiniz.

5

6

9

7

10

8

ZEKAT vE FİTRELER İÇİN GEÇ KALMAYIN!

Yoksa siz hâlâ zekat ve fitre ba-ğışlarınızı yapmadınız mı? Rama-zan bitmeden acele edin, ihtiyaç sahiplerini daha fazla bekletmeyin. Üstelik zekat ve fitre bağışlarınızı Kimse Yok Mu aracılığıyla gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilirsi-niz.

RAMAZAN’A vEDA GÜNÜ

Ramazan’ın son günlerini iyiliğe ayırarak sadece 80 lira ile bir çocu-ğun bayramlık ihtiyaçlarını karşı-layın. İhtiyaç sahibi tanıdıklarınıza bayram için özel bir istekleri olup olmadığını sorun. Kim bilir, belki de tek bekledikleri sizin kapılarını çalmanızdır…

Page 32: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

32

BENKUDüS

MİSAFİR KALEM

Ben Kudüs’üm… Kutsal kent Kudüs…

Sadece insanlar değil, şe-hirler de oruç tutar. Her şehrin

bir orucu vardır. Bugünlerde ben-im orucum Mekke’den, Medine’den,

İstanbul’dan farklı! Farklı bir gurbet orucu tutuyorum ben; yeryüzü sürgün-lüğünün orucu... Ama oruçla özgürleşiy-orum ben. Ne de olsa göklerle buluşu-lan dünyanın sonsuza açılan kubbesi

bendedir. Kadim dünyanın tüm izlerini taşıyan çarşılarım, Ra-

mazanla birlikte daha bir hareketlenir, canlanır.

Harun Tokak

Kudüs’te Ramazan

Mustafa İlhan

B

Page 33: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

33Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

udüs çarşısı; yaşayan Kudüs’ün, Müslüman

Kudüs’ün, o muhteşem Mescid-i Aksa avlusunun etrafını kuşatan hayatın içindeki şehrin kalbidir. Tüm gün belki de hiç satış yapamayan ve hiç tanışmadı-ğınız bir esnaf sizi evine iftara gö-türmek için can atar.

Her Ramazan Mescid-i Aksa’nın medeniyetlerden ve dinlerden de-rin izler taşıyan on iki bin şamdan-lı avlusuna serilen Ramazan sofra-ları İbrahim Halilullah’tan tatlı esintiler bırakır yorgun yüreklere.

Benim kubbelerim ve kulelerim sessizdir, utangaçtır… Bu taş yapı-lar ancak onları anlatan bir insan sesiyle, ezan sesiyle, çan sesiyle veya şofar sesiyle birleştiklerinde canlanır ve dört bin yıllık hikaye-lerini anlatır misafirlerine. İyi bir rehber bu taşlar için Sura üfleyen bir İsrafil gibidir.

Ben, Allah’ın yerdeki arşıyım….

Hazreti Adem, yer-yüzünün ilk mabedi Kabe’yi inşa ettikten sonra bu bereketli top-raklara gelip Mescid-i Aksa’nın temellerini attı.

Allah’ın Sevgilisi’nin ilk yılların-da beni kıble edinmesini, Kâbe’nin kıskandığını hissediyordu kalbim.

Kâbe’nin kıble olmasıyla yaralı yüreğimi teselli için olmalı ki, Al-lah’ın Sevgili’si, Mirac’ın yer istas-yonunu olarak burayı tercih etti.

Ben Kudüs’üm… Peygamberimiz, Mescid-i Ak-

sa’ya yolculuğu teşvik etmiş, ge-lemeyenler için de “Kandillerine zeytinyağı göndersinler, Mescid-i Aksa’ya bir şey bağışlayan orada ibadet etmiş gibi olur” buyurmuş. Asitaney-i Enbiya olan Kutsal Muallak Ka-ya’sı bendedir.

Yahudiler bu kayaya Kuruluş Kayası derler; zira Rabb’in kainatı yara-tırken önce bu kayadan başla-

K dığına inanırlar. Sonraları üzerine Hz. Süleyman, cinlere Beytülmak-dis’i inşa ettirdi ve kaya asırlarca Ahdi Atik sandığını taşıdı sırtında. Hazreti Davud’dan sonraki hemen bütün Beni İsrail peygamberleri bu kayanın etrafında va’zü nasihat ettiler kavimlerine...

Müslüman sufilerin ‘Miraç Ge-cesi’nde Resulullah’ın selamını alan bu kayanın dili vardır’ deme-leri gibi, Yahudi mistiklerin ‘bin-lerce peygamberin nasihatlerini dinleyen bu kayanın kulağı vardır’ demeleri de ondandır...

Yeryüzünün ve cennetin tatlı su-ları bu kayanın altında kaynar.

Meleğin sûra buradan üfleyece-ceği kabul edilir.

Diriliş günü, mahşer meydanı bu kutlu kayanın etrafında kuru-lacak, hatalar ve sevaplar bu mey-danda mizana vurulacak böylelikle

yaratılışın ta başında Hz. Adem’in toprağının alın-

dığı bu mekan, onun evlatlarının semerele-rinin döküldüğü hasat yerine dönüşecekir.

Oruç tutan insanlar ikinci neşvelerine bura-

da kavuşacaklar.Burası mahşer ve menşerdir.Ben Kudüs’üm…Nuh tufanında kıştan bahara

çıkmanın muştusu zeytin dalını malum güvercin o an için yeryü-zünün tek kuru parçası olan ben-den, Zeytin Dağı’ndan alıp götür-müştü gemiye.

Hakk’ın Halil’i İbrahim (a.s) alevlerin arasından çıkarak bu top-raklara geldi. Hakikat meşalesini buralarda yürekten yüreğe uladı, sesi bu topraklarda yankılandı.

Bu topraklardan koparak önce ıssız çöllere hanımı Hace-

ri ve oğlu İsmail’i Al-lah’a emanet etti,

Kabe’yi yeniden inşa etti. Çölle-ri kentlere çe-virdi. Çünkü o İbrahim’di.

Bir milletin doğuş meşale-

siydi. El Halil’deki

Balmut Ağa-cı’nın altında hanımı Sare ile otururken Oğlu İshak bu topraklarda müj-delendi, sapkın ve azgın bir millet olan Lut Kavmi’nin helak edileceği o ağacın altında kendisine haber verildi.

Kendi adını taşıyan tepeden Hazreti Davut, o yanık, o davu-di sesiyle okuduğu mezmurunu, bütün dağlara taşlara, kuşlara bu diyarlarda dinletti.

İnsanlardan, cinlerden ve kuş-lardan oluşturduğu muhteşem ordularla bu topraklardan yeni ül-kelere yürüdü Sultan Süleyman…

Saba Melikesi Belkıs’la bu topraklarda buluştu, tahtını bu topraklara getirtti. Rüzgara bu topraklarda hükmetti, kuşlarla, karıncalarla, bu topraklarda ko-nuştu.

Güzeller güzeli Yusuf, bağrımda uyurken gördü; on bir yıldızın, ay ve güneşin kendisine secde ettiği-ni.

Yakub, Yusuf ’unun hasretine bu topraklarda yandı, hem gözbe-beğini hem gözlerini bu toprak-larda kaybetti. Kardeşleri kuyu-ya bu topraklarda saldı Yusuf ’u. Kenan’ın kurtları “Biz yemedik Yusuf ’u” diye bu topraklarda is-yan etti. Hazreti Yusuf bu toprak-lardan yürüdü Mısır sultanlığına, gömleği bu topraklarda can oldu babasının görmeyen gözlerine.

Hazreti Musa’nın, Yusuf ’un lah-dini de yanına alıp, Kızıldeniz’e kurulan ilahi köprüden geçerek İsrail oğullarına yurt edindi bu toprakları.

Arz-ı mevud, vaadedilmiş top-raklardır, burası…

Ben Kudüs’üm…Roma aktüalite-

si bu topraklarda sürüp giderken, Zeker iya’n ın , yaşlı Zekeri-ya’nın pak gön-

İyi bir reh-ber bu taşlar

için Sura üfle-yen bir İsrafil

gibidir.

Hakk’ın Halil’i İbrahim (a.s)

alevlerin arasından çıkarak bu topraklara

geldi. Hakikat meşalesi-ni buralarda yürekten yüreğe uladı, sesi bu topraklarda yankı-

landı.

Yakub, Yu-suf’unun hasre-

tine bu topraklarda yandı, hem gözbebe-

ğini hem gözlerini bu topraklarda

kaybetti.

Peygamberimiz, Mescid-i Aksa’ya

yolculuğu teşvik etmiş, gelemeyenler için de

“kandillerine zeytinyağı göndersinler, Mescid-i Ak-

sa’ya bir şey bağışlayan orada ibadet etmiş gibi

olur” buyurmuş

Page 34: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

34

lüne, Meryem aracılığı ile gelecek olan İsa’nın ışığı burada vurdu.

Yanında cehennem anıldığında günlerce aç kalan, kendisini çölle-re vuran emanetin kutlu buğdayını tarlalara serpen diriliş ekincisi Yah-ya Peygamber burada yaşadı, bu topraklarda, gözlerimin önünde kıydılar ona.

Hazreti Zekeriyya’nın her ne vakit bulunduğu odaya girse hep turfanda cennet meyveleri buldu-ğu Hazreti Meryem; bir kadın için bütün zamanların en zor imtihanı-nı bu topraklarda verdi.

Kandil yakmak gerekmezdi ka-ranlık gecelerde, kendisi kandildi Meryem’in…Geceler onun şav-kıyla aydınlanırdı. Gecelerde ay-dınlık, yarınları mayalardı. Saba rüzgarı uyanık yakalardı seherler-de. Nasıra’nın seherlerinde tatlı esen bir meltemdi Meryem..

Namaz kılmaktan şişen bilekle-ri, gecenin bağrında büyüyen kul-luk abidesi, sabahlara kadar süren ibadetler, yalvarışlar, yakarışlar, gecenin siyah zülüflerini ıslatan

gözyaşları… Ashabı Kehf ’in beklediği fecir,

Meryem’in dayandığı ağacın üze-rine ağmıştı.

Ve bir gün… Meryem babasız yavrusu ile halkın arasından geçer-ken herkes yoluna taşlar dikenler atıyordu. Yüzüne tükürüyordu. “Ey Meryem ey Harun’un kardeşi! Sen nasıl da bir suç işledin, o çocu-ğu kimden peydahladın” diyerek küstahça bağırışıyorlardı.

Meryem sustu… Dağlar gibi sustu… Dili tutulmuş denizler gibi sustu.

Suskunluk orucunu bu toprak-larda tuttu.

O sustu ama kundaktaki oğul konuştu; “Ben Allah’ın kulu-yum…Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldı-rılacağım gün, selam ve esenlik ba-nadır” sözleri yankılandı taş döşeli dar sokaklarda.

Bir top patlayışı gibi sarsıldı in-sanlar, kundaktaki çocuk nasıl ko-nuşurdu?

Hazreti İsa ilahi bir topçuydu.

Her Rama-

zan Mescid-i Ak-sa’nın medeniyetler-

den ve dinlerden derin izler taşıyan on iki bin şam-danlı avlusuna serilen Ra-mazan sofraları İbrahim Halilullah’tan tatlı esin-

tiler bırakır yorgun yüreklere.

Page 35: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

35Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Vahiy toplarıyla dövüyordu paga-nizmin mermer kalesinin surlarını, burçlarını…

Zekeriyalar ve Meryemler ol-duğu sürece Yahyalar ve İsalar her zaman gelebilir.

Kültür ve medeni-yetlerin dirilişi, yok-sul evlerin rahmani mumunun ışığın-da yetişen ışık sü-varilerinin sabrı, sessizliği, ve öğreti-si ile gerçekleşir.

Hazreti Meryem, sahraya namaz kılmaya gittiği bir gün dövdüler onu, hem de kucağında yavrusu olduğu halde.

Yetinmediler…Kucağında yavrusuyla sürdüler

onu. Peygamber olup da yurdundan

yuvasından sürülmeyen mi var.Ne var ki Hz İsa (a.s) daha kun-

daktayken sürülmüştü.Yanlış yorumlandı İsa, anlaşıl-

madı. Ona çarmıhlar hazırladılar, o havrileri ile son akşam yemeği-ni bu topraklarda yedi, davasını onlara emanet etti. Onların tek tek ayaklarını yıkadı, “Sakın ben-den sonra birbirinize düşmeyiniz” dedi.

Hayatın ölmeye başladığı her dem bir peygamber çıkageldi bu kutsal topraklara; çıkageldi ve ölü-mün başladığı yerden bir diriliş başladı bu topraklarda.

Hazreti İsa giderken,“Ben gidi-yorum ta Ahmet gelsin” diyerek gitti.

Her bir peygamber cennete açı-lan bir kapıydı. Hazreti Muham-med kapı değil cennetin ta kendi-siydi.

Bütün kapılar O’na açılıyor, bü-tün yollar ona çıkıyordu.

Nuh’un gemisi O’na taşıdı yolcularını, O’na doğru yol aldı deryalarda gemiler, İbrahim ona doğru yürü-düğü için bağrı-na almadı alevler,

O’na doğru yürümek için kuruldu suların üzerine ilahi köprüler.

Muhamedi yol, bir yol ki bütün dağların üstünden aşar.

Veliler hep O’na doğru kanat çırpan kutlu kuşlar oldular.

Ben kutsal kent Ku-düs’üm.

M ü s l ü m a n l a r bende, başka hiçbir yerde hissetmeye-cekleri farklı şeyler hissederler. Bir Kutsi hadiste

Rabbim; “Ey Bey-tülmakdis, sen benim

kutlu cennetimsin; memleket-lerim içinde seçkin bir beldesin. Sende yaşayanlar, ancak benden bir rahmet olarak sende yaşarlar; seni terkedenler de ancak benim gazabımdan dolayı seni terkeder-ler.” buyurmuştur.

Burada ibadet edenler semava-tın birinci katında ibadet etmiş gibidir. Burada kılınan bir rekat namaz başka yerlerde kılınan bin rekat namaz sevabı kazandırır.

İnsan burada ya-şarken, hayat verir taşa, öldükten sonra taş onun hayatını de-vam ettirir… Benim taş-larıma hayat verenlerin içinde peygamberler, havariler, sahabiler, evliyalar, sultanlar bulunur. Asırlar boyunca dokunanlarından hayat toplayan bu taşlarda insanlık tarihi yaşar…

Ben kutsal kent Kudüs’üm….Burada camiler, kiliseler, havra-

lar birbiri ile kucaklaşır, bir birleri-nin gözyaşlarını silerler.

Her üç dinin sevgilisi olmak kolay değil, her biri bana sahip

olmak için sürekli saldırılara maruz kaldım, sık sık el

değiştirdim.Neler gördü bu

gözlerim… De-falarca, yıkıldım, yakıldım, yeni-den yapıldım. En çok da bağrım-

daki mabetler taş taşa devrilirken kahroluyordum, yüreğim yerinden sökülüyordu sanki. Mabetler be-nim evlatlarım gibidir. Evlatlar bir öldüğünde analar bin ölür.

Kölesinin bindiği deveyi yederek şehre giren Ömer’in rüyası, yap-tırdığı minberi Mescid-i Aksa’ya koyma aşkıyla yanıp tutuşarak can veren Nureddin Zengi’nin hayali, hutbede “İnsan biraz da mütebes-sim olmalı” diyen hatibe; “Söyle hocam Allah aşkına Allah’ın evi Mescid-i Aksa esirken ben nasıl gülerim” diyen şarkın savletli sul-tanı Salahaddin’in sevdası, Kanuni Sultan Süleyman’ın mirası, Abdül-hamid’in davasıyım ben…

1099 da haçlılar Hazreti Ömer’in Kudüsü’nü yeniden geri aldı.

Tarihin en kanlı işgallerinden birine sahne oldum. Sadece Me-sid-i Aksa’nın içinde 60 bine yakın insan katledildi, her yerimde kan

gölleri oluştu. Mervan Mescidi o dönemde çukurluk bir bölgeydi, o kat-liamda Haçlı atları-nın dizlerine kadar kan doldu.

Sultan Salahad-din’in beni tekrar hür-

riyetime kavuşturması için tam 88 yıl bekledim.

Bu dünya bir hükümdara çok iki hükümdara az diyen Yavuz Sultan Selim bana hakim olunca Mescid-i Aksa’nın avlusunda 12 bin meşale yaktırdı. Sakinlerim o güne kadar böyle bir ışık şehrayini görmemişlerdi.

El Halil kapısının girişine “La ilahe illallah İbrahim Halilullah”-kitabesi koydurması Osmanlıların bu şehri “ Burada herkese yer var” anlayışıyla yöneteceğinin bir gös-tergesiydi. Öyle de oldu. Osmanlı döneminde ben bir barış, bir taş ve su medeniyeti haline geldim.

Ben Kudüs’üm…Ben mabetler şehriyim… Hris-

tiyanlarca yeryüzünün en kutsal mabedi kabul edilen Kıyamet Ki-lisesi, Yahudilerce en kutsal mekan

Meryem sus-tu… Dağlar gibi

sustu… Dili tutul-muş denizler gibi sustu. Suskunluk orucunu bu top-raklarda tuttu.

Hayatın ölmeye başla-

dığı her dem bir peygamber çıkageldi bu kutsal topraklara; Çıkageldi ve ölümün başladığı yerden bir

diriliş başladı bu topraklarda.

Ben kutsal kent

Kudüs’üm. Müs-lümanlar bende,

başka hiçbir yerde hissetmeyecekleri farklı şeyler his-

sederler.

Page 36: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

36

olan Süleyman Mabedi ve Müslü-manların ilk kıblesi Mescid-i Aksa benim duvarlarım arasındadır.

Ben Kudüs’üm….Taşlardan birine basıp bineği-

nin sırtına çıkar bir peygamber, bir başka taşı semavat yolculuğu-na basamak taşı yapar… Taşlara kazınır inancın ve insanın tarihi böylece…

Sokaklarında peygamberlerin dolaştığı bir şehrin taşları kutsal-laşır.

Olanca maddiliklerine karşın maneviyata açılan kapılar taşlar-dan geçer bu şehirde. Bir kubbe altında ruhları toplar, bir kule Me-sih’i bekler durur, bir başkası kayıp emanetleri saklar bilinmeyen de-rinliklerinde…

Sadece Hazreti İsa’nın boynun-da çarmıhla yürüdüğü kabul edi-len Meşakkat Yolu’nun başında bekleyen bir insan, benim neden Orta Doğu çatışmasının merke-zinde olduğumu ve neden bendeki paylaşma proplemi çözülmeden bölgedeki hiç bir çatışmanın sür-

dürülebilir bir çözüme kavuşma-yacağını anlar.

Miraç merdivenleri burada ku-rulduğu gibi, Sırat köprüsü de, cennete giden merdivenler de bu-rada kurulacak.

Ben Kudüs’üm… Her gece “Dost dostuna vardı

dayandı. Herkes sevdiğinden doy-du usandı. Ben sana geldim” diye gece niyazlarına başlayan Rabi-at’ü-l Adevi, bir hakikat arayıcısı Selman-ı Farisi ile Zeytin Dağı’n-dan bakar, yetmişten fazla sahabi surlarımın dibinde yatar.

Bu gün Zeytin Dağı’ndan bana bakanlar, tarihi Kudüs’ün duvar kubbe ve kulelerden müteşekkil silüetinin içinde kaybolurlar.

Mavi çinileri ve altın kubbesiy-le göz kamaştıran Kubbetüssahra, baharda beyaz gelinlik giymiş ba-dem ağaçlarını andıran beyaz evle-rin ortasında, sanki güneş, Mescidi Aksa’nın avlusundan doğuyor hissi verir. Hele sabahları güneşin taze ışıkları altın kubbeyi okşamaya başladığında, güneşin gökten yere

Ben mabetler

şehriyim… Hristi-yanlarca yeryüzünün

en kutsal mabedi kabul edilen Kıyamet Kilisesi, Ya-hudilerce en kutsal mekan olan Süleyman Mabedi ve Müslümanların ilk kıblesi

Mescid-i Aksa benim duvarlarım arasın-

dadır.

Page 37: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

37Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

indiği hissine kapılırsınız.Ben Kutsal Kent Kudüsüm…Ne ayrılıklar, ne hicranlar gördü

bu gözlerim.Ama bin yılı aşkın semalarımda

dalgalanan Türk bayrağının mahzun ve melül bu topraklardan ayrılı-şını hiç unutama-dım.

Osmanlı’nın bir Kudüs’ü vardı.

Kudüs’ün de bin bir türlü Osmanlı-sı..

1917’de bin bir Os-manlısından biri beni terketti: Türk ordusu...

Ama bin Osmanlı burada kal-dı. Osmanlı Müslüman Arapları, Hristiyanları, Yahudileri, Çerkez-leri, kiliseleri, manastırları, bazi-likaları, şapelleri, Ağlama Duvarı, sinagogları, yeşivaları, mikveleri geride kaldı.

En önemlisi Osmanlı hatırasıyla Kudüs’te kaldı.

Yer yer çatışmaları, krizleri, sa-vaşları olsa da dört yüz yıllık ta-rihine bakılırsa bir barış tarihiydi Kudüs’teki Osmanlı tarihi.

Kıyamet Kilisesi ve Ağlama Duvarı başta olmak üzere bütün kutsal mekanlarda hala daha Os-manlının 1852 Statüko Fermanı geçerlidir. Kıyamet Kilisesi’nin anahtarları hala Müslüman bir ai-lededir.

Kudüs’teki Osmanlı unutulur gibi değil…

Osmanlı Sultanı rüya görür; Kudüs halkı susuzdur. Emir verir Beytüllahım’den Kudüs’e kadar su kanalları açılırdı. Bir başka gün bir başka sultan rüya görür; aç aslanlar kendisine saldırdırıyordur. Etra-fımın surlarla çevrilmesini ve rüyadaki aslanla-rın da kapılardan birinin girişine nakşedilmesini emrederdi.

Bir başka gün Sultan A b d ü l h a -mit rüyasında

Hazreti Fatımatüzzehra’nın Kub-betüssahra’da namaz kılarken gö-rür; namaz kıldığı yere mihrab yaptırırdı.

Yine bir gün duyar Hıristiyan hacılar yolda telef oluyor;

Yafa Şehri’nden Ku-düs’e kadar tren yolu yaptırırdı.

Osmanlı’nın art-çı birliğinde görev yapan bir asker, daha yakın zama-

na kadar on iki bin şamdanlı avluda tunç-

tan bir heykel gibi öylece bekler dururdu.Osmanlı’nın vedasından 55 yıl

sonra Türkiye’den gelen İlhan Bar-daçı’yı görünce;

“Sana bir emanetim var oğul. Nice yıldır saklarım. Emaneti ye-rine teslim eden mi?”

“Elbette, buyur hele...”“Memlekete döndü-

ğünde yolun Tokat Sancağı’na düşer-se... Git, burayı bana emanet eden k u m a n d a n ı m Kolağası (Önyüz-başı) Musa Efen-di’yi bul. Ellerinden benim için öpüver.

O’na de ki, gönül ko-masın. O’na de ki, 11.makinalı takım Komutanı Iğdır’lı Onbaşı Hasan, o günden bu yana, bırak-tığın yerde nöbetinin başındadır.”

Osmanlının bu topraklardan ay-rılması çok acıklı oldu, çok. O gün bu gün insanların, taşların, kubbe-lerin gözyaşları hiç dinmedi. Acılar her geçen gün evlerde yüreklerde büyüdükçe büyüdü.

Çünkü Osmanlı’dan ‘Kudüs’te herkese yer var’ dersini

almamış sevenleri kıskanç… Çünkü

“İbrahim Hali-lullah” diyenle-ri kucaklayan Osmanlı yok artık… Çün-kü Ömer’in emanını; Ya-

vuz’un fermanını; Abdülhamid gibi çatışmaların dermanını bilen yok… Çünkü paylaşılamayan bu güzel şehrin sevdalıları bilmiyor-lar ki ben paylaşılabildiğim ölçüde güzelimdir.

Ramazan’a yaklaştığımız bu gün-lerde Zeytin Dağı’nda dalgalanan Kimse Yok Mu bayrağı bana gele-cek adına büyük umutlar veriyor.

Bu bayrak Anadolu’nun merha-metli insanlarının soluklarını taşı-yor, yorgun yüreğime. Bu bayrak bu toprakların acılı insanlarına umut veriyor, gözyaşlarını siliyor, yardımına koşuyor, bu bayrağın “Taş atan değil, barışa koşan ço-cuklar” için dalgalandığını his-sediyor yüreğim. Bu bayrak, in-sanlar ölmesin, hepimiz kardeşiz, Adem’in çocuklarıyız, diyor.

Bu bayrak, her kulübede, her fakirhanede soğuktan titreyen her-

kesi ısıtıyor. Üşüyenleri ısıt-maya gücü yetmiyorsa

titremesiyle onlara katılıyor, onlarla birlikte üşüyor. Yoksulların önü-ne Halil İbrahim sofraları kuruyor,

taş tutan ellere kalem dağıtıyor,

acıları paylaşıyor, ağ-layanların gözyaşını sili-

yor, “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz” diyor.

Dilerim en yakın zamanda bu-rada herkesin kabulleneceği barışa giden adımlar atılır.

Dilerim içime doğan bu umut ışığı sönmez, dilerim Celile’de kuş-lar bir daha ölmez…

Ben Kudüs’üm… Nuh tufanında kıştan bahara

çıkmanın muştusu zeytin dalını malum güvercin o an için yeryü-zünün tek kuru parçası olan Zey-tin Dağı’ndan alıp götürmüştü gemiye;

Zeytin Dağı’ndaki bütün ağaç-larımın dallarını, dünya barışı için uzatmaya hazırım ben, yeter ki siz, dalları dünyaya taşıyacak güver-cinleri yetiştirin…

Barışın güvercinlerini…

Miraç merdi-venleri burada kurulduğu gibi,

Sırat köprüsü de, cennete giden mer-

divenlerde bura-da kurulacak.

Ama bin Os-manlı burada kaldı. Osmanlı Müslüman

Arapları, Hristiyanları, Yahudileri, Çerkezleri,

kiliseleri, manastırları, ba-zilikaları, şapelleri, Ağla-ma Duvarı, sinagogları,

yeşivaları, mikveleri geride kaldı.

“O’na de ki, gönül

komasın. O’na de ki, 11. makinalı ta-

kım Komutanı Iğdır’lı Onbaşı Hasan, o gün-den bu yana, bıraktı-

ğın yerde nöbeti-nin başındadır.”

Page 38: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

38

Kimse Yok Mu on binler-ce gönüllüsü ile hem yurt dı-

şında onlarca ülkeye, hem de 40 şubesi vasıtasıyla Türkiye’nin

81 iline Ramazan’ın bereketini ta-şımak için seferber oluyor. Bir ay boyunca her şey susuyor ve kardeşlik konuşuyor. Yardımlaşma ve paylaş-ma ile bağlanıyor kalpler birbiri-

ne. İyiliğe elçi olan gönüller bu rahmet ve bereket ayında

iyilik için koşturuyor...

ŞEHİR ŞEHİR, üLKE üLKERAMAZAN

Page 39: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

39Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

KAYMAKLI EKMEK KADAYIFI OLMAZSA OLMAZ

Özellikle Ramazan sofralarına ayrı bir özen gösteren Afyonkara-hisarlılar, misafirlerine “Zülbiye”, “Afyon kebabı”, “Nohutlu patlı-can musakka” ikram ederler. Kay-maklı ekmek kadayıfı ise Ramazan sofralarının vazgeçilmezidir.

Yurdun her köşesinde ayrı bir sevinç ve özlemle karşılanan Ra-mazan ayı Afyonkarahisar’da da manevi duyguların zirvelerde his-sedildiği kutsal bir zamandır. Ha-timle kıldırılan teravih namazları, hamur işi yemeklerin ağırlıkta olduğu iftar sofraları, çay demi-ni saldıkça koyulaşan sohbetleri, sahur davetleri ve daha nice gü-zellikleriyle tadına doyulmayan anlara vesiledir bu ilde mübarek Ramazan.

Ramazan’da Afyonlular birbiri-ne faydalı olmak için adeta hayırda yarışırlar. Oruçla ıslah olmayı ba-şaranların tek gayesi hiç olmazsa Ramazan ayının hürmetine başka sofraları ekmeksiz, aşsız bırakma-maktır... Bu yüzden tüm Ramazan bir karınca misali çalışır Afyonlu hayrseverler.

Kimse Yok Mu Afyonkarhisar Şubesi de Ramazan boyunca ha-yırda yarışanlar arasındadır. Rama-zan ayının hürmetine çalınmadık kapı bırakmamanın ince hesap-larını yapar Afyonlu gönüllüler. Kimileri iftarlarını kardeş aileleri ile birlikte yapar; hayırlı bir misa-firliktir onlarınki... Acıyı da tatlıyı da aynı sofranın etrafında payla-

şırlar... Kimileri de yüzlerce kişi ile birlikte meydanlara kurdukları iftar sofralarında oruç açarlar. İf-tara gelemeyen yaşlı ve engellileri ise bizzat evlerinde ziyaret etmeyi unutmazlar...

Mübarek ay bayrama ulaştığın-da herkesin evinde bayram olma-lıdır artık. Bayram şehrin tüm ço-cuklarını sevindirmelidir. İşte bu inançla dağılır gönüllüler bir sevgi kelebeği gibi şehrin dört bir yanı-na. Bayramın ne şekerinden ne de çikolatasından mahrum etmezler muhtaçların da evini. Çocuğuna bu bayram ne alacağını düşünen bir babanın ansızın kapısını çalar-lar. Çocukların gözlerinde koca-man bir ışıltı olurlar...

Tüm bu güzelliklerin amacı bel-lidir aslında; ihtiyaç sahiplerine mutlu, huzurlu bir Ramazan ayı daha yaşatmak...

MERSİN’DE RAMAZAN DENİNCE AKLA KERBİÇ GELİR

Türkiye’nin dünyaya açılan ti-caret kapılarından biri olan Mer-sin’de açmış olduğu şubesi ile iyi-liğe sınırları aştırmayı hedefleyen Kimse Yok Mu, özellikle Ramazan aylarında arttırdığı yardım organi-zasyonlarıyla ihtiyaç sahiplerinin yaralarına deva olamaya taliptir. Kimse Yok Mu’nun en büyük mo-tivasyon kaynağı olan gönüllüler Mersin’de aktif olarak sahada gö-rev yaparlar.

Gönüllü Nail Şimşek, geçtiği-miz Ramazan ayında Mersin’de kapı kapı kumaya dağıtan o koca yürekli gönüllülerden birisi. Geç-tiğimiz yıl kumanya dağıtımında vazife yapan Şimşek, o zamanlar duyduğu mutluluğu bizlerle yeni-

den paylaşıyor;“Ramazan ayının gelmesiyle

birlikte toplumda yardımlaşma duygusunun artığını daha iyi his-sediyoruz. Bir kumanya kolisi için saatlerce yolumuzu gözleyenlerin kapısını çalmak, onlarla hasbihal etmek, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek için biz her Ramazan gönüllü olarak vazifelendiriyoruz kendimizi. Götürdüğümüz yar-dımlarla sevinen insanların ve ço-cukların yüzünde gördüğümüz o mutluluk ifadelerine şahit olmak dünya üzerindeki her şeyden daha anlamlı geliyor bize.”

Kimse Yok Mu işte bu hayırsever ve gönüllülerin desteği ile geçtiği-miz yıl Mersin’de 2 bin 104 aileye Ramazan kumanyası dağıtmanın ve kurduğu iftar çadırlarıyla 6 bin 100 kişinin iftar sevinci olmanın huzurunu yaşıyor.

Mersin’de her yıl Ramazan ayına özgü bir tatlı olan “Kerebiç” yapı-lır. Son derece lezzetli olan bu tatlı çoğu Mersinli tarafından sevilerek tüketilir. Kerebiç, cevizli ve antep fıstıklı olmak üzere iki çeşittir. Bu lezzetli Ramazan tatlısının bir de özel hazırlanan köpüğü vardır ki; o köpük olmadan olmaz. Kerebiç, tarçınla süslenerek yenilir.

GELENEKLERİ BÜYÜK İFTAR ÇADIRLARIYLA YAŞATAN ŞEHİR

Osmanlı’dan büyük izler taşıyan Bursa, Ramazan aylarında ayrı bir güzelliğe bürünür. Ecdattan kalan hayırseverlik geleneği Ramazan ayında kendini iyiden iyiye hisset-tirir.

YURT İÇİNDE RAMAZAN

Page 40: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

40

Kimse Yok Mu Bursa Şubesi de bu geleneği sürdürmeye talip gönüllülerle birlikte coşkuyla ha-zırlanır her sene Ramazan ayına. Şehrin tam kalbine kurulan büyük iftar sofraları Ramazan’ın en bü-yük sembolü haline gelmiştir. Her gün ortalama 1000 kişilik kazan-larda kaynar iftar sofralarının en güzel yemekleri. Hancısı, yolcusu, yola düşen herkes nasiplenir bu bereketli sofralardan. 7’den 70’e tüm Müslümanların gelerek ifta-rını açtığı bu sofralarda tam bir kardeşlik hakimdir. Her yıl binler-ce insanın iftarını açmasına vesile olan iftar çadırında aynı zamanda hayırseverler ile yardıma muhtaç insanlar bir arada iftarını açma imkânına sahip olur.

Sadece iftar çadırlarıyla sınırlı değildir elbet Bursalı gönüllülerin hayırseverliği. Tam bir ay boyun-ca aileler ziyaret edilir, ihtiyaçları tespit edilir. İhtiyaç sahiplerinin sofralarında bir aş da bizden olsun istenir. İşte bu sebeple kumanya-lar ihtiyaç sahiplerinin kapılarına kadar götürülür. Kardeş aileler if-tarlara buyur edilir. Bazen de çeşit çeşit yemek ve hediyelerle onlar misafir olur kardeşlerine. Sofra başında hasbihal edilir. Çocukları da unutmaz Kimse Yok Mu Bur-sa şubesi, daha bayram gelmeden bayramlıkları hazır edilir yavru-ların. Bunca koşuşturmaca bir çocucuğun daha bayram hayalleri yarım kalmasın diyedir...

HER SOKAğINDA RAMAZAN BEREKETİ HİSSEDİLİYOR

Diyarbakır’ın her sokağında, her caddesinde Ramazan bereke-tini görmek mümkündür. Dağka-pı’da kurulan tezgahlarda alıcıların beğenisine sunulan limonata, dut, şerbet ve hurmalar… İftarlık çiğ-köfteler, meyan kökü şerbeti ve halka tatlıları… Restoran ve kafe-lerin önüne kurulan iftar sofrala-rı… Bunların hepsi Ramazan ayı-nın güzellikleridir Diyarbakır’da. Ulu Camii ve Hz. Süleyman Tür-besi ise en favori ziyaret yerlerin-dendir.

Bu kültür zengini şehirde Ra-mazan barışın, sevginin ve hoş-görünün temsilcisidir. Bu ayda insanlar birbirlerine karşı daha saygılı ve hoşgörülü olur. Sofralar bereketlenir, sevinçler artar, insan-ların merhamet ve yardımseverlik duyguları pekişir. Gözün alabile-ceği her noktada iftar sofraları ve çadırları kurulur. Bu sofralara otu-ranlar bir tas çorbanın sıcaklığın-da bahtiyar olur. İftarda birleşen kalpler teravihlerde omuz omuza niyaza durur.

Kimse Yok Mu Diyarbakır Şubesi de tüm güzelliklere aracı olmakla vazifelidir Ramazan’da. Hayırseverler kendi rızıklarından artırdıklarını gerçek ihtiyaç sahip-lerine ulaştırmak için çalışır. İftar çadırları, Ramazan kumanyaları ve giyim yardımları derken 7’den 70’e tüm gönüllüleriyle seferber olur Ramazan’da Kimse Yok Mu Diyarbakır Şubesi.

ÇOCUKLARINA RAMAZAN’I KAHKE İLE SEvDİREN ŞEHİR

Özellikle Ramazan ayının gel-mesiyle Gaziantep’in o zengin mutfağında pişen birbirinden lez-zetli yemeklerle kurulan sofralara bolca misafir davet edilir. Patlayan topun gürültüsü iftar vaktinin gel-diğinin habercisidir. Eş dost, akra-ba, komşu hep birlikte aynı sofra-da iftar edilir. Geleneksel “Meyan Şerbeti” ve “Ramazan Kahkesi” Antep sofralarının vazgeçilmezidir.

Gaziantep yöresinde henüz unutulmamış geleneksel bir yiye-cek olan kahke, çocuklara orucu sevdirmek amacıyla yapılan bir si-mit türüdür. 1930’lu yıllardan gü-nümüze gelen kahkenin 15 çeşidi bulunmakla birlikte en çok tercih edileni Ramazan ayı dışında pişi-rilmeyen “Ramazan Kahkesi”dir.

Bayramlara hazırlık başlı başına bir telaştır Gaziantep’te. Hanımla-rın en büyük bayram hazırlıkların-dan biri de geleneksel bayram ye-meği “Yuvalama” içindir. Günler öncesinden başlayan yuvalama ha-zırlığı bir başına yapılmaz. Şehrin tüm kadınları gruplar halinde bir araya gelerek üretirler minik lezzet tanelerini. Bu da paylaşmanın ve birlik olmanın başka bir vesilesidir Gaziantep’te. Yapımı epey zahmet-li olan bu lezzet Bayram kahvaltı-larının vazgeçilmez keyfidir.

Bu güzel Ramazan gelenekleri-ni tüm Antepliler yaşayabilsinler diye Ramazan ayı boyunca çalışan Kimse Yok Mu Gaziantep Şubesi, hazırlıklarına Ramazan gelmeden başlar. Kumanyalar hazırlanır, ai-lelerin ihtiyaçları tespit edilir. Ha-zırlanan kumanyalar Ramazan gel-

Page 41: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

41Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

meden evvel dağıtılmaya başlanır. Gaziantepli gönüllüler aileleriyle iftar etmek yerine ihtiyaç sahip-lerinin sofralarına konuk olurlar. Kimi zaman da kendi evlerinde en güzel şekilde misafir ederler kar-deşlerini.

Antepli gönüllüler her yıl dü-zenli olarak Gaziantep Onkoloji Hastanesi’ndeki hasta ve hasta yakınlarına iftar yemeği çıkarırlar. Kimse Yok Mu Gaziantep Şubesi, hastanede tedavi gören hastalar ve hasta yakınlarıyla adeta büyük bir aile gibidir. İftar saati yaklaşınca sofralar kurulur ve hep beraber bu kardeşlik atmosferinde oruçlar açı-lır. Ramazan ayı içerisinde yapılan yardımlar sadece merkezde değil tüm ilçe ve köylerde de devam eder. Ramazan bayrama kavuşun-ca çocuklar da hayallerini kurdu-ğu yepyeni bayramlık elbiselerine kavuşur...

KOCAELİ’DE KARDEŞ OLMA ARZUSUYLA ÇALINMADIK KAPI BIRAKILMAZ

Kocaeli gibi önemli ve büyük bir şehre Ramazan elbette tüm ihtişa-mıyla gelir. Ramazan’ın rahmeti ve bereketi zenginiyle fakiriyle tüm şehri kuşatır. Şehrin görünmeyen yüzünde var olma savaşı verenlerin 11 ay ümitle beklediği bir zaman dilimidir Ramazan. Kardeş olma-nın, bir olmanın diğer adıdır...

Kimse Yok Mu Kocaeli Şubesi en çok da bu anlayışa hizmet eder tüm Ramazan boyunca. Kardeş olma arzusuyla çalınmadık kapı bırakmaz. Gönüllüler kimi zaman bir yetimhane yahut huzur evi sakinlerinin iftar sevincine ortak

olurlar, kimi zaman da aldığı ku-manya paketi ile bir nebze olsun yüzü gülen annenin sevincine...Onlar, bütün bir yıl her derdiyle ilgilendikleri ailelerin bu kez iftar konuğu olurlar. Gönüllü hanımlar elleriyle yaptıkları birbirinden lez-zetli yemeklerle çalarlar kapıları, kardeşlerinin mutluluğuyla mutlu olurlar... Paylaşarak kardeş olur-lar...

İşte bu güzel kardeşlik hikayele-rinden biri de geçtiğimiz Ramazan ayında Kocaelili Büyükgöçmen ve Şenkul aileleri arasında yaşandı;

“Refik Büyükgöçmen, eşi Sema ve kızı Şevval ile birlikte, kardeş aileleri olan Havva Şenkul’un mü-tevazi evine konuk oldu. Sema Bü-yükgöçmen ve kızı Şevval, kardeş aileleriyle sanki yıllardır kardeş-miş gibi sarılıp kucaklaştı. Ezanın okunmasıyla birlikte, yemek duası edildi ve hep birlikte aynı duaya ‘amin’ denildi. Hava Şenkul’un özenle hazırladığı yemekler yen-dikten sonra, yine tatlı bir sohbete geçildi. Dertler tasalar bir kenara konuldu o gün... Kardeş olmanın, unutulmamanın değeri büyük-tü...”

YARDIMLARINI DÖRT KATLI SEFER TASLARIYLA ULAŞTIRAN ŞEHİR

Selçuklu kültürünün esintile-rini taşıyan Konya, Ramazan’da kurulan birbirinden lezzetli sof-ralarla anılır. Börek, yufka, erişte, baklava, saçarası gibi yemekleriyle ünlü Konya’da sahur ve iftar sofra-larına büyük önem verilir. Konyalı kadınlar, sahur ve iftar sofrasına sunacakları yemeklerin hazırlığını

Ramazan ayına haftalar kala yap-maya başlarlar. Sahur vaktinde, yakın zamana kadar erişte ve yuf-kayla birlikte hoşaf tüketilirken, şimdilerde bu tür sofraların yeri-ni daha hafif olduğu gerekçesiyle kahvaltı sofraları almaya başlamış-tır.

Oruçlarını özel iftar köftesi, hurma, zeytin, sucuk, pastırma, kaymak, bal, tereyağı, reçel, peynir ve tahin ile sıcak pide gibi yiye-ceklerin bulunduğu iftariyelikler-le açan Konyalılar, mideye fazla yüklenmeden yedikleri bu yemek-ten sonra namazlarını kılarlar. Bu arada iftariyelik sinisi kalkar ve na-mazdan sonra ana yemeğe geçilir. Yoğurt çorbası ile başlayan Rama-zan sofrası keyfi Konya’ya özgü et yemekleri ile devam eder. Et yeme-ğinin ardından sofraya ev yapımı baklava gelir. Tatlının ardından, yemeğin sonuna gelindiğini haber verdiği için “Kara haber” olarak adlandırılan yaprak sarması sof-raya gelir. Yemekler genelde süt-laçla son bulur. Bu arada sofrada Konya’ya özgü güllaç, yumurtalı ve tahinli pideler ile salata eksik olmaz. Konya’da oldukça zengin bir şekilde donatılan iftar sofraları, su böreği, sigara böreği ve saçarası tatlısı olmadan düşünülemez.

Ramazan’da Konyalıların bir başka iftar seçeneği ise “Düğün ye-meği” menüsüdür. Düğün yemeği olarak adlandırılan gelenekte; sof-raya sırasıyla yoğurt çorbası, etli pilav, irmik helvası, bamya çorba-sı, son olarak yine etli pilav ile bir tür tatlı pirinç yemeği olan zerde gelir. Ayrıca, iftar açmadan önce camide kılınan akşam namazından çıkışta, cemaate iftariyelik ikramı yapılması da Konya’da uzun yıl-lardır yaşayan gelenekler arasında yer alır.

Kimse Yok Mu Konya Şubesi, iyilik yapmak isteyen hayırsever ve gönüllülerin buluşma noktası, ihti-yaç sahiplerinin Ramazan ümididir. Her Ramazan gönüllülere büyük işler düşer KYM Konya Şubesi’nde. O işlerden biri de 4 katlı sefertas-larına doldurdukları birbirinden

Page 42: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

42

lezzetli yemeklerle ihtiyaç sahipleri-nin kapılarını çalmaktır. Kimse Yok Mu Konya Şubesi Halkla İlişkiler Sorumlusu Ayşe Yiğit bakın bu sı-radan gibi duran yemek dağıtımla-rında yaşanan duygulu anları bizle-re nasıl aktarıyor;

“Dört katlı sefer taslarımız var, gönüllülerimiz bunlarla yüzlerce ihtiyaç sahibinin evine dört çeşit yemek dağıtıyor. Bu dağıtımların pek çoğunda eşim ve çocuklarımla o evlere misafir olup yemeğin eve ulaşma anını gözlemleme fırsatı buluyorum. Manzara pek çoğunda aynı oluyor. İftara dakikalar kala huzursuzlanıp, yemeği kapı ön-lerinde bekleyen çocuklar yemek aracının gelmesiyle birlikte sevinç çığlıkları atıyor. Gönüllülerimiz ailecek arabadan iniyorlar. Kapı önünde sarılmalar ve toklaşmalar eşliğinde sıcak bir karşılama ger-çekleşiyor. Bazı gönüllülerimiz yanlarında kendi yaptıkları başka yiyecekleri de getiriyorlar. İftar vak-tinin gelip çatmasıyla pür neşe aynı sofraya oturuluyor. Evsahibi biraz çekingen ama onca yokluğa rağ-men son derece misafirperver dav-ranıyor konuklarına. Ramazan’ın bereketi sofraya aksediyor o akşam; bolluk içinde oruçlarını açıyor herkes. Sofrada en çok tatlı rağbet görüyor. Tatlı yerken tatlanan bir sohbet eşliğinde paylaştıkça artıyor mutluluklar.”

Konya Şubesi gönüllülerinden Faruk Durmuş, kendisine Rama-zan’da hayır peşinde koşma imkanı veren Kimse Yok Mu’ya şu sözlerle teşekkür ediyor:

“Kimse Yok Mu’nun iftar yemeği dağıtım organizasyonuna iki yıldır gönüllü olarak katılıyorum. Herke-sin evine iftara yetişmek için acele ettiği, telaştan kalp bile kırdığı saat-lerde ihtiyaç sahiplerine, evinde bir tas çorba kaynatamayan insanlara sıcak yemek ulaştırma telaşında ol-mak bizler için çok büyük bir onur. Bizlere bu imkânı veren Kimse Yok Mu Derneği’ne yürekten teşekkür ediyorum. Bu sene de aynı şevkle bu hizmete çocuklarımı da dahil etmeyi hedefliyorum.”

SAvAŞA BİR AY RAMAZAN MOLASI

Afganistan, sahip olduğu coğrafi konumdan dolayı tarih boyunca çeşitli milletlerin işgaline maruz kalmış bir ülke. Yıllar yılı kaosa ev sahipliği yapan Afgan toprakların-da şimdilerde 35 milyonluk nüfu-sun yüzde 90`ınına yakını yoksul-lukla mücadele ediyor.

Kişi başı milli gelirin 950 do-lar olduğu ülkede insanların çoğu Ramazan ayının bereketiyle ar-tan yardımlarla geçinir. Ramazan ayında İslam ülkelerinden giden yardım kuruluşlarının dışında ül-kenin önde gelen aşiretlerinin de yaptığı yardımlar yoksullar için önem arz eder.

Bu özel ayda çarşı ve pazarlarda artan hareketliliğin bir benzeri de medreselerde, ülkenin büyük ca-milerinde yaşanır. Her Ramazan ayında bu tür yerlerde insanları bir araya getiren özel programlar düzenlenir.

Ülkede yoksulluk had safhada-dır ama Ramazan yine de büyük bir coşku ile karşılanır. İster zengin olsun ister fakir, her aile Ramazan gelmeden önce, bir takım hazırlık-lar yapar. Ramazan’a özel tatlılar hazırlanır, sofralar renkli yemek-lerle süslenir.

Ramazan’ın gelmesiyle sosyal hayatta bir takım pozitif değişik-likler de olur. İnsanlar maddi ve manevi olarak kendilerine çeki düzen verip adeta yenilenirler. Bu ayda suç unsuru ve suç olayları

YURT DIŞINDA RAMAZAN

minimum seviyeye iner. Hatta 12 yıldır devam edegelen iç çatışmalar Ramazan ayına saygı ifadesi olarak bir ay durdurulur.

Ramazan ayında insanlar ara-sındaki yardımlaşma ve dayanışma adeta geleneksel hale gelmiştir bu ülkede. Komşu ve akrabaları ifta-ra çağırma ve onlarla beraber iftar sofrasında oturma, her akşam yok-sullar için camilerde iftar sofrası kurma ve hep birlikte iftar etme, Afganistan’da geleneksel hale gelen güzelliklerdendir.

Kimse Yok Mu’nun yardım faa-liyetleri ise Ramazan ayına ayrı bir renk katar. Maddi durumu daha iyi olan Afganlar bu tür faaliyetle-ri örnek alarak yoksullara yönelik yardımlarını daha da arttırır. Afga-nistan’da yıllardan beri Kimse Yok Mu’nun bu tür faaliyetlerini örnek alan ve hayata geçiren varlıklı in-sanların artmasını görmek ise en büyük mutluluk kaynağıdır.

BİŞKEK CAMİLERİ RAMAZAN’DA TIKLIM TIKLIM DOLAR

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasının ardından dini ibadetlerini özgürce yaşama imkânına kavuşan Müslüman nü-fus için eski gelenekler unutulmuş olsa da Ramazan hala coşkusuyla bereketiyle gelir Kırgızistan’a. Bu Orta Asya ülkesinde tüm cami-lerin avlusunda veya özel büyük odalarda her yıl olduğu gibi iftar sofraları açılır. Bu sofralar Araplar ve Kırgızlar tarafından kurulur. Genelde Kırgızistan’ın köylerin-de Ramazan’a önem veren aileler, ayda bir gün düzenledikleri 50-60 kişilik bir iftar gecesi ile komşu ve akrabalarını evlerine davet ederler.

Page 43: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

43Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Şehirlerde ise herkes kendi mad-di durumunun elverdiği ölçüde restoran ya da kafelerde, eş dost ile birlikte iftar eder.

Kırgızistan’da öne çıkan bir di-ğer özellik ise, hatimle kıldırılan teravih namazı için tıklım tıklım doldurulan camilerdir. Yaklaşık 1,5 saat süren bu uzun namaz için başkent Bişkek’te boş bir cami bulmak oldukça güçtür.

Kırgızlar Arefe Günü’ne de ayrı değer verir. Bu güne özel Özbek Pilavı pişirilip dağıtılır. Camilerde hatimler indirilir. İftar o gün aile-cek dualarla yapılır ve çocuklara güzel tavsiyelerde bulunulur. Bu günde doğan kız çocuklarına “Ara-fat”, erkek çocuklarına ise “Arap-boy” ismi verilir.

Ramazan sosyal hayata da bir çeki düzen verir Kırgızistan’da. Özellikle huzurevleri, yetimhane-ler ve engellilerin bakıldığı merkez-ler sıkça ziyaret edilir. Kimse Yok Mu ve Kırgız Elim Barsınbı Der-neği işbirliğinde 30 gün boyunca düzenlenen bu tür organizasyonlar halkın merhamet duygularının gelişmesinde ve yardımlaşmanın yaygın hale getirilmesinde önemli bir rol oynar.

ENDONEZYA’DA RAMAZAN ‘MAGAN’LA BAŞLAR

2005 yılında meydana gelen tsunami ve art arda yaşanan dep-remler sonrasında Endonezya halkının yanında olan Kimse Yok Mu, Ramazanlarda Endonezya’yı ihmal etmez. Gıda kumanyaları, iftar sofraları, sıcak yemek dağı-tımları ve özellikle yetimlere yap-tığı bayramlık yardımlarıyla En-donezya’da tam bir bayram havası

estiren Kimse Yok Mu gönüllüleri yıllar yılı sürecek dostluk öyküleri-nin de kahramanı olurlar.

Endonezyalılar Ramazan’dan bir gün önce ve bayram arefesinde ol-mak üzere yılda iki kere “Magan” yemeği yerler. Magan, köy halkı-nın toplanarak kestiği kurbanla yaptığı yemeğe verilen isimdir. Bu geleneksel tören Endonezyalı-lar için neredeyse bayramdan bile önemlidir.

Endonezya’da Hacivat Karagöz gibi kukla oyunları oynatılır. “Wa-yang Golek” adını verdikleri kukla oyunları Ramazan dışında da oy-natılır. Endonezyalıların Ramazan davulcusu yerine bayram davul-cusu vardır. Bu davul Ramazan’ın bittiğini, bayramın geldiğini müj-deler. Endonezya’da Ramazan sof-ralarında ekmek yerine bu bölgeye mahsus ince pirinçten yapılan pi-lav ile soyalı tavuk yemeği tercih edilir.

Endonezya’da oruç hurma ile açılır. Hatta iftarda önce tatlı yeni-lir. Tatlı olarak bu ülkeye mahsus meyvelerin suları, çikolata sosu ve buzla hazırlanan tatlılar tercih edi-lir. Çay ve kahvesini kendisi yetiş-tiren bu ülkede bu içecekler de bol bol tüketilir.

Günlerin uzun ve sıcak olduğu Endonezya’da resmî makamlar Ra-mazan ayı boyunca mesaiyi yarım güne indirir, ilk ve orta dereceli okullarsa tatil edilir. Ramazan’da Açe’nin camileri teravih için hınca

hınç dolar. Teravihten sonra sahu-ra kadar tüm sokaklar mikrofon-lardan okunan Kuran’ı Kerim ile yankılanır.

ARNAvUTLUK’DA RAMAZAN’IN GELDİğİ ‘LODRA’ SESİNDEN BELLİ OLUR!

Eski Osmanlı toprağı olan Ar-navutluk, etkileri azalmış olsa da kültüründe Osmanlı izleri taşıyan şirin bir Balkan ülkesidir. Arnavut-luk’ta Ramazanın coşkusu ‘Lodra’ sesinin sokakları kuşatmasından bilinir. Ramazanların habercisi ‘Lodra’ Müslümanları her sahur vakti tatlı uykularından uyandı-rır. ‘Lodra’ tahmin ettiğiniz üzere; koyun veya keçi derisinden yapıl-ma çift uçlu silindir şeklinde bir tür davul çeşididir. Arnavutluk’ta Ramazan’la özdeşleşen bu gelenek hem sahurda hem iftarda sahurun ve iftarın gelip çattığının haberci-sidir.

Anadolu esintilerine sıkça şahit olduğumuz Arnavutluk Ramazan-ları, toplumsal birlikteliklere de vesile olur. Müslümanın, Hristiya-nın, Musevinin ve pek çok değişik dini inanışın mensupları kurulan bereketli iftar sofralarına buyur edilir. Bu sayede Ramazan’ın coş-kusundan tüm Arnavutluk nasip-lenir. Teravihlerle süslenen akşam-ların tatlı telaşı sabah ezanında ancak son bulur.

Bu tatlı telaşlardan biri de Kim-se Yok Mu’nun Arnavutluk’a ulaş-ması ile başlar. Öteden beri Balkan ülkelerindeki kardeşlerini unut-mayan cömert milletimiz Kimse Yok Mu aracılığıyla özellikle her Ramazan ayında Arnavutluk’a yar-dımlarını ulaştırmaya devam eder. Sadece Müslümanlara değil deği-

Page 44: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

44

neşe içinde geçer Mısır’da. Bayra-ma hazırlık Ramazan’la birlikte başlar. İnsanlar bayramı hem kalp-lerini hem de evlerini temizleyerek karşılar. Çocuklara evlerini sabah-tan açan komşular, bayram bo-yunca onlara tatlı, şeker ve hediye ikramında bulunurlar.

Uzun süredir devam eden iç karışıklıklar Ramazan’ı eskisi gibi neşeli kılmasa da Ramazan’ın rah-met pınarlarından Mısır da nasi-bini alır elbet. Alan el ile veren el arasında bir köprü vazifesi gören Kimse Yok Mu paylaşmadan ha-sıl olan bereketi Mısır’a da taşı-maktan mutluluk duyar. Yaşanan onca acıya rağmen dağıtılan her kumanyada bir kez daha sevinç duyar Mısırlılar. Çünkü unutul-madıklarını bilirler… Ramazan’ın rahmeti Kimse Yok Mu yardım-larına dönüştükçe Mısır’ı tatlı bir sükûnet kaplar…

HER ŞEYE RAğMEN RAMAZAN ÜMİTLE BEKLENİR FİLİSTİN’DE

Filistinliler Ramazan ayını en güzel ibadetlerin yapılacağı özel bir zaman dilimi olarak görür ve öyle de yaşarlar. Sosyal yaşantılarını da buna imkân sağlayacak ölçüde düzenlerler. Ramazan ayı gelince kısıtlanan mesai saatleri sayesinde günün geri kalan kısmını ibadete ve hayır işlerine adar Filistinliler. Maddi gücü yeterli olsun ya da ol-masın tüm aile fertleri kurdukları iftar sofralarında oruçlarına iftar ettirmek için beklerler.

Filistinliler teravih namazını kaçırmamaya özen gösterirler. Yal-nızca çok yaşlıların yahut hastala-

şik dini inanca mensup Arnavut-luk vatandaşlarına da yardım eli uzatan Kimse Yok Mu, her Rama-zan ayını kardeşlik köprüleri inşa etmeye vesile kılar.

RAMAZAN MISIR’A RENGARENK KANDİLLERLE GELİR

İftarıyla sahuruyla Ramazan, Mısır için tam bir şölen havasın-da geçer. Evlerin camlarına bir ay boyunca duracak farklı renkte kandiller asılır. Ramazan Mısır’a rengarenk kandillerle gelir. İsmi ‘Fanus’ olan bir Ramazan ezgisi büyük küçük bütün Mısırlıların diline pelesenk olur.

Ramazan geceleri lokanta ve ka-feler oldukça kalabalık olur, hatta kalabalık masalardan kaldırımlara taşar. Hayırseverler iftar sofraları açar. Yardım dağıtmak isteyenler için marketlerde hazır Ramazan paketleri satılır.

Mısırlılar orucu sütle ıslatılmış hurmayla açarlar. Orucu üç- beş hurmayla açtıktan sonra akşam namazını kılmak için ara verirler. Sofraya ancak namazdan sonra otururlar. Sofrada “Şeker kamı-şı suyu”, “Karkade” ve “Portakal suyu” çokça tüketilen gıdalardan-dır.

Arap mutfağının meşhur sebze köfteleri, ezilmiş nohutla yapılan “Felafel” ve ezilmiş baklayla yapı-lan “Tamiya” burada da meşhur-dur. Sebze yemekleri bizdekine benzer. Fıstıklı şerbetli hamur işi tatlılar da iftarın vazgeçilmezidir. Mısır’lılar sahurda tok tutucu ol-duğu için “Karın çivisi” dedikleri ezilmiş iç bakladan yapılan bir ye-meği tercih ederler.

Ramazanlar kadar bayramlar da

rın katılamadığı teravihlere halkın yüzde 98’inin katıldığını söylemek doğru olur. Namaza katılanların geneli 8 rekattan sonra ayrılırken, istekli gençler 20 rekata kadar azimle devam ederler. 20 rekatlık teravihin 2-3 saati bulduğu Filistin için bu durum aslında normaldir.

Akşamları, özellikle teravih na-mazından sonra gerçekleştirilen akraba ve dost ziyeretleri aradaki tüm kırgınlıkların kalkmasına ve-sile olur. Bu davranış yıllardır iş-galden acı duyan Filistin halkının devam ettirdiği en güzel adetlerin-den biridir.

Özellikle kuşatma altındaki Gazze halkının durumu Ramazan ayında daha da güçleşir. Malların ve gıda maddelerinin fiyatı halkın alım gücünün çok üstünde seyre-der. Buna rağmen maddi durumu iyi olanlar güçleri yettiği kadar yoksul, yetim veya yetim bakımı üstlenen ailelerin yüzlerini güldü-recek şekilde hayır işleriyle meşgul olurlar. Kimi hayırseverler toplu iftar sofraları hazırlar, kimi gıda ve sebze sepetlerini… Kimileri de sıcak yemek dağıtmak için tüm gayretiyle çalışırlar.

Kimse Yok Mu Filistin Temsilci-liği de Filistinlilerin huzur içinde bir Ramazan yaşabilmeleri adına çalışanlar arasında yerini alır. Fi-listin’de kumanyalar dağıtan, iftar sofraları kuran KYM, Kudüs Mes-cid-i Aksa’da kurduğu meşhur iftar sofralarıyla bilinir.

NİJERYA’YA RAMAZAN TÜM COŞKUSUYLA GELİR

Nijerya 170 milyonluk nüfusuy-la Afrika’nın en kalabalık ülkesidir.

Page 45: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

45Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Nüfusunun yaklaşık yüzde 54’ü Müslüman olan ülkede Ramazan oldukça coşkulu geçer. İftarda ve sahurda çoğu zaman yiyecek hiç-bir şeyi bulunmayan Nijeryalılar, orucu asla ihmal etmez; çalışan çalışmayan herkes, hatta çocuk-lar dahi Ramazan orucundan fire vermezler. Teravihlerin en büyük özelliği hatim ile kılınmasıdır. Te-ravih namazını eda eden cemaat biraz dinlendikten sonra camide kalarak sahura kadar ibadet eder. Bu ülkedeki Müslümanlar tam altı vakit namaz kılarlar. Ramazan’da daha ince hassasiyetlerle eda edilen teheccüd namazı için gecenin son diliminde ezan okunur.

Kimse Yok Mu, Nijerya Türk Okulları Vakfı’nın yoğun katkı ve desteğiyle Nijerya’da her yıl çeşitli Ramazan faaliyetleri düzenler. Ku-manya dağıtımı ve toplu iftar ye-mekleri bunlara en güzel örnekler-dendir. Her yıl on binlerce ihtiyaç sahibi bu hizmetlerden faydalanır. Nijeryalı ihtiyaç sahiplerinin haya-tında, bu yardımların çok büyük bir önemi vardır. Öyle ki; yardım-ların sistematik bir şekilde dağıtıl-ması için ihtiyaç sahiplerine önce-den ulaştırılan yardım kuponları özenle saklanır, yıpranmasın diye kumaşlara sarılarak yardım yapıla-cak gün gelinceye kadar muhafaza edilir.

Ramazan gelince artan yardım-laşma duygusu Kimse Yok Mu’yu hayırlara vesile kılar. Maddi duru-mu daha iyi olan aileler yardım-

larını Kimse Yok Mu aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı ter-cih ederler. “Sizler bu işi çok güzel icra ediyorsunuz. Ben size verdiğim meblağın yoksullara tam ve anlam-lı bir şekilde ulaşacağına dair hiçbir şüphe taşımıyorum. Bu sebeple ya-pacağım yardımları sizler aracılığı ile yapmanın güven ve mutluluğu-nu yaşıyorum.” diyen Nijeryalı ba-ğışçıların varlığı azımsanamayacak kadar çoktur. Yardımlar esnasında yer yer yaşanan izdihamlar da yine bu Nijeryalı hayırseverler sayesinde kazasız bir şekilde atlatılır.

Başkentte bulunan Abuja Mer-kez Camii, Nijeryalı Müslümanlar nezdinde İslam’ın sembolü olarak kabul edilir. Ramazan’ın her günü bu görkemli eserde Kimse Yok Mu’nun hazırladığı iftar sofraların-dan binlerce ihtiyaç sahibi yararla-nır. Nijeryalıları en çok etkileyen şey ise; beyaz insanların kendi if-tarlarını ihmal edip, onlar için iftar servisi yapıyor olmalarıdır. O an yüksek sesle yürekten yapılan du-alar iftar saatinde arşa yükselir. Bu dualara Ramazan’ı Nijeryalı ihtiyaç sahipleriyle birlikte geçirmek için Türkiye’den gelen ve yardımları bizzat kendi elleriyle dağıtan yar-dımseverler de şahit olur.

Kimse Yok Mu gönüllüleri on-larca köyü gezerek ihtiyaç sahip-lerini belirlerler. Köylüler her yıl gönüllülerin yolunu dört gözle beklediklerini ifade ederler. Bazı evler ziyaret edildiğinde yiyecek bulunamadığı gibi zaten tek odalı olan bu teneke evlerde mutfak dahi yoktur.

Bu yoksulluğa yaşamış olduğu vakalarla 7 yıldır bizzat şahit olan Kimse Yok Mu gönüllüsü İsa Bey zihninde kalan bir manzarayı şöy-le özetliyor: “Beni en çok etkile-yen şeylerden biri de iftar saatinde yemek almaya çalışan insanların tabaktan yere dökülen pilavı bile toprağın üzerinde kapışmalarıydı.”

Durum öyle gösteriyor ki; Nijer-ya’da ihtiyaç sahibi aileler heyecan ve sabırsızlık içinde bu Ramazan’da da Türklerin kapılarını çalmalarını dört gözle bekleyeceklerdir.

PARAGUAY RAMAZAN’I KYM İLE TANIYOR

Bir Güney Amerika ülkesi olan Paraguay’da Müslüman nüfus azın-lıkta olduğundan Ramazan, Müs-lüman ülkelerde olduğu gibi coşku ve heyecan içinde yaşanmaz. Çünkü Paraguay halkı Ramazan ayını sade-ce Müslümanların kutsal ayı olarak bilir ve bu kutsal ay tam anlamıyla tanınmaz.

Özellikle Ramazan ayında artış gösteren kumanya yardımları Rama-zan’ı Paraguaylı ihtiyaç sahipleri için de önemli bir zaman dilimi haline getirir. Ülkede yaşayan Müslümanlar Ramazan ibadetlerini güneş hareket-lerine göre düzenlerler. Paraguay’da Ramazan’ın en önemli göstergelerin-den biri, bir avuç Müslüman’ın ken-di aralarında düzenledikleri iftar ve sahur programlarıdır. Bu programla-ra çoğu zaman Paraguaylı dostlar da davet edilir. Ramazan’ın hoşgörü ve sevgi atmosferi bu sofralarda kendini daha çok hissettirir.

Ramazan’ın gelmesiyle daha faz-la hissedilen “yardımlaşma” olgusu farklı dinden insanların bir araya gel-mesine vesile olur bu ülkede. Kimse Yok Mu yardımları da bu birliktelik ortamlarına dağıttığı yardımlar ve bu sayede sevindirdiği kalplerle ortak olur. Paraguay’da da yardıma muh-taç olan insanlara koşulsuz yardım ulaştırmaya ve onlara maddi manevi yardım eli uzatmaya çalışan Kim-se Yok Mu, yardımlarını insanların onurunu kıracak bir üslûpla yapmaz. Bilakis, yardımların en büyük refa-katçisi samimi ve içten bir tebessüm-dür burada. Hâsıl-ı kelâm Paraguaylı ihtiyaç sahipleri Ramazan’a dair ge-leneksel hale gelmiş Kimse Yok Mu yardımlarından son derece mutlu olarak, bir daha ki Ramazan’ı sabır-sızlıkla beklemeye koyulurlar.

Page 46: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

46

Yüzde 86’sı Müslüman olan Bangladeş’te Ramazan’ı halkın yüzde 100’ü hisseder. Nemin yüz-de 98’e kadar çıktığı ülkede his-sedilen aşırı sıcaklıklardan dolayı halkın daha rahat oruç tutması ve gece ibadetlerine ağırlık verebil-mesi için okullar, devlet tarafından genellikle tatil edilir. Üniversiteler de son 10 gün eğitime kapalıdır.

Ramazan ayında Müslüman er-kekler genellikle gün içinde bile takke takarlar ve “Panjabi” deni-len uzun bir elbise giyerler. Hatta resmi kurumlarda bile bu kıyafet rahatlıkla giyilebilir. Camileri dol-duran kalabalıklar, teravih namazı-nı mutlaka hatimle kılarlar. Oruca başlama ve bitirme genellikle ca-milerden çalınan siren sesiyle olur. Hatta Ramazan’ı ilk defa Bangla-deş’te geçirecek olanlar, ertesi gün oruç tutulacağını haber vermek için Ramazan’dan bir gün önce çalan sirenleri duyduğunda, savaş çıktığı korkusuyla duaya başlar; ama neyse ki bir iki gün içinde buna alışırlar.

Bangladeş’te Ramazan ayı, he-diyeleşme ayıdır. Gelir seviyesi ne

olursa olsun, mutlaka herkes büt-çesine göre akrabalarına ve arka-daşlarına hediyeler alır. Bu neden-le alışveriş merkezlerinde Ramazan ayında bir yoğunluk vardır. Hatta kıyafet satmayan yerler bile, mese-la telefon satan bir dükkan, Rama-zan’ın son 15 günü kıyafet satar. Kıyafet satan mağaza sahiplerinin asıl geliri Ramazan’dadır.

Bangladeş’te bizdeki gibi iftara çağırma geleneği pek yoktur. Çün-kü burada iftar denildiğinde biz-deki gibi bir yemek kültürü anla-şılmaz. Burada iftar, yufkaya sebze veya kıyma konularak kızartılmış “Samosa” veya “Roll”, halka tatlısı-na benzeyen “Cillapi”, mercimekle yapılan kızartılmış “Piazu”, patlı-canın sosa batırılarak kızartıldığı “Beguni”, bir çeşit çok baharatlı et yemeği “Halim” ve patlamış pirinç “Muri” olan atıştırmalıklarla ya-

pılır. Bu tür yiyecekleri dışarıdan alma çok yaygındır. Ezanın okun-ması ile bu tür atıştırmalıklarla orucunu açan Bengalliler, vakit geçirmeden akşam namazını kılıp teravih namazı için yavaş yavaş ca-minin yolunu tutarlar. Ana yemek ancak Teravih namazı dönüşü ye-nir. Bizdeki gibi iftara misafir da-vet etme alışkanlıkları bu yüzden yoktur.

İftar kültürünün farklı olması nedeniyle bizdeki iftar çadırları da yoktur Bangladeş’te. İftar çadırları yerine küçük kutularda atıştırma-lık dağıtımı yaygındır. Hatta gün-düzleri kapalı olan restoranların Ramazandaki asıl gelirleri iftar ku-tusu satışlarındandır. Zengin in-sanlar ve hayır kurumları, hergün yüzbinlerce iftar paketi dağıtır. Kimse Yok Mu gönüllüleri de bu sebeple Ramazan’da binlerce iftar paketi dağıtır.

Bangladeş’teki yaygın gelenek-lerden biri de zekat kıyafetleridir. Bazı giyim mağazalarının camın-da “zekat kıyafeti” yazar ve maddi durumu iyi olanlar oradan hazır paketlenmiş kıyafetlerden yüzlerce

BANGLADEŞ’TE RAMAZAN’I HALKIN YüZDE YüZü HİSSEDER

Page 47: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

47Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

alarak kendi köylerinde dağıtırlar. İftarda misafir ağırlamayı sev-

meyen Bengalliler bayrama özel yemekler ve tatlılar hazırlarlar. Bunlar bizdeki sütlaça benzeyen “Finni”, nohutla yapılan “Çot poti”, tavukla yapılan bir yemek olan “Chicken khari” ve elbet-te haşlanmış pirinç veya tadına doyum olmayan bir pilav çeşidi olan “Biryani” olarak sıralanabilir. Evlerde yemekler hazırdır ve bay-ramlarda Bengal halkının misafiri eksik olmaz.

Çocuklara bayram harçlığı ver-me yaygındır Bangladeş’te ve buna “Salami” denir. Çocukların eğ-lenmesi için panayırlar kurulur. Panayırın en fazla rağbet göreni ise ‘Nagor dhola’dır. Nagor dhola, dönme dolaba benze-yen 4 sandalyeli elle döndürülen bir eğ-lence aracıdır.

Ramazan ayı dola-yısıyla insanlardaki yardımlaşma duygusu daha çok ön plana çı-kar bu ülkede. Kimse Yok Mu da Bangla-deş’te her Ramazan gıda yardımı yapmayı ihmal etmez. Bangla-deş’e diğer ülkelerden de yardım gelir. Ülke-ye yardım edenler yerli bir dernekle işbirliği yaparak ya da ilgili res-mi kurumlara bağışta bulunarak yardımlarını organize ederler. Yani bir anlamda sadece para göndererek yaparlar bu işi. Bu sebeple Bengal halkıyla herhangi bir et-kileşime giremez ve arada bir bağ oluşturamazlar.

Tüm bunlara karşın Kimse Yok Mu burada tüm organizasyonu sa-hada bizzat kendisi yapar. Bengal halkı yardımın Türk kardeşlerin-den geldiğini bilir ve yardımı on-ların ellerinden alırlar…

Kimse Yok Mu Bangladeş Gö-nüllüsü Mehmet Sapmaz bu ilgiye şu şekilde şahitlik ediyor;

“2012 Ramazan Bayramı’nda dertlere derman olma arzusuyla Kimse Yok Mu gönüllüleri Bang-ladeş`e gelmişti. Hayırsever vatan-daşlarımız tarafından gönderilen gıda paketlerini Dakka`nın 122 kilometre kuzeydoğusundaki Pab-na şehrinde dağıtacaktık. Bizim yaklaşık 15 günde tükettiğimiz pirinç ve yağ gibi gıdaları belki iki aya yaymak zorunda olan yar-dıma muhtaç insanların sımsıcak bakışları arasında, yüzlerindeki tebessümü izleye izleye dağıtım yapacağımız yere ulaştık. Bayramı yaşatarak yaşamayı seçen gönüllü-lerimizle hayatımızda hep taze ve canlı kalacak hatıralardan birisinin içindeydik artık...

da sevindirmek istedik. Orada bize yardım eden Bengalli kardeşimiz alandaki çocukları sıraya soktu. Topitopları çocuklara dağıtırken yaşlı bir amcanın da sıraya girmiş olduğunu gördük. Onunla beraber birkaç yaşlı amca daha sıradaydı. Biz önce o amcanın torunu için orada olduğunu düşünmüştük ama sonradan öğrendik ki yaşlı amca hayatında belki hiç görme-diği, tatmadığı bir şey için sıraya girmişti... Çocukların arasında kendiside topitop almak için sıra-ya girmiş bir amcayı görmek kolay unutabileceğimiz bir manzara de-ğildi elbette.

İnsanların içinde bulunduğu şartlardan dolayı karnını doyur-

mak gibi temel ihtiyaçlarını ancak günlük olarak planlayabildiğini düşünüp, idrak etmek gerçekten zor; ama bir şekerin bile bazı in-sanlar için hayatları boyunca lüks olmuş olabileceğini söylemek daha zor galiba…

Paylaşma duygusuyla buralara kadar gelen ve tüm bu güzellliklere vesile olan Kimse Yok Mu gönül-lülerine yürekten teşekkür ederim. Allah onlardan ebeden razı olsun.”

İlk olarak daha önceden plan-ladığımız şekilde paketlerimizi dağıttık. Paketini alanın yüzün-deki mutluluğu görmek, dudak-larından dökülen teşekkürleri ve duaları duymak, gönüllülerimizin bayramı ailesinden ayrı kilomet-relerce uzakta geçirme hissiyatını bastırmıştı muhakkak.

Ardından Kimse Yok Mu gönül-lülerinin getirmiş olduğu çesitli şekerleme ve topitoplarla çocukları

Page 48: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

48

Ramazan ayı Somalililer için 11 ay boyunca yiyemedikleri yemek-lere ulaşma imkânı demektir. Bir bakıma Ramazan ayıyla bir yıllık ihtiyaçlarını temin etme imkânına kavuşur yoksul Somalililer. Çünkü hayrıseverler yardım yapmak için en çok Ramazan ayını tercih eder-ler. Ramazan boyunca sokaklarda, çocuk ve yaşlıların ellerinde dağıtı-lan yardımları görmek olağan hale gelir. Yardım almak için kuyruğa giren insanlar ellerindeki poşetlere ve bez parçalarının içerisine koy-dukları iftar yemekleriyle mutlu bir şekilde çadırlarının yolunu tu-tarlar. Sahur edecek yiyeceği dahi bulunmayan çok sayıda Somalili ise çoğu zaman sadece iftar ye-meğiyle oruç tutmak durumunda kalır...

Somali’de Ramazan ayı, maddi durumu iyi olanın da olmayanın da elindeki nimetleri diğer Müs-lüman kardeşleriyle paylaştıkları bir zaman dilimidir. İç savaşın kıs-men devam ettiği ülkede Ramazan ayında insanlarda farklı bir huzur ve mutluluk göze çarpar. Somali halkı bu ayda gelecek yardımlarla 1

yıllık ihtiyaçlarını karşılamak için ümitlenir ve Ramazan yardımları dört gözle beklenir. Bu yardımlar bazen para, bazen yemek, çoğu zaman da gıda olarak dağıtılır. Yardım yapanlara dualar 11 ay boyunca devam eder. Hele bir de yardımı kendiniz dağıtıyorsanız bu sevinç ve mutlulukları bizzat görür ve duaların gücünü hissedersiniz.

Zengin insanlar sadaka ve ze-katlarını yoksul halka dağıtır. Bu dağıtım para şeklinde yapılır ve genelde akşam namazı öncesi ger-çekleştirilir. Camilerde iftardan önce hurma dağıtılması ve ardın-dan birer tabak pilav dağıtılması adettendir. Ancak bu bir tabak pilav dört kişi tarafından yenilir. İhtiyaç sahipleri büyük camilerde bekleyerek iftar ederler. Yardım dağıtan merkezlerin önlerinde çok büyük kuyruklar oluşur. Somali’

de yardım dağıtımını organize et-mek kadar, güvenliğini sağlamak da ayrı bir önem taşır.

Ramazan ayında yapılan yar-dımlarla Somali halkı daha çok şükreder ve daha çok dua eder. Ra-mazan ayı ve yardımlar insanların bir sonraki Ramazan’a kadar haya-ta ümitle bakmalarına vesile olur.

İşte bu nedenle Kimse Yok Mu her Ramazan’da Somali’de yardım organizasyonları düzenler. Türk halıkının Somalili kardeşleri için yaptığı yardımları büyük bir me-suliyet bilinciyle yerlerine ulaştırır.

Yapılan bu yardımlar Somali halkının Türkiye’ye olan sevgisini artırır. Öyle ki; Somalililer gör-dükleri her beyazı “Türki Türki” diye alkışlayarak karşılarlar.

Somali Ramazanlarını bize tüm içtenliği ile anlatan Kimse Yok Mu gönüllüsü Bilal Köse, unutamadığı bir Ramazan anısını bizlerle şöyle paylaşıyor:

“2012 Temmuz ayında eşimi ve 3 çocuğumu Trabzon’ da bıra-karak Somali’ye geldim. Somali’ye ilk gelişimdi ve ilk defa Ramazan’ı ülkemden ayrı geçiriyordum. Gel-

SAHURSUZ ORUÇ TUTANLARIN üLKESİ SOMALİ

Page 49: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

49Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

meden bir yıl önce Kimse Yok Mu ve Samanyolu Televizyonu’nun birlikte yapmış oldukları Soma-li’ye yardım kampanyasına katıl-mış, elimden geldiğince yoksul ve mazlum Somali halkına yardım etmeye gayret etmiştim. Ancak Somali’ye gelip, Seyitka Kampı’n-daki çadırlarda yaşayan binlerce insanı görünce fakirlik ve yok-sulluğun ne demek olduğunu ve yapılan yardımların ifade ettiği değeri, işte o zaman an-ladım. İnsanların evim dedik-leri yerlerde yalnızca çadırlar vardı. Bu çadırlar 5-6 çalının birleşmesiyle oluşturuluyordu. Kumun üzerine iliştirilen 5-6 çalı parçası, üzeri bir naylon veya bez parçası ile kaplandı-ğında onların evi oluyordu. İçi boş, bomboş evler... İçeride sa-dece bitmek bilmeyen bir ümit-le ışıldayan gözler ve içinize iş-leyen bakışlarıyla sizden medet uman insanların bulunduğu evler...

Somali’ye geldiğimde hayırse-ver Türk halkının yardımlarıyla Kimse Yok Mu’nun her gün So-mali halkına iftar yemeği dağıt-tığını öğrendim. Ben de gönüllü olarak kolları sıvadım ve hemen işe koyuldum. Her gün hiç bıkmadan kazanlarda etli pilav pişiriyor, bir taraftan da yaşanan bu dram karşısında gözyaşlarımızı tuta-mıyorduk. Yoksul halk ellerine ne geçiyorsa alıp, yemek almak için meydanda uzun kuyruklar oluşturuyorlardı...

Yine böyle bir gün yaşlı bir teyze yemek almak için yak-laştı. Elinde yerden bulduğu belli olan yırtılmış eski, kirli bir poşet vardı. Sıcak pilavı po-şetin içine koydurunca, zaten yırtık olan poşet pilavın sıcak-lığından erimiş ve yemek yere dökülüvermişti. Yaşlı teyze hemen giydiği elbisesinin ke-narını katlayarak yere saçılan pilavı avuç avuç elbisesinin içerisine toplamaya başladı. Kim bilir bu yemek belki de teyzenin hem iftar hem de

sahur yemeğiydi...Biz gözyaşları içerisinde iftar yemeği dağıtımına devam ediyor ve bir taraftanda bu hazin olayı izliyorduk. Teyze bir süre sonra yerdeki tüm pirinç tane-lerini toplamış bir halde dikkatlice aramızdan uzaklaştı...Yaşlı kadının

peşinden bir süre daha ibretle bak-tıktan sonra önümde uzayıp giden kuyruğa takıldı gözüm… Çaresiz boğazıma oturan acıyla işime de-vam ettim… Gözümün önünde giderek çoğalan başka başka ihti-yaç sahipleri için...”

Page 50: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

50

* Bu yazı Sayit

Koçer’in ‘Efen-dimiz’in (s.a.s) Ramazan’ı adlı

kitabından der-lenmiştir

EFENDİMİZ (S.A.S)’İN

RAMAZAN’I

MİSAFİR KALEM

Sayit Koçer *

Necip Şahin

Page 51: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

51Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

amazan ibadetlerin bütün renklerini içinde barındı-

ran bir kulluk kampı, iba-detlerden yana bir egzersiz-form tutuma zamanıdır. Gecesi ve gün-düzü ile bir ibadet ayı olan Rama-zan, ruha gerekli kıvamını kazan-dırma, nefsin dizginlemesi, insan mahiyetine yerleştirilmiş olan isti-dat ve kabiliyetlerin inkişafı, lati-felerin geliştirilmesi, sönmeye yüz tutmuş olanların da canlandırıl-ması için bir fırsat mevsimidir.

R kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı (te-

ravih kılmayı) nafile kıldı. O ayda bir hayır işleyen kimse

diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur.

mizin temel esaslarından biri olan oruç ibadetini bu ayda ifa ederiz. Kurân-ı Kerim’de, “Ey iman eden-ler! Sizden öncekilere farz kılın-dığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Böylece umulur ki fena-lıklardan korunursunuz. ” (Baka-ra, 2/183) buyrulmuştur.

Ebû Hüreyre’nin (r.a) rivayet et-tiğine göre, Resûlullah (s.a.s) şöyle

buyurmuştur: “Her kim inanarak ve karşılığını sırf Allah’tan bekleye-rek Ramazan orucunu tutarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır

…” Bu mübarek

ayda Allah’a açı-lan eller asla boş dönmez. Bir an dahi duasız ol-

mayan Efendimiz (s.a.s), Ramazan ula-

şınca kullukta daha bir de-rinleşiyor, evrad u ezkarına bir baş-ka yönelişle yöneliyordu. O’nun her zaman muktezayı hale uygun okuduğu duaları olduğu gibi Ra-mazan-ı Şerif ’te daha ziyade hangi dua ve tesbihatın yapılacağına dair mealen şöyle tavsiyede bulunmuş-lardı:

“Ramazan’da dört hususa dik-kat edin ve bunları çoğaltın. İki hasletten Allah razı olur. İkisine de sizlerin ihtiyacı çoktur, onlara müstağni kalamazsınız.

Allah’ın razı olduğu iki hasleten biri; kelime-i tevhid (Lâ ilâhe il-lallah) getirmek, diğeri ise Allah’a istiğfarda bulunmaktır.

Müstağni olamayacağınız iki ihtiyaçtan biri Cennet’i istemek, diğeri ise Cehennem’den Allah’a sığınmaktır.”

Efendimiz (s.a.s) iftar ettiği za-man şöyle dua ederdi: “Allah’ım Sen’in için oruç tuttum ve Sen’in rızkınla iftar ettim.” Başka bir ri-vayette ise: “Allah’ım! Sen’in rızan için oruç tuttum ve rızkınla iftar ettim. Benden (orucumu) kabul et. Muhakkak Sen her şeyi işiten-sin, bilensin.” Bir başka rivayette ise: “Yardımıyla oruç tuttuğum ve

Böylesi-ne bereket-

li bir ay için, öncesindeki Recep

ve Şaban aylarından itiba-ren hazırlık yapmak gerekir. Allah Resûlü (s.a.s)’in şu duası da bu aylarda sık sık tekrar edilmelidir: “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl, hayırlısıyla bizi Ramazan ayına kavuştur.”

Resûlullah (s.a.s) bir Şaban ayı-nın son gününde şöyle hitab etti:

“Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü.

O ayda bir gece vardır ki bin ay-dan daha hayırlıdır.

Allah o ayda oruç tutmayı farz

O ayda bir farz işleyen ise diğer aylarda yetmiş farz işleyen gibidir.

O, sabır ayıdır, sabrın karşılığı ise Cennet’tir.

O, yardımlaşma ayıdır. O ayda mü’minin rızkı bollaştırılır.

O ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının ba-ğışlanmasına ve Cehennem’den kurtulmasına sebep olur. Aynı zamanda oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun sevabın-dan da bir şey noksanlaşmaz.”

Ashab; “Ya Resûlullah! Hepi-miz oruçluyu iftar ettirecek bir şey bulamıyoruz.” deyince Resûlullah (s.a.s): “Allah bu sevabı, oruçluyu kuru bir hurma ile veya bir yu-dum su ile ya da bir yudum süt karışığı ile iftar ettirene de verir.” buyurmuşlardır.

O öyle bir aydır ki; evveli rah-met, ortası mağfiret ve sonu da Cehennem ateşinden kurtuluştur.

O ayda köle ve hizmetçilerinin yükünü hafifleten kimseyi Allah bağışlar ve Cehennem ateşinden kurtarır.

Ramazan’da en öne çıkan ibadet elbette Ramazan orucudur. Dini-

Page 52: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

52

verdiği rızıkla iftar ettiğim Allah’a hamd olsun.” şeklinde dua ettikle-ri belirtilmiştir.

Ramazan ayının önemli bir şiarı da ‘teravih namazı’dır. Teravih namazı orucun değil, Ra-mazan ayının ve vaktin sünnetidir. Efendimiz (s.a.s) Ramazan’da birkaç gece teravih namazı kıldırmış daha sonraki gecelerde ise yalnız kılmayı tercih etmiştir. Ümmetinin teravih kılması için: “…Kim, inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek ihlâsla oruç tutar ve kıyam ederse (teravih namazı kılarsa), annesin-den doğduğu günkü gibi günah-larından temiz hâle gelir.” bu-yurarak teşvikte bulunmuşlardır. Hadislerde geçen “Ramazan’da kıyam etme” ile teravih namazı-nın kastedildiği hususunda ittifak vardır.

Hakk’la münasebetin önemli bir şiarı da Kur’ân okumak, Cenâb-ı Allah’a dua dua yalvarmak ve sü-rekli O’na teveccühte bulunmak-tır. “O Ramazan ayı ki insanlara bir rehber olan, onları doğru yola götüren ve hakkı bâtıldan ayıran en açık, en parlak de-lilleri ihtiva eden Kur’ân o ayda indiril-di.” (Bakara, 2/185) ilâhi beyanı gereğince Ramazan’ı tam bir Kur’ân ayı olarak de-ğerlendirmek gerekir. Al-lah Resulü Ramazan gecelerini na-maz ile Kurân tilâveti ile ve Allah’ı zikr ile geçirirdi. İbn-i Abbas şöyle demektedir: “Efendimiz (s.a.s) … her gece Cibril (a.s) ile Kur’ân-ı Kerim’i müzakere ediyordu...” Hz. Peygamber, ömrünün son yılı içinde Kur’ân-ı Cibril’e iki defa arz etti. Cibril de Kur’an’ı onunla böylece iki kere mukabele etti.

Peygamber Efendimizin (s.a.s) Ramazan’da hiç terk etmediği kuv-

vetli bir sünneti de i’tikâfdır. Her Ramazan’da on gün

i’tikâfa girerdi. Vefat ettiği yılda ise yirmi gün i’tikâfa girdi.

Hz. Âişe (R.a); “Resûl-i Ekrem Ramazan’ın son on gününde iba-

det için yoğun bir gayret içine girer, ge-

cesini ihya eder ve iba-det için aile fertlerini uyan-

dırırdı.” demiştir.

KADİR GECESİ

Bu bereketli ayın en önemli zaman dilimi olan Kadir gece-si, Efendimiz’in ümmetine olan aşkın sevgisi sebe-biyle yaptığı bir du-anın kabul edilmiş hâ-lidir. Şöyle ki: Fahr–i Kâinat Efendimiz’e kendisinden önceki insanların ömürlerinin müddeti veya bu ömürlerden Allah’ın dile-diği kadarı gösterildi. Bunun üze-

rine “Başka ümmetlerin uzun ömürleri içinde

yapamayacakları amelleri ümme-

tim kısa ömrü içinde yapmış olsun.” diye dua etti. Allah da O’na (için-

de bu gece bu-lunmayan) bin

aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini

ihsan etti. Bir hadislerin-de Resûlullah sallallahü aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “...Her kim inana-rak ve sevabını umarak Kadir gecesini ihya ederse, geç-miş günahları bağışlanır.”

Hz. Aişe validemiz demiştir ki: “Ey Allah’ın Resûlü! şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim?” diye sordum. Efen-dimiz (s.a.s) şu duayı okumamı emrettiler: “Allah’ım! Sen çok af-fedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet.”

Efendimiz (s.a.s) Kadir gecesini idrak edebilmek için Ramazan’ın son on gününü tamamen ibadete hasr ederken bizler sadece bir ge-ceyi veya gecenin belli bir dilimini ibadetle geçirmekle O’nun (s.a.s) sünnetini ihya etmiş olamayız.

Bu gecenin bütününün de-ğerlendirilmesi gerek.

Bu gecede canımızı ortaya koyarca-sına, gönülden Cenâb-ı Hakk’a teveccüh etmeli, bir muztar (bü-tün bütün çaresiz

kalmış bir insan) gibi dua etmeli ve

Allah’a sığınmalıyız. Bütün ümmet-i Muham-

med’e dua etmeliyiz.

EFENDİMİZ’İN (S.A.S) RAMAZAN’DA İNFAK vE CÖMERTLİğİ

Nebiler Sultanı insanların en cömertiydi. Her zaman cömert davranan Allah Resûlü Ramazanın gelmesiyle adeta coşardı. İbn Ab-bas’ın ifadesiyle, bilhassa Ramazan ayında, Cebrail aleyhisselamla bu-luştuğu zaman cömertliği daha da artardı… O günlerde Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) in-sanlara rahmet getiren rüzgârdan daha cömert olurdu. Yani elin-de-avucunda kalan en son şeyleri de dağıtıverirdi.

Efendimiz (s.a.s), “Ra-mazan ayında verilen

sadaka daha fazi-letlidir.” buyu-rarak insanları bu konuda teşvik etmiş, R a m a z a n’ a mahsus iba-detlerden biri

Peygamber Efendimizin (s.a.s)

Ramazan’da hiç ter-ketmediği kuvvetli bir

sünneti de i’tikafdır. Her Ramazan’da on gün i’tikâ-

fa girerdi. vefat ettiği yılda ise yirmi gün

i’tikâfa girdi.

Bu bereketli ayın en önemli za-

man dilimi olan Kadir gecesi; Efendimiz’in

ümmetine olan aşkın sevgisi sebebiyle yap-tığı bir duanın kabul

edilmiş hâlidir

Efendimiz (s.a.s) Kadir gece-

sini idrak edebilmek için Ramazan’ın son on

gününü tamamen ibadete hasr ederken bizler sade-ce bir geceyi veya gecenin belli bir dilimini ibadetle geçirmekle O’nun (s.a.s)

sünnetini ihya etmiş olamayız.

Hakk’la münasebetin

önemli bir şiarı da Kuran okumak,

Cenâb-ı Allah’a dua dua yalvarmak ve sü-rekli O’na teveccüh-

te bulunmaktır.

Page 53: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

53Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Page 54: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

54

olan ‘fıtır sadakası’yla adeta bir alt sınır çizilmiştir. Daha fazlasını yapamayanlar hiç olmazsa bundan geri kalmamalıdır.

İFTAR vE SAHURLAR

Efendimiz (s.a.s) iftarda acele ederdi. Birkaç lokma ile orucunu açtıktan sonra namazıda geciktir-meden eda ederdi. Enes bin Mâlik (r.a)’ın şöyle dedi-ği rivayet edilmiş-tir: “Resûlüllah (s.a.s), orucunu namazdan önce ve birkaç yaş hurma ile yaş hurma bulamaz ise kuru hurma ile onu da bulamazsa bir-kaç yudum su içerek açardı.”

Her zaman ikramı seven ve üm-metini de teşvik eden Efendimiz (s.a.s) Ramazan’da da oruçlulara iftar verilmesi hususunda ümmeti-ni teşvik etmiştir. “Ey İnsanlar! … sofranız herkese açık olsun, çokça ikram edin… Böylece selametle Cennet’e girersiniz!” buyurmuş-lardır. Yine Resûlüllah (s.a.s), “Bir oruçlunun iftar etmesini sağlayan kimseye, oruçlunun sevabı kadar sevap vardır; hem de oruçlunun sevabından bir şey eksilmemek üzere.” buyurdular.

Efendimiz (s.a.s) Kendisi sahura kalkmış ve üm-metini de teşvik etmiştir. “Bir yudum suyla olsun sahur ya-pın; bir yudum suyla olsun iftar edin.” Bir başka rivayette ise; “Bir lok-ma veya bir kaşık çorba ile olsun sahur yapın. Çünkü o, bereket yemeğidir. Sahur sizin orucunuzla Hiristiyanların orucu arasında huduttur.” buyurdular.

Ebû Ümâme (r.a) şöyle demiştir: Ben, Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem)’i: “Ya Rabbî, ümmeti-me sahur yemeğinde bereket ver. Ey ümmetim! Bir yudum suyla,

bir hurma tanesiyle, bir kaç kuru üzüm tanesiyle de olsa sahur ya-pın. Zira melekler size salât eyler-ler.” buyururken işittim.

Hz Âişe (r.a) şunları söylemiş-tir. “Resûlüllah (s.a.s): — Bize mübarek yemeği; yani sahuru

getir, buyurdular. Hâlbuki çok defa bu yemek iki

hurma tanesinden ibaret olurdu.”

İftarı vaktin ev-velinde yapan Al-lah Resûlü (s.a.s), sahuru ise gecikti-

rir, vaktin sonuna doğru yapar ve üm-

metine de böyle yapma-larını tavsiye ederdi.

Efendimiz (s.a.s)’in ikramı iftarla sınırlı değildi, sahurda da misafir kabul ederdi. Hz İrbâd bin Sâriye şöyle demiştir: “Beni, Resûlüllah (sal-lallahu aleyhi ve sellem) Ramazan’da sahur yemeğine davet etti de: -Mübarek yemeğe bu-yur, dedi.”

EFENDİMİZ’İN (S.A.S) RAMAZAN’DA

YAPTIğI GAZvELER

Ramazan’ın bir-çok ismi vardır. Bu isimlerden biri de “Nusret Ayı” dır. Sadece Efendimiz (s.a.s)

dönemine ait olan Ramazanlarda ger-

çekleşen gazve ve seriyyeler bile İs-

lam tarihinde çok önemli bir yere sahiptir.

O ’ n u n (s.a.s) hayat-ı seniyyelerine dikkat edildi-ğinde yapması gereken diğer

işlerini Ramazandaki açlık susuz-luk gibi nedenlerle ihmal etmedi-ğini, ibadet hayatını her mevsim zirvede götürdüğünü görüyoruz. O (s.a.s), yazın en şiddetli günle-rinde de oruç tutuyordu. Birçok muharebede O, hep oruçluydu. Hele bazen harp öyle şiddetlenirdi ki, bunlardan birinde kendisiyle beraber Abdullah b. Revâha’dan (radıyallâhu anh) başka oruç tu-tan kalmamıştı. Bununla birlikte o rahmet peygamberi zayıfların aya-ğıyla da yürüyordu, ümmeti için yeterli olan ve onların yapabileceği kadarını tavsiye ediyordu. Efendi-miz (s.a.s)’in yapageldiği ibadetler-deki değişiklikler veya azalmalar,

ümmetine kolaylık amacı taşıyordu.

O (s.a.s) Rama-zan’da çeşit çeşit yiyecek ve içecek-lerin sergilendiği sofralarda iftar etmiyordu. Oru-

cunu serinliklerde gölgeliklerde veya

uyuyarak geçirmiyor-du. Yiyecek bir şeyler

bulamadığı zamanlarda savm-ı visal tutuyordu. Bütün bu –bize göre- zorluklar O’nun (s.a.s) Ra-mazan’da hamle yapmasına bir engel değildi. Tam aksine O (s.a.s) Ramazan’ın ikliminden, bereke-tinden, metafizik geriliminden is-tifade ediyor, hamle üstüne hamle yapıyordu. Bütün bunların neti-cesinde ashabıyla beraber hesapsız lütuflara kavuşuyordu. Sıkıntılara katlanılıyor, sabrediliyor, sabrın sonu da hep zafer oluyordu.

Efendimiz (s.a.s)’in Ramazan ile gelen kuvvetten (nusret/mane-

vi kuvvet/motivasyon) isti-fade ederek ashabıyla

birlikte canını ve malını feda etti-

ği seferlerden ilki Bedir Gazvesi’dir. R a m a z a n ayının on ikisinde çıkı-

lan bu seferde

Her zaman ikramı seven ve

ümmetini de teşvik eden Efendimiz (s.a.s)

Ramazan’da da oruçlu-lara iftar verilmesi hu-

susunda ümmetini teşvik etmiştir.

İftarı vak-tin evvelinde

yapan Allah Resûlü (s.a.s), sahuru ise ge-

ciktirir, vaktin sonuna doğru yapar ve ümme-

tine de böyle yap-malarını tavsiye

ederdi.

O (s.a.s) Rama-zan’da çeşit çeşit

yiyecek ve içeceklerin sergilendiği sofralarda iftar etmiyordu. Orucunu serin-liklerde gölgeliklerde veya uyuyarak geçirmiyordu. Yi-

yecek bir şeyler bulama-dığı zamanlarda savm-ı

visal tutuyordu.

Efendimiz (s.a.s) iftarda

acele ederdi. Bir-kaç lokma ile oru-

cunu açtıktan sonra namazıda gecik-

tirmeden eda ederdi.

Page 55: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

55Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

ashabın sayısı bir rivayet-te 313 idi. Bu seferde nöbetleşe-rek bine-bilecekleri sadece iki at ve yetmiş tane de deve vardı. Efendiler Efendisi de ashabın-dan farklı değildi; aynı deveye Hz. Ali (r.a) ve Ebû Lü-bâbe (r.a) ile nöbetleşe biniyordu. Hz. Ali ve Ebû Lübâbe: “– Sen bin yâ Resûlullah! Biz, Seninle birlikte yürürüz, diyerek kendi sıralarını vermek için ısrar etmiş-lerdi ama O (s.a.s): – Ne sizler yürüme konusunda benden daha güçlüsünüz, ne de ben. Vadedi-len mükâfata sizlerden daha az ihtiyaç duyuyorum.” diyerek, bu teklifi geri çevirmişti.

Bu seferde Efendimiz’in yaşı takriben 53’tür. Yol yak-laşık 160 kilometredir. Yol-culuk 4 gün sürmüştür. Bu mesafeyi, o günkü şartlarda güneş altında, oruçlu, çöl ik-liminde, kuma bata çıka üste-lik yolun çoğunu da yürümek suretiyle gidiyorlardı. Gittikle-ri yerlerde onları bekleyen iftar sofraları, hazır içecekleri, soğuk suları olamadığı gibi başlarını so-kacakları bir barınakları da yoktu.

Efendimizin, kendisiyle bera-ber bu sefere çıkanlar için yap-tığı şu dua her şeyi anlatıyor: “Allah’ım! Bu insanlar, yalın ayak; Sen onlara dayanma ve yol meşakkatlerine karşı taham-mül gücü ver! Bunların üzerinde elbise yok; Sen onları giydir! Bunların elinde yiyecek imkânları da yok; Sen onları doyur! Ve bu insanlar yoksul; Sen onları fazl u kereminle zengin kıl!”

Sıcağa, teh-likelere, açlığa,

s u s u z l u ğ a , yorgunluğa a l d ı r m a -dan her t ü r l ü mehalike göğüs ge-renlere Al-

lah’ın (c.c) rahmeti, ina-

yeti, ekstra lü-tufları sağnak sağ-

nak yağıyordu. Dünyevi yönden Medine’ye sıkıştırılmaya çalışılan Müslümanlar, Allah’ın nusretiyle Bedir’de elde ettikleri zaferle hareket alanları genişliyor, yeni hamlelerin de kapıları ara-lanmış oluyordu.

Ramazan’da gerçekleşen hamle-

lerden biri de Mekke’nin fethidir. Ramazan’ın 10.günü yola çıkıl-dı. Resûlullah cemaatine dönüp: –Dileyen orucuna devam etsin; isteyen de orucunu bozsun, diye seslendi. Kendileri ise, orucuna devam edenlerdendi. Havalar oldukça sıcaktı, bazıları sıcak-

tan korunabilmek için ellerini başlarına koyuyorlardı.

Arc’a denilen yere gelindiğinde Al-

lah Resûlü (sal-lallahu aleyhi ve sellem), serinleyebil-mek için bir miktar başın-

dan su döküp

Efen-dimizin, ken-

disiyle beraber bu sefere çıkanlar için yaptığı

şu dua her şeyi anlatıyor: “Al-lah’ım! Bu insanlar, yalın ayak; Sen onlara dayanma ve yol me-

şakkatlerine karşı tahammül gücü ver! Bunların üzerinde elbise yok; Sen onları giydir! Bunların elinde

yiyecek imkânları da yok; Sen onları doyur! ve bu insanlar

yoksul; Sen onları fazl u kereminle zengin

kıl!”

Bütün bu –bize göre- zorluklar O’nun

(s.a.s) Ramazan’da hamle yapmasına bir engel değildi.

Tam aksine O (s.a.s) Rama-zan’ın ikliminden, bereketinden, metafizik geriliminden istifade

ediyor, hamle üstüne hamle yapıyordu. Bütün bunların ne-

ticesinde ashabıyla beraber hesapsız lütuflara kavu-

şuyordu.

Efendi-miz (s.a.s)’in

Ramazan ile gelen kuvvetten istifade

ederek ashabıyla birlikte canını ve malını feda ettiği seferlerden ilki Bedir Gaz-vesi’dir. Ramazan ayının

on ikisinde çıkılan bu seferde ashabın sayısı

bir rivayette 313 idi.

yüzünü yıkadı. 450 kilometrelik bu mesafe on günde katedilerek Ramazan’ın 19’unda Mekke’ye ulaşıldı. Bu yolculukta Efendi-miz’in (s.a.s) yaşı yaklaşık 60’dır. Mekke’nin fethi ile Arap Yarıma-dası’nda akın akın İslâm’a girme-ler başlamıştı.

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in, Mekke’de kalma niyeti yoktu; otoriteyi temin edecek ve geri dönecekti. Ancak öyle olma-dı; Mekke’nin fethiyle birlikte Al-lah Resûlü’nün kendi üzerlerine yürüyeceğini düşünen Hevâzin ve Sakîf kabilelerinden gelen haber-ler iyi değildi. Ramazan’ın bitimi-ne iki gün kala hazırlıklar başlan-mış ve Şevvâl ayının altıncı günü de hareket edilmiştir. Şiddetli bir savaşın ardından müslümanlar galip geldi…

Efendimiz (s.a.s) ve beraberin-dekiler uzun bir ayrılıktan sonra

(yaklaşık 84 gün) Zilkâde ayı-nın sonunda Medine’ye dön-düler.

Bütün bu anlatılanlar da; Resûl-i Ekrem’in bir Ra-mazan’ı; can ve malını or-taya koyarak, tehlikenin ve

meşakkatin eksik olmadığı çadırlarda, yolculuklarla geçir-

diğini görüyoruz. Ramazan’da Allah’ın bahşettiği

fetihler elbette sadece Bedir ve Mekke Fethi ile sınırlı değildir. Efendimiz (s.a.s) zamanında Ra-mazan ayında vuku bulan veya hazırlıkları yapılan daha birçok gazve ve seriyye vardır.

Bir aylık Ramazan, bir ömür süren kulluk orucunun alıştır-ması gibidir. Ne bahtiyardır o insan ki; Efendimiz (s.a.s)’in Ramazan’a ait sünnetini ihya için bütün Ramazan’ını vakfe-der, yoksullarla iftar eder, âlem-i İslam’ın derleriyle dertlenir, çö-züm yolları aramak için kapı kapı dolaşır, Ramazan iklimin-den istifade ederek gönüllere girer. Ramazan’da kazandığı kı-vam ve performansıyla bütün bir ömrünü nurlu ve bereketli hale getirir.

Page 56: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

56

ÜNLÜLERDEN RAMAZAN MESAJLARI

amazan ayı, rahmet ve bereket iklimiyle herkesi

kuşatan kutlu bir zaman dilimi. Ramazan denince herkesin gözünde

türlü anılar canlanıyor. Kimi çocukluk hatıralarını yad ediyor, kimi geçmiş bir

yılın muhasebesine koyuluyor, kimi ise yar-dımlaşma bilincini yüksek tutarak muhtaç-lara el uzatmanın derdine düşüyor. Biz de ünlülerimizin Ramazan tecrübelerinden istifade edelim dedik ve Metin Özülkü,

Aslıhan Erkişi, Açelya Akkoyun, Ahmet Yenilmez ve Günseli Kato ile irtiba-

ta geçerek, Ramazan mesajlarını sizler için aldık. Keyifli oku-

malar!

Metin Özülkü Günseli KatoAslıhan Erkişi Açelya Akkoyun Ahmet Yenilmez

R

Hamide Günsarı

Page 57: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

Metin Özülkü

Aslıhan Erkişi

Ramazan, her Müslüman’ın bil-diği gibi bir yardımlaşma ayıdır. Bu ayda yardıma muhtaç insanlara yardım eli uzatmak, sadaka ve ze-kat vermek bir insanlık görevidir. Paylaşma ve yardımlaşma kalple-ri yumuşatır, gönülleri genişletir ve cömertlik hislerini canlandırır. Ramazan ayında oruç tutan insan, yoksulluğu, açlığı ve susuzluğu daha iyi anlar. Ben de bir memur ailesinin çocuğuyum. Annem ba-bam, maddi durumları çok çok iyi olmadığı halde, mümkün olduğu kadar yoksullara ve kimsesizlere yardım ederlerdi. Ben de onlardan öğrendiğim bu alışkanlıkları devam ettirip, ikizlerim Volkan ve Baran’a aşılamaya çalışıyorum.

Sekiz yaşlarındaydım. Mahalle-

Allah’ımız bize ilk andan beri in-san ve kul olmayı öğretiyor. Aynı Ramazanlarda olduğu gibi… Her Ramazan bir ay aç kalarak 12 ay aç kalanlarla empati kuruyor, insan oluyoruz. Onlara yardım etmeyi,

mizde yaşayan, o senenin Ramazan ayının ilk günü eşini kaybetmiş, üç çocuklu Zeynep teyzemiz vardı. O acılı günlerinde annem ve mahalle-mizdeki bütün komşular ellerinden geldiğince yanında oldular. Yıllar geçtikçe bu yardımlarını, bütün mahalleli olarak ellerinden geldiği kadar, maddi manevi Zeynep tey-zeye ve çocuklarına devam ettirdi-ler. Bu olaydan üç sene sonra, bir gün kapı çaldı. Annem mutfaktay-dı, ben kapıyı açtığımda karşımda Zeynep teyzenin en büyük oğlu Hasan ağabeyi gördüm. Elinde bir kağıt vardı ve annemi görmek iste-diğini söyledi. Annem kapıya geldi-ğinde de O’na, “Teyzeciğim, sizlere teşekkür etmek için geldim.” diye-rek elindeki kağıdı anneme doğru

paylaşmayı tekrar öğreniyoruz ve böylece kul oluyoruz.

Ramazan insanî erdemleri bize hatırlatan önemli bir fırsattır… Kul olduğumuzu, zayıf olduğu-muzu, bütün yalın hallerimizle

uzattı. Annem kağıda baktı ve göz-leri dolu dolu oldu. Hasan ağabey; “Senin ve mahalledeki diğer tey-zelerimin sayesinde bu diplomayı aldım. Babamın yokluğunda, an-nemin ve kardeşlerimin yanında olmasaydınız, biz okuyamazdık ve ben mezun olamazdım.” dedi ve anneme sarıldı. O zaman yardım-laşmanın tam olarak ne olduğunu o küçük dünyamda bile anladım.

Özetle, yarın kimin ne olacağı belli değil. Her an hepimiz her şey-le karşılaşabiliriz. O yüzden elimiz-de varken, ihtiyacı olan insanlarla maddi manevi her şeyimizi pay-laşmamız gerekir. Bu paylaşma in-sanlık değerlerimizi arttırır, sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirir, hu-zurlu bir yaşam sürmemizi sağlar.

bize “insan” olduğumuzu hatır-latan bir fırsat… Ve Allah’ın rı-zasını istiyorsan “paylaş” diyen bir fırsat… Ramazanla yeniden “iyi insan olabilme” fırsatı var… Dikkat :).

57Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Page 58: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

Açelya Akkoyun

Günseli Kato

Ramazan ayının sadece oruç tutmaya indirgenmesi bana göre haksızlık. Ramazan’da sadece açlık çekmek değildir mesele; ruhumu-zun da, gönlümüzün de oruç tut-ması gerekir. Ramazan benim için 11 ayın genel bir sınavı gibi esasen. Eskiden sofralar daha yalın olurdu,

Ramazan bana sevinci, neşeyi ve birlikte olmayı çağrıştırıyor. Ben anı yaşamayı seviyorum, o yüzden de geçmiş Ramazanlardan dem vurmam hiçbir zaman; ama yurt dışında yaşadığım Ramazanlar bu-ralardakine benzemiyordu. Oralar-da hüzünlü ve biraz buruk geçir-dim Ramazanı, sadece o zamanlar için keşke İstanbul’da olsaydım diyorum. Çünkü bizim yaşadığı-mız ritüeller ve bizim yaşadığımız ülkenin Ramazanıyla başka ülkeler-de yaşanan Ramazanlar gerçekten çok farklı, mukayese bile etmemek lazım. Bizim yaşadığımız Ramazan çok tasavvufî, çok daha derin, çev-

şimdi genellikle insanların seçme şansı var ama buna mukabil dünya-daki pek çok insanın böyle bir şansı yok. Kanaatkar olmaya değil; sadece imkânlarımızı doğru değerlendir-meye özenmek gerekiyor hayatta. İnsanlar Ramazan’da daha yalın ve daha sade olmaya özen göstermeli-

resiyle birlikte yaşanan bir güzellik. Oruç bir sabırdır, sonunda bir

yudum suyun içilmesi, bir pidenin peynirle birlikte yenmesidir oruç. Bana Ramazan böyle hissettirir. Yaşanan büyük iftarların yerine mi-nimalize edilmiş sofraları yaşamak daha keyifli gelir bana. İhtişamlı sofralar kurmak yerine elimizdeki-leri paylaşmak bence daha da gü-zeli olur. Bu bağlamda Kimse Yok Mu’nun Afrika gibi ülkelerde yap-mış olduğu yardım kampanyaları-nı çok doğru buluyorum. Çünkü yardımlaşma olmadan, oruç olmaz. Oruç benliği yok etmeli, hiçi yaşat-malı ve çevremizdeki açlığı hissede-

ler. Oruç tutmak bir bahane değil; ben oruçluyum diye insan daha da yalın olmalı. Ayrıca siz ne kadar pay-laşırsanız o kadar çoğalırsınız. Bura-da neyi kiminle paylaştığınız da çok önemli. Bu da başka bir sınav tabii ki. Yardımlarımızı yaparken din, dil, ırk farkı gözetmemeliyiz bence.

rek yaşanmalıdır. Mühim olan da bu zaten. Buna küçük de olsa bir faydamız olabilirse ya da olabile-cekse, ibadetlerimizi bunu düşüne-rek yapabiliyorsak bir nebze olsun cennetlik olduğumuzu düşünebili-riz belki. Yoksa karın açlığı ve karnı doyurmak gibi bir şey değildir bu. Hiç bilmediğimiz ülkelerde yoksul-luk içinde olsalar bile bunu yaşama-ya çalışan o insanlara bir nebze ol-sun bir şeyler aktarabiliyorsa Kimse Yok Mu Derneği ve diğer yardım kuruluşları ne mutlu onlara… Bu bağlamda böyle büyük bir misyonu yüklendiğiniz için sizi tebrik ediyo-rum. Ellerinize, yüreğinize sağlık…

58

Page 59: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

Ahmet Yenilmez

Ramazan; dün yaşanmışları, bu-gün yaşananları ve yarın gelecekte yaşanılmasını hayal ettiğimiz bir-çok şeyin muhasebesinin yapıldığı bir aydır bana göre. Ben de yakın zamanda anacığımı kaybettim. Onun hazırladığı sahur ve iftar sofralarını hatırlıyorum çocuklu-ğumdan. O öğleye kadar oruç tut-tuğum çocukluğumu hatırlıyorum ve bugün daha da gelişmiş olan idrakimle zamanın muhasebesini yapıyorum. Bu muhasebeyi doğru dürüst yaptığımız zaman da Rama-zan ayını bir başka şekilde geçiriyo-ruz. Belki normalde 11 ayda hisse-demediğimiz yokluğu, paylaşmayı, sabrı, Allah için sevmeyi, O’nun için aç kalmayı ve bunun gibi pek çok şeyin bu şekilde muhasebesini yapmış oluyoruz. Bu sayede gele-ceğe dair dualar ediyoruz. Düşün-senize iftarı beklerken ettiğiniz du-ayı... Geleceğe dair niyazlarımız var

Ramazanlarda. Hep veren verdiğini zanneder.

Oysa hayır işlerinde alan verir... Burada dünyaya dair bir şey ve-riyorsunuz belki ama sonrasında daha fazlasını kazanabiliyorsunuz. Ne verirseniz bir fazlasını alır, telafi edersiniz bu dünyada. Ancak alan verebildiği zaman siz de sevabını kazanmış olacaksınız. Hele hele bu verdiğiniz kişi bir yetim olursa; bir verdiğinizde karşılığında ne kadar alırsınız bilemiyorum… O yüzden verdikçe verelim ki; alan da bir gün bize verebilecek duruma gelsin... Cenab-ı Allah kazanç için bundan daha iyi bir fırsat verir mi? Bunu iyi değerlendirmek lazım.

Anacağım Ramazan’da yufka açardı. Benim çocukluğumdaki Ramazanlar da hep yaz mevsimine denk gelirdi. Ordu’da geçti çocuk-luğum. Hem fındık hazırlığı yapılır, hem de Ramazan hazırlığı yapılırdı

o zamanlar. Tabii köy yeri, yokluk zamanları… Her zaman yufka ve börek yiyemiyordu insan. Bu yüz-den sahura kaldırılamadığım za-manlarda hep anacığıma buğz eder-dim. Tüm amcalarım, kuzenlerim beraber aynı evde kalıyorduk. O zamanın Ramazan sofralarında dedem başımızda, babaannem ya-nımızda, büyükler sofrada, biz ço-cuklar da onların yanında olurduk. Şimdi hep o sofralar gözümde can-lanıyor. Bir de dömbelek diye bir gelenek vardı. Davul eşliğinde kapı kapı dolaşarak maniler söylediğimiz güzel bir gelenekti. “Sefta da geldik kapınıza, selam verdik hepinize, se-lamımızı almazsanız, o da sizin key-finize…” Bu mani eşliğinde davulla kapı kapı dolaşır para ve yerini tuta-bilecek küçük küçük şeyler toplar-dık. Vermeyenlerin ayakkabılarını çalardık. Ramazan’da haytalık dolu o günlerimi sıkça hatırlıyorum.

59Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Page 60: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

60

13 Mayıs 2014 Salı günü saat 15.10’da ülkemizin orta yerine acı bir ateş düştü… Manisa Soma’daki bir maden ocağında meydana gelen üzücü kaza neticesinde çıkan yangında çok sayıda işçi kardeşimiz hayatını kaybetti.

lkemizi yasa boğan bu acı kaza neticesinde tek yürek

olan milletimiz, Somalı kaza-zede işçilerin ve gözü yaşlı ailele-

rinin yanında olabilmek için adeta seferber oldu. Aynı düşünce ve has-sasiyetlerle Kimse Yok Mu olarak biz de olay anından itibaren Somalı kardeşlerimizin yaralarına merhem olmaya çalıştık. Yapılan ve yapıla-cak yardımları başlıklar halinde siz-lere sunuyoruz:

ARAMA-KURTARMA vE ACİL YARDIMLAR

Ailelerinin geçimlerini sağlamak için yerin metrelerce altında alın teri döken ve yine bu uğurda yaşamını yitiren kardeşlerimiz, göçük altında bin bir umutla kurtarılmayı bekle-yen işçilerimiz ve geride bıraktık-ları emanetleri için harekete geçen Derneğimiz, olay anının akabinde bölgeye en yakın arama-kurtarma ekibini göndererek arama-kurtarma faaliyetlerine katıldı. Bölgede görev yapan Kimse Yok Mu ASYA Arama Kurtarma Ekibimiz, öncelikle yara-lıların ve vefat eden işçilerin tahliye-sinde çalışmalar yürütürken, tünel çıkışlarında da özel ekipmanlarıyla gaz ölçümleri yaptı. Arama-kurtar-ma çalışmalarının yanında Derne-ğimiz gönüllüleri tarafından bölge-de bulunan kazazede işçilerimizin

ailelerine her gün 3 öğün yemek dağıtımı yapıldı.

SAğLIK HİZMETLERİ

Maden ocağından yaralı olarak kurtulan yaralı işçilerimize ve ka-zadan zarar gören tüm işçilerimi-zin ailelerine ;• ASYA Psiko-Sosyal Destek

Ekibimiz tarafından gerekli psikolojik desteğin sağlan-ması,

• Gerekli görülen durumlarda sağlık hizmetlerinin sağlan-ması,

• Şehitlerimizin sağlık sorun-ları yaşayan aile bireylerine yönelik gereken sağlık des-teğinin sağlanması hedefle-rimiz arasındadır.

EğİTİM DESTEğİ

Yaşanan elim kazanın en iç acı-tan tarafını geride kalan gözü yaşlı masum çocuklarımız oluşturdu. Milletimize emanet kalan bu ço-cuklarımıza fedakar babalarının yokluğunu hissettirmeyecek ölçüde bir şefkat göstererek sahip çıkmaya çalışacağız. İhtiyaç duydukları her anda elimizden geldiğince yanların-da olmaya, başlarını bir baba şefka-tiyle okşamaya gayret göstereceğiz. Onların eğitimi ve güzel bir şekilde yetişmesi için canını feda eden şe-

hitlerimizin hayallerini yarıda bı-rakmamak için elimizden geleni ya-pacağız. Bu doğrultuda babalarını kaybeden 1000 yetim çocuğumu-zun eğitimlerine sağlıklı bir şekil-de devam edebilmeleri ve en güzel şekilde yetişmeleri için kendilerine öncelikle;• Kırtasiye desteği,• Giyim desteği,• 3 yıl boyunca yılda 1.500

TL olmak üzere eğitim bur-su desteği vermeyi planlan-maktayız.

RAMAZAN-KURBAN

Acil ihtiyaçları karşılanan kardeş-lerimizi özel zaman dilimlerinde de yalnız bırakmayacak olan Derneği-miz özellikle; • Kurban’da kazazede işçi ai-

lelerimizin her birine hediye edeceği bir kurbanlıkla,

• Bayramlarda bize emanet kalan her bir aile bireyini anlaşmalı giyim mağazala-rından tepeden tırnağa giy-dirmek suretiyle,

• Yine bayramlarda ikramlı-ğından kolonyasına kadar tedarik ederek kendilerini hiç bir şekilde mahzun bı-rakmamayı, maddi manevi her daim yanlarında olmayı planlamaktadır.

SOMALI KARDEŞLERİMİZİN ACISINI PAYLAŞIYORUZ

Ü

Page 61: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

61Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

SOSYAL YARDIMLAR

Yaşanan üzücü hadiseden etkilen tüm işçi ailelerinin;• Gıda ihtiyaçlarının karşılan-

ması, • Giyim ihtiyaçlarının karşı-

lanması,• Borçlarının ödenmesi ve

yarım kalan diğer işlerinin yerine getirilmesi,

• Gönüllülerimiz tarafından bölgedeki ailelere yönelik manevi destek ve taziye ziya-retlerinde bulunulması gibi husularda elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

KARDEŞ AİLE

Derneğimizin uzun bir zamandır devam ettirdiği “Kardeş Aile” proje-si kapsamında ihtiyaç sahibi aileler ile hayırsever aileler kardeş ilan edi-lerek birbirlerinin yaralarına mer-hem olmaları sağlanmaktadır. Kar-deş ailesinin her türlü ihtiyacının giderilmesi hususunda koşturan, manevi olarak da onlara her daim destek olan hayırsever ailelerimiz, içinde bulunduğumuz yüzyılda bir kardeşlik öyküsünün kahramanı olmaktadırlar. Derneğimizin, top-lumda yardımlaşma bilinci oluş-turmak ve ihtiyaç sahibi ailelerin ihtiyaçlarını zamanında karşılamak adına yürüttüğü “Kardeş Aile” pro-jesi sayesinde aramızdan ayrılan maden işçisi kardeşlerimizin geride bıraktıkları emanetlerine her ihtiyaç duydukları anda ellerinden tutabi-lecek bir kardeş aile tayin ederek, onları hiçbir zaman yalnız bırakma-mayı gönülden arzulamaktayız. Bu doğrultuda;• Tüm işçilerimizin ailelerine

Derneğimiz gönüllülerin-den, kendileriyle her daim maddi manevi ilgilenebile-cek, kardeş aileler tayin et-meyi hedeflemekteyiz.

• Ailesine helal rızık kazan-ma yolunda şehitlik merte-besine erişen işçilerimizin annelerini annemiz, çocuk-larını çocuklarımız, ailele-rini ailemiz bilerek onların huzuru ve mutluluğu için

çalışmalarımıza ara verme-den devam edecek, milletin emanetlerine elimizden gel-diğince sahip çıkmaya gayret göstereceğiz.

• Bu yolda bize refik olmak is-teyen tüm hayırsever mille-timizi, maden şehitlerimizin emanetlerine hep birlikte sahip çıkmaya davet ediyo-ruz. Şimdi yaralara merhem olma zamanı!

ŞEHİTLERİMİZDEN GERİYE KALANLAR

Maden kazasında hayatını kay-beden işçilerimizin ailelerine taziye, kazadan yaralı kurtulan işçilerimi-zin de evlerine geçmiş olsun ziya-retlerinde bulunmak, acılarını bir nebze olsun paylaşarak azaltmak niyetiyle Soma’ya ulaşan yetkilile-rimiz beraberindeki kadın gönüllü-lerle birlikte Somalı ailelerin evleri-ne ziyaretlerde bulundular.

Ziyaretler esnasında oldukça duygulu anlar yaşayan yetkilileri-mizden birkaç satırı sizlerle paylaş-mak istedik:

“Soma’dayız. Taziye ziyaretine gittiğimiz ailelerle konuştuklarımız yüreğimi dağlıyor. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum, boğazım düğümleni-yor. En çok da sekiz saat madende yaşam mücadelesi verdikten sonra arkadaşlarının gözünün önünde bir bir öldüğüne şahitlik eden ve ken-disi ancak son anda kurtarılabilen madenci Ahmet’in çaresizliği, ya-şadıklarını anlatırken hala o anları birebir yaşayışı, gözlerindeki tarifsiz kederi içimi yaralıyor sanki... “Dört yaşındaki kızım; ‘uyuma baba’ dedi, uyumadım” diyor... “Bana maske takan emniyetçi arkadaşımı geri-de ölü bırakarak çıktım” diyor...Geleceğini göremiyor... Tarlada günübirlik çalışan eşi bakacak şim-di O’na ve iki çocuğuna. Yine de şükrediyor... Yürek dayanmıyor...”

“Elmadere Köyü Soma’da yeşil-likler içinde, küçük beyaz boyalı evlerinin dağlara baktığı, insanları sıcak, çocukları neşeli bir köy. Kö-yün yaşı büyük amcalarının dedi-ğine göre; uzun zamandır uğraya-

nı, ilgileneni olmamış köyün... İlk durağımız 3, 7, 9 ve 12 yaşlarında dört dünya tatlısı çocuğa sahip 30 yaşında bir genç kadının evi oluyor. Eşi 35 yaşındaymış, o akşam O da diğerleri gibi madene gitmiş ama bir daha geri dönememiş...”Neye ihtiyacın var?” diyoruz. “Bize bir somun ekmek yeter. Ben dilenci gibi hissediyorum, kimseden birşey istemedim ki şimdiye dek...” diyor genç kadın. Babalarının ay başında almaya söz verdiği bisikletlerini ala-rak, belki biraz olsun çocuklarını se-vindirebiliriz diye onlara istedikleri bisikletleri almaya söz veriyoruz. Üç yaşındaki Rüzgar’la göz temasımız giderayak oyuna dönüşüyor. Kalkı-yoruz.”

“Duraklarımızdan bir diğerinde yüzü derin çizgilerle anneannemin gençlik hallerini anımsatan yaşlı bir kadın karşılıyor bizi. Gözünü ufka dikmiş, öylece bir kuru kü-tük parçasının üstünde oturuyor... Elimi tutuyor ve başlıyor ağlamaya Neslihan teyze. ‘Bizi unuttular, bak siz nerelerden gelmişsiniz’ diyor. Ağlıyor, ağlıyor, ağlıyor... Oğlunu ve iki yeğenini kaybetmiş o kara madende. Oğlundan yadigar kalan iki torunun annesi olan gelini Sel-ma’nın tek gözü görmüyor. Hem eşini, hem erkek kardeşini, hem de kız kardeşinin eşini kaybetmiş Selma... Dile kolay toplamda beş can yitirmişler bu elim kazada. Evde çalışabilecek tek bir genç var, O da hasta... Gönüllülerimizin bir parça destek olabilmek için eline verdiği parayı almıyor Neslihan Teyze, hınçla kalkıyor ayağa. ‘Bu parayı ben almam, yavrumu yitir-dim ben! Parayı gelinime verin, to-runlarım için harcasın.’ diyor... Ve daha nice acı kırıntıları işte böylece serpiliyor yüreğimizin derinlerine... Gün bitiyor, aklımız hala Soma’da ama dönüş vakti geliyor. Şimdi üzülmeyi bırakıp bir şeyler yapma zamanı deyip, birbirinden faydalı projelerle onların karşısına çıkabi-leceğimiz günlerin hayaliyle yola koyuluyoruz... Onlarla bir daha ku-caklaşmak, bir daha hasbihal etmek ümidiyle...”

Page 62: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

62

Eski milli futbolcu ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, Kimse Yok Mu ve Samanyolu Yayın Gru-bu’nun düzenlediği “Acıyı Paylaşıyoruz” adlı programa telefonla katılarak, acılı ailelere destek sözü verdi.

oma faciasının yaralarını sarmak için 19 Mayıs Pazar-

tesi akşamı Kimse Yok Mu ve Samanyolu Yayın Grubu’nun or-taklaşa düzenlediği “Acıyı Paylaşı-yoruz” adlı bir program yayınlandı. Programa telefonla bağlanan İstan-bul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, evleriyle ilgili borcu olan bir madenci ailesini kardeş aile kabul ederek, ailesiyle birlikte ölünce-ye kadar ihtiyaç sahibi ailenin her türlü derdiyle ilgileneceklerini, iyi ve kötü günlerinde onları yalnız bı-rakmayacaklarını ifade etti.Hakan Şükür ayrıca Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s) 63 yaşında vefat ettiğini hatırlatarak, 63 öğrencinin eğitim masraflarını da karşılamak istediğini belirtti.Duygulu anların yaşandığı prog-ramda sık sık gözyaşlarına hakim olamayan Şükür, “Kardeşlerimiz için elimden ne geliyorsa tüm aile efradımla birlikte yapmaya hazırız. Gizli veya açık kim bu gönlü yaralı kardeşlerimize yardımcı olursa Al-lah kendilerinden razı olsun. Bizle-re bu kapıları açanlara ve özellikle Kimse Yok Mu’ya teşekkür ediyo-rum.” dedi.

BİR YARDIM ELİ DE ARİF ERDEM’DEN UZANDI

“Acıyı Paylaşıyoruz” programına telefonla bağlanan eski milli fut-bolcu Arif Erdem, maden facia-sında hayatını kaybeden bir işçinin ailesine sahip çıktı. Aileye bir ev bağışlayan Arif Erdem, “Ailemiz kabul ederse elimden geldiğince ev ihtiyaçlarını karşılamaya talibim. Önemli olan bu acıyı milletçe his-setmemizdir.” dedi.

Samanyolu Haber İzmir Tem-silcisi Akif Akyüz, Soma’ya destek programı sırasında bir şehit aile-sinin evinden canlı yayın yaptı ve oradaki duyguları yayında izleyici-lerle paylaştı. Yayın esnasında duy-gu dolu anlar yaşandı. Madende şehit olan baba Ali Bıçak’ın ardında bıraktığı 5 yaşındaki dünyalar tatlı-sı kızı Elif ’in şefkatli bir ele ihtiyacı vardı. O el Eski Milli Futbolcu Arif Erdem’in şefkat eli oldu. Canlı ya-yına telefonla bağlanan Arif Erdem, aileye bir ev alma sözü verdi.

MİNİKLER HARÇLIKLARINI BAğIŞLADI

Kimse Yok Mu’ya ulaşan bağışlar arasında harçlıklarını Somalı ak-ranlarına gönderen minik öğrenci-lerin yardımları ve destek mesajları, milletimizin Somalı kardeşlerimi-zin acılarını topyekûn paylaştığını bir kez daha gösterdi. Bunlardan 5 yaşındaki Suat Kenan, babasının yardımıyla yazıp gönderdiği mek-tupta şu ifadeleri kullandı: “Sevgili Babalar ve Çocuklar. Ben Suat Ke-nan. 5 yaşındayım. Sizleri televiz-yondan izledim ve çok seviyorum. Babalarınızı kaybettiğiniz için çok üzülüyorum. Maden ocağında ölen babalarınıza cennette kavuşacaksı-nız. Ben sizlere gülücüklü bir kağıt ile harçlığımı gönderiyorum. Hiç üzülmeyin ve ağlamayın. Acılarını-zı paylaşıyoruz.”

HAKAN ŞÜKÜR’DEN ANLAMLI DESTEK

S

Page 63: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

63Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Kenya Malindi’de 2012 yılında inşasına başlanan 6 bin 600 metrekare kapalı alana sahip Kimse Yok Mu Kenya Eğitim Kompleksi düzenlenen resmi bir törenle hizmete açıldı.

enyalı yetkililer tarafın-dan ‘bölgede benzeri bu-

lunmayan muhteşem bir eği-tim yuvası’ olarak adlandırılan ve toplam 6 bin 600 metrekare kapalı alana sahip olan Kimse Yok Mu Eğitim Kompleksi, yo-ğun katılımlı resmi bir törenle açıldı. Açılışta söz alan Kenyalı yetkililer Kimse Yok Mu ve gö-nüllülerine teşekkürlerini ifade ederken, hayata geçirilen bu bü-yüklükteki bir eğitim projesinin bölgede bir ilk olduğuna dikkat çektiler.

Kenya’nın Malindi şehrinde 2012’de inşaatına başlanılan dev eğitim kompleksi; anaokulu, il-kokul, ortaokul ve lise seviyesin-de olmak üzere toplam 650 öğ-renciye eğitim imkanı sunacak. Kompleks ayrıca bünyesinde barındırdığı 120 öğrenci kapasi-teli bir yurt, donanımlı bir spor alanı, oyun parkı, 500 kişilik bir aşevi ve bir yüzme havuzuyla Kenyalı öğrencilere modern eği-tim imkanlarının kapısını arala-yacak.

Açılış programında bir konuş-ma yapan KYM Yönetim Kurulu

Başkan Yardımcısı Ayşe Özkalay, “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olur. Bu bağlamda bura-daki faaliyetler beni dostluklar anlamında gelecek nesiller için umutlu ve mutlu kılıyor.” dedi.

“KAMPÜS KENYALILAR vE TÜRKLER ARASINDA BİR KÖPRÜ OLDU”

KYM Genel Sekreteri Savaş Metin ise “Bizler bu tesislerin Kenya top-l u m u n u n g e l e c eğ ine parlak bir ışık saçarak, öncü işlevi g ö r e c e ğ i n e inan ıyoruz . Bu proje, üze-rine çalışan ve gerçekleşme-sini sağlayan Kenyalılar ve Türkler arasın-da bir köprü oldu. Dünya için Malindi’de yapılan bu kam-püsün başarı ve

ilerlemede iyi bir örnek olaca-ğını ümit ediyorum. Önümüz-deki yıllar içerisinde Kimse Yok Mu’nun Kenya’da yapacağı yar-dımlar adına da bu kampusün çok önemli bir yeri olacağını düşünüyorum. İçerisindeki tüm binaları ile bu kampüs Kenya ve Türkiye arasında dostluk köprü-leri kurulmasına vesile olacak-tır.” şeklinde konuştu.

KENYA’YA DEv EĞİTİM KOMPLEKSİ

K

Page 64: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

64

Kimse Yok Mu Arnavutluk’ta faaliyet gösteren Compassion Derneği işbirliğinde “20 Mayıs Arnavutluk Yetimler Günü” münasebetiyle düzenlediği programda 36 ilden Tiran’a gelen 1500 yetim çocuğu, ülkenin önde gelen

siyasetçileri, sanatçıları ve işadamlarıyla buluşturdu.

rnavutluk’ta başta çocuk-lar ve dul kadınlar olmak

üzere ihtiyaç sahiplerinin ya-nında olmaya devam eden Kimse Yok Mu, Arnavutluk Parlamento-su tarafından “20 Mayıs Yetimler Günü” olarak ilan edilen günde bir program düzenleyerek, 36 il-den Tiran’a gelen 1500 çocuğu çeşitli hediyelerle, ailelerini ise da-ğıttığı gıda ve yardım paketleri ile sevindirdi.

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Arnavutluk Meclis Başkanı İlir Meta, ABD, Kuveyt, Katar Bü-yükelçileri, UNESCO temsilcileri, ülkenin sevilen sanatçıları Mirush Kabashi, Sidrit Bejeri, ülkenin en iyi folklor ekiplerinden Durres, pop şarkı yarışmasında birinci olan Lindi İslami ve daha birçok isim, yetim çocuklarla bir araya geldi. Arnavutluk’un 100. yılı için bestelenen Xhomadini şarkısının 100 yetim çocuk tarafından ses-

lendirildiği gecede görme engelli Diego Zelka’nın şarkısı izleyicilere duygulu anlar yaşattı.

ARNAvUTLUK BAŞBAKANI RAMA’DAN KİMSE YOK MU’YA TEŞEKKÜR

Arnavutluk’un başkenti Tiran’da organize edilen ‘Yetimler Bayra-mı’nda bir konuşma yapan Meclis Başkanı İlir Meta, “Tüm yetim-lerin Yetim Bayramı’nı kutlarım. Belki babalarınız burada yanınız-da yok ama bizler burada onların yokluklarını sizlere hissettirmemek için çabalayacağız. Kimse Yok Mu Derneği’ne böyle bir organizasyo-nu gerçekleştirdiği için çok teşek-kür ediyorum. Arnavutluk Millet Meclisi olarak bu organizasyonun hamiliğini yapmaktan gurur du-yuyoruz.” dedi.

Ülkeye emanet edilen yetim çocuklar için 2006’dan bu yana

20 Mayıs’ın “Yetim Günü” olarak kutlandığını belirten Arnavutluk Başbakanı Rama, “Organizasyon-da emeği geçen Kimse Yok Mu Derneği, Compassion Derneği ve Arnavutluk Milli Yetimler Derne-ği’ne teşekkür ediyorum. Bugün-den itibaren bizler de yetimleri-miz ve aileleri için özel çalışmalar gerçekleştireceğiz. Yetimlerimizin ekonomik ve sosyal hayatlarında onlara destek olacağız. Yetimler Bayramı’nda bu organizasyon vası-tasıyla salondaki yetimlerin ve tüm yetimlerimizin bayramını kutlu-yorum.” şeklinde konuştu. Orga-nizasyonun ilk defa bu kadar kap-samlı yapıldığını söyleyen Rama, “Katkılarından dolayı Kimse Yok Mu’ya ayrıca teşekkür etmek isti-yorum.” dedi.

Kimse Yok Mu adına bir ko-nuşma yapan Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Metin Çetiner ise, “Türkiye ve Arnavutluk’un dostlu-

ARNAvUTLUK’TA 1500 YETİMİN BAYRAMI VARDI

A

Page 65: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

65Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

ğu, kardeşliği çok eskilere dayan-maktadır. Halen Türkiye’de yaşa-yan Arnavut kökenli kardeşlerimiz olduğu gibi Türk kökenli kardeş-lerimiz de var. Arnavutluk’ta kendimizi ülkemizde gibi hissediyoruz.” dedi. Kim-se Yok Mu’nun kardeşlik ve sevgi için 110 ülkede insanların dinine, rengine bakılmadan yardım faali-yetlerine devam ettiğini aktaran Çetiner, “Eğitim, sağlık, insani yardım ve kalıcı yardımlar için çalışı-yoruz. Dünyanın dört bir yanında ‘Yetim’ projeleri ile onları desteklemek, geleceklerini daha sağlam temellere oturtmak için çabalıyoruz. Böyle bir günde yetim kardeşleri-mizle olmaktan dolayı çok mutluyuz.” şeklinde konuştu.

“DESTEğİNİZİ HER ZAMAN HATIRLAYACAğIM”

Kimse Yok Mu heyeti progra-mın ardından Arnavutluk Meclis Başkanı İlir Meta’yı ziyaret etti. Dedesinin 50 yıl Türkiye’de kal-dığını, torunlarının da Türkçe öğrendiğini söy-leyen Meta, “Uluslarara-sı bilinirliği ve tecrübesi olan Kimse Yok Mu ile ‘Yetim Bayramı’nda bir arada çalışmaktan büyük mutluluk duydum. Sizlerle yeni projelerle iş birliğine devam etmek istiyoruz.” diye konuştu. Kimse Yok Mu heyetinin hediyesini çok beğenen Meta, “Bu hediyeye baktıkça yetim programını ve desteğinizi her zaman ha-tırlayacağım.” dedi.

110 ülkede yoksullukla mücadele projelerini her ge-çen gün artıran Kimse Yok Mu, Avrupa’da da faaliyetleri-ne devam ediyor. Derneğimiz Avrupa’nın gelişmekte olan ülkelerinden Arnavutluk’ta ye-

timlerin yanı sıra geçim sıkıntısı çeken kadınlar için de çalışmalarını sürdürüyor. Bu doğrultuda Aralık ayında kadınların toplumsal ha-

yatta yer bulmaları amacıyla eğitim atölyeleri ve satış showroom’ların-dan oluşan, kursiyerlere 20 farklı branşta eğitim verebilen ‘Günseli Kato Eğitim Merkezi’ açılmıştı.

Page 66: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

66

Balkanlar’da son yüz yılın en etkili yağışlarıyla birlikte meydana gelen sel ve taşkınlardan 10 binlerce kişi zarar gördü. Tarihlerinin en büyük sel felaketiyle boğuşan Bosna Hersek ve Sırbistan uluslararası yardım çağrısında

bulundu. Afetin ardından ivedilikle bölgeye ulaşarak insani yardım faaliyetleri yürüten Kimse Yok Mu, Bal-kanlar’da yaraları sarmaya devam ediyor.

milyon 200 bin kişinin selden etkilendiği Bosna’da

yardım çalışmalarına devam edi-leceğini belirten Kimse Yok Mu Yurt Dışı Yardımlar Koordinatörü Yusuf Yıldırım, “Son yılların en büyük sel felaketi ile karşı karşıya kalan selzedelere acil yardımların akabinde, evi yıkılan, hasar gören, eşyaları bütünüyle veya kısmen zayi olanları tespit edip, bölgeye kalıcı yardımlarımızı ulaştırmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuş-tu.

BOSNA’DA ULAŞILAMAYAN BÖLGELERE ULAŞTIK

Bosna’daki yardım faaliyetlerini organize eden Kimse Yok Mu Asya Acil Yardımlar Ekibi Takım Lide-

ri Ertuğrul Yorguner, “Bosna’da daha önce hiç yardım ulaşmayan bölgelere öncelikli olarak yardım götürmeye gayret gösterdik. Böl-gedeki evlerin 2. katına kadar sular ulaşmış durumdaydı. Heyelan ne-deniyle yolların kapandığı Zenica ve Bıstrıca köylerine zaman zaman yürüyerek zaman zaman da trak-törlerle yardım ulaştırdık. Afetten en çok etkilenen Magdaş ve çev-resinde de çalışmalar yürüttük. Su sıkıntısının yaşandığı yerlerde yaşanabilecek olası salgın hastalık tehlikesi nedeniyle bu bölgelere su ve hijyen malzemelerini ulaştır-maya devam edeceğiz.” dedi. Yor-guner, Bosna’da afetten zarar gö-ren bölgelere şeker, makarna, sıvı yağ, pirinç, konserve gıda, hijyen malzemesi, sabun ve deterjan gibi

malzemelerin ulaştırıldığını ifade-lerine ekledi.

SIRBİSTAN’DA 5 BİN Ev SELDEN ETKİLENDİ, 50 BİN KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ

Sırbistan’a ulaşan üç kişilik Asya Acil Yardımlar Ekibi ilk etapta 25 bin dolarlık yardımı afetzedelere ulaştırmaya başladı. Ayrıca Türki-ye’den yola çıkan konserve gıda, battaniye, temizlik malzemesi ve hijyen malzemelerinden oluşan insani yardım TIR’ı da Sırbistan’a ulaştı. Bölgede çalışmalarını sürdü-ren Asya Acil Yardımlar Koordina-törü İsmail Büyükay, “Son yüz yı-lın en büyük sel felaketini yaşayan Sırbistan’da Belgrad yakınlarındaki 50 bin nüfuslu Ojrenovaci şehri tamamen tahliye edildi. Bu böl-

BALKANLARDA YÜZ YILIN SEL FELAKETİ MEYDANA GELDİ

1

Page 67: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

67Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

gede yaşayan insanlar Belgrad’da stadyum, spor salonu ve otellerde barınıyorlar. Edindiğimiz bilgiye göre 700 civarında kayıp olduğu tahmin ediliyor.” dedi. Kimse Yok Mu olarak selden en çok etkilenen 5 şehirde insani yardımların ulaştı-rıldığını belirten Büyükay, “Özel-likle gıda, temizlik, dezenfektan malzemeleri, su ve çocuk bezi gibi ihtiyaçlara yönelik dağıtım-lar yaptık. Bölgede bulunan sel-zedeler, yardımları gönderen Türk insanına teşekkürlerini iletti.” şeklinde konuştu.

ŞU ANA KADAR 5.000’İN ÜZERİNDE AİLEYE DAĞITIM YAPILDI.DAĞITIMLAR DEVAM EDİYOR. BİNLERCE AİLEYE DAHA ULAŞILMASI HEDEFLENİYOR.

TIR

’LA

RD

A N

EL

ER

B

ULU

NU

YO

R ?

5.000‘in üzerinde haneyegıda malzemesi, ve hijyen malzemeleri

9 TIRYardım

MalzemesiTIR İÇERİĞİ: Konserve gıda

malz., yatak, battaniye, hijyen malz., temizlik malz.

BALKANLAR TOPLAM YARDIM

ORGANİZASYONU DEĞERİ:

340.606 $7

Kişilik ASYA Acil Yardımlar Ekibi bölgede

BALKANLAR SEL FELAKETİ YARDIMLARI

394ADET

YATAK

4.514ADET

BATTANİYE

4.310ADET

SIVI EL SABUNU

3.959ADET

ŞAMPUAN

360ADET TABLET

DETERJAN PAKETİ

4.828ADET

SIVI DETERJAN

2.437ADET BULAŞIK

SÜNGERİ

8.088ADET TOZ

DETERJAN PAKETİ

11.712ADET

ISLAK HAVLU

300ADET

KANEPE

194ADET

BAZA

1.750ADET ASYA

GIDA PAKETİ

Özellikle Bosna-Hersek’in ku-zeyini ve Sırbistan’ı etkisi altına alan sel felaketi nedeniyle bölgede yardım faaliyetlerine devam eden Kimse Yok Mu, Balkanlar’da yara-ları sarmaya devam ediyor.

Page 68: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

68

8 Kasım 2013’te Filipinler’de meydana gelen Haiyan (Yolanda) Tayfunu’nun üzerinden aylar geçmesine rağmen felaketin olumsuz etkileri devam ediyor. Afetin ilk gününden itibaren özellikle Tacloban bölgesinde sürdürüle-

bilir kalkınma odaklı çalışmalarına devam eden Kimse Yok Mu, topladığı yardımları düzenlenen bir törenle Filipinli ihtiyaç sahiplerine teslim etti.

zellikle gıda, barınma, sağlık hizmetleri ve eğitim alanla-

rındaki yardımları, afetzede-lere ulaştıran Kimse Yok Mu, son yardım organizayonunda 1.000 gıda kolisi, bir tam teşekküllü am-bülans, 80 bilgisayar, tadilatı yapı-lan bir sağlık merkezi ile tadilat ve iç tefrişatı yapılan bir yetimhaneyi düzenlenen bir törenle yetkililere teslim etti. Törene Kimse Yok Mu yetkililerinin yanı sıra Tacloban Be-lediye Başkanı Alfred Romualdez, Senatör Nikki Coseteng ve çok sa-yıda devlet görevlisi katıldı.

Kimse Yok Mu ile Filipinler Dev-leti arasında imzalanan protokol törenine katılan Tacloban Belediye Başkanı Alfred Romualdez, “Kimse Yok Mu buraya umut getirdi, on-larla birlikte olmaktan çok mutlu-yuz. Türkler artık sadece bize yar-dım getiren insanlar değiller. Onlar bizim ailemiz. Kimse Yok Mu gö-nüllülerinin her zaman Tacloban’a gelmesini, hatta buraya yerleşmele-rini istiyoruz.” dedi. Kimse Yok Mu ASYA Ekibi ile çalışan Filipinler Sahil Güvenlik Komutanı Joel Gar-cia ise, “Bence Kimse Yok Mu’nun yaptığı hizmetler tüm insanlığa ya-pılmış kalıcı hizmetlerdir. Buraya

geldiklerinde sadece Taclobanlılara değil, tüm Filipinlilere yardım et-miş oldular.” diye duygularını ifade etti.

YARDIMLARLA TÜRKİYE’NİN DOST YÜZÜNÜ GÖRDÜK

Afetin ilk gününden itibaren on binin üzerinde afetzede aileye gıda kolileri ulaştıran Kimse Yok Mu, Tacloban’da 1.000 koli gıda yardı-mında bulundu. Organize edilen dağıtıma Tacloban Belediye Başka-nı Yardımcısı Jerry Yaokasin Kim-se Yok Mu yeleği giyerek katıldı. Kendisinin de Kimse Yok Mu gö-nüllüsü olduğunu belirten Yaoka-sin, “Bizce cömertlik merhametle beraber olursa daha anlamlı olur. Bizim acımızı paylaşan, bizimle ıs-tırap çeken ve bizimle dayanışma içinde olan siz Türk insanına her zaman müteşekkir olacağız. “ diye konuştu.

Bölgeye ilk yardımların ulaştırıl-masından bu yana Tacloban şehri yetkilileriyle sıkı iş birliği içinde olan Kimse Yok Mu, 50 kalıcı konut, 6 derslikli bir okul ve bir sağlık merkezinin inşaatı için Tac-loban yetkilileriyle resmi protokol

imzaladı. İmza törenine katılan Senatör Nikki Coseteng, “Kimse Yok Mu’nun Filipinlilere karşılık-sız yaptığı dostluk davetine şimdi Filipinliler aynı şekilde karşılık vermeli. Bu insanların yardım is-temek zorunda kalmadan yardım-ların kendilerine ulaştırılması çok daha anlamlı. Herhangi bir yardım çağrısı olmadan; görüldüğü anda yapılan yardımların değeri diğerle-rinden çok daha fazla.” dedi.

Kimse Yok Mu’nun tadilatını yaptırdığı yetimhanede kalan 11 yaşındaki Ashley ise, “Ben utangaç biriyim ama Kimse Yok Mu gönül-lülerine gönülden teşekkür etmek istiyorum.” dedi.

Tacloban belediye başkanının eşi Tacloban Müşaviri Cristina Gonza-les-Romualdez de yardım faaliyet-lerine katıldı. Dünyanın dört bir yanındaki insanlara yardım götüren Kimse Yok Mu’nun yaptıklarının kendisini derinden etkilediğini be-lirten Romualdez, “Taclobanlılar Kimse Yok Mu’yu yakından tanıyor. Çünkü burada sağlıktan beslenme-ye, çocukların eğitimine kadar çok şey yaptılar. Kimse Yok Mu çalışan-larını çok sevdik, hepsine çok teşek-kür ederiz.” şeklinde konuştu.

FİLİPİNLER’DE YARALAR SARILIYOR

Ö

Page 69: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

69Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) ve Kimse Yok Mu , ‘Hayırseverlik ve Barış İnşası’ konulu uluslararası bir konferans düzenledi. 12-13 Nisan tarihleri arasında Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul Kampüsü’nde gerçekle-şen konferansa Rusya’dan İngiltere’ye, Hindistan’dan Nijerya ve Filipinler’e kadar 19 ülkeden akademisyenler

katıldı. Hayırseverliğin barışa katkısının konuşulduğu konferansta Kimse Yok Mu’nun hayırseverlik felsefe-sine vurgu yapıldı.

ayırseverliğin barışa katkı-sının konuşulduğu ilk otu-

rumda Kimse Yok Mu’nun çalışma modeline vurgu yapıldı. Konferansta açılış konuşmasını yapan Boston Üniversitesi pro-fesörlerinden Paul Schervish, Kimse Yok Mu’yu hayırseverli-ğin felsefesini çözmüş bir kuru-luş olarak tanımladı. Kimse Yok mu’nun hayırseverlik için bir model oluşturduğunu ifade eden Prof. Schervish, “Kimse Yok Mu aslında temel ihtiyaçlara parmak basmaya çalışıyor. Bunu da çok temel bir soruyu sorarak yapıyor: ‘Kimse yok mu?’ Bu soruyla ihti-yaç sahibi insanlara ulaşmaya ça-lışıyor.” dedi. Hayırseverliğin sa-dece STK’lar ile ilgili bir mesele olmadığını kaydeden Schervish, bunun günlük bir yaşam biçimi olduğunu kaydetti.

‘Kültürel Değerler ve Hayır-severliğin Ahlaki Zemini’ oturu-munu yöneten Fatih Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Önder Çetin ise, “Tüm bu girişimler aslında ‘Nasıl bir barış inşası olur?’ ‘Bir toplumsal grubun ya da ülkenin ekonomik

sıkıntılarının ya da toplum içe-risindeki gelir adaletsizliğinin çözümünde neler yapılabilir?’ gibi sorulara cevap aramak için-dir. Toplumsal gruplar arasında-ki sosyal uyumun harmonisinin tesisinde hayırseverliğin nasıl bir barış enstrümanı olarak değerlen-dirilebileceği noktasına da vurgu yapan bir konferans.” ifadelerini kullandı. Nijerya’daki yardımse-verlik çalışmaları hakkında bilgi veren araştırma görevlisi Ademo-la Adelekan da “Halkın yüzde 70’i hayırseverlik çalışmalarına inanmıyor. Bu olumsuz bir görüş olsa da bunların faydalı olduğu görüşü de yaygın. Nijerya’da sos-yal ve ekonomik problemler ya-şandı. En etkin kurumlarla yar-dımsever derneklerle çalışmalar yaptık.” şeklinde konuştu.

19 ülkeden birçok akademis-yen ve aydının katıldığı konfe-ransın öğleden sonraki oturu-munda “Hayırseverlik, Sosyal Girişimcilik ve Sosyo-Ekono-mik Gelişme” konusu tartışıldı. Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aykut Toros, Kimse Yok Mu için “Top-

luma hizmet vakfı” yorumunda bulunarak, “Kimse Yok Mu Der-neği’nin yardımları Türkiye dışı-na taşmış durumda. Kimse Yok Mu tarafından yapılan yardımla-rın 3’te 1’i yurt dışına yapılıyor. Özellikle kadın istihdamını sağ-layan sosyal alanlara, yerel ima-lat potansiyelinin olduğu yerlere yönelmiş durumda. Dernek bu-güne kadar pek çok kadının ve erkeğin hayatının değişmesine katkı sağladı.” dedi.

‘Kurumsal Sosyal Sorumluluk’ oturumunda söz alan Yunanis-tan Amerikan Üniversitesi’nden Prof. Maria Kyriakidou, Yuna-nistan’ın son 5 senedir politik ve insanî krize girdiğini belirterek, “Krizin ciddi şekilde olumsuz etkileri var; işsizlik ve intihar vakaları artmış durumda. Bin-lerce Yunanlı, sağlık sisteminde bazı tıbbî ilaçlara ulaşamaz hale geldi. Hayırseverliğin geniş kap-samında Yunanistan’da sosyal so-rumluluklar geliştirildi. Devletin ulaşamadığı yerlere ulaşıldı. Yerel idareler ve STK’lar bu boşluğu doldurmaya çalışıyor.” diye ko-nuştu.

KİMSE YOK MU HAYIRSEvERLİK İçİN BİR MODEL OLUŞTURUYOR

H

Page 70: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

70

Uluslararası İnsani Yardım ve Kalkınma Fuarı 2014 (DIHAD) geniş bir katılımla 25-27 Mart tarihleri ara-sında Dubai Uluslararası Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi.

luslararası düzeyde insanî yardım ve kalkınmayı baş-

latmak, felaket, savaş ve kriz-lerden doğabilecek zararı en aza indirmek ve ortak bir şekilde ha-reket etmeyi koordine etmek gibi amaçlara hizmet eden fuara, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşu tem-silcisi, tedarikçi firma, Arap dün-yasından iş adamları ve yardım ku-ruluşları katıldı. Kimse Yok Mu da açtığı büyük bir stantla fuardaki tek Türk sivil toplum kuruluşu olarak yerini aldı.

Fuar hakkında görüşlerini açıkla-yan Kimse Yok Mu Genel Sekreteri Savaş Metin, “KYM olarak 110 ül-kede gerçekleştirdiğimiz kalkınma-yı destekleyen sürdürülebilir insani yardım faaliyetlerimizin kalitesini daha da arttırmak için bu fuara katılmamızı değerli buluyorum. Bu bağlamda ilk kez katıldığımız DIHAD, bizim misyonumuza benzer özelliklerde organizasyonlar

yürüten uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla tecrübelerimizi pay-laştığımız ve Birleşmiş Milletler ile işbirliği içerisinde insanlığa faydalı projeler geliştir-mek için fikir beyan ettiğimiz faydalı bir fuar olmuştur.” dedi.

11. DIHAD Fuarı’nda ger-çekleştirilen kon-feransın bu yılki ana teması “Ulus-lararası Yardım Kampanyalarında Kadınların Rolü” olarak belirlendi. Konferansta “Ka-dın ve Yardım, Fela-ketler ve Krizlerden Etkilenen Kadınla-rın Temel İhtiyaç-larının Karşılanma-sı, Kadın ve Savaş, Kadın ve Kalkınma,

Kadın ve Krizler, Kadın ve Sağlık, Kadın ve Eğitim, Kadın ve Gıda Güvenliği, Kadın ve Medya” gibi konular işlendi.

KİMSE YOK MU DIHAD’TA STANT AçAN TEK TüRK STK OLDU

U

Page 71: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

71Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Bu yıl ilki düzenlenen Arap Devletleri Güney-Güney Bölgesel Kalkınma Fuarı 18-20 Şubat arası Katar Doha’da gerçekleştirildi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı yetkililerinin katıldığı organizasyona Arap devletleri-

nin ilgisi yoğun oldu. Organizasyona Kimse Yok Mu yetkilileri de iştirak etti.

irleşmiş Milletler Kalkınma Programı Arap Devletle-

ri Bölgesel Bürosu ve Katar Devleti’nin destek verdiği ‘United Nations Office for South-South Cooperation’ tarafından organize edilen fuarda gençlik ve kadın gi-rişimciliği, enerji, bilgi ve iletişim teknolojilerinin bölge kalkınmasın-daki rolü, su ve gıda güvenliği gibi konular üzerinde duruldu.

Kimse Yok Mu Genel Müdür Yar-dımcısı Hüseyin Fazlıoğlu, KYM Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Metin Çetiner ve KYM Akademik Çalışmalar Direktörü Sakine Ars-lan Köse, Kimse Yok Mu’yu temsi-len fuara iştirak etti. Fuar süresince devam eden panellerin üçüncü gü-nünde gerçekleştirilen “Yoksulluk-la Mücadele UNDP Somali Özel Oturumu”nda bir konuşma yapan Metin Çetiner; kalkınma projeleri, insanî yardım faaliyetleri, eğitim ve sağlık yardımları gibi başlıklar

atında Kimse Yok Mu’nun Soma-li’de yürüttüğü çalışmaları anlattı. Özellikle 2011 yılında yaşanan açlık felaketinin ardından bölgede aralıksız olarak yardım çalışmala-rı yürüttüklerini belirten Çetiner, Kimse Yok Mu olarak Somali’ye bugüne kadar 53 milyon liranın üzerinde yar-dım ulaştırdık-larının da altını çizdi. Çetiner ayrıca, Somali Mogad i şu’da inşa ettikleri 60 yatak kapasiteli tam teşekküllü hastanenin de hasta kabulü-ne başladığının müjdesini verdi.

Panellerde söz alan Somali Baş-bakan Yardımcı-sı Rıdvan Hersi

Muhammed ve Somali Kalkınma Bakanı Yardımcısı Abdullah İb-rahim Kimse Yok Mu’nun ülke-lerindeki varlıklarından memnun olduklarını belirterek, Kimse Yok Mu’ya ve yardımsever Türk halkına teşekkür ettiklerini ifade ettiler.

SOMALİLİ DEvLET ERKANINDAN KYM’YE TEŞEKKüR

B

Page 72: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

72

Fatih Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Merkezi tarafından düzenlenen “İyilik Bayramı”, yine iyiliklere ve-sile oldu. Organizasyonda toplanan 20 bin lira KYM aracılığıyla Suriyeli ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak.

nsanlık dramının yaşandığı Suriye’deki ihtiyaç sahibi ai-

leleri yalnız bırakmayan Fatih Üniversitesi öğrencileri, ‘Her İyilik Bir Bayramdır’ sloganıyla yardım amaçlı bir kampanya düzenledi.

Fatih Üniversitesi Öğrenci Kon-seyi ve 21 öğrenci kulübünün de destek verdiği organizasyonda gö-nüllü öğrenciler, iki gün boyunca Suriye için yardım topladı. Elde edilen yaklaşık 20 bin liralık ge-lir, sembolik bir çekle Kimse Yok Mu’ya teslim edildi. Yapımcı ve yönetmen Hamdi Alkan’ın da ka-tılarak destek verdiği İyilik Bayra-mı’nda kan bağışı, tiyatro gösterile-ri, Suriye fotoğraf sergisi ve müzik dinletisi gibi çeşitli faaliyetler yer aldı. Gönüller yapmak için bu tür organizasyonlara çok fazla ihtiyaç olduğunu söyleyen Hamdi Alkan, şöyle konuştu: “Fatih Üniversitesi bunu çok iyi yapıyor. Bu organizas-yonlar ortamın sakinleşmesine de iyi gelecektir. Burada yurt dışından

gelen birbirinden farklı öğrencile-ri görünce çok mutlu oluyorum. Şunu anlıyorum ki yurtdışında var olan Türk okulları çok büyük işler yapıyor.”

Fatih Üniversitesi Toplumsal Du-yarlılık Merkezi (TDM) geçtiğimiz yıllarda da Suriyeli mülteciler için çeşitli yardım kampanyaları düzen-lenmiş ve toplanan paralar Suriye’ye gönderilmişti. Yine böyle bir etkin-liğe imza atan üniversite öğrencile-ri, Suriyeli ailelere yardım amacıyla bir iyilik bayramı gerçekleştirdi. Etkinlik ile ilgili bilgi veren TDM Yöneticisi Gökay Gecü, “Suriye’de yaşanan

insanlık dramına ne yazık ki sessiz kalınıyor. Bu sebeple bu organizas-yonların sayısını artırmaya gayret ediyoruz. İnsanların sürekli konuş-tuğu ve tartıştığı ama icraatın ol-madığı böyle bir dönemde gönüllü arkadaşlarımız bütün güçleri ile Su-riyeli kardeşlerimiz için çalışıyor.” dedi. Gecü, üniversitenin yakının-daki Çakmaklı Cumhuriyet Orta-okulu’ndaki küçük öğrencilerin de harçlıklarından biriktirdikleri 120 lirayı bu kampanyaya vermelerinin kendilerini duygulandırdığını be-lirtti.

ÖğRENCİLER İYİLİK BAYRAMI’NDA

İ

Page 73: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

73Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Nijer’den gelen yardım talebi doğrultusunda geçtiğimiz Mart ayında ülkeye giden KYM yetkilileri eğitim ve sağlık alanında yaptığı yardımlarla Nijer halkının yüzünü güldürdü.

YM yetkilileri, elektrik ke-sintisinin yoğun olarak ya-

şandığı ülkede özellikle has-tanelerde ciddi sıkıntılar yaşanması üzerine bir diyaliz hastanesi olan Lamorde Devlet Hastanesi’ne 29 bin dolar değerinde bir jenaratör hediye etti. Gerçekleşen teslim tö-renine Nijer Cumhurbaşkanı’nın eşi Dr. Malika Issoufou Mahama-dou, Sağlık Bakanı Aghali ve KYM yetkilileri katıldı.

Öte yandan hayırsever Türk halkının destekleriyle bir okulun tadilatını üstlenen KYM, tadilat için 51 bin dolarlık yardım kararı aldı. KYM yetkilileri ayrıca ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıtılmak üzere Nijer Eğitim Bakanlığı’na 70 bin dolar değerinde kırtasiye malze-mesini teslim etti. Kırtasiye malze-melerinin teslim edildiği ve tadilatı üstlenilen okula ilk harcın atıldığı törene Nijer Milli Eğitim Bakanı Ali Mariama Elhadji İbrahim de iştirak etti.

Törende bir konuşma yapan ba-kan, “Kimse Yok Mu sağlık, eğitim ve acil yardımlar gibi pek çok alan-da 110 ülkeye yardım ulaştıran bü-yük bir kuruluş. Dünyanın neresin-de olursa olsun sıkıntı içerisindeki insanlara yardım etmek için hare-kete geçiyor. KYM temsilcilerinin bugün burada olması Nijer halkı-nı da yalnız bırakmadıklarının bir göstergesi. Eğitim alanında yaptıkları 121 bin dolarlık bu yardımlardan do-layı başta Cum-hurbaşkanımız, Başbakanımız ve tüm öğrencileri-miz adına teşek-kürlerimi sunuyo-rum.”dedi.

Kimse Yok Mu’yu temsilen törende bulunan KYM Yurt Dışı Yar-

dımlar Koordinatörü Yusuf Yıldı-rım ise, “Size Türk halkının selam ve sevgilerini getirdim. Türkiye -Nijer kardeşliği bu yardımlar saye-sinde devam edecek. Burada kendi-mizi evimizde gibi hissettik. Tüm nezaketiyle bizleri ağırlayan Nijer halkına yürekten teşekkür ederim.” dedi.

KYM’DEN NİJER’E EğİTİM VE SAĞLIK ALANINDA DESTEK

K

Page 74: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

74

Kimse Yok Mu, 14-15 Mart 2014’te Turgut Özal Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Dış Politika Akademisi” adlı panele sunumlarla katkı sağladı.

urgut Özal Üniversitesi Bilim ve Medeniyetler Ku-

lübü’nün düzenlediği “Dış Politika Akademisi” adlı panele 32 farklı üniversiteden yaklaşık 400 öğrenci katılırken, panelde alanın-da uzman 24 akademisyen, bürok-rat, gazeteci ve sivil toplum kurulu-şu temsilcisi konuşmacı olarak yer aldı. Kimse Yok Mu Akademik Ça-lışmalar Direktörü Sakine Arslan Köse ve KYM Yurt Dışı Yardımlar Koordinatörü Yusuf Yıldırım da yaptıkları sunumlarla Kimse Yok Mu’yu ve çalışma prensiplerini ka-tılımcılara anlattı.

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bilim ve Medeniyet Kulübü Başkanı Mustafa Çelik, ikincisini düzenledikleri Dış Poli-tika Akademisi’nin daha önce or-ganize ettikleri programların tecrü-besi ile ortaya çıktığını belirtti. Dış Politika alanında yapılan birçok organizasyonun teoride kaldığını ifade eden Çelik, Dış Politika Aka-

demisi’nin daha geniş bir bakış açısı ile yeni bir dünya okuması yolunda önemli bir boşluğu doldurduğunu vurguladı.

Protokol konuşmalarının ardın-dan “Türk Dış Politikası’nda Yeni Parametreler” konulu panelde bir sunum yapan KYM Akademik Çalışmalar Direktörü Sakine Ars-lan Köse, Türk Dış Politikası’nda sivil toplum kuruluşlarının rolünü Kimse Yok Mu örneğiyle anlattı. Sivil toplum kuruluşlarının Türk Dış Politikası’nı her geçen gün daha da güçlü bir şekilde destek-lediğinin altını çizen Sakine Arslan Köse, “Kimse Yok Mu ihti-yaç sahibi olan ülkele-re yardım ulaştırırken din, dil, ırk, mezhep gibi herhangi bir ayrı-ma girmeden, insana sadece insan olduğu için yardımda bulunur. Bu, kurumun en önem-

li prensiplerindendir. Türk insanı-nın inanç, kültür, insanî değerler boyutunda hayırseverliğiyle dünya insanını kucaklaması, barış inşasın-da uluslararası politikayı destekle-mektedir.” şeklinde konuştu.

KYM Yurt Dışı Yardımlar Koor-dinatörü Yusuf Yıldırım da yaptığı bir sunumla Kimse Yok Mu’nun yurt dışı yardım faaliyetleri hakkın-da bilgi verdi.

Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdi-ği “Dış Politika Akademisi”, plâket takdiminin ardından sona erdi.

KİMSE YOK MU DIŞ POLİTİKA AKADEMİSİ’NDE

T

Page 75: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

75Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Japonya’da hizmet veren Türk Kültür Merkezi, geçtiğimiz Mart ayında Japonya’daki hayırseverlerden topladı-ğı yardımları Kimse Yok Mu aracılığıyla Suriyeli mültecilere ulaştırmak üzere Türkiye’ye gönderdi.

attaniyeden havluya, çocuk giyim malzemesinden yetiş-

kin giyim malzemesine kadar yaklaşık 171 bin lira değerinde 12 tonu aşkın malzeme havayoluyla Türkiye’ye getirildikten sonra kara-yoluyla Adana’ya ulaştırıldı. Yardım malzemeleriyle birlikte Adana’ya gelen Japon gazeteciler de yardım-ları kendi elleriyle Suriyelilere da-ğıttı.

Japon Kyodo News Haber Ajan-sı İstanbul muhabiri Aki Yasou Kankılıç, Japonya’da 2 sene önce meydana gelen depremden sonra tüm Türkiye’den bölgeye yardımlar gittiğini hatırlatarak, bu yardım-ların bir vefa göstergesi olduğunu söyledi. Japonların, Türkiye’deki Suriyeli mültecilere yardım etmek istediklerini anlatan Kankılıç, “Ja-ponya’da Maiko Sato isminde bir hanımın yönettiği bir kuruluş var. O kuruluş Türkiye Kültür Merkezi ve Kimse Yok Mu Derneği aracılı-ğıyla Suriyelilere yardım gönderdi.

Ben de bunu haber yapmak için geldim. Burada Japonya’dan gelen yardım malzemelerini eline alıp sevinen Suriyelileri görmek benim için de çok güzel oldu. Buna Kim-se Yok Mu Derneği, Türk Kültür Merkezi ve Türkler aracılık ettiler. Japonların yardım malzemelerinin burada yararlı olduğunu görmek beni mutlu etti.” dedi.

Kimse Yok Mu Şubeler ve Yurt İçi Yardımlar Koordinatörü Emin Çalhanoğlu ise KYM olarak Suriye-li mültecilere yaptıkları yardımların yaklaşık 3 yıldır devam ettiğini söy-ledi. Bu kez de Japonya’dan gönderilen yardımları Suri-yeli mültecilere dağıttıkları-nı vurgulayan Çalhanoğlu, “Japonya’da meydana gelen tsunami sonrası Derneğimiz oraya farklı zamanlarda yar-dımlar göndermişti. Japon-ya’da bulunan yerel dernekler, oradaki Türk Kültür Merkezi ile birlikte topladıkları yar-

dımları KYM üzerinden Suriyeli mültecilere ulaştırmak istediklerini belirttiler. Oradan buraya ağırlık-lı olarak gönderilen çocuk, bebek giyim malzemesi, battaniye, havlu ve yetişkin giyim malzemelerin-den oluşan bir TIR dolusu yardım malzemesini bugün burada Suriyeli ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için bulunuyoruz. Derneğimiz bu za-mana kadar toplamda 100 binin üzerinde Suriyeli mülteciye yardım ulaştırdı. Yardımların parasal değeri ise 60 Milyon lirayı buldu.” ifadele-rini kullandı.

JAPONYA’DAKİ TÜRK DERNEKLERİ’NDEN SURİYELİ MüLTECİLERE YARDIM ELİ

B

Page 76: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

76

TÜRKİYE’DE KİMSE YOK MU

KYM Denizli Şubesi gönül-lüleri, yetimler yararına bir kermes düzenledi. Kermese Selam Filmi’nin başrol oyuncu-su Burçin Abdullah da katıldı. Abdullah, yapılan tüm bu güzel işler için KYM Denizli Şubesi yetkililerine teşekkür etti. Öte yandan KYM Denizli Şube-si gönüllüleri “Sana İhtiyacım Var” kampanyası kapsamında Suriyeli mülteciler için bir TIR dolusu yardım malzemesi hazır-ladı. Gönüllüler, gönderdikleri 23 ton süt ile özellikle kadın ve çocukların temel besin ihtiyacı-nı karşılamayı hedeflediklerini belirtti.

Gaziantep Büyükşehir Bele-diyesi Zabıta Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Afet Bi-linçlendirme Eğitimi’ne katılan personele Kimse Yok Mu ASYA gönüllüleri tarafından 3 gün boyunca afet bilinçlendirme eğitimi verildi. Katılımcılara Van ve Marmara depremlerinde edinilen tecrübelerle ilgili birer sunum yapıldı. Deprem öncesi ve sonrası neler yapılması ge-rektiğini anlatan sunumlar ör-neklerle desteklendi. 4 uzman eğitmen tarafından verilen afet eğitim seminerinde zaman za-man katılımcılarla uygulamalı bilgilendirmeler yapıldı. Eğiti-me katılan 340 zabıta personeli ‘Katılım Belgesi’ni almaya hak kazandı.

Kimse Yok Mu Samsun Şu-besi Müdürü Cemil Başbay, yaklaşık bir ay kaldığı Filipin-ler’de edindiği izlenimleri Ca-nik Başarı Üniversitesi öğretim üyeleriyle paylaştı. Başbay, tayfun felaketiyle açılan derin yaraların Kimse Yok Mu’nun yardım eliyle sarıldığını ifade etti. Canik Başarı Üniversitesi Toplantı Salonu’nda yapılan seminere, öğretim üyeleri ve akademisyenler katıldı. Rek-tör Prof. Dr. Yunus Bekdemir, Kimse Yok Mu’nun yurt içi ve yurt dışındaki faaliyetlerini ya-kından takip ettiğini belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti.

DENİZLİ GAZİANTEP SAMSUN

SELAM’IN BAŞROL OYUNCUSU KERMESE

RENK KATTI

KYM ASYA, GAZİANTEP’TE EğİTİM vERDİ

SAMSUN ŞUBESİ, CANİK BAŞARI ÜNİvERSİTESİ’NDE

FİLİPİNLER’İ ANLATTI

Page 77: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

77

Kimse Yok Mu Şanlıurfa Şubesi, Şair Nabi İmam Hatip Lisesi’nde öğrenim gören 450 öğrenciye kırtasiye yardımı yaptı. Gönüllüler ayrıca, Yakup Kalfa İlkokulu’nda öğrenim gö-ren ana sınıfı öğrencilerine de çeşitli oyuncaklar hediye etti. Her iki organizasyonda da hem gönüllüler hem öğrenciler mut-lu anlar yaşadı.

Kimse Yok Mu Boğaziçi Şu-besi, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından başlatılan ve çok sayıda sivil toplum ku-ruluşunun desteklediği ‘Sana İhtiyacım Var’ kampanyası kap-samında 20 Nisan Pazar günü İstanbul’da yaşayan 420 Suriye-li Mülteci aileye gıda, giyim ve kırtasiye yardımda bulundu.

KYM Marmara Şubesi küçük yaşta geçirdiği Poliomiyelik hastalı-ğı yüzünden ayaklarını kullanamayan 40 yaşındaki Satiye İpekçi’ye akülü araç hediye etti. Tek dileği bozulan akülü aracının yerine yeni bir aracının olması olan Satiye Hanım, babasından kalan maaş ve üç ayda bir aldığı özürlü maaşı ile geçindiğini ve bu dileğini gerçekleştire-cek maddi imkânının bulunmadığını belirterek, çareyi Kimse Yok Mu Marmara Şubesi’ne başvurmakta bulduğu-nu ifade etti. Satiye Hanım’ın başvurusu üzerine harekete geçen KYM Marmara Şubesi, dilediği zaman özgürce dışarı çı-kabilsin diye Satiye Hanım’a bir akülü araç hediye etti. Kendisine tekrar dışarıya çık-ma imkânını sağladığı için KYM Marma-ra Şubesi’ne teşekkür eden Satiye Hanım, akülü aracı kendisine ulaştıran yardımsever ve gönüllülere ayrı ayrı teşekkür etti.

ŞANLIURFAİSTANBUL

İSTANBUL

ŞANLIURFA ŞUBESİ ÖğRENCİLERİN

YÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜ

BOğAZİÇİ ŞUBESİ’NDEN 420 SURİYELİ AİLEYE

YARDIM ELİ

SATİYE İPEKÇİ AKÜLÜ ARACINA

KAvUŞTU

Van Serhat Eğitim Kurumu öğrencileri, öğrenci velileri, öğretmen ve personeli “Sana İhtiyacım Var” kampanyasına destek vermek için bir yardım kermesi düzenlediler. Öğren-ciler, kermesten elde ettikleri gelire kendi harçlıklarını da ek-leyerek Suriyeli mülteciler için un ve battaniye yardımı yapma kararı aldılar. Topladıkları ba-ğışlarla bir TIR dolusu un ve battaniye satın alan öğrenciler, bu yardım malzemelerini Kim-se Yok Mu Van Şubesi’ne teslim ettiler. Duyarlı öğrencilerin hazırladığı yardım TIR’ı okul bahçesinde düzenlenen bir tö-rende dualarla uğurlandı.

VAN

SERHAT EğİTİM KURUMLARI’NDAN

“SANA İHTİYACIM vAR” KAMPANYASINA DESTEK

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Page 78: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

78

DÜNYA’DA KİMSE YOK MU

Kimse Yok Mu Haiyan Tay-funu mağdurlarını yalnız bı-rakmıyor. Geçtiğimiz yılın Kasım ayından bu yana Fili-pinli afetzedelerin ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenen KYM, yap-tığı sayısız yardımın yanında nafile kurban bağışlarınızı da afetzedelere ulaştırmaya devam ediyor. İhtiyaç sahipleri ve yar-dımseverler arasında bir köprü vazifesi gören KYM, bu kez de 420 nafile kurban hissesini Fi-lipinli afetzedelerin sofralarına ulaştırmanın huzurunu yaşadı.

Kimse Yok Mu Mart ayı baş-larında Gine’de baş gösteren ölümcül “Ebola” salgını karşı-sında zor günler geçiren Gine-lilere 20 bin dolar değerinde sağlık yardımı yaptı. Salgınla mücadele etmek amacıyla te-min edilen tıbbi malzemeler, Gine Aile ve Sosyal İşler Bakanı ile İletişim Bakanı eşliğinde en-gelli insanların yaşadığı sitede ve ihtiyaç görülen diğer yerler-de dağıtılmak üzere yetkili ma-kamlara teslim edildi. Alınan tıbbi malzemelerin içeriğinde 10 ton dezenfektan malzeme, 9 bin paket deterjan, 10 bin şişe klor, 1 ton sabun, 200 şişe anti-septik sıvı, 1.000 adet maske ve 50 koli eldiven bulunuyordu.

KYM bu kez, Pakistan’da 105’i çocuk olmak üzere, 183 kişinin gıda yetersizliğinden hayatını kaybettiği Tharparkar bölgesine yardım eli uzattı. 6 ayı aşkın süredir kuraklığın ha-kim olduğu bölgeye 18 ton gıda yardımı ulaştıran Kimse Yok Mu Pakistan Temsilciliği, bölge halkı tarafından sevinç göste-rileri arasında karşılandı. 25’er kilogramdan oluşan 730 gıda paketini bölge halkına ulaştıran Kimse Yok Mu, halkın gıda ih-tiyacını bir nebze olsun giderdi. KYM ayrıca Pakistanlı ihtiyaç sahipleri için bağışlanan 280 nafile kurban hissesinin dağıtı-mını da gerçekleştirdi.

FİLİPİNLER GİNE PAKİSTAN

KYM FİLİPİNLİLERİ YALNIZ

BIRAKMIYOR

EBOLA SALGINI GİNE’Yİ TEHDİT

EDİYOR

KİMSE YOK MU PAKİSTANLILARI

UNUTMADI

Page 79: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

79

Anadolu’dan uzanan yardım eli, bu kez Panama açıklarında bulu-nan Ustupo adasındaki bir kabileyi mutlu etti. Ulaşımın ancak özel uçak ve tekneler vasıtasıyla sağlanabildiği bölgeye giden Kimse Yok Mu yetkilileri, Panamalıları bağımsızlık günlerinde de yalnız bırakma-dı. Kimse Yok Mu tarafından düzenlenen yardım organizasyonu kap-samında yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı adada öğrenim gören 1.200 öğrenciye kırtasiye yardımı yapıldı.

Kuraklık ve iç çatışmalar nedeniyle Güney’den Kuzey’e göç eden So-mali Baidoa göçmenlerinin evlerine geri dönme talepleri üzerine ken-dilerine 25 bin dolarlık yol yardımı yapan KYM, yaklaşık 211 aile için prefabrik ev yaptırma kararı aldı. KYM ayrıca, Somali’de 5 bin ihtiyaç sahibine yemek dağıtımı gerçekleştirdi.

PANAMA

SOMALİ

KİMSE YOK MU YARDIMLARI PANAMA’YI

DA KUCAKLADI

BAİDOA GÖÇMENLERİ

EvE DÖNÜYOR

Dünyanın pek çok bölgesin-de insani yardım çalışmaları yürüten Kimse Yok Mu, Zim-babveli 20 bin sel mağduru afetzedeye yardım elini uzattı. KYM, sel felaketi yaşanan ve yaklaşık on binlerce kişinin ev-siz kaldığı bölgede 50 bin dolar değerinde insani yardım malze-mesi dağıttı.

ZİMBABVE

SELZEDE ZİMBABvE’YE YARDIM ELİ TÜRKİYE’DEN

UZANDI

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Page 80: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

80

AKSİYON | 24.03.2014

ZAMAN | 04.03.2014

BUGÜN PAZAR | 13.04.2014

TÜRKİYE | 16.04.2014

YENİ BAHAR | 22.04.2014

HÜRRİYET | 21.04.2014

BASINDA KİMSE YOK MU

Page 81: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

81Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

POSTA | 20.03.2014

EKONOMİ | 14.04.2014 STAR KIBRIS | 10.03.2014

ZAMAN| 13.04.2014 HABERTÜRK | 10.04.2014

ZAMAN CUMARTESİ | 12.04.2014

BUGÜN | 18.04.2014 HÜRRİYET | 14.03.2014 ZAMAN | 19.04.2014

Page 82: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

82

ADANA

AFYON

ANKARA

ANTALYA

BALIKESİR

BATMAN

BİNGÖL

BOğAZİÇİ

BOLU

BURSA

ÇORUM

DENİZLİ

DİYARBAKIR

ELAZIğ

ERZURUM

ESKİŞEHİR

GAZİANTEP

HATAY

İSTANBUL

İZMİR

K.MARAŞ

KAYSERİ

KOCAELİ

KONYA

MALATYA

MANİSA

MARDİN

MARMARA

MERSİN

MUğLA

NİğDE

SAKARYA

SAMSUN

SİİRT

SİvAS

ŞANLIURFA

ŞIRNAK

TRABZON

UŞAK

vAN

(553) 312 50 50

(272) 214 16 00

(312) 232 17 17

(242) 243 40 50

(266) 244 00 04

(488) 290 11 66

(426) 216 01 01

(212) 251 49 90

(374) 222 0 444

(224) 221 08 08

(364) 234 00 27

(258) 241-3738

(412) 251 19 55

(424) 212 66 66

(442) 233 92 92

(222) 400 00 74

(342) 231 60 25

(326) 221 77 81

(212) 451 59 00

(232) 489 83 83

(344) 215 40 01

(352) 338 98 64

(262) 325 91 47

(332) 342 26 10

(422) 324 24 10

(236) 232 88 88

(482) 212 45 93

(216) 402 10 40

(324) 237 99 99

(252) 212 76 77

(388) 232 34 36

(264) 273 85 85

(362) 238 28 35

(484) 224 54 54

(346) 225 40 50

(414) 314 91 34

(486) 616 86 63

(462) 321 09 09

(276) 223 81 55

(533) 087 88 33

Yeşiloba Mah. 46046 Sk. No:4, Seyhan | ADANA

Cumhuriyet Mah. Kurtuluş Cad. No:165/A, Merkez | AFYONKARAHİSAR

Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 24/14, Kızılay | ANKARA

Yükselen Mah. Mevlana Cad. No:39/A, Muratpaşa | ANTALYA

Karesi Mah. Dokumacılar Sk. No:4 | BALIKESİR

Gültepe Mah. Aşık Veysel Bulvarı 4313, Şimşek Apt. Altı No:31 | BATMAN

Saray Mah. çapakçur Cad. No: 3 | BİNGÖL

Hamidiye Mah. Girne Cad. No:58 Kağıthane | İSTANBUL

İhsaniye Mah. Kır Sokak No:36/13, Merkez | BOLU

Reyhan Mah. Mantıcı Sok. No:15, Osmangazi | BURSA

Mimar Sinan Mah. Cemil Bey Cad. No:86/A | çORUM

Topraklık Mah. 619. Sokak No:7 | DENİZLİ

Peyas Mah. Fırat Bulvarı No:6, Kayapınar | DİYARBAKIR

Doğukent Mah. Mimar Sinan Cad. No:94/A | ELAZIĞ

Gez Mah. Şelale Evler Göktürk Apt. Girişi No:1 Yakutiye | ERZURUM

Zafer Mah. Derman Cad. No:195/A-B Tepebaşı | ESKİŞEHİR

Kolejtepe Mah. Keleş Hoca Cad. No:15, Şahinbey | GAZİANTEP

Kavaslı Mah. Barış Cad. Nur Sk. No: 2/5 Beyza Sitesi A Blok, Antakya | HATAY

çobançeşme Mah. Kalender Sok. No:5 Yenibosna | İSTANBUL

Gazi Bulvarı No:16 Vural İş Merkezi K:3 D:4, Konak | İZMİR

Şeh. Abdullah çavuş Mah. Adil Erdem Beyazıt Cad. Berkay Sit. 143/D-E | K.MARAŞ

Beşparmak Mah. Erkilet Bulvarı Nazarsude Apt.6 No:67A, Kocasinan | KAYSERİ

Yenişehir Mah. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Şehit Kazım Sk. No:77, İzmit | KOCAELİ

Fevzi çakmak Mah. Hüdai Cad. 39/A, Karatay | KONYA

Niyazi Mah. Kipri Sk. Sıla Apt. Altı No: 28 | MALATYA

Arda Mah. Kenzi Cad. No:38/A | MANİSA

13 Mart Mah. 18. Sok. Sürücü 2 Apt. altı No:3/A | MARDİN

Küçük çamlıca Mah. Bulgurlu Cad.No:34 üsküdar | İSTANBUL

Camişerif Mah. 5240 Sok. No:9/5 Ökten Apt. | MERSİN

Emirbeyazıt Mah. Bayram çetinkaya Cad. No: 11/3-4 | MUĞLA

Selçuk Mah. Ethem Onbaşı Cad. Görkemli Sit. B Blok Merkez | NİĞDE

Yeni Mah. 2090. Sk. No : 8/2, Erenler | SAKARYA

Yenimahalle Gülsan Sanayi Sitesi çarşamba Cad No:90, Canik | SAMSUN

Doğan Mah. Şeyh Musa Cad. No:3| SİİRT

Demircilerardı Mah. Şehitler Caddesi No: 59/A-B, Merkez | SİVAS

Ahmet Erseven Mah. İpekyol Cad. Uğur Apt. Altı No:64/A | ŞANLIURFA

Dicle Mahallesi çevik Sokak No: 3 Cizre | ŞIRNAK

Pazarkapı Mah. İslahane Sk. No:37 | TRABZON

Küme Mah. çapraz Sk. No: 7/A | UŞAK

Ali Paşa Mah. İller Bankası Sk. Kardelenler-2 Apt. No: 58-2  | VAN

ŞUBE İLETİŞİM BİLGİLERİ

ŞUBE ADRES TELEFON

Page 83: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

83Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

Page 84: Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

84