lokman hekim gazetesi - sayı:24 (mart 2013)

12
LOKMAN HEKİM HASTANELERİ AYLIK YAYIN ORGANIDIR // ÜCRETSİZDİR // YIL:3 // SAYI:24 // MART 2013 Lokman Hekim Hastaneleri Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hakan Terzi 12 Mart Dünya Glokom Günü vesilesiyle glokom hastalığına ilişkin uyarı ve tavsi- yelerde bulundu. Sayfa / 2 Sağlık Bakanı olarak 10 yıl- dır görevini yürüten Re- cep Akdağ, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın mini kabine revizyo- nu ile birlikte koltuğunu Mehmet Müezzinoğlu’na devretti. İrfan Güvendi’nin yazısı 9’da GLOKOM! Sinsi ve tehlikeli hastalık Sağlık Bakanlığında görev değişikliği Yavuz Şentürk, kalbi ve solunumu durduğu için bir hafta yoğun bakımda kaldığı Lokman Hekim Hastaneleri’ne iki ay sonra baba olmak için geri döndü. ÖLÜMDEN DÖNDÜ BABA OLDU Doç. Dr. M. Mustafa ULAŞ Yazı Dizisi: Daruşşifalar (Hastaneler) ve çalışanları -2 Sayfa / 3 Yavuz Şentürk, ölümden döndü- rüldüğü Lokman Hekim Sincan Hastanesi’ne iki ay sonra bu kez baba olmak için tekrar geldi. Genç adam sedye ile gelip sedye ile çıktığı hasta- neden bu kez kucağında bebeği ile ay- rılmanın mutluluğunu yaşadı. Kalbi ve solunumu duran Yavuz Şentürk, kalp masajıyla yeniden solumaya başladı. Yoğun bakıma alı- nan Şentürk’e, Reanimasyon Uzmanı Dr. Ömer Zühtü Yöndem, ‘soğutma’ iş- lemi uyguladı. Şentürk, bir hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra eski sağlığına kavuşarak taburcu oldu. Eşi Gözde Şentürk ve Elif ismi- ni verdikleri minik bebeğiyle ob- jektiflere poz veren Şentürk, “Yeniden doğmuş gibiyim. Hem eski sağlığıma kavuşmanın hem de baba olmanın se- vincini Lokman Hekim sayesinde yaşa- dım” diye konuştu.Sayfa / 5 Dr. Koray Baloğlu’nun kalça çıkığı tedavisi yaptığı minik Buket, yaklaşık 3 ay alçı, 3 ay da korumaya yönelik tedavinin ardından sağlığına kavuşacak. Sayfa / 7 Dr. Nezih Durmazlar, hastalara ameliyat sonrasında önemli bir konfor sunan “Total Laparos- kopik Rahim Ameliyatı” hak- kında bilgi verdi. Sayfa / 9 Minik Buket kalça çıkığını yenecek Kapalı rahim ameliyatı DiZiSi YAZI Dünyanın en zor ama bir o kadar da onurlu işlerinden birini yapan doktorlarımız başta olmak üzere tüm sağlık çalışanları- mızın “14 Mart Tıp Bayramı”nı kutluyoruz TIP BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN 12 MART DÜNYA GLOKOM GÜNÜ Yavuz ve Gözde Şentürk çifti, bebekleri Elif ile objek- tiflerimize poz verdi.

Upload: lokman-hekim-hastaneleri

Post on 10-Mar-2016

262 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

Lokman Hekim Gazetesi, Lokman Hekim Hastaneleri yayın organıdır. Ayda bir yayınlanır.

TRANSCRIPT

Page 1: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

LOKMAN HEKİM HASTANELERİ AYLIK YAYIN ORGANIDIR // ÜCRETSİZDİR // YIL:3 // SAYI:24 // MART 2013

Lokman Hekim Hastaneleri Göz Hastalıkları Uzmanı Op.

Dr. Hakan Terzi 12 Mart Dünya Glokom Günü vesilesiyle glokom hastalığına ilişkin uyarı ve tavsi-yelerde bulundu. Sayfa / 2

Sağlık Bakanı olarak 10 yıl-dır görevini yürüten Re-

cep Akdağ, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın mini kabine revizyo-nu ile birlikte koltuğunu Mehmet Müezzinoğlu’na devretti.İrfan Güvendi’nin yazısı 9’da

GLOKOM! Sinsi ve tehlikeli hastalık

Sağlık Bakanlığında görev değişikliği

Yavuz Şentürk, kalbi ve solunumu durduğu için bir hafta yoğun bakımda kaldığı Lokman Hekim Hastaneleri’ne iki ay sonra baba olmak için geri döndü.

ÖLÜMDEN DÖNDÜBABA OLDU

Doç. Dr.M. Mustafa ULAŞYazı Dizisi:Daruşşifalar (Hastaneler) ve çalışanları -2 Sayfa / 3

Yavuz Şentürk, ölümden döndü-rüldüğü Lokman Hekim Sincan

Hastanesi’ne iki ay sonra bu kez baba olmak için tekrar geldi. Genç adam sedye ile gelip sedye ile çıktığı hasta-neden bu kez kucağında bebeği ile ay-rılmanın mutluluğunu yaşadı.

Kalbi ve solunumu duran Yavuz Şentürk, kalp masajıyla yeniden

solumaya başladı. Yoğun bakıma alı-nan Şentürk’e, Reanimasyon Uzmanı Dr. Ömer Zühtü Yöndem, ‘soğutma’ iş-lemi uyguladı. Şentürk, bir hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra eski sağlığına kavuşarak taburcu oldu.

Eşi Gözde Şentürk ve Elif ismi-ni verdikleri minik bebeğiyle ob-

jektiflere poz veren Şentürk, “Yeniden doğmuş gibiyim. Hem eski sağlığıma kavuşmanın hem de baba olmanın se-vincini Lokman Hekim sayesinde yaşa-dım” diye konuştu.Sayfa / 5

Dr. Koray Baloğlu’nun kalça çıkığı tedavisi yaptığı minik Buket, yaklaşık 3 ay alçı, 3 ay da korumaya yönelik tedavinin ardından sağlığına kavuşacak. Sayfa / 7

Dr. Nezih Durmazlar, hastalara ameliyat sonrasında önemli bir konfor sunan “Total Laparos-kopik Rahim Ameliyatı” hak-kında bilgi verdi. Sayfa / 9

Minik Buket kalçaçıkığını yenecek

Kapalı rahimameliyatı

DiZiSiYAZI

Dünyanın en zor ama bir o kadar da onurlu işlerinden birini

yapan doktorlarımız başta olmak üzere tüm sağlık çalışanları-

mızın “14 Mart Tıp Bayramı”nı kutluyoruz

TIP BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

12 MARTDÜNYA

GLOKOMGÜNÜ

Yavuz veGözde Şentürk çifti, bebekleri Elif ile objek-

tiflerimize poz verdi.

Page 2: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

Lokman Hekim Hastaneleri Göz Hastalık-ları Uzmanı Op. Dr. Hakan Terzi 12 Mart Dünya Glokom Günü vesilesiyle hastalı-ğa ilişkin uyarı ve tavsiyelerde bulundu. Doktor Hakan Terzi şunları söyledi:

Göz tansiyonu olarak da bilinen glokom, kimi belirtilerle kendini gösterse de yay-gın olan şekliyle sinsice ilerleyen bir göz hastalığıdır. Aniden şiddetli göz veya baş ağrınız başladıysa, görüşünüz bulanıksa, gözünüz kızarıyorsa, ışığa karşı hassa-siyet, bulantı ve kusmanız varsa şans-lısınız! “Bu nasıl şans” demeyin. Görme kaybına, hatta körlüğe yol açan glokom, nadiren bu belirtileri veriyor. Yaygın olan türüyse sinsice ilerliyor. Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokom, göz içi basıncının yükselmesiyle görme sini-rinin giderek zayıflamasına ve böylece görme kaybına yol açan ciddi bir sorun. Göz içi sıvının dışarı atılmasını sağlayan kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluş-ması veya bazı hastalıklar bu sıvının göz içinde kalıp basınç oluşturmasına yol açıyor. Bu basınç da göz sinirlerine zarar

veriyor ve hastalık belirti vermeden iler-lerse, körlüğe dahi neden oluyor. “Sinsi hastalık” olarak nitelendirilmesinin ne-deni de uzun zaman belirti vermeden ilerleyebilmesi ve görme kaybının baş-ladığı aşamaya kadar fark edilmemesi. İşte bu yüzden, belirti vermesi, hastanın şansı olarak değerlendiriyor. Her yaş grubunda, hatta yeni doğan bebeklerde görülebilse de glokoma en sık orta yaş grubunda rastlanıyor. Ondan kaçınma-nın en iyi yolu, düzenli göz muayenesi olmayı alışkanlık haline getirmek. Yılda sadece bir veya iki kez zaman ayırmayı, bu çok değerli duyu organımız sizce de hak etmiyor mu? NASIL TEŞHİS VE TEDAVİ EDİLİR?Glokom teşhisi koymak için göz doktoru birlikte görünen üç bulguyu arar. Birincisi göz içi basıncının yüksek olması. Glokom teşhisi koymak için gereken ikinci bulgu, göz dibi muayenesinde görülen göz sinir tahribatı. Üçüncü bulgu da görme ala-nındaki bozulma, yani görme kaybı. Bu üç bulgunun bir arada olması, glokom teşhisini mümkün kılıyor. Bulguların dü-zeyi birlikte değerlendirilerek de ilaç te-davisine veya ameliyata karara veriliyor. Glokomun düzeyi tespit edildikten sonra uygulanacak tedaviye karar veriliyor. Te-davide başlıca üç yöntem var: İlaç teda-visi, lazer uygulaması ve cerrahi tedavi.

Uzun süre bilgisayar başında oturmak, kas ve iskelet sistemlerinde sorunlar

oluşturuyor. Ama bu sorunların önüne geç-mek mümkün! “Ergonomik önlemler ve bazı egzersizlerle bu sorunlar önlenebilir” diyen uzmanlar, yapılması gerekenleri şöyle anla-tıyor:• Monitör, çalışan kişinin tam karşısında ve kol uzunluğu mesafesinde olmalı.• Ekranın üst yüzeyi kişinin göz hizasında ol-malı.• Mouse kullanılırken çok sıkmadan hafif do-kunmayla kullanılmalı.• Uzun süre oturulmamalı. Çünkü oturma omurga üzerine fazla baskı olmasına neden olur. Ayrıca bacak ve ayaklar için de sakıncalı. Kan dolaşımı zorlaşır, bacaklarda kan topla-nır.• Otururken bel desteklenmeli. Dik oturmaya özen gösterilmeli. Bel-kalça açısı 90 derece, ayaklar yere değecek şekilde oturulmalı. Ge-rekirse ayak altına destek konulabilir.• Otururken kalça ve dizler aynı seviyede ol-malı. Diz arkaları sandalyeye değmemeli.• Kol destekli sandalye kullanılmalı.

Sinsi ve tehlikeli bir hastalık: GLOKOM

Bilgisayar başında uzun süre oturmak sağlığınız için risk

LOKMANHEKİMGAZETE

02

Op. Dr. Hakan TerziGöz Hastalıkları

12 MartDünyaGlokom

Günü

Page 3: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

İyi bir tabip nasıl olmalı?

İnsan; misafirhane olan, kainat yolculuğunu muazzam bir mizan ile sürdüren, adeta misa-

firlerine bu sihirli yolculuğu hissettirmeyen, dünya gezegeninin güzide bir misafiri, irade-i cüziyesinin ve dahi bilge yaşlılarının pusulasıyla seçimini yaptığı yolun, çizmiş olduğu rotanın yolcusudur. Vazifeleri çoktur. Kısacık hayat-ı dünyeviyesinde tanıklık ettiği kainat yolculuğu içindeki kendisine ait gizemli yolcu-luğun sır perdesini aralamak, hedeflerini belirlemek, planlarını yapmak, hayatın karmaşık kalabalığı, girift ilişkileri içinde dikkat ve hassasiyetle tespit etmiş ol-duğu limana varmakla mükelleftir.

Bir çığlıkla başlar yaşam ve atılamayan her çığlık ölüm sessizliğinin adıdır. Atılan her çığlık bilge kişi-den, atadan, dededen, nineden, ak saçlıdan, yaşlıdan bir karşılık bulur ki ilk şefkat tokadı, merhamet şe-lalesi, kudret meşalesi, ibret nişanesi olarak doğan bebeğin can suyu, yaşam nefesi, hayat bağı olur. Bir başka kısa yol ifadesiyle doğumla beraber yüzleşiriz yönleri ilahi sevgi, şefkat ve merhamet olan pusula-mızla, ebeveynlerimizle, ihtiyarlar heyetimizle…

Bir hızlı yolculuktur, bakarız geçivermiş masum ço-cukluk dönemlerimiz; ninelerimizin ninnileri, dedele-rimizin bilge oyunları eşliğinde, sokağın vazgeçilmez kültürü, mahallenin iklimi, şehrin atmosferi… Hep-sinden karma, hepsinden bir parça, hepsinden de-sen biz yapar bizi… Bir başka ifadeyle bizi biz yapan parçaların, ilmeklerin, desenlerin güçlü koalisyonu-yuzdur biz dediğimiz…Bir de gençlik dönemlerimiz vardır, dik başlı, sert omurgalı, çelik gövdeli, beynelmilel, bireysel, bağım-sız, eşi ve benzeri olmayan, esen, gürleyen, başkal-dıran, muhalif… Hani çok sürmez ihtiyarlar meclisin-den uzak, pusulasından yoksun, her çarptığı duvarda yönünü değiştiren, alternatifleri denedikçe acı tec-rübelerle esneyen, törpülenen, akıllanan, pusulasını arayan gençlik dönemlerimiz…

Derken orta yaş çıraklık dönemi ve ustalığa, bilgeliğe hazırlık dönemi, hani pek de kısa sayılmaz, tabi kolay değildir bu dönemi bitirmek, sabır ister, hoşgörü is-ter… İlmek ilmek, nakış nakış, desen desen dokuruz benliğimizi, dağarcığımızı bu dönemde bilge insan-ların rehberliğinde, şaşmaz pusulularımızın yoldaş-lığında…Nihayet geliriz dünya gezegenindeki son kulvara, saçlarımız aklaşmış, cildimiz buruşmuş, bedenimiz bükülmüş, yüreğimiz enginleşmiş, ruhumuz dingin-leşmiş, yolumuz aydınlanmış, yolculuğumuz berrak-laşmış adeta bir pusulanın hassas mizanı olmuştur… Yol açan, iz bırakan, yön olan, ışık olan, bilge olan, ihtiyar, nine, dede diye anılan ve her daim saygıyla önünde eğilinen bir pusula… Belki beden yıpranmış, hani biraz dökülmüş, eksilmiş, eskimiş, yavaşlamış olabilir ancak akıl bilgeliğe ulaşmış, ruh olgunluğu-nun doruğuna erişmiş, yürek yerküreyi içine alacak kadar genişlemiştir… İhtiyarlığın bahtiyarlığını yaşa-yabilmek, hissedebilmek, anlayabilmek ciddi bir ayrı-calık, önemli bir zenginlik, muhteşem bir güzelliktir…Umuyor ve diliyorum ki gençlerimiz İhtiyarlarımı-zın hiçbir şey bilmediklerini sanarak pusulalarından yoksun kalarak acı tecrübelerle yaşamı keşfetmek zorunda kalmazlar, İhtiyarların tecrübelerini pusula edinerek hem kendi rotalarını çizebilirler, hem de ih-tiyarların hakkını teslim etmiş olarak onların gerçek manasını anlayabilirler… Sağlıcakla kalınız….

Yazı dizimizin ikinci bölümünde Osmanlı tıbbında tabipten de taşıması beklenen

birtakım özelliklerden bahsedeceğiz. Bu dö-nemde tabipte, “insanların mizaç ve tabiat özelliklerini anlamaktan mahir, mizacın özel-liklerini bilen, mizacı düzeltme konusunda usta ve yenip içilecek şeylerin tabiatları ko-nusuna vakıf, insan tabiatının özelliklerini bilen, ilaç hazırlama ilkelerini bilen, şurup ve macunların hastaların tabiatlarına uygun gelip gelmeyeceğini bilmeye muktedir, ilaçla-rın hastalara iyi veya ters etkilerini anlayan, nazari bilgilerini tecrübe ve uygulamalar ile sağlamlaştırmış, çalışma ve tecrübelerle il-mini pekiştirmiş” şartları aranırdı.

Haseki, Manisa ve Atik Valide Darüşşifalarının vakfiyelerinde, tabibin hastaya şefkatle, esir-geyici, koruyucu kanatlarını indirip germesi; onların üzerine içten yardım ve himaye ke-merlerini sarması; her bir hastaya sanki en yakın velisi ve akrabasıymış gibi yumuşaklık ve nezaket göstermeye çalışması, hastalarını daima şefkatle koruması, muhtaç olanların istek ve ihtiyaçlarını iyi muamele ve yumu-şaklıkla görmeleri istenir. Ayrıca tabib tatlı sözlü ve güleryüzlü olmalıdır. Bununla ilgili olarak da Haseki, Manisa, Toptaşı ve Sultan Ahmed vakfiyelerinde, “Tabip hiçbir zaman hastaları somurtkan, asık suratlı bir yüz ile karşılamamalı ve az da olsa hiçbir zaman hastalara ürküntü, korku ve nefrete sebep olacak söz söylememelidir. Çünkü bazen fena ve haşin sözler hasta üzerinde devası olma-yan bir dertten daha ziyade etkili olur” ifade-leri yer almaktadır.

TABİP ÜCRETLERİTabip ücretleri oldukça yüksekti. Gündelik olarak hesaplanan ve nakit ödenen maaşın yanı sıra arpa, buğday ve pirinç olarak verilen ayni yardımlara “cerre” denirdi. Darüşşifalar-daki başhekim “reis-i etıbba”nın gündelik üc-reti 30 akçe civarındaydı. Bu senelik 10600 akçe civarında oluyordu. Darüşşifa’nın ikinci tabibine “tabib-i sani” adı verilirdi ve gündeli-ği ortalama 10-15 akçeden 25 akçeye kadar çıkabilirdi.

Osmanlı dönemi cerrahları tabiplere kıyasla çok daha düşük ücretle çalışırdı. Cerrahların düşük ücret almaları o dönemlerdeki cerra-hinin günümüzle karşılaştırıldığında hemen hemen hiç gelişmemiş olmasından ve dola-yısıyla yapılacak cerrahi müdahalelerin çok sınırlı olmasından kaynaklandığını da özel-likle vurgulamak istiyorum. Cerrahın maaşı ikinci tabip maaşının ancak üçte biri kadardı. Birinci cerrahın gündeliği 5-8 akçe arasında değişirdi. Üçüncü cerrah olduğu durumlarda ise gündelik kazanç 3 akçe civarında olurdu. 1525 yılında Bursa’daki bir tabibe 8 akçe gündeliğin yanı sıra yılda 4 müd buğday, 2 müd pirinç veriliyordu. (Tahıl ölçü birimi ola-rak 1 müd=512kg).

İzzettin Keykavus’un, 1218 yılında Sivas’da kendi adına yaptırdığı Selçuklu dönemi-nin en büyük şifahanesi olan ‘Keykavus I Darüşşifası’nda şifasını beklerken söylediği, on köşeli türbesinde yazılı bulunan kitabe-deki sözlerin Türkesi ile bu bölümü bitirmek istiyorum:“Sarayların genişliğinden ve ferahlığından çı-kartılıp kabirlerin darlık ve sıkıntısına girdik. Eyvahlar olsun!.. Malım bana fayda vermedi. Artık gücüm de kalmadı… Ahirete göçüş yolu göründü… Rabb’e kavuşmak belirdi” (2 Aralık 1220).

LOKMANHEKİM

Dr. Kemal KARTALLokman Hekim Sincan HastanesiBaşhekim Yardımcısı[email protected]

Pusulamızı Kaybetmeyelim

GAZETE

03

Doç. Dr. Mahmut Mustafa ULAŞKalp ve Damar Cerrahisi

Page 4: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

Lokman Hekim Hastaneleri Diş Hekimi Ayşe Dinlemez, diş gıcırdatma hastalığının

diş sağlığını olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Dinlemez, diş gıcırdatmasının genelde stres-li olunduğu zamanlarda ve öğrencilerin sınav dönemlerinde rastlandığına dikkat çekerek, “Genellikle uyku esnasında oluşan güçlü çene hareketlerinin neden olduğu çeneleri sıkma sonucu yüzlerinde yorgunluk hissi ile uyanırlar. Kulak ağrısı, çenenin arka bölgesinde ağrı, kas-larda ağırlık, yorgunluk meydana gelir” dedi.

Dişini gıcırdatan kişinin yanında veya aynı oda da kaldığı kişileri de rahatsız edeceğine de dikkat çeken Dinlemez, diş gıcırdatma rahat-sızlığının genellikle yetişkinlerde görüldüğünü belirtti.

Lokman Hekim Hastaneleri persone-linin sık sık bir araya geldiği paintball

etkinliğine bir yenisi daha eklendi. Lokman Hekim Sincan Hastanesi Hasta Danışman-ları Sorumlusu Murat Yıldırım’ın organi-ze ettiği ve “Hasta İlişkileri” personelinin katıldığı organizasyonda keyifli dakikalar yaşandı. Çalışanlarımızın moral ve moti-vasyonunu artıran etkinlik yaklaşık 2 saat sürdü. Paintball organizasyonuna Lokman Hekim Sincan Hastane Müdürü Mehmet Emin Taçyıldız da katıldı.

Diş gıcırdatmahastalığına karşı önlem

Paintball etkinlikleri devam ediyor

LOKMANHEKİMGAZETE

04

Lokman Hekim Hastaneleri Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ali Şekeralmaz,

kulak nezlesinin okul başarısını etkileyebile-ceğini söyledi. Hastalığın genellikle çocukluk döneminde kendisini gösterdiğini söyleyen Şekeralmaz, ileri yaşlarda kulak nezlesinin görülmesi durumunda ise geniz tümörlerinin araştırılması gerektiğinin altını çizdi.

Doktor Şekeralmaz, kulak nezlesi hakkında şu bilgileri verdi:“Orta kulakta biriken yapışkan sıvı, timpanik membranın ve kemikçiklerin hareketini en-gelleyerek iletim tipi işitme kaybı yapar. İşit-me kaybı çoğu zaman hafif derecededir ve gözden kaçabilir. Aileyi ve öğretmeni şüphe-lendiren bulgular; televizyonu yakından sey-retmek, özellikle arkadan söylenenleri tekrar ettirmek ya da duymazlığa gelmek, okulda başarısızlık şeklinde sıralanabilir. Hasta ayrı-ca zaman zaman gelen hafif kulak ağrıların-dan ve kulakta bir dolgunluk hissinden ya da doğrudan işitme kaybından şikayetçi olabilir.

HASTALIĞIN TEDAVİSİTedavi öncelikle antibiyotik kullanımıdır. Me-

dikal tedaviye cevap vermeyen veya hiç teda-vi edilemeyen hastaların kendiliğinden iyileş-me ihtimali olmakla birlikte, telafi edilemez komplikasyon gelişme riski de vardır. Sürekli negatif basınca maruz kalan kulak zarı bes-lenme bozukluğu neticesi atrofiye uğrayıp incelir ve çöker. Daha sonra kulak zarı orta kulağa ve kemikçiklerin üstüne yapışıp fonk-siyon göremez hale gelir. Bu safhada beslen-me bozukluğu kemikçiklerde erimeye neden olabilir ve iletim tipi işitme kaybı belirginleşir. Tedavisiz ve kontrolsüz bırakılan hastalarda geri dönüşümsüz kemik eriten iltihap geliş-me riski vardır.

Hastalığa erken müdahale edilerek, kula-ğa havalandırma tüpü takılması problemi dramatik bir şekilde çözer. Yaygın kullanılan küçük tüpler 3-6 ay içinde perforasyon bırak-madan kendiliğinden düşer. Bu süre zarfında orta kulaktaki patolojik değişiklikler normale döner, tuba çapı nispeten büyür. Bu hasta-ların % 80’i tamamı ile şifa bulurken %20’si nüks ile gelebilir ve tekrarlayan tüp uygu-lamalarına maruz kalabilir. Kulak zarı orta kulağa yapışmışsa tüp uygulaması yeterli değildir; cerrahi müdahale gerekir. Hastalar-da çoğu zaman tek başına tüp uygulaması yeterli olmayabilir. Varsa kronik adenoton-sillit, sinuzit, yarık damak, allerji, ve immün yetmezlik gibi faktörlerin tedavisi gerekir.

Op. Dr. Ali ŞEKERALMAZKulak Burun Boğaz

ETKiLiYOROKUL BAŞARISINI

KULAK NEZLESi ÖZEL

Dt. Ayşe DinlemezDiş Hekimi

Page 5: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

Emzirmenin hem bebek hem de anneye yararı var. Anneyi tıpkı bebeğinde olduğu

gibi hastalıklardan koruyan emzirmenin, do-ğum sonrasında rahimin daha çabuk toparlan-masını sağlama ve fazla kilolardan kısa sürede kurtulma gibi bilenen pek çok faydası var. İşte emzirmenin yararları:* Annenin ileride meme kanserine yakalanma riskini azaltır.* Rahminin kolay toparlanmasına, kanamaların azalmasına katkı sağlar.* Hamilelik kilolarının daha kolay verilmesine yardımcı olur. * Göğüs kanseri, yumurtalık kanseri, kemik eri-mesi ve anemi risklerini azaltır. * Siz ve bebeğiniz arasındaki duygusal bağı güçlendirerek, sevgi dolu bir ilişkiyi kolaylaştırır.* Emzirmenin ilk dönemlerinde meme başla-rında çatlaklar oluşabilir. Anne sütünün kendisi çatlakları engelleyebilir.

Lokman Hekim Van Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Berktaş, Plastik ve Re-

konstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Canser Yıl-maz Demir ile birlikte Van TV’de sağlık içerikli programda bir araya geldi. Yaklaşık 1 saat 10 dakika süren programda en sık yapılan este-tik ameliyatlarından hasta beklentilerine ka-dar pek çok konu hakkında bilgi verildi. En çok merak edilen estetik operasyonların başında gelen “burun ameliyatı” hakkında da merak edilen soruların yanıtlandığı programda, ame-liyat teknikleri, yaşın önemi, ameliyat öncesi ve sonrası yapılması gerekenler anlatıldı.

Lokman Hekim Hastaneleri’nde sonu mutlu biten ilginç bir olay yaşandı. Ya-

vuz Şentürk (30) isimli vatandaş, kalbi ve solunumu durduğu için bir hafta yoğun ba-kımda kaldığı Lokman Hekim Hastaneleri’ne iki ay sonra baba olmak için geri döndü. ‘So-ğutma’ yöntemiyle hayata yeniden döndü-rülen genç, hastanemizden bu kez bebeğini kucaklayarak çıktı.

Yavuz Şentürk, evinde uyurken sabaha karşı fenalaştı. Yakınlarının 112’yi aramasıyla olay yerine gelen ambulans genç adamı önce bölgesindeki devlet hastanesine kaldırdı. Kalbi ve solunumu duran Yavuz Şentürk’e burada 75 dakika kalp masajı yapıldı. Yeni-den solumaya başlayan Şentürk, Lokman Hekim Sincan Hastanesi’ne getirildi. Evinden çıkarılışından itibaren yaklaşık 1.5 saatlik bir zaman geçen Yavuz Şentürk derhal yoğun bakıma alındı.

SOĞUTMA İŞLEMİ UYGULANDI Reanimasyon Uzmanı Dr. Ömer Zühtü Yön-dem tarafından ‘soğutma’ işlemi uygulanan Şentürk, bir hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra eski sağlığına kavuştu ve taburcu edil-di. Yavuz Şentürk, ölümden döndürüldüğü Lokman Hekim Sincan Hastanesi’ne iki ay sonra bu kez baba olmak için tekrar geldi. Genç adam sedye ile gelip sedye ile çıktı-ğı hastaneden bu kez kucağında bebeği ile ayrılmanın mutluluğunu yaşadı. Eşi Gözde Şentürk (28) ve Elif ismini verdikleri minik bebeğiyle objektiflere poz veren Şentürk, “Yeniden doğmuş gibiyim. Hem eski sağlığı-ma kavuşmanın hem de baba olmanın sevin-cini Lokman Hekim sayesinde yaşadım” diye konuştu.

Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nde gö-revli “hasta danışmanları” kahvaltıda bir

araya geldi. Hasta Danışmanları Sorumlusu Murat Yıldırım’ın organize ettiği kahvaltı Gök-su Park’ta gerçekleştirildi. Çeşitli etkinliklerle bir araya gelen hasta danışmanları kahvaltı öncesi ve sonrasında da keyifli dakikalar ge-çirdi. Kahvaltı organizasyonundan duydukları memnuniyeti dile getiren Hasta Danışmanları, organizasyonu gerçekleştiren Murat Yıldırım’a teşekkür etti.

Hasta danışmanları kahvaltıda buluştu

Emzirmenin faydaları saymakla bitmiyor

Van TV’de estetikkonuşuldu

LOKMANHEKİMGAZETE

05ÖLÜMDENDÖNDÜĞÜHASTANEMiZDEBABA OLDU

Dr. Ömer Zühtü

YÖNDEM

Kardiyoloji

ÖZEL

Page 6: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

LOKMANHEKİMGAZETE

06

Lokman Hekim Hastaneleri Genel Cerra-hi Uzmanı Op. Dr. Kemal Yandakçı, şişlik

ve ağrı ile kendisini belli eden fıtıklar hakkında bilgi verdi. Fıtığın vücudumuzun doğal boşluk-larında zorlanma ve doğumsal nedenlerle geli-şen şişlikler olduğunu söyleyen Yandakçı, en sık kasık fıtığının görüldüğünü açıkladı. Kasık fıtığı-nın erkeklerde daha belirgin olduğunu vurgula-yan Yandakçı, hastalıkla ve tedavi süreciyle ilgili şu bilgileri verdi:“Göbek bölgesinde, karında bazı zayıf bölgeler-de fıtıklar olabilir. İç bölgelerde de mide ve ye-mek borusunun birleştiği yerde mide fıtığı ola-bilir. En sık gördüğümüz göbek ve kasık fıtıkları, bu bölgelerde şişlik ve ağrı ile kendilerini belli ederler. Genellikle ameliyatla tedavileri yapılır. Ameliyat genellikle laparoskopik ve açık teknik olmak üzere iki teknik içerir. Açık tekniklerde o bölgeyi anestezi altında açarak fıtık kesesi-ni bulup o bölgenin, özellikle kasıkta yama ile onarılması önerilir, göbek bölgesinde ise deği-şik takviye yöntemleri kullanılır. Laparoskopik yöntemde ise karına üç farklı yerden girerek fıtık kesesi geri yerine itilmekte ve o bölgenin onarımı sağlanmaktadır.”

Lokman Hekim Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr.

Ali Kemal Erdoğan, milyonlarca ki-şinin teşhis edilmemiş tiroid hasta-lıkları nedeniyle ciddi risk altında olduğunu söyledi. Tiroidin, kronik bir hastalık olduğu için sürekli ta-kip gerektiren tedavi seçenekleri bulunduğunu ifade eden Erdoğan, “Gerektiğinde ilaç tedavisi, gerekti-ğinde cerrahi tedavi, gerektiğinde de radyoiyot tedavisi uygulanır” dedi. Erdoğan, tıbben, genel ma-nada, tiroidin büyümesine guatr denildiğini aktarırken, halk arasın-da bütün tiroid hastalıklarına ise “guatr” dendiğini açıkladı. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kemal Er-doğan, troid ile ilgili doğru olarak bilinen çok sayıda yanlışlar olduğu-nu belirtirken, bunları şöyle sıraladı:

1- Tiroid nodülü çok yaygın, herkeste var, önemli değil (YANLIŞ)

2- Guatr, sadece kara lahana yiyenlerde görülür (YANLIŞ)

3- Bütün tiroid hastalıklarında iyotlu tuz iyi gelir (YANLIŞ)

4- Boğazda şişlik yoksa tiroid normaldir, tiroid hastalığı yoktur (YANLIŞ)

5- Tiroid hastalıkları, kaderdir, tedavi edilemez (YANLIŞ)

6- Tiroid hastalıkları, sadece ameliyatla “temizlenir” (YANLIŞ)

7- Ameliyattan sonra tiroid hormon hapı kullanmaya gerek yok (YANLIŞ)

8- Soğuk nodüllerin hepsini ilaçla tedavi etmek mümkündür (YANLIŞ)

9- Dopler tetkiki ile nodülün kanser olup olmadığı anlaşılır (YANLIŞ)

10- Ultrasonografi ile nodülün kanser olup olmadığı anlaşılır (YANLIŞ)

11- Sintigrafi ile nodülün kanser olup olmadığı anlaşılır (YANLIŞ)

12- Tiroid hormonlarını ölçtürdüm, normal çıktı, bende kanser veya başka

tiroid hastalığı yok (YANLIŞ)

13- Boynumda bir şişlik var ama zararsız (YANLIŞ)

14- Gözü ileriye çıkan zehirli guatr hastası tedavi edilmesin, gözü daha kötü

olur (YANLIŞ)

15- İnce iğne biyopsisi çok acı verir (YANLIŞ)

16- Tiroid’deki nodüle iğne biyopsisi yapılırsa kanser yayılır (YANLIŞ)

17- Boğazımda hiç şikâyetim yok ki ben de tiroid hastalığı olsun (YANLIŞ)

Fıtık şişlik ve ağrı ilekendisini belli ediyor

Op. Dr. Ali Kemal ErdoğanGenel Cerrahi

Op. Dr. Kemal YandakçıGenel Cerrahi

Tiroid ileilgilidoğrubilenenyanlışlar

Senede dört, beş kere antibiyotik kul-lanmanın ne gibi zararları vardır?Antibiyotikler böbrek ve karaciğer yolu ile vü-cuttan atılır ve tüm kimyasal maddeler gibi her antibiyotik grubunun vücudun farklı or-gan ve sistemleri üzerinde belli yan etkileri vardır. Sık antibiyotik kullandığınızda bu etki-lerle daha çok karşılaşabilirsiniz. Araştırmalar, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarında gereğinden fazla antibiyotik kullanıldığını gösterir. Sık antibiyotik kullanımının bir diğer zararı mikropların ilaçlara direnç kazanma-sıdır. Sonuçta basitçe tedavi edilebilecek bir enfeksiyon zor tedavi edilir hale gelir. Doktor danışmanlığı almadan antibiyotik almamanız en uygun yol olacaktır.

Page 7: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

LOKMANHEKİMGAZETE

07

Lokman Hekim Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nesrin Şen-

bil, Beypazarı Belediyesi’nin her ay düzenlediği sağlık seminerlerine konuşmacı olarak katıldı. Doktor Şenbil, “Çocuklarda Zeka Geriliği, Se-rebral Palsi ve Epilepsi” konusunda vatandaş-ları bilgilendirdi. Beypazarı Halkevi’nde saat 13:30 da gerçek-leştirilen seminere Beypazarı Belediye Başkanı Cengiz Özalp’in eşi Hamide Özalp, Beypazarı Belediye Meclis Üyesi Vildan Çalışkan, AK Parti İlçe Kadın Kolları Başkanı Av. Ayla Yurdakul ve vatandaşlar katıldılar. Zeka Geriliği, Serebral Palsi ve Epilepsi hakkında detaylı bilgiler veren Doç. Dr. Nesrin Şenbil, katılımcıların sorularını da yanıtladı. Program sonrası Beypazarı Bele-diye Başkanı Cengiz Özalp’in eşi Hamide Özalp, Doç. Dr. Nesrin Şenbil’e teşekkür ederek çiçek takdim etti. Hamide Özalp, her ay alanında uz-man bir doktorun verdiği sağlık seminerlerin-den halkımızın faydalanmasını istediklerini ve seminerlerin devam edeceğini belirtti.

Minik Buket, çocuklarda sık görülen, er-ken teşhis edilip tedavi edilmediğinde

kalıcı sakatlıklara yol açabilen doğuştan kal-ça çıkığı ile mücadele ediyor. Lokman Hekim Hastaneleri Ortopedi Uzmanı Koray Baloğlu tarafından tedavi edilen 6 aylık Buket, yakla-şık 3 ay alçı, 3 ay da korumaya yönelik ortez tedavisi ile sağlığına kavuşması bekliyor. Doğuştan kalça çıkığı olan ve ailesi tarafın-dan Lokman Hekim Hastanesi’ne getiren minik Buket, tedavisinin ardından sağlığına kavuşacağı günü bekliyor. Önemli bir sağlık sorunu olan doğuştan kalça çıkığının özellikle kız çocuklarında ciddi sorunlara neden oldu-ğunu belirten Doktor Baloğlu, Buket’in uzun bir tedavi sürecine gerek duyduğunu ve süre-ce ilişkin ailenin de bilgilendirildiğini söyledi. Baloğlu, Buket’in yaklaşık 3 ay alçı, 3 ay da

korumaya yönelik ortez tedavisi göreceğini söyledi.

KIZ ÇOCUKLARINDA SIK GÖRÜLÜYORDoğuştan kalça çıkığı hakkında bilgi veren Baloğlu, şunları söyledi:“Ortopedik cerrahinin en ciddi hastalıkla-rından biri olan doğuştan kalça çıkığı, kalça eklemindeki top ile yuva ilişkisinin değişik de-recelerde bozulmasıdır. Doğuştan kalça çıkığı daha çok kızlarda olur. Bazı bölgelerde daha sık görülür, kundak kullanımı görülme sıklı-ğını artırmaktadır. Ortalama olarak her 250 - 300 doğumda bir rastlanmaktadır. Uyluk kemiğinin içinde bulunması gereken yuva dı-şında ve daha farklı bir pozisyonda olmasına kalça çıkığı denir.”

Minik Buket kalça çıkığı ile mücadele ediyor

Ağız kokusu kabusunuz olmasın

Lokman Hekim Hastaneleri Genel Cer-rahi Uzmanlarından Dr. Kemal Yandakçı,

vücutta meydana gelen değişikliklerin hastalık belirtisi olabileceği uyarısında bulundu. Ağrılı ya da ağrısız her tür şişliklerin ve benlerin iyi ya da kötü huylu hastalıkların habercisi olabi-leceğini söyleyen Dr. Yandakçı, “Özellikle kısa sürede büyüme gösteren kitleler, renk değiş-tirenler, kanayanlar sarkom veya melanom de-nilen yumuşak doku veya ben kanserlerinin ilk belirtisi olabilir” dedi.Kitlelerin iltihaplandığında şişlik, ağrı, kızarıklık, akıntı ve zonklama yapabildiğini veya apse ha-line gelebildiğini vurgulayan Yandakçı, şu uya-rılarda bulundu:“Apse ya da kanser riski haline gelmeden ge-rekirse ultrasonografi ve gerektiğinde cerra-hi müdahale ile bu tür kitlelerinizin teşhis ve tadavisini yaptırabilirsiniz. İyi huylu olduğu uzman hekimce düşünülen kitle ve benleriniz takip altına alınır.

Doç Dr. Şenbil Beypazarı’nda seminer verdi

Benler kanser belirtisi olabilir

Ağız kokusu genelde hijyen eksikliğin-den, bazen de sağlık sorunlarından

kaynaklanıyor. Önlemek için ise önce bakım sonra doğru beslenme şart. Uzmanlar, insa-nın sosyal ve özel hayatını kabusa çeviren so-runu giderme yollarını şöyle sıralıyor:DİLİ FIRÇALAYIN: Dış fırçalamanın yanı sıra, dil temizliği de yapılmalıdır. Dilin üzerinde oluşan bakteriler ağız kokusuna neden ola-biliyor. BOL SU: Günde 3 litre su, tükürük salgısının artmasını sağlayarak ağız kokusunu önleme-

ye yardımcı oluyor. TARÇIN: Tarçın, ağız içi bakterilerle mücade-lede önemli bir silah olarak gösteriliyor. GARGARA: Uyku öncesinde, alkolsüz ağız gargarası kullanın. ÇİNKOLU SAKIZ: Uzmanlar sadece çinkolu sakızların ağız kokusunu azalttığını söylüyor.BUNLARA DİKKAT: Bademcik iltihabı koku yapar. Sigara, kahve, alkol ve çayı az kullanın. Burun tıkanıklığı kokuya sebep olur. Reflü ağız kokusu yapar. Stresten kaçının

Page 8: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

Göz kapağı estetiği ameliyatı hakkında bilgi veren Lokman Hekim Hastanele-

ri Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Mert Demirel, şunları söyledi:

“Göz kapağında yaşla ilgili olarak üst göz ka-pağında cilt sarkmaları görülebilir. Hastaları-mız, sarkmaların etkisi ile eskisi gibi makyaj yapamadığından şikayet ederler. Sarkmalar yaşlanmanın haricinde genetik nedenlerle de görülebilir. Bazı hastalarda gözaltında torba-lanma görülür. Bunlar ameliyat olmazlarsa değişik baş pozisyonları ve jest ile mimikler geliştirir. Mesela konuşmanın sonuna doğru daha iyi görüş sağlayabilmek için kaşlarını kaldırmaya başlarlar; ya da göz kapaklarını düzeltebilmek için yüzlerini ovma hareketi yaparlar. Cilt fazlalığının düzeltilmesi ve tor-balanmanın azaltılması için göz kapağı este-tiği ameliyatı yapılır.

İZ KALMA RİSKİ AZ Göz kapağı estetiği yaklaşık 1.5-2 saat süren ve genellikle lokal anestezi altında yapılan bir işlemdir. Üst ve alt göz kapağındaki fazla cilt dokusu alınır, kaslar yeniden düzenlenir, torbalanma giderilir, bu işlem sonrasında dikişler konur ve göz bantlanır. Göz kapağı açık kalacak şekilde soğuk uygulama yapılır

ve hasta evine gönderilir. Yaklaşık beşinci günde dikişler alınır ve iyileşme süreci

başlar. Göz kapağı yapısı ve iyi kanlan-ması itibariyle genellikle iz bırakan

bir yer değildir. Bir iki hafta sonra hiç kimsenin fark edemeyeceği

kadar az iz bırakarak iyileşme sağlanır.”

Genetik özelliklerin yanı sıra yaşlan-maya da bağlı olarak gelişen üst ve alt göz kapaklarındaki deformasyon-dan kurtulmak mümkün.

LOKMANHEKİM

08

TORBALARINAGÖZALTI

Dr. Mert DemirelPlastik Cerrahi

GAZETE

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

Genellikle ileri yaşlarda olmakla birlikte çocuklarda gençlerde ve orta yaş grupla-

rında uzak görmenin bulanması, okuma yete-neğinin azalması ve araba kullanırken zorluk-larla karşılaşmayla birlikte olan katarak bir göz hekiminin en çok yaptığı göz ameliyatlarının başında geliyor. Katarakt hakkında bilgi veren Lokman Hekim Hastaneleri Göz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sadık Kavaklı, hastalığın etkili, güvenilir, so-nuçların oldukça güzel olduğu tek tedavisinin katarak ameliyatı olduğunu söyledi. Ameliyatta herhangi bir dikiş konmadığını ve hastanın bir saat sonra normal hayatına dönebildiğini vur-gulayan Kavaklı, “Çoğunlukla bir gün istiraha-tı yeterli görmekteyiz. Çalışan kişilerde kendi isteği dışında istirahat vermemekteyiz” diye konuştu.

Katarakt sizi korkutmasın

Lokman Hekim Hastaneleri’nin en önem-li departmanlarından birinde görev alan

“Hasta Danışmanları” iletişim eğitimi aldı. Hasta Hakları ve Eğitim Sorumlusu Murat Yıldırım’ın verdiği eğitimlerde hasta hakları, hasta memnuniyeti ve iletişim becerileri an-latıldı. 3 gün süren eğitimlerin ardından hasta danışmanları önemli bir tecrübe edinmiş oldu.

Hasta danışmanları“iletişim” eğitimi aldı

Kol ve bacaklarımda morluklar-la uyanıyorum. Sebebi nedir?Moraran bölgeler tesadüfen incinmesi zor olan yerlerse, kesinlikle doktora gö-rünmelisiniz. Doktorunun yapacağı ilk şey morarmalara neden olacak anemi, löse-mi ve karaciğer ya da böbrek hastalığı gibi ciddi nedenleri araştırmak olacaktır. Daha genel neden ikinci derece spor ze-delenmeleri ya da C ve K vitamini eksikliği olabilir. Aspirin ve ibuprofen gibi ağrı ke-siciler, kanı sulandırır ve kolaylıkla morar-malara neden olur.

ÖZEL

Page 9: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

LOKMANHEKİMGAZETE

09

KAPALI RAHiM AMELiYATININAVANTAJLARI

Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Op. Dr. Nezih Durmazlar, hastalara ame-liyat sonrasında önemli bir konfor sunan “Total Laparoskopik Rahim Ameliyatı” hak-kında bilgi verdi. Kapalı ameliyatların açık ameliyatlara göre hastalar açısından çok daha avantajlı olduğunu söyleyen Durmaz-lar, “Laparoskopik yöntem geniş ameliyat kesişi açmadan, ufak kesilerle operasyonun gerçekleştirildiği bir ameliyattır. Bu ameliyat tekniğini kullanabilmek için hem deneyim hem de üst düzey bir eğitim gerekmektedir. Karında kalemin girebileceği büyüklükte 3-4 santimetrelik delik açılarak kamera ile karın içerisi görüntülenmekte ve rahim ameliyatı gerçekleştirilmektedir” dedi.

KONTROLLÜ AMELİYAT Bu tür kapalı ameliyatlarda ciltte kesi olma-ması nedeni ile daha iyi bir kozmetik görü-nüm elde edildiğini hatırlatan Nezih Dur-mazlar, şunları söyledi:“Ameliyat sırasında çok az miktarda kanama olur. Kontrollü ameliyatlardır. Dikiş materya-li kullanılmadan yapılan bir ameliyat olduğu için de sonrasında enfeksiyon riskini de ol-dukça azaltmaktadır. Hastalar açısından belki de en önemlisi ameliyat sonrasında ağrı, geleneksel yöntem olan açık ameliyat-lara göre oldukça azdır. Hastaların aynı gün

ağızdan gıda alabilmesi de mümkün olabil-mektedir. Bu sebeplerden dolayı, hastalar normal günlük aktivitelerine ve işlerine daha kısa sürelerde dönebilmektedirler. Böylelik-le iş gücü kaybı da çok az olmaktadır.”

TEKNOLOJİNİN ÖNEMİKapalı ameliyatların belli bir tecrübe ve tek-nolojik ekipman gerektirdiğinin altını çizen Doktor Durmazlar, Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nin sağladığı teknolojik imkan-ları kullanarak kapalı rahim ameli-yatlarını yapabildiklerini söyledi. Durmazlar, “Hastanemizin sağ-ladığı teknolojik destekler ve bazı cihazların alımları hasta memnuniyetimizi çok arttır-mıştır. Bu sayede bundan son-ra da rahim alınması gerekti-ren ameliyatları kapalı olarak yapmaya devam edece-ğiz” dedi.

Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nezih Durmazlar tarafından ilk Total Laparoskopik Rahim Ameliyatı gerçek-leştirildi.

Dr. Sibel Meryem ALPARGöğüs Hastalıkları

ÖKSÜRÜĞÜNÜZVARSA TEST YAPTIRIN

Lokman Hekim Hastaneleri Göğüs Has-talıkları Uzmanı Dr. Alpar, KOAH’ın ne-

fes yollarında mikrobik olmayan bir iltihap-lanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığı olduğunu söyledi.

Alpar , hastalığın en önemli belirtileri ara-sında sinsice başlayan ve giderek şiddetini arttıran nefes darlığıyla kronik öksürük ve balgam çıkarma olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:‘’Bu hastalık çok önemli bir sağlık sorunu olmasına rağmen ne yazık ki kamuoyu ta-rafından yeterince iyi tanınmamaktadır. Toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH’lı hastanın sadece 300-500 bini kendisinde KOAH olduğunu bilmek-tedir. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, KOAH tüm dünyada yaklaşık 50 milyon insanı etkilemekte ve her yıl 3 milyon kişi bu hastalık nedeniyle ölmektedir.’’

NEFES ÖLÇÜM TESTİBasit ve ağrısız bir test olan ve ‘spirometri’ denilen nefes ölçüm testiyle kişinin KOAH olup olmadığının kolayca saptanabildiğini belirten Doktor Alpar, “40 yaş üstü sigara iç-miş ya da içmekte olan ve meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bu-lunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, bal-gam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları uzmanı tarafından görülüp ‘ne-fes ölçüm testini’ yaptırması gerekir” dedi.

Op. Dr. Nezih Durmazlar

Sağlık Bakanı olarak 10 yıldır görevini yürüten Recep Akdağ, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın mini kabine revizyonu ile bir-likte koltuğunu Mehmet Müezzinoğlu’na devretti. Öncelikle yeni Sağlık Bakanımız Müezzinoğlu’na bu zor görevde başarılar diliyorum. Kendisinin bu hizmet bayrağını çok daha yükseğe çıkartacağına inanıyor ve kendisine ihtiyaç duyduğunda her tür-lü desteği vermeye hazır olduğumuzu ilan ediyorum.Sağlık alanının, çıkmaza girmiş pek çok problemi bulunmaktadır. Halka ve sektöre yakın bir isim olan çiçeği burnunda Sağ-lık Bakanımız Müezzinoğlu’nun sektörün

problemlerini bildiğini ve önümüzdeki dönemde bunların bazılarını çözmek için adım atacağını umuyorum. Ancak kısa va-dede çok şey beklemek de yeni Bakan’a haksızlık olur. Sayın Müezzinoğlu’na şans vermek ve sabırlı davranmak gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü, değişiklikler zaman alacaktır.

İrfan Güvendi

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Genel Müdür

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu

SAĞLIK BAKANLIĞINDAGÖREV DEĞİŞİKLİĞİ

Page 10: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

Sağlıklı ve uzun bir ömür için ön-celikle yaşam alışkanlıklarınıza

dikkat etmeniz ve doktorların öner-dikleri testleri düzenli olarak yaptır-manız gerekiyor. Uzmanlar “Erken tanı hayat kurtarıyor” diyerek her fırsatta düzenli yapılan testlerin ne

denli önemli olduğunun altını çiziyor-lar. Aynı zamanda yaşam alışkanlık-larımızda alacağımız basit ama etkili önlemlerle uzun yıllar sağlıklı yaşa-mamızın mümkün olduğuna dikkat çekiyorlar. İşte sağlıklı ve uzun ömrün şifreleri:

40’TAN SONRA CHECK-UP40 yaşından itibaren yılda bir kez kar-diyolojik check-up’tan geçmeniz, kalp sağlığınız açısından büyük önem taşıyor.

YILDA BİR DİYEBET TAHLİLİAmerikan Diyabet Derneği, kalp sağlığı için açlık kan şekerinin 100 mg/dl’nin altında olmasına dikkat çekiyor. Şikayeti olmasa bile 20 yaşın üzerindekiler yılda bir diyabet testi yaptırmalı.1

32

456

GÜNDE EN AZ 7 SAAT UYUYUNUyku, hayatımızda her şeyin düzene konduğu, tamir ve tedavinin yapıldığı son derece önemli bir süreç. Ayrıca uyku sırasında genç-lik hormanlarıa olarak lanse edilen büyüme hormonu ve melatonin salgılanıyor.

GÜNDE 2-3 LİTRE SU İÇİNSu, hücrelerin tüm organların yaşaması için şart. Dolayısıyla her gün bol bol su içmeyi asla ihmal etmeyin.

KEMİK ÖLÇÜMÜ YAPTIRINÖzellikle ailenizde osteoporoz(kemik erimesi) öyküsü varsa, kemik ölçümü yaptırmanız çok önemli. Erken teşhis sayesinde, ileri yaş-larda ciddi ve yaşamsal problemlere neden olan kırıkların oluşması engellenebiliyor.

BENLERİ KONTROL ETTİRİNCildinizi her yıl dermatoloji uzmanına göster-mek de sağlığınız için yaptırmanız gerekenler arasında yer alıyor. Çünkü benler, ölümcül bir kanser türü olan melanom riski taşıyor.

LOKMANHEKİM

10GAZETE

Lokman Hekim Hastaneleri İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İzzet Yavuz, hipertansiyon

hastaları için sabah saat 05.00 ile 08.00 arası-nın kritik bir dönem olduğuna dikkat çekerek, “Tansiyon ilaçlarınızı sabah erkenden ve aç kar-nına alın” uyarısında bulundu. Hipertansiyon tedavisinde sabah saatlerinin önemine vurgu yapan İzzet Yavuz, “05.00 ile 08.00 saatleri arasında tansiyon yükselmesiyle birlikte hastalarda beyin kanamaları ve kalp krizi yakınması gibi tablolar oluşabilir. Bunu önlemek için aç karnına ve sabah erkenden tansiyon ilaç-ları alınmalıdır. Hiçbir zaman ilaç tedavisi, ilacın bitimi ile kesilmelidir. Hastalar, düzenli ilaç kul-lanıp takiplerini yaptırırsa tansiyon hastalığının sebep olduğu kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, felç ve inme gibi sonuçlardan da korunur” dedi. DÜZENLİ TAKİP ÖNEMLİHastalığın toplumda çok yaygın olduğunu belir-ten Doç. Dr. İzzet Yavuz, şunları söyledi:“Hipertansiyon hissedilmez, ölçülür. Mümkün ol-duğunca hastanın düzenli tansiyon takiplerinin yapılarak hekime başvurması ve bununla bera-ber tansiyon yüksekliğine takiben hastaya tedavi öncesi tuz kısıtlaması getirilmelidir. Hastada aile hikayesi varsa, kolesterol yüksekliği, kalp hasta-lığı ve şeker hastalığı varlığı da tespit edilerek hastalığın ölçümü yapılır.”

Sağlık Bakanlığı, hastaların sağlığını tehlikeye düşürebileceği nedeniyle Tür-

kiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından Türk Eczacıları Birliği’ne gönderilen yazıda, kullanılmış ilaçlara yönelik düzenlenen ilaç toplama kampanyalarının durdurulması is-tendi. Yazıda, şu görüşlere yer verildi: “Tü-keticinin elinde bulunan, açılmış, kullanılmış, saklama koşulları bilinmeyen, dağıtım koşul-ları kontrol edilemeyen ilaçların yardım ama-cıyla da olsa ihtiyaç sahibine gönderilmesinin ve bu şekilde toplanan ilaçların yeniden kul-lanılmasının hastaların sağlığını tehlikeye so-kabileceği ortaya çıkmıştır. Bu nedenlerden dolayı ilaç toplama kampanyalarının ivedilik-le durdurulması gerekmektedir.”

Tansiyon ilaçlarınızıerkenden alın

İlaç toplamakampanyalarına fren!

SAĞLIKLI UZUN ÖMRÜN

ŞiFRELERiDoç. Dr. İzzet Yavuzİç Hastalıkları

Page 11: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11

Lokman Hekim Engürüsağ Sağlık Turizm Eğitim Hizmetleri ve İnşaat Taahhüt A.Ş.

İrfan GÜVENDİ

Editör-Yazı İşleri Müdürü Bora AYDİN

Yayın Danışma Kurulu:Uzm. Dr. Mustafa SARIOĞLU

Dr. Mehmet ALTUĞUzm. Dr. Necmettin DİN

Doç. Dr. Celil GÖÇER Dr. Kemal KARTALDr. İbrahim UĞUR

Yrd. Doç. Dr. Celal Gökhan OSMANOĞLUDr. Murat Kadir ERDEM

Bayram GÜVENDİ Uzm. Dr. H. Ali YAKUT

Nazım BİLGEN Sara FARBOUDİ

Ümmühan DEMİREZENTuğba ARIZSevgi BAYRİ

Yönetim Yeri:Zübeyde Hanım Mah. Aslanbey Cad.

No: 17 İskitler/Altındağ/ANKARA Tel: (0 312) 444 99 11

Tasarım:

Atatürk Mh. Lale Cd. No: 1/4 Sincan / ANKARATel: 0 312 271 00 82

Baskı Yeri:AFŞAR MATBAACILIK

Ağaçişleri Yapı Koop. 21. Cad. 599. SokakNo.: 29 İvedik / ANKARA

0 312 394 39 22-23Baskı Tarihi: 1 Mart 2013

Lokman Hekim Hastaneleri’ninYerel süreli Yayın Organıdır.

Ayda bir kez yayınlanır. Ücretsizdir.

akkanK O P Y A L A M A M E R K E Z I & K I R T A S I Y E

..

Bayram deyince “bayram tadında” duygular akla gelir. Eskiler dillendi-rilir, eski bayramlardan, özlemlerden bahsedilir. Ancak “Tıp Bayramı” gibi mesleki günler daha çok sıkıntıların, problemlerin dile getirtildiği, “ganime-ti fırsat bilmek” adına kullanan anlardır.

Meslekte çeyrek asırlık bir tecrübeye ve bunun üçte ikisi idareci olarak ya-şanmış geçmişe sahip birisiyim. 15 yıla yakın sürdürdüğüm idarecilik hayatım-da en mutlu olduğum anlar; hiç stetes-kopu bırakmadığım, çocuk hastalıkları ve sağlığı uzmanı olmam nedeni ile çocuk muayene ederken yaşadığım anlardır. İdarecilik daha çok sıkıntıla-

ra çözüm bulunmasının istendiği ma-kamlardır. Ancak o çocuklar yok mu?... Onlarla geçirilen anlar tarifi mümkün olmayan, haz duyulan anlardır.

Son yıllarda meslekte itibar kaybının olduğundan bahsedilir. Ancak unut-mamak lazımdır ki; genel anlamda toplumlarda bir dejenrasyon yaşan-maktadır. Bu pencereden bakılırsa he-kimlik mesleğinin ve dolayısı ile sağlık çalışanlarının toplumda halen farklı bir yere sahip olduğuna inanıyorum. He-kimliğin onur ve itibarı bizlere bağlı. Halen bir sağlık elemanı ile muhatap olduğumda ayağa kalkmak ihtiyacı hissediyorum ve öyle davranıyorum. Önce bakanından kapıcısına kadar sağlık elemanları olarak kendi meslek ve meslektaşlarımıza saygı duymamız lazım. Toplum içerisinde zaten bu iti-barın tesisi, bundan sonrası çok kolay. 14 Mart Tıp Bayramı’mız hayırlara ve-sile olsun…

Tıp Bayramı, her Mart ayının 14’ünde kutlanan, Türkiye’de tıp alanından çalışanların hizmet so-runlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllen-dirildiği bir anma ve kutlama günüdür.

14 Mart 1827’de, II. Mahmut döneminde, Hekim-başı Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk cerrahhane-nin, Şehzadebaşı’daki Tulumbacıbaşı Konağı’nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıy-la kurulması, Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, “Tıp Bayramı” olarak kutlan-maktadır.

İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart’ında işgal altında-ki İstanbul’da gerçekleşmiştir. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran’ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek ver-mişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensup-larının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. 1976’dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart’ı içine alan hafta boyunca kutlama yapılmakta ve bu hafta Tıp Haftası olarak kabul edilmektedir.

LOKMANHEKİMGAZETE

11

www.lokmanhekim.com.tr

Mesleğe vemeslektaşa saygı

14 MARTTIP BAYRAMI

Uz. Dr. Necmettin Din

Lokman Hekim Etlik HastanesiBaşhekimi

Page 12: Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:24 (Mart 2013)

www.lokmanhekim.com.tr // 444 99 11