şma değil, kürdistan’da tek yol devrim!yuruyus.biz/pdf/pdf/441.pdfakp “Çözüm”...

60
AKP “Çözüm” Politikalarıyla, Katliamlarla Kürt Halkımızı Teslim Alamayacak! Emperyalizmle, Oligarşiyle Uzlaşma Değil, Kürdistan’da Tek Yol Devrim! CEPHE MİLİSLERİ KOBANE PROTESTOLARINDA KATLEDİLEN 39 KİŞİNİN HESABINI SORMAK İÇİN AKP’NİN ÜMRANİYE VE SULTANGAZİ PARTİ BİNALARINI TARAYARAK YAKTI! www.yuruyus.com [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 441 2 Kasım 2014 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

Upload: others

Post on 09-Jun-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

AKP “Çözüm” Politikalarıyla, Katliamlarla Kürt Halkımızı Teslim Alamayacak!

Emperyalizmle, Oligarşiyle Uzlaşma Değil,

Kürdistan’da Tek Yol Devrim!

CEPHE MİLİSLERİKOBANE

PROTESTOLARINDA KATLEDİLEN 39 KİŞİNİNHESABINI

SORMAK İÇİNAKP’NİN ÜMRANİYE

VE SULTANGAZİPARTİ BİNALARINI TARAYARAK YAKTI!

www.yuruyus.com

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 4412 Kasım 2014

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

1- Liseliler yaşı, bulunduğu konum itibariyle gelişmeye daha açıktır.

Çok daha rahat şekil verebilir, mücadeleye katabiliriz.

2- Yaşı itibariyle heyecanlı ve coşkuludur.

Kavgaya çağrıldığında en önde eylemden eyleme koşandır.

3- Kavgada hesapsızdır.

4- Meraklı, soran sorgulayandır.

5- Okul, aile, not, öğretmen... Devlet baskısını çok değişik şekilde her zaman

üzerinde hissettiği için bu baskılara karşı çıkışı onun devrimcileşmesi demektir.

6- Yaşı itibariyle burjuvazinin tahribatından daha az etkilenmiştir.

Bencillik, sınıf atlama gibi dersleri daha talidir. Bu yüzden örgütlenmeye daha açıktır.

7- Arkadaşlık ilişkilerine önem verir ve bu noktasıyla yoldaşlık ilişkisine

dönüşmesi diğer kesimlere göre daha kolaydır.

8- Saf ve temizdir.

EN ÖNEMLİSİ; HALK ÇOCUKLARIDIR, HALKIN İÇİNDE

MAHALLELERDEDİR VE HALKIN HER TÜRLÜ SORUNUNUN DA EN YAKIN TANIKLARIDIR...

HALK KADAR ÇOKTURLAR!

YOZLAŞMAYA KARŞI;

Bağımsız Bir Türkiye İçin, Liselileri Örgütlemeliyiz!

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DoğruGenel Yayın Yönetmeni:Emel Keleş

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus.com [email protected]

Haftalık Süreli Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

İİ ç i n d e k i l e rDireniş birleştirir, umutsuzluğu yokeder!

39 Gençlik Federasyonu’ndan:

6 Kasım’da boykota!

40 Liseliyiz Biz: Daha hızlı koşmalıyız

43 6 Kasım’da boykottayız!

44 Gençliğin Gündeminden: AKP’ninyeni baskı yasaları üniversitelerdekihak alma mücadelemizidurduramayacak

45 Bir Dev-Genç’imiz var

48 Atanmak için direniyoruz!

49 Baskınların, gözaltıların hesabınıvereceksiniz!

50 Hasta tutsaklar sahipsiz değildir

52 Sanatçıyız Biz: Güçlü olan halkınsafında yer alan sanatçıların “Sanat

Cephesi”dir!

53 Avrupa’da Yürüyüş: Grup Yorum’u

binlerle karşılayacağız

55 Avrupa’daki Biz: Almanemperyalizmi ne yaparsa yapsınbizim düşüncelerimizi teslim alamaz!

56 Yitirdiklerimiz...

58 Kulağımıza Küpe Olsun

59 Öğretmenimiz...

7 Bugün bizim olmayacaksa

yarın da sizin olmayacak!

9 “Çözüm süreci bozulacak” diye

faşizmin maskesi olmayın!

12 Sivil faşist çeteler, AKP’nin

üzerini kirletmemek içinönüne bağladığı önlüktür!

14 Düzene Dönen DüşmanaDöner: Küçük burjuvahümanizminden çürümeyegiden yol, burjuvaideolojisinden geçiyor!

17 Baskı yasalarınıza uymayacağız

bizim de yasalarımız var!

19 Dün Soma bugün Karaman,

AKP hesap vermektenkaçamayacak!

20 Hasan Ferit Gedik

Adalet Çadırı günlüğü

21 Umudu halka taşımaya devam

ediyoruz

22 Uğur Kurt’un katilleri

yine korunuyor

4 Emperyalizmle, oligarşiyleuzlaşma değil,Kürdistan’da tek yol devrim

6 Kasım’da Boykota!

Boran-Haziran YayıncılıkTÜYAP Kitap Fuarında

8-16 Kasım tarihleri arasındaTÜYAP Kitap Fuarı'ndayız...

TÜYAP Kitap Fuarı, Salon: 2 605-C standındankitaplarımıza ulaşabilirsiniz.

YER: İstanbul-BüyükçekmeceTARİH: 8-16 Kasım 2014

BORAN-HAZİRAN YAYINCILIK

23 Sol’un Köşe Taşları:Amerika’ya teşekkür etmekSol’daki dip noktadır!

26 Halkın Örgütlü GücüyleBirleşmiş Devrimci ŞiddetYenilmez: Her alan vebölgede milislerin hedefikendi özgünlüğüne göreşekillenecektir

29 Polise 65 yeni TOMA

30 Halkın Hukuk Bürosu:Bu, polise üstü kapalıkatliam emirleridir!

31 Röportaj: Sorunlarımız ortak

çözümü de birlikte üreteceğiz

32 Bu Halk Bu Vatan BizimKahrolsun Emperyalizm:Hayallerle baştan yaratmak

33 Cephe: Taylan Tanay,halkımızdan, devrimci

tutsaklardan özür dileyecek

34 DHKC: Sizin canınız kıymetlikanınız pahalıdır!

36 AKP’nin orta vadeli ekonomiprogramı halk için açlık,

yoksulluk, ölüm ve zulümdür!

38 Kamu Emekçileri Cephesi:

Sorunlarımızı PaylaşıpBirlikte Çözeceğiz!

Gazi Halk Meclisi

Halkın SorunlarınıDinleme Günleri:Pazartesi-Salı-Çarşamba

Sorunları ÇözmeGünleri:Cuma-Cumartesi-Pazar

İTÜ'de yapacağımız Hasan Balıkçı Halk içinMühendislik Paneli, 7 Kasım Cuma gününeertelendi. Panel, saat 17.00'da FEB Y1Amfisi’nde olacak.

Halkın Mühendis Mimarları

AKP “Çözüm” Politikalarıyla, Katliamlarla Kürt Halkımızı Teslim Alamacayacak

AKP “Çözüm” Politikalarıyla, Katliamlarla Kürt Halkımızı Teslim Alamacayacak!

Emperyalizmle, OligarşiyleEmperyalizmle, Oligarşiyle

Uzlaşma Değil, Uzlaşma Değil,

Kürdistan’da Tek Yol Devrim!Kürdistan’da Tek Yol Devrim!CEPHE MİLİSLERİ

KOBANÊ PROTESTOLARINDAKATLEDİLEN 39 KİŞİNİNHESABINI SORMAK İÇİNAKP’NİN ÜMRANİYE VESULTANÇİFTLİĞİ PARTİ

BİNALARINI TARAYARAKYAKTI!

Kürt Halkımızın ÜzerindenKanlı Ellerinizi Çekin!

Katliamların Hesabını Soracağız!

AKP, Kürt halkımızı “çözüm”adı altında sürdürülen tasfiye poli-tikalarıyla, katliamlarla teslim al-maya çalışıyor.

Amerikan yetiştirmesi IŞİD’inKobanê’ye saldırısını protesto ey-lemlerinde ölenlerin sayısı 39’açıktı... Bu konuda gerçek rakamlaraulaşmak da mümkün değil... AKP39 kişinin katledilmesini “sinekölüsü” gibi görüyor.

Kürt milliyetçi hareket ise, 39kişiden bahsetmenin “çözüm süre-ci”ni bozacağını düşünerek ağzınaalmıyor. Kimdir bu 39 kişi, cena-zeleri nereye, nasıl kaldırıldı? Kürtmilliyetçi hareketin yayın organla-rından öğrenemedeğimiz bilgileriyazdığı kadarıyla burjuva basındanöğreniyoruz.

Uzlaşmacılığın, tasfiyenin gel-diği nokta burası: Teslimiyet...

Kürt milliyetçi hareket “çözümsüreci bozulacak” diye AKP’yemahkum olmuş durumda.

Türkiye tarihinde bu bir ilktir.Protesto eylemlerine yapılan saldı-rılarda 39 kişi katledildi... Hasta-nelerde yaralılar hala birer, ikişerölmeye devam ediyor. Eylemlerekatıldı diye baskınlar, gözaltılar,tutuklamalar devam ediyor...

İmralı’da Abdullah Öcalan 15Ekim’den itibaren “çözüm süre-cinde ikinci aşamaya-müzakereaşamasına geçildi” derken AKPcephesinden “Devlet güvenliği tesisedilmeden hiçbir şey konuşmayız.Kimseye verilmiş taahhüdümüzyok” diyor.

HDP Eşbaşkanı Selahattin De-mirtaş ise AKP’nin açıklamalarına“hükümet çözüm sürecini bitir-mek istese de biz her koşulda çö-züm süreci diyeceğiz” diyor.

İşte AKP’ye mahkum olmak bu-dur.

AKP, sadece Kürt milliyetçi ha-reketi değil, bütün olarak Kürt hal-kını teslim almak istiyor.

Buna izin vermeyeceğiz.

Ne AKP’nin KatliamSaldırıları Ne de KürtMilliyetçi HareketinUzlaşmacı, TeslimiyetçiTasfiyeci PolitikalarıKürt HalkınıTeslim Alamayacak!

“İşin garibi Tayyip Erdoğan vetüm AKP’lilerin HDP’lilere saldı-rılarına rağmen HDP’lilerden sesçıkmıyor. Selahattin Demirtaş an-laşılmaz bir şekilde, ‘Çözüm süre-cinin selameti için susuyoruz’ di-yor.”

Bu değerlendirme bize ait değil.28 Ekim tarihli Özgür Politika ya-zarlarından M. Delila’ya aittir.

Delila’nın yazısından aktarmayadevam edelim: “AKP’nin psikolojiksavaş şirretinden ürkerek sessizkalmak hiçbir sürece katkı sunmaz.Hatta mevcut politikalarını sürdür-mesine yol açmak olur. ... Sessizkalmak, psikolojik savaş söylemle-rini bir gerçekmiş gibi kabul gör-mesine fırsat verir. Nitekim böyle

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ44

olmaktadır. Kobanê’yi desteklemeeylemlerinde onlarca Kürt yurtse-veri katledildiği halde bu bile doğrudürüst gündemleştirilip gerektiğikadar aydınlatılmamıştır. Birçokyerde Hüda-Par’lılar Kürt yurtse-verlere saldırıp katlettiği halde sü-rekli HDP’liler suçlanmaktadır.”

AKP katlediyor ve pervasızcasaldırmaya devam ediyor.

Sürmekte olan bir “müzakere”yoktur. Sürmekte olan bir tasfiyesüreci var. AKP’nin katliamları,faşist baskı yasaları tasfiye sürecineaykırı değil, tam tersine onu ta-mamlayan politikalardır.

AKP’nin “çözüm” dediği halkınteslim alınmasıdır. Katliamlarla,“sesinizi çıkartırsanız böyle ya-parım” diyor.

Faşist baskı yasalarıyla hiç kim-seyi sesini çıkartamaz hale getirmekistiyor.

Kürt milliyetçi hareketin ‘Çö-züm sürecinin selameti için’ sus-kunluğu AKP katliamlarının, faşistterörünün üstünü örtmeye hizmetediyor.

Kürt milliyetçi hareket suskun-luğuyla AKP’nin katliam politikala-rına, faşist terörüne, terör yasalarınınçıkartılmasına ortak oluyor.

Protesto eylemlerinde 39 kişi kat-ledildi... Bu nasıl bir suskunlukturki, bu nasıl ‘Çözüm sürecinin sela-meti’dir ki AKP hem suçlu, hemgüçlü...

Kürt milliyetçi hareket susuyor...39 kişinin nasıl katledildiğini dahibilmiyoruz... AKP bu katliamda sivilfaşistlerden Hizbullahçılara, eli palalıdindarlardan sivil, resmi kontralarakadar değişik güçleri devreye soktu...Eli kılıçlı, sopalı, palalı katiller iş-başındaydı. Kürt milliyetçi hareket“süreç bozulmasın” diye şehitlerinebile sahip çıkmıyor. Olayın üstünüörtüp 39 kişiyi unutturmaya çalışıyor.AKP ise tehditler savurmaya, katli-amlar yapmaya devam ediyor.

Bingöl’de 5 kişiyi katlediyor;“polisimizi öldürenlere iki saat içindehak ettikleri cezayı misliyle verdik”diyor.

Açık bir infaz, açık bir katliam...Kürt milliyetçi hareket suskunluğuylainfazların, katliamların önünü açıyor...İşte teslimiyet budur... AKP’ye, oli-garşiye mahkum olmak budur.

Kürt Milliyetçi HareketKüçük BurjuvaMilliyetçi İdeolojisininSonucu OligarşiyeMahkumdur, Kürt HalkıOligarşiye MahkumDeğildir!

Kürt milliyetçi hareket 1978’desilahlı politik arenaya çıktığı andanitibaren söylüyoruz: Küçük burjuvamilliyetçi hareketler ulusal kurtuluşsavaşlarına önderlik edebilir ancakideolojik olarak kendilerine güvensizolduğundan bunu sonuna kadar gö-türemezler ve emperyalizmin etkialanına girerler.

1978’de ilk ortaya çıktığında Kürtmilliyetçi hareket sosyalizmden et-kilenmiştir, fakat 90’lı yıllardaki karşıdevrimlerle birlikte sosyalist düşün-celeri, değerleri terk edip çözümü

emperyalistlerde ve işbirlikçi ol-garşiyle uzlaşmakta aramıştır. 90’la-rın başından beri Kürt milliyetçiharekete yön veren uzlaşma poli-tikalarıdır. Onun için Kürt milliyetçihareket Kürt halkının kurtuluşunusağlayamaz... Çünkü Kürt sorunu-nun kaynağı emperyalistler ve iş-birlikçi oligarşidir. Sorunu yara-tanlar sorunu çözemez.

Emperyalizm çağında ulusal so-runun çözümü sınıfsal çelişkilerinçözümünden bağımsız değildir.

Onun için Kürdistan’da TEKYOL DEVRİM diyoruz.

Kürt milliyetçi hareket ideolojikgüçsüzlüğünün sonucu girdiği uz-laşma, teslimiyet, tasfiye sürecindençıkamaz... Umutlarını emperya-lizmle ve oligarşiyle uzlaşmayabağlamış durumdalar...

Çözüm sürecinin sunucundaemperyalizmle uzlaşsalar bile buKürt halkı için kurtuluş olmaya-caktır. Kürt halkının mücadelesinintasfiyesi ve düzene bağlanması ola-

caktır. Bu, Kürt halkımız için kurtuluşdeğil, köleliktir.

Kürt HalkımızınKurtuluşu Devrimdedir!Çözüm Halk KurtuluşSavaşındadır!AKP, Katliamlarla,Faşist Baskı YasalarıylaKürt Halkımızı TeslimAlamayacak!

Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Arap,Gürcü, Abhaz, Azeri... Türkiye halk-larının kurtuluşu emperyalizme veişbirlikçi oligarşiye karşı birlikte dev-rim savaşını büyütmektedir.

CEPHE milisleri AKP’nin Kobanêprotestolarında katlettiği 39 kişininhesabını sormak için 23 Ekim per-şembe günü İstanbul Ümraniye BirlikMahallesi ve Sultançiftliği’ndekiAKP İlçe binalarını otomatik silahlarlatarayarak hesap sordu.

Eylem yerine “Eli Kanlı KatilAKP Elini Kürt Halkının Üzerin-den Çek / CEPHE” imzalı pankartbırakan Cephe milisleri yaptıkları

AKP Ümraniye MahalleTeşkilatı Başkanı Nuri İşçi,

“Biz davamıza devamediyoruz. İnadına kardeşlik

diyoruz. Kimse kardeşliğimizibozamaz” diyor...

Hangi kardeşliktenbahsediyorsunuz? Kardeşlik

devrimcilerin söylemidir. Halkdüşmanları kardeşlikten

bahsedemez. Halkları Kürt,Türk, Alevi, Sünni diye bölen

AKP’dir... Politikalarına destekvermeyen herkesi düşman

olarak gören AKP’dir. Halklarınkardeşliğini savunan sadece

devrimcilerdir.

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

55BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

açıklamada şöyle diyor: “Kobanêeylemlerinden sonra “misliyle cevapvereceğiz” diyen AKP'nin başbakanı,bakanları, ilçe başkanları ve güven-liklerine sesleniyoruz: Biz de Kobanêeylemlerinde katlettiğiniz 39 kişinin,sakat bıraktığınız binlerce insanın,yaşamlarını zehire çevirdiğiniz on-binlerce Kürt halkının hesabını mis-liyle soracağız...

Biz de evleri bir gece yarısı basılanKüçükarmutlu halkının hesabını mis-liyle soracağız...

Katliam planları yaptığınız ka-rargâhlarınızı başınıza yıkacağız...

Kürt Halkımız!1-Kürt sorunu emperyalizmle ve

işbirlikçi oligarşiyle uzlaşarak Türkiyehalklarının birlikte savaşıyla çözü-lecek. Kürt halkımız uzlaşma politi-

kalarına mahkum değil.

2- AKP bugün sadece polisiyleaskeriyle saldırmıyor. Kobanê pro-testolarında da görüldüğü gibi elipalalıları, geçmişte kullandığı Hiz-bullahçı kontraları, MHP’li faşistleri,gerici yobazlarını da kullanıyor.

3- AKP, katliamlarla da yetinmi-yor. Baskıyı, terörü, katliamları meş-rulaştırmak için yeni baskı yasalarınıçıkartıyor.

4- HDP, “Çözüm sürecinin sela-meti için” diyerek susuyor. SusmakAKP’nin bütün bu politikalarına ortakolmaktır.

5- Çözüm, AKP’nin bu saldırıla-rına karşı halkı “suskunluğa” “iti-dale” çağırmakta değil... Biz sustukçaAKP daha çok katledecektir.

Yaşananlar bunun kanıtıdır:39 ki-

şiyi katleden AKP katliamlarının üs-tünü örttüğü gibi katliamlarındanHDP’yi sorumlu tutmaktadır.

6- Çözüm AKP’ye karşı Cephesaflarında savaşı büyütmektir.

Çözüm, AKP’nin katliamlarınınhesabını sormaktır.

Katliamların hesabını sormamakyeni katliamların önünü açmaktır.

Katliamların hesabını sormamak,susmak, katliamlara, katliam politi-kalarına ortak olmaktır.

Buna karşı savaşmaktan, savaşıbüyütmekten başka yol yoktur.

AKP, faşist terörüyle halkı teslimalamayacak.

Halkla Savaşacak, Halkı Savaş-tıracağız!

AKP’den saldırıların, katliamlarınhesabını soracağız.

Amed Halk Cepheliler, katil AKP’nin halkı daharahat katledebilmek için yasaları değiştirerek, suçlarınıyasal kılıfa sokma hazırlığıyla ilgili eylem yaptı. 21Ekim’de Ofis-Sanat Sokağı girişinde sloganlarlabaşlayan eylemde "İşbirlikçi AKP'nin halka saldırmaktanbaşka çaresi yoktur. AKP’nin barıştan anladığı dahafazla katliamdır. Faşizmin saldırılarına karşı halkındirenişi meşrudur. Ancak bu yasalar da direnen halklarıteslim almaya yetmez” denildi. 7 kişinin katıldığıeyleme halkın ve basının ilgisi yoğundu.

"ABD Beslemesi IŞİD'e Karşı Direnen Kobanê Hal-kının Yanındayız" pankartı ile Kobanê sınırında yeralan Mehser Köyü'ne giden Urfa Halk Cephesi üyeleri,26 Ekim'de eylem yaptı. Okunan açıklamada Kobanê'dekidirenişe dikkat çekerek, "ABD Kurtarıcı Değil Katli-amcıdır! AKP Kendini Savunan Durumda Değil İşbirlikçive Taşerondur. Günlerdir kuşatma altında bulunanKobanê, kadını ve erkeği ile işbirlikçi IŞİD'e karşı dire-niyor. Emperyalistler ise Suriye'yi nasıl düşüreceklerinitartışıyorlar. Kobanê'ye yapılan IŞİD saldırılarının başsorumlusu ABD emperyalizmi ve işbirlikçi AKP hükü-metidir," denildi. Halk Cephesi'nin sınırda olması,oradaki halk tarafından da memnuniyetle karşılandı, te-şekkür edildi. Eyleme 60 kişi katıldı.

Ayrıca Halk Cepheliler'in Urfa genelinde topladığıyardımlar 25 Ekim'de Urfa Suruç'taki Kobanê'den gelenKürt halkına ulaştırıldı. Suruç Kobanê kamplarınagidilerek oradaki halkla sohbet edildi.

Yeni Güvenlik Yasası Katliam Hazırlığıdır!Direnen Halklar Teslim Alınamaz!

Direnen Kürt HalkınınYanındayız!

Elazığ Pir Sultan Kültür Derne-ği’nde, Muharrem ayı boyunca, Ker-

bela direnişi, AKP iktidarının Al-evilere yönelik saldırıları, inkârve asimilasyon politikaları, zo-runlu din dersleri, imam hatipokullarının dayatılması ve Ana-dolu Aleviliği konulu sohbetleryapılacaktır. Tüm canlarımızısohbete davet ediyoruz.

Pir Sultan AbdalKültür Derneği

Anadolu Alevi Hareketi

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ6

Elazığ Pir Sultan Abdal KültürDerneği’nde Muharrem Ayı ve

Kerbela Direnişi Sohbetlerine Davet

23 Ekim Cuma günü saat 21.00sularında Ümraniye Birlik Mahalle-si’ndeki AKP İlçe Binası’nı yakarakkurşunladık. AKP’yi ve katil polis-lerini uyarıyoruz. Siz bizim mahal-lelerimizi basar, insanlarımızı geceninbir yarısı gözaltına alırsanız, biz desizin kurumlarınızı yakar başınızayıkarız. Sizi o derin rahat uykuları-nızdan uyandırır başınıza sıkarız.Mahallelerimizden uzak durun! İn-sanlarımızı gözaltına almaktan vaz-geçin! Sizin o ayak bastığınız so-kaklarda bizim onlarca şehidimizinkanı var. Kapılarını kırdığınız evlerdeonlarca emeğimiz var. Biz o mahal-lelerde bedeller ödedik. Gerekirseyine öderiz ama değerlerimizin ol-duğu mahallelerimize elinizi kolunuzusallayarak girmenize izin vermeyiz.Unutmayın orası Hasan Ferit’in ma-hallesi... O mahalle daha nice HasanFeritler yarattı, yaratıyor, yaratacak.

Ve yine unutmayın bu Hasan Fe-ritler sizin sonunuz olacak!

Suç dosyanız her geçen gün artı-yor.

Biliyoruz, yeni çıkaracağınız ya-salarla bu dosyanızı ikiye katlaya-caksınız... Polisin keyfiliğini dahada sınırsızlaştıracaksınız...

Biliyoruz, yeni çıkaracağınız ya-salarla kurumlarımız daha çok bası-lacak, gözaltına alınacağız...

Biliyoruz, polise verdiğiniz sınırsızyetkiyle sokak ortasında daha çokkatledileceğiz...

Biliyoruz; ama bunlara seyircikalmayacağız... Halka karşı silaholarak kullandığınız yasalarınıza bo-yun eğmeyeceğiz... Biz de silahlanıpkarşınızda yerimizi alacağız. Bu dahabaşlangıç…

Katliamlarla bizi sindireceğinizisanıyorsunuz. Aksine öfkemizi inti-kam duygumuzu daha da büyütü-yorsunuz... Silopi’de yaşanan insanlıkdramını, Kobanê eylemlerinde kat-lettiğiniz onlarca insanı nasıl unuta-biliriz?..

Siz ne kadar hafızalarımızdan sil-mek isteseniz de yüreğimiz hala Ko-banê’yle beraber yanıyor... Katletti-ğiniz 39 insanı biz hafızalarımızakazıdık, katilleri asla unutmadık...

O yüzden Kobanê eylemlerindensonra “misliyle cevap vereceğiz” di-yen AKP'nin başbakanı, bakanları,ilçe başkanları ve güvenlik güçlerinesesleniyoruz:

Biz de Kobanê’de katlettiğiniz39 kişinin sakat bıraktığınız binlerceinsanın, yaşamlarını zehire çevirdi-ğiniz on binlerce Kürt halkının he-sabını misliyle soracağız...

Biz de evleri bir gece yarısı basılanKüçükarmutlu halkının hesabını mis-liyle soracağız...

Katliam planları yaptığınız ka-rargâhlarınızı başınıza yıkacağız...

YETER ARTIK!Bundan sonra sadece biz ölme-

yeceğiz! Evet, bu bir savaş çağrısıdır!Kuşanın zırhlarınızı. İyi kilitleyin

kapılarınızı. Bakarsınız bir gece bek-lenmeyen misafirler girer kapınız-dan...

Polisiniz, silahınız, aldığınız gü-venlik önlemleriniz... Hiçbiri engel-leyemeyecek bizi. Yeni şehitler pa-hasına da olsa geleceğiz. Geleceğizvuracağız sizi karargâhlarınızda.

Acılarımız Taze, Yaralarımız Ka-nıyor Hala, İlacımızsa Adalet...

CEPHE

Mahallemizi PolislereDar Edeceğiz

23 Ekim günü, Hatay'ın Hacı AliNurlu Anadolu Meslek Lisesi önündeboykot çalışması yapan 2 Dev-Genç'liyi polis gözaltına almaya ça-lıştı. Katil polislerin ekip otosununönüne geçen halk, arabayı çemberealdı ve polislerle tartışarak onlarımahalleden kovdu. Dev-Genç'liler,polisler mahalleden kovulduktan son-ra 6 Kasım boykot çalışmasına devametti.

MahallemizdeYozlaşmaya İzinVermeyeceğiz!

22 Ekim günü 1 Mayıs Mahalle-si’nde Cepheliler, mahallede devriyeattı. Ellerinde silahları dillerindeumudun adıyla sokaklarda devriyeatan Cepheliler, halka ajitasyonlarçekerek Cephe saflarında mücadeleyeçağırdı. Mahallede geceleri uyuştu-

BUGÜN BİZİM OLMAYACAKSA YARIN DA SİZİN OLMAYACAK!Cepheliler Kobanê’nin Hesabını Sormak İçin Ümraniye

Birlik Mahallesi ve Sultançiftliği AKP İlçe Binalarını Taradı!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

7BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Cephe tarafından taranan AKP İlçe Binası

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ88

rucu satışı yapılan Sahil Park’a gidenCepheliler uyuşturucu madde olanKorex içerken kullanılmış alüminyumfolyo ve Korex maddesi buldular.Bunları imha eden Cepheliler, Mus-tafa Kemal Köprüsü'nün altına parkedilmiş 5 arabada alkol içenleri uyarıpgönderdikten sonra, sokaklarda slo-ganlar atarak eylemi iradi olarak bi-tirdiler.

Küçükarmutlu Sabahınıİşkenceyle KarartanlaraKarşı Cepheliler GünüMolotoflarıyla Aydınlattı!

İşkenceci polisler bir İstanbul sa-bahını daha işkence ve gözaltılarlakarartmaya çalıştılar. Yıllardır oli-garşinin göz diktiği Küçükarmutlu’da24 Ekim'de yapılan baskınlarda tümtahammülsüzlüğüyle duvar yazılarınakadar saldıran polislere Cephelilertaşlar ve molotoflarla cevap verdi.Cepheliler polis karakoluna taşlar vemolotoflarla saldırdılar. Eski arabalarıateşe verip barikat kuran Cepheliler,polisin gaz bombalı saldırısına karşı“Umudun Adı DHKP-C”, "ArmutluCephe'dir Mücadeledir” sloganlarıylataş ve molotoflarla çatışarak mahalleyisavundu.

Katillerden Hesap SordukSoracağız!

Okmeydanı Mahmut Şevket PaşaMahallesi’nde Comsam Bulvarı’ndabekleyen 2 zırhlı akrep aracı 25Ekim'de Cepheliler tarafından tarandı.Yapılan açıklamada: “Son süreçteAKP’nin eli kanlı polisleri, Küçü-karmutlu Mahallesi’ne girerek onlarcainsanın evlerine zorla girip işkenceylegözaltına alıyor ve halkı baskı vezulme uğratıyor... Biz, Cephelilerolarak bu baskılara ve zulme izin

vermeyeceğiz. AKP’nin eli kanlı pol-islerinden hesap sorduk ve sormayadevam edeceğiz" dediler.

Eli Kanlı Katil AKP,Elini Kürt HalkınınÜzerinden Çek!

İstanbul Sultançiftliği’nde Cep-heliler 23 Ekim'de, AKP ilçe binasınayönelik, Kobanê halkının hesabınısormak için uyarı eylemi yaptı. Ey-lemde ilçe binasının ve binanın önün-de duran polis otosuna savaşçılar ta-rafından 19 el ateş edildi. Karşılıklıçatışma yaşandı. Eylem yerine “EliKanlı Katil AKP Elini Kürt HalkınınÜzerinden Çek / CEPHE” imzalıpankart bırakıldı.

Halkla BütünleşmişÖrgütlü Devrimci ŞiddetiYenemezsiniz!

Bağcılar Yeni Mahallede Yürüyüşyoluna çıkan Cepheliler, 25 Ekim'deumudun sloganlarıyla Bağcılar AsfaltıCaddesi'ni trafiğe kestiler. Molotof-larıyla caddeyi ateşe verip sloganlaratıp halka “Polis Armutlu'da MilisleriArıyormuş Korkun Geliyoruz,AKP’den Hesap Soracağız/ CEPHE”yazılı pankartı caddeye bakacak şe-kilde astılar. “Milisler her yerde, Cep-heliler her yerde, aramasın boşuna!Korkun milislerden, geliyoruz, gele-ceğiz AKP’den hesap soracağız” şek-linde ajitasyonlar çektiler. Sloganlarlasokak başlarını ateşe vererek marşlarlaeylemi bitirdiler. Eylemden sonramahalleye giren AKP’nin katil pol-isleri hınçla Bağcılar Halk Meclisi’nin2 pankartını tam da kendilerine ya-kışan şekilde, küfürlerle kesti.

Korkularını BüyüteceğizYenibosna Pazar pazarında Cep-

heliler 26 Ekim'de Armutlu’da yapılanpolis baskınlarına karşı korsan eylemyaptı. Eylemde; “Polis Armutlu‘daMilis Arıyormuş. Korkun! GeliyoruzAKP’den Hesap Soracağız!” yazılıbomba süslü pankart bırakıldı.

Umudun AdınıDuvarlardan SilebilirsinizHalkın HafızasındanSilemezsiniz!

Cephe, İzmir Doğançay Mahal-lesi’nde karalanan yazılamalarla ilgili24 Ekimde açıklama yaptı. Açıkla-mada: “Yazıları karalayanların kimolduğunu biliyoruz. Yazı bozarak,operasyon yaparak, halka korku sa-larak bizi bitiremezsiniz. Sabrımızısınamayın. Köpeklerinizi üstümüzdençekin. Yoksa biz de farklı konuşaca-ğız! Bize Silah Çekenlere ÇiçekUzatmayacağız! Doğançay’dan uzakdurun. Torbacılarınızı da uzak tutun.Tekrar uyarıyoruz, yoldaşlarımızınbaşına gelecek herhangi bir şeydedünyayı başınıza yıkacağız. Doğan-çay’ı polise de çeteye de dar edeceğiz"denildi.

Mahallemizde YozlaşmayıYayanları AffetmedikAffetmeyeceğiz!

İstanbul, Alibeyköy’de, 23 Ekimgünü Cengiz Topel otobüs durağındadevriye atan Cepheliler, daha öncede uyarılan Gürkan Er isimli torbacıyımahalledeki gençlere uyuşturucu sa-tarken yakaladılar. Torbacı sokaktahalka teşhir edilip dövülerek ceza-landırıldı. Çekilen ajitasyonda ‘ma-hallelerimizde yozlaşmaya izin ver-meyek, mücadele edeceğiz' denildi.Torbacının üzerinden çıkan uyuştu-rucu madde ve para mahallede ya-kıldı.

Bağcılar Bahçelievler

“Dimyat’a pirince giderken ev-deki bulgurdan olmak” diye birhalk deyimi vardır. Bugün Kürt küçükburjuva milliyetçilerinin ve kuyruk-çularının durumu biraz bunu çağrış-tırır niteliktedir. Öyle bir haldedirlerki, çok şey alacaklar ve çok şey ya-pacaklar havası yayarlarken gerçekteoligarşinin dümen suyunda ilerle-mekten başka bir şey yapmamakta-dırlar.

Sözde birlikte örgütlenen ve sür-dürülen bir “çözüm süreci” vardır.Fakat bu nasıl birlikte örgütlemekseoligarşinin iktidar bekçisi AKP nediyorsa onun dediği oluyor... Hattaöyle ki AKP sözcüleri, yöneticilerifırça üzerine fırça atıyorlar. Katledi-yorlar, sonra da sanki katleden ken-dileri değilmiş gibi bir de Kürt küçükburjuvalarını suçluyorlar. Onlar isebin dereden su getirircesine yanadöne kendilerinin bir kabahati ol-madığını, aslında kendilerinin deprovokasyonlara karşı olduklarınıvb. anlatıyorlar. Onlar bu halde kendidertlerini anlatmaya çalışırken vesuçlu suçlu dolanırlarken AKP peş-peşe yeni faşist yasaları sıraya koy-makta, yeni katliamlar tezgahlamak-tadır.

En Küçük BirHak Kırıntısı İçinSüründürme Manevraları

Oligarşi öyle bir kurnazlık için-dedir ki, en küçük bir hak kırıntısıiçin bile süründürmektedir. Kürt kü-çük burjuvalarını ne var ki bundahallolmuştur diye baktıkları ve aslındaAKP tarafından da kabul edilmişolan bir hak kırıntısı için bile adetayalvartmaya çalışılan bir tavırla kar-şılaşıyorlar.

İşte son Öcalan'a sekreterya tar-tışmasında yaşanan tam da budur.Öcalan ile görüşme heyetinin değiş-

mez temsilcisi Sırrı Süreyya ÖnderCNN Türk televizyonunda katıldığıprogramda sekreterya meselesini ol-muş bitmiş bir mesele olarak anla-tırken şunları söylüyor:

"Büyük bir müzakere sürecine gi-rilecek. Bozucu alanlar masaya ya-tırılacak. Bunlara çözüm seçenekleriüretilecek. Yukarıdan aşağı hiçbirbarış önerisinin kalıcı olması mümkündeğil. 9 ana başlıkta, güvenlik, eğitim,kadın, hakikatle yüzleşme gibi baş-lıklar için Pervin Buldan, ben, İdrisBaluken olacak. Kadın hareketindenbir arkadaş yer alacak. Ve HatipDicle olacak. Sekreterya böyle olacak.Devletle görüşmeleri siyasetle gö-rüşmeleri yapacak bu sekreterya. 5kişilik sekreterya müzakere heyetininde bir parçası olacak"

Sekreteryanın ne zaman çalışmayabaşlayacağını dair soruya ise Önder,"Önümüzdeki haftadan itibarendevreye girmeli diye düşünüyorum"diyor.

'Müzakere heyetinde Kandil’denbir temsilci olacak mı?' sorusu üze-rine,

“Şu an konuşulmadı. Ama olmalı”diyor ve sekreteryanın haftada 3-4gün çalışabileceğini söylüyor.

Önder'in yaptığı bu açıklamayagöre her şey belirlenmiş ve çalışmagünleri dahi net olarak görünüyor...

Oysa AKP'nin bu konudaki yak-laşımları hiç de öyle değildir. Arınçilk açıklamalarında sekreterya diyebir şey yok derken daha sonra bunuolabileceğini ama nasıl olacağınınise Adalet Bakanlığınca belirlenece-ğini ve hapishanelerin kuralları çer-çevesinde bir düzenleme ile sınırlıolacağını söyledi. Arınç'ın ilk söyle-dikleri aynen şöyledir:

“Orada ağırlaştırılmış müebbethapse mahkum olmuş bir kişi var.

Onunla görüşme yönetmeliklerle be-lirlenmiştir. Bu ihtiyacının karşılan-ması da bu yönetmelikler çerçeve-sinde temin edilmesi mümkündür.Sayın Önder'in de Sayın Buldan'ında başka arkadaşlarımızın da sek-reterya konusunda adeta kendilerinigörevlendirilmiş kabul ettiklerinianlıyoruz. Böyle bir şey yok. Onlargiden heyetlerin içinde yer alıyorlar.Bundan sonra yer almayabilirler,devam edebilirler, farklı insanlaradada görüşmelere katılabilir"

Arınç kendi kurallarını bozmadanbazı ihtiyaçların karşılanabileceğinisöylerken dahi alttan alta tehdit et-mekten geri durmuyor... Sizi de dahaönce yaptığımız gibi görüşme heye-tinden azlederiz tehditlerini savuruyor.

Dahası Arınç'ın bu alttan alta teh-ditleri daha sonra daha açık ve nettehditlere de dönüşmüştür.. Açıkçahem heyeti, HDP'yi ve hem de Öca-lan'ı tehdit eden boyuta varmıştır...Hatta sekreterya açıklamalarını datümden geri alan bir açıklama halinegelmiştir.

“Çözüm süreci bizim açımızdandevam ediyor. Bu süreç devam ediyordiye yaşanan şiddet olayları karşı-sında susmamızı beklemesinler. İmralıve Kandil'le yakın ilişkileri olanlarmilletin acısını görmezden geliyorlar.Aksine hükümeti tedbir almamaklada suçluyorlar. Türkiye'de bu olaylaryaşanmamış gibi sekreterya olacak,bu olacak diyor. Kamu hassasiyetininbu kadar yüksek olduğu bir dönemde,askerimizin kanı yerde iken, polisi-mizin kanı yerdeyken sekreterya di-yen insanın yüzüne biz bakmayız.”

Oligarşi açısından aslında her şeyaçık ve net. Bize mahkumsunuz vebizim dediğimiz gibi hareket etme-diğiniz, gerillayı ve Kürt halkını hi-zaya getirmediğiniz sürece sek-re-terya vb. sözlerini unutun diyorlar...

“MÜZAKERE”, “ÇÖZÜM SÜRECİ” YOK, FAŞİZMİN SALDIRILARI VAR

“ÇÖZÜM SÜRECİ BOZULACAK” DİYEFAŞİZMİN MASKESİ OLMAYIN!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

99BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Altı üstü sözde devam eden vebirlikte örgütlenen bir “çözüm süre-ci”nin daha sağlıklı yürütülebilmesiiçin Öcalan'ın koşullarının biraz dahaiyileştirilmesi... Fakat bunu bile ver-mek için süründürüyor oligarşi...Karşısındaki gücü kendine öylesinemahkum etmiş ki esip gürlüyor... Birveriyoruz diyor, sonra olmaz öyleistediğiniz gibi veremeyiz, kuralla-rımız var diyor. Sonra Kürt halkınınöfkesini, tepkilerini görünce bu kezdaha da üst perdeye çıkıp susmaz-sanız, sesinizi çıkarmaya devamederseniz bunu bile vermeyiz diyetehditler savuruyor.

Hatta tehdidi en üst perdeye çı-kartıyor Arınç: “Çözüm sürecinemahkum değiliz. Türkiye'nin geleceğiiçin çok önemsiyoruz. Ama bu sadecebizim için bir şey değil ki, Türkiyeiçin geçerlidir. Örgütün bitirilmesikonusunda örgütün liderinin söy-lediği şeyler de önemlidir. Biz buişi bitirmek istiyoruz. Parlamentodabitecek. Ama çözüm sürecini sadecebiz istiyormuşuz gibi ve buna mec-burmuşuz gibi, herkes her istediğiylebuna zarar verecekse hayır bu böyledeğil. Çözüm süreci başarısızlığauğrarsa herkes altında kalır adadakişahıs da dahil. Çok ince ve hassasdavranıyoruz. Bizim gösterdiğimizkadar herkesin hassas davranmasıgerekiyor. Her önüne geleni söyle-yecek biz de çözüm süreci devamedecek diyeceğiz. Bitiren taraf bizolmayacağız.”

Bundan daha kaba, daha açık birtehdit olur mu acaba? Bunu söyleyenArınç'a HDP MYK'sının cevabı yinemızıldanmanın ötesine geçmiyor.

"İmralı'da Sayın Öcalan'ın mü-zakereleri yürütmesini kolaylaştıracakbir sekreterya kurulması bile krizedönüştürülmekte, görüşmelerin gerçekbir müzakereye dönüştürülmesininkoşulları sürekli ertelenmektedir. Sa-yın Öcalan'ın 'Başmüzakereci' sıfatıtartışmaya açılmaktadır. Hatta Baş-bakan Yardımcısı Arınç tarafından'çözüm sürecine mahkûm değiliz'denilerek, sürecin hükümet tarafındanbitirilebileceği iması yapılmaktadır.”

Evet bir sekreterya meselesini

bile krize dönüştürüyorlar, sizi bununiçin bile süründürmeye çalışıyorlar.Peki siz ne yapıyorsunuz? Önemliolan orasıdır...

Sanki ortada bir müzakere varmışhavası yaratarak kimi kandırmayaçalışıyorsunuz? Ortada bir müzakerede yoktur, müzakereciler de yoktur.

Yaşanan, Müzakere DeğilTeslimiyet Sürecidir!

Yaşanan teslimiyet olduğu içindirki oligarşi pervasızdır... Tarihsel birgerçektir; teslim olanları, hele de ru-hunu teslim etmiş olanları tam olaraksüründürmeden, rüsva edip, takatikalmayıncaya kadar, bir daha isyanedecek dinamikleri tükenene kadarbitirmeden teslim almazlar.

Kürdistan'da Kobanê eylemlerinedeniyle katledilen Kürt halkı kar-şısında doğru dürüst tek bir laf et-meyip yakınmacı bir tavrın ötesinegeçmedikleri halde askere karşı ya-pılan eyleme ilişkin şunları söylemekişte bu ruh halinin yansımasıdır:

"Canımızı yakan, barışa dair en-dişelerimizi büyüten bir diğer gelişmeolmuştur. Asker, polis, gerilla hiçbirgencimizin ölmeyeceği bir barış ik-liminin yaratılması için çıktığımızyolun önüne her geçen gün yeni en-geller konulmaktadır."

Engeli koyan Kürt halkı oluyor...40'tan fazla insanın katledilmesi kar-şısında söyleyecek doğru dürüst birlafı olmayıp da tam tersine AKP'ninbu konuda veryansın eden tavırlarınısineye çeken bir zihniyet bunu “çö-züm sürecinin selameti” olarak de-ğerlendiriyorsa o ruhunu da egemeneteslim etmiş demektir. AKP'liler, dev-let “çözüm süreci biterse bitsin”gibi tehditler savurarak, yapacağıher şeyi çözüm süreci denilen ne ol-duğu bilinmez bir garabetin arkasınagizlemeye çalışıyorsa buna dur demekgerekmez mi? Gerekir, ancak Kürtküçük burjuva hareketi bunun tamtersini yapıyor... Kendini “çözüm sü-reci”ne mahkum etmiş, kuyruğunatakılan herkesi de buna mahkum et-meye çalışmaktadır.

Onlar bu şekilde bir mahkumiyet

içinde iken, AKP ise halka karşı tümfaşist yasalarını bir bir çıkarıyor veöldürdüğü Kürt halkının cenazelerinesaygı göstermek bir yana onların ce-setleri üzerine basarak, onların kat-ledilmesini kendine gerekçe yaparakyeni katliamların zeminini hazırlıyor,buna ilişkin yasaları bir bir çıkarıyor.

AKP bir yandan katlederken biryandan da kendi faşist yasalarını çı-karıyorsa ve yeni katliamların önünüaçıyorsa “çözüm süreci” hala devamediyor diyerek sarfedilen her sözAKP'nin bu faşist yapısına ve uy-gulamalarına maske olmak anla-mına gelir. Bugün Kürt milliyetçihareketin ve kuyrukçularının içindebulunduğu durum tam da budur. Açıkve net olarak faşizme maske olun-maktadır.

Kobane eylemlerinde katledileninsanları anmak ve yeni çıkan yasalarıprotesto etmeyi yaptıkları son açık-lamanın içinde lütfen geçiren HDPbu yasaların önüne geçen değil, onugüçlendiren konumdadır. Şu söyle-diklerine bakın:

"KCK operasyonlarını anımsatanbir siyasal bastırma hamlesi ile karşıkarşıyayız. Hükümet, yol açtığı buölümlerin sorumluluğundan kaçamaz.Halkımızın 6-8 Ekim'deki meşru de-mokratik mücadelesi, Kobanê'dekidurumu köklü biçimde değiştirmiş,Kobanê'yi dünya kamuoyunun gün-demine taşımış ve kentin düşmesinebarikat olmuştur. 6-8 Ekim'de yitir-diğimiz insanlarımız için adalet mü-cadelesini yürütmeye ve estirilen tu-tuklama terörünün karşısında dur-maya devam edeceğiz"

KCK operasyonlarına benzer sal-dırılar yapılıyor, üstelik bu meşru,demokratik bir hakkın kullanılmasıkarşısında yapılan bir katilamın ar-kasından yapılıyor. Buna karşı yapılandoğru dürüst tek bir eylem yokkenhala daha “bu terörün karşısındadurmaktan” söz etmek demagojidenbaşka bir şey değildir. AKP'nin “çö-züm süreci”ni bitiririz tehditleri kar-şısında, müzakere diye bir şeyin ol-madığını ortaya koyan tüm gelişmelerkarşısında şunları söylemek teslimolmuş ruh halinden başka bir şey

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ110

değildir:

"Hükümet müzakere sürecinibitirmeye niyet etse dahi, biz bu sü-reci sahiplenen ve ilerletmeye çalışantaraf olacağız. Çünkü barış her şey-den önce halklarımızın talebi ve ih-tiyacıdır."

“Çözüm süreci”, “müzakere” de-diklerinizin hepsini rafa kaldırmışve faşist yasaları çıkaran AKP karşı-sında hala daha bu sözlere sarılmaklakimi kandırmaya çalışıyorsunuz?Halkımız katledilirken onu katleden-lerle nasıl bir barış imzalamayı dü-şünüyorsunuz. Sizi muhatap olarakdahi görmeyenlerle nasıl bir barışıöngörüyorsunuz?

Bugün yaşanan Kürt halkınınPKK'ye, HDP'ye rağmen yürüttüğübir direniştir. 15 Ekim sonrası çatış-masızlık süreci başlatacağız sözünüverenlere rağmen, eylemleri provo-kasyon olarak değerlendiren HDP'yerağmen halk eylemler yapmakta, AKPfaşizmine karşı tavır almaktadır. Ko-banê halkını sahiplenmektedir. Ken-disine yönelen katilamlar karşısındamisilleme haklarını kullanmaktadır.

Bunları yapan, direnme hakkını sonunakadar savunan Kürt halkının eylem-lerini ve direnişini selamlıyoruz...

PKK, Öcalan ve HDP'nin tavrıise halkın direnme hakkını kul-lanmasının önünde engel olmayadönüktür. AKP'nin “çözüm süreci”adı altındaki faşist saldırılarına da-yanak olmanın Kürt halkına sağla-yacağı hiçbir katkı yoktur. Kürt so-rununu çözecek olan da, gerçek an-lamda halklara barış sağlayacak olanda direnmek ve savaşmaktır. Em-peryalistlere ve onun işbirlikçisiAKP'ye, oligarşiye karşı savaşı bü-yütmek yerine onunla uzlaşmak,onunla barış hayalleri kurmak halk-ların direnişini teslim etmek anlamınagelir. Bugün HDP ve PKK'nin yaptığıbudur. Oligarşi saldırdıkça onlar hal-kın direnişini bitirmek için uğraşı-yorlar.

Sonuç Olarak;1- Öcalan’ın iddia ettiği gibi “iler-

leyen” “müzakere” aşamasına gelmişçözüm süreci yoktur.

2- AKP politikalarına hizmet et-

meyen her şey AKP tarafından pro-vokasyon olarak nitelendiriliyor veKürt milliyetçi hareket AKP politi-kalarına mahkum ediliyor.

3- Bir taraftan “çözüm sürecindeyeni aşama” denilirken diğer taraftanAKP halkın mücadelesini engellemekiçin yeni baskı ve terör yasaları çı-kartıyor.

4- AKP “çözüm sürecini” faşistterörünü örten maske olarak kullanı-yor. Böyle bir süreç yok... Kürt hal-kımızın en meşru talepleri katliamlarlabastırılmaya devam ediliyor.

5- Kürt milliyetçi hareket “süreçbozulmasın” diye AKP’nin faşist po-litikalarına ortak oluyor.

6- Gelinen süreç bir kez dahagöstermektedir ki; “çözüm süreci”Kürt milliyetçi hareketi tasfiye veKürt halkını teslim alma sürecidir.

7- Kürt sorununun çözümü em-peryalizmle, oligarşiyle uzlaşmaktadeğil, devrimdedir. Kürt halkımızkurtuluşu için yüzünü devrimcileredönmelidir. Çözüm; emperyalizmeve oligarşiye karşı savaşı büyütmek-tedir.

Amerika’nın IŞİD üzerinden Ortadoğu politikalarınayeni bir yön vermeye çalıştığı bugünlerde ML ideolojidenuzaklaşan solun sefaletine tanık olmaktayız.

Emperyalizm ile ezilen emekçi dünya halkları ara-sındaki temel çelişki gözardı edilince sapla samanbirbirine karıştırılıyor.

Dünya halklarının baş düşmanı emperyalistler ileaynı kampta yer alınıp emperyalistler dünyaya “kurtarıcı”olarak gösteriliyor. Bu maskeyle emperyalistlerin tümOrtadoğu’ya saldırısı meşrulaştırılıyor.

IŞİD’e karşı denilerek oluşturulan “Koalisyon”abakın:

Koalisyon’nun öncüsü ABD... Koordinasyon BaşkanıObama... Obama, IŞİD (Ortadoğu) stratejisini açıkladıve bu stratejiye göre koalisyon kuruldu.

ABD ve AB emperyalistleri koalisyonun temel güçleri.Türkiye, Mısır, Arabistan, Katar, Kuveyt... gibi işbirlikçiülkeler koalisyonda ne görev verilirse yapacak uşaklar...

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (KDP), PYD-PKK ve Su-riye’de Esad iktidarını yıkmak için kurulan işbirlikçiÖzgür Suriye Ordusu (ÖSO) çatısı altındaki çok sayıdadinci örgüt var.

ABD ve AB koalisyonun hava gücünü oluşturuyor.Türkiye, Arabistan, Katar gibi ülkeler emperyalistlerinsavaş karargahlığını yapıyor.

KDP, PYD-PKK ve ÖSO koalisyonda emperyalistpolitikalara meşruluk kazandırmak için kullanılan araçlaroluyor.

CIA, Delta Force, Black-Water.... Kimse bunların halkların lehine işler yapan kuruluşlar

olduğunu söyleyemez. IŞİD’e karşı Şengal’de, Kobane’de“direnen” güçlerin başında CIA’nın, Delta Force’nin,Black-Water’in olduğu söyleniyor.

Bu kurumlarla aynı cephede yer alanlar durup bu-lundukları yeri kontrol etmek zorundadırlar...

Amerika’nın Öncülüğünü Yaptığı,Obama’nın Koordinatörlüğünde IŞİD Karşıtı Koalisyon

Kobane’de Kürt Halkının Kurtuluşunu Sağlayamaz!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

11BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

AKP, devletin tüm organlarınıAKP'lileştirmeye devam ederken,gerici tüm sivil güçleri de halka karşıörgütlemeye çalışıyor.

AKP, “dindar bir gençlik” ya-ratmak istediğini bizzat Tayyip Er-doğan'ın ağzından açıklamıştı... Tay-yip, Haziran Ayaklanması'nın ardın-dan %50'yi zor tutuyoruz tehdidindebulunmuştu. İşte halkın karşısına çı-kartmak için hazırladıkları kitleİBDA-C'nin yayın organı AdımlarDergisi’nde toplanmış, savaş hazır-lıkları yapma çağrısında bulunuyor.

Malatya'dan giderek IŞİD'e katılanbir IŞİD komutanının anlatımlarınayer verilerek, komutanın şu sözleriaktarılıyor: “Ateş sıçrayacak. Sahaeğitimi alanlar Türkiye’ye gelecek.10 binlerle ifade edilen rakamlar.İşler farklı mecralara gidecek.”

3 bin tırın üzerinde silah IŞİD'edestek için bizzat AKP tarafındangönderildi. Tırlar, ülkemiz toprakla-rından geçirilerek taşındı silahlar.Şimdi bu silahlar bizim halkımızakarşı, devrimcilere karşı kullanıla-cak.

IŞİD'çiler Türkiye topraklarındaeğitildi, tedavi edildi... Lojistik olarakülkemizi kullandılar. Buna izin verenise Suriye'deki halkın desteklediğimeşru Esad iktidarını yıkmak isteyenAKP'ydi.

İşte şimdi eğitim gören, Irak veSuriye'de katliamlar yapan IŞİD'çilerTürkiye'de ne yapacaklarını tartışı-yorlar. Eğitim gören IŞİD'çiler Tür-kiye'de de halka karşı kullanılmakisteniyor. Bunun bir örneğini Koba-ne'ye destek eylemlerinde halka sal-dırılmasında ve HDP'lilerin katle-dilmesinde gördük.

Peki, Adımlar Dergisi’nin İstanbulbürosunda yapılan toplantıda kimlervar? Yeni katliamların suç ortaklarıkimler olacak?

7 Ekim 2014 tarihinde Adımlar

Dergisi’nde yapılan "Kur-ban Bayramı kutlaması"kılıflı toplantıda İBDA-C,Hüda-Par, BBP, MHP, SPve Mustazaf-Der yer alı-yor.

Toplantıya katılan birMHP’li, Haziran Ayaklan-ması'nda pasif kaldıklarınısöyleyerek, artık daha aktifolmak gerektiğini, sokağaçıkıp insanlara saldırmalarıgerektiğini söyledi.

Haziran Ayaklanması sı-rasında Taksim'de ellerindepalalarla halka saldıranlarhatırlanacaktır. AKP, halkakarşı polis dışında sivil fa-şistleri de örgütlüyor. Adımadım izlenen politika budur.Berkin'in 3 milyon kişininkatılımıyla yapılan cenaze-sinin ardından sivil faşistlerin,çetelerin Okmeydanı'na gön-derilmesi de aynı politikanın sonu-cudur. Devrimcilere silah sıkan, Ka-sımpaşa 1453 isimli çeteyi AKP hal-kın, devrimcilerin üzerine salmıştır.Bu bilindik bir politikadır. Faşizmin,yönetememe krizi ile birlikte derin-leşen bunalımını atlatmak için kul-landığı bir yöntemdir. Sivil faşistlerörgütlenerek, halk üzerinde baskıaracı olarak kullanılırlar. Polisi, or-dusuyla resmi güçleri varken nedensivil faşistleri devreye sokma ihtiyacıhissediyor AKP? Her türlü kontrayöntemi, katliamı kendi iktidarınıkirletmeden kullanmak, yapmak is-tiyor. Katliamlar karşısında öfkenindevlete değil, çetelere, sivil faşistlereyönelmesini izlemek istiyor. Yanisivil faşist çeteler AKP'nin önünebağladığı, üzerini kirletmemek içinkullandığı önlüktür.

İşte Adımlar Dergisi’nde yapılantoplantı da bu temelde ele alınmalıdır.Öyle basit bir IŞİD destekçiliği de-

ğildir. Başta devrimcilere olmak üzerehalka karşı başlatılan bir savaştır bu.

Toplantıda konuşan, evsahibiAdımlar Dergisi Genel Yayın yö-netmeni Ali Osman Zor savaş ilanınışöyle yapıyor: “Şartlar bizi savaşazorluyor. Savaş şartları yaklaşıyor,daha sık bir araya gelmemiz gerek.Gıda stokundan, telaffuz etmediğimizama hepimizin bildiği hazırlıklarakadar hepsini yapmak zorundayız."

İslamcı örgütler, emperyalizm ta-rafından Sovyetler Birliği'ne karşı"Yeşil Kuşak" politikasıyla kulla-nılmaya başlanmış ve o günden bu-güne kadar da ellerinin altında tut-tukları bir güç olmuştur. Yedek güçolarak bir kenarda kalmıştır. El-Kai-de'den IŞİD'e yaratılan bu örgütlerhalka karşı, sosyalistlere, devrimcilerekarşı kullanılmıştır. Bugün de özel-likle Diyarbakır'da yaşanan saldırılarınarkasında da AKP'nin, Kürt milli-yetçilerini tam teslimiyete zorlaması,bölgenin denetimini eline almak is-

Halkımız! AKP’nin gerici, faşistkontra güçlerine karşı silahlanın,

Cephe saflarında örgütlenin!Devrimcilere, halka uzananelleri kıracağız! Faşist gerici

örgütlenmelere izin vermeyeceğiz!

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ112

SİVİL FAŞİST ÇETELER, AKP'NİN, ÜZERİNİ KİRLETMEMEK İÇİNÖNÜNE BAĞLADIĞI ÖNLÜKTÜR!

AKP'NİN ELİ PALALILARINI DURDURACAK OLAN GÜÇ İSE DEVRİMCİLERİN ÖNCÜLÜĞÜNDEKİ HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜDÜR!

temesi yatmaktadır.Adımlar toplantısında Kürt mil-

liyetçilerine ve Kobane'ye karşı neleryapılabileceği planlanıyor. Yine Zortarafından yapılan konuşmalarda:"Suriye ve Irak’ta müslümanlar ha-zırlıksız yakalandı. Biz hazırlık yap-malıyız. Bizler, MHP, Hüda-Par ola-rak bir cepheyiz. Bir arada olma-mazın nedeni Kürtlerdir. Araplarve Türkler olarak birlikte hareketediyoruz. IŞİD hepimizi temsil ediyor.Kendimizi savaşa göre örgütleme-liyiz. Kürtleri kastederek, Kürtçülerekarşı savaşmalıyız. Kürtlere karşısavaşmak üzere Kobanê’ye gitme-liyiz. 6 Ekim’den beri burada ayak-lanan Kürtlere, HDP ve BDP’lilerekarşı hemen harekete geçip savaş-malıyız. İşte o zaman bu zamandır”deniliyor.

IŞİD'in yaptığı katliamlar sahip-leniliyor ve ekleniyor: “Bizim 10yılda yapamadığımızı IŞİD 15 gün-de yaptı.” IŞİD'e duyulan hayranlık,AKP eliyle bize karşı örgütleniyor.Bugün belki Kobane'ye destek ey-

lemlerinde ortaya çıktılar. Yarın dev-rimcilere saldıracaklar. Ellerinde pa-lalarla, silahlarla AKP'nin yedek güç-leri olacaklar. Kontra faaliyet '80 son-rasından bildiğimiz, devrimcilere karşıkullanılmış bir örgütlenmedir. YaniAdımlar'daki "Kurban Bayramıkutlaması" kandırmacasının altındaneler yattığını çok iyi biliyoruz.

AKP'nin IŞİD'e karşı gibi görünsede aslında destek verdiği de anlatılıyortoplantıda. Yani AKP, takiyye yapı-yor.

Sonuç olarak; AKP, MHP’li sivilfaşist artıklarından 90’lı yıllarda kul-landığı Hizbullah gibi gerici örgütlere,yaratmaya çalıştığı “dindar” genç-likten İBDA-C gibi tüm gericileridevrimci-demokrat ilerici güçler, hal-ka ve Kürtlere karşı faşizmin “sivil”ayağı olarak örgütlemektedir.

Halkın mücadelesini faşist devletmekanizmasının yetersiz kaldığı nok-tada bu güçleri devreye sokarak bas-tırmaya çalışmaktadır.

Kobane protestoları bunun provasıolmuştur. Bugün Kobane protesto-

larına karşı kullanarak 39 kişiyi kat-lettiler, yarın her türlü halk mühale-fetine karşı elinde palalarla, sopalarla,pompalı tüfeklerle bu gerici, faşistkatil sürülerini çıkartacaklar.

AKP'nin politikalarını bozacakolan ise devrimci mücadeledir. Halkınörgütlü gücüdür.

AKP tüm çabalarına rağmen halk-lar arasında düşmanlık tohumlarıekememektedir.

AKP’nin bu gerici faşist güçlerinekarşı halkımızı silahlandırmalı veCephe saflarında örgütlemeliyiz.

Faşizmin krizini derinleştirecek,devrimci mücadeleyi yükselteceğiz.

Not: Adımlar Dergisi’ndeki top-lantının görüntülerinin linkleri:

http://www.adimlardergisi.com/vi-deo_galeri/bayramlasma-ve-gunde-me-dair-sohbet-1-bolum/

http://www.adimlardergisi.com/vi-deo_galeri/bayramlasma-ve-gunde-me-dair-sohbet-2-bolum/

http://www.adimlardergisi.com/vi-deo_galeri/bayramlasma-ve-gunde-me-dair-sohbet-3-bolum/

İSTANBUL, Gülsuyu GülensuMahallelerinde 24 Ekim’de yazıla-malar yapıldı. Silahlı ve kırmızı fu-larlarıyla Milisler Umudun adınımahalle duvarlarına yazarken HasanFerit Gedik'i selamladı, Emperya-lizmin maşaları AKP ve IŞİD'i teşhiretti. 50 adet yazılama yapıldı.

Gazi KarayollarıMahallesi’nde17 Ekim’de "Katil IŞİD İşbirlikçiAKP, Direnen Kürt Halkının Yanın-dayız" şeklinde 15 adet yazılamayapıldı.

Esenyurt Yeşilkent Mahalle-si’nde, Cepheliler, 24 Ekim’de si-lahlarıyla yazılamaya çıktılar. Ma-hallenin sokaklarında duvarlara“DHKP-C, Kobane Halkı YalnızDeğildir Cephe, Direnen Kürt Hal-kının Yanındayız/CEPHE” sloganlarıyazıldı.

AMED’de Cepheliler 21 Ekim’deKaynartepe Mahallesi ve KoşuyoluParkı’na 7 adet “DHKP-C” yazıla-

ması yaptılar. 23 Ekim’de ise17 adet yazılama yapıldı. Kürthalkı Cephe saflarında hesapsormaya davet edildi. Bağlar –Kaynartepe, Onyıl bölgesine"Umudun Adı DHKP-C", KürtHalkımız Katil AKP'den HesapSormak İçin DHKP-C SaflarındaÖrgütlenelim DHKP-C” yazılamalarıyapıldı.

DERSİM Ovacık’ta 5 adet “Di-ren Kobane Dersim Seninle DHKC-SPB, Kobane Halkı Yalnız DeğildirDHKC-SPB” yazılamaları yapılırken,Hozat’ta 15 adet “45. Yılında SelamOlsun Dev-Genç’e, DHKP-C, CEP-HE, DHKC-SPB, UMUDUN ADIDHKP-C” yazılamaları yapıldı.

HATAY’da 23 Ekim’de ArmutluMahallesi’nde “DHKP-C, HaklıyızKazanacağız” yazılaması yapıldı.Harbiye Mahallesinde ise 25 Ekim’deDev-Genç'liler “Berkin İçin Adalet

İçin 6 Kasım'da Boykottayız - LiseliDev-Genç" ve 3 adet “DEV-GENÇ”yazılamaları yapıldı. Dev-Genç’liler29 Ekim’de umudun adını duvaranakşetti. Elektrik Mahallesi’nde“DEV-GENÇ-DHKC/DEV-GENÇ-DHKP-C” yazılamaları yapıldı.

ADANA, Akkapı Mahallesi’nde26 Ekim’de Endüstri Meslek Lise-si’ne boykot çağırısı yapıldı. Cep-heliler Berkin Elvan boykot çalışmasıve umudun adı duvarlara işledi.“DHKP-C, Cephe, UyuşturucuyaHayır, 9 Ayda 1414 İşçi KatledildiKatili AKP’dir!, Umudun AdıDHKP-C, Katil IŞİD İşbirlikçi AKP”yazılamaları yapıldı. Cepheliler 20adet yazılama yaptı.

Caddeleri Kızıla Boyamaya Devam Ediyoruz

Esenyurt

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

13BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Her ideoloji kendi sınıfıyla birlikteortaya çıkar diye bir önceki sayımızdademiştik.

Ama bir sınıfın diğer bir sınıf üze-rindeki egemenliği, ideolojik propa-ganda dışında düşünülemez. Yani sı-nıfın ideolojik egemenliğini de sür-dürmesi, yaşam tarzı ve kültürü halinegetirmesi ve yeniden üretmesinin tekyöntemi de sürekli ideolojik propa-gandadır.

Her ideoloji, beyinler üzerinde sü-rekli çalışmak ve etkinliklerini taze-lemek zorundadır. Bunun da tek yoluideolojik propagandadır.

Unutmamak ve tekrar tekrar vur-gulamak gerekir ki ideoloji ve propa-gandası toplumun üyelerinin beyinleriüzerinden etkinliğini sürdürür. Onlarınşöyle değil de böyle düşünmelerineneden olur. Daha da ileri giderek bellidüşünce tarzını ve kültürünü yaşambiçimi hale dönüştürür.

Bu yüzden de bir insanı, bir top-lumu veya bir hareketi yönetmeninen geçerli şekli, ideolojik propagan-dayla beyinlere girmek ve egemenolmaktır.

Bir sınıf kendi ideolojisini beyinlereiyice yerleştirip, toplumun yaşam tarzıve kültürüne dönüştürdüğünde, o top-lumdaki en küçük birimlere ve hattatek tek bireylere varıncaya kadar be-yinlere kendi yönetimini yerleştirmişdemektir.

Örneğin köleci toplumlarda köle-lerin beyinlerine yerleştirilen kutsalefendi, kapitalist toplumda ise halkınbeyinlerine yerleştirilen ordu, polisvb. olmuştur.

İdeolojik egemenlik ve onun ideo-lojik propagandası o kadar etkili veönemlidir ki onu bir daha oradan söküpatmak zorlu mücadeleleri gerektirir.Bu nedenle mevcut sisteme karşı mü-cadele edenlerin düşüncelerinde bileegemen ideolojinin birçok yansımalarınıbulabilirsiniz. Veya çeşitli olaylarayaklaşımda, eğer egemen sınıflara heryönü ile cepheden tavır almayı başa-ramazsa, onların etkisinde düşünme-lerine ve davranmalarına tanık olabi-lirsiniz.İdeolojik egemenlik tutkal gibidir,

yapıştığı yerden kolay kolay ayrılmazhatta ayrılığı toplumsal değişikliklerinhabercisi olabilir... İdeolojik egemenlik ve propaganda

yönetmenin en kolay, en güvenilir veen ucuz yoludur. Emperyalizm ve iş-birlikçileri bu konudaki en güçlü araçolarak da basın yayın yani medyayıkullanmıştır.

Örneğin bugün açısından somut-lamak gerekirse; AKP politikalarınınbaş destekçisinin basın yayın kurumlarıolduğunu biliyoruz. Yani ideolojikpropaganda araçlarıdır. İlk onlar elegeçirilmiş ve yeniden organize edil-miştir. Sonra onlar aracılığı ile devletinsorun yaratabilecek ordu, hukuk ku-rumları gibi yapıları hizaya çekilmiştir.Süreç ilerledikçe, kimi sorun yaratanlartasfiye edilmiş, giderek, eğitim, sporkurumlarına varıncaya kadar hemenbütün kurumlar yeniden düzenlen-miştir. Şimdi de sıra toplumu yenidenşekillendirmeye gelmiştir. İşbirlikçive din istismarına dayanan bir ideolojikpropaganda temelinde bunun adımlarıatılmaktadır.

DİRENMEYEN ÇÜRÜR,SAVAŞMAYAN ÖLÜR!

İktidar iddiası olmayanlar herrüzgarda savrulurlar!

Devrimcilerin görevi çatışmanıngerektirdiği örgütlenmeleri vearaçları yaratmaktır.

İDEOLOJİK OLARAK NETOLMAYANLAR,

BURJUVA İDEOLOJİSİNİNETKİSİNDE KALANLAR,

İDEOLOJİK BUNALIMLAR-DAN KURTULAMAYANLAR...

BU BUNALIMLARDANKURTULMANIN TEK YOLU;

PANZEHİRİ;YÜZÜNÜ HALKADÖNMEKTİR!

YÜZÜNÜ DEVRİMCİLEREDÖNMEKTİR!

BURJUVA İDEOLOJİSİNEDEĞİL, DEVRİMCİİDEOLOJİYE SARILMAKTIR!

DEVRİM İÇİNSAVAŞMAYANA SOSYALİSTDENMEZ!

DEVRİM İÇİN SAVAŞMAKBURJUVAZİNİN DEĞİL,HALKIN VE HALKINTEMSİLCİSİ DEVRİMCİLERİNYANINDA DURMAKDEMEKTİR!

DEVRİMCİLERE DEĞİL,FAŞİZME SALDIRIN!

DEVRİMCİLERLE MÜCADELEDEĞİL, BURJUVA İDEOLOJİSİVE TEMSİLCİLERİYLEMÜCADELE EDİN! SAVAŞIN!

EEMPERYALİZMİN YOK SAYILDIĞI, KAPİTALİZMSOSYALİZM ARASINDA ÜÇÜNCÜ BİR YOL ARAMAYA BAŞLANDIĞI AN; REFORMİST

OPORTÜNİST SOLUN BİTTİĞİ AN OLMUŞTUR!

KÜÇÜK BURJUVA HÜMANİZMİNDENKÜÇÜK BURJUVA HÜMANİZMİNDENÇÜRÜMEYE GİDEN YOL, ÇÜRÜMEYE GİDEN YOL,

BURJUVA İDEOLOJİSİNDEN GEÇİYOR!BURJUVA İDEOLOJİSİNDEN GEÇİYOR!

DÜZENE DÖNEN

DÜZENE DÖNEN

DÜŞMANA DÖNER

DÜŞMANA DÖNER

2

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ14

Solun Beynine,Burjuva İdeolojisiNasıl ve NeredenGirdi?

Soldaki savrulma ve bu-nalımların sonucu, solda id-diasızlaşmaya neden olmuş-tur.

Bu bugün olmamış veyaöyle basitçe değerlendirip,basit bir eleştiriyle söyleyipgeçebileceğimiz bir konu de-ğil.

Bu yüzden anlatırken ilkbölümümüzde de bu ikincibölümümüzde de ideolojiknedenlerine giriyor ve asılolarak ideolojik boyutununonların pratiğinde nasıl etkiliolduğunu anlatmaya çalışı-yoruz.

Öncelikle reformist- opor-tünist solun beslendiği ideolojibilimsel bir bakış açısına sahipolmadığı, ML doğruları dog-matik bir şekilde algılayıpşablonculuğa, taklide, reformculuğasavrulmuştur. Ülke topraklarına ayak-ları basmayan, diyalektik ve tarihselmateryalizmin ışığında olayları de-ğerlendirmeyen bir sol hareketlilikne yaparsa yapsın istikrarlı bir gelişimsergileyemez. Günümüzün emper-yalist ideolojik propagandası karşı-sında ise gerilemeye burjuva ideo-lojisine yedeklenmeye mecburdur.

Burjuvazi halkın iktidarının, ge-lişiminin önüne geçebilmek için opor-tünist, reformist hareketleri kullan-maya çalışmış ve sonuç da elde et-miştir. Her zaman kullanacak bir re-formist, opürtünist sol hareket bul-muştur. İşte ikinci enternasyonaloportünizmi dünya devrimciler tarihive gelişimi açısından buna en somutve çarpıcı örnek olmuştur.

Oportünizmin AnlamıBile İdeolojikSavrulmanın NedeniniAçıklar Niteliktedir

Mahir Çayan şu sözlerle açıkla-mıştır oportünizmi; "(...) Oportünizm

bukalemun gibidir. Çeşitli kılıklarabürünerek sosyalist hareket içindeortaya çıkar. Oportünizmin kılık kı-yafetini o ülkenin ekonomik ve sosyalbünyesi, işçi sınıfının politik bilinçve örgütlenme seviyesi, kısaca ülkeniniçinde bulunduğu devrimci aşamanınniteliği belirler.

Ancak her çeşit oportünizm pro-leteryanın devrimci potansiyelineinanmamaya dayanır. Genellikle sağoportünizmin temelinde korkaklık,azimsizlik, ve proleteryanın devrimcizaferine inanmamak yatar. Bu yan-larını örtmek için o, en "keskin" gö-zükmek zorundadır. Aslında ise Mark-sizmin lafızlarına, Stalin'in deyişiylekölece bağlı kalarak pasifizmini ser-giler. Bir başka deyişle pasifizm aynızamanda dogmatiktir de. ‘Vebadankorkar gibi devrimden korkan’ İkinciEnternasyonal oportünizmi bununen somut örneğidir.

Bunlar Marksizmde neyin kesinolduğunu yani Marksizmin belkemiğiolan diyalektiği hiç ama hiç anlamışdeğillerdir. Ve hepsinin de ortak yanıKautsky'lerden Plehanov'lara kadar,

korkaklıklarını en süslü vedevrimci lafızlarla maske-leyerek Marksist önermeleriiçi boş doğmalar haline ge-tirmekte gösterdikleri bil-giçlik ve lafazanlıklarıdır."

ReformizminBugün Burjuvaİdeolojisinin NasılPropagandasınıYaptığı Yineİsminde GizliDeğil Açıktır!

Yine oportünist- refor-mist sol çok sever alıntıları,biz de yine onları anlatırkenbu alıntılardan faydalanmakistedik.

Bakın çelik irade Sta-lin'in reformizm üzerinesöylediklerine; "...Reform-culuk ve devrimcilik. Dev-rimci taktik, reformist tak-tikten ne ile ayrılır?

Bazıları, Leninizmin ge-nelde reformlara karşı, uzlaşmalarave anlaşmalara karşı olduğunu sa-nıyorlar. Tamamen yanlıştır. Belirlibir anlamda «her ne koparırsankâr» olduğunu, belirli koşullar altındagenelde reformların, özelde ise uz-laşma ve anlaşmaların zorunlu veyararlı olduğunu Bolşevikler de her-kes kadar bilir.

... Bundan dolayı burjuva iktidarının

varlığı koşullarında devrimci bir tak-tikle reform, doğası gereği, bu iktidarıçökertmenin bir aracına, devrimisağlamlaştırmanın bir aracına, dev-rimci hareketin daha da geliştirilmesiiçin bir üs noktasına dönüşür.

...Oysa devrimci için tersine, esas

olan reform değil, devrimci çalışmadır;devrimci için reform, devrimin biryan ürünüdür. Bundan dolayı burjuvaiktidarının varlığı koşullarında dev-rimci bir taktikle reform, doğası gereği,bu iktidarı çökertmenin bir aracına,devrimi sağlamlaştırmanın bir aracına,devrimci hareketin daha da geliştiril-mesi için bir üst noktasına dönüşür.

BURJUVA İDEOLOJİSİNİN YARATTIĞI;

İDEOLOJİK BUNALIMLA NASILSAVAŞACAĞIZ!

SAVAŞI BÜYÜTECEĞİZ!

NASIL yapacağız?

Örgütsüzlük örgütlülüğe,

Suskunluk mücadeleye...

Yoksullaşmayı hak aramaya,

örgütlenme bilincine...

Apolitikleşmeyi politikleşmeye,

onursuzlaşma onurluluğa dönüştüreceğiz..

TESLİMİYETE, İNKARA, TASFİYEYEKARŞI

BULUNDUĞUMUZ HER YERDEYÜZÜMÜZÜ HALKA DÖNECEK,

BAŞEĞMEYECEK, DİRENECEĞİZ!

ÖRGÜTLENMEMİZİ,

SAVAŞI BÜYÜTECEĞİZ!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

115BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Devrimci, reformu sadece, legalve illegal çalışmayı birleştirmeninbir dayanak noktası olarak ve bur-juvaziyi devirmek için kitlelerin dev-rimci hazırlığını amaçlayan illegalçalışmayı güçlendirmeye yarayanbir siper olarak kabul eder.

Emperyalizm koşullarında reform-lardan ve uzlaşmalardan devrimcibir şekilde yararlanmanın özü budur.

Reformist ise tersine, reformlarıher türlü illegal çalışmayı reddetmek,kitlelerin devrime hazırlanmasını bal-talamak ve «bağışlanan» reformlarıngölgesinde uykuya yatmak için kabuleder. Reformist taktiğin özü budur..."

Reformizm veOportünizmDevrimcileşmedikleriMüddetçe Burjuvaİdeolojisine SavaşAçmadıkları MüddetçeBunalımlardan,SavrulmalardanKurtulamaz... İşte bu iki tanımlama da bu somut

gerçeğin ustaların dilinden anlatımı-dır.İlk bölümümüzde ideoloji ve sav-

rulma- bunalımın ne demek olduğunuanlatmış, soldaki görünümüne kısabir giriş yapmıştık.

Bugün ise ideolojik egemenliğinve oportünizm-reformizmin anlam-larına baktıktan sonra, şimdi de is-terseniz bunu tarihsel olarak örnek-lerle somutlamaya başlayalım.

EMPERYALİZMİN YOK SA-YILDIĞI, KAPİTALİZM SOSYA-LİZM ARASINDA ÜÇÜNCÜ BİRYOL ARAMAYA BAŞLANDIĞIAN; REFORMİST- OPORTÜNİSTSOLUN BİTTİĞİ AN OLMUŞTUR!

Demokrasi emperyalizmden bek-lenmeye başlandı. Emperyalizmle halk-lar arasındaki uzlaşmaz çelişki adetayok oldu. 90’lı yıllarda, Sovyetler’de,Doğu Avrupa’da yaşanan karşı-dev-rimleri, “halk ayaklanması” diye sa-hiplenen reformist-oportünist sol, bukez de emperyalizmin “Arap Baharı”diye Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme

saldırısına “devrim” diye sahip çıktı.Tunus’tan Mısır’a, Libya’dan Suriye’yeemperyalizmin Ortadoğu’yu yenidenşekillendirmek için açıkça kullandığıhalkların diktatörlüklere karşı olanmemnuniyetsizlikleri reformist ve opor-tünist sol tarafından da “devrim” olarakdeğerlendirildi ve desteklendi. Adetadevrimi yeniden keşfettiler. Oysa Mark-sist-Leninistler için emperyalizmindesteğini alan hareketlerin halklar içindevrim olmayacağı açıktır.

Türkiye Oportünist-Reformist Sol'u,İdeolojik SavrulmasınıDün Küçük BurjuvaHümanizmden, BugünÇürümeye Vardırmıştır!

Türkiye'de sol düşüncelerle ta-nışmanın tarihi, 1908 burjuva devrimigirişimine dek uzanır.

Bu süreçte küçük burjuva ulusalkarakterleri belirleyici de olsa, burjuvahümanizmi ile ütopik sosyalizm ka-rışımı çizgileriyle bu partiler, Türki-ye'de sol hareketin ilk nüveleri ol-dular.

Yalnız gelinen noktada iktidarperspektifinden yoksun, küçük bur-juvazinin kuyruğuna takılmış ve he-deflerini demokratik hakları elde et-mekle sınırlamış bir örgütlülük olarakkalmıştır. Bu örgütlülük ne kadar osüreçte solun belli bir birliğini ör-gütlemek için ilk adım olsa da geliş-mediği, ismindeki komünizm dışındakomünizmi pratikte savunmayan birpratik sergilemiştir.

Bu yüzdendir ki Türkiye soluna1970'e dek damgasını vuran uzlaş-macı, reformist geleneğin yaratıcısıve bugüne taşıyıcısı olmuştur.

1921'den- 1951'lere evrilen süreçte1920'lerde küçük burjuvaziden medetumarken, yeni-sömürgecilik sürecin-de, oligarşinin siyasal temsilcilerindenicazet alma uğraşına girerek; özgü-cüne güven bağımsız politik bir ha-reket olamama özelliğini bir kezdaha kanıtlamış. Legal çalışmayı te-mel aldığından burjuvazinin saldırılarıkarşısında yeni örgütlenmeler yara-tamamış, burjuvazinin saldırılarınacevap vermek, yüzünü halka ve

ML'ye dönmek yerine mülteciliğiseçmiş, halka belli sendikal faaliyetlerdışında önderlik edebilme yeteneğive cesaretinden yoksun kalmıştır.

1960'lara gelindiğinde sosyalizmmücadelesi ilk kez kitleselleşmiş,bunu da TİP (Türkiye İşçi Partisi)kendinde somutlamıştır.

Olumlu yanları elbette TKP gibiTİP'in de olmuş hatta gelecekte Türkiyedevriminin rotasını çizecek kadrolarbu süreçte TİP'le tanışıp sosyalizmmücadelesinde ortaya çıkmıştır.

Ama Türkiye'nin sosyo-ekono-mik-politik yapısını yanlış analizi,yine yanlış tespit, yanlış pratiğe sü-rüklemiştir.

Barışçıl, parlamentarist mücade-leyi tek biçim olarak görmüş, dev-let-devrim teorisini inkar edip halkınmücadelesine zarar vermiştir.

Ve soldaki reformist- revizyonistgeleneğin, statükoculuğun devamcısıolmuştur.

REFORMİST- REVİZYONİSTGELENEĞİ MAHİRLER PARÇA-LAMIŞ, DİYALEKTİK VE TARİH-SEL MATERYALİZM IŞIĞINDA,MARKSİZM-LENİNİZMİ BİRDOGMA OLARAK ELE ALMA-MIŞ VE AYAKLARINI ÜLKE TOP-RAKLARINA BASARAK TÜRKİ-YE DEVRİMİNİN YOLUNU ÇİZ-MİŞTİR. İDEOLOJİK SAVRUL-MAYA KARŞI, İDEOLOJİK NET-LİĞİN ADI 1970'LERDE MAHİR-LER OLMUŞTUR....İdeolojik olarak netleşme Türkiye

solunun M. Suphilerden bu yana ya-ratılan olumluluklarını bilimsel olarakda temellendirip tekil örnekler, kah-ramanlıklar olmaktan çıkartıp birideolojik şekillenmeye dönüşmesinisağlamıştır. Her türlü burjuvaziyleuzlaşmacılığa karşı ölümüne bir di-reniş sergilenip baş eğilmez bir ge-leneğin ülke topraklarında ideolojiktemellerini atmışlardır.

***Şimdilik bu bölümü burada biti-

riyoruz... Önümüzdeki bölümde ta-rihsel olarak oportünist-reformist sol-daki ideolojik bunalım ve savrulma-ların tarihsel süreçlerde kendini nasılgösterdiğine devam edeceğiz...

Sürecek

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ116

AKP’nin “İÇ GÜVENLİK TED-BİRLERİ” adı altında meclise getir-diği yasal düzenlemeler faşist terörünümeşrulaştırma çabasıdır.

Halktan korkusu AKP’ye terördenbaşka olanak tanımıyor.

Halkı sindirmek için katliam dahilyapmadığı hiçbir şey yok... Ancakyetmiyor. Halkı teslim alamıyor. Yö-netememe krizi AKP’ye faşist terör-den başka olanak tanımıyor.

Hem içte, hem dışta AKP’nintüm politikaları iflas etmiştir. Yalan-larla politika yürütemiyor artık. Onuniçin yeni yeni baskı yasalarına ihtiyaçduyuyor.

İstediği yasaları çıkartsın AKP,bize vız gelir. Ne faşist yasalarınınne de iktidarının bizim için meşruluğuyoktur.

AKP’nin yasalarını tanımıyoruz.Bu yasalar faşist terörü, katliamları,tutuklamaları meşrulaştırmak için çı-kartılan yasalardır. Halka ve devri-cilere karşı açılmış savaş yasalarıdır.Halkın zulme karşı direnişini engel-lemek için çıkartılmış yasalardır.

Faşizm insanlık suçudur. Faşizme karşı direnmek meşrudur,

onurdur. Faşizmi meşrulaştıran ya-salara karşı direnmek, faşizmin ya-salarını tanımamak meşrudur.

ONUN İÇİN AKP’NİN BASKIYASALARINI TANIMIYORUZ.

AKP’NİN YASALARINI TANI-MAYACAĞIZ...

Maske takmak SUÇ olacakmış. Molotof atmak SUÇ olacakmış.Biz ekmek almaya giderken ca-

nımızı veriyoruz. Yasal bir dergiyi satarken felç

ediliyoruz. Adalet istediğimiz için katledili-

yoruz. Uyuşturucuya, yozlaşmaya karşı

çıktığımız için katlediliyoruz. Tu-tuklanıp yıllarca hapis yatıyoruz.

KIZIL MASKELERİMİZ ADA-

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Bizim Yasalarımız İşbirlikçi Meclislerde Değil Kuşatmalarda, Tecritte, Direnişlerde Adalet İçin Mücadelede Yazıldı!

Çetelere Fuhuşa Uyuşturucuya İzin Vermeyeceğiz Mahallerimizde İşkenceci Katil Polisleri İstemiyoruz

GAZİ MAHALLESİ’NDE AKP’NİN BASKI GAZİ MAHALLESİ’NDE AKP’NİN BASKI YASALARINA KARŞI 1500 KİŞİ YÜRÜDÜYASALARINA KARŞI 1500 KİŞİ YÜRÜDÜ

Adalet İçin Savaş Halkın Kendi Savaşıdır!Adalet İçin Savaş Halkın Kendi Savaşıdır!

Halkın Adaleti İçin Savaşacağız!Halkın Adaleti İçin Savaşacağız!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

117BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

LETİN, ONURUN, DİRENİŞİNSİMGESİDİR...

Bizi cezalarla mı korkutacaksınız? Molotof, zulme karşı halkın di-

reniş silahıdır. İstediğiniz yasayı çı-kartın. Bizi cezalarla mı korkutacak-sınız?

Molotoflarımız beyninizde pat-lamaya devam edecek.

Kızıl maskelerimiz direnişin, onu-run, adaletin simgesi olmaya devamedecek... İşte 7’den 70’e binlerce Cepheli

kızıl fularlarıyla yürüyor... Faşist ya-salarınızı tanımıyoruz...

Savaşınız kabulümüzdür. Milis-lerimizle, silahlarımızla savaşçıları-mızla korkunuzu büyütmeye devamedeceğiz...

***AKP’nin gizleyemedeği korku-

larını, halka ve devrimcilere karşıdaha fazla işkence, daha fazla tutuk-lama, daha fazla infaz, daha fazlasömürüsünü “İç Güvenlik Tedbir-leri” adı altında yasalaştırmasınakarşı Gazi halkı kızıl maskeleriylebinler olup hesap sordu.

26 Ekim günü saat 15.00’de çağrı

üzerine Gazi Halk Meclisi’nin önündetoplanan Halk Cepheliler üçlü kortejoluşturdular. Yürüyüş, en önde olaniki kızıl maskelinin taşıdığı “HalkCephesi” pankartıyla başladı, bunutakip eden diğer pankart ise AKP’ninilerledikçe artan faşist yasalarınıteşhir eden “Artan Baskılar, BaskıYasaları Halkı Sindiremeyecek Bi-zimde Yasalarımız Var Halk Cep-hesi ”oldu. Gazi Mahallesi’nin Son-durak Bölgesi’nden gelen kızıl mas-keli Halk Cepheliler, “Kızıl MaskeyleAdaleti Biz Sağlayacağız Sondu-rak” pankartlarıyla kortejde yerlerinialdılar. Binlerce kızıl maskeli,AKP’nin katliamlarını meşrulaştırmakiçin çıkarılan yasalara ve helikopterlekitlenin üstünde taciz edip korkut-maya çalışan polise ellerinde ‘Halkında Adaleti Var’ ‘Bizim de YasalarımızVar’ ‘AKP’nin Polise ÇıkardığıYeni Yasadan Haberiniz Var mı’dövizleri ve dillerinde hep bir ağızdansöyledikleri gür sloganları ve marş-larıyla meydan okudular. Yürüyüşiçinde sık sık yüzlerinde kızıl maskeolan küçük çocuklar görüldü. Kortejinortasında bulunan “Mahallemizde

AKP’nin Çeteci Katil Polisini Ba-rındırmayacağız Halk Cephesi”pankartı dikkat çekti. Yürüyüşün iler-leyen dakikalarında “Kızıl MaskelilerDeğil Berkin’in Katilleri Cezalan-dırılsın” pankartıyla Liseli Dev-Genç’liler de destek verdiler. 1 saatsüren yürüyüşün sonunda Gazi HalkCephesi adına okunan açıklamada“İç Güvenlik tedbirleri, AKP’nin ça-resizliği, halka ve devrimcilere açılmışsavaşıdır! Savaşınız kabulümüzdür.Savaşı büyüterek faşist yasalarınızıboşa çıkartacağız! Zulüm ve teröryasalarını tanımıyoruz! Bizim dekendi yasalarımız var. Faşizme karşıbirleşelim, savaşalım kazanalım” söz-leri dikkat çekti. 1500 kişinin katıldığıyürüyüş 16.45’te sona erdi. Caddeninbaşında bekleyen AKP’nin katil po-lislerine karşı Cepheliler, ellerindetaş, sopa, molotoflarıyla saldırdılar.Yüzlerinde umudun kızılıyla polislerleçatışan Cepheliler İbrahim Çuhadar’ıneylemiyle sarsılan karakolu bir kezde tarayarak sarstılar. Çatışmalaryaklaşık 23.00’da sona erdi.

Bağcılar Yeni Mahalle Ya-vuz Selim ve Çiftlik bölgele-rinde Halk Cepheliler tarafın-dan afişleme çalışması yapıldı.23 Ekim’de Gazi Mahalle-si’nde, yeni baskı yasalarınakarşı yapılacak yürüyüşe çağrıozalitlerinden 10 adet asıldı.

24 ve 25 Ekim günü Ar-mutlu’da yapılacak olan EdaYüksel Halk İçin Bilim Halkİçin Mühendislik sempozyumuna çağrı afişlerinden ve 2. Sanat Buluşması’nınçağrı afişlerinden yapıldı. Toplamda 150’ye yakın afiş asıldı.

28 Ekim’de liselilerle birlikte Yeni Mahalle, Çiftlik ve ana cadde civarında“6 Kasım’da Boykottayız” kampanya afişlerinden 70 adet asıldı.

Yürüyüş Çalışmasında daHalkımızın Yanındaydık

AKP’nin polise özel yetkiler ver-diği baskı yasalarına karşı Gazi Ma-hallesi'nde yapılacak yürüyüşün ça-lışmaları 25-26 Ekim’de devam etti.Mahallenin farklı bölgelerine afişlerasıldı. Kahvehanelerde, dergi satış-larında, ajitasyonlarla yapılacak yü-rüyüşe çağrı yapıldı. Mahallede arabaile sesli çağrı yapıldı. Esnaflarabildiri verilerek yürüyüşe katılmalarıistendi. Sesli çağrı ile masa açılarakel ilanı dağıtıldı. Ayrıca Sondurakbölgesinde megafonla sesli çağrı ya-pıldı.

Emekle Çoğalıyor, Örgütlenmeyle Büyüyoruz!

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ18

Karaman’ın Ermenek İlçesi’ne bağlıPamuklu Köyü yakınlarındaki özel şir-kete ait kömür ocağının suyla dolup18 maden işçisinin mahsur kalmasıylailgili İdil Kültür Merkezi, Grup Yorum,İdil Halk Tiyatrosu, FOSEM, TavırDergisi, Halkın Hukuk Bürosu, HalkınMühendis Mimarları, Maden İşçileriDayanışma ve Mücadele Derneği, İzmirHalk Cephesi ve Dev-Genç birer açık-lama yaparak yaşananların kaza olma-dığını söylediler. Daha yakın zamanönce Manisa’nın Soma İlçesi’nde 307maden işçisi katledilmişti. AKP hükü-meti sözde gereken güvenlik önlemlerialmayan maden işletmelerini kapata-caktı. Bu nedenle torba yasaya yenimaddeler eklenmişti. Fakat çıkarılanyeni yasaların maden işçisinin güvenliğiiçin değil patronların kazanacağı paraiçin olduğu Ermenek’te yaşanan buolayla kanıtlandı. Patronlar, çıkarılanyeni yasalarla işçiler, yemeklerini bileyerin 350 metre altında yemek zorundabırakma rahatlığını taşıyorlar.İdil Kültür Merkezi yaptığı açık-

lamada yaşananların ihmal değil bi-linçli katliam girişimi olduğunu ifadeederek “Artık yeter! Adalet istiyoruz.Sabretmeyeceğiz, sabır yok, bitti! Tümhalkımızı Karaman’da madende sularaltındaki işçilerimiz için, adalet için,hesap sormak için meydanlara çağı-rıyoruz” dedi.

Halkın Hukuk Bürosu son birkaç

ayda yaşanan 'kaza'lara dikkat çekerek“İşçiler ölmeseler bile kopan parmak-larını, kollarını, kendileri taşıyıp has-tanelere yetişiyorlar” dedi. Bu katli-amlara karşı örgütlenmeliyiz diyerek“Emeğin hakkı için, emekçinin öz-gürlüğü ve güvenliği için dövüşenlerve emekçiler; gerekirse tek tek dolaş-malıyız maden havzalarını, inşaatları,tersaneleri… tek tek teşhir etmeliyiz,yapışmalıyız yakasına sömürücülerin"çağrısı yaptı.

Dev-Genç AKP’nin yaşanan herkatliamdan sonra önlem alacağız de-mesinin bir anlam taşımadığını belirterek“İşçilere ve ailelerine yaşatılan bu acınınhesabını misliyle soracağız!” dedi.

Halkın Mühendis Mimarları AKPhükümetinin çıkardığı torba yasanıngöz boyamadan öteye gitmediğini söy-leyerek tüm mühendis mimarlara çağrıyaptı. “AKP'nin cinayetlerine ortakolmayın. Gelin mühendis mimar mec-lislerinde örgütlenelim, bu katliamlarıdurduralım” dedi.

Maden İşçileri Dayanışma Ve Mü-cadele Derneği, yetkililerin mahsurkalan işçilerden ümidi kestiğini imaeden açıklama yaptıklarını söyledi.Açıklamada AKP’nin göstermelik ya-salar çıkardığı ifade edilirken “AKPer ya da geç katlettiği tüm canlarınhesabını verecek” denildi.

İzmir Halk Cephesi de “So-ma’dan Karaman’a İşçilerin Katili

AKP’dir! Hesap Soralım!” dedi.Halk Cephesi, 29 Ekim'de Kara-

man'ın Ermenek İçesine bağlı GüneyyurtBeldesi ile Pamuklu Köyü arasında bu-lunun Has Şekerler Madencilikte mahsurkalan 18 işçiyle ilgili açıklama yaptı.Arsız şirket yetkilisi Şahin Uyar iseutanmadan ortaya çıkıp, 12 ton suyunaltında kalan işçileri suçladı. ‘Şu andasıkıntı yok çalışmalar devam ediyor.’Açıklamada “Karaman'da yerin 350metre derinliğinde boğulan, Soma'dadiri diri yananların öfkesinden korku-yorsunuz. Acılarımızdan korkuyorsunuz,bu yüzden sahte gözyaşlarınız, başsağlığıdilekleriniz. Halka karşı savaşta yenisilahınız olan "iç güvenlik yasanız" dakurtaramaz sizi" denildi.

Liseli Dev-Genç'liler 28 Ekim'deErmenek’te mahsur kalan 18 işçi hak-kında açıklama yaptı. Yapılan açıkla-mada: “AKP işçi katliamlarına devamediyor. Soma’da 307 işçinin katledil-mesinden sonra Tayyip Erdoğan çıkıpkader demişti. Soma’ya gidip şehityakınlarını tekmelettirmişti. İşçi kat-liamlarının baş sorumlusu AKP hü-kümetidir. Karaman ilinin Ermenekilçesinde bir maden faciası daha ya-şandı. 18 işçinin kılına gelecek zarardanAKP hükümeti ve onun işbirlikçi te-kellerinin kar hırsı sorumludur. BizlerLiseli Dev-Genç’liler olarak hiçbirkatliama sessiz kalmayacağız. Hesapsoracağız!” dedi.

DDün Soma Bugün Karaman, AKP Hesap Vermekten Kaçamayacak!

Dün Soma Bugün Karaman, AKP Hesap Vermekten Kaçamayacak!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

19BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Hasan Ferit Gedik’e adalet içinHalk Cephesi’nin Kartal Meydanı’ndaaçtığı çadırda açlık grevi eylemi sü-rüyor. Aşağıda açlık grevi çadırındageçen günlerin değerlendirilmesininyapıldığı günlükleri yayınlıyoruz...

39. Gün - 24 Ekim 2014Günün erken saatlerinde ailelerimiz

ziyaretimize gelmeye başladı. Güniçerisinde çalışan halkımız öğle ara-sında çadırımızı ziyarete gelerek öğlemolalarını bizimle beraber geçiriyorlar.Öğleden sonra adalet çadırımızı zi-yarete Adana'dan bir arkadaşımızgeldi. Kendisi ile sohbetler ettik. Ha-tay'da Hasan Ferit Gedik Futbol Tur-nuvası’ndan gelen madalyayı Nurayannemize vermek için bizlere teslimetti. Akşam saatlerinde TAYAD'lı ai-lelerimizde çadırımıza geldi. Açlıkgrevi direnişimize şehitlerimiz AliYıldız ve Ahmet Karlangaç'ın abileriHüsnü Yıldız ve Halil Karlangaç da3 gün sürecek açlık grevine “YaşasınAçlık Grevi Direnişimiz” sloganlarıile başladılar.

40. Gün - 25 Ekim 2014Bugün ilk açlık grevi ekibi açlık

grevi direnişlerini sonlandırdılar. 2.ekip açlık grevi direnişine önlüklerinigiyerek başladılar. Öğle saatlerindehalkımız çadırımızı ziyarete geldi-ler… Halkımız ile sohbetler ederken26 Ekim’de Gazi Mahallesi’nde ''yeniyasalara karşı '' yapılacak olan yürü-yüşe çağrı yapıldı. Akşam saatlerindeKadıköy'den, Samandıra'dan, Sarı-gazi'den Gülsuyu ve Gaziosmanpa-şa'dan nöbete gelen arkadaşlarımızoldu.

41. Gün – 26 Ekim 2014Hafta sonu olduğu için misafirle-

rimiz erken saatlerden itibaren gelmeyebaşladılar. 2 öğretmen misafirimizgeldi. Hemen ardından Beşiktaş'tangelen bir dostumuz Londra'dan gelenmisafiri ile çadırımızı ziyarete geldiler.Gelen dostlarımız ile Avrupa'da veAnadolu'da olan mücadeleyle ilgili

sohbetler ettik. Londra'dan ge-len misafirimiz Ferit'in katle-dilmesi “Benim için içimdekisönmeyen ateştir” dedi.

42. Gün - 27 Ekim2014

Açlık grevinin 8. günün-deyiz... Meydandaki büfeyegiderek hemen Yürüyüş Der-gisi aldık. Ferit ile ilgili yoz-laşma ve AKP iktidarının gözboyamak için yaptığı Bonzaioperasyonları ve çetelerin Di-reniş Çadırımıza yaptığı saldırıile ilgili konuştuk. Gebze'den,Tuzla'dan, Gülsuyu'ndan, Sa-rıgazi'den ve Kartal halkındanmisafirlerimiz geldi. Gazi Ma-hallesi’ndeki yürüyüşten arkadaşla-rımız geldi ve yürüyüş üzerine soh-betler edildi.

43. Gün - 28 Ekim 2014Açlık grevi direnişimizin 9. gü-

nündeyiz. Adalete olan açlığımız ileuyandık yeni güne. Kararlıyız, HasanFerit için adalet alana kadar sürdüre-ceğiz direnişimizi. Çadırımızın dahagörkemli olması için pankartlarımızıtekrardan düzenledik, kimisinin yerinideğiştirdik kimisini yeniledik. HasanFerit'in Gülsuyu'nda sene yemeğindeasılan pankartı da astık. Gazi barajındançekildiği fotoğrafla “Ne Hasan Ferit'iNe De Katillerini Unutmayacağız”yazıyor üzerinde. Yakacak odunumuzkalmamıştı ki bir dos-tumuz iki çuval odunlaçıkageldi, akşam üzeribir abimiz de 10 torbakömür getirdi. Armut-lu‘da gözaltına alınanarkadaşlarımızın haber-lerini sorup takip edi-yoruz. Geç saatlerde tümarkadaşlarımızın serbestbırakılmasıyla moralle-rimiz daha da yükseliyor,elbette yaşanan saldırınınkini hiç dinmeden... Bu

duygularla gece nöbetine kalacak ar-kadaşlarımızı ayarlıyoruz.

44. Gün - 29 Ekim 2014Açlık grevini 3 günlük ve 5 günlük

sürdüren 3 arkadaşımız bugün açlıkgrevlerini bitirdiler. Bugünkü ziya-retçilerimiz arasında CHP Kartal Ka-dın Kolları ve Devrimci İşçi Hare-keti’nden arkadaşlar vardı. MeydandaCumhuriyet Bayramı hazırlıkları varkonser için sahne kuruluyor, hemenarkamızda bulunan Atatürk heykelineheyetler çelenk bırakıyor. Daha önceziyaretimize gelen bir ablamız maaşınıalınca bağış yapacağını söylemiştive bugün söz verdiği gibi ziyaretimizegeldi, yardımda bulundu.

HHasan Ferit Gedik Adalet Çadırı ve Açlık Grevi Direnişi Günlüğü

Antep’te 25 Ekim'de halk okulu seminerlerinebaşlayan Halk Cepheliler, ilk seminer konusu olanhalk meclislerini işlediler. Bir saat süren seminerdehalk meclislerinin her alanda kurulması gerektiğianlatıldı. Halk meclislerinin önemi ve kurulan ma-hallelerde yapılan çalışmalardan örnekler anlatıldı.Dev-Genç'liler de öğrenci meclislerini anlatarakokullardaki sorunların çözülmesi için bir alternatifolduğunu vurguladılar. Seminere 12 kişi katıldı.

Antep’te Halk OkuluSemineri Düzenlendi

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ20

Her mahallede, her sokakta, es-nafta, kahvede, evde, okullarda Yü-rüyüş Dergisi olacak. Yürüyüş Dergisihalkın dergisi, umududur... Halkındergisini halka ulaştırmak onurlu birgörevdir. Görevimizi yerine getir-meye, Umudumuzu halka taşımayadevam edeceğiz...

İSTANBULBeykoz: Dev-Genç’liler 17-20

Ekim tarihlerinde Beykoz’un çeşitlimahallelerinde dergi dağıtımlaır sı-rasında daha önce uyuşturucu ba-ğımlısı olan biriyle sohbet ettiler.

Esenyurt: Yeşilkent Mahal-lesi’nde dergi dağıtımı yapıldı. Da-ğıtımda toplam 44 dergi halka ulaş-tırıldı. Aynı zamanda Esenyurt Öz-gürlükler Derneği’nin kepenklerinede “Bağımsızlık Demokrasi ve Sos-yalizm İçin Yürüyüş Okuyalım Oku-talım” pankartı asıldı.

Gülensu: 26 Ekim'de dergidağıtımı yapıldı. Battalgazi ve DinlerSokağı kapı kapı dolaşılarak dergidağıtıldı. 12 kişinin katıldığı dergidağıtımında 120 dergi halka ulaştı-rıldı.

Kağıthane: Liseli Dev-Genç’liler 24 Ekim’de İTO TicaretMeslek Lisesi'nde dağıtım yaptılar.8 kişinin katıldığı dergi dağıtımında10 dergi dağıtıldı. Dergi dağıtımınınsonunda okulun önüne bir akrep geldidergi dağıtımı “Katil Polis Mahalle-den Defol!” sloganlarıyla bitirildi.

ANTEP: 23 Ekim’de AntepÜniversitesi önünde masa açtı. Da-ğıtım sırasında masaya gelen AKP’nin

katil polisleri kimlik sorgulamasıyapmak istedi, tepkiyle karşılaştı vebaşarılı olamadılar. Baskılara rağmen2 saat süren çalışmada 20 adet Yü-rüyüş Dergisi halka ulaştırıldı.

Aynı gün Düztepe Mahallesi’ndeyaklaşık 2 saat süren çalışmada 35dergiyi mahalle halkına ulaştırdılar.

Yeşilsu Meydanı’nda 21 Ekim’destand açan Halk Cephelilere polislersaldırıp 5 kişiyi gözaltına aldı. Şa-hinbey İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeişkencelere devam eden polisler, sa-vunmaya gelen avukatlara da saldır-maya kalktı. Halk Cepheliler sağlıkkontrolünden sonra serbest bırakıldı.

26-27 Ekim’de snaf ve kahvelerigezerek Yürüyüş Dergisini halkaulaştırdılar. Yapılan çalışmada 35dergi okurlarına ulaştırıldı.

HATAY: Aşağıokçular Mahal-lesi’nde Dev-Genç’liler 23 Ekim’de33 dergiyi halka ulaştırdı. HalkaDev-Genç’in 45. yılı ve Kobane hal-kının direnişi anlatıldı.

EDİRNE: Ayşekadın Yerleş-kesi karşısında 23 Ekim’de masaaçıldı. Masaya gelen öğrenciler Dev-Genç’lileri görmelerine sevindiklerinisöylediler. 1 saat süren çalışma der-ginin bitmesi ile sonlandırıldı.

ANTALYA: Kapalı Yol’daHalk Cepheliler 23 Ekim’de masaaçtılar. Aynı yerde 28 Ekim’de ya-pılan masa çalışmasında 19 YürüyüşDergisi halka ulaştırıldı. Masanınbulunduğu yerde faşistler yürüyüşyaptı, halkımız saldırı olasılığına kar-şılık masamızın önünde kalkan olduve sahiplendi.

SAKARYA: Sakarya Üniver-sitesi Esentepe kampüsünde YürüyüşDergisi dağıtımı yapıldı. 22 Ekim’deyapılan dağıtımda 10 dergi öğrencilereulaştırıldı.

KOCAELİ: Dev-Genç'liler25 Ekim’de Erzurum Mahallesi’nde,26 Ekim’de Esentepe Mahallesi’ndeve İzmit merkezde yaptıkları çalış-malarla 50 dergiyi halka ulaştırdı.

ANKARA: Dev-Genç'liler 26Ekim günü Kızılay’da 27 Ekim günüde Ankara Üniversitesi Cebeci Kam-püsünde yaptıkları çalışmada 48 der-giyi halka ulaştırdılar.

BURSA: Gemlik, Panayır, Kes-tel, Heykel ve Teleferik Mahallesi’ndeYürüyüş Dergisi’nin tanıtımı yapıldı.22 Ekim’de başlayıp 25 Ekim’de bitençalışmada 145 dergi halka ulaştırıldı.

ESKİŞEHİR: Yürüyüş okur-ları 25 ve 26 Ekim günlerinde dergitanıtımını yaptılar. Yıldıztepe ve Gül-tepe mahallelerinde Yürüyüş önlük-leriyle yapılan dergi dağıtımında 80dergi halka ulaştırıldı.

İZMİR: Naldöken ilçesindeDev-Genç’liler 27 Ekim’de gerçeğinve halkın sesi olan Yürüyüş Dergisi’nihalka ulaştırdı. İki saat süren YürüyüşDergisi tanıtımında 15 dergi halkaulaştırıldı.

MERSİN: Dev-Genç’liler Yü-rüyüş Dergisi’ni 28 Ekim’de Demirtaşve Cumhuriyet mahallerinde halkaulaştırdı. 3 Dev-Genç’linin yaptığıçalışma sonucunda toplam 40 dergihalka ulaştırıldı.

Umudu Halka Taşımaya Devam EdiyoruzEskişehir Maraş Bursa

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

221BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Uğur Kurt Okmeydanı Cem-evi’nde iken katıldığı bir cenaze töreniesnasında kafasından vurularak per-vasızca katledildi. Ona silahını doğ-rultan polis kim bilir kaç kişiyi dahakatletmişti. Ve katletmeye devamedecek. Çünkü onun gibi katillermahkeme eliyle de korunuyorlar.Uğur’un hedef gözeterek vurulduğunugösteren delillere rağmen savcı, katilpolis hakkında 3 yıldan 6 yıla kadarhapis cezası ile cezalandırılması is-temiyle dava açtı. Gerçeği arayıp,katilin cezalandırılmasını sağlayacakdelilleri toplaması gereken savcıbunun tam tersini yapmış. Katil poisSezgin Korkmaz’ın ifadesini almışve ifadesini destekleyecek delilleraramış. İddianameyi de, katil polisSezgin Korkmaz’ın ifadelerine görehazırlamış. Başka bir anlatımla polisinifadesini iddianameye dönüştürmüş.Örneğin görüntülerde görünmesinerağmen, ateşten önce arkadaşlarınınpolise “Sıkma!” diye ikazda bulun-duğu yazılmamış. Savcı olayda kasıtolmadığını ileri sürmüş ve polis hak-kında “ taksirle öldürme” (dikkat-sizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilikveya düzene, buyruklara ve talimatauymazlıktan doğan, istemeyerekgerçekleştirilen suç) suçundan id-dianameyi hazırlamış. Savcı, cezayasasında “hata hali düzenlenme-diği” için “meşru müdafaanın kasıtolmaksızın aşılması” maddesine is-tinaden dava açtığını vurgulamış. Buhaliyle dava İstanbul 85. Asliye CezaMahkemesi’nde açıldı.

İddianamede, polisin ateş ettiğinokta ile Uğur Kurt’un vurulduğunokta arasında 73.5 metre mesafeve 9.5 metrelik kot farkı olduğu be-lirtmiş. Kot farkı, polisin eli yereeğik şekilde ateş ettiğini gösteriyor.Ayrıca bu kurşunun, molotofkokteyliattığı iddia edilen kişinin kafasının26 santimetre üzerinden geçip Kurt’aisabet ettiğini dolayısıyla polisin,Uğur Kurt olmasa da, ilk kişiyi öl-dürmek üzere ateş ettiği ortaya çı-kıyor. Olayda bir başkasını değil de

Uğur’un öldü-rülmesi yasal birkılıfa sokulu-yor, aslında kat-letme özgürlü-ğü için yol gös-teriyorlar. İd-dianame, katilpolis Sezgin Korkmaz’ın meşrumüdafaa halini kasıt olmaksızınaştığını belirterek “Sezgin Kork-maz’ın, molotof kokteyli ileağır ve haksız saldırıya maruzkalmaları ve bu saldırının de-vam etmesinin pek muhtemelolması nedeniyle gerek ken-disi, gerekse diğer polislerikorumak amacıyla ani gerçekleşensaldırıyla orantılı olacak şekilde, hak-sız saldırı ile eşzamanlı kabul edile-bilecek bir anda karşılık verirken,hedefte hata yaparak, olayla ilgisibulunmayan Uğur Kurt’u vurarak,ölümüne sebebiyet verdiği…” yazılı.Uğur Kurt yerine eylemci olduğunuiddia ettikleri bir kişi vurulsaydı,hata olmayacaktı... Faşizm huku-kunu açıklıyorlar. Onlara göre adaletiçin mücadele edenleri katletmekmeşrudur. Faşizmin iddianamesi şusoruları sormaz.

Polislerin Okmeydanı’nda işi ney-di, katilleri bulunmamış Berkin Elvaniçin adalet isteyen gençlere neden

saldırılmış, han-gi yasa adalet isteyenlere sal-dırmayı düzenlemiş. 14 yaşındakiçocuklar neden öldürülmektedir, yineaynı yaştaki çocuklar neden adaletiçin mücadele ederler....Yok, iddia-name bunları sorgulamaz. Onlar ka-tilleri nasıl aklayacaklarını bulmaktaustalar. Çünkü hakkı ve adaleti sağ-lamak ile değil, AKP’nin çıkarlarınıkorumakla görevlendirilmişler. Oli-garşi için katilleri korumak varlıkyokluk sorunudur. Çünkü AKP ikti-darı ülkeyi başka türlü yönetemez,baskıyı sürekli kılmak zorundadır,baskı çoğu zaman polis eliyle uygu-lanmaktadır, polislerin güvenceleriolmalı ki, baskıyı sürdürebilsin...Polis elline aldığı copu, silahı rahatçakullanmalı, TOMA’ları halkın üzerinesürmeli, gazlarını, bombalarını kork-madan atabilmeliler ki, iktidar de-vamını sağlayabilsin... Faşizmin ya-saları, kuralları bunlardır.

Birde halkın yasaları, kurallarıvardır. Bunlarda faşizmin keyfiyetinedirenme, hakkı için mücadele etme,adaletsizliğe karşı koyma, adaletiuygulamadır. Adaletin olmadığı yerdehalk kendi adaletini uygular. Hiçkimse kendi kendine adaletin gel-mesini beklemesin. Hak direnerekkazanılır, adalet koparıla koparılaalınır.

UĞUR KURT’UN KATİLLERİ YİNE KORUNUYOR!

Birde halkın yasaları,kuralları vardır. Bunlarda

faşizmin keyfiyetinedirenme, hakkı için

mücadele etme,adaletsizliğe karşı koyma,

adaleti uygulamadır.Adaletin olmadığı yerde

halk kendi adaletiniuygular. Hiç kimse kendi

kendine adaletin gelmesinibeklemesin. Hak

direnerek kazanılır, adaletkoparıla koparıla alınır.

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ22

Emperyalizm, 90’lı yılların başında, Sovyetler’inyıkılmasını ve karşı devrim dalgasının yükselmesinihalklara karşı yeni bir ideolojik saldırının başlangıcıolarak değerlendirdi. Sosyalizmin sistem olarak çöktüğünüve dolayısıyla dünyanın artık “Tek Kutuplu” bir dünyaolduğunu söyleyerek “Tarihin Sonu”nu ilan etti.Burjuva ideologlar ve onların sol saflardaki hayranlarınagöre de; emperyalizm artık değişmiş, sömürgen olmaktançıkmış ve insan hakları için müdahale eder olmuştu!Tüm dünyada “barış dönemi” başlamıştı!

Oysa, emperyalizmin “Yeni Dünya Düzeni” dediğibu süreç; küreselleşme, globalleşme demagojisiyle eko-nomik, politik, kültürel, askeri olarak ABD imparator-luğunun hakimiyetini sağlamlaştırıp tescillenmesi, kendiniyeniden organize etmesiydi. ‘90’lardan bu yana, baştabaş terörist ABD olmak üzere, emperyalizmin kanlısaldırılarının, işgallerinin, kendisine boyun eğmeyenhalklara baskı ve sömürüsünün, katliamlarının katlanarakartması bunun kanıtı.

Emperyalizmin İdeolojikBombardımanı, Reformist Solu,Küçük Burjuva Aydınları, Milliyetçileriİdeolojik Olarak Çürüttü

Küreselleşme, esas olarak, dünya halklarına yönelikideolojik ve kültürel saldırıydı. Hedef; direnen örgütleri,ülkeleri, halkları biat ettirmek, beyinleri teslim almakve emperyalizmin yenilmezliğini kabul ettirmekti. Halk-ları, kendi kültürlerine yabancılaştırıp emperyalist kültürhayranı yapmaktı. Ve bu yolda büyük yol kat etti em-peryalizm.

Bu süreç, kendine ve sosyalist ideolojiye güvensizleşenbirçok sol-sosyalist örgüt, parti ve grupları, küçükburjuva aydınları, sanatçıları, milliyetçileri ideolojikolarak çürüttü. “Emperyalizmin demokratikleşmeye baş-ladığı” korosuna katıldılar. Halkların baş düşmanı em-peryalizmi “kurtarıcı“ olarak görmeye başladılar veemperyalist politikalara güç verdiler. Emperyalizminyenilmezliğini ilan ettiler. Emperyalizme direnmemenin,halkların kurtuluşunun artık sınıfsal mücadeleyle olma-yacağının teorisini yaptılar ve emperyalizme biatı telkinettiler. Öyle ki, emperyalist işgallerinden “demokrasi”,“özgürlük” beklediler.

Bu ve benzeri teorilerinin hepsinin özünde birleştiğinokta; emperyalizme duyulan hayranlık, “Emperyalizminmutlak ve yenilmez bir güç olduğu” düşüncesiydi. Busaldırıdan, özellikle sınıf savaşımının keskinleştiğitarihsel dönemeçlerde, ülkemiz reformist, oportünist

solu, küçük burjuva aydın ve sanatçıları, Kürt milliyetçileride fazlasıyla etkilenmiş ve yüzlerini emperyalizmedönüp buna uygun örgütsel ve politik şekillenme vetavır alış başlamıştır. Kürt milliyetçileri, emperyalistlerleilişkileriyle, yaptığı çağrılarla, Yeni Dünya Düzenineuygun strateji ve taktikleriyle emperyalist çözüm poli-tikalarına angaje oldular.

Devrime, halka, sosyalizme inancını kaybedenler,iktidar ve devrim hedefinden sapanlar, emperyalistpolitika ve ideolojik saldırılarla kuşatılınca pusulalarınışaşırdılar.

‘90’lardan bu yana “emperyalizmin değiştiğine”inanmaya başlayan sol ve küçük burjuva aydınlar, Kürthalkının kurtuluş mücadelesini hak kırıntılarına indirgeyenKürt milliyetçilerinin dost-düşman kavramları, ittifaklarıbirbirine karıştı. “Taliban gericiliğine karşı olmak”adına Afganistan’daki, “Saddam diktatörlüğüne karşıolmak” adına Irak’taki emperyalist işgale onay vedolaylı destek verdiler. Emperyalizmin halklara yönelikher türlü baskı, katliam ve savaşlarına karşı halklarıyalnız bıraktılar. Halkları umutsuz hale getirdiler.Yılgınlık ve karamsarlık yaydılar. Halkların emperyalizmetepkisini yatıştırmaya çalıştılar ve halkların kurtuluşunudüzen içi örgütlenmelere, emperyalist çözümlere mahkumettiler. Değişen emperyalizm değil, kendileri oldu. Budeğişim “silahın devri bitti”, “şiddet çare değil” vb.teorilerle birçok silahlı örgütü silah bırakmaya, düzenedönmeye, emperyalizmden çözüm beklemeye, yardımistemeye kadar götürdü. Kendine güvensiz, emperyalizmekarşı çıkmaktan korkan birçok küçük burjuva aydın,yazar, sanatçı da Yeni Dünya Düzeninin yarattığı bucephede yerini aldı. Kürt milliyetçiliği, küçük burjuvaaydınlar, reformist sol, emperyalistlere dayanarak politikayapmaya başladılar. Kürt milliyetçilerinin Amerika’danKürt sorununa çözüm istemesi, “Batı isteseydi sorunuçözerdi” demesi bu tablonun yarattığı sonuçtur.

İşbirlikçiler, Emperyalist DayatmalaraDirenemeyenler,İdeolojik Olarak Çürüyenler,Katil ABD’ye Teşekkür Yağdırıyor,Minnet Sunuyor, Yakarıyorlar

İşbirlikçi Barzani’den Kardavi’ye, Zebari’den CemalAlber’e, Salih Müslüm’den Ahmet Kahraman’a kadaruzanan “Teşekkürler”, Ortadoğu halklarının katliamınaortak olmaktır. Obama’nın ordusuna IŞİD’i Irak’tavurma yetkisi vermesi ve Erbil yakınlarına düzenlenensaldırıdan sonra, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari

Emperyalizmin Yeni Dünya Düzeni,Esas Olarak Beyinleri Teslim Alma Projesiydi

Amerika’ya Teşekkür EtmekSOL’daki Dip Noktadır!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

23BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin yetkililerindenHalid Cemal Alber Obama’ya teşekkür ettiler. Pentagonbasın sözcüsü John Kirby, saldırının Erbil’deki Amerikanpersonelini korumak amacıyla düzenlendiğini söyleyerekgerçek amaçlarını itiraf etti.

Amerikan işbirlikçisi Barzani, Almanya Savunma Ba-kanı Ursule Von Der Leyen ile birlikte Eylül ayındayaptığı basın toplantısında; Kobane için ABD’yi arayıp‘Yetişin!’ diye yalvarıyor. Uşaklık ve işbirlikçilik Barzani’ninruhuna öyle bir işlemiş ki;“Haber aldığımız anda ABDolsun diğer devletler olsun, hepsi ile iletişime geçtik.Sincar gibi bir katliamın yaşanabileceğini duyurduk.Duyduğumuza göre Kobane çevresindeki teröristler Koa-lisyon uçakları ile vurulmuştur. Eğer bizim isteğimizüzerine vurduysalar teşekkür ederiz, değilse de gene te-şekkür ederiz.” diyor. Ve hızını alamayıp; ordusunu gön-dermek isteyen ülkeleri geri çevirmeyeceklerini söylüyor.Almanya’dan Peşmerge’yi eğitmesini istiyor.

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Kobane’deki havasaldırılarından dolayı ABD’ye ve koalisyon üyesi ülkelere“sivilleri kurtardılar” diyerek teşekkürlerini sundu.

Sözde ABD karşıtı görünen, özde ise iyi işbirlikçiolan Uluslararası Alimler Birliği başkanı Yusuf ElKardavi de, geçen yıl, Suriye konusundaki tavrındandolayı defalarca Amerika’ya teşekkür etti. ABD’den“daha fazlasını”,“Diğer ülkelerden de daha aktif birtutum” bekliyoruz diye yakarmıştı.

Emperyalizme Karşı Olmadan, OnunlaSavaşmadan Halklar Özgür Olamaz!

Yeni Özgür Politika yazarlarından Ahmet Kahramanda Amerika’ya teşekkür edenler arasına katılanlardan.11 Ekim 2014 Cumartesi tarihli köşesinde “TEŞEK-KÜRLER AMERİKA!..” diyor ve “Kobanê, bebeğikatleden, kadın, erkek Kürdün başını kesen katillerinmuhasarasındayken, dünya uzaktan seyirciydi. Bunlarınyanında, “Hewar” sesine gelen tek ülke Amerika vedirenenlere verdiği destek paha biçilmez değerdeydi.Kimsenin değil, kendi adıma, “moral destek için te-şekkürler Amerika” diyorum.” şeklinde devam ediyor.Ahmet Kahraman da, Kürt milliyetçileri gibi, emperya-listler destek vermezse Kobanê’nin IŞİD’e karşı direnmeşansı olmadığını düşünüyor.

Kahraman, yazısının son bölümüne eklediği ek nottaşöyle diyor; “Teşekkür derken, 1960’ların durağındauyuyanların, Osmanlı rüyalı IŞİD’çıların vandallığınıörtme çabasındakilerin, “Emperyalizm” demeleriniduyar gibiyim. Onlara, Kürtlerin canını yakan, yerlerini,yurtlarını başlarına yıkan asıl emperyalizmin kimolduğu cevabı bir başka güne…” diyerek kendisineyöneltilecek eleştirileri baştan bertaraf etmek için karşısaldırıya geçiyor ve eleştirecekleri “IŞİD’çıların van-dallığını örtme çabasında”olmakla itham ediyor. AhmetKahraman, IŞİD’i yaratanın ve ona her türlü silahlarıverenin başta ABD ve tüm emperyalistler olduğu

gerçeğini görmek ve kabullenmek istemiyor. Ne em-peryalistler, ne de onun işbirlikçileri dünyanın hiçbiryerinde halkların kurtuluşunu sağlamadı, halklara hiçbirzaman özgürlük getirmedi. Tam tersine halkların öz-gürlüklerini ve hayatlarını çaldı. Tarih boyunca, özgür-lükler, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine canbedeli yürüttükleri mücadeleleriyle kazanılmıştır. AhmetKahraman, okuyup, duyduğu tarih bilgisi dışında, yaşıitibariyle de dünyada bunun onlarca örneğini görmüş,tanık olmuş biridir.

Emperyalizm Çıkarları İçinÖnce Destekler, İşi BittiğindeKendine Köle Yapar

Kahraman’ın teşekkür ettiği Amerika, Irak’ta, Suriye’de,Ortadoğu’da ve dünyanın birçok ülkesinde akan herdamla kanın sorumlusu ve dünya halklarının baş düşmanıdır.Kahraman’ın teşekkür ettiği Amerika, IŞİD canavarınıyaratandır. Evet, bugün Kobane’ye saldıran IŞİD’tirancak onun iplerini elinde tutan emperyalizmdir. ABD,beslediği IŞİD’i halkların üzerine saldırtarak kendisinemuhtaç hale getirme politikası izliyor, sonra da “kurtarıcı”rolüne soyunuyor. Ortadoğu halklarına ve işbirlikçi yö-netimlere “Bizsiz hiç bir şey yapamazsınız, var olmanızbize bağlı” mesajı veriyor. Amerika bölgede, IŞİD eliyleyeni bir düzenlemenin peşindedir. IŞİD’e karşı olmaperdesi arkasındaki gerçek niyet, büyük fiyasko ile so-nuçlanan Suriye komplosunu tamamlamaktır.

Amerika için on binlerce Kürt’ün katledilmesininhiçbir önemi ve değeri yoktur. “Kobanê düştü, düşecek,yardım edilmeli” çağrılarına, ABD Başkanı Obama,“Kobane’nin düşmesi öncelikli kaygılarımızdan değil”,“Biz peşmergeye ulusal çıkarlarımız için destek veriyoruz“ diye cevap verdi. Amerika’nın öncelikli derdi Ortadoğuüzerine yaptığı stratejik plandır. ABD’ye ve Avrupaemperyalistlerine teşekkür etmek, Türkiye’de IŞİD’lesavaşacak muhaliflerin eğitilip donatılmasına onay ver-mektir. ABD emperyalizminin “kurtarıcı” maskesi altındaOrtadoğu’da egemenlik kurmasını, Suriye’ye saldırılarınıdesteklemektir.

Afganistan’da, Irak’ta askerlerini karadan soktuğundahalkın gösterdiği direnişlerden boyunun ölçüsünü aldı.Bunun için artık büyük risk taşıyan yöntemlerden uzakduruyor. Kendi askerlerini karadan cepheye sürmüyor,işbirlikçilerini maşa olarak kullanıyor. Ahmet Kahramanve milliyetçilerin teşekkür ettiği bu tablodur.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ABD’nin Ortadoğuiçin planladıkları jeopolitik stratejilerini açıklarken;“Was-hington’un IŞİD ile savaşmak için Sünni devletlereihtiyacı var, çünkü ABD, bir daha asla Müslümanulusların gözünde işgalci konuma düşmek istemiyor.Dolayısıyla IŞİD ile mücadele meselesi Sünni İslamdevletlerine düşüyor.” şeklinde itiraf etti bunu. Yanihalkları halklara kırdıracağız, dedi. Kahraman teşekkürederek bunu destekliyor.

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ24

İki yüz yıldır, Guetamala, El Salvador, Kolombiya,Nikaragua, Honduras, Panama gibi onlarca Latin Amerikahalklarıyla kontrgerilla yöntemleriyle savaşan, Kıta’dakiyüzlerce askeri darbede doğrudan parmağı olan ve el-lerinde ölüm mangalarıyla yaptıkları işkencelerin,katliamların, faşist diktatörlüklerin döktüğü yüz binlerceLatin Amerika halklarının kanı olan ABD’den Kürthalkını kurtarmasını istemek direnen halklara ihanettir.

Yeni sömürge ülkelerin ordularını kendi halklarınakarşı iç savaş ordusu olarak eğiten, ölüm mangalarını,kontrgerillayı örgütleyen, özel kuvvetleriyle cinayetlerişleyen, en vahşi işkenceleri yapan, halkları katledenABD mi Kobane’yi, Kürt halkını kurtaracak?

Emperyalistlere teşekkür “daha fazla kan dökün,katledin, işgal edin” demektir!

On yıllardır Ortadoğu’yu kendine göre biçimlendir-meyi, hakimiyetini güçlendirmeyi planlayan emperya-listler, bölgede böl-parçala-yönet siyasetiyle halkları,ulus, milliyet, mezhep farklılıkları üzerinden birbirinekırdırıyor. Irak’ı bu siyasetle üçe böldü. Birbirine dü-şürdüğü halkları ayrı ayrı silahlandırdı. Gerçek bu denliaçık ve netken Amerika’ya “müdahale et” demenin,

silah talep etmenin, yardım istemenin tek bir anlamıvardır; emperyalizmin halkların baş düşmanı olduğugerçeğini bilerek gizlemek, halkların umutlarını ve kur-tuluşunu emperyalizme teslim etmektir. Emperyalistlerinyardımı, daha fazla sömürü ve açlık, daha fazla baskıve işkence, daha fazla ölüm ve gözyaşıdır. Ahmet Kah-raman bu gerçekleri kabul etmek zorundadır. Emper-yalizmden medet ummayı, teşekkür etmeyi kendine ya-kıştırmamalıdır. Aksi halde tarih onu utandıracaktır.

Bu çağrı aynı zamanda Kürt milliyetçilerinedir. ZiraPKK ve PYD de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nesilah verilmesi kararından sonra IŞİD’e karşı savaşanlarınkendileri olduğunu söyleyerek emperyalistlerden silahistedi. Emperyalistler hiç bir ülkeye, örgüte karlı birkarşılığı olmadan yardım etmez. Emperyalistler halklarınkurtuluşunu sağlayamaz. Emperyalizme karşı olmadanve onunla savaşmadan özgürlük kazanılamaz. Tarihbunun en gerçekçi tanığıdır. Halkların katili ABD veAvrupa emperyalistlerine teşekkür etmek ve yardım is-temek “daha fazla kan dökün, katledin, işgal edin”demek, suça ortak olmaktır.

Gazi Mahallesi'nde çeteler tarafından yakılan Muharrem Ka-rademir Aile Çay Bahçesi'nin açılışı, 25 Ekim’de mahalle halkınınkatılımıyla gerçekleşti.

Açılışa, Muharrem'in annesi Zeynep Karademir de katılarakkısa bir konuşma yaparak sahiplenme için teşekkür etti. Açılıştahavai fişek gösterisi, müzik dinletisi ve Hasan Ferit Gedik Savaşve Kurtuluş Merkezi gençleri tarafından tiyatro gösterisi yapıldı.Muharem Karademir’in hayatının yanı sıra F Tipi Film'den Mu-harrem Karademir’i anlatan bölüm izlendi. Yapılan konuşmada;"Burası yakıldığında, daha iyisini daha güzelini yapacağız diyesöz vermiştik, sözümüzü tuttuk. Gazi halkının 1 liralarıyla burayıtekrar yaptık. Gazi halkına, esnafına çok teşekkür ediyoruz."denildi. Ardından Muharrem Karademir’in nezdinde tüm devrimşehitleri için 1 dakikalık saygı duruşundan sonra yemek ikramedildi. Çay bahçesine Muharrem Karademir köşesi yapıldı.

Okmeydanı Halk Meclisi girişimi, 25 EkimCuma günü 50 esnafı gezerek mahalle sorunlarıve yozlaşma üzerine sohbet etti. 5 saat sürençalışmada, mahallede daha önce kurulan halkmeclisi deneyimleri ve yeni kurulacak halkmeclisinin nasıl çalışacağı anlatıldı.

Aynı günün akşamı Okmeydanı Halk Meclisigirişimini başlatan komite, toplantı yaparakprogramını çıkardı. Halk toplantısı yapma gün-demlerinin görüşüldüğü toplantıda her soruniçin komiteler oluşturuldu. 8 Kasım’da saat17.00’de Sibel Yalçın Parkı’nda bir halk kürsüsükurularak halk toplantısı yapılması ve halkınsorunlarının tartışılması kararı alındı.

Okmeydanı Halk MeclisiGirişimi Çalışmaları Başladı

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

25BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Çeteler Yaktı - Yıktı HalkımızlaBeraber Daha Güzelini Yaptık!

Devrimci şiddet her alan, bölgeve birimin ihtiyacıdır. Oligarşi baskı,sömürü ve zulümde ayrım yapmıyor.Halkın her kesimi oligarşinin terö-rünün, baskı ve sömürüsünün hede-findedir.

Oligarşi halkı sindirmeyi, ideolojiketkisi altına alarak halkı devrim vekurtuluş mücadelesinden uzak tutmayıhedefliyor. Dahası halkı kendi tabanıyapmaya çalışıyor. Bunun için hertürlü yöntemi kullanıyor. Amaç baskıve sömürü düzenini korumak, deva-mını sağlamaktır.

Oligarşinin terörünün amacı buy-ken halk milislerinin amacı da oli-garşinin resmi ve sivil güçleri üze-rinde baskı kurarak, devrimci şiddetuygulayarak halkı savunmak, örgüt-lenme ve mücadelenin önündeki yerelengelleri temizlemek, halkı devrimmücadelesine katmaktır.

Milislerin bu hedefleri her alan,bölge ve birimin özgünlüğüne göreşekillenecektir.

*** Halkın savaşı esas olarak gece-

kondularda şiddetlenen bir seyir iz-lemektedir. Bu, geçmişten bugünegecekonduların gerçeğidir. Bu du-rumun sosyo-ekonomik temeli vardır.20-30 yıl öncesinin gecekondularınıbugün göremesek bile bu gerçek de-ğişmemiş tersine derinleşmiştir.

Emekçi halkın yoğun olarak ya-şadığı yerleşim alanları, mahalli alan-lar ve gecekondu semtleri bugün ta-şıdıkları devrimci potansiyel nede-niyle oligarşinin denetim ağı oluş-turmak istediği yerlerin başında ge-liyor. Denetimi sağlamak, otorite

kurmak için devrimci örgütlenmelerinengellenmesi ve dağıtılması gerek-tiğini bilen oligarşi, buralara özelbir önem vererek her türlü yöntemikullanıyor.

Yoksul mahalleler iç savaş alan-larıdır diyoruz. Mahalleler kentlerinyumuşak karnıdır diyoruz. Halkıntüm kesimleri mahallelerde yaşa-maktadır. Dolayısıyla mahallelerde"saf" bir emekçi tablosu göremeyiz.Aksine buralar kültürel ve yaşamtarzı açısından, çeşitli gelişmeler kar-şısındaki politik tavır alışları bakı-mından, değişken heterojen bir ka-rakter sergilerler.

İşsizlik, yoksulluk vardır, amabuna paralel olarak, burjuva özlemlerde yoğundur. Düzen çok çeşitli bi-çimlerde bu özlemleri pompalar. Buyüzden de emekçi semtlerinde hertürlü yozluğun, suç şebekelerinin ör-gütlenmesine, yayılmasına göz yumar,teşvik eder. Uyuşturucuya, fuhuşa,tefecilere, spekülatörlere karşı mü-cadele özellikle emekçi semtlerindeöne çıkan, çıkarılması gereken birmücadeledir. Ve elbette düzenin bugüçlerine karşı mücadele boyutlan-dığında her zaman halkın karşısındaolan düzenin resmi ve sivil güçlerininfaşist terörü de halkın öne çıkan so-runları arasında yer alır. Yine yakındönem açısından öne çıkan –gerçekteher dönem varlığını azalarak artaraksürdüren- bizzat AKP eliyle örgütle-nen gerici örgütlenmeler de mahal-lelerde halkın önüne çıkan engellerinbaşında gelmektedir.

Emekçi halkı tehdit eden her şey,onların yaşadığı her sorun bizim mü-cadele hedeflerimizin içinde yer alır.Kitlelerin taleplerini sahiplenmez,sorunlarının çözümü için mücadeleyiörgütlemez, kitleleri yalnızca dergidağıtılacak, yalnızca şehitlerimizin

cenaze törenine ve arada bir demitinglere çağrılacak bir kesimolarak görürsek, ya da pratiğimiz

Kara Gömlekler – İtalya:

1940 İtalya’sında Mussolini fa-şizminin sokak egemenliğini sağ-layan yarı-askeri “Kara Gömlek-liler” gibi “halk desteği” izlenimlibaskı aygıtı örgütlenmesidir. KaraGömlekliler faşist Mussolini’ninemrindeki silahlı yerel faşist bir-liklerdir. 1919 başlarında sosya-listlere, devrimcilere karşı kurulanbu birlikler giderek tüm halkıhedef almaya başladılar. Mussoliniiktidara gelmek için bu birliklerikullandı. Mussolini’nin iktidaragelmesinden sonra Kara Gömlek-liler resmi olarak ulusal miliseçevrildi. Kara Gömlekliler İtalya’dafaşizme kitle tabanı sağlamada,İtalyan halkını sindirmede, terörizeetmede Mussolini faşizmininönemli silahlarından biri oldu.

“Siyah gömlek, siyah pantolonile iki kişilik gruplar halinde kolkola sokaklarda dolaşın!” Mus-solini’den bu talimatı alan KaraGömlekliler halka yönelik yağma,hırsızlık, cinayet, tecavüz her şeyebaşvurdular. Doğaldır ki, KaraGömlek üyeleri de buna uygunkarakterli kişilerdir. Amaç halkıteslim almaktır. Halkı faşizme bo-yun eğmeye zorlamaktır.

Sivil Faşist ÇetelerGerçeği Karşısında

Halk da KendiÖrgütlü-Silahlı

Gücünü Çıkartacak

HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜYLE BİRLEŞMİŞDEVRİMCİ ŞİDDET YENİLMEZ

33

HER ALAN VE BÖLGEDE MİLİSLERİN HEDEFİ

KENDİ ÖZGÜNLÜĞÜNE GÖRE ŞEKİLLENECEKTİR

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ26

bunun ötesine geçmezse oradamücadele ne gelişebilir, ne de kit-leselleşebilir.

TÜM MAHALLELER BİZİMOLACAK diyoruz. Emekçi semt-lerini, burjuvazinin de, onun poli-sinin, askerinin, işbirlikçilerinin,faşist çetelerinin de adımını atarkenyüreğinin titreyeceği ve nihayetindeadımını bile atamayacağı yerler ha-line getireceğiz. Hiç kuşkusuz bununen önemli adımlarının başındaHALK MİLİSLERİNİ yaygınlaş-tırmak geliyor.

*** Geniş işçi kitleleri günlerinin

büyük çoğunluğunu geçirdiklerifabrika, atölye ve işyerlerinde dizboyu adaletsizliklerle, baskı ve sö-mürü ile karşı karşıyadır. Oligarşive onun resmi-sivil faşist güçleribu alanlarda kendilerine taban ya-ratmaya çalışırlar. Buraları kendimevzileri haline getirmek isterler.İşçi ve emekçilerin hak talep et-melerini, örgütlenmelerini engel-lemek hedefleri arasındadır. Hertürlü yöntemi kullanarak grevleri,direnişleri zayıflatmaya, parçala-maya ve kırmaya yönelirler.

Direnişin olduğu her yerde patronve devlet baskısının her biçiminigörmek mümkündür. Beşiktaş Be-lediyesi BELTAŞ işçilerinin direni-şinde Belediye Başkanı Hazinedar’ınparalı çetelerinin işçilere nasıl sal-dırdığı, grevi kırmak için nasıl işçileriçalışmaya zorladığı en yakın örnek-lerden biridir. İşçileri ihbar etmekten,işten atmaya, polisin hedefi halinegetirmeye kadar her biçimde saldı-rırlar. Mücadelenin ivmesinin bo-yutlandığı koşullarda bu durum cangüvenliği sorununu da beraberindegetirir. Grev çadırları patronların,devletin polisinin, sivil faşist güçlerinsaldırı hedeflerindendir.

İşte İŞÇİ MİLİSLERİ devrimcişiddeti esas alacak tarzda örgütlen-meyi sağlayacaktır.

*** Kamu emekçileri de oligarşinin,

mücadelesini, örgütlenmesini en-gellemek istediği kesimlerden biridir.Burada da memur kitlesini örgütleyipdaha güçlü bir hale dönüştürme ve

daha geniş kesimlerini mücadeleyekatma çalışmalarına, grevli-toplu söz-leşmeli sendikal hak mücadelesinekarşı, oligarşi çeşitli engeller çıkartıyor.

Bizzat polisi memurların üzerinesürüyor. Geçmişte oba oba örgütlenenve devlet dairelerini işgal eden faşistçeteler olarak çıkmıştı, şimdi gericifaşistler olarak kamu emekçilerininkarşısına çıkartılıyor.

MEMUR MİLİSLERİ bu gerçek-lik üzerinde örgütlenerek bu alandadevrimci adaletin taşıyıcısı olarakburaları faşizmin, gericiliğin mevzileriolmaktan çıkartmayı hedefleyecektir.

*** Bugün oligarşinin denetim altına

almakta zorlandığı ve bu konudasürekli yeni önlemler, politikalar ge-liştirmek zorunda kaldığı mücadelealanlarından biri de gençlik ve özelolarak da lise ve üniversite gençliğidir.Gençliğin mücadelesini engelleyebil-mek, denetleyebilmek, dahası gençliğidüzenin ihtiyaç duyduğu robotlar halinegetirebilmek için oligarşinin bütünokullardaki temel dayanağı eğitim sis-temini yürütenler oluyor.

Lise ve üniversitelerde kurum-laştırılmış resmi polis ve jandarmanındışında, özel güvenlik birimleri, ge-rici-faşist lise ve üniversite idareleri,faşist öğretim üyeleri, ajan-muhbiröğrenciler ve sivil-faşist çeteler öğ-renci gençliğe karşı hep içiçe çalış-maktadırlar. Bu faşist ve gerici güçleröğrenci gençliği teslim almayı, onlarıkendi tabanları haline getirmeyi, gen-çliği devrimci mücadelenin dışındatutmayı amaçlıyorlar.

GENÇLİK MİLİSLERİ bu öz-günlük içinde örgütlenecek ve mü-cadele edecektir.

*** Kırsal alanlarda da yerel silahlı

milis örgütlenmelerinin yaratılmasıdaha fazla ihtiyaç haline gelmektedir.Bugün köylülüğün örgütlenmesininkendisi açısından yaratacağı tehlikeninfarkına varan oligarşi, bu alana yönelikçeşitli tedbirler almaya başlamış,baskı güçleri olan jandarma, özel timgibi resmi güçleri dışında ayrıca ajan-muhbir şebekeleri de oluşturmuştur.Bu tür örgütlenmeler dışında kırsalkesimin geleneksel egemenleri olan

“Polis Armutlu’da Milisleri Arı-yormuş Korkun Geliyoruz, AKP’denHesap Soracağız/ Cephe” yazılı pan-kartı caddeye bakacak şekilde astılar.

“Torbacıları Bize Bildirin-Cephe”... “Gün Bizim Gece Bizim,Size Dünyayı Dar Edeceğiz - Cep-he”... “Halkımız Katillerden HesapSormak İçin Bize Silah Getirin, Dün-yalarını Karartalım - Cephe”... “HalkDüşmanlarını Bize Bildirin - Cephe”,“Uyuşturucu Satmak, Hırsızlık Yap-mak Suçtur - Cephe”...

Hepsi bir pankart ve birer slo-gandır. Ancak halk düşmanlarını tit-retmeye yetiyor. Bunun için taham-mül edemiyorlar. Sloganlarımızı si-liyorlar her fırsatta. Korkularını bas-tırmak için. Biz de ısrarla yazmayaçalışıyoruz korkularını hatırlatmakiçin.

***

“Küçük Armutlu'da devlet güçle-rine karşı 6 kez bombalı saldırı ger-çekleştirildi; Reşitpaşa girişine asılanbubi tuzaklı bir bombalı pankartı imhaetmeye çalışan bomba imha ekiplerişans eseri kayıpsız kurtuldu; Küçü-karmutlu halkının "direniş tepesi"olarak andığı ve panzerler tarafındanişgal edilen tepeye, panzerlerin yanı-başına bubi tuzaklı bir propagandakaseti yerleştirilerek yayın yapıldı...”(Mayıs-Haziran 1992- İstanbul)

***

“Bir polisin silahı milislerimizcekamulaştırıldı; Başbakanlık PersonelDairesi basıldı, arşiv bölümü ateşeverildi ve DEVRİMCİ SOL bayrağıasıldı.” (Temmuz 1992- Ankara)

***

“Okmeydanı Halil Rıfat Mahallesive İdealtepe Mahallesi muhtarlıklarıbasıldı, polisle işbirliği yapmamalarıkonusunda uyarıldı ve çeşitli evraklaralındı.” (Mayıs 1992 – İstanbul)

Milisin Gücü, Düşmana Karşı Herşeyi SilahaÇevirmesidir

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

27BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

baskıcı, sömürücü ve gerektiğinde ihbarcılığıele alan büyük toprak sahipleri, aracı ve te-feciler, muhtarlar da devrimci örgütlenmeninve mücadelenin gelişmesinin önüne geçmeyeçalışacaktır. Ve bu engeller de esas olarakyerel milisler tarafından kaldırılmak zo-rundadır. Ayrıca kırsal alanlarda geri kültürdüzeyi ve geleneksel yapılara dayandırılarakoluşturulan gerici-faşist örgütlenmeler demücadelenin karşısına somut engeller çı-karacaktır.

Bir Pankart,Bir Bidon Benzin, Bir Slogan...Her Şey Silahtır

En büyük silah örgütlendirilmiş insaniradesi olduğuna göre, bu savaşı yürütecekaraçların temini ve yeni yeni silahların ya-ratılmasının sınırı yoktur. Sınır varsa, buolsa olsa kafalarımızdadır. Çünkü halkıtemsil eden ve halktan almasını bilen dev-rimci inanç ve irade bu noktada sınır tanı-mıyor. Bu noktada halkla bütünleşmek bizeihtiyaç duyduğumuz silahı da sağlayacaktır.

Her şey silah olabilir. Üzerine bastığımıztaş, dokunduğumuz cam, hissettiğimiz koku,yaktığımız odun, ekmeğimizi kestiğimiz bı-çak, balık avladığımız olta, içtiğimiz su,demir bir çubuk, bir zincir, bir bidon benzin,bir pankart, duvara yazdığımız bir slogan...Kısaca, çevremizde, aklımıza gelen her şeybir silahtır. Sorun, bunun yaratıcı yeteneği-mizle ortaya çıkarılıp, kullanılmasındayatıyor.

“Silahımız yok, hiçbir şey yapamayız.”Anlayışı mücadeleye zarar verir ve kabuledilemez. Bu anlayış düşman saldırılarıkarşısında yenilgiyi daha baştan kabuletmek anlamına gelir.

Yoksa silahı kendimiz de yaparız: "Za-pata'nın adamları (...) yaman dövüşçülerdi.Tuzaklar ve pusular tertipler, ikmal hatlarınıkeser, küçük kasabalara baskın verir, düş-manın ufak birliklerini yok eder, büyükkuvvetlerini hırpalarlardı. Bundan gayrı,ateşli silahlarını ve fişekleri kendileri ya-parlardı." (Zapata, Meksika'da Köylü Dev-rimi, syf.31)

Çoğu zaman düşmandan ele geçiririzsilahımızı.

Ve esas olarak da her şeyi bir silahadönüştürürüz.

DEVAM EDECEK(Önümüzdeki Sayı: Milis Halktır, Hal-

kın İçindedir, Halkın Örgütlü Silahlı Gü-cüdür, Halkın Yaratıcılığının İfadesidir.)

Taşeronluk; Patrona Cennet, İşçiye Cehennem

Taşeronu Mezara Gömeceğiz!Devrimci İşçi Hareketi Kıraç- Kuruçeşme'de İşçi Meclisleri çalış-

malarına başladı. 19 Ekim'de işçilerle bir araya gelip işçi meclisihakkında sohbet edildi. Fabrikalarda yapılan haksızlıkların konuşulduğusohbetin devamında işçilere işçi meclislerinde birleşme çağrısı yapıldı.Sohbete katılan işçilerle birlikte her hafta işçi meclislerini kurmakiçin toplantı kararı alındı. Daha sonra "Patron Sömürüsüne Karşı İşçiMeclisleri'nde Birleşelim" yazılı 5 adet ozalit asıldı.

22 Ekim günü, 1-2 Kasım 2014 tarihlerinde Büyük Gazi Parkı'ndayapılacak olan Sanat Meclisi'nin 2. Sanat Buluşması çalışmalarınabaşladı. Fabrika duvarlarına 50 adet afiş yapıldı. 23 Ekim çalışmasındaise 150 adet “Sanat Meclisi 2. Sanat Buluşması” afişi, 50 adet“Taşeronluk Patrona Cennet İşçiye Cehennem - Taşeronu Mezara Gö-meceğiz” başlıklı afişten 3 adet ve 1 ozalit asıldı. Akşamüstü ise Bey-likdüzü metrobüs son durağında Sanat Meclisi'nin düzenlediği 2. SanatBuluşması için sesli çağrı yaparak 200 adet bildiri halka ulaştırıldı.

Birleşirsek Bizi Yıkamazlar!Alibeyköy Halk Komitesi, 25 Ekim’de gecekondu yıkımları ile

ilgili toplantı yaptı. İstanbul Alibeyköy İmar Blokları Merkez Mahal-lesi’nde bir sokakta yapılan toplantı, mahalle halkının sorunları ortayakoymasıyla başladı. Halk Cepheliler, Halk Meclisinin işlevini ve diğermahallelerde yaşanan deneyimleri anlattı. Toplantıya katılan AvukatÖzgür Yılmaz; barınma hakkını, halkın haklarını ve yıkımları nasılele almasını gerektiğini anlattı. Yıkımlara karşı, mahalleden İstanbulBüyükşehir Belediyesi önüne yapılacak yürüyüşün çağrısıyla biten

sokak toplantısına 35 kişi katıldı. 18 Ekim'deyapılan toplantı ise 65 kişiyle yapılmıştı.

Faşizme Karşı BirMevzi Daha! 1 MayısAnadolu Haklar Derneğiinşaatı devam ediyor. 1Mayıs Mahallesi'nde in-şaatı sürmekte olan Ana-dolu Haklar Derneği'nin ikinci katı yapılmaktadır. Bir ay içindederneği tamamen bitirme hedefiyle çalışmalar devam ediyor.Faşizme ve oligarşiye karşı bir mevzi daha inşaa ediyoruz.

Duyuru

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ28

Gün geçmiyor ki AKP halka yö-nelik yeni bir saldırı politikası belir-lemesin. Gün geçmiyor ki yeni gü-venlik tedbirleri alınmasın. Yeni si-lahlar, saldırı araçları siparişleri ve-rilmesin.

Geçtiğimiz günlerde buna bir ye-nisi eklendi: "Polise 65 yeni TOMA"diye verdi gazeteler haberi.

Molotofu silah olarak değerlen-dirip molotof kullanmayı yasaklayan,molotofa karşı polisin silahla karşılıkvermesini yasal hale getiren AKPiktidarı yeni silah siparişleri veriyor.

Bu TOMA'lar, bu silahlar halkakarşı savaşta kullanılmak içindir.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ko-bane protestoları sürecinde AKP gruptoplantısında gururla "Talimat ver-dim, yakılan her TOMA'nın yerine5, gerekirse 10 TOMA alınacak"diyordu. Ve talimatı da çok geçmedenyerine getirilmiş oldu.

TOMA'ların toplam maliyetininise 40,6 milyon TL'ye mal olduğusöyleniyor. Halkı açlığa, yoksulluğamahkum eden faşist AKP halkın öf-kesinden duyduğu korkuyu bastırmakiçin halkın parasıyla silaha sarılıyor.

Bundan yaklaşık bir yıl önce çıkangazete haberlerinde "İstanbul'a alı-nacak yeni TOMA'lar elektrik sis-temli olacak. TOMA'ya dokunanıelektrik çarpacak" diyordu. Hiçbirönlem AKP'ye yetmiyor. Yeni ön-lemler düşünüyor, yeni silahlar alı-yorlar. Her adımda savaşa hazırlanırgibi.

Gerçek de budur. AKP'nin yöne-tememe krizi derinleştikçe, halk ta-lepleri için sesini yükselttikçe hemenyeni önlemlere başvuruyorlar. YeniTOMA'lar, gaz bombaları, biber gaz-ları... Polise verilen yetkilerin veödeneklerin arttırılması... Yeni gü-venlik paketleri...

Halkın karşısına bunlarla çı-kıyorlar. Tüm bunları halkın gü-venliği için yaptığını söylüyorlar.Bunların yalan olduğu yaşanansayısız örnekte açıktır. Onlarhalkın karşısına her böyle çık-tıklarında biliyoruz ve yaşıyoruzki adaletsizlik daha da boyutla-nıyor, artıyor. Katliamlar dahada artıyor. Baskı ve işkence ör-nekleri artıyor. Yoksulluğumuz,açlığımız daha da artıyor.

Nerede bunun halkın güven-liği?

Öldürülen halkın çocukları,öldürense devlet. Tek bir yargılamayok. Göstermelik yargılamaya dahiçoğu kez ihtiyaç duymuyorlar.

Biz de Silahlanmalıyız!Faşizme KarşıSilahlanmakMeşrudur, Zorunludur

Amaç, halkın güvenliği değilkendi güvenlikleridir. Tehdit ettik-leri ise bizim, halkın güvenliğidir.

O halde ne yapmalıyız?

Örgütleneceğiz, mücadele edece-ğiz, kendi olanaklarımızla silahla-nacağız. Başta can güvenliğimiz ol-mak üzere, adalet kavgasını, hak veözgürlük kavgasını büyüteceğiz.

Başka türlü faşist saldırıları geri-letemeyiz. Hakkımızı alamayız. Cangüvenliğimizi sağlayamayız.

Halkın güvenliğini tehdit edenler,halkın kendini savunması karşısındaterör ve provokasyon demagojilerinesarılıyorlar. Bakın her açıklamalarındatehdit var, demagoji var: "İçindengeçmekte olduğumuz böylesine hassasbir süreçte, insani, demokratik veiyi niyetli tavrımızın istismar edil-mesine elbette müsamaha gösterile-mez. Sergilenen şiddet, Vandalizmve yağmacılıkla, devletimiz en etkin

şekilde, demokrasi ve hukuk içindemücadele edecektir." "Şiddet bir çö-züm yöntemi değildir, şiddet misliylekarşılık bulur."

"Şiddet çözüm değil" diyorlar.Peki o halde neden silahlanıyorsunuz?Neden yeni güvenlik önlemleri alı-yorsunuz? Bilmezmisiniz şiddet şid-deti doğurur?

Bilirler, biliyorlar. Faşizmin şid-detine karşı direnmek, karşı koymakmeşrudur. Dahası insan olmanın, in-san kalmanın gereğidir.

ÖRGÜTLÜ HALKTAN DAHAGÜÇLÜ SİLAH YOKTUR. İşte bi-zim silahımız budur. Bakın önlemleriyetmiyor. 65 TOMA değil, 665TOMA da alsalar halkı teslim ala-mazlar. Kendilerini güvende hisse-demezler. Tüm bunlar henüz bütü-nüyle ayağa kalkmamış bir halk kar-şısında alınan önlemlerdir. Tüm bunlarhenüz Cephe’nin şiddetini ortayakoymadığı koşullarda alınıyor. Hal-kımız büyük oranda örgütsüzdür.

Bunun böyle sürmeyeceğini gayetiyi biliyor AKP iktidarı. Baskı ön-lemlerini artırarak iktidarını güven-ceye almak istiyor.

Halkımız CEPHE SAFLARINDAÖRGÜTLENELİM, FAŞİZMEKARŞI SAVAŞALIM…

Polise 65 Yeni TOMA BU TOMALAR HALKA KARŞI KULLANILACAKHALKIMIZ BİZ DE SİLAHLANALIMCEPHE SAFLARINDA BİRLEŞİP SAVAŞALIM

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

29BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

AKP’nin 2007 yılında Polis Vazifeve Salahiyetleri Kanunu (PVSK)’nun16. maddesinde yaptığı değişikliksonrası, polise, hiçbir uyarıya gerekolmaksızın, “duraksamaksızın” si-lahla ateş etme yetkisi verildi. Poliseverilen bu yetki sonucu yasa deği-şikliğinin yapıldığı 2007 yılındanbugüne kadar tespit edilebilen 170kişi, polisin açtığı ateş sonucu yaşa-mını yitirdi.

PVSK’nın 16. maddesine görepolis görevini yaparken bir direnişlekarşılaşırsa zor kullanabilir. Ancak zorkullanırken mutlaka ihtarda bulunmakdurumundadır. Zor kullanımı sırasındahangi araçların kullanılabileceği vebunun oranını polisin karşılaştığı di-renişin ölçüsü belirler. Yine aynı ka-nun maddesinin son fıkrasına göre po-lis yalnızca bir halde duraksamaksı-zın ateş edebilir. Yasaya göre o hal,polisin silahlı saldırı teşebbüsünemaruz kalması halidir, ki polis ihta-ra gerek kalmaksızın, doğrudan doğ-ruya silahla ateş edebilir.

PVSK’nın16. maddesinin son fık-rası şu şekildedir;

“ Polis, direnişi kırmak ya da ya-kalamak amacıyla zor veya silahkullanma yetkisini kullanırken, ken-disine karşı silahla saldırıya teşebbüsedilmesi halinde, silahla saldırıyateşebbüs eden kişiye karşı saldırıtehlikesini etkisiz kılacak ölçüde du-raksamadan silahla ateş edebilir.”

Kobane eylemleri sonrası Cum-hurbaşkanı, Başbabakan ve İçişleriBakanı’nın ettiği sözlerin, polisinhalka karşı daha fazla silah kullanmasıve daha çok katliam yapması sonu-cunu doğuracağı açıktı. Çünkü bilinirki, devletin silahlı güçleri siyasi ikti-darın iradesine tabidir. Siyasi iktidarvur emri verdiyse polisin, askerin aksitürlü davranma gibi bir iradeleri ola-maz. Nitekim verilen emirler sonra-sı en az 39 insan katledilmiştir.

Bugünlerde meclis gündemindeolan “iç güvenlik reform paketi” ndeyer alan molotof kokteylinin saldırı si-

lahı sayılması düzenlemesi, polisin,öldürdüğü insanlara rağmen hiçbir ce-zai yaptırımla karşılaşmaması içindir.Polis, asker vuracak, öldürecek amaceza almayacaktır. Öldürecek ama buöldürmeler hukuk sınırları içinde ya-pıldığı için yasal öldürme fiilleri,“yasal katliamlar” olacaktır. Ne deolsa hukuk örtüsüne sarıldı mı bütüneylemler kutsanıp arınmaktadır!

Yapılacak değişiklik, daha ziyadepolise 2007 değişiklikleriyle verilmiş“duraksamaksızın silahla ateşetme” yetkisinin daha fazla kulla-nılması anlamına geliyor. Bu be-yanlar ve yasa değişiklikleriyle pe-kiştirilecek “öldürme yetkisi”, po-lisin işleyeceği yeni cinayetler için birişaret fişeği olma özelliği taşıyor.Polise yasanın verdiği yetkinin şu şe-kilde altı çiziliyor, belirginleştiriliyor.

TCK’nın 6. maddesinin f bendine,“molotof kokteyli” ibaresi ayrıca veaçıkça eklenip molotof kokteyli ateş-li silahlar arasında sayılacak. Molo-tof kokteylinin “ateşli silah” sayıl-ması halinde ise polis, doğrudan, ih-tar etmeden, uyarı amaçlı ateş etme-ye gerek görmeden yani “hiç du-raksamadan”, molotof kullanankişilere ateş edebilecek.

Tarih boyunca hiçbir halkın hak veözgürlüklerini, sokaklara çıkmadan,hak talep etmeden, direnmeden, dişediş can bedeli mücadele etmeden al-dıkları, saldırı politikalarını bertarafettikleri görülmemiştir. Bundan son-ra da görülmeyecektir. Sınıflar mü-cadelesinin doğası uzlaşmaz karşıt-lıklarla dolu olmasıdır. AKP, yürür-lüğe koyduğu ve koymayı planladığıyüzlerce halk düşmanı politikanınhalk tarafından sessizlikle geçiştiril-meyeceğini hesap edebilmektedir. Onedenle bu kadar pervasız bir terör uy-gulamakta, halkı ölümlerle, sakatlık-larla korkutup sindirmeye, hareketsizbırakmaya çalışmaktadır. AKP, halkakarşı uygulayageldiği terör politika-larını hukuk sosuna bulayarak kabulettirme amacındadır.

Davutoğlu’nun 24 Ekim 2014 ta-rihinde AKP’nin Genişletilmiş İlBaşkanları Toplantısında söylediğisözleri şöyle: “Güvenlik tedbirleri-ni de arttıracağız. Molotof kokteyli ilebir yere yaklaşan ateşli silah kulla-nıyor muamelesi görecek... Top-lumda terör havası yaratmaya kimseiçin izin vermeyeceğiz. Uyarıyorum!Şöyleydi, yaşı küçüktü falan den-mesin. Maske takılarak toplantı vegösteri yürüyüşü yapılır mı? O gö-rüntüsü ile suç işlemeye hazırlanı-yordur. Biz de o suçu durdurmaya ha-zırız.”

Bebek katili Erdoğan’dan sonraDavutoğlu da bebek katilliğine so-yunmuş.

“Küçüktü falan denmesin katle-deceğiz” diyor.

Kimse “terör, merör” demesin.Asıl terör budur. Bir ülkenin başba-kanı açı açık polise katliam emri ve-riyor. Hem de çoluk çocuk demedenkatledeceğiz diyor.

“Kimse molotofu eline almayacesaret etmesin!” sözünü söylemiştir.

Bütün mesele, halkın hak aramamücadelesini engellemek, ses çıkar-ma cesaretini kırmaktır. Haksızlığasessizce boyun eğdirmektir.

Bunu başaramayacaksınız. Bu-güne kadar yapmadığınız iş değilçocuk katletmek. Katlettiğiniz herçocuğumuz Berkin Elvan gibi sizinkorkulu rüyanız olacak. YüzbinlerceBerkin olup karşınıza dikilecekler.

Halkın elinden molotofları ala-mayacaksınız. Molotof zalim ikti-darlara karşı halkın direniş silahıdır.

Başbakan Davutoğlu: “Güvenlik tedbirlerini de arttıracağız. Motolof kokteyli ilebir yere yaklaşan ateşli silah kullanıyor muamelesi görecek.”

BU, POLİSE ÜSTÜ KAPALI KATLİAM EMİRLERİDİR!

HHalkın HukukBürosu

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ30

Bir süredir Halk Meclisi kurmaçalışması yapan Gazi halkı ile HalkMeclisleri üzerine yaptığımz rö-portajı yayınlıyoruz.

Yürüyüş: Halk Meclisi siziniçin ne ifade ediyor?

Hasan Selen: 96 yılında kurul-duğu zaman, bu mahallenin yani GaziMahallesi’nin sorunları vardı. Suyuyoktu, elektrik yoktu. Alt yapısı yoktu.Biz halk meclisi olarak, bu sorunlarıçözdük Gazi halkıyla beraber. Buradamafya vardı, uyuşturucu satıcılarıvardı. Gecekonduların kimisinin tapusuyoktu, yıkmaya geldiklerinde biz di-rendik. Burada şehitlerimiz var. Me-zarlarına gidiyorduk, her hafta toplantıyapıyorduk. Halkla birlikte yürüyüşyapıyorduk. Belediye su sorununuçözmüyordu. Biz halkla birlikte eylemyaparak, sorunlarımızı çözdük.

Yürüyüş: Halk meclisininyapımında siz de yer aldınız mı?Aldıysanız Halk Meclisininasıl yaptınız?

Hasan Yüksek: Burada arka-daşlarımızı gözaltına aldıkları zamankonteynerimizi götürmüşlerdi. Bizde tekrar kurmak için tuğlalarımızlayapmaya çalıştık. Bu sırada polislergeldi yıktılar biz yaptık. Dört sefertekrarlandı yıkıp yapmak. En sonundabu hale getirdik. Bundan sonraki ça-lışmalarımızda burada uyuşturucuya,fuhuşa, yozlaşmaya karşı çalışmala-rımız olacak. Mahallemizde imamhatip lisesine yer yokken imam hatiplisesi açtılar. Biz buna karşı geleceğiz.Çünkü okullarda din dersi var . Bun-ların ihtiyacı olmadan bunu burayakoydular. Bunu da okul aile birliğiyleberaber, bir sınıfta mesela yetmiş kişiokuyor, o okul bomboş biz o imamhatip lisesini istemiyoruz. Buna karşıimza kampanyamız gerekirse ne türlüeylem olursa olsun yapacağız. Hal-kımızın ve çocukların ihtiyacı neyseonu yapmak için uğraş vereceğiz.

Yürüyüş: Halk Meclisi siziniçin ne ifade ediyor nedenönemli ?

Hasan Yüksek: Şimdi GaziMahallesi’nde de 1996 yılında dabiz saldırıya karşı Halk Meclisi’nikorumuştuk. O zamanki çalışmala-rımız da halkın beğenisini kazan-mıştı. O zamanki sorunlar yol, su,elektrik bu tür sorunlar vardı. Amaböyle uyuşturucu, hırsızlık gibişeyler mahallemizde yoktu. Bu sonsüreçte böyle sorunlar gelişti. Tabibuna karşı da halk meclisinin çalış-maları buna yönelik olacak. Otobüssorunu, sokakta yanmayan lambalarınsorunu, bunlarla ilgili yani, halkınyararlanabileceği her türlü sorunuhalk meclisi yapmaya hazırdır. Hal-kımızı halk meclisine sorunlarımızıbirlikte çözmeye çalışmalarımıza ka-tılmaya çağırıyoruz.

Yürüyüş: Halk meclisininyapılış sürecini anlatır mısınız?

Haydar Alimay: Halk meclisikendi halkının örgütlü emeği ve kendielleri ile yapıldı. Halktan toplanan parave mazemelerle yapıldı. İnsanlarınkendi katkıları ile birlikte halk meclisigerçekleşti.

Yürüyüş: Halk meclisi seniniçin ne ifade ediyor?

Haydar Alimay: Halk meclisigeçmişte halkın elektrik, su, yol, altyapı ve ulaşım gibi sorunlarını çöz-mek için ve mahallede yozlaşmayı,fuhuşu, kumarı önlemek için kuruldu.Halkın kendi öz örgütlülüğüydü. Yol,elektrik vb. problemler çözüldü yalnızmahallemizde büyük bir uyuşturucusorunu var. Çeteleşme ve hırsızlıksorunu var. Bu sorunlarla mücadeleetmek için halkın bir araya gelipkurduğu bir oluşum ikinci defa ku-ruldu meclis. Bence halkın sorunlarınıçözeceğine inanıyorum.

Yürüyüş: Halk meclisine emekharcayanlardan biri olarak, nasılyaptığınızı anlatır mısınız?

Kemal Bozdoğan: Halk mec-lisini kurarken esnaf ve dostlarımız-dan yardım alarak yaptık. Tuğlasın-dan, çimentosuna harcına kadar emekharcayarak halk meclisimizi yaptık.Tabi halkımızın desteği ile meclisimizikurduk. Burada mücadelemizi halkınsorunlarını çözmek için bir şeyleryapacağız. Yol, su, elektrik, uyuştu-rucu ve hırsızlık gibi meselerle mü-cadele etmek için halk meclisimizikurduk. Buradaki emek yalnızca bi-zim emeğimiz değil Gazi halkınında emeği var. Gazi halkı buraya sahipçıktı. Konteynerimizi çaldıklarındaGazi halkı ile birlikte eylem yaptı.Halkın desteği ile burada çalışmalaryaptık. Polis yıkmaya geldi ama bizyeniden yaptık ve bitirdik. Bununiçinde çok mutluyuz. Burada müca-dele etmekten onur ve gurur duyorum.

Yürüyüş: Halk meclisi siziniçin neyi ifade ediyor?

Kemal Bozdoğan: Meclisle hal-kın sorunlarını, sıkıntılarını, dertleriniçözmek amaçlı kurulmuştur. Halkınburada örgütlenmesi güzel bir şey,gelip sohbetler ediyoruz. Sorunlarınıanlatıyorlar, dertlerini anlatıyorlar. Hal-kın şikayetlerini bize bildirmesi vebizim de elimizden geldiği kadar, so-runlarını çözüyoruz. Halk meclisi içinhalkın kendi sorunlarını karakola git-meden buraya gelerek kendileri çözmesigüzel bir şey. Daha güzel, daha anlamlı.

Röportaj

Sorunlarımız OrtakÇözümü de Birlikte Üreteceğiz

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

331BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ332

Bir televizyon programı yapıla-caktı mahallede. Programda yoksulgecekondu halkıyla röportaj ve ma-hallenin çekimi yapılacaktı. Her za-man halk heyecanlanır 'televizyon-cular geliyor' diye. Bu sefer halksakin, televizyoncular heyecanlıydı.Halk sakinliğini kendine güvenindenalıyordu. Bu mahalleyi yaratan da,koruyan da, yöneten de halkın ken-disiydi. Nice bedeller ödenmişti.Oğullarını, kızlarını toprağa vermiş-lerdi. Hatta kimisini ülkenin başkabaşka illerinde, dağlarında.

Yıkım tartışmaları onyıllardır ya-pılıyordu. Aslında tüm gecekondu ma-halleleri böyleydi. Birkaç senede bir,yıkım ve evsiz kalma korkusu yaşa-nırdı. En dertsizi çocuklardı. Bu söy-lentilerle büyürlerdi; ama gerçeğibilene kadar neşelilerdi. Ta ki evleriyıkılana kadar. Ama Küçükarmutluçocuklarının bir farkı vardı. Onlar ger-çeği erken öğrenirdi. Onlar da yıkımtehditleriyle büyürdü; ama bir farkıvardı. Onlar direnişte büyürdü. Dev-rimci ablalarının, abilerinin ellerindebüyürlerdi. İşte bu çocuklardan biritelevizyonculara mahallenin sorunlarını,yıkımı anlatacaktı. Ne bekliyordu tel-evizyoncular? Belli ki AKP'nin yıkımpolitikasını teşhir etmek istiyorlardı.Ama bir acıklı hikaye yoktu bu ma-hallede. Onlar buraya gelerek Küçü-karmutlu'yu tanıyacaktı.

Televizyoncular cemevinin bah-çesinde ağırlandı. Biri "Burasınıbiz kurduk" dedi. Programı yapacakolan kadın, Seher, cemevine baktı.'Güzel, burayı mı?' diye sordu. Ogülümseyerek "Evet, orasını da bizkurduk; ama mahalleyi kastetmiş-tim ben" dedi.

Mahallenin ileri gelen teyzeleride vardı içlerinde. Birinin iki oğluda tutsaktı, birinin oğlu ise şehit. Ta-nıştılar. Gazeteci Seher, güleryüzlü

zayıf delikanlıya ismini sordu:- Hasan FeritSeher: "Senin de mi var tutsak

ya da ölen akraban” diye sordu. Fe-rit:

- Ben ismimi onlardan almışımyani şehitlerimizden. Bugün ben sizigezdireyim olur mu? Ben sizi tanı-yorum internetten, ben dolaştırırım.

Seher ile kameraman Fuat anlaş-tılar, onayladılar. Çaylarını içtiktensonra mahalleye çıktılar.

Ferit mahalleyi tanıtmaya başladı,kısaca mahallenin nasıl kurulduğunuanlattı.

"Görüyorsunuz, mahallemiz de-niz kenarında güzel bir yerde. Tekelcişirketler, Ali Ağaoğlular buralaragöz dikiyor. Tabi devlet onları ko-ruyor; ama bizden korkuyor da. Ko-lay değil bu mahalleyi yıkmak, yık-tırmayacağız."

Ferit anlatmaya devam etti. Dev-letin mahalledeki politikalarını an-latırken yozlaşma sorununu da anlattı.Gençlerin uyuşturucu kullandığını,devletin çeteler eliyle uyuşturucuyumahalleye sokmaya çalıştığını vebuna karşı verdikleri mücadeleyi an-lattı. Mahallenin sorunlarını anlatırkenanalardan biri araya giriyor.

"Yok yok, o öyle değil, o gençbilmez o, bilmiyor. Bizim mahallemizçok güzel, tertemiz" diyordu.

Ferit, tertemiz mahallelerine yö-nelik kirletme politikalarını anlatmayadevam etti. Röportaj bitti. Bu seferhayallerini anlattı. Hayalleri, onungeleceğe dair planlarıydı. Berkin içinfener uçuracaktı mesela, halkın elek-trik, gıda sorununu çözmeye çalışa-caktı. Seher, Ferit'e gülümseyerek"İnşallah onlar da olur bir gün"dedi. Ferit'in 'umutlu' olması hoşunagitmişti. Bir sene bile olmamıştı.Seher bir davet almıştı Küçükarmut-lu'dan. Gülsüman ve Şenay HalkBahçeleri'nin açılışı vardı. Ferit'ianımsadı. O umutlu, güler yüzlü gençyoktu şimdi. Açılışa vaktinden öncegeldi. Aslında bilerek böyle yapmıştı,mahalleyi gezmek istemişti.

Armutlu evleri rengarenk olmuştu.

Bir ev vardı ki görünce tek başınasesli sesli gülmekten kendini alamadı.Evin çatısı dantelle örülmüştü sanki.'Ne yaratıcı insanlar' diye düşündü.Sonra birden Ferit'in resmi çıktı kar-şısına, duvarda ona bakıyordu tümdelikanlılığıyla. Yüreği cız etti, duy-gulandı, gözleri doldu. Adımları ya-vaşladı. İki sokak ileride genç, üni-versiteli olduğu belli olan birkaç kişibir evin çatısını izliyor, aralarındakonuşuyorlardı. İçlerinden biri: "Çokgüzel, iyi çalışıyor, verimli sonuçalacağız" dedi.

Seher: "Bir şey sorabilir miyimsize?" Gençler hep birden döndüler.Seher, gençlerin parasız elektrik içinrüzgar türbini yaptığını öğrendi. AdıHasan Ferit Gedik Rüzgar Türbiniimiş. Seher bu kez şaşırmaya da baş-ladı. Bu mahalledeki hiçbir şey sıra-dan değildi. Açılışın yapılacağı bah-çelere yöneldi. Güzel, mavi gözlübir kız çıkıp konuşma yaptı. Kendiürünlerini ekip biçeceğini anlattı.

"Bugün halk bahçeleri bizim ih-tiyaçlarımızın karşılanmasıdır. Dü-zene alternatif olmaktır. Tıpkı Ber-kan Abatay Spor Merkezi gibi, tıpkıHasan Ferit Gedik UyuşturucuyaKarşı Savaş ve Kurtuluş Merkezigibi. Halk bahçelerimiz de düzeninGDO'lu tarımına karşı alternatiftir.Bu bahçelere Armutlu'da bedel öde-miş 2 anamızın adını veriyoruz. On-lara duyduğumuz sevgiyi, bahçemizeverdiğimiz emekle yaşatacağız" dedibu heyecanlı genç kız.

Seher hepsinin tek tek notunualdı. Anladı ki bu insanlar ne hayalediyorsa onu yapardı. Anadolu'yu daArmutlu gibi baştan yaratırlardı.

BU HALK BU VATAN BİZİMKAHROLSUN EMPERYALİZM

HAYALLERLE BAŞTAN YARATMAK

Bir dönem devrimcilerin avukat-lığını yapmış olan Taylan Tanay,işlediği suçlar nedeniyle 23.10.2014tarihinde saat 00.10 civarında Avcı-lar'daki evinin önünde Cephe'ninadaletiyle karşılaşmıştır. Tanay'ınarabası Cepheliler tarafından taranmış,camları sopalarla kırılmıştır.

Cephe milisleri tarafından, evininönünde yakalanan Tanay, işlediği su-çun bilincindedir ki, arabasını gizle-meye çalışmıştır. Ancak adaletimizdenkaçamamıştır.

Taylan Tanay, devrimcilerin içindeyaşamıştır. Ama düzenden getirdiğipislikleri, alışkanlıkları, yozluğu üze-rinden atmamış; ideolojik olarak sav-rulmuştur. Taylan Tanay çürümüştür.Düzenin batağına saplanmış, devrimcideğerlere, halkın değerlerine hakaretetmiştir. Çürümüşlüğünü devrimcisaflara yaymaya çalışarak suçunubüyütmüştür.

Yeniden hesaplaşma sürecine so-kulmasına rağmen hesap vermeden,bir suçlunun yapacağı şekilde kaçıpgitmiştir.

Tabii ki hata yapılabilir ama dev-rimciler özeleştiri verirler; kaçıp git-mezler. Devrimciliğimizin temiz kal-ması için özeleştiri veririz. Özeleştirinamustur. Taylan Tanay namusunasahip çıkmamıştır. Yaptığı ahlaksız-lığın hesabını vermeden kaçmıştır.

Sadece suç işleyenler kaçar. Tay-lan Tanay da kaçmıştır.

Sabırla bekledik... Çağrı yaptıkKAÇTI...

Tabii ki devrimcilik gönüllülük-tür.

Yüksek bir gönüllülüktür. Bu gö-nüllülük HERKES YAPABİLDİĞİKADAR AMA DEVRİMCİLİĞİNİLKELERİNE GÖRE... şeklindetanımlanır.

Ve gönüllülük asla canının istediğizaman, istediğini yapmak değildir.

Değerlerimizi çiğnemiş, halkımı-zın devrimci tutsakların güvenini kö-tüye kullanmıştır. Kendi pespaye çı-karları için kullanmıştır.

Devrimcilik hesap sormaktır, he-sap vermektir. Halka, devrimci de-ğerlere ihanet edenlerin bu çürümeyiiçimize yaymasına izin vermeyeceğiz.Bunun için Taylan Tanay'dan hesapsormaya gittik...

Halkın Hukuk Bürosu, 21.07.2014tarihinde, Taylan Tanay'la ilgili yaptığıaçıklamada şunları söylemişti: “Tay-lan Tanay kendisine verilen emeği,sevgiyi, değeri ezip, hukukunu ta-mamlamadan büromuza, tutsakla-rımıza, yoldaşlarımıza ve dostları-mıza sorumluluklarını yerine ge-tirmemiş, hesap vermeden ve yalansöyleyerek kaçmıştır...

Taylan Tanay çalışma arkadaşla-rına yalanlar söylemiş, gizli ve gay-rimeşru ilişkiler kurmuştur. Yalansöyleyerek insan bedenini, insan eme-ğini ve insan güvenini sömürmüştür.İnsanların kendisine devrimciliğindenötürü duyduğu güveni ve devrimciprestijini kötüye kullanmıştır.”

İşte bu suçlara karşı, Taylan Ta-nay'ın saflarımızı kirletmesine izinvermemek için, çürümeye vurulmuş-tur. Yozlaşma düzenin kiri, pisliğidir...İçimizde barındırmayacağız.

Halkımız bilmelidir ki, hiçbir suçcezasız kalmaz.

Suç işleyenler halka ve devrim-cilere hesap vermekten kaçamaz.

Taylan Tanay da kaçamayacak!

Tekrar söylüyoruz Taylan Tanayhalkımızdan ve devrimci tutsaklardanözür dileyecek.

Doksan bin avukat var Türki-ye’de... Doksan bin avukattan birisidir

o da. Onu, işçilerin, işkence gören-lerin, devrimcilerin avukatı yapan,devrimcilerin ilkeleri, mücadelesi vesiyasi kararlarıdır.

Halkımız devrimci değerlere dev-rimcilerin ödediği bedellere saygıduyduğu için evini açmıştır ona. De-mokrat avukatlar, demokrat insanlarbu değerler nedeni ile açmıştır evini,bürosunu.

Halkımız da, devrimci tutsaklarda devrimcilere güvendikleri içinonu avukatları olarak kabul etmiş-lerdir.

Peki Taylan Tanay ne yaptı? Enpespaye, üçüncü sınıf otellerde evli,bekar, çocuklu, dul, bir siyasi çevreyeyakın veya tamamen düzen içi, ken-disinden büyük-küçük kadınlarla,halkımızın deyimi ile düşüp kalktı...

Halkımız, bu ahlaksız adamı evi-nize sokmayın. Kadınlarınızı, anne-lerinizi, kız kardeşlerinizi, arkadaş-larınızı koruyun bu soysuzdan.

Taylan Tanay’ı sahiplenenler, birkez daha düşünün… Faşizmin mah-kemelerinin dosyalarına kadar yan-sıyan bu pespaye adama sadece avu-kat olduğu için sahip çıkan meslekörgütleri, bir kez daha düşünün.

Taylan Tanay, devrimci tutsak-lara ve halkımıza özeleştiri yapa-cak. Özür dilesin sonra hangi ce-henneme giderse gitsin. Hangi ba-taklıkta çırpınırsa çırpınsın. Cehen-nemin dibine kadar yolu var.

Özür dileyecek. Özeleştiri ya-pacak. Aksi takdirde torunlarınakadar anlatacağız o soysuzun ah-laksızlıklarını.

Not: Cezalandırma öldürme amaç-lı değil, sadece uyarı amaçlıdır.

CEPHE

Taylan Tanay, Halka ve Devrimcilere Hesap Vermekten Kaçamayacak

TAYLAN TANAY, HALKIMIZDAN, DEVRİMCİ TUTSAKLARDAN

ÖZÜR DİLEYECEK

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

333BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Şu utanmazlığa, alçaklığa bakın:Bu mantıktaki bir Çalışma ve SosyalGüvenlik Bakanı iş cinayetleriniönleyebilir mi? Kan parası ödendiher şey hallolacak….

İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlarİnşaat’taki asansörün yere çakıl-masıyla katledilen 10 işçinin ailesineholding sahipleri 500’er bin lira“Kan Parası” adı altında, davaların-dan vazgeçmesi için rüşvet teklif et-miş. Katledilen 8 işçinin ailesinikandıran holding sahipleri iki işçiailesini kandıramayınca bu rüşvetalçaklığı ortaya çıktı.

Bakan Faruk Çelik bu rüşvetolayının üstüne gidip iş güvenliğialmayan katil patronların en ağırşekilde cezalandırılması için çabasarfedeceği yerde yaptığı açıklamalarabakın… Bu mantıkla iş cinayatleriönlenebilir mi?

“7. İş, Güvenlik ve Yaşam AnkaraZirvesi”ne katılan Bakan Faruk Çelikyaptığı konuşmada diyor ki; “Vic-danlar dile geliyor, dul ve yetimsahipsiz kalmıyorsa ve ailelere sahipçıkılma gayreti varsa bu iyi bir du-rum”

Ne vicdanlı patronmuş öyle…“Vicdanlar dile geliyor” muş… Kan

parası ödenmiş. Dul ve yetimlersahipsiz kalmayacakmış… TorunlarHolding’in sahiplerindeki gayretigörmüş Bakan Faruk Çelik…Övgülere bakın….

Yetmez Bakan Çelik, yetmez!..“Yılın işadamı” seçin Torunlar İnşa-at’ın sahiplerini... Bir de ödül verin10 işçiyi katlettiği ve ölen işçilerinailelerine kan parası verdiği için...

Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Faruk Çelik halkla, işçilerlealay ediyor.

Halkla, işçilerle alay edilmesininhesabının sorulmayacağını mı sanıy-orsunuz…

Kan parasını verince her şey hal-loluyorsa… Kan parası vermek veolayı kapatmak “doğal, olmasıgereken bir şey” ise;

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 10 işçinin katledildiği Torunlarİnşaat’ın sahiplerine, ölen işçilerin ailelerine kan parası verdiği için övgüler dizdi!

“Vicdanlar dile geliyor, dul ve yetim sahipsiz kalmıyorsa ve ailelere sahipçıkılma gayreti varsa bu iyi bir durum”muş…

“Kan parası vermek doğal olması gereken bir şey”miş…

SİZİN CANINIZ KIYMETLİ, KANINIZ PAHALIDIR!FARUK ÇELİK BİZ SENİN AİLENE TORUNLAR’IN İŞÇİ AİLELERİNE

ÖDEDİĞİ KAN PARASININ İKİ KATINI PEŞİN VERECEĞİZ!CANINI ALACAĞIZ, RAZI MISIN BU PAZARLIĞA?

Tarih: 24 Ekim 2014 Açıklama: 437

Bugün dünyada yaklaşık 3 mil-yar işgücü var ve her gün yaklaşık1 milyon iş kazası gerçekleşiyor.

Her yıl 2,3 milyon çalışan işkazası ya da meslek hastalığındanölüyor.

Her 15 saniyede bir, bir işçi işkazası ya da meslek hastalığı se-bebiyle ölüyor ve her 15 saniyedebir, 160 işçi iş kazası geçiriyor.

Sosyal güvenlik kurumunun veçalışma bakanlığının kendi verilerinebile baktığımızda hapishanelerin buişçi katliamları sebebiyle patronlarladolup taşması gerekirdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik

Bakanlığı verilerine göre Türkiyede2009 yılında 64.316 iş kazası ger-çekleşmiş ve bu kazalarda 1.171işçi katledilmiştir.

2010 yılında 62.903 iş kazasıgerçekleşmiş ve bu kazalarda 1.444işçi katledilmiştir.

2011 yılında 69.227 iş kazasıgerçekleşmiş ve bu kazalarda 1.700işçi katledilmiştir.

2012 yılında 74.871 iş kazasıgerçekleşmiş ve bu kazalarda 744işçi katledilmiştir.

İşçi Sağlığı ve İş GüvenliğiMeclisi verilerine göre 2014’ün ilksekiz ayında 1.270 işçi katledilmiştir.

AKP’nin 12 yıllık iktidarındatoplam 14 712 işçi katledildi….

ILO Verilerine Göre;

DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ CEPHESİ

Basın Bürosu

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ34

Biz senin için Torunlar Hold-ing’in işçi ailelerine verdiğiparanın iki katını peşin ödeye-ceğiz…

Bize hesap numarasını ver.Hesabına yatıralım parayı…

Yeter artık; siz kendinizi nesanıyorsunuz? Bu kadar alçaklıkolmaz. 10 işçi katledildi…Katliamın sorumlusu TorunlarHolding değilse kim?

10 işçinin katillerini takipsi-zlik kararı verilerek akladınız.Gariban üç-beş işçiyi sorumlututuyor mahkemeler… Şimdide kan parası vererek ölen işçiailelerini susturuyorsunuz.

Kan parası verdikleri için birde vicdanlı oldu katiller. “Vic-danlar dile geliyor” muş…

Çalişma ve SosyalGüvenlik BakanıFaruk Çelik,Sözlerini Geri Al!

Seni uyarıyoruz Faruk Çelik;insan aklına hakaret eden buusluptan vazgeç. O dilini keser-iz... Bedavaya bile kimse almazo dilini senin. HALKIMIZINACILARINA SAYGILI OLUN!

12 yıllık iktidarınızda 14 bin712 işçi iş cinayetlerinde ka-tledildi…

Katlettiğiniz 14 bin 712işçinin HESABINI SORA-CAĞIZ SİZDEN

KATİLSİNİZ KATİL…HESAP VERECEKSİNİZ!..

İş cinayetlerini önlemek yer-ine işçilerin katillerine kan parasıveren katil patronlara övgülerdiziyorsunuz…

Halktan ve işçilerden özürdileyeceksin… Özür dilemezsensana ve ailene “KANPARASI”nın ne olduğunugöstereceğiz… Torunlar İnşaatkaç lira vermişse işçi ailelerine,biz senin ailene iki katı KANPARASI vereceğiz…

Hesap numarasını ver FarukÇelik; KAN PARANI PEŞİNÖDEYECEĞİZ!

Elazığ'da, yozlaşmaya ve emperyalistsaldırganlığa karşı Halk Cephesi'nindüzenlediği Grup Yorum konseri içinkomite kurularak çalışmalara başlandı,büyük bir sabırsızlık ve heyecanla ça-lışmalar sürdürüldü. 25 Ekim günü,konser öncesi düzenlenen sohbet prog-ramında, umudun sesi Grup Yorum se-venleriyle buluştu.

Saatler 20.00'yi gösterdiğinde Ataparkkonser alanında, kitleyi Elazığ HalkCephesi imzalı; “Hasan Ferit GedikÖlümsüzdür, Kobane'de Amerikan Bes-lemesi IŞİD'in Saldırılarına Karşı DirenenKürt Halkının Yanındayız, KürdistanKürt Halkınındır, Kürt Halkının Kurtu-luşu Anadolu İhtilalindedir, Yozlaşmayave Emperyalist Saldırganlığa İzin Ver-meyeceğiz" ve "Murat Gündoğan veAlicem Kaya Serbest Bırakılsın/ ElazığLiseli Dev-Genç” pankartları karşıladı.

Konser, Elazığ Halk Cephesi açık-lamasıyla başladı. "Hasan Feritler’imiz,Birol Karasular’ımız, İsmail Doğan-lar’ımızla düzenin yozlaştırma bataklığınıkurutacağız. Şehitlerimizden aldığımızgüçle emperyalizmin saltanatını yıkacak,halklarımıza özgürlük ve umut taşıya-cağız. Emperyalizmin saldırılarına karşıbirleşelim savaşalım" denilen açıkla-manın ardından sahneye Grup Yorumçıktı.

Konser boyunca Grup Yorum umu-dun türküleriyle konser alanını coşturdu.Kitle, Yorum'a eşlik ederek, emperyalizmve faşizme olan öfkesini haykırdı. Büyükbir coşkuyla özgür tutsakların ve direnenhalkların selamlandığı konser, saat

23.00’da bitirildi. Konser bitiminde yolaçıkan Grup Yorum üyelerinin bindiğiaraç, AKP’nin işkenceci katil polisleritarafından durduruldu. Polisin dayat-masına rağmen, kimlik kontrolü ve ara-ma yaptırılmadı.

***

Umudun HalayınıHer Yerde Çekeceğiz

Amed’de, Elazığ’da yapılacak “Yoz-laşmaya ve Emperyalist SaldırganlığaKarşı” Grup Yorum konseri için 20-23Ekim tarihlerinde Sanat Sokağı’nda, 21Ekim günü ayrıca Dicle Üniversitesi’ndemasa açıldı. Grup Yorum şarkılarınınçalındığı masalara halkın ve öğrencilerinilgisi yoğun oldu. Ayrıca masaya geleninsanların çoğu Grup Yorum’un Amed’dekonser vermesini istediler. Yürüyüş Der-gisi’nin de bulunduğu masada dergilerhalka ulaştırıldı.

***

Tacizlerle HalkımızıKorkutmanızaİzin Vermeyeceğiz

Elazığ Halk Cephesi, konseri haz-medemeyen işkenceci ve tacizci polisleilgili 26 Ekim'de açıklama yaptı. Açık-lamada; "Halk Cephesi'nin düzenlemişolduğu Grup Yorum konseri sonrası,AKP´nin işkenceci katil polisleri ailele-rimizi taciz etmeye başladı. AKP´ninkatil polislerini uyarıyoruz! Ailelerimizinbaşına gelecek en ufak bir şeyde Elazığ’ıbaşınıza yıkarız. Tacizlerinizle, saldırı-larınızla bizleri mücadelemizden kopar-tamazsınız" denildi.

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

35BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Emperyalizmin Saltanatını YıkacakHalklarımıza Özgürlük ve Umut Taşıyacağız

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ336

AKP tarafından 2015-2017yıllarını kapsayan 3 yıllık ortavadeli program açıklandı. AKPgeçmişte 9 tane bu tür programaçıklamıştı. Geçmişte açıklananprogramla ilgili hedeflere ulaşı-lamamakla birlikte bazı gerçeklerde daha net açığa çıkmış oldu.

AKP bundan önce sürekli,enflasyon ve işsizlik rakamlarınındüştüğünü söyleyerek iyimser tab-lolar çizdi. Geçmişte bu rakamlarıdüşürmek için hesaplama yöntem-lerini bazı hileler yaparak değiştirmeyoluna gitmişti. Örneğin işsizlik ra-kamı hesabını, resmi kayıtlara göreiş aramayan kesimleri veya belliyıl iş bulamayan işsizleri değerlen-dirmeden yapmıştır.

AKP halkı rakamlarla kandır-maktadır. Fakat bugün açıkladığırakamlar, her ne kadar gerçeği yan-sıtmasa ve açıklanan hedeflerin hiç-biri tutturulamasa bile, geçmiştenoldukça kötüdür.

Daha önce büyümesi yüzde 4olarak tahmin edilen işsizlik oranınınyeni programda yüzde 9’un üzerindekalacağı belirtilmektedir. Bu yılyüzde 9,6 düzeyinde beklenen iş-sizlik oranının, gelecek yıl yüzde9,5’e, 2016 yılında yüzde 9,2’ye ve2017 yılında yüzde 9,1 düzeyinegerilemesi hedeflenmektedir. Dahaönce yapılan işsizlik tahmininin be-lirlenen hedeflerin iki katına çıktığıdüşünüldüğünde, işsizlik oranınınhükümetin belirttiği rakamıyla bileyüzde 20’lere çıkacağı bugündentahmin edilebilir.

Ekonomik büyümeye ilişkin 2014yılı büyüme hedefinin yüzde 3.3 dü-zeyine çekildiği görülmektedir. 2015yılı için yüzde 4,0 ve 2016 ile 2017yılları için de yüzde 5.0 büyüme he-deflenmektedir. AKP geçen yıl açık-ladığı orta vadeli planlarında 2014 bü-

yüme hedefini yüzde 4.0, 2015 büyümehedefini de yüzde 5.0 olarak olarakbelirlemişti. Daha önce 2014 için bü-yüme tahmini yüzde 4 seviyesindeydi.

Son programda öncelikli hedef ola-rak belirlenen enflasyonun bu yıl so-nunda yüzde 9.4 düzeyine kadar çık-ması öngörülmektedir. Bu öngörü, eskiprogramda yüzde 5 olarak hedeflenenenflasyon oranını neredeyse ikiye kat-

lıyor. Cari işlemler açığı bu yıl

ve 2015 yılında 46 milyardolar, 2016 yılında 49.2 milyardolar ve 2017 yılında da 50.7milyar dolar olarak öngörülü-yor. Cari açığın gayri safi yur-tiçi hasılaya (GSYH) oranı dabu yıl yüzde 5.7 öngörülüyor

ve 2017 sonunda yüzde 5.2’ye dü-şürülmesi hedefleniyor.

AKP’nin açıkladığı rakamlar ger-çeği yansıtmasa bile, geçmişte ya-pılan programların sürekli değişti-rildiği ve rakamların hep iki katıçıktığı göz önüne alınırsa şimdidenkrizin her geçen gün artacağı bellidir.

AKP açıkladığı programla en-flasyonun öncelikli hedef olduğunusöylemektedir. Bu durum ve açık-lanan rakamlar, işsizliğin ve enflas-yon rakamlarının düşürülemediğininbir itirafıdır.

AKP’li Ali Babacan bu programıaçıklarken emperyalistlerin durumuhakkında da bilgi verdi ve “2015 or-tasından itibaren faiz artışı başlayacak.Dünya ticaretinde büyüme hızı hala2008 krizi öncesinin altında seyrediyor.Gelecek 10 yılda gelişen ülkelerdebüyüme hızı geçmiş 10 yılın altındaolacak. Gelişmekte olan ülkelerin bü-yüme hızında yavaşlama gözleniyor.G20 dönem başkanlığında önceliklikonularımızdan biri küresel büyümeolacak. Dünya genelinde güçlü vesürdürülebilir bir büyümeye ulaşıla-madı. 2009 sonrası uygulanan politi-

kalar istenen sonucu vermedi.” diyerekyaşanılan duruma kılıf bulmaya çalıştı.

Ayrıca, Ululslararası Para Fonu(IMF) küresel büyüme tahminlerinibu yıl için 0.1 puan ve gelecek yıliçin de 0.2 puan düşürdü. IMF’ninyayımladığı Dünya Ekonomik Gö-rünüm Raporu’nda, geçen Tem-muz’daki güncellemede yüzde 3.4olarak yer alan 2014 büyüme tahmini

AKP’NİN ORTA VADELİ EKONOMİ PROGRAMI HALK İÇİN

AÇLIK, YOKSULLUK, ÖLÜM VEZULÜMDÜR!

28 Ekim 2014 tarihindeKaraman Ermenek İlçesinde

Eski AKP'li BelediyeBaşkanı Saffet Uyar'a ait

Has Şeker Madencilik'e aitkömür ocağında su

kaynağının patlaması sonucu18 işçi mahsur kaldı. Madenyetkilisi, "Siz yolda giderken

ne zaman trafik kazasıyapacağınızı tahmin

edebiliyor musunuz" diyearsızca açıklama yaptı...

18 MADENCİNİN KATİLİ AKP’DİR

2014 yılının ilk 10 ayında354 maden işçisi katledildi!

354 MADENCİNİN KATİLİ AKP’DİR

1946-2014 yılları arasında 65 bin 879 işçi katledildi!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

337BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

yüzde 3.3 düzeyine çekildi. BöyleceIMF üçüncü kez büyüme tahmininiindirmiş oldu. IMF, aynı dönemleritibarıyla 2015 küresel büyüme tah-minini de yüzde 4.0 düzeyindenyüzde 3.8’e indirdi. IMF’nin geçenNisan ayında yaptığı güncellemedeise küresel büyüme tahminleri buyıl için yüzde 3.6 ve gelecek yıl içinde yüzde 3.9 olarak belirlenmişti.

Gerek rakamlar gerekse yapılanaçıklamalar oligarşinin ve emperya-lizmin krizinin sürekli olduğunu vebüyüyerek devam ettiğini göster-mektedir. Bugüne kadar emperyalizmçeşitli yöntemlerle krizlerini geçiciolarak atlatmış, ertelemiştir. Ama hererteleme yöntemi onu daha büyükbir çıkmaza sürükleyecektir.

İşbirlikçi AKPKrizin FaturasınıHalka Ödetecek!

Orta Vadeli Programda “sosyaltaraflarla diyalog içerisinde tüm iş-çilerin faydalanacağı ve bireyselhesaba dayanan bir kıdem tazminatısistemi geliştirilecektir”,

“Alt işverenlik uygulaması işçihaklarını ve ekonominin rekabetgücünü dikkate alacak şekilde göz-den geçirilecek”,

“Yurt içi üretimde işgücü, enerjive ulaşım gibi alanlarda üretim ma-liyetlerinin düşürülmesine yöneliktedbirler kamu mali dengeleri göze-tilerek uygulamaya konulacaktır”denilerek hakların gasp edileceği itirafedilmektedir. Onların ekonomik re-kabet gücü dedikleri ucuz işgücü,

açlık, kiralık işçi bürolarının ku-rulması, kıdem tazminatının kal-dırılması, güvencesiz işçi çalıştı-rılması, iş güvenliğinin alınmamasıve işçi ölümlerinin artması demektir.

Programda enflasyon hedefi de ta-nımlanmaktadır. Enflasyon verileri bü-yük oranda ücretler açısından da be-lirleyici olmaktadır. Enflasyona dayalıücret artışlarında kullanılan enflasyonrakamlarının halkımızın gerçekte ya-şadığı enflasyondan farklı olduğu ger-çeği düşünüldüğünde, işçilerin alımgücünde resmi verilere yansımayanbir kayıp meydana gelmektedir. Nitekimprogramda 2015 yılında gıda fiyatla-rındaki artışın yüzde 9, genel enflas-yonun yüzde 6,3; 2016 yılında gıdafiyatlarındaki artışın yüzde 8, genelenflasyonun yüzde 5 olacağı tahminedilmektedir. Bu durum enflasyonadayalı ücret artışı halinde mutfaktakialım gücünün 2 yılda yüzde 5 azalacağıanlamına gelmektedir. Ayrıca asgariücret artış dönemlerinde ücretlerinbaskı altında tutulmasının gerekçele-rinden birinin orta vadeli Programdada önemi ısrarla vurgulanan enflasyonlamücadele yalanıdır. Bu koşullar altındaasgari ücretin, açlık sınırının altındabir ücret olarak belirlenmeye devamedileceği bugünden bellidir.

Programda özelleştirmenin devamedeceği ve vergilerin arttırılacağı be-lirtilmektedir. Bu da halkın cebini

iyice boşaltacakları anlamına gelir.

Kriz Kroniktir, AKP’ninBuna Çözümü Yoktur!

Toparlayacak olursak;

Enflasyon, işsizlik ve dış ticaretaçığı her geçen gün büyümektedir.

AKP bugüne kadar kah borç alarak,kah kamuya ait kaynakları satarak,özelleştirmeler yaparak sıcak parasağlamıştır. Fakat bu sıcak para artıkkesilecektir. Bu nedenle daha önceaçıklanan orta vadeli programlardandaha düşük hedefler belirlenmiştir.

Son orta vadeli programla dadiğer programlarda olduğu gibi yinehalkın sırtına bineceklerdir. Bu isegünlük hayatta, yeni ek vergiler gel-mesine ve hayat pahalılığına yol aça-cak halk daha fazla yoksullaşacaktır.

Krizi fırsata çevirmek isteyenAKP, bunun çıkış yolu olarak özel-leştirmeler yapmak isteyecek ve ülkekaynaklarını satışa çıkaracaktır.

Krizin reçetesi halka ödetileceğiiçin ucuz ücretle çalıştırma ve işsizlikbugünkü koşullardan daha da kötüolacaktır. Taşeronlaşma artacak, işçilerikiralayan yeni kölelik büroları açılacak,kıdem tazminatı gibi haklar gasp edi-lecek ve bunun sonucunda maalesefişçi ölümleri daha da artacaktır.

Gerek Türkiye’de, gerekse em-peryalist devletlerde sürekli bir eko-nomik kriz mevcuttur. Emperyalizmve yerli işbirlikçileri ekonomik kriz-den çıkacak yöntemler bulamamak-tadır ve dünyayı yeni savaşlara sü-rüklemektedir. Kriz, sistemin yüzyıllıkkrizidir ve halkın, emperyalist sistemitamamen alaşağı etmesinden başkaçözümü yoktur.

Halk İçin Mimarlık Mühendislik Der-gisinin 2. sayısı, 3 aylık bir aradansonra 23 Ekim’de çıktı. Dergide; 31Ekim-2 Kasım tarihleri arasında Kü-çükarmutlu’da 2. Uluslararası EdaYüksel Halk İçin Bilim, Halk içinMühendislik Mimarlık Sempozyu-mu’nda dünyadaki diğer deneyim-lerin bir araya getirileceği ve mü-hendis mimarların yapmış olduğuprojelerin paylaşılacağı oturumlar

yer alıyor. Mimar Meclisleri çatısı altında ör-gütlenmenin önemi, AKP döneminde devleteliyle yapılmış “iş kazası” görünümlü katliamlaranlatılıyor dergide. AKP’nin yasa değişiklikleriylekentsel dönüşüm saldırılarını nasıl boyutlandırdığıda yer alırken, TMMOB’un ne yapmadığı tartı-şılıyor. Dergide yer alan köşelerden bazıları daşöyle; “Onurlu Bilim İnsanları”, “GeçmiştenÖğrendiklerimiz” ve kültür köşesi. Halkın Mü-hendis Mimarları dergisi halkın dergisidir, oku-yalım, okutalım...

Halk İçin Mühendislik Mimarlık Dergisinin 2. Sayısı Çıktı...

Okul kapısı, işyeri kapısı, devletkapısı... Kapı, kamu emekçileriniikiye ayırır: Çalışanlar ve işsizler...Biri kapının içeri, diğeri dışarı tara-fındadır.

Kapı içindekiler, yani çalışanlar,tüm hak gasplarına karşı evlerineekmek götürebilmek için haksızlıklarasessiz kalarak çalışmaya devam eder-ler. Sürekli olmasa da bir güvencealtında olduklarına şükrederler. Dev-letin tehditler, baskıları öylesine sin-dirmiştir ki, bırakın öğrencilerinin,müşterilerinin, halkın haklarına, kendihaklarına dahi sahip çıkamazlar. Gö-rünüşte sendika vardır, konfederasyonvardır ama ne bir direniş ne bir ey-lem... Sonuç alıcı hiçbir mücadeleyoktur. Var olan direnişler ise re-formlara hapsedilir.

Kapı içindekiler, dışındakilerinhaline bakıp şükrederler... Kaybede-cekleri bir işleri, ev geçim dertlerivardır. Devletin baskısı, tehdidi vardır.Kapı önüne konmamak için başlarınıeğerler, yok sayarlar, görmezler...

Kapı önündekilerin kaybedecek-leri hiçbir şey yoktur. Hakları çalın-mış, emekleri yok sayılmış, açlar mıtoklar mı umursanmamıştır.

Kapı önündekiler, düzenin sömürü

çarkını yaşayarak öğrenmişler-dir. Mücadelenin zorunluluğunukavramışlardır. Ancak örgütsüzolmaları onları umutsuzlaştırır.Tek başına, bireysel tepki veeylemlerle sonuç alamazlar.

Umutsuzluk bazen, atanmasıyapılmayan öğretmenlerde ol-duğu gibi intiharı getirmiştir.

Peki gerçekten umutsuz mu-yuz? Umudumuz nerededir?

350 bin atanması yapılmayan öğ-retmen var.

350 bin kişilik bir orduyu düşünün.Doğru hedefe yönlendirilmiş, kazanmaazmiyle mücadele eden, hakkına sahipçıkan, sınıf kinine sahip 350 bin kişi...Hiç az bir rakam değil.

Önemli olan bu gücün örgütlüolmasıdır.

Hatay'da, atanması yapılmayanöğretmenler tarafından imza masasıaçılıyor. Masa açılır açılmaz polisinsaldırısına uğradı çünkü devlet, ör-gütlü mücadele istemiyor. 2 öğret-menin başlattığı direniş bu nedenlegözlerini korkutuyor. Biliyorlar ki,direniş umut yayar. Açılan masada,atanması yapılmayan yüzlerce öğ-retmen adayıyla tanışıldı. Kısa süredeartan destek, bir örgütlenme ihtiyacını

gösteriyor.

Şunu bilmeliyiz ki, aynı sorunuyaşayan 350 BİN insan var. Üstelikçalışan öğretmenler de bu direnişedestek vermelidir, çünkü atanmasıyapılmayan her öğretmen, çalışanöğretmenlerin üzerinde tehdit aracıdır.Yani çalışan, çalışmayan, atanmasıyapılan yapılmayan tüm öğretmenlerçalışma hakları için örgütlenmeli,mücadele etmelidirler.

Herkes gücünü örgütlenmeye kat-tığında milyonlar olduğumuzu gö-receğiz.

Emeğimizi, kültürümüzü ve va-tanımızı sömürenlerin bir avuç ol-duğunu, halkın ise milyonlar oldu-ğunu unutmayalım. Toplumsal dö-nüşümleri gerçekleştirenler hep halkolmuştur, kendimize inanalım.

Umut, 350 Bin Kişilik AtanmasıYapılmayan Öğretmenler

Ordusunun Direnişindedir!

DİRENİŞ BİRLEŞTİRİR,UMUTSUZLUĞU YOK EDER!

Doğruları pratik içinde iş yaparak aynı zamanda tar-tışarak bulacağımızı, öğreneceğimizi düşünerek hızlaharekete geçmeliyiz.

Uzun süreçlere yayılan tartışmalar, küçük ayrıntılarüzerinde aylarca yapılan tartışmalar bize zaman kaybındanbaşka bir şey kazandırmayacaktır.

İşte Hatay'daki atanması yapılmayan öğretmen arka-

daşlarımız bunun en somutörneğini bize gösterdiler.

Tartışmalardan çıkıp mü-cadelede öğrendiklerini so-mutladılar. Ve açtıkları birmasada bile onlarca insanla

tanıştılar.

Ne kadar çok insanın bu sorunla boğuştuğunu gördüler.Faşizm saldırdı ama ne kadar çok olduklarını görmek,halkın sahiplenişi onlara güç verdi.

İşte bu tüm atanması yapılmayan öğretmenler baştaolmak üzere devrimci memur arkadaşlarımıza örnek ol-malıdır. Bu örnekleri çoğaltmalı ve büyütmeliyiz.

Sorunların Çözümleri Mücadeledir!Emekçilerin Kördüğüm Olmuş

Yaşamlarında Kurtuluş Kapısını Aralamalıyız!

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ38

Ülkemizde Gençlik

45. yıldır mücadeleyi onurla ve dirençle büyüttük, bü-yütüyoruz. Bugün Dev-Genç deyince 7’den 70’e herkesbir duraksıyor. Bu isim düşmanlara korku salıyor, dost-ların yüzünü gülümsetiyor. İsmimizin bu kadar etki bı-rakmasının nedeni 45 yıldır söylediğimizi yaptığımızın,halkın yanında olduğumuzun göstergesidir. Faşist iktidarlarbizi mücadeleden koparmak için birçok yola başvurdu-lar. İşkence tezgahlarından geçtik, sokak ortalarında kat-ledildik, yüzyıllara varan cezalar aldık, kaçırıldık-kay-bedildik ve daha niceleri, bunlar bizim öfkemizi biley-ledi daha iyi gördük faşizmin yüzünü ve daha coşkuylasarıldık mücadeleye. Bizi yok edemeyince Mao’nun dadediği gibi “suda balık misali balığa can veren suyu yoketmeye başladılar.” Bunun için 6 Kasım 1981’de YÖK’ükurdular.

YÖK’ün kurulması ile birlikte baskı ve şiddet de art-tı öğrenci ve öğretim görevlileri üzerinde terör estirildi.Anayasanın 131. Maddesine göre yüksek öğretimi plan-lamak, düzenlemek, yönetmek ve denetlemek üzere ku-rulan YÖK, anayasa ile kendisine verilen bu görevleri ye-rine getirebilmek için geniş yetkilerle donatıldı.

- Öğretim elemanı yetiştirmek.

- Üniversiteler ve liseler hakkında kararlar vermek.

- Üniversitelere ve liselere geçiş sınavlarını düzenle-mek.

- Okullarda disiplin işlemlerini oluşturmak.

- Vakıf üniversitelerine yardımcı olmak ve açmak.

- Üniversitelere rektörler atamak.

- Öğretim üyeleri ve öğrencileri okullardan atmak.

İlk kurulduğunda genel olarak bu maddeler üzerine ku-ruldu. Ve zamanla bu maddeler çoğaldı. Liselerde zorunludin dersi, polis ve ÖGB’nin (Özel Güvenlik Birimleri)üniversitelere yerleştirilmesi, 90’lar ile birlikte özelüniversitelerin önünün açılması, üniversitelerin meta-laştırılması (Ticarethanelere dönüştürülmesi), bilimsel eği-timden uzaklaşılması, barların-uyuşturucu satıcılarının,iddia, at yarışı gibi kumar oyunlarının üniversite ve liseçevrelerinde çoğaltılması. Amaç belliydi öğrencileri ki-şiliksizleştirmekti.

Dev-Genç’liler sorun varsa çözüm de var dediler.YÖK gençlik için en büyük sorundu. Üstüne 80 darbesi gibibir faşist cuntadan geçmişlerdi. Ne yapılmalıydı, beklen-meli miydi? Dev-Genç’liler asla bahaneler üreten, karamsardüşler kuran, umutsuz olan örgütlerden olmadılar. Umut ilekararlılık ile kanla, dişle mücadeleyi büyüten oldular. YÖK’e

karşı da Dev-Genç’liler hemen ha-rekete geçtiler ve 80sonrasının ilk genelboykotu olan 6 Ka-sım 1990 boykotu-nu örgütlediler. Boy-kot komiteleri kur-dular. Okulların hertarafına öneri def-terleri açarak gen-çliğin görüşlerini aldılar. Sadece İstanbul’da 100’ün üze-rinde komite kuruldu ve 1000’in üzerinde öğrenci aktif ola-rak bu komitelerde çalıştı. Birçok öğretim görevlisi öğ-rencilere izin vererek sınıf içerisinde boykot hakkında çağ-rı yapmasını sağladı. Tabi faşizm de boş durmadı. Boykottaniki gün önce yurt ve evlere yapılan baskınlar, gözaltılar gen-çliği yıldıramadı, siyasetçilerin açıklamaları, burjuva basının“Üniversitelerde terör estirecekler” demeçleri, üniversiteyönetimlerinin derse girmeyen öğrencilerin cezalandırıla-cağını belirtmesi ve nice baskılara rağmen boykot tam birzafere dönüştü. 6 Kasım 1990 Boykotu TÖDEF’i oluştu-ran, merkezi dernekleri güçlendiren bir güce dönüştü.

Bugün Sıra Bizde! Tam 24 yıl önce şehitlerimiz ve yoldaşlarımız boykotu

her türlü engellere rağmen başardılar. Biz de başaracağız!

Her yıl yüksek ve orta öğretime geçişte değişen sınavsistemleri gösteriyor ki eğitim de AKP iktidarı çaresiz du-rumda, yap-boz sistemi ile ayakta durmaya çalışıyorlar.

Eğitimin özünde hiçbir değişiklik olmazken değişentek şey her yıl daha fazla baskı ve hak gaspları oluyor.

Buna karşı bizler SÖZ-YETKİ-KARAR hakkı bi-zimdir diyeceğiz.

Berkin Evan’ın katilleri hala yargılanmıyor. Berkin El-van’ın katillerinin yargılanması için, öğrenci üzerinde bas-kıcı bir kuruluş olarak kurulan YÖK’ün kaldırılması için6 KASIM’DA BOYKOTTA OLACAĞIZ!

24 yıl önce TÖDEF’in oluşmasına zemin olan boy-kot, 24 Yıl sonra ÖĞRENCİ MECLİSLERİNİN oluş-masına zemin olacaktır.

TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE, YENİTARİHLER YAZMAYA 6 KASIM’DA BOYKO-TA!

DEV-GENÇ

Gençlik Federasyonu’ndan

Tarihimizden Aldığımız Güçle, Yeni Tarihler Yazmaya 6 KASIM’DA BOYKOTA!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

39BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Neden mücadele etmeliyiz?

6 Kasım boykotundan tutalım daönümüzde bizi bekleyen kurultayda,daha da önümüze koyacağımız çalış-malarda neden meclisleri örgütlemeli-yiz?

Neden öğrenci meclisleri?

Neden boykot?

Neden kurultay?..

Yani özcesi neden örgütlenmeli vemücadele etmeliyiz...

Çünkü biz Liseli-Dev-Gençlileriçin açık elbette...

Çünkü gençliğin başka bir çaresiyoktur... Sömürüyü, zulmü ve yozlaş-mayı bize kimsenin anlatmasına gerekyok, biz bizzat yaşadıklarımızdan öğre-niyoruz. Evimizde, okulumuzda,mahallemizde sömürünün alâsını yaşa-yarak iliklerimize kadar hissedereksonuçta Liseli-Dev-Genç saflarındayerimizi aldık...

Ama yeter mi bizim kendi yerimi-zi almamız?.. Yeter mi bu düzenideğiştirmeye?.. Yeter mi açlığa ve zul-me son vermeye?.. Yeter mi yozlaş-maya karşı direnmeye?.. Yetmiyor,yetmeyecek, yetmez...

Bizim şu andaki görevimiz işte bunoktada örgütlenmeyi büyütmek, busafları genişletmek ve ortak çıkarları-mız için gençliği komitelerle örgütle-yip öğrenci meclislerinde birleştir-mektir... Her Liseli Dev-Genç’li birkeniki, ikiyken üç-beş olmalı... milyonla-rın yolunu açmalıdır.

GİDECEK BAŞKA BİR YER,

BAĞIMSIZ TÜRKİYE DIŞINDABİR SEÇENEĞİMİZ YOK...

NE YAPACAKSAK KENDİÜLKEMİZDE YAPACAK,

DEMOKRATİK LİSELERİ

KURACAĞIZ!

Kapitalizmden önceki toplumlar-da eğitim belli bir azınlığın, yaniköle sahiplerinin, feodal beylerin,kralların, aristokratların hakkı olarakgörülmüştür. Eğitim egemen sınıflariçin diğer sınıflara ideolojik olaraknüfus etme aracı olarak kullanılmış-tır. Bu toplumlarda egemenlere boyuneğme, ibadethanelerde şükretme,yetinme, savaşlarda efendileri içinölmenin eğitimini alıyordu insanlar.

Kapitalist sistemle birlikte üre-timden doğan nitelikli iş gücü ihti-yacından, eski toplumu eleştiren,yeni bir eğitim felsefesiyle birlikteyaygın eğitim kurumları ortaya çık-mıştı. Eğitim kurumları ve eğitimsistemi mevcut kapitalist üretim biçi-mi ve ilişkilerinin sürmesine hizmetedecek tarzda şekillendirilir. Eğitimkitleselleşmiştir ve işlevi de kapita-lizme biat eden ve kapitalistlerinkalifiye eleman ihtiyacını karşılaya-cak bireyler yetiştirme, sömürü düze-ninin devamı üzerinde kurulmuştur.

Kapitalist sistemde eğitim, halkyararına bir üretimi geliştiren ve hal-kın sorunlarını çözen, bilimsel geli-şimi halk yararına sunan bir muhte-vaya sahip değildir. Çıkarları içinüretimde bilimsel gelişmelerin nasıl,ne kadar, ne zaman kullanılacağınakadar kapitalizm belirler. Teknoparklarörneğinde olduğu gibi gençliğin üre-timine, becerilerine, yeteneklerine,beynine hükmeder.

Temelinde insan olmayan kapita-list eğitim, kendi sınıfına hizmet edersadece.

Eğitim yaygınlaşmıştır ama, eği-timin kalitesi, niteliği de toplumuntüm kesimlerine aynı oranda veril-

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Liseliyiz Biz

LİSELİ DEV-GENÇ'LİLER! ÖRGÜTLEYECEĞİMİZ KOSKOCA BİR DÜNYA VAR...ÜLKEMİZ DE DEĞİL SADECE, BİZ CEPHELİ GENÇLER OLARAK TÜM DÜNYA BİZİ BEKLİYOR!

TEK SEÇENEK BU DÜNYADA BİZİZ! BU YÜZDEN

DAHA HIZLI KOŞMALIYIZ

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ40

memiştir. İnsanlar sınıfsalkonumlarının sınırlarınagöre eğitim alabilmiştir.Eğitimin paralı oluşu ilesınıfsal konumlarına göreşekillenen okullar ortayaçıkmıştır. Kapitalizminhüküm sürdüğü ülkelerinyoksul mahallelerinde, get-tolarında veya bizdeki gibiişçi, emekçi vd. halkın otur-duğu gecekondularda eği-timin kalitesi ile özel okul-lardaki eğitimin kalitesi heryanı ile farklıdır. Ve arala-rında uçurum vardır.

Kapitalizm öğrenciye de bir metaolarak bakıyor. İşleyebileceği, kâredeceği, kendi çıkarına uygun insanyaratmada eğitim sistemi fabrikanınyerini alıyor. Halkın ihtiyaçları veçıkarları üzerine kurulmayan kapi-talist eğitim sisteminde günün koşul-larına, ihtiyaçlarına göre değişiklik-ler yapılır ama yapılan bu değişik-likler kendi iç değişiklikleri olupeğitimin (kapitalist) özünü, niteliği-ni değiştirmez, fabrikada bozulanbir parçanın değişmesi gibidir, yapı-lan değişiklikler. Bozulan parçadandolayı üretim düşer, kar kaybı yaşa-nır. Eğitim sisteminde de bununyaşanmasının önüne bu şekilde geçil-miş olur kapitalizmde. Kapitalisteğitim sistemindeki müfredat, kapi-talizmin çıkarlarına uygun, yoz kül-türünü eğitimin her aşamasındanyayan, egemen sınıfların faşist, ırk-çı ideolojisini dayatan şekildedir.Genç beyinler daha ilk adımını attık-ları eğitim sisteminde birer heykelgibi yontulmaya ve eğitimin ilerikiaşamalarında da kapitalizmin ihtiyacıolan birer kalifiye eleman, kapitalistsömürünün devamına uygun bireylerhaline getirilmeye çalışılırlar.Eleştirilmeyen, sorgulanmayan, üret-meyen, bireyci, yoz, tek tip insanla-rın yaratılmasını amaçlıyor kapitalisteğitim sistemi...

Avrupa, Latin Amerika baştaolmak üzere dünyanın birçok yerin-de kapitalizmin krizleri sonrası eği-time ayrılan bütçelerin azaltılması,eğitimin özelleşmesi, dershaneler,

özel okullar, artan harç paraları veeğitim masrafları, öğretmen, okulaçığı kronikleşti. Kapitalizmde eği-tim hakkı yoktur. Ve eğitim sistemiher yanıyla halklardan uzak, kapita-lizm gibi çürümüş, kokuşmuştur.

Bugünün DünyasındaEğitimdeki Durum

Okuma yazma bilmeyenlerinsayısı dünyada çoğu kadın olmaküzere 800 milyon yetişkin okumayazma bilmiyor.

Benin, Burkina, Fas, Etiyopya,Gambia, Gine, Haiti, Mali, Nijer,Senegal, Sierra Leone ve Çad’dayetişkinlerin yarısından çoğununokuma yazma bilmediği ortaya çık-tı. Haiti dışındaki ülkeler Afrikakıtasındalar. Yüzyıllardır süren sömü-rünün ortaya çıkardığı bir tablodur bu.

Afrika’daki çocukların % 41’iokul yüzü, eğitim görmeden çalıştı-rılıp sömürülmektedir.

Dünyada 100 milyon kız çocuğuokuldan alınıp en kötü işlerde çalış-tırılıyor.

Fransa: Fransa’da 2004-2005eğitim yılından üniversiteye kayıtyaptıran öğrencilerin % 30.3’ü entel-lektüel ve mesleki olarak üst düzeyailelerin çocuklarıdır. %14.3’ü ortagelir grubundan, %12.2’si memurçocuğu, %9,9’u işçi ailelerinin çocuk-larıdır. Öğrencilerin yöneldiklerialanlar toplumsal konumlarına para-lel bir farklılık göstermektedir. İşçiailelerinin çocukları teknisyen dip-lomalarına yönelirken, üst düzeyailelerinden gelen çocuklar tıp, hukuk

ve siyasi bilimler alanala-rına yönelmektedir.

Almanya: Son yıllardaAlmanya’nın yüksek öğre-tim politikalarında önemlideğişiklikler yapılmaya baş-landı. Eğitim “dünya paza-rında rekabet edebilir birürün” öğrenciler ise birer“müşteri”olarak görülmeyebaşlandı.

2005 yılında FederalAlmanya Mahkemesi tara-fından eyaletlerin harçların

önünü açan kararından sonra pek çokeyalette harçlar arttı ve özel üniver-siteler bir bir kuruldu.

Almanya’da “uyum”adı altında,göçmen çocukların en temel hakla-rı gasp ediliyor. Dilini yasaklayarakdüşünmesi engelleniyor. Asimilasyonpolitikası uygulanıyor

Buna örnek olarak; Stutgart’takiNec Kar Real Schul’e de okuyan göç-men öğrencilerin tenefüste ve okul-daki boş zamanlarında ana dille-rinde konuşmaları yasaklandı.Gerekçe olarak “öğrencilerinAlmancaları gelişsin” denildi.

Almanya’da Türkiye’li öğrenci-lerin durumu; 495 bin civarındaTürkiyeli öğrenci var. 165 bini ilkokula, 112 bini dereceli okula, 60 biniLise ve dengi okullara, 28 bini engel-li okullara (Türkiyeli öğrencilerengelli okullarına Almancası yeter-li olmadığı için gönderiliyor, engel-li oldukları için değil) 77 bini mes-lek okullarına, 35 bini üniversiteyegidiyor. Almanya genelinde herhan-gi bir eğitim kurumunu diplomaolmadan terkedenelerin oranı %73,Alman vatandaşları arasında %20’nin üzerindedir.

22-35 yaş grubundakilerin %5.6’sının mesleki eğitimi yok.Göçmen kökenliler arasında bu oran% 34 civarında, Türkiyeliler arasın-da ise % 40’ın üzerindedir.

“Uygar Avrupa’da” asimilasyonpolitikalarıyla halklar kendi dil ve kül-türlerinden uzaklaştırılmaktadır.Almanya’da asimilasyon öğrencilerin“Almancası gelişsin” denilerek sür-

Liseliyiz Biz

İstanbul Bağcılar’da LiselilerTanışma Kahvaltısında

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

41BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Liseliyiz Biz

dürülmektedir. Almancasıyoksa engelli olarak görü-lüp toplumdan dışlanıl-maktadır.

Amerika: İlk ABD’deoluşturulan sonra diğeremperyalist ülkelerde kul-lanılmaya başlanan tekno-parklar kapitalist yatırım-ların oluşmasını ve serma-yelerini geliştirmeyi sağlar.Teknoparkların asıl amaç-larından biri de öğrencile-rin yaratıcılığını ve üret-kenliğini kullanıp emper-yalist tekellere yeni tekno-lojiler üretip geliştirmektir.Bu yüzden de üniversiteleremperyalistler için karlıbir alandır.

Yine ABD bütçesindenhalkın eğitimine çok yeter-siz bir bütçe ayrılmaktadır.1949 yılında savaş içinayrılan miktar eğitim içinayrılan miktardan 72 katdaha fazladır. Kapitalizminhalkın eğitim hakkını hiçesaydığına bir örnektir sade-ce.

Ülkemizde: Türkiyeİstatistik Kurumu’nun(TUİK) 2000 nüfus sayı-mına göre, ilk öğretiminzorunlu olduğu ülkemizdeilkokul yaşını doldurmuş 4milyon 640 bin kişi hiçokuma-yazma bilmiyor.

Her sene “Haydi kızlarokula vb.” kampanyalarile okullar açılırken, öğren-cilerin en temel ihtiyaçla-rının hiç biri karşılanmadaneğitim sisteminin karadayalı olmasıyla sömürül-mektedir.

Ülkemizde; 3 milyon730 bin 533 kadın okumayazma bilmiyor. Ülkemi-zin de bulunduğu 16 ülke-de 5-14 yaş arasındaki kızçocukları tarımdan sana-yiye kadar en ağır işlerdeçalıştırılıyor.

Liseli gençlik, düzenin emir eri değil-dir. Her yıl değiştirdikleri eğitim sistem-lerinin kobayları olmak istemiyoruz.

Ailelerimizin, eğitim masraflarımızınaltında ezilmesini istemiyoruz.

Okullara sokulan uyuşturucularla,böcek ilaçlar gibi bizi yok etmelerini iste-miyoruz.

Biz öğrenciyiz. Vatanımız ve halkımıziçin bağımsız, özgür, açlığın yoksulluğunolmadığı bir gelecek kurma görevinehazırlanmak istiyoruz. Buna engel olan,bizi gericiliğe mahkum eden, haklarımızıçalan eğitim sistemini, iktidarı tanımıyo-ruz.

Bunun İçin 6 Kasım'daBoykota Gidiyoruz

Tüm gençliği, iktidar üzerinde bir bas-kı oluşturmak üzere boykota çağırıyoruz.

Boykot Nedir? Neden Boykot?

1- Boykot, pasif bir direniştir. Bir hak-kı kullanıp kullanmama üzerine verilen ira-di karardır.

2- Boykot, iktidarın yöneticiliğini tanı-mamaktır. "Ben seni ve senin düzeninikabul etmiyorum" demektir.

3- Boykot, düzenin bozukluğu karşı-sında halkın en basit siyasi tavrıdır.

4- Boykot, haksızlıkların düzeltilmesinisağlamak için iktidar üzerinde baskı yarat-mak için yapılır.

5- Ben uymazsam eğer, senin yasala-rının, kurallarının, yönetiminin hiçbir hük-mü yok demektir.

6- Boykot, gençliğin kendi gücünügördüğü önemli bir eylemdir. Birlik olun-duğunda, gençliğin gücü gösterildiğindeokul idaresinin nasıl geri adım attığını gös-teren denenmiş bir eylemdir.

7- Boykot, iktidarı tecrit etmek demek-tir. Gençlik üzerinde hiç bir hükmü kal-mayan bir okul idaresine, iktidara, seninyönetimini kabul etmezsek biz, sen hiç birşeysin demektir.

8- Boykot, yönetememe krizini derin-leştirmek için bir araçtır.

9- Boykot, emre itaat etmemek, kural-lara uymamak, yasaları tanımamaktır.

BOYKOT, MEŞRU BİR EYLEMDİR! BOYKOT HAKKIMIZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN 6 KASIM'DA DERSLERİ BOYKOT EDELİM!

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ42

12 Eylül cuntasının kurumlarındanYÖK (Yüksek Öğrenim Kurumu)'ünkuruluş yıldönümü, bu yıl da boykotve eylem gününe çevrilecek. Dev-Genç’liler, YÖK'ün hapishanelereçevirdiği okullarda ezberci, hayattankopuk ve anti-demokratik uygula-malarına karşı; anadilde, bilimsel,demokratik eğitim istiyoruz diyor.Dev-Genç'liler, bu yıl 6 Kasım ey-lemlerini Berkin Elvan için adalettalebiyle birleştirdiği çalışmalarınısürdürüyor.

İSTANBULGöztepe: Marmara Üniversitesi

Göztepe Kampüsü’nde Öğrenci Mec-lisleri Girişimi 6 Kasım’da boykottaolacağını bildirdi. 21 Ekim’de “Ber-kin'in Katileri Yargılansın, YÖK Kal-dırılsın, 6 Kasım’da Boykottayız/Öğrenci Meclisleri Girişimi” yazılıozalit asan Dev-Genç’liler üniversiteöğrencilerini boykota katılmaya ça-ğırdı.

Sarıgazi: Öte yandan 23 Ekim’deSarıgazi Ticaret Meslek Lisesi’nde6 Kasım çalışması yapan Liseli Dev-Genç’lilere polis saldırdı.

Polis okuldan çıkan Liseli Dev-Genç’lilere kimlik dayatmasında bu-lununca buna tepki gösteren Ali Ülgüişkenceyle gözaltına alındı. Ali Ül-gü’yü sahiplenmek için okul önünegelen Halk Cepheliler yürüyüşe geçti.Yürüyüş yapan Halk Cepheliler’eAKP’nin katil polisleri, yürüyüşüengelleyemeyince havaya ateş açtı.Cepheliler taşlarla polise karşılık ve-rince polisler kaçarak uzaklaştılar.

Ali Ülgü birkaç saat sonra serbestbırakıldı.

Gazi: Liseli Dev-Genç'liler 27Ekim'de Şair Abay Konanbay Lise-si'nin koridorlarını afişlerle donattı.Öğrencilerle birlikte afiş asıldıktansonra sınıflara girerek sesli çağrılaryapıldı. Öğle arasında konferans sa-lonunda 50 kişilik boykot toplantısıyapılarak boykotun nasıl yapılacağıörgütlendi. Kalan öğrencilerle tiyatroçalışması yapıldı. Sonrasında okulunkoridorlarına, sınıf tahtalarına boykotşifresi yazıldı. Okul çıkışında öğ-rencilerle birlikte 6 Kasım boykotbildirileri dağıtıldı. Dağıtımdan sonraokulun öğrencileriyle birlikte Mu-harrem Karademir Çay Bahçesi’negidildi.

Şair Abay Konanbay Lisesi veGazi Ticaret Lisesi öğrencileri 28Ekim günü tanışma çayında buluş-tular. Tanışıp sohbet eden öğrencilerleboykot toplantısı yapıldı.

ANTALYA26 Ekim gecesi Hacı Malike Meh-

met Bileydi Anadolu Lisesi çevre-sinde boykot çalışmaları kapsamındayazılamalar yapıldı. Yapılan yazıla-malarda “5 Kasım'da Berkin Elvanİçin Boykottayız Liseli Dev-Genç”yazıldı.

BALIKESİR28 Ekim'de Bandırma Ayyıldız

Lisesi çevresinde Bandırma ÖğrenciMeclisi Girişimi tarafından, boykotkapsamında afişlemeler yapıldı.

HATAY27 Ekim’de Dev-Genç'liler Hacı

Ali Nurlu Anadolu Meslek Lisesiönünde kuşlama yaptı. Kuşlama ya-pıldığı esnada katil polislerde Dev-Genç'lileri taciz etti. 27 Ekim’de Ha-tay’ın Armutlu Mahallesi’nde Dev-Genç'liler masa açtı.

DERSİM28 Ekim'de Siyenk’te (Atatürk

mahallesi) bulunan Türk TelekomFen Lisesi, Dersim Anadolu lisesi,Özel Munzur Koleji’nde ve Dersimmerkezde boykot çalışması yapıldı.Bildiri dağıtımı esnasında birçok öğ-renciyle tanışıldı. Liselileri sınıflarındadağıtmak üzere bildiri ve afiş verildi.Öğrenciler boykota arkadaşlarını daçağıracaklarını söylediler.

İZMİR28 Ekim, 16.30’da Necip Fazıl

Kısakürek Anadolu Lisesi'nde boykotiçin okul çevresinde 45 afiş asıldı.Mahallenin gençleri zafer işaretleriyledevrimcileri desteklediklerini söyle-diler.

KOCAELİDev-Genç'liler 6 Kasım günü

Sabancı Endüstri Teknik Meslek Li-sesi’nde dersleri boykot ediyor. Dev-Genç'liler öğrencilerle yaptıkları soh-betlerde öğrenci meclislerini anlattı.Öğrencilerden kesinlikle katılacağınısöyleyenler ve arkadaşlarını getirenleroldu.

6 Kasım’da Boykottayız!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

443BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Ülkemizde Gençlik

Üniversitedeki mücadelemiz AKP’nin neden baskı ya-saları çıkarttığı, okullarımızdaki yansıması, mücadeleyibüyütmemiz gerektiği, 45 yıldır üniversitelerimizde de-mokratik akademik mücadele veriyor ve mücadelemizibüyütüyoruz. Mücadelemizi hiçbir zaman devletin ica-zet sınırları içinde sıkıştırmayıp haklı mücadelemizde kit-lelerin öncüsü olduk. 1980 darbesinde bile çoğu reformist,oportunist sol yurtdışına kaçıp mücadeleyi bırakarak dev-letin baskılarından kaçtılar. İktidarın baskı yasaları giri-şimleri hep oldu biz bunları okullarda YÖK’le de gördük.Direnmemenin kültür olduğu, meşrulaştırılmaya çalışıl-dığı dönemde bizler o onurlu direnişle mücadeleye dörtelle sarıldık... Okullarımızda makul şüpheli gözüyle kim-lik dayatmasıyla karşılaşıyoruz. IŞİD çetesinin ayakçı-ları okulumuza girip terör estirir ve rahatça polisle çıkarkenyasalardan bahseden, bunları aklına getiren yok. Okul-larda çeteler değil de öğrenciler devrimciler gözaltına alı-nırken yasalar kimsenin aklında yok. OkullardakiÖGB’lerin yetkileri konusundaki kural ve yasalar kim-senin aklına gelmiyor çünkü; onlar da biliyor bu yasalarıntutar yanları yoktur ve kendi yasalarını kendileri çiğne-mektedir. Biz bu duruma yabancı değiliz, iktidarın gü-nümüzde uyguladığı baskılar zaten budur. Fakat bumeşrulaştırmak ve saldırılarının baskılarının dozunu ar-tırmak için zemin hazırlama politikasıdır. Tanıyoruz si-zin kirli siyasetinizi politikalarınızı. KİRLİSİNİZ SİZ! İnternet Yasası da bunların içindedir. AKP’nin pro-

vasını ayaklanmada yaptığı bir yasa girişimidir. Biz bu

ülkenin gençleriyiz bu toprakların kültürünü almışız vebir sorunumuz olduğunda her duyan çare olmaya gelmiştir.Bizlerin bu yönünü yasalarınızla kapatamazsınız. İste-diğimizde bir araya gelişimizi isteseler de gelemesinlerdiye düşünüyorlar. Fakat her şey istediğiniz ve düşün-düğünüz gibi değil ve olmayacak. Ne zaman ki halk ken-dine geliyor, ne zaman ki öğrenciler bilinçleniyor iktidarlarhep bunların önünü almak için baskıları reform paketi diyebizlere sunuyor. Biz bunun nedenini de biliyoruz.

NEDEN? Çünkü iktidar ülke gençliğinin onun sonu-nu getireceğini bildiği için, çünkü artık halkın her kesi-minde devrimci şiddetin meşruluğu kanıtlandığı için ar-tık ayaklanmayla savaşı halklaştırdığımız için korkuyorlar.Molotoflardan kızıl maskelerden biliyorlar çünkü hesapsoracak olanlar onlardır.

Bizler, ülkemiz tarihini biliyoruz. Bizler sınıfımızın ta-rihini biliyoruz ve ezilen sınıfımızda hep sömürüler ve bun-ların devamı için baskılar bunların yasallaşması için ya-salar olmuştur. Ama onların tarihi de biliyor bizi neredeteslim almaya çalışsa nerede ezmeye çalışsa mutlaka di-renişle karşılaştığını. Nerede vurmaya çalışsa kendisininvurulduğunu. Bizler de vuracağız onları daha güçlü, ta-rih yanıltmayacak eskisinden tarihimizden farklı olacaktek şey, kinimizin öfkemizin artması, devrimci şiddetimizinboyutlanıp politikalarımızın halkın her kesiminde olma-sı bunlar ezecek iktidarın baskıları bunlar büyütecek kor-kularını ve bu da yetmiyor diyecekler, durduramıyoruz di-yecekler. DURDURAMAZSINIZ ELBETTE.

AKP’nin Yeni Baskı Yasaları ÜniversitelerdekiHak Alma Mücadelemizi Durduramayacak

Berkin Elvan 16 Haziran 2013 günü Okmeydanı’ndaHaziran Ayaklanması sırasında ekmek almaya giderken po-lisin attığı gaz fişeğiyle başından vuruldu. 269 gün komadadirendi. Biz Dev-Genç’liler 269 gün boyunca her gün Ber-kin için eylemler yaptık. Berkin Elvan 16 Mart 2013 günüşehit düştü. Bizler Liseli Dev-Genç’liler olarak hiçbir za-man adalet talebimizden vazgeçmedik. Berkin’in katille-rini mücadelemizle bulduk. Şimdi de Berkin’in katilleri-nin cezalandırılması için mücadele ediyoruz. Okulların açıl-dığı ilk gün liselerde pankartlar açıp “Berkin İçin Adalet’’istemiştik ve Berkin’in katilleri cezalandırılana kadarhiçbir lisede rahat ders işlenmesine izin vermeyeceğiz de-miştik. Berkin’in katillerinin cezalandırılması için 6 Ka-sım’da da liselerde dersleri boykot yapacağız.

Neden 6 Kasım! Çünkü YÖK(Yüksek Öğretim Ku-rumu)1980 darbesinde üniversitelilerin, liselilerin üzerindebaskı yapmak, onları sindirmek için kurulmuş faşist birbaskı kurumudur.

Lise öğrencileri gün geçtikçe zorlaşan sınav sistemiyüzünden okuldan, evden dahi dışarı çıkmayan içine ka-panık, bencil, topluma karşı duyarsız öğrenciler olmuş-tur. Bunun sebebi YÖK’tür. Her sene Liseli Dev-Genç’li-ler olarak YÖK’ü protesto ediyoruz. Bu sene de sesimi-zi Türkiye’nin dört bir yanından okullarımızda boykot ya-parak duyuracağız.

6 Kasım’da da adalet talebimizi okul sıralarından so-kaklara çıkarak haykıracağız. Ama şunu söylüyoruz ki sonsözü HALKIN ADALETİ söyleyecektir.

Tüm Liseliler 6 Kasım’da boykota çıkın, sokağa çı-kın. Ferman padişahınsa fermanı yazacak kalemi bizlerkıracağız. Artık Berkin’in sapanı ellerimizde taşlarımı-zı kucaklarımızda doldurduk. 6 Kasım’da tüm liselerdeboykota çıkıyoruz. Berkin’in katilleri cezalandırılsın, YÖKkaldırılsın!

LİSELİ DEV-GENÇ

GençliğinGündeminden

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ44

YÖK KALDIRILSIN! BERKİN’İN KATİLLERİ CEZALANDIRILSIN!

Ankara ODTÜ’de Dev-Genç’in45. yılı kutlandı. 21 Ekim’de ODTÜFizik Bölümü önündeki alan pan-kartlarla donatıldı. Ardından günboyu açık kalacak Dev-Genç, HalkınMühendis Mimarları, Halkın HukukBürosu ve kitapların, tutsak ürünle-rinin, dergilerin olduğu stantlar, FizikBölümü önüne kuruldu. Bir yandan daAntalya ve Eskişehir’den gelen Dev-Genç’lilerle birlikte coşkulu halaylarçekildi.

Şenlik programı çerçevesinde ya-pılan ÇHD Genel Başkanı SelçukKozağaçlı ve Devrimci sanatçı BarışAtay’ın katıldığı “Ortadoğu ve Genç-lik” konulu panele 130 öğrenci katıldı.

Panelden sonra ODTÜ Fizik önün-den yapılan yürüyüş 100. Yıl Mahal-lesi’ne kadar sürdü. Atılan sloganlar-la Dev-Genç’in 45. Yılının kutlandı-ğı yürüyüşe 100. Yıl Mahallesi’ndehalk, alkışlar ve sloganlarla destek ver-di. Yürüyüşe 70 kişi katıldı.

Akşam programı, Kahraman Altunve Buluthan Kangalgil nezdinde tümdevrim şehitleri adına yapılan saygıduruşuyla başladı. Saygı duruşun-dan sonra bir Dev-Genç’li olan dev-rim şehidi Gökçe Şahin’in babasıBayram Şahin sahneye çıkarak “Birevladımı kaybettim ama binlercesinikazandım” diyerek başladığı konuş-

masında Dev-Genç’in 45.yılını kut-ladı.

Ankara’nın yerel sanatçıları GrupGünyüzü’nün coşkulu türkülerindensonra Liseli Dev-Genç adına konuş-ma yapan İpek Moral, Berkin El-van’ın hiç oturamadığı sıralardan,onun mücadelesine devam edecekle-rinin ve bu kavgada onların da ola-caklarının sözünü verdi.

Merkezi Özgür Tutsak örgütlen-mesinin göndermiş olduğu mesajınokunmasının ardından Dev-Genç’liCanan ve Zehra kardeşlerin babasıAhmet Kulaksız konuşma yaptı. Sah-neye gelen İbrahim Karaca şiirleriy-le şenliği renklendirdi. Grup Ab-dal’ın sahneye çıkmasıyla söylenentürküler, çekilen halaylarla soğukhavada kitle ısındı.

Dev-Genç tarihinin kısa bir kesi-tinin anlatıldığı sinevizyon susmayanalkışlar ve sloganlarla izlendi. Ar-dından Vedat Doğan “Mahirlerdendevraldığımız bayrağı 45 yıldır yeredüşürmeden dalgalandırdık, nice be-deller pahasına daha da yükseğe çı-karacağız” dedi ve sahneye GrupYorum’u çağırdı. Hep birlikte Dev-Genç marşı söylendi. Selçuk Balcı dabu günde Dev-Genç’i yalnız bırak-mamış Grup Yorum'la birlikte söyle-diği horonlarla kitleyi halaya çağır-

mıştı. Şenlik hep birlikte söylenenmarşlar ve ellerinde kızıl flamalarıy-la tek tiplerin yürüyüşleri, uçurulan di-lek fenerleriyle sona erdi. Şenliğe yak-laşık 2000 kişi katıldı.

45. YılındaDev-Genç’te Yerin Hazır!

Kütahya’da Dev-Genç'liler Dev-Genç’in 45. yılı için sticker yapıştır-dılar. 22 Ekim’de “Söyleyecek sözünemperyalizme öfken varsa 45. yılın-da Dev-Genç’te yerin hazır” yazılı100 adet sticker Kütahya sokaklarınayapıştırıldı.

Dev-Gençliler İçin BirTuğlayı da ÖzgürTutsaklar Koydu!

TAYAD’lı Aileler yaptıkları yazı-lı açıklama ile özgür tutsakların Al-tınşehir’de yapılan Gençlik Derneğive Ezidi halkı için yapılan yardımkampanyasına maddi destek sun-duklarını söyledi. Açıklamada “İzmirKırıklar 1 No’lu F Tipi Hapishane-si’ndeki Özgür Tutsaklar oradaki im-kansızlıklarına rağmen kendi komünharcamalarından kısıp katledilen Ezi-di halkı için 300 TL ve Altınşehir’deinşa edilen Gençlik Derneği için de200 TL olmak üzere maddi destek

Ülkemizde Gençlik

BBir Dev-Genç’imiz VarHep Var Olacak...

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

45BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

yaptılar. Her insanın yapabileceğibir şey mutlaka var yeter ki istesin.Özgür Tutsaklar istediler ve yaptılar.Onlar dört duvar arasından bile ya-pılacak bir şeyler olduğunu göster-diler” denildi.

Düzene AlternatifFaaliyetlerimizleDevrimi Örgütlüyoruz

Grup Yorum'un eğitmenliğini üst-lendiği, Dev-Genç korosunun da ça-lışmalarını yürüteceği Devrimci Genç-lik Sanat Okulu, 26 Ekim Pazar günüyapılan açılışla faaliyetine başladı. Sa-rıyer Hacıosman'da Sanat Okulu bah-çesinde yapılan açılış, Grup Yorumelemanı Ezgi Dilan Balcı'nın yaptığıkonuşmayla başladı. Liseli ve üni-versiteli gençlik ile başlatılacak olankoro çalışmasının giderek genişleye-ceğini ve sanatın diğer dallarının daeğitim programına alınmasının he-deflediklerini söyledi. Ardından LiseliDev-Genç'li Dilan Uludağ, Dev-Genç'in mücadelesinin farklı araçlarlabüyümeye devam edeceğini söyledi.Ali Sinan Çağlar ve Galip Doğan'ınokudukları şiirlerin ardından açılışıkutlama amaçlı pasta kesildi. Yenilenyemeğin ardından Grup Yorum sah-ne aldı. Söylenen türkülerin, çekilenhalayların ardından konuşma yapanGrup Yorum elemanı Cihan Keşkek,düzene her alanda alternatifler ya-ratmaya devam edildiğini; spor salo-nu, umudun çocukları orkestrası,halk bahçeleri gibi projelerin devrimiörgütleyen politikalar olduğunu be-lirtti. Haklıyız Kazanacağız, Zafer Ya-kında marşlarının hep bir ağızdan söy-lenmesinin ardından kutlama sonaerdi. Açılışa 53 kişi katıldı.

İTÜ’de Hasan BalıkçıPaneli Duyurusu Yapıldı

Halkın Mühendis ve Mimarları 7

Kasım'da İTÜ'de yapılacak olan Ha-san Balıkçı Halk İçin Mühendislik Pa-neli duyuru çalışmaları kapsamında23 Ekim'de 250 bildiri dağıttı. Bildi-ri dağıtımı sırasında TGB (TürkiyeGençlik Birliği)'nin afişlerinin sö-külmesi üzerine tekrar afiş yapmak is-teyen İşçi Partililer’e müdahale edil-di. Afişlerin asılmasına engel olu-nurken öğrencilere TGB'nin ve İşçiPartisi’nin halk düşmanı faşist bir ör-gütlenme olduğu, üniversitelerde fa-şistlerin örgütlenmesine asla izin ve-rilmeyeceği, MİT'le, JİTEM'le işbir-liği yapanların vatansever olamaya-cağı yönünde sesli konuşmalar yapı-larak faşistler teşhir edildi.

Faşistleri ÜniversitemizdeBarındırmayacağız

İstanbul Teknik Üniversitesi'ndedün TGB afişlerinin indirilmesindensonra 23 Ekim günü tekrar afiş yap-mak isteyen TGB'lilere müdahaleedilmesi üzerine 15 kişilik faşist İşçiPartililer devrimcilere saldırdı. 2 kişiolmalarına rağmen devrimciler geriçekilmedi ve bedeli ne olursa olsun fa-şistlerin örgütlenmesine izin verme-yeceklerini gösterdiler. İTÜ’deki dev-rimci, demokrat, yurtsever öğrenci-lerin toplanıp okullarına sahip çık-masıyla faşistler okuldan kovuldu.

Halk İçin ÜretmemiziEngelleyemeyeceksiniz!

AKP’nin katil polisi 24 Ekim’deKüçükarmutlu’ya gün ağarmadansaldırdı. Birçok evi basarak mahalledeterör estirdi ve halkın mühendisi Ba-rış Önal’la birlikte 15 mahalleliyi iş-kencelerle gözaltına aldı. Halkın Mi-mar Mühendisleri 25 Ekim’de saldı-rıları protesto eden bir eylem yaptı.Açıklamada; “Bizleri yıldıramayacak,sindiremeyecek, yola getiremeye-ceksiniz. Çünkü halkımız bizimle.

Unutmayın halkıyla bütünleşmiş birörgütlülüğü hiçbir güç yıkamaz. Biz-ler de bu bilinçle halk için mühen-disliği-mimarlığı savunmaya; halkı-mızla bütünleşmeye devam edeceğiz”denildi.

2. Uluslararası EdaYüksel Halk İçin BilimHalk İçin MühendislikMimarlıkSempozyumundaBuluşalım

Halkın Mühendis Mimarları, 25Ekim günü 3 ekip halinde farklı böl-gelerde 31 Ekim 1-2 Kasım tarihle-rinde Küçükarmutlu’da düzenleye-cekleri 2. Uluslararası Eda YükselHalk İçin Bilim Halk İçin Mühen-dislik Mimarlık Sempozyumu içinçağrı çalışması yaptı. Bir ekip, Ka-dıköy’de Boğa Anıtının önünde ve İs-kele’de sempozyum çağrısı için 750adet bildiri dağıttı. Bir başka ekip, Me-cidiyeköy metrobüs çıkışında topluhalde bildiri dağıtımı yaptı. Ajitas-yonlarla yapılan dağıtımda yaklaşık1000 adet bildiri halka ulaştırıldı.Bildiri dağıtımının ardından Mecidi-yeköy Zincirlikuyu yönünde duvarlarsempozyum afişleriyle donatıldı. 11işçinin katili Torunlar GYO rezidansinşaatının duvarları da Halkın Mü-hendis Mimarları tarafından afişlen-di.

Ayrıca Şirinevler-Ataköy üstge-çidinde sempozyum çağrı bildiri da-ğıtımı yapıldı. 5 kişiyle yaklaşık2000 adet bildiri sesli ajitasyonlarlaberaber halka ulaştırıldı. Halkın yo-ğun ilgi gösterdiği çalışmada emper-yalist tekellere karşı Halkın Mühen-dis Mimarlarının ürettiği projelerhalka anlatıldı. 1 adet sempozyum ta-nıtım pankartı da metrobüs çıkışınaasıldı.

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ446

ankara İzmir

Adaletsizliğe AslaSessiz Kalmayacağız!

18 Ekim’de Bursa'da gerçekleşti-rilen adalet eylemi 22 Ekim’de Bur-sa’nın Gemlik İlçesi’ne taşındı. HalkCephesi'nin çağrısıyla saat 18.30'daGemlik AVM önünde toplanan kitle,okunan basın açıklaması metnindensonra oturma eylemi gerçekleştirdiler.

Yoğun polis ablukası altına yapı-lan eylemde, oturma eylemi süresin-ce sloganlar atan kitle, yine ara ara çe-kilen ajitasyonlarla halka AKP’ninyargısının acizliğini teşhir ettiler. 15kişinin katıldığı eylem sloganlar eş-liğinde iradi olarak bitirildi.

Berkin'in Uykusu 500.Günde Adalet Nerede?

Halkın Hukuk Bürosu'nun 29Ekim'de yaptığı 406 No'lu açıklama-da; "...Berkin için adalet isteyenler tu-tuklanırken, Berkin için adalet istemeksuç sayılırken büyüdü öfkeleri, öf-kelerimiz… Öfkemiz yalanlar sıra-landıkça büyüdü. Önce Berkin’i vu-ran katillerin kim olduğunun tespitedilemeyeceği, görüntü kaydının bu-lunmadığı söylendi. Mobeseler ça-lışmıyordu, kameralar bozuktu.TOMA ve AKREP denen araçlardakamera görüntüsü bulunmadığı söy-lendi. Okmeydanı’nda görevli polis-lerin listesi gönderilmedi ya da karı-şık bir liste gönderildi. Halkın öfke-si büyüdükçe, mücadele kararlılığı art-tıkça ellerindeki görüntüleri gönder-mek zorunda kaldılar. O görüntüler-de ateş eden kişiler açıkça görün-mekteydi. Tespit edilemedikleriniaçıkladılar. Özel bilirkişi kişilerinresimlerini ortaya çıkarttığında, kişi-lerin kimliklerinin rahatlıkla tespit edi-lebileceğini söylediğinde ise uzunsure polislerin listelerini ve fotoğ-raflarını göndermediler. Hala ateşaçan kişilerden olarak görünen üç kişi

tespit edilemedi... Yeniden soruyoruz?500 gündür, Berkin’in soruşturmadosyasında katillerin isimlerinin tes-pit edilememesinin anlamı nedir?..Katillerden hesap soracağız" denildi.

Her Sorunun BirÇözümü, GençliğinÖğrenci Meclisi Var

Öğrenci meclisleri Türkiye’ninfarklı yerlerinde çalışmalarına de-vam ediyor.

İSTANBUL: Dev-Genç'liler 23Ekim’de Mimar Sinan Güzel Sanat-lar konferans salonunda öğrenci mec-lisi semineri yaptılar. Seminerde öğ-renci meclisi nedir, öğrenci meclis-lerinin önemi, Beykoz ve Ömürte-pe’de açılan öğrenci meclisi çadırla-rının neden açıldığı hangi talep ileaçıldığını anlatıldı. 6 Kasım’da ola-cak boykotun da konuşulduğu semi-nere 20 kişi katıldı.

ANTEP: Kalyon bölgesinde “HerSorunun Bir Çözümü, Gençliğin Öğ-renci Meclisi Var” sloganıyla öğren-ci meclisi masası açıldı. 24 Ekim günüaçılan masada dershaneye giden öğ-rencilerle sorunları üzerine konuşul-du, tek çözümün ortak problemlere or-tak çözümler bulmak için bir araya ge-lerek mücadele etmek olduğu anla-tıldı. 2 saat süren çalışmada öğrencigençliğin parasız, bilimsel, demo-kratik eğitim talebi dile getirilirken150 bildiri dağıtıldı.

25 Ekim’de de Gaziantep Üni-versitesi çevresine 75, Kalyon’da 30adet öğrenci meclisleri afişi asıldı.

ERZİNCAN: Öğrenci meclisigirişimi 23 Ekim’de toplantı yaptı.“sorun varsa gençliğin öğrenci mec-lisleri var, öğrenci meclislerindebirleşelim” konusu çerçevesinde li-selerde ve üniversitelerde yaşanan so-runlar tartışıldı.

TEKİRDAĞ: Çerkezköy’de li-seliler 25 Ekim’de bir araya gelerekokullarında yaşanan sorunları tartış-tılar. Bir sonraki toplantıda film izlemekararı alan liseliler ayrıca her öğren-cinin toplantıya bir arkadaş getirme-si kararı aldılar.

KIRKLARELİ: Öğrenci mecli-si okulların başlaması ile birliktebaşlattığı kampanyayı kazanım eldeederek sonlandırdı. 1,5 liradan 2 lirayayükselen fiyatların geri alınması içinbaşlatılan kampanyada binlerce imzatoplandı. Kampanyayı sürdüren öğ-rencilerin defalarca gözaltına alın-masına rağmen süren kampanya so-nucunda aylık pasolar 75 kuruşa in-dirildi. Öğrenci meclisinden öğren-ciler kampanyalarını Kavaklı kam-püsü önünde yaptıkları basın açıkla-masıyla bitirdiler. Açıklamalarında öğ-renciler elde ettikleri kazanımın bir-leşmenin gücü olduğunu ifade ettiler.Herkesi öğrenci meclislerinde bir-leşmeye çağırdılar.

HATAY: Hatay Bedi SabuncuGüzel Sanatlar Lisesi’nde öğrencimeclisi 2. toplantısı 27 Ekim'de ya-pıldı. Birinci toplantıda temizlik so-runu, piyano odasının kapalı kalma-sı, katkı payı, müzik aleti ve kapı so-runu ele alınmıştı öğrenci meclisleriolarak katkı payını ödememe kararıalmıştı. Toplantıda bu sorunun çözü-mü için imza kampanyası kararı alın-dı. Toplantıya 45 kişi katıldı.

MERSİN: Mersin Nevit KodallıGüzel Sanatlar Lisesi önünde Dev-Genç'liler tarafından öğrenci meclis-lerinin tanıtımının yapıldığı stant 27Ekim'de açıldı. Yarım saat açık kalanmasada 2 Yürüyüş Dergisi ve 1 GrupYorum fuları satıldı. Masaya gelen öğ-rencilerle öğrenci meclisleri hakkın-da sohbet edildi ve 6 Kasım’da ya-pılacak boykot için çağrı yapıldı.

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

447BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

mersin İstanbul hatay

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ448

Atanmak İçin Direniyoruz!300 bin mezun, atanmayı bekliyor,

AKP öğretmen değil polis atıyor.Ataması yapılmayan öğretmenler,Hatay'da 22 Ekim günü eyleme baş-lamıştı. Öğrencilerimize kavuşanakadar direneceğiz diyerek, her günaçtıkları stantta; ancak birlikte dire-nilirse haklarının kazanılacağını an-latıp imza topluyorlar. Eylem gün-lüklerinden:

İmza Masası 2. Gün – 23 Ekim

Ataması Yapılmayan Öğretmenlerolarak yeniden Antakya Saray Cad-desi’nde 12.00-16.00 saatleri arasındaimza toplamak için masa açtık. Herzaman olduğu gibi halkımızın yoğunilgisiyle karşılaştık. Bir zaman olduki imza atmak için kuyruğa girdiler,bir zaman oldu ki sohbet ettiler, birihtiyacımız olup olmadığını sordular.Temel hak ve özgürlükleri için mü-cadele eden herkesi halkımızın sa-hiplendiğine yine şahit olduk. İmzaatan yanındaki arkadaşlarının da imzaatmasını teşvik edip kampanyamızındoğal destekçileri oldular. 4 saat açıkkalan masada toplam 125 imza top-ladık. Atanmak için direnmeye devamediyoruz.

3. Gün – 24 Ekim

Saat 12.00’de masamızı kurupimzaya gelen insanlarla sohbet ettik.Kimi ataması yapılmayan öğretme-nimizin annesiydi, kimi ablası, kimikomşusu… Hepsinin temennisi mü-cadelemizin başarıyla sonuçlanma-sıydı. İskenderun’dan ataması yapıl-mayan bir arkadaşımız bizlerle ma-sada durdu ve orada da imza masasıaçmak istediğini söyledi. Altınözü’ndeücretli öğretmenlik yapan bir arka-daşımız bizim yanımıza gelip yaşadığısıkıntıları anlattı ve kampanyamıza

elinden geldiğince destek olacağınısöyledi. Kampanyamız ses getirmeyebaşlıyor bunun için mutluyuz.

Polis Baskına RağmenDirenmeye DevamEdiyoruz!4. Gün - 25 Ekim:

25 Ekim’de ataması yapılmayanöğretmenler olarak açtığımız imzastandımıza polisler saldırdı. SarayCaddesi'nde kurulan imza masası-nın valiliğin emriyle kaldırılmasıgerektiği söylendi. Bunun üzerinebiz öğretmenler, “4 gündür masa-mız açık, sizler de gördünüz bunu.Neden şimdi sorun çıkarıyorsunuz,burada en meşru hakkımız içinimza topluyoruz masamızı kaldır-mayacağız" cevabını verdik. Ceva-bını alan polis pervasızca masamı-za saldırıp arkadaşımız Başak Şahve Nuri Nur'u gözaltına almaya ça-lıştı.

Arbede sırasında Nuri Nur işkenceile gözaltına alındı ve 2 saat sonraserbest bırakıldı. Ataması yapılmayanöğretmenler, en meşru hakkımız olanatanma hakkımız için direnmeye de-vam edeceğiz. Yarın yine söz verdi-ğimiz gibi Saray Caddesi’nde saat12.00'de imza masamızı açacağız.Bu anlamda herkesi onurlu direnişi-mizi sahiplenmeye çağırıyoruz.

5. Gün - 26 Ekim

Dün masamıza saldırmalarınaNuri arkadaşımızı gözaltına almala-rına rağmen 300 bin öğretmenin ata-masının yapılması için 4 gündür aç-tığımız imza standını 26 Ekim'de deaçtık. 120 imzanın toplandığı 5. gü-nümüzde ailelerimiz ve arkadaşları-mız bize desteğe geldi ve bizlerle 4

saat boyunca masada beklediler. İmzaatan öğretmenlerimizle sohbet ettik,öğrencilerimize kavuşana kadar mü-cadele etmeye devam edeceğimizitekrar ettik.

***

ÖrgütlendikçeGüçleniyoruz!

Kamu Emekçileri Cepheliler(KEC), 19 Ekim'de bir araya gelerektekne gezisi yaptılar. Eminönü'ndenhareket ederek boğaz turu yapanKEC'liler, bir arada olmanın mutlu-luğunu yaşadı. 19 Şubat komplosu,beraberindeki tutsaklık ve sahiplenmesürecinden bahsedilerek örgütlenme-nin gerekliliğine vurgu yapıldı vedavanın geldiği boyut anlatıldı.

Horonlarla devam eden gezide,yemekler yendi, şarkılar, türkülersöylendi ve halaylar çekildi. Geziye75 kişi katıldı.

***

Emperyalizmi ve OnunMaşası IŞİD ÇeteleriniDöktükleri KandaBoğacağız!

Kamu Emekçileri Cephesi (KEC),Kobane ve Kürt halkının direnişinedestek amaçlı grev yaptılar. 8 ve 9Ekim günlerinde Urfa merkezindebasın açıklaması yürüyüş ve oturmaeylemleri düzenlendi. KEC'li öğret-menler okullarda, Kobane halkı içinsınıflar tek tek dolaşarak hem bilgi-lendirme yaptı hem de yardım topladı.Bu yardımlar Suruç- Kobane sınırınagidilerek Kürt halkından ihtiyaç sa-hiplerine teslim edildi. KEC'liler, birgün boyunca Urfa-Suruç, Kobanesınırında savaşın hemen yanında,destek için bekleyen kitleyle berabersloganlarla direnişi selamladı.

Öğretmenler İşsiz, Okullar Öğretmensiz Kalmasın!

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

449BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

24 Ekim'de sabah 05.00 saatlerindeKüçükarmutlu’daki birçok eve polisbaskın düzenledi. Alakasız bir şekildearanan kişilerin ikametinin orada bu-lunduğu şeklinde bahanelerle yaklaşık25 ev basıldı. Basılan yerlerin arasındaHalk için Mühendislik Mimarlık Der-gi Bürosu da var.

24 Ekim gecesi Armutlu Mahalle-si’ne yapılan baskınlarda gözaltınaalınan 13 kişi 27 Ekim’de çıkarıldık-ları mahkemeden serbest bırakıldı.Armutlu baskınında gözaltına alınan 13kişiden 9’u savcılıktan, geri kalanlar isedenetimli serbestlikle mahkemedenserbest bırakıldılar. Gözaltından çı-kanları aileleri, sloganlara karşıladı.Gözaltından çıkanlar şöyle konuştu:

"Armutlu Şenay-Gülsüman anala-rımızın, İpek Yücel-Sabahattin Ya-vuzların, 7’sinde Sevcanların yıkımlarakarşı Hüsnü İşerilerin, barikatlarındaçatışarak ölümsüzleşen Barış Kaş, Sul-tan Yıldızların mahallesidir. Armutluyozlaşmaya karşı Hasan Feritlerin ma-hallesidir... Armutlu’nun her karışıdevrimcilerin halkla birlikte bedellerödeyerek kurduğu ve bugünlere getir-diği bir direniş kalesidir. Gözaltında,neden Şenay-Gülsüman Halk Bahçe-si’nde çalışıyor, neden devrimcilere ka-pınızı açıyorsunuz dediler, neden Ha-san Ferit Gedik’in eylemlerine katılı-yorsunuz... dediler.

Kısaca neden mahallene ve tarihi-ne sahip çıkıyor, uyuşturucu, fuhuş çe-telerine karşı savaşıyorsun dediler. Birgece yarısı uykularımızdan kapıların kı-rılma sesiyle uyandırılmanın, yakapaça gözaltına alınmamızın özü özetihalkımızın devrimcilerle olan kopmazbağlarını kırmaktı. Başaramadılar."

27 Ekim sabahı İstanbul Adliyesiönünde toplanan Armutlu halkı veHalkın Mühendis Mimarları C kapısıönünde açıklama yapmak istediler.Açıklama okunmaya başlandığındaise emperyalizmin kiralık katilleri ba-sın açıklaması yapan Armutlu halkınave mühendislere saldırdı. C kapısıönünde kalkanlarla merdivenlerin yu-karısına kadar sürüklediler. Basın açık-lamasının kalan bölümü adliyenin yu-karısında okundu ve saldırı teşhir edil-di. Ayrıca Yürüyüş Dergisi muhabiri-nin yapılan saldırıyı görüntülemesinihazmedemeyen AKP’nin polisi, fo-toğraf makinasının içindeki resimlerisilerek makinayı geri verdiler.

Bu baskınlarla ilgili olarak AnkaraHalkın Mühendis Mimarları, 24Ekim'de baskınlara karşı Yüksel Cad-desi İnsan Hakları Heykeli önündeeylem yaptı. Eyleme 20 kişi katıldı.

Halkın Mühendis Mimarları 27Ekim'de yazılı bir açıklama yaptı. Ya-pılan açıklamada; "Küçükarmutlu’daAKP'nin katil polisinin saldırısı sonu-

cu gözaltına alınan Hal-kın mühendisi BarışÖnal ve Küçükarmutluhalkından dostlarımızınbir kısmı savcılıktan birkısmı ise tutuklama ta-lebiyle sevk edildiklerimahkemeden olmakkaydıyla tamamı serbestbırakıldı. Bizleri yıldı-ramayacak, sindireme-

yecek, yola getiremeyeceksiniz demiş-tik. Çünkü halkımız bizimle demiştik.Unutmayın halkıyla bütünleşmiş birörgütlülüğü hiçbir güç yıkamaz demiş-tik. Tarih bizi bir kez daha haklı çıkar-dı. Bizler halk için mühendisliği-mi-marlığı savunmaya; halkımızla bütün-leşmeye devam edeceğiz" denildi.

Armutlu HalkınıKomplolarlaYıldıramayacaksınız!

Armutlu Halk Meclisi Girişimi 28Ekim günü, yaşanan polis operasyonu ileilgili açıklama yaptı. Armutlu'nun dire-nişle özdeş tarihinden ve tekellerin işta-hını kabartan bir yer olduğundan bah-sedilerek şöyle denildi:" 24 Ekim günü,polis sabah yaptığı baskınlardan sonrabaskınlara ve gözaltılara karşı çıkanhalka gaz bombalarıyla saldırdı. Cemevibahçesine arama bahanesiyle girerekinsanları taciz etmeye çalıştı. O gün at-tıkları gaz kapsüllerinden kaynaklı ma-hallemizde bir ev yandı ve kullanılamazhale geldi. Mahalle halkından insanlar gazkapsüllerinin kafalarını sıyırması sonu-cu ölümden tesadüfen kurtuldular. İş-birlikçi ve ahlaksız basın bunlardan hiç-birini taşımadıkları için Armutlu hal-kından özür dilemelidir. Mahallemizdeuyuşturucu ve yozlaşmaya karşı müca-dele yürütüyoruz. Halk olarak bu en do-ğal hakkımız. Kentsel Dönüşüm yalanıylaevlerimizin yıkılmasına karşı mücadeleyürütüyoruz, bu en doğal hakkımız. Ül-kemizde bağımsızlık ve demokrasi mü-cadelesi yürütüyoruz. Komplolarla bumücadeleyi kimsenin bastırmaya, en-gellemeye gücü yetmeyecektir. İşbir-likçi basın ve televizyon kanallarınaçağrımız yalan haberlerinizi tekzip edin!"

Baskınların, Gözaltıların Hesabını Vereceksiniz!Komplolarınız Bir Kez Daha Boşa Çıktı!

Okmeydanı’nda Halk CephelilerMaden İşçileri İçin Yürüdü

Halk Cepheliler 28 Ekim’de Karaman’daki Erme-nek ilçesindeki maden ocağında 18 işçinin ocakta mah-sur kalmasının hesabını sormak için aynı akşam, Ok-meydanı’nda tencere tava eylemi ve yürüyüş düzenle-di. Tüm halkın sokaklara çıkmaya, tencere tava çalma-ya ışık açıp kapatmaya çağırıldığı eyleme halk alkışlarlatencere tavalarıyla destek verdi. Eyleme 40 kişi katıldı.

İstanbul'da hasta tutsaklar yürüyüşübu hafta da coşkuyla yapıldı. 26 Ekim'deTünel girişinde toplanan TAYAD’lı aile-ler Galatasaray Lisesi’nin önüne kadar yü-rüdü. Lisenin önünde okunan açıklama-da hasta tutsakların tecritte katledilmek is-tendiği ve TAYAD’lı Ailelerin bu katlia-ma izin vermeyeceği söylendi.

Dersim: 22 Ekim günü yapılacak ey-lem için Dersim merkezde 21 Ekim’de 30afiş asıldı. Akşamüstü Yeraltı Çarşısı üze-rinde toplanan TAYAD’lı aileler “HastaTutsaklar Serbest Bırakılsın! Dersim TA-YAD’lı Aileler” pankartı açarak hasta tut-sakların zulmün elinden alınması için

mücadele çağrısı yaptı. TAYAD’lı Aileler 28 Ekim'de

Dersim Yeraltı Çarşısı üstünde imzamasası açtı.

Antalya: TAYAD’lı Aileler At-talos Meydanı’nda hasta tutsakların ser-best bırakılması için eylem yaptı. Eylemdeokunan açıklamada şunlara değinildi.“Bizler bu ülkenin onurlu insanları olandevrimci tutsakları sahiplenmeye, dışarı-daki sesleri olmaya devam edeceğiz.Devrimcileri faşizmin hapishanelerinde çü-rütmenize izin vermeyeceğiz” denildi.

Amed: 24 Ekimde Sanat Sokağı’ndabir araya gelen Halk Cepheliler; hasta tut-

sakların derhal serbest bırakılması ge-rektiğine vurgu yaptılar. Açıklamada;"Hapishanelerde 2000-2013 yılları ara-sında 2034 tutsak yaşamını yitirmiştir. Sa-dece 2013 yılında hapishanelerde tam 316kişi yaşamını yitirmiştir” diyen HalkCepheliler, tecritin işkence olduğuna de-ğinerek açıklamayı bitirdiler.

Tekirdağ: Çerkezköy'de, hasta tut-saklar için 24 Ekim’de için imza masasıaçıldı.

TAYAD’lı Aileler Tutsak VeŞehit Aileleri İçin

Kahvaltı VerdiTAYAD’lı Aileler 26 Ekim’de devrim şe-

hitlerinin ve devrimci tutsakların aileleriiçin kahvaltı verdi. Gazi Mahallesi Yaren Ka-fe’de yapılan kahvaltı esnasında Özgür Tut-saklardan Ümit İlter telefonda şehit aileleriylekonuştu. Konuşma kaydedilip sonrasındahoparlörle herkese dinletildi. Tutsak ailelerininşiirleri ve duygularını ifade eden konuşma-ların renk kattığı kahvaltıya 45 kişi katıldı.

Eskişehir’deTAYAD Buluşması

TAYAD’ın “Hasta Tutsaklar Serbest Bıra-kılsın” kampanyasına destek vermek amacıylaEskişehir’de kahvaltı yapıldı. 26 Ekim’deGültepe Kültür Dayanışma Derneği’nde ya-pılan kahvaltıda İstanbul ve Ankara’dan gelenTAYAD’lılar Eskişehirliler’le buluştu.

TAYAD ÇadırıHalaylarla Kaldırıldı

TAYAD’lı Aileler hasta tutsakların tahliyesiiçin, bir ay önce İstanbul Çayan Mahallesi’nekurduğu çadır, 27 Ekim'de Gazi Mahallesi’ndekurulmak üzere kaldırıldı.

22 Ekim günü, çadır kaldırılırken yapılanaçıklamada, bir aylık süreçte yaşanan faşist sal-dırılar ve bu saldırılara karşı halkın sahiplen-mesi anlatılarak halk meclislerine katılımçağrısı yapıldı.

Çadırda son olarak halkın kolektif çalış-masıyla hazırlanan yemek yenildi. Yemek ön-cesi TAYAD’lı Aileler adına konuşan MehmetGüvel, Çayan halkına emeklerinden dolayı te-şekkür etti. Çadırın amacının halkı birleştir-mek olduğunu ve Çayan'da bu amaca ulaşıl-dığını, bundan sonra mücadeleyi birlikteomuzlama zamanı olduğunu anlattı. Yemeğe80 kişi katıldı.

TAYAD'ın TabutluEylemine Polis SaldırdıBursa'da 26 Ekim günü TAYAD'lı ai-

lelerin çağrısıyla hasta tutsaklar için ta-butlu eylem yapıldı. Yapılan açıklamadansonra tabutu AKP il binasına bırakmakiçin yürüyüşe geçen kitle, polis barikatıylakarşılaştı. Barikat önünde 2 saat oturmaeylemi yapıldıktan sonra, keyfi yasağı kal-dırmak için polis barikatına yüklendi.AKP'nin katil polisi TAYAD'lılara saldırdı.İşkenceyle gözaltına alınan 8 kişi, 27Ekim günü serbest bırakıldı.

Bilgimiz Halk İçin,Mühendisliğimiz Halk İçin2. Uluslararası Eda Yüksel Halk İçin Bilim

Halk İçin Mühendislik Mimarlık Sempozyu-mu’nun duyuru-çağrı çalışmaları devam ediyor.22 Eylül’de Avcılar merkezde bildiri dağıtıldı veafiş asıldı. İki saat süren çalışmada 1200 bildirihalka ulaştırıldı ve bir adet pankart yürüyüş yo-luna asıldı.

Aynı gün bir başka ekiple, Mecidiyeköymetrobüs çıkışında kızıl önlük ve baretleriyle aji-tasyonlar eşliğinde bildiri dağıtımı yaptı. 2200 bil-dirinin halka ulaştırıldığı çalışmada, metrobüs gi-rişine sempozyum çağrısı için hazırlanan pankartasılarak halk sempozyuma davet edildi.

Halk CephelilerAteş Başında ToplandıHalk Cepheliler, İstanbul 1 Mayıs

Mahallesi’nde Şükrü Sarıtaş Parkı’ndaateş başında toplandı. 24 Ekim’deyapılan çalışmada AKP faşizmininson çıkaracağı faşist baskı yasalarını,değerlendiren Halk Cepheliler, çözü-mün daha militan ve örgütlü müca-deleden geçtiğinin altını çizdiler. HalkCepheliler programlarını bağlamaylatürküler söyleyerek, şiirler okuyarakbitirdiler.

Amed

Hasta Tutsaklar Sahipsiz Değildir,Seslerine Ses Katacağız

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ50

Sanat Meclisi Torunlar Holding'i Afişledi2. Sanat Buluşması'nın tanıtımında sanatçılar afiş asmak

için Torunlar Holding'in duvarlarını seçti. 10 işçinin katledildiğiTorunlar Holding'e ait inşaatı 22 Ekim'de eylem alanına çe-virdiler. Holding yöneticileri hakkında verilen takipsizlik ka-rarının ardından sanatçılar, işçi ölümlerine artık sessiz kal-mayacaklarını söyledi. Ellerindeki afişleri fırçalarla Torun-lar Holding binasına ve inşaat alanına asan sanatçılar el ilan-larını da dağıtarak eylemlerini sona erdirdiler.

2013 Ağustos ayında AKP’nin TMMOB’u tasfiye girişimi-ne karşı yaptığımız 15 günlük Adım Adım Ankara Yürüyüşümüzükitaplaştırdık. “Halkın Mühendis Mimarları Yürüyor - 15 Gün-lük Bir Ankara Yürüyüşü” ismini verdiğimiz kitabımız, BoranYayınları’ndan çıktı.

Düşük ücrete ve güvencesiz çalışmaya karşı... Rant için üre-time karşı... Kentsel dönüşüme karşı... Meslek odalarımıza yö-nelik saldırılara karşı... Kapitalizme hizmet eden bir anlayışa kar-şı yürüdük.

Halkın Mühendis Mimarları

Berkin Elvan'ın KatilleriHala Yargılanmıyor

İzmir Halk Cephesi, 26 Ekim'de,İzmir Karşıyaka Çarşı’da yürüyüş vebasın açıklaması yaptı. Karşıyaka İz-ban önünden başlayan yürüyüş, İşBankası önünde yapılan basın açık-lamasıyla sonlandırıldı.

Adana: 26 Ekim'de Adana İnönü parkında “Berkin Elvan İçinAdalet İstiyoruz” eylemi yapıldı. Yapılan açıklamada devletinkatilleri koruduğu, istenilen belgelerin dosyaya bilinçli bir şe-kilde aylar sonra konulduğunu dile getirdiler.

Antalya: Antalya Halk Cephesi Attalos Meydanında 25Ekim’de yapılan eylemde; Berkinler'den Hasan Feritler'e kadartüm katillerinin bulunacağı ve halkın adaletine hesap verecek-leri ifade ettiler.

ANTEP Öğrenci Mec-lisi Girişimi 24 Ekim’de“Her Çocuk Özeldir” 26Ekim’de ise Charlie Chap-

lin’in “Great Dictator” (Büyük Diktatör) filminin gösterimini yap-tı. Halk Cepheliler 25 Ekim’de ise tiyatroya gittiler. 13 kişi ile‘Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye’ oyununu izlediler.

MUĞLA Dev-Genç 25 Ekim’de film gösterimi düzenledi.Costa Gavras’ın “Sıkıyönetim” adlı filminin izlendiği gösterimdensonra film üzerine konuşulup değerlendirme yapıldı.

Sorunlarımızı Birlikte ÇözerizAvcılar da, 26 Ekim'de Halk Cepheliler ailelerle birlikte

kahvaltıda biraraya geldi. 20 kişinin katıldığı kahvaltıda ma-halle ve aile sorunları ve çözümleri üzerine sohbet edildi.

Gazi'de Muharrem Karademir Aile Çay Bahçesi’nde 25Ekim'de kahvaltı verildi. Kahvaltıda yapılacak olan çalışma-lar ve "çay bahçesini nasıl daha fazla aktif hale getirebiliriz?"konularında tartışıldı. Alınan kararla her Pazar kahvaltının saat10.00’da geleneksel hale getirilmesi kararlaştırıldı.

Halk Cepheliler 26 Ekim'de Gülsuyu'nda ailelerle birlik-te kahvaltı yaptılar. Kahvaltı Mahir Hüseyin Ulaş Parkı'ndaverildi.

Halk Cephesi, Dev-Genç’lilerle birlikte 26 Ekim'de saatkahvaltı yaptı. Bir arada yapılan kahvaltıların yarattığı sıcak or-tamın, kolektivizmin önemi üstünde duruldu.

Elazığ Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nde mahalle hal-kı ve Pir Sultan dostlarıyla 22 Ekim'de kahvaltı düzenlendi.Kahvaltıya katılan mahalle kadınlarıyla kermes açma kararı alın-dı, bağlama ve semah kurslarının duyurusu yapıldı. Alevilerinneden Mansur Paklar Orucu tuttuğu anlatıldı.

Baskınlarınız,Saldırılarınız Bizleri

Yıldıramaz!İstanbul, 1 Mayıs Mahalle-

si’nde 24 Ekim gecesi saat 03.00’depolis ağır silahlarla bir Halk Cep-hesi taraftarının evini bastı. ‘Silahve bomba arıyoruz’ bahanesiyle evve bahçeyi talan eden katiller, evinyanında yapımı sürmekte olanAnadolu Haklar Derneği’nin in-şaatında da aynı bahaneyle aramayaptı. Hiçbir şey bulamayan acizpolis mahalleyi terk etti.

HalkÖrgütlülüklerini

BüyütüyoruzBağcılar’da halk mecli-

si kurulması hedefiyle biraraya gelen Halk Cepheliler,27 Ekim'de bilgilendirmetoplantısı yaptı. Halk mecl-islerini neden kurmak iste-diğimiz, ne anlama geldiği,mahallede neler yapılabile-ceği üzerine konuşuldu. BirHalk Okulu çalışması ya-pılmasına karar verildi.

Devrimci İşçi Hareketi Mecidiyeköy’de Torunlar GYORezidans İnşaatı önünde 27 Ekim'de eylem yaptı. İşçi ka-tilleri yöneticilere açılan davada takipsizlik kararı verilmesiteşhir edildi. Pankart açarak katledilen işçiler için 1 daki-ka saygı duruşuna durdular. Açıklamada AKP hükümeti teş-hir edilerek mahkemelerden adalet beklenmediği belirtil-di. Rezidans önüne siyah tabut bırakıldı.

28 Ekim günü de fabrikaların yoğun olduğu Hadımköyyolu üzerindeki bir üst geçide “Torunlar İnşaatta KatledenPatronlar Ve Devlettir Hesabını Soracağız” pankartı astı.

Devrimci İşçi Hareketi ayrıca 29 Ekim'de konuyla il-gili yazılı açıklama yaptı.

Yozlaşmaya KarşıDevrimci Kültürü Yayıyoruz

Okmeydanı Liseli Gençlik Komitesi Koro filminin gös-terimini yaptı. 26 Ekim'de, Sibel Yalçın Parkı’nda yapılanfilm gösterimine 23 kişi katıldı. Film izlendikten sonra, de-ğerlendirme yapıldı ve yozlaşmaya karşı neler yapılabile-ceği ile ilgili sohbet edildi.

Esenyurt Liseli Dev-Genç’liler 25 Ekim’de bir araya ge-lerek önce kahvaltı yapıp ardından da film seyrettiler. Film-den sonra değerlendirme yapıldı.

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

51BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

İzlediğimiz Filmlerle deDüzene Alternatifiz

Halkın Mühendis Mimarları YürüyorKitabı Çıktı

Torunlar İnşaatta Katledilenİşçilerin Hesabını Soracağız

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ552

AKP faşizmi iktidara geldiği günden itibaren heralana karşı baskı ve tehditleri oldu ve devam ediyor.Amacı Türkiye’deki her kurum, kuruluş her alanı ele ge-çirmek. Kendi borusunu istediği gibi öttürmek istiyor.İstiyor ki herkes kafa sallasın ona, verdikleri ile yetinsinistiyor. Vatanı babalar gibi satsın ve kimsenin sesiçıkmasın istiyor. Halkın sağlık hakkını, eğitim hakkını,konut hakkını gasp etsin kimse sesini çıkarmasın istiyor.

Halktan yana sanat, gerçekleri halka gösteren filmler,şarkılar, resimler istemiyor. Yalanın ve ahlaksızlığın pro-pagandasının yapılmasını istiyor.

Aydın ve sanatçılar bir halkın aydınlık yüzüdür aynızamanda. Aydın demek halka doğruları göstermektir, halkınönünden gitmektir. Sanat gibi güçlübir silahla halka doğruları anlatabil-mektir. İşte AKP bu gücün büyüklü-ğünün farkında.

AKP faşizmi bunu biliyor ve buyüzden halkın safında yer alan azçok kıyısından köşesinden müca-deleyi tutan sanatçılara saldırıyor.

Kimini uyuşturucu operasyonualtında aşağılamaya, halkın gözündedeğerini bu şekilde düşürmeye ça-lışıyor. Kimisini halkın en hassasolduğu din konusunda yalan ve de-mogoji haberler yaparak karalamaya,halkın gözünde yok etmeye çalışıyor.Fazıl Say'a bu konuda yapılanlardanda biliyoruz.

Kimilerine direk terörist diyor.Gezi eylemlerine katıldığı için BarışAtay gibi sanatçıları gözaltına alı-yor.

Devrimci sanatçılar, zaten onlarAKP'nin baş düşmanı, onlar hertürlü baskı işkenceye maruz kalıyor.

Son olarak bunlardan nasibiniFazıl Say aldı. Kültür ve TurizmBakanlığı, Cumhurbaşkanlığı SenfoniOrkestrası’nın (CSO) yıllık progra-mını dünyaca ünlü Fazıl Say’ın yeraldığı iki haftayı değiştirerek onayladı.Say’ın konserlerinde seslendireceği“İstanbul Senfonisi” ile “Su PiyanoKonçertosu” ve “Yunus’un SırtındakiÇocuk-Hermiyas”a sansür getirildi.Bakanlık sansür iddialarını yalan-

larken, Say’ın babası, müzik eğitimcisi ve yazarı AhmetSay, “Herhalde dünyada sözsüz bir müziğin yasaklanmasıilktir. Bu yasak, Fazıl’ın muhalif kişiliği nedeniyle ya-şanmıştır. Fazıl’ı müzik adamı olarak Türkiye’den kovmakistiyorlar, ancak başaramayacaklar. Kimse Fazıl’ı bu ül-keden kovamayacak” sözleriyle sansüre tepki gösterdi.

Fazıl Say'ın babası “oğlumu kovmak istiyorlar” diyor.Fazıl Say kovulunca ya da ülkesine terk edince o vatanhaini olur, öyle söyleyecektir AKP. Niye Nazım Hikmet"vatan haini" değil miydi burjuvazi için. Ya da YılmazGüney. Ahmet Kaya yaşamlarını sürgünde yitirdiler.

Faşizm her zaman halkın yanında saf tutan sanatçılarıcezalandırmak istemiştir. Halka doğruları gösteren, güzel

şeyler öğreten onu geliştiren zenginleş-tiren bir sanat istemez. O arabesk gibiuyutan, kendini jiletlemesini sağlayanmüzikler, filmler yapılmasını ister.

Evet faşizm saldırıyor, daha da sal-dıracak. Artık AKP'nin saldırıları sürprizyada şaşılacak bir olay değil. Şaşırılmasıgereken buna karşı hala çok örgütsüzolmamızdır. Sanatçılar eğer güçlerininfarkına varırlar ve biraz cüretli olurlarsayıkamayacakları duvar, aşamayacaklarıdağ yoktur. Çünkü sanat gerçekten güçlübir silahtır. Yüzyıllar sonra dahi halkındilinde umut olur özlem olur, güç olur.

Sanat Cephesi de bu gücü ortaya çı-karmak için kurulmuştur. AKP faşizminekarşı büyük bir sanat cephesi oluşturmakiçin halkın içinde sanat yapılabilineceğinigöstermek için kurulmuştur. Sokaklartiyatro salonlarımızdır, her ev bir filmsahnesidir, her çocuk potansiyel birsanatçıdır. Seyirci de, oyuncu da halkıniçindedir. Bu yüzden AKP faşizmineen büyük direniş halkın içinde olarakayakta kalarak en büyük cevap verilir.

Fazıl Say'ı kovmak istiyorlar demişbabası, onlar sizin oğlunuzun boyuneğmesini istiyorlar dertleri budur. Onlarvatansever ama gerçekleri söyleyen sa-natçılar vatan haini, terörist ilan ediliyorülkemizde. Sözü Nazım’a bırakalım veNazım gibi başımız dik ve gerçeklerihalkımıza anlatan, mücadele eden biraydın olalım.

Güçlü Olan AKP Faşizminin "Yasak Silahı" Değildir!Güçlü Olan Halkın Safında Yer Alan Sanatçıların "Sanat Cephesi"dir!

“Evet, vatan hainiyim,siz vatanperverseniz,

siz yurtseverseniz,

ben yurt hainiyim, ben vatanhainiyim.

Vatan çiftliklerinizse,

kasalarınızın ve çek defterlerini-zin içindekilerse vatan,

vatan, şose boylarındagebermekse açlıktan,

vatan, soğukta it gibi titremek vesıtmadan kıvranmaksa yazın,

fabrikalarınızda al kanımızıiçmekse vatan,

vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,

vatan, mızraklı ilmühalse, vatan,polis copuysa,

ödeneklerinizse,maaşlarınızsa vatan,

vatan, Amerikan üsleri, Ameri-kan bombası, Amerikan donanması

topuysa,

vatan, kurtulmamaksa kokmuşkaranlığımızdan,

ben vatan hainiyim.

Yazın üç sütun üstüne kapkarahaykıran puntolarla:

Nâzım Hikmet vatan hainliğinedevam ediyor hâlâ.”

NAZIM HİKMET

“Göçün 50. Yılında Emeğimizle Varız Umudun Tür-külerini Söylüyoruz” adıyla yapılacak olan konserin ça-lışmaları devam ediyor.

16 Kasım'da Belçika’nın Liege şehrinde gerçekleşe-cek olan konserin afişleri asılıyor, esnaflar dolaşılıyor. 25Kasım'da Belçika’nın Liege, Limburg, Brüksel, Anversve Charleroi şehirlerinde afiş çalışmalarının yanı sıra, gö-nüllülerle kahvaltı ve koro çalışması yapıldı. Toplantılardahedefler ve nasıl çalışılacağı üzerine konuşuldu, birlikteşarkılar, türküler söylendi.

İsviçre:Grup Yorum konserinin Londra ve Hollanda’da en-

gellenmeye çalışılmasından sonra, İsviçre’de yapılanGrup Yorum “Politik Tutsaklara Özgürlük” konser ça-lışmaları daha bir coşku ve hızla devam ediyor. Afiş asma,el ilanları dağıtılmasının yanı sıra yapılan gece, panel, top-lantı gibi yerleri konser çalışması için değerlendiren GrupYorum Gönüllüleri, çeşitli yerlerde masa açıp Grup Yo-rum konserini her yerde duyurmaya devam ediyorlar.

Öyle ki; Stuttgart Eya-let Yüksek Mahkemesi'ndesüren, Anadolu Federas-yonu üyelerinin yargılan-dığı davanın, 23 Ekimgünü görülen duruşmasın-da BKA'dan 'tanık' olarakçağrılan polislerden biri,bunu ifade etmekte sakın-ca görmemiştir. BKA poli-si, devrimci tutsaklar hak-kında MİT'ten bilgi aldık-larını, bilgilerin doğrulu-ğunu araştırmaya gerek

duymadıklarını, mahkemeheyetine beyan etmiştir.Duruşmada Federal Kri-minal Daire komiserlerin-den Seifner ismindeki birkadın polis tanık olarakdinlendi. Tutsakları, Ana-dolu Federasyonu’nu, GrupYorum’u, Halkın HukukBürosu ve Çağdaş Hukuk-çular Derneği'ni kriminali-ze etme yönündeki ‘delil-lerini’ heyete dosya olaraksundu. Bazı bilgilerin in-ternet üzerinden gerçek-likleri araştırılmadan edi-nildiği anlaşıldı. Bunun

üzerine avukatlar; HalkınHukuk Bürosu'nu ne kadartanıdığını, Soma’yı duyupduymadığını ve bu büronunavukatlarının katledilen is-çiler için seferber olduğu-nu, bunları bilip bilmedi-ğini sordular. Ayrıca 11 çe-lik kapı yalanının ortayaçıktığından haberdar olupolmadığını sordular. Seif-ner’in bu ve benzeri soru-ları ‘bilmiyorum’ sözüylecevaplamasına karşı avu-katlar, yaptığı incelemele-ri gayri ciddi ve özensizolarak nitelendirdiler. Po-lisin mahkeme heyetine

sunduğu dosyaya, sa-nıkların suçlarına delilolarak Türkiye faşiz-minin açıklamalarınıda eklemiş olduğu or-taya çıktı. Bunun üze-

rine Türkiye’de işken-cenin sistematik olarak

uygulandığına dair kararveren Hamburg YüksekEyalet Mahkemesi’nin bukararından haberdar olupolmadığı sorulduğunda, Se-ifner’in bilgi sahibi olma-dığı anlaşıldı. İşkenceninzaman zaman uygulandı-ğını duyduğunu, fakat bukararı daha önce duyma-dığını belirtti. Anadolu Fe-derasyonu tutsaklarına kar-şı -yalan yanlış araştırma-dan- her türlü spekülatif ha-berleri kullanan Seifner,avukatların önemli soru-larını zaman zaman cevapverme yetkisinin olmadığıbahanesiyle yanıtsız bı-raktı. Duruşma tarihi 4 Ka-sım 2014'e ertelendi.

Av ru pa’da

Sene Sonuna Kadar BelirlenenDuruşma Tarihleri:

Salı, 4 Kasım 2014 saat 9.30Perşembe, 6 Kasım 2014 saat 9.30Salı, 11 Kasım 2014 saat 9.30Perşembe, 13 Kasım 2014 saat 9.30Salı, 18 Kasım 2014 saat 9.30Perşembe, 20 Kasım 2014, saat 9.30Salı, 25 Kasım 2014 saat 9.30Perşembe, 27 Kasım 2014 saat 9.30Salı, 2 Aralık 2014 saat 9.30Perşembe, 4 Aralık 2014 saat 9.30Salı, 9 Aralık 2014 saat 9.30Perşembe, 11 Aralık 2014 saat 9.30Salı, 16 Aralık 2014 saat 9.30Perşembe, 18 Aralık 2014 saat 9.30Perşembe, 8 Ocak 2015 saat 9.30

Alman Emperyalizmi, Devrimci TutsaklarıYargıladığı Mahkemelerini, MİT'in BirerŞubesi-Kurumu Gibi İşletmektedir!

Grup Yorum'uBinlerle Karşılayacağız

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

53BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Dev-Genç’in 45. yılını selamlamak için ülkemizde veAvrupa'da olduğu gibi Londra’da da yazılamalar yapıldı.Türkiyelilerin çoğunlukta olduğu Enfield ve Edmontonmahallelerinde dört ayrı yere; “Yaşasın Dev-Genç Yaşa-sın Dev-Genç’liler, Mahir’den Dayı’ya Sürüyor Bu Kav-ga, 45 Yılında Selam olsun Dev-Genç’e” yazılamaları ya-pıldı.

22 Ekim günü Nancy Yürüyüş Okurları, Yürüyüş Der-gisi’nin 439. sayısının toplumu dağıtımında 12 dergiyihalka ulaştırdılar. Toplu satışlar Fransa’nın Comercy, Ver-dun ve Pont a Mousson şehirlerinde de yapıldı. Ayrıca24 Ekim günü Paris'in Montreuil Mahallesi’nde toplu der-gi dağıtımı yapıldı. Tek tek kahveler ve esnaflar gezilerekYürüyüş Dergisi’nin tanıtımı yapıldı ve 2,5 saatlik da-ğıtım boyunca toplam 13 dergi halka ulaştırıldı. Yürü-yüş okurları, çalmadık kapı gidilmedik yer bırakmaya-caklarını ve dergimizi halka ulaştıracaklarını tekrar gös-termiş oldu.

Haftalardır, ZehraKurtay'ın tahliyesi içinmücadele yürüten ZehraKURTAY'a ÖzgürlükKomitesi; KURTAY'ınavukatı Virgüne Dusen,Fransız Komünist Parti-si Türkiye sorumlusuPascal Torre, Uluslar-arası Hapishane Gözle-me Kurulu SorumlusuFrançais Bes’in de katı-lımı ile bir toplantı yap-tı. Toplantıda Zehra Kur-tay'ın serbest bırakılma-

sı için yapılacaklar konuşuldu... 20 Ağustos günü hasta-neye çıkarılan Zehra Kurtay'a doktorlar ; "sağlık durumununağırlaştığına" dair bir rapor verdiler. Bunun üzerine Fran-sa Adalet Bakanlığı, sağlık kontrolünden tekrar geçiril-mesine karar verdi. Bu rapor sonucunda Kurtay'ın hapis-hanede tutsak kalıp kalamayacağı da açığa çıkacak. Dahadüne kadar Kurtay'ın özgürlük mücadelesine seyirci ka-lanlar, buna inanmayanlar, bugün bir özgür tutsağın tah-liyesinin sahiplenmeyle olabileceğini gördüler.

İsviçre TAYAD Komite, aile ziyaretleri yapıyor. Ailelerievlerinde ziyarete gitmek, onlara olan samimi duygu veverilen değerin göstergesidir Anadolu kültüründe. TA-YAD'lılar, son olarak Dev-Genç şehitlerinden Sezgin En-gin’in İsviçre’de yaşayan abisini ziyaret etti.

Yunan işbirlikçi devletinin, Türkiye faşizmi ile işbir-liği içinde Halk Cepheliler’e karşı saldırıları, hukuk dışızorlamalarla sürerken 21 Ekim günü, Selanik’te Yunan so-luyla birlikte Halk Cepheliler tarafından oluşturulan‘Türkiyeli Devrimci ve Politik Mültecilerle DayanışmaGirişimi" tarafından bir eylem gerçekleştirildi. Yunanis-tan'ın aşırı zorlama bir hamleyle, Halk Cepheliler'inçevresindeki bir insanın tutuklanması üzerine, dayanışmagirişiminin örgütlediği eylem saat 18.00'de KamaraMeydanı'nda yapıldı. Güçlü bir ses düzeni yerleştirilerekTürkçe ve Yunanca şarkılarla yaklaşık 2 saat süren eyle-me Yunan solundan 40 kişilik bir katılım gerçekleşti. Da-yanışma Girişimi’nin açıklaması Yunanlı dostlarımız ta-rafından, güçlü ses düzeninden halka okundu, 700 bildi-ri dağıtıldı.

Fransa Adalet Bakanlığı Zehra Kurtay'ıSağlık Kontrolünden Geçirip "Hapishanede

Kalıp Kalamayacağına" Karar Verecek!Halkımızı Gerçeğin Sesi

'Yürüyüş'süz Bırakmayacağız

İsviçre TAYAD KomitesiAilelerle Buluşuyor!

Dev-Genç YazılamalarıDuvarları Güçlendirdi!

Türkiye Faşizmi İleİşbirliğine Son Verin!

Arşiv

Yürüyüş

2 Kasım2014

Sayı: 441

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ54

2 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 441

555BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Pikniğe gitmek, konser bileti sat-mak, konser düzenlemek, izin aldığıneyleme katılmak, gazete çıkartmak,ırkçılığa karşı mücadele etmek...Bunların hepsi Alman emperyaliz-mine göre birer suç.

Sonnur Demiray, Yusuf Taş,Muzaffer Doğan, Özgür Aslan veÖzkan Güzel bu "suçları" işledikle-ri için tutuklandılar.

Soruyoruz, bunlar nasıl suç ola-biliyor? Ne zamandan beri piknik yap-mak suç? Bir konser için bilet satmakne zamandan beri suç?

Bir eylem için izin aldığın halde,o eyleme katıldığın için seni tutuk-luyorlar. Soruyoruz, bu nasıl bir ada-lettir? Bu nasıl demokrasidir?

- Alman emperyalizmi bizi yıldı-ramaz!

Emperyalizmin kuşatması Avru-pa’nın her yerinde sürüyor. Öyle ki ar-tık konser yapmamızı bile yasaklı-yorlar. Arkadaşlarımızı sudan sebep-lerle tutukladılar. Yıllarca tek başınabir hücreye hapsediyorlar. Bunun

asıl amacı düşüncelerimizi teslim al-maktır. Alman emperyalizmi diyor kibize, "Benim istediğim gibi düşüne-ceksin, eğer benim istediğim gibidüşünmezsen, karşı çıkarsan seni tu-tuklarım, gözaltına alırım, işkence ya-parım" Bizim düşünmemize bile ka-rar vermek istiyorlar. Marksist Len-ninst bir düşünce yasaktır, düşüne-mezsin. Düşünürsen seni gözaltına alı-yor, tutukluyor ve işkence yapıyor. Şuan bu sisteme bu devlete karşı çıkansadece biz varız ve bunu da çok iyi bi-liyorlar. O yüzden bu kadar çok sal-dırıyorlar. Bizim düşüncelerimizi tes-lim almak istiyorlar, mücadelemizdenvazgeçirmek istiyorlar. Ama bizi on-ların baskıları, saldırıları teslim ala-maz. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlarbu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz,çünkü meşru olan biziz.

- Irkçılığa karşı mücadele etmekbir görevdir!

Tutuklanmalarının bir nedeni deırkçılığa karşı mücadele etmektir...

Biz burada kendi emeğimizle va-

rız, 50 yıl önce ailelerimiz buraya ge-lerek çocuklarının geleceği daha iyi ol-sun diye gece gündüz çalışmışlar. Buemperyalist ülkeler bizim emeğimiz sa-yesinde bu kadar zenginliğin sahiple-ridir. Şimdi artık bize ihtiyaçları ol-madığı için bize defolup gidin kendi ül-kenize diyorlar. Kendilerinin bizzat ku-rup, kollayıp, koruduğu Nazi çetelerineinsanlarımızı tek tek katlettiriyorlar. 7sene içinde 10 insanımızı katlettiler.

Sonnur Demiray'ı, Yusuf Taş'ı,Özgür Aslan'ı, Muzaffer Doğan'ı veÖzkan Güzel'i bu katillerin cezalan-dırılmasını istedikleri için, emeği-mize sahip çıktıkları için tutukladılar.Yani adalet istedikleri için tutsakdüştüler. Irkçılığa karşı mücadele et-mek bir suç değil bir görevdir!

Sonnur Demiray, Yusuf Taş, Öz-gür Aslan, Muzaffer Doğan ve ÖzkanGüzel Marksist Leninist düşündükleriiçin, ırkçılığa karşı çıktıkları için, hal-kın emeklerine sahip çıktıkları için tut-saklar.

Tutsaklarımızı sahiplenelim!

AVRUPA’dakiBİZ

Alman Emperyalizmi Ne Yaparsa YapsınBizim Düşüncelerimizi Teslim Alamaz!

İsviçre Halk Cephesi tarafından “Suriye, Süren Em-peryalist Saldırganlık ve Halkların Direnişi” konusundaiki ayrı panel düzenlendi. İlk panel 25 Ekim günü BoranKültür Merkezi’nde yapıldı.Yaklaşık olarak 5 saat sürenpanel ilgiyle dinlendi. Soru-cevap bölümünün ardındanetkinlik sonlandırıldı. Etkinliğe 22 kişi katıldı.

İkinci panel 26 Ekim günü Zürih Anadolu AleviKültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yaklaşık olarak 3,5saat süren ve 55 kişinin katıldığı panelde sorulan sorularlazengin bir tartışma ortamı yaratıldı. Etkinlikten sonra Mu-harrem Orucu tutanlarla yemek yenildi.

Her iki panele konuşmacı olarak Bahar Kimyongür da-vet edildi. Kimyongür panellerde genel olarak, kuruldu-ğu günden bu yana Suriye’nin tarihini, etnik ve dinsel do-kusunu, siyasal ve ideolojik kimliğini özetleyerek anlat-tı. Suriye’de birçok cephede Alevi, Sünni, Arap, Kürt halk-larının direnişte olduğu, direnişlerin genel anlamıyla em-

peryalizme ve onun işbirlikçilerine karşı verildiğini ifa-de etti. Öte yandan Hama, Şam, Deir Ez Zor, Deraa ve Ha-lep cephelerinde süren çatışma ve halk direnişlerine de de-ğindi.

Direnen Suriye HalkınınYanındayız

1959 doğumlu. Liseli Dev-Gençkadrolarındandı, Liseli Dev-Genç mü-cadelesinde önemli görevler yüklenmişti.10 Kasım 1978’de İstanbul Bakırköy’deAydınlıkçı hainler tarafından katledildi.

1967 Sivas Divriği doğumludur. Me-murların, Devrimci Memur Hareketiönderliğinde zincirlerini parçaladığı,haklarını söke söke aldığı süreçte, bumücadelenin içinde yer aldı. Eyüp Be-lediyesi’nde Elektrik ve Sanayi İşleriBölümü'nde mühendis olarak çalışıyor-du. Ama o bunu bir “statü” farkı olarak

görmedi, tüm emekçilerin çıkarlarının, geleceklerininbir olduğunun bilincindeydi. ‘91 yılından itibarenBEM-SEN’de örgütlü olarak memurların hak almamücadelesine katıldı. 1992'de yapılan BEM-SEN GenelKurulu'nda Genel Eğitim Sekreteri olarak yönetimdeyer aldı. Kıymet, 13 Kasım 1993 günü İstanbul Kar-tal’da, iki akrabasıyla birlikte kaldırımda yürürken birkömür kamyonunun çarpması sonucu hayatını kay-betti.

1972 Malatya, Doğanşehir SuçatıKöyü doğumludur. 1991’de katıldığımücadelenin çeşitli alanlarında yer aldı.Aralık 1993’te Dersim dağlarında ge-rillaya katıldı. 1996 sonlarında tutsakdüştü. F tipi hapishanelere ve tecritekarşı gerçekleştirilen Büyük Direniş’teyer alan bir ölüm orucu direnişçisiydi.5. Ölüm Orucu ekipleri içinde Ölüm

Orucu’nu sürdürürken, Küçükarmutlu Katliamı’nı pro-testo etmek için Sincan F Tipi Hapishanesi hücrelerindebedenini tutuşturan Muharrem Çetinkaya, 12 Kasım2001’de kaldırıldığı hastanede şehit düştü.

“Hep daha fazla ne yapabilirim kaygısıyla hare-ket ettim. Çünkü bir çok şehit verdik. Her şehidi-

miz beni daha da zorluyor, çalışma tempomuarttırıyordu.” Eyüp Baş

9 Kasım-15 Kasım

Dersim’in Çemişgezek ilçesine bağlıPaşacık Köyü yakınlarında 12 Kasım1996’da çatışmada şehit düştüler.

Kadir Güven, 1958 Malatya doğum-ludur. 1980 öncesinde mücadeleye ka-tıldı. 12 Eylül sonrası Devrimci İşçiHareketi içinde çalıştı. Tutsak düştü,tahliye olduktan sonra yine mücadeleyekoştu. 1993 Şubatı’nda Dersim dağla-rında gerillaydı.

Devrim Aslan Güler, ‘77 Hozat do-ğumludur. Gerillaya katılmadan öncedemokratik alanda çeşitlifaaliyetlerde bulundu.

Erkan Dilsiz, 1981,Hozat doğumludur. O da erken büyüyençocuklarımızdandı. Faşizm onu katlet-tiğinde 15 yaşında bir Cephe gerilla-sıydı.

Kadir Güven

Devrim Aslan Güler

Erkan Dilsiz

1977 Dersim doğumlu. ŞehidimizKenan Gürz'ün kardeşiydi. 1996’dan‘97 baharına kadar Kurtuluş muhabirliğiyaptı. ‘97’de Dersim dağlarında geril-laydı. 9 Kasım 1997’de Dersim Pertek’tedüşmanla girilen bir çatışmada şehitdüştü.

Cihan Gürz

MuharremÇetinkaya

Kıymet Hanoğlu

Turgut İpçioğlu

Halk Cephesi üyesi TAYAD’lı HasanBeyaz, 23 Ekim’de Van-Erciş depremindegöçük altında kalan Van halkıyla daya-nışma kampanyası başlatan TAYAD’ınDersim’deki çalışmalarını yürüttü. Kapıkapı dolaşıp Dersim halkının yardımelini Van halkıyla buluşturmak istedi.Topladıkları yardımları kendi elleriyle

Van halkına götürdü. Çadır çadır, köy köy dolaştı.Halkın yaşadığı sorunları acıları paylaştı. 9 Kasım2011’de Van’daki 5.6 büyüklüğündeki ikinci depremdeAKP’nin sağlam raporu verdiği otelin yıkılması sonucundayaşamını yitirdi. Katili AKP iktidarıdır.

Hasan Beyaz

1968’de Ankara Çankaya’da doğdu.Aslen Gümüşhane Kelkitlidir. Emeğinve sömürünün ne olduğunu yaşayarak,çalışarak gördü, öğrendi. Uzun yıllartutsak kaldığı hapishanelerde, yaşadığıkoşullar nedeniyle, yıllardır ciddi sağlıksorunları yaşamaktaydı. 23 Eylül’de ra-hatsızlanıp hastaneye kaldırıldı. 9 Kasım

2009’da Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde şehit düştü.

Eyüp Baş

Yoldaşları Kadir Güven’iAnlatıyor:

Tarih 11 Kasım 1996... Yer, Dersim-Paşacık Köyü...İki Cephe savaşçısı, bir köy evinde oturmuş, köylülerlesohbet ediyorlardı. Yaşlıca olanı tarihimizi anlatıyordu."Bak amca" dedi, "bizim Türkiye'nin her tarafında di-renişimiz var. Eğer gerekirse biz de direniş yaratıp ogeleneği sürdürürüz" diyordu. Gece gündüze evriliyordu."Düşman, şafakla birlikte kuşatmıştı Paşacık köyünü.Telaşla Cephe savaşçılarının kaldıkları bahçelerinçevresini tutmaya çalışıyorlardı. Panzerlerini de sür-müşlerdi köyün içerisine. Köylüleri bir araya topladılar.Onlara bahçeleri gösteriyorlardı. "Şimdi nasılteslim alacağız onları" diyordu bir düşmansubayı. Amaçları Cephe savaşçılarını "teslim"almak ve "bakın sizin için savaşanlar nasılda önümüzde diz çöküyorlar. Ne kadarda korkaklar, bakın da görün" demekti.Bunu başarabileceklerinden emin konu-şuyorlardı köylülerle. Kendilerince, halkınCephelilere duyduğu güveni böyle yaparakyok edeceklerdi(!) Ardından panzerlerisürdüler bahçelere, yüzlerce askeri yatırdılarmevzilere. Cepheli savaşçılar kuşatmayı far-ketmişlerdi. Düşmanın "bakın nasıl teslim ala-cağız" dediğini de...

Cephe savaşçıları yatmışlardı mevzilerine. "Gelinteslim alabiliyorsanız alın" diyordu her biri. Mutluydular.Halkın tanıklığında bir çatışmaya gireceklerdi az sonra.Bir tarih yazacaklardı ki, halk yakından daha iyi tanısınsavaşçılarını. Üç savaşçı silahlarını doğrultmuşlardı he-deflerine. Askerler yaklaşmışlardı Cepheliler’e. Artıkçatışma kaçınılmazdı. Sol omuzuna dayadığı kleşinintetiğini son kez yokladı Kemal. Zaten emniyeti çoktanaçılmıştı "Hadi hadi, biraz daha yaklaşın alçaklar"diyordu. Ve birazdan ilk silah sesleri geldi. "Teslimolun" çağrısına Kemaller silahlarıyla karşılık veriyorlardı.Düşman, Cepheliler karşısında şaşkına dönmüştü. Ko-mutanlarının öldügünü gören askerler bağırıp, ağlamayabaşlamışlardı. Onlar da ölümü enselerinde hissetmişlerdi.Analarını, babalarını, karılarını, çocuklarını hatırlayıp,

onları bir daha görebilmek için dualar ediyorlardı. Birasker, "çatışma bitsin de anamı-babamı arayacağım"derken, bir diğeri "karımı ve çocuklarımı özledim. Eğerburada şehit olmazsam, onları arayıp hasret gidereceğim"diyordu. Üç Cepheli şehirlerde yaratılan geleneği kırlarataşıyıp yaygınlaştırmanın onurunu yaşıyorlardı. Buonurla saat 14:00'e kadar çatıştılar. Düşmana, "asıl sizgelin Parti-Cephe’ye teslim olun" çağrılarını yapıyorlardı,Hem de "Parti-Cephe sözü veriyoruz" diyorlardı. Kan-larıyla taşlara, "DHKC-SPB" yazıları yazıyorlardı. Yol-daşları gelip alsın diye, silahlarını kanlarıyla "yağlayıp"gömüyorlardı toprağa. Düşmana "imdat" çığlıkları attı-rıyorlardı.

Üç Cepheli Savaşçı, Paşacık'ta sergiledikleri diren-işleriyle halkın korkularını, kaygılarını da yıkmışlardı.

Onlara cesaret verdiler. Haklılığımıza olan inançlarınıpekiştirdiler. Direnişin tanığı yaşlı bir amca, "ama

biz hiç korkmuyoruz. Çünkü ilk defa böyle birçatışmayı gördüm ve gururlandım. Eğer teslimolsalardı, halka ihanet etmiş olurlardı. Amason mermilerine kadar çatışıp öldüler. Ben ozaman, onların halk için savaştıklarına dahaçok inandım" diyordu. 12 Kasım '96'da Paşa-cık'ta, Cepheliler’in yarattığı direnişe tanıklık

eden halk, dost örgüt savaşçıları, "böyle bir di-renişe tanık olduğumuz için gururluyuz" diyorlardı

imrenerek. Halkımızı, dostlarımızı gururlandırandirenişin kahramanları Kemal (Kadir Güven), GeneralCem (Erkan Dilsiz), Murat (Devrim Aslan Güler)'tı...Kadir Güven(Kemal), şehit düşmeden bir kaç saat öncehalka, "..Türkiye'nin her tarafında direnişimiz var. Eğergerekirse biz de direniş yaratıp o geleneği sürdürürüz"diyordu. O, söylediğini yapan, yaptığını savunan birgelenğin savunucusuydu, işte bu geleneği sürdüreceğininsözünü veriyordu 11 Kasım gecesinde. Köylülere verdiğisözü, yine o köylülerin gözleri önünde saatlerce çatışarak,kahramanlıklar yaratarak, "ölerek" yerine getiriyordu.

...Söylediğini yapacak kararlılıkta olan kişiliğin to-humları 18 yıl öncesinden atılmıştı. Devrimcilikte ke-sintisizlik, zorlukları aşmadaki kararlılık, iradeli birkişilik, ihanetler karşısındaki devrimci tavır, acılar, se-vinçler ve sevgilerle dolu kahramanca bir yaşamdıKadir Güven.

Anıları Mirasımız

Oligarşi, 1994’te 13 Cephe gerillasınınkatledildiği Emirgan çatışmasının ardın-dan Cephe’nin ilişkilerine yöneldi. Köylerboşaltılıyor ve yakılıyordu. Hasan Çiçekve Müslüm Aydın, oligarşinin dayatmalarıkarşısında köylerini terk etmeyi reddettilerve gözaltına alınıp katledildiler.

Hasan (Babo) Çiçek, 1927 Hozatdoğumludur. Derviş Cemal Aşireti’ndendir. 1938 Dersimisyanında 13 yaşındadır ve katledilenlerin cesetlerialtında kalarak sağ kurtulmuştur. Cephe taraftarı,

gerillanın ilişkisiydi. Hozat’ın Şamaşi(Beytaş) Köyü’ne bağlı Dereko Mezra-sı’nda 9 Kasım’da gözaltına alındı, 12Kasım’da ağaca bağlanıp yakılarak kat-ledilmiş halde bulundu.

Müslüm Aydın da, Cephe taraftarıve gerillanın ilişkilerindendi. Oligarşininbaskılarına boyun eğmedi, Hasan Çiçekgibi askerler tarafından gözaltına alınan köylülerdenbiriydi, Kasım 1994’te Hozat’ın Dürüt deresinde yakılarakkatledildi.

Müslüm AydınHasan Çiçek

ŞAİR İŞÇİDİRBağırırlar şaire:"Bir de torna tezgâhıbaşında göreydik seni.Şiir de ne?Boş iş.Çalışmak, harcınız değildemek ki..."Doğrusubizler için de en yüce değerdir çalışmak.Ve kendimibir fabrika saymaktayımben de.Ve eğerbacam yoksaİşim daha zor demektir bu.Bilirimhoşlanmazsınız boş lâftankütük yontarsınız kan ter

içinde,Fakat bizim işimiz farklı mısanırsınız bundan:Kütükten kafaları yontarızbiz de.Ve hiç kuşkusuzsaygıdeğer bir iştir balıkavlamakçekip çıkarmak ağı.Ve doyum olmaz tadınabalıkla doluysa hele.Fakatdaha da saygıdeğerdirşairin işibalık değil, canlı insanyakalamadayız çünkü.Ve doğrusuişlerin en zorlusuyanıp kavrularak demirocağının ağzında

su vermektir kızgın demire.Fakat kimaylak olduğumuzusöyleyereksitem edebilir bize;Beyinleri perdahlıyorsakeğerdilimizin eğesiyle...Kim daha üstün, şair mi?yoksa insanlaraPratik yarar sağlayanteknisyen mi?İkisi de.Yürek de bir motordurçünküve ruh, onun çalıştırıcısı.Eşitiz bizlerşairler ve teknisyenler.Vücut ve ruh emekçileriyizaynı kavganın içindeVe ancak ortak emeğimizle

bezeriz evrenimarşlarımızıgümbürdeterekHaydi!laf fırtınalarındanayıralım kendimizibir dalgakıranla.İş başına!Canlı ve yepyeni birçalışmadır bu.Ve ağzı kalabalık söylevcitakımıdeğirmene yollansındosdoğru!Unculuğa!Değirmen taşı döndürmeyelaf suyuyla!

VladimirMAYAKOVSKI

Şiir

Kuşlar kanatlarıyla, insanlar dostluk-larıyla güçlüdür!

Rus atasözü

Atasözü

“Askeri konularda daha fazla guçsahibi olmak mutlaka yarar sağla-maz, sadece saldırgan davranmaktankaçın; gücünü birarada tutman;duşmanlarının gucunu kestirmen ve in-sanları biraraya toplaman yeterlidir.”

Sun Tzu

Kıssadan Hisse

Bilim aklın şiiridir; şiir de yüreğin bilimidir.

Maksim Gorki

Özlü Söz

Karikatür

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Demokratlık bir halkın haklarına, kendi kaderini tayin hakkına

gerçek bir saygıyı içerir her şeyden önce. Zulüm ve sömürü altındaki

bir halk, bu hakkını ancak silahlı kurtuluş yoluyla kullanabiliyorsa,

demokrata düşen her şeyden önce terör bilmem ne demeden

halkın silahlı kurtuluş hakkına ve savaşına saygı duymak ve

giderek onu desteklemektir. Bir burjuva demokratı bile eğer gerçekten

burjuva demokratı olacaksa bu böyledir. Çünkü zulüm altındaki

bir halkın direnme hakkını meşru sayan ve bunu yazılı belgelere

ilk geçirenler de burjuva demokratlardan başkaları değildir.

İş insan hakları üzerine genel geçer konuşmaya gelince İnsan Hakları

Evrensel Beyannamelerinden, Fransız devriminin özgürlük

bildirgelerinden coşkuyla söz eden demokrat aydınlar, iş halkın

bu hakkı gerçekten kullanmasına gelince bir anda o bildirileri

unutup, emperyalizmin terör demagojilerine prim veren

bir tutum içine girivermektedirler.

Gerçekten demokrat olunmak isteniyorsa bir halkın silahlı savaş ve

kurtuluş hakkı, halkın şiddeti tereddütsüz savunulmalıdır.

BASKI YASALARINIZA UYMAYACAĞIZ!BİZİM DE YASALARIMIZ VAR!

Bizim Yasalarımız İşbirlikçi Meclislerde Değil, Kuşatmalarda, Tecritte, Direnişlerde, Adalet İçin Mücadelede Yazıldı!

Çetelere Fuhuşa Uyuşturucuya İzin Vermeyeceğiz! Mahallelerimizde İşkenceci Katil Polisleri İstemiyoruz!

GAZİ MAHALLESİ’NDE AKP’NİN BASKI YASALARINA KARŞIGAZİ MAHALLESİ’NDE AKP’NİN BASKI YASALARINA KARŞI

1500 KİŞİ YÜRÜDÜ!1500 KİŞİ YÜRÜDÜ!

Adalet İçin Savaş Halkın Kendi Savaşıdır!Adalet İçin Savaş Halkın Kendi Savaşıdır!Halkın Adaleti İçin Savaşacağız!Halkın Adaleti İçin Savaşacağız!

info

@yu

ruyu

s.com

ww

w.y

uru

yu

s.c

om