maad tarafindan sayisal ortama …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/mayıs...kova...

6
İDARE MECİDİYE SOKAK 11-13 TEL: 2824 BASIMEVİ GİRNE YOLU LEFKOŞE TEL: 73838 SAHİBİ: HİKMET AFlF MAPOLAR FİATI: 15 MU ılonia :ktown ıllenic lavıa 3 - 2 Fuventııs 6-0 ;ollingwood 2-0 fılliamEtown 1-1 orio 7-1 IHilt 2 - 1 Coburg 1 - 0 Mexttnder 1 - 4 stria 1 -2 i Brighon 2 - 2 testina 0 - 3 v Ferntre.: 0 ^ | Dandenorfe ^ lyswater 2 -1 Lpest 2 - 4 La 0-0 [oria 2 '2 2 - 0 us lıberland 1 - |t. Adelaido 5 - 2 lsor lizabeth îirkat'.a Perth kvan Vall«v 3ev Tricolore Azzuri L juventus L City lttes!oe Larvvood sonra aynı zevat saat 10.15 de Genel Kurmay Balkanını, sa- at 10.40 da da Anayasa Mah- kemesi Başkanını makamların da ziyaret edecektir. Saat 9.30 dan itibaren Anka- ranın muhtelif semtlerinde bandolar eşliğinde askeri bir- likler, gençlik teşeKkülleri, öğ renciler ve izcilerin me>dana getireceği kortejler hipotro- ma doğru yürüyüş yapacaklar ve en geç saat 10.45 te hipot- romda olacaklardır. Hipotromdaki tören saat 11.00 de İstiklâl Marşı ile baş-, lıyacak, Hürriyet ve Anayasa şehitleri için 2 dakika saygı duruşunda bulunulacaktır- Yapılacak çeşitli konuşma- lardan sonra bando eşliğinde Dağ Başını Duman Almış ve 27 Mayıs marşları söylenecek- tir. öğleden sonra ise şehrin muhtelif yerlerinde bandolar marşlar çalacaklar ve folklor ekipleri millî oyunlar oynaya- caklardır. İktisadi teşekküller, çeşitli demekler ve bankalar törene Devamı Sayfa fi da Ankara, 26 (Basııı - Yayın): Hürriyet ve Anayasa Bayramı bugün Türkiyenin her tarafın- da törenle kutlanacaktır. 27 Mayıs günü ilk tören An kara’da saat 9.30 da Anu Ka- birde yapılacaktır. Büyük Ata ile Hürriyet ve Anayasu Şehit- lerinin ziyaret edilerek kabir- lerine çelenk konulnıasıyle başlanacak törene Cumhuıbaş kanı, Cumhuriyet Seı atosu Başkanı, Türkiye Büyük Mil- let Meclisi Başkanı, Başbakan Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Genel Kurmay Başkanı, Ba kanlar Kurulu üyeıeri, Cumhu riyet Senatosu ve Millet Mec- lisi Başkan Vekilleri, Anayasa Mahkemesi üyeleri, Kuvvet ko mutanları, Jandarma komuta- nı, Ankara Sıkı Yönetim Ko- mutanı, Rektör ve Dekanlar, Ankara Valisi, Siyasî Partiler Başkan ve vekilleri, tabii Sena, törier, Senatör ve Mil'etvekil- leri, askeri ve mülkî erkân, ba sın ve yüksek öğrenim teşek- külleri ve çeşitli demekler ka tılacaklardır. Anıt Kabir’deki töı enden 27 Mayıs Anayasa ve Hür- riyet Bayramı münasebetiyle, Kıbrıs CumhurbaşKan Yardım cısı Dr. Fazıl Küçük, Türkiye Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel Başbakan İsmet tnönü iie Kıb rıstaki Türk Silâhlı Kuvvetleri Kumandanı Albay Necdet Üruğ’a telgraflar göndermiş- tir. Dr. Küçük bu telkrafların- da Kıbrıs Türkünün 27 Mayıs devrimlerine bağlı ve Anava- tanın izinde olduğunu belirt- miştir. Gönderilen telgrafların metinlerini aşağıda aynen ve- riyoruz: Sayın Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı Ankara Atatürk İnkılâplarının sat '.iv bekçileri kahraımn oıdun u- zun 27 Mayıs 1960 simü j .ı- rattığı kansız ihtilâl hiç şüp yoktur ki vazife ve mesuliy i ni takdir edebilen şuurlu ! Y ordunun meydana getirebil :- Dovnmı Sayfa fi r*» MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Upload: others

Post on 07-Jun-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Mayıs...KOVA BURCU : (21 Ocak - 19 Şubat) — Açık 'erme nizi bekliyen fırsatçı iki kitinin

İDAREMECİDİYE

SOKAK 11-13 TE L : 2824

BASIMEVİGİRNE YOLU

LEFKOŞE TE L: 73838

SAHİBİ: HİKMET AFlF MAPOLAR F İAT I: 15 MU

ılo n ia

:ktown

ıllenic

la v ı a 3 - 2

Fuventııs 6 -0 ;o llin g w o o d 2-0

fılliamEtown 1-1

o rio 7 - 1

IHilt 2 - 1 C oburg 1 - 0

M exttnder 1 - 4

s tr ia 1 - 2 i B rig h o n 2 - 2

te stin a 0 - 3

v Ferntre.: 0 ^ | Dandenorfe ^

l y s w a t e r 2 -1

Lpest 2 - 4L a 0 - 0

[oria 2 ' 22 - 0us

lıberland 1 -|t. Adelaido 5 - 2

lsorlizabethîirk at'.a

P e rth

kvan Vall«v 3evTricolore

A zzuri L ju v en tu s

L City lttes!oeL a r v v o o d

sonra aynı zevat saat 10.15 de Genel Kurmay Balkanını, sa­at 10.40 da da Anayasa Mah­kemesi Başkanını makamların da ziyaret edecektir.

Saat 9.30 dan itibaren Anka- ranın muhtelif semtlerinde bandolar eşliğinde askeri bir­likler, gençlik teşeKkülleri, öğ renciler ve izcilerin me>dana getireceği kortejler hipotro- ma doğru yürüyüş yapacaklar ve en geç saat 10.45 te hipot- romda olacaklardır.

Hipotromdaki tören saat 11.00 de İstiklâl Marşı ile baş-, lıyacak, Hürriyet ve Anayasa şehitleri için 2 dakika saygı duruşunda bulunulacaktır-

Yapılacak çeşitli konuşma­lardan sonra bando eşliğinde Dağ Başını Duman Almış ve 27 Mayıs marşları söylenecek­tir. öğleden sonra ise şehrin muhtelif yerlerinde bandolar marşlar çalacaklar ve folklor ekipleri millî oyunlar oynaya­caklardır.

İktisadi teşekküller, çeşitli demekler ve bankalar törene

Devamı Sayfa fi da

Ankara, 26 (Basııı - Yayın): Hürriyet ve Anayasa Bayramı bugün Türkiyenin her tarafın­da törenle kutlanacaktır.

27 Mayıs günü ilk tören An kara’da saat 9.30 da Anu Ka­birde yapılacaktır. Büyük Ata ile Hürriyet ve Anayasu Şehit­lerinin ziyaret edilerek kabir­lerine çelenk konulnıasıyle başlanacak törene Cumhuıbaş kanı, Cumhuriyet Seı atosu Başkanı, Türkiye Büyük M il­let Meclisi Başkanı, Başbakan Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Genel Kurmay Başkanı, Ba kanlar Kurulu üyeıeri, Cumhu riyet Senatosu ve M illet Mec­lisi Başkan Vekilleri, Anayasa Mahkemesi üyeleri, Kuvvet ko mutanları, Jandarma komuta­nı, Ankara Sıkı Yönetim K o­mutanı, Rektör ve Dekanlar, Ankara Valisi, Siyasî Partiler Başkan ve vekilleri, tabii Sena, törier, Senatör ve M il'etvekil- leri, askeri ve mülkî erkân, ba sın ve yüksek öğrenim teşek­külleri ve çeşitli demekler ka tılacaklardır.

Anıt Kabir’deki töı enden

27 Mayıs Anayasa ve Hür­riyet Bayramı münasebetiyle, Kıbrıs CumhurbaşKan Yardım cısı Dr. Fazıl Küçük, Türkiye Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel Başbakan İsmet tnönü iie Kıb rıstaki Türk Silâhlı Kuvvetleri Kumandanı A lbay Necdet Üruğ’a telgraflar göndermiş­

tir. Dr. Küçük bu telkrafların- da Kıbrıs Türkünün 27 Mayıs devrimlerine bağlı ve Anava­tanın izinde olduğunu belirt­miştir. Gönderilen telgrafların metinlerini aşağıda aynen ve­riyoruz:Sayın Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı

Ankara Atatürk İnkılâplarının sat '.iv

bekçileri kahraımn oıdun u- zun 27 Mayıs 1960 simü j .ı- rattığı kansız ihtilâl hiç şüp yoktur ki vazife ve mesuliy i ni takdir edebilen şuurlu ! Y ordunun meydana getirebil :-

Dovnmı Sayfa fi r*»

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 2: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Mayıs...KOVA BURCU : (21 Ocak - 19 Şubat) — Açık 'erme nizi bekliyen fırsatçı iki kitinin

Sayfa 2

Menderes YakalanmıştıDüşük Başbakan Kaçmak istemişti Fakat!

Düşük Başbakan 27 Mayıs ihtilâlinden sonra yakalanışı da çok enteresand.r.

Menderesi yakalayan Albay Süleyman Demet, Mendeıesin Kütahyadan Ankaraya gelişi­ni Albay Muhsin Ertur ve di­ğer görevliler şöyle anlatmak­tadırlar :

MUHSİN BARUT AN LAT IYO R :

“ Bilindiği gibi 27 M ıv ıs ge­cesi en önemli nokralar Anka ra, Eskişehir ve Istanoul idi. Eskişehirdeki harekâtı basat­ma görevi, İstanbuida bulunan iki yarbaya, A li Şen ile Hulû- si Kaymakamlı’ya verilmişti. Bu iki yarbay, harekât, Anka­ra ve İstanbuida vazifeli su­baylara açıklanmadığı şuada, yani saat tam 20 de Eskişehir hava üssü 11. nci Gurup Ku­

mandanı olan beni evimde bul dular, Yarbay Şen ve Kayma- kamlı misafirliğe gelmişe ben­zemiyorlardı. Nitekim hemen konuya girdiler. İstanbul ve Ankarada Milli Birlik harekâ­tı için plânlan olduğunu gerek Hava Kuvvetleri o ’.arak, gerek se Menderes Eskişehi» de bu­lunduğundan harekete geçme mi istediler. Durumu d ifer ku mandanlara açıklamamız lâ­zımdı- Birinci Üs kumandanı general Tulga’ ı, Dördüncü Üs Kumandanı Albay Azakiı'} ı ve Uçaksavar alayı kumandanını evime çağırdım. Kararımızı an latarak kabul edip etm'yecek- lerini sorduk. Kabul etmeleri bir dakika bile sürmedi Anlaş nııştık. Hemen tetbir ' olmağa başladık. Bir saat içinde iki ha va üssü ile Uçaksavar alayın-

£>utı»l. yayını :

0* 29 Açılış

(,(•.30 İstik lâ l Y it r i l Bayram tebriki program lar

(6.34 Mar$lar 0C-.45 Ü ç sirto

07.00 Haber btf/teni

07.15 Yurttan «< ler 07.40 M an la r

08.00 Büyükelçi D r. Ma/har

Özko]*un konuşması08.0S M arşlar08.20 Kahramanlık türküleri

Ch.45 Hürriyet .İ fr len ()’> 00 M arşlarC9.IC Radyo <<aıatkâr>arı bir

arada

10.00 Kapanış.

Ö ğle yayını :İ i . 59 Açılış ve program

l*.00 Türküler ve oyun

havaları

12.30 Zek i Mttr-.*n’ den şarkılar 13-00 Beraber e solo şarkılar

13.30 Haber bülteni

)3.45 Kapanış.

/ k *rm Yayın ı :

16.59 Açılış ve , rograıu

'J i .00 Ö ze l çocuk program ı 18.M) Popü ler piyano müziği

I t . l f* Küçük K ıro ’ dan «arkı

ve köçekçeler

18.45 Zeybekler

i9.00 Konuşma .e müteakiben

marşlar

19.15 Serhat Türküleri

11.30 Haber bülteni

19.45 N ey lerle m z eserleri

2i .00 27 M ayıs Töreninden

röportaj 20.3») Tem sil saati:

Büyük Ü n ıjt

21.30 Necdct C ir i’ den şarkılar 27 .01! Haber bülteni

22.15 İncesazdan Mahur faslı 22.45 M arşlar 22.57 İNtiklâl Marşı 23.00 Kapanış.

A M E R İK A N IN SESİ

P R O G R A M L A R I

M A Y IS A Y I P R O G R A M I

Pazaı : Haberler - Basın derle­

mesi - Am erikada Üniversite lıayatı.

Pazartesi : Haberler - Radyo

Mecmuası 1) Spor haberleri

2 ) M ülakat ve röportaj.Sg lı : Haberler - Haoer yoru­mu - Tarım programı.

Çüişamba : Haberler İn g iliz­

ce dersleri (Konuşulan İngiliz­

ce Serisi)Perşembe : Haberler - Haber

yorumu - Panorama.

Cuma : Haberler - Haber yo- n m u - San’ at dünyası.

Cum artesi : Haberler - llerli-

l i , 31 m. kısa dalga Günlük yayım : 19.30 • 20.00

19, 31. 41, 49 m- kısa 238 m.

orta dalgaYay ım ın tekrarı : 20 .-v0 - 21.00

yen ilim - Haftanın olayları.

,• * ^ V ı l.d ı L f a I ı v

m

K O Ç B U R C U : (21 M art - 20 N isan) — A leyhin izde sin­

si faaliyete girişmiş iki ki?jnın teşebbüsleri l i akamete uğ

ratmak fırsatını bulacaksınız.B O Ö A B U R C U : (21 Nisan - 21 M ayıs ) - Düıünmeden

sarfetm i* o ldu junu ı bir s flı veya bir davranırım ı, sizi bi

r is jy le ihtilâfa dfiyürmüy. barısınız.İK İZ L E R B U R C U : (22 M ayıs • 21 Haziran) - Ö nem li

bir haber beklediğiniz kimsenin sizi ihmal eıtifci bir ger­

çek. Dostlarınızı jy i seçmeniz gerekiyor.Y E N G E Ç B U R C U : (22 Haziran - 23 Tem -nuz) - • Basi­

ret ve itidal istiyen bir i j le kar»ı|acaksın z. Baskılarının

tesirleri altında kalmanız yanlı*.A R S I.A N B U R C U : (24 Temmuz - 23 A J ıiitos ) — Sizi,

c&zip gösterilecek bir j*e ikna edecekler var. Onlann ter

tiplerine dürmeyiniz, zarar edersiniz.B A Ş A K B U R C U : (24 Agustoı - 23 Eyl-il) — Y a aile çev

renizde veya size yakın olanlarla ilg ili n jr ’ ıabere üzülme

niz muhtemel. Fakat geçicidir.T E R A Z İ B U R C U : (24 Eylül - 23 Ekim ) - Bazı kimse­lerle olan münasebetlerinizi yeniden gözden geçjrm eniz-

de m enfaatleriniz olacak. Aldanabilirsiniz.A K R E P B U R C U : (24 Ekim - 22 Kasım ) — U ıı ır.adıiı-

nız bir tesadüfün yaratacağı heyecana kaoıhnadan tundan

istifadeniz l»z ım . lh tjya tlı ve makul olun.Y A Y B U R C U : (23 Kasım - 22 A ra lık ) — Hazı sebepler

sizi kararınızdan vazg*çm e«e zorlaşa bile, tesirlere muka

yem elinizde avantajınız fazladır.O Ö L A K B U R C U : (23 A ra lık - 20 Ocak) - K erk ile r iy ­

le hiç münasebetiniz o lm ad ıjı halde durum ı-ıuzdın fay-

dalanmak jstiyeceklere karsı uyanık bulunan.K O V A B U R C U : (21 Ocak - 19 Şubat) — Açık 'e rm e­

nizi bekliyen fırsatçı iki kitinin hareketlerini dikkatle ta-

kip ediniz. Onları »a f dışı edeceksinjz.B A L IK B U R C U : (20 Şubat - 20 M art) - A lacağın ız bır

haberin, dedikoduya dayanması da muhtemel. Bu bakım ­

dan ciddi kaynaklara değer vermelisiniz.

daki birlikler silâhlandı İstanbul radyosunun yayını­

nı beklemeğe başladık. Zaman geçmiyordu sanki. Saat 4.22 de radyo yayını başladığından yüzlerce yılı geride bırakmış­tık sanki. Bir yerden endişe et miyorduk. Sabık Başbakanın bulunduğu şeker fabrikası ve şehir bildirilmiş kıtalar tara­fından emniyet altına alınmış­tı.

MENDERES’İ TEVKİF TEŞEBBÜSÜ

Saat 4.45 idi. Sabık Başba­kan ile sabık Maliye Bakanı Hava kuvvetleri ile irtibat te­min etmek istediler. N? iste­diklerini sorduk, cevap verme diler. Biz de irtibatı temin et­medik- Saat 5.10’a doğru A l­bay Azaklıya Şeker fabrikası­na giderek Menderesi ve ya­nındakileri hava meydanına ge

1 2 3 4 5 6 7 8 9 □ □ □ □ □ □ □ □ □

Soldan Sağa :1. Sürüngendi 2 Sesle­

niş, eskiden gece kullanı­lırdı 3. Çocuk yemişi 4. Barınak, alçak 5 Arı ya­par, çocuk doğurtan 6. hayvanda bulunur, inle- ma 7. Kırmızı, buîmaya çalışır 8. Yaslanmak 9. Si yah olana denir, üyedir, yiş, ters okunursa otur-

Yukandan Aşağıya :1. Yazın içer 2 Alet, u

tanma 3. Ters okunursa eğlence yeri, büyük kız- kardeş 4. Harf okunuşu,

ters okunursa kasaplar kullanır 5. Ters okunur­sa istenilen yere 6. kızar­mış et, lâkin 7. boyuna değil, demir yom 8. Harf

tirmek vazifesi verildi Fakat Azakiı ve maiyetindekiler fab­rikada yaptıkları biitün arama ya rağmen Menderesi bulama­dılar. Kaçmıştı.

NASIL KAÇTILARŞeker fabrikası, ana cadde­

nin bir yanındadır. Caddenin öteki tarafında fabrikaya ait lojmanlar vardı... Menderes’in kaçmasını önlemeK için cadde nin iki ucuna askeri barikatlar kurulmuştu. Bu durumda sa­bık başbakanın caddeden kaç­masına imkân yoktu. O halde Menderes fabrikanın içinden gizlice ilerlemiş ve kenar ma­hallelerden kaçmıştı. Kaçtıkla­rını öğrenince dördüncü üsse ait jetleri havalandırıp duru­mu tahkik ettik. Sab'klann konvoyu Kütahyay.» 10 dakika uzaktaki bir mevkide tesbit e- dildi. Bunun üzerine beşînci Üs kumandanı general Tulga Kütahyayı telefon l ı aradı ve er eğitim tugayı kumandanı

bıklan tevkif etmelerini emret ti.

Radyo dinlemediğim için o- laylardan hiç haberim 5 oktu,

okunuşu, ters ckurursa Saat 6.55 de belediye Reisi Se

berce tugaya giderek laburu alacağımızı ve Eskişehir yolu­na çıkacağımızı söyledim- Ben emir subayı ve yarbay Fera- muş, işenin önüne geldiğimiz­de, hükümet konağının önün­de farslu bir Panel gördüm. Arkasından sonradan numara­sının 008 olduğun'i farkettim. Bir kırmızı plâkalı otomobil i- le iki jeep geçiyordu Benim a rabamda da fors olduğu için durdular. Biz de durduk. Pa­nelden Menderes ile Polatkan indiler. Kırmızı nlaklı araba­dan da Tahsin yazıcı ile Zihni Üner çıktı. Tahsin Yazıcı ho- camdır. Nerede birıbirımizi görsek sarılırız. Fakat bu defa öyle olmadı. Elimi dahi sıkma­dı. Şaşkın şaşkın yüzüme bakı yordu. Rengi sapsarı oantolo- nu ütüsüzdü, perişandı Jeepler den çifte tabancalı 10 aciet po lis çıktı. Benimse yanımda ça­kı bile yoktu. Kendilerine hü kûmet konağına girmelerini ri ca ettim. Bir şey söylemediler

Albay Süleyman Demece Sa- Ve beni takip ettiler. Vali o sı­rada Kütahyada değildi- Kapı yı hademe açtı.

giden su 9. kuvvet birimi kışın yağar.

Dünkü Bulmacanın 1 H a lle d ilm iş Ş e k l i 1Soldan Sağa :1. Amatör; fa 2. Dana;

ayan 3.Ahır; ye 4. Put; Maç. A f (tersi); Çen en 6 Keramet 7. Akile; Fa 8. Ririmek (tersi) 9 Irak; kere.

Yukarıdan Aşağıya :1. Adapazarı 2. Mahuf

kir 3. Anıt; Kira 4. Tar (tersi); çelik 5. Verem 6. Ra; Mâ; ek 7. Yemen; kettersi 8. Fa; Anef (ter­si) 9. Anaç; Tane.

zai telefon etti. Bngvek*’ geli­yor dedi- O sırada traş oluyor­dum. Acele ettim. Malûm, sa­bıklar nereye gitse kendilerini karşılamak isterler. Tam kapı­nın önüne çıkmıştım. Merkez kumandanı Reşat Ağan geldi. “Hükümet Silâhlı Kuvvetlerin eline geçti” dedi. Bir şeyler sormama fırsat kalmadan ha­nım, telefonda çağrıldığımı söyledi. Yukarı çıktım. Askeri yargıç Alâettindi ‘ ‘Geliyorum hükümet ordunun elindedir” diyordu. Durumu açıktı. Men­deres Eskişehirde olduğundan Eskişehir yolunda tetbir alma­mız gerekirdi. Talimgah tabu­ru Kumandanı Yarbay Feremu şu bulup yola çıkmağa karar verdim. Tesadüf ordu evinin önünde kendisine rastladım, ve arabama aldım. Bu sırada saat 7.30 idi. Kendisine bera-,.

KURŞUNA DİZİLİRStNİZValinin odasına girdiK. Tam

bu sırada merdiven altında sanntraldan beni acele çağırdı lar. Eskişehirden Hava Alba­yı Azakiı ile Birinci üs komu­tanı General Tulga arıyordu. General aynen .söyle dedi :

— Başvekili kaçırdığınız takdirde kurşuna dizilirsiniz. Gözünü dört aç. Şu anda mu­kadderat senin elinde.

Ben de karşılık olarak A l­bay Azaklıdan derhal meyda­na uçak göndermesini istedim. Yukarı döndüğüm zaman hep­si ayakta idi. Menderes odanın içinde mütemadiyen gidip ge­liyor ve vali muavinirrn elin­de ince pembe bir kağıt vardı, bir şey okuyordu. Şu cümleyi duydum. “Hükümet kaçmağa karar vermiş.” O sırada Başve kil iki elini çaresizlik içinde açmış, “ Hükümet biziz” diye

Devamı Sayfa 5 te

YAKUTÜMİT DENİZ

Meğer kız, beni vurmak için değil, çözmek için han­çerini kaldırmıştı. Beni hep öpüyor, hem de sessiz ağlı­yordu. Ellerim pek kavnya cak kudrette doğild- ama, kollarımın bütün gücü ile beline sarılıp, onu kendime çektim.

Ayaklarım nâlâ b ığ lı ol­duğu için, pek rahat değil­dim. El yordamı ile karyo­lanın baş tarafında ııançeri aradım. Bileklerimi kesen ip ler, temas hislerimi de kör­letmişti. Avucuma bittiği zaman, ancak hançeri de­minden beri sıkmakta oldu ğumu anladım. Kızı Dirkaç kere daha öpüp

— “ Bir dakika canım!” dedim.

Bıraktığım yerde kaldı. Hafif hafif hıçkırdığını du­yuyordum. Hemen doğru­lup, ayaklarımı karyolaya bağlıyan ipleri kesmeğe baş ladım. Bıçağı kullanmakta çok güçlük çekiyordum. Sanki bu eller bana ait de­ğildi. Kısa sayılnııyacak bir uğraşmadan sonra, ayakları mı da kurtardım. Heyhat ! Emektar silâhım.n yerinde yeller esiyordu!.-.

Beni ter içinde bırakan ce ketimi çıkarıp, karyolanın a yak ucuna savurdum ve tek rar yatağa, güzel kadının ya nına uzandım.

Dönüşümü beklemiyordu galiba... Büyük bir hasretle tekrar boynuma sarıldı. A r­tık ben de dış dünya ile alâ

kamı kesmiştim. Vahşî hay­vanlar gibi, birbirimizin üze rine kapandık..

Şimdi Jalenin hıçkınkları, yerini zevkli ve sürekli bir iniltiyle terketmişti.

Aynı karyolada arkaüstü yatmış, sigara içerek dışarı dan akseden çocuk seslerini dinliyorduk. Jale, pencere, kafes ve perdeleri açmış, i- çeriye gözle gör llür bir ha­le sokmuştu. İkimiz de yarı çıplak, tarif edilmez tatlı bir yorgunluk içindeydik.

— “ Şimdi ne yapmayı dü şünüyorsun, Murat?”

Allah şahit ki, ben de ne halt edeceğimi şu anda bil­miyordum. Ses çıkarmadım.

— “Beni polise teslim e- decek misin?-..’ ’

Bu kadın benim hayatımı kurtarmıştı. Eğer o olma­saydı, burada açlık ve su­suzluktan ölüme mahkûm­dum. Zira Yusuf - evet, be­nim ense kökümde kuvvet denemesi yapan herif, Ab- dürrezak Paşaların şoförü Yusuf Coşar’dan başkası de ğildi . Jale’ye, Duradc kendi sini beklemesini söylemişti. Eğer fazla gecikecek olursa, kız, benim ağzıma bir tıkaç koyup, çıkıp gidecekti. On­dan sonra da cesedin kokup komşular polise haber vere ne kadar buraya kimsecik­ler ayak basmıyacaktı. Ken di kendime kurtulmamın im kânı yoktu. Zira, ellerimi ve ayaklanmı Dakron iplerle

Tefrika No. 29

ve gemici düğümü ile bağla mışlardı. - Hani paşayı as­tıkları cins iple - ..

Kız, bunları ağlıyaıak iti­raf ederken, ürpermekten kendimi alamamıştım Haki katen bu kadar hunhar câni leri kriminoloji tarihleri bi­le ender kaydetmişti. Bütün tertiplerini önceden almış­lardı. Aslında burası, Yusuf un bir arkadaşının evı>di. O şoförün annesi, bundan iki ay evvel ölmüş, adam da bir daha burada oturmak is temiyerek, eşyasiyle bera­ber evi Yusuf’a devretmiş- Herif, burasını karargâh g i­bi kullanıyordu.

Nitekim bugün de bura­da toplantı vardı. Fakat ka­pıyı çaldığımı görünce, bir plân kurup, beni temizleme ğe karar vermişlerdi- Eğer son A li ile gizlenmişler ve kalayıp öldüreceklerdi. İçe­ri girişim, onlar için fırsat olmuştu. Jale’yi yatağa so­kup, kapının arkasına gar­son Aui ile gizlenmişier ve sonunda beni, bildiğiniz ha­le getirmişlerdi.

Jale, ben sorana kadar garson A li’nin mevcudiyetin den bahsetmemişti. Herif­lerden çok korkuyordu. On ların arasına karışacak ka­dın değildi ama, morfin be­lâsı, boyun eğmeğe mecbur kalmıştı.

Beni gergef gibi yatağa gerdikten sonra, ikis; çıkıp patronu görmeğe gitmişler, Jale’yi de başıma gözcü bı-

MAA

rakmışlardı. Sekize kadar dönmezlerse, Jale de çıkıp gidecek, çıkarken de evde­ki bütün parmak izle» ini si lecekti.

Fakat nedense o, ben ayı- lana kadar beklemek iste­mişti. Ben, mesleğimden do layı iyi tanıyordu. İçtri gire ne kadar kim oliuğumu bi­le bilmiyordu. Hergeleler benden hep “ Herif” diye bahsediyorlarmış... işin aslı nı (iğrenince pişman olmuş ama, ne yapsın ki. bir kere ok yaydan çıkmış hrunmuş

— “Cevap vermedin Mu rat? Beni polise te ilin* e- decek misin?”

Sigaramı yarbayındaki komodinin üstündeki tabla­ya bastırıp, bu güze! kızdan yana döndüm. Ellerini artık eski kuvvetini Kazanmıştı. Yan doğrulup çıplak omuz­larından kavradım ve ken­dime doğru çektim Gırtlağı gerilmiş olduğu halde, ses çıkarmadan gözlerini bana

Devamı var.

27 MAYIS VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİM. KANSU

“27 Mayıs’da herşey tertemiz. F. BAYKURT”

------------- DEVRİM 27 Mayıs, 1963

Çok karanlık günler çökmüştü yurdumuzun üstüne Sırtlan sürüleri gibi saldırmışlar yurdumuza neden? Kokmuş etml vardı? Hayır! Bir millet padişahının tekmesiyle bir kenara atılıp kaderi ile başbaşa bırak­mıştı. İşte bu kenara kilen, İşte bu istenmiyen öküz millet Anadolu halkıydı, Anadoluydu. Ne Sırtlı Anadoluya üşüşmüşlerdi.

Ama ölmiyecekti, düşmanlarının iğrenç çi; altında çiğnenmiyecekti Anadolu. Bu millet ölmezdi,. Bir güneş doğdu sonra Samsun’dan. Anadolu’yu bağ. rina bastı,o da Anadolu’yu. Anadolu, yeniden dirilme nin heyecanı ile doğruldu ; silâhsız, kurşunsuz, katık sız yurduna giren sırtlanlara saldırdı. Türk askeri yi- ne devleşti, yine bulutlar parçalandı, şimşekler çaktı \e yine tarih sayfalarının anlattığı gibi düşman Türk’ <vn korktu, Türk’e ezildi.

Yurt düşmanlarından ayıklandı. Türkiye’de özgür­lüğün kanatları çırpınmaya başladı, öyle ama uygar­lık yönünden ne denli geri kalmıştık. Hantal bir kağ- nı gibiydik. Gerilik, bir çeşit özgürlüğü yitirmek gibi göründü, işte o zaman yine Samsun’dan doğan güneş koştu, çırpındı, söyledi, öğretti...

“Türk milleti asildir, Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir.” diyordu. O zaman aydın kişileri ve gençleri kötü günlerin acısını çok iyi tatmışlar kİ sotı hızla çalışmıya girmişler. Softası, yobazı, üfürükçüie ri dinlememişler, insanca yaşama, Türkü yükselıniye and içmişler. Ve her gün, bir daha güzel güne açıyor­du

Sonra devlet mekanizması el değişti. Bu değişmeyi halk istedi. Halk oy verdi, onlar da iş başına geldi. Halk oy verdi ama tutsaklığı dilemedi ki... Geriliği kö tü günleri, uçurum kenarlarını istemedi ki.. Çünkü bunların acılarını çok iyi biliyordu, iktidar bilmiyor­du bunu. Sözler verdiler birçok konularda. Bu »özle­rini tutmadılar. Artık her gün, bir daha karanlık gü­ne açılıyordu. Yine gençler, aydın kişiler, analar, gök ler ve Anıt Tepe’deki ATA tedirgin olmıya başladılar Bu işler böyle gidemezdi. Bir avuç gözüaçın ekmeği olamazdık. Tutsaklığına kara giysilerini giyip sokak sokaklarda Türkü söyliyemezdik.

Hayır!.. Hayır!.. Türk mUleti özgürlüğünü yitire- mezdi. O, kimseye iğilmedi; kimsenin tozlu ayaklan- nı, kirli ellerini öpmedi.Bunları O’ndan bekleyemez­dik... Türk gençliği kaynıyordu. Hertaraf sessizdi ön­ce. Birşeyler olacaktı belli.

Ve bir gün, bir genç üniversiteli ellerini gökyüzüne kaldırdı, göğsünü şişirdi, bir aslan gibi ağzını havaya dikti: HÜRRİYET !.. HÜRRİYET!., diye uludu. Bu ulumanın arkası kesilmedi de. Bir anda Anadolu’nun her yerinde ayni gün ayni genç ses çınladı, yükseldi.

27 Mayıs, Türk gençliğinin gür sesinden, tutsaklı­ğa öfkesinden, nefretinden, geriliğe olan hıncından başka nedir ki... 27 Mayıs. Türk gençliğinin, Tl'rk ay­dınının ortık gericilikle bir işbirliği kalmadığın: duyu yoruz, görüyoruz. O’nu kolundan tutup geriye çek! Seni tuzla buz eder. Artık hiçbir politika Türk Genç­liğinin yolundan çeviremez. Çünkü Türk Gençliğinin yrl;j. ATATÜRK’ün çizdiği mutlu yoldur.

İşte 27 Mayıs, 21 Mayıs 1963 ile bunu anlıyoruz.. Menderes bize “Tavuk” demişti, biz ona “Pis Köpek” diyoruz.

•Şfcss< „ 8r b ir y i

P ° I İ Ü İ n a s i l W ^ o i m

k a d a,10 asırmenıa'

len T Z m tanVl“ DP,d inlolâb

27 May® ınl«lsi,etinin asa'et,--

in i*" \b irk e re d a h a is p a t

Bu kan»2 ih t i lâ l

milletine d ü s y a a n

andaki ş e r e f l i y e n n ı kazand ırm ıştır

Bu b ü yü k h a r e k e t Cum huriyetin in y e n i

noktası o lm u ş . ™ müthiş b ir s i lk in iş le b ü v e t i b ir a n d a ü7 atarak p a r la k u fu N a r

v^^ v*^uv*vwvvvs<vvwwvvv</vwwywvwvwvywvvvw»vywwWW*

YILDIZ TEMİZLEME EVİMüfti Ziyai Efendi Sokak No. 32

L E F K O Ş A Modern tesislerimizde en ileri teknikle

ELBlSE TEMİZLEME işleri deruhte edi'ir.Her bakımdan teminatlı olan işlerimiz­

deki özellik, müşterilerimizi daima tatmin et­mektir.

SÜR’AT, UCUZLUK, TEMİZLİK PRENSİBİMİZDİR.

Tek bir tecrübe iddialarımızı ispat ba­kımından yeterlidir.

y a başlam ıştır.Bu m u h teşem v e c

mtll d evr im i d a h a i y i

bilmek iç in D P ’n m 10 iktidar s a lta n a t ın a b i ı

talim.B ilin d iğ i g i b i M

1950 y ılında y a p ı f o n s e sonunda m i l le t k e n d is n riyet, refah, s a a d e t v s a D P jf tek p a r t i l i O â y » ‘.< tuimak a rzu su n u n d a t t işbaşına g e t i r m i ş t i r mokratJar id a r e y i O tesfim a lır a lm a z i l k iş < tadan son rak i t a tm a n ın , d a h a d o » r , ı

lebet ik tidarda K a lm a m n

t a h a z ır la m a y a k o v

k - H a lk p a r t is in in h a !d * e k s e ç im le r d e n b ® I K ah ram an İ N Ö N Ü motoatlann b a ş ın d a

S * W t s e ç im le r d e n t İW rçey d ü ş ü n m e y e n t -M en d e re s ş ir k e t i v a r r i

- M e n d e re s o r a " « le k e t t e o y n a n a n o n 5

* ® ” ha? a k t ö r l e r i c « . İWebet ik t i d a r d a I - » 111 * Ş«, olam |s,:Kli

S ? * * C e p h e * ^ » ' k a h r a m a , a s < - r

. A ’ A T O rİ ismet Pasavı «

k a ld ı r m a k l a ' “ “ duydular Evo, h<tt asker M h ut e - * kar5*S 'n d a j W s maceraperest b ir i m „ ; , k l

lideri

dilerleri-Hıın uydun i.

SERGİYE DAVET

Atatürk Enstitüsü Müdür ve öğreı

Yeni İşhanı binasının en üst katındaki, Kız nik Bölümü salonunda açılacak ve 2 Haziran Pazar akşamına kadar, açık bulundurulacak olan 0 kul sergisine, teşriflerinizi sayın halkımızdan ederler.

Serginin açık bulunacağı zamanlar :30 Mayıs 1963 Perşembe ö.s. 9.00 - ö *. 1.00 - ö.ı. 4-00 *31 Mayıs 1963 Cuma ö.s. 9.00 - ö.t. 100 - O.t. 4 M •1 Haziran 1963 Cumartesi ö.e, 9.00 - ö.*. 1.00 - Ö.1. 4-0.'» •2 Haziran 1963 Pazar ö j . 900 - ö.s. l.OO - ö n. 408*

i

Buzlu «GfiNEŞ» limonatası içiniz

!Hv*

İ l

!V,*S N ;c s £ :l î k N « « m

v* t ,

Page 3: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Mayıs...KOVA BURCU : (21 Ocak - 19 Şubat) — Açık 'erme nizi bekliyen fırsatçı iki kitinin

'■ » .İ Iu N h '

’ /Ş“ ^ k ^ % {* * :*< f * * * » * -

■t K u rş u n s u t ka f ,

d,> « E ş e k l e r Çakt

S ib l « “ «m an

T ü r k iy e ’de özgür.

ık H eamaUy8ar- »k. Hantal bi.rkaö; ^ “ » w ™ e k 2 ' |

d a n d o §an güneş

t l ç a l ‘ ^ a . , d , r>Türk1 a yd m kişi|eri Veİyi tatm,şlarkison

yobazı, üfürükçüle , Turku yükseİMi,. ı güzel güne açıy0t.

X? DEVRİM 27 Mayıs, 1963 ■Sayfa » »v/.i

27 M ayıs'tan ö n c tk f Türk Gençliği HareketeOlur mu

BugUn büyük ve eşsiz bir ihtilâlin, tarihi bir devrimin yıldönümünü kutlamak ay ız.

Körpe Tlirkiye Cumhuriye­tini mahvedebilmek iç i ı son gayretlerini sarfeien şuursuz politikacılar, bir yıl fince bu gün, yapılan asil hareket so­nunda alaşağı olmuşla: ve millete 10 asır kadar uzun ge len tamamen menıaat'en örü­lü DP idaresi tarihe karışmış tı. 27 Mayıs inkılâbı Türk milletinin asalet, sabır ve kah ramanlığın dünya efkârına bir kere daha ispat eti 'iştir. Bu kansız ihtilâl a-jil Türk milletine düsya camiası ara­sındaki şerefli yerini \euiden kazandırmıştır.

Bu büyük hareket Türkiye Cumhuriyetinin yeni dönüm noktası olmuş. Tilrk milleti müthiş bir silkinişle 10 yıllık rehaveti bir anda üzerinden

eğişti. Bu değişmeyi

da ‘5 başına geldi, medi ki... Geriliği kö İstemedi ki , _________i u tir t iri . .. . V atarak Parlak ufuklara nurlu

1 ar bilmiyor- âtiye doğru yeniden yoî olmakonularda. Bu söık

Varanlık dm kişiler, analar, gök irgin olmıya haşladılar

vuç gözüaçın ekmeği liysilerini giyip sokak |ik. i

i özgürlüğünü yitire. msenin tozlu ayaklan- O’ndan bekleyemez- ,

ı. Hertaraf sessizdi b j

teli ellerini gökyüzüne ;lan gibi ağzım havayı ı 'E T !.. diye uludu. Bu Bir anda Anadolu’mu ses çınladı, yükseldi

Ur sesinden, tutsaklı- iliğe olan hıncından

t gençliğinin, Türk ay- j rliği kalmadığın! duyu an tutup geriye çek! ir politika Türk Genç- inkü Türk Gençliğinin I tlu yoldur.

Ue bunu anlıyoruz» .1, biz ona “Pis Köpek”

ME EKİjkak No. 32

en ileri teknikle deruhte edi’ir.

atlı olan işlerimiz-i daima tatmin et-

I TEMİZLİK

'D IR - 1 ilanınızı ispat M'

t -

ya başlamıştır.Bu muhteşem ve cihanşü­

mul devrimi daha iyi anlaya­bilmek için DP’nın 10 yıllık iktidar saltanatına biı göz a- talım.

Bilindiği gibi 14 Mayıs 1950 yılında yapılan seçimler sonunda millet kendisine Hür riyet, refah, saadet v a a j eden DP’yi tek partili n a y n t fa n kur tulmak arzusunun da tesiriy­le işbaşına getirmiştir. De­mokratlar idareyi C f P ’den teslim alır almaz ilk iş olarak bundan sonraki s e ç im le r i de kazanmanın, daha doŞrıisu île lebet iktidarda K a lm a m ı p lâ n

larını hazırlamaya koyuldu­lar. Halk partisinin başında gelecek seçimlerden başka milli Kahraman İNÖNÜ; de­mokratların başında ise,

gelecek seçimlerden başka hiçbirşey d ü şü n m e y e n Bayar — Menderes ş ir k e ti vardı. Ba yar — Menderes ortaklığı memlekette o y n a n a n oıı yıllık facianın baş a k tö r le r i oldu­lar, ilelebet ik t id a r d a k a l m a ­

nın ilk şartı olarast ls t:Kİâl Sa vaşımızm Garp Cephesi ku­mandanı kahrama 1 a s k e r , m u

. halefet lideri A ^ A T Ü R K ’ün temsilcisi İsmet Paşayı siyasi pazarlardan kaldırmak lüzu­munu duydular. Evet hır bü­yük asker karşısında iki sefil maceraperest biri milli kahra man, diğerleri uydum a kah­raman karikatürleri biri bir okyanus, diğerleri o n u n ya­nında bir tükürük bile değil. Birinin güneşi y a n ın d ı diğer

sönük” biri istiklâl savaşını bilfiil yaşıyarak topun namlu sundan seyretmiş, diğerleri sı cak kuş tüyü yataklarında o da belki ancak rüyalarında görmüşler.

İşte Bayar — Mendeıes şir keti onların ortaklan memle­kette A T A T Ü R K ruhunu tem sil eden bu büyük adanı kar­şısında aşağılık duygularının tesiriyle korkunç bir paniğe kapılarak yavaş yavaş zıvana dan çıkmaya oaşlanııs.!ardı En kusurlu tarafları da ku­sur ve kabahatlerini kabul et meyişleri, en basit bir siyasi olgunluğa bile sahip olmayış lan idi. Basit baya lı vu çiğ bir ruha sahiptiler

Yavaş yavaş akraba, eş dost tarikatlariyle her biri bi­rer ballı petek kaparak mem­leket sathına serpilmeye baş­ladılar. Demokrasi onlara gö re belirli bir zümrenin karın­larını tıka basa doydukları büyük bir ziyafet sofras.vdı.

T evfik Fikret’in sesi tarih­ten onlarla alay f-Jiyo du sa­kın düşünmeyin, yiyin, yutun hapır hapır yiyin, efendiler yi yin, Evet, yediler, ve nihayet kendi başlarını da yeailer.

Birbirlerine vridelorinden sımsıkı bağlanm şlar, kenet­lenmişlerdi. Sefillerin en pes payesi, Türklük için utanç ve silesi idiler. Adiliğin kendisin den daha adiydiler fikirle u- laşamadıklan yeriere jumuk la uzanıyordu. Vicdanlarının yerinde de birer mide taşıyor lardı, herkesi kör, ale.m ser­sem zannetmek gafletine düş tüler. Hesap kitap, ilini, irfan okul öğretmen plân ve iz ’an- dan tamamen yoksun idiler.

Bizleri bir arpa boy;, yolda yıllarca koşturdular durdular uğretim davamızı perişan et­tiler.

İlmin gözünü oydular; sana tın kolunu, bacağını kırdılar. Din mevzuunda da korkunç ahlâksızlıklara tevessül etti­ler. Ankara barlannda baya­ğı hareketler yaptılar dansöz lerle beraber göbek attılar.

Konyada ise din uleması ke sildiler. Dini vaazlar verdiler Abdestsiz namazlar kıldırdı­lar- Uydurma bir dindarlığın bütün görünüşlerini taklit et­tiler.”

Kendilerinden başka her şe y i inkâr ediyorlardı.

Cumhuriyet devrinde boy atan Türk endüstrisi, düşman işgalinden kurtarılarak yeni­den kurulan şehirler, ıaacele-

9den modem okula teokratik devletten lâik devlete, Cumhu riyete geçişi; Osmanlı lmpa- ratorluğupndan Kalan borçla rın ödenmesini yurdun cemi- rağlaria örülmesini kapütilâs- yon artığı yabancı müessese- lerin millileştirilmesin5, ağır sanayi muazzam rakamlara ulaştırılan deniz ticaret filo ­muzu kabul etmezler kabul et mek istemezlerdir.

Kendi pislikleri ;çinde ken­dilerine hayrandılar. Kendi al kışlariyle kendilerini uşarla- dı.

Memlekete iyilik yerine kö tülük zenginlik yerine sefa­let ilim yerine cehalet ali ce- naplık yerine alçaklık, neşe yerine hüzün, kuvvet yerine zaaf getirmişlerdi.

Fakat her şeye rağmen asil m illetim iz onlara 1954 seçim­lerinde bir şans daha tanımak tan çekinmedi.

Ancak onlar T ıhk m illeti­nin bu asaletini anlayacak ya

Limasol TUrk Kadınlar Birliği’nden

ÇAĞRIbirliğimizin yıllık genel

kongresi, 8 Haziran 1963 Cumaertesi günü öğ.s. sa­at 3’te Limasol Halkevi sa lonunda yapılacaktır.

Bütün üyelerin teşrifi ri ca olunur.

Yönetim Kurulu GÜNDEM

1-Yıllık faaliyet raporu nun okunması ve müzake resi.

2- Murakkıplar raporu­nun okunması ve eâ.u yö­netim kurulunun ib-ası.

3- Yeni yönetim kurulu­nun seçimi.

4- Dilekler 1

Olur mu ?..ratılışta değillerdi ki Anlıyan larda zaten ipin ucunu iyiden iyiye kaçırmış olduklarından yumağı toparlıyamıyacak du­rumda idiler.

Artık işleri kâmilen çığrın- dan çıkardılar. Kendilerini ta­mamen ihtiraslarının seyrine terkettiler. Kendi saadetlerini milletin felâketini de ırıyorlar dı madrabazlık eden erbabı zekadan sayıyorlardı. Kendi­lerini zafer alaylarına para ile tutulmuş uşakları taşıtıp, al­kışlatıyorlardı.

Para ile tuttukları yobaz sü rülerini, memleketin istikbali­ni bağladığı kimselere karşı dinsiz, Allahsız diye bağırttırı­yorlardı.

Onlardan küfür işitmek in­san için bir şerefti. Memleket­te bir ızdırap abidesi kurmuş­lardı. Herşeyin para ile alına- bilineceğine kani idiler- Eli ka lem tutan elsize, biraz muhale fet yapanı dinsize çevirmişler­di.

Yaptıkları kötülüklere rağ­men utanmadan sıkılmadan

leri cılız bir mum ışı#! kadar- den müsbet hukuka, m edrese_

SE YAH AT EDECEKLEREOtomobilleri ile Türkiye

veya Avrupaya seyahat ede­ceklere Trafik Sigorta poliçe lerinin gidecekleri memleket lerde muteber olması için Si­gorta Acenteliğim iz tarafın­dan istenilen müddet için “ GREEN CARD ” verildiği

“ RÜSTEM SİGORTA ACENTELİĞ İ”

Londra Sokağı, Tel: 4334 Lefkoşa.

------------------------ — ı

Geleceğin fabrikası

ı k v e 2 ola», tdu ru laca* p

mal* * :f - ö * 10 0

o - l - £M*. 10 0

AOC-1*

Bu İki kail, plâstik bina İngiltere’de jatminghamMa jon g^ ^ e n W

Çekici yapısı olmuş ve gelecekteki endüstri bl" a gdUelen bu bina, reçi- Yapt endüstrisinde önemli bir adım olarak kab , tır

ne» levha, cam elyafı ve fenolik köpükten faydalanılarak yapılm -

Pek sağlam olan binada boşluk yoktur.

bir de kalkınmadan dem vurur lardı.

Böyle insan döküntülerinin, tımarhane kaçkınlarının iş ba­şında bulundukları bir memle­kete kalkınma olabi'lim iydi hiç. Hayıronlarınki kalkınma değil yıkmma ; zirve d iğil zır­vaydı. Bütün zilletlere dalmış­lardı. Kepazelikleri boylarını aşmıştı. Foyaları ne ip tutuyor du ne de imbik. Hiç bir şeyden utanmamak, sıkılmamak dere­kesine inmişlerdi.

AHAHHir"MİLLİ OYUNLAR, MÜZİK ve EĞLENCE GECESİ

2 Haziran mMttttM-iallİa 29)il9fİSaat 8 de, Tatlısuda

h ^ V A T U S U , u n s a

TAŞKENT,KALAVASOtf" l*l°Ü T * * A ^•o* ov TTT •» ı ucfuJiiTi: / Tvlysçııd Iij^b (i0i 9İnuı)

cnt{i:l'»l ifwMwPAfi î{ iım ıbcfcY fcb«bı: liri iüvlyüd dınuıGEÇİTKALE î Yutıu?ıo'{inc<! im yoııid lululunı.

İLKOKULLARININ iştirakiyle. ,ibı. G iri*: 10ü Mil,: *£iQi£? >1/1 tfCV£*i İ)İ£bnınnhv*jtn i *j ııı ıın llA l’JJ iIltl&Jİti

| mı bil ;îc) Lbnulov imtae n/teb iiXiıın£İcftiöii‘iğu mtiT' viniyjiJ KAYNATMA TOiLARJNIN KRALI rn ,«ı,h -idI .difnigımug i? A K nuelo ül {olm uj - ite

KAYNATMA ve ÇAMAŞJft.TOZU/.ny/ Mru; -litılijob /kIoJ ienca «sıaıncü sıııaıo^ııifi? oK

’Cİod

SAYIN HALKIMIZA LEFKOŞA TÜRK KAD INLAR BİRLtGt

Tarafından SAYIN SÜHEYLA KÜÇÜK’ÜN

Himayelerinde 29 Mayıs 1963 Çarşamba günü Saat 10.30 - 19.00 arasında

A TATÜ RK M EYDANINDAKİ LOKALİNDE Fakir öğrenciler yararına tertiplenen

YEMEK, TATLI, DİKİŞ, ELİŞİ, MEŞRUBAT, ÇlÇEK ve binbir çeşit köşelerden müteşekkil

P A Z A R ’ I Z İYARET EDERSENİZ

Hem muhtaç öğrencilere yardımda bulunacak hem de arzunuza uygun YİYECEK ve EŞYAYI en müsait şartlarla almak imkânını elde edeceksiniz.

H ıH IH ) l l l l l l l l lh i l l l l l l l l lN I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I IH I I im ıH l l lM I I I1 l l lU I I I I I I I I I I I I I I I I I I|m i l l l l l l « l l l l , l l l l i r '

İ DEVRiM'in |1 BİRİNCİ AY SONU HAMLELERİ

29 MAYIS’TA BAŞLIYOR

| 1) İstanbul Nasıl Zaptetildi? jI - Şimdiye kadar neşredilmemiş bir hikâyesi - 1 NACİ SEREZ’in “DEVRİM” için özel bir şe- |İ kilde hazırladığı bu yazı serisi şimdiye kadar |

hiçbir yerde yayınlanmamıştır. Fethi bütün | cepheleriyle anlatan bu seri bir hafta devam i

| edecektir.

{ 2 ) Yağmur Ağaçları= *!

Roman Yazan : FİKRET DEMİRAĞ

Her okuruna her ay bir roman vvren | “DEVRİM”in ikinci romanı, memleketimizin |

| yetiştirdiği ozanlardan FlKRET DEMlRAĞ’ın || ilk romanı : YAĞMUR AĞAÇLARI. Başarılı |İ bir yapıt. İlk fasikülü 8 sayfa olarak sunulacak |

İ 3) Adnan Akın’ın Hazırladığı ( üzel Röportaj Serisi

Göksel ArsuyTürk perdesinin başarılı sanatçısı GÖKSEL j

ARSOY bu röportaj serisinde her soruya, en küçük bir tereddüt göstermeden cevap veri­yor.

4) Taklit Edilmemesi için Dördüncü Knnuyu

AÇIKLAMIYORUZ

29 Mayıs'ıBekleyiniz

^ ,,ı i ı , ı - ı ı , .u«.nnfHiıı.ııı..ıı.i!.i!iıı-ııiii>ıi'«nirıuıt.uiH»..l |,i itfn ifiı..w tJ|..|.n ı,|uıı.»|w , i|,||i |,l i |,ii

9xinijii29lid9'(ib mı^r/tcıjı:^ n^HAKPAK e lb ise le r in ia k fia y re t^ tp ^ ^ ^ te tp ^ J f^ ,,,, A K PA K ellerinize veya e lb is e le r »W «!? «» ft iy fJ f^ .. AKPAK ev hanımlarının elaBBa-biffArlttjdas^ır,!^.. j

'h9V9«l&nc<> -)luao? mrJnJıit.

KULLANIŞ TARtet15 okka iyi kızmış suyun içine 6<çoıiba«ikjişıtUıe-

lelâde çamaşır tozu ve yarım paket AKPAKıkoyaeak eritiniz. Bunlar eriyince, elbiseleri ıslak vesyaıfcurur '"dürülmemiş şekilde) suya koyunuz ve 20 - 25 dakika kaynaması için bırakınız. Sonra çıkarınız ve temiz su ile biraz yıkadıktan sonra seriniz.

BAŞKA ŞEKİL KULLANIŞISuyu kızdırınız ve çamaşır tozu ile A K P A K ’ı su­

da eritiniz. Elbiselerinizi suya koyunuz ve 1 - 2 saat bıraktıktan sonra çıkarınız ve seriniz.

İmalâtçıları :Ahmet Kasap ve Rasim Adil

T e l : 5436 - Lefkoşa.i

Na z /h , İ»C £ Ça m a ş m l a r jn iz;/(T/A/ CjÜVfMı: E TEMİZ

K u l l a n /n /z . •

TEMİZ/ J e f ? ş e y '/ '

T e r tem /z

Yik a rDİK KAT: Her Uç paket TEMİZ Çamaşır Tozuna süslü bir su bardağı

HEDİYE verilir.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 4: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Mayıs...KOVA BURCU : (21 Ocak - 19 Şubat) — Açık 'erme nizi bekliyen fırsatçı iki kitinin

SAYFA•4

MERHABA

DEVRİM 27 Mayıs, 1963

Herkes Gider Mersin’e..Bener Hakkı Hakeri

NE sanıyorsunuz siz, sanat kolay mı yani ?Günlerce değil yıllarca birşeyler yaratmağa çalışmak ve so­

nunda böylesl bir adada yaşadığınız İçin kaybetmek kolayına unutulur birşey mi sanıyorsunuz ?

Tam kendinize güvendiğiniz ve ortaya göğsünüzü gere gere bir eserle çıktığınız zaman er meydanındaki savaşı hiç çarpış­madan kaybetmek üzüntü vermez mi diyorsunuz ?

Tüm uğraşmalarınıza rağmen daha sanat yolunda tek adım ilerlememişlere methiyeler yazıbrken bunca yıllık emeğiniz bir • kaç cümleyle olsun söz konusu edilmesi gücenginlik, kır­gınlık vermez mi yoksa ?

Ne sanıyorsanız sanınız, sanat kolay değildir.Sanatçı olmaksa hiç sandığınızca erişilebilecek bir kolay

meslek değildir.Her yayınladığınız eserin baskı tutarını karşılamağı düşüne­

ceksiniz : kâr etmeği düşünmeden.Ben sanatçıyım diyebileceğinize güvendikten ve inandıktan

sonra her konuşuşunuzda susturacaklardır s iz i : Sanatçı ol­mak da ne demek diyerek.

Üstelik birisi çıkacak sanattan hiç mi hiç anlamadığı halde, birtakım çocuk- sanatseverlerden sanatçı diye sözederek yazı­lar donatacaktır: Ve siz susmak zorunluğunda kalacaksınız.

Halbuki bunların hiçbirisi sanatı sevenlerin, sanatçıyı koru­yanların çokça olduğu iddia edildiği bir toplumda olmamalı. Sezar’ın hakkını Sezar’a vermeli, Neronlara değil.

Kahraman T. Ordusunun Radyodan Yükselen Sesi

Bütün bunlara karşılık batı ülkelerinde sanatçının durumu çok değişiktir. Ona verilen değer bizimkinden daha, ama yer den göğe kadar çok daha farkhdır. Cumhurrelsleriyle konuştu rulanlar, televizyon programlarında yer alanlar, kitap yayınla dıklan zaman hakkında bir siyasa adamına yazılmayanların

yazıldığı olağandır.Batıda sanatçılar baştacı edilir ; bizdeyse ayaktozu değiller.

Rodyo bizde bu adanın sanatçısını tanımaz, batıda programla­rı düzenleyen sanatçılardır çok kez. Üstelik radyoda çalışanla- nmızın çoğu sanattan anladıklarını sanırlar.

Tüm bunlardan ötürüdür ki sanat bu adada kolaydır sanılı­

yorBu sam herkes gider Mersin’e örneğine benziyor- Böyle değilse nasıldır ? Söyler misiniz lütfen.

27 MAYIS 1960

Bir gül açıyorsa şimdi Türkiye’de Aşk’la ümitle açıyor Adsız unutulmuş her bahçede Bir gül tomurcuklanıyorsa Sabaha karşı gecede Açmak için tomurcuklanıyor Aşkla ümitleSevinçle yaşamak için tomurcuklanıyorKanın aktığı yerdeGöz yaşının aktığı yerdeKaranlığı içinden kahınnGüller açıyor işteGüller ışık, aydınlık içindeGüller bütün güller bu sabahBir ağızdan şarkı söyler gibi açıyor her bahçedeGeceler gündüze dönüyor işteKaranhk ışığa dönüyor işteKahır sevince dönüyor işteAkan yaş dökülen kanGüle dönüyor işte,Hasetsiz korkusuz, kinsizBinlerce Güller açıyor işteDargın kardeşe dönüyor işteUtanç onura dönüyor işteArtık yaşamak bütün Türkiye’deBir ağızdan söylenen türküye dönüyor.

Necati CUMALI

Zulüm ve istibdat idaresinin girişilen hareketler olan 27 Ma yısı küteakip Milli Birlik ko­mitesinin yapmşı olduğu tari­hi teb liğ ler:

BİRİNCİ TEBLİĞ Sevgili vatandaşlar

Dün gece yarınından itiba­ren bütün Türkiyede Kara, Ha va, Deniz “Türk silâhlı kuvvet leri” elele vererek memleketin idaresini ele almıştır- Bu hare­ket Silâhlı kuvvetlerimizin mUşterek iş birliği sayesinde kansız başarılmıştır.

Sevgili vatandaşlarımızın sükûn içinde bulunmalarını bo

zucu bütün hareketler ne o- lursa olsun hiç kimsenin soka­ğa çıkmamasını rica ederiz.

Türkiye dahilindeki bütün garnizonlardaki garnİ7on ku­mandanları o yerin mülkî ve askerî idaresine el koyacaklar ve vatandaşların .ıer hususta emniyetlerini sağlıyacaklardır.

İK İNCİ TEBLİfiSilâhlı kuvvetlerden tebliğ

edilmiştir.Ankara’da Silahlı Kuvvetle-

rimizce muhafaza altına alın­mış bulunan Devlet ve Hükü­met mensuplan şunlardır:

1 -- Sayın Reisicumhur, Mec lis Reisi, Dahiliye Vekili, Millî Müdafaa Vekili, Nafıa Vekili Ticaret Vekili, Gümrükier Ve-

• kili, Erkânı Harbiye Reisi, Ka­ra Kuvvetleri Kumandanı, Ör­fi idare Kumandanı, Jandarma Umum Kumandanı.

2— Yurttaki bütün idare a- m irleri: Vali Kaymakam Ve Nahiye Müdürleri, mahallî as­keri Kumandanlıkların emrin­dedir. Askeri Kumandanlıklar emrindeki hükümet azalannı muhafaza altına alacaklardır.

Her askeri bölge kumandan­lığı mıntıkalarındaki Kara ve Hava trafiğini sıkı bir kontrol altına alacaklardır.

Yurt dışına herhangi bir va­sıta ile çıkış sureti katiyede Silâhlı kuvvetler mensuplan hariç diğer resmî Devlet dai­relerinde özel teşekkül ve müe seselerde vazifeliler ikinci bir emirle vazifelerine başuyablle çeklerdir.

Vatandaşların günlük ihti­yaçları ile her tünü sağlık te­sisi, servisleri kumandanlığın kontrol ve murakabesi altında normal hizmetlerine devam e- deceklerdir.

Amme, asayiş ve nizamı bo zucu bütüs hareketler her tür­lü siyasî parti katiyetle men e dilmiştir.

Bu gibi fiillere teşebbüs eden ler ağır şekilde ceza landıra­caklardır.

COŞKUNCA ALKIŞLANAN BU MERT SESİ BÜTÜN MİLLET BEKLİYORDU

Vazifeli bütün askeri şahıs­ların verecekleri emirlere ita­at edilmesi Silâhlı küvetlerimi zin başardığı bu milli inkılâp hareketinden asla endişe et­memelerini, huzur ve sükûn i- çinde müteakip tetbirlere inti zar etmemeleri rica olunur.

ÜÇÜNCÜ TEBI.1G Sevgili Vatandaşlar Bu günden itibaren silâhlı

kuvvetlerin en kısa zamanda milletin seçime götüreceği bir kurucu meclis tesis maksadıle idareye el koymuş bulunmak­tadır.

Silâhlı kuvvetlerimizin mille tin yabancı dostlarımızın em­niyetlerini tekeffül etmiştir.

Müteakip tebliğe kadar as­keri şahıslar hariç kimsenin sokağa çıkmaması ve bir karı­şıklığa meydan vermemesi re- ca olunur-

DÖRDÜNCÜ TEBLİĞ D ikkat! D İKKAT Muhterem Vatandaşlar : Radyonuzun başına geçiniz,

güvendiğiniz Silâhlı Kuvvetle­rinizin sesi bir dakika sonra sîzlere hitab edecektir.

Sevgili Vatandaşlar,Bir gün demokrasimizin içi-

essif hadiseler dolayısıyle ve kardeş kavgasına meydan ver­memek maksadı ile Türk Silâh lı Kuvvetleri memleketin ida­resini eline almıştır.

Bu hareketle Silahlı Kuvvet lerimiz partileri içine düştük­leri uzlaşmaz durumdan kur­tarmak ve partiler üstü taraf­sız bir idarenin nezaret ve ha­kemliği altında en kısa zaman da adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi hangi ta­rafa mensup olursa olsun seçi mi kazananlara devir ve tes­lim etmek üzere girişmiş bu­lunmaktadır. Girişilmiş olan bu teşebbüs hiç bir şahsa ve­ya zümreye karşı değildir. 1da remiz hiç kimse hakkında şah siyet müteallik tecavüzkâr bir fiile tabi edilmesine de asla müsamaha etmiyecektir. Kim olursa olsun ve hangi partiye mensup bulunursa bulunsun^ her vatandaş kanunlar ve hu­kuk prensipleri esaslarına gö­re muamele görecektir.

Bütün vatandaşların partile­rin üstünde, aynı milletin aynı soydan gelme evlâtları olduk­larını hatırlıyarak ve kin git­meden birbirlerine karşı hür-

ne düştüğü buhran ve fon mü metle ve anlayışla muamele

27 MAYIS SABAHINDA

Büyürsün dalgalarında denizlerin Muhtaç olunca ulus yardımına Çıkıp gelirsin bir atılışta Düzenlersin işlerimizi yeniden.

Yönümüzsün kötü karanlıklarda Kalmasını istemezsin ellerimizin Böğrümüzde taş taş Bunun için başımızdasm her an.

Öelki de çıkacak el uzatanlar Devrimlerine hiç utanmadan İşte bu anda güvendiğin ulus Kıracaktır o kirli elleri.

Bize güvendiğini biliyoruz Gözlerimizde tap taze umudun Yurdumun üstünde gene sen varsın Bir korkusun gericilerin içinde.

Bu sabah 27Mayıs’ın şenliği Dalga dalga Atatürk Girne Caddesi, İnönü meydanı Bak işte resimlerinle süslü.

Senin adınla yeşerttik özgürlüğü Gerilikleri kökünden söktük Otuz milyon 120 bin Türk şimdi O devrimini kutluyoruz ulusça.

İlter VEZİROGLU

etmeleri, ıstıraplarımızın din­mesi ve Milli varlığımızın selâ meti için zaruri görür-nekte- lerin Türk Silâhlı Kuvvetlerine sığınmalarını rica ediyoruz Şahsî emniyetleri kanun temi natı altındadır.

Müteffiklerimize, komşulan miza ve bütün dünyayı hitap ediyoruz. Gayemiz Birleşmiş Milletler Anayasasına ve insan haklan prensiplerine tanıamıy le riayettir. Şüyük ATATÜ RK Un

“ Yurtta Sulh, CihanJa Sulh’ prensibi bayrağımızdır.

Bütün ittifaklarımıza ve taa hhütlerimize sadıkız. N A T O ’- ya ve CENTO’ya inanıyoruz ve bağlıyız.

Tekrar ediyoruz, düşüncele­rimiz (Yurtta Sulh Cihanda. Sulh'tur)

BEŞİNCİ TEBLİĞ“ Silâhlı kuvvetlerden tebliğ

edilmiştir: ,1— Sayın Kordiplomatiğin i-

kinci bir tebliğe kadar şehirde dolaşmamaları tebliğ olunur.

1— Şehir gerek, dahili ge­rekse enerji kaynaklarından dir.

Kabineye mensup sahsıyet .gelen ceryanlannm kesilmesi halinde mes'ullerin en ağır şe­kilde tecziye edilecekleri ka­rar altına alınmıştır-

Halkın iaşe ihtiyacı için ilği li makamlar firarlara yeteri kadann tevziatına derhal baş- lıyacaklar ve fırınlara ekmek

‘ istihsaline devam edilecektir.Önemle tebliğ olunur

ALTINC I TEBLİĞ1 - Türk ordusu bir keredaha

tarihi bir vazife karşısında bu lunuyor, Bu vazife dahilinde memleketi buhran ve felakete sürüklemek isteyen hırslı poli- tikacılann elinden kurtulmak­tadır.

2— Devletin bütün idaresi­ni ve bütün Türk Silâhlı kuv­vetlerinin emri ve kumandası­nı deruhte ettim. j

Arkadaşlanmdan ve vatan- | dallarımdan yardım ve müza- haretlerini beklerim.

CEMAL GÜRSEL

LİMASOL TÜRK OCAĞININ

Ç A Ğ R IKulübümüzün Y ıllık Genel

Kurul toplantısı 1 Haziran, 1963 Cumartesi ö.s saa; 5’te kendi lokalimizde yakılaca­ğından sayın üyelerin iştiraki özlenir.

GÜNDEM :1. Bir yılık faaliyet raporunu

okunması;2. Veznedar ve Müfettişlerin

raporunun okunması;3. Yeni Yönetim Kurulu ve

Müfettiş seçimi .”

Hikâye:

AşkMektublan

iVM*v’

0

y it 4 te« İtil»"m*

Biran bulunduğa yerle 1- ren’in evi arasındaki mesafe­yi düşündü. Buradan tekrar yukanya çıkmak, sonra sa­ğa saparak surlar istikame­tinde yokuş aşağıya inmek, bostanlardan geçerek İren’e

ulaşmak lâzımdı.Acaba bu gidişi yaya ola­

rak mı, yoksa atla mı yapma lıydı ? Ne kadar sür’ at, ne ka dar çabuk hareket ederse maksadına o kadar ulaşacak­tı. Zaten şehirde halk da, Bi­zanslI askerler de, veniçeri- le de kör bir döğüş halindey­

di.Nitekim yokuşu bitirdiği

zaman sokaklardan bir sürü Bizanslı insanın hâlâ konuş- tuklannı gördü.

Hemen atını bıraktığı yere seğirtti, hayvanın üzerine bir sıçrayışta çı ttı ve mah- muzladı. Çok hızlı, çok ça­buk gitmeğe çalışıyordu. Ba- zan halk kafileleriyle, bazen yeniçeri gruplarıyla karşılaşı yordu. O zaman hızını kes­meden hayvanın başını sağa veyahut sola çevireıek bu kafilelerin veya solundan siy rılıp gidiyordu. Halk bu şim­şek gibi uçan atlıdan kendini korumak istiyor, yeniçeriler ise küfürler savurarak, hey- kırıp yumruklannı salnyarak kılıçlarıyla tehdit ederek dur durmağa çalışırlardı

Bir sokak, bir sokak daha. İşte Halicin suları görünme­ğe başladı. Yokuşlardan aşa­ğıya iniyordu A z sonra tek­rar yokuşlar önüne çıktı. Nı-_ hayet küçük bir meydana ge

BiZANS'LI BEYAZ GÜVERCİN

Tefrika No. 30

linçe az ileride, bir çınar ağa cinin dibinde görünen eve baktı: Oh, çok şükür henüz hiçbir bayrak asılmamıştı bu

raya..Ham a bey kapının önün

de hayvanının dizginlerini de li gibi çekerek yere atladı ve kapıya koştu. Elbiselerini de ğiştirirken avucunun içine sı kı.sıkı sakladığı anahtarla kapıyı açtı ve içeriye daldı. Merdivenleri bir solukta, hız la çıktı, boğuk bir setle :

— İre n ! diye bağıldı, İren ben geldim I Neredesin İren?

Bu sessiz evin içinde Ham za beyin sesi, sanki dıvarlan yırtmış gibi, yankılaı yaptı. Birden aa üst kattan bir inil ti duyuldu. Sonra kesik bir

kadın sesi:_ Leon ! diye inledi.— İren ben geldim, çabuk

çık 1 yukanda mısın? Geliyo­

rum oraya !Evin tavan arasına ve tara

sına çıkan kısa merdiveni bir solukta tırmanarak bodur ka pınm topuzunu çevirdi ve ka nâdt açtı. O zaman bir ka-

Rağıp Şevki YEŞİM

dm vücudu hemen kucağına düşüverdi.

— Leon, oh Leon: geldin mi ?

— İren, korkma artık !. Ben varım !.. Gel bana !.- Korkm a!

Üzerine devrilen vücudu kucağına aldı ve merdiven­lerden aşağıya indirerek oda ya soktu, yataklardan birinin üzerine koydu.

Yapılacak şey o kadar ö- nemli idiki, genç kadının sap sarı yüzüne, yarı baygın hali ne bakmadan hemen koştu, evvelce lren’in sıkı sıkı gizle diği Türk elbiselerinin bulun duğu sandığı açtı, en alttan bu elbiseleri, bir çekişte, çı­kardı. Sonra hızla soyundu, aceleyle bu elbiseleri giydi. Eline geçirdiği bir havluyu bir tas suda ıslatarak yüzün­deki karaları sildi.

Öylesine sür’atli, öylesine çabuk hareket etmişti ki, bü­tün bunlan sanki birkaç sani ye içinde yapıvermiş gibi, ra hat bir nefes alarak döndü, iren’e baktı:

Genç kadın uzandığı yer­den doğrulmuş, ona bakıyor­du. Korku ve dehşet gözlerin de yer etmişti. Göz altları simsiyahtı. Göz bebekleri iri­leşmiş ve karanlıklaşmıştı. i- nanamıyordş, inanamamış gri bi Hamza beyin yüzüne bakı yordu.

Hamza bey koşup diz çö­kerek onun iki elini de avuç­tan içine alarak :

— Çok korkmuşsun. Artık geldim, korkma I Be.ı varım!

İren’in boğazından bir hıç- kınk fışkırdı;

— Oh-, ölecektim I eon I... Şehir düştü I Bak, duyuyor- musun ? (Pencerelere korku ile bakıyordu) Dışarda Türk- lerin sesi duyuluyor I

— Bana güven İren.. Ben varken sana kimse dokuna­maz.

— Ama herkes kaçıyor, li­mana kaçıyor. Biz burada ka lacakmıyız ?

— Kalacağız. Kimse bize bir şey yapamaz.

— Seni.. Böyle.. Türk elbi­seleriyle görürlerse. lnanır-

sen

larmı ?— İnanmaları lâzım,

üzülme..— Oh Leon korkuy rum

çok korkuyorum 1Dışardan, sokaklardan se­

vinç haykırmaları ile grup grup yeniçeriler geçiyordu Günlerden beri şehrin kubbe lerini çınlatan çan sesleri durmuştu artık... Şehir halkı nin feryadlan da kesilmişti. Zaman zaman taa uzaklar­dan veya pek yakından bir kadın çığlığı duyuluyor, son­ra yine sessizlik başlı^ or. o- nun arkasından da yeniçerile rin haykırışlan yankılar ya­pıyordu.

Hamza beyin avuçları için de kaybolmuş iki eli oe buz gibi soğuk, ürpertiler içinde duran İren, titremeğe başla­mıştı. Gözleri hep pencere­deydi. Bir yaban kedisi gibi büzülüyor, yarı açık ağzın­dan anlaşılmaz kelimeler dö­külüyordu.

Hamza bey ;

— Sana, korkma diyorum, dedi. Geldim artık I Bak ya­nı başındayım I

İren ilerlemiş gözlerini Hamza beyin gözlerinde, yü­zünde saçlarını gezdirerek :

— Babam., diye kekeledi. Babam

» » ♦ ♦ » » ♦ ♦ » ♦ » » » ♦ ♦ . » . I . » » . » » » » » » » » » » ,

LİMASOL D. T. B. ’NİN TİYATROSU 27 - 28 MAYIS GECELERİ

İSİMSİZ KAHRAMANLAR — Milli Piyes —

İZCİ KOLU’NUN FAALİYETİ OLARAK Fiyatlar: 3/- ve 4/-

Satış yeri: Said Faraç.

Mösyö... Mktubuma nasıl bağlıyacağımı ve ba şıma gelen hâdiseyi size nasıl anlatacağımı pek bilmiyorum... S'zin için bir yabancıyım . Bunun­la beraber, zannedersem, her şeyi başından e’ e alıp anlatmam daha iyi ola­cak.

Dün akşam, işten çık­mış, o saatte kalabalık yolda, dikkatle yürüyor­dum. Daha sakin ve daha havadar bir yere çıkmak için adımlarımı sıklaştır­dım. Birdenbire yerde u-

-fak bir paket gözüme iliş ti ve hızl ageçen birinin ayağı ile üç metre ileri fırlattığını gördüm. İyi bağlanmamış olduğundan açıldı; mavi bir kurdele farkettim.

"O!.. Aşk mektupları!” İlk aklıma gelen fikir bu oldu. Hemen eğ'lip buruş muş, tozlu kâğıt demeti­ni topladım. Düşeli her halde pek fazla bir za­man olmamıştı. Etrafıma bakıp, dikkatsizlikle dü­şürdüğü bu kıymetli pa­keti ariyan kederli veya endişeli bir genç kız aran dım, ama böyle kimse yoktu. Bunun üzerine pa keti alıp yürüdüm Böyle yapmam belki doğru de­ğildi ama aş kdolu oldu ğunu tahmi nettiğim bu mektupları nehre de ata­mazdım ya!

Eve geldim, odama gi­rer girmez onları masa - mn üzerine bırakıp mut­fağa yemek hazırlığına koştum. Aklım fikrim hep bunlardaydı. Bence aşk mektuplarını ancak bir kadın böyle güzelce, itina ile bağlar, muhafa­za ederdi. Peki ama düşü ren kadını nasıl bulacak­tım? Neyse, alelâceît! ye­meğimi yiyip mavi liyon- gu çözdüm. Bir adres, bir isim bulurum ümidiyle mektupları gözden geçir meğe başladım. İlk gözü­me çarpan, tahmin etti­ğim gibi, mektupların bir erkek tarafından yazıldı­ğı oldu. Nihayet bir yer­de sizin adresinizi bul­dum.Mademki bu güzel mek

tuplan düşüren kadını bulmam imkânsız, onları size, yazana göndermeyi münasip buldum. Bir iki satırından sonra hu asil, samimî ve heyecanlı his­lerle dolu mektupları ta­mamen okumaktan ken - dimi bir türlü alamadı­ğım için de beni affetme­nizi bütün samimiyetim­le rica ederim.

Kimbilir nişanlınız bu güzel hâtırayı kaybettiği için ne kadar üzülrr üştür Bunlan, sizin vasıtanızla yeniden ona ulaştırabile ceğim için çok bahtiya­rım.Elimde almıyan b>r say­

gısızlıkla mahremiyetini­ze karışmış bulunuyo­rum. Bu işin hayranlığıy la sona ermesini bütün kalbimle diler, Lu vesiley le hürmetlerimin kabulü­nü rica ederim.Florence Berckel

Florence BerckelMatmazel,Gönderdiğiniz mektu­

bu ve paketi şimdi aldım. Nazikâne hareketinize ve mektuplara karşı gös­

terdiğiniz samimi alâka­ya candan teşekkür ede­rim. Yalnız onlardan an­ladığınız derin aşkını ar tık unutmağa, içime göm meğe mecburum Size ha kikati yazmaktan kendi­mi alamıyorum.

Zannettiğiniz gibi Su- zanne bu mektuplara ka­vuşmakla memnun olmı- yacak; daha doğrusu bun lar artık onun eline geç- miyecek. Zira, zaten on­ları bana geri vermek is­tiyordu. İstikbalime güve nemediğinden, art1k ni­şanlı kalmamızın Ve hele evlenmemizin *:ir çılgın­lık olacağım ileri sürdü. Ben ise bir müddet daha sabretmesini söyleyince de artık beni sevmediği­ni, şimdiye kadar ramimi bir arkadaştan başka bir şey olmadığını iddia etti­ği Bili ile evleneceğini bil dirdi.

Ben filârmonik orkest­rasında küçük bir keman cıydım. Bili ise zengin bir müessese sahibinin oğluydu, işin ucunda para olduğu için, haliyle onu tercih ediyordu.

Bunlan size açıkça yaz dığım için kusuruma bak mayın. Uzun zamandan beri Suzanne’ın yavaş ya vaş benden uzaklaştığını hissediyordum, ama böy le bir şey yapacağı aklı­ma hiç gelmiyordu Böy­le ufak bir surat asma devresinden sonra tekrar eskisi gibi derin bir sev­giyle bana döneceğini U- mit ediyordum. Daha i- şin başından beri evlen­memizi isterdi. Halbuki ben iki seneden evvel bir yuva kurup onu rahat et­tirecek imkânlan elde e- demezdim. Bunu biliyor­du da. Belki bu derece sevdiğim müziği bırakıp başka bir iş edinmem lâ- y

zımdı. Ama böyle bir fe­ragati benden nasıl istiye bilirdi? Müzik, herhalde anlarsınız, bu benim bü­tün hayatım demektir. Belki günün birinde ben de takdir edilen bir beste ci olacağım.. Neden olma sın değil mi? Çalışma sa­atlerimin dışındaki boş zamanlarımı hep bu hu­susta ilerlemiye hasret­tim.

İşte size, bana tama­men yabancı olduğunuz halde, Suzanne la hiç ko nuşamadığım şeyleri yaz dım. Onunla daima kendi hoşlandığı mevzulardan konuşurduk, mesleğimle müziğimle alâkadar bile olmazdı.

Kendi dertlerimle sizin de vaktinizi aldım, kusu­ra bakmamanızı ve hür­metlerimin kabulünü ri­ca ederim.

Marc Velbert

■Florence aynanın karşı

sında oturmuş, dalıp git" mişti. Pencere erdır.a ka­dar açık; ilkbaharın ha­vası ve kuş cıvıltıları iÇe" riye doluyordu. Bugün

kendini daha canlı vekuvvetli hissediyordu a- ma içinde de müphem bir heyecan vardı. Ay|>a

II**

z d i . A v .

S'

"Cv.»"'1» *rind rkestra Ç*1»

ç a k t ı - Florence

d o s t a n e m e k t u p l a r a

o n u t a t m i n e t m e z o l

İ ç i n d e m e ç h u l cg ı n a y ı t a n ı m a k ı ç m b ı i$ b i r a r z u v a r d ı . U z u n m d ü ş ü n m ü j t a ş ı n m ı ş

j ı y î t o n u b u s u r e t l e

fS f f lp t a n ı m ı y a toto* ( d i n i ş t i . A m a b u t o p l a n ­tıya g i d e c e ğ i n d e n M a r c ’ -

ı ı b i b e r i y o k t u , o ı ı a b i l - j j ı ı e n ı i ş t i . A c a b a b u k a r j | p M a r c ’ ı n ü z e r i n d e

( " i l b i r t e s i r b ı r a k a c a k - i Y o l b o y u n c a b u n u

f ş l o d i i .S i n a n u ı ö n ü n e g e l i n c e |

M ı b i r a n l ı k t e r e d d ü t : m n ı n ı i ç e r i v e , s a l o n a , S f f l v e e n ö n s ı r a d a - i l i j t r i n e o t u r d u ; G ö z ü i - i

m e s ı r a ü y e l e r i n i t r t - J

i t e k o y u l d u . K e m a n c ı - j - - « t a e n t a n ı d ı . E v e t , I

W y o k t u , M i r e a n ­o t k e n d i n i ü m a m e n i * t f v e r m i ş g ö r ü n e n . , » a n ş m g e n ç o l a b i l i r d i ." k h o ş b i r a d a m d ı . ■

^ p r o f i l d e n i y i c e j p y o r d u . Y ü z ü n d e i

W W v e m ü t e -

l i r i f a d e v a r d ı ,

ç e n e s i -

d u n ı ş u n d a n - |

Hingözünü ayır

0 n u s e y r e d i y o r d u

kıyama-

JJiyoniu. y"«iıııın t

* .b h

%

%tita

b ' i t a t l ı * s i r ' d i r « s i n d i

^evumlı '

^ " y l e m i d i r \

kChMaro'üıba <^ blr müddet ç

Sandl- Son- fc daldı r

^ bir İtij"1 çdur' C

«■siniz) n, *

""ma s,. I k

•J ri"

■O:

b

k

n t

8s k

« S ' ^ b i r Uya baktı, gözlerinde ı ^ * nirn*- j '1diye kadar alışkın olma- ^ A y Jdığı bir pınltı farketti. ^tinayla taranmış V

Devamı Sayfa 51* M ^ ıT ."y*W«* 9 9 * 9 9 ■> 9 »? » ■ > ♦ ♦ » » » * ______________

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

S i , P e k i !

Hk

Page 5: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Mayıs...KOVA BURCU : (21 Ocak - 19 Şubat) — Açık 'erme nizi bekliyen fırsatçı iki kitinin

27 Mayıs, 1063

MektuplarıSayfa 4 ten kalan

san saçları, ince kıvrık dudakları, muntazam par lak dişleriyle pek hoş bir kızdı. Ama kendine sorar sanız ağzı kocamandı; burnu, hele burnu hiç ho şuna gitmezdi. Aynaya son bir defa dana dikkat le baktıktan sonra mem­nun, yerinden kalktı. Her halde bu sefer kendini hiç de öyle zannettiği g i­bi çirkin bulmamıştı. Sık beyaz blûzunun tilerine gri tayörünü giydi ve pür neşe evi terketti.

O günkü pazar konse­rinde Marc Valbert’in bu lunduğu orkestra çala - çaktı. Florence işte ora­ya gidiyordu.

Uzun zamandan beri birbirlerine yazmağa de­vam ettikleri gittikçe da­ha heyecanlı, daha sami-

Birlikte sigara .salonu­na çıktılar. Gelinine haki katen memnun görünü­yor, dostça bir tavırla ko nuşuyordu. O ana tvadar endişe içinde kalan Flo­rence bir parça ferahladı yavaş yavaş o da açıldı ve oradan buradan hayli gevezelik ettiler. Ama ne yazık ki zaman dolmuştu bile. Marc birden saatine baktı, kaşlarını çatarak, hakikaten bariz b ir üzün tüyle :

— Aksi şeytan! dedi. Ara bitti işte. Haydi kü­çük Flo, şimdilik hoşça kalın! Bundan sonra ar­tık biribirimizi teki ar gö rebileceğimizi ümit ede­yim değil mi? İnşallah çok yakında aruk bol bol görüşürüz.

Bir parça heyecanlı g i­biydi. Florence'ın elini a-

Menderes Nasıl YakalandıS A Y fa : 5

mi, ama son derece cidd î! lıp hafifçe sikti; sonra or ve dostane mektuplar ar, kestradaki yerini almaktık onu tatmin etmez ol

Hnuştu. İçinde meçhul ke mancıyı tanımak için bü yük bir arzu vardı. Uzun uzun düşünmüj taşınmış nihayet onu bu suretle görüp tanımıya kadar vermişti. Ama hu toplan

S tıya gideceğinden Marc’- ın haberi yoktu, ona bil­dirmemişti. Acaba bu kar şılaşma Marc’ın üzerinde

iıl bir tesir bırakacak­tı’ . Yol boyunca bunu

’C V e lb e rt

anın karşı dalıp git-

i'rdır.a ka­tların ha- ıltılan içe-

Bugün:anlı ve liyotdu a- müphem rdı. Ayna- rinde şim-* ikin olma- Ürkeni, i- ıiş dalgalı

fa 8*0

Binanın önüne gelince durdu, bir anlık tereddüt te nsonra içerive, salona süzüldü ve en ön sırada­ki yerine oturdu. Gözü i- le orkestra üyelerini tet­kike koyuldu. Kemancı­yı hemen tanıdı. Evet, şüphesi yoktu, Marc an­cak, kendini tamamen müziğe vermiş görünen şu sarışın genç olabilirdi. Ne de hoş bir adamdı. Florence profilden iyice görebiliyordu. Yüzünde bi^arça sert ve müte - hakkim bir ifade vardı Belki bu, kemanı çenesi­ne dayayıp durgundan­dı.

Florence gözünü ayır madan onu seyrediyordu Şimdiye kadar anlıyama dığını zannetiği bu tatlı

/ müziği içine sindire sindi re dinliyordu. Devamlı bakıgımn tesiriyle inidir nedir, bir ara Marc'ın ba 5mı kaldırıp bir müddet ona baktığını sandı. Son­ra yeniden müziğe daldı. Bu bakış genç «cıza cesa­ret verdi, kalemini çıkar­dı, ufak bir kâtfıt üzeri­ne: "Bilmem beni tanıya­bilecek misiniz? Buraya geldiğime kızmudınızsa arada yanıma gelmenizi rica edeceğim...” diye yazdı, imza atmadan yer göstericiye verip ’ r'yole- nisti işaret ederek arada kendisine vermesini rica etti,

Bir çeyrek saat sonra Marc karşısındaydı. Sa­mimî bir tavırla elini u- zattı:

~~ Merhaba Florence! dedi. Sizi görmek ne bü­yük bir sürpriz! Böyle bir teşebbüste bulunmak la n« iyi ettiniz; artık bir

ıp tanıma- zaten Aynı iım , pek

aynı ol-

Hiçmu?...

için alece uzaklaştı.Florence konserden çı

kınca yol boyunca rüya­da gibi yürüdü. Geııp ge­çeni fark bile etmiyor, hep o anı yaşıyordu Ha­kikaten Marc kendisini çok iyi karşılamış, onu hayal kırıklığına uğrat­mamıştı. Şimdi onu daha fazla sevdiğini hissedi­yordu. Evet onu, teselli ve kuvvet verici candan, fakat daima çekingen bir tavırla yazdığı mektupla rmdan dolayı sevmiş, bu mektuplar geldikçe de farkına varmadan sevgi­si kuvvetlenmişti.

Ama o? Acaba o kendi­si için ne düşünüyordu? Bu tanışmadan o da mu­hakkak çok memnun kal mış, sevinmişti. Halinden belliydi bu. Hattâ Flören ce, bir ara bakışında, o tatlı görür gibi olmuştu..

Kalbi ümit doluydu. Mantığı münasebetleri - nin arkadaşlıktan ileri gitmemesini söylerken, kalbi, muhayyilesi aşk di yarına doğru uçup gidi­yordu.

Bütün gecesi kabuslar ve kesik rüyalarla geçti. Hep M arcia uğraşmış, o- nu meşhur olmuş göre­rek sevinç ve heyecan i- çinde uyanmıştı.

Kalktı, hazırlanmağa başaldı. Kalbi kendisinin de bilmediği bir ümitle çırpınır gibiydi. Annesi, bazı unutulmaz hSJisele rin olacağı gümer : “ Bu-; gün hayırlı bir şeyler ola cak gibi kızım ' ” dedi. İçinden durmadan bu sö zü tekrarlayıp duruyor du. Giderken aynaya ba­kıp, sırım söylemek ister gibigülümsedi.

■Bir mektup aldı,

k a p ı y ı ( a Ç t ıbir iki basamak indi, bir kaç dakika böylece geç­mişti. Yavaşladı, zarfı aç tl ve beşinci basamağa gelince durdu. Kâğıda ba kıyor, fakat heyecandan bir şey görem iyor Satır­lar gözünün dnün*.e reşiyordu. Nihayet çok­tan beri, bilhassa iün ak şamdan beri, bütün vari ğ ıyle beklediği kelimeleri okuyabildi. Mektup • a mm sevgilim!.. d.>e bas

lıyordu.

cevap verdi.

™ Z“ sararm'5tı. Bitkin ve

ün * 1; Bİr sUre Zihni. ' telefonla konya ve İz ­

m it’i aradı. Bunun üzeıine ben andarma yarbay! Hakkıya : Şimdi PTT yi zan:edip bu ko

nuşmayı keseceksiniz” diye e mır verdim- Bu esnada binba- 5 i Sahabettin Ünal göründü. Radyodan durumu öğrendiğini inzibatları harekete geçirdiği, " i söyledi. Fakat bu kâfi değil dı. Tam emniyet için taburun gelmesi lâzımdı. Taburdan ise henüz ses yoktu. Başvekille ya mndakılere şu teklifi yaptım ; Meydana gidelim, tugay ka­

rargahında her türlü teminat altında istirahat buyurun.”

M E YD A N A GİDİŞMenderes hiç itiraz ekmeden

kabul ve yanındakiler tasvip etti. Vilâyetin önünde bulunan Panele, önde ben, arkamda Pol atkan Menderes ve Yazıcı ol­mak üzere bindik. Arkadaki, er yerine de tabancalı olan Binbaşı Sahabettin oturdu. E- mir subayınız muhafız polisler le birlikte olmak üzere kafile tugaya geldik. Odama çıkar­ken emir subayına sabıklara duyurmıyacak şekilde şu telsi zi çekmelerini emrettim.

Hava Kuvvetleri komutam Eskişehir.

Menderesi derhal tevkif et­tim. Emirlerinizi”

Bu telsiz emri nalen kasam­da mahfuzdur. Bu sırada saat tam 8.30 idi. Odada Menderes, bir acı kahve bulundurmamı İstedi- Kahveyi ısmarladığım sırada tabur 300 t-r’le gelmiş, karargahı sarmışbıılunuyordu. Erlerin kabara seslerini duyan sabık Başvekil, pencereye g i­dip dışarı baktı ve hemer, döne rek koltuğa oturdu. Ayak ayak üstüne atarak, (Bu esnada Kü­tahya vilâyet jandarma komu­tanı A lbay Hamdi de odaya girmişti.) Polatkana sordu : “ Bir vaziyet münakaşası yapa İım. Evvelâ sana sorujorum. durumu nasıl görüyorsunuz?”

Polatkan - birkaç çaplucu tarafından radyo evi işgal edil m'iştir. Bütün Türkiye sükû­net içinde. Biraz sonra her şey duracaktır, yolumuza devam edelim” diye cevap verdi.

BÜTÜN YO LLA R ATEŞ A LT IN D A

Menderes soruyu Tahsin Ya zıcı ve Zihni Üner’e tevcih e- dince onlar da Polatkan gibi düşüncelerini söylediler. Bu de fa Menderes bana dönerek Çok manalı bir şekilde ; “A l­bayım senin durumun bize kar şı nedir ? Açık lam ışın ız ?” de di. Daranm kati idi. En küçük bir karşı koymak ve kaçmaya teşebbüs halinde her tetbire baş vuracaktım. Elimden kaçı rıp kurşuna dizilecek değildim ya! Cevabım şu oldu : “ Bütün yollar ateş altına alınmış ve a- teş emri verilmiştir. Jet’ler de bu ateş hattında sizi takip e- dip ateş edeceklerdir. Bu du­rumda mevkuf Dulunuyorsu- nuz.

Sayfa 2 den kalan

Sözlerimi Albay Hamdi’de başı ile tastik etti- O sırada gö züm Polatkan’a ilişti. Koltuk­ta tir tir titriyordu. Menderes de sapsarıydı. Sesine güç ha­kim olduğu anlaşılıyordu. “A l­bayım yolların kesıldiğ'ni, je t­lerin ateş açacağını ne biliyor­sunuz ?” diye sordu.. Kütahya ya kaçtığı sırada yolun serbest olduğunu ima ediyordu. Kendi sine : “ Size ilk rasladı^ım an­da meydana bir uçak inerek bu bilgiyi vermiştir. Bana mer kez kumandanı söyledi.” de­dim. Tam bu anda Menderes’i ve yanındakileri götürecek C- 47 tipi bir nakliye uçağı pist’e inmiş, ilerlemekteydi. Aşağı indi yirmi adım ilerledi, uçak durunca, tugay binasından u- çak kapısına kadar erleri bir­er adım sıra ile dizdik. Uçak­tan halen Kütahya valisi A l­bay Muhsin Batu vere­rek, benden, mevkuf bulunan Menderesi teslim almaya gel­diğini söyledi.

Bizde ve Batıda Sanat

— m —

BİR DOKUN

Kirpis Adası

A LB A Y MUHSİN BATU DE VAM EDİYOR

“Albay Süleyman demet’in odasına girdiğim zaman içeri­de Adnan Mende.-es, Haşan Polatkan, Tahsin Yazıcı ve Zihni Üner’i gördüm Selâm verdim, ben ve yanımda maki­neli tüfek taşıyan bir subay gayet nazik hareket ediyordu- Kendilerini Eskişehire götür­mekle vazifeli olduğumu söy­ledim. Menderes, “ ben> tevkif

mi ediyorsunuz ?” dedi. Bü­yük bir kriz geçirdiği her ha­linden belli idi. Aramızda şöy­le bir konuşma geçti •

— Hayır sizi emniyet altın­da Eskişehir’e götüreceğim.

— Suçum ne ?— Ben size suç izafe etmek

le vazifeli değilim.— Müsade ederseniz ben ar­

kadaşlarımla istişare edeyim.— Buyurun edin.Odadan çıkmamızı istediler.

Biz burada kalabiliriz dedim. Bunun üzerine konuşrr aktan vaz geçtiler. İçinde bulunduk­ları şaşkınlık devam ediyor, durumu henüz ka aramamakta idiler. Uçağa binecekleri için silâhsız olmaları gerektiğini' söyledim- Yüzbaşı Suat üsleri­ni aradı. Silâh çıkmadı. Aşağı inerek orada muhafaza edilen sekiz muhafız polisi silâhtan teçrîk ettik. Sabıklar uçağa bindirilinceye kadar hiçbir iti­razda bulunmadılar."

Çifte silâhlı muhafız polis­ler hariç, Sabıklar C- 47 nin karşılıklı sıralarına oturdukla­rı sırada Polatkan’n titremesi devam ediyordu. Menderes li­mon renginde ve düşünceli bir yüzle bekliyor, durmadan siga ra içiyordu. Tahsin Yazıcı ve Zihni Üner ‘Bu harekâtın ba­şında kim var?” diye sordular. Albay batu bilmediğini söyle­di. Uçak Eskişehire ind: İçeri­den sadece Muhsin Batur çık­tı ve General Tulgan ile beş dakika görüşerek döndü. Son­ra hedef Güvercinlik. Daha sonra da Ankara-.

eleştirmeciler onlarla. So nunda tuttukları yoldan şaşmıyarak güneylerini parlattı Monetler Manet- ler Picassolar, Sisley Renoir’ler.

Bugün inanmıyorum us dışına çıkarlara Bu görgü bende Kusetoğlu gibi kesin değil. Bilgi ek­sikliğinden olsa. Hem bu gün daha küçüğüm ne de olsa! Bu değişebilir. Bu­nu başaracak ozanların fikirlerini beklerim. Yal­nız fiskosla olmaz bu iş. Fikir lâzım. İnançla ol­maz. Kafama girmeli fel-

f sefeler varsa.Sonra yine konuşaca­

ğım Devrim’de. Gelecek hafta size “ BENER HAK F İ HAKERİ” nin akıl er­diremediği sanat niye desteklenmiyor? ‘ KIB - R ISTA” konusunu gün ı- şığına gerçeklerle çıkara cağım.

Bir de Batıdan şiir ter­cüme ettim. Fikirlerimi açıkladığı için onu gönde ıiyorum. LONG FEL- LOW ozanı 1807 de doğ­du. 1862 de Cambıidge’- de öldü. Amerikan t-air ve Filozofudur.

“ H A Y A T ŞARKIS1” Ozanı; Henry W- Longfellow

Çeviren : V e li Yusuf Lâo

Karanlık çizgiler p.östev meyin

bana

Hayat bomboş bir rüya

Uyukhyan bir ruhun öli'sün

de bile

Tür varlıklar gün ış ık lın d a n

uzakta

Hayat bir gerçek, havai bir

kazanç

Toprak altı sonu değil haya­

tın

Tanrım! Tozlu Sanat dalların­

da dönüşlü yolda

Konuşulmuyordu ölümsüzlük­

ten yana

Ne neşe, ne de hüzün değil

Yolumuzun kesin sonucu

Uzanarak tüm ayrı yayınlar

da

Bizi bulursunuz bugünıerden

uzakta

Sanat yolu sonsuzdur. Gel

gör ki zaman bitmeli

Yüreklerim iz sağlam dinç da­

yanıklı

Tıpkı kürk içre davullar gibi

vuı makta

Mart aylarının Cenazesi me­

zarlıkta

Evrenin savaşlı geniş tarla­

sında

Hayat cilvesinde

E'avul olma, benzeme jo l a l­

mış hayvan sürüsüne

Bir kahraman ol Doğada

Ümitsizlenme..! Geleceğe na­

sıl olsa sevjmli ölmüş geçmişi brak, yak anı­

larını.

- 1 2

Devamı Sayfa 6 da

Ş. BAŞARAN TiCABET VEiC z e a û İ

m

LEFKOŞA SU ENCÜMENİ Müzayede İle Satış

Kullanılmış Makineler, Tulumbalar, Elektrik Motorları i- şe yarayan veya yaramayan Demir Su Hazneleri, Hurda de - mir parçalan ve Mangiz (Brunzo) parçalar, Lefkoşa Su Encü­meninin Strovolo - Bye - Pass’ı üzerindeki Su Haznesinin bu­lunduğu mevkii içerisinde, 12 Haziran, 1963 Çarşamba günü sabah saat 10 da müzayede ile satış yapılacağı umumun ma­

lûmuna sunulur.Eğer ayni gün satış bitmiyecek olursa, devri gün a/ni sa-

aıta satışa devam edilecektir.Parçaları alanlar, ödemeyi ayni yerde yapacaklar (Veya

ziraıı, 1963, Pazartesi ve Salı günleri sabah saat 10 ile ö.s. sa­

at 1 arasında görülebilir.Olduklan gibi satılacak olan parçaiann kullanışlı olacak­

ları hakkında hiçbir teminat verilm iyecektir.Prçaları alanlar, ödemeyi ayni yerde yapacaklar (Veya

mukavele yaparak) ve bu parçaları aldıkları günden kadar oradan kaldırmak mecburiyetindedir'er.

I efkoşa, 25 Mayıs, 1963.

Beklemekte Olduğu Deniz Malzemelerinin Vasıl Olduğunu

« f l

Sayın Müşterilerine Müjdeler

üç güne

LEFKOŞA SU ENCÜMENİ.

SADIKOĞLU TEMİZLEME EVİ

Yavuz Selim Sokak No. 6, 7, 9

♦ z ı

Modern Tesislerimizde, her sınıf halkımı- her bakımdan tatmin etmenin huzuru için­

deyiz.Uzun Yılların, önemli çalışmaların sonucu

I edindiğimiz büyük tecrübe, sanatımızın ge- f üşmesinde ciddi bir rol oynamaktadır.* Bu bakımdan SADIKOĞLU TEM İZLE­

ME EVİNİ tercih ediniz. Güvenebileceğiniz bir servise sahip olduğunuzu iftiharla söyli- yebiliriz.

DENİZ YATAKLARI, DENİZ AV TÜFEKLERİ, BALIK BIÇAKLARI, GRESSİ MARKA GÖZLÜK VE PALETLER, ERKEK MAYOLARI, PLÂSTİK KAYIK LAR, ÇOCUKLAR İÇİN CANKURTARAN SİMİTLE Ri VE DAHA BİRÇOK ÇEŞİTLER.

Bir ada vardı sakin bir denizin ortasında... Birkaç defa denizin dibine dalmış; tatlı bir çehreye bürüne­rek tekrar çıkmıştı. Hep öyle temiz ve güzel kaîacağa benziyordu. Ondan “Denizlerin İncisi” diye bahsedi­liyordu. Çeşitli ırkların kaynaştığı bir sekenesi vardı. Sonradan müşterek bir kültür seçmek lüzumunu duy muş olacaklar ki, zamanın modalarından birine ken­dilerini uygulamaya çalıştılar. Zamanla bu yeni moda ya kendilerini okadar kaptırdılar ki, “Kraldan fazla Kıralcı” göründüler. Artık bu modanın yaratıcıları­nın soyundan geldiklerine tamamile inanmışlardı.

Aradan yıllar geçti. Bu küçük ada, çeşitli istilâlara uğradı. Esasen dünyanın bu bölgesinde, yalnız başı­na yaşaması doğru değildi. Kendilerini çoktan adap­te etmiş ve büyük emellere adamış ada sakinleri, rü­ya içinde bulunuyorlardı. Bir gün uzaktaki atalarının geleceğine inanıyorlardı. Halbuki, çeşitli milletler a- daya giriyor; onlar bir türlü gelemiyorlardı. Nerede kaldı ki, adadaki müstevliler, etraf memleketlere za­rar getiren hareketlerden imtina etmiyorlardı. Kuv­vetli bir devlet bunu hoş karşılıyamazdı. Ada zaten tekrar kirlenmiye, manevî bir pislik içinde bulunmı- ye başlamıştı. Bu komşu devletin adayı alması, bir taşla iki kuş vurmak demekti. Nitekim öyle oldu: Hem, adayı kurtardı; hem de denizlerde güvenin sağ­lanmasına yardım etmiş oldu.

Adaya gelen yeni sahipler iyi niyetlerini göster­mekte gecikmediler. Yalnız kendi ırkdaşlarına değil, adada bulunan diğer topluluklara da haklar tanındı. Halbuki yüzyıllardan beri bu hakları ellerinden alın­mıştı. Adada refah, huzur ve temizlik başladı.

Ama bu böyle devam etmiyecekti. Adına uygun yola yönelecekti yine... Nitekim, bu nimetten faydala nan ada sakinleri, başlarında din adamları olduğu hal de, nankörlüklerini göstermiye başladılar.

Aradan uzun bir müddet daha geçti. Adaya hür­riyet verildi. Eh, artık rüyaları nbir kısmı hakikat ol­muştu. Bu sevincin verdiği bir baş dönmesi ile, ilk za manlarda durum iyiye yönelir gibi oldu. Adadaki top lumlara karşı demokratik anlayışla hareketi gerekti­ren kanunlar vazedildi. Manevî temizleme yeniden başlıyordu. Hatta bu güzel hareketin tatbik sahasına konabilmesi için adaya örnek eksperler getirildi.

Böyle olduğu halde, adanın gözü doynııyarı gru­bu tatmin edilemiyordu. Küller altında saklı iğrenç düşünce ve hareketler tekrar ortaya çıkarılıyordu. Et rafa çatmak istiyorlardı daima. Bu, içlerinde yer et­mişti. Karşısındaki iyi niyet sahibi toplulukları s ö ­

mürmek istiyorlardı. Bunun için de demokratik m e ­

kanizmayı bozmak lâzımdı. Az zamanda bu mekanız mayı çalıştıranlar adadan çıkarıldı. Artık bütün iyi müesseseler kapatılabilir; ada bir korsan yatağı hali­ne getirilebilirdi. Vicdanın, ahlâkın gülünç bir duru­ma düşürülmesi hiçtendi.

Kıbrıs adası, yine kirler içinde yüzm«ye başla­mıştı. Ada, kirden ağırlaşmıya başlamıştı.

Ve bir gün, yeniden arınabilmek için, denizin dibine battı.

BİN AH DİNLE.*»*+•>>•> * » 4 i » » f r * » » . » » »t» » » 4, »

i FERRUH DERVİŞ Tuhafiye Mağazası i

ATA TÜ R K M EYDANI 56 - 58, Girne Caddesi |

T E L : 5785 |LEFKOŞA — KIBRIS %

*Her zevke uygun giyim eşyası £* Kadın elbiseleri X,

* Etek, caket, blûz, ve twin setler İA

* Zengin kolye ve parfüm çeşitVri •{.* Erkek spor caket ve pantolonları

* Her kalitede gömlek ve kravat i* Trençkot ve kabardinleı- İ* Kadın, erkek ve çocuk mayo X

ve iç çamaşırları Jl* El çantaları ve seyahat va- *

lizleri £

* Battaniyeler, yatak çarşaf- |lan %

* vs. vs. vs. vs. %

FİYATLAR REKABET KABUL ETMT.Z t

<• <•*?• •> •>*

KİTAP SARAYI ADANIN EN BÜYÜK TÜRK KİTAPLIĞI

Mecidiye Sokak 11-13 Lefkoşa.

Uzun yıllardan beri Türk kültürüne hizmet et­mekte olan K İTAP SA R A Y I beğeneceğiniz telif ve lercüme romanlar deposudur. Onbinlerce cilt ara­sından siz de beğeneceğiniz kitapları seçebilirsiniz.

K İTAP SA R A YI aynı zamanda Türkiye’nin belli başlı gazete ve dergilerini günü gününe ithal eden, tevzi eden en büyük bayiilik teşkilâtlarından birine sahiptir.

K İTAP SA R A Y I her zaman için emrinizdedir. Her istediğinizi, her aradığınız yalnız K İTAP S A R A Y I’n- da bulabilirsiniz.O KU YACAĞ IN IZ K İTAPLAR I KALİTELİ SEÇEBtL-

MEK İÇİN K İTAP S A R A Y IN A BAŞVURUNUZ.Kitap Sarayı

Tel. 2824.« £ « £ S i t

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 6: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA …evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Mayıs...KOVA BURCU : (21 Ocak - 19 Şubat) — Açık 'erme nizi bekliyen fırsatçı iki kitinin

Sayfa 6 DEVRİM 27 Mayıs,

Çetinkaya Gücü'nü

Gençlik Eledi 3 -1

Hakemin idaresi ZayıftıDEN VERDİĞİMİZ

M ARKLARÇetinkaya : Ahmet 5, Ah­

met 6 , Özer 6 , A li fi, Ergün 5, Yılmaz 5, Veli 6 , l>han 6 , So- nal 5, Ayhan 6, ö zer 5.

Gençlik Gücü : Şefik 5, Sa­lih 6 , Mesut 4, Aytaç *>, Haşan 6 , K. HUseyin 6 , Ahmel 6 , R ı­za 5, HUseyin 4, Ertoğrul5( Ha san 5.Hakemler : lzz i Tü rke l: 2 Göral Mustafa : 5 A li Kâni : 7

M AÇIN TAFSİLÂTI Para atışı yapıldıktan sonra

hakem oyuncuları etrafına ça­ğırarak konuştu.

Kısa konuşmasmdan sonra

başladı.10 dakika karşılıklı akmlar-

la geçen maçta önce her iki takım da üstünlük kuramadı­lar. Maçın ilk tehlikeli akınım Gençlik Gücü B. Hüseyin vasi tasiyle yaptı. Bu oyuncu 9 çiz gisinin hemen dışında kaleci ile karşı karşıya kaldığı halde topa vuruş yapamıyarak bu de ğerli fırsatı kaçırdı.

Maçın en önemli olayı 17 nci dakikada cereyan etti- Şe­fiğin degaj yapmıya çalıştığı topa Sonal müdahale etti. Ve Şefik ta mdegajını yaparken Sonal Şefiğe doğru çıkış yap­tı. İkisi birden düştü. Ve bu anda bir ara Şefik Sonalın a- yaklarını ayaklarıyla kıstırdı.

oyun Çetinkayanm vuruşuyla! 18 çizgisinin sağ köşesinde ce-

LOZANLOZANOtobiis

ve RAŞiT Servisleri

LEFKOŞA — MAGUSA ARASINDA 1 Haziran 1963 Cumartesi gününden itibaren günlük seferlerine başlıyacaktır.

HAREKET SAATLARILefkoşa’dan Mağusa’ya Mağusa’dan Lefkoşa’ya

ö.e. 7.30 ö.e. 10

ö.s.2 ö.s. 5.30

ö.e. 7.30 ö.e. 10

ö.s. 2 ö.s. 5.30

NOT:

Gidiş: 150 Mil.Gidiş - Geliş : 250 Mildir.

Tel. 5281 LEFKOŞA MAĞUSATel. 3927 LEYMOSUN RAŞÎT CAFERTel. 2391 BAF A LT IN TAB YA N o. i 1Tel. 222 Girne Tel. 326!

ADRES : İNÖNÜ MEYDANI Mevlevi Tekke No. 38

LEFKOŞA.

--------- -----------------

GÜNEŞ Sigorta Ltd. Şti.MAL VE CANINIZIN KORUYUCUSUDUR

GÜNEŞ SigortaEMNİYETTİR. GARANTİDİR SÜRATTİR

reyan eden bu hadiseden son­ra hakem, seyircileri hayrette bırakan bir kararla penaltı ce­zası ile Şefiği cezalandırdı. Hâlbuki bu anda top orta çiz­giden de ötedeydi. Hakem bu hareketi nihayet bir çift vuruş verebilirdi

Penaltı atışını Ayhan yapa­rak topu Şefiğin sulunuan ağ lara gönderdi.

Çetinkayanm galibiyeti an­cak beş dakika sürdü. 22 nci dakikada kaleci Ahmet’in yum rukla uzaklaştırdığı top G.G. solaçığı Hasan’a geldi Bu o- yuncu da topu boşta bulunan Hüseyin’e gönderdi. Kaleci Ah met, Hüseyin’e doğru çıkınca, bu oyuncu topu G.G r.ağaçığı Ahmet’e geçirdi. Bu oyuncu da topu sol direkle biı, gole çevirdi-

Durum 1 - 1 olmuştu, ama halâ hiçbir takım bir üstünlük kuramamıştı.

İlk devrenin belirtilmeye de ğer son olayı 30 uncu dakika­da solaçık özerin üş, kişiyi çok güzel geçerek köşe yanın­dan yaptığı enfes orta idi.

Fakat diğer forvet eleman­ları uzakta kaldıkları için bu fırsat tehlikeli olmadı

İK İNCİ DEVRE İkinci devrenin ilk >ki akını

Ahmet ve HUseyin vasıtasıyle G.G. tarafından yapıldı. Neti­cesiz kalan bu aklilardan son­ra Çetinkaya bastırmaya baş­ladı.

Beşinci dakikadı Mesut’un topa vuramama hatasından faydalanan Veli harika bir şut la Şefiğin sağından Çetinkaya nm ikinci golünü attı

Beş dakika sonra Çetinkaya üçüncü golünü kaydetti. Yıl- maz’m arkalardan uzattığı to­pa Veli hakim oldu. Kafa ile topu Orhana aktardı. Bu oyun cu da 18 çizgisine girdikten sonra attığı sıkı şutla Şefiği mağlup etmesini bildi

ilter Sami Tek Erkekler

ampiyonu Oldu, Toplumumuzu iftihar ede­ceği tenisçimiz İlter Sami dün kü maçta rakibi Yuannis’i İki sette yenerek bu yıl da tek er­kekler şampiyonu olmuştur.

İki setin di: 6 - 1 , 6

sonuçlan ‘ öyley- 1 .

Dünkü NeticeleriK A R ŞIYAK A : 3 KASIM PAŞA : 3

G ALATASARAY : 3 GENÇLERBİRLİGİ : 2

DEMİRSPOR : 4 İSTANBUI.SPOR : 1

İZMİRSPOR : 3 HACETTEPE:2

i Lig

A LTA Y : 1 i FENERBAHÇE : 0

Yılın Sporcusu Ve HakemiAnketimiz ilgi ile

Devam EdiyurYılın sporcusu ve hâkemini meydana çıkar­

mak için açtığımız anketin bugün 20 nci ku­ponunu yayınlıyoruz.

Büyük ilgi gören hediyeli anketimizin ku­ponlarını 10 defa daha yayınlıyacağız.

Yılın sporcusu seçilecek olan sporc u ve hakeme gazetemiz birer değerli kupa verecek­tir.

Ayrıca ankete katılacak olan okuyucuları­mız arasında kura çekilecek ve 40 kişiye, cep radyosu, kol saati, gömlek, kravat, kitap gibi değerli hediyeler dağıtacağız.

İstediğiniz kadar kupon doldurup aşağıdaki adrese gönderebilirsiniz.

Hürriyet ŞehitlerineEy insan haklarının aslanca şehitleri!O eski palabıyık dev gibi şehitleri I Dal gibi bedenlerle imrendiren çocuklar l Ey toprağın koynuna güvey giren çocuklar! Hürriyet kızı size gözyaşı dökmektedir; Kanınızdan bu yurdun şafağı sökmektedir. Mürekkep insan kanı, kalem insan gövdesi • Beyazit meydanına “Hürriyet kasidesi" Kızım birtanem, gülüm, hürriyet olsun adın ; Kardeş kaatillerinin alnını damgaladın Siyah iskarpininin sivri topuğu ile sen!Bir zaptiye atının boynuna atılırken.Vur alnına mührünü o alçalmış kopuğun: Mührü Süleyman kadar azizdir o topuğun. Vur o temiz topuğu o alçalmış alna vur!.. Yere dökiilse bile kan olur başa vurur:U.. .

İSİM ■İŞTİRAK KUPONU

ADRES

BEĞENDlGÎNtZ SPORCU

BEĞENDİĞİNİZ HÂKEM ■ NOT : KUPONLARINIZI,

Dr. Küçük’ün Gönderdiği Telgraflar

Sayfa 1 den kalan ği muazzam eserdir. Nesilden nesüe teslim edilecek olan bu meş’alenin ışığı altınd.. Türk Milleti daima nurlu «ollarda terakki ve teali imkânlarını bulacağına hiç şüphe yoktur.Yarın gelecek olanlar kendile­rine salim bir istikbal hazırla­yan tnkilâp kahramanlarını minnet ve şükran He şadede­cek ve izlerinden ayrı'madan vatan! ve milli vazifesini yeri­ne getirmeği bir borç rayacak tır. Hürriyet ve Anayasa Bay - 1 R V f -- ---ramınızı candan kutlar, A n a -f Ecel şerbeti değil, hürriyet şarabı bu ;

Deli’nln oyuk oyuk meydanı dolu dolu,İç o kutsal şaraptan. İç iç iç de hadi sız: yirminci baharına yeni basmış güzel kız!Dudağın ruj görmeden, ko alnına kan olsun; Saçının her teline bir yezit kurban olsun ;Yaya bir sürü Hüseyin, atlı bir sürü Yezit; Hürriyet cihadı’nın kerbelâsı Beyazit!Sen ey bu badireden sağ çıkan yiğit çocuk Allah’a hürriyet’e Atatürk’e yolculuk..Yılma ki düzlük yakın, sonu yokuşun, yürü! Kulağının dibinde vızlasın kurşun yürü Önünü görmek için elbette gözün teri,İleri biraz daha, biraz daha ileri!...

Behçet Kemal ÇAĞLAR

DEVRİM GAZETESİ (Anket Servisi)P.K. No. 363 LEFKOŞA

adresine postalayınız.

Çetinkaya 3 - 1 galip duru­ma yükselmesine rağmen bir üstünlük kuramıyordu.

Nitekim G. Gücü de arada sırada tehlikeli oluyordu. Ma­çın 70 inci dakikasında kor­nerden gelen topu yeşil beyaz lıların orta hafi Haşan, kaleci Ahmet’in üzerinden geçirme­yi becerdi. Top gole giderken

Çetinkaya sağbeki Ahmet to­pu uzaklaştırmasını bi'di-

Bu dakikadan sonra oyun­da belirtilmeğe değer başka birşey olmadı.NOT : Maçtan sonra iki tara­fın bazı oyuncuları bir ara bir birine girdiler. Fakat kulüp i- darecilerinin müdahalesiyle bir anda kavga yatıştı.

ÜLKÜ YURDU’NU VE GENÇLİK GÜCÜNÜ ELEYEREK FİNALE KALANÇ E T İ N K A Y A

vatanımızın terakki ve tealisi refah ve saadeti biz Türk Ce­maatının emel ve gayesi oldu­ğunu belirtir, sonsuz hürmet­lerimin kabulünü reca ederim.

Dr. Fazıl Küçilk Cumhurbaşkan Muavini

Sayın İsmet İnönü Başbakan Ankara

Asırlarca savaş meydanla­rında vatanının ve bayrağının şerefi için kahramanca döğüş- mesini bilen kahraman ordu­muzun ve gençliğin 27 Mayıs 1960 günü yarattığı InKİlâple ölümsüz atalarının eseflerini ebediyete kadar müdafaa ve muhafaza etmek vazitesini müdrik olduklarını tarih önün de isbat etmişler ve kendile­rinden sonra geleceklere de va zifelerinin Demokrasi ve Hür­riyet için savaşmak olduğunu öğretmişlerdir. Hürriy et ve A- nayasa Bayramınızı candan kutlar, büyük M il’.etlmize sa­adet ve refah dilerim- Sayın Necdet Ürufi

Dr. Faz:l Küıük Cumhurbaşkan Muavini

Kıbns Türk Alayı Kumandanı Lefkoşa

Kahraman Türk Ordusunun Millete hediye ettiği Hürriyet ve Anayasa Bayramınızı can­dan kutlar silâh arkadaşlarını­za Kıbrıs Türk Cemaatının sev gi ve İtimadını iletmenizi re­ca ederim.

Dr. Fazıl Küçük Cumhurbaşkan Muavini

Dr. Küçük“Yarınımızdan Emin Değiliz,, Dedi

Tür

Yuf

YENİCAMİ’Yİ VE DOGAN’I ELEYEREK FİNALE KALAN KÜÇÜK KAYMAKLI TÜRK SPOR KULÜBÜ

Kıbns Mümessili:CAN KARDEŞLER LTD. ŞTİ.50, Atatürk Meydanı, Lefkoşa.

5668 P.K. 885Te l: 6351-

ŞUbeler:M AGUSA: Otello Seyahat Bürosu. Tel.

4481LÂRNAKA : JET Sevahat Bürosu. Tel 2381

3101, 3170.BAF: 2310.

P A Z A R G Ü N Ü K A R Ş IK A R Ş IY A

Ankara ve Kıbrıstaki Türen

Sayfa 1 den Kalankatılacaklar, hazırlanan çiçek korteji şehrin anayollaı mı ta­kiben saat 17.30 da Zafer Mey dam’ndan geçecektir.

Gece de Garnizon Kuman- danlığmca fener alayları dü­zenlenecek, folklor ekipıeri ve zeybekler belirli yerlerde mil­li oyunlar oynayacaklardır. Türkiye Radyoları Anıt Kabir ve Hipotromda yapılacak tö­renleri naklen verecektir

27 Mayıs Hürriyet ve Ana­yasa Bayramı bugün Türkiye- de olduğu gibi Kıbrıs’ta da tö­renlerle kutlanmaktadır. Bu münasebetle sabahleyin saat 9 da Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında bir tören tertib edil­miştir. Bu merasimin her yıl kinden daha başarılı olacağına inanılmaktadır.

BEY ARMUDU ;0 DUMLUPINAR : 0

Dün oynanan Beyaz Grup lig maçında Beyarmudu ile Dumlupınar 0 - 0 berabere kal mışlardır. Bu maçla her iki ta kimin puanları 20 şer olmuş­tur. Yalnız Beyarmudunun ma çı eksik olduğundan şampiyon luğu kazanması mümkündür.

AÇ IKLAM A

Bugünkü Gençlik Gticü - Çe tınkaya maçından sonra, saha dan ayrılırken iki takını oyun cuları arasında cereyan eden söz düellosunu vesile ederek Çetinkaya Kulübü Raşnanının Gençlik Gücü Camiasının şere fini rencide eder ş<?kilde ulu­orta sözler sarfedip, Gençlik Gücünün antronör ve sporcu larını tahkir etmesini sayın başkana yakıştırmadığımızı a- çıklar; Gençlik Gücü camiası nm, velevki galip de gelince galip gelen kulüp başkanı ta rafından bu şekilde muamele ye lâyık görülmesini esefle karşıladığımızı bildiririz.

Ada’dan adam sürdürmek ve istediği zaman istediği ma­çı almak iddia ettiği yibi sa yın başkana kalmışsa vay hâ­limize!...

MAADTARAIRNBAN

Sayfa 1 den kalandiği intibayı anlatmıştır. Bil­hassa Almanyadaki işçilerin nezaret edilmeden vazife gör­mekte olduklarından sitayişle bahseden Reisicumhur Mua­vini, “ işçi, cemiyette en mü­him rolü oynayan, bir m ille­tin kalkınmasında omuzların­da en ağır yükü alan önemli bir kitledir" diyen bir Alman firması müdürünün sözlerini iktibas etmiştir.VAR IND AN EMİN DEĞİLİZ

“Türk işçisi ve Türk köylü­sü her bakımdan vazifesini ye rine getirmiştir” diyerek sözle rine devam eden Dr Küçük, bilhassa geçmiş devirde müs­temleke hükümetinin yaptığı baskının tahammül edilmez olduğunu hatırlatmış ve o za­man herkesin kendi batına ha reket etmekte olduğunu söyle miştir- Dr. Küçük, ezcümle şunları söyledi:

“Daima ihtiyatlı hareket et­mek ve bugün bizim her dava mızla alâkadar olan Büyükel­çilik erkânı ile görüşmelerde bulunmadan işçi arkadaşlarım dan ricam, birkaç kişiye uyup hemen bir müesseseyi baltala­maya, hemen bir müesseseyi imhaya gitmesin, önümüz teh likelerle doludur. Yarınımız­dan kimse emin değildir. Y a ­rınımızı emniyette bulundur­mak ancak artık bizirr elimi­ze kalmıştır. Yarın doğacak tehlikeleri boğabilmek, yalınız bir sınıfın, birkaç kişir.ın ya­pacağı iş değildir. Ancak yüz yirmi bin Türk’ün el ele vere­rek tehlikeleri önlemesini bile cek tarzda hareket etmesiyle mümkündür. Ölüm, belki ya­rın için mukadderdir Bunu da şimdiden göze almak lâzım­dır. Diğerlerinin giriştiği bir­çok entrikalar vardır. Olacak­tır. Fakat bunlar karşısında, yalınız bizim sövliyeceğimiz ve bileceğimiz, ölüm, insanlar içindir. Ölmesini biimiyenler, yaşamasını bilemezler. '

Sözlerine son verirken, her­kesin ödevinin tonlumun kal­kınması olduğunu hatırlatmış olan Reisicumhur Muavini, Ge nel Kurula başarılar dilemiş­tir.

TÜ RK İYE ’DE tŞÇl FA A LİYE T İ

Daha sonra Türkiye İşçi Sen

dikaları Konfederasyonu ikin­ci başkanı Burhanittin Asutay söz alarak Genel Kurulu se­

lâmlamış ve uzun bir i onuij- ma yapmıştır.Bundan senra Faaliyet ve ma­li raporlar üzerindeki konuş­malardan sonra gündendn tü­zük tadilleri kısmına geçilmiş ve bir tüzük tadili ttifakla^rarlaştırılmıştır.

Gündemin Genel Sekreter seçimi ile ilgili kısmında Ne­cati aTşkın teklif edilmiş ve ittifakla seçilmiştir. İdare Ku­rulu Genel Kurul tarafından tasvip olunmuş ve böylece Ge nel Kurul çalışmalarnı saat 16.00 da bitirmiştir-

Genel Kurul, aynca Türk iş­çisinin Anavatana olan bağlılı gını ve 27 Mayısa karşı güve­nini bildiren bir telgrat çekil­mesini ittifakle kararlaştırma tır. Federasyon SeırreteM Taş­kın TC. Kıbrıs Büyükelçisine dün alınan karar gereğince bir telgraf çekmiştir. _______

BİZDE ve BATIDA SAN’AT 6-

Sayfa 5 ten kalanUzan, uzan iştahla hayatın

meyvelerine

Yürekle, inançla sevg:; ie I-

nan 1 anrıya

“ BÜYÜK AD AM ” yaşantıları^

yol gösterT bize

Renk verebiliriz Nimet iie ha

yata

Ve bırakabiliriz yıkık yaşantı

lan ardımızda

Ayak izleri kum yığınlarında

zaman

Bambaşka ûmutlarda şu ayak

izleri

Iiir donanma gibi dolaşmakta

bayat

Batmış, Mahvolmuş her 8em

karda?

Bak! Nasıl yeniden hayat al­makta

Bırakın peşimizi, çalınalım

yükselelin1

Sağlam bir inançla kuşkusu* Parlak zaferler bilimdir diye

lim

Çalışmayı öğren, beklemeyi

öğren duıakta

SON

27 Mayu Hürriy* yasa Bayramı münaı dün sabah Kıbns Türk leri Alayında yapıla pek pırlak olmuş ve kişi tarafından takibed İstiklâl Marşından som ft Alay Komutanı 4Jh det Ünığ’un günlil * em «ustur. Emirde, Türk «dünyadaki yeri anlı Elliyetçllik ve Milli Mi * ile Atatürk Divn/

Türk Silâhlı Kuvı ain her türlü müdahalec » « bulunduğu ifade t j » * * » "Hürriyet se

tazimle ıfcljnz*«ipir.

ûarin okunmasından Necdet

** ^e r” ve "Nasır ;

!£ ? «■ »'- * *ol cevabm, ,

Km

** - e r

a s :Kuvvetler

. - ^ , 27 *,yu, 23 Nic 7 *% ıs ın

S i » - »i

Isk • Ya

C : > * ı l n

: ŞL S i f i t i t i tS B S Ö S tS flS fi

Seni Yalnız SeniBir aydanberi büyük bir ilgiyle takibbettlglnU Pa- .

klze B AŞARAN ’ın “ SENİ, Y A L N IZ SENİ” adb rom»- | nının son faslkülünü dün okurlarımıza takdim ctml? bulunuyoruz. . .*.ı

Romanın kapakları birkaç güne kadar hazırlanma ; olacaktır. Kapakların kırılıp, parçalanmaması düşün- cesiyle, tevzi edilmemesine karar vermiş bulunuyoruz. t

SENİ, Y A L N IZ SENİ romanının faslktllieriııl şak-1 lamış olan okurlarımız, bunları ciltletmek için, ya d °»j rudan doğruya İdarehanemize, yahut da kazalaıdaK bayllerimize teslim edebilirler. Romanlar teslim alın­dıktan engeç bir haftaya kadar ciltlenip, sahiplerinin adreslerine gönderilecektir.

İK İN C İ RO M ANIM IZ nP _I Memleketimizin yetiştirdiği ozanlardan FİKRET u a f. M İRAG ’ın “ DEVRİM” için hazırladığı “ Y k

Jt. AĞ AÇ LAR I” romanı 28 Mayıs’tan itibaren okurlarımı im• - za faslkül halinde sunulacaktır-

% l,y* «J ? 1 «I-