manevİ terbİye yolunda (seyr-İ sÜlÜk) zİkrİn … › download ›...

22
MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ Allah'tan bir ruh taşıyan 1 , yaratılmışların en mükemmeli olan 2 ve ilahi emanetleri yüklenen 3 insanın görevlerinden biri de Allah'ı zikirdir. Yüce Allah (c.c.), Kur'an'da zikir üzerinde çok durmuş ve kendisinin çok zikredilmesini istemiştir. Zikr: Lügatte anmak, yad etmek, hatıra getirmek, beyan ve ifade etmek, hafızada olanları hatırlamak gibi manalara gelir, Istılahta Cenab-ı Hakkın yüce ismini büyüklüğünü ve uluhiyetini anmak 4 ve hatırlamak, O’nu unutmamak ve gaflet halinde olmamak, 5 riyazetin en önemli esası, kulun Rabbine yaklaşmasını sağlayan en büyük ibadettir. 6 Sofiyye ıstılahında zikr; Allah'ı belirli cümleler veya kelimelerle anmaktır. 7 Ebu Said-i Ebü'l-Hayr hazretleri buyurdu ki:"Zikir, Allah’u Teala’yı anıp, hatırlamak, O'ndan başkasını unutmaktır." 8 Zikir, Arapça unutmanın zıddı olan hatırlamayı ifade eden bir kelimedir. Zikrin hakikati zikredilen(Allah)dan başkasını unutmaktır. “Zikr” kelimesi ve türevleri Kur’an-ı Kerim’de 291 yerde geçer. 9 Sadece “zikr” kelimesi ise, 76 yerde zikredilir. Sadece emir halinde 37 yerde geçer. Bazı alimlere göre “insan” kelimesi “nisyan” yani unutmak kelimesinden türemiştir. Ruhlar Allah Teala’nın, “Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?” sorusuna, “Evet” diyerek cevap vermişlerse de, dünyaya gelip bir bedene girdikten sonra çoğu bu sözlerini unutur ve putları ya da mal-mülk sevgisini ilah edinirler. Bu nisyanın yani Allah’ı ve Allah’a verilen sözü unutma hastalığının tedavisi ise hatırlamaktır, zikirdir. Bütün ahlak dışı davranışlar ve günahlar “Allah’ı unutmak”tan kaynaklanır. Bunun çaresi de Allah’ı ve ahireti hatırlamak, yani zikirdir. Zikir sayesinde, Allah’ın kendisiyle birlikte olduğunun ve sürekli kendisini gördüğünün bilincine eren kişide erdemli ve ahlaklı davranışların artması kuvvetle muhtemeldir. 10 Zikir, insanın bilgi olarak elde ettiği şeyleri muhafaza altında tutmasına ve gerektiğinde hatırlamasına imkân sağlayan bir bellek 1- Sad suresi ayet-72 2 - Tin suresi ayet-4 3 - Ahzab suresi ayet-72 4 -Ömer Nasuhi Bilmen,Tefsir,I,145(Bilmen Basım ve Yayın Evi) 5 -Doç. Dr. İsmail Karagöz,Dini Kavramlar Sözlüğü,715(Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları-2005) 6 -Abdurrezzak Keşani,Tasavvuf Sözlüğü,248(İz yayıncılık-2004) 7 -Seyyid Şerif Cürcani,Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü,109(Bahar Yayınları-1993) 8 -Heyet,Evliyalar Ansiklopedisi,V,250(Türkiye Gazetesi) 9 -Prof Dr. Ethem Cebecioğlu,Tasavvufi Terimler ve Deyimleri Sözlüğü,728-729(Anka yayınları-2005) 10 -Doç. Dr. Necdet Tosun,Zikir ve Tefekkür,12 (Hacegan Yayınları-2010) 1

Upload: others

Post on 07-Jun-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİAllah'tan bir ruh taşıyan1, yaratılmışların en mükemmeli olan2 ve ilahi

emanetleri yüklenen3 insanın görevlerinden biri de Allah'ı zikirdir. Yüce Allah (c.c.), Kur'an'da zikir üzerinde çok durmuş ve kendisinin çok zikredilmesini istemiştir.

Zikr: Lügatte anmak, yad etmek, hatıra getirmek, beyan ve ifade etmek, hafızada olanları hatırlamak gibi manalara gelir, Istılahta Cenab-ı Hakkın yüce ismini büyüklüğünü ve uluhiyetini anmak4 ve hatırlamak, O’nu unutmamak ve gaflet halinde olmamak,5 riyazetin en önemli esası, kulun Rabbine yaklaşmasını sağlayan en büyük ibadettir. 6

Sofiyye ıstılahında zikr; Allah'ı belirli cümleler veya kelimelerle anmaktır.7

Ebu Said-i Ebü'l-Hayr hazretleri buyurdu ki:"Zikir, Allah’u Teala’yı anıp, hatırlamak, O'ndan başkasını unutmaktır." 8

Zikir, Arapça unutmanın zıddı olan hatırlamayı ifade eden bir kelimedir. Zikrin hakikati zikredilen(Allah)dan başkasını unutmaktır. “Zikr” kelimesi ve türevleri Kur’an-ı Kerim’de 291 yerde geçer. 9 Sadece “zikr” kelimesi ise, 76 yerde zikredilir. Sadece emir halinde 37 yerde geçer.

Bazı alimlere göre “insan” kelimesi “nisyan” yani unutmak kelimesinden türemiştir. Ruhlar Allah Teala’nın, “Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?” sorusuna, “Evet” diyerek cevap vermişlerse de, dünyaya gelip bir bedene girdikten sonra çoğu bu sözlerini unutur ve putları ya da mal-mülk sevgisini ilah edinirler. Bu nisyanın yani Allah’ı ve Allah’a verilen sözü unutma hastalığının tedavisi ise hatırlamaktır, zikirdir.

Bütün ahlak dışı davranışlar ve günahlar “Allah’ı unutmak”tan kaynaklanır. Bunun çaresi de Allah’ı ve ahireti hatırlamak, yani zikirdir. Zikir sayesinde, Allah’ın kendisiyle birlikte olduğunun ve sürekli kendisini gördüğünün bilincine eren kişide erdemli ve ahlaklı davranışların artması kuvvetle muhtemeldir.10

Zikir, insanın bilgi olarak elde ettiği şeyleri muhafaza altında tutmasına ve gerektiğinde hatırlamasına imkân sağlayan bir bellek anlamında potansiyel bir gücü ifade ettiği gibi, bir şeyin kalben veya sözlü (dil ile) hatırlanması şeklinde aynı gücün harekete geçirilmesine de denir. Kalp veya dil ile zikir, unutulmuş bir şeyin yeniden hatırlanması, ya da hafızadakinin unutulmamak üzere sürekli canlı tutulması şeklinde olabilir. 11

Zikr kelimesi, Kur’an’da 30'un üzerinde farklı anlamlarda kullanıldığını 12söyleyenler gibi, bazı araştırmacılarda ise bu anlam 37 olarak zikredilmiştir. 13

Kur'an yorumcuları ise zikir kavramını, sözlük anlamının dışında farklı anlamda kullanıldıklarını ifade etmişlerdir.

1-Sad suresi ayet-722 -Tin suresi ayet-43 -Ahzab suresi ayet-72 4-Ömer Nasuhi Bilmen,Tefsir,I,145(Bilmen Basım ve Yayın Evi)5-Doç. Dr. İsmail Karagöz,Dini Kavramlar Sözlüğü,715(Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları-2005)6-Abdurrezzak Keşani,Tasavvuf Sözlüğü,248(İz yayıncılık-2004)7 -Seyyid Şerif Cürcani,Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü,109(Bahar Yayınları-1993)8-Heyet,Evliyalar Ansiklopedisi,V,250(Türkiye Gazetesi)9-Prof Dr. Ethem Cebecioğlu,Tasavvufi Terimler ve Deyimleri Sözlüğü,728-729(Anka yayınları-2005)10-Doç. Dr. Necdet Tosun,Zikir ve Tefekkür,12 (Hacegan Yayınları-2010)11 -Rağıb el-Isfahani,el-Müfredat,32812-Mahmut Çanga,Kur’an-ı Kerim Lügati,193-195 (Timaş Yayınları)13-Ramazan Yılmaz,Kur'ani Kavramlar,145

1

Page 2: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

Bu kavramın Kur'an'daki anlamlarını şöyle sıralayabiliriz: Tevhid14, vahiy15, Kur'an16, Tevrat-İncil ve Diğer Kutsal Kitaplar17, dua etmek18, öğüt-nasihat19, şeref20, iman ve itaat-sevap ve nimet-mağfiret ve rahmet21, Allah'tan korkmak-Allah'ın sevap, azap ve mağfiretini hatırlamak-yaptığına pişman olmak 22, söz etmek-bahsetmek-anlatmak23, haber24, korumak(hıfz)25, beyan-açıklama26, beş vakit namaz27, cuma namazı28, ikindi namazı29, ayıplamak-eleştirmek30, Allah'ı övmek31 , düşünmek32, ikaz-uyarı-hatırlatma33, insanın unuttuğu bir görevini-bir işini-bir bilgiyi- bir anıyı-bir olayı hatırlaması34, nimet vereni bilmek-tanımak ve O'na şükretmek 35.

Görüldüğü üzere Kur'an'da zikir kavramı geniş bir mana yüküne sahiptir. Zikir kökünden gelip duyuru/tebliğ36, anlama37, hatırlama38, öğüt39, hatıra40, ibret41

ve ihtar42,öğüt-hatırlatma-ikaz43, ibret44 ve Kur'an45 anlamlarında "tezkire" kelimesi, öğüt veren Peygambere “müzekkir”46, öğüt alana da “müddekir”47

denilmiştir.İnsanın Allah'ı zikretmesi, Allah'ın kesin emridir. Kur'an'da Allah'ın

zikredilmesi ile ilgili birçok ayet vardır. Şu ayetleri örnek olarak zikredebiliriz:

14 -Enbiya suresi ayet-3615 -Kamer suresi ayet-25.16 -Hicr suresi ayet-6,9;Enbiya suresi ayet-5017 -En’am suresi ayet-43;Enbiya suresi ayet-7;Saffat suresi ayet-16818 -A’raf suresi ayet-205;Enfal suresi ayet-4519 -Tekvir suresi ayet-2720 -Enbiya suresi ayet-10;Zuhruf suresi ayet-4421 -Bakara suresi ayet-152;Ankebut suresi ayet-4522 -Al-i İmran suresi ayet-13523 -Yusuf suresi ayet-42;Benzer anlamlar için bkz:Meryem suresi ayet-16,41,54,56;Sad suresi ayet-

17,41,45, 48;Muhammed suresi ayet-2024 -Kehf suresi ayet-83;Benzeri anlamdaki ayetler için bkz:Bakara suresi ayet-239,;Nur suresi ayet-

3725 -Bakara suresi ayet-6326 -Sad suresi ayet-127 -Bakara suresi ayet-239;Münafikun suresi ayet-928 -Cuma suresi ayet-929 -Sad suresi ayet-3230 -Enbiya suresi ayet-3631 -Nisa suresi ayet-103;Şuara suresi ayet-226-22732 -A’raf suresi ayet-86;Benzeri anlam için;Bakara suresi ayet-231;Al-i İmran suresi ayet-103;Maide

suresi ayet-7;Hud suresi ayet-20,110;A’raf suresi ayet-69,74,86;Enfal suresi ayet-26;Ahzab suresi ayet-9; Fatır suresi ayet-3,9

33 -Taha suresi ayet-113;Enbiya suresi ayet-234 -Kehf suresi ayet-6335 -Maide suresi ayet-11;Doç. Dr. İ.Karagöz,Kur'an'da Zikir Kayramı Ve Allah'ı Zikir,16-23(D.İ.B Yay-

2007)36 -Müddessir suresi ayet-31.37 -Fecr suresi ayet-23.38 -En’am suresi ayet-68;Sad suresi ayet-49.39 -En’am suresi ayet-90;Aynı anlama gelen ayetler için bkz:Hud suresi ayet-114,120;Yusuf suresi

ayet-104; Sad suresi ayet-87;Mü’min suresi ayet-54;Duhan suresi ayet-13;Muhammed suresi ayet-18;Kalem suresi ayet-52;Tekvir suresi ayet-27

40 -Sad suresi ayet-43.41 -Hud suresi ayet-114;Kaf suresi ayet-8;Zümer suresi ayet-2142 -Zuhruf suresi ayet-4543 -Taha suresi ayet-3;Hakka suresi ayet-48;Müzzemmil suresi ayet-19;Müddessir suresi ayet-

54;İnsan suresi ayet-29;Abese suresi ayet-1144 -Vakıa suresi ayet-7345 -Müddessir: 74/49.46 -Gasiye suresi ayet-2147 -Kamer suresi ayet-15,17

2

Page 3: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

"Rabb'inin ismini zikret..." 48 "Rabb'inin ismini çok zikret..." 49 "Allah'ı zikredin...." 50 "Allah'ı çok zikredin..." 51

"Allah'ı çok zikredin, ta ki kurtuluşa eresiniz." 52

Allah Teala, zatını zikir karşısında duyarlı olanları, kalpleri Allah'ın zikrine yumuşayanları ve Allah'ı çok zikredenleri övmüş, bu kimseleri; akıllı, mütevazı ve hakiki müminler olarak nitelendirmiş, aksi davrananları ise yermiştir.

Yüce Rabbimiz,"Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün, gidip

gelişinde akıllı kimseler için ibret verici deliller vardır." 53 diye akıllı kimselerden haber verip ardından bizlere onların şu vasfını bildirmektedir: "Onlar; ayakta, oturarak ve yanları üzerinde iken Allah'ı zikrederler." 54

Allah Teâla, hakiki mümini bize tanıtırken şöyle buyurmaktadır:"Müminler o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir,

kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğu zaman, ayetler onların imanlarını artırır. Onlar, Rab'lerine güvenirler, namazlarını kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için yoksullara, hayır kurumlarına) harcarlar. İşte hakiki müminler onlardır. Onlara Rab'lerinin katında dereceler, bağışlanma, iyi, temiz ve bol rızık vardır." 55

Bu ayetlerde hakiki müminlerin 5 özelliği sayılmış, beş özelliğin birincisi olarak, "Allah zikredilince kalpleri ürperme" zikredilmiştir.

Allah Teala, zikredilince kalpleri ürperenleri, mütevazi vasfı ile nitelemiştir:"(Ey Peygamberim!)... Mütevazi müminleri müjdele. Onlar ki Allah

anıldığı zaman kalpleri ürperir. Başlarına gelen musibetlere sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızktan (Allah yolunda) harcarlar." 56

Bu ayette müjdelenmesi istenen mütevazi müminlerin (muhbitin) beş özelliğinden birincisi olarak" Allah anılınca kalplerinin ürpermesi" zikredilmiştir.

"İman eden kimseler için Allah'ın zikrine ve inen Hakka karşı kalplerinin saygı duyma (huşu') zamanı gelmedi mi?" 57 Sorusunu yönelten yüce Allah;

"Rab'lerinden korkanların Ondan derilerinin ürperdiğini, derilerinin ve kalplerinin Allah'ın zikrine yumuşadığını" 58, kalplerin ancak Allah'ı zikir ile huzura ereceğini bildirmiştir: "Hakka yönelenler, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikri ile sükuna erenlerdir. Bilesiniz ki kalpler ancak Allah'ın zikri ile huzur bulur." 59

Allah anılınca, kalbi ürperen hakiki mümin, "Allah'ı çok zikredin" emrini de yerine getirir. Bu, onun imanının ve Allah'a saygısının gereğidir. 60

Hakiki müminlerin Allah'ı çok zikretmesine mukabil münafıkların, Allah'ı pek az zikrettikleri, kafirlerin, Allah'ın zikrinden yüz çevirdikleri bildirilmiştir: 48 -İnsan suresi ayet-2549 -Al-i İmran suresi ayet-4150 -Bakara suresi ayet-198,200,203,23951 -Maide suresi ayet-45;Ahzab suresi ayet-4152 -Enfal suresi ayet-45;Cuma suresi ayet-1053 -Al-i İmran suresi ayet-19054 -Al-i İmran suresi ayet-19155 -Enfal suresi ayet-2-456 -Hacc suresi ayet-34-3557 -Hadid suresi ayet-1658 -Zümer suresi ayet-2359 -Ra’d suresi ayet-2860 -Doç. Dr. İsmail Karagöz,Kur'an'da Zikir Kayramı Ve Allah'ı Zikir,27-29(İstenildiği şekilde

kısaltılarak)

3

Page 4: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

"Münafıklar, Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Allah ise onların aldatmalarını kendilerine çevirir. Namaza kalktıkları zaman üşene üşene kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı pek az zikrederler." 61

Ayette münafıkların beş özelliğinden biri olarak Allah'ı az zikretmeleri sayılmıştır.

Allah'ı zikri terk etmenin günah, isyan ve helaki mucip bir davranış olduğunu62 ortaya koymaktadır. Yüce Allah bu sebeple müminlere seslenerek mal ve çocuklarının kendilerini Allah'ı zikirden alıkoymamasını istemektedir:

"Ey müminler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır." 63

Kur'an'da Allah'ı zikir teşvik edildiği, Allah'ı zikredenler övüldüğü, zikretmeyenler yerildiği gibi Peygamberimizin hadislerinde de Allah'ı zikir teşvik edilmiş, Allah'ı zikredenler övülmüş, etmeyenler yerilmiştir.

Ebu Musa el-Eş'ari (r.a)’dan rivayetle Peygamber Efendimiz(s.a.v):"Rabb'ini zikreden ve zikretmeyen kimselerin durumu ölü ve diri kimse gibidir." 64

Ebu Musa(r.a)’dan rivayetle Peygamber Efendimiz(s.a.v) şöyle buyurmuştur:"İçinde Allah'ın zikredildiği ev ile zikredilmeyen ev ölü ve diri

kimselerin durumu gibidir." 65 Her zaman66Allah'ı çok zikreden67 Peygamberimiz (s.a.v.);"Kıyamet gününde

Allah katında derece bakımından en faziletli insanlar hangileridir?" Sorusuna, "Allah'ı çok zikreden erkek ve Allah'ı çok zikreden kadınlardır" cevabını vermiştir.68

Ebu Hureyre(r.a)’dan rivayetle Peygamber Efendimiz(s.a.v) şöyle buyurmuştur:

"Allah'ın meclislerini araştıran gezici bilgin melekleri vardır. Bu melekler, zikir yapılan bir meclis bulduklarında onlarla birlikte otururlar, birbirlerini zikir meclisine katılıp dinlemeyi teşvik ederler. Meleklerden zikir meclisine o kadar çok katılan olur ki dünya seması ile zikir meclisi arasını doldururlar. Zikir meclisi dağılınca semaya çıkarlar...." 69

ALLAH’I ZİKRETMENİN ÜÇ HALİZikretmek mademki bu kadar kıymetli bir ibadet, öyleyse nasıl olmalı da her

zaman zikir halinde olunmalı ve çok zikredenler zümresinden sayılmalı…Rağıb el-Isfehani zikrin; "kalp ile zikir” ve "dil ile zikir" olmak üzere iki kısma

ayrıldığını ve bu kavramın, unutulan bir şeyi hatırlamak ve bir şeyi unutmayıp zihinde tutmak; "dil ile zikrin"; bir şeyi ve bir varlığı anmak, sözünü etmek, hakkında konuşmak ve övmek; "kalp ile zikrin"; bir şeyi zihinde tutmak, hatırına getirmek ve düşünme anlamında olduğunu beyan etmiştir. 70

Bazılarına göre zikir her aza ile hatta beden ile de olmaktadır. Beden ile zikir, vücudun bütün organlarının Allah'ın emirlerini yerine getirmeleri ve yasaklarından sakınmaları ile olur. Bu da kişinin kendi vücudunun organlarını Allah'ın yolunda bulundurması ile mümkündür.71

Ama müfessirlerin çoğuna göre zikir üç çeşittir. Bunlar, dil, kalb ve beden ile yapılan zikirlerdir.61 -Nisa suresi ayet-14262 -Mücadele suresi ayet-1963 -Münafikun suresi ayet-964 -Buhari,Deavat,Bab:66.Hadis No:10065 -Müslim,Salatü'l-Müsafirin,Bab:29,Hadis No:211/77966 -Tirmizi,Deavat,Bab:9.Hadis No:No:3384;Müslim,Hayz,Bab:28,Hadis No:115/370 67 -Nesai,Cuma,Bab:31,Hadis No:139768 -Tirmizi,Deavat,Bab:5.Hadis No:3376.69 -Müslim,Zikir,Bab:7,Hadis No:25/268970 -Rağıb el-Isfahani,el-Müfredat,178 vd.71-el-İsfahani,el-Müfredat,259vd;Mehmet Zeki Pakalın,Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü,659

4

Page 5: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

İbn Acibe hazretleri bu üç çeşit zikrin sahipleri hakkında şunları söyler:1. Sadece dille zikretmek; bu, gafillerin zikridir. 2. Dil ve kalple yapılan zikir; bu, seyrü sülük sahiplerinin zikridir. 3. Sadece kalple yapılan zikir; bu, Hakk'a vasıl olanların zikridir. 72

Dil ile zikirDil ile zikir; Allah'ı güzel isimleriyle anmak, övmek, yüceltmek, noksan

sıfatlardan tenzih etmek, Onun varlığını, birliğini, eşi, ortağı ve benzeri olmadığını, gücünü, iradesini ve nimetlerini ifade eden cümleleri söylemek, dua etmek, Kur'an okumak, öğrenmek ve öğretmek... şeklinde yapılabilir. 73

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi asıl zikir; kalple yapılan zikirdir. Dil ile yapılan zikir kalple yapılan zikre delalet eder.74 Dil, kalbin tercümanıdır.

Dil ile zikredilmesini ifade eden ayet ve hadisler vardır. "Allah'ı çok zikredin" 75 emri dil ile zikri öngördüğü gibi "Rabb'inin ismini zikret"76emri de dil ile zikri ifade eder.

Müminin kalbi, dilin zikrine karşı duyarlıdır. "Allah zikredilince kalbin ürpermesi"77 bu gerçeğin göstergesidir.

Şu hadislerde de dil ile zikirden bahsedilmiştir:"Zikrin en efdali (faziletlisi) la ilahe illallah (diye yapılan zikir) olduğunu"

78bildiren Peygamberimiz (s.a.v)’e; "Ey Allah'ın Resulü', İslam'ın alametleri bana çok geldi, (hepsini

yapamıyorum), bana bir görev bildir ki ona yapışayım" deyen birisine, "Dilini devamlı Allah'ın zikri ile meşgul et" buyurmuştur.79

Muaz b. Cebel’in (r.a),"Amellerin hangisi Allah'a daha sevimlidir?" sorusuna, "Ölünceye kadar dil ile sürekli Allah'ı zikretmektir" cevabını vermiştir.80

Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: Peygamberimiz (s.a.v.); "Cennet bahçelerine uğradığınız zaman, nimetlerinden bolca

yararlanın" buyurdu. Ben, "Ey Allah'ın Peygamberi! Cennet bahçelerinden maksat nedir?” Diye sordum,

"Camilerdir" buyurdu. "Camilerin nimeti nedir? Ey Allah'ın Peygamberi" dedim.

"Sübhanellahi ve'l-hamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber (Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim, her türlü övgü Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur ve Allah en büyüktür) cümlelerini söylemektir" buyurdu.81

Bu hadisler zikrin önemini hem de dille zikrin nasıl yapılacağını bildirmektedir. Tehlil (la ilahe illallah), tekbir (Allahüekber), tesbih (sübhanellah), hamdele (elhamdülillah), hasbele (hasbiyallah), havkale (la havle ve la kuvvete illa billah) ve Resulullah'a (s.a.v) salavat bunların en başında gelir. Bütün zikirler ism-i has olan "Allah" zikrinde toplanır. Bu zikrin sonucu, zatta fani olmaktır; asıl gaye ve nihai hedef odur. 82

Peygamberimiz (s.a.v), insanın sahip olduğu en değerli varlıkların başında

72-İbn Acibe el-Hasani,Bahrü’l-Medid,I,479(Semerkand Yayınları)73 -Elmalılı Hamdi Yazır,Hak Dini Kur’an Dili,I,445(Azim Yayın Dağıtım)74 -İmam Kurtubi,el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an,II398(Buruç Yayınları)75 -Enfal suresi ayet-45;Ahzab suresi ayet-41;Cuma suresi ayet-1076 -Bakara suresi ayet-114;Enbiya suresi ayet-42;Müzzemmil suresi ayet-8;İnsan suresi ayet-

25;A’la suresi ayet-1577 -Enfal suresi ayet-2;Hacc suresi ayet-35;Zümer suresi ayet-4578 -Tirmizi,Deavat,Bab:9,Hadis No:3383;İbn Mace,Edeb,Bab:55,Hadis No:380079 -Tirmizi,Deavat,Bab:4,Hadis No:3375;İbn Mace,Edeb,Bab:53,Hadis No:3793 80 -Münziri,II,294.Süyuti,1,36281 -Tirmizi,Deavat,Bab:83,Hadis No:350982-İbn Acibe el-Hasani,Bahrü’l-Medid,I,479

5

Page 6: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

"şükreden bir kalbe ve zikreden bir dile sahip olmasını" zikretmiştir.83

Bir müminin; tesbih, tehlil, tahmid ve tekbir cümlelerini söyleyerek zikredebileceği gibi hayırlı işlerine euzü besmele ile başlayarak, gelecekte yapacağı her işi için inşaallah diyerek, dua ederek, Kur'an okuyarak, tevbe istiğfar ile de zikredebilir.84

Muaz b. Cebel (r.a) Peygamber Efendimiz’e (s.a.v), "İmanın en faziletlisinin ne olduğunu" sorması üzerine Peygamberimiz (s.a.v); "Allah için sevmen, Allah için kızman ve dilinle Allah'ı çok zikretmendir…" 85 cevabını vermiştir.

Bu sözü ile Allah'ı zikretmeyi imanın gereği yapılması icabeden görevler cümlesinden sayan Peygamberimiz (s.a.v), Allah'ın (özel) gölgesinin dışında hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde yedi sınıf insanı Allah'ın (özel) gölgesinde gölgelendireceği, bunlardan bir sınıfın da, kimsenin bulunmadığı tenha yerlerde Allah'ı zikredip gözyaşı dökenler olduğunu bildirmiştir. 86

Yüce Allah'ın, "Beni zikrettiği ve beni anmak için dudaklarını hareket ettirdiği zaman ben kulumla beraberim" 87buyurduğunu haber veren Peygamberimiz (s.a.v) Allah'ı zikretmeyen toplumun ziyan içinde olduğunu 88

bildirmiş ve müminleri Allah'ı zikretmeye teşvik etmiştir.Ebu Said'den (r.a) rivayetle Peygamberimiz (s.a.v), yüce Allah'ın şöyle

buyurduğunu bildirmiştir:"Kur'an(ı okumak, öğrenmek) ve beni zikretmek, benden bir şey istemekten alıkoyarsa, bu kimseye dua edip isteyenlere verdiğimden daha fazlasını veririm."89

Bedenle zikir;Bedenin her bir uzvunu emrolunduğu görevleriyle meşgul etmek ve

yasaklandığı şeylerden alıkoymaktır.90 Mesela gözün görevi; gerçekleri, Allah'ın varlığına delalet eden kevni ve kitabi ayetleri görmesi, kötü ve günah olan şeylere bakmaması, kulağın görevi; gerçekleri, Allah (c.c) ve Peygamberin (s.a.v) sözlerini dinlemesi, yasak ve haram olan sözleri dinlememesi, el ve ayakların görevi; bu uzuvların ibadet ve itaatte kullanılması, isyan ve yasak olan şeylerden ve yerlerden uzak tutulması, dilin görevi; doğru ve hayırlı sözler söylemesi, yalan, gıybet, iftira ve benzeri haram ve kötü olan şeylerde kullanmaması, aklın görevi; gerçekleri idrak etmesidir.

Ümmü'd-Derda (r.a), "Eğer namaz kılarsan bu, Allah'ı (c.c) zikirdir. Eğer oruç tutarsan bu da Allah'ı (c.c) zikirdir. İşlediğin her hayırlı amel Allah'ı (c.c) zikirdir. Her türlü şerden/kötülükten kaçınmak da Allah'ı (c.c) zikirdir..." demiştir.91

Said b. Cübeyr der ki: “Zikir, Allah'a (c.c) itaat etmektir. Allah'a (c.c) itaat etmeyen kimse isterse pek çok tesbih çeksin, tehlil çeksin, Kur'an okusun Allah'ı zikretmiş olmaz.”92

Hz. Peygamber (s.a.v) bu konuda buyurmuştur ki:"Kim Allah’a itaat ederse o kimse, gerçekten Allah'ı zikretmiş olur; isterse bu kimsenin namazı, orucu ve Kur'an okuması az olsun. Kim de Allah'a isyan ederse (harama dalarsa) gerçekten o kimse Allah'ı (c.c) unutmuştur; isterse onun

83 -Tirmizi,Tefsir,Bab:10,Hadis No:309484 -Doç. Dr. İsmail Karagöz,Kur'an'da Zikir Kayramı Ve Allah'ı Zikir,54-5785 -Ahmed,IV,286,V,247.Süyuti,II,36686 -Buhari,Salat,187,Ezan,Bab:36,Hadis No:53,Zekat,Bab:17,Hadis No:27,Rikak,Bab:24,Hadis

No:24;Zekat Bab:17,Hadis No:27;Müslim,Zekat,Bab:30,Hadis No:91/1031;Tirmizi,Zühd,Bab:53,Hadis No:2391;Nesai, Kudat,Bab:2,Hadis No:5285;Nevevi,Riyazü’s-Salihin,Hadis No:377-450-660

87 -Buhari,Tevhid,Bab:43İbn Mace,Edeb,Bab:53.Hadis No:379288 -Tirmizi,Deavat,Bab:9.Hadis No:338089 -Tirmizi,Fedailu’l-Kur'an,Bab:25.Hadis No:2926;Darimi,Fedail-ül Kur’an,Bab:6,Hadis No:335990 -Elmalılı Hamdi Yazır,Hak Dini Kur’an Dili,I,44591 -Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi,Taberi Tefsiri,VI,(Hisar Yayınevi)92-İmam Kurtubi,el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an,II,398

6

Page 7: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

namazı, orucu ve Kur'an okuması çok olsun."93

Şeyh Ahmed el-Haznevi hazretleri şöyle buyurmuştur: ”Vakitlerin devamlı olarak ilahi zikirde sarf edilmesi vacibtir. Parlak İslam şeriatına uygun olan her şey alış-veriş de olsa kişiden çıkan bütün ameller zikir sayılır. Öyle ise bütün yapılan işlerin zikir olması için bütün davranışlarda dinin kurallarına uyulması gerekir. Çünkü şüphesiz zikir gafleti kovmaktan ibarettir. Bütün fiillerde Allah’ın emir ve yasaklarına uyulduğunda gafletin etkisinden kurtuluş mümkün olup Allah’u Teala’ya devamlı zikrin sevabı gerçekleşir.94

Bir mümin zikir kategorisine giren günlük farz ibadetlerini yerine getirmekle beraber, dil veya kalp ile zikri de ihmal etmemelidir. Kişi gece, gündüz, evde, işyerinde, yolda, otururken, yatarken, vasıtada iken, çalışırken, her hal ve şartta her mekân ve zamanda Allah’ın (c.c) zikredebilir. Hz. Aişe validemiz Peygamberimizin (s.a.v), her zaman Allah'ı zikrettiğini bildirmiştir.95

Sabahleyin yatağından euzü-besmele ile kalkan, abdest alıp sabah namazını kılan, namaz akabinde tesbihat ve dualarını yapan, kahvaltısına besmele ile başlayıp, yemek bitiminde “elhamdülillah” diyen, besmele ile giyinip evinden besmele ile çıkan, aracına besmele ile binen, dükkanını besmele ile açan, işine besmele ile başlayan, günde beş vakit namazını kılan, söz, fiil ve davranışlarında dürüst olan, akit ve sözleşmelerine uyan, haram ve günahlardan sakınan, iyilik ve güzelliklerin yaygınlaşmasına, kötülüklerin önlenmesine çalışan, geleceğe yönelik yapacağı bir plan ve vereceği sözlerle ilgili olarak “inşaallah" diyen, yaptığı iş ve davranışlarda ve söylediği sözlerde Allah'ın rızasını gözeten, işlediği günah ve kusurlara karşı hemen Allah'tan af ve mağfiret dileyen, her iş ve görevinde, ibadet ve itaatinde Allah'tan yardım isteyen, dua ve niyazda bulunan, haram olan şeyleri yemek ve içmekten sakınan, müminlerle karşılaşınca onlarla selamlaşan, onlara hayır dua eden, iyilik temennisinde bulunan, okunan ezanı dinleyen, ezbere veya yüzüne Kur'an okuyan, akşam evine dönünce ev halkına selam veren, besmele ve dua ederek yatan ve hayatını bu minval üzere devam ettiren kimse “Allah'ı çok zikredin” görevini yerine getirmiş olur.96

Evet, bu sayılan ibadet ve ameller bir çeşit zikirdir, fakat kalbe ilaç olacak, nefsi uslandıracak zikir, hepsinden ayrı bir ameldir. Allah dostları, kalbin ilacı olan zikri günlük “vird” haline getirmişlerdir. Bu sayede zikir, onların tüm benliklerini sarmış, bütün vakitlerine yayılmış ve hayatlarının ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Böyle bir zikir sayesinde kalp, sanki yüce Allah'ı görür gibi ibadet etmeye başlar. O'nu göremese de O'nun sürekli kendisini gördüğünü bilir. Buna, daimi, kalbi, zati, sultani zikir denir. Hadislerde anlatılan "ihsan" makamı budur.97

Kalb ile zikir;Kalbin maddi/cismani ve mecazi olmak üzere iki anlamı vardır.

Maddi/cismani anlamda kalp; iki akciğeri birbirinden ayıran, göğüs kafesi boşluğunda yer alan ve kan dolaşımını sağlayan organdır. Mecazi anlamda kalp ise; inanç, duygu ve düşüncenin; sevgi, şefkat ve merhametin; düşünme, anlama ve kavramanın; korkma, sevinme ve üzülmenin; niyet, irade ve azmin... kaynağıdır. Kur'an'da kalp kelimesi maddi anlamda kullanılmakla birlikte98 daha çok mecazi anlamda kullanılmıştır.

93-Darimi,Sünen,2/17;Taberani,el-Kebir,22/154(nr:413);Süyuti,es-Sagir,nr.8463.94-Ahmed el Haznevi,Mektubat,13-14(Sey-Tac Yayınları-2003)95-Tirmizi,Dua,Bab:9,Hadis No:338496 -Doç. Dr. İsmail Karagöz,Kur'an'da Zikir Kayramı Ve Allah'ı Zikir,(D.İ.B Yayınları)131-13497-S. Muhammed Saki Erol,Aile Saadeti,226(Semerkand Yayınları-1975)98 -Ahzab suresi ayet-4

7

Page 8: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

Kur'an'da; Allah'a yönelen,99 hidayete eren,100 Müslüman,101 muttaki,102

iman103 ve zikir104ile mutmain olan,105saygılı,106Allah'tan korkan107 ve gerçekleri anlayan108 kalp denir.

Buna mukabil,Gafil,109 günahkar,110 hastalıklı,111 kör,112 katı,113 kilitli,114 perdeli,115 mühürlü,116

paslı-kirli,117 dağınık,118 kayan,119 kin tutan,120 eğlenceye dalan121 ve gerçekleri anlamayan122 kalp.... vb iyi ve kötü vasıflarla nitelenen kalpten de söz edilmiştir.123

Gavs-ı Bilvanisi hazretleri işte bu mecazi kalp hakkında şöyle buyurmuştur: “Kalb-i insani dediğimiz yürek, et parçası değildir. Hadis-i şerifte et parçası

denmesi mecazidir. Hakikatte kalb et parçasından başka bir şeydir. Kalbe yürek demek ilmi bir hatadır. Çünkü o et parçası hayvanlarda da vardır. Kalb dediğimiz ise, ruhani yüreğe bağlı gerçeklerin toplandığı yerdir. Et parçası onun aynasıdır. Yani yürek, ruhun ve kalbin aynasıdır. Belirme derecesine göre, aksi itibariyle yürek ayna, kalb ise ondan başkasıdır. Bütün güzel ahlakı, kemalatı toplayıcı bir kaynaktır.

Aslında insan tedbir edici ruhun aynası kalb ve kalbin aynası o yürektir. Bundan dolayı bazı meşayıh kalb yürekte buhar şeklinde belirir demişler. Bazıları ise cism-i latiftir demişler. Her nasıl olursa olsun bahsettiğimiz kalb, Allah Teala'nın tecelli yeridir. Taşıyıcısı hayvanı ruhtur, aleti akl-ı selim'dir. İnsanın vücudunda bulunan sol memenin altındaki yürek, o kalbin yuvasıdır. Kuş ayrıdır, kuşun yuvası ayrıdır. Nasıl bir nehir önüne sed çekilse o sed dağılıp gideen nehri önler. İşte nefis kalbin önünde bir doğal seddir. Böylece kalbi yetenek ve kuvvetten düşürür. O da dünya lezzetlerine dalarak pek çok parçalara bölünür. Dolayısıyla yüzünü dünyaya çevirir, o zaman Alemi emirdeki yüzü de maddi aleme çevrilir. Nihayet darmadağan olur. İnsanın ilk vazifesi, kalbinin bu halini tedavi etmektir. Kalbi esas gayesinden ne ayırmışsa onları kalpten çıkarınca, kalb huzur bulur. Biz kalbimizden nefsani, şehvani ve her türlü vesveseyi temizlersek,

99 -Kaf suresi ayet-33100 -Teğabun suresi ayet-11101 -Şuara suresi ayet-89102 -Hacc suresi ayet-32103 -Nahl suresi ayet-106104 -Ra’d suresi ayet-28105 -Nahl suresi ayet-106106 -Hacc suresi ayet-54107 -Mü’minun suresi ayet-60108-Bakara suresi ayet-46109 -Kehf suresi ayet-28110 -Bakara suresi ayet-283111 -Ahzab suresi ayet-32112 -Hacc suresi ayet-46.113 -Bakara suresi ayet-74114 -Muhammed suresi ayet-24115 -Nisa suresi ayet-155116 -Yunus suresi ayet-74117 -Mutaffifin suresi ayet-14118 -Haşr suresi ayet-14119-Tevbe suresi ayet-117120 -Haşr suresi ayet-10121 -Bakara suresi ayet-13122 -A’raf suresi ayet-179123 -Bu anlamda kalbin tanımı için bkz:Şerif Cürcani,Kitabu't-Ta'rifat,119

8

Page 9: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

kalb sağlam bir kabiliyet bulur. Böylece yararı çoğalır, bunu dikkate alarak, kalbi tasfiye etmek vacibtir, denilir. Kalbin parlak yüzü günahlardan temizlendiği an, hakikatlar ona yansır.

Nitekim bazı Nakşibendiler şöyle derler: “Günah ve isyandan kalbin yüzü kararırsa, onun perişanlığından varlığı ve yokluğu aynı seviyede olur. Kalbi parçalara bölmemek vacibtir. Şairlerin şiirlerine konu ettikleri ayrılık hasreti, kalbin dağılmasından ibarettir.”

Bu hususta Şah-ı Hazne (k.s) bize şöyle sohbet etti:“Sol memenin altında olan maddi yürek içinde ruhani ve latif bir cisim olan kalbi insani vardır. Yürek ona yuva gibidir. Yüreğin dışında kafes gibi buhar şeklinde nefs vardır. Kalbde yetmiş küsur şube vardır. Nefis her bir başıyla bir şubeyi işgal etmektedir. Kalb kuvvet bulursa zikrin sıcaklığından nefs başlarını geriye çeker. Kalbte şayet zikir yok ise nefs hücum eder. Nitekim nefsin bir ismi de Hannas'tır. Nas süresindeki "Hannas" kelimesini inceleyin, "Hannas" insanın içini değil, nas içini işgal eden bir latifedir.” 124

Gavs-ı Sani Hazretleri buyurmuştur ki:“Kalb iki kısımdır; Kalbi hayvani ve Kalbi insani. Kalbi hayvani bir et parçasıdır. Bu hayvanlarda da bulunur. Kalb-i insani ise, o et parçasının içinde bir nurdur. Günahlardan dolayı o nur, Arş-ı A’la’da dokuz bin yıllık mesafedeki bir ağaca yapışır. Ancak kalb zikrullahla temizlendikten sonra yerine döner.”

İşte bu zikir Necmüddin Kübra hazretleri şöyle buyurmuştur:“Zikir ateşi, “her şeyi yakıp yok eden” 125 bir ateştir. Girdiği evde (kalbde)

şöyle der: “Ben varım artık benimle başka hiçbir şey olmayacak”. Bu ise “La ilahe illallah” (Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur) anlamındadır. Evde odun varsa onu yakar, odun ateş olur. Şayet ev karanlık ise zikir nur olur, karanlığı yok eder, evi nura boğar. Evde nur olunca ona zıt ve rakip olamaz, aksine zikir, zakir (zikreden kişi), meşkur (zikredilen, Allah) dost olurlar ”Nur üstüne nur” 126olur o zaman.” 127

İşte o zaman“Zikir ateştir, törpüdür ve çekiçtir.” 128 Yani kalbdeki tüm masivayı yakar, yanlış ve şeytani düşünceleri törpüler, çekiç gibi hatalı işleri işler ve form verir.

KUL RABBİNİ ZİKRETERSE RABBİDE KULU ZİKREDERAllah Teala Kur’an-ı Kerim’de bütün yaratılmışların kendine göre bir zikri

olduğunu ve insanlar anlamasa bile her varlığın Allah’ı teşbih ettiğini ifade buyurmuştur. Bu konudaki ayet-i kerimelerden bazıları şunlardır:

"Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar, O’nu tesbih ederler. O’nu övgü ile teşbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların teşbihlerini anlamazsınız. O, halimdir, çok bağışlayandır” 129

"Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allah’ın şanının yüceliğini anmaktadır. Mülk O’nundur, hamd O'nundur. O, her şeye kadirdir” 130

Hz. Mevlana Mesnevisinde buyurur:“Kuşların sultanı leylektir. Onun ‘lek, lek’leri nedir, bilir misin? O: Hamdü lek,

şükrü lek, mülkü lek, ya Müstean! (Yani hamd sana, şükür sana, mülk senin ey Kendisinden yardım beklenen Rabbim!) demektir.”

Muhyiddin İbnü’l-Arabi de [k.s]bu hususta şöyle buyurur:

124-Dr. A. Selahaddin Kınacı,Gavs-ı Bilvanisi hayatı,53-54-55(Sey-Tac Yayınları-1975)125-Müddessir suresi ayet-28126-Nur suresi ayet-35127-Necmüddin Kübra,Tasavvufi Hayat,95(Dergah Yayınları-1996)128-Necmüddin Kübra,Tasavvufi Hayat,140129-İsra suresi ayet-44130-Tegabün suresi ayet-1

9

Page 10: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

“Bütün varlıklar kendilerine has bir surette Allah’ı zikrederler. Fakat bu hususta varlıklar farklı seviyelerdedir: Mahlukat içinde gafletten en uzak olanı cemadattır (taş ve toprak gibi varlıklardır). Çünkü onların, yemek içmek, hava teneffüs etmek gibi şeylere ihtiyacı yoktur.

Cemadattan sonra nebatat (bitkiler) gelir ki, ihtiyaç başlar. Zira toprak, su ve güneşten aldıkları gıdaları İlahi tayinle terkip edip rengarenk çiçekler, yapraklar ve mey veler vücuda getirirler. Daha sonra hayvanat (hayvanlar) gelir. Bunların hayati fonksiyonları bitkilerden daha fazladır. Bundan dolayı ihtiyaçları çoğalmış, nefsaniyel artmıştır. İnsanın ihtiyaçları ise bitmek tükenmek bilmez. Benlik, hayaller ve dünyevi ihtiraslar onu devamlı gaflete sevkeder.”

Rabbimiz ayetlerinde, yarattığı her şeyin kendisini tanıdığını ve bizim idrakimiz dışında bir hal lisanı ile Yaratıcısını zikrettiğini bildirmektedir. Mahlukatın zikrini işitebilmekse, ancak ibadet, zikir, teşbih ve samimi bir kulluk hayatı neticesinde gönlün saf hale gelmesi ve böylece gaflet perdelerinin kalkıp hakikat alemine vakıf olmasıyla mümkündür. Yunus Emre hazretlerinin sarıçiçekle sohbeti de bu kabildendir.131

Necmüddin Kübra hazretleri kainattaki her şeyin Allah Teala’yı zikrettiğini şöyle dile getirmiştir:“Davul ve boru seslerini muteakıp çeşitli tonlarda sesler duyarsın. Su şırıltısı, rüzgar sesi, yanmak üzere olan ateşin çatırdısı, geyik sesi, at ve yavrusunun uyurken çıkardığı ses, fırtınalı havalarda rüzgarın salladığı ağaç yapraklarının çıkardığı ses... vs. gibi.

Yer, gök ve ikisi arasındaki şeyler bu unsurlardandır. İşte bütün bu sesler, söz konusu cevherlerin, unsurların zikirlerinden ibarettir. Bu sesleri işiten kimse Allah’ı her lisanla (bütün varlıkların çıkardıkları seslerle) tesbih ve takdis etmiştir.” 132

Ka’bul Ahbar hazretleri, hayvanatın her ötüşünün bir manasını olduğunu beyan buyurarak şöyle demiştir:

Tavus kuşunun ötüşü; “Cezalandırdığın gibi cezalandırılırsın”Yani, sen nasıl cezalandırırsan, kimlere iyiliğinde ne hüküm, kötü işlerinde ne

tavır takınırsan Allah da seni, senin tavrın gibi cezalandırır. Demektir.Hüdhüd kuşunun ötüşü; “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz”Göçeğen kuşunun ötüşü; “Ey günahkarlar! Allah’u Teala’dan af ve mağfiret

olunmayı isteyiniz.”Kaya kuşunun ötüşü; “Her canlı ölecektir, her yeni eskiyip çürüyecektir.”Güvercinin ötüşü; “Gökleri ve yeri ve yeri dolduran Rabbimi noksan

sıfatlardan tenzih ederim”Karganın ötüşü; “Allah Teala’dan başka her şey helak olacaktır”Kutsat kuşunun ötüşü; “Susan başına bela ve musibet gelmesinden

kurtulur.”Papağanın ötüşü: “Düşüncesi dünya olan kimseye yazıklar olsun.”Doğan kuşunun ötüşü;“Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. O benim

Rabbimdir, bütün hamdler, şükürler, O’na mahsustur. ” 133

Bakıldığı zaman Allah Teala’yı yaratılmış her şeyin zikrettiği, zikrettikleri her şeyin mutlak manası olduğu ancak bundan insanoğlunun gafil kaldığı bilinmektedir. Allah’ın zikrinden gafil olanlar O’nun rahmetinden ve zikretmesinden uzak kalacaktır. Zira Allah Teala Kur’an-ı Mübinde şöyle buyurmaktadır:

“Öyleyse siz beni anın ki ben de sizi anayım.” 134 Ayete Müffesirler şu manaları verilmişlerdir:

131-Doç. Dr. Necdet Tosun,Zikir ve Tefekkür,21-22 132-Necmüddin Kübra,Tasavvufi Hayat,108133-Mehmet Ildırar,Tasavvuf ve Tevbe,225-226(Sey-Tac yayınları-1996)134-Bakara suresi ayet-152

10

Page 11: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

Siz Beni gönlünüzle zikredin, Ben de sizi müşahede ve cemalimi seyir nimetine ulaştırarak zikredeyim.135

Siz Beni kalplerinizle zikredin, Ben de sizi kalbinizden perdeleri kaldırarak zikredeyim. 136

Siz Beni tevhid ve imanla zikredin, Ben de sizi cennette manevi derecelere yükselterek zikredeyim.Ebu Bekir-i Sıddık(r.a)demiştir ki: "İbadet olarak tevhid sevap olarak cennet yeterlidir." 137

Siz Beni şükürle zikredin, Ben de sizi daha fazla ihsan ederek zikredeyim. 138

Siz Beni yeryüzünde zikredin, Ben de sizi yerin altında (kabirde) zikredeyim.

Esmai der ki: "Hac zamanı Arafat'ta vakfeye durmuş bir bedevi gördüm, şöyle dua ediyordu: İlahi! Herkes farklı farklı dillerle ağlayarak sızlayarak senden ihtiyaçlarını istiyor; benim senden isteğim, bir bela anında ehl-i dünya beni unutunca, senin beni zikretmendir." 139

Siz Beni taatlerle zikredin, Ben de sizi hoş bir hayatla afiyet içinde yaşatarak zikredeyim.140

Siz Bana itaat etmek suretiyle Beni zikredin ki Ben de yardımım ile sizi zikredeyim. 141

Siz halisane ibadet yapmakla Beni zikredin, Ben de sizi ahirette korktuklarınızdan emin ve arzu ettiklerinize kavuşturmakla zikredeyim. 142

Siz beni tenhada ve topluluk içinde zikredin, Ben de sizi onlardan daha hayırlı bir topluluk içinde (meleklerin arasında) zikredeyim.143

Siz Beni, hiç kimsenin bulunmadığı yerlerde zikredin ki, Ben de sizi kim-senin bulunmadığı (ıssız çöllerde) zikredeyim, yalnız bırakmayayım. 144

Siz Beni cemaat içinde anın ki Ben de sizi meleklerin içinde anayım. 145

Şu kudsi hadis delildir.Cenab-ı Hak buyurur ki:"Kulum benim hakkımda nasıl düşünürse ben kendisine ona göre muamele ederim. Artık hakkımda istediğini düşünsün. Kulum beni zikrettik zaman ben onunla beraberim. Kim beni gizlice içinden zikrederse bende onu özel olarak zatımda zikrederim. Kim beni bir topluluk içinde zikrederse bende onu daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim. " 146

Siz beni tövbe ile zikredin, ben de sizi kusurlarınızı affederek zikredeyim.147

Siz Beni dünyada zikredin, Ben de sizi ahirette zikredeyim.148

Siz Beni nimet ve rahatlık içindeyken zikredin, Ben de sizi belaya düştüğünüzde zikredeyim. 149

135-İbn Acibe el-Hasani,Bahrü’l-Medid,I,478136-İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer137-İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer138-Ebu’l-Leys Semerkandi,Tefsiru’l Kur’an,I,137(Sezgin Naşriyat ve Ciltevi);İbn Acibe,a.g.e,Aynı yer139-İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer140 -İmam Nesefi,Nesefi Tefsiri,I,473(Ravza Yayınları);Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi,

Taberi Tefsiri,I,371(Hisar Yayınevi);İbn Acibe el-Hasani, a.g.e,Aynı yer141 -Fahruddin Razi,a.g.e,Aynı yer;İbn Kesir,Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri,III,626(Çağrı

yayınları);Elmalılı Hamdi Yazır,a.g.e,Aynı yer;İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer142-Ebu’l-Leys Semerkandi,a.g.e,Aynı yer143-Ebu’l-Leys Semerkandi,a.g.e,Aynı yer;İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer144-Fahruddin Er-Razi,a.g.e,Aynı yer;Elmalılı Hamdi Yazır,a.g.e,Aynı yer145-Ebu’l-Leys Semerkandi, a.g.e,Aynı yer146 -Buhari,Tevhid,Bab:15,Hadis No:34;Müslim,Tevbe,Bab:1,Ahmed,Müsned,II,251,413;İbn

Hibban,Sahih, Hadis No:811-812147-İmam Nesefi, a.g.e,Aynı yer;İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer148 -Fahruddin Er-Razi,Tefsir-i Kebir Mefatihu’l-Gayb,IV,72(Akçağ Yayınları);Elmalılı Hamdi Yazır,Hak

Dini Kur’an Dili,I,446;İbn Acibe el-Hasani, a.g.e,Aynı yer149-Elmalılı Hamdi Yazır,a.g.e,Aynı yer;İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer

11

Page 12: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

Siz beni hükümlerime teslim olup rıza göstererek zikredin, ben de sizi işlerinizi güzel yoluna koyarak ve üzerinizde hükmümü yumuşaklıkla icra ederek zikredeyim. 150

"Kim Allah'a güvenip dayanırsa Allah ona yeter" 151 Siz beni şevk ve muhabbetle zikredin, ben de sizi huzuruma vasıl edip

zatıma yaklaştırarak zikredeyim. 152

Siz beni dua ile zikredin, ben de sizi ihsanla zikredeyim. 153

Siz beni ihtiyaçlarınızı benden isteyerek zikredin, Ben de sizi nimetlerimi vererek zikredeyim. 154

Siz beni ihlas ve samimiyetle anını ki Ben de sizi kurtararak anayım. 155

Siz beni, ruhlarınız ve sırlarınızla zikredin; Ben de sizi maddi varlığınızı görmekten kurtararak zikredeyim. 156

Siz beni fikir ve nazar yoluyla zikredin, Ben de sizi sürekli müşahede halinde tutarak zikredeyim. 157

Siz beni münacat ile yakararak anın ki, Ben de necat (kurtuluş) ile anayım. 158

Siz beni bolluk ve sıhhatteyken zikredin, Bende sıkıntıya ve darlığa düştükleri zaman onları sıkıntılarından kurtarmak suretiyle anayım. 159

Siz, bir musibet anında beni zikredin ki, Ben de sizi o musibetten kurtarayım. 160

Beni, size farz kıldığım ibadetlerle anın ki Ben de sizin için kendime gerekli kıldığım sevap ve rahmetimle161 (kendime vacib kıldığım şeylerde) 162sizi anayım.

Siz bana itaatle, emirlerime uymak suretiyle, salih amel ile, Hamdetmek, teşbih getirmek, şükretmek, Kur'an-ı Kerim'i okumak, ayetleri üzerinde düşünmek, kainattaki deliller üzerinde Benim varlığıma, kudretime ve vahdaniyetime dair tefekkür etmek, size verdiğim emirlere bağlı kalmak, yasakladıklarından kaçınmak, peygamberlere iman edip onlara uymak suretiyle Beni zikrediniz. Ben de sizleri kendi nezdimde sevap ve ihsan ile bol bol hayırlar vermekle, mutluluk ve izzetinizin devamı ile sizi anayım. Sizinle meleklere karşı övüneyim. 163

Siz davetime icabet etmek ve muhsin olmak suretiyle beni zikredin. Bu, tıpkı Allah'ın,"Bana dua edin, duanızı kabul edeyim" 164ayeti gibidir. Bu, Ebu Müslim'in görüşüdür. O şöyle demiştir: "Allah Teala, mahlukatına, kendisini arzulayarak ve kendisinden korkarak, rahmetini umarak ve azabından çekinerek zikretmelerini; zikirlerini başkası değil sırf Allah için yapmalarını emretmiştir. Onlar, Allah'a ibadet etmede ve onu Rab tanımada ihlaslı olarak zikrettikleri zaman, Allah Teala da hem dünya hem ahirette onları ihsanı, rahmeti ve nimeti 150-İbn Acibe el-Hasani,Bahrü’l-Medid,I,479151-Talak suresi ayet-3152-İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer153 -İmam Nesefi, a.g.e,Aynı yer;Ebu’l-Leys Semerkandi, a.g.e,Aynı yer;Elmalılı Hamdi Yazır,

a.g.e,Aynı yer;İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer154-İmam Nesefi,a.g.e,Aynı yer;İbn Acibe el-Hasani, a.g.e,Aynı yer155-İmam Nesefi,a.g.e,Aynı yer;Fahruddin Er-Razi,a.g.e,Aynı yer156-İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer157-İbn Acibe el-Hasani,a.g.e,Aynı yer158-İmam Nesefi,a.g.e,Aynı yer159-Ebu’l-Leys Semerkandi,a.g.e,Aynı yer;Fahruddin Er-Razi,a.g.e,Aynı yer160-Ebu’l-Leys Semerkandi,a.g.e,Aynı yer161 -Celal Yıldırım,İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri,I,391(Anadolu Yay);Vehbe Zuhayli,et-Tefsirü’l-

Münir,I, 326(Risale Yayınları);Fahruddin Er-Razi,Tefsir-i Kebir Mefatihu’l-Gayb,IV,71162-İbn Kesir,a.g.e,Aynı yer 163-Vehbe Zuhayli,a.g.e,Aynı yer164-Mu'min suresi ayet-60

12

Page 13: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

ile zikreder (yani bunları verir)".165

Beni, medh-ü sena edip itaat ederek zikredin ki, ben de sizi medh-ü sena edip nimet vererek zikredeyim. 166

Siz benim uğrumda cihad ederek anın ki, ben de size hidayet ederek (yol göstererek), sizi anayım. 167

Siz önce, benim Rab olduğumu hatırlayın ki, ben de sonunda, sızı rahmetim ve kulluğuma kabul etme ile hatırlayayım (mükafatlandırayım)." 168

Beni doğruluk ve samimiyetle zikrediniz, ben de sizi kurtuluş ve size tahsis ettiğim şeyleri artırmakla zikredeyim.169

Bütün bu ifadelerin ışığı altında bilinmelidir ki,İbn Abbas(r.a);"Allah'ın rahmetiyle sizi zikretmesi, sizin itaat ile O'nu

zikretmenizden daha büyüktür, daha faziletlidir." Mücahid(r.a) ve ikrime(r.a); "Allah'ın kulunu zikretmesi, kulun Rabb'ini

namazda ve diğer ibadetlerinde zikretmesinden daha büyüktür "demişlerdir. Taberi(rah); "Allah'ın sizi zikretmesi, sizin O'nu zikretmenizden daha

faziletlidir" görüşünü tercih etmiştir.170 Kurtubi;”Allah'ın sevap ve övgü ile sizi zikretmesi, sizin O'nu ibadet ve

namazlarınızda zikretmenizden daha büyüktür" yorumunu benimsemiş ve bu görüşü İbn Ömer'den yapılan bir rivayete dayandırmıştır.171

Ebu Usame en-Nehdi diyor ki:“Ben Allah'ın hangi an ve saatte bizi andığını bilirim!”

Bunun üzerine kendisine soruluyor: “Nasıl bilirsiniz?” O, cevap veriyor:“O'nu andığımız zaman.” Çünkü Kur'an'da buyuruyor: “Anın Beni anayım

sizi!”Müfessir Süddi diyor ki:“Herhangi' bir kul Allah'ı anacak olursa, herhalde

Allah da onu anar; şöyle ki: Mü'min O'nu anınca, O da onu rahmetiyle, mağfiretiyle anar. Kafir O'nu anacak olursa, O da onu azap ile anar!” 172

İbn Ebu Hatim der ki, bize Hasan İbn Muhammed... Mekhul el- Ezdi’den nakletti ki, o şöyle demiş: Ben Abdullah İbn Ömer’e; “cana kıyan, içki içen, hırsızlık yapan ve zina eden kişi Allah’ı zikrederse ne olur?” dedim.. Allah Teala “Öyleyse Beni zikredin ki Ben de sizi anayım” buyuruyor. Abdullah İbn Ömer dedi ki; “bu kişiler, Allah’ı zikrederlerse Allah da onlar susuncaya kadar kendilerini lanetle anar.” 173

TASAVVUFTA, MANEVİ İLERLEYİŞ ANCAK ZİKİRLE MÜMKÜNDÜRTasavvufun ilk hedefi muhatabı olan insanoğlunun kalbinin temizlenmesidir. Kur’an,kalbin temizliğine“tezkiye”ismini vermiş ve ebedi kurtuluşu ona

bağlamıştır. 174 Hz. Peygamber(s.a.v)’in temel görevi de tebliğ ve tezkiye olarak belirlenmiştir.175

Tezkiye kalıbı değil kalbi temizlemektir. Bu ise kalbin şirk, küfür, isyan ve gaflet gibi manevi kirlerden arındırılmasıdır. Bu arındırma iman, nur, feyiz, tövbe, istiğfar, gözyaşı ve ibadetlerle olur. Hadisler, güzel ahlakın asıl merkezi olarak kalbi işaret eder. Efendimiz (s.a.v), kalbin dini yaşantıdaki yerini şöyle tanıtmıştır:“İnsan vücudunda öyle bir parça vardır ki, o iyi olduğu zaman 165-Fahruddin Er-Razi,a.g.e,Aynı yer166-Fahruddin Er-Razi,a.g.e,Aynı yer;Elmalılı Hamdi Yazır,a.g.e,Aynı yer167-Fahruddin Er-Razi,Tefsir-i Kebir Mefatihu’l-Gayb,IV,72;Elmalılı Hamdi Yazır,a.g.e,Aynı yer168-Fahruddin Er-Razi,a.g.e,Aynı yer;Elmalılı Hamdi Yazır,a.g.e,Aynı yer169-Elmalılı Hamdi Yazır,a.g.e,Aynı yer170 -Taberi, XI, 20-156-157.171 -Kurtubi, XIII, 349.172-Celal Yıldırım,İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri,I,39;Kurtubi,el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an,II,398173-İbn Kesir,Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri,III,626174-Bkz:A’la suresi-14-15; Şems suresi-9-10175-Bkz:Al-i İmran suresi ayet-164;Cuma suresi ayet-2

13

Page 14: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

bütün bedenin işleri iyi ve güzel olur. O bozulduğu zaman, bütün vücut bozulur. Dikkat edin o parça kalptir” 176

Bunun için mürşitler, insan eğitiminde ilk hedef olarak kalbi seçerler. Bütün gayretlerini, müridinin kalbinin uyanması ve ihyası için kullanırlar. Bu işi devamlı gündemde tutarlar; gerçekleşmesi için çok fazla zaman ayırırlar.

Üzülerek belirtelim ki, bugün insan kalbinin manevi terbiyesi ihmal edilmiş, gayretler çoğunlukla mideye ve kalıba yöneltilmiştir. Kalp hastalığı denilince manevi değil, maddi kalp hep anlaşıla gelmiştir. Öyle ki kalple işlenen günahlar gizli olduğu için zahirdeki günahlar kadar üzerinde durulmamıştır.

Mesela, adam öldürmek, içki içmek, yalan söylemek büyük günahlardandır. Bir mümin bunlardan sakındığı gibi, kalple işlenen kin, haset, kibir, riya, aşırı dünya sevgisi, kader ve kazaya itiraz, ilahi takdire rızasızlık, gaflet gibi gizli günahlardan sakınmamaktadır.

Halbuki, İbnu Hacer el-Heytemi hazretlerinin naklettiği gibi:“Kalple işlenen günahlar, dış azalarla işlenen günahlardan daha tehlikelidir.

Çünkü onlar, sonuçta imanı zedeler, ibadetin kabul edilmesin engeller, amellerin sevabını yok eder. Gizli günahların çoğu insanı şirke sürükler, nifaka bulaştırır, dinden bile çıkarır. Ayrıca kalpte yer eden gizli günahlar, devamlıdır, her zaman insanı tehlikeye sokar. Zahiri günahlar ise böyle değildir.“ 177

Mademki vücud ülkesinde ki bir organın iyi olması iyiliğe, kötü olması kötülüğe delalet ediyor öyleyse önce o parçayı iyi hale getirmenin çarelerine başvurulmalı.

İşte bu çarenin başında tasavvufunda ilk hedefi olan kalbi temizlemektir. Kalbin tezkiyesi ve nefsin terbiyesi hali, bütün müminlerin ortak hedefidir. Bu temizlemenin nasıl olacağı hususunda çeşitli görüşler sedredilse de tasavvuf bu temizliğin ve hastalığın tedavisinin ancak zikirle olacağını beyan etmişlerdir.

Gavs-ı Sani Seyyid Abdulbaki Hazretleri, bir sohbetlerinde zikir hakkında şöyle buyurdular: “Zikir kalbin gıdasıdır; gıdasını almayan kalp zayıflar, sonra ölür. Kalp ancak zikir ile beslenir, kuvvetlenir, tatlanır, manen hayat bulur. Haramlar ve işlenen günahlar ise, şeytanın gıdasıdır. İşlenen günahlar, insanın kalbini zayıflatır; onun düşmanı olan nefsi ve şeytanı kuvvetlendirir. Bu nedenle, insanın içinde kalp, nefis ve şeytan devamlı mücadele halindedir. Rabbü’l-Alemin: “Dikkat edin,uyanık olun;kalpler ancak Allah’ın zikriyle huzur bulur,” 178

buyurmuştur.” 179

İmam-ı Rabbani hazretleri bu ayet-i kerime hakkında şöyle buyurmaktadır:“Kalbin itminana ulaşmasının yolu nazar ve istidlalden değil Allah’ı

zikretmekten geçer. Şüphesiz zikirse, hakiki anlamda olmasa bile Cenab-ı Hak Teala ile münasebet kurmak söz konusudur. Topraktan yaratılmış insan nerede, her şeyin Rabbi olan Allah Teala nerede! Fakat zikir sayesinde zikreden ile zikredilen arasında bir tür irtibat muhabbeti gerektiren bir ilişki olmuştur. Muhabbet de zikredeni kuşatınca bundan öte manevi huzurdan başka hiçbir şey kalmaz. Durum kalp mutmainliği derecesine ulaşınca ebedi devlet kesinleşmiş olur.

Hiç durmadan Hakk’ı zikretsin dilin,Budur cilası kalplerin ve gıdası ruhun! 180

Bediüzzaman Said-i Nursi hazretleri hafi zikrin kalpteki etkisini şöyle dile getirir:

176 -Buhari,İman,Bab:39,Hadis No:45;Müslim,Masakat,Bab:20,Hadis No:107/1599;İbn Mace,Fiten,Bab:14, Hadis No:3984

177-Haytemi,ez-Zevacir,I,49;Bkz:Dilaver Selvi,Kaynaklarıyla Tasavvuf,I,23-24(Semerkand Yayınları-2001)178-Ra’d suresi ayet-28179-S. Muhammed Saki Haşimi,Arifler Yolunun Edebleri,97(Semerkand Yayınları)180-İmam Rabbni,Mektubat-ı Rabbani,I,383,92. Mektup(Semerkand Yayınları-2010)

14

Page 15: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

“İ'lem eyyühe'l-aziz!(Ey aziz kardeşim bil ki!)Tohum olacak bir habbenin(tohumun) kalbi, yani içi delindiği zaman, elbette sümbüllenip(filizlenip) neşvünema bulamaz (büyüyemez), ölür gider. Kezalik, ene ile tabir edilen enaniyetin(benliğin) kalbi, "Allah Allah" zikrinin şua ve hararetiyle yanıp delinirse, büyüyüp gafletle firavunlaşamaz. Ve Halık-ı Semavat ve Arza isyan edemez. O zikr-i İlahi sayesinde ene mahvolur.

İşte Nakşibendiler, zikir hususunda ittihaz(sayma) ettikleri zikr-i hafi sayesinde, kalbin fethiyle, ene ve enaniyet mikrobunu öldürmeye ve şeytanın emirberi(emir eri) olan nefs-i emmarenin başını kırmaya muvaffak olmuşlardır.” 181

İşte zikrin insan vücudundaki tesiri böyle. İşte bu tesiri bilen mürşi-i kamil olan zatlar terbiyelerine girenlere sürekli ve hergün belli sayıda zikretmeleri talimatıyla vird edinmelerini tavsiye ederler. Bu sayede kalbin hastalıklarından ve nefsin kötü sıfatlarından kurtulup kalbin itminan olmasını sağlamaktır. Bunu tavsiye ederlerken de en çok üzerinde durdukları nokta asla virdlerini aksatmamaları ve gafletten kurtulmalarıdır.

İmam-ı Rabbani hazretleri der ki:“Biliniz ve dikkat ediniz ki sizin ve hatta bütün Ademoğullarının saadeti

kurtuluşu ve felahı Mevlayı zikretmeye bağlıdır. Bütün vakitlerin, imkan nisbetinde Allah(cc) zikri ile geçirilmesi gerekir. Bu hususta bir anlık gaflet bile doğru değildir. Zikir esnasında çam kozalağı şeklindeki kalbe yönelmek gerekir. Çünkü bu et parçası haliki kalbin yuvası mesabesindedir. Mübarek “Allah” isminin zikri bu kalpte icra edilir. ” 182

Reşahat kitabında şöyle denmektedir:” Zikreden zikir esnasında sol memenin altında bulunan çam ağacı kozalağı şeklindeki et parçasına yönelmeli, onu devamlı zikirle meşgul etmeli ve zikrin manasından gafil olmamalıdır." 183

Zira gaflet her ne kadar kabul edilecek durum değilse de gafletle zikrediyorum diye zikri bırakmak da pek akıl karı bir iş değildir.

Bakınız bediüzzaman Said-i Nursi hazretleri bu konuda şöyle buyurur:“İ'lem eyyühe'l-aziz!(Ey aziz kardeşim bil ki!)Zikreden adamın, feyz-i İlahiyi

celb eden muhtelif latifeleri vardır. Bir kısmı, kalb ve aklın şuuruna(idraka) bağlıdır. Bir kısmı da şuursuz, yani şuurlara tabi değildir. Binaenaleyh, gafletle yapılan zikirler dahi feyizden hali(Zikir gafletle de olsa feyizden boş) değildir. “ 184

İmam-ı Rabbani hazretleri yapılan zikrin fayda vermesi hususunda şunları söylemiştir:”Zikrin fayda vermesi, neticenin ortaya çıkması, şeriat hükümlerini yerine getirmeye bağlıdır. Binaenaleyh farzları, sünnetleri, yerine getirmede haramlardan ve şüpheli şeylerden kaçınmada son derece dikkatli davranmak lazımdır.“ 185

Zikir kalp hastalıkları için tedavidir. Tasavvufta, manevi ilerleyiş ancak zikirle mümkündür. İşte bu halde iken yapılan zikir vücud ülkesini değişikliğe uğratır

Zikir de ilahi aşk, muhabbet, rahmet, sekinet, nur, ihlas, edep, tövbe, göz yaşı, sevgi, feyiz, meleklerin teşrifi, istiğfarı ve hayır duası gibi manevi meyveler mevcuttur.

Zikir vuslat(Kavuşma) yoludur. Zikir kulu yüce rabbine yaklaştırır. Zikir insanın marifetini ve muhabbetini artırır, manevi derecesini yükseltir. İhlasla yapılan zikir kul ile rabbi arasındaki bütün perdeleri kaldırır, engelleri aştırır. Resulullah Efendimiz(s.a.v)’in belirttiği gibi, zikirdeki bu özellik hiçbir amelde yoktur.

181-Bediüzzaman Said-i Nursi,Mesnevi-i Nuriye,Hubab,103(Envar Neşriyat)182-İmam Rabbni,Mektubat-ı Rabbani,I,605,190. Mektup 183-Şeyh Şafi,Reşahat,Hikmet Damlası: Vukuf-ı Kalbi,77(Semerkand Yayınları-2005 )184-Bediüzzaman Said-i Nursi,Mesnevi-i Nuriye,Hubab,87185-İmam Rabbni,Mektubat-ı Rabbani,I,607,190. Mektup

15

Page 16: MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN … › download › Manevi_Terbiye_Yolund… · Web view-Müddessir suresi ayet-28-Nur suresi ayet-35-Necmüddin Kübra,Tasavvufi

MANEVİ TERBİYE YOLUNDA (SEYR-İ SÜLÜK) ZİKRİN ÖNEMİ

Zikir kalbin cilasıdır, onu manevi kirlerden temizler, içindeki gafleti yok eder. Kalp zikrin nurları ile aydınlanır ve parlar. Bu nur insanın bütün vücuduna yayılır, her organ ondan bir pay alır, nurlanır, vücut Allah sevgisiyle tatlanır. Zikir nurları içinde kaybolan kimsenin yüzü güzel, sözü tatlı olur. Bakışı feyiz akıtır, gülüşü huzur verir. Her hali hayrı yansıtır. Bu kimse yeryüzünde Allah Teala’nın canlı şahididir. Kendisine bakana Allah’ı zikrettirir, hayrı sevdirir.

Zikir manevi zevk kapılarını açar. Zikir sayesinde kul Allah Teala ile özel sohbet ve muhabbet eder. Cenab-ı Hak zikredenin en yakın dostu ve sohbet arkadaşı olur, kalbini şenlendirir, onu doyumsuz ve benzersiz zevklere ulaştırır. Büyük ariflerden İbrahim b. Edhem (rah) bu zevki şöyle tarif eder:

“Yüce rabbim kendisini seven ve çokça zikreden dostlarının kalbine öyle bir zevk koymuştur ki, eğer dünya sultanları bunun ne kadar tatlı olduğunu bilselerdi onu ele geçirmek için bütün ordularıyla ariflerin kalbine hücum ederlerdi. Ancak Allah dostları onu gizlerler, sultanlar da ondan habersizdirler.”

Zikir kalbi şenlendirir, kalpten gamı, kederi, stresi giderir. Alemlerin rabbi ile huzur bulmuş kalpten boş sıkıntılar ve yersiz korkular çeker gider. Kalbi zikir ile şenlenmiş bir kul hiçbir zaman yalnızlık korkusu yaşamaz, ne olacağım sıkıntısı çekmez, rızık endişesine düşmez. Zindana atılsa saraydaki gibi rahat eder.

Zikir kalpteki imanı kuvvetlendirir, kalbe manevi hayat ve neşe verir. O zaman ibadetler tatlı ve kolay olur. Kul taklitten kurtulur. Balık için su ne ise, kalp için de zikir odur. Zikirsiz kalp ölür. Kalbi ölü bir insandan hayırlı ve tatlı işler çıkmaz.

Onun içindir ki Gavs-ı Sani hazretleri zikrin gerekliliği hakkında şöyle buyurmuştur:

“Kalbin gıdası zikirdir. Günahlar ise, şeytanın gıdasıdır. Kalbini diriltmek ve beslemek isteyen kimse yüce Allah’ın zikrini çok yapmalıdır. Allah (cc) bir kulunu sevmezse onun ağzına zikir vermez. Zikir çekmeyen sofi avamdır. Nakşi listesine sadece zikir çeken sufiler yazılır.

İnsan zikir çeke çeke öyle bir duruma gelir ki; attığı her adımda Allah aklına gelir. İçtiği suda Allah aklına gelir. Her şeyde Allah’ın rızasını aramaya başlar. İşte iman budur. İmanı hakiki zikirde bulursun. Vücud Allah demeye başladı mı artık yatarken, otururken, ayaktayken konuşurken her halde, Allah’ın razı olup olmadığını düşünürsün. Allah’ı sürekli düşünmek; İşte evliyalık budur.”

16