matematik tarihi 3. donem - brahms.emu.edu.trbrahms.emu.edu.tr/ersin/documents/mate 417/mate 417-3...
TRANSCRIPT
MATEMATİK
TARİHİ
3. Dönem Hint, İslam ve Rönesans Matematik
Dönemi
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 1
Hint Matematiği
HİNT YARIMADASINDAKİ MEDENİYETLER
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 2
HARAPPAN DÖNEMİ (MÖ 2600 – MÖ 1700)
MÖ 3000 yıllarında, İndus nehri civarında Harappan medeniyeti hüküm sürdü
Harappan medeniyeti ortaya çıkan ilk medeniyet olup, 500 yıllık bir süre Hint
yarımadasında hüküm sürdü ve sonradan kuzeyden gelen Aryan’lar tarafından yok
edildi.
Harappan medeniyeti döneminde iki önemli yerleşim yeri: Harappa ve Mohenjo-Daro
olarak biliniyor.
Harappanda da Mezopotamya ve Mısırdaki medeniyetler gibi gelişmiş bir medeniyet
hüküm sürdü .
Harappan yazısının çözülememiş olmasından, o döneme ait elimizde çok az bilgi var, yine de arkeolojik kalıntılar Harappan döneminde dini kökene dayalı gelişmiş bir kültürün varlığına işaret etmektedir.
Bu kalıntılarda bulunan, ağırlığı ve uzunluğu ölçmek için kullanılan standart aletler, bu
dönemde matematikten anlayan bir kültürün-olgunun varlığını işaret etmektedir.
Lothal’da bulunan ve Mohenjodaro çetveli olarak isimlendirilen cetvelde, 1.32 inç
aralıklarla “İndus inçi” diye isimlendirilen ölçü birimleri bulunmaktadır.
Yaklaşık olarak, MÖ 1800 yıllarında, Hint-Avrupa kökenli bir dil konuşan Aryanların Orta Asya platolarından kuzey hint yarımadasındaki Pencap ve Ganj nehri bölgelerine göç etmeye başlamaları Harappan medeniyetinin sonu olmuştur.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 3
VEDA DÖNEMİ (MÖ 1500 – MÖ 400)
Aryan’larla ilgili bilgiyi Veda olarak bilinen yazılı eserlerde görüyoruz
Veda, sözcük anlamı bilgi demektir, bu eserler dini bilgileri ve kahinlerin gelecekle ilgili tahminlerini anlatmakta idi.
Veda’lar dört şekilde ortaya çıkmıştır:
1. MÖ 1700 – MÖ 1000 yıllarında ortaya çıkmış olan ve Samhita diye bilinen dini ilahi
ve dualar
2. MÖ 1000 ile MÖ 600 yıllarında ortaya çıkan, ve yorumcuların, adak (kurban) ile ilgili
rehber olarak yorumladıkları Brahmana’lar.
3. MÖ 700 yılllarında ortaya çıkan Aranyaka’lar
4. MÖ 800 ile MÖ 500 yıllarında ortaya çıkan Upanishad’lar.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 4
JAINA DÖNEMİ (MÖ 400 – MS 200)
MÖ 600 yıllarında Veda dini yerine Budizimden etkilenerek yeni bir din gelişir; Jaina
dini
Toprak sahipleri ve tüccarların da desteği ile Jainciler, mali olarak güçlendiler.
Büyük İskender sonrası otorite boşluğundan yararlanarak Mauryan İmparatorluğu’nun
doğmasına sebep olurlar.
Jaina döneminin matematik ile ilgili en önemli kaynağı Bakshali yazmaları’dır. Bu
yazmalarda, Jaina dönemindeki aritmetik ile ilgili birçok bilgi mevcuttur. Bu bilgiler:
karekök hesapları, basamak değeri olan ondalık sayı sistemi, ikinci derece
denklemlerin çözümü gibi önemli bilgilerdir.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 5
KLASİK DÖNEM (400 - 1200)
Hint matematiğinin altın dönemi olan bu dönemde Aryabhata, Varahamihira,
Brahmagupta, Bhaskara I, Mahavira ve Bhaskara II gibi matematikçilerin eserlerini
görüyoruz.
Bu eserler ve eserlerdeki katkılar Asya’ya, Orta Doğu ve Avrupa’ya yayılır.
Bu dönemde astronomi önem kazanmış ve astronominin üç dalı : Matematik,
Astroloji ve Kehanet oluşmuştur
Bu dönem 18 tane siddhanta (tartışma ürünü) adlı eserin yazıldığı dönemdir. Bu
eserlerden yalnızca 5 tanesi günümüze ulaşabilmiştir.
KERALA DÖNEMİ (1300 – 1600)
Altın dönem 1200 yıllarında gerilemeye başlar ama Kerala civarlarında matematik
gelişmeye devam eder. 1400 – 1600 yılları arasında ise, matematiğin bu bölgede en
parlak dönemini yaşadığını görüyoruz.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 6
HİNT MATEMATİKÇİLERİN BAZI ESERLERİ
Problem:
İki karenin alanına eşit alanı bulunan karenin elde edilmesi.
ABCD ve PQRS herhangi iki kare olsun.
PQ üzerinde X noktası AB = PX olacak şekilde seçilir.
Böylece, kenarı SX olan karenin alanı, ABCD ve PQRS karelerinin alanlarının toplamına eşit olur.
Pisagor bağıntısına göre
olduğu, ve böylece istenen karenin elde edildiği açıktır.
2 2 2SX PX PS
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 7
Problem:
Bir dörtgenin köşegeni boyunca
uzanan bir ip, dik ve yatay
kenarların birlikte oluşturduğu
toplam alan kadar, alan oluşturur.
Pisagor bağıntısına göre,
olduğu açıktır.
2 2 2DB AB AD
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 8
Problem: Tam kare olmayan bir sayının kare kökünü bulmak için,
2
2 2
22
2
b
b AQ A b A
bAA
Aformülü kullanılıyordu.
2
2
5
5 1241 6 5 6 6.403138528
5122 6
12
41 6.403124237
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 9
Bakhshali formülü tarafından 22.068076490965 olarak hesaplanır.
Gerçek değer 22.068076490713’dir. 9 ondalık basamak doğru hesaplanmıştır.
Bakhshali formülü tarafından 29.816105242176 olarak hesaplanır.
Gerçek değer 29.8161030317511’dir. 5 ondalık basamak doğru hesaplandı.
Bakhshali formülü tarafından 582.2447938796899 olarak hesaplanır.
Doğru değer 582.2447938796876’dir. 11 ondalık basamak doğru
hesaplanmıştır.
487
889
339009
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 10
İslam Matematiği
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 11
İslam Medeniyetlerine Kısa bir Bakış
Yedinci yüzyıl başlarında, İslam İmparatorluğu, doğuda Çin sınırından
Hindistana, kuzey Afrika’ya ve batıda ise Cebelitarık’tan Pirene dağlarına kadar
geniş bir coğrafyaya uzanıyordu.
İslam dünyasına bilimin Abbasiler zamanında geldiği görülür.
Abbasiler Şam‟ı başkent yapmayarak, 762 yılında Bağdat‟ı kurup, burayı başkent yaptıklarından, Bağdat ticaret ve kültür merkezi olmuş. 9. yy da 800 000 nüfuslu bir kent olan Bağdat, o dönemdeki Bizans İmparatorluğunun başkenti Constantinople (İstanbul)
dan bile büyük bir kent olmuş.
Dil olarak ise Arapça, İslam egemenliği topraklarında kullanılan bir dil haline gelmiş.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 12
Abbasi halifeleri Mansur, Harun Reşit ve El-Mamun, Bağdat’ta “Dar’ül Hikmet” (Aklın Evi veya Bilgelik Evi) diye bilinen medreseyi kurmuşlar ve bu medresede önemli çeviriler yapmışlardır.
İlk çevirileri, Yunan dil ve kültürüne yakın bölgelerde yapmışlar.
Çeviriler aynı zamanda Yunanca, Hintçe, Pehlevice ve İbranice dillerinden de olduğu görülmektedir.
Bu çevirilerden büyük kütüphane oluşturmuşlardır.
Çeviriler dolayısıyle İslam matematiği: Yunan, Mezopotamya ve Hint matematiklerinin toplamıdır diyebiliyoruz.
Sayı sistemleri, aritmetik, trigonometri ve cebir Mezopotamya ve Hint geleneklerine;
Geometri ise Yunan geleneğine dayanmaktadır.
.
750-1450 yılları arasında yaşamış olan 50 tane matematikçi-bilim adamının ismi ve çalışmaları günümüze ulaşabilmiştir.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 13
İslam Matematikçileri:
MUHAMMED ibni MUSA al-HARAZMİ (780-850)
Horasan’da doğup Bağdat da yaşamış matematik, astronomi ve coğrafya bilginidir.
Harezmî nin çalışmaları cebirin temelini oluşturmuştur.
Hindistan’da sayıları ifade etmek için harfler ya da heceler yerine basamaklı sayı sisteminin kullanıldığını saptamıştır.
Harezmî nin yazdığı “Algoritmi de numero Indorum” adlı kitabının Latince’ye tercüme edilmesi ile, sembollerden oluşan sayı sistemi ve sıfır 12. yüzyılda batı dünyasına sunulmuştur.
Hesab-ül Cebir vel-Mukabele adlı kitabı, matematik tarihinde birinci ve ikinci dereceden denklemlerin sistematik çözümlerinin yer aldığı ilk eserdir.
Bu yüzden Harezmî (Diophantus ile birlikte) “cebirin babası” olarak bilinir.
İngilizcede kullanılan “algebra”, Türkçede karşılığı olan “cebir” kelimesi, Harezmî’nin kitabında ikinci dereceden denklemleri çözmek için kullandığı yöntemlerinden biri olan “el-cebr” kelimesinden gelmektedir.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 14
Algoritma (İngilizcede “algorithm”) sözcüğü de Harezmî’nin kitabının Latince karşılığı
olan “Algoritmi” kelimesinden türemiştir.
İspanyolca’daki basamak anlamına gelen “guarismo” kelimesi Harezmî’den
gelmektedir.
Horasan bölgesinde ilk eğitimini alan Harezmi, gençliğinde Bağdat’ta ileri bilimin
olduğunu fark eder. Ve çalışmak için Bağdat a gider.
Al-Harazmi’nin en ünlü kitabı “Al-Cebir ve Al-Mukabele” dır. Bu “indirgeme ve
denkleme” manasına gelen başlık, daha sonraları “Cebir” (veya Algebra) olarak
kısaltılmıştır.
Kitapta Al-Harazmi ikinci dereceden bir polinomu katsayılarının işaretine göre 6 sınıfa
ayırarak, sistematik olarak, her sınıf için, köklerin nasıl bulunacağını “algoritmik” bir
şekilde göstermiştir.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 15
Polinomu şeklinde yazmış ve bu polinomun köklerini bulmak için adım – adım ne yapılması gerektiğini belirtmiştir
O tarihlerde negatif sayılar kullanılmıyor ve sayılar uzunluk olarak düşünülüyordu.
Müslümanlar, 750-1450 yılları arasında Abu Waffa (940-998) hariç, negatif sayıları hiç kullanmamışlardır.
Al-Harazmi’nin, verilen bir polinomun kökünü bulmak için, izlemiş olduğu adım-adım yaklaşımına günümüzde “algoritmik” yaklaşım denmektedir;
2 10 4x x
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 16
Diğer eseri “Hesap” kitabıdır.
Bu kitabın Arapçası değil de Latince çevirisi günümüze ulaşabilmiştir.
Hesap kitabında bugün kullanılan Hind-Arap rakamları olarak bilinen (1,2,…,9, 0) rakamlarını tanıtmış; bu rakamlarla sayıların nasıl yazıldığını, toplama, çarpma gibi işlemlerinin nasıl yapıldığını anlatmıştır.
Sıfır sayı olarak değil “ boşluk” dolduran sembol olarak kullanılmıştır.
Sayı olarak, sıfır ilk kez, 876 de Hindistan’da kullanılmıştır.
Negatif sayıların da yine Hindistan’da 620 lerde kullanıldığı bilinmektedir ama yaygın olarak kullanılmaya başlanmaları 1600 ler den sonradır.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 17
Bazı eserleri
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 18
ÖMER HAYYAM Ömer Hayyam (1048-1131) yılları arasında yaşamıştır.
Nişabur da doğmuş, 1073 den sonra, İsfahan’da kurulan rasathanede, Selçuk hükümdarı Melik Şahın “müneccim başı” olarak çalışmaya başlamıştır.
Günümüze Ömer Hayyam Rubaileri, bir cebir kitabı ve astronomiyle ilgili çalışmalarından da bazı bölümler kalmıştır.
Cebir kitabında, üçüncü dereceden polinomların bir sınıflandırmasını yaparak, konik kesitlerini kesiştirerek, bu polinomların köklerini geometrik olarak bulmaya çalışmıştır.
Eski Mısır, Mezopotamya, Grek ve Hint medeniyetlerine ait eserlerin bulunduğu Bağdat
Saray Kütüphanesinin idaresinde görevlendirilir.
Bağdat Saray Kütüphanesindeki yabancı eserleri tercüme yapmak amacıyla kurulan bir
tercüme akademisi Beyt’ül Hikmet’de görevlendirilir.
Celali takvimini hazırlamıştır.
Celali takviminde, her 5000 yılda bir günlük hata oluşmaktadır.
Günümüz takvimi olan Gregorian takviminde ise her 3300 yılda 1 günlük bir hata
oluşmaktadır. Bu da takvimin ne kadar hassas olduğunu ortaya koyar
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 19
Problem:
Ömer Hayyam’ın
denkleminin çözümünü geometrik olarak bulması
Şekilde AB doğru parçasının uzunluğu b olarak alınmıştır. AB’ye dik BC doğru parçasının uzunluğu c olsun,
Tepe noktası B ve ekseni BF ve parametresi b, olan parabol oluşturulur.
Günümüz notasyonu ile Parabol’ün denklemi x2 = by olur.
Böylece BC çaplı yarı çemberin denklemi
Olur ve yarıçember, parabolü D noktasında keser. Bu noktanın x-koordinatı kübik denklemin çözümlerinden birini oluşturur.
3x qx r
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 20
Şarafeddin al-Tusi (1135-1213)
Doğum yeri İran‟ın Tus şehri. Farklı yerlerde (Şam, Halep, Musul ve Bağdat) matematik okumuştur. Önemli bir cebir kitabının yazarıdır. Şarafeddin Al-Tusi de, üçüncü dereceden polinomların köklerini bulmak için uğraşmıştır. Harazmi gibi, üçüncü dereceden denklemleri 25 sınıfa ayırarak, cebirsel yaklaşımla, onların köklerini bulmaya çalışmıştır. Bugünkü notasyonla,
gibi bir denklemin belli bir aralıkta çözümünün olabilmesi için, b nin
in en yüksek ile en düşük değerleri olması gerektiği anlayan Ş. Al-Tusi, bu ifadenin en yüksek değerinin bu ifadenin “türev” inin sıfır olduğu yerde aranması gerektiğini anlamıştır. Kimi yazarlara göre bu türevin keşfidir. Matematiğin en önemli keşiflerinden olan türev, 1636 de Fermat tarafından tekrar keşfedilecek ve bu da, analitik geometri ile beraber, kalkülüsün (Calculus) doğmasına sebep olmuştur.
3x ax b
3x ax b
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 21
Nasireddin Al-Tusi’dir (1201-1274)
O devirin İslam dünyasında en büyük bilim adamlarındandır, Tus ve Nişapur‟da okumuştur. Mantık, Ahlak, Felsefe, Astronomi ve Matematik kitapları yazmıştır. Bir ziç olan Ziç-i-İlhani‟ yi hazırlamıştır. Ziçler, astronomik hesaplar için gerekli olan, sinüs cetvelleridir.
N. Al-Tusi‟nin astronomi ile ilgili çalışmaları, Batlamyüs‟den sonra Copernicus‟un çalışmalarına kadar, astronomi hakkında en önemli çalışmalardan biri olarak kabul edilir. Matematikle ilgili en önemli çalışması, düzlem ve küresel trigonometri ile ilgili çalışmalarıdır. Bu eserden sonra trigonometri, astronomi için bir araç olmaktan çıkıp, matematiğin bir ana dalı olmuştur. Bunun dışında, Yunanca‟dan çeviri çok sayıda matematik kitaplarına izah ve yorumlar yazmış; bir sayının n inci kökünü bulmak için çalışmalar yapmıştır. Batılı matematikçi ve astronomiçilerin, eserlerinden en çok yararlandıkları islam dünyası bilim adamlarının başında N. Al-Tusi gelir.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 22
Cemşit Al-Kaşi‟ dır (1380-1429)
Kaşan (Iran) da doğmuştur. Semarkand‟ ta Uluğ Bey medresesinde ve rasathanesinde çalışmıştır. Timurleng‟in torunu olan Uluğ Bey (1393-1449) iyi bir matematikçi, bilim aşığı bir hükümdardı. O tarihlerde Uluğ Bey‟ in medresesinde 60 civarında zamanın en iyi bilim adamları ders vermekte ve araştırma yapmaktadır; bu medrese, pozitif bilimlerin okutulduğu ve bilimsel bir saygınlığı olan İslam ülkelerindeki son medresedir. Al-Kaşi, Uluğ Bey‟le beraber, N. Al-Tusi‟nin ziçlerinden de yararlanarak, Ziç-i-Hakani olarak bilinen Uluğ Bey‟in ziçlerini hazırlamıştır. Bu ziç‟te 1 den 90 dereceye kadar olan açıların sinüsleri verilmiştir.
Her açının sinüsü, virgülden sonra 8. haneye kadar hesaplanmıştır. Yazdığı ziçde, güneş, ay ve gezegenlerin konumu ve hareketleri hakkında bilgi vermektedir. Al-Kaşi muhteşem bir hesap yeteneği olan matematikçidir. Yarı çapı 1 olan bir daireyi 3x2^28=805. 306. 368 kenarlı bir poligonun içine oturtarak, pi sayısının virgülden sonra 16 hanesini ( 10 ve 60 tabanlı sayı sistemlerinde) doğru olarak vermiştir. Bu rekor ancak 200 yıl sonra kırılabilecektir. Al-Kaşi, içeriğinin zenginliği, ispatlarının açıklığı ile orta çağın en iyi kitaplarından biri olarak kabul edilen “Aritmetiğin Anahtarı” başlıklı bir kitabın da yazarıdır. Ondalık kesirlerle 4 işlemin nasıl yapılacağını açıklayan matematikçidir.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 23
Al-Kaşi‟nin ölümünden sonra Uluğ Bey‟e ziçlerini tamamlamasına, Al-Kaşi nin de öğrencisi olan, Ali Kuşçu yardım etmiştir. 1449 da Uluğ Bey‟in, bilimle uğraşıyor diye öz oğlu ve akrabaları tarafından öldürülmesinden sonra, Uluğ Bey‟in medrese ve rasathanesi de çökmüştür. Bu olay İslam dünyasındaki son önemli pozitif bilim merkezinin yıkılması olarak yansımıştır.
1450 den 1940 yıllarına kadar İslam dünyasında orijinal bir çalışma yapmış bir matematikçinin - bilim adamının ismini göremiyoruz.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 24
Müslümanların matematiğe katkıları
Bazılarına göre Müslümanların
matematiğe hiç bir katkısı olmamıştır; bazılarına göre ise, Müslümanların matematiğe ve astronominin gelişmesine özgün katkıları olmuştur; Aslında batılı bilim adamlarının adını taşıyan bir çok teorem veya sonuç daha önce Müslümanlar tarafından bulunmuştur. Özellikle Müslüman matematikçiler yaptıkları araştırmaları geliştirememiş ve kullanamamışlar.
Müslüman matematikçilerin Küresel
geometriye, cebire, sayılar teorisine,
trigonometri ve astronomiye özgün
katkıları olmuştur. Ayrıca, Müslüman
matematikçiler yaptıkları çevirilerle
Mısır-Mezopotamyada yapılan
matematiğin sonraki yıllara
iletilmesine-gelişmesine katkıda
bulunmuşlardır.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 25
Rönesans Matematiği
Batıya matematik nasıl girdi :
a) Ortadoğu‟da 4 krallık kurup, 200 yıla yakın bir süre Ortadoğu‟da kalan haçlılar vasıtasıyla
b) Arap medreselerinde okuyan batılı öğrenciler vasıtasıyla;
c) Endülüs‟ten.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 26
12. yy a kadar Avrupa okullar, din ağırlıklı okullardı. 12. yüzyıl ortalarında İtalya’da (Bolonya, Padova), öğrencilerin “universita” eğitim amaçlı oluşturdukları birimler daha sonra üniversite kurumlarının temelini oluşturmuşlar. Buralardaki hocalar Arap medreslerinde okumuş batılı gençlerdi. Daha sonra bu kurumlarda okuyan Avrupalı öğrenciler Almanya’da (Köln), Fransa’da (Sorbone) ve İngiltere’de ( Oxford, Cambrigde) gibi ileride üniversite olacak eğitim kurumlarını kurmuşlardır. Bu dönemde Kutsal Roma-Germen imparatoru olan 2. Frederik’in bilime değer veren bir insan olması, ayrıca 1200 lerin başında kurulmuş olan Fransican tarikatı bilimin Avrupa‟ya girmesine ve gelişmesine katkısı olmuştur.
1200 ile 1500 yılları arasında Avrupalıların bilimsel kaynakları Arapça eserlerdi. Uğraştıkları sorular-konular bu kitaplarda Müslüman matematikçilerin uğraştığı sorular-konulardı. Örneğin: geometri soruları, 3. dereceden polinomun köklerini bulma, sayılar teorisiyle ilgili sorular. 1450 lerden sonra, İstanbul‟ dan İtalya‟ya giden kitaplardan, matematiğin Yunanca kaynaklarına ulaşılır, ve bunun sonucunda Yunanca kaynaklardan çeviriler yapılmaya başlanır.
1500 yıllarından sonra ise Arapça
kaynakların terk edildiği gözlemleniyor, bunun sonucunda ise Avrupa‟da matematik alanında özgün gelişmeler başlar.Ya da özgün çalışmalar başladığından arapça kaynaklar terk edilir.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 27
Batıya Hint-Arap rakamları (1,2,...,9,
0) 1200 lerin başında Fibonacci’nin
(1175-1250) yazdığı “ Liber Abacci”
kitabıyla girmiştir. Bu kitapta Fibonacci,
kendinden 400 yıl önce Harazmi’nin
yaptığı gibi, bu rakamlarla sayıların
nasıl yazılacağını, dört işlemin nasıl
yapılacağını anlatmıştır. Bu rakamlar
batıda günlük hayatta 16. yy a kadar
yaygın olarak kullanılmamış. Bu
rakamların halk arasında yaygın olarak
kullanılması Fransız devriminden
sonra olmuştur. 1200 lerden 1500 lere
kadar önemli özgün bir çalışma yoktur.
1500-1600 arası iki önemli çalışma Tartaglia’nın (1499-1557) bulduğu ama Cardano’nun (1501-1576) yayımladığı üçüncü dereceden polinomların cebirsel olarak köklerinin bulunmasıdır. Kompleks sayılar ilk olarak 3. derecede polinomların kökünü veren formülde, o tarihlerde anlaşılmamış, yine de ortaya çıkmıştır.
Bombelli (1526-1572) cebir kitabında bazı kompleks sayılara yer verir, onlarla nasıl işlem yapılacağını anlatır.
F. De Viete (1540-1603) in cebir kitabı yine önemli bir çalışmadır. Bu kitapta, ilk defa cebir, sözel olmaktan çıkıp, sembolleşmeye başlamıştır. Viete’in kitabında sessiz harfler bilinen sayılar için, sesliler de bilinmeyenler için kullanılmıştır. Sabitler için a,b gibi alfabenin ilk harflerinin; bilinmeyenler için de x,y gibi alfabenin son harflerinin kullanılması Descartes’le başlayacaktır.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 28
1600-1700 yılları arası matematikte önemli gelişmeler olur. Bu yüzyılın üç önemli gelişmesi:
a) Türevin bulunması. P.
Fermat (1601-1665), bir eğrinin maksimum, minimum ve tanjantını bulmak için verdiği uğraşlar sonucunda ( Ş. Al-Tusi‟den 5 asır sonra) türevin keşfini yapabilmiştir.
b) Analitik geometrinin ve
kartezyen koordinat sistemini ortaya çıkması. R. Descartes‟ın (1596-1650) geometriyi cebirleştirme çabası ve bir eğriyi bir sistemde çizme isteği analitik geometrinin doğmasına ve, bugün Descartes „a ithafen adlandırılan, “cartesien” koordinat sisteminin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
c) Türev ile integral arasındaki, “Analizin Temel Teoremi” olarak bilinen, ilişkinin Newton (1643-1727) ve Leibniz (1646-1716) tarafından, farklı zamanlarda bulunması.
Böylelikle “ Integral Calculus” doğar. Bu olay, Matematiği evrensel bir bilim konumuna getirecektir. Ayrıca, Analizle beraber bilimsel fizik ve mühendislik bilimleri de doğacaktır. Türevden önce, differensiel denklem, dolaysıyla bilimsel fizik yoktu. Bir differensiyel denklem, fiziki bir olayın metematiki ifadesindir. Bu çalışmalar ve astronomideki gelişmeler matematiği başka bir düzeye, yeni bir döneme taşıyacaktır.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 29
R. Descardes P. Fermat
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 30
I. Newton Leibniz
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 31
MATEMATİK
TARİHİ
4. Dönem Klasik Matematik Dönemi
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 32
4. Dönem Klasik Matematik Dönemi 1700-1900
Klasik matematik dönemi altın çağ olarak biliniyor. Bu dönemin önemli matematikçilerini: Euler, Laplace, Lagrange ve D’Alembert olarak sayabiliriz.
Leonhard Euler (1707-1783) İsviçre de, Basel de doğmuş. Petersbourg ve Berlin‟de yaşamıştır. Çok üretken bir bilim adamıdır.
Analizi (Calculus) sayılar
teorisine, diferensiyel denklemlere, mühendislik problemlerine ...uygulamıştır. 30.000 sayfadan fazla bilimsel eseri vardır. Hatta öldükten sonra 50 sene makalelerinin yayını sürmüştür.
Euler ile matematik evrensel boyuta ulaşmıştır. Bugün bile matematikçilerin yaptıları çalışmaların ana fikri Euler‟in çalışmalarına dayanır. Euler ile birlikte analiz bilim dalı olmuştur. Analiz in babası Euler, fakat bilindiği gibi analiz Eudoxus ve Arşimed le birlikte başlamıştır (yani analizin büyükbabaları diyebiliriz)
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 33
Laplace (1749-1827) Fransa‟da, Normandia‟ da doğmuştur. Gök ve yer mekaniği hakkında yazdığı 11 ciltlik eseri, bütün zamanlarda mekanik hakkında yazılmış en kapsamlı eserlerinden biridir. “Theorie Analytique des Probabilites” başlıklı kitabı olasılık teorisinin ilk önemli eseridir..
Joseph-Louis Lagrange (1736-1813) İtalya‟da Turin‟da doğmuş, meslek hayatının büyük bölümünü Berlin ve Paris‟te geçirmiştir. İtalya‟da doğmasına rağmen Fransız matematikçisi olarak bilinir. Lagrange cebirsel denklemlerin çözülebilirliği, mekanik, differensiyel denklemler ve varyasyon hesabına önemli katkılar yapmış, fikirleri ve yöntemleri bugün de kullanılan bir bilim adamıdır
Jean Le Rond D‟Alembert (1717-1783) Paris‟te doğmuş, Fransa‟da yaşamıştır. D‟Alembert kısmi differensiyel denklemleri ilk inceleyen bilim adamlarından biridir. Kısmi differensiyel denklemler ve akışkanlar mekaniği ilgili çalışmaları ve felsefi yazıları dışında, Diderot ile beraber editörlüğünü yaptığı ünlü 28 ciltlik “Encyclopedie” nin matematik maddelerinin büyük kısmını D‟Alembert yazmıştır. Bu eser aydınlamanın temel eserlerinden biridir.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 34
1800 lerin başında matematik :
a) Henüz bir limit kavramı olmadığından ve türevin limit vasıtası ile değil de,
“sonsuz küçük” kavramı kullanılarak tanımlanması. Matematikçilerin ise bu tanımı
tutarsız şekilde kullanmaları,
b) fonksiyon kavramının doğru tanımlanmamış olması ve matematikçilerin
fonksiyonu aynı şekilde anlamamaları,
c) süreklilik ve fonksiyon serilerinin yakınsaklığı doğru anlaşılmamış; henüz
düzgün süreklilik ve düzgün yakınsaklık kavramlarının olmayışı, integral kavramı
türev kavramının tersi olarak görülüyordu; türevden bağımsız bir integral ve
integrallenebilirlik kavramının,
d) kompleks fonksiyonlar teorisinin,
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 35
e) cebir’in grup, halka, cisim, vektör uzayı gibi kavramlarının,
f) Matris ve vektör kavramlarının ( 2 li ve 3 lü determinantlar 1680 lerden beri
biliniyordu).
g) Matematiksel fiziğin ana teoremlerinin
h) Differensiyel geometri, topoloji gibi konuların,
olmaması gibi sebeplerden bir kriz devresi yaşıyordu.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 36
A. Cauchy (1789-1855)
• limit kavramını, bugünkü kullandığımız şekliyle tanımlamış,
• türevi, sürekliliği ve, sürekli fonksiyonlar için, integrali, limit kavramı yardımıyla tanımlaması sonucu analizin sağlam temeller üzerine oturtulmasına sebep olmuştur.
• Cauchy’nin çalışmaları sonucu, kompleks fonksiyonlar teorisi doğmuştur. Kompleks fonksiyonlar theorisi Cauchy, B. Riemann (1820-1866) ve K. Weierstrass (1815-1884) gibi matematikçilerinin çalışmalarıyla, matematiğin en temel teorilerinden birine dönüşmüştür
G. Dirichlet (1805-1859) 1830 larda
fonksiyon kavramını bugün
anladığımız anlamda tanımlamış.
Bu tanım Fourier serileri hakkındaki
tartışmaların son bulmasına sebep
olacak ve bu alandaki çalışmalara
tekrardan hız verilmesine sebep
olacaktır. Fourier serileri Analizin
gelişmesinde en önemli rolü oynayan,
bir bakıma modern matematiğin
doğuşuna neden olan, gerek
uygulamaları ve gerekse de
matematikteki merkezi konumu
açısından, matematiğin en önemli
konularından biridir.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 37
Weierstrass ve öğrencilerinin çalışmaları sayesinde, 1850 lerden sonra, düzgün süreklilik, düzgün yakınsaklık gibi analizin vazgeçilmez kavramları ortaya çıkacak, fonksiyon serilerinin yakınsaklığı daha iyi anlaşılacaktır. F. Gauss’un (1777-1855) “ Cebir’in Temel Teoremi, ya da D’Alembert Teoremi” olarak bilinen teoremi ispatlaması bu asrın başka bir önemli olayıdır. Bu teorem bugün cisimler teorisinden analize kadar bir çok teorinin temelinde olan bir teoremdir
Bütün zamanların en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilen Gauss’un, sayılar teorisi, differensiel geometri, matematiksel fizik ve astronomiye katkıları bu asrın en önemli çalışmaları arasındadır.
En önemli matematikçilerinden biri olan Riemann matematiğe kavramsal bir bakış ve yaklaşım getirmiştir. Bunlardan bir kaçı:Riemann integrali ve integrallenebilirlik kavramı, Riemann yüzeyleri, Riemann geometrisi, differensiyel geometri, sayılar teorisi (Riemann hipotezi), kompleks analiz (Riemann yüzeyleri, Cauchy-Riemann denklemleri), cebirsel geometri, matematiksel fizik ve topoloji.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 38
H. Abel (1802-1829) ve E. Galois (1811-1832) nın 5. dereceden polinomların cebirsel yöntemlerle köklerinin bulunup-bulunamayacağı konusunda çalışmaları sonucu grup teorisi doğdu. Kummer (1810-1893) ve öğrencilerinin Fermat‟nın teoremini ispatlamak için çalışmaları sonucu halka teorisi ve idealler teorisi ortaya çıkmış.
R. Dedekind (1831-1916) gerçel sayıların soyut bir tanımını vermek için yaptığı çalışmalar sonucu, cisim teorisi ortaya çıkmış.
Cayley (1821-1895 ) ve Sylvesterin (1814-1897 ) çok sayıda doğrusal denklemi tek bir denklem olarak göstermek ve çözmek için yaptıkları çalışmalar sonucu matris cebiri doğdu.
Grassman (1809-1877 ) nın üç boyuttan çok boyuta geçme çabaları sonucunda da vektör uzayları doğdu.
Analizden sonra Cebir konusunda neler yapıldığına bakalım:
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 39
1700-1900 arası, matematikde birçok konuda ilerlemelerin olduğu; çok sayıda yeni
teorinin yine bu dönemde ortaya çıktığı; ispatlarda kesinliğin önem kazandığı; kavram
bakış açısının hesap yaklaşımından daha fazla önemsendiği, matematiğin altın çağı
denilen bir dönem olarak biliniyor.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 40
MATEMATİK
TARİHİ
5. Dönem Modern Matematik Dönemi
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 41
5. Dönem Modern Matematik Dönemi 1900-
Modern matematiğin babasının
Georg Cantor (1845-1918) olduğu
ifade edilir. Yine “Kümeler” teorisinin
babası olarak bilinmektdir.
Cantor, rasyonel sayılarla irrasyonel
sayıların aynı çoklukta olmadığını
söylemiştir. Başka bir ifadeyle,
rasyonel sayıların kümesiyle,
irrasyonel sayıların kümesi arasında,
her iki kümenin de sonsuz olmasına
karşın, bire-bir bir dönüşüm yoktur
demiştir. O halde bu iki kümenin
sonsuzlukları aynı değildir. Böylelikle
ortaya küme kavramı ve kümelerin,
içerdikleri eleman çokluğu açısından,
sınıflandırılması sorunu çıktı. Bu son
kavram “sonsuzun” tek değil, çok
olduğunu söylemektedir; o yıllarda
bu ifade büyük tepki çekmişti.
Cantor’un bu sonsuz anlayışı, Kronecker ve Poincaré gibi bir çok ünlü matematikçi tarafından tepki ile karşılandı. Bunun sonucu olarak, “sonsuzu” Cantor gibi anlayanlar ve Aristo gibi anlayanlar olmak üzere matematikçiler iki guruba ayrıldılar.
Küme kavramının, aksiyomatik olarak tanımlanmaksızın, Cantor’un yaptığı gibi, sözlük manasında kullanılması,
kümeler teorisini çıkmaza soktu. Daha sonraları ise, bir matematiksel ispatın ne olduğu, geçerliliği, meşruluğu
sorunu baş gösterdi. Bu olayların sonucu matematik yeni bir krize girer.
Matematikçiler girdikleri krizden çıkabilmek için; küme kavramını aksiyomatik olarak tanımlayıp, matematiği aksiyomatik kümeler temeli
üzerine inşaa etmeye çalıştılar;
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 42
Tüm bu olayların sonucunda “modern matematik” doğdu. Matematiğin, aritmetik, geometri, ... gibi çeşitli kısımlarının aksiyomatik bir temele oturtulma girişimleri başladı.
20. yüzyılda birçok yeni teoriler ortaya çıktı. Örneğin: Metrik uzaylar , topoljik uzaylar, fonksiyonel analiz, Banach cebirleri, distribüsyon teorisi, operatörler teorisi....
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 43
Bu dönemin matematiği: Diğer dönemlere kıyasla daha soyut ; kavramsal ve yapısaldır. Matematikte uğraşan bilim adamı sayısı çok fazla ve üretim diğer dönemlere oranla oldukça yüksek. Üretimin çokluğu, çeşitliliği, kullanılan dilin konuya has oluşu, matematiğin bütünü hakkında bir bilgiye sahip olmayı imkansız kılmaktadır
Matematiğin ne olduğuna tekradan değinecek olursak: Matematiğin bir dil olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekleri ve hayalleri anlatan bir dil. Aksiyomlardan oluşan ve amacı daha çok teoremleri ispat etmek olan bir dildir diyebiliriz.
Derleyen: Ersin Kuset Bodur 44
Kaynaklar
1. Burton, `The History of Mathematics`, 6th Ed., McGraw Hill
2. Ali Ülger, Matematik Dünyası
DAÜ Matematik Bölümü Derleyen: Ersin Kuset Bodur 45