metinlerarasılık

Upload: asaf15

Post on 17-Jul-2015

383 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Hacettepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Felsefe Anabilim Dal

SYLE MC L K, MET NLERARASILIK: BAKHTIN, KRISTEVA, BARTHES

Eren Rzvanolu

Yksek Lisans Tezi

Ankara, 2007

SYLE MC L K, MET NLERARASILIK: BAKHTIN, KRISTEVA, BARTHES

Eren Rzvanolu

Hacettepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Felsefe Anabilim Dal

Yksek Lisans Tezi

Ankara, 2007

KABUL VE ONAYEren RIZVANOLU tarafndan hazrlanan Syleimcilik, Metinleraraslk: Bakhtin, Kristeva, Barthes balkl bu alma 11.06.2007 tarihinde yaplan savunma snav sonucunda baarl bulunarak jrimiz tarafndan Yksek Lisans Tezi olarak kabul edilmitir.

Do. Dr. R. Levent AYSEVER (Bakan-Danman)

Prof. Dr. Kurtulu D NER

Prof. Dr. Sabri BYKDVENC

Do. Dr. smail H. DEM RDVEN

Yrd. Do. Dr. Bar GMBA

Yukardaki imzalarn ad geen retim yelerine ait olduunu onaylarm.

Prof. Dr. rfan AKIN Enstit Mdr

B LD R MHazrladm tezin/raporun tamamen kendi almam olduunu ve her alntya kaynak gsterdiimi taahht eder, tezimin/raporumun kat ve elektronik kopyalarnn Hacettepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits arivlerinde aada belirttiim koullarda saklanmasna izin verdiimi onaylarm:

Tezimin tamam her yerden eriime alabilir. Tezim sadece Hacettepe niversitesi yerlekelerinden eriime alabilir. Tezimin yl sreyle eriime almasn istemiyorum. Bu srenin sonunda uzatma iin bavuruda bulunmadm takdirde, tezimin/raporumun tamam her yerden eriime alabilir.

11.06.2006 Eren RIZVANOLU

i

TEEKKR

Bu almada danmanlm stlenip almamn her dzeyinde yol gsterici tutumunu, desteini ve yardmlarn esirgemeyen danman hocam Sayn Do. Dr. R. Levent Ayseveree; neri ve uyarlarndan dolay tez savunma jri yeleri hocalarm Sayn Prof. Dr. Kurtulu Dinere, Sayn Do. Dr. smail H, Demirdvene ve Sayn Yrd. Do. Dr. Bar Gmbaa; Felsefe blm retim yelerinden hocam Sayn Do. Dr. Cemal Gzele ok teekkr ederim. Ayrca gerek tezin yazmyla ilgili gerekse de tez dndaki yardmlarndan dolay Ar. Gr. Mehmet Ali Sarya, Ar. Gr. Feysel Taere, Ar. Gr. Ezgi Ece elike ve Ar. Gr. Ezgi Demir zkana iten teekkrlerimi sunarm.

ii

ZET

Eren Rzvanolu, Syleimcilik, Metinleraraslk: Bakhtin, Kristeva, Barthes, Yksek Lisans Tezi, Ankara, 2007. 20. yzyln banda meydana gelen bir deiimle, dil tm dnsel etkinliklerin merkezi durumuna gelmitir. Bu deiimin sonucunda ortaya kan yapsalclk, dili kendi inceleme nesnesi olarak ele almtr. Yapsalcln ortaya att kimi dnceler baz dnrlerce sorgulanr olmutur. Bu sorgulamayla saltk bir hakikatin olmad ve anlamn srekli sald ynndeki postyapsalc dnme biimi, yapsalcln yerini almaya balamtr. Bu dnceler balamnda, bu almann amac, Bakhtinin syleimcilik anlaynda, postyapsalcln metin, dil, okur, im ve yazar anlaylarna kar alternatif bir yaklamn varolduunu gstermektir. Bu nedenle almann ilk blmnde yirminci yzyl dncesini derinden etkileyen Ferdinand de Saussuren dil anlayna ve bu anlayn Rusyadaki yanks olan Rus biimciliine deinilecektir. Bu noktada gsterilmek istenen, her iki yaklamn da dili ve metni nasl bilimsel bir inceleme nesnesi haline getirdikleridir. almann ikinci blmnde ise Bakhtinin szce kuramna ve bununla balantl olarak da syleimcilik dncesine deinilecektir. Bakhtin dili ve metni belirli bir etkileimin rn olarak ele alr. Bakhtin yapsalclktan ve postyapsalclktan farkl olarak dili esremli deil ama artsremli bir yntemle ele almtr. Ayn zamanda Bakhtin srekli dilin ve metnin toplumsalln da vurgulamtr. Bu nedenle Bakhtinin yapmak istediinin, insan yapnts olan her eyi anlamamz salayan yeni bir yntem kurmak olduunu syleyebiliriz. nc blmde de Bakhtinin syleimcilik kavramndan yola karak Kristevann rettii metinleraraslk kavramna ve bu kavramn etkilerine deinilecektir. Bu bakmdan Barthesn dnceleri, bu kavrama getirdii almlar ynnden nemlidir Sonu blmnde yapsalc ve postyapsalc yaklamlar deerlendirilecek ve bu yaklamlar balamnda metinleraraslk kavramyla syleimcilik kavram

iii karlatrlacaktr. Bu anlamda Kristevann syleimcilik kavramnn znden uzaklaarak ortaya koyduu metinleraraslk kavramnn sonular tartlacaktr. yle ki Bakhtinin syleimciliinin postyapsalc bir ok dnceye kar bir yant olarak okunabilecei gsterilmeye allacaktr. Anahtar Szckler: Metin, Metinleraraslk, Syleimcilik, Szce, Kristeva, Barthes, Yapsalclk ve Postyapsalclk. m, Bakhtin,

iv

ABSTRACTEren RIZVANOLU, Dialogism, Intertextuality: Bakhtin, Kristeva, Barthes, Masters Thesis, Ankara, 2007. With the change in the beginning of the twentieth century, language has become the center of all intellectual activities. As the outcome of this change, structuralism has turned its scope to language and some thoughts claimed by the structuralism have been interrogated by some thinkers. As a consequence of this interrogation, structuralism has been replaced by the poststructuralist way of thinking that claims, there is no absolute truth and meaning is constantly scattering. In the context of these thoughts, the aim of this study is to prove the existence of Bakhtins alternative approach in terms of dialogism against the comprehension of text, language, reader and sign of the poststructuralism. In the first part of the study, Ferdinand de Saussure understanding of the language by which the twentieth century ideas have been deeply affected is going to be discussed. Moreover, as the echoes of this understanding in Russia, Russian formalism is going to be mentioned. At this point, the manners of how these two approaches have examined language and text as a scientific study object is going to be illustrated. The second part of this study is going to focus on Bakhtins utterance theory and his dialogism respectively. Bakhtin have analyzed the language and the text as a product of a specific interaction. Instead of examining the language synchronically as structuralism and post-structuralism, Bakhtin has examined it with a diachronic method. At the same time, he has constantly mentioned the socialism of the text and the language. Regarding those, it can be concluded that Bakhtin has been trying to establish a new way for understanding everything human fiction. In the third part, regarding Bakhtins dialogism, Kristevas notion of intertextuality and its effects is going to be discussed. In this context, Barthess thoughts are important in terms of the expansions they brought.

v

In the conclusion, the structuralist and poststructuralist approaches are going to be evaluated and in their contexts, the notions of dialogism and intertextuality are going to be compared. Then, the consequences of the intertextuality that Kristeva defined as a distant notion from the origins of dialogism, is going to be discussed. Moreover, it is to be tried to illustrate that Bakhtins dialogism can be read as a response against many post structural thoughts. Keywords: Text, Intertextuality, Dialogism, Sign, Bakhtin, Kristeva, Barthes, Structuralism and Post-Structuralism.

vi

NDEK LERSayfa No: TEEKKR. ZET ....... ABSTRACT NDEK LER G R ... i ii iv vi 1 10

I. BLM: YAPISALCI NCELLER...

I.1. FERD NAND DE SAUSSURE: YAPISALCI D LB L M 10 I.2 RUS B MC L : YAPISALCI YAZINB L M. 17 28

II. BLM: M. BAKHTIN: SZCE KURAMI VE YLE MC L K

II.1.SZCE KURAMI . 30 II.1.1. deolojik m Sorunu 32 II.1.2. Dil Felsefesindeki ki Eilimin Eletirisi ..... 35 II.1.2. Sz Trleri 43 II.2. SYLE MC L K (DIALOJIZM). 53 II.2.1. okseslilik ve Tekseslilik... 54 II.2.2. Syleimciliin Kkleri 60 II.2.3. Karnavaln Dildeki Syleimsel Etkisi. 62 II.2.4. Bakasnn Sz Olarak Sylem . 68 II.2.5. nsan Bilimleri in Yeni Bir Yntembilimi. 73 II.2.6. Yeni Yntembilimin Nesnesi Olarak Metin.. 79 II.2.7. Heteroglossia. 83 III. BLM: POSTYAPISALCI ARDILLAR 94 III.1. J. KRISTEVA .. 95 III.1.1. Metinleraraslk.. 96 III.1.2. msel ve Simgesel mleme Etkinlii... 102 III.1.3. rem-metin ve Olgu-metin .. 106

vii III.2. R. BARTHES 108 III.2.1. Yazarlar, Yazmanlar ve Eletiri. 109 III.2.2. Yazarn lm .. 111 III.2.3. Metin ve Yapt Ayrm 113 III.2.4. Okunabilir ve Yazlabilir Metinler. 117 III.2.5. Yapsal ve Metinsel zmleme 120 III.2.6. Doyum ve Haz Nesnesi Olarak Metin 126 SONU ... 130 KAYNAKA.......................................................................................................... 142 TER MLER SZL 150 ZGEM .... 151

1

GRYirminci yzyl dncesinde dil, merkezi bir konum edinmitir. Hem kta felsefesinde hem de Anglo-Sakson felsefe dnyasnda dili merkeze alan dnceler giderek yaygnlamtr. Dil balamnda, kta felsefesini derinden etkileyen dnm salayan dnr, Ferdinand de Saussuredr. Saussuren lmnden sonra yaynlanan ders notlarndan oluan Genel Dilbilim Dersleriyle yapsalc dilbilim kurulmutur. Saussure, dilin nedensizliini vurgulayarak, dili anlamlar baka trl de olabilecek imlerden oluan bir dizge olarak betimlemitir. Saussure, dilbiliminin nesnesinin ne olduu sorununu belirlemeye alarak sz (parole) ve dil (langue) ayrm yapmtr. Ona gre dilbiliminin nesnesi bu ayrmda szden ayr olarak dildir. Bu noktada sz konusu dili ak klmak iin Saussure artsremlilik ve esremlilik ayrm da yapmtr. Ona gre dil, inceledii konuyu, belli bir zaman iinde deerlendiren esremlilikle gerek anlamda aratrlabilir. Saussure byle dnmeye iten kendi im kuramdr. Ona gre her imin, biri sesil dieri de kavramsal olmak zere iki yn vardr. Bunlardan biri imleyen, dieri de imlenendir. Onun dncesinde nem tekil eden en nemli dnce de bu ikisi arasndaki ilikinin, imin nedensiz olmasdr. Ona gre bu nedensiz im, ancak belli bir anlamlandrma dizgesi veya belli bir dilsel yap ierisinde bir yer edinir. Saussure kendisinden sonraki dnceyi etkileyen ve aslnda bir anlamda yirminci yzyl dncesinde merkezi bir konum edinen ayrm dncesiyle, geleneksel zdelik dncesine bir kar duruu da bir anlamyla balatmtr. Onun iin dilde zdelikler olmakszn yalnzca ayrmlar vardr. Saussure bu dnceleriyle, neredeyse ondan sonraki btn bir yirminci yzyl felsefesine etkide bulunmutur. Yapsalc dilbiliminin bu temel belirlemeleri baka disiplinlere de uygulanm ve sonuta yapsalclk adyla bilinen bir dnce akm olumutur. Yapsalclk daha sonra belli bir tartma zemininde postyapsalcla evrilerek, postmodern dncenin de nemli bir belirleyicisi olmutur. Saussuren bu dnceleri, yanklarndan birini Rusyada, Rus biimcilii adyla anlan akmda bulmutur. Rus biimcileri, Sausuren dilbilimin nesnesini ararken sonu olarak vard, bilimsel bir yap kurma gerektii dncesini, yaznn nesnesinin ne olduu sorununu aratrrken kullanmtr. Rus biimcileri, metnin kuruluuna,

2

metnin kendine zg bir sylem olarak gereklemesini salayan dizgeye ynelmeyi bir ama olarak benimsemitirler. Onlar iin bir metni teki metinlerden ayran nitelikler, o metnin kimliidir. Burada bir dil sorunuyla karlalr. nk metnin kimlii ncelikle dilin kullanmyla ilgili bir konudur. Ayn zamanda biimciler, metnin gereklikle ilikisinden daha ok metinle baka bir metnin ilikisini kendi aratrmalarnn konusu yapmlardr. Rus biimcileri, iki metin arasnda bir iliki kurarken hep biim olgusunu n planda tutmulardr. Onlar iin biim, gemiin yaptlaryla balant kurarken srekli deiim gsteren bir zdr. Bunu yaparken de metnin veya yaptn kendi tarihselliini gz ard etmilerdir. Ayrca bir metnin dier bir metinle ilikisini incelerken, bunu salt biimleri ve teknikleri belirleyerek yapmaya almlardr. Mihail Bakhtin tam da bylesi bir tartma zemininde dncelerini gelitirmitir. lk bata etkisinde kald Rus biimcileri zamanla Bakhtinin dncelerini tatmin etmemeye balamtr. Bu nedenle Bakhtinin giderek Rus biimciliine kart bir tavr alm olduu sylenebilir. Bakhtin ilk yaptlarn yazd dnsel ortamda, yani 1920lerde egemen olan Yeni Kantlktan da etkilenmitir. Rus biimciliiyle birlikte, Bakhtinin dil anlaynn olumasnda Yeni Kantln da bir etkisi vardr. zellikle sonradan Bakhtin evresi adyla bilinecek olan evrede, Cassierin Simgesel Biimlerin Felsefesi adl yaptnn okunarak tartld kendisince aktarlmtr. Bylelikle Bakhtinin, bir ynyle Yeni Kantln dier ynyle de Rus Biimcilii dolaymnda, yapsalcln etkisi altnda ilk dncelerini oluturduu sylenebilir. Bunun dnda Bakhtin, yaad adaki bilimsel anlaylar da yakndan izlemi ve kendi dncelerinin belirlenmesi asndan da onlara merkezi bir yer vermitir Bakhtinin dncesinin merkezinde syleimcilik dncesi yatar. Bakhtin ilk yaptlarndan son yaptlarna kadar bu kavram kullanm ve srekli ileyerek gelitirmitir. Syleimcilik, genel olarak bir szcenin (utterance) bir baka szceyle etkileim halinde olmakszn varolamayacan belirtir. Bakhtine gre, sz iki ynl bir edimdir. Sz belirleyen hem kimin sz olduu hem de kimin iin sylendiidir. Sz, tamamen konuan ile dinleyen, gnderen ile gnderilen arasndaki karlkl ilikinin rndr. Her bir sz, birisini tekiyle bantl olarak anlatr. Yani bir sz, gnderen ile gnderilenin, konuucu ile dinleyicinin paylatklar bir alandr. Bylece

3

Bakhtin iin dilsel etkileim, dilin temel gerekliidir. Dil, dil biimlerinin oluturduu soyut dilsel dizgede deil, konuucularn bireysel psielerinde deil, tam olarak somut dilsel iletiimde yaam kazanr ve tarihsel olarak evrimleir. Bylece dil, konuucularn toplumsal dilsel etkileiminde uygulamaya koyduu kesintisiz bir retim srecidir. Szcenin yaps yalnzca toplumsal yapdr. Szce yalnzca iki konuucu arasnda geerlidir. Bakhtinin Rusa da slova szcyle belirleyicisidir. Bakhtinin syleimcilik ilkesi, metnin iinde sylemsel bir eitlilik olduu, yaptn baka yaptlarla olduu kadar, tarihsel ve toplumsal olgularla da srekli bir alveri iinde olduu dncesine dayanr. Ona gre her szce, szceyi derinden derine belirleyen toplumsal ve tarihsel bir balamda kklenmitir. Bu anlamda Bakhtin artsremli bir bak asn benimser. ster gncel, ister szdizimsel, ister bilimsel olsun hibir sylem, nceden sylenmie, bilinene, ortak dnceye ynelmeden edemez. Onun iin sylemin syleimci ynelimi her syleme zg bir olgudur (Aktulum 2000: 32). Bu anlamda Bakhtin, bir metnin daha nce ya da kendi dneminde yazlm teki metinleri zmsediini hatta bir anlamda onlara bir yant olduunu kabul eder. Avrupa dillerine, Rusa raznogolosienn karl olarak evrilen heteroglossia, yani ok dillilik/sylemlilik yine Bakhtinin dncesinin nemli bir kavramdr. Heteroglossia, dilde varolan, yapsal zellikler asndan farkllamaya ve katmanlamaya eilim gsteren toplumsal sz biimlerini imler. Bu anlamda Bakhtinin syleimcilik ilkesi, bir anlamyla tam da dildeki bu ok dilli/sylemli yaplar arasndaki etkileimi gsterir. Onun iin bir szcenin otantik ortam, yani biimlendii ortam, dil olarak ortak ve toplumsal olan, ama ayn zamanda tekil bir szce olarak zgl bir ierikle ykl ve vurgu kazandrlm, syleimselletirilmi heteroglassiadr (Bakhtin 2001:48). Bakhtin iin her szce, her szck onu belirleyen bir baka sylemi kapsar. Dolaysyla ierisinde baka szceleri barndrmayan szce tasarlamak olanakszdr. Bakhtin iin tarihsel varl ve ok dillilik evrimi srecinde dil, gcl diyalektlerle dolmutur. Bu diyalektler pek ok biimde i ie girmilerdir. kulland szce, ayn zamanda sylem anlamn da tar. Szce veya sylem, syleimcilik dncesinin temel

4

Bakhtin iin bir szck, kendi nesnesine ilikin bir kavram syleimsel yoldan oluturur. Karlkl konuma iinde szck dorudan doruya gelecekteki bir yant szce ynelir, bir yant kkrtr, ndeyiler ve kendisini yantn dorultusunda yaplandrr. Bylece canl, toplumsal, ideolojik, somut bir ey olarak, ok dilli bir kan olarak dil, bireysel bilin asndan kiinin kendisi ve teki arasnda snr izgisinde durur. Onun iin dilde yer alan szck yar yarya bakasnn szcdr (Bakhtin 2001: 71). Bakhtin iin ayn anlamda metinler arasnda da syleimsel ilikiler vardr. Bu anlamda ona gre metnin iki kutbu vardr: 1- Her metin genel olarak kavranan bir im dizgesini ngerektirir. Bu anlamda hibir saf metin yoktur ve olamaz da. Her metnin arkasnda bir dil dizgesi vardr. Metinlerde aktarlan ve yeniden retilen ey, verili bir metnin dnda verili olabilen her ey, bu dil dizgesine baldr. Ama Bakhtin iin her metin, tekil, benzersiz ve aktarlamazdr ve tm nemi de bundan kaynaklanr. 2- kinci boyut (kutup), bizzat metnin yaratmnda vardr. Bu kutup dil dizgesindeki (yinelenebilir) elerle (imlerle) balantl deildir, bunun yerine zgl syleimsel ilikiler araclyla dier metinlerle balantldr. Bu kutup, yazarlk boyutuyla ayrlmaz bir biimde balantldr ve doal, rastlantsal, tekil biimlerle hibir ilgisi yoktur, btnyle dilin im dizgesi araclyla gerekleir (Bakhtin 2001: 335). Bakhtine gre, metnin yaam, yani metnin gerek z, her zaman iki bilin ve iki zne arasndaki snrda geliir. Bu bakmdan bir insan edimi, gizil bir metindir ve yalnzca kendi dneminin syleimsel balamnda anlalabilir. Bylece Bakhtin iin, btn bir szce olarak szce, dil d (syleimsel) boyutlarca biimlenir ve dier szcelerle de balantldr. Bakhtin, metni, aslnda kendisi tarafndan gelitirilen ve temelinde syleimcilik olan yeni bir epistemolojinin nesnesi olarak grr. Bu nedenle Bakhtinin gelitirmek istedii, metin zerinden tm insan ilikilerini anlamay salayan bir yntemdir. Onun szce kuram ve syleimcilii de bu anlamda anlalabilir.

5

Bakhtin iin syleimsel ilikilerin de zgl bir doas vardr: ne tmyle mantksala ne de tmyle dilsel olana indirgenebilir. Yalnzca konuan deiik znelerin eksiksiz szceleri arasnda olanakldr. Syleimsel ilikiler, szl iletiiminde her tr szce arasndaki (anlamsal) ilikilerdir. Ona gre szck, bireylerarasdr. Bu bakmdan tek bir konuucuya mal edilemez. Bakhtine gre, syleimsel bantlar hibir biimde, gerek sylei iindeki karlkl szler arasndaki bantlarla rtmez. Hem zaman hem de uzamda birbirinden ayrlm olan ve birbirleri hakknda bilgi barndrmayan iki szce, anlamsal olarak karlatrdklarnda, aralarnda bir yaknlama varsa, syleimsel bantlar aa kar. Bakhtin, Dostoyevskinin Poetikasnn Sorunlar adl yaptnda, syleim anlaynn kkenini ilk ada zellikle Sokratik syleilerde ve Menipos yergilerinde bulur. Sokratik syleilerin zelliklerini aklarken, bu syleilerin temelinde gerekliin ve gereklie ilikin insan dncesinin syleimsel bir doas olduu yolundaki Sokratik anlayn yattn belirtir. Gereklik tek bir kiinin anlndan domad gibi, orada bulunmaz da, gereklii hep birlikte arayan insanlar arasnda, onlarn syleimsel etkileim sreci iinde doar yalnzca. Bakhtin syleim geleneinin, orta ada karnaval gelenei iinde devam ettiini belirtir. Bakhtine gre syleimsel ilikiler stdilbiliminin konusudur. Bu bakmdan syleimsel ilikiler dilbilim ddr. Ama ayn zamanda sylemin alanndan koparlmamalar gerekir. yleyse dil, dili kullananlarn syleimsel etkileiminde yaar. Yine sylem, Bakhtine gre doas gerei syleimseldir. Anlamsal ve mantksal olarak gnderge niteliindeki ilikilerin, syleimsel ilikiler haline gelebilmesi iin cisimlemesi gerekir; yani sylem haline, bir szce haline gelmeli ve bir yazara, bir yaratcya sahip olmaldr. yleyse syleimsel bir tepki, karlk verdii her szceyi kiiletirir. Syleimsel ilikiler, szcenin iine, hatta tek bir szcn iine bile szabilir. Sonuta sylenebilir ki, syleim, ok dilli bir dnyann felsefesidir. Julia Kristeva, Bakhtinin syleim kavramndan yola karak kendi metinleraraslk kavramn ortaya koymutur. Metinleraraslk giderek postyapsalc ve postmodern dncenin neredeyse en temel kavram halini almtr. Birok dnr iin

6

postmodernizm metin merkezlidir ve postmodern dnya da metinleraras bir dnyadr. Her eyin bir metin olarak grld bu anlay iinde, Kristeva, Bakhtinin syleim kavramn dntrerek metinleraraslk kavramn oluturmutur. Kristeva, bir baka ynyle de, Saussureun im anlayna baldr. Bu anlamda Kristeva, Bakhtinin imin ideolojik yapsna yapt vurguyu gz ard etmitir. Onun iin her metin bir alntlar mozaii gibi oluur, her metin kendi iinde baka bir metnin zmsenmesi ve dnmdr. Onun iin metinleraraslk her gsterge dizgesinin, sylemin isel bir niteliidir. Kristeva iin, metinleraraslk bir metnin nceki bir metni yinelemesi deil, sonsuz bir sre, metinsel bir devinimdir. Bu anlamda metinleraraslk onun iin bir yer/balam deitirme (transposition) ilemidir. Kristeva, Revolutian in Poetic Language [Poetik Dilin Devrimi] adl yaptnda, balam deitirmeden sz eder. Onun iin her metin klgs, farkl imleyen dizgelerinin bir balam deitirme alandr. Kristeva iin metinleraraslk, bir baka metinden alnan szcelerin, bir metnin uzamnda kesimesi ve tarafszlamasn gsterir. Bu anlamyla metinleraraslk, nceki ve ada szceleri dntren, yazya zg bir devinimdir. Yaz iinde nceki metinlerden izler tar. Bylece metinleraras, sonsuz bir metin alann kapsar. Kristeva metni, daha nce yazlm ya da ada metinlerle iliki iine sokarak bir yandan kendi i dizgesi ierisinde zmler ve onunla daha nce yazlm metin dizgeleri arasndaki ilikiyi saptamaya alr. Ksaca sylemek gerekirse Kristeva, metinden ve metinleraraslk tanmndan her trl insan izini silerek, onu yalnzca bir dil olgusu erevesinde tanmlar. Kristevada zneleraraslk kavramnn yerini metinleraraslk alr. Bu noktada Kristeva, Bakhtinden tmyle ayrlr. nk Bakhtin iin sylem, yar yarya bakasnn sylemidir. Kristeva, kendi metinleraraslk anlayn Tel Quel dergisinde srekli ilemitir. Ayn dergide yazan birok yazar, Kristevann dncelerini benimsemi ve onlar kendileri de kullanmtr. Bunlarn en nemlilerinden biri olan Barthes, kendi dnsel geliimini anlatt Gstergebilimsel Serven adl yazsnda, drt ana evreden sz eder. Bunlardan metin evresinde, Kristevann kendisine paragmatizm ve metinleraras ilikiler kavramlarn sunduunu syler (Barthes 1999: 20). Barthes ayn yazda metni, yaznsal yapttan ayrr ve anlam aktarc bir klg, bir yaplanma ve bir alma ve oyun

7

olarak tanmlar. Onun iin metin, bitmi, sona erdirilmi bir rn olarak deil de, oluum halinde bulunan, baka metinlerle, baka kodlarla balantda olan (metinleraras ilikidir bu), bylelikle de topluma, tarihe, gerekirci yollarla deil de alntlama yollaryla balanan bir retim olarak gzlemlenir (Barthes 1999: 218). Barthes kendi amacnn, metnin oulluunu, anlamllnn akln tasarlamak, hayal etmek ve yaamak olduunu syler. Barthes S/Z adl yaptnda, kapal metin kavram yerine, ak metinden sz eder. Metnin, kendinden nce gelen ya da onu aan izlerden, paralardan, dzglerden olutuunu kabul eder. Barthes bu anlamda metnin bir kendilik olduu dncesine kardr. Barthes, Metin Kuram adl yazsnda, ksa bir blmde metinleraraslktan sz eder. Barthese gre her metin metinlerarasdr. Her metin iinde farkl dzeylerde tannabilecek baka metinler vardr. Her metin eski alntlarn yeni bir rgsdr. Ayn biimde Barthes dier bir yapt olan, The Rustle of Langue [Dilin Hrtsnda], her metnin baka bir metinle iliki iinde olduundan dolay metinleraras olduunu syler ve bu anlamda metinlerarasln bir kken aratrmas da olmadn belirtir. Ona gre, metinleraras yoluyla nceki ya da ada dil, bir dalm ilemiyle metne girerek metne bir retkenlik salar. Barthes bu anlamda Kristevayla uzlar. Barthes metni, btnyle bir dil olgusu olarak grerek metinlerarasl onun bir lt yapar. Barthes, Metnin Hazz adl yaptnda, metinlerarasl yeniden ortaya koyarak; onu, sonsuz bir metnin dnda yaama olanakszl olarak tanmlar (Barthes2006:120). Barthes, Yazarn lm adl yazsnda, yazar bir nevi ldrerek, metne bir tr zerklik katar. Ona gre hibir yazar, tmyle yeni bir ey syleyemez. Ancak nceden yazlm, sylenmi ve okunmu olan deitirip yeniden ifade edebilir. Barthes iin her kltr farkl sylemlerden oluan karmak bir metindir. Hibir insan, nesne ve olgu bu metnin dnda varolamaz. Ona gre bu anlamda nemli olan yazar deil, metindir. En byk yanlg, metnin kendi iinde ona yazar tarafndan yklenmi bir anlam ve bir btnl olduunu dnmektir. Gerekte metnin kayna, sesler, szckler ve metinlerdir. Barthes From Work to Text [Yapttan Metne] adl yazsnda, yaptla metin arasnda da bir ayrm yapar. Yapt, yazarn maldr, tek bir sylemi barndrr. Metin ise yazarndan arndrlm farkl sylemlerden oluur. Ayn yazda

8

metinlerarasndan sz ederek btn metinlerin, kendileri de bir baka metnin ara-metni olduunu ve metinleraras olana ait olduunu belirtir (Barthes 1986: 56-65). Sonuta hem Kristeva hem de Barthes, metin zerinden yeni bir dnce biiminin gelitirilmesine katkda bulunmulardr. Genel olarak postyapsalclk olarak adlandrlan bu yaklam, kendisinden nceki felsefelerin hakikat iddialarn bir yana koyarak, anlamn greceliini savunur. Bu bakmdan metinleraraslk, her metnin sonsuz sayda edeer yorumunun olacann dnld postyapsalc anlay destekler nitelikte bir kavramdr. Bu kavramn znde, metni, bir anlamyla olgular dnyasndan soyutlayarak metinlerden oluan bir dnya yaratma istei yatar. yle ki anlam, metinleraras bir dnyada srekli bir metinden dierine salmaktadr. Bu yaklam tmyle esremli bir yaklamdr ve inceledii nesneyi, nesnenin kendi tarihinden yaltk bir biimde ele alr. Bu anlamda Kristeva ve Barthesn ne srd dncelerle, onlara kaynakl eden dnceler arasnda bir eliki bulunmaktadr. Bakhtinin syleimcilii, Kristeva ve Barthesn aksine kendi inceleme nesnesini artsremli bir yaklamla ve toplumsal bir boyutta ele alr. Bu bakmdan Bakhtinin yapmak istedii insan retimi olan her eyi bir metin olarak ele almak ve sz konusu metin zerinden insan anlamaya almaktr. Bu nedenle onun yapmak istedii anlam ve metni bulandrmak yerine, nesnesi metin olan yeni bir yntem gelitirmektir. Bu balamda almann ilk blmnde Bakhtini etkileyen ve Bakhtinin kendilerine kart savlar gelitirdii, Saussure ve Rus Biimciliinin temel dnceleri anlatlacaktr. kinci blmde Bakhtinin syleimcilii anlatlarak, onun im anlayna ve szce kuramna deinilecektir. Bakhtinin zellikle egemen dil eletirisi ve metni oturtmak istedii yer ak klnmaya allacaktr. Bu anlamyla gsterilmek istenen ey, kendisini bakas zerinden tanmlayan, metin merkezli yeni bir epistemolojinin kurulmasdr. nc blmde ise Kristevann ve Barthesn, Bakhtinin syleim kavramn nasl dntrdkleri ve kendi metinleraraslk anlaylar anlatlacaktr. Bu blmde dil, metin ve yazar kavramlar erevesinde postyapsalc yaklamlar da gsterilecektir.

9

Sonu ksmnda ise yapsalclk ile postyapsalclk, genel yaklamlar anlamnda deerlendirilecek ve postyapsalc dncenin yapsalcla kar kt noktalardan sz edilecektir. Bu noktada postyapsalc dncenin gelimesinde nemli rol oynayan dnrlerin konuyla balantl olan yaklamlarna da deinilecektir. Nihai olarak bu yaklamlar, Kristeva ve Barthesn yaklamyla birletirilerek, Bakhtinin syleimcilik anlayyla karlatrlacaktr. Bu bakmdan ulalmak istenen sonu, Bakhtinin, metni, toplumsal ve tarihsel bir balama oturtan syleimcilik anlaynda, postyapsalc yaklamlara kart olarak kullanlacak bir metin, dil ve yazar dncesinin bulunduunu gstermektir.

10

I. BLM: YAPISALCI NCELLER: FERD NAND DE SAUSSUREVE RUS B MC L

I.1. FERD NAND DE SAUSSURE: YAPISALCI D LB L M

Ferdinand de Saussure, lmnden sonra rencileri tarafndan yaynlanan temel yapt Genel Dilbilim Dersleriyle yirminci yzyl dncesi, zelliklede kta felsefesi zerinde derin bir etki brakmtr. Bu anlamda sonradan adna yapsalclk denilen bir dnce akmnn da kurucusu saylmtr. Yaptn bu denli nemli klan, bazlarnn dil biliminde Kopernik devrimi diye de niteledii ey, onun dilin doasna ve nesnesinin ne olduuna ilikin sorgulamasdr. Kendisinden nce hakim olan dilin gereklii yanstt dncesinin yerine, bizzat gerekliin dil iinde retilen bir ey olduu dncesini getirmitir. Saussure iin dilbilimin nesnesi kendinde ve kendisi iin dildir. Bu dncesiyle Saussure, dille dnya ve dille dnce ilikisi zerine dnmenin ynn deitirmitir. Sonradan onun yolundan gidenler, ortaya att dnceleri kullanarak birok farkl bilim dalna uygulamlardr. Bu bakmdan Saussuren yirminci yzyl dncesinde bir ok dnme kaynaklk ettii sylenilebilir. Ondan sonra dil, dnyay kavramann bir arac olmaktan km, dnyay anlamann merkezi durumuna gelmitir. Saussuren dncesinin temelini oluturan nedensiz ve ayrmsal im, ayn zamanda metinleraraslk dncesinin de temelini oluturur. Her iki kavram da Saussuren btncl dizge dncesi iinde bir anlam kazanr. Saussuren dncesinin can alc zellii, yapnn kendi birimlerini ve onlarn birbiriyle ilikilerini yaratt dncesidir (Haris, Taylor 2002: 176). Bu dnceyi artracak bir biimde, metinleraraslk dncesinin temelinde, herhangi bir metnin, dnyadaki nesnelere deil de, metnin kendi retiminden bamsz olan, baka bir dizgeye gnderme yapt dncesi yatar. Bu anlamda dilin onu kullanan bireylerden bamsz olmas ve dil iindeki her imin deerinin yine dizge iindeki dier imlerle ilikisine bal olmas anlamnda, Saussure ile metinleraraslk dncesi arasnda dorudan bir ba kurulabilir. Hi kukusuz burada temel vurgu Saussuren anlatlacak olan ayrmsallk dncesinedir. Dilde

11

zdelikler yerine ayrmlar bulan dnce ayn zamanda tezin temel izleklerinden biri de olacaktr. Saussure, Genel Dilbilim Derslerinin banda, dil yetisinin iki yan olduundan sz eder: Biri dieri olmadan dnlemeyen dilin bireysel yan (parole) ve dilin toplumsal yan (langue). Saussure, kendi incelemesinin temeline dilin toplumsal yann koyarak, bu yan dil diye adlandrmtr. Sz konusu olan dil, kendi bana bir btndr, bir snflandrma ilkesidir (Saussure 1985: 12). Saussure bunu yaparak, dilbilimin nesnesini belirlemek ister. nk ona gre biz, ancak btn bireylerin belleinde bulunan sz imgelerinin tmn kucaklayabilirsek, dili oluturan toplumsal ba yakalayabiliriz. Bu noktada Saussure, nemli bir ayrma vurgu yapar. Ona gre dil, kimsede eksiksiz deildir, yalnz toplumda eksiksiz olarak varolabilir (Saussure 1985: 16). Bu bakmdan Saussure, dili, bireysel olandan ayrarak, ayn zamanda toplumsal olguyu bireysel olgudan, temel olguyu rastlantsal nitelikli olgudan ayrmaktadr. Saussure, dili, konuan kiinin bir ilevi olarak grmez, daha ziyade onun iin dil, bireyin edilgen bir biimde belleine aktard bir rndr. Saussure, dili szden ayrrken dilin temel niteliklerini belirler. Onun iin dil, dil yetisinin birey dnda kalan toplumsal blmdr ve birey onu tek bana ne yaratabilir ne de deitirebilir. Bu bakmdan dil, varln topluluk yeleri arasndan yaplm bir tr szlemeye borludur. Dil ayn zamanda szden farkl olarak incelenebilir ve sze benzer bir biimde somut niteliklidir. Son olarak Saussure, dilin temel bir niteliini belirlerken, en son olarak onu bir tr imler dizgesi olarak nitelendirir (Saussure 1985: 17). Bu noktada Saussure, imbilimden belirgin olarak ilk defa sz eden kii olur. Onun iin imbilim, imlerin toplum yaam iindeki yaamn inceleyecek bir bilimdir. Dil de, imsel olgular iinde bir dizgedir ve bu anlamda Saussure iin dil sorunu, her eyden nce bir im sorunudur (Saussure 1985: 20).

Saussure dili bir im sorunu olarak belirledikten sonra dilsel imi tanmlar. Onun iin dilsel im, bir nesneyle bir ad birletirmez, bir kavramla bir iitim imgesini birletirir. itim imgesi salt fiziksel nitellikli olan zdeksel ses deildir; sesin anlksal izidir, duyularmzn tankl yoluyla bizde oluan tasarmdr (Saussure 1985: 71). Ona gre

12

dilsel im, iki ynl anlksal bir kendiliktir. Burada Saussure, btn belirtmek iin im, kavram yerine imlenen ve iitim imgesi yerine de imleyen terimlerini kullanmtr. Saussure sz konusu olan imin, iki temel niteliinden sz eder. lki onun dncesinin temel kabullerindendir. Bu ilkeye gre imleyeni imlenenle birletiren ba nedensizdir, yani dilsel im nedensizdir. Saussure rnek olarak buna karde kavramn verir. Ona gre karde kavramnn, kendisini imleyen, k-a-r-d-e- ses diziliiyle hibir i bants yoktur. Baka bir dizili de onu ayn oranda gsterebilir (Saussure 1985: 73). Bunun iin Saussure, imleyenin bir nedene balanamayacan, e deyile gereklik dzleminde hibir doal iliki kurmad imlenen asndan nedensiz olduunu syler. Onun iin imin ikinci ilkesi, imin izgiselliidir. Ksaca sylemek gerekirse iitimsel imleyenlerin tek boyutu vardr, o da zaman izgisidir (Saussure 1985: 76). Saussure incelemesin konusunu belirlemek iin ikili bir ayrm yaptktan sonra bu sefer de yntemini belirlemek iin baka bir ikili ayrm daha yapar. Kitabnda dural dilbilimle evrimsel dilbilimi inceledii blmde, genel olarak btn bilimlerin inceledikleri olgularn stnde yar aldklar eksenlerin belirlenmesi gerektiini belirtir. Ona gre her bilimde iki tr eksen vardr: esremli olgular ekseni ve artsremli olgular ekseni. lk eksen, ayn anda bir arada bulunan olgularn bantlarna ilikindir. kinci eksende ise ayn anda ancak tek bir olgu gzlemlenebilir (Saussure 1985: 86). Bu balamda konu olarak deerlerle ilgilenen bilimlerin gz ard edemeyecei bir ayrm ortaya konmaldr. Zamandan soyutlanm deerler dizgesiyle, bu deerlerin zaman asndan birbirinden ayrlmas aratrmay salamlatrr. Bu ayrm en ok dilbilimde nemlidir. nk dil, elerinin bir anlk durumu dnda hibir eyin belirlenmedii katksz bir deerler dizgesidir (Saussure 1985: 86). Tm bu sylenenler nda ksaca sylemek gerekirse bilimin dural ynn ilgilendiren her ey esremli, evrimle ilgili her eyde artsremlidir, Saussuren konu edindii tam da esremli olan dildir. nk deinilen durumu anlamak isteyen bilim adam, onu yaratan her eyi yok saymal, artsremi bilmezlikten gelmelidir. Bu durumda tarihi ie kartrmak olsa olsa onun dncesini bulandrr (Saussure 1985: 87). Saussuren bu dncesi yine, tezin evresinde kurulduu temel sorunsallardan biridir. yle ki Saussure, kendi ynteminden tarihi dlayarak, konu edindii nesneyi

13

eremli bir olgu olarak incelemitir. Bu daha sonra gsterilecei gibi, hem Rus biimcilii hem de birok postyapsalc tarafndan benimsenmi bir dncedir. Dolaysyla dil, Saussure iin btn blmleri esremli dayanmalar bakmndan ele alnabilen ve alnmas gereken bir dizgedir (Saussure 1985: 93). ze olarak sylenirse, esremli olgular belli bir dzenlilik gsterirler, ama buyurucu hibir zellik tamazlar. Oysa ki artsremli olgular, kendilerini, dile zorla benimsetirler, ama her trl genellikten de yoksundurlar (Saussure 1985: 101). Saussure kendi yntemini belirledikten sonra, dizge anlayn da anlatr. Bir dizge olarak dili betimlemek iin ise onu satranla karlatrr. Ona gre, satran da dil gibi bir deerler dizgesidir. Bir satran oyunu, dilin bize sunduu grntnn yapay olarak gereklemesini andrr. Oyundaki bir durum aynen dilin bir durumu gibidir. Dildeki bir e deerini, br elerin tmyle kurduu kartlk ilikisinden alr ve benzer bir biimde talarn karlkl deerleri de satran tahtasndaki konumlarna baldr (Saussure 1985: 94). Saussure iin dizge hep bir an iinde, bir konumdan dierine deiir. Deerler, deimez bir anlamaya baldr. Bu anlama, oyunun balamasndan nce de vardr, oyuncularn talar oynatndan sonra da. Burada sz konusu olan bir kez benimsendiinde artk deimeyen bir kuraln varldr. Bu kural, imbilimin deimez ilkeleridir. Saussure bu noktada dili yine satranla iliki kurarak anlatr. rnein satran oyuncusunun her hamlesinde bir tek ta yer deitirir; dilde de deiimler tek tek eleri ilgilendirir. Tek bir tan yer deitirmesi btn bir dizgeye yansr, ama bu kestirilemez bir etkidir ve son olarak bir tan yer deitirmesi kesinlikle bir nceki dengeden de bir sonraki dengeden de bamszdr. Tm bu benzerliklere karn, Saussure dille satrancn karlatrlamayaca bir durumundan da sz eder. Satran oyuncusu talar oynatmak ve dizge stnde bir eylemde bulunmak amacn gder, oysa ki dil nceden hibir ey tasarlayamaz. Dilin talar kendiliinden ve rastlantsal olarak yer deitirir (Saussure 1985: 95). Sonuta sylenebilir ki nasl satran oyunu tmyle eitli talarn birleiminden baka bir ey deilse, dil de batan baa somut birimlerin kartlna dayanan bir dizgeden baka bir ey deildir (Saussure 1985: 114). Bylece dilsel yap bir araya toplama deildir ve para para ina edilemez. Ancak bir btn olarak varolur.

14

Saussuren kuramnn temel bir aklamas da, esremli bir zdeliin ne olduuna ilikin sorgulamasdr. Ona gre dilsel dzenek tmyle zdeliklerle ve bunlarn karsnda yer alan ayrlklara dayanr (Saussure 1985: 117). Saussure, bu durumu anlatmak iin de yine bir karlatrma yapar. Yirmi drt saat arayla kalkan iki ekspresinin zde olduunu syleriz. Lokomotif, vagonlar, grevliler ksacas her ey deiiktir, ama sz konusu olan yine de ayn eksprestir. Ekspresin zellii, kalk saati, getii yollar ve genel olarak onu br ekspreslerden ayran koullardr. Tm e koullarda ayn kendilikler elde edilir. Fakat bunun yan sra, sz konusu kendilikler soyut deildir, nk bir sokak ya da bir ekspres zdeksel bir gerekleme dnda dnlemez. Biz trenle ilgili her eyi, tekerlerinden personeline kadar deitirsek bile 20.45 treni hala 20.45 trenidir. Burada dilsel zdelik, ekspresle sokaktaki zdeliktir. Saussuree gre belirli kurallar uyarnca elerin birbirini karlkl olarak dengede tuttuu dil gibi imsel dizgelerde zdelik kavram deer kavramyla i ie gemi bir durumda bulunur. Dolaysyla dilsel zdelik, dilsel deerle dorudan balantldr ve zdelik, btnyle dizge iindeki deiikliklerin bir ilevidir. Saussure dilsel zdeliin ne olduunu sorguladktan sonra dilsel deerin dolaysyla anlamn ne olduunu da sorgular. Dilin kendisi katksz bir deerler dizgesidir ve onun ileyiinde ortaya kan iki e vardr: kavramlar ve sesler (Saussure 1985: 121). Bunlardan bamsz tek bana dnce, hibir zorunlu snra rastlamayan bir bulutsuyu andrr, dilin ortaya kmasndan nce hibir ey belirgin deildir. Dildeki her dilsel e, bir kavramn bir sesle birletii ve bir sesin bir kavramn imi durumuna girdii kk bir ye, bir paracktr. Bu durumda dil bir kada benzetilebilir: dnce kadn n yz, ses ise arka yzdr. Kadn n yzn kestiniz mi ister istemez arka yzn de kesmi olursunuz. Dilde de ayn biimde ne dnce sesten ne de ses dnceden ayrlabilir (Saussure 1985: 122). Bylece Saussure iin dilbilim tam da bu iki dzeye balanan elerin birletii snr blgesinde ilem yapar. Bu birleim bir tz deil, bir biim yaratr. Bu dnce dorudan imin nedensizlii ilkesinin bir sonucudur. Bir ses dilimini bir kavrama balayan seme eylemi batanbaa nedensizdir. Bu durum, yalnzca toplumsal olgunun bir dil dizgesi yaratabileceini bize gsterir. Deerlerin

15

yerleebilmesi iin toplum zorunludur. Deeri yaratan yalnz toplumsal kullanm ve genel onaydr. Birey tek bana bir deer yaratamaz. Bu noktada bir szcn deerinin ne olduu sorusunu yantlamak gerekir. Bu durumda Saussuree gre, szcn deerini ele aldmzda, o szcn bir kavram gsterme zelliini dnrz. Yine kavramsal yn bakmndan deer, anlamn bir esidir. Onun iin anlam bylece, iitim imgesinin doal bir kar esinden baka bir ey deildir. Her ey kendi dnda varlk nedeni bulunmayan bir alan gibi ele aldmz, szcn snrlar iinde, iitsel imgeyle kavram arasnda olup biter. Bylece dil, btn eleri dayank, birinin deeri yalnzca brlerinin de esremli varlndan doan bir dizgedir (Saussure 1985: 124). Bu anlamda dil iindeki herhangi bir szcn ierii, ancak kendi dndaki elerin yardmyla gerek anlam da belirlenebilir. Yine dil iinde, yakn kavramlar belirten btn szckler karlkl olarak birbirini snrlandrr. Bu anlamda Saussure, kavramlarla dizgeden doan deerleri denk grdmzde anlatlmak istenilenin, kavramlarn yalnzca ayrmsal olduklar, ierikleriyle pozitif (olumlu/artl) biimde tanmlanmayp dizgenin br eleriyle kurduklar bantlar asndan negatif (eksili/olumsuz) biimde tanmlandklarn belirtir. Bu elerin en belirgin zellii, brleri ne deilse o olmaktr (Saussure 1985: 127). Saussure deerin kavramsal ynnden sonra bir de deerin zdeksel ynn irdeler. Ksaca deerin kavramsal blm, dildeki br elerle kurulan bant ve ayrlklardan oluur. Anlam tayan tam da bu ayrlklardr. Bu noktada Saussuren srekli belirttii iki zellik, yani nedensizlik ve ayrmsallk birbirinin balla iki temel niteliktir. Bu noktada dilin zdeksel esi olan sesin yalnzca ses olarak dilde yer almas onun iin olanakszdr. Dil iin ses ikinci derecede nemli olan bir edir; yararlanlan bir zdektir (Saussure 1985: 128). Btn saymaca deerlerin zellii kendilerine dayanak olan somut eyle zdelememektir. Saussure bunun iin rnek olarak bir madeni parann deerini belirleyenin, o paradaki maden olmadn belirtir. Sz konusu olan parann deeri, parann zdeksellii dnda stnde belirli bir resmin olmas veya siyasal bir snr iinde kullanlmasna baldr. Btn bu sylenenler dil iin de geerlidir. Dil, imleyeni ses nitelikli ve zdeksel deildir. Dilin imleyenini oluturan

16

zdeksel tz deil, tm br iitim imgeleriyle karmamasn salayan ayrlklardr (Saussure 1985: 129). Saussure imin nedensiz olduunu sylemitir ama yine de bunu belirgin klmak iin ikili bir ayrm yapmtr. Bylece salt nedensizlii grece nedensizlikten ayrmtr. Ona gre im grece olarak nedenlilik tayabilir. rnein yirmi nedensizdir, ama on dokuz ayn oranda nedensiz deildir nk oluturucularn ve iliki kurduu birimleri anmsatr (Saussure 1985: 142). Bylece grece nedenlilik kavram ncelikle ele alnan enin zmlenmesini, daha sonra da baka bir eye bavurulmasn ierir. Saussure iin bu kavram nemlidir nk tm dil dizgesi, imin nedensizlii gibi usa aykr bir ilkeye dayanr ve bu durumda grece nedenlilikle usumuz, imler ynnn kimi blmlerine bir dzen ve kural ilkesi getirmeyi baarr. Btn bu sylediklerinden sonra Saussure, kuramnn temelini oluturan dnceyi yle belirtir, Dilde yalnz ayrmlar vardr. Bir ayrlk genellikle salt nitelikli pozitif terimler gerektirir; oysa dilde pozitif terimler olmakszn yalnzca ayrmlar vardr. Dilde dizgeden nce var olan kavramlara da, seslere de rastlamayz; ancak dizgeden doan kavramsal ayrmlarla sessel ayrmlar vardr (Saussure 1985: 130). Bu noktada Saussuren ne srd ey, her imin ses ve anlk terimleri arasndaki gerek ba kuran eyin, bizzat dizgenin kendisi olduudur. Bylece sz konusu olan dilsel dzenek, tam da bylesi kartlklarla bunlarn kapsad sessel ve kavramsal ayrmlara dayanr. Bu salt ime deil, genel olarak tm imlere geniletilebilir. Bir imi, im yapan onu benzerlerinden ayrt eden zelliklerdir. Bu anlamyla dilde biz hibir yaln olguya rastlamayz. Her zaman ve her yerde karlkl olarak birbirini koullandran elerin kurduu ayn denge vardr. Edeyile Saussure iin, dil bir tz deil, bir biimdir (Saussure 1985: 132). Cullerin da belirttii gibi Saussure iin dildeki bir birim, bir tz olmaktan ok onu teki birimlerden ayrt eden bantlarla tanmlanan bir biimdir (Culler 1985: 31). Dilin bir tz deil de biim olmas Saussuren kuramnn odadr. Dil, karlkl bantl bir deer dizgesidir, dolaysyla dili zmlemek, bir dil durumunu oluturan deerler dizgesini sergilemektir. Saussure ele ald dili tam da bylesi btncl bir yap olarak

17

grmesiyle hem aslnda yeni bir dnme yolunu amtr hem de bu dnme biimiyle birlikte ortaya kan belli sorularn da meydana gelmesine yol amtr. Saussuren dilbiliminden yola kan yapsalclk, gerekliin yapsn kavramaya alrken, Saussure tarafndan ortaya konan yaklamlar kullanmtr. Bu yaklama gre bir yapt, bir olgu ya da bir deer iinde bulunduu dizge iinde belirli bir yere sahiptir. Bu anlamyla yapsalcln esremli ileyen ve her durumda ve zamanda ayn kalan eyleri incelediini syleyebiliriz. Bu bakmdan yapsalcl ralandran temel eyin, onun ele ald nesneye yaklamn belirleyen bu esremli tavr olduu sylenebilir. Bunun yannda, yapsalclk kendini zdelikler deil de ayrm dncesi zerinden temellendirir. yle ki her deer bir tekinden ayrm iinde gerek anlamda deer kazanr. te Saussuren ortaya koyduu dnceleri kendi bilim alanlarna veya inceleme nesnelerine uygulayan baka baka kuramclar, ortaya kan sorularn yantlarn tm insan bilimleri alannda aramlardr. Bu erevede deinilecek olan Rus Biimciliin nemi ise, Rus Biimcilerinin belli bir etkileimin varlna ramen, benzer dnceleri dil yerine, yazn dizgesine uygulamalar ve bunu da kendi dnsel geliimleri iinde yaratmalardr. Her iki kuram da tez iinde incelenecek dncelere bu anlamda ayn oranda kaynaklk etmilerdir. Rus biimcileri, Saussure tarafndan ortaya konan esremli yaklam en azndan ilk yaptlarnda btnyle onaylamlardr. Ele aldklar yapt biimsel yanlaryla deerlendirerek, yapt belirleyen eleri ortaya karmaya almlardr.

I.2 RUS B MC L : YAPISALCI YAZINB L M

Rus biimcilii Bolevik devriminin arifesinde filizlenen ve devrimin ilk yllarnda temel geliimini yaayan bir eletiri akmdr. Rus biimciliinin ilk admlar 1915 ylnda Moskova niversitesi Dilbilim rencilerinin bazlarnn Moskova Dilbilim evresinde bir araya geliiyle atlr. Akmn douu 1916 ylnda Petersburg

18

niversitesinden bir bek yazn ve dilbilim rencisinin OPAYAZ ksaltmasyla tannan iir Dilini nceleme bei ad altnda birlemesiyle gerekleir (Parer 2004: 82). Dolaysyla Rus biimciliinin iki merkezi olan bir akm olduunu syleyebiliriz. nc dnrleri hem Moskova Dilbilim evresinde hem de OPAYAZ da bulunan Roman Jakobson, Petersburgda da Victor Borisovi klovski, Boris Eyhenbaum, Yuri Tinyanov, Vladimir Proppdur. Yzyl banda Saussure, dilbilimin nesnesinin ne olduunu sormutu, benzer biimde Rus biimcilerin temel sorusu da yaznn nesnesinin ne olduudur. Bir bakma Rus biimcileri, Saussuren dilbiliminde yaptn yazna uygulamlardr. Yani biimcilik bir anlamda dilbilimin yazna uygulanmasdr1. Sz konusu dilbilimin, kiinin gerekten syleyebilecekleriyle deil de dilin yaplaryla ilgilenen biimsel bir dilbilim olmasndan dolay, biimciler yaznsal ieriin zmlemesini nemsemeyip yaznsal biimin zmlemesini yapmlardr (Eagleton 2004: 19). Ayn zamanda Rus biimcilerini, metne dnk eletiri yolunda ilk dizgeli almalar uygulayan ve metnin kendine zg bir sylem olarak gereklemesini salayan dizgeye ynelmeyi de kendi eletirilerinin k noktas yapan bir eletiri okulu olarak grebiliriz (Aksoy 1996: 12). Rus biimcilii Erlichin deyiiyle yanl bir biimde on dokuzuncu yzyln sonlarnda egemen olan sanat sanat iindirin yeniden ortaya konulmu bir biimi olarak dnlmtr. Bu btnyle bir yanl anlamadr. nk Rus biimcileri yalnzca sanatn amac veya zyle ilgilenmemilerdir. Neo pozitivizimi desteklemiler ve gzel ile saltk hakknda kurgulamalardan saknmlardr. Bu anlamda biimci estetik metafiziksel olmaktan ok betimleyicidir (Erlich 1965: 171). Onlar iin rnein iirin arac szcklerdir. iir szel bir sanattr. iirin ilevi imin kendi gndermesiyle zde olmadn gstermektir (Erlich 1965: 181). air, mzisyenin notalarla, ressamn renklerle yaptn dille yapan kiidir.Saussuren yapt 1913 ylnda yaynlandktan sonra tm Avrupada nemli bir etki yaratmtr.Bu yaptn yaynlanmasndan yalnzca bir yl sonra Rus biimciliinin kurucusu saylacak kii olan klovski, Szcn Yeniden Dirilii adl ilk makalesini yaynlamtr. Bu makale, genelde yapsalc bir yaklam destekler nitelikte savlar ne srmektedir. Yine de yapsalclkla Rus biimcili arasndaki temel balanty kuran, Rus biimciliinin Moskovadaki uzanm olan, Moskova dilbilim evresidir. 1916 ile 1919 arasnda kimi yaptlar reten bu evrede Saussuren dncelerine kimi gndermeler yaplmtr. zellikle, burada, sonradan nemli bir dilbilimci olan Jakopsonn ad saylabilir. Ayn biimde Tinyanovun eserlerinde de Saussurea gndermeler bulunmaktadr. Bunun iin Jakobson ve Tinyanovun birlikte yazdklar, Yaznsal ve Dilsel ncelemelerin Sorunlar" yazsna baklabilir.1

19

Todorovun deyiiyle biimci reti, yapsal dilbilimin ya da en azndan Prag Dilbilim evresinin temsil ettii akmn kaynanda da yer alr. (Todorov 1985: 17) Biimciler dnemin Rus eletiri anlayn belirleyen ruhbilimsel, felsefi ya da toplumbilimsel yaklam yadsrlar. Kendilerinden nce gelenlerden de zellikle ite bu noktada ayrlrlar: onlara gre yapt, ne yazarn yaam yksnden ne de dnemin toplumsal yaamnn zmlenmesinden yola klarak aklanabilir (Todorov 1985: 18) Yaratma edimini ve yaptn kendisini glgelemekten baka bir ie yaramayan her kr krne inan yadsyan biimciler, teknik terimlerle yaptn yapmn betimlemeye alrlar (Todorov 1985 :19). Biimcilerde yaznsal enin (im) biimi ile ilevi arasnda yaplm ayrmla karlarz. Bu kavram ifti Saussuren imleyen ve imlenen ikiliiyle karlatrlabilir, ama burada yazn sz konusu olduu iin her iki kavram birbirinden ayrlamaz. Dolaysyla, biim dilsel imlerden kurulu olduundan, ortak dil dzeyinde yol at yorum da kendini kabul ettirmi olur (Todorov 1985: 21). Her aamal snfn iinde biimler ve ilevler yan yana konmu basit btnler deil de dizgeler oluturur. Her dizge gerekliin trde bir zelliini yanstr. Biimciler, yaptn iinde st ste bulunan birok dzlemin varln ayrt etmilerdir; bu dzlemler farkl tze sahip olmakla birlikte aralarnda bant bulunan ilevler sunarlar. Dilsel elerden kurulmu olan anlat dzeyinin kendisi de gcl dnyaya, kiilerin karakterlerine ve metafiziksel deerlere imleyen grevini yapar. Yaratc da bu a iinde yer alr (somut kiiliiyle deil de yaptla zlmemecesine kaynam olan bir imge araclyla), duyarll da ek bir imlenendir (Todorov 1985: 24). Rus biimciliini ralandran ve biimcilik konusunda yazlm en kuramsal yaz saylabilecek olan, Biimsel Yntemin Kuram adl yazsnda Eyhenbaum, biimciliin kuramsal itkilerini ve genel olarak nesnesine yaklamn gstermeye almtr. Eyhenbauma gre, biimsel yntem, zel bir yntembilimsel dizgenin oluturulmasndan deil de zerk ve somut bir bilimin yaratlmas iin yaplan abalardan dodu. Yntem kavram genellikle lsz boyutlara brnmtr ve ok fazla ey belirtmektedir. Ona gre Biimciler iin nemli olan yaznsal

20

incelemelerdeki yntem sorunu deil, inceleme konusu olarak yazn sorunudur (Todorov 1985: 31). Eyhenbaum kuram, olgular belirtmeye ve anlamaya yarayan bir alma varsaym olarak deerlenmitir. Ona gre biimciler kendi kuramlarnn karsnda yeterince zgrdr ve her bilimin de, kuram ile kan (inan) arasnda bir ayrm bulunmas lsnde, zgr olmas gerekir. Bylece hazr bilim gereklikleri dzenleyerek deil, yanllar aarak yaar (Todorov 1985 :32). Kendi yazsnn temel savnn, biimsel yntemin, evrim geirerek ve inceleme alann genileterek, genellikle yntembilim denilen eyin snrlarn btnyle nasl atn belirtmek ve olgularnn zgn dizisi olarak kabul edilen yazn kendine inceleme konusu yapan zerk bir bilime nasl dntn gstermek olduunu belirtir. Ona gre biimcileri belirleyen zellik, ne estetik kuram olarak biimciliktir, ne de belli bir bilimsel dizgeyi simgeleyen bir yntembilimdir; biimcileri belirleyen zellik, yaznsal gerelerin zgl niteliklerinden yola karak zerk bir yazn bilimi kurma isteidir (Todorov 1985: 33). nemli olan simgecilerin kuramsal yaptlarndaki znel estetik ilkelere kar, olgular nnde bilimsel ve nesnel bir tutumun benimsenmesi gerektiini ne srmektir. Biimcilerin belirgin zellii saylan bilimsel pozitivizmin yeni cokusu, yani felsefi ncllerin, ruhbilimsel ve estetik yorumlarn, v.bnin reddi de buradan gelmektedir (Todorov 1985: 35). Ona gre biimcilerin eskiden de bugn de reddettikler ey, yntemlerin kendisi deil, farkl bilimlerin ve farkl bilimsel sorunlarn sorumsuzca birbiriyle kartrlmasdr. Yazn biliminin konusu olan yaznsal nesneleri, btn br nesnelerden ayran zgl nitelikleri incelemek gerekir. Yazn biliminin konusu, yazn deil yaznsallktr, yani belirli bir yapt yaznsal klan eydir (Todorov 1985: 36). Bu balamda onlar iin dilbilim, inceleme konusu bakmndan yaznbilimle rten bir bilim olarak grlr fakat dilbilim konusunu baka ilkelere dayanarak ve baka amalar benimseyerek ele alr. te yandan dilbilimciler, ynteme de ilgi duyuyorlard: bu ilgi, iir diline ilikin olgular biimsel olarak grmelerinden ve bunlar btnyle dilbilimsel alanlar erevesinde deerlendirmelerinden kaynaklanyordu.

21

Eyhenbauma gre biimciler, geleneksel biim / z bantsndan ve klf olarak biim kavramndan kurtulmulardr. Onlara gre sanat olaylar, sanatn zgl ayrmnn yapt oluturan elerde deil de, bu yaptn zel kullannda dile geldiini gsteriyordu (Todorov 1985: 40). Biim kavram yeni bir anlam kazanmtr; artk bir klf deil, her eit karlkl bantnn dnda, kendi bana bir ierii bulunan dinamik ve somut bir btnlktr1. Eyhenbaum iin bir a aydnlandka, bir airin yaratm diye kabul ettiimiz imgelerin, hemen hemen hi deitirilmeden bir baka airden alnd aka grlr. iir okullarnn yapt btn i, dilsel gereci dzenleyip ilemek, yani teknikleri biriktirip ortaya koymaktan baka bir ey deildir. mgeleri yaratmaktan ok, imgeleri dzenlemektir sz konusu olan. mgeler verilmitir, bellidir ve iirde, imgelerle dnmekten ok imgeleri anmsamak sz konusudur (Todorov 1985: 41). Bu anlamda air, zaten varolmayan bir ey yaratmaz. Eyhenbaum yazsnda biimlerin deimesi sorununu da ele alr. Ona gre yeni bir biim yeni bir ierii dile getirmek iin ortaya kar (Todorov 1985: 45). Bir sanat yapt br sanat yaptlaryla kurulan bantya gre ve onlarla gerekleen btnlemeler yardmyla alglanr. Yalnzca pasti deil, her sanat yapt herhangi bir modele kout ve kart olarak yaratlr. yle ki yeni biim, yalnzca yeni bir ierii dile getirmek iin deil, estettik zelliini yitirmi eski biimin yerine gemek iin de ortaya kar (Todorov 1985: 46). Burada anlan ve daha sonra metinlerarasln temel bir kavram olacak olan pastie Tinyanov Tema rgs adl yazsnda da deinir. Ona gre yaznsal bir tekniin aklanmas gln bir etki yaratyorsa, o zaman bir pasti karsndayz demektir. Pastiin ok sayda ilevi vardr. Her pastiin gerisinde, bir baka yaznsal yapt vardr, pasti bu temelden kalkarak oluur. Teknikler doarlar, yaarlar, eskirler ve lrler. Kullanldka, mekanik bir hale gelirler, ilevlerini yitirirler, etkin olmaktan karlar. Tekniin mekaniklemesini nlemek iin, onu yeni bir ilev ya

1

Bakhtinin dncelerine daha sonra deinilecektir, ama ksaca sylemek gerekirse Bakhtin iin ierik

bir yaptn ne hakknda olduuyla ilgidir, malzeme (szckler) bu yaptn yapland maddedir, biimse belirli bir yaptta ierikin malzemeyle ilikisidir (Bakhtin 2005a: 290).

22

da yeni bir anlam araclyla yenilemek gerekir. Tekniin yenilenmesi de eski bir yazardan yaplan bir alntnn, yeni bir balamda ve yeni bir anlamda kullanlmasna benzer 1(Todorov 1985: 255). Biimciler biim kavramna btnsellik anlamn yklemiler ve bu kavram bylece, btnl iindeki sanat yapt imgesiyle bir tutmulardr: yle ki bu biimin estetik nitelik tamayan br biimlerle olan kartl dnda baka hibir kartla gereksinmesi yoktur. Yaptn birlii bakml ve kapal bir kendilik deil, zgl bir geliimi olan dinamik bir btnlktr; eleri birbirine eitlik ya da toplama iaretiyle deil, dinamik bir ballam ya da btnleim iaretiyle balanr (Todorov 1985: 56). Eer biim, gemiin yaptlaryla balant kurarak srekli deiim geiren gerek bir z olarak anlalyorsa, o zaman bu biime, kesin olarak dzenlenmi soyut snflandrmalar yardm olmadan, somut anlamn ve tarihsel nemini dikkate alarak yaklamamz gerekir. Bu anlamda Eyhenbauma gre kuramn kendisi de tarih olma hakkn istemektedir (Todorov 1985: 58). te yandan bilimsel almada Eyhenbaum iin nemli olan emalar dzenlemek deil de olgular grebilmektir. Bu nedenle kurama gereksinmemiz vardr, nk olgular ancak kuramn nda alglanabilirler, yani gerek olgular durumuna gelebilirler. Ama kuramlar yok olup deiime urarlar, ama onlarn yardmyla ortaya karlan ve dorulanan olgular kalr (Todorov 1985: 52). Onun iin her yaznsal sreklilik her eyden nce bir atmadr, daha nceden varolan bir btnn yklmas ve eski elerden hareket edilerek gerekleen yeni bir kurulutur. Fakat yenik den dal ortadan kalkmaz, varln sona erdirmez (Todorov 1985: 60). nemli olan, evrim iinde, tarihsel yasalarn belirtilerini bulmaktr; dolaysyla Rus biimcileri asndan, rastlantsal gibi grnen ve tarihle ilgisi olmayan her eyi bir yana itmemiz gerekir. Tinyanov, Yaznsal Evrim stne adl makalesinde Rus biimciliinin tarihselcilie bakn ve bir anlamda da metinleraraslk dncesiyle iliki kurulabilecek kimi dnceleri ortaya koymutur. Tinyanova gre evrimin ya da yaznsal deikenliin incelenmesinde, bak alarnn kartrlmasndan doan naif deerlendirme kuramlar1

Bu dnrler, metinleraraslkla Rus biimcilii arasndaki banty gstermektedirler.

23

braklmaldr. Belli bir dizgeye zg ltler ele alnarak, bir baka dizgeye ilikin olgular deerlendirilmektedir. yle ki ona gre deerlendirmeyi her eit znel belirtiden kurtarmal ve herhangi bir yaznsal olgunun deeri de evrimsel anlam ve nitelik olarak dikkate alnmaldr (Todorov 1985: 105). Dizge olarak ele alnan yaznsal yapttaki bir enin, ayn dizgenin br eleriyle ve dolaysyla dizgenin btnyle iliki kurabilme olasln kurucu ilev olarak adlandrmtr. Bir e ayn anda ikili bir iliki iine girer: Bir yandan dizgesel yaptlardaki, hatta baka dizgelerdeki benzer elerle iliki kurar, te yandan da ayn dizgenin br eleriyle iliki iine girer. Sonuta szcklerin ilevi de iinde kullanldklar dizgeye baldr. Bu anlamda bir dizgenin tek tek elerini ayrp onlar dorudan doruya baka dizgelerin benzer dizileriyle karlatrmak bir hatadr (Todorov 1985: 107). Yaznsal olgu gibi bir olgunun varl, ayrmsal niteliine (yani yaznsal diziyle ya da yazn d diziyle bantsna), bir baka deyile ilevine baldr. Bir dnem iin yaznsal olgu olarak grlen ey, bir baka dnem iin toplumsal yaama bal dilsel bir olgu olabilecei gibi, bu olgunun iinde yer ald yaznsal dizgeye gre, tersi de geerli olabilir (Todorov 1985: 108). Anlam imgesi andnda, bu imgeyi dile getiren szck, bir ilikinin anlatm durumuna gelir, yardmc bir ara szcne dnr. Ayn durum, herhangi bir yaznsal enin otomatiklemesinde, anmasnda da grlr. Bu e ortadan kalkmaz, yalnzca ilevi deiip yardmc bir nitelik kazanr. Yaznsal dizinin dizgesi her eyden nce yaznsal dizideki ilevlerin bir dizgesidir; bu yaznsal dizi de teki dizilerle srekli olarak karlkl bant halindedir (Todorov 1985: 112). Toplumsal yaam yaznla karlkl bantya her eyden nce dilsel zelliiyle girer. Yaznsal dizi ile toplumsal dizi arasndaki bu karlkl bant dilsel etkinlik araclyla kurulur ve yazn, toplumsal yaama gre dilsel bir ilev tar. Yaznsal yaptn eilimi, onun dilsel ilevi olacaktr. Tinyanov iin yaznsal evrimin incelenmesi, yazn ancak baka dizilerle ya da dizgelerle karlkl bant iinde bulunan ve bunlar tarafndan koullanm bir dizi ya da bir dizge olarak kabul ettiimiz zaman olanakldr. Ona gre herhangi bir inceleme, kurucu ilevden yaznsal ileve, yaznsal ilevden de dilsel ileve doru uzanmal ve ilevler ile biimlerin evrim asndan etkileimini aydnlatmaldr (Todorov 1985: 117). Bu noktada ksaca sylemek gerekirse, yaznn

24

dilsel ilevi, ayn zamanda onun genel yaznsal ktle iinde tanmlanmasdr. Bu, yapsalcln dili bir dizge olarak gren dncesiyle rtr. Saussuren merkezi yntembilimsel algs, verili bir dil biriminde deer ve ilevin, dizge iindeki dier birimlerle ilikisine bal olduudur. Biimciler iin yaznsal bir aracn deer ve ilevi bir btn olarak yazn metni tarafndan kurulan ilikiler dizgesindeki dier aralarla bantsna baldr (Bennett 1979: 44-45). Bennettn da belirttii gibi biimcilere gre yazn, bir dil almas deil, olaan dilin kategorilerine bal olan dnmler arasnda meydana gelen biricik zerk bir etkinlik olarak, dil zerine bir almadr. (Bennett 1979: 46) Ayn biimde Jakobson ve Tinyanov da, Yaznsal ve Dilsel ncelemelerin Sorunlar adl ksa yazlarnda yapsalclkla biimcilik arasndaki ilikiyi vurgulayp bunu belirtmilerdir. Yazn tarihi br tarihsel dizilerle sk skya ilikilidir. Bu dizilerin her biri kendine zg karmak bir yapsal yasalar demeti ierir. Sz konusu yasalar nceden aydnlatmadan, yaznsal dizi ile br diziler arasnda kesin bir karlkl bant kurmak olanakszdr (Todorov 1985: 119). Yazn tarihi iin olduu kadar dilbilim iin de, esremli grn ile art sremli grn arasndaki kartlk, verimli bir alma varsaymyd; nk yaamn her zel dneminde, dilin (ya da yaznn) dizgesel zelliini ne kard. Dizgenin tarihi de bir dizgedir. Her esremli dizge, kendi gemiini ve kendi geleceini ierir; bunlar, onun zndeki yapsal elerdir (Todorov 1985: 120). Biimciler Saussuren ortaya koyduu, zmlemenin eremli ve artsremli dzeyleri arasndaki ayrm kullanmlardr, yani herhangi bir zamanda varolan dural kurallar dizgesi olarak dil zmlemesiyle dilin tarihsel deiimi ve geliimimin zmlemesi arasndaki ayrm. Onlara gre dilin verili bir biriminin anlam, dilin dier eleri ve ilikileri iindeki ilevinin ve yerinin zmlemesinden tretilebilir (Bennett 1979: 51). Bennett, Biimcilikle ilgili Formalism and Marxism [Marksizm ve Biimcilik] adl kitabnn, Metnin Metafiziine Kar adl alt blmnde, biimcilikle yapsalcl karlatrm ve biimciliin metinleraraslk iin nasl bir zemin hazrlayacan gstermitir. Saussuree gre dilin verili bir biriminin kkeni, onun gndelik dil iindeki kullanmnda ve anlamnda, dil dizgesi iinde aranamaz. Biimciler ise benzer bir

25

biimde verili bir metnin, yaznsal aralar ve ilevlerde aranmayacan dnm ve ayn biimde yaznsal metnin kendisinin deeri ve ilevine de Saussuren dizgesellik ilkesini uygulamlardr (Bennett 1979: 57). Nitekim Tinyanovun savna gre bir metin iinde kurulduu yaznsal dizgenin doasna bal olarak yaznsal veya yaznsal olmayan bir ilev kazanr. Tinyanova gre sz konusu metnin kimliini belirleyen hi kukusuz bal olduu yap veya dizge iindeki kullanmdr (Bennett 1979: 57). Sonuta Bennettin de belirttii gibi biimcilerin ne srdkleri yazn kavram asndan yaznsallk, metinlerin duraan yapsn imlemez, daha ok metinler arasndaki tekil ve deien ilikiler dizisini imler (Bennett 1979: 59). Bylece yaznsallk metnin kendisinin salt biimsel zelliklerine deil, egemen ideolojik alanlarnn tam kaynandaki metnin kurulduu zellikler iindeki yerine baldr. Bu anlamda yaznsallk metinde bulunmaz, metinlerin iinde ve arasnda kaydedilmi olan metinleraras balantlarnda bulunur. Bu bant metnin sahip olduu bir z deil, metnin gerekletii (tamamland) bir ilevdir (Bennett 1979: 60). Belirli bir metnin bu ilevde gerekleip gereklemedii, onun herhangi bir metinden bamsz ve metnin dnda bulunan bir yerde saptanmasna baldr. Tm bu dnceleriyle aslnda daha sonra postyapsalcl ve metinleraraslk dncesini etkilemi olan biimciler, metnin metafiziini eletirmilerdir, fakat sz konusu eletiri metni tarihsel ve toplumsal balamndan kopardndan Bennette gre bu eletiri btnyle soyut kalm bir eletiridir. Ayn eletiri yapsalcln kendisine de yneltilebilir. Rus biimcilii postyapsalc dncenin yazara bakn belirleyen kimi savlar o zamanlarda ne srmlerdir. rnein Vinogradov, Biembilimin Grevleri stne adl yazsnda, yazarn bireysel bieminin, her trl tarihsel aratrmadan nce yerine getirilmesi gereken bir i olduunu syler (Todorov 1985: 94). Onun iin szck, szlkbirimin belli bir tmcede ve belli bir durumda gerekleen bir grndr. Szckbirimin belli bir dilsel kullanmndaki anlamsal zelliini oluturan ve konuanlar tarafndan alglanabilen anlamlar, olduka snrl olan gcl bir btn iinde dzenlenir (Todorov 1985: 95). Biembilim iin yazarn dilsel yaratm nemlidir, ama bu nem, sz konusu yaratmn yalnzca dilsel eler arasndaki bantlar dizgesiyle ve bu elerin balanma yasalaryla bir kk evren oluturmasndan deil, birbirini

26

izleyen sanatsal biemlerin genel zincirindeki halkalardan birini oluturmasndan kaynaklanr. Baka sanatlarn daha nce yarattklar ayn trden ya da deiik trden yaptlarla yaplan biembilimsel bir karlatrma, zel bir yaptn, geleneklerin karmak izgileri iindeki yerini gsterir (Todorov 1985: 97). Bu noktada yazar, iinde yazd dil dizgesine baldr ve bu dizgeyi aamaz. Dolaysyla biimciler, yaznsal yapy tanma, yaltma ve nesnel betimleme yoluyla, yaznsal yaptta sesbirimsel aralar kullanarak, temel olarak yaznsal yapnn kendisiyle ilgilenmilerdir. Bunu yaparken yaptn sessel ieriini, iletisini, kaynaklarn, tarihini ve metnin toplumbilimsel boyutunu gz ard etmilerdir (Hawkes 2003: 46). Bakhtinin biimcilii ve yapsalcl eletirisinin temel noktas da tam da metni kendi tarihinden ve kkeninden koparan bu dncedir. Biimcilerin tespit ettikleri btn ayrc yapsal zellikler, metnin yazarnda deil, yalnz metnin kendisinde bulunur. Bu anlamda biimciler, yazarn lmyle sonulanan yolu da amlardr. Yine de yapsalclarla biimciler arasnda bir ayrm yapmak gerekirse, Jamesonun da belirttii gibi biimciler, tek tek sanat yaptlarnn (ya da szn) bir btn olarak (ya da dil olarak) yaznsal dizgenin arka plannn, farkl biimde alglanma tarzyla ilgileniyorlard. Buna karlk yapsalclar, her birimi, zel bir eklemlenmesi olduu dil iinde zerek, btn im dizgesinin anlatlmas grevini stlenmilerdi (Jameson 2002: 101). Bylece biimciler yazn bir bilim dzeyine getirmeye alm, bunun iinse nesnelerini duraan ve genel geer bir dizge olarak incelemilerdir. Bunu yapmakla belki de istemeden de olsa, postyapsalc dncenin temel savlarn da ncelemilerdir. Bu noktada, Bakhtinin hem yapsalcla hem Rus biimciliine kar eletirileri can alc bir nemdedir. Ayrca onun dil ve metin anlay postyapsalcln birok dncesini hem nceler hem de bir anlamda yantlar. Bakhtin kendi eletirisinde, zellikle de ilk yaptlarnda, Rus biimcilerinin ele aldklar konulara deinerek onlarda eksik grdne inand tarihsellik, zellikle de toplumsallk vurgusunu ne karacaktr. Ona gre bu yaklam dili esremli boyutunda anlaml klan etkenleri artsremli boyutta gz ard etmitir. Saussure dilin u anyla gemii arasnda bir balantszlk grmtr. Bu bakmdan Saussure ve Rus biimciliinin en nemli hatas, dili ideolojik ieriinden ayr tutmalardr. Bakhtin,

27

Saussure ve Rus biimcilerinin paylatklar bu dnceye kardr. Yine de Bakhtin Saussuren ve Rus biimcilerin genel olarak dizgesellik anlaynn nemli bir alm olduunu dnr. Bu bakmdan Bakhtin, kendi syleimcilik kuramn temellendirirken, syleimciliin ilevsel alann, salt biimlerin ve tekniklerin izlenmesi olarak grmeyerek, bu alan ak bir yaptn baka yaptlarla srekli alveri ierisinde olduu b,r alan olarak grr. Bir szcenin baka szcelerle iliki halinde olmadan varolamayacan, yine her sylemin belli bir tarihsel ve toplumsal alan ierisinde konumlandn savunur (Aktulum 2000: 24). Dolaysyla Bakhtin, dili biimsel bir yaplanma diye grerek onu esremli boyutunda inceleyen Saussure ve Rus biimcilerine kart olarak dilin ok katmanl ve artsremli boyutuyla ilgilenmi ve dili canl bir etkileim sreci iinde ele almtr.

28

II. BLM: BAKHTIN: SZCE KURAMI VE SYLE MC L K

Mikhail Bakhtin 20. yyn ilk eyreinde dnsel yaamna balayan ama tannmas ancak 20. yyn son eyreinde olan Rus yazn, kltr kuramcs ve dil felsefecisidir. Yazdklar gelien bir ilgiyle kltrel antropolojiden toplumbilime, imbilimden iletiim kuramlarna kadar sosyal bilimlerin birok alanna uygulanm ve birok dnr onun szce kuramyla syleimcilik dncesinden yola karak yeni kuramlar gelitirmilerdir. Bakhtinin bu kadar ge bir dnemde hatta neredeyse ldkten sonra tannmas hi kukusuz onun yaad toplumsal ve politik ortamla balantldr. lk ve en nemli yazlarn, Bolevik devrimi sonrasnda Rusyada yazan Bakhtin, dnemin kat sansrnden etkilenmi ve hatta kimi kitaplarn baka arkadalarnn adlar altnda yaynlamak zorunda kalmtr. Bu durumun belki de tek bana nemli nedeni Stalinin bizzat kendisidir. Ortodoks olmayan her dnceye dman gzyle baklan bu dnemde, Bakhtin ve kendi adyla anlan Bakhtin evresi yeleri, kovuturmaya uramlar ve birou gen yalarnda yaamlarn kaybetmilerdir. Bakhtinin kendisi en azndan hayatta kalmas anlamnda arkadalarna gre anlsdr. Kendisi sonradan srgne evrilen krek cezasyla, Stalin dnemini atlatmtr ama bu dnemin zorluklar henz 30 yanda bir bacan yitirmesine de neden olmutur. Bakhtin tam da bu koullar altnda yazm ve uzun yllarca bu baskdan kanmak iin ya yazlarn yaynlayamam ya da baka adlar altnda yaynlatmak ve dneme bir anlamda vgler dzmek zorunda braklmtr. Bakhtinin 60lardan sonra tannmaya balamasn da en nemli etken Todorov ve Kristeva gibi Sovyetlere bal lkelerden bat lkelerine iltica etmi dnrlerin, onu bu lkelerde tantmasdr. 60larn politik ortam ve yapsalclkta varolduu dnlen kriz, yeni almak grlere, zellikle de Ortodoks olmayan Marksist kuramlara ilgiyi arttrmtr. Bakhtinin adna tam da bu dnemde Fransada rastlarz. Kristeva, Bakhtinin syleimcilik kavramn kullanarak metinleraraslk kavramn ortaya atmtr. Bu kavram daha sonra Tel Quel evresinde etkin olarak kullanlarak postyapsalc dncenin merkezi kavramlarndan biri haline gelmitir. Oysa ki metinleraraslk, Bakhtinin syleimcilik kavramnn ieriini yanstmaktan ok uzaktr. Bu bakmdan bizi ilgilendiren ey, Bakhtinin syleimcilik dncesinden tam olarak nasl bir sonua varlacann irdelenmesidir. rnein Terry

29

Eagleton, Bakhtini Adorno ve Benjaminle birlikte en nemli Marksist kuramclardan biri olarak grmtr. Bazlar da Bakhtinde postmodernizmin kimi temel savlarnn ngrlerini bulmaktadr. Oysa ki Bakhtin tek bana bu iki dnsel ereveye de yerletirilemez. Bizim bu tezde gstermek istediimiz ey tam olarak da budur. Ama yine de Bakhtini postyapsalclktan daha ok Marksizme yakn grmek olasdr. Bakhtin aslnda en bandan insan bilimleri iin, tm verisi metin olan yeni bir epistemoloji kurmaya almaktadr. Bakhtini bu noktada dierlerinden ayran, onun dizgesellik kart grleridir. Bakhtin zellikle Hegel merkezli dizgesel yaklamlar teksesli1 grerek bu yaklamlara kar kmtr. Onun yapmak istedii, bakala ve szcenin etkileimsel ve toplumsal boyutuna ncelik tanyan bir yntem ortaya koymaktr. Bakhtin kendi yntemini, genel geer ve duraan bir ey olarak da grmez. Aslnda bu anlamda onun nerdii bir yntem olmaktan ok bir bak asdr. Bu noktada dier tm kavramlarnn kendisinin tamamlaycs olduu syleimcilik, tm dillerin kurucu esidir ve Bakhtinin tm yaptlarnda egemen olan alglaytr. Bu bakmdan ngilizceden okuyanlar dnyasnda en nemli Bakhtin yorumcusu saylan Holquiste gre, Bakhtinin felsefesi, pragmatik olarak bir bilgi kuramna ynelmitir. Daha zel bir biimde sylemek gerekirse, dili yaratan insan kullanarak insan davrann kavramaya alan acl epistemolojilerden biridir (Holquist 2000: 14-15). Onun syleimcilik dncesini bu balamda anlamak gerekir. Holquiste gre aktr ki syleimcilik dnce tarihinde bir yer edinmitir. Sz konusu olan syleimcilik, Bakhtinin szce kuramndan da ayrlamaz. Ona gre her szce nceki bir szceye yant olarak ortaya kar. Bu bakmdan syleimcilik bir szce kuramdr. Bu kavram, yani syleim, szce ve sylem, Bakhtinin tm yaptlarnda srekli yinelenen ve belirli balamlarda kullanlan kavramlardr. Bu noktada vurgulamak gerekirse, Bakhtin, yazdklar konusunda ok zenli olmayan bir dnrdr. Belki de bu durumu en iyi ifade edecek rnek, onun en temel yaptlarndan birinin msveddelerini Stalingrad kuatmasnda sigara kad olarak kullanmas gsterilebilir. Bu bakmdan kitaplarn yazarken sanki hi yaynlatmay dnmemi1

Tekseslilii, monolojizmin karl olarak evirdik. Bakhtin bu kavram hem syleimciliin hem de oksesliliin karsna yerletirir. ok geni bir anlamsal genilie sahip olan bu kavram znde bilincin ve dilin etkileimsel ve ok katl yapsn vurgular.

30

gibi yazmaktadr. Hatta kitaplarn baka adlarla basmasnn bir nedeni de bu trden bir kaytszln olduu kabul edilebilir. Bylece kitaplarnda srekli yinelemelere gitmi ve gerektii yerde, en bandan o dnceyi yeniden anlatmaya balamtr. Bu anlamda Bakhtinin dncelerini belirli balklar altnda toplamak, bir anlamyla kendi iinde yinelemeleri gze almak zorunda kalmaktr. Tm bunlara karn Bakhtin de ak olan yan, onun dncesinin yinelenen vurgular gz nne alndnda belirginleir. Bu, onun szce ve syleim kuramnn kendi dncesinin temelini tekil etmesidir. Son yazlarnda giderek artan eilim belirli bir yntem ortaya koyma isteidir. Bunun iin zellikle sz konusu szce ve syleim anlaylar yazlarnda ok nemli bir yer tutar. Szce kuram bu bakmdan, syleimcilik yaklamnn anlalmasn salayan kuramsal bak asn ortaya koyar.

II.1. SZCE KURAMI

Bakhtini ngilizce konuulan dnyaya tantan ve bu konudaki her almann balang yapt olan Mikhail Bakhtin adl kitaplarnda Katerina Clark ve Micheal Holquist, syleimciliin temelde bir dil felsefesi olduunu belirtir. Onlara gre Bakhtinin dncesi, homo sum; humani nihil a me alieanum puto1 deyiine uyarlanlsa, u biimde dillendirilebilir: ben bir insanm ve hibir insan bana yabanc deildir. Bu cmleyi baka trl sylemek gerekirse; Benim yaamm bir szcedir ve bundan dolay sylemde hibir ey bana yabanc deildir (Clark/Holquist 1984: 212). Bakhtin ok eitli disiplinlerin konularn birleik bir kuram iinde toplamaya

almtr. Tm bu eitlii saran dnceler, onun szce ve syleim anlaynda belirginlik kazanr. Bu bakmdan Bakhtinin dncelerini bu iki kavramn altnda incelemek en doru yaklam gibi grnmektedir. Bakhtin bu tez iinde ele alnan dier dnrlere gre ak bir biimde dncenin tarihsel geliimine ncelik tanm ve dncelerini de bu anlamda biimlendirmitir. O szcenin biricikliine gnderme yaparken aslnda szceyi bir yanyla belirli bir tarihsel1

nsanm ve insanca olan hibir ey bana yabanc deildir.

31

balama yerletirmeyi istemektedir. Ayn zamanda Bakhtin, szcenin toplumsal yann da zellikle vurgulamtr. Onun iin her sz kendi iinde baka szcelerin izlerini tar. yle ki Bakhtin iin her szce, bir ncekine yant olarak doar ve yine kendisi baka bir soru yaratr. Anlam, dorudan szcenin iinde varolan bir eydir, yani anlam tayan da sz konusu olan bu szcedir. Onun iin dil iinde yansz sz yoktur. Bakhtin szceyi kendi aratrmasnn konusu yaparken, onu belirli sylem ve sz trleri iindeki nemine gre deerlendirir. Onun zellikle eletirdii ey, imdiye kadarki dil felsefesinin merkeze ald teksesli szcedir. nk ona gre szce, dilin bir birimi olan tmce ve szckten znde ayrdr. Bakhtin bu ayrm, sz trleri sorunu erevesinde deerlendirmitir. Bakhtin, Saussuren temel yaptnn rencilerince yaynlanmasndan ve Rus biimcilerinin Opayaz ad altnda birlemesinde ok ksa bir sre sonra, Bakhtin evresini kurmutur. Biimci ve yapsalc yaklamlara kar olan bu evre, en bilinen yaptlarn bu dnem iinde vermitir. Hi kukusuz bunlardan en nemlisi Bakhtinin Dostoyevskinin Poetikasnn Sorunlarnn yan sra Volosinov adyla yaynlanan, Marksizm ve Dil Felsefesidir1. Bu yapt dil felsefi asndan imdi bile ada bir metin olarak okunabilir. Bu yaptnda im, dil ve szce kuramn ilemi olan Bakhtin, ne srd dncelerin izinden giderek son yaptlarnda bir szce kuram gelitirmitir. Bu bakmdan onun, Sz Trleri adl uzun yazs yol gstericidir. Bakhtin her iki yaptta da benzer sorunlara deinmi ve sonuta bir szce kuram oluturmaya almtr. lk yaptta ilenen sorunlar, Bakhtinin syleim kuramyla da dorudan1

Bu yaptn Bakhine ait olduu, en azndan onun dnceleri erevesinde yazld artk tmyle kuku gtrmez bir ounlukla kabul edilmektedir. Bakhtinin arkada ve rencisi olan saygn Rus imbilimcisi V.V. vanov, bunu henz Bakhtin yaarken, Bakhtinin 75. doum yldnm kutlamalarnda kamuya aklamtr. Bakhtinin bizzat kendisinin bu yaptlar yazdn ama belirli ksmlarnn kendisine ait olmadn sylediini belirten vanov, zellikle Marksizm ve Dil Felsefesinin Bakhtine ait olduunu vurgular. Ayn yaklam bu kitab Franszcaya evirten ve bizzat Bakthinle ayn kltrel ortamda bulunan Roman Jakobson da benimser. Ona gre bu kitabn Bakhtinin olduuna hi kuku yoktur. Bu nedenle kitap Franszcaya Volosinov deil de Bakhtin adyla evrilmitir. Yine de bu konuda daha farkl dnenler de vardr. rnein bu konuda Bakhtini en iyi tanyanlardan biri saylacak kii olan Todorov, bu kitapdan sz ederken ift ad kullanr. Bu genellikle kullanlan bir yntemdir. Nitekim Medvedevin kitab ngilizce de aynen bu biimde ift adl baslmtr. Ayrca ngilizce okuyan okur iin en nemli Bakhtin uzman olan ve Bakhtinin iki temel kitab olan, Syleimsel mgelemle ile Sz Trleri ve Dier Ge Dnem Denemeleri ngilizceye evirten Micheal Holquist, sz konusu kitab kaynakada ift adl anarken, kitap iinde yalnzca Bakhtinin adn kullanr. Bu yntemi rnein Terry Eagleton da kullanr. Biz de burada ayn yolu izleyerek, gerekli konular anlatrken Bakhtin adn kullanacaz ama kaynakada her iki ad birlikte yazlacaktr. Bu tartmalar iin: (Clark/Holquist 1984), (Holquist 1990), (Todorov 1984), (Ivanov: 1975). (Eagleton : 2005).

32

balantl olarak okunabilir. Yine de znde szce kuram, Bakhtinin dil anlaynn merkezindedir.

II.1.1. deolojik m Sorunu

Bakhtin iin herhangi bir ideolojik rn tek bana gerekliin bir paras deildir, ayn zamanda kendi dndaki bir gereklii de yanstr. Onun iin ideolojik olan her eyin bir gndermesi vardr. Kendi dndaki bir eyleri temsil eder, betimler veya onun yerine geer. Edeyile ideolojik olan her ey bir imdir ve im olmakszn ideoloji de yoktur. Bakhtin iin sz konusu imler, tikel ve maddi eylerdir. Bu durumda rnein herhangi bir doa, teknoloji veya tketim esi, sre iinde kendi tikelliinin tesine geerek imsel bir anlam kazanr. Dolaysyla ideolojik her ey imsel deere sahiptir (Bakhtin 2001: 49). Bakhtine gre ideolojik her alan kendi zel ilevini yine toplumsal yaamn ierisinde kazanr. Yine de ideolojik grnlerin hepsini ayn tanm altnda grmemizi salayan ey, grnlerin imsel yapsdr. Yani ideolojik im, tek bana gerekliin bir yansmas deil ayn zamanda bu gerekliin bir parasdr da. Bu bakmdan imin gereklii nesneldir ve niter, monist bir inceleme yntemine uygun deildir. Sz konusu olan im, d dnyann bir grnm olarak d dnya deneyimi iinde ortaya kar. Bakhtin bu balamda, zamannn kltr felsefesini ve ruhbilimsel kltr incelemelerini eletirmitir. Ona gre her ikisi de ideolojiyi, bilincin iine yerletirmektedirler (Bakhtin 2001: 50). Her iki dnce de anlamn imsel yapsn gz ard etmektedir. Bu noktada Bakhtin, Marksist bilgi kuramnn temel varsaymna uyarak bilincin bizzat imin maddi cisimlemesinden doacan ve yaayan bir olgu durumuna gelebileceini ne srer. yleyse bir imin anlalmas, bir imle baka imler arasndaki bir gnderme edimidir (act of reference). Yani anlama, ime, yine baka bir imle verilen bir yanttr. Sz konusu yant verme sreci, eksiksiz bir biimde tutarl ve kesintisizdir. Burada imin zellii, imleyici bir balantdan ayn zellii imleyen baka bir balantya aralksz gemesidir. Bu, ayn zamanda ideolojik olan zincir, bireysel bilinten baka bir bireysel bilince uzanr ve iki bilinci birbirine balar. Dolaysyla Bakhtin iin im, iki bilin arasndaki etkileimin bir rndr. Bu ayn zamanda syleimcilik dncesinin de temel

33

vurgusunu oluturmaktadr. Bir bakma onun iin bilin, ancak ideolojik ierikle yklenmesinin sonucu olarak toplumsal etkileim sreci iinde, gerek anlamda bilin olur (Bakhtin 2001: 51). Burada Bakhtin bireysel bilincin toplumsal ve ideolojik bir olgu olduunu zellikle vurgulamaktadr. Onun iin bilin, rgtl bir bein kendi toplumsal etkileim srecinde yaratt imlerin oluturduu materyalde biim ve varlk kazanr. Bireysel bilincin kayna imlerdir ve bireysel bilin bu imlerin mantn ve yasalarn yanstr. Bu noktada ona gre, bilinci imsel, ideolojik ieriinden yoksun braktmzda, geriye bilin adna bir ey kalmayacaktr. yleyse bilincin barna, imgedir, szcktr, anlaml jesttir veya benzeri eylerdir. Bu durumda ideolojik grnlerin gereklii, toplumsal imlerin nesnel gerekliidir. Sz konusu bu yasalar, imsel iletiimin yasalardr ve ekonomik, toplumsal yasalar kmesinin btn tarafndan belirlenirler (Bakhtin 2001: 53). Sonuta imin oluumu da toplumsal iletiimin somutlamasndan baka bir ey deildir. Bakhtin iin toplumsal iletiimin imsel nitelii en ak ve eksiksiz biimde dilde ifade edilir (Bakhtin 2001: 53). Bu bakmdan szck btnyle ideolojik bir grngdr. Szcn gereklii, ime benzer bir biimde bireyleraras ilikilerde bulunur. Bakhtin iin im, isel kullanma uygun bir im olarak vardr. Bu bakmdan isel im (szck) olarak bilin, dil felsefesindeki en can alc sorunlardan birini oluturur (Bakhtin 2001:55). Ona gre szck, tm ideolojik yaratclk alanlarna elik eden zorunlu bir har ilevi grr. Bylece szck her ideolojik edime elik eder ve bu edimin kendisini yorumlar. Bu durumda bir kez anlam kazandktan sonra hibir kltrel im yaltk kalamaz. Dilsel olarak varolan bilincin birliinin bir paras haline gelir. Bilin de bu birlie dil yoluyla eriir. Bu bakmdan szck, her anlama ve yorumlama ediminde bulunur. Bu noktada Bakhtin iin szck malzemesinde, imlerde ve bilinte karmza kan sz konusu ideolojik saptrmlarn yasalar, bu saptrmn biimleri ve yapm yollarnn incelenmesi temeldir. Ona gre de bunun yolu ideolojk im felsefesi olarak dil felsefesi temelinde i grmekten geer (Bakhtin 2001:57). Bakhtin iin imin toplumsal olarak rgtlenmi kiilerin etkileimleri srecinde gerekleen bir kurgu olmasnn sonucu olarak imlerin biimleri, her eyden nce

34

katlmclarn toplumsal rgtlenmesi ve bu katlmclarn dolaysz etkileim koullar tarafndan belirlenir. Bylece biimler deitike imler de deimektedir ve tam da bu noktada Bakhtin dilsel imin toplumsal belirlenmiliinin izini srmeye alr. Bunun iin de Bakhtin, dikkat edilmesi gereken belirli temel ve yntembilimsel nkoullar saptar. Bunlar: 1. 2. 3. deoloji, imin maddi gerekliinden ayr tutulamaz. Bu ideolojinin bilince ikin olamayaca anlamna gelir. m somut toplumsal iliki biimlerinden ayr tutulamaz, yani im rgtl toplumsal ilikilerin bir parasdr. letiim ve iletiim biimleri maddi temelden ayr tutulamaz. Bylece her im toplumsal iliki srecinde bu ilikinin bir rn olarak ortaya kar (Bakhtin 2001: 64). min kendi kendini nesne edinmesini, imin konusu olarak tanmlayabiliriz. Dolaysyla her dilsel edimin de kendi konusu vardr. Bakhtin iin ideolojik bir konu, her zaman toplumsal olarak vurgulanmtr. deolojik imin oklu-vurgululuu (multiaccentuality) son derece nemlidir. Bir imin hareketlilii ve gelime sas ancak bu vurgularn kesimeleri sayesinde olur. Bu noktada Bakhtin, imin toplumsal karlkllk srecinden kt andan itibaren yozlaacan dnmektedir. Onun iin yozlaan bu im, o andan sonra, ancak betikbilimin (filoloji) nesnesi olabilir. Yine ona gre insanln tarihsel bellei, byle eskimi, yozlam imlerle doludur. Bakhtinin yaam boyunca savunduu ey, egemen dncenin kendilerini dayatt ve grmezden geldii farkllklarn n plana karlmasdr. Bunun iin Bakhtin dili merkeze almtr. nk dil egemen dncenin, kendisini dayatmasnn en temel aracdr. Burada yaplan da benzer bir biimde imin bu oklu-vurgulu doasnn grmezden gelinip imin tekvurgulu klnmaya allmasdr. Oysa Bakhtin iin yaayan her ideolojik imin, Janus gibi iki yz vardr. rnein bir zamanlar hakikat olan herhangi bir ey daha sonra bakalar iin byk bir yalana dnebilir. Sonu olarak syleyebiliriz ki her szck, farkl toplumsal vurgularn arpt ve birbirlerini kestii kk bir alandr. Bu anlamyla belirli birinin kulland biimiyle szck, toplumsal glerin yaayan (canl) etkileiminin bir rndr (Bakhtin 2001:90). Bakhtin szcn toplumsal yanna

35

deindikten sonra, kendi szce dncesinin karln, kendisinden nceki dil felsefesinin tarihindeki iki farkl eilimin eletirisinde bulmay dener.

II.1.2. Dil Felsefesindeki ki Eilimin Eletirisi

Bakhtin iin dil felsefesinin gerek inceleme nesnenin tanmlanmas en temel sorunlardan biridir. Bunu yapmaya alrken Bakhtin, imin, ideolojik doasn grmezden gelmememiz gerektiini dnr. Ona gre dil fenomenini gzlemlerken hem sesin reticisiyle almlaycsnn hem de sesin kendisinin toplumsal ortama yerletirilmesi gerekmektedir (Bakhtin 2001: 95). nk konuan ile dinleyen kiiler, belli bir biimde rgtlenmi ayn dil topluluuna baldrlar. Yani zgl bir temel stnde bir kiiyi brne balayan bir iliki olmaldr. Dilsel bir dei toku ancak bylesi zgl bir temel zerinde olanakldr. Bakhtine gre bylesi bir temelin aratrlmasnda, yani zgl bir inceleme nesnesi olarak dilin tanmlanmas ve snrlandrmas sorununun zlmesinde, iki temel yaklam vardr. Bakhtin birinci eilimi dil incelemesindeki bireyci znelcilik, ikinci eilimi de soyut nesnelcilik diye adlandrmtr (Bakhtin 2001:97). Bakhtine gre birinci yaklam, dilin dayanann bireysel yaratc sz edimi olduunu syler. Bu eilime gre dilin kayna bireysel psiedir. Bu dnceye gre dilin yasalar ayn zamanda bireysel psikolojinin de yasalardr. Bu yaklama gre dil, estetik etkinliine benzer. Bu yaklamn drt temel zelliini saymak olanakldr. 1. Dil bir etkinliktir, bireysel sz edimlerinde fark edilen srekli bir yaratm (energia) srecidir. 2. Dilsel yaratcln yasalar, bireysel psikolojinin yasalardr. 3. Dilin yaratcl sanat gibi anlam reten bir yaratclktr. 4. Verili bir rn ve duraan bir dizge olarak dil, dilsel yaratcln katlam lavdr. Dilbilim bu lavdan bir bina yapar. Bakhtin, sz konusu birinci eilimin en nemli temsilcisinin Wilhelm von Humboldt olduunu syler. Fakat yine ona gre, Humboldttan sonra hi kimse onun felsefi

36

bireiminin kapsamna ve derinliine eriememitir (Bakhtin 2001: 99). Daha sonra Bakhtin, bu eilimin, Vossler okulu araclyla geliimini bir biimde srdrdn belirtir. Bu okul iinde ne kan isim Leo Spitzerdir. Bu okul Bakhtinin zetledii, stte belirtilen drt temel zellii de eksiksiz bir biimde nitelemektedir. Vossler okulu, dilsel yaratcln ana itkisinin sanatsal beeninin zel bir biimi olan dilsel beeni olduunu syler. Sz konusu dilsel beeni dilin yaamasn salayan ve dilin her grnmnde sorgulanmas gereken dilsel gerekliktir (Bakhtin 2001:100). Bu gre gre dilbilimci asndan nemli olan ey, dilsel grngye ilikin sanatsal duyumdur. Onlara gre dilsel dnce poetik dncedir. Dilsel gereklik de sanatsal gerekliktir. Bu eilimin dnrlerine gre dilin yaamsal boyutu, soyut biimlerin verili bir szcesini biricik olarak niteleyen biemsel soyutlama deil, deiimdir (Bakhtin 2001: 101). Bakhtin birinci eilimin bir dier temsilcisi olarak Benedetto Croceyi grr. Bu eilimin dier temsilcilerinde olduu gibi, Croce iin de dil estetik bir fenomendir. Onun anlaynda temel terim, anlatmdr. Onun iin her trden anlatm, kkleri bakmndan sanatsaldr. Bir anlatm incelemesi olarak dilbilim kavram, btnyle estetikle akr ve ona gre bireysel dilsel anlatm dilin temel grnmdr (Bakhtin 2001:102). Bakhtin, ksaca birinci eilimin temsilcilerini ve dncelerini zetledikten sonra ikinci eilimin temsilcilerine ve dncelerine de deinir. Dilbilimin zgl nesnesi bu ikinci eilimde tamamen farkl bir etkene kaymtr. Bu etken, sesbilgisel, dilbilgisel ve szlksel dil biimlerinin oluturduu bir dizge olarak dil dizgesidir. Dil felsefesindeki bu ikinci eilimin eletirisi, ilk blmde ele alnan dnrlere yneliktir. Bu anlamda Bakhtinin ksaca bu ynelimden ne anladn belirtmek gerekir. Bakhtin asndan dil felsefesindeki bu ikinci ynelimde, her bireysel yaratc edim, her szce, kendine zg ve biriciktir, yinelenemez, yine de her szce dier szcelerde de yer alan kimi eler ierir. Bir dili konuan bir toplulukta, bu dilin birliini salayan ve o dili anlalr klan ey, o dilin dierleriyle badr. Yine Bakhtine gre bu ikinci eilimin bak asndan konuucunun anlaml dilsel yaratcl, ilk eilimden tmyle farkl olarak olanakszdr (Bakhtin 2001: 104). Bu btnyle Saussuren anlatmaya alt eydir.

37

Bu yaklamda birey, dil dizgesini, hazr bir rn biiminde ve yesi olduu konuma topluluunda edinir. Ayn zamanda dizge iindeki herhangi deiim, dizge iindeki bir enin tesinde bir durumdur. Daha nce sylendii zere dilin tm biimleri, zaman iindeki belli bir noktada, yani esremli olarak karlkl olarak birbirini tamamlar ve gerektirirler. Bu sayede dil dzenli bir dizgeye dnr. Dilsel olan bu dizgesellik, ilk ynelimden farkl olarak bireysel bilincin bir gds durumuna gelmez. Dili konuan birey, dizgeyi bu biimiyle kabul etmeli ve zmsemelidir. Sz konusu olan dil, kural koyucu bir dildir. Bireylere kendi kurallarn dayatr. Bakhtin asndan dil felsefesinin bu eiliminin temel ralandrcs, dilin tarihiyle dil dizgesi arasnda balantszlk olduunun ne srlmesidir. Bu eilime gre, iki dilsel biimi, bir dil dizgesi ierisinde birbirine balayan dizgesel ilikinin, dilin tarihsel evriminin sonraki dneminde grnmnn, deimi olan terimi balayan ilikiyle hibir ortak noktas yoktur (Bakhtin 2001: 107). Bu eilimde dili esremli boyutunda, anlam ve birlikle donatan ilkeler ve etkenler, artsremli boyutta nemsenmez. Bylece dilin bugnk durumuyla tarihi, karlkl olarak kavranabilirlie uygun deildir. Bu sava kart olarak birinci eilime gre, dilin z, dilin tarihinde aa kar ve dilin gereklii aslnda dilin retimidir. Bakhtin ikinci eilimin temel zelliklerini de zetler: 1. Dil, bireysel bilincin hazr olarak bulduu ve bu bilincin tartamayaca dural, deitirilmez, kuralc olarak dilsel biimler dizgesidir. 2. Dilin yasalar, verilmi, kapal bir dilsel dizge ierisinde bulunan dilsel imler arasndaki balantnn dile zg yasalardr. 3. Dildeki bantlarn, ideolojik deerlerle hibir ortak noktas yoktur. Yani szckle anlam arasnda, doal ve bilin asndan kavranabilir bir balant yoktur. 4. Bireysel konuma edimleri, kural koyucu zde biimlerin rastlantsal saptrmlar ya da arptlmalardr. Bylece dil dizgesiyle dil tarihi arasnda bir balant yoktur (Bakhtin 2001:109).

38

Bakhtin asndan sz konusu olan ikinci eilimin kkleri on yedinci ve on sekizinci yzyl ussalclnda aranmaldr. Bu noktada Leibnizin evrensel dilbilgisi anlaynn ad anlabilir. Dilin uzlamsall, nedensizlii dncesi ussalcn dnceleridir. Bu anlamda ussalclar dili matematik imler dizgesiyle karlatrmlardr. Ayn zamanda nedensiz, uzlamsal imler dizgesi temelde ussalc bir dncedir. Bu dnce aydnlanma ann temsilcileri tarafndan da savunulan bir dncedir. Bakhtin sz konusu ikinci eilimin en nemli temsilcisinin Ferdinand de Saussure olduunu syler (Bakhtin 2001: 111). Saussure bu ikinci eilime berraklk ve aklk kazandrmtr. Saussure ikinci dnceye uygun bir biimde dilin tarihiyle esremli bir dizge olarak dil arasnda keskin bir kartlk bulmaktadr. Bu anlamda Saussuren tarih zerine grleriyle ussalcln grleri rtmektedir. Bakhtine gre soyut nesnelciliin temsilcileri, srekli olarak dil dizgesinin her trl bireysel bilince dsal ve bu bilinten bamsz bir nesnel olgu olduunu vurgularlar. Yine de deitirilemeyen kurallardan oluan bir dil dizgesi, bireysel bilin ve onun bak as tarafndan alglanmaktadr. Oysa Bakhtin iin dile nesnel olarak, yukardan gzlemleyen bir bak asnn konumundan bakldnda, zaman ierisinde esremli bir dil dizgesinin kurulabilecei gerek bir an olduu dncesi byk bir yanlsama olur (Bakhtin 2001: 119). Bu bakmdan onun iin esremli bir dizge, nesnel bir bak asndan, tarihsel olu srecinde hibir gerek ana karlk gelmez. Bu dizge, yalnzca zaman ierisindeki her gerek anda ortaya kan sapmalarn kaydedilmesini salayan uzlamsal bir lek olarak i grr. Ona gre, nesnel bir bak asndan esremli bir dizge tarihsel zamann hibir gerek annda olanakl deildir. Dolaysyla Bakhtin iin dili deimeyen nesnel bir kurallar dizgesi olarak grmek byk bir hatadr. Soyut nesnelciliin temsilcilerinin ou, kural koyucu zde biimler dizgesi olarak dilin dolaysz gerekliini ne srmlerdir. Ama bunlar iinde Saussure de dahil olmak zere hibiri, nesnel bir dizge olarak dile aklk kazandramamtr. Dil dizgesi konumann dolaysz amalar zerinde gereklemeyen bir dncenin rndr. Oysa ki Bakhtin iin dilin iindeki bir konuan asndan arlk merkezi, biimin zdeliinde deil, biimin tikel balamda edindii yeni ve somut anlamda yatar (Bakhtin 2001:122). Bu tam da biimin tikel bir szce ierisindeki anlamn, yani bu

39

biimin yeniliini anlamaktr. Burada nemli olan, bu biimin zdeliini tanmak deildir. Bu noktada Bakhtin, anlamayla tanma arasnda bir ayrm yapar. Ona gre yalnzca bir im anlalabilir, tannan ey ise belirtkedir. Bu belirtke (signal) aslnda imlemenin teknik bir aracdr. Ona gre dilsel biimin oluturucu etkeni, bir belirtke olarak kendisiyle zdelii deil, kendine zg deikenliidir. Dilsel biimi anlamann oluturucu esi, ayn eyin tannmas deil, szc uygun anlamyla anlama, yani szc belli tikel bir balamdaki ve durumdaki yneliminde anlamadr. Bylece, Bakhtin iin bir dil iindeki konuanlarn dilsel bilincinin, dilsel biimle ya da salt dille hibir ilgisi yoktur. Ona gre bizler gerekte hibir zaman yalnzca szckler sylemeyiz ya da iitmeyiz. Daha ok neyin doru neyin yanl, neyin iyi neyin kt, neyin nemli neyin nemsiz, neyin ho neyin ho olmadn syler ve iitiriz (Bakhtin 2001: 125). Szckler her zaman davran ya da ideolojiden treyen ierik ve anlamla doludur. Ona gre bizi davransal ya da ideolojik olarak balayan szcklere tepki veririz. Bu durumda ideolojik doluluundan yaltlm dilsel biimi eyletirirsek bir imle deil bir belirtkeyle uram oluruz. Bu bakmdan Bakhtin iin soyut nesnelciliin en nemli hatas, dili ideolojik ieriinden ayr tutmasdr. Yapsalc dilbilim, tamamlanm teksesli szceyi balang noktas grerek tam da bunu yapmtr. Oysa teksesli szcenin kendisi Bakhtin iin bir soyutlamadr. Yapsalc dncenin sonul hareket noktas, bu tamamlanm, yaltk teksesli szcedir. Soyut nesnelcilik, dil dizgesini eyletirerek, dili, dilsel iletiim aknn dnda yer alan bir ey durumuna getirir. Oysa ki Bakhtin iin dil, kesintisiz bir olu srecidir. Bireyler bir dili miras almazlar daha ok bir dilsel iletiim akna teslim olurlar. Biz, rnein anadilimizi kabul etmeyiz, daha ok o anadil