İmo bursa bülten

68
{ 1 } İMO BURSA bülten TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ YAYIN ORGANI YIL: 2017 SAYI: 70 www.imobursa.org.tr facebook/imobursasubesi ŞEHİRLERİN PRESTİJLİ YÜZÜ Bursa Büyükşehir Eski Belediye Başkanı İnşaat Mühendisi Erdem SAKER: “İnşaat Mühendisi Doğrucu Davut Olur” Yıldırım Belediye Başkanı İnşaat Mühendisi İsmail Hakkı EDEBALİ: “Hayalim Deneyimlerimi Üniversite Öğrencilerine Aktarmak” İş Müfettişi Yardımcısı İnşaat Yüksek Mühendisi Pelin Pınar KOÇAK: “İnşaat Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliğinin Önemi” Muhasebeci/Serbest Mali Müşavir Ersal KAYA: “NACE Kodları” Röportaj İMO Yalova Temsilcisi Mahmut RENKLER “YÜKSEK YAPILAR” “YÜKSEK YAPILAR”

Upload: others

Post on 16-Oct-2021

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: İMO BURSA bülten

{ 1 }

İMO BURSAbültenTMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ YAYIN ORGANI YIL: 2017 SAYI: 70

www.imobursa.org.trfacebook/imobursasubesi

ŞEHİRLERİN PRESTİJLİ YÜZÜ

Bursa Büyükşehir

Eski Belediye Başkanı

İnşaat Mühendisi Erdem SAKER:

“İnşaat Mühendisi Doğrucu Davut Olur”

Yıldırım Belediye Başkanı İnşaat Mühendisi

İsmail Hakkı EDEBALİ:“Hayalim Deneyimlerimi Üniversite Öğrencilerine

Aktarmak”İş Müfettişi Yardımcısı

İnşaat Yüksek Mühendisi

Pelin Pınar KOÇAK:“İnşaat Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliğinin Önemi”

Muhasebeci/Serbest

Mali Müşavir Ersal KAYA:“NACE Kodları”

Röportaj İMO Yalova Temsilcisi

Mahmut RENKLER

“YÜKSEK YAPILAR”“YÜKSEK YAPILAR”

Page 2: İMO BURSA bülten

{ 2 }

idecad ilan gelecek

Page 3: İMO BURSA bülten

{ 3 }

TMMOBİNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ

Sayı: 70Temmuz-Ağustos-Eylül 2017

İMO Bursa Şubesi Adına İmtiyaz Sahibi

Mehmet ALBAYRAKYazı İşleri Müdürü

Fatih CANBAZOĞLUYayın Kurulu

Sezai ÖZOKUTANOĞLUM. Burak İMREKOĞLU

Oğuzhan KURT Selcan ARSLAN

Tuğba ARI Ahmet DERE

YAYINI HAZIRLAYANYayın Yönetmeni

Fatih CANBAZOĞLUEditör-Haber

Sebile BAŞARAN

İMO BURSA ŞUBESİOdunluk Mah. Akademi Cad.

BAOB Yerleşkesi No: 8/A1 Nilüfer / BURSA

Tel: 0224 452 94 00 GSM: 0530 408 37 48

web: www.imobursa.org.tre-posta: [email protected]

YAYINA HAZIRLAYAN

Bursa İletişim AjansıBeşevler Konak Mh. Eğitimciler Cd.

Leylak Sk. No:14 D:6 Nilüfer / [email protected]

BASKI

Anadolu Mh. Karlıdağ Cd. No: 32 Yıldırım / BURSA

Tel: 0244 251 04 14www.renkvizyon.com.tr

Dergimizde yayınlanan yazı ve makalelerden kaynak göstermek kaydıyla alıntı yapılabilir. Makalelerin sorumluluğu

yazarına, reklamların sorumluluğu reklamverenlere aittir.

Yönetimden

Şehirlerin prestijli yüzü “Yüksek Yapılar”

Röportaj Yıldırım Belediye Başkanıİnşaat Mühendisi İsmail Hakkı Edebali: “Hayalim deneyimlerimi üniversite öğrencilerine aktarmak”

Serkan İnceoğlu: Mesleki örgütlenmeler ve bilimde, İMO Bursa örnektir!

İMO Bursa’dan haberler

Bursa Büyükşehir Eski Belediye Başkanı İnşaat Mühendisi Erdem Saker: “İnşaat Mühendisi Doğrucu Davut Olur”

Makale İnşaat sektöründe iş sağlığı ve güvenliğinin önemi

RöportajYalova temsilciliğinden İMO’ya bakış

Fark yaratan yapılar Grand Kanyon

Makale Nace Kodları

Program Tanıtımı : İdeCAD

Yüzyılın Mühendislik Hataları : Tacoma Narrow Köprüsü

Basında İMO Bursa

04 }

06 }

27 }

34 }

36 }

46 }

54 }

56 }

58 }

60 }

62 }

64 }

66 }

{ İÇİNDEKİLER }

Page 4: İMO BURSA bülten

{ 4 }

Sanayileşme ile birlikte nüfusun kentlerde yoğunlaşmasıyla özellikle 80’li yıllardan itibaren barınma sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Buna bağlı olarak yeni yapılaşma alanları azaldıkça Yüksek Yapılar da artık gündemimizdeki yerini aldı. Şehirlerin prestij yapıları olarak inşa edilen yüksek yapılar, barınma sorununu ortadan kaldıracak bir seçenek olarak ortaya çıktı. Son 5 yıl içerisinde Bursa’da yüksek yapı projeleri hızla artarken, özellikli olan bu yapıların mühendislik açısından dikkat edilmesi gereken noktaları da var. Bursa’da da ilgi çeken bu yapılara mühendisçe bir bakış açısı sunmak ve üyelerimizin faydalanabileceği noktaları ele almak düşüncesiyle İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu olarak 70. sayıda ‘Şehirlerin Prestijli Yüzü Yüksek Yapılar’ başlığı ile konuya yer verdik. Yüksek yapılar ülke ve dünya basınında, ilgi çeken projeleri dışında, yaşanan büyük yangınlarla da yer almaktadır. Yüksek yapı projelerinde yaşanan rüzgar, yangın ve deprem risklerini azaltmak için dikkat edilecek noktalara Prof. Dr. Zekai Celep, Prof. Dr. İsa Yüksel, Prof. Dr. Ramazan Livaoğlu makalelerinde yer verdiler. Yüksek yapılar konusunda ülkemizin en önemli eksikliklerinden birisi de hala yönetmeliğinin bulunmamasıdır. Yapılar hızla yükselirken özel bir yönetmeliğin acil olarak çıkartılması gerekmektedir.

Bu konu ile ilgili taleplerimizi kamu kurum ve kuruluşlarımızın yetkilileri ile bir araya gelerek dile getirmeyi ve üyelerimizi bilgilendirmeyi sürdüreceğiz. Yine, İş sağlığı ve güvenliği, şantiyelerde aktif görev alan meslektaşlarımızın kemikleşmiş sorunlarından birisi. Meslektaşlarımızın ceza almaması, şantiyede iş kazalarını azaltmak için dikkat edilmesi gereken fakat ihmal edilen noktaları uzmanlarından aktarıyoruz. İş sağlığı ve güvenliği konusunda İş Müfettişi Yardımcısı - İnşaat Yüksek Mühendisi Pelin Pınar Koçak makalesiyle, şantiyelerdeki kilit noktalara dikkat çekti. Meslektaşlarımızı ilgilendiren NACE Kodları hakkında da Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Ersal Kaya’nın bilgilerini bu sayıda okuyabilirsiniz. Ayrıca kamuda önemli hizmetler veren ve vermeye devam eden genç ve deneyimli iki meslektaşımızın tecrübelerini de keyifle okuyacağınızı umuyoruz. İlginizi çekebilecek ve bilgilendirecek konuları hazırlamak için çalışan Basın - Yayın Komisyonu’na, Bültenimize yazıları ve röportajları ile destek veren değerli kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerine, akademisyenlerimize, meslektaşlarımıza, etkinliklerimize katılan siz değerli üyelerimize, haberlerimizin kamuoyuna duyurulmasını sağlayan basın mensuplarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.Saygılarımızla…

Saygıdeğer meslektaşlarımız

{ YÖNETİMDEN }

Page 5: İMO BURSA bülten
Page 6: İMO BURSA bülten

{ 6 }

{ DOSYA }

ŞEHİRLERİN PRESTİJLİ YÜZÜ “YÜKSEK YAPILAR”

Tasarımları, görkemleri ve kullanım alanları ile dikkat çeken yüksek yapılar bazen artan nüfusun barınma ihtiyacına cevap vermek bazen de prestij için şehirlerde yükseliyor. Ülkeler arası yüksek yapı yarışlarının yerini günümüzde dev prestij projeleri almaya başladı. Yüksek yapı inşaatları son dönemlerde Türkiye’de de hızla artış gösterdi.

Page 7: İMO BURSA bülten

{ 7 }

{ DOSYA }

12 kat ve üzeri binalar yüksek yapı olarak sınıflandırılırken, Türkiye’nin yüksek yapı serüveni ise 1960 yılında Ankara Kızılay Emek İş Merkezi ile başladı. 2011 yılında 54 katlı 234.9 metre yüksekliğinde inşa edilen İstanbul Sapphire şu an Türkiye’nin en yüksek binası olarak ününü korumaya devam ederken daha yüksek ve prestijli projeler için ise çalışmalar sürüyor. Peki ülkemiz bir deprem ülkesi iken yüksek yapılar depreme ne kadar hazır? Yüksek yapıları deprem dışında bekleyen diğer tehlikeler neler? Yangına, rüzgara karşı da hazırlıklı olması gereken yüksek yapılar nasıl tasarlanmalı tüm bu sorulara bu sayıda sizler için yanıt bulmaya çalışıyoruz…

Page 8: İMO BURSA bülten

{ 8 }

YÜKSEK BİNALARIN YAPISAL TASARIMI

gereken önemli bir tasarım konusudur.• Yüksek binaların genelde doğal titreşim periyodu büyük olup, dinamik analizinde yüksek modların etkisi daha belirgin olarak ortaya çıkar.• Yüksek bina yatay yük taşıyıcı sistemlerinin tasarımında dayanım yerine, rijitlik daha belirleyici olur.• Rüzgâr yükü yüksek binalarda konfor şartlarından dolayı, yapısal tasarımı yönlendiren etki olabilir.• Yüksek binalarda betonarme elemanların zamana bağlı şekil değiştirmelerden ortaya çıkan kesit etkileri, kolon normal kuvvetlerinin ve kolon toplam boylarının büyük olması sebebiyle, önemli bir tasarım konusu olarak ortaya çıkar.• Yüksek bina temellerinin tasarımı zemin gerilmesi ve stabilite sorunu sebebiyle az katlı bina temellerinden farklıdır.• Yüksek binaların inşaat yöntemi az katlı binaların inşaat yönteminden farklıdır.3. Yüksek Binaların Taşıyıcı SistemiYüksek bina, genellikle zemine gömülü bodrum katlarının üstünde yer alan az katlı zemin üstü katları ve onun üstünde yükselen bir kule bölümünden oluşur. Yüksek binalarda deprem ve rüzgar etkilerinin önemli bir bölümü planda orta bölümde yer alan bir çekirdek perde sistemi ve kolon ve kirişlerin oluşturduğu çerçeveler tarafından taşınır. Yüksek binalarda iki doğrultuda eğilme rijitliği yanında, düşey eksen etrafında yeterli burulma rijitliği bulunması önemlidir. Uygun bir rijitlik düzenlenmesinde, ilk iki titreşim periyodu, iki doğrultuda eğilme ve üçüncüsü ise, burulma titreşimi olarak ortaya çıkar. Simetrik olmayan sistemlerde eğilme titreşimlerinde burulma katkısı ve burulma titreşiminde eğilme etkisinin katkısı da bulunur. Çekirdek bölümünün dışında, kirişsiz döşemelerin seçildiği durumunda, çekirdek perdeleri ile dışta bulunan kolonları döşeme şeritlerinin bağlayacağı ve bu şeritlerin düzlem içi normal kuvvet etkisinde kalacağı unutulmamalıdır. Bunun gibi orta bölümdeki birden fazla olan çekirdek perdelerini birbirine bağlayan kiriş ve döşeme şeritleri kısa olan açıklıklarından dolayı büyük zorlamalar etkisinde bulunur. Binanın zemin üstündeki

Beklenmeyen bir göçme durumunda

yüksek binaların ortaya çıkaracağı

maddi hasar ve can kaybı tehlikesi

büyüktür.

1. GirişYüksek binalar günümüzde şehirleşmenin bir ihtiyacı olarak yapılmakla birlikte, etkileyici yapılar olarak da inşa edilmektedir. Bina yüksekliği veya kat sayısına bağlı olarak genel kabul görmüş bir “yüksek bina” tanımı günümüzde mevcut değildir. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (Taslak 2017) [1] depremselliği yüksek olan bölgelerde bina özelliklerine de bağlı olarak 70m’den daha yüksek binaları yüksek bina olarak kabul etmekte ve bu binalara daha ayrıntılı tasarım kuralları öngörmektedir. Yurdumuzdaki yönetmeliklerinin kapsamadığı konularda ve özel binaların tasarımında sıklıkla başvurulan Amerikan Yönetmeliği ASCE 7-10 [2] sık karşılaşılan yapı sistemleri için yaklaşık 50m’yi yüksek bina sınırı kabul etmektedir. CTBUH [3] kat adedi 14 ve üstü veya yüksekliği 50m ve üstü olan binaların yüksek bina olarak sayılabileceğini bildirmektedir. CTBUH ayrıca yüksekliği 300m’den fazla olan binaları “süper yüksek bina” ve yüksekliği 600m’den fazla olan binaları “mega yüksek bina” olarak sınıflandırmaktadır.2. Yüksek Binaları Diğer Binalardan Ayıran ÖzelliklerYüksek binaları yapısal özellikleri ve tasarımı açısından az katlı binalardan ayıran özellikler aşağıdaki gibi özetlenebilir:• Beklenmeyen bir göçme durumunda yüksek binaların ortaya çıkaracağı maddi hasar ve can kaybı tehlikesi büyüktür. Bir yüksek binanın yan yatarak göçmesi durumunda bina yüksekliği kadar yarıçapa sahip bir alandaki insan ve yaşam birimleri tehlikeye maruz kalır.• Dünyada yürürlükte olan çoğu yönetmelikler az katlı binalara yönelik hazırlandığı için, yüksek binaların tasarımı bu yönetmelik kuralları dışında özel araştırma ve tasarım yöntemlerini gerekli kılar.• Yüksek binalar genelde narin yapılardır. Narinlik bina yüksekliğinin en küçük plan boyutuna oranı olarak tarif edilmekte olup, günümüz yüksek binalarında narinlik 8:1 veya 9:1’e kadar çıkabilmektedir. Narinlik, binanın kullanılabilirlik ve konfor şartları açısından özenle üzerinde durulması

{ MAKALE }

Dr. Ali Ruzi ÖzuygurYapı Proje Uygulama A.Ş.

[email protected]

Prof. Dr. Zekai CelepFatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi

İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi [email protected]

Page 9: İMO BURSA bülten
Page 10: İMO BURSA bülten

{ 10 }

{ MAKALE }

ve bodrum katlarındaki kulenin taşıyıcı sistemi yanında, genişleyen bölümlerde ek kolonlar ve çevre perdesi oluşur. Özellikle çevre perdesinin kesildiği kattaki kat döşemesi, geçiş döşemesi olarak isimlendirilir ve çekirdek perdelerinin etkilerinin bir bölümü düzlemsel gerilmelerle çevre perdesine iletilir (Şekil 1) [4, 5].Modern yüksek bina tasarımının öncülerinden kabul edilen, John Hancock Center ve WillisTower binalarının da tasarımcısı olan Fazlur Rahman Khan’ın 1970’lerde önerdiği yüksek bina taşıyıcı sistemleri William F. Baker tarafından Şekil 2’de verildiği gibi genişletilmiştir [6]. Burada 15 katlı ve 30 katlı binalar için verilen çerçeve sistemi depremselliği yüksek bölgelerde yeterli olmamakta, çerçeve sistemine ilave olarak belli oranda perde kullanılması zorunlu olmaktadır. Ayrıca, buradaki taşıyıcı sistemler kat sayısına göre verilen tipik örnekler olup depremselliği yüksek bölgelerde binanın performans ihtiyacına göre iyileştirmeler yapılması gerekli olabilmektedir.Şekil 1. Deprem etkisinde düzlem içi gerilmelerle zorlanan döşemeler [5] Şekil 2. Yüksek bina taşıyıcı sistemleriYüksek bina taşıyıcı sisteminin sahip olması gereken genel özellikler aşağıdaki gibi özetlenebilir:• Taşıyıcı sistem basit, akılcı ve davranışı öngörülebilir olmalıdır.• Taşıyıcı sistem mimari, elektro-mekanik ve düşey taşıma ihtiyaçlarını etkin bir şekilde karşılayabilecek ve organize edebilecek nitelikte olmalıdır.• İlk başta yatay yük taşıyıcı sistem olmak üzere taşıyıcı sistem bileşenlerinin fonksiyonları açık olarak belirlenmiş olmalıdır.• Taşıyıcı sistem bileşenlerinin önem sırası açık olmalıdır. Taşıyıcı elemanların tasarımı ve detaylandırılması önem sırasına göre ele alınmalıdır.• Taşıyıcı sistem ekonomik olmalıdır.• Bina kolay ve hızlı inşa edilebilir olmalıdır.4. Betonarme Elemanların Zamana

Bağlı Şekil Değiştirme ÖzelliğiBetonarme elemanların hacminde zamana bağlı olarak meydana gelen değişim

büzülme ve sünme olarak adlandırılır. Büzülme ve sünme beton içeriğine bağlı olduğu gibi, kesitte kullanılan donatı miktarına da bağlıdır. Betonarme yüksek binaların düşey yük taşıyıcı elemanlarında meydana gelecek toplam kısalma önemli mertebelere ulaşabilir. Tasarım sırasında farklı kısalmaların tahmini ve kontrol altına alınması önemli tasarım ve inşaat konularındandır. Yüksek binalarda zamana bağlı şekil değiştirme düşey taşıyıcılar arasında farklı değerlerde ortaya çıkması, örneğin kolon ve perdelerin maruz kalacağı basınç gerilmesi ile kesitteki donatı miktarının farklı olması, farklı eksenel kısalmalara ve elemanlar arası zorlamalara sebep olur. Benzer şekilde betonarme perdeler ile çelik kolonlar bir arada kullanıldığında çelik kolonlarda zamana bağlı kısalma meydana gelmezken, betonarme perdelerde eksenel kısalma sözkonusu olur. Bunun sonucu, düşey taşıyıcılar arasında meydana gelecek bu tür zorlamalar farklı kuvvet dağılımlarına sebep olur.5. Yüksek Binaların Deprem TasarımıDepreme dayanıklı bina tasarımı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yurdumuzda da ileri düzeyde uygulanmaktadır. Genellikle uygulanmakta olan deprem yönetmelikleri az katlı binaların tasarım kurallarını içerir. Yüksek binaların deprem tasarımına ilişkin bu yönetmeliklerin kapsamadığı özel konular aşağıda gibi özetlenebilir [6]:• Karmaşık dinamik davranış: Az katlı binalarda genelde birinci modun etkisi belirleyici olurken yüksek binalarda yüksek modların etkisi belirgin olarak ortaya çıkar; bazı durumlarda tasarımı yönlendiren mod şekilleri olur.• Eksenel kuvvetler: Kat sayısının fazla olmasından dolayı kolon ve perdelerin maruz kalacağı eksenel kuvvet büyük olur; buna bağlı olarak kolon ve perde kesitleri büyür, dolayısıyla rijitlikleri de artar. Kolonun artan rijitliği sayesinde kirişle meydana getireceği etkileşim, ilave eksenel kuvvetin ortaya çıkmasına sebep olur. Dolayısıyla kolonların eksenel kuvvet tasarımına özel önem verilmesi gerekir.• Boyut etkisi: Mevcut araştırmaların çoğu küçük ölçekli numuneler üzerinde yapılan deney sonuçlarına dayanmaktadır. Bu tür araştırmalara dayanan yönetmelik

kurallarının çok büyük boyutlu yüksek bina taşıyıcıları için geçerliliği konusunda yapılan araştırma sayısı sınırlıdır.• Sönüm: Yüksek bina doğal sönüm oranının geleneksel %5’ten daha küçük, %2 ~ %3 mertebesinde olduğu yapılan araştırmalar tarafından ortaya konmuştur. Yüksek bina sönüm oranının küçük olması, dinamik performansının daha düşük olması anlamına gelir.Günümüzde yüksek binaların deprem tasarımına ilişkin özel konular, deprem yönetmelikleri tasarım kurallarına ek olarak doğrusal olmayan zaman tanım alanında analiz ile yapılan performansa dayalı tasarım yöntemiyle çözülmektedir. Şekil 3’te verilen örnek bir yüksek binanın doğrusal olmayan zaman geçmişi analizinden elde edilen bir perde ve kolona ait kat kesme kuvveti ve eksenel kuvvet grafikleri Şekil 4’te verilmiştir [7]. Şekil 3. Örnek yüksek binaŞekil 4. (a) Perde kat kesme kuvveti; (b) kolon eksenel kuvveti6. Yüksek Binaların Rüzgâr TasarımıRüzgar hızı yeryüzünden yükseldikçe arttığı için, yüksek binalar az katlı binalara göre daha fazla rüzgâr yüküne maruz kalır. Rüzgar yükünün karmaşık özelliğinden dolayı binalara, rüzgarın geliş doğrultusunda ve bu doğrultuya dik kuvvetler etkir, taşıyıcı sistemde iki doğrultuda eğilme yanında, düşey eksen etrafında burulma da meydana gelir. Binaya etkiyen rüzgâr yükü ve binanın vereceği tepki aşağıdaki özelliklere bağlıdır [8]:• Rüzgârın bölgeye ve bölgenin coğrafyasına bağlı olarak değişen özellikleri• Bina yüksekliği ve geometrisi• Binanın dinamik özellikleri• Binanın bünyesinde bulundurduğu doğal sönümleme kapasitesi• Bina çevresinin topoğrafyası• Binanın rüzgârın geliş yönüne göre yerleşimiYönetmeliklerde standart geometriye sahip binalar için statik rüzgar yükler verilmiştir. Rüzgarın girdap saçıntısı gibi dinamik etkileri sadece hesaplamalı akışkanlar dinamiği analizi ve rüzgar tüneli deneyi yöntemleriyle belirlenebilir. Hesaplamalı akışkanlar dinamiği analizinin kullanılmasında hesap hacmi bakımından günümüzün gelişen bilgisayar teknolojileri bile verimli olamadığı için, yüksek binaların rüzgar analizi için genelde rüzgar tüneli deneyinin yapılarak, binanın rüzgar etkisi

Page 11: İMO BURSA bülten

altındaki yapısal davranışı belirlenir.Rüzgar tüneli deneyinde bina genelde 1:300~1:500 ölçekli olarak modellenir. Binaya, bölgenin rüzgar özelliklerine

uygun farklı geliş açılarından rüzgâr etkir ve model yüzüne yerleştirilen cihazlarla değişik konumlardaki rüzgâr hızı ve bina yüzeyindeki basınç ölçülür. Daha sonra binanın dinamik özellikleri kullanılarak sayısal analizler gerçekleştirilir. Ayrıca, gerekli durumlarda binanın aeroelastik modeli kurularak daha ileri düzeyde rüzgâr analizleri de yapılabilir. Şekil 5’te örnek bir binanın rüzgâr tüneli deney modeli verilmiştir [7]. Şekil 5. Örnek bir binanın rüzgâr tüneli deney modeliRüzgar tüneli deneyinde genelde aşağıdaki tasarım konuları araştırılır:• Rüzgar etkisinde binanın yapısal davranışının belirlenmesi: Binanın zemine mesnetlenmesi, ilk üç mod titreşimi gerçekleşecek şekilde yapılarak, rüzgar etkisi sonucu bu modların tahrik edilme durumu ve yapının genel davranışı araştırılır.• Binanın ve çevrenin insan kullanımı ve konfor şartları için araştırılması: Rüzgar tüneli deneyinde özellikle binanın üst katlarında meydana gelecek hız ve ivmeler belirlenerek, kullanıcı bakımından konfor şartlarının sağlanma durumu kontrol edilir. Bunun gibi, rüzgar tüneli deneyi ile peyzaj, balkon ve teras gibi alanlardaki rüzgar hızları belirlenerek gerekli konforun sağlanıp sağlamadığı araştırılır.• Cephe yüklerinin tespit edilmesi: Rüzgarın etkime yönüne ve bina geometrisine bağlı olarak bina cephesinin farklı noktalarında farklı rüzgar basınç değerleri ortaya çıkar. Yönetmelikler

genelde bina yüksekliğine bağlı olarak tüm cephe için tek bir rüzgar basınç değeri tarif eder. Rüzgar tüneli deneyinde elde edilen cephe yükleri bina genelinde çoğunlukla yönetmelik değerlerinden daha küçüktür. Dolayısıyla rüzgar tüneli testinden elde edilen cephe yükleriyle önemli ölçüde ekonomi sağlanabilir.Özellikle süper yüksek bina ve mega yüksek binaların tasarımında fikir projesi aşamasından itibaren rüzgar mühendisleriyle birlikte çalışılması gerekir. Bina mimarisinde yapılacak köşelerin yuvarlatılması, bina cephesinin burgulu hale getirilmesi, binanın üst katlara doğru sivrileştirilmesi, bazı kat planlarında değişiklik yapılması, girdap etkilerinin belli ölçüde saçılmasını sağlayacak küçük kanat eklenmesi ve binada boşluk oluşturulması gibi, değişikliklerle rüzgarın dinamik etkileri önemli ölçüde azaltılabilir (Şekil 6). Chicago Spire, Shanghai Tower, Taipei 101, Shanghai World Financial Center rüzgar yüküne göre şekil verilen yüksek bina örneklerindendir.

Şekil 6. Rüzgar etkisinin azaltılmasına yönelik binada yapılabilecek geometri değişiklikleri [9]7. Yüksek Binalarda Yenilikçi YöntemlerRüzgar altında gerekli konfor şartlarını sağlanması için, yüksek binaların en üst bölümlerinde, bina frekansından farklı frekansta titreşim yapan ayarlı kütle sönümleyicisi ve çalkantılı sönümleyici cihazları kullanılmaktadır. Deprem yüklerinden kaynaklanan yatay yerdeğiştirme ve ivmelerin kontrol edilmesi için viskoz sönümleyiciler, burkulması önlenmiş çaprazlar ve değişik sönümleyiciler binanın yatay yük taşıyıcı sistemi ve dıştan destek sisteminin bir elemanı olarak kullanılmaktadır. Sönümleyiciler titreşim genliklerini dolayısıyla kesit etkilerini azaltırken, dıştan destekler, binanın genel davranışını ucu serbest konsol davranışından, üst ucu düşeye yakın yerdeğiştirmesini sağlayarak, binanın genel öteleme rijitliğini artırırken, yatay yerdeğiştirmeleri ve eğilme etkilerini, azaltır. Ancak, bu durumda

normal kuvvetlerin artacağı gözden kaçırılmamalıdır. Ayrıca, son dönemde klasik betonarme perde bağ kirişi yerine sönümleyici yerleştirilmiş çelik bağ kirişlerinin kullanılması araştırılmaktadır. Yüksek binalarda kullanılacak yenilikçi kontrol cihazlarının uygulamadan önce gerekli deneylere tabi tutulması gerektiği açıktır.8. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (Taslak, 2017) de Yüksek BinalarHazırlanan taslak yönetmelikte “Bölüm 13; Deprem etkisi altında yüksek binaların tasarımı için özel kurallar” olarak hazırlanmıştır. Aşağıda yüksek binalar için bu bölümde öngörülen kurallar kısaca özetlenmiştir:Yönetmelikte Bina Kullanım Sınıfı (BKS), binanın kullanım amacına bağlı olarak tanımlanmıştır. BKS=1 olarak deprem sonrası kullanımı gereken binalar, insanların uzun süreli ve yoğun olarak bulunduğu binalar, değerli eşyaların ve tehlikeli maddelerin bulunduğu binalar; BKS=2 olarak insanların kısa süreli ve yoğun olarak bulunduğu binalar; toplumsal olarak daha az önemli binalar BKS=3 olarak sınıflandırılmıştır. Deprem Tasarım Sınıfı (DTS); DD-2 depremindeki kısa periyot Tasarım Spektral İvme Katsayısı SDS ye ve Bina Kullanım Sınıfı (BKS) ye bağlı olarak verilmiştir. Deprem Tasarım Sınıfları ve bina yükseklik sınırlarının belirlendiği Tablo 1 ve Tablo 2’nin beraber

incelenmesinden, BKS=2 ve BKS=3 olan binaların ayrım gözetilmeden beraberce sınıflandırıldığı ve beklendiği gibi deprem etkisinin (SDS nin) artmasıyla, DTS nin değişmekte olduğu ve yüksek bina sınırının daha düşük değerlere indirildiği görülür. Bina Yükseklik Sınıfı ve Deprem Tasarım Sınıfı’na bağlı olarak tanımlanan Bina Yükseklik Sınıfları BYS=1 olan binalar Yüksek Bina olarak kabul edilmiştir.Performans düzeyi belirli bir deprem etkisinde kalan binadan beklenen hasar sınır durumudur. Depreme dayanıklı yapı tasarımında, bina kullanımının devam

{ MAKALE }

Page 12: İMO BURSA bülten

{ 12 }

etmesi, hasarın sınırlı tutulması, hasarın kontrol altına alınması ve toptan göçmenin önlenmesi şeklinde olmak üzere binanın toplumsal önemine ve yüksekliğine bağlı olarak, değişik seviyelerde performans düzeyi sözkonusudur (Şekil 7).a. Kesintisiz kullanım (KK) performans düzeyi: Bu performans düzeyi, bina taşıyıcı sistem elemanlarda hasarın (doğrusal olmayan davranışın) meydana gelmediği duruma karşı gelir. Bu durumda ise, depremde meydana gelecek şekil ve yerdeğiştirmelerin sınırlandırılması ve depremde oluşacak etkilerin eleman kesitlerinde meydana getireceği gerilmelerin elastik bölgede kalması beklenir. Bu tür bir sınır durumuna sebep olan depremin binanın ömrü boyunca meydana gelme ihtimali oldukça yüksektir.b. Sınırlı hasar (SH) performans düzeyi: Bu performans düzeyi, bina taşıyıcı sistem elemanlarında sınırlı düzeyde hasarın meydana geldiği, doğrusal olmayan davranışın (hasarın) sınırlı kaldığı hasar düzeyine karşı gelir. Bu ise, depremde meydana gelecek şekil ve yerdeğiştirmelerin sınırlandırılması ve depremde oluşacak etkilerin eleman kesitlerinde meydana getireceği gerilmelerin elastik bölgede veya sınırlı olarak üstünde kalması şeklinde sağlanır. Elemanlarda küçük çatlaklar oluşursa da, büyük çatlakların ve betonun ezilmesi ve donatının akmasının meydana gelmemesi istenir. Bu tür bir sınır durumuna sebep olan depremin binanın ömrü boyunca meydana gelme ihtimali mevcuttur.c. Kontrollü hasar (KH) performans düzeyi: Bu performans düzeyi, can güvenliğini sağlamak üzere bina taşıyıcı sistem elemanlarında çok ağır olmayan ve çoğunlukla onarılması mümkün olan hasar düzeyine karşı gelir ve hasarın kontrolünün sağlandığı ve can güvenliğinin korunduğu kabul edilir. Bu performans düzeyinde donatı akma durumuna gelirken, onarımı gerekli olan geniş çatlaklar oluşabilir. Bunun gibi bazı yerlerde beton ezilmelerine rastlanabilir. Bu performans düzeyi, ekonomik olarak onarılıp güçlendirilebilecek durum ile onarım güçlendirilmesi ekonomik olmayan durumun arasında bulunur. Binanın taşıyıcı sisteminde bu performans düzeyine

sebep olan depremin meydana gelme ihtimalinin düşük olması gerekir. Ayrıca, bu performans düzeyinde can güvenliğinin, yaralanmalar olsa bile, korunması beklenir. Yönetmelikte konut türünden binalar için tanımlanan Tasarım Depremi’nde bu performans düzeyinin sağlanması hedeflenir.d. Göçmenin önlenmesi (GÖ) performans düzeyi: Bu performans düzeyi, bina taşıyıcı sistem elemanlarında ileri düzeyde ağır hasarın meydana geldiği göçme öncesi duruma karşı gelir ve binanın kısmen veya tamamen göçmesinin önlenmesi hedeflenir. Tasarım Depremi’nde kontrollü hasar performans düzeyi hedeflenerek tasarımı yapılan binada, bölgede meydana gelme ihtimali çok düşük olan En Büyük Deprem’de göçmenin önlenmesi performans düzeyinin sağlanması hedeflenir. Böyle bir depremin, sıradan bir yapıda, sınırlı veya kontrollü hasarla karşılanması ekonomik olmaz. Ancak, böyle bir durumda göçme mekanizmasının kontrol edilerek, binanın içindekilerin hayatının korunması, bu sınır durumunu tarif eder. Çok ender olarak meydana gelecek depremlerin oluşturacağı hasarın büyüklüğü sebebiyle binanın ekonomik olarak güçlendirilemeyeceği kabul edilir. Ancak, bu durumda da can kaybının önlenmesi için binanın tamamen göçmesinin önlenmesi gerekir.Yüksek binaların tasarımında sağlanması gereken Bina Performans Düzeyleri Tablo 3’te verilmiştir. Görüldüğü gibi, Tasarım Sınıfı DTS = 1, 2, 3, 3a, 4 ve 4a olan binalar için Normal Performans Hedefleri öngörülürken, Deprem Tasarım Sınıfı DTS = 1a ve 2a olan binalar için ise, İleri Performans Hedefleri tanımlanmıştır. Toplumsal olarak alışıla gelen öneme sahip binalar için Dayanıma Göre Tasarım (DGT) yaklaşımı kullanılarak Kontrollü Hasar (KH) performans hedefinin sağlanması (Normal Performans Hedefi) öngörülmüştür. Buna karşılık, toplumsal açıdan önemli ve yüksek binalarda ise, daha ayrıntılı tasarım ve değerlendirme yaklaşımları öngörülmüştür. Yüksek deprem seviyesinde doğrusal olmayan şekil değiştirmeler önemli olacağı için Şekil Değiştirmeye Dayalı Tasarım yaklaşımının kullanılması öngörülmüştür. Yüksek

binaların tasarım aşamaları Tablo 4’te özetlenmiştir.

Kaynakça[1] Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (Taslak) 2017, Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı.[2] ASCE 7-10, Minimum Design Loads for Buildings and Other Structures, American Society of Civil Engineers.[3] CTBUH Height Criteria for Measuring & Defining Tall Buildings, The Council on Tall Buildings and Urban Habitat.[4] J. Moehle, Seismic Design of Reinforced Concrete, McGraw Hill, 2015.[5] Z. Celep, Depreme Deprem Mühendisliğine Giriş ve Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı, Beta Yayıncılık, 2017.[6] The Tall Buildings Reference Book, 2013, The Council on Tall Buildings and Urban Habitat.[7] A.R. Özuygur, Performance-based seismic design of an irregular tall building in Istanbul, 2015, Struct. Design Tall Spec. Build. 24, 703–723.[8] M.H. Günel, H. E. Ilgın, Tall Buildings: Structural Systems and Aerodynamic Form, 2014, Routledge, NY.[9] H.G. Poulos, Tall Building Foundation Design, 2017, CRC Press, FL.

Tablo 1. Deprem Tasarım Sınıfları (DTS)Tablo 2. Yüksek binaların (Bina Yükseklik Sınıfı BYS = 1), Deprem Tasarım Sınıfı (DTS) ve Bina Yüksekliği (HN)’ne bağlı olarak tanımlanması

Tablo 3. Deprem Tasarım Sınıflarına Göre Yeni Yapılacak Yüksek Binalar (BYS=1) İçin Performans Hedefleri ve Uygulanacak Tasarım Yaklaşımı

Şekil 7. Performans düzeyleri

Tablo 4. Yüksek Binaların Tasarım Aşamaları

{ MAKALE }

Page 13: İMO BURSA bülten

Bağlarbaşı Mah. Yörüklü Cad. No:4 Ömeroğlu İş Merkezi A Blok D:5 BURSATelefon: 0224 220 66 22 [email protected] www.mimtumimarlik.com

Tuğçe GÖRALMimar

Page 14: İMO BURSA bülten

{ 14 }

Rüzgar ve Deprem Yükleri ile Bina Formu Yönünden Yüksek Yapılara Kısa Bir Bakış

yapılarda rüzgar etkileri deprem kadar ve hatta çok yüksek yapılarda depremden daha büyük iç kuvvetler doğurabilmektedir. Rüzgarın yapı kullanılabilirlik sınırları üzerinde de etkisi büyüktür. Dolayısıyla yapısal tasarımda rüzgar hesabı önemli bir yer tutar. Yangın güvenliği ve yangına göre tasarım da başka bir önemli ölçüt olarak karşımızda durmaktadır.Bu yazıda yüksek yapıların yapısal formları, deprem ve rüzgar etkilerine göre tasarım ilkeleri, bunlarla ilgili önemli yönetmeliklere yer verilecektir. Yapısal tasarımda dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çekilerek tasarımcılara yol gösterici bazı önemli hususlara değinilecektir.

2. YÜKSEK YAPI TANIMI VE YAPISAL FORMLAR

2.1. Yüksek Yapı TanımıBir yapının “yüksek yapı” veya “çok yüksek yapı” olarak tanımlanması için yükseklik sınırı ve kat adedi üzerinde genel bir konsensüs bulunmamaktadır. Yüksekliğin ölçümü üzerinde bile farklı yaklaşımlar mevcuttur. CTBUH (Yüksek Binalar ve Kentsel Yaşam Alanı Konseyi- Council on Tall Buildings and Urban Habitat) [1] isimli kuruluşa göre 14 kat veya 50 metreden daha yüksek binalar “yüksek bina”, 300-600 metre arasında kalan binalar “çok yüksek bina”, 600 metreden daha uzun olan binalar “mega bina” olarak sınıflandırılmaktadır. Burada yapı yüksekliği açık havadan binaya yaya giriş noktasından binanın en

Türkiye’nin hemen her yerinde deprem

etkisi tüm binalar için önemli bir etkidir ve özel hesap gerektirir. Yüksek binalarda ise

bu etkiyi çok daha kapsamlı ele almak yapı

güvenliği açısından bir zorunluluktur.

1. GİRİŞTarihsel gelişim incelendiğinde konut ve ticaret amaçlı modern yüksek binaların 1880’lerden itibaren geliştiği görülmektedir. Kentsel nüfusun hızlı artması, kentlerde yapılaşmaya uygun alanların sınırlı olması gibi nedenler yüksek yapı yapılmasının başlıca nedenleridir. Günümüzde gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde yüksek binalar başta büyük şehirler olmak üzere sıkça görülmekte olup, gitgide daha yüksek ve daha çok sayıda yüksek bina inşa edilmektedir. Dünyadaki bu akımın Türkiye’de de yansımaları görülmektedir. Başta İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerimiz olmak üzere pek çok şehirde ve hatta küçük sayılabilecek şehirlerde bile giderek daha fazla yüksek bina inşaatı göze çarpmaktadır. Projelendirilmesi ve yapımı itibariyle az-katlı veya orta-katlı binalardan çok farklı olan bu yapıların tasarımı ve inşası deprem, rüzgar ve yangın gibi etkiler bakımından özel uzmanlık gerektirir. Diğer taraftan, bulunduğu bölgenin trafik, altyapı, iklim, çevre düzeni, şehrin silueti, ulaşım ve haberleşme sistemlerinden etkilenir ve aynı zamanda bu sistemler üzerinde de yüksek yapıların ciddi etkileri olmaktadır. Bu nedenle yüksek inşa maliyeti olan bu yapıların yer seçiminin ve yapıldıktan sonra doğuracağı sonuçların önceden çok iyi araştırılması gerekir. Önemli bir deprem kuşağında bulunan ülkemizde deprem etkilerine dayanıklılık çok önemli bir tasarım parametresidir. Bundan başka yüksek

{ MAKALE }

Prof. Dr. İsa YÜKSELBursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi isa.

[email protected]

Page 15: İMO BURSA bülten

{ 15 }

son döşemesi üst kotuna kadar olan dik mesafe olarak ölçülmektedir. Bina üzerindeki anten direği ve benzeri diğer yükseltiler göz önüne alınmamaktadır. Emporis [2] Standartlarına göre 12 kat veya 35 metreden daha yüksek binalar “yüksek bina”, 100 metreden daha yüksek olanlar ise “gökdelen” olarak sınıflandırılmaktadır. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY-2017 taslak) [3] taslağında yüksek bina için deprem tasarım sınıfına göre üç farklı yükseklik sınırı verilmektedir. Buna göre DTS=1, 1a, 2 ve 2a için yüksekliği 70 metreden büyük binalar; DTS=3 ve 3a için yüksekliği 91 metreden büyük binalar; DTS=4 ve 4a için yüksekliği 105 metreden büyük binalar “yüksek bina” olarak sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırmanın deprem hesabı yönünden verildiği açıktır. Öte yandan 3 Temmuz 2017 tarihli 30113 sayılı resmi gazetede yayınlanan ve 01.10.2017’de yürürlüğe girecek Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde [4] bina yüksekliği 21.5 metreden veya yapı yüksekliği 30.5 metreden fazla olan binalar “yüksek bina”, bina yüksekliği 21.5 metreden veya yapı yüksekliği 60.5 metreden fazla olan binalar “çok yüksek bina” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamada yapı yüksekliği bodrum katlar, asma katlar, çatı piyesleri ve normal katların yükseklikleri toplamı olarak hesaplanmaktadır. Bina yüksekliği ise binanın kot aldığı noktadan saçak seviyesine kadar olan uzaklık olarak hesaplanmaktadır. Görüldüğü üzere gerek ülkeler arasında, gerek ilgili kuruluşlar arasında yüksek yapı ve çok yüksek yapı için üzerinde uzlaşılmış tek bir tanımlama bulunmamaktadır. Bu esasen normal bir durumdur. Çünkü yüksek bina kavramı biraz da göreceli bir kavramdır. Dünyanın ilk gökdeleni sayılan ve 1885 yılında ABD’de yapılan Insurance Home binası sadece 12

katlı ve 55 metre yüksekliğinde idi. Oysa günümüzde böyle binalar ABD ve pek çok ülkede yüksek yapı olarak kabul edilmemektedir. Yüksek yapıların tanımlanmasında genel kabul gören ölçüt olarak yüksekliğinden ötürü diğer binalardan farklı tasarım ve yapım kuralları ihtiva etmesidir. Yüksek yapılar taşıyıcı sistem, tesisat, cephe sistemleri, düşey sirkülasyon çözümleri, yangın önlemleri açısından karmaşık sistemler gerektirir. Teknolojik açıdan bakıldığında yüksek binalar; düşey ve yatay yüklere karşı dayanım sağlayarak daha yükseğe daha geniş konforlu kiralanabilir alanları olan, yenilikçi taşıyıcı sistem tasarımları, yeni kazı yöntemleri ve temel sistemleri, hızlı asansörler, yenilikçi iklimlendirme sistemleri, geniş cam yüzeyler, iç aydınlatma, haberleşme, görüntüleme ve güvenlik sistemleri ile temizlik robotları gibi bir dizi yeniliği ihtiva eden bina türüdür.

2.2. Yüksek Yapılarda Taşıyıcı Sistemler ve Bina FormuYüksek yapı taşıyıcı sistemleri rijit çerçeve sistemlerden başlayarak zaman içinde gelişme göstermiş, çeşitlenmiş ve yeni yapı formları ile bunlara ait yeni taşıyıcı sistem şekilleri ortaya çıkmıştır. Yirminci yüzyıl başlarında taşıyıcı sistemler sadece düşey yükleri taşımak üzere boyutlandırılırken, günümüzde yüksek yapılar üzerinde çok önemli etkilere sahip olan rüzgar ve deprem yükleri gibi yatay ve dinamik yükler boyutlandırmada esas etken olarak ortaya çıkmıştır. Yatay yükler altındaki davranış şekillerine göre çelik, betonarme ve kompozit taşıyıcı sistemleri aşağıdaki gibi gruplandırmak mümkündür [5].• Rijit çerçeve sistemler• Kirişsiz plak/döşeme sistemleri• Çekirdek sistemler• Perde duvarlı sistemler• Kesme-çerçeveli sistemler

• Mega kolon (mega çerçeve, uzay çerçeve) sistemleri• Mega çekirdek sistemleri• Dış-destekli çerçeve sistemler• Tüp sistemler40 kat ve altındaki yüksek binalarda çoğunlukla rijit çerçeve sistemleri, tüp sistemler veya perde duvarlı sistemler kullanılmıştır. Ancak 40 katın üstündeki çok yüksek binalarda kesme-çerçeve sistemleri, mega kolon sistemleri, mega çekirdek sistemleri, tüp sistemler gibi sistemler kullanılmaktadır. Gökdelen ve çok yüksek binalarda taşıyıcı sistem binanın formuna ve kullanım amacına bağlı olarak mimari tasarıma uygun seçilir.Taşıyıcı sistem seçimi binanın dış görünüm ve iç mekanlarının kullanımı üzerinde önemli etkiye sahiptir. Diğer taraftan ekonomi ve kullanılacak malzemenin bulunabilirliği de seçilen taşıyıcı sistemi etkileyen parametrelerdendir. Örneğin Kuzey Amerika’da çelik taşıyıcı sistem tercih edilirken, Asya ve Pasifik ülkelerinde betonarme ve kompozit sistemler daha çok tercih edilmektedir. Günümüzde beton teknolojisinde ortaya çıkan gelişmeler betonun çok yüksek kotlara taşıma ve pompalanma kolaylığı getirmiştir. Buna bağlı olarak da genelde betonarme ve kompozit sistemlerin kullanımı günden güne artmaktadır [5].Taşıyıcı sistemin imal edileceği malzeme de önemli bir unsurdur. Binalar taşıyıcı sistemlerinde kullanılan malzemeye göre çelik, betonarme ve kompozit olarak üç gruba ayrılır. İlk yapılan yüksek binalar çelik taşıyıcı sistem ağırlıklı yapılırken, günümüzde betonarme veya kompozit giderek daha çok ön plana çıkmaktadır. 16 katlı 65 metre yüksekliğe sahip Ingalls Binası 1903 yılında yapılmış ilk betonarme gökdelen idi. 1998 yılında yapılan Petronas İkiz Kuleleri 452 metre yüksekliği ile günümüzün önemli betonarme taşıyıcı sisteme sahip

{ MAKALE }

Page 16: İMO BURSA bülten

{ 16 }

gökdelenidir. Çelik ve betonarmeyi bir arada barındıran kompozit taşıyıcı sistemler daha çok 1970’lerden sonra kullanılmaya başlanmıştır. Kompozit sistemler her iki malzemenin (betonun rijitliği ve yangına dayanıklılığı, çeliğin yüksek mukavemeti) avantajlarını kullanır. 2004 yılında Tayvan’da yapılan Taipei 101 gökdeleni 508 metre yüksekliği ile dünyanın en yüksek kompozit taşıyıcı sistemli binasıdır.Rijit taşıyıcı sistemler 25 kata kadar rüzgar ve deprem yüklerini taşımada etkili ve ekonomik olabilen sistenlerdir. Bu sistemler rijit bağlantılı kolon ve kirişlerden meydana gelir. Kolonlar sık ve kirişler yeterince derindir. Böylece rijit çerçeve davranışı sağlanır. Deprem bölgelerinde taşıyıcı elemanların birbirlerine bağlantıları bu sistemde büyük önem arz eder. Bu sistemlerde sünek davranış kolon ve kirişlerde meydana gelecek plastik mafsallarla sağlanır. Böylece deprem yükleri altında elastik ötesi davranışla plastik mafsallarda büyük oranda enerji tüketimi sağlanmaktadır. Bu sistemlerde kolonların kirişlerden güçlü olması şarttır. Bu sistemlerin en büyük dezavantajı büyük yanal ötelenmelerin meydana getireceği hasarlar ve konfor kayıplarıdır.Betonarme taşıyıcı sistemlerde yaygın olarak kullanılan sistemlerden biri de çekirdek sistemlerdir. Bu sistem düşey ve yatay yüklere karşı koyan betonarme bir çekirdek ihtiva eder. Çekirdeğe bağlanan kat kirişleri ve döşemeler vardır. Çekirdek bunlarla birlikte binanın eğilme, kesme ve yanal burulma rijitliğini arttırır. Mimari nedenlerle çekirdek açık veya kısmen açık olabilmektedir. Çekirdeğe konsol gibi tutunan kat döşemeleri yer alır (Şekil 1). Döşemeler tamamen konsol biçiminde olabileceği gibi (Şekil 2.a), kenarlarından süreksiz kolonlarla desteklenmiş ve en alt döşemesi de güçlendirilmiş şekilde (Şekil 2.b) olabilir.

Yüksek binaların davranışı ve estetiğini etkileyen en büyük unsurlardan birisi “yapı formu”dur. Yapı formu ve taşıyıcı sistem birbirinden etkilenir. Mimari, yapısal ve estetik yönden en uygun formu geliştirmek karmaşık bir iştir. Geometri, bina formu ve taşıyıcı sistemin ortaya çıkmasında en önemli role sahiptir. Diğer taraftan bina formu ile rüzgar ilişkisi (bina aerodinamiği) arasında da sıkı bir ilişki vardır. Bina aerodinamiği konusunda rüzgardan olumsuz etkilenen binalar yerine rüzgarın olumsuz etkisini en aza indirerek rüzgar ile bütünleşik binalar tasarlanması gerekmektedir. Günümüzde gelişmiş bilgisayar destekli tasarım sayesinde şehrin içinde uzaktan bir simge olarak algılanabilen serbest formlu yüksek binaların tasarlanması eskiye göre çok kolaylaşmıştır. Aerodinamik bina formları sayesinde binaya etkiyen rüzgar yükü azaltılabilir. Bu bağlamda silindirik, eliptik, konik ve burulmuş formlar etkili formlar olarak kabul edilebilir [5]. Örneğin, silindirik formda binanın rüzgara dik yöndeki alanı

prizmatik formlara göre daha azdır. Bundan başka prizmatik formlarda yer alan köşe etkisi bu formlarda olmadığından eğrisel yüzeylerin daha avantajlı olacağı açıktır.Yüksek binalar, şehirlerde geniş alanlardan algılandıkları için sembolik bir takım kaygılarla tasarlanır. Gökyüzüne doğru çeşitli formlarda, değişik cephe kaplama malzemeleri ve farklı görüntüleri ile şehrin sembolü olabilmekte, ekonomi, güç bazen de kültürel birtakım değerleri yansıtmaktadırlar. Bir kent için bu kadar önemli bir binanın/binaların tasarımı için mimar, mühendis ve pek çok farklı alandan uzman kişilerin bir arada çalışması gerekir [6].Genel olarak yüksek binalarda form, şekil ve büyüklük, boyutlar, dayanıklılık, stabilite, etkinlik ve ekonomi, sadelik ve açıklık, hafiflik ve incelik özelliklerine göre ele alınır. Form seçiminde; birçok mimari akım, bölgesel özellikler ve ortak kültür, taşıyıcı sistem özellikleri ve teknolojileri, çekirdek sistemler ve çözümleri etkili olmuştur [7]. Form oluşturmada mimarın rolü çok büyüktür. Form binanın hem yapısal davranışını hem de estetiğini önemli ölçüde etkiler. Yüksek bina formları temel geometrik şekiller ile bunların çeşitli kombinasyonlarıyla simetrik planlı yapılırsa, bu durum binanın denge ve stabilitesinin sağlanmasına yardımcı olur. Yüksek bina formu düşeyde oluşturdukları kütle biçimine göre prizmatik, gittikçe daralan veya yükseldikçe içe çekilen binalar olarak tanımlanabilir. Binanın düşey ekseni etrafında aşağıda sıralanan 4 ana form söz konusudur [6]:• Yükseldikçe daralan formlar• Bir eksen etrafında dönen formlar• Eğrisel biçimler• Değişken kesitli formlarBina formu ile bina aerodinamiği arasında sıkı bir ilişki vardır. Bina aerodinamiği, binaya etki eden

{ MAKALE }

Şekil 1. Çekirdek sistem ve etrafındaki kat döşemeleri [5]

Şekil 2. Çekirdek sistemde döşemeler. (a) Konsol döşemeler, (b) Güçlendirilmiş konsol döşemeler [5]

Page 17: İMO BURSA bülten

{ 17 }

rüzgar yükleri ve basınç dağılımlarının belirlenmesi konusunu içerir. Binaya etkiyen rüzgar basıncı hesabında temel rüzgar hızının karesi alındığından, rüzgar hızı arttıkça rüzgar basınçları katlanarak artar. Bu nedenle binaya etkiyecek rüzgar kuvvetlerinin en aza indirgenmesi için mimari tasarım aşamasında uygun form seçimi yapılmalıdır. Rüzgar önünde bir kütle ile karşılaştığında, bu kütle üzerinde kaldırma kuvveti ve birbirine dik üç yönde etki yaratır. Çoğunlukla kaldırma kuvveti düşük olduğundan ihmal edilerek rüzgar iki boyutlu kabul edilir. Bunlar paralel ve çapraz rüzgar kuvvetleridir. Esas rüzgar paralel rüzgar olup binaya sürükleme etkisi yapar, taşıyıcı sistemde büyük iç kuvvetler doğurur (Şekil 3). Şekil 3’te A ile statik yükler, B ile düşük frekanslı dinamik yük bileşeni ve C ile de dinamik yükün rezonans bileşeni gösterilmektedir. Buna göre; parallel rüzgar yönünde A, B, C etkileri, çapraz rüzgar yönünde B ve C etkileri ortaya çıkar. Ayrıca burulma etkisi de söz konusudur. Özellikle rüzgarın esiş yönüne dik yönde etkiyen çapraz rüzgar bina üzerinde salınım ve titreşim gibi olumsuz etkiler doğurarak konforu düşürür, ortaya çıkan gerilmeler başta dış cephe kaplamaları olmak üzere, yapısal ve yapısal olmayan elemanlara zarar verebilir. Binayı kullanan insanların konforu için çapraz rüzgar etkilerinin form seçiminde ve taşıyıcı sistem hesaplarında mutlaka göz önüne alınması gerekir[8].

3. YÜKSEK BİNALARA ETKİYEN YÜKLER Yüksek binalara etkiyen başlıca yükler; sabit yükler, hareketli yükler, deprem yükleri, rüzgar yükleri, kar yükü ve buz yükleridir. Deprem yükleri yüksek bina tasarımında en önemli yükler arasında yer alır. Deprem yükleri, ilgili deprem yönetmeliğine (Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik-DBYBHY-2007) göre hesaplanarak binaya yatay olarak etkitilir. Bu yükler binanın karakteristik özellikleri ve bölgenin deprem özelliklerine bağlı olarak değişen yüklerdir. Deprem yüklerinin sadece yatay düzlemde ve birbirine dik iki eksen doğrultusunda etkiledikleri varsayılır[9]. Yüksek bina tasarımında en az deprem yükleri kadar önem arz eden bir diğer yük türü de rüzgar yükleridir. Rüzgarın herhangi bir yüksek yapıda doğurabileceği genel etkiler; sürükleme etkisi ve buna bağlı titreşimler, yerdeğiştirmeler, eğilme momentleri, basınç etkisi, çapraz rüzgarın yarattığı ivme, yerdeğiştirme, burulma ve eğilme momentleri, türbülans, vortex yükleri, burulma, basınç ve çekme etkileri ile kuyruk çarpması etkisi olarak sayılabilir. Şekil 4’te rüzgar yükünün yapı yüksekliğine bağlı değişen önemi gösterilmektedir. Az katlı binalarda statik olarak kabul edilen rüzgar yükleri yüksek binalarda dinamik yük cinsinden ele alınır ve binaya yatay yönde etkir. Yapının yüksekliğine ve narinliğine (h/d) bağlı olarak rüzgar kuvvetleri yapıyı doğal titreşim frekansında rezonansa getirebilir. Modern yüksek binalarda kütleyi azaltmak için kullanılan hafif yapı elemanları rüzgar etkilerinden daha çok etkilenirler. Rüzgar yüklerinin tahmini ve hesabı zor olduğu gibi, rüzgardan dolayı oluşan konfor şartları yüksek binalar için tasarımda göz önüne alınması

gereken ayrı bir konudur. Yüksek binaya etkiyen rüzgar yükleri statik ve dinamik yüklerin toplamı olarak yazılabilir. Statik yükten oluşacak bina yük ve yerdeğiştirmeleri statik analiz yöntemleri kullanılarak tayin edilir.Binaya etkiyen rüzgar yüklerinin dinamik kısmı rüzgardaki türbülans zamanla gelişigüzel değişen özellikler gösterdiğinden ancak istatistiki metotlar kullanılarak tanımlanabilir ve oluşacak bina yük ve yerdeğiştirmeleri Gelişigüzel Titreşimler Teorisine (Random Vibration Theory) dayalı analiz yöntemleri kullanılarak yapılır [10].

Yüksek yapıların hesabında rüzgar yüklerinin göz önüne alınabilmesi için yapının yapılacağı yere ait rüzgar hızının modellenmesi gerekir. Herhangi bir nokta için rüzgar hızı hızın statik ve dinamik bileşenlerinin toplamı olarak ifade edilir (Bağıntı 1).

V(z,t)=V_m (z)+w(z,t) (1)

Burada V(z,t) zemin yüzeyinden ölçülen z yüksekliğinde zamanla (t) değişen toplam rüzgar hızını göstermektedir. Vm(z) Ortalama (Statik) Rüzgar Hızını gösterir ve rüzgarın statik bileşenidir. Statik rüzgar hızı rüzgar hızının seçilen bir zaman aralığındaki ortalama değerini gösterir. Bu hız yönetmeliklerde yüzey pürüzlülüğü ve topografya katsayılarının temel rüzgar hızına çarpılmasıyla elde edilmektedir. Temel rüzgar hızı açık bir arazide,

{ MAKALE }

Şekil 3. Bina enkesiti üzerinde rüzgar kuvvetleri.

Şekil 4. Bina yüksekliğine göre artan rüzgar yükü ilişkisi

Page 18: İMO BURSA bülten

{ 18 }

{ MAKALE }

yerden 10 m yükseklikte herhangi bir yönde ölçülen ortalama rüzgar hızlarından 50 yılda en az bir kere aşılma olasılığına karşı gelen rüzgar hızıdır. w(z,t) ise ortalama değerin etrafındaki hız değişimlerini (türbülans) ifade eden dinamik rüzgar hızıdır. Yapılacak hesaplamalar sonunda bina deplasmanının standard sapması, deplasman güç spektrumu yoğunluk fonksiyonu, deplasman korelasyon fonksiyonları gibi binanın dinamik davranışının istatistiki özelliklerini gösteren parametreler elde edilir. Bu parametrelerden çeşitli olasılık değerleri için beklenen en büyük dinamik deplasmanlar ve yükler hesaplanır [10]. Dinamik rüzgar yüklerinin binalardaki etkisi yönetmeliklerde eşdeğer statik yük yaklaşımı kullanılarak dikkate alınmaktadır. Bunun için önce statik ve dinamik rüzgar yüklerinin oluşturacağı toplam yerdeğiştirme hesaplanır. Bu yerdeğiştirmeye eşit yerdeğiştirme yapacak şekilde statik rüzgar yükü arttırılarak eşdeğer statik rüzgar yükü bulunur. Bu arttırma katsayısına türbülans faktörü denir. Binada rüzgardan oluşan toplam deplasmanlar statik analiz yöntemleriyle hesaplanır [10]. Konfor kriteri nedeniyle rüzgardan dolayı binada oluşan titreşimlerin dinamik özellikleri de hesaplanmalıdır. Bunun için detaylı dinamik analizler yapılmalıdır. Örneğin rüzgarın akış yönüne dik yönde bina yan yüzeylerini etkileyen vorteks titreşimleri (bkz. Şekil 5) göz önüne alınmalıdır. Vorteks yükleri sinüzoidal bir yük olarak dikkate alınabilir. Yüksek binalarda vorteks yüklerinin frekansı binanın bu yöndeki doğal titreşim frekansına yakın değerler almamalıdır. Aksi halde bu doğrultuda büyük genlikli titreşimler meydana gelebilir. Bu titreşimler binada konfor şartlarını düşürebileceği gibi, cephe kaplamaları üzerinde de olumsuz etkiler doğurabilir. ABD’de

on yıllık rüzgar verileriyle rezidans türü binalar için belirlenen ivmenin üst sınırı 0.015g’dir. Bu değer otel ve ofisler için sırasıyla 0.020g ve 0.025g olmaktadır. Bu noktada, 0.005-0.015g değerinin insanın algı sınır eşik değeri olduğunu hatırlatmakta fayda vardır.Benzer şekilde 0.015-0.05g aralığı rahatsız edici ivme değerleridir. Burada sınır değerin aralık şeklinde verilmesi algının kişiden kişiye değişkenliğinden olup verilen aralıklar ortalama değerler cinsindendir. Sözkonusu ivmelerin sınırlandırılması için yapı rijitliğini arttırmak veya kütlesini arttırmak veya ilave sönümleyiciler kullanmak düşünülebilir. Yüksek yapılarda çapraz rüzgar etkilerini azaltmak için yapı yerleşim biçimi, yükseklik boyunca değişken enkesit, yumuşatılmış köşeler, yükseldikçe binayı kendi ekseninde döndürme (burma), gövdede rüzgarın doğrudan karşıya geçmesini sağlayan boşluk bırakma gibi tasarım seçenekleri uygulanabilir. Böylece binaya daha az rüzgar yükü gelmesi, köşelerde anafor oluşumunun azaltılması sağlanabilir.

Birbirine yakın mesafede yer alan yüksek binalar nedeniyle rüzgar kuyruğu etkisi adı verilen bir etkiden de bahsetmek gerekir. Yükseklik/Genişlik oranı 4’ten büyük olup başka bir yüksek binanın ardında kalan yüksek binalar üzerinde öndeki binanın rüzgar akışını değiştirmesi nedeniyle ilave türbülans etkileri ortaya çıkar. Bu etki rüzgar kuyruğu etkisi olarak bilinir. Belirli şartları haiz

binalarda bu etki ihmal edilebilir. Yukarıda bahsedilen türbülans etkilerinin modellenmesi için rüzgar tüneli deneylerinin yaptırılması çok faydalı olur. Birbiri ardına veya gruplar halinde sıralanmış narin binalar (h/d > 4) için yakındaki yapıların gövdesinde oluşan artmış türbülans tesiri dikkate alınmalıdır. TS EN 1991-1-4 (Eurocode 1)’e göre:>> İki bina arasındaki mesafenin, rüzgârın yaklaştığı yöndeki binanın rüzgâra dik boyutunun 25 katından fazla olması,>> Rüzgârın uzaklaştığı yöndeki bina veya bacanın doğal frekansının 1 Hz’den fazla olması,şartlarından hiçbiri sağlanmıyorsa rüzgâr tüneli testlerinin yapılması önerilir. Rüzgar tüneli testlerinde, rüzgar etkisi araştırılan projenin prototip modelinin boyutlarının, deneylerin yapılacağı odanın ölçülerine uygun olması gereklidir. Modelin etrafında ilave türbülans oluşmamalıdır. Rüzgar tüneli deneylerinde, en az iki kuvvet bileşeni ile bir moment bileşeni ölçülebilmelidir. Rüzgar tüneli testlerinin sonucunda farklı hız ve açılardan esen rüzgar akışının oluşturduğu basınç dağılım profilleri çıkartılır [9].

4. TBDY-2016 TASLAĞI’NDA YÜKSEK YAPILAR BÖLÜMÜTürkiye’de halen yüksek yapıların tasarımına ilişkin ulusal bir yönetmelik mevcut değildir. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY-2016)[3]’da ilk defa ulusal düzeyde yüksek yapılara bir bölüm (13. Bölüm) ayrılmış ve bu bölümde yüksek binaların tasarımı için özel kurallar tanımlanmış olup; yönetmeliğin bu bölümü, deprem etkisi altında betonarme ve çelik yüksek bina taşıyıcı sistemlerinin tasarımı için uygulanacak özel kuralları kapsamaktadır. Bu yönetmelik bir deprem yönetmeliği olduğundan konuya yalnızca deprem etkileri

Şekil 5. Vorteks yüklerinin oluşumu [10].

Page 19: İMO BURSA bülten

{ 19 }

{ MAKALE }

Page 20: İMO BURSA bülten

{ 20 }

{ MAKALE }

bakımından yaklaşmaktadır. Oysa, depremden başka, yüksek bina yapım ve tasarımı konusunun rüzgar ve yangın etkileri, sürdürülebilirlik, kentsel tasarım, mimari tasarım vb. Konularında da özel hükümlerle bir çerçeve içine alınması gereklidir. Genel amaçlı diğer yangın ve rüzgar yönetmeliklerinde yüksek binalara ilişkin birkaç özel hüküm olsa bile Bunun yeterli olmayacağı düşünülmektedir. Aşağıdaki paragraflarda TBDY-2016 taslağının yüksek binalarla ilgili bazı hükümlerine yer verilmiştir.Taslağın yenilik olarak getirdiği hükümlerden belki de en önemlisi özel konularda tasarım gözetim ve kontrolüne ilişkin (özel uzmanlık gerektiren konularda projenin başlangıcından bitimine kadar ilgili tüm tasarım aşamalarında görev yapacak şekilde, ilgili alanda mesleki yetkinliği haiz uzmanlardan “tasarım gözetim ve kontrol” hizmeti alınması) hükmüdür. Buna göre, yüksek binaların deprem hesabı ve tasarımında bu hizmetin alınması zorunluluk haline gelmektedir. Benzer şekilde, yüksek binaların rüzgar hesabı ve yangın yönünden de tasarım gözetimine ve kontrolüne tabi tutulmasında fayda vardır. Özellikle çok yüksek yapı sınıfına giren yapılarda tasarımı yönlendirme bakımından rüzgar etkileri deprem etkilerinden daha baskındır. Keza yüksek yapılarda yangına dayanıklı tasarım ve yangından kaçış ve kurtarma konularına gerekli hassasiyet gösterilmediğinde olası bir yangın halinde vahim sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu konu o kadar kapsamlıdır ki; kullanılacak malzemenin yangına dayanıklılığı, ortaya çıkan gazların tahliyesi, yangının kontrol altına alınıp söndürülmesi ile bunlara ait her türlü donanımın tasarımı, binadaki kişilerin tahliyesi, taşıyıcı sistemin

yangına dayanıklılığı, yangın süresince dayanma süresi gibi pek çok birbirinden önemli alt başlıkları ihtiva eder.TBDY-2016 taslağında performansa göre tasarım ilkesinin kullanılması gerekmektedir. Buna göre, yüksek binaların tasarımı, tablolarda tanımlanan üç performans hedefini sağlamak üzere üç aşamada yapılacaktır. Bu üç aşama taslakta şöyle adlandırılmaktadır:• Tasarım Aşaması I: DD-2 Deprem Yer Hareketi Altında Ön Tasarım– Boyutlandırma• Tasarım Aşaması II: DD-4 veya DD-3 Deprem Yer Hareketi Altında Kesintisiz Kullanım veya Hemen Kullanım Performans Hedefi İçin Değerlendirme – İyileştirme• Tasarım Aşaması III: DD-1 Deprem Yer Hareketi Altında Göçmenin Önlenmesi veya Can Güvenliği Performans Hedefi İçin Değerlendirme – İyileştirme – Son TasarımBu tasarım aşamalarında Tablo 1’de gösterilen performans hedefleri ve değerlendirme/tasarım yaklaşımları göz önüne alınır.

Yönetmelik taslağında yüksek bina taşıyıcı sistemlarinin düzenlenmesine ilişkin kurallar da yer almaktadır. Sıkça karşılaşılan tipik yüksek bina taşıyıcı sistemlerinin tanımı verilmiştir. Burada verilen tanıma göre tipik bir yüksek bina zemine gömülü vaziyette bodrum katlar, üstte az katlı baza (podyum) ve çok katlı kuleden oluşmaktadır. Bazı durumlarda baza kısmı olmayabilir. Zemine gömülü bodrum katlarının taşıyıcı sistemi, yukarıdan aşağıya

devam eden taşıyıcı sisteme ek olarak çevredeki rijit perdelerden oluşur. Az katlı baza bölümünün taşıyıcı sistemi, kule taşıyıcı sistemine ek olarak genellikle perde ve çerçevelerden ve/veya kirişsiz döşemelerden oluşur. Kule için çok çeşitli taşıyıcı sistemler kullanılabilir. Kule betonarme yapılacaksa genellikle merkezi bir çekirdek perde ve ona bağlı döşemeler, kirişler bulunur. Tüp sistem olacaksa, çepeçevre düzenlenen yeterli rijitliğe ve dayanıma sahip çerçeve elemanlar yer alır. Böylece kule taşıyıcı sistemi için gerekli burulma rijitliği ve dayanımı sağlanmaktadır. Yüksek bina taşıyıcı sistemleri planda ve düşey doğrultuda olabildiğince düzenli olmalıdır. Çekirdek perde binanın merkezine yerleştirilmeli, planda her iki ana eksene göre simetrik ya da simetriğe yakın taşıyıcı sistemler seçilmelidir. Betonarme kirişsiz döşemeli sistemler kullanılıyorsa, merkezdeki çekirdek perde ile birlikte çalışmak üzere, çevredeki kolon veya perdelerin birbirlerine olabildiğince rijit kirişlerle bağlanması ile dış tüpler oluşturulması ve böylece taşıyıcı sistemde yeterli burulma rijitliği ve dayanımının sağlanması taslak yönetmelik hükmüdür. Görüldüğü gibi taslak yönetmelikte taşıyıcı sistem düzenleme kurallarına da yer verilmiştir. Bina davranışı doğrusal olmayan sünek davranış biçiminde olmalıdır ve buna ilişkin kurallar da taslakta yer almaktadır. Tasarımın önemli bir parçası da temellerin tasarımıdır. Sağlıklı bir temel tasarımı için araziye ait kapsamlı etütlerin yapılmış olması ve gerekli verilerin önceden elde edilmiş olması önemlidir. Bu kapsamda sahada jeolojik, hidrojeolojik ve geoteknik araştırmalarla desteklenmiş bir zemin etüdü yapılmalı, zemin tabakalarının mühendislik özellikleri yerinde deneylerle tespit edilmiş

Tablo 1. Deprem Tasarım Sınıflarına Göre Perfor-mans Hedefleri ve Uygulanacak Değerlendirme/Tasarım Yaklaşımları

Page 21: İMO BURSA bülten

{ 21 }

{ MAKALE }

olmalı, gerekli laboratuvar çalışmaları bitirilerek geoteknik zemin modeli ortaya konmalıdır. Temel tasarımında öntasarım ve kesin tasarım aşamaları takip edilmeli, oturma analizleri, sahada deneme kazıkları ve deneyleri, hesap ve çizimler eksiksiz olmalıdır. Temellerde de taşıyıcı sistem gibi performansa göre tasarım ve değerlendirme yapılacaktır. Çoğunlukla yüksek binalar kazıklı temel üzerinde durmaktadırlar. Kazıklı temel varsa, tasarımın üçüncü aşamasında yapı-kazık-zemin dinamik etkileşim hesapları, hem taban kayasında tanımlanan deprem yer hareketi altında zemin ortamı ile kazıklar arasındaki kinematik etkileşimi, hem de üstyapıdan zemin-kazık sistemine aktarılan etkiler altında eylemsizlik etkileşimini kapsayacak şekilde yapılmalıdır. Bunun için yönetmeliğin 16. Bölümünde kazıklı temellerin deprem hesabı kısmında verilen yöntemler kullanılacaktır.

5. SONUÇLARYüksek yapılar, özellikle yüksek binalar, çağımızın vazgeçilmez yapı şekillerinden biri olmuştur. Bu yapıları yüksekliklerinden ötürü diğer yapılardan ayıran pek çok özelliği vardır. Gerek mimari ve gerekse yapı mühendisliği açısından bina formu ve aerodinamiği ilk olarak üzerinde durulacak önemli bir husustur. İnşaat mühendisliği hizmetleri açısından ele alındığında, taşıyıcı sistem tasarımı, malzeme, hesap esasları ve yapım konularında az-katlı binalardan oldukça farklıdır. Türkiye’nin hemen her yerinde deprem etkisi tüm binalar için önemli bir etkidir ve özel hesap gerektirir. Yüksek binalarda ise bu etkiyi çok daha kapsamlı ele almak yapı güvenliği açısından bir zorunluluktur. Bununla ilgili olarak mevcut deprem yönetmelikleri yüksek binalar için özel hükümler içermese de, hazırlanmış yeni

deprem yönetmeliği taslağında yüksek yapılarla ilgili özel bir bölümün var olması bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Yüksek yapılarda deprem kadar ve hatta daha fazla önem verilmesi gereken bir diğer etki de rüzgardır. Rüzgarın yüksek yapı üzerindeki etkisi tıpkı deprem etkilerinde olduğu gibi az-katlı yapılara kıyasla oldukça karmaşıktır. Özel uzmanlık gerektiren çalışmalarla yüksek yapı tasarımında rüzgar kuvvetleri ve rüzgarın neden olduğu titreşimler ve bunun konforla olan ilişkileri ele alınıp, yapısal tasarım buradan çıkacak sonuç doğrultusunda tamamlanır. Ayrıca rüzgarın cephe kaplamaları gibi binanın yapısal olmayan elemanları üzerinde de önemli etkileri vardır ve tasarımda bunlar da göz önüne alınmalıdır. Türkiye’de yüksek yapılar için ulusal düzeyde rüzgar etkilerine göre tasarım kurallarının yer aldığı bir yönetmelik henüz yoktur. Bu bağlamda diğer ülkelerin yönetmeliklerine veya EUROCODE gibi uluslar arası yönetmeliklere başvurulmalıdır. Gerektiğinde rüzgar tüneli testleri yaptırılarak tasarıma yön verilebilir.

6. KAYNAKLAR[1] CTBUH, Council on Tall Buildings and Urban Habitat, Illinois Institute of Technology, S.R. Crown Hall, 3360 South State Street, Chicago, Illinois, USA, www.ctbuh.org.[2] Emporis, Emporis Corporation, A Global Building Information Company, Theodor-Heuss-Allee 2, 60486 Frankfurt, Germany, www.emporis.com.[3] Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY)(Taslak), T.C. AFAD Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, 2017[4] Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, Resmi Gazete, Sayı: 30113, Tarih: 3 Temmuz 2017.[5] Günel M.H, Ilgın H., Tall Buildings:Structural Systems and Aerodynamic Form. Rootledge Taylor and Francis Group, London, 2014.[6] Demir, N., “Yüksek Yapılar ve Sürdürülebilir Enerji”, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 5-17 (2011).[7] Paltun, S., Gültekin, A.B., Çelebi, G.,

Binaların Aerodinamik Biçimsel Yapısının İrdelenmesi:Bina Formu Ve Rüzgar İlişkisi, 2nd International Sustainable Buildings Symposium, 28 - 30th May 2015, Vol:1, p. 432-439, Ankara – Türkiye.[8] Semizoğlu, R., “Rüzgar Türbinlerinin Gökdelen Mimarisine Etkisinin Tipolojik İncelenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2009.[9] Tozan S., Yüksek Binalarda Rüzgar Etkisi Ve Konfor Şartlarının Çeşitli Yönetmeliklere Göre İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı Deprem Mühendisliği Programı, 2013.[10] Şafak E., Yüksek Yapılardaki Rüzgar Yüklerinin Hesabı, İMO Türkiye Mühendislik Haberleri, Sayı: 471 2012-1, p. 27-38.

Page 22: İMO BURSA bülten

{ 22 }

{ MAKALE }

YENİ DEPREM YÖNETMELİĞİ ve YÜKSEK YAPILAR

Giderek gelişen ve karmaşık hale gelen

ihtiyaçların karşılanması doğrultusunda,

geleneksel tasarım ilkelerine ek olarak

burada konu edilen tasarım mantığı

kaçınılmaz bir hale getirmiştir.

Özel ve yüksek yapılar için yalnızca geleneksel analiz ve tasarım yöntemlerinin kullanılmasının yeterli olmadığı, daha detaylı bir şekilde deplasmana dayalı yöntemlerle de tasarım ve analizin yapılmasının gerektiği fikri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kabul görmektedir. Deprem tehlikesinin göreli olarak önem arz ettiği büyük şehirlerimizde bir süredir uygulanmakta olan bu bakış açısının; yeni yürürlüğe girecek olan yönetmelikler ile tüm ülke için de bağlayıcı hale getirilmesi hedeflenmektedir. Özellikle ülkemizin de aralarında yer aldığı deprem kuşağındaki ülkelerde, son yirmi yılda depremlerden öğrendiklerimiz ve deprem mühendisliğinde meydana gelen gelişmeleri, giderek gelişen ve karmaşık hale gelen ihtiyaçların karşılanması doğrultusunda, geleneksel tasarım ilkelerine ek olarak burada konu edilen tasarım mantığını kaçınılmaz bir hale getirmektedir. Bu bağlamda;• Serbest alan hareketinin analizde doğrudan kullanılması yerine temel sistemi ve zemin koşullarına bağlı olarak kinematik etkileşim etkilerinin dikkate alınması,• Geleneksel Tasarım Spektrumu’nun yeniden yorumlanması ve sahaya özel deprem tehlike analizlerinin gerçekleştirilmesi (Projeye ait spektral parametrelerin, yerel zemin koşullarının etkisi, faya yakınlık etkisi vb)• Etkin kesit rijitliklerinin analizde dikkate alınması, perde ve döşemelerin gerçekçi bir şekilde yapı sistemi ile birlikte modellenmesi ve bunlara ait güncel tasarım kurallarının bu tür yapılara uygulanması,• Yapısal elemanların tasarımının

yanında, yapısal olmayan elemanların da deprem riskinin ortadan kaldırılabilmesi için tasarımda da dikkate alınmasının gerekliliği,• Tasarımında süneklik etkisi yanında dayanım fazlalığı kavramının dikkate alınması, • İzin verilebilir göreli kat ötelenmeleri ve bu bağlamda ikinci mertebe etkilerinin tasarımda ciddiyetle dikkate alınması gerekliği, • Yapı-Temel/Zemin etkileşiminde eylemsizliğe bağlı etkileşimin yapı sistemi tasarımında dikkate alınmasının önemi,• Geleneksel hesap yaklaşımlarına ve bilgisayar teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak zaman tanım alanında doğrusal ya da doğrusal olmayan hesabın tasarımda etkin bir şekilde tercih edilmesi,• Farklı performans hedeflerine bağlı olarak şekil değiştirmeye bağlı tasarımın kullanılması,ve bunlara benzer birçok farklı konu yüksek yapılarda elzem olmakla birlikte yüksek performanslı ve ekonomik yapı tasarımında dikkat edilmesi gereken konular haline gelmiştir. Halihazırda bu çalışmalar ülkemizde akademik camiada sıkışıp kalan ve uygulamada yaygın şekilde kullanılmayan başlıklar olarak nitelendirilebilir. Ancak uluslararası uygulamalarda bu başlıklar oldukça yaygın ve profesyonel bir şekilde tasarımda temel ilkeler haline getirilmiştir. Yeni deprem yönetmeliğimizde bu başlıklar tasarımcı için özellikle yüksek yapılarda; istisnai olarak da özel yapılarda konu edilmekte ve tasarımcılara dikte edilmektedirler. Bu başlıklara ek olarak yeni yönetmelikle getirilmek

Prof.Dr.Ramazan LİVAOĞLUUludağ Üniv. Mühendislik Fakültesi

İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Anabilim Dalı Başkanı

Page 23: İMO BURSA bülten

{ 23 }

İZOMET YENİ İLAN GELECEK

Page 24: İMO BURSA bülten

{ 24 }

{ MAKALE }

istenen en temel değişikliklerden biri de “tasarım gözetimi ve kontrolü hizmeti” dir. Yönetmelikte bu konu “Bu Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin değerlendirme ve tasarım süreçlerinde, özel uzmanlık gerektiren konularda projenin başlangıcından tamamlanmasına kadar ilgili tüm tasarım aşamalarında görev yapacak şekilde, ilgili alanda teorik ve mesleki bilgi ve deneyim sahibi inşaat mühendislerinden “tasarım gözetimi ve kontrolü” hizmeti alınmak zorundadır” ifadesi yer almaktadır. Bu başlıklar aşağıdaki şekilde özetlenebilir.• Sahaya Özel Deprem Tehlikesi Analizleri, • Zaman Tanım Alanında kullanılacak Deprem Yer Hareketlerinin Tanımlanması ,• Deprem yönetmeliğinde ZF olarak tanımlanan zeminler ile zeminlerin tek, iki ve üç boyutlu olarak modellenmesinin gerektiği durumda Sahaya Özel Zemin Davranışı Analizleri, • Doğrusal olmayan analizlerde Çok Modlu İtme Yöntemleri ve Zaman Tanım Alanında Doğrusal Olmayan Hesap Yöntemi İle Deprem Hesabı, • Yüksek Bina Taşıyıcı Sistemlerinin Deprem Hesabı ve Tasarımı, • Yalıtımlı Bina Taşıyıcı Sistemlerinin Deprem Hesabı ve Tasarımı, • Zaman Tanım Alanında Doğrusal Olmayan Yapı-Kazık-Zemin Etkileşimi

Hesapları,Buradan hareketle yeni deprem yönetmeliğinde tasarımcıların alışkın olduklarının dışındaki temel başlıklarda gözetim ve kontrol hizmeti almaları gerektiği başlıca konulardan yüksek yapıların tasarımları hususuna ilişkin olarak gelen yenilikler özetle aşağıda ifade edilmektedir. • Yüksek Yapı SınıflandırmasıYeni deprem yönetmeliğinde DD-1~4 olarak dört farklı yer hareketi düzeyi tanımlanmakta, bunlara ek olarak BKS BYS DTS gibi yeni ancak bir önceki yönetmelikte karşılıkları olan üç yeni kısaltma tanımlanmaktadır. Sırasıyla bu kısaltmalar bina kullanım sınıfı, bina yükseklik sınıfı ve deprem tasarım sınıfı olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda yönetmelikte BYS= 1 olarak adlandırılan yüksek yapılar DD ve BKS baz alınarak Deprem Tasarım Sınıfları ile belirlenmektedir. Buna ek olarak yönetmelik söz konusu yapı tasarımlarının geleneksel yöntemlerden oldukça farklı şekilde tasarımları ön görülmektedir.Tam anlamıyla karışılamamakla birlikte mertebe olarak anlaşılması için örneğin 1. Derece deprem bölgesinde konut türü bir yapının 70 m den büyük olması durumunda yüksek yapı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Hal böyle iken bölgesel olarak idareler veyahut yapı sahibi tarafından bu sınırların daha alt düzeylere çekilmesi

mümkündür. • Taşıyıcı Sistem ve MalzemeYüksek yapıların tasarımında kullanılacak malzemeye ilişkin olarak B420C ve B500C çelik sınıfları şart olarak getirilmektedir. Hali hazırda yaygın olarak kullanılan S420 den farklı olarak bu malzemenin toplam uzamanın en büyük gerilme etkisinde %7.5’ (S420 için şart yok) tan az olmaması, kopma uzamasının ise en az %12 (S420 için %10) düzeyinde olması şart aranmaktadır. Hâlbuki mevcut durumda piyasada bu çeliği bulmak büyük projeler için oldukça güç olmaktadır. Ancak sektörün kabiliyetlerini düşündüğümüzde kısa zamanda demir-çelik sektörünün bu duruma adapte olabileceği aşikârdır. Beton sınıfı için diğer bazı özel durumlar için C25 sınırının yönetmelikte veriliyor olmasına ek olarak yüksek yapılar için belirli bir şart ortaya koyulmamaktadır. Ancak C30’dan daha düşük beton sınıfı kullanmak tasarım sırasında önemli zorluklar getirecektir. Taşıyıcı sistem mantığı açısından ise yüksek yapılar için süneklik düzeyi yüksek tasarım sistemi esas alınmıştır. Bu nedenle hiçbir detayda süneklik düzeyi için başkaca bir kriter kullanmaya imkan görülmemektedir. Bu durumda yapı perde çerçeve veyahut perde taşıyıcı sisteme sahip betonarme bir taşıyıcı sistemle

Page 25: İMO BURSA bülten

{ 25 }

çözümlenmek durumunda kalınacaktır. Perdelerin kesitlerinde pas payları düşünüldüğünde çalışan kesitteki azalmalar da dikkate alınarak en küçük boyut olarak 30 cm seçilmiş bulunmaktadır ki tasarıma da bağlı olarak birçok yapıda bu sınır zemin kat seviyeleri veyahut podyum kat üstü normal katlar için yeterli olmayabilir.• Hesaplama ve sonuçların değerlendirilmesiYapısal hesaplama inşaat mühendisliği açısından gerçek davranışa en iyi yaklaşımın sergilemeye çalışıldığı yöntemlerdir. Temel bir çok parametre bu yöntemlerin kullanılmasını zorlaştırmakla birlikte bilgisayar sistemlerindeki gelişmeler bu parametrelerin daha gerçekçi bir şekilde dikkate alınmasına olanak sağlamaktadır. Ancak kullanılan malzeme, zemin ve yükler düşünüldüğünde inşaat mühendisliğinin ilgi alanındaki yapılarda gerçek çözüme ulaşmak hiçbir zaman mümkün olmayacaktır. Gerçek çözümü en iyi şekilde temsil edecek ve ona en iyi yaklaşımı sergileyecek modellerin elde edilmesini hedeflemek her zaman inşaat mühendisleri açısından ana hedef olmalıdır. Dolayısıyla her ne kadar bilgisayar programları ile son derece detaylı modeller üretseniz de elde edilen ve göze hoş görülen gerilme dağılımları veyahut deplasman yapmış yapı şekilleri gerçeğinden oldukça uzak olabilmektedir. Esas olan ise her durumda inşaat mühendisi için mümkün olduğu ölçüde gerçeğe en yakın modeli; gerçeğe en yakın yükler etkisinde gerçekçi bir hesaplama yaklaşımı ile sonlandırmak olmalı, sonuçlar ise tecrübe ile şüpheci bir bakış açısıyla değerlendirilmelidir. Aksi takdirde bilgisayar programları uygun yolla kullanılmadığında ve tecrübe ile sonuçları irdelenmediğinde çok kaba hatalara neden olabilmektedir. Genel manada konvansiyonel tasarımda dayanım esaslı tasarım

yaygın şekilde tercih edilmekle birlikte son yıllarda deprem davranışının daha iyi anlaşılması ile performans esaslı tasarım ilkeleri bu yöntemden elde edilen birtakım sonuçların sınırlandırılması veyahut kontrolü maksatlı kullanılmasına neden olmuştur. Sünekliğe ve yapı davranış katsayısına bağlı olarak göreli kat ötelenmelerinin sınırlandırılması yada pekleşmeli taşıma gücü momentlerine bağlı olarak kesme donatılarının kontrolü bunlara örnek olarak verilebilir. Ancak gelişen bilgisayar teknolojisi ile yapının tümüyle deplasman bazlı olarak değerlendirilmesi ve ön görülen sınırlar içerisinde değerlendirilmesi günümüzde yaygın olmamakla birlikte mümkün bir hal almıştır. Bu bağlamda yeni yönetmelik her ne kadar dayanım esaslı tasarımı bir kenara itmese de deplasman bazlı hesaplamaları da zorunlu kılmakta, her iki hesaplamanın sonucu olarak tasarıma gidilmesini şart koşmaktadır. Yeni deprem yönetmeliğinde yüksek yapılar için tasarıma esas hesap adımları genel manada üç aşamalı olarak ifade edilmektedir. Bu aşamalara geçmeden önce yapınızın deprem tasarım sınıfına bağlı olarak performans hedefinin belirlenmesi gerekmektedir. Yeni yapılacak veya mevcut yüksek yapılar için bu hedefler aşağıdaki tabloda verilmektedir.Burada ön görülen performans hedefi; çok yüksek deprem tehlikesi altında özellikli binalar için ileri performans hedef olarak göz önüne alınırken, konut türü yapılar için bu hedef normal olarak belirlemektedir. Yaygın olması maksadıyla normal performans hedefi üzerinden devam edilecek olunursa üç aşamalı analizde ilk olarak DD-2 deprem düzeyi için dayanım esaslı tasarım yapılacak, daha sonra bu analiz sonuçlarına göre tasarlanan kesitler DD-4 deprem düzeyi için (kesintisiz kullanım sınırını sağlaması açısından) dayanım

esaslı tasarımda kontrol edilecektir. Burada amaç, kesitlerin DD-4 deprem düzeyinde elastik sınırlar içerisinde kaldığını göstermekten ibarettir. Diğer taraftan yine bu tasarım ile DD-1 deprem düzeyi için şekil değiştirme bazlı hesap yapılarak yapıdaki kesitlerin göçme öncesi sınır durumunda olduğu doğrusal olmayan analiz ile gösterilmelidir. Benzer mantıkla ileri performans hedefi için ise DD-4 depremi yerine DD-3 Deprem düzeyinde HK şekil değiştirme bazlı tasarımla, DD-1 Deprem düzeyi için ise can güvenliği performans düzeyinin sağladığı hesapla gösterilmek durumundadır. Bu üç aşamalı hesap düzeni alışkın olduğumuzdan farklı şekilde, farklı depremler için iki farklı kontrol yaparak yapı performansının kontrolünden ibarettir ve yeni bir hesaplama mantığı ile yapı davranışını daha gerçekçi bir şekilde yorumlamaya olanak tanımaktadır.

SONUÇBurada tüm detayları ile yönetmeliğin konuya ilişkin sınırlarını vermek elbette mümkün olmadığından genel bir çerçeve çizilmek kaydıyla meslektaşlarımıza bilgi vermek hedeflenmektedir. Ancak bilinmelidir ki bu güne kadar meslektaşlarımızın alışkın olduğu hesap sistemlerinin ötesinde yeni yönetmelik ile uzmanlaşmanın önü açılmaktadır. Bu vesileyle alanında uzmanlaşan akademik altyapısını geliştirmiş olan meslektaşlarımız bu sürece adapte olmakta kanımca büyük bir zorluk yaşamazken paket programlar tarafından esir edilen meslektaşlarımız bu durumdan zararlı çıkacaktır. Elbette ki hiçbir şey için geç kalınmış değildir. Ömür boyu öğrenme sürecinin devam ettiğini düşünen ve kendini yenileyen meslektaşlarımız için ve dahası ülkemiz için bu mantıkla daha hayırlı gelişmelerin önümüzde olduğu düşüncesi ve temennisi ile…

Page 26: İMO BURSA bülten

{ 26 }

{ MAKALE }

GÖRÜKLE TESİSİ

YAYLACIK TESİSİ

Adres: İzmir Yolu 15. Km Yaylacık Köyü Girişi 1. Km Nilüfer / BURSATel: +90.224.413 22 70 / +90.224 413 22 71 / +90.224.413 22 69

1998 yılında kurulan TEKNİK BETON, hazır beton üreti̇mi̇ne

odaklanmış profesyonel bir kuruluştur. Kalite, performans ve

yüksek teknolojili işletme özelliklerini arayan işletmeler ve

sektöründe lider firmalar için güvenilir bir çözüm ortağıdır.

110.000 m3 /Ay

BETON ÜRETİM KAPASİTESİ

Page 27: İMO BURSA bülten

{ 27 }

İnşaat Mühendisi olarak Yıldırım Belediye Başkanlığı görevini yürütmektesiniz. Mühendislik bakış açısının, belediyecilik hizmetlerine yansımasını anlatır mısınız? Yıldırım’a katkıları neler oldu? Belediyecilik hizmetlerinde kültürel belediyecilik, sosyal belediyecilik, çevreci belediyecilik gibi birçok ana başlık var ama en önemli başlık yapısal sorunlara yönelik çözümlerdir yani hizmet belediyeciliği. Hizmet

belediyeciliğinin alt başladığında genelde teknik konular var. Belediyenin bünyesinde, son 40-50 yılın problemli alanlarını, plansız alanlarını planlı hale getirmemiz için imar çalışmaları yapmamız lazım. Mühendislikle direkt ilgili bir başlık, şehrin gelişimi ile ilgili kentsel tasarım çalışmaları yapmamız lazım o da mühendislik alanında olan bir çalışma, yol hizmetleri, sanat yapıları, binaların tasarımı bunlarda mühendislik alanı ile ilgili konular.

Dolayısıyla belediyenin çatısı altındaki birçok birim aslında mühendislik hizmetlerinin sürdürüldüğü birimler. Belediyemizde de birçok mühendis arkadaşımız var. İnşaat mühendisleri, mimarlar, makine mühendisleri, elektrik mühendisleri, jeologlar, şehir plancıları var. Bizim de burada bu anlayışı sürdürmemiz bir mühendis olarak onlarla çalışmamızda büyük kolaylık oldu. Çünkü aynı dili konuşuyoruz ve aynı amaca hizmet ediyoruz. Dolayısıyla kadim şehirlerimizin yeniden geliştirecek, yeniden insanlarımızın yaşamlarını kolaylaştıracak, yaşam kalitesini arttıracak parametrelerin birçoğu mühendislik disiplininden geliyor. O yönüyle de biz göreve başladığımızda hiç zorluk yaşamadık.

İnşaat mühendisi olmanız belediye başkanlığında size ne gibi avantajlar sağlıyor?Daha önce kamu tecrübem yoktu. 1990 yılında mezun olduktan sonra sürekli piyasada çalıştım proje yaptım. Proje denetçiliği yaptım, serbest mühendis olarak

“Hayalim deneyimlerimi üniversite öğrencilerine aktarmak”

YILDIRIM BELEDİYE BAŞKANI İNŞAAT MÜHENDİSİ EDEBALİ:

Kentsel dönüşüm konusunda Türkiye’de örnek gösterilen çalışmaya imza atarak inşaat mühendisi bir belediye başkanı olmanın farklılığını ortaya koydu Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, şimdi emeklerinin karşılığını almak için harekete geçti. Kamuya hizmet görevini yürütürken ‘Kentsel Dönüşüm’ konusunda yüksek lisans yapan ve doktora aşamasına gelen İsmail Hakkı Edebali, mühendisleri toplumun geleceğini şekillendiren mimarlar olarak tanımlıyor. Gelecek ile ilgili hayalini de anlatan Başkan Edebali, ‘Kamu görevim bittiğinde hayalim deneyimlerimi üniversite öğrencileri ile paylaşmak’ diyor. Bu sayımızda Başkan Edebali ile mesleğinin görevine katkıları ve projeleri hakkında konuştuk…

{ RÖPORTAJ }

Page 28: İMO BURSA bülten

{ 28 }

{ RÖPORTAJ }

çalıştım. Kamuya hizmet görevine başlamamda mühendisliğimin bana verdiği çok büyük imkanlar oldu.Mühendisler özellikle inşaat mühendisleri analitik düşünürler. Bizim eğitimlerimizde, okul hayatımızda yapmış olduğumuz işlerin hassasiyeti, sorumluluğunun büyük olması nedeniyle analitik düşünmek zorundayız. Analitik düşünme neyi gerektiriyor? Bir çalışma yapacaksanız, bir yere bir hizmet götürecekseniz bütün olasılıkları hesaplamak zorundasınız. Olasılıkların içinde bir proje geliştirdiniz, proje çok iyi bir proje olabilir ama etrafındaki bölgeye ne kadar tutarlı olduğunu, ne götüreceğini, ne getireceğini, swot analizi dediğimiz zayıf yanı güçlü yanını tahlil etmeniz gerekir. Dolayısıyla bizim inşaat mühendisi olmamız hem analitik düşünce hem de bütün olasılıkları hesaplamamız bize avantaj sağlıyor. İnşaat mühendislerinin en büyük avantajı gerçekten de şehrimizin yapısal sorunları ile ilgili bu analitik düşünceye bu gün daha çok ihtiyaç var. Neden? Yaptığınız iş günü kurtarabilir ama geleceğe ne katıyor o daha önemli. Hep arkadaşlarımızla

çalışmamız da ‘günü kurtaran projeler değil geleceği kuran projeler geliştirelim’ dedik. Şehrin gelişimi öyle. Bu gün yaptığınız proje çok makul karşılanabilir ama gelecekte o projenin bölgeye ne getireceğini de iyi hesaplamanız lazım çünkü şehrin ömrü normal insan ömründen daha yüksek. Şehrin 100 yıllık bir stratejik planı olmalı. Mühendisliğin bize verdiği değerlerle biz dedik ki ‘Yıldırımımızı 100 yıllık planlamamız lazım’. Bu bir stratejik düşünmeydi. Evet, bu belediyenin bütçesi büyük, 750 bin nüfusa hizmet ediyoruz. Görev süremiz 5 yıl ama şehrin bir de geçmişi var. 700 yıllık bir kadim şehir. Yıldırım, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk giriş kapısıdır. 100 yıl önce Yıldırım Külliyesini inşa etmişiz. Onu da bizim mühendislerimiz inşa etmiş belki o dönemde adına başka bir şey demişiz ama mühendisler inşa etmiştir. Şehirlerde yaşayan canlı organizmalardır, doğarlar, büyürler ve hayati fonksiyonları beslemezsen ölürler. Dolayısıyla şehri geliştirmek adına ilk adımım Strateji Müdürlüğü kurmak oldu. Dedim ki, “Tüm çalışmalar bir stratejik plan dahilinde yapılmalı.”

ZORDA OLSA DOĞRUSUNU SEÇTİKDaha önce kamuda görev almadığınızı söylediniz. Yıldırım gibi kaçak, çarpık ve mühendislik hizmeti almamış yapıları yoğun olduğu, sorunların katlanarak çözüm beklediği bir ilçe göreve başladığınızda zorlandınız mı? Göreve başladığım da ilk olarak ilgili arkadaşlarım, mühendislerimizle bir araya gelip, “Yıldırım’a ne yapmak lazım” dedik. Kimisi dedi ki, “Güzel parklar yap”, kimisi dedi ki, “Çok güzel kültür merkezleri yapabilirsin, güzel kapalı pazar alanları yapabilirsin”. Toplumun ihtiyaçları söylendi. Biz de şehre mühendis gözüyle baktığımızda Yıldırım’ın plansız alanı çok neredeyse yüzde 75’i plansız. Bitişik nizam, iki kat imar düzenini ben plan olarak görmüyorum. Geçmişte yapılan gecekonduları biz yasal hale getirmek için bir takım ıslah planları yapmışız. B2 diye bir şehircilik planı olmaz. O planı emlakçılarımız yapmış. Arsaları almışlar, kadastro parselini cetvelle yolu çizmişler. Yolu ne kadar geniş olması emlakçının inisiyatifine bağlı, geriye evler şehir hayatı, sosyal

Topluma hitap eden çok önemli alanlar var. Kadınlara, gençlerimize yönelik faaliyetler için Kadın Aile İşleri Müdürlüğü, sokak hayvanlarını, yaban hayvanlarını korumak için Veteriner İşleri Müdürlüğü kurdum. Bunlar belki de mühendis olmamızın sağlamış olduğu faydalar. Mühendis analitik düşünceyi beyni ile yoğururken, kalbi, vicdanı ve adaleti ile de yoğurması lazım. Toplumun faydasına olan, geleceğe değer katacak işler zor olabilir ama popülist davranmadan hareket etmeli.

TOPLUMUN FAYDASINA OLAN İŞLER ZOR OLABİLİR POPÜLİST DAVRANMADAN HAREKET ETMELİ

Page 29: İMO BURSA bülten

Bursa Merkez: Alaaddinbey Mh. 618.Sk. Evser İş MerkeziNo: 2 16120 Nilüfer/BURSATel: 0.224.443 49 44Faks: 0.224.443 49 47

İstanbul Bölge:

Ferhatpaşa Mah. 16. Sk. No:78 Ataşehir / İSTANBUL

0.530.333 98 77

www.izoagra .com

BeSealedBentobar / Bentonit Esaslı Şişen Bant

Bentonit kendiliğinden genişleyen sızdırmazlık contaları inşaat derzlerinde kullanılıp verimli bir uygulama sağlar. Beton ve

inşaat sektörlerinde paha biçilmez bir üründür.

SIGAFentrim / Yalıtım Bandı

Yüksek performanslı yapışkan bant Fentrim, inşaat pencere ve kapı çerçevelerinin kalıcı yağmur geçirmezliği için en

uygun çözümdür.

EUROBENT®, su geçirmez yapıların konveksiyon sızdırmazlığı için kullanılabilecek (temel ve tekyüz perde) güvenli ve doğal bir üründür. EUROBENT® son derece etkili bir bentonit su yalıtım malzemesidir. Bu malzeme bentonit ve dokuma olarak iki ma-

teryalin bileşimidir. Bu iki bileşenin bütünlüğü nedeniyle patentli iğneleme işlemi sağlanmaktadır.

EUROBENT EUROBENT 5000 / Su Yalıtım Malzemesi

Page 30: İMO BURSA bülten

{ 30 }

{ RÖPORTAJ }

alanlar, çocuk parkları, kapalı pazar yerleri, yürüyüş yolları bisiklet yolları otoparklar, nefes alabileceğimiz alanlar kalmıyor. Onun için B2‘leri plan olarak kabul etmiyoruz. Görüşleri aldıktan sonra ben de şöyle düşündüm “Bu şehre yeni bir plan yapmamız lazım.” Bazıları bana dediler ki “aman bu işlere bulaşma çünkü görev süren 5 yıl.” Tabi bir şehrin planlarını değiştirmek kolay değil. Zor. Yüzlerce kurumdan görüş alıyorsunuz, ilgili kurumlar var. Ankara ayağı var. Riskli alansa Bakanlık yetkili, ilçemizin içinden geçen dereler var. Uludağ’ımız var. Tabiat varlıklarımız var. SİT alanları ile ilgili yetki başka kurumlarda, kültür varlıkları ile ilgili yetki başka kurumlarda onların hepsi ile uzlaşıp bir planı tekrar onaylatmak zor bir iş. İki yolumuz vardı ya kolay yolu seçecektik günü birlik işler yapacaktık ya da zor yolu seçecektik. Ama hem vicdanım hem aklım “Zorda olsa doğrusunu seçmek lazım” dedi. Dedik ki, “Yıldırımın planlarını değiştireceğiz, Yıldırım’a yeni bir elbise biçeceğiz. Yıldırım’a yeni bir şehir düzeni kazandıracağız o şehir düzeninin de geleceğe değer katan bir şehir düzeni olması lazım geleceğe yük katan değil. Bizim geleneklerimize uygun mimarı anlayışımıza, Bursa’nın

siluetine uygun bir mimari, şehrin panoramasını düşünen, Uludağ’ın bize sağladığı görselliği bozmayan ve genişleme alanımız olmadığı için aynı yeri yıkıp tekrar yapmamız lazım.” Yaklaşık 2,5 yıllık süremizde teknik donanımı yüksek kadrolarla çalıştık, herkesi dahil ettik, planlamamızın içerisinde sosyologlarda, psikologlarda, sanat tarihçileri de, Bursa’nın tarihini bilen kent tarihçileri de var. Bunun yanında inşaat mühendislerimiz, mimarlarımız, şehir plancılarımız, harita mühendislerimizle planlamamızı başlattık.

PLANSIZ YAŞAM KURALSIZ ŞEHİR HAYATINI GETİRİRBugün 3’ncü yılımızda geldiğimiz nokta itibari ile Yıldırım, 3 bin 500 hektardır, 750 bin nüfus 3 bin 500 hektarda yaşıyor. Bu alının bin 250 hektarı değişti. Yeni bir modellemeyle, yeni bir şehir tasarımıyla bu alanları değiştirdik. Bunun 450 hektarlık kısmı riskli alandı ve Bakanlığa onaylattık. Amacımız şu, doğru bir plan yaptığınızda insanlarımızda benimsiyor. 450 hektarın içinde 150 bin insan yaşıyor ve köstebek yuvası gibi yollar hiçbir ekonomik değeri yok. Orası artık çöküntü bölgesi haline gelmiş. Oraların imar düzeni değişti. İmar planını değiştirdiğimiz en küçük alan 5 bin hektar. Bunun

altında düzenleme yapmadık. Bölge bölge ve o bölgeleri de etrafı ile tutarlı olabilecek şekilde yaptık. Şu anda bin 250 hektarlık alanın imar düzenini değiştiren başka bir belediye yok. Ama çok büyük bir bütçe, çok büyük bir emek, çok büyük bir teknik kadronun emeği ile ortaya çıkan bir çalışma. Oralarda şimdi şuyulandırma yapıyoruz. Geçmişte mülkiyet konularında da hak kayıpları oluşmuş. Onlarında haklarını tesis ederek geleceği inşa ediyoruz. Plansız bir yaşam kuralsız bir şehir hayatını ortaya çıkartıyor. Sadece günlük yaşamımızı etkilemiyor. Hayatımızın her alanını etkiliyor. Şehre aidiyetin azalması bir çok problemi doğuruyor, bir çok problem mekandan kaynaklanıyor. Mekanı da yeniden düzenlemek için mevzuat üzerinde o şehrin bir elbisesinin, imar planının olması lazım. Bu riskleri aldım. Aldığım içinde çok memnunun. Şu an bin 250 hektarlık modern şehircilik ilkeleri ile tasarlanmış. Standartları yüksek bir planımız var.

“DÖNÜŞÜM İLE BİRLİKTE YEŞİL BİNALARIDA DÜŞÜNMELİYİZ”Bin 250 hektarlık alanda neler yapılacak?İnsanlarımıza planı kağıt üstünde anlattığınız zaman hemen algılamayabilir. Şu anda örnekler ortaya çıkıyor. Mevlana Mahallemizde 800 konut üretiyoruz. İnsanlarımızın illa ki görmesi, dokunması lazım. Orda yaşayan insanımız konforu gördüğü an öyle bir etkileşim yaratır ki onun önüne artık kimse geçemez. Herkes çocuklarının güvenli sokaklarda yaşamasını, eğitimi olanaklarının daha fazla olmasını ister. Biz planlarken ‘evleri yıkalım yapalım’ demedik. Eğitimdeki standartlar neyse o standartlara göre okul alanları planladık. Anaokulu için en uzak mesafe 500 metre olması lazım. Bizde yeni yaptığımız yerlerde anaokulları için daireler çizdik. Bu daireleri

Page 31: İMO BURSA bülten

{ 31 }

{ RÖPORTAJ }

alana yaydık. Ortaokulda yürüme mesafesi 700 metreyi geçemez, lise 1000 metreyi geçemez, nüfusa göre ne kadar sağlık alanı lazım, ibadet yerleri, kapalı pazar yerleri, çocuk oyun alanlarını belirledik. Mesela bisiklet yollarını yaygınlaştırmamız lazım. Yıldırım’da bunlar pek konuşular şeyler değildi. Hatta, yenilenebilir enerjiyi kullanabileceğimiz binaları artık tasarlamamız lazım. Batı’da kendi şehirlerini dönüştürmüş. Londra’nın dönüşümü 1841 yılında başlamış. Onlar binaları dönüştürmüşler, şimdi neyi konuşuyorlar? Yeşil binaları. Biz de, güneş enerjisinden nasıl istifade ederiz, rüzgar enerjisinden nasıl istifade ederiz, yeraltı enerjisinden doğal enerjileri kullanarak, kaynaklarımızı heba etmeden yeşil binaları nasıl elde ederiz, bunu düşünmeliyiz. Yapmaya başladığımızda hepsini birlikte yapalım istiyoruz. Güzel örnekler ortaya çıktığı zaman 10 yıla varmadan bu bölgelerdeki inşaatların hepsi başlar. Çok büyük bir etkileşim. Ekonomiye de çok büyük değer katacak. Arz talep dengesi içerisinde ilerleyecek. Ekonomik parametreler değişkendir ama en acil ihtiyacımız sağlıklı barınma. İnsanlar daha kaliteli yaşam için fedakarlık yaparlar. Müteşebbislerimizde, teknik

kadrolarımızda var bu alanların 10 yıl içinde dönüşmemesi için hiçbir sebep yok.

“DÖNÜŞÜMÜ TOPLUMSAL MUTABAKATLA YAPMAK İSTİYORUZ”Yıldırım’da Türkiye’ye örnek, tüm ayakları ile bütüncül bir kentsel dönüşüm çalışması yürütülmeye çalışılıyor. Mevlana ile başlayan dönüşüm önümüzdeki süreçte nasıl ilerleyecek?Kentsel dönüşüm sözü bence yetersiz geliyor kentsel gelişim demek lazım. Çünkü şehir hayatında sürdürülebilirliği ve erişilebilirliği sağlamış olacağız. Şehir hayatı bir biriyle sürekli iletişim içinde. Şehrin hafızası, şehrin dokusu, şehrin kokusu var. Şehrin bir kimliği var. O şehirde yaşayan insanların şehre kattığı bir değer var. Bunları muhafaza ederek dönüştürmeniz gerekli. Yaptığımız her çalışmayı çok boyutlu düşünüyoruz. İşin bir ekonomik boyutu var. O bize şimdi avantaj sağlıyor. Dönüşüm yaptığımız yerlerde ticari alanlar hiç yok sadece evler var. Halbuki mahallede ekonomik olarak şehrin küçük bir modelidir ve kendi ayakları üstünde durabilecek ticari alanlara ihtiyacı var. Biz bunu avantaja dönüştürüyoruz, yoğunluğu arttırmadan ticari alanları

ilave ederek işin diğer boyutlarını da düşünerek, aynı Mevlana’daki şartlar gibi diğer birçok bölgemizde kentsel gelişim alanları ilan ettik. Şu an da uzlaşma görüşmeleri yapıyorum. Yan taraftaki salonumuzda her gün insanlarımız geliyor. Kentsel dönüşümde iki yöntem var. Bir zorunlu dönüşüm bir de gönüllü dönüşüm. Ben zorunlu dönüşüme ‘buldozer yöntemi’ diyorum tepeden inme, “Ben size bu planı yaptım. Vatandaş siz bu plana uyacaksınız. Uymazsanız 6306 sayılı yasanın haklarını kullanarak kamulaştırma yapacağız. Kabul etmezseniz kamulaştırma bedeli ödeyip sizi buradan çıkmaya zorlayacağız.” Bu yöntem doğru bir yöntem değil. Biz dönüşümü toplumsal mutabakatla yapmak istiyoruz. Türkiye’de bir ilk olan 5 bin metrekare kapalı alana sahip Planlama ve Kentsel Gelişim Merkezi’ni bu nedenle yaptık. Kentsel dönüşüm sadece teknik bir konu değil, işin sosyal ve psikolojik boyutu da önemli. Bu bina sadece onun için mesaimizi burada harcıyoruz, insanlarımıza dönüşüm yapınca bize neler getireceğini anlatıyoruz. Mevlana dışında uygulamayı yapacağımız alanlarda 30’a yakın kentsel dönüşüm var. O bölgelerde mülk sahiplerimizin yüzde 80’inin onayını aldıktan sonra harekete geçeceğiz. “Artık top sizde” diyorum. Makul çoğunluğunda ‘evet’ demesi önemli zorla bir şey olmaz. Dünyadaki kentsel dönüşüm örneklerinin hepsini inceledik. Toplumun destek vermediği projeler doğru olsa bile topluma rağmen bir şey yapmamak lazım. Neden? Çünkü orda onların en büyük varlıkları, dişi ile tırnağı ile o gecekonduya sahip olmuş, hayattaki tek varlığı odur. Değerli olan, yeni, standartları yüksek o alanlarda, o konutlarda insanımızı yaşatmak. Dönüşüm olduktan sonra

Page 32: İMO BURSA bülten

{ 32 }

{ RÖPORTAJ }

konforlu binada balkonunda oturup çay içerken “Ben geçmişte burada gecekonduda yaşıyordum bu gün aynı sokaktayım komşularımla birlikteyim ve burada yaşıyorum” diyorsa o çok değerlidir. Belediye buradan bir şey elde etmiyor. Doğru bir planlama ile proje kendi finansmanını içinde bulsun istiyoruz. Vatandaşımızın gelir durumunu da biliyoruz. Onları borçlandırmadan ilerleyeceğiz. Belki de dairesinin metrekaresi düşecek ama orada onlara diyorum ki “3 metrekareye, 5 metrekareye bir odanız küçülecek ona takılmayın size yeni bir yaşam sunuyoruz. Size evinizle beraber sokağınızı, park alanınızı, kapalı pazar yerinizi, geniş caddeleri, sosyal yaşam alanlarını sunuyoruz. Onun da sahibi olacaksınız.”Oysa bu gün çöküntü bölgelerinde bizim insanlarımızın sahip olduğu tek şey kendi evidir onun dışında bazen sokağına bile güvenlik sorunu nedeniyle sahip çıkamıyor. Onları mağdur etmeyecek bir hayat sunmak istiyoruz. Ama uzlaşmak, gönül rızası kazanmak, kafamızdaki soru işaretlerini kaldırmak istiyoruz. Çünkü kentsel dönüşüm ile ilgili sahada çok kötü bir bilgi kirliliği var. Hemen bir anda kentsel dönüşüme rantsal dönüşüm deniliyor. Kamu kurumlarının, belediyelerin yaptığı işler toplumun faydasına olan işler. Biz zor zahmetli bir iş yaptık 2,5 yılda bu projeleri hazırlamak gerçekten çok zor. Bunu niye yaptık vatandaşımız daha iyi evlerde yaşasın diye. Şeffaf olmak önemli. Kentsel dönüşüm yapılacak yerlerde ne kadar konut yapılacağını mülk sahiplerinin bilmesi lazım. Bu konu ile ilgili bazı sorunlar var. Vatandaş müteahhitle anlaşıyor ama o parselde kaç daire yapılacağını bilmiyor. O yüzden ben burada saatlerce süren sunumlar yapıyorum. “Avam projeler elimde bu proje değişmeyecek mühendislik projeleri de buna göre yapılacak. Şu

kadar daire üretilecek” diyoruz. Bir daire fazla ya da eksik olmayacak. Ama tekrar söylemekte fayda var gönüllü dönüşüm çok önemli o insanları tekrar o bölgede yaşatmak çok önemli.

Yüksek lisans ve ardından doktora yapmaya başladınız ve tez konunuzda “Kentsel Dönüşüm” belediye başkanlığı ile birlikte eğitiminize devam ediyorsunuz. Bu konuda gelecekteki hedefiniz nedir?Yaptığımız çalışmaları hocalarımıza anlatınca beğeniyorlar. Doktora, teknik adam, inşaat mühendisi unvanı benim için onurlu bir unvan. Bu siyaseten kullanacağım bir şey değil. Kamu görevim bittiği an ileride hayalim deneyimlerimi üniversite öğrencileri paylaşmak. Doktora yapmamın amacı da bu. Bizim üniversitelerdeki en çok eksik yönümüz pratik uygulamalar. Kentsel dönüşüm belki müfredatımıza girecek, mimarlarımız, inşaat mühendislerimiz okuyacak. Bunun, bir sosyal boyutu var, psikolojik boyutu var bunlar ele alınmaya başlanacak.

“MÜHENDİSLER TOPLUMU ŞEKİLLENDİREN MİMARLARDIR”Son olarak genç mühendislerin mesleki bilgi ve deneyimleriniz ışığında tavsiyeleriniz neler?Mühendislik ve inşaat mühendisliği çok onurlu bir meslektir. Mühendisler bizim tarihi, kültürel mirasımızın emektarlarıdır. Ben adayken çok ilginç gelen bir şey olmuştu. Yıldırım’da sahada çalışmaya başladım. Bazı insanlar bana yanaşıp “Biz senden çok umutluyuz’ diyorlardı. “Neden?” diyordum. Çünkü beni hiç tanımıyor. “Çünkü sen inşaat mühendisisin” diyorlardı. Mühendislik topluma güven veren bir meslektir. Emeğinin karşılığını alamayan meslektaşlarımızda var ama ekonomik anlamda rahat bir yaşamı sağlamasına rağmen sorumluluğumuz çok büyük. Toplumda da mühendislerin elinin değdiği alanlarda ben başarı görüyorum. Genç mühendis kardeşlerimize tavsiyemiz şu olur, kesinlikle okuldan sonra branşlaşma, özellikle yüksek lisans çok önemli. İnşaat mühendisliği çok geniş bir alandır. Ama branşlaşarak kimisi yapı alanında kendini geliştirebilir, kimisi yolda, demir yolunda, çelik yapılarda, ahşap yapılarda, yüksek yapılarda ilerleyebilirler bunlar başlı başına bir mühendislik konusu. Pratiğe geçerken mutlaka bir alanda yoğunlaşsınlar. Artık günümüz dünyasında rekabet ortamı içerisinde mühendislerimizin daha nitelikli olmaları bir branşta kendilerini geliştirmeleri çok önemli. Bir de en önemlisi yabancı dilin geliştirilmesi çok önemli. Mühendisin mutlaka bir iki dil bilmesi lazım, dünyadaki kendi alanınızdaki bütün gelişmeleri birkaç tuşa basarak takip edebilirsiniz. Mühendislerimizi çok onurlu ve toplumun geleceğini şekillendiren mimarlar olarak görüyorum. O bilinçle hareket ettikleri zaman mühendisler bu toplumun en önemli emektarlarıdır diye düşünüyorum.

Page 33: İMO BURSA bülten

ENERJISAĞLIKKALITELI YAŞAM

ÖZLÜCE'DE SPORUN MERKEZİ413 43 23

sportownbursa sportownbursa

SPOR VE YAŞAM MERKEZI

Page 34: İMO BURSA bülten

{ 34 }

{ MAKALE }

Malum…Marmara Depremi’nin gündeme getirdiği tahribat; can ve mal kayıpları dikkate alınarak, ‘kentsel dönüşüm’ uygulaması gündeme getirildi ve yürütülüyor.Öncelikle…Can güvenliği, önemseniyor.Bu süreci yürütmek isterken…Bilimdir, araç!Mühendisliği, mimariyi esas alan kentsel dönüşüm uygulaması, ilgili ve dolaylı olarak, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ni, çatısı altındaki mühendislik ve mimarlığın önemini ve işlevini, gündeme getirmiş oluyor.Türkiye’nin geleceğini konuşurken, aslında yasal altyapının yeniden ele alınabilmesi ve düzenlenebilmesi gereği bulunuyor.Zira…Kentsel Dönüşüm’ü düzenleyen yasa yeni, ancak imar ve planlama kararları ve uygulamalarında, temeli oluşturan imar yasası, maalesef 1985 yılından kalmadır.Yanı sıra…Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin yapısını ve esaslarını düzenleyen yasa da, maalesef 1954 yılına dayanıyor.Kentsel Dönüşüm’ü konuşurken…İnşaat sektörünün durumu ve konumu, müteahhitliğin önemi ve kalitesi açısından da, Türkiye’nin gündemi ve yasal altyapısının önemi de, yine ortaya çıkıyor. Yeni yüzyıla, eski yüzyıl yasalar!Böyle bir duruma rağmen… Örneğin, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin faaliyetlerine bakıldığında, yakın geçmişi dikkate alan, günümüzü okuyan ve geleceği öngören yürütme taşıyor. Devlet ve hükümet politikalarıyla ortaya konulan, belediyelere önemli görevler yükleyen kentsel dönüşüm uygulamaları başta olmak üzere, mühendisliğin gerektirdiği düşünce ve öngörüler, farklı ve her biri ülke, kent ve toplum için önemli faaliyetler, esas alınan politika içerisinde icra ediliyor. Temelde

mesleki bir örgütlenme olan, ancak bilimin önemi ve yerleşikliği açısından, ülke ve kent için yapı taşlarından biri olan İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, tarihe not da düşüyor.Böylesine önemli bir örgütlenmeyi oluşturan üyeler, elbette ki mesleki dayanışma ve gelişim açısından da, sımsıkı sahiplenme içerisinde olacaklardır ki, güçlensin ve sonuca gidilebilsin.Bugün…Türkiye’de demokrasi ve hukuku konuşacaksak, mesleki örgütlenme ve bilimselliğin yanı sıra, tüm ortaya konulan faaliyetleri ve hedefleriyle İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin önemi, günümüzde daha da artmış oluyor. Mehmet Albayrak’ın yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, genç Türkiye’yi konuşurken, genç üyelerine de güveniyor.Kendisini geliştiren, güçlendiren, iş hayatında önemsenen bir kavram durumundaki kariyerde, düşünülen noktalara gelinebilmesi açısından da, gençlere önem veriliyor.Durum böyleyken…Gençlerden, soğukkanlı, sabırlı ve üretken katılımcılık beklenirken, mesleğin büyükleri ve duayenlerinin de, deneyimleriyle güce güç katabilmesi, ayrı bir değerli olguyu oluşturuyor.Bursa şanslı!İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’ni örnek gösterecek olursak, hem mesleki örgütlenme ve bilimi hem de ülke ve kenti için hem farklı faaliyetler yapılıyor hem de kamusal bir denetimle ihtiyacı duyulan bu işlevi de yerine getiriyorlar.Ortaya konulan durum tespitleri ve özellikle gerek görülen yasal düzenlemeler için de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki mühendis ve mimarlara özel görev düştüğünü de ifade edelim.

İnşaat Mühendisleri Odası Bursa

Şubesi’nin faaliyetlerine

bakıldığında, yakın geçmişi dikkate alan, günümüzü okuyan

ve geleceği öngören yürütme taşıyor.

Mesleki örgütlenmeler vebilimde, İMO Bursa örnektir!

Serkan İNCEOĞLUGazeteci

Page 35: İMO BURSA bülten

KARAMAN MAH.GÜRBÜZLER CAD.NO:24/A NİLÜFER/BURSATelefon: 0.224 225 00 86

Faks: 0.224 225 02 67www.profesyonelleryapidenetim.com

E-posta: [email protected]

Page 36: İMO BURSA bülten

{ 36 }

{ İMO BURSA’DAN HABERLER }

İMO Bursa Şubesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ve İMO Yönetim Kurulu, Kocaeli, Balıkesir, Tekirdağ, Sakarya Şube Başkanlarının katıldığı toplantıda konuşan İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, yapı stoğu durumunun 1999 yılından daha iyi olmadığını ve deprem riskinin devam ettiğini söyledi. 17 Ağustos Depremi’nin ülke için bir milat olduğunu belirten Başkan Gökçe, “17 Ağustos Depremi ülkemizin bir ‘Miladı olsun’ diye tarihe not düştük. Deprem bir doğa olayıdır. Bu gerçek kabul edilmeli fakat bilimin ve mühendisliğin gerekleri de yapılmalıdır. Depremle birlikte ortaya çıkan can ve mal kayıplarını ‘kadere’ bağlayarak sorumluluktan kaçıp kurtulma anlayışı doğru değildir” dedi.“SANAYİ TESİSLERİNİN YÜZDE 75’İ TEHLİKE ALTINDA”Ülke topraklarının yüzde 92’sinin deprem tehlikesi altında, yüzde 66’sının ise birinci ve ikinci derecede tehlikeli deprem bölgesinde yer aldığını ifade

eden Gökçe, “Nüfusu bir milyonun üzerinde bulunan 11 büyük kent ve ülke nüfusumuzun yüzde 70’i, deprem tehlikesi altında bulunuyor. Yine, büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’i de deprem tehlikesi altındadır. Üstelik bu tesisler Doğu Marmara’da toplanmıştır” diye konuştu. Kuzey Anadolu fay hattının ürettiği tarihsel depremlere bakıldığında büyüklüğü 7 ve üzeri olan depremlerin yaklaşık 250 yıllık dönemlere denk geldiğinin altını çizen Gökçe, 1766 Depremi dikkate aldığında İstanbul için 250 yıllık periyoda ulaşıldığı ve Bursa içinde bu periyodun yaklaştığını vurguladı. “BURSA BÜYÜK DEPREMLERE HAZIRLIKLI OLMALI”Tarihsel dönemlere bakıldığında Bursa’nın 7 ve üzeri depremler yaşadığını belirten Gökçe, “Tarihi veriler Bursa’nın her zaman büyük depremlere hazırlıklı olması gerektiğini bizlere gösteriyor. Ne yazık ki Bursa’ da diğer illerimiz gibi kötü ve mühendislik hizmeti almadan büyüyen, bilimsel bilgi

İMO YÖNETİM KURULU BAŞKANI GÖKÇE: “YAPI STOĞU 1999 YILINDAN DAHA İYİ DEĞİL”İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 18’nci yıl dönümü nedeniyle İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi ev sahipliğinde basın mensupları ile bir araya geldi.

ve planlama hükümlerine uymadan üretilen yapı stoku nedeniyle deprem riski taşıyan bir kenttir” dedi. Kentlerin; doğanın kurallarını, yerel özellikleri, bilim, bilgi ve planlamayı ön planda tutarak geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Gökçe, şöyle konuştu:“Kentler, mega projeler yapılarak üzerinden para kazanılan bir yer, bir araç olarak görülmüştür. Mega projeler ortak yaşamımızı daha sağlıklı yapan projeler değildir. Bu projeler kent üzerinden para kazanılan ve kente çeşitli riskler yükleyen projelerdir. Bu anlayışla yönetilen kentler yeni afetlerle karşı karşıya kalır.” “YIK-YAP ANLAYIŞI YENİ SORUNLAR DOĞURUR”‘Afet bir olayın kendisi değil doğurmuş olduğu sonuçlardır. Afeti yasa koyucular, ülkemizi ve kentlerimizi yönetenler elbirliği ile hazırlıyorlar’ diyen İMO Yönetim Kurulu Başkanı Gökçe, şöyle devam etti: “Bilimin, tekniğin ve insan yaşamının dikkate alındığı bir kentleşme ve yapılaşma yerine, kişi ve

Page 37: İMO BURSA bülten

{ 37 }

grup çıkarlarına dayalı bir yapılaşma anlayışı kentlerimizi yaşanmaz hale getiriyor. Güvenli yapı ve yaşanabilir bir çevrenin yaratılması önceliklerimiz arasında yer almıyor. Afet, bir doğa olayının kendisi değil doğurmuş olduğu sonuçlardır. Doğanın kendi kuralları her zaman işleyecektir. Önemli olan yaşanacak doğa olaylarını afete dönüştürmeyecek yapıların üretilmesi ve sağlıklı bir çevrenin yaratılmasıdır. Fakat deprem beklenen İstanbul ve

Bursa gibi kentlerimizde her zaman söylediğimiz gibi bütünlüklü bir planlama yerine YIK-YAP anlayışına dayanan bir Kentsel Dönüşüm yapılması yeni sorunları ve yeni sorun alanlarını yarattı.”“GELECEĞİMİZİ KADERCİLİĞE VE RANTÇI MÜTEAHHİTLERE TESLİM EDEMEYİZ”İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, açıklamalarını şöyle tamamladı: “Geleceğimizi kaderciliğe ve rantçı

müteahhitlere teslim edemeyiz. Kentleri yeni risklerle baş başa bırakamayız çünkü doğanın önünüze koyduğu kuralları uygulamazsanız doğa sizi cezalandıracaktır. Bunun acı tecrübelerini defalarca yaşadık. Depremi göz ardı etmeden tüm kurumların, meslek odalarının, üniversite ve endüstrinin bir araya gelerek seferberlik anlayışı ile çalışması gerekli. Bu seferberliği başlatmak için geç bile kaldık. ”

İnş. Y. Müh. Osman SAVUT

Üçevler Mh. Bakır Sk. No: 1/6 Nilüfer / BURSA

Tel: 0532 767 78 88

Page 38: İMO BURSA bülten

{ 38 }

{ İMO BURSA’DAN HABERLER }

DSİ 1’nci Bölge Müdürü Hayati Çelenk, İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak, Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Mustafa Er, Sayman Üye Ayşe Asena Dişbudak, Yönetim

İl Bank Bölge Müdürü Ali Ekrem Ayti, İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Mustafa Er ve Şube Sekreteri Ayşegül Kebir’i makamında ağırladı. Nezaket ziyaretinde konuşan İMO Bursa Şube Başkanı Albayrak, İMO Bursa Şubesi’nin üyelerine ve kente olan sorumluluklarının bilinciyle hareket eden, çalışmalarına buna göre yön veren bir meslek örgütü olduğunu söyledi. Yalova, Bilecik, Kütahya illerinin de kendilerine bağlı olduğunu kaydeden Başkan Albayrak, Şube faaliyetleri hakkında bilgi verdi.İl Bank Bölge Müdürü Ali Ekrem Ayti de, Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerine hizmet verdiklerini

İMO BURSA ŞUBE YÖNETİMİ DSİ BÖLGE MÜDÜRÜ ÇELENK’İ ZİYARET ETTİ

İMO BURSA ŞUBE YÖNETİMİ, İL BANK BÖLGE MÜDÜRÜ AYTİ’Yİ ZİYARET ETTİ

İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu, DSİ 1’nci Bölge Müdürü Hayati Çelenk’i ziyaret ederek görevinde başarılar diledi.

İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, İl Bank Bölge Müdürü Ali Ekrem Ayti’ye nezaket ziyaretinde bulundu.

Kurulu üyeleri Ali Kamil Goral ve Hatice Müjgan Elmas’ı makamında ağırladı. İMO Bursa Şube İş Yeri Temsilcisi ve Bölge Müdür Muavini Erdinç Kuran’ın da hazır bulunduğu ziyarette işbirliği

belirterek, şu an 145 projenin sorumluluklarında olduğunu kaydetti. Ayti, altyapı ve üst yapı yatırımları gerçekleştirdiklerini ifade ederek yatırımların sıkı denetimlerden geçtiğini

çalışmaları ele alındı. DSİ 1’nci Bölge Müdürü Çelenk’e ‘hoş geldiniz’ diyen Başkan Mehmet Albayrak, İMO Bursa Şubesi’nin çalışmalarını aktardı. Başkan Albayrak, “4 bin 100 üyeye ulaşan İMO Bursa Şubesi’nin en önemli amacı üyelere hizmet. Şube yönetimi olarak kurulduğumuz günden bu yana mesleki bilgi ve deneyimler ışığında üyelerimizin ve kentin sorunlarını kamuoyuna duyurmak için çaba sarf ediyoruz. Bu doğrultuda yerel yönetimlerimiz, kamu kurum ve kuruluşlarımızla birlikte iş birliğine önem veriyoruz. Gayemiz kent ve kentlinin yararına olan doğru uygulamaların hayata geçirilmesini sağlamak” dedi.

sözlerine ekledi. İl Bank Bölge Müdürü Ali Ekrem Ayti, İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak’a ziyaretlerinden dolayı teşekkür ederek İznik Çinisi tabak hediye etti.

Page 39: İMO BURSA bülten

{ 39 }

İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, Özel Tan Okulları Nilüfer’de gerçekleştirilen meslek tanıtım etkinliğine katılarak meslek tercihi yapmaya hazırlanan öğrencilere ve ailelerine inşaat mühendisliğini anlattı. Öğrencilere sevdiği mesleği yapmaları tavsiyesinde bulunan Başkan Albayrak, inşaat mühendisliğinin vazgeçilmez mesleklerden birisi olduğunu söyledi. İnşaat mühendislerinin sadece konut inşa etmediğini üst yapıdan, alt yapıya, barajlardan , köprülere kadar bir çok alanda çalışabildiğini vurguladı.

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak ve Yönetim Kurulu üyeleri ile BAOB Yerleşkesi’nde bulunan Şube hizmet binasında ziyaret etti.

BAŞKAN MEHMET ALBAYRAK ÖĞRENCİLERE MÜHENDİSLİĞİ ANLATTIİMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, Tan Okulu öğrencilerine ve ailelerine inşaat mühendisliğini tanıttı.

NİLÜFER BELEDİYE BAŞKANI BOZBEYİMO BURSA ŞUBE’Yİ ZİYARET ETTİ

VALİ İZZETTİN KÜÇÜK’E NEZAKET ZİYARETİ

İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ayşe Asena Dişbudak, Bursa Valisi İzzettin Küçük’ü Heykel Valilik’teki makamında ziyaret etti. İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu olarak her zaman Bursa’ya ve Bursalılara katkı sağlayacak çalışmalar yaptıklarını belirten Başkan Albayrak, kentin deprem gerçeğini hatırlattı. Depreme karşı uyarılarını ve önerilerini bulundukları her platformda dile getirdiklerini söyleyen Albayrak, Bursa Valiliği ile birlekte bu konuda yapılacak çalışmalarda yer almaya hazır olduklarını belirtti.

{ İMO BURSA’DAN HABERLER }

Page 40: İMO BURSA bülten

{ 40 }

Binaların enerji kimlik belgesine sahip olma zorunluluğunun gündeme gelmesi ve 2020 yılında yürürlüğe girecek olmasıyla birlikte İMO Bursa Şubesi’nde Binalarda Enerji Performansı Oryantasyon Eğitimleri yapıldı. İMO Bursa Şube Eğitim Salonu’nda gerçekleştirilen

İMO BURSA ŞUBE’DE BİNALARDA ENERJİ PERFORMANSI ORYANTASYON EĞİTİMİ DÜZENLENMEYE BAŞLADIİMO Bursa Şubesi, Binalarda Enerji Performansı Oryantasyon Eğitimleri düzenliyor.

BEP TR-II Oryantasyon Eğitimi, Şube çalışanı İnşaat Mühendisi Gülden Güllülü tarafından verildi. Yalnızca kayıtlı kullanıcılar tarafından verilebilecek belgenin nasıl düzenleneceği hakkında bilgi veren Güllülü, uygulamalı olarak program kullanımını anlattı.

SAP2000 V18 Kursu, İnşaat Mühendisi Mert Aktürk’ün eğitmenliğinde düzenlendi. Meslek içi eğitim çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen kurs 24 saat süren kurs sonunda devamlılığı sağlayan kursiyerlere katılım belgeleri verildi.

SAP2000 V18 KURSU DÜZENLENDİ İMO Bursa Şubesi’nde

gerçekleştirilen meslek içi eğitimlerin ardından başarı sağlayan kursiyerlere belgeleri verildi. İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, üyelere belgelerini teslim etti.

MESLEK İÇİ EĞİTİMLERİNİ TAMAMLAYAN ÜYELER BELGELERİNİ ALDI

{ İMO BURSA’DAN HABERLER }

Page 41: İMO BURSA bülten

Mutlutaş Mühendislik Mimarlık İnşaat Taahhüt Ltd.Şti. Demirci Mh. Uygar Sk. VİOLA Apt. No:2/A Nilüfer/BURSA

www.mutlutasmuhendislik.come-mail: [email protected]

Tel: 0224 443 20 74

HİZMETLERİMİZSTATİK PROJE ÇEŞİTLERİMİZ

Konut Projeleriİşyeri Projeleri

Otel ProjeleriSpor Tesisleri, Sinema, Tiyatro ve Konser Salonları Projesi

Hastane ve Eğitim Kurumları ProjeleriÇelik Konstruksiyon Sanayi Yapıları

Çelik Konstruksiyon Çatı Projeleriİş İskelesi Projeleri

Zemin Dayanma Yapıları ProjeleriGüçlendirme Projeleri

Performans AnaliziGüneş Enerjisi Sistemlerinin Projelendirilmesi

İNŞAAT ve MÜŞAVİRLİK

Betonarme ve Çelik Yapıların İmalat ve Uygulama Aşamalarında Müşavirlik Hizmeti Verilmesi

Metraj, Keşif, Hakediş Hizmetlerinin VerilmesiTadilat, Onarım ve Restorasyon İşlerinin Rölöve ve Maliyet Analizlerinin Çıkartılıp, Taahhüt Hizmetinin

VerilmesiAnahtar Teslim İnşaat Taahhüt İşlerinin Yapılması

Page 42: İMO BURSA bülten

{ 42 }

{ İMO BURSA’DAN HABERLER }

inşaat mühendisleri, Sansarak Kanyonu’nu keşfetmenin keyfini çıkarttı. Genç ve deneyimli inşaat mühendislerini bir araya getiren gezi de kanyonun serin sularında keşfe çıkıldı. Geziye ailesi ile birlikte katılan İMO

Futbol Turnuvasında İMO Bursa Şubeyi temsil eden İnşaat Çelik, İnşaat Beton, İnşaat Ahşap, Veteran Necati Şahin ve Veteran Mustafa Özçelik takımları kutlama yemeğinde buluştu. İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, turnuvada İMO Bursa Şubesi’ni centilmence temsil eden tüm takımların oyuncularına teşekkür etti. “En büyük isteğimiz turnuva finallerinde iki takımımızın şampiyonluk için karşılaşması” diyen Başkan Albayrak, 1’ncilik kupasını alan İnşaat Beton takımını da tebrik etti.

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ SANSARAK KANYONU’NU KEŞFETTİ

İMO BURSA ŞUBESİ TURNUVA BAŞARISINI KUTLADI

İMO Bursa Şubesi, İznik’in doğal güzelliklerinden birisi olan Sansarak Kanyonu’na üyeleri ile birlikte doğa yürüyüşü düzenledi.

İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, 29’uncu İKK Geleneksel Halı Saha Futbol Turnuvası’nda kupayı evine getiren İnşaat Beton takımı ve turnuvada mücadele eden takımlara kutlama yemeği düzenledi.

Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, bu tür etkinliklerin meslektaşların kaynaşmasına katkı sağladığını belirterek, “İznik tarihin yanı sıra doğasıyla da Bursa için değerli bir ilçemiz. İş temposunun dışında böyle bir

ortamda buluşmak, meslektaşlarımızla mesleki ve teknik sorunlarımızın dışında da paylaşımda bulunmak bizim için önemli. Şube yönetimi olarak bu birliktelikleri sürdürecek çalışmalara devam edeceğiz” dedi.

Page 43: İMO BURSA bülten

bilgi ve ilan rezervasyonu için:[email protected]

Page 44: İMO BURSA bülten

{ 44 }

{ İMO BURSA’DAN HABERLER }

İMO Bursa Şubesi, üniversiteden

mezun olan genç mühendisleri

bünyesine katmayı sürdürüyor. Her yıl 250’ye yakın yeni

üyenin kayıt olduğu Şube’de üye kimlik

kartları Yönetim Kurulu tarafından üyelere

teslim ediliyor.

İMO BURSA ŞUBESİ YENİ ÜYELERİ İLE TANIŞIYOR

ARAMIZA YENİ KATILAN ÜYELERİMİZ

MERT ÖZTÜRKGÜRKAN KANDEMİRİSMAİL KÜÇÜKMUHAMMET MURAT GÜRÜSERHAT YALÇINFAZİLET BATISİNAN DEMİRCİMUSTAFA SEVİNÇENES BULUTCENK KAYAUMANÖMER FARUK PORTAKALAHMETHAN YENİŞEHİRLİOĞLUMERVE ATEŞBERNA GÜRBÜZBURAK BULUTİBRAHİM YÜCEDAĞAHMET NUR ERCİHAMZA ÇAKALBURAK BOZCEYHUN İLİKYİĞİT AKKUŞBİROZ ARASDENİZ ÇETİNKAYAUĞURCAN BORANALİ KANKALEMRE İŞCANBAYRAMCAN KARAYELMUHARREM DEMİRO

FERDİ İSKENDERALİHAN AKGÜNEMRE DALGIÇMEHMET NİYAZİ PARMAKYAŞAR CANBERK TUNCERFATİH KURTKARAEZGİ ZİLCİOĞLUAYŞENUR KULALISEVDE KARTFATİH KARİPEYÜP YILMAZKEMAL BAŞARIREMRE KOÇİCEYHUN KARAGÜLLEKADİR MAKARİKULAŞ KOÇOKAN YILDIZMUHAMMED NEDİM YAŞARGÜNARZU KABAOĞLUENES ACUNEMRE BİLİCİSERCAN SİZÜÇENSİNAN ÖZKAYAMUSA YILDIRIMGÖNÜL SEVİM TOSUNYAVUZ ARSLANOĞLUGAMZE ALTIN

EMİR ÖZENYAKUP ÇAYABDURRAHİM ZOZİKATAKAN AKINMUSTAFA YETKİN AYDINLIFATİH ÜNÖZER MUSAOĞLUOKAN BİLGİLİGÜLFEM ATASAYARENES DURAKMUSTAFA OCAKYUSUF ÖZREYHAN PERŞANTOLGA PEHLEVANÖZCAN TAŞDEMİRÖMER FARUK BALABANAHMET ÖZCANOSMAN KIZILSOYÖZGÜR ÖZTÜRKYAŞAR KIVIRCIKOĞLURECEP ERSOYBARIŞ TÜRKŞENMUHAMMED EMİN BOZKURTÖZAL ÖZGÖKÇEİSA ALTUNKARABURAK ŞENANIL DOĞANCIELVAN TAŞ

Page 45: İMO BURSA bülten

{ 45 }

ARAMIZA YENİ KATILAN ÜYELERİMİZ

MEHMET FATİH ARATAHMET İSTANBULLUNURAY BAKIRYAŞAR ANIL YİTERSERKAN HASANOĞLUSERDAR ALİ ÇAVUŞOSMAN NURİ ORHANYUSUF KÖSEBENGÜ CEREN FİDANCAHİT KAĞAN ÖZAKSUNALİ CELENKEREM YENİKANMEHMET MEŞEFURKAN ACARZELİHA DARICIIŞIK SILA GÖZÜBÜYÜKAHMET AKBAŞMUHAMMED SAMED ERSOYEMRE AVCIBAHADIR KARABULUTBAYRAM SELÇUKARDA GÖZÜTOKMEHMET GÜNGÖRBURÇAK İNCEZEYNEP ŞENGÜRMEHMET SALİH ORTABERKAY ARIOĞUZHAN KARSMESUT TÜZBARIŞ AYDINMEHMET ŞAKİR ÇAKIRÖZCAN SAZAKOĞUZ UYANIKUFUK YALÇINİSMAİL AHMET BULUTNECMETTİN TANIŞSEMİH KURDVEYSEL BURAK ÖZASLANMERVE ŞAPÇIRIFAT BERKE BİNGÖLRAMAZAN ÜYAR

ENSAR POLATBARIŞ GÖNÜLMESUT AKYOLBİRKAN KAYAFAHRİ GÜNDOĞDUREHA TOSUNABDULMUTALİP YILDIZMUHAMMET BUĞRA GÜ-ZELSOYBİRAND DURGUTFURKAN ŞAHİNBURAK BAYRAKATILAY DURANENVER MATAYCAN DAĞLARİBRAHİM AKBULUTAHMET ÖZSARIŞÜKRÜLLAH TUĞRULMELİKE YILDIZEMİNE AYDINAHMET DOĞANCAN KAYAMAHMUT KAYHANHANZADE GÖKALPSAVAŞ TUĞRULYALÇIN GÜZELEREZGİ UZUNGÜRKAN CAN BAĞATIRHÜMEYRA VANLIOĞUZHAN TAŞDEMİRESRA BUKREKASLI RIZVANOĞLUHANDE İLERİALİHAN UTKU YILMAZBURAK KORKMAZCEBRAİL ÖZTÜRKGÖKHAN ABDİOĞLUSAMET GİRGİNMERT KADERLİONUR KARASUBURAK ÇINARBİLAL ASİLHAN ATAMER

KORAY BİNİCİERCANAN SÖYLEMEZMUSTAFA ÖZTÜRKMUHAMMED RAŞİD YILDIRIMSEDANUR YAĞCIHAZAL BOĞANAYKAN YILDIRIMEMİN SAYGINÖMER FARUK ÇELİKBİLEKMUHAMMET OCAKMUSTAFA ARSLANEMRE ÖZTÜRKÖMER ŞENERBİLAL MACAKSERDAR ÇELİKERKAN TUĞRULEMRE SAVAŞ ŞAHİNFERHAT MEHMET İŞCANAHMET OĞUZHAN YAZICIEMİR KAZANCISEÇİL EZGİ KÖSEZEHRANUR KARAMANAYKUT ERTÜRKBİRKAN YİGİTMUHAMMED TAHA GÜNERİGÖKASİL KARATAYLISİNAN MUŞLUOĞLUFEHMİ ÖZKANMEHMET HEKİM POLATBÜŞRA YAMANARİF CEM ÇELİKYÜREKMİRAY ENDERERBURAK BABACANAYŞEGÜL AKBAYBURAK DEMİREZENEDA TONUKABDULLAH DEMİREMRAH ÜNALÖNDER KARTAL

Page 46: İMO BURSA bülten

{ 46 }

{ RÖPORTAJ }

Erdem Bey, mesleğe ve kente önemli katlıları olan birisi olarak genç mühendislerin sizi tanıması için kısaca kendinizden bahseder misiniz?Gemlik’te doğdum. Babam Köy Enstitüsü mezunu bir ilkokul öğretmeni. Daha sonraki yıllarda Bursa’ya geldiğimizde lise öğrencilerine özel matematik ders verirdi. O derece matematik bilen

bir ilkokul öğretmeniydi. 5 yaşında Bursa’ya geldik. Babam Umurbey Başöğretmeniydi. Becayiş ile Bursa’da yer değiştirdi. Tahtakale’de bir küçük ev aldık ve ben Süleyman Çelebi İlkokulu’nda okudum. Sonra Bursa Erkek Lisesi’nin ortaokuluna başladım ve toplam 7 yıl orada okudum. Lise yıllarında mühendis olma hayali, bina yapma düşüncesi vardı. Tercihlerime sadece İnşaat Fakültesi’ni yazdım

ve İstanbul Teknik Üniversitesi’ni kazandım. Rahmetli Teoman Özalp ile lise yıllarından beri arkadaştım. O da mimarlığı kazandı. İnşaat mühendisliği çok geniş dalları olan bir mühendisliktir. Bu arada stajım başladı. Talebe Birliği’nde çekilen kura sonucu stajıma Setbaşı’ndaki Bursa Devlet Su İşleri’nde başladım. DSİ’ye ısındım ve sevdim. Hatta staj bittiğinde Bölge Müdürü beni makamına çağırdı.

“İNŞAAT MÜHENDİSİ DOĞRUCU DAVUT OLUR”

BURSA BÜYÜKŞEHİR ESKİ BELEDİYE BAŞKANI, İNŞAAT MÜHENDİSİ ERDEM SAKER:

23 yıl Devlet Su İşlerinde (DSİ) hiç yer değiştirmeyen bölge müdürü olarak görev aldı. Bursalılar onu Botanik Parkı kente kazandıran belediye başkanı olarak tanıdı ama o kentin yer altı sorunlarından tutunda, katılımcı belediyecilik anlayışına kadar birçok konuda farklılık yarattı. ‘İnşaat mühendisi olmak size doğrucu Davut olma özelliğini katar’ diyen ve mesleğinde 58 yılı dolduran Bursa Büyükşehir eski Belediye Başkanı ve inşaat mühendisi Erdem Saker, meslek hayatında ve siyasetteki deneyimlerini mühendis bakış açısının kendisine kattıklarını bu sayıda bizlere anlattı...

Page 47: İMO BURSA bülten

{ 47 }

Çok heyecanlandım. “Gelecek sene kura çekmene gerek yok. Okul kapanır kapanmaz gel burada masan hazır” dedi. Böylece DSİ’li oldum. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun oldum ama bütün meslek yaşantım 37 yıl DSİ Üniversitesi’nde geçti. Gerçekten DSİ’de çok farklı bir mühendislik yapılanması vardı. Her şeyden önce ihtisasa çok önem verilirdi. Her hangi bir şey yapılırken hangi konu kimin alanı içindeyse o kişi çalışır ve bütünleştirilip tam proje ortaya çıkartılırdı. 37 yıl DSİ’de ürettik. Bursa Bölge Müdürlüğü’ne başladığımız yıllarda Bursa, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul, Kocaeli Bölge Müdürlüğüne dahildi. Bu bölgedeki bütün projeleri yönetiyorduk. Daha sonra içme suyu projeleri DSİ’ye verildi. 60’lı yılların sonuna doğru, Bursa içme suyu projesini yapmak için nüfus projeksiyonu üzerinde çalışma yaptık. Yabancı uzmanlarla birlikte ve onlara danışarak bunu yaptık. Bursa’nın 1970’ten 2020’ye kadar aşağı yukarı 50 yıllık sürecin gelişimini ön gördük. 2000 yılındaki nüfus tahminimiz 1 milyon 50 bin idi. Bu tuttu ama Bursa büyük göç alarak planlarda öngörülen verilerin dışına çıkarak nüfus artış hızını arttırdı. Şu an 2020 için telaffuz ettiğimiz büyüklüğü yakalamış durumda. Ama DSİ’nin çalışma düzenine bir örnek bu. Uzun vadeli bir bakış açısıyla çalıştık. Herhangi bir projede hangi meslek dalının sorunluluğu varsa onu o yapar ve proje olgunlaştırılır. Bu düzen içinde yetiştim. Bu olaylar şekillendi ve benim DSİ’de bir rekorum var. 23 yıl aynı bölgede hiç yer değiştirmeyen bölge müdürü olarak çalıştım. Bu çalışmalarımız içinde Bursa İçme Suyu Projesi’ni biz planladık ve devreye soktuk. İstanbul İçme Suyu Projesi’ni de biz planladık. O yıllarda Veysel Eroğlu İSKİ Genel Müdürüydü. İstanbul’da içme suyu olarak Istıranca’da iki tane baraj yaptılar.

“Bu bize yeter” dediler. Oysa bizim DSİ olarak bakışımız çok farklıydı. Kesinlikle yetmez İstanbul’un büyüme hızına ayak uyduramaz. İstanbul’a en yakın ana kaynak olan Düzce’de akan Melen Çayını bulmuştuk. Melen üzerinden bir proje geliştirdik. Daha acil içme suyu projesi olarak Melen’in devamlı akan sularıyla ve Şile’de bir baraj yapıp onun sularını da İstanbul’a getirdik. Bu projeleri de ben yönettim. Bursa içme suyu olarak da önce Doğancı Barajının sonra Nilüfer Barajının sırayla devreye girmesini ön gördük. 3’ncü baraj olarak daha ileri ki yıllarda Çınarcık Barajı’nın devreye girmesini düşündük, 2020 yılında itibaren Çınarcık Barajı’ndaki su da içme suyu olarak Bursa’ya getirilecek. DSİ’deki bu beraber çalışma anlayış bir nevi yaşam biçimi oldu. Bu projeler içerisinde araştırmacılık da çok önemli Doğancı Barajını bitirdikten sonra suyu şehre getireceğiz. 180 santim çapında çelik boruların için ziftle kaplanıyor. Bu aslında sağlığa pek faydalı bir şey değil. Bu arada benim Stuttgart’da çalışan bir arkadaşım telefon etti. “Sizde böyle bir şey duydum bizim Stuttgart’a güneyden su getiriyorlar çelik borularla ve içini çimento esaslı özel bir malzeme ile kaplıyorlar gel gör” dedi. Hakikaten çok verimli ve dayanıklı bir malzeme ve sağlığa zararı yok. Sonra o malzemeyi Türkiye’ye getirdik. Şuan yollarda görüyorum hala o malzeme kullanılıyor. Malzemenin Türkiye’de kullanılmasını biz sağladık. Yaptığımız araştırmaların hepsi sonuç veren araştırmalar oldu ve böylesine bir düzen içinde gelişti.

BENİM İÇİN İKİ ÇARPI İKİ HER ZAMAN 4 ETTİMesleğinizde 58 yılı tamamlamak üzeresiniz. İnşaat mühendisi olmak hayata bakış açınızı nasıl yönlendirdi?İnşaat mühendisi olmak, size ‘doğrucu Davut’ olma özelliğini katıyor.

{ RÖPORTAJ }

Olaylara pozitif bakma, doğruları direkt değerlendirme, yanlışlarını direkt görebilme, doğruları ortaya çıkartılıp onu faydaya dönüştürme yeteneklerini geliştiriyor. Yuvarlak kararlardan uzaklaşıyor, beyninizde net sağlam temellere oturan, karar mekanizmaları oluşuyor. Mesela şöyle bir anım var. Rahmetli İbrahim Yazıcı o yıllarda Anavatan Partisi İl Başkanıydı, o arada da biz İstanbul İçme Suyu Projesini yapıyoruz. Mesut Bey de Genel Başkan. Bir gün bana dedi ki “Mesut Bey senden İstanbul içme suyu hakkında bilgi almak istiyor. İstanbul’a çağırıyor” dedi. Gittik daha kapıdan ilk girdiğinde Mesut beyin ilk sorusu ‘Sen niye politikaya atılmak istemiyorsun”. İbrahim beni direkt seni belediye başkanı yapmak istiyor diye götürse gitmeyeceğimi biliyor bu yüzden böyle söyledi. O an aklımda pat diye bir mühendis cevabı doğdu “Sayın genel başkanım benim için daima 2x2 eşittir 4. Hiç değişmez ama siyasette gördüğüm kadarıyla bu 2x2 bazen 3,8 bazen 5,2 olabiliyor, onun için girmiyorum” dedim. Dedi ki, “Sana söz kabul et daima senin dediğin olacak, her zaman 2x2 dört olacak” dedi. Hakikaten Mesut Bey bu sözünü tuttu, Başkanlık sürecinde hiçbir konuya kesinlikle müdahale etmedi. Ben siyaseten başarılı olamadım ama kendi vicdanımda kentime faydalı işler yaptım. Bir daha seçim kazanamadım önemli değil, önemli olan görevli olduğunu süre içinde kentime, halkıma fayda üretmiş olmam. Önemli olan buydu, bunu yaptım.

YAPTIĞIMIZ İŞLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU DA YER ALTINDAUzun yıllar DSİ’de çeşitli pozisyonlarda görev aldıktan sonra bir dönem kentin Büyükşehir Belediye Başkanlığını yürüttünüz. O dönemdeki çalışmalarınızı kısaca anlatır mısınız?Benim önümde ilk masaya

Page 48: İMO BURSA bülten

{ 48 }

{ RÖPORTAJ }

Lesily tüm projeyi inceledi. Sahayı gezdi, nüfus etütlerine baktı. İki şık bulunduğunu söyledi. İlki mevcut dosya gibi Heykel’den başlayarak tamamı yer altında. İkincisi gerekli olduğunda yer altına girmek, gereksiz alanlarda yer üstünde çıkmak. “Bir kentin raylı sistemine başlarken kent merkezini kentin ana dağılım istikametlerine bağlamak esastır bir hat yetmez. Kent Merkezi olarak Şehreküstü Meydanı’nı alalım” dedi. Doğuya doğru iki hat gidecekti. “Şimdilik bir tanesini yapalım Batıya doğru, bu günkü gibi, Mudanya Yolu ve İzmir yolu olacak şekilde iki hat yapalım. Kuzey hattının yoğunluğu şu an fazla değil, onu yoğunluk arttığında yaparsınız” dedi. Ve buna göre mecbur olduğumuz yerde yer altından girdik, mecbur olmadığımız yerde yer üstünden çıktık. “23,5 kilometre 300 milyon dolarla bu işi yapabilirsiniz” dedi. Onun üzerine yeniden keşif yaptık, bu arada Alman büyükelçisinin yardımı ile kredi bulduk. Alman Maliye Bakanlığından randevu aldık. Projeyi anlattık ve projenin yüzde 75’ini Alman Devlet kredisi olarak verdiler düşük faizle. Yani ihaleye çıkarken krediyi de bulmuş olarak çıktım. Ama bunu yaparken

bir de şunu yaptık, Bursa’nın geleceğe yönelik ulaşım ana planı ne? Uluslararası bazı firmaların da dahil olduğu bir ulaşım planlaması yaptık. Ulaşım planlamasının ana hedeflerini belirledik. Şu an Bursa’da ulaşım sorununu çözmek için yeni kavşaklar yapılıyor. İstediğiniz kadar yol yapın, istediğiniz kadar kavşak yapın eğer kent içi ulaşım sistemini değiştirmediğiniz sürece ve biz Bursa halkı olarak bu ulaşım sistemine ayak uydurmadıkça çözemezsiniz. NewYork’ta, Manhattan Adası dünya ekonomisinin kalbinin attığı adadır. Her gün bu adaya 4 milyon insan iş yerlerine gelir ve akşamları evlerine döner. Bu 4 milyonun 2,5 milyonu toplu taşıma araçlarıyla, ağırlıklı olarak metro ile gelir. Kent içi ulaşımlarını da toplu taşıma araçları ve bisikletle ya da yürüyerek yaparlar. NewYork belediyesi bir düzen getirmiş. Sen bir toplu taşıma aracına bindiğinde iki saat süreyle ister 10 defa aktarma yap, bir daha kartından para düşmez. Böyle bir düzen var. Bursa’da da, 1 saatlik süre için bunu uyguluyabiliriz. BursaRay’a kartımızı okuttuğumuzda 1 saat içinde istediğim vasıtaya bineyim benden para düşmesin. Otobüs hatlarıyla BursaRay’ı birleştirelim. Bizim yaptırdığımız ulaşım master planlarında bu var. Mesela bir otobüs üniversiteden kalkıyor Mesken’e gidiyor. Üniversite’den 10 dakikada bir geçen metroya giden ringler olmalı. Bu düzeni kurarsak ve Bursalılar buna ayak uydurursa Bursa’da trafik sorunu diye bir şey kalmaz. Ama bu düzeni kurmazsanız hepimiz tek kişi iki kişi arabalarımıza binip kentin her noktasına kendi arabamızla gitmek durumunda olursak kesinlikle çözüm bulamazsınız. Bu düzenin oturması için Bursa halkının da sahiplenmesi lazım, belediyenin de bu kolaylığı sağlaması lazım. Halk otobüsleri ve belediye otobüsleri BursaRay istasyonlarını besleyen otobüsler

oturduğumda bir ihale dosyası açıldı. Rahmetli Teoman Özalp BursaRay ihalesini yapmıştı ve sözleşme noktasına gelmişti. Biz seçim kampanyasında Teoman’dan rica ettik. Dedik ki, “Lütfen mukaveleyi imzalama. Kazanırsan kazandığın an imzala ama kaybedersen yeni başkana bir inceleme fırsatı tanı.” Teoman’da aynı yetişkinlik içinde, bizimle aynı kafadan bir insandı. Hakikaten imzalamadı. Ve ben oturur oturmaz önüme dosya kondu. BursaRay, Heykel’den başlıyor 10,5 kilometre gidiyor Organize Sanayi’de bitiyor. Maliyet 300 milyon dolar. Koca bir şehirde raylı sisteme başlıyorsun, şehir Doğu’da Yıldırım’da Gürsulara gitmiş Batı’da ilerlemiş ama sadece ortada küçük bir hat yapıyorsun. Raylı sistemde benim ihtisas alanım dışında bilgim yok. Dosyayı kapattım ‘bana lütfen biraz izin verin inceleyeyim’ dedim. O arada Almanya’da, Avrupa’da Raylı Sistemler Birliği’nin bir fuarı vardı. Atladım oraya gittim. Bu fuarda Avrupa Raylı Sistemler Birliği yöneticileri ile tanıştım. Onlar bizim projemizi biliyorlardı. Konuştuk ve biz sana bir uzmanımızı gönderelim dediler. Daha sonra Londra metrosunun başına geçen Profesör

Page 49: İMO BURSA bülten

{ 49 }

olmalı. Şehri bir baştan öbür başa dolaşan otobüsler olmamalı. Ben kent merkezine arabamla çıkmıyorum. Bir metro istasyonunda arabamı bırakıp Osmangazi İstasyonuna kadar BursaRay ile geliyorum sonra tramvaya aktarma yapıyorum. Eğer göreve devam edebilseydim planımız bu sistemi uygulamaktı, otobüs hatları BursaRay’a dik çalışacaktı. Bursa’da yaptığım diğer yatırımlara gelirsek, fiziksel olarak Yakın Çevre yollarını, Terminali, Uluslararası Fuar Merkezini yaptım. Sonra çok yoğun bir alt yapı çalışması yaptım, bunlar çok fazla görünmüyor, ama pis su ve yağmur suyu düzenini ayırdık. Mesela son yağmurlarda her yeri su bastı Bursa’yı basmadı çünkü yerin altında 4x4, 5x5 metre ebadında galeriler var. Herkes “İyi ki Botanik Park’ı yapmışsın” diyor. Beni Botanik Parkı yapan başkan olarak tanıyor ama yaptığımız işlerin büyük çoğunluğu da yer altında. Ben uluslararası kurumlarda yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bir tanesi Dünya Yerel Yönetimler Birliği’nin Yönetim Kurulu üyeliği, diğeri Yerel Çevre Girişimleri Konseyi üyeliği. Yerel Gündem 21 sistemini ve kent konseyi sistemini Türkiye’ye ilk defa ben getirdim. Bir nevi halkın karar mekanizmalarında yer almasının kapılarını açtık ama yeterince işliyor mu? Bazen işliyor bazen işlemiyor. Ama işlemesi hem siyasetçinin hem de halkın yararına. Beraber kara verdiğinizde uygulaması da iyi olur. Bir başkası, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi içinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin bir Çim Kayağı Komitesi vardı, orada aktif oldum. Demirtaş’ta çim kayağı tesisleri yaptık. Dünya şampiyonasını burada gerçekleştirdik ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından çok çok beğenildi ve bize Genel Kurullarında ödül verdiler. DSİ içinde bir de DSİ Nilüfer Spor oluşumuna yer verdim. Ana

prensibimiz şuydu, ilkokul öncesi küçük yaşta çocukları alıp, 8 branşta eğitiyorduk. Bayan Voleybol takımında önemli yerlere gelen yurtdışında oynayan bayan oyuncularımız oldu. Bursa’ya tenisi Nilüfer Sporla getirdik. Bu çocuklar içinden yetenekli sporcular çıkıyordu. O gün ki yönetimlerimiz kesinlikle bana ‘bunu niye yapıyorsun’ demedi. Çünkü halkla bütünleşip DSİ olarak halkın yaşamına katkıda bulunuyoruz. Bir taraftan onun yaşamını sel felaketlerinden koruyorsunuz. Bir taraftan toprağını verimli yaparak üretimi çoğaltıyorsun, bir taraftan da yaşamını zenginleştiriyorsun, sporda onların yaşamını renklendiriyor. DSİ içindeki meslek yaşantımda, bu tür çalışmalarla güzel bir düzen kurduk. Başkanlığım döneminde yaptırdığım çok önemli bir çalışma var, Bursa’nın anayasası olarak adlandırdığımız, 1/100.000’lik İmar Planı’nı hazırladık. Bu planı plancılar yaptı, sonra BTSO meclisinde bütün sanayicilere, iş adamlarına anlattık. Sonra Kent Konseyinde bütün sivil toplum kuruluşlarına anlattık. Ondan sonra meclise getirdik ardından İmar Bakanlığına gittik ve onaylattık. Bu büyük planda kırmızıçizgi ile çizilmiş korunacak tarım alanları vardı. Bu tarım alanları herhangi bir şekilde zedelenmeyecek, inşaat ve yerleşimler yapılmayacaktı. Kanun hükmünde olan bu plan birçok kez ihlal edildi, Barakfakih Belediyesi sulama kanallarını söküp oraya sanayi bölgesi kurdu. Şu an Bursa’da 13 tane sanayi bölgesi var hepsi bu alanların içinde ve şimdi Karacabey’de kurulmakta olan sanayi bölgesi de Karacabey Ovası’nın verimli topraklarının üzerinde kuruluyor. Bunlar çok önemli bizler geldik gidiyoruz, sizler ve sizden sonraki kuşaklar için çok önemli. Türkiye buğday ithal eder mi? Türkiye buğday ihraç edecek bir ülke. Yarın şeftaliyi

de, ıspanağı da ithal edeceğiz. Bu nedenle sahip olduğumuz değerleri iyi korumamız, iyi bir savunucu olmamız lazım.

BURSA’YA 3’NCÜ BİR OTOMOBİL FABRİKASINA İZİN VERMEDİMHala Bursa’ya fikirleri ile katkı sağlayan birisi olarak belediye başkanlığı döneminde sizi etkileyen bir anınız anlatır mısınız?Tabi unutamadığım birkaç güzel anım var. Yine Mesut Yılmaz ile ilgili bir anım. Bir gün dediler ki, özel kalemden, “Mesut Beyin yakınları Bursa’da Volvo fabrikasını kurmak için

Gelin artık kiremit çatı yenine yeşil çatı yapalım. NewYork Belediye

Başkanı Bloomberg bir uygulama başlattı döneminde gökdelenlerin çatısını yeşil çatı yapmaya başladı.

Biz Bursa’da bunu iki yerde uyguladık. 600 metrekarelik sosyal

tesisin üzerine yeşil alan yaptık. Zeytin ağaçlarını çatını üzerine diktik yoldan geçtiğinizde zeytinlik içinde

bir parka benziyor. Bursa’daki müteahhitler, mühendisler bu tür projeleri örnek almalı Yeşil Çatılar yapmalı. Bu örnekler

gezilerek mühendisler bu projeleri arttırabilir ve Oda da bu konuda öncülük edebilir. Bu gün artık su yalıtım malzemeleri çok gelişti.

50 santim bir toprak koyduğunuz zaman rengarek, yeşil park

yapabiliyorsunuz. Güzelyalı ve Bademli’de örnekleri var. Kentsel

dönüşüme bunu yerleştirmek, imar kanunlarına koymak gerekir.

Dünyada artık bu var. Bunu oluşturmak bunun mücadelesini

vermek gerekli. Oda bunun mücadelesini verebilir.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM YEŞİL

ÇATILAR İÇİN FIRSAT OLABİLİR”

{ RÖPORTAJ }

Page 50: İMO BURSA bülten

{ 50 }

{ RÖPORTAJ }

ettim arkadaşlara. “Başkanım ne dosyası. İhaleyi bize vereceksiniz” dediler. Hemen ayağa kalktım “Hay hay” dedim. “Siz şimdi Ankara’ya gideceksiniz değil mi? Yarın milletvekili olarak meclise bir önerge verin. Mevcut ihale kanunu bir ek madde koyacaksınız. Diyeceksiniz ki ‘Milletvekilleri devlet ihalelerini direkt alırlar’ Bunu koyun ertesi gün gelin ihale sizin.” Mosmor oldular gittiler. Bu konuda da Mesut Bey’den hiçbir ses gelmedi. Botanik Park’ın açılışını gerçekleştiriyoruz. Japon bahçesi yaptığımız için Japonya büyükelçisi, Hollanda’dan lale aldığımız için

Hollanda büyükelçisi geldi. Bir sürü yabancı misafirimiz var. Benden önce konuşmalar yapıldı, o konuşmalar simültane tercüme oluyor. Bana sıra geldi. Çevirmen, ‘Başkanım ne olur siz kendiniz konuşun’ dedi. O an Allah bana bir güç verdi. Ben konuşmamı İngilizce yaptım. Ardından Japon Büyükelçisi geldi beni tebrik etti ‘Ne kadar güzel konuştunuz. İngilizceniz ne kadar güzel’ diye. Bu da kafamda unutamadığım bir anım.Bir başka anım da, Birleşmiş Milletler 1996 Çevre Konferansı İstanbul’da yapıldı. Ben Dünya Yerel Yönetimler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olarak katıldım ve Birlik adına ben konuşma yaptım. Benden önce kürsüde Fidel Castro vardı. O konuştu ve ardından kürsüye ben çıktım, Fidel Castro ile merdivende yan yana geldik, onu da hiç unutamam.

MÜHENDİS KARARLARIN YERE BASIP BASMADIĞINA BAKARKent yönetiminde mühendislerin söz sahibi olması ne kadar önemli? Mühendis ne kadar siyasetin içine dalsa da her hangi bir konuda karar alırken ayağı yere basıyor mu basmıyor mu onu dikkate alır. Mesela Türkiye’nin iki tane mühendisi birisi Turgut Özal, diğeri Süleyman Demirel. Mesela Süleyman Demirel için daima 2x2 dört değildir. Ama yeri geldiğinde çiviyi sağlam koyar mühendis kafası orada çalışırdı. Siyaseten hoş görülü olur, gereği gibi hareket eder ama adım atması gerektiğinde mühendis kafası çalışır. Ona göre hareket eder.

Bursa’nın bugün ki yapılaşma ve ulaşım sorunlarına eski Belediye Başkanı ve inşaat mühendisi olarak baktığınızda nasıl değerlendirirsiniz?Erdoğan Bilenser’in danışmanları

sizinle konuşmaya gelmek istiyorlar.” “Hay hay buyursunlar gelsinler” dedim. Geldiler. Dedim, “Böyle bir şey mümkün değil. Bursa 3’ncü bir otomobil fabrikasını kaldıramaz.” “Ama bütün yan sanayi burada.” “Tamam, bütün yan sanayi burada Organize Sanayi Bölgesinde, sizin istediğiniz parçalar TIR’lara yüklenir. Dolaşıp Karacabey’e 40 kilometre gideceğine 140 kilometre gitsin, gidin Bilecik’e kurun. Kesinlikle olmaz” dedim ve Mesut Beyden tık çıkmadı. ‘Neden yaptırmıyorsun’ diye sormadı. Bir gün iki milletvekili geldi. “Bir ihaleniz var. Biz o ihaleleri almaya geldik.” dediler. Bende telefon

Page 51: İMO BURSA bülten

{ 51 }

{ RÖPORTAJ }

MİMARİNİN SANATA DÖNÜŞTÜĞÜ EVLER,MUTLU AİLELER İÇİN DAİMA BURADAYIZ.

444 6 757w w w . a l p i s i n s a a t . c o m

Page 52: İMO BURSA bülten

{ 52 }

{ RÖPORTAJ }

onu yanlış yönlendirdi, bir hata yaptı doğuya giden iki BursaRay hattı Şehreküstü’nde birleştirdiler tek hatta çevirdiler. Şimdi Doğu’daki yük, hele hele Kestel’e kadar dayandıktan sonra, tek hatla boşaltmak mümkün değil, dolayısıyla iki hatla boşaltmak lazım. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları var. İkinci konu, Yalova Yolu şu an tramvay ile geçilmeye çalışılıyor, bu bana göre yanlış çünkü tramvay kapasitesi orada yeterli olmaz. Kent Meydanı’nın hemen çıkışında yeni yerleşimler, binalar planlanıyor. Yoğunluk artacak. Dolayısıyla tramvay yeterli kapasite sağlamaz. Orada mutlaka ana planda olduğu gibi hafif raylı sistem olması lazım.Bursa’yı yönetenlerin önemli konularından birisi tarım topraklarına sahip çıkmak olması lazım. Şimdi Yunuseli tarafında yeni bir yol açılıyor. O yol yanında perdeler olsa sadece yol olarak kalsa tamam ama yolun iki tarafından meyve bahçeleri sökülecek binalar yapılacak. Otoyol yapılırken Ova’nın ortasından geçiyordu. O zaman Bayındırlık Bakanı Hüsamettin Örüç’tü, bende DSİ Müdürüydüm. Aradım, ulaştım, “Sayın Bakanım bu yol Bursa Ovasını mahvedecek” dedim. O zamanlar her taraf meyve bahçesi, yeşillik ama tam ortasından otoyol geçecek. “Bunu kuzeye yamaca alın” dedim ve talimat verdi aldırdı. Ankara istikametine giden yol karşı yamaçtan gidiyor ama şimdi ovanın ortasına yol açıyoruz. Maalesef ileri ki yıllarda neler olur bilmiyorum Bursa Ovası önemli bir kaynak, en önemli ihtiyacı da gıda ve su. Bu topraklar üzerinde yaşayacak insanların en önemli ihtiyacı da gıda ve su.

Nüfusun artmasıyla birlikte yapılar dikey yönde yükselirken yeni yapılaşma alanları da artıyor. Bu

süreç ne kadar sürdürülebilir?Yapılaşma sınırlarını tam rijit bir şekilde koruyabilir ve dışındaki toprak değerleri konabilirse binalar yükselebilir. Avrupa kentlerinde binalar yükselirken dışardaki yeşil alanlar duruyor. Bunu yapabilirsen tamam, ama hem yükseleceksin, hem yanlara yayılacaksın maalesef kentin geleceği açısından fevkalade yanlış bir olay.

DAİMA UYGULAMA İÇİNDE OLSUNLARDeneyimlerinizden yola çıkarak genç mühendisler eğitim hayatından, iş hayatına atılmadan önce ve sonrasında mesleklerini geliştirmek için neler yapmalı? Ben DSİ’de staja başladığımda Kemalpaşa Ovası olarak görülen alan Uluabat Gölüydü. DSi o yıllarda gölle ovayı ayırıyordu. Ova tarafında drenaj kanalları yaparak taban suyunu alıyor ve onu pompa ile göle atıyor. O sistem hala çalışıyor pompaları durdurun Haziran ayına kadar Ovanın içine giremezsiniz. Gölün bir parçası orası ama bu sistem çalıştığı için orada 12 ay tarım yapılabiliyor. Bu uygulamayı bana da staja başladığım yıllarda abilerim sahada anlattılar. Gördüm öğrendim, uygulama noktasına geldiğimde bu bilgiler kafamda yerleşmiştir. Başka yerlerde adım atarken ‘şurada şöyle yapmıştık’ dedim. Yani genç mühendisler kitaba bağlı kalmasınlar, uygulamanın içinde olsunlar. Mesela DSİ’deyken Uludağ Üniversitesi kuruldu. Ziraat Fakültesi açıldı. Ziraat Fakültesi’nin bir alanı var oraya gölet yaptık ve o gölette su getirdik. Su geldiğinde hocaya dedim ki, “Su geldi artık burada meyveciliğe başlayabilirsin” dedim. Hoca, “Benim işçim yok ki” dedi. “Hoca ne diyorsun senin öğrencilerin işçin. Senin öğrencilerin

burada meyveyi dikip, toprağı çapalayacaklar” dedim. Ben DSİ’deyken gönderildiğim eğitim programlarında bunu gördüm. Güney Kaliforniya’da bir meslek okulunun olduğu kasabada 1 ay kaldım. Oradaki öğrencilerin hepsinin bir tarlası vardı. Derste pancar ekimini görüyor, gidiyor tarladan numune alıp toprak analizini yapıp toprağın ne tür minerallere ve gübreye sahip olduğunu hesaplayıp, pancarın ne kadarına ihtiyacı olduğunu belirleyip aradaki farka göre gübreleme yapıyor. Derste öğrenip yapıyor, en sonunda mahsulü toplayıp satıyor, maliyet hesabı yapıp kar ettiyse yarısını okula veriyor yarısı kendisinin oluyor. Böyle öğrenci yetiştirmemiz gerekli. Fiilen bunu uygulamalı. Genç mühendislerimiz fiili yaşam içinde olmalı. Bir bina yapılıyor, demir nasıl monte ediliyor, derste öğrenmiştir kitapta okumuştur ama şantiye de gitsin öğrensin, hatta kendisi büksün. Dünya tekleşti. Bilgisayarı açtığında dünyanın her hangi bir yerinde her hangi bir konunun içine girebiliyorsun. Araştırsınlar. Çalıştıkları konunun uygulamalarını görsünler ve hayata geçirsinler. Daima uygulama içinde olsunlar. Yani eksin, izlesin ve sonucunu görsünler.

Meslek odalarının etkisinin azaldığı bugünlerde Odaya bakış açınız nedir?Meslek odalarının daima bilgi geliştiren düzeyde olması lazım uluslararası platformlara çıkıp diğer meslek odaları ile işbirliği yapılmalılar. Ben bütün DSİ meslek hayatımda yaptıklarımın büyük bölümünü başkalarının uygulamalarından görerek yaptım. Meslek odaları da bunu yapmalı, uluslararası çemberin içine girmeli.

Page 53: İMO BURSA bülten
Page 54: İMO BURSA bülten

{ 54 }

İş kazası verilerinden de anlaşıldığı üzere inşaat sektörü iş sağlığı ve güvenliği alanında üzerine düşülmesi gereken bir sektördür. Sektörün kendine has dinamik yapısı, iş sağlığı ve güvenliği alanında bazı sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Bu sıkıntılardan biri, inşaat işverenlerinin pek çoğunun alt işverenlerden yararlanması ve kendi ekiplerinin bulunmamasından dolayı inşaat alanında sürekli olarak çalışan değişimi olmasıdır. Çalışanların sıkça değişimi gerek işverenleri gerekse işyerine atanmış iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerini zorlamaktadır. Takip ve kontrol mekanizması bu değişimden olumsuz etkilenebilmektedir.İnşaat işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Organizasyonunun iyi bir şekilde örgütlenmesi ve önerilerinin ivedilikle yerine getirilmesi büyük önem arz etmektedir. 2012 yılının sonunda 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yayınlanmasıyla birlikte İş Sağlığı ve Güvenliği Organizasyonu çatısı altında İş Güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimi ve gerektiği durumlarda Diğer Sağlık Personeli’nin işyerlerine atanması zorunluluk haline gelmiştir. İnşaat

işyerlerinde işverenler işyerlerinin tehlike sınıflarına göre (İnşaat işyerleri çok tehlikeli sınıf olarak değerlendirilir) uygun belgeye sahip olan İş Güvenliği Uzmanı ile İşyeri Hekimi ataması yapmalıdırlar. İş Güvenliği Uzmanı ile İşyeri Hekiminin çalışacağı süreler işyerinde çalışan kişi sayısına göre değişmektedir. Eğer İnşaat işyerinde 10 ve daha fazla çalışan bulunuyorsa Diğer Sağlık Personeli görevlendirmesi de yapılmalıdır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte risk değerlendirmesinin yapılması zorunluluk haline gelmiştir. Çok tehlikeli sınıfta bulunan inşaat işyerlerinde risk değerlendirmesinin olmaması, işyerinde işin durdurulmasına sebeptir. İşyerinde hayati risklerin bulunması da 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Madde 25’ e göre işyerinde işin durdurulmasını gerektirir. İş sağlığı ve güvenliği derinine inildiğinde çok geniş ve kapsamlı bir konudur. Sadece Kanun ve yönetmelikleri kapsamaz. Ulusal standartlar ile uluslararası standartları da içine alan ayrıntılı bir sistematiktir diyebiliriz. Bu sebeple inşaat işyerlerinde alınacak tedbirler de

Günümüzde inşaat sektörü oldukça dinamik bir işleyişe sahip olup istihdamda geniş bir yer kaplamaktadır. SGK 2015 yılı verilerine göre 13.999.398 aktif sigortalı çalışandan 1.980.620 aktif sigortalı çalışan inşaat sektöründe yer almaktadır. Bu da toplam istihdamın %14,14 ‘üne tekabül etmektedir. Ulaşım, nakliye, malzeme temini gibi alanlardan da faydalanıldığı düşünülürse inşaat sektörünün lokomotif sektör olduğunu söyleyebiliriz.İstihdamda bu kadar geniş yer kaplayan inşaat sektörüne iş sağlığı ve güvenliği alanında baktığımızda ölümlü iş kazalarında diğer sektörlere oranla ilk sırada olduğunu görmekteyiz. En son yayınlanan 2015 SGK istatistik yıllığına göre sadece 2015 yılında, 33361 kişi inşaat işyerlerinde iş kazası geçirmiş, 473 sigortalı çalışan inşaat işyerlerinde hayatını kaybetmiş ve 979 kişi de yaşanan iş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelmiştir.

{ MAKALE }

Pelin Pınar KOÇAK İş Müfettişi Yardımcısı

İnşaat Yüksek Mühendisi

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN ÖNEMİ

Page 55: İMO BURSA bülten

{ 55 }

oldukça fazladır. Bu tedbirlerin bir kısmından en genel şekilde bahsedecek olursak;

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre;• İş Sağlığı ve Güvenliği Organizasyonunun yapılması (İş Güvenliği uzmanı, İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personeli)• Çalışan Temsilcisinin Görevlendirilmesi• Risk Değerlendirmesinin Yapılması• Çalışanların Sağlık Raporlarının alınması• Çalışanların mesleki eğitim belgelerinin alınması• Çalışanlara işyerindeki riskler ile ilgili iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin verilmesi• Acil Durum Planının Hazırlanması.6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun yayınlanmasının ardından 2013 yılında Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikte, yapılacak işlere göre ayrılmış en genel tedbirlere yer verilmiştir. Yönetmelikte de bahsi geçen sıkça ihtiyaç duyulan tedbirler:• Sağlık ve Güvenlik Koordinatörünün Görevlendirilmesi (Yapı İşlerinde İş

Sağlığı ve Güvenliği yönetmeliği Ek-2’deki işler yapılıyorsa)• Sağlık ve Güvenlik Planının Hazırlanmasıİnşaat alanının etrafının çevrilerek kapatılması(meskun mahalde yetkisiz kişilerin girişlerinin önlenmesi)• Kazı işlerinde alınacak tedbirler (uygun şev açısı verilmesi, 350lik rampa eğiminin verilmesi, İş makinalarının giriş-çıkışları ile park edecekleri alanların kontrol altında tutulması v.b.)• Yüksekten Düşme ile ilgili alınacak tedbirler (Korkuluklar, Platformlar, Güvenlik Ağları- TS EN 1263-1 ve TS EN 1263-2, Hava Yastıkları, Yatay ve Dikey Yaşam Hatları, Ankraj Noktaları)• Cephe İskeleleri ve iskeleler ile ilgili tedbirler (TS EN 12810-1,TS EN 12810-2,TS EN 12811-1,TS EN 12811-2 ve TS EN 12811-3 standartlarına uygunluk, sağlamlığı, kurulumu, sökümü)• Kalıp altı iskele sistemlerinin ve kalıp panolarının üzerine binecek yüke göre tasarlanması ve planlanması• Çalışanları malzeme düşmesinden koruyacak güvenli geçitlerin yapılmasıEnerji nakil hattı yakınında yapılan çalışmalarla ilgili olarak çalışma yapılırken enerjinin kesilmesi, enerji hattının uzaklaştırılması ya da izole edilmesi veya koruyucu bariyerler kullanılarak çalışmaların yapılması • Elektrikle çalışan iş ekipmanının gövde güvenlik topraklamasının yapılmasıYapı alanı içerisinde ana ve tali panolara uygun kaçak akım rölesi takılması• Çatı işlerinde yatay ve dikey yaşam hatlarının oluşturulması, çatı merdivenlerinin kullanılması, güvenlik ağları ve korkuluklardan faydalanılması• Yapı alanının içinde bulunan çalışan barakalarına ve tesislere yangın algılama dedektörlerinin takılması, yangın söndürme cihazlarının konulması

• Yapı alanında yeterli sayıda duş ve lavabonun tesis edilmesi ve buralarda havalandırma, termal şartlar ile hijyen şartlarının sağlanması.6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre yayınlanan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık Ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği’ne göre;• İnsan ve yük taşıyan asansörler, kaldırma ve iletme ekipmanları (gırgır vinçler, yer asansörleri, JCB, Ekskavatör v.b.), istif makinaları(forklift v.b.) standartlarında aksi belirtilmedikçe yılda bir kez periyodik kontrolü yapılır.Bahsi geçen tedbirler çok tehlikeli işyerlerinden olan yapı işyerlerinde önemsenmesi gereken tedbirlerdendir. Bu tedbirler 6331 sayılı İş sağlığı ve güvenliği kanununa göre işveren yükümlülüğündeki tedbirlerdir. Ancak inşaat işyerlerinde sadece tedbiri almak yeterli olmamaktadır. Tedbirlerin uygulanması ve sürdürülmesinde çalışanlara da önemli görevler düşmektedir. Bu görevlerden en önemlileri; çalışanlara verilen kişisel koruyucu donanımların doğru kullanımı ve iş güvenliği talimatlarına uyulmasıdır. Özetle, çalışma hayatının tüm aktörleri yani işverenler, çalışanlar, sendikalar v.b. inşaat işyerlerinde sağduyu ve duyarlılıkla çalışmalarını sürdürmelidirler. Taraflar üzerlerine düşen sorumlulukları tam anlamıyla yerine getirmelidir ki yüzlerce canı feda etmeyelim. Önlemek ve tedbir almak, ceza ödemekten daha ucuzdur, en önemlisi bir canın vicdani yükümlülüğünü taşımaktan da daha insancıldır. Ülkemizi gelişmiş ülkelerin standartlarına çıkartmak ve çalışanlarımızı gelişmiş ülkelerin insanlara verdiği değer seviyesinde tutmak için tedbir alalım ve güvenle büyüyelim.

{ MAKALE }

Page 56: İMO BURSA bülten

{ 56 }

{ RÖPORTAJ }

Yalova Temsilciliği’nin faaliyetleri nelerdir? Gelecek dönemlerde planladığı çalışmalar var mı?1999 Marmara Depremi’nin Yalova’daki inşaat mühendislerine kattığı artılar oldu. O dönemde bu sıkıntıyı yaşamış olan meslektaşlarım proje ile ilgili olarak ‘benim yaptığım projede bir hata olabilir’ diyerek Oda denetimine önem veriyorlar. Bu sıkıntıyı yaşamayan illerde ‘en iyi projeyi ben yaparım’ mantığı ile hareket edenler var. O dönemde sıkıntı yaşamış olanlar her şeyden önce projelerini Oda denetiminden geçiriyorlar. Mevzuatı da iyi takip ediyoruz. Bu takibin meslektaşlarımıza önemli faydaları oldu. Yalova’da, şantiye şefliği ve farklı uygulamalarda inşaat mühendisi ve mimarın dışında diğer meslek gruplarının görev alabilmelerinin önüne geçtik. Bir iki belediye bunu ihlal etse de biz böyle uygulamalara müdahil olduk. Yalova’daki kat adeti ve yapı yoğunluğu ile ilgili metrekare kısıtlı olunca sayıda arttı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bir meslektaşın en

fazla 5 adet şantiye şefliği alabileceği kararı çıktığında Yalova’da şantiye şefliğine talep arttı. Bu nedenle bol miktarda göç ve yeni mühendislerden çok sayıda kayıt alıyoruz. Üye sayısı olarak 400’ü geçtik ve son 1,5 yılda bu artış gerçekleşti. Yeni kayıt yaptıran üyelerimizin birçoğu kendi iş yerini açma talebinde bulunuyor. Ekonomik olarak ayakta durabilen aktif hizmet veren bir Temsilciliğiz. Üyelerimizin takdiri ile uzun yıllardır da bu görevi sürdürüyorum ve Temsilcilik olarak onların sorunlarına çözüm bulmak için faaliyetlerimizi yürütüyoruz.Ayrıca, Referans Yönetmeliği’nin çıkmasıyla birlikte üyelerimizin eğitim taleplerinin artmasını bekliyoruz. Şantiyede çalışacak mühendislerin belli eğitimleri ve puanları almış olması gerekecek bu da üyelerimizi eğitime önem vermelerini sağlayacaktır.Genç mühendislerin mesleki deneyimlerini artırmak için neler yapılıyor?Genç mühendisler okuldan mezun olduklarında en iyi mühendis kendisinin

olduğunu sanıyor. Bir sorunla karşılaştıklarında en iyi olmadığını anlıyorlar. İnşaat mühendislerinin okulun yanı sıra kendini geliştirmek için bir takım eğitimleri alması gerekli. Bu Referans Belgesi ile teşvik edilecektir. Benim verdiğim belgeye göre inşaat mühendisinin iş yapabilmesi sağlanmalı. Şuan mevcut yönetmelik ve uygulamalarla buna cevap veremiyorum.

OTO KONTROLÜ SAĞLAMAKTA ZORLANIYORUZİstanbul’a ile bağlantıda köprü görevi gören Yalova’da yaşamanın avantajlarını ve dezavantajlarını anlatır mısınız?Mesleki olarak baktığımızda geçmiş dönemde üyelerimizin yaptığı projelerin denetiminde, mesleki kazançları yönünde bir oto kontrolümüz vardı. Şuan bunu sağlamakta zorlanıyoruz ama bir nebze olsun etkinliğimizi sürdürüyoruz. Denetim azaldığı ve İstanbul’a yakın olduğumuz için büyük şehirden gelerek gerçek dışı rakamlara

YALOVA TEMSİLCİLİĞİNDEN İMO’YA BAKIŞYalova’da, Marmara Depremi’nin derin acılarını yaşayan inşaat mühendisleri çıkardıkları derslerle yol almaya devam ederken İnşaat Mühendisleri Odası Yalova İl Temsilcisi Mahmut Renkler, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte mühendislik kanun ve ilkelerinin sürdürülebilmesi için çaba sarf ediyor. Bu sayımızda İMO Bursa Şube Basın Komisyonu olarak ziyaret edip röportaj yaptığımız Yalova İl Temsilciliği’nin faaliyetlerini, meslektaşların sorunlarını ve neler yapıldığını aktarmaya çalışacağız…

YALOVA TEMSİLCİLİĞİ

Temsilci: Mahmut RENKLERTemsilci Yardımcıları:Müge KANBERİlknur COŞKUNMehmet Akif KANBUREmir Ömer AKDEMİRUlaşım: Yalı Cad. M. Ali Kolonyar İş Merkezi No : 9/3-4 - YALOVAİletişim: 0226 812 78 31

Page 57: İMO BURSA bülten

{ 57 }

ve gerçek olmayan projeleri yapan kişilerle karşılaşıyoruz. Son dönemde İzmit’te iki tane büyük sıkıntı yaşadık. Çevre belediyelerimizdeki ruhsatları incelediğimizde ne İTB Belgesi ne de SİM Belgesi olmayan kişilerin proje yaptığını gördük. Sahte ofis ismi kullanmış. Büyük şehirlerde bu tür kişiler kendilerini kamufle ediyorlar. Biz ancak ruhsat bilgisi verildikten sonra bunu yakalayabiliyoruz. Yalova küçük bir yer olduğu için bu tür hataları yakalamamız kolay oluyor tabi. Şuan şehrin tek fayda gördüğü durumsa Ortadoğu’dan gele yatırımcının yoğun konut talebi. Artık emlak ofislerinden Arapça bilen bir kişi muhakkak çalışıyor.

STANDARTLARIMIZ DİĞER DEPREM BÖLGELERİNE GÖRE YÜKSEKDepremin acılarını yaşamış ilimiz olarak Yalova’da yapı stoğu olarak ne durumda?Yalova merkezde depremden sonra Hasar Tespit Komisyonu’nun tespit ettiği binalar vardı. Bunlar belli oranda tamiratları yapıldı. Orta hasarlılar güçlendirildi. Hafif hasarlılar ile ilgili bir çalışma yapılmadı. Ağır hasarlı binalar hemen yıkıldı. Yalova merkezde orta hasarlı olmasına rağmen güçlendirilmeyen binaların olduğu da gündemde. Depremden sonra Yalova’nın bir takım avantajları oldu. O dönemde belediyede görevli olan Hüseyin Uygun’un adının verildiği kanunlar hazırlandı. Yalova’da depremden sonra bir korkuyla bütün planları yeniledik ve bu planlarda bütün suçu kata yükleyip bütün katları 2’ye düşürdük. Bir müddet Yalova’nın tamamı 2 kat yapılıyordu. Böylesine düşük yoğunluk Yalova’daki mevcut nüfusu da kaldıracak bir

yoğunluk değildi. Normalde 5-6 kat olan ortalamamızda hatta deprem öncesi 8 ve 10 kat uygulamalarımızda vardı. Bu iki kata indirildiğinde sorun yaşanmaya başladı. İki katı bazı yerlerde ‘4 ve 5 kata çıkartabilir miyiz?’ ifadesini tartışmaya başladık. Ama biz daha bunu tartışmaya başlarken ufak il olmanın verdiği bir baskı yaşadık. Eleştiriler aldık. Bizde mevcut afet yönetmeliğinin vermiş olduğu bazı şartların üzerine ilave şartlar koyduk; ‘İlla çerçeve sistemi oluşacak, her iki doğrultuda mevcut alanın % 1’i oranında taşıyıcı perdelerimiz olacak’ dedik. Yönetmeliğin asgari şartlarının üzerindeki ilave şartlar ve hatta Yönetmeliğin ön gördüğü beton sınıfı C20’dir Yalova’da bunun C30 olacağına karar verdik. Depremden sonra yapılan yapılarda diğer deprem bölgelerine göre taşıyıcı sistem standartları daha yüksek inşa edilmeye başlandı. Ama eski binalar dendiğinde Yalova’da kentsel dönüşüm konusunda sıkıntılar yaşandı. Kentsel dönüşümü ada bazında uygulayacak bir sistem oluşturulamadı. O da küçük il olmanın verdiği cesaretsizlikti. Bu nedenle elimizde eski yapı stoğumuz çok bunları yenileyememiş olmanın verdiği sıkıntı da çok. Birçoğu 1970’li yıllardan kalma. Müteahhitler Yalova’daki bazı alanları ranta dönüştürecek ortam bulamadı. Aynı zamanda vatandaşında güvenli evim olsun kaygısı yok. Rahat ve ferah olsun, aynı metrekarede katta olmasını istiyor. Bu nedenle Yalova’da beklenen kentsel dönüşüm gerçekleştirilemedi. Bu bölge insanında bir garip cesaret var depremden sonra hemen bir eve yerleşti. Van’daki depremin ardından oradaki vatandaşlar aylarca evlerine girmedi. Biz depremde dışarı çıkıp 10 dakika sonra tekrar içeri girebiliyoruz.

{ RÖPORTAJ }

‘Televizyonda bir dizimizin kaçmaması gerekiyor.’ diyebiliriz. ‘Biz 7.4’ü gördük onun altındaki depremler bizi etkilemez. Yalovalı depremlere binanız test edildi yıkılmadı’ gözüyle bakıyor.

Yalova’da yüksek yapıları görmeye başladık mı?Yüksek yapı olarak Yalova’nın imar planlarında maksimum gözüken imar planı 4 ama belediyemizin bir takım teşviklerle ilgili kat artışları var. Örneğin bir otel veya öğrenci yurdunda kat ile ilgili artış sağlıyorlar. Bazı noktalarda mevcut yönetmelikle bunun önüne geçmeye çalışıldı. Bazı yerlerde 7 ve 8 kata yakın görüntüler yakalıyoruz. Ama Yalova merkezimizdeki kat adetimiz maksimum 4’tür.

İnşaat Mühendisleri Odası Yalova İl Temsilcisi Mahmut Renkler, Yalova’nın hafızası olarak meslektaşlarına hizmet

etmeyi sürdürüyor. Emir Ömer Akdemir; 9 yıldır mühendis kendi şirketinde proje işleri yapıyor. Bu

dönem Yönetim Kurulunda yer aldı.Mehmet Akif Kanbur; 3 dönemdir Yönetim Kurulu üyesi, kendi proje

ofisinde 8 yıldır inşaat mühendisliği yapıyor ve geoteknik uzmanı.İlknur Coşkun; 10 yıldır inşaat

mühendisi, proje alanında hizmet veren bir şirkette çalışıyor. Bu dönem

Yönetim Kurulu üyeliğini yapıyor. Müge Kanber; Proje, şantiye ve yapı denetim

alanlarında 2001 yılından bu yana inşaat mühendisliği yapıyor, 3 dönedir

Yönetim Kurulunda görev alıyor.

Bursa’daki akademik odaların bir arada olduğu merkezin benzerini Yalova’da da oluşturmak istiyoruz. Yerel yönetim ile bu yönde görüşmelerimiz sürüyor. TMMOB’a bağlı birimlerin bir arada kalabileceği bir yerleşke arzumuz var. Bu yerleşke ile genel merkezimiz ve şubemizin desteği olacaktır.

Page 58: İMO BURSA bülten

{ 58 }

Grand Canyon, Colorado Nehri ve Eagle Rock’ın olağanüstü manzaralarına sahip olan bu eşsiz cam köprü , ziyaretçilerine, başka hiçbir yerde bulunmayan bir deneyim ve manzara sunuyor.1996 yılında iş adamı ve girişimci olan David Jin, Büyük Kanyon’da bir cam geçit fikriyle Hualapai Kabilesi’ne bir teklifte bulundu. Skywalk yapılmadan önce bölge yerlileri özellikle de Arizona’dan bir takım çevreci grup başta bu yapının gereksiz ve doğayı tahrip edebilecek bir proje olduğu konusunda endişeliydiler. Fakat daha sonra bölgede hala yaşamakta olan Amerika yerli kabilelerinin ihtiyaç duydukları gelirin elde edilebileceği bir kaynak olduğu konusunda herkes hem fikir oldular. Grand Kanyon Gök-Köprüsü, kişi başı 91 kilodan 822 kişi taşıyabiliyor fakat tesis yönetimi maksimum ziyaretçi sayısını 120’yi aşmayacak şekilde ayarlama kararı almış. Köprünün bütününün ağırlığı ise ayarlanmış kütle damperleri, ray donanımı, cam raylar, cam güverte ve çelik kutu profiller dahil 450.000 kilogram. Bölgenin yılda aldığı 4.5 milyon ziyaretçi de göz önünde bulundurulduğunda Grand Kanyon’a olan ilgi ortaya çıkıyor. Eğer siz de meşhur Grand Kanyon’u görmeye düşünürseniz, güvertede bir akşam yemeği dahil 82.37 dolar gibi bir ücret karşılığında hem 4000 fit yükseklikte camın üzerin yürüme heyecanını edinir hem de eşsiz manzaranın tadını çıkartabilirsiniz.

{ FARK YARATAN YAPILAR }

YAPININ ÖZELLİKLERİ

Mimar Mark Ross Johnson’un da yardımıyla yapmayı planladıkları, Colorado Nehri’nin 1220 metre

yükseğinde yer alacak olan balkon, at nalı şeklinde camdan bir yürüyüş yolu fikrine dönüştü.

Cam geçit toplamda 20 metre genişliğinde ve kanyon

duvarından 21 metre dışarı çıkıyor.

Dış ve iç kısımlar 810 milimetre genişliğinde ve 1800 milimetre

derinliğinde kutulardan oluşuyor.Cam geçidin tamamı sismik ve yüksek rüzgar basıncına bakılarak, metrekare başına

ise 490 kilogram ağırlık kaldırabilecek şekilde inşa

edilmiş. 80 kilometre içerisinde

gerçekleşecek 8.0 şiddetinde depremlerden hasarsız

çıkabilecek dayanıklılıkta olduğu da hesaplanmış.

Yaya hareketliliğinden oluşacak titreşimler ve sert rüzgarlar da

analiz edildikten sonra ince ayarları da yapılan gök-köprü

ziyaretçilerine gerçek bir Grand Kanyon tecrübesi yaşatmaya

hazır hale gelmiş.

SKYWALKArizona, ABD

İnşaat Mühendisi Ahmet Dere, Fark Yaratan Yapılar’da Büyük Kanyon’da inşa edilen yürümenin cesaret istediği 1220 metre yükseklikteki cam köprü Skaywalk’ı tanıtıyor...

Page 59: İMO BURSA bülten
Page 60: İMO BURSA bülten

versiyonu 1 Ocak 2008’de kullanmaya başlamıştır. NACE kodlama düzeni hemen hemen dünyanın her yerinde kullanılmaktadır.Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde ülkemizde de kullanılmaya başlayan bu kodlama sistemini kapsayan düzenlemeler 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca yayınlanmış olup;

İŞKOLLARI YÖNETMELİĞİ (19.12.2012)ekinde 6lı NACE kodları sınıflandırması faaliyet alanına göre ifade edilmiş,İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN İŞYERİ TEHLİKE SINIFLARI TEBLİĞİ (26.12.2012)ekinde (İşyeri Tehlike Sınıfları Listesi) ise altılı NACE kodu ile sınıflandırılmış işkoluna ait tehlike sınıfları belirtilmiştir.Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Mesleklerin Gruplandırılması Rehberinin Dayandığı Esaslar1-Bu Rehberde esas alınan Pan-Avrupa sınıflandırma sistemi olan NACE (Nomenclature générale des Activités économiques dans les Communautés Européennes), Arupa Birliğinde ekonomik faaliyetlerin istatiksel olarak sınıflandırılmasını sağlayan bir sistemdir.Ulusal ticari ve sınaî faaliyet verilerinin ülkelerarası karşılaştırmalarda kullanılmasını sağlamak amacıyla, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve Dünya’da kabul edilen ISIC (International Standart Industrial Classification) faaliyet sınıflaması temel alınarak, Avrupa Birliğine üye ülkelerde uygulanmak üzere yürürlüğe konulan sınıflama sistemi NACE temel alınarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Türkiye İstatistik Kurumu ile koordinasyon içinde hazırlanan Rehberde (6 dijitlik NACE Rev.2-TR);

{ MAKALE }

NACE KODLARI

Bir organizasyonun

Çevresel Yönetim Sistemi Uygulamalarına başvurabilmesi

için NACE koduna ihtiyacı

vardır.

NACE Kodu Nedir?NACE (ekonomik aktivitelerin terminolojisi), Avrupa ekonomik topluluğunun ekonomik faaliyetleri istatistiksel olarak sınıflama yöntemidir. NACE gruplandırması iş koluna göre sınırlandırma yapmaya yarar. NACE kodu yöntemiyle elde edilen istatistiksel veriler Avrupa ülkeleri ve diğer ülkelerin karşılaştırmasının bir referans noktası olarak kullanılabilmektedir. Bu kodlama sayesinde Uluslararası Standart Endüstriyel Sınıflandırma (ISIC) yöntemine göre toplamam istatistiksel veriler de karşılaştırılabilir.

NACE Kodları Ne İçin Kullanılır?NACE kodunun oluşturulmasında kullanılan sistem ISIC, CPC, HS, CPA, CN ve PRODCOM yöntemiyle elde edilen verilerin karşılaştırılmasına müsaade etmektedir.Bir organizasyonun Çevresel Yönetim Sistemi Uygulamalarına başvurabilmesi için NACE koduna ihtiyacı vardır.Ülke ekonomilerindeki faaliyetlerin birbiriyle karşılaştırılmasında ortak bir dil oluşturur.

Tarihsel Süreç1970’te ortak bir istatistiksel veri tasnif yöntemi oluşturmak amacıyla ilk NACE kodu sistemi üretilmiştir. Bu ilk kodlamada tüm ekonomik faaliyetler sınıflandırma işlemine tabi tutulmuştur. Daha sonra Eurostat, ISIC’ta yetersiz olarak gördüğü tasnif yöntemlerini baz alarak NACE kodlarında revizyona gitmiş ve ilk revizyon olan NACE rev 1’i yayınlamıştır. Bu değişiklik 9 Ekim 1990’da yayınlanmıştır. 2002 yılında kurum yeni bir revizyon yapmış ve NACE rec 1.1’i yayınlamıştır. Daha sonra 2006 yılında NACE rev 2 yayınlanmış ve bu revizyonlu

Ersal KAYA Serbest Muhasebeci

Mali Müşavir

{ 60 }

Page 61: İMO BURSA bülten

{ 61 }

1. A-V arası harflerle belirtilenler KISIM,A) TARIM, ORMANCILIK VE BALIKÇILIKB) MADENCİLİK VE TAŞ OCAKÇILIĞIC) İMALATD) ELEKTRİK, GAZ, BUHAR VE İKLİMLENDİRME ÜRETİMİ VE DAĞITIMIE) SU TEMİNİ; KANALİZASYON, ATIK YÖNETİMİ VE İY-İLEŞTİRME FAALİYETLERİF) İNŞAATG) TOPTAN VE PERAKENDE TİCARET; MOTORLU KARA TAŞITLARININ VE MOTOSİKLETLERİN ONARIMIH) ULAŞTIRMA VE DEPOLAMAI) KONAKLAMA VE YİYECEK HİZMETİ FAALİYETLERİJ) BİLGİ VE İLETİŞİMK) FİNANS VE SİGORTA FAALİYETLERİL) GAYRİMENKUL FAALİYETLERİM) MESLEKİ, BİLİMSEL VE TEKNİK FAALİYETLERN) İDARİ VE DESTEK HİZMET FAALİYETLERİO) KAMU YÖNETİMİ VE SAVUNMA; ZORUNLU SOSYAL GÜVENLİKP) EĞİTİMQ) İNSAN SAĞLIĞI VE SOSYAL HİZMET FAALİYETLERİR) KÜLTÜR, SANAT, EĞLENCE, DİNLENCE VE SPORS) DİĞER HİZMET FAALİYETLERİT) HANEHALKLARININ İŞVERENLER OLARAK FAALİYETLERİ; HANEHALKLARI TARAFINDAN KENDİ KULLANIMLARINA YÖNELİK OLARAK AYRIM YAPILMAMIŞ MAL VE HİZMET ÜRETİM FAALİYETLERİU) ULUSLARARASI ÖRGÜTLER VE TEMSİLCİLİKLERİNİN FAALİYETLERİV) KENDİ ADINA MENKUL SERMAYE İRADI FAALİYETLERİ (TEMETTÜ, BANKA FAİZİ, İŞTİRAK KAZANÇLARI VB.)2. İki basamaklı sayısal kodlar BÖLÜM3. BÖLÜM’e eklenen 1 basamak ile elde edilen üç basamaklı sayısal kodlar GRUP,4. GRUP’a eklenen 1 basamak ile elde edilen dört basamaklı sayısal kodlar SINIF,5. Dört basamaklı olan SINIF’a 2 basamaklı kodların eklenmesiyle oluşturulan kodlar ulusal FAALİYETLER olarak adlandırılmıştır.İnşaat Bölümünde yer alan NACE kodları;F) İNŞAAT41 Bina inşaatı41.1 İnşaat projelerinin geliştirilmesi41.10 İnşaat projelerinin geliştirilmesi41.10.01 Bina projelerinin geliştirilmesi (satışa yönelik bina projeleri için mali, teknik ve fiziksel araçların bir araya getirilmesi suretiyle konut veya diğer amaçlı kullanıma yönelik bina projeleri-nin organize edilmesi) (yapı kooperatifleri hariç)41.10.02 Konut yapı kooperatiflerinin faaliyetleri41.10.03 İşyeri yapı kooperatiflerinin faaliyetleri41.2 İkamet amaçlı olan veya ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı41.20 İkamet amaçlı olan veya ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı41.20.01 İkamet amaçlı olmayan binaların inşaatı (fabrika, atölye vb. sanayi üretimini amaçlayan binalar ile hastane, okul, otel, işyeri, mağaza, alışveriş merkezi, lokanta, kapalı spor tesisi, cami, kapalı otopark, tuvalet, vb. inşaatı)41.20.02 İkamet amaçlı binaların inşaatı (müstakil konutlar, birden çok ailenin oturduğu binalar, gökdelenler vb.nin inşaatı) (ahşap binaların inşaatı hariç)41.20.03 Prefabrik binalar için bileşenlerin alanda birleştirilmesi ve kurulması41.20.04 İkamet amaçlı ahşap binaların inşaatı41.20.05 Mevcut ikamet amaçlı olan veya ikamet amaçlı olmayan binaların yeniden düzenlenmesi veya yenilenmesi (büyük çaplı revizyon)42 Bina dışı yapıların inşaatı42.1 Kara ve demir yollarının inşaatı42.11 Kara yolları ve otoyolların inşaatı42.11.01 Oto yollar, kara yolları, şehir içi yollar ve diğer araç veya yaya yollarının inşaatı42.11.02 Yol yüzeylerinin asfaltlanması ve onarımı, kaldırım, kasis, bisiklet yolu vb.lerin inşaatı, yolların vb. yüzeylerin boyayla işaretlenmesi, yol bariyeri, trafik işaret ve levhaları vb.nin kurulu-mu gibi yol, tünel vb. yerlerdeki yüzey işleri42.11.03 Havaalanı pisti inşaatı42.12 Demir yolları ve metroların inşaatı42.12.01 Demir yolları ve metroların inşaatı (bakım ve onarımı dahil)42.13 Köprüler ve tünellerin inşaatı42.13.01 Köprülerin inşaatı (yükseltilmiş kara yolları-viyadükler dahil)42.13.02 Tünel inşaatı42.2 Hizmet projelerinin inşaatı42.21 Akışkanlar için hizmet projelerinin inşaatı42.21.01 Akışkanlar için uzun mesafe boru hatlarının inşaatı (petrol ürünleri ve gaz taşımacılığı ile su ve diğer ürünlerin taşımacılığına yönelik karada ve deniz altında uzun mesafe boru

hattı)42.21.02 Su kuyusu açma ve septik sistem kurulum faaliyetleri (kuyu, artezyen vb.)42.21.03 Ana su şebekeleri ve su hatları ile su arıtma tesisleri, kanalizasyon bertaraf tesisleri ve pompa istasyonları inşaatı (sulama sistemleri (kanallar) dahil)42.21.05 Akışkanlar için kısa mesafe (yerel) boru hatlarının inşaatı (petrol ürünleri ve gaz taşımacılığı ile su, kanalizasyon, sıcak su, buhar ve diğer ürünlerin taşımacılığına yönelik kısa mesafe boru hattı)42.22 Elektrik ve telekomünikasyon için hizmet projelerinin inşaatı42.22.01 Uzun mesafe elektrik hatlarının inşaatı (uzun mesafe yüksek gerilim elektrik iletim hatları ile uzun mesafe yer üstü/altı veya deniz altı iletim hatları)42.22.02 Enerji santralleri inşaatı (hidroelektrik santrali, termik santral, nükleer enerji üretim santralleri vb.)42.22.04 Kentsel (kısa mesafe) elektrik hatlarının inşaatı (trafo is-tasyonları ve yerel sınırlar içerisindeki dağıtım alt istasyonları vb.)42.22.05 Telekomünikasyon şebeke ve ağlarının bakım ve onarımı42.22.06 Uzun mesafe telekomünikasyon (iletişim) hatlarının inşaatı (uzun mesafe yer üstü/altı veya deniz altı telekomüni-kasyon iletim hatları)42.22.07 Kentsel (kısa mesafe) telekomünikasyon (iletişim) hatlarının inşaatı (anten dahil iletim kuleleri ve trafo istasyonları ve yerel sınırlar içerisindeki dağıtım alt istasyonları vb.)42.9 Bina dışı diğer yapılara ait projelerin inşaatı42.91 Su projeleri inşaatı42.91.01 Kıyı ve liman inşaatları ve ilgili hidromekanik yapıların inşaatı (su yolları, liman ve yat limanları, kıyı düzenlemeleri, iskele ve rıhtımlar, dalgakıranlar, kanallar vb. yapılar)42.91.02 Su ve su zemininin taranması ve temizlenmesi (deniz, nehir, göl vb.)42.91.03 Tersane, dok ve kanal havuzu inşaatı (gemi inşaatı ve tamiri için)42.91.04 Baraj ve bentlerin inşaatı42.99 Başka yerde sınıflandırılmamış bina dışı diğer yapılara ait projelerin inşaatı42.99.01 Açık havada yapılan sporlara uygun tesislerin ve eğlence alanları yapılarının inşaatı (golf sahaları, açık stadyumlar, tenis kortları, atletizm sahaları, plaj tesisi, dağ barınakları, eğlence parkları vb.)42.99.02 Madencilik ve imalat sanayisi yapılarının inşaatı (sarım mili ve kuleleri, maden yükleme ve boşaltma istasyonları, rafiner-iler, kimyasal tesisler vb.)42.99.03 Başka yerde sınıflandırılmamış bina dışı diğer yapıların inşaatı (arazi iyileştirilmesi ile birlikte arazinin parsellemesi dahil, iyileştirme yapılmaksızın parselleme hariç)42.99.04 Doğalgaz işleme tesisleri inşaatı43 Özel inşaat faaliyetleri43.1 Yıkım ve şantiyenin hazırlanması43.11 Yıkım43.11.01 Yıkım işleri (binaların ve diğer yapıların yıkılması ve sökülmesi)43.12 Şantiyenin hazırlanması43.12.01 Zemin ve arazi hazırlama, alanın temizlenmesi ile kazı ve hafriyat işleri (tarımsal arazinin hazırlanması, dinamitleme ve kayaların kaldırılması, inşaat, tarım vb. alanların drenajı, hafriyat, kazı, dolgu vb. işler) (madencilik için yapılanlar hariç)43.12.02 Maden sahalarının hazırlanması (tünel açma dahil, petrol ve gaz sahaları için olanlar hariç)43.13 Test sondajı ve delme43.13.01 Test sondajı ve delme (inşaat, jeofizik, jeolojik vb. amaçlar için test sondajı ve delme işleri ile örnekleme sondajı) (madencilikle bağlantılı olarak gerçekleştirilen test sondajı hariç)43.2 Elektrik tesisatı, sıhhi tesisat ve diğer inşaat tesisatı faaliyetleri43.21 Elektrik tesisatı43.21.01 Bina ve bina dışı yapıların (ulaşım için aydınlatma ve sinyalizasyon sistemleri hariç) elektrik tesisatı, kablolu televizyon ve bilgisayar ağı tesisatı ile konut tipi antenler (uydu antenleri dahil), elektrikli güneş enerjisi kollektörleri, elektrik sayaçları, yangın ve hırsızlık alarm sistemleri vb. kurulumu43.21.03 Karayolları, demiryolları ve diğer raylı yolların, liman ve havaalanlarının aydınlatma ve sinyalizasyon sistemlerinin tesisatı (havaalanı pisti aydınlatmasının tesisatı dahil)43.22 Sıhhi tesisat, ısıtma ve iklimlendirme tesisatı43.22.01 Bina veya diğer inşaat projelerinde ısıtma, havalandır-ma, soğutma ve iklimlendirme sistemlerinin tesisatı (ev tipi boyler (kombi, kazan vb.) ve brülörlerin bakım, onarım ve kurulumu ile elektriksiz güneş enerjisi kolektörlerinin kurulumu dahil)43.22.03 Bina ve diğer inşaat projelerinde su ve kanalizasyon

tesisatı ve onarımı (yağmurlama sistemlerinin kurulumu dahil sıhhi tesisat işleri, yangın söndürme sistemlerinin kurulumu, kanalizasyon tesisatı döşeme işleri vb.)43.22.05 Gaz tesisatı faaliyetleri (hastanelerdeki oksijen gazı temini için kurulum işleri dahil)43.29 Diğer inşaat tesisatı43.29.01 Asansörlerin, yürüyen merdivenlerin, yürüyen yolların, otomatik ve döner kapıların bakım ve onarımı dahil kurulum işleri43.29.02 Başka yerde sınıflandırılmamış diğer tesisat işleri (paratonerlerin, tabelaların (ışıklı olsun veya olmasın), stor ve güneşliklerin montaj işleri vb.)43.29.03 Isı, ses veya titreşim yalıtımı ile diğer inşaat tesisatı işleri (mantolama ve vakumlu temizleme sistemlerinin kurulumu dahil)43.29.05 Parmaklık ve korkuluk tesisatı işleri (metal yangın merdivenlerinin kurulumu dahil)43.3 Binanın tamamlanması ve bitirilmesi43.31 Sıva işleri43.31.01 Sıva işleri (binalarda veya diğer inşaatlarda iç ve dış sıva veya alçı sıva işleri ile alçıpan işleri vb.)43.32 Doğrama tesisatı43.32.01 Hazır mutfaklar, mutfak tezgahları, gömme dolaplar, iç merdivenler ile ince tahta, lambri ve benzerlerinin montajı işleri43.32.02 Herhangi bir malzemeden yapılan kapı ve pencere kas-aları, kapılar (zırhlı kapılar dahil, otomatik ve döner kapılar hariç), pencereler, kepenkler, panjurlar, garaj kapıları ve benzerlerinin montajı43.32.03 Seyyar bölme ve metal yapı üzerine asma tavan montaj işleri ile diğer doğrama tesisatı işleri43.33 Yer ve duvar kaplama43.33.01 Bina ve diğer yapıların içi veya dışında yer ve duvar kaplama faaliyetleri (mermer, mozaik, granit, karo ve kaldırım taşlarının, parke dahil ahşap yer ve duvar kaplamalarının döşen-mesi vb.) (halı, taban muşambası ve kağıt kaplama hariç)43.33.02 Başka yerde sınıflandırılmamış diğer yer döşeme ve kaplama ile duvar kaplama işleri (halı, taban muşambası ve diğer esnek yer kaplamaları ile duvar kaplama işleri)43.34 Boya ve cam işleri43.34.01 Binaların iç ve dış boyama işleri43.34.02 Cam takma işleri43.34.03 Bina dışı yapıların boyama işleri43.39 İnşaatlardaki diğer bütünleyici ve tamamlayıcı işler43.39.01 Dekoratif malzemenin, bezemelerin ve süslerin montajı ile inşaatlardaki bys. diğer bütünleyici ve tamamlayıcı işler (radyatörleri kaplayan ızgaraların montajı ile akustik panel, karo veya diğer malzemeleri içeren akustik işler dahil)43.39.02 Yeni binaların inşaat sonrası temizliği43.9 Diğer özel inşaat faaliyetleri43.91 Çatı işleri43.91.01 Çatı işleri (çatı iskeleti kurulumunu içeren inşaat işleri, çatı yapımı, çatı oluğu ve oluk ağzı montaj işleri ile metal ve diğer malzemeden çatı kaplama işleri) (dülgerlik işleri dahil)43.99 Başka yerde sınıflandırılmamış diğer özel inşaat faaliyetleri43.99.01 Yapısal çelik bileşenlerin kurulması işleri (bina, köprü, gezer vinç veya elektrik iletim kulesi gibi diğer yapılar için prefabrik yapısal çelik bileşenlerin kurulması vb.)43.99.02 Yeraltı çalışmaları (madencilik, depolama, vb. için düşey galeri ve kuyu açma faaliyeti dahil, su kuyusu açma hariç)43.99.03 Açık yüzme havuzlarının inşaatı43.99.04 Vinç ve benzeri diğer inşaat ekipmanlarının operatörü ile birlikte kiralanması (özel bir inşaat çeşidinde yer almayan)43.99.05 İnşaatlarda beton işleri (kalıp içerisine beton dökülmesi vb.)43.99.06 Duvarcılık ve tuğla örme işleri43.99.07 İnşaat iskelesi ve çalışma platformunu kurma ve sökme işleri43.99.08 Su yalıtım işleri (düz çatı ve teraslardaki su yalıtım işleri, inşaat ve diğer yer altı yapıların dış cephesindeki su yalıtım işleri, nem yalıtımı vb.)43.99.10 Baca ve sanayi fırınlarının inşaatı ve kurulması (fırınlar için yanma odasına ateş tuğlası döşenmesi işleri dahil)43.99.11 İnşaat amaçlı kazık çakma ve temel inşaatı işleri (forekazık çakma dahil)43.99.12 Yapıların dış cepheleri için buharlı temizleme, kum püskürtme ve benzeri uzmanlaşmış inşaat faaliyetleri43.99.13 İnşaat demirciliği (inşaat demirinin bükülmesi ve bağlanması)43.99.14 Prefabrik yapıların montajı ve kurulması (prefabrik binalar hariç her çeşit prefabrik sokak düzeneklerinin (otobüs durağı, telefon kulübesi, bank vb.) kurulumu vb.)43.99.15 Başka yerde sınıflandırılmamış diğer uzmanlaşmış inşaat işleri (şömine, barbekü dahil)

{ MAKALE }

Mahiyet  Kodu  (1  Hane)  

İş  Kolu  NACE  Kodu  (4  Hane)  

Ünite  Kodu  (4  Hane)   İşyeri  No  (7  Hane)  

İl  Kodu  (3  Hane)  

İlçe  Kodu  (2  Hane)  

Kontrol  Numarası  (2  Hane)  

Aracı  Kodu  (3  Hane)  

A   B   C  1   C  2   D   E   F   G   H  

4   4   1   2   0   0   1   0   1   1   2   8   9   7   5   4   0   1   6   1   7   5   7   0   0   1  

 

Page 62: İMO BURSA bülten

{ 62 }

{ PROGRAM TANITIMI }

ideYAPI A.Ş. 1988 yılından bu yana inşaat mühendisliği, çelik yapı endüstrisi ve mimarlık alanlarında yazılım teknolojileri üretmeye devam etmektedir. İstanbul, Bursa ve Hannover ofisleriyle faaliyet gösteren firma, ürettiği bilgisayar yazılımları ile mimar ve inşaat mühendislerinin planladıklarını hızla uygulamaya geçirmelerine olanak veren teknolojiler geliştirmektedir. Çelik, betonarme ve karma yapıların aynı program içinde birlikte modellenebildiği, genel amaçlı analiz, tasarım ve çizim programı olan ideCAD® ile katları olan veya olmayan, katlarda rijit diyaframlı, kısmen rijit diyaframlı veya tamamen rijit diyaframsız yapıların hesabı yapılabilir. Çok katlı yapılar, endüstriyel yapılar ve bina türü olmayan gelişigüzel yapılar, deprem yönetmeliğinde belirtilen koşullara uyularak modellenir. DWG, DXF, DWF, 3DS uyumlulukları sayesinde diğer yazılımlarla veri alışverişinde bulunulur. Ayrıca Tekla ve SAP2000 yazılımlarına veri aktarımı yapılır. Tüm proje datasının 2 ve 3 boyutlu olarak PDF dosyasına yazılması sayesinde projeler, başka meslek birimleri tarafından ”programa sahip olunmadan” incelenebilir. Yenilenen ribbon menü ara yüzünün yanı sıra, klavyeden “komut kısayolu” yazarak da üç boyutlu yapı modeli hızlıca oluşturulur. Gelişmiş çizim ve düzenleme olanaklarıyla, başka CAD programlarına ihtiyaç duyulmadan çıktıya hazır paftalar hazırlanır.Hızlı modelleme olanağı sağlayan makas, aşık ve kren makroları, birleşim makroları ve sanayi yapılarının kolay bir şekilde modellenmesini sağlayan hol makrosu ile H tipi ve flanşlı iskeleleri otomatik oluşturan iskele makrosu, betonarme ve çelik yapıların seri bir şekilde oluşturulmasını sağlar.• AISC 360-10 ASD ve LRFD ile tasarım • TÇY 2016 GKT ve YDKT ile tasarım• TS EN 1993-1-1 ile tasarım• DBYBHY 2007 ve TS 500• AISC 360-10 ile birleşim tasarımı• TÇY 2016 ile birleşim tasarımı

• TS EN 1991-1-4 ile rüzgar etkileri• AISI S100-12 (Soğukta şekil verilmiş elemanlar) ASD ve LRFD ile tasarımBetonarme tasarımın otomatik olarak yapılmasına olanak veren ideCAD®, akıllı donatı seçimi algoritması ile mühendislerin işlerini büyük oranda kolaylaştırır. Tüm yapı elemanlarının donatı çaplarının özelleştirilebildiği programda, tablalı veya dikdörtgen kesitli kirişlerin ve iki eksenli eğilme etkisinde dairesel, eliptik, dikdörtgen ve poligonal kolonların betonarme hesapları, taşıma gücü yöntemine göre, yönetmelik koşulları da dikkate alınarak yapılır ve donatılandırılır. Verilerin ve sonuçların renkli skalalarla görselleştirilmesi; analitik sistem ve yüklerin, moment ve kesme kuvveti diagramlarının, dinamik mod, deformasyon ve PMM oranlarının ayrıntılı bir şekilde incelenmesine olanak tanır.Çelik yapı elemanlarının tasarımı, petek, kompozit kiriş, soğukta şekil verilmiş elemanlar ve kren kiriş tasarımı aşağıda listelenen yönetmeliklere uygun olarak yapılır. Geometri ve dayanım kontrolleri dikkate alınarak yapılan çelik birleşim tasarımı, yönetmelik koşullarını içerir ve tasarım raporunu oluşturur. Betonarme ve çelik yapı elemanlarının standart ve yönetmeliklere uygun çizim teknikleri kullanılarak eksiksiz ve imalata uygun çizimleri oluşturulur. Betonarme elemanların kalıp ve donatı planları, perde ve kolon düşey açılımları, kiriş açılımları, nervür ve kaset açılımları, tekil ve sürekli temel çizimleri, radye temel çizimleri, kubbe ve kazık çizimleri ile çelik eleman ve birleşimlerinin tekil eleman ve montaj çizimleri, nokta detayları, kat ve çatı planları, aks ve cephe çizimleri ile yapının 3 boyutlu izometrik çizimleri oluşturulur. ideCAD® hesap sonuçlarının yönetmeliklere göre uygunluğunu, formüller ve açıklamalarla ayrıntılı olarak raporlar. Kolay anlaşılır, görsel ve grafik açıklamalı hesap raporları, txt veya PDF formatlarında kayıt edilir.

PROGRAM TANITIMI : İDECAD

Page 63: İMO BURSA bülten
Page 64: İMO BURSA bülten

Genişliği çok az, kiriş yüksekliği çok az, çok hafif ve çok esnek bir köprüydü. Proje kusurları vardı.• Tabliye genişliği/açıklık oranı çok küçüktü 11.91/853 = 1/72 ( Golden Gate 1/47, Boğaziçi Köprüsü 1/38, San Francisco 1/35)• 2.44 metre yüksekliğindeki Ι kestli kirişler dolu gövde levhalardan oluşturulmuştu. Rüzgara direniyor, geçirmiyordu.• Boyuna kiriş yüksekliği / açıklık oranı çok düşüktü. 2.44/853= 1/350 (1/90 civarı normal sayılır)• Burulma rijitlği çok düşüktü.• Kalıcı yükü çok azdı.• Projede ön görülen hareketli yük olması gerekenin 1.5 katı daha azdı.

Galloping Gertie’nin temelleri üzerine 1950 yılında yeni köprü inşa edildi. Yeni köprünün 10m yüksekliğindeki taşıyıcı kirişi rüzgarı geçirecek kafes elemanlardan oluşturulmuştur. Tabliye genişliği 18.3 metre kiriş yüksekliği/ açıklık oranı 1/47’ dir. Ona da hemen bir isim takıldı ‘’Sturdy Gertie’’.

TACOMA NARROW KÖPRÜSÜ

{ YÜZYILIN MÜHENDİSLİK HATALARI }

Tacoma Narrow Köprüsü ABD’nin Tacoma eyaltinde bulunan 1940 yılında açılan ve açıldıktan 4 ay sonra eşi benzeri görülmemiş bir sarsıntı ile yıkılan köprüdür. Tamamlandığında dünyanın üçüncü büyük açıklıklı asma köprüsüydü. Ayaklar arası orta açıklık 853 metre olmasına karşın genişliği sadece 11.9 metre ’ydi. Hafif rüzgarda bile (6-9 km/saat) , sağa sola ve yukarı aşağı salınım yaptığı gözlenlenmişti. Bu nedenle halk köprüye ‘’Galloping Gertie’’ adını takmıştı.

İnşaat Mühendisi Selcan Arslan, dünyada yapılan mühendislik hatalarını ilginç örneklerle aktarıyor. Bu sayının konusu Tacoma Narrow Köprüsü...

GÖÇME ANI07 Kasım 1940, çok kuvvetli esmeyen (yaklaşık 67km/saat) rüzgarlı bir günde rözanansa gelerek yıkıldı. Projesine göre 140km/saat rüzgara dayanıklı olmalıydı. Rüzgarın etkisiyle köprü önce 0.6Hz frekansla 0.5 metre yukarı - aşağı salınım yapmaya başladı. Ardından 0.2 Hz ‘lik (burulma) salınımı başladı. Salınım sırasında sol kenara nazaran 8.5m yukarı aşağı hareket ediyordu. Düzgün esen rüzgar sonucunda giderek şiddetlenen salınımların frekansı köprünün frekansı ile çakıştı, köprü çöktü. Köprü çökme öncesi trafiğe kapatıldığından, köprü üzerindeki arabada bulunan bir köpek dışında can kaybı olmadı.

Balat Dikencik Evleri

Page 65: İMO BURSA bülten

TACOMA NARROW KÖPRÜSÜ

MBM İNŞAAT

İhsaniye Mah. Tuna Cad. Genç Sokak Aksel 106 No:2 Daire:2 Nilufer / BURSATel: +90 224 240 27 62Fax: +90 224 240 07 61E-mail: [email protected]

Taahhüt, Turizm Tic. ve San. Ltd. Şti. www.mbminsaat.com.tr

Balat Dikencik Evleri

Kütahya Arıtma Tesisi

Mektebim

OkullarıKültür Okulları

Page 66: İMO BURSA bülten

{ 66 }

{ BASINDA İMO BURSA }

Page 67: İMO BURSA bülten

DOĞRU YATIRIM İÇİN...

Tel: 0224 244 63 77Gsm: 0532 473 10 57

www.bydega.comAhmet Yesevi Mah. Harmandere Sk. No: 2 K: 3 D: 18

Kumova Neo Flats Nilüfer / BURSA

Page 68: İMO BURSA bülten

YEDSA İLAN GELECEK