nella vita

36
AMERİKAN MÜZİK ÖDÜLLERİ MİSS EARTH GÜZELLİK YARIŞMASI FLORANSA GQ ÖDÜLLERİ SAHİPLARİNİ BULDU

Upload: ilker-abay

Post on 11-Mar-2016

216 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

AMERİKAN MÜZİK ÖDÜLLERİ

MİSS EARTH GÜZELLİK YARIŞMASI

FLORANSA

GQ ÖDÜLLERİ SAHİPLARİNİ BULDU

41.AMERiKAN MÜZiK ÖDÜLERi SAHiPLERiNi BULDU.Amerika’nın Los Angeles eyaletinde düzenlenen Amerika Müzik Ödülleri görkemli bir gecede sahiplerini buldu.

Açılış showunu yapanKaty Parry izleyenleri adeta büyüledi.

Dünyada en çok dikkat çeken müzik ödülleri sahiplerini buldu.

Yılın en iyi erkek sanatçısı ödülü Justin Tibmerlake’in oldu.

Amerika’nın Los Angeles eyaletinde düzenlenen Amerika Müzik Ödülleri görkemli bir gecede sahiplerini buldu. Törende dünyaca ünlü bir çok isim yakışıklılığı ve güzellikleri ile izleyenlerin gözlerine hoş anlar yaşattılar. Dünyaca ünlü sanatçıların canlı performanslarını sergilediği gecede pop dünyasının asi kızı Lady Gaga’ın R. Kelly ile birlikte seslendirdiği “Do What U Want” isimli şarkısı izleyenlerden tam not aldı.

En iyi kadın sanatçı ödülünü de “Rihanna” aldı.

Taylor Swift’in ödüllere ambargo koyduğu gecede, yılın en iyi sanatçısı, en iyi pop sanatçısı, sanatçısı ve yılın country sanatçı ödülünü aldı.

Törende dünyaca ünlü bir çok isim yakışıklılığı ve güzellikleri ile izleyenlerin gözlerine hoş anlar yaşattılar. Gecenin en ilginç görüntülerinden biri, aykırı sanatçı Lady Gaga’nın törenin yapıldığı alana dev bir maket atın sırtında gelmesi oldu.Gerçekleşen ödül törenine ‘at sırtında’ gelen Lady Gaga, asistanlarının yardımıyla kırmızı halıya doğru ilerledi.

HAVASI SANAT KOKAN ŞEHİR:

FLORANSA

EZGİ AVCIEZGİ AVCI

HAVASI SANAT KOKAN ŞEHİR:

FLORANSA

Floransa, Toskana bölgesinin başkenti olup, İtalya’nın sanat ile iç içe yaşayan şehirlerinin başında gelmektedir. Bir

dönemde İtalya Krallığına başkentlik yapmıştır.Şehir, kendisine yaşam veren Arno Nehri çevresine çepeçevre

kurulmuştur. Gözde yerleşim yerlerinden olan bu şehir bir milyona aşkın nüfusu ile ülkenin ve tüm Avrupa’nın gözde

yaşam yerlerinin başında gelir.

Sanat diyince akla en başta gelen bu efsane şehir, Rönesans hareketinin doğduğu şehirlerin en başında gelir. Floransa kültür ve mimari zenginlikleri ile dünyaca ünlü turizm kentidir. Leonardo da Vinci ve Michelangelo bu şehrin yetiştirdiği usta sanatçılardan sadece birkaçıdır. Dante Alighieri “İlahi Komedya’sını” yazarken de bu şehrin sanat kokan havasından ilam almıştır.

DÜNYA GÜZELLERİ FİLİPİNLERDE TAÇLANDILARFilipinler’in Manila kentinde düzenlenen Miss Earth yarısmasında kendi ülkelerinde dereceye giren güzeller güzellikleri ile izleyenleri büyülediler.

Miss Earht Yarışmasında Türkiye’yi Ezgi Avcı temsil etti. İlk 16 ya girmeyi başaran Avcı, dereceye giremedi.

Malzemeler;*3/4 su bardağı riviera zeytinyağı*1 orta boy soğan*1-2 diş sarımsak*2 su bardağı arborio pirinci*150 gr porçini mantarı*1/2 su bardağı beyaz sek şarap*2 yemek kaşığı krema*5 su bardağı sebze suyu*3 yemek kaşığı toz parmesan *1 çorba kaşığı tereyağı*tuz, karabiber

PORÇiNi MANTARLI RiSOTTO

Hazırlanışı;Soğanlar yemeklik doğranıp sarımsaklar kıyılır. Teflon tavada hafif ısınmış zeytinyağında soğan ve sarımsak yumuşayıncaya kadar kavrulur. Pirinçler yıkanmadan tavaya eklenir. 2-3 dk sonra ince doğradığımız porçini mantarlar eklenir ve 1-2 dk daha kavurma işlemine devam edilir. Şarabı da döküp çektirdikten sonra krema eklenir ve yavaş yavaş sebze suyu verilmeye başlanır. Suyun birden değil yavaş yavaş verilmesi tavadaki sıcaklığı fazla düşürmediğinden pirinçler suyu çabuk ve dengeli çekerler. Pirinçler ne çok diri ne de çok yumuşak, hafif dişe gelir kıvamda olduktan sonra ocaktan alınır tuz, karabiber, parmesan ve tereyağı ilave edilip tereyağı eriyene kadar karıştırılır. Bekletilmeden sıcak şekilde ister tek başına ister güzel bir et yemeğinin yanında servis edilir.

Püf noktaları;*Porçini mantarını büyük marketlerde donuk, aktarlarda ise kuru olarak bulabilirsiniz. Kuru olanı yumuşayıncaya kadar suda bekletip kullanmanız gerekir.*Arborio pirincini yıkamadan kullanmalısınız. Nişastası risotto kıvamı için çok önemlidir.*Soğudukça katılaşacağından kıvamı cıvık, tavayı salladığınızda hafif dalgalanma yapar şekilde olmalıdır.

Şefin

Köş

esi

Doğancan ARAT

[email protected]

/Dogancan Arat

/DogancanArat

Bir Tutam Ömür

Eğitimini, kendisini her zaman çocuğu gibi gören Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde tamamlamıştır. İlkokulu Siirt, Ezine ve İntepe’de

okumuş ve o, gelecekte hayatını adayacağı tiyatro sahneleri ile tanışması da bu dönemlerde oldu . Sarıyer, Çanakkale ve Manisa’da ortaokulu tamamladıktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nin Heykel

bölümüne girmiş; fakat mezun olamamıştır. 1943 yılında Sarıyer Halkevi’nde başladığı boksla beraber spora karşı

ilgisi artmıştır. Atletizm ve su topu dışında iyi de bir at binicisidir. 1950 yılında Necla Uygur ile hayatını birleştirmiştir.

Tiyatroya profesyonel anlamda 1949’da “Nejat Uygur Tiyatrosu” ile adım atmıştır. Nejat Uygur, düşündüğü ilk mesleğin tiyatro olmadığını

belirtmiştir. Uygur, gençlik yıllarında Amerika’ya ulaşmak isteğiyle gemici olmuştur: Uygur, 13 yıl süren Anadolu turneleri sürecinde

sırasıyla Ahmet, ikiz kardeş olan Süheyl ile Süha, Kemal, Behzat adlı beş erkek çocukları dünyaya gelmiştir.

Süheyl ve Behzat babalarının deyimiyle “armut ağacının dibine düşmüş” ve babaları gibi tiyatrocu olmuşlardır. Değerli tiyatro ve sinema oyuncusu olan Nejat Uygar’a 1998 yılında Kültür

Bakanlığı’nca Devlet Sanatçısı unvanını verilmiştir. Uygur, 10 Eylül 2007’de beyin damarlarında oluşan bir tıkanıklık nedeniyle vücudun sol tarafında kısmî felç geçirmiştir. Sağlık durumuna ilişkin yapılan

basın toplantısında Uygur’un sol kolunu hareket ettiremediği, yüzünde kayma olduğu, bacağında biraz hareket olduğu,

konuşmasının ise düzgün olduğu ifade edilmiştir. Oğulları Süheyl ve Behzat Uygur son açıklamalarında Nejat Uygur’un artık geçmişiyle

yaşadığını söylemişlerdir. Usta tiyatro sanatçısı Nejat Uygur, uzun süre hastanede tedavi

görmesine rağmen 18 Kasım 2013 günü saat 19:57 civarlarında solunum yetmezliği (respiratuar yetmezlik) sebebiyle Kavacık

Hastanesi’nde, 86 yaşında hayatını kaybetti.

Öğretmen bir annenin ve subay bir babanın üç evladının ikincisi olan Nejat Uygur, 10

Ağustos 1927 Kilis doğumlu, hayatını Türk tiyatro, sinema ve dizi oyunculuğuna adamış

biridir. Kilis’li sanatçı İsmail Dümbüllü tarafından keşfedilmiş ve meşhur edilmiştir.

NEJAT UYGUR

GQ “EN”LERiNi SEÇTiErkek moda ve stil dergisi GQ tarafından 18 yıldır aralıksız düzenlenen, GQ Türkiye tarafından da İstanbul’da ikincisi gerçekleştirilen ‘GQ Men of The Year’ gecesi önceki akşam Four Seasons Hotel Istanbul at the Bosphorus’ta gerçekleşti. 10 kategoride ‘Yılın Erkekleri’ ve ‘Yılın Kadını’ ödüllerini alan isimler Burcu Esmersoy’un sunuculuğunu üstlendiği gecede sahnede boy gösterdi.

En çok ilgi, salondan yükselen alkışlarla ölçülecek olursa, Galatasaray ’ın yıldız futbolcusu Didier Drogba’ya oldu. GS Başkanı Ünal Aysal’dan ödülünü almak üzere sahnede yerini aldı. GQ Türkiye tarafından ‘Yılın Sporcusu’ ilan edilen Drogba’ya ödülünü veren Aysal “Yılın sporcusu olmak için yılların insanı olmak gerekir” dedi. Drogba da “İstanbul’a geldiği andan beri beni evimde hissettirdiniz, teşekkür ederim” dedi.

Sizde fotoğraflarınızı bu sayfada yayınlamak istemez misiniz? Yayınlamak istediğiniz fotoğrafınızı; Adınız Soyadınız ve Şehriniz ile birlikte “[email protected] adresine gönderebilirsiniz...

Ali Burak Kutlu / Malatya

Mustafa Aydın / İstanbul

Esra Hüroğlu / İstanbul

FOTO HAYAT

Yeni Yıla Evde Girenler DİKKAT!!!

Yılbaşında evdeyim, off!!! yılbaşı için heyecanlanacak halim kalmadı gene televizyon karşısında pinekleyeceğim, o gece ne yapsam da gecem güzel geçse diyorsanız işte size “Nella Vita’dan” birkaç öneri:

- Eğer yılbaşında evde iseniz yapmanız gereken en önemli iş, yakınlarda oturan arkadaşlarınıza haber verip hemen onları size davet edeceksiniz ve evinizi tam bir kutlama alanına çevirin. Balonlar, süsler belki bir çam ağacı ortama çok eğlenceli bir hava katabilir.

O gecenin özel bir gece olduğunu lütfen unutmayın. O sebepten sizde özel giyinip yeni yılı öyle karşılayın. Ancak arkadaşlarınızla olduğunuzdan eğlenceli bir ortam yaratmak için yeni yıl konseptine uygun da giyinebilirsiniz. Bizden size tüyo bu yıl başında geyik şapkaları çok moda :)

Alkol seçiminizi ortama göre yapın. Eğer kalabalık bir arkadaş çevresine sahipseniz ve hepside o akşam sizdeyse “Bira” en doğru seçenek olacaktır. Kız – erkek arkadaşınız ile birlikte geçirme planınız varsa romantik çiftlerin vazgeçilmezi olan “Kırmızı şarap” loş ışıklar altında en doğru içecek olacaktır. Ancak unutmayalım ki “ içki bütün kötülüklerin anasıdır.”:)

Bütün gece tıkının, ama dikkatli. Çünkü kimse geri sayımı tuvalette yapmak istemez. :)

Diyelim ki yalnızsınız, arkadaşlarınız sizi takmadı bir planda çıkmadı son daki-kada, o zaman biraz yüzünüz düşebilir. Ancak böyle bir gece herkese inat sizde en mutlu olduğunuz anları yaşayın. Sevdiğiniz bir filmi tekrardan izleyin, internette takılın hatta ve hat-ta alın oltalarınızı gidip sahilde bi-raz balık tutun ama sıkı giyinmeyi unutmayın. :)

YILBAŞI GECESİ NE YAPARSANIZ YAPIN, YENİ YILA GÜLÜMSEYEREK GİRİN. HAYATI YENİDEN GÜLÜMSEYEREK KARŞILAYIN. :))

MUTLU SENELER…

Burcu Alakaya

Kültü

r-Sa

nat

Düğün Dernek

Kendisinin olurunu almaya gelen oğlunu düğünsüz evlendirmemeye kararlı olan İsmail, Tüpçü Fikreti, Çetin’i ve köyün öğretmeni Saffet’i seferber ederek elde avuçta para yokken 10 gün içerisinde sazlı-sözlü bir düğün hazırlığı içerisine girer! Yapımcılığını BKM’nin üstlendiği bu harika komedi filminin senaryo ve yönetmenliği usta isim Selçuk Aydemir’e ait. Başrollerde ise ayrılmaz ikili Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in yanında Rasim Öztekin, Devrim Yakut ve Barış Yıldız yer alıyor.

Sivas’ın Esenyurt köyünde yaşayan İsmail’in oğlu Tarık bir gün yurt dışından çıkagelir. Önce her zamanki gibi bir memleket hasreti gibi görünse de bu ziyaretin altındaki esas neden çabuk ortaya çıkar: Tarık görevli olarak çalıştığı Letonya’da Monica adlı bir kızla beraberdir ve aynı ülkede çalışmak için tek yol evlenmeleridir!

MichelangeloRönesans döneminin önemli sanatçılarında olan “Michelangelo” sanatın iktidarla yaşadığı çatışmaları, dehasının sonucu gelen kaçınılmaz yalnızlığı ve güvensizlikleriyle, yüzyıllar boyunca insanlık tarihinin en büyük hazinelerinden biri olarak anılacak olan büyük eserini tamamlamaya çalışır. Bu sırada yaşamında ki olumlu ve olumsuz tüm yönlerini ortaya koyan bu oyunda Rönesans dönemini tüm çıplaklığı ile izleyebilirsiniz. Başrollerini Atilla Şendil, Mahmut Gökgöz, Cemal Ünlü ve Ozan Uçar’ın paylaştığı bu oyunun yazarlığını Irmak Bahçeci yönetmenliğini ise Saydam Yeniay üstlenmiştir.

Beyoğlunun En Güzel AbisiYılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşının arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbulun en gözde yeri olan Beyoğlunun hazin hikâyesi.

Karanlık... Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke...

Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. “Kadınlar,” diyor bir ses zihninin derinliklerinden... “Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun.”

AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI

İdeal antibiyotik kullanımı için; doğru tanı sonrası doğru antibiyotik; en uygun yoldan, etkin dozda, optimum aralıklarla, uygun süreyle verilmelidir. Doğru antibiyotik kullanımı için, mikrobiyolojik olarak kanıtlanmış bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı mutlaka sorgulanmalıdır. Tanı açısından gerekli değerlendirme yapılmadan ve enfeksiyon olmaksızın antibiyotik kullanılması, seçilen antibiyotiğin yanlış olması, antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olması, doz aralıklarının uygunsuz olması durumlarında antibiyotikler uygun kullanılmamış olur. Etkinliği bilinen bir antibiyotik yerine maliyeti daha yüksek ve yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, gerekli olmadığı halde aynı anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması, kültür sonucuna uygun olmayan antibiyotik kullanımı da antibiyotiğin uygunsuz kullanımına örneklerdir. Birinci basamak tedavi hizmetlerinde tüm antibiyotik reçetelerinin çoğunlukla solunum yolu enfeksiyonları için düzenlendiğini gösterilmiştir. Birçok solunum yolu enfeksiyonu vakasında antibiyotiklerin gerekli olmadığına ve hastanın bağışıklık sisteminin basit enfeksiyonlarla mücadele edebilecek yeterlilikte olduğuna ilişkin kanıtlar mevcuttur. Sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili olan antibiyotikler; yaygın olarak yanlış kullanımın gözlendiği soğuk algınlığı veya grip gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar için çözüm değildirler ve virüsün diğer insanlara bulaşmasını önlemezler. Antibiyotik kullanımı gerektirmeyen durumlarda, enfeksiyon taşıyan hastalardan diğer kişilere bulaşmasını önlemek amacıyla enfeksiyon kontrol tedbirlerinin alınması yeterlidir.

Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan biçimde kullanılması, bakterilerin sonraki tedavilere karşı direnç göstermesine neden olabilir. Antimikrobiyal direnç, bu -antimikrobiyal ajanın etkisinin azalmasına veya yok olmasına neden olur. Bakteriler için antibiyotik direnci, bakterilerin herhangi bir antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon yapabilmesidir. Bunun sonucunda ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç duyulduğunda işe yaramazlar. Bu yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturmaktadır. Antibiyotik kullanımı, insanlardaki normal bakteriyel floranın değişmesine bu da çoğu kez antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına ve ishal gibi yan etkilerin görülmesine neden olabilmektedir.

Unutmayalım ki antibiyotikler; ateş düşürmez, ağrı dindirmez, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez. Yaygın ve yanlış kullanıldığında ise hızla direnç gelişen antibiyotik, esas etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde de etkisiz hale gelir. Hekim reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır. Hastaların, daha önceki bir hastalığında kullandığı antibiyotiğin, tekrar benzer hastalığa yakalansa bile hekime danışmadan kullanmaması gerektiği konusunda bilinçli olması gerekmektedir. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığını unutulmamalıdır. Hasta kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin belirttiği süreden önce sonlandırmamalıdır. Aksi taktirde faydadan çok zarar getirecektir. Artmış veya reçetesiz alınmış antibiyotikler yerine her zaman tıbbi reçeteli antibiyotikler kullanılmalıdır. Bakteriyel enfeksiyonlara karşı en önemli silahımız olan antibiyotiklere direnç gelişimini önlemek için antibiyotikleri doğru kullanma konusunda toplum olarak farkındalığımızı artırmamız gerekmektedir.

Enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı açısından önemli ve uygun antimikrobik tedaviyle başarının sağlandığı bir alandır. Uygun antimikrobiyal tedavi; sağ kalım, komplikasyon ve kronikleşmenin önlenmesi, hastalık şiddet ve süresinin kısaltılması açısından önemlidir.Hekimlerin reçeteleme davranışları analiz edildiğinde; tüm reçeteler içerisinde antibiyotiklerin oluşturduğu oran %12,71 olarak tespit edilmiştir. Bu durum ülkemizdeki ilaç tüketiminde önemli bir yeri olan antibiyotiklerin akılcı kullanımının önemini göstermektedir.

AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI

İdeal antibiyotik kullanımı için; doğru tanı sonrası doğru antibiyotik; en uygun yoldan, etkin dozda, optimum aralıklarla, uygun süreyle verilmelidir. Doğru antibiyotik kullanımı için, mikrobiyolojik olarak kanıtlanmış bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı mutlaka sorgulanmalıdır. Tanı açısından gerekli değerlendirme yapılmadan ve enfeksiyon olmaksızın antibiyotik kullanılması, seçilen antibiyotiğin yanlış olması, antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olması, doz aralıklarının uygunsuz olması durumlarında antibiyotikler uygun kullanılmamış olur. Etkinliği bilinen bir antibiyotik yerine maliyeti daha yüksek ve yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, gerekli olmadığı halde aynı anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması, kültür sonucuna uygun olmayan antibiyotik kullanımı da antibiyotiğin uygunsuz kullanımına örneklerdir. Birinci basamak tedavi hizmetlerinde tüm antibiyotik reçetelerinin çoğunlukla solunum yolu enfeksiyonları için düzenlendiğini gösterilmiştir. Birçok solunum yolu enfeksiyonu vakasında antibiyotiklerin gerekli olmadığına ve hastanın bağışıklık sisteminin basit enfeksiyonlarla mücadele edebilecek yeterlilikte olduğuna ilişkin kanıtlar mevcuttur. Sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili olan antibiyotikler; yaygın olarak yanlış kullanımın gözlendiği soğuk algınlığı veya grip gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar için çözüm değildirler ve virüsün diğer insanlara bulaşmasını önlemezler. Antibiyotik kullanımı gerektirmeyen durumlarda, enfeksiyon taşıyan hastalardan diğer kişilere bulaşmasını önlemek amacıyla enfeksiyon kontrol tedbirlerinin alınması yeterlidir.

Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan biçimde kullanılması, bakterilerin sonraki tedavilere karşı direnç göstermesine neden olabilir. Antimikrobiyal direnç, bu -antimikrobiyal ajanın etkisinin azalmasına veya yok olmasına neden olur. Bakteriler için antibiyotik direnci, bakterilerin herhangi bir antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon yapabilmesidir. Bunun sonucunda ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç duyulduğunda işe yaramazlar. Bu yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturmaktadır. Antibiyotik kullanımı, insanlardaki normal bakteriyel floranın değişmesine bu da çoğu kez antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına ve ishal gibi yan etkilerin görülmesine neden olabilmektedir.

Unutmayalım ki antibiyotikler; ateş düşürmez, ağrı dindirmez, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez. Yaygın ve yanlış kullanıldığında ise hızla direnç gelişen antibiyotik, esas etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde de etkisiz hale gelir. Hekim reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır. Hastaların, daha önceki bir hastalığında kullandığı antibiyotiğin, tekrar benzer hastalığa yakalansa bile hekime danışmadan kullanmaması gerektiği konusunda bilinçli olması gerekmektedir. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığını unutulmamalıdır. Hasta kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin belirttiği süreden önce sonlandırmamalıdır. Aksi taktirde faydadan çok zarar getirecektir. Artmış veya reçetesiz alınmış antibiyotikler yerine her zaman tıbbi reçeteli antibiyotikler kullanılmalıdır. Bakteriyel enfeksiyonlara karşı en önemli silahımız olan antibiyotiklere direnç gelişimini önlemek için antibiyotikleri doğru kullanma konusunda toplum olarak farkındalığımızı artırmamız gerekmektedir.

Enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı açısından önemli ve uygun antimikrobik tedaviyle başarının sağlandığı bir alandır. Uygun antimikrobiyal tedavi; sağ kalım, komplikasyon ve kronikleşmenin önlenmesi, hastalık şiddet ve süresinin kısaltılması açısından önemlidir.Hekimlerin reçeteleme davranışları analiz edildiğinde; tüm reçeteler içerisinde antibiyotiklerin oluşturduğu oran %12,71 olarak tespit edilmiştir. Bu durum ülkemizdeki ilaç tüketiminde önemli bir yeri olan antibiyotiklerin akılcı kullanımının önemini göstermektedir.

Ecz. Hilal Yugaç

ŞAŞI BAK ŞAŞIR1 Aralık 1906 Dünyanın ilk sinema salonu Paris’te açıldı.2 Aralık 1909 Leo Baekland, ilk yapay plastik “Bakalit”in patentini aldı.3 Aralık 1967 İlk kalp nakli ameliyatı, Güney Afrikalı kalp cerrahı Dr.Christian Barnard tarafından Cape Town’da gerçekleştirildi; hasta18 gün yaşayabildi.4 Aralık 2004 Dünya’da 134 ülke ölüm cezasını kaldırdı, 62 ülkede ise ölüm cezasının hala sürdüyor.

5 Aralık 1934 Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanıyan kanun kabul edildi.

12 Aralık 1949 Türkiye Büyük Millet Meclisi,Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne katılmasını onayladı.

20 Aralık 1915 Anzaklar ve İngiliz birlikleri, Çanakkale’den boşaltıldı31 Aralık 1879 Amerikalı buluşçu Thomas Alva Edison elektrik ampulünü ilk kez halka tanıttı. New Jersey eyaletinin Pennsylvania kentinde bir sokak ampullerle aydınlatıldı.

11 Aralık 1928 İkinci İktisat Şûrası toplandı.

6 Aralık 1877 Thomas Edison, fonografi kullanarak ilk kez insan sesini kaydetti.7 Aralık 2002 Azra Akın 2002 Dünya Güzeli seçildi.10 Aralık 1948 Birleşmiş Milletler Meclisi, İnsan Hakları Bildirgesini kabul etti. Türkiye İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne kabul oyu verdi.

18 Aralık 1865 Amerika Birleşik Devletleri köleliği kaldırdı.19 Aralık 1966 Koç grubunca üretilen ilk Türk otomobili “Anadol” satışa sunuldu

15 Aralık 1986 Olimpiyat şampiyonu halterci Naim Süleymanoğlu Türk vatandaşı oldu.

17 Aralık 1903 Wright kardeşlerin uçağı ilk uçuşunu yaptı.16 Aralık 1724 Türkiye’de ilk kitap basıldı.