neyzen halil can

12
Üsküdarl› Bir Cân: Neyzen Halil Can T‹MUÇ‹N ÇEV‹KO⁄LU Kültür Bakanl›¤› Sanatç›s› Hayat› Halil Can, 7 Aral›k 1905 Perflembe günü Üsküdar ‹hsâniye’de F›st›kl› Çeflme So- ka¤› 13 numaral› evde do¤mufltur. 1 Çit Soka¤› ad›yla da an›lm›fl olan bu soka¤a daha sonra Neyzenbafl› Halil Can Soka¤› ad› verilmifltir. 2 Babas› Bahriye Kola¤al›¤›ndan 3 emekli fiükrü Efendi, annesi Makbûle Ha- n›m’d›r. Okumaya, eskiden gelenek oldu¤u üzere 4 yafl, 4 ay ve 4 günlük iken bafllam›fl, ilk Besmele’yi, babas›n›n da medfûn oldu¤u Befliktafl Yahyâ Efendi Dergâh›’nda fieyh Hasan Hayrî Efendi’den bir mukâbele günü çekmifltir. Sonra Üsküdar ‹m- rahor’da Vak›f Rüstem Pafla Mektebi’ne devamla, ayn› zamanda babas›n›n der- vifllerinden olan Kartal’l› Hâf›z Mehmed Efendi’nin ö¤rencisi olmufltur. 4 II. Meflrutiyet’ten sonra geçti¤i Selim-i Sâlis Numûne Mektebi’nden mezun ol- duktan sonra Paflakap›s›’ndaki Üsküdar Sultânisi’nin Rüfltiye k›sm›na kaydolan Halil Can, 1923 y›l›nda aç›lan imtihân› baflar›yla vererek Eczâc›l›k Mektebi’ne girmifl, 1925 y›l›nda buradan mezun olmufltur. Halil Can, 1926 y›l›nda yedek subay olarak askerlik görevini yapmaya bafllam›fl, önce Çorlu Hastanesi Eczac›l›¤›na ve daha sonra Beylerbeyi S›hhiye Deposu’na gönderilmifltir. 1927 y›l›nda tam terhis olacakken “eczanelerin say›s›n› s›n›rla- yan tahdid kanunu” nun ç›kmas› üzerine, teskere b›rak›p muvazzaf olarak as- kerde kalm›fl, mülâz›m-› evvel 5 rütbesi ile Adana Hastanesi Eczac›l›¤›na veril- mifltir.

Upload: ueskuedar-belediyesi

Post on 24-Mar-2016

261 views

Category:

Documents


9 download

DESCRIPTION

Üsküdarlı Bir Cân: Neyzen Halil Can TİMUÇİN ÇEVİKOĞLU Kültür Bakanlığı Sanatçısı

TRANSCRIPT

Page 1: Neyzen Halil Can

Üsküdarl› Bir Cân: Neyzen Halil Can

T ‹ M U Ç ‹ N Ç E V ‹ K O ⁄ L UKültür Bakanl›¤› Sanatç›s›

Hayat›

Halil Can, 7 Aral›k 1905 Perflembe günü Üsküdar ‹hsâniye’de F›st›kl› Çeflme So-ka¤› 13 numaral› evde do¤mufltur.1 Çit Soka¤› ad›yla da an›lm›fl olan bu soka¤adaha sonra Neyzenbafl› Halil Can Soka¤› ad› verilmifltir.2

Babas› Bahriye Kola¤al›¤›ndan3 emekli fiükrü Efendi, annesi Makbûle Ha-n›m’d›r. Okumaya, eskiden gelenek oldu¤u üzere 4 yafl, 4 ay ve 4 günlük iken bafllam›fl,ilk Besmele’yi, babas›n›n da medfûn oldu¤u Befliktafl Yahyâ Efendi Dergâh›’ndafieyh Hasan Hayrî Efendi’den bir mukâbele günü çekmifltir. Sonra Üsküdar ‹m-rahor’da Vak›f Rüstem Pafla Mektebi’ne devamla, ayn› zamanda babas›n›n der-vifllerinden olan Kartal’l› Hâf›z Mehmed Efendi’nin ö¤rencisi olmufltur.4

II. Meflrutiyet’ten sonra geçti¤i Selim-i Sâlis Numûne Mektebi’nden mezun ol-duktan sonra Paflakap›s›’ndaki Üsküdar Sultânisi’nin Rüfltiye k›sm›na kaydolanHalil Can, 1923 y›l›nda aç›lan imtihân› baflar›yla vererek Eczâc›l›k Mektebi’negirmifl, 1925 y›l›nda buradan mezun olmufltur. Halil Can, 1926 y›l›nda yedek subay olarak askerlik görevini yapmaya bafllam›fl,önce Çorlu Hastanesi Eczac›l›¤›na ve daha sonra Beylerbeyi S›hhiye Deposu’nagönderilmifltir. 1927 y›l›nda tam terhis olacakken “eczanelerin say›s›n› s›n›rla-yan tahdid kanunu” nun ç›kmas› üzerine, teskere b›rak›p muvazzaf olarak as-kerde kalm›fl, mülâz›m-› evvel5 rütbesi ile Adana Hastanesi Eczac›l›¤›na veril-mifltir.

Page 2: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U V I

168

Marafl, Bitlis, Van, Elaz›¤, ‹stanbul ve Ankara’daki çeflitli hizmetlerden sonra,1948 y›l›nda yarbay iken askerlikten istifa etmifl, devlet hizmetine Ziraat Banka-s› ‹stanbul fiûbesi Levâz›m Âmirli¤i’nde devâm ederek, 1961 y›l›nda kendi iste-¤iyle emekli olmufltur.‹lk evlili¤ini 1927 y›l›nda yapan Halil Can, hemen iki y›l sonra efli Hidâyet Ha-n›m’› kaybetmifltir. 1937 y›l›nda evlendi¤i ikinci efli Melâhat Han›m, fiükrüad›nda bir erkek evlât dünyaya getirmifl, ancak ne yaz›k ki 1945 y›l›nda kanser-den vefât etmifltir. Halil Can, üçüncü kez 1950 y›l›nda Semiha Han›m’la evlen-mifl ve bu evlilikten de Zeyneb ad›nda bir k›z evlât sâhibi olmufltur. fieker hastal›¤› nedeniyle uzun y›llar çeflitli sa¤l›k sorunlar› yaflayan Halil Can,23 May›s 1973 Çarflamba günü akflam üzeri Erenköy’deki evinde Hakk’a yürü-müfltür. Cenâzesi 25 May›s Cuma günü ikindi vakti Selimiye Çiçekçi Ca-mii’nden büyük bir cemaatla kald›r›larak, ilâhîler eflli¤inde Karacaahmet’dekiaile kabristan›na defnedilmifltir.6 Ö¤rencilerinden Memduh Cumhur kabri ba-fl›nda, merhûmun çok sevdi¤i Dede Efendi’nin Hüzzam Âyîn-i fierîfi’ni okuduk-lar›n› bildirmektedir.7

Mûsikî Ö¤renimi

Halil Can, mûsikîye olan ilgisini, babas›ndan kalma bir al›flkanl›k olarak nitelen-dirmektedir.8 Tasavvuf ehli olan babas› fiükrü Efendi’nin evlerinde düzenledi¤itoplant›larda okunan mevlîd ve ilâhîlerin, Halil Can’da daha çocuk yaflta ikenmûsikîye karfl› bir ilgi ve zevk-i selîm oluflturdu¤u anlafl›lmaktad›r. Halil Can,an›lar›n› anlat›rken, evlerinde okunan eserleri bütün incelikleriyle ö¤rendi¤inibelirtmektedir.9

1919 y›l›nda, 14-15 yafllar›nda iken Galata Mevlevîhânesinde izledi¤i bir semâ’mukâbelesi esnâs›nda ney sadâs›ndan etkilenerek, Neyzenbafl› Emîn (Yaz›c›)Dede’den ney meflketmeye bafllam›flt›r. Bu olay› Halil Can, Ethem Rûhî Üngör’eflöyle anlatm›flt›r:“Yan›mda bulunan çocukluk arkadafl›m Mustafa’ya: Ben bu ney denen marifetimuhakkak ö¤renece¤im, gel bakal›m bunu çalanlar kimlerdir. Diyerek sora soraNeyzenbafl› odas›n› bulduk, selâm verip içeriye girdik. ‹çerde bir alay sikkeli, sa-kall› ihtiyar adamlar vard›. Ben, Neyzenbafl› olarak birini tahayyül ediyordum.Onlara: Efendim, Neyzenbafl› hazretleri ile görüflmek istiyorum. Dedi¤im zamangayet gençce, b›y›kl›, bafl›nda sikke yerine fes bulunan, sakals›z, tatl› temiz yüz-lü (sonradan hocam olan Emin Efendi) bir zat: “Benim o¤lum, ne istiyorsun” de-di. Efendim, ben bu neyi ö¤renece¤im.” dedim. fiöyle beni bir süzdü: “Pek ö¤rene-ce¤e benzemezsin” dedi. “Niye efendim” dedim. “Bak vereyim de sesi ç›karsa ö¤-ren” dedi. Hakikaten neyi ilk a¤z›na alanda ses vermez. Ne hikmetse verilen ney-den ilk üfleyiflimde ses ç›k›vermesi üzerine: “Aaaa.. ö¤renirsin” dedi. Art›k bun-dan sonra benim o günkü zevkime nefl’eme sevincime pâyân yoktu. Ertesi cumaGalata Mevlevihanesinde derse bafllad›m.”10

Page 3: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R L I B ‹ R C Â N : N E Y Z E N H A L ‹ L C A N

169

Halil Can, haftada bir gün yap›lan çal›flmalar› yeterli bulmayan hocas› NeyzenEmîn Efendi’nin yönlendirmesiyle, sonradan ad› Üsküdar Mûsikî Cemiyeti ola-rak de¤ifltirilen Dârü’l-Feyz-i Mûsikî’ye devâm etmeye bafllam›fl, burada Beste-nigâr Ziyâ Bey’den klasik mûsikî eserlerini, Arap Cemâl Bey’den ise fas›l mûsi-kîsi eserlerini meflk etmifltir. Ayr›ca Enderûnî Hâf›z Ömer Efendi’den nota ve ta-v›r dersleri alm›flt›r. Aral›ks›z olarak befl y›l devâm eden bu derslere ilâveten,Rauf Yektâ Bey’den nazariyat ö¤renmifl, Ahmed Avnî Konuk’un bizzat kendisin-den Dilkeflîde, Rûy-i Irak, Bûselik-aflîran âyin-i flerîfleri gibi pek çok k›ymetlieseri meflk etmifltir.11

Halil Can, mûsikîye öyle büyük bir aflkla sar›lm›flt›r ki, neye bafllad›ktan üç aysonra Galata Mevlevîhânesi’nde mutr›ba ç›km›flt›r. Sikkesinin, 1922 y›l›nda Üsküdar Mevlevîhânesine fleyh olan12 Ahmed RemziDede (Akyürek) taraf›ndan tekbîrlenmesi, Mevlevîli¤e resmen 1922-1925 y›llar›aras›nda intisâb etti¤ini göstermektedir. Halil Can, Mevlevîhânelerin faaliyetle-rinin son buldu¤u 1925 y›l›na kadar Ahmed Celâleddîn ve Ahmed Remzi Dede-lerin hizmetlerinde bulundu¤unu nakletmektedir13.

Halil Can

Page 4: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U V I

170

Sak›p Ar›kan, Halil Can’›n Bahâriye Mevlevîhânesi fleyhi Hüseyin FahreddînDede’den de istifâde etti¤ini bildirmektedir.14

‹crâc›l›¤›

Özellikle Mevlevî Mûsikîsini son dönemin en büyük üstâdlar›ndan meflkedenHalil Can’›n, neyzenbafl›l›¤a kadar ulaflan neyzenli¤i Üngör’ün ifâdesiyle, “ney-zenlerin ittifak›na göre tav›rl›, sa¤lam perdeli, fosurtusuz ve kuvvetli” sözcükle-riyle anlat›lmaktad›r.15

Son dönemin büyük neyzenlerinden talebesi Selâmi Bertu¤ ise flunlar› söyle-mektedir:“Halil Bey çok iyi mûsiki bilir ve çok güzel ney üflerdi. Neyden ç›kard›¤› ses ha-kikî bir ney sesi olup, sesdeki ses unsuru çok güzel, berrak, perdeler sa¤lam vearal›klar muntazamd›. Neyde aran›lan gür, derinli¤i fazla, tesirli ve hisli seslerimerhumun neyinde bulurdum. Dem sesleri çok güzel, gür ve tesirli idi. Neydedem seslerine çok önem verirdi.”16

Kudûmzenbafl› Saadettin Heper, konuyla ilgili bir an›s›n› flöyle naklediyor:“1959 y›l›n›n Ekim ay› içinde idi. O y›l yap›lacak tören programlar›n› haz›rlamaküzere beraber Konya’ya gitmifltik. Konya’ya vard›¤›m›zda hava kararm›flt›. Otel-

Halil Can’›n bestelerinden iki örnek

Page 5: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R L I B ‹ R C Â N : N E Y Z E N H A L ‹ L C A N

171

de yerlerimizi ay›rtt›ktan sonra, önce Hazreti fiems’i ziyaret ederek Hazreti PîrEfendimizi ziyarete gittik. Mesai saatleri geçmifl oldu¤undan müze kapanm›flt›.Kap›n›n zilini çald›k, bekçiler bizi tan›d›klar› için d›fl kap›y› açt›lar. D›flardan zi-yaretimizi yapt›k. Türbe-i fierif’in kap›s› yan›ndaki sete oturduk, bir de ne göre-yim, Halil Can paltosunun içine gizledi¤i neyini ç›karmas›n m›? Bafllad› taksime.O a¤l›yor, ben a¤l›yorum. «Acem» makam›n›n en ince noktalar›na kadar nüfuzeden ve yar›m saat devam eden bu taksimi anlatabilmek çok güç bir fley. Yaln›zflu kadar diyebilirim ki, altm›fl y›l› bulan mûsiki hayat›m içinde bu kadar içtendo¤an, aflk dolu bir taksim dinlemedi¤im bir gerçektir.”17

Cumhuriyet Döneminde yap›lan Mevlânâ ‹htifâllerinde uzun y›llar neyzenbafl›l›kyapan Halil Can, kiflili¤i ve sanatkârl›¤› ile büyük sevgi ve sayg› görmüfltür. He-per’in flu an›s› ona gösterilen sevgi ve sayg› aç›s›ndan dikkat çekicidir:“1972 y›l›, yani Hazreti Mevlânâ’n›n Cenab-› Hakk’a vuslat›n›n 699’uncu y›l› tö-renlerine rahats›zl›¤› dolay›sile kat›lamam›fl, bu durum bizleri çok üzmüfltü. Ney-zenbafl›l›¤a vekâlet eden Neyzen Aka Gündüz Kutbay büyük bir kadirflinasl›k gös-tererek k›ymetli Neyzenbafl›m›z Halil Can’›n makam›na oturmam›fl, y›llarca al›-flageldi¤imiz Neyzenbafl›l›k makam›n›n bofl kalmas› gözlerimizi yaflartm›flt›.”18

Günümüze ulaflan bilgilerden Halil Can’›n neyin yan› s›ra kudûm ile de meflgûloldu¤unu anl›yoruz. Bertu¤, Halil Can’›n büyük ve küçük usûllere hâkimiyetinivurgulamakta ve usûllerin kudûmle velveleli icrâs›ndaki mahâreti üzerindeönemle durmaktad›r.19

Bestekârl›¤›

Halil Can’›n bestekârl›kla meflgûl olmad›¤› söylenebilir. Kaynaklardan, Hisarbû-selik ve Bayâtîbûselik makâmlar›ndan besteledi¤i Devrikebîr peflrevlerini, ihti-yaç üzerine ve Saadettin Heper’in ricâs› ile besteledi¤ini ö¤reniyoruz.20 Ayr›ca,Râk›m Elkutlu’nun Karc›¤ar Âyîn-i fierîf’inin saz terennümlerinin de Halil Can’aait oldu¤u neyzen Selâmi Bertu¤ taraf›ndan bildirilmektedir.21 Saadettin Heper,bestelemekte oldu¤u fievkefzâ makâm›ndaki Âyîn-i fierîf’i ise tamamlayamad›-¤›n› tahmîn etmektedir.22

Asl›nda, besteledi¤i iki peflrev ile birkaç saz terennümü, Halil Can’›n bestekârl›ksahas›nda çok baflar›l› olabilece¤i kan›s›n› uyand›rmaya yetmektedir. Bu eserlerinmelodik yap›lar›ndaki ola¤anüstü ak›c›l›k ile makâm ve usûl kullan›m›ndaki hu-sûsiyetler, “keflke bestekârl›kla u¤raflsayd›” dedirtecek düzeydedir.

Hocal›¤›

Kaynaklardan, sonsuz ö¤retme arzusu olan fedâkâr bir hoca oldu¤unu ö¤reniyo-ruz. Halil Can, evini bir meflkhâne hâline getirmifl, genç-yafll› birçok ö¤renciylemeflgûl olmufl ve birçok k›ymetli sanatkâr›n yetiflmesine katk› sa¤lam›flt›r.23

Page 6: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U V I

172

Orhan Nasuhio¤lu, Halil Can’›n hocal›¤› ile ilgili flu bilgileri vermektedir:“Anlatma kabiliyeti çok yüksekti. Mûsiki ilminin bütün inceliklerini, makam veusulleri, geçkileri, ses perdelerinin aralar›ndaki farklar› anlat›rken, analiz ve sen-tezi rahatça yapar ve mevzuu neticeye kolayl›kla ba¤lard›. Resmî görevi olarak‹stanbul Yüksek ‹slâm Enstitüsü’nde dinî mûsikimizi büyük bir vukuf ile 10 sene-den fazla okutmufl ve Personel Kanunu icab› bu görevine son verilirken yeri dol-durulam›yacak bir bofllu¤u arkas›nda b›rakm›flt›r. Bundan baflka, görev icab› bu-lunmufl oldu¤u yerlerde ve bilhassa uzun seneler Ankara’da ve vefat›ndan 3-4 ayöncesine kadar da ‹stanbul’daki evinde her zaman dost ve sevdikleriyle, kendi-sinden faydalanmak istiyen gençlere, bilhassa Klâsik Türk Mûsikisini bütün ince-likleriyle ö¤retmeyi kendisine zevk bilirdi. Bugün radyolar›m›zda görevli bir çokk›ymetli saz ve ses sanatkâr› onun talebesidir. Bütün bu ö¤retim faaliyeti ve gay-retini aslâ en ufak bir maddî karfl›l›k beklemeden yapm›fl, esasen bunu tasavvurdahi etmemifltir. Bunun manevî haz ve mükâfat› ö¤rettiklerinin iyi flekilde anla-fl›l›p icra edilmesiydi.”24

Sabahattin Volkan’›n Halil Can’›n hocal›¤›na iliflkin görüflleri ise flöyledir:“Halil Can Hocam›z genifl kitapl›¤›na ilâve etti¤i her yeni kitab› ilk sahifesindenson sahifesine kadar tam bir dikkat kesilerek okuman›n itiyad›na sahip ve kü-tüphanesi kadar haf›zas› da sa¤lam bir kimse idi. Sohbetlerinde, temas etti¤ivak’a ve hadiseleri geçen uzun senelerin ard›ndan al›p bizlere nakle bafllad›¤›zaman öylesine tatl› ve ruhu saran bir sesle konuflur ve nakletti¤i fleyin en basitkelimesine kadar haf›zalar›m›za nakfledilmesini isterdi ki, insan, O’nun o tatl›konuflmas›nda apayr› bir mûsikinin, bir gönül ça¤layan›n›n ifadesini duyar, bu-lur ve yaflard›. O, Türk mûsikisindeki bütün makamlar›n ses dizgilerini ve bir-birlerine geçifllerinde hangi yol ve ar›zalar›n kullan›lmas› gerekti¤ini, tam bir sa-lahiyetle bilen ve tatbik edebilen kiflimizdi. Klasik ifade içerisinde bestelemifl ol-du¤u iki saz eseri, kendisinden çok evvel gelip geçmifl bestekârlar›m›z›n, eserle-ri seviyesinde olan çal›flmalar›ndand›. Uzun senelerden bu yana kendi eme¤i vegayreti ile meydana getirilmifl olan çok zengin bir külliyat hazinesi mevcuttu. O,el yazmas› pek çok kitab›, uzun günler devam›nca, bulunduklar› kütüphaneler-de kendisini hapsederek istinsâh eder, bu suretle flahsî arflivine bir yeni eser da-ha ilâve etmifl olman›n sevincini yaflard›.”25

Halil Can’›n 1959-1971 y›llar› aras›nda Yüksek ‹slâm Enstitüsü’ndeki Dînî Mû-sikî dersleri için haz›rlad›¤› ders notlar› o tarihlerde bas›lm›flt›r.26 Bu notlar›n,çeflitli mûsikî dergilerinde yay›nlanm›fl konuya iliflkin yaz›lar›yla bir araya geti-rilerek bugün yeniden bas›lmas›n›n, dînî mûsikîmizde önemli bir bofllu¤u dol-duraca¤›na inan›yoruz.

Mûsikî Sanat›m›za Di¤er Hizmetleri

Halil Can, ayr›ca 1953-1971 y›llar› aras›nda, 18 y›l boyunca ‹stanbul BelediyesiKonservatuar› ‹lmî Tasnif Heyeti’nde yer alm›fl,27 bu heyette Refik Fersan,

Page 7: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R L I B ‹ R C Â N : N E Y Z E N H A L ‹ L C A N

173

Dürrî Turan, Nûri Duyguer, Saadettin Heper, Refî Cevad Ulunay gibi önemliflahsiyetlerle beraber çal›flm›flt›r.28

Halil Can’›n, baflta Mevlevî Âyinleri olmak üzere bir çok k›ymetli eseri titizliklenotaya ald›¤› büyük bir k›sm› Hamparsum notas›yla yaz›lm›fl arflivinin vefat›n-dan sonra talebesi Sak›p Ar›kan’a intikal etti¤i rivayet edilmektedir. Bu arflivinde bir an önce bulunup, sanat hayat›m›za kazand›r›lmas›n› diliyoruz. Sabahattin Volkan, bu konuyla ilgili flu bilgileri verir: “Ne hazin bir hakikattir ki, hayat› devam›nca, hakiki de¤eri asla bilinip takdir edil-memifl olan bu büyük insan, mûsikimizin dinî ve lâdinî bölümlerinde ayn› kuvvetlebilgiye sahip olarak, kendinden çok evvel yaflam›fl olan mûsiki büyüklerimizin eser-lerini en do¤ru taraflar›yla tesbit etmifl ve ayr›ca, binlerce ilâhî, fluûl, nak›fl ve nefes-leri ve ayr›ca adedi altm›fl› aflan Mevlevi Âyin-i fleriflerini, en do¤ru sesleriyle ve ken-di el yaz›s› ile muntazam ciltler içersine alarak arflivlemifl; mûsiki bilgi ve fluurunun

Neyzenbafl› Halil Can ve mutr›bdaki di¤er neyzenler (soldan sa¤a Halil Can, Selâmi Bertu¤, Niyâzî Say›n, Ulvî Erguner,tan›namad›, tan›namad›, Aka Gündüz Kutbay)

Page 8: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U V I

174

tekâmül etti¤i ilk gününden, hayat›n›n en son günlerine kadar da, kendisi gibi, Türkmûsikisine yâr ve mâl olabilecek gençleri etraf›nda toplayarak onlara bildikleriniafl›layabilmenin gayreti içerisinde senelerce ç›rp›nm›fl; mûsikimiz hakk›nda kendisi-ne vaki’ olan suallerin hepsine, hiç bir acz ve tereddüt göstermeden engin malûmathazinesinden tatmin edici cevaplar vermekte asla gecikmemifl olan bu büyük insanmûsikimiz için ne büyük ve ne yeri doldurulmayacak olan bir kay›pt›r.”29

Ö¤rencilerinden Memduh Cumhur, Halil Can’› “Tekke Mûsikîsi’nin son kutbu”olarak nitelendirmekte,30 Semahaddin Cem ise, “Türk san’at› ve Türk kültürü bü-yük bir kayba u¤ramaktad›r. Bu kayb›n telâfisi ise, esefle itiraf edelim ki mümkünde¤ildir. Güzel Türkçe’yi bile kaybeden bu topluluktan art›k bir ikinci Halil Canzuhur edemez.”31 demektedir.

Kiflili¤i

Halil Can zay›f, uzun boylu; güler yüzlü, terbiye ve nezâket timsâli, mütevâz› birinsand›r. Vefât›nda kendisi için bir tarih manzûmesi de düflürmüfl olan Yüksek ‹slâm Ens-titüsü’nden mesâi arkadafl› Kemâl Edîb Kürkçüo¤lu, “vefâl› dost”lu¤unu özellik-le vurgulad›¤› Halil Can’›, “varl›¤›n› Mevlâ aflk›yla Mevlânâ’ya adam›fl bir când›,gönlü de haf›zas› kadar engin bir ummand›. Fenle de nemâlanan derin ilmineEdeb-i Muhammedi’den ibaret bir yüksek irfan katm›fl, manâdaki ço¤unu, mad-dedeki aza satm›fl bir insand›. Vatanseverlikte de mümtaz bir ehl-i imand›.”32

cümleleriyle anlat›r.

Arif Nihat Asya, Halil Can’›n vefât›nda flu dizeleri yazm›flt›r:

Ey bugün neyzenine

Neyi a¤l›yan Halil,

Kabrinde sükûtu ney

Sesine sayan Halil.

Gün do¤du... uyan, Halil,

Halil, Halil... Can Halil,

Bizi Can’s›z b›rak›p

Bize de k›yan Halil;

Sesini duyurmayan,

Sesimi duyan Halil...

Gün do¤du... uyan Halil;

Halil, Halil... Can Halil!33

Page 9: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R L I B ‹ R C Â N : N E Y Z E N H A L ‹ L C A N

175

Kemâl Edîb Kürkçüo¤lu’nun yaz›p, Halil Can’›n cenâze merâsiminde, defin esnâs›ndaokudu¤u târih manzûmesindeki duâya biz de gönülden “âmin” diyoruz. Rûhu flâd ol-sun.

N‹YÂZ

— Dinmeyen gözyafllariyle —

Halîl Cân’› ‹lâhî, garîk-› gufrân et!

Halîl Cân’› ‹lâhî, enîs-i R›dvân et!

Halîl Cân’› ‹lâhî, sarây-i Cennet’de

Civâr-› Hazret-i Fahrü’r-Rüsül’de mihmân et!

Halîl Cân’› ‹lâhî, harîm-i hürmetde

Nasîbe-dâr-i huzûz-i füyûz-i Kur’ân et!

Halîl Cân’›n ‹lâhî, revân-i erfledine

Bi-hakk-› âl-i Nebî rehmeti firâvân et!

Halîl Cân’›n ‹lâhî, hatâs› varsa e¤er,

Verâ-y› perde-i afv ü atâda pinhân et!

Halîl Cân’›n ‹lâhî, penâh› sensin, onu

Kapunda devlet-i kurb ü kabûle flâyân et!

Halîl Cân’› ‹lâhî, kenâr-i Kevser’de

Cenâb-i Hayder-i Kerrâr eliyle reyyân et!

Halîl Cân’› ‹lâhî, makam-i hulletde

Likâyi Pîr-i kerem-verle flâd ü handân et!

Halîl Cân’a ‹lâhî, sen ol delîl ü kefîl;

S›rât’› râh-i emân k›l, hesâb› âsân et!

Halîl Cân’›n ‹lâhî, derûn-i medfenini

Gül-i hakîkat-i Vahdetle bir gülistân et!

Page 10: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U V I

176

Halil Can’›n bestelerinden örnekler

Page 11: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R L I B ‹ R C Â N : N E Y Z E N H A L ‹ L C A N

177

Halîl Cân’› ‹lâhî, M››hammed ümmetine

Nümûne-i edeb ü fazl ü ilm ü irfân et!

Yaz›ls›n ismine târih, o, neyzeninde senin:

«Halîl Cân’a ‹lâhî, nevân› ihsân et!.. » h.1393 (1973) 34

D‹PNOTLAR

1 Mustafa Tatç›, “Ser-Neyzen Halil Can’›n Kendi Dilinden Hayat› ve Kemal Edib Kürkçüo¤lu’nun Ney-zen Can’›n Vefat›na Düflürdü¤ü Bir Tarih Manzumesi”, Gazi Üniversitesi E¤itim Fakültesi Dergisi, III/1(Ankara 1987), s.68.2 Bedi N. fiehsuvaro¤lu, “Neyzen Halil Can (1905-1973)”, Tercüman Gazetesi, 24.05.1973, a.mlf., Ecza-c› Yarbay Nâyzen Halil Can, ‹stanbul 1974, s. 10. 3 Kola¤al›¤›, günümüzde ön yüzbafl›l›¤a karfl›l›k gelen bir askerî rütbedir. 4 Emekli Yarbay Eczâc› Neyzen Halil Can (Kendi a¤z›ndan hâl tercemesi).5 Mülâz›m-› evvel rütbesi, bugünkü üste¤menli¤e karfl›l›k gelmektedir. 6 Ethem R. Üngör, “Bir Neyzenbafl› ki...”, Mûsiki Mecmuas› Halil Can Özel Say›s›, ‹stanbul 1973, BediN. fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 108.7 Memduh Cumhur, Halil Can Hoca; fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 83.8 Emekli Yarbay Eczâc› Neyzen Halil Can (Kendi a¤z›ndan hâl tercemesi).9 Emekli Yarbay Eczâc› Neyzen Halil Can (Kendi a¤z›ndan hâl tercemesi).10 Ethem R. Üngör, “Bir Neyzenbafl› ki...”, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 105-106.11 Emekli Yarbay Eczâc› Neyzen Halil Can (Kendi a¤z›ndan hâl tercemesi).12 Haksever, Ahmet Cahit, Ahmet Remzi Akyürek, http://www.semazen.net/sp.php?id=210&pa-ge_id=1&menu_ id= id19, 06.11.2008. 13 Emekli Yarbay Eczâc› Neyzen Halil Can (Kendi a¤z›ndan hâl tercemesi).14 Sak›p Ar›kan, Nâyzen, Dervifl Halil Can El-Mevlevî, K›rk Mevlûdu nedeniyle yap›lan konuflmalar,fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 70.15 Ethem R. Üngör, “Bir Neyzenbafl› ki...”, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 109.16 Selâmi Bertu¤, “Kaybolan Bir K›ymet”, Mûsiki Mecmuas› Halil Can Özel Say›s›, fiehsuvaro¤lu, Ecza-c› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 79.17 Sadedin Heper, “Bir K›ymet Daha Gitti”, Mûsiki Mecmuas› Halil Can Özel Say›s›, fiehsuvaro¤lu, Ec-zac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 94.18 Sadedin Heper, “Bir K›ymet Daha Gitti”, Mûsiki Mecmuas› Halil Can Özel Say›s›, fiehsuvaro¤lu, Ec-zac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 94.19 Selâmi Bertu¤, “Kaybolan Bir K›ymet”, Mûsiki Mecmuas› Halil Can Özel Say›s›, fiehsuvaro¤lu, Ecza-c› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 79.20 Sadedin Heper, “Bir K›ymet Daha Gitti”, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 94-95.21 Bertu¤, “Kaybolan Bir K›ymet”, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 80.22 Heper, “Bir K›ymet Daha Gitti”, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 95.23 Bertu¤, “Kaybolan Bir K›ymet”, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 79.24 Orhan Nasuhio¤lu, “Halil Can’› Anarken”, Sabah Gazetesi, 05.06.1973, ‹stanbul; fiehsuvaro¤lu, Ec-zac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 101.

Page 12: Neyzen Halil Can

Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U V I

178

25 Sabahattin Volkan, “Halil Can’› Anarken”, Mûsiki Mecmuas› Halil Can Özel Say›s›, fiehsuvaro¤lu,Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 115.26 Emekli Yarbay Eczâc› Neyzen Halil Can (Kendi a¤z›ndan hâl tercemesi).27 Emekli Yarbay Eczâc› Neyzen Halil Can (Kendi a¤z›ndan hâl tercemesi).28 Üngör, “Bir Neyzenbafl› ki...”, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 108.29 Sabahattin Volkan, “Halil Can’› Anarken”, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 114-115.30 Memduh Cumhur, Halil Can Hoca, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 83.31 ‹. Semahaddin Cem, Gider Olduk Dostumuza, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 82.32 Kemâl Edîb Kürkçüo¤lu, Önsöz Yaz›s›, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Halil Can, s. 4.33 Arif Nihat Asya, “Halil Can”, Türk Edebiyat›, May›s 1974, fiehsuvaro¤lu, Eczac› Yarbay Nâyzen Ha-lil Can, s. 78.34 Mustafa Tatç›, “Ser-Neyzen Halil Can’›n Kendi Dilinden Hayat› ve Kemal Edib Kürkçüo¤lu’nun Ney-zen Can’›n Vefat›na Düflürdü¤ü Bir Tarih Manzumesi,” s.73.