Özgür İrade gerçek mi yoksa yanılsama mı

6
74 / POPULAR SCIENCE Bilim insanlarından çarpıcı açıklamalar Tuna Emren ÖZGÜR İRADE GERÇEK Mİ YOKSA YANILSAMA MI? TarihTeki ilk bilim adamlarından Demokritos, 2400 yıl önce atomların farkı- na varıp onları doğanın “bölünemez özleri” olarak tanımladığında varoluşla ilgili kesin bir görüş ortaya koyarak evrendeki olu- şuma bir zorunluluğun egemen olduğunu ileri sürmüştü. Demokritos’a göre atomlar, hareketleri önceden belirlenmişçesine davranıyordu. Böylece alternatif bir gelecek oluşması ihtimali ortadan kayboldu. Bu du- rum beraberinde determinizmi de getiriyor, gelecekte olacak her şeyin bugünden belli olduğu ve bu durumda özgür irade diye bir şeyin olamayacağı sonucuna bağlanıyordu. O zamandan bugüne aralıksız devam eden tartışmalar son 250 yılda iyice alevlendi ve soru da zaman içinde değişerek yeni bir form kazandı: Ne kadar özgürüz? Bu soruyu 200 yıl önce sorsaydık, New- ton fiziğinin kurallarına göre cevap verir, evrendeki tüm parçacıkların hareketlerinin tahmin edilebilir olduğundan yola çıkarak bizlerin de bu duruma dâhil olduğunu görürdük. Sonuçta özgür iradenin bir yanıl- sama olması gerektiği sonucuna ulaşırdık. Ama Demokritos’un ve hatta Newton’ın bilmediği bir şey vardı: Artık evrenin bir makine gibi değil, kuantum seviyede gerçekleşen ve önceden net bir biçimde bilinemeyen bazı mekanizmalarla işlediğini biliyoruz. Yani özgür irade tekrar gündeme gelmiş oluyor. Kuantum mekaniğine göre katı determinizmden bahsetmek mümkün değil. Evren, fizik kanunları gereğince belli bir oranda determinist davranıyor olsa da atomun ve alt parçacıkların davranışları rastlantısallığın önüne set çekmiyor. Peki, atomlar düzeyindeki bu belirsizlik ve insanın gerçek özgürlüğü arasında bir bağlantı var mı? Laplace’in şeytanı, Heisenberg’in belirsizlik ilkesi, Schrödinger’in kedisi ve Kelebek Etkisi Fransız filozof René Descartes, beden-zihin ayrımını temel alan Kartezyen Düşünce’yi ileri sürdüğünde modern bilimlerin temelini oluşturacak dualistik bir yapı sunmuştu. Böylece dini inanışlar ve akıl-mantık arasına kesin bir çizgi çekilip laik bir duruşla bilimin sadece ikinci kısmı inceleyebileceği ortaya konmuş oldu. Özgür irade ve ahlaki seçimlerimiz de birinci kısımda yer aldığın- dan, ne olduğu ve nasıl çalıştığı konusu çok uzunca bir süre sadece felsefi yaklaşımlarla irdelendi. 19 Yüzyıl’da Newton mekaniği ve Kartezyen Düşünce’yi birleştiren deter- minist yapı, Fransız matematikçi Marquis de Laplace tarafından tekrar yorumlandı. Olasılık teorisini matematikte ilk kez kul- lanan bilim insanı olan Laplace, evrendeki her atomu, tüm geçmiş ve geleceği bilen bir varlığın mevcudiyetini ele alan düşünsel bir deney oluşturmuştu: Evrenin şimdiki halini geçmişin sonucu ve geleceğin nedeni olarak ele alabiliriz. Bir an için evrenin tüm güçlerinin ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünelim. Ve bu canlı tüm verileri inceleyebiliyor; aynı anda evrendeki en büyük varlıklardan en küçük atomlara kadar her şeyi hesaplayabi- liyor. Öyleyse şu sonuca ulaşırız: Hiçbir şey belirsiz değildir ve gelecek de aynı geçmiş gibi onun gözlerinin önündedir. Bilim dünyası burada sözü edilen sanal varlığa Laplace’ın Şeytanı adını verdi. Laplace’ın Şeytanı bizim şans olarak tanımladığımız rastlantısal olayları açıklamaya yönelik kurulmuştu. İddiası da şuydu: Evrendeki tüm bilgiye ulaşabilen bir canlı her şeyi bilerek hareket edeceği için özgür iradesini kullanamaz. Çünkü özgür iradeden bahsedilebilmesi için ortada bazı bilinmeyenlerin olması, iç güdülerle ve mantıkla bir seçimin yapılıyor olması gerek. Dolayısıyla gelecek pratikte bilinemez (biz bilemeyiz) ancak teoride bilinebilir. Örneğin, elimizde bir bozuk para var ve havaya attığımızda yazı mı yoksa tura mı

Upload: tanri-var-mi

Post on 08-Nov-2015

265 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

Tarihteki ilk bilim adamlarından Demokritos, 2400 yıl önce atomların farkına varıp onları doğanın “bölünemez özleri” olarak tanımladığında varoluşla ilgili kesin bir görüş ortaya koyarak evrendeki oluşuma bir zorunluluğun egemen olduğunu ileri sürmüştü. Demokritos’a göre atomlar, hareketleri önceden belirlenmişçesine davranıyordu. Böylece alternatif bir gelecek oluşması ihtimali ortadan kayboldu. Bu durum beraberinde determinizmi de getiriyor, gelecekte olacak her şeyin bugünden belli olduğu ve bu durumda özgür irade diye bir şeyin olamayacağı sonucuna bağlanıyordu. O zamandan bugüne aralıksız devam eden tartışmalar son 250 yılda iyice alevlendi ve soru da zaman içinde değişerek yeni bir form kazandı: Ne kadar özgürüz?Bu soruyu 200 yıl önce sorsaydık, Newton fiziğinin kurallarına göre cevap verir, evrendeki tüm parçacıkların hareketlerinin tahmin edilebilir olduğundan yola çıkarak bizlerin de bu duruma dâhil olduğunu görürdük. Sonuçta özgür iradenin bir yanılsama olması gerektiği sonucuna ulaşırdık. Ama Demokritos’un ve hatta Newton’ın bilmediği bir şey vardı: Artık evrenin bir makine gibi değil, kuantum seviyede gerçekleşen ve önceden net bir biçimde bilinemeyen bazı mekanizmalarla işlediğini biliyoruz. Yani özgür irade tekrar gündeme gelmiş oluyor. Kuantum mekaniğine göre katı determinizmden bahsetmek mümkün değil. Evren, fizik kanunları gereğince belli bir oranda determinist davranıyor olsa da atomun ve alt parçacıkların davranışları rastlantısallığın önüne set çekmiyor.Peki, atomlar düzeyindeki bu belirsizlik ve insanın gerçek özgürlüğü arasında bir bağlantı var mı?

TRANSCRIPT

  • 74 / POPULAR SCIENCE

    Bilim insanlarndan arpc aklamalar

    Tuna Emren

    ZGR RADEGEREK M YOKSA YANILSAMA MI?

    TarihTeki ilk bilim adamlarndan Demokritos, 2400 yl nce atomlarn fark-na varp onlar doann blnemez zleri olarak tanmladnda varolula ilgili kesin bir gr ortaya koyarak evrendeki olu-uma bir zorunluluun egemen olduunu ileri srmt. Demokritosa gre atomlar, hareketleri nceden belirlenmiesine davranyordu. Bylece alternatif bir gelecek olumas ihtimali ortadan kayboldu. Bu du-rum beraberinde determinizmi de getiriyor, gelecekte olacak her eyin bugnden belli olduu ve bu durumda zgr irade diye bir eyin olamayaca sonucuna balanyordu. O zamandan bugne aralksz devam eden tartmalar son 250 ylda iyice alevlendi ve soru da zaman iinde deierek yeni bir form kazand: Ne kadar zgrz?

    Bu soruyu 200 yl nce sorsaydk, New-ton fiziinin kurallarna gre cevap verir, evrendeki tm paracklarn hareketlerinin tahmin edilebilir olduundan yola karak bizlerin de bu duruma dhil olduunu grrdk. Sonuta zgr iradenin bir yanl-sama olmas gerektii sonucuna ulardk. Ama Demokritosun ve hatta Newtonn bilmedii bir ey vard: Artk evrenin bir makine gibi deil, kuantum seviyede gerekleen ve nceden net bir biimde bilinemeyen baz mekanizmalarla ilediini

    biliyoruz. Yani zgr irade tekrar gndeme gelmi oluyor. Kuantum mekaniine gre kat determinizmden bahsetmek mmkn deil. Evren, fizik kanunlar gereince belli bir oranda determinist davranyor olsa da atomun ve alt paracklarn davranlar rastlantsalln nne set ekmiyor.

    Peki, atomlar dzeyindeki bu belirsizlik ve insann gerek zgrl arasnda bir balant var m?

    Laplacein eytan, Heisenbergin belirsizlik ilkesi, Schrdingerin kedisi ve Kelebek EtkisiFransz filozof Ren Descartes, beden-zihin ayrmn temel alan Kartezyen Dnceyi ileri srdnde modern bilimlerin temelini oluturacak dualistik bir yap sunmutu. Bylece dini inanlar ve akl-mantk arasna kesin bir izgi ekilip laik bir durula bilimin sadece ikinci ksm inceleyebilecei ortaya konmu oldu. zgr irade ve ahlaki seimlerimiz de birinci ksmda yer aldn-dan, ne olduu ve nasl alt konusu ok uzunca bir sre sadece felsefi yaklamlarla irdelendi. 19 Yzylda Newton mekanii ve Kartezyen Dnceyi birletiren deter-minist yap, Fransz matematiki Marquis de Laplace tarafndan tekrar yorumland. Olaslk teorisini matematikte ilk kez kul-

    lanan bilim insan olan Laplace, evrendeki her atomu, tm gemi ve gelecei bilen bir varln mevcudiyetini ele alan dnsel bir deney oluturmutu:

    Evrenin imdiki halini gemiin sonucu ve gelecein nedeni olarak ele alabiliriz. Bir an iin evrenin tm glerinin ve bunu oluturan tm varlklarn konumlarn anlayabilen bir canl olduunu dnelim. Ve bu canl tm verileri inceleyebiliyor; ayn anda evrendeki en byk varlklardan en kk atomlara kadar her eyi hesaplayabi-liyor. yleyse u sonuca ularz: Hibir ey belirsiz deildir ve gelecek de ayn gemi gibi onun gzlerinin nndedir.

    Bilim dnyas burada sz edilen sanal varla Laplacen eytan adn verdi. Laplacen eytan bizim ans olarak tanmladmz rastlantsal olaylar aklamaya ynelik kurulmutu. ddias da uydu: Evrendeki tm bilgiye ulaabilen bir canl her eyi bilerek hareket edecei iin zgr iradesini kullanamaz. nk zgr iradeden bahsedilebilmesi iin ortada baz bilinmeyenlerin olmas, i gdlerle ve mantkla bir seimin yaplyor olmas gerek. Dolaysyla gelecek pratikte bilinemez (biz bilemeyiz) ancak teoride bilinebilir. rnein, elimizde bir bozuk para var ve havaya attmzda yaz m yoksa tura m

    74-80_POPSCI_31.indd 74 21.10.2014 17:39

  • POPULAR SCIENCE / 75

    Libet Deneyizgr iradeyi anlayabilmek iin yaplan deneylerin en nls phesiz 1986 ylnda Benjamin Libet tarafndan gerekletiril-mi oland. Libet, Alman sinirbilim uzman Hans Kornhubern kefettii bir gerekten yola kt. Kornhuber, deneyine katlan gnlllerden sa ellerinin iaret parmaklarn kaldrmalarn istiyor ve o esnada hem beyindeki elektrik aktivitesini lp hem de bir voltmetre kullanarak parmak kaldrma hareketi esnasnda oluan potansiyel gerilim farkn kayda geiriyordu. Fark etti ki; her bir hareket sonrasnda beyinden bir sinyal geliyor ve bu durum parmak havaya kalktktan 1 saniye sonra gerekleiyordu. Kornhuber buna hazr olma potansiyeli adn vermiti.

    Libet, Kornhubern bulgularn takip edip benzer bir deney dzenledi. Ancak bu kez gnllerden parmaklarn kaldrmasn istemedi, eer istiyorlarsa dilediklerinde sa el iaret parmak-larn kaldrabilecekleri sylendi. Yani karar tamamen denein kendisine braklm oldu. Deneklerin beyinlerinde neler olacan anlamak adna da elektrotlar kullanld. Bylece hazr olma potansiyeli sinyalini de elde edebilecekti. Ancak Libet mthi bir sonula karlat. Beyindeki sinyal hareketten 1 saniye sonra de-il, tam tamna 200 milisaniye nce geliyordu. Bir baka deyile, denekler henz parmaklarn kaldrma istei duymadan nce.

    Bu tr deneyler neticesinde, bir insann beyin hareketlerini izleyerek, verecei kararlarn nceden bilinebileceine dair bir tablo ortaya km oldu. Ancak daha da arpc olan; aslnda bu karar verirken (beynimizden sinyal geldii an) bilinli deil-ken, onu harekete dntrdmz srada (200 milisaniye sonra) bilinli evreye giriyor olmamz. Libet, Steven Pinker ve Sam Harrisin aksine, ayn verileri olduka farkl bir yaklamla yorumluyor: Karar verme sreci determinist deil, zgrce ama bilinsizce gerekleiyor. Bilincin greviyse hemen devreye girip bu karar onaylamak veya veto etmek olmal. Nihayetinde zgr irade, karar verme gcmz ifade etmekte ve bunu yapyoruz.

    74-80_POPSCI_31.indd 75 21.10.2014 17:39

  • 76 / POPULAR SCIENCE

    deneyi ortaya att. Schrdingerin sorusu yleydi:

    Kapal bir kutudaki kediyi radyoktif bir atom, bir ie siyanr gaz ve atom harekete getii anda almaya balayan bir ekile brakrsak ne olur? Atom harekete geer ve eki alrsa ieyi kracak ve kedi siyanr-den lecektir. Atom harekete gemezse kedi yaar. Ama biz kutuyu aana dek atom ne hareketli ne de hareketsizdir, ayn anda iki farkl olaslk da geerliliini korur. yleyse kutu kapalyken kediye ne olur?

    Schrdinger, kuantum teorisine gre; biz kutuyu aana dek kedinin hem l hem de canl olacan, kutu aldndaysa ya l ya da canl olmak zorunda kalacan ifade ediyordu. Tpk bir atom alt paracn, biz konumunu tespit edene dek ayn anda iki farkl yerde olabilecei gibi. Yani Laplacen deneyi temellerinden sarslm, evrendeki tm bilgiye sahip olup hepsini ayn anda ileme koyabilecek tek eyin evrenin kendisi olduu ispatlanmt.

    Kaos Teorisiyle nlenen matematiki Edward Lorenz de benzer bir dnce deneyi yaratarak daha farkl bir yaklam sundu. Lorenzin Kelebek Etkisi, karmak sistemlerde gerekleebilecek en ufak bir oynamann ok byk ve ngrlemez etki-ler douracan syler. rnein, Amazon Ormanlarnda bir kelebek kanat rpacak olsa, buradan balayan zincirleme etkiyle dnyann bambaka bir yerinde frtna kopabilir. zetle gelecek, olduka hassas bir terazi gibidir nk sistemi etkileyen parametreler ok fazla ve deikendir. Bu parametrelerin deiken oluu ve aralarn-

    daki etkileim, sistemin kendisinden bile daha karmaktr. Dolaysyla bu teori iki taraf da hakl karan bir fikir ne srer: Eer tm parametreleri biliyor olsaydk ksa vadeli tahminleri tam bir kesinlikle yapabilirdik. Ancak sz konusu uzun vadeli tahminler olunca deikenleri bilmek de hesaplamak da mmkn deildir. zetle evren bizim iin ksa vadede determinist, uzak bir gelecee odaklanyorsak belirsiz olabilir.

    zgr iradenin doas ve kuantum teorisi Kuantum mekanii denklemleri, ne olaca konusunda deil, hangi olaslklarn gerek-leebilecei hakknda bilgi verir. Dier bir deyile; bu denklemler determinizmi ihlal eden rastlantsal durumlar ortaya karp dikkatimizi farkl bir yne ekiyorlar. Ancak fiziki Carlo Rovelli (Aix-Marseille niver-sitesi, Fransa), zgr iradenin kuantum mekanii ve belirsizlik ilkesinden bamsz olarak ele alnmas gerektiini dnyor: Kuantum mekanii denklemlerinde ahit olduumuz bu olay tamamen ans saylan rastlantsal faktrleri ortaya koymakta. Ancak insann seme zgrl ans fakt-rn elimine edebiliyor.

    Rovelliye gre; geliigzellikten bir se-me zgrl gelitirecek kadar ilerlemi sistemler iin kesinlikle kuantum belirsizli-ine bakmaya gerek yok. Dolaysyla insan gibi karmak bir sistem sz konusu oldu-unda belirsizliin sebeplerinin kuantum mekaniinden bamszlamaya balad-n ne sryor. Fiziki, ncelikle seme zgrln tanmlamamz gerektiini dnmekte. rnein akam yemeinde ne yiyeceimize karar verebiliyor olmamz, dardan dayatlan herhangi bir gten bamsz olarak hareket edebildiimizi gsteriyor. nk alternatifler arasndan seim yapabiliyoruz. Bylece her bir durumun art ve eksilerini deerlendirmi oluyoruz. Ancak seenekler nereden gelirse gelsin onlar arasndan bir seim yapacak olan yine biziz. Dolaysyla bu seimin isel

    geleceini bilemiyoruz. Laplacea gre; aslnda para havaya frlatld anda ne gelecei bellidir ve bu hesaplanabilir. Ama biz bu faktrleri hesaplayamyoruz nk hatasz bir denklem kurabilmemiz mmkn deil. Dolaysyla sonucun rastlantsal oldu-unu sanyoruz. Olaylar bize yleymi gibi grnseler de Laplacea gre aslnda hepsi nceden belirlenmi yasalarla meydana gel-mekte. Bu dnce sistemi determinizmin bel kemiini oluturuyor, Her ey belirlidir ve kendinden nceki bir sebebin sonucudur. Biz bunu bilsek de, bilmesek de diyordu.

    Laplacen zgr iradeyi yok sayan dnce deneyine bilim evrelerinden itiraz yamt ama aslnda yaklam zamann bilimsel verileri erevesinde olduka mantklyd. Ancak 1926da kuantum fiziinin yaratc aktrlerinden biri olan dnyaca nl fiziki Werner Heisenberg, Laplacen eytann Belirsizlik lkesi ile -rtt: Kuantum mekaniine gre doadaki hibir paracn hem konumu hem de hz ayn anda tam bir dorulukla bilinemez. Birini ne kadar kesin bilirsek dieri o kadar belirsiz olur. nk kuantum fizii giriim deneylerinde fizikiler paracklarn yerini bulmak iin zerlerine k tuttuklarnda n fotonlar paracklarn hzn deiime uratr. zetle bir parac deiime urat-madan gzlemlemek mmkn deil. Evren de bu paracklardan olutuundan, hibir eyin tam bir kesinlikle bilinebilir olamaya-ca anlalyor.

    Heisenbergin ardndan fiziki Erwin Schrdinger de hepimizin Schrdingerin Kedisi olarak bildii benzer bir dnce

    Z G R R A D E

    Kelebek EtkisiMatematiki Edward Lorenz, karmak sistemlerde gerekleebilecek en ufak bir oynamann ok byk ve ngrlemez etkiler douracan sylemiti . rnein, Amazon Ormanlar nda bir kelebek kanat rpacak olsa, buradan balayan zincirleme etkiyle dnyann bambaka bir yerinde frtna kopabil ir. zetle gelecek, olduka hassas bir terazi gibidir.

    74-80_POPSCI_31.indd 76 21.10.2014 17:39

  • POPULAR SCIENCE / 77

    faktrlerle ekillendiine, yani zgrce seim yaptmza inanyoruz. Peki gerekte ne kadar zgrz?

    Bilin ve zihin felsefesiyle ilgili aratrma-laryla tannan Amerikal filozof ve bilim insan Daniel Dennett da konuya tpk Rovelli gibi yaklayor ve zgr iradenin fizik bilimiyle deil de daha ziyade evrimsel biyolojiyle aklanabilecek bir durum olduunu sylyor. nk dier trlerin aksine bizler sadece sebepler zerinden harekete gemiyor, seimlerimizin neden-lerini hem kendimize hem de bakalarna izah edebiliyoruz. Ona gre; kendimizde bulduumuz bu g nedeniyle aslnda bi-yolojik kstlamalar ve zorunluluklar iinde hareket ettiimizi gremiyoruz. Rovelli de Dennettn bu szlerine vurgu yaparak, her birimizin biyolojik bir yazlma sahip oldu-unu, seimlerimizin yazlm elverdiince zgr olabileceini sylyor. Ancak unu da hatrlatarak: Beyin yle bir makine ki milyarlarca nronun bir arada almasyla tm olaslklar deerlendirme gcne sa-hip. Dolaysyla belli bir erevede hareket ediyor olsak bile beynimizin deterministik bir yapda almad ortada.

    Kuantum mekaniinin kat determinist bak asnda koca bir delik at doru. Ancak belirsizliklerin beyinde rastgele nron aktivitesi yaratp yaratmad bilinmiyor. Byle bir durum ispatlanm olsayd bile, bunun zgr iradenin net bir iareti olduunu syleyemezdik. Yine de Rovellinin, zihnin kuantum mekaniinden bamsz olduu iddiasnda yanlyor olabi-leceini gsteren baz aratrma sonular

    mevcut. rnein Calgary niversitesinde hesaplamal kimya alannda aratrmalar yapan Dennis Salahub 2009 ylnda yayn-lad bir almada proteinler arasnda da kuantum uyumluluu (quantum coherence) olduunu ve bu sayede elektron transferi yapldn gstermiti. Ayn ey beynimiz-deki proteinler iin de geerli. Elektronlar kuantum seviyede inanlmaz bir zgrle sahipler. Karmak sistemler arasnda gei yapabiliyor, bilgiyi transfer edebiliyorlar.

    Kuantum uyumluluk, atomalt parack-larn birbirlerine grnmez iplerle baly-masna srekli iletiim halinde olup bir arada alabildiklerini gsteriyor. Konuyu farkl ekilde ele alan fizikilerden Calgary niversitesi profesr Stuart A. Kauffman, insan zihninin kuantum uyumlulua uygun davrandn dnenlerden. Ancak beynin bir dier zellii de bir fazdan dierine atla-yabiliyor ve farkl dzenlemeler yapabiliyor oluu. Dolaysyla Kauffmana gre beyin salt bir kuantum makine deil; bazen o evreye giriyor olsa da bamsz bir sistem olarak da alabiliyor. Kauffman buradan olduka dikkat ekici bir sonu karyor: Zihin (ve bilin), beyinden bamsz olup beynin belirli blgelerini kullanmaya bile gerek duymadan, devre deitirerek beyni etkileme gcne sahip olabilir. Hatta bizim geliigzel diye adlandrdmz birok du-rum da aslnda sistemin kural d davran-lar olarak aklanabilir. Dolaysyla zgr iradeye sahip olduumuzu syleyebiliriz.

    Yaayan en nl fizikilerden biri olarak kabul edilen Sr Roger Penrose ise bir adm daha ileriye giderek beynin tm aktivitelerinin kuantum mekanii gizemle-riyle aklanabilmesi gerektiini savunuyor. Belirsizlik ilkesi, dalga-parack ikilii ya da kuantum dolanklk bu gizemlerin neler olduunun anlaabilmesi adna gzel birer rnek tekil edebilir. Penrose bilinalt-nn ok byk bir rol oynadn, hatta

    bu sreci ynettiini dnyor. nk beynin bilinli evresini harekete geiren ey bilinaltnda yaratlanlar olabilir. Ayrca determinist bak asna da kar karak gelecein kesinlikle bugnden hesaplana-mayacan, zihnin bu anlamda determinist olamayacan belirtiyor. Penrose, bilincin bir program olduunu iddia edenlere u soruyu yneltmekte: yleyse bu progra-mn ufack bir kesitini bile kullanarak yapay zeka retebilecek olmamz gerekiyor. Ama bunu baaramyoruz. Neden?

    nl fiziki, beynin bilinen fizik kanunla-rndan fazlasna sahip olduunu dnd iin ou zaman acmasz eletirilere maruz kalsa da henz aksini ispatlayabilenin de kmadn hatrlatmak gerek. Penrose, bilinci anlamann yeni fizii bambaka bir boyuta frlatacan, eer bir gn formle edilebilirse kuantum mekaniiyle edeer bir alanla kar karya kalacamz syl-yor. Penroseun konu hakkndaki ngr-leri doruysa, nronlarn basit ilemciler deil karmak birer bilgisayar sistemi olduklar sonucuna ulayoruz. Zaten o da ayn iddiay stne basa basa tekrarlyor.

    Penrose bu iddialarnda yalnz deil. Kuantum hesaplamalar ve bilgisayarlar denildiinde ad ska anlan MIT profesr Seth Lloyd da mevcut iddialarn hibirinin zgr iradeyi ortadan kaldramayacan sylyor. Lloyd, evren tamamen determinist olsayd bile bunun zgr iradenin sonu ol-mayacan nk biz bir seim yapana dek sonucun belirlenemez olacan belirtiyor: Mantksal karm yapan her bir sistem iin geerli olan koca bir gerek var. O da u; bir eyin nceden belirlenebilir olmas iin mutlaka o eyin kendisiyle ayn mantk-sal srece girmek ve o ekilde hesaplama yapmak gerek. Ama bunu yapamazsnz

    Roger Penrose, beynin tm aktivitelerinin kuantum mekanii gizemleriyle aklanabilmesi gerektiini savunuyor.

    Amerikal f i lozof ve bil im insan Daniel Dennett , evrenin ve insan beyninin alma mekanizmasnn determinist olduunu ancak buna ramen zgr irade olarak adlandrabileceimiz bir seim zgrlne sahip olduumuzu dnyor.

    Yaayan en nl f izikilerden biri olarak kabul edilen Sr Roger Penrose determinist bak asna tamamen kar . Penrose, bi l inci anlamann yeni f izii bambaka bir boyuta frlatacan , eer bir gn formle edilebil irse kuantum mekaniiyle edeer bir alanla kar karya kalacamz sylyor.

    Roger Penrose

    Daniel Dennett

    74-80_POPSCI_31.indd 77 21.10.2014 17:39

  • 78 / POPULAR SCIENCE

    nk karar verme sreci tamamlanmadan nce sonucun hesaplanmas sz konusu olamaz. Hatta karar veren sistemin kendisi bile bunun sebep olaca kesin sonular, bu sonular olumaya balamadan nce bilemez. Beynimiz eer iddia edildii kadar determinist bir makine olsayd, mevcut teknolojimizle onu kopyalayp yapay zekay yaratmak adna kullanabilirdik. Ancak kopyalamak yle dursun, bilgisayarlar geliip de kuantum hesaplama sistemlerini yaratmaya baladmzda grdk ki bir bilgisayar sistemi ne kadar gelimise ne yapaca da o derece ngrlemez oluyor.

    Farkl kamplar 17. Yzyl felsefesinin en iyi bilinen rasyo-nalistlerinden Baruch Spinoza, Etika adl eserinde zgrln paradoksal bir durum olduunu belirtiyor, akl tabiata aykr hibir ey isteyemez, diyordu: zgr irade yok-tur. Nefsin bir eyi ya da baka bir eyi iste-mesi belirli nedenlerle gereklemi olup, o nedenler de baka bir nedenle ortaya kmtr ve bu sonsuza kadar byle gider. Spinoza, Dennett ve Rovellinin aklama-lar birbirlerine olduka benzemekte. Bu yaklam, molekler seviyede aslnda bir hayli deterministik olduumuzu savunuyor. Yani aslnda mikroskobik determinizmle zgr irade birbirleriyle tezat oluturmadan bir arada alan bir sistem gibi davranyor olabilir. Ancak buna ne kadercilik ne de gerek zgrlk adn veremiyoruz. Bir bakma zgr olduumuz ve kararlarmz bu gle verdiimiz konusu kesinlikle doru. Fakat bu ksma taklp kaldmzda yaptmz seimlerin sebeplerini grmez-den gelmi oluruz diyor Carlo Rovelli.

    Ancak yine bir baka nl fiziki; Perime-ter Enstitsnden Lee Smolin, Rovellinin ok nemli bir noktay gzden kardn dnyor. Tabii ki her birimiz doann bir paras olduumuzdan hedef ve seimleri-miz de doa yasalarna uygun gerekleme-li. yleyse olduka deiken bir faktr olan tecrbenin kiisel nitelii (qualia) de yine doann kendisinden mi geliyor? rnein, yeni kesilmi bir portakal ele alalm. Etrafa yaylan kokusunun hepimizde yaratt duy-gu, dnce ve anlar farkldr. Bu da her bir tecrbenin subjektif olduu anlamna gelir. te Smolinin sorduu soru bu. Ve cevabn da atomlarda ya da beynimizdeki nronlarda olduunu dnmyor. Evet, kiiliimiz, duygularmz, dncelerimiz nronlarn kurduu balantlarla ekille-

    niyor olabilir. Ama olaann dnda yeni balantlar kurmaya baladklarnda bizi biz yapan her ey deiebiliyor. rnein farkl bak as gelitiriyor ya da anlarmz daha farkl yorumlamaya balyoruz. Eer tm nronlarmz anlap, u andan itiba-ren daha nce hi kurmadmz balant-larla iletiime geeceiz diyecek olsayd, bir gn bambaka biri olarak uyanabilirdik. Dolaysyla nronlarn davranlarna bakarak zgr irademiz olup olmadn syleyemeyiz. Smoline gre ortada hala byk bir muamma var ve bunu nronlar dzeyine inerek cevaplayamyoruz.

    Aslnda zgr iradeyi aklamay hedefleyen iki ana gr mevcut. rnein, Daniel Dennett, zgr iradenin ve ahlaki sorumluluun birbirlerine bal olduunu ama tm bunlarla determinizmin bir arada varolabileceini savunuyor. Bu gre badarclkdenmekte. Kabaca tanm-larsak determinizm ve zgr iradenin bir arada olabileceini savunan bu kamp, bir yandan da zgr iradenin sandmz gibi geni bir zgrlk alan olmadn syl-yor. Dennett, bilincin nronlarn aktivitele-rinden baka bir ey olmadn dnyor. Buna ramen zgr irade gelitirebilmi olan tek trz ve bunu ondan nce gelitir-mi olduumuz z benlik algsna borlu-yuz. Ona gre tm bu sre iletiim beceri-lerimiz sayesinde olutu. Doruyu yanltan

    Z G R R A D E

    ayrabiliyor olmamz da toplumlarmza borluyuz. Birbirimizle konuabiliyor ol-mamz, yaptmz seimleri aklamamza olanak tanyor. Hatta bylece birbirimizi etkileyip ikna edebiliyoruz. Buradan doan gc benlik algsyla birletirdiimizde zgr irade olarak algladmz ey ortaya kyor. Aslnda hem bu zgrle sahibiz hem de olduka determinist bir evrende ya-amaktayz, diyor, Dennett zetle. Tabii bu yaklamda zgr irade tamamen beyinde yer alan bir sre olarak aklanyor. Peki, beynin tam olarak neresinde? Eer z ya da benlik olarak tanmladmz yerdeyse bu nerede?

    Dennett ve baz sinirbilim uzmanlar bunun beyinde tek bir yerde konumlanma-dn ileri sryorlar. Fakat bugne dek izi srlemedii gibi, yaplan aratrmalarn hibirinde beynin herhangi bir blgesinde dierlerinden daha farkl, daha z benlik dolu bir aktiviteye rastlanmad. Aksine, aratrmalar karar verme mekanizmasnn birok farkl (sanal) katmandan olutuunu gsteriyor ve koullar deitike bu sre de tamamen farkl ekillerde geliebiliyor.

    Baka bir bak asna gre; determiniz-min olduu yerde rgr irade diye bir ey olamaz. Tamamen bu konuyu ele alan son kitab zgr radede (Free Will) olduka iddial bir yaklamla bu gr savunan nl sinirbilim uzman Sam Harrisin ak-

    Nasl bir makinenin iinde onu ynlendiren bir hayalet yoksa, zgr irade diye de bir ey yok. - Steven Pinker

    74-80_POPSCI_31.indd 78 21.10.2014 17:39

  • 80 / POPULAR SCIENCE

    Tam bu noktada iler biraz daha karyor. yleyse ahlaki adan uygun olmayan ve hatta hukuki anlamda ceza gerektiren dav-ranlarmz iin nasl sorumlu tutulabiliriz?

    Amerikal bilim tarihisi ve yazar Michael Shermer, Pinker ve Harrisin yaklamna scak baksa da baz noktalarn eksik olduunu dnyor. zgr iradeyi farkl bir tanmla ortaya koyuyor Shermer: Farkl yaklamlar gelitirebilme ynte-miyle bir drty bastrma gc. rnein diyet yapan birinin tm ekiciliine ramen bol kalorili bir hamburger yerine salatay tercih etmesi gibi. Bu durum, beynimizdeki bir ok nral itkinin bizi belli bir ekilde davranmaya veya seim yapmaya ittii anda ona kar koyup farkl bir seenee ynelmemizi salyor. Dolaysyla bu adan yaklanca ahlak sorunu da zlm olabilir. 2007 ylnda Marcel Brass ve Patrick Haggard tarafndan gerekletirilen bir aratrma, beynimizdeki nral an bu tr itkilerin yan sra ayrca bir de kontrol yaps oluturduunu, bu sayede dierle-rine ket vurup farkl bir seim yapabildi-imizi gsterdi. Ama yine farkl bir seim yaptmz sylerken aslnda beynimizde nceden oluturulup bize sunulan bir k yolunu kullanm oluyoruz. te bu nedenle, Shermera gre zgrle sahibiz ama belli bir derecede. nk en azndan unu biliyoruz; beynimiz bir karar alp bize onu dayatmyor, yannda bir de farkl alternatif-ler sunuyor. Shermer bunu abartdan uzak zgr irade olarak tanmlyor.

    Byk muammaAmerikal bilim yazar ve matematiki Mar-tin Gardner, zgr iradenin ne olduunu sormak, zamann ne olduunu sormaktan farkszdr demiti; Bu, akln ermeyecei, asla zlemeyecek bir gizem. Aslnda aka ortada olan bir ey var: Bir insann zihinsel srelerini gerekten anlayabilmek

    iin nce bilincin srlarn zebilmek ge-rek. 20 yl ncesine gre teknolojik adan daha gelimi olduumuz iin beynin tm srelerini izleyebiliyor ve nronlarn akti-vitelerini belirliyor olabiliriz ama zihinsel aktivitelerimizin sadece ufak bir blm bilinli aamada gereklemekte. Bir de biz farknda olmadan gelien sreler var. Sinirbilim uzmanlar, bilincimizin dnda gelien bu zihinsel srelerin dierlerinden ok daha fazla olduunu dnyorlar. Yani aslnda modern bilim, Sigmund Freudun konu hakkndaki dncelerini doruluyor. Ama Freud sadece bilin d srelerin daha sk yaandn sylemekle kalmam, bir de davranlarmz belirle-yen asl faktrn bu srelerde gizlendii-ni aklamt.

    zgr iradeye sahip miyiz, yoksa yle olduu yanlgsna m kaplyoruz, bilinmez. Bu soruyu cevaplamann kolay bir yolu yok. Tm karmaklna ramen insan beyninin fiziksel anlamda tahmin edilebilir bir sistem olduu da su gtrmez bir gerek. Ancak fiziksel olarak ele alan srelerin determinist oluu, resmin tama-mn yanstmaktan uzak. Dier taraftan henz bilincin beynin kendisinden ayr bir mekanizma olduu da ispatlanabilmi deil. Demokritostan bu yana bilimsel anlamda ok uzun bir yol kaydettik. Ama bilim insanlar ve filozoflarn zgr irade hakkndaki birbirinden farkl aklamala-rna baktmzda aslnda ayn gereklerin farkl yorumlandn gryoruz. Kuantum mekaniinin olaslklara dayanan gc de aklayc olmaktan ziyade konuyu biraz daha karmak hale getiriyor. Tpk Seth Lloydun ifade ettii gibi; Laplacen ey-tan gerekten bu evrende vcut bulmu bir varlk olsayd, brakn evreni tahmin edebilmeyi, kendi seimlerinin sonucu-nu bile hesaplayamayacann farkna varrd.

    MIT Beyin ve Bil isel Bil imler profesr Steven Pinker ve sinirbil im uzman Sam Harris , zgr iradenin bir yanlsama olduunu savunan taraftalar. Onlara gre her ey beyinde gerekleen srelerden ibaret . Steven Pinker Sam Harris

    lamalar kendisiyle ayn fikirde olan birok bilim insan ve filozoftan vgler almt. Harris, badamazclk olarak adland-rlan tarafta yer alyor ve kitabnda zetle unlar sylyor:

    nsanlarn tm seimleri beyinlerinde nceden belirlenmi olduu iin zgr irade diye bir ey olamaz. Yaptmz her bir seim nceden belirlenmi koullarla gerekleiyor. rnein; renilmi sosyal beceriler, kayglar, genetik olarak devrald-mz eilimler, kltr, arkada evresi veya toplumsal ykmllkler gibi bir takm faktrler zerinden deerlendirme yapyo-ruz. Gnmzde sinirbilim uzmanlarnn birou bu yaklam destekliyor. Hatta son zamanlarda yaplan baz deneyler, biz bir karar verdiimizin farkna varmadan evvel beynimizin bu karar oktan verip onaylad-n bile gsterdi.

    Bilin konusu gndeme geldiinde akla hemen geliveren birka isimden biri de Ste-ven Pinker. MIT Beyin ve Bilisel Bilimler Profesr Pinker da Harrisle ayn tarafta; Nasl bir makinenin iinde onu ynlendi-ren bir hayalet yoksa zgr irade diye de bir ey yok. Davranlarmz beynimizdeki bir takm fiziksel srelerin sonucudur.

    Harris ve Pinker, kararlarmz beyin ve bedenlerimiz araclyla tamamen fiziksel olarak gelien bir srete aldmz savunuyorlar. Niyet ve dncelerimiz geri planda saklanan birok veri zerinden, biz farknda bile deilken ekillenmeye balyor. Dolaysyla bu srete bilinli bir aba sarf etmediimiz gibi, beynimizde verilmi olan kararn farkna vardmz ana kadar da durumun bilincinde olamyoruz. zetle; sandmzn aksine seimlerimizde hi de zgr deiliz. Harrisin kitabnda bu ksm aka yer almasa da badamazclk grnn en arpc ksm u: Seimlerimi-zi zgr iradeyle yapmadmz iin aslnda hareketlerimizden de sorumlu olamayz.

    DeTermiNiZm NeDir?

    Determinizm (belirlenimcilik), her olayn birtakm ne-denlerin zorunlu sonucu olduunu kabul eden felsefi bir grtr. Buna gre; evrende gerekleen her ey nceden belirlenmi olmakla birlikte, yle olmalarn zorunlu klan baz yasalarla olumaktadr. Nedensellie dayanan bu mekanizma, evrenin dzeni olarak kabul edilir. Bu dzende zgr iradeye yer yoktur. nk insan zihni de dahil olmak zere evrendeki her ey tpk kusursuz bir makine gibi ile-mektedir. Bir baka deyile; insann davranlar, eylemleri, duygu ve dnceleri nedensellik ilkesi gereince nceden belirlenmitir. Bu durumda bir irade zgrlnden bah-setmek imkansz hale gelir.

    74-80_POPSCI_31.indd 80 21.10.2014 17:39