okuntu avŞarellerİ e-dergİ ocak - 2016avsarelleri.com/fileupload/ks776364/file/okuntu...ağıdın...

37
- 2016 SAYI: 1 OCAK AYLIK E-DERGİ okuntu Okan AVŞARKOCAOĞLU AVŞARELLERİ Y u l ı l t l u a r M

Upload: others

Post on 02-Jan-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

- 2016SAYI: 1 OCAK AYLIK E-DERGİ

okuntu

Okan AVŞARKOCAOĞLU

AVŞARELLERİ

Y u l ı lt l u a rM

Page 2: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

Sayfa

No.

Editör (Okan AVŞARKOCAOĞLU) 1

(Alemdar ÜNLÜ) 3

Avşar Ağıt ve Türkülerinin Derlenmesi (A.Menderes KAYA) 7

Türkülü Halaylar (Çimenli Bahçe) 10

Şiir (İnsanoğluna - Aşık Battal Korkmaz) 12

Avşar Ağıtları (Avşar Ağıtları hakkında Genel Bilgiler) 15

Avşar Ağıtları (Avni Kumlu’nun Ağıdı) 18

Dadaloğlu Türküleri (Kalktı Göç Eyledi Avşarelleri) 20

Narduğan Bayramı (Yeniden Doğuş Bayramı) 25

Düz dokuma - Yaygı Motifleri Anlamı (Hayat Ağacı) 26

Avşar Yemekleri Tarifi (Avşar Pilavı) 28

Sağlıklı Beslrnme(Dr. Erdal GÜRDÜZ) 30

Sözlük 33

Oğuzların Türk Tarihindeki Yerine Kısa Bir Bakış

O K U N T UAVŞARELLERİ E-KÜLTÜR DERGİSİ

SAYI:1

OCAK - 2016

WEB ADRESİ:

E-POSTA

[email protected]

Yazılar yayınlansın ya da yayınlanmasın iade edilmez.Yazılarda kısaltma yapılabilir.

Hukuki sorumluluk yazarlara aittir.

http://www.avsarelleri.com

İ ç i n d e k i l e r

Page 3: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

1

okuntuAVŞARELLERİ

Editör...Değerli Okurlarımız;

016 yılının Tüm Ulusumuza ve İslam Alemine hayırlı olması dileklerimle yeni yılınızı kutluyorum.2

İnternet üzerinden Okuntu ismi ile yayınlamayı planladığımız E-Kültür Dergimizi 2016 yılının Ocak ayından itibaren her ay çıkarmayı düşünüyoruz. 2016 yılının ilk sayısını sizlerle buluştura bildiğimiz için büyük mutluluk duymaktayız.

Dergimize katkıda bulunarak içeriğini zenginleştirenlere teşekkür ederiz. Sizin de bilgi ve haber iletmeniz, görüşebileceğimiz kaynak kişiler önermeniz bizleri çok mutlu edecektir.

Eleştiri ve önerilerinizle her yeni sayıda daha iyi bir dergiyle karşınızda olabilme arzusu ve en iyi dileklerimizle Hoşça kalın.

Tüm Türk Ulusunun ve insanlığın yeni yılını kutlar, mutlu yıllar dilerim.

Okan AVŞARKOCAOĞLU

Page 4: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

KÖŞK M. MUSTAFA ŞİMŞEK C. ÖZGÜR SİTE NO:76/A MELİKGAZİ / KAYSERİTEL: 0 352 237 02 82

Bayram AYDEMİR

,

Page 5: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

3

okuntuAVŞARELLERİ

Alemdar ÜNLÜ

OĞUZLARIN TÜRK TARİHİNDEKİ YERİNE KISA BİR BAKIŞ

Türk tarihçileri şöyle anlatırlar. Efsaneye göre, Nuh Peygamber A.S. yeryüzünü oğulları arasında Paylaştırdığı zaman Büyük oğlu Ya

(1)fese Doğu illeri ile Türkistan'ı verdi. O göçebe olarak yaşıyordu. Yaylak ve kışlağı Türkistan olup yaz aylarını İpanç şehri yakınlarında Ortak ve Kürtak da, Kışları da Karakumdaki Borsuk adlı yerde geçiriyordu. Burada iki şehir vardı Takas ve Karı Sayram Olcayto'nun tahtı bu şehirdeydi.

Taraflarına sefere gitmişlerdi. O artık (2) yaşlanmaya başlamıştı. Olcayto'nun Dhip Yabku Han adında bir

oğlu oldu. O büyük bir padişahtı. Yabku'nun dört Oğuzhan Ülkesini oğulları arasında oğlu oldu. Adlarını Kara -Han, Or-Han, Kür- Han

paylaştırmak istiyordu. Bir gün ava giden altı ve Küz-Han koydu. Kara-Han büyünce oğlu, bir yay ile üç altın ok buldular. Oğuz, yayı babasının yerine geçti. Onunda bir oğlu oldu.

(3) üçe parçalayıp, üç büyük oğluna, Üç oku da üç Adını Oğuz koydu. Oğuz üç gün üç gece küçük oğluna verdi. Kendilerinin yay verdiği anasını emmedi. Bir yaşında konuşmaya oğullarından gelen kavme Bozok, Diğer üç başladı. Oğuz evlenecek yaşa geldiğinde oğlundan gelen kavme de Üçok dedi. “Yay babası, onun amcası Or-Han'ın kızıyla verdikleri daha üstte olsun, orduda sağ kolu evlenmesini istedi ve evlendirdi. temsil etsinler, kendilerine ok verilenlerde sol kolu temsil edip, altta olsunlar.” dedi. Yani sağ kol Reşüdiddin'e göre Oğuzhan, Tanrı inancı Padişah gibi hükmeder, ok ise ona tabi elçidir. konusunda, babası ile ters düştü. Oğuzla

(6)babası ve amcaları arasında savaşlar başlar ve Oğuz ülkesini taksim ettikten sonra öldü. bunun sonucunda babası öldü. Yapılan bu savaşlar 70 yıl sürdü. Oğuzhan, Amcalarını Oğuz'dan sonra, Günhan yerine geçti. doğuya sürdü. “Bir daha Türkistan'a gelmeyiniz” Kün-Han tahta oturduğunda yetmiş yaşında idi. dedi. Bu yüzden Türkmenlerin inanışına göre Kün Han yetmiş yıl padişahlık yaptı. Babası Oğuz Moğollar Kür-Han, Küz-Han ve Or-Han'ın öldükten sonra, Oğuz'un daha önceki neslinden gelmedirler. Oğuz, kendine yardım zamanlarda bir şehir kurdurduğu, adına Yenikent

(4) (7)eden bir kavme de Uygur adını vermiştir. dediği ortaya çıktı. Bu şehri Irkıl Hoca adında akıllı bir adam idare ediyordu. Irkıl Hoca, görmüş

(5) geçirmiş yaşlı bir insandı. Bir gün Kün Han'a dedi Oğuz, bundan sonra seferlere çıktı ve il ki “Oğuz büyük bir padişahtı. Yeryüzünü idaresi oldu. Oğuz, padişah olduktan sonra muhtelif

ülkelere elçi ler gönderdi. Hindistan'a, altına aldı. Pek çok hazineye ve hayvana sahipti. Gürcistan'a sefere çıktı. Bu ülkeleri itaati altına Şimdi onların hepsi sizindir. Siz altı oğulun, aldı. Karanlık Ülkesini fethedip, Azerbaycan'a Tanrı'nın izniyle birbirinizin dörder tane yirmi dört elçiler gönderdi. Kendisine tabi olmalarını istedi. evladınız var. Olabilir ki onlar sonradan birbiriyle Oğuz bu ülkedeki yaylalara çıkmaya başladı. çekişirler. Bunun çaresi, her birinin rütbesi, Diyarbakır ve Şam'a sefere çıktı. Irak, Mısır ve mesleği, adı ve lakabı kararlaştırılsın; her birinin Suriye'yi aldı. Bu arada Oğuz'un oğulları da Rum bir nişanı ve damgası olsun. Bunula bilinip

Page 6: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

4

okuntuAVŞARELLERİ

tanınsınlar ve hiç birinin diğeriyle olduğunu belirtmek üzere, çekişmesi olmasın. Onların hayvanlara vurmak üzere birer evladı da kendilerini bilsinler. damga tespit et t i . Hangi B u n u y a p m a k d e v l e t i n hayvanın ongun olacağını da devamlılığı ve uruğunuzun iyi belirtti. Ongun azık, “azık nam kazanmasının gereğidir.”

bolsun” 'tan türemiştir. Yani kutlu Bu sözler Kün Han'a çok uygun

olsun; ongun da kut ve devlet geldi. Irkıl Hoca'ya söylediklerini

demektir.getirmesini emretti. Irkıl Hoca, daha Oğuz'un sağlığında Bozok

Irkıl Hoca'nın Oğuz'un ve Üçok ismini alan yirmi dört torunlarına vermiş olduğu evladın her birine lakap verdi;

(8)yine her birine bunların kime ait lakaplar ve damgalar şöyledir.

OĞUZLAR (TÜRKMENLER)

BOZ-OK ÜÇ -OK Kün Han Ay Han Yılduz Han Kök Han Daq Han Tengiz Han

1. Kayı 1. Yazır 1. Avşar 1. Bayundur 1. Salur 1. Yiğdir 2. Bayat 2. Döğer 2. Kızıq 2. Becene 2. Eymür 2. Büğdüz 3. Akevli 3. Durdurga 3. Beğdilli 3. Çavuldur 3. Alanyurtlu 3. Yiva 4. Karaevli 4. Yapırlı 4. Kargın 4. Çepni 4. Ürüğür 4. Kınıq

Bunlardan: Yazır: İller ağası. Ongunu:

Kartal'dır.Avşar: İşinde çevik, avcılığa düşkün; canavara ve kuşa Bayındur: Her zaman bolluk hevesli, işini yıldan işleyici.

i ç i n d e o l a n . O n g u n u : Ongunu: Tavşancıl, erkek

Sungur'dur.Lâçin'dir.

Salur: Vardığı yerde kılıç Kay ı : Muhkem. Ongunu: Şahin'dir çalandır. Ongunu: Üç kuş'tur.

Page 7: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

5

okuntuAVŞARELLERİ

Yiğdir: İyi ve büyük. Ongunu: kendilerine törece tahsis edilmiş Çakır'dır. kısmı) sağ umaca (kısım)

olduğunu bildirmiştir. Yine Kaşgarlı ve Reşüdiddin, diğer Reşüdiddin'e göre Avşar: işinde

Oğuz boyları gibi Avşarlarında çevik ve avcılığa düşkün damgalar ın ı vermiş lerd i r.

(Yo:cust u çalak ve ava canavara Bundan başka Reşüdiddin

ve kuşa heveslü; Ag: işini yıldan Avşarların kendilerine en yakın

işleyici, Tamgası: Ongunu: Yo: diğer üç boy (Kızık, Beğdilli, tavşancıl; Ag: erkek laçin) ava K a r k ı n ) i l e o r t a k o l a n meraklı anlamında Irkıl Hoca To t e m l e r i n i n t a v ş a n c ı l , tarafından adlandırıldığından şölenlerdeki (toy) ülüşlerinin

( k o y u n u n y e m e l e r i i ç i n bahseder.

1) Ya fes, Türklerin deyimine göre Olcayto Han olarak adlandırılır.

2) Yabku, halkın önderi demektir.

3) Oğuz, Ogur, otağda doğmak manasını taşır.

4) Uygur, Türk dilinde izinden giden, uyan demektir.

5) İl olmak: Bağımsız bir devlet kurmuş olan toplumun üzerinde yaşadığı

ülke ya da yurt.

6) Kimilerine göre Oğuz öldüğünde bin yaşında idi.

7) Irkıl manası: bir şeyi kendine çekmek ulu büyük anlamını taşımaktadır.

8) Eski Türk boyları hakkında geniş bilgi için bakınız: A. Z. V. Togan, Oğuz

Destanı Sf: 17, 50

Page 8: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

Afiyet dolu bir yıl dileriz.

Page 9: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

7

okuntuAVŞARELLERİ

AVŞAR AĞIT VE TÜRKÜLERİNİN DERLENMESİ MESELESİAvşarlar, Oğuz boyları içinde gerek nüfus

kesafeti ve yayıldıkları alan, gerek siyasi ve sosyal hareketlilikleri bakımından önemli bir yer işgal etmektedir. Ancak bu çalışmada amacımız Avşarların yüzyılları kapsayan siyasi faaliyetleri değildir. Özellikle son dönem (1692'de başlayıp 1865'te sona eren İskân dönemi) Avşarlara ait edebi ve kültürel unsurların derleme sorunları üzerinde duracağız. Açıkça belirtmeliyim ki Avşarların bu iskân döneminde ağırlığı Orta ve Güney Anadolu'da olmak üzere ülkemizin

Ve incelemiş değilim. Sadece birkaç örnek batısından doğusuna birçok bölgeye dağıtılması,

v e r e r e k k o n u n u n f a r k e d i l m e s i n i onların sosyal ve ekonomik olarak perişan

arzulamaktayım. Burada verdiğim bilgilerin olmalarına sebep olmuştur. Bu durum uzun bir kaynaklarının elimde var olduğunu da süre toparlanmalarını da engellemiştir. Maalesef söylemeliyim. Ancak bu bir akademik çalışma bu süreçte Avşar boyuna ait birçok kültürel değer, değ i ld i r. İ ç im izden ye t işmiş k ıymet l i yağmalanmışt ı r. Tabi Avşar lar, ge len araştırmacılar, halkbilimciler bu meseleyi derlemecileri büyük bir misafirperverlikle etraflıca inceleyecek ve Avşar Türklüğünün karşılamışlar, onlara yöresel ağıt ve türküleri değerlerini ortaya çıkaracaklardır.o k u m u ş l a r , f a k a t b u d e ğ e r l e r i n

yağmalandığından haberleri bile olmamıştır. Ağıt ve türkülerin başka kişiler adına veya başka bölgelere mal edilmesiAvşar lara ai t ağı t ve türküler in

derlemeciler tarafından ya kendi adlarına veya Avşar ağıt ve türkülerinin bir kısmı başka memleketlerine mal edilerek derlendiğini yörelere mal edilmiştir. Güzel bir derleme görüyoruz. Ancak derlenen malzemedeki kimi yaptığını düşünen kişiler, bunları kendi yörelerine ağız özelliklerinin, kelimelerin, uygulamaların mal etmekten çekinmemiştir.derlendiği iddia edilen yöreyle uyuşmaması uzun

Mühür Gözlümsüre dikkatlerden kaçmıştır. Ayrıca derlemeci, yerel kültürü bilmediği için anlayamadığı Âşık Ali İzzet Özkan'ın “Mühür Gözlüm” uygulamaları başka eylemlerle değiştirmiş; adlı türküsünün Sarız yöresi Avşarlarına ait anlam veremediği kelimeleri ya yanlış kaydetmiş olduğunu biliyoruz. Sarızlı Ali Galip Kolukısa, ya da yerine başka kelime yerleştirmiştir. Ancak karısı Alkanlardan Nazlı adına bu türküyü bu değ i ş t i rme le r ha len söz konusu yakmıştır. Türkünün gerçek hali “Ela Gözlüm” malzemelerde iğreti olarak durmaktadır. şeklinde başlamaktadır.Avşarlar, son 25-30 yılda henüz yeni yeni içinden

Âşık Ali İzzet, Sarız'da misafiri olduğu Ali yetişmiş eleman çıkarmaya başlamıştır. Umut Galip Kolukısa'dan bu türküyü dinlemiş ve sonra ediyorum ki, her ne kadar geç kalınmış gibi kendi adına kâsede okumuştur. Fakat Ali Galip gözükse de, yetişen nesil bu yağmalanmaları ve Beyin, türküyü daha evvel noterden kendi adına hataları tespit edip hakkı teslim edeceklerdir.

Yaptığım çalışma bu amaca yönelik bir adım tasdik ettirdiğinden haberi yoktur. Ali Galip Bey, kabul edilmelidir. Elbette bütün sorunları görmüş durumu öğrenince aşığı mahkemeye vermiş ve

A.Menderes KAYA

Page 10: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

8

okuntuAVŞARELLERİ

Davayı kazanmıştır. Ali Galip Beyin çocukları Bizim asker açık çıplakhalen hayattadır ve olayı belgeleriyle Dağlarda büyüdü kışın”öğrenmeniz mümkündür.

Sarıkamış ağıdını Fahrettin Kırzıoğlu derleyerek Hem Okudum Hemi Yazdım Çınaraltı dergisinde, 18.8.1942 tarihli 43.

sayısında yayınlamıştır. Fakat aslında “buyudu” Tomarza'nın Karamuklu köyünden Arap olması gereken kelimeyi “büyümek” şeklinde Hasanlı beylerinden Çerkez Beyin oğlu Mehmet yazmıştır. Tabi “aç, çıplak, sefil bir şekilde Bey'e yakılan Avşar ağıtıdır. Muzaffer Sarısözen büyümüş olmak” kimseye garip gelmemiştir. tarafından derlenen bu ağıt, repertuara Çorum Hâlbuki kelimenin aslı “donmak, üşümek, türküsü olarak geçmiştir.donarak ölmek” anlamına gelen “buymak

Mulla Durdu'nun Ağıdı kelimesidir. Pınarbaşı'nın Sindel köyünden Kara Zala adlı Avşar anası, söylediği dörtlükte Cinliyurt köyünden Mulla Durdu'ya yakılan Rus la r ı n t eçh i za t l ı o l duğunu , b i z im ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım askerlerimizin yazlık elbiselerle savaştığını ve Türküsü adlı albümünde “Kız Çocuğu soğuktan donarak öldüklerini anlatmaktadır.(Hiroşima)” adlı parçada kullanılmıştır.

ŞuvaraAl Alma Kızıl Alma

“Şivana gönül şivanaHalen Avşar düğünlerinde söylenen İnce sararlar cuvaraönemli türkülü halaylardandır. Herkes türkünün Ağ gelini gondurucuYedi tekneli punara”“Almayı yüke koydum,

Ağzını dike koydum, Ağıt, Maraş yöresine aittir. Avşar ağıtlarının Aldım yâri elinden,kafiye yönünden oldukça kuvvetli olduklarını Boynunu büke koydum”hatırlarsak burada geçen kelimenin en azından

Dörtlüğünü hatırlayacaktır. Ağıtların bile oyun “şivana” değil de “r” harfiyle “şivara” olması havasına çevrildiği Ankara ağzında türkünün ne

gerekir. Kelimenin doğrusu “şairler” anlamına hale geldiği herkesin malumudur.

gelen “şuara”dır. Ağıdı söyleyen kişi, daha El Yazı önceden bilmediği halde çektiği acıdan dolayı

şairler gibi dörtlükler söylediğini anlatmaya “El Yazı'ya, El Yazı'ya

çalışıyor. “Şivan” kelimesi, “ağıt, feryat, figan” Duman çökmüş çöl yazıya

anlamına gelmektedir. Söyleyişe daha kolay Kurban olam, kurban olamgeldiği için muhtemelen böyle söylenmiş olmalı.Beşikte yatan kuzuya”EkmeğinKimi kaynaklarda yöresi Orta Anadolu,

kimi kaynaklarda Kırşehir veya Aksaray olarak Babam ekmani attı mı?geçen bu ağıt Tomarza yöresi Avşarlarına aittir. Gardaş ekinin bitti mi?“El Yazı”, Taf (Dadaloğlu) kasabasından Zelfin El gızı keyfin yetti mi?(Üçkonak) arasında kalan ve Toklar bucağına İşte geldim gidiyorum.doğru uzanan düzlüğün adıdır.

Anadolu'nun her yerindeki Avşarlar Ağıt ve türkülerde geçen bazı kelimelerin arasında söylenen meşhur “Gelin Ağıdı”nda yanlış aktarılmasıgeçen bu dörtlükte derlemeciler, “ekmani” diye

Buymak kelime kaydetmişler. Tabi hiçbirinde kelimenin anlamı hakkında en ufak bir kayıt yok, olamaz da. “Sarıkamış'ta var maşın

Urus yığmış ağır koşun Çünkü kelimenin aslı “ekmeğin” şeklindedir.

Page 11: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

9

okuntuAVŞARELLERİ

Avşarlar “ekmeğin” kelimesini yöre Aziziye kazasına bağlı idi. Bu sebeple Aziziye adı şivesinde “ekmean” şeklinde söyler. Ayrıca “attı Avşarların hafızasında sadece Pınarbaşı ilçesini mı” değil “arttı mı” şeklinde devam etmelidir. değil Avşarların yaşadığı yöreyi anlatmaktadır.

Ağıtta geçen yer ise Aziziye değil Elyazı'dır. Cümlenin aslı şöyledir: “baba, ekmeğin Yukar ıda E lyazı 'n ın neres i o lduğunu (ekmean) arttı mı?”. Burada gelin giden kız, söylemiştim. Derlemeciler, Elyazı'nın neresi sofradan eksildiği için babasına “ben gidince olduğunu bilememişler ve bu kelimenin yerine sofrada yiyeceğiniz ekmek artıyor mu?” diye Aziziye adını kaydederek işin içinden kahırlanıyor.sıyrılmışlardır. Dörtlüğün doğrusu şu şekildedir:

Çok muyudurElyazı'ya Elyazı'yaBaba gızın çok muyudurDuman çökmüş çöl yazıyaBir gız sana çok muyudurGurban olam, gurban olamGırılası emmilerimBeşikte yatan kuzuyaHeç oğlunuz yok muyudur

ZikkeEsat Kabaklı'nın Adana yöresine ait olarak

Uzun demir çubuğa denir. Çadır okuduğu bu dörtlük, bir önceki gibi “Gelin kurulurken bu çubuk toprağa çakılır, çadır ipleri Ağıtı”ndan bir dörtlüktür. Burada geçen de gerdirilerek bu çubuğun kancasına “muyudur”un ne anlama geldiğini bilmiyorum. bağlanırdı. Ayrıca atları da bağlamak için Aslında meşhur olan bu dörtlükteki hitap, “çok mu kullanılırdı.idi” ifadesinin halk arasında söylenişi olan “çok

muyudu” şeklidir. Evin bir kızı gelin gitmekte ve “Çektim zikkeyi çıkmadıbabasına kahretmektedir. İkinci mısrada geçen Kırıldı kollarım kalkmadıkelime de “çok” değil “yük” olacaktır. “Baba kızın Getir bacım martinimiçok mu idi, Bir kız sana yük mü idi”. Gardaş gardaşa bakmadı”

Bönaşam Yaşar Kemal, Kadir l i yöresinden derlediğini söylediği ağıdın bu dörtlüğünde zikke Al alma gızıl alma (aman aman nazlı da yar)yerine nalbant kelimesini yazmış. O yörede Dallara düzül alma (bönaşam bize gel)doğup büyüyen birisi için hayret edilecek bir Yar garşımdan gelince (aman aman nazlı da yar)durum. Başka derlemelerde ise “sikke (zikkeyi Avcumda ezil alma (bönaşam bize gel)anlamadığı için herhalde sikkedir diye yazılmış

Bönaşam şeklinde geçen kelime aslında olmalı. Sikke, eski dilde para demektir, konuyla “bugün akşam” ifadeleridir. Halk, kelimeleri ne alakası varsa), tabanca (tabanca çekemiyor, yuvarlayarak konuşur. Bugün kelimesi “böön”, martin tüfek istiyor) kelimeleri geçiyor. Bazen de akşam kelimesi de “ağşam” şeklinde söylenir). çektim yerine vurdum diye geçiyor ki vurunca Dolayısıyla “böön ağşam” şeklinde kaydedilmesi çıkmayacağı malum, ama ne yaparsın.gerekirdi. Hatta bazı kayıtlarda “dolaşam bize

Verdiğimiz bu kısa örneklerden de gel” şeklinde yazılıdır ki zıvanadan çıkmış halidir.görüldüğü gibi Avşar yörelerine ait ağıt ve

El yazıya türkülerin derlenmesi başlı başına bir meseledir. Ve bu aşırmalar ve hatalar, o kadar fazladır ki Derlemelerde geçen dörtlük şu şekildedir.inanılacak gibi değildir. Bu meselenin “Aziziye, Aziziyehalledilmesi için konunun uzmanı değerli Duman çökmüş çöl yazıyaaraştırmacıların ve derlemecilerin işe el atmasını Gurban olayım, olayımbeklemekten başka çaremiz de yoktur.Beşikte yatan kuzuya”

Sesimi duyan var mı?Aziziye, Pınarbaşı ilçesinin eski adıdır. Tomarza ve Sarız'ın Avşar köyleri de eskiden Adnan Menderes KAYA (Tarih Öğretmeni)

Page 12: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

10

ÇİMENLİ BAHÇEDE

Pınarbaşı'nın Şabanlı köyünde, Emin Yıldırım tarafından, Hürü Yıldırım'dan derlenmiştir. Ağırlama şeklinde türkülü bir kadın oyunudur.

Oyun Kayserinin Pınarbaşı, Tomarza ve Sarız ilçelerinde Avşarlar tarafından, demece-çevirmece dediğimiz; karşılıklı iki gruptan veya tek sıra halinde oynayan oyuncuların iki ayrı grup şeklinde türkü söylemeleri ile oynanır. Önce bir grubun söylediği türkünün sözlerini, ikinci grubun tekrarlaması şeklinde oynanmaktadır.

Oyunun müziği Okan Avşarkocaoğlu tarafından, Uşak Makamında, 4/4 ölçüsünde notaya alınmıştır.

OYUNUN OYNANIŞI (Oyunun Temel Figürleri):

Demece-çevirmece usulüyle türkü söylenerek ilk harekete sağ ayak ile başlanır. Üç atım attıktan sonra dördüncü adımda sol ayakucu hafifçe yere vurulur. İkinci figürde tekrar sol ayak ile geriye doğru veya olduğu yerde üç adım atıktan sonra dördüncü adımda sağ ayakucu hafifçe yere vurulur. Bağlantı bölümü hep birlikte söylenerek aynı figürler alkışlar eşliğinde tekrarlanır.

Çimenli bahçede bulgur eliyor (2. tekrar koro)Kendi görünmüyor sesi geliyor (2. tekrar koro)Uyan uyan uyan sevdiğim uyan (Alkışlar ile Hep Birlikte 2 tekrar)

Çimenli bahçenin gülü ben olsam (2. tekrar koro)Şu giden yosmanın yâri ben olsam (2. tekrar koro)Uyan uyan uyan sevdiğim uyan (Alkışlar ile Hep Birlikte 2 tekrar)

Çimenli bahçede bulgur seçiyor (2. tekrar koro)Eğilmiş sağ yana suyun içiyor (2. tekrar koro)Uyan uyan uyan sevdiğim uyan (Alkışlar ile Hep Birlikte 2 tekrar)

Çimenli bahçede bulgur seçiyor (2. tekrar koro)Seçtiği bulguru yere saçıyor (2. tekrar koro)Uyan uyan uyan sevdiğim uyan (Alkışlar ile Hep Birlikte 2 tekrar)Uyan uyan uyan sevdiğim uyan (2 tekrar sonu hızlı)

okuntuAVŞARELLERİ

Page 13: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

11

ÇİMENLİ BAHÇEDEKaynak Kişi : Hürü YILDIRIM Derleyen : Emin YILDIRIM Notaya Alan: Okan AVŞARKOCAOĞLU

Yöresi: Kayseri İli Pınarbaşı,Sarız,Tomarza İlçeleri

70=

Çİ MEN Lİ BAH ÇE DE BUL GUR E Lİ YOR

KEN Dİ GÖ RÜN MÜ YOR SE Sİ GE Lİ YOR

U YAN U YAN U YAN SEV Dİ ĞİM U YAN

U YAN U YAN U YAN

100=

SEV Dİ ĞİM U YAN

3

5

7

9

okuntuAVŞARELLERİ

Page 14: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

Aşık Battal KORKMAZ

12

ayseri ili Pınarbaşı ilçesi Hasırcı köyünde 1932 yılında K dünyaya gelmiştir. Oğuzların 24 boyundan biri olan Avşar boyuna mensuptur. Kendisi Hak ve Halk aşığıdır. Cenab-ı Allah tarafından kendisine verilen ilhamla türkü ve ağıt söylemeye başladığından çevrede Aşık Battal olarak bilinir. Dinine düşkün, köy camiinde müezzin ve imam olmadığı zamanlarda imamlık (hocalık) yaptığından ve Ezan okuduğundan dolayı Battal Hoca diye de bilinir.

estelerinde insanoğlunun dünya ve ahiret hayatı ile imanlı B yaşamını anlatan besteleri de mevcuttur. Daha çok Karacaoğlan'dan etkilenmiş, Karacaoğlan'ın çoğu şiirlerini ezbere söyler. Sesi de güzel olduğundan köy düğünlerinde ve ev oturmalarında türkü söyler, düğünlerde türkülü halay ve türküsüz halay da çekerdi. Bestelerinde yiğitlik, kahramanlık, doğa sevgisi, iman ve ahiret hayatı, kişi hayatı, ülke ve dünyayı etkileyen, kendini duygulandıran konular hakkında besteler yapmıştır.

şık Battal Korkmaz 03.02.2005 günü Kayseri de geçirdiği A trafik kazasında 73 yaşında iken hakkı rahmetine kavuşmuştur. Allah rahmet eylesin.

okuntuAVŞARELLERİ

Page 15: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

Aşık Battal KORKMAZ

13

İNSANOĞLUNA

Size derim size ey insanoğlu Ş e f a a t k â r ı m ı z d ı r H a z r e t i İlk dünyaya gelen adem nic'oldu MuhammedBütün insanlarda bundan türedi Miraca giden peygamber hani Eşi olan Havva Anamız nic'oldu nic'oldu

Nuh'un Gemisi 'de tufandan battı Düldüle binip kaleler fethedenAllah emreyledi Nuh gemi yaptı Kılıç kesmez idi o da Allah'tanTufan gemiyi de bir dağa attı Kendi cesedini kendi götürenNuh da geldi geçti hani nic'oldu Allah'ın aslanı Ali nic'oldu

Nemrut milleti puta taptırdı Dünyaya kalmadı gelen paşalarHalil İbrahim ateşe attırdı Ondan teslim olan maşalarHalil oğlunu da kurban ettirdi Nice niye benim diyen paşalarİbrahim Peygamber hani nic'oldu Hani Yavuz Sultan Selim nic'oldu

Davut Peygamber'in oğlu Süleyman Vatanı kurtarıp Cumhuriyeti kurduÇok asırlar geçti öyle bir zaman Kovdu yurdumuzdan düşmanı kırdıGaftan gafa hükmederdi bir zaman Dikti bayrakları kurtardı yurduSultan Süleyman da hani nic'oldu Gazi Mustafa Kemal nic'oldu

Mucize verildi elinde asa Aşık Battal söyler kendi özün Turisinada konuştu Musa yakmakİkinci kat göge çekildi İsa Dilleri söyler destan çıkarmakMusa ile İsa hani nic'oldu Kazım Karabekir inen Maraşal Ahir zamanda geldi Muhammed ÇakmakBir adı Mustafa bir adı Muhammed Hepiside geldi geçti nic'oldu

okuntuAVŞARELLERİ

Page 16: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim
Page 17: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

15

AVŞAR AĞITLARI:

Avşar Kadınları Ağıtlarını genellikle irticalen, kimi zaman bir ölünün ardından, kimi zaman gurbete giden veya askere giden kocasının - oğlunun ardından, kimi zaman bir armut ağacına kimi zamanda gelin giden kıza ''Kına Ağıdı'' olarak ayrılık, hasret türküsü olarak yakarlar. Gün olur sel, deprem, heyelan, yıldırım, yangın gibi doğal yıkımların, seferberlik, savaş, kıtlık, İskân, aşiret kavgası gibi toplumsal büyük acıların ardından, kimi zaman “ecelsiz ölenlerin”, “ölmeden mezara konulanların” acılarını dile getiren ezgisel halk türküleri olarak yakarlar.

Ağıt söylemeye ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denir.

Ağıt söyleyenlerinin değil, kimin için söylenmiş ise onun adı ile bilinir.

Her ağıdın bir de öyküsü vardır. Geçmişte yaşanılanların izlerini günümüze getirir. Bazen devletin kayıtlarında dahi rastlanılmayan tarihi bir olay, bazen doğal afetleri gün yüzüne çıkartır.

Ağıtçıların yaranma ve dalkavukluk yapma gayretleri yoktur. Gördüklerini ve hissettiklerini özgürce anlatırlar. Ağıtçı ölüsüne ağlamaktadır. Ona dokunulmaz. Ağıtçı çaresizliğine ve ölüme isyan etmektedir. Coşku içende ağlayan ağıtçı da bir Tanrı'ya, bir de ölüye saygı vardır.

Ağıt yakma geleneğine birçok toplumun geçmişinde rastlanılsa da Avşar Türkmenlerinde halen canlı bir şekilde yaşatılmaktadır.

Avşar Ağıtları, Avşar Türkmenlerinin en belirgin sözlü edebiyat ürünleridir. Ağıtlarda yaratıcılığın yanı sıra “Hota emmim hota” gibi kalıp ifadeler de vardır. Avşar Ağıtlarının büyük çoğunluğu dörtlükler halinde ve 8 heceli olarak yakılan ezgisel türkülerdir. Nadiren beşlik, yine nadiren 7 heceli ve 10 heceli olarak yakılan ağıtlarda vardır. Avşar Ağıtlarında yalın bir halk Türkçesi kullanılır. Avşar Ağıtlarında Kafiye (uyak) olarak aaba, baba, baca, abcb, aaab kalıplarına çok rastlanır. İlk dizenin kimi zaman ilk iki dizenin ağıdın konusu ile uzaktan yakından hiçbir anlam ilişkisi yoktur; bu dizelerin tek işlevi dörtlüğü doldurmak ve uyağı haber vermektir.

okuntuAVŞARELLERİ

Page 18: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

16

okuntuAVŞARELLERİ

Erkeklerin söylediği ağıtlar varsa da Avşar Ağıtlarının çoğunu

okuryazar olmayan Ağıtçı Avşar Kadınları, anaları, kızları, bacıları

ve gelinleri yakmıştır. En güçlü yazarların, şairlerin söyleyemediğini

ağıtçı bir çırpıda söyler.

Konar göçer kapalı bir toplum olan Avşarların başka toplumlarla

kültür alışverişi çok azdır.

AĞIT YAKILMASI:

Birisi öldüğü zaman, camide sela verilir, eşe-dosta, akrabalara,

komşulara, çevre köylere duyurulur. Haberi alanlar ölü evinde

toplanır. Ölü, evin en büyük odasına yatırılır. Ayak parmakları ve

çenesi bağlanır, üzeri örtülür. Kadınlar ölünün etrafında toplanırlar.

Ölenin yakınlarından biri (annesi, bacısı, eşi, teyzesi, bibisi…) ölen

kişinin soykalarından (giysilerinden) birini eline alır ve ağıt yakmaya

başlar. Dörtlük bitene kadar bütün kadınlar ağıtçıyı dinler. Dörtlük

bitince bütün kadınlar hep birlikte höykürürler (Yüksek sesle

ağlaşırlar). Bu esnada bazı kadınların yüzlerini tırnakladıkları,

dizlerini dövdükleri veya saçlarını yoldukları gözlenir. Yaslı bazı

kadınların da elbiselerini ters giydiklerine rastlanır. Çevredeki

kadınlar Ağıt yakan kadının söylediklerini ezberlerler. Bu durum

ağıtın bitmesine kadar devam eder. Ağıtçı Kadın ağıdı bitirince,

elindeki giysiyi bir başka kadının kucağına atar. Böylece ölünün

giysisi ağıtlar söylenerek elden ele dolaşır.

Page 19: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

17

okuntuAVŞARELLERİ

Avşarlarda yas kocamaz. Günlerce, aylarca ölü evi taziye için gelenlerle dolar taşar. Geçmişte ölü evinde ateş yanmazdı. Yani başsağlığı için gelenlerin yemesini, içmesini, misafir edilmesini komşular ve akrabalar bir organizeye gerek kalmadan hallederlerdi. Maalesef bu gelenek geçmişte tatlı bir hatıra olarak yerini kıymalı pideye bırakmıştır.

Not: Ülkemizde bu güne kadar derlemeler ağıtların hikâyelerini ve sözlerinin bir araya getirilip şiirsel bir yapıyla kitaplaştırma şeklinde yapılmıştır. Bilemiyorum bu derlemeler kaset ve CD olarak derlemeciler de var mıdır? Bu ağıtların havasını öğrenebilmek acısından çok önemlidir.

Yıllarca Dadaloğlu Şiirleri diye birbirine benzer birçok kitap gördüm. Ama Dadaloğlu bir halk ozanıdır ve söylediği türkü ve bozlakların ezgisi vardır. Şiir olarak derlenen türkü ve ağıtların müzikal hiçbir değeri yoktur.

Bundan sonra ki çalışmalarımda ezgisi olan ve notaya alınmış halay, türkülü halay, türkü, ağıt, vb. kültür ürünlerimizi yayınlayacağım.

Kaynaklar:

Avşar Dr.Yaşar KALAFAT, A.Menderes KAYA, Mustafa AKSOY.

Avşarlar Ve Dadaloğlu Ahmet Z. ÖZDEMİR

Öyküleriyle Ağıtlar I Ahmet Z. ÖZDEMİR

Dikenin Gülü Avşarlar Yılmaz ILIK

Page 20: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

18

ŞEHİT POLİS MEMURU AVNİ KUMLU'NUN AĞIDI

Avni Kumlu Kayseri ili, Pınarbaşı ilçesi, Büyük Karamanlı Köyündendir. Avni Kumlu 22.03.1979 günü Adana'da Sol - Sağ çatışması esnasında vurularak şehit edilmiştir. Avni Kumlu'nun cenazesi Büyük Karamanlı Köyündeki babasının evinin önüne getirilince Emine Avşarkocaoğlu bu ağıdı yakmıştır. Avni Kumlu Büyük Karamanlı Köy Mezarlığına defnedilmiştir.

AVNİ KUMLUNUN AĞIDIDerleyen: Okan AVŞARKOCAOĞLU

Notaya Alan: Okan AVŞARKOCAOĞLU Ağıdı Yakan: Emine AVŞARKOCAOĞLU

EL LE MEN AĞ LA SIN SOL MAZ

90=

AĞ LA MA DAN A DAM ÖL MEZ

A ÇIN DO YA DO YA BAK SIN

BU YO LA Gİ DEN LER GEL MEZ

2

3

4

okuntuAVŞARELLERİ

Page 21: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

19

ŞEHİT POLİS MEMURU AVNİ KUMLU'NUN AĞIDI

Ellemen ağlısın solmaz Ben gasabı gatıcıyımAğlamadan adam ölmez Gızılören'e giderimAçın doya doya baksın Bu gün köyde yatıcığımBu yola gidenler gelmez

Geline tokanma gızımUlan memmed yeter gayri Doğru gonuş kele hatınÇek elini şu gelinden Kele benim canım yok mu?Kele bibi olmaz olsun

Dabaka da galdı tütünBiz osandık bu ölümden

Gardaşım haley çekiyorNediyin genden ağlıyorAğ içlikte gara yelekGelele bebek dayısıBunda çoban edenidiBelin gırıldı galkmıyorPolis senin nene gerek.Heral oğluyun eyisi

Gaydasına böyle geldiAbdı darılma sözümeDabancanı çal belineGurşun sıkarlar izineİleri gel kele Musa

Kele: Daha çok kadınların kullandığı “Ayol, hey, yahu” anlamında bir hitap sözüdür.

Bibi: Hala, babanın kız kardeşi.

Osanmak: Usanmak

Genden ağlamak: İçten ağlamak

Gaydasına böyle geldi: Kafiyesine uydurmak.

Dabanca: Tabanca.

Dokanmak: Dokunmak.

Dabaka: Tütün tabakası.

okuntuAVŞARELLERİ

Page 22: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

20

KALKTI GÖÇ EYLEDİ AVŞAR ELLERİ

Kozan'dan Binboğa'ya kadar olan bölge sarp dağlar, gür ormanlar,

derin vadiler ve geçit vermez yerlerle doludur. İnsan o dağlara varınca

kendini her türlü takipten, tehlikeden kurtulmuş sayar.

Yine padişahtan ferman gelmiştir. Avşarlar iskân olsun, belli bir

toprağa bağlansın istenmiştir. Ama Avşarlar Çukurova'nın uçsuz,

bucaksız toprağı ile Torosların, Binboğa'nın, Uzunyayla'nın al baharlı,

ala karlı ve de soğuk sulu yaylalarından vazgeçmek istemezler.

Bir ilkbahar günü Avşar göçü Dörtyol'un doğusunda bulunan

Bağrıaçık yaylasından Çukurova yoluyla Toroslara doğru hareket eder.

Avşar'da göç günleri önemlidir. Rengârenk giysilerle kınalı eller deve

kervanını çeker. Develerin dizlerine takılan çanlar kendine özgü bir

müzik havası içinde salına salma yayla yolunu tutar.

Göç Uzunyayla'ya gitmekte olsun, beri taraftan 1865 iskânını

yapanlardan Ahmet Cevdet Paşa "...ve ekserinin yaylakları Uzunyayla

olup, orada ise muhacirin-i Çerakise iskân olunmak devletçe mukarrer

olduğundan, bu sene aşiretler Fırkai İslahiyyece yaylaya gitmekten men

olunmuşlar idi. Avşar aşireti dahi Çukurova'da kışlayup yazın

Uzunyayla'ya gitmekte... " diyor. Yani devlet Uzunyayla'ya Çerkezler'i

yerleştirmek için karar verdiğinden Türkmenler'e, o arada Avşarlar'a

Uzunyayla'ya gitmek yasaklanmıştır. Padişah böyle ferman eylemiştir.

Fakat onları yaylalara gitmekten padişah fermanı bile

engelleyemez. Sonunda ölüm de olsa. Avşar kocalarının anlattıklarına

göre bu şiir, Dadaloğlu'nun son şiirlerinden biridir.

okuntuAVŞARELLERİ

Page 23: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

21

KALKTI GÖÇ EYLEDİ AVŞAR ELLERİ

Kalktı göç eyledi Avşar elleri

Ağır ağır giden eller bizimdir

Arap atlar yakın eyler yırağı

Yüce dağdan aşan yollar bizimdir

Belimizde kılıcımız Kirmani

Taşı deler mızrağımız temreni

Hakkımızda devlet etmiş fermanı

Ferman padişahın dağlar bizimdir

Dadaloğlu'm yarın kavga kurulur

Öter tüfek davlumbazlar vurulur

Nice koç yiğitler yere serilir

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.

Kirmani: Kirman kentinde yapılmış eğri kılıç. İran'da bulunan bu

kentin ustaları en iyi kılıç yapmalarıyla ünlüydü.

Temren: Mızrak ucundaki sivri demir.

Ferman: Padişah buyruğu.

Yırak: Irak, uzak

Kaynak: Avşarlar ve Dadaloğlu - Ahmet Z. ÖZDEMİR

okuntuAVŞARELLERİ

Page 24: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

KALKTI GÖÇ EYLEDİ AVŞAR ELLERİDerleyen: Muzaffer SARISÖZENKaynak: Muharrem ERTAŞ Notaya Alan: Şenel ÖNALDI

Yöresi: Kırşehir

A MAN GALK TI GÖÇ EY LE Dİ DE

184=

AV ŞAR EL LE Rİ İ İ İ İ İ

EL LE Rİ İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ

A ŞI BA ŞIP Gİ DEN EL LER Bİ ZİM Dİ İ İ İ İ İR O YOF

Bİ Zİ İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ............ İ........ İR

A MA NA RA BAT LAR DA YA KI I I I IN

E DER I RA ĞI I I I RA ĞI I I I I I I IY

2

3

4

5

6

7

22

okuntuAVŞARELLERİ

Page 25: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

YÜ CE DAĞ DA NA ŞAN YOL LAR Bİ ZİM Dİ RE

YEY YE YE YEY YEY YEY YE E E YEY

A RA BAT LAR DA YA KI.......................IN E DER I RA Ğ..............I

YÜ CE DAĞ DA NA ŞAN YOL LAR Bİ ZİM Dİ İ İ İ İ İ İR

SAZ...... Bİ ZİM Dİ İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ İR

23

okuntuAVŞARELLERİ

Page 26: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim
Page 27: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

25

NARDUGAN BAYRAM

(YENİDEN DOĞUŞ BAYRAMI

KAYNAK: Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ

Hıristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır. Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Bunun tepesi, gökyüzünde oturan Tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzanıyor, buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz. Ülgen, insanların koruyucusu, o sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyor. Türklerde güneş çok önemlidir. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor. Bayramın adı Nargudan, nar=güneş, tugan, dugan=doğan. Doğan güneş. Astronomik olarak o günden itibaren geceler kısalmaya, günler uzamaya başlıyor. İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşi geri verdi diye Ülgen'e dualar ediyorlar. Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan. İnanca göre bu dilekler muhakkak yerine geliyormuş. Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.

Akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş. O yüzden bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor. İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok.

okuntuAVŞARELLERİ

Page 28: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

26

HAYAT AĞACI MOTİFLERİ

Hayat ağacı motifi, sonsuzluğun sembolüdür. Bu motif,

ölümsüzlüğü araştırmanın ve ölümden sonra yaşam olduğu

umudunun bir nişanıdır. Ağaç, Türkler arasında kutsal sayılan

bitkilerdendir. Hayat ağacı, güç, kuvvet ve tılsımına inanılan aslan,

kartal, ejder, tavus kuşu gibi mitolojik yaratıklar tarafından

korunurken tasvir edilir.

Tek tanrılı dinlerin, insanını yaradılışını anlatan bölümlerindeki

orta nokta, ağaçtır. Bazı motiflerde bu ağacı bir yılanın beklediği

görülür. Cennetteki yasak ağacın meyvesinden Havaya ikram eden

yılan böylece, Gılgamış'tan büyük İskender'e kadar tüm

ölümsüzlüğü arayanların bu otu bulmalarına veya yemelerini engel

olmuştur. Ölümsüzlüğü bulamayan insanlar, ölümden sonraki hayat

ile umutlarını sürdürürler ve bu hayat ağacı ile simgelenir. Selvi,

hurma, palmiye, nar, incir, zeytin, asma, kayın, meşe vb. ağaçlar

değişik toplumlarda hayat ağcının sembolüdürler. Anadolu

motiflerinde hayat ağcı “can ağcı” olarak selvi en yaygın gözlenen

semboldür. Birçok yörenin dokumalarında hayat ağcının üzerinde

kuşlar görülür. Bunlar zamanı gelince uçacak olan can kuşlarıdır.

Hayat ağacı motifi Anadolu da mezar taşlarında oldukça yaygın 1olarak kullanılır .

1 - Kaynak: millî eğitim bakanlığı, el sanatları teknolojisi, karışık motif çizimleri 211gs0084 Ankara.

okuntuAVŞARELLERİ

Page 29: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

okuntuAVŞARELLERİ

27

HAYAT AĞACI MOTİFLERİ

Page 30: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

28

Avşar Pilavı

HAZIRLANIŞI:

Yeşil mercimekler küçük bir tencere içinde üzerine su ilave

edilerek haşlanır, yumuşayınca suyu süzülür. Başka bir tencereye

bulgurun iki katı su koyularak (dört su bardağı) kaynatılır. Kaynayan

suya bulgur, haşlanmış yeşil mercimek ve tuz ilave edilerek pilav

suyunu çekinceye kadar pişirilir. İki kaşık tereyağı eritilir, pilavın

üzerinde gezdirilirken pilav karıştırılır. Sıcak olarak servis yapılır.

(6 KİŞİLİK)

MALZELER:

2 Su Bardağı Bulgur,

1 Çay Bardak Yeşil Mercimek,

2 Yemek Kaşığı Tereyağı,

1 Tatlı Kaşığı Tuz,

4 bardak su.

okuntuAVŞARELLERİ

Page 31: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

Avşar Pilavı

Bugünden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda başka dil kullanılmayacaktır.TÜRKÇEDEN Karamanoğlu Mehmet Bey

Okan A

AR

KO

CA

LU

AVŞARELLERİ

29

okuntuAVŞARELLERİ

Page 32: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

30

okuntuAVŞARELLERİ

SAĞLIKLI BESLENME

Beslenme, insanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli miktarlarda alıp vücudunda kullanmasıdır. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında veya gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği ve sağlığın bozulduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur. Vücudun büyüme ve gelişmesi, verimli çalışması, dış etkenlere ve hastalıklara karşı dirençli olabilmesi için sağlığın temelini oluşturan yeterli ve dengeli beslenme önemlidir.

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

Vücudun büyümesi, dokuların yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması yeterli ve dengeli beslenmedir. Besin öğeler i vücudun gereksinmeleri düzeyinde alınamazsa, yeterli enerj i o luşmadığı ve vücut dokuları yapılamadığından “yetersiz beslenme” durumu oluşur.

Birey yeterince yemesine karşın, uygun seçim yapamadığı ya da yanlış pişirme yöntemi uyguladığı zaman bu besin öğelerinin bazılarını alamayabilir. Bu durumda, o besin öğesinin vücu t ça l ı şmas ındak i i ş l ev i ye r i ne getirilemediğinden yine sağlık bozukluğu oluşur. Bu durum da “dengesiz beslenmedir”.

BESİN ÖĞELERİ VE VÜCUT ÇALIŞMASINDAKİ ETKİNLİKLERİ

İnsanın gereksinmesi olan ve besinlerin bileşiminde yer alan 40'ı aşkın besin öğesi kimyasal yapılarına ve vücut çalışmasındaki etkinliklerine göre 6 grupta toplanır. Bunlar; proteinler, yağlar, karbonhidratlar, madenler, vitaminler ve sudur.

Proteinler: Proteinler, hücrelerin esas yapısını oluşturur. Belirli hücreler birleşerek vücut organları ve dokuları yapılır. Protein, büyüme ve gelişme için en önemli besin öğesidir. Birçok hücre zamanla ölür ve yenileri yapılır. Bu

nedenle proteinler, hücrelerin sürekliliği için de önemli bir besin öğesidir. Vücudun savunma sistemlerinin, vücut çalışmasını düzenleyen

enzimlerin, bazı hormonların da esas yapıları proteindir. Protein aynı zamanda vücutta

enerji kaynağı olarak da kullanılır.

Yetişkin insan vücudunun ortalama % 16'sı proteinden oluşur. Bu depo şeklinde değil, çalışan ve belirli ödevler yapan hücreler şeklindedir.

Yağlar: Yetişkin insan vücudunun ortalama %18'i yağdır. Birey harcadığından çok yediğinde vücudun yağ oranı ar tar, harcadığından az yediğinde ise azalır. Bu nedenle vücut yağı insanın başlıca enerji deposudur. Enerji kaynağı olmadığında, vücuttaki yağ deposu kullanılır. Yağ en çok enerji veren besin öğesidir. Vitaminlerin bir bölümü vücuda yağla alınır. Yağ doygunluk hissi verir. Derialtı yağı vücut ısısını kontrol eder.

Yağlar bileşimlerinde bulunan yağ asitlerine göre 3 gruba ayrılırlar;

a)Doymuş yağ asitleri ( tereyağı, içyağı, vb.)

b)Tekli doymamış yağ asitleri (zeytinyağı)

c)Çoklu doymamış yağ asitleri (ayçiçekyağı, mısırözüyağı, soya yağı vb.)

Dr. Erdal GÜRBÜZ

Page 33: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

31

okuntuAVŞARELLERİ

Karbonhidratlar: Karbonhidratların başlıca görevi vücuda enerji sağlamasıdır. Günlük enerjimizin çoğunu karbonhidratlardan sağlarız. İnsan vücudunda karbonhidratlar çok az miktarda glikojen olarak bulunur. Glikojen en çok karaciğerde yer alır. Diğer organlarda ve kaslarda da bir miktar glikojen bulunur. Kanda glikoz şeklinde belirli miktarda bulunması, dokulara sürekli enerji sağlanması bakımından önemlidir. Yetişkin insan vücudundaki toplam karbonhidrat miktarı % 1'in altındadır.

Mineraller(Madenler): Yetişkin insan vücudunun ortalama %6'sı madenlerden oluşmuştur. Madenlerin bir bölümü iskelet ve dişlerin yapıtaşıdır. Diğer bir bölümü vücut suyunun dengede tutulmasını sağlar. Bazı madenler, vücutta besin öğelerinden enerji o l u ş m a s ı n d a v e z o r u n l u o k s i j e n i n taşınmasında gereklidir. Bazı madenler de vücudun çalışmasını düzenleyen enzimlerin bileşiminde yer alır.

Vitaminler: Vitaminlerin bir bölümü, besinlerle aldığımız karbonhidrat, yağ ve proteinden enerji elde edilmesine ve hücrelerin oluşması ile ilgili biyokimyasal olayların düzenlenmesine yardımcı olurlar. Bazı vitaminler, kalsiyum ve fosfor gibi madenlerin kemik ve dişlere yerleşmesine yardımcıdır. Bazı vitaminler de vücut için gerekli bazı besin öğelerinin bozulmadan işlevini sürdürmesi ve bazı zararlı maddeler in etki ler inin azalt ı lmasında yardımcıdırlar.

Su: Su, besinlerin sindirimi, dokulara taşınmaları, hücrelerde kullanılmaları sonucu oluşan zararlı atıkların ve vücutta oluşan fazla ısının atılması için gereklidir. Vücuttaki bütün kimyasal olaylar çözelti içinde oluştuğundan, vücutta yeterince su bulunması yaşam için zorunludur. Yetişkin insan vücudunun ortalama %59'u sudur. Bebeklerin vücudunda su oranı yetişkinlerden daha yüksektir.

Bütün besin öğeleri birlikte alındığında vücut normal büyüme ve gelişimini, sağlıklı ve güçlü çalışmasını sürdürür.

Günlük Alınması Gereken Besinler:

Yeterli ve dengeli beslenmek için değişik yaş, cinsiyet ve özel durumlardaki bireylerin enerji ve besin öğeleri gereksinmeleri farklıdır.

Besinlerimiz, içerdikleri besin öğelerinin türleri ve miktarları yönünden farklıdır. Bazı besinler proteinden, bazıları karbonhidrattan zengindir. Bu nedenle, besinlerimizi, besleyici değerleri yönünden 4 grup altında toplayabiliriz. Bu grup içinde yer alan besinler, birbirinin yerini tutar. Günlük beslenmemizde her gruptan besin bulunur ve bunların miktarları gereksinmemize uygun olursa, yeterli ve dengeli besleniriz:

Grup 1:

Süt ve sütten yapılan yiyecekler: Bu grup kalsiyum için en iyi kaynaktır. Süt, yoğurt, peynir, çökelek, süt ile yapılan tatlılar bu gruba girer. Bu gruptaki yiyeceklerin herhangi birinden veya bir kaçından günde 2 porsiyon yenilmelidir. En az bir büyük su bardağı süt veya yoğurt, iki kibrit kutusu büyüklükte peynir, bir küçük kâse muhallebi veya sütlaç bir porsiyon kabul edilir. Bu gruptaki yiyecekler özellikle büyümekte olan çocuklar, gebe ve emzikli kadınlar ile yaşlılar için önemlidir. Yetişkin ve normal durumda olan kişilere günde iki porsiyon, çocuklar, gebe-emzikli kadınlar ve yaşlılar 3-4 porsiyon almalıdır.

Grup 2:

Et, tavuk, balık, yumurta, kuru nohut, fasulye, mercimek ve bu besinlerden yapılan ürünler: Bu gruptaki besinler protein, B vitaminleri ve demirden zengindir. Enerji de verirler. Herhangi birinden ya da bir kaçından her gün 2 porsiyon yenilmelidir. Bu grup besinler, öğle ve akşam birinci yemeği oluşturur. Öğünlerden birinde kuru baklagil, birinde etli sebze yemeği yeterlidir. Etin yerine balık veya tavuk da yenilebilir. Gençler, gebe-emzikli kadınlar bu gruptan 3 porsiyon almalıdır.

Grup 3:

Taze sebze ve meyveler: C vitamini, birçok vitamin ve mineral gereksinmemizi bu gruptan

Page 34: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

32

okuntuAVŞARELLERİ

karşılarız. Karnabahar, kereviz, patlıcan, enginar, pancar, kabak, domates, salatalık, biber, yeşil yapraklı sebze ve otlar, havuç, her türlü meyveler bu gruba girer. Bu gruptaki yiyeceklerin herhangi birinden veya bir kaçının karışımından her gün 5-7 porsiyon yenilmelidir.

Grup 4:

Tahıllar ve tahıllardan yapılan yiyecekler: Bu grup temel enerji kaynağımızı oluşturur. Ekmek, makarna, şehriye, pirinç, bulgur, kuskus, börekler, un ve irmikten yapılan tatlılar bu gruptandır. Ekmek, her öğün yediğimiz yiyecektir. Yetişkin bir kişi için öğünlerde bile 1-2 orta dilim ekmek yeterlidir. Hareketi fazla olan kişiler bunun iki üç katını yiyeceği gibi, daha çok oturarak iş yapan kişilerin bir porsiyondan fazla yemelerine gerek yoktur. Hareketli kişiler yaptıkları işin derecesine göre 2-3 porsiyon

yiyebilirler. Bu gruptan günde 4-6 porsiyon yenilmelidir.

B u g r u p l a r d a b e l i r t i l m e y e n , f a k a t y i yecek le r im ize l ezze t ve rmek i ç in kullandığımız yağlar, şeker, salça ve baharat vardır. Şeker ve şekerli tatlılar vücuda sadece enerji sağladığından bunların fazla tüketilmesi şişmanlığa neden olur. Beden hareketi çok olan işçiler ve sporcular her yemekte tatlı yiyebilirler. Günlük yediğimiz yağların aşağı yukarı yarısı, yiyeceklerimizin bileşiminden gelir. Özellikle etle pişirilen yemeklere ilaveten yağ koymaya gerek yoktur. Katı ve sıvı yağlardan dengeli bir şekilde yenmelidir. Günlük bir kişinin alacağı yağ miktarı 20-30 g. (2-3 silme yemek kaşığı) kadardır. Bu yağın 1/3 ü bitkisel sıvı yağlar, 1/3ü zeytinyağı, 1/3 ü katı yağ olmalıdır.

Page 35: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

33

Ablak:Parlak, yuvarlak, dolgun yüz.Acar akça:Katkısız, saf gümüş para.Acarlamak:Tazelemek, yenilemek.Acem:İran, İranlı.Acısu:Yozgat Alaca arasında yer adı.Ağcalıoğlu:Kozan'ın Akçalı köyünü kuranlardan ünlü biri.Ağdam:Kadirliye bağlı köyAğır devlet:Gösterişli yaşam.Ağır sohbet:Koyu, derin, ustaca söyleşi.Ağlık:Aklık, beyazlık.Ağyar:Sevgili.Ah ü zar:Ah çekmek ve ağlamak.Ahdetmek:Gayret göstermek.Ahır Dağı:Kahramanmaraş'ın kuzeyindeki dağ.Ahir zaman:Son zaman, kıyamet günü.Ahmet Bey:İstanbul'a sürgün edilen Elbeylioğlu Ahmet Bey.Ahval:Haller, durumlar.Akdağ:Yozgat ilinin Akdağmadeni ilçesi.Akkale:Kozlu - Andırın - Göksun arasında yer adı.Akköprü:Kozan - Kadirli arasındaki Çukur Köprü.Arnac:KarşılıkBab:Giriş, kapı.Bay:Varlıklı, zengin.Bensinmez:Önemsemez.Bibi:Hala, babanın kız kardeşi.Böğür: Vücudunun kaburga ile kalça arasındaki yan bölümü.Buhur:Erkek deve.Bük:Yokuşta kıvrımlı yoldan kıvrımın son görülen ucuCıda:Kargı gibi bir çeşit sopa, savut.Cırlavuk:Kayseri Kocasinan İlçesinin Mahallesi (Eskiden Köydü)Çezmek:Çözmek.Dabaka:Tütün tabakası.Dabanca:Tabanca.Dar ikindin:İkindinin akşama yakın bölümü.Dezze:Teyze.Dıkılmak:Girmek, katılmak.Dokanmak:Dokunmak.Doru:Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan, yağız at.Dölek:Düzlük yer.Döş:Göğüs, bağır.Duluk:Şakak üzerinde saç ile sakalın birleşimi olan kısım.Düşürdüler al vurdu ya: Hile, pusuFerman:Padişah buyruğu.Gada:Dert, hastalık, belâ.Gadanı alıyım:Sana gelecek kaza, bela bana gelsin.Galan:Kalan, şimdi.Gara erk:Siyah renkli deveGar'ardıç:Karaardıç, ardıç ağacının en iyisi.Gaydasına böyle geldi:Kafiyesine uydurmak.

okuntuAVŞARELLERİ

Page 36: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

34

Galan:Kalan, şimdi.Gara erk:Siyah renkli deve.Gar'ardıç:Karaardıç, ardıç ağacının en iyisi.Gaydasına böyle geldi:Kafiyesine uydurmak.Genden ağlamak:İçten ağlamak.Gulunç:Kulunç, Omuz.Gurhana:Mezarlık.Habba:Fatma, Habibe.Habe:heybe.Han' oldu:Hani nerde kaldı?Hayıflanmak:Acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmek.Hotacı:Cömert, yüce gönüllü.Höykürmek:Yüksek sesle ağlamak.Hûn:Kan.İçlik:İşlik, Yelek altına giyilen mintan.İl:Aşiret, oymak.İsmarıç:Sipariş.Kamalak:Katran cinsinden bir çam çeşidi, sedir.Kaman:Pınarbaşı İlçesinin bir köyü.Kanı garrah olmak:Yağma etmek, ganimete doymak.Kele:Daha çok kadınların kullandığı “Ayol, hey, yahu” anlamında bir hitap sözü.Kemha:Bir çeşit ipekli kumaş.Kirmani:Kirman kentinde yapılmış eğri kılıç. İran'da bulunan bu kentin ustaları en iyi kılıç yapmalarıyla ünlüydü.Kulun:Kısrak yavrusu.Küküm:İyice, büsbütün yaşlı, kocamış.Mağrıp:Garp, batı.Manca:Bir tür sebze.Maşrık:Şark, doğu.Maya:Dişi deve.Mencilis:Meclis.Mezada dökülmek:Artırma ile satışa çıkarmak, burada ucuza satılmak.Mürseloğlu:Reyhanlı oymağının beyi.Omar:Ömer.Osanmak:Usanmak.Otluğa çıkmak:Hayvanlarını otlatmak için gitmek.Puşt:Dönek.Sehil:Sahil.Sektesinden:Denginden.Sinilemek:Sinek için vızıldamak.Şor:Söz, lâf.Tay:Üç yaşına kadar at yavrusu.Temren:Mızrak ucundaki sivri demir.Ulam ulam olmak:Renk renk, çeşit çeşit olmak.Yarsuvat:Ceyhan.Yekinmek:Yerinden kalkmak, Kalkmaya davranmak.Yergin:Bitkin, üzgün.Yırak:Irak, uzak.Zılgıt:Kadınların ellerini ağızlarına götürerek ses çıkarmaları.Zıncarlık:Zıngarlık. Ceyhan yakınlarında yer adı.

okuntuAVŞARELLERİ

Page 37: OKUNTU AVŞARELLERİ E-DERGİ OCAK - 2016avsarelleri.com/FileUpload/ks776364/File/okuntu...ağıdın ezgisi, Zülfü Livaneli tarafından Nazım Rusların teçhizatlı olduğunu, bizim

Kayı

Bayat

Alkaevli

Karaevli

Günhan

Avşar

Kızık

Beğdili

Karkın

Yıldızhan

Yazır

Döğer

Dodurga

Yaparlı

Ayhan

Bozoklar

Bayındır

Peçenek

Çavuldur

Çepni

Gökhan

İğir

Büğdüz

Yıva

Kınık

Denizhan

Salur

Eymür

Alayuntlu

Yüregir

Dağhan

Üçoklar

OĞUZLAR(Türkmenler)

Okan AVŞARKOCAOĞLU

Bugünden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda başka dil kullanılmayacaktır.TÜRKÇEDEN Karamanoğlu Mehmet Bey

Oka

n A

AR

KO

CA

LU

AVŞARELLERİ

okuntuAVŞARELLERİ