orman bakanlığı yayın noosmanlı devletinin son dönem idari taksimatında acıpayam ilçesi,...

15
EŞELER YAYLASININ TANITIMI VE BEKLENEN MUHTEMEL İŞLEVLERİ 1 Dr. Said DAĞDAŞ 2 Osman ÜNLÜ 3 ÖZ Bu çalışmada başta Dodurgalar Kasabası olmak üzere Denizli’nin Acıpayam ilçesinin ilgili yerleşim birimleri (Yazır, Bademli, Kumavşarı, Gümüş) tarafından yayla olarak kullanılan ve yine yaylanın doğu mailesinde yer alan Burdur’un ilçe merkezleri (Tefenni, Karamanlı ve Yeşilova) ve diğer kasaba ve köylerinin de (özellikle Güney, Beyköy, Salda gibi kasabaları) yaylalarının bulunduğu Eşeler Yaylasının tanıtılmasına yönelik bilgiler sunulmuştur. Yörenin kuzeyinde yer alan Salda Gölü turistik bir merkez olarak giderek önem kazanmaya başlamıştır. Aynı zamanda Eşeler Yaylası da mevcut yaşayan yaylacılık kültürünün yanı sıra yayla turizminin geliştirilmesi kapsamında Denizli-Burdur ve Antalya illeri yol güzergahında yer almaktadır. Bu kapsamda elde alınan çalışmanın, ileride ekolojik dengeyi bozmamak kaydı ile yörede yapılacak turizmi geliştirmeye yönelik faaliyetlere de bir altlık oluşturacağı öngörülmektedir. Anahtar Kelimeler: 2002 Uluslararası Dağlar Yılı, Eşeler Dağı, Eşeler Yaylası, Dodurga, Yazır, Yeşilova, Tefenni. Resim A. Muza mahallesi (Eriza)-Pınarönü mevkiinden Akkaya doruğunun (2268 m) batıdan görünümü (Osman Ünlü, 27.04.2002). 1 25-27 Haziran 2002 tarihleri arasında Kastamonu-Ilgaz Dağı’nda “2002 Uluslararası Dağlar Yılı Münasebetiyle Orman Bakanlığı tarafından düzenlenen TÜRKİYE DAĞLARI I. ULUSAL SEMPOZYUMU’na sunulmuş olan makalenin güncelleştirilmiş kısa bir özetidir. 2 P. K. 24, 06501 Bahçelievler / Ankara, Tel.: 0.312. 212 63 00 / 2268-2449, e-posta: [email protected] 3 3032 Sokak, Nu.: 4 Bağbaşı / Denizli, Tel.: 0. 258. 266 11 48.

Upload: others

Post on 10-Feb-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

EŞELER YAYLASININ TANITIMI VE BEKLENEN MUHTEMEL İŞLEVLERİ1

Dr. Said DAĞDAŞ2

Osman ÜNLÜ3

ÖZ

Bu çalışmada başta Dodurgalar Kasabası olmak üzere Denizli’nin Acıpayam ilçesinin ilgili yerleşim birimleri (Yazır, Bademli, Kumavşarı, Gümüş) tarafından yayla olarak kullanılan ve yine yaylanın doğu mailesinde yer alan Burdur’un ilçe merkezleri (Tefenni, Karamanlı ve Yeşilova) ve diğer kasaba ve köylerinin de (özellikle Güney, Beyköy, Salda gibi kasabaları) yaylalarının bulunduğu Eşeler Yaylasının tanıtılmasına yönelik bilgiler sunulmuştur.

Yörenin kuzeyinde yer alan Salda Gölü turistik bir merkez olarak giderek önem kazanmaya başlamıştır. Aynı zamanda Eşeler Yaylası da mevcut yaşayan yaylacılık kültürünün yanı sıra yayla turizminin geliştirilmesi kapsamında Denizli-Burdur ve Antalya illeri yol güzergahında yer almaktadır. Bu kapsamda elde alınan çalışmanın, ileride ekolojik dengeyi bozmamak kaydı ile yörede yapılacak turizmi geliştirmeye yönelik faaliyetlere de bir altlık oluşturacağı öngörülmektedir.

Anahtar Kelimeler: 2002 Uluslararası Dağlar Yılı, Eşeler Dağı, Eşeler Yaylası, Dodurga, Yazır,

Yeşilova, Tefenni.

Resim A. Muza mahallesi (Eriza)-Pınarönü mevkiinden Akkaya doruğunun (2268 m) batıdan görünümü (Osman Ünlü,

27.04.2002).

1 25-27 Haziran 2002 tarihleri arasında Kastamonu-Ilgaz Dağı’nda “2002 Uluslararası Dağlar Yılı Münasebetiyle Orman Bakanlığı tarafından düzenlenen TÜRKİYE DAĞLARI I. ULUSAL SEMPOZYUMU’na sunulmuş olan makalenin güncelleştirilmiş kısa bir özetidir. 2 P. K. 24, 06501 Bahçelievler / Ankara, Tel.: 0.312. 212 63 00 / 2268-2449, e-posta: [email protected] 3 3032 Sokak, Nu.: 4 Bağbaşı / Denizli, Tel.: 0. 258. 266 11 48.

Page 2: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

İÇİNDEKİLER ......................................................................Hata! Yer işareti tanımlanmamış. ÖZ.............................................................................................................................................. 1 1- GİRİŞ .................................................................................................................................... 1

1.1- Araştırmanın Amacı ve Kapsamı...................................................................................... 1 1.2- Ormanlardan Çok Yönlü Faydalanma İlkeleri ............................................................... 1 2- MATERYAL VE YÖNTEM ................................................................................................. 2

2.1- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Tanıtımı, (Mevkii, Coğrafi Sınırları) ........................ 2 2.2- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının İklim Özellikleri.......................................................... 5 2.3- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Toprak Nitelikleri....................................................... 5 2.4- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Bitki Örtüsü-(Ekolojik Zenginlik)............................. 5 2.4.1- Eşeler Dağında Asli Ağaç Türü / Türleri........................................................................... 5 2.4.2- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasında Otsu ve Odunsu Türler, Tali Ürün Üretimi ................. 6 2.4.3- Eşeler Dağında Endemik Türler-Tehlike Altında Bulunan Türler ve Ekosistemler .......... 7 2.4.4- Anıt Ağaçlar ...................................................................................................................... 7 2.5- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasında Yaban Hayatı.................................................................. 8 2.6- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasında Yaşayan Kültürel Zenginlik...................................... 8 2.6.1- Yaylaya Çıkma Geleneği................................................................................................... 8 2.6.2- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Halk Kültürüne Yansıması........................................... 8 2.7- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasında Orman-Halk İlişkileri................................................ 9 2.8- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Ekolojik Turizm Açısından Değerlendirilmesi ...... 10 3- DEĞERLENDİRME, SONUÇ VE ÖNERİLER............................................................... 12 4- KAYNAKÇA........................................................................................................................ 14

1- GİRİŞ 1.1- Araştırmanın Amacı ve Kapsamı

Bu tebliğde, Denizli-Acıpayam-Dodurgalar Kasabasının da yaylarının bulunduğu Eşeler dağı silsilesini ve Eşeler yaylasını tanıtmak;

- yaylanın az bilinen değerlerini ortaya çıkarmak ve beklenen işlevlerini öne çıkarmak, - yayla kültürünü tanıtmak, konar-göçer yörük hayatından yerleşik Türkmen kültürüne4 geçiş

sürecine kısaca değinmek, - yöre insanının gelir seviyesini yükseltecek ekolojik turizm anlayışı çerçevesinde ileriye,

uygulamaya dönük5 öneriler geliştirmek amaçlanmıştır. 1.2- Ormanlardan Çok Yönlü Faydalanma İlkeleri

Ormanların çok yönlü faydalanma çerçevesinde düzenlenmesi için üç ana ilke belirlenmiştir: a) Orman toprağını kullanma ekonomisi (Bu ilke, orman topraklarının en iyi kullanım

faaliyetlerine dağıtılması olarak tanımlanmaktadır), b) Matematiksel programlama, c) Üretim kuramı (Ormancılıkta “birleşik üretim” esastır. Bir üretim sürecinde aynı yetişme

ortamında tomruk, maden direği, sanayi odunu, v.b. odun hammaddesi üretilmektedir. Ormandan elde edilen hasıla ile çok yönlü faydalanma kapsamındaki gezi, dinlenme, konaklama, avcılık, yaban hayatı, erozyon kontrolü, mer’a ıslahı faaliyetlerinin üretim sürecindeki biyolojik ve fiziki ilişkilerinin ortaya konması önem taşımaktadır).

Ormanların sadece odun üretimine tahsis edilmesi yeterli değildir. Herhangi bir plan ünitesinde orman alanlarının odun üretimine, orman içi düzlüklerin ot üretimine ve yaylacılığa, gerekli görülen diğer mekanların günün ihtiyaçları doğrultusunda gezi, konaklama, kültürel kaynaşmayı artırma, sosyalleşme, kamp kurma, yaban hayatını geliştirme ve ıslah etme, avcılığı düzenleme, erozyon ve enerji ormanı tesislerini gerçekleştirme, ilmi çalışmalara (araştırma ormanı, teknik gezi, eğitici doğa gezileri, v.b,) özne olma, özellikle su kaynaklarını koruma başlıkları altında yer alan faaliyetlere tahsisi sözkonusudur (Sun, 1986, s. 8, 9, 10). Bu işlevler, öncelik ve önem sıraları doğrultusunda “ormandan bütünleşik çok yönlü faydalanma” çerçevesinde Orman Amenajman Planlarında yer almalıdır.

4 “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş"!“ denilir. Bu sözü “Yörüğü şehre indirmişler, Allah’a şükür demiş!“ şeklinde değiştirmek istiyoruz. Çünkü “medeniyet“, şehirleşme ile özdeş bir süreçtir. Bu nedenle ecdadımızın bu topraklarda kurduğu medeniyetler yerleşik kültür medeniyetleri olarak dünyada, milletimizin seçkin konumunun en güzel örnekleridir. 5 “Artuklular zamanında (1181-1206) Diyarbakır’da yaşamış ve mekanik alanında çalışmaları olan, otomatik olarak çalışan cihazlar yapan Ünlü Türk alimlerinden El-Cezeri’ye (Ökten, 1993, s. 504-505) ait olan ifadeler şöyledir: “Uygulamaya dönüşmeyen ilim, doğru ile yanlış arasında bir yerdedir.”.

Page 3: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

2- MATERYAL VE YÖNTEM 2.1- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Tanıtımı, (Mevkii, Coğrafi Sınırları)

Osmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi Karaağaç kazası Hamid sancağına bağlı olarak teşkilatlanmıştır. Bu dönemde Garbi karaağaç kazası mülki sınır açısından Eşeler yaylasının bugünkünden çok daha geniş olarak kısmını içinde barındırırken, Eşeler dağı silsilesinin mülki sınırı sonradan yapılan idari taksimat doğrultusunda değişikliğe uğramıştır. Acıpayam kazası başlangıçta, Yeşilova (Satırlar bucağı) ve Çameli’yi (Karaman bucağı) de içine almakta idi. Sonradan bu nahiye merkezlerinin ilçe merkezi olarak teşkilatlandırılması ile Eşeler dağı silsilesi de idari yapılanmaya uygun olarak su bölümü çizgisi dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında kalmıştır. Eşeler dağı silsilesi de mülki olarak Acıpayam, Yeşilova, Tefenni ve Karamanlı ilçeleri arasında yer almıştır.

Eşeler Yaylası Acıpayam’ın en önemli yaylasıdır (Dağdaş ve Dağdaş, 2001, s. 46). Bir başka ifade ile bu dağ silsilesi üzerinde birinci derecede önem taşıyan yayla ve meralar yer almaktadır.6 Aynı zamanda kuzey-güney istikametinde uzanan Eşeler dağı silsilesi Acıpayam ovasının doğusunda Denizli-Burdur sınırını yaklaşık olarak su bölümü çizgisi doğrultusunda ayırmaktadır. Maden yatakları bakımından (özellikle krom madeni) zengindir. Bir taraftan Salda gölüne uzanan, diğer taraftan 2268 m. yüksekliğindeki Eşeler Dağı-Erenler dorusu 7-(Akkaya dorusu8) ile bu yörenin en yüksek zirvesi de Eşeler yaylası içinde yer almaktadır (Resim A ve Resim 1).

Eşeler Yaylasının en alçak noktası Akkaya Serisinin Dalaman Çayı ile kesiştiği Bedirbey köyü kıyısıdır. Bu noktada rakım 895 m.’dir. En yüksek noktası ise Akkaya olarak da bilinen, Eren tepe veya Eşeler dağı olarak daha çok kullanılan ismiyle 2268 m. rakımlı tepedir. Belli başlı yükseltiler ise şöyledir: Kazancı tepesi: 2089 m., Tınaz tepe (Yangın kulesi): 2079 m., Çeş tepe (Ufakpınarlar): 2056 m, Kızlar sivrisi: 2054 m, Eren tepe (Yazır dorusu): 2003 m, Tavşan tepe: 1994 m, Serneferler tepe (Kırklar): 1930 m, Karaçam tepe: 1918 m, Karaçalılık tepe: 1867 m, Ercöz tepe: 1802 m.

Yaylalar ise ortalama 1500 ile 1700 m rakımlarda yer almaktadırlar. Tefenni Orman İşletme Şefliği 81 363.5 ha genel alana sahip olup, bu alanın 20 036.5 ha’ı

ormanlıktır. Bu alanın tamamı Muhafaza Karakterinde Orman İşletme Sınıfındadır. Ormansız alan miktarı ise 61 327 ha’dır (Anonim, 1998 b, s. 223). Yazır Orman İşletme Şefliğinde toplam 38 930.5 ha alanın 15 594.5 ha’ı ormanlık alandır ve bu alanın 8241.5 ha’ı Muhafaza Karakterinde Orman İşletme Sınıfındadır. Ormansız alan miktarı ise 23 336 ha’dır (Anonim, 2001, s. 25). Yazır İşletme ormanları Acıpayam’a 25 km uzaklıktadır. Acıpayam-Denizli arası ise 51 km’dir. Yeşilova Orman İşletme Şefliği ise 109 906 ha genel alana sahip olup, bu alanın 42 743.5 ha’ı ormanlıktır. Ormansız alan miktarı ise 67 162,5 ha’dır (Anonim, 1998 a, s. 119).

Eşeler dağı silsilesinde genel ormanlık alan miktarı 78 374.5 ha’dır. Ormansız alan miktarı da 167 420 ha’dır. Otlakları ile meşhur olan Eşeler yaylasına Dalaman’dan sürüsü ile gelen bir yörüğe atfedilen söz şöyledir: “Ne dağına gön9 yetirebildim, ne suyuna un yetirebildim (Hacı Mehmed Unlu, Y. Dodurga, 20.06.2002)”.

Eşeler yaylasından doğan Değirmendere yaylanın batıya bakan yamaçlardaki dereciklerden

beslenir. Aksu deresi ise yaylanın güneye bakan dereciklerinden beslenerek önce Ecel deresi adıyla, sonra da Aksu deresi adıyla Dalaman çayına karışır. Her iki dere Dalaman çayının doğduğu, beslendiği ilk su kaynakları arasında yer almaktadır. Yaylanın doğusunda Burdur’un Yeşilova, Karamanlı, Tefenni ilçeleri bulunmaktadır. Batısında ise Denizli’nin Acıpayam ilçesine bağlı olan Dodurgalar (Yukarı ve Aşağı Dodurga), Bademli,10 Yazır, Gümüş, Kumavşarı adlı yerleşim birimleri yer alır (Anonim, 2001, s. 4; Dağdaş ve Dağdaş, 2001, s. 44).

6 Yurt Ansiklopedisi, Türkiye, İl İl: Dünü, Bugünü, Yarını, Denizli ve Burdur İlleri, s. 1537, 1538, 2117, 2118. 7 Şükrü Tekin Kaptan, 1993, Gönül Sultanları Denizli’de, s. 156. 8 Doru kelimesi, doruk, zirve anlamında kullanılmaktadır. 9 Tabaklanmış deriden yapılan çarık. 10 Bademli köyü, 1936 yılında Aşağı Dodurga muhtarlığına bağlı iken sonradan müstakil muhtarlık yapılmıştır. Bu nedenle Eşeler yaylasının Beloluk ve Aktaş adıyla bilinen, Akkaya dorusunun batısında yer alan mevkileri “Aktaş gediğinin Beloluk’a uzanan kısmı” Dodurga’dan ayrılarak Bademli yaylası olarak tefrik edilmiştir. Bu konuda Bademli’li Mevlüt Tekin’den (1927 doğumlu) ve Yukarı Dodurgalı Halil Mengi’ den (1920 doğumlu) bilgi alınmıştır.

2

Page 4: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

Eşeler Yaylasının; Çat Boğazı, Çat Boğazından doğuya doğru Naldöken tepe ve Delmeoluk deresi Yazır ile, Ercöz (Erceöz) tepesi, Serneferler (Kırklar) tepenin batısı (Akkaya tepesine (2268 m) bakan tarafı),

Akpınar (Karaçamlık) tepenin Akkaya tepesine bakan tarafı, Kovalıdere, Karlık çukuru, Kızlar sivrisi, Karamanlı ile,

Katran çukuru, Yoğunoluk’a uzanan hattı bala, Yoğunoluk, Kızlar sivrisi, Karakayalar Güney ile, Konak taşı, Kızanyurt, Aktaş gediği, Killik çeşmesi, Gökpınar, Eren tepesi veya bir başka

ifade ile Suluk, Cingen taşı, Alim taşı ve Yağcıbeleni ile Eren tepesi arasındaki Aktaş düzlüğünün üzerindeki alanlar Bademli ile Muza’dan doğuya doğru sınır teşkil eden bölümler,

halen Dodurgalıların yaylaları olarak kullanılmaktadır (Dağdaş ve Dağdaş, 2001, s. 46-4711). Yaylanın Toprak ini, Karamukçu deresi, Yatılı pınar, Doğan deresi, Yoğunoluk pınarı, güney

ve batıda Söğütlü, Narpuzlu (Yarpuzlu), Küçük göl yeri, Büyük göl yeri, Altıardıç (Resim 2), Horlek, Yukarı yayla, Erikli v.b. adlarla anılan mevkileri yukarıda belirtilen tepelerin düzlükleri olarak Dodurgalı çobanların “yurt”12 edindikleri düzlüklerdir. Yayla olarak kullanılan tabii meraların büyük çoğunluğu Orman Amenajman Planlarında OT (Orman toprağı) kodu ile gösterilmiştir.

Yukarıda belirtilen Dodurgalıların yaylaları yanında Aktaş düzlüğü, Düzyayla, Beloluk (Resim 3), Onoluk, Uluyayla, Darı alanı, Güney yaylası, Akpınar, v.b. düzlükler de Eşeler Yaylasında meşhur meralar arasında yer almaktadır.13

Resim 2. Söğütlü yaylanın üstündeki Altıardıç mevkiinden ardıçların ve Akkaya’nın görünümü (Said Dağdaş, 1979).

11 Bu konuda Yukarı Dodurgalı eski çobanlardan Halil Mengi’den (1336 doğumlu) bilgi alınmıştır. 12 Yaylada her bir çobanın, ya da küçükbaş hayvanı olanın çadır ya da alacık kurduğu yerler vardır. Bu belli yerlere yurt denilmektedir. Her bir çoban yalnızca kendi yurduna çadır kurabilmektedir (Fikret Sönmez’den alınan bilgi, 4.4.2002). 13 Bu yayla isimleri ilgili meşcere haritalarından alınmıştır (Anonim, 2001; Anonim, 1998 b).

3

Page 5: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

Resim 3. Beloluk mevkiinden kuzeybatı yönünde uzaktan, Honaz Dağının görünümü (Osman Ünlü, 1993).

Eşeler dağı ve yaylalarından doğan ana derelerin büyükleri Dalaman Çayına karışırlar.

Bunlardan Değirmendere, Güney yaylası, Yoğunoluk’dan gelen Doğanderesi, Akpınar ve Tınaz tepeden toplanarak gelen Kıramıkçı (Karamukçu) deresi ile Uluyayla’dan toplanıp gelen Delmeoluk deresinin Çat Boğazında birleşmesiyle iyice büyür ve Aktaş’dan gelen Çamgeçit deresi ile birleşip Değirmendere adıyla (Anonim, 2001, meşcere haritası) Dodurga ve Yazır kasabalarının bol bol meyva ve sebze yetiştirilen ve Bahçearası ve Bağarası olarak adlandırılan bahçelerini bitek, varvar topraklar haline getirir.

Elmalı yayla, Sümbüllü yayla, Kılçan yaylası, v.b. yayla isimleri de Eşeler Yaylasının doğu ve güneye bakan yamaçlarında yer alırlar (Anonim, 1998 b, meşcere haritası). Bu düzlük ve yükseltilerden doğan derecikler birleşip büyüyerek Ecel deresi adını alırlar. Bu derenin daha da büyümesiyle Dalaman Çayına (yörede Gireniz Çayı olarak bilinir) yakın kısımlarında Aksu deresi adını alır ve bu çaya karışır.

Genel olarak Eşeler dağı silsilesi kuzeyde Salda gölünü (rakım: 1139 m.) içine alarak kuzey-güney istikametinde bir “yüreğe benzer şekilde” uzanmaktadır. Doğuda Karataş gölüne, batıda Acıpayam Devlet Üretme Çiftliği, güneyde Horzum (Gölhisar) gölüne kadar devam etmektedir.

Orman İdaresi ve Planlaması açısından bakıldığında hem Denizli Orman Bölge Müdürlüğü, hem de İsparta Orman Bölge Müdürlüğü’nün çalışma alanı içinde kalmaktadır. İşletme Müdürlükleri açısından Acıpayam, Gölhisar ve Burdur Orman İşletme Müdürlükleri, İşletme Şeflikleri açısından ise Acıpayam-Yazır (eskiden Akkaya ve Malı dağı serileri), Burdur-Yeşilova (önceden Eşeler dağı, Hayriye, Salda ve Erençay serileri) ile Gölhisar-Tefenni (eskiden Aksudere, Bayramlar, Başpınar, Erençay ve Kovalıdere serileri) işletme şefliklerini kapsamaktadır (Anonim, 2001, Anonim, 1998 a; Anonim, 1998 b, s. 229).

Eşeler dağı silsilesini oluşturan Orman İşletme Şefliklerinden; önceden Aksudere, Bayramlar, Başpınar, Erençay ve Kovalıdere serileri olarak planlanan Tefenni Orman İşletme Şefliği Orman Amenajman Planı coğrafi konum olarak 370 28’ 21’’-370 06’ 58’’ kuzey enlemleri ile 290 36’ 48’’-290 58’ 14’’ doğu boylamları arasında kalmaktadır (Anonim, 1998 b, s. 12, 229). Önceden Akkaya ve Malı dağı serileri olarak planlanan Yazır Orman İşletme Şefliği Amenajman Planı 370 30’ 40’’-370 16’ 13’’ kuzey enlemleri ile 290 40’ 38’’-290 29’ 36’’ doğu boylamları arasında kalmaktadır (Anonim, 2001, s. 3). 1985-1994 yıllarına kadar Eşeler dağı, Hayriye, Salda, Değirmendere, Kermedağ, Yarışlı gölü ve Erençay Serilerinden oluşan Yeşilova Orman İşletme Şefliği Amenajman Planı, 370 23’ 30’’-370 48’ 22’’ kuzey enlemleri ile 290 30’ 42’’-300 00’ 46’’doğu boylamları arasında kalmaktadır (Anonim, 1998 a, s. 4). Eşeler dağı ve yaylaları silsilesi ortalama olarak 370 23’ kuzey enlemi ile 290 30’ doğu boylamı arasında kalmaktadır.

4

Page 6: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

2.2- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının İklim Özellikleri Yörede İç Anadolu iklimi ile Akdeniz iklimi arasında bir geçiş iklimi tipi görülür. Bu iklim

tipinde karasallığın etkisi belirgindir. Şöyle ki: geçiş iklimi tipinde bölge kışın daha soğur, yazın daha çok ısınır. Havadaki nisbi nem de düşüktür. Yıllık ortalama sıcaklık yaklaşık 900-1000 m. rakımlı Tablo 1’de yer alan alanlarda 120 C’nin üzerindedir (Atalay, 1987, s. 92). Yörenin ortalama yükseltisi 1500 m. civarında olduğu için (Anonim, 1998 a; Anonim, 1998 b; Anonim, 2001) Eşeler dağı silsilesinde yağış ortalaması bir miktar yüksektir, sıcaklık da daha düşük ortalamalar verecektir. Çünkü depresyon alanlarında yağış düşmekte, yükseldikçe artmaktadır. Yöreyi en iyi temsil eden nitelikteki Elmalı-Acıpayam depresyonu “yağmur gölgesi”nde kaldığı için yarı-kurak yarı nemli alanlar içine dahildir. Eşeler dağı silsilesi de büyük ölçüde 10-120 C ortalama sıcaklık değerleri arasındaki kuşakta yer almaktadır. Yüksek kesimler ise 8-100 C derece kuşağındadır (Atalay, 1987, s. 40 ve Şekil 4). Yağışların mevsimlere dağılışında Akdeniz etkisi belirgindir. Gölhisar’da yıllık yağışın % 50’si kışın, % 26’sı ilkbaharda, Burdur’da % 33’ü kışın, % 30’ u ilkbaharda görülmektedir (Anonim, 1987, s.92,93).

Yıllık ortalama yağış 450-635 mm. arasındadır. Aşağıdaki Tablo 1’de iklim verileri kısaca tanıtılmıştır. Tablo 1: Eşeler Yaylasına En Yakın Meteoroloji İstasyonlarına Ait İklim Değerleri (Anonim, 1974, s. 7, 8,

660; Anonim, 1984, s. 148, 150; Atalay, 1987, s. 43) Meteoroloji

İstasyonu Adı Rakım

(m.) Ort.Yağış

(mm.) Ortalama

Sıcaklık (o C) En Sıcak Ay

Ort.( o C) En Soğuk Ay

Ort.( o C) Enlem

Boylam

Yeşilova 450.0 Yalnızca 15 yıllık yağış değerleri mevcuttur. Gölhisar 635.0 12.6 23.4 (Tem.) Tefenni 507.0 22.7 (Tem.) 0.8 (Ocak)

Acıpayam (Rasat süresi 9 sene)

941 533.1 12.7 23.8 (Tem.) 2.2 (Ocak) 370 25” 290 20”

Burdur (Rasat süresi 44 sene)

967 423.0 13.0 24.2 (Tem.) 2.3 (Ocak) 370 43” 300 17”

2.3- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Toprak Nitelikleri

Amenajman planlarında yer alan bilgiler doğrultusunda yöre toprakları III. Zamanın Eosen devri toprak teşekkülatına sahiptirler. Toprağın ana kütlesi genellikle Kratese ve özellikle Üst Kratese kalkeri ile yer yer Jurastik filişlerden meydana gelmektedir. Kalkerlerin ayrışmasından kumlu kil toprakları oluşmuştur (Anonim, 1998 a, s. 122). Atalay’a göre ise yöre toprakları büyük ölçüde İntrazonal topraklardan oluşmaktadır. Bu alt bölüm içinde Eşeler yaylası topraklarının büyük kısmı “Ofiyitler üzerinde kısmen alkali sığ topraklar” olarak sınıflandırılmıştır. Akkaya dorusu gibi yüksek rakımlarda az da olsa “Yüksek dağ-çayır toprakları ve kayalık alanlar” da tefrik edilmiştir. Bu iki sınıflamanın yanı sıra Zonal Topraklar bölümünde değerlendirilen ve yaylanın batıya bakan mailelerinde “Kırmızımsı-kahverengi Akdeniz toprakları” sınıflamasına giren bölümler de vardır (Atalay, 1987, s. 24 (Şekil 1), s. 92-93 (Şekil 11)). Bunların yanında Eşeler dağı silsilesinin tamamına yakın kısmı “serpantin, diorit, gabro, melafir” jeolojik oluşum içinde kalmaktadır. Yaka Bucağını çevreleyen tepecikler ise “umumiyetle mesozoik” jeolojik oluşumlara dahil edilmektedir (Anonim, 1946).

2.4- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Bitki Örtüsü-(Ekolojik Zenginlik)

2.4.1- Eşeler Dağında Asli Ağaç Türü / Türleri

Eşeler dağı silsilesi içinde yer alan ormanlık alanlarda asli ağaç türleri başta karaçam olmak üzere, ardıç ve kızılçamdan oluşmaktadır. Asli ağaç türleri içersinde Fıstık çamı da belirtilmiştir. Bu ağaç türünün münferit olarak yerleşim birimlerinde dikildiği gözlenmiştir. Ancak ağaçlandırma sahalarında ihmal edilebilecek düzeyde fıstık çamı yer alabilir. Gözlemlerimizde rastlanmamıştır. Yer yer de meşe türleri asli ağaç türü olarak az da olsa yer almaktadır (Anonim, 2001, s. 44; Anonim, 1998 a, s. 125; Anonim, 1998 b). Amenajman planlarında yer almayan bir diğer orman ağacı türü Palamut meşesidir. Bu tür, Dodurgalar kasabası ovasında başta olmak üzere Eşeler dağı silsilesinin batı yakasında (Yaka Bucağında) Pelitarası denilen muhitte tek tek tarlalarda doğal olarak mevcuttur.

5

Page 7: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

Orman Yetişme Ortamları açısından incelendiğinde de; yukarıda belirtilen tür ya da türlerin dağılımına uygun olarak yörenin Akdeniz İç Anadolu Geçiş Kuşağı (Akdeniz Ardı Bölgesi)’ne dahil olduğu görülmektedir. Yörenin özellikle 3.3.6. ve 3.3.9. kodlu (Isparta-Burdur-Tefenni) ve (Acıpayam-Gölhisar havzası çevresi)’ne dahil olduğu, bu alt bölümlerden de “sedir, göknar, karaçam, ardıç ormanları”nın yetişme ortamı olarak sınıflandırıldığı belirtilmektedir (Atalay, 1987, s. 104-105 (Şekil 14)). Bu yetişme ortamı sınıflandırması büyük ölçüde doğrudur. Ancak Eşeler dağı silsilesi içinde Toros sediri ve Toros göknarı yayılışı yoktur. Bu nedenle 3.3.9. kodlu alanın sınırları ya daraltılmalı, ya da iki ayrı sınıflama yoluna gidilmeli idi. Ki zaten, Şekil 13’de Eşeler Yaylasındaki orman toplulukları ardıç, meşe ve karaçam olarak belirtilmiştir ki doğru tesbit de bu şekilde olmalıdır.

Ardıç ve meşe zonunun üzerinde karaçam topluluklarının hakim olduğu belirtilmektedir (Atalay, 1987, s. 100). Bu asli ağaç türlerinin yanı sıra daha alçak rakımlarda kızılçam ormanları da mevcuttur. Akkaya dorusunun bulunduğu yüksek alanlar ise Subalpin-Alpin Çayır Bölgesine girmektedir. Az miktarda da Ultrabazik alanlar da bulunmaktadır (Atalay, 1987, s. 24 (Şekil 1), s. 92-93 (Şekil 11), (Şekil 13)). Kızılçam yörede ortalama 1250-1300 m. rakıma kadar doğal olarak yayılış göstermektedir (Anonim, 2001 a, meşcere haritası (102, 147 ile 222-223 numaralı bölmelerde olduğu gibi).

Eşeler yaylasını çevreleyen orman parçaları büyük ölçüde “Muhafaza Karakterli İşletme Ormanları”ndan oluşmaktadır. Bu işletme sınıfında hakim ağaç türleri belirgin biçimde Karaçam ve Ardıç’tır. Sözgelimi Tefenni Orman Amenajman Planı işletme sınıfı olarak; Karaçamın 4. ve 5. bonitette bir yetişme ortamına sahip olması, step zonuna geçiş mıntıkasında bulunması, yıllık yağışın düşüklüğü, toprağın serpantin özellikte olması gerekçeleri doğrultusunda tek bir işletme sınıfı olarak “Muhafaza Karakterli İşletme Ormanları” tefrik edilmiştir (Anonim, 1998 b, s. 229). Ormanlık alanların yaklaşık tamamı da planın eskiden Aksudere ve Kovalıdere olarak planlanan bölümlerinde yer almaktadır.

2.4.2- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasında Otsu ve Odunsu Türler, Tali Ürün Üretimi14

İncelenen Amenajman Planlarında genel olarak gözlendiği belirtilen ve bizlerin de

gözlemlediği bazı odunsu ve otsu türler şunlardır: Kermes meşesi (= Çalı) (Q. coccifera), dikenli ardıç (= kızıl ardıç), laden (pamukluk=tavşancık) (Cistus ssp.), ahlat (=çöğür armudu), karaağaç, dağ elması, akçakesme, koca yemiş. Titrek kavak (Populus tremula) da gözlenen türler arasında sayılmıştır (Anonim, 2001, s. 44). Ancak tarafımızdan yapılan gözlemlerde Titrek kavağa rastlanılmamıştır. Kekik türleri (dağ kekiği ve taş kekiği olarak bilinir), dağ çayı (=ada çayı) türleri, böğürtlen, çayır otları v.b. otsu türlerin belli başlıcaları olarak belirtilebilir. Otsu bitkiler arasında sayılan Eğrelti otuna (Pteridium ssp.) da gözlemlerimizde rastlanmamıştır.

Yörede kıramık adıyla bilinen kadın tuzluğu ve karamuk (Berberis vulgaris L., Berberis crataegina DC.) çalıları oldukça yaygındır. Köpek gülü olarak bilinen kuşburnu (Rosa canina L.) da yayılış göstermektedir. Alçak mıntıkalarda sütleğen (Euphorbia ssp.) çok yaygındır. Aynı zamanda Dodurgalar kasabası civarında “mennengeç”=menengiç olarak bilinen Pistacia terebinthus L. yayılışı bulunmaktadır.

Yeşilova ve Tefenni Orman Amenajman Planlarında da benzer tür ve topluluklar zikredilmiştir (Anonim, 1998 a, s. 125; Anonim, 1998 b).

Kermes meşesine münferit olarak rastlandığı belirtilmiştir (Anonim, 2001, s. 44). Aksine Kermes meşesi yörede alçak rakımlarda en yoğun bitki örtüsü olarak dikkat çekmektedir. Çünkü Akdeniz iklim etkilerinin görüldüğü sahaları yansıtan müşir bitki türü kermes meşesidir. Çalı olarak adlandırılan bu kısa boylu, sert odunlu maki elemanı Toroslarda Isparta, Burdur ve Keçiborlu havzasının kuzeyine kadar sokulmaktadır. Ayrıca maki elemanı olan ve Akdeniz iklim şartlarının hüküm sürdüğü sahaların “müşir bitki”si olan bu bitki türü sahilden 1500-1600 m’ye kadar çıkabilmektedir (Atalay, 1987, s. 62 ve 102). Eşeler dağı havzasının alt rakımlarında, sözgelimi Yaka Bucağı olarak bilinen Acıpayam’ın Dodurga-Yazır bölümünde 1400-1500 m’ye kadar, yukarda yer 14 Ormanlardan çok yönlü faydalanma günümüzde önemini giderek arttırmaktadır. Bu yaklaşımdan hareketle ormanlardan faydalanmada hala kullanılan, asli ürün/tali ürün istihsali kavramları şeklinde yapılan ayrımın gördüğü kabul zayıflamaktadır. Bunun yerine ormanların sunduğu işlevlerin değişken olduğu, yaşanan iktisadi ve sosyal şartlar doğrultusunda elde edilen ürünlerin onem sırasının değişebileceği görüşü ormancılık tatbikatında ağırlık kazanmaktadır.

6

Page 8: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

alan bilgi doğrultusunda Kermes meşesi (çalı) bulunmaktadır. Aynı zamanda bu çalı türünün yayılış alanları yaz kış yeşil kaldığı için doğal mer’a işlevine sahiptirler. Bir anlamda çalılıklar, keçi sürülerinin “doğal ağıl”ı gibi hizmet vermektedir.

Eşeler Yaylasının asli orman ağacı türleri yanında “Antropojen stepler ve tarımsal alanlar” olarak tefrik edilen kısımlarında çok sayıda Akdeniz iklimini temsil eden bitki türleri yayılış göstermektedir (Atalay, 1987, s. 97 (Şekil 13)). Sözgelimi yavşan otu Eşeler yaylasında çok yaygın bir otsu bitkidir. Yüksek kesimlerde geven çok yaygındır. Yörede, “dağ çayı” olarak bilinen Sideritis ssp. ve Adaçayı (Salvia ssp.) türleri yayılış göstermektedir.

Tıbbi bitkiler üç ana kaynaktan temin edilebilmektedir. 1) Orman ekosisteminden, 2) Mer’a alanlarından, 3) Yetiştirmek (kültüre almak) suretiyle. Özellikle mer’a alanlarında “münavebeli otlatma” yöntemi ile tıbbi bitkiler de koruma altına alınmış olmaktadır. Bu nedenle mer’a alanları çok önemli bir tıbbi, aromatik ve soğanlı bitki kaynağıdır (Anonim, 1987, s. I).

Göbelek mantarı denilen mantar15 ve taş kekiği, tali ürün olarak değerlendirilen bitkilerdendir. Son yıllarda kekik kültürüne yönelen köylüler de bulunmaktadır.

2.4.3- Eşeler Dağında Endemik Türler-Tehlike Altında Bulunan Türler ve Ekosistemler

Özellikle Akkaya dorusunun en üst kayalık kısımlarında (Subalpin Çayır Bölgesinde), yörede

“Ömür çiçeği” olarak tanınan etli yapraklı otsu bitki hem çok az alanda yayılış göstermekte, hem de özellikle çobanların meraklı gözlerine yenik düşmektedir. Çünkü bu bitki yapraklarına depo ettiği sulu besin maddeleriyle uzun sure evlerin damlarında güzel çiçek verdiği için asılmaktadır. Bu güzel bitkinin teşhisinin yapılarak korunmaya alınması ve kültürünün de gerçekleştirilmesini önermekteyiz.

Karaçam ormanlarının müşir bitkisi olarak tanınan laden (pamukluk veya tavşancık) 40-50 yıl öncesine kadar Dodurga kasabasının Söbe alanı mevkisinde çok miktarda bulunmakta iken, yakacak olarak kullanılmak üzere aşırı tahrip sonucu bugün hiç kalmamıştır. Hem ladenin, hem de özellikle Dodurgalar kasabasının mülki hudutları içerisindeki Karadağ’da ve Malı dağında çok nadir bulunan ve “Geyik lalesi” (muhtemelen Anemone alpina L.) olarak bilinen lalenin (Amenajman planlarında kayıtlara geçmemiştir.) muhakkak surette araştırılarak teşhisinin yapılması ve korumaya alınması gerekmektedir. Yukarıda adları verilen Euphorbia ssp., Anemone alpina L., Gentiana ssp., Berberis vulgaris L., Pteridium ssp., Cistus ssp. gibi bazı otsu ve odunsu bitki türleri mer’acılık açısından “lüzumsuz ve zararlı” olarak nitelendirilmişlerdir (Aşk, 1987, s. 162-170). Ancak bu türlerden bazıları tıbbi bitki olarak değerlendirilmektedir. Ak taş yoncası (Melilotus alba Desr.) ise faydalı yem bitkileri arasında sayılmıştır (Aşk, 1987, s. 142; Anonim, 1985). Ayrıca Eşeler yaylasında diğer tıbbi bitki türlerinden Yarpuz (=Tüylü nane, fılıskın) (Mentha pulegium (L.)), Mercan köşkü (Origanum ssp.), Dağ çayı (Sideritis ssp.), Deve tabanı (Cyclamen ssp) v.b. türler de doğal olarak yetişmektedir. Yöredeki ovalarda ayrıca Palamut meşesi (Q. aegilops) doğal olarak yetişmektedir.

Akkaya doruğunun doğu yamacında yaygın biçimde doğal ortamda yetişen, baklagiller familyasından olan ve mahallinde “efenk” adı verilen yem bitkisi (Vicia ssp.) yolunarak toplandığı için nesli tehlike altında olan kıymetli bir mer’a bitkisidir. Korunması gerekmektedir.

2.4.4- Anıt Ağaçlar

Yörede doğal orman varlığı büyük ölçüde Karaçamdan oluşmaktadır. Özellikle yaklaşık 1300 m.’den sonra hakim ağaç türü olarak dikkat çekmektedir. Orman istihsaline konu olan Karaçam meşcerelerinde anıt ağaç özelliğine sahip fertlerle karşılaşmak her zaman olasıdır. Sözgelimi Orman Genel Müdürlüğü-Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı birimlerinin bulunduğu Gazi Tesisleri, 10 numaralı bina girişinde yer alan Karaçam kesiti Eşeler Dağından alınan bir örnektir (Dağdaş ve Dağdaş, 2001, s. 46).16

15 Gıyaseddin Kaşık, Yatağan’daki Mantarlar, Yatağan Dergisi, s. 28, Nisan 2000, Sayı: 20. Bu yayında da yöreye 15 km. uzaklıktaki Yatağan’da halkın Göbelek mantarı topladığından bahsedilmektedir. Göbelek mantarı genel olarak Kermes meşesi (Çalı) yayılış alanlarında bulunmaktadır. 16 Isparta Orman Bölge Müdürlüğü-Burdur Orman İşletme Müdürlüğü-Yeşilova Serisinde yer alan Tınaztepe’ nin Salda Gölüne bakan mailesinde Denizli Orman Bölge Müdürlüğü-Acıpayam Orman İşletme Müdürlüğü-Yazır Orman İşletme Şefliği Orman Amenajman Planı (1990 yılına kadar Akkaya Serisi olarak planlanmıştır.) ile sınır teşkil eden 506 numaralı bölmeden çıkarılan 1900 metre rakımdaki yaşlı (450 yaşında) Karaçam kesitinin bir örneği, Ankara’ da Orman Bakanlığı, Orman İdaresi ve Planlama Daire Başkanlığı, 10 numaralı bina girişinde sergilenmektedir.

7

Page 9: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

Bunun yanında Akkaya (2268 m.) dorusunun güney batısında yer alan Çamgeçit adlı mevkide boylu ve düzgün gövdeli Karaçam fertleri hala mevcuttur. 188, 190 ve 191 numaralı bölmelerde Anıt ağaç niteliğinde Karaçam örnekleri bulunmaktadır. Yine Akkaya dorusunun doğusundaki “BAr” (Bozuk ardıç) olarak tefrik edilen 160 ve 193 numaralı bölmelerde çok yaşlı meşeler de bulunmaktadır. Bu meşe türünün de teşhisinin yapılarak Anıt ağaç olarak tefriki yapılabilecek fertleri ortaya çıkarılmalıdır (Anonim, 2001, s. 77 ve meşcere haritası). Son yapılan planda yöre genelinde Karaçam meşcereleri hem Yazır Orman İşletme Şefliği, hem de Yeşilova ve Tefenni Orman İşletme Şefliği Amenajman Planlarında Muhafaza Karakterli İşletme Sınıfına alınmışlardır (Anonim, 2001, s. 77; Anonim, 1998 a; Anonim a, 1998 b).

2.5- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasında Yaban Hayatı Yazır Orman İşletme Şefliği sınırları içinde tilki, tavşan, kurt (yörede canavar adı ile bilinir),

yaban domuzu, çakal, yabani güvercin, keklik ve kartal bulunduğu belirtilmektedir (Anonim, 2001, s. 122). Ancak son yıllarda özellikle tavşan sayısında ağaçlandırılan alanların artması ve bu alanların korunması sebebiyle azalma nisbeti düşse de, belirli bir azalmanın varlığından bahsedilmektedir. Aynı şekilde önceden var olan akbaba (koca kuş) ise yok denecek düzeydedir. Kartal bulunduğuna dair kesin bir bilgi de yoktur. Derelerde çay balığı bulunmakta, ancak balık avcılığı çocukların meraklı zevkleri arasında yer almaktadır.

2.6- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasında Yaşayan Kültürel Zenginlik 2.6.1- Yaylaya Çıkma Geleneği

Her yıl gündönümünden önce Dodurgalar kasabasında ve diğer kasaba ve köylerde yaylaya çıkış günü belirlenir. Bu tarih genellikle Haziranın ikinci ya da üçüncü haftasına karşılık gelen Cumartesi günüdür. “Köy sığırı”17 ile davar- koyun sürüleri ve çadır kuracak aileler aynı gün hep beraber Eşeler yaylasına çıkar. Yaylada eğlenceler18 düzenlenir. Gündönümüne yakın tarihlerde (Haziran’ın ikinci haftası sonunda) “YAYLAYA ÇIKMA” geleneği süregelmektedir. Bu geleneğin, yakın bir gelecekte; hem Dodurgalar kasabası başta olmak üzere Yazır, Güney, Karamanlı, Gümüş, Bademli v.b. diğer köy ve kasabaları tanıtıcı, çevre halkını birbirleriyle kaynaştırıcı v.b. güzel amaçlara hizmet etmesi için kapsamlı bir festivale dönüştürülmesi yararlı olacaktır (Dağdaş ve Dağdaş, 2001, s. 47). Haziranın ikinci ve üçüncü haftaları ülkenin birçok yerinde de yaylaya çıkma zamanı, pilav günü, uluları ziyaret dönemi, v.b. etkinlikler dönemi olarak değerlendirilmektedir.

Yaylalarımızda büyük ölçüde “Kara çadır” kullanılmaktadır. Yaylalarda Kara çadır kullanımı Antalya’ya kadar benzer özellikle taşıyan bir kültürel simgedir. Daha kısa süreli yaylada kalmak üzere gelen mal sahipleri “Alecik (Alacık)” denilen çadırlar da kurmaktadırlar.

2.6.2- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Halk Kültürüne Yansıması

Eşeler dağı ve yaylaları ile sürekli haşır-neşir olan yöre halkının dilinde dağ, orman, keçi,

çoban, ağaç, yağmur, yel, su v.b. yöre ile doğrudan ilişkili çok sayıda atalar sözü ve deyim tesbit edilmiştir. Aşağıda bu derlemelerden alınan bazı atasözleri ve özdeyişler verilmiştir. Adamakla mal mı tükenir? (Fatma Özdemir, 67 yaşında). Söz vermek önemli değildir, önemli olan yapmaktır anlamında. Altından yel geçen mala, malım var dememeliymiş (Fatmana Dağdaş). Çobanın Allah’ı olmaz! (Arif Deniz (Galaklar sülalesi), Yukarı Dodurga Kasabasından, 1336 (1920) doğumlu)19. Dağ adamı,20 hasta eder sağ adamı! (F. Dağdaş, Leyla Baz (Ö.T.: 1976)): Dağa çıkan keçinin, dağa çıkan oğlağı olur.

17 Köy sığırı tabiri ile; belli bir ücret karşılığında, köyün çobanı tarafından hayvanı olan ailelerin yaylada güdülen büyükbaş mallarının tamamı ifade edilmektedir. 18 Salıncak kurma, güreşler tertipleme, doğa yürüyüşleri gerçekleştirme, v.b. etkinlikler. 19 Çobanlık mesleğini yapanlardan bazılarının çevreye, hayvanlara, ormana karşı çok acımasız olabileceğini belirtmek için kullanılmıştır. Aslında çobanlık mesleği “peygamber” mesleğidir. İnsanlara örnek olan önderlerin mesleği olan çobanlık yapan kişilerin, esasen peygamberleri örnek almaları beklenir. Ki çobanların güzel hasletlerine ilişkin olarak aşağıdaki ifadeler çok dikkat çekicidir. “Çobanlar bazı özellikleri beraberinde taşırlar. Sabır başta olmak üzere, uykusu sak olmak (uykusu hafif olmak), sürüsünün belli başlı özelliklerini bilmek, yürüme yeteneğine sahip olmak, sürüsündekileri tek tek tanımak, birisi kaybolduğunda hemen fark etmek, zil, çan ve güldüreklerin seslerinden hangi hayvanda asılı olduğunu sezmek, sürüsünün lideri konumundaki hayvanlarla arası iyi olmak, bıçak ve çanta taşımak, nerelerde su, pınar bulunduğunu bilmek, v.b.” (Fikret Sönmez, Eşeler Yaylası, s. 12). 20 Medeni ilişkileri zayıf kalmış kişilikler için kullanılır.

8

Page 10: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

Dere her zaman kütük getirmez (Mehmed Baz, 1929 doğumlu, 22.06.2002)! Her zaman ticarette kazanç olmayabilir, bu nedenle ileriye dönük tedbir almak gereklidir anlamında bir atalar sözü. Dertsiz baş yok, yarasız çam yok (F. Dağdaş, Yukarı Dodurga Kasabasından, 1341 (1925) doğumlu). El elliğini, çay deliliğini eder (F. Dağdaş). Yani; her zaman akraba olmayandan iyilik görülmeyebilir. Güzellerde hüner olsa, çamlarda hıyar olurdu (Leyla BAZ’dan naklen Emine DAĞDAŞ, Yukarı Dodurga Kasabasından, 1965 doğumlu, 31.05.2002). Güzellerde hüner olsa, çamlarda künar olurdu (F. Dağdaş, 20.06.2002). Her dağın kendine göre dumanı var (F. Dağdaş). Kaba ardıcın gürlemesi dal ile (F. Dağdaş). Kara çadırın dışı da bizim, içi de bizim (F. Dağdaş, 18.06.2002). Akrabanın karşılaştığı dert, tasa bizi de ilgilendirir anlamında. Kepenek altında er yatar! Malı dağı pilav olsa, Garkın gölü goşaf olsa, Cin Alilerin21 koca kavak kaşık olsa, kaşıklasam döksem, kaşıklasam döksem (F. Dağdaş) Pınar, gözünden avlanır (F. Dağdaş, 6.7. 2001): Tedbirini taa baştan almak. Suyun yolunu gözünden tutmak. Sallanır çamın kozağı, inekten doğar buzağı (F. Dağdaş): Babayiğit insanı doğuran anayı tarifte kullanılır. Su akar, göz bakar, ıslık ne hacet? (F. Dağdaş). Tevekkülün (tevekilin) danasını kurt yemez (F. Dağdaş, 13.02.2000). Tilki öleceği gün, kırda bulunurmuş (Mehmed Baz, Yukarı Dodurga Kasabasından 1929 doğumlu). Yağmuru yel azıtır, insanı el azıtır (F. Dağdaş). Yolu yordamı, ormanı balta ile (F. Dağdaş).

Eşeler Dağı silsilesinde özellikle Dodurgalıların adını verdikleri Serneferler (Kırklar) tepe (Anonim, 2001 a, meşcere haritası, Kaptan, 1993), Serneferler dere, Türkmen tepe, Türkmen mezarları, çok sayıda Eren tepe, başlı başına Eşeler dağı, Uluyayla, Sultan pınarı (Salda gölü kıyısında), Nasreddinin başı tepe, v.b. tepe ve düzlük isimleri Türklerin yöreye adım adım, kare kare yerleştiklerinin birer ispatıdır. Ayşe’ye yörede Eşe denilmesi, bu isim ile Eşeler dağı ismi arasında akrabalık olduğunu gösteren bir ipucudur.

Eşeler Dağı silsilesinde kar basma geleneği devam etmektedir. Kışın kar yağınca önceden açılan kuyulara kar basmaya gidilir ve basma işlemi bitince kuyuların üzeri ardıç dallarıyla örtülüp kapatılır. Yaz sıcakları bastırıp susuzluğu, harareti giderme arzusu artınca karcılar merkepleriyle kar kuyularından sardıkları kar yüklerini köylere getirip satarlar, aynı zamanda karlı pekmez yaparak ek gelir sağlarlar.

Yöre kültürüne kaynaklık eden mekanlardan biri olan Akkaya ile ilgili bir türkünün ilk dörtlüğü aşağıda sunulmuştur.

“Akkaya22 başından bir palaz uçtu, Palazın gözleri yaylaya göçtü, Benim de sevdiceğim bana darıldı geçti, Bilmem küstü, bilmem eller var deyi... (Yukarı Dodurgalı Pilavcılar sülalesinden 1920 doğumlu Cemal Dağdaş’a atfen F. Dağdaş’dan alınmıştır, 1987).

2.7- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasında Orman-Halk İlişkileri Eşeler Yaylasında, özellikle küçükbaş hayvancılıkla uğraşan çobanlarımızın kara çadırlarında

ya da alacıklarında hazırlanıp mayalanan davar23 (keçi) ve koyun yoğurdu Salı günleri kurulan Acıpayam pazarında (Salı pazarı) Dodurga yoğurdu adı ile satışa sunulmaktadır. Eşeler yaylasından getirilen, yanık kokulu bu yoğurtlara talep çok yüksektir (Dağdaş ve Dağdaş, 2001, s. 46). Bunun yanında Kurban Bayramı arefesinde kurulan Kurban pazarlarında Eşeler Dağında yetişmiş kurbanlıklar Acıpayam yöresinde Eşeler yaylasının çok değişik ve kokulu otları ile beslendikleri için lezzetli olmaları sebebiyle, tercih edilerek satın alınmaktadırlar.

21 Çatallar değirmeninin önünde hala dikili kuru halde ayakta duran, eskiden Yazır kasabasından Cin Aliler sülalesinin adını taşıyan ve artık çok yaşlanan, gövdesi oyuk kavağa verilen addır (Ş.T. Kaptan, 1993, Gönül Sultanları Denizli’de, s. 46.). 22 Akkaya tepesinin eteklerinden (Eşeler dağı) Salda Gölünün 1993 yılında çekilmiş resmi Resim 4’de yer almaktadır. 23 Davar kelimesi Türkçe Sözlük’te koyun ve keçiye verilen ortak ad olarak tarif edilmiştir (Anonim, 1998 c, s. 531-532). Buna karşılık yöremizde davar kelimesi yalnızca keçi için kullanılmaktadır. Yeni doğan keçi yavrusuna oğlak, bir yaşını dolduranına çepiç, iki yaşına ulaşanına kırkım, iki yaşından sonra erkekliği devam ettirilene teke, enenene erkeç denilmektedir.

9

Page 11: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

Orman içinde en fazla bulunan hayvan türü keçidir.24 Başıboş denilecek düzeyde bağımsız ve hareketli olan keçi (yukarıda yer alan ifadelerle çelişse de), yörede ağaçlandırma ve tabii tensil çalışmalarının en büyük düşmanıdır. Yörede erozyon da çok ciddi bir tehlikedir. Bu nedenle özellikle Tefenni Orman İşletme Şefliği ve Yazır Orman İşletme Şefliklerinin Karaçamın hakim ağaç türü olduğu yüksek kesimleri “Muhafaza Karakterli İşletme Sınıfları”ndan oluşturulmuştur (Anonim, 1998 a; Anonim, 1998 b; Anonim, 2001).

2.8- Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylasının Ekolojik Turizm Açısından Değerlendirilmesi

Eşeler Dağı silsilesinde özellikle (doğayı, ağaç türlerini, otsu bitkileri, yaban hayatını tanıma,

hafta sonu yorgunluğunu, hatta bütün bir yılın yorgunluğunu atma, gürültüden bir an için uzaklaşma, özgürlüğü farketme (Resim 5 ve 6), v.b amaçlı) “doğa yürüyüşü” etkinlikleri gerçekleştirilmelidir. Acıpayam’dan Dodurgalar’a ve Yazır’a ulaşıp, yayla yollarından Eşeler dağına, yaylalara geziler ve yürüyüşler yapılabilir. Okulların kapanış dönemlerinde gerçekleştirilecek doğa yürüyüşleri aynı zamanda eğitici bir işlev de görecektir.

Özellikle Akkaya dorusuna ulaşıp oradan; güneşin doğuşunu izlemek, Göller Bölgesinin irili

ufaklı göllerini, Acıpayam ovasını kuzeyden çevreleyen ve Ege ile Akdeniz Bölgelerini ayıran Honaz dağını ve batıdaki Gölgeli dağlarını (Bozdağ ve Kızılhisar dağlarını), bir tarafı Acıpayam ovasına, bir tarafı da güneye doğru Fethiye ve Kemer düzlüklerine bakan Gölhisar-Koçaş dağını, Çavdır-Rahat dağını, Dirmil-Boncuk dağlarını (çoğunluğu 2500 m’yi aşan Güntutan tepe, Eren tepe, Kelebekli tepe, Çal tepeyi, Karaomca belini, 3000 m’yi aşan Elmalı-Bey dağlarını, Akdağ’ı seyretmek, özgürlüğü doyasıya yaşamak isteyenler için birebirdir denilebilir.

Turizm faaliyetlerinde; tabiata olabildiğince saygılı, doğal hayatı ve doğadaki kaynak

değerleri koruma anlayışını yansıtan Ekolojik turizm ya da diğer adı ile “ekoturizm” deyimi, aynı zamanda “sorumlu turizm, bilinçli turizm, yeşil turizm ve hatta yayla turizmi” olarak da adlandırılmaktadır. Bu kavram son dönemlerde yöre halkını da içine alan daha geniş çerçeveli bir anlayışa dönüşmüştür. Bu noktada ekolojik turizm, “topluluğa dayalı turizm” olarak da adlandırılmaktadır (Yenilmezarpa, 2002, s. 8). “Topluluğa dayalı turizm”; doğanın değerini bilerek ve doğadan hoşlanarak, doğal kaynaklara ve çevreye zarar vermeden, çevreyi olumsuz yönde etkilemeden, yöre halkının da sosyal ve iktisadi gelişimine destek olan, katkı sağlayan çevreye duyarlı ve saygılı turizm olarak tanımlanmıştır (Ceballos-Lascuarin, 1996’ya atfen Yenilmezarpa, 2002, s. 9). Bu kavramda, yöre insanının ekoturizmin en önemli unsuru olması amaçlanmaktadır.

24 Yörede keçinin özne olduğu atasözü şu şekildedir. “Dağa çıkan keçinin, dağa çıkan oğlağı olur!” (Dağdaş ve Dağdaş, 2001, s. 48).

10

Page 12: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

Resim 5. Söğütlü yaylada pınar başından Domecik taşına doğru görünüm, 1979.

Resim 6. Doğanderesi (Yoğunoluk deresi) ve Kıramıkçı derenin birleştikleri Çat boğazına yakın alan ve vadideki yaşlı Karaçamlar (Said Dağdaş, 1979).

11

Page 13: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

3- DEĞERLENDİRME, SONUÇ VE ÖNERİLER

- Dağlar; yeryüzünün “su şatoları”25 olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda; Eşeler Dağı silsilesinde yer alan ve doğuya bakan mailedeki Bağıllı orman dere üzerinde (Anonim, 1998 b, 111 ve 150 numaralı bölmeler) Karamanlı Barajı yapılmıştır. Sulama amaçlı bu barajın yanı sıra halen proje çalışmaları bitirilen Çat Boğazı mevkiindeki 195 ve 231 numaralı bölmeler arasında kalan dar boğazda Eşeler Barajı ile Aksu dere üzerindeki Belkaya Barajı inşaatları için ilk çalışmalar bitirilmiş durumdadır. Eşeler Barajı hem elektrik, hem sulama amaçlı olarak projelendirilmiş olup gerçekleştiğinde hem ekolojik dengeyi olumlu yönde etkileyecek, hem de Eşeler Dağı üzerindeki olumsuz baskı bir ölçüde yeni geçim kaynaklarını gündeme getireceği için hafifleyecektir (Anonim, 2002 a). Eşeler yaylasının Çat Boğazı’ nda DSİ (Devlet Su İşleri) tarafından projelendirilen ve yapılmasına karar verilen EŞELER BARAJI26 hem Acıpayam ovasını dört koldan sulayacak, hem de yalnızca Dodurgalar kasabası ve Yaka bucağının değil, belki de yakın gelecekte nüfusu yarım milyona ulaşacak olan Denizli şehrimizin içme suyu ihtiyacını karşılayabilecek, elektrik üretimi de gerçekleştirilecektir. Baraj havzası, adı üstünde Eşeler Yaylası düzlükleridir. Hiçbir yerleşim yeri, kirletici unsur bulunmamaktadır. Barajların inşaatları en kısa zamanda bitirilmelidir.

- Aynı zamanda Eşeler Dağı silsilesindeki su toplama havzaları yörede yalnızca erozyonu azaltmaya yönelik işlevleri değil, ekolojik dengeyi iyileştirici işlevleri de yerine getirecektir.

- Eşeler yaylasından toplanıp gelen Değirmendere üstünde kurulu Başdeğirmen, Çatallar değirmeni, Mahmutlar değirmeni, Kanlı değirmen, Aşağı değirmen v.b. gibi çok sayıda su değirmeni, artık işlevlerini yitirmişlerdir. Ancak geçmişi hatırlamak, önceki dönemlerde yaşanan hayat koşullarını yerinde görmek ve turizm etkinliklerine çeşni katmak gibi gerekçeler doğrultusunda bazı su değirmenleri yeniden canlandırılmalıdır. Bu tür faaliyetler yalnızca Değirmendere değil, Bademli-Kapız deresinde, Ecel deresinde, Salda Gölü kenarında da geliştirilmelidir. Son yıllarda yaygınlık kazanan alabalık tesisleri ile27 birlikte su değirmenleri birlikte düşünülüp tesis edilmeli, ziyaretçiler bugünü ve geçmişi birlikte yaşayabilme imkanı elde edebilmelidir.

- Düzenli ve zamansız otlatmanın doğurduğu aşırı otlatma zararı sebebiyle otlak ve mer’aların tahrip edilmelerinin, verimsizleşmelerinin önü alınmalıdır. Gerekirse orta ve yüksek rakımlı düzlüklere ve iklim özelliklerine has çeşitli çayır-mer’a bitkileri ekimi yapılarak vejetasyonun zenginleştirilmesi ve güçlendirilmesi yoluna gidilebilir. Başvurulacak tedbirlerin semeresi en kısa sürede alınabilecektir.

- Yaylalarımızda otlatmanın düzenlenmesi şarttır. Özellikle “geciktirmeli otlatma”, “münavebeli otlatma” ya da her iki yöntemin birleştirilerek uygulanması (Aşk, 1987, s. 46-48) ve yaygınlaştırılması ile keçinin ormana verdiği zarar asgariye indirilmelidir. Münavebeli ve geciktirmeli otlatma aynı zamanda vejetasyonun sürekliliğini güvenceye alacaktır. Münavebeli otlatma aynı zamanda tıbbi, aromatik ve soğanlı bitkilerin korunup yaygınlaştırılması için de başvurulan bir mer’a ıslahı yöntemidir (Anonim, 1987, s. I). Ayrıca Karamanlı Barajı ve Gölhisar-Yapraklı Barajından desteklenen, Eşeler Barajı ve Belkaya Barajı ile desteklenecek olan sulama sisteminin geliştirilip yaygınlaştırılması suretiyle ahır hayvancılığı özendirilmeli, halkın ziraat toprağına dört elle sarılması teşvik edilmelidir.

- Yörede erozyon da çok ciddi bir tehlikedir. Bu sorunun doğurabileceği zararın en aza indirilebilmesi için alçak rakımlarda, yamaçlarda tapulu arazisi olan vatandaşların Denizli-Çal örneğinde olduğu gibi kızılçam ile “özel mülkiyet ağaçlandırmaları” yapmaları özendirilmelidir. Ağaçlandırma ve Orman İşletme Müdürlüklerinin başarıyla sürdürdükleri ağaçlandırma çalışmaları daha da yaygınlaştırılmalıdır.

- Civarda Dodurgalar ve Yazır kasabaları ceviz yetiştiriciliği ile meşhurdurlar. Özellikle ceviz yetiştiriciliği teşvik edilmeli, bu yöreden seçilen ceviz çeşitlerinin, araştırmaya dayalı olarak tescilleri yapılmalıdır. Ceviz türünde biyolojik çeşitlilik de korunmaya alınmalıdır.

- Doğayı tanıma amaçlı doğa yürüyüşleri gerçekleştirilmeli, doğayı, doğallığını zedelemeden kullanma ilkesi çerçevesinde “keçisiz bir yörük” gibi korumalıdır.

- Keçi, ağaçlandırma ve tabii tensil çalışmalarının en büyük düşmanıdır. Aşırı otlatmanın adresi keçidir. Köylülerin özellikle korunan alanlarda keçi sürüsü edinme yerine koyun sürüsü edinmeleri teşvik edilmelidir. Hatta Osmanlı Devletini kuran Kayı boyunun Orta Asya’dan göçebeler halinde gelirken yanında getirdiği en kıymetli servetin “koyun sürüleri” olduğuna dikkat çekilmektedir (Ilgaz, 2002, s. 4).

- “Geyik lalesi” adıyla, Karadağ’la Malı dağında bulunan lale türü üzerinde araştırma yapılmalıdır. - Yaka Bucağında önceleri Dodurgalıların, Yazırlıların da uğraş alanları olan, son yıllarda özellikle

Gümüş köyü halkının en önemli geçim kaynakları arasında yer alan “kışın yüksek noktalarda kar basıp yazın

25 Uçkun Geray, Dağlar Dağlar ve Ormanlar, Orman Mühendisliği Dergisi, Mart-Nisan 2002, s. 23. 26 DSİ tarafından ilk olarak “Yazır-Dodurgalar Barajı” olarak isimlendirilen barajın isminin de; yörenin “kadim” ismi olan “Eşeler Barajı” olarak değiştirilip düzeltilmesi doğru bir yaklaşım olacaktır. 27 Dodurgalıların Değirmendere üzerinde halen üç adet alabalık üretme ve ziyaretçileri ağırlama amaçlı üç adet tesisleri vardır. Yaz günlerinde çevre köy ve kasabalar ile Acıpayam ve Denizli’den ziyaretçiler Değirmendere’ye gelmektedirler.

Page 14: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

sıcak günlerde pekmezle karıştırılarak hazırlanan ve toplu mekanlarda (pazar yerlerinde, düğün ve mevlit törenlerinde, v.b.) satılan “karlı pekmez” geleneği daha da canlandırılmalıdır.

- Yörede Amenajman Planlarına yansıyan ve korunmaları yönünde öneri getirilen endemik türlerden bahsedilmemiştir. Buna karşılık Eşeler Dağı silsilesinin özellikle otsu mera bitki örtüsünün yüksek lisans tezleri kapsamında araştırılması gerekmektedir. Yöreye en yakın Orman Fakültesi olan S.D. Üniversitesi İsparta Orman Fakültesinin bu konuda yapılacak çalışmaları yönlendirmesini arzulamaktayız.

- Yaylalarda otlatmayı düzenli ve münavebeli yapmak için, geçmiş yıllarda yapılan “yaylaları yaylaya çıkış tarihine kadar koruma, otlatmaya kapalı tutma” çalışmaları terkedilmemelidir. Kır bekçileri görevlendirilerek bu güzel anane yaşatılmalıdır.

- Orman İşletme Müdürlüklerince halkın yoğun olarak kullandığı güzergahlar üzerinde doğaya uygun biçimde emprenye levhalar kullanılarak hazırlanacak olan “uyarı” levhaları bulundurulmalıdır. Levhalarda yer alacak uyarılar, yalnızca ormanların değeri ve yangınlardan koruma gibi belli ve bilinen başlıklar yanında, çevreyi temiz tutmanın, otsu ve odunsu tıbbi bitkilerin öneminin, otlatmanın ve değerli yem bitkilerinin yolunmak suretiyle uğradıkları aşırı tahribin ve genetik daralmanın önüne geçilmesinin vurgulandığı tanıtım ve uyarı levhaları şeklinde hazırlanmalıdır.

- Yaylaya çıkma geleneğinin, Dodurgalar kasabası başta olmak üzere Yazır, Güney, Karamanlı, Gümüş, Bademli v.b. diğer köy ve kasabaları tanıtma, çevre halkını birbirleriyle kaynaştırma, yöre kültürünü yaşatma ve tanıtma v.b. güzel amaçlara hizmet etmesi için kapsamlı bir festivale dönüştürülmesi yararlı olacaktır.

- Manzara seyretme, tabiatta önceden çok fazla dikkat çekmeyen ilginç yerleri araştırma ve görme28, yürüme, gezme, orman içi sularda yüzme, balıkçılık yapma, amaçlı (eğitim, izcilik, v.b.) kamp kurma, günlük ya da haftalık tatil yapma, kış sporları yapma, su kaynaklarını koruma, avlanma, ilmi araştırma, yayla kültürünü tanıma ve tanıtma, farklı yöreleri ve insanlarını tanıma, sosyal hayatı inceleme v.b. çok yönlü işlevler bu yöre için de geliştirilmelidir. Bu işlevler, öncelik ve önem sıraları doğrultusunda “ormandan bütünleşik çok yönlü faydalanma” çerçevesinde Orman Amenajman Planlarında yer almalıdır.

- Biyolojik çeşitliliği koruma konusunda gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Özellikle tür içi genlerin çeşitliliğini bozacak ormancılık müdahalelerinden kaçınılmalıdır. Biyolojik çeşitliliğin korunması; ekosistem, tür, populasyon ve gen düzeyinde gerçekleştirilmelidir (Kaya, 2002, s. 13).

- Orman Köy İlişkileri Genel Müdürlüğünce hazırlanacak tip projeler vasıtasıyla “kekik” ve “defne sabunu” üretimi projelerinde olduğu gibi, Denizli ve İsparta Bölge Müdürlükleri için önerilen tıbbi, aromatik ve soğanlı bitkilerin üretilmesi teşvik edilmelidir (Anonim, 1987). Bazı tıbbi bitki türleri “bitkisel silah” olarak bile tanımlanabilmektedirler (Söylemez, 2002, s. 37-42). İlgili Bölge Müdürlüklerinde Ebegümeci (Malva silvestris L.), Taş yoncası (Melilotus officinalis L. Pall.), Hatmi (Althaea officinalis L.), Şamdan çiçeği (=Ayn-ı safa) (Galendula officinalis L.), Biberiye (=Kuş dili) (Rosmarinus officinalis L.), Kara frenk üzümü (Ribes nigrum L.), Küşad (=Censiyan) (Gentiana lutea L.), Misk adaçayı (Salvia sclarea L.), Anadolu adaçayı (Salvia triloba L.), Çöven otu (Gypsophilla arrostii Guss.) ve Meyan kökü29 (Glyerrhiza glabra) yukarıda belirtilen “tip projeler” yoluyla yetiştirilmelidir. Bu türlere ilave olarak Eşeler yaylasında doğal olarak yetişen diğer tıbbi bitki türlerinden olan Yarpuz (=Tüylü nane, fılıskın) (Mentha pulegium (L.)), Mercan köşkü (Origanum ssp.), Dağ çayı (Sideritis ssp.), Deve tabanı (Cyclamen ssp) v.b. türlerin de tanıtımı ve yetiştirilmesi yoluna gidilmelidir. Ağaçlandırma çalışmalarında yörede doğal olarak yetişen Palamut meşesi yanında Gebere (Capparis ssp.) dikimleri yaygınlaştırılmalıdır. “Mennengeç” aşılama çalışması da “tip proje” olarak ele alınıp tanıtılmalıdır. Sarı boya ağacı olarak da bilinen, Toroslarda da yetişen tıbbi bir bitki türü olan Yalancı kenevir (Datisca cannabina L.) üzerinde araştırma yapılmalıdır. Kültür mantarı yetiştiriciliği özendirilmelidir.

- Yazır Orman Amenajman Planının adının, eski planlarda yer alan Akkaya Serisinin adı ile, Yeşilova Orman Amenajman Planının adının da, planın eski serilerinden birinin adı olan Eşeler adı ile değişikliği yoluna gidilmelidir. Böylece Eşeler yaylasının kadim isimleri de yaşatılmış olacaktır.

- Yayla ihtilafları giderilmelidir. Dönem dönem yaşanan ve huzursuzluk doğuran bu tür ihtilaflar yaylalarda “kadimden beri süregelen yayla hudutları” dikkate alınarak bitirilmelidir.

28 Eşeler Dağı ve Yaylası Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Akdeniz Bölgesinde topraklar büyük ölçüde kalkerli anakayalardan oluşmuştur. Bu nedenle yörede çok sayıda in (≈mağara) bulunmaktadır. Turistik öneme haiz olduğu Maden Tedkik Arama Enstitüsü tarafından tesbit edilen ve turizme açılmasına karar verilen inlerden birinin adı Dodurgalar Kasabası mülki hudutları dahilindeki Kızlar İni (Keloğlanlar İni) Karadağ’dadır (Anonim, 2000). Denizli Valiliği ve İl Kültür Müdürlüğünün destekleri ile alt yapı çalışmaları devam eden, nadide sarkıt ve dikitlere sahip olan Kızlar İni Ekim ayına doğru turizme açılacaktır. Henüz ortaya çıkarılmamış diğer değerler de turizme kazandırılmalıdır. 29 Yöre için yazılan bir şiirin dizeleri şöyledir: “Denizli’de çok olur meyan kökü, palamut, Renkli kilimler alıp İzmir’in yolunu tut!”(Türkiye Gezisi adlı kitaptan alınmıştır.).

Page 15: Orman Bakanlığı Yayın NoOsmanlı Devletinin son dönem idari taksimatında Acıpayam ilçesi, eski ismi ile Garbi ... dikkate alınmak suretiyle Burdur ve Denizli vilayetleri arasında

Not. Bu makale; “DAĞDAŞ, S.; ÜNLÜ, O., 2002: EŞELER DAĞI VE EŞELER YAYLASININ TANITIMI VE

BEKLENEN İŞLEVLERİ (Denizli-Acıpayam-Dodurgalar Kasabası ile ilişkisi kapsamında). TÜRKİYE DAĞLARI I. ULUSAL SEMPOZYUMU, (25-27 Haziran 2002), Ilgaz Dağı/Kastamonu, Orman Bakanlığı Yayın Nu.: 183, Neyir Matbaası, Ankara, s. 253-267, 624 s.” adı altında sempozyum bildirileri içinde yer almıştır.

4- KAYNAKÇA Anonim, 1946, Türkiye Jeolojik Haritası, MTA Enstitüsü, Ankara. Anonim, 1974, Ortalama ve Ekstrem Kıymetler Meteoroloji Bülteni, Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Basımevi, Ankara, 678 s. Anonim, 1984, Ortalama, Ekstrem Sıcaklık ve Yağış Değerleri Bülteni (Günlük-Aylık), Başbakanlık Devlet

Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu Matbaası, Ankara, 674 s. Anonim, 1985, Tıbbi, Aromatik ve Soğanlı Bitkiler Yetiştirme, Üretim ve Uygulama Projesi30, Tarım, Orman

ve Köyişleri Bakanlığı, O.G.M., İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanlığı, Ankara. Anonim, 1987, Tıbbi, Aromatik ve Soğanlı Bitkiler Yetiştirme, Üretim ve Uygulama Projesi31, Tarım, Orman

ve Köyişleri Bakanlığı, O.G.M., Ağaçlandırma ve Silvikültür Dairesi Başkanlığı, Ankara. Anonim, Yurt Ansiklopedisi, Türkiye, İl İl: Dünü, Bugünü, Yarını, Denizli. Anonim, 1992, Meydan Larousse, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 7. Cilt, Milliyet Gazetecilik,

İstanbul, 1992. Anonim, 1998 a, Isparta Orman Bölge Müdürlüğü-Burdur Orman İşletme Müdürlüğü-Yeşilova Orman İşletme

Şefliği Orman Amenajman Planı, II. Yenileme, Plan Uygulama Süresi: 10 Yıl (1997-2006), Planın Tatbiki Uygundur (Onay) Tarihi: 01.07.1998, 347 s.

Anonim, 1998 b, Isparta Orman Bölge Müdürlüğü-Gölhisar Orman İşletme Müdürlüğü-Tefenni Orman İşletme Şefliği Orman Amenajman Planı, II. Yenileme, Plan Uygulama Süresi: 10 Yıl (1997-2006), Planın Tatbiki Uygundur (Onay) Tarihi: 13.07.1998.

Anonim, 1998 c, Türkçe Sözlük, II. Cilt, Dokuzuncu Baskı, Türk Dil Kurumu Yayınları-549, Sözlük Bilim ve Uygulama Kolu, Türkçe Sözlükler Dizisi: 1, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 2523 s.

Anonim, 2000, Denizli İl Kültür Müdürlüğünün Said DAĞDAŞ’a hitaben gönderdiği 30.03.2000 tarihli rapor. Anonim, 2001, Denizli Orman Bölge Müdürlüğü-Acıpayam Orman İşletme Müdürlüğü-Yazır Orman İşletme

Şefliği Orman Amenajman Planı, Plan Uygulama Süresi: 10 Yıl (2000-2009), Planın Tatbiki Uygundur (Onay) Tarihi: 29.05.2001, 182 s.

Anonim, 2002 a, DSİ Genel Müdürlüğünden Said Dağdaş’a hitaben gönderilen 4.4.2002 tarih ve 1453 sayılı cevabi yazı (Dilekçeye verilen cevap).

Aşk, K., 1987, Yaylak ve Mera Islahı, Kurtuluş Ofset Basımevi, Ankara, 283 s. Atalay, İ., 1987, Sedir (Cedrus libani A. Rich.) Ormanlarının Yayılış Gösterdiği Alanlar ve Yakın Çevresinin

Genel Ekolojik Özellikleri İle Sedir Tohum Transfer Rejiyonlaması, Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü Yayını, Genel No: 663, Seri Nu.: 61,Ankara,167 s.

Begliyev, Ağa Niyazi (Beyoğlu, Ağacan), 2000, Türkmen Boylarının Tarih ve Etnoğrafyası, Mor Ajans, İstanbul, 965 s.

Dağdaş, S., Dağdaş, F. B., 2001, Denizli-Acıpayam-Dodurgalar Kasabasının Tarihçesi ve Bugünkü Durumu, Türk Yurdu Dergisi, 7. Devre, Cilt 21, (53), Sayı: 171 (533), Aralık 2001, Evren Yayıncılık, Ankara, s. 42-49, 64 s.

Geray, U., 2002, Dağlar Dağlar ve Ormanlar, Orman Mühendisliği Dergisi, Mart-Nisan 2002, s. 23. Ilgaz, A., 2002, Demirhindi, M. Gazete, 16 Haziran 2002, Milsan Basın Sanayi A.Ş., İstanbul, s. 4. Kaptan, Ş. T., 1993, Gönül Sultanları Denizli’de. Kaşık, G., 2000, “Yatağan’daki Mantarlar”, Yatağan Dergisi, Sayı: 20, Bayrak Matbaası, İstanbul, s.28,32 s. Kaya, 2002, Koruma Biyolojisi ve Biyoçeşitlilik, Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Orman İdaresi ve

Planlama Dairesi Başkanlığı Eğitim Semineri, (28-31 Mayıs 2002), Antalya, 16 s. Sönmez, F., 2001, “Eşeler Yaylası”, Yatağan Dergisi, Sayı: 20, Bayrak Matbaası, İstanbul, s. 12-13, 32 s. Söylemez, H., 2002 b, Bitkisel Silah: Jojoba, Aksiyon, Haftalık Haber Dergisi, 24 Haziran 2002, Sayı: 394, Medya

Ofset A.Ş., İstanbul, 80 s. Sun, O., 1986, İşletme Düzeyinde Ormandan Çok Yönlü Yararlanmanın Saptanması, Ormancılık Araştırma

Enstitüsü Yayınları, Teknik Bülten Serisi Nu.: 164, Çağ Matbaası, Ankara, 64 s. Sümer, F., 1992, Oğuzlar (Türkmenler)- Tarihleri,-Boy Teşkilatı-Destanları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı,

İstanbul. Yenilmezarpa, N., 2002, Ekoturizm ve Korunan Alanlar, Yeşil-Mavi, Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel

Müdürlüğü Yayını, Teknik Bülten, Yıl: 2, Sayı: 5, Ocak-Şubat 2002, s. 8-9, 12 s.

30 Bu projenin uygulaması; Ankara-Merkez-İmrahor, Antalya-Varsak Traverteni, Trabzon-Sürmene-Tombultepe, Kilis-Dutlu, Bursa-Merkez-Gürsu, Bolu-Merkez-Çakmaklar, Manisa-Merkez-Spil Dağı Milli Parkı Üstü, Osmaniye-Zorkun, Elaziz-Merkez-Keban ve Ardahan-Merkez-Cocorta mevkilerinde seçilen deneme sahalarında yapılmıştır. 31 Bu projenin uygulaması da; Denizli, Isparta, Eskişehir, İstanbul, Muğla ve Mersin Orman Bölge Müdürlüklerinde yapılmıştır.