orman Çocuk dergİsİ · cı vardır. fakat koalaların yalnızca 120 ayrı tür okalip-tüsten...
TRANSCRIPT
O R M A N Ç O C U K D E R G İ S İ
F İ YAT I : 3 T L ( K D V D A H İ L ) • Y I L : 2 0 1 5 • S AY I : 2
FGIoRHPYLMKTAEUWJVCZSB gı
Sevgili Çocuklar,
Sevgili Çocuklar;Uzun, yorucu ama bir o kadar da keyişi bir eğitim ve öğretim yılının
daha sonuna geldiniz. Hepinizi tebrik ediyorum. Artık dinlenmek, tatil yapmak hakkınız. Tabi bu tatil sırasında kitap okumayı da ihmal etmeyeceğinizden de eminim.
Siz değerli çocuklara bir başka tavsiyem de havaların ısındığı bu aylarda orman yangınlarına karşı uyanık olmanız. Büyüklerin orman yangınına sebep olabilecek faaliyetler içerisine girmesi durumunda onları ikaz etmeniz. Unutmayın ki ormanlar milli servetimiz, ormanlar temiz hava ve temiz su kaynağımız, sevgili hayvan dostlarımızın evi. Bu sebeple yangınlarla kaybedilmeyecek kadar kıymetli. Olası bir orman yangınında ise her türlü telefondan ücretsiz olarak “ALO 177” Orman Yangın ihbar Hattını aramayı sakın unutmayın.
Sevgili çocuklar, hepinizi tekrar eğitim ve öğretim yılında göstermiş olduğunuz gayretlerden dolayı tebrik ediyorum ve ormanlarımızı bu yaz da yangınlara karşı sizlere emanet ediyorum. Hepinize iyi tatiller.
İsmail ÜZMEZOrman Genel Müdürü
BİLGE SİNCAP . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . GEYİK SAYFASIBİLGE SİNCAP . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . PAPATYA SAYFASIBİLGE SİNCAP . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . PALAMUT SAYFASIBİLGE SİNCAP . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . NİLÜFER SAYFASIBİLGE SİNCAP . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . KARDELEN SAYFASIBİLGE SİNCAP . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . PENGUEN SAYFASIBİLGE SİNCAP . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . KAPLUMBAĞA SAYFASIMİNİ ANSİKLOPEDİ (KOALA). . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . AYI SAYFASIMİNİ ANSİKLOPEDİ (DERİSİDİKENLİLER) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .ÇİLEK SAYFASIKÜTAHYA KENT ORMANI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . TAVŞAN SAYFASIKÜTAHYA KENT ORMANI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . LEYLEK SAYFASIBUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . DAL SAYFASIBUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . FİL SAYFASIÇÖLLEŞME . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . GÜNEŞ SAYFASIÇÖLLEŞME . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . KARTAL SAYFASIYÖRELERİMİZ (MUĞLA) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . KESTANE SAYFASIYÖRELERİMİZ (MUĞLA) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ASLAN SAYFASIÜMRAN BARADAN OYUN VE OYUNCAK MÜZESİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . TİMSAH SAYFASIÜMRAN BARADAN OYUN VE OYUNCAK MÜZESİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . GERGEDAN SAYFASIMİLLİ PARKLARIMIZ (BEYŞEHİR GÖLÜ) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . AĞAÇKAKAN SAYFASIMİLLİ PARKLARIMIZ (BEYŞEHİR GÖLÜ) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .PELİKAN SAYFASIMİLLİ PARKLARIMIZ (BEYŞEHİR GÖLÜ) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ÇAM SAYFASIGÖNDERDİKLERİNİZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . DAĞKEÇİSİ SAYFASIGÖNDERDİKLERİNİZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ÖRDEK SAYFASIGÖNDERDİKLERİNİZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . MANTAR SAYFASIGÖNDERDİKLERİNİZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BALIK SAYFASIGÖNDERDİKLERİNİZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . EŞEK SAYFASIGÖNDERDİKLERİNİZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . KURT SAYFASIGÖNDERDİKLERİNİZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .AT SAYFASIMASAL (ASLANIN ADALETİ) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . FOK SAYFASIMASAL (ASLANIN ADALETİ) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . KUŞ SAYFASISİNCAP’TAN HABERLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .MAYMUN SAYFASIBİLMECE-BULMACA. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . KANGURU SAYFASI
Editör’den...
Yazan ve Çizen:Sait Kıran
“ORMAN YANGINI VE ALO 177”
GEYİK SAYFASI
Yaz iyice yüzünü göstermeye başlamış, serin, bulutlu ve yağmurlu günler geride kalmıştı.. Okullar kapanmış, herkes tatil düşleri kurmaya başlamıştı.. Kavurucu sıcakların yüzünü
göstermesiyle yangın sezonuna çoktan girilmişti.. Ormanın nemi yerini kuru bir havaya bırakmıştı.. Orman ise bütün güzelliğini bir kıvılcımla kaybetme korkusunun stresini yaşamaya başlamıştı..
Bilge Sincap, Bıdık ile Bızdık’la
birlikte yangın korkusunu
yaşayan güzelim ormanda
dolaşmaktaydı..
PAPATYA SAYFASI
OTLAR NE KADAR ÇOK BOYLANMIŞ BİLGE SİNCAP ?!
BU, HİÇ İYİ DEĞİL YAVRULARIM.. YAZA GİRERKEN YAĞAN YOĞUN YAĞMURLAR
ORMAN ÖRTÜSÜNÜ AŞIRI ŞEKİLDE BÜYÜTMÜŞ.
ÖYLE DE, BU CILIZ YEŞİL ÖRTÜ, GÜNEŞİN SICAKLIĞIYLA KISA SÜREDE KURUYACAK...
..BÖYLECE GÜZELİM YEŞİL ÖRTÜ, TEHLİKELİ BİR YANICI MADDEYE DÖNÜŞECEKTİR..
NE VAR BUNDA BİLGE SİNCAP ? ÇOK GÜZEL OLMUŞ İŞTE...
HER TARAF YEMYEŞİL.
EVET KARDEŞİM... İYİCE BÜYÜMÜŞLER..YÜRÜMEKTE BİLE ZORLARIYORUZ YANİ.
PALAMUT SAYFASI
... HAL BÖYLE OLUNCADA; BİR CAM KIRIĞI..
... ARABADAN ATILAN BİR SİGARA ATEŞİ...
... VE KÖTÜ NİYETLİ BİRİSİNİN YAKTIĞI ATEŞ...
... YANAN BİR KİBRİT ATEŞİ...
O ZAMAN ORMANIN VAY HALİNE !
ORMANA NE ÇOK TEHDİT VARMIŞ BİLGE SİNCAP.
...PİKNİK YAPILMASINA İZİN VERİLEN ALANLARDA SÖNDÜRÜLMEYEN PİKNİK ATEŞİ.
NİLÜFER SAYFASI
AMA, HERTÜRLÜ TEHDİDE KARŞI
ORMANCILAR YANGIN SEZONUNA
GİRERKEN BÜTÜN HAZIRLIKLARINI
BİTİRMİŞTİR. ONLAR MEKANİZE,
MOTORİZE VE MODERN
TEKNİKLERLE 24 SAAT HAZIR
BEKLERLER YAVRULARIM.
ORMANLARIMIZ EMİN ELLERDE DESENİZE BİLGE SİNCAP.
ÖNCELİKLE ORMAN YANGINININ ÇIKMASINI ÖNLEYİCİ
DAVRANIŞLARDA BULUNMALIYIZ DEĞİL Mİ BİLGE SİNCAP !
EVET ÖYLE.. FAKAT, ORMANLARI KORUMAK İÇİN HERKESİNDE ONLARA YARDIMCI OLMASI LAZIM.
BU KONUDA HERKESİN BİLİNÇLENMESİ GEREKİR.. ÇÜNKÜ ORMANLAR DÜNYAMIZIN AKCİĞERLERİDİR..
AKCİĞERLERİMİZ YANARSA AKİBETİMİZİN BELLİ OLDUĞU BİR DURUMA DÜŞERİZ.
KARDELEN SAYFASI
Yolun kenarına geldiklerinde, tatile gidiş dönüşlerinde
tanıdıkları çocuklar telaşla yanlarına gelir..
HOŞGELDİNİZARKADAŞLAR !
YİNE TATİLE Mİ ?
HOŞBULDUK.. ÇABUK SÖYLEYİN ORMANCILAR NEREDE ?..HAYDİ.. ÇABUK !.. ÇABUK !
NE OLDU ARKADAŞLAR !?HAYIRDIR, BU TELAŞ NİYE ?..
BURALARDA DOLAŞIYORLARDI,
AMA, NEDEN ONLARI ARIYORSUNUZ Kİ ?!
GELİRKEN, ORMANDA BİR DUMANIN YÜKSELİDİĞİNİ GÖRDÜK. YANGIN ÇIKTI HERHALDE.. ONU HABER VERECEKTİK !
BİZİ OYALAMAYIN.. ORMANCILAR NEREDE ONU SÖYLEYİN !. ORMANCILARI GÖRMEMİZ LAZIM !
PENGUEN SAYFASIP
İLAHİ ÇOCUKLAR.. BUNUN İÇİN KOCA ORMANDA ORMANCI ARANIR MI ? AKIL İŞİ Mİ ?
HEMEN KOŞARAK BABANIZIN YANINA GİDİN. CEP TELEFONUNDAN “ALO 177 ORMAN
YANGINI İHBAR HATTI”NI ARASIN..
EVET, EVET !. ALO 177 ! UNUTMAYIN !. ALO 177 !
ALO 177 DEĞİL Mİ ?
HEMEN ARAYACAĞIZ !
Çocuklar geri dönüp giderken...
PEKİ NE YAPACAĞIZ BİLGE SİNCAP ? KOCA ORMAN ÖYLECE YANSIN MI ?
NE KADAR TELAŞLIYDILAR DEĞİL Mİ ?DUYARLILIK BU İŞTE YAVRULARIM..
BALIK SAYFASI..BİTTİ.
W
ARTIK BUNDAN SONRASI ORMANCILARIN İŞİ..
HATTA, UYDUDAN BİLE GÖZLENMİŞ VE YANGIN HAREKAT MERKEZLERİ İLETİŞİMİ SAĞLAMIŞTIR.
BAK, DUYUYOR MUSUN BİLGE SİNCAP,MÜDAHALE BAŞLADI BİLE..
BU NEDİR BİLİYOR MUSUNUZ ? ORMANCININ HER ZAMAN HAZIR OLDUĞUNUN İSPATIDIR.HELAL OLSUN ORMANCILARA !
Su arada helikopter sesleri ile orman itfaiyesinin sirenleri duyulmaya başlar.
GERÇİ ORMANCILAR; KULELERDEN, KAMERALARDAN BUNU HEBER ALMIŞLARDIR.. HAREKAT BAŞLAMIŞTIR.
MİNİ ANSİKLOPEDİ
Dünya’da bilmediğimiz görmediğimiz pek çok ilginç canlı türü vardır. Hatta bazı canlı-lar bilinenlerin dışında bir yaşam sürdürürler. Avustralya’da da işte böyle ilginç birçok hay-van yaşamaktadır. Burada anlatacağımız koa-lalar da bu ilginç hayvanlardan biridir.
Avustralya dendiğinde hemen herkesin aklına, karnındaki kesesinden başını uzatmış yavrusuyla birlikte zıpzıp zıplayan kangurular gelir, Koala da kanguru gibi bir keselidir; ama eskiden insanlar bunların bir ayı türü olduğu-nu düşünüyordu, Gerçekten de, eski kaynak-lara bakarsak, koala yerine “koala ayısı” adıyla karşılaşabilirsiniz. Koalalar gerçekten küçük, sevimli bir ayıya benzerler. Ama onlardan çok farklı olup, bir keseli türüdür. Başka bir deyişle, yavruların erken doğup, (yani daha bir cenin-ken) annesinin kesesine yerleştiğini söyleyebi-liriz. Anne koalanın gebelik süresi 36 gün ka-dardır. Bu dönem sonunda doğan yavru 2 cm boyunda ve 5 gram ağırlığındadır.
Tüysüz ve gözleri kapalı olan yavru hiç yardımsız annesinin arkaya açılan kesesine tırmanır. Keseye tırmanır tırmanmaz an-nenin meme ucuna yapışır. Ama daha çok küçük olduğun-dan anne sütü ememez. Onun yerine anne koa-la, süt bezlerinden sütü yavrunun ağzı-na kendisi akıtır.
Yavru, tüyleri ve ileride tırmanmak için kullanacakları kolları gelişene kadar kesenin içinde ka-lır. Bu olgunlaşma süreci 5 ay kadardır. Yavru bu süre sonunda yeniden doğar! Bir yaşına ge-lene değin artık güçlenen kollarıyla tutunarak annesinin sırtında yaşar. Bir koalanın tam ola-rak büyümesl için üç yıl geçmesi gerekir.
Bu üç yıl sonunda kendi başına yaşayabilecek du-ruma gelen koala, okaliptüs yapraklarıyla beslenir.Koalanın yaşadıkları bölgede 600 çeşit okaliptüs ağa-cı vardır. Fakat koalaların yalnızca 120 ayrı tür okalip-tüsten hoşlandıkları biliniyor. Okaliptüs ağacı onların hem yiyecekleri hem de evleridir.
Gerçekten gerekmedikçe yere hiç inmezler. As-lında sadece bir ağaçtan ötekine taşınmak için yere basarlar. Hemen hemen hiç su içmezler. Gündüzleri çoğunlukla uyurlar. Okaliptüslerin dallarındaki çatal-larda onlar için dünyanın en güzel yataklarıdır. Ko-
ala günde 18 saat uyur. Çok uyuması onun tembel bir hayvan olduğu izleni-
mi veriyor olsa da, bu durum yalnızca onun beslenme
alışkanlığından kay-naklanıyor. Yedik-
leri yapraklardan s a ğ l a d ı k l a r ı enerji, koala-ların bir ağaç-tan diğerine gitmeleri İçin ancak yeterli
oluyor. Yaprak-lardaki enerji sin-
dirim sistemindeki mikropların bunları
parçalamaları sayesinde elde edilir. Böyle bir ortak
yaşam hem mikropların hem de koalanın işine yarar. Yine de yavru koala-
ların, tıpkı öteki memelilerin yavruları gibi, yeterince hareketli ve oyuncu olduklarını söyleyebiliriz.
Yemek ve uyumaktan başka İşleri olmayan koala-lar şimdi yasalarla korunuyorlar. Bu yasalar sayesinde koala avı artık yasaklanmıştır.
AYI SAYFASI
Koala
Kaynak: www.tubitak.gov.tr
MİNİ ANSİKLOPEDİ
Bilmem hiç kumsala gitiniz mi? Gittiyseniz büyük bir olasılıkla deniz yıldızlarını görmüşsünüzdür. Eğer bir de deniz hayvanlarına meraklıysanız, mutlaka deniz kesta-lerine ya da deniz hıyarlarına da rastlamışsınızdır. İşte deniz yıldızı, deniz kestanesi ve deniz hıyarı gibi canlı-lar, Echinodermata da denen derisidikenliler familyasını oluştururlar. Bu familyadaki hayvanlar, yalnızca denizler-de yaşar. Başka bir deyişle, göl kenarında ya da karada onlara rastlayamayız.
Derisidikenlilere dikkatlice baktığımızda, bunların gözü-müze çarpan ilk yönü, beş sayısıyla olan ilişkileridir.
Deniz yıldızını anımsayalım; Kollarının sayısı beştir. Ya deniz hıyarı? Onun da beş sıra şeridi olduğunu görüyo-ruz.
Derisidikenlilerin yapılarını incelersek, bunları canlı ve hareket edebilen kalelere benzetebiliriz. Bu kalelerin dışı, iç içe geçmiş kalsiyum karbonat, yani kireç taşı plakalardan iğnelerden oluşur. Sindirim sistemleriyse oldukça gelişmiştir. Buna karşın boşaltım ve kan dolaşı-mı sistemleri pek gelişmiş sayılmaz. Bu hayvanların sinir sistemleri de vardır, ama beyinleri yoktur. Derisidikenli-lerin bir başka İlginç bir özelliğiyse, vücutlarının içinde bulunan su dolu kanallardır. Bu kanallar, tıpkı bizim kan damarlarımız gibi, hayvanın bütün gövdesine yayılmış durumdadır.
Kanalların bittiği yerlerdeyse, gövdenin dışına doğru uzanan “tüp ayak” olarak adlandırabileceğimiz küçük ayakçıklar bulunur. Bu tüp ayakları damlalığa benzetebi-
liriz; üst tarafta suyu çekip, boşaltmaya yarayan bir kese ve bunun ucundaysa ince bir tüp vardır. Tüp ayakların damlalıktan tek farkıysa, öteki uçlarında vantuz gibi emici bir disk bulunmasıdır. Derisidikenliler, tüp ayakla-rını suyla doldurup boşaltarak, bu arada da, öteki uçla-rında bulunan emme diskleriyle sert yüzeylerden des-tek alarak hareket ederler. Ama insanlarda olduğu gibi sadece 2 ayak, hareket etmelerine yetmez. Tüp ayakların çoğunun bu işlemi sürekli tekrar etmesi gerekir.
Derisidikenliler içinde en çok tanınan hayvan deniz yıl-dızıdır. Bu hayvanın ağzı gövdesinin alt orta bölümün-de, anüsü ise gövdesinin üstündedir. Sindirim sistemi kısa bir yemek borusu, hayvanın neredeyse bütün göv-desini kaplayacak kadar büyük bir mide ve çok kısa bir bağırsaktan oluşur. Denizyıldızı, kabuklu deniz hayvan-larıyla beslenir. Hayvanın oldukça ilginç bir yemek yeme biçimi vardır Öncelikle, avı tüp ayaklarıyla tutup, ayak uçlarında bulunan emme disklerinin de yardımıyla avın kabuğunu açar daha sonra, avı alıp ağzına atmak yerine, kocaman midesini ağzından dışarı çıkarır. İçi dışına çık-mış mideyi avın aralanmış kabuğunun içindeki yumu-şak gövdenin üzerine yerleştirir. (Deniz yıldızının midesi 0,1 milimetre kadar dar alanlara bile sıkışarak girebiliri) Mide, avın üzerine sindirim emzimleri salgılamaya baş-lar. Bu şekilde yemeği dışarıda biraz sindirdikten sonra, onunla birlikte ağızdan içeriye geri girer. Bundan sonra, yemeği sindirmeyi gövdedeki normal yerinde sürdürür. Sindirim işlemi tamamlandıktan sonra, sindirilemeyen parçalar anüs yerine hayvanın ağzından dışarı atılır.
Kaynak: www.tubitak.gov.tr ÇİLEK SAYFASI
Derisidikenliler. . . .. .
TAVŞAN SAYFASI
v Mevki
İl merkezine 2 km. mesafede Afyon yolu üzerindedir. 1.500 ha alan üzerine kurulmuştur.
i Şora
Hakim ağaç türü karaçam olmak-la birlikte meşe ve ardıç doğal olarak bulunmaktadır.
G E Z E L İ M - T A N I YA L I M
Kütahya Şehir Ormanı
96
v Mevki
‹l merkezine 2 km. mesafede Afyon yoluüzerindedir. 1.500 ha alan üzerine kurulmufltur.
i Flora
Hakim a¤aç türü karaçam olmaklabirlikte mefle ve ard›ç do¤al olarakbulunmaktad›r.
o Fauna
Kent orman›nda porsuk, karaca, tavflan,tilki, yaban domuzu, keklik ve flahinbulunmaktad›r.
K ü t a h y a K e n t O r m a n ›
Kütahya
AfyonYolu
Atakent
2 km
o Fauna
Kent ormanında porsuk, karaca, tavşan,tilki, yaban domuzu, keklik ve şahinbulunmaktadır.
l Doğal ve Suni Kaynaklar
Kent ormanı ağaçlandırma sahasıolması ve düzenli bakım görmesinedeniyle spor ve yürüyüş için idealbir ortama sahiptir. Alanda yürüyüşyolu, bisiklet yolu, otopark, sporalanları, çeşme, tuvalet, gözlem kulesi,seyir terasları, gölgelikler, oturmabankları, tanıtıcı levhalar, suni ve doğalgölet, izci kamp alanı ve çocuk oyunalanı bulunmaktadır.
Z Çevreye Katkısı
Bu Kent Ormanı ile yaklaşık olarak2.250 ton karbon depolanmaktabu da atmosferdeki 8.250 tonkarbondioksite karşılık gelmektedir.
G E Z E L İ M - T A N I YA L I M
LEYLEK SAYFASI
DOLu NEDİr?
HAvA DuruMu tAHMİNLErİ NASıL yApıLıyOr?
Dünya’da yaklaşık 10.000 hava gözlem istasyonu vardır. Bunların çoğu karada, bazılarıysa gemilerde bulunur. Bu istasyonlarda saat başı bulut, rüzgar hızı, hava sıcaklığı, basınç vb. ölçümleri yapılır. Ayrıca, yağmur yağıp yağmadığı ya da sis olup olmadığı gibi genel hava koşulları da kaydedilir. Bu bilgilere uluslararası işaretler verilerek bunlar dünyadaki başka hava istasyonlarına gönderilir.
B U N L A R I B İ L İ Y O R M U S U N U Z ?
DAL SAYFASI
Dolu yalnızca kumulonimbus adlı gri yağmur bulutlarından yağar. Buluttaki buz kristalleri bulutun içinde yaklaşık 25 kez yukarı-aşağı sürüklenirler. Su, kristal üzerinde bir soğanın katları biçiminde donar, yeterince ağırlaşınca da dolu tanesi olarak yere düşer. Dolu tanecikleri genellikle bezelye büyüklüğündedir.
yAĞMur NASıL OLuŞur?
Yağmur damlaları, bulutlarda ki çok küçük su damlalarının birleşerek büyük damlalar haline gelmesiyle oluşur. Bunlar, yağmur damlaları biçiminde buluttan düşer. Soğuk bulutlar da buz kristalleri de oluşabilir. Bunlar, büyüyüp ağırlaşarak buluttan ayrılır, düşerken havada eriyerek yeryüzüne yağmur biçiminde ulaşır.
FİL SAYFASIEKaynak: www.tubitak.gov.tr
GöK GÜrÜLtÜSÜ vE ŞİMŞEK AyNı ANDA Mı OLur?
Gök gürültüsü ile şimşek aynı anda olur. Ancak şimşeği daha önce görürüz; çünkü ışık sesten hızlıdır. Bir gök gürlemesini, bir şimşeği gördükten 3 saniye sonra işitirsek, bilelim ki fırtına 1 km uzaklıktadır.
yağmurunun kokusu alınabilir mi?Birçok kişi yağmurun kokusunu alabildiklerini öne sürerler. Bunun nedeni, hava nemli olduğuna koku alma duyumuzun daha keskin olması, ayrıca da ıslak topraktan ve bitkilerden açığa çıkan gazlar olabilir.
Eski Mısırlılar Nasıl Kâğıt yapardı?Bu, bir papirus kâğıdı. Bu kâğıdın özelliği, papirus adı verilen bir bitkiden yapılmış olması.
İşte bir papirus bitkisi! Bu bitki, Eski Mısır’da yaşamın önemli bir parçasıydı. Papirus birçok eşyanın üretiminde kullanılıyordu. Sallar, kutular, sandaletler, sepetler ve kâğıt gibi.
Nil kıyısında yetişen papirus bitkileri toplanırdı. Kâğıt, bu bitkinin sap kısımlarından yapılırdı. Bu bitkinin ilginç bir özelliği de, sapının kesitinin üçgen biçiminde olması.
Sapın dışındaki kalın kabuk çıkarılırdı. Ortasındaki bölüm, ince uzun şeritler halinde kesilirdi. Bitki, birkaç gün suda bırakılırdı.
Papirus şeritleri bir sıra altta, diğeri üstte olacak biçimde yan yana dizilirdi. Ardından kâğıdın suyunun iyice alınması, dövülmesi gibi işlemler yapılırdı. Ayrıca üzerine taş vb. bir ağırlık konarak uzun süre bekletilirdi.
Daha sonra üzerine bir taş sürtülerek pürüzleri alınırdı. Tüm işlemler bittikten sonra bunlara benzer bir kâğıt elde edilirdi. Bu kâğıdın üzerine de yine başka bir bitkiden elde edilen fırçalarla yazı yazılır, resim yapılırdı.
Nil k›y›s›nda yetiflen papirus bitkileri toplan›rd›. K⤛t,bu bitkinin sap k›s›mlar›ndan yap›l›rd›. Bu bitkininilginç bir özelli¤i de, sap›n›n kesitinin üçgen biçimindeolmas›.
Sap›n d›fl›ndaki kal›n kabukç›kar›l›rd›. Ortas›ndaki bölüm,ince uzun fleritler halindekesilirdi. Bitki, birkaç gün sudab›rak›l›rd›.
Eski M›s›rl›lar Nas›l K⤛t Yapard›?
Papirus fleritleri bir s›ra altta, di¤eri üstteolacak biçimde yan yana dizilirdi. Ard›ndank⤛d›n suyunun iyice al›nmas›, dövülmesigibi ifllemler yap›l›rd›. Ayr›ca üzerine tafl vb.bir a¤›rl›k konarak uzun süre bekletilirdi.Daha sonra üzerine bir tafl sürtülerekpürüzleri al›n›rd›.
Tüm ifllemler bittikten sonra bunlara benzerbir k⤛t elde edilirdi. Bu k⤛d›n üzerinede yine baflka bir bitkiden elde edilen
f›rçalarla yaz› yaz›l›r, resim yap›l›rd›.
Zuhal ÖzerKaynak:
http://www.lib.umich.edu/pap/exhibits/papyrus_making/index.html
Bilim Çocuk 35
kagit 9/3/�5 11:53 Page 35
Nil k›y›s›nda yetiflen papirus bitkileri toplan›rd›. K⤛t,bu bitkinin sap k›s›mlar›ndan yap›l›rd›. Bu bitkininilginç bir özelli¤i de, sap›n›n kesitinin üçgen biçimindeolmas›.
Sap›n d›fl›ndaki kal›n kabukç›kar›l›rd›. Ortas›ndaki bölüm,ince uzun fleritler halindekesilirdi. Bitki, birkaç gün sudab›rak›l›rd›.
Eski M›s›rl›lar Nas›l K⤛t Yapard›?
Papirus fleritleri bir s›ra altta, di¤eri üstteolacak biçimde yan yana dizilirdi. Ard›ndank⤛d›n suyunun iyice al›nmas›, dövülmesigibi ifllemler yap›l›rd›. Ayr›ca üzerine tafl vb.bir a¤›rl›k konarak uzun süre bekletilirdi.Daha sonra üzerine bir tafl sürtülerekpürüzleri al›n›rd›.
Tüm ifllemler bittikten sonra bunlara benzerbir k⤛t elde edilirdi. Bu k⤛d›n üzerinede yine baflka bir bitkiden elde edilen
f›rçalarla yaz› yaz›l›r, resim yap›l›rd›.
Zuhal ÖzerKaynak:
http://www.lib.umich.edu/pap/exhibits/papyrus_making/index.html
Bilim Çocuk 35
kagit 9/3/�5 11:53 Page 35
Nil k›y›s›nda yetiflen papirus bitkileri toplan›rd›. K⤛t,bu bitkinin sap k›s›mlar›ndan yap›l›rd›. Bu bitkininilginç bir özelli¤i de, sap›n›n kesitinin üçgen biçimindeolmas›.
Sap›n d›fl›ndaki kal›n kabukç›kar›l›rd›. Ortas›ndaki bölüm,ince uzun fleritler halindekesilirdi. Bitki, birkaç gün sudab›rak›l›rd›.
Eski M›s›rl›lar Nas›l K⤛t Yapard›?
Papirus fleritleri bir s›ra altta, di¤eri üstteolacak biçimde yan yana dizilirdi. Ard›ndank⤛d›n suyunun iyice al›nmas›, dövülmesigibi ifllemler yap›l›rd›. Ayr›ca üzerine tafl vb.bir a¤›rl›k konarak uzun süre bekletilirdi.Daha sonra üzerine bir tafl sürtülerekpürüzleri al›n›rd›.
Tüm ifllemler bittikten sonra bunlara benzerbir k⤛t elde edilirdi. Bu k⤛d›n üzerinede yine baflka bir bitkiden elde edilen
f›rçalarla yaz› yaz›l›r, resim yap›l›rd›.
Zuhal ÖzerKaynak:
http://www.lib.umich.edu/pap/exhibits/papyrus_making/index.html
Bilim Çocuk 35
kagit 9/3/�5 11:53 Page 35
Nil k›y›s›nda yetiflen papirus bitkileri toplan›rd›. K⤛t,bu bitkinin sap k›s›mlar›ndan yap›l›rd›. Bu bitkininilginç bir özelli¤i de, sap›n›n kesitinin üçgen biçimindeolmas›.
Sap›n d›fl›ndaki kal›n kabukç›kar›l›rd›. Ortas›ndaki bölüm,ince uzun fleritler halindekesilirdi. Bitki, birkaç gün sudab›rak›l›rd›.
Eski M›s›rl›lar Nas›l K⤛t Yapard›?
Papirus fleritleri bir s›ra altta, di¤eri üstteolacak biçimde yan yana dizilirdi. Ard›ndank⤛d›n suyunun iyice al›nmas›, dövülmesigibi ifllemler yap›l›rd›. Ayr›ca üzerine tafl vb.bir a¤›rl›k konarak uzun süre bekletilirdi.Daha sonra üzerine bir tafl sürtülerekpürüzleri al›n›rd›.
Tüm ifllemler bittikten sonra bunlara benzerbir k⤛t elde edilirdi. Bu k⤛d›n üzerinede yine baflka bir bitkiden elde edilen
f›rçalarla yaz› yaz›l›r, resim yap›l›rd›.
Zuhal ÖzerKaynak:
http://www.lib.umich.edu/pap/exhibits/papyrus_making/index.html
Bilim Çocuk 35
kagit 9/3/�5 11:53 Page 35
Nil k›y›s›nda yetiflen papirus bitkileri toplan›rd›. K⤛t,bu bitkinin sap k›s›mlar›ndan yap›l›rd›. Bu bitkininilginç bir özelli¤i de, sap›n›n kesitinin üçgen biçimindeolmas›.
Sap›n d›fl›ndaki kal›n kabukç›kar›l›rd›. Ortas›ndaki bölüm,ince uzun fleritler halindekesilirdi. Bitki, birkaç gün sudab›rak›l›rd›.
Eski M›s›rl›lar Nas›l K⤛t Yapard›?
Papirus fleritleri bir s›ra altta, di¤eri üstteolacak biçimde yan yana dizilirdi. Ard›ndank⤛d›n suyunun iyice al›nmas›, dövülmesigibi ifllemler yap›l›rd›. Ayr›ca üzerine tafl vb.bir a¤›rl›k konarak uzun süre bekletilirdi.Daha sonra üzerine bir tafl sürtülerekpürüzleri al›n›rd›.
Tüm ifllemler bittikten sonra bunlara benzerbir k⤛t elde edilirdi. Bu k⤛d›n üzerinede yine baflka bir bitkiden elde edilen
f›rçalarla yaz› yaz›l›r, resim yap›l›rd›.
Zuhal ÖzerKaynak:
http://www.lib.umich.edu/pap/exhibits/papyrus_making/index.html
Bilim Çocuk 35
kagit 9/3/�5 11:53 Page 35
Nil k›y›s›nda yetiflen papirus bitkileri toplan›rd›. K⤛t,bu bitkinin sap k›s›mlar›ndan yap›l›rd›. Bu bitkininilginç bir özelli¤i de, sap›n›n kesitinin üçgen biçimindeolmas›.
Sap›n d›fl›ndaki kal›n kabukç›kar›l›rd›. Ortas›ndaki bölüm,ince uzun fleritler halindekesilirdi. Bitki, birkaç gün sudab›rak›l›rd›.
Eski M›s›rl›lar Nas›l K⤛t Yapard›?
Papirus fleritleri bir s›ra altta, di¤eri üstteolacak biçimde yan yana dizilirdi. Ard›ndank⤛d›n suyunun iyice al›nmas›, dövülmesigibi ifllemler yap›l›rd›. Ayr›ca üzerine tafl vb.bir a¤›rl›k konarak uzun süre bekletilirdi.Daha sonra üzerine bir tafl sürtülerekpürüzleri al›n›rd›.
Tüm ifllemler bittikten sonra bunlara benzerbir k⤛t elde edilirdi. Bu k⤛d›n üzerinede yine baflka bir bitkiden elde edilen
f›rçalarla yaz› yaz›l›r, resim yap›l›rd›.
Zuhal ÖzerKaynak:
http://www.lib.umich.edu/pap/exhibits/papyrus_making/index.html
Bilim Çocuk 35
kagit 9/3/�5 11:53 Page 35
Nil k›y›s›nda yetiflen papirus bitkileri toplan›rd›. K⤛t,bu bitkinin sap k›s›mlar›ndan yap›l›rd›. Bu bitkininilginç bir özelli¤i de, sap›n›n kesitinin üçgen biçimindeolmas›.
Sap›n d›fl›ndaki kal›n kabukç›kar›l›rd›. Ortas›ndaki bölüm,ince uzun fleritler halindekesilirdi. Bitki, birkaç gün sudab›rak›l›rd›.
Eski M›s›rl›lar Nas›l K⤛t Yapard›?
Papirus fleritleri bir s›ra altta, di¤eri üstteolacak biçimde yan yana dizilirdi. Ard›ndank⤛d›n suyunun iyice al›nmas›, dövülmesigibi ifllemler yap›l›rd›. Ayr›ca üzerine tafl vb.bir a¤›rl›k konarak uzun süre bekletilirdi.Daha sonra üzerine bir tafl sürtülerekpürüzleri al›n›rd›.
Tüm ifllemler bittikten sonra bunlara benzerbir k⤛t elde edilirdi. Bu k⤛d›n üzerinede yine baflka bir bitkiden elde edilen
f›rçalarla yaz› yaz›l›r, resim yap›l›rd›.
Zuhal ÖzerKaynak:
http://www.lib.umich.edu/pap/exhibits/papyrus_making/index.html
Bilim Çocuk 35
kagit 9/3/�5 11:53 Page 35
ÇÖLLEŞME
Çölleşme, kurak, yarı-kurak ve yarı nemli alanlarda, iklim değişikliği ve insan faaliyetleri de dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanan toprak bozulması sürecidir
Oluşumu yüz yıllar süren toprağın çölleşme sürecinde, verimli kısmı kaybolmakta, gerekli önlemler alınmazsa, bu durum uzun süreli ekonomik kayıplara neden olarak toplumları savaşlara itecek kadar acı sosyal sonuçları doğurmaktadır.
GÜNEŞ SAYFASIb
Çölleşmenin sebepleriÇölleşmeye sebep olan faktörler tabii ve insan kaynaklı sebepler olmak üzere iki gruba ayrılır.
1- tabii sebepler, topografik yapı, toprak yapısı, bitki örtüsü, su ve rüzgar erozyonu, kumul hareketi ve iklimsel nedenlerdir. Şiddetli kuraklık, yağıştaki düzensiz dağılımlar, düşük nemlilik ve yüksek tuzluluk çölleşmeye sebep olabilecek önemli iklimsel sebeplerdir.
“Sağlıklı toprak, sağlıklı hayat.”1 7 H a z i r a n D ü n y a Ç ö l l e ş m e i l e M ü c a d e l e G ü n ü
KARTAL SAYFASIf
2- İnsan kaynaklı sebepler, bitki örtüsünün yok edilmesi, tarımda yanlış uygulamalar (anız yakma, aşırı kimyasal madde kullanımı gb), aşırı otlatma ve su kaynaklarının hızlı tüketimi çölleşmeye sebep olabilecek önemli insan kaynaklı faktörlerdendir.
türkiye’de çöl var mıdır?Türkiye’de çöl bulunmamaktadır. Ancak ülke topraklarının %65’ine yakın bölümü kurak ve yarı-kurak alanları içermekte ve çölleşme tehdidi altındadır. Gerekli önlemler alınmazsa çölleşmeye hassas bu alanların ekosistemi bozulur. Şora ve faunada büyük değişiklikler gözlenir ve arazi iyileştirilmesi neredeyse imkansız olan çöl toprağına dönüşür.
Çöl ile çölleşme aynı şey midir?Çöl ile çölleşme aynı şeyler değildir. “Çöl” kendi dinamikleri olan bir ekosistemdir, şora ve faunası kendine özgüdür. Çölleşme ise arazi bozulumunu içeren bir süreçtir ve yanlış kullanımlar sebebiyle karasaldan sucula birçok ekosistemde gerçekleşebilir.
Çölleşme nerelerde görülür?Çölleşme yağışın 100 mm’den 800 mm’ye kadar olabileceği kurak, yarı-kurak ve yarı-nemli alanlarda görülmektedir.
Çölleşme önlenebilir mi?Çölleşme, sürdürülebilir yönetim yaklaşımıyla yörenin iklim, topoğrafik ve sosyolojik özelliklerine uygun teknikler kullanılarak önlenebilir. Kullanılan teknikler, yöredeki sorun ile doğrudan ilişkilidir. Örneğin; rüzgar erozyonunun söz konusu olduğu alanlarda rüzgar perdelerinin kullanılması o yöre için uygun bir teknikken, yüksek alkaliliğe ulaşmış bir arazi başkaca bir arazi ıslah yöntemleriyle rehabilite edilir.
Çölleşme küresel bir mesele midir?Çölleşme küresel bir meseledir. Ancak ülkelerin coğrafik, topografik, sosyolojik, yönetsel hassasiyetlerine göre çölleşmeden etkilenme şiddeti değişebilir. Örneğin; Afrika kıtası çölleşmeye karşı yüksek hassasiyete sahiptir.
Çölleşmenin nedeni iklim değişikliği midir?Çölleşmeyi birçok faktör etkilemektedir, iklim değişikliği bunlardan biri olup en önemlileri arasındadır. Erozyon, toprakların yanlış kullanımı, yanlış tarım teknikleri, su ve toprak kirliliği, kırsal yoksulluk, eğitim eksikliği gibi birçok faktör çölleşmenin sebepleri arasındadır.
Çölleşme ile mücadele neden önemlidir?Çölleşmeyle mücadele verimli toprak kaybının önüne geçtiği için önemlidir. Verimli toprak kaybının önüne geçilerek başta açlık ve güvenlik sorunları gibi gelecekteki oluşabilecek ekonomik, sosyal meseleler bertaraf edilmiş olur.
Çölleşme ile mücadele için biz ne yapabiliriz?Çölleşme ile mücadele için arazi üzerindeki yanlış kullanımlardan kaçınılmalı, doğru teknikler kullanılmalıdır. Arazi üzerindeki koruma-kullanma dengesi korunmalıdır.
Çölleşme ile mücadelede sorumlu kurum kimdir?Çölleşme ile mücadele birçok kurumun görev, yetki ve sorumluluğuna girmesine karşın, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü sorumlu kurumdur.
KESTANE SAYFASI
Eski evlerin bir bölümü yeni sahipleri tarafından res-tore edilmiştir. Mimar Cengiz Bektaş’ın, Gazeteci İlhan Selçuk’un satın alıp onardığı evler de buradadır.
GörÜLMESİ GErEKLİ yErLEr (ŞEHİr MErKEZİ)
SABurHANE MEyDANıMuğla 400’ e yakın tescilli evi 170’e yakın sivil mi-
marlık örneği yapısı, 100’e yakın sokağı, eski hanları, şa-dırvanları arastası, meydanları ve camileriyle örnek bir Kentsel Sit alanıdır.
Saburhane Meydanı özgün mimari karakterin coğ-rafyayla uyumlu şekillendiği, Türk-Rum yada Müslü-man-Hıristiyan olmak üzere iki farklı kültürün bir arda yaşadığı tipik bir yerleşmedir. Meydan adını bir zaman-lar burada yer alan hapishaneden alır. Kimi evlere çık-
Ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden birço-ğunun bağlı olduğu ilin merkezi Muğla daha çok ilçe-lerine gidilip gelinirken “içinden geçilen bir yerdir” ta-tilciler için. Geziyi daha çok denizle eş tuttuğumuzdan mıdır nedir, deniz kıyısında olmayıp da turist yoğunlu-ğu olan yöremiz pek azdır. Bu da anlaşılabilir bir şey ya biz gene de Muğla’ya en az bir gün ayırmanızı önerece-ğiz. Ama Muğla merkezinde konaklayıp da şehir gezi-sinin yanı sıra çevre gezisi de yapacaklar, dolu dolu bir kaç gün geçireceklerdir.
Asar (Hisar) Dağı eteklerinden, Karadağ, Kızıldağ, Masa ve Hamursuz dağları ile çevrelenmiş ovaya doğru yayılan bir şehirdir Muğla merkezi.
1080 yılında Selçukluların, 1096’da tekrar Bizans’ın 1284’de Menteşeoğulları’nın eline geçen kent 1390’da Osmanlı topraklarına katılır. Kentin eski bölümü Sabur-hane, Osmanlı döneminde Rum ve Türklerin bir arada dostça yaşadığı, Rumların 1924 mübadelesinde göç et-mesinin ardından eski havasını bozulmadan sürdürdü-ğü bölgesidir Muğla’nın.
Y Ö R E L E R İ M İ Z
MUĞLA
ASLAN SAYFASIt
maz sokaklardaki avlu kapılarından geçilerek ulaşılır. Açık ya da kapalı ön sofaları, ahşap süslemeleri veran-daları, duvara gömülmüş dolap şeklindeki banyoları Muğla evlerinin belirgin özelliklerindendir.
ANDON’uN HAMAMı (ZELİHA’NıN HAMAMı)150 yıllık bir Rum hamamıdır ve Rum sahibi Andon
tarafından işletilmiştir.Mübadeleden sonra Türklere sa-tılmıştır.
ŞEMSİ ANAŞemsi Ana Muğla’ya geleneksel kimliğini veren ana-
erkil yapının ermiş anasıdır. Belediye suyunu ilk kez bulan kişi olduğuna inanılan Şemsi Ana’nın ilginç bir öyküsü vardır;
Çobanlık yapan Şemsi Ana keçilerini otlatmaya bir gün keçilerinden birinin sakalının ıslanmış olduğunu görür. Bu birkaç gün böyle devam eder. Bir gün Şemsi Ana keçisini takip eder. Keçinin su içtiğini ve içtiği su-yun üzerini ayağıyla toprak atarak kapattığını görür ve suyun çok az olduğu bu dönemde suyu kaynağını bu-lur. Suyu bulduğu için ermiş kabul edilir.
uLu CAMİİŞehrin en eski camisi olup Menteşe Sultanlarından
İbrahim Bey tarafından 1334 yılında yapılmıştır. 1938 yılında Muğlalı Abdizade Bey tarafından onarılmıştır.
KurŞuNLu CAMİİ1493’te Es seyit Şücaaddin tarafından yaptırılmıştır.
1900’de Şerif Efendi tarafından son cemaat yeri eklen-miştir. Minaresi de aynı yıllarda Hacı İsmail tarafından yapılmıştır. Eskiden otuz odalı bir medresesi de bulunan camiinin Muğla’da ki diğer camilerde ayrılan en önem-li özelliği kurşunla kaplanan büyük kubbesidir. Cami içinde yer alan kalem işi süslemeler Rodos’tan getirilen kök boyalarla işlenmiştir. Düzgün kesme taştan örme beden duvarları Selçuklu Mimarisi özelliği taşımaktadır.
ŞAHİDİ CAMİİ18. yy’da caminin bugün bulunduğu yerde bir
Mevlevi Mescidi yer almaktaydı.sonradan yıkılan bu mescidin kalıntıları üzerine,1848 yılında Hacı Osman Ağa tarafından bugünkü caminin ana binası inşa et-tirilmiştir. İlk onarımı 1869’da olan yapıda ikinci esas-lı onarım Mevlevi şeyhi olan Şeyh Cemal tarafından 1911 yılında yaptırılmıştır. Caminin bahçesinde, cami-ye adını veren ve 1470-1550 yılları arasında yaşadığı bilinen Mevlevi Şeyhi Hz. Şahidi’nin türbesi ile ilk mes-cidi kuran Şeyh Seyit Kemalettin’ in mezarı bulunmak-tadır. Caminin iç bölümü günümüzde de dervişlerin bir zamanlar halka halinde zikir yaptıkları haliyle ay-nen korunmaktadır.
yAĞCıLAr HANıYapımı yaklaşık 1493 yılına dayanmaktadır. Han
kentin geçmişinde önemli bir ticari merkezdi. Sağlam taş duvara dayalı bağdadi ve ahşap karkas sistemde yapılmıştır. Burası eskiden yağhanelerden oluşmak-taydı. Günümüzde restore edilerek ticari bir merkez ve avlusundaki çınar ağacının gölgesinde bir dinlen-me alanı olarak kullanılmaktadır.
SAAtLİ KuLE1895’ te Muğla’nın ilk Belediye Başkanlarından Hacı
Kadızade Süleyman Efendi ve eşi Pembe Ana, Hicaz’a giderken Şam şehrinde gördükleri kulenin bir benze-rini Muğla’da yaptırmak istemişler ve ünlü Rum usta Filvarus’a (Mihail Konstantin’in oğlu) bugünkü saatli kuleyi yaptırmışlardır.
HACıKADı EvİBugün kayıtlara “Hacıkadı Evi” olarak geçen evin
yapım tarihi 1875-1880 yılları arası olup günümüz-den 130 yıl öncesine dayanıyor. Muğla’nın ilk belediye başkanı olan Hacıkadı Süleyman Efendi ve eşi Pembe Hatun bu evi oğulları Ömer Efendi için yaptırmıştır. Muğla için önemli olan tarihi saatli kule ve eski adı Memleket Hastanesi olan devlet hastanesi de aynı aile tarafından yaptırılmıştır.
Muğla’nın; Arasta, Konakaltı Hanı, Sanat Evi (Müf-tüler Evi), Asar Dağı Yamaçlarında Saburhane Turu, Muğla Müzesi, Maketlerde Muğla Evleri, Karabağ-lar Yaylası, Alışveriş Ve Geleneksel Pazar Yeri, Muğla Üniversitesi, Turolıan Parkı, Asar Dağı Zirvesi’ne Ve Değirmendere’ye Yürüyüş, Yeşilyurt gibi gezilip gö-rülecek bir çok yeri bulunmaktadır. Bilgilere “http://www.muglakulturturizm.gov.tr/TR,73784/mugla.html” web sitesinden ulaşabilirsiniz.
Kaynak: www.kultur.gov.tr
Hülya ŞİMŞ[email protected]
KİKUŞ’LA MÜZE GEZİ-YORUZ
ÜMRAN BARADAN OYUN VE OYUNCAK MÜZESi
Sevgili arkadaşlar, geçenlerde Fatoş’un ki-taplığında gezerken bir broşür buldum. Sizin için biraz karıştırdım. Ne görsem beğenirsiniz? İzmir’de Ümran Baradan Oyun Ve Oyuncak Müzesi diye bir müze varmış. Biliyorsunuz ge-çenlerde size şair Sunay Akın’ın kurmuş olduğu İstanbul Oyuncak Müzesi’ni tanıtmıştım. Hadi şimdi de, İzmirli seramik sanatçısı Ümran Bara-dan tarafından 2004 yılında İzmir’de kurulmuş olan ve İzmir Konak Belediyesi’nin desteklediği Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi’ni ta-nıyalım.
Ümran Baradan, dünyaca ünlü bir seramik sanatçımız imiş. Dünyanın çeşitli ülkelerinden edindiği oyuncakları ve düzenlediği yarışmalar-da derece kazanan yetenekli çocukların yaptığı eserleri sergilemek için bu müzeyi kurmuş. Üm-ran Baradan, müze binasını Konak Belediyesi’ne bağışlamış ve bina yenilenerek müze haline ge-tirilerek halka açılmış. Müzede, Ümran Baradan ve şair- yazar Sunay Akın’ın dünyanın dört bir yanından topladıkları 1860’lı yıllardan günü-müze kadar gelen 1000’den fazla oyuncak yer alıyormuş. Sunay Akın aynı zamanda müzenin danışmanı imiş.
TİMSAH SAYFASIA
Sevgili arkadaşlar bu müze, çocuklar için masal gibi bir yer olmalı. Lütfen İzmir’e yolunuz düşerse mutlaka gidip gezin. Eğer gide-mezseniz müzenin internet adresinden de izleyebilirsi-niz. Ben izledim, çok güzel bir sunum hazırlamışlar. Hat-ta anne ve babalarınıza ısrar edin onlar da sizi gezdirirken tekrar çocukluklarını yaşa-sınlar. Biliyorsunuz oyun ve oyuncaklar çok güçlü bir eği-tim aracıdır ve çocukların eğiti-mi sağlıklı bir gelecek yaratmak açısından çok önemlidir.
Büyükler ne diyor biliyor mu-sunuz? Dünya tarihi, oyuncak tarihi demekmiş. Çünkü oyunlar ve oyuncaklar bir milletin kül-türel tarihinin en önemli tanık-ları imiş ve tarihin seyri de önce oyuncaklara yansırmış.
Müzede ayrıca İzmir halkının desteğiyle oluşturulmuş “İzmirlilerin Oyuncak- ları” köşesi ve Anadolu oyun ve oyuncakları-nın maketlerinden oluşan “Maket Oyun ve Oyuncaklar” bölümü de varmış. Böylece müzeyi gezenler çağlar boyunca oynanan oyunla-ra da tanık oluyormuş.
Bir köşede de Geleneksel Türk Gölge Oyunumuz olan Karagöz ve Hacivat tanıtılıyor-muş. Müzeyi gezenler bu bö-lümde Karagöz ve Hacivat’ın dünyasına konuk olup, so-kaklarında oturup oyunlarını izleyerek eğlenceli saatler geçirecekmiş, öyle diyor ta-nıtım yazılarında. Ne güzel değil mi, acaba uçmaya kalksam kanatlarım daya-nır mı İzmir’e kadar? Gitmek için can atıyorum ama en iyisi galiba Fatoş’a söylemek, annesi bizi kesinlikle götürür bu güzel müzeye.
Müzeyi düzenleyenler her şeyi düşünmüş, yorulunca da oturup dinlenebilecek güzel bir kafeteryası varmış. Kafeteryanın duvarları Şa-man Sanatçı Pieter Bruegel’in “Çocuk Oyunları” tablosu ile kaplıymış. Çok ilginç, şimdiden me-
rak ettim doğrusu. 16. Yüzyıl sanatçısı olan Pie-ter Bruegel bu tablosunda o dönemin çocukla-
rının oyunlarını öğretiyormuş. O dönem çocuklarının nasıl oyun-lar oynadığını doğrusu görmek isterdim.
Ha, bir de müzede Karagöz ve Hacivat gölge oyunu, kukla tiyatrosu gibi eğlenceli ve öğ-retici etkinlikler yanında masal saati, müzede sergi gibi etkin-likler de düzenlenmekteymiş. Ayrıca müze içinde “oyuncak ve hediyelik eşya dükkânı” adı altında bir de satış bölümü varmış, gidersek bu oyun-caklardan da alırız ne güzel olur.
Sevgili arkadaşlar, aslın-da tüm dünyada pek çok
oyun ve oyuncak müzeleri varmış. Bunların en önemlisi olan Almanya Nurnberg Oyuncak Müzesi imiş. Bu müze,1961 yılında kurulmuş ve 1971 yılında halka açılmış. Ayrıca, İngiltere’de,
Fransa’da, İtalya’da, Japonya’da ve Amerika’da da çok önemli oyuncak müzeleri varmış. Bizim ül-kemizde de olması gurur verici. Ne güzel bir girişim, dünyadaki tüm çocuklar bu
müzelerde ne güzel eğleni-yor ve eğitim alıyordur kim bilir değil mi arkadaşlar?
Bizim ülkemizde de ilk kez 1990 yılında Ankara Üniversi-tesi Oyuncak Müzesi, Prof. Dr.
Bekir Onur tarafından kurul-muş. Daha sonra arkeolog Musa Baran tarafından İzmir Badem-ler köyündeki Çocuk Oyunları ve Oyuncakları Müzesi ve İstan-bul’daki Sunay Akın tarafından
2005 yılında halka açılan İstanbul Oyuncak Müzesi kurulmuş.
Öyleyse bu yaz tatilinde ne yapıyoruz? Git-mediğimiz, görmediğimiz müze kalmasın diyo-ruz ve oyuncak müzelerini gezerek başlıyoruz tatile. İyi gezmeler, iyi tatiller şimdiden, sevgili arkadaşlar.
GERGEDAN SAYFASIU
AĞAÇKAKAN SAYFASI
B ünyesinde barındırdığı sulak alanlar, ada-lar, ormanlar, farklı ekosistemler ve kültürel kaynak değerlerinin yanı sıra göl suyunun
içme, sulama ve kullanma suyu kaynağı olması gibi hayati öneme sahip özellikleri sebebiyle Beyşehir Gölü ve yakın çevresinin Konya İli mülki sınırları dahilinde kalan 88.750 hektarlık bir bölümü, Ba-kanlar Kurulu Kararı ile 11.01.1993 tarihinde “Bey-şehir Gölü Milli Parkı” olarak ilan edilmiştir.
Milli Park alanında; 1 İlçe merkezi ile 4 belde ve 8 köy olmak üzere toplam 13 yerleşim alanı bu-lunmaktadır.
Konya Ovası'nın Hayat Kaynağı...
BEYŞEHİR GÖLÜ MİLLİ PARKI
KAYNAK DEĞERLERİ
• Ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü, bu özelliği sebebiyle daima bir cazibe mer-kezi olmuş, ilk çağlardan itibaren çeşitli uygarlık-lara ev sahipliği yapmıştır.
• Ekonomik kazanç kaynağı olarak, geçmiş dönem-lerde ve günümüzde insanların dikkatini çekmiş, yakın çevresinde, kenarında ve göl içerisindeki bazı adalarda irili ufaklı pek çok yerleşime ev sa-hipliği yapmıştır.
• Beyşehir Gölü Havzası, zoocoğrafik açıdan İç Anadolu, Toroslar ve Batı Anadolu dağlarının ke-sişim noktasında bulunması ve çok farklı habitat tiplerini bünyesinde barındırması nedeniyle flora ve fauna elemanları açısından çok sayıda tür için doğal ve ideal bir yaşama alanı oluşturmaktadır.
• Beyşehir Gölü; içme suyu temini, sulama, belli ölçüde plaj kullanımı ve balıkçılık faaliyetleri ile yöre insanının vazgeçilmezleri arasındadır.
• Göl ve içerisindeki çeşitli büyüklüklerdeki yakla-şık 60 ada, kuşların üreme, beslenme, yumurtla-ma ve güvenle kuluçka yapmasına imkan sağla-maktadır.
Ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü, bu özelliği sebebiyle daima bir cazibe merkezi olmuş, ilk çağlardan itibaren çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır.
Foto: Turan Sezer
• Beyşehir Gölü Milli Parkı ve yakın çevresi “kurak-ya-rı nemli” ve birinci mezotermal iklim tipleri ile tem-sil edilmektedir. Yazları kısa, serin ve kurak, kışları uzun, soğuk ve yağışlıdır.
• Göl ve yakın çevresinde, karasal ekosistemler; or-manlık alanlar, makilik alanlar ve kültür alanları, su-cul ekosistemler ise akarsular, göl, sazlık ve bataklık alanlar olarak temsil edilmektedir.
• Milli Park alanında yer alan yerleşim merkezlerinin ana geçim kaynağı, tarım, hayvancılık ve balıkçılık-tır.
• Beyşehir Gölü, İç Anadolu ve güneyindeki Toros Dağ-ları arasındaki bir geçiş alanında yer almaktadır.
• Toros Dağları’nın kuzeyinde bulunan Konya Ovası, Konya ile Niğde arasındaki dik dağ yamaçlarının he-men dibinde, arada bir geçiş alanı olmaksızın uzanan tipik bir İç Anadolu düzlüğü olmasına karşın, Beyşe-hir Gölü’nün içinde bulunduğu havza, bir ara basa-mak halinde, dağlarla ovalar arasındadır.
• Bu tipik özelliği ile havza; kendine özgü bir doğal ka-rakter kazanmış ve bir yandan güneyindeki yüksek dağların doğal kaynaklarından beslenirken, öte yan-dan kuzeyindeki geniş ova düzlüklerinin doğal özel-likleri ve yapısının uzantısı olarak devam etmiştir.
FLORA
Milli Park sınırları içinde 85 familya, 305 cins, 545 tür, 140 alt tür ve 54 varyete yer almaktadır. Milli Park alanı içinde bulunan 560 taksonun 88’i endemiktir. Lübnan sediri, Adi ardıç, Katran ardıcı, Göknar, Karaçam, Kermes meşesi, Dişbudak, Ce-viz, Karadut, Erkek eğreltiotu, Dağ lalesi, Haşhaş, Boyacı kökü, Adaçayı, Kardelen, Sıklamen ve Sarı-kokulu, Milli Park ve yakın çevresinde yayılış gös-teren bazı önemli bitki türleridir.
FAUNA
Beyşehir Gölü su kuşları açısından oldukça önemlidir. Milli Park Alanı’nda 153 kuş türü var-dır. Bunlardan bazıları Sakarmeke, Yeşilbaş ördek, Cüce batağan, Bahri ve Tepeli ördektir. Gölün etra-fı; iki yaşamlı (amfibi-hem karada hem de suda ya-şayan), sürüngen ve memeli sınıflarına ait türler ba-kımından da oldukça zengindir. Alanda, 3 adet iki yaşamlı, 14 adet sürüngen ve 34 adet memeli türü olmak üzere toplam 51 tür vardır. Göl ve derelerde toplam 16 adet balık türü yaşamaktadır. Bunlardan ilk akla gelenler; Sudak, Sazan, Akbalık, Siraz ve Kızılkanat’tır.
Efla
tun
Pına
rıFo
to: F
ikre
t Özk
apla
n
Tarihi Taşköprü
PELİKAN SAYFASIY
• Beyşehir Gölü Milli Parkı ve yakın çevresi “kurak-ya-rı nemli” ve birinci mezotermal iklim tipleri ile tem-sil edilmektedir. Yazları kısa, serin ve kurak, kışları uzun, soğuk ve yağışlıdır.
• Göl ve yakın çevresinde, karasal ekosistemler; or-manlık alanlar, makilik alanlar ve kültür alanları, su-cul ekosistemler ise akarsular, göl, sazlık ve bataklık alanlar olarak temsil edilmektedir.
• Milli Park alanında yer alan yerleşim merkezlerinin ana geçim kaynağı, tarım, hayvancılık ve balıkçılık-tır.
• Beyşehir Gölü, İç Anadolu ve güneyindeki Toros Dağ-ları arasındaki bir geçiş alanında yer almaktadır.
• Toros Dağları’nın kuzeyinde bulunan Konya Ovası, Konya ile Niğde arasındaki dik dağ yamaçlarının he-men dibinde, arada bir geçiş alanı olmaksızın uzanan tipik bir İç Anadolu düzlüğü olmasına karşın, Beyşe-hir Gölü’nün içinde bulunduğu havza, bir ara basa-mak halinde, dağlarla ovalar arasındadır.
• Bu tipik özelliği ile havza; kendine özgü bir doğal ka-rakter kazanmış ve bir yandan güneyindeki yüksek dağların doğal kaynaklarından beslenirken, öte yan-dan kuzeyindeki geniş ova düzlüklerinin doğal özel-likleri ve yapısının uzantısı olarak devam etmiştir.
FLORA
Milli Park sınırları içinde 85 familya, 305 cins, 545 tür, 140 alt tür ve 54 varyete yer almaktadır. Milli Park alanı içinde bulunan 560 taksonun 88’i endemiktir. Lübnan sediri, Adi ardıç, Katran ardıcı, Göknar, Karaçam, Kermes meşesi, Dişbudak, Ce-viz, Karadut, Erkek eğreltiotu, Dağ lalesi, Haşhaş, Boyacı kökü, Adaçayı, Kardelen, Sıklamen ve Sarı-kokulu, Milli Park ve yakın çevresinde yayılış gös-teren bazı önemli bitki türleridir.
FAUNA
Beyşehir Gölü su kuşları açısından oldukça önemlidir. Milli Park Alanı’nda 153 kuş türü var-dır. Bunlardan bazıları Sakarmeke, Yeşilbaş ördek, Cüce batağan, Bahri ve Tepeli ördektir. Gölün etra-fı; iki yaşamlı (amfibi-hem karada hem de suda ya-şayan), sürüngen ve memeli sınıflarına ait türler ba-kımından da oldukça zengindir. Alanda, 3 adet iki yaşamlı, 14 adet sürüngen ve 34 adet memeli türü olmak üzere toplam 51 tür vardır. Göl ve derelerde toplam 16 adet balık türü yaşamaktadır. Bunlardan ilk akla gelenler; Sudak, Sazan, Akbalık, Siraz ve Kızılkanat’tır.
Efla
tun
Pına
rıFo
to: F
ikre
t Özk
apla
n
Tarihi Taşköprü
• Kubadabat sarayı ve çevresi, • Milli Parkın hemen yanında gölü besleyen ve Hititler-
den kalma bir yapı olan Eflatun Pınarı ve anıtlar,• Ahşap mimarisi ve muhteşem büyüsü ile tarihi Eşrefoğlu
Camii ve külliyesi,• Osmanlı’nın ilk sulama projesi olan Çarşamba kanalı
üzerinde kurulu ve “Milli Parkın Altın Gerdanı” olarak nitelenen tarihi Taş köprü,
• Kubadabad sarayı’nın karşısındaki Tarihi Kız Kalesi adası ya da Kuş adası da denilen ada,
• Beyşehir yakınlarındaki Yakamastır Mesire yerinde, orman ve gölün birlikte oluşturduğu muhteşem doğal güzellik,
• Beyşehir Karaburun çadırlı kamp alanı ve plajı, • Milli Parkın hemen yanı başındaki Hitit kalıntısı Fasıllar
anıtı ve kabartması,• Yeşildağ, Leylekler vadisi,• Anamas dağı’nın eteklerinde yer alan yaylalar.Ayrıca göldeki gün batımı manzarası da muhteşem bir görsel güzelliğe sahiptir.
GÖRÜLECEK YERLER
YÖRESEL TATLARYufka ekmek, bazlama, mısır ekmeği, kömbe, dünür
kömbesi, su böreği ve pekmezli kurabiye, yörede her an bulabileceğiniz hamur işleridir.
Yahni, yörenin en meşhur et yemeğidir. Bunun dışın-da nohutlu kelle ve işkembe yemekleri de yapılır. Seb-ze yemekleri arasında ise galle, ekşili börülce, bulgurlu börülce, soğan aşı, sarma ve pancar başlıca lezzetleridir. Galle kapuska yemeğine benzer. Balık yemeklerinden olan meyre, yörede “çapak”da denilen sazan balığından yapılır. Ekşi erik, soğan ve salça ilavesiyle sulu olarak ya-pılan meyre, yörenin geleneksel yemeğidir.
Göldeki sazlıklarda yaşayan ördek, meke, saz tavuğu, kaz gibi kuşların yahnisi, kızartması ve dolması da popü-ler yemekler arasındadır..
KONAKLAMAMilli Park yetkililerinin kontrolünde ve göstereceği
yerlerde çadırla ve karavanla kamp yapılabilir. Ayrıca Beyşehir ilçesi’nde konaklama için özel ve kamuya ait te-sisler bulunmaktadır.
ULAŞIME 238 Konya-Beyşehir karayolu ile ulaşılmaktadır.
Konya’ya 94, Isparta’ya 105 km. mesafededir.
Beyşehir Gölü ile kale arasındaki düzlükte, İçeri Şehir Mahallesi’nde bulunan Eşrefoğlu Camii, en eski Selçuklu Beylik dönemi yapılarındandır. Selçuklu Hakanı Sultan Sancar'ın emri ile 1134 yılında yaptırılmış, daha sonra Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından 1297-1299 yılları ara-sında bugünkü şekliyle yeniden inşa ettirilmiştir. Halen ibadet ve ziyarete açıktır.
7 asırlık bu muhteşem cami, taş, tuğla, çini ve renkli boyama gibi birçok süsleme sanatının bir arada ve yoğun olarak kullanıldığı tek ahşap cami olması sebebiyle Türk mimarlık tarihinde özel bir yere sahiptir. Eşrefoğlu Camii, ahşap direkler üzerine oturtulan düz tavanlı camilerin en büyüğü olarak biliniyor. Ahşap olmasına rağmen 7 asır çü-rümeden nasıl ayakta kaldığı ,günümüzde bile tam olarak anlaşılamayan caminin önemli özelliklerinden biri de, or-tasında bulunan, 4-5 metre derinliğindeki "karlık" denilen kuyudur. Karlığın, caminin çürümesini önlemek amacıyla yapıldığı sanılmaktadır. Karlığa dolan karın, yavaş yavaş erimesiyle oluşan nemin, caminin yapımında kullanılan ahşabın ömrünü uzattığı düşünülüyor.
Beyşehir Gölü kenarındaki bu muhteşem eserin, ahşap olmasına rağmen 7 asır çürümeden nasıl ayakta kaldığı, günümüzde bile tam olarak anlaşılabilmiş değil…
AHŞAP VE ÇİNİNİN MUHTEŞEM AHENGİ:
EŞREFOĞLU CÂMİİ
ÇAM SAYFASIi
DAĞ KEÇİSİ SAYFASIJ
G Ö N D E R D İ K L E R İ N İ Z
EDANur rECEp Çiftlik Köyü Orta
Okulu 8-A İyidere/RİZE
rECEp öMEr uZuN Çiftlik Köyü Orta Okulu 7-A
İyidere/RİZE
G Ö N D E R D I K L E R I N I Z...
HALİL KAAN İLTORE ERALP
ANA SINIFIAydinpinar Orta
Okulu/DÜZCE
öMEr FAruK ALTUN 7 SINIF
Aydinpinar Orta Okulu /DÜZCE
ÖRDEK SAYFASIQ
G Ö N D E R D I K L E R I N I Z...
SEMİH ALBAyrAK Aydinpinar Orta Okulu
7. Sınıf DÜZCE
tAHA yASİr DENİZ Aydinpinar Orta Okulu
7. Sınıf (İL 2.Sİ)DÜZCE
MANTAR SAYFASI
BALIK SAYFASIw
G Ö N D E R D I K L E R I N I Z...
ALEyNA GöyNÜK
Yunus Emre İO 3. Sınıf
Keçiören/ANKARA
FurKAN ErGİN Yunus Emre İO
3. Sınıf Keçiören/ANKARA
EŞEK SAYFASIz
G Ö N D E R D I K L E R I N I Z...
OĞuZHAN GöyNÜK Yunus Emre İO
3. Sınıf Keçiören/ANKARA
DİLArA ÇELİK Çiftlik Köyü Orta
Okulu 7. Sınıf İyidere/RİZE
G Ö N D E R D I K L E R I N I Z...
KURT SAYFASIV
ALEyNA ÇELİK Çiftlik Köyü
Orta Okulu 8-A İyidere/RİZE
AyŞEGÜL uZuNHAS Çiftlik Köyü Orta
Okulu 7-A İyidere/RİZE
G Ö N D E R D I K L E R I N I Z...
AT SAYFASIH
FAtMANur ÇELİK Çiftlik Koyu Orta
Okulu 8.Sınıf İyidere/RİZE
SÜMEyyE FİNDİKÇiftlik Köyü Orta
Okulu 7. Sınıfİyidere/RİZE
B ir de varmış iki de varmış... Evvel zamanın içindeymiş... Zaman da evvelin içindeymiş... Az da gitmişim, uz da gitmişim.., Dereleri
tepeleri tekerleyip, bir arpa yolu azık eyleyip, iki yaz bir güz gitmişim... Masalımı unuta unuta, masalımı hatırlaya hatır- laya bir ağacın kovuğuna varmışım... Masalın tam bu yerinde, bir ördeğin kavuğa yerleştiğini görmüşüm...
Bir kaç gün sonra ördek yumurtladı. Yavruları yumurtadan çıktıktan kısa bir zaman
sonra, hepsini alıp götürdü. Aradan bir hayli zaman geçtikten sonra bile, ördek ve yavruları yuvalarına dönmediler.
Masal, zamanda az geçti uz geçti... Bir hayli zaman geçti, bir zamanı hayli masal geçti...
Oradan geçmekte olan bir tavşan, ördeğin boş yuvasını gördü. Zaten tavşan da kendisine bir yuva arıyordu. Baktı ki yuva boş. Yeni bir yuva yapmaktansa, boş yuvaya yerleşiverdi.
Gel masal zamanı, git masal zamanı... Ördek tekrar yuvasına döndü, bir masal zamanı...
Ördek, yuvasında tavşanın yan gelip yattığı
görünce kızgınlıkla bağırdı:
- Burada ne arıyorsun?! Bu yuva benim !!
Tavşan, ördeğin bu sözlerinin altında kalmadı:
- Sen de kim oluyorsun ? Görmüyor musun, ben burada oturuyorum !
Ördek, tavşanı umur-samadan devam etti sözüne:
- Bu yuvayı ben yaptım, senin burada oturmaya hakkın yok!!
Tavşan, hakkını sa-vundu:
- Bana bak ! Sen bu yuvayı yapmış olabilirsin. Ama ben geldiğimde sen yoktun. Ben yuvayı, temizleyip, onardım. Sen yuvadan ayrıldıktan sonra hakkını kaybettin.
Ördek de kendini savundu:
- Burayı ben buldum, emek verip yuva yaptım. Onun için bu yuva benimdir.
Ne tavşan ne de ördek kararlarından vaz-geçmişler. Durdukları yerden bir adım geriye gitmemişler. Bakmışlar ki olacak gibi değil, bir yargıca danışmaya karar vermişler.
MasalASLANIN ADALETİ
FOK SAYFASIS
O sıralar yaşlı bir aslan, avlanmaktan vazgeçtiğini söyleyip, her şeyden elini eteğini çekmiş. Yargıçlık etmeye karar vermiş. İşte tavşanın aklına, yargıçlık eden bu aslan gelmiş. Ördeğe, aslana danışmalarını teklif etmiş. Ördek:
- Kim o ? diye sormuş,
Tavşan:
- Denizin kıyısında oturur, yemez içmez adaletle ilgilenir. Dalgaların kıyıya attıkları ile karnını doyurur.
Bu sözlerin üzerine, ördek:
- Eğer dediğin gibi iyi bir hayvansa, ona gidebiliriz. Demiş.
Ördek ve tavşan, tartışa tartışa az gitmişler uz gitmişler... Bir masal boyu yol gitmişler... Aslanın bulunduğu denizin kıyısına varmışlar...
Aslan, ördek ve tavşanın ağız kavgası ya
parak kendine doğru geldiklerini görünce, onların sözlerine biraz kulak kabartmış meselenin iç yüzünü kavramış. Tavşan ve ördek, aslanın az yakınına gelip aralarındaki anlaşmazlığı
anlatmışlar. Sözlerinin sonunda, aslanın kendilerini yargıçlık etmesini söyleyip susmuşlar. Aslan ikisini de büyük bir dikkatle dinlemiş, az biraz sustuktan sonra:
- Sevgili ördek ve tavşan kardeş, çok yaşlandım artık kulaklarım iyi işitmiyor. Bana az yaklaşıp sorununuzu bir kez daha anlatın. Sözlerinizi kulağıma tane tane söyleyin ki ne dediğinizi iyice anlayayım. Ha bu arada kapıyı da kapatıverin, rüzgar söyleyeceklerinizi duymama engel olmasın. Demiş.
Tavşan ve ördek, kapıyı kapatıp aslanın yanına gelmekte hiç sakınca görmemişler. Fakat kapı kapanır kapanmaz, aslan bir pençeyle ördeğin işini görmüş, bir sıçrayışta da tavşanı haklayı- vermiş.
Masal burada bitmiş... Ama masal orada hala devam ediyor... Masalın kıssasına; “eğer adaletin pençesi varsa vuracağı birilerini arar” düşmüş. Masalın hissesine de; “adaletin hissesine bir tavşan ve ördek olarak yazılmak istemiyorsanız, sorunlarınızı kendi aranızda, konuşup anlaşarak çözmeye çalışın”düşmüş...
YAZAN: Hüseyin Gazi İNCE - ÇİZEN: Sait KIRAN
KUŞ SAYFASIı
Orman Genel Müdürlüğü mobil uygulaması, Apple Store ve Google Play de yayınlandı. Uygulama ile haber, duyuru, ihale ilanları, yangın durumu, fidan sorgulama, yakınımdaki türler, şehir ormanları, Sincap Çocuk ve iletişim bilgileri artık cebinizde. Kamuoyunun ihtiyaçları doğrultusunda, verilecek hizmetin kalitesi ve çeşitliliği artırılmaya devam edilecek.
yükleme Linkleri;
ıOS işletim sistemleri için: https://itunes.apple.com/us/app/orman-genel-mudurlugu/id762250422?mt=8
Android işletim sistemleri için:https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobilion.ogm&hl=tr
S İ N C A P ’ T A N H A B E R L E R
GEÇEN SAyıDAKİ BuLMACANıN CEvABı
MAYMUN SAYFASIm
Orman Genel Müdürlüğü mobil uygulama Apple Store ve Google play’de yayınlandı.
20.12.2013 12:19Orman Genel Müdürlüğü on the App Store on iTunes
Sayfa 1 / 2https://itunes.apple.com/us/app/orman-genel-mudurlugu/id762250422?mt=8
What’s New What is iTunes iTunes Charts
iPhone Screenshots
DescriptionOrman Genel Müdürlüğü Mobil uygulama ile birçok bilgiye çevrimiçi ulaşabilirsiniz. Haber, Duyuru, İhale ilanları,Yangın Durumu, Fidan sorgulama, Şehir ormanları, Sincap Çocuk ve İletişim bilgileri artık cebinizde. Kamuoyununihtiyaçları doğrultusunda, verilecek hizmetin kalitesi ve çeşitliliği artmaya devam edecek.
Orman Genel Müdürlüğü Support
Free
Category: BusinessReleased: Nov 26, 2013Version: 1.0Size: 15.7 MBLanguages: English, French,German, Russian, SimplifiedChinese, Spanish, SwedishSeller: Mobilion BilisimTeknolojileri ve ReklamPazarlama ltd sti© 2013 MobilionRated 4+
Compatibility: Requires iOS 5.0or later. Compatible withiPhone, iPad, and iPod touch.This app is optimized foriPhone 5.
Customer RatingsWe have not received enoughratings to display an average forthe current version of thisapplication.
More iPhone Apps byMobilion
SancaktepeView In iTunes
Bahçelievler BelediyesiView In iTunes
Orman Genel MüdürlüğüBy MobilionOpen iTunes to buy and download apps.
View More By This Developer
20.12.2013 12:19Orman Genel Müdürlüğü - Google Play'de Android Uygulamaları
Sayfa 1 / 2https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobilion.ogm&hl=tr
Orman Genel MüdürlüğüMobilion - 27 Kasım 2013İş
( 25) +7 Bunu Google'da önerin
Yükle İstek Listesine Ekle
Hiçbir cihazınız yok
AçıklamaOrman Genel Müdürlüğü Mobil uygulama ile birçok bilgiye çevrimiçi ulaşabilirsiniz. Haber, Duyuru, İhale ilanları, Yangın Durumu, Fidan sorgulama, Şehir ormanları, Sincap Çocuk ve İletişim bilgileri artık cebinizde. Kamuoyunun ihtiyaçları doğrultusunda, verilecek hizmetin kalitesi ve çeşitliliği artmaya devam edecek.
Yorumlar Yorum Yazın
4,4 toplam 25 kullanıcı oyu
5 18
4 3
3 2
2 1
1 1
gediz metin kocaeli
Emeği geçenlerin ellerine sağlıkBaşlangıç olarak iyidir ama temeldüzeyde bile çok eksikler var. Sayfalarbüyüyüp küçülmüyor. Resimlerin
Ceyhan Bektaşoğlu
Faydalı Faydalı bir program... Ancakihaleler bölümüne orman emsali satışihaleleri de eklenirse tadındanyenmez...
Ek bilgilerGüncellendi27 Kasım 2013
Boyut17M
Yükleme sayısı500 - 1.000
Mevcut Sürüm1.0
Gereken Android sürümü3.1 ve üzeri
İçerik DerecelendirmeÇocuk
Geliştiriciyle BağlantıKurunGeliştiricinin Web SitesiniZiyaret EdinGeliştiriciye E-postaGönder
Uygulamalar
Uygulamalarım
Alışveriş Yap
Oyunlar
Editörün Seçimi
+Levent PaylaşArama yapın
KANGURU SAYFASIK
B İ L M E C E - B U L M A C A
Çocuklar, aşağıdaki labirentin sol üst köşeden başlayarak sağ alt köşedeki çıkışa ulaşacaksınız. Ancak, yolların birleştiği yerlerde, yalnızca yeşil
ışıkların üzerinden geçerek yola devam edebilirsiniz.
Hadi yolculuğa Başlayalım...
SİNCAp DErGİSİNİ OKuyuN.. OKutuN.. ABONE OLuN.. SAHİp ÇıKıN...NASıL ABONE OLuNACAK ?Orman Genel Müdürlüğü’nün T.C. Ziraat Bankası Beşevler Şubesindeki 6288169-5016 No’lu hesabına yıllıkabonelik bedeli olan 7.5 TL. yatırılacak, banka dekontu ile birlikte abonenin açık adresi aşağıdaki adrese gönderilecektir.ADrES:Orman Genel Müdürlüğü, Dış İlişkiler, Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı, Yayın ve Tanıtım Şube Müdürlüğü Söğütözü Caddesi, Saklı Bahçe İdare Binası Çankaya/ANKARA Tel: (0312) 296 41 33 Fax: (0312) 296 41 36 E-Posta: [email protected]
İnternet adresimiz:www.ogm.gov.tr
SİNCAp OrMAN ÇOCuK DErGİSİ’nin OGM adına Sahibi: Dr. Ahmet İpEK• Sorumlu Yayın Yönetmeni: Sezgin KARA
• Yazar-Çizer Ekibi: Sait Kıran, Şener Fakıoğlu, Hülya Şimşek, Levent Kıran, Cüneyt Kıran• Bu dergi üç ayda bir Orman Genel Müdürlüğü’nce Basın ve Ahlak Yasasına uygun olarak yayınlanmaktadır.
• Grafik Organizasyon: CTA Tanıtım (0312) 222 66 77 • Baskı: Orman Genel Müdürlüğü Matbaası • Haberleşme Adresi: Orman Genel Müdürlüğü, Dış İlişkiler, Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı,
yayın tanıtım Şube Müdürlüğü - Söğütözü Caddesi Saklı Bahçe İdare Binası Çankaya/ANKArA. Tel: (0312) 296 41 33 Faks: (0312) 296 41 36
• E-Posta Adresimiz: [email protected] (Şiirler, öykü ve anılar bu adrese gönderilsin)