otek'13 sayı 1

30

Upload: makine-teknolojileri-kuluebue

Post on 08-Mar-2016

245 views

Category:

Documents


12 download

DESCRIPTION

Otomotiv Teknolojileri Günleri Etkinliği Aylık E-Dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: OTEK'13 Sayı 1
Page 2: OTEK'13 Sayı 1

2

YTÜ MAKİNE TEKNOLOJİLERİ KULÜBÜ OTOMOTİV TEKNOLOJİLERİ GÜNLERİ ETKİNLİĞİ AYLIK DERGİSİ

Editör Işıl Özdemir

Görsel Yönetmen Samet Bilgin

Yazı Ekibi Samet Bilgin

Mehmet Başyiğit Ezgi Özülkü Fatih Can

Bilge Dilek Yıldız

Haber Ekibi Besim Söğüt Erdinç Özsoy Kerem Arıtürk

Ömer Faruk Yariz Hasan Mutlu

İmtiyaz Sahibi OTEK’13 Etkinlik Koordinatörü

Berk Can Akpınar

Etkinlik Sayfaları https://twitter.com/otek13

https://www.facebook.com/otomotivteknolojilerietkinligi?fref=ts

Page 3: OTEK'13 Sayı 1

3

Page 4: OTEK'13 Sayı 1

4

Etkinliğin Arkasındaki Güç:

YTÜ MAKTEK

OTEK ETKİNLİĞİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ

MAK-TEK VE OTOMOTİV

Türkiye’nin Parlayan Yıldızı YTU RACING

Otomotiv Demişken;

Autoshow İzlenimleri

Otomotiv Sektöründen Haberler

Ekipten Gelenler

Mega Makineler

Türk Otomotiv Sektörü:İlk Yıllar

Etkinlik Ekibi Neler Yapıyor

Motor Eğitimi

Otomotiv Yan Sanayii Fuarı Standı

Bu sayıda sizleri neler bekliyor?

6-7

8-9

10-13

14-17

18-21

22-27

28-29

Page 5: OTEK'13 Sayı 1

OTEK’13 Dergisi ilk sayısından tüm okurlarımıza

merhaba!

Önceki yıllarda OTEK’11 ve İstanbul Otomotiv Günleri’12

adları ile yapılan etkinlik bu yıl OTEK’13 olarak tüm hızıyla katı-

lımcılarına otomotiv teknolojileri hakkında ufuk açan bir etkinlik olması için hazırlanıyor.

Ancak bu yıl, ekip olarak yaptığımız çalışmalarımızı katı-

lımcılarımıza daha iyi yansıtmak, okurlarımıza kendimizi ve et-

kinliği yapma amacımızı daha iyi açıklamak için bir dergi hazır-lanmaya karar verdik ve gördüğünüz üzere bu kararı uygula-

dık.

Bu süreçte verilen görevleri eksiksizce ve tam zamanında yerine getiren ekip arkadaşlarıma, istediğim belgelere ulaşmam

için yardımını esirgemeyen YTÜ MakTek Kulüp Başkanı Sezai Özdemir’e; bizler için değerli vaktini ayıran YTU RACING Ekibi-

ne, görsel zekası ve programları yetkin kullanışı ile hazırlama

süreci kolaylaştıran Samet Bilgin’e ve ne zaman “Acaba dergi çıkaramayacak mıyım?” ikilemine düşsem bana bu günü göre-

ceğimizi hatırlatan koordinatör Berk Can Akpınar’a teşekkürleri-mi sunmayı bir borç bilirim.

Bu sayı tanışma amaçlı. Biz kimiz, ne amaçlıyoruz, amacı-

mıza ulaşmak için neler yapıyoruz? Bu soruların cevabını bulma-nız için hazırlandı.

Gelecek sayılarda ekibimizin derin ve yoğun araştırmaları-

nın derlenmiş hallerini, sektörün nabzını tutan dosyaları göre-

ceksiniz.

Ekibim adına ilginiz için şimdiden teşekkür ederim. Keyifli okumalar.

Işıl ÖZDEMİR

OTEK’13 Dergi Editörü

Editörden

5

Page 6: OTEK'13 Sayı 1

1997 Yılında kurularak 2007 yılından bu yana faaliyetlerine hız veren Makine

Teknolojileri Kulübü;

· 2010-2011 Türkiye’nin En Aktif 2. Bilim ve Teknoloji Kulübü*

· 2009-2010 Türkiye’nin En Aktif 3. Bilim ve Teknoloji Kulübü*

· (En Aktif Kulüp Yarışması

“üniaktivite.com”)

Seçilmiştir.

Makine Teknolojileri Kulübü çağın gerek

sosyal gerekse teknolojik tüm gelişme-

lerini ilgiyle takip eden, bilim ve tekno-

lojideki sürekli değişim ve gelişimin

farkındalığını taşıyarak ülkesine ve eko-

nomisine katma değer sağlayan mühen-

disler yetişmesine yardımcı olmak ama-

cıyla faaliyetlerini sürdürür.

Yenilikçi ve girişimcilik ruhuyla yaratıcı

düşünmeyi birleştirmeyi kendine görev

edinen MakTek; tercihlerini sunarak

farklılık ve farkındalığıyla çağdaş uygar-

lık düzeyine ayak uydurmaya çalışmak-

tadır. Üniversite Sanayi İşbirliği gelişti-

rerek bilim ve teknolojideki çözümün bir

parçası olmayı kurumsal kimliğine yer-

leştiren Makine Teknolojileri Kulübü; yü-

rüttüğü disiplinlerarası faaliyetlerle her zaman farkını ortaya koymaktadır.

Vatandaşlık ve toplumsal sorumluluk bilincinden hiç bir zaman ödün verme

yerek çalışmalarını sürdüren MakTek’liler, sınırları kabul etmeyerek hayallerinde

kendi sınırlarını kendileri koymayı tercih ederler. Bilim ve teknolojideki liderliğin her

zaman özgürlük ve yüksek toplumsal refahın ana unsuru olduğunu bilen MakTek

üyeleri; bu bilinçle hareket ederek farkını ortaya koyan bireyler olmak için çalışırlar.

Ekip ruhu, ekip çalışması ve aidiyet duygusuyla başarıdan başarıya koşan Ma-

kine Teknolojileri Kulübü; düzenlediği faaliyetlerde, yürütüğü porojelerde ekip ola-

rak başlamayı ve bitirmeyi ilk kural kabul eder. Bilginin paylaştıkça çoğalacağını,

bilenin bilmeyene karşı sorumluluk taşıdığına inanan MakTek ailesi; her zaman ekip

dayanışmasıyla büyüyerek sürdürülebilirliğini korumaktadır.

Ve OTEK bu ruhla yapılan etkinliklerden yalnızca biridir.

Etkinliğin Arkasındaki Güç:

6

Makine Teknolojileri Kulübü

Page 7: OTEK'13 Sayı 1

Yıllardır çalışmalarımızı yürüten MakTek ailesi.....

Yazı benden ilk istenildiğinde geldiğim günle bugün arasındaki zaman geçti gözüm-

den ...

Kimdi Maktek, amacı neydi....

Karşılaştığım her insanda ayrı bir samimiyet, ayrı bir sıcaklık vardı.Hemen herkes

hayata ayrı pencereden bakıyordu ama ortada herkesi buluşturan ortak yargılar vardı.

Farkındalık , bilinç, dinamizm, sorumluluk bilinci,başarı,bireysel ve toplumsal gelişim...

Farklı disiplinlere birlikte çalışan, trendleri takip eden, sürekli değişim ve gelişim

içinde olan bilim ve teknolojinin odağında kalmayı kendine hedef edinen Makine Tek-

nolojileri Kulübü; her faaliyetine ekip olarak başlar ve ekip olarak başarır. Planlarına

ekip olarak başlayan MakTek'te, ekipler kendilerine koydukları hedeflere ilerlerken bi-

reysel gelişimi, tercihlerini sunabilen bireyler olmanın bilincini hiçbir zaman kaybet-

mezler. MakTek için başarısızlık bile bir kazanımdır çünkü; başarısız olunan işlerde bile

dostluklar, hayata dair büyük deneyimler kazanılır. Ekip olarak başlamanın, yardım-

laşmanın, paylamanın gereğidir MakTek için çünkü bu...

Toplumun sınırlarını aşıp kendi hayallerinin sınırlarını kendilerinin koymasının yolu-

nun teknolojik bağımsızlıktan geçtiğinin savunur MakTek, bireylerin severek yaptıkları

işlerde daha başarılı olacaklarına inanır. Yaptığı işten haz duymanın, duyduğu bu hazla

kendisine ve çevresine katma değer sağlamanın mutluluğunu yaşayan MakTek bizler

için bir kimliktir .

Türkiye'de otomotivin hikayesini öğrenmekle başlayan Otomotiv Teknolojileri serü-

veni, STC-16, Çağdaş, Böcek gibi Türkiye'de gerçek otomotiv tarihini açığa vurmuştur.

Devrim'in ardından Türkiye'de otomotiv alanındaki teknolojik gelişim ve değişimi ele

almaya devam etmektedir . Çağı yaşamaya devam ederken geleceği işaret etmek,

Türkiy'de otomotivin vizyonunu çizmek için Otomotiv Teknolojileri Etkinliği'miz bütün

hızıyla devam etmektedir .

Bizler için MakTek'li olmak

farkındalık, farkındalık yaratmaktır.

Bu büyük aileyi daha fazla büyüt-

mek, daha büyük işler yapmak için

MakTek Ailesi'ne herkesi bekliyo-

ruz....

7

Ku lü p B a şk an ı S ez a i Ö z d em ir O T EK ve M akT ek i l e i l g i l i

dü şü nc e l e r i n i b i z le r l e p ay l a ş t ı .

Page 8: OTEK'13 Sayı 1

OTEK’11

Otomotiv Teknolojiler 2011 yılı Mart sonunda büyük bir katılımla ger-

çekleştirildi. Otomotiv Sanayii-Üniversite işbirliğini hedefleyen etkinli-

ğimizde Türkiye Otomotiv Sektörünün yoğunluklu olarak Ar-Ge çalış-

maları yapan öncü firmaların konuşmacılarının sunumlarının yanı sıra,

Araç Sergi Çadırı ve Sergi Alanımızda araç ve ürün sergilerimiz katı-

lımcılara sunuldu. Etkinliğimiz yoğun ilgi gördü.

İOG’12

Birincisi Otomotiv Teknolojileri adıyla düzenlenen etkinliğimiz adı 2012

yılında.İstanbul Otomotiv Günleri olarak değiştirildi. Konsept olarak

’’Türkiye’de yerli Otomotiv üretimi nasıl geliştirilebilir?’’ sorusuna ce-

vap aranan etkinlik 2012’de de okulumuzu Türkiye Otomotiv Sanayi

ve Üniversite öğrenci buluşma merkezi haline getirme görevini başa-

rıyla yerine getirmekle beraber okulumuzun sektörün lider firmalarının

OTEK: DÜNÜ BÜGÜNÜ

8

İlki 2011’de OTEK’11, ikincisi 2012’de İstanbul Otomotiv Günleri

adlarıyla gerçekleştirilen etkinliğimiz bu yıl da OTEK’13 adıyla ka-

tılımcılarının karşısına çıkıyor. Ama önce daha önceki etkinlikleri-

mizi hatırlayalım.

Page 9: OTEK'13 Sayı 1

Bu iki başarılı etkinliğin ardından koordinasyon görevini devraldı-

ğım temmuz 2012’den beri yoğun bir şekilde bu yıl etkinliği nasıl

geliştirebiliriz üstüne çalışmaktayız. Ekimde yeni bir ekip kurduk.

Amacımız sadece güzel bir organizasyon çıkarmak değil aynı zaman-

da Otomotiv Teknolojileri ekibi olarak kendimizi geliştirip ileride iş

hayatımızda bizi farklı kılacak bir arka plan ve altyapı kazanmaktır.

Etkinliğin temel amacı katılımcı olacak geleceğin mühendislerine

iş hayatlarında çalışmak istedikleri alana yönelik vizyon kazandır-

mak ve üniversite-Otomotiv sektörü iş birliğini sürdürmek. OTEK iki

senedir binden fazla kişiye okulda öğrendikleri teorik bilgilere destek

olacak şekilde yeni öğretiler kazandırıyor. Otomotiv alanında başarılı

firmaların konuşmacıların yaptıkları Ar-Ge faaliyetleri üzerine su-

numları öğrencilere başarılı mühendislik çalışmaları nasıl yapılır fikri

kazandırıyor. Bunların yanı sıra ülkemizde hala tam gelişmemiş yerli

üretimi nasıl geliştirebiliriz üstüne düşünmeye itiyor.

Etkinliğe katılacak firmaları belirlerken firmaların marka değerle-

rini değil yaptıkları ar-ge faaliyetleri,teknolojilerini ve üretim strate-

jilerini baz almaktayız. Yani bize göre etkinliğe bir firma gelecekse

yaptıkları işlerle ön plana çıkmalıdır.

Yıldız Teknik Üniversitesi her yıl ülkeye yerli üretim üzerine çalış-

mak isteyen binlerce genç mühendis yetiştiriyor. Mak-Tek bu mü-

hendislerin yetişmesinde bana göre önemli bir yer kaplamakta. Ku-

lübün geleneksel ideası teknolojik bağımsızlık. Ve bu fikir üzerine

insanlar çalışmalar yapıyor. Biz de kendi etkinliğimizde bu fikri sür-

dürmek amacındayız. Gelişen yeni çağda ülkeler için en önemli güç

yerli imalat olması sebebiyle biz de tabii ki kendi ülkemizin güçlü

olmasını istediğimizden dolayı çalışmalarımıza ona göre yön ver-

mekteyiz.

Uzun lafın kısası üniversite hayatını derslerden ve not ortalama-

sından ibaret görmeyen, kendini geliştirerek ülkesine faydalı olmak

isteyen mühendis adaylarını Otomotiv Teknolojileri Etkinliği’ne bek-

liyoruz.

OTEK: DÜNÜ BÜGÜNÜ

9

İ l k günkü heyecan l a ve i k i y ı l da kazan ı l an t ec rübe

i l e bu y ı l da yüksek s t anda r t l a rda b i r e t k i n l i k s i z l e r i

bek l i yo r o l a cak . İ ş t e Koord i na tö r Berk Can Akp ına r-

’ ı n bu y ı l k i e t k i n l i k hakk ındak i gö rüş l e r i :

Berk Can Akpınar

Etkinlik Koordinatörü

[email protected]

Page 10: OTEK'13 Sayı 1

Öncelikle OTEK Ekibi olarak zaman ayırıp sorularımızı

yanıtladığınız için çok teşekkür ederiz. En temel sorudan başlayalım; FSAE nedir? Bilgi verir misiniz? Formula Student, Institution of Mechanical Engineers (IMECHE) tarafından 30 seneyi aşkın bir süredir düzen-lenen, öğrencilerin Formula tipi yarış araçları tasarlayıp üreterek katıldıkları bir mühendislik yarışmasıdır. Orga-nizasyon her yıl Amerika, İngiltere, Almanya, İtalya, Avustralya ve Brezilya gibi birçok ülkeden 200'ü aşkın takımın katılımıyla gerçekleştirerek önemini dünya ça-pında kanıtlamıştır. Formula Student üniversite öğrencilerinin mühendislik becerilerinin yanı sıra yaratıcılık ve hayal güçlerini kanıt-lamak için mücadele ettikleri, dünya çapında bir çok üni-versite ekibinin araç tasarımlarıyla katıldığı organizas-yondur. Bu organizasyonda ekiplerin mühendislik tasa-rımlarının yanı sıra, estetik, maliyet, ergonomi, güvenli-lik, üretilebilirlik ve sürdürülebilirlik gibi etkenler de bü-yük ölçüde önemlidir. Formula Student’a katılacak olan ekibin tasarımı yarışmada belirtilen kurallara uygunluk

bakımından detaylı biçimde denetlenir. Bu denetimler iki kısımda gerçekleştirilir. Statik ve dina-mik denetimler olarak ayrılan bu kısımlarda araçlar yapılış öncesi, sırası ve sonrası her alanda tüm detaylarıyla incelenir ve puanlama sistemi de bu denetimlerin sonuçlarına göre hesaplanır.

Statik denetim; tasarım sunumu, iş planı sunumu ve maliyet sunumu olmak üzere üç kısımdan oluşur. Dinamik denetim; hızlan-ma, viraj alma, yarış per-formansı, yakıt ekonomisi ve dayanıklılık olmak üzere beş kısımdan oluşur. Tüm bu denetim etapları sonra-sında yapılan puanlama ile de ekiplerin sıralaması be-lirlenir. Yarışmanın hedefi, piyasada yer alan malze-meler ile genel dayanım ve analiz şartlarını sağlayan, uygun bir bütçe ile yıllık 50 adet üretime geçirebilecek amatör bir yarış arabasının lisans öğrencileri tarafın-dan tasarlanmasıdır.

MakTek VE OTOMOTİV

1 0

Makine Teknolojileri Kulübünün en ses getiren projesi FSAE takımı YTU

RACING sorularımızı yanıtladı. İşte Proje Başkanı ve kulübümüzün eski

başkanlarından Ahmet Ozan Özcan ve Kulüp Başkanı Sezai Özdemir ve

motor ve power train ekip üyesi Ergün Kılınç ile yaptığımız röportaj:

Ekip Silverstone’dayken

Page 11: OTEK'13 Sayı 1

Formula Student'ı nereden duydunuz, katılmaya nasıl karar verdiniz? AOÖ: Kulüp olarak düzenlediğimiz OTEK'11 Etkinliği'nde bizlere destek olan Sayın Murat Kara-

deniz; bizlere böyle bir yarışmanın varlığından bahsetti ve ilgimiz doğrultusunda katılmamızı önerdi. Biz de bir kaç arkadaş birleşerek, yarışmayı incelemeye başladık. Yarışmanın konseptinin diğer oto-motiv yarışmalarına göre daha eğitici olduğunu gördüğümüzde katılmaya karar verdik. Konsept iti-bari ile günümüzün modern mühendislik anlayışının tüm gerekliliklerini yarışma içinde uygulamamız beklenmekte. Bu da yarışmanın diğer yarışmanın diğer yarışmalara göre daha ön plana çıkmasını sağlamakta. Ayrıca yarışma daha önce de belirttiğim gibi bir çok ülkede ve Formula 1 destekli ola-rak yapılması itibari ile diğer yarışmalara oranla motor sporları ruhunu daha fazla taşımaktadır. Biz de böyle bir yarışmanın parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz.

SÖ: Değişen bilim ve tekno-lojilerin odağında kalmayı, sürekli değişim ve gelişimin farkındalığını taşımayı dünyadaki trendlerin takipçisi olarak çalışmalarıyla bi-lim ve teknoloji çarkına katma değer sağlamayı kendine ilke edi-nen MakTekliler olarak birçok faa-liyet düzenliyoruz. İlkini Mart 2011 de düzenlediğimiz Otomotiv Teknolojileri 2011 etkinliğinin ha-zırlık sürecinde tanıştığımız Murat Karadeniz 'in önerisiyle Formula Student Yarışlarından haberdar olduk .

Yaptığımız araştırmaların ar-dından organizasyonun dünya ça-pında düzenlendiğini, organizas-yonun prestijini fark ettik. Ülkemi-zi ve Yıldız Teknik Üniversitesini temsil ederek hem önyargıları kır-mayı hem de Türkiye’ye bu kültürü oturtmayı hedefleyerek yarışmaya katılmaya karar verdik .

Peki modern mühendislik anlayışı neyi ifade ediyor? Biraz açıklar mısınız?

AOÖ: Öncelikle yarışma konsepti gereği yapacağınız araç sadece yarış pistinde değerlendirilmi-yor. Sizden istenen yaptığınız bu aracın yaklaşık 50 adet seri üretimi yapabilecek bir şirket kurulu-mu yapmanız ve bu yatırımın tüm mali hesaplarını çıkarmanızdır. Puanlamada maliyet analizleri, iş planlaması ve teknik değerlendirme ayrı ayrı yer alıyor. Bu da sadece pistteki yarışın sonucuna bağlı değil,tüm proje kapsamında iyi hazırlanmanızı gerektiriyor.Diğer bir çok yarışta bu gibi kriterler de-ğerlendirilmiyor yalnızca yarış pistindeki performansa bakılıyor. Bildiğiniz üzere maliyetten bağımsız mühendislik yapmak günümüzde mümkün değil. Ayrıca araçların dinamik değerlendirme yarışlarına girebilmesi için çok ciddi testler yapılıyor ve bu testleri geçebilme oranı %30 civarında.

Bu da değerlenmenin ne derece ciddi yapıldığının göstergesi. Projeye katıldıktan sonra projeyi geliştirme süreçleri nasıldı? Eğer gizli değilse proje alt-

ekiplerinde ve yaptıkları çalışmalardan bahseder misiniz? AOÖ: Projeye katılma kararı aldıktan sonra uzun bir süre diğer takımları inceledik. Bu şekilde

ilk kez başladığımız projede diğer takımların tecrübelerinden yararlanmaya çalıştık. Bu inceleme teknoloji kopyalama değil, daha önce oluşturulmuş bilgi birikiminden yararlanma amaçlı yapılmıştır. Sonuçta günümüzde teknoloji geliştiren tüm firmalar bu güne kadar geliştirilmiş teknolojileri kulla-nıyor ve bizim yaptığımız da bundan farklı bir şey değil.

Daha sonra yarışma kuralları tüm ekip tarafından detaylı olarak incelendi ve temel tasarım grupları kuruldu. Bu gruplar kurallar ve yapılan incelemeler doğrultusunda araştırma yapmaya baş-

Türkiye’nin Parlayan Yıldızı YTU RACING

11

Page 12: OTEK'13 Sayı 1

ladılar, daha sonra bu araştırmalar projelendirilerek aracın temel tasarımı oluşturuldu. Araç bu temel tasarım üzerinden geliştirilmeye başlandı.

Gizlilik konusunda yarışmaya katılan hiç bir ekip kendisini çok kapalı tutmamakla beraber fark yaratabilecek noktalarda gizlilik korunuyor. Ama genel itibari ile açık bir yapı söz konusu ve takımlar arası yardımlaşma üst düzeyde. Özellikle yeni katılacak takımlara mümkün olduğunda fazla yardım ediyorlar. Örneğin takım olarak başka bir takıma mail atıp bilgi istediğimiz zaman genel olarak olumlu yanıt alıyoruz. Bu da yarışmanın eğitici konseptine uygun olarak sportmen-ce öğrenci dayanışmasının yansımalarıdır.

Bizim takımımızda ise organizasyon şemamız iki ana ekibe ayrılıyor; Organizasyon Ekibi ve Teknik Ekip. Organizasyon ekibimiz: sponsorluk, lojistik ve tanıtım işleri ile ilgileniyor. Tasa-rım ekibi ise aracın üretimi ve geliştirilmesinden sorumlu. Ve teknik ekipte kendi içinde taşıt tek-niği ve güç aktarımı olmak üzere iki ana grupta çalışmaktadır.

SÖ:Formula Stundent Yarışları yılda sekiz farklı noktada düzenleniyor ve her pistin kendi organizasyon ortakları tarafından her yıl belirlenen kurallar var. Takımlar bu kurallara göre çalış-malarını yaparken organizatör-ler tarafında deadlinelar açıkla-nır ve bu deadlinelar çerçeve-sinde bütün takımlar başvuru yapar.

YTU Racing Ekibi olarak maalesef bir Türk takımı olma-nın azizliğine uğrayarak vize konusunda çok ciddi sorunlar yaşadık. Son gün son dakikada çıkan vizeler sebebiyle uçağa binerken bile büyük stres yaşa-yan ekibimiz, Yıldız Teknik Üni-versitesi Taknoparkı Yönetim Kurulu Üyesi/ ArGe danışması-nı Sn. Al Rıza Büyükuslu'nun destekleriyle bu sorunu aştı .

2012 Haziran ayında projenin sunumu aşaması için İngiltere’ye gittiğinizi ytumaktek.org’da

okumuştum. Oradaki deneyimlerinizi anlatır mısınız? Aldığınız sonuç nedir? Rakipleriniz kimler-dir?

SÖ:İngiltere'ye Silverstone'a ayak bastığımızda aslında dünyayı yeniden keşfeder gibiydik . Yarışmaya hazırlanma sürecinde bilmediği sularda yüzen balık gibiydik ve tek kaynağımız maa-lesef internetti . Yarışma alanına vardığımızda sanki dünyayı yeniden keşfetmiştik. Gidip gördük-lerimizden kazandığımız deneyim ve jüriden aldığımız geribildirimlerle ikinci bir gelişme sürecine girdik .

Farklılık ve mühendislik kalitesini ilke edinen ekip üyelerimiz önce örnek olabilecek çalışma-ları tek tek taradı ve İngiltere'den edindiği deneyimlerle geliştirme sürecini tamamladı.

Şüphesiz ki oraya ilk gittiğimizde bu tur fırsatlardan mahrum kalmanın burukluğunu yaşar-

ken, öte yandan yarışmanın heyecanı içindeydik . Şüphesiz ki rakiplerimiz çok güçlüydü .

Mercedes'in kalbi olan Stutttgart Üniversitesi son üç yılın birincisiydi, diğer takımlar müthiş alt-

yapı, teknik destek ve tecrübeye sahipti . Bizim ise elimizde başarı hırsımız, ekip ruhumuz ve

hayallerimize uzanan yolun haritası vardı . Korkmak ya da vazgeçmek değil zincirlerimizi kırmak

için bir fırsattı bu bizim için.

Amatördük ama ilkelerimiz ve hayallerimiz en büyük gücümüzdü. Aklımızdaki tek şey bu

imkanlara sahip olmayan insanlar için bir çığır açmaktı. Bunun için çalıştık, buna odaklandık ve

ilk defa katılan takımlardan beklenmeyen bir başarı yakaladık.

Malum Türkiye'de her zaman finans sorunu vardır :)

Maliyet sunumunda altıncı, genel durumda ise on ikinci olduk. Bu aslında bizim arkamızda

yer alan, bizlere destek olan herkesin başarısıdır. Sanki bir şeylere meydan okuyorduk ve bir

şeyler inadına bizim için bu başarıyı kutsal kılıyordu. Türkiye'ye gelince fark ettik hayallerimiz

MakTek VE OTOMOTİV

1 2

Giderek büyüyen ekibin toplantılarından bir kare

Page 13: OTEK'13 Sayı 1

ve zincirleri-

miz arasın-

daki çizgiler-

di bizi bu ka-

dar hırslandı-

ran ve bu

başarıyı kut-

sallaştıran.

Mühendis

gözüyle ba-

kacak olursa-

nız özgürlük

ve esaret arasındaki tercihti.

Bu proje ile kulübümüze ve üniversitemize neler kazandırmayı amaçlıyorsunuz? SÖ:MakTek in ilkeleri ve amaçları bellidir . Her an fark yaratan tercih edilen değil tercihlerini

sunmak isteyen mühendisler olmayı hedefleriz. Sorumluluk bizler için birinci derecedeki çevremize değil bizi tanıyan bizlerle aynı havayı teneffüs eden herkese karşı bir sorumluluktur .

yapı oluşturmaktı . Formula kültürünü Türkiye’ye taşımayı hedeflerken, Formula Student Ya-rışlarına Türk takımlarının daha fazla katılmasına ön ayak olmak, bu sürecinin ülkenin bilim ve teknoloji altyapısına sağlayacağı katkıyı düşündük.

Arge ve inovasyonun yanı sıra “simple and usefull” ilkelerini esas alan Formula Student ile otomotiv mühendisliği alanındaki en büyük teknolojinin kullanıldığı Formula yarışlarını göz önünde bulundurduğunuzda, bu yarışma ve devamlılığı bizim için gelişim ve değişimin odak noktasıdır.

Yıldızlı gençler olarak uluslararası en prestijli yarışmalar arasında önde gelen formula student yarışlarında, dünyaya Yıldız Teknik Üniversitesi ve Türkiyeyi oyle bir başarı ve prestij ile tanıtmak istiyoruz .

Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz. Ancak merak ettiğimiz başka konular da var. O sorular ve cevapları için ikinci sayıyı bekleyin:)

Türkiye’nin Parlayan Yıldızı: YTU RACING

1 3

Page 14: OTEK'13 Sayı 1

Merhaba :)

Bu yazıya nasıl başlayacağımı bilemiyorum nasıl hitap etsem falan derken bir yerden başla-

mam lazım artık, bildiğiniz gibi 2-11 kasım tarihleri arası Tüyap'ta İstanbul Autoshow düzenlen-di ben de bu yazımda gidememiş olanlara fuarı anlatacağım, gitmiş olanlara da fuarı kendi gö-

zümden anlatmış olacağım.

Öncelikle bir önceki fuarda ile farklılıklardan başlayayım. En başta fuar merkezi değişti. Bu-nun nedeni -2010 yılında CNR Kongre Merkezi'ndeki fuara gidenler görmüştür- fuar alanında girişlerdeki sıkıntılar, içeride havanın çok soğuk olması ve en önemlisi böyle bir fuar merkezinin çatısının su akıtması, fuar alanında çöp kutularıyla suların tahliye edilmeye çalışılması çok ko-mik bir görüntüler oluşturuyordu. Bu kadar para harcanan bir organizasyonun bu kadar ama-

törce yapılması beni güldürdü. Bu yıl Türkiye Otomotiv Distrbütörleri derneği CNR ile olan söz-leşmesini iptal ederek ve TÜYAP'ın uzak olmasından kaynaklanacak katılım azlığını göze alarak TÜYAP ile anlaştı . Çok sevindirici bir gelişme olarak TÜYAP'taki katılım 2010 yılının iki katına ulaştı . Tabii ki bu katılım bizim gibi otomotive gönül vermiş kişileri de sevindirdi.

Gelelim Autoshow'un iç yüzüne; TÜYAP tam olarak İstanbul Autoshow'a uymuş. Hol düzen-

leri çok başarılı olmuş . Tek bir istisnayla bunu söylemeden geçemeyeceğim -TÜYAP ve ODD bu konuda çok ayıp etmişler- yerli tek katılımcı olan Onuk Taşıt’ı (daha sonra geleceğiz tabii ki) 11. Hole atmalarını hiç hoş karşılamadık. Aldığımız duyumlara göre Ekber Onuk’un morali de bu yüzden biraz bozukmuş ama olabilir böyle hatalar 2014'te böyle bir şey yapmazlar.

Evet gelelim stantlara , arabalara , fuarın gözde kızlarına. Merak etmeyin ondan da bahse-

deriz belki, sürpriz . Size burada rakamlar verip baymak istemiyorum sadece değerlendirmeler üzerinden gideceğiz. Zaten rakamlar bir iki gün içerisinde unutulur belki ama 1001 hp dersek unutmazsınız.

Hadi bakalım o zaman Bugatti Veyron ile başlayalım. VW Grubun kurtların arasına saldığı

Lamborghini ve Bugatti stantları Bugatti'nin civciv sarısı rengiyle ve önünden ayrılmayan kala-

balıkla çok belli oluyordu. Holde evet söylemeliyim o sarı renk Veyron'a yakışmamış ve kim 400

km/s hızla giderken arabanın üstünün açık olmasını ister ki J. Bu arada fuardaki Veyron Grand

Sport olduğu için 1016 hp şimdi duyar gibiyim, kim fazladan 15 beygir ve eksik tavan için fazla-

dan bir milyon dolar verir ? Şahsen ben bilemeyeceğim, o kadar param olmadığı için karar ve-

remem herhalde. Lamborghini Aventedor, Veyron'un arkasından resmen bağırıyor "Beni alın!

Hem daha yakışık-

lıyım hem daha

ucuzum hem o ka-

d a r b e y g i r i

naapcaksın ! ? "

der gibi. Evet ben-

ce Aventedor fua-

rın en haşin maki-

nesi ve en alınası

supercar. Tasarı-

mın reventondan

kalma jet uçakları-

nı andıran tasarı-

mın en uç noktaya

gelmiş hali gerçek-

ten göz alıyor.

Otomotiv Demişken:

1 4

Etkinlik Tanıtım ve Sponsorluk Sorumlusu Samet Bilgin ekibin

Autoshow gezisinde edindiği izlenimleri dergimizde paylaştı.

Page 15: OTEK'13 Sayı 1

Başka bir sıpercar daha var; o da azılı düşman Ferrari'den. Yollardaki gelmiş geçmiş

en güçlü Ferrari : F12 Berlinetta . Ferrari standına ilk geldiğimde stantta Ferrari'nin iki

yeni 4x4 ü FF gelmiş zannettim ama yan tarafa geçtiğimde arkalarından ancak ayırt ede-

bildim ve bunu büyük bir Ferrari hayranı olarak kendime yakıştıramadım. Gerçekten Fer-

rariler dışarından bakınca sadece F458 sizi etkileyebiliyor. Bence daha mantıklı, zaten

Ferrari'nin istediği de bu.

Yüksek performanslı araçlardan girmişten ora-dan devam edelim; Toyo-ta'nın ve Subaru'nun

drifterlara ve modifiye tut-kunlarına verdiği büyük bir hediye GT86 ve BRZ. Çok

hoş, motor performansı yılardır STI'da bulunan ka-nıtlanmış boxer motor ve

%80'i manuel şanzıman... İnsan daha başka ne iste-yebilir ki. Sürüş pozisyonu çok alçak , direksiyon po-zisyonu kolun vites ile yap-tığı açıyla tam bir racecar.

Konu GT86'ya gelmiş-ken benim favori standım

Toyota ile devam edelim. Yeni Yaris ve Auris tek başına tasarım açısından vasat ama makyajlı Avensis ile birlikte yeni moda bütün markanın modellerinin ortak tasarıma sahip olma konusunda; başarılı, raya oturtulmuş bu konuda Hyundai ve Kia ile yarışamazlar ama olsun Japon iyidir J . Aynı zamanda Le Mans Hibrit araçlarıyla hibrite ne kadar önem

verdikleri belli oluyor,aracın başında ilginin azlığıyla birlikte Türkiye'deki motor sporları ilgisinin ne düzeyde olduğunu gördük.Japon demişken benim çok rahatsız olduğum bir şey var onu sizlerle paylaşayımm Mitsubishi Lancer Evo fuara gelmiş ama nasıl gelmiş tiptronik şanzıman ile aslında oradaki görevlilerle de konuşup firmanın bunu niye yaptığını

anlamaya çalıştım ve tahmin edebileceğiniz gibi anlamadım çünkü ev onun en büyük raki-bi Subaru Impreza STI ile motorlarının özelliği çok güçlü turbolarının olması ve turbodan gelen o muazzam sestir. Ama Evo herhalde yıllardır STI'ın arkasından kalmasından dola-yı tiptronik şanzımanla daha tepkili bir araç oluşturup STI'ın önüne geçmeye çalışmış.

Benim çıkardığım sonuç bu, herhalde firma da böyle düşünmüştür.

Bir de bu sene dikkatimi çeken bir diğer farklılık konsept araçların sayılarının artması

ama benim en fazla dikkatimi çeken Peugeot Onyx ve Alfa 4C. Aslında ikisinde de dikkati-mi çeken şeyler benzer; bir ; dış tasarımın farklılığı, iki ; dış karoserde kullanılan malze-menin çeşitliliği. Onyx arka tasarımı biraz sınıfta kalmış ama kapıda kullanılan malzeme mat siyah boya ile mükemmel uyum sağlıyor. -4C'nin ise hayalimdeki yarış otomobili ol-duğunu söylemeden geçemeyeceğim- küçük, hafif, güçlü ve mükemmel iç ve dış tasarım-la buluşmuş arabalarda karbon fiber kullanımının artmasını isteyen biri olarak tamamıyla

monokok karbonfiber şasisi ve karbonfiber karoseriyle üretime çok yakın bir konsept di-yebilirim.

Autoshow İzlenimleri

1 5

Page 16: OTEK'13 Sayı 1

Bir diğer konsept araç Dezir. Aslında daha sportif, biraz daha yarışçı ve biraz

daha konsept bir Clio 4. Renault'nun bir diğer yarış arabası Megane R.S.

Redbull. Çok hoş ve iyi bir motor performansı olan bir araç ama benim tek aklım-

da kalan üstündeki etiketi hak ediyor mu ? Fiyat konusunda tek artısı kişiye özel

bir araç, içeride numaralandırma ile kaçıncı aracın size ait olduğunu biliyorsunuz.

Fransız üreticiler bu sene çok fazla ilgimi çekti. Başta dünya prömiyeri olduğu

için. Peugeot 301 ve Citroen C-Ellyse aslında ikisin de yeni bir Renault Symbol

olduğu fuarda fark ettim. Ucuz, az yakan, sedan. Türkiye gibi ucuz sedanların

satış grafiğinin yüksek olduğu ülkelerde iyi satılacaktır. Peugeot 208 ile dikkatimi

boşuna çekmediğimi ispatladı. Bence 206'dan itibaren başlayan firmanın yaşadığı

krizle birlikte Hothatchlerde 207'den de beklediğimiz performansı alamadık. Ama

bu 208 olmuş. İç, dış tasarım ve tiptronik şanzıman seriyi kendine getirmiş gibi

duruyor. Aynı zamanda GTI

efsanesi de geri dönmüş. Bu

Peugeot açısından sevindirici

bit durum. Citroen cephesi

Peugeot'ya göre daha iyi du-

rumda. DS serisi kimsenin

Citroen'den beklemediği ka-

dar başarılı. Tek kötü yanı

fiyatlar biraz yüksek. Citroen

için o fiyatlarla bekledikleri

satış performansına ulaşabi-

lirler mi, zor bir soru.

Volvo 2020 senesinde sıfır

kaza politikasıyla araba üre-

tebileceklerini açıklamış.

Açıkçası Volvo'nun Çinlilere satılmasında sonra Volvo kendini aşmaya başladı.

Güvenlik konusunda bildiğimiz Volvo ama güvenlik yolunda ilerlerken tasarım ve

motor performansında kendilerini aştılar. Kim bilir belki ben de 2020'de bir Volvo

alır ve içinden çıkmam yakında ölümsüzlüğü garantileri altına alacaklar.

Uzak doğuya geri dönelim ve Toyota'dan sonra en başarılı stant olan Kia'ya

gelelim. Bence şu anda en iyi c segmenti hatchback araç Pro Ceed. Başarılı bir

tasarım, az yakan bir motor ve fiyatına göre mükemmel bir iç donanım. Honda'-

dan hiç bahsetmedik yeni Civic gözler önünde. Geçen seriye bakarak bu seride

de hatchbakteki tasarımın oturmadığını söyleyebiliriz ama sedan kasa yine çok

başarılı. Bu arada Honda Civiclerde dizel yok diyen-

lere fabrika çıkışlı lpgli versiyonunu sunabiliriz.

Nissan standı için tek söyleyebileceğim Juke ve

Qashqai sattı diye Türkiye'ye b c segmenti araç

getirmeyecek misiniz? İnfinity Fx serisi SUV konu-

sunda zaten gösterişi ve liderliği bırakmıyor. Gö-

zümde tam 4x4'lük bir SUV. Infinity'nin bence

SUV'den başka araç yapmasına gerek yok zaten

Formula 1'de üçüncü şampiyonluğunu kazanmış

olan Sebastian Vettel için modifiye ettikleri Fx son

noktayı koydu.

Ülkemizde üretilen Turneo Custom fuarın ticari

Otomotiv Demişken:

1 6

Page 17: OTEK'13 Sayı 1

Porsche bildiğimiz klaslıkta yeni 911'ini kimsenin gözüne sokmadan tanıttı.

Audi'yi fuarı üçüncü dolanışımda fark ettim. Bence çok silik bir stanttı ve o sa-

atten sonra sadece bir göz gezdirebildim. Firmaların birlikte yönetilmesi böyle

dezavantajlar oluşturuyor. BMW'nin ve Mercedes'in aynı holde olması biraz

ilginç. İki firmanın da bunu isteyeceğini hiç sanmam. Tamamen mecburiyet-

tendir. BMW nedense M5 ve M6 altıyı standın arkalarına gizlemiş ama bence

doğru bir strateji meraklıları zaten arayıp buluyor benim gibi. Ama diğer mo-

dellerin alıcı kitlesini direk alabileceği arabalarla buluşturuyor.

Mercedes ise bildiğimiz klasını konuştururken tam bir hayal kırıklığı olan A

ve B serilerini genetiği mükemmelleştirilmiş şekilde gelecek kuşakları bize sırı-

tıyor. Düşünüyorum yeni bir kasada model ne kadar değişebilir diye herhalde

maksimum seviyesi bu A ve B seviyesinde kullanılıyor. Çok başarılı ikisi de,

zaten Mercedes'ten de bu

beklenir. Futbolda da oldu-

ğu gibi topu kaptıran fut-

bolcu topu geri almak için

tüm gücüyle mücadele

eder.

Yazının başında bahset-

miştim unutmadım, Ekber

Onuk ve çalışanları büyük

emekler harcayarak bir

şeyler yapmaya çalışıyorlar

ama bu şekilde önlerini ka-

patırsak yerli üretim daha

fazla ilerleyemez Çinli üreticilere ayrılan alan Onuk Taşıtınkinden daha iyiydi.

Fuarda Onuk Sazan LM'yi gördük. Tasarımcısı Gökhan Akış bize bir müjde ve-

riyor, ben de bu müjde ile yazıma son veriyim. Onuk Taşıt Onuk Sazan'ın ge-

liştirdiği versiyonuyla bir dahaki sene GT3'e orada başarılı olurlarsa Le Mans

yarışlarına katılmayı düşündüklerini söyledi. Eee boşuna LM eklememişler. İn-

şallah başarı-

lı olurlar ve

Türkiye mo-

tor sporların-

da bir çağ

atlar. Belki

motor spor-

ları kültürü

ü l k e m i z d e

o t u r m u ş

olur.

Kendinize

iyi bakın.

Autoshow İzlenimleri

1 7

Page 18: OTEK'13 Sayı 1

Elektriğin ilahı olarak tanınan mucit Nikola Tesla`nın ismini taşıyan Tesla Motors otomotiv

firması , bu sene tanıttığı X Sedan modelli aracını 2015`te piyasaya sürecek. Kullandığı

teknolojileri, Nikola Tesla`nın icat ettikleriyle kullanıyor. Elektrik motorlu araçlar üretiyor-

lar. Fakat araçlar motorlara göre çok ağır olduğu için pek kullanışlı olmadığı söyleniyor. Bu

yüzden daha hafif araçlar üretmeye çalışıyorlar artık. Araç iki tonluk ağırlığına rağmen ,

saatte 95 km hıza dört saniyede ulaşıyor. Araçlarını , Lityum iyon pillerle dolduruyorlar.

Elektrikli otomobiller dalında büyük ölçüde gelişme gösteren Volskwagen Grubu

yeni modellerinde ‘Yeşil’ otomobil isimli yeniliğe gitmektedir.Bunun ilk örneği olarak

Audi A1 E-tron satışa sunularak ekonomik araç sınıfında yerini aldı.

Maksimum olarak belli aralıklarda da

olsa 102 beygir güç ve 240 NM tork

üretebilen bir kapasiteye sahip olan

Audi A1 E-tron’un motoru sürekli ola-

rak ise 61 beygir güç ve 150 NM tork

değerlerine ulaşabilmekte.Ayrıca oto-

mobilde menzil arttırıcı içten yanmalı

motor olarak tek rotorlu wankel motor

kullanılmış. 254 cc hacmine sahip olan

bu wankel motor 20 beygir güç üreterek elektrik motoruna destek olmakta.Audi A1 E-

tron 12 kWh enerjili bataryaları sayesinde sadece elektrik enerjisiyle 50 km yol alabi-

liyor.

Otomobil tamamen elektrik tüketerek 50 km yol aldıktan sonra wankel motoru

devreye giriyor.O andan sonra sıfır emisyon ve tüketim değerlerine sahip olmasa da

oldukça etkileyici değerlere sahip. 100 kilometrede sadece 1.9 litre yakıt tüketen oto-

mobilin emisyon değeri ise kilometrede 45 gram.Firma bizlere daha fazla bilgi verme-

mesine rağmen otomobilin satışa sunulacağı fiyatın iddialı olması ve Audi’yi elektrikli

otomobil üreten firmalar arasında değerli bir yere getireceği tahmin ediliyor.

Otomotiv Sektöründen Haberler

1 8

Elektrikli Spor Sedan

Audi A1 E-tron ilk Kez 2012 Autoshow Fuarın-

Page 19: OTEK'13 Sayı 1

Aracın ön bölümüne yerleştirilen, sürekli mavi ışık yayan LED lambanın, sürücünün "uyanık kalmasını" sağlayabileceği belirlendi.Fransız bilimadamlarının yaptığı araştır-ma, söz konusu ışığın uykuyu dağıtmak için kahve kadar etkili olduğunu göster-

di. Bordeaux Üniversitesi'nden Jacques Taillard, ışığın, beyinde 23.00-05.00 saatlerin-de salgılanan, temel görevi vücudun biyolojik saatini koruyup, ritmini ayarlamak olan

melatonin hormonunu engelleyerek biyolojik saati etkileyebildiğini belirtti. Taillard, yıl-lardır mavi ışığın gece yapılan işlerde verimi beyaz ışıktan daha fazla artırdığının bilin-diğini vurguladı. Araştırmacılar sağlıklı, ortalama 33 yaşındaki 48 erkek katılımcıdan otoyolda, 01.00-05.00 saatlerinde 400 kilometre boyunca araç kullanmasını iste-di. Katılımcılar bir hafta arayla 200 miligram kafein içeren 2 fincan kahve, daha sonra kafeinsiz kahve içerek araç kullandı. Son aşamada katılımcılar mavi ışığa maruz bırakıl-dı ve bu ışığın kafeinli kahve kadar etkili olduğu görüldü. Bilim adamları bir sonraki

aşamada mavi ışığın etkisini kadınlar ve yaşlılar üzerinde denemeyi planlıyor. Araştırma "Plos One" dergisinde yayımlandı.

Volvo Car Corporation, elektrikli otomobiller için şarj etme süresini 1.5 saat gibi çarpıcı bir süreye indiren yeni bir hızlı şarj cihazı test ediyor. Hızlı şarj cihazı, günü-müz cihazlarından altı kat daha hızlı çalışıyor. Volvo Car Corporation Özel Araçlar Bö-lümü Direktörü Lennart Stegland, “Kısa şarj sürelerinin ve kapsamlı sürüş menzilinin potansiyel elektrikli otomobil tüketicileri için bir gereklilik olduğunu biliyoruz. Hızlı şarj

ünitesi, otomobil gün içinde daha kolay şarj edilebildiği için ‘menzil korkusu’ olarak bilinen sorunu çözmeye yardımcı oluyor. Bu sayede 1.5 saatlik şarj için yeterince za-manınız olmasa dahi, sadece 30 dakikalığına fişe takmak bile 80 kilometre daha git-

meniz için gereken gücü sağlıyor,” diyor. Dünyanın ilk üç fazlı tümleşik şarj cihazı

Yeni şarj cihazı, bir dizi Volvo C30 elektrikli otomobile kurulup, değerlendirilecek. Yeni 22 kW hızlı şarj cihazı, üç fazlı bir enerji kaynağında çalışan dünyanın ilk şarj cihazı

olma özelliğine sahip ve bir elektrikli otomobile sığacak kadar da küçük. Otomobil sa-hibine iki seçenek sunuyor:

32A ile üç fazlı bir priz kullanmak, 30 dakikada 80 km sürüş menzili sağlıyor.

Tam şarj ise 1.5 saat sürüyor.

Sıradan bir tek fazlı 230V ev tipi prize takıldığında, mevcut akıma bağlı olarak

şarj süresi 8-10 saati buluyor. Lennart Stegland, “Kullanıcı, gün içinde bir veya iki kez pil

takımını elektrikle ‘tazeleyebiliyor’. Bu da toplam günlük sürüş mesafesinin önemli ölçüde artması, üstelik bunun konvansiyonel aktarma organlarına sahip bir otomo-

bille aynı düşük maliyetle sağ-lanması anlamına geliyor,” diyor. “Müşterilere her geçen gün kullanabilecekleri daha fazla zaman vermek, elektrikli otomobillerin hem özel, hem

de kamu sektörü için daha

güçlü bir ticari teklif olması anlamına geliyor…”

Otomotiv Sektöründen Haberler

1 9

Uyan ı k Ka lmak İ ç in Mav i I ş ı k

Şarj Süresinde Devrim

Page 20: OTEK'13 Sayı 1

TIR dediğiniz zaten uzundur, uzun olmasına ama oto-

yollarda karşılaştıklarımız genelde 13.60 metre uzun-

luktadır. (Bu arada TIR: Transports Internationaux

Routiers/uluslararası karayolu taşımacılığı) Standardı

budur ama kimi durumlarda 14 metreyi bulan uzunla-

rına da rastlanır. Avustralya’daysa bir hayli abartılı

durumda! Aşılması gereken dağları -neredeyse- ol-

mayan, bir uçtan diğer uca düzlük karayollarıyla tanı-

nan dünyanın uzak bölümünde TIR kültürü, farklı bir

şekilde gelişmiş. TIR’ların kasaları (uzmanları çekici

ve dorse diye telaffuz edilmesini ister!) dönülmesi

gereken virajlar, çıkılması gereken yokuşlar olmadı-

ğından ardı ardına eklenir ve ortaya Avustralya’nın

ünlü yol trenleri çıkar! Hayır bu ülkemizdeki anlatım

bozukluğundan zorla türetilmiş tır kamyonu gibi değil, gerçek anlamda yol treni! Bu,

dünyanın başka yerinde rastlanmadığından çok bilinmese de “uzaklarda” o kadar ge-

lişmiş ve kabullenilmiş bir kültür ki Guinness Rekorları arasında yeri bile var! Nasıl

olmasın?

1999′da Batı Avustralya’daki Merredin’de hazırlanan bir yol treni, 45 dorseden oluşu-

yordu ve ağırlığı da 603 ton’u aşıyordu. 610 metre uzunluğundaki bir TIR (!), 8 km’lik

bir mesafeyi tek bir çekici öncülüğünde kat ederek Guinness’e giren ilk yol treni ol-

muştu. Bu rekor 2003 yılında New South Wales’te 87 dorseden oluşan 1235 metre

(1.235 km!) boyundaki TIR tarafından kırıldı ma bitmedi!.. En güncel rekor ise 2006

yılında Queensland’de 104 vagonlu 1474 metre boyundaki yol treni tarafından kırılan

rekor. Bütün bunlar rekor kırmak için değil, normal taşımacılıkta uygulanan yöntem!

İnanması güç ama uzak ülke, kendi kondisyonuna göre taşımacılık geleneklerini de

geliştirmiş. Yolunuz düşer de bir TIR’ı geçmeye kalkarsanız diye yanınızda dürbün bu-

lundurmayı ihmal etmeyin!.. Tabii gördüğünüz uyarı tabelalarını ciddiye almayı da….

Otomotiv Sektöründen Haberler

2 0

Uzun olur Avustralya Tırları

Page 21: OTEK'13 Sayı 1

Otomotiv Sektöründen Haberler

2 1

Google, henüz test aşamasında olan sürücüsüz otomobil projesi ile ilgili bazı detay-

ları kamuoyuyla paylaştı.

Sürücüsüz 12 araca sahip olan Google'ın yaptığı açıklamada bu araçların toplam-

dan 482 bin km'lik bir test sürüşü gerçekleştirdiği belirtilirken, çeşitli trafik koşulla-

rında gerçekleştirilen bu testlerde hiçbir kaza yaşanmadığının altı çiziliyor. Bu yılın

nisan ayında sürücüsüz araçlar ile 322 bin km yapıldığı göz önüne alındığında

Google'ın kısa bir süre içerisinde oldukça önemli bir gelişme gösterdiği görülüyor.

Söz konusu araçlar şu an için normal bir aracın test süresini aşmış olsa da, satışa

sunulabilmesi için bir dizi testin daha uygulanması gerektiği belirtiliyor.

Sürücüsüz araçların testlerinin milyon kilometreyi bulacağını belirten Google'ın da-

ha fazla durum için testler yapması gerektiği özellikle karlı hava koşulları ve yol

yapım çalışmalarına yönelik bir takım testlerin yapılması gerektiğini daha önce be-

lirtmişti. Bu gibi testlerin ardından satışa sunulmak için bir adım daha atmış olacak

olan sürücüsüz araçların üzerinde bulunan 2 kontrol panelinin de bire indirilmek

için çalışıldığı belirtiliyor.

Şimdilik Google çalışanları tarafından test edilen sürücüsüz araçların 482 bin km'lik

bir mesafeyi güvenli bir şekilde atlatması aracın güvenilirliği açısından oldukça

önemli bir artı olsa da araçların daha birçok testten geçmesi gerektiğini belirtmek-

te fayda var.

Google'ın sürücüsüz otomobilleri

Page 22: OTEK'13 Sayı 1

Pek çok alanda olduğu gibi otomotivde de yerli üretimin eksikliği ulus-lararası rekabetin artmasıyla daha da göze batıyor.Marka yaratmak konusunda çok fazla atağımız olmasa da önde gelen markaların üretimi konusunda yakla-

şık 50 yıllık bir geçmişe sahibiz.

1960’lı yıllara kadar Türkiye’de sadece Amerika ve bazı Avrupa otomo-

billeri vardı. Ancak ithal edilen otomobillerin pahalı olması ve yedek parça sı-

kıntısı nedeniyle yerli üretime ihtiyaç duyuldu. 1924-1925 yıllarında

Türkiye’ye ithal edilen Ford otomobillerin montajının İstanbul’da ya-

pılmasını kabul eden 25 yıllık sözleşmenin ardından 1929’da üretime

başlanmış olsa da ekonomik kriz nedeniyle 1950’li yıllara kadar üre-

tim durdurulmuştur. Bu sırada Adapazarı Vagon Fabrikası’nda çeşitli

otomobillerden toplanan aksamlar ve elde imal edilen parçalar ile

“Devrim” üretildi. Ford Consul tarzı olan arabada başka otomobiller-

den alınan parçalar bulunduğu için yerli otomobil olarak çok fazla

lanse edilemedi.

1950’li yıllara gelindiğinde montaj ağırlıklı üretime başlanmıştır. Bazı prototip araçlar üretilip, TSK’ne arazi aracı ve kamyonet sağlamak için Türk-Willysoverland Anonim Ortaklığı tarafından 1954 yılında montaj hattı kurulmuştur. Aynı yıl Türk Traktör montaj hattı da ku-

rulmuştur.1956 yılında Koç Ticaret A.Ş’nin Ford Motor Company’den Türkiye Temsilciliği ve montaj hakkına sahip bayi statüsünü almasıyla üretime başlan-mıştır.

Bu temsilcilikten sonra yerli üretim konusundaki diğer adım olan

Anadol çalışmalarına başlanmıştır. Koç Grubu’nun farkına vardığı

fiberglas maddeden otomobil üretme fikri MKE tarafından onay ala-

mamıştı. Bu sırada Ford kamyonların orijinal tasarımı değişti ve bu-

nun Türkiye’de kısa sürede uygulanması zordu. Sürücü kabinini fi-

berglastan üretme fikri ortaya çıktı. Ford’dan onay alınarak üretilen

kabin ile malzeme de kendini kanıtlamış oldu. Fiberglastan otomobil

prototipi yapılma çalışmalarına başlandı. İki kapılı, motor, vites ku-

tusu ve diferansiyeli Ford’dan alınan prototipin tasarımı Tom Karen

tarafından yapıldı.

Bunun için Ford Cortina taslakları baz alındı. Üretimin 10 ayda ger-

çekleştirilmesi ve fiyatının 30 bin liranın altında olması şartıyla üre-

tim izni alan prototip 19 Aralık 1966 yılında ilk yerli otomobil olarak

Anadol ismiyle üretildi. İlk üretim 2 kapılı, 1.2 litrelik Ford motorluy-

du. İlk yılda 1750 adet, sonrasında 8 bin adet üretilirken

1975 yılında iki kapılı model üretimi sona erdi. 1971 yılında

üretilen 4 kapılı modelde motor kapasitesi 1.3 litreye yük-

seltildi.

Bunların yanı sıra geliştirilen yeni modeller de oldu. Anadol

STC 16 ve Anadol SV 1600 1973’te, 1975’te Böcek üretildi.

1.6 litrelik motor kullanılan STC 16 modeli üç yılda 176 adet

sattı. Düşünce ve performans açısından çok iyi olan araç, o

günkü şartlarda 2 kişilik otomobilin lüks görünmesi nedeniy-

le geniş kitlelere yayılamadı. Bu dönemden sonra düşünülen

yeni otomobiller üretim şartlarının uygun olmaması nede-

niyle üretilemedi.

Ekipten Gelenler

Türk Otomotiv Tarihi: İlk Yıllar

2 2

Ezgi Özülkü

ezgiozulku@gm

ail.com

Page 23: OTEK'13 Sayı 1

Öncelikle dergimizin ilk sayısını kutlar ve beğenerek takip et-

menizi umarım. Bildiğiniz gibi otomotiv ile alakalı birçok yenilik ve

mühendislik harikaları, bizlere otomobillerin gerekliliğinden daha

çoğunu vermektedir. Bize sunulan bu lükslüğü hayatımızda kullan-

maya alıştığımızdan artık bunları yaşamamızın bir parçası olarak

görmekteyiz.

Bu alışmışlık sizce bizim için iyi birşey mi? Mesela güneşin do-

ğuşu ve batışı bizim için o kadar sıradandır ki çok az insan bu kusur-

suz olayı merak edip araştırır ve bu az sayıda insan bu işin ehli olur

ve insanlığa tekelden bilgi verirler. İşte bu insanlar tarihi yazar ve

biz sadece okumakla yetiniriz. Bu okuma işlemini bile yapamadığı-

mızdan bilmediğimiz bir konuyu araştırmak, onun hakkında yeni fi-

kirler üretmek bizim için imkansız hale geliyor. Aslında merak ettiği-

miz ama hayatımızda sıradanlaşmış şeylerin çalışma prensibini anla-

mak için en ufak bir çaba göstermeyiz. Ben eskiden beri duman

sensörlerinin nasıl çalıştığını etmişimdir. Sensörün içine dolan şeyin

duman olduğunu nasıl anlıyor acaba? Aslında sensörün içine dolan

şeyin duman olduğu hakkında en ufak bir bilgisi yokmuş. Sensörün

içinde kızıl ötesi ışın gönderen bir verici ve tam yanında kızıl ötesi

ışını algılayan bir algılayıcı var ve bunlar yan yana durur ve aynı yö-

ne bakarlar bu yüzden ışınlar algılayıcıya ulaşamaz. Sensörün içine

duman dolduğu zaman vericiden çıkan bu ışınlar duman sayesinde

kırılarak algılayıcıya ulaşır ve alarm devreye girer. Bu bilgiye ulaş-

mam sadece 5 dakikamı aldı ve eğer önceden bilmiyorduysanız si-

zinde 30 saniyenizi.

İnsan öğrendikçe ne kadar az bildiğini öğrenir. Otomobiller

insana bir bilgi hazinesi sunarlar ve bu hazineye ulaşmak için insan-

ların sadece merak etmesi onlar için yeterlidir. Otomobiller mesleği

ne olursa olsun bir kişinin merakını çekecek bir çok özelliğe sahiptir-

ler. Sadece insanlar merak ettikleri şeyleri öğrenmek uğruna 5 daki-

ka gibi az bir zamanlarını ayırabilmesi yeterlidir.

Ekipten Gelenler

Ekip üyesi Arkadaşımız Fatih’in etkinlik ve otomotiv üzerine yazısı

2 3

Fatih Can

55fatihcan@gm

ail.com

Page 24: OTEK'13 Sayı 1

DÜNYANIN YÜKÜNÜ TAŞIYAN KAMYONLAR

Dünyanın En Büyük Maden Kamyonu

Maden işletmelerinde (özellikle açık işletmelerde) bu tür devasa iş makineleri kul-

lanılır. Bu makinelerinin karayollarına çıkması yasak olup bunlar işletmeye parça par-

ça getirilip işletme içerisinde montajları yapılır. Ayrıca bunların her tekerinde ayrı ayrı

motorlar vardır. Bir tane de ana motor vardır ki bu motor akaryakıttan elektriği üretir

ve bu 4 motora dağıtır.

İşte yukarda fotoğrafı

bulunan kamyon da dünyanın

en büyük maden kamyonu.

Liebherr tarafından üretilen

bu kamyonun modeli T 282 B.

Boş ağırlığı 203 ton olup yük

kapasitesi 365 tondur. Şunu

da söyleyeyim bizim yollarda

gördüğümüz kamyonlar taş

çatlasa 30 ton yük alıyordur.

Yüklü haliyle 568 tonluk bir kütle haline gelmektedir. Değeri 3 milyon dolar olan bu

kamyonda 2723-kilowatt gücünde iki adet elektrik motoru mevcut. Sizin anlayacağı-

nız bu alet 3650 beygir gücünde. Aracımızın maksimum hızı ise saatte 64 km/h. . Bu

aracın en önemli sorunu hiç şüphesiz rampa aşağı hızını kesmek Bu aracın hızını ram-

pa aşağı sabit tutabilmek için bir de cruise kontrol entegre edilmiş. Bunun sebebi de

öyle tahmin ediyorum ki bu işi operatöre bıraksalar frendeki en ufak bir ani dozaj de-

ğişimi çok kötü sonuçlar doğurabilir. Ön frenler basınçlı hava ile soğutulmakta. Bu tür

büyük kamyonlarda yükün boşaltılması genellikle alttan oluyor ama bu model dam-

perli boşaltıma sahip.

Tabi ki bu makineler bununla sınırlı kalmıyor .Sürekli gelişim içinde olan bu sek-

törde en son geliştirilen makineyi hayal bile edemezsiniz.

İşte karşınızda ETF Mining truck:

Ekipten Gelenler

MEGA MAKİNELER

2 4

Mehmet

Başyiğit

mbayiit@g

mail.com

Page 25: OTEK'13 Sayı 1

Teknolojide son nokta olan bu kamyon sınıfında en az maliyetle yük

taşıyan (ton başına en düşük maliyet, %12),iş için %10 daha az kamyon

ihtiyacı, düşük yakıt tüketimi, yol yapım maliyetlerinin azaltılması için haul

train teknolojisi ve geniş çevresel faydalarıyla sınıfının gözdesi.

TEKNİK ÖZELLİKLERİ:

BAĞIMSIZ SÜSPANSİYON SİSTEMİ :

Klasik maden kamyonlarına istinaden bu kamyonda her teker birbirin-

den bağımsız süspansiyonlara sahip böylelikle kamyon, çalışma alanı oldu-

ğu engebeli arazilerde daha kolay hareket ediyor ve daha rahat kontrol edi-

lebiliyor.

TAM DÖNÜŞ ÇAPI:

Direksiyon sisteminde tüm tekerleri akıllıca kullanan ETF, araç için çok

avantajlı ve kullanışlı dönme kabiliyeti kazandırıyor.

ÇIKARILABİLİR GÜÇ MODÜLLERİ :

Standart anlayışları yıkan bu sistem sayesinde ihtiyacınız olan gücü kul-

lanır, bir iş gerektiği kadar enerji harcarsınız.

Ekipten Gelenler

2 5

Page 26: OTEK'13 Sayı 1

HIZLI PARÇA DEĞİŞİMİ :

Sadece tek kişiyle bu dev lastiği , güç modüllerini 15 dakikada ; tüm aks gru-

bunu ise 45 dakikada yenileyebiliyorsunuz .

Ayrıca otomatik aks kaldırma sistemi sayesinde araç yüksüz iken ortadaki ve

arkadaki tekeri havaya kaldırarak lastiğin gereksiz yere aşınmasını önlüyor.

HAUL TRAINS:

Bu aracın belki de en mükemmel özelliği birbirine bağlanarak konvoy oluştura-

bilmeleri; bu özellik sayesinde seri organizasyon gerektiren işlerde ( sürekli hafri-

yat nakliyesi) sadece tek operatörle tam 4 araçlık bir konvoyu tek başına kontrol

edebiliyor böylelikle 1378 ton a kadar yükü tek seferde taşıyabiliyor.

DÖNER DAMPER SİSTEMİ:

Yine en büyük avantajlarından birisi bu kamyonların damper sisteminin kendi

çapında dönebilmesi; bu özellikle kamyon yükü istediği yere boşaltmak için kendini

ayarlamasına gerek kalmadan işini hallediyor.

Sadece bir operatör ve tonlarca iş .

Bu özellik haul train teknolojisiyle birleştiğinde gerçekten büyük işler başarı-

yor.

2 6

Ekipten Gelenler

Page 27: OTEK'13 Sayı 1

GELİŞTİRİLMİŞ DİREKSİYON :

Bu özellik haul train sistemlerinde çok esnek dönüş sağlıyor öyle ki

konvoy 180 derecelik bir u dönüşü yapabiliyor.

Saymakla bitmez özelliklere sahip ETF ‘nin bir diğer müthiş özelliği

ise self-loading eki:

Bu ek sistem sayesinde kamyon zeminde dağınık olarak bulunan

malzemeyi adeta süpürerek kasasına eşsiz bir serpme sistemiyle eşit

olarak dağıtıyor .

PEKİ BU SİSTEM NASIL ÇALŞIYOR?

Kamyon geri giderek parçanın altına giriyor .Ama bu devasa kam-

yonları geri yönde giderken idare etmesi nasıl mümkün olacak sorusuna

ise teknolojinin nimetlerinden faydalanarak cevap veriyor. Bu ek sistem

sayesinde zeminde dağınık olarak bulunan malzemeyi adeta geri kont-

rol için arka kısımda bulunan kamera sayesinde operatör sadece arkaya

dönerek tek joystik ile kamyonu kontrol edebiliyor. Çalışma sistemine

gelince kamyon geri geri giderek yerde bulunan hafriyatı bantlı bir sis-

tem sayesinde yukarı taşıyarak işlemini tamamlıyor.

2 7

Ekipten Gelenler

Page 28: OTEK'13 Sayı 1

2 8

Etkinlik Ekibi Neler Yapıyor?

Etkinliğimizin tanışma toplantısı iki oturumda

gerçekleşmiş ve büyük ilgi uyandırmıştır.

“YTÜ MakTek adına fuarda stant açarak, burada hem kendini

anlatmayı hem de bağlantı kurmayı hedefledik.”

Berk Can Akpınar

Etkinlik Koordinatörü

Tanışma Toplantımız

Otomotiv Yan Sanayi Fuarında Standımız

Page 29: OTEK'13 Sayı 1

2 9

Etkinlik Ekibi Neler Yapıyor?

Kulübümüz eski başkanlarından Ahmet Ozan Özcan’ın verdiği, Etkinlik Eği-

tim ve Teknik Gezi Sorumlusu Merve Abdurahmanoğlu’nun organize ettiği

eğitimden kareler.

Dağıtılmadan önce, motor.

Motor Eğitimi

Page 30: OTEK'13 Sayı 1