renkler İyi futbol oynar

5

Upload: alper-sen

Post on 26-Mar-2016

238 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Münih'te, "Renkler İyi Futbol Oynar" Projesi koordinatörü Rüdiger Heid ile Almanya'da futbol, çocuk ve entegrasyon üzerine röportaj

TRANSCRIPT

Page 1: Renkler İyi Futbol Oynar

forza europe

Bu metin, SFR Film tarafından yürütülen ve Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen “Avrupa Yayında II” programı kapsamında hazırlanmıştır. Metnin içeriğininAvrupa Komisyonu’nun resmi görüşlerini yansıttığı

düşünülmemelidir.

Page 2: Renkler İyi Futbol Oynar

forza europe

--------------------------------------------------------------------------------------------------- 1Üsküp cad. 8-B/2 06690 Kavaklıdere Ankara Türkiye tel/fax: +90 312 467 12 69 www.sfrfilm.com

www.forzaeurope.com

Sokaktan Gelen Futbol’un Öyküsü

Rüdiger Heid / “Renkler İyi Futbol Oynar” Projesi Koordinatörü – Münih

-“Renkler İyi Futbol Oynar” projesi nasıl oluştu? - - Bu projeye 1995 yılında başka bir isim altında başladık. Bu girişimi mülteci kamplarında oluşturmaya başladık ilk kez. Kamplarda çocukların yapabildikleri tek şey futbol oynamaktı. Ve futbolun dili de herkesin anlayabileceği tek dildi. Boşnakça’yı, Etiyopya dilini ve diğer Afrika dillerini, Fransızca’yı, Afganca’yı birarada konuşmamız mümkün değildi. Kamplarda izole edilmiş bu çocuklarla iletişime geçmemiz bu nedenle çok zordu. Yaşadıkları evler, barakalar, konteynerler bir gettoya dönüşmüş durumdaydı. Ancak fut-bolun diliyle farbolun diliyle farkettik ki onlarla konuşabiliyoruz, iletişime geçebiliyoruz ve onların güvenini ka-zanabiliyoruz. Bu durum projeyi futbolla, sokak futboluyla temellendirmemizin ilk gerekçesi oldu.

“Futbolun diliyle farkettik ki mülteci çocuklarla konuşabiliyoruz, iletişime geçebiliyoruz ve onların güvenini kazanabiliyoruz.”

- Çocukların dışlanmış hissetme gerekçeleri sadece dil sorunu muydu?

- Kendilerinin en çok eksikliğini hissetikleri şey kimlik ve aidiyet duygusuydu. Evlerini, mem-leketlerini kaybetmiş durumdaydılar ve burada yabancı statüsündeydiler. Aileleri ile birlikte koşullarını hiç bilmedikleri bir ülkede yaşıyorlardı. Bu nedenle yeni bir aidiyet duygusu geliştirmemiz gerektiğini farkettik. Bu projemizin ilk aşamasıydı. Kimlik, bir bireyin aidiyet his-setme aşamasında ilk ögedir. Ancak toplum bu aidiyeti size hemen sağlamaz. Toplumun tavrı ilk aşamada çok zordur. Onların savaş süreci içerisinde bu ülkede yaşayacak ve sonra da ülkeler-ine gidecek misafir olarak görür. Bu ailelerin çoğu Balkan Savaşı sırasında Bosna’dan Hırvatistan’dan, Arnavutluk’tan, Kosava’dan geldiler. Bu nedenle bu insanlara bir grup dinamiği yaratmak açısından bir kimliğe ihtiyaç duyduk. Bu, onların topluma katılımı ve aidiyet için ilk aşamaydı. Bulundukları bölgenin ismi Münih’in Batı yakasında Harras ismindeydi. O zamanlar Chicago Bulls takımının çok popüler olduğu bir dönemdi. Çocuklarla konuştuktan sonra takıma “Harras Bulls” ismi vermeye karar verdik. Bu takımla birlikte bir güven ve aidiyet oluştu. Ben ve arkadaşlarım bile bu takımın bir paçası gibi hissediyorduk. Böylece bu küçük girişim zamanla büyüdü ve genişledi. Çocuklar bu şekilde kendilerine bir kimlik ve aidiyet yaratmış oldular. Bu şekilde de onların topluma katılımı, şekilde de onların topluma katılımı, kendi hayatlarını geleceklerini düşünebilmelerini ilk aşamada sağlamış olduk.

Bu takım kurma çalışması zamanla başka takımlarla oynama çalışmasına nasıl dönüştü?

İkinci aşama buydu. Bu takımı izole edilmiş bir durumdan çıkarmaktı. Bunun için de başka takımlar bulmamız ve kurmamız gerekti. Diğer mülteci kamplarına da takım kurmak için gittik. Ardından Münih’in diğer mülteci kamplarından gelen takımlarla bir lig oluşturduk. 1997 yılında bu sokak ligi girişimi sürekliliği olan bir projeye dönüştü. O yıl sekiz ayrı organizasyonun desteği..

Page 3: Renkler İyi Futbol Oynar

forza europe

--------------------------------------------------------------------------------------------------- 2Üsküp cad. 8-B/2 06690 Kavaklıdere Ankara Türkiye tel/fax: +90 312 467 12 69 www.sfrfilm.com

www.forzaeurope.com

...ile 10 takımlı bir lig kurduk. Her hafta Cuma günleri maçlar organize ediyorduk. Sokak liginin katılımcı gücünü gördükçe de bu proje devam etti.

- Bu lig ve takım oluşturma çabasının çocuklar açısından olumlu tarafları neydi?

- Bu soruya birçok farklı boyutta cevap vermemiz mümkün. Ancak öncelikli olarak çocuklar - Bu soruya birçok farklı boyutta cevap vermemiz mümkün. Ancak öncelikli olarak çocuklar burada kimlik ve aidiyet dışında başkalarıyla oynarken de kendi davranışlarını geliştirdiler. Bu gelişim sokak liginin en önemli özelliğidir. Kazanmak, daha başarılı olmak, daha teknik oynama isteği ve rekabet futbolun kollektif yapısı içerisinde bireyselliği de ön plana çıkaran bir durum. Bu iki özelliği dengede tutmanız gerekmekte. Tek başına iyi oynama isteği, çevreden alkış almak, beğeni kazanma isteği futbolun egoist tarafıdır. Öte yandan da futbolun kollektif bir oyun olması ve “rakibiniz olmazsa oyun oynayamazsınız” düşüncesiyle rakiplere duyulması gereken saygının vurgulanması, futbola bireysel yaklaşan çocukların da zamanla bir takımın parçası olduklarını vurgulanması, futbola bireysel yaklaşan çocukların da zamanla bir takımın parçası olduklarını hissetmelerine neden oldu. Bu durum futbolun fenomeninde vardır. Hem bireysel hem de kollek-tif davranışı, rakibinizle yaptığınız mücadeleyi rakibinize duyduğunuz saygıyla dengelediğiniz müddetçe aidiyet ve katılımı başarıyla gerçekleştirebilirsiniz.

“Rakibiniz olmazsa oyun oynayamazsınız” düşüncesiyle rakiplere duyulması gereken saygının vurgulanması, futbola bireysel yaklaşan çocukların da zamanla bir takımın parçası olduklarını hissetmelerine neden oldu.”

Sokak ligi ile futbola profesyonel düzeyde devam eden gençler oldu mu?

Bir yeteneğin ortaya çıkmasıyla onu doğru yönlendirmek çok önemlidiBir yeteneğin ortaya çıkmasıyla onu doğru yönlendirmek çok önemlidir. Bize 10,12 yaşında gelen ve şu an Almanya 1. ve 2. liglerinde oynayan birkaç oyuncumuz var. Bu aşamada teknik direk-törlere ve proje koordinatörlerine onları doğru yönlendirmek konusunda büyük görev düşüyor. Öncelikle bu yetenekli gençlere sokak ligi takımında oynamak ile profesyonel bir ligde oynamanın farklarını anlatmamız ve onların da bunu yaşaması gerekiyor.

-Bu projenin 13 yıl boyunca devam etmesini neye bağlıyorsunuz?

-Ben ve çalışma arkadaşlarımın düşünceleri her zaman bu projenin devam etmesi gerektiği yönündeydi. Yeni aşamalara geçtikçe yeni kararlar ve yeni stratejiler geliştirmemiz gerekti. Bu projeye talep olduğu müddetçe proje yeni yönlere doğru ilerleyecek. Bu nedenle bu proje, mül-teciler için yapılan bir projeden entegrasyon ve koruma projesine dönüştü. Bu projeyi izleyen diğer kurumlar da zamanla bu çalışmalara dahil oldular. Ama bu projeye ciddi anlamda katılan ilk kurum Münih Belediyesi oldu. Belediyenin spor, gençlik ve sosyal işler birimi altyapı, teknik destek, teknik direktör ve stayum teminine kadar birçok aşamada yardımcı oldu. Bu destek arttıkça bu projeye profesyonel anlamda katılacak insan kaynağı da yaratmış olduk. Bunun arttıkça bu projeye profesyonel anlamda katılacak insan kaynağı da yaratmış olduk. Bunun ardından federal devletin desteğini gördük. İlk büyük ödülümüzü dönemin Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rauch’tan aldık. Bu bizi bir hayli popüler hale getirdi. Medya ile çok başarılı bir iletişimimiz oldu. Ardından bu projeye katılım gittikçe arttı. Dünya çapında sokak futbolu organizasyonları düzenlemeye başladık. Şu an dünya düzeyinde 8 ayrı ülkeden proje katılımcısı kurumlarımız var. Avrupa Komisyonu’nun 2004 ve 2005 senelerindeki değişim programlarından destek aldık. Kamerun ve İngiltere ile değişim programları yaptık.

Page 4: Renkler İyi Futbol Oynar

forza europe

--------------------------------------------------------------------------------------------------- 3Üsküp cad. 8-B/2 06690 Kavaklıdere Ankara Türkiye tel/fax: +90 312 467 12 69 www.sfrfilm.com

www.forzaeurope.com

- Futbolu diğer spor dalları arasında sosyal yönü ile de etkili bir araca dönüştüren özelliği nedir sizce?

- - Futbolun en büyük özelliği barışçıl yapısı. Birçok farklı insanı bir araya getiren bir özelliği var. Futbolun bu özelliği ile hergün 60, 70 farklı ulustan insanla tanışma fırsatımız oluyor ve bu tanışmaların hiçbirinde onların nereden geldiği bir önem taşımıyor. Birilerinin başka ülkeden gelmiş olmasına dair bir olumsuz düşünceyi ya da yaklaşımı ne yaşadık ne de duyduk bu pro-jede. Futbol farklı statüden taraftarı da birleştiren bir özelliğe sahip. Kimsenin, başkasının doktor, akademisyen ya da işçi olduğunu önemsemeden katıldığı bu oyunun kaynaştırıcı tarafı önem taşıyor. Futbol katılımı gerektiren bir oyundur. Bir parka gidersiniz, topu yere koyup oynamaya başladıktan 5, 10 dakika sonra çevrenizde daha önce tanımadığınız birçok farklı insanla oyun başladıktan 5, 10 dakika sonra çevrenizde daha önce tanımadığınız birçok farklı insanla oyun oynamaya başlarsınız. Kimseye de nereden geldiğini ya da ne iş yaptığını sormazsınız. Futbolun bu katılımcı ruhunu daha sonra profesyonel hayata taşımanız da mümkün olabiliyor. Birlikte yeni kurallar geliştirebilir ve birlikte karar almanın nihai hedefini de görmüş olursunuz. Amaç futbol oynamaktır, ya da birşeyleri paylaşmak. Kendisini sokak futbolunun bu boyutlarına adayan in-sanlar için de bu proje hep sürekli bir hale dönüşür. Bunun son aşaması ise uzun yıllar sürecek arkadaşlıklar yaratırsınız. Bu projeye 8-10 yıl boyunca katılan ve devam eden insanlarda bunu görmek mümkün. Bunların hepsi futbolun sosyal boyutu ile ilgili.

“Futbol katılımı gerektiren bir oyundur. Bir parka gidersiniz, topu yere koyup oynamaya başladıktan 5, 10 dakika sonra çevrenizde daha önce tanımadığınız birçok farklı insanla oyun oynamaya başlarsınız.”

-Bununla birlikte futbolun Almanya’da diğer ülkelere oranla daha popüler olmasının nedenini neye bağlıyorsunuz?

-Almanya’da futbolun,en az İtalya, İspanya’daki kadar popüler olması -Almanya’da futbolun,en az İtalya, İspanya’daki kadar popüler olması konusunda birçok teori geliştirmek mümkün. Alman Futbol Federasyonu’nun 6,5 milyon üyesi var. Bunda futbol klü-plerinin ve organizasyonla- rın da payı var elbette. Eğer bir klüpte oynamak istiyorsanız o klübe üye olmanız gerekiyor. Bildiğim kadarıyla bu uygulama diğer ülkelerde yok. Bununla birlikte benim görüşüme göre Almanya’da futbolun bu kadar popüler olmasının en büyük nedeni Almanya’nın Avrupa’nın tam da kalbinde birçok farklı etnik kökenden ve sınıftan insanın kesişen bir ülke olmasından kaynaklanıyor. Bu ülke daima bir yabancı ile bir yerlinin karşılaştığı bir yer oldu. Buralı olduğunu söyleyen birçok insanın da 50, 60 sene öncesinden bir göç geçmişi vaoldu. Buralı olduğunu söyleyen birçok insanın da 50, 60 sene öncesinden bir göç geçmişi var. Ancak Almanya’nın coğrafi özelliğinden kaynaklı bu durumdan halen bazı insanların haberi yok. Futbolun Almanya’da popülerleşmesinin bir diğer nedeni ise işçi sınıfı oldu. Futbol Almanya’nın Kuzey Batı bölgesindeki kömür madenlerinde ilk kez oynanmaya başladı. Schalke, Dortmund, Duisburg, Essen gibi takımlar bu geleneğin görünür örnekleri bu takımlar. Bu takımların hepsi bu maden bölgelerindeki en büyük sosyal eğlence aracı olarak ortaya çıktılar. Bu oyunu oynayanların kökenlerine baktığımızda ise çok daha önemli birşeyle karşılaşıyoruz. Bu oyuncuların yarısı Polonya’dan, Çek Cumhuriyeti’nden ve diğer Avrupa ülkele- rinden gelen insanlardan oluşuyordu. Bu insanlar demir ya da kömür madenlerinde işçiydi çoğunlukla. Alman futbolu bu şekilde gelişti. İşçi sınıfının Almanya içerisindeki göçü arttıkça da bu oyun Berlin’e Münih’e, Stuttgart’a taşındı. Bu şehirlerdeki takımlar da zamanla Avrupa müsabakalarının önemli takımlarına dönüştü.

Page 5: Renkler İyi Futbol Oynar

forza europe

--------------------------------------------------------------------------------------------------- 4Üsküp cad. 8-B/2 06690 Kavaklıdere Ankara Türkiye tel/fax: +90 312 467 12 69 www.sfrfilm.com

www.forzaeurope.com

Ancak 2. Dünya Savaşı ve Nazi dönemi sonrasında ise Almanya’da tarihsel bir kırılma yaşanırken futbol da tüm profesyonel boyutu ile Almanya’da başladığı yere geri döndü. 1954 yılındaki Dünya Kupası’nın kazanılması da Almanlara kaybettikleri özgüveni yeniden kazanılmasını sağladı. Futbol, Almanya’nın dünya toplumuna geri dönüşündeki ilk enstrümandır. 2. Dünya Savaşı’nın felaketinden sonra kazanılan bu kupa, futbolun toplumun motivasyonunda ne kadar güçlü bir boyuta sahip olduğunun kanıtıdır. Sokak futbolu o zamanlarda oynanıyordu. 1950’lerde 60’larda Franz Beckenbauer, Paul Breitner sokaklarda futbola başlayan bir kuşağın yıldızlarıdıyıldızlarıdır. Ancak 1970’lere 80’lere 90’lara geldiğimizde ise bu sokak ligi geleneğini kaybolduğunu görüyoruz. Bu durum şehirlerin gelişimi ile de ilgiliydi.

“1950’lerde 60’larda Franz Beckenbauer, Paul Breitner sokaklarda futbola başlayan bir kuşağın yıldızlarıdır.”

Kamusal alanların dönüşümü bunun en büyük nedeniydi. Sokaklar, boş alanlar, artık arabaların alanına dönüştükçe sokak futbolu da kaybolmaya başladı. Artık garajların önünde, boş alan-larda oynanan bir oyuna dönüştü futbol. Ancak dünyanın en popüler oyununun en saf hali olan sokak futbolunun Almanya’ya geri dönüşü ise yine göçle oldu. Evinden, ülkesinden uzakta yaşayan ve bu ülkede yaşayan birçok çocuğumuz var. Türkiye, Arnavutluk, Etiyopya, Afganistan’dan gelen bu çocuklarla futbol en naif haline ve Almanya’ya geri döndü.Futbolun, farklı jenerasyonları, toplumları ve sınıfları birleştiren bu sosyal özelliğini “Renkler İyi Futbol OynaOynar” projesi uygulamaya çalışıyor.

Sokak futbolu oynayan bir çocuk için futbol ne anlam ifade ediyor olabilir?

Öncelikle futbolun profesyonel ve eğlence boyutunu ayırmamız gerekiyor. Buradaki çocukların ilerde büyük bir futbol yıldızı olma hayalleriyle birlikte kendi futbol idollerini de takip ediyorlar. Profesyonel boyutun fazlasıyla maddi düzeyde olması futbolun bu iki boyutu arasında kalan çocuklar için büyük bir uçurum. Popüler bir oyun olan futbolun profesyonel düzeyi pazar ekono-misine dayandığı müddetçe bu uçurum daha da büyümekte. Çocuklar farkında olmadan bu pazar ekonomisinin birer metasına dönüşebiliyorlar. Bu aşamada da bizim ve projemizin sorumluluğu çocukları bu pazar ekonomisinden haberdar etme boyutunda ortaya çıkıyor.

Münih - Almanya / Nisan 2009