sa'dİlİgin anadolu'ya geliŞi ve bazi sa'dİ the...

41
Harran Ü. Fak. Dergisi, 10, 13, Ocak-Haziran 2004 85 ANADOLU'YA VE BAZI THE ADVANCEMENT OF IN ANATOLlA AND SOME SA'DI TEKKES (CONVENTS) Hüseyin KURT* Özet XVIII. itibaren Anadolu'da tasavvuf kültürünü yayan tarikatlardan biri de Sa'dllik'tir. Sa'dllik, Kudüs Birecik ilçesi'nda vefat eden Sa'deddin-i Cibavi (700/1300- 1301) bir bir kolu olan Sa'dilik; Aci:dJye, dört ana XVIII. itibaren Anadolu'da faaliyet gösteren Sa'dilik, özellikle 19. önemli tarikadardan biri haline Bu dönemde Sa'dile.rin yirmi tekkesi Sa'di içinde dikkati çeken en önemli isimler, kol kurucusu Abdüsselam Efendi (1165/1751-52), Kadem-i (Hz. Peygamber'in ayak izi) getiren Muhammed Ziyad Efendi (1205/1790-91) ve son dönem bir süre Meclis-i da yürüten Mehmet ElifEfendi (1347 /1927)'dir. Anahtar Kelimeler: Sadilik, tekke, tasavvuf. Abstract From the XVIIIth century onwards, one of the sufi paths (tariqa) that conveyed the sufi culture in Anatolla was Sa'diyya. It was established in Damascus by Sa'd al-Din Jibawi (700/1300-1301), who was bom around J arusalem and passed away in Birecik town of province, Turkey. Sa'diyya, as a brach of Shaybaniyya, was divided into four main

Upload: others

Post on 07-Jan-2020

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

Harran Ü. İlahiyat Fak. Dergisi, Yıl: 10, Sayı: 13, Ocak-Haziran 2004 85

SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ TEKKELERİ

THE ADVANCEMENT OF SA'DİYYA IN ANATOLlA AND SOME SA'DI TEKKES (CONVENTS)

Hüseyin KURT*

Özet XVIII. asırdan itibaren Anadolu'da tasavvuf kültürünü yayan

tarikatlardan biri de Sa'dllik'tir. Sa'dllik, Kudüs civarında doğup, Şanlıurfa'nın Birecik ilçesi'nda vefat eden Sa'deddin-i Cibavi (700/1300-1301) tarafından Şam'da kurulmuş bir taı:i.kattır. Şeybaruyye'nin bir kolu olan Sa'dilik; Aci:dJye, Tegal/iibfıye, Vifa!ıJe, Seldm!ıJe adlı dört ana şubeye ayrılmıştır.

XVIII. asrın başlar:ından itibaren Anadolu'da faaliyet gösteren Sa'dilik, özellikle 19. asırda İstanbul'daki önemli tarikadardan biri haline gelmiştir. Bu dönemde Sa'dile.rin İstanbul'da yirmi beş tekkesi bulunmaktadır. Sa'di şeyhler içinde dikkati çeken en önemli isimler, kol kurucusu Abdüsselam eş-Şeybani Efendi (1165/1751-52), "Nak.ş-i Kadem-i Şerif'i (Hz. Peygamber'in ayak izi) İstanbul'a getiren Muhammed Ziyad Efendi (1205/1790-91) ve son dönem bir süre Meclis-i Meşayih başkanlığını da yürüten Mehmet ElifEfendi (1347 /1927)'dir.

Anahtar Kelimeler: Sadilik, şeyh, tekke, İstanbul, tasavvuf.

Abstract

From the XVIIIth century onwards, one of the sufi paths (tariqa) that conveyed the sufi culture in Anatolla was Sa'diyya. It was established in Damascus by Sa' d al-Din Jibawi (700/1300-1301), who was bom around J arusalem and passed away in Birecik town of Şanlıurfa province, Turkey. Sa'diyya, as a brach of Shaybaniyya, was divided into four main

Page 2: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

86 Harran ü. ilahiyat Fak. Peı;gisi

b.ranches in itself as 'Aji:d:!Ja, Tagallllbftya, Wajafxya, SalamtJya. Sa'diyya, wbich was active in Anatolla after the beginning of 18tlı

century, has become one of the important tariqas in Istanbul, especially in 19tlı century. In this period, the Sa'dis had twenty five tekkes (convents). Of the Sa'di sheikhs, the most noticeable names were the founder of the b.ranch, 'Abd al-Salam al-Shaybani Afandi (1165/1751), Muhammad Ziyad Afandi (1205/1790-91), who brought the trace of the foot of the Prophet, and Mehmet Alif Afandi (1347 /1927), who also served as the director of the Assembly of the Mashaikh.

Key Words: Sa'diyya, shaikh, Dervish convent, Istanbul, sufism.

GİRİŞ XVIII. asırdan itibaren başta İstanbul olmak üzere Anadolu'da

tasavvuf k:ültfu:ünü yay31l tarikatlardan biı:i de Sa'dilik. olmuş_tur. Sa'dilik.\ Kudüs yalonlarında doğup, Şanlıurfa'ya bağlı Birecik ilçesi'nde vefat eden Sa'deddin-i Cibavı..ı (700/1300-1301) tarafindan Şam'da kw:ulınuş biı: tarikatttr. Şeybamyye'nin biı: kolu olan Sa'dilik; .Aciziyye, Tegallübiyye, Veiaiyye ve Seia.mi.yye isimleriyle dört ana şubeye ayrılmıştı.r3•

* Arş. Gör. Dr., Harran ü. İlahiyat Fak., [email protected] ı Harlrizade, Tıbyan, II, 129b. Trimingham, Sa'diyye'yi Rif"aiyye'nin bir kolu

olarak kaydeder. Bkz. Trimingham, The Sli}i Ordm, s. 280. Sa'dllik ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. Bafbaleanltle Osmanlı Arfivi (BOA), Cevdet, Evkaf, nr. 18264 (19 Safer 1169); nr.24400 (Cemaziyelahir 1191); nr. 12934 (Muharrem 1194); nr.12644 (Safer 1201); nr.10699 (24 Cemaziyelevvel 1206); nr. 15576 (Cemaziyelahir 1206); Cemalettin Server Revnafeoğlu Arfivi (CSR), Dosya A/61,62,96,99,113; Evliya Çelebi, Seyahatname, I, 249; Haririzade, Ttbyan, II, vr. 129b-138b; Ayvansarayi, age, I, 32-33,58,152,305; İsmet, Telemiletii's-S aleaile, s. 502; Mehmed Süreyya, Sicilli Osmani, III, 85; Vassaf, Sefine, I, 342-370; Tabibzade, Silsilename, s. 15; Tanman, M. Baba, "Hasırizade Tekkesi", STY, VII (1977), 107-142; R. Lifchez, "Lodges of istanbul", The Dervish lodge, Berkeley 1992, 88-94; Işın, Ekrem, "Sa'dilik", DBİA, VI, ss. 391-396; Yılmaz, H. Kamil, Anahatlanyla Tasavvuf ve Tarikat/ar, s. 282.

ı Bugün tüı:besi Birecik'te bulunmaktadır. 3 Harlrizade bu şubeler hakkında bilgi vermezken, Vassaf ve Pakalın isimlerini

saymakla yetinir. Vassaf, Sefine, I, 331 vd.; Pakalın, OTDTS, III, 81. Silsileler için bkz. Şükrl, Silsilename, s. 15-16.

Page 3: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

Sa'dilik, XVIII. yüzyılın başlarından itibaren İstanbul'a, AbdusseJ.am Şeybam (1165/1751)'nin temsil ettiği "SeJ.amiyye" ve Ebu'l-V efi-i Şi.mi'ye 4 nisbet edilen "Vefiiyye" adlı iki kol ile gelmiştir. SeJ.amiyye, Koska'daki AbdusseJ.am Tekkesi'nde, Vefiiyye ise Taşlıburun Tekkesi'nde neş'et etmeye başlamıştır. Taşlıburun Tekkesi kuruluş olarak daha önce gelmesine rağmen Sa'diyye'nin İstanbul'daki asitanesi AbdüsseJ.am (Kovacı) Tekkesi'dir. Bursa'da da Vefiiyye kolu yaygınlaşmıştır. Afyon, Kütahya ve E1ma1ı civannda ise, ana koldan Şeyh Es'ad'ın halifeleri vasıtasıyla

yayg:ınlaşmıştır5•

XVIII. asırda Sa'diliğin İstanbul'daki faaliyederi, başlangıçta Taşlıburun, Mirza Baba, Kadem-i Şeı:if ve Abdüsselam tekkeleri aracılığı ile olmuştur. Bu dört tekkede postnişinlik yapan Sa'di şeyhleri, XVIII. asırdan itibaren hem kendileri, hem de yetiştirdikleri halifeleri aracılığıyla Sa'dlliğin yayılmasını ve zamanla · diğer tarikadar arasındaki muteber yerini almasını sağlam1şlardır.6

XVIII. asır aynı zamanda "kıyam zikri" esas alan Rimiliğin de İstanbul'da faaliyet gösterdiği ve İstanbul kültürüyle ka}rnaştığı bir dönemdir. Diğer yandan Sa'dlliğin adı geçen iki kolu, bu dönemden itibaren çoğu zaman bağımsız, bazen de aynı tekkelerde Sa'dilik adına ortak meşihat vazifesi ÜSdenmişlerdir. 7

İstanbul'da Sa'diliğin faaliyet gösteren kollan, birtakım ~eneklerini muhafaza etmelerinin yanı sıra, musikide Türk ve Istanbul kültürünün etkisi altında gelişme göstetmiştir. 8

4 Vassaf, Sa'di süillesinden ve Şam meşayihinden olan Ebu'l-Veia.'nın 1113/1703 veya 1115/1705 tarihinde İstanbul'a gelmiş olabileceğini söylerken XVIII. asnn başını işaı:et etmektedir. Bkz. Vassaf, Sejine, I, 341.

5 Şeyh Es'ad Efendi'nin halifesi Şeyh Ali Beyrılti'den sonra Afyonlu Uçizade Şeyh Mehmet Cemili, Kütahyalı Evliyazade Şeyh İsmail Hakkı (1282/1865). Şeyh Yunus Hakkı (1302/1884) şeklinde bir kol neş'et etmiştir. Es'ad Efendi Haı::irizade Kemaledilin Efendi'nin de şeyhidir. Bkz. Şükıi, Silsi/ent1me, s. 15.

6 Işın, Ekrem, "Sa'dilik", DBİA, VI, 392. 7 Işın, Ekrem, "Sa'dilik", DBİA, VI, 391. 8 İnançer, Tuğrul, "Sa'dilik/Sa'dilikte Zikir Usulü ve Musiki", DBİA, VI, 394-395.

Page 4: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

88 Harran ü. İlahiyat Fak. Dergisi

Yukarıdaki iki Sa'dilik. koluna ilive olarak faaliyet gösteren ve Sa' di şeyhlerinden İşkodralı Süleyman Efendi'ye nisbet edilen üçüncü bit kol ise Acizilik'tir.9 Bu kol ile diğer bit kol olan Tegallübiyye'nin Anadolu'da herhangi bit faaliyetine rastlanmam1ştır.

~ SA'DİLİK'TE USUL Sa'dilik., kıyami zikiı: usUlünü benimsemiş bit tarikattır. Diğer

kıyami zi.kri tercih eden tarikatlaı:ın ayinlerinde olduğu gibi, bu tarikatın ayinlerinde de ayakta karşılıklı zikiı: saflan oluştu:rularak ve vücud ile baş sağa sola sallanıp döndürüleı:ek zikredilit. Önce otu:rularak oluşturulan zikit halkasında şeyh efendinlıı Fatiha'sı ile zikit ayini başlar. Okunuşu balommdan Rıfai evı:adına benzeı: özel. bir beste ile Sa' di evı:adı topluca okunur. Sonra bir süre kelime-i tevhid çekilii. kısa- bir dlii-ve :Fatiha'dan. sonra ayaga ka11olarak kıyam zi.kri başlatılır. "Hu", "Hay", "Allah", "Daim", "KayyUm." gibi Allah'ın isimleı:i zikredilir. Harfleı: belli edilmeden sadece sesle dile getirilen "kalbi" zikre geçildiğinde vurmalı sazlar k:n11amlmaya başlar. İsm-i Celal zi.krinde mutlaka "halile" (zil) vw:ulur. Zairiı:leı: zikrin temposuna uygun ilihileı: ve kasideleı: ok:urlar.10 Sa'di ayininin kendine mahsus bir özelliği şudur: Kalbi zikı:e başlandığında hastalar, özellikle de çocuklar, görevli deı:vişleı:ce tevhidhaneye getirilip yüzükoyun yeı:e yatıı::ılı.ı:. Şeyh efendi de bu hastalarla çocuklann üzerinde zikredeı:ek ve dua okuyarak yüı:üı:. Buna "Devsiye" denir. Hz. Peygamber'in doğduğu ay olan Rebiü'l-evvel ayında ayinin bu şekli mutlaka uygu]anırdı. 11

Yine Sa'dlliğe mahsus kalbi zikiı:de gerçekleşen bir özellik daha vardıı:: Şeyh efendi ile karşısında duran derviş göz göze baloş1rlar, derviş bir kalıp gibi donarak hareketsiz kalıı:, ayinin sonunda yine şeyhin bakışı ile eski haline döneı:. Buna "Sa' di donduıması" deniliı:.12

Sa' di tarikatı mensup lan, tarikatın asıl merkezi olan Şam' da, Emeviye Camii'nde cuma namazlanndan sonra ayin düzenleı:leı:di.

9 Bursalı M. Tahir, age. I, 123-124. ıo İnançer, "Sa'dllik/Sa'dllikte Zikir Usulü ve Musiki", DBİA, VI, 394-395. 11 Aynı yer. 12 Aynıyer.

Page 5: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

;;!o;HIIt.lGü~se=.ı~~· ~K~PR~T:w·...=S:.ı::a:...:ı'di="lil:;!i[ğl""n'-AA..:ıın=a=dg""lu..,;~ya:.,.;G:ı.:.=efiıiQII' ._.· Vc:..=e . ..., .. ....._ _____ 89

Merkezdeki bu usUlün yansıması olatak İstanbul'da da Ayasofya Camii'nde özellikle kadir geceleri, Sa'di ayini düzenleni.rdi.13 Sa'di tarikatına mahsus bir diğer husus, özel "nevbe"14 törenleridir. Nevbe töreninde tevhidhanede bulunan herkes vuımalı saz kullarur. Şeyh efendi, zıikirbaşı, seyitler ve on iki yaşından küçük şeyh çocuklan halile; halifeler ile misafir şeyhler nevbe; zak:irler kudüm; bütün dervişler bendir ve mazhar vuruclar. Bu ayinde, önce "nevbe takdimi" denilen yerde ve gökteki her varlığın Allah'ı zikrettnekte olduğunu belirten Kur'an ayetleri zak:irbaşı tarafından okunur. Sonra Mevlıina'nın Mesnevisinden alınan Hz. Peygamber'in Medine Mescidi'nde minher yapılmadan önce sırtını dayayarak hutbe okuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması ve Hz. Peygamber'in artık sırtmı dayamaması ile aynlık acısından ağlayıp inlemesini anlatan menkıbe, yine özel bestesi ile okunur. Bundan sonra bütün sazlar vurularak "illallah Hay" ve "Allah ya Daim" zikrine başlanır. Sa'diliğe mahsus bu zikir tarzına "tulubi nevbe" denir. Sa'di ayinlerinde ve özellikle nevbe töreninde Arapça güfteli şuuller okunursa da, ağırlık Türkçe ilıihilerdedir.15

B. İSTANBUL'DAKİ SA'Dİ TEKKELERİ Ahmed Münih Efendi'nin Memıi/cfsında, bu dönemde

İstanbul'da yirmi üç adet Sa'di Tekkesi sıralanırken, bunlardan "Şeyh Cafer Efendi" ve Çavuşdere'sindeki "Seyfi Efendi Tekkesi" arsa halinde gözükmektedir. Hüseyin Vassaf, Seflne'de yaptığı listede on dört Sa'di Tekkesi sıralamaktadır16• Rehber-i Tek4;ıtfda ise dokuz harap halde otuz iki tekke ismi verilmekte17

, dolayısıyla Ahmed Münih Efendi'nin verdiği rakam doğrıılanmaktadır.

13 Aynı yer. 14 Nevbe, sahan kapağına benzer bir kap üzerine gerilmiş deriye, bir kayış ile ritmik darbeler vurularak çalınan değişik çap ve büyüklükteki bir vurmalı sazdır, bkz. İnançer, aynı yer. 15 İnançer, aynı yer. 16 Vassaf, So/ine, V. 270. 11 Yeşilzade Mehmed Salih, Rehber-i Tek4Ja, ss. 26-29.

Page 6: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

\

90 Harran Ü. İlahiyat Fak. Deı:gisi

XIX. yüzyılda İstanbul'da bulunanSa'di tekkclerini ve bnnlann bulunduklaı:ı. yerleri şu şekilde sıralayabiliriz: "Abdusselim (Kovacıdede) Tekk.esi'', Kadı Çeşmesi'nde "Abid Çelebi Tekk.esi"18

, Defterdar'da ''Balçık Tekk.esi"19, Eyüp'te "Cafer Paşa

Tekk.esi"20, Kasımpaşa' da "Ciğerimdede Tekk.esi''2\

18 Fatih İlçesi, Kadıçeşmesi Şeyh Resmi Mahallesi, Otlukçu Yokuşu'nda bulunmaktaydı. Abdullah-ı iiahl (897 /1491)'nin halifelerinden .Abid Çelebi (903/1497-8) tataftndan kurulmuşsa da uzun süre metruk kalmış ve Sa'diyye'den Deli Ş~h J.akaplı Şeyh Hüseyin Hamdi Efendi (1257 /1841) tatafından yeniden ihya edilmiştir. Hamdi Efendi, Taşlıburun Tekkesi'nden hilafet almış ve Hasirizade Tekkesi şeyhine damad olmuştur. Sa'di ayinininden önce Mesnevi akutması nedeniyle buraya şeyh olacak kişilere, Mesnevihan ~lması-şartı geilrilmişttt~--tklöa Mustafa Sıdkr Efendi (130871890) ve Şeyh Salahaddin Bey oturmuştur. 1918 Fatih yangtnıyla ortadan ka1kan tekke bir daha yapılamamıştır. Tanman, Baha, "Abid Çelebi Tekkesi'', DBİA, I, 57.

19 Eyüp, Cezeıi Mahallesi, Defterdar Caddesi, 67 ada 7 parsel sayılı, Tiryaki Hasan Paşa Vakftna bağlı Balçık Sa'di Tekkesi'nde; Seyyid Abdurtahim (1225/1810), Kambur Salim (1234/1818)-Uşşakiyye'den Mehmed Sadık (1242/1826), Mehmed· Emin (1257 /1841) ve Mehmed Ziya (1294/1874),) Mehmed Ziya'nın kardeşi Mahmud Efendi (1299/1881) ve Safir Halid Efendi (?) postnişin olmuşlardır. Ahmed Muhyiddin, Tomar, s. 44. Aynca bkz. Akbatu, Şinasi, "İstanbul Tekkeleri Silsile-i Meşayihi'', lslôm Medenfyeti, V, s. 97; Özdamar, Mustafa, Dersaadet Detgi1hlan, s. 47.

20 Eyüp, Kalanderhane Caddesi üzerinde 57 numatada bir medrese ve türbeden oluşan külliye içerisinde bulunan Ca'fer Paşa (Haa Ya~i1 Kôdiri v~a Kırimi) Tekkesi, XIX. asrın ortalarına kadar Kadiı:i meşihatına bağlı kalmakla birlikte, asrın ikinci yarısından itibarenSa'di meşihatına geçmiştir. 1249/1833'de Seyyid Hasan Efendi (Kadiıi) (bkz. Hatice Aynur, a.g.m., s. 34), 1289/1872'de Süleyman Efendi b. Mehmed, 1301/1883'de 1341/1922'de Mehmed Salih Sım Efendi (Sa' di) postnişin olmuştur. (Geniş bilgi için bkz. A.B. Turnalı-E. Yücel, "Az Bilinen Tekkelerin Yerlerine Dair Bir Araştırma'', Türk Diif!Jast ArfJ!Itrmalan, Sayı 70-71, Şubat 1991, s. 177-180). Mehmed Süreyya'nın Sicilli Osmi1nfsinde, Eyüp'te Sa'diye'den Cafer Paşa Dergahı şeyhleri olarak Mustafa Efendi (1255/1839), Kınmlı Süleyman Avni Efendi (1287 /1871) olarak geçer. Bkz. Mehmed Süreyya, Sicilli0smi1ni, III, s. 102 ve IV, s. 472.

21 Kasımpaşa, Camii Kebir Mahallesi, Refik Saydam Caddesi, Küçük Hamam Sokağı, 926 ada 1 parselde bulunmaktaydı. Asrın sonlarında Şeyh Cafer-i Sadık Efendi (1317 /1899) ve oğlu Şeyh Halil CemMeddin Efendi isimleri tespit edilebilmektedir. Albayrak, Sadık, Son Devir Osmanlı Uleması, s. 123, 156-157 nolu vesika.

Page 7: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

Edimeköptüsü'nde "Çakırağa Dergahı"22, Karagümrük'te "Ejder Tekkesi"23

, Yüksekkaldıı::ım'da "Fındıkzade (Ahmed İshak) Tekkesi"24

, Üsküdar Tabutculaı:'da "Gani Efendi (Hallaç Baba) Dergihı"25, Kadıköy Kuşdili'nde Hamidiye (Abdulblli) Tekkesi", Mevlevihane Kapısı'nda "Hasan Kudsi Efendi Tekkesi"26

,

Sütlüce'de "Hasırlzade Tekkesi", Halıcılar Köşkü'nde "İsa Efendi Tekkesi"27

, Davud Paşa Kalesi'nde "Kadem. (Halil Hamid Paşa)

22 Edimekapı, Salmatom.rulı: civaanda asnn başlannda kunılan Sa'diyeden Çak:ı.r Ağa Tekkesi şeyhleri şöyledir. 1- Ejder Efendi halifesi Seyyid Edhem Sabri Efendi (1243/1827). 2- Ejder Efendi'nin bir başka Halifesi olup Medine'de vefat eden Ahmed Sabri Efendi (1255/1839). 3- Eyüplü Şeyh Hulusi Efendi (1287 /1870). 4- Şeyh Hulusi Efendi halifeleri Ali Haydar (1301/1883) ve Şeyh Hasan Efendi (1308/1890). Zakir Şükıi, a.g.e., s. 15; Akbatu, Şinasi, ''İstanbul Tekkeleri Silsile-i Meşayihi", III, s. 69; Özdamar, Mustafa, a.g.e., s. 106.

23 Fatih, Hatice Sultan Mahallesi, Uzunyol Sokağı, 2521 ada 30 parselde bulunmaktadır. (Özdamar, a.g.e., s. 94) Bu asttda Tepedelenli Ali Paşa tarafından yaptınlan tekke meşihatında Şeyh Mustafa Celıileddin Efendi halifesi Ejder Mehmed Sıdki (1244/1828). Sıdki Efendi'nin oğlu Şeyh Ali Rıza (1277 /1860), Şeyh Feyzullah Efendi (1293/1876) ve Şeyh Hakki Efendi. Ahmed Muhyiddin, Tomdr, s. 95; Zakir Şükıi, a.g.e., s. 70; Akbatu, Şinasi, a.g.m., V, s. 106.

24 1217/1802 tarihinde yapılmıştır. Şeyh Ahmed İshak Efendi (1226/1811). Karabacak Şeyh Ali Hulusi Efendi'nin halifesi Seyyid Fındıkzade Ahmed Rıişid Efendi (1244/1828). Rıişid Efendi'nin halifesi Şeyh Osman NW:i Efendi (1270/1853), NW:i Efendi'nin oğulları Ali Haydar Efendi (1285/1868), Şeyh Ahmed Şemsi Efendi (1310/1892) ve Şeyh Mehmed Arif Hilmi Efendi (1327 /1909) sttasıyla meşihata geçmiştir. Zakir Şükıi, a.g.e., s. 62. Ayı:ıca bkz. Mehmed Süreyya, Sicilli, I, s. 283.

25 Vassaf, Seflne, II, s. 53. 26 Zıikir Şük.ri Efendi'nin MeC1111Jdslnda, ''Mevlevihane kapısı civaanda Mimar

Acem Kurbünde Şeyh Matrak Sa'di adıyla geçen dergıih, diğer kayıdarda

Arabzade Tekkesi olarak zikredilmekte ve 1251/1835'de inşa edildiği söylenmektedir. Tekke meşahatı şu şekildedir. Şeyh Matrak Hasan ıvfısri (1260/1844). Şeyh Abdurrahman Hıfzi Efendi (1265/1848'de tekkeden ayı:ıldı 1280/1863 senesinde vefat etti). Bundan sonra meşihata Rif'ai şeyhleri geçse de üç postnişin sonra tekrar 1302/21 Ekim 1884), Şeyh Osman Nihad Efendi (ö. 1312/1894) ve oğlu Mustafa İzzi Efendi ile asli tarikatına intikal etmiştir. Ancak Rif'ai postnişinler döneminde de Sa'di ayinleri yapılmaya devam etmiş olmalıdır. Bkz. Zakir Şükıi, a.g.e., s. 48; Özdamar, Mustafa, a.g.e., s. 118.

27 Hasan Halife Mahallesi, Vatan ve Halıcılar Caddesi'nin kesiştiği köşede

bulunmaktadır. ''Kilise Tekkesi" olarak da bilinmektedir. Halvetiyye Dergahı

Page 8: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

92 Harran Ü. İlahiyat Fak. Deı;gjsi

Tekkesi"28, Gümüşsuyu'nda "Kantarcıbaba Tekkesi", Üsk:üdar

Ahmediye'de "Malatyalı İsmiil Ağa Tekkesi"29, Şehremini'nde

"Raşid Efendi Tekkesi'', Davut Paşa iskelesi'nde "Sancaktar Tekkesi''30

, Üsk:üdar Çavuş Deresi'nde "Seyfi Efendi Tekkesi'', Otakcılaı:'da "Sır Tekkesi", Okmeydanı'nda "Şeyh Cevhet Tekkesi", Eyüp'te "Taşlıburun (Lagaı:i) Tekkesi'', yine Eyüp'te "Musa Çavuş (Kitpasi) Tekkesi''.31

olatak vakfedilmi~ daha sonra Sa'diyye me~ayihi eliyle idare edilmi~tir. Postni~ listesi ~dilik bilinmemektedir.

28 1199/1784 tarihinde Davutpaşa iskelesi olatak bilinen Samatya Kasap İlyas Mahallesi'nde Saclıazam Halil Hamid Paşa'nın bina ettiği (Fatih Cami/m, 282; Tanman, Baba, ''Kadem-i Şerif Tekkesi", DBiM, IV, s. 327-28) Sa'diyye'den !Çııdem-i Şerif T~~si ş~y~eıi__ş.Qyledir: Sul~ JJ~ .ı:\}ımed tarafindan SW:~ı Hümayıln münasebetiyle Istanbul'a davet edilen Şamlı Şeyh Ebu'I-Vefa Hazrederinin halifesi Şeyh Mehmed ZiyadEfendi (1205/1790) ilk postni~ olatak tayin edilmiş yerine oğullaı:ı; Seyyid Ahmed Efendi (?), Seyyid Abdurrahman Efendi (?), Seyyid Mehmed Efendi (?) ve Seyyid Abdullatif Efendi (1267 /1850), Abdullatif Efendi'nin oğlu el-Hac Ahmed Agah Efendi (1293/1876), Agah Efendi oğlu Şeyh İsmail Bedreddin Efendi (1332/1913) geçmiştir. Zakir Şük.t:i, a.g.e., s. 20-21; Akbatu, Şinasi, a.g.m., IV, 74; Özdamar, Mustafa, a.g.e., s. 135.

29 Üsküdar İlçesi Tavişi Hasan Ağa Mahallesi'nde bulunmaktadır. Kapı Ağası, Kapı .Ağası /smail Ağa, Kovacı, Koğacı Efmdi, Koğacı Detk, Fethi Efmdi, Ş !Yh Fethi Efendi, Ş !Yh !Vçi adlarıyla da bilinmektedir. (A. Vefa Çobanoğlu, "Malatyalı İsmail Ağa Camii ve Tekkesi'', DBiA, V, 279-280) Meşihatta ise Seyyid Mehmed Fetbullah Efendi (Aynur, a.g.m., 37), Şeyh Şemseddin Efendi (Vassaf, Seflne, V, s. 270) bulunmuştur.

30 Koca Mustafa Paşa'da Yedikule'ye giden caddenin sağ tarafinda bulunmaktadır. XIX. asrın başlarından itibaren Sancaktar Hayreddin Mescidine Sa'diyye Meşihatı konularak tekke oluşturulmuştur. Burada Seyyid Hafız Mustafa Efendi (Aynur, Saliha Sultan, 34, no, 26). Şeyh Rıf'at Efendi (Ahmed Münih, Mecmila-i Tek4:fa, 7) ve Şeyh Sadeddin Efendi (Vassaf, Sejine, V, 270) isimleri tespit edilebilmektedir. Şu anda Cami olarak kullanılmaktadır. Tanman, "Sancaktar Hayreddin Mescidi ve Tekkesi'', DBİA, VI, 448-49.

31 Düğmeciler Caddesi, Bıçakçı Ömer Sokak, 199 ada, 1 parsel üzerinde bulunmaktaydı. (Özdamar, a.g.e., IV, 34) Şeyh Emin Efendi halifesi Sa'di Mustafa Tevfik Kirpasi (1234/1818). (Ayvansaciyl, Hadika, I, 268; Mehmed Süreyya, a.g.e., IV, s. 466); Sıvacı Sadık (1247 /1831), Rif'aiyye'den Yazıcı İbrahim (1273/1856), Nakşi Hafız Ahmed (1282/1865), halifesi Mehmed Bahauddin (1300/1882) ve Mehmed Ceialeddin efendiler bu dergihta meşihat etmiştir. Zakir Şük.t:i, a.g.e., s. 55; Özdamar, Mustafa, a.g.e., 34.

Page 9: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

~H:ı.ıı:ü~se:o:.;~~· _K""'UR ......... Tıııı.ı·...:.S:.ıı:ıa:..=ı'dt.:ı:ı:ıuı;§lj:.u.'n ..... A,6l;n=a=do~lu:r,;.ıı:ıvaı..:G""eıwfiP:p. ·~Vi;,.e;:.a. . .a.au ______ 93

Bu listenin dışında, t9. yüzyılın sonlannda İstanbul'da bazıSa'di tekkelerinin kurulduğu da görülmektedir. Mesela Şehremini Ca'fer Ağa Mahallesi'nde bulunan "Mehmed R.aşid Efendi (İnadiye) Tekkesi"32 bunlardan birisidir.

Burada kısaca, İstanbul'da bulunan önemli Sa'di tekkeleri ve bunların postnişinleri üzerinde durmak istiyoruz.

C. SA'DİLİK KOLLARI 1. Vefailik Vefallik, İstanbul'da faaliyet gösteren Sa'diliğin ilk

koludur. XVIII. asrın başlannda (t703 veya t705)33 Şam'dan İstanbul'a gelen Ebu't-Vefa-i Şami'nin temsil ettiği bu kolun34

İstanbul'daki faaliyederi tam olarak bilinmemektedir. Hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmayan Ebu'l-V efa-i Şami'nin, Şam'dan İstanbul'a geldiği ve çok kısa bir süre kaldıktan sonra yerine halifelerini bırakarak tekrar Şam'a döndüğü, kaynaklarda tekrar edilen bilgiler arasındadır. 35

VefaıJ.ik, İstanbul'da Ebu't-Vefa-i Şı1mi'nin hilafet verdiği "Gözoğlu" lakabıyla tanınan Hüseyin Efendi (tt49/t736-37), Ali Hulusi Efendi (1198/t783) ve Mehmed Ziyad Efendi (t205/t790) tarafından temsil edilmiş, bu şeyhlerin girişimleriyle temelleri atılan Taşlıburun, Mirza Baba ve Kadem-i Şerif tekkeleri, V efamğin İstanbul'da faaliyet gösterdiği ilk merkezlerdir. 36

32 Kurucu Şeyh Mehmed Efendi'den sonra 1313/1895 senesinde yerine oğlu Hafız Mehmed Aırif Efendi geçmiştir. Albayrak, Sadık, a.g.e., s. 81, 73 nolu vesika.

33 V as saf, a.g.e., I, 342. 34 Ebu'1-Vefa-i Şami'nin silsilesi Sadeddin Cibivi'ye şu şekilde ulaşıı:: Şeyh Ebu'1-Vefa İbrahim

b. Şeyh Yusuf es-Sa'di, Şeyh Abdülbaki b. Şeyh Ahmed b. Şeyh Ebubekir b. Şeyh Bedreddin b. Şeyh Hasan el-Cibavi b. Şeyh Muhammed b. Şeyh Said b. Şeyh Ebubekir b. Şeyh İbrahim b. Şeyh Muhammed b. Şeyh Ali el-Ekhal b. Hazret-i Pir Sadeddin el-Cibavi eş-Şeybaru. bk. Vassaf, ag6, 1, 363.

35 Vassaf, ag6, 1, 342; Işın, "Sa'dilik", DBIA, VI, 392. 36 Işın, aynı yer.

Page 10: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

94 Harran Ü. İ1ahiyat Fak. Dergisi

2. Vetai Tekk~leri a) AbdülbW Efendi Tekkesi Abdülbiki Efendi Tekk:esi, Kadıköy Kuşdili mevkiinde, Zühdü

Paşa Mahallesi'nde bulunmaktaydı. Tekk:enin XIX.yüzyılın hemen başmda kurulduğu bilinmektedir. İlk postnişin Şeyh Abdulbiki Efendi (1223/1808)'den sonra, önce oğlu İsmail Efendi (1264/1848), sonra torunlaı:ı Ahmed Hayri (1274/1857) ve el-Hac ŞerlfMehmed Efendi (1275/1859) meşihata geçmiş, bundan sonra tekk:e münhal kalıp yıkılmıştıı:37•

Abdulbiki Efendi Tekk:esi'nin atsası üzerine Ayşe Sıdıka Hanım 550 Osmanlı Lirası harcayatak "Mecidiye Tekkesi,ni inşa ettimriş, postuna Eyüp Taşlıburun Tekk:esi mensuplanndan Şeyh Hoca Tahsin Efendi'yi şeyh atamıştıı:. Bundan sonra derg.ih, Mecmlia-i Tek4Ja_ sahibi Bandtrrııahz_ade Ahmed Münih Efendi uhdesine tevcih edilmiştii8• Ahmed Münih Efendi daha sonra Haşimiyye Kolu'nun asitanesi olan Band1rmal1 Tekkesi şeyhliğine geçmiştir.

Tanman, buraya "Hamidiye Tekkesi, de dendiğini, bunun da muhtemelen II. Abdulbamid'in dergah inşasına katkıda bulunmuş olmasından kaynaklandığını söylemekted.if9

b) Hasırizade Tekkesi Tekk:e, Beyoğlu, Südüce Mahallesi, Elifi Efendi Sokağı'nda

bulunmaktadır. 19. yüzyıl İstanbul tasavvuf hayatmda oldukça canlı, toplum hayatmda etkin ve hatekedi, her kesimden insanın rağbet ettiği bir tarikat mekanıdır40•

Eyüp Taşlıburun Tekk:esi'nin beşinci postilişini Kırımlı Şeyh Süleyman Sıdki Efendi'nin damadı ve halifesi olan Mustafa İzzi

37 Zakir Şükrl, Silsi/enante, s. 74; Tanınan, Baba, "Abdulb:lli Efendi Tekkesi", DBİA, I, s. 29.

38 Tanınan, a.g.m., s. 29. 39 Tanınan, aynı yer. 40 Sertoğlu, Mithat, "Südlüce ve Üç Hattat Mezan'', Ht9at ve Tarih MeC111i1®, sy. 3

(Mart 1977), ss. 13-17; a. mlf. "Halıctoğlu'ndan K.asımpaşa'ya", a.g.d., sy. 4, (Nisan 1977), ss. 15-21; a. mlf. "Kasımpaşa", a.g.d., (S Mayıs 1977), ss. 48-53; Tanınan, Baba, "Hasirizade Tekkesi", İstanbul Oniversitesi Sanat Tarihi Yzllı.!J, VIII, (1977), ss. 107-142; aynı mlf. "Hasirizade Tekkesi", DBİA, IV, 7-9; aynı mlf. "Hasirizade Tekkesi", DİA, VI, 384-86; Özdamar, Mustafa, a.g.e., s. 190.

Page 11: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

Efendi, milişielinin vefatı.yla Südüce'ye taşınmış, bir müddet sonra kiracı olatak otuı:duğu melcinı ve bahçesini satın alatak 1199/1785 tarihinde Hasi'rizade Tekkesi diye anılan dergahı kurmuştur41 •

Şeyh Mustafa İzzi Efendi (1239/1823), Şeyh Halil Efendi'nin oğlu ve Hasttizade Tekk.esi'nin kurucusudur.42 Daha önce Cağferabad Tekkesi'nin43 bulunduğu yere44

, 1784 ya da 1987 yılında Rasırizade Tekkesi'ni inşa etmiş ve bu tekkenin ilk şeyhi olmuştuı:45• Mustafa İzzi Efendi'nin şeyhlik süresi (1199/1784 veya 1202/1787:- 1239/1823)46 yaklaşık olatak 36 yıl sürmüştür.

Mustafa İzzi Efendi, Eyüp'te bulunan Sa'diye Tarikatı'ndan Taşlıburun (Lageri) Tekkesi şeyhi Süleyman Sıtkı Efendi'nin (1197 /1783t damadı ve aynı zamanda halifesidir. 1795 yılında III.

41 Zakir Şükıi, a.g.e., 58; Tanınan, Baha, aynı yerler. 42 İstanbul Südüce'de bulunan önemli Sa'di tekkelerinden biridir. 'Hasırlzade Tekkesi' ayn bir başlık altında ele alınmıştır. 43 Hüseyin Vassaf, a.g.e. s.356; aynca bkz. Koçu, Reşad Ekrem, "Cağferabad Tekkesi" maddesi, İstanb11l Ansiklopedi.ri, İstanbul 1963, c.6, s.3331; Sertoğlu, Midhat, "Südüce ve Üç Hattat Mezarı", a.g.mec. sayı:3, ss. 13-17; Tanman, Baha, a.g.m. s.112. 44 Reşad Ekrem Koçu, Cağfecibad Tekkesi'nin Vaka-i Hayriye'den (Yeniçeri Ocağı'nın kapatılması) soru:a kapatılan diğer Bektaşi tekkcleri gibi, bu tarikatın elinden alınarak Nakşbendiler'e verildiğini ve Mecm11d-i Tek4Ya'da Nakşbencü tekkcleri arasında adı geçen Badeınli Tekkesi ismini aldığını iddia etmektedir. Bkz. Koçu, Reşad Ekrem, aynı yer. 45 Ahmed Safi, SefineliJ's-S4fi, c.12, s.1381; Hüseyin Vassafın Sefinlde belirttiğine göre Şeyh Süleyman Sıdki Efendi, oğlu İsmail Neca ile damadı Mustafa İzzi Efendi'yi Südüce'de bir zaviye tesisine memur etmiştir. Bkz. Hüseyin Vassaf, a.g.e., c.1, s.354. 46 Baha Tanınan, "Hasıcizade Tekkesi" adlı makalesinde, yazarı ve yazıldığı tarih belli olmayan yazma bir mecmuada Hasırlzade Tekkesi'nin kuruluş tarihi (tarih-i bina-i zaviye) olarak 1199 1 1784 yılının verildiğini belirtmektedir. Midhat Sertoğlu'nun "Südüce ve Üç Hattat Mezarı" makalesinde ise 1787 tarihi verilmektedir. Hüseyin Vassaf da 1199/1784 tarihini vermektedir ki, bize göre de bu tarih daha isabedidir. 47 Taşlıburun (Lageri)Tekkesi şeyhiSüleyman Sıdkı Efendi (ö.1197 /1783), Çelebi Şeyh Abdurrahman Efendi'nin halifesidir. Kırım'da Ruslara karşı savaşmış ve bir süre burada kalmıştır. Daha soru:a manevi bir ilitarla İstanbul'a gelerek Taşlıburun Tekkesi şeyhi Abdurrahman Efendi'nin hizmetine girmiş; burada seyr u sillUkunu tamamlayarak onun halifesi olmuştur. Süleyman Sıdki Efendi,

Page 12: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

96 Hatran Ü. İlahiyat Fak. Der,gisi

Selim'in teşebbüsüyle Halıcıoğlu'nda kurulan, Mühendishane-i Berıi-i Hümayfuı'un48 açılış töreninde duada bulunmuştur. Bundan sonra da okulun her tamiri veya açılışında, Südüce Hasttizade Tekkesi şeyhlerinin dua etmderi adet haline gelmiştir.49

Yerine oğlu Süleyman Sıdkı Efendi'yi50 bırakan Mustafa İzzi Efendi, 1823'de vefat etmiştir. Kabri, tekkenin mihrab duvarına bitişik olan türbede51 bulunmaktadır.

Kaynaklaı:da Mustafa İzzi Efendi'nin şürle ilgilendiği ve bazı şürleri olduğu belirtilmektedir. 52

Şeyh Süleyman Sıdkı Efendi (1253/1837), Şeyh Mustafa İzzi Efendi'nin oğlu ve Elif Efendi'nin de dedesidir. Annesi, Eyüp'te bulunan Taşlıburun (Lageri) Tekkesi şeyhi Süleyman Sıdkı Efendi'nin kızı Saliha Hatun'dur. "Şeyh Sülün Efendi'' lakabıyla tanmmıştır.53 1239[1823'd~ bah~ş_ının öl~'ğnde!]. ŞQn!a op.un yerine şeyh olmuş; bu göı:evi 1837'de vefatma kadaı: sürdüı:müştür.54 Yaklaşık on dört yıl süreyle Hasttizade Tekkesi'nde şeyhlik yapmiştır.

Süleyman Sıdkı Efendi, Fatih Çitşamba'da bulunan Nakşbendiyye Tarikatı'ndan ve Muı:ad Molla Tekkesi55 şeyhi

şeyhinin ölümü üzerine bu tekkeye postaişin olmuştur. Bkz.Vassaf, a.g.e. c.I, s.345; Tabibzade M. Şükrü, Mecmua, s.57; aynı müellif, Silsi/ename, s.16. 48 İstanbul Halıcıoğlu'nda , 1795 yılında topçu subayı yetiştiımek amacıyla kurulan okul. 49 Ahmed Safi, Sejinetii's-Sôji, s.1381; Vassif, Sejine, s.354. 50 Hasttizade Tekkesi ŞeyhiSüleyman Sıdkı Efendi, yine bir Sa'di Tekkesi olan Taşlıburun (Ligeri) Tekkesi şeyhl Süleyman Sıdkı Efendi ile kanştınlmamalıdıt. Rasırizade Tekkesi ŞeyhiSüleyman Sıdkı Efendi, onun torunudur. 51 Ahmed Safi, a.g.e., s.1382; Vassif, a.g.e., s.355. 52 Baba Tanman, Elif Efendi'nin kızı Elife Orbeyi'nin, Rasırizade şeyhlerinin şiirlerini içine alan bir defterde Mustafa İzzi Efendi'nin de eserlerinin olduğunu ifade ettiğini belirtmektedir. Tanman, Baha, "Hasırizade Tekkesi'' a.g.e. s.112. 53 Ahmed Safi, a.g.e., c.12, s.1381; ElifEfendi, a.g.e., s.45; İnal, Mahmud Kemal, ''Muhtar'' maddesi, Son A.rtr Türk Şairleri, İstanbul 1969, c.2, s.983; Tanman, Baha, a.g.m. s.112. 54 Ahmed Safi, a.g.e.,s.1383; Hüseyin Vassaf, a.g.e., s.357. 55 Fatih semtinde bulunan tekke, ''Murad Efendi Tekkesi" olarak da bilinmektedir. Damatzade Mehmed Murad Efendi tarafından yaptınlmış; altı yıl sonra bu yapıya kütüphane eklenmiştir. Bkz. Şükri, a.g.e. s.16; Tanman, Baha, ''Murad Molla Tekkesi ve Kütüphanesi'', DBİA, V, ss. 516-517.

Page 13: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

.._H:;.:;ü::><s:ı:,ıeyttıı.;:.'~K;:;.:UR=T.......,.. S=:..:a:..'di=A~'IiiJ§Cown~A~n=ado-==lu:,)~a:..:G=ı.:e..,/iji:.ı::' ·'-'-v;'-e ..... -:.: .. ...._ _____ 97

Mehmed Murad · Efendi'den56 "Mesnevr okuyarak bu konuda idzet57 almıştır. Aynca Nakşbendiyye Tarikatı'ndan kendisine hilafet58 hırkası giyd1rilmiştir. Daha sonra Mevleviyye Tarikatı'na da intisab etmiş; Mevlevi sikkesi59 giyerek kendi dervişlerine de aynı sikkeyi giyelirmiş tir. 60

Genç yaşında olmasına rağmen aktanlan arasında bilgi ve ah.likıyla sivrilen Süleyman Sıdkı Efendi, dönemin hükümdan II. Mahmud'un da dikkatini çekmiştir. Birkaç defa tekkeye gelip şeyhi ziyaret eden hükümdar, tekke binasını yeniden yaptırmaya karar vermiştir61 • Aynca II. Mahmud, blı: fermanla Süleyman Sıdkı Efendi'yi Rif'aiyye, Bedeviyye ve Sa' diyye tarikatianna münhasır olmak üzere "Şeyhü'l- Meşayih"62 tayin etmiştir.

Kısa sayılabilecek hayatında birçok talebe yetiştiren Süleyman Sıdkı Efendi, kırk iki yaşındayken, 1253/1837 yılında vefat etmiştir. Tekkeye bitişik türbede babasının yanına defnedilmiştir.63

Süleyman Sıdkı Efendi, "Kürsü Şeyhi"64 olduğundan çeşitli konularda makaleleri vardır.65 Aynca şalı: olarak da tanmmışttr.66

56 Mehm.ed Murat Efendi (ö.1264 / 1848)'nin hayatı için bkz. Cevdet Paşa, Tez!ikir, (Tetimme, 40), (Haz. C. Baysun), Ankara 1967, ss.13-17; Mehm.ed Tahir, Osmanlı Miiellifori, c.I, s.133; Muallim Naci, Osmanlı Şair/m, (Haz. Cemal Kurnaz) Ankara 1986, s.77; Şemseddin Sami, ''Murad Efendi, Şeyh el-H1c", KamNsu '1-:A. '/!im. VI.4248-4249; Vassaf, S efine, II, ss.236-23 7; İbnülemin, S on Asır, c.1, s.236; Gökman, Muzaffer, Murad Molla, HtfYalı, Kiitiiphanesi w Eserleri, İstanbul, 1943: ''Molla Murad", Tiirk Dili VII Edebfyatı Ansiklopedisi, İstanbul 1986,VI, s. 389; Şentürk M Hüdai, "Şeyh Mehm.ed Murad-ı Nakşibendl ve Velciyi-Name'si", İstanbu/Arapırmalan, Sayı 1, Bahar 1997, ss. 17-41. 57 Di.nl ve tasavvufi mahiyetteki bilim dallannda diplama karşılığı olan belge. Bkz. Pakalın,Osmanlı Tarih D~mleri VII Terim/m Siı~iiğii, c. II, s.121. 58 Şeybin yerine geçme, görev ve sorumluluğunu sürdürme. 59 Mevleviliğe mensup kişilerin başianna giydilderi başlığa Mevlevi sikkesi veya sikke denitdi. 60 Bu bilgiye dayanatak Süleyman Sıdkı Efendi'nin Mevleviyye Tarikatı'ndan da hilafet aldığını söyleyebiliriz. 61 Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1382; II Mahmud devrinde (1808-1839), 1836 yılında yeniden yapılan tekkeden günümüze sadece büyük bahçe kapısı kalmıştır.

Kapının üzerindeki kitabenin ortasında II. Mahmud'un tuğtası yer almaktadır. Ayrıca bkz. Tanman, Baba, a.g.m. s.113. 62 "Şeyhleıin şeyhi'' anlamını taşıyan bit paye. 63 Ahmed Safi, Sefinetii's-S!ifl, s.1383; Hüseyin Vassaf, Sefine, s.358.

Page 14: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

98 Haı:ran Ü. İlahiyat Fak. Deı;gisi

Şiirlerini topladığı bir Divan çe si67 mevcuttur. 68 Son günlerine kadar, zikir meclislerinde okunan ihüıilerin başında, sözlerinin Süleyman Sıdkı Efendi'ye ait olduğu bilinen cumhur iliüıisi69 gelirdi.

Süleyman Sıdkı Efendi'den sonra Hasttizade Tekk.esi'ne şeyh olarak büyük oğlu Hasan Rıza Efendi (1302/1884) geçmiştir.70

Hasan Rıza Efendi, iliüıi aşka ve çok cezbeli bir hayata sahip olduğundan, 1281/1864 yılında şeyhlik göı:evini küçük kaı:deşi Ahmed Muhtaı: Efendi'ye71 bıı:akaı:ak Üsküdat'da bir evde inzivaya

64 Cuma namazından önce veya sonra camide vaaz veren din alimi. 65 Bu makaleler matbu değildir. 66 İnal, Mahmud Kemal, "Sıdkı" maddesi, Son Artr Tiirle Şairleri, c.III, s.1671; Tanman, Baba, "Hasıı:izade Tekkesi" , s.l 13.

--67-Küçük diVaıı. 68 Ahmed Safi Bey, Süle~ Sıdkı Efendi'nin şiirlerini topladığı eserin, bu dergahta çocukları tarafindan mahfuz bulunduğunu ifade etmektedir. Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1382. Fakat ara~tı:ı:malaı:ımızda bu eser bulunamamı~tır. Muhtemelen dergab yangınında eliğer bazı eserlerle birlikte bu eser de yanmıştır. 69 Evsat ve Nim-evsat usullerinde ölçülenmiş ve tarikat zikirlerinde dervişterin koro halinde okuduldan ilahilere verilen ad.

Ahmed Safi, Sejin~tii's-Sôft adlı eserinde Süleyman Sıdkı Efendi'nin bir şiirini de vermektedir:

"Gönül envôn h11rpd-i haleik.atten miinevvmiir On11n çiin sttT-1 rem!(j ilm-i esm~a ma!(/ıardtr

Hicab aneale yine leendi ö!(jindiir yoksa ~ zahid Tecellfyat-ı vahrkt serteser akmrk izhardır

Hemen sen m11tğ-ı canın tan~ saz-ı bağ-i teslim et Gelir gam çe/em~ asla n!(!le malesNma m11k.addestir

Tecelli-i ce/alrykse meyils-ı ata olma Teself!yat-ı envar-1 cemal elbetmuk.adderdir'. Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1382.

70 Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1384; Tanman, Baba, a.g.m. s.114. 71 Süleyman Sıdkı Efendi'nin üç oğlu vardır. Bunlardan ikincisi, İsmail Neca Paşa (ö.1314/1896), babasından halifelik almasına rağmen askerlik mesleğini seçmiştir. 1269/1852 Rus savaşında (mirliva) topçu komutanlığında bulunarak büyük gayret ve başarı göstermiştir. Bundan sonra emekmiğini istemiş ve inziva hayatına çekilmiştir. İsmail Neca Paşa 80 yaşında vefat etmiş ve "Ceifre-i Mesnevi' müellifi Mevlevi Yusuf Sine-çak hazrederinin kabrinin yanına defnedilmiştir.

Page 15: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

.ı...:H!o.lıjü~seıı:.ıw~· ~K..:.PR~T!ı.a·~S:.ı:ı.a.ı::'dı=:ı1i:.!il[ğl~·n"""AM.nwa:wdouılu~:~va=-:G~e~liJi~aU' ·~Vi:....e~:.:.·:.s· • ______ 99

çekilmiştir. 1302/1884 yılında, 73 yaşında iken yine burada vefat etıniştir. O da tekkedeki türbeye defnedilmiş tir. 72

Hasan Rıza Efendi'nin de şairlik yönünün bulunduğu ve bazı şiirlerinin olduğu bilinmektedir. 73

Ağabeyinin uzlete çekilip şeyhlik görevini bırakmasından sonra, Süleyman Sıdkı Efendi'nin en küçük oğlu Ahmed Muhtar Efendi, Hasırlzade Tekkesi'ne şeyh olmuştur.74

Elif Efendi'nin babası Şeyh Ahmed Muhtar Efendi75

(1236/1820-1319/1901), Hasırlzade Tekkesi'nin dördüncü

Matbu olmayan Arapça, Farsça ve Türkçe şiirleri vardır. Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1386-1387. 72 Ahmed Safi , aynı yer, Tanınan, Baha, aynı yer. 73 Ahmed Safi Bey, Hasan Rıza Efendi'nin bir hayli şiiri olduğunu, fakat

· meczılbane durumundan dolayı bunların çoğunun kaybolduğunu, elde kalan dört-beş parçanın da babası ve ailesine ait şiir mecmuasında kayıtlı bulunduğunu kaydetmak.tadir. Ahmed Safi, Sefinelii's-SQ}i, s.1385.

Yıne SefinetiJ's-S4fide, onun Hz. Peygamber (s)'e yazdığı bir na't-ı şeri.fi verilmektedir:

"KıitMmun Hale. Teata'dan atadır, Ya Rasiiiaiiah Zuhilrun dmi-i isyana devadır, Ya Rasiiiaiiah

Heva:Y' neft ile miistağrale.-1 derya-:Jı iJyamm Elim fllt diipniifiim, halim hebadır, Ya Rasiiiaiiah

Dahil-i handanım, bir garib iJ bi-kesim jaha N&a!?Jm ha!(!Btinden, i/licadır, Ya Rasiiiaiiah

Rızat dmi-i mendin lütfu ihsanm ntyaz eyler Bqyun biikmiif le.apunda bir gedôdır, Ya Raslllallah."

Bu na't'ı Hüseyin Vassaf, Süleyman Sıdkı Efendi'ye, Ahmed Safi Bey ise Şeyh Hasan Rıza Efendi'ye atfetmektedir. Bkz. Ahmed Safi, a.g.e., ss.1384-1385; V ass af, S efine, c.I, s.358. 74 Ahmed Safi Bey, Ahmed Muhtar Efendi'nin, babasının ölümünden sonra ağabeyi Hasan Rıza Efendi ile birlikte adı geçen dergiha şeyh olduklarını, ancak Ahmed Muhtar Efendi'nin henüz 18 yaşında olması ve tahsilinin devam etmesinden dolayı hizmet-i meşihat görevinin Hasan Rıza Efendi tarafından ita edildiğini belirtmektedir. Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1389, ayrıca bkz. Elif Efendi, a.g.e. s.54.

Page 16: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

100 Harran ü. İ1ahiyat Fak. Deı;gisi

şeyhidir. Şeyhlik süresi (1864-1879) toplam on beş yıldır76• Ahmed Muhtaı: Efendi, Sa'diyye Tarikatı halifeliğini babasından almış, yine bu tarikatın hırkasını da babasının halifelerinden olan ve aynı zamanda halasının oğlu Şeyh Atiullah Efendi'den giymiştir.77

Ahmed Muhtaı: Efendi, ''Mesnevihan-ı Şehlı:"78 diye tamnan Hace Hüsameddin Efendi'den (1281/1864) Mesnevl detsi görmüştür. Aynca, Şizili Şeyh Mehmed Emin Efendi ve İbtabiın Berci.detü'l-Medeni'den79 Şiziliyye Tarikatı h.ilifeti almıştıt.80 Daha

75 Hasıı:izade Tekkesi şeyhi Ahmed Muhtaı: Efendi, yine bu dönemde yaşamış Giritli Ahmed Muhtaı: Efendi (1328/1910) ile kanştıı:ılmamalıdtt. Giritli Ahmed Muhtaı: Efendi, tasavvufi mahiyetteki te'lif ve tercüme eserleriyle tanınmış son devir Osmıiıih edibi ve devlet adainıC:lir. -76 Baba Tanman, Ahmed Muhtaı: Efendi'nin şeyhlik sütesini 1837'den, ağabeyi Hasan Rıza Efendi ile birlikte başlatmaktadtt. Fakat o, bu dönemde fiilen şeyhlik yapmamıştır. Ancak Hasan Rıza Efendi'nin şeyhlik görevini bırakmasından sonra (1281/1864) bu görevi yürütmeye başlamıştır. 77 Hüseyin Vassif, Sejine-i Evliya, c.1, s.362; Ahmed Safi, a.g.e., c.12, s.1389; Tanman, Baha, a.g.m., s.113. Ahmed Safi ve Hüseyin Vassaf, babası Süleyman Sıdkı Efendi'nin ağıt hastalığından dolayı ayağa ka1kamadığından, oğlu Ahmed Muhtaı: Efendi'ye bir meclis huzurunda törenle libas, tic ve hırka

giydiremediğini; ancak onun ölümünden sonra bu görevi, halifesi ve halazadesi Şeyh Ataullah Efendi'nin yerine getirdiğini bildirmektedirler. 78 Farsça, Mesnevi okuyan demektir. Kürsüde Mevlini'nın Memevisini açıp, onu okuyup açıklayarak vaaz veren kimseye mesnevi-han denir. Mevlini' dan sonra onun yerine geçen Hüsameddin Çelebi, belli zamanlarda Mesnevi'yi okuyup şerhetmeye başlamıştır. İlk mesnevi-han ve bu işle ilk uğraşan Hüsameddin Çelebi, bazı kimselere aynı görevi yapmak için icazet vermiştir. Siraceddin Mesnevi-han da bunlardan biridir. Ondan sonra şeyh olan Sultan V eled de aynı görevi sürdürmüştür. Mesnevi-hanlar özel bir destar sararlardı. Son zamanlarda Konya'da Sıdkı Dede, İstanbul'da Hoca Hüsameddin ve Şeyh Osman Selahaddin, Selanikli Mehmed Es'ad Dede, Galata Mevlevihanesi şeyhi Ahmed Remzi Dede meşhur mesnevi-hanlardandtt. Bkz. Cebecioğlu, Ethem, TasaviiNf Terim/m ve D~mkri Sö~iiğii, Ankara 1997, s.503. 79 Ahmed Safi, Şeyh İbrahim Bercidetü'l-Medeni'nin aslı Medine'den geldiğini, İstanbul Yıldız'da Şizili Hanıclhı şeyhive Şeyh Muhammed Medeni'nin halifesi olduğunu belirtir. Şeyh Muhammed Medeni'nin de önemli Şizili şeyhlerinden ve bu tarikatın şubelerinden Medeniyye'nin kurucusu olduğunu kaydeder. Ahmed Safi, Sejinetii's-Sôfi, s.1390. so Ahmed Safi, aynı yer, Hüseyin Vassif, aynı yer, Tanman, Baha, a.g.e. s.114

Page 17: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

~H~ü~se~yınl.;l;l· ~K~UR~T.ı...·...ı.S:.:::a~'d=f/it.!>[ğtw'n""A~n~aı.ı:ıdo~luı:,:rlJ:.va=-:G~eı::ı/i;i~· ~· 1/i~eı.u.·.ı..:"-----~101

sonra Hemdem Çelebi (1275/1859)81 zamanında, Mehmed Dede (1274/1858)'den82 Mevleviyye Tarikatı h.iliifeti almıştı.r.83

Elif Efendi'nin Tenptii'I-Muhibbtn'de belirttiğine göre, Ahmed Muhtar Efendi, Horasanlı Sahibz:ide Hoca Fazl K:idir Efendi'den Nakşbendilik; Hamalı Şeyh Ömer el-Hariri'den Ruiallik ve Halveti şeyhlerinden birinden de Halvetilik ic:izeti almıştır. A ynca Seyyid Ahmed el-Bedevi (675/1276)84 ve Gavs-ı A'zam Abdülk:idir-i Geylani (562/ 1166 ts hazrederine de manevi bağlıhğı vardır. 86

81 Bu dönemde Mehmed Said Hemdem Çelebi, Konya Mevlana Dergahı'nda postDişinlik makamında bulunmaktadır. Hemdem Çelebi'nin hayatı için bkz. Ali Nutki, Deftu-i Dmlijan-II, ss.39-41; İbnülemin, Son Am; IV, s.628; Gölpınarlı, Abdülbaki, a.g.e. s.171; Küçük, Sezai, a.g.e., ss.52-54. Türkçe, Arapça, Farsça şiirleri bulunan Said Hemdem Çelebi, ta'lik yazıda maharet sahibidir. Birçok levha ve işlenmiş mühür baskıları mevcuttur. Bkz. Elgin, N., 'Mehmed Said Hemdem Çelebi ve Sadrazam Reşid Paşa',Anıt Dergisi, sy. 28, Nisan 1961, ss.S-8; Küçük, Sezai, a.g.e., s.6. 82 İstanbul Beşiktaş Mevlevibanesi'nin on dördüncü postnişini olan Mehmed Said Dede, özellikle neyzenlikte, zamanının üstadlarından kabul edilmektedir. Mehmed Said Dede için bkz. Mehmed Süreyya, Sicilli Osmani, I, s.264; Küçük, Sezai, a.g.t., ss.128-129. 83 Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1390; Elif Efendi, babası Ahmed Muhtar Efendi'nin Mevlevi Tarikatı'na nisbederini, Yenikapı Mevlevi Şeyhi Osman Selahaddin Efendi vasıtasıyla olduğunu belirtmektedir. ElifEfendi, a.g.e. s.SO. 84 13. yüzyılda, Mısır'ın Delta Bölgesi'nde, Bedeviyye Tarikatı'nın kurucusu. Bedeviyye ve kaynakları için bkz. Trimingham, Th~ Suft Orders in İslam, Oxford 1971, ss.79-80; "Bedevi Tarikatı Tekkeleri", ''Bedevi Topu", İstanbul An., V, s.2364; ''Bedevi", "Bedevi Topu", Pakalın, OTDTS, I,ss.191-192; Kara, Mustafa, "Ahmed el-Bedevi", DİA, V, ss.318-319; Tanman, Baba, ''Bedevilik", DBİA, II, ss.121-122. 85 Asıl adı Muhyiddin Ebu Muhammed b. Ebu Salih Zengidost olan Abdülkadir Geylani (470/1076 -562/1166), Hazar'ın güneyinde Gilan'a bağlı Neyf köyünde doğmuş, 562/1166'da Bağdat'da vefat etınişti.r. İlk tahsilini memleketinde yaptıktan sonra on sekiz yaşında, devrin ilim ve irfan merkezi Bağdat'a gelmiş, burada değişik alimlerden ders alarak tahsilini tamamlamıştır. Ebu'l-Hayr Muhammed b. Müslim Debbas (ö.525/1131) vasıtasıyla tasavvufyoluna girmiş, 521/1127 yılından itibaren irşad ve nasihat faaliyederine başlamıştır. Abdülkadir Geylani, Gazali'nin geliştirip sistemarize ettiği sünni tasavvuf ekolünü devam ettirmişti.r. Adına izafede Kadiriyye ve Geylaniyye diye anılan tarikatı, İslam dünyasının en yaygın tarikadarından biri haline gelmiştir. V aaz ve hutbeleri son derece etkili olan Abdülkadir Geylani'nin elli kadar eseri bulunmaktadır.

Page 18: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

102 Harran Ü. İ1ahiyat Fak. Deı;gisi

Sa' diye Tarikatı piri87 Sa'deddin Cibavi'nin (700/1300) soyundan gelen Şanılı Şeyh Yunus eş-Şeybani, İstanbul'u ziyarete geldiğinde, Hasırlzade Tekkesi'nde Ahmed Muhtar Efendi'nin misafiri olarak ka1.mıştır.88 Bu misafirlikten memnun kalan Şeyh Yunus Şeybani, Ahmed Muhtar Efendi'yi çok takdir etmiş ve yalnız Şeybam soyundan gelenler arasında adet olan beyaz sikke giymesi89 ve beyaz destar90 sarması için ona izin vermiştiı:. 91

Bunlardan en tanınmı~ olanları, ei-Guf!Ye, ei-Fethu'r-Rabbani ve Fiihlhu'l-gt!Jb adlı eserleridir. Bkz. Gürer, Dila.ver, Abdiilkadir Gf!Yiani, İstanbul 2001, ss. 7 6 vd. 86 Elif Efendi, a.g.e., ss. 48-49; Ahmed Muhtar Efendi bir şiirinde,

Nakşbendiyye, Halvetiyye, Kadiriyye ve Rif'aiyye gibi bir çok tarikata da yakınlık duyduğunu ifade etmektedir.

"J~h Sa'tfeddin Mdf-i tarikoidir baiiti Hem tarik-ı ş a~11 akva:Jı nisbetdir bana

Mevkvfyem, Kôdlrfyem Ahmedinin ;Jkm Nakfbendi'd8n d8 ahz-ı f'!YZ u himme/dir bana

HalveliJim farigu'l-bal ed8 Hak bu ltıemteri Ons-ii billah ik matiab-ı sırr-ı vahd8tdir bana

Kıldı Hak "EnvJr-ı Kıld.r!ye'}k ~lmetd8n ha/as Şf!Yh-i ŞiroJni Veli nilr-ı basiretdir bana." ElifEfendi, a.g.e. s. 49.

87 Farsça'da ihtiyar, yaşlı anlamına gelen kelimedir. Tasavvuf literatüründe ise tarikat liderine verilen isim.dir. Bkz. Uludağ, Süleyman, TasalltllljTerimleri Sö~iiğii, s. 455. 88 Hüseyin Vassaf, Sefine, s.362; Ahmed Safi, Sefinetii's-S4ft, c.12, s.1390; Elif Efendi, Tenptii'I-Muhibbin, s.48; Tanman,Baha, Hasıı:lzade Tekkesi, s.114; İnal, Mahmut Kemal, "Muhtar'' maddesi, S on Asır Tiirk Şairleri, c.II, s. 984. 89 Genellikle Mevlevilerin giydikleri k:iilib.a sikke denmektedir. Bu, . dövme keçeden yapılan, yekpare bal rengi veya beyaz, btt kan~ dört parmak uzunluğunda, içiçe geçmiş iki katlı külahtır. Sa'dilik'te de şeyhlerin beyaz sikke giymeleri adet olmuştu. 90 Destar, Farsça btt isim olup, başa giyilen takke, fes ve benzeri şeyler üzerine sarılan sarığa denilmektedir. 91 Hüseyin Vassaf, a.g.e. s. 363; Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1390; ElifEfendi, ag.e. s. Tanman, Baba, Hasırizade Tekkesi, s.114; İnal, Mahmut Kemal, "Muhtar'' maddesi, Son Asır Türk Şairkri, c.2,s. 984; H. Vassaf ve Ahmed Safi, hac dönüşü Ahmed Muhtar Efendi'nin tarikat elbiselerini üzerinden çıkanp sadece fes

Page 19: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

Ahmed Muhtar Efendi 1297/1879 yılında hacca gitmiş; yerine şeyh olarak oğlu Mehmed Elif Efendi'yi bırakmıştır. 92 Bu yolculuktan döndükten sonra inzivaya çekilerek, bu hali hayatının sonuna kadar devam ettirmiştir. 1319/1901 yılında, 84 yaşında vefat eden93 Ahmed Muhtar Efendi, türbedeki aile kabristamna defnedilmiş tir. 94

Ahmed Muhtar Efendi, son derece yumuşak huylu bir kişiliğe sahip olmakla birlikte, d.iııin. emirlerine, sünnet-i seniyyeye ve tarikat adablanna sıkı sıkıya bağlıydı.95 ilmi, ilim adam1anm ve salihleri çok severdi. Y alruz kalmaktan hoşlarur, sürekli Allah'ı

üzerine sarık sa:rdığıru. belirtirken; Elif Efendi ise, fes üzerine mutedil bir imame ile Ş3zili şeyhlerinin giydiği kisveye benzer bir elbise giydiğini vutgulamaktadır. 92 Ahmed Safi Bey, Ahmed Muhtar Efendi'nin hacca giderken yerine oğlu Mehmed Elif Efendi'yi vekil olarak bttaktığını, hac dönüşünde de onu hizmet-i meşihatla götevlendirdiğini, kendisinin de uzlete çekilerek sade bir hayatı tercih ettiğini belirtmektedir. Ahmed Safi, a.g.e. s.1391. 93 Elif Efendi'nin Tenptii'I-M11hibbitlde bildirdiğine göre, Ahmed Muhtar Efendi, ölümünden yaklaşık yirmi sene önce 84 yaşında öleceğini haber vermişti. Elif Efendi, a.g.e. s.52. 94 Hüseyin Vassaf, Sefine, I, s.362; Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1390; Elif Efendi, a.g.e., s. 53; Tanman,Baha, Hasttizade Tekkesi, s.114; İnal, Mahmud Kemal, "Muhtar" maddesi, S on Asır Tiirk Ş airlui,c.2,s. 984. Bahriye mektupcusu Hasan Tevfik Efendi'nin, Ahmed Muhtar Efendi'nin ölümü üzerine yazdığı tarih şöyledir:

"Kıldı cennetde karar n11r-ı mh-ı Şeyh M11htar' (1319). ElifEfendi'nin, babası için yazdığı Farsça manzum tarih ise şu şekildedir:

"Ey Elf!, tek olan pirin iiliim tarihini kıf'1!1t!(J mürekkeple yazanm. Doğru siizlii dostun ömrii, mahre!11fyelle oldNğNnda rifrveye (sonsuza) 11/aftı. Bej (ilavesiyle) Al-i Ahaya dahil old11, Allah ona 1ehid sevabı verdi." Vassaf,

a.g.e.,s. 362. 95 Elif Efendi, Tenptii'I-M11hibbin adlı eserinde, babası Ahmed Muhtar Efendi'nin orta boylu, buğday tenli, geniş omuzlu, büyük ela gözlü, alnı geniş, sünnete uygun tarzda ve az siyahı bulunan beyaz sakallı olduğunu kaydetmektedir. Onun mütebessim yüzlü ve mütevazi bir kişiliğe sahip olduğunu; bunun yanında Hakk ve halkın hukukunun korunmasına büyük önem verdiğini; hakkı söylemekten hiçbir zaman korkmadığını belirtmektedir. A ynca avam-havas ayıtmadan herkese hürmet ettiğini, misafirinin hizmetini bizzat kendisinin yaptığını, fakiriere çokça infak ettiğini, hatta bu nedenle bir kesesinin ve parasının dahi olmadığını ifade etmektedir. ElifEfendi, a.g.e., ss.51-52.

Page 20: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

104 Harran Ü. ilahiyat Fak. Peı;gjsi

zikirle meşgul olurdu. Söz söylemekten çok dinlemeyi tercih ederdi. Tasavvuf ehlin.in k:itapla.tını okumaktan hiç bıkmazdı. 96 Bu kitaplar arasında en çok Abdulvahhab eş-Şa'cini97 (973/1565)'niıı eserlerini okutdu.98 Hatta bu konuda şöyle dediği rivayet edilir: "Şeyh Şa'cini şeyhim, utôifo'I-Minetf9 mürşidimdlı:."100 Kaynaklarda onun ~111'1-kul~b101 ve Risale-i Knff!Yriye102 adlı eserleri de sıkça okuduğu kaydedilmektedir.103

96 Okuduğu eserler arasında M. İbn Arabfnin (638/1240) "Risaktii'l-let~ds fl mmilsthhali'n-ntjl' adlı eseri de vıudır. Bkz. ElifEfendi, a.g.e., s.St. 97 İmam Abdulvehhab Şa'clni (973/1565)'nin esas adı, Abdülvehhab b. Ahmed b. Muhammed b. Zerka et-Tilimsani'dir. :Mısır'ın Kalkaşend kasabasında 878/1493 yılında doğmu~, 973/1565'te yine :Mısır'da vefat etmiştir. O sadece bir mutasavvıf .. değil, aynı .. zamanda Şafii mezhebinin önde gelen fıkıh alimlenndendir. Bir İbn Arabi liayranı -oliuı Şa'clni'nin; -Flfiiiha/1özefJemeye çalı~tığı ei-YevakJt ve'l-cevahir adlı eseri vardır. En önemli eseri, et-Tabaleatu'l-leiibra adıyla bilinen Lıwaleıhu'l envar ft tabaleali'l-ai!Jardtt, Şa'rini'nin diğer bir eseri de bu tabakattın zeyli diyebileceğimiz et-Tabaleatii's-mğrrlsıdtt, Abdulvehhab Şa'clni'nin hayatı ve eserleri hakkında daha fazla bilgi için bkz. İbnü'l-İmad, Şe!(!f'Qtii'z-~heb, c. VIII, ss. 372-374; K.ehhale, Mll'cemii'l-miiellijin, c. VI, s. 218; Zirikli, e/-A'Iam, c.IV, s. 180; en-Nebhani, CamiNieW111ali'l-evlfya, c.II. ss. 274-282; İmam Şa'tani, Velikr Ansilelopedisi (et-Tabaleatu'l-/eiibra), çev. Abdülkadir Akçiçek, İstanbul1986; Abdulvehhab Şa'clni, et-Tabaleatii's-mğra, Tah. Abdülkadir Ahmed Ata, Kahire 1990. 98 Elif Efendi'nin Tenptu'l-m11hibbitlde belirttiğine göı:e; Ahmed Muhtaı: Efendi, son zamanlaı:ında İmam Abdulvehhab Şa'ı:ani'nin ı:uhaniyetine de intisab etmiş, onun "EnvQr...ı lelldsiyye fl edebi'l-11budiyyi' ve daha çok "Letôifo'l-minetl' adlı eseleı:ini mütrua ile meşgul olmuştur. Nadiı:en deı:g3hından dışaı:ı çıkmı~; dostlan ve talebeleri ziyaı:etine geldikçe onlaı:la da sohbet etmiştir. ElifEfendi, a.g.e. s.51. 99 Letôifo'I-Minen ve'l-ahlôle (ei-MinmN'I-kiibra), Abdulvehhab Şa'clni'nin önemli eserlerinden biridir. Bu eseı: :Mısır'da (1311/1894), Matbaatü'l-Amire'de iki cilt halinde basılmıştıı:. Bkz. Kaplan, Hayri, ''Fakih Bir SUfi Ömeği Olaı:ak Abdulvehhab eş-Şa'ı:ani'', ÇÜİF Dezyjsi, sy. 18, ss. 94-118. 1oo Ahmed Safi, a.g.e. c.12, s.1391; Vassaf, aynı yeı:. 101 Ebu Talib el-Mekki (ö.386/996)'nin eseri olup, asJl adı Kıitu'l-let~lllb ft m11amekli'l-mahbub ve vasfi tari/eı'l-miirid ila maleami't-tevhit!diı:, Ebu Talıb el­Mekki'nin hayatı hakkında daha geniş bilgi için bkz. Cami, Nejehat Terriimesi, s.172; İbn Tağ:ribeı:di, en- NuCNmii'z-zahira fi miilukJ Mısr ve'I-Kahira, c.IV, s.175; İbn Hallikan, Veff!Yalii'l-ayan, c.III, s.430; Sezgin, Fuat, Tarihu't-tiirasi'l-arabi, c.l, ss.168-170; Yazıcı, Tahsin, "Mekki", İA, c.VII, ss. 643-644; Uludağ, Süleyman, "Ebu Talib el-Mekki", Sahabetkn Giiniimiif{! Allah Dost/an, c. VII, ss. 21-22; Saklan, Bilal, ''Ebu Talib el-Mekki", TDİA, c.X. s. 239. Bu eseı: Tüı:kçe'ye iki

Page 21: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

.ı-H!olılü!2ise=,ıyıni.!!· ~K~PR~T;!ı.ı ..... S:.ı::a~'di:u;1i~[ğiwn""A..ı.nw:awdl2olu=.,;,uva:...:G~~eiW~· :..ı. V!~:...eı:.ı.,.uıt-------~105

Ahmed Muhtar Efendi, tarikatta adet olmuş bir takım metasimlerden hoşlanmazdı. Bu nedenle derg.Thta bazı metasimleri bile kald.ırmıştı.104 Son zamanlannda, bütün işleri oğlu Mehmed Elif Efendi'ye bırakmıştı. Semahane'de105 yapılan zikir meclislerinde devamlı, fakat misafir gibi bulunurdu. 106 Herkes tarafından sevilen, sayılan, ilim ve irfan sahibi bir kimse olarak tamnm1ştı.

Ahmed Muhtar Efendi, yaşadığı dönemde güçlü bir şair olarak bilinir. 107 Dini-tasavvufi konularda birçok şiiri108 ve binalarda kiclbe olarak lmllanılm1ş manzum tarihleri vru:dır.109

defa tercüme edilmiştir. Bkz.1-Ebu Talib d-Mekki, Kıifll'l-kllmb (Kalplerin Azığı), 2 cilt, çev. Y ak:up Çiçek, İstanbul, 1998. Bu iki cilt tercüme, eserin tamamı olmayıp, birinci cildinin tercümesidir. Aynca bu eserin daha geni~ tahlil ve tanıtımı için, adı geçen çevirinin giriş kısmına bkz. Mekki, a.g.e, ss. 42-50. 2- Ebu Talib el-Mekki, Kıifll'l-klllub -Kalplerin Azığı, c.I-IV, çev. Muharrem Tan, İstanbul1999. ıoı Abddülkerim el-Kuşeyri (ö.465/1072)'nin eseri olan er-Risa/4, tasavvufun temd kaynaklanndan biridir. Bu eser, tasavvuf klasikleri arasında yaygınlık

kazanmıştır. Abddülkerim d- Kuşeyri'nin hayatt ve eserleri için bkz. Münavi, ei­KevakibiJ'd-dii11fıye, c.II, s.64; Hucviri, Keffo'l-mahct~b, s.382; Cami, Nefahat Terriimesi, ss.353-354; Subki, et-TabakatiJ'f-Şafojye, c.III, ss.243-247; İbn Hallikan, Vef~at, c.II, ss.375-378; İbn Tağriberdi, En- Nuct~mii'z-zahira, c.V, ss.91-92; Zirikli, e l-A 'lam, c.IV, s.180; Ka tip Çdebi, S iJI/emiJ'I-V11S114 v.122a; aynı müellif, Keffti'z-:(jinun, c.I, s.520; Müstakimzade, Mecelktii'n-nirab, v.354b; Atberry, Suft!(!fl, s.71;Ateş, Ahmet, "Kuşeyri", İA, c.VI, İstanbul, 1977, ss.1035-1038; Y.ılmaz, H. Kamil, Ana Hatlaf!Yia Tasavvuf ve Tarikat/ar, s.82; Uludağ, Süleyman, "Kuşeyri", Sahabetkn Giiniimii:(! Allah Dost/an, c.VII, ss.15-18. 103 V assaf, S efi ne, s.362. 104 Vassaf, aynı yer; Tanman, Baba, "Hası:rizade Tekkesi", s.113. 1os Sema yapılan yere verilen isimdir. Genellikle daire şeklinde olup, döşemesi ayağı ineitmeyecek düz tahtalardan yapılmıştır. Sema'ı izlemek üzere gden seyircilere mahsus (züvvar), parmaklıkla aynlmış bir yer vardır. Bu kısım semahaneden ayndır. Semahaneye girilen kapının tam karşısında, ziyaretçilere ait yerin sonunda mihrab vardır. Sol kısımda türbe bulunur ve burası duvarla aynlmamıştır. Çoğu defa mihrab istikametinin sağında minber, semahanenin sağında ise Mesnevi'nin şerh edilip anlatıldığı bir kürsü bulunur. 106 Vassaf, a.g.e., s.362. 107 İnal, Mahmud Kemal ''Muhtar" mad. a.g.e. s.985. Elif Efendi, babasının bir eseri bulunmadığını, ancak zühd, tevhid ve na't-ı Nebeviyyeye dair birçok şiirinin olduğunu bildirmektedir. Elif Efendi, TenptiJ'I-muhibbin, s.52; Ahmed Safi, a.g.e. s.1392; Vassaf, a.g.e. s.363; Tanman, Baba, a.g.m. s.114.

Page 22: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

106 Harran ü. İlahiyat Fak. Dergisi

Hasıı:izade Sa'dl Deı:gihı'nın son şeyhi Mehmed Elif Efendi'dlı:110(1266/1850-1345/1927). Babası dergibın şeyhi

ıoa Şiirlerinden bazılan şöyledir:

"Tiir Hakk. ~~~ tecellisine muvale.k.al bir mahaldir. Ha~l-i &/im 'in !(Jllllla mahSIIS olmt~Şiılr. Tm; namı iifan olan Muhammed'dir. Hapr ,giiniine kadar Kmm'in atôstdır." Vassif, a.g.e., s.363.

Hasıı:lzade Dergihı'nın Semıihıine bölümünde bulunan şiir de Ahmed Muhtaı: Efendi'ye aittir.

''.Apk-ı didar-ı Hak, mbh 11 mesa [jryan olur, Ş_em_'·t g{M}!_eryak.ar,p_ervane-v~ıpJiryan olur._ _ ______ _

Cism ii camn terk. idiib, yine admı/4 na-bedid, Kıirlıllm; ahkam-ı un:sınrian, serapa can olur.

Hark. idiib, kejli-i cismin bahr-ı tJjka ğark ider, Ka'r-ı tkryada muhassal-ı gevher ii mercan olur.

Dergeh-i Hak. 'da, iradet- bahj olub bi-hi1d olur, İd-ı vasl-t yara İsmail [jbi Nnhan olur.

Ger ftza:Jı cana, Muhtar,~ksen, bir kez sefer, Anda bi-ky[ ii k.em esmr-ı Hiida S~ll olur.

Usal-t iimmetindm bir ~/ilim, Ya Rasillallah, Suda'-ı r:iirm/4 g~et ali/im, Ya Rasillal/ah,

Heva:JI neft/4 ômriim geçirrlim, ~kdim z~. Rica:Jı afta yii~m yok, had/im, Ya Rasillal/ah,

Gid4r bentim bu gafot !(!IUnetin, nNr·t hidt!Jet/4, Elim al, diipniifiim, g~el ali/im, Ya Rasillal/ah,

Bağtjla, Ha~t-i Zehra ik sıbt~ne Muhtar'ı, Der-i ôl-i abf!ya bm dahi/im, Ya Rasillal/ah," Ahmed Safi, a.g.e., s.1393; Elif

Efendi, a.g.e., s. 52. 109 Şeyh Sa'deddin Cibıivi'ye yazdığı methiye, daha sorua oğlu Elif Efendi tarafından on biı: tahta levha üzerine altın yaldızla ve ta'lik hatla yazılmıştır.

"Sen kiltb-u muallôstnyô ha~t-i Sa'deddin İsmin/4 miisemmôstnya ha~t-i Sa'deddin Dergôh-ı Muhammed'de Muhtar'a tavasmt kıl Dermandge me'vasın ya ha~t-i Sa'deddin," Ahmed Safi, a.g.e., s.1392.

no Hasıı:lzade Mehmed Elif Efendi'nin hayatı ve eserleri için bkz. Ahmed Safi, Sefinetii's-S!tji, c.12, ss.1390-1405; Hüseyin Vassaf, Sefine, c.I, ss.354-362; Zaki:r Şükrü, Mecmiia-i Tek.f!yô, s.68; İbnülemin, Mahmud Kemal İnal, Son Asır Tiirk. Şairleri, ss.291-293, 983-985, 1671-1672; .Albayrak, Sadık, Osmanlı Ulemôst, c.III,

Page 23: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

Ahmed Muhtar Efendi, annesi Tirya.Jrizade Hasan Paşa'nın kızı Fatma Baise Hanım'dır. XVIII. yüzyılın ikinci yansında Mısır'ın Demenhur şehrinden İstanbul'a gelip, Kasımpaşa'ya yerleşen büyük dedesi Şeyh Halil Efendi, genellikle saray hasırcıbaşısı olan oğlu Emin Ağa'nın djjkkanmda vakit geçirdiği için "Hasırcı Şeyh" diye tanınmış; soyundan gelenlere de Hasttizadeler denilmiştir.

Halil Efendi'nin diğer oğlu Şeyh Mustafa İzzi Efendi (1823), Hasttizade Derg:ihı diye anılan Sütlüce'deki Sa'di Tekkesi'ni yaptırmış; ölümünden sonra, Nakşbendiyye ve Mevleviyye tarikatlanndan icazet alan oğlu Süleyman Sıdkı Efendi (1873), şeyhlik makamına geçmiştir. Elif Efendi'nin babası Şeyh Ahmed Muhtar Efendi (1901), Süleyman Sıdkı Efendi'nin oğludur.

Elif Efendi, dönemin meşhur Nakşibendi şeyhlerinden mesnevihan Hoca Büsameddin Efendi(1281/1866)'nin öğrencisi olmuş, daha sonra Eyüp Defterdar'daki Şah Sultan İlk Mektebi'ni bitirmiştir. Vilayet kapı kethüdalanndan Hoca Faik Efendi'den Arapça öğrenmiştir. 1870'te Şam'dan İstanbul'a geletek Hasttizade Deı:g:ihı'nda misafir olan, Sa'diyye Tarikatının kurucusu Sa'deddin el-Cibavi (701/1300) neslinden Şeyh Yunus eş-Şeybani, kendisine hizmet eden Elif Efendi'ye Sa'diyye'nin kendi nisbesine izafetle kurmuş olduğu Şeybaruyye şubesinden icazet vermiştir. Daha sonı:a derg:ihı ziyaret eden Şazeliyye'nin Medeniyye kolunun kurucusu Şeyh Muhammed Zatir'in hafifesi İbrahim el-Berrade'den de Şazeli-Medeni hilafeti almıştır.

Bu arada babasının emriyle derg:ihta Mesnevf akutmaya başlayan (1875) Elif Efendi, 1880'de babasından Sa'diyye tarikatı hilafeti almıştır. Aynı yıl babasının hacca gitmesi üzerine derg:ihta vekaleten postnişin olmuştur. 1880 yılına kadar tarikat eğitiminin yanı sıra Beyazıt dersiamlanndan Hadimizade Ahmed Hulusi Efendi'nin Eyüp Zal Mahmut Paşa Camii'ndeki derslerine devam etmiştir. Onun ölümünden sonı:a Ahmed Nüzhet Efendi'den icazet almıştır (1885). Bursalı Zeki Dede'den ta'lik hattı meşketmiştir. Dönemin meşhur ilimlerinden Hafız Şak:ir ve Meclis-i Kebir-i Maılıif reisi Büyük Ali Haydar efendilerden de

ss.lS0-151; Tanınan, Baha, "Hasıı:izade Tekkesi", STY, c.IV(1976-77), ss.107-142.

Page 24: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

108 Harran ü. ilahiyat Fak. Deı;ajsi

faydaJanm1ştır. Öte yandan aynı yıllarda Yenikapı Mevlevihanesi Şeyhi Osman Selahaddin Dede'nin Mesnevi derslerine devam ederek, mesnevihan icazeti ve Mevleviyye hilifeti almıştır.

Elif Efendi Hasıı:izade Derg3h:ı'nda, babasının hacca giderken kendisini vekil bıraktığı 1880 yılından onun ölümüne kadar vekaleten, bu tarihten itibaren tekkelerin kapatılışına kadar da (1925) asaleten şeyhlik görevinde bulunmuş; Mesnevf, Fuslls, şemail, hadis ve dini ilmileri okutmuştuı:.

Elif Efendi, II. Abdülhamid'in iradesiyle 1887'de yeniden inşa edilen ve inşaat giderleri, tekke mensuplaı:ından Tophane müşiri Mehmed Seyyit Paşa tarafindan kaı:şılanan tekkenin mimarhğını da yapmıştır. Konya Mevlana Asicinesinde çelebilik makammda bulunan Abdülvahid Çelebi, 1898 yılında kendisine meşihatname göndererek, MeYkvi şe_y_liliğiı:U _.tasdik_ ~tmiştiı:. .. J 907' de ... ~rm edildiği Meclis-i Meşayih başkanlığı görevinden bir süre sonra ayı:ılan Elif Efendi, 3 Ocak 1927 yılında vefat etmiş; tekkesiyle Mahmud Ağa Camii arasındaki haziı:eye defn.edilmiştiı:.

İstanbul Koska'daki Abdüsselamiyye Derg3h:ı'nın son şeyhi Yusuf Zabiı: Efendi, Elif Efendi'nin oğludur.

Şair ve hattatlığmm yanı sıı:a, tekkenin p1an]anm çizecek kadar mimari bilgiye de sahip olan ve dönemin şeyhlerinin en alim ve faziletiisi olarak tanınan Elif Efendi, bütün hayatını eğitim ve öğı:etimle geçirmiş; Arap grameri ve Mantıktan, Daı:vin nazariyesine kadar çeşitli konularda eserler kaleme almıştır. Ahmed Safi, Hüseyin Vassaf ve İbnillemin Mahmud Kemal İnal'ın zikı:ettiği bu eserlerin sadece ikisi basılmıştır. Elif Efendi'nin mevcut olan eserleri şunlaı:dıı::

1. Tenp"tii'l-muhibbtn bi menaktbi Hace Hiisameddin111

2. el-K.elimatii '1-miicmele ft ferhi 't-tuhfeti '1-miirsele' 12 ·

3. ed-Diirt'll'l-mens~r ft hiiftneti esrari'n-n~,ttJ

111 Bu eser 1342/1923'de İstanbul'da Bahriye Matbaasında basılmıştır. İlk hocası Hoca Hüsamedclin hakkında yazılmış olan bu Tüı:kçe eser, dönemin ilmi ve tasavvufi hayatını tanımak açısından önemlidir. Bkz. H. Mahmut Yücer, " ... ", Tasavvuf, S. 10, ss. 112 Bu eser de 1342'de İstanbul'da basılmıştır. Muhammed el-Burhanpfu:i'nin (ö.1029/1620) vücud mertebeleri ve vahdet-i vücud meseleleri ile ilgili eserinin tercüme ve şerhidir.

Page 25: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

.ı-H!ıl:ü!:ıil.seıı:,ıyınu;· ~K~PR~T;!;..ı . ....,S~aW::'di!:t;1i~[ğ/w'n~A..!ıJn~a~do!Uoluız.:,p.vaL.:G~efiiiı.u' ~· Vi~e . ..ı..ı,...._ ____ ....;:;109

4. Defu'l-vecel bi ciinneti'l-ecef14

5. ei-Barikat 115

6. et-Tenbfh 116

7. en-Nehcü'l-kavim li-men erade enyestekim117

8. S emeretiJ '1-hads ft ma 'nfeti'n-neji 18

9. en-Niiru'l-.forkanft ferhi liigati'I-KNr'iJn119

10. Divan120

E1if Efendi'nin, bunlardan başka, kaynaklarda geçen f~t bugün elimizde olmayan dört eseri daha vardır. Bu eserlerin isimleri şöyledir:

1. Muhtaru '1-enbiJ ft '1-hurli.f ve 'z-i!lrli.f ve ba 'if '/-esmi 21

2. ei-Mebdeı/22

3. T asn"'hu'l-iimme bi tav~"'hi hiikmi's-saliJt bi't-tercemem

m 1322/1904'de te'lif edilmiştir. ''Nılr Sılresirun" Arapça işan bir tefsiri mahiyetindedir. Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağışlar, nr. 2038'de bulunmaktadır.

1141325/1907'de te'lif edilmiştir. Ölüm ve ecel hakkında sorulan soruhu:a verdiği cevaplardan meydana gelen Türlı:çe bir eserdir. Süleymaniye Kütüphanesi, Tahir Ağa Tekkesi, nr. 477'de bulunmaktadır. 115 1325/1907'de te'lif edilen bu eser Arapça olup, Elif Efendi'nin özdeyişlerini ihtiva etmektedir. Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağışlar, 2035 numaı:ada yer almaktadır. 116 1341/1922'de te'lif edilmiş, zikir ve adaba dair Türkçe eserdir. Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağışlar, 2035 numara, vr. 37-49'da bulunmaktadır. 117 1342/1924'de te'lif edilmiş, akaide dair Arapça manzum bir eserdir. Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağışlar, nr. 2035, vr. 51-81'de yer almaktadır. 118 1310/1892'de te'lif edilen eser, Hz. Ali'nin nefsle ilgili soruhu:a verdiği cevaplann şerhi olup, Arapça' dır. Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağışlar, nr. 2036'da bulunmaktadır. 119 İki ciltlik, kelime tefsiri türünden bir eserdir. Kur'an'daki bazı mücmel ifadeler tefsir edilmiştir. Süleymaniye Kütüphanesi, nr. 445'te bulunmaktadır. 12o Türlı:çe, Arapça ve Farsça şiirlerden meydana gelmiştir. Süleymaniye Kütüphanesi, nr. 444'te bulunmaktadır. 121 Hüseyin Vassaf bunu, iki yüz sayfadan fazla önemli bir eser olarak tanıtır ve Türlı:çe olduğunu belirtir. Eser, 1309/1892 yılında te'lif edilmiştir. Bkz. Vas saf, S eflne, I, s. 356.

122 İsaguci adlı mantık kitabının Arapça şerhi olup, 1310/1892'de te'lif edilmiştir.

Page 26: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

110 Harran Ü. ilahiyat Fak. Deı;gisi

4.1rp1dii'l-gavtn bi-ret/di nazarfyeli Darvin124

c) Mirza Baba (Etyemez) Tekkesi Kaynaklarda "Etyem.ez Tek:k:esi, ve "Katabıçak V eli Tek:k:esi,

olarak da kaydedilmek.tedir125• Hangi tarihte yapıldığı bilinmeyen bu

binaya126 Şeyh Ebu'l-Vef'ai Şimi'nin halifesi Karabacak Ve/i'Iakabıyla bilinen Şeyh Ali Hulusi Efendi (1197 / 1782) 127 tarafından, Sa' diyye meşihatı konularak tekkeye dönüştürülmüştür. Kuruluşundan

tek:k:eler kapatılıncaya kadar Sa' di şeyhlerinçe idare edilmiştir. Tek:k:e postnişinleri şöyledir128•

1. Seyyid Sadullah Hulusi Efendi (1216/1801), Odabaşı'ndaki Ke/amt Tekkesi ile Şehremini'ndeki Remli Tekkesinin meşihatında bulunduktan sonra, 1206/1791-1792'de Koska Sa'di asitinesine geçen Kalancı şeyh İbrahim Efendi'nin (1221/1806) halifesidir.

2.Kovacı ŞeyhMehmed Eınin Efenili (125171835),Şeyh YusUf' el-Şimi'nin halifesi olup, 1222/1807'de Mirza Baba Tek:k:esi'nin meşihatını bttakarak vefatına kadar Abdusselim Tek:k:esi'nde bu görevi sürdürmüştür.

3. Seyyid Ahmed Raşid Efendi (1244/1828), Ali Hulusi Efendi'nin halifelerindendir. 1226/1811'de bu görevi terk ederek Molla Gürini (bugünkü Fındıkzade) semtinde ileride kendi likabı ile tanınacak olan Fındtk~de Tekkesi129'nin meşihatını üsdenmiştir.

123 Namazda sfu:elerin Tütkçe ok.unmasırun caiz olmadığını belirten Tütkçe bir risaledir. 1344/1925 yılında te'lif edilmiştir. 124 Ölümünden altt ay once kaleme aldığı ve D:u:vin nazariyesini tenkit eden Tütkçe eseridir. 125 Fatih İlçesi'nde, Samatya'da, Kasap İlyas Mahallesi'nde, Samatya Caddesi ile

Etyemez Tekkesi Sokağı'nın kavşağında bulunmaktaydı. 126 Tartışmalar için bkz. Ayvansayl, Hadika, I, 32-33; H. Göktütk, ''Etyemez

Tekkesi", "Etyemez Tekkesi Mescidi'', İA., X, ss. 5395-96; Tanman, Baba, "Mirza Baba Tekkesi", DBİA, V, ss. 474-475.

127 Şeyh Ali Hulusi Efendi için bkz. Hocazade, Zty!Jret-i Evliy!J, ss. 147-149. Vassaf, Hulusi Efendi'nin vefat tarihini 1196/1782 olarak verir. Bkz. Vassaf, a.g.e., I, s. 390.

128 Zakir Şükıi, a.g.e., ss. 61-62; Vassaf, Sefine, I, s. 368 vd.; Tanman, Baba, aynı yer.

129 Fındıkzade Tekkesi 1217 /1802'de kurulmuştur. Sa'diyye'den Ahmed İshak Efendi (1226/1811), Ahmed Rişid Efendi (1244/1828), Şeyh Ahmed Efendi,

Page 27: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

..ı..H.ı..:::ü~s.ı::,eyını;,.ı;·~KUR:.:..:..~T-..:. S~a~'d=i~?ig!ı=-lw·n:::..A~n=ad.=o::.ı:lu:,)~a~G~ewlt.JZ~· "'""-~ll'i:...eı:.ı. • ...., •• ,_· _____ ..:;111

4. "Saidu'l-Enveri'' nwyla bilinen Çarhacızade Şeyh Mehmed Sadeddin Efendi (ö.1228/1813), Ahmed Raşid Efendi'nin halifesi olup, 1226/1811'de tekk.enin meşihatmı üsdenmiştir.

5. Mehmed Sadeddin Efendi'nin oğlu Ahmed R.aşid Efendi (23 Safer 1231/24 Ocak 1816)

6. İsmail Sıdki Efendi (1246/1830), Mehmed el-Bağdadi'nin oğlu ve Şeyh el-Piri el-Buhan'nin halifesi olup, Sadeddin Efendi'nin göçtüğü gün tekk.enin meşihatına geçmiştir.

7. el-Hac Sineçak Mustafa Vehbi Efendi (1274/1858), İsmail Sıdki Efendi'nin halifesidir.

8. Ahmed Muhclr Efendi (1298/1881), Seyyid el-Hac Mustafa Vehbi Efendi'nin oğludur.

9. Mustafa Ferid Efendi (ö.1313/1896), 10. Hüsni Efendi (?)130

1309/1891-92'de II. Abdülhamid tarafından yenilenen tekk.e binası bugün SSK Hastahanesi arsasına katılmıştır131 •

d) Ta§lıburun Tekkesi (Lagari) Taşlıburun Tekk.esi, Helvai Tekk.esi, Saçlı Emir Tekk.esi ve

Paşmakcı Tekk.esi gibi İstanbul'da Melami Tarikatı'na bağlı olarak kurulmuş,132 ancak Gözoğlu Şeyh Hüseyin Efendi (1151/1738) ile birlikte XVIII. asrın başlarından itibaren Sa'diyye'nin Vefdfyye Kolu'na me1clnlık etmiştir. II. Mahmud döneminde tekke yeniden inşa edilmiş ve padişahın ayini izlemesi için kafesli bir bölüm ile

Şeyh Osman NUri Efendi (1270/1854) (Mehmed Süreyya, a.g.e., III, s. 284), NUri Efendi'nin oğullan Ali Haydar (ö. 1285/1868) ve Mehmed Şemsi Efendi (1310/1892-3), Şeyh Mehmed Arif Hilmi Efendi (1 Zillclde 1327/14 Aralık 1909) postılişin olmuştur. Zakir Şükri, a.g.e., s. 62.

130 Zakir Şükri, a.g.e., ss. 61-62; Vassaf, Seflne, I, s. 368; Tanman, Baba, aynı yer. 131 Tanman, Baba, aynı yer; Özdamar, Mustafa, a.g.e., s. 135. 132 Eyüp İlçesi'nde, Bahariye'de, Bahariye ve Mevlevibanesi'nin karşısında idi.

Kurucusundan dolayı Lagari Mehmed Efendi Tekkesi olarak da bilinir. XVII. yüzyılın sonlannda Ayvansaciyi'ye göre Nakşi, Zakir Şükrl'ye göre ise Bosnalı ve Bayramı Lagari Mehmed Efendi (1093/1682) tarafından kurulmuştur. Ayvansayi, Hadika, I, 259; Şükri, a.g.e., s. 57; Yılmaz, Nazif, a.g.e., s. 354; Işın, Ekrem, ''Taşlıburun Tekkesi", DBİA, VII, s. 223.

Page 28: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

112 Harran ü. ilahiyat Fak. Dergisi

Atalık İskele Sokağı'na bakan köşeye ahşap biı: cümle kapısı yaptmlınışttttJJ.

Sa'diyye meşihatına bağ1anan Kırımlı Şeyh Süleyman Efendi'nin oğlu İsmail Necati. Efendi (1204/1789); Abdüsselim Tekkesi şeyhi Mustafa Haydar Efendi'nin halifesi Ahmed Hulusi Efendi (1231/1815); Ahmed Efendi'nin halifesi Salih Efendi (1244/1828); Ahmed Efendi'nin oğlu Şeyh Süleyman Sıdki Efendi (1308/1890) ve Şeyh Sadeddin Efendi (1319/1901) sıtasıyla meşihat etmiştiı:134• Günümüze yalnız haziresi ve arsası kalmışttt135•

e) Kadem-i ŞerifTekkesi Samatya'da Mirza Baba Tekkesi'nin ardından faaliyete geçen

ikinci Sa'di me.rkezi ise Kadem-i Şe.rif Tekkesi'di.r. 136 Fatih­Sagıaty~'da, Kasap .Jlyaş ~M~all~ş!'nde,__ Ba:rezid-i _ Ç~cüd Mescidi'nin yanında bulunmaktadı.r. Sa'cü tarikatının İstanbul'daki en önemli tekkelerinden olan bu ku.ruluş 1199/ 1784'te Sadrazam Halil Hamid Paşa (1785) tarafından tesis edilmiştiı:.137 Bazı kaynakla.rda, "Kudüm-i Şeı:ifTekkesi" veya "Kadem Tekkesi" olatak da anılı.r.138 XVIII. ası.rda bu tekkede Sa'diliği temsil eden şeyhle.r sıtasıyla şunla.rdı.r: el-Hac Muhammed Ziyad Efendi (1205/1790-91), Ahmed Efendi (H.l200'den son.ra)139 ve Abduı:rahman Efendi (H.l200'den son.ra).140

133 Işın, Ekrem, "Taşlıburun Tekkesi", a.g.e., VII, 223. 134 Zakir Şükrl, a.g.e., s. 57; Akbatu, Şinasi, a.g.e., c. IV, s. 97; Özdamar, Mustafa,

a.g.e., s. 36; Işın, Ekrem, aynı yer. 135 Haskan, Eyiip Tarihi, c. I, s. 131. 136 Işın, aynı yer. 137 Kemal Beydilli, "Halil Hamid Paşa", DİA, XV, 318. na Kadero-i Şerif Tekkesi ile ilgili daha fazla bilgi için bk. Aynur, Saliha Sultan, s. 36, nr. 101;

Asitan,, 17; Osman Bey, age, 1, 80-81, nr. 127; Vassaf, age, V, 270; Tabibzade, Mecmua,s. 20-21; Fatih Cami/,ri, s. 282; Tanman, "Kadem-i ŞerifTelekesi", DBİA, IV, 327-328.

139 Şeyh Seyyid Ahmed Efendi, Kadero-i Şerif Tekkesi'nin ikinci sırada postnişini olmuştur. Şeyh Muhammed Ziyad Efendi'nin (1205/1790) oğludur, bk. Tabibzade, Mecmfla, s. 20.

140 Şeyh Seyyid Abdurrahman Efendi, Kadero-i Şerif Tekkesi'nin üçüncü sırada meşihatını üstlenmiştir. Şeyh Muhammed Ziyad Efendi'nin (1205/1790) oğludur, (bkz.Tabibzade, Mecmfl'a, s. 20) Abdurrahman Efendi'nin Mevleviliğe intisab ederek Bursa Mevlevihanesi'nde çile çıkarttığı ve İstanbul'a dönmeyetek

Page 29: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

XVIII. ve XIX. asırda V erai'liği temsil eden şeyhlerin sayısı on ikidir. Toplam on iki tek:kede faaliyet gösteren şeyhlerin, Sa'dili.k içerisindeki oranı, %46'dır. Diğer Sa'dili.k kolu SelamiHk'ten sonra ikinci sırada yer almaktadır. V efıü şeyhlerinden en çok dikkati çekeni, Nakş-i Kadem-i Şerifi (Hz. Peygamber'in ayak izi) İstanbul'a getiren Muhammed ZiyadEfendi (1205/1790)'dir.

3. Selamilik İstanbul'a Vefiilik'den sonra ikinci olarak girdiği kabul

edilen diğer Sa'dllik kolu, Abdüsselam Şeybıini.'ye nisbet edilen Selam ilik' dir.141

XVIII. asnn başlannda İstanbul'a giren Sa'dlliğin Vefıülik kolu tarafından gerçekleştirilen tarikat faaliyederine karşın, Se1ami11k kolu, Abdüsselam Tek:kesi'nde temsil edilmiş ve aynı zamanda Sa'dlliğin asitanesi olması sıfatıyla da tarikatın merkezi yönetimini üstlenmiştir. Sa'dlliğin merkezi yönetim modeline dayanan bu yapılanmasını, Kadi.ı:ilik:, Rif'ailik ve Bedevilik'de de görmek mümkündür. Abdüsselam Tek:kesi'nin bir başka özelliği ise, Sa'dllik tarafından kurulmayıp, Halvetilikten devı:alınmış olmasıdır.142

Burada kaydetmemiz gereken diğer bir husus da, hem Abdüsselam Şeybam'nin hem de oğlu Mehmed Gllib Behceddin'in ölünceye kadar meşlliatte kalmamalan ve belli bir yaşa geldikten sonra meşlliat:ı bırakmalandır. Diğer tarikarlarda pek rasdanmayan bir husus olarak dikkati çekmektedir.

İstanbul'un tarihindeki ilk "kıyıimi" tarikat şeyhi olarak bilinen Abdüsselam Şeybaru, şehrin ileri gelen şeyhlerinin "devranı"

uygun görmesi üzerine, Halved-Cercihl piri Şeyh Seyyid Mehmed

Bursa'da vefat ettiği biliniyor. Kadern-i Şerif Tekkesi'ndeki meşihat görevini ne şekilde yürüttüğü konusu pek açık değildir, bk. Işm, aynı yer.

141 Selamiyye'nin silsilesi, Şeyh Abdüsselam Şeybaru, Şeyh İbrahim el-Meydaru, Şeyhİsmail, Mustafa el-Meydani, Şeyh Sadecidin-i Asfar, Şeyh Muhammed Sadeddin, Şeyh İbrahim, Şeyh Musa, Şeyh Sadecidin-i Sani, Şeyh Ahmed, Şeyh Hüsnü, Şeyh Hasan, Şeyh Muhammed, Şeyh Ali el-Ecred, Şeyh Ebı1bekir, Şeyh Ali el-Ekmcl ve Şeyh Muhammed Şemseddin ile Şeyh Sadeddin Cibavi eş­

Şeybaru'ye ulaşır, bkz. Vassıif, ag6, I, 339. 142 Işın, "Sa'dllik", DBİA, VI, 393.

Page 30: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

114 Hamın ü. ilahiyat fak. neı;gisi

NW:eddin Cerrihi'nin halifelerinden Sertarikzade Şeyh Mehmed Emin Efendi'ye (1686/1759) intisab edeı:ek tebenüken Cettahl tacı

ı ı ı 143 gıymıştır.

4. Selimi Tekketeri a) AbdusselAm Tekkesi (Kovacı Sa'di Dergihı) Abdussehim Dergahı, Koska'da XVI. yüzyılda yapılan

Papaszade Mustafa Paşa Külliyesi'ne XVIII. yüzyıl başlarında İstanbul'a gelen Selimiyye Kolu'nun müessisi Abdusselim Şeybam (1165/1751) tarafından eklenerek oluşturulmuştur. Şeybam'nin Pir Sadeddin Cibavi neslinden g~esi, ilmi ve saygın ~ahsiyeti nedeniyle olsa gerek bu tekke Istanbul' daki Sa' diletin Asitanesi olmuştur144•

Kolancı-İbrahlın-Sabri -Efendi (12-21/1806)' den-sonra-meşiliata geçen Şeyh Mehmed Emin E1fi Efendi (1251/1835), deriden su kovası dikmekle geçimini temin ettiği için tekke "Kovacı Tekkesi" adıyla andmaya başl.a:ı:nıştır. o dönemde asitine<;leki meşayihin meşhw:lar:ındandır. 1244/1828 senesinde meşiliata geçmiş biı: sene sonra görevi oğlu Şeyh Muhammed Gilib Efendi'ye bırakarak uzlete çekilmiştir. Abdusselim türbesinde medfU.n.dur145

Şeyh Mehmed Gilib Efendi (1279/1862); 1245/1829 tarihinde babası Mehmed Emin Efendi'nin yeı:ine Asitine'ye şeyh olmuş146, "Kovacızade" ismiyle ünlenmiş, otuz dört sene bu görevi sürdürmüştü.r. Teselya Yenişehri'ndeki Sa'dl Deı:gihı şeyhi Şeyh

143 Tanman, "Abdüsselam Tekkesi", DBİA, I, 56. 144 Bkz. Koçu, R Ekrem, "Abdussel3.m Tekkesi", İA, I, s. 167; "Abdussel3.m

Tekkesi (Kovacı Dede Tekkesi)", İstanbHI Kiiltiir ve Sanat Ansiklopedisi, I, ss. 214-216; Tanınan, Baha, "Abdussel3.m Tekkesi", DİA, I, ss. 302-303; a.mlf. "Abdusselam Tekkesi'', DBİA, I, ss. 56-57. İstanbul'a ilk defa '7(yôml"tarikat getirdiği için diğer meşayiliin tensibiyle DevrJnl" zikir yaptıran Nılı:eddin Cerram halifelerinden Sertarikzade Şeyh Emin Efendi'ye intisab ederek teberrüken hilafet almıştır. Bundan sonra el3.miyye Kolu'na bağlı tekkelerde ilbas-1 tae ve ilbas-1 post merasimlerinde bir Cerram şeyhinin rehberliği gelenek halini almıştır. Tanınan, Baha, aynı yerler.

145 Vassaf, Sefine, I, s. 351. 146 V assaf, aynı yer; Özdamar, Mustafa, a.g.e., s. 7 4.

Page 31: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

Muhammed Efendi onun halifelerindendir147• Ramazan

1279/Şubat 1863 senesinde derg.Uıta Lafza-i ceıaı zikri esnasında sayha atarak vefat etmiştir. Rlvayete göre güzel alıl:lkı nedeniyle herkesin rağbetini çekmiş, Sultan I. Abdiilhamid ve II. Mahmud ziyaret amacıyla tekkeye gelip gitmişlerdir. Şiirlerinde Şeyh G.ilib'in neş'esi ve aşkı görünmektedir.

"Cezbe-i rJ! k. ile Ş ey h Galib, Sa 'di n agah, Can-I canana veriip, söyledi Allah, Allah, Ajk.-ı Hak. sımna tesır ediverdik de heman Terk-i can eyleyerek. son sö!(ji oldu Allah, Allah. " G.ilib Efendi'nin vefatıyla İzmir Emir Sultan Derg:lhı'nda

medfün, Yenişehri Sa' di Derg.üıı. şeyhi Mehmed Efendi' den tarikat terbiyesi gören oğluYahya Efendi (1329 /1911) postnişin olmuştur. Hüseyin Vassaf onun için '~on zamanlannda mep"hatla kabil-i tetjik. olmttJacak. ha/ah ihhyar elmifli" demektedir148

• Ama hakkında bilgi vermediği bu hruat nedeniyle olsa gerek ki Sultan Abdülhamid devrinde Hicaz'a sürülmüş, ancak II. Meşrutiyet:ten sonra İstanbul'a gelerek vefat etmiştir. Yahya Efendi (1329/1911)'den sonra Şeyh Arif Hikmet Efendi postnişin olmuşsa da, bu dönemde Meclis-i Meşayih Reisi Mehmed Elif Efendi onu bu makamdan azlederek, yerine oğlu Yusuf Z:lhir Efendi'yi postnişin olarak atamıştırt49.

b) Ke:tami Tekkesi Fatih'te, İbrahim Çavuş Mahallesi, Yayla Caddesi, Kel:lm.i

Tekkesi Sokağında faaliyet gösteriyordu.150 XVIII. asırda Şeyh Seyyid İbrahim Edhem el-Vehbi, 1200/ 1785-86' da Rlf'alliğe mensup Şeyh Kem:lleddin Baba'nın vefatıyla Kel:lıni

147 Vassaf, Sejine, I, s. 351. 148 V as saf, aynı yer; Zakir Şükı:i, a.g.e., s. 48. 149 Yusuf Zabi.r Efendi'niıı, oturulamayacak kadar bakımsız olan tekkeye, ancak

Pazartesi günleri ayin iccisı için gelip gittiği rivayet edilmektedir. Tanman, Baha, aynı yerler.

ıso Özdamar, agt, s. 119.

Page 32: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

116 Harran ü. İ1ahiyat Fak. Deı;gisi

Tekkesi'nde postnişin olmuş ve burada Sa'dlliği 1267/1850-51 'de vefatına kadar temsil etmiştir.151

c) BedreddinzAdeler Tekkesi XVIII. asırdan itibaren Taşlıburun Tekkesi ile Abdüsselam

Tekkesi etrafında yürütülen faaliyederin yanı sıra, tarikatın yayılmasında önemli rol oynayan bir diğer unsur da şeyh ailelerinden oluşmasıdır. Bunlardan bazıları adı geçen tekkelerdeki faaliyedere katılırken, bazıları da bağımsız bir yapılanma anlayışını benimsemiştir. Bu ailelerin İstanbul'da en tanınmışlarından birisi Bedreddinzade'lerdir. Sa'dlliğin XVIII. asırdan XIX. asnn sonlarına kadar süren tarihine damgasını vuran bir ailenin kurucusu Mehmed Es'ad Efendi'nin oğiu Seyyid Bedreddin (1171/1757)'dır. Kendi adına k:urduğu·Samatya'daki-merkez;-Bedreddinzadeler Tekkesi152

adıyla tanınmış olup aynı zamanda bu bölgede daha sonra faaliyete geçen Mirza Baba Tekkesi ve Kadem-i Şerif Tekkesi'nin de elverişli bir sosyo-kültürel zemin üzerinde gelişmelerine katkı sağlamıştır. Bedreddinzadeler Tekkesi şeyhleri Seyyid Bedreddin ailesine bağlı bulunup, XIX. asrın sonuna kadar burada Sa'diliği temsil etmişlerdir. 153 XVIII. asırda adı geçen tekkede postnişin olan şeyhler sırasıyla şunlardır: Bedreddin Efendi (1171/1757-58)15

\

Mehmed Sadık Efendi (1190 /177 6-77) 155, İbrahim Efendi

(1195/1780-81)156 ve Mehmed Nfueddin Efendi (1217 /1802-03)157•

15t Tabibzade, age, s. 18. 152 Bedı:eddinzadeler Tekkesi, Sam.atyada bulunmaktaydı, bk. Ozdam.ar, age, s. 133; Tabibzade, age, s. 36. 153 Işın, Ekrem, a.yer. t54Sa'cliliğe mensup olan Seyyid Bedreddin Efendi, kendi adıyla anılan tekkenin ~~~ " ~ şeyhldir. Şeyh Mehmed Es'ad Efendi'nin oğludur, bk. Tabibzade, aynı yer.

t55Bedreddinzadeler Tekkesi'nde ikinci postniş!n olarak vazife yapmıştır. Şeyh

Bedreddin Efendi'nin oğludur, bk. Tabibzade, age, s. 37. 156Bedreddinzadeler Tekkesi'nde üçüncü postniş!n olarak görev yapmıştır. Şeyh

Bedreddin Efendi'nin oğludur, bk. Tabibzade, aynı yer. t57Bedreddinzadeler Tekkesi'nde dördüncü postniş!n olarak meşihatı üstlenmiştir. Şeyh

Mehmed Sadık Efendi'nin (ö.l190/1776-77) oğludur. Kendisinden sonra yerine İbrahim Efendi'nin (ö.l195/1780-81) oğlu Şeyh Mehmed Muhyiddin Efendi (ö.?) postniş!n olmuştur, bk. Tabibzade, aynı yer.

Page 33: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

d) Yağcızade (Balabani) Tekkesi Üsküdar İlçesi'nde, YeniVilide Külliyesi ile Şemsi Paşa külliyesi

arasında kalan ve ''Balaban İskelesi" olarak anılan kesimde İsfendiyar Mescidine meşihat konulmasıyla kurulm.uştu158• Sa'diyye Tarikatı'ndan Seyyid Ahmed Said Efendi (Yağcızade) (1191/1777)159 mescide meşihat koyduğu için ''Yağcızade Ahmed Efendi Tekkesi"; son şeyh Balahani Hüseyin Hüsnü Efendi'den dolayı da ''Balaban Tekkesi" olarak bilinmektedir. Tekke meşihatı, Mehmed Nizameddin (SUzi) Efendi (1238/1823) ile birlikte Sa'di­Celveti olmuştur.

Tekke'de Sa'diye'den Mudanyalı Mehmed Nizameddin SUzi Efendi (1238/1823), Rumelili İbrahim Efendi (1245/1829), Mudanyalı Yakub Efendi'nin oğlu Mehmed Nizameddin Efendi (?) ve Nizameddin Efendi'nin oğlu Mehmed Emin Efendi (1297 /1879) postnişin olmuştur. Işın makalesinde tekke hazİresindeki mezar taşlarına dayalı olarak bundan sonra Seyyid Mustafa Hüdavendi Halidi (1310/1892)160'nin meşihata geçtiğini böylece dergahta Hilleli zilriclerinin de yapıJ.maya başladığını kaydetmektedir161

• Seflne müellifi ise onun Ahmed Çelebi Mescidi'nde Cuma ve Pazartesi geceleri Hatm-i Hacegan yaptıtdığını ve seksen yaşında vefat edince İsfendiyar Mescidi haziresine defn olunduğunu söyler162

158 Mescid, İsfencliyaroğullanndan Şeyh Balahan Ahmed Baba tarafından (1047 /1637) yaptwlmıştı.r. Ayvasayl, Hadika, II, 204; Konyalı, İ. Hakkı, OskiidarTarihi, I, s. 173; Işın, Ekrem, ''Yağcızade Tekkesi'', DBİA, VII, s. 396-97.

159 Yağcızade Seyyid Ahmed Efendi, SeJ.amiyye'nin (Abdüsselami) kurucusu Seyyid Abdüsselam Şeybam'nin oğlu Abdüsselam Tekkesi şeyhi Seyyid Mehm.ed Galib Efeneli'nin halifesidir.

160 Aslen Eskişehirli'dir. Abdullah-ı Mekki'nin yanında kalmış yirmi üç senelik eğitim ve hizmetten sonra hilafet alarak Üsküdar'a gelmiş, Eskihamam civarındaki mektepte ilcimet etmiştir. Akaide dair Risak-i Nehc-i Kavim adlı bir eseri vardır. Vassaf, a.g.e., I, 213.

161 Işın, ''Yağcızade Tekkesi", DBİA, VII, s. 396-97. Ayrıca bkz. Behceti İsmail Hakkı el-Üsküdarl, Merakid-i Mu'tebere-i Oskiidôr, (yay. B.N. Şehsüvaroğlu), İstanbul 197 6, s. 42; Konyalı, İ. Hakkı, Oskiidar Tarihi, I, 173.

162 Vas saf, S efi ne, II, s. 213.

Page 34: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

118 Harran Ü. İlahipt Fak. Deı;gisi

Tekkenin ikinci hanisi Ayşe Sıdıka Harum'ın eşi hattat-ı 1ehlr Şeyh Mehmed Aşir Efendi (1323 / 1905) 163 ile birlikte Nakşi ve Sa' di ayinleri birlikte sürdürülmüştür.

Tekkenin Aşir Efendi'den sonraki postılişini Balahani Hacı Hüseyin Hüsnü Efendi (1928)164'dir. Hüseyin Vassaf onun bası1mamış Halidiyye usUl ve adabından bahseden Nesemat-ı

Rılhdni:tJe, teracim-i ahvale dair Risale-i Mir'ati'I-Ebrar, Şbilller hakkında Burhansl's-Saliktn, Silsile-i Çiftfyye ve Dfvançesi'nin olduğunu haber vermektedir. Hüsnü Efendi 1305/1887'de Risale-i Hiisnfye fl adôbi'n-Nak{ibendfye ve 1333/1914'de Miicmel-i Tarih-i İsldm'ı kaleme aJmıştır16S'

e) Hallaç Baba Tekkesi . -Üsk:üdar~da-. Toptaşı İııkılap -Mahallesi'nde-yer--almaktadır.­

Tekkeyi bina eden Aziz Mahmud Hüdayi'nin halifelerinden Alıdulhay Efendi'den dolayı '~bdulhqy Efendi'~ III. Selim'in annesi Mihrişah Valide Sultan (1220/1805)'ın vefatından önce tabipliğini

163 Zakir Şükı:i, a.g.e., 26; Akbatu, Şinasi, a.g.m., IV, s. 80. t64 Balahani Haa Hüseyin Hüsnü Efendi (1928), Şam valisi şair Ali Rıza Paşa'nın oğludur. Arapça, Farsça bilir, Me.mevi ok.urdu. Kadıköy-Meciciiye Dergihı şeyhi Yusuf Bey (Fahir Ataer, A. Münih Efendi'nin oğlu) kendisinden Me.mevi okumuştur. Cemiyetlerde dua etmesiyle tanınmıştır. Dualarına M. Cami'nin münacatıyla başlardı. (CSR Dosya no. 139; Öztürk, M.Cemal, Ş~h Nunddin Cemıhi ve Cemıhtye Tarikatı, s. 117) Her gittiği tekkeden istihlaf olmakla tanınmaktadır. Aslen Neccarzade Rıza Efendi'nin halifesidir. Selimiye Tekkesi şeyhlerinden Said Efendi ile Sağır Hidayet Efendilerden de bilafeti vardır. Revnakoğlu hakkında şu bilgileri vermektedir: ''Balabani merhum, iifanlı, di~etli bir zat olduğll i;in dualan her yerth tekrar edilm mut!JYen siizlerden ibaret değildi. Yerine ve icabına göre duanın 1eklini, girirt.J!.ahını de!iftirir, bir yerth ettiği du~ı aradan u~n bir zaman geçm~ince btıfka yerth tekrar etmezdi. Çok defa yeniden dua terlib eder, irticakn cinaslar, telmih ve tevriyekr m~dana getirir, ce '!Jet-i elfaza dair bir ht!Jii kelime istihdam ederdi." CSRArpvi, no. 138, Öztürk, M. Cemal, a.g.e., s. 116.

t6s Vassif, a.g.e., II, 213-214. Balahani Zeiyauddin Hüsnü Efendi (ö. 1928) A. Rıfkı'nın yazdığı Bektdp Sırrina cevaben P~am-ı Sabah'ta seri makak/er yazarak karşılık vermiştir. Galata Mevlevüıanesi'nda yapılan bir ihtifal üzerine Tihiru'l­Mevlevi ile çıkan karşılıklı tartışmaları için bkz. Tihiru'l-Mevlevi, Matbuat Akmindeki H~atım, ss. 54-57.

Page 35: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

üstlenen Hallaç Baba'dan dolayı "Hal/aç Baba" Tekkesi olaı:ak. da bilinmektedir166

Teki:rdağlı Hallaç Baba'nın vefatından sonra dergiha Abdulgani Efendi postnişin olmuştur167• Bundan sonra derg.llı meşihatında Şeyh Muhammed Emin Efendi (ö.1292/1875), oğlu Ali Fakrl Efendi (1345/1929), Şeyh Ferid Efendi (1908)168 ve ünlü edebiyat ve musiki tarihçisi Sadeddin Nüzhet isimlerini görmekteyiz.

Üsküdarlı Hoca Viidan Efendi'den ica.zet alan Ali Fakrl Efendi, babasının vefatından iki sene önce Sa' di hil.Heti almış, bunun yanında Ü sküdar S elim Baba Tekkesi şeyhi Ömer Efendi' den Nakşbendi, teberrüken Rifai ve Sünbüli hilafetleri de almıştır. 1294/1877 Rus muharebesi esnasında Ciblli'de Sadiye Kalyonu Zuafa-:Jt Askerfıye Hastalar Ağalığına tayin edilmiş, savaştan sonra bir müddet daha devlet hizmetinde bulunduktan sonra çekilerek zamanım irjad-ı ibada hasretmiştir. 1332/1913'de Meclis-i Meşayih azıllığında bulunan Ali Fakrl Efendi'nin, Sa'diname (Farsça 300 beyit), Mevleviname (Farsça 200 beyit), Ekbenjye (11uhyiddin İbn Arabi hakkında 200 beyit) ve Adab-ı Nakjbendfye hakkında bir risalesi vardır. Ali Fakri Efendi, 1324/1906'da Seyyid Ahmed Buhan Derg.llı meşihatına geçmiş, yerine halifelerinden Hüseyin Sadeddin Efendi'yi bırakmıştır.

Ali Fakri Efendi'nin altı halifesi vardır. Bunlar; Düzce'de vefat eden İshak ve Silih Efendiler, Bursa Sa'di Derg:1hı şeyhi ErzurUmi Hocazade İsmail Hakki es-Safi, Sadeddin el-V efi, Ü sküdar Selim Baba Derg:1hı şeyhi Ahmed Efendi, Nakşbendiyye'den Küçük Mustafa Efendi, Unkaparu Şazili Derg:1hı şeyhiBekir Efendi'dir169

Ahmed Ferid Efendi ise Yenişehir Fenar'da Sa'diyye'den "Detgah-z Atik" tekkesi şey hi şair Şeyh Muhammed Vehbi Efendi'nin oğludur. 1297/1879 senesinde Yenişehir'in Yunanlılar tarafindan işgali üzerine İzmir'e gitmiş; pederinin 1303/1885'de burada vefatıyla İstanbul'a gelerek eğitimine devam etmiştir.

166 Raim, Mir'at, 121; Uluçay, M.Çağatay, Padifahın Kodın/an ve Kızlan, Ankara 1980, s. 99; Tanman, Baba, "Hallaç Baba Tekkesi", DBİA, III, ss. 530-531.

167 Konyalı, İ. Hakkı, OskiidarTarihi, I, s. 419. 168 Vassaf, Seflne, I, s. 368; "Ferld Efendi", İA., s. 5675. 169 Ahmed Safi, S efine-i SajF, XII, s. 1453; Vassaf, Seflne, IT, ss. 51-52.

Page 36: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

120 Harran Ü. ilahiyat Fak. Dergisi

1313/1895 yılında Seian.ik'e giderek, Abdusselim Deı:gihı şeyhi iken oraya sürülen babasının halifelerinden Yahya Efendi' den icazet almıştır. Selanik dönüşü Halıcıoğlu Mosevi Mektebi muaJJimliğine atanmış, Üsk:üdar Hallaç Baba Deı:gihı şeyhi Ali Fakd Efendi'nin Ahmed Buhirl Dergihı şeyhliğine atanmasıyla da 1324/1906'da onun yerine geçmiştir. Şeyh Fedd Efendi'nin kendi mürldlerinden Yenişehirli Hacı Hüseyin Paşa'nın kızı Vihide Hanım bu tekkeyi yeniden yaptırmıştır. Ahmed Fedd Efendi burada dört yıl dört ay on gün meşihattan sonra vefat etmiştir. Sadedilin Nüzhet Ergun onu, çok okuyan, isiimi ilimiete ve tasavvufa vakıf, mosiki ıstılahlannJ içeten Kôr-ı Natık müellifi, üstün meziyetli bir şahsiyet olarak tanıtmakta; Divan tarzının kuvvetli şairlerinden olmasına rağmen şiirlerini bir araya getirmek kaygısında .Qlnıadığuu eklenıektedir170• _ _ __ _

Fedd Efendi'nin erkek çocuğu olmadığı için henüz sekiz yaşındaki yeğeni Sadedilin Nüzhet buraya atanmıştır. Ancak onun da yaşının küçüklüğü nedeniyle kendisine, önce Koska Abdusselim Sa'di Deı:gihı şeyhi Yahya Efendi, sonra da Ali Fakd Efendi vekilet etmiştir171 •

XVIII. ve XIX. asırda faaliyet gösteren Sa' diliğe bağlı Selimi şeyhlerinin sayısı on dörttür. Sa' di şeyhleri içerisindeki oranı ise %54'tür. Selamiliğin faaliyederi V eİa.Üikten daha yoğun olarak gerçekleşmiştir. Toplam on dört tekkede faaliyet gösteren Selimi şeyhlerinden en çok dikkat çekenleri, Selamiliğin kurucusu

170 Ergun, S. Nüzhet, Tiirk Şairleri, I, s. 284. ''Katra-:Jı bir bahr-ıumman ~kdim Zerreyi ben fem.r-i taban ~kdim Nefv~ab-ı j~z-i Ofkım kendimi Bade-i vahdetk .rekran ~kdim M~l-i ağvar etmedim Yar ik ben ahd 11 p~man ~kdim Her gii~l veçhinde, vallahi'l-ar(Jm Şahid-i malesiJd-ı.r~ran ~ledim Ferr4Ja dtlf'll'.r-.rumr olsun cihan Sinemi mir'ôt-ı canan ~ledim, "Ergun, S. Nüzhet, aynı yer.

171 Sadeddin Nüzhet ancak 1921 tarihinde Sa'cü, Nakşi ve Rif'ai kazetini alarak Bab-ı Meşihata geçmiştir. Bkz. Bektaş, E. "Ergun, Sadeddin Nüzhet'', DİA, XI, ss. 299-300.

Page 37: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

~H;!;.l;ü~s::.:,:eyını=:· ~K~U~R:l..T;!w . ....,.Sı.ı:ıaU::'dw;fli~[ğıwn:..ı;A..o!;jn~aı.ı:do~lu=.,:~va:...;G~ı:.cıelı;ı~· i...J. lli~:....e~::.:. ......• ,___ ____ ....:::121

AbdüsseJ.am Şeybini (1165 /17 51) ile kendi adına bir kol kuran Acizi Süleyman Efendi (1150/1737)'dir.

3. Acizilik Süleyman Efendi, Osmanlı Ansiklopedisi'nde Sa'dlliğin

Acizilik kol kurucusu olarak kaydedilmektedir. Aslen İşkodralı olan Süleyman Efendi "Acizi" lakabıyla tamnmaktadır. Resmi ilimleri İstanbul' da okuduktan sonra tasavvufa intisab eden ancak mürşiilinin kim olduğunu tespit edemediğimiz Süleyman Efendi, Prezerin'de ikimet etmiş ve orada 1150/1737-38'de vefat etmiştir.172 Büyük kısmı Türkçe, kalanı Arapça ve Farsça olan bir Divan'ı vardır. Bursalı Mehmed Tahir'e göre, Acizilik koluna mensup Sa' diler, Edhemi (dört terkli) acikıyye giyerler.173 Bu kolun Anadolu'da ve İstanbul'da herhangi bir faaliyeti görülmemektedir.

D. BURSA'DA SA'DİL1K İstanbul dışında Bursa, Kastamonu, İzmir, Edirne, Tekirdağ

gibi bazı şehirlerde Sa' diliğe ait tekkeler ve faaliyederi görülmektedir. Bnnlann etkileri İstanbul kadar güçlü değildir. Bu şehirler içinde Bursa üç Sa' di tekkesiyle ikinci sırada gelmektedir.

1. Zinciri Ali Efendi Dergalu XVI. Asırda Bursa' da, Ü fci.de hazrederinin kütüphanesi,

Halvetiliğe mensup Zinciri Ali Efendi (950/1543-#)'nin görevlendirilmesiyle tekke haline gelmiştir. Ali Efendi' den sonra metruk kalan dergih, beline zincir sararak mücihede eden Erzincanlı Ali Efendi (1149 / 1736) ile birlikte yeniden ihya olmuştur. Bir süre boş kalan dergih, Ü fci.dezade Şeyh Mustafa Efendi, kendi uhdesinde bulunan meşihat hakkını Sa'diliğe mensup Şamh Şeyh İbrahim Ebu'I-Vefa'nın halifelerinden Halepli Şeyh Mustafa Efendi'ye vermesiyle dergih Sa'di tekkesine dönüşmüştür.174

172 Bursalı, age, I, 123-124. 173 Bursalı, age, I, 124. 174 Şemsi, Yadigar, s. 381-382.

Page 38: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

122 Hatran Ü. İlahiyat Fak. Deı;gisi

Şeyh Mustafa Efendi (1212/1797), haksız yere idam edilmek üzere olan bir genci darağacında dondurup, idamdan sonra ayılttığı için tekkesinin adı "Dondurmacı Tekkesi" diye arulmaya başlamıştır. 175

Şeyh Mustafa Efendi'nin tarikat silsilesi, Etyemez Dergihı kurucusu Şeyh Ali Hulusi (1197 / 1782)'ye dayanmaktadır. Önceleri Bursa Hace Muslihiddin Mektebi'nde Sa'diyye ayinleri icı:a ederken, yerine geçen oğlu Şeyh Mehmed Said el-Hüsni Efendi (1230/1815) de tarikat düşmanı ve tezyif amacıyla dergiha gelmiş iki kişiyi mahfilde dondurması, akabinde de derviş etmesi gibi kerametlerle tamnm1ştır. Mehmed Said Efendi'den sonra bütün Anadolu, Rumeli ve Hicaz'ı gezmiş olan Şeyh Abdusselam Efendi (1283/1866), Damat Halil Paşa, Süleyman Paşa gibi ümera ve -vüzeranın--hürınetini- kazanmış-olan Şeyh -Mustafa Haydar-Efendi­(1297 /1879) dergih postuna geçmiştir. 176

2. Bursa'da bulunan ''Yunus Eınrem (Kata Abdürrezzak) Tekkesi''177 ve "Seyyid UsUl Dergihı"178 da Sa'diyye tarikatının

m Sa' diyye meşayihi daha çok havas ilimierindeki vukUfiyederi, halkla iç içe yaşamalıu:ı, kerametleri onlann yaranna lı:ullanmalanyla tanınmışlardır. Şeyh

Mustafa Efendi de Bursa şehrini zararlı bir yılandan kurtamuş ve karşılığında şehir mütesellimi kendisine beş yüz kw:uşluk vakıf hediye etmiştir. Bkz. Şemsi, Yadigfir, s. 382-83. 176 Şeinsi, Yadigfir, s. 386-388. 177 CamiiKebir bitişiğine Şeyh Mehmed Es'ad Efendi (1272/1855) harem ve selıUnlık.tan oluşan bir zaviye yapmaya muvaffak olmuş, yerine Hafız Nazif Efendi (1297 /1879). Şeyh Tevfik Efendi (1324/1906). Şeyh Es'ad Efendi (1354/1934) geçmiştir. Şemsi, Yadigfir, s 612-14. t78 Seyyid UsUl Efendi (894/1488) Emir Sultan ve Seyyid N asır ile birlikle Bursa ya gelerek zaviyesini inşa ettirmiş, ibadet ve laatla bir ömür geçirmiştir. Bir müddet sonra Peri-peyket Cafer Çelebi bu zaviye etrafına bir takım odalar inşa ellircrek medreseye çevirmiş. 1216/1801 senesinde Bursa'nın büyük bir kısmını yok eden yangında bu medresede yanmış, bilalıere Eşrefzade

Abdülkadir Necib Efendi halifesi Alımed Baba (1225/1810) bu arsaya iki oda yapttrarak Dergili ittihaz edinmiştir. Matiye N azırlarından Abdurraltntan N afiz Paşa burayı yeniden yaptırmış ve Zinciri Dergiliı şeyhi Mehmed Said Efendi'nin halifesi Şeyh Mehmed Emin Zuhuri (1260/1844) Efendi postnişin atanrnışın. Zuhuri Efendinin vefatına kadar burada Sadi ayini icra edilse de daha sonra postnişin olan Şeyh İbrahim Dede (1272/1855) ve Hadis

Page 39: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

.ı-H!ı.!:ü!2se~yın~· !!...;!ı;lKıo:.U.uR~I.ı...-...ı.Swa~'dwflit.ı;fğıw'n""A"""nW:awdıaolu!!,:P.va~-"G~eli;i~· ı....' V!ı:....ı:.ae ...... ,ı....-____ .....ı:l23

temsil edildiği melci.nla.rdandır. Yunus Emrem Tek:kesi kuruluşundan sonuna kadar, Seyyid UsUl dergihı ise bir müddet Sa'di şeyhlerince idare edilmiştir.

E. İZMİR'DE SA'DİLİK Şeyh Hacı Muhammed Vehbi Efendi (1303/1885), Teselya

Yenişehir müftüsü ve burada büyük bir Sa'di dergihı yaptı.ran Şeyh Muhyiddin Efendi (1265/1849)'nin oğludur. Küçük yaşta babası vefat ettiği için Şeyh Halim Efendi'nin himayesine girip, Yenişehir'de Hoca Muhammed Efendi'den icazet almıştır. Diğer taraftan özel hocalardan Mesnevi dersleri okumuştur. 1296/1879 senesinde Haı:ameyn, Şam, Bağdat ve Kerbela'yı ziyaret etmiştir. Daha sonra İstanbul'a gelerek Abdusselam Dergihı şeyhi Kovacızade Galib Efendi' den hi1Met aJn:ııştır.179

Muhammed Vehbi Efendi, 1281/1864 senesinde babasının Teselya-Yenişehri'nde inşa ettiği derg.iha, dört odalı bir medrese ilave ederek müderrislik yapmıştır. 1288/1871 tarihinde Şeyhillislam Sahib Molla Bey ile İstanbul'a gelmiş, Sultan Abdulhamid'in iltifatına nail olmuştur. Sultan Reşad'a Farsça okutmuş, bir müddet sonra Reşad Efendi ile olan bu münasebeti hoş görülmeyerek İzmir payesiyle Yenişehri'ne gönderilmiştir. Yunan işgali ile tekrar İzmir'e dönmüş, bir yıl kaldığı bu dönemde çeşitli camilerde Mesnevi okutmuştur. İki bin dolayında mürid yetiştirmiş olup, halkın da büyük beğeni ve teveccühünü kazanmıştır. İstanbul, Manisa, Bursa arasında sayısız seferleri olmuştur. 1303/1885 tarihinde İzmir'de vefat eden Muhammed Vehbi Efendi, vasiyeti üzerine Seyyid Mükremüddin Dergihı haziresine defnedilmiş tir. 180

Halifeleri; Şeyh Abidin Efendi, Şeyh Cemal Efendi, Abdusselam Dergahı şey hi Yahya Efendi, küçük kardeşi Şeyh Sıdki Efendi, Tekirdağh Hafiz Efendi ve büyük oğlu Aziz Efendi' dir.

ilimlerinden Diyarbakırlı Mubibbullah Efendi (12931876) ile birlikte tekrar Kadiri usUlü icraya başlanmıştır. Bkz. Şemsi, YadigQr, s. 413-416. 179 Vassaf, a.g.e., I, s. 380. 180 Aynı yer.

Page 40: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

124 Harran ü. ilahiyat Fak. Deı;aisi

Muhammed Vehbi Efendi'nin birçok eseri olmakla birlikte, bugün elde ancak Tarikatnôme adlı kitabı ve basılı bir Divan\ kalınıştır.181 Sejine-i Ev4Ya& birçok kişi için yazdığı medhiye ve şiir örnekleri bulunmaktadır.

Hüseyin Vassaf, Muhammed Vehbi Efendi'nin oğlu Şeyh Aziz Efendi'nin 1279/1862 tarihinde dünyaya geldiğini, babasından bilafet aldıktan sonra İzmir Akhisar'da kendi dergabını yaptırdığını ve 1329/1911'de vefat ederek oraya defnedildiğini kaydetmektedir.182

F. KASTAMONU'DA SA'DİLIK Tüysüz Baba isimli bir şeyh, uzun süre boş kalan .Ahi Ali (Şuci)

- 'tekkesi'm 1T9"9"7I784tinliinde-fiımir-ettil:ere~ tarik-ı-Sa'ili.yye üZere irşada başlamıştır. 1227/1812 tarihli vak.fiyeden anlaşıldığı gibi, Tüysüz Baba'dan sonra "Kara Şeyh" lakaplı meşhur halifesi Şeyh Mustafa Efendi burada postnişin olmuştur. Şeyh Mustafa Efendi 1170/17 SO tarihinde Küpciğez Mahallesi'nde doğmuş ve ilk tahsilini yaptıktan sonra ticaret hayatına atılmıştır. İntisab ettiği Tüysüz Baba'nın yanında, kısa zamanda seyr u sillUkunu tamamlayarak icazet almış, henüz yirmi beş-otuz yaşlarında iken irşada başlamıştır. 1241/1825-26 senesinde vefat edince, yerine oğlu Şeyh Ahmed ve Şeyh Mehmed Efendi geçmiştir. Tekkenin bilinen son şeyhi, 1319/1901 tarihinde vefat eden Ahmed Şükrü Efendi' dir. Ahmed Şükrü Efendi, cami ve tekkeye yeni vakıflar ilave etmiştir. ıs3

Tekke ve caminin yerleri Halk Eğitim Merkezi için istimlak. edilince, türbede medfun bulunan zevatla birlikte Şeyh Mustafa Efendi'nin kabri de Hıra Hasan Köyü'ne nakledilmiştir.184

181 Aynı yer. 182 V assaf, I, s. 368. 183 Banisi XIV. asırda Kastamonu'ya gelen .Ahi Ali Baba olduğu zannedilmekledir. Bugünkü Halk Eğitimi Merkezi binasının yerinde bulunmaktaydı. Ziya Demircioğlu,

Kastamonu Evltyalan. 1340. s. 78-79; Çifci, Kastamonu Cami/eri, s. 156, 241. 184 Çifci, aynı yer.

Page 41: SA'DİLİGIN ANADOLU'YA GELIŞI VE BAZI SA'Dİ THE ...isamveri.org/pdfdrg/D01392/2004_13/2004_13_KURTH.pdfokuduğu direğin (veya kuru hurma ağacı gövdesinin) minberin yapılması

G. DIGER ŞEHİRLERDE SA'DİLİK

Sa'diliğin Bursa, İzmir ve Kastamonu dışındaki bazı şehirlerde de faaliyederi görülmektedir. Edirne'de Bostancıbaşı Hacı İsmail Ağa tarafından yaptınlan Sa'di Tekkesi185

, Tekirdağ'da Şeyh İbrahim Efendi Derg.Uu (1120/1708) ve Hacı İsa Mahallesi'nde bulunan Halveri Tekkesi'nde Sa'diyye ayini icra ed.ilmiştir.186

SONUÇ Sa'dlliği genel olarak değerlendirecek olursak şu hususlan

zikretmemiz mümkündür. XVIII. asnn başlanndan itibaren Anadolu' da faaliyet gösteren Sa' dilik, özellikle XIX. asırda

İstanbul'daki önemli · tarikadardan biri haline gelmiştir. Bu dönemde Sa' dilerin İstanbul' da yirmi beş tekkesi bulunmaktadır. Yine XIX. yüzyılda Anadolu' daki tekkelerin tarikadar arasındaki dağılımına baktığımızda, Nakşbendiyye, Kadiriyye ve Mevleviyye'nin doksandan fazla tekke sayısıyla birinci sırayı aldıklanm görmekteyiz. Halvetiyye'nin kollan Şabaniyye, Uşşakiyye, Sinılniyye, Cettahiyye ile Bekclşiyye, Rifaiyye, Sa' diyye ve Celvetiyye ellinin altında tekke ile ikinci sırada gelmektedir. Sa' dllik kollan içerisinde Selam111k, %54'lük bir oranla birinci sırada;

V efailik ise %46'lık oranla ikinci sırada ver almaktadır. Aciziliğin ise Anadolu'da herhangi bir faaliyetine rasdanmamıştır. Sa'di şeyhler içinde dikkati çeken en önemli isimler de, kol kurucusu Abdüsselam eş-Şeybani Efendi (1165/1751-52), ''Nakş-i Kadem-i Şerif'i İstanbul'a getiren MuhammedZiyadEfendi (1205/1790-91) ve son dönem bir süre Meclis-i Meşayih başkanlığını da yürüten Mehmed EJifEfendi (1347 /1927)'dir.

185 R. M. Meriç, Edirne'nin Tarihi ve Mimari Eserleri, s. 13. 186 1310 tarihli Edirne Salnamesi, s. 657.