satir - mebmtral.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/48/01/972975/dosyalar/... · 2018. 4. 18. ·...
TRANSCRIPT
M A V IS A T I R
Yazmak
özgürlüktü
r
Sayı: 1 Yıl: 2018
MUĞLA TURGUTREİS LİSESİ GENÇ KALEMLER KULÜBÜ YAYINIDIR.
NUMARASI ESER ADI
YAZAR ADI
Ön söz
1
Nurgül ŞİMŞEK
2
3
4
Sultan Mine AKTAŞ
5-6
Birsa YÜCE
7
İnsan Bu Âlemde Hayal Etti
8
Gelemem
9
Yağmur Berfin BENZER
10
Serranur ÜNÜBOL
11
12
13
Asrın Ecem AKMAN
14
15
16
17
Nefesimiz Ormanlar
Aldığımız Şekiller
Gülşah ALKILI
18 Yağmurla Gelen Mutluluk Nutiye SAMUR
19 Düşündüm de Uğur TAŞ
20 Mutluluk mu? Nurgül ŞİMŞEK
21
22
Merhaba,
e-dergimizin ilk sayısı…Bütün ilkler gibi heyecan ve mutluluk içindeyiz. Amacımız dilini güzel kullanan
genç yazarlarımızı gün ışığına çıkarmak ve yazılarınındevamlılığını sağlamaktır.
Öğrencilerimizin eserleri Türkçemizin gül bahçesindeaçan çiçeklerdir. Bu bahçenin çiçeği burnunda genç
yazarlarının arttığını görmek en büyük mutluluğumuzolacaktır. Onlar dillerini tanıdıkça dillerine mecnun
olacak, ruhları her geçen gün biraz daha olgunlaşacakve bu milletin okuyan insanları, düşünen kafaları
bir gün ülkemizin hatta dünyanın tanıdığı yazarlararasına gireceklerdir. Bize düşen görev çıktıkları yolda
onların ellerinden tutmaktır.
e-dergimizi umarım beğenirsiniz. İyi okumalar dileriz.
Emine SERDAR Menteşe Turgutreis Anadolu Lisesi Ed. Öğrt.
YÜREĞİM SENDE
Sen değişmeyen tek gerçeğim ,
Dipsiz kuyulara sızan ışığım,
Kurumuş topraklarda açan çiçeğim
Huzur bulduğum,
Gözlerinde kaybolduğum,
Varlığında hapsolduğum
Sevgili…
Ömrümü ömrüne yazdığım,
Gelirsin diye yollarına baktığım,
Ne olur karartma geleceğimizi,
Seviyorum seni,
Artık bekletme beni…
Sensizlik bile seninle güzel
Üzülsem de bilirim bu bir bedel
Ödüyorum aldığım her nefesle
Yüreğin artık sende değil, atıyor bende…
Nurgül Şimşek
12/A
1
DENİZCİNİN TÜRKÜSÜ
Bir gemi ufuklara yelken açmış
Gidiyor.
Güvertesinde bir kaptan
Bizim oğlan hey hey hey !
Boyu posu dalyan gibi,
Yüreği mangal gibi,
Gözü kara
Dalgaları peşine takmış hey hey hey!
Rüyası engin denizler kadar,
Sevdalı maviliklere
Rüzgarı bol olsun,
Gidiyor hey hey hey!
Sercan BÜTÜN
11/C
2
YENİ YIL
“İnsan bu âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.”Yeni yıl adını duyunca herkesin içinde bir kıpırtı oluyor. Yeni umutlarla yeni bir sayfa açılıyor önümüze..Tertemiz, bembeyaz, yaşanmamış…Yeni yıl yeniden doğuştur.Taze bir başlangıçtır.Gelecekten umutlanmaktır.Tüm acılara, mutsuzluklara inat…Yeni bir yıla zengini, fakiri, genci, yaşlısı önem veriyor aslında. Hayal kuruyor herkes.Biraz daha güzel, huzurlu geçmesi için hayatın...İnsanı hayata bağlayan da bu hayaller değil midir?Kimi para ister yeni yıldan… Umudunu piyangoya bağlar.Kimi sağlık ister yeni yıldan, göreceği daha çok günler olsun diye. Kimi de başarı ister.Umut, fakirin ekmeği değidir sadece. Hepimiz bir şeyler isteriz hayattan. Ayakta durmak, yaşamak için…Yeni yıl ışık ışık gelir…Karanlık günler aydınlığa, soğuklar yerini sıcağa, kurumuş dallar çiçeğe durur. Canlanır hayat yeniden. O nedenle yeni yıl coşkuyla karşılanır. Nasıl girersen öyle bir yıl yaşayacağı inancıyla yürekler bir başka atar.İşte kapıda yeni bir yıl…Hayal kurun güzel bir dünya için..Umudu taşısın yürekleriniz.Şarkılar söyleyin sesinizi duysun cümle âlem. Bebekleri sevin,daha çok gülümseyin… Güzel dileklerinizi iletin dostlarınıza, büyüsün sevginiz. Bir masa etrafında aile olmanın mutluluğunu yaşayın ve de aile fotoğrafını paylaşın…Mutluluğun resmini çizin. Aydınlık getiren bir yılı hayal edin. Size yenibir şans veriliyor aslında bunun farkına varın.Yeni yıl hayallerinizin gerçekleştiği bir yıl olsun. Yeni yıl şarkınız da benden olsun:“Bitmesin gözlerinden pırıl pırıl arzular/Eksilmesin yüzünden o tebessüm o bahar.”
Saadet Büşra EREN 11/B 241
3
SAÇLARI KIZIL KADIN
Sen saçları kızıl kadın,
Bakışlarında ruha işleyen bir hüzün,
Ele veriyor içindeki yangını…
Yüzündeki çiller, hatırası uzakta bir çocukluğun
Takılı kalmış tellere uçurtma misali.
Sen saçları kızıl kadın,
Sürükler güneşi bir yumak alev gibi,
Batmadan önce son son demlerinde
Rengarenk hareler içinde…
Sen saçları kızıl kadın,
Parmak uçlarından avucuma kor bir alev bıraktın,
Yangın yerine dönerken yüreğim
Gidiyorsun, gözlerinde bin hüzünlü nazla
Biliyorum kandıramam seni binbir yalanla.
Sen saçları kızıl kadın,
Artık hayalinle yaşıyorum güneş rengi kadehlerde,
Guruba karşı oturduğumuz yerde
Şimdi neredesin nerde?
Ellerin hangi ellerde?...
Sultan Mine AKTAŞ
12/E
4
Yorgun inen akşamların rengi saçlarında
BEN KADINIM…
Ben kadınım…
Sevgiyi, aşkı tatmak isteyen bir kadın
Ben kadınım…
Özgürce yaşamayı isteyen bir kadın
Ben kadınım…
Senin annen, kardeşin,kızınım
Ben öldürülmeyi, tacize uğramayı,
İtilip kakılmayı, küfredilmeyi değil,
Ben sevilmeyi isteyen bir kadınım.
Burası benim vatanım, benim toprağım,
Burası benim ülkem…
Beni kısıtlama, beni hor görme
Ben senin eşinim, çocuğunun annesiyim.
Beni dövme, öldürme çünkü ben senin her şeyinim
Gözde akan yaş gibi akıtma benim kanımı
Yakma benim canımı, alma benden.
Ben senin bana gösterdiğin sevgiyle güzelleşirim,
Ben senin bana verdiğin güvenle yaşarım.
Daha nice kadınlar var hayatını kaybetmiş…
Ağlaya ağlaya, bağıra bağıra
Bir damla gözyaşına bakılmadan
Sokak ortasında, evde bıçaklanarak öldürülen
Bir tenhada sıkıştırılıp, tacize uğrayan,
Yakılıp, kesilerek katledilen…
Vazgeçin artık bizi öldürmekten.
Ben de özgürce yaşamak, mutlu olmak istiyorum.
Artık ölmesin Özgecanlar, Pınarlar,
5
Bu ülkede yokmuşum gibi davranma!
Bana saygı duy, beni sev.
Türkanlar,Ayşeler,Melekler,
Çocuk yaşta evlendirilip, öldürülen Eylemler.
Artık yeter,durun!...
Bize uzanan pis eller kırılsın.
Kıyafetim darsa, eteğim kısaysa,
Ayağımda topuklu ayakkabı varsa
Bana yan gözle bakamazsın
Bana dokunamaz, laf atamazsın
Gece dışarıdaysam.
Senin de yok mu anan, bacın, eşin?
Duyun, farkına varın artık yaptığınız ayıpların
Artık insanların vicdana, insanlığa ihtiyacı var.
Ben kadınım…
Ben bir insanım,cinsel bir obje değil,
Sen beni istediğin gibi kullanamazsın.
Ben senin sol yanınım, malın değil.
Söylesene insanoğlu niye böyle?
11/E
6
Yazdığım her satır, can veren meleklerin feryadına olsun...
..
İNSAN BU ÂLEMDE SEVDİĞİ, SEVİLDİĞİ MÜDDETÇE YAŞAR
Bana seçme şansı verseler,deseler ki istediğin dönemde yaşayacaksın. Hangi dönemde yaşamak isterdim bilmem ama bu dönemde yaşamak istemezdim.Neden mi? Birçok sebebi var.Bir kere insanlar duyarsız.Yanıbaşımızda olan bir insan yere yığılsa etraftakiler bırakın yardım etmeyi, dönüp bakmıyorlar bile.Nerde kaldı insanlık! Böyle bir durumda Güpegündüz elinde lambayla dolaşırken kendisine ne yaptığını soranlara “ Adam arıyorum, adam! “diyen Romen Diyojen'i hatırlamadan edemiyor insan.
Babam anlatırdı arada,mahallelerinde başı sıkışan bir kişi olsa hemen yardımına koşulurmuş. Sorun ne kadar büyük olursa olsun konu komşu hep bir olup derdi olana yardım ederlermiş. Birlik beraberlikvarmış.Bu durumu,kendiminkiyle karşılaştırdığımda bırak konu komşuyu en yakınım dediklerim bile bilmiyor, ne haldeyim, başım dertte mi değil mi ? Komşu komşunun külüne muhtaç, derler şimdi ise bir selâma muhtaç hale geldik. Fuzuli'nin “Selam verdim rüşvet değildir.” diye almadılar sözü günümüzün insan anlayışını ortaya koyuyor. Aslında insanlar, özündeki sevgiye, barışa, huzura, güven ve kardeşliğe hasret duymaktadır.Ve bugünlerde sevgiye, hoşgörüye, birlik ve beraberliğe ne kadar da ihtiyacımız var.
Sevgi,hoşgörü insanda yoksa orda kin ve nefret tohumları ekilir. Bütün insanî hastalıkların şifası sevgidedir.”Şu toprağa sevgiden başka tohum ekmeyiz. Benim çatım gökyüzü, insanlar ailemdir.” diyen Mevlana'dan öğreneceğimiz çok şey var.Gel, ne olursan ol gel...
BUSE ÖZLEM ALTAŞ 12/G
7
KALE
Çocukken kumdan kaleler yapardım.
Uğraşırdım tüm gün
Sağlam olsun, yıkılmasın diye
Yıkılacağını bile bile…
Çocukken kumdan kaleler yapardım.
Plastik bir kürek ve kovayla
Bir dalga gelirdi
Kumlar kalırdı geriye…
Büyüdüm artık kaleler içimde
Yine bir dalga geliyor,
Yıkılmaz sandığım sevgiler
Yıkılıp gidiyor…
Çocukken kumdan kaleler yapardım.
Onu alıp götüren maviliklere kızardım
Şimdi gözlerin benden çok uzakta
Dalgalar seni de götürmüş o sahilden…
Serranur ÜNÜBOL
12/E
8
GELEMEM
Dört bir yanıma duvar ördüm,
Gelip de bir daha yıkmayın diye.
Savaştım kendimle
İçimde biriniz öldü…
Bir daha çıkar mıyım hücremden?
Gel deseniz, gelir miyim?
Gelmem…
Hep ben mi yanıldım?
Hep ben mi yanlıştım?
Bu oyunda ben artık yokum.
Korkuyorum…
Kırmaktan
En çok da kırılmaktan…
12/E
9
Aslı KAYNAK
KAR
Kaybolur ayak izleri sokaklardan
El ayak çekilirken
Gökyüzünde
Uçuşur kelebekler,
Yaramaz çocuklar misali…
Kuşların kanat sesleri,
Yerini bırakırken
Karlara
Sessizliğin sesi
Yağar
Yağar
Yağar...
Dallarda açar beyaz çiçekler,
Damlarda yuva kurar beyaz leylekler..
Karanlık geceler
Bir nurla aydınlanır.
Göklerden tane tane
Armağanlar verilir insanlara
Beyazın en güzel tonunda…
Doyasıya gülüp eğlensin
Oynasın çocuklar,
Dolsun taşsın sokaklar,
Bir günlük bile olsa
Bembeyaz bir sayfaya mutluluk yazılsa...
581
10
Mert ARSLANARGUN
DELİ DİVANE
Eylül…Yüreklere safran sarısıKalbim değirmen taşında ezilen bir buğday tanesi…Yağan her yağmur tanesi suratıma tokat gibi çarpıncaKara gökler gibi karardı içimdeki mavilikler…Gönül bir dağ gibiydi eskidenKayıp gitti sensizken.Gönül şen bir bülbüldü eskidenSen bahçemde bir gülken…Şimdi suskunBoynum bükükEllerim koynundaGözlerim kapıdaBeklerim bir daha gelmeyecek bir sevgiliyi.Oysa ben,bir rüzgârdımSaçlarını okşayanBir nehirdimSana akanDenize kavuşunca durulanŞimdi sen yoksun Ben bir deliyimsana divane…Dünya dönse de artık bana virane…
Yağmur Berfin BENZER
12/E
11
İstanbul dinlesin sesini
Limandan uzaklaşırken
Çöz saçını, kaldır demir örgüleri
Hırçın saçlarını bırak rüzgâra
Ayaktayım, inadına hayattayım
Dercesine aç kollarını gecenin karanlığına
Gölgesine sığındığın gölgeleri bırak
Yıllarca boyun eğdin,
Kadındın,
Kandın
Aldandın.
Yeter!
Buraya kadar…
Yaprak yaprak kurudun
Duvar oldun
Lâl oldu dillerin
Geçti gitti gençliğin.
Buraya kadar…
Artık liman yok…
Demir alma zamanı
Yarın sabah maviliklerde
Yepyeni bir güne başlama zamanı…
Simay ÜLKÜ
12/E
12
MAVİ SATIR
,
ÖYLE GÜZEL Kİ
Seni görmek
Öyle güzel ki…
Gülüşün, bakışın öyle özel ki
Kapılıyorum elimde değil.
Sesini her duyduğumda
Çiçekler açıyor bir yerde
Mevsim ilkbahar oluyor
Kelebekler içimde kanat çırpıyor..
Seni görmek öyle güzel ki
Yüzümde kalmıyor hiçbir keder
Günleri toplasam, hepsi bir gün eder
O da çarçabucak geçer.
12/E
13
Asrın Ecem AKMAN
Anne,
Seninle geldiğimiz o yeşil tepe vardı ya,
O tepe çiçek kokusunu barut kokusuna bırakmış.
Anne,savaş neden bu kadar acımasız?
Anne vuruldum!
Korkuyorum anne
Ölmek istemiyorum
Daha çok erken gitmek için…
Anne, çok üşüyorum.
Silahlar neden soğuk?
Neden insanlar acımasız?
Neden?
Anne ölüyorum,
Senin kollarında olmak
Sıcaklığını duymak istiyorum...
Mikail GENÇ 10/C
14
SAVAŞ
.
ZOR
İçimdeki duyguların yok tarif.
Sadece koskoca bir belirsizlik
Karmakarışık duygular içindeyim
Seni gördüğümden beri…
Zor, inan ki çok zor
Sana kal diyememek
Son kez sarılmayı isteyememek
Kokunu unutmacasına içime çekmek
Bir şarkının nakaratı gibisin
Adın dilimde...
Çalıp duran bir plak gibisin beynimde
Ne yapsam ne etsem olmuyor
Seninle geçen günler
Rahat durmuyor
Hiç ummadığım bir anda seni hatırlıyorum
Zor, çok zor seni unutmak
Ummadığım bir anda gel
Hatıralar yetmiyor bana
Gel!
Canım diyebileyim sana.
12/E
15
Zeynep AYHAN
o
ALDIĞIMIZ ŞEKİLLER
içinden çıkılmaz bir hâl alırız.
Hayal edin. Mesela , annemiz bize pembe yalanlar söylerse bizim de bu
fırlatırsa...Artık sevgiden eser kalır mı? Bir baba, evin reisi, karısının kocası ,çocuklarının iyi kalpli kahramanı, karısını döverse…Bir oğul,o babanın oğlu , o da baba olduğunda evin yabancısı, karısının katili olursa
Bir kere daha hayal edin.Annemiz deniz mavisi düşler kurmamızı sağlarsa ,o deniz mavisi düşleri okyanus mavisi gerçeklere
seviye sahip çıkıp mutluluklarına etrafa yayarsa …
En güzeli de bir baba evin reisi,karısının kocası, çocuklarının iyi kalpli kahramanı olursa...
Hayal ettiniz mi? Hayaller gerçek olursa ne olur?
olumlu ya da olumsuz iki yönünü de anlattım. Benliğimizde olanlarla , kendi kalitemizi yaratmalı, kendi eşsiz güzelliklerimizi ortaya çıkarmalı; en önemlisi de insan olmalıyız.
Derya ARSLAN 12 / G
16
dikiş atmak yerine teğel atarsa o kumaşı alıp
ne olur? Eşsiz kötülükte, kalitesiz bir yaşam olur.
BİR KAR MASALI
Huzur verirUçuşan her kelebek
Bir görünür bir kaybolurBir varmış bir yokmuş diye başlayan
Masallar gibi...
Külkedisini prensese çevirenSihirli değneğiyle
Dünyamızı değiştirir bir periAldanışın en güzeli masallar gibi…
Kaf Dağı’nın ardından gelir,Cücelerin diyarından,
Kar küresi içindeki evdenSeyrederiz pencerelerden
10/C
17
Yağmur damlalarının sesleri tüm sokağa işlemişti. Sokağa çıkmak için hiç de uygun değildi hava. O çok severdi böyle havaları. Belki onu görürüm diye çıkmıştım zaten. Sokak lambalarının aydınlattığı küçük bir sokağa geldim. Gelmemiştim daha önceburalara…Kendimden başka kimseyi göremiyordum, ıssızlık ürpertiyordu bedenimi. Sırılsıklam olmama aldırış
o gölge yakınlaşıncaya kadar. Gölge yakınlaştıkça yüzü daha da belli oluyordu. Evet, evet bu kesin oydu. O yakınlaştıkça kalbim yerinden çıkacakmış gibi oluyordu. Dalgalı saçlarının ucundan su
olmuştu. Sırılsıklamdı ama bana doğru yürümeye devam etti. Bende ona doğru yürüyordum, iyice yakınlaştık. Nefesini duyacak kadar yakındım ona. Birkaç saniye bakıştık. Sonra tebessümle güldü. O gülünce gamzesine odaklandım. Gülüşü aynıydı. Gözleri de…Birden etraf aydınlandı, gözlerim onun gözünden ayrıldı. Şimşek çaktı. O anlık korkuyla onun kolunu tuttum. Bana baktı. Hemen bıraktım kolunu. Onunla konuşmayı çok istiyordum ama bunu yapamazdım.
kaldırdım kafamı. Bana bakıyordu. Gözlerime baksa anlayacaktı tüm duygularımı ama bakmıyordu. Bakmayı geç gözlerini kaçırıyordu benden. Ne yapmıştım ki ona? Ben bunu düşünürken bana; '' Seni
korkuyordum da bahane uyduruyordum işte.Yağmur damlaların eşliğinde yürümeye başladık. Aramızdaki boy farkına aldırış etmeden yanına sokuldum. Zaten 1.60 idim. Onun yanında daha da kısa
başlasam diye düşünüyordum ki bana ''Nasılsın?'' dedi. Ben de '' İyi gibi ya sen?'' dedim. Hayatıma ansızın giren ve yine ansızın çıkan sevgiliye başka ne denebilirdi… Yine karşımdaydı… Konuşmakla konuşmamak arasında tereddüt yaşayan ben, bir türlü onun çekiminden kurtulamıyordum.
var sana. İçim rahat değil. Söyleyeceklerimi dinle, istersen bir daha görmem seni. Karşına da çıkmam bir daha. “dedi. Ben daha ne söyleyeceğimi bilemeden, ayaklarım onun adımlarına uymuştu bile.
Garson iki çay getirdi masaya. Bir yudum çayından aldıktan sonra gözlerini gözlerime dikerek “ Bana güvenmiyorsun artık, gözlerini kaçırmandan belli.” dedi. Susuyordum. Öfke, Sevgi, merak duyguları aynı anda yaşanır mı? Ben sussam da gözlerim beni ele veriyordu.“Babamı bilirsin çok mütevazı ve cana yakın bir insandır.” dedi. Evet, anlamında kafamı salladım. “ Babam, gerçek babam değilmiş. Hayatımdaki bütün gerçekler domino taşı gibi bir bir yıkıldı… Kendimi aldatılmış hissettim. O anda sen de dâhil olmak üzere bana ait olmayan bu sanal dünyanın içinde bir girdaba girdim. Yani kısacası bunalıma girdim. Kaçtım senden, ailemden… Kimdim ben? Bugün bunun cevabını biliyorum. Geçmişin bilinmezliğini aralayamasam da önümdeki geleceği görüyorum. Bu gelecekte sen de varsın. Bunu geç de olsa anladım. ” dedikten sonraelini masaya uzattı ve avuçlarını açtı. Gözlerime bakarak “Bu el güvenebileceği, sevebileceği bir el buldu. Bundan sonra da bırakmayı düşünmüyor. “dedi.Elimi avuçları arasına aldı. Yüreğim bir kuş gibi çırpınıyordu. Hiç beklemediğim bir anda bana uzanan elleri, içimi eritiyordu. Pembeleşen yanaklarımı görmesin diye başımı hafifçe öne eğdim. Oradan kaçıp
Kaderine boyun eğen bir ceylan gibi olacaklara razı bekliyordum. Ellerimi kaçırmadım. Gözlerimi de… Artık geleceğin gizli şifreleri yüreğime kazınmıştı. O benim kaderimdi. O da bunu biliyor gibi “Doğacağın günü ve yaşayacağın hayatı sen seçemezsin ama kaderini sen belirleyebilirsin.”dedi.Dışarıda yağmur yağıyordu. O anı unutulmaz kılacak sözler, yağmur senfonisiyle birlikte geldi: - Benimle evlenir misin ?
NUTİYE SAMUR 10/B
18
DÜŞÜNDÜM DE
Neden “sen” ve “ben”iz de biz değiliz?
Haydi tut elimden,dünya sensiz tatsız,
Beraber tanıyalım hayatı,
Zorluklar bırakmasa da peşimizi
Felek savursa da günün birinde bizi
İnadına devam ettirelim sevgimizi.
Düşündüm de,
Neden büyük bir aşk olmasın bizimkisi?
Öyle ki yaşanmamış olsun böylesi…
Leyla mı, Mecnun mu?
Onlarınki kitaplarda kalmış, belli ki hikâye…
Çağlar boyu anlatılsın dursun
Aşkı bilmeyen onlarla avunsun.
Aşkı arama boşuna
Çünkü gerçek aşkın hikâyesi bizde…
Düşündüm de
Düş olmasın.
Düş olma…
Düş…
UĞUR TAŞ 9/A
19
Ali’sinde mi Ayşe’sinde mi, diye
MUTLULUK MU?
Çoğumuzun hayatından hiç çıkmayan, neredeyse birlikte yatıp
sorunları,işsizlik, savaşlar ve daha nice etkenler mutsuz insanları
bize bir faydası olmaz. Mutlu olabilmek için de sebepler bulmalıyız. Elin tutuyorsa, gözün görüyorsa, sevdiklerin yanındaysa uzakta arama mutluluğu. Eğer hâlâ yaşıyor ve nefes alabiliyorsan buna şükretmelisin. Mutsuzum diyerek hayatınızı kabusa döndürmeyin. Her zaman etrafınıza iyi enerjiler gönderin, mutluluğu etrafınıza yayın. Tıpkı bir güneş gibi…
sevdiğim bir hocamın bir sözü vardır:” İnsan ilk önce kendini
para biriktiririz gelecek için…Aynı şeyi hayata da katmalıyız yani mutluluk biriktirmeliyiz. Küçük bir gülümseme ile başlayın mesela ...
dünyada sonsuza kadar misafir değiliz,geçici dertler için bu kadar üzülmeye gerek var mı? Elindekilerle mutlu olmayı bilmeliyiz. Cebi
sunar insana. Örneğin sabah kalktınız, hava yağmurlu...Tepkiniz ne olur? İyi mi kötü mü?. İşte siz verdiğiniz tepkilerle yaşıyorsunuz. Hayat ne iyidir ne de kötü. Hayatı nasıl görüyorsanız, hayat size
Nurgül ŞİMŞEK 12/A
20
AŞK ÜZERİNE
ölümlü dünyada ölümü
duygudur aşk. O nedenle şair :” Her ın tarifi öyle
Aşk, a
düşen iflah olmaz , simgesi değil midir? Ya
Hem dertlenir hem neşelenir? İki zıt
duygu arasında gelgitler yaşar âşık.
Fuzulî gibi … “
, aşkın
nun içindi
Ya filmler? Aşkın geçmediği filmlerin tadı tuzu
bile bir aşk sahnesi .
yüzyıllar geçse de aşklar . “A
yeniden…” diyenler
nasıldır? Alevli Ama saman alevi misali.
gibi yani. Bir gün bakıyorsun aşkım aşkım diyen yarın , bir başk Şimdi bu aşk
mı? Olsa olsa aşkın taklidi...
Aşk, Bir insanın elini tutmadan, öpmeden de
sev . Mesela gözlerle aşkı aşkın olmalı.
dizinde bakışlarınız
Karşı taraf bilme z. Belki bilir de
nlü “Lavinia” şiir i böyle bir aşk şiiridir. İsmi de anlamlı…Lavinia; öl üm çiçeği … Böyle bir aşk insanı yaşarken ölüm değil, zulümdür . ,
günlerce ölürsünüz…
Aşk sevgilinin Bu e n daha
Sevdiğinin dönmeseler de bir ömür
boyu o aşkıyla yaşamıyorlar mı? ölümsüz âşıklar
ine ımışlar aşklarını. miyle değil, ruh uyla
Bugünün gençleri da bileklerde değil…Bu büyük(!) aşklar
“mış gibi bir aşkın ” ır. Küçümsediğim sanılmasın
ama böyle…
Aşkın
olmanız veya yakınında olmanız . olsa bir hevestir.
seviyormuş sevin. Sadece elleriniz değil , yürekleriniz de
bağlansın birbirine. Bir kişi yaşamalı
ölçülmemeli. olmalı. Aşk olsun!
olsun!
Eren Buğra KOÇ 11/E
21
bu duyguyu somutlaştıracak
biteceğinden korkar. “ El çek tabip ilacımdan
...
NEFESİMİZ ORMANLAR
Bizim gibi aynı toprakta
;
Ağaçların dallarında kuşlar şakı
Arılar,
kelebekler türlü
türlü çiçeklerinle
C dense sana yakışır.
Pınarların abı hayat olu
Ağaçların, yakacak olur, ısıtır
Gelin baltayı sokmayalım ormana,
Bir ateşle yakmayalım canımızı,
10/D
22
Bir sonraki e
-dergimizde
buluşmak üzere...
DERGİ TASARIMI SAYFA DÜZENİ: MENDUH YILMAZ