www.sihirlicivcivler.blogspot.com

Orman Yangınları

Okullar Açılıyor! Sen Okula Hazır mısın?

EYLÜL 2014 SAYI:6 YIL:1 Eğlenceli Bilim ve Aktivite Dergisi

Yaz tatilinin gelmesiyle birlikte sokaklar çocuklarla doldu taştı. Koşan, bisiklet süren, ip atlayan, saklambaç, körebe, bezirgânbaşı ve futbol oynayan çocuklar sokakları doldurdu. Artık sokaklardan cıvıl, cıvıl çocukları geliyor. Ormanlarda ise aileler hep birlikte pikniklerini yapıyor, oyunlar oynuyor ve koşup zıplıyor. Bizde Sihirli Civciv Dergisi olarak tam yaz tatiline uygun cıvıl, cıvıl bir dergi hazırladık. Ayrıca bu ay dergimizde bir de yarışma düzenliyoruz. Sorduğumuz soruların cevabını sihirli-civciv@hotmail.com e-mail adresine gönderen ve çekilişte kazanan kişiye not defteri hediye edeceğiz.Aynı zamanda Deniz Yıldızı ve Çevreci ile de tanışacağız. Çevreci de dergimize yeni katıldı. Bundan sonra her sayıda bizlerle beraber olacak. Durmayın dergimizi siz de takip edin.

Sinan Doğukan YILMAZ EDİTÖR

YIL:1 SAYI:6 SAHİBİ

Sinan Doğukan Yılmaz

İMTİYAZ SAHİBİ YIL YAPIM PRODÜKSON ŞİRKETİ

GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yayın Kurulu

EDİTÖR Sinan Doğukan Yılmaz

sinanordu34@hotmail.com

EDİTÖR YARDIMCISI Hatice Turgut

KAPAK TASARIMI Sinan Doğukan Yılmaz

GRAFİK TASARIM Sinan Doğukan Yılmaz

YIL YAPIM PRODÜKSYON ŞİRKETİ

ABONE İLİŞKİLERİ sihirli-civciv@hotmail.com

e-mail adresine girerek mesaj gönderin her yeni sayıyı ücretsiz bir şekilde e-posta adresinize

gönderelim.

Tüm hakları Yıl Yapım San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait olan Sihirli Civciv Dergisi’nde yayımlanan tasarım, konu ve yazıların her hakkı saklıdır.

Metinlerde yer alan görüşler yazarlarına, ilanların sorumluluğu ise ilan verenlere aittir.

Kaynak gösterilerek ve sitenin adı belirtilerek kullanılabilir. Aksi takdirde kullananlar için

yasal işlem başlatılacaktır. YIL YAPIM PRODÜKSYON ŞİRKETİ, 2014

Okullar açılıyor… Ben okulu, yeni bir şeyler öğrenmeyi, öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı çok özledim… Ve bu sevincimi sizlerle paylaşmak için biraz okulda neler yapılabileceğinden bahsettim. Size daha fazla bilgi vermeyeyim… Ayrıca yazımızın sonunda bir de yarışma var. Önce yazımızı okuyun. Çünkü yazımızın içinde yarışmayla ilgili bilgiler de var. Bu bulmacayı çözüp de cevaplarını bize e-mail adresimizden göndererek çekilişte çıkan 2 okurumuza bir not defteri hediye edeceğiz. Kolay gelsin…

OKULDAKİ ARKADAŞLIK BİR BAŞKA… Senin de okulda birçok arkadaşın vardır… Onlarla teneffüs aralarında da çok neşeli oyunlar oynadığına eminim. Peki, okulu bir de arkadaşsız düşlesek nasıl olur? Cevabını duyabiliyor gibiyim… Çekilmez bir yer olurdu değil mi? Mesela teneffüslerde arkadaşlarımızla evden getirdiğimiz yemişleri, kurabiyeleri paylaşabiliriz. Hem de böylece arkadaşlık bağlarımız güçlenir…

Resim dersini sevmeyen var mı?

Resim dersi hem sanatsal hem de ruhsal yönümüzü geliştiren aynı zamanda da bizi eğlendiren derslerin başında gelir. Resim hayallerimizi kâğıda döktüğümüz tek derstir. Resim dersinde sadece düşlediklerimizi hayal gücümüzü kullanarak dilediğimiz şekilde kâğıda dökeriz. Bu yüzden resim dersi aynı zamanda hayal gücümüzü de geliştirir.

KAPAK KONUSU-OKULLAR AÇILIYOR

YAZAN: Sinan Doğukan YILMAZ

Kitap okumaya ne dersin? Benim arkadaşlarımın arasında her zaman kitaplar yer alır. Çünkü kitaplar bizi maceradan maceraya sürükleyen, bizi sayfalarının arasına alıp eğlendiren bir kaynaktır. Bu yüzden kitaplarımı okurken onları gözüm gibi koruyor, hiç yıpratmamaya çalışıyorum. Size de bir önerim var. Mesela teneffüslerde arkadaşlarımızla kitap okuma yarışı yapıp kazanan arkadaşımıza da hepimiz birer kitap hediye edebiliriz. Çok güzel bir fikir değil mi?

Matematik hiç de zor değil… Matematik benim içinde zor bir dersti. Bunu babama açıkladım. Babam da çok çalışmamı ve çalışmamın sonunda başarıya ulaşacağımı söyledi. Ben de defterlerimi ve kitaplarımı karıştırdım. Bir de baktım ki matematik hiç de zor değil… Ayrıca birçok soru da çözdüm. Babamın da dediği gibi çok çalışmamın sonucunda başarıya ulaştım.

Müzik ruhun gıdasıdır… Müzik dersini her zaman severim… Çünkü müzik dersinde öğrendiklerimi eve geldiğimde anne ve babama da söyleyince çok mutlu oluyorlar… “Bize çok güzel bir konser verdin… Aferin sana!” sözlerini duyunca çok mutlu oluyorum. Ayrıca müzik dersinde farklı müzik aletlerini çalmayı öğrenebilmek de çok büyük bir zevk doğrusu…

Zil çalınca bahçeye koşalım Zrrrrr… Teneffüs zilini duyunca sevinçten havalara uçacak gibi oluyorum. Çünkü bahçede oyun oynamak çok eğlenceli. İlk teneffüs seksek, ikinci teneffüs saklambaç, üçüncü teneffüs yerden yüksek, dördüncü teneffüs yakalamaca, beşinci teneffüste ise yakan top oynuyoruz. Çok da eğlenceli geçiyor. Hele insanın bir sürü arkadaşı olunca…

Kulüp faaliyetleri de çok eğlenceli…

Bizim okulumuzda ve tüm okullarda eğitici ve eğlenceli birçok kulüp var. Sivil Savunma Kulübü, Satranç Kulübü, Turizm Kulübü, Kütüphanecilik Kulübü, Folklor Kulübü, İzcilik Kulübü ve daha neler, neler… Ben kitap okumayı çok sevdiğim için kütüphanecilik kulübünü seçtim. Benim sınıfımdan bir arkadaşım daha Kütüphanecilik Kulübünü seçmiş. İsteğinize ve ilginize göre kulüp seçebilir ve seçtiğiniz kulübün faaliyetlerine katılabilirsiniz…

Yarışma başlıyor

Size bir soru soracağız. Ve bu sorunun cevabını sihirli-civciv@hotmail.com adresine ya da bu sayfayı yazdırıp Karadeniz Mah. 1145. Sok. NO:29 DAİRE:3 adresine gönderene ve çekilişte kazanana not tutabilmeniz için çok güzel bir not defteri hediye edeceğiz… O zaman hiç beklemeden soruları cevaplayın ve e-mail adresimize ya da adresimize gönderin. Ancak sorumuzu cevaplarken cevabın yanında ad-soyadı ve adresinizi de belirtirseniz daha iyi olur. Haydi durmayın! Not defteri kazanın… NASA tarafından uzayda yetiştirilen ilk bitki aşağıdakilerden hangisidir? A)Mısır B)Buğday C)Pirinç D)Patates

Bana küsmüş gibi evde herkes. Nasıl da unuttular paylaşmayı bu kez. Ne çikolatamdan bir parçacık ne elmamdan bir lokmacık istediler. Ne oldu böyle nineme, kahvaltıya gelmedi benimle. – Kızım ben oruç tutuyorum, dedi. Hâlbuki sadece tespihini tutuyordu. Sofra da en az ninem kadar tuhaftı, kimse bana bakmadı. Çay bardakları uyuyakaldı, ekmek sepeti esneyip durunca. Çilek reçeli üzüldü, kavanozun kapağını kimse açmayınca. Durur muyum ben, hemencecik boşalttım onu pembe çiçekli kâseye. Kâse şaşırdı, – Ne işi var bu çileklerin burada, diye homurdandı. Of! Ne oluyor böyle; rüya mı görüyorum ben hâlâ. Dün yaramazlık yapıp unuttum mu yoksa? Aman! Demek ki huysuz kız olmanın zamanı geldi. Aldım çatalı kaşığı elime, başladım söylenmeye: – Hey! Güneşi görmediniz mi yoksa neden uyanmadınız hâlâ? Çın çın çınladı, şın şın şıngırdadı çay kaşığı. Sesime uyandı zeytin tabağı: – Biz bütün gece uyanıktık. Güzel mi güzel bir sofraya katıldık. – Gece vakti ne sofrası, yoksa misafir mi geldi gökyüzünün en şirin yıldızı? – Nasıl da bildin, hâlbuki uyuyordun derin derin. Bir yıldız geldi uyandırdı herkesi. Sıcacık uykunda göremedin hiçbir şeyi. – Ama bu haksızlık! Ben de görmek isterdim o yıldızı, nasıl da aydınlatmıştır gece vakti yuvamızı. – Ooo! Aydınlık ne kelime, bütün evler tutunup yıldızına çıktı bereketli bir yolculuğa… – Başka evlere de mi geldi bu yıldız? Ekmek sepeti gülümsedi hâlime. – Bütün pencereleri ışıldadı şehrin, merak etme otuz gün her gece gelecek bu misafirin. – Yaşasın! Bu gece uyumam ben de, gizlice beklerim yıldızımı pencerede. Uyudum sansın ninem annem, yakalarım kuyruğundan yıldızımı ben. Pembe çiçekli reçel kâsesi inanmadı sözüme: – Daha küçücük bir kızsın, ilk akşamdan uyursun, yıldız gelmeden kendini rüyalarda bulursun. – Dörttüm, beş oldum, bu sene çok büyüdüm. Çay bardağı: – Bence yapar bu küçük kız kafasına koyduğunu, herkesten önce yakalar bakın görün sahuru. – Sahur da kim, yoksa o mu yıldız misafirim? – Elbette onun adı sahur, sofralar hemencecik kurulur. Günün diğer bir ucunda bekler onu iftar kardeşi, nöbetleşe korurlar oruç ibadetini. Bir sahurda bir iftarda yer insanlar. Sonra sabırla şükredip doyarlar. – Anladım şimdi bu sabah neden boş kahvaltıda sandalyeler. Sahur yıldızına sarılmış iftara koşuyor büyükler. (Gonca Dergisi Ağustos 2013 sayısından alıntıdır.)

NELER OLUYOR

YAZAN: FATMA BÖREKÇİ

DENİZYILDIZI Denizlerde yaşayan canlılardan biri de denizyıldızı… Denizin derinliklerinde milyonlarca canlıyla birlikte yaşıyor. Denizyıldızlarını ben gökten düşmüş bir yıldıza benzetiyorum ya sen? Denizyıldızları o kadar çeşitli ki tam 2000 türü var. Bazıları mor, bazıları sarı, yeşil ya da kurşuni rengindedir. Ayrıca denizyıldızlarının bazı çeşitlerinin kolları o kadar kısa ki bakıldığı zaman beşgene benziyor. Denizyıldızları genellikle sığ sularda yaşar. Denizyıldızları o kadar ilginç canlılar ki ilk duyunca ben bile inanamadım. Denizyıldızları etle beslenen hayvanlar. Eğer avlarını yutamazlarsa midelerini dışarı çıkarıyorlar, avlarını mideleriyle sarıyorlar ve dış ortamda sindirip midelerini geri çekiyorlar. Denize gittiğinde garip ve biçimsiz bir denizyıldızı görebilirsin. Böyle denizyıldızları gördüğünde hiç şaşırma. Çünkü o kendini tamamlamaya çalışan bir denizyıldızı olabilir. Denizyıldızlarının vücutlarının bir parçası zarar görüp yerinden koparsa geri kalan parça kendini yeniliyor ve tamamlıyor. Denizyıldızları öldüklerinde ise kuruyup sertleşiyorlar.

DOĞADAKİ CANLILAR

YAZAN: SİNAN DOĞUKAN YILMAZ

Merhaba ben Çevreci… Sizlerle bundan sonra her sayıda buluşacağım. Bu ay sizlerle orman yangınlarını konuşmak istiyorum. Biliyorum yazın gelmesini dört gözle bekliyordunuz. Ve işte beklediğiniz yaz geldi. E yazın pikniğe gidilir. Ben de pikniğe gidiyorum. Ancak pikniğe giden bazı insanlar cam şişeleri yerlere atıyor. Ve bu cam şişelerden gelen ışınlar koskoca bir ormanı yok etmeye yetebilir.

ORMANLARIMIZ ÇÖPSÜZ DAHA DA GÜZEL… Çevreci arkadaşlarımla beraber ormana şöyle bir bakalım istedik. Bir de ne görelim? Ormanlar çöpten geçilmiyor. Bazıları meyve sularını içmiş atmış, bazıları da doğaya zarar veren naylon poşetleri ormana bırakmış. Ama bilmiyorlar ki naylon poşetler doğaya zarar vermekle kalmıyor, bu naylon poşetler yüzlerce yılda yok oluyor. Biz de ÇEVRECİLER olarak ormandaki bütün çöpleri topladık. Bir de baktık ki orman çöpsüz ne kadar da güzelmiş…

ÇEVRECİ

YAZAN: SİNAN DOĞUKAN YILMAZ

ORMAN YANGINLARININ SEBEPLERİ

Ormanlar gün geçtikçe azalıyor. Bunun sebebi ise sadece ve sadece biziz… Bazen yeni yaşam alanları açmak için ormanları yok ediyoruz bazen de bilinçsiz davranışlarımız yüzünden ormanlarımız yanıp kül oluyor. Tabii ormanlarda sadece ağaçlar yok. Sincaplar, karıncalar, bizim için yararlı mikroorganizmalar ve daha birçok canlı da yok oluyor. Orman yangınlarına bazen de insan sağlığı için çok zararlı olan içilip söndürülmeden atılan sigaralar sebep oluyor. Söndürülmeyen mangal ateşi, en başta da dediğim gibi cam şişeler oluşması yıllarca süren ormanları birkaç saatte yok ediyor. Bir de bu gün bizlere bir çoban eşlik etti. Meğerse ormanlar onlar içinde çok önemliymiş. Keçiler otları yiyor ve biz çocuklar için inek sütünden bile daha yararlı bir süt ortaya çıkarıyorlarmış. Eğer biz ormanları yok etmeye devam edersek keçiler de aç kalacakmış ve biz de o çok yaralı sütlerle beslenemeyecekmişiz. Ben bu duruma çok mu çok üzüldüm arkadaşlar.

PEKİ, ORMAN YANGINLARINI NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ? Orman yangınlarını önlemesi çok da zor değil aslında… Mesela bir orman yangını olduğunda ALO 177 ORMAN YANGIN HATTI’NI aramalısın. Orman yangınları yüzünden hava kirliliği ve çölleşme olur. Havayı temizleyen ormanlar yok olduğuna göre sen de yeni ormanlar oluşturabilirsin. Ya da ormanları koruması için TEMA VAKFI’NA bağışta bulunabilirsin. Böylelikle ormanların yok olması önlenebilir.