(ss-01) preoperatif stop- olabilecek postoperatif pulmoner...

21
UYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif STOP-BANG Anketinin Obstruktif Uyku Apne Sendromu ile İlişkili Olabilecek Postoperatif Pulmoner Değişiklikleri Öngörmedeki Değeri Özlem Erçen Diken 1 , Adem İlkay Diken 2 , Adnan Yalçınkaya 2 , Banu Gülbay 3 , Turan Acıcan 3 , Emre Demir 4 , Sertan Özyalçın 5 , Mehmet Emir Erol 5 1 Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Çorum 2 Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı, Çorum 3 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Ankara 4 Hitit Üniversitesi, Biyoistatistik Bölümü, Çorum 5 Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi, Çorum Amaç: Koroner arter cerrahisi gibi acil operasyonlarda, preoperatif dönemde göğüs hastalıkları tarafından değerlendirilen ve postoperatif dönem için risk verilecek hastalarda, OSAS'dan şüphelenildiğinde polisomnografi yapacak zaman ve şartlar bulunmayabilir. Çalışmamız, OSAS ile ilişkili olabilecek postoperatif komplikasyonların preoperatif dönemde polisomnografi yapılmadan öngörülebilmesinde STOP-BANG anketinin kullanılıp kullanılamayacağını değerlendirmek için planlanmıştır. Gereç-Yöntem: Çalışmaya kalp damar cerrahisinde Haziran 2015 ile Aralık 2016 arasında koroner arter bypass cerrahisi yapılan ve preoperatif dönemde göğüs hastalıkları konsültasyonu istenen hastalar alındı. STOP BANG anketi uygulandı. STOP BANG anket puanı 0-2 arası (hafif risk) olanlar grup 1, 3-4 arası (orta risk) olanlar grup 2, ve STOP BANG puanı 5-8 arası (yüksek risk) olanlar grup 3 olarak alındı. Postoperatif komplikasyonlarla ilişki incelendi. Bulgular: Çalışmaya 61 olgu alındı. STOP BANG puanına göre OSAS riski yüksek olgular %36,1 idi. STOP BANG grup 1, 2 ve 3 arasında ekstübasyon sonrası 1. saatteki saturasyon değişkeni (p<0,001) ve extübasyon sonrası CPAP süresi (p=0,012) açısından istatistiki olarak anlamlı farklılık vardır. Yoğun bakım üniversitesinde yatış günü grup 1 olguların ortalama 2.42 gün, grup 2 olguların 2.30 gün, grup 3 olguların 3.41 gündü (p=0.012). Grup 3 olgularının % 77.3’ünde postoperatif birinci gün hipoksemi gözlendi (p<0,001). STOP BANG grup 1, 2 ve 3 ile postoperatif pulmoner komplikasyondan CPAP ihtiyacı arasında ilişki görüldü (p=0.001). Postoperatif değişiklikler tablo 1’de gösterilmiştir. Sonuç: STOP BANG gibi basit bir anketle, koroner arter cerrahisi gibi acil operasyonlarda, preoperatif dönemde OSAS tanısı olma ihtimali ve postoperatif dönemde OSAS ile ilişkili olabilecek komplikasyonlar öngörülebilir. Anahtar Kelimeler: OSAS, preoperatif değerlendirme, STOP BANG, Uyku Apne

Upload: others

Post on 10-Feb-2020

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

UYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL

(SS-01)

Preoperatif STOP-BANG Anketinin Obstruktif Uyku Apne Sendromu ile İlişkili

Olabilecek Postoperatif Pulmoner Değişiklikleri Öngörmedeki Değeri

Özlem Erçen Diken1, Adem İlkay Diken

2, Adnan Yalçınkaya

2, Banu Gülbay

3, Turan Acıcan

3,

Emre Demir4, Sertan Özyalçın

5, Mehmet Emir Erol

5

1Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Çorum

2Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı, Çorum

3Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Ankara

4Hitit Üniversitesi, Biyoistatistik Bölümü, Çorum

5Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi, Çorum

Amaç:

Koroner arter cerrahisi gibi acil operasyonlarda, preoperatif dönemde göğüs hastalıkları

tarafından değerlendirilen ve postoperatif dönem için risk verilecek hastalarda, OSAS'dan

şüphelenildiğinde polisomnografi yapacak zaman ve şartlar bulunmayabilir. Çalışmamız,

OSAS ile ilişkili olabilecek postoperatif komplikasyonların preoperatif dönemde

polisomnografi yapılmadan öngörülebilmesinde STOP-BANG anketinin kullanılıp

kullanılamayacağını değerlendirmek için planlanmıştır.

Gereç-Yöntem:

Çalışmaya kalp damar cerrahisinde Haziran 2015 ile Aralık 2016 arasında koroner arter

bypass cerrahisi yapılan ve preoperatif dönemde göğüs hastalıkları konsültasyonu istenen

hastalar alındı. STOP BANG anketi uygulandı. STOP BANG anket puanı 0-2 arası (hafif risk)

olanlar grup 1, 3-4 arası (orta risk) olanlar grup 2, ve STOP BANG puanı 5-8 arası (yüksek

risk) olanlar grup 3 olarak alındı. Postoperatif komplikasyonlarla ilişki incelendi.

Bulgular:

Çalışmaya 61 olgu alındı. STOP BANG puanına göre OSAS riski yüksek olgular %36,1 idi.

STOP BANG grup 1, 2 ve 3 arasında ekstübasyon sonrası 1. saatteki saturasyon değişkeni

(p<0,001) ve extübasyon sonrası CPAP süresi (p=0,012) açısından istatistiki olarak anlamlı

farklılık vardır. Yoğun bakım üniversitesinde yatış günü grup 1 olguların ortalama 2.42 gün,

grup 2 olguların 2.30 gün, grup 3 olguların 3.41 gündü (p=0.012). Grup 3 olgularının %

77.3’ünde postoperatif birinci gün hipoksemi gözlendi (p<0,001). STOP BANG grup 1, 2 ve

3 ile postoperatif pulmoner komplikasyondan CPAP ihtiyacı arasında ilişki görüldü

(p=0.001). Postoperatif değişiklikler tablo 1’de gösterilmiştir.

Sonuç:

STOP BANG gibi basit bir anketle, koroner arter cerrahisi gibi acil operasyonlarda,

preoperatif dönemde OSAS tanısı olma ihtimali ve postoperatif dönemde OSAS ile ilişkili

olabilecek komplikasyonlar öngörülebilir.

Anahtar Kelimeler: OSAS, preoperatif değerlendirme, STOP BANG, Uyku Apne

Page 2: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Tablo 1: STOP BANG anketine göre postoperatif komplikasyonlar ve takipleri

(SS-02)

Diafragma Patolojisi Olan Hastalara Polisomnografi Gerekli Mi?

Özlem Oruç1, Sema Saraç

1, Gülgün Afşar

1, Özgür Bilgin Topçuoğlu

2, Serda Kanbur Metin

3,

İrfan Yalçınkaya3, Merve Tepetam

4, Gökhan Kırbas

5

1Süreyyapaşa EAH Göğüs Hast. bölümü

2süreyyapaşa eah nöroloji bölümü

3süreyyapaşa eah göğüs cerrahis bölümü

4Süreyyapaşa EAH allerji bölümü

5Dicle üniversitesi Göğüs hast ABD

Amaç:

Respiratuar yakınmalar diafragma plikasyon operasyonu için bir endikasyon sayılırken uyku

hastalıkları gözden kaçabiliyor.Bu çalışmada diafragma patolojileri ile birlikte olan uyku

bozukluklarını saptamayı; özellikle Diafragma evantrasyonu olan hastalarda obstruktif uyku

apne varlığını araştırmayı hedefledik.

Page 3: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Gereç-Yöntem:

2014-16 yılları arasında Süreyyapaşa EAH horlama, uykuda nefes durması yakınmaları olan

minitorokatomi ile diafragma plikasyonu yapılan hastalara uygulandı.Bütün hastalara

operasyon öncesi ve sonrası tüm gece Polisomnografi ( PSG )uygulandı.Operasyon öncesi ve

sonrası PSG,solunum fonksiyon testleri(SFT),Epworth uykululuk skalası (ESS) karşılaştırıldı.

Bulgular: Toplam 12 hastanın 7 si erkek yaş ortalaması48(27-60) Vücut kitle indeksi:25(20-

30)kg/m2. 9 (%75) hastada OSA görüldü.Postop Apne- hipopne indeksi(AHI), ESS, SFT

hepsinde olumlu düzelmeler görüldü.

Sonuç: Dafragma patolojisi olup semptomları olan tüm hastalara PSG yapılmalı, OSA tesbit

edilenler opere edilmelidir. Bu sayede uzun vadede OSA ile görülen comorbid hastalıklar

önlenmiş olur.

Anahtar Kelimeler: OSA, Diafragma evantrasyonu, Polisomnografi

(SS-03)

Obstruktif uyku apne ön tanısında tiroid fonksiyon testlerinin önemi ve gerekliliği

Deniz Doğan, Nesrin Öcal

Gülhane Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları, Ankara

Amaç: Obstruktif uyku apne sendromu (OSAS) hipotiroidizm ile ayırıcı tanısı önemlidir. Bu

çalışmada OSAS ön tanısı ile PSG testine alınan olgularda olası tiroid fonksiyon

bozukluklarının sıklığının ortaya konması ve tiroid fonksiyon testlerinin gerekliliğini

irdelemek amaçlanmıştır.

Gereç-Yöntem: Uykuda solunum bozuklukları ön tanısı ile tüm gece PSG testine alınan 309

hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Hastalara ait demografik veriler, vücut kile

indeksleri, PSG skorları ve tiroid fonksiyon test sonuçları derlendi.

Bulgular:

Tüm olguların genel yaş ortalaması 38.46 ± 12.34, vücut kitle indeksi (VKİ) ise 28.14 ± 4.08

olarak saptandı. Olguların 279’u (%90.3) erkek, 30’u (%9.7) kadındı. PSG sonuçları apne-

hipopne indeksine (AHİ) göre gruplandırıldı. Olguların 91’inde (%29.45) AHİ<5 olup bu

olgular non-OSAS grubu olarak tanımlandı. 80 olguda (%25.89) hafif-OSAS, 60’ında

(%19.42) orat-OSAS, 78’inde (%25.24) ise ağır OSAS saptandı (Tablo1). AHİ gruplarına

göre yaş, VKİ, T3, T4, TSH ortalamaları kıyaslandığında gruplar arasında anlamlı fark

saptanmadı (Tablo 2). Tüm olguların tiroid fonksiyon testleri ayrı ayrı incelendiğinde ise 7

(%1.8) olguda klinik hipotiroidizm, 9 (%2.9) olguda ise subklinik hipotiroidizm bulunduğu

izlendi. klinik hipotiroidizm saptanan olguların PSG sonuçlarına bakıldığında 4’ünün non-

OSAS, 2’sinin hafif-OSAS, 1’inin ise ağır-OSAS olduğu izlendi. subklinik hipotiroidizm

saptanan olguların ise sadece 1’i non-OSAS olup diğerleri farklı derecelerde OSAS olarak

saptandı (1 hafif-OSAS, 4 orta-OSAS, 3 ağır-OSAS).

Sonuç:

Olguların %5.18’inde klinik veya subklinik hipotiroidizm saptanmış olması ve bu olguların

%50’sinin non-OSAS veya hafif-OSAS grubunda olmaları, tiroid fonksiyonlarının mutlaka

incelenmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. OSAS benzeri semptomlarla başvuran

Page 4: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

hastalarda kolay uygulanabilir bir tarama yöntemi olan tiroid fonksiyon testlerinin yapılması

klinik açıdan önemli ve gereklidir.

Anahtar Kelimeler: uyku apne, OSAS, tiroid fonksiyonları, vücut kitle indeksi, AHİ

Tablo 1

Tablo 1. Olguların AHİ skorlarına göre yaş ve vücut kitle indesklerinin (VKİ) dağılımı.

(gruplar arasında anlamlı fark yok, p>0.05).

Page 5: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Tablo 2

Tablo 2. Olguların AHİ skorlarına göre tiroid fonksiyon test sonuçlarının dağılımı. (gruplar

arasında anlamlı fark yok, p>0.05).

(SS-04)

Anasınıfı Çocuklarında Uyku Alışkanlıkları Ve İlişkili Faktörler

Sevgi Pekcan1, Yasemin Durduran

2, Meltem Energin

1, Bahar Çolpan

3

1Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı,

Konya 2Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Konya

3Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı, Konya

Amaç:

Doğumdan çocukluk çağının bitiş dönemine kadar uykuyla ilgili parametrelerde değişimler

olmaktadır. Çocuklarda kaliteli uyku için, uyku hijyeni kurallarına uyulması önemlidir. Bu

çalışmada Konya il merkezinde anasınıfı çocuklarında uyku alışkanlıkları ve uyku sürelerinin

saptanması, uyku hijyeni ile ilgili problemlerinin değerlendirilmesi ve ilgili faktörlerin

belirlenmesi amaçlandı.

Gereç-Yöntem:

Konya il Merkezinde bulunan anasınıfı çocuklarında yapılan çalışmanın örneklemini 390

çocuk oluşturdu. Okul listeleri İl Milli Eğitim Müdürlüğünden alınarak, rastgele seçilen

anasınıfı olan okul ve anaokullarına gidildi. Veri toplama aracı olarak çocukların ebeveynleri

tarafından doldurulan anket kullanıldı.

Page 6: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Bulgular:

Çalışmada 390 annenin çocuklarının %58.5’i erkekti, ailelerin %83.6’sının bir-iki çocuğu

vardı. Çocukların %77.2’sinin kendi odası vardı. Annelerin %15.4’ü uykuya dalmadan

çocuğuna müzik dinletmiş, %42.1’i ninni söylemişti. Halen çocuklarına kitap okuyan %51.0

anne oldu. Çocuğunu uyuturken kitap-masal okuma, babası lise- yükseköğrenim mezunu

olanlarda diğerlerinden fazlaydı. Annelerin %50.3’ü ise çocuklarının gece lambası, %39.0’u

oda lambası; %12.3’ü radyo/televizyon açıkken uykuya dalıyordu. Uyku sırasında gece

lambası veya radyo/televizyon açıkken uykuya dalma; devlet okuluna gidenlerde, annesi 35

yaş-altında olanlarda diğerlerine göre fazlaydı. Çocukların %3.8’i halen emzikle uyuyordu.

%54.1’i bebekliğinde emzirirken uyumuştu. Annelerin %18.5’i bebeklikte uykuya dalması

için çocuklarını kundak yaparken, bebekken çocuklarının kollarını saran %21.0, ayakta

sallayan %58.7, salıncak veya battaniye ile sallayan %21.8 anne vardı. Çocukların %27.9’u

her zaman sırtüstü, %13.8’i yüzüstü, %27.9’u yan yatarak, %1.5’i oturarak, kalanlarda farklı

şekillerde uyuyordu. Çocukların %52.8’i halen hiçbir zaman kendi başına yatağında

yatmıyordu.

Sonuç:

Bizim toplumumuzda uyku hijyeninde çocuk ve ailelerde uyum problemi olup ailelere

konuyla ilgili farkındalık eğitimlerinin verilmesinin doğru bilgi kazanımında ve uyku hijyeni

uygulamalarına destek olacağı düşüncesindeyiz.

Anahtar Kelimeler: Anasınıfı Çocuklları, Uyku alışkanlıkları, Uyku hijyeni

(SS-05)

Obstruktif Uyku Apne Sendromlu Olgularda Serum Heparanaz Düzeyleri İle

Endotelyal Disfonksiyon İlişkisi

Asiye Kanbay1, Halil İbrahim Yakar

1, Abdullah Özkök

2, Serçin Özkök

3, Mümtaz Takır

4

1Istanbul Medeniyet Universitesi Göztepe EAH Göğüs Hast ABD

2Istanbul Medeniyet Universitesi Göztepe EAH Nefroloji Hast ABD

3Istanbul Medeniyet Universitesi Göztepe EAH Radyoloji Hast ABD

4Istanbul Medeniyet Universitesi Göztepe EAH Endokrinoloji Hast ABD

Amaç:

Obstruktif uyku apne sendromu (OSAS) ve kardiyovasküler hastalıklar (KVH) arasında

günümüzde doğrudan bir ilişki olduğu iyi bilinmektedir. Heparanaz, proteoglikanların

heparan sülfat yan zincirlerinin bölünmesinde rol oynayan bir enzimdir. Heparanazın,

inflamasyon ve aterosklerotik plakların hassasiyeti ile ilişkili olduğu yakın zamanda

gösterilmiştir. Çalışmamızda OSAS tanılı olgularda SHD ve endotel disfonksiyonu ile OSAS

ağırlığı arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık.

Gereç-Yöntem:

OSAS tanısı olan 120 hasta (ortalama yaş: 52 ± 12 yıl, E/K: 72/48) ve 31 kontrol grubu

(ortalama yaş: 46 ± 13 yıl, E/K: 14/17) çalışmaya alındı. OSAS ağırlığı, apne-hipopne indeksi

(AHI) ile belirlendi. FMD, endotel disfonksiyonunun göstergesi olarak ölçüldü. Tüm

olguların SHD, ELISA ile ölçüldü.

Page 7: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Bulgular:

Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında OSAS’ ın ağırlığı ile korele olarak SHD istatiksel

anlamlı düzeyde yüksek gözlendi (p <0.001). Ayrıca kontrol grubu ile karşılaştırıldığında

OSAS’ ın ağırlığı ile korele olarak FMD, istatiksel anlamlı düzeyde düşük bulundu (p

<0.001). OSAS'lı hastalarda serum heparanaz düzeyi, AHİ, FMD ve Hb-A1c ile anlamlı

olarak ilişkili bulundu. SHD'nin OSAS'lı hastalarda VKİ ile anlamlı derecede ilişkili olduğu

bulundu (r = 0.30, p = 0.001), ancak kontrol grubunda SHD ile VKİ ilişkisi bulunamadı

(p=0.82). Lineer regresyon analizinde, SHD ve VKİ’ nin, AHI için bağımsız prediktör faktör

olarak bulundu (sırasıyla p <0.001 ve p = 0.006). SHD ve ürik asit seviyeleri lineer regresyon

analizinde FMD' nin bağımsız prediktör faktörü olduğu bulundu.

Sonuç:

SHD, OSAS şiddeti (AHI) arttıkça anlamlı bir şekilde arttığı izlendi. Aynı zamanda SHD

azaldıkça olgularda FMD yanıtının olmadığı izlendi. OSAS' lı hastalarda heparanaz

düzeyindeki artış, bu hastalardaki artmış kardiyovasküler hastalıklar oranını açıklayabilir.

Anahtar Kelimeler: Obstruktif Uyku Apne sendromu, Heparanaz, Endotelyal Disfonksiyon

(SS-06)

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Tanısında Ve Tedavi Takibinde İdrar

Biyobelirteçleri; Lipokalin Tip Prostaglandin-D Sentaz Ve F2- İzoprostan

Murat Türk1, Oğuz Köktürk

1, Zeynep Işıkdoğan

1, Canan Yılmaz Demirtaş

2

1Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara

2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Ankara

Amaç:

Bu çalışma ile obstrüktif uyku apne sendromunun (OSAS) varlığı, şiddeti ve tedavi yanıtının,

oksidatif stres belirteçleri olan lipokalin-tip prostaglandin D sentaz (L-PGDS) ve F2-

izoprostan idrar düzeyleri ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Metod:

Çalışmaya 52’si hasta, 26’sı kontrol grubu olmak üzere toplam 78 gönüllü dahil edildi.

Kontrol grubundan ilk PSG gecesi öncesi ve sonrası, hasta grubundan ilk PSG ve titrasyon

geceleri öncesi ve sonrası idrar örnekleri alındı. Her iki belirteç idrar düzeyleri ELISA

yöntemi ile tayin edildi.

Sonuçlar:

Hasta grubunda uyku öncesi ve sonrası L-PGDS düzeyi daha yüksekti (sırası ile 1.211±1.49

vs 0.44±0.41, p=0.002 ve 1.47±1.61 vs 0.47±0.32, p<0.001). Her iki belirteçte ilk PSG gecesi

uyku sonrasında, uyku öncesine göre belirgin artış izlendi (L-PGDS için 1.211±1.49 vs

1.47±1.61, p=0.03; F2-izoprostan için 6.82±7.06 vs 8.59±8.95, p=0.037). Kontrol grubunda

her iki belirteçte artış saptanmadı. Titrasyon sabahında L-PGDS ve F2-izoprostan

düzeylerinde geceye göre azalma izlendi. Titrasyon sabahındaki F2-izoprostan düzeyinde, ilk

PSG sabahına göre anlamlı düşüş saptandı (6.19±6.82 vs 8.59±8.95, p=0.002). Apne-hipopne

indeksi ile her iki belirteç arasında anlamlı korelasyon saptanmadı.

Page 8: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Tartışma:

Bu bulgular tedavi edilmemiş obstrüktif uyku apne sendromunda gece boyunca belirgin bir

oksidatif stres olduğunu; L-PGDS ve F2-izoprostanın OSAS varlığının ve tedavi yanıtının

değerlendirilmesinde kullanılabileceğini göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Obstrüktif uyku apne sendromu, oksidatif stres, biyobelirteç

Tablo

Page 9: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

(SS-07)

Cpap Kullanım Süresinin Lipid Profili Üzerine Etkisi

Doğan Atan1, Nurcan Yurtsever Kum

2, Kürşat Murat Özcan

3, Hüseyin Dere

2

1Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz AD, Çorum

2Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, KBB Kliniği, Ankara

3Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz AD, Giresun

Amaç:

Çalışmamızın amacı Tıkayıcı Uyku Apne Sendromu (TUAS) tedavisinde Devamlı pozitif

havayolu basıncı (CPAP) kullanımının lipid profili üzerine etkisini araştırmaktır.

Gereç-Yöntem:

Çalışma orta veya ağır TUAS tanısıyla CPAP kullanan 48 hasta ile yapıldı. Kontrol grubuna

ise yapılan Polisomnografi (PSG) sonucu AHİ<5 olan, hasta grubu ile yaş ve cinsiyet

açısından uyumlu 39 birey dahil edildi. Hasta grubunun CPAP kullanım süreleri yıl olarak,

günlük kullanım süreleri ise saat olarak kaydedildi. Hasta grubu ile kontrol grubunun

trigliserit, total kolesterol, HDL ve LDL değerleri istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Hasta

grubunun CPAP tedavisi öncesinde ve CPAP kullanımı sırasında trigliserit, total kolesterol,

HDL ve LDL parametrelerine bakıldı ve istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Ayrıca CPAP

kullanım süresi ve kullanım saati ile bu parametrelerdeki değişimlerin korelasyonu

istatistiksel olarak karşılaştırıldı.

Bulgular:

Trigliserit, TUAS grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek olarak bulundu

(p= 0.024). CPAP kullanımı ile trigliserit istatiksel olarak anlamlı derecede azalmıştır

(p<0.001). CPAP toplam kullanım süresi ve günlük kullanım süresine göre yapılan

karşılaştırmada; CPAP kullanım yılı arttıkça HDL düzeyi istatistiksel olarak anlamlı derecede

artarken (p= 0.039), CPAP’ın günlük kullanım saati artıkça total kolesterol düzeyinde azalma

görülmüştür (p= 0.049).

Sonuç:

CPAP tedavisi, CPAP kullanım süresi arttıkça HDL’de artışa neden olarak lipid profilinin

düzelmesine katkı sağlamaktadır. Günlük CPAP kullanım süresi artması, total kolesterol

düşmesine neden olarak lipid profilinde düzelmeye neden olmaktadır. CPAP tedavisinin lipid

profiline olumlu etkileri toplam CPAP kullanım süresi ve günlük kullanım süresi arttıkça

belirginleşmektedir.

Anahtar Kelimeler: uyku apne sendromu, devamlı pozitif havayolu basıncı, kolesterol, hdl

(SS-08)

Cerrahi Tedavi Sonrası Gelişen Kompleks Uyku Apnesi

Ahmet Cemal Pazarlı1, Ali Kahraman

2, Handan İnönü Köseoğlu

1

1Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi,Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı,Tokat

2Lüleburgaz Özel Bir Nefes Hastanesi,Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği,Kırklareli

Page 10: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Amaç:

OSAS nedeni ile cerrahi tedavi uygulanmış hastada gelişen komplex uyku apne sendromu

nedeni ile vakamız sunulmuştur.

Olgu:

38 erkek hasta tanıklı apne,gündüz uyku hali,halsizlik ve horlama şikayetleri ile

başvurdu.Hastanın vucut kitle indexi (VKI) 21.5 kg/m2 ve ek hastalık öyküsü yoktu.Hastaya

uygulanan tüm gece polisomnografi (PSG) tetkikinde apne hipopne indexi (AHİ) 23,4 h

olarak tespit edildi ve titrasyon uygulandı.Hastada mallampati class 3 tespit edildi, hasta cihaz

kullanmayı kabul etmemesi üzerine cerrahi tedavi olarak anterior palatoplasti

uygulandı.Hastanın cerrahi tedavi sonrası şikayetlerinde artma tespit edildi. Kontrol PSG'de

AHİ’ nin 45.9 h olduğu gözlendi, ve hastaya CPAP titrasyonu uygulandı.CPAP titrasyonu

sonucu hastada komplex uyku apne sendromu (Com-SaS) gelişti.Kontrol CPAP titrasyonunda

santral apne –hipopne indeksinin >5 olması üzerine BPAP titrasyonu uygulandı. BPAP/ST

reçete edilen hasta kontrolde tüm şikayetlerinde gerileme ve santral AHİ <5 sağlandı ve takibe

alındı.Hastanın PSG ve titrasyon uyku verileri tabloda hipnogram sonuçları ise şekil 1 ve 2’de

verilmiştir

Sonuç:

Com-Sas; Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OSAS) tanısı nedeniyle PAP tedavisi uygulanan

bazı olgularda, PAP tedavisi sonrası daha önceden olmayan santral apnelerin veya var olan

santral apnelerin artması ile karakterize bir klinik tablodur. Ağıziçi araç ve cerrahi tedavi

sonrası, olgu sunuları şeklinde de olsa benzer tablonun yayınlanması nedeniyle, ileride Comp-

SAS tanımının yalnızca PAP tedavisi değil, “OSAS tedavisi sonrasında.…” şeklinde

değişmesi muhtemeldir.

OSAS'da ilk tedavi seçeneği PAP tedavisidir. Ancak PAP kullanamayan veya tolere

edemeyen hastalarda cerrahi tedavi ilk seçenek olabilir.OSAS için uygulanan birçok cerrahi

yöntem tarif edilmiştir.

Vakamızda cerrahi tedavi sonrası OSAS şiddetinin artması ve tedavide Com-Sas gelişmesi

nedeni ile sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: apne-hipopne indeksi, anterior palatoplasti, komplex uyku apne

sendromu

Page 11: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Şekil 1

A-Tanı polisomnografi hipnogram B-Titrasyon hipnogram

Şekil 2

A-Cerrahi tedavi sonrası polisomnografi hipnogram B-Cerrahi tedavi sonrası CPAP

titrasyonu hipnogram

Page 12: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Tablo.Polisomnografi ve titrasyon sonucu uyku verileri

Tanı PSG Titrasyon

Cerrahi

sonrası PSG

Cerrahi sonrası

CPAP Titrasyonu

Cerrahi sonrası

BPAP Titrasyonu

Toplam uyku

süresi (dakika) 300 356 261.7 381.3 245.9

Uyku etkinliği

(%) 89.4 87,1 83.2 89.2 84.5

REM (dakika)*

(%) 38.5/12.8 47.8/13.4 52.0/19.9 134.0/35.1 53.5/21.8

Evre 1 (dakika)*

(%) 13.0/4.3 7.9/2.2 21.0/8 29.0/7.6 3.0/1.2

Evre 2 (dakika)*

(%) 110.5/36.8 98.3/27.6 126.2/48.2 127.8/33.5 143.5/58.4

Evre 3 (dakika)*

(%) 138.0/46 114.9/32.2 62.5/23.9 90.5/23.7 45.9/18.7

AHİ 23.4 0.7 45.9 3.6 2.7

AHİREM 3.1 0.9 25.4 3.1 2.2

AHİNREM 26.4 0.6 50.9 3.9 2.8

AHİSUPİN 49.1 0.9 34.9 4.5 1.9

AHİSOL-SAĞ

YAN 14.6-3.4 0-1.2 22.7-8.2 3.4-0 2.9-4.8

Santral apne

sayısı 3 0 3 13 3

Obstrüktif apne

sayısı 10 0 60 9 3

Mixt apne sayısı 4 1 4 1 2

Hipopne sayısı 100 2 134 1 1

Uyanıklık O2

saturasyonu 92 94 94 95 95

Ortalama O2

saturasyonu 92 93 93 94 95

Minimum O2

saturasyonu 76 88 77 90 91

ODİ 32.4 2.8 55.9 3.5 3.7

En uzun apne

süresi (saniye) 62 24 47 19 13

yku evreleri toplam uyku amanının yü desi ve dakika olarak verildi, REM:Rapid Eye

Movement AHI:Apne Hipopne indeksi, ODİ: oksijen desaturasyon indeksi

Page 13: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

(SS-09)

Arnold Chiari Malformasyonu ve Santral Uyku Apne Sendromu

Gülgün Çetintaş Afşar1, Sema Saraç

1, Özgür Bilgin Topçuoğlu

2

1Sağlık Bilimleri Üniversitesi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve

Araştrma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları 2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve

Araştrma Hastanesi, Nöroloji Bölümü

Amaç:

ICSD -3 sınıflamasında uyku ile ilişkili solunum bozuklukları alt grubunda yer alan santral

uyku apne sendromu PSG de tüm apne ve hipopnelerin %50’den fazlasının santral tipte

olması ile karakterize bir hastalık tablosudur. Medikal Hastalığa bağlı Cheyne-Stoke (CSB)

olmadan santral uyku apnesi alt grubunda en sık görülen patolojiler santral sinir sistemi

lezyonları (vasküler, neoplastik, travmatik, demiyelinizan vs.) ve son dönem böbrek

hastalığıdır Arnold chiari malformasyonu olan olgu ile santral uyku apne sendromu ve

tedavisini tekrar gözden geçirmeyi amaçladık.

Olgu:

H.D; 54 yas K

2013 yılında merkezimize horlama, uykuda nefes durması (tanıklı apne), gündüz uyku hali

şikayetleri ile başvurdu. Sigara kullanım öyküsü olmayan hasta astım tanısı ile de takip

edilmekteydi. VKİ: 32/kg/m², ESS 10 idi. Hastaya o dönemde merkezimizde uyku apne ön

tansı ile polisomnografi yapıldı. (Tablo 1)

Beyin MR Arnold Chiari ile uyumlu bulgular izlendi ve Beyin Cerrahisine yönlendirildi.

Hasta kontrole gelmedi.

09/01/2017 de Horlama, uykuda nefes durması ve gündüz uyku hali şikayetlerinin devam

etmesi nedeni ile tekrar başvurdu. ESS: 3

2015 yılında opere olduğu ancak tam bir düzeltme sağlanamadığı öğrenildi. Nöroloji

konsultasyonu istendi. 20/01/2017Beyin MR:Serebellar tonsiller foramen magnuma doğru

9mm herniye olarak raporlandı. Tekrar PSG yapıldı. (Tablo 2)

19/03/2017 PSG ile birlikte titrasyon yapıldı. 8 cmH2O basınçta hastanın santral apneleri

dahil anormal solunum olayları ortadan kalktı. (AHI:0/saat)

Sonuç:

Santral Uyku apne sendromu Obstrüktif uyku apne sendromuna göre daha nadir görülmekle

birlikte öncelikle tedavisi altta yatan patolojinin düzeltimesidir. Ancak bu her zaman mümkün

olmamaktadır. PAP tedavi seçeneği göz önünde bulundurulmalı ve uygun PAP cihazı

uygulanmalıdır.

Anahtar Kelimeler: horlama, arnold chiari malformasyonu, santral apne

Page 14: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

PSG Bulguları 2013

Time in bed (dk) 507 dk

TST (dk) 247 dk

Uyku etkinliği (%) %50

N1 dk,% 18.5dk %7.5

N2 dk,% 138.5dk (%56)

N3 dk,% 60.5 dk (%24.5)

REM dk,% 29.5 dk (%11.9)

T. AHI 56/saat

Santral AI 23/saat

Obstrüktif AI 9.75/saat

Santral HI 0/saat

Obs. AHI 34.75/saat

Ort O2 Sat % %92

Min O2 Sat % %76

PSG Bulguları 2017

Time in bed (dk) 452 dk

TST (dk) 352 dk

Uyku etkinliği (%) %77.7

N1 dk,% 17 dk (%4.8)

N2 dk,% 257 dk (%73)

N3 dk,% 68.5 dk (%19.5)

REM dk,% 9.5 dk (%2.7)

T. AHI 36.14/saat

Santral AI 21/saat

Obstrüktif AI 3.41/saat

Santral HI 0/saat

Obs. AHI 12.41/saat

Ort O2 Sat % %94

Min O2 Sat % %73

Page 15: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

(SS-11)

Katapleksili Narkolepsili Bir Olgu Sunumu

Sevda Yıldız Gökçeer1, Özlem Ad Çobanoğlu

2, Füsün Mayda Domaç

2, Gökçen Akar Öztürk

3,

Reyhan Gürer4

1Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji

Kliniği ve Uyku Merkezi İstanbul 2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroloji ve uyku

Merkezi İstanbul 3Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji

Kliniği İstanbul 4Sağlık Bilimleri Üniversitesi Üsküdar Devlet Hastanesi Nöroloji Kliniği İstanbul

Gündüz aşırı uykululuk hali önemli bir toplum sağlığı sorunudur.Gündüz uykululuk birçok

nedenden oluşabilir. Katapleksili Narkolepsi ise nadir görülen santral orijinli bir hipersomni

olup gündüz uyku atakları,aşırı gündüz uykululuğu,duygusal uyaranlarla tetiklenen kas

güçsüzlüğü öyküsüyle gelen hastalarda akla gelmelidir. Toplumda Katapleksili Narkolepsi

nadir olup % 0,02-0,06 oranları arasında gözlenmektedir. Biz bu sunumumuzdaki olgumuzla

Katapleksili Narkolepsiye farkındalık yaratmayı amaçladık.

Olgumuz 23 yaşında erkek hasta,aşırı uykululuk,unutkanlık,dalgınlık yakınmaları ile

polikliniliğimize başvurmuş olup ayrıntılı anamnezinde gülme ve ağlamalar ile yere düşmeleri

olduğu, uykuya dalma ve uyanma sırasında hallüsinasyonlar gördüğü öğrenildi. Yapılan tüm

gece polisomnografisi normal olup ardından yapılan Çoklu Uyku Latans Testinde (MSLT de)

uyku latansı 7.5 dakika olup 2 SOREM izlenmiştir. Katapleksili Narkolepsi tanısı alan

hastaya Modafinil tedavisi başlanmış ve 45 dakikalık gündüz uyku şekerlemesi (nap)

önerilmiş ve hasta tedaviden fayda görmüştür.

Sonuç olarak gündüz aşırı uykululuğu olan hastalarda Narkolepsinin akla gelerek gündüz

uyku atakları, uyku paralizisi, katapleksi, hipnogojik ve hipnopompik hallüsinasyonların

sorgulanması önem taşımaktadır.

Anahtar Kelimeler: hipersomni, katapleksi, narkolepsi, uyku atakları

(SS-12)

Katapleksisiz Narkolepsi Bir Olgu Sunumu

Özlem Ad Çobanoğlu1, Sevda Yıldız Gökçeer

2, Gökçen Akar Öztürk

3, Reyhan Gürer

4, Füsun

Mayda Domaç1

1Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroloji Kliniği ve

Uyku Merkezi İstanbul 2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Numune Hastanesi Nöroloji ve Uyku Merkezi

İstanbul 3Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji

Kliniği İstanbul 4Sağlık Bilimleri Üniversitesi Üsküdar Devlet Hastanesi Nöroloji Kliniği İstanbul

Gündüz uykuluk nedenleri arasında Tip 2 Narkolepsi, katapleksinin olmaması ile tip 1

Page 16: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Narkolepsiden ayrılmakta ve gündüz aşırı uykululuk ile giden idiopatik hipersomni, ilaca

bağlı hipersomni gibi birçok gündüz uykululuğa neden olan hastalıkla karışmaktadır.

Tanımlamasında en az 3 aydır önlenemez gündüz uyku atakları olması, katapleksinin

olmaması, Çoklu Uyku Latans Testinde (MSLT)uyku latansının 8 dakika ve altında olması ve

en az 2 SOREM görülmesi ile aşırı gündüz uykululuğa yol açacak başka bir nedenin

olmaması ile tanı konulan bir hastalıktır. Biz bu olgumuzla katapleksili narkolepsiye göre

daha sık görülen bu hastalığın tanısında MSLT önemini vurgulamak istedik.

Olgu:

19 yaşındaki kadın hasta gün içinde aşırı uykululuk, dikkatinin azalması, sabah kalkmada

güçlük yakınması ile uyku kliniğimize başvurdu. Yapılan tüm gece Polisomnografi (PSG) ve

Çoklu Uyku Latans Testi tetkiklerinde; PSG de uyku etkinliği %90 olup AHI: 1,26 bulunmuş,

MSLT de uyku latansı 4,9 dakika ve 2 SOREM (Sleep Onset Rem) saptanmıştır.

Sonuç:

Biz bu olgu sunumumuzda katapleksisiz narkolepsi tanısı alan hastamız nezdinde gündüz aşırı

uykululuk yapacak diğer nedenlerin ekarte edilmesi halinde polisomnografisi normal olan

hastalarda santral orijinli hipersomnilerin atlanmaması ve hipersomni nedenlerinin ayrımı için

PSG+MSLT tetkiklerinin önemli olduğu görüşündeyiz.

Anahtar Kelimeler: çoklu uyku latans testi, gündüz uykululuk, hipersomni, narkolepsi

(SS-13)

İdiopatik Hipersomnili bir Olgu Nedeniyle Aşırı Gündüz Uykululuğunun ve Uyku

Sarhoşluğunun İrdelenmesi

Sevda Yıldız Gökçeer1, Reyhan Gürer

2, Özlem Ad Çobanoğlu

3, Gökçen Akar Öztürk

4, Füsun

Mayda Domaç3

1Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji

Kliniği ve Uyku Merkezi İstanbul 2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Üsküdar Devlet Hastanesi Nöroloji Kliniği İstanbul

3Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroloji Kliniği ve

Uyku Merkezi İstanbul 4Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji

Kliniği İstanbul

Aşırı gündüz uykululuk toplumda çok sık görülmekte olup bir çok uyku bozukluğuna da eşlik

etmektedir. İdiopatik Hipersomni ise gündüz aşırı uykululuğun 16anı sıra gece uyku

etkinliğinin %90 gibi yüksek olması, gündüz uykululuğu açıklayacak uyku apne sendromu,

narkolepsi, katapleksi, yetersiz uyku sendromu, geç veya erken uyku faz değişikliği, ilaç veya

madde kullanımına bağlı uykululuk hali gibi nedenlerin dışlandığı kişilerde akla gelmelidir.

Biz bu sunumumuzda gündüz uykululuk, uyku sarhoşluğunun klinik tablosunu irdeleyerek

idiopatik hipersomninin katapleksisiz Narkolepsi ve diğer hipersomnilerden ayrımında

PSG+MSLT nin önemini vurgulamayı amaçladık.

Olgumuz 29 yaşında sabahları uyanamama, çok yorgun kalkma, gündüz aşırı uykululuk hali,

dikkat azlığı ve unutkanlık yakınmaları ile başvuran bir erkek hasta olup, anamnezinde

katapleksi, narkolepsi düşündürecek bir bulguya rastlanmamıştır. Yapılan

Page 17: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

polisomnografisinde uyku etkinliği %89, AHI: 0,1 bulunup, PSG si normal olarak

değerlendirilmiştir. Ardından yapılan MSLT de uyku latansı 6 dakika ve 1 SOREM

gözlenmiştir. Eşlik eden başka bir hastalığı saptanamayan hastaya Modafinil başlanmış ve

hasta bu tedaviden fayda görmüştür.

İdiopatik Hipersomni tanısı gündüz uykululuğa neden olacak hastalıkların ekarte edilmesi

sonrası yapılan 24 saatlik polisomnografide veya 7 günlük aktigrafi süresince en az 660

dakika uyuyan kişilerde veya Çoklu Uyku Latans Testinde (MLST) uyku latansının 8 dakika

ve altında olması ve/veya birden az SOREM bulunması kriterlerini karşılaması halinde konur.

İdiopatik Hipersomninin patofizyolojisi halen tam bilinmemekte olup, genel popülasyonda

milyonda 20-50 oranında görüldüğü hesaplanmaktadır. Sıklıkla 10-30 yaşları arasında

görülüp, hastaların yaklaşık %50 sinde aile öyküsü mevcuttur. Sonuç olarak hipersomnilerin

ayırıcı tanısında çoklu uyku latans testi polisomnografiyi takip eden günde yapılması gereken

olmazsa olmaz testimiz olduğu görüşündeyiz.

Anahtar Kelimeler: çoklu uyku latans testi, gündüz uykululuk, idiopatik hipersomni, uyku

sarhoşluğu

(SS-14)

Uykuda Solunum Bozukluğu ve Narkolepsi Birlikteliği: 2 Olgu Sunumu

Sevda Yıldız Gökçeer1, Özlem Ad Çobanoğlu

2, Reyhan Gürer

3, Gökçen Akar Öztürk

4, Füsun

Mayda Domaç2

1Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji

Kliniği ve Uyku Merkezi İstanbul 2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroloji ve Uyku

Merkezi İstanbul 3Sağlık Bilimleri Üniversitesi Üsküdar Devlet Hastanesi Nöroloji Kliniği İstanbul

4Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji

Kliniği İstanbul

Gündüz aşırı uykululuğa neden olan iki hastalığın aynı kişide görülmesi nadir değildir. Bu

gibi durumlarda tanıda gri zone diyebileceğimiz komorbid durumlara dikkat çekmek üzere iki

olgumuzu sunmayı amaçladık:

Olgu 1:

Gündüz aşırı uykululuk, unutkanlık, sabah yorgun kalkma, şikayetleri ile başvuran 24

yaşındaki erkek hastada yapılan polisomnografide uyku etkinliği %84, AHI: 6,48 olup sırtüstü

pozisyonda oksijen satürasyonunun%88 e düştüğü ve hipopnelerinin arttığı gözlenmiş, Çoklu

Uyku Latans Testinde (MSLT)ise uyku latansı 4 dakika olup 5 Nap te 5 kez SOREM

saptanmıştır. Bu bulgularla hastada Katapleksisiz Narkolepsi (Narkolepsi Tip 2) ve

pozisyonel hafif Obstruktif Uyku Apne Sendromu (OUAS) birlikteliği düşünülerek KBB

konsültasyonu yapılmış pozisyon önerileri uygulanmış ve Uyku Kliniğimizce Modafinil

tedavisi verilerek takibe alınmıştır.

Olgu 2:

Gündüz aşırı uykululuk, dikkat azlığı, unutkanlık, nadiren horlama yakınmaları ile gelen 32

yaşındaki kadın hastanın yapılan polisomnografisinde uyku etkinliği %87,5 tüm

Page 18: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

pozisyonlarda Rem ve Nrem de saatte horlama indeksi 80.1 olup AHI: 0.80 bulunmuştur.

MSLT de uyku latansı 2,3 dakika olup 5 Napte 4 SOREM izlenmiştir. Bu bulgularla hastada

Katapleksisiz Narkolepsi ve Basit Horlama birlikteliği düşünülmüş ve KBB Konsültasyonu

sonrası alerjik rinit tanısı konularak medikal tedavi verilmiş sonrasında Uyku Kliniğinden

Narkolepsi Tip 2 için takibe alınmış, Modafinil tedavisi başlanmıştır.

Sonuç olarak uykuda solunum bozuklukları, uykuda hareket bozuklukları, huzursuz bacak

sendromu ve santral hipersomniler birlikte görülebilebilmekte ve OUAS olan olgularda önce

OSAS ve / veya huzursuz bacak sendromu tedavi edilerek OUAS lu olgularda gerekirse

CPAP ile MSLT yapılmalı ve tanı netleştirilmelidir.

Anahtar Kelimeler: çoklu uyku latans testi, gündüz uykululuk, narkolepsi, polisomnografi,

uyku apne sendromu

(SS-15)

Uykuda Yeme Alışkanlığı(SRED) Olan Olgu Sunumu

Mustafa Çam

Denizli Devlet Hastanesi Nöroloji Kliniği Denizli

Giriş:

Uyku ile ilişkili yemek yeme bozukluğu (SRED), genellikle non- REM uyku evresinde

görülen bir parasomni olarak tanımlanır. İstemsiz bir şekilde ortaya çıkan tekrarlayıcı yemek

yeme ya da içme atakları ile karakterizedir. Olguların çoğunda olay sırasında bilinç düzeyinde

azalma vardır. SRED varlığında ortaya çıkan temel sorunlar; garip ve uygunsuz hatta toksik

özellikte gıda tüketimi, uyku ile ilişkili yaralanma, kilo artışı ve ek sağlık problemleridir. Bu

yazıda uykuda yemek yeme alışkanlığı sonucu kilo artışı yakınması olan olgu sunulmaktadır.

Olgu:

38 yaşında erkek hasta sabah kalktığında yastığında yemek artıkları olması nedeniyle

kliniğimize başvurdu. Geceleri yemek yeme alışkanlığı olduğu halde bunu hatırlamadığını

ifade ediyordu. Özgeçmiş ve soygeçmişinde özellik yoktu. Hasta poliklinik başvurusu

sırasında psikiyatrik hastalık tanısı ile 1 yıldır antidepresan ve antipsikotik ajan kullanıyordu.

Kilosu 110 kg olarak saptanmış olup son 1 yılda 10 kg aldığını söyledi. Hastanın laboratuar

ve beyin görüntüleme tetkikleri normal bulundu. Polisomnografi ’de orta düzey OSAS

saptandı. EEG normal saptandı. Çekim sabahı hasta atak konusunda sorgulandı ve hasta

olanları hatırlamadığını söyledi. Topiramat başlanan hastada kısmi düzelme saptandı.

Tartışma:

20-40 yaşları arasında ve kadınlarda daha sık görülür. SRED, tüm yemek yeme

bozukluklarının %16,7’sini oluşturmaktadır. Çoğu hasta tanısız kalmaktadır. Ayırıcı tanı bu

açıdan oldukça önemlidir. Özellikle psikiyatrik bozuklukların eşlik ettiği diğer yemek yeme

bozuklukları ile karışabilmektedir. Antidepresan ve antipsikotik ajanlar, SRED için

predispozan özelliktedir. SRED tanısı ICSD-3 tanı kriterlerine göre klinik olarak konmaktadır

ve tanı için PSG zorunlu değildir. SRED tedavisi topiramat ve dopaminerjik ajanlar ile

olmaktadır. SRED beklenenden sık görülen ve ayırıcı tanı açısından akılda bulundurulması

gereken bir hastalıktır.

Anahtar Kelimeler: SRED, uyku, yemek

Page 19: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

(SS-16)

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu İle Birliktelik Gösteren Solunum Yetmezliği Olgusu

Handan İnönü Köseoğlu

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Tokat

Olgu:

69 yaşında kadın hasta. Bir ay önce solunum yetmezliği tanısıyla dış merkezde yatırılarak

tedavi verilmiş. Horlama, tanıklı apne, gündüz aşırı uyku hali yakınmaları nedeniyle uyku

apne sendromu ön tanısıyla polisomnografi (PSG) yapılmış. PSG’de apne hipopne indeksi

(AHİ): 93.84, (toplam 696 solunumsal olayın 131 obstrüktif apne, 181 mikst apne, 28 santral

apne, 356 hipopne) en uzun apne süresi 34.2 saniye, uyanıklık oksijen saturasyonu %82, gece

minimum oksijen saturasyonu %55, oksijen desaturasyon indeksi: 98.97 tespit edilmiş. Fizik

muayenede; beden kitle indeksi: 37.5, boyun çevresi: 42 cm, bel çevresi: 130 cm, Epworth

Uykululuk Skoru: 21 tespit edildi, kifoskolyoz mevcuttu. Ek hastalıkları; KOAH (uzun etkili

β2 agonist+İKS, uzun etkili antikolinerjik), hipertansiyon (perindopril + indapamid) idi.

Sigara: 40 pkt/yıl, aktif içiciydi. SFT’de FEV1: %59 FVC: %58, FEV1/FVC: %71.9,

uyanıkken oda havasında alınan arter kan gazında pH: 7.39, pCO2: 59.5 mmHg pO2: 51.2

mmHg O2 sat: %85.2 tespit edildi. Ekokardiyografi yapıldı; sağ kalp boşlukları dilate, PAB:

45 mmHg idi. Ağır dereceli OSAS (Obstrüktif uyku apne bozuklukları), KOAH, kifoskolyoz

(Tıbbi bozukluklara bağlı uyku ilişkili hipoventilasyon) tanıları olan hastaya PAP titrasyonu

yapıldı. IPAP: 22 cmH2O, EPAP:18 cmH2O basınçlarda BPAP-ST cihazıyla birlikte nazal

oksijen tedavisi reçete edildi. Olgu OSAS ile birliktelik gösterebilecek ikincil patolojilerin

olabileceğine dikkat çekmek amacıyla sunuldu.

Sonuç:

OSAS birçok patolojiye eşlik edebilir. Bu nedenle OSAS'lı olgular değerlendirilirken altta

yatan diğer uyku bozuklukları ve ikincil klinik durumlar açısından olgular irdelenmeli ve

tedavi planı buna göre yapılmalıdır.

Anahtar Kelimeler: obstrüktif uyku apne sendromu, KOAH, kifoskolyoz

Page 20: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Şekil 1: Olgunun Akciğer Grafisi

Page 21: (SS-01) Preoperatif STOP- Olabilecek Postoperatif Pulmoner ...uykuder.com/wp-content/uploads/2017/06/kongre2017-SÖZEL.pdfUYKUDER 2017 BİLDİRİ ÖZETLERİ – SÖZEL (SS-01) Preoperatif

Şekil 2: Titrasyon Gecesine Ait Basınç Grafisi