sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/files/su kalitesi yönetimi... · web viewgünümüz...

95
T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI 2. ORMANCILIK VE SU ŞÛRASI 2017 SU KALİTESİ YÖNETİMİ ÇALIŞMA GRUBU RAPORU SORUMLU BİRİM: SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 27 ŞUBAT 2017 1

Upload: vuongnhi

Post on 14-Mar-2018

234 views

Category:

Documents


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

T.C.ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI

2. ORMANCILIK VE SU ŞÛRASI2017

SU KALİTESİ YÖNETİMİ ÇALIŞMA GRUBU RAPORU

SORUMLU BİRİM: SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ27 ŞUBAT 2017

1

Page 2: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Su Kalitesi YönetimiÇalışma Grubu

Başkan : Prof. Dr. Erdem GÖRGÜNBaşkan Yrd. : Prof. Dr. Sinan UYANIKKoordinatör : Ceren YÜCEÇAMRaportör : Prof. Dr. Muzaffer DÜĞEL, Doç. Dr. Cüneyt Nadir SOLAK,

Özlem YİĞİTLER

Çalışma Grubu Listesi

Adı-Soyadı Kurumu Görevi1 Bilal DİKMEN Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı2 Mahir ÖZCAN* Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı3 Nermin ANUL Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı4 Sibel Mine GÜÇVER Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Şube Müdür V.5 Zakir TURAN Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Şube Müdür V.6 Dr. Rukiye DOĞANYİĞİT Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Şube Müdür V.7 Özgür ÇAKMAK Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Şube Müdür V.8 Arife ÖZÜDOĞRU Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Şube Müdür V.9 Sevil BOLAT UÇAR Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Şube Müdür V.10 Dr. Emine FAYDAOĞLU Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Şube Müdür V.11 Ceren YÜCEÇAM Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Mühendis12 Aslıhan URAL Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Mühendis13 Fatih EKMEKÇİ Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Şube Müdürü14 Fatma Aysun KAPLAN Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Şube Müdürü15 Özlem YİĞİTLER Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mühendis16 Belkıyse Kaya Meteoroloji Genel Müdürlüğü Ziraat Müh.

17 Ayşe Gül Bayraktar Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Kimya Yük. Müh.

18 Selim Şahin Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü Şube Müdürü

19 Burcu YAZICI Türkiye Su Enstitüsü (SUEN) Uzman20 Prof. Dr. Sedat YERLİ Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi

21 Prof. Dr. Mehmet EKMEKÇİ Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi

22 Prof. Dr. Ülkü YETİŞ Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi23 Prof. Dr. Kahraman ÜNLÜ Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi

24 Prof. Dr. Hasan YAZICIGİL Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi

25 Prof. Dr. Kadir ALP İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi26 Prof. Dr. Erdem GÖRGÜN İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi27 Prof. Dr. Oya OKAY İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi28 Prof. Dr. Sinan UYANIK Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi

29 Prof. Dr. Mehmet ÇAKMAKÇI Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi

30 Prof. Dr. Nilsun DEMİR Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi31 Doç. Dr. Oktay ÖZKAN Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi32 Prof. Dr.Muzaffer DÜĞEL Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi

2

Page 3: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Adı-Soyadı Kurumu Görevi33 Prof. Dr. Meriç ALBAY İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi34 Prof. Dr. Mehmet KİTİŞ Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi35 Prof. Dr. Ubeyde İPEK Munzur Üniversitesi Öğretim Üyesi

36 Prof. Dr. Bülent KESKİNLER Gebze Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi

37 Doç. Dr. Cüneyt Nadir SOLAK Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi

38 Prof. Dr. Ayşe MUHAMMETOĞLU Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi

39 Prof. Dr. Mustafa DEĞİRMENCİ Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi

40 Serap KANTARLI Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü Şube Müdürü

41 Ahmet DOĞAN Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Uzman

42 Yusuf GÜRBÜZ Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Kimya Müh.

43 Dursun ÖZDOĞAN Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Mühendis

44 Sabiha ASLAN Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Çevre Yük. Müh.

45 Dr. Mehmet BİNGÖL Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Gıda Müh.

46 Caner ZEYREK Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü Hidrojeoloji Yük. Müh.

47 Nusret GÜNGÖR Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,Maden İşleri Genel Müdürlüğü Şube Müdürü

48 Asuman AKDOĞAN İçişleri Bakanlığı, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Şube Müdürü

49 Recep ŞAHİN Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yard.50 Murat YÜKSEL ASKİ Şube Müdürü

51 Dr. Yasemin ERTEN KAYA İZSU Birim Sorumlusu

52 Yasemin ÖZGÜL İSKİ Şube Müdürü53 Dr. Selma AYAZ TÜBİTAK-MAM Enstitü Müdürü54 Ercan Sütlü WWF-Türkiye55 Doç. Dr. Ahmet APAYDIN Jeoloji Mühendisleri Odası Mühendis56 Şinasi HERDEM Çevre Mühendisleri Odası Mühendis57 Nizamettin ŞENTÜRK Jeotermal Derneği Yönetim Kurulu Üyesi58 Dale LEE ROHE MWH Mühendis59 Susie ROY Amec Fosfer Wheeler Jeolog60 François BAUDARY NIRAS Mühendis

*Su Kaynaklarının Planlanması ve Hidroloji Çalışma Grubu üyesi iken görev değişikliği sebebiyle Su Kalitesi Yönetimi Çalışma Grubu’nda çalışmıştır.

3

Page 4: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

İçindekiler

YÖNETİCİ ÖZETİ...................................................................................................................7

1. GİRİŞ................................................................................................................................10

2. MEVCUT DURUM.........................................................................................................14

2.1. Dünyadaki Su Kaynaklarının Mevcut Potansiyeli.........................................................14

2.2. Türkiye’deki Su Kaynaklarının Mevcut Potansiyeli......................................................15

2.3. Su Kaynaklarının Mevcut Kalitesi.................................................................................19

2.4. Türkiye’deki Atıksu Arıtma Tesislerinin Durumu ve Atıksu Arıtma Teknolojileri......29

2.5. Sulama Suyu Kalitesi.....................................................................................................32

2.6. Su Kalitesi Yönetimi Konusunda AB Mevzuatı............................................................33

2.7. Su Kalitesi Yönetimi Konusunda Ulusal Mevzuat........................................................33

2.8. Türkiye’de Su Kalitesi Yönetimi Konusundaki İdari Yapı...........................................35

2.9. Türkiye’deki Su Kaynaklarında Gerçekleştirilen İzleme Çalışmaları...........................36

2.10. Türkiye’deki Su Kaynaklarında Gerçekleştirilen Su Kalitesi Değerlendirme ve İyileştirme Çalışmaları..............................................................................................................40

3. KARŞILAŞILAN DARBOĞAZLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ.............................45

3.1. Su Kalitesi Yönetimi Konusunda Mevzuat Geliştirme İhtiyacı....................................45

3.2. Su Kalitesi Yönetimi Konusunda İdari Yapılanma İhtiyacı..........................................45

3.3. Türkiye’deki Atıksu Arıtma Tesisleri ve Arıtma Teknolojilerine ilişkin Sorunlar.......46

3.4. Türkiye’deki Su Kaynaklarında Gerçekleştirilen İzleme Çalışmalarında Yaşanan Sorunlar.....................................................................................................................................47

3.5. Türkiye’deki Su Kaynaklarında Gerçekleştirilen Su Kalitesi Değerlendirme ve İyileştirme Çalışmalarında Yaşanan Sorunlar..........................................................................48

3.6. Personel, Eğitim ve Kaynak İhtiyacı.............................................................................49

4. SONUÇ VE ÖNERİLER................................................................................................50

4.1. Yasal Hususlar...............................................................................................................50

4.2. İdari Hususlar.................................................................................................................51

4.3. Teknik Hususlar.............................................................................................................52

4.4. GZFT Analizi.................................................................................................................55

5. KAYNAKLAR.................................................................................................................56

6. EKLER.............................................................................................................................57

4

Page 5: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

5

Page 6: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

KISALTMALAR

AAT Atıksu Arıtma Tesisi

AB Avrupa Birliği

BOİ Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı

CBS Coğrafi Bilgi Sistemi

ÇKS Çevresel Kalite Standartları

ÇŞB Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

DKMP Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü

DSİ Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

GMTY Günlük Maksimum Toplam Yük

GTHB Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

GZFT Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar, Tehditler

HES Hidroelektrik Santral

KOİ Kimyasal Oksijen İhtiyacı

OSB Organize Sanayi Bölgesi

OSİB Orman ve Su İşleri Bakanlığı

SÇD Su Çerçeve Direktifi

SUEN Türkiye Su Enstitüsü

SYGM Su Yönetimi Genel Müdürlüğü

TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu

YSD Yeraltı Suyu Direktifi

6

Page 7: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

TABLO LİSTESİ

Tablo 1. Türkiye’de 2010 ve 2023 yılları için su kullanım miktarlarının sektörel dağılımı (Kınacı, 2012)...........................................................................................................................17Tablo 2. Çeşitli ülkelerde kişi başına su tüketimleri (Kınacı, 2012)........................................17

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 1. Kaynağına göre 2014 yılı kullanılan su miktarı (TÜİK, 2016)...................................16Şekil 2. 2014 yılı sektörlere göre çekilen su miktarı (TÜİK,2016)..........................................16Şekil 3. Türkiye’de 2010 ve 2023 yılları için su kullanımlarının sektörel dağılımı (Kınacı, 2012).........................................................................................................................................17Şekil 4. Yıllara göre tarımsal ilaç kullanımı (Kaynak: TÜİK, 2016).......................................20Şekil 5. Yıllara göre gübre kullanım miktarı (TÜİK, 2016).....................................................21Şekil 6. 2015 Yılı Hayvan Sayıları (TÜİK, 2016)....................................................................21Şekil 7. Gediz Havzası’nda Genel Kimyasal ve Fiziko-kimyasal Parametreler Açısından Yerüstü Su Kalitesi Durumu (OSİB, 2016a)............................................................................23Şekil 8. Gediz Havzası’nda Belirli Kirleticiler Açısından Yerüstü Su Kalitesi Durumu (OSİB, 2016a).......................................................................................................................................24Şekil 9. Gediz Havzası’nda Öncelikli Maddeler Açısından Yerüstü Su Kalitesi Durumu (OSİB, 2016a)...........................................................................................................................24Şekil 10. Türkiye’nin su kalitesi (fiziko-kimyasal parametreler) ve trofik durum haritası (OSİB, 2016b)...........................................................................................................................26Şekil 11. Hassas su kütleleri, kentsel hassas ve nitrata hassas alanlar (OSİB, 2016b).............27Şekil 12. Kıyı Su Kütlelerinin Ekolojik Durumu (ÇŞB, 2015a)..............................................29Şekil 13. Atıksu Arıtma Tesisi Hizmeti Veren Belediye Sayısı (TÜİK, 2016)........................30Şekil 14. Atıksu Arıtma Tesisine Bağlı Belediye Nüfusunun Toplam Belediye Nüfusuna Oranı (ÇŞB)..............................................................................................................................30Şekil 15. OSB Atıksu Arıtma Tesislerinin Mevcut Durumu (BSTB, 2016)............................31Şekil 16. Evsel Atıksuyun Arıtılma Durumu (TÜİK, 2016)....................................................31Şekil 17. OSB'ler dâhil İmalat Sanayi İşyerlerinden Kaynaklanan Endüstriyel Atıksuyun Arıtılma Durumu (TÜİK, 2016)...............................................................................................32Şekil 18. Türkiye’de Su Kalitesi Yönetimi Konusunda Doğrudan veya Dolaylı Yetkili Kurumlar...................................................................................................................................36

7

Page 8: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

YÖNETİCİ ÖZETİ

2. Ormancılık ve Su Şûrası'nın 4-6 Mayıs 2017 tarihlerinde Afyonkarahisar’da gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Şûra kapsamında faaliyet gösteren 19 adet çalışma grubundan biri olan “Su Kalitesi Yönetimi Çalışma Grubu” tarafından bu çalışma belgesi, ülkemizin su kaynaklarının kalitesinin yönetimini iyileştirmeye yönelik orta ve uzun vadeli stratejik hedef ve tavsiyeleri oluşturmak maksadıyla hazırlanmıştır.

Ülkemizin tüketilebilecek yerüstü suyu miktarı yıllık 94,0 milyar m3 ve emniyetle çekilebilecek yeraltı suyu işletme rezervi yıllık 18,0 milyar m3 olmak üzere toplam tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yıllık toplamı 112,0 milyar m3’tür. Bu değer üzerinden, günümüzde kişi başına su tüketiminin yaklaşık 1.500 m3/kişi.yıl olduğu, 2023 yılı projeksiyonlarına göre ise bu değerin 1.300 m3/kişi.yıl değerine düşeceği öngörülmektedir. Dolayısıyla ülkemizin “su stresi” içinde olduğu ve giderek “su fakiri” olmaya doğru yaklaştığı neticesi ortaya çıkmaktadır.

Bu durum, hayati doğal varlıklarımız olan su kaynaklarının zorunlu olarak doğru ve iyi yönetilmesi ve bu maksatla suyun miktar ve kalitesinin bir arada düşünülerek gerekli stratejilerin belirlenmesi ve takip edilmesi gerektiğini açıkça göstermektedir.

Su kalitesi yönetimi ile alakalı çok sayıda yasal düzenleme mevcuttur. Bu durum hem kurumlar arası yetki karışıklığına hem de uygulamada önemli sorunlara yol açmaktadır. Bu sebeple, suyun bütüncül olarak havza bazında yönetimini esas alan bir “Su Kanunu”na ihtiyaç bulunmaktadır.

Su kalitesi yönetiminin önündeki en önemli zorluklardan biri, bu konu ile ilgili çok sayıda kurumun yetki sahibi olması ve kurumlar arasında bir koordinasyonun sağlanamıyor olmasıdır. Netice olarak, hem su kalitesinin izlenmesinde mükerrerlikler ve kaynak israfı oluşmakta, hem de denetim ve yaptırım mekanizmaları su kalitesinin iyileştirilmesinde yeterince verimli olamamaktadır.

Ülkemizdeki hassas su kütleleri, kentsel hassas alanlar ve nitrata hassas alanlar ve AB öncelikli maddeleri ile ülkemize özgü belirli kirleticiler için çevresel kalite standartlarının belirlenmesine rağmen, kirliliğin önlenmesi maksadıyla alıcı ortam su kalitesi bazlı deşarj standartlarına geçilmesi gibi çevresel hedeflere ulaşmak için alınacak tedbirlerin belirlenmesi ve uygulanması çalışmalarında eksiklikler bulunduğundan Su Çerçeve Direktifi gereklerine uygun biçimde su kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi kapsamlı olarak mümkün olamamaktadır.

Ülkemizde kentsel ve endüstriyel atıksuların arıtımı için inşa edilen tesislerin tasarımı, işletilmesi, izlenmesi ve denetlenmesi hususlarında sorunlar yaşanması sebebiyle atıksular hala istenilen seviyede arıtılmamaktadır. Arıtma tesislerinin verimli olarak işletilememesi hem ülkemiz kaynaklarının israfına, hem de su kaynaklarımızın kalitesinin bozulmasına sebebiyet vermektedir.

8

Page 9: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Su kalitesi yönetiminde hem ilk yatırım hem de işletme ve uygulama maliyetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için gereken finansman ihtiyacının karşılanabilmesi maksadıyla, dünyada geliştirilmiş olan ve özellikle kamu-özel sektör işbirliğinin ön plana çıkarıldığı çeşitli finans modelleri ve ekonomik araçlara ihtiyaç duyulmaktadır.

Havza bazlı yaklaşımın benimsenerek su kaynaklarının korunması, iyileştirilmesi ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması maksadıyla Su Kanunu Tasarısının ivedilikle yasalaşmasının sağlanması, mevzuattaki yetki çakışmasının giderilmesi, iyileştirmeye yönelik teşvik edici yasal düzenlemelerin arttırılması, mevzuat hükümlerinin açık ve anlaşılır hale getirilmesi, atıksu arıtma tesisleri için “Tasarla-İnşa et-İşlet” ve “Yap-İşlet-Devret” gibi uygulamalar için yasal düzenleme hazırlanması gerekmektedir. Ayrıca, su kaynaklarının planlanmasında miktar ve kalite unsurlarının birlikte değerlendirilmesi ve iklim değişikliği senaryolarının yönetim planlarına ve strateji belgelerine yansıtılması önem arz etmektedir.

Aynı zamanda su ve atıksu yönetiminin tek elden yürütüleceği havza bazlı idari altyapının oluşturulması, izleme çalışmalarını planlayan, yürüten ve değerlendiren birimlerin tek çatı altında toplanması, uzman personel istihdamı ve görev dağılımlarının netleştirilmesi ile etkin ve verimli denetim yapılması önemli bir ihtiyaçtır. İlave olarak, finansman hususundaki sorunların çözümüne yönelik olarak merkezi bütçeden çevresel altyapı yatırımları için verilen ödeneklerin arıttırılması ve ödeneklerin maksadına yönelik kullanımının sağlanması ve “Kirleten Öder” prensibi neticesinde elde edilen gelirin su kalitesi yönetimi uygulamalarında kullanılması önerilmektedir.

Kirlenmiş veya kirlenme tehdidi altında olan su kaynakları için tedbirlere yönelik hükümlerin uygulama plan notlarına eklenmesi ve/veya planların revizyonu, yapılan planlamalarda kurumlar arası eşgüdümün sağlanması açısından önem arz etmektedir.

Kirlenmiş bir suyun temizlenmesi için gerekli olan yatırım ihtiyacı, su kaynaklarının korunması maksadıyla alınacak tedbirlerin uygulanmasına yönelik yapılacak yatırım ihtiyacından oldukça fazladır. Dolayısıyla temiz üretim teknolojilerinin uygulanmasının teşviki ve/veya zorunlu hale getirilmesi ve iyi tarım uygulamaları kodunun yayımlanması ve uygulamaya geçilmesi de kirliliğin kaynağında azaltılması açısından zaruri görülmektedir. Ülkemiz su kaynaklarının özümleme kapasitelerinin belirlenmesi ve yerüstü su kaynakları için alıcı ortamda metal ve yarı metal parametreleri için doğal arka plan konsantrasyonlarının belirlenmesi su kalitesi yönetimi için elzemdir.

Su kaynaklarının kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi için alıcı ortam kriterlerine uygun olarak arıtıldıktan sonra deşarjının ve bu yönde etkin denetimin sağlanması, mevcut atıksu arıtma tesislerinin atıksu karakterizasyonuna uygunluğunun ve arıtma veriminin artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması ve bu çerçevedeki teşviklerin arttırılması, arıtma tesislerinde çalışan personel için mesleki yeterlilik belgesi aranması gerektiği ortaya konulmuştur.

Su kalitesi izleme ve iyileştirme konusunda, özellikle biyolojik kalite bileşenleri ile alakalı ülke kapasitesinin geliştirilmesi, akredite laboratuvar ve akredite analiz sayısının arttırılması, izlemelerin sürekliliğinin sağlanması ve laboratuvarlar arası çapraz kontrol uygulamalarının başlatılması önerilmektedir.

9

Page 10: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Diğer taraftan, yeraltı sularının kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi için tüm havzalarda havza bazında hidrojeolojik etüt çalışmalarının tamamlanması ve jeotermal kaynak arama ve işletme faaliyetlerinin kontrolleri gerekmektedir.

Yapılan ve yapılması planlanan bütün çalışmaların maksadına ulaşması ve etkin uygulamaların sağlanması toplumun her bireyinin üzerine düşen sorumluluğun farkında olması ile mümkün olabilecektir. Bu nedenle, kamu bilincinin arttırılmasına yönelik basın ve yayın organlarının kullanılması faydalı görülmektedir.

10

Page 11: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

1. GİRİŞ

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın görev ve sorumluluk alanına giren konularda durum tespiti yaparak, belirlenen hedeflere ulaşmak için uygulama, izleme ve mevzuat çerçevesinde orta ve uzun vadeli strateji geliştirme çalışmalarını yürütmek maksadıyla Bakanlık tarafından “Ormancılık ve Su Şûrası” sürekli bir kurul olarak kanuni nitelik kazanmıştır. Bu çerçevede, 2. Ormancılık ve Su Şûrası'nın 4-6 Mayıs 2017 tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.

Şûra kapsamında gerekli strateji ve politikalar geliştirilmesi ve karşılaşılan zorlukların çözümü için ilgili konulardaki gelişmeler, toplum talepleri ve yenilikçi uygulamaların çok katılımlı bir yaklaşımla müzakere edilmesi planlanmış olup, bu maksatla 19 adet Çalışma Grubu oluşturulmuştur. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından koordine edilen çalışma gruplarından biri olan “Su Kalitesi Yönetimi Çalışma Grubu” kapsamında müzakere edilen teknik konular, bu Çalışma Belgesi ile sunulmaktadır.

Su kaynakları, tüm canlılar için vazgeçilmez bir hayat kaynağıdır ve son yıllarda tüm dünyada artan bir öneme sahiptir. Ülkemizin yer aldığı Ortadoğu-Balkanlar geçiş bölgesinde bu durum daha belirgin bir şekilde hissedilmektedir. İçinde bulunduğumuz bölge yarı kurak bir iklime sahiptir ve buna bağlı olarak su kaynakları potansiyeli düşüktür.

Su kaynaklarının kullanılabilmesini olanaklı kılan iki önemli bileşen vardır: Bunlar, “suyun miktarı – niceliği/potansiyeli” ve “suyun kalitesi – niteliği”dir. Suyun yararlı kullanımı ancak bu iki bileşenin aynı anda sağlanması ile tam anlamıyla karşılanabilir.

Bu kapsamda, su kaynakları (veya su potansiyeli) “yer üstü suları” ve “yer altı suları” olarak iki grup altında incelenmelidir. Su niceliği (miktar) bakımından Türkiye’de eşit bir dağılım olmadığı söylenebilir. Suya olan ihtiyacın artması ve iklim değişikliği sonucunda havzalardaki yağış ve dolayısıyla su rejiminin değişmesi Türkiye’nin bazı bölgelerinde “su kısıtı” sorunlarının yaşanmasına sebep olmaktadır. Bu durum gelecekte gittikçe büyüyen bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Dolayısıyla, giderek daha sınırlı bir kaynak haline gelen suyun çok dikkatle yönetilmesi hayati önem taşımaktadır. Su kaynaklarının korunması, temini, kullanılabilir hale getirilmesi, iletimi, oluşan atıksuyun arıtılması ve bertarafı aşamalarının tümünün bütünleşik bir yönetim sistemi çerçevesinde düşünülmesi gerekmektedir. Bu yaklaşıma modern su yönetimi anlayışına göre “Bütünleşik Su Kaynakları Yönetimi” adı verilmektedir. Faydalı, eşit ve sürdürülebilir bir yönetiminde tüm unsurlar bir arada değerlendirilmektedir.

“Su kalitesi yönetimi” ise su kaynakları yönetiminin temel bileşenidir ve su kaynaklarının mevcut kirleticilerin kaynağında önlenerek su kaynaklarının kirletilmesinin engellenmesi için gerekli tedbirlerin belirlenmesi ve uygulanması olarak tanımlanabilir. Su kalitesi yönetimi denildiğinde su kimyasıyla birlikte çevresel değişiklikler ve su kalitesi üzerindeki etkilerinin göz önünde bulundurulması bütüncül su kalitesi yönetiminin vazgeçilmez unsurlarıdır. Kalitesi düşük olan bir su kaynağı için iyi durumdaki sucul ekosistemden bahsetmek mümkün olamayacaktır.

11

Page 12: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Bununla birlikte, su kalitesi insan sağlığını doğrudan etkileyen bir unsurdur. Halkın temiz ve güvenilir suya erişimi açısından, tüketime sunulan içme ve kullanma sularının gerek mikrobiyolojik gerekse kimyasal açıdan uygun kalitede olması gerekmektedir.

Ülkemiz yer üstü ve yer altı su kaynaklarının daha etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesi için, “Bütünleşik Su Kaynakları Yönetimi” yaklaşımını gözeten ve AB üyesi ülkelerin yol haritası olarak kabul ettikleri “2000/60/EC sayılı Su Çerçeve Direktifi” bakış açısının benimsenmesi, ilgili diğer Direktiflerin uyumlaştırılması ve uygulanması büyük önem arz etmektedir.

Diğer taraftan, ülkemizde su kaynaklarının ekolojik ve kimyasal durumlarıyla ilgili yeterli veri bulunmamaktadır. Fiziko-kimyasal parametrelerle ilgili izlemeler kısmen yapılmakla birlikte öncelikli maddeler, mikro kirleticiler, biyolojik ve hidromorfolojik kalite bileşenlerine ait düzenli izleme çalışmalarına henüz başlanmıştır. Bu durum, su kaynaklarının kalite yönetimi açısından karar alma süreçlerinde sürdürülebilir olmayan uygulamalara yol açmaktadır.

Bu sorunların giderilerek su kaynaklarımızın kalitesinin iyileştirilmesi hedefi doğrultusunda, yer üstü su kütlelerini kapsayan hidromorfolojik, fiziko-kimyasal ve biyolojik izleme ağları oluşturulmakta, yer üstü sularının çevresel kalite standartları belirlenmiş olup kıyı ve geçiş suları da dâhil olacak şekilde tüm sularımızın kaliteleri ortaya konulmakta, yer altı sularının izleme verilerinin değerlendirilmesi sonucu eşik değerler belirlenerek yer altı suyunun artan kimyasal durum bozulması tespit edilmekte, önemli ve artan kirlilik eğilimlerinin tespiti ve iyileştirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Bir yandan da pilot alanlarda yer altı suyu kütleleri belirlenmekte, yer altı suyu kütlelerinin izlenmesi maksadıyla miktar ve kalite izleme ağları oluşturulmakta, izleme çalışmaları yapılmaktadır. Netice olarak gerek yer altı gerekse de yer üstü su kaynaklarımızın kalitesinin bozulmasının engellenmesi ve iyileştirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması yönünde çalışmalar sürdürülmektedir. Önümüzdeki süreç içerisinde, tüm su kaynaklarında kirlenmeye sebebiyet veren madde ve madde grupları ile bunların kaynaklarının envanterinin tamamlanması, çevresel alt yapıların tamamlanarak iyi işletilmesi, sanayide temiz üretim teknolojilerinin uygulanması ve alıcı ortam bazlı deşarj standartlarına geçilmesi su kaynaklarının korunması açısından önem arz etmektedir.

Bu Çalışma Belgesi, bahsi geçen maksat doğrultusunda, 2.Ormancılık ve Su Şûrası, Su Kalitesi Yönetimi Çalışma Grubu tarafından, ülkemizin su kaynaklarının kalitesinin yönetimini iyileştirmeye yönelik orta ve uzun vadeli stratejik hedef tavsiyeleri oluşturma gayesiyle hazırlanmıştır.

12

Page 13: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Geleceğe ilişkin strateji ve politikalar

Şûra çalışmalarında ve özellikle önerilerin oluşturulmasında su kalitesi yönetimi ile alakalı üst politika belgelerinde belirlenmiş olan gayeler dikkate alınmıştır. Bu belgeler; Onuncu Kalkınma Planı, 65. Hükümet Programı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017-2021 Stratejik Planı ile Ulusal Havza Yönetim Stratejisi ve TÜBİTAK Ulusal Su AR-GE ve Yenilik Stratejisi’dir.

Onuncu Kalkınma Planı2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Kalkınma Planı dâhilinde su kalitesi yönetimi ile alakalı hususlar

“2.3.4. Kentsel Altyapı” başlığı altında içme ve kullanma suyunun tüm yerleşimlerde gerekli kalite ve standartlara uygun şekilde şebekeye verilmesi sağlanacaktır ve şehirlerde kanalizasyon ve atık su arıtma altyapısı geliştirilecek, bu altyapıların havzalara göre belirlenen deşarj standartlarını karşılayacak şekilde çalıştırılmaları sağlanacak, arıtılan atık suların yeniden kullanımı özendirilecektir.

“2.3.8 Toprak ve Su Kaynakları Yönetimi” başlığı altında su ve toprak kaynaklarının miktarının ve kalitesinin korunması, geliştirilmesi ve talebin en yüksek olduğu tarım sektörü başta olmak üzere sürdürülebilir kullanımını sağlayacak bir yönetim sisteminin geliştirilmesi temel amaç olarak belirlenmiştir. Su yönetimine ilişkin mevzuattaki eksiklik ve belirsizlikler giderilerek kurumların görev, yetki ve sorumlulukları netleştirilecek, su yönetimiyle ilgili tüm kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon geliştirilecektir. Yeraltı ve yerüstü su kalitesinin ve miktarının belirlenmesi, izlenmesi, bilgi sistemlerinin oluşturulması; su kaynaklarının korunması, iyileştirilmesi ile kirliliğinin önlenmesi ve kontrolü sağlanacaktır. İklim değişikliğinin ve su havzalarındaki tüm faaliyetlerin su miktarı ve kalitesine etkileri değerlendirilerek havzalarda su tasarrufu sağlama, kuraklıkla mücadele ve kirlilik önleme başta olmak üzere gerekli önlemler alınacaktır.

olarak belirtilmiştir.

65. Hükümet Programı2016 yılında sunulan 65.Hükümet Programı kapsamında su kalitesi yönetimi ile alakalı hususlar

Yer üstü ve yer altı su kaynaklarını kapsayacak şekilde, hukuki ve kurumsal olarak ‘Bütüncül Su Kaynakları Yönetimi Modeli’ne geçilecektir. Böylece bütün su havzaları koruma altına alınacak, kirlenmeye karşı önleme stratejileri geliştirilecek ve vatandaşın buna katılımı sağlanacaktır.

Havza bazında entegre atıksu ve su yönetimi sistemi oluşturma çalışmalarına hız verilecektir. Ulusal havza yönetim sistemi, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımına imkân verecek şekilde geliştirilecektir.

13

Page 14: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Su kaynaklarının kalitesi korunacaktır. Su kaynaklarının kalitesinin evsel atık, sanayi atık, zirai ilaç ve zehirli maddelere karşı korunması maksadıyla standartlar ve alınması gereken tedbirler tespit edilecektir.

Evsel, sanayi ve/veya sulamadan dönen suların iyileştirilerek yeniden kullanılması sağlanacaktır.

olarak ifade edilmiştir.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017-2021 Stratejik PlanSayın Bakanımız Prof. Dr. Veysel EROĞLU tarafından 28.12.2016 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren 2017-2021 Stratejik Plan kapsamında su kalitesi yönetimi ile alakalı hususlar;

H.3.2. Yerüstü sularının kalite sınıfları ve yeraltı sularının kalite ve miktar durumlarını tespit etmek ve

H.3.4. Suyun miktar ve kalite olarak korunması ve kullanılması için AB mevzuatı ile uyumlu bütüncül planlamalar yapmak

olarak belirlenmiştir.

Ulusal Havza Yönetim Stratejisi (OSİB)Orman ve Su İşleri Bakanlığı, su yönetimi ile ilgili politika ve stratejilerin tanımlandığı “Ulusal Havza Yönetim Stratejisi (2013-2023)” 04.07.2014 tarihinde yayımlanmıştır. Vizyonu “Ülkemiz havzalarının eşgüdümlü, katılımcı ve ekosistem odaklı yönetimi ile havza kaynaklarını ve biyolojik çeşitliliğini korumak, geliştirmek, havzaların çevresel, ekonomik, sosyo-kültürel hizmet ve faydalarını sürdürülebilir olarak temin etmek suretiyle yaşam kalitesinin ve refah düzeyinin artırılmasına, ülkenin kalkınmasına gerekli katkıları sağlamak”tır. Bu doğrultuda stratejik gayeler belirlenmiş olup su kalitesi yönetimi ile alakalı hedefler

H-1.2. Havzaların yönetimi ile ilgili politika kararlarının alınmasının, uygulama sonuçlarının üst düzeyde izlenmesi ve değerlendirmesinin ilgili kurumların ve paydaşların yetkili temsilcilerinin katılımıyla eşgüdümlü olarak gerçekleştirilmesini sağlayacak ulusal ve havza düzeyinde kurumsal düzenlemeleri gerçekleştirmek,

H-2.1.7. Su kütlelerinin kalitesini korumak ve iyileştirmek, bu maksatla alınması gereken tedbirleri belirlemek ve uygulamaların takibini yapmak,

H-2.3.2. Ülke genelindeki tüm yerleşimler için atık su toplama ve arıtma sistemlerinin kurulmasını ve standartları sağlayacak şekilde çalıştırılmasını sağlamak,

H-2.3.4. Mevzuat çalışmaları çerçevesinde korunmasına rağmen su kalitesi bozulan yeraltı suları için Özel Planlama çalışmalarını yapmak,

H-2.4.3. Arıtılmış atık suyun tarımsal sulamada kullanımını sağlamak ve H-3.1.2. Tarım arazilerinin yanlış kullanımlara tahsisinin, toprak ve su kirlenmesinin

önlenmesi, iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasını sağlamak

olarak belirlenmiştir.

Ulusal Su AR-GE ve Yenilik Stratejisi (TÜBİTAK)14

Page 15: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

“Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011-2016” dâhilinde TÜBİTAK tarafından 2011 yılında yayımlanmış olan “Ulusal Su AR-GE ve Yenilik Stratejisi (2012-2016)” kapsamında su kalitesi yönetimi ile alakalı stratejiler

S.1.1. Su konusundaki çalışmalar için veri toplanması, verilerin izlenmesi, değerlendirilmesi, paylaşılması, veri tabanı oluşturulması, kalite kontrolünün yapılması,

S.1.2. Suyun havza bazında izlenmesi, potansiyelinin belirlenmesi, korunması, geliştirilmesi, verimli kullanımı, yönetimi ve sektörler arası paylaşımı konularında altyapının oluşturulması; Su Çerçeve Direktifi çalışmalarının hızlandırılması,

S.2.3. Su kalitesinin korunması, iyileştirilmesi ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması,

S.2.5 Suyun geri kazanımı ve kullanımı, S.3.1. Su alanındaki Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin yönetişiminin etkinleştirilmesi

olarak belirlenmiştir.

Her beş strateji de kendi içerisinde bir bütünlük arz etmekte, su kalitesi yönetiminin temel altlığını ve tamamlayıcı unsurlarını oluşturmaktadır. Anılan her beş strateji de kendi gaye ve hedefleri doğrultusunda, belirlenen mesul kurum/kuruluşlar tarafından; ilgili kurum/kuruluşlar ile eşgüdüm, işbirliği ve koordinasyon içerisinde, uygulanacak ve uygulamalar takip edilecektir.

2. MEVCUT DURUM

2.1. Dünyadaki Su Kaynaklarının Mevcut Potansiyeli

Dünyadaki toplam su miktarı 1 milyar 400 milyon km3 olup yerkürenin dörtte üçünü kaplamaktadır. Ancak, bu miktarın tamamına ulaşılabilmesi ve kullanılabilmesi teknik ve ekonomik yönlerden mümkün değildir. Çünkü suların % 97,5’i deniz ve okyanuslarda tuzlu su olarak bulunmakta olup sadece % 2,5’lik kısmı tatlı sudur.

Tatlı suyun önemli bölümü ise (% 69,5) kutuplarda buzul olarak veya donmuş toprak tabakasında bulunmaktadır. Tatlı suların yaklaşık % 30,1’i yer altı suyu, kalan % 0,4’lük bölümü ise yüzey ve atmosfer suları (yağış ve atmosferdeki su buharı) olarak tatlı su gölleri, yüzeysel sular, sulak alanlar, atmosfer, toprak ve canlılardadır. Yüzeyde bulunan tatlı su oranının düşük olması, kolaylıkla yararlanılabilecek elverişli miktarın az olduğunu göstermektedir. Tipik su kaynaklarından biri olan akarsu ve göllerdeki su miktarının, dünyadaki toplam mevcut su miktarına oranı yaklaşık on binde bir buçuk gibi çok düşük bir seviyededir.

Öte yandan, “görünmez kaynak” olarak da isimlendirilen yer altı suyu miktarı yüzeysel sulara oranla fazladır. Ancak, yer altı sularının önemli bölümü çok derinde olduğundan kullanılması günümüzün teknolojik ve ekonomik koşullarında kısıtlıdır. Dolayısıyla, kullanılabilecek miktar gibi görülen (% 30,1) oran tam olarak gerçeği yansıtmamakta olup çok daha azdır (Alpaslan vd., 2008).

15

Page 16: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Dünyanın toplam su tüketimi son 50 yılda 3 kat artmıştır. Tatlı su ihtiyacı ise her yıl 64 milyar m3 artmaktadır.

Su kaynakları konusundaki baskıların en önemli nedenleri, artan dünya nüfusu, ekonomik gelişmeler, yoğun tarımsal aktiviteler, şehirleşme hızı, büyüyen turizm sektörü olarak özetlenebilir. Su kullanımının ortaya koyduğu strese bağlı olarak sektörler arası eşit dağılım bulunmamaktadır. Avrupa’da su kullanımı, ülkelere ve coğrafik alanlara bağlı olarak da oldukça önemli farklılıklar göstermektedir. Sulama maksadıyla kullanım, güney Avrupa’da % 50 ile % 80 arasında değişmektedir. Orta Avrupa ülkelerinde, özellikle Belçika, Almanya ve Estonya’da enerji üretimi maksadıyla su kullanımı, toplam su kullanımının yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Turizm ise tüm Avrupa’da hızla büyümekte olan bir sektördür. Bu sektörle ilgili olarak, su kullanımı konusunda özellikle mevsimsel sorunlar yaşanmaktadır.

İklim değişikliğinin de su kaynakları üzerinde önemli negatif etkiler yarattığı bilinmektedir. 21. yüzyılda sıcaklığın 0,1 ila 0,4 ºC artacağı öngörülmektedir. En büyük değişimin ise Avrupa’nın güney ülkelerinde olacağı tahmin edilmektedir. Bu durum su kaynakları üzerinde ek bir stres (gereksinimin artması, buharlaşma vb.) oluşturacaktır (EEA,2005).

Su kullanımının sektörel dağılımına bakıldığında ortalama olarak % 70’lik miktarın, tarımsal sulama, % 20’lik miktarın sanayi, % 10’luk miktarın da evsel kullanım maksatlı olduğu görülmektedir. Türkiye’de de tarımsal su kullanımı çok önemli bir yer tutmaktadır. Son yıllarda tarım sektöründeki modernizasyon ile üretimin artması, bu sektörde gelecekte su tüketiminin artacağının da bir göstergesidir. Diğer yandan, sulama amacıyla kullanılan suyun kalitesi, kullanımdan sonra düşmekte (gübre, pestisit vb.) ve çevrede negatif etkilere yol açmaktadır (EEA, 2005).

Kolaylıkla ulaşılabilir tatlı suyun dünyadaki toplam su miktarı içindeki oranı % 0,05 mertebesinde olup bu oran zamanla azalmaktadır. Bu durum, suyun canlı yaşamı için ne kadar kıymetli ve kıt bir kaynak olduğunu göstermektedir.

2.2. Türkiye’deki Su Kaynaklarının Mevcut Potansiyeli

Karasal iklim karakteri gösteren ülkemizde, yıllık ortalama yağış 574,0 mm (1981-2010) olup, bu yağış yılda ortalama 450,0 milyar m3 yağış hacmine tekabül etmektedir. Bu suyun 172,0 milyar m3’lük kısmı akışa geçerek çeşitli büyüklükteki akarsular vasıtasıyla denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalmaktadır. Ülkemizin hidrojeolojik etüt çalışmaları sonucu hesaplanarak raporlanmış yeraltı suyu rezervi 23,0 milyar m3, yeraltı suyu emniyetle rezervi ise 18,0 milyar m3’tür (DSİ, 2017).

Günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak tüketilebilecek yerüstü suyu miktarı yıllık 94,0 milyar m3, emniyetle çekilebilecek yeraltı suyu işletme rezervi yıllık 18,0 milyar m3 olmak üzere ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yıllık toplamı 112,0 milyar m3’tür (DSİ, 2017).

Bu suyun yıllık toplam 54,0 milyar m3’ü kullanılmaktadır. Sektörel olarak bakıldığında; sulamada 40,0 milyar m3 (% 74), içme-kullanma suyu olarak 7 milyar m3 (% 13) ve sanayide 7 milyar m3 (% 13) su kullanılmaktadır (DSİ, 2017).

16

Page 17: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

TÜİK 2014 yılı verilerine göre, söz konusu miktarın 5,2 milyar m3’ü içme ve kullanma suyu olarak kullanılmıştır. İçme ve kullanma suyu olarak su kaynaklarından çekilen miktarın kaynak bazında dağılımı Şekil 1’de, kullanım alanları ise Şekil 2’de verilmektedir.

Deniz55.06%

Baraj13.81%

Kuyu14.11%

Kaynak9.41%

Akarsu5.41%

Göl ve Gölet2.10%

Diğer0.10%

Şekil 1. Kaynağına göre 2014 yılı kullanılan su miktarı (TÜİK, 2016)

Maden İşletmeleri1.42%

Organize Sanayi Bölgeleri0.98%

Termik Santraller44.26%

İmalat Sanayi İşyerleri14.95%

Köyler2.91%

Belediyeler35.48%

Şekil 2. 2014 yılı sektörlere göre çekilen su miktarı (TÜİK,2016)

Şekil 1’de görüldüğü üzere, ülkemizde % 55’lik bir oranla en çok deniz suyu kullanılmaktadır. Diğer taraftan, Şekil 2’de ise su kaynaklarından çekilen suyun büyük oranda termik santraller tarafından soğutma suyu olarak kullanıldığı görülmektedir. Türkiye’de su kullanımının 2010 yılında gerçekleşen sektörel dağılımı, 2023 yılı projeksiyonları ile karşılaştırılmalı olarak Şekil 3’de sunulmaktadır. Tablo 1’de ise aynı karşılaştırma miktar bazında verilmektedir (Kınacı, 2012).

17

Page 18: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Şekil 3. Türkiye’de 2010 ve 2023 yılları için su kullanımlarının sektörel dağılımı (Kınacı, 2012)

Tablo 1. Türkiye’de 2010 ve 2023 yılları için su kullanım miktarlarının sektörel dağılımı (Kınacı, 2012)

2010 Yılı 2023 YılıMiktar

(Milyar m3)% Miktar

(Milyar m3)%

Sulama 32 74 72 64İçme Suyu

6 15 18 16

Sanayi 5 11 22 20Toplam 43 100 112 100

Tablo 1’den de görüldüğü gibi, 2010 yılında % 74 oran ile 32 milyar m3’lük kullanım değerine sahip olan tarımsal sulama, 2023 yılında % 64’e düşmekte, ancak toplamda 72 milyar m3’e ulaşmaktadır. Bu oransal azalma, daha çok sanayi kullanımının artacak olmasından kaynaklanmaktadır. Toplam kullanım miktarlarına bakıldığında 2010 yılındaki 43 milyar m3’lük kullanımın, 2023’te 112 milyar m3’e ulaşacağı, yani % 160 oranında artacağı öngörülmektedir. 2023 yılı için Türkiye nüfusunun 85 milyon kişi olacağı öngörülürse, 2023 yılında kişi başına su tüketiminin 1.300 m3/kişi.yıl değerine düşeceği hesaplanabilir. Tablo 2’de çeşitli ülkeler için kişi başına su kullanımının 2005 ve 2023 yılları değerleri kıyaslanmaktadır. Tablo 2’den de görüldüğü gibi ülkemizin kişi başına su kullanım miktarında önemli bir düşüş gözleneceği öngörülmektedir. Tablo 2 çeşitli ülkelerdeki, kişi başına su kullanımını, 2005 ve 2023 yılları için kıyaslamaktadır (Kınacı, 2012).

Tablo 2. Çeşitli ülkelerde kişi başına su tüketimleri (Kınacı, 2012)

Ülke 2005 Yılı, m3/kişi.yıl 2023 Yılı, m3/kişi.yıl

Su Zengini Ülkeler (Kanada, ABD,Kuzey ve Batı Ülkeleri)

10.000 + 8.000 +

Irak 2.110 1.400Türkiye 1.600 1.300Suriye 1.420 950İsrail 300 150Ürdün 250 90Filistin 100 40

Su fakirliği, su kıtlığı (stresi), su bolluğu gibi kavramlar için çeşitli tanımlamalar bulunmakla birlikte, bu değerlendirmenin yapılmasında en çok kullanılanlardan biri “Falkenmark Su Kıtlığı İndikatörü”dür. Bu indikatöre göre bir ülkedeki kişi başına su kullanım miktarı 1.700 m3/kişi.yıl’ın altına indiğinde o ülke “su kıtlığı (stresi)” çeken bir ülke olarak değerlendirilmektedir. Bu değer kişi başına 1.700 ile 1.000 m3/yıl aralığında olduğunda

18

Page 19: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

periyodik veya sınırlı “su kıtlığı” içine girileceği anlaşılmaktadır. 1.000 m3/kişi.yılın altındaki değerler ise, “su fakirliği”ni işaret etmektedir (Falkenmark ve Lindh, 1976). Bu verilere göre ülkemiz “su stresi” içindedir ve giderek “su fakiri” olmaya doğru yaklaşmaktadır. Bu durumda, ülkemizin kısıtlı olan su kaynaklarının hem miktar hem de kalite açısından korunması zorunlu bir görev olarak karşımıza çıkmaktadır.

Hidroelektrik enerji açısından bir değerlendirme yapıldığında ise; Ülkemizde Orta ve Doğu Karadeniz Bölgeleri ile Güney-Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde yoğun olmak üzere 2016 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla toplam 26.330 MW kurulu gücünde ve yıllık üretim yaklaşık 92 milyar kWh/yıl olan 575 adet tesis işletmeye açılmış olup 5.820 MW kurulu gücünde ve yıllık üretimi 17,8 milyar kWh olan 103 adet tesis inşa halindedir1.

HES'ler, doğal gaz, petrol, kömür gibi kaynaklara kıyasla daha temiz bir kaynak olması sebebiyle yenilenebilir enerji kaynağı olarak sınıflandırılır. Ancak yapımları ve kullanımları sonucunda doğaya farklı şekillerde zararlar verir. Bunlar aşağıda özetlenmektedir (Ürker ve Çobanoğlu, 2012):

Su alma yapıları olan regülatörler küçük birer baraj gibi davranarak akarsuların bütünlüklerini bozmaktadır. Su alma yapıları ile suyun yeniden akarsuya verildiği alan arasında suyun çok büyük miktarını alarak akarsuyun doğal akımını değiştirmektedir.

Hidroelektrik üretim projelerinin inşaat aşamasındaki en önemli etkileri; toz, gürültü, trafik olarak gösterilmektedir. Diğer taraftan, inşaat sırasında çıkan hafriyatın bertarafı ve nasıl taşınacağı da önemli bir sorundur. Özellikle ortaya çıkan hafriyatın dere yatağına dökülmesi sularda bulanıklığa ve sıcaklık değişimine yol açmakta canlıların yaşama ve yumurtlama alanlarının ve endemik türlerin tahribine neden olabilmektedir.

Boru hattının ve santrallerin yapılması, belli miktarda ağaç kesilmesini gerektirebilmektedir.

HESlerin işletme aşamasındaki etkisi ise üzerinde kurulduğu dere yatağında suyun kullanılması neticesinde regülatör ve HES yapıları arasındaki bölümlerinde suyun azalmasıdır.

Vadilerde yapılan ardışık HES'ler çiftlik balıkçılığı potansiyelini etkilemektedir.

Kıyısal alanlar Dünya’nın en üretken ve biyolojik çeşitliliğin en yoğun olduğu alanlardır. Kıyısal alanlarda bulunan pek çok koy/körfez ve delta canlıların beslenme ve üreme alanlarıdır. Dünya nüfusunun % 60’ı kıyısal alanlarda yaşamakta ve turizmin % 80’i ise kıyısal alanlarda gerçekleşmektedir. Son yüzyılda dünya denizlerine giren azot yükünün yaklaşık iki kat arttığı bunun da ekosistemin yapısını ve işleyişini değiştirdiği ve ötröfikasyona yol açtığı bilinmektedir. Ötröfikasyon sonucunda oluşabilecek zararlı alg patlamaları, gerek sucul organizmaların gerekse insanların sağlığını doğrudan etkilemektedir. Endüstriyel aktiviteler ve madencilik, kıyısal sulara ağır metallerin ve pek çok farklı toksik, biyoakümülatif organik maddenin girmesine neden olmaktadır. Deniz ulaşımı yoluyla işgalci türler taşınmakta ve ekosistemi negatif olarak etkilemektedir. (Agardy ve Alder, 2005).

Ülkemizin kıyı sularına bakıldığında ise; Türkiye kıyılarının uzunluğu 1,067 km’si ada kıyıları olmak üzere toplam, 8333 km’dir. Kıyıların uzunlukları ve dağılımları ise şöyledir; Karadeniz; 1701 km (% 20,4), Marmara Denizi: 1441 km (%17.3), Ege Denizi: 3484 km (%

1 Kaynak: http://www.dsi.gov.tr19

Page 20: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

41,8) ve Akdeniz: 1707 km (%20,5) (Günay, 1987). Bu dört bölge farklı coğrafik özellikler gösterirler. Kuzey ve güney kıyıları az girintili çıkıntılı, batı kıyıları ise çok girintili çıkıntılıdır. Dağlar, Karadeniz ve Akdeniz kıyıları boyunca, kıyıya paralel olarak uzanırlar, Akdeniz’in genelinde ve Karatenizin doğu kesiminde denize yaklaşarak kıyısal alanın daralmasına neden olurlar. Bu alanlarda kıyısal alanların kullanımı oldukça zordur. Şehirleşme açısından genellikle Marmara Denizi kıyıları uygundur. Marmara Denizi kıyısal alanında kurulmuş olan İstanbul şehri ve Boğazlar, Marmara bölgesine özel bir önem kazandırmaktadır. Ege kıyılarının çok girintili çıkıntılı olması ise bu alanı özellikle kültürel alanlar, kaynaklar ve doğal güzellikler bakımından zenginleştirerek, turizm ve rekreasyon bakımından önemli kılmaktadır.

Türkiye kıyısal alanları doğal ve kültürel zenginlikler bakımdan önem taşımaktadır. Bu kıyısal alanlardan başlıca olanları aşağıda verilmektedir;

Türkiye’nin orman alanlarının, en yoğun Karadeniz’de olmak üzere, yaklaşık % 76’sı kıyısal alanlarda bulunmaktadır (Mülga Çevre ve Orman Bakanlığı, 2007).

Türkiye sulak alanlar bakımından da oldukça zengin bir ülkedir. Bu alanların bir kısmı uluslararası ölçekte önemlidir ve kıyısal alanlarda yer almaktadır (Göksu Deltası, Gediz Deltası, Akyatan Lagünü ve Kızılırmak Deltası) (Mülga Çevre ve Orman Bakanlığı, 2007).

Doğu Karadeniz kıyısal alanları başta olmak üzere, tüm kıyısal alanlar balıkçılık bakımından önem taşımaktadır. Türkiye balık avcılığında 374.128 tonluk üretimiyle, Avrupa Ülkeleri arasında İspanya, Danimarka ve İngiltere’nin ardından beşinci sıradadır (Sarıözkan, 2016).

Türkiye biyoçeşitlilik bakımından Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biridir. Türkiye denizlerinde yaklaşık olarak 3000 hayvan türü bulunmaktadır. Türk Boğazları ve Marmara Denizi, Karadeniz ve Akdeniz arasında çok önemli bir geçiş ekosistemidir. Ege Denizi, Akdeniz foku (Monachus monachus) gibi Dünyadaki 12 nesli tükenmekte olan bir türe ev sahipliği yapmaktadır. Pek çok farklı türü barındıran Ege Denizi’nde ayrıca deniz çayırları (Posidonia oceanica) gibi çok önemli ekosistem bileşenleri de yer almaktadır. Akdeniz kıyısal kumluk alanları ise özellikle nesli tükenmekte olan deniz kaplumbağalarının üreme alanlarıdır (Caretta caretta, Chelonia mydas) (Mülga Çevre ve Orman Bakanlığı, 2007).

2.3. Su Kaynaklarının Mevcut Kalitesi

Evsel, endüstriyel ve tarımsal kirleticiler nedeniyle yerüstü ve yer altı sularının kalitesinde görülen negatif yöndeki değişim, su kaynaklarının farklı kullanımları konusunda önemli baskılar oluşturmaktadır. Bu sebeple su kaynaklarının uygun yönetimi için, su kalitesinin ve niceliğinin eş zamanlı yönetilerek baskıların en aza indirilerek kontrol altına alınması gerekmektedir.

Türkiye’de, su kaynaklarının kirlenmesine yol açan faktörler aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:

Kentsel ve sanayi atıksularının arıtılmadan veya kısmen arıtılarak yerüstü sularına deşarj edilmeleri,

20

Page 21: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

o Yerüstü sularında kirletici maddelerin artışına ve kalitenin bozulmasına, o Sanayi atıksuları için de uygun üretim ve yeterli arıtım teknolojilerinin

sağlanamaması neticesinde yapılan deşarjlar ekosisteme zehirli etkileri nedeniyle besin zinciri yoluyla insanlarda kanserojen etkilerinin olmasına,

o Organize sanayi bölgelerinin yaygınlaşması, yapılan ortak atıksu arıtma tesislerinin daha modern ve kontrollü olması nedeniyle, su kalitesinin korunması açısından olumlu bir gelişme olmasına rağmen, özellikle münferit endüstrilerin ve bazen de OSB’lerin atıksu arıtma teknolojilerinde ve bu teknolojilerin işletilmesinde yetersizliklerin gözlenmesine ve su kalitesinin olumsuz yönde etkilenmesine,

sebep olmaktadır. Vahşi depolama alanlarından kaynaklanan sızıntı suları ile kanalizasyon

sistemlerinin eski olması sebebiyle atıksuların yeraltı ve yerüstü sularını kirletmesi, o Su kalitesinin bozulmasına veo Kullanılabilir su potansiyelinin azalmasına sebebiyet vermektedir.

Bilinçsiz kullanım sonucu toprakta biriken tarım ilaçları ve hayvansal/kimyasal gübrelerin sulama suyu ve yağış ile yıkanarak yerüstü ve yeraltı sularına karışması,

o Yeraltı ve yerüstü sularının kalitesinin bozulmasına,o Bilinçsiz gübre kullanımı sebebiyle yerüstü sularında ötrofikasyona neden

olarak hassas su alanlarının artmasına,o Hayvansal gübrenin gelişigüzel depolanması ve bilinçsiz kullanımı sonucu su

kaynaklarındaki azot ve fosfor girdisinin artarak kalitesinin olumsuz etkilenmesine,

o Su ekosistemlerine zehirli etkileri olan tarım ilaçlarının besin zinciri yoluyla insanlarda kanserojen etki yapmasına sebebiyet vermektedir.

Ülkemizde yıllara göre tarımsal ilaç ve gübre kullanım verileri Şekil 4 ve Şekil 5 ile verilmektedir.

2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015

10

20

30

40

50

60

Tarımsal ilaç kullanımı

Yıllar

Tarım

sal İ

laç K

ulla

nım

Mik

tarı

(Bin

Ton

)

Şekil 4. Yıllara göre tarımsal ilaç kullanımı (Kaynak: TÜİK, 2016)

21

Page 22: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

20092010

20112012

20132014

2015

1 000 2 000 3 000 4 000 5 000 6 000 7 000 8 000

Azotlu (%21 N) ( Ton)Fosforlu (%17 P2O5) Ton)Potaslı (%50 K2O) (Ton)

Yıllar

Gübr

e Ku

llanı

m M

ikta

rı (T

on)

Şekil 5. Yıllara göre gübre kullanım miktarı (TÜİK, 2016)

Ayrıca, 2015 yılı verilerine göre toplam büyükbaş hayvan sayısı 14.127.837 ve küçükbaş hayvan sayısı 41.924.100 olup, toplam hayvan sayısı içerisindeki dağılımı Şekil 6 ile verilmektedir.

25%

75%

2015 Yılı Hayvan Sayıları

Büyükbaş Hayvan SayısıKüçükbaş Hayvan Sayısı

Şekil 6. 2015 Yılı Hayvan Sayıları (TÜİK, 2016)

Birçok Akdeniz ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de tarıma dayalı sanayi faaliyetlerin başında zeytin ve zeytinyağı üretimi gelmektedir. Zeytinyağı üretimi neticesinde oluşan zeytin karasuyu çok kirli bir atıksu olup, BOİ ve KOİ değerleri tipik bir evsel atıksudan 200-400 kat daha fazladır (Çelik, 2010). Zeytin karasuyu çevre açısından önemli bir kirlilik potansiyeli oluşturmakta ve alıcı ortamlar için ciddi bir tehdit olmaktadır. Belli başlı çevresel etkileri; doğal sularda renk bozulması, sucul yaşama verdiği zararlar, toprak kalitesi ve bitki büyümesi üzerinde olumsuz etkiler ve koku problemleridir. Bu sebeple;

o Zeytin sektörü içinde faaliyet gösteren tesislerin, kurulacak zeytin sanayi bölgelerinde toplanarak merkezileşmeleri ve ıslah OSB’ler halinde uygun arıtma tesislerini kurarak faaliyet göstermeleri sağlanmalıdır.

o Zeytin karasuyu ile ilgili Genelge ’ye uygun olarak üretimde 3 fazlı sistem yerine daha az karasuyun meydana geldiği 2 fazlı sisteme geçilmesi sağlanmalıdır.

22

Page 23: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Ülkemizdeki önemli sanayi faaliyetlerden biri de madenciliktir. Söz konusu faaliyetlerin atıklarının depolandığı atık barajları su kaynaklarının kalitesini önemli ölçüde tehdit etmektedir. Atık barajlarının iyi yönetilememesi, atıkların içerdiği kirleticilerin su ortamına ulaşarak sucul ekosistemi ve dolayısıyla çevre sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.

Diğer taraftan, ülkemize özgü belirli kirleticiler ve bunların su kaynaklarında bulunması gereken en yüksek konsantrasyonu ifade eden çevresel kalite standartları belirlenmiş ve Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği’ne derç edilmiştir. Ancak, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nde verilen alıcı ortama deşarj standartlarının teknolojik bazlı olması, her su kütlesinin kalitesine uygun deşarj standartlarının Yönetmelik içinde yer almaması su kaynaklarının korunması çabalarını yetersiz kılmaktadır. Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği’nde yer alan belirli kirleticiler ve öncelikli maddelere ilişkin çevresel kalite standartları baz alınarak oluşturulacak deşarj standartlarının uygulamaya geçirilmesi, koruma ve iyileştirmeye yönelik tedbirlerin sonuçlarını başarılı kılabilecektir.

Atıksular ve zirai maksatlı kullanılan gübreler, göllerin azot-fosfor dengesini olumsuz yönde etkilemekte ve göl ekosistemini bozarak gölün işlevsiz hale gelmesine sebebiyet vermektedir. Özellikle baraj göllerinin yağışlar ile taşınan rüsubat sebebiyle sedimanın artması da su kalitesini olumsuz yönde etkilemekte ve baraj ömrünü kısaltmaktadır.

Yeraltı sularında baskı unsurlarına bağlı olarak oluşan etkilerin ortaya çıkışı ve tespiti yerüstü suları kadar hızlı olmamaktadır. Yeraltı suları üzerindeki en temel baskılar madencilik sektörü atıkları, düzenli ve düzensiz katı atık depolama sahaları ve jeotermal kaynakların aranması, çıkarılması ve kullanılması faaliyetleri olarak sıralanmaktadır. Bu baskıların yanı sıra kirlenmiş yerüstü suları ile etkileşim ve tarımsal faaliyetler de yeraltı sularının kalitesinin bozulmasına sebep olmaktadır.

Su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetimini sağlamak açısından “havza bazında su kaynakları yönetimi” anlayışı büyük önem taşımaktadır. AB gerekliliklerine uygun olarak havza koruma planları yapılması ve hayata geçirilmesi ile su kaynaklarının kontrollü yönetiminin sağlanmasına başlanmıştır. Havza koruma eylem planları 25 nehir havzasında hazırlanmış olup, bu planların üst ölçekli planlara dönüştürülmesi maksadıyla 5 havzada Nehir Havza Yönetim Planlarının hazırlanması çalışmalarına başlanmıştır.

Nehir Havza Yönetim Planları içerisinde; havzadaki mevcut kıyı ve geçiş suları ile birlikte yerüstü ve yeraltı sularının miktarlarının, kullanım maksatlarının, mevcut kirlilik durumunun ve havzadaki kentsel, endüstriyel, tarımsal, ekonomik vb. faaliyetlere bağlı olarak oluşan baskı ve etkilerinin değerlendirilmesi, havzada su kaynaklarının sektörel kullanım potansiyeli ile havza bazında tespit edilen kirlilik kaynakları ve yüklerinin ayrıntılı olarak incelenmesi, su kalitesi haritalarının oluşturulması, havzanın korunması, kirliliğin azaltılması ve iyileştirilmesi için havzadaki tüm paydaşların katılımıyla kısa, orta ve uzun vadede tedbirlere yönelik çalışmaların plan, program ve önceliklendirmeleri maliyetleri ile birlikte belirlenmektedir.

Tüm havzalar için AB Direktifleri ile uyumlu olarak hazırlanan yer üstü suyu izleme programları kapsamında su kalitesi izleme çalışmalarına başlanmıştır. Havza bazında tespit edilen kirlilik kaynakları ve yüklerinin ayrıntılı olarak incelenmesi, su kalitesi haritalarının

23

Page 24: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

oluşturulması, kirliliğin azaltılması ve iyileştirilmesi maksadıyla 9 havza için fiziko-kimyasal parametreler, öncelikli maddeler ve belirli kirleticiler için gerçekleştirilen izleme sonuçları esas alınarak su kalitesi raporları hazırlanmaktadır. Misal olarak Gediz Havzası için 2015-2016 yılları arasında yapılan izleme çalışmalarının değerlendirmeleri sonucunda oluşturulan su kalitesi değerlendirmeleri genel kimyasal ve fiziko-kimyasal parametreler, belirli kirleticiler ve öncelikli maddeler açısından aşağıda verilmektedir.

Şekil 7’de görüldüğü üzere genel kimyasal ve fiziko-kimyasal parametreler açısından yerüstü su kalitesi havza genelinde III.-IV. sınıf seviyelerindedir. Kalite durumunu belirleyen parametreler genel olarak NH4, TKN gibi azotlu bileşikler ile KOİ ve BOİ’dir.

Şekil 7. Gediz Havzası’nda Genel Kimyasal ve Fiziko-kimyasal Parametreler Açısından Yerüstü Su Kalitesi Durumu (OSİB, 2016a)

Belirli kirleticiler açısından su kalitesi durumu Şekil 8’de gösterilmektedir. Belirli kirleticiler açısından izleme yapılan noktaların büyük bir kısmında pestisitler ile alüminyum, kobalt, demir gibi bazı metaller, Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği’nde yer alan çevresel kalite standartlarının üzerinde ölçülmüştür.

24

Page 25: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Şekil 8. Gediz Havzası’nda Belirli Kirleticiler Açısından Yerüstü Su Kalitesi Durumu (OSİB, 2016a)

Şekil 9’da öncelikli maddeler açısından su kalitesi durumu gösterilmekte olup, havza genelinde pestisitlerin yanı sıra bazı endüstriyel kimyasallar ile kadmiyum, nikel gibi metallerin seviyeleri, Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği’nde yer alan çevresel kalite standartlarının üzerindedir.

Şekil 9. Gediz Havzası’nda Öncelikli Maddeler Açısından Yerüstü Su Kalitesi Durumu (OSİB, 2016a)

Ülkemizde çevresel sorunların ciddi boyutlarda hissedildiği Ergene Havzası’nda sanayileşme 1980’li yılların ilk yarısında plansız ve kontrolsüz bir biçimde başlamış ve 1992 yılından

25

Page 26: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

itibaren hızlanmıştır. Ergene Havzası için havza koruma eylem planı kapsamında belirlenmiş 15 eylemin uygulanması devam etmektedir. Bunun neticesinde;

Nüfusu 10.000’den büyük 13 belediyenin; 12 tanesinin AAT’leri DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. 9 tanesi bitirilmiş, 3 tanesi ise en kısa sürede bitirilecektir. Lüleburgaz AAT ve ana kolektör, AB fonları ile inşa edilmiştir.

Tekirdağ ilinde 8 adet OSB ve Kırklareli ilinde 2 adet Islah OSB kurularak sanayi tesisleri düzenli ve planlı sanayi alanlarına kavuşturulmuştur.

Tekirdağ ilinde inşa edilmekte olan 5 adet müşterek OSB Atıksu Arıtma Tesisi marifetiyle yaklaşık 400.000 m3/gün sanayi atıksuyu arıtılacaktır.

Ergene Havzasında yoğun bir şekilde yer alan tekstil sanayisine yönelik “Tekstil Sektöründe Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol Tebliği” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir ve günde 18.000 m3 su tasarrufu sağlanmaktadır. Hedeflenen, günde en az 150.000 m3 su tasarrufunu sağlayabilmektir.

Sanayiden kaynaklanan tehlikeli atıklarının bertarafının sağlanması kapsamında Entegre Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi inşaatı tamamlanmış ve tesis faaliyete geçmiştir.

“Otomatik Sürekli Ölçüm İstasyonlarının Kurulması Projesi” kapsamında, Meriç-Ergene Havzası’na beş adet gerçek zamanlı ölçüm istasyonu kurulmuş olup, havzada 24 saat boyunca su kalitesi ölçümleri yapılmaktadır.

Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli illerinde toplam 68.000 hektar alanda ağaçlandırma, erozyonla mücadele ve ıslah çalışması yapılmış ve bu eylem tamamlanmıştır.

Havza yaşanan taşkınlara yönelik olarak “Ergene Havzası Taşkın Erken Uyarı Sistemi” kurulmuştur.

1036 adet kuyuya ön yüklemeli uzaktan kumandalı su sayacı takılarak yeraltı su seviyesi kontrol altına alınmıştır.

Ergene Nehri ve yan kollarında bugüne kadar DSİ tarafından tamamlanan 23 adet proje ile 296 km’lik dere ıslahı yapılmıştır.

Havzada gerçekleştirilecek 9 adet baraj ve gölet projesi ile toplam 410,7 milyon m3/yıl su depolanacak olup, eylem planında bulunan 25 adet sulama tesisi ile toplam 1.241.090 dekar arazi sulanacaktır.

Kimyasal Oksijen İhtiyacı parametresi daha önceki yıllarda800 mg/L civarında iken 2016 yılında 200 mg/L mertebesinde ölçülmekte olup Ergene’deki kirlilik yükü 4 kat azalmıştır.

Ayrıca, Evsel ve Endüstriyel Kirlilik İzleme Programı kapsamında yıllık kirlilik eğilimlerinin de karşılaştırılmasını ve değerlendirmeleri içeren su kalitesi izleme raporları da hazırlanmaktadır. Kurulu kapasitesi 10.000 m3/gün ve üzeri atıksu arıtma tesisleri için sürekli ölçüm çalışmaları yürütülmektedir.

Bununla birlikte, SÇD gereklilikleri doğrultusunda 25 havzada 1805 nehir su kütlesi, 652 göl su kütlesi olmak üzere toplam 2457 adet yönetilebilir su kütlesi belirlenmiştir. Toplam 600 potansiyel hassas su kütlesinde 2014 yılı içerisinde fiziko-kimyasal ve biyolojik kalite elementlerine ilişkin dört mevsim izleme çalışmaları gerçekleştirilmiştir (OSİB, 2016b).

Nehir su kütlelerinde su kalitesi durumu incelendiğinde fiziko-kimyasal parametrelerden özellikle çözünmüş oksijen ve besin elementleri açısından %11’i I.Sınıf; % 38’i II.Sınıf; %

26

Page 27: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

30’u III.Sınıf; % 21’i IV.Sınıf; biyolojik kalite parametreleri açısından ise % 29’i III.Sınıf; % 50’si IV.Sınıf; %21’i V.Sınıf olarak tespit edilmiştir.

Göl su kütlelerinde su kalitesi durumu incelendiğinde; parametrelerden özellikle çözünmüş oksijen ve besin elementleri açısından % 11’i I. Sınıf; %58’i II. Sınıf; %18’i III. Sınıf; % 13’ü IV. Sınıf olarak; biyolojik kalite parametreleri açısından ise %2’si “çok iyi”; %9’u “iyi”; % 7’si “orta”; % 53’ü “zayıf”; % 29’u “kötü” su durumunda olduğu tespit edilmiştir.

Şekil 10. Türkiye’nin su kalitesi (fiziko-kimyasal parametreler) ve trofik durum haritası (OSİB, 2016b)

Fiziko-kimyasal ve biyolojik izleme sonuçları, noktasal ve yayılı kirletici baskı unsurları ve kirlilik yükleri birlikte değerlendirildiğinde su kütlesi drenaj alanları bazında hassas su kütleleri, bu su kütlelerinin drenaj alanları bazında kentsel hassas alanlar ve nitrata hassas alanlar belirlenmiştir.

27

Page 28: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Şekil 11. Hassas su kütleleri, kentsel hassas ve nitrata hassas alanlar (OSİB, 2016b)

Kıyı suları da pek çok açıdan kirlenme sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Bunun nedenleri ise aşağıda sıralanmaktadır (PAP/RAC, 2005):

Kıyısal alanların nüfus yoğunluğu: Son yıllarda Türkiye’nin nüfus artış hızında düşüşler olduğu gözlemlense de gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında, hala oldukça yüksek bir seviyededir (TİE, 2002). Özellikle Marmara Bölgesi’nde bulunan kıyısal büyük kentlerin (İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli vb.) nüfusları, göç nedeniyle artma eğilimi göstermektedir.

Tarımsal Araziler: Kıyısal alanların bazılarında, özellikle de büyük nehirlerin deltalarına yakın alanlarda (Yeşilırmak, Kızılırmak- Karadeniz; Gediz, Büyük Menderes- Ege Denizi; Göksu, Seyhan, Ceyhan-Akdeniz) önemli tarımsal araziler yer almaktadır

Endüstriyel Faaliyetler ve Madencilik: Endüstriyel aktiviteler bakımından Türkiye kıyısal alanlarında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Marmara Bölgesi en fazla endüstriyel kuruluşun yer aldığı bölgedir. İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ ve Bursa bu konuda öne çıkan şehirlerdir. Ege Bölgesi ise Marmara’nın ardından ikinci sırada gelmektedir. Endüstriyel faaliyetler bakımından kıyısal alanlardaki “sıcak noktalar” ise kuzey Marmara kıyıları, İzmit Körfezi, İzmir, Aliağa Körfezi, Nemrut Körfezi ve İskenderun Körfezi olarak sıralanabilir. Diğer yandan, Türkiye kıyısal alanlarında pek çok farklı maden yatağı (kömür, cıva, mangan, krom vb.) ve madencilikle ilgili endüstriyel faaliyetler sürdürülmektedir.

Turizm; Marmara Bölgesinde yer alan İstanbul şehri dışında turizmin en yoğun olduğu alanlar Ege ve Akdeniz kıyısal alanlarında (Antalya, Kuşadası, Bodrum Yarımadası,

28

Page 29: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Marmaris ve Fethiye) yer almaktadır. Yat turizmi de Türkiye için son yıllarda özellikle Bodrum, Marmaris ve Göcek bölgelerinde önemli bir turizm tipi olarak öne çıkmaktadır. Yat turizminin gelişimine paralel olarak pek çok farklı kıyısal alanda büyük kapasiteli marinalar inşa edilmiştir.

Enerji Üretimi: Kıyısal alanlarda kurulmuş veya kurulması planlanan hidroelektrik, nükleer vb. enerji santralleri bulunmaktadır.

Gemi Trafiği: Özellikle Türkiye Boğazlarından yılda yaklaşık 50000 geminin geçiyor olması konu ile ilgili riskleri de beraberinde getirmektedir. Türkiye kıyısal alanlarında oldukça önemli uluslararası taşımacılığa hizmet eden limanlar bulunmaktadır.

İklim Değişikliği: 2011 yılında yayımlanan İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı, Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklığın gelecek yıllarda 2,5° - 4°C artacağını, Türkiye’nin yakın gelecekte daha sıcak, daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim yapısına sahip olacağını ortaya koymaktadır. İklim Değişikliği Eylem Planı, Türkiye’nin özellikle su kaynaklarının azalması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme, bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi olumsuz etkilerden önemli ölçüde etkileneceğini öngörmektedir.

Yukarıda bahsedilen farklı karasal-kaynaklı baskılar sonucunda oluşan evsel ve endüstriyel atıksular, kirletilmiş nehirler, tarımsal ve turizm aktivitelerinden kaynaklanan kirleticiler nedeniyle kıyı sularımızın kalitesi bozulmaktadır. İklim değişikliğinin getireceği başlıca sorunlar ise deniz seviyesinin yükselmesi, türlerin kaybolması/değişimi ve asidifikasyon olarak özetlenebilir. Gemi trafiği ve olası kazalar petrol kirlenmesi, sintine, balast, istilacı türlerin taşınımı gibi nedenlerle kıyı sularımız açısından önemli riskler taşımaktadır.

Diğer taraftan, Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Projesi 2015 yılı çalışmaları kapsamı ve verileri değerlendirildiğinde;

Ege Denizi ve Akdeniz’de genel olarak su kalitesinin çok iyi/iyi durumda olduğu, Karadeniz’de kalite durumunun genellikle zayıf olduğu ancak bazı noktalarda orta ve

iyi kalitenin de görüldüğü, Marmara’da ise iyi ve orta su kalitesi durumun baskın olduğu

tespit edilmiştir. Kıyı sularımızın ekolojik durumu Şekil 12’de verilmektedir.

29

Page 30: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Şekil 12. Kıyı Su Kütlelerinin Ekolojik Durumu (ÇŞB, 2015a)

2.4. Türkiye’deki Atıksu Arıtma Tesislerinin Durumu ve Atıksu Arıtma Teknolojileri

2015-2023 Atıksu Arıtımı Eylem Planı’na göre; Türkiye’de evsel atıksuların arıtılması maksadıyla 2014 yılı sonu itibarıyla toplam 597 atıksu arıtma tesisi bulunmaktadır. Bu tesisler yaklaşık 55,8 milyon kişiye hizmet etmektedir. Bu tesislerin 303 adedi ikincil arıtma, 40 adedi derin deniz deşarjı, 40 adedi paket arıtma, 13 adedi fiziksel arıtma, 124 adedi doğal arıtma ve 77 adedi ise ileri arıtma (BNR)’dır. Kentsel Atıksuların Arıtılması Yönetmeliğine göre; Belediyeler en geç 2022 yılına kadar atıksu arıtma tesislerini ileri biyolojik arıtma tesisi olarak yapılandırmalıdır. Ülkemizde bulunan atıksu arıtma tesislerin çoğu çok yakın tarihlerde yapılmış olmasına rağmen, yönetmeliğin istemiş olduğu azot ve fosfor giderimi özelliğine sahip değildir (ÇŞB, 2015b).

İçişleri Bakanlığı 2013 yılı verilerine göre Türkiye’de 30’u büyükşehir olmak üzere 1394 belediye bulunmaktadır. TÜİK verilerine göre 2012 yılında kanalizasyona bağlı nüfus oranının %92’ye ulaştığı, atıksu arıtma tesisiyle hizmet edilen belediye nüfusu oranının ise %68 olduğu belirtilmektedir. Kalkınma Bakanlığı Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda 2018 yılı hedefleri, kanalizasyon şebekesiyle hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı için %95 ve atıksu arıtma tesisiyle hizmet edilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı için ise %80 olarak planlanmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Stratejik Planı’nda 2017 yılı sonu itibarıyla belediye nüfusunun %85’inin atıksularının arıtılması planlanmıştır (ÇŞB, 2015b).

30

Page 31: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

1994 1995 1996 1997 1998 2001 2002 2003 2004 2006 2008 2010 2012 2014

100

200

300

400

500

600

Yıllar

AAT

Hizm

eti v

eren

Bel

ediy

e Sa

yısı

Şekil 13. Atıksu Arıtma Tesisi Hizmeti Veren Belediye Sayısı (TÜİK, 2016)

1994 1995 1996 1997 1998 2001 2002 2003 2004 2006 2008 2010 2012 2014 2015 20160

10

20

30

40

50

60

70

80

90

100

13 12 1419 22

35 35 3845

5156

6272

77 79 80.8

Yıllar

AAT'

ye B

ağlı

Nüf

us/T

opla

m N

üfus

Şekil 14. Atıksu Arıtma Tesisine Bağlı Belediye Nüfusunun Toplam Belediye Nüfusuna Oranı (ÇŞB)

OSB’ler tarafından 2014 yılında toplam 254 milyon m3 atıksu deşarj edilmiştir. Deşarj edilen atıksuyun %72,9’unun akarsuya, %9,1’nin şehir kanalizasyonuna boşaltıldığı, %6,4’ü kuru dere yatağına, %11,6’sı ise diğer alıcı ortamlara deşarj edildiği tespit edilmiştir. 254 milyon m3 atıksuyun 221 milyon m3’ü arıtılmış olup, arıtılan atıksuyun %50,9’una gelişmiş, %49,1’ine ise kimyasal ya da biyolojik arıtma uygulanmıştır (TÜİK, 2016). OSB atıksu arıtma tesislerinin mevcut durumu Şekil 15’te görülmektedir.

31

Page 32: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

95

128

11

4

43

MERKEZİ ARITMA TESİSİ VAR İNŞAAT AŞAMASINDA PROJE AŞAMASINDA FİZİBİLİTE AŞAMASINDA İHALE AŞAMASINDA BELEDİYE İLE SÖZLEŞMELİ

OSB'LERİN ARITMA DURUMU (adet)

MERKEZİ ARITMA TESİSİ VAR 95İNŞAAT AŞAMASINDA 12PROJE AŞAMASINDA 8FİZİBİLİTE AŞAMASINDA 11İHALE AŞAMASINDA 4BELEDİYE İLE SÖZLEŞMELİ 43

Şekil 15. OSB Atıksu Arıtma Tesislerinin Mevcut Durumu (ÇŞB, 2016)

Diğer taraftan, TÜİK 2014 İmalat Sanayi Su, Atıksu ve Atık İstatistikleri Anketi sonuçlarına bakıldığında, imalat sanayi işyerleri tarafından 1,9 milyar m3 atıksuyun deşarj edildiği ve Deşarj edilen bu atıksuyun %81,4’ünün soğutma suyu olduğu tespit edilmiştir Deşarj edilen atıksuyun %80,7’sinin denize, %7,3’ünün akarsuya, %6,3’ünün OSB kanalizasyon şebekesine, %3,1’inin şehir kanalizasyonuna ve %2,6’sının ise diğer alıcı ortamlara boşaltıldığı tespit edilmiştir. Anket kapsamındaki işyerleri tarafından 2014 yılında toplam 368,7 milyon m3 atıksu arıtılmış olup bunun 9,7 milyon m3’ü soğutma suyudur. OSB'ler dâhil olmak üzere, imalat sanayi işyerlerinden kaynaklanan endüstriyel atıksuyun arıtılma durumu Şekil 17’de verilmektedir.

3484; 81%

816; 19%

Evsel Atıksu

Atıksu Arıtma Tesis-lerinde Arıtılan Atıksu Miktarı (milyon m3/yıl) Arıtılmadan Alıcı Ortama Deşarj Edilen Atıksu Mik-tarı (milyon m3/yıl)

Şekil 16. Evsel Atıksuyun Arıtılma Durumu (TÜİK, 2016)

32

Page 33: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

207575.03; 11%

1723707.148; 89%

Endüstriyel Atıksu

Arıtılarak Deşarj Edilen Toplam Atıksu Miktarı (bin m3/yıl)Arıtılmayan Endüstriyel Atıksu Miktarı (bin m3/yıl)

*Soğutma suları dâhilŞekil 17. OSB'ler dâhil İmalat Sanayi İşyerlerinden Kaynaklanan Endüstriyel Atıksuyun Arıtılma Durumu

(TÜİK, 2016)

2.5. Sulama Suyu Kalitesi

Ülkemizde arıtılmış atıksular, özellikle belediyeler tarafından yeşil alanların ve zirai alanlarının sulanmasında kullanılmaktadır. Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği ve Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği esas alınarak arıtılmış atıksuların geri kazanımı ve yeniden kullanımı ile alakalı teknik esasların belirlendiği “Atıksu Arıtma Tesisleri Teknik Usuller Tebliği” yürürlüğe girmiştir.

Tebliğ ile sulamada geri kullanılacak arıtılmış atıksular fiziko-kimyasal, kimyasal ve mikrobiyolojik kalite parametrelerine göre belirlenerek Sınıf A ve Sınıf B olarak sınıflandırılmıştır.

Su kaynaklarının kısıtlı olduğu gerçeği göz önüne alındığında artan kaynak ihtiyacına cevap vermek maksadıyla evsel ve endüstriyel atıksuların arıtıldıktan sonra yeniden kullanımının özendirilmesi yönünde altyapının oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Dünyada ve ülkemizde suyun sektörel su kullanım oranları incelendiğinde, %70’e varan oranlarda suyun tarımsal faaliyetler için kullanıldığı görülmektedir. Sulama veriminin düşük olduğu bölgelerde sulama sularının büyük oranda dönen su olarak drenaj kanallarına geri döndüğü bilinmektedir. Sulamadan dönen sularda sulama tipi, toprak yapısı, yürütülen tarımsal faaliyet neticelerinde aşağıda verilen kirleticilerle karşılaşılabilir.

1. Mikrokirleticiler (ağır metaller, pestisitler, toksik kirleticiler v.b.)2. Sediment 3. Organik kirleticiler ve besin maddeleri (BOİ, KOİ, TOK, N ve P)4. Patojenler (E.coli, helmint yumurtası v.b.),5. Tuzluluk ve iyonlar (SAR, Na, Ca, Mg, Cl, SO4, HCO3, ve CO3)

Bu kirleticilerin kontrolü ve azaltılmasına yönelik eylemler gerçekleştirilemez ise, en fazla su tüketiminin gerçekleştiği tarımsal faaliyetler neticesinde alıcı ortamlardaki su kalitesinin olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır.

33

Page 34: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Sulamada kullanılan su kaynaklarının kalitesinin izlenmesi, iyi durumda olanların korunması, uygun kalitede olmayanların iyileştirilmesinde alınacak tedbirlerin belirlenmesi, kullanılmış sulardan alıcı ortamların korunması, bu suların kalitesinin iyileştirilmesi için gereken kalite kriterleri belirlenerek, “Sulama Sularının Kalitesi ve Kullanılmış Suların Yeniden Kullanılması Hakkında Yönetmelik” hazırlanarak yayımlanmalıdır.

2.6. Su Kalitesi Yönetimi Konusunda AB Mevzuatı

Avrupa Birliği 2016 İlerleme Raporu’na göre, ülkemizin Avrupa Birliği’ne katılım müzakereleri için açılan ve 27. Fasıl kapsamında değerlendirilen su kalitesi alanında uyumu orta düzeydedir. İkincil mevzuatta yapılan son değişiklikler ile su kalite standartları ve nitrat kirliliği hususlarda kısmi uyum sağlanmıştır. Hassas alanların belirlenmesine, beş adet nehir havzası yönetim planının hazırlanmasına yönelik çalışmaların devam etmesine, AB direktifleri ile uyumlu izleme çalışmalarının başlatılmasına, yatırımların neticesi olarak atık su arıtma kapasitesinin artmasına rağmen, Su Çerçeve Direktifi'ne uyum hâlâ tamamlanamamıştır (Avrupa Komisyonu, 2016). Avrupa Birliği’ne uyum kapsamında dikkate alınması gereken direktifler aşağıda sıralanmıştır.

Su Çerçeve Direktifi (2000/60/EC) Yeraltı Suları Direktifi (80/68/EEC) Yeraltı Sularının Kirlenmeye ve Bozulmaya Karşı Korunması Direktifi (2006/118/EC) Suda Tehlikeli Maddeler Direktifi (2006/11/EC) Çevresel Kalite Standartları Direktifi (2008/105/EC) Kimyasal Analiz ve Su Statüsünün İzlenmesi için Teknik Özellikler Direktifi

(2009/90/EC) 2000/60/EC Su Çerçeve Direktifi ve 2008/105/EC Çevre Kalite Standartları

Direktifi’ni Değiştirmeyi Öneren Direktif Teklifi (COM 876 Final 2011) Endüstriyel Emisyonlar Direktifi (2010/75/EU) İçme Suyu Kullanımı için Yüzey Suyu Kalitesi Direktifi (75/440/EEC) Yüzme Suyu Direktifi (76/160/EEC; EEC, 1976) İçme Suyu Direktifi (80/778/EEC; EEC 1980) Nitrat Direktifi (91/676/EEC; EC, 1991b) Kentsel Atıksu Arıtımı Direktifi (91/271/EEC; EC, 1991a) Su Kalitesi İzlemeye İlişkin Standartların Yer Aldığı ve 2000/60/EC Su Çerçeve

Direktifi’nde Değişikliğe Neden Olan Direktif (2014/101/EC)

2.7. Su Kalitesi Yönetimi Konusunda Ulusal Mevzuat

Ülkemizde su kalitesini ilgilendiren çok sayıda mevzuat mevcut olup aşağıda sunulmaktadır.

Kanunlar

831 sayılı Sular Hakkında Kanun (1926) 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (1930) 4373 sayılı Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu (1943) 6200 sayılı DSİ Kanunu (1953) 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun (1960)

34

Page 35: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

7478 sayılı Köy İçme Suları Hakkında Kanun (1960) 1053 sayılı Belediye Teşkilatı Olan Yerleşim Yerlerine İçme, Kullanma ve Endüstri

Suyu Temini Hakkında Kanun (1968) 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu (1971) 2674 sayılı Karasuları Kanunu (1982) 2872 sayılı Çevre Kanunu (1983) 3621 sayılı Kıyı Kanunu (1990) 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu (2004) 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu (2005) 5393 sayılı Belediye Kanunu (2005) 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu (2007) 6107 sayılı İller Bankası A.Ş. Kanunu (2011) Bazı Kurumların Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameler

(639, 644, 645, 663) Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüklerinin Kuruluşları ile ilgili Kanunlar

Yönetmelikler Alabalık ve Sazan Türü Balıkların Yaşadığı Suların Korunması ve İyileştirilmesi

Hakkında Yönetmelik (R.G. 12.01.2014/28880) Atıksu Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesisleri Tarifelerinin Belirlenmesinde

Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik (R.G. 27.10.2010/27742) Çevre Ölçüm ve Analiz Laboratuvarları Yeterlik Yönetmeliği (R.G.

25.12.2013/28862) Çevre Kanununun 29. Maddesi Uyarınca Atıksu Arıtma Tesislerinin Teşvik

Tedbirlerinden Faydalanmasında Uyulacak Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik (R.G. 01.10.2010/27716)

Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği (R.G. 10.09.2014/29115) Çevre Denetimi Yönetmeliği (R.G. 21.11.2008/27061) Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği (R.G. 25.11.2014/29186) Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik (R.G. 1.12.2004/25657) Hassas Su Kütleleri ile Bu Kütleleri Etkileyen Alanların Belirlenmesi ve Su

Kalitesinin İyileştirilmesi Hakkında Yönetmelik (R.G. 23.12.2016/29927) İçme Suyu Elde Edilen veya Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların Kalitesine

Dair Yönetmelik (R.G. 29.06.2012/28338) İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Hakkındaki

Yönetmelik (R.G. 08.05.2014/28994) İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik (R.G. 17.02.2005/25730) Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği (R.G. 08.01.2006/26047) Su Havzalarının Korunması ve Yönetim Planlarının Hazırlanması Hakkında

Yönetmelik (R.G. 17.10.2012/28444) Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (R.G. 31.12.2014/25687) Su Ürünleri Yönetmeliği (R.G. 10.03.1995/22223) Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği (R.G. 04.04.2014/28962) Tarımsal Kaynaklı Nitrat Kirliliğine Karşı Suların Korunması Yönetmeliği (R.G.

23.07.2016/29779)

35

Page 36: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği (R.G. 26.11.2005/26005)

Yeraltı Sularının Kirlenmeye ve Bozulmaya Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik (R.G. 07.04.2012/28257)

Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği (R.G. 30.11.2012/28483) Yüzeysel Sular ve Yeraltı Sularının İzlenmesine Dair Yönetmelik (R.G.

11.02.2014/28910) Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği (R.G. 09.01.2006/26048)

Diğer mevzuat

Atıksu Arıtma Tesisleri Teknik Usuller Tebliği (R.G. 20.03.2010/27527) Dezenfeksiyon Teknik Tebliği (R.G. 26.08.2015/29457) Durgun Yerüstü Kara İç Sularının Ötrofikasyona Karşı Korunmasına İlişkin Tebliğ

(R.G. 26.02.2014/28925) Yer Üstü ve Yer Altı Suları ve Sedimentten Numune Alma ve Biyolojik Örnekleme

Tebliği (R.G. 21.02.2015/29274) Sürekli Atıksu İzleme Sistemleri Tebliği (R.G. 22.03.2015/29303) Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği Hassas ve Az Hassas Su Alanları Tebliği (R.G.

27.06.2009 / 27271) Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer Tehlikelere İlişkin Görev Yönergesi

(14.03.2013/56 Sayılı Olur) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Kırsal Kalkınma Yatırımlarının

Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Tebliğ No:2016/37) (R.G. 21.10.2016/29864)

Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği İdari Usuller Tebliği (R.G. 10.10.2009/27372) Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Numune Alma ve Analiz Metodları Tebliği (R.G.

10.10.2009/27372) Tekstil Sektöründe Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol Tebliği (R.G.

14.12.2011/28142) Yeraltı Suyu Yönetimi Eylem Planı Genelgesi (11.07.2013-2013/5) 2872 Sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ

(R.G. 27.12.2016/29931)

2.8. Türkiye’de Su Kalitesi Yönetimi Konusundaki İdari Yapı

Ülkemizde su konusunda faaliyet gösteren Bakanlıkların 2011 yılında yeniden yapılandırılması sürecinin ardından su kalitesi yönetiminden sorumlu kurum olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı öne çıkmakla birlikte çok sayıda kurum doğrudan veya dolaylı olarak su kalitesi konusunda görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında çalışmalarını sürdürmektedir. Şekil 18 ülkemizde su kalitesi yönetimi konusunda doğrudan veya dolaylı olarak yetkisi olan kurumları göstermektedir.

36

Page 37: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Şekil 18. Türkiye’de Su Kalitesi Yönetimi Konusunda Doğrudan veya Dolaylı Yetkili Kurumlar

2.9. Türkiye’deki Su Kaynaklarında Gerçekleştirilen İzleme Çalışmaları

Su kalitesi izlemesi ile; su kalitesi haritaları oluşturmak, atıksuda izin verilen deşarjları kontrol etmek, insan sağlığını korumak, kirliliğe neden olan maddeleri ve kişileri tespit etmek, ulusal izleme programını hazırlamak ve yasal gereklilikleri karşılamak hedeflenir.

Su Çerçeve Direktifi’ne göre tüm yerüstü su kütlelerinde “iyi su durumu”na ulaşılması hedeflenmektedir. Bu hedefe ulaşılabilmesi için üye ülkelerin su kalitesi izleme sistemlerini kurmaları, bu sistemlerle su kütlelerinin ekolojik ve kimyasal durumlarını belirlemeleri ve düzenli aralıklarla Birliğe rapor etmeleri gerekmektedir. Direktife göre ekolojik durum bentik makroomurgasız, makrofit, mikroalg, angiosperm, fitobentoz, fitoplankton ve balık faunası gibi biyolojik kalite bileşenleri kullanılarak ve su kütlelerinin fiziksel, kimyasal ve hidromorfolojik özellikleri de destekleyici elementler olarak kullanılarak belirlenmelidir.

Su Çerçeve Direktifi öncesinde su kalitesinin izlenmesi fiziko-kimyasal ve genel kimyasal parametrelere dayalı olarak yapılıyor olup, Su Çerçeve Direktifi’ne göre izlenmesi gereken öncelikli maddeler ile tehlikeli maddeler ve madde gruplarını içermemekteydi. Su kalitesi izleme çalışmaları biyolojik kalite bileşenlerinin izlenmesi, mevcut durumun referans koşullarla karşılaştırılması ile ekolojik durum belirlenmesi gibi basamakları içermediğinden Su Çerçeve Direktifinin gerekliliklerini sağlamamaktaydı. Ancak Direktifin yayımlanması ile

37

BAŞBAKANLIK

ORMAN VE SU İŞLERİ

BAKANLIĞI

Su Yönetimi Genel

Müdürlüğü

Devlet Su İşleri Genel

Müdürlüğü

Doğa Koruma ve Milli Parklar

Genel Müdürlüğü

Meteoroloji Genel

Müdürlüğü

Çölleşme ve Erozyonla Mücadele

Genel Müdürlüğü

Türkiye Su Enstitüsü

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI

ÇED, İzin ve Denetim Genel

Müdürlüğü

Çevre Yönetimi Genel

Müdürlüğü

Tabiat Varlıklarını

Koruma Genel Müdürlüğü

İLBANK A.Ş.

GIDA, TARIM VE

HAYVANCILIK BAKANLIĞI

Tarım Reformu Genel

Müdürlüğü

Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel

Müdürlüğü

Bitkisel Üretim Genel

Müdürlüğü

SAĞLIK BAKANLIĞI

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü

Maden İşleri Genel

Müdürlüğü

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel

Müdürlüğü

Valilikler ve İl Özel İdareleri

Belediyeler

Büyükşehir Belediyeleri

ve bağlı Su ve Kanalizasyon

İdareleri

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI

KALKINMA BAKANLIĞI

AFAD

Page 38: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

su kalitesi sınıflandırma sisteminde suyun kimyasal ve ekolojik durumunun ayrı ayrı ele alınması zorunluluk haline gelmiştir.

Su kalitesi izleme sistemlerinde geleneksel olarak kullanılan fiziksel ve kimyasal parametrelerin su kalitesinin sadece numune alım anındaki durumunu gösterdiği ve su kalitesi hakkında daha doğru yorumlar yapabilmek için sucul canlıların da izlenmesinin gerektiği ortaya çıkmıştır. Kimyasal izleme ile sadece analiz edilen kimyasallar tespit edilirken, biyolojik izleme ile analiz edilen ve edilmeyen tüm parametrelerin kümülatif etkisi gözlenebilmektedir. Ayrıca, fiziksel ve kimyasal izleme metotları su kalitesinin belirlenmesinde sucul kirleticilerin birbirleri üzerindeki etkilerini dikkate almamakta olup, biyolojik izleme metotları bu konudaki boşluğu doldurmaktadır.

Biyolojik izleme sonuçlarının değerlendirilmesi için ülkeler tarafından kendi biyolojik çeşitlilikleri göz önünde bulundurularak geliştirilen biyolojik indeksler kullanılmalıdır. Bir su kütlesinin ekolojik kalitesinin belirlenmesi için ise o su kütlesinin indeks değerinin o su kütlesine ait referans koşuldaki indeks değerine olan oranı belirlenmelidir. Sahip olunan biyolojik çeşitliliği esas alan sınıf sınır değerleri belirlenmeli ve mevcut durum/referans durum değeri sınıf sınır değerleri ile karşılaştırılarak su kütlesinin ekolojik durumu belirlenmelidir. Direktif ile uyumlu bir ekolojik değerlendirme sistemi yukarıda tanımlanan tüm özellikleri içermelidir.

Bu kapsamda, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından tüm havzalar için AB Direktifleri ile uyumlu olarak hazırlanan izleme programları ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından havza bazında su kalitesi izleme çalışmalarına başlanmıştır.

İzleme verileri öncelikli olarak, havzadaki su kütlelerinin ekolojik ve kimyasal durumlarının belirlenmesi ve buna göre tedbirler programının hazırlanması aşamasında kullanılır. Daha sonrasında uygulanan tedbirler programının işe yarayıp yaramadığının belirlenmesi için tekrar izleme verilerine ihtiyaç duyulur. Nehir Havzası Yönetim planlamasının izleme verileri olmadan yapılması mümkün değildir. Bu nedenle bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için Su Çerçeve Direktifi gerekliliklerine uygun olarak hazırlanmış izleme programları doğrultusunda biyolojik, kimyasal ve hidromorfolojik izleme çalışmalarının sürekliliğinin sağlanması büyük önem arz etmektedir. Ayrıca, havza izleme programları kapsamında sınır aşan sularda da su kalitesi izleme çalışmaları yürütülmektedir.

İlave olarak, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca tarım alanları içerisinde kalan yerüstü ve yeraltı sularında tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan olası kirliliğin tespit edilerek nitrata hassas bölgelerin belirlenmesi maksadıyla 2052 yerüstü ve 1898 yeraltı suyu olmak üzere 3950 izleme istasyonda izleme çalışmaları yapılmaktadır. Su ürünleri ile su ürünleri yaşam alanlarının korunması ve sürdürülebilir kullanımının temini maksadıyla Türkiye genelinde toplam 839 istasyonda yılda 4 dönem alıcı ortam su kalitesi izleme ve analizleri gerçekleştirilmektedir.

İzleme konusunda gerçekleştirilen bazı çalışmalar aşağıda belirtilmektedir:

“Su Kalitesi İzleme Konusunda Kapasite Geliştirme Konulu AB Eşleştirme Projesi” (2011-2014) (SYGM) kapsamında; 6 pilot havzada (Büyük Menderes, Sakarya,

38

Page 39: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Susurluk, Meriç Ergene, Akarçay ve Konya Kapalı Havzaları) izleme noktaları, sıklıkları ve parametreleri belirlenerek izleme altyapısı oluşturulması hedeflenmiştir. Ayrıca Bakanlığımız personelinin Su Çerçeve Direktifine göre izleme konusunda kapasitesinin geliştirilmesi maksadıyla çeşitli eğitim çalışmaları yapılmış, altı pilot havza için İzleme Programları, Rehber Doküman ve Ulusal İzleme Uygulama Planı hazırlanmıştır.

“Su Kalitesi İzleme Konusunda Kapasite Geliştirme AB Teknik Yardım Projesi” (2013-2015) (SYGM) kapsamında Büyük Menderes Havzasında Su Çerçeve Direktifinin izleme ile ilgili Madde-8 ve Ek-5 hükümlerine göre nehir, göl, kıyı ve geçiş sularında belirlenen izleme noktalarında bir yıl boyunca biyolojik, fiziko-kimyasal, kimyasal ve hidromorfolojik izleme gerçekleştirilmiş olup, elde edilen bir yıllık bu izleme sonuçları değerlendirilerek Büyük Menderes Havzasındaki ekolojik kalite oranları ve su durumları belirlenmiştir.

“Su Kalitesi İzleme Konusunda Kapasite Geliştirme AB Malzeme Temini Projesi” (2013-2015) (SYGM) kapsamında Büyük Menderes Havzasında 4 adet gerçek zamanlı (on-line) izleme istasyonu kurulmuştur. Söz konusu istasyonlarda pH, sıcaklık, elektriksel iletkenlik, çözünmüş oksijen ve toplam organik karbon parametreleri anlık olarak ölçülmektedir.

“Otomatik Sürekli Ölçüm İstasyonlarının Kurulması Projesi” (2012-2014) (SYGM) kapsamında, Ergene-Meriç havzasına 5 adet gerçek zamanlı (on-line) ölçüm istasyonu kurulmuş olup, istasyonlarda pH, sıcaklık, elektriksel iletkenlik, çözünmüş oksijen, renk ve toplam organik karbon parametreleri anlık olarak ölçülmektedir.

“Havza İzleme ve Referans Noktalarının Belirlenmesi Projesi” (2012-2014) (SYGM) ile Su Çerçeve Direktifi (SÇD)’nin (2000/60/EC) 8. Maddesi ve Ek-5’ine uygun olarak havzalardaki nehir, göl, geçiş ve kıyı sularında fiziko-kimyasal, kimyasal, biyolojik ve hidromorfolojik kalite parametrelerinin izlenmesi ve elde edilen verilerin değerlendirilerek su kalitesinin mevcut durumunun belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu çerçevede ilk beş havzada (Ergene, Akarçay, Gediz, Susurluk ve Sakarya Havzaları) 2012-2013 yılları arasında, ikinci 5 havzada (Kızılırmak, Marmara, Antalya, Küçük Menderes ve Konya Kapalı Havzaları) ise 2013-2014 yılları arasında bir yıllık süre ile mevsimsel olarak (yılda 4 kez) su kalitesi izleme çalışmaları yürütülmüş olup, havza kirlilik haritaları oluşturularak havzanın mevcut su kalitesi durumu ortaya konmuştur.

“Ülkemize Özgü Su Kalitesi Ekolojik Değerlendirme Sisteminin Kurulması Projesi” (2014-2016) (SYGM) kapsamında 8 havzada (Aşağı Fırat Alt Havzası, Batı Akdeniz Havzası, Ceyhan Havzası, Aras Havzası, Doğu Karadeniz Havzası, Batı Karadeniz Havzası, Kuzey Ege Havzası, Sakarya Havzası) nehir, göl, geçiş ve kıyı sularında 1 yıllık biyolojik, kimyasal ve hidromorfolojik izleme çalışmaları tamamlanmış ve proje sonucunda, biyolojik kalite unsurları (fitoplankton, fitobentoz, makrofit, makroalg, angiosperm, makroomurgasız ve balık) açısından ülkemize özgü su kalitesi ekolojik değerlendirme sistemi (biyolojik indeksler, sınıf sınır değerleri ve referans değerler) kurulması için alt yapı oluşturulmuştur.

“Ulusal Su Bilgi Sistemi Projesi” (2012-2017) (SYGM) ile Ülkemizde suyun tek bir sistem aracılığı ile yönetilmesini ve su verisinin kurum ve kuruluşlar arasında paylaşımını vatandaşa e-devlet kapısı üzerinden hizmet verilmesinin sağlanması hedeflenmektedir. Sistem havza sınırı mantığında ve CBS altlığında oluşturulacak olup, suyun bütüncül olarak yönetilmesi ve ulusal su politikasının oluşturulmasına katkı sağlayacaktır.

39

Page 40: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

“Türkiye’de Referans İzleme Ağının Kurulması Projesi” (2016-2020) (SYGM) ile referans alanların ve bu alanları temsil eden referans noktaların belirlenmesi maksadıyla izleme ve değerlendirme çalışmaları yapılarak 25 havzada referans izleme ağı oluşturulacaktır.

Burdur Göller Havzası Yeraltı Suyu Planlama (Hidrojeolojik Etüd) Raporu Yapılması İşi (2014-2016) (DSİ)” ile havza bazında su yönetimi planlamasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda akarsu, göl ve yeraltı sularından numune alınarak (mevsimsel olarak yılda 2 kez), fiziko-kimyasal parametreler, majör iyon ve ağır metal analizleri yapılmış olup, su kalitesinin değerlendirilmesine ilişkin çalışmalar yürütülmüştür.

Gediz Havzası Yeraltı Suyu Planlama (Hidrojeolojik Etüt) Raporu Yapılması İşi (2014-2016) (DSİ) Havzanın baskı unsurlarına ve hassasiyetine uygun su yönetim planı geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yürütülmüştür. Bu kapsamda akarsu ve yeraltı sularından numuneler alınarak (mevsimsel olarak yılda 2 kez), fiziko-kimyasal parametreler, majör iyon ve ağır metal analizleri yapılmış olup, analiz sonuçları değerlendirilmiştir. Havzada önemli bir baskı unsuru olan, jeotermal atık suların yeraltı suyuna etkisi belirlenerek, su kalitesi haritaları hazırlanmıştır.

Akarçay Havzası Yeraltı Suyu Planlama (Hidrojeolojik Etüt) Raporu Yapılması İşi (2011-2013) (DSİ) havzadaki akarsu, göl ve yeraltı sularından numuneler alınarak (mevsimsel olarak yılda 2 kez) fiziko-kimyasal parametreler, majör iyon ve ağır metal analizleri yapılmış ve haritalar oluşturulmuştur. Su kalitesinin değerlendirilmesine ilişkin çalışmalar yürütülmüştür.

“Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi - GEF” (2005-2012) (GTHB) ile tarım faaliyetlerinin yürütüldüğü sahalarda suların kirlenmesinin önlenmesine yönelik çalışmalar yürütülmüştür. Yerüstü ve yeraltı sularında belirlenen noktalarda su kalitesi izleme çalışmaları yapılarak kirli sahalar belirlenmiştir. Hayvansal gübre yönetimi, bitki besin maddesi yönetimi ve bilinçlendirme çalışmaları ile tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğin önlenmesine yönelik olarak 16 pilot sahada tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğin önlenmesine yönelik çalışmalar yürütülmüştür.

“Nitrat Direktifinin Uygulanması Projesinin - AB IPA” (2007-2012) (GTHB) Nitrat Direktifi uygulamaları için kurumsal altyapıyı güçlendirerek, yerüstü ve yeraltı sularında, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğinin azaltılması maksadıyla yürütülmüştür. Tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirlilik izleme altyapısı güçlendirilerek yerüstü ve yeraltı sularında izleme ağı kurulmuş, nitrat kirliliği izlenerek ve taslak Nitrata Hassas Bölgeler belirlenmiştir. Pilot alanlarda çiftçilerin bilinç ve kapasitelerinin arttırılması ve ilgili diğer kurumlar arasında bilgi paylaşımının geliştirilmesi sağlanmıştır.

“Sularda Tarımsal Faaliyetlerden Kaynaklanan Kirliliğin Kontrolü Projesi” (2015-2019) (GTHB) yerüstü ve yeraltı sularında tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan bitki besin maddesi kirliliğinin azaltılarak, çevrenin ve doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımın sağlanması maksadıyla yürütülmektedir. Proje ile nitrat kirliliği izleme ağının geliştirilerek sularda tarımsal kaynaklı kirliliğin izlenmesi, Nitrata Hassas Bölgelerin belirlenmesi, İyi Tarım Uygulamaları Kodunun ve tarımsal eylem planlarının hazırlanması, tarımsal kaynaklı kirlilik konusunda çiftçiler ve kamuoyunda farkındalık oluşturulması, tarımsal kirliliği önlemeye yönelik faaliyetlerin destekleme kapsamına alınarak kirliliğin azaltılması ve önlenmesi hedeflenmektedir.

40

Page 41: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Ayrıca;

Ülkemiz hidromorfolojik izleme ve değerlendirme çalışmalarında kullanmak üzere, hidromorfolojik indeks geliştirme çalışmaları yürütülmektedir.

Türkiye’de Su İzleme Alt Yapısının Standardizasyonu Çalışması kapsamında izleme noktaları, izlenen parametreler, izleme sıklığı, kurumların laboratuvar altyapısı, akreditasyon durumu, personel alt yapısı ve izleme maliyeti gibi hususlar açısından mevcut durum ortaya konulmuştur.

2.10. Türkiye’deki Su Kaynaklarında Gerçekleştirilen Su Kalitesi Değerlendirme ve İyileştirme Çalışmaları

Su Çerçeve Direktifinde tanımlanan bütün su kütlelerinde “iyi su durumu” hedefine ulaşılabilmesi için öncelikle, direktif ile uyumlu izleme ağının kurulması ve bu ağdan gelecek izleme verileri ile su kütlelerinin ekolojik ve kimyasal durumlarının belirlenmesi gereklidir.

Su kalitesinin sınıflandırılması aşamasında kimyasal durum ve ekolojik durum ayrı ayrı belirlenmelidir. Kimyasal durum öncelikli maddeler için AB mevzuatında belirlenmiş ÇKS değerleri ile karşılaştırma yapılarak “geçti” veya “kaldı” olarak belirlenir. Ekolojik durum ise öncelikli olarak biyolojik durum tarafından belirlenmekle birlikte, hidromorfolojik, fiziko-kimyasal, genel kimyasal ve belirli kirleticiler için belirlenmiş durum da dikkate alınarak belirlenir. Biyolojik durum, fiziko-kimyasal parametreler açısından durum, genel kimyasal parametreler açısından durum, belirli kirleticiler açısından durum ve hidromorfolojik durum bileşeni olan parametreler açısından en kötü durum esas alınarak belirlenir. Ekolojik durum ise bunlardan en düşük olanı esas alınarak belirlenir. Yani bir su kütlesinin hidromorfolojik, genel kimyasal, belirli kirleticiler ve fiziko-kimyasal parametreler açısından durumu iyi olsa da biyolojik durumu orta ise o su kütlesinin ekolojik durumu orta olarak belirlenir.

İzleme sonuçlarına göre ekolojik durum ve kimyasal durum ayrı ayrı haritalandırılmalıdır. Ekolojik durum altında hidromorfolojik durum yalnızca çok iyi ve iyi durumu belirlemekte kullanılmakta olup, kimyasallar açısından çok iyi, iyi ve orta durum belirlenebilmektedir. Bir su kütlesinin zayıf veya kötü durumda olduğu yalnızca biyolojik izleme sonuçları ile belirlenebilmektedir.

Bu kapsamda ülkemiz havzalarında SÇD’ye uygun olarak gerçekleştirilmeye başlanan su kalitesi izleme çalışmalarının neticeleri değerlendirilerek yerüstü ve yeraltı su kaynaklarımızın kalitesi belirlenmektedir. Ayrıca, Nitrat Direktifi gereğince tarımsal kaynaklı kirlilikten dolayı ötrofik olduğu belirlenen veya gerekli tedbirler alınmazsa yakın gelecekte ötrofik hale gelebilecek tabii tatlı su göllerini, diğer tatlı su kaynaklarını, haliçler ve kıyı sularını etkileyen bölgeler olarak tanımlanan Nitrata Hassas Bölgeler belirlenecektir.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, tarımsal kirliliği önlemeye yönelik faaliyetlerin desteklemelerle ilişkilendirilerek çiftçiler tarafından uygulanmasını teşvik etmektedir. Bu çerçevede Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Tebliğ No:2016/37) ile tarımsal kirliliğin önlenmesine yönelik uygulamalar desteklemeler kapsamına alınarak tarımsal kaynaklı nitrat kirliliğinin en önemli kaynağı olan hayvansal gübrelerin depolanması,

41

Page 42: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

işlenmesi ve uygun koşullarda araziye uygulanmasıyla kirliliğin önlenmesi yolunda önemli adımlar atılmıştır.

Sözü edilen su kalitesi değerlendirme çalışmalarının bir kısmı aşağıda belirtilmiştir:

“Tehlikeli Madde Kirliliğinin Kontrolüne İlişkin Proje (TMKK)” (2011-2013) (SYGM) ile Konya Kapalı Havzası, Ergene Havzası ve Susurluk Havzası’nda yüzeysel sulara deşarj edilen evsel ve endüstriyel atıksularda bulunması muhtemel tehlikeli maddeler tespit edilerek, bu maddeler için çevresel kalite standartları belirlenmiştir.

“Ülkemiz Kıyı ve Geçiş Sularında Tehlikeli Maddelerin Tespiti ve Ekolojik Kıyı Dinamiği (KIYITEMA) Projesi” (2012-2014) (SYGM) kapsamında İzmir Körfezi, İskenderun Körfezi, İzmit Körfezi ve Samsun Limanı’nda çalışmalar yürütülmüştür. Çalışmalarda; kıyı ve geçiş suları için risk teşkil eden tehlikeli madde ve madde grupları üzerine çalışmalar yapılmış, kıyı geçiş sularına deşarj edilen evsel ve endüstriyel atıksularda bulunması muhtemel tehlikeli maddeler tespit edilerek, bu maddeler için çevresel kalite standartları belirlenmiştir.

“Bitki Koruma Ürünlerinin Kullanımı Neticesinde Meydana Gelen Su Kirliliğinin Tespiti ve Madde veya Madde Grubu Bazında Çevresel Kalite Standartlarının Belirlenmesi Projesi (BİKOP)” (2012-2014) (SYGM) kapsamında Türkiye’de bitki koruma ürünlerinin kullanımı sonucu kıta içi yüzeysel sular ile kıyı ve geçiş sularında oluşan kirlilik tespit edilmiş ve bu kirleticiler için çevresel kalite standartları belirlenmiştir. Proje, 2012-2014 yılları arasında Büyük Menderes Havzası, Seyhan-Ceyhan Havzası ve Fırat-Dicle Havzası ile Amasya, Manisa ve Sakarya pilot illerinde yürütülmüştür.

“Türkiye’de Havza Bazında Hassas Alanların ve Su Kalitesi Hedeflerinin Belirlenmesi Projesi” (2012-2015) (SYGM) ile ülkemizdeki 25 su havzasında bulunan yerüstü sularında hassas su kütleleri ile bu kütleleri etkileyen kentsel hassas alanlar, nitrata hassas alanlar ile bu alanlarda su kalitesinin iyileştirilmesi maksadıyla alınması gereken tedbirler ve su kalitesi hedefleri belirlenmiştir.

“Sakarya Havzasındaki Göllerin Batimetrelerinin Ölçülmesi, Envanter Çalışmalrının Yapılması ve Göl Künyelerinin Tasarımı Projesi” (2014) (SYGM) ile Su Çerçeve Direktifinin uygulanmasına bir altlık oluşturulabilmesi maksadıyla Sakarya Havzasındaki 11 adet gölün morfometrik özellikleri belirlenmiş, batimetrik haritaları çıkartılmış, fiziko-kimyasal özellikleri belirlenmiş, yüzey drenaj alanları çıkartılmış ve göllerin genel özelliklerinin yer aldığı göl künyeleri hazırlanarak göl kıyısına uygun bir yere yerleştirilmiştir.

“Ülkemiz Su Kaynaklarının Korunması İçin Günlük Maksimum Toplam Yük Yaklaşımının Uygulanabilirliğinin Araştırılması Projesi” (2013) (SYGM) ile günlük maksimum toplam yük (GMTY) yaklaşımının ülkemiz koşullarında uygulanabilirliğin değerlendirilmesi, GMTY üzerinden deşarj standartlarına geçişin araştırılması ve Nilüfer Çayı Alt Havzası’nda seçilen parametreler (KOİ, TKN, TP, çinko ve nonilfenol) için örnek uygulama yapılması hedeflenmiştir.

“Meriç-Ergene Havzasında Oluşan Çiftlik Atıklarının ve Evsel Atıksu Arıtma Çamurlarının Yönetimi ve Uygulanabilirliğinin Araştırılması Projesi” (2015) (SYGM) ile Meriç-Ergene pilot havzasında; çiftlik atıklarının ve evsel atıksu arıtma tesislerinde oluşan arıtma çamurlarının çevreye olan olumsuz etkilerin azaltılması

42

Page 43: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

maksadıyla, atıkların bir sistematik içerisinde toplanarak atıklardan en yüksek faydayı sağlayacak yönetim sisteminin uygulanabilirliğinin araştırılmıştır.

“Susurluk Pilot Havzasında Sofralık Zeytin ve Zeytin Yağı İşletmeleri Atıklarının Entegre Yönetiminin Araştırılması Projesi” (2013) (SYGM) ile sofralık zeytin ve zeytinyağı üretimi sonrasında ortaya çıkan sıvı ve katı atıkların çevrede meydana getirdiği kirletici etkilerinin ortadan kaldırılması maksadıyla Susurluk Havzası temelinde, katı ve sıvı atıkların entegre yönetiminin uygulanabilirliği araştırılmıştır.

“Ergene Havzasında Arıtılmış Atıksuların Sulamada Kullanılmasının Uygulanabilirliğinin Araştırılması Projesi” (2014) (SYGM) kapsamında mevcut ürün deseni için gerekli olan sulama suyu kalitesi ve atıksu karakterizasyonu dikkate alınarak arıtma ihtiyaçları tespit edilmiştir. Ayrıca arıtılmış atıksuların doğrudan sulama maksadıyla kullanılması ve uygun alanlarda depolanması gibi alternatifler değerlendirilmiştir. Bundan sonraki süreçte proje çıktılarının ülke genelinde uygulanabilirliği açısından örnek teşkil etmesi hedeflenmektedir.

“Günlük Maksimum Toplam Yük Yaklaşımının Gediz Havzası’nda Uygulanması Projesi” (2015-2017) (SYGM) ile yerüstü su kaynaklarında hedeflenen su kalitesi aşılmaksızın kabul edebilecek günlük kirletici yükün hesaplanmasına yönelik olarak Gediz Havzası’nda örnek bir çalışma yapılması hedeflenmektedir.

“Endokrin Bozucu Kimyasallar ve Arıtma Teknolojilerinin Araştırılması Projesi” (2016-2018) (SYGM) ile yerüstü su kaynaklarımıza etkisi bulunan endokrin (hormonal yapı) bozucu kimyasalların tespit edilerek sucul ekosistemlerdeki mevcudiyetinin belirlenmesi ve kontrolüne yönelik olarak çalışmalar yapılacaktır.

“Yerüstü, Kıyı ve Geçiş Suları için Çevresel Hedeflerin Belirlenmesine Yönelik Metodolojinin Geliştirilmesi: Büyük Menderes Havzası Pilot Çalışması Projesi” (2013-2017) (SYGM) ile pilot havzada yer alan tüm yerüstü su kütlelerinin mevcut durumları ortaya konulacak, su kalite sınıfları belirlenecek, iyi kalite durumuna ulaşma koşullarının ortaya konulacak, AB Su Çerçeve Direktifi ile uyumlu biçimde yerüstü, kıyı ve geçiş suları için, su kütlesinin kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi maksadıyla mevcut ve gelecekteki çevresel hedefler belirlenecek, diğer havzalara uygulanabilecek metodoloji geliştirilecek ve pilot bölge özelinde önlemler programı oluşturulacaktır.

“Yerüstü Suları ile Yüzme ve Rekreasyon Amacıyla Kullanılan Kıyı Sularında Siyanobakteriler için Alarm Seviyelerinin ve Limitlerin Belirlenmesi, Müdahale ve Mücadele Yöntemlerinin Geliştirilmesi (SİYANOTOKS) Projesi” (2014-2016) (SYGM) ile sucul çevrenin ve insan sağlığının korunması maksadıyla ülkemiz yerüstü sularında kalitenin iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Proje kapsamında yüzme ve rekreasyon maksatlı kullanılan yerüstü suları ile kıyı ve geçiş sularında 18 adet pilot alan ile 6 içme suyu arıtma tesisi pilot alan olarak seçilmiş olup baskı ve etki analizi yapılmış, 1 yıllık izleme çalışmaları tamamlanmış ve söz konusu içmesuyu arıtma tesislerinin mevcut durumu ortaya konulmuştur.

“Türkiye’deki İçme Suyu Kaynakları ve Arıtma Tesislerinin Değerlendirilmesi IPA Projesi” (2015-2017) (SYGM) ile içme suyu sektörü (hem yasal ve hem de kurumsal yapı) ile içme suyu arıtma tesislerinin (ham ve arıtılmış su kalitesi, analizlerin uygunluğunun tespiti gibi konular da dahil olmak üzere) mevcut durumuna ilişkin genel bir değerlendirme yapılarak, içme suyu arıtma konusunun bir bütün olarak ele alındığı bir

43

Page 44: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

yaklaşımla ülke genelindeki mevcut arıtma tesislerinin eksiklerin tespitinin yapılarak revizyonları için örnek dizayn çalışmaları gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.

“GAP Bölgesinde Sulamadan Dönen Suların Kontrolü ve Yeniden Kullanımı İçin İyileştirilmesinin Araştırılması Projesi” (2015-2017) (SYGM) ile projeye altlık oluşturmak üzere yasal, teknik ve idari boşluk analizleri yapılması, proje sahasının mevcut durumu ve çevresel şartlar araştırılması, GAP Bölgesinde hâlihazırda sulanan alanlardaki sulama suyu ihtiyacı ve sulama alanlarının tespit edilmesi, GAP Bölgesinde hâlihazırda sulanan alanlarda sulamadan dönen suların kalitesi ve içerdiği kirleticiler araştırılması ve bu suların kalitesinin iyileştirilmesi için uygun metotlar belirlenmesi ile mevcut kalitesinin iyileştirilmesinin ardından yeniden sulamada kullanılabilirliği araştırılması hedeflenmektedir.

“Türkiye'nin Yeraltı Suyu Yönetimi Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi” (2016-2018) (SYGM) ile Türkiye’de Avrupa Birliği Yeraltı Suyu Direktifi ve Su Çerçeve Direktifi’nin yer altı suyuna ilişkin hükümlerinin uygulanması konusunda kapasitenin geliştirilmesi maksadıyla eğitimler, çalıştaylar ve Üye Ülkelere çalışma ziyaretleri gerçekleştirilmekte, Yeraltı Suyu Direktifi’nin uygulama adımları kütle belirleme ve karakterizasyon, baskı-etki ve risk değerlendirme, eşik değer belirleme, miktar ve kalite durum değerlendirmesi konusunda metodoloji belirlenerek Sakarya ve Akarçay Havzalarında uygulamaların gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Bu proje ile ayrıca yukarıda belirtilen uygulama adımları için rehber dökümanlar oluşturulacaktır.

“Yeraltı Sularının Miktar ve Kalite Özelliklerinin Ortaya Konması ve Değerlendirilmesi Konusunda Uygulamalar: Gediz Havzası Örnek Çalışması” (2016-2018) (SYGM) kapsamında Yeraltı Sularının Kirlenmeye ve Bozulmaya Karşı Korunması Hakkında Yönetmeliğin her bir uygulama adımı için ülkemiz şartlarında uygulanabilecek nitelikte yöntem/ metodoloji, yaklaşım ve modellerin tespit edilmesi ve/veya geliştirilmesi ve geliştirilecek olan yöntem, metodolojiler kullanarak Gediz Havzası’nda uygulanmaların yapılması yönetmeliğin uygulama adımlarının her biri için ülkemize has rehber dökümanların oluşturulması hedeflenmiş olup bu projede çalışmalar büyük ölçüde tamamlanmıştır.

“Durgun Sularda Özümleme Kapasitesinin Belirlenmesi ve Su Kalitesinin İyileştirilmesi Projesi” (2016-2018) (SYGM) kapsamında göl, gölet ve baraj göllerinin besin elementleri açısından özümleme kapasitelerinin belirlenmesi ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımının sağlanabilmesi maksadıyla su kalitesinin iyileştirilmesi çalışmalarının yürütülmesi planlanmaktadır.

“Fırat Dicle Havzası’nda Yüksek Çözünürlüklü Hidrometeorolojik, Hidrolojik ve Su Kalitesi Modellemesi ve Hidroekonomik Analiz Projesi” (2015-2017) (SUEN) ile Fırat Dicle Havzası’ndaki su potansiyelinin, iklim değişikliği etkileri de dikkate alınarak, yüksek çözünürlüklü hidrometeorolojik (iklim) ve hidrolojik modelleme yardımıyla, 2015-2100 dönemindeki yüzeysel ve yer altı suyu potansiyelini tahmin edecek uygun modeller geliştirilecektir. Bu çalışma sonunda Türkiye, Suriye, İran ve Irak sınırları içinde kalan havzadaki tüm su potansiyeli ve su kalitesi durumu, suyun etkin kullanımı ile su kalitesinin korunması ve devamlılığının sağlanması için gerekli senaryolara dayalı olarak uyum faaliyetlerinin belirlenmesine imkân verecek temel veriler ve karar destek sistemi oluşturulacaktır. Proje kapsamında modele girdi sağlamak üzere havzada su kalitesi izleme çalışmaları da gerçekleşmektedir.

44

Page 45: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

“Su ve Kanalizasyon İdarelere Mukayeseli Değerlendirme Veritabanı ve Programının Hazırlanması, Değerlendirme Sonuçlarının Analizi ve Raporlanması Projesi” (2016-2017) (SUEN) ile Su ve Kanalizasyon İdarelerinde kurumsal olarak Mukayeseli Değerlendirme (Benchmarking) çalışması yapılarak önem taşıyan performans göstergeleri belirlenecek, tesislerin iyileştirmeye açık olan alanlarının tespiti yapılacaktır. Bu aşamada; su ve atıksu için; çevre, personel, fiziksel, işletme, hizmet kalitesi ve ekonomik ve finansal performans göstergelerinin bir arada veri tabanı ortamında izlenmesi, kontrol edilmesi ve analizinin yapılması sağlanacaktır.

Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme çalışmaları (ÇŞB) kapsamında; Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz için yılda 2 kez, kış ve yaz dönemleri olmak üzere, kıyı ve deniz suları ile sediman ve biyota örneklerinde kimyasal ve ekolojik kalite göstergelerinin takibine yönelik izleme ve değerlendirme çalışmaları gerçekleştirilmektedir.

Deniz ve Kıyı Suları Kalite Durumlarının Belirlenmesi ve Sınıflandırılması Projesi (ÇŞB) ile denizlerimizin AB Çerçeve Direktiflerine uyumlu olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi ve yönetimi için gerekli bilgi ve araçların geliştirilmesi hedeflenmiştir. Kıyı suyu kütleleri belirlenmiş, denizlerimiz ve kıyı sularımızda kalite sınıflandırması ile durum değerlendirmesi yapılmış, buna bağlı iyi çevresel durum hedeflerinin belirlenmesi çalışmaları gerçekleştirilmiş, Su Çerçeve Direktifi ve Deniz Stratejisi Çerçeve Direktifi kapsamındaki değerlendirmeler için gerekli veri boşlukları ve izleme ve değerlendirme ihtiyaçları belirlenmiştir. Ayrıca, bu projenin çıktıları, “Bütünleşik İzleme ve Değerlendirme Programı”nın temel prensipleri ile kısa ve uzun vadede uygulama ve geliştirmeye yönelik kriter ve önerilerin geliştirilmesi aşamasında temel teşkil etmiştir.

“Sulak Alan Envanter, Yönetim Planı Hazırlama ve İzleme Projesi Ulusal Sulak Alan Envanteri Alt Projesi” (2011-2019) (DKMP) ile Ülkemiz coğrafyasında bulunan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinin 4. Maddesinde açık tanımı verilen sulak alanları (göl, bataklık, sazlık, baraj, delta, lagün, açık su yüzeyi; sulak çayırlık, turbalık vb.) 1/25.000 ölçeğinde harita üzerinde belirlemek ve bu sulak alanlarla ilgili öznitelik bilgilerinin yine proje kapsamında oluşturulacak veri tabanı mimarisi kapsamında işlemek, düzeltmek, sulak alanları taşıdığı özellikler ve risk faktörleri bakımından sınıflandırmaktır. Bu sayede Ulusal Sulak Alan Envanteri çalışmasının kısa dönem hedeflerinden olan Türkiye çapında toplam sulak alan adedini ve alanını (göl, sazlık ve bataklık, gölet ve baraj) kesin olarak tespit etmektir.

“Sulak Alan Yönetim Planları” (DKMP) 1999 yılından bu yana, Ramsar Sözleşmesinin “sulak alanların akılcı kullanımı” maddesi kapsamında, Sulak Alan Yönetim Planları hazırlanmaktadır. Sulak alan yönetim planı, o alanın bir nevi anayasası niteliğinde olup sulak alanın genel koruma kullanım ilkelerini belirlemekle birlikte, sulak alanların sorunlarının çözümüne yönelik katılımcı bir yaklaşım ile tüm ilgi gruplarına çeşitli görevler veren faaliyetleri içermektedir.Sulak alan yönetim planları dinamik bir yapıya sahip olup beş yılda bir tekrar gözden geçirilerek güncellenmektedir. Bu çerçevede alanda olabilecek yeni sorun veya tehditlere karşı alınacak önlemler plana dâhil edilmekte, plan içerisinde gerçekleştirilen ve artık gerek duyulmayan faaliyetler plandan çıkarılmaktadır.Bir alana ait hazırlanmış Sulak Alan Yönetim Planı, Ulusal Sulak Alan Komisyonu’nun uygun görüşü ile yürürlüğe girmektedir. Mevcut durumda 2003-2016 yılları arasında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce hazırlanmış ve uygulanmakta olan

45

Page 46: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

24 adet sulak alan yönetim planı (ayrıca Milli Park, Tabiat Parkı vb. statülü korunan alanlarda yer alan sulak alanlar için o alana ait 4 adet plan) bulunmaktadır.

“Sulak Alan Alt Havzası Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Projeleri” (2012 - Devam Ediyor) (DKMP) Sulak alan yönetim planlarının hazırlanması esnasında yapılmakta olan projeler bugüne kadar sulak alanlar üzerine yapılan en kapsamlı çalışmalardır. 2012-2016 yılları arasında, 30 ilde, 34 alt havzada, 46 sulak alan için araştırma projesi hazırlanmıştır.

Su kalitesi açısından belirlenen sıcak noktalarda “Su Kalitesi Eylem Planları” hazırlanmaktadır. Bu kapsamda SYGM tarafından 10 adet eylem planı yayımlanmış olup, 2 adet eylem planı ise hazırlık aşamasındadır.

3. KARŞILAŞILAN DARBOĞAZLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

3.1. Su Kalitesi Yönetimi Konusunda Mevzuat Geliştirme İhtiyacı

Bölüm 2.5’te su kalitesi yönetimini ilgilendiren ulusal mevzuat listelenmiştir. Her kurumun kendi vazife ve yetkileri kapsamında mevzuat oluşturması zaman zaman iç içe geçmiş çok sayıda mevzuat düzenlemelerine yol açmakta olup, ülkemizin su konusundaki politika ve hedeflerini ortaya koyan temel bir belgenin olmaması ülkemiz ihtiyaçlarını bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmasını engellemektedir.

Bu sebeple, su ile ilgili hususları genel bir çerçeve altında düzenleyecek bir “Su Kanunu” çıkarılmasına uzun zamandır ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaç doğrultusunda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından bir Taslak Su Kanunu hazırlanmış olup, TBMM’ye sevk edilmek üzeredir.

Taslak Su Kanunu, suyun miktar ve kalite olarak sürdürülebilir yönetimi için planlamaların yapılması, alıcı ortam bazlı deşarj standartlarının belirlenmesi, su kullanımında ve su yapılarının inşasında ekosistem ihtiyaçlarının dikkate alınması, korumaya ve iyileştirmeye yönelik gerekli tedbirlerin alınması, etkin ekonomik araçların oluşturulması ve bu tedbirlerin imar planlarına işlenmesi, farklı kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun ve halkın su yönetimine katılımının sağlanması, taşra teşkilatı ile desteklenen etkin bir merkezi yönetim, izin, izleme, denetim sisteminin oluşturulması uygulamalarının hayata geçirilmesi ve Avrupa Birliği’ne uyum açısından önemli bir dayanak olacaktır.

3.2. Su Kalitesi Yönetimi Konusunda İdari Yapılanma İhtiyacı

Su kalitesi yönetiminin önündeki en önemli zorluklardan biri, çok sayıda kurumun yetki sahibi olması ve kurumlar arasında etkin bir koordinasyonun sağlanamıyor olmasıdır.

Ülkemizde su yönetimi ile ilgili birden çok kurum yetkilendirildiği için, suyun etkili yönetimi hususunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Yıllardır tartışılan bu konu, 2013 yılında, 10. Kalkınma Planı, Su Kaynakları Yönetimi ve Güvenliği Özel İhtisas Komisyonu Raporunda “Burada esas problem kurumlar arası, yetki ve sorumluluk kargaşası, koordinasyon ve işbirliği eksikliğidir. Ayrıca, kurumlarda devamlı yapılan değişimler, bazı kurumların bağlı oldukları üst kurumlardan alınıp başka üst kurumlara bağlanması bazılarının görev ve yetkilerinin değiştirilmesi veya azaltılması, bazılarının kapatılıp ortadan kaldırılması kurumsal

46

Page 47: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

kökleşmeyi, deneyim ve bilgi birikimini engellemekte, çalışanlarda sürekli bir tedirginlik yaratmaktadır.” ifadeleri ile değinilmiştir.

Bu durum özellikle su kalitesinin izlenmesi çalışmalarında önemli sorunlara yol açmaktadır. Yürütülen çalışmalar amacına hizmet etmemekte, çalışmalarda mükerrerlik ortaya çıkmakta, izlemede standardizasyonun olmaması sebebiyle elde edilen verilerin değerlendirilmesinde problemler yaşanmakta, su kalitesine ilişkin veri ve bilgiler farklı kurum ve kuruluşlar tarafından ayrı ayrı biriktirilmekte, ilgili kurum ve kuruluşların paylaşımına açılmamakta, gerek insan gücü gerekse kaynak israfına sebep olmakta ve Su Çerçeve Direktifi gerekliliklerine uygun bir izleme yapılamamaktadır.

Su kalitesinin izlenerek su kalite sınıflandırılmasının yapılması görevi ile denetleme ve cezai müeyyide uygulama yetkisinin farklı kurumların görev alanında olması da su kaynaklarının korunmasının sağlanması anlamında sıkıntılara neden olmaktadır.

Su kalitesi yönetiminde idari yapılanma yalnızca su kalitesine özgü bir husus olmayıp, su yönetimine yönelik idari yapılanmanın bir parçasıdır. Su kalitesi yönetimini de kapsayan mevzuat geliştirme ve idari yapılanma ihtiyacı hususları, Şûra kapsamındaki “Su Hukuku ve Politikası Çalışma Grubu” tarafından detaylıca değerlendirilmektedir.

3.3. Türkiye’deki Atıksu Arıtma Tesisleri ve Arıtma Teknolojilerine ilişkin Sorunlar

Tasarım ile ilgili Sorunlar

Ülkemizde, arıtma teknolojileri sektörünün hala yeterince donanımlı hale gelememiş olması sebebiyle gerek evsel gerekse endüstriyel AAT tasarımında sorunlar yaşanmaktadır. İller Bankası, Belediye veya ilgili diğer idareler, tasarım ve proje için ayrı ihaleler düzenlemektedir. Bu projeler ise çok sert bir rekabet ortamında, oldukça düşük fiyatlara yaptırılmaktadır. Hatta çoğu zaman ciddi bir fizibilite etüdüne dahi gerek duyulmamaktadır. Yapım işi ihaleleri ile müteahhitler tarafından uygulanmak zorunda bırakılan bu tasarımlar, eksik, yetersiz veya yanlış olabilmekte ve netice olarak arıtma tesisinin performansını doğrudan etkileyebilmektedir.

Uygulama projesinin bölgenin iklimsel ve coğrafik özelliklerine ve atıksu karakterizasyonuna uygun olarak yapılmaması, inşaatın tamamlanarak arıtma tesisinin işletmeye alınması sonucunda arıtmada yeterli verimin sağlanamamasına sebep olmaktadır. Özellikle endüstriyel AAT’lerin tasarımında da tesisin üretim bilgilerinin dikkate alınmaması, ekonominin öne çıkarılarak “en ucuz fiyat” yaklaşımının benimsenmiş olması ve denetim eksikliği gibi sorunlar sebebiyle tasarımda istenen kalite sağlanamamakta ve AAT’ler düzenli ve etkin olarak çalıştırılamamaktadır.

Diğer taraftan, ülkemizde nüfusun büyük çoğunluğundan kaynaklanan atıksuların arıtım oranı yüksek görülmekle birlikte, AAT’lerin uygun normlara göre tasarlanmadığı, kapasiteyi karşılamada yetersiz kaldığı ve kullanılan mevcut teknolojilerin ve/veya ekipmanların yetersiz olduğu görülmekte, atıksu arıtımı konusunda problemler yaşanmakta ve su kaynaklarımız kirlenmektedir.

47

Page 48: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Arıtma tesislerinin yüksek enerji tüketmesi nedeniyle, tasarım esnasında elektrik aksamlarının enerji verimli olarak tasarlanması konuları ile birlikte arıtma tesislerinde biyogaz üretimi özendirilmeli ve bu yönde mevzuat altyapısı oluşturulmalıdır.

İşletme Sorunları

AAT’lerin işletilememesi sıklıkla karşılaşılan bir sorundur. Evsel AAT’lerin işletilmesi için yapılan kamu ihalelerindeuzun süreli hizmet alımları yapılamamakta ve performans bazlı sözleşmeler oluşturulamamaktadır. Bu da, en kısa sürede en düşük maliyetli yaklaşımları beraberinde getirmektedir.

En uygun proje ve yapım koşulları sağlansa bile, arıtma tesislerinin işletilmesinde yeterli sayıda ve vasıflı yetkin personelin bulunmaması nedeniyle, istenilen çıkış suyu kalitesine ulaşılamamakta ve tesisler verimli çalışamamaktadır. Bu sebeple, eğitimli ve yetkin personel ihtiyacı da çok önemli bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır.

Atıksu arıtma tesislerinin işletilmesindeki en önemli sorunlardan bir tanesi, tesislerde oluşan çamurların bertarafı ile ilgili teknolojik ve yasal mevzuattaki zorluklardır.

İzleme ve Denetim Sorunları

Alıcı ortamlara ve kanalizasyonlara yapılan deşarjlarda “izleme ve denetim” ile ilgili sorunlar yaşanmakta, izleme ve denetimde zafiyetler ortaya çıkarmaktadır. 10.000 m3/gün debi ve üstüne sahip atıksu deşarj eden tesislerin, deşarj öncesinde gerçek zamanlı izleme yapmaları mevzuat gereği olmakla birlikte, bu cihazların pahalı, yabancı üretim olması ve cihazların işletmeler tarafından çalıştırılamaması uygulamayı verimsiz kılmaktadır. Ayrıca, AAT’lerin tasarım ve işletilmesi ile ilgili yeterli denetimin yapılamaması da temel sorunlardandır.

Atıksu Yönetimi Politikaları

Atıksu yönetimi ile ilgili politikalar, “sürdürülebilir su yönetimi” kavramından ayrı tutulmamalıdır. Giderek “su fakiri” ülkeler statüsüne doğru yaklaşmakta olan ülkemizde, atıksu minimizasyonu, geri kazanımı, tekrar kullanımı gibi konular ve buna bağlı teknolojiler hala yeterince yaygınlaşmamıştır.

3.4. Türkiye’deki Su Kaynaklarında Gerçekleştirilen İzleme Çalışmalarında Yaşanan Sorunlar

Ülkemizde birçok kurum ve kuruluşun kendi bünyesinde su kalitesi izleme çalışmaları yürütmektedir. Bu kurum ve kuruluşlara (Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile Çevre Referans Laboratuvarı, Sağlık Bakanlığı bünyesinde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Büyükşehir Belediyeleri ve bağlı Su ve Kanalizasyon İdareleri, TÜBİTAK MAM) bakıldığında; her kurum ve kuruluşun münferit olarak görev ve yetkileri çerçevesinde izleme faaliyetleri yürüttüğü, kurumlar arasındaki yetki ve sorumluluk kargaşası, koordinasyon ve işbirliği eksikliği sonucunda yürütülen çalışmaların maksadına

48

Page 49: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

hizmet etmediği, mükerrerliğin olduğu, izlemede standardizasyonun olmaması sebebiyle elde edilen verilerin değerlendirilmesinde problemler yaşandığı, su kalitesine ilişkin veri ve bilgilerin farklı kurum ve kuruluşlar tarafından ayrı ayrı biriktirildiği, ilgili kurum ve kuruluşların paylaşımına açılmadığı, gerek insan gücü gerekse kaynak israfına sebep olunduğu ve Su Çerçeve Direktifi gerekliliklerine uygun bir izleme yapılmadığı görülmektedir.

Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından bütün havzalar için AB Direktifleri ile uyumlu olarak hazırlanan izleme programları çerçevesinde su kalitesi izlemeleri başlatılmış olmakla beraber, farklı kurumların uhdesinde bulunan kirletici kaynaklara ilişkin envanterin oluşturulamaması, baskı-etki ilişkilerinin bütüncül olarak belirlenememesi, izleme ve denetim için kurum ve kuruluşlardaki personel sayısının ve kapasitelerinin yeterli olmaması sebebiyle izleme ve değerlendirme çalışmalarında sıkıntılar yaşanmaktadır.

Ülkemizde bu sistemin oluşturulabilmesi için biyolojik kalite unsurları açısından ülkemize özgü su kalitesi ekolojik değerlendirme sistemi kurulması için alt yapı oluşturulmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir. Ekolojik değerlendirme sisteminin nihai hale gelebilmesi için ülkemizin 25 havzasındaki referans alanların ve tipe özgü referans koşulların belirlenmesi, buradan gelecek biyolojik izleme verileri ile Ülkemize özgü biyolojik indekslere son halinin verilmesi, tipoloji sisteminin eko-bölgelerin belirlenmesi sonrasında revize edilmesi çalışmalarının yapılacak olan ulusal ve uluslararası projeler aracılığı ile tamamlanması gerekmektedir.

3.5. Türkiye’deki Su Kaynaklarında Gerçekleştirilen Su Kalitesi Değerlendirme ve İyileştirme Çalışmalarında Yaşanan Sorunlar

Bir önceki bölümde belirtilen sorunların neticesi olarak SÇD gereklerine uygun biçimde su kalitesinin belirlenmesi kapsamlı olarak mümkün olamamaktadır. Ülkemizdeki hassas su kütleleri, kentsel hassas alanlar ve nitrata hassas alanlar ve AB öncelikli maddeleri ile yine ülkemize özgü belirli kirleticiler için çevresel kalite standartlarının belirlenmesine rağmen, kirliliğin önlenmesi maksadıyla alıcı ortam su kalitesi bazlı deşarj standartlarına geçilmesi gibi çevresel hedeflere ulaşmak için alınacak tedbirin belirlenmesi ve uygulanması çalışmalarında eksiklikler bulunmaktadır.

Türkiye’deki su kaynaklarının kalitelerinin belirlenmesi ve iyileştirilmesi hususlarında;

Su kaynaklarının miktar ve kalitesinin birlikte ele alınmaması, Su Çerçeve Direktifi’ne göre su kalitesinin belirlenmesindeki eksiklikler, İzleme verilerinin güvenilirliğinde sorunlar yaşanması, İzleme verilerinin yeterli ve sürekli olmaması, Yerüstü su kaynakları için alıcı ortamda metal ve yarı metal parametreleri için doğal

arka plan konsantrasyonlarının belirlenmemiş olması, Su kaynaklarında özümleme kapasitelerinin belirlenmemiş olması, Alıcı ortam su kalitesi bazlı deşarj standartlarının belirlenmemiş olması, Konvansiyonel arıtma teknolojileri ile tehlikeli maddelerin arıtımının sağlanamaması, Su ve atıksu arıtma tesislerinin tasarım ve işletme yetersizlikleri, Temiz üretim teknolojilerinin yaygınlaşmamış ve teşviklerin yetersiz olması, İyi tarım uygulamaları kodunun henüz yayımlanmamış olması,

49

Page 50: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Yayılı kirletici kaynakların kontrolüne yönelik tedbirlerin yeterince uygulanamıyor olması,

Su ve atıksuların yeniden kullanımına yönelik uygulamaların yaygınlaşmamış olması, Barajlarda ve diğer yerüstü su kaynaklarında su kalitesini etkileyecek tehditlere karşı

alınacak güvenlik tedbirlerinin yetersizliği, Su kaynaklarında rüsubat birikimi ve dip çamuru miktarlarının yeterince kontrol

edilememesi, Kamu, üniversite ve özel sektör arasında etkin ve verimli işbirliğinin sağlanamaması, Finansman sıkıntıları, İzin, izleme, denetim ve yaptırım yetersizliği, Bilinçlendirme/Eğitim eksikliği ve iletişim problemleri, İçme suyu ve atıksu arıtma tesislerinin işletme maliyetlerinin yüksekliği ve teşviklerin

yetersiz olması, İçme suyu ve atıksu arıtma tesislerinin işletmesinde çalışan personelin

sertifikalandırılmamış oluşu, Suyun kalitesi dikkate alınmadan arıtma tesislerinde tip proje uygulanması, Su depolama tesislerinin planlanan tahsis maksadı dışında kullanılması, Yerel yönetimlerin su ve atıksu bedelinden elde ettikleri gelirlerini farklı alanlarda

kullanıyor olmaları, Yerel yönetimlerin yatırım planlarında su kalitesini korumak ve iyileştirmek maksatlı

altyapı yatırımlarına öncelik verilmemesi, Özellikle küçük yerel yönetimlerde fizibilitesi yeterince değerlendirilmemiş arıtma

tesisi projelerinin uygulanması, Jeotermal kaynak arama ve işletme faaliyetlerinin uygun yapılmaması nedeniyle su

kalitesinin olumsuz etkilenmesi

hususlarında sorunlar yaşanmaktadır.

3.6. Personel, Eğitim ve Kaynak İhtiyacı

AB uyum ve çıkarılan mevzuat kapsamında kamu ve özel sektör için gerekli kaynaklar tahsis edilmeli, hem kamu kurumlarında hem de özel sektörde yetişmiş personel istihdamının sağlanması ve su kalitesinin izlenmesi ve değerlendirilmesi ile alakalı yatırımların arttırılması gerekmektedir. Ayrıca, mevcut personelin kapasite geliştirme çalışmaları, eğitim ve projelerle yetiştirilmesi önem arz etmektedir.

Su kalitesi yönetiminin tüm bileşenleri (araştırma, izleme, denetim, koruma yatırımları vb.) için hem ilk yatırım hem de işletme maliyetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için finansman ihtiyacı bulunmaktadır. Bu maksatla dünyada geliştirilmiş olan ve özellikle kamu-özel sektör işbirliğinin ön plana çıkarıldığı çeşitli finans modelleri ve ekonomik araçlar ülkemizde henüz yeterince yaygınlaşamamıştır. Bu konudaki mevzuatın da eksikleri olduğu anlaşılmaktadır.

Fiziko-kimyasal ve hidromorfolojik izleme uygulamalarında kısmen yöntem ve personel konusunda yeterli olunmasına karşın, biyolojik izleme çalışmalarında yöntem ve personel eksikliği daha belirgin durumdadır. Bu alanlardaki yetişmiş personel ve tecrübe birikimi şu anda üniversitelerde bulunmaktadır. Bu bilgi birikiminin kamu ve özel sektöre aktarılması kaynak israfını önleyecektir. Yurt dışı personel ve tecrübenin bu konuda kullanılmasından

50

Page 51: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

ziyade ülkemizdeki mevcut bilgi birikiminin iyi kullanılması ve biyolojik izleme çalışmalarında çalışacak elemanların yetiştirilmesi gerekmektedir. Ulusal İzleme Ağı kapsamında gerçekleştirilecek biyolojik izleme çalışmaları sırasında bu eğitim ve bilgi aktarma çalışmaları yapılabilir. Biyolojik izleme çalışmaları bu konuda yeterli altyapının tam olarak kurulmaması nedeniyle daha masraflı olacaktır. Biyolojik izleme çalışmalarında diğer izlemelere göre daha fazla uzmana ihtiyaç duyulması maliyeti yükseltecek ve kaynak ihtiyacını arttıracaktır. Biyolojik izleme çalışmalarındaki ilk yıllarda uzman eksikliği ve yöntemin uygulaması konusundaki zorluklar sonraki yıllarda hem eğitimle hem de tecrübenin artmasıyla azalacak, finansman ve uygulama yönünden rahatlama sağlanacaktır.

4. SONUÇ VE ÖNERİLER

4.1. Yasal Hususlar

“Taslak Su Kanunu”nun yayımlanması, su yönetimindeki çok başlılığın engellenmesi, havza esaslı su yönetimine geçilmesi, suyun miktar ve kalite olarak bütüncül yönetiminin sağlanması, su yönetimine ilişkin mevzuattaki eksiklik ve belirsizliklerin giderilmesi, kurumların görev, yetki ve sorumluluklarının netleştirilmesi, işbirliği ve koordinasyon sağlanması açısından önem arz etmektedir.

Su kaynaklarının bütüncül ve sürdürülebilir yönetimini sağlamak maksadıyla 9 yönetmelik, 5 tebliğ ve 3’ü Başbakanlık olmak üzere 7 genelge yayımlanmış olmakla birlikte Taslak Kanunun yasalaşması, çatı mevzuatın oluşturulması için gereklidir.

Diğer taraftan, hâlihazırda yürürlükte olan ve noktasal kaynaklar için sektörler bazında deşarj standartlarını içeren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği, su kaynaklarının kalitesinin korunmasında yetersiz kalmaktadır. Bütün atıksu arıtma tesisleri için, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde olduğu gibi teknoloji bazlı deşarj standardı uygulamasından vazgeçilerek, her bir su kütlesi için alıcı ortam bazlı deşarj standardı belirlenerek mevzuata aktarılmalı ve uygulamaya alınmalıdır.

İşletme ile ilgili sorunların çözülmesi için uzun süreli işletme ihalelerine izin verecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır. AAT yatırımlarının “tasarla-inşa et-işlet” ve “yap-işlet-devret” gibi Kamu-Özel Sektör işbirliğine dayalı modern finans yöntemleri ile yapımı ve işletilmesi için gerekli yasal altyapı tesis edilmelidir. Ayrıca istenilen seviyede arıtmanın gerçekleştirilmesi maksadıyla arıtma tesisi işletme operatörleri için “yeterlilik sertifikası” zorunluluğu getirilmelidir.

Öneriler

Yasal 1. Su Kanunu Tasarısının ivedilikle yasalaşması sağlanmalıdır.

Yasal 2. Mevzuattaki yetki çakışması giderilmelidir.

Yasal 3. Kullanılmış suların yeniden kullanımına ilişkin mevzuat çıkarılmalıdır.

Yasal 4. İyileştirmeye yönelik teşvik edici yasal düzenlemeler arttırılmalıdır.

51

Page 52: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Yasal 5. İçme suyu ve atıksu arıtma tesisleri için “Tasarla-inşa et-işlet” ve “Yap-İşlet-Devret” gibi uygulamalar için yasal düzenleme yapılmalıdır.*

* Yeni fikirleri göstermektedir.

4.2. İdari Hususlar

Su yönetiminde sorumluluğu olan bütün paydaşlar bir araya gelmeli, kurumlar arası koordinasyon sağlanmalı, yetki ve görev çakışmaları ortadan kaldırılmalıdır. Su ve atıksu yönetiminin tek bir “kurumsal yapı” altında yürütülerek, ilgili kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması son derece önemlidir.

Su yönetiminden birden fazla kurum/kuruluşun söz sahibi olduğu dikkate alınarak etkin yönetimin gerçekleştirilmesi; havza bazlı su otoriteleri kurularak, su ve atıksu ile ilgili bütün işlemlerin bu otoriteler tarafından yürütülmesi ile sağlanabilecektir. Bu sebeple, kurulacak olan Havza Su Otoritelerinin yapısı, yönetimi, sorumlulukları, faaliyet alanları, ekonomik yapılanması, yasal dayanağı ve diğer tüm hususlar belirlenmeden, bu konu ile ilgili detaylı çalışmaların yapılması ve tüm paydaşların katılımı ile uygun ve sürdürülebilir bir modelin ortaya çıkarılması gerekmektedir.

İzleme, denetim ve yaptırım yetkilerinin aynı kurumsal çatı altında toplanması ile su kaynaklarının tek elden yönetilmesi, bütünleşik bir çevre denetim ve yaptırım sisteminin kurulması; su kaynaklarının korunması ve kalitesinin iyileştirilmesi açısından hazırlanan tedbirlerin, etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesini ve sürdürülebilir koruma ilkelerinin uygulanabilirliğini sağlayacaktır.

Merkezi bütçeden çevresel altyapı yatırımları için verilen ödeneklerin yetersiz olması ve ayrılan ödeneklerin tamamının çevresel yatırımlar için kullanılmaması neticesinde, çevresel altyapı tesislerinin kurulması/tamamlanması, işletilmesi ve revize edilmesi konularında sorunlar yaşanmaktadır. Yerel yönetimler tarafından bu yatırımların en öncelikli hizmetlerden biri olarak görülmesi ve özellikle arıtma tesislerinin işletilmesinde kalifiye personelin istihdam edilmesi gerekmektedir.

Kirletici kaynakların daha etkin denetiminin sağlanması, bu maksatla personel sayısının ve kapasitesinin arttırılması ile kirleten öder prensibinin neticesinde elde edilen finansmanın su kalitesinin iyileştirilmesi için kullanılması önem arz etmektedir.

Öneriler

İdari 1. Su ve atıksu yönetiminin tek elden yürütüleceği merkezi bir idare ile havza müdürlüklerinin kurulmasına yönelik altyapı oluşturulmalıdır.

İdari 2. İzleme ve denetim çalışmalarını planlayan, yürüten ve değerlendiren birimlerin tek çatı altında toplanması maksadıyla Su Kalitesi İzleme ve Denetim Genel Müdürlüğü kurulmalıdır.*

İdari 3. Düzenleyici, uygulayıcı ve denetleyici kurumlar birbirinden ayrılmalıdır.

52

Page 53: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

İdari 4. Merkezi bütçeden çevresel altyapı yatırımları için verilen ödeneklerin arıttırılması ve ödeneklerin maksadına yönelik kullanımı sağlanmalıdır.

İdari 5. “Kirleten-Kullanan Öder” prensibi hayata geçirilmeli ve elde edilecek gelirin maksadına uygun kullanılması sağlanmalıdır.

İdari 6. Havza Yönetim Heyetleri ile İl Su Koordinasyon Kurullarının sorumlulukları ile ilgili farkındalıkları arttırılmalıdır.

İdari 7. Etkin ve verimli denetim yapılmalıdır.

İdari 8. İdareler uzman personel yönünden desteklenmelidir.

* Yeni fikirleri göstermektedir.

4.3. Teknik Hususlar

Kirlenmiş veya kirlenme tehdidi altında olan su kaynakları için tedbirlerin belirlenmesi çalışmaları yapılmakta olup, söz konusu tedbirlerin etkin olarak uygulanması sağlanmalıdır. Bu maksatla, belirlenen tedbirlere ilişkin hükümlerin kirletici kaynaklar ile ilgili tüm uygulama planlarında dikkate alınması önem arz etmektedir.

Sürdürülebilir su yönetimi çerçevesinde kirliliğin kaynağında azaltılması esastır. Bu çerçevede, iyi tarım uygulamaları kodunun yayımlanmasını müteakiben uygulamaya konulmalı ve endüstrilerde kaynak/kirletici minimizasyonuna yönelik “temiz üretim” teknolojileri özendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Sulamadan dönen suların yeniden kullanımı, kentsel ve endüstriyel atıksuların arıtmadan sonra tekrar kullanımı teşvik edilmeli ve özendirilmelidir.

Su kaynaklarının özümleme kapasitelerinin belirlenmesi, su kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi çalışmalarının yürütülmesi açısından zaruri görülmektedir.

Arıtma tesislerinin verimli olarak işletilememesi hem ülkemiz kaynaklarının israfına, hem de su kaynaklarımızın kalitesinin bozulmasına sebebiyet vermektedir. Atıksu arıtma tesislerinin etkin bir şekilde denetlenmesi, arıtma tesislerinin işletilmesine yönelik teşviklerin arttırılması, arıtma tesislerinin işletilmesinden sorumlu kişilerin konusunda uzman olmaları ve bu maksatla mesleki yeterlilik belgesi ve sertifikasyon gibi standardizasyon mekanizmalarının kurulması ve izin, izleme ve denetim ile ilgili personelin kurumsal ve bilgi kapasiteleri geliştirilmesi gerekmektedir.

“Hassas Su Kütleleri ile Bu Kütleleri Etkileyen Alanların Belirlenmesi ve Su Kalitesinin İyileştirilmesi Hakkında Yönetmelik” ile belirlenen kentsel hassas alanlardaki gerek mevcut gerekse de yeni planlanan atıksu arıtma tesislerinin azot ve fosfor giderimi yapacak şekilde inşa edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, endokrin bozucular, belirli kirleticiler ve öncelikli maddeleri de içine alan mikro kirleticilerin atıksudan arıtılmasına yönelik arıtma teknolojilerinin araştırılarak

53

Page 54: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

maliyetlerinin ortaya konulması ve söz konusu teknolojilerin ülkemiz koşullarında uygulanmasının sağlanarak yaygınlaştırılması önem arz etmektedir.

Su kalitesinin belirlenmesi maksadıyla Ulusal İzleme Ağı çalışmaları hızla tamamlanarak, Su Çerçeve Direktifi gerekliliklerine uygun şekilde, özellikle biyolojik kalite bileşenlerinin de dahil edildiği, izleme çalışmaları yaygınlaştırılmalı ve sürekliliği sağlanmalıdır. Biyolojik izleme çalışmaları kapsamında, biyolojik kalite bileşenleri için ülkemizde genel yayılış gösteren türleri ve türlerin ekolojik özelliklerini içeren tanıtım kataloglarının hazırlanması faydalı görülmektedir.

Kıyı ve geçiş suları, nehirler ve göllerin kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi ancak etkili ve uzun süreli izleme programlarının sürdürülmesi ile mümkündür. İzleme programlarının sürekliliği ve kapsamı, risk altında olan alanların tanımlanması, iklimsel değişimlerin etkilerinin belirlenmesi, kirleticilerin tip ve miktarlarının belirlenerek önlemlerin alınması konuları için çok önemli ve belirleyicidir. Söz konusu izleme çalışmalarının gerçekleştirilebilmesi için ulusal/uluslararası finans kaynaklarının ve sürekli ödeneklerin belirlenmesi ve ayrılması elzemdir.

Su kalitesi izleme ve analizlerinin ulusal ve uluslararası mevzuat ve standartlara uygun olarak ve maliyet etkinliği sağlanarak gerçekleştirilmesi, laboratuvarların kapasitelerinin ve yetkinliklerinin arttırılması ile mümkündür.

Ülkemizde bulunan Ramsar alanları ile öncelikli sulak alanlarımızın sürdürülebilir yönetiminin sağlanması maksadıyla bu alanlarda su kalitesi ve miktarlarının tespit edilmesine, su bütçelerinin hesaplanmasına, özümleme kapasitelerinin belirlenmesine, batimetri haritalarının çıkarılmasına ve bu maksatla ilgili izlemelerin düzenli olarak yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Yeraltı suyu kütlelerinin kalite durumlarının tespit edilebilmesi için kirletici parametre konsantrasyonlarının mukayese edilebileceği limit değerlerin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle yeraltı sularında, kirletici konsantrasyonlarının aşmaması gereken değerleri ifade eden eşik değerler belirlenmelidir.

Jeotermal faaliyetlerin ruhsat sahalarının yeraltı suyu koruma alanlarını etkilemeyecek lokasyonlarda seçilmesi, kuyu açılması esnasında sıcak ve soğuk su akiferler arasında kirlenmenin önlenmesi, kuyu geliştirme safhasında oluşan akışkanın yeraltı sularına deşarj edilmemesi, kullanımdan dönen jeotermal suların alındığı sıcak su formasyonuna reenjeksiyonun yapılması, reenjeksiyon kuyusu açılırken soğuk su akiferini kirletmeyecek şekilde kuyunun tasarlanması, reenjeksiyon yapılması mümkün olmayan sahalarda oluşan jeotermal atık suların arıtımının yapılması gerekmektedir. 

Su kalitesi yönetiminin gerektirdiği tüm bileşenlerinin (Ar-Ge, izleme denetim, koruma, yatırım, işletme vb.) maliyetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik modern finansman modelleri ve ekonomik araçlar belirlenmelidir.

Ülkemizde son yıllarda gerek kurumlarca yürütülen projeler ve çalışmalar gerekse üniversitelerde yapılan araştırmalar kapsamında kamuda farkındalık oluşmuştur. Ülkemizin

54

Page 55: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

çeşitli kurum ve kuruluşlarında su konusunda çalışan yetkin bir kadro ve altyapı mevcuttur. Bu kapasitenin doğru ve etkin bir şekilde kullanılabilmesi ve yönlendirilebilmesi için kamu-üniversiteler arası işbirliğinin güçlendirilmesi, üniversitelerde dersler açılmasının sağlanması desteklenmelidir.

Özellikle yerel ölçekte yürütülen çalışmalarda süreçlere yöre halkının, sivil toplum örgütlerinin, yerel yönetimlerin ve sanayicilerin katılımının sağlanması ile gerçekleştirilecek eğitim ve bilgilendirme çalışmaları, projelerin etki alanlarının genişletilmesi ve uygulamalarda getirebileceği kolaylıklar bakımından önem taşımaktadır.

Öneriler

Teknik 1. Yapılan planlamalarda kurumlar arası eşgüdüm sağlanmalı; su kaynaklarının planlanmasında miktar ve kalite unsurları birlikte değerlendirilmeli, su kalitesinin korunmasına ve iyileştirilmesine yönelik tedbirler belirlenerek üst ve alt ölçekli planlara eklenmelidir.

Teknik 2. Su kalitesini iyileştirmeye yönelik uygulamaların ve yerli teknolojilerin geliştirilmesine/üretimine teşvik verilmeli, bu yöndeki yasal düzenlemeler hazırlanmalı; içme suyu ve atıksu arıtma tesislerinin tasarımı için belirlenen normların uygulanması sağlanmalıdır.

Teknik 3. Su kaynaklarının özümleme kapasiteleri belirlenmeli, yerüstü su kaynakları için alıcı ortamda metal ve yarı metal parametreleri için doğal arka plan konsantrasyonları ve yeraltı suları için eşik değerler belirlenmelidir.

Teknik 4. Atıksuların alıcı ortam bazlı standartlarına uygun olarak arıtıldıktan sonra deşarjı sağlanmalı, arıtma tesislerinde çalışan personel için mesleki yeterlilik belgesi aranmalı, tesislerin etkin denetimi gerçekleştirilmelidir.

Teknik 5. Hassas su kütlelerinin drenaj alanları bazında belirlenen kentsel hassas alanlarda gerek mevcut gerekse de yeni planlanan atıksu arıtma tesisleri azot ve fosfor giderimi yapacak şekilde inşa edilmeli, mikro kirleticilerin giderimini yapabilecek arıtma teknolojilerinin uygulamalarının yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.

Teknik 6. Ramsar alanları ile öncelikli sulak alanların su kalitesi belirlenmeli, su bütçeleri hesaplanmalı ve batimetri haritaları çıkarılmalıdır.

Teknik 7. Tüm havzalarda havza bazında hidrojeolojik etüt çalışmaları tamamlanmalı, jeotermal kaynak arama ve işletme faaliyetlerinin etkin kontrolünün sağlanmalıdır.

Teknik 8. Ulusal su (yerüstü ve yeraltı suları) izleme ve ölçme sistemi AB mevzuatına uygun olarak kurulmalı ve bütünleştirilmeli, kamu ve özel laboratuvarları gözden geçirilmeli ve verimliliği artırılmalı, kamu laboratuvarlarının akredite olması ve akredite olduğu parametre sayısının artırılması sağlanmalıdır.

55

Page 56: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

Teknik 9. Referans su kütleleri ile ekobölgelerin belirlenmesi çalışmalarının hızlandırılarak su kalitesi yönetimi ekosistem sürekliliği gözetilerek gerçekleştirilmelidir.

Teknik 10. 25 havzada gerçek zamanlı alıcı ortam izleme sistemleri kurulmalıdır.

Teknik 11. Modern finans modelleri ve ekonomik araçlar belirlenmeli, koruma alanlarında kamulaştırma gereken yerler için imar hakkı transferi hususunun uygunluğu araştırılmalıdır.

Teknik 12. Kirliliğin kaynağında azaltılmasına yönelik teknolojiler teşvik edilmeli, temiz üretim teknolojilerinin uygulanması teşvik edilmeli ve/veya zorunlu hale getirilmeli, iyi tarım uygulamaları kodunun yayımlanması ve uygulamaya geçilmesi sağlanmalıdır.

Teknik 13. İklim değişikliği senaryoları yapılan çalışmalarda dikkate alınmalıdır.

Teknik 14. Su depolama tesislerinin planlanan tahsis maksadı dışında kullanılmaması sağlanmalıdır.

Teknik 15. Kamu bilincinin arttırılmasına yönelik basın ve yayın organları kullanılmalı, ilk ve orta dereceli okullar ile üniversite ders planlarına doğal kaynak kullanımına yönelik derslerin ilave edilmesi sağlanmalıdır.

4.4. GZFT Analizi

Ülkemizde su kalitesi yönetimi açısından belirlenen hedeflerin uygulanabilir olarak belirlenebilmesi maksadıyla GZFT Analizi uygulanmıştır. GZFT (Güçlü yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar, Tehditler; SWOT: Strength, Weaknesses, Opportunities, Threats) Analizi, söz konusu hedefleri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek olan iç ve dış faktörlerin belirlenmesini sağlamaktadır.

Ülkemiz su kalitesi yönetiminin mevcut durumunu görebilmek maksadıyla, Su Kalitesi Yönetimi Çalışma Grubu Üyelerinin bir araya gelmesi ile “Ulusal Su Kalitesi Yönetiminin GZFT Analizi” yapılmıştır. Yapılan GZFT Analizi sonucunda elde edilen ve ülkemizin mevcut durumunu ortaya koyan tablo Ek-1 ile verilmiştir.

56

Page 57: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

5. KAYNAKLAR

Agardy, T ve Alder, J. 2005. Millenium Ecosystem Assessment, Ecosystems and Human Well-being. Washington, DC.

Alpaslan, N. vd., 2008. "Türkiye'de Su Yönetimi, Sorunlar ve Öneriler." TÜSİAD Yayınları.

Avrupa Komisyonu. 2016. Komisyon Çalışma Dokümanı, 2016 Türkiye Raporu. COM(2016) 715 nihai. Brüksel.

Çelik C., 2010. “Zeytin karasuyundan hümik asit (ha) ve fulvik asitlerin (fa) eldesi ve karakterizasyonu, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri, Yüksek Lisans tezi.

Çevre ve Orman Bakanlığı (Mülga). 2007. Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı. Ankara.

ÇŞB. 2015a. Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Çalışmaları. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara.

ÇŞB. 2015b. Atıksu Arıtımı Eylem Planı 2015-2023. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara.

DSİ. 2017. DSİ Genel Müdürlüğü, Etüd, Planlama ve Tahsisler Dairesi Başkanlığı, Ankara.

EEA. 2005. Sustainable use and management of natural resources. ISSN 1725-9177, EEA Report No 9/2005, Copenhagen.

EEA. 2016. European water policies and human health. ISSN 1977-8449, EEA Report No 32/2016, Copenhagen.

Falkenmark, M. ve Lindh, G. 1976. A Water for a Starving World. Aktaran: UNEP/WMO. Climate Change 2001: Working Group II: Impacts, Adaptation and Vulnerability. Erişim Tarihi (18.01.2017), (http://www.grida.no/climate/ipcc_tar/wg2/180.htm).

Günay, T. 1987. The Management of coastal areas. Development Perspectives, Turkey. United Nations Economic Commission for Europe, 14 th Session, Portugal.

Kalkınma Bakanlığı. 2013. Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018). Ankara.

Kınacı, C. 2012. Türkiye'de Su Yönetimi. İTÜ FBE Sunumu, 31.10.2012.

OSİB, 2016b. Türkiye’de Havza Bazında Hassas Alanların ve Su Kalitesi Hedeflerinin Belirlenmesi Projesi (2012-2015) Sonuç Raporu. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ankara.

OSİB. 2014. Ulusal Havza Yönetim Stratejisi. Ankara.

OSİB. 2016a. Günlük Maksimum Toplam Yük Yaklaşımının Gediz Havzası’nda Uygulanması Projesi 2.İlerleme Raporu. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ankara.

PAP/RAC. 2005. Coastal Area Management in Turkey, Priority Actions Programme Regional Activity Centre, Split.

Sarıözkan, S.2016. Türkiye’de Balıkçılık Sektörü ve Ekonomisi. Turkish Journal of Aquatic Sciences 31(1):15-22.

T.C. Başbakanlık. 2016. 65. Hükümet Programı. Ankara.

TÜBİTAK. 2016. Ulusal Su AR-GE ve Yenilik Stratejisi. Ankara.

TÜİK, 2016. Erişim Tarihi (18.01.2017), (http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1019).

Ürker, O. & Çobanoğlu, N. 2012. Türkiye’de Hidroelektrik Santraller’in Durumu (HES’ler) ve Çevre Politikaları Bağlamında Değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,, 3(2) DOI: 10.1501/Sbeder_0000000046

57

Page 58: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

6. EKLER

58

Page 59: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

EK-1

Ulusal Su Kalitesi Yönetiminin GZFT Analizi

Ülkemizde su kalitesi yönetimi açısından belirlenen hedeflerin gerçekleştirilmesi maksadıyla GZFT Analizi uygulanmıştır. GZFT (Güçlü yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar, Tehditler; SWOT: Strength, Weaknesses, Opportunities, Threats) Analizi, söz konusu hedefleri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek olan iç ve dış faktörlerin belirlenmesini sağlamaktadır. Analiz aşağıdaki tanımlamalara uygun olarak gerçekleştirilmiştir.

Güçlü yönler: Hedeflere ulaşılabilmesi için avantaj sağlayacak özelliklerdir. Zayıf yönler : Hedeflere ulaşılabilmesi için dezavantaj sağlayacak özelliklerdir. Fırsatlar : Hedeflere ulaşmada performansı olumlu yönde etkileyecek dış çevre kaynaklı koşullardır. Tehditler : Hedeflere ulaşmada performansı olumsuz yönde etkileyecek dış çevre kaynaklı koşullardır.

Konu Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler

YASAL(Hukuki Süreçlerve Mevzuat)

Su Kanunu Taslağının hazırlanmış olması

AB uyum sürecinde olunması

Cezaların caydırıcı olması

Mevzuat altyapısının güçlü olması

Nehir Havzası Yönetim Planlarının hazırlanıyor olması

İyi Tarım Uygulamaları Kodu Tebliğ Taslağının hazırlanmış olması

Kurumların görevlerini düzenleyen mevzuattaki yetki çakışması

Su konusunda çok sayıda mevzuat olması

Mevzuatın revizyon ihtiyacının bulunması

Yönetmeliklerin uygulanmasında yaşanan sorunlar

İyileştirmeye yönelik yeterli teşvik edici yasal düzenlemenin bulunmaması

İçme-kullanma suları mevzuatındaki kalite parametrelerinin eksikliği

Kullanılmış suların yeniden kullanımına ilişkin mevzuat

Su Kanunu tasarısının bulunması

Su Ürünleri Kanunun güncelleniyor olması

AB mevzuatının yol gösterici olması ve uyum sürecinden dolayı AB kaynaklarından istifade edebilmesi

Sulama Sularının Kalitesi ve Kullanılmış Suların Yeniden Kullanılması Hakkında Yönetmelik Taslağı ile Alıcı Ortam Kalitesi Açısından Membran Konsantre Akımlarının

Su yönetiminde farklı kurumların söz sahibi olması

AB Müzakere Pozisyon Belgesi’ndeki taahhütler için verilen sürelerin yaklaşması

Mevzuatın hazırlanması esnasında oluşan sektörel baskılar

59

Page 60: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

EK-1

Konu Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler

eksikliği Yönetimi Tebliğ Taslağı’nın hazırlanmış olması

İDARİ (Kurumsal Yapılanma)

Su yönetimi konusundaki tüm kurum ve çalışmaları koordine etmek üzere SYGM’nin kurulmuş olması

Havza Yönetim Heyetleri ile İl Su Koordinasyon Kurullarının oluşturulmuş olması

Su kalitesi yönetimi konusunda idari kararlılığın bulunması

Yeterli idari kapasitenin mevcut oluşu

İdari birimlerde yeterli teknik donanıma sahip personelin mevcudiyeti

Su yönetimi ile atıksu yönetiminden sorumlu idarelerin farklı ve birden fazla olması

Su yönetimi konusunda havza bazlı taşra teşkilatının bulunmaması

Havza Yönetim Heyetleri ile İl Su Koordinasyon Kurullarının verimli çalışmaması

Sorumlu idarelerin kendi içlerinde yeterli teşkilatlanmayı sağlayamamış olması

Denetim ve yaptırımın yeterince uygulanamaması

Çevresel altyapı yatırımları için merkezi bütçeden yeterli ödenek ayrılamaması, verilen ödeneğin de çevresel altyapı yatırımlarında öncelikli olarak kullanılmaması

Konu ile ilgili çalışan uzman ve akademik personel sayısının azlığı

Teknik personelin iş yoğunluğu

Konu ile ilgili oluşmuş farkındalık

Üniversiteler ve Sivil Toplum Kuruluşları ile işbirliği yapılabilmesi

İdari birimlerdeki personel hareketliliği ve buna bağlı olarak kurumsal hafızadaki azalma

TEKNİK HUSUSLAR

SÇD’ye göre su kalite izleme çalışmalarının başlatılmış olması

Yer üstü su kütlelerinin,

Tüm atıksuların arıtılamıyor olması

Mevcut atıksu arıtma tesislerinin bazılarının atıksu

Ülkemizin sahip olduğu ekosistem ve tür çeşitliliği

Çevresel altyapıya

Plansız sanayileşme ve kentleşme

Göçler ve doğal sebeplerle nüfusun

60

Page 61: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

EK-1

Konu Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler

hassas alanların, ülkemize özgü kirleticilerin ve çevresel kalite standartlarının belirlenmiş olması

Ülkemizde konu ile ilgili laboratuvar izleme altyapısının geliştiriliyor olması

Su kalitesinin iyileştirilmesine yönelik çalışmaların artması ve altlık oluşturacak bazı çalışmaların mevcut olması

Atıksu arıtma teknolojilerinin geliştiriliyor ve kullanılabiliyor olması

Ülkemizdeki tüm içme suyu arıtma tesislerinin mevcut durumlarının ve revizyon ihtiyaçlarının belirleniyor olması

Konu ile ilgili uluslararası çalışmaların ülkemizde yapılan güncel çalışmalara entegre ediliyor olması

karakterizasyonuna uygun olmaması

Arıtma tesislerinin verimli işletilemiyor olması

SÇD’nin gerekliliklerini karşılayacak şekilde izlemelerin yapılamıyor olması

Yeterli ve nitelikli izleme verisi eksikliği

Kurumlar arası bilgi paylaşımında sıkıntılar yaşanması

Su kaynakları ile ilgili envanter çalışmalarının tamamlanmamış olması

Birbiri ile ilişkili çalışmalarda veri açısından kurumlar arası bağımlılık

Bazı izleme çalışmaların pilot alanlarda gerçekleştirilmesi/tüm havzaları kapsamaması

Ulusal Su Bilgi Sisteminin henüz kurulamamış olması

Hidrojeolojik Etüt Çalışmalarının henüz tüm havzalarda tamamlanamamış olması

Yeraltı suyu kütlelerinin belirlenmesi, karakterizasyon, baskı-etki ve risk değerlendirme, eşik değer belirleme ve miktar ve

verilen önem ve desteğin artması

SÇD gereklerine uygun pilot çalışmaların başlamış/bitirilmiş olması

Konu ile ilgili farkındalık ve genç nüfus

Su kalitesinin iyileştirilmesine yönelik yatırımların getireceği katma değer artışı

Atıksu arıtma tesisleri enerji giderleri için geri ödeme teşviki

Kullanılmış suların tekrar kullanımı ile alakalı çalışmaların başlamış olması

Arıtma teknolojileri üreten yerli firmaların mevcut olması

Konu ile ilgili bilimsel yayınların üretiliyor olması

Yapılan ulusal/uluslararası projeler ile Biyolojik ve

artması ve nüfus hareketleri

Gelişmeye paralel olarak yeni kirleticilerin su kaynaklarına ulaşması

Kurumların yatırım önceliklerinin değişmesi

İklim değişikliğinin mevcut ve gelecek etkileri

Su kaynaklarının izlenmesi ve korunması ile alakalı alınacak tedbirlerin uygulanmasındaki yüksek maliyet

Yeraltı sularından kontrolsüz su çekimi

Su kirliliği kaynaklı halk sağlığı risklerinin oluşabilmesi

Çiftçinin geleneksel uygulamalardan vazgeçemiyor

61

Page 62: sura.ormansu.gov.trsura.ormansu.gov.tr/sura/Files/Su Kalitesi Yönetimi... · Web viewGünümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak

EK-1

Konu Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler

Online izleme sistemlerinin kurulmuş/kuruluyor olması

Modern sulama tekniklerinin kullanımının yaygınlaştırılması

kalite durum değerlendirmesi çalışmalarının Yeraltı Suyu Direktifi ve SÇD’nin gereklilikleri doğrultusunda tüm öncelikli havzalarda henüz eş düzeyde yürütülemeyişi

Mevcut laboratuvar altyapısının izlenmesi gereken tüm parametrelerin analizleri için yeterli olmaması

İçme suyu ve atıksu arıtma tesislerinde nitelikli olmayan personelin de görevlendirilmesi

Eğitim eksikliği, kapasite geliştirme ihtiyacı

İyi tarım uygulamalarının yaygınlaşmamış olması

Su depolama tesislerinin planlanan tahsis maksadı dışında kullanılması

İçme suyu dezenfeksiyon işlemlerinde yaşanan sıkıntılar

Su kalitesi analizleri ile alakalı TSE standartlarının yeterli olmaması

Hidromorfolojik izleme konusunda personel yetiştirilmesi ve kapasitenin geliştirilmesi

Konu ile ilgili kamuoyu bilgilendirmeyi sağlayacak yeterli basın ve yayın organlarının varlığı

Ülkemizin jeotermal sular açısından zenginliği

olması, çiftçi sermaye birikiminin sağlanamıyor olması

Arıtma çamurlarının bertarafı ile alakalı zorluklar

Konu ile ilgili kaynak temininde dışa bağımlılık

Barajlarda ve diğer yerüstü su kaynaklarında su kalitesini etkileyecek tehditlere karşı alınacak güvenlik tedbirlerinin yetersizliği

Arazi kamulaştırma sıkıntıları

62