tanýklarýn aðzýndan ruhsal olaylarınları.com/arsiv/0911dergi.pdf · sonra dr. bedri...

51
KASIM 2009 Sayý: 491 Fiyat: 3.5 TL Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylar Tekrar Dünyaya Gelme Kuran’a Aykýrý mýdýr? Bedensiz Seyahatten Evrensel Gerçeklere

Upload: others

Post on 01-Nov-2019

21 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

KASIM 2009 Sayý: 491 Fiyat: 3.5 TL

Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal OlaylarTekrar Dünyaya Gelme Kuran’a Aykýrý mýdýr?Bedensiz Seyahatten Evrensel Gerçeklere

Page 2: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

ÝÇÝNDEKÝLER

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sevgi Yayýnlarý Tic.Ltd.Þti. adýnaSahibi ve Genel Yayýn Müdürü:

Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Özenç Kayserilioðlu

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme Sorumlusu veOkur/Abone Ýliþkileri:

Kazým Erdemoðlu0212 252 85 850542 676 83 47

Faks: 0212 249 18 28P.K: 471 Beyoðlu/Ýstanbul

Yönetim Yeri:Oba Sok. Silla Ap. No: 7/1

Cihangir/ÝstanbulBaský:

Inkýlap Kitabevi San. Tic. A.Þ.Çobançeþme Mah. Sanayi Cad.

Altay Sok. No:8 Yenibosna/Ýstanbul

Fiyatý: 3.5 TLYýllýk Abone: 40 TL

Yurt Dýþý: 50 TL

Tekrar Dünyaya GelmeKuran’a Aykýrý mýdýr? ........................... 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylar ..................................... 6Ahmet Kayserilioðlu

Astral Seyahat Ortamlarý .................. 14 (Bedensiz Seyahatten Evrensel Gerçeklere)Zuhal Voigt

Viket Civre ile Söyleþi ........................ 20Sevgi Dünyasý

Tonguç’un Eðitim Hakkýndaki Düþünceleri ..................... 30Yalçýn Kaya

Kültürümüzün Temeli (Eski Günýþýðýnýn Son Saatleri) ................ 44Thom Hartman/Arýn Ýnan

Cilt: 41 Sayý:491 Kasým 2009

Page 3: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

1

Sevgili DostlarÜlkemize olan sevgimiz ve hayranlýðýmýz gün geçtikçe biraz daha

artmalý aslýnda. Deðiþen dünyaya uyum saðlamak için, çevresindekiþartlara, kendisini bugüne kadar yöneten ve deðiþmekten kaçan siyasive bürokratik egemen çevreye raðmen, örtüsünü yýrtmak, tekrarkendine güvenini kazanmak için direniyor. Deðiþecek elbette, çünküher þey deðiþir. O günler geldiðinde dünya insanlýk arenasýndaülkemizin yetiþtirdiði, diðerleriyle iyide ve doðruda yarýþabilecekparlaklýkta insanlarýmýz çok olacak. Gençlerimizin çoðunluðu kendigeçmiþleriyle övünmek için sadece savaþlarý, vaktiyle fethedilmiþyerleri, baþkalarýna nasýl diz çöktürüldüðünü dile getirmeyecek.Atalarýnýn uygarlýðýný objektif olarak öðrenme imkânýna kavuþacaklarve þimdiki dünyada yerlerinin ne denli önemli olduðuna daha da kaniolacaklar. Kendine güvenemeyen, kendinden þüpheli, bu yüzden öfkeli,bu yüzden kendi kendini tüketen insanlarýmýz çok azalacak. Kendisiniyönetsin diye seçtiði, maaþýný cebinden vermiþ olduðu vergilerle alaninsanlarýn karþýsýnda kendini ezik ve kul gibi hisseden kimse kalmaya-cak. Hakkýný aramak eskisi kadar zor olmayacak bu ülkede.

Bunun için bedeller ödedik, birçok deðerli insan bu yolda kurbanoldu ve çok zengin tecrübe birikimimiz var elimizde. Ama bir þeylerdikkatimizi baþka taraflara çekerek, korkutma yolunu seçerekyapýlmasý gerekenleri geciktirmeye çalýþýyor. Ne zamana kadar...

Bu zamanlarý en sarsýntýsýz geçirmenin yolu, sevgimizin boyutunudeðiþtirmeden, sevgi gömleði giymiþcesine bir iyilik haresi içinde,nurlu bir ýþýkla çevrildiðimizi hissederek yaþamaya çalýþmaktan,ilkelerimizden ayrýlmaksýzýn ve hiçbir yanýn tarafýný tutmaksýzýn,anlayýþlý ve sabýrlý ve herkese karþý merhametli olmaya çalýþmaktangeçiyor.

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin Sevgilerimizle

SEVGÝ DÜNYASI

Page 4: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

2

Dr. Refet Kayserilioðlu

Tekrar Dünyaya GelmeKuran’a Aykýrý mýdýr?

ÖZDEN ÝLE ERDEM KONUÞUYOR

Bir ispat olarak deðil de, sadeceMüslüman dostlarýmýzýikna etmek için þunusöyleyelim ki, tekrar dünyaya gelmeKuran'da birçok yerdesöylenilmiþtir. Ama Kuran'ý tefsir edenler bunu kendianlayýþlarýna göredeðiþik manâlardayorumlamýþlardýr.

SEVGÝ DÜNYASI

Page 5: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

Erdem - Tekrardünyaya gelindiðindenbahsediyorsunuz.Bunun mantýki ve ilminedenlerini söylüyor-sunuz. Sonra geçmiþhayatýný hatýrlayançocuklardan ve harikaçocuklardan bahsedi-yorsunuz. Bütün bunlaroldukça tatminkârolmakla beraberMüslüman dostlarýmýndaimi itirazlarýylakarþýlaþýyorum.Diyorlar ki: "Eðertekrar tekrar dünyayagelinseydi Kuran-ýKerim'de bundan açýkçabahsedilirdi.Bahsedilmediðine görebu doðru deðildir veHintlilerin tenasühnazariyelerinden kalmabatýl bir inançtýr."

Özden- Dostum, birilim ortaya koyduðugerçekleri olaylarlaispatlar. Din kitaplarýnýþahit göstererek gerçek-lerini ispata kalkan birilim, henüz metodik birilim vasfýný kazana-mamýþ demektir. Neospiritüalizma ilmi de"reenkarnasyon" denentekrar dünyaya gelme

gerçeðini çeþitli olaylar-la, müþahedelerle vedelillerle ispatlamak-tadýr. Bunu mecmua-mýzda adým adýmgöstermekte devamediyoruz.

Fakat bir ispat olarakdeðil de sadece Müslü-man dostlarýmýzý iknaetmek için þunu söyle-yelim ki tekrar dünyayagelme Kuran'da birçokyerde söylenilmiþtir.Ama Kuran'ý tefsiredenler bunu kendianlayýþlarýna göredeðiþik manâlardayorumlamýþlardýr.

Erdem - MademKuran'da tekrardünyaya gelme söylen-miþtir de neden bugünekadar gelip geçen buncadin alimi bunu açýkçaifade etmemiþlerdir. Veneden Müslümanlýktabu esas açýkça kabuledilmemektedir.

Özden - Kuran çeþitliseviyede insana veçeþitli devirlere hitapeden bir kitap olduðuiçin bazý gerçekleriapaçýk, bazýlarýný da azveya çok kapalý olarak

söylemiþtir. Her hakikatherkese apaçýk söylene-mez. Meselâ çocuklaradoðumun nasýlolduðunu apaçýk anlat-makta fayda deðil, zararvardýr. Çünkü o henüzbu gerçeði hazmede-bilecek çaðda deðildir.Kuran'da da bazýgerçekler ancak idrakve bilgileri ilerleyen-lerin anlayabileceðiþekilde gizli söylen-miþtir. Meselâ Mevlânatekrar dünyaya gelin-menin gerçek olduðunusezen ve açýkça ifadeeden Türk Ýslâm müte-fekkirlerinden (fikirüretenlerinden) birisiolmuþtur.

Erdem - Evet ama buanlaþýlmasý zor bir þeydeðil ki neden apaçýksöylenmemiþtir?

Özden - Kuran'ýninsanlarý düzeltme veterbiye tekniði âhirette-ki ceza ve mükâfatmüeyyidelerine dayanýr.Cehennemde olanlar"Ebediyen yanacaklar",cennette olanlar için de"Ebediyen cennettezevk ve sefa içinde

SEVGÝ DÜNYASI3

Page 6: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

bulunacaklar" der.Ýnsanlar ebedi cezadankurtulup ebedi saadeteulaþmak için doðruolmak zorunda kalýrlar.Esasýnda öbür dünyadaýstýrap çekilen vehazlarýn en coþkunlarýnaulaþýlan âlemler vardýrama, bunlar aynensöylenildiði gibi bedenliolarak yapýlan veyahurilerle sefa sürülenâlemler deðildir. Çünküorada beden yoktur.Ýleri merhalelerdekisaadet de tamamengayri maddi, manevi birmahiyet almýþtýr. Kurancennet, cehennemlâflarýyla sembolikolarak ýstýrap ve saadetâlemlerini ifade etmekistemiþtir.

Erdem- Yani bir cen-net ve cehennem yokmudur?

Özden - Dostum,ýstýrap ve saadet çekilendevreler ve yerlervardýr. Fakat zaman-sýzlýðý ve mekânsýzlýðýkavrayamayan, madde-den baþka bir gerçektanýmayan biz insanlaraoradaki vicdani ve ruhi

saadet ve ýstýraplar nasýlanlatýlabilirdi baþka?!..Cennet ve cehennemvardýr. Fakat aynensöylenildiði gibideðildir. Belki de söyle-nildiðinden çok dahagüzel veya çok dahadehþetlidir.

Erdem - Peki cennetve cehennemisöylediðiniz gibi temsili(sembolik) anlamýndaalýrsak tekrar tekrargelip gitmeleri bunlarkarþýsýnda nasýl izahedeceðiz? Yani cehen-nem azaplarý çeken birinsan tekrar dünyaya mýgelecektir? Veya cennetsaadetine ulaþan tekrardünyaya mý inecektir?

Özden - Spatyomda(öbür dünya) dünyadakigibi bir zaman olmadýðýiçin bazen bir sene, birasýr kadar, bazen deebediyetler kadar uzungelir. Orada çekilenýstýraplar intikam olsundiye ve sýrf ceza çek-mek için deðildir.Hatalarý görmek veonlarý düzeltmek, hiçdeðilse düzeltmeyeyönelmek içindir.

Hatasýný anlayanve onu düzeltmeyeniyet eden bir kim-senin tekrardünyaya gelerekhatalardan kurtul-duðunu ilâhi nizamakarþý ispat etmesilâzýmdýr. Keza yap-týðý iyi hareketlerdendolayý öbür dünyadamesut neticelerlekarþýlaþan kimsedünyada ulaþmasýgereken olgunluðahenüz ulaþmamýþsanoksanlarýnýn nelerolduðunu iyice göre-rek daha büyük birdüzelme azmi veheyecaný iledünyaya gelir.Dünya bir olgunlaþ-ma ve ruhen yük-selme okulu olduðu-na göre, oradaulaþýlmasý icap edenseviyeye gelinceyekadar dünyayatekrar tekrar gidipgeleceðiz.

SEVGÝ DÜNYASI4

Page 7: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

Erdem - Bütün busöylediklerinizden sonrada ben yine nedenKuran'ýn bunu açýkçasöylememiþ olduðunupek kavrayamadým.

Özden - Kardeþim,ruhi tekâmül, manenyükselmek nedir kavra-mayan, kendisinin birruh olduðundan dahihaberi olmayan bir kim-seye: "Sen tekrar tekrardünyaya geliyorsun"dersen, yapacaðý nedirbilir misiniz? "Boþ veryahu, canýmý niye sýkýn-týya sokuyorum?! Busefer iyice bir eðlene-yim de bir dahaki sefere

namaz kýlýnacaksa kýlar,iyilik yapýlacaksa yapar,yükselinecekse yükseli-rim!.." diyecek ve yangelip yatacaktýr. Çünküadam sadece bedeninidüþünebilmekte,bedenin ötesindekiâlemi düþünememekte,idrak edememekte, oâlemdeki durumlarladünyadakidavranýþlarýmýzýn baðýn-týlý olduðunu ancakmaddi misallerleanlayabilmektedir. Buseviyedeki insana tekrardünyaya gelindiðiniaçýkça söylememekleKuran tamamen hak-lýdýr.

Ama biraz dikkatleinceleyince tekrardünyaya gelindiðinigösteren bir sürü ayetvardýr. Onlarý ne kadaryanlýþ yorumlara zor-lamýþlardýr? Hayretetmemek elde deðil.

Erdem - Hangileridirbu ayetler, söylermisiniz?

Özden - Müsaadeederseniz, onlarý sizegelecek konuþmamýzdasöyleyeyim.

(Devamý Gelecek Sayýda)

05SEVGÝ DÜNYASI

Page 8: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

Tanýklarýn AðzýndanRuhsal Olaylar

SEVGÝ DÜNYASI6

Medyum Orhan Ergen katalepsi haline gelmiþ,baþý bir sandalyeye, ayaklarý diðerine gelmek üzere gerilmiþ ve üzerine bir þahýs oturmuþ halde görülüyor. Ayakta eli yüzünde inceleyen Ahmet Kayserilioðlu, eðilmiþ süjeyi kontrol eden Dr. Refet Kayserilioðlu

Page 9: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

7SEVGÝ DÜNYASI

KATILDIÐIMIZ PARAPSÝKOLOJÝK DENEYLER ÝNANCIMIZI PEKÝÞTÝRDÝ

Gözlem ve deneylerle yani bilimselyöntemlerle 19. yy ýn ikinci yarýsýndanitibaren yapýlan parapsikoloji den-emelerinden elde edilen sonuçlar; fizik,kimya gibi doðrudan madde ile ilgilialanlarda uzmanlaþmýþ, Nobel Ödülükazanmýþ bilginleri bile maneviyata,Tanrý'nýn varlýðýna inandýrmýþtý.Zamanýmýza kadar süren 160 yýllýk bubilimsel ruhsal araþtýrmalarýn önemliaþamalarýný gelecek sayýlarýmýzdasizlerle paylaþacaðým. Ama önceülkemizdeki, bazýlarýnda bizzat bulun-duðum deneylerden söz etmem sanýrýmdaha yararlý olacak.

Tanýklýk ettiðimiz parapsikolojikolaylar hepimizin manevi inançlarýnýnpekiþmesinde çok yararlar saðladý.Yaþadýklarýmýzý tanýklarýn aðzýndan ilkdefa duyanlarýn hayat görüþlerinde,üzerinde derin düþünceler ürettikleritakdirde, olumlu geliþmeler olacaðýkuþkusuzdur.

1950’lerde, yani batýlýlardan 100 yýlsonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik araþtýrmalarsaðlam bir temel üzerinde yükselmeþansýna kavuþmuþtu. Faaliyetlerindeona destek olan sekiz spiritüalistle 40yýl önce söyleþiler yapmýþ, ilginçgözlem ve deneylerini dergimizdeyayýnlamýþtým. Geçen sayýda, ilksöyleþimi yaptýðým KBB uzmanýProf.Dr. Sevil Akay'ýn anlattýklarýndan

bir bölümünü sizlere aktarmýþtým.Bedri Ruhselman'ýn 1950’de

arkadaþlarýyla kurduðu ve birkaç yýlbaþkanlýk yaptýktan sonra göreviniaðabeyim Dr. Refet Kayserilioðlu'na(1922 - 2004) devrettiði MetapsiþikDerneði; 1960 Þubatýnda yayýmýnabaþladýðý Ruh ve Madde Dergisi ilekapalý bir kutu olmaktan çýkmýþ, deyimyerindeyse halka inmeyi baþarmýþtý.Dr. Kayserilioðlu büyük gayret veözveriyle derginin yayýnýný üç yýlsürdürüp saðlam temellere oturttuktansonra dernekten ayrýlmýþ ve hemenRuh Dünyasý ve sonra da okumaktaolduðunuz Sevgi Dünyasý Dergileriniaralýksýz yayýnlayarak; Ruhselman'dansonra bu konunun önderi olmuþtur. 3ay sonra Þubat 2010’da onun 1960þubatýnda baþlatýp hiç ara vermeden üçayrý isim altýnda sürdürdüðü dergicilikyaþamýnýn 50. yýlýný, ruhunu þâd ederekcoþkuyla hep beraber kutlayacaðýz.

Üç yýlýn sonunda Dr. RefetKayserilioðlundan nöbeti devralanMetapsiþik Derneðindekiarkadaþlarýmýz; Ruh ve Maddeyiaralýksýz bugünlere kadargetirmelerinin yanýsýra, ruhsal konular-da çeviri ve özgün pek çok kitap yayýn-layarak, bir çok þehirde þubeler açarakkonunun ülkemizde yayýlýp benimsen-mesinde çok yararlý çalýþmalar yaptýlar.Hizmetlerini günümüzde de ayný hýzlasürdürüyorlar. Bu baðlamda en büyükkatkýyý yapan kuþkusuz 30 yýl boyuncadernek baþkanlýðýný özveriyle sürdürenrahmetli arkadaþýmýz Ergün Arýkdal(1936 - 1997) olmuþtur.

Page 10: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI8

Bu yazýmda 40 yýl önceki söyleþi-mizde Ergün Arýkdal'ýn anlattýðý ruhsaldenemelerin bir kýsmýný sizlerle pay-laþtýktan sonra; 1960 -1961 yýllarýndadernek arkadaþlýðý yaparken birliktetanýðý olduðumuz ruhsal çalýþmalardansöz edeceðim. En sonunda da yine doð-rudan tanýðý olduðum hipnoz ve ekmi-nezi deneylerini sizlere aktaracaðým.

HÝÇ BÝLMEDÝÐÝ ARAPÇA'YI ARAP HARFLERÝYLE YAZMIÞTI

Ergün Arýkdal daha 7 yaþýnda ikenruh celsesinde bulunduðunu, bu neden-le gazete ve dergilerde ruhsal konular-daki hiçbir yazýyý kaçýrmadan okumayaçalýþtýðýný, nihayet 1956 yýlýnda Dr.Bedri Ruhselman'ýn Ruh ve Kâinatkitabýný okuyarak öðrenme isteðinintam karþýlðýný aldýðýný, vakit geçirme-den de onun kurduðu MetapsiþikDerneði'ne katýldýðýný anlattýktan sonra;kendi operatörlüðü ile yürüttüðü ilginçbir ruhsal denemeyi þöyle anlatmýþtý:

"Beni çok etkileyen ve inancýmý tas-

dik eden birruhî celseyeþahit oldum.Operatörbendim.Orhan Ergenisimli birçocuklukarkadaþýmýtransa geçir-miþtim.Arkadaþýmyazýcý birmedyumdu.

Gözleri kapalý, elinde kalem bekliyor-duk... Derken bir ruhla irtibat baþladý.Fakat ne tuhaftýr ve ne hayret vericidirki, medyumumuz süratle saðdan soladoðru ve eski harflerle yazýyordu. Neo, ne de ben bu yazýyý okumasýný hiçbilmediðimizden yazýlanlardan bir þeyanlamamýþtýk. Bilenlere okutturduk.Meðer Adana'da yaþamýþ ve o günlerdevefat etmiþ bir yaþlý fellâhýn ruhuymuþbizimle temasa geçen. O yazýlarda ken-dini ve yaþadýðý yeri anlatýyordu; üste-lik de Arap lisaný ile.."

"Medyum arkadaþýmdý. Onu çokyakýndan tanýyordum. Ne Arap harfleri-ni ne de Arap lisanýný hiç bilmezdi...Bir kaç sene sonra 1960 da onuMetapsiþik Cemiyetine getirdim. Siz debiliyorsunuz çok müspet ve istifadelideneyler yapýlmýþtý bu arkadaþüzerinde..."

Orhan Ergen'le Dr. RefetKayserilioðlu'nun yönetiminde TaksimSýraselvilerdeki Metapsiþik Derneðimerkezinde, üyelerin dýþýnda dileyenkiþilerin katýldýðý aylar süren muhteþem

Page 11: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

9SEVGÝ DÜNYASI

hipnoz deneyleri yapýlmýþtý 1960-1961yýllarýnda. Hepsinde hazýr bulunduðumbu deneyleri sizlere aktarmaya çalýþa-caðým. Ama önce 1957 yýlýnda ünlüAmerikalý medyum K. Milton Rhine-hard'ýn Ýstanbul'da yaptýðý üç ayrý ruh-sal deneyin sonuncusunu Ergün Arýk-dal'dan dinleyelim. Ýlk ikisini de Dr.Refet Kayserilioðlu'ndan aktaracaðým.

AMERÝKALI MEDYUMLAÝSTANBUL'DA YAPILAN ÜÇ RUHSAL DENEY

Ergün Arýkdal anlatýyor:"Maalesef komple bir medyum olan

Rhinehard'ýn Cemiyet binasýnda, Dr.Sevil Akay'ýn evinde ve EminönüHalkevinde yaptýðý üç ruhsal gösteri-den sadece sonuncusunda bulunabil-dim. Ýlk ikisini de katýlan arkadaþlar-dan bütün detaylarýyla öðrendim.Cemiyet binasýnda çok kati telepati veklervoyans tecrübeleri yapýlmýþ. Dr.Sevil Akay'ýn evinde yapýlan voiedirecte (vasýtasýz ses) deneyi ise dahailginç.

Medyum aðzýna su alýyor ve dudak-larý flasterle yapýþtýrýlýp imzalanýyor.Transa geçtikten sonra megafona ben-zeyen bir boru kimsenin eli dokun-madan havaya yükseliyor. Biraz sonradeðiþik seslerle kadýn-erkek birçokbedensiz varlýk bu borudan dinleyi-cilere hitap edip sorulara cevap veriy-orlar. Deney sonunda yapýlan kontroldeyapýþtýrýlan flasterin ve imzalarýn ilkdurumunu muhafaza ettiði görülüyor."

"Amerikalý medyumla eski EminönüHalkevinde halkýn huzurunda yapýlan

deneyde bizzat bulundum. Gerçektençok muhteþem olmuþtu. Salonda bulu-nan 4-5 kiþinin ölmüþ akrabalarýnýnruhlarý konuþmuþ, ancak kendilerininbilebileceði ailevî sýrlardan, isimlerdenbahsederek kesin deliller vermiþlerdi.Deliller o kadar netti ki, konuþan ruh-larýn yakýnlarýndan bazýlarý heyecandanaðlamýþlardý."

Amerikalý medyumla yapýlan ilk ikiruhsal gösteriyi de Dr. RefetKayserilioðlu'nun Ruh ve MaddeDergisinin 11. sayýsýndaki yazýsýndansadeleþtirerek özetliyorum.

“1957 yýlýnýn Kasým ayý orta-larýnda ünlü Amerikalý med-yum Rhinehard Türkiye’ye gel-di. Ýkinci gün akþamý Metapsi-þik Cemiyetinde bir tecrübeyapýldý. Gayet kuvvetli klervo-yan medyumluk özellikleri gös-terdi. Ertesi akþam bir arkada-þýn evinde yapýlan celsedeodanýn köþelerinden birine birperde gerilip içine bir sandalyeyerleþtirilerek fizik celselerdekullanýlan kabin haline getirildi.Sonra medyum aðzýný su iledoldurdu ve aðzýnýn üzerinegeniþ bir flaster yapýþtýrýldý. Birarkadaþ tarafýndan yarýsý med-yumun yanaðýna yarýsý da flas-terin uçlarýna gelmek üzereimzalar atýldý. Bu durumdamedyumun deðil konuþmasýna,aðzýný oynatmasýna bile imkânyok. Hem aðzýnda su var hemde aðzý oynarsa imzalardabozulmalar olur. Celsebaþladýktan 5 dakika sonramedyumun kabine yerleþtirdiðimegafona benzeyen

Page 12: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI10

alüminyum bir borudan kalýnbir erkek sesi iþitildi. Büyükçeolan odada 25 - 30 kiþi vardý.Oda ufak bir ýþýkla aydýnlatýl-mýþtý. Bütün hareketler açýkcagörülebiliyordu. Gür erkek sesiingilizce olarak kendisininmedyumun rehberi Dr.Kensington olduðunu söyledive hazýr bulunanlarý selâmladý.Celse hakkýnda izahat verdi.Bu arada bazý arkadaþlarahitaplarda bulundu. Biraz sonrabir kadýn sesi duyuldu.Seslerin borudan çýktýðýanlaþýlýyor, borunun hareketleriduyuluyor fakat perdedendolayý görülemiyordu. Hazýrbulunanlar tarafýndan, borununperdenin üstüne çýkmasý isten-di. Boru perdenin üstünde yük-seldi, orada biraz sallandý.Borunun altýnda hiç bir destekgörülmüyordu. Sonra aþaðýyaindi. Farklý seslerle birçok ruhgeldi ve konuþtu. Bu aradaAllan Kardec de gelerek banahitap etti ve ülkeye bu gerçek-leri duyurmam için arkadaþ-larýmla beraber çok çalýþma-mýz gerektiðini söyledi. Bu çokcanlý celseden sonra medyumperdenin arkasýndaki iskemle-den sendeleyerek kalktý. Bitkinbir hali vardý, rengi solgundu.Aðzýnda flaster yapýþýk olarakduruyordu. El iþareti ileimzalarýn kontrolünü istedi.Ýncelendi, imzalarda en ufakbir bozulma yoktu. Flasteraçýldý, medyum aðzýnda tut-tuðu suyu tasa boþalttý. Bu,uzun zaman aðýzda durmaktandolayý kirlenmiþ sararmýþ birsuydu."

"Bu hadiseye ruhlarýn vasýtasýzkonuþmasý voie directe denmektedir.Genelde celselerde ruhlar medyumlarýnaðzýndan konuþur. Fakat burada ruhmedyumun aðzýndan ve hançeresindendoðrudan faydalanmamakta, bir boru-dan, bir ses kutusundan veya bir mikro-fondan faydalanmaktadýr..."

HERKESÝN KATILABÝLDÝÐÝ MUHTEÞEM HÝPNOZDENEYLERÝ

Ergün Arýkdal'ýn o Arapça yazanmedyum arkadaþý Orhan Ergen'le 1960- 1961 yýllarýnda Metapsiþik Derneðin-de Baþkan Dr. Refet Kayserilioðlu'nunoperatörlüðünde salý akþamlarý herke-sin serbestçe katýlabildiði aylar sürenmuhteþem hipnoz ve ekminezi deney-lerinden hepimiz çok etkilenmiþtik.Doðaldýr ki, elimizin altýnda dergiolduðundan bu deneyleri sýcaðý sýcaðý-na okuyucularýmýzla da paylaþýyorduk.Deneylerin ilk aylarýnda dernek üyesiarkadaþýmýz Suat Tahsuð derginin 7.sayýsýnda izlenimlerini þöyle anlatmýþtý.Özetleyip sadeleþtirerek aktarýyorum.

"Süjemiz Orhan Ergen 24 yaþýndaKonya Ereðlisinde doðmuþ bir hukukfakültesi öðrencisidir. Dürüst, az konu-þan, mahcup tabiatlýdýr. Konuþurkenbazen yüzü kýzarmaktadýr.

"Kendisi Dr. Refet Kayserilioðlu'nunoperatörlüðünde ve hipnotik bir metotkullanýlarak uyutulmuþ ve daha ilk de-neyde kolayca hipnoz haline geçmiþtir.Deneylerin devamýnda bu defa manye-tik metoda geçilmiþ süje 2-3 dakikaiçinde baþarýyla uyutulmuþtur.

Page 13: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

11SEVGÝ DÜNYASI

Manyetik paslardan sonra süje bütüntelkinleri kolayca kabul etmektedir.Bunlardan birkaç örnek:

Kendisine sol kolu uyuþtuðu telkinedilmiþ ve bu kola iðne batýrýlmýþhiçbir tepki görülmemiþtir.

"Birçok deneyde sol kolununkatýlaþtýðý telkini yapýlmýþ kol hakika-ten gerilmiþ, katýlaþmýþ ve bir haylizorlandýðý halde indirilememiþtir. 40-50kiþinin bulunduðu bir deneyde bütünvücudun katýlaþmasý demek olankatalepsi haline konulmuþtur. Tamamenkatýlaþan vücut, ayaklarý ve omuzlarýiki ayrý iskemleye dayandýrýlarakbýrakýlmýþ ve üstüne 60 kg aðýrlýðýndabir kiþi oturtulduðu halde çökmemiþtir.

"Kendisine yapýlan deðiþik kiþiliklerebürünme telkinlerini kuvvetle benim-semiþtir. Mesela 20 Nisan 1960 günküdenemede önce kendisine mahkemedebir hâkim olduðu telkin edildi, süjekendisini derhal bir hâkim sandal-yesinde zannedip Ahmet ismini verdiðihayali bir suçluyu sorgulamaya baþladý.Halinden ve tavýrlarýndan büyük birotorite, ayný zamanda yanlýþ hükümvermekten korktuðunu belli eden birvicdan titizliði sezilmektedir... Sonrakendisine bir kumaþ maðazasýndatezgâhtar olduðu söylendi ve derhalönceki kiþiliðini terkeden süjemiz silik,iþin çokluðundan ve deðiþik müþteri-lere hizmet etmenin zorluðundan yaký-nan bir tezgâhtar oluverdi.

Bu türlü telkinlerde þu hususlardikkati çekmektedir:

"Süje kendi ahlâkî inançlarýný aksinetelkinlere raðmen devam ettirmektedir.Mesela genç bir kýzla flört edip, onunlagönül eðlendirmesi istenildiði halde odaha çok evlenmeyi düþünmektedir.

"Bu telkinlerden en enteresaný süjeye"Hamlet" rolünü oynayan bir aktörolduðu telkin edildiðinde görülmüþtür.Süje aktörlüðü de unutarak doðrudandoðruya Hamletin kiþiliðine bürün-müþtür. Misafirlerimizden deneyimizekatýlan profesyonel bir aktör takýnýlanbu rolü fevkalâde diye nitelendirmiþtir.Þurasýný unutmamak lâzýmdýr ki, süjenormal vaziyetinde fazlasýyla mahcup-tur. Bir topluluk karþýsýnda rol yapmakdeðil, konuþmaya bile sýkýlmaktadýr.

"Operatör bir kâðýt parçasýný süjeyebir gül olarak koklatmýþ, bu kâðýtparçasýný derin nefesler alarak zevkle

Dr. Refet Kayserilioðlu hipnoz seansýndasüjenin eline iðne batýrýrken...

Page 14: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI12

kokladýðý gözlenmiþtir. Ayný kâðýt ken-disine bir dakika sonra bir amonyakþiþesi olarak takdim edilmiþ ve süjederhal burnunu týkayarak yüzünüburuþturmuþtur.

"Her seansýn sonunda süjeye posthipnotik telkin yapýlmýþtýr. Bu telkin-lerde kendisine mesela uyandýktan10dakika sonra bir arkadaþýndan isteye-ceði mendili, bir baþka arkadaþýna ver-mesi söylenmekteydi. Gerçekten deuyandýktan sonra tam kendisine söyle-nilen dakikada, saate bakmadan iste-nileni yapmakta arzusuna karþý duru-lursa mendili istediði kiþi tanýmadýðýbiri dahi olsa, zorla almaya kalkmak-tadýr. Yalnýz bir defasýnda uyandýrýl-madan evvel bir kadýn arkadaþýmýzdan,razý olmadýðý takdirde zorla mendilinialmasý telkin edilmiþse de süjemizbunu kabul etmemiþ bir kadýna karþýzor kullanamayacaðýný ancak rica ede-bileceðini belirtmiþtir.

"Bir defa süjeye, ertesi gün saat 4’deoperatörlüðü yapan Dr. RefetKayserilioðlu'na telefon etmesi telkinedilmiþti. Ertesi gün tesadüfen kendisi-ni saat 3.30’da Florya plajýnda gördümve birkaç dakika konuþtuk. Birgünönceki post hipnotik telkini unuttuðum-dan, arada bir sorduðum sorularý dal-gýnlýkla cevaplandýrmasý hayretimiçekti. Saat 4’ten evvel kendisindenayrýldým. Sonradan haber aldýðýma göreOrhan tam saat 4’te plajda telefonaramýþ ve Refet beye telefon etmiþtir.Tesbit ettiðime göre saat 4’ten önceböyle bir þeyi düþünmüyor ancak dal-gýn bir halde bulunuyordu."

BABÝNSKÝ REFLEKSÝ DENEYÝ

Derin hipnoz içindeyken yapýlan ek-minezi deneyinde; yani telkinle süjeningeçmiþ günlerine döndürülmesinde,basit bir hatýrlama ile deðil, aynengeçmiþi tekrar yaþama ile karþýlaþtýðý-mýzýn bilimsel bir kanýtý olan Babinskirefleksi deneyi Orhan Ergen'e de uygu-lanmýþtý. Derginin 15. sayýsýnda odönemde týp öðrencisi olan Dr. AbidinKayserilioðlu deney sonuçlarýný hemenokuyucularýmýzla paylaþmýþtý. Oradansadeleþtirerek anlatýyorum.

"Ekminezi geçmiþ hayatý tekrar yaþa-mak demektir. Derin hipnoz içindekiþahsa hangi yaþ telkini yapýlmýþsa oyaþýn ruh haline bürünmekte ve o anýyaþamaktadýr. Acaba bu hal yalnýz birhatýrlamadan mý ibarettir? Bununüzerinde çalýþan araþtýrýcýlar çok ilginçsonuçlarla karþýlaþmýþlardýr.

"Biliyorsunuz refleks irade dýþýyapýlan vücudun bir uyarana karþýverdiði tepkidir. Örneðin ayak ayaküstüne atmýþ bir þahsýn diz kapaðýnýnaltýna vurulduðu zaman ayaðýnýnileriye doðru hareketi gibi..

"Babinski refleksinde ise ayak taba-nýný bir iðne ile çizdiðimizde normalinsanda ayak parmaklarý öne ve içedoðru kývrýlýr buna babinski menfidenir. Ancak felç vakalarýnda olduðugibi hasta kiþinin hareketini saðlayanekstra-piramidal sinir yollarýnda birhasar söz konusu ise veya bir yaþýndanküçük çocuklarda olduðu gibi sinir yol-larý tam geliþmemiþse Babinski refleksimüspet olur. Böyle birinde yapýlanBabinski deneyinde ayak parmaklarý

Page 15: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

13SEVGÝ DÜNYASI

açýlarak baþ parmak geriye doðru kalk-maktadýr.

"Ýngiliz araþtýrýcýlarý bu konuyuaydýnlatmak için profesörlerin debulunduðu bir hipnoz deneyindeBabinski refleksi kontrolü yapmýþlardýr.Derin hipnozdaki süje ekminezi ile 14 -15 yaþýna getirildiðinde bu refleksBabinski menfi bulunuyor. Ekmineziyedevam edilerek süje 6 aylýk döneminedöndürülüyor. Bu durumda ikenyapýlan kontrolde ise Babinski müspetolarak bulunmuþtur. Deneye katýlan-larýn hepsi hayret içinde ekminezininhatýrlama deðil, tam anlamýyla o anýyaþama olduðunu söylemekten kendi-lerini alamamýþlardýr.

"Derneðimizde 1960 Temmu-zunda Dr. Refet Kayserilioðlu'-nun yaptýðý ekminezi deneyin-de Ýngilteredeki araþtýrma tek-rarlandý. Sonuç ayný idi. Yaniayný þahsýn Babinski refleksi 6yaþýnda iken menfi, 6 aylýkkenise müspet bulunmuþtur. Bu

deney yapýlýrken sü-je müthiþ gýdýklaný-yor, deney kahkaha-lar arasýnda yapýlý-yordu. Deneye bura-da son verilmemiþti.Geri götürülmeyedevam edildi. Acabadoðmadan öncekizamanda yani henüzdünyaya gelmemiþ-ken refleks ne ola-caktý? Bunu þimdiyekadar kimse düþün-memiþ ve yapma-mýþtý. Sonuç merak-la bekleniyordu. Süjedoðumundan önceki

zamana getirildiðinde Babinskideneyi uygulandý ve hayretlehiçbir reaksiyon vermediðigörüldü. Halbuki bu esnadasüje öte âlem hayatýný detay-larý ile anlatýyordu. Deneybirkaç defa tekrarlandý. Ayaktahiçbir hareket yoktu... Biraz ön-ce 6 aylýkken kahkahalar atanve ayaðýna dokundurtmak iste-meyen süjede þimdi tam birhissizlik vardý.

"Deney niçin böyle sonuçlanmýþtýr.Doðumundan önceki öte âlem yaþa-mýnda süjenin bedeni yoktur. Bundandolayý hiçbir tepki vermemiþtir. Bütünbu deneylerden sonra ekminezinin birhatýrlama olmayýp, telkinle götürüldüðüzamaný aynen yaþamak olduðu sonucu-na varýlmýþtýr."

Gelecek sayýda: Türk spiritüalist-lerinden yaþadýklarý ve tanýk olduklarýilginç ruhsal olaylarý aktarmayýsürdüreceðiz.

Page 16: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

Çeviren ve Derleyen: Zuhal Voigt

Yaþarken Bedeni Terkedip Dönmek

Bedensiz Seyahatten Evrensel Gerçeklere

A s t r a l S e y a h a t l e r

Page 17: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

15SEVGÝ DÜNYASI

Geçen sayýlarýmýzda, AmerikalýRobert A. Monroe'nun, yaþamýnýnortasýnda birdenbire, bizzat karþýkarþýya kaldýðý "Beden DýþýDeneyimler" fenomeni ile yaptýðýtecrübeleri ve ulaþtýðý sonuçlarýincelemeye çalýþmýþtýk.Monroe'nun, önceleri dünyaortamýnda ve dünya dýþý ortam-larda yaptýðý astral seyahatlerin,yýlllar ilerledikçe onu ve birlikteçalýþtýði insanlarý, bilge yüksekvarlýklarla temas etmeye ve on-lardan dünya, insan ve yaradýlýþüzerine çok önemli bilgiler alma-ya götürdüðünü de görmüþtük.

Monroe yýllar süren kendi deneyimlerive Virginia'daki araþtýrma merkezinde,binlerce denekle gerçekleþtirilen araþtýr-malar sonucunda, 1984 senesi ortalarýn-da, "Far Journeys"(Uzak Seyahatler) adlýikinci kitabýnda açýkladýðý þu esaslaravarýr:

Uykumuzdaki Seyahatlerimiz ve Tüm Yaþamýn Kaynaðý

1. "Her insan uyku esnasýnda, astralseyahatler yapar. Uykuya dalmak,"zaman ve mekan" fiziki ortamýný terket-mekten baþka bir þey deðildir. Çeþitliuyku süreçleri, olaya bu açýdanbakýldýðýnda daha kolay anlaþýlabilir."Delta" uykusu da denilen " Derin Uyku"aþamasý, bilincin bedensel gerçekten

tamamenayrýldýðý vebedenin, önce-den program-lanmýþ alarmsistemleriyle,gereðinde bilin-ci uyarmaküzere, tamamenkendi inisiyati-fiyle çalýþmayadevam ettiði bir süreçtir. Ýnsanlarýnçoðunluðunun, gece yaptýklarý seyahatleriertesi günü hatýrlayamýyor olmalarýgerçeði, bu seyahatlerin olmadýðýný kanýt-lamaya yetecek bir delil deðildir. Çokalkol alýnmasý halinde de böyle bir hafýzakaybý yaþanabilir."

Monroe'nun vardýðý neticeleri kýsacagözden geçirirsek, yýllar hatta yüzyýllarboyu çesiti kaynaklar tarafýndan ifadeedilmiþ ve ifade edilmekte olan anagerçeklerin, yeniden söze dökülmesindenbaþka birþey olmadýklarýný anlayabiliriz:

Bu bilgiye göre uykumuzda, daha sonrahatýrlamadýðýmýz halde, beden dýþýdeneyimler yaþarýz. Yaþadýklarýmýz bazenrüyalarýmýza akseder, çogunlukla dauyanýk bilincimizin olup bitenlerden hiçhaberi olmaz. Halk dilinde uyku haline"küçük ölüm" denmesi, büyük birgerçeðin kýsa ve vurucu bir anlatýmýdýr.

2. "Bugünkü ilim tarafýndan ortayaçýkarýlmasý ve ölçülmesi gereken dinamikbir enerji türü, karbon üzerine kurulu tümorganik yaþamda mevcuttur. Bu unsur,önceden belirlenmiþ biçimde doðumdan

Page 18: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI16

önce bedene yerleþir ve tahminen dahaaydýnlanmýþ halde ve sadece minimumaþýnma belirtileri ile, ölüm esnasýnda yinebedeni terkeder. Bunun insan versiyonuve bir inek ya da bir solucan versiyonuarasýndaki fark, sadece bu düzenlemeninkarmaþýklýðý derecesinden ibarettir."

Burada söylenen gayet açýk, dünya var-lýklarýnýn hepsinin yerküre üzerinde birbeden içinde- veya baðlantýsýnda- tezahüredebilmeleri, "ruh" veya baþka isimlerletanýmladýðýmýz bir enerji türü sayesindemümkündür. Bu enerji esasta, hayvan yada insan, tüm varlýklarda aynýdýr. Ancakdünya ortamýnda tezahürün karmaþýklýkderecesi ile bir fark meydana gelebilir.Bugünkü bilim bütün bunlarý henüzanlayýp incelemiþ deðildir.

Uyanýk Bilincimiz ve Diðerleri

3. "Ýnsanýn varoluþunda çok önemlisaydýðý ve herþeye hakim olan uyanýklýkbilinci, kendisinin kullandýðý veya kul-lanýmýna hazýr olan çesitli bilinç durum-larýnýn sadece bir tanesi ve hatta diðer-lerinden daha önemsiz olanýdýr. Buþimdiye kadar egemen olan bilinçbölümüne, sistematik þekilde, bir tehlikeolmaksýzýn ve uyanýk bilinci yoketmedenbaþka bilinç parçalarý eklenebilir. Tabiibu iþlem dikkatle yapýlmalýdýr. Bununneticesi, þu anda egemen olan bilincinanlayýþýnýn ötesinde bir muhteþemliðeulaþabilir ve bu yüzden en azýndan bazýkorkularý uyandýrabilir. Hatta en aþýrýdurumlarda, her þeyi reddetmeye götüre-bilir. "

Demek oluyor ki, uyanýk halde ikensahip olduðumuz bilincimiz, aslýnda kul-lanýmýmýza verilmiþ olan çesitli bilinçtürlerinden yalnýzca birisidir ve de enönemli olaný da deðildir. Çesitli yöntem-lerle bilincimizi geniþletmek ve baþkabilinç sahalarýný açmak mümkündür, yal-nýz bu dikkatli yapýlmasý gerekli bir þey-dir. Açýlan bilinç sahalarý, uyanýk bilincinçok üzerinde olacaðýndan, uyanýk bilincinreaksiyonlarý korku üretmek veya reddet-mek þeklinde olabilir.

Ayni Frekansta Titreþmek, Baþarý ve Mutluluðun Sýrrý

4. "Ýnsan bilinci, 2. Maddede belirtilensistemin kendini ortaya koymasýdýr. Bubilinç, bir titreþim örnegi olarak, dýþarý-dan gelen titreþimlere algý gösterir veyaonlara etki eder. Bu yüzden belki, dýþtitreþimlerin daha iyi kullanýlmasý içingerekli olan anahtar, istenen veya elzemolan belli birþeyi teþvik edebilmek için,onlara uygun titreþimler üretmek ve on-larla ayný rezonansta bulunabilmektedir."

Bilincimiz aslýnda bir titreþim, birdalga örneðidir. Aslýnda her þey birtitreþim olduðundan, "benzer þeylerinbenzerlerini çekeceði" evrensel kanununauygun olarak, kendine benzeyen titreþim-leri kendine çekecektir. Bu durum, bile-rek kullanýlýrsa, istediðimiz veya ihtiya-cýmýz olan durumlarý meydana getirmekonusunda büyük bir imkan halinegelebilir. Bunun en basit þekildeki ifade-si, iyi düþüncelerin iyi olaylarý, korkununkorkulacak durumlarý, sevginin sevgiyiçekmesi örnekleri gibi durumlardýr

Page 19: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

17SEVGÝ DÜNYASI

5. "Ýnsani ve diðer bilinç örnekleridoðal olarak bedensizdir. Bu yüzden dezaman ve mekandan baðýmsýzdýrlar.Bedenin kýsýtlamalarýndan kurtulduk-larýnda, tamamen enerji esasý olarak dahasonraki ortamlara geçerler. Bu gerçeði,ne inanç sistemleri, ne kendini aldat-malar, ne de zaman ve mekan içindeykenyapýlanlar veya düþünülenler deðiþtire-bilir. Kýsacasý, bedenden ayrýldýktansonra, hoþumuza gitsin veya gitmesin,var olmaya ve faaliyette bulunmayadevam edilecektir. Kimse için durmakyoktur, en kötüler için bile. "

Burada anlatýlan da, yine en açýk ifade-siyle, yaþarken neye inanmýþ ve ne þe-kilde düþünmüþ olursak olalým, bedeni-mizi terkettikten sonra, baþka bir boyuttavar olmaya ve faaliyette bulunmayadevam edeceðimiz gerçeðidir.

Üçüncü Beden ve "Dost" la karþýlaþma

Robert A. Monroe, ilerleyen deneme-leri sýrasýnda, dünya frekansýna yakýnbölgelerden uzaklaþarak, daha ileri var-lýklarýn bulunduðu bölgelere gittikçe, buyerlere gidebilmek için astral bedenini deterkederek, daha da subtil olan baþka birbedene geçtiðini farkeder. Hatta bubedenin belli bir þekli bile mevcutdeðildir. Edindiði bilgiler geniþledikçede, heyecanlý bir astral seyahat olarakbaþlayan serüveninin, aslýnda çok önce-den planlanmýþ bir hayat planý olupolmadýðýný, kendi kendine yaptýðýný zan-nettiði þeylerin aslýnda yüksek seviyelivarlýklar tarafýndan yönetilip

yönetilmediðini sormaya baþlar kendi-sine. Nihayet bu sorulara bir cevapalmaya karar verir ve araþtýrma laboratu-varýnda kendileriyle temasa geçen yüksekvarlýklarý, astral halde ziyaret etmeyidüþünür. Kendilerine "Inspes"(Intelligente Spezies/zeki tür) adýnýverdiði bu varlýklardan biriyle astralolarak ilk karþýlaþmasýný þöyle anlatýyor:

"Inspes'in yaydýðý þualarý yeterincetanýdýðýmý düþünüyor ve buna konstrantreolarak onlarý bulacaðýma inanýyordum.Gece iyi bir uyku uyuduktan sonra,alýþtýrmalarýmý yaparak gevþedim, ikincibedenle vücudumdan ayrýldýktan sonraonu da býraktým ve gerçekten Inspes'insinyalini almaya baþladým. "

Bundan sonra Monroe, dünya çevresin-deki bölgeleri aþarak daha ilerilere giderama sonuçta baþýyla, görmediði birengele çarpar ve korkarak durmak zorun-da kalýr. Tam önünde, çok parlak bir ýþýkbelirmiþtir. Önce yumurta biçiminde olanýþýk daha sonra devasa bir insan görüntü-sünü alýr. Ama o kadar parlaktýr ki, Mon-roe büyük bir sýcaklýk hisseder, ona baka-maz ve geriye kaçar. Bunlarý düþündüðüanda varlýk, ýþýðý ve sýcaklýðý azaltýr.

"Böyle daha mý iyi?""Ýyi demek az olur..Biraz daha devam

etseydi, erimiþ olacaktým.""Baþýnýzý çarptýnýz?""Zannederim öyle, baþým öndeydi ve

ben…""Önemli bir þey deðil, zaten sert bir

baþýnýz var Mr. Monroe.""Bu beni þaþýrttý ama. Tanrý'nýn bu

Page 20: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI18

kadar þakacý olduðunu da bilmiyordum.Hele bana Mr. Monroe demesi?Neredeyse elimi uzatacaðým tokalaþmakiçin ama.."

(Monroe görüldüðü gibi bütün bunlarýsadece düþünmekte ama düþüncelerinederhal karþýlýk almakta. Konuþmatelepatik yoldan gerçekleþmekte/Yazarýnnotu)

"Daha uygun yollar var bunun için.""Þimdi gitgide bocalýyorum. Ne

olduðunu anlamaya çalýþýyorum..""Þu andaki haliniz, sizin ilim adam-

larýnýzýn "duran bir dalga" dediklerinebenziyor. Ýki yüksek enerjinin birbirinikarþilýklý etkileyerek sýfýr noktasýnaeriþmeleri gibi. Ama bu yine de sýfýrdeðildir, çünkü enerji sýfýrlanamaz, ancakbaþka dinamik bir þekle dönüþür."

"Galiba anlýyorum. Ama bu yine debenim nerede bulunduðumu açýklamýyor.Acaba þöyle sorsaydým .."

"Nerede" kavramý nisbi bir kavramdýr.Sizin için yapýlabilecek en mantýklý açýk-lama, þu anda, çok uzaklarda, bizimgerçeðimize açýlan kapýnýn önündebulunuyor olmanýz. Bir dönüm noktasýyani. Konsantre olduðunuz þifre siziburalara getirdi."

"Þimdi anlýyorum. Siz bütün bu mese-lenin bir parçasýydýnýz. Benim yaþadýk-larýmý, dýþarýdan gelen bir enerjininyönettiði ve bana hep yardým edildiðihakkýndaki algýlarým doðru demek ki?"

"Þu andaki, bireyselliðe karþý duy-duðunuz gereksinme yüzünden, bununcevabý “evet”tir."

"Peki bu ne zamandan beri böyleydi?

Ben ancak yakýnda farkýna vardým. Astralseyahatlerimin baþlangýcýna kadar taki-bettim her þeyi. Siz her zaman mý…"

"Zamaný geldiðinde bu gerçeðiöðreneceksiniz."

"Herhalde diðerleriyle de temastay-dýnýz?"

"Pek çoklarýyla, çesitli þekillerde. Pekazýyla, þimdi sizinle olduðu gibi."

"Daha fazlasýný ögrenemeyeceðimi bili-yorum ama yine de sormam gerek, siz…"

"Biz çok sayýdayýz, birçoklarýmýzýtanýyorsunuz."

"Umarým sizin için yaptýðým tanýmlama"Inspes" sizin için uygundur, þu andabana pek doðru gelmiyor.."

"Þu an için iþlevini yerine getiriyor.""Acaba siz araþtýrma merkezinde

karþýlaþtýklarýmýzdan mýsýnýz diyedüþünüyorum.."

"Birkaç defa oradaydýk, ama hepimizdeðil."

"O kadar çok sorum var ki.. Hangisinisorsam?.. Siz yoksa Tanrý mýsýnýz?"

"Biz yaratýldýk ve biz de yaratýrýz,aynen sizin gibi. Yaratan ve yaratýlan bir(ayný) ise, siz de kendi yarattýðýnýzþeyler için Tanrý'sýnýz."

Monroe bu karþýlaþmada çok heyecanlýolduðu halde baþka sorular da sorar vecevaplarýný almaya çalýþýr. Yaratýlýþýnbaþlangýcý hakkýndaki bir sorusunu, par-lak varlýk þöyle cevaplar:

"Sizi ve þu anda insanlýk macerasý için-dekileri biz yaratmadýk. Onlar ve biz,zaman ve mekan içindeki insanlýðýndünya planýndan önce de vardýk. Ýnsanlýktecrübesi, onlarýn mevcut seviyelerine

Page 21: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

19SEVGÝ DÜNYASI

sadece bir tamamlama olmaktadýr. Amaönemli bir tamamlamadýr."

"Ýnsan olmakta bu kadar önemli olannedir ki?"

"Siz bunu nasýl tesbit edebilirsiniz?Denizdeki bir damla, onu sahile taþýyandalgayý anlayamaz."

"Bir dakika! Bu çok insani bir ben-zetme. Belki siz aslýnda yükselmiþ insan-larsýnýz sadece.."

"Bazýlarýmýz insanlýk süresini bitirdiler.Ben bu az sayýdakilerden biri olarakseçildim."

Monroe bu üstün varlýklarýn sayýsýnýöðrenmek istediðinde þu cevabý alýr:

"Biz bütünün parçalarýný saymýyoruz.Bu gerekli deðil."

"Eðer bütünün çok parçalarý varsa, öð-renmek için baþka imkânlar da bulunma-lý. Ýnsani sistemin, yerkürenin dýþýnda.."

"Hiçbiri, tam olarak, sizlerin insan þek-linde maddi yerkürede bulduklarýnýz gibideðildir. Sizin maddi evren olaraktanýdýðýnýz yerde, bilinç geliþtirmek içinbaþka birçok merkezler ve sizin tabiri-nizle okullar vardýr."

"Ve bahse girerim, siz bütün bunlardada yer alýyorsunuz?"

"Bahsi kazandýnýz Mr. Monroe.""Ýþ beklediðimden daha baþka bir yüz

kazanýyor. Korku ve tereddütlerim silin-di. Onun yerine müthiþ bir güven, anla-ma, büyük bir saygýyla dolu eski ve derinbir dostluk hissi duyuyorum. Aslýnda in-sanýn melekler hakkýndaki tasavvurlarýnauygun deðil bunlar, þayet onlardan biriiseniz."

"Eðer isterseniz, hemen bir çift kanat

çýkartabiliriz sýrtýmýzda.""Yok yok, kanat istemez. Baþýnýzda

hale de. Aslýnda baktýðýmda bunu görürgibiyim ama... Belki de… sadece "dost"desek?"

"Evet, en azýndan þu anda, bu kavramyeterli."

Robert A. Monroe, uzun yýllar süren,yer yer çok zahmetli yolculuðununnedenlerini, sonunda nihayet anlamýþgibidir. Birden ortaya çýkan beden dýþýnaçýkabilme yeteneði ve bunun sonucu yap-mýþ olduðu tecrübeleri günümüzün anla-yýþýna uygun biçimde ve bilimsel olarakaraþtýrarak, kitaplar halinde herkesinanlayýþýna ve kullanýmýna sunmuþ olmasý,aslýnda önceden zannettiði gibi kendieseri veya tesadüfi olmayýp, dünyamýz veinsanlarýn gidiþatýyla yakýndan ilgili yük-sek varlýklarýn plan ve denetimi altýndagerçekleþmiþtir. Üstlendiði ve titizlikleyaptýðý bu görevi ile neticede milyonlarcainsanýn dikkatini, madde dýþýndakigerçeklere çekmiþ, dünyanýn belki de buzamanlarda geçirecek olduðu yepyeni birdönemde önemli bir rol oynamýþtýr.

Monroe daha sonra da, bu varlýklarlatemasýný sürdürür ve daha geniþ bir bakýþaçýsý altýnda topladýðý bilgileri üçüncükitabý olan "Ultimate Journey" adlýeserinde bir araya toplar.

Gelecek sayýmýzda, Robert A.Monroe'nun "Beden Dýþý Seyahatler"konusunda kendisine en sýk sorulan soru-lara verdiði aydýnlatýcý cevaplar ve yinekendisinin önerdiði, astral seyahatlerihazýrlayan alýþtýrmalar ile ilgileneceðiz.

Alýntýlar: Far Journeys (Der Zweite Körper) Robert A. Monroe

Page 22: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

Sevgi Dünyasý - Sevgili Viket, Yogaeðitmeni olduðunu öðrendik, bize birazYoga'dan bahsedebilir misiniz? Yoganedir?

Viket Civre - Öncelikle Sevgi Dünyasýdergisine, dergiyi yayýna hazýrlayanlarave tüm okurlara yogaya gösterdikleri ilgiiçin ve bu paylaþýma vesile olduklarý içinteþekkür ediyorum.

Yoga sprituel bir ilim, bilgi kaynaðýdýr.Yoga doðru yaþama ilmidir ve insanoðlu-na günlük hayatýnda uygulamasý için ver-ilmiþtir. Yoga, insanýn bütün yönlerini;bedensel, zihinsel, duygusal , sinirsel,psikolojik, enerjetik ve sprituel yönleriniolumlu bir þekilde etkileyen tekniklerdenoluþan bir evrensel geliþim sistemidir.

Yoga kelime anlamý olarak “birleþmek”demektir. Spritüel anlamda bu bireyselbilinç ile Evrensel Bilincin birleþmesidemektir. Fiziki boyutta Yoga bedeni,zihni ve duyularý dengelemek ve uyumasokmak için bir vasýtadýr. Bu denge veuyum nefes, biyoenerji, vücut ve zihinçalýþmalarý sýrasýnda, Yüce Gerçek'le bir-leþmeden önce elde edilmelidir.

Yoga hayatýn bütün yönlerini kapsar.Yoga teknikleri beden, zihin ve enerjisistemini temizleyerek meditasyonundaha geliþmiþ aþamalarý ve kozmik bil-incin algýlanmasý için temel hazýrlar.

Orijinal Yoga Sistemi bedenin, zihninve duyularýn insanoðlunun geliþmesi,aydýnlanmasý ve yükselmesi için nasýl

SEVGÝ DÜNYASI20

Yoga Eðitmeni Viket Civre ile Söyleþi

Saðlýklý ve Dinç Bir Beden,Huzur ve Gerçek Mutluluðun Yolu: YOGA

Page 23: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI21

kullanýlabileceðini öðretir. Evrenselgeliþim sistemi olan Yoga insanýn en dýþboyutunu, fiziki bedeni etkilemektenbaþlar. Fiziksel düzeyde dengesizlikyaþandýðýnda organlar, adaleler ve sinir-ler artýk uyumlu çalýþmaz, aksine bir-birine karþý çýkarlar. Yoga sistemininamaçlarýndan biri bedenin farklý fonksi-yonlarýný öylesine mükemmel bir þekildeayarlamaktýr ki, tamamý tüm bedeninyararýna çalýþsýn. Daha sonra Yoga fizikidüzeyden zihinsel ve duygusal düzeyeilerlemektedir.

Yoga teknikleri o kadar kapsamlýdýr kibirey istek, amaç, ve gereksinimlerinegöre belli Yoga tekniklerini uygulayarakhedefine ulaþabilir. Yoga sayesinde bireymaddi dünyadaki mutlu yaþamýný sürdür-erek de maddi enerji köleliðinden kurtu-labilir. Ýlk aþamada birey beden ve zihninsýnýr ve potansiyellerini öðrenir. Sonrabilinç geniþler ve enerji serbest býrakýlýr.Daha sonra birey kiþisel sýnýrlarýný aþarakYüce Gerçeði yaþamaya baþlar. Yogainsanlara kendi yolunu bulup GerçekÖz'le baðlantý kurmasý için araç olmak-tadýr. Gerçek Öz'le bu baðlantý sayesindeinsanlar çaðýmýzda zor bulunan uyum,þefkat ve huzura ulaþabilirler.

Sevgi Dünyasý - Bize biraz daYoga'nýn tarihçesinden ve felsefesindenbahsedebilir misiniz?

Viket Civre - Maddi enerji ruhi ener-jinin somutlaþmýþ formudur. Ruhi enerjimaddi enerjinin temelidir. Maddi evrenruhi evrenin yansýmasýdýr. Ruhi evrenebedidir, maddi evrenin ise yenilenmeyeihtiyacý vardýr. Bu nedenle maddi evrendoðum ve ölüm devirlerinden geçmekzorundadýr. Bu devirler ebediyen tekrar-lanmaktadýr. Evrenin her doðuþ devrindegezegenler ve galaksiler yeniden tezahüretmekte ve gereken hayati dengeler

Viket Civre: 1968 yýlýnda Ýstanbul’da doðdu.

Saint Benoit Fransýz Lisesi’nden sonraÝ.T.Ü Ýþletme Mühendisliði bölümütamamladý. Belçika’da finans konusun-da yüksek lisansýný tamamladýktansonra 4 yýl Oyak - Renault A.Þ ve 9 yýlPhilip Morris SA A.Þ.’de görev aldý.

2002 yýlýnda ParamahamsaYogaçarya Maha Yogi Akif Manaf ileyoga çalýþmalarýna baþladý ve 2002 –2006 yýllarý arasýnda çalýþmalaradüzenli olarak katýldý. MeditasyonDerneði’nin meditasyon çalýþmalarýna,Yüksek Bilinç Derneði’nin derslerineve Vipassana meditasyonu çalýþmalarý-na katýldý, temel EFT (DuygusalArýnma Tekniði) eðitimi, Reiki master-lýðý ve Milton Erickson College’in(Kanada) yaþam koçluðu eðitimini aldý.Hindistan’da çeþitli meditasyon veseminerlere katýldý.

2006’da Bodrum’a taþýndý. 2007yýlýnda VYASA sertifikasýný aldý.Bodrum’da Dedeman, Fuga, TheMarmara otellerinde katýlýmcýlarýnihtiyacýna göre deðiþen dillerde(Türkçe, Ýngilizce ve Fransýzca) derslerverdi ve vermektedir. Bodrum’da yaþa-makta ve orijinal yoga sistemi iledeneyimlediði faydalarý paylaþmakniyeti ile derslerine devam etmektedir.

Viket Civre Cep : 0533 643 96 86 www.yogaacademybodrum.comwww.yogaakademi.cominfo@yogaacademybodrum.com

Page 24: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI22

kurulduktan sonra zeki canlý varlýklargezegenlere indirilmektedir. En yüksekgezegen sisteminden diðerlerine evrenselbilgiler aktarýlmaktadýr. Bu bilgilerevrensel bilgi kaynaðýndan gelmekteolup, kusursuzdur. Bu bilgilerin baþýndaYoga Ýlmi gelmektedir. Bu ilim zeki canlývarlýklarýn ruhsal huzur, zihinsel kontrolve fiziksel saðlýk kazanýp mükemmel-liðin zirvesine ulaþmasýna yardým etmek-tedir. Yoga Sistemi derin felsefe vedetaylý uygulama tekniklerine dayanmak-tadýr. Bu teknikler sayesinde bireymaddeyi inceleyip kontrol altýna alarakruhu tecrübeden geçirmektedir. Haz veacý, iyi ve kötü, zafer ve yenilgi, sevgi venefret, ebedi ve geçici gibi ikilikler insa-ný artýk rahatsýz etmemektedir. Ýnsan ken-disiyle, baþkalarýyla ve doðayla uyum,barýþ ve huzur içinde yaþamaktadýr.

Evrenin baþlangýcýnda verilen bilgilerdilden dile tüm gezegen sistemlerineyayýlmýþtýr. Gezegenlerde bulunan zekicanlý varlýklarýn idrak etme kapasitesinegöre Yoga bilgilerinin hacim ve içeriðifarklýdýr. Dünya gezegeninin ilk uygar-lýðýnda kitaplara ihtiyaç duyulmamýþtýr,çünkü o dönemlerde insanlarýn hafýzasý okadar güçlü olmuþtur ki, bir kere duy-duklarýný hiçbir zaman unutmamýþlardýr.Yoga bilimi aðýzdan nakil yoluyla üstat-tan öðrencilere geçmiþtir. Gezegenimizinfarklý kýtalarýnda elde edilen bazý kalýn-týlarýn üzerinde kazýnmýþ Yoga duruþlarýtespit edilmiþtir. Yoga yöntemleri eskiBabil, Çin, Mýsýr, Roma, Sufizm, Ýskan-dinav, Hinduizm ve Kýzýlderililer gibibirçok kadim kültürlerde bulunmaktadýr.

Ýnsanoðlunun hafýzasý zayýfladýkça, bil-gilerin yazýlý þekilde bulundurulmasýgerekliliði ortaya çýkmýþtýr. Günümüzdentahminen 5-6 bin yýl kadar önce ilk kita-plar kaleme alýnmýþtýr. Bu kitaplarSanskrit dilinde yazýlmýþtýr. Veda adý ile

bilinen dört temel kitap yazýlmýþtýr.Vedaebedi, sonsuz ve mükemmel bilgidir.Patancali Veda edebiyatýnda bulunanYoga biliminin bir özetini hazýrlamýþtýr.Yoga Sutra kitabýnda Patancali detaylarainmeksizin Yoga Sistemi’ni anlatmýþtýr.Yoga Sistemi bu kitapta Aþtanga, yanisekiz basamaklý yol olarak aktarýlmak-tadýr. Aþtanga kelimesi iki sözcüktenibarettir. Aþta 'sekiz' Anga ise 'hisse'anlamýna gelir. Yoga insaný geliþtirerekyükseliþe ulaþtýrdýðý için Anga sözcüðü“basamak” gibi de yorumlanabilir.Böylece Yoga Sistemi sekiz basamaklýyol olarak adlandýrýlmaktadýr.

Sevgi Dünyasý - Yoga Sistemi'ninsekiz basamaðý nelerdir?

Viket Civre - Orijinal Yoga Sistemininsekiz basamaðý þunlardýr:

1. Yama - Evrensel eylem kontrolü(geniþ felsefi anlamýyla negatiflerdenarýnma) 2. Niyama - Kiþisel eylem kon-trolü (geniþ felsefi anlamýyla pozitiflerigüçlendirme) 3. Asana - (Duruþ) Vücutçalýþtýrma teknikleri 4. Pranayama -(Enerji kontrolü) Nefes ve biyoenerjiteknikleri 5. Pratyahara - (Geri çekmek)Astral, Çakra ve Kundalini teknikleri 6.Dharana - (Odaklanma) Konsantrasyonteknikleri 7. Dhyana - (Derin odaklan-ma) Meditasyon teknikleri 8. Samadhi -(Üstün odaklanma) Süperkonsantrasyonteknikleri.

Ýlk dört basamak dýþ veya kaba basa-mak, dört son basamak ise iç veya incebasamak olarak adlandýrýlmaktadýr. Sekizbasamaklý Orijinal Yoga Sistemininamaçlarýndan biri bedeni, zihni ve ruhubirbiriyle uyumlu hale getirmek vekiþisel geliþimin zirvesine ulaþmaktýr.

Sevgi Dünyasý - Yoganýn faydalarý ne-lerdir?

Page 25: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI23

Viket Civre - Yoga teknikleri kiþininbedenini, zihnini ve duygularýný daha iyikontrol edebilmesini saðlar. Kiþiyi fizik-sel, zihinsel, duygusal ve spritüel boyut-larda bütünleþtirir. Yoga teknikleri bireyifiziksel ve zihinsel doðal yolla olumsuzdüþüncelerden arýndýrýr. Birey Orijinalyoga teknikleri sayesinde bedenin, zihninve duygularýn sýnýrlarýný aþarak bilincinen yüksek düzeylerine ulaþýr ve mutlu-luðu deneyimler. Yoga fiziki boyutta vü-cudu forma sokup omurgayý güçlendirir,kaslarý gevþetip kuvvetlendirir, eklemleriesnetir, iç organlarýn fonksiyonlarýnýdüzene sokar, sindirim, solunum,boþaltým, idrar ve üreme sistemlerinicanlandýrýr, baðýþýklýk sisteminigüçlendirir, lenfatik sistem ve metaboliz-mayý canlandýrýr, dolaþým ve kanbasýncýný dengeler, dokularý canlandýrýr.Tüm beden canlanýr, güçlenir ve organ-larýn uyumlu çalýþmasýný saðlar. Yogastresi giderek artan çaðýmýzda saðlýk vehuzuru korumak için bir vasýtadýr. Nefesve gevþeme teknikleri fiziksel ve zihinselgerginliklerin atýlmasýna yardýmcý olur.

Sevgi Dünyasý - Yoga'dan kimler fay-dalanabilir? Neler gerekir?

Viket Civre - Yoga hiçbir yaþ, cinsiyetayrýmý olmaksýzýn tüm insanlýða açýk birbilgi kaynaðýdýr. Yoga yapmak için bellibir yaþta olmak gerekmez. Yoga çalýþ-malarýna katýlmak için baþlangýçtasaðlýklý ve esnek olmaya da gerek yoktur.Bu özellikler yoga yaptýkça zaman içindekendiliðinden oluþur. Yoga çalýþmalarýnabaþlamak için belki de gereken tek nite-lik insan bilincinin gizli potansiyellerininvarlýðýný kabul etmek ve Yoga teknikleri-ni uygulayarak bilincin zirvesine ulaþ-mak isteðidir. Normal yoga sýnýflarýmýzdýþýnda, hamileler, çocuklar, 60 yaþ üzeriiçin yoga çalýþmalarýmýz olduðu gibi

çeþitli rahatsýzlýklar için özel yoga terapisýnýflarýmýz da bulunmaktadýr.

Sevgi Dünyasý - Yoga ile terapilerdenbiraz bahseder misiniz? Yoga terapihangi rahatsýzlýklar için faydalýdýr?

Viket Civre - Bedensel ve zihinsel te-rapi Yoga sisteminin en önemli baþarýla-rýndan biridir. Astým, diyabet, tansiyondengesizliði, kireçlenme, fýtýk, siyatik,depresyon, panik atak, uykusuzluk, kon-santrasyon güçlüðü, migren, apnetedavisinde Yoga destekleyici tedaviolarak baþarýya ulaþmýþtýr. Kansertedavisinde Yoga çalýþmalarýnýn etkisiaraþtýrýlmakta ve olumlu sonuçlar alýn-maktadýr. Týp bilim adamlarýna göreYoga terapisi bedenin bütün baþka sis-temlerini ve organlarýný direkt olarak etk-ileyen sinir ve endokrin sistemlerindedenge saðladýðý için baþarýlýdýr.

Sevgi Dünyasý - Viket Haným, biraz dakendinizden ve yoga çalýþmalarýnýzdanbahseder misiniz?

Viket Civre - Uzun yýllar önce birAmerikan firmasýnda çalýþmaktaolduðum dönemde Sayýn HocamParamahamsa Yoga Grand Master AkifManaf'ýn derslerine katýlarak yoga iletanýþtým. Yoðun iþ temposunun stresiniatmak ve baðýþýklýk sistemimigeliþtirmek için baþlamýþ olduðum yolcu-luk halen devam etmekte. Baþladýðýmdönemden itibaren kendimde ve diðerkatýlýmcýlarda gerek fiziksel ( kroniksinüzitimin ameliyatsýz iyileþmesi,doðuþtan yamuk olan diz kapaklarýmýnneden olduðu aðrýlarýn geçmesi, baðýþýk-lýk sistemimin güçlenmesi, katýlanlarýntansiyonlarýnýn dengelenmesi v.bg)gerekse zihinsel geliþimleri izleme fýr-satým oldu. Sekiz yýldýr düzenli yoga veOrjinal Yoga Sistemi'nin faydalarýný pay-

Page 26: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI24

laþmak amacýyla 3 yýldýr da eðitmenlikyapmaktayým. 2008 yýlý Haziran'ýndaSayýn Hocam Paramahamsa Yoga GrandMaster Akif Manaf'ýn kurucusu olduðuÝstanbul, Ýzmir, Ankara, Bursa'da birçokþubesi, ayrýca Yalova, Ayvalýk ve yurt-dýþýnda þubeleri bulunan YogaAkademi'nin Bodrum þubesini açtýk.Normal yoga sýnýflarýmýzýn haricinde belfýtýðý ve siyatik için, diyabet için yogaterapi programlarýmýz da sürmekte, çokyakýnda bunlara depresyon için yoga ter-api programýmýz da eklenecek.Günümüzde her 10 erkekten birinin ve 4kadýndan birinin antidepresan kullandýðýtýp otoritelerince açýklanmakta ve bunlarsadece kayýtlarda geçen rakkamlarý yan-sýtmaktadýr. Yoga bu rahatsýzlýklarýnüstesinden gelmek için evrensel metodsunmakta, duruþlar, nefes ve gevþemeteknikleri ile kiþi yeniden yaþamasevincine kavuþmakta, kendini zinde,hafiflemiþ ve neþeli hissetmektedir.

Sevgi Dünyasý - Orijinal Yoga Sistemidediniz. Açýklar mýsýnýz? YogaAkademi'de uygulanan Orijinal YogaSistemi'ni diðer yoga türlerinden ayýranözellikler nelerdir?

Viket Civre - Yoga Akademi'deOrijinal Yoga Sistemi uygulanmaktadýr.Orjinal Yoga Sistemi sekiz basamaklýkiþisel geliþim ve yükseliþ yoludur.Orijinal Yoga Sistemi Maha Yoga olarakadlandýrýlmaktadýr. Maha kelimesi'büyük' veya 'en yüksek' demektir.

Orijinal Yoga Sistemi Veda edebiyatýn-da açýklanmaktadýr. Ýnsanlar tarafýndanbin yýllar boyu, sonradan geliþtirilmiþ birteknik deðildir. Bu öðreti insanlara evre-nin baþlangýcýnda verilmiþtir. OrijinalYoga Sistemi zaten kendiliðindenmükemmeldir. Orijinal þekliyle uygu-landýðýnda insan organizmasýnýn tüm

yönlerini olumlu yönde etkiler. OrijinalYoga Sistemi'nde hiyerarþi, herhangi birlidere veya Tanrý'ya tapýnma, ayinseltörenler, ritüeller yoktur. Orijinal YogaSistemi hiçbir sýnýf, inanç, renk, ýrk, cin-siyet ve yaþ ayrýmý olmayan tüm insan-lýða açýk olan kültürel ve spritüel bilgikaynaðýdýr.

Sevgi Dünyasý - Viket Haným, az önceyoga yapmak, beden, zihin ve enerji sis-temleri üzerinde temizleyici bir etkiyapar dediniz. Bedenin, zihni ve duyularýdengelemek için bir vasýta olduðunusöylediniz. Bu baðlamda yogada nefesinöneminden, doðru nefes tekniklerindende söz edebilir misiniz?

Viket Civre - Nefes ve biyoenerjiteknikleri Yoga'nýn Pranayamabasamaðýnda yer alýr ve bu tekniklerinsan hayatýnýn biyoenerji yönünügeliþtirir. Pranayama basamaðýyla ilgilisorunuzu yanýtlarken þunu da belirt-meliyiz ki Yoga sisteminin sekizbasamaðý birbiriyle sýký baðlantýdadýr.Nasýl ki bir aðacýn kökü, gövdesi, dallarý,yapraklarý, kabuðu, besisuyu, çiçekleri vemeyveleri varsa ve tüm bu parçalar biraraya geldiðinde aðacý oluþturuyorsasekiz basamak biraraya geldiðinde deYoga sistemi oluþur. Her basamak belliözelliklere sahiptir ancak tek baþýna Yogaolarak adlandýrýlamaz. Pranayama tümaðacý havalandýran yapraklara benzer.

Prana tüm uzaya yayýlmýþ ve evreninbütün boyutlarýna nüfuz eden temel ener-jidir. Fiziksel, zihinsel, zekasal ve cinselenerjilerin temelinde Prana bulunmak-tadýr. Tüm enerji titreþimleri Prana'dankaynaklanmaktadýr. Prana her þeyihareket ettiren güçtür.

Pranayama üç iþlemin gerçekleþme-sine yardým etmektedir:

1. Kendini araþtýrma: Solunum iþlemini

Page 27: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

25SEVGÝ DÜNYASI

araþtýrarak kendimizin kim olduðunuaraþtýrmaya baþlarýz.

2. Kendini geliþtirme: Solunum iþlev-lerini geliþtirmeye baþladýðýmýzdakendimizi de geliþtirmeye baþlarýz.

3. Kendini anlama: Bireysel solunumuzile Evrensel Solunum birleþtiðindekendimizin ölümsüz olduðunu anlarýz.

Doðru solunum insanýn tüm fiziksel vezihinsel saðlýðýný geliþtirmektedir. Yanlýþsolunum bedeni ve zihni olumsuz etkiler.Pranayama çalýþmalarýnýn baþ amacýenerjiyi uyandýrmak, bedeni ve zihnisaðlýklý kýlmak ve varoluþun daha inceboyutlarýný algýlamaktýr. Pranayamateknikleri sayesinde bedendeki enerjiaktifleþmekte, enerjinin miktarý artmaktave frekansý yükselmektedir.

Eðer yeni doðmuþ bebeði izlersenizonun karnýný þiþirerek nefes aldýðýnýgöreceksiniz. Bu en doðru ve doðal sol-unumdur. Zamanla bu doðru solunumbozulmakta, insan akciðerlerini tamolarak kullanmamata ve nefesin doðalbiyoritmini bozmaktadýr. Bu tür yetersizsolunum sýrasýnda akciðerlerin yalnýzorta kýsmý çalýþmakta, kan damarlarýdaralmakta, dolaþým yavaþlamakta, kanadaha az oksijen geçmekte, beden vebeyinyeterince oksijen alamamaktadýr. Oksijenaçlýðý sempatik sinir sistemini germekte-dir. Kalp atýþlarý hýzlanmakta ve düzensizolmaktadýr. Böylece beden yorgun, can-sýz ve bitkin olmakta ve hastalýklara karþýdirenci azalmaktadýr.

Yeni doðmuþ bebek doðal bir refleksolarak doðru solumayý bilir. Bebek büyü-yüp geliþtikçe yaþam ortamý deðiþmekteve bu doðal nefesi unutmaktadýr ve sol-unum baþta olmak üzere birçok rahatsý-zlýklar ortaya çýkmaktadýr. Organizmanýnhastalýklara karþý direncini arttýrmak içinyeniden doðru solumayý öðrenmekgereklidir. Yanlýþ ve yetersiz solunum

sinir sistemini ve kalbi olumsuz etkiler.Yüzeysel solunum beden hücrelerininoksijenden mahrum olduðu ve akciðer-lerin toksinlerden kurtulmadýðý anlamýnagelir. Böyle bir solunumda diyaframhareketsiz kaldýðýndan böbrekler, baðýr-saklar ve tüm vücut pasifleþir, kalp geri-lir ve yýpranýr.

Ýnsanýn sinirsel durumu zihin ile nefesarasýndaki iliþkiyi göstermektedir.Sinirlendiði zaman insanýn nefesi hýzlý vedüzensizdir, rahat olduðunda ise nefesisakindir. Ýnsanýn sinirsel/zihinsel durumunefese yansýmaktadýr. Ýnsan doðru vederin nefes alýrsa sinir sistemini ve zihni-ni iyice kontrol edebilir. Önce doðalnefes, karýn, göðüs omuz nefesleri vetam nefes teknikleri, daha sonra ritmiknefes öðrenilmelidýr. Daha sonra deðiþikburun deliklerinden sýrayla nefes almateknikleruygulanýr. Bu uygulama vücut-taki sað ve sol enerji akýmlarýný dengetesokar. Bunlarýn dýþýnda Yoga sistemindeyüz binlerce deðiþik nefes tekniklerimevcuttur.

Pranayama tekniklerinin düzenli veeksiksiz uygulanmasý aþaðýdaki yararlarýsaðlar:

Fiziksel Yararlar1. Organizmanýn saðlýðýný koruma2. Dolaþým sistemini geliþtirme3. Kaný temizleme4. Oksijen emme iþlevini geliþtirme5. Akciðerleri ve kalbi güçlendirme6. Alveolleri canlandýrma 7. Kan basýncýný düzenleme8. Sinir sistemini düzenleme9. Sindirim ve boþaltým sistemini saðlýklý kýlma10. Beyin hücrelerini canlandýrma11. Tedavi iþlemlerini destekleme12. Solunum rahatsýzlýklarýný giderme13. Enfeksiyona direnci arttýrma14. Organizmada birikmiþ toksinleri atma15. Metabolizmayý geliþtirme

Page 28: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI26

16. Baðýþýklýk sistemini güçlendirme

Zihinsel Yararlar17. Gerginliði, asabiliði ve depresyonu giderme18. Duygu ve düþünceleri sakinleþtirme19. Ýçsel denge geliþtirme20. Konsantrasyonu arttýrma21. Zihinsel güç kazandýrma22. Ýçsel huzur kazandýrma23. Farkýndalýðý geliþtirme24. Zekayý ve irade gücünü geliþtirme25. Meditasyona hazýrlama

Enerjetik yararlar26. Enerji kanallarýný temizleme27. Enerji akýmlarýný güçlendirme28. Enerji sistemini düzenleme29. Enerji merkezlerini arýndýrma ve aktifleþtirme30. Evrim enerjisini uyandýrma31. Bilinci geniþletme

Sevgi Dünyasý - Beslenmenin bedenve zihin temizliði açýsýndan önemiolduðunu düþünüyorum. Yoga için özelbir beslenme öneriniz veya dikkatedilmesi gereken bazý önemli hususlarvar mýdýr?

Viket Civre - Yoga çalýþmalarýnýn etk-isini arttýrmak için yiyeceklerinize dikkatetmelisiniz. Eski Yoga metinlerine göre:

“Bir kiþinin yiyeceði diðeri içinzehirdir”. Bir gýdanýn herkes için iyiveya kötü olduðu savý doðru deðildir.

Üç tür gýda mevcuttur: 1.Tamasik2.Racasik 3.Sattvik

Tamasik gýda uyuþukluk, donukluk vehastalýða neden olmaktadýr. Racasik gýdahýrs, ihtiras ve öfkeye yol açmaktadýr.Sattvik gýda neþe, hafiflik, denge, aydýn-lýk, uzun ömür ve saðlýk vermektedir.Meyve, sebze, fasulye, fýndýk, ceviz,mercimek, nohut, soya, pirinç, ekmek,süt, peynir, ayran, yoðurt ve bu türlerdenolan besinler Sattvik gýdadýr, insana sað-

lýk ve uzun ömür saðlamaktadýr. Sattvikgýda tüketirseniz Pranayama çalýþmalarý-nýn etkisi artacaktýr. Beslenme konusun-da detaylý bilgileri “Yoga: Doðal ve Sað-lýklý Beslenme” kitabýnda açýklayacaðýz.

Sattvik besin daha fazla Prana içermek-tedir. Ancak, bu enerjiyi almak için herlokma iyice çiðnenmelidir. Gýdadakienerji, lokmalar iyi çiðnendiðinde, dildebulunan enerji merkezi aracýlýðýyla orga-nizmaya aktarýlmaktadýr. Ýnsan uzun süreaç kaldýðýnda midesi kazýnýr ve halsizle-þir. Ancak bir kap yemek yiyince hemenkendine gelir ve enerjiyle dolar. Oysamideye inen besinin enerjiye dönüþmesiiçin birkaç saat gerekir. Bundan daanlaþýlabileceði üzere, enerji lokmalarýnçiðnenmesi sýrasýnda alýnmaktadýr.Besinlerden daha fazla enerji almak içingýda Sattvik olmalý ve iyi çiðnenmelidir.

Pranamaya çalýþmalarýnýn etkisini artýr-mak için yiyecekleriniz insan organiz-masýnýn doðasýna uygun olmalýdýr. Ýnsanorganizmasý etobur deðil otoburdur. Buyüzden vejetaryen yiyecekleri insan içindaha doðaldýr. En azýndan kýrmýzý et tü-ketimini azaltýn ya da diyetinizden tama-men çýkarýn. Sabahlarý portakal, meyve,muz yiyin ve sýcak süt için. Yaðlý, etli,aðýr yemekleri öðlen saatlerinde tüketin.Karbonhidratlarý ve proteini karýþtýr-mayýn, yani eti makarna ve patatesledeðil salatayla yiyin. Akþam sebze vesalatalarý tüketin. Yoga yaptýðýnýz gün-lerde yalnýzca vejetaryen yemekleri kul-lanýrsanýz, çalýþmanýzýn etkisi artar.

Yemek yedikten sonra hemenPranayama yapmayýn. Yemek sonrasýndaen az 2-3 saat geçmelidir. Pranayamaçalýþmasýndan yarým saat sonra yemekyiyebilirsiniz. Eðer çok aç iseniz bir bar-dak sýcak süt veya meyve suyu içipPranayama uygulayabilirsiniz. Beslenmeýlýmlý olmalýdýr. Yoga ilmine göre mide-

Page 29: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

27SEVGÝ DÜNYASI

nin yarýsý gýdayla, dörtte biri suyla dol-durulmalý ve dörtte biri boþ kalmalýdýr.Bu halde sindirim çabuk ve kolaylýklagerçekleþir. Midenizi týka basa doldur-mayýn. Bu sindirimi zorlaþtýracak, asitlik,gastrit, ülser ve diðer sindirim hastalýk-larýna neden olacaktýr. Týka basa doldu-rulmuþ mide diyafram ve akciðerlerebaský yaparak solunumu zorlaþtýrmak-tadýr. Pranayama sýrasýnda mide boþ olur-sa, üretilen enerji sindirim için deðilbeynin, zihnin ve özel yetenekleringeliþmesi için kullanýlmaktadýr

Pranayama çalýþmalarýnýn sayýsýz fizik-sel, sinirsel, zihinsel, enerjetik, duygusal,psikolojik ve sprituel yararlarý vardýr.

Pranayama tekniklerini doðru uygulan-masý astým, öksürük, tansiyon düzensiz-liði, sinir ve kalp rahatsýzlýklarýný, hazým-sýzlýk, boðaz aðrýlarýný, faranjit, sinüzit,bronþit ve birçok baþka solunum rahat-sýzlýklarýný giderir ve önler.

Ýnsan hayatýnýn süresi günlerle deðil,nefes alýþ veriþleriyle ölçülmektedir.Pranayama teknikleri nefes alma veverme iþlemlerini uzatmaktadýr. Aynýsüre içinde insan daha az sayýda nefesalýp vermektedir. Böylece Pranayamauygulandýðýnda solunum sürei uzadýðýiçin yaþlanma iþlemi yavaþlamaktadýr.Ýnsan daha uzun ömürlü olmaktadýr.Pranayama gerçek anti-aging tekniðidir.

Beslenmenin beden ve zihin temizliðiaçýsýndan önemi olduðunu düþünüyorum.Yoga için özel bir beslenme önerinizveya dikkat edilmesi gereken bazý önemlihususlar var mýdýr?

Yoga tekniklerinin etkisini artýrmakiçin doðru beslenmek önemlidir, çünkübesin bedeni, zihni ve duygularý etkile-mektedir. Ýnsanoðlu için doðal ve saðlýklýbeslenme vejetaryen beslenme tarzýdýr.Çünkü insan organizmasý otobur beslen-me prensibine sahiptir. Ýnsan mide/baðýr-

sak yapýsý,sindirim ve boþaltým sistemi,tükürük ve mide salgýlarý, baðýrsaklarýnuzunluðu ve hazým borusundaki mukoza-nýn dayanýklýðý et sindirecek þekildetasarlanmamýþtýr.

Etobur hayvanlarýn,yedikleri etinçürüyüp toksinler üretmeden ve fermen-tasyon gerçekleþmeden önce hemenatýlabilmesi için kýsa baðýrsaklarý vardýr.Oysa insan organizmasýnýn baðýrsaklarýçok uzundur; yaklaþýk on iki metredir.Besinin insan bedeninden geçmesionsekiz saat almaktadýr. Vejetaryen besinbaðýrsaklarda 18 saat kalsa bile toksinlerüretmez ve insan sindirim sistemi için eniyisidir. Ýnsan et yediðinde bu besinbaðýrsaklarda uzun süre kaldýðý içinçürür, toksinler üretir ve bedeni zehirler.Ayrýca etli besinler insan organizmasýnaaykýrý olduðu için boþaltým sisteminibozar ve birey kabýz olur. Bu yüzden etlibesinler baðýrsaklarda daha uzun sürekalýr, bedende toksinlerin birikmesine vekansere neden olur. Oysa vejetaryenbesinler baðýrsaklarýn çalýþmasýný hýz-landýrýr ve besinin beden içinde on sekizsaatten daha az süre kalýr. Tüm bilimselaraþtýrmalar vejetaryen besinlerin insanorganizmasý için en doðal ve saðlýklýolduðunu kanýtlamaktadýr.

Kýrmýzý et, tavuk ve yumurta gibi aðýrbesinlerin sindirilmesi için ýsýya ihtiyaçvardýr. Bu tür besinler kendileri fazla ýsýüretmez ve sindirim sistemini zorlar.Ürettiklerinden daha fazla enerji tüketirve bedenin iç ýsýsýný düþürür. Oysa pir-inç, arpa, buðday, mýsýr, patates vb. gibikarbonhidratlar sindirilmeleri için fazlaýsý gerektirmez ve bedenin iç ýsýsýnýdestekler. Bu tür gýda sindirilmesi içintüketilen enerjiden daha fazla enerji üre-tir ve bedeni canlandýrýr.

Beslenme sýrasýnda alýnan gýda sadecevitamin ve mineraller edinmek ve tat

Page 30: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI28

alma duygusunu tatmin için deðildir. Herbesin maddesinin içinde prana, yaniyaþam enerjisi vardýr. Yaþam enerjisi,daha ince bir besin þeklidir. Bu enerjizihni ve sinir sistemini besler. Vejetaryenbesinler daha çok prana içerir.

Sattvik gýda neþe, hafiflik, denge,aydýnlýk, uzun ömür ve saðlýk vermekte-dir. Meyve, sebze, fasulye, fýndýk, ceviz,mercimek, nohut, soya, pirinç, ekmek,süt, peynir, ayran, yoðurt ve bu türlerdenolan besinler Sattvik gýdadýr, insanasaðlýk ve uzun ömür saðlamaktadýr.Sattvik gýda tüketirseniz Yoga çalýþ-malarýnýn etkisi artacaktýr.

Aþýrý beslenme sindirim sistemine yükyaratýr ve onu zorlayýp yýpratýr. Sindirimsistemi aþýrý yüklendiðinde alýnan yaþamenerjisi sindirim iþlemi için kullanýlýr vebeyin fonksiyonlarý beslenemez. Bu yüz-den birey yorgun hisseder ve uyur.Dengeli ve hafif beslenme sayesindebeden yaþam enerjisiyle dolar canlanýr.

Beslenmenin temel kuralý : Yemek içinyaþamayýn, yaþamak için yiyin...

Sevgi Dünyasý - Zihin temizliðiyönünden doðru ve pozitif düþünmeyedair görüþlerinizden yararlanabilir miyiz?

Viket Civre - Yoganýn Niyama basa-maðýndaki birinci ilke Sauça: Temizliktir.Temizlik dýþsal ve içsel olmak üzere 2seviyede gerçekleþmektedir. Bedenseltemizlik önemlidir ancak bedenin fizik-sel olarak temizliðinden çok zihnin nef-ret, ihtiras, öfke, þehvet, açgözlülük, al-danma, gurur gibi rahatsýz edici duygu-lardan arýndýrýlmasý önem taþýmaktadýr.

Sevgi ve saygý sularý zihinsel kirliliðitemizlemektedir. Ýç temizlik aydýnlýk vesevinç vermektedir. Bunlar hayýrsever-liðe neden olarak zihinsel acýlarý, hüznü,

üzüntü ve umutsuzluðu yok etmektedir. Sauça ilkesine göre: Birey sadece

vücudunu deðil zihnini, duygularýný vebilincini de temiz tutmalýdýr. Ýnsan pozi-tif yönde düþünerek zihnini ve duygu-larýný olumsuzluklardan arýndýrmalýdýr.Birey negatif olaylarýn bile pozitif yön-lerini görmeli ve her zaman olumludüþünmeyi öðrenmelidir. Eski, gerçekçiolmayan olumsuz düþünce ve algýlayýþbiçimlerine tutunmak duru düþünmeyizorlaþtýrýr ve zihni daðýnýk hale getirir.Doðru bilgiler, olumlu düþünceler zihin-sel arýnmayý saðlar.

Sevgi Dünyasý - Yoga ile þakra merke-zlerinin de dengelendiðini biliyoruz. Budengenin öneminden söz eder misiniz?

Viket Civre - Orijinal YogaSistemi’nde verilen bilgiler arasýndaÇakra bilimi de bulunmaktadýr. KaynaðýYoga olan bu bilim evren kadar eskidir.Bedende bulunan “enerji merkezleri”Çakra olarak adlandýrýlmaktadýr. Bumerkezleri geliþtirmek, dengelemek vekontrol etmek için Yoga Sistemi’nde ver-ilen teknikler kullanýlmalýdýr.

Yoga teknikleri sayesinde birey enerjimerkezlerini aktifleþtirmekte, dengele-mekte ve kontrol etmektedir. Böyleceinsan isteklerini, duygularýný ve bilincinikontrol etmektedir. Ne var ki, Çakraçalýþtýrma teknikleri doðru þekilde uygu-lanmalýdýr. Yanlýþ uygulama Çakra sis-temini çökertmekte, duygusal, sinirsel vezihinsel rahatsýzlýklara yol açmaktadýr.Çakra merkezleri aktifleþtirilmeden önceYoga teknikleri aracýlýðýyla onarýlmalý veiçsel enerji sistemine tekrar baðlanmalý-dýr. Yoga teknikleri sayesinde bu süreçrahatsýzlýk vermeden kendiliðinden yavaþyavaþ gerçekleþmektedir.

Page 31: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

29SEVGÝ DÜNYASI

Temel düzeyde zihinsel, duygusal vepsikolojik iþlevler birbirleri ile iliþkidedirve Çakra merkezleri aracýlýðýyla fizikselbedene baðlanýrlar. Her enerji merkezininbelirli bir rengi, enerji tipi, özellikleri,fiziksel ve duygusal iþlevleri vardýr.Duygular fiziksel saðlýðý etkilemektedir.Duygusal anlamda bir týkanma, yani birkorku, kýzgýnlýk, endiþe, piþmanlýk,suçluluk, eleþtiri ya da kýrgýnlýk enerjimerkezlerinin týkanmasýna neden olmak-tadýr. Bu da fiziksel düzeyde rahatsýzlýk-lar doðurmaktadýr.

Diðer taraftan, fiziksel bedendekideðiþiklikler enerji sistemini etkilemekteve duygulara yansýmaktadýr. Yogateknikleri sayesinde Çakra merkezleriarýndýðý, dengelendiði ve aktifleþtiðidurumda fiziksel dayanýklýlýk ve duy-gusal rahatlama kazanýlmaktadýr. Güniçinde meydana gelen olumsuz olaylaryüzünden bedende negatif enerji birik-mektedir. Onun için Çakra çalýþtýrma vedengeleme teknikleri gündelik olarakuygulanmalýdýr.

Ayrýca olumsuz düþünce ve komplek-sler enerjiyi bloke etmekte ve geliþmeyiengellemektedir. Gündelik olarak uygu-lanan Çakra çalýþtýrma tek-nikleri butýkanmalarý engellemektedir.

Çakra merkezleri belirli duygularlabaðlantýlýdýr. Hangi duygu güçlüyse, bil-inç de ilgili Çakra düzeyinde bulunmak-tadýr. Ýstekler duygularý yönlendirmekte-dir. Böylece enerji merkezleri isteklerinoyun alanýdýr. Çakra merkezleri isteklerienerjiyle beslemektedir. Belirli isteklerbelirli enerji merkezlerinden enerjialmaktadýr. Sýradan bir insaný istekleryönlendirmektedir. Hangi istek dahagüçlüyse o Çakra daha aktiftir. Bilinçaktif olan Çakra düzeyinde bulunmak-

tadýr. Ýnsanýn düþünce, kavrama ve eylemiþlemleri bilincin bulunduðu Çakra düze-yine göre gerçekleþmektedir. Bu yüzdençakra merkezlerini denetim altýna almak,dengelemek, aktifleþtirmek önemlidir.

Sevgi Dünyasý - Viket Haným, sohbe-timizden þu neticeyi çýkarabilir miyiz?Ýnsan önce kendisini, dünyaya geliþ mak-sadýna uygun olarak yaþamak için elealmalý ve yoga gibi hýzlandýrýcý bir takýmmetodlarý da kullanarak bu yolu kýsalt-malý.

Viket Civre - Dilerseniz bu sorunuzunyanýtý için evrenin tarihine bir gözatalým. Ruhi evrenden maddi evrenegelen ruhlar burada isteklerini gerçek-leþtirmek için maddi beden alýrlar.Bedenlenmiþ ruh burada birçok bedendeðiþtirir, serüvenler yaþar. Nihayetinde ,geçici maddi mutluluk ve ýstýraplarýdefalarca tattýktan sonra maddi evrendekiyaþamdan usanýr. Böylece bir gün uyanýpgerçek ruhi doðasýný özlemeye baþlar,yine ruhi evrene dönmek ister ve bunugerçekleþtirmek için çaba harcar. BuradaYoga bilimi ve çalýþmalarý ruhun maddievrenden ruhi evrene geçmesini saðlayandönüþ biletidir. Bu yüzden maddi evrenyaratýldýðýnda orada bulunan ruhlaraYoga bilimi verilmektedir.

Yoga bilimi ve uygulamalarý hemdönüþ biletimizi elimize almamýzý saðlarhem de süreci keyifli, neþeli hale getirir.Þunu da unutmayalým ki Sayýn HocamParamahamsa Yogaçarya Maha YogiAkif Manaf'ýn belirttiði üzere: BireyYoga tekniklerini uygularken hedefedeðil sürece odaklanmalýdýr.

Sevgili Sevgi Dünyasý Dergisi okuyu-cularý ve yayýncýlarýna teþekkür ediyo-rum. Sevgiyle Kalýn.

Page 32: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

Tonguç’un EðitimKonusundaki DüþünceleriYalçýn Kaya

Ýlköðretim üstüne yazýlmýþ ciltlerlekitaplarý, dergilerde yazýlarý ve de büyükbir uygulamasý olan Tonguç'un eðitbilim-sel görüþlerini kýsa bir metin içine sýðdýr-mak kolay deðildir. Tonguç'un eðitbilim-sel düþünceleri; Ýþ ve Meslek Terbiyesi

(1933), Köyde Eðitim (1938),Canlandýrýlacak Köy (1939), ÝlköðretimKavramý (1946), Öðretim Ansiklopedisi(1952) adlý yapýtlarýnda belirgin olarakokuyucunun önüne serilir. O, bir eðitbil-imsel modelin bir kalýp gibi, hiç deðiþtir-

CUMHURÝYETÝN ÝLK YILLARINDA EÐÝTÝM - X

SEVGÝ DÜNYASI30

Page 33: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI31

ilmeksizin alýnmasýnýn doðru olmadýðýnýsavunur. Tonguç'un yönünü saptadýðýerekte okul, merkezi bir rol oynar. Okulhalkýn yaþamý için gerekli bellibaþlýdeðiþiklikleri göstermeli ve her þeydenönce bir yarar getirmelidir. Eðer bunuyapamýyorsa boþ bir bina olmaktan öteyegidemiyor demektir. Onun, Widmanntarafýndan Türkiyenin Pestalozzi'si diyeadlandýrýlmasý boþuna deðildir. Tonguç,Pestalozzi'nin yapýtlarýný yoðun birbiçimde incelemiþti. Pestalozzi onunsadece eðitbilimsel düþüncelerini deðil,politik düþüncelerini de etkilemiþti.

Tonguç'un eðitbilimsel konulardakidüþüncelerini incelemeye geçmeden önceonun iþ, emek, el ve bilgi konusundakigenel felsefi yapýsýna göz atmak gerek-lidir. Ýsmail Hakký Tonguç'a göre insanýöteki varlýklardan ayýran ayakta dura-bilmesi ve elini kullanabilmesidir. El,doðanýn insana verdiði en kullanýþlýaraçtýr. Alman filozofu Immanuel Kantda ayný savý ileri sürerdi: El, insanbeyninin dýþarýya bir uzantýsýdýr.Uygarlýk, insan eliyle insan beyninin bir-likte yaratttýðý bir sonuçtur. Ýnsan, eliylebeynini birlikte kullanmaya baþladýðýgün, uygarlýðýn tarihini de baþlatmýþolmaktadýr. Tonguç, insan kavramýna;bilinç üreten, ürettiði bu bilinçle maddeyide deðiþtirerek, onu hem üreten, hem deyararlý kýlan bir gözle bakmaktadýr. Bufelsefi görüþlerle; sorumluluðunu veyönetimini üstlendiði eðitim kurum-larýnýn iþleyiþine, insan öðesinin iþilkesinden ayrý düþünülemeyeceðini bil-erek yön vermeye çalýþmýþtýr. O, insaneliyle insan beyni arasýndaki eytiþimin(diyalektiðin) eðitime temel saðladýðýnýdüþünür.

Tonguç'a göre: "Bilgilerimizin kaynaðýdoðadýr. Ýnsan elini ve beynini kullanarakdoðadan edindiði ve ürettiði bilgileri bil-imsel bilgiye dönüþtürür. Bilimsel bilgi,insan eliyle beyni arasýndaki sürekli,ölçülü iliþkilerden oluþan eytiþiminürünüdür. Ýnsan ile doða arasýndakiiliþkinin sürekliliði, eytiþimi ancakdüzenli iþedönük (pratik) ve bilinçli bireðitim algýsýyla gerçekleþtirilebilir."

Bu felsefi görüþlerin ýþýðý altýnda KöyEnstitüleri Sistemi düþünüldü ve uygula-maya konuldu. Tüm bu yaklaþýmlarlaTonguç, kitabi bilgi veren, üretime katký-da bulunmayan klasik bilgi okullarý yer-ine iþ okulu ilkesinin uygulayýcýsý ola-caktýr.

Tonguç bir yazýsýnda þöyle diyordu:

"Köy Enstitülerinde yetiþtirilençocuklar, skolastiðe köle olmaktankurtarýlmaya çalýþýlmýþtýr. Onlarýnkültürleri cila þeklinde ezberlenerekbenimsenmiþ bilgi deðil, iþ içinde iþvasýtasýyla öðrenilen gerçek ve özbilgidir."

Onun eðitbilimsel anlayýþýndaki iþiçinde, iþ aracýlýðýyla, iþ amaçlý eðitimyöntemi Enstitülerdeki eðitimi biçim-lendirmiþtir. Baþka eðitimciler için araçya da yalnýzca amaç olan iþ; onun uygu-lamasýnda eðitimin yöntemi konumunageçmiþtir. Köy Enstitülerindeki eðitimsisteminin en önemli özelliðinin içiþinde, iþ aracýlýðýyla, iþ amaçlý bir öðre-tim olduðunu sýkça vurgulamaktayýz.Tonguç, "eðitimin baþlýbaþýna bir amaç"olduðunu benimseyen gelenekçi eðitim-cilerden çok, "eðitimin toplumsal biramaç için araç" olduðunu savunan

Page 34: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI32

toplumcu eðitimciler arasýnda sayýlýr.Eðitim, toplumsal deðiþimi, devrimselsüreçleri hýzlandýrmalý, yeteneklerinegöre kiþilerin geliþebildikleri ve meslek-iþ olanaklarý bulabildikleri, bilinçli, hak-larýný bilen bireylerin bulunduðu birtoplumu yaratmaya çalýþmalýdýr.

Buna karþýn o, eðitimin bir üst yapýkurumu olarak toplumu kökten deðiþtire-bilecek bir gücü olabileceðini hiçbirzaman öne sürmemiþtir. Bunu en açýkvurgulayan eðitimci Rauf Ýnan olmuþtur.Viyana'da eðitbilim (pedagoji) öðrenimigörmüþ olan Ýnan, 1934 yýlýndaTonguç'la yaptýðý bir görüþmeyi þöyleanlatýr:

"O güne kadar benim için de bazý bil-giler veren okul bir amaçtý. O gün görüþ-lerimde bir berraklýk oldu. Okulunverdikleri bir amaç olmaktan çýktý, biraraç oldu."

Tonguç, yalnýzca eðitim gibi bir üstyapý kurumuyla köklü altyapý deðiþim-lerinin yapýlamayacaðýný ama devrimlerihýzlandýrýcý bilinçli yurttaþlar yetiþtir-ilebileceðini bilmektedir. Bunu da enaçýk biçimde köy eðitimi ile ilgili söz-lerinde vurgular:

"Köy meselesi bazýlarýnýn zannettiklerigibi mihaniki bir surette köy kalkýnmasýdeðil, anlamlý ve bilinçli bir biçimde,köyün içten canlandýrýlmasýdýr. Köylüinsaný öyle canlandýrýlmalý ve bil-inçlendirilmeli ki onu, hiçbir kuvvet;yalnýz kendi hesabýna ve insafsýzcaistismar edemesin. Köy sakinlerine köleve uþak muamelesi yapamasýn. Köylüler,bilinçsiz ve bedava çalýþan birer iþ hay-vaný haline gelmesinler, onlar da hervatandaþ gibi her zaman haklarýnakavuþabilsinler. Köy meselesi, köyde

eðitim problemleri de içinde olmak üzerebu demektir. Köyün canlanmasý; belki deköyün ýssýzlaþmasýna sebep olanlarýniþlerine gelmeyecek ve hoþlarýna git-meyecektir. Bilgisiz köylülerin; düþünen,düþündüðünü söyleyen ve yazabileninsanlar haline gelmelerinden hoþlan-mayanlar, bunlarýn ayaklarýna köstekvurmak isteyenler çýkacaktýr. Onun içinköyü canlandýrma uðruna emeðini kata-caklarýn bu hakikati bilerek ve aldanma-yarak çalýþmalarý lâzýmdýr."

Tonguç, toprak reformu gerçekleþmek-sizin yapýlacak eðitim çalýþmalarýnýnyetersizliðini de vurgular: "Cumhuriyetinhalletmeye mecbur olduðu en büyük iþ,toprak meselesidir...Köylünün caný kadarönemli olan su mülkiyeti de mutlakadevletin el koyarak halletmesi gerekenmilli davalarýmýzdan biridir.Köylülerimizin genel hayatlarý ile birlik-te memleketin hayatýna þekil veren buproblemleri olduklarý gibi kabul ederekköylüyü sadece okutmaya çalýþmaktanne kazanýlabilir?"

Ýçinde her türlü siyasi eðilimi, sýnýfgerçeðini yadsýyan aþýrý saðcý poli-tikacýlarý barýndýran karmaþýk yapýdakibir tek parti iktidarýnýn memuru olaraksýnýfsal alt-yapý sorunlarý bundan dahaaçýk yazýlabilir miydi?

Tonguç, eðitbilim konusundakidüþüncelerini Kemalizm ilkelerine baðla-maya özellikle dikkat etmiþtir. Devrimyasalarýna, CHP ilkelerine uymayan bireðitim programýnýn o günün koþullarýndauygulama olanaðý yoktur ve o, bununbilincindedir. Tonguç'un hem ayaklarýyere saðlam basan, gerçekçi oluþununhem de Kemalist devrim ilkelerineyürekten baðlý bir kiþi olmasý bu

Page 35: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI33

davranýþýna neden olmuþtur denilebilir.CHP'nin o günler için yürürlüðe koyduðuilkeler çerçevesinde eðitim sorununaçözüm bulmasý gerektiðinin bil-incindedir.

"Ýlköðretimle ilgili köy ve sandýk iþlerikabul edilen kanunlara ve CHP pro-gramýna göre yürütülmelidir. Buna aykýrýiþ görmek hem memleket için zararlý,hem de mümkün deðildir…Türkköylüsünü efendi yerine getirmedikçememleket ve millet yükselemez. Bu öylelâfla olmaz. "Böyle olmasý arzuyaþayandýr" demekle de olmaz. Ýlmin, fen-nin ve asrýn emrettiði vasýta ve yollarlafiilen giriþmek lâzýmdýr."

Tonguç'un eðitim konusundaki anadüþünceleri þöyle özetlenebilir:

* Eðitim programlarý yapýlýrkenülkenin gerçeklerinden, gereksin-melerinden yola çýkýlmasý gerekir.

* Çaðdaþ eðitbilim ilkelerini uygu-larken ülkenin olanaklarýný da hesabakatmak gerekir.

* Uygar bir ortamda eðitim yaparak,demokratlaþmaya yol açacak birörgütlenme yaratmak gerekir.

* Modern ilköðretimi yaratacak yeniöðretmenler yetiþtirmek gerekir

* Çaðdaþ bir denetim örgütü kurmakgerekir.

TONGUÇ'A GÖRE ÝÞ EÐÝTÝMÝ NEDÝR?

Tonguç'un sözlüðünde "Ýþ; deðer eldeetmek ya da deðer yaratmak için göster-ilen etkinliklerin tümüdür." Ona göre:"Eðitimle ilgili iþ denilince oyun, spor,meþguliyet, yer, gözlem, inceleme vearaþtýrma ile ilgili zihni çalýþma ve etkin-

likler de anlaþýlmalýdýr. Ýþ okulu; öðrenci-lerini etkin durumda eðitsel deðer taþýyançeþitli iþler vasýtasýyla onlarýn hembedeni, hem zihni yetilerini geliþtirmekamacýný güden okuldur. Bu ad, iþ okulu-nun anlamýný iyice, açýkça anlatmadýðýiçin, bazý kimseler bu okulu sadece elleyapýlan iþlere önem ve deðer veren birkurum zanneder, onun hakkýnda pek yan-lýþ hükümler verirler."

Tonguç iþ eðitimi konusunda þunusöyler:

"Geniþ anlamda iþ eðitimi çaðdaþeðitimdir; Ortaçað'ý kapatan güçtür."Ýþ eðitimi bireye, iþ görme olanaklarýyaratarak onu, "iþ içinde, iþaracýlýðýyla eðitme" eylemidir. Daranlamda iþ eðitiminde iþ bir araçtýr;amaç üretmek deðil bilgi edinmektir.Geniþ anlamda iþ ilkesinde ise iþgene araçtýr, ama, amaç öðrenmeninde ötesinde üretmektir, yapýlan iþtenürün almak, meslek edinmektir.”

Tonguç'un tüm Enstitülerde uygula-maya, uygulatmaya çalýþtýðý eðitim ilkesiiþ eðitimi olacaktýr. Ona göre iþ eðitimitemrin niteliðinde olmamalý, eðitimsýrasýnda ekonomik deðeri olan gerçekbir ürün ortaya konulmalýdýr. Ýþ eðitiminetümden karþý olanlar bir yana, sözdeyenilikçi Köy Enstitüleri karþýtý eðitimci-lerin anladýðý iþ eðitimi ilkesi ise temrinniteliðinde olan eðitimlerdir. Enstitülerklasik bilgi okullarýndan farklý bambaþkabirer eðitim kurumudurlar. Tonguç, buokullarýn hem klasik okuldan hem de daranlamdaki iþ eðitimi uygulayan okullar-dan, teknikumlardan çok farklý olduðunu

Page 36: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI34

anlatýr. Ona göre, Enstitüler yeni birHayat ve Ýþ Okulu olduðu için kitabiokulla, dar anlamdaki iþ okulu taraftarlarýarasýndaki düþünce ayrýlýðýnýn inceçizgilerle meydana çýkmasýný saðlamýþtýr.

Köy Enstitülerinde öðrencilere neöðretilecekse -matematik gibi karatahtadersleri bile- doðal ortamý içinde, bizzatyaþantý yoluyla öðretilirdi. Tarih vecoðrafya dersleri bile inceleme gezileriyapýlarak öðretildi. Baþaran'ýn deyimiyleKuva-yý Milliye Ruhu, Köy EnstitüsüRuhuna dönüþmüþtü bu kurumlarda:"Bozkýrý vatanlaþtýrma azim ve iradesi;kýrk bin köyü en kýsa sürede bayýndýr-laþtýrma kararý, gerçek iþe dayanan vatanaþký; geriliði, kötülüðü, bilgisizliðiyenme inancý..."

Araþtýrmalarýmda aðýrlýklý olarak þukonunun altýný çizmeye çalýþtým: KöyEnstitülerinin tek amacý bildiðimizanlamda öðretim deðildi. Asýl amaçköylüyü bilinçlendirerek feodal yapýyýtümüyle tarihe gömmek, ekonomikkalkýnma için gerekli eðitimi vermek vetoprak reformuna geçiþi hýzlandýrmaktý.Enstitülerin eðitim dizgesini inceleyen-irdeliyen çoðu eðitimcilerin içine düþtük-leri þu yanýlgýdan da kurtulmak gerekli:"Eðitim bir toplumun üst yapý kuru-mudur ve eðitim toplumlarýn amacýdýr.Üst yapý kurumu olan eðitimde yapýlanatýlýmlarla devrim gerçekleþtirilemez."

Oysa Köy Enstitüleri olgusuyla birebiriliþkili olan deðerli eðitimci Tonguç budüþüncede deðildir. Ona göre:

"Gerek ekonomistler gerekse eðitimcil-er kendi alanlarýnýn sorunlarý içindebiribirlerinden kopuk olarak bocalamaktaolduklarýndan baþarýlý olamamýþlardýr.Nerde bir ilköðretim hareketi olmuþsa

orada bireyci deðil toplumcu düþüneneðitimcilerin ortaya çýktýklarýný görürüz...Cumhuriyet, Ýmparatorluk dönemindeolduðu gibi sömüren-sömürülen, ezen-ezilen sýnýflarýn bulunmadýðý bir yönetimbiçimidir. Bu nedenle devrim, en uygunkoþullarý bularak yeni insan tipleri yarat-maya mecburdur."

Köy Enstitülerinden söz edilirken, tümsistemi göz önüne almak gerekir. Köyeyarayacak her türlü elemaný yetiþtirmekiçin kurulmuþ, kendisinin de içindebulunduðu köy ilkokulundan yukarýyadoðru uzanan tüm basamaklarý, örgütlen-me modelini, ilköðretim atýlýmýný, köyokullarý yapýmýný kapsayan tüm bireðitim sistemini göz önüne almakgerekir. Bu sistemin baþlangýç tarihiolarak da 1940 yýlýný, eþdeyiþleEnstitüleri yaþama geçiren yasasýnýnonay tarihini deðil, 1936'da baþlýyanEðitmen Kurslarýný almak gerekir.

TONGUÇ'UN KÝTAPLARI

Tonguç eðitim, eðitbilim alanýndayapýtlar vermiþ bir eðitimcidir. Çoðun-luðunu görevde bulunduðu sýralardayazmýþ olduðu kitaplarýnýn sayfa tutarý5000'e yakýndýr. Fuat Gündüzalp'e göreeðitim üzerine en fazla yazý yazan, kitapbýrakan eðitimci Tonguç'tur.

Tonguç'un yayýn tarihine göre kitaplarýþunlardýr:

1 - “Eliþleri Rehberi” Ýstanbul DevletMatbaasý 1927, 241 sahife

2 - “Muallim Almanaðý” 19283 - “Muallim Yýllýðý” (Faik Reþit ile

birlikte) Ýstanbul Devlet Matbaasý, 19294 - “Mürebbinin Ruhu”

(Kerschensteiner'den çeviri)

Page 37: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI35

5 - “Ýlk-Orta ve MuallimMekteplerinde Resim, Eliþleri ve SanatTerbiyesi” Ahmet Halit Kitabevi 1932

6 - “Ýþ ve Meslek Terbiyesi” Ankara1933, 2. Baský Töb-Der 1974

7 - “Kerschensteiner” Ahmet HalitKitabevi 1933

8 - “Almanya Maarifi” (R.ÞemsettinSirer ile birlikte) Ýstanbul DevletMatbaasý 1934

9 - “Köyde Eðitim” Kültür BakanlýðýYayýný 1938, 2. Baský Köy Enstitüleri veÇaðdaþ Eðitim Vakfý 1997

10 - “Canlandýrýlacak Köy” RemziKitabevi 1939

11 - “Ýlköðretim Kavramý” RemziKitabevi 1946

12 - “Eðitim Yolu ile CanlandýrýlacakKöy” Remzi Kitabevi 1947 Ýkinci Baský1998 K.E.ve Ç.E.Vakfý

13 - “Resim Ýþ Dersleri” Bir Yayýnevi1951 (O tarihte kitabýn üstüne adý yazýl-mamýþ, bir komisyonca hazýrlandýðýyazýlmýþtýr)

14 - “Öðretmen Ansiklopedisi vePedagoji Sözlüðü” Bir Yayýnevi 1953(Adý yazýlmamýþtýr)

15 - “Pestalozzi ve Devrim” (AlfredRufer'den Rauf Ýnan ve Fuat Gündüzalpile birlikte çeviri) 1955

16 - “Pestalozzi Çocuklar Köyü”Doðuþ Matbaasý 1960

17 - “Mektuplarla Köy EnstitüsüYýllarý” Çaðdaþ Yayýnlarý 1976 DerleyenEngin Tonguç

18 - “Kitaplaþmamýþ Yazýlarý” Cilt IK. E ve Ç. E.Vakfý Yayýný 1997

19 - “Kitaplaþmamýþ Yazýlarý” Cilt IIK. E ve Ç. E.Vakfý Yayýný 1997

Türk eðitim tarihinde, eðitim konusun-da bu denli sayýda yazýlý eser býrakmýþ

eðitimci sayýsý yok denecek kadar azdýr.Ama onun en büyük eseri KöyEnstitüleri uygulamasýdýr.

KÖY ENSTÝTÜLERÝ HAKKINDA

Dünya eðitim sistemleri içinde, KöyEnstitüleri kadar üzerinde çalýþma vetartýþma yapýlan bir baþka eðitim kurumuher halde yoktur. Ulusal ya da ulus-lararasý araþtýrmalara konu oldular;dünya eðitbilim ansiklopedilerine girdil-er, dünyanýn birçok ülkesinde örnekalýndýlar. Kapatýlmalarýnýn üzerindenneredeyse yarým yüzyýl bir süre geçtiama Köy Enstitüleri hâlâ tartýþýlýyor, acýve hüzün veren bir özlem, direnmeyaratan bir umutla anýlýyor. Bununnedeni nedir? Nasýl ve ne amaçla kurul-dular? Neden kapatýldýlar? Günümüzeðitiminde yerleri olabilir mi?

Köy Enstitüleri olgusunun Türkiye'deyeterince, hattâ gereðinden fazlatartýþýldýðýný söyleyen kimseler haylifazladýr. Ben bu sava hiç katýlmýyorum.Bence, Köy Enstitüleri bugün herzamankinden daha çok tartýþýlmalýdýr.Türkiye'nin buna gereksinimi vardýr.Enstitü çýkýþlýlar bizlere yeterince araþtýr-ma, yazýlý belge, aný ve inceleme býrak-mýþ durumdalar. Bunlarý inceleyip tartýþ-mak bizlere, eðitim konusunda içinedüþtüðümüz sýkýntýlý durumdan kurtul-manýn yollarýný gösterecektir. KöyEnstitüleri uygulamasý, Türkiye'ningerçek zenginliðidir; bu zenginliktenyararlanmak zorundayýz.

Köy Enstitü oluþumunda yer alanmüdüründen aþçýsýna, öðrencisindengenel müdürüne dek herkes; Anadoluinsanýna has o benzersiz vericiliðe, sýradýþý paylaþýmcýlýða, güçlü dayanýþma

Page 38: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI36

duygusuna ve zorluklara karþý akýl almazbir direnme gücüne sahipti. Türklere hasbu özellikler Anadolu'da yoðrulan uygar-lýk birikimiyle birleþince, yeniliðe,öðrenmeye ve geliþmeye olaðanüstüistekli bir halk çýkýyordu, KöyEnstitülüler bu halkýn çocuklarýydý.

Çoðu araþtýrýcýnýn üzerinde düþün bir-liði yaptýklarý bir sava göre Enstitülerle,Atatürk Devrimi-Aydýnlanmasý köylerekadar gidiyordu... Enstitüler kadar hiçbirkurum bu kadar ulusal, bu kadar yerli, bukadar devrimci olamazdý. MustafaKemal'in devrim düþünceleri ve uygarlýkilkeleri, ilk kez oralarda bu kadar geniþve bu kadar anlamlý yeþeriyordu...Devrim kendi okullarýný, kendi kurum-larýný bulmuþtu, devrimin halka ulaþ-masýna kýl payý kadar bir þey kalmýþtý.

Ýlk bakýþta bir okulculuk eylemi gibigörülen bu sistem, köylünün bil-inçlendirilerek devlet yönetiminde sesiniduyurabilme, kendini Mecliste temsiledebilme ve de ekonomik olarak canlan-abilmesini amaçlayan bir eylemdi. KöyEnstitülerinin tek amacý bildiðimizanlamda öðretim deðildi. Asýl amaçköylüyü bilinçlendirerek feodal yapýyýtümüyle tarihe gömmek, ekonomikkalkýnma için gerekli eðitimi vermek vetoprak reformuna geçiþi hýzlandýrmaktý.

Köy Enstitüleri bir baþka baþkaldýrýnýnhabercisiydi. Ortaçað karanlýðýnýn, geri-ciliðin, ilkel çýkarcýlýðýn, kiþiye baðým-lýlýðýn bataðýnda boðulan, ezilen, hor-lanan ve sömürülen köylümüzün ilk kezileriye atabildiði adýmdý. Anadolu halký,üreterek özgürleþmenin þafaðý'ný kendielleriyle söküyor, aydýnlýðýn yollarýnýaçýyordu. Köylerin yakýnýnda "karargâh"kuran eðitim, Türkiye'nin cahilliðe, geril-iðe karþý baþlattýðý bir "kurtuluþ"

savaþýmý veriyordu. Kendi gücünü,olanaklarýný, kendi insan kaynaðýný kulla-narak, verimsiz topraklarýný bayýndýr-laþtýrýyor, oralara uygarlýðýn bayraðýnýdikiyordu.

Kuva-yý Milliye, Enstitülerde yenidencanlanmýþ, kazmadan küreðe, motora,makineye, kitaba, kaleme sarýlarak,Anadolu topraðýnýn bereketini emen"cahillik" adlý düþmaný dört bir yandankuþatmýþtý.

Köy Enstitülerinin amacý, okuryazarlýðý yaygýnlaþtýrmak, tüm köyleriokula kavuþturmak, yeni tip öðretmenyetiþtirmek gibi kýsýr ve kýsýtlý sözcükler-le açýklanamaz. Enstitülerin amaçlarýkimilerinin sandýðý gibi kapalý köyekonomisini sürdürmek hiç deðildi.Tarihsel koþullarýn saðladýðý olanaklar-dan yararlanarak; eðitimi, emekçi-üreticihalký bilinçlendirerek sömürü düzenininzorlayýcý, deðiþmeyi hýzlandýrýcý birözgürleþme eylemi'ne dönüþtürmekti.

"Ýnsan olmak, millet olmak davasý"nýçözmek isteyen egemen erk ile, 20.yüzyýlýn en büyük eðitim uygulayýcýsýkabul edilen Ý.Hakký Tonguç'unyaratýcýlýðýnýn buluþmasý Türkköylüsünün yazgýsýnda önemli bir düðümnoktasý olmuþtur. 1935'li yýllarda ülkenüfusunun % 80'ini oluþturan Türkköylüsünü Ortaçað karanlýðýndan çýkara-cak ve Atatürk Devrimini Anadolu'nunen uç köþesine kadar götürecek olanaydýnlanma ve özgürlük kurumlarýydýKöy Enstitüleri.

21 Köy Enstitüsü kýrk bin köyünçekirdeðiydi. Elektriksiz köy, susuz kýr,iþlenmemiþ kafa kalmayacak ve Atatürk'-ün özlediði çaðdaþ uygarlýk düzeyineulaþmýþ olacaktýk. Marþlarýnda "Bizulusal varlýðýn temeliyiz köküyüz/ Biz

Page 39: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI37

yurdun öz sahibi efendisi köylüyüz" diyehaykýran bu Anadolu çocuklarýna; kendi-lerini bu yurdun öz sahibi sanan egemen-lerin diþ bilemesini doðal karþýlamakgerek.

Köy Enstitülerinden günümüzde deyararlanabiliriz. Onlar; Türkiye'ningeçmiþindeki, bugünü de aydýnlatan,sönmeyecek ýþýklar. Iþýktan, yüzümüzüýþýða çevirerek deðil, aydýnlattýðý yönebakarak yararlanabiliriz

Niye Köy Enstitüleri? Yýllar sonraniçin yazýlarla, konuþmalarla, toplantýlar-la o günler anýlýyor. Deðiþen dünyada,modern dünyanýn koþullarýnda KöyEnstitüleri gibi bir atýlýmý anmak neden?Bu sorunun yanýtýný en özlü biçimdeUður Mumcu vermiþti: "Kuva-yý Milliyeile birlikte iki büyük halk hareketindenbiri haline gelen Köy Enstitülerini savun-mak, özgür ve demokrat bir yaþamarayýþýnda olanlarýn namus borcudur..."

Köy Enstitülerini kuranlar;köylümüzü karanlýktan, yoksulluktankurtarmayý amaçlamýþ ve bunun içinde uyandýrýcý bir eðitim uygulamasý-na giriþmiþlerdi. Devlete en ucuzamal olacak bir eðitim sistemi plan-lanmýþtý. Yalnýzca öðretmen deðilköye yararlý her tür meslekten elemanyetiþtirilmesi planlanmýþtý. KöyEnstitüleri, öðrencilerini okul yöne-timine katarak, insan geliþimineözgürlük tanýyarak, tartýþma veeleþtirme geleneði kurarak, tabanadayalý bir demokrasinin gerçekörneklerini vermiþlerdir.

Köy Enstitüleri, ulusal baðýmsýzlýk

ilkesinin ayrýlmaz bir parçasý olaneðitimde ve kültürde baðýmsýzlýðýngerçek örnekleri oldular.

Kimi araþtýrýcýlar Köy Enstitüleri ileilgili olarak yazýlmýþ aný biçimindekiyapýtlarý "bilimsel" bulmadýklarýnýsöyleyerek bir bakýma hor görürler.Oysa, Köy Enstitülerini yaþarken veöðretim yaptýrýrken görmeyen kiþilerin,onlardaki demokratik eðitim havasýnýyakalayabilmeleri için anýlarýn yer aldýðýkitaplarýn büyük yararý olduðu kanýsýn-dayým. Anýlarýn yazýldýðý kitaplar buhavayý, enstitü ruhunu yakayabilmekaçýsýndan önemlidir.

KÖY ENSTÝTÜLERÝ ÖNCESÝEÐÝTÝM KONUSUNDAYAKLAÞIMLAR

Köy Enstitüleri sisteminin yaþamageçirilmesinden çok daha önceleri, özel-likle II. Meþrutiyet döneminde, ciddidenilebilecek ilk düþünce akýmlarý ortayaçýkar, eðitim konusunda çeþitli önerilerortaya konulur. Batýcýlýk, Türkçülük,Ýslâmcýlýk adý verilen akýmlar da budönemin ürünleridir. Üstelik Cumhuriyeteðitimine ilerde yön verecek olan aydýnkadronun da bu dönemde yetiþtiðisöylenebilir. Siyaset bilimcimiz Prof. Dr.Tarýk Zafer Tunaya, "II. Meþrutiyetdönemi, Cumhuriyetin laboratuvarýgörevini yapmýþtýr" derdi. Bu saptamaeðitim için de geçerlidir.

Meþrutiyet döneminde, düþün vesiyaset alanýna olduðu kadar eðitimalanýna da en önemli etki, Türkçülükhareketinin sisteminin ortaya koyan ZiyaGökalp (1876-1924)'ten gelir. Gökalp'egöre eðitimin amacý bireyi iki çevreyeuydurmaktýr. Bunlardan birisi toplumsal

Page 40: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI38

çevre diðeri ise doðal çevredir. Birey,içinde yaþadýðý toplumsal çevreden dil,ahlâk, din, hukuk, güzel sanatlar veekonomi konusundaki deðer yargýlarýnýalýr. Bu deðer yargýlarýnýn tümüneGökalp, ekin (hars-kültür) adýný vermek-tedir. Ona göre bu deðer yargýlarý bilinçliolarak üretilmemiþlerdir, aðaçlarýnkendiliðinden büyümesi gibi bu deðerlertoplum içinde kendiliðindengeliþmiþlerdir. Toplum bunlarý okuldýþýnda, babadan oðula geçirerek yaþatýr,korur ve geliþtirir. Gökalp bu eðitimemünteþir terbiye (yaygýn eðitim) adýnývermektedir. Her ulusun kendine özgübir ekini ve ona dayanan bir ulusaleðitim düzeni vardýr.

Bu ekin hiçbir ulustan aynen kopyaedilemez, ulusaldýr, uluslararasý birkarakteri yoktur. Çocuklarýmýz içindüþüneceðimiz eðitim ulusal olmalýdýr.Kiþinin doðal çevreye uymasýný isegerçekliðin yargýlarý saðlar. Bunlar bilim-lerin verdikleri deðiþmez sonuçlardýr,bundan ötürü de uluslararasýdýr vekiþinin bilinçli çalýþmasýyla ortaya çýk-mýþlardýr. Tekniðin ve uygarlýðýntemelinde bu gerçek yargýlar yatar.Eðitimin bir amacý da uluslararasýyargýlarý gençlere öðretmektir.Eðitimimizi düzenlerken bu ayrýlýðadikkat etmeli, Batý'nýn ekinini deðiltekniðini ve ona dayanan uygarlýðýnýalmalýyýz.

Görüldüðü gibi Gökalp, toplumdadeðerleri koruyup yaþatan, ya da eskitipyerine yenilerini hazýrlayan temel etmen-leri görmediði için, onun bu temelyargýlar üzerindeki üstelemesi tutucu, enazýndan koruyucu bir nitelik almaktadýr.Bundan baþka Gökalp; Batý teknolo-

jisinin gökten bir esinle inmediðinin,onun da akýlcý bir düþünme sonucuortaya çýktýðýnýn, o teknolojinin alýn-masýyla, kendisi ile birlikte yeni deðerlergetireceðinin üzerinde durmamaktadýr.Gene de onun bu görüþleri, eðitiminulusal bir eksene oturtulmasý gerektiði,eðitimin toplumsal yönünü vurgulamasýaçýsýndan önemli görüþlerdir.

Gökalp'e karþý çýkanlardan bir kýsmýasri terbiye eþdeyiþle, modern eðitimyanlýlarý olacaktýr. Bu tür bir eðitimisavunanlarýn baþýnda Sadrettin Celâl(Antel) gelmektedir:

"Eðitimin amacý, Gökalp'in dediði gibibireye deðer yargýlarýný aþýlamaksa, bunuçevre ve aile kendiliðinden yapmaktadýr.Çevrenin ve ailenin eðitim üzerindekietkisi ileri ülkelerde kurtarýcý, geri kalmýþülkelerde ise yýkýcý oluyor... Geri kalmýþülkelerde eðitimcilerin ilk iþi, okullarýalabildiðince çevrenin ve aile ocaðýnýnetkilerinden uzak tutmak, onlarla iliþki-lerini azaltmaktýr.

Deðer yargýlarýna temel olan geleneklerve kurumlar her zaman ussal ve kutsalesaslar deðildirler, vaktiyle bir gereksin-im için kurulmuþ, sonradan baský öðesiolmuþ kurumlardýr. Zaman deðiþir amaonlar deðiþmezler. Eðitimin görevi fenagelenekleri yaþatmak deðil onlarý yoketmektir."

Eðitimde bireyci görüþü ise MustafaSatý Bey, Abdullah Cevdet, PrensSabahattin savunurlar. Abdullah Cevdetve Prens Sabahattin, eðitimin toplumlaolan iliþkilerini göz ardý ederek Anglo-Sakson eðitim sisteminin aynen kopyaedilmesini savunurlar.

Satý Bey de bireyci eðitim yandaþýdýrama herhangi bir ülkenin eðitim dizgesi-

Page 41: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI39

ni tümüyle kopya etmemize karþý çýk-maktadýr.

Mustafa Satý Bey (1884-1968),Müdürlüðünü yaptýðý Ýstanbul ÖðretmenOkulunu (Ýstanbul Dârülmuallimi) kendianlayýþýna göre düzenlediði için diðerbireycilerden çok daha kalýcý etkilerbýrakmýþtýr. Onun Ýstanbul Erkek Öðret-men Okulu reformu, Cumhuriyet dönem-ine býraktýðý miras bakýmýndan çokönemlidir. Bu okul çevresinde toplanankadro, eðitbilimin kökleþmesi, öðretmenve öðrencilerin eðitimin yönetiminekatýlmasý, eðitimde insan kiþiliðinintemel alýnmasý, deneme okulu kurulmasý,iþbaþýnda eðitim, beden ve resim-eliþieðitimi gibi konularda son derece önemlibir birikim býrakmýþtýr. Cumhuriyet eðiti-mini kuranlar, ya bu öðretmen okuluçevresinde geliþmiþ, ya da bu okulunöðrencisi olarak yetiþmiþ kiþilerdir. SatýBey'in eðitim konusundaki görüþleriþöyle özetlenebilir:

"Toplumlarda asýl olan bireylerdir,eðitimin amacý bireyin kiþiselyeteneklerini ve ruhsal yetilerini(melekelerini) geliþtirmektir...Okullarýmýz bireyin keþif ve yaratmayeteneklerini geliþtirecek biçimdedüzenlenmelidirler."

1910-1912 yýllarý arasýnda MaarifNazýrlýðý yapan Emrullah Efendi (1858-1914) döneminde, ülkenin 70 binöðretmene gereksinimi olduðu, bununancak % 1'inin var olduðu saptanýr.Emrullah Efendi, Osmanlý eðitim dizgesiiçin Tuba Aðacý Nazariyesi dediði birkuram önerir. Ona göre eðitim Tubaaðacý gibi olmalýdýr. Eþdeyiþle eðitim,

kökleri yukarda dallarý aþaðýda bir aðaçgibi düþünülmeli ve öyle düzenlen-melidir. Bunun için ilk-orta-lise gibiokullarý þimdilik bir yana býrakmalý, iþeDârülfûnundan baþlamalýyýz. EðerDârülfûnunun eðitimi düzenlenirse diðeralt okullarýn eðitimi kendiliðindendüzelir. O sýralarda ÝstanbulDârülmuallim Mektebi Müdürü olan SatýBey bu görüþe karþý çýkmaktadýr. SatýBey'e göre; ilkokulu, ortaokulu, lisesiyeterli olmayan bir ülkede Dârülfûnunzaten var olamaz.

Bu düþünce yapýsýna karþýn EmrullahEfendi ilköðretimin yaygýnlaþtýrýlmasý vebedelsiz olmasý konusuna da deðinmek-tedir:

"Mükellefiyeti tahsiliyeden maksatmemlekete mektep açmak deðil, açýlanmekteplere çocuklarýn devamýný temineylemektir. Tahsili iptidaiyedemecburiyet kabul edilince, mekâtibiumumiyede bu nevi tahsilin meccaniyetibir emri tabiidir." Günümüz Türkçesineçevirsek: (Öðretim zorunluluðundanamaç okul açmak deðil açýlmýþ okullaraöðrencinin devamýný saðlamaktýr.Ýlköðretim zorunluluðu kabul edilince detüm okullarda ilköðretimin ücretsizolmasý doðal bir emirdir.)

Emrullah Efendi'nin Osmanlý eðitimdizgesinde çok önemli yer tuttuðunueðitbilimci Ýsmail Hakký Baltacýoðlu(1886-1978) vurgular ve þöyle der:"Ortaöðretime Avrupai ve insani karak-teri veren, çaðdaþ üniversite düþüncesinisavunan, Türklük bilincini uyandýranodur. Ziya Gökalp de kiþiliðini yarýyarýya ona borçludur."

Ý.Hakký Baltacýoðlu 15 Aralýk 1913 tar-ihli Sabah gazetesinde yayýnlanan

Page 42: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI40

makalesinde ve de 1916 yýlýnda yayýn-ladýðý Maarifte Bir Siyaset adlý kitabýnýn"Ýptidailer Nasýl Islah Edilmeli" baþlýklýbölümünde eðitim konusunda þöyledemektedir:

"Ananelerimizden gelen mahalle mek-teplerini iptidai yaptýk, amacýmýz, en çokve en kolay yoldan mekteplerimiziAvrupalýlaþtýrmak idi. Bu garip yol sonuçvermedi. Biz maarifçiler; köyleriyaþatan, köy mektepleridir fikrindeydik.Ve her þeyden evvel "köyü yaratan mek-tepler" mefkûresine hizmet ettik. Bukanaatin ne kadar yanlýþ olduðunuanlayamamýþtýk. Ýnkilâpçýlar bilmiyor-lardý ki; köyü yaratan mektep deðil, mek-tebi yaratan köydür... Mektepsiz köylerpekâla bir toplum hayatý yaþýyorlar. Biznasýl bir mektep yaratalým diye deðil,köylü bizden nasýl bir mektep istiyordiye düþünmeliyiz. Ancak böylece realistve istikrari bir felsefe ile iptidai maarifinimillete mal edebiliriz. Maarifi milletemal etmek için þu kurallara uymalýyýz:

1. Ýhtiyaç uyandýrmak, köy mektebiniyörenin nüfusuna, geçim koþullarýna,anlayýþýna göre düþünmek.

2. Her köye þehirdekilerden farklýseviyede ilk mektep açmak. Bir þehirmektebi köyde nasýl baþarýlý olur?

3. Seciye (özyapý): Köy mekteplerihayati ihtiyaçlara cevap verecek pro-gramlarý iþlemelidir.

4. Amaç: Realist mektep görüþüylepratik bilgiler kazandýran mektep

5. Program: Noksanlýk, maarifimizinkanunu, talimatý vs. olmamasý deðil;basit, yararlý, elastiki programlarýnýnyokluðudur.

6. Sonuç: Altý yýllýk iptidailer yerinegöre beþ yýllýk üç derslikli üç öðretmenliolabilmelidir.

Eðitbilimciler arasýnda Ýslâmcý bireðitimden yana olanlar da vardýr. Onlarýneðitim görüþleri ise þöyledir: "Eðitim,dini kurtuluþu, dünyada mutluluk veahlâki güzellik kazanmak için çocuklarailerdeki mesleklerini seçtirmeyi ve öðret-meyi amaçlar... Dini kurtuluþ ancak þeri-atýn buyurduðu þeyleri yapmak, yasakettiði þeyleri yapmamakla elde edilir.Bunun yaptýrýmý öbür dünyadaki ceza veödüldür. Dünyadaki mutluluðu eldeetmek için ilk þart senden yüksek olan-larýn emirlerine boyun eðmektir."

Kaynaklarýný Batý ekininden ya da din-den alan bu eðitim sistemlerinden baþkatam anlamýyla yerli diyebileceðimiz bireðitim sistemi de çiftçi öðretmenler-öðretmen çiftçiler deyimiyle dilegetirilir.Bu sistemi ortaya atan Meclis-iMebusan'ýn Kastamonu'lu üyesi ÝsmailMahir Efendi'dir. Eski bir öðretmen veDârüleytam denilen öksüz yurtlarýnýnkurucusu olan Ýsmail Mahir Efendi'ninortaya koyduðu düþünceler, 26 yýl sonrakurulacak olan Köy Enstitülerinin temeldüþünceleri gibidir.

Eðitim tarihimizde Kastamonu'nunönemli bir yeri olduðunu belirtmekgerekiyor. Gerçekten de 1872-1873 dersyýlýnda tüm Osmanlý ülkesinde yer alanUsul-ü Cedide Mektepleri denilen,toplam sayýsý 3057 olan okullarýn 555'iKastamonu'da açýlmýþtýr. ValiAbdurrahman Paþa döneminde, her yýl500 ilkokul yapýmý gerçekleþtirilmiþ vebu okullar halkýn isteðiyle, halk tarafýn-dan, halkýn parasýyla yaptýrýlmýþtýr. KöyEnstitüleri Sistemi gibi eðitim tari-himizde önemli yer tutan bir sisteminkuramcýsý ve uygulamacýsý olan Ý.HakkýTonguç'un da Kastamonu ÖðretmenOkulunda öðrencilik yapmasý bu ken-

Page 43: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI41

timizin eðitim tarihimizdeki yerini dahada önemli kýlmaktadýr. Kastamonu ken-tinin bir önemli özelliði de öðretime budenli önem veren kent insanýnýn büyükbir çoðunluðunun ayný zamanda dinine,geleneklerine baðlý oluþudur. Bunun bil-incinde olduðu içindir ki Mustafa Kemal,devrimlerin bir ayaðý olan ÞapkaDevrimini bu kentte baþlatmýþtýr.

Köy eðitimi sorununa ilk kez tümgeniþliðiyle deðinen Ýsmail Mahir Efendi(1869-1916), öðretmen çiftçiler-çiftçiöðretmenler formülü ile ortaya attýðýbuluþunu 14 Temmuz 1914 günkü Meclisoturumunda dile getirmiþtir. EðitimciRauf Ýnan, Atatürk'ün Evrenselliði, Eði-timci Kiþiliði adlý yapýtýnda Mahir Efen-di'nin bu konudaki Meclis-i Mebusankonuþmalarýný ayrýntýlý olarak yazmýþtýr.Benzer biçimde Türkiye CumhuriyetindeEðitim ve Atatürk adlý yapýtlarýnda Dr.Ýlhan Baþgöz ve Howard. E. Wilson dabu konuþmayý tümüyle vermekteler.

Ýsmail Mahir Efendi'nin ana düþüncesiþudur:

"...Bu gidiþle ancak 150 yýlda eðiti-mi kurabiliriz. Ben baþka uluslarýnyaptýðýna yakýn bir þey öneriyorum.Aþaðý yukarý 70 tane sancaðýmýz var.Bu sancak bölgelerine, þehirlerdenuzak yerlere 70 tane yatýlý okul açýpburalara her köyden biri kýz diðerierkek iki öðrenci alýrýz ve bunlarý köykoþullarýyla yetiþtiririz. Bunlarýilkokuldan sonra 3 yýl daha oku-turken bir yandan da köylere okul veöðretmen evi yaptýrýrýz, ayrýca kendi-lerine tarla da verir ve onlarýevlendirir, ayda 2 lira gibi bir aylýkla

kendi köylerine öðretmen olarakatarýz... Böyle yapmaz da kýz ve erkeköðretmen okullarýndan öðretmen çýk-sýn da ondan sonra derseniz o vakitancak 300 senede öðretmenyetiþtirirsiniz..."

Mahir Efendi'nin bu akýlcý önerileri ogünün koþullarý içerisinde uygulamayakonulmadý, konulamadý. Savaþlar,ekonomik-toplumsal nedenler yüzündenbu öneriler ele alýnamadý.

Köy Enstitülerinin kuruluþunda, çalýþ-masýnda emeði çokça geçen deðerlieðitimci Rauf Ýnan þöyle der: "KöyEnstitülerinin kuramsal temeli sayýlan,Ýsmail Mahir Efendi'nin o günkü öneri-leri, o günkü düþünürlerin, toplumungereksinimlerini ne ölçüde ve ne denliderinliðine sezebildiklerinin kanýtýdýr.Dahasý, onun o önerileri yalnýz bizdedeðil, bugün tüm azgeliþmiþ ülkeler içineðitimde çýkar yolu göstermektedir."

Ülkenin gerçeklerine uygun çözümyollarý önerdiði için Ýsmail MahirEfendi'nin görüþleri hayli taraftar toplay-acaktýr. I. Dünya Savaþý yýllarýndaÝzmir'de Ethem Nejat'ýn eðitim çalýþ-malarý, yönettiði okullar bu ilkelerdenbazýlarýný uygulayacaktýr. Ýzmir ÝktisatKongresi, benzer görüþleri kabul edecek,sonunda 1935 yýlýndaki Eðitmen Kurslarýve Köy Enstitüleri, sanki Ýsmail MahirEfendi'nin bu deðerli görüþlerinin biruygulamasý gibi olacaktýr. Ýsmail HakkýTonguç hazýrladýðý Öðretmen Ansiklope-disinin 216. sayfasýnda yer alan Ý. MahirEfendi maddesinde þöyle yazacaktýr.

"Kimsesiz çocuklar için açtýðý ve olan-ca karþý çýkmalara raðmen kýzlara sanatöðretimi, bir tür iþ eðitimi uyguladýðý

Page 44: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI42

Dârüleytam'ýn kapatýlmasýný önlemekiçin çalýþýrken ölen ve o okulun bahçe-sine gömülen Ý. Mahir Efendi'nin nâþýIstanbul'un iþgal yýllarýnda oradançýkarýlarak bir umumi mezarlýða taþýn-mýþtýr. Mütareke döneminde iktidaragelen Ýttihatçý karþýtý Hürriyet ve ÝtilafPartisi yöneticileri, koyu Ýttihatçý olarakbildikleri Mahir Efendi'den öçleriniböyle almýþlardýr."

Köy eðitimi ile ilgilenen MahirEfendi'den baþka bir de KaymakamOsman Zeki Bey vardýr. Osman ZekiBey uygulamacýdýr. Her gittiði yerde köyokullarý açtýrmýþ, bölge yatýlý okullarýaçýlmasý için harekete geçmiþ ve köyokullarýna birer maarif tarlasý verilmesinisaðlamýþtýr.

1913-1917 döneminin Maarif NazýrýÞükrü Bey -Tonguç'u Kastamonu Öðret-men Okuluna yerleþtiren eðitim bakaný-dýr- 1917'de Meclis-i Mebusan'daki bütçegörüþmeleri sýrasýnda ilköðretimin ama-cýný þöyle açýklar: "Dinine baðlý, vatanýnýseven, milliyetini tanýyan, görevinilayýkýyla yapan adamlar yetiþtirmek."

Þükrü Bey bu konuþmasýyla eðitimkonusunda süregelen tartýþmalarýn ortakbir noktasýný, bir anlamda devletin o gün-lerdeki eðitim felsefesinin ana çizgileriniçizmektedir.

Osmanlýnýn son dönemlerinde bir yan-dan medreseler ve yabancý okullar etkin-liklerini sürdürürken, Meþrutiyetin yapa-bileceði tek þey, okuma-yazmayý birazolsun devlet eliyle halka ulaþtýrmaktý.Bunun için 1913-1914 yýllarýnda çoðutaþrada olmak üzere 21 yatýlý öðretmenokulu açýlmýþ ve bunlara 1500 öðrencialýnmýþtý.

Osmanlý Ýmparatorluðu II. Mahmutdöneminde baþlayan batýlýlaþma atýlým-

larý sýrasýnda Avrupa'ya çeþitli konulardaeðitim görmeleri için öðrenci yollamak-tadýr. Meþrutiyet döneminde de ayný yoluizlemiþtir. I. Dünya Savaþýný kaybetme-sine karþýn 1918 Eylül'ünde Almanya'yaeðitim amacýyla 25 kadar öðrenci yolla-nacaktýr. Bu 25 kiþilik grubun içerisindeSilistireli Ýsmail Hakký (Tonguç) da var-dýr. Öðrenci yollama iþiyle ilgili döneminMuallim Dergisi'nde þu bilgiler vardýr:

"Bu yýl da Ýstanbul Darülmualliminibitiren 25 kiþi tahsil için Almanya'yagönderiliyor. Bu efendiler orada iki yýlFenn-i Terbiye (eðitbilim) tahsili göre-cekler. Dil yönünden güçlük çek-memeleri için onlara Ýstanbul'daAlmanca öðretiliyor."

Gönderilen 25 kiþilik grubun içindeÝsmail Hakký'dan baþka Fuat Gündüzalp,Ömer Tarman (Prof.) gibi kiþiler devardýr. II. Meþrutiyet döneminin buçeþitli eðitbilimsel düþünce sistem-lerinden hiçbirisi o günün koþullarý altýn-da uygulamaya konulamaz. ZatenOsmanlý Ýmparatorluðu çöküþ sürecinegirmiþtir, Batýlý emperyalist devletler"hasta" dedikleri Osmanlýyý ortadankaldýrma planlarýný çoktan uygulamayakoymaya baþlamýþlardýr.

Ne var ki bu düþünce akýmlarý biçimdeðiþtirerek de olsa yeni kurulan TürkiyeCumhuriyeti kadrolarýnca deðerlendirile-cek ve Atatürk'ün çizdiði eðitim çerçe-vesi içinde uygulamaya konulacaktýr.

Ancak Türk köylüsünün eðitimikonusunda, devrim yasalarýnýn yürürlüðegirmesini ve yorgun Anadolu insanýnýnsavaþ sonrasý biraz daha dinlenmesinibeklemek zorundaydýk.

Köy Enstitülerinin kuruluþ ve çalýþmaöykülerine yazý dizimizin sonraki bölüm-lerinde ayrýntýlý olarak deðineceðiz.

Page 45: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

Ýþte Böyle Bir Dünya...Bir gün, belki deYakýn bir gelecekteTüfek dal olduðundaBeyaz bir güvercineBarýþtan bir bayrakDalgalanýrken rüzgârdaYa da tüm aðaçlar çiçekAçarmýþ gibi bahardaYaratan'a ve sonra kullarýna kulÝnsanlar dolaþacak yer yuvarlaðýndaSefalet çoktan unutulmuþ, uzak bir hatýraCehalet bütünüyle yokolmuþ adetaNe aç bir insan var ortadaSadece gözleri canlý ve diriÖyle bir kemik bir deriNe evi toprak altýndaHayvanýyla ýsýnan yoksul ve sefilNe abecesiz milyonlarca cahilNe bir çocuk kimsesizSokakta ve ayazdaOyuncaksýz, kucaksýzBýrakýlmayacak bir kenardaTâ uzakta, dað baþýnda, bozkýrdaBir tek dargýn bakýþ kalmayacak hattâSevgi tütecek burcu burcu her yuvadaVe bir esenlik diyarý olacak dünyaHerkes birbirinden eminHuzur ve rahatta...

Güngör Özyiðit

Page 46: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

Eski Gün Iþýðýnýn Son Saatleri Yazar: Thom Hartman Çeviren: Arýn Ýnan

Kültürümüzün TemeliÖyle bir kültürde yaþýyoruz ki,bu kültürün ilkelerinden biri de þu ;eðer baþka birisinde ihtiyaç duyduðumuz bir þey var da onu bizevermiyorsa ve bizim de elindekini almak için onu öldürebilecekgücümüz varsa, gerekli her türlü zorlamayý yaparak elindekinialmak akla uygun bir davranýþtýr ve kötü karþýlanmaz.Hatta ,bazýdurumlarda bunu yapmak görev addedilir.

"Görev" ifadesi biraz fazlaya kaçmýþ gibigörünebilir ama bu kavram, bu ülke tarihininilk yýllarýnda , Amerikan Yerlileriniöldürmeleri için askerleri ve öncüleri (koloni-cileri) teþvik unsuru olarak, AmerikanHükumetleri tarafýndan çok kullanýlmýþtýr.Ayný kavram Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýndaHitler tarafýndan askerlerini motive etmekiçin de kullanýldý, özellikle de baþka uluslarýntopraklarýný, Alman Halký için "yaþama

alaný"olarak kullanmak üzere zaptederken...Jül Sezar da askerlerinin, aralarýndaKeltlerin,Druidlerin ve Pictlerin bulunduðupek çok insaný katletmelerinin nedenini"görev" olarak nitelendirmiþti. Kýzýl Khmeraskerleri, kendi vatandaþlarýnýn iki milyondanfazlasýný katlederken Pol Pot da bunun birgörev olduðunu belirtmiþti.GeorgeWashington devrinde ABD bütçesinin % 80'i"Kýzýlderili savaþý"na tahsis edilmiþti. Liste

Page 47: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI45

sürüp gidiyor... Tanrý adýna,ülkemiziçin,ailemiz için, annemizin elmalý kekinionlarýn elmalarý ile yapabilmesi için vs, vs...

ABD'de ilk Kýzýlderili savaþý NewEngland'da yapýlan " 1636 Pequot Savaþý" idi.Bu savaþta koloniciler (yerleþmek üzeretoprak arayýþýndakiler) en büyük Pequotköyünü kuþattýlar ve gün doðarken ateþeverdiler. Sonra da "görev" lerini yaptýlar; yanikaçmaya çalýþan herkesi - kadýn erkek çolukçocuk ve yaþlýlar da dahil- vurup öldürdüler.Püriten kolonici William Bradford o sahneyiþöyle tarif ediyor " onlarýn ateþte kavrulduk-larýný ve akan kanlarýn o ateþi söndürecekkadar çok olduðunu görmek çok korkunçtu,çok pis kokular yayýlýyordu ama zafer uðrunabunlara katlanmak küçük bir fedakarlýktý vekoloniciler her þeyi harikulade bir zafereeriþtiren Tanrý'ya þükrettiler"

Bu savaþa kadar kolonicilerin "dost" u olanNarragansetler, Avrupa Usülü Savaþ'ýn buörneði karþýsýnda þok geçirdiler bir daha"beyaz adam" ile baðlantý kurmayý reddettiler.Yüzbaþý John Underhill bu soykýrýma katýl-mayý reddeden Narragansetleri alaya alarakonlarýn diðer kabilelerle yaptýklarý savaþlarýndüþmaný fethetmek ve boyunduruk altýnaalmak için deðil de daha çok vakit geçirmekiçin yapýldýðýný söylemiþti.

Underhill 'in bu söylemi doðruydu.Narraganset usulü savaþ, Eski Kültür'e men-sup çoðu yerli halklarýn ve istisnasýz bütünAmerikan Yerli kabilelerinin savaþlarý gibiyapýlýrdý yani amacý düþmanýný yeryüzündensilmek deðildi. Unutulmamalýdýr ki, ticaretyapmak için komþulara sahip olmak gerekir,keza, komþular arasý evliliklerle, kültürelçeþitliliði saðlayan güçlü bir gen havuzu mey-dana gelir. Kabilelerin çoðu diðer kabilelerintopraklarýna sahip olmak istemezlerdi, çünküdiðerlerinin kutsal kabul ettiði ve ruhlarladolu olduðuna inandýklarý alanlarýna girmekve ihlal etmek konusunda derin çekincelerivardý. Bu kabileler arasý savaþlarýn amaçlarýarasýnda çoðu kez "düþmanlarý öldürmek"yoktu. Önceden belirlenmiþ belli bir "zafer

sembolü" için savaþýlýrdý; bir asayý elegeçirmek, belli bir hattýn ötesine geçmek veyahasmýný onun kendisini yaralamasýndan önceyaralamak ya da hasmýn teslim olmasýnýsaðlamak gibi...

Avrupanýn soykýrým tipi savaþlarýnýn göre-celi olarak oldukça kýsa bir geçmiþi vardýr;yine de bu geçmiþ Gýlgamýþ zamanýna kadaruzanýr. Hitler bunu, Avrupanýn Ari olmayanhalklarýna karþý uyguladý, Pol Pot Kamboçyahalkýna karþý. Kristof Kolomb ise artýkyeryüzünden silinmiþ olan Taino ve Arawakhalklarýna... Ýngiltere, Fransa; Portekiz,Belçika, Hollanda ve Ýspanyanýn silahlarladonatýlmýþ iþgalcileri ise Amerikalarýnyerlilerine uyguladýlar. Ruanda'da Hutu'lartarafýndan Tutsilere, Zaire Kongo olduðundaTutsi'ler tarafýndan Hutulara uygulandý. (Busavaþlar sýrasýnda her iki grup da Zaire veRuanda yaðmur ormanlarýnda yaþayan vedoðu Afrikadaki ilkel avcý kabilelerinin sonyaþayan örneði olan 3000 kadar Pigmininhepsini öldürerek kökünü kazýdýlar.) Busoykýrýmlardan Ýncil'de bahsedilmektedir(Bkz.Joshua) Orta Doðuda kurulmuþ olan ilkþehir devletleri ile bir þekilde temasý olan, budevletlerden doðan ya da bunlar tarafýndanfethedilmiþ olan bütün uygarlýklarýn tarihleribu tip savaþlardan söz eder.

Bu tip savaþ dünyanýn her tarafýnda, çiftçil-er ve hayvancýlýk yapanlar tarafýndan sürekliolarak kurtlara, çakallara, böceklere, hayvan-lara,yaðmur ormanlarýndaki aðaçlara, ve yað-mur ormanlarý ile diðer ormanlýk yerlerdeyaþýyan yerli halklara uygulanmaktadýr. Bubizim yaþam biçimimizdir. Kültürümüzüntemelini teþkil eden fikirlerden kaynaklan-maktadýr. O halde dünya nüfusunun son 37yýlda ikiye katlanmasý ile bir þiddet ve zulümpatlamasý yaþanmasý bizi þaþýrtmamalýdýr.Bizim usulümüz bu...

Bugün bile ABD Hükumeti, düzinelercekabilenin elinden topraklarýný alarak, bura-larýn maden çýkarma haklarýný politik hareket-leri destekleyen büyük þirket gruplarýna ver-mektedir; Benzer þekilde dünyanýn bütün

Page 48: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI46

kýtalarý üzerinde yerli halklar acýmasýz vezalim bir biçimde yurtlarýndan edilmektedir.Peki ama niçin? Aþaðýda iþlerin nasýl bu halegeldiðini anlatan birkaç öykü bulacaksýnýz.

1 - "Bu iþ kadýnlarýn kusurundan kaynaklanýyor"

Çaðdaþ kültürümüzün ilk temellerini atanerkekler tarafýndan bize aktarýlan bir hikâyeyegöre her þey kadýnlar yüzünden oldu.

Bir hikâyeye göre ilk kadýn Havva, yalancýve bir yýlana inanacak kadar aptaldý. Bu yüz-den ondan sonra gelen bütün kadýnlar Hav-va'nýn Tanrýsý tarafýndan cezalandýrýlmaktadýr.

Ya da diðer bir ilk kadýn, Pandora, tecessü-sünü yenememiþti. Madem bütün dertlerimi-zin sebebi kadýnlar, o halde kadýnlarý darsýnýrlar içine hapsetmek, baský yapmak vecezalandýrmak mantýklý bir þey hatta dinigörevimizdir. Çok az istisnasý ile çaðdaþ din-lere ait metinlerden bütün kadýn isimleri silin-miþtir. Þecerelerde de ancak erkeklerin adla-rýna kayda girecek kadar deðer verilmektedir.

2 - "Yaratan hepimizi günahkar yarattý"(Sadece genç kültürlerde rastlanan bir fikir)

Bir diðer hikayeye göre hepimiz yagünahkar ya da aptal doðarýz .Havva'nýn "ilkgünahý" dolayýsýyla, o günden bu yana birkadýndan doðan herkes - kadýn olsun, erkekolsun- günahla ve yanlýþ deðerlendirmeyeteneði ile lekelenmiþtir.

Hristiyan misonerlerle temas eden bir çokkültürlere mensup insanlar,bu hikayeyi anla-makta çok zorlanmýþlardýr. Jonathan Edwards,1822’de bir kitap yazdý. Kitabýn adý "Kýzýlde-rililere misyoner olarak gönderilen RahipDavid Brainerd'in anýlarý" idi. Bu kitap JackForbes'in "Kolomb ve diðer yamyamlar"kitabýnda zikredilmektedir. Edwards anýlarýn-da rahibin þöyle dediðini kaydeder:

" Kýzýlderilileri, doðalarý icabý günahkarolduklarýna, gönüllerinin ahlaksýzlýk vegünahla dolu olduðuna, herkesin kötü yolasaptýrýlabileceðine, herkesin günahkar oldu-ðuna köklü bir biçimde inandýrmak hemen

hemen imkânsýz... onlara durumun böyle ola-bileceðini ancak kendilerinin, zihinlerininkörelmiþ olmasýndan dolayý belki de bununfarkýnda olmadýklarýný ve günahsýz olduklarý-na dair hiçbir kanýt bulunmadýðýný anlattým..."

Diðer birçok eski kültürde olduðu gibiAmerikan Yerlileri de "ilk günah" ve"insanoðlunun günahkar doðasý" kavramlarýnýþaþkýnlýkla karþýladýlar. Pek çoðu, ayný þaþkýn-lýðý ve kafa karýþýklýðýný, Avrupa Gnostikle-rinin nefretle dolu, intikamcý, insanlara tuzakkuran ve tuzaða düþtüklerinde de ceza-landýran bir Tanrý kavramý için de gösterdiler.

3-"Tanrý unutkan bir katiptir."Benzer þekilde Amerikan Yerlilerinin çoðu,

din adamlarýnýn, insanlara, kendi tariflerineuygun þekilde bazý ritüelleri uyguladýklarýtakdirde, Tanrýnýn, iþledikleri cinayetleri ya dahýrsýzlýk veya tecavüz eylemlerini unutmayaikna edilebileceðini söylemelerini de çokgarip bulmaktaydýlar. "Bu, kötü davranýþlaraizin vermek demek deðil midir?" diye soru-yorlardý. Ana fonksiyonu her þeyi kaydetmekolan ama ayný zamanda da "unutkan" olan(Tabii doðru ritüeller uygulanýr veya doðrusözler telaffuz edilirse) bir Tanrý kavramýonlar için anlaþýlmaz bir þeydi. Ne var ki,herkesin günahkar olarak doðduðu ve diðerinsanlara yalan söylemenin, onlarý aldatma-nýn ve istismar etmenin, hýrsýzlýðýn, insanlarýincitmenin insan tabiatý icabý olduðu kavramý,bazýlarýnýn davranýþlarýný dayandýrdýklarý vediðer insanlara kendi bakýþ açýlarýný kabulettirmek için kullandýðý rasyonelleþtirmedir.

Tabii baþka çýkýþ kapýlarý da var; aþaðýyukarý ne kadar yaþayacaðýnýz konusunda birkumar oynayabilirseniz, günah çýkartýr, hayýrkurumlarýna yüklü bir baðýþ yapar ya da tamölürken belli sözleri belli sýrayla söylersiniz.Artýk cennette yeriniz sonsuza kadar hazýrdemektir. Acaba bu dünya görüþü iþe yarýyormu?

"Ama diðerleri de kötü" hikâyesininsonuçlarý: Ýçimizdeki ahlâki ve spiritüelkumarbazlar için aþaðýdaki hikâye adeta hýrsý-

Page 49: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI47

zlýða, caný ne isterse yapmaya cevaz veren birizin belgesidir.

Amerikanýn gýda ikmal zincirini ele alalým.Bitkiler besinlerini topraktan alýrlar. Toprakyapýsýnda çinko ya da kalsiyum bulunmuyor-sa, bitkide de, bu bitkiyi tüketen insan vehayvanlarda da çinko veya kalsiyum bulun-mayacaktýr. Benzer þekilde, Çernobil olayýndadumanaltý olan Avrupa ülkelerinin öðrendiðigibi,toprak ani bir þekilde radyoaktif Sezyumile yüklenmiþse, sebzeler, meyveler ve tahýl-lar, hasat edildiklerinden yýllar sonra bile Gei-ger cihazýnýn ibresini oynatacaklardýr. Kýsacatoprakta ne varsa besinlerimizde de aynýsýn-dan olacaktýr.Hal böyle olunca besinlerimizioluþturan bitkilere konan gübrelerin saf vetemiz olacaðýný düþünürsünüz deðil mi?

Yanlýþ! Eskiden, tozu bastýrsýn diye toprakyollara döktükleri yaðlarýn ya da otoyollarýkaplamak için kullandýklarý asfaltýn içeriðininnasýl olmasý gerektiði konusunda hiçbir kuralyoktu. Ýlk kez CBS televizyonunun "60Dakika" adlý programýnda ortaya çýktýðýnagöre, New Jersey mafyasý bu durumdan kur-nazca yararlanýyordu. Toksik atýklar üreten -kurþun, cýva, PCB, dioksin, likit radyoaktifatýklar, artýk ne varsa - þirketler bir "AtýkBerteraf Etme"þirketi tarafýndan aranýyordu.Bu þirket zehir üreticilerini servet sayýlacakbir harcamadan kurtarmayý teklif ediyordu.Örneðin toksik atýðýn berteraf edilme birimfiatý 3000 $ ise kendileri bu iþi 200$ danyapmayý öneriyorlardý.

Bu da doðayý kirletenler için inanýlmayacakkadar uygun bir fiattý. Tabii sorgu sualetmeden bu teklife adeta atladýlar. Kurallarauygun olarak kurulmuþ, izin belgeleri mevcut"Atýk Berteraf Etme" þirketleri bumalzemeleri alýyor, yað ilavesi ile çokseyreltik bir kývama getiriyor sonra da NewYork ve bazý diðer eyaletlerin kýrsal alanýnda-ki tali yollara püskürtüyorlardý. Bir taraftanda yollarýn kaplamasýnda kullanýlan bitümmaddesine katýyorlardý. Hatta birkaç yerdebenzine karýþtýrarak, benzin istasyonlarýnasattýklarý bile olmuþtu. "Toz Kontrolu"

yapýlan tali yollar üzerinde yaþýyan bazýailelerin ciddi þekilde hastalanmasý ile durumaçýða çýktý."60 Dakika"programýnda teþhiredilmeleri, operasyonun en göze görünürbölümünü sona erdirmiþ oldu.

Bu olaylar 1970'lerde cereyan etmiþti. Pekiondan sonra atýklar nereye gitti? 1997 yýlýndaWashington'a baðlý küçük bir ilçenin Bele-diye Baþkaný bir soruþturma açtýrdý. Ýlçe sýnýr-larý içinde bulunan ve mahalli olarak yetiþtir-ilen yemlerle beslenen hayvanlarýn nedenhastalandýklarýný araþtýrdý. Ortaya çýkandurum Baþkaný dehþete düþürmüþtü.

ABD yasalarýnda gübrelerin toksik atýkveya radyoaktif madde içeremiyeceðine dairbir madde bulunmuyor. Bu durumda örneðinOklahoma, Gore'da bulunan bir uranyumiþleme fabrikasý, düþük miktarda radyoaktifnükleer madde içeren atýklarýnýn "gübre"olduðunu söyleyip, bu atýklarý meralarapüskürterek onlardan kurtulabilir (gerçektende bu atýklarda bitkiler için yararlý bazý besin-ler de bulunuyor). Washington 'un Moxeekentinde bir þirket çelik fabrikalarýnýn toksikatýklarýný alýp mahalli çiftçilere gübre olaraksatýyor. Washington Camas'da ise kurþuniçeren kaðýt fabrikasý atýklarýný çifçiler ürün-lerine püskürtüyorlar. Ülkenin her tarafýndayasal olan bu durumu bir aysberge benze-tirsek anlatýlanlar bu aysbergin ucu bile deðilsadece ucunun minik bir parçasý.

Adý geçen Belediye Baþkaný'nýn öfkesineFederal Hükumetin tepkisi iki þekilde oldu.

Birincisi; birkaç yýl önceki "elmalarda kul-lanýlan pestisidler" paniðinden sonra, pestisid(zararlý böceklere karþý ilaç) sanayii lobicileri,bir yasa çýkarmak için bastýrdýlar ve (þimdi-lik) 13 eyalette bu yasayý çýkardýlar. Yasayagöre insanlarý besinleri konusunda endiþeyedüþürebilecek bir haber yapýlmasý suç oldu.(bu gibi yasalara "Vejeteryen Ýftira Yasalarý"deniyor. Oprah Winfrey sýðýr eti hakkýndaküçük düþürücü bir ifade kullanmaya cüretettiði için suçlandý). Bu yüzden de toksikgübreler konusu bazý gazetelerde hiç yeralmadý.

Page 50: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

SEVGÝ DÜNYASI48

Ýkincisi; Seattle Times gazetesi, yetkililerintoksik atýklarýn satýlmasý ve gübre olarakyeniden kullanýlmasýný teþvik ettikleriniortaya çýkardý. Sebep "sanayi kesimine parakazandýrmak" ve bakýmý ve korunmasý çokmasraflý olan toksik atýk deponi (saklama)bölgelerinin yýðýlmasýný önlemek imiþ.

Hükumet kimden yana? Seattle Timesmuhabiri Duff Wilson hükumetin toksik atýk-larýn gübrelerle karýþtýrýlýp ülkenin her yanýn-da çiftliklerde ve tarlalarda kullanýlmasýnaniçin izin verdiðini sorduðunda, ABD TarýmBakanlýðýndan Rufus Chaney'den þu cevabýalmýþ: "Çok fazla para sarfedilmesini gerek-tirecek limitler koymak sorumsuzca davran-mak olur"

Paralel bir þekilde ABD Enerji Bakanlýðý(atom bombalarý ve nükleer savaþ baþlýk-larýnýn üretimini denetleyen bir kurum içinoldukça anlam kaydýrýcý bir isim),Washington, Hanford'daki nükleer atýk depo-su sözcüsünün aðzýndan ifade edildiðinegöre," müthiþ bir kaynaða" sahipmiþ. 19Temmuz 1997 tarihli "Bilim Haberleri"der-gisinde yayýnlanan bir makalesinde sözcüþöyle diyor ;"ABD 'deki en büyük stronsiyum90 stoku bizde bulunuyor."Ýtrium 90'ýmýz iseen saf Ýtrium. Ýtrium'un Stronsiyum'dan eldeedilmesi ameliyesinin patenti bize ait. Aynýmakalede nükleer bomba üretimi sýrasýndaçok yaygýn olarak ortaya çýkan bir atýk olanÝtrium 90'ýn, nükleer týp alanýnda tümörtedavisinde kullanýlacak yeni bir madde ola-bileceði düþüncesi ile halen deneylere tabitutulduðu da açýklanýyor.

Tabii, nükleer atýklarýn ilaç olarak kullanýl-masýnda birkaç problem ortaya çýkýyor.Emory Üniversitesinden bir araþtýrmacýnýnbelirttiðine göre; "Ýridium 192 izotopununöylesine derine iþleyen bir radyasyonu var kibu madde ile çalýþrken hasta yataðýndan uzak-laþmanýz gerekiyor" Her þeye raðmen Hükü-met, bomba üretiminden kaynaklanan radyo-aktif atýklarýn geri dönüþtürülebileceði ümidi-ni besliyor. Bu da atýðýn, diðer toksik atýklarýnbulaþtýðý besinleri yediðinden dolayý kanser

olan hastalara enjekte edilmesi ile yapýlacak!Ne kadar acýdýr ki bu gibi durumlarla

karþýlaþtýðýmýzda dehþet duyuyoruz amaþaþýrmýyoruz...

Dünya yüzünde altý milyar insanýn azalmýþkaynaklar için mücadele ettiðini düþünürsekartýk " Herkes yapýyor,herkes günahkar, bizyapmasak bir baþkasý yapacak, zaten yap-týðýmýz þey yasal" düþüncesinin ne denliyaygýn olduðuna þaþmayýz. Bu gibi düþüncel-er hayatta kalabilmek için yapýlan rasyonel-liþtermelerdir. Çocuklarýmýzýn ve onlarýn ola-cak dünyanýn caný cehenneme... Þimdi, þuanda neyi kapabiliyorsan kap! Zaten bizimkültürümüzün usulü bu deðil mi? Sezar'ýnKeltleri yaðmalamasýndan Pizarro'nun Ýnka-larý soymasýna, Kolomb'un Tainolarý köleleþ-tirmesine, tütün sanayi üst düzey yönetici-lerinin üçüncü dünya ülkelerinin çocuklarýnýtütüne baðýmlý yapmasýna kadar hepsi amahepsi wetiko kalýbýna göre þartlanmýþ zihin-lerin ürünü. Bu da baþka bir insanýn yaþamýnýkendi amaçlarýnýz için ele geçirmek anlamýnýtaþýyor.

Doymak bilmeyen bir hýrs ile tezahür edenruhsal bozukluðun yarattýðý bu durum þiddetlebulaþýcý ve içinde yaþadýðýnýz kültür buhastalýðýn yayýlma nedeni. Öldürücü birhastalýk bu, kendi hakimiyetlerini, kazaným-larýný ve hýrsýzlýklarýný korumak isteyenlerindini ve kültürü (dinin ya da kültürün ismi herne olursa olsun) çarpýtarak amaçlarýna aletetmeleri ile rasyonelleþtirilmiþ ve yerleþtir-ilmiþ bir düþünce kalýbý. Ýþte dünyayý veüzerinde yaþayanlarý bu öldürüyor.

Dünyayý yok etmekte olan insanoðlu deðil.Ýnsanoðluna þu anda hükmeden bir grubunuydurduðu hikâyelerin yarattýðý sonuçlar.Yaþamýmýzýn ilk anýndan itibaren maruzkaldýðýmýz bu hikâyeler, baþka insanlarý, diðercanlýlarý ve gerçekten yaradýlýþýn tamamýný veiçerdiði tüm düþünceleri -ki bunlarýn toplamýkültürümüzün ta kendisidir- onlarýn gözüylegörmemize neden oluyor. Eðer yakýn bir gele-cekte deðiþmeyi baþaramazsak, bu bizimsonumuz olacak.

Page 51: Tanýklarýn Aðzýndan Ruhsal Olaylarınları.com/arsiv/0911Dergi.pdf · sonra Dr. Bedri Ruhselman'ýn çalýþma-larý ve yayýnladýðý kitaplarla Türkiye-mizde parapsikolojik

DeðerliOkuyucularýmýzSevgi Dünyasý DergimizHaziran 2007 tarihindenbaþlamak üzere yalnýzcaabonelerimize ulaþmaktadýr. Bizlerle olmaya devam etmek istiyorsanýz,Oba Sok. Sýlla Ap. No: 7/1 Cihangir/Ýstanbul adresine mektuplaveya Haberleþme Sorumlusu ve Okur/Abone Ýliþkileri: Kazým Erdemoðlu’na (0212) 252 85 85 no’lu telefonla, (0212)249 18 28 no’lu faxla abone adresinizi bildirmenizi rica ederiz.En içten sevgilerimizleSevgi Dünyasý

Adý, Soyadý: .....................................................Adres: .....................................................Posta Kodu: .....................................................Ýlçe: .....................................................Ýl: .....................................................Tel: .....................................................Abone ücreti: Yurt içi (40 TL) ................

Yurt dýþý (50 TL) ................Posta Çeki No: 385999 (Sevgi Yayýnlarý)

“Lütfen Yeni Yýlda AboneliðiniziYenilemeyiUnutmayýnýz!..”