t.c. ÇaliŞma ve sosyal gÜvenlİk bakanliĞi yayın ...Ÿ... [email protected] her türlü hakkı...
TRANSCRIPT
T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
Yayın No: 09
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI
REHBERİ
Editör Dr. Fazıl AYDIN
Yayına Hazırlayanlar
Sakine OVACILLI İSG Uzmanı Tolga PEKİNER İSG Uzmanı
Ankara, 2014
ii
T.C.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
Bu kitap, iş sağlığı ve güvenliği kapsamında yer alan çeşitli kavramların ve işyeri uygulamalarının anlaşılmasını kolay-laştırmak amacıyla ilgili mevzuatta sıklıkla geçen risk faktörleri ve belirli konulara yönelik hazırlanmış açıklayıcı tek-nik rehberleri içermektedir. Rehberler yol gösterici nitelikte hazırlanmış olup yasal olarak uygulanması zorunlu dokü-manlar değildir.
www.csgb.gov.tr [email protected]
Her türlü hakkı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na aittir.
Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili
Birimince hazırlanan bu kitap ÇASGEM tarafından bastırılmıştır.
Hazırlayan Birim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü
ISBN: 978-605-4971-02-2
Tasarım-Baskı
Kayıhan Ajans Tuğçe Gür
Hoşdere Cad. 201/9 Çankaya-Ankara Tel: 0312 442 72 72
www.kayihanajans.com
5
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
iii
SUNUŞ
Türkiye, çalışanın ve işverenin yanında yer alan politikalar izleyerek her geçen yıl
ekonomisini güçlendirmektedir. İstihdamı artırırken istihdam şartlarını iyileştirme konusunda özellikle hassasiyet göstermiştir. İş sağlığı ve güvenliğinde, gerek yasal zemin gerek kültürel düzey, iyileştirici ve önleyici bir anlayışın benimseneceği şekilde geliştirilmiş, güçlendirilmiştir. Ekonomisiyle büyüyen Türkiye, çalışanıyla ve işvereniyle güvenle büyümektedir.
İş sağlığı ve güvenliği, sadece Türkiye’nin değil, tüm ülkelerin karşı karşıya olduğu ortak bir konudur. Günümüzde dünyada, her alanda hızlı bir değişim ve dönüşüm süreci yaşanmaktadır. Bunun neticesinde insanoğlu büyük kazanımlar elde etmektedir. Bununla birlikte, sanayileşme artarken, çalışma şartları ve şekilleri sürekli değişmekte, üretim araçlarının teknolojisi gelişmekte ve çeşitlenmektedir.
Ülkemizde, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yayımlanarak, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki uygulamaların güçlü bir yasal zemine kavuşturulması sağlanmıştır. İş sağlığı ve güvenliği alanında arzu ettiğimiz noktaya erişebilmemiz için, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’unun anlaşılabilmesi ve uygulanabilmesi elzemdir. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğümüzün öncülüğünde hazırlanan bu yayının, daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma hayatına erişmemizde katkı sağlamasını, iş sağlığı ve güvenliğinin uygulanması noktasında tüm okuyuculara faydalı olmasını diliyorum.
Faruk ÇELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
7
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
iv
Ülkemiz iktisadî olarak gün geçtikçe gelişmekte, istihdamını artırma yolunda ilerlemekte ve hızla sanayileşmektedir. Bu nedenle, çalışma hayatının her aşamasında ve her alanında yeni ihtiyaçlar ve so-runlu alanlar ortaya çıkmakta; ihtiyaçların karşılanması amacıyla Bakanlığımız bünyesinde gerekli re-form, iyileştirme ve düzenleme faaliyetleri bütün hızıyla devam etmektedir. Söz konusu ihtiyaçların en önemlilerinden birisi kuşkusuz iş sağlığı ve güvenliği alanıdır. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanu-nu kanun, alanında önemli bir boşluğu doldurmuştur. Kanunun yürürlüğe girmesi ile kamu ve özel kesim çalışanları iş sağlığı ve güvenliği düzenlemelerinin koruyucu şemsiyesi altında girmiştir.
Elinizdeki eser, çalışma hayatının iş sağlığı ve güvenliği boyutunu ilgilendiren konular ile ilgili olarak hazırlanmış bir uygulama rehberidir. Rehberde havalandırmadan, nano malzemelere; aydınlatmadan zararlı gazlara kadar pek çok alanda hazırlanmış uygulama örnekleri ve talimatları bu-lunmaktadır. Eserin, her yıl maddî ve manevi olarak çeşitli kayıplara neden olan iş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda ülkemizde gittikçe artan bilince katkıda bulunmasını, söz konusu kaza ve has-talıkların asgariye inmesine yardımcı olmasını temenni ediyor, siz değerli çalışanlarımıza kazasız, sağlıklı ve mutlu çalışmalar diliyorum.
Halil ETYEMEZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Bakan Yardımcısı
9
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
v
ÖNSÖZ
Ülkemizde iş dünyasının, iş sağlığı ve güvenliği meselesini, uyulması gereken bir mecburiyetten ziyade, çalışanların sağlığını ve güvenliğini destekleyen, verimi ve kaliteyi artıran bir araç olarak görme-leri gerektiğine inanıyorum. Ancak böyle bir kültür oluştuğu takdirde, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesine katkı sağlayacak, maddi ve maddi boyutu ile ölçülemeyecek kadar büyük olan manevi kayıplarımızın önüne geçilebilecek, işyerlerimizde sürekli iyileşme ve gelişme ortamını sağlamak müm-kün olabilecektir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yayımlanması, işyerlerimizde çalışma ortam-larının daha huzurlu, çalışanların daha mutlu ve işletmelerin daha verimli olması için atılacak adımlara güçlü ve kararlı bir yasal zemin sağlamıştır. Kanun özünde, iş kazası meydana geldikten ya da bir meslek hastalığı ortaya çıktıktan sonra neyin yanlış olduğunu tespit etmek yerine, iş kazası ya da meslek has-talığına yol açabilecek faktörlere odaklanmayı, bunlarla mücadele etmeyi, iyileşme ve gelişmeyi ve özel-likle insanı merkeze alan önleyici politikanın yaygınlaştırılması üzerinde hassasiyetle durmaktadır.
Kanunla gelen risk değerlendirmesi, önleme kültürü gibi birçok yeni kavramın uygulamada karşılığını bulabilmesi için rehberlik hizmetlerinin sağlanmasının gerektiği düşüncesinden hareketle hazırlanan İSG Uygulama rehberlerinin, işverenlerimize ve iş sağlığı ve güvenliği alanındaki uygu-layıcılar ve akademisyenler başta olmak üzere tüm okuyucularına yararlı olmasını diliyorum.
Fatih ACAR Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Müsteşarı
11
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
İÇİNDEKİLERSUNUŞ ......................................................................................................................................................... 5
ÖNSÖZ ......................................................................................................................................................... 9
İşyerlerinde Aydınlatma .............................................................................................................................. 13Serap ZEYREK, Esin KÜRKÇÜ, İlknur ÇAKAR
Tehlikeli Kimyasal Maddelerin Oluşturduğu Riskler için Genel ve Özel Önleme Yöntemleri ................ 19Fatma Işık COŞKUNSES
Tehlikeli Kimyasal Maddelere Solunum ile Maruziyette Risk Derecesi Belirlenmesinde Basit Risk Değerlendirmesi Metodu .......................................................................................................... 27
İlknur ÇAKAR, Fatma IŞIK COŞKUNSES, Suna AHİOĞLU, Esin KÜRKÇÜ
Patlayıcı Ortamlarda İş Güvenliği .............................................................................................................. 35Nihat EĞRİ
Boya Sektöründe Solvent Kullanımı: İş Güvenliği Açısından Tehlikeler ve Alınması Gereken Önlemler ....................................................................................................................... 53
Esin A. KÜRKÇÜ
Endüstriyel Havalandırma .......................................................................................................................... 61Nihat EĞRİ, Cihat İMANCI, Mehmet Salih AKPOLAT
Tehlikeli Kimyasal Maddelere Deri Yolu ile Maruziyette Risk Derecesinin Belirlenmesi ve Önlemler .. 93Neslihan ÇEVİKSOY, Fatma IŞIK COŞKUNSES, Betül ÇAVDAR, Özlem İLİK
Tehlikeli Kimyasal Ajanların Varlığından Kaynaklanan Kaza, Yangın ve Patlama Risklerinin Değerlendirilmesi için Basitleştirilmiş Metot .......................................................................................... 105
İlknur ÇAKAR, Fatma IŞIK COŞKUNSES, Neslihan ÇEVİKSOY, Cihat İMANCI, Mehmet Salih AKPOLAT
Metal İşleme Akışkanları Kullanımında İş Sağlığı ve Güvenliği ............................................................ 117Fatma IŞIK COŞKUNSES, Fatih EREL
Demiryollarında İş Sağlığı ve Güvenliği .................................................................................................. 135Murat GÖÇENER
Dar Kesitli Kazılarda (Trenching) İş Sağlığı ve Güvenliği ...................................................................... 157Fatma Işık COŞKUNSES, Nurullah TAŞ
Ofislerde İş Sağlığı ve Güvenliği ............................................................................................................. 185Serap ZEYREK, Hatice Figen ULUCAN
Yeraltı Madenlerinde Bulunan Zararlı Gazlar ve Metan Drenajı ............................................................. 207Burak YASUN, Mert DURŞEN
Kapalı Alanlardaki Çalışmalarda İş Sağlığı ve Güvenliği ....................................................................... 225Nihat EĞRİ, Abdullah Gencer ATASOY
12
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
Makine Koruyucuları ................................................................................................................................ 237Kürşat İsmail AKÇA
Kaldırma Araçlarında İş Sağlığı ve Güvenliği ......................................................................................... 255Seçil CEYLAN, Ali Kaan ÇOKTU
Nanomalzemeler ve Tehlikeleri ................................................................................................................ 269Fatma Işık COŞKUNSES, Merve İSTİF
Nanomalzemelerle Çalışmalarda Risk Değerlendirmesi ve Kontrol Önlemleri ...................................... 279Fatma Işık COŞKUNSES, Merve İSTİF
Patlama Riski Olan Ortamlarda Elektrik Tesisatı ..................................................................................... 289Alper Yasin ÖZÇELİK
Elektrik – Yüksek Gerilim Etkileri ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar............................................. 301Nasip Gül ERÇOBAN
13
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
1
14
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
2
İŞYERLERİNDE AYDINLATMA1
İşyerlerinde güvenli bir çalışma ortamı sağlanmasında, görsel işlerin kolaylıkla yapılmasında ve uygun bir görüş alanı oluşturulmasında en önemli faktörlerden biri aydınlatmadır. Güvenli çalışma ortamının sağlanması en önemli önceliklerden biridir ve iş güvenliği koşullarının iyileştirilmesi işyerindeki tehlike-lerin görünür kılınması ile sağlanır. Aydınlatmanın görünürlük sağlama etkisinin yanında fizyolojik ve psikolojik etkileri de bulunmaktadır.
İşyerlerinde aydınlatma iş verimini de çok büyük ölçüde etkilemektedir. Aydınlatma öncelikle, yapılan iş ve işlemlerde tüm detayın görülebilmesi için gereklidir. İş sağlığı ve güvenliği açısından ise aydınlatmanın işin uygulanan kalite standartlarının gerektirdiği şekilde yapılmasını ve hata oranlarının azaltılmasını sağlamasının yanında özellikle iş kazalarının önlenmesinde büyük bir etkisi bulunmaktadır.
Aydınlatma açısından uygun çalışma ortamı sağlanırken mümkün olduğu ölçüde gün ışığından fayda-lanılmalıdır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ilerleyen bölümlerde bahsedilen aydınlatma kriterle-rine uygun bir yapay aydınlatma sistemi kurulmalıdır. Gün ışığı ve yapay aydınlatma sistemlerinin bir-likte, dengeli olarak kullanılması uygulanabilirlik açısından en uygun çözümdür.
1. AYDINLATMA KRİTERLERİ
1.1. Aydınlatma Şiddeti (Illuminance): Bir yüzeye düşen ışık miktarına aydınlatma şiddeti denir. Aydınlatma şiddetinin birimi lükstür.
1 lüks = 1 lümen/ m2 (lümen lüminesans akı birimidir)
Aydınlatma şiddeti açık havada gündüzleri 2.000-100.000 lüks arasında, geceleri ise 50-500 lüks arasında değişmektedir. TS EN 12464 numaralı “Işık ve Işıklandırma - İş Mahallerinin Aydınlatılması - Bölüm 1: Kapalı Alandaki İş Mahalleri” standardında belirtilen işyerlerindeki bazı alanlarda ve işlerde gerekli aydınlatma şiddeti değerleri aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Tablo 1. İşyerlerinde bazı alanlarda ve işlerde gerekli aydınlatma şiddeti değerleri
Alan Aydınlatma Şiddeti (lüks)
Koridorlar ve depolama alanları 100
Ofis çalışmaları 500
Yüzey hazırlama ve boyama 750
Montaj, kalite kontrol ve renk kontrolü 1000
1 1 Serap Zeyrek, Esin A. Kürkçü, İlknur Çakar, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
15
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
3
1.2. Lüminesans: Lüminesans bir yüzey tarafından yansıyan ya da emilen ışık miktarıdır. Birimi Kande-la (cd) / m2’dir. Duvarlar, mobilya ve diğer nesnelerde görünen ışık bu yüzeylerin yansıtma ve absorbe etme özelliğine bağlıdır. 300 lüks aydınlatma şiddetine sahip bir ofiste bulunan bazı nesnelerin lümine-sans değerleri örnek teşkil etmesi için aşağıda verilmektedir.
Tablo 2. Lüminesans Değerleri
Lüminesans Değerleri
Cam yüzeyler 1000-4000 cd / m2
Masa üzerindeki beyaz kağıt 70-80 cd / m2
Masa yüzeyi 40 -60 cd / m2
65 watt gücündeki floresan bir lambanın lüminesans değeri 10.000 cd / m2 ‘dir.
1.3. Yansıtma Oranı (Reflectance): Farklı yüzeyler gelen ışığı farklı büyüklülerde absorbe eder. Koyu renk bir yüzey açık renk bir yüzeye göre daha fazla ışık absorbe eder, yani daha az ışık yansıtır. Yansıtma oranı yansıyan ışığın gelen ışığa oranıdır. Aydınlık şiddeti ve lüminesans değerleri ile yansıtma oranı hesaplanabilir.
Yansıtma oranı (%)= (Lüminesans/Aydınlatma Şiddeti)* П* 100
Aydınlanma dağılımında etkili olan yüzeylerin yansıma oranları TS EN 12464 numaralı standartta veril-miştir.
Tablo 3.Aydınlanma dağılımında etkili olan yüzeylerin yansıma oranları
Yüzey Yansıma Oranları*
Tavan 0,6 – 0,9
Duvarlar 0,3 – 0,8
Çalışma yüzeyleri 0,2 – 0,6
Zemin 0,1 – 0,5
*Yansıma oranları hesaplanırken siyah rengin 0,1 ve beyaz rengin 1 yansıma oranına sahip olduğu var-sayılmaktadır.
16
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
4
1.4. Doğrudan ve Dolaylı Aydınlatma (Direct – Indirect Lighting): Doğrudan aydınlatma bir yüze-yin bir kaynaktan düz bir hat üzerinde gelen ışık ışınları ile aydınlatılmasıdır. Doğrudan aydınlatma lokal olarak yüksek lüminesans oluşturmakla birlikte ışığın geliş yönünde bulunan nesnelerin arkasında koyu gölgeler oluşturmaktadır. Çok yüksek lüminesans gözde kamaşmaya (glare) yol açar ve rahatsızlık veri-cidir.
Doğrudan aydınlatma işyerlerinde sadece iki durumda, aydınlatma şiddetinin “rölatif” kamaşma yarat-mayacak kadar yüksek olması ya da yapılan işin gerektirmesi halinde tavsiye edilir. Doğrudan aydınlatma işyerlerinde özellikle kalite kontrol işleri gibi yüksek düzeyde görünürlük gerektiren işler için kullanılmaktadır. Işığın doğrudan göze gelmesini engellemek amacıyla işin yapıldığı yerin aydınlatılması şeklinde lokal olarak uygulanabilir.
Dolaylı aydınlatma ışık akısının en az %90’nını tavana veya duvarlara dağıtan ve bu yüzeylerden geri yansıyan ışık ile aydınlatmadır. Enerji verimliliği açısından duvarların ve tavanın açık renklere boyanmış olması gerekmektedir. Dolaylı aydınlatmada dağınık ışık oluşmakta ve gölgeler oluşmamaktadır. Genel-de yüksek aydınlatma şiddeti sayesinde kamaşma riskini en aza indirir ancak ofislerdeki parlak duvar ve tavanlar ekranlar yüzeyinde yansımaya neden olarak “rölatif” kamaşma oluşturabilir.
İşyerindeki kapalı ortamlarda, doğrudan ve dolaylı ışığın iyi dengelenmiş olması gerekmektedir.
1.5. Göz Kamaşması: Göz kamaşması doğrudan (dolaysız) veya yansıyarak (dolaylı) gelen ışıktan kaynaklanabilir. Dolaysız göz kamaşması (glare) ışık kaynağına direkt bakıldığında oluşur ve yapılan görsel çalışma önemli ölçüde olumsuz olarak etkilenir. Gözü yorduğu, yanma, kuruluk, sulanma ya da batma hissi oluşturduğu için çalışmayı zorlaştırır. Dolaylı göz kamaşması (flicker) çok güçlü yansıtıcı yüzeylerden ışığın yansıması sonucu oluşur ve yapılan işi olumsuz etkiler. Bu nedenle işyerlerinde göz kamaşmasına neden olacak durumlar azaltılmalıdır. Göz kamaşmasını önlemek için ışık kaynağının önü-ne perdeleme düzenekleri yerleştirilebilir.
1.6. Işığın Renk Sıcaklığı (Colour Appearance): Işığın renk sıcaklığı, bir ışık kaynağından yayılan görünür ışıktır ve sıcak, orta ve soğuk olarak üçe ayrılmaktadır. Işığın tayfsal kompozisyonu göz önüne alındığında “sıcak” ışık daha fazla kırmızı ışık bileşenlerinden oluşmaktadır ve birçok insan tarafından huzurlu ve konforlu bulunmaktadır. “Orta” ışık tayfsal kompozisyonda daha az kırmızı ışık bileşenlerin-den oluşmakta ve daha soğuk ve beyaz görünmektedir. “Soğuk” ışık tayfsal kompozisyonda en az kırmızı ışık bileşeni içeren ışıktır ve 1000 lüksün altında çok soğuk ve rahatsız edici gözükmektedir. Işığın renk sıcaklığı seçimi daha çok psikolojik ve estetik bir konudur. TS EN 12464 nolu standartta ışığın rengi, rengin sıcaklığı ile tanımlanmıştır.
Tablo 4. Işığın renk sıcaklığı ile ilişkili K° cinsinden renk sıcaklığı değerleri
1.7. Renk Yansıtma (Colour Rendering): Bir lambanın renk yansıtma indeksi çevrenin, nesnelerin ve insan derisinin ne kadar doğal ve doğru bir şekilde betimlendiğini göstermektedir. Renk yansıtma indek-sinin mümkün olan en yüksek değeri 100’dür ve renk yansıtma kalitesi azaldıkça azalmaktadır.
Işığın Renk Sıcaklığı İlişkili Renk Sıcaklığı (K°)
Sıcak 3300 K° altı
Orta 3300 ve 5300 K° arası
Soğuk 5300 K° üstü
17
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
5
1.8. Gün Işığı (Daylight): İşyerlerinde gün ışığından mümkün olduğu ölçüde faydalanmak gerekmekte-dir. Gün ışığının insanlar üzerinde birçok olumlu etkisi bulunmaktadır. Bir neden, yapay aydınlatmaya göre daha fazla aydınlatma şiddetine ulaşılmasıdır. Güneşli bir günde açık havada aydınlatma şiddeti 100.000 lüks, gölgede ise 10.000 lüks olmaktadır. Yapay aydınlatma ile ise işyerlerinde genellikle 500 lüks civarı aydınlatma şiddetine ulaşılmaktadır. Gün ışığı yapay aydınlatmaya göre daha iyi renk yansıtmaya sahiptir. Gün ışığının seviyesi ve tayfsal kompozisyonu da gün içinde değiştiğinden bu dina-mik yapının çalışanları canlandırıcı bir etkisi vardır. Ayrıca gün ışığından kaynaklanan doğrudan göz kamaşması yapay ışığa göre daha az rahatsız edicidir. Bu nedenle işyerlerinde mümkün olduğunca doğal aydınlatmadan faydalanılmalıdır. Ancak gün ışığının tüm işyerlerinde ve tüm zamanlarda yeterli miktar-da olmaması nedeniyle işyerlerindeki aydınlatmanın uygun olarak seçilmiş yapay ışık ile desteklenmesi gerekmektedir.
İşyerlerinde aydınlatmanın uygun bir şekilde sağlanıp sağlanmadığının belirlenmesi için aşağıdaki para-metreler göz önüne alınmalıdır;
• Çalışma alanındaki aydınlatma şiddeti seviyesi,
• Çalışma alanında bulunan parlak yüzeylerin dağılımı,
• İş ekipmanlarının ve çalışan nesnelerin büyüklüğü,
• İşyerinde merdivenler, koridorlar, eşik gibi yükseklik farklı bulunan zeminler gibi özellikle aydınlatılması gereken alanların varlığı,
• İşyeri ortamında bulunan nesnelerden ışığın ne kadar yansıdığı,
• İşyerindeki nesneler ve çevresindeki alan/arka plan arasındaki kontrast oranı,
• Çalışma ortamında görülmesi gereken nesnelerin ne kadar zamanda fark edildiği,
• Çalışanın yaşı.
Çalışanın yaşı uygun aydınlatma şiddeti seviyesinin belirlenmesinde önemli bir parametredir. Standart-larda bahsedilen değerler genç çalışanlar üzerinden belirlenmiştir. Buna göre 20-25 yaş arasındaki çalışanın ihtiyaç duyduğu aydınlatma şiddeti çarpanını 1 kabul edersek;
40-50 yaş için 1,2
51-65 yaş için 1,6
65 yaş üzeri için 2,7’dir.
Örneğin yapılan işe göre standartta verilen aydınlatma şiddeti 200 lüks ise bu değer 40-50 yaş arası çalışanlar söz konusu olduğunda 240 lüks olmalıdır.
2. İŞYERİNDE AYDINLATMA VE İŞ KAZALARI
Aydınlatma şiddeti ve işyerindeki dağılımının çalışanın görsel bir işi hızlı, güvenli ve rahat algılayıp ger-çekleştirmesinde büyük bir etkisi vardır. Aydınlatma şiddeti arttıkça yapılan işin ince detaylarının fark edilmesi o kadar kolay olmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalar, yüksek aydınlatma şiddetinin konsant-rasyon ve motivasyonunun artmasına ve bunun çalışanın performansının %50 oranında artmasına sebep olduğunu göstermektedir. Çalışanın hata yapma oranı azaldığı için, yüksek aydınlatma şiddeti olan işyer-lerinde iş kazaları da azalmaktadır. İş kazalarının büyük bir oranı aydınlatma şiddetinin 200’lüks den az olduğu işyerlerinde gerçekleşmektedir.
Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyinin raporuna göre kötü aydınlatma tüm iş kazalarının %5’inin sebe-bidir ve bu oran kötü aydınlatmadan kaynaklanan göz yorgunluğu ile birlikte değerlendirildiğinde iş ka-
18
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
6
zalarının %20’sine ulaşmaktadır. 1950’lerde Amerika’da ağır sanayi endüstrisinde bir fabrikada aydınlatma alanında yapılan iyileştirme çalışmaları iş kazaları ve aydınlatma arasındaki ilişkiyi göster-mektedir. Bu çalışmada fabrikadaki montaj hattında aydınlatma şiddetinin 200 lükse yükseltilmesinden sonra kaza oranında %32’lik bir düşüş sağlanmıştır. Bir sonraki adım olarak kontrastı azaltmak ve daha dengeli bir aydınlatma sağlamak için duvarlar ve tavan açık renge boyanmıştır. Bunun sonucunda kaza oranında ek olarak %16,5’luk bir azalma gözlenmiştir. Benzer çalışmalar İngiltere ve Fransa’da yapılmış ve özellikle tersaneler, döküm sanayi, büyük montaj hatları ve atölyelerde iş kazalarında önemli ölçüde bir azalma gözlenmiştir.
3. İŞYERİNDE AYDINLATMA VE VERİMLİLİK
İşyerlerinde aydınlatmada yapılan iyileştirmelerden sonra verimliliğin arttığına dair birçok çalışma bu-lunmaktadır. Bu artış, işin görsel açıdan daha hızlı yapılması şeklinde olan direkt etki ve göz yorgunlu-ğun azaltılması şeklinde olan dolaylı etkiden kaynaklanmaktadır. Yapılan bir çalışmada başlangıçta 100 lüksten az aydınlatma şiddetine sahip 15 işyerinde aydınlatma şiddetindeki artış sonucunda verimlilikte %4 - %35 oranında artış gözlenmiştir. Amerika’da pamuk eğirme fabrikasında yapılan başka bir çalışmada ise aydınlatma şiddeti 170 lüksden 340 lükse çıkarıldığında üretim %5 oranında artmış ve aynı zamanda hatalı üretim çok büyük ölçüde azalmıştır. Sonuç olarak toplam maliyet %27,5 oranında azalmıştır. Bu sonuçlar yönetimi aydınlatma alanında daha fazla iyileştirmeye sevk ederek aydınlatma şiddeti 750 lükse çıkarılmıştır. Bunun sonucunda ise üretim başlangıç değerine göre %10,5 artmış ve hatalı ürünlerden kaynaklanan maliyet %40 oranında azalmıştır. Aydınlatma şiddeti ve verimlilik bir noktaya kadar doğru orantılı olmakla beraber 1000 lüksün üzerindeki aydınlatmalarda yansımalar, koyu gölgeler aşırı kontrast ve göz kamaşması oluşumu nedeniyle bu değerin üzerindeki aydınlatma şiddetinin olumsuz etkilere sebep olduğu bilinmektedir. Çalışanların en çok tercih ettiği aydınlatma şiddeti değeri 400-850 lüks arasındadır.
Benzer çalışmalar İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer başka ülkelerde yapılmıştır. Aydınlatma şiddetin-deki artış sonucunda verimlilikte artma, hatalı ürünlerde ve iş kazalarında azalma görülmüştür.
REFERANSLAR
1. Kroemer K.H.E, Grandjean E. (2005). Fitting the Task to the Human, 5th Edition, Taylor and Fran-cis, London
2. Weston H.C. (1962). Sight Light and Work, 2nd Edition, H.K Lewis & Co. Ltd., London
3. Calleja A.H., Perez F.R., Conditions Required For Visual Comfort, ILO Encyclopedia
4. Smith N.A., General Lighting Conditions, ILO Encyclopedia
5. TS EN 12464 nolu “Işık ve Işıklandırma - İş Mahallerinin Aydınlatılması - Bölüm 1: Kapalı Alandaki İş Mahalleri” Standardı
19
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
7
20
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
8
TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERİN OLUŞTURDUĞU RİSKLER İÇİN GENEL VE ÖZEL ÖNLEME YÖNTEMLERİ2
Kimyasal maddeler sanayimizin ve günlük yaşantımızın içinde birçok alanda yer alıp katı, sıvı ve gaz hallerinde kullanılmaktadırlar. Dünyada her yıl en az 400 milyon ton kimyasal madde üretilmekte ve her tür endüstride kullanılmakta olduğundan, günümüzde çalışanların birçoğu kimyasal tehlikeye şu ya da bu şekilde maruz kalmaktadır. Bu kimyasal maddelerin birçoğu insanlara ve çevreye büyük zararlar vere-bilmektedir. Sanayide kullanılan kimyasal maddeler, dikkatsizlik ve yanlış kullanım durumunda oluşan iş kazalarının ve sağlık problemlerinin başlıca nedenleri arasındadırlar.
Çalışanları kimyasal maddelerden kaynaklanan tehlikelerden ve olası hastalıklardan koruyabilmek amacıyla öncelikle riskler belirlenmeli ve risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Risk değerlendirmesi ile kimyasal maddeler risk derecelerine göre sınıflandırılır ve buna göre uygun önlemler alınarak çalışanların sağlık ve güvenliği korunur. Yapılan risk değerlendirmesi, işyeri ortamındaki tehlikeli işyeri ortam faktörlerini, maruziyet ve risk derecesini, uygun ölçüm ve analizleri, sağlık gözetimi, eğitim ve bilgilendirme ile ilgili konuları içermelidir.
İşyeri ortamında tehlikeli kimyasal maddenin oluşturduğu riski ortadan kaldırmanın yolu, işyeri or-tamında bu maddenin bulunmamasıdır. Bunu sağlamak için, mümkünse tehlikeli kimyasal madde, başka bir maddeyle değiştirilmeli veya proses değişikliği yapmaya çalışılmalıdır. Teknik olarak kimyasal mad-de veya proses değişimi yapmanın mümkün olmadığı durumlarda işyeri ortamındaki risk, gerekli önleme ve koruma yöntemleri kullanılarak azaltılmalıdır. Genellikle, işyeri ortamında yapılan risk analizinin sonuçları, alınması gereken önlemler ile ilgili bilgi verir.
1. GENEL ÖNLEME PRENSİPLERİ
Risk analizi sonuçlarından bağımsız olarak, genel önleme prensipleri, tehlikeli kimyasal maddelerle çalışmalarda mutlaka uygulanmalıdır. Kimyasal risklere karşı genel önleme yöntemleri Tablo 1’de ve-rilmiştir.
Tablo 1. Kimyasal risklere karşı genel önleme yöntemlerinin uygulanması
Genel Önleme Yöntemleri Uygulama
Etkilenen çalışan sayısını en aza indirmek
• Çalışanların işyerinde belirli bölgelere girmelerini engellemek.
• Tehlikeli kimyasal madde ile çalışılan bölümleri diğerlerinden ayırmak.
Maruziyet süresini en aza indirmek
• Yeterli havalandırma sağlamak
• Teknik proses değişikliği yapmak.
Uygun hijyen önlemleri • Yeme-içme alanlarını belirlemek.
Ortamdaki kimyasal madde miktarını azaltmak
• İşyeri ortamında depolamak yerine gerektiği miktarda kimyasal madde bulundurulmasını sağlamak.
2 Fatma Işık Coşkunses, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
21
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
9
Uygun iş ekipmanları sağlamak ve bakım yaptırmak
• İşe uygun ekipmanlar kullanılmasını sağlamak.
• İş ekipmanı bakım protokolleri hazırlamak ve uygulamak.
İş organizasyonu • Çalışanların kimyasal maddelerle temasını engellemek/ azaltmak için dinlenme aralarının düzenlenmesi, rotasyon gibi uygun iş organizasyonu yapmak.
Uygun çalışma prosedürleri • İş aşamalarını, adım adım prosedürler ile anlatmak, güvenlik gereklilik-lerini belirtmek, çalışanlara bu prosedürler ile ilgili eğitim vermek.
2. ÖZEL ÖNLEME PRENSİPLERİ
Tehlikeli kimyasal maddelerin oluşturduğu riskleri ortadan kaldırmak/azaltmak için genel önleme yön-temleri, yeterli değil ise, işyeri ortamında kimyasal risklere karşı özel önleme/koruma yöntemleri kul-lanılmalıdır. Özel önleme/koruma yöntemi örnekleri:
1. Kimyasal maddenin değiştirilmesi ( tüm/kısmi)
2. Güvenli iş ekipmanlarının kullanımı
3. Otomasyon sistemi kullanımı
4. Kimyasal maddenin fiziksel durumunun veya partikül büyüklüğünün değiştirilmesi
5. Kapalı sistem/proses çevreleme işlemi
6. Kimyasal maddeleri lokal olarak ortamdan uzaklaştırma
7. Tehlikeli kimyasal maddelerin güvenli depolanması
8. İşyerinde kirli çalışma gerektiren bölümlerin ayrılması
9. Seyreltme yöntemi ile genel havalandırma
10. Yangın önleme ve yangından korunma
11. Kimyasal madde patlamalarını önleme ve korunma
12. Tehlikeli kimyasal maddelerin güvenli kullanımı
13. Güvenlik duşu ve göz duşu
14. Kişisel koruyucu donanım kullanımı
İşyerinde tehlikeli kimyasal maddenin oluşturduğu riskler için önlem alınırken Tablo 2’de belirtilen ön-celik sırası ve uygulanması gereken önleme ve koruma yöntemleri değerlendirilmelidir.
Değerlendirme yapılırken;
• Kimyasal maddenin özellikleri
• Prosesin özellikleri
• İşyeri ortamı
• Yapılan iş yöntemi
göz önünde bulundurulmalıdır.
22
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
10
Bazı durumlarda alınan önlemler riski tamamen ortadan kaldırmak için yeterli olurken, bazılarında ise sadece riski azaltmak için veya çalışanı korumak için kullanılabilmektedir.
Tablo 2. Özel önleme/koruma yöntemleri ve öncelik sırası
Öncelik Sırası Amaç Uygulama Alanı
Kimyasal Madde
Proses İşyeri Ortamı İş Metodu
1 Riski ortadan kaldırma
Kimyasal madde-nin tamamen değiştirilmesi
-Prosesin modi-fikasyonu -Güvenli iş ekipmanı kul-lanımı
Otomasyon
2 Riski azaltma
-Kimyasal mad-denin bir mik-tarının değiştiril-mesi
-Kimyasal maddenin fiziksel durumunun değiştirilmesi
-Kapalı sistem kullanımı
-Lokal düzenleme
-izolasyon
-Güvenli depolama
-Kirli bölümlerin ayrılması
-Havalandırma
-Yangın önlemleri
-Güvenli kullanım
-Güvenli taşıma
3 Çalışanın korunması
-Gözduşu ve duş
-Yangından korunma
-Patlamayı önleme/korunma
Solunum, cilt ve göz koruması için KKD
Boya sektörü, kimyasal madde maruziyetinin en fazla olduğu sektörlerdendir. Şekil 1, boya sektöründe uygulanabilecek genel ve özel önleme yöntemleri arasındaki farkları göstermektedir.
23
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
11
Şekil 1. Boya Sektöründe Uygulanabilecek Genel ve Özel Önleme/Koruma Yöntemlerinin Karşılaştırması
24
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
12
3. KİMYASAL MADDENİN DEĞİŞTİRİLMESİ ( TÜM/ KISMİ)
98/24/EC direktifine göre tehlike kimyasal maddelerin oluşturduğu riskleri ortadan kaldırmak veya riski azaltmak için öncelikle, bu maddenin kullanılmaması veya yerine geçebilecek başka bir madde kul-lanılması sağlanmalıdır. Proses için kimyasal madde değiştirilmesinde, iki ana problem ortaya çıkmaktadır ve genellikle madde değiştirmek çok zordur.
- Kullanılan kimyasal maddenin yerine kullanılabilecek başka bir madde bulmak kolay değildir.
- Teknik olarak değişimin yapılacağı kimyasal madde de farklı düzeyde tehlike oluşturabilir ve bu-na göre değerlendirme yapılmalıdır.
İlk problemin çözümü prosesin teknik özelliklerine bağlıdır. İkinci problemin çözümü ise
aşağıda bahsedilecek yöntemlerin kullanılmasıdır.
Örnek Uygulama
-Proseste kullanılan tehlikeli kimyasal maddenin yerine başka bir kimyasal madde kullanılması mümkün.
-Yeni kullanılacak kimyasal maddenin tehlike seviyesi, diğerine göre daha az.
Değerlendirme Aşaması
Her iki kimyasal maddeye ait sağlık ve güvenlik yönünden özel bilgi bulunmuyor ise, öncelikle bu mad-delerin sağlık ve güvenlik yönünden değerlendirilmesi ve karşılaştırılması gerekir. Değerlendirme ve karşılaştırma metodu, kimyasal maddelerin R risk durumlarının incelenmesine dayanır. Kullanılan tehli-keli kimyasal maddenin ve bunun yerine kullanılacak olan kimyasal maddenin R risk durumları göz önünde bulundurularak, her iki madde aşağıda bulunan risk ve risk derecesi tablosuna yerleştirilir. Yeni kullanılacak kimyasal madde her sütunda, daha az risk faktörü oluşturuyor ise kimyasal madde değişimi-nin uygun olduğu sonucu ortaya çıkar.
25
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
13
Tabl
o 3.
Risk
ve
risk
dere
cesi
tabl
osu
Risk
Der
eces
i A
kut S
ağlık
Risk
i K
roni
k Sağl
ık R
iski
Yan
gın
ve P
atla
ma
Risk
i M
aruz
iyet
Po
tans
iyel
i Pr
oses
e Bağl
ı Teh
likel
er
Çok
yük
sek
R26;
R27
; R28
; R32
R4
5; R
46; R
49
%0.
1’de
n da
ha fa
zla
kans
eroj
en
mad
de iç
eren
çöz
eltil
er
R2; R
3; R
12; R
17
Buha
r bas
ıncı
250
hPa
da
n yü
ksek
ola
n ga
z ve
sıv
ılar.
Toz
oluş
tura
n ka
tılar
A
eros
olle
r A
çık
pros
esle
r
Dire
k de
ri te
mas
ı ola
n pr
oses
ler
Gen
iş al
anda
yap
ılan
uygu
lam
alar
Y
ükse
k
R23;
R24
; R25
; R29
; R3
1; R
35; R
42; R
43
Der
i ve
solu
num
yo
lların
da h
assa
siyet
ol
uştu
ranl
ar
R40;
R60
; R61
; R68
% 0
.5’d
en d
aha
fazl
a ka
tego
ri 1
ve
2 de
yer
ala
n ür
eme
için
toks
ik
içer
en ç
özel
tiler
(gaz
lar i
çin
% 0
.2)
% 1
den
fazl
a ka
tego
ri 3
de y
er a
lan
ürem
e iç
in to
ksik
içer
en ç
özel
tiler
R1; R
4; R
5; R
6; R
7; R
8; R
9;
R11;
R1
4;
R15;
R1
6;
R18;
R1
9; R
30; R
44
Buha
r ba
sıncı
50-
250
hPa
aras
ında
ola
n sıv
ılar
Ort
a R2
0; R
21; R
22;
R34;
R41
; R64
R6
2; R
63
% 5
’den
fazl
a ka
tego
ri 3
de y
er a
lan
ürem
e iç
in to
ksik
içer
en ç
özel
tiler
R10
Buha
r bas
ıncı
10-
50
hPa
aras
ında
ola
n sıv
ılar (
su h
ariç
) K
apal
ı sist
em p
rose
s ol
mas
ına
rağm
en
dolu
m, ö
rnek
lem
e,
tem
izlik
sıra
sında
ki
mya
sal m
adde
nin
yayı
lma
riski
bul
unur
. A
z
R36;
R37
; R38
; R65
; R6
6; R
67
Nem
li ça
lışm
a or
tam
ında
ci
lt ra
hatsı
zlık
ların
a yo
l aç
anla
r
Fa
zla
yanı
cı o
lmay
an k
imya
sal
mad
dele
r ( P
arla
ma
nokt
ası
55-1
00 C
ara
sında
ola
nlar
)
Buha
r bas
ıncı
2-1
0 hP
a ar
asın
da o
lan
sıvıla
r
İhm
al
edile
bilir
Tehl
ikel
i olm
ayan
ki
mya
sal m
adde
ler
Y
anıc
ı olm
ayan
kim
yasa
l m
adde
ler (
parla
ma
nokt
ası 1
00
C ni
n üs
tünd
e ol
anla
r)
Buha
r bas
ınca
2 h
Pa a
z ol
anla
r.
Toz
olm
ayan
kat
ılar
Hiç
bir ş
ekild
e ya
yılım
ın
olm
adığ
ı, lo
kal h
ava-
land
ırma
bulu
ndur
an
kapa
lı sis
tem
ler
26
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
14
Örnek: Bir işyerinde, proseste benzen kullanılmaktadır. IARC sınıflandırmasında 1. grupta yer alan ben-zen, insanlar için kanserojen olarak bilinmektedir. Proseste benzen yerine alternatif olarak toluen kul-lanılmak istenmektedir. Proses, kapalı sistemdir ancak yine de kimyasal maddelerin ortama yayılma riski bulunmaktadır.
Değerlendirme yapılırken ilk önce bu kimyasal maddelere ait R risk durumları belirlenir.
Benzen: R11; R45; R 48/23/24/25
Toluen: R11; R 20
Risk derecesi ve Risk tablosu, benzen ve toluen için doldurulur.
Tablo 4. Benzen ve toluen karşılaştırması
Risk Derecesi
Akut Sağlık Riski
Kronik Sağlık Riski
Yangın ve Patlama Riski
Maruziyet Potansiyeli
Prosese Bağlı Tehlikeler
Çok yüksek Benzen (R45)
Yüksek Benzen (R25)
Benzen Toluen (R11)
Benzen (VP.100 hPa)
Orta Toluen (R20)
Toluen
(VP. 29 hPa)
Benzen Toluen
Az
İhmal edilebilir
Tablo değerlendirildiğinde, toluenin her sütundaki risk için, benzenle aynı seviyede veya daha az riskli olduğu görülmektedir. Buna göre çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için bu proseste benzen yerine toluen kullanılmalıdır.
REFERANS
1. 1998/24/EC Direktifi ile İlgili Avrupa Birliği Uygulama Kılavuzu
27
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
15
28
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
16
TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERE SOLUNUM İLE MARUZİYETTE RİSK DERECESİ BELİRLENMESİNDE BASİT RİSK DEĞERLENDİRMESİ METODU3
Risk değerlendirmesi; tehlikelerin belirlenmesi, tehlikeye maruz kalan kişilerin ve nasıl maruz kalındığının belirlenmesi, risklerin önceliklendirilmesi ve önlemlerin belirlenmesi, bulguların kayıt altına alınması ve gerekli tedbirlerin uygulanması, risk değerlendirmesinin gözden geçirilmesi ve gerektiğinde güncellenmesi aşamalarından oluşur. İşveren aşağıda belirtilen öncelik sırasına göre, işyeri ortamında
• İşyeri ortamındaki tehlike veya riski ortadan kaldırmak • Tehlike ve/veya riski kaynağında kontrol altına almak • Uygun işyeri organizasyonu ile tehlike veya riski en aza indirmek • Belirtilen tedbirler alınmasına rağmen risk devam ediyor ise bunlara ek olarak çalışanlar için kişisel koruyucu donanım temin etmek ve çalışanların kullanmasını sağlamak gibi önleyici ve koruyucu tedbirler almalıdır.
Şekil 1. Risk değerlendirme şeması
Kimyasal maddeler için basitleştirilmiş risk değerlendirmesi metotları, işyerlerinde, özellikle KOBİ’ler için, ilk risk değerlendirmesi yapılırken ve alınacak önlemlere karar verilirken oldukça faydalı olmak-tadırlar. Bu tarz risk değerlendirme metotları, ayrıntılı ve kapsamlı risk değerlendirme metotlarına alter-natif değildir ancak işyeri ortamı hakkında ilk gözlemlerin oluşmasını sağlar. Bazı metotlar risk düzeyine göre ve işyeri ortam şartlarına göre (proses vb.) yapılması gereken ölçüm, analiz ve araştırmalar hakkında öneriler sunar. Çeşitli risk değerlendirme metotlarında işyeri ortamındaki risk düzeylerini belirlemek amacıyla kullanılabilen parametreler şunlardır;
• Kimyasal ajanların tehlikeleri; • Maruziyet süresi/aralığı; • Kullanılan veya ortamda bulunan kimyasal madde miktarı; • Kimyasal maddelerin uçuculuğu/ tozuması; • Kullanılan proses; • Kontrol şekli.
3 İlknur Çakar, Fatma IŞIK COŞKUNSES, Suna AHİOĞLU, Esin KÜRKÇÜ İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
29
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
17
Kimyasal maddelere maruziyette risk değerlendirmesi, kimyasal maddenin üç farklı özelliği göz önünde bulundurularak yapılır.
a) Kimyasal maddenin temel tehlikesi b) Kimyasal maddenin çevreye yayılma eğilimi (volatility) c) İşyerinde kullanılan kimyasal madde miktarı
1. KİMYASAL MADDENİN TEMEL TEHLİKESİ
Maddenin risk durumlarına ( R kodları) göre A, B, C, D ve E olmak üzere 5 kategoriye ayrılır. R kodları ürünlerin etiketlerinde ve malzeme güvenlik bilgi formlarında yer almaktadır. Tablo-1’de solunum yolu ile maruz kalınan kimyasal maddelerin temel tehlike seviyesi görülmektedir.
Tablo 1. Solunum yolu ile maruz kalınan kimyasal maddelerin temel tehlike seviyesi*
A B C D E
R 36 R 36/38 R 38
R 20 R 20/21 R 20/21/22 R 20/22
R 23 R 23/24 R 23/24/25 R 23/25
R 26 R 26/27 R 26/27/28 R 26/28
Kategori 3 Mutajen, R40
R 65 R 67
R 21 R 21/22
R 24 R 24/25 R 27 R 27/28 R 42 R 42/43
R kodu bulunmayan tüm madde-ler ve B-E gruplarında yer alma-yan kimyasal maddeler
R 22 R 25 R 28 R 45
R 34 Kategori 3, Kanserojen R 40
R 46
R 35 R 48/23 R 48/23/24 R 48/23/24/25 R 48/23/25 R 48/24 R 48/24/25 R 48/25
R 49
R 36/37 R 36/37/38 R 60 R 61 R 62 R 63 R 64
Kategori 3 Mutajen R 68
R 37 R 37/38
R 41
R 43
R 48/20 R 48/20/21 R 48/20/21/22 R 48/20/22 R 48/21 R 48/21/22 R 48/22
*Tehlike düzeyi Grup A’dan Grup E’ ye doğru artmaktadır.
30
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
18
Solunum yolu ile etkilenime ek olarak, bazı kimyasal maddeler deri ve dış mukoza teması ile riske yol açmaktadır. Bu maddelere ait R kodları Tablo 2’de verilmiştir.
Tablo 2. Deri ve göz temasında tehlikeli olan kimyasal maddelere ait risk kodları
R 21 R 27 R 38 R 48/24
R 20/21 R 27/28 R 37/38 R 48/23/24
R 20/21/22 R 26/27/28 R 41 R 48 23/24/25
R 21/22 R 26/27 R 43 R 48/24/25
R 24 R 34 R 42/43 R 66
R 23/24 R 35 R 48/21
R 23/24/25 R 36 R 48/20/21
R 24/25 R 36/37 R 48/20/21/22
R 36/38 R 48/21/22
R 36/37/38
2. KİMYASAL MADDENİN ORTAMA YAYILMA EĞİLİMİ
Kimyasal maddenin ortama yayılma eğilimi, yüksek, orta ve az olmak üzere 3 kategoriye ayrılabilir ve sıvılar için kaynama noktası ve çalışma sıcaklığı göz önünde bulundurularak belirlenir. Uçuculuk, kim-yasal maddenin buharlaşma kapasitesini göstermektedir. Katılar için ise toz oluşturma eğilimi olarak adlandırılabilir.
Şekil 2. Sıvıların uçuculuk düzeyi
31
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
19
Tablo 3. Katıların toz oluşturma eğilimi*
Az Orta Çok
Pelet halde bulunan, parçalan-ma, kırılma eğilimi göstermeyen maddeler. Kullanım sırasında toz oluşumu gözlenmez.
Örnek: PVC peletleri
Granül veya kristal yapıda bulu-nan katılar. Kullanım sırasında, havada asılı olarak değil, yüzey üzerinde biriken toz şeklinde gözlenir.
Örnek: Deterjan tozları
Toz, pudra halinde bulunan katılar. Alçak yoğunluklu ve ince tanelidirler. Kullanım sırasında ortamda toz bulutları oluştuğu gözlenir.
Örnek: Çimento, karbon siyahı, kireç taşı
*Tozun kategorisine karar verilemediği durumlarda en yüksek düzey seçilmelidir.
3. İŞYERİNDE KULLANILAN KİMYASAL MADDE MİKTARI
Kullanılan madde miktarına göre işyerinde kimyasal maddeler 3 farklı düzeyde sınıflandırılabilir. Tablo 4 kimyasal maddelerin kullanım düzeyine göre sınıflandırılmasını göstermektedir.
Tablo 4. Kimyasal maddenin kullanım düzeyi
Kimyasal Maddenin Kullanım Düzeyi İşyerinde Kullanılan Miktar
Az Gram - Mililitre
Orta Kilogram - Litre
Çok Ton – Metreküp
Yukarıda belirtilen üç parametreye göre oluşturulan Tablo’5 te verilen “Risk Derecesi Belirleme Tablo-su” kullanılarak kimyasal maddenin tehlikesi, ortama yayılma eğilimi ve kullanım miktarına göre bekle-nen risk derecesi belirlenir.
Bu tabloda dört farklı risk derecesi belirtilmiştir ve her risk derecesi için farklı koruma/önleme stratejileri belirlenmelidir. İşyerinde maruz kalınan kimyasal maddelerin risk derecesi belirlendikten sonra, metot çalışma ortamına göre farklı teknik çözümler önermektedir.
3.1. Risk Derecesi 1
Genellikle bu risk derecesinde, çalışanların sağlık ve güvenlik faktörlerine maruz kalma düzeyi az olarak değerlendirilir. Ortamda, yasal düzenlemelerde yer almadığı durumlarda önleme ölçümleri yapılması gerekmemektedir. Bu durumlarda risk faktörü genel havalandırma kullanılarak kontrol edilebilir.
3.2. Risk Derecesi 2
Bu durumlarda işyeri ortamında risk faktörünü kontrol etmek için özel önlemler almak gerekmektedir. Yaygın olarak kullanılan spesifik yalıtım metodu “lokal havalandırma (local extraction)” dır. İşyerinde yapılacak teknik düzenleme uzmanlar tarafından yapılmalıdır. Amaç, işyeri ortamında oluşacak olan kimyasal madde yoğunluğunu en aza indirmek ve sınır değerlerin altına çekmektir.
32
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
20
3.3. Risk Derecesi 3
İşyeri ortamında bulunan kimyasal maddenin risk derecesi 3 ise, kapalı sistem veya izolasyon ile kul-lanılmalı ve kimyasal maddenin işyeri atmosferine karışması engellenmelidir. Maddenin yayılmasını engellemek için, mümkünse proses basıncı, atmosfer basıncından daha az olmalıdır. Risk derecesi 2 ve risk derecesi 3 olan kimyasal maddeler için gerekli önlemler alındıktan sonra, işyerinde detaylı nicel de-ğerlendirmeler yapılmalı ve alınan önlemlerin yeterliliği gözden geçirilmelidir.
Nicel değerlendirmeler, işyeri ortamında ilave önlem alınıp alınmaması gerektiğini gösterir ve periyodik ölçüm ve analiz programınn hazırlanması için yol gösterici olur. Bu periyodik ölçüm ve analizler işyeri ortamındaki risk faktörlerinin kontrolü ve alınan önlemlerin (teknik) yeterli olup olmadığının takibi için gereklidir.
Tablo 5. Kimyasal madde risk derecesi belirleme tablosu
33
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
21
3.4. Risk Derecesi 4
Bu grupta yer alan durumlar, çok toksik kimyasal maddelerin kullanıldığı prosesler ve çok fazla miktarda kullanılan orta düzeyde toksik kimyasal madde içeren proseslerdir ve bu kimyasal maddeler kolayca at-mosfere yayılabilir. Tablo 9 incelendiğinde kanserojen maddelerin ( R45 , R49) E tehlike sınıfında yer aldığı ve kullanım miktarı çok az da olsa Risk Derecesi 4 olarak değerlendirilmelidir. Kullanılan kimya-sal maddeler kanserojen ise ulusal ve uluslararası mevzuat göz önünde bulundurulmalı ve işyeri or-tamında riski ortadan kaldıracak veya çalışanın maruziyetini ortadan kaldıracak gerekli tedbirler mutlaka alınmalıdır. İşyeri ortam ölçümleri mutlaka düzenli olarak yaptırılmalı ve periyodik kontroller ak-satılmamalıdır. Ölçüm yaptırma sıklığı, risk değerlendirmesi kontrolleri diğer risk gruplarına göre daha yüksek olmalıdır
REFERANS
1. HSE/COSHH-Control of substances hazardous to health )
35
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
22
36
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
23
PATLAYICI ORTAMLARDA İŞ GÜVENLİĞİ4
Gerek ülkemizde, gerekse dünyanın çeşitli yerlerinde petrol, petrol ürünleri, kimya, doğal gaz, kömür madenleri vb. gibi birçok sanayi kollarında normal çalışma gereği ya da arıza veya bakım gibi hallerde (sızan gazlar veya petrol buharı gibi nedenlerle) patlayıcı ortam ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu pat-layıcı ortamların oluşmasını önlemek için gerekli tedbirler alınmadığı zaman her yıl birçok sanayi kolun-da patlamalar olmakta ve neticede ölümler, ciddi yaralanmalar ve büyük maddi hasarlar meydana gel-mektedir.
Patlayıcı ortam oluşumunu engellemek, patlayıcı ortamın tutuşmasını önlemek, bunlar mümkün olmu-yorsa patlamanın etkisini en aza indirecek tedbirlerin alınması olası birçok kazanın önlenmesi anlamına gelmektedir.
Patlayıcı ortamlarda genel güvenlik önlemlerinin uygulanarak çalışılması, güvenlik açısından zorunluluk-tur. Bu kuralların uygulanmasının yanı sıra, patlama ve yanmayı önlemenin vazgeçilmez temel iki şartı; patlayıcı limitlerde gaz-hava karışımı ile patlama kaynağı büyüklüklerinin kontrol altında tutularak ikisi-nin birden aynı anda meydana çıkmalarına sürekli olarak engel olunmasıdır.
Her ne kadar bu unsurlardan birinin meydana gelmesini önlemekle patlama olayı teorik olarak önlenebi-liyor görülse de, uygulamada bu durumun gerçekleşmesi hemen hemen imkânsız gibidir. Dolayısıyla patlama ihtimalini en aza indirmek için patlayıcı limitlerde gaz-hava karışımı oluşmasına engel olacak tüm tedbirlerin alınmasının yanı sıra patlama kaynağı olabilecek tüm cihaz ve elektrik tesisatının patla-maya karşı korumalı yapılması gerekmektedir.
1.TEMEL KAVRAMLAR
1.1. Patlayıcı Atmosfer: Patlamanın olması için üç unsurun bir araya gelmesi gerekir. Bunlar oksijen, yanabilir madde(yakıt) ve ateşleme kaynağıdır.
1.2. Oksijen: Havada normalde %20,9 oranında oksijen vardır ve bu yanma için yeterli bir miktardır. Bununla beraber oksijenin havada oranının artması maddenin yanma ihtimalini artırır. Oksijen oranının havada %23’ün üzerinde olması oksijenle zenginleşmiş hava olarak kabul edilir. Bu zenginleşmeye oksi-jen hatlarında uygun olmayan izolasyon kullanılması, hava yerine oksijen kullanılması veya kaynak ci-hazlarında sızmalar sebep olabilir.
1.3. Alt Patlama Sınırı(Lower Explosion Limit(LEL)) :Ortam havasında bulunduğunda, hacimsel ola-rak patlama oluşturabilecek en az miktardır.
1.4. Üst Patlama Sınırı(Upper Explosion Limit(UEL)) :Ortam havasında bulunduğunda, hacimsel olarak patlama özelliğini sürdürebileceği en üst sınırdır.
1.5. MAK(Müsaade Edilen Azami Konsantrasyon): Kapalı işyeri havasında bulunmasına izin verilen ve sekiz saatlik çalışma süresince içerdiği kimyasal maddelerin çalışanların sağlığını bozmayacağı kabul edilen derişimdir. Bu oran ppm(ml/m3) veya mg/m3 olarak verilir.
1.6. IDLH(Immediately Dangerous to Life or Health)/ CSAT(Cana veya Sağlığa Ani Tehlike): İn-san yaşamı için ciddi tehlike oluşturan ve hemen ortamın terk edilmesi gereken derişimi ifade eder.
4 4Nihat EĞRİ, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
37
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
24
2. PATLAMA RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
İşyerinde patlayıcı ortamdan kaynaklanan riskler değerlendirilirken
a) Patlayıcı ortam oluşma ihtimali ve bu ortamın kalıcılığı,
b) Statik elektrik de dâhil tutuşturucu kaynakların bulunma, faal ve etkili hale gelme ihtimalleri,
c) İşyerinde bulunan tesis, kullanılan maddeler, prosesler ile bunların muhtemel karşılıklı etkileşimleri,
d) Olabilecek patlamanın etkisinin büyüklüğü, dikkate alınır.
TS EN 60079 standart serisi patlayıcı bölgelerin belirlenmesine ve gerekli hesaplamalara ilişkin açıklayıcı yöntemler önermektedir. Kullanılan maddelerin özelliklerini belirlemek için MSDS formları incelenmeli, patlayıcı, parlayıcı, tutuşabilir olup olmadıkları belirlenmelidir.
2.1. Değerlendirme Kriterleri
Patlama riski değerlendirilirken aşağıda sayılan kriterlerde dikkate alınmalıdır: Ortamda tutuşabilir mad-delerin mevcudiyeti, patlayıcı ortama yol açacak patlayıcı karışımın havadaki dağılım oranı, patlayıcı atmosfer meydana gelebileceği yerler, tehlikeli patlayıcı atmosferin oluşma ihtimali, tehlikeli patlayıcı ortamın oluşumunun güvenli bir şekilde önlenip önlenemeyeceği, tehlikeli patlayıcı ortamın ateşlenmesi-nin (tutuşmasının) güvenli bir şekilde önlenip önlenemeyeceği ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Ayrıca patlama riskinin değerlendirilmesi yapılırken, “Patlamadan Korunma Dokümanı” nın hazırlanması gerekmektedir ve bu değerlendirmenin yapılmasını kolaylaştıracaktır. Gerekli risk değer-lendirmesi yapıldıktan sonra patlamadan korunmak için alınacak teknik ve organizasyon önlemler belir-lenmeli ve uygulanmaya başlanmalıdır.
3. PATLAMADAN KORUNMA İÇİN TEKNİK ÖNLEMLER
3.1. Tehlikeli Patlayıcı Ortamın Önlenmesi
Tehlikeli patlayıcı ortam oluşmasını önlemeye her zaman öncelik verilmelidir. Bu birincil önlem olarak adlandırılır ve patlayıcı ortamlarla ilgili olarak yapılması gereken ilk ve en önemli tedbir Birincil Ön-lemlerin alınmasıdır.
3.2. Tutuşabilir Maddeler Yerine Mümkünse Başka Madde Kullanımı
Tutuşabilir maddelerin kullanımından kaçınarak veya onları azaltarak tehlikeli patlayıcı ortam oluşması engellenebilir. Tutuşabilir çözücülerin ve temizleme ajanlarının yerine sulu çözeltiler kullanımı buna bir örnektir. Tozlarda, patlayıcı bir karışım oluşmaması için, kullanılan maddelerin parça boyutunu büyüt-mek bazen mümkündür. Parçacık boyutunun azaltılamadığı süreçlerde tedbir alınmak zorundadır. Tozun yığın oluşturmaması için tozların ıslatılması veya yapıştırıcı ürünlerin kullanımı bazı işlemlerde müm-kündür.
3.3. Konsantrasyonların Sınırlandırılması
Gazlar ve tozlar havada yalnızca belli konsantrasyonlarda patlayıcıdırlar. Belli işletme ve çevre şartları altında, bu patlama limitleri dışında bunları muhafaza etmek mümkündür. Eğer bu şartlar güvenilir bir şekilde temin edilirse, orada patlama tehlikesi yoktur.
38
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
25
Kapalı kaplarda ve işletmede, çoğunlukla tutuşabilir sıvıların gazları ve buharlarının konsantrasyonları kolaylıkla patlama limitlerinin dışında tutulabilir. Örneğin; sıvının yüzeyindeki sıcaklık her zaman par-lama noktasının (flash point) altında tutulabilirse ve tutuşabilir sıvıların üstündeki buhar karışımının kon-santrasyonu patlama limitinin altında tutulursa muhtemel bir patlama önlenebilir. Üst patlama limiti dü-şük parlama noktası, tutuşabilir sıvılar için genelde aşılır (örneğin, bir arabanın benzin deposunda). Toz-lar düşünüldüğünde, konsantrasyonların sınırlanmasıyla patlayıcı karışımdan kaçınmak oldukça zordur. Eğer askıdaki toz konsantrasyonu düşük patlama limitinin altında ise, yerleşmiş toz yığınları oluşur (eğer yeteri kadar hava akımı yoksa). Bu tozlar da havada birikip, tehlikeli karışım oluşturabilir.
3.4. İşyerinde İnert (Oksijen ile Kimyasal Olarak Reaksiyona Girmeyen Maddeler) Madde Kul-lanımı
Tehlikeli bir patlayıcı ortamın oluşması yakıtın seyreltilmesiyle veya işletmede ortamda bulunan oksijen ile kimyasal olarak reaksiyona girmeyen maddeler (inert) kullanılarak da engellenebilir. Bu “inerting” olarak bilinir. Bu önlemin tasarımı için, patlama meydana gelmeden en yüksek oksijen konsantrasyonunu bilmek gerekir. Bu deneysel olarak belirlenebilir. Maksimum izin verilebilir oksijen konsantrasyonu, sınırlanmış oksijen konsantrasyonundan emniyet sınır konsantrasyonun çıkarılmasıyla bulunur. Eğer yakıt inert bir maddeyle seyreltilirse, maksimum izin verilebilir yakıt konsantrasyonu aynı şekilde belir-lenmek zorundadır. Eğer oksijen konsantrasyonu çok çabuk değişiyorsa veya işletmenin farklı bölümle-rinde çok farklı olabiliyorsa, çok büyük güvenlik margini (sınır değeri) gerekebilir. İşletim hataları ve ekipman aksaklıkları da düşünülmelidir.
Örneğin: Temel inert gazlar azot, karbondioksit, soy gazlar ve su buharlarıdır. İnert tozları kalsiyum sül-fat, amonyum fosfat, sodyum hidrojen karbonat, taş tozları, vb. içerir. Seçilen inert maddelerin yakıtla reaksiyona girmemesi önemlidir (örneğin alüminyumla karbondioksit reaksiyona girebilir.) Gazlarla inertleşme genelde gaz yer değişiminin yeteri kadar düşük temin edildiği kapalı ortamlardaki işletmeler-de uygulanabilir. Eğer inert gaz olarak işletmede zehirli gazlar kullanılıyorsa ve işletmede rahatça yayılıyorsa, oksijenle yer değiştireceğinden, çalışanlar boğulma ya da zehirlenme riskiyle karşılaşabilirler.
3.5. Çalışma Ortamı Etrafında Patlayıcı Ortamın Oluşumunu Sınırlandırmak veya Önlemek
Bir işletme etrafında tehlikeli patlayıcı ortamın oluşumu mümkün olduğunca engellenmelidir. Bu kapalı işletmeler yoluyla başarılabilir. İşletmenin bölümleri bu yüzden sızdırmaz olmalıdır. Fabrika tasarımı öngörülen işletme şartları altında önemli bir sızma meydana gelmeyecek şekilde yapılmalıdır. Bundan emin olmanın yollarından biri düzenli bakımdır.
Patlama tehlikesine neden olabilecek patlayıcı gazlar, buharlar, sisler veya yanıcı tozların isteyerek veya istemeyerek ortaya çıkması halinde, bunların güvenli bir yere uygun şekilde yönlendirilmesi veya uzak-laştırılması sağlanmalı, bunun yapılması pratik olarak mümkün değilse yayılmalarını önleyecek başka uygun önlemler alınmalıdı
39
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
26
Resim 1. Havadaki ağır gazlar için havalandırma işleminin doğru düzenlenmesi
Resim 2. Toz artıklarının uzaklaştırılması
3.6. Gaz Alarmları
İşletme ortamındaki konsantrasyonların izlenmesinde gaz alarmları kullanılabilir. Bu alarmların kul-lanımında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır:
- Maddelerin muhtemel mevcudiyetinde, kaynağın yeri, maksimum kaynak mukavemeti ve dağılma şartları yeteri kadar bilinmelidir.
- Cihazın tepki süresi (response time), alarm seviyesi ve çapraz duyarlılık gibi özelikleri kullanım şart-larına uygun olmalıdır.
- Önleme noktalarının yeri ve sayısı seçilirken, beklenen karışımların hızlı ve güvenilir şekilde algılanabilmesi göz önünde bulundurulmalıdır.
- Cihazın etkin hale gelmesini takiben koruyucu önlemler alınana kadar hangi alanların riskli olduğu bilinmelidir. Bu acil alanlarda -yukarıdaki noktalara bağlı olarak- ateşleme kaynaklarından sakınılmalıdır.
40
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
27
3.7. Ateşleme Kaynaklarının Patlayıcı Ortam ile Bir Araya Gelmesini Önlemek
Eğer tehlikeli patlayıcı ortamın oluşmasını engellemek mümkün olmuyorsa, onun ateşlenmesi önlenme-lidir. Bu, muhtemel ateşleme kaynaklarının azaltılması veya patlayıcı ortam ile bir araya gelmesinin ön-lenmesi için alınacak koruyucu tedbirlerle başarılabilir. Etkili tedbirler belirlemek için, ateşleme kaynak-larının farklı tipleri ve onlara müdahale yolları bilinmelidir. Böyle bir muhtemel patlayıcı ortam ve ateş-leme kaynağı aynı anda bulunuyorsa ve yeri tahmin edilebiliyorsa, buna göre gerekli önlemlerin kapsamı belirlenmelidir. Bu gerekli tedbirler aşağıda tanımlanan bölge (zone) sistemi bazında yapılır.
Resim 3. Çok yaygın ateşleme kaynakları
3.8. Tehlikeli Bölgelerin Sınıflandırılması
Tehlike Bölgeleri (Hazardous Area) patlayıcı hava-gaz karışımının bulunduğu veya bulunma ihtimalinin olduğu yerlerdir. Patlamayı önleme kurallarının uygulanabilmesi için; yanıcı gaz ve buharlarının havaya karışabilme ihtimalinin olduğu sahaların ve bu sahalar içerisinde yanıcı gaz ve buharlarının bulunabilme ihtimallerinin bilinmesine ihtiyaç vardır. Bunun için bu alanlar aşağıdaki şekilde sınıflandırılmalıdır:
Bölge 0: Gaz, buhar ve sis halindeki parlayıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın sürekli olarak veya uzun süre ya da sık sık oluştuğu yerler. (Patlama limitlerinin altında, patlama limitle-rinde veya patlama limitlerinin üzerinde devamlı olarak veya uzun süreli periyotlarla bulunduğu ya da bulunma ihtimalinin olduğu sahalar. Gaz bulunma ihtimali: Pa= 1)
Bölge 1: Gaz, buhar ve sis halindeki parlayıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın normal çalışma şartlarında ara sıra meydana gelme ihtimali olan yerler. (Patlayıcı karışımın zaman zaman veya periyodik olarak oluşabildiği veya oluşma ihtimalinin olduğu sahalar. Gaz bulunma ihtimali: Pa ~ 1)
Bölge 2: Gaz, buhar ve sis halindeki parlayıcı maddelerin hava ile karışarak normal çalışma şartlarında patlayıcı ortam oluşturma ihtimali olmayan yerler ya da böyle bir ihtimal olsa bile patlayıcı ortamın çok kısa bir süre için kalıcı olduğu yerler. (Patlayıcı karışımın oluşma ihtimalinin çok az olduğu ortamlar. Gaz bulunma ihtimali:0 < Pa < 1)
Bölge 20: Havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların, sürekli olarak veya uzun süreli bulunduğu ya da sık sık patlayıcı ortam oluşabilecek yerler.
Bölge 21: Normal çalışma şartlarında, havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların ara sıra patlayıcı or-tam oluşturabileceği yerler.
Bölge 22: Normal çalışma şartlarında, havada bulut halinde yanıcı tozların patlayıcı ortam oluşturma ihtimali bulunmayan ancak böyle bir ihtimal olsa bile yalnızca çok kısa bir süre için geçerli olduğu yer-lerdir.
41
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
28
Tankın içindeki tutuşabilir bir sıvı için bölge sınıflandırması
Tutuşabilir tozlar için bölge sınıflandırması
Resim 4. Bölge (Zone) sınıflandırması için örnekler
3.9. Koruyucu Önlemlerin Genişletilmesi
Koruyucu önlemlerin genişletilmesi tehlikeli patlayıcı ortamın ortaya çıkma ihtimaline bağlıdır ve bu nedenle Tablo 1’e göre belirlenmelidir.
42
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
29
Tablo 1. Patlayıcı alanları bölgelere ayırma
Bölgeleme (Zoning) Ateşleme kaynaklarının (*) güvenli bir şekilde önlenmesi
0 veya 20 • Normal operasyonlarda (aksaklık yok)
• Önceden görülebilir aksaklıklar durumunda
• Nadir aksaklıklar olduğunda
1 veya 21 • Normal operasyonlarda (aksaklık yok)
• Önceden görülebilir aksaklıklar durumunda
2 veya 22 • Normal operasyonlarda (aksaklık yok)
(*) 20, 21 ve 22’nci bölgelerde yığın toz ateşlenme ihtimali göz önünde tutulmalıdır.
Tablo 1. bütün ateşleme kaynaklarına uygulanabilir.
3.10. Ateşleme Kaynağı Tipleri
Kıvılcım, alev, elektrik arkı, yüksek yüzey sıcaklıkları, akustik enerji, optik radyasyon, elektromanyetik dalga ve diğer tutuşma kaynakları gibi muhtemel tutuşma kaynakları oluşmamalıdır. Statik elektrikten kaynaklanan tehlikeler, tehlikeli deşarjlar, elektrostatik yük ortaya çıkarabilecek durumlar uygun tedbir-lerle önlenmelidir. Endüksiyon elektriği ve kaçak akımlardan kaynaklanan tehlikeler, iletken teçhizat parçalarında tutuşma yaratabilecek örneğin tehlikeli korozyona, yüzeylerin aşırı ısınmasına ya da kıvılcımlara yol açabilecek endüksiyon elektriği ve kaçak akımlar önlenmelidir.
Ateşleme, değişik kaynaklarla oluşabilir:
• Sıcak yüzeyler
• Elektriksel sıçrama ve kıvılcımlar
• Elektrostatik boşalım
• Atmosferik boşalım (yıldırım)
• Akrilik, boya vb. kimyasallarla etkileşim
• Mekanik sürtünme ya da çarpmadan doğan kıvılcımlar
• Elektromanyetik yayılım
• Ultrasonik kaynaklar
• Sabit basınç (şok dalgaları)
• İyonlaştırıcı yayılım
• Optik yayılım
• Kimyasal reaksiyonlar
• Açık alevler
43
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
30
Resim 5. Elektrostatik yüklenmeye yol açabilecek yük ayrılmasına örnekler
3.11. Patlamaların etkilerinin azaltılması (azaltma önlemleri)
Birçok durumda tehlikeli ortamı ve belli olan ateşleme kaynaklarını engellemek mümkün değildir. O zaman önlemler kabul edilebilir çapta bir patlamanın etkisini azaltmaya ve sınırlandırmaya yönelik alınmalıdır.
- patlamaya dayanıklı tasarım,
- patlama rahatlaması,
- patlamayı bastırma,
- patlama yayılmasını ve tutuşmayı önleme
Bu önlemler genelde montajla başlar.
3.12. Patlamaya dayanıklı ekipman
İşyerinde kullanılan ekipmanlar- örneğin kaplar, kazanlar ve borular- bir patlama durumunda kopma ya da kırılma olmayacak şekilde inşa edilmelidir. İşletmedeki ekipmanların mevcut basınçlarının, normal ortam basıncından farklı olup olmadığı da göz önünde tutulmalıdır.
Genelde, patlamaya dayanıklı tasarımlar ikiye ayrılır:
- maksimum patlama basıncına göre yapılanlar,
- patlama rahatlaması veya bastırılmasına uygun, azaltılmış patlama basıncına göre yapılanlar.
Kullanılacak ekipmanların Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmeliğine (ATEX) uygun olması gerekir.
44
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
31
3.13. Patlamaya dayanıklı tasarım
• Teçhizat ve koruyucu sistemler, öngörülen ömürleri boyunca emniyetli bir şekilde çalıştırılabilmesi için, patlamaya karşı koruma teknolojisi dikkate alınarak tasarlanmalı ve imal edilmelidir.
• Teçhizata ve koruyucu sistemlere dâhil edilecek ya da teçhizatta yedek parça olarak kullanılacak par-çalar patlamaya karşı koruma amacı doğrultusunda emniyetli çalışacak şekilde tasarlanmalı ve imal edilmeli, üreticinin talimatlarına uygun olarak monte edilmelidir.
• Yanıcı gaz ya da toz yayabilecek teçhizatlar mümkünse yalnızca mahfazalı yapıda olmalıdır. Malze-melerin koyulduğu ya da alındığı noktalar mümkün olduğunca, doldurma ya da boşaltma sırasında yanıcı malzeme kaçaklarını sınırlayacak şekilde tasarlanmalı ve teçhiz edilmelidir.
• Aşırı ısınmadan kaynaklanan tehlikeler, örneğin, dönen ya da temas halindeki malzeme ya da parçalar arasındaki sürtünme ya da çarpmadan kaynaklanan aşırı ısınma, mümkünse tasarım aşamasında ön-lenmelidir.
• Basınç dengeleme (kompanzasyon) işlemlerinde kullanılan ekipman ve koruyucu sistemler, tutuşmaya yol açabilecek şok dalgaları ya da baskılar oluşturmayacak şekilde tasarlanmalı ya da dahili ölçü, kumanda ve regülasyon cihazları ile donatılmalıdır.
3.14. Patlama rahatlaması
En geniş bakış açısıyla “patlama rahatlaması”, başlangıçta kapalı olan işletmede patlama esnasında pat-lamanın bir dereceye kadar yayılmasına müsaade edilmesini ifade eder ve bu şekildeki güvenli bir hava-landırmaya yardım eden araçların hepsini kapsar.
Örneğin patlama olma ihtimali olan bir odanın dışarıya bakan duvarı, iç duvarlara göre daha mukavemet-siz yapılır, böylece eğer o odada bir patlama olursa dış duvar daha mukavemetsiz olacağı için patlama sonucu oluşan basınç dışarı doğru olacaktır. Yine patlama kapıları da patlama rahatlama araçları olarak kullanılabilir. Eğer patlama rahatlamasından sonra havaya yayılan ürünler şahıslar için tehlike oluşturu-yor veya çevreye zarar veriyorsa (örneğin zehirli maddeler açığa çıkıyorsa) patlama rahatlamasına izin verilmez.
3.15. Patlamayı bastırma
Patlamayı bastırma sistemleri, patlamaya mümkün olan en erken seviyede tepki verecek ve en etkili şe-kilde durduracak sistemlerdir ve bu şekilde planlanmalı ve tasarlanmalıdır.
3.16. Patlamanın yayılmasını önleme (explosion decoupling)
İşletmenin bir bölümünde meydana gelen patlama işletmenin her bölümüne yayılıyorsa orada ciddi pat-lamalara sebep olabilir. Bağlantı noktaları ve borularda yayılmanın patlamayı hızlandırmasıyla patla-manın etkileri şiddetlenebilir. Domino etkisi olarak adlandırılabilen bu durumda, artan patlama basıncı, normal şartlar altındaki maksimum patlama basıncından da büyük olabilir ve işletme ekipmanları patla-ma basıncına dayanıklı yapılsalar bile ciddi hasar görebilir. Bu yüzden işletmenin bir patlama halinde, patlamanın yayılmasına neden olacak bölümlerinde, domino etkisini önlemek için gerekli önlemler alınmalıdır.
Patlamanın yayılmasını önlemek için;
- çabuk harekete geçen mekanik izolasyon,
- dar ağızlı alev söndürücü,
45
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
32
- alev tutucu,
- sızdırmaz kapaklar,
- döner vanalar, kullanılabilir.
Patlama tehlikesine neden olabilecek parlayıcı gazlar, buharlar, sisler veya yanıcı tozların isteyerek veya istemeyerek ortaya çıkması halinde, bunların güvenli bir yere uygun şekilde yönlendirilmesi veya uzak-laştırılması sağlanacak, bunun yapılması pratik olarak mümkün değilse yayılmalarını önleyecek başka uygun önlemler alınacaktır.
3.17. Patlayıcı Ortam Ölçümleri
Bir maddenin yanabilmesi için hava ile belirli oranda karışması gerekir. Bu oran her bir yanıcı madde için farklıdır ve bir alt ve üst sınır değeri içinde yani bir değer aralığı biçiminde ifade edilir.
Bir yanıcı maddenin hava içinde patlayabileceği en alt sınıra APS(Alt Patlama Sınırı) (LEL-Lower Explosion Limit) ve hacim içinde patlama özelliğini sürdürebileceği en üst sınıra ise ÜPS( Üst Patlama Sınırı) (UEL- Upper Explosion Limit) adı verilir. Literatürde bu tanımlar yanıcılık içinde kullanılır ve Alt Yanma Sınırı (LFL) ile Üst Yanma Sınırı (UFL) olarak tanımlanır. Değer ve kavram olarak bir farklılık içermediği için LEL ve UEL daha yaygın kullanım alanı bulmaktadır.
Tablo 2. Bazı kimyasalların alt ve üst patlama değerleri
Madde Alt Patlama Sınırı (LEL) % Üst Patlama Sınırı (UEL) %
Amonyak 16 25
Aseton 2,6 12,8
Asetilen 3 82
Benzin 1,3 7,1
Hekzan 1,1 7,5
Hidrojen Sülfür 4 44
Karbonmonoksit 12,5 74
LPG 2 9
Metan 5 15
Metil Alkol 7,3 36
46
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
33
Tablo 2’de ortam havası içinde bulunan yanıcı madde buharlarının yanabilecekleri(patlayabilecekleri) aralıkları gösteriyor. Bu değerler elbette sabit değil değişkendirler, yanıcılık sınırları üzerinde etkili olan en önemli etken ise ortamdaki sıcaklıklardır.
Yangın ve patlama güvenliğinin sağlanabilmesi için ortamdaki yanıcı madde buharlarının APS (LEL) değerlerinin altında olması gerektiği açık bir şekilde görülebilir. Kapalı ortamlardaki yanıcı madde varlığını ölçmek için kullanılan gaz ölçüm detektörleri de bu APS (LEL) değerini belirli kesirlere bölerek ölçüm yapmakta (örneğin 0 –100 APS) ve ortamdaki yanıcı maddenin yanıcılık sınırına ne kadar yakın olduğu hakkında bilgi vermektedir. Bu cihazlar ortamdaki muhtemel maddelere göre kalibre edilmektedir (örneğin metan, yaygın kullanılan alkol veya solventler gibi).
Sınırlandırılmış alan çalışmalarında ideal durum, ölçüm yapılan cihazlarda APS(LEL) değerinin sıfır “0” olarak okunmasıdır. Bu durumda içeride sıcak ve/veya ateşli çalışma izni verilebilir. Cihazın üzerinde herhangi bir APS(LEL) değeri okunduğunda giriş izni verilmeden önce mutlak surette havalandırma yapılmalı ve yanıcı maddelerin ortamdan uzaklaştırılması sağlanmalıdır. Ortamda yanıcı madde varken çalışma yapılması zorunlu ise Tablo 3. de verilen değer ve öneriler dikkate alınmalıdır.
Tablo 3. APS(LEL) değerleri ve giriş kriterleri seviye
Seviye Faaliyet
%(0-5) Giriş izni verilir. Kıvılcım çıkaran işler yapılabilir.
%(≥ 5- 10) Ölçmeye devam edin, kıvılcım çıkaran tüm faaliyetleri durdurun. Kıvılcım çıkarmayan çalışmalar yapılabilir.
%10-%25 LEL Olağanüstü dikkat gerektiren durum. Giriş izni verilmez.
≥ %25 Patlama tehlikesine yaklaşıldığını gösterir.
Çalışma alanı havalandırılır ve gerekiyorsa terk edilir.
Birçok madde için tutuşma sınır değerleri çeşitli kaynaklarda hazır tablolar halinde bulunmaktadır. An-cak bir gaz karışımı söz konusu olduğunda bu gaz karışımını oluşturan bileşenlerin konsantrasyon ve tutuşma sınırları biliniyorsa bu karışımın alt ve üst sınır değerleri Le Chatelier denklemine göre hesap-lanır.
Zk= 100 / ( X1/Z1+X2/Z2+…+ Xi Zi)
Burada Xi saf karışım içindeki bileşenin hacim yüzdesi, Zi ise alt veya üst tutuşma sınırıdır.
Tutuşma sınırlarını veren diğer bir ifade buhar fazındaki parafinler, parafin karışımları ve doğal gaz için:
Z1= 8 / n + 0,5 ( ALT SINIR)
Z2= 63 / N + 3,5 (ÜST SINIR)
şeklindedir. “n” genel formülü CnH2n+2’ den ortalama karbon atomu sayısıdır. Çeşitli bileşenler içeren doğalgaz için “n” yakıt gazı toplam hacimdir.
47
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
34
4. PATLAMADAN KORUNMA İÇİN İDARİ (ORGANİZASYONEL) ÖNLEMLER
Eğer bir işyerinde potansiyel patlama riski varsa, bu çalışma organizasyonel düzenlemelere ihtiyaç olup olmadığı değerlendirilmelidir. Organizasyonel önlemler, patlamadan korunmanın sağlaması için teknik önlemlerin tek başına kâfi gelmediği işyerlerinde almak gerekir. Pratikte, çalışma ortamı teknik ve orga-nizasyonel önlemlerinin kombinasyonu ile güvenli hale getirilebilir.
Organizasyonel önlemler, düzenli bir çalışma prosedürlerini içerir. Böylece, bir patlama esnasında çalışanlar zarar görmemelidir. Düzenlemeler teknik önlemlerin işlediğinden emin olmak için yapılan inceleme, bakım ve onarımla belirlenir. Organizasyonel önlemlerde çalışma prosedürü ve patlamadan korunma önlemleri arasındaki muhtemel etkileşimde göz önünde tutulmalıdır. Bu birleşmiş patlamadan korunma önlemleri çalışanlara, onların sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atmaksızın işlerini yapabilecek-leri ortamı temin etmelidir.
Aşağıda organizasyonel önlemlere ilişkin örnekler sunulmaktadır:
- patlamadan korunma dokümanıyla belirtilen yerlerde yazılı işletme talimatları oluşturulmalı;
- çalışanlar patlamadan korunma hususunda eğitilmeli;
- çalışanların yeteri kadar ehliyetli olduklarından emin olunmalı;
- patlamadan korunma dokümanıyla belirtilen tehlikeli işlerde çalışma izni sistemi (permit-to-work system) uygulanmalı;
- bakım yapılmalı;
- inceleme ve teftiş yapılmalı;
- gerekli yerlerde tehlikeli alanlar işaretlenmeli.
Resim 6. Patlamadan korunma için organizasyonel önlemler
48
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
35
4.1. İşletme talimatları
İşletme talimatları işveren tarafından çalışanlara yazılı olarak verilen işyerinde uyulması gereken davranış kurallarını içeren ve bağlayıcılığı olan dokümanlardır. İşletme talimatları işveren veya bu görevi yapmak için tayin edilen ehil bir şahıs tarafından yapılır. İşletme talimatlarının konuları arasında işyerinde pat-layıcı ortam riskinin nerede olacağı, patlama riski tehlikesinin mevcudiyeti, nerede hareketli çalışma teç-hizatının kullanılacağı, özel kişisel koruyucu donanımın giyilip giyilmeyeceği vb. konular yer alır.
4.2. Çalışan ehliyeti
Her bir işyerinde, kendisine tahsis edilen patlamadan korunma görevlerini yerine getirebilecek gerekli tecrübe ve eğitime sahip yeteri kadar çalışan bulunmalıdır.
4.3. Çalışanların eğitimi
Patlayıcı ortam oluşabilen yerlerde çalışanlara, patlamadan korunma konusunda yeterli ve uygun eğitim sağlanmalıdır. Bu eğitim patlama tehlikesinin nasıl meydana çıkacağı ve işyerinin hangi bölümlerinde mevcut olduğunu içermelidir. Çalışanlar aşağıdaki durumlarda eğitim almak zorundadır:
- işe başlamadan önce,
- çalışma yeri veya iş değişikliğinde,
- iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması durumunda,
Çalışanların eğitimleri, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve dü-zenli aralıklarla tekrarlanır. Ayrıca eğitim tamamlandığında, ne öğrenildiği de kontrol edilmelidir.
4.4. Çalışma izni sistemi (permit-to-work system)
Eğer işletmede yapılacak herhangi bir çalışmanın, tehlikeli bölgede veya yakınında bir patlamaya sebep olma ihtimali varsa, işletmede bu çalışmayı yerine getirmek için o çalışmayı yapacak kişiye yetki veril-mesi gerekir. Bu birbirini etkileyen tehlikeye sebep olacak başka çalışmalara da uygulanır. Çalışma izni sistemi böyle durumlarda en kullanışlı sistemdir. Bu bütün ifadeleri kapsayan bir çalışma izni sistemi formuyla uygulanabilir.
Örnek: Bir çalışma izni formu asgari;
- çalışmanın tam olarak nerede yapıldığını;
- üstlenilen çalışmanın açık tanımı,
- tehlikenin tanımlanması,
- gerekli tedbirler, bu tedbirleri üstlenen şahsın bu tedbirleri aldığını gösteren imzalı belge,
- kişisel koruyucu donanım ihtiyaçları,
- çalışmanın ne zaman başladığı ve ne zaman bitmesi beklendiği,
- kabul, onayın bilinmesi,
- çalışma boyunca anormal durumların rapor edilmesi, detaylarını içermelidir.
Bu çalışma bittiğinde işletmede güvenliğin devam edip etmediği kontrol edilmelidir.
49
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
36
4.5. Bakım ve onarım
Tehlikeli bölgelerdeki teçhizatın güvenliği için düzenli bakım gerekmektedir. Bakımı ve onarımı yapan personel patlamaya karşı koruma uzmanının rehberliği altında çalışmalı ve dikkate değer tehlikelerle ilgili bilgilendirilmelidir. Herhangi bir değişiklik ya da onarım yapılmadan önce çalışma esnasında pat-lama tehlikesinin olmadığı tespit edilmelidir. Bunun için normal olarak resmi yazılı izin belgesi şirket yönetiminden alınmalıdır. Çalışmanın tamamlanmasından sonra hangi işin yapıldığı kaydedilmeli ve tüm ilgili düzenlemenin incelenmiş olduğu doğrulanmalıdır.
Resim 7.Sıçrayan kıvılcımlara sebep olan bir çalışmada perdeleme
Yetkin bir uzman patlamaya karşı koruma üzerinde olumsuz etkiye sahip olabilen kapsamlı değişiklikleri kontrol etmelidir. Eğer ilgilenilen cihazın üreticisi değişiklikleri yapmışsa bahsedilen durum gerekli de-ğildir. Parçaları veya tamamen birleştirilmiş cihazları değiştirirken, patlamaya karşı korumalı cihazla ilgili karakteristik veriler not edilmelidir. Sadece üreticiden gelen orijinal parçalar kullanılmalıdır.
4.6. Denetleme ve kontrol
Bir işyerinde tehlikeli patlayıcı ortam oluşabilecek yerler kullanılmadan önce, patlamayla ilgili bütün güvenlik önlemleri kontrol edilip onaylanmalıdır. İşletmede etkili patlamadan korunma önlemleri alındığı düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Bu kontrollerin sıklığı alınan önlemin tipine bağlıdır. Bütün bu kontroller yalnızca ehliyetli kişiler tarafından yapılmalıdır. Ehliyetli kişiler aldıkları profesyonel eğitim, tecrübe ve güncel profesyonel faaliyetlerin sonucu olarak patlamadan korunma hususunda ayrıntılı bilgi-ye sahip kişilerdir.
4.7. Tehlikeli Alanların İşaretlenmesi
Patlayıcı ortam oluşabilecek yerler için uyarı işareti aşağıda belirtilen şekil ve renklerde olacaktır;
Resim 8. Patlayıcı ortam oluşabilecek yerler için uyarı işareti
50
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
37
Uyarı işaretinin belirleyici özellikleri;
• Üçgen şeklinde, • Siyah kenarlar ve sarı zemin üzerine siyah yazı, • Sarı zemin işaret alanının en az %50’si kadar olmalıdır.
5. SONUÇLAR
İşyerlerinde oluşabilecek patlayıcı ortamların tehlikelerinden çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için patlamadan korunma önlemlerini uygulamak gerekir. “Patlayıcı, parlayıcı ve yanıcı gaz, toz ve bu-har” ile çalışmak veya bu maddeleri işlemek zorunda olan iş yerlerinde alınması gereken ilk ve en önemli tedbir, patlayıcı ortam oluşmasını önlemektir. Bu konuda meslek kuruluşlarının tavsiyeleri olduğu gibi “iş sağlığı ve güvenliği” ile ilgili mevzuatın zorlayıcı yaptırım şartları da mevcuttur. Patlayıcı ortam oluşmasını önlemek için alınan tedbirler iki bölümde incelenmekte olup en öncelikli ve en önemli olanı “Birincil Tedbirler”dir.
Birincil tedbirlerde hedef, patlayıcı ortam oluşmasını önlemektir. Diğer bir ifade ile patlama üçgenindeki “A=patlayıcı madde” ve “B=oksijen” ayaklarını bertaraf etmektir. Patlamadan korunma için gerekli alet kullanımından önce, patlayıcı ortamlarla ilgili olarak yapılması gereken ilk ve en önemli tedbir Birincil Önlemleri almaktır. Kullanılan sanayi prosesine göre alınacak tedbirler çok çeşitli ve değişkendir. En çok kullanılan, yaygın yöntemler, ana başlıkları ile aşağıda izah edilmektedir.
1. En çok kullanılan yöntem, üçgenin enerji ayağını (C) patlayıcı ortamdan uzak tutmaktır. Örneğin transformatör ve şalt merkezleri gibi tesisler, patlayıcı ortam oluşan veya oluşma ihtimali olan yerler-den çok daha uzağa monte edilirler. Petrol ve kimya sanayinde çok uygulanan bir yöntemdir. Prensip, ateşleme kaynağını patlayıcı ortamdan uzak tutmaktır.
2. Havanın oksijenini bir şekilde azaltarak, patlama noktasının altına düşürmek de mümkündür. Bir adı da “inertising” olan bu yöntem bazı proseslerde uygulanabilmekte ve ortama, prosesi etkilemeyen bir nevi ölü gaz (inert gaz) pompalanarak, patlayıcı ortam oluşması önlenebilmektedir. Örneğin azot gazı, karbon monoksit veya su buharı pompalanarak oksijen oranı düşürülmektedir. Genelde, havadaki ok-sijen oranı %10’un altına düştüğünde patlama ihtimali kalmamaktadır.
3. Kullanılan patlayıcı madde oranının “alt patlama sınırının” altında veya “üst patlama sınırını” yu-karısında tutulması bazı proseslerde mümkündür. Bu tip proseslerde benzeri bir önlem alınması çok faydalı olabilmektedir.
4. Havalandırma yapılarak patlayıcı gaz veya buharın uzaklaşması sağlanabilir veya patlayıcı ortam oluşması önlenebilir. Prosesin durumuna göre havalandırma kendiliğinden tabii bir şekilde olabileceği gibi havalandırma sistemleri ile havalandırma yapılarak da patlayıcı ortam oluşması önlenebilir. Ha-valandırma grizulu kömür madenlerinde zorunlu olan bir uygulama yöntemidir. Madenler, hem çalışanların oksijen ihtiyacı ve hem de oluşan metan gazının dışarı atılması için havalandırılmak zo-rundadır.
5. Bazı patlayıcı ve yanıcı sıvıların içerisine ilave madde katılarak patlama noktası (flash point) yüksel-tilmekte ve böylece patlayıcı buhar oluşması önlenmektedir.
6. Patlamaya dayanıklı veya patlama tahribatını önleyici tasarım ile de önlem alınabilir. Bu tip önlemler patlamayı tamamen önlemek için değil, tahribatını azaltmak için yapılır.
- Basınç tahliye vanaları (relief valve) ile patlama anında oluşan basıncın tehlikesiz sahaya yön-lendirilmesi sağlanabilir. - Patlamayı bastırma (explosion suppression) tertibatları ile patlama enerjisini soğutmak ve iler-lemesini önlemek mümkündür. Bilhassa toz patlamasına karşı uygulama alanı bulunmaktadır.
51
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
38
7. Patlayıcı gaz veya buhar oluşması “buhar bariyeri” denilen özel tertibatlarla önlenmektedir. Bu yön-tem sıvı yakıtlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Birincil önlemler alınamıyor veya bu önlemlere rağmen patlayıcı ortam ihtimali halen mevcut ise, ikincil önlemlere başvurulur yani tehlikeli patlayıcı ortamların ateşlenmesini engellemek gerekir. Bu iki yolda mümkün olmuyorsa patlamaların etkisini azaltıcı önlemler alınmalıdır. Bu koruyucu önlemleri almanın birbiriyle bağlantılı birçok aşaması vardır (örneğin tasarım, uygun teçhizat ve kişisel koruyucu donanım kullanımı, vb.).
Patlamadan korunma önlemleri sadece maddi birtakım tedbirlerin alınmasıyla etkili olması beklenemez. Bu koruyucu önlemlerin etkili olabilmesi için işveren ve çalışanların sorumluluklarını tam manasıyla yerine getirmesi ve sorumluluk bilincinin gelişmesi içinde patlamadan korunma önlemleriyle ilgili hem işverenin hem de çalışanların periyodik aralıklarla eğitim alması gerekir.
REFERANSLAR
1. Arme İstisnai Eğitim ve Danışmanlık Hiz. Ltd. Şti.“Sınırlandırılmış alanlarda güvenli çalışma” Önlem dergisi 2008; 3: 47-51.
2. Sarı M. K., Patlayıcı Ortamlarda Kullanılan Elektrik Aygıtları ve Patlayıcı Ortamlar Hakkında Genel Bilgi. E.M.O.
3. European Commission Directorate-General for Employment, Social Affairs and Equal Opportunities Unit D.4, “Non-binding guide to good practice for implementing Directive 1999/92/EC “ATEX” (explo-sive atmospheres)”, (April 2003)
4. T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Ko-runması Hakkında Yönetmelik, 26 Aralık 2003 tarih ve 25328 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
53
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
39
54
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
40
BOYA SEKTÖRÜNDE SOLVENT KULLANIMI: İŞ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN TEHLİKELERİ VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER5
1.GİRİŞ
Solventler diğer maddeleri fiziksel olarak çözebilen daha dar bir tanımla gaz, sıvı ve katı haldeki diğer maddeleri çözen organik ve inorganik sıvılardır. Çözünme sırasında ne solvent ne de çözünen kimyasal bir değişikliğe girer.[1]
Organik ve inorganik solventler mevcuttur. Amonyak, karbon dioksit, fosfor tribromür ve su inorganik solventlerdir. Karbon içeren solventler ise organik solventler olarak adlandırılmaktadır. Organik solvent-lere örnek olarak hidrokarbon solventler, alkoller, eterler, esterler, aminler verilebilir.
Solventler endüstride çeşitli amaçlarla kullanılırlar. Boya ve matbaa mürekkebi yapımı, tekstilve kağıt sanayiinde elyafın yayılabilir bir hamur haline getirilmesi, bazı katı maddelere, şekil alabilir plastik ha-mur özelliğini kazandırma, yağ ekstraksiyonu, metallerin yağlı maddelerden arıtılması, kuru temizleme işleri, kimyasal maddeleri çözerek etkileşmelerini sağlayacak reaksiyon ortamının oluşturulması en çok kullanıldığı işlerdir.
Solventlerin en yaygın olarak kullanıldığı sektörlerden biri de boya sektörüdür. Solventler boyada boya üretimini ve boyanın uygulanmasını kolaylaştırmak için kullanılmaktadır.
2. BOYA SEKTÖRÜNDE SOLVENT KULLANIMI
2.1 Boyanın Yapısı
Boya bir bağlayıcı içine katılmış değişik maddelerin bir araya gelmesinden oluşan bileşik bir malzeme-dir. Boyanın içeriğini bağlayıcı, pigment, solventler ve diğer katkı malzemeleri oluşturur. [2]
Boyanın bir bileşeni olan solventler boyanın viskozitesini ayarlamak, katı veya çok kalın olan reçineyi çözelti haline getirmek böylece boya üretimini ve boyanın uygulanmasını kolaylaştırmak için kul-lanılmaktadır.
Solventler uçucudur, boya tabakasının bir parçası olmazlar. Solventler akıcılığı ve boyanın uygulanma özelliğini ve boyanın sıvı haldeki kararlığını etkiler. Solventlerin temel
fonksiyonu boyadaki uçucu olmayan bileşenler için taşıyıcı olmaktır. Boyanın içindeki solvent buhar-laştıktan sonra boyanın geri kalan kısmı yüzeye sabitlenir. Solvent bazlı boyalar çeşitli solvetlerin kom-binasyonunu içerebilirler, örneğin alifatik, aromatik, alkoller ve ketonlar gibi. [2]
Pigmentler boyaya renk, örtücülük özelliklerini veren ve boyanın katılaşmasına yardımcı solventlerde ve bağlayıcılarda çözünmeyen tanecikli katılardır. Bağlayıcı ya da reçine, pigment ve dolgu maddelerinin içinde homojen olarak dağıldığı ve boyanın film oluşturan bileşenidir. Bağlayıcı yapışmayı sağlar, pig-mentleri birbirine bağlar ve kalıcılık, esneklik ve sertlik gibi boyanın birçok özelliğini etkiler. [2]
Boyadaki bu üç temel bileşenin yanı sıra boyanın yüzey gerilimini, akışkanlık özelliklerini, bitmiş halde-ki görünümünü ya da UV ışınlarına direnç veya bakteri oluşumunu engelleyici vb. özellikleri sağlamak için başka katkı maddeleri de eklenebilir. [2]
5 Esin A. KÜRKÇÜ, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
55
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
41
2.2 Boyada Kullanılan Solventler
Boyada kullanılan solventlerin birinci görevi boyaya sürülebilir veya püskürtülebilir bir kıvam sağlamak ve boyanın uygulanmasından sonra uçup giderek boyanın yüzeye ince bir tabaka halinde yapışmasını sağlamaktır. Bunun dışında solventler boyayı oluşturan değişik organik bileşenlerin birbirleri içinde çö-zünmelerini, boyanın düzlenmesini, kuruma zamanını ve yüzeye yapışma kuvvetini etkiler. [2]
Reçineye konulan bir solvent önce zincirler arasına girerek zincirleri birbirinden ayırmaya çalışır. Biraz daha solvent eklenince zincirler birbirinden iyice uzaklaşırlar. Bunun sonucu olarak da kenetlenmiş zin-cirler birbirlerinden ayrılırlar ve viskozite hızla düşer. [2]
Boya sanayisinde en çok kullanılan solventler hidrokarbon solventlerdir. Hidrokarbon solventler hem ucuz olmaları hem de yağ, alkit, vernik ve diğer reçineleri iyi çözmeleri nedeniyle tercih edilir.[2] Hidro-karbon solventler grubundan alifatik hidrokarbonlardan n-hekzan ve n-heptan, aromatik hidrokarbonlar-dan ise toluen, ksilen ve etilbenzen en çok tercih edilen solventlerdir. Bunların yanı sıra halojenlenmiş hidrokarbon solventler, alkoller, ketonlar, esterler ve eterler de boya üretiminde kullanılırlar.
Geçmişte boya sanayisinde aromatik hidrokarbon solventlerden benzen çok yaygın olarak kul-lanılmaktaydı. Kanserojen olması nedeniyle benzen kullanımı nadir görülmektedir. Günümüzde aromatik hidrokarbon solvent olarak en yaygın olarak kullanılanlar; toluen ve ksilendir. Toluen daha kolay bulu-nabildiği için ksilenden daha çok kullanılır. Aslında birini diğerinin yerine kullanmak genel olarak bir sorun çıkarmaz. Toluen ve ksilen dışında az da olsa kullanılan diğer aromatik solventler; n-propil ben-zen(kümen), n-bütil benzen ve izobütil benzendir. Aromatik solventler alifatik solventlere göre çok yük-sek çözücü güce sahiptir. [2]
Alkoller, esterler, glikol esterleri ve asetatları ve ketonlar oksijenli solventler grubunda olup boya sektö-ründe hidrokarbonlarda çözünmeyen reçineleri çözmek için kullanılmaktadır. Oksijenin bulunması nede-niyle polar özellik kazanan solventin çözücülük kuvveti yükselir. Ancak oksijenli solvetler hidrokarbon-lardan daha pahalı oldukları için sanayide kullanımı hidrokarbonlara göre daha azdır.[2]
Alkoller arasında çözücü gücü en yüksek olan metanol toksik etkisi ve çok çabuk buharlaşması nedeniyle çok fazla kullanılmaz. Boya sanayisinde etanolün de kullanımı yaygın değildir.
Glikol eterleri ve asetatları yağ, doğal reçine, alkit akrilik, nitroselüloz, etil selüloz, polistiren, polivinila-setat gibi polimerleri çözmede kullanılır. Etilen glikollü ürünlere toksik olmaları sebebiyle son yıllarda ilgi azalmıştır, propilen glikol türevlerine ilgi artmıştır.[2]
Ketonlar grubundan aseton çok iyi bir çözücü olmasına karşın yüksek buharlaşma hızı nedeniyle pek tercih edilmemektedir. Metil etil keton ana çözücü olarak lake boyalarda kullanılmaktadır. Çözücülük gücü asetona yakındır ve ondan daha yavaş buharlaşır.
2.3 Boya Sektöründe İş Güvenliği
Boya fabrikalarında veya imalathanelerde olan kazaların çok büyük bir kısmı solventlerin sebep olduğu yangınlar ve patlamalardır. Solventler hidrokarbon esaslı kolay buharlaşabilen kimyasallar olduğu için kolay yanarlar, patlayabilirler ve az veya orta şiddette toksiktirler. Boya sanayisinde kullanılan solventle-rin kuvvetli çözücü olmaları yanında aranan diğer önemli özellikleri de tutuşma, patlama ve toksik etkile-rinin düşük olmalarıdır. [2]
Solventler aşağıda belirtilen özellikleri nedeniyle işyeri ortamında iş güvenliği açısından tehlikelidir. Solvent buharlarının işyeri ortamında bulunması patlamaya neden olabilir.
56
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
42
Bir patlamanın ya da yangının olabilmesi için üç bileşenin olması gerekmektedir; yanıcı buharlar (solvent buharları), oksitleyici (genellikle havada bulunan oksijen) ve bir alev kaynağı. Bir maddenin yanıcı özel-liğe sahip olabilmesi uçuculuğuna ve patlama sınırlarına bağlıdır. [3]
Belli sıcaklık derecesinde, buhar basıncı yüksek olan bir maddenin uçuculuğu, diğerlerine göre daha faz-la demektir. Solventler genel olarak çok uçucu kimyasallardır. Yanıcı bir sıvı olan solvent buharları hava ile belli konsantrasyonlarda karışımlar oluşturduğunda ve alev kaynağının bulunması halinde hızlı bir yanma ve patlama gerçekleşebilir. Bu belirli buhar/hava konsantrasyonu “parlayıcılık aralığı” veya “pat-lama aralığı” olarak adlandırılır.
Parlayıcılık aralığında karışım alev alırsa parlama ya da alev oluşumu olabilir. Parlayıcılık aralığının sınırları Alt Patlama Limiti (LEL) ve Üst Patlama Limitidir (UEL). Alt patlama limiti buhar/hava karışımının yanıcı olduğu havadaki en düşük buhar konsantrasyonudur. Üst patlama limiti buhar/hava karışımının yanıcı olduğu havadaki en yüksek buhar konsantrasyonudur. LEL/UEL buharın havadaki hacimsel yüzdesi olarak ifade edilir. LEL ve UEL verileri aksi belirtilmedikçe normal sıcaklık ve basınç değerlerinde belirlenmiştir. Parlayıcılık Limitleri basınç ve sıcaklık değişimi ile değişebilir. Genellikle sıcaklık artışı LEL’i düşürken, UEL’i yükseltir. [3]
Parlama noktası, yanıcı sıvıların sınıflandırılması için daha genel olarak kullanılır. Bir solventin kaynama noktası arttıkça parlama noktası da artar. Parlama noktası, sıvının havada alev kaynağı ile karşılaştığında, alevlenecek bir yanıcı buhar karışımı oluşturmasına kadar ısıtıldığındaki sıcaklık değeri olarak tanımlanmaktadır. Parlama noktasındaki sıcaklıkta sürekli yanma gerçekleşmez. Bu durum daha yüksek bir sıcaklık olan yangın noktasıdır.
Tablo 1: Bazı solventlerin parlama noktaları, patlama sınırları, kendiliğinden alev alma sıcaklıkları [3]
Parlama Noktası (°C)
Alt Patlama Sınırı (v/v %)
Üst Patlama Sınırı (v/v %)
Kendiliğinden alev alma
Sıcaklığı (°C)
Benzen -11.0 1.3 7.9 560
Toluen 4.4 1.27 7.0 535
o-ksilen 17.2 1.1 7.0 465
m-ksilen 28.9 1.1 6.4 525
p-ksilen 27.2 1.1 6.6 466
n-pentan -49.4 1.4 8.3 285
n-heptan -3.9 1.0 7.0 215
n-hekzan -21.7 1.2 7.7 233
n-oktan 13.3 1.0 6.5 210
White Spirit 38 0.8 6.5 -
Parlamanın gerçekleştiği sıcaklık LEL değerine karşılık gelen sıcaklığa çok yakındır. Bu nedenden dolayı birçok durumda bir maddenin parlayıcılık özelliği değerlendirilirken parlama noktası alt parlayıcılık sınırındaki sıcaklık yerine kullanılır. Parlama noktası düşük oldukça, maddenin uçuculuğu, dolayısıyla potansiyel tehlikesi daha yüksek olur. [3]
57
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
43
Kendiliğinden alev alma noktası, solventlerle yüksek sıcaklıklarda çalışmanın gerektiği proseslerde önem kazanır. Eğer sıcaklık yeterince yüksekse havadaki solvent buhar karışımı alev kaynağı olmadan kendili-ğinden alev alır. Kendiliğinden alev alma noktası, yanıcı buhar ve hava karışımının alev kaynağı olma-dan alevlendiği minimum sıcaklıktır. Genellikle kendiliğinden alev alma sıcaklığı kimyasalın kaynama noktasının epeyce üzerindeki bir sıcaklık değeridir.[3] Solventlerin kendiliğinden yanma sıcaklığı çok yüksektir. Boyanın depolandığı ve kullanıldığı koşullarda kendiliğinden parlama olayı pek görülmez. Yalnız yanıcı yüzeyler üzerine sürülen alkit boyalarında havanın oksijeni ile kuruma sırasında ısı açığa çıkar. Bu ısı yeterli bir şekilde uzaklaştırılmazsa yangına yol açabilir. Her zaman kendiliğinden alev alma sıcaklığının oldukça altında çalışılması tavsiye edilir. [2]
Solvent seçimi yapılırken, güvenlik açısından, solventlerin parlama noktaları incelenmelidir. Eğer parla-ma noktası çalışma ortamının sıcaklık derecesinden daha düşük olan bir solventin kullanımı zorunlu ise, çok sıkı güvenlik önlemleri alınmalıdır. [3]
3. SOLVENTLERİN GÜVENLİ KULLANIMINA İLİŞKİN ÖNLEMLER
Solventler birçok sanayi kolunda gereklidir ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak solventler göreli olarak düşük kaynama noktaları (yüksek uçuculuk) nedeniyle tehlikeli olarak kabul edilirler. Aslında düşük kaynama noktası birçok uygulama için istenen bir özelliktir; örneğin istenen film kaplamasının veya yapıştırıcının elde edilebilmesi için proseste kullanılan solventin buharlaşması gerekmektedir. An-cak solventin düşük kaynama noktasına sahip olması demek, ortam sıcaklığında depolama ve proses şart-ları uygun bir şekilde kontrol altına alınmadıysa parlamaya sebebiyet verecek solvent buharlarının oluş-ması demektir. Bu kontrol işlemi “risklerin yönetimi” olarak bilinmektedir. [3] Başarılı kontrol sistemleri patlama ve yangına sebep olabilecek gereksiz solvent buhar salımlarının azaltılmasını sağlar. Bazı temel önlemler aşağıda verilmektedir; [3]
1. İşçiler, kullandıkları solventin fiziksel ve kimyasal özellikleri ve güvenli kullanımları konusunda bilgi sahibi olmalıdır.
2. Tedarikçi firma tarafından sağlanmış olan Malzeme Güvenlik Bilgi Formları (MSDS) okun-malıdır.
3. İşyeri ortamındaki, yanıcı solvent buharlarının varlığı, solventin parlama noktası ve patlayıcılık sınırları kullanılarak tahmin edilebilir. Düşük parlama noktası (55°C’den düşük) solventin daha tehlikeli olduğunu ve daha dikkatli kullanılması gerektiğini işaret eder.
4. Kendiliğinden alev alma sıcaklığı, yanıcı/parlayıcı solvent karışımının havada kendi kendine alev almasından önceki maksimum sıcaklığı vermesi açısından bir yol göstericidir. Kendiliğinden alev alma sıcaklığı ile çalışma sıcaklığı arasında anlamlı bir güvenlik marjini bırakılmalıdır.
5. Solventlerin duman zerrecikleri solventin parlama noktasının altında bile parlayıcı olabilir. Du-man (mist) ve spreylerin önlenemediği durumlarda özel güvenlik tedbirleri alınmalıdır.
6. İşyeri havasındaki parlayıcı solvent buharlarının alev almasına sebep olacak pek çok alev kaynağı mevcuttur;
a. Sigara, kaynak, ya da çıplak alev kaynağını solvent buharlarının bulunması muhtemel yerlerden uzak tutmak gerekmektedir.
b. Ex-proof (kıvılcım çıkarmayan) malzemeler kullanılmalıdır.
c. Sıcak bölgeler ve yüzeyler kontrol altında tutulmalıdır. Çünkü sıcak yüzeyler endüstride çok fazla görülür ve yanıcı solvent-hava karışımının doğrudan ya da dolaylı olarak alev almasına sebep olur. Doğrudan alev alma, sıcak yüzeyin sıcaklığının ortamda çoğunlukla bulunan solvent-hava karışımının kendiliğinden alev alma sıcaklığının üstünde bir sıcaklıkta olması halinde olur. Do-
58
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
44
laylı alev alma, maddenin sıcak yüzeyden kaynaklanan bir yanma ya da dumansız alev alması ha-linde gerçekleşir. Endüstrideki sıcak yüzeylere örnek olarak; fırın ya da büyük ocakların duvar-ları, elektrikli araçlar ve ısıtma boruları verilebilir.
d. En az farkında olunan alev alma kaynağı statik elektiriktir. Statik elektriğin alev kaynağı oluş-turmasına ilişkin riskleri azaltmak için;
i. Ekipmanların topraklanmasının sağlanması,
ii. Topraklama direncinin kontrolünün yapılması; topraklama direncinin 10 Ohm’dan küçük olmasının sağlanması,
iii. Dolum sırasında sıçrama olmamasının sağlanması,
iv. Boruların içinde akan sıvının hızının sınırlandırılması,
v. Yük dağılımının olması için beklenmesi,
vi. İletken hortumlar kullanılması gerekmektedir.
e. Elektrik düğmesini açmak eğer bölgede gaz birikimi varsa çok tehlikelidir.
f. Parlama noktaları 40°C’den düşük olan hidrokarbonlar plastik kaplara doldurulmamalıdır.
g. Parlayıcı solventlerin kullanımından sonra temizlik için sıkıştırılmış hava kullanılmamalıdır.
h. Anti-statik koruyucu giysiler ve ayakkabılar giyilmelidir.
7. Solvent buhar konsantrasyonu, solventin Alt Patlama Sınırının altında olmalıdır.
a. Eğer mümkünse parlama noktasının 15°C ile 20°C altında çalışılmalıdır.[3]
b. Uygun havalandırma sağlanmalıdır: Güvenliği sağlamak için buharlar Alt Patlama Sınırının %25’inden az olacak seviyeye kadar seyreltilmelidir. Havalandırmayı sağlamak için en kolay yol kapı ve pencerelerin açılmasıdır, ancak birçok durumda mekanik havalandırma da gereklidir. Ha-valandırma, solventin parlama noktasının üstünde sıcaklıklarda çalışma zorunluluğu varsa daha da önem kazanır. Havalandırma çıkışı, yer seviyesinden en az 3 m yüksekte olmalı ve binanın kapı veya pencerelerinden 3 m uzaklıkta olmalıdır. Saatte 6 tam hava değişimi yapılmalıdır. Oluklarda alarm bağlı bir detektör bulundurulması gereklidir.[3]
8. Eğer alev kaynağı yok edilip, sıcak bölgelerden tamamen kurtulma sağlanamıyorsa, sistemden oksi-jenin yok edilmesi gerekmektedir. Böylelikle oksitleyici kaynak ortadan kalkacaktır. Bunun sağlan-ması için asal gazlar (örn. azot çadırı) kullanılabilir.[3]
9. Solvent buharlarının havadan ağır olduğu ve yere çöktükleri unutulmamalıdır.
10. Hatalar ve vakalar, küçük dökülmeler ve kaçaklar dahil, raporlanmalıdır. Bu raporların değerlendi-rilmesi gelecekteki daha büyük olayları önleyecektir.
11. Yangınlar, dökülmeler ve kaçaklarla ilgili olarak acil durum planları hazırlanmalıdır; örn. alarm sis-temi kurulması, yangın söndürme ekipmanlarının hazırlanması, güvenli taliye prosedürelerinin hazırlanması [3]
4. SOLVENTLERİN GÜVENLİ DEPOLANMASINA İLİŞKİN ÖNLEMLER
Solventler alevlenebilir özellikte oldukları için, solventlerin depolanmasında tedarikçilerin sağladıkları teknik bilgiler ve talimatlara uygun hareket edilmelidir. Solventlerin depolanmasında aşağıdaki önlem-ler alınmalıdır;
59
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
45
1. Solventlerin birçoğu havadan ağırdır ve yerde birikmektedir. Bu nedenle, depolama yerleri hava-landırılması daha güç olan zemin ya da bodrum katları olmamalıdır. [4]
2. Solventler işyerlerinde parlayıcı maddeler için uygun paslanmaz ya da demir, çelik dolaplarda ve yanmaz kaplarda saklanmalıdır. [4]
3. Dolapların dışında sadece günlük kullanılacak miktar kadar solvent tutulmalıdır. Solventlerin depo-lama kabinlerinin dışında tutulduğu yerler iyi havalandırılmalı ve böylelikle solvent buharları ortam-dan uzaklaştırılmalıdır. Böylelikle palayıcı ortam oluşumu önlenmiş olur. [5]
4. Boş kaplar kesinlikle çalışma alanında tutulmamalıdır, kaplarda solvent kalmış olabilir ve bu patlama tehlikesi yaratır.
5. Depolama kabinlerinde birbiriyle reaksiyon verebilecek, uygunsuz kimyasallar birarada tutulma-malıdır. Bu kimyasalların buharları bir reaksiyon başlatabilir ve bu reaksiyonların çok yıkıcı etkileri olabilir.
6. Parlayıcı maddeleri barındıran depolama kabinleri alev kaynaklarıdan ve yanabilecek maddelerden- kutular, bez, paçavra- uzak tutulmalıdır. Depolama kabinlerinin bulunduğu alanlarda sıcaklık 26 °C’nin altında olmalıdır. [5]
7. Solventler göz ile temas etme ihtimalini azaltmak amacıyla göz seviyesinin altında kullanılmalı ve depolanmalıdır. [4]
8. Basınçlı tüpler tutuşturucu kaynaklardan uzak tutulmalı, kaba kullanıma ya da ani hareketlere maruz kalmayacak şekilde korunmalıdır. Solvent tüpleri, buharlarının uzaklaştırılabileceği çeker ocaklarda doldurulmalıdır. [4]
9. Solventlerin kapakları kapalı tutulmalı, üzerleri örtülmelidir.
10. Solvent kaplarında olabilecek kaçaklar, delikler kontrol altına alınmalıdır. [5]
Şekil 1: Çelik depolama kabini
5. SONUÇ
Diğer maddeleri fiziksel olarak çözebilen maddeler anlamına gelen solventler, gerek sanayi ürünlerinin üretiminde ara ürün, gerekse günlük yaşamda son ürün olarak yaygın şekilde ve yüksek miktarlarda tüke-tilmektedir. Solventler boya, cila, yapıştırıcı gibi kimyasal maddelerden, ayakkabı ya da mobilya gibi son ürünlerin üretimine kadar çok çeşitli alanlarda kullanılmaktadır.
60
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
46
Solventlerin bu şekilde yaygın olarak kullanılması solventlere ya da solvent buharlarına maruziyeti kaçınılmaz kılmaktadır. İşyerlerinde solventlere başta solunum ve deri teması yoluyla yüksek düzeyde ve uzun süreli maruziyet söz konusu olmaktadır.
Solventler sağlık açısından tehlikelere sebep olmakla birlikte yanıcı, uçucu, kolay buharlaşır özelliğe sahip olduklarından işyeri ortamında solvent buharlarının patlayıcı karışımlar oluşturma ihtimali çok yüksektir. İşyeri ortamında bulunan solventler yangın ve patlamalara neden olabilmektedir.
Solventlerin en yaygın olarak kullanıldığı sektörlerden biri de boya sektörüdür. Boyanın bir bileşeni olan solventler boyanın akma direncini ayarlamak ve reçineyi çözelti haline getirmek için kullanılır.
Bu çalışmada, solventlerin boya sektöründe kullanımı, iş güvenliği açısından solventlerin tehlikeleri ile solventlerin güvenli kullanım ve depolanmasına ilişkin önlemler hakkında bilgiler yer almaktadır.
REFERANSLAR
1.Handbook of Solvents, Wypych G., ChemTec Publishing&William Andrew Publishing, Toronto, New York 2001
2. Gündüz, G., “Boya Bilgisi”, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası.
3. http://www.esig.org/uploads/documents/36-4-bpg_2.pdf
4. http://www.netregs.gov.uk/netregs/275207/584249/1715742/?version=1&lang=_e
5. Che Man, A. B. & Gold, D., Safety and Health in the Use of Chemicals at Work, ILO.
61
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
47
62
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
48
ENDÜSTRİYEL HAVALANDIRMA66
Endüstriyel havalandırma sistemleri, işyeri ortamındaki kirlenmiş havayı değiştirmek için ısıtılmadan veya ısıtılarak, doğal akım, etkin basınç ya da mekanik bir etki (vantilatör) yardımıyla, ilgili ortamdan hava emilerek dışarıya atılması veya bu ortama taze hava verilmesi amacıyla kurulan mekanik sistemlerdir.
İşyeri havalandırması, havadaki kirletici maddelere maruziyeti kontrol için yapılır. Genel olarak, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlamak amacıyla duman, toz ve buhar gibi kirleri ortamdan uzak-laştırmak için kullanılır. Havalandırma, doğal yollarla yapılabildiği gibi(pencere açılması gibi) mekanik yöntemlerle (fanlar, körükler) de yapılabilir.
Endüstriyel sistemler belirli bir hızda ve belirli miktarda havanın taşınarak, istenmeyen kirleticilerin (ve-ya "egzoz") ortadan kaldırılması için tasarlanır. Tüm endüstriyel havalandırma sistemlerinde temelde aynı ilkeler takip edilir; bununla birlikte her bir işyeri için, işin türüne ve işyerindeki kirletici oranına göre, ayrı sistem tasarımı yapılmalıdır.
Havalandırma Sistemleri ile
1- Devamlı taze hava sağlanması, ortam havasının sürekli yenilenmesi
2- Sıcaklık ve nemin konfor seviyesinde tutulması
3- Yangın ve patlama tehlikelerinin azaltılması
4- Kirleticilerin ortadan kaldırılması ya da seyreltilmesi
5- Ortamlarda istenmeyen hava akımlarının oluşmasını engellemek üzere (Örneğin, pis kokuların yayılması), birçok durumda ortamlara veya dış havaya karşı ortamın negatif basınç (vakumlu hava-landırma) veya pozitif basınç (basınçlı havalandırma) altında tutulmasının sağlanması hedeflenir.
Havalandırma; kapalı çalışma ortamlarına yayılan kirleticilerin ortadan kaldırılması veya kontrolü için yapılan bir çeşit "mühendislik kontrolü" olarak kabul edilir. Çalışanların hava kirleticilere maruziyetinin kontrolü için kullanılan yollardan biridir.
Kirleticilerin kontrolü için ayrıca, tehlikeli kimyasalın kullanımının durdurulması, daha az toksik kimya-sallarla değiştirilmesi ve proseste değişiklik yapılması yollarına başvurulabilir. Endüstriyel havalandırma sistemleri, kirli havayı atmak için gerekli kısım, sistemde havayı taşımak için gerekli fanlar, hava filtras-yon cihazları ve havanın hareketini sağlamak için kullanılan fanlardan oluşur.
Havalandırma Sistemlerinin Çeşitleri
Sanayide iki tip mekanik havalandırma sistemi vardır:
• Genel (veya seyreltme) havalandırma sistemi, temiz hava ile kirli havanın karışma oranını azaltır. • Lokal Egzoz Havalandırma Sistemi, kirleticiyi kaynağında veya çok yakınında yakalar ve dışarı
atar.
6 Nihat Eğri, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı, Cihat İmancı, Mehmet Salih Akpolat, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
63
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
49
1. GENEL HAVALANDIRMA SİSTEMİ
Genel havalandırma, binaya büyük miktarda temiz hava sağlar ve kirli havayı tahliye eder. Sistem, genel-likle duvara veya bir odaya ya da binanın çatısına yerleştirilmiş geniş egzoz fanları içerir.
Genel havalandırma, işyerinde ortaya çıkan kirleticileri, bütün işyerinin havalandırılması yoluyla kontrol eder. Genel havalandırma kullanımı, işyerinde bir dereceye kadar kirleticileri dağıtabilmektedir fakat bu esnada kirlenme kaynağından uzak kişileri de olumsuz etkileyebilmektedir.
Eğer çıkış fanı, maruz kalan işçiye yakın yerleştirildiyse ve taze hava fanı işçinin arkasına yerleştirildiyse kirli hava, işçinin nefes alma bölgesinden uzaklaştırılmış olacaktır ki bu sayede genel havalandırma daha etkili olabilir. Doğru ve yanlış tasarımlar Şekil 1 – 5’te gösterilmiştir.
Genel havalandırma ile kirletici kontrolü yapılırken; kirletici konsantrasyonunun çok yüksek olmaması ve toksikliğin az olması hususlarına dikkat edilmelidir. Ayrıca çalışanlar, işlerini kirletici kaynağının çok yakınında yapmamalıdır.
Diğer taraftan, izin verilen konsantrasyonu 100 ppm’den fazla olan çözücülerin haricindeki durumlar için kimyasal maddelerin kontrolünde genel havalandırma kullanımı tavsiye edilmemektedir.
Şekil 1. Tavsiye edilen genel havalandırma örnekleri
64
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
50
Şekil 2. Tavsiye edilen genel havalandırma örnekleri
Şekil 3. Tavsiye edilmeyen genel havalandırma örneği
65
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
51
1.1 Genel Havalandırmanın Zorlukları
Çalışanları koruma metodu olmasından dolayı, genel havalandırma ile ilgili
• Kirleticileri tamamen ortadan kaldırmayacağı,
• Yüksek dozda toksik madde içeren kimyasallarda kullanılamayacağı,
• Toz veya metal dumanı veya yüksek miktarda gaz ve buhar için etkili olmadığı,
• Isıtılması veya soğutulması için yüksek miktarda taze hava gerektirdiği
• Düzensiz yayınımların veya gaz ve buhar dalgalanmalarının dağıtılmasında etkili olmadığı
hususları göz önünde bulundurulmalıdır.
Normal "zemin" ya da "masa" fanları da bazen, havalandırma için kullanılır fakat bu fanlar genellikle kirleticiyi kontrol etmekten çok çalışma alanı çevresine dağıtır. Genel havalandırma için kapı veya pen-cere açılabilir ancak bu yöntem hava hareketi kontrol altına alınmadığı sürece güvenilir değildir.
Genel bir not olarak, hava veya seyreltme havasının hacimsel akış oranı büyük oranda işyeri havasıyla karışan taze havanın yanı sıra kirleticinin ne kadar hızla çalışma alanına girdiğine bağlıdır.
2. LOKAL EGZOZ HAVALANDIRMA SİSTEMİ
Lokal egzoz havalandırma sistemi, işyeri ortamına kirletici yayılmasına neden olan genel hava-landırmanın aksine kaynağın yakınında kirleticiyi yakalama yoluyla hava kirleticilerini kontrol etmek için kullanılır. Toksik kirletici, işçinin nefes bölgesine ulaşmadan önce kontrol edildiğinden lokal sistem çok daha etkili bir yoldur.
Genellikle,
• Hava kirleticinin ciddi sağlık riski oluşturması
• Büyük miktarlarda toz veya duman üretilmesi
• Soğuk havalarda havalandırmadan dolayı ısınma giderlerinin artma endişesinin olması
• Emisyon kaynaklarının az olması
• Emisyon kaynaklarının işçilerin nefes alma bölgesi yakınında bulunması durumlarında tercih edilir.
2.1. Lokal Egzoz Havalandırmanın Bileşenleri
• Kirleticiyi kaynağında yakalaması için bir davlumbaz veya açıklık
• Sistem içinde kimyasalları taşıması için kanallar
• Sistemdeki hareketli havayı temizlemesi için hava temizleme cihazı (Her zaman gerekmez)
• Sistem içinde havanın hareketi ve dışarı atılması için fanlar
• Kirli havanın atılması için egzoz bacası
66
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
52
Şekil 4. Lokal Egzoz Sisteminin Temel Bileşenleri
2.2. Taze Hava ve Negatif Basınç
İşyerinden egzoz havasının atılması için lokal havalandırmaya yeterli havanın sağlanması gerektiği, önemli olan ve gözden kaçırılan bir konudur. Yüksek hacimde hava dışarı atıldığı halde yeterli taze hava sağlanmazsa, işyeri havaya ‘aç’ olur ve işyerinde negatif basınç oluşur.
İşyerinde negatif basınç havalandırma sistemi üzerindeki basıncı artırır ki bu da daha az hava taşınmasına neden olur. Hava, dışarı çıkan hava oranını dengelemek için kapı aralıklarından, pencerelerden veya kü-çük açıklıklardan binaya girmeye çalışır. Binanın aşırı negatif basınç altında olduğunu anlamak için en kestirme yol, kapıları açarken zorlanmanızdır.
Ayrı bir giriş fanı (egzoz fanlarından uzağa yerleştirilmiş bir fan) dışarıda kirlenmemiş taze hava getir-mek için kullanılmalıdır. Hava temiz olmalı ve ihtiyaca göre kışın ısıtılmış, yazın serinletilmiş olmalıdır.
2.3. Genel Havalandırma ve Lokal Egzoz Havalandırmanın Karşılaştırılması
Genel havalandırmanın avantajları:
• Düşük ekipman ve kurulum maliyetleri.
• Az bakım gerektirmesi.
• Düşük dozda toksik madde içeren kimyasallar için etkili olması.
• Parlayıcı ve yanıcı gazlar veya buharlar için etkili olması.
• Hareketli veya dağılmış kirleticiler için en iyi havalandırma sağlaması.
Genel havalandırmanın dezavantajları:
• Kirleticilerin tamamen ortadan kalkmaması.
• Yüksek dozda toksik madde içeren kimyasallar için kullanılamaması.
• Toz, metal dumanları, çok miktarda gaz veya buhar için etkili olmaması.
• Yüksek miktarda ısıtılmış ya da soğutulmuş taze hava gerektirmesi.
• Düzensiz veya gaz ve buhar yayınımları için etkili olmaması.
67
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
53
Lokal Egzoz Havalandırmasının Avantajları:
• Kirleticiyi kaynağında yakalar ve uzaklaştırır.
• Yüksek dozda toksik madde içeren kimyasallar için tek seçenek.
• Tozlar ve metal dumanları dâhil çok kirletici çeşidini tutabilir.
• Daha az taze hava gerektirir. Bu sayede de daha az hava dışarı atılır.
• Az taze hava gerektirdiği için ısıtma ve soğutma maliyeti düşük.
Lokal Egzoz Havalandırmasının Dezavantajları:
• Tasarım, montaj ve ekipman için yüksek maliyet.
• Düzenli temizlik, kontrol ve bakım gerektirir.
2.4. Havalandırma Sistemlerinde Karşılaşılan Bazı Zorluklar
• Sistem, özellikle filtreler, kirleticilerden dolayı yıllar içinde bozulmakta.
• Sürekli bakım gerektirmekte
• Problemlerin teşhisi ve gerçekçi ölçümler için düzenli ve rutin testler gerekmekte.
Sistemin etkili bir şekilde çalışmaya devam etmesi için havalandırma sisteminde sadece uzman personel değişiklik yapmalıdır. Aşağıdaki örnekte, bir değişikliğin sistem çalışmasını nasıl etkilediği görülmekte-dir:
Şekil 5. Kanala yeni kol ekleme
Şekilde görüldüğü gibi bir başlık ve kol, var olan kanala eklenir. Lokal egzoz havalandırma, havayı sis-teme yeni yerden çekecektir ki bu, egzoz fanından uzakta olan diğer yerlerde hava akışını düşürecektir. Hava akımı bütünüyle etkilenecektir. Dolayısıyla sistem daha hızlı tıkanacaktır ve diğer davlumbazlar kirleticileri ortadan kaldırmak için yeterli olmayacaktır. Bu nedenle sistemde değişiklik yapılacağı zaman oluşacak yükler iyi hesaplanmalıdır.
İyi bir havalandırma sisteminde:1
1. Ortama gerekli taze hava sağlanmalı,
2. Ortamda rahatsızlık oluşturacak hava akımı (cereyan) olmamalı,
68
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
54
3. Havalandırma sistemi, ortam havasını üniform bir şekilde dağıtıp toplamalı,
4. Varsa vantilatörler sessiz çalışmalıdır.
3. HAVALANDIRMA SİSTEMLERİNİN BİLEŞENLERİ
3.1 Kanallar
Bir binanın havalandırma sistemi, temiz havanın içeri alınmasını ve kirli havanın dışarı atılmasını sağla-yan fanlar, vantilatörler ve binayı ağ şeklinde saran hava kanallarından oluşur.
Kanal Tasarımı
Kanal sistemleri, içerisinden geçen hava akışına mümkün olduğunca az direnç gösterecek şekilde tasar-lanmalıdır. Bir kanal içerisinden geçen hava miktarı, kanal kesit alanına ve içerisinden geçen havanın akış hızına göre değişkenlik gösterir.
Kanal içerisinden geçen havanın akış hızının düşük olması, hava ile birlikte taşınan birtakım tozların çökmesine ve birikmesine, bu da kanalın zamanla tıkanmasına sebep olur. Aynı şekilde kanal içerisinden geçen havanın akış hızının fazla olması ise gereksiz enerji sarfiyatına ve toz partiküllerin kanal çeperleri-ne çarpmasından dolayı çeperlerde aşınmaya sebep olur. Farklı kirletici maddeler için tavsiye edilen hızlar (kanal hava akış hızları) havalandırma üzerine referans kabul edilen kaynaklardan elde edilebilir.
Havalandırma kanallarında küçük hacimlerde kirletici maddelerin taşınması için nispeten çok daha büyük hacimlerde hava akımına gereksinim duyulur. Gerekli hava akış miktarı, ortamdaki kirletici maddeler için kabul edilebilir seviyelere göre değişkenlik gösterir. Uygun şekilde tasarlanmış bir kanal sistemi, ortam için gerekli havayı mümkün olduğunca az güç harcayarak sağlayabilen sistemdir. Kanal ta-sarımında belirleyici olan diğer unsurlar ise ilk yatırım maliyetleri, emniyet, bakım masrafları ve havanın ortama taşınmasında kullanılan diğer ekipmanlarının sağlamlığıdır.
Kanal Tasarımı ve Kurulumunda Dikkat Edilmesi Gereken Prensipler
Gereksiz enerji sarfiyatının önlenmesi için,
> Sistem, akışa daha az direnç gösterecek ve daha az türbülans oluşturacak şekilde tasarlanmalı
> Kare kesitli kanallar yerine daha düşük yüzey alanına sahip olan, dolayısıyla akışa daha az direnç gösteren yuvarlak kesitli kanallar tercih edilmeli
> Pürüzlü, esnek kanallar yerine akışa daha az direnç gösteren düz, sert kanallar tercih edilmeli
69
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
55
> Uzun kanallar yerine akışa daha az direnç gösteren kısa kanallar tercih edilmeli
> Kıvrımlı ve dirsekli borular yerine akışa daha az direnç düz borular tercih edilmeli
> Keskin dönen dirsekler yerine akışa daha az direnç gösteren kademeli dönen dirsekler tercih edilmeli
• Küçük çaplı kanallar yerine akışa daha az direnç gösteren büyük çaplı kanallar tercih edilmeli
• Kanal dallanmaları akışa dik girmek yerine açılı şekilde girmeli; dallar, ana kanala aynı noktadan gir-memeli
Şekil 6. Kanal seçiminde dikkat edilecek hususlar
70
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
56
Kanalların Malzemesi ve Kanal Çapının Belirlenmesi2
Projelendirmede kanalların, yerine göre aşağıdaki malzemelerden bir veya birkaçından yapılması tercih edilmelidir. * (TS 3420)
• Galvanizli çelik sac (TS 822),
• Alüminyum sac (TS EN 485-2),
• Bakır sac (TS 1652),
• İç yüzeyler sıvanmış ve perdahlanarak, olabildiği kadar pürüzsüz duruma getirilmiş kagir yapı ele-manları,
• Yanmaz sıva ile sıvanmış, iç yüzeyleri perdahlanmış duvar yüzeyleri,
• Yanmayan yapı elemanları,
• Pürüzsüz beton kanallar,
• Bükülebilir (esnek-flexible) borular,
• PVC levha veya borular.
Kanal kesitleri ile boru (kanal) ağındaki toplam basınç düşümünün oluşturulmasında, olabildiği kadar, pürüzlülük katsayısı düşük düzgün yüzeyli malzeme seçilmelidir. Havalandırma tesisatında kullanılan en önemli malzemelerin pürüzlülük katsayısı Tablo 1’de verilmiştir:
Tablo 1 – Çeşitli malzemelerin pürüzlülük katsayıları
(*)Yangın tehlikesi olmayan ve başka metotlarla yeterli korozyon koruması sağlanabildiği durumlarda, yüksek korozyona karşı kanallar, kolay yanmayan malzemelerden de yapılabilir.
Sızıntı ve Tıkanıklık: Kanallar birtakım sebeplere bağlı olarak zamanla sızdırabilir veya tıkanabilir. Bu sebeplerden bazıları aşağıda belirtilmiştir:
Düşük hava akış hızı: Kanal içerisinden geçen hava hızı, kirletici maddeleri etkili bir şekilde taşıyacak kadar güçlü olmalıdır. Kanal çapı veya kanal içerisinden geçen havanın hızı değiştirilerek minimum hız değeri değiştirilebilir. Sistemin herhangi bir kısmında yapılacak en ufak değişim, bütün sistemin işlerli-ğine ve performansına etki edebilir.
71
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
57
Esnek kanalların kullanımı: Oluklu esnek kanallar daha fazla sürtünmeye ve dirseklerde daha fazla enerji kaybına sahip olduklarından kanal içerisinden geçen havada daha fazla hız kaybına sebep olurlar.
Kanal sistemindeki değişiklikler: Mevcut kanal sisteminde bir değişiklik yapıldığında (ör: davlumbaz ya da kanal eklenmesi) kanal sistemdeki hava akışının yeniden ayarlanması ve dengelenmesi gerekir. Yeniden dengelenmediği takdirde sistem kendi kendini dengeler ve akışa direncin yüksek olduğu kısımlarda hava akış hızı düşer. Hava akış hızındaki düşüş ise havayla birlikte taşınan partiküllerin çök-mesine ve kanalı tıkamasına neden olur.
Partikül tutucular, çöktürme odacıkları ya da temizleme kapaklarının olmaması veya mevcut olan-ların kullanılmaması: Kanal sistemindeki özel kısımların (ilk tıkanan kısımlar) düzenli olarak temiz-lenmesi, bütün sistemin temizlenmesine olan ihtiyacı azaltır. En sık tıkanma gözlenen sorunlu noktaları izleyerek tüm kanalların bakımı için harcanan enerji ve maliyet minimize edilebilir. Sık tıkanan kısımlara yapılacak erişim ve temizleme kapakları ile kanalların temizlenmesi daha kolay hale getirilebilir.
Şekil 7. Kanal sistemi için uygulanmış temizleme kapağı
Hava akımının aniden yön değiştirmesi: Zamanla tıkanmaya sebep olan birikmeler, kısa yarıçaplı dir-seklerde ve “T” tipi dallanmanın olduğu noktalarda daha sık gözlenir. Aşağıdaki şekiller hava akımının ani yön değiştirdiği noktalara örnek verilebilir:
Şekil 8. Hava akımının ani olarak yön değiştirdiği durum örnekleri
Kısa yarıçaplı dirsekler yoğun birikmeye sebep olur. Hiçbir zaman “T” bağlantı kullanmayın.
Kanal Sisteminin Kontrolü
Havalandırma kanallarında en sık karşılaşılan performans problemleri kanalların düzgün işlememesinden kaynaklanır. Genellikle havalandırma sistemleri uygun şekilde tasarlanır ve monte edilir, ancak problem-ler zamanla sistemin kullanılmasıyla gelişim gösterir.
72
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
58
Kanal sisteminin tasarlandığı şekilde çalışıp çalışmadığını kontrol etmek ve varsa sistem üzerindeki so-runları gidermek adına, hava akış hızı ve kanallardaki statik basınç değerleri, havalandırma konusunda uzman kişilerce veya iş hijyenistleri tarafından uygun ekipmanlar ile düzenli olarak kontrol edilmelidir.
Basit bir muayene için bazı ipuçları aşağıda verilmiştir. Başlamadan önce, elinizde mevcut havalandırma sistemine ait bir çizimin olması bu konuda işinizi kolaylaştıracaktır.
Sistem boyunca akış yönünde ilerlerken şunları not edin:
• Kirletici maddeleri yakalama imkanı azaltılmış noktalar varsa (sistemden kaçan kirletici maddeler genellikle gözle görülebilir veya ortamda ölçülebilir)
• Bir kanal belirli aralıklarla tıkanıyorsa
• Hasar görmüş kanallar bulunuyorsa (kanal çeperindeki delikler veya ezilmeler)
• Hasarlı veya eksik conta varsa
• Havalandırma sistemine bağlı ekipmanların üzerinde gözle görülebilir toz birikmesi gerçekleşiyorsa
• Sisteme sonradan eklenen parçalar varsa
• Sistemde üfleme amacıyla ya da başka nedenlerle açılmış herhangi bir açıklık varsa
• Kanal sistemi boyunca kesilmiş veya flanş kullanılarak eklenmiş bir parça varsa
Tüm bu hassas noktaların ve sistem boyunca görülen diğer problemli noktaların not edilerek bina bakımından sorumlu personele veya konunun uzmanlarına iletilmesi sorunları en aza indirgeyecektir.
Kanallarda Sorun Giderme
Kanalların çalışması sırasında gerçekleşebilecek sorunlar ve bu sorunların olası nedenleri aşağıda belirtilmiştir.
3.2. Fanlar
Fanlar, havalandırma sisteminin yükünü çeken parçalarıdır. Verimli bir havalandırma için fanlar uygun tip ve boyutta olmalıdır. Fanlar kaynakta oluşan kirletici maddeleri havalandırma sistemi boyunca taşıyıp dış ortama çıkaracak güçte hava akımı sağlamalıdır.
2 tip ana egzoz fanı vardır.
73
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
59
• Eksenel fanlar: Bu tür fanlar pervanelere benzer. Havayı doğrudan fan içinden geçirerek sistem bo-yunca ilerlemesini sağlar.
• Santrifüj fanlar: Bu tür fanlar bir “fare kafesi” yapısına sahiptir. Havayı içine çeker ve 90o açı ile sistem boyunca ilerlemesini sağlar.
Eksenel (Pervane) fanlar
Üç temel eksenel fan çeşidi vardır:
1) Pervane kanatlı tip
2) Silindir kanat tip
3) Kılavuz silindir tip
Pervane fanları daha çok seyreltme havalandırmasında veya soğutma amaçlı kullanılmaktadır. Bu tür fanlar genelde duvara veya tavana monte edilmiş durumda çalışmaktadır. Örnek olarak araba radyatörleri gösterilebilir. Bu fanların temel karakteristik özellikleri;
- Küçük bir dirençle büyük miktarda havayı hareket ettirebilir.
- Lokal egzoz sistemleri için uygun değillerdir çünkü yeterli emiş kuvveti sağlayamazlar.
Tüp eksenel ve rüzgârgülü fanları esas olarak bir kanal içerisine yerleştirilecek şekilde tasarlanmış per-vane fanlardır. Genel olarak tavanlardaki egzoz kanalları boyunca hava akımını sağlamak amacıyla kul-lanılırlar.
Santrifüj fanlar.
Bu tür fanlar kanatçık (bıçak) yapısına göre 3’e ayrılır:
- İleriye-eğimli kanatlı fanlar
- Geriye-eğimli kanatlı fanlar
- Düz kanatlı fanlar
Elektrikli süpürge fanları, evimizde kullandığımız fırın fanları ve saç kurutma makinelerindeki fanlar bu tür fanlara örnek olarak gösterilebilir. Yüksek dirence karşı çalışabilirler ve tipik olarak lokal egzoz hava-landırma sistemlerinde kullanılırlar. Yüksek miktarda tozun egzoz edilmesinde düz radyal bıçaklı fanlar en uygun fanlardır çünkü toz tarafından tıkanma veya aşınma olasılığı en az olan fan çeşidi bu tür fan-lardır.
Santrifüj fanlar Pervane fanlar Rüzgar gülü fanlar
Şekil 9. Fan çeşitleri
74
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
60
Doğru tip fan seçimi
Doğru fanın seçimi zor ve karmaşık bir iştir. Bu işlem, konusuna hakim bir fan uzmanı tarafından ger-çekleştirilmelidir. Seçilen fan çeşidinin uygun olup olmadığı aşağıdaki gözlemler doğrultusunda yapılabilir.
Havalandırmada taşınan hedef malzeme
- Egzoz havası az miktarda duman ve toz içeriyorsa, geriye-eğimli kanatlı santrifüj veya eksenel fan kullanılmalıdır.
- Egzoz havası hafif toz, duman veya nem içeriyorsa, geriye-eğimli kanatlı veya eksenel santrifüj fan tercih edilmelidir.
- Egzoz havasında malzeme yükü fazlaysa veya bir işlem gerçekleşiyorsa, uygun fan eksenel sant-rifüj fan olmalıdır.
- Eğer egzoz havası patlayıcı ya da parlayıcı bir malzeme içeriyorsa, taşıma sisteminde standartlara ve yönetmeliklere uygun ex-proof malzeme kullanılmalıdır.
- Egzoz havası korozif malzemeler içeriyorsa, taşıma sisteminde ve fan motorunda uygun malzeme kullanılmalıdır veya kaplama yapılmalıdır.
Kapasite
Havalandırma sisteminde ve fan içerisinden ne kadar hava geçeceğini; aynı zamanda havalandırma sis-teminin egzoz kısmında ne kadar bir dirençle karşılaşacağımızı veya fan verimini bilemeyebiliriz. Bu sebeple aşağıdaki genel bilgiler fan seçiminde yardımcı olabilir:
- Fan boyutu performans gereksinimleri doğrultusunda belirlenmelidir. Giriş boyutu ve konumu, fan ağırlığı ve bakım kolaylığı da göz önünde bulundurulmalıdır. En uygun fan boyutu fiziksel alana uyma-yabilir.
- Paketlenmiş fanlarda motor montajı üretici firma tarafından yapılmalıdır. Büyük kapasiteli uygu-lamalarda fan ve fan motor montajının sisteme ayrı ayrı yapılması gerekebilir.
- Fan hızları kullanılan motor hızları ile sınırlandırılmıştır. Bu yüzden kapasite montaj esnasında belirlenmelidir.
- Hızı ayarlanabilir fanlar havalandırma esnasında avantaj sağlayabilir. Bu esneklik bazı uygulama-larda önemli olabilmektedir. Örneğin kapasite değişiminde veya basınç gereksinimleri değiştiğinde fan hızının ayarlanabilir olması bir avantajdır.
- Havalandırma sistemlerinde genellikle istenen %80 verimle çalışan fanın seçimidir. Seçilen motor ise %20’lik kaybı kapatacak güçte olmalıdır.
Güvenlik
Güvenlik önlemleri giriş, çıkış, baca ve temizleme kapıları gibi tüm tehlikeli noktalar için gereklidir. Havalandırma sisteminin inşası güvenlik standartlarına ve yönetmeliklerine uygun olarak yapılmalıdır.
75
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
61
Fan performansını etkileyen faktörler
- Mil yatakları: Fan mil yatakları, çoğu zaman sorunun büyük kaynağını
oluşturmaktadır. Mil yataklarının ömrünü, çok sıkı veya gevşek fan kemerleri, fan titreşimi, fan kanat-larına dengesiz yükleme, yüksek çalışma sıcaklıkları ve uygun olmayan yağlama etkilemektedir.
- Kayışlar: Yanlış kayış gerginliği fan performansını etkilemektedir. Genel bir kural olarak, kayış gerginliği orta parmak basınç uygulandığı zaman (1 inç veya 2,5 cm) hareket edecek şekilde olmalıdır.
- Kanatlar: Kanatlardaki malzeme birikimi havalandırma sisteminin verimini zamanla düşürecek-tir bu nedenle çeşitli aralıklarla kanat temizliği yapılmalıdır.
- Bağlanma noktaları ve izolasyon: Fan titreşimlerinden havalandırma sistemini ve binayı koru-mak için esnek bağlantı ve izolasyon malzemeleri kullanılmalıdır. Havalandırma kanalını ve fanı birbiri-ne bağlayan esnek bağlantı aparatları havalandırma sistemi boyunca taşınacak fan kaynaklı titreşimleri engeller. Bağlantı aparatları yırtık veya aşınmış olursa fan performansını olumsuz yönde etkiler.
- Panjur ve tamponlar: Bazı fanlarda giriş veya çıkışta hava akımını ayarlamak için panjur bu-lunmaktadır. Manuel, pnömatik veya otomatik kontrol ediliyor olabilirler. Eğer panjur açıklıkları ve pan-jur dengesi uygun değilse fan performansını olumsuz etkileyebilir.
- Motorlar: Uygun fan performansını elde edebilmek için motor çalışma voltajı tavsiye edilen çalışma voltajının %10’u civarında olmalıdır. Çoğu motorlar kalıcı olarak yağlanmıştır ve ekstra bir yağ-lama işlemi gerektirmez.
Hava tahliye noktaları
Hava tahliye noktası fan giriş noktasından uzak olmalıdır. Aksi takdirde tahliye edilen kirli hava giriş havasına karışabilir bu da sistemde birikmeye neden olarak sistem verimini düşürür. Girişten sadece te-miz dış ortam havası girmesi sağlanmalıdır.
Tahliye egzozları, tavandan olabildiğince yüksek olmalıdır ki tahliye edilen kirli hava tekrar iç ortama girmesin. Genel olarak tahliye egzozları hava giriş mesafesinden 15 metre uzakta olmalıdır. Bacalar yük-sek olduğunda iyi çalışmaktadır. Baca yüksekliği ise en az 3 metre olmalıdır.
Fanların bakımı
Fanlar bıçaklarda aşırı malzeme birikmesi veya aşınma yüzünden görevlerini verimli olarak yerine geti-remeyebilir. Ayarı bozulmuş fanlar titreşim yaratır ve buda fan ve havalandırma sisteminin çeşitli bölme-lerinde hasara neden olur. Fan bıçaklarının temizlenmesi ve fanların balans ayarının yapılması çok önem-lidir. Bakım esnasında dikkat edilecek noktalar şu şekilde sıralanabilir : Mil yatakları, Kayış, Kayış bağ-lanması ve hizalanması, Fan kanatları, Pervane durumu, Güvenlik araçları.
Fanlarda Sorun Giderme
Fanların çalışması sırasında gerçekleşebilecek sorunlar ve bu sorunların olası nedenleri aşağıda belirtil-miştir.
76
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
62
77
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
63
3.3 Davlumbazlar
Davlumbaz nedir?
Davlumbaz, kirlenmiş havayı içine çeken ve havalandırma sistemine aktaran havalandırma sistemi ünite-sidir. Davlumbazların boyutları ve şekilleri kullanılacağı alana göre özel olarak tasarlanmaktadır. Dav-lumbaz ağzındaki hava hızı oluşan parçacığı çekecek güçte olmalıdır ve verimli olarak çalışabilmesi için kirli hava kaynağını saracak şekilde veya çok yakın bir konumda yerleştirilmesi gerekmektedir.
Genel davlumbaz çeşitleri
4 temel davlumbaz çeşidi vardır.
- Çevreleyen
- Alıcı
- Yakalayıcı
- Taşınabilir
Çevreleyen Davlumbaz
Çevreleyen davlumbaz, diğer adıyla duman davlumbazı, kirli hava kaynağını saran, kutu gibi içerisine alan davlumbazlardır. Bunlara örnek olarak laboratuvar davlumbazları örnek olarak verilebilir.
Şekil 10. Çevreleyen davlumbaz
78
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
64
Alıcı Davlumbaz
Bu tür davlumbazlar belirli bir hızı olan, kaynaktan yayılan kirli havayı karşılamak için tasarlanmıştır. Örnek olarak ocak üzerinde yükselen sıcak havayı çeken davlumbazlar, bir diğer örnek olarak da baca içerisinde yükselen kirli havayı karşılayan davlumbazlar gösterilebilir.
Şekil 11. Alıcı davlumbaz
Şekil 12. Çevreleyen ve alıcı davlumbazlar
Yakalayıcı Davlumbaz
Bu tür davlumbazlar emisyon kaynağına yakın konumlandırılmışlardır. Yalnız kaynağı “çevreleyen dav-lumbaz” gibi sarmamaktadır. Emisyon kaynağına ve emisyon hızına göre kirli havayı belirli bir yakalama hızı ile emmektedir.
79
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
65
Şekil 13. Kaynak işleri için kullanılan yakalayıcı davlumbaz
Şekil 14. Yakalayıcı davlumbaz
Şekil 15. Öğütme işleri için kullanılan yakalayıcı davlumbaz
80
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
66
Taşınabilir Davlumbaz
Yakalayıcı davlumbazlar bazı durumlarda (yükleme, boşaltma vs.) kolay erişim için taşınabilir sistemler şeklinde tasarlanmaktadır:
Şekil 16. Taşınabilir yakalayıcı davlumbaz
Yakalama hızı nedir?
Havalandırma sistemi kirli havayı ve kirletici maddeyi davlumbaz ile içine çekerek ortamdan veya çalışandan uzaklaştırır. Davlumbaz ağzındaki hava hızı ortamda oluşan kirletici maddeyi ortama yayılmadan yakalayacak ve havalandırma kanallarına aktaracak güçte olmalıdır. Bu işlem için gerekli olan hıza “yakalama hızı” denmektedir.
Davlumbaz çevresindeki herhangi bir hava akımı çekiş performansını etkilemektedir. Bu gibi olumsuz durumların üstesinden gelebilmek için havalandırma çekiş hızı parçacık yayılma hızından ve ortamdaki herhangi bir hava akımı hızından güçlü olmalıdır. Mümkün olduğunca dış hava sirkülasyonları da mini-mum seviyeye indirilmelidir.
Dış hava sirkülasyonu kaynakları şunlardır;
- Özellikle sıcak proseslerde karşılaşılan termal hava akımları
- Hareketli makine veya makine parçalarından kaynaklanan hava akımları
- Çeşitli malzeme hareketleri
- Çalışan hareketleri
- Doğal oda hava akımları (genellikle 15 metre/ dk)
- Isıtma veya soğutma sistemlerinden kaynaklanan lokal hava akımları Genel olarak yakalama hızı 30 metre/dk olmaktadır.
81
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
67
Şekil 17. Yakalama hızını etkileyen rakip hava akımları
Şekil 18. Davlumbaz yakınında yakalama hızı profilleri(3)
Davlumbaz tasarımında genel kurallar
Davlumbaz şekli, boyutu, konumu ve hava yakalama hızı davlumbaz tasarımında önemli rol oynamak-tadır. Her davlumbaz tasarımının kendine özgü kuralları vardır. Davlumbazlar için genel tasarım kuralları şunlardır;
1. Davlumbaz emisyon kaynağına mümkün olduğunca yakın konumlandırılmalıdır. 2. Emisyon kaynağı davlumbazla ne kadar çevrilirse ortama yayılan kirletici aynı oranda azalacaktır. 3. Kirletici malzemeyi içeren hava davlumbaza optimum bir hızla taşınmalıdır. 4. Davlumbaz, emisyon kaynağı ile arasına çalışan gelmeyecek şekilde konumlandırılmalıdır. 5. Parçacıkların doğal hareketi dikkate alınmalıdır. Isıl proseslerde davlumbaz, kaynağın tepesine ko-
numlandırılmalıdır. 6. Davlumbaz üzerinde panjur veya perde varsa, bunlar çekiş hızını optimum seviyede tutacak şekilde
ayarlanmalıdır. 7. Davlumbaz ile emisyon kaynağı arasındaki mesafe 2 katına çıktığı zaman aynı çekiş için yakalama
hızı 4 katına çıkarılmalıdır.
ASHRAE 110 standartları davlumbaz performanslarını hesaplamada yardımcı olacaktır.
82
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
68
Davlumbazlarda Sorun Giderme
Boşaltma davlumbazı çalışması sırasında gerçekleşebilecek sorunlar ve bu sorunların olası nedenleri aşağıda belirtilmiştir.
4. HAVA TEMİZLEME CİHAZLARI
Havalandırma cihazları havada bulunan kirleticileri ortamdan uzaklaştırır veya hapseder.
Havalandırma cihazı seçimi yapılırken öncellikle kirleticinin tipi, konsantrasyonu, standartlar ve mevzuat çerçevesinde temizlenmesi gereken kirletici miktarı, sıcaklık, nem, yangın güvenliği ve dış ortam hava kalitesi parametreleri göz önüne alınmalıdır ve seçimler buna göre yapılmalıdır.
Uygun cihazına karar verilmeden önce bir uzmanın fikri alınmalıdır.
Bunun yanında,
• Cihazın kapasitesinin ve özelliklerinin istenilen niteliklerde olup olamadığı çok iyi tetkik edilme-lidir.
• Hava temizleme cihazı seçilmeden önce cihazın bakım gereksinimleri, ebatları, nasıl kurulacağı ve kirleticileri nasıl arıtacağı bilinmelidir.
• Hava temizleyici güvenilir olmalıdır. Sürekli çalışan sistemin testleri düzenli olarak yapılmalı böylelikle cihazdan maksimum verim sağlanmalıdır.
• Bakım ve işletim masrafları dikkate alınmalıdır. Düzenli bakımın cihazın ömrünü ve etkinliğini arttıracağının bilincinde olunmalıdır.
• Cihazın ulusal ve uluslararası mevzuata ve kabul görmüş standartlara uygunluğu sağlamalıdır.
Havalandırma cihazları partiküller ve gaz / buharlar için olmak üzere iki tiptedirler.
83
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
69
4.1 Partiküller İçin Havalandırma Cihazları
Partiküller (toz, sis, duman vb.) için olan hava temizleyicileri aşağıdakilerdir:
• Santrifüj toplayıcılar
• Bez toplayıcılar
• Islak sıyırıcı (scrubber)
• Elektrostatik çöktürücüler
Santrifüj Toplayıcılar
Genellikle ahşap işlerinde, lastik öğütme işlemlerinde ve bez filtrelerin öncesinde kullanılırlar. İnce par-tiküllerin toplanması için çok da uygun olmayan bu sistem de santrifüj toplayıcılar denince ilk akla gelen siklon toplayıcılardır.
Bu toplayıcılar havayı dönmeye zorlayarak içlerindeki partiküllerden arındırır. Havanın dönmesi içindeki partiküllerin dışarıya doğru merkezkaç kuvvetiyle itilmesine ve zamanla buralarda çökmesine neden olur. Siklon toplayıcıları genellikle kaba partiküllerin toplanmasında iş görür ve daha verimli sistemlerin önce-sinde bir ön filtreleme işlevi görür.
Bez Toplayıcılar
Dökümhaneler, hububat sanayi ve kırıcıların olduğu işletmelerde bez toplayıcılar sıklıkla kullanılır.
Bu cihazlar havadaki partikülleri içlerindeki özel bir bezde toplamaktadırlar. Bu toplayıcılar tozları bir-çok kumaş katmanının içinden yavaşça geçerken yakalar. Zamanla, bezin üzerinde toz katmanı oluşur. Bu toz zamanla bir filtre gibi davranmaya başlar ve toplayıcının performansının artmasını sağlar. Belli bir süreden sonradan tozlar biriktikçe sistemde tıkanıklıklar görülmeye başlar. Bu durumda sistemin çalışabilmesi için biriken tozun temizlenmesi veya filtre görevi gören bezin değiştirilmesi gerekir.
Islak Sıyırıcılar (scrubber)
Dökümhaneler ve metal endüstrisi işletmelerinde kullanımları yaygındır. Gazlar ile buharlar için de kul-lanılırlar.
Islak sıyırıcılarda su kullanılarak toz, gaz ve buhar kirleticilerinin havadan ayrılması sağlanır. Ana pren-sip toz zerreciklerinin su damlaları vasıtasıyla tutulmasıdır. Islanmış partiküller santrifüj sayesinde hava-dan uzaklaştırılır. Bu toplayıcılar yüksek sıcaklıktaki gazlarda da işe yaramaktadır. Islak ortamda yapılan toplama işlemi tozların atılması sırasında tekrar ortaya çıkabilecek olan tozutma problemiyle de karşılaşılmasını engeller. Bunun yanında, bazı tozlar patlama ve yangın riskini artırırken ıslak tozlarda bu risk bulunmamaktadır. Ancak ıslak ortamın sistemde neden olabileceği paslanma problemi göz ardı edilmemelidir ve soğuk bölgelerde de donmaya karşı önlemler alınmalıdır.
Elektrostatik Çöktürücüler
Metal madenciliği ve kömür yakma işlemleri için kullanılmaktadırlar.
Elektrostatik çöktürücüler partiküllere elektrik yükleyerek ince partiküllerin toplanmasında kullanılırlar. Partiküller daha sonra zıt yüklü toplama levhasında birikirler. Elektrostatik çöktürücüler ince partikülle-
84
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
70
rin toplanmasında oldukça verimlidirler ancak aşırı tozlu ortamlarda tıkanma sorunu nedeniyle kullanıma uygun değildirler.
Havadaki duman ve ince partikülleri kolaylıkla toplarken gaz ve buharları toplayamazlar. Yanıcı kimya-salların bulunduğu ortamlarda kullanımları uygun değildir çünkü elektrik kıvılcımları sebebiyle yangın çıkma riski vardır.
4.2 Gaz ve Buharlar için Havalandırma Cihazları
Gaz ve buharlar aşağıdaki işlemler sayesinde arıtılırlar:
Adsorpsiyon: Kirleticilerin, aktif karbon, alümina ve silika jel gibi malzemelerle temas ettirilip yüzeyle-rinde toplanmasıdır.
Absorpsiyon: Kimyasal reaktif ve çözünür gazların uygun bir sıvıyla yakın teması sayesinde bu sıvının içerisinde çözünmesidir.
Katalitik Dönüştürücü: Bu işlem sayesinde bir kataliz malzeme, kirleticinin tehlikeli olmayan bir mad-deye dönüşmesini sağlar. Katalizler reaksiyona girmeden o reaksiyonun hızını arttıran malzemelerdir.
Termal Oksidasyon (Yanma): Yanma işlemi sayesinde uçucu organik bileşikler (VOC) karbon dioksit ve su buharına dönüşürler. Yanma işlemi VOC’lerin bertaraf edilmesinde etkili bir yöntemdir.
Hava temizleyici cihazların çalışması sırasında gerçekleşebilecek sorunlar ve bu sorunların olası nedenle-ri aşağıda belirtilmiştir.
85
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
71
5. KURULUM VE BAKIM
5.1. Endüstriyel Havalandırma Sistemi Kurulumunda Dikkat Edilmesi Gerekenler
Endüstriyel Havalandırma Sistemlerinin kurulumu, testleri ve bakımlarında mutlaka ilgili yeterlilikteki profesyonellerden yardım alınmalıdır. İnsanları maruziyetten koruyacak bu sistemlerin kurulumunun uzmanlık gerektirdiği unutulmamalıdır. Uygun biçimde tasarlanmamış, test edilmemiş ve bakımı yapılmamış bir havalandırma sistemi zamanla hava kaynaklı hastalıklara yol açabilir bu sebeple sistemin etkinlik değeri düzenli olarak izlenmelidir.
Endüstriyel havalandırma sisteminin düzgün çalışabilmesi için aşağıdaki maddelere özen gösterilmelidir:
• Minimum baca ve boru hızlarıyla birlikte yangın ve patlama korunmasını da içeren tüm dokü-manların gözden geçirilmesi
• Fan ve motorun çalışma gereksinimlerinin gözden geçirilmesi
• Tüm sıkıştırılmış havanın, suyun ve diğer yardımcı bağlantılar ile kontrol cihazının çalıştığından ve şartnamelere uygun olduklarından emin olunması
• İlerde düzeltilmesi daha zor olabilecek aksaklıkların olup olmadığının kontrol edilmesi
• Kurulacak sistemin seçim hatasından veya kurulum yanlışlarından kaynaklanan problemler sebe-biyle çalışanlar açısından ek risk oluşturmaması (gürültü gibi)
5.2. Endüstriyel Havalandırma Sisteminin Bakımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Mevcut bir havalandırma sisteminin uygun çalışmama nedenleri aşağıdaki noktalar dikkat edildiğinde bulunabilir.
• Hava filtreleri tıkalı mı?
• Taze hava da yetersizlik var mı?
• Fanın kayışı sağlam mı yoksa kaymış mı?
• Fanın yerleşimi doğrumu?
• Boru hattında tozdan kaynaklı bir tıkanma var mı?
• Boru hattında sızıntılar var mı?
• Kirletici kaynağı bacadan gereğinden daha mı uzakta duruyor?
Havalandırma sistemlerinin hava basıncının ve hava hızının periyodik bakım ve ölçümleriyle yukarıdaki problemlerin çoğu önlenebilir. Havalandırma uzmanlarının da daha karmaşık havalandırma sorunlarının giderilmesi hususunda fikrinin alınması gerekebilir.
86
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
72
5.3. Endüstriyel Havalandırma Sistemlerinde Neler Hataya Sebep Olabilir?
Endüstriyel havalandırma sistemlerinde hataya sebep olabilecek hususlar şunlardır:
Yetersiz bakım: eğer havalandırma sistemlerinin bakımları eksik yapılırsa sistemin performansındaki düşüşlerden dolayı istenen egzoz hava akımı gerçekleşmez.
Havalandırma kanallarında aşırı toz birikimi: eğer havalandırma kanalında taşınması gereken toz minimum iletim hızının altında taşınırsa kanallarda ve dirseklerde birikme olur. Bu şekilde havanın hızı daha da azalır ve kanaldaki tıkanma artar. Eğer bakım yapılmazsa kanal tamamen iptal olabilir.
Yetersiz hava akımı hızı: hava akım hızının belirtilen oranda olmaması havalandırma sistemini yetersiz kılar.
Hava toplayıcıda bozukluk: eğer hava toplayıcı sisteminde bozukluk varsa hava akım hızında ve çalışanların zararlı tozlara karşı korunmasında yetersizlikler olur ve insanların sağlığını tehdit eder.
Yetersiz taze hava beslemesi: taze hava kaynağı endüstriyel havalandırmanın en önemli unsurlarından biridir. Binada negatif basınç etkisinin olmaması için dışarıya gönderilen egzoz havanın yerine taze hava beslemesi muhakkak olmalıdır. Negatif basınç etkisi endüstriyel havalandırmada hava akım hızını azal-tabilir, bu yüzden dikkat edilmelidir.
Havalandırma sisteminde yapılan değişiklikler: sadece belli nitelikteki uzmanlar sistemde değişikliğe gitmelidir, yetkisiz şekilde yapılan değişikler sistemde hatalara neden olabilir.
5.4. Endüstriyel Havalandırma Sisteminin (EHS) Yetersiz Olduğu Bazı Genel Nedenler Nedir?
EHS sorunlarına örnekler şunlardır:
• Davlumbazlardan kaçan tozlar
• Havalandırma işleminin çalışanlar için konfor şartlarını olumsuz etkilemesi.
• Egzozdan atılan kirletici
• Havaya bırakılan kirletici oranının tehlike sınırını geçmesi Yukarıda ki sorunların çözümü için hızlı bir değerlendirme yapılmalı. Muhtemelen bu sorunların kaynağı:
• Kanallar tıkanmış olabilir
• Fan hızlarının veya havalandırma kapasitesinin uygun ayarlanmamış olabilir
• Hava toplayıcılar tıkanmış olabilir
• Ya da hava akım hızını azaltan herhangi bir neden olabilir
Havalandırma sistemi çok önemli olduğundan her zaman sistemi çalışır halde tutmak gerekir.
Kanallar tıkandıktan sonra kanalların temizlenmesi veya tıkanan filtreleri ilk haline getirmek çok uzun zaman alabilir. Havalandırma sistemi için periyodik izleme sisteminin yapılması ya da lokal hava-landırma sistemlerinin kurulması bu şekilde oluşabilecek potansiyel problemleri olmadan engelleyebilir veya problemin çözümü ivedilikle yapılabilir.
5.5. EHS’nin Verimliliğinin Periyodik İzlenmesi İçin Ne Gereklidir?
EHS’nin verimliliğinin periyodik izlenmesi için aşağıdaki şartlar gereklidir (Not: Aşağıdaki ölçümler sertifikalı yetkili kişiler tarafından yapılmalıdır):
1) Sistem başlangıcında orijinal hava akım hızını almak. Bu veriler sistemin herhangi bir noktasındaki statik basınç ve hava hızını içermeli. Bu "Temel ölçümler" olarak adlandırılır.
87
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
73
2) Bu test noktasında sistemin statik basıncı ve hava akım hızı izlenir.
3) İzlenen verilerle temel ölçümler kıyas edilir sistemin tasarım ölçümleri ile değerlendirilir. 4) Ölçülen statik basınç değeri ile temel statik basınç değeri arasındaki fark %20 den fazla ise bu bir er-ken uyarı olarak değerlendirilmeli. 5) EHS açıkken alanda ve kişilerden örnekler alınır. Eğer EHS tam verimli olarak tasarlanıp çalışıyorsa maruz kalma düzeyi maruziyet sınırlarının altında olmalıdır. Yapılan yönetmeliklere göre, EHS’nin ve-rimliliğini ölçmek için en iyi yöntemdir.
6. SORUN GİDERME
Sorun Giderme İçin Genel Tavsiyeler Havalandırma sistemi problemlerinin çoğu periyodik bakım ve sistemdeki basınç veya hava hızı ölçüm-lerinin kontrol edilmesi ile önlenebilir. Davlumbazdaki hava akımı görsel olarak ucuz duman tüpleri ile kontrol edilebilir veya anemometre ile ölçülebilir. Aşağıdaki basit kontrol listesi, kapsamlı ölçümler veya uzman yardımı olmadan havalandırma sisteminin işlevlerini değerlendirmek için kullanılabilir.
Tablo 2. Havalandırma sistemi için basit kontrol listesi
GÖZLEM EVET HAYIR
Fan kayışı fiziksel olarak yıpranmış mı?
Fan arkaya doğru kaymış mı?
Kanal toz ile tıkalı mı?
Kanallarda delik, çatlak veya açıklıklar var mı?
Hava filtresi tıkalı mı?
Kanallarda kapalı kapak var mı?
Yetersiz hava donanımı var mı?
Kanallar daha uzun olması veya daha keskin dirseklerin olması veya ani çap değişiklikleri olması sebebiyle değiştirildi mi?
İlave davlumbazlar ve kanallar eklendi mi? (Uygun hava akış dengesi olmadan: Bazı kanallar çoklu sistemlerde yetersiz akışa sahip olabilir veya fan, ek direnci sağlamak için çok küçük olabilir.)
Davlumbazın açılmasıyla kirletici kaynak daha ileri uzaklaştırılabildi mi?
Gölgelik, çalışanların kaynağın çevresinde çalışmalarına engel olmayacak şekilde davlumba-za olabildiğince yakın yerleştirilmiş mi?
Çevreleyen davlumbaza erişim sağlanıyor mu?
Kaynakta daha fazla mı kirletici üretiliyor?
Soğutucu fanları zıt çekişe neden oluyor mu?
Davlumbazın çalışanların işlerini yapmasına engel olması nedeniyle çalışanların yerleri de-ğiştirildi mi?
88
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
74
7. GENEL TERİMLER SÖZLÜĞÜ
Havalandırma konusuna ilişkin kullanılan genel terimler:
ACGIH: Amerikan Hükümetine Bağlı Endüstriyel Hijyenistler Konferansı.
Aerosol: Bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde dağılmasıdır. Duman, sis ve spreyler örnek olarak gösterebilir.
Anemometre: Hava hızını ölçen alettir. Havalandırma sistemlerinde kullanılır.
ANSI: Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü
Aralık hızı: Aralığa doğru havanın ortalama hızıdır. Toplam akış hacim oranını aralık bölgesine bölü-müyle hesaplanır.
Asgari taşıma hızı: Kanaldaki tanecikleri küçük tortularla taşıyan asgari hız
ASHRAE: Isıtma, Soğutma ve Havalandırma Mühendisleri Amerikan Derneği
Basınç düşüşü (diferansiyel basınç): Havalandırma kanal ağında herhangi iki nokta arasındaki basınç düşüşünü karakterize etmek için kullanılan terimdir. Basınç düşüşü sıkışmış havanın filtrelere ve kanalla-ra doğru gitmesini içerir. Hava akış sisteminde enerji, basınç düşüşü ile ölçülür.
Basınç, mutlak: Toplam basınç mükemmel vakuma bağlı olarak ölçülür. Ortam ve göreli basıncın top-lamıdır.
Basınç, ortam: Atmosferin ağırlığını belirli bölgeye uyguladığı güçtür. Torr veya paskal birimi ile ölçü-lür. Normal atmosferik basınç 760 torr ya da 101 kilo paskaldır.
Basınçölçer: Göreli basınç denen basıncı ölçmeye yarayan alettir. Genellikle atmosferik basınçla ilişkili hava basıncını verir. Negatif basıncı (atmosferden düşük) veya pozitif basıcı (atmosferden büyük) göste-rebilir.
Basınç, statik (SP): Durgun havanın uyguladığı potansiyel basınçtır. Başka bir deyişle havanın kanala çarpma veya ileri atılması eğilimi olarak ifade edilir.
Bölgesel tahliye havalandırması: Kirleticilerin üretildiği veya serbest kalan noktadan kirlenmiş havayı tahliye eden mekanik.
Basınç, toplam (TP): Kanaldaki havanın hız basıncı ve statik basıncın toplamıdır.
Buhar: Oda sıcaklığında ve basıncında sıvı ya da katı maddenin gaz halidir.
CFM: fit³/dk
Dağıtıcı: Hava kaynağı ile ortam oda havasını karıştırmak için kafesli veya delikli metal levhadan yapılan, bazen giriş hava regülatörü ile birleşen hava çıkışıdır.
Davlumbaz: Boşaltıcı hava kanalı ile iletişimi sağlamak ve aerosolları yakalamak için tasarlamış cihaz.
Duman: Genelde erimiş maddenin (ör. Kaynak) buharlaşmasından sonra ve çoğu kez oksitlenme gibi bir kimyasal reaksiyonun eşlik ettiği gaz durumundan yoğunlaşmayla oluşturulan katı parçalar, Gazlar ve buharlar duman değildir.
Durdurucu beygir gücü (bhp): Havanın havalandırma sistemine doğru fanlardaki kayba ilave sabit top-lam basınca karşı hareket etmesini sağlamak için gerekli gerçek beygir gücü.
Endüstriyel havalandırma: Havanın kaynak ve boşaltıcı arasında iletişimi sağlayan donanım veya iş-letme. Doğal ve mekanik anlamda endüstriyel yapılarda havadaki mesleki zararları kontrol etmektir.
89
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
75
Evase (Eh-va-say) : Giriş ve çıkış yollarındaki hızı düşürmek ve kinetik enerjiyi statik basınca çevirmek için kademeli olarak alanı artan çıkış yolundaki bir dağıtıcı. Fanın içinde ve dışında düz ve sarsıntısız hava akımını sağlamak için kullanılır. Kinetik enerjiyi basınç enerjisine çevirir.
Fan: Hava hareketini sağlayan mekanik cihazdır.
Gaz: Oda sıcaklığı ve basıncında gazlı yapıda olan madde
Gaz akımı kapısı: Kanallarda ek basınç kaybı oluşturmak ve akışı sınırlandırmak için kanallarda kul-lanılan kayan metal tabaka.
Genel havalandırma: Kirlenmiş iç hava ile temiz dış havanın karıştırılması ve iç ortam havasının nemi ile sıcaklığını kontrol edilmesiyle kabul edilebilir iç ortam havasını sağlamak için tasarlanan hava-landırma sistemi.
Geri dönen hava: Hava yeni sirkülasyon için ilk alandan fana döner.
Giriş kaybı: Kanal ya da davlumbaza hava akışından kaynaklanan statik basınçtaki kayıp. Genellikle 100 ayaklık tüp başına inç su seviye ölçer olarak tanımlanır.
Hava temizleyici: Kirleticileri hava akımından ayıran cihazdır. Örnekler; filtreleri, gaz temizleyici cihaz-ları, elektrostatik çökelticileri ve siklonları içerir.
Hava beygir gücü: Havanın havalandırma sistemine doğru özgül basınca karşı hareket etmesini sağla-mak için gerekli güç.
Hava, standart: Kuru hava [Oksijen (hacimce % 20.95), azot (hacimce % 78.09) Karbondioksit (hacim-ce % 0.03)] 70°F ve 29.92 in (Hg) barometrik basınçta. Bu aslında 0,0757 lb/ft3 eşittir. Kuru havanın spesifik ısısı = 0.24 btu/lb/F.
HEPA: Büyüklüğü 0,3 mikron olan aerosolları, maksimum 1,52 metre/dakika hava akım hızında, mini-mum % 99,97 oranında tutabilen özellikte kuru tip değiştirilebilir filtre.
Hız basıncı: Bakınız “basınç hızı”
Hız, karşılaşma: Kanal girişiyle havanın kesiştiği hız (metric-m/s; U.S.-fpm).
IDHL Ortam: Sağlık ve Yaşam İçin Doğrudan Tehlikeli (IDHL). IDHL ortamı hayati açıdan doğrudan zararlıdır. Örneğin; oksijen eksikliği (%19,5’den az oksijen olması) veya dönüşü olmayan hayati etkileri olan.
İşlenmiş hava: Genellikle yer değiştiren hava olarak bilinir. Boşaltılan hava ile yer değiştirmek için hava ortama beslenir.
Kanserojen madde: İnsanlarda veya hayvanlarda kansere sebep olan fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkenler.
Kirletici: Normal ortamda olmaması gereken zararlı, tahriş edici, rahatsızlık verici maddeler.
Koku eşik değeri: Koku yolu ile algılanabilen en düşük konsantrasyondaki hava kirleticisi.
Manometre: Gaz veya sıvı akışkanların basıncını ölçmek için kullanılan bir alet. U şeklindeki bir boru-dan meydana gelir Boru içinde bulunan sıvı, akışkan tarafından, uygulanan basınca bağlı olarak seviye değiştirir. İki koldaki seviye farkı önceden hazırlanan ölçekli bir cetvelde ölçülerek basınç bulunur.
NEPA: Milli Yangın Önleme Kurumu
NIOSH: Milli Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü
Oksijen eksikliği: Ortam havasındaki oksijen konsantrasyonu hacimce %19,5’ ten azdır.
90
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
76
OSHA: ABD Mesleki Güvenlik ve Sağlık idaresi
Partikül madde: Toz, sis, duman, buğu veya püsküren sıvılar gibi saf katı ya da sıvı partiküllerin süs-pansiyonudur. Partikül madde havada asılır ve genellikle aerosol olarak bilinir.
PEL: İzin verilebilir maruziyet sınırları.
Referans hattı: Yerel egzoz havalandırma kanalı şebekesi statik basınç ve hava akımı ölçümlerinden yapılan ölçümler, şebeke üzerindeki tüm noktaların tasarım parametreleri içinde olduğunu gösterir. Şebe-ke sisteminde eşitsizlik olduğu takdirde bu nokta sistemin referans noktasıdır. Bu bilgi sistem ilk kurul-duğunda ve başlatıldığında kaydedilir.
Saat başı değişen hava: Teorik olarak iç hava ile dış havanın saatte kaç defa yer değiştirdiğidir.
Seyreltme havalandırma: Kirlenmiş hava ile saf havanın karışmasıyla oluşan son karışımın soluma bölgesinde izin verilebilir maruziyet sınırın herhangi bir kirletici için aşılmadığı nicelikte olmasına daya-nan havalandırma şeklidir.
Sınırlı alan: Depolama tankları, proses kanalı, kazan, silo, tank aracı, boru hattı, boru, kanal, kanalizas-yon, yeraltı yararlanama mahzeni, tünel veya çukur gibi sınırlı çıkışa sahip ve zayıf doğal hava-landırmaya sahip ve tehlikeli kirleticiler olan veya oksijen eksikliği bulunan alanlar.
Sınır katsayı: Davlumbaz statik hava basıncını hız basıncına çevirerek üretilen emisyon kaynağında kirleticileri içine alır, yakalar ya da çeker. Sınır katsayı, davlumbazın statik basıncını hız basıncına çe-virmesi etkinliğinin ölçüsüdür.
Sis: Maddenin gaz halden sıvı hale yoğunlaşmasıyla meydana gelen sıvı tanecikler içeren aerosol.
Spesifik gravite: Madde hacim başına kütlesinin aynı hacimdeki standart madenin hacmine oranına de-nir. Örneğin:
* havanın spesifik gravitesi = 1.0 (deniz seviyesindeki basıncında ve 68°F.)
* suyun spesifik gravitesi = 1.0 (39.2°F.)
Su yüksekliği: Basınç birimidir. 1 cm su, basınç yüksekliğinde su yüksekliğinin 1cm’ye yükselmesine eşittir. Atmosferik basıncın normal olduğu şartlarda 407 inçtir.
Sulanmış işlenmiş hava: Spesifik istenilen sıcaklığı elde etmek için ısıtma veya soğutma yoluyla ayar-lanan işlenmiş hava.
Sürtünme kaybı: Hareket eden hava ile kanal duvarı arasındaki sürtünme nedeniyle havalandırma sis-teminde oluşan statik basınç kaybı. 100 feet kanal /inç su hacmi olarak ifade edilir.
Tehlikeli ortam: Oksijen eksikliği olan ya da toksik ve hastalığa neden olan kirletici içeren herhangi bir ortam. IDHL(Sağlık ve yaşam için doğrudan tehlikeli) olabilir ya da olamaz.
TLV-eşik sınır değeri: Sanayi Hijyenistleri Topluluğu Amerikan Birliği sağlıklı bireyi normal şartlarda günde 8 saat, haftada 5 gün zararlı etki olmadan dayanabilen maruziyet konsantrasyonu için rehber gibi liste yayınlar. Havadaki partikül konsantrasyonu mg/m³ şeklinde listelenir. Gaz konsantrasyonu ppm olarak listelenir.
Toz: Mekanik olarak üretilmiş katı taneciklerdir. Solunum yoluyla vücuda giren tozlar solunum organ-larını tahriş eder.
Yakalama hızı: Asılı kalan tozları yakalamak veya aerosolları ve bunları tahliye edici davlumbaza çek-mek için gerekli hava hızı.
Yanıcı sıvı: WHMIS kriterlerine göre B2 sınıfına giren yanıcı sıvılar. (Parlama noktası: 37,8 °C‘den kü-çük)
91
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
77
Yoğunluk: Homojen bir yapıya sahip maddenin birim hacminin kütlesi.
* Hava= 1,2 kg/m³ * Su = 1 kg/lt
Zararlı toz: Solunduğunda veya vücutta belli oranda biriktiğinde geçici veya kalıcı rahatsızlıklara yol açan toz.
REFERANSLAR
(1) Bilgili M., Şimşek E., Polat Y., Yaşar A., Havalandırma Sistemleri, Adana MYO Yayınları,2002
(2) “Kanalların Malzemesi ve Kanal Çapının Belirlenmesi”, “TS 3419, Havalandırma ve İklimlendirme Tesisleri - Projelendirme Kuralları”, ICS 91.140.30, Nisan 2002
(3) “http://www.epa.gov/eogapti1/bces/module5/hoods/principle/principle.htm”, Module 5: Flowcharts and Ventilation Systems, Hood Capture Velocity
(4) TS 3419:2002, Havalandırma ve İklimlendirme Tesisleri - Projelendirme Kuralları
(5) ASHRAE 2007, HVAC Applications Ch 29, 30
(6) Canadian Centre for Occupational Health and Safety, “http://www.ccohs.ca/oshanswers/prevention/ventilation/, 10 Ocak 2008
(7) U.S. Environmental Protection Agency, “http://www.epa.gov/iaq/pubs/ventilat.html”, 30 Eylül 2010
93
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
78
94
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
79
KİMYASAL MADDELERE DERİ YOLU İLE MARUZİYETTE RİSK DERECESİNİN BELİRLENMESİ VE ÖNLEMLER7
Bu metot, Tehlikeli Kimyasal Maddeler için “Deri maruziyetinde ortaya çıkan risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve önlemlerine” ilişkin kullanılan bir metottur.
1. ADIM: KİMYASAL MADDENİN TEHLİKE GURUBUNUN BELİRLENMESİ
Solunum yolu ile kimyasal maddelere maruziyetin belirlenmesinde olduğu gibi, deri yolu ile maruziyetin belirlenmesinde de R- kodları belirlenir. Kimyasal maddeler R-kodlarına göre 5 farklı tehlike sınıfına ayrılır.
Tablo 1. Deri maruziyetinde tehlike sınıfları
* Kimyasal madde, deri yolu ile vücuda geçmiyor ise, belirtilen R-koduna sahip olsa bile, o tehlike sınıfına ait olmaz.
Ancak bazı karışımlarda bulunan kimyasal maddelerin, farklı kimyasal maddeleri taşıdığı göz önünde bulundurulmalıdır. ( Örnek: Dimethyl sulfoxide (DMSO), N,N-dimethyl formamide (DMF) ve glycol bileşikleri )
Kimyasal madde ile ilgili yeterli miktarda toksikolojik bilgi elde edilemez ise, tehlike sınıfı yine de belir-lenmeye çalışılmalıdır.
- Kimyasal maddeye deri maruziyetinde, tahriş edicilik ile ilgili herhangi bir bilgi yok ise, kimyasal maddenin tehlike sınıfı en azından HB olarak değerlendirilmelidir.
- Deri hassasiyeti veya akut toksisite ile ilgili yeterli test sonucu olmadığında, kimyasal maddenin tehlike sınıfı en azından HC olarak belirlenmelidir.
NOT: Oral veya solunum ile maruziyeti ifade eden R-kodlarını değerlendirirken dikkat edilmelidir. Bazı kimyasal-lar maddeler aynı zamanda deri maruziyetinde tehlike oluşturabilirler.
7 Neslihan Çeviksoya, Dr. Fatma Işık Coşkunsesa, Betül Çavdarb, Özlem İlikb
a: İSG uzmanı, İSGÜM; b: İSG uzman yardımcısı, İSGÜM
Tehlike Sınıfı R- KodlarıHA R 66HB R 38HC R 21, R 43, R 48/21, R 68/21HD R 24, R 34, R 40*, R 39/24, R 48/24,
R 62*, R 63*, R 68*
HE R 24, R 34, R 27, R 35, R 39/27, R 45*, R 46*, R 60*, R 61*
79
KİMYASAL MADDELERE DERİ YOLU İLE MARUZİYETTE RİSK DERECESİNİN BELİRLENMESİ VE ÖNLEMLER7
Bu metot, Tehlikeli Kimyasal Maddeler için “Deri maruziyetinde ortaya çıkan risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve önlemlerine” ilişkin kullanılan bir metottur.
1. ADIM: KİMYASAL MADDENİN TEHLİKE GURUBUNUN BELİRLENMESİ
Solunum yolu ile kimyasal maddelere maruziyetin belirlenmesinde olduğu gibi, deri yolu ile maruziyetin belirlenmesinde de R- kodları belirlenir. Kimyasal maddeler R-kodlarına göre 5 farklı tehlike sınıfına ayrılır.
Tablo 1. Deri maruziyetinde tehlike sınıfları
* Kimyasal madde, deri yolu ile vücuda geçmiyor ise, belirtilen R-koduna sahip olsa bile, o tehlike sınıfına ait olmaz.
Ancak bazı karışımlarda bulunan kimyasal maddelerin, farklı kimyasal maddeleri taşıdığı göz önünde bulundurulmalıdır. ( Örnek: Dimethyl sulfoxide (DMSO), N,N-dimethyl formamide (DMF) ve glycol bileşikleri )
Kimyasal madde ile ilgili yeterli miktarda toksikolojik bilgi elde edilemez ise, tehlike sınıfı yine de belir-lenmeye çalışılmalıdır.
- Kimyasal maddeye deri maruziyetinde, tahriş edicilik ile ilgili herhangi bir bilgi yok ise, kimyasal maddenin tehlike sınıfı en azından HB olarak değerlendirilmelidir.
- Deri hassasiyeti veya akut toksisite ile ilgili yeterli test sonucu olmadığında, kimyasal maddenin tehlike sınıfı en azından HC olarak belirlenmelidir.
NOT: Oral veya solunum ile maruziyeti ifade eden R-kodlarını değerlendirirken dikkat edilmelidir. Bazı kimyasal-lar maddeler aynı zamanda deri maruziyetinde tehlike oluşturabilirler.
7 Neslihan Çeviksoya, Dr. Fatma Işık Coşkunsesa, Betül Çavdarb, Özlem İlikb
a: İSG uzmanı, İSGÜM; b: İSG uzman yardımcısı, İSGÜM
95
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
80
Tablo 2. Solunum ve deri maruziyetinde tehlike sınıfları
Tablo 3. R-Kodları
Aşağıda belirtilen R-kodları sınıflandırmada
bulunuyor mu?
EVET ise Aşağıda bulunan R-kodlarıda dikkate alınmalıdır
Tehlike Sınıfı
R20, 22 R21 HCR23, 25 R24 HDR26, 28 R27 HE
80
Tablo 2. Solunum ve deri maruziyetinde tehlike sınıfları
Tablo 3. R-Kodları
R-Kodları Açıklama
R66 “Tekrarlayan temasları, ciltte kuruluğa veya çatlamalara sebep olabilir
R38 “Deriyi tahriş etme riski” taşır.R21 “Deri ile temas” halinde, “zararlı olma riski” taşır.
R43 “Deri ile temas” halinde, “aşırı duyarlılığa neden olması muhtemel” madde.
R48/21 “Deri ile temas” yoluyla “uzun sure maruz kalındığında; sağlığa ciddi zarar verme riski” taşır.
R68/21 “Deri ile temas sunucu geri dönüşü olmayan olumsuz etki olabilir.R24 “Deri ile temas” halinde, “zehirli olma riski” taşır.R34 “Yanığa neden olma riski”taşır.R40 “Geri dönüşü olmayan zararlara neden olması muhtemel”madde.
R48/24 “Deri ile temas” yolu ile “uzun süre maruz kalındığında; sağlığa ciddi zarar verme ve zehirli olma riski” taşır.
R62 “Doğurganlığı engellemesi muhtemel” madde.R63 “Ana karnındaki cenine zarar vermesi muhtemel” madde.R68 “Geri dönüşü olamayan olumsuz etki riski”R24 “Deri ile temas” halinde, “zehirli olma riski” taşır.R34 “Yanığa neden olma riski” taşır.R27 “Deri ile temas” halinde, “yüksek ölçüde zehirli olma riski” taşır.R35 “Çok ciddi yanığa neden olma riski” taşır.
R39/27 “Deri ile temas’’ ettirilmesi halinde, “geriye dönüşü olmayan çok ciddi hasar (zarar) verme riski” taşır.
R45 “Kansere neden olabilme riski” taşır.R46 “Kalıtımsal, genetik tahribata neden olabilme riski” taşır.R60 “Doğurganlığın engellenmesine neden olabilme riski” taşır.R61 Ana rahmindeki “cenine zarar verebilme riski” taşır.
96
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
81
Tablo 3. R-Kodları (Devam)
2. ADIM: KİMYASAL MADDENİN ETKİ ALANI VE MARUZİYET SÜRESİNİN BELİRLENMESİ
Kimyasal Maddenin Etki Ettiği Cilt Yüzey Alanı
GENİŞ (Large) Cildin tamamen sıvı, aerosol veya yoğunlaşan buharlarla ıslanması durumunu ifade eder.
KÜÇÜK (Small) Kimyasal sıvılara damla şeklinde maruz kalınması durumunu ifade eder.
Maruziyet Süresinin Belirlenmesi
Kimyasal maddeye deri yoluyla maruziyet süresi, kimyasal maddeye temas edilmesi ve cildin tamamen temizlenmesine kadar olan süreyi ifade eder. Çalışma süresi buyunca tekrar edilen maruziyet var ise, tüm maruziyet süreleri dikkate alınmalıdır.
KISA (Short) Maruziyet süresi, çalışma süresi (mesai süresi) boyunca , 15 dakika’ dan az olduğu du-rumlar
UZUN (Long) Maruziyet süresi, çalışma süresi (mesai süresi) boyunca , 15 dakika’ dan fazla olduğu durumlar
NOT: Kimyasal Maddenin Etki Ettiği Yüzey Alanı ve Maruziyet Süresi belirlenirken, koruyucu eldiven veya diğer koruyucu ekipman kullanımı dikkate alınmayacaktır.
3. ADIM: DERİ MARUZİYETİNDE KORUNMA DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ
Deri tehlike sınıfı, etki alanı ve maruziyet süresinin belirlenmesi ile aşağıda verilen tablo kullanılarak, uygun korunma düzeyleri belirlenebilir.
DÜŞÜK (LOW): Düşük korunma düzeyi gerektiren durumlarda “Kontrol stratejisi 1” dokümanında belirtilen önlemler alınmalıdır. Bu durumlarda basit mesleki hijyen kuralları uygulanmalıdır.
ORTA (EXTENDED): Orta korunma düzeyi gerektiren durumlarda, “Kontrol Stratejisi 2” dokü-manında belirtilen önlemler alınmalıdır. Deri maruziyetinin engellenmesi için, uygun ekipmanlar kul-
R-Kodları AçıklamaR20 “Solunması” halinde “zararlı olma riski” taşır.R22 “Yutulması” halinde, “zararlı olma riski” taşır.R21 “Deri ile temas” halinde, “zehirli olma riski” taşır.R23 “Solunması” halinde, “zehirli olma riski” taşır.R25 “Yutulması” halinde, “zehirli olma riski” taşır.R24 “Deri ile temas” halinde, “zehirli olma riski” taşır.R26 “Solunması” halinde, “yüksek ölçüde zehirli olma riski” taşır.R28 “Yutulması” halinde, “yüksek ölçüdezehirli olma riski” taşır.R27 “Deri ile temas” halinde, “yüksek ölçüde zehirli olma riski” taşır.
81
Tablo 3. R-Kodları (Devam)
2. ADIM: KİMYASAL MADDENİN ETKİ ALANI VE MARUZİYET SÜRESİNİN BELİRLENMESİ
Kimyasal Maddenin Etki Ettiği Cilt Yüzey Alanı
GENİŞ (Large) Cildin tamamen sıvı, aerosol veya yoğunlaşan buharlarla ıslanması durumunu ifade eder.
KÜÇÜK (Small) Kimyasal sıvılara damla şeklinde maruz kalınması durumunu ifade eder.
Maruziyet Süresinin Belirlenmesi
Kimyasal maddeye deri yoluyla maruziyet süresi, kimyasal maddeye temas edilmesi ve cildin tamamen temizlenmesine kadar olan süreyi ifade eder. Çalışma süresi buyunca tekrar edilen maruziyet var ise, tüm maruziyet süreleri dikkate alınmalıdır.
KISA (Short) Maruziyet süresi, çalışma süresi (mesai süresi) boyunca , 15 dakika’ dan az olduğu du-rumlar
UZUN (Long) Maruziyet süresi, çalışma süresi (mesai süresi) boyunca , 15 dakika’ dan fazla olduğu durumlar
NOT: Kimyasal Maddenin Etki Ettiği Yüzey Alanı ve Maruziyet Süresi belirlenirken, koruyucu eldiven veya diğer koruyucu ekipman kullanımı dikkate alınmayacaktır.
3. ADIM: DERİ MARUZİYETİNDE KORUNMA DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ
Deri tehlike sınıfı, etki alanı ve maruziyet süresinin belirlenmesi ile aşağıda verilen tablo kullanılarak, uygun korunma düzeyleri belirlenebilir.
DÜŞÜK (LOW): Düşük korunma düzeyi gerektiren durumlarda “Kontrol stratejisi 1” dokümanında belirtilen önlemler alınmalıdır. Bu durumlarda basit mesleki hijyen kuralları uygulanmalıdır.
ORTA (EXTENDED): Orta korunma düzeyi gerektiren durumlarda, “Kontrol Stratejisi 2” dokü-manında belirtilen önlemler alınmalıdır. Deri maruziyetinin engellenmesi için, uygun ekipmanlar kul-
97
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
82
lanılmalı, iş teknikleri tekrar değerlendirilmelidir. Teknik değişiklikler mümkün değil ise kişisel koruyu-cu ekipmanlarının kullanımı önem kazanmaktadır. Kişisel koruyucu ekipmanlarının, satın alınması, bakımı, saklanması ve yok edilmesi ile ilgili organizasyon yapılmalı ve doküman haline getirilmelidir. Koruyucu eldiven kullanılıyor ise yeterli düzeyde korunma sağlanabilmesi için, yapılan işe ve kullanılan kimyasal maddeye uygun eldiven seçilmelidir. Uygun olmayan eldiven kullanımı, ( deri eldiven gibi) daha tehlikeli sonuçlar ortaya çıkartabilir.
YÜKSEK (HIGH): Yüksek korunma düzeyi gerektiren durumlarda, kullanılan kimyasal maddenin ye-rine kullanılabilecek daha az zararlı kimyasal madde kullanılmaya çalışılmalıdır. Bunun mümkün ol-madığı durumlarda, teknik önlemler almak için çalışmalar yapılmalıdır. ( kapalı sistem kullanılması gi-bi). Son çare olarak kişisel koruyucu donanım malzemeleri kullanımı tercih edilmelidir ve kimyasal madde ile çalışırken çok dikkatli davranılmalıdır. Konu ile ilgili uzman görüşleri alınmalı ve buna göre gerekli önlemler alınmalıdır. Çalışanlar mutlaka kimyasal maddeler ve kişisel koruyucu donanım mal-zemeleri ile ilgili bilgilendirilmelidir.
Tablo 4. Deri maruziyetinde korunma düzeylerinin belirlenmesi
Kimyasal Tehlike Sınıfı Etki Alanı
Maruziyet Süresi Koruma Düzeyi
HA
KÜÇÜK KISA DÜŞÜKKÜÇÜK UZUN DÜŞÜKGENİŞ KISA DÜŞÜKGENİŞ UZUN ORTA
HB
KÜÇÜK KISA DÜŞÜKKÜÇÜK UZUN ORTAGENİŞ KISA ORTAGENİŞ UZUN ORTA
HC
KÜÇÜK KISA DÜŞÜKKÜÇÜK UZUN ORTAGENİŞ KISA ORTAGENİŞ KISA YÜKSEK
HD
KÜÇÜK KISA ORTAKÜÇÜK UZUN ORTAGENİŞ KISA ORTAGENİŞ KISA YÜKSEK
HE
KÜÇÜK KISA YÜKSEKKÜÇÜK UZUN YÜKSEKGENİŞ KISA YÜKSEKGENİŞ UZUN YÜKSEK
98
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
83
Tablo 5. Tehlikeli kimyasal maddelere deri maruziyetinde risk belirlenmesi örnek form
İşyeri Adı: Bölüm:
No: Kimyasal Madde
R-Kodları Etki Alanı Geniş: Islanma Küçük: Damla
Maruziyet Süresi
Kısa: 15 dk az Uzun: 15 dk çok
1 Geniş Küçük Kısa Uzun
2 Geniş Küçük Kısa Uzun
3 Geniş Küçük Kısa Uzun
4 Geniş Küçük Kısa Uzun
5 Geniş Küçük Kısa Uzun
6 Geniş Küçük Kısa Uzun
7 Geniş Küçük Kısa Uzun
8 Geniş Küçük Kısa Uzun
9 Geniş Küçük Kısa Uzun
10 Geniş Küçük Kısa Uzun
11 Geniş Küçük Kısa Uzun
12 Geniş Küçük Kısa Uzun
13 Geniş Küçük Kısa Uzun
14 Geniş Küçük Kısa Uzun
15 Geniş Küçük Kısa Uzun
16 Geniş Küçük Kısa Uzun
17 Geniş Küçük Kısa Uzun
18 Geniş Küçük Kısa Uzun
19 Geniş Küçük Kısa Uzun
20 Geniş Küçük Kısa Uzun
İşyeri Adı: Bölüm:
No: Kimyasal Madde
R-Kodları Etki Alanı Geniş: Islanma Küçük: Damla
Maruziyet SüresiKısa: 15 dk az Uzun: 15 dk çok
1 Geniş Küçük Kısa Uzun2 Geniş Küçük Kısa Uzun3 Geniş Küçük Kısa Uzun4 Geniş Küçük Kısa Uzun5 Geniş Küçük Kısa Uzun6 Geniş Küçük Kısa Uzun7 Geniş Küçük Kısa Uzun8 Geniş Küçük Kısa Uzun9 Geniş Küçük Kısa Uzun10 Geniş Küçük Kısa Uzun11 Geniş Küçük Kısa Uzun12 Geniş Küçük Kısa Uzun13 Geniş Küçük Kısa Uzun14 Geniş Küçük Kısa Uzun15 Geniş Küçük Kısa Uzun16 Geniş Küçük Kısa Uzun17 Geniş Küçük Kısa Uzun18 Geniş Küçük Kısa Uzun19 Geniş Küçük Kısa Uzun20 Geniş Küçük Kısa Uzun
99
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
84
Kontrol Stratejisi 1
Deri Koruma
Temel Güvenlik Önlemleri Temel Mesleki Hijyen
• İş ekipmanları seçimi ve çalışanların eğitimi ile sıvıların sıçramasını ve çalışma sırasında toz olu-şumunun önlenmesi hedeflenir.
• Yıkama işlemleri akan su ile yapılmalıdır. (Tercihen ılık su kullanılmalıdır) • Hafif cilt temizleyiciler, kâğıt havlu ya da el kurutma makinesi bulunmalıdır. • Kimyasal maddeye maruz kalan cilt hemen temizlenmelidir. Kimyasal etkilenmeye uygun cilt te-
mizleyiciler kullanılmalıdır. • Tehlikeli kimyasal maddeye maruz kalan iş kıyafetleri hemen değiştirilmelidir. • Cildin temizlenme sıklığı gerekli olduğu miktarda yapılmalıdır. • İş kıyafetleri ve kişisel koruyucuların temizliği, değiştirilmesi işveren tarafından yapılır. • Eğer düzenli olarak kirleniyorsa iş elbiseleri işveren tarafından temin edilir. • Uygun koruyucu deri kremleri ve deri yenileyici ürünler bulunmalıdır. • İşyerinde kullanılan kimyasal maddelere ve mekanik deri risklerine uygun koruyucu ürünler se-
çilmelidir. • Kullanılan deri ürünleri, alerjik reaksiyonları önlemek için kokusuz olmalıdır ve antidegredant
içermemelidir. • İşyerinde kullanılacak cilt ürünlerinin uygun kullanımı için, yazılı cilt koruma planı bulunmalıdır. • İşyerinde yüzük, bilezik, kolye gibi aksesuarlar kullanılmamalıdır. • Mekanik risklerden korunmak için kullanılan deri eldivenler kromit içermemelidir. • Tek kullanımlık medikal eldivenler kimyasal risklere karşı koruyucu olarak kullanılmaz. • Latex eldivenler pudra içermemelidir.
Bakım
• Yeterli koruyucu önlemin alınması, kişisel koruyucu donanım ve koruyucu deri kremlerinin kul-lanımı düzenli olarak denetlenmelidir.
• İş ekipmanları, çalışma alanları, kullanılan bidon vb. ve diğer kimyasal kutularının kirli olup ol-madığı düzenli olarak kontrol edilmelidir.
• Koruyucu deri kremlerinin uygulanması ve kremlerin etkinliği hakkındaki bilgiler çalışanların ula-şabileceği yerde olmalıdır.
• Koruyucu deri kremlerinin kullanım şartları açıkça etiket ile belirtilmelidir. • Deri kremlerinin son kullanma tarihleri düzenli aralıklarla kontrol edilir. • Çalışanlar düzenli aralıklarla sağlık riskleri ve kimyasala deri yoluyla maruz kalmaktan sakınmak
için gerekli koruma önlemleri hakkında eğitilmelidir.
Şekil 1. Kimyasala karşı cilt koruması uygulaması
Çalışmalardan sonra ve aradan önce cilt temizliği ve bakımı
İşin başında ve aradan sonra koruyucu cilt kremi
100
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
85
İlave Önlemler
• İşyeri hekimi koruyucu deri ürünlerinin seçiminde yer almalıdır. • Dermal risk değerlendirmesini etkileyen diğer faktörler göz önünde bulundurulur, Örn.
o Isıl işler ya da termal radyasyon o Ağır işlerden dolayı terleme olması o Önceden var olan mikro lezyonlar ya da deri zedelenmeleri o Deri yoluyla tehlikeli madde absorpsiyonunu artıran kimyasallar ya da ürünler
(örn. Deri ürünleri, sabunlar, çözeltiler, polycyclic aromatik hidrokarbonlar) o Diğer çözeltilerin kullanımı (örn. Alkol ya da aseton), o Suda çözünemeyen kimyasalların deri yoluyla vücuda girmesi
• Koruyucu deri kremleri sadece düşük deri tahriş etkisindeki kimyasallar için kullanılır. (R21, R38, R66). Duyarlaştırıcılara karşı korumazlar.
• Çalışanlar yılda bir kez sözel olarak bilgilendirilmeli ve koruyucu deri kremlerinin doğru kullanımları hakkında eğitim almalıdır.
• İşyeri hekimi tarafından yapılan bilgilendirme sözel bilgilendirmenin bir parçasıdır. Bilgiler herkes için anlaşılır ve dermal risk maruziyetine karşı uygulanabilir olmalıdır.
• Sözlü bilgilendirmenin medikal bilgi kısmı şunlarla ilgilidir:
- Tahriş ya da hassasiyet yaratan kimyasalların deri üzerindeki olumsuz etkileri ya da nemli çalışma (nemli ortamlarda çalışma, nem geçirmez eldiven kullanımı, sık sık ellerin temizlenmesi)
- Kimyasalların deri yoluyla vücuda geçmesinin olumsuz etkileri,
- Kişisel dermal riskleri etkileyen diğer faktörler (örn. Atropi, alerjiler),
- Belirli çalışma şartlarından doğan dermal riskler (örn. Tahriş ya da aeresollar, gazlar, buharlar ya da kontamine olmuş iş elbiselerinden hassasiyetler)
• Deri ürünleri hijyenik yerlerde muhafaza edilir.
İşyerinden kullanılabilecek yazılı önlem cümleleri
İş ortamında bilezik ya da yüzük kullanmayın Koruyucu deri kremleri ……….. için kullanılır (kimyasallar ya da çalışma hareketleri) Koruyucu deri kremlerini her aradan sonra ve iş başlangıcında kullanın. Her aradan önce ve günün sonunda ellerinizi temizleyin. Ellerinizi iyice kurulayın ve koruyucu deri kremi kullanın. Koruyucu deri uygulamalarının bilgilendirmesini takip edin. Ellerinizi çözeltilerle temizlemeyin. Temizlik makinelerinin fırçaları deri temizliği için uygun değildir.
101
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
86
Kontrol Stratejisi 2
Deri Koruma
Geliştirilmiş Güvenlik Önlemleri
Temel Mesleki Hijyen
Tasarım ve Donanım
• Kullanılan kimyasal maddelerin daha az tehlikeli madde veya süreçlerle ile ikame edilmesi • Teçhizat, makine ve çalışan cihazların kapalı sistem olması (mümkünse) • Yerel egzoz havalandırması ya da teknik havalandırma, aerosoller, gazlar ve buharlarla deri temasını
azaltır. • Deriye teması azaltıcı iş araç ve gereçleri tercih edilmelidir. • Diğer kontrol stratejileri ile deri ile ilgili risk kabul edilebilir seviyeye indirilemediği durumlarda kişi-
sel koruyucu donanımlar (kimyasala karşı eldivenler, önlükler ve diğerleri ) son çare olarak kul-lanılmalıdır.
• Kullanım pratikliğine, kullanılan zararlı maddelere ve kullanılan koruyucu kremlere uygun koruyucu eldivenler seçilmelidir.
• Kimyasallara karşı kullanılan eldivenler CE işareti taşımalıdır. • Kimyasallara karşı kullanılan eldivenler aşınır. Bu eldivenlerin üzerinde işareti olmalıdır.
• Koruyucu eldivenlerde bulunan olası hassaslaştırıcı içerikler göz önünde bulundurmalıdır
((www.gisbau.de) adresinde (Almanya) koruyucu eldivenlerde kullanılan hassaslaştırıcı listesi bu-lunmaktadır).
• Uygun kişisel koruyucu kıyafet ve eldivenler uygun miktarda ve uygun ölçüde sağlanmalıdır. • Terlemeye karşı pamuk içerikli astarlar içeren koruyucu eldivenler kullanılmalıdır. • Koruyucu eldivenlerin maksimum kullanım ömürleri (bkz. üretici bilgileri) ve suya dayanıklı eldiven-
lerin maksimum günlük dayanımı (4 saat) hakkındaki bilgiler saklanmalıdır. • Koruyucu eldivenlerin kullanım zamanları (ömürleri) olabildiğince kısa tutulmalıdır. • Kirlenmiş güvenlik eldivenleri, gömlekler ve iş elbiselerinin imha edilmesine ilişkin yazılı talimatlar
bulundurulmalıdır.
Bakım
• İş araç ve gereçleri uygun olmalı ve üretici talimatlarına uygun bir şekilde kullanılmalı ve bakımı yapılmalıdır.
• Kimyasala dayanıklı eldivenler uv ışınlarına, ozona ve yüksek sıcaklıklara karşı korunaklı ortamlarda depolanmalıdır.
• Kimyasallara maruziyetin azaltılmasını sağlayan teknik cihazların işlevselliği ve verimi düzenli ola-rak (en az 3 senede) bir kez denetlenmeli ve kayıt altına alınmalıdır.
• Tekrar kullanılabilen güvenlik eldivenleri iyi havalandırılmış ortamlarda ilave kirlenmeye engel olu-nacak şekilde saklanmalıdır.
• İşe başlamadan önce kullanılacak güvenlik eldiveninin görülür hasarları olup olmadığı kontrol edil-melidir. (örn. yırtık, delik, şişlikler.)
• Tekrar kullanılabilen güvenlik eldivenleri çıkarılmadan önce akan suyun altında yıkanmalıdır.
102
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
87
Şekil 2. Koruyucu eldivenlerin seçim şeması
İlave Önlemler
• Güvenlik eldivenleri hareketli parça içeren makinelerin işletiminde kullanılmaz. • Koruyucu eldiven seçimi tıbbi bir görevli ya da iş sağlığı elemanı eşliğinde yapılır. • Sağlık gözetimi tavsiye edilir. • Çalışanlar kimyasalların deriye olan zararları ve neden oldukları hastalıklar konusunda bilgilendiril-
melidir. • Deri hastalığının ilk belirtileri ortaya çıktığında, derhal bir işyeri hekimi ya da dermatoloğa başvu-
rulmalıdır. • Islak çalışmanın yapıldığı yerlerde aşağıdaki ilave tedbirler alınmalıdır.
o Islak çalışma işinin daha çok çalışana dağıtımı, o Islak çalışma işlerinin minimuma indirilmesi, o Islak ve kuru işlerde çalışanların zaman zaman yer değiştirmesi, o 2 saatten fazla olan ıslak çalışma için tıbbi gözetim önerilmektedir. Bunun yanında 4 saatten
fazla ıslak çalışma durumunda tıbbi gözetim zorunludur. • Koruyucu eldivenlerin doğru kullanımı konusunda, kimyasal risklerin deriye teması ile ilgili bilgilen-
dirmeler sözlü ve yazılı talimatların bir parçasıdır. (Azami kullanım süresi) • Deri hassaslaştırıcı kimyasallarla çalışmada ilave tedbirler alınmalıdır;
o Mümkünse çalışma alanları diğerlerinden ayrılmalı ve uyarı levhaları asılmalıdır. o İş ekipmanları ve başka bir çalışma alanında kullanılmadan önce temizlenmelidir. o Tek kullanımlık ürünler ( kıyafet, kâğıt peçete, eldiven) tercih edilmelidir. o Hassaslaştırıcı içeriklerde bulunan çok bileşenli ürünler (hücresel plastikler) kimyasal reaksi-
yon bitene kadar kullanılmamalıdır.
103
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
88
İşyerinden kullanılabilecek yazılı önlem cümleleri
• Koruyucu ………(ürün veya tip) eldivenler/i……….. için kullanılır. (Kimyasallar ya da çalışma hareketleri)
• İş başlangıcında koruyucu eldivenleri yırtık, delik ya da diğer görülür hasarlar yönünden kontrol ediniz.
• Koruyucu eldivenleri çıkarmadan önce akan su altında temizleyiniz. • Kirlenmiş koruyucu eldivenler dış ortama değmemelidir. • Eldivenler parmak uçları serbest kalıncaya kadar çıkarılmalıdır. • Kirlenmiş eldiveni çıkarmak için eldiven katlanır. • Kullanılmış eldivenleri saklanması: …..(örn. kurutucu raf) • Kirlenmiş eldivenlerin atılması: ……..(örn. tehlikeli atık kutuları)
REFERANSLAR
• Technical rule for hazardous substances - TRGS 400 "Risk Assessment for Activities Involving Ha-zardous Substances"
http://www.baua.de/nn84480/en/Topics-from-A-to-Z/Hazardous-Substances/TRGS/pdf/TRGS-400.pdf?
• Technical rule for hazardous substances - TRGS 401 "Risk resulting from skin contact -
determination, evaluation, measures"
www.baua.de/nn54598/en/Topics-from-A-to-Z/Hazardous-Substances/TRGS/pdf/TRGS-400.pdf?
• Technical rule for hazardous substances - TRGS 600 "Substitution" http://www.baua.de/nn84478/en/Topics-from-A-to-Z/Hazardous-Substances/TRGS/pdf/TRGS-600.pdf?
105
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
89
106
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
90
TEHLİKELİ KİMYASAL AJANLARIN (TKA) VARLIĞINDAN KAYNAKLANAN KAZA, YANGIN VE PATLAMA RİSKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN
BASİTLEŞTİRİLMİŞ METOT8
Kimya sanayiinde olsun ya da olmasın, tehlikeli kimyasallarla çalışma durumunda olan tüm küçük ve orta ölçekli işletmeler için bir öneri niteliğinde olan bu metot, kimyasal kaza riskini değerlendirmek için tehlikenin belirlenmesini, bu kimyasal ajanların kullanımına yönelik risklerin tanımlanmasını ve böyle-likle korunmanın objektif ve doğru olarak planlanmasını hedeflemektedir.
Metot, belirli kimyasalların kullanımına ve depolanmasına yönelik uygulamaları içerir ve maksimum zara-ra değil, tahmin edilen zarara odaklanmaktadır. Analizi yapılan tehlikeli durumun gerçekleşme olasılığını, maruziyet sıklığını ve olayın sonucundaki olası sonuçları tahmin etmeyi temel alan sadeleştirilmiş metot-ları birleştirerek bu konudaki deneyimi artırmaktadır. Bu metodun içerdiği parametreler, W.T. Fine Meto-du ve INSHT (İspanya Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü)’ nin geliştirdiği birçok metot içerisinde de kullanılmıştır. Bu parametreler, aynı zamanda CEN (Avrupa Standardizasyon Komitesi) tarafından çıkartılan bazı harmonize standartlar (EN 1050 ve EN 1127-1 gibi) için kriter niteliğindedir.
Önerilen metot, ortamda var olan risklerin büyüklüğünün derecelendirilmesine ve sonuç olarak düzeltil-me önceliğinin rasyonel olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Bu nedenle tehlikeli kimyasal ajanları içeren tesisat, ekipman, proses ve görevlerdeki eksiklikleri tanımlayarak işe başlamaktadır. Bu eksiklikler ya da uyumsuzluklar tehlikeli kimyasal ajanların “R” ifadeleri ile ilgilidir ve R ifadelerinin kullanılmasıyla tehlikeli durum için objektif tehlike derecelendirmesi (OTD) elde edilmiş olur. Sonuçların tahmin edilen şiddetini de dikkate alarak belirlenen “tehlikeye maruziyet düzeyi” ile mevcut risk değerlendirilir ve in-celenen duruma ait tahmini risk derecesi elde edilmiş olur.
Bu nedenle bu metot, riskin düzeyini üç değişkenin çarpımı şeklinde tanımlamaktadır;
RD = OTD x MD x SD (Türkçe)
LR=OHR x LE x LC (İngilizce)
RD : Risk Düzeyi ( Level of risk)
OTD : Objektif Tehlike Derecesi ( Objective hazard rating)
MD : Maruziyet Düzeyi ( Level of exposure)
SD : Sonuç Düzeyi (Level of consequences)
Bu metodun verdiği bilgiler yalnızca rehber niteliğindedir ve amacı işverenlerin risk önleyici eylemleri, objektif kriterler ışığında öncelik sırasına koymalarını sağlamak, korunma planı konusunda onlara yardımcı olmaktır. Risk düzeyinin belirlenmesindeki değişkenlerin tahmininde kullanılan proses aşağıda anlatılmaktadır.
1. OBJEKTİF TEHLİKE DERECELENDİRMESİ (OTD)
Hesaba katılan risk faktörleri ve bu faktörlerin olası bir kazayla nedensel ilişkisi arasındaki bağlantı, objektif tehlike derecelendirmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu metotta kullanılan sayısal değerler ve anlamları Tablo 1’de gösterilmektedir.
8 İlknur Çakara, Dr. Fatma Işık Coşkunsesa, Neslihan Çeviksoya, , Cihat İmancıb, M. Salih Akpolatb
a: İSG uzmanı, İSGÜM; b: İSG uzman yardımcısı, İSGÜM
107
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
91
Objektif tehlike derecelendirmesinin yapılabilmesi için Tablo 3 ile desteklenen anketin (Tablo–2) kul-lanılması önerilmektedir. Anketteki her soruya, cevabına bağlı olarak, bazı durumlarda tehlikeli kimyasal ajanların varlığından bağımsız, ama genellikle tehlikeli kimyasallara atanan “R” ifadesine göre bir derece atanmıştır. Bu nedenle örneğin Soru 5’e verilecek olumsuz cevap, TKA’nın R-ifadesi R-21 ise kişiyi “geliştirilebilir” bir derecelendirmeye ya da R1’den R6’ya kadar olan ifadelerden biri ise “çok yetersiz” bir derecelendirmeye yönlendirecektir.
Anket, tehlikeli kimyasal ajanları içeren tesisat, ekipman ve proseslerdeki yetersizliklerin saptanmasında temel olarak kabul edilen birtakım sorularla uygunluğun kontrol edilmesine yöneliktir. Yasal ya da dü-zenleyici birtakım gereklere uygun olarak bazı sorular ankete eklenebilir ya da soruların yerleri değiştiri-lerek anket revize edilebilir.
Tablo 1. Objektif tehlike derecesinin belirlenmesi
Objektif Tehlike Objektif Tehlike Derecesi
Anlamı
Kabul edilebilir - Belirgin anormallik gözlenmemiştir. Risk kontrol edilmektedir. Tablo 7’deki Risk 1 derecesi için alınan ölçümleri içerir.
Geliştirilebilir 2 Düşük öneme sahip risk faktörleri gözlenmiştir. Riski önlemeye yönelik mevcut önlemler geliştirilebilir.
Yetersiz 6 Düzeltilmesi gereken risk faktörleri gözlenmiştir. Riski önlemeye yönelik mevcut yöntemler, riskin yeterli kontrolünü garanti etmemektedir.
Çok yetersiz 10 Önemli risk faktörleri gözlenmiştir. Riski önlemeye yönelik mevcut yöntemler etkisizdir.
Buna ek olarak, yangın ve patlamaya neden olabilecek uygunsuzluklar, eksiklikler ile ilgili sorular bu anketten ayrı düşünülebilir. Ankette yer alan bu sorulardan elde edilecek veri, yangından korunma ile ilgili yasal düzenlemelerle tanımlanan zorunlu yöntemler ile birlikte değerlendirildiğinde, olayın gerçek-leşme olasılığı ve yangın riski seviyesi hakkında fikir verecektir. Bu şekilde, yangın ve patlama riski değerlendirilmiş ve açıklığa kavuşmuş olacaktır.
Bu nedenle mevcut risk faktörleri ve tehlikeli kimyasal ajanın “R” risk ifadesinden öğrenilen gerçek teh-likesi doğrultusunda sorulacak her soruyla, “çok yetersiz”, “yetersiz” ya da “geliştirilebilir” (soru uygu-lanabiliyorsa) gibi derecelendirmeler yapılabilecektir.
Verilecek olumsuz cevap, ortamda tehlikeli kimyasal ajanın bulunmadığı anlamına geldiğinden, “Anah-tar” soru olarak sorulan Soru 1’e herhangi bir derecelendirme yapılmaz ve bu durumda ankete devam etmek gereksizdir.
Verilecek tüm cevapların değerlendirilmesiyle “çok yetersiz”, “yetersiz”, “geliştirilebilir” ya da “kabul edilebilir” derecelendirmeler, aşağıdaki kriterlere göre yapılmaktadır:
(a) Eğer sorulardan herhangi birinin derecelendirmesi “çok yetersiz” veya uygulanabilir soruların de-recelendirmelerinin 50%’den fazlası “yetersiz” ise tüm anketin derecelendirmesi “çok yetersiz” dir.
108
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
92
(b) Derecelendirmenin “çok yetersiz” olmaması durumunda eğer sorulardan herhangi birinin derecelen-dirmesi “yetersiz” veya uygulanabilir soruların derecelendirmelerinin 50%’den fazlası “geliştirilebi-lir” ise tüm anketin derecelendirmesi “yetersiz” dir.
(c) Derecelendirmenin “çok yetersiz” veya “yetersiz” olmaması durumunda eğer sorulardan herhangi birinin derecelendirmesi “geliştirilebilir” ise tüm anketin derecelendirmesi “geliştirilebilir” dir.
(d) Diğer tüm durumlarda derecelendirme “kabul edilebilir” dir.
Tablo 2. A. Kontrol Listesi Değerlendirmesi
Objektif Tehlike Soru sayısı Soru sayısı Soru sayısı Soru sayısı
Çok yetersiz
Yetersiz
Geliştirilebilir
109
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
93
Tabl
o 2.
B. T
ehlik
eli k
imya
sal a
janl
ara
(TK
A) b
ağlı
kaza
risk
fakt
örle
rinin
tanı
mla
nmas
ı içi
n ko
ntro
l list
esi (
*)
Ev
et
Hay
ır
Cev
ap
HA
YIR
ise;
Te
hlik
e
dere
cele
ndir
me
1. T
KA
’ları
ham
mad
de, a
ra ü
rün,
yan
ürü
n, so
n ür
ün, a
tık ü
rün
veya
tem
izlik
ürü
nü o
lara
k de
polu
yor,
kulla
nıyo
r vey
a ür
e-tiy
or m
usun
uz?
Ank
et d
oldu
-ru
lmam
alıd
ır
Kim
yasa
l Aja
nlar
ın T
anım
lanm
ası
2. A
ralık
lı ve
ya d
evam
lı ça
lışm
ada
kul
lanı
lan
TK
A’
lar
tanı
mlı
ve
enva
nter
e ka
yıtlı
mı?
Çok
yete
rsiz
3 TK
A’la
rın o
rijin
al a
mba
lajla
rı doğr
u et
iket
lenm
iş m
i?
Ço
k ye
ters
iz
4. T
KA
am
bala
jının
üstü
ndek
i etik
et, t
aşım
a ve
ya a
mba
laj d
eğişt
irme
esna
sında
muh
afaz
a ed
ilmiş
mi?
Çok
yete
rsiz
5. Ü
rünü
ve
akışk
anla
rın a
kış
yönü
nü ta
nım
laya
n et
iket
ler,
TKA
’ lar
ı taş
ıyan
bor
ular
ın ü
zerin
e sık
ıştırı
lmış,
takı
lmış
veya
bo
yanm
ış m
ı?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
6. E
tiket
ler ö
zel r
iskle
rin o
lduğ
u ye
rlerd
e (v
anal
ar, b
ağla
ntı y
erle
ri vb
.) bo
ru b
oyun
ca y
eter
li sa
yıda
yer
leşti
rilm
iş m
i?
G
elişt
irile
bilir
7. B
ütün
TK
A’la
rın g
üven
lik b
ilgi f
orm
ların
a (G
BF) h
er z
aman
vey
a ça
lışm
a es
nasın
da u
laşıl
abili
yor m
u ve
ger
ektiğ
inde
bi
lgi f
orm
ları
olm
adan
TK
A’la
rın ü
zerin
deki
bilg
iler y
eter
li ol
uyor
mu?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
Kim
yasa
l Aja
nlar
ın D
epol
anm
ası/P
aket
lenm
esi
8. T
KA
’lar r
isk k
ateg
orile
rine
göre
öze
l ola
rak
grup
lanm
ış ve
uyu
msu
z ve
ya te
hlik
eli r
eaks
iyon
lara
sebe
biye
t ver
ecek
aja
n-la
rdan
izol
e di
lmiş şe
kild
e m
uhaf
aza
edili
yor m
u?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
9. D
epol
ama
alan
ı doğ
al v
eya
yapa
y ha
vala
ndırm
a ile
hav
alan
dırıl
ıyor
mu?
Yet
ersiz
10. M
ikta
rına
ve/v
eya
tehl
ikes
ine
bağl
ı ola
rak
gere
ktiğ
inde
sıvı
TK
A sı
zınt
ıları
daha
güv
enli
bir k
onte
ynıra
ya
da d
epol
ama
alan
ında
oluştu
rulm
uş d
aha
güve
nli b
ir al
ana
kald
ırılıy
or m
u?
Y
eter
siz
110
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
94
11. Y
anıc
ı TK
A d
epol
arın
da p
atla
yıcı
mad
deni
n bu
lunm
ası v
eya
kulla
nılm
ası y
asak
mı v
e bu
yas
ağa
en in
ce a
yrın
tıya
kada
r uy
ulduğu
göz
leni
yor v
e ga
rant
i edi
liyor
mu?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
12. T
KA
’ların
am
bala
jları
fizik
sel v
eya
kim
yasa
l etk
ilere
day
anık
lı m
ı ve
darb
eye,
kes
ilmey
e ve
def
orm
asyo
na d
irenç
li m
i?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
13. T
KA
am
bala
jları
tam
güv
enli
mi?
(oto
mat
ik k
apan
ma,
güv
enli
kene
tlenm
e, ç
ift p
aket
, şok
abs
orbe
edi
ci k
apla
ma
vb.)
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
14. A
mba
lajın
, elle
vey
a m
ekan
ik o
lara
k taşın
mas
ında
kul
lanı
lan
ekip
man
lar v
e al
etle
r den
geli
mi v
e gü
venl
iği s
ağla
nmış
mı?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
Kim
yasa
l Aja
nın
Kul
lanı
mı /
Pro
ses
15. Ç
alışm
a al
anın
daki
TK
A m
ikta
rı, o
ank
i çal
ışma
için
kes
inlik
le g
erek
li m
i? (m
ikta
rlar h
içbi
r zam
an o
ank
i vey
a o
gün-
kü ç
alışm
a iç
in g
erek
li ol
anda
n fa
zla
deği
l)
Gel
iştiri
lebi
lir
16. Ç
alışm
a al
anın
da g
ün b
oyun
ca b
ulun
an v
e o
esna
da k
ulla
nılm
ayan
TK
A’la
r uyg
un k
onte
ynırl
arda
, kor
umal
ı kab
inle
rde
veya
öze
l böl
ümle
rde
tutu
luyo
r mu?
Gel
iştiri
lebi
lir
17. T
KA
’ların
açı
k bi
r şek
ilde
taşın
mas
ında
n ka
çını
lıyor
mu?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
18. A
levl
eneb
ilir
akışk
anla
rın t
aşın
mas
ı sıra
sında
ki s
tatik
ele
ktrik
biri
kmel
eri/d
eğişm
eler
i titi
zlik
le iz
leni
yor m
u?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
19. E
lekt
rik t
esisa
tı ya
pıla
n al
evle
nme
riski
ola
n al
anla
r pa
tlam
aya
karş
ı ko
rum
alı
mı
ve a
teşle
me
kayn
akla
rı iz
leni
yor
mu?
(+)
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
20. K
oros
iv (aşın
dırıc
ı) ür
ün e
kipm
anla
rının
, oda
ların
ve
depo
ların
ele
ktrik
tesis
atla
rı uy
gun
biçi
mde
yap
ılmış
mı?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
111
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
95
21. M
alze
me,
eki
pman
ve
alet
lerin
öze
llikl
eri T
KA
’ların
doğ
asın
a uy
gun
mu?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
22. S
ızın
tı ol
asılığı
, ve
ekip
man
ların
doğ
ru k
urul
umu,
kul
lanı
mda
n ön
ce k
ontro
l edi
liyor
mu?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
23.
Güv
ensiz
dur
umla
rı te
spit
için
sist
em g
erek
tiren
eki
pman
ve
pros
esle
r (k
urut
ma
tüne
linde
LI
L se
viye
si,
reak
tör
sıcak
lığı/b
asın
cı,
tank
ın d
olul
uk se
viye
si) a
larm
siste
mi i
le ta
kviy
e ed
ilmiş
mi?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
24. V
ar o
lan
algı
lam
a sis
tem
leri
kriti
k du
rum
lar o
luştuğu
nda
anın
da p
rose
si du
rdur
uyor
mu?
Yet
ersiz
25. Y
anıc
ı/pat
layı
cı ü
rünl
er iç
in g
üven
lik d
onan
ımla
rının
hav
a gi
riş v
e çı
kışla
rı gü
venl
i bir
yere
kan
aliz
e ed
ilmiş
mi v
e ge
-re
ken
yerle
rde
belir
gin şe
kild
e işa
retle
nmiş
mi?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
26. İşy
eri o
rtam
ında
TK
A’la
rı gü
venl
ik c
ihaz
ların
dan
ve h
aval
andı
rmal
arda
n gü
venl
i uza
klaş
tırm
ak, a
bsor
blam
ak v
e or
ta-
dan
kald
ırmak
için
ger
ekli
ciha
zlar
bul
unuy
or m
u?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
27.
TKA
gaz
ı, bu
harı,
toz
u iç
eren
ope
rasy
onla
r, ka
palı
mek
anla
rda
mı
yürü
tülü
yor
ya d
a te
rsi
duru
mla
rda
iyi
hava
-la
ndırı
lmış
veya
loka
l hav
a çı
kış s
istem
leri
kuru
lmuş
mek
anla
rda
mı y
ürüt
ülüy
or?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
28. G
enel
ola
rak
TKA
’ların
izol
e ed
ilmes
ini v
e/ve
ya m
aruz
iyet
in s
ınırl
anm
asın
ı ve/
veya
işçi
lerle
tem
asın
önl
enm
esin
i ge-
rekt
iren
duru
mla
rda
topl
u ko
rum
a te
dbirl
eri u
ygul
anıy
or m
u?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
Kim
yasa
l Aja
n K
ulla
nım
ında
Önl
eyic
i Ted
birl
erin
Org
aniz
asyo
nu
29. T
KA
içer
miş
veya
içer
en te
sisat
, eki
pman
ve
kont
eynı
rlar ü
zerin
e ris
k taşıy
an iş
lem
ler y
apılı
rken
çal
ışma
yetk
ilend
ir-m
esi y
apılı
yor m
u?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
30. T
KA
’ların
dep
olan
dığı
, yük
lend
iği/b
oşal
tıldığı
vey
a pr
oses
i tam
amla
nmış
alan
lara
har
ici v
eya
yetk
ilend
irilm
emiş
per-
sone
lin e
rişim
i kon
trol a
ltına
alın
mış
mı?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
31. Ç
alışa
nlar
TK
A’la
r ile
ilgi
li ris
kler
hak
kınd
a dü
zenl
i ola
rak
bilg
ilend
iriliy
or m
u ve
yen
ilene
n
koru
yucu
ve
önle
yici
te
dbirl
er k
onus
unda
doğ
ru eği
tiliy
or m
u?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
112
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
96
32. Ç
alışa
nlar
üre
tici t
araf
ında
n sağl
anan
GBF
’lere
eriş
ebili
yor m
u?
G
elişt
irile
bilir
33. T
KA
içer
en iş
lem
le iç
in y
azılı
çal
ışma
pros
edür
leri
mev
cut m
u?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
34. Ö
nley
ici b
akım
pro
gram
ı var
mı v
e doğr
u ça
lışm
ası p
rose
s gü
venl
iği i
çin
önem
li ol
an te
sisat
ve
ekip
man
ların
tahm
ini
bakı
m p
rogr
amla
rı va
r mı?
Yet
ersiz
35. Ç
alışm
a al
anla
rının
tem
izliğ
i sağ
lanm
ış m
ı?(B
unun
için
yap
ılmış
bir p
rogr
am v
ar m
ı ve
uygu
lam
ası i
zlen
iyor
mu?
Gel
iştiri
lebi
lir
36. S
ızın
tılar
ı kon
trol i
çin
veya
dök
üntü
leri
tem
izle
mek
vey
a et
kisiz
hal
e ge
tirm
ek iç
in ö
zel t
edbi
rler a
lınm
ış m
ı ve
eyle
m
plan
ı var
mı?
Yet
ersiz
37. A
tık y
önet
im p
lanı
var
mı,
uygu
lam
ası t
akip
edi
liyor
mu?
Yet
ersiz
38. P
erso
nel h
ijyen
i içi
n doğr
u ku
ralla
r uyg
ulan
ıyor
mu
(el y
ıkam
a, k
ıyaf
et d
eğişt
irme,
çal
ışma
mah
allin
de y
eme-
içm
enin
ya
sakl
anm
ası,
sigar
a ya
sağı
vb.
) ve
uygu
lam
ası t
akip
edi
liyor
mu?
Gel
iştiri
lebi
lir
39. T
KA
’larla
ilgi
li kr
itik
bir d
urum
için
aci
l dur
um p
lanı
var
mı?
(sız
ıntı,
dök
ülm
e, y
angı
n, p
atla
ma)
Çok
yete
rsiz
40. G
enel
ola
rak
TKA
’ları
izol
e et
mek
için
ve/
veya
mar
uziy
eti a
zaltm
ak iç
in v
e/ve
ya T
KA
’ların
işçi
lerle
tem
asın
ı önl
emek
iç
in o
rgan
izas
yone
l önl
emle
r alın
mış
mı v
e uy
gula
nmış
mı?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
KK
D K
ulla
nım
ı ve
Aci
l Dur
um
41. G
erek
li kişis
el k
oruy
ucu
dona
nım
(KK
D) m
evcu
t mu
ve v
erim
liliğ
i çeş
itli işle
rdek
i risk
mar
uziy
etle
ri ve
ya T
KA
tem
as-
ları
için
izle
niyo
r mu?
Ta
blo
3’ e
ba
kını
z
42. T
KA
sıçr
amas
ı muh
tem
el o
lan
yerle
rde
göz
bany
osu
ve a
cil d
uşla
r mev
cut m
u?
Tabl
o 3’
e
bakı
nız
43. G
enel
ola
rak
KK
D v
e iş
elbi
sesi
doğr
u se
çilm
iş m
i?
Y
eter
siz
113
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
97
44. B
unla
rın d
ışınd
a to
plu
koru
ma,
org
aniz
asyo
nel ö
nlem
ler v
e K
KD
kul
lanı
mı i
le il
gili
herh
angi
bir
azal
ma
veya
eks
iklik
sö
z ko
nusu
mu?
Değ
erle
ndiri
niz
ve ta
nım
layı
nız.
(*) R
ehbe
r ola
rak
hazı
rlanm
ıştır.
(+) O
rtam
da p
atla
ma
riski
olu
p ol
mad
ığın
a ka
rar v
erm
ek iç
in ç
alışm
a al
anı ö
ncel
ikle
mev
cut a
levl
eneb
ilir m
adde
lere
gör
e sın
ıflan
dırıl
mal
ı ve m
ümkü
nse
pat-
lam
a öl
çer (
expl
osio
n m
eter
) kul
lana
rak
kont
rol e
dilm
elid
ir.
114
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
98
Tablo 3. Değerlendirme kriteri
Soru No
Çok Yetersiz Yetersiz Geliştirilebilir
5, 7, 8 R1 ile R6, R7, R12, R14, R15, R16, R17, R19, R27, R28, R35, R39
R8, R9, R11, R18, R24, R25, R30, R34, R37, R41, R44
R10, R21, R36, R38
11 R1 ile R6, R7, R12, R14, R15, R16, R17, R19
R8, R9, R11, R18, R30, R44 R10
12, 13, 14 R1 ile R6, R7, R12, R17, R19, R27, R35, R39
R9, R11, R24, R34, R37, R41 R10, R21, R36, R38
17 R7, R12, R17, R27, R35, R39 R11, R18, R24, R30, R34, R37, R41 R10, R21, R36
18 R7, R12 R11, R18, R30 R10
19 R1 ile R6, R12, R15 R8, R11, R18, R30
20 R35 R34
21, 22, 23 R1 ile R6, R7, R12, R14, R15, R16, R17, R19, R27, R35, R39
R8, R9, R11, R18, R24, R30, R34, R37, R41, R44
R10, R21, R36, R38
24 R1 ila R6, R7, R12, R14, R15, R16, R17, R19, R27, R35, R39
R8, R9, R10, R11, R18, R21, R24, R30, R34, R36, R37, R38, R41, R44
25 R2, R3, R5, R6, R7, R12, R14, R15, R16, R17, R19
R8, R9, R11, R18, R30, R44 R10
26 R27, R35, R39 R24, R34, R37, R41 R21, R36, R38
27 R7, R12, R27, R35, R39 R11, R18, R24, R30, R34, R37, R41 R10, R21, R36
28 R1 ile R6, R7, R12, R14, R15, R16, R17, R19, R27, R28, R35, R39
R8, R9, R11, R18, R24, R25, R30, R34, R37, R41, R44
R10, R21, R22, R36, R38
29 R10
30, 31 R1 ile R6, R7, R12, R14, R15, R16, R17, R19, R27, R28, R35, R39
R8, R9, R11, R18, R24, R25, R30, R34, R37, R41, R44
R10, R21, R22, R36, R38
33 R10
40 R8, R9, R11, R18, R24, R25, R30, R34, R37, R41, R44
R8, R9, R11, R18, R24, R25, R30, R34, R37, R41, R44
R10, R21, R22, R36, R38
41, 42 R27, R35, R39 R24, R34, R39, R41 R21, R36
115
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
99
2. MARUZİYET DÜZEYİ
Maruziyet düzeyi riske maruz kalma sıklığının bir göstergesidir ve riske maruz kalınan alanda ve/veya riskin tanımlandığı işlerde geçirilen zamana bağlı olarak tahmin edilebilir. Anlamı Tablo 4’ te ifade edilmektedir:
Tablo 4. Maruziyet düzeyinin belirlenmesi
MD Anlamı
1 Bazen.
2 Bazen, Çalışma günü boyunca kısa süreli
3 Sık sık, Çalışma günü boyunca kısa süreli
4 Sürekli olarak. Sık sık, Çalışma günü boyunca uzun süreli
Tablo 1’ de görüldüğü gibi “çok yetersiz durumlardaki düşük maruziyet”e, “riskin kontrol edildiği du-rumlardaki yüksek maruziyet”ten daha yüksek bir değerde objektif tehlike derecelendirmesi verilmiştir.
3. SONUÇ DÜZEYİ
Risk oluşacaksa sonuçları da hesaba katılmalıdır. Riskin oluşması sonucundaki kişisel hasarın kategori-zasyonu için 4 farklı sonuç düzeyi belirlenmiştir.
Tablo 5 te görüldüğü gibi sonuç düzeyi için atanan sayısal değerler, objektif tehlike derecelendirmesi ve maruziyet düzeyi değerlerinden daha yüksektir, yani risk değerlendirmesinde sonuçlar her zaman için daha yüksek öneme sahiptir.
Tablo 5. Sonuçların önem düzeyinin belirlenmesi
SD Anlamı
10 Hafif yaralanmalar.
25 Normal tedavi edilebilir yaralanmalar.
60 Tedavi edilmesi mümkün olmayabilen ciddi yaralanmalar.
100 Bir veya daha fazla ölüm vakası.
4. RİSK DÜZEYİ
Bu noktaya kadar takip edilen tüm adımlar objektif tehlike derecelendirmesi, maruziyet düzeyi ve sonuç düzeyi çarpımı olan Risk Düzeyinin belirlenmesi içindir (Tablo 6). Tablo 7, risk düzeyinin tanımlanması için belirlenen 4 dereceyi belirtmektedir.
116
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
100
Tablo 6. Risk Düzeyinin Belirlenmesi
(OTD x M D)
2 – 4 6 – 8 10 – 20 24 – 40
SD 10 20-40 60-80 100-200 240-400
25 50-100 150-200 250-500 600-1000
60 120-240 360-480 600-1200 1440-2400
100 200-400 600-800 1000-2000 2400-4000
Tablo 7. Çeşitli Risk Düzeylerinin Anlamları
Risk Derecesi
RD Anlamı
1 40 – 20 Mümkün olduğu kadar iyileştirme yapın. Mevcut önlemlerin ve-rimliliğinin devamının için periyodik kontroller gerekir.
2 120 – 50 Riski azaltmak için tedbirler alın ve belirlenen bir süre içinde bun-ları uygulayın.
3 500 – 150 Kısa vadeli kontrol tedbirlerini düzeltin ve uygulayın
4 4000 – 600 Acil müdahale gerektiren durum
REFERANS:
1. “Practical guidelines of a non-binding nature on the protection of the health and safety of workers from the risks related to chemical agents at work”, European Commission , Employment, Social affairs, and Equal opportunities, 2005
Risk Derecesi
RD Anlamı
1 40-20 Mümkün olduğu kadar iyileştirme yapın. Mevcut önlemlerin verimliliğinin devamı için periyodik kontroller gerekir.
2 120-50 Riski azaltmak için tedbirler alın ve belirlenen bir süre içinde bunları uygulayın.
3 500-150 Kısa vadeli kontrol tedbirlerini düzeltin ve uygulayın.4 4000-600 Acil müdahale gerektiren durum.
100
Tablo 6. Risk Düzeyinin Belirlenmesi
(OTD x M D)
2 – 4 6 – 8 10 – 20 24 – 40
SD 10 20-40 60-80 100-200 240-400
25 50-100 150-200 250-500 600-1000
60 120-240 360-480 600-1200 1440-2400
100 200-400 600-800 1000-2000 2400-4000
Tablo 7. Çeşitli Risk Düzeylerinin Anlamları
Risk Derecesi
RD Anlamı
1 40 – 20 Mümkün olduğu kadar iyileştirme yapın. Mevcut önlemlerin ve-rimliliğinin devamının için periyodik kontroller gerekir.
2 120 – 50 Riski azaltmak için tedbirler alın ve belirlenen bir süre içinde bun-ları uygulayın.
3 500 – 150 Kısa vadeli kontrol tedbirlerini düzeltin ve uygulayın
4 4000 – 600 Acil müdahale gerektiren durum
REFERANS:
1. “Practical guidelines of a non-binding nature on the protection of the health and safety of workers from the risks related to chemical agents at work”, European Commission , Employment, Social affairs, and Equal opportunities, 2005
117
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
101
118
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
102
METAL İŞLEME AKIŞKANLARI KULLANIMINDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ9
1. METAL İŞLEME AKIŞKANI NEDİR VE NERELERDE KULLANILIR?
Metaller işlendikleri zaman, ana metalden talaşın kopması ve kalemden bu talaşın sıkışarak kayması so-nucunda bir ısı meydana gelir. Oluşan bu ısının mümkün olduğu kadar çabuk aletten ve işlenen parçadan uzaklaştırılması gerekir. Bu ısının uzaklaştırılabilmesi için;
i) İşlenen parça ile alet arasındaki sürtünme katsayısının düşürülmesi, kısaca yağlama ve ii) Soğutma gereklidir. (1)
Kullanılan metal işleme akışkanları;
- Aletin veya kalemin kullanma ömrünü uzatmak,
- İşlenen parçada yüzey düzgünlüğü sağlamak,
- Kesme maliyetini düşürmek,
- Çapaksız çalışma ortamı oluşturmak,
- İşlenen parça ile aletin birbirinden kolay ayrılmasını sağlamak amacı ile yukarıda belirtilen iki temel özelliği içermek zorundadırlar (2). Şekil 1 ve 2’de metal işleme akışkanlarına görsel örnekler verilmiştir.
Resim 1 – 2. Metal İşleme Akışkanları Örnekleri (3,4)
Su, en iyi soğutma maddesidir. Fakat yağlama (lubrikasyon) özelliği yoktur ve koroziftir. Dolayısıyla korozyon engelleyici katkı maddelerine ihtiyacı vardır. Yağ ise iyi bir lubrikanttır. Fakat soğutma özelliği yoktur ve suyun içinde çözünme özelliği olmadığından, emülgatörlere ihtiyaç gösterir.
Kesme Yağları: Su+yağ+emülgatör+korozyon engelleyici+diğerleri kombinasyonundan oluşan bir ürün-dür. Bu yağlar, kullanım amacına göre çok büyük farklılıklar gösterse de temel olarak dört kategoride toplayabiliriz:
1-Saf kesme yağları
2-Su bazlı yağlar
3-Sentetik ürünler
4-Yarı-sentetik ürünler
Yalnızca düz yağlar içerisine su karıştırmadan kullanılır. Metal işlemede kullanılan akışkanlar, karmaşık yapıdadırlar ve toksik madde içerebilirler. İçeriklerinde stabilizatör, biyosit, seyreltici, boya ve koku ve-rici maddeler bulunabilir. Özellikle uzun süreli kullanımlarda, yeterli bakım gösterilmezse bu karışımların içerisinde bakteriler ve küf üreyebilir. Ayrıca, parça işlenirken yağın aşırı ısınması sonucu polinükleer hidrokarbonlar (PAH) oluşabilir (5). 9 Fatih ERELa ; Dr. Fatma IŞIK COŞKUNSESb a: İSG Uzm. Yrd. - Makine Müh. ; b: İSG Uzm. - Kimya Müh.
119
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
103
2. METAL İŞLEME AKIŞKANLARI HAKKINDA BİLGİLER
Öncelikle akışkanın satın alındığı tedarikçi akışkan hakkında birincil kaynaktır. Tedarikçi kullanılacak akışkanın sağlığa etkileri konusunda bilgili olmalıdır ve güncel malzeme güvenlik formları sağlayabilir. Bazı tedarikçiler işi bir adım daha ilerletip sağlık, güvenlik ve çevre yardımını kapsayan kimyasal veya akışkan idare programı, müşteri destek programı ve ürün yönetim programı sağlamak gibi ek destek ve-rebilir. Bu programlar gerçekten faydalı olabilir çünkü bu programlar çoğunlukla OSHA’nın tehlike ileti-şim standardının gerektirdiği güncel ve kapsamlı sağlık ve güvenlik bilgilerini, etkin akışkan idaresi için tavsiyeleri ve uygun kullanım ve ürünlerin imhası hakkında bilgileri içerir.
Ayrıca tedarikçi, ürünlerinin uygulanabilir idari, sağlıksal ve çevresel düzenleyici mülahazalarla uyumlu olduğunu, mikrobal içeriğin karakterize edilmesini de kapsayan kullanımda olan akışkanların analizini sağ-layacağını ve çalışanların maruziyetinin ölçülmesi için hava örneği sağlanacağını temin edebilmelidir (6).
3. GÜVENLİ BİR METAL İŞLEME AKIŞKAN SEÇİMİ HAKKINDA BİLGİLER
Bir akışkan seçerken aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınmalıdır:
• Akışkan bileşenlerinin toksikliği
Seçilen metal işleme akışkanlarının mümkün olduğu kadar tahriş ediciliği olmamalı ve hassasiyet oluş-turmamalıdırlar. PAH lar, klorlu parafinler, alkanolaminler, nitritler ve formaldehit yayan biyositler içe-ren yağlar gibi potansiyel kanserojen bileşenlerden sakınmalıdır. Bu konuda ASTM Standart E 1687-98, metal işleme akışkanlarındaki ham yağların kanserojen potansiyellerinin belirlenmesi, ASTM Standart E 1302-00, su ile karışabilen metal işleme akışkanlarını test eden akut hayvan toksikliği için standart rehbe-ri gibi bazı uluslararası standartlardan yardım almak faydalı olacaktır. Nitrozamin oluşma potansiyelini minimize etmek için, nitrit içeren malzemeler etanolamin içeren metal işleme akışkanlarına eklenmeme-lidir (NIOSH 1998b).
Su bazlı yağlar veya sentetik akışkanlar kullanılacaksa ürün seçimi, depolama, dağıtım ve bakım dahil olmak üzere güvenli kullanım kuralları için, ASTM Standart E 1497-1400, Su-bazlı metal işleme akışkanlarının Güvenli Kullanım Standart Uygulamasına başvurulmalıdır. Çoğu su bazlı metal işleme akışkanı çeşitli mikroskobik organizmaları öldüren ve akışkanı mikrobiyal bozunmadan koruyan kimya-sal bir biyosit içerir. Biyosit konsantrasyonu akışkan şartnamelerinde belirtilen gereken değeri aşma-malıdır, çünkü fazlası çalışanların cilt veya solunum yolu irritasyonu ve hassasiyeti yaşamalarına sebep olabilir.
• Akışkanın tutuşabilirliği
Pür yağlar için önemli bir husustur. Tutuşabilirlik tehlikeleri hakkında detaylı bilgi için OSHA standart-ları ve spesifik el kitaplarına başvurulmalıdır.
• Akışkan imhası
Çalışanları ve toplumu imha işlemleri sırasında ortaya çıkabilecek potansiyel sağlık ve güvenlik prob-lemlerinden korumak için üreticinin talimatlarını takip etmek gerekmektedir. İmha gereksinimleri akışkanın tipine göre değişmektedir.
120
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
104
4. BİR METAL İŞLEME AKIŞKANININ KULLANIM İÇİN ARTIK GÜVENİLİR OLMADIĞININ İŞARETLERİ NELERDİR?
Bir akışkanın değişime uğradığına ve ortaya çıkan sağlık tehlikelerinden dolayı artık kullanım için gü-venli olmadığına dair işaretler vardır. Aşağıdaki belirtilerden bir ya da birkaçı ortaya çıktığında, kul-lanımına devam etme veya değiştirilme noktasında güvenli olup olmadığına dair değerlendirilmelidir (5).
• Düşük yağ haznesi seviyesi
Vardiyanın başına yağ haznesinin seviyesini kontrol etmelidir. Düşük yağ haznesi seviyesi (dolu halin %30unun altı) metal işleme akışkanı kaybını veya su buharlaşmasını(Metal işleme akışkanındaki kimya-salların konsantrasyonunu artırır) gösterir. Konsantrasyonu kontrol etmek gerekir. Çok yoğunsa, uygun konsantrasyona gelene kadar su eklemelidir. Konsantrasyon doğruysa, akışkan sızmadan dolayı kaybe-dilmiştir. Akışkan uygun sulandırmayla eklenmelidir, veya önceden sulandırılmış akışkan yoksa su ve konsantre eklenebilir. Tüm sistemler dikkatli bir şekilde gözlenmelidir ve metal işleme akışkan eklentile-ri sabit çalışma konsantrasyonunu sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Bittiğinde doğru konsantrasyon teyit edilmelidir (7).
• Anormal akışkan görünüşü
Akışkanın renginin normal görünüp görünmediğine bakılmalıdır. Doğru şartlar altında, sentetik akışkanlar berrak, yarı sentetikler saydamdan süt rengine kaçan bir renkte ve su bazlı yağ, yağ tabakasız süt beyazı görünümdedir. Akışkan gri veya siyaha çalıyorsa, çoğunlukla bakteri var demektir. Akışkan sarı veya kahverengi bir renk aldıysa yabancı yağ olabilir. Boyanın solması akışkanın eskidiğini gösteri-yor olabilir. Resim 4,5 ve 6’da anormal görünüşe sahip metal işleme akışkanları görülmektedir.
Resim 4, 5, 6. Anormal görünüşlü metal işleme akışkanları
121
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
105
• Ağır koku (bozulma)
Çoğunlukla akışkanın kötü kokması kontrolsüz mikrop çoğalmasına işarettir. Kötü kokuyu ortadan kaldırmak mümkün olsa da, bu kokunun sebebini belirlemek en iyisi olacaktır çünkü akışkanda bulunan mikroorganizmalar havaya buharın bir parçası olarak karışabilir. Havadaki mikroorganizmalara maruz kalan çalışanlara olumsuz sağlık etkileri olabilir. Akışkandan kaynaklı güçlü bir “soyunma odası” kokusu varsa, büyük olasılıkla ortamda biyolojik çoğalma vardır, biyosit ile müdahale edilmelidir ve durumun değerlendirilmesi gerekir. Gerekiyorsa akışkan daha sonra atılmalıdır, yağ haznesi düzgünce temizlenme-li ve akışkan değiştirilmelidir.
• Akışkan üzerinde yüzen madde
Akışkanda yüzen artık, talaş veya küf bulunması normal bir durum değildir. Bir yüzey sıyırıcı yardımıyla alabilinen kadarının alınıp dışarı pompalanması gerekir. Akışkandaki kir seviyesi(tüm askıda kalmış katılar) filtreleme sisteminin etkinliğinin göstergesidir. Filtreleme sisteminin ve yağ sıyırıcısının düzenli kontrol ve bakımları bunların tasarlandığı gibi çalıştıklarını temin etmek için zaruridir.
• Yüzeyde yüzen yabancı yağ
Suyla seyreltilmiş akışkanlarda hazne tamamen yağla kaplandıysa ve makinist hazne tekrar kaplanmadan önce yağın temizlenmesini 5 ile 8 saniye arasında bitiremiyorsa, çok fazla yabancı yağ vardır. Yüzey yağının kaldırılması için ayırılması veya pompalanaması gerekmektedir. Yabancı yağ dermatitin temel sebeplerinden biridir. Şekil 7’de örneği görülen bu yağlar tekrarlanan cilt teması ile gelişmediği gibi bu makine yağlarının bazı bileşenleri cildi son derece tahriş etmektedir. Emülsiyon haline getirilmemiş (ya-bancı) yağlar deride birikebilen metalik parçaların ciddi bir taşıyıcısı olabilir ve mekanik irritasyona se-bebiyet verebilir. Yabancı yağda asılı kalan bu parçalar dermatitin temel sebeplerinden biridir.
Resim 7. Yüzeyde yüzen yabancı yağ (11)
• Aşırı köpük
Çok miktarda köpük yumuşak sudan dolayı bazı ürünlerde olabilir. Bunun yanı sıra akışkan yüksek kon-santrasyonda olabilir veya temizleyicilerden bulaşmış olabilir veya yüzey aktif maddelerinden dengesiz-lik olabilir. Diğer bir ihtimal normalden küçük sistem, aşırı akış miktarları olabilir veya akışkan hava çıkana kadar yeterli miktarda hareketsiz kalmamış olabilir. Ayrıca, rezervuardaki kesme akışkanı seviye-si havanın pompanın içine çekilmesine sebep olacak kadar düşük olabilir.
122
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
106
Resim 8. Aşırı köpük kullanımı (12)
• Kirli makineler veya çukurlar
Bu emülsiyonun kararsız olduğu, akışkandaki temizleyicilerin tükendiği, atıkların akışkanda biriktiği, filtre bozukluğu veya kötü bakım ve temizlik yapıldığı anlamına gelebilir.
Resim 9. Bakımı uzunca bir süre yapılmamış kirli bir makine
• Çalışanlarda cilt tahrişi var
Çalışanlarda cilt tahrişi olması akışkanın şu özelliklerden bir ya da birkaçına sahip olduğu anlamına ge-lebilir: çok yüksek konsantrasyon, yüksek alkalilik, metal kirliliği, kararsız emülsiyon veya parça kapla-malarından kirlenme. Tabii ki, cilt tahrişi metal işleme akışkanları dışında, havadaki değişiklikler, kötü kişisel hijyen, kötü çalışma alışkanlıkları, sert el sabunlarının kullanımı, kirli kıyafet giyimi ve akışkana uzun süreli maruziyetten, gibi sebeplerden ötürü de olabilir.
Resim 10. Tahriş olmuş bir el (14)
123
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
107
• Çalışanlarda solunum yollarında irritasyon var
Metal işleme akışkan aerosollerine maruziyet göğüste tahriş ve sıkışma şikayetlerine neden olabilir. Tah-rişe sebebiyet veren faktörler, akışkanın kesme alanına doğru iletilmemesi, katkı maddelerinin doğru kullanılmaması, yüksek soğutucu konsantrasyonu, küçük bir alanda makinelerin yoğunlaşması, yetersiz veya kötü dizayn edilmiş çevirmeler ve buhar toplayıcıları, işyerinin kötü genel havalandırması, yetersiz temiz hava olabilir ve soğutucu kanallarının keskin dönüşler yaptığı alanlarda bulunan yüksek buhar kon-santrasyonları (işleme işlemlerinin olmadığı ortamlarda bile) mevcut olabilir.
Metal işleme akışkanlarıyla alakalı ve akışkanın bozulup artık güvenli bir şekilde kullanılmasına engel olacak diğer problemlerden bazıları şunlardır:
• Makine takımının veya üretilen bölümün korozyona uğraması veya paslanması;
• Performans katkı maddelerinin eksikliğinden dolayı takımın bozulması;
• Akışkan akışını engelleyecek mantar gelişimi;
• Akışkan viskozitesinin değişmesi (daha ince ya da kalın);
• Suyun düz yağlarda yağ haznesi drenajının dibine toplanması;
• Akışkanda askıda kalan kir ve çakıl ve
• Parça- takım ara yüzünün bozulması (aşırı ısı oluşmasından dolayı alt kısmının yanması gibi)(5)
5. MECBURİ VE TAVSİYE EDİLEN MARUZİYET SINIR DEĞERLERİ
ACGIH’in ve benzeri diğer ulusal kuruluşların metal akışkanları ile ilgili belirli sınırlamaları mevcuttur. Fakat, bu yazının dahilinde bu sınırlamalardan bahsedilmeyecektir. Bunun yerine NIOSH ve OSHA’nın konu hakkındaki sınırlamalarına atıflar yapılacaktır.
Halihazırda iki OSHA hava kirletici izin verilebilir maruziyet limiti metal işleme akışkanlarında geçerli-dir. Bunlar mineral yağ buharı için 8-saat zaman ağırlıklı ortalama(TWA) için 5 mg/m3 ve geçerli tüm diğer metal işleme akışkanları için 15 mg/m3dür.(8-saat zaman ağırlıklı ortalama)(15).
1998’de NIOSH, metal işleme akışkan aerosolleri için her gün 10 saate kadar haftalık 40-saat boyunca zaman ağırlıklı ortalama torasik katı parçacık kütlesi konsantrasyonu sınır limiti olarak 0,4 mg/m3 ü tav-siye eden kriterler dokümanı yayınlamıştır. Torasik örnekleyicilerin sınırlı sayıda olmasından dolayı, toplam katı parçacık kütlesinin ölçülmesi makul bir ikamedir. 0,4 mg/m3’lük torasik katı parçacık kütle konsantrasyonu 0,5 mg/m3’lük toplam katı parçacık kütle konsantrasyonuna tekabül etmektedir. NIOSH tavsiye edilen maruziyet limiti metal işleme akışkanlarına maruziyetten dolayı oluşan solunum yolu bo-zukluklarını önlemek veya büyük ölçüde azaltmak amacıyla konmuştur. NIOSH’un görüşüne göre, çoğu metal kaldırma işlemlerinde, metal işleme akışkan aerosolü maruziyetlerinin 0,4 mg/m3 veya daha aşağısı ile sınırlandırılması teknolojik olarak makuldür (NIOSH 1998b) (15).
1999’da, OSHA Metal İşleme Akışkan Standartları Tavsiye Komitesi 8-saat süreli-ağırlıklı ortalama izin verilebilir maruziyet limiti olarak 0,4 mg/m3 torasik katı parçacığı (0,5 mg/m3 toplam katı parçacık) önerdi. Komite tavsiye edilen izin verilebilir maruziyet limitini astım ve azalmış akciğer fonksiyonu üze-rindeki çalışmalara göre temellendirmiştir (15).
124
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
108
6. SAĞLIK ETKİLERİ
6.1. Genel
Metal işleme akışkanlarının, kirlenmiş maddelerin, spreylerin veya buharın deriyle teması ve metal işle-me akışkanlarının buhar ve aerosollerinin solunması inhalasyon yoluyla sağlığa zararlı etkilere sebep olabilir. Metal işleme akışkanlarına deri ve hava yoluyla cildin, akciğerlerin, gözlerin, burnun ve boğazın tahrişini de kapsayan maruziyetler sağlık problemlerinin içinde sayılmaktadır. Dermatit, akne, astım, zatürre, üst solunum yolunun tahrişi ve bir dizi kanser çeşidi metal işleme akışkanlarına maruziyetle iliş-kilendirilmiştir (NIOSH 1998a) (15). Sağlık problemlerinin ciddiyeti akışkanın türü, kirlenmenin derece-si ve türü maruziyetin seviyesi ve süresi gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.
6.2. Cilt Bozuklukları
Deri teması, çalışan eldivenler ve başlıklar gibi kişisel koruyucu donanımlarını kullanmadan ellerini akışkana soktuğunda veya akışkanla kaplanmış parçaları, aletleri ve malzemeleri tuttuğunda meydana gelir. Deri teması aynı zamanda makinede korumanın olmadığı veya yetersiz olduğu durumlarda sıçramak suretiyle meydana gelebilir. Metal işleme akışkanlarıyla ilgili iki tür cilt hastalığı kontak der-matit ve aknedir. Kontak dermatit metal işleme akışkanlarıyla alakalı en yaygın rapor edilen cilt sorunu-dur. Kontak dermatiti olan kişilerin derileri sürekli kaşınır ve çoğunlukla çatlak, kızarma, su toplama, kabarma ve kurdeşen gibi sorunlar ortaya çıkar. Kontak dermatitin iki türü alerjik kontak dermatit ve tahriş edici kontak dermatittir. Tahriş edici kontak dermatitte kurdeşen tahriş edici maddenin temas ettiği alanla sınırlıdır. Alerjik kontak dermatitte kurdeşen tahriş eden maddenin direk temas ettiği yerden başka yerlere de dağılabilir. Metal işleme akışkanlarına maruz kalan çalışanların yüzde 14 ile 67 arası dermatit ilerlemesi riskini taşımaktadırlar(NIOSH 1998a) (15). Cilt rahatsızlığının erken safhada gelişmesinin önlenmesine uğraşılması ve tedavi edilmesi önemlidir çünkü tedavi edilmeyen dermatit daha ciddi komp-likasyonlara sebebiyet verebilir (NIOSH 1998a) (15).
Resim 11. Kesme akışkanının ciltteki etkileri(16)
Su bazlı, sentetik ve yarı sentetik metal işleme akışkanlarıyla çalışanlar kontak dermatitin ilerlemesi açısından en çok risk altında bulunanlardır. Pür yağlar çoğunlukla metal işleme akışkanlarıyla temasta bulunan alanlarda sivilcelerle karakterize edilen akneye benzer rahatsızlıklarla ilişkilendirilir. Sarı çıbanlarla kırmızı şişler yağlanmış kıyafetlerle temas eden yüzde, ön kollarda, kalçalarda, bacaklarda ve vücudun diğer bölgelerinde ortaya çıkabilir.
125
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
109
Resim 12. Kesme akışkanının ciltteki başka bir etkisi (16)
6.3. Solunumla İlgili Rahatsızlıklar
Metal işleme akışkanlarının buhar ve aerosollerinin teneffüs edilmesi akciğerlerin, boğazın ve burnun tahrişine sebep olabilir. Rapor edilen semptomlardan bazıları boğaz ağrısı, kırmızı, yaşlı, kaşınan gözler, akan burun, burun kanaması, öksürük, hırıltılı solunum, artan balgam üretimi, nefes darlığı ve diğer nez-leye benzer semptomlardır. Solunum yolu irritasyonu meydana geldiği çoğu durumda rahatsızlığın; belir-li akışkan bileşenlerinden mi, kullanımdaki akışkanın kirlenmesinden mi, mikrop üremesinden mi yoksa bu faktörlerin birleşiminden mi kaynaklandığı net değildir.
Metal işleme akışkanlarına maruziyet astımla da ilişkilendirmiştir. Astımda, akciğer yolları iltihaplanır ve bu da havanın akciğerden giriş ve çıkışını azaltır. Bir astım atağı süresince, bu yollar şişmeye başlar, hava akışını azaltarak, nefes darlığına ve hırıltılı bir sese sebebiyet vererek spazma uğrar. Metal işleme akışkanlarının bir çok bileşeni, katkıları ve kirleticileri yeni başlangıçlı bir astımı başlatabilir, önceden var olan astımı ağırlaştırabilir ve astımı olmayan çalışanların hava yollarını irrite edebilir. Kronik bronşit kronik öksürük ve balgamlı öksürükle karakterizedir(18).
Hipersensitivite Pnömonisi ciddi bir akciğer rahatsızlığıdır. HP’nin geçtiğimiz dönemlerdeki salgınları sentetik, yarı sentetik ve su bazlı metal işleme akışkanlarının aerosolleriyle ilişkilendirilmiştir. Özellikle, metal işleme akışkanlarındaki kirleticiler ve katkılar HP salgınlarıyla ilişkilendirilmiştir (NIOSH 1998a). Kısa dönemde HP öksürük, nefes darlığı ve nezle benzeri semptomlarla karakterizedir(ateş, titreme, kas ağrıları ve bitkinlik). Kronik fazı (takip eden devamlı maruziyet) kalıcı akciğer rahatsızlığıyla ilişkilendi-ren akciğer skarlaşmasıyla karakterizedir (16)
Sigara içme gibi diğer faktörler solunum yolu hastalıklarının olasılığını artırır. Sigara dumanı tüm çalışanlar için metal işleme akışkan aerosollerinin solunum etkilerini daha da ağırlaştırabilir.
6.4. Kanser
Birtakım çalışmalar metal işleme akışkanlarıyla çalışmak ve rektum, pankreas, gırtlak, cilt, skrotum ve mesane kanseri ve benzerlerini kapsayan çeşitli kanserler arasında bir ilişki ortaya koymuştur (NIOSH 1998a) (15). Metal işleme akışkanları ve kanser çalışmalarında onlarca yıl önce maruz kalan çalışanların sağlık geçmişlerinden yararlanılmıştır. Bunun sebebi metal işleme akışkanlarıyla ilişkili kanser etkileri maruziyetten yıllar sonrasına kadar ortaya çıkmayabilmesidir. Hava yoluyla taşınan metal işleme akışkan konsantrasyonları 1970-80lerde günümüzden çok daha fazlaydı. Metal işleme akışkanlarının bileşimleri yıllar içinde çarpıcı bir şekilde değişti. 1985’e kadar kullanımda olan ve içerilerinde nitrit, az rafine edil-miş petrol yağları ve diğer kimyasalları barındıran akışkanlar 1985’ten itibaren sağlık sorunlarından do-layı kaldırıldı. Metal işleme endüstrisinde son yıllardaki azımsanamayacak değişimlerden sonra, kanser riskleri azalmış olabilir, ancak bunu doğrulayacak yeterli veri bulunmamaktadır.
126
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
110
7. DERİ MARUZİYETİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ
Metal akışkanlarına deri maruziyetinde ortaya çıkan risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve buna göre önlem alınabilmesi için nicel ölçüm yapılmadan önce 3 adımdan oluşan risk değerlendirmesi meto-du uygulanabilir. Bu metoda göre 1.adım olarak akışkanın R-kodları dikkate alınarak tehlike sınıfı belir-lenir. Metotta kimyasal maddeler 5 tehlike grubuna ayrılmıştır ve aşağıda belirtilen kodlarla temsil edil-miştir.
Tablo 1. Deri maruziyetinde tehlike sınıfları(18)
2.adımda maruziyetin etki alanı ve süresi tespit edilir. Etki alanı; kimyasalın deriye temas alanı dikkate alınarak küçük ve geniş olmak üzere iki sınıfa ayrılır. Maruziyet damla şeklinde ise küçük, derinin komp-le ıslanması söz konusu ise büyük olarak sınıflandırma yapılır. Maruziyet süresi de kısa ve uzun olmak üzere iki kategoriye ayrılmıştır. Maruziyet 15 dakikadan az ise kısa, 15 dakikadan fazla ise uzun olarak sınıflandırılır.
3. adım korunma düzeyinin belirlenme aşamasından oluşur. Etki alanı ve süresi tespit edildikten sonra koruma seviyeleri belirlenir. Düşük, orta ve yüksek olmak üzere üç tür koruma düzeyi vardır. Tablo 2, korunma düzeyinin karar verilmesi için kullanılan matrisi göstermektedir.
Tam anlamıyla çalışılan yerdeki risklerin tespiti, derecelerinin ölçülmesi ve çalışanların risklere maruzi-yetinin ortadan kaldırılabilmesi için konuyla ilgili detaylı risk değerlendirmesi ve nicel sonuçlar içeren maruziyet ölçümlerinin yapılması önerilmektedir. Ek 1’de örnek bir risk değerlendirmesi çalışmasının metal akışkanları ile ilgili bölümü verilmiştir. NIOSH 5524 nolu metot, metal akışkanları ile çalışmalarda kullanılabilecek ölçüm metodunu anlatmaktadır.
Tehlike Sınıfı R- KodlarıHA R 66HB R 38HC R 21, R 43, R 48/21, R 68/21HD R 24, R 34, R 40*, R 39/24, R 48/24,
R 62*, R 63*, R 68*
HE R 24, R 34, R 27, R 35, R 39/27, R 45*, R 46*, R 60*, R 61*
110
7. DERİ MARUZİYETİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ
Metal akışkanlarına deri maruziyetinde ortaya çıkan risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve buna göre önlem alınabilmesi için nicel ölçüm yapılmadan önce 3 adımdan oluşan risk değerlendirmesi meto-du uygulanabilir. Bu metoda göre 1.adım olarak akışkanın R-kodları dikkate alınarak tehlike sınıfı belir-lenir. Metotta kimyasal maddeler 5 tehlike grubuna ayrılmıştır ve aşağıda belirtilen kodlarla temsil edil-miştir.
Tablo 1. Deri maruziyetinde tehlike sınıfları(18)
2.adımda maruziyetin etki alanı ve süresi tespit edilir. Etki alanı; kimyasalın deriye temas alanı dikkate alınarak küçük ve geniş olmak üzere iki sınıfa ayrılır. Maruziyet damla şeklinde ise küçük, derinin komp-le ıslanması söz konusu ise büyük olarak sınıflandırma yapılır. Maruziyet süresi de kısa ve uzun olmak üzere iki kategoriye ayrılmıştır. Maruziyet 15 dakikadan az ise kısa, 15 dakikadan fazla ise uzun olarak sınıflandırılır.
3. adım korunma düzeyinin belirlenme aşamasından oluşur. Etki alanı ve süresi tespit edildikten sonra koruma seviyeleri belirlenir. Düşük, orta ve yüksek olmak üzere üç tür koruma düzeyi vardır. Tablo 2, korunma düzeyinin karar verilmesi için kullanılan matrisi göstermektedir.
Tam anlamıyla çalışılan yerdeki risklerin tespiti, derecelerinin ölçülmesi ve çalışanların risklere maruzi-yetinin ortadan kaldırılabilmesi için konuyla ilgili detaylı risk değerlendirmesi ve nicel sonuçlar içeren maruziyet ölçümlerinin yapılması önerilmektedir. Ek 1’de örnek bir risk değerlendirmesi çalışmasının metal akışkanları ile ilgili bölümü verilmiştir. NIOSH 5524 nolu metot, metal akışkanları ile çalışmalarda kullanılabilecek ölçüm metodunu anlatmaktadır.
127
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
111
Tablo 2. Koruma düzeyleri(18)
Kimyasal Tehlike Sınıfı Etki Alanı
Maruziyet Süresi Koruma Düzeyi
HA
KÜÇÜK KISA DÜŞÜK
KÜÇÜK UZUN DÜŞÜK
GENİŞ KISA DÜŞÜK
GENİŞ UZUN ORTA
HB
KÜÇÜK KISA DÜŞÜK
KÜÇÜK UZUN ORTA
GENİŞ KISA ORTA
GENİŞ UZUN ORTA
HC
KÜÇÜK KISA DÜŞÜK
KÜÇÜK UZUN ORTA
GENİŞ KISA ORTA
GENİŞ KISA YÜKSEK
HD
KÜÇÜK KISA ORTA
KÜÇÜK UZUN ORTA
GENİŞ KISA ORTA
GENİŞ KISA YÜKSEK
HE
KÜÇÜK KISA YÜKSEK
KÜÇÜK UZUN YÜKSEK
GENİŞ KISA YÜKSEK
GENİŞ UZUN YÜKSEK
128
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
112
8. MESLEKİ MARUZİYET NASIL KONTROL EDİLEBİLİR?
Resim 13. Kontrolsüz metal işleme akışkanı kullanımı (19)
Mesleki maruziyetler mühendislik ve işte uygulama kontrolleri, yönetimsel kontroller ve kişisel koruyu-cu donanımın kullanımı gibi bilinen birçok ilkenin uygulanmasıyla kontrol edilebilir. Bu ilkeler kay-nağında ya da yakınında, yine çalışma ortamına veya mesleki maruziyetin bireylere etki ettiği noktada uygulanabilir. Atölyelerde çalışanların metal işleme akışkanlarına maruz kaldığı yerlerde, maruziyet aşağıdaki başlıklarla kontrol altına alınabilir:
• Metal işleme akışkanının salım sisteminin uygun şekilde tasarlanıp çalışması;
• İzolasyon;
• Etkin lokal egzoz havalandırması;
• Etkin genel veya seyreltme havalandırma;
• Kontrollerin uygun kullanımı da kapsayan iyi çalışma uygulamaları ve
• Ekipmanın uygun bakımı.
8.1. Metal İşleme Akışkanının Salım Sisteminin Uygun Şekilde Tasarlanıp Çalışması
Metal işleme akışkan buharlarının oluşumunun salım sisteminin uygun tasarım ve işleyişiyle azaltılabileceği etken birçok faktör vardır. ANSI Teknik Rapor B11 TR 2-1997 (Mist Control Considera-tions for the Design, Installation and Use of Machine Tools Using Metalworking Fluids) [ANSI 1997] buğu ve buhar oluşumunun azaltılması hususunda rehber niteliği taşımaktadır.
İnce taneli buğular kullanım sırasında metal işleme akışkanı akışı dağıldığında oluşur. Bu durum akışkan uygulandığında ve dönen parça ya da aletlerle etkileştiğinde ve akışkan açık kanallarda yüksek hızda aktığında meydana gelir. Küçük buğu damlacıkları havada rahatlıkla askıda kalır ve muhafazadan ve toplanmadan kurtulabilir.
Metal işleme akışkan salım sistemi minimum miktarda akışkan buğusu oluşacak şekilde tasarlanmalıdır. Kesme bölgesine doğrudan salınan yeterli, düşük basınçlı metal işleme akışkanı akışı buğulanmayı azaltmada genel itibariyle en etkili yoldur.
Buğu gidericiler de çözüm için düşünülmelidir. Buğu gidericiler buğu damlacıklarının uzun süre havada asılı kalamayacak şekilde boyutlarını büyüterek kaynağında çalışırlar. Ayrıca buğu gidericilerin kul-lanımı akışkan kaybını ve buhar oluşumunu da azaltabilir.
129
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
113
Resim 14-15. Buğu giderici örnekleri (Mist collector-buster) (20)
Çalışanların buğuya maruziyetini azaltmak için atılacak diğer temel adımlardan biri de makul olduğunda metal işleme akışkanı akışını kesmek ya da azaltmaktır. Örneğin işleme yoksa akış kesilmelidir. Bu yalnızca mekanik olarak oluşan buğuyu azaltmaz, aynı zamanda akışkanın bozulması ve biyositlerin ok-sitlenmesini azaltır.
8.2. İzolasyon
Çalışanların mekanik parça tutacak ekipman ve makine mahfazaları yoluyla izolasyonu cilt ve inhalasyon maruziyetini azaltabilir. Basit sıçrama siperi düşük üretim makineleri için yeterli olabilirken yüksek üretim makineleri genellikle havalandırmalı komple mahfaza gerektirmektedir.
Resim 16: Akışkan Filtresi(15)
8.3. Etkin Lokal Egzoz Havalandırması
Çalışanların metal işleme akışkan aerosollerine maruziyetini azaltmanın bir yolu işyerindeki hava yoluyla gelen kirleticilerin yığılması ve devir daimini önleyecek egzoz havalandırması kurmaktır. Kirleticilerin kaynağında yakalanıp yok edilmesi lokal egzoz havalandırmasının temel amacıdır. Bu egzoz sistemine “lokal” denmektedir, çünkü egzozun ya da emişin kaynağı kirlenmenin kaynağına yakın yerleştirilmiştir (22).
130
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
114
8.4. Etkin genel veya seyreltme havalandırma
Lokal egzoz havalandırması buğu, buhar, toz ve aerosollere maruziyeti azaltmadaki tek strateji değildir. Genel veya seyreltme havalandırma sistemleri, hava yoluyla gelen kirletici konsantrasyonlarını kontrol etmek için lokalize bir egzoz kaynağındansa havanın alana, odaya, ve binaya göre beslenmesi ve dışarı atılmasına dayanır.
Lokal egzoz havalandırmasından farklıdır, çünkü emisyonları kaynağında yakalayıp havadan temizlemek yerine işyerinin havasına yayılmasına izin verir ve sonrasında havadaki kirlilik konsantrasyonunu yüksek miktarda havayı çalışma alanlarının içine ve dışına sirküle ederek seyreltir (22).
8.5. Kontrollerin Uygun Kullanımını Da Kapsayan İyi İş Deneyimleri
OSHA’nın tespitlerine göre iş deneyimleri çalışanların tehlikeli maddelere maruziyetini ve
güvenlik tehlikelerini azaltmaktadır. Bazı temel ve kolay uygulanabilir iş deneyimleri şunlardır:
• Uygun kişisel hijyen uygulamalarının kullanımı,
• Koruyucu ve nemlendirici kremlerin kullanımı,
• İyi bakım ve temizlik,
• Periyodik denetim ve süreç ve kontrol ekipmanının bakımı,
• Bir işi görürken uygun prosedürlerin kullanımı ve
• Uygun prosedürlerin takip edildiğine dair uzman gözetimi.
9. KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM
9.1 Çalışanlar Ne Zaman Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) Kullanmalıdırlar?
Mühendislik kontrolleri, iş deneyimi kontrolleri ve metal işleme akışkanı yönetim programı çalışanların metal işleme akışkanına maruziyeti azaltmada tercih edilen metotlardır. Ancak, bazı durumlarda, metal işleme akışkanlarının cilde temasını önlemek ve hava yollu maruziyetleri önlemek için kişisel koruyucu donanım ve/veya solunum cihazı kullanılmalıdır.
9.2 Hangi OSHA Standartları Kişisel Koruyucu Donanımların Kullanımını Etkilemektedir?
OSHA’nın Kişisel Koruyucu Donanım Standardı (29 CFR 1910.132) işverenlerine işyerindeki kişisel koruyucu donanım ihtiyacını değerlendirme, uygun ekipmanı sağlama ve bu ekipmanın uygun bir şekilde kullanıldığının ve bakımının yapıldığının sağlanması yükümlülüğünü getirmektedir. Diğer standartlar, 29 CFR 1910.133ten 1910.138’e kadar, el koruması, göz ve yüz koruması ve koruyucu ayakkabı gibi spesi-fik alanlar için yükümlülüklere açıklık getirir ve bu yükümlülükleri açar. Bu standartlar çalışanların ko-runduğunun ve kişisel koruyucu donanımın ekstradan tehlike teşkil etmediğinin güvence altına alınması için konulmuştur (23).
9.3 İşveren Çalışanlara Tehlikelerin Kişisel Koruyucu Donanım Giymeyi Gerektirdiğini Nasıl Anlatabilir?
İşveren metal işleme akışkanlarının kullanıldığı parça işleme işlerindeki tüm potansiyel sağlık ve güven-lik tehlikelerini tespit etmek için bir anket düzenlemelidir. Anket şunları kapsar:
131
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
115
• Kimyasal maruziyet - akışkanlardan sıçrama veya püskürme, parçaları temizleyen akışkanlar gibi bileşenlerin temizliği;
• Atılan cisimler - uçan metal talaşları; • Delikler - sivri köşeli parçalar; • Yüksek sıcaklıklar - yanmalara sebebiyet verebilecek sıcak parçalar; • Düşen parçalar - düştüğünde ayaklar için risk teşkil eden ağır parçalar ve • Makine gürültüsü.
9.4 Hangi Tip Kişisel Koruyucu Donanım Kullanılmalıdır?
Metal işleme akışkanlarına maruz kalan çalışanlar için koruyucu donanım kullananları kimyasallardan, delinmeden, kesiklerden ve aşınmalardan korumalıdır. Çoğu zaman makine operatörleri için ileri düzey-de ustalık gerektiği için eldivenler gibi bazı kişisel koruyucu donanımlar bazı işlemler için uygun olma-yabilir ve hatta parçaların taşınması sırasında oluşan karmaşıklıktan dolayı ciddi güvenlik tehlikesi bile teşkil edebilir. Sonuç olarak, eldivenler gerekliyse, donanımın korunmasına azami dikkat gösterilmelidir. Herhangi bir durumda, işveren eldivenlerin izin verildiği işlemleri belirtmelidir.
9.5 Ne Sıklıkla Maruziyet İzleme Yapılmalıdır?
NIOSH maruziyet izlemelerinin en azından her yıl düzenli olarak yapılmasını tavsiye etmektedir. Maru-ziyeti etkileyebilecek üretimde, donanımda, süreçte, ürün formulasyonunda, personelde veya alınan kont-rol önlemlerinde bir değişiklik meydana geldiğinde çalışanların maruziyetleri tekrardan değerlendirilme-lidir.
9.6 Konuyla İlgili Ne Zaman Eğitim Gerçekleştirilmelidir?
Eğitimler:
• Görev ilk defa çalışana verildiğinde; • Daha önceden eğitim almamış çalışanlara; • Çalışma yerinde yeni ve ciddi boyutta farklı bir metal işleme akışkanı kullanılmaya başlandığında; • Çalışanları tehlikelerden korumak için yeni bir yol veya yeni mühendislik kontrolleri sahaya uygu-
lanmaya başlanıldığında;
yapılmalıdır.
Sonuç olarak ülkemizde henüz bu konuya yönelik çalışmalar oldukça kısıtlıdır. Diğer iş sağlığı ve güven-liği başlıkları gibi artık bu konuya da gereken ilgi ve hassasiyet gösterilmelidir, çünkü gerekli önlemler alınmadığı zamanlarda yukarıda da belirtildiği gibi inhalasyon ve irritasyon yoluyla ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabilmektedir. Ancak şu da göz ardı edilmemelidir ki gelişen teknoloji ve artan bilgi birikimiyle artık konveksiyonel sistemlerden CNC’ lere doğru bir geçiş gözlemlenmektedir. Bilindiği üzere CNC’ler tamamen kapalı şekilde çalışmakta ve çalışanların maruziyetlerini minimum seviyeye indirmektedir. Ne yazık ki bu geçiş ülkemizde işletmelerin %98.9unun KOBİ olmasından dolayı yabancı ülkelerdeki geli-şime göre yavaş ilerlemektedir (24). Var olan sistemlerde yukarıdaki önlem ve kontrollerin gerçekleşti-rilmesi işletmelerin ve çalışanların yararına olacaktır.
132
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
Ek 1Örnek Risk Değerlendirmesi
Sample Risk Assessment
Yer: Bölüm atölyesi
Faaliyet: Metallerin işlenmesi sırasında metal işletme alışkanlıklarının kullanımı
Yer: Bölüm atölyesi Faaliyet: Metallerin işlenmesi sırasında metal işleme akışkanlarının kullanımı
Location: Depatmental Workshop
Activity: The use of metal-working fluids during the machines of metals.
Location: Depatmental Workshop Activity: The use of metal-working fluids during the machines of metals.
Tehlikeler Risk altında olanlar Riskin tanımı Risk Kontrolleri Riskin derecesi
Metal işleme akışkanlarının cilt ve gözle teması
Makine operatörleriTemizlik veya yeniden doldurma makineleri
Dermatit Metal işleme akışkanının iyi şartlarda bakımıMakinelerin sıçrama/sprey korumasıKKD: tulumlar,nitril eldivenler,göz korumasıİş sağlığı danışmanınca sağlık gözetimi
Düşük
Hava yoluyla gelen buğunun solunması
Makine operatörleri Astım,bronşit ve diğer solunum yolu rahatsızlıkları
Metal işleme akışkanının doğru karışımıMetal işleme akışkanının iyi şartlarda bakımıKKD: solunum korumasıİş sağlığı danışmanınca sağlık gözetimi
Düşük
Metal işleme akışkanlarının ağız yoluyla alınması
Makine operatörleriTemizlik veya yeniden doldurma makineleri
Mide irritasyonu
İş yerinde yiyip içmemekEl yıkama imkanının sağlanmasıİyi el hijyeniKKD: nitril eldivenler
Düşük
Hazards Those at Risk Description of Risk
Risk Controls Riskin Rating
Contact of metalworking fluids with skin or eyes
Machine operatorsThose cleaning or re-filling machines.
Dermatitis Maintenance of metalworking fluid in good conditionSplash/spray screening of machinesProvision of handswashing facilitiesPPE: overalls,nitrile gloves,eye protectionHealth surveillance by Occupatinal Health Adviser
Low
Inhalation of airborne mists
Machine operators Asthma, bronchitis and other diseases of the respiratory tract.
Correct mix of metal-working fluids.Maintenance of metal-working fluid in good conditionSplash / spray screening of machines, where appropriatePPE: respiratory protectionHealth surveillance by Occupatinal Health Adviser (staff only)
Low
Ingestion of metalworking fluids
Machine operators Those cleaning or re-filling machines
Stomach irritation
No eating or drinking in workshopsProvision of handwashing facilitiesGood hand hygienePPE: nitrile gloves
Low
Assesor’s name : Paul Zealand Job Title Health and Safety AdviserSignature Date of Assessment 31 January 2010Date for Review February 2011
133
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
117
REFERANSLAR
1. http://www.biodeterioration-control.com/articles%200812.htm
2. http://www.karekmetal.com/metal-isleme-ve-kesme-yagi-nedir.html
3. http://blogs.klinegroup.com/2011/08/30/insights-from-the-global-metalworking-fluids-market
4. http://www.reduktordergisi.com/2011/11/exxonmobilden-mobilcut-ve-mobilgrind-metal-isleme-sivilari
5. Mac, D (2002). Working safely with metalworking fluids http://www.dennismac.co.uk/hands/mw/index.html
6. OSHA [1999]. Metalworking Fluids: Safety and Health Best Practices Manual. Salt Lake City: U.S. Department of Labor, Occupational Safety and Health Administration. http://www.osha.gov/SLTC/metalworkingfluids/metalworkingfluids_manual.html
7. Metalworking fluid safety 165. http://www.toolingu.com/definition-850165-19503-sump- level.html
8. SOYDAN, Y. Ve ULUKAN, L. (2003) “Triboloji:Sürtünme-Aşınma-Yağlama Bilimi ve Teknoloji-si” TAGEM KOPİSAN Teknoloji Araştırma Geliştirme merkezi - teknoloji yayınlar serisi
9. 5. Uluslararası İleri Teknolojiler Sempozyumu (IATS’09), 13-15 Mayıs 2009, Karabük, Türkiye, Talaşlı üretimde kullanilan kesme sıvılarından istenen özellikler, Halil DEMİR, Hasan Basri ULAŞ, Metin ZEYVELİ
10. http://www.healthandsafetytips.co.uk/Downloads/DennisMac/SafetyWithMWFs.pps
11. http://www.lubriserv.com/tramp-oil-problems
12. 12.http://news.thomasnet.com/fullstory/Metalworking-Fluid-is-formulated-for-soft-water464662
13. http://www.dipity.com/tickr/Flickr_dials/
14. http://www.hse.gov.uk/research/rrhtm/rr577.htm
15. www.cdc.gov/niosh/pdfs/98-116.pdf
16. http://www.isgip.org/site/wp-content/uploads/2012/02/Sa%C4%9Fl%C4%Bk-G%C3%B6zetimi.pdf 17. Martin, T. J. (2005, 6 7). Controlling exposure to etalworking fluids.
http://ehstoday.com/industrial_hygiene/ehs_imp_37618/ 18. http://www.isgum.gov.tr/rsm/file/isgdoc/IG9-TKM deri_maruziyeti_risk%20değerlendirmesi .pdf
19. Burton, N. C, Eisenberg, J., Evans, S., & Rodriguez, M. (2008, 10 6). [NIOSH Science Blog]. http://blogs.cdc.gov/niosh-science-blog/2008/10/mwf/
20. http://www.industrycortex.com/products/results/mistbuster?per_page=25
21. http://www.air-quality-eng.com/fadal.php
22. Eğri, N., İmancı, C, & Akpolat, M. S. İş Sağlığı Ve Güvenliği Genel Müdürlüğü , İş Sağlığı ve Gü-venliği Enstitü Müdürlüğü (2011). Endüstriyel havalandırma. www.isgum.gov.tr/rsm/file/isgdoc/IG6-havalandirma_rehberi.pdf
23. http://www.osha.gov/SLTC/personalprotectiveequipment/index.html
24. OECD 2002, KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı 2003
135
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
118
136
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
119
DEMİRYOLLARINDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ10
1. Giriş
Modern dünyanın en eski ulaşım ve yük taşıma araçlarından biri olan demiryollarının ülkemizdeki tarihi de oldukça eskidir. 1856’da yapılan 130 km’lik İzmir-Aydın hattıyla başlayan demiryolu ağlarımız gün-den güne artmış ve cumhuriyetin ilanının ardından da ‘’anayurdu demir ağlarla örmek’’ hedefine paralel olarak etki alanını genişletmiştir. Daha sonraki süreçte karayollarına ağırlık verilmesiyle birlikte demir-yolların önemi ve kullanılırlığı azalmışsa da, özellikle son dönemde teknolojinin gelişmesi ve Türki-ye’nin kalkınmasıyla birlikte demiryolları taşımacılığı da bir kez daha önem kazanmış, hızlı tren projeleri ve benzeri projeler hızla hayata geçirilmeye başlanmıştır. Bu aşamada TCDD’nin de misyonunda belirt-tiği gibi; “mevcut şebeke ve araçlarını hizmete hazır tutmak, gerektiğinde yeni hatlar ve bağlantı hatları inşa etmek, diğer ulaşım sistemleri ile beslemek ekonomik, güvenli konforlu ve çevreye duyarlı taşıma hizmeti sunmak” vazgeçilmez bir hale gelmektedir.
Güvenli ve konforlu bir hizmet noktasında, yapılan operasyonlarda ve verilen hizmetlerde İş Sağlığı ve Güvenliği kriterlerini göz önünde bulundurmak hem işin hem çalışanların sağlığının korunması bakımından son derece önemlidir.
Raporda da görülebileceği gibi istatistikler incelendiğinde, Türkiye’nin bu konuda çok yol alması gerek-tiği açıktır. Bu konuda hali hazırda devam eden çalışmalar olması sevindirici olmakla beraber, mevzuat ve yönetmeliklerde bulunan birtakım eksiklikler göz ardı edilmemelidir.
2. Avrupa’da ve Türkiye’de Demiryolları Kaza İstatistikleri[1]
Avrupa için 2006-2008 yılları arasındaki kaza istatistikleri aşağıdaki gibidir. Muadil bir karşılaştırmanın yapılabilmesi amacıyla Türkiye için de 2006-2008 yılları arasındaki istatistiki verileri içeren veri setleri kullanılmıştır.
10 Murat Göçener, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
137
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
120
Şekil 1. 2006-2008 yıllarında avrupa demiryollarında yaşanan ölümler
Şekil 2. 2006-2008 yıllarında rapor edilen kaza sayısı ve tipleri
138
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
121
Şekil 3. 2006-2008 yıllarında rapor edilen ölümlü kazazede tipi ve sayıları
Şekil 4. 2006-2008 yıllarında rapor edilen ciddi yaralanmalı kazazede tipi ve sayıları
139
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
122
Şekil 5. 2006-2008 yıllarında toplam intihar ve ölümler
Şekil 6. 2006-2008 yıllarında kaza öncülleri
140
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
İŞLETME KAZALARI 2004 2005 2006 2007 2008I. KAZA SAYISI -Tren çarpışması- Derayman- Trenden düşme- Diğer kazalar Toplam
Trenin sahsa çarpmasıGeçit çarpişması Toplam
141154718
1688606
11964121
7894912
16104478
194 170 169 157 175147214
158194
129157
98139
93118
361 352 286 237 211Toplam kaza sayısı 555 522 455 394 386II.ÖLÜ SAYISIYolculardan - Tren çarpışması - Derayman - Trenden düşme Toplam
Personelden - Tren çarpması - Derayman - Trenden düşme Toplam
Diğer şahıslardan -Trenin sahsa çarpması - Geçit çarpması Toplam
5374
0010
006
001
081
46 10 6 1 9
310
000
000
010
010
4 0 0 1 1
9177
10043
6728
6343
6437
168 143 95 106 101Toplam ölü sayısı 218 153 101 108 111III.YARALI SAYISIYolculardan -Tren çarpışması -Derayman - Trenden düşme Toplam
Personelden -Tren çarpması - Derayman - Trenden düşme Toplam
Diğer şahıslardan -Trenin sahsa çarpması -Geçit çarpması Toplam
818441
7044
10031
0127
282340
206 51 41 28 91
1102
601
100
042
282340
13 7 1 6 7
57191
59156
58146
27143
35114
248 215 201 170 149Toplam yaralı sayısı 467 273 246 204 247
3.10. DEMİRYOLU İŞLETME KAZALARI
Şekil 7. 2004-2008 yıllarında Türkiye’de kazalar
141
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
124
3. Türkiye’de ve Avrupa’da Konuyla İlgili Mevcut Yasal Düzenlemeler
Tüm Avrupa Birliği ülkelerinin ve özellikle İngiltere’nin konuyla ilgili özel ve yerel düzenlemeleri bu-lunmakla birlikte, Avrupa Birliği ülkelerinin konuyla ilgili genel olarak benimsediği ilgili AB düzenle-mesi 2004/49/EC koduyla belirtilen Demiryolu Güvenlik Direktifi’dir. (Railway Safety Directive)
Türkiye Cumhuriyeti’nde demiryollarının işletimi ve yapılandırılmasından sorumlu olan kuruluş TCDD’nin konuyla ilgili özel bir yönetmeliği bulunmamaktadır. Resmi siteden edinilen bilgiye göre ‘’Demiryolu Emniyeti Yönetmeliği’nin, Demiryolu Çerçeve Kanunu’nun kabul edilmesinden sonra çıkarılacağı’’ belirtilmektedir.
TCDD’nın misyonunu şu şekilde belirlemiştir; Mevcut şebeke ve araçlarını hizmete hazır tutmak, gerek-tiğinde yeni hatlar ve bağlantı hatları inşa etmek, diğer ulaşım sistemleri ile beslemek ekonomik, güvenli konforlu ve çevreye duyarlı taşıma hizmeti sunmak.
Bu çerçevede bu konuda bir yönetmeliğe acilen ihtiyaç duyulduğu açıktır.
Yine bu kapsamda değerlendirilecek bir başka yan konu ise meslek yeterlilikleri ve standartlarının belir-lenmesi gerekliliğidir. TCDD ve Çalışma Bakanlığının bu konudaki çalışmaları devam etmektedir. Şu ana kadar Tren Makinistleri hakkındaki standart ve yeterlilikler yayımlanmıştır. Hali hazırda taslakları hazırlanan ve yakın zamanda yayımlanması beklenen diğer meslekler ise takip edilen tablodan değerlen-dirilebilir[2];
Şekil 8. Standart ve yeterlilik taslakları hazırlanan meslekler
Demiryolu Çerçeve Kanunu taslağında İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda atıfta bulunulan kısımlara de-ğinmeden önce, bu taslakta atıfta bulunulan Avrupa Direktifi maddelerinden bazılarını belirtmek yerinde olacaktır.
3.1 2004/49/EC koduyla belirtilen Demiryolu Güvenlik Direktifi’nden Bazı Maddeler (Railway Safety Directive)
MADDE 1 Demiryolları güvenliği için, ortak bir çerçeve düzenlemesi oluşturmak gerekmektedir. Üye ülkeler şu ana kadar kendini güvenlik kural ve standartlarını temelde ulusal hatları göz önüne alarak,
Demiryolu Yol Kontrol Görevlisi (seviye 3)İstasyon Trafik İşletmeni (Hareket Memuru) (seviye 4)
Kondüktör (seviye 4)Demiryolu Yol Yapım, Bakım ve Onarımcısı (seviye 3) Tren Teşkilcisi (seviye 4)
Demiryolu Yol Yapım, Bakım ve Onarımcısı (seviye 5) Trafik Kontrolörü (seviye 6)Raylı Sistemler Sinyalizasyon Bakım Onarımcısı (seviye 4)Demiryolu Yol Yapım, Bakım ve Onarımcısı (seviye 4)Raylı Sistemler Sinyalizasyon Bakım Onarımcısı (seviye 5)Raylı Sistem Araçları Elektrik Bakım ve Onarımcısı
(seviye 4) Raylı Sistemler Sinyalizasyon Bakım Onarımcısı (seviye 5)
124
3. Türkiye’de ve Avrupa’da Konuyla İlgili Mevcut Yasal Düzenlemeler
Tüm Avrupa Birliği ülkelerinin ve özellikle İngiltere’nin konuyla ilgili özel ve yerel düzenlemeleri bu-lunmakla birlikte, Avrupa Birliği ülkelerinin konuyla ilgili genel olarak benimsediği ilgili AB düzenle-mesi 2004/49/EC koduyla belirtilen Demiryolu Güvenlik Direktifi’dir. (Railway Safety Directive)
Türkiye Cumhuriyeti’nde demiryollarının işletimi ve yapılandırılmasından sorumlu olan kuruluş TCDD’nin konuyla ilgili özel bir yönetmeliği bulunmamaktadır. Resmi siteden edinilen bilgiye göre ‘’Demiryolu Emniyeti Yönetmeliği’nin, Demiryolu Çerçeve Kanunu’nun kabul edilmesinden sonra çıkarılacağı’’ belirtilmektedir.
TCDD’nın misyonunu şu şekilde belirlemiştir; Mevcut şebeke ve araçlarını hizmete hazır tutmak, gerek-tiğinde yeni hatlar ve bağlantı hatları inşa etmek, diğer ulaşım sistemleri ile beslemek ekonomik, güvenli konforlu ve çevreye duyarlı taşıma hizmeti sunmak.
Bu çerçevede bu konuda bir yönetmeliğe acilen ihtiyaç duyulduğu açıktır.
Yine bu kapsamda değerlendirilecek bir başka yan konu ise meslek yeterlilikleri ve standartlarının belir-lenmesi gerekliliğidir. TCDD ve Çalışma Bakanlığının bu konudaki çalışmaları devam etmektedir. Şu ana kadar Tren Makinistleri hakkındaki standart ve yeterlilikler yayımlanmıştır. Hali hazırda taslakları hazırlanan ve yakın zamanda yayımlanması beklenen diğer meslekler ise takip edilen tablodan değerlen-dirilebilir[2];
Şekil 8. Standart ve yeterlilik taslakları hazırlanan meslekler
Demiryolu Çerçeve Kanunu taslağında İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda atıfta bulunulan kısımlara de-ğinmeden önce, bu taslakta atıfta bulunulan Avrupa Direktifi maddelerinden bazılarını belirtmek yerinde olacaktır.
3.1 2004/49/EC koduyla belirtilen Demiryolu Güvenlik Direktifi’nden Bazı Maddeler (Railway Safety Directive)
MADDE 1 Demiryolları güvenliği için, ortak bir çerçeve düzenlemesi oluşturmak gerekmektedir. Üye ülkeler şu ana kadar kendini güvenlik kural ve standartlarını temelde ulusal hatları göz önüne alarak,
142
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
125
ulusal teknolojik ve operasyonel konseptlere dayanarak oluşturmuşlardır. Eş zamanlı olarak prensip, yak-laşım ve kültürdeki farklılıklar teknik engellerin aşılmasını ve uluslararası geçerli ulaşım operasyonları oluşturulmasını güçleştirmiştir.
MADDE 4 Karayolları güvenliğiyle karşılaştırıldığında, demiryollarındaki güvenlik genel olarak daha yüksektir. Önemli olan bu yeniden yapılandırılma aşamasında mevcut güvenliğin mümkün olabildiğince az sürdürülerek, daha önce sisteme dahil edilmiş demiryolu şirketlerinin aktivitelerinin ayırt edilmesi suretiyle, tekil düzenlemelerden resmi düzenlemelere geçiştir. Teknik ve bilimsel ilerlemelere paralel olarak, güvenlik uygulanabilirlik ve rekabet edebilirlik göz önünde bulundurularak geliştirilmelidir.
MADDE 8 Ortak güvenlik hedefleri ve metotları yüksek güvenliğin sürdürülmesini gerekli olduğunda geliştirilmesini temin edecek şekilde adım adım uygulanmalıdır. Aynı zamanda güvenlik derecesinin ve operatör performanslarının değerlendirilmesi için üye devletlere araçlar sağlamalılardır.
MADDE 9 Demiryolları sisteminde bilgi genelde nadir bulunur ve halka açıklık bakımından namüsait niteliktedir. Bu sebepten, sistemi ve ortak güvenlik hedefleriyle uyumlu olup olmadığını değerlendirmek için ortak güvenlik göstergeleri oluşturmak gerekmektedir. Bununla birlikte, ortak güvenlik göstergele-riyle ilintili ulusal tanımlamalar geçiş döneminde kullanılabilir.
MADDE 16 Güvenlik anlaşmasında ileri sürülen şartlara ek olarak, lisanslı demiryolları girişimleri ulu-sal gerekliliklere uygun, Directive 95/18/EC’nin 6 ncı ve 12 nci maddelerinde belirtilen sağlık, güvenlik ve sürüş zamanlarını içeren sosyal şartlarla da uyumlu olmalıdır.
MADDE 17 Her altyapı yöneticisi güvenli tasarım, bakım ve demiryolu işletiminde kilit role sahiptir. Güvenlik anlaşmasındaki taahhütlere paralel olarak, altyapı yöneticisi güvenlik yönetim sistemi ve gü-venliği sağlayacak diğer düzenlemelerden sorumlu otoritedir.
MADDE 19 Tren mürettebatının sertifikasyonu ve yetkilendirilmesiyle kullanımdaki ulusal ağlardaki demiryolu taşıtına yerleştirilmeleri yeni başlayanlar için başa çıkılmaz engellerdir. Üye devletler sertifika ve eğitim verecek kurumların gerekli yeterliliği sağladıklarından emin olmalıdırlar.
MADDE 20 Makinistler ve güvenlik görevini yerine getiren tren mürettebatının sürüş zamanları ve din-lenme periyotları demiryolu sisteminin güvenlik derecesi açısından oldukça önemlidir. Bu konular an-laşmada 137 nci ve 139 ncu maddeler altında yer almaktadır ve şu an sosyal partnerler tarafından 98/500/EC komisyon kararıyla uyumlu olarak müzakerelere konu olmaktadır.
MADDE 21 Güvenli bir demiryolu ulaşım sisteminin geliştirilmesi için makinistlerin ve güvenliği sağla-yan diğer mürettebatın komisyonun yakın zamanda daha ileri düzeyde düzenleyeceği şartlarla uyum içinde gerekli lisansları almaları gerekmektedir. Güvenlikle ilgili diğer mürettebat istihdamı durumunda, onların yeterlilik kriterleri 96/48/EC ve 2001/16/EC direktifleri altında belirtilecektir.
143
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
126
MADDE 24 Güvenlik soruşturması adli tahkikattan ayrı tutulmalı ve kanıt ve görgü tanıklarına erişimi sağlamalıdır. Demiryolu sektörünün aktörlerinden bağımsız geçici birisi tarafından yürütülmelidir. Tah-kikat olabildiğince şeffaf bir şekilde yürütülmelidir. Tahkikatı yürüten kişi, her meydana gelen kaza için temel ve geri plandaki sebepleri bulmak üzere gerekli donanıma sahip ekibi kurmalıdır.
3.2 Demiryolu Çerçeve Kanunu Taslağında İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda Atıfta Bulunulan Maddeler
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Emniyet
Emniyet politikası ve emniyet kuralları
MADDE 10 – AB mevzuatında (2004/49/AT Direktifi Madde 16 ve 17) öngörüldüğü üzere, altyapı ve tren işletmeciliğinin emniyetli olarak yapılması için Demiryolu Emniyet Makamı tarafından, karşılıklı işletilebilirlik teknik şartnameleri ile ulusal emniyet kurallarının düzenlenmesi de dâhil genel yapının kurulması, izlenmesi ve iyileştirilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, bu görevleri yerine getirebilmesi için Demiryolu Emniyet Makamına yetkiler verilmektedir.
Demiryolu işletmelerinin emniyet yükümlülükleri
MADDE 11 – AB mevzuatı (2004/49/AT Direktifi Madde 4, Madde 8 ve Madde 9) ile uyumlu olarak, Demiryolu Emniyet Makamı tarafından düzenlenen genel emniyet yapısı çerçevesinde, demiryolu işlet-meleri, kendilerine verilen emniyet sertifika dâhilinde trenleri emniyetli bir biçimde işletmek ve bu faali-yetleri sürdüren personelini sürekli denetlemekle sorumludur.
Altyapı yönetimlerinin emniyet yükümlülükleri
MADDE 12 - AB mevzuatı (2004/49/AT Direktifi Madde 4, Madde 8 ve Madde 9) ile uyumlu olarak, Demiryolu Emniyet Makamı tarafından düzenlenen genel emniyet yapısı çerçevesinde, altyapı yönetim-leri, kendilerine verilen emniyet yetki belgesi dâhilinde demiryolu altyapısınıemniyetli bir biçimde yö-netmek ve bu faaliyetleri sürdüren personelini sürekli denetlemekle sorumludur.
Emniyetin iyileştirilmesi
MADDE 13 - AB mevzuatı (2004/49/AT Direktifi Madde 1, Madde 4, Madde 9 ve Madde 16) ile uyum-lu olarak, demiryolu işletmeleri ve altyapı yönetimlerinin, faaliyetlerinde kullanacakları çeken-çekilen araçlar ile demiryolu altyapısının mevcut emniyet seviyelerini geliştirmesi ve özellikle ciddi kazaları önlenmeye öncelik vermesi sağlanmaktadır.
144
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
127
Emniyet yönetim sistemleri
MADDE 14 - AB mevzuatında (2004/49/AT Direktifi Madde 9) öngörüldüğü üzere, demiryolu işletme-leri ve altyapı yönetimleri, Demiryolu Emniyet Makamı tarafından düzenlenen emniyet yapısı dâhilinde belirlenecek genel emniyet hedeflerine ulaşmak üzere kendilerine ait bir emniyet yönetim sistemi kur-malıdır. Bu emniyet yönetim sistemlerinde, mümkün mertebede üçüncü şahıslardan kaynaklananlar da dâhil olmak üzere yürütülen faaliyetlere ilişkin riskler, ilgili emniyet göstergeleri vasıtasıyla izlenebilme-li ve kontrol altında tutulabilmelidir.
Emniyet raporları
MADDE 15 - AB mevzuatında (2004/49/AT Direktifi Madde 9) öngörüldüğü üzere, demiryolu işletme-leri ile altyapı yönetimleri, genel emniyete katkı sağlamak ve demiryolu emniyetinin sağlıklı bir şekilde izlemesine yardımcı olmak üzere hazırladıkları yıllık emniyet raporlarını Demiryolu Emniyet Makamına sunmaları sağlanmaktadır. Bununla birlikte, 2004/49/AT Direktifinin 18 nci maddesi ile uyumlu olarak, Demiryolu Emniyet Makamı, demiryolu işletmeleri ve altyapı yönetimlerinin sunduğu yıllık emniyet raporlarına göre her yıl bir genel emniyet raporu hazırlamadır. Avrupa Birliği çapında sürdürülecek em-niyete ilişkin çalışmalara katkı sağlamak, mevcut emniyet mevzuatı ve uygulamalarını geliştirmek üzere Demiryolu Emniyet Makamının, hazırladıkları bu genel emniyet raporlarını, Avrupa Topluluğu çapında demiryolu emniyet çalışmalarını yürüten Avrupa Demiryolu Ajansına iletmesi gereklidir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Demiryolu Kazaları ile Olaylarının Araştırılması ve İncelenmesi
Kaza ile olayların araştırılması ve incelenmesi
MADDE 18 - AB mevzuatı (2004/49/AT Direktifi Madde 19, Madde 20, Madde 21 ve Madde 22) ile uyumlu olarak aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:
• Demiryolu Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu tarafından kaza ve olayların araştırılmasına karar veri-lirken dikkate alınması gerekli genel hususlar belirtilmiştir.
• Altyapı yöneticileri ve demiryolu işletmelerinin elinde bulunan her türlü imkân ve hizmetlerden Kurul tarafından yürütülen inceleme ve araştırmalar için ihtiyaç duyulanların ücretsiz olarak sağlanması öngö-rülmüştür.
• Demiryolu Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu tarafından yürütülecek kaza araştırmalarının sağlıklı yürütülmesi için Kurul tarafından gerekli görülen önlemlerin, Demiryolu Emniyet Makamı ve adli ma-kamlarla işbirliği içinde alınması öngörülmüştür.
• Kaza ve olayların gerçek nedenlerini ortaya koyabilmek ve emniyetin iyileştirilmesine yönelik daha sağlıklı tavsiyelerde bulunulmasını sağlamak üzere; Demiryolu Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu ta-rafından özel olarak elde edilen görgü tanıklığı ve ifade gibi bilgi ve belgelerin delil olarak kul-lanılmaması ve araştırmaların kusur ve sorumluluk tespiti amacı ile yapılmaması öngörülmüştür.
145
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
128
Kaza ve olayların bildirilmesi ve raporlanması
MADDE 19 - Demiryolunda meydana gelen kaza ve olaylarla ilgili gerekli araştırma ve incelemenin yapılıp yapılmamasına karar verilmesini sağlamak üzere meydan gelen her türlü kaza ve olayın önceden belirlenmiş usul ve esaslar dâhilinde Demiryolu Kaza Araştırma ve İnceleme Kuruluna rapor edilmesi gerektiğinden bu doğrultuda düzenleme yapılmıştır. AB mevzuatı (2004/49/AT Direktifi Madde 23) ile uyumlu olarak, kazaların tekrarlanmasını önlenmek, emniyetin geliştirilmesine yönelik tedbirler almak ve AB çapında yapılacak çalışmalara ve düzenlemelere katkı sağlamak üzere Demiryolu Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu tarafından hazırlanan kaza raporlarının ilgili kurum ve kuruluşlar ile taraflara gönde-rilmesi yönünde düzenleme yapılmıştır.
Ayrıca, AB mevzuatına (2004/49/AT Direktifi Madde 24) göre, Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulunun demiryolu kaza ve olayları ile ilgili araştırma ve inceleme başlatma kararını yedi gün içinde Avrupa De-miryolu Ajansına bildirmesi gerektiğinden bu doğrultuda düzenleme yapılmıştır.
Alınacak önlemler
MADDE 20 - AB mevzuatı (2004/49/AT Direktifi) ile uyumlu olarak, demiryolu emniyetinin geliştiril-mesi ile kaza ve olayların önlenmesine ilişkin olarak Demiryolu Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu tarafından tavsiye edilen öneriler doğrultusunda demiryolu işletmeleri ve altyapıyönetimleri, yürüttükleri faaliyetlerle ilgili alınan veya alınması planlanan önlemleri Kurula iletmeleri öngörülmektedir. Demiryo-lu Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda demiryolu işletmeleri ve altyapı yönetimleri tarafından alınan veya alınacak demiryolu emniyetiyle ilgili önlemlere ilişkin olarak olabile-cek anlaşmazlıkların, Demiryolu Emniyet Makamı tarafından çözülmesi ve demiryolu işletmeleri ve alt-yapı yönetimleri tarafından bu doğrultuda gerekli önlemlerini alması öngörülmektedir.
Kaza araştırma yıllık raporu
MADDE 21 - AB mevzuatında (2004/49/AT Direktifi) öngörüldüğü üzere; Demiryolu Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu tarafından bir önceki yılda gerçekleştirilen kaza araştırmaları ve yapılan emniyet önerileri ile söz konusu önerilerin uygulanmasına yönelik ilgililer tarafından alınan önlemlere ilişkin hazırlanacak raporun ilgilileri ve kamuoyunu bilgilendirmek üzere yayınlanması amaçlanmaktadır.
Ayrıca, AB bünyesinde demiryollarında emniyetin geliştirilmesi, kaza ve olayların önlenmesine ilişkin yapılacak çalışma ve düzenlemelere katkı sağlamak üzere söz konusu raporun Avrupa Demiryolu Ajansına iletilmesi öngörülmektedir.
3.3 ISG Tüzüğü’nden Demiryolları ile İlgili Maddeler
Bunun yanında ISG Tüzüğü’nde Demiryolları için belirtilen güvenlik hususları şöyle sıralanabilir;
146
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
129
BEŞİNCİ KISIM DOKUZUNCU BÖLÜM
Motorlu Arabalarda Alınacak Güvenlik Tedbirleri
- DEMİRYOLU TESİSLERİ:
İşyerlerindeki demiryolları şebeke ve tesislerinin inşa, tertip, tanzim, yükleme, boşaltma, işletme, bakım ve onarım işleri T.C. Devlet Demiryolları mevzuatına göre yapılacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:461)
- VAGONLARDA İŞÇİ:
İşyerlerindeki tren personeli ve görevlilerinden başkaları, hareket halinde olan vagon ve lokomotifler üzerinde bulunmayacaklardır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:462)
- DEMİRYOLU TARAFINDA KAPI YASAĞI:
İşyerlerindeki demiryollarının,binalara yakın olarak geçmeleri zorunlu olan hallerde, bu binalara demir-yolunun bulunduğu taraftan kapı açılmayacak ve buralarda işçiler durmayacak, eşya ve malzeme bırakılmayacak ve bunları yasaklayan uyarma levhaları bulundurulacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:463)
- DEMİRYOLLARINDA ALT-ÜST GEÇİT:
İşyerlerinde, demiryolları seviyesinde bütün geçitler kapatılacak ve bunların yerine, yayalar ve araçların geçmesine özgü üst veya alt geçitler yapılacaktır. Bunların sağlanamadığı hallerde, geçitlerde gerekli güvenlik tedbirleri alınacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:464)
- AKARYAKITLA ÇALIŞAN LOKOMOTİFİN DOLUM AĞIZLARI:
Akaryakıtla çalışan lokomotiflerin yakıt depolarının doldurulmasına yarayan ağızlar,doldurma dışında kapalı tutulacak ve doldurma sırasında motorlar durdurulacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:465)
- ELEKTRİKLİ LOKOMOTİF MAKİNİSTLERİ:
Elektrikli lokomotif makinistleri, kumanda kol veya kollarını çıkarıp almadan veya bunları kilitlemeden yerlerini terk etmeyeceklerdir.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:466)
147
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
130
- LOKOMOTİFTE UYARMA TERTİBATI:
İşyerlerindeki lokomotiflerin makinistleri,lokomotifler harekete geçmeden önce veya yol geçitlerine yak-laşırken veya binalara girerken veya diğer tehlikeli yerlerde sesli ve ışıklı uyarma yapacaklardır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:467)
- VAGONUN YER DEĞİŞİMİNDE GÜVENLİK:
İşyerlerinde, lokomotife bağlı olmadan bir vagona veya bir katara yer değiştirildiğinde, o vagon veya katarı, el freni ile kontrol altında tutmak için, bir işçi görevlendirilecektir. Yeri değiştirilecek vagonlar hareket ettirilmeden önce, vagonlar arasında veya altında veya ray üzerinde hiç bir işçinin kalmadığı kontrol edilecektir.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:468)
- BİNA YAKININDA TREN GÖREVLİSİ:
Lokomotifler veya vagonlar bir binadan çıkarken veya bir binaya girerken tren personelinden bir görevli, uygun aralıkla vagonların önünde ilerleyecek ve gerekli uyarmaları yapacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:469)
- MAKASLARIN KİLİTLENMESİ:
İşyerlerindeki bakım ve onarım hatlarının makaslarıyla, parlayıcı, patlayıcı, korozif veya tehlikeli madde-ler taşıyan sarnıçlı vagonların bulunduğu hatların makasları kilitlenecek ve parlayıcı sıvılar taşıyan sarnıçlı vagonların boşaltıldığı hatlar, yalnız bu işte kullanılacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:470)
- VAGONLARDA STATİK ELEKTRİK TOPRAKLAMASI:
Parlayıcı sıvıların veya gazların yüklü bulunduğu vagonlar, boşaltma veya doldurma rampalarında bu-lunduklarında, bunlar ve bağlantı boruları topraklanacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:471)
- KALASLARA BASAMAK ÇITASI:
Vagonların yükleme veya boşaltılmasında çalışan işçiler, vagonlara bir kalas üzerinden geçmek zorunlu-luğunda kaldıkları hallerde, bu kalaslara uygun basamak çıtaları çakılacak ve kalasın her iki başı sağlam-ca bağlanacak ve bu işçilere, uygun emniyet kemerleri verilecek ve vagonların yanında yardımcı bir işçi görevlendirilecektir.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:472)
- VAGONDA İŞÇİ:
Kenarları açık vagonlardan mekanik kepçelerle döküm halindeki maddeler veya mıknatıslı vinçlerle me-tal parçalar boşaltılırken, işçiler vagon içinde bulundurulmayacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:473)
148
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
131
- DİP KAPAKLARINA EMNİYET ANAHTARI:
Kenarları açık vagonların veya cevher vagonlarının dip kapaklarının açılmasında, sap kısmında bir koru-yucu bulunan emniyet anahtarları kullanılacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:474)
- VAGON HATTINDA TEHLİKELİ MALZEMELER:
Yük vagonlarından yere boşaltılan malzeme, hat gabarisi dışında bulundurulacak ve hatlara doğru kay-mayacak veya yıkılmayacak şekilde istif edilmiş olacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:475)
- DOLDURMA VE BOŞALTMADA GÖZETİM:
Sıvı, kıvamlı veya yarı katı korozif maddelerle parlayıcı veya zehirli maddeler ve basınçlı gazların taşınmasında kullanılan sarnıçlı vagonlar, doldurulma ve boşaltılmalarında sürekli bir gözetim altında bulundurulacak ve bu işlerin bitiminde, kullanılan boru ve rekorlar ortadan kaldırılacaktır. Doldurma ve boşaltma işlerinin durdurulması gerektiği hallerde, kullanılmakta olan boru ve rekorlar, yerinden çıkarılacaktır.
(İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:476)
4. Genel Kaza Sınıfları ve Alınması Gereken Önlemler
4.1 Geçit Çarpışması
Şekil 9 – Bir geçit çarpışması
Geçit çarpışmaları, demiryollarının karayollarıyla keşiştiği noktalar olan hemzemin geçitlerde yaşanan kazalardır. Ülkemizdeki hemzemin geçitleri ile ilgili bazı istatistikler şöyledir:
- Ülkemizde 3395 adet Hemzemin Geçidi bulunmaktadır.
- 2011 yılında 42 adet geçit çarpışması olmuş, 36 kişi ölmüş, 61 kişi yaralanmıştır.
149
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
132
- 2011 yılında geçit çarpışmaları nedeniyle yolun trafiğe kapalı kaldığı süre toplam 5418 dakikadır. (Yak-laşık 90 saat)
- 2011 yılında geçit çarpışmaları sonucunda TCDD araçlarında 310.800-TL, yol ve tesislerinde 44.940-TL üçüncü şahısların araçlarında 336.000-TL Toplam 691.740-TL(tahmini) maddi zarar olmuştur.
Dünya ülkeleri arasında İsveç bu konuda ilginç bir istatistiğe sahiptir. 8500 hemzemin geçide sahip ülke-de son 15 yılda hemzemin geçitlerde yalnızca 1 kazanın olması kayda değerdir. İsveç bunu genel anlam-da, ana yollardaki geçitlerin üstüne karayolu köprüsü yaparak ve uygun yerlere gerekli kapı ve ışıklandırma ve sinyalizasyon sistemlerini koyarak sağlamıştır.
Geçit çarpışmalarını minimize etmek için alınabilecek bazı önlemler şu şekilde sıralanabilir;
Mümkün olabildiğince ucuz maliyetli sistemler seçilmelidir. Bu yöntemle çok daha fazla hemze-min geçide gerekli uyarı sistemleri kurulabilecek ve güvenlik aynı oranda artacaktır.
Gelişen teknoloji ile birlikte yeni uydu sistemleri trenin yeri ve hızı hakkında ihtiyaç duyulan anlık bilgiyi sağlayabilmektedir. Dolayısıyla bu servislerin etkin kullanımı kazaları büyük ölçüde azaltacaktır.
Özellikle yaya geçitlerinde işaretleri ve buna ek olarak zil bulunması kaza oranlarını azalta-caktır.
Tek ya da çift kollu bariyerler ve yanıp sönen uyarı ışıkları gereklidir.
Bariyerler ve ışıklandırmalar sürücü ya da yayalarca gerekli uzaklıktan görülebilecek şekilde yer-leştirilmelidir.
4.2 Tren Çarpışması
Şekil 10 - Tren Çarpışması Tren çarpışması kazalarını minimize etmek için;
150
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
133
Makinistlerin yorgun ve uykulu olmaması için çalışma saatleri gerektiği gibi düzenlenmelidir.
Uygun elektronik ve sinyalizasyon sistemlerinden faydalanılmalıdır.
Modern uydu sistemleri kullanılarak trenler modernize edilmelidir.
4.3 Trenin Raydan Çıkması (Derayman)
Şekil 11 - Raydan çıkmış bir tren
Trenin raydan çıkmasına sebep olabilecek başlıca sebepler şöyle sıralanabilir;
Kırılmış ya da yanlış hizalanmış raylar
Özellikle virajlarda yapılan yüksek hız
Rayların kırılmasının başlıca sebepleri; üretim hatası, sıcak havalarda treninde üzerinden geçmesiyle erimeleri, soğuk havalarda çatlayabilmeleri olarak sıralanabilir. Depremler ve sabotajlar da rayların kırılıp, bükülmesine ve dolayısıyla derayman kazalarına yol açabilmektedir.
Bu sebeplerden dolayı, tren raylarının kontrol ve bakımı düzenli olarak yapılmalı, makinistler hangi vi-rajlarda hangi hızlarda gitmeleri gerektiği konusunda eğitilmeli ve bilgilendirilmelidirler.
151
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
134
4.4 Trenden Düşme
Şekil 12 - Trenden düşme tehlikesi
Trene iniş ve binişlerin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gerekmektedir. Yine makinistlerin gerekli uyarı aynalarını kullanmaları ve trenlerin elektronik izleme sistemleri ile modernize edilmeleri kazaları mini-mize edecektir.
4.5 Trenin Şahsa Çarpması
Şekil 13 - Şahsa çarpmış bir tren
152
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
135
Hemzemin geçitlerde uygun işaretlenmeler yapılmalı ve özellikle geceleri aydınlatma sağlanmalıdır. Yine yayaların dikkatini çekmek üzere özellikle şehir merkezine yakın noktalarda zille uyarı yöntemi eklenmelidir. Daha kalabalık noktalarda mümkünse tren yolunu tel örgülerle çevreleyip yaya geçişlerini üst veya altgeçitlerden sağlamak da olası çözümler arasındadır.
Demiryollarında genel istatistiki kaza sınıflarını, kaza sebeplerini ve önlemlerini böylece inceledikten sonra demiryollarında iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınması gereken önlemler ve dikkate alınması gereken hususları diğer çalışanlar yönünden de genel hatlarıyla belirtmekte fayda vardır.
5. Genel Hatlarıyla Demiryolu Güvenliği
Her şeyden önce demiryolları çalışma alanına ve demiryolu koridoruna girmeye kimleri yetkili olduğu net bir şekilde belirlenmeli ve çalışanlar ve yetkililer dışındaki kişilerin bu alanlara girmesi yasaklan-malıdır. Bu noktada çalışanlara kimlikler verilerek kontrolü sağlamak düşünülebilir.
5.1 Güvenlik Bilgilendirmeleri
Demiryollarında ilgili alanda görev alacak çalışanlar henüz işe başlamadan çalışacağı işin niteliği, yeri ve taşıdığı risklerle tehlikeler hakkında bilgilendirilmelidir. Bu bilgilendirmeler alanında yetkinleşmiş iş sağlığı ve güvenliği uzmanları tarafından yapılmalı ve çalışanın, işin getirdiği risklerle tehlikeleri ve bun-lardan korunma yollarını anladığından emin olunmalıdır. Bu noktada bu bilgilendirmelerin kayda geçi-rilmesi ve çalışanların işin mevcut tehlike ve riskleriyle bunlardan korunma yollarını anladıklarına dair yazılı beyanda bulunmaları yerinde olacaktır.
5.2 Yüksek Görünürlüğe Sahip İş Kıyafetleri
Demiryollarında aktif olarak görev alan çalışanların, demiryolu trafiğinde uzaktan fark edilmelerini sağ-layacak ve olası tehlikeleri bertaraf edecek yüksek görünürlüğe sahip kıyafetler giymesi gerekmektedir. Bu mümkün değilse en azından yansıtıcı özelliğe sahip turuncu renkli yelekler giyilmelidir. Bazı durum-larda, demiryollarındaki iletişimin kırmızı ve yeşil bayraklarla sağlandığı göz önüne alınırsa çalışanların herhangi bir kafa karışıklığına sebebiyet vermemek için kırmızı ve yeşil renkte iş kıyafeti tercih etmeme-leri yerinde olacaktır.
Şekil 14 - Yansıtıcı Yelek
153
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
136
5.3 Uyuşturucu ve Alkol Kullanımı
Gerek makinistler gerekse diğer demiryolu çalışanları uyuşturucu madde ve alkol kullanmamalıdırlar. Bu konuda emniyetin sağlandığından emin olmak için, özellikle kilit noktadaki çalışanlara belirli aralıklarla alkol ve uyuşturucu testleri yapılmalıdır.
5.4 Yorgunluk
Çalışanların çalışma zamanları, işin niteliğine göre ve standartlara uygun bir şekilde belirlenmelidir. Fiz-yolojik olarak yorgun olan bir çalışanın kat be kat daha fazla iş kazası riski altında olduğu unutulma-malıdır. Bunların dışında da yine çalışan kendisi yorgun hissettiğinde amirine başvurmalı ve durumu bildirmelidir. Çalışanlar, yorgunluğa sebep olacak duruş bozuklukları ve çalışma şekilleri hakkında da bilgilendirilmeli ve etkili çalışmaları sağlanmalıdır. Uzun süreli olarak aynı şekilde tekrar eden işler yapan çalışanları diğerleriyle rotasyona tabi tutmanın olumlu etki yapacağı beklenmektedir.
5.5 Kaza Bildirimleri
Türkiye’nin Avrupa Birliği süreciyle beraber Demiryolları konusundaki güvenlik politikalarını belirle-mekte ana eksen olarak kabul ettiği European Railway Agency (ERA)‘nın da şart koştuğu gibi kaza bildi-rimleri zamanında ve eksiksiz olarak yapılmalıdır. Yine kaza olmaksızın çalışan herhangi bir tehlike se-zerse bunu hemen ilgili amirine bildirmelidir. Bu bildirimler gerek kazaların önlenmesi gerekse doğru istatistikler belirlenerek sorunların uzun vadede çözümlenmesinde hayati öneme sahiptir.
5.6 Kişisel Koruyucu Donanımlar
İşin gerektirdiği kişisel koruyucu donanımlar ilgili iş sağlığı ve güvenliği ekibi tarafından saptanmalı ve çalışanlara dağıtılmalıdır. Dağıtılan bu ekipmanın İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından belirlenmiş ilgili standartları sağlayıp sağlamadığı kontrol edilmeli ve temizliğiyle bakımının yapıldığından emin olunmalıdır. Bu donanımın çalışanın vücut ölçülerine uygun olup olmadığı da kont-rol edilecek bir diğer faktördür.
5.7 Tesis ve Teçhizat
Tesis ve teçhizat sözcükleriyle kastedilen, çalışma alanında kullanılan tüm makine, ekipman ve araç-lardır. Bunlara örnek olarak forkliftler, buldozerler, elektrikli testereler, hareketli platformlar örnek veri-lebilir. Yine tüm bu alanlarda ilgili yönetmeliklere uygun davranılmalı, özellikle bu makineleri kullana-cak çalışanlar ilgili yönetmeliğin gerektirdiği güvenlik gereklilikleri ile ilgili bilgilendirilmelidir.
154
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
137
5.8 Trenyolu Koridorunda Güvenli Çalışma
Şekil 15 - Trenyolu Koridoru, Güvenli Bölgeler
Demiryolunda aktif olarak görev alan çalışanlar güvenli bölgelerle tehlikeli bölgelerin farkında olmalı, tehlikeli bölgelerde çalışacaklarsa gerekli güvenlik önlemlerini almalıdırlar. Bu önlemler, genelde çalışanın tehlikeli bölgeyi çalıştığı sürece geçici olarak güvenli bölgeye çevirmesiyle sağlanır. Bu nokta-da çalışan, diğer bir çalışandan yardım alabileceği gibi sinyaller ve ışıklı işaretlerle de güvenliğini sağla-yabilir.
5.9 Hatboyu Telefonlar
Belirli noktalara hatboyu telefonlar konularak, merkezden uzak bakım ve onarım çalışması yapan çalışanların herhangi bir olumsuz durumda hızlı bir şekilde iletişime geçmeleri kolaylaştırılmalıdır.
Şekil 16 – Hatboyu Telefonlar
155
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
138
5.10 Elektrik Güvenliği
Şekil 17 - Elektrik Tehlikesi
Demiryollarında gerek temizliği yapan taşeronlar, gerek tamir ekibi, gerekse tren üzerinde çalışan herkes yüksek gerilim ve manyetik alana maruz kalmaktadırlar. [3]
Bu riskli çalışma ortamı dikkatsizlikle birleştiğinde ölümle ya da ağır yaralanmalarla sonuçlanan kazalara yol açabilmektedir. Bu noktada özellikle yüksek gerilimli hatlardaki çalışanlar, olayın ciddiyeti konusun-da bilgilendirilmeli ve konuyla ilgili gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır.
6. Sonuç
Türkiye’de demiryollarının hızlı bir gelişim gösterdiği göz önüne alınırsa, yakın gelecekte bu alanda iş sağlığı ve güvenliği noktasında bazı sıkıntılarla karşılaşılması muhtemeldir. Bu muhtemel sıkıntıların giderilmesi noktasında hali hazırda devam eden çalışmalar (Demiryolu Çerçeve Kanunu, Demiryolu Em-niyeti Yönetmeliği) sevindirici olmakla beraber iyileştirici düzenlemelere devam etmek gerekmektedir. Yine demiryollarının her ülkedeki kendine has yapısallığı göz önünde bulundurularak, mevcut tehlikeleri saptamakta ve uygulanacak güvenlik tedbirlerine karar vermede çalışanların da görüşlerine başvurul-malıdır. Başlangıçta da belirtildiği gibi demiryolu sektörünün tüm yönleriyle ve derinlemesine ele alınmasının çok daha geniş kapsamlı ve detaylı bir araştırma ve uzun süreli bir çalışma gerektirdiği açıktır. Bu çalışmada gerekli güvenlik önlemleri genel hatlarıyla ele alınarak, sonraki detaylı çalışmalar için bir çerçeve oluşturulması amaçlanmıştır.
REFERANSLAR
1. Rail Safety Performance of EU, European Railway Agency
2. www.tcdd.gov.tr
3. Queensland Transport Railway Safety Act (2010)
4. Rail Safety Guideline, National Transport Commission
5. Improving Safety at Railway Crossings, SKM
6. Railway Safety Induction Handbook, New South Wales (RailCorp)
7. Önlem dergisi, sayı 24, Ocak-Şubat 2012, Onur Gökulu-Bekir Taştan Röportajı
157
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
139
158
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
140
DAR KESİTLİ KAZILARDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ11
1. ÖZET
Yapı sektörü iş kazalarının en çok yaşandığı, ölüm ve yaralanma vakalarının en çok görüldüğü sektörle-rin başında gelmektedir. Birçok alt dalının olması, yapılan işlerin çoğunlukla ağır ve geçici işler olması, çalışma saatlerinin düzensiz olması, çalışanların genellikle eğitimsiz ve vasıfsız olması ve çalışma alanının geniş ve dağınık olması bu sonucun ortaya çıkma sebeplerinden sadece bazılarıdır. Gerek maddi gerekse manevi kayıpların en aza indirilmesi için bu işlerle ilgili tehlike ve risklerin belirlenmesi ve buna bağlı olarak gerekli önlemlerin en kısa sürede alınması şarttır.
Bu çalışma, yapı işlerinden birisi olan kazıların spesifik bir türü olup ingilizcede ‘Trenching’ olarak ad-landırılan ‘Dar kesitli kazılar’ı konu edinecektir. Bu tür kazılar altyapıların yapım ve onarımlarında önemli rol oynarlar. Yeri tam olarak bilinmeyen su boru hatlarının ve benzeri tesisatların bulunması, ta-miri ve değiştirilmesinde, kolayca zarar görebilen ana gaz boruları, telefon hatları, elektrik kabloları ve kanalizasyon tespit ve onarımında kullanılırlar. Derinliğin genişlikten daha fazla olduğu bu tür kazılarda birçok tehlike söz konusudur fakat gerekli güvenlik önlemleri gözetildiğinde bu tehlikeler ve bu tehlike-lerin ortaya çıkardığı riskler minimize edilecektir.
2. DAR KESİTLİ KAZILAR İLE İLGİLİ TANIMLAR
Kazı : Toprağın bulunduğu yerden kaldırılmasıyla oluşan insan yapımı oyuk, çukur veya delik.
Dar kesitli kazı : Genişliğin 4.5 metreyi geçmediği ve derinliğin genişlikten daha fazla olduğu boyuna kıyasla dar olan kazı.
Hafriyat yığını : Kazılan alandan çıkarılan çakıl, taş ve toprak gibi materyaller.
Göçük : Toprağın kazı yapılan alanının kenarında çözülüp gevşemesi sonucu aniden kazı yapılan yere doğru ayrılıp kayması veya düşmesi.
Dar alan : Giriş ve çıkış için sınırlı sayıda açıklığın olduğu, havalandırmanın elverişsiz ve yetersiz oldu-ğu ve de sürekli bir iş için tasarlanmamış alan.
Toprak numunesi : Gerekli koruyucu sistemin tasarlanmasında kullanılmak üzere örnek olarak alınmış toprak parçası.
3. TEHLİKELER
Dar kesitli kazılar, birçoğu ani ölümle sonuçlanan kazalara, ağır yaralanmalara sebep olmakta ve içinde birçok tehlike barındırmaktadır. Ölümle sonuçlanan kazalarda ölüm, göçen toprağın ağırlığı nedeniyle oksijen yokluğundan meydana gelen boğulmayla oluşmaktadır; bir metre küp zemin ağırlığı yaklaşık olarak bir-bir buçuk ton civarıdır ki bu da yaklaşık bir araba ağırlığı kadardır. Bu nedenle şu esastır ki; kazı ve yer altı çalışmalarında tehlike ve riskler tanınıp değerlendirilmeli ve gerekli güvenlik sağlan-malıdır.
11 Dr. Fatma IŞIK COŞKUNSES İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı; Nurullah TAŞ, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
159
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
141
Şekil 1. Dar kesitli kazı ve kazı örnekleri2,3,4
Volkswagen 1m3 toprak Şekil 2. 1m3 toprak ve V.beetle5
Amerika İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi (Occupational Safety & Health Administration, (OSHA)) istatis-tiklerine göre, ölümle sonuçlanan kazaların %70’i meydana gelen ‘Göçük’lerden kaynaklanmaktadır. Meydana gelen kazalar incelendiğinde, göçükler %38’lik bir oranla yine en yüksek payı oluşturmaktadır. Dolayısıyla göçükler, en çok korkulan ve de en büyük ölüm riskini oluşturan tehlikelerin başındadır. Gö-çüklerin dışında ayrıca çeşitli yapılardan kazıya düşme, düşen yükler, oksijensiz kalma, zehirli gazların solunması, elektrik akımına kapılma, patlama, dar alan, su birikmesi ve ağır/mobil ekipmanlardan kay-naklanan çeşitli tehlikeler de mevcuttur. Koruyucu sistemlerin kullanılmaması, bunların yeteri kadar de-netlenmemesi ve kazıya iniş-çıkış yollarının güvenli olmaması, yeraltı hizmetleri ile temas ve yakındaki yapılar gibi etmenler de bu tehlikeleri tetiklemektedir.
160
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
142
Bu tehlikelerin genel anlamda ortadan kaldırılması için, uygun iksa sistemlerinin kullanılması, gerekli atmosfer gözetiminin yapılması, eğitimli ve tecrübeli kişilerin bilgisine başvurulması, işçilerin yeterli derecede eğitilmesi ve kazı yapılacak alanla ilgili teknik bilgilerin ilgili kişi ve kuruluşlardan temin edil-mesi gerekmektedir.
3.1 Göçük
Dar kesitli kazılarda göçükler en büyük riski oluşturmakta ve işçi ölümlerine sebep olan kazaların çoğu göçüklerden kaynaklanmaktadır. Göçüklerin bir anda çok kısa bir sürede belirti göstermeksizin meydana gelmesi, işçilerin hazırlıksız yakalanmasına ve de kazıyı terk edebilecek yeterli zamanı bulamamalarına sebep olmakta bu da göçük kazalarının çoğu zaman ölümle sonuçlanmasına yol açmaktadır. OSHA ista-tistikleri de bu bilgiyi doğrulamakta ve genel yapı işleriyle karşılaştırıldığında, kazılardaki ölüm oranının %112 oranında daha yüksek olduğunu göstermektedir6.
Toprak altında kalan bir işçi üç dakikadan daha az bir sürede boğulmakta hayatta kalsa bile iç organ-larında ciddi kırılma ve ezilmeler meydana gelmektedir.7Ölümle sonuçlanan bu göçüklerin çoğu önlem alınmaksızın yapılan su, gaz, elektrik ve kanalizasyon bağlantıları ile ilgili küçük ve kısa süreli işlerde görülmektedir.
Şekil 3:Dar kesitli kazı göçükleri8,9
161
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
143
Şekil 4: Göçük öncesi ve sonrası
3.1.1 Göçük Sebepleri
Dar kesitli kazılarda meydana gelen göçüklerin en büyük sebebi yapılan bu kazıların dayanıksız ve den-gesiz olmasıdır. Oysaki dar kesitli kazılarda göçükleri engellemek için dayanıklılığın öncelikli olarak aranması gerekir. Bu yüzden bu tür kazıların dayanıklılığı etkileyen faktörler incelenmelidir.
Bu faktörlerden bazıları şunlardır:
Toprak türü
Nem miktarı
Titreşimler
Ağır yükler (Hafriyat yığını)
Yakındaki mevcut yapılar
Önceki kazılar
Hava koşulları
A. Toprak türü
Toprağın türü, dar kesitli kazı duvarlarının mukavemet ve dayanıklılığının belirlenmesi ve buna bağlı olarak göçüklere karşı gerekli güvenlik önlemlerinin alınması açısından bilinmesi gereken en önemli faktördür.
162
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
144
OSHA, toprak türlerini toprakların çeşitli özellik ve performans analizlerini ve de çevresel maruziyet şartlarını göz önünde bulundurarak azalan bir dayanıklılığa göre sınıflandırmıştır. Bu sınıflandırmaya geçmeden önce American Society for Testing Materials (ASTM), standartlarından D653-85 ve D2488’de bulunan bazı tanımların bilinmesi gerekmektedir. Bu tanımlar.11
Kohezif (yapışkan) toprak : Bu tür topraklar killi toprakları(ince taneli toprak) ya da içerisinde kil oranı yüksek olan ve de yapışkan dayanımına sahip olan toprakları ifade eder. Kohezif topraklarda ufalanma söz konusu değildir ve kazılar dikey bir şekilde yapılabilir. Nemli iken plastik özellik gösterirler. Kuru iken ise kırılmaları zordur. Bu tür topraklar killi silt, kumlu kil, siltli kil, kil ve organik kili içerirler.
Plastik : Toprağın deforme edilmesine ,çatlamaksızın şekil verilmesine ya da kayda değer hacim değişik-liğine izin veren özelliği.
Çimentolaşmış toprak : Toprakta bulunan parçacıkların kalsiyum karbonat gibi kimyasal bir etmen vasıtasıyla bir arada tutulduğu ve el boyutundaki bir örneğin parmaklardan uygulanan basınçla toz haline ya da bireysel toprak parçacıklarına dönüştürülemediği topraktır.
Fisürlü (çatlaklı) : Toprağın görünen yüzeyde açık çatlaklar içerdiği, düşük dirence sahip belirli kırılma düzlemleri boyunca kırılmaya yatkınlığı olan toprak materyali.
Şekil 5: Fisürlü toprak
Taneli toprak : Bu tür topraklar çakıl, kum , silt gibi kaba(iri) taneli toprakları ya da içerisinde kilin olmadığı toprakları ifade eder. Bu tür topraklarda yapışkan dayanımı yoktur ve kuru olduklarında kolay-ca ufalanabilirler. Bazı nemli taneli topraklar ise kohezyon özelliği gösterebilirler.
Örselenmiş toprak : Kazıyla ya da diğer yollarla doğal koşulları değiştirilmiş olan toprak.
Kuru toprak : İçerisinde nem içermeyen toprak.
Sert kaya : Kazı sırasında kazıya maruz kalan yüzeyl şeklinin bozulmadan kaldığı, dikey olarak kazılabilen doğal, katı mineral maddeyi ifade etmektedir.
Serbest basınç mukavemeti : Toprak numunelerinin yada kayaçların yanal bir engel olmadan tek eksen-li bir basınç sonucu kırılması sırasındaki mukavemet. Laboratuvar ortamında ya da arazi üzerinde yapılan çeşitli deneylerle tespit edilir.
163
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
145
Şekil 6:Serbest basınç test cihazı
Batık toprak : Su altında bulunan toprağı ya da serbestçe sızan toprağı ifade eder.
Katmanlı sistem : Tabakalar şeklinde sıralanmış birbirinden belirgin bir şekilde farklı olan iki ya da daha fazla toprak veya kayaç tiplerinin olduğu sistemdir.
OSHA tarafından kullanılan ve azalan dayanıklılığa göre sınıflandırılan toprak türleri11:
Sert kaya
A tipi
B tipi
C tipi
Sert kaya: Kazı sırasında kazıya maruz kalan yüzeylerin şeklinin bozulmadan kaldığı, dikey olarak kazılabilen doğal, katı mineral maddeyi ifade etmektedir.
A tipi : Serbest basınç mukavemetinin 144 kPa (1Pa = 1N/m2) ya da daha fazla olduğu kohezif toprak-lardır. Bu tür topraklara kil, siltli kil, kumlu kil, kil balçığı bazı durumlarda ise siltli kil balçığı ve kumlu kil balçığı örnek olarak verilebilir. Sert tabakalar ve kaliş gibi çimentolaşmış topraklar da A tipinde yer alırlar. Fakat eğer topraklar:
i. Fisürlü ise,
ii. Toprak, yoğun trafik, kazık çakma ya da benzer etkilerden doğan titreşimlere maruz kalmış ise,
iii. Önceden örselenmiş ise,
iv. Toprak, tabakaların kazıya dört yatay bir dikey (4H-1V) oranında ya da daha az eğimde olduğu eğimli, katmanlı bir sistemin parçasıysa,
v. Toprak materyali, daha az dayanıklı bir materyal olarak sınıflandırılmasını gerektirecek diğer et-menlere maruz kalıyorsa,
bu durumda toprak A tipi olarak değerlendirilemez.
B tipi : Serbest basınç mukavemetinin 48 kPA’ dan yüksek ve 144 kPA’dan ise daha düşük olduğu ko-hezif topraklardır. Taneli kohezyonsuz topraklar: köşeli çakıllar(kırma taşa benzeyen),silt, silt balçığı, kumlu balçık bazı durumlarda ise siltli kil balçığı ve kumlu kil balçığı B tipidir. C tipi toprak sınıfının dışında kalan daha önceden örselenmiş topraklar, A tipindeki serbest basınç mukavemeti değerlerini karşılayan fakat titreşime maruz kalmış veya fisürlü veya dayanıklı olmayan kuru kayaçlar da B tipi top-rak olarak değerlendirilirler. Ayrıca bazı eğimli katmanlı sistemler de bu tür içindedirler.
164
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
146
C tipi : Serbest basınç mukavemetinin 48 kPA ya da daha düşük olduğu kohezif topraklardır.
Ayrıca :
(i) Çakıl, kum ve balçıklı kumu içeren taneli topraklar,
(ii) Batık topraklar ya da suyun serbestçe sızdığı topraklar,
(iii) Dayanıklı olmayan batık kayaçlar,
(iv) Tabakaların kazıya dört yatay bir dikey (4H-1V) oranında ya da daha dik olduğu eğimli, katmanlı bir sistemdeki materyaller de C tipi toprak olarak kabul edilir.
Toprak ve kayaç türlerinin tespiti uzman bir kişi tarafından yukarıda bahsedilen özellikler dikkate alınarak sert kaya, A tipi, B tipi veya C tipi toprak türlerinden birisi olacak şekilde sınıflandırılmalıdır. Bu sınıflandırmanın yapılabilmesi için uzman kişi tarafından yapılmış en az bir görsel ve yine en az bir manuel analizin sonuçları gerekmektedir. Katmanlı sistemler söz konusu olduğunda ise en zayıf tabaka göz önüne alınmalıdır. Sınıflandırılmış olan bir toprak veya kayacın sınıflandırılmasını etkileyen özellik-ler, etmenler ve şartlar herhangi bir şekilde değişiyorsa, sınıflandırma uzman tarafından tekrar yapılmalıdır.
Görsel ve Manuel Testler
1) Görsel Testler
Görsel analizler genel itibariyle kazı alanından, kazının yanındaki topraktan, açık kazının kenarlarını oluşturan topraktan ve kazılmış topraktan alınan numunelerden niteliksel bilgilerin toplanması şeklinde yapılır. Bu analizde dikkat edilenler şunlardır11:
---Kazılan toprak ve kazı kenarlarındaki toprak incelenirken toprak parçacıklarının boyutları ve birbirle-rine göre miktarları değerlendirilir. Eğer toprak esası itibariyle ince taneli malzemeden oluşuyorsa, mal-zeme kohezifdir. Kaba taneli kum veya çakıldan oluşuyorsa taneli topraktır.
---Toprak kazılırken incelenir. Eğer toprak bir yığın şeklinde bir arada kalıyorsa bu kohezif olduğuna işarettir, fakat toprak kolayca parçalara ayrılıyor ve de bir yığın oluşmuyorsa bu taneli toprak olduğunu gösterir.
---Açılmış kazının kenarları ve kazının yanındaki toprağın yüzey alanı incelenir. Gerilme çatlakları gibi çatlak benzeri açılmalar fisürlü malzemeye işaret edebilir. Toprak parçaları dikey kenardan parçalanırsa, toprak fisürlü olabilir. Küçük parçalanmalar hareket eden bir zeminin kanıtı ve muhtemel bir tehlikeli durumun belirtisidir.
---Kazının yanındaki alanı ve kazının kendisini yeraltı hizmetleri veya diğer yeraltı yapılarına dair bir iz olup olmadığını görmek ve de önceden örselenmiş bir toprağı tespit etmek için incelenmelidir.
---Katmanlı sistemleri belirlemek amacıyla kazının açılmış kenarını incelenmeli, katmanlı sistemlerde katman eğimlerinin kazıya doğru olup olmadığını kontrol edilmeli ve eğimin derecesini tahmin edilmeli-dir.
---Yerüstü sularıyla, kazının kenarlarından sızan sularla ya da yeraltı su tablasının seviyesiyle ilgili bulgu bulmak için kazının kenarındaki alan ve açılmış kazının kenarlarını incelenmelidir.
---Kazının yanındaki alan ve içindeki alan kazı yüzünün dayanıklılığını etkileyebilecek titreşim kaynak-larını bulmak için incelenmelidir.
165
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
147
2) Manuel Testler
Toprak numunelerinin manuel analizi toprağın niteliksel özelliklerinin yanı sıra niceliksel özelliklerinin belirlenmesi ve toprağın uygun bir biçimde sınıflandırılması amacıyla daha fazla bilgi temin edilmesi için kullanılır.
---Plastiklik (veya ribbon testi) : Nemli veya yaş bir toprak örneği yuvarlak bir top haline getirilir ve daha sonra yuvarlanarak mümkün olabildiğince ince(~3mm) bir iplik haline dönüştürülür. Kohezif olan malzemeler ufalanma olmaksızın başarıyla iplik haline getirilebilirler. Örneğin,50 mm uzunluğunda ve 3mm kalınlığında bir ip bir elde yırtılmadan tutulabiliyorsa, toprak kohezif demektir.
Şekil 7: Ribbon testi14
---Kuru Mukavemet
• Eğer toprak kuruysa ve kendiliğinden ya da orta dereceli bir basınçta bireysel taneciklere veya ince tozlara ufalanıyorsa, toprak tanelidir(çakıl, kum veya siltin herhangi bir birleşimi).
• Eğer toprak kuruysa ve yığınlara bölünebiliyor ve o yığınlarda daha küçük yığınlara ayrılıyor fakat bu küçük yığınlar zorlukla kırılıyorsa, toprak çakıl, kum veya siltin herhangi bir birleşiminden oluşan kil olabilir.
• Eğer kuru toprak daha küçük yığınlara ayrılmayan yığınlara bölünebiliyor ve bu yığınlar da zorlukla kırılıyorsa ve de toprağın fisürlü olduğuna dair görsel bir belirti yoksa toprak fisürsüz olarak düşünülebi-lir.
166
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
148
---Başparmak Basma
Bu test, kohezif toprakların serbest basınç mukavemetini tahmin etmek için kullanılır. 144 kPa serbest basınç mukavemetine sahip A tipi topraklar başparmak tarafından çabucak çökertilebilirler fakat sadece çok yüksek bir kuvvet uygulanırsa bu durum gerçekleşir.
B tipi topraklarda sadece başparmak tırnağı içeri girebilir.
48 kPa serbest basınç mukavemetine sahip C tipi topraklar ise başparmak tarafından kolaylıkla 3-4 cm çökertilebilirler. Hafif bir parmak basıncıyla şekil verilebilirler. Bu test örselenmemiş toprak türlerinde uygulanmalıdır.
---Diğer mukavemet testleri
Serbest basınç mukavemet değerlerinin tahmini cep penetrometresi(pocket penetrometer) kullanılarak ya da aynı zamanda toprak kohezyonunun belirlenmesinde kullanılan elle çalıştırılan kesme vanası (Shear-vane) testi kullanılarak da yapılabilir.
B. Nem miktarı
Topraktaki nem miktarının toprağın mukavemeti üzerinde büyük bir etkisi vardır. Dar kesitli bir kazı kazıldığında, açılan bu kazının kenarları havaya maruz kalır. Toprağın nem miktarı çok hızlı bir şekilde değişmeye başlar ve de duvarların mukavemeti etkilenebilir. Bir kazı ne kadar uzun süre havaya açık kalırsa, göçük riski de o kadar artar.
Şekil 8: Nem miktarı dayanıklılığı etkiler, özellikle de ağır bir yağış olursa2,15.
C. Titreşimler
Çeşitli kaynaklardan gelen titreşimler dar kesitli kazının dayanıklılığını etkileyebilir. Dar kesitli kazıların duvarları genellikle araç trafiği veya hafriyat, sıkıştırma, kazık çakma ve patlatma gibi inşaat işlerinden kaynaklanan titreşimlere maruz kalmakta ve bu titreşimler de dar kesitli kazının duvarlarının yıkılmasına yol açmaktadır.
D. Ağır Yükler
Ağır yük, dar kesitli kazının dayanıklılığını etkileyebilen aşırı yük yada ağırlıktır. Örneğin, dar kesitli kazının yanına yığılan kazılmış toprak kazı duvarlarına basınç uygulayabilir. Bu yüzden hafriyat yığınlarının yerleştirilmesi önemlidir. Hafriyat yığınlarının mümkün olduğunca dar kesitli kazının ke-narından uzak tutulması gerekir.
167
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
149
Ayrıca dar kesitli kazının yanında tutulan mobil ekipman ve diğer malzemeler de kazının dayanıklılığı etkileyecek miktarda ağır yük oluşturur.
Şekil 11,12:Yığınlar kazıdan uzakta olmalıdır16,17.
168
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
150
E. Yakındaki mevcut yapılar
Kazıların ve dar kesitli kazıların çoğunda ağır yüklerin, toprak koşullarındaki değişikliklerin ve diğer bozulmaların çökmelere sebep olabileceği kırılma bölgesi bulunmaktadır. Kazı veya dar kesitli kazıya bitişik olan bir binanın temeli eğer bu kırılma bölgesine uzanıyorsa, sonuçta göçükle karşılaşılabilir.
Şekil 13. Temeller dolguyla kaplıdırlar ve dar kesitli kazı duvarına ağır yük basıncı uygularlar2.
F. Önceki kazılar
Yeraltı hizmetlerine ait olan ve yeni dar kesitli kazıyı kesen ya da paralel olan eski dar kesitli kazılar dayanıklılığı ve mukavemeti etkilerler. Eski dar kesitli kazıların etrafındaki topraklar dayanıksızdır bu da göçüklere sebep olabilir.
Şekil 14. Yeraltı hizmetlerine ait eski dar kesitli kazılar dolgu toprağı ile kaplıdır fakat bu dolgu örselenmemiş
toprağa göre daha az dayanıklıdır2.
G. Hava koşulları
Yağmur, eriyen karlar, toprağın çözülmesi, nehirlerden, rögardan ve kanalizasyondan taşan sular toprak koşullarının değişmesine neden olur. Koşulları değişmiş olan topraklar da göçük oluşturabilmektedir.
3.1.2 Göçüğe Karşı Alınan Önlemler
OSHA standartlarına göre her bir işçi göçük tehlikesine karşı uygun koruyucu sistemlerle korunmalıdır. Koruyucu sistemlerin gerekli olmadığı iki tane istisna vardır 11:
Dar kesitli kazı tamamen sert kaya üzerinde yapılıyorsa,
169
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
151
Dar kesitli kazının derinliği 1,5 metreden az ve uzman bir kişi muhtemel bir göçük tehlikesine dair iz olmadığını belirtiyorsa.
OSHA tarafından kabul edilen 3 farklı koruyucu sistem türü bulunmaktadır:
Eğimli ya da kademeli sistem
İksa (destekli) sistem
Kalkanlı sistem
Eğimli sistem: Bu sistem, işçilerin korunması amacıyla kazı kenarlarının kazıdan uzağa doğru şevlendi-rildiği sistemdir. Göçüğün engellenmesi için gerekli olan eğim toprak türü, çevre şartları ve ek yükler gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.
Şekil 15:Eğimli sistem18
Kademeli sistem: İşçilerin korunması amacıyla kazı kenarlarının bir veya birden fazla seviye veya ba-samaklara ayrıldığı ve bu basamaklar arasındaki yüzlerin genelde dik veya dike yakın olduğu sistemdir. Bu sistem C tipi topraklarda kullanılmamaktadır.
İksa (destekli) sistem: Kazı kenarlarının desteklendiği hidrolik, mekanik metal veya ahşap yapılardan oluşan sistemdir.
Kalkanlı sistem: Göçük tarafından uygulanan kuvvetleri tutacak şekilde profesyonel mühendisler ta-rafından dizayn edilmiş ve içinde bulunan işçiyi koruyan kazı kutusu gibi yapıların kullanıldığı sistemdir. Bu kalkanlar yerleşik ya da kazı kutusu gibi taşınabilir olabilirler.
170
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
152
Şekil 16 : Destekli ve kalkanlı kazı örnekleri19,20,21
Koruyucu sistemlerin dizaynı içerisinde dikkate alınması gereken toprak türü, kazı derinliği, topraktaki su miktarı, hava ve iklim değişiklikleri, ek yükler, titreşimler ve kazı alanındaki diğer işler gibi birçok faktörü içinde barındırmaktadır. Dar kesitli kazı derinliğinin 6,1 metreyi geçtiği kazılar profesyonel mü-hendisler tarafından ya da bu mühendisler tarafından hazırlanmış veya onaylanmış tablo halindeki verile-re dayanılarak dizayn edilmelidir.
OSHA standardı koruyucu sistem dizaynında aşağıdaki metot ve yaklaşımları benimsemektedir:
Metot 1:Kazı kenarlarına 1,5H:1V oranından daha dik olmayacak şekilde eğim ver. Örneğin, her 1 metre derinlikte kazı için, 1,5 metrelik bir kazıdan uzaklaşma olması gibi. 20 fit (6.1m) ve daha az derinlikteki kazı eğimlerinde maksimum kabul edilebilir eğim 1,5H:1V olmalıdır. Bu eğim OSHA standardında belir-tilen C tipi topraklarla ile ilgili eğimlerde de kullanılmalıdır. Bu eğim ve bundan daha az orandaki eğim-ler her tip toprak için güvenlidir.
Şekil 17: C tipi topraklarda yapılan kazılar21
171
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
153
Metot 2: Profesyonel mühendisler tarafından onaylanmış çizelge ve grafiklerde oluşan tablolar halindeki verileri kazıyı dizayn etmek için kullan. Bu veriler yazılı biçimde olmalı ve içerisinde gerekli açıklamaları, tercih sebeplerini ve de verilerin kullanımındaki sınırlamaları içermelidir.
Metot 3 : Profesyonel mühendisler tarafından onaylanmış ya da bu mühendisler tarafından hazırlanmış veya onaylanmış tablo halindeki verilere dayanan kazı kutusu ya da kazı kalkanı kullan. Ahşap, alümin-yum ya da diğer malzemeler kullanılabilir.
Şekil 18 : Karar verme şeması22
OSHA standartlarına göre maksimum kabul edilebilir eğimler ve farklı toprak tipleri için uygulanan kazı eğimleri aşağıdaki gibidir11:
Tablo 1:Farklı toprak tipleri için maksimum kabul edilebilir eğimler
Kaya veya toprak türü 6.1 metreden1 daha az derinlikteki kazılarda maksimum kabul edilebilir eğimler (H:V)
Sert kaya Dikey(90 derece)
A tipi2 3/4:1(53 derece)
B tipi 1:1(45 derece)
C tipi 1,5:1(34 derece) 1 6.1 metreden daha derin eğimli veya kademeli kazılar profesyonel mühendisler tarafından dizayn edile-cektir. 2 12 fit (3.7m) ve daha az derinlikteki A tipi topraktaki kısa süreli kazılar için maksimum kabul edilebilir eğim 1/2H:1V oranındadır.
3.7 metreden daha derin kazılarda ise maksimum kabul edilebilir eğim ise 3/4:1(53 derece) oranındadır.
A tipi topraklarda kazılar
Eğimli
6,1 metre veya daha az derinlikteki tüm eğimli kazılarda maksimum kabul edilebilir eğim 3/4:1 olacaktır.
172
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
154
Şekil 20,21:Eğimli dar kesitli kazı23,24
Kademeli
6,1 metre veya daha az derinlikteki tüm kademeli kazılarda maksimum kabul edilebilir eğim 3/4:1 oranındadır ve kademe boyutları aşağıdaki gibidir:
Şekil 22: A tipi topraklarda kademeli kazı
173
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
155
Şekil 23: Kademeli kazı25
Desteksiz dikey kenarlara sahip 2,4 metre veya daha az derinlikteki tüm dar kesitli kazılarda alt kısımdaki kenarların dikey uzunluğu maksimum 3,5 fit (1,05 m) olacaktır.
6.1 metre veya 6.1 metreden daha az derinlikteki dikey kenarlı alt kısımları destekli veya kalkanlı olan tüm dar kesitli kazılarda maksimum kabul edilebilir eğim 3/4: 1 oranındadır ve bu destek veya kalkan dikey kenarın üstünden en az 45 cm yukarıya uzanmalıdır.
Desteksiz dikey kenarlı alt kısım, Mak. Derinlik 2.4m
Desteksiz dikey kenarlı alt kısım, Mak. derinlik 3.6m
Destekli ya da kal-kanlı dikey kenarlı alt kısım
Şekil 24: A tipi topraklarda destekli/desteksiz veya kalkanlı kazı
174
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
156
Şekil 25:Kalkalı dar kesitli kazı26
B tipi topraklarda kazılar
Eğimli
6,1 metre veya daha az derinlikteki tüm eğimli kazılarda maksimum kabul edilebilir eğim
1:1 olacaktır.
Sekil 26: B tipi topraklarda eğimli kazı
Kademeli
6,1 metre veya daha az derinlikteki tüm kademeli kazılarda maksimum kabul edilebilir eğim
1:1 oranındadır ve kademe boyutları aşağıdaki gibidir:
175
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
157
Şekil 27 : B tipi topraklarda kademeli kazı
6.1 metre veya 6.1 metreden daha az derinlikteki dikey kenarlı alt kısımlara sahip tüm dar kesitli kazılar dikey kenarın üstünden en az 45 cm yukarıya uzanacak şekilde desteklenecek veya kalkanlanacak ve bu kazılarda maksimum kabul edilebilir eğim 1:1 olacaktır.
Şekil 28: Dikey kenarlı alt kısımlara sahip dar kesitli kazılar
C tipi topraklarda kazılar
Eğimli
6,1 metre veya daha az derinlikteki tüm eğimli kazılarda maksimum kabul edilebilir eğim
1,5:1 olacaktır.
176
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
158
Şekil 29 : C tipi topraklarda eğimli kazı
Kademeli sistem C tipi topraklarda uygulanmamaktadır.
6.1 metre veya 6.1 metreden daha az derinlikteki dikey kenarlı alt kısımlara sahip tüm dar kesitli kazılar dikey kenarın üstünden en az 45 cm yukarıya uzanacak şekilde desteklenecek veya kalkanlanacak ve bu kazılarda maksimum kabul edilebilir eğim 1,5:1 olacak.
Şekil 30: Dikey kenarlı alt kısımlara sahip dar kesitli kazılar
3.2 Diğer Tehlikeler ve Tedbirler
Dar kesitli kazılarda en büyük tehlikeyi göçükler oluşturmaktadır. Göçüklerin dışında ise ciddi yaralan-malara ve ölümlere neden olabilecek daha birçok tehlike mevcuttur. Bu tehlikelerden bazıları şunlardır:
İşçilerin kazıya düşmesi
İşçilerin üzerine düşen yükler
Tehlikeli atmosfer (Duman, oksijen yetersizliği, zehirli, yanıcı ve patlayıcı gazlar)
Yeraltı hizmetleri ve üstten geçen enerji hatları ile temas
Araçlar, ağır ve mobil ekipmanlar
Dar alan
Kazıya giriş ve çıkışlar
Su birikmesi
Malzemelerin yanlış ve uygunsuz kullanımı
Yığın ve atık malzemelere olan uzaklık
Zemindeki kablolar ve kesici, ağır, körelmiş nesneler
177
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
159
Görüldüğü üzere dar kesitli kazıların içerdiği tehlikeler bir hayli fazladır. Bu yüzden, güvenli bir kazı çalışması yapmak için öncelikle dar kesitli kazının her bir aşamasının uzman bir kişi tarafından gözetle-nip denetlenmesi ve uzman kişinin işçilerle işbirliği içinde onlara gerekli güvenlik talimatlarını vermesi gerekmektedir.
İki metreden daha derin olan dar kesitli kazılarda işçilerin düşmelerini engellemek için çalışılan alanın etrafının çevrelendiği, ara ve üst korkuluklardan oluşan yeterince sağlam bariyerler kullanılmalıdır. İn-sanların kalabalık olduğu umuma açık yerlerde ise bu işlem derinlik gözetilmeksizin yapılmalıdır. Daha dikkat çekici olması için parlak renkteki bariyerler, çeşitli işaretler kullanılmakta, işaretlerin yeterli ol-madığı durumlarda işaretçiler de yerleştirilebilmektedir.
Şekil 31: Dar kesitli kazı kenarlarına korkuluklar yerleştirilmelidir27.
Kazıya yuvarlanma ya da düşme riski olan malzeme ve ekipmanlar kazı kenarlarından en az 0,6 metre uzaklıkta bulundurulmalı veya gerekli desteklerle tutulmalı ya da her ikisi birlikte yapılmalıdır. Araç ve damperli kamyonlar ise bariyerler, uyarı işaret ve sinyalleri kullanılarak çok daha uzakta tutulmalıdır. Araçların kazıya toprak boşalttığı durumlarda, araç tekerleklerinin arkasına takoz yerleştirilmelidir.
Şekil 32: Hafriyat yığını dar kesitli kazıdan yeterli uzaklıkta tutulmalıdır28.
178
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
160
Şekil 33: Araç boşaltılırken takoz kullanılmalıdır29.
Düşen cisimlere dikkat edilmeli ve bu amaçla baret ve koruyucu ayakkabı gibi uygun kişisel koruyucu donanımlar kullanılmalıdır. Eldiven, kulak koruyucu ve yüksek görünürlüğe sahip elbiselerin kul-lanımına da dikkat edilmelidir. Ayrıca işçiler kazı makinesinin yanında çalışmamalı ve kaldırma makine-sinin kaldırdığı yükler ve asılı yükler altında durmamalıdır.
Uzman bir kişi derinliği 1,2 metreyi geçen veya oksijen yetersizliği olan veya tehlikeli atmosferin olduğu veya olması beklenen her kazıyı işçi kazıyı girmeden önce test etmelidir. Tehlikeli atmosferler kazı yakınında çöp sahası bulunması ve tehlikeli maddelerin kazıya yakın bir yerde depolanmasından dolayı oluşabilir. Ayrıca oksijenin %19,5’tan az ve %23,5’tan fazla olduğu ortamlar, yanıcı gaz konsantrasyo-nunun alt tutuşma limitinin %20’sinden fazla olduğu durumlar ve konsantrasyonları limit değeri geçen tehlikeli maddeler de tehlikeli atmosfer kapsamındadır. Tehlikeli bir ortamla karşılaşılması durumunda işçinin buraya girmesine izin verilmemeli, uygun havalandırma sağlanmalı ve işçi gerekli solunum koru-yucu ekipmanlarını aldıktan sonra kazıya girmelidir. Ayrıca bu kazılardaki ortam düzenli bir şekilde test ve kontrol edilmelidir. Bu testler eğer dar kesitli kazının içinde çalışan bir araç varsa ve kaynak, kesme, yakma gibi işlemler yapılıyorsa sıklaştırılmalı, acil duruma karşı her türlü sağlık ve güvenlik araçları bulundurulmalıdır.
Yeraltı hizmetleri ve üstten geçen enerji hatları da işçiler için büyük tehlike oluşturmaktadır. Gerek elle gerekse kazı makineleriyle yapılacak her türlü kazıdan önce kazı yapılan yerde elektrik kabloları, su bo-ruları, gaz boruları, telefon hatları ve kanalizasyon hattı olabileceği düşünülmelidir.
Kazıya başlamadan önce, yeraltı hizmetleriyle ilgili kurum ve kuruluşları başvurulmalı ve bu hizmetlerin yerleriyle ilgili tüm bilgi ve çizimler işe başlanmadan önce alınmalı, ayrıca kazı yapılacak yer yeraltı hizmetlerine dair bir iz olup olmadığını anlamak için görsel olarak da incelenmelidir. Fakat alınan bu veriler, aradan uzun yıllar geçmesi, kazı yerinde çok çalışma yapılmış olması gibi nedenler dolayı muh-temelen tam bir kesinlik içermeyeceğinden yeraltı hizmetlerinin yerlerinin tespitinde uygun yer bulucu cihazlar kullanılmalı ve bu cihazların kullanımı gerekli eğitimi almış kişiler tarafından olmalıdır.
Yerleri tespit edilen bu hizmetler hatları boyunca uygun şekilde işaretlenmiş etiketli kazıklar, bayraklar veya boya işaretleriyle gösterilmelidir. Ayrıca bu hizmetlerin sınırları içinde kalan kazı yerlerinde kazı makinaları kullanılmamalı, yalıtımlı aletler kullanılarak elle kazı yapılmalıdır.
179
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
161
Şekil 34: Kazıdan önce yeraltı hizmetlerinin yerleri tespit edilmelidir29.
Bir işçi tarafından kazara vurulan elektrik kablosu, tüm işçilerin elektrik şokuna maruz kalmasına, yakındaki gaz hatlarında bir hasar olması durumunda ciddi yangın ve patlamalara sebep olmaktadır. Bu yüzden bu kablolar kablo bulucu cihazlar kullanılarak tespit edilmeli, yeri bulunan kablolular uygun bir şekilde hatları boyunca gösterilmelidir. Ayrıca gömülü kabloların yerleri hakkında ipucu bulmak amacıyla çevrede bulunan trafik işaretlerine, sokak lambalarına da dikkat edilmelidir.
Elektrik kabloları gibi gaz hatları da ciddi yangınlara ve büyük patlamalara sebep olmaktadır. Bu yüzden bu hatlara dikkat edilmeli, gaz borularına yarım metreden daha az yakınlıkta kazı makinaları kul-lanılmamalıdır. Gaz sızıntısı duyulması halinde hemen ilgili kurum aranmalı, işçilerin hızlı bir şekilde dar kesitli kazıyı gazın birikmesi ihtimaline karşı boşaltması sağlanmalıdır. Ayrıca ateşlemeye sebep verebilecek çalışan araç motorları gibi cihazlar da hemen durdurulmalıdır30.
Su hatlarında meydana gelen bir hasar yarılan borudan su jetinin çıkmasına, dar kesitli kazının suyla dolmasına dolayısıyla işçilerin boğulmasına, diğer yeraltı hizmetlerinin zarar görmesine ve zayıflayan kazı kenarlarından dolayı göçükler oluşmasına neden olmaktadır. Kanalizasyonlarda ise basınçlı bir akıştan ziyade yerçekiminden doğan bir akış söz konusu olduğu için bu hizmetlere vurulması durumunda karşılaşılacak ana tehlike kirlilik olmaktadır.
Elektrik, gaz, su ve kanalizasyondan kaynaklanan tehlikelerin dışında ayrıca nitrojen, argon gibi çeşitli gazların, zehirli ve yanıcı sıvıların taşındığı borular ve de yaralanma riski düşük olsa da telekomünikas-yon hatlarının oluşturduğu tehlikeler de mevcuttur.
Üstten geçen enerji hatları vinç ve diğer uzun ekipmanlar için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Eğer mümkünse bu hatların altında çalışmaktan kaçınılmalı veya hatlardan geçen akım durdurulmalıdır. Bun-lar da mümkün değilse operatör, ekipmanlarla enerji hatları arasında olması gereken minimum uzaklıklara dikkat etmelidir. Altyapı işlerinde sağlık ve güvenlik birliği (Infrastructure Health & Safety Association (IHSA)) minimum uzaklıkları enerji hatlarında bulunan voltaj değerlerine göre sınıflandırmıştır2.
180
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
162
Bu uzunluklar:
Tablo 2:İş ekipmanlarıyla hatlar arasında olması gereken minimum uzaklıklar
Enerji hattı voltaj değeri Minimum Uzaklık
750 volttan fazla,150 000’den az 3 metre
150000 volttan fazla,250000’den az 4.5 metre
250000 volttan fazla 6 metre
Önlemlere rağmen, ekipman enerji hattıyla temasa geçmişse, operatör şu önlemleri almalıdır18:
Ekipmanda kalmalı, ekipmana ve zemine aynı anda dokunmamalıdır. Zeminle temas halindeki herhangi bir şeye dokunmak ölümcül olabilir.
Yardımcı ekipmanları kullanan işçiler de o ekipmanda kalmalı, onlar da zemin ve ekipmana aynı anda temastan kaçınmalıdırlar.
Diğer kişileri ekipmandan uzak tutmalı onları ekipmanın herhangi bir parçasına dokunmamaları konusunda uyarmalıdır.
Enerji hattının durdurulması için ilgili kuruma birisinin telefon etmesini sağlamalıdır.
Mümkünse, makinede kalmak suretiyle makineyi hareket ettirerek teması kesmeyi deneyebilir.
Eğer teması kesmek mümkün değilse, enerji hattı kapatılana kadar (makine üstünde kala-rak)makineyi hareket ettirmemelidir.
Eğer yangın gibi acil bir durum makineyi terk etmeye zorlarsa, ayakları bitişik bir şekilde açıkça atlamalıdır. Eğer aynı anda, vücudun bir kısmı zeminle diğer kısmı da ekipmanla temas halinde olursa, akım vücut üzerinden geçer.
Asla yerde adım atmamalı ve küçük adımlarla ayaklarını sürüyerek uzaklaşmalıdır. Büyük adımlar atmamalıdır. Zemindeki voltaj farkından dolayı, bir ayak diğerine kıyasla daha yüksek bir voltaj alanında olabilir ve bu fark kişiyi öldürebilir.
Ayrıca bir kaza olunca, kazazedeye ve kazazedeyle temas halinde olan herhangi bir şeye asla dokunul-mamalıdır. Mümkünse temas kesilmeli, kuru bir tahta, lastik hortum ya da kuru bir polipropilen ip vasıtasıyla yaralı veya hat çekilmelidir. Hemen acil servisler aranmalı, kazazedenin teması kesilmişse ilk yardım uygulanmalıdır.
181
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
163
Şekil 35:Üstten geçen enerji hatları kazı araçları için tehlike oluşturmaktadır31.
Dar kesitli kazıların giriş ve çıkışları, özellikle acil bir durum olduğunda işçilerin güvenli bir şekilde kaçmalarını sağlamalıdır. OSHA standartlarına göre 1.2 metre ya da daha derin dar kesitli kazılarda çalışılan yerlerde güvenli giriş ve çıkışı sağlayan merdivenler, basamaklar, rampalar veya diğer ekipman-lar bulundurulmalı, bunların işçilere en fazla 7.6 metrelik bir yakınlık içerisinde olması sağlanmalıdır. Ayrıca kazıda bulunan merdivenler kazının 90 cm üzerine uzanmalıdır. Güvenli giriş ve çıkışta kul-lanılan bu ekipmanlar sağlam bir şekilde monte edilmeli ve işçi için yeni bir tehlike oluşturmamalıdır.
Şekil 36:Merdivenler kazının üzerine uzanmalıdır32.
Ekskavatörler, arka kepçeli kazıcılar gibi ağır ve mobil ekipmanlar operatörlerin ve zemindeki insanların yaralanmasına ve ölümüne sebep olmaktadır. Bu makinelerle çalışma sırasında uygun el işaretleri kul-lanılmalı, bu makinelere binilip inilirken 3 nokta teması kuralına dikkat edilmelidir. Ayrıca bu araçların
182
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
164
sesli uyarı sistemleri bulunmalı ve yakınına görevli olanlar dışındakiler asla yaklaşmamalıdır. Görevliler ise operatör tarafından görülebilecekleri, makineye uygun bir uzaklıkta bulunmalıdırlar.
Şekil 37: Araçlara binilip inilirken 3 nokta temas kuralına dikkat edilmelidir33,34.
Kazıya su birikmesi ve kazıdaki durgun su kazı kenarlarını zayıflatmakta ve tehlikeli bir durum oluştu-ğunda işçilerin kaçmasını zorlaştırmaktadır. OSHA standartları dar kesitli kazılarda su birikmesinin ya da birikintisinin görüldüğü durumlarda eğer yeterli koruma yoksa, işçilerin bu kazılarda çalışmasını yasak-lamaktadır. Ayrıca OSHA standartları kazıya su girişini engellemek için çeşitli engellerin ve su yollarının açılmasını gerektirmektedir. Eğer işçiler kazıda çalışacaklarsa, ek yükler için özel destek ve kalkan sis-temleri dizayn edilmeli, uzman gözetiminde su boşaltma ekipmanı kullanılmalı, yüzey sularının yönleri kazıya su girişini engelleyecek şekilde başka yönlere çevrilmeli, her yağıştan sonra ve işçiler kazıya tek-rar girmeden önce kazı uzman tarafından kontrol edilmelidir.
Kazı yapılan yerin temiz olması kaza oluşmasını engellemede önemlidir. Kazı zemininde bulunan kul-lanılmayan araç ve gereçler, tahta parçaları, her türlü çöpler ortalıktan kaldırılmalı, kayıp düşmeleri en-gellemek amacıyla kazı zemini gerekirse pompalar vasıtasıyla kuru tutulmalıdır.
4. Sonuç
Kazı işlerinin ölüm ve yaralanmaların çok görüldüğü yapı sektörünün en tehlikeli alt kollarından birisi olduğu araştırmalarda ve istatistiklerde açıkça görülmektedir. Kazılar çeşitli birçok tehlikeyi barındırmakta, işçilerin güvenliği açısından gerekli hassasiyet gösterilmemesi durumunda trajik sonuçlar doğurmaktadır.
Bu çalışmada spesifik olarak dar kesitli kazılardan, bu kazılarda oluşabilecek tehlikelerden ve alınması gereken önlemlerden bahsedilmiştir. Dar kesitli kazılarda en büyük ve en temel tehlike göçüktür. Top-rağın ağırlığını göz önüne aldığımızda göçük altında kalan işçi/işçilerin hayatta kalma şansı çok düşük olup maalesef çalıştıkları yer kendileri için bir mezar olabilmektedir. Dolayısıyla bu tehlike karşısında önceden önlem alınmaması durumunda, verilecek kayıpların küçük olmayacağı son derece aşikârdır. Bu nedenle göçüklere sebep olabilecek etmenler uzman kişiler tarafından titizlikler incelenmeli ve bahsedi-len koruyucu sistemler çalışmaya başlamadan önce gerekli standartlar çerçevesinde uzman veya profes-yonel mühendisler tarafından uygun şekilde dizayn edilmelidir.
Göçüğün dışındaki tehlikeler, göçük tehlikesi kadar sık karşılaşılmamaktadır fakat bu tehlikeler de göçük gibi ağır sonuçlar doğurmakta, ölüm ve ciddi yaralanmalar vuku bulmaktadır. Ayrıca bu tehlikelerden
183
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
165
bazılarının meydana gelmesi göçük olayını tetikleyerek kazı alanında birden çok tehlikenin aynı anda yaşanmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak içerisinde bu kadar tehlikeyi ve riski barındıran bu çalışmalar, uzman gözetiminde risk de-ğerlendirilmesi yapılarak planlı bir şekilde yürütülmeli, çalışma sırasında münferit hareketlerden kaçınılmalı, gerekli kurum ve mercilerle işbirliği yapılarak bilgi alış verişi sağlanmalıdır. Ayrıca işçilerle de sürekli iletişim halinde olunmalı ve kontrol listeleri vasıtasıyla bu işçiler denetlenmeli, iş güvenliği öncelikli olarak temin edilmelidir.
5. Referanslar
1. Trenching and Excavation, 24.09.2012 tarihinde http://www.dietrichgeo-logicaldrilling.com/services.html adresinden alınmıştır.
2. Trenching Safety, Introduction to Trenching Hazards, Infrastructure Health & Safety Associa-tion,(IHSA).
3. Excavation,27.09.2012 tarihinde http://jbinksandsons.co.uk/images/excavation /excavation-9.jpg adresinden alınmıştır.
4. Trench,27.09.2012 tarihinde http://myconstructionphotos.smugmug.com/Construction-Galleries/Construction-Safety-trench/i-4sqhsJN/4/L/trench9937-L.jpg adresinden alınmıştır.
5. Boom, J. (1999).Trenching is a dirty business,24.09.2012 tarihinde http://www.elcosh.org/record/document/161/d000168.pdf adresinden alınmıştır.
6. Excavation safety manual,Introduction to excavation safety,Occupational Safety and Health Admi-nistration(OSHA).
7. Safe construction trenches and excavations, fact sheet #11,Ministry of Labour, Ontario. 8. Trench Cave-in, OSHA Construction Fatality Fact #41 9. H.Phil, F.Ed, Introduction to Health and Safety in Construction,2nd edition. 10. Trench cave-in, 27.09.2012 tarihinde http://www.nsc.org/NSC%20Picture
%20Library/shportal/features/aug11/trench.jpg adresinden alınmıştır. 11. Occupational Safety and Health Administration(OSHA). Construction regulations 29 CFR 1926 (1997),Subpart P, Excavations. 12. Fissured soil, 27.09.2012 tarihinde http://www.colourbox.com/preview/1709557-576977-dried-climate-fissured-cracked-earth-and-sand.jpg adresinden alınmıştır. 13. Unconfined compression tester,27.09.2012 tarihinde http://www.hoskin.ca/ cata-log/images/ELE_Unconfined%20Compression%20Tester-Hand%20Op.jpg adresinden alınmıştır 14. Ribbon Test, 27.09.2012 tarihinde http://www.pubs.ext.vt.edu/452/452-129/L_IMG_appendix.jpg adresinden alınmıştır. 15. Trench Safety,27.09.2012 tarihinde http://trenchsafety.com//images/Things_ Wrong.jpg adresinden alınmıştır. 16. 27.09.2012 tarihinde http://huckbody.com/?attachment_id=442 adresinden alınmıştır. 17. 27.09.2012 tarihinde http://bokkers-excavating.ca/wp-content/gallery/trench-work/bokkers-excavating-trench-work-2.jpg adresinden alınmıştır. 18. Trench Slope,27.09.2012 tarihinde http://www.jetocconstruction.com/_ Media/100_1548-2.jpeg adresinden alınmıştır. 19. Safety,Health and Welfare on Construction Sites, International Labor Office (ILO).
184
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
166
20. Excavation trench shield, 27.09.2012 tarihinde http://myconstructionphotos.smugmug.com/Construction-Galleries/Construction-Excavation/trench-shieldP1000366/1 11358817_u3yE7-L-2.jpg adresinden alınmıştır. 21. Excavations(2002), Occupational Safety and Health Administration(OSHA). 22. Engineering Properties of Soils, Cave-Ins, Occupational Safety and Health Administration(OSHA) regulations for Excavations,24.09.2012 tarihinde http://www.uwstout.edu/faculty/scotta/sect6.cfm adresinden alınmı ştır. 23. 27.09.2012 tarihinde http://www.nmggeotech.com/ projects/p7lsm_img_12/ fullsi-ze/Pipelines_fs.jpg adresinden alınmıştır. 24. 27.09.2012 tarihinde http://www.elcosh.org/record/images/97-72.jpg adresinden alınmıştır. 25. Sloped trench, 27.09.2012 tarihinde http://www.moderncontractorsolutions.com/ dbme-dia/0310_SAF_Excavation.jpg adresinden alınmıştır. 26. Shielded trench, 27.09.2012 tarihinde http://www.cobletrenchsafety.com/ webUploadIma-ge/0309_0502.jpg adresinden alınmıştır. 27. 27.09.2012 tarihinde http://www.renthire.com/RHI/ hirecompany_display/ glen_iris/img218.jpg adresinden alınmıştır. 28. Excavation and trenching safety,NYC buildings. 29. Safety, health and welfare on construction sites, A training manual, ILO. 30. Avoiding Dangers from Underground Services,(2000),HSG 47,Health and Safety Execution (HSE). 31. 27.09.2012 tarihinde http://www.flickr.com/photos/sacramentodistrict/7902577704/ in/set-72157631341683456 adresinden alınmıştır. 32. Trenching and excavation safety, 27.09.2012 tarihinde http://www.toolsofthetrade.net/ industry-news.asp?sectionID=2123&articleID=500663 adresinden alınmıştır. 33. 27.09.2012 tarihinde http://www.mysafetysign.com/three-point-contact-labels/tractor-label/sku-lb-0832.aspx adresinden alınmıştır. 34. 27.09.2012 tarihinde http://www.mysafetylabels.com/Safety-Stickers/Forklift-Labels.aspx adresin-den alınmıştır.
185
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
167
186
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
168
OFİSLERDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ12
1 OFİS VE ERGONOMİ
Ofis, bir işletmeyi veya bir hizmeti yönetmek üzere organizasyonel faaliyetlerin yapıldığı alandır. Ergo-nomi, maksimum iş güvenliği ve verimlilik sağlamak amacıyla, insanların anatomik ve bilişsel özellikle-rinin, çalıştıkları çevre ve sistemlerin incelenmesine ve bu öğeler arasında maksimum uyumun sağlan-masına yönelik çalışmaların bütünü olarak tanımlanabilir1. Bir diğer tanımıyla ergonomi, çalışan kişinin işi, iş aletleri ve iş çevresiyle olan ilişkilerini araştırır. Modern ofisler basit önlemlerle engellenebilecek potansiyel tehlikeler ile doludur. Ergonominin amacı ise sakatlanma veya yaralanma riskini en aza indi-rerek insan vücudundan en yüksek verimi almaktır. Çalışma ortamı ve alışkanlıkları ile basit ayarlamalar yapmayı öğrenmek kişinin rahatını ve verimliliğini büyük ölçüde arttıracaktır. Ergonominin risk faktörle-ri göz önünde bulundurularak ofislerde iş sağlığı ve güvenliği sağlanmaktadır.
Ofis sektörü meslek hastalıkları ve iş kazaları yönünden ele alınması gereken bir sektördür. Ofislerdeki iş kazalarının inşaat, metal ve maden sektöründeki kazalara oranla daha düşük olması ilginin bu yöne kay-masını azaltmaktadır. Ancak iş kazalarının küçük veya büyük olması değil insan sağlığı temel alınması gerektiği için ofislerde iş sağlığı ve güvenliği önlemleri bakımından incelenmelidir. Özellikle son yıllarda ofislerde meydana gelen meslek hastalıklarının artması bu konunun ehemmiyetini gözler önüne sermek-tedir.
Ergonominin amacı;
Çalışanların etkinliğini arttırmak Gereksiz ve aşırı zorlamalardan kaçınmak Çalışmanın yöntemli bir şekilde düzenlenmesini sağlamak Lüzumsuz aktiviteleri önlemek İnsan-makine-çevre uyumunu sağlamaktır.
2 ERGONOMİK RİSK FAKTÖRLERİ
2.1 Çevresel Faktörler
Çevresel faktörler çalışan için ek bir yük oluşturur. İş performansının azalmaması, sağlığın zarar görme-mesi açısından bu faktörlerin bilinmesi, bu faktörlerin normal veya aşırı düzeyde olmalarında organiz-manın vereceği fizyolojik cevapların tanınması gerekir.
2.1.1 Gürültü
Gürültü genel olarak istenmeyen ve rahatsız eden ses olarak tanımlanır. Sağlıklı bir insan kulağı 0dB – 140dB arasında bulunan ses şiddetine karşı duyarlıdır. Ayrıca 3000-4000Hz frekans ve 60-90dB ses basıncı aralığı insan kulağının en duyarlı olduğu aralıktır.
Ofislerdeki gürültü duyma kaybına sebebiyet verecek kadar fazla değildir. Ancak endüstriyel ortamda gürültü sebebiyle duyma kaybı söz konusudur. Gürültü insan üzerinde fizyolojik ve psikolojik olmak üzere iki türlü etkide bulunur.
Gürültünün Fizyolojik Etkileri: Ofislerdeki gürültü insan sağlığına fizyolojik olarak veya duyma kaybına sebebiyet verebilecek büyüklükte ve şiddette değildir. Tablo 2.1’de gürültünün fizyolojik etkileri belirtilmiştir. 12 Serap ZEYREK İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman; Hatice Figen ULUCAN, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
187
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
169
Tablo 2.1. Gürültünün Fizyolojik Etkileri2
Gürültü Düzeyi Yer ve Konum
0 dB İşitme eşiği
20 dB Sessiz bir orman
30 dB Fısıltı ile konuşma
40 dB Sessiz bir oda
50-55 dB Şehirde bir büro
60 dB Karşılıklı konuşma
70 dB Dikey matkap
80 dB Yüksek sele konuşma
90 dB Kuvvetlice bağırma
100 dB Dokuma salonları
110 dB Havalı çekiç, ağaç işleri
120 dB Bilyeli değirmen
130 dB Uçakların yanı
140 dB Ağrı eşiği
Ofis ortamındaki gürültü düzeyi ortalama 50-55dB aralığındadır. Ancak ofisin büyüklüğüne göre bu aralık değişmektedir. Tablo 2.2.’de ofislerin kullanım alanına göre gürültü seviyeleri belirtilmiştir.
Tablo 2.2. Ofislerde Gürültü Seviyeleri3
Kullanım alanı Kapalı pencere
Leq (dBA)
Açık pencere
Leq (dBA)
Ticari Yapılar Büyük ofis 45 55
Toplantı salonları 35 45
Büyük daktilo ve bilgi-sayar odaları
50 60
Özel büro(Uygulamalı) 45 55
188
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
170
Genel büro (Hesap, yazı bölmeleri)
50 60
Kamu Kurum ve Kuru-luşları
Ofisler 45 55
Laboratuvarlar 45 55
Toplantı salonları 35 45
Bilgisayar odaları 50 60
Gürültünün Psikolojik Etkileri 4: Gürültü ofis ortamının büyüklüğüne göre çalışanlar üzerinde psiko-lojik olarak farklı düzeylerde etki gösterebilir. Ancak çalışanlar çoğunlukla konsantrasyon eksikliği, dik-kat kapasitesinde zayıflama, yorgunluk, uyku bozuklukları ve geç uyuma, sinirli olma, karşılıklı anlaşma bozuklukları ve algıda azalma gibi şikayetlerle karşılaşırlar.3Tablo 2.3’te gürültünün psikolojik etki dü-zeyleri belirtilmiştir.
Tablo 2.3. Gürültünün Psikolojik Etki Düzeyleri
Gürültü türü dB Psikolojik Etki
Uyku gürültüsü 30 Psikolojik belirtiler (I.Basamak)
İnsan sesi 60 Psikolojik belirtiler (I.Basamak)
Telefon zili 70 Psikolojik belirtiler (II.Basamak)
Çalar Saat 80 Psikolojik belirtiler (II.Basamak)
Tehlikeli bölge 85 Psikolojik belirtiler (II.Basamak)
Gürültü ayrıca5;
• Konuşurken bağırma ihtiyacı doğurabilir,
• Kişiler arasındaki ilişkilerde olumsuzluklar ve iş kazalarının artmasında etkin rol oynayabilir.
2.1.2 Sıcaklık, nem ve hava akımı (Termal konfor)
Çalışılan yerlerde iç hava kalitesinin insanların sağlığı ve verimi ile doğrudan ilişkisi nedeniyle günü-müzde önemi artmaktadır. Bu bakımdan çalışanların günün en az sekiz saatini geçirdiği ofislerdeki ter-mal konforun sağlanması son derece önemlidir. İç ortam sıcaklığı, ısıl konfor şartlarından en önemli pa-rametredir. İç ortam sıcaklığı kış ve yaz durumuna göre insanların kendilerini rahat hissedecekleri bir düzeyde olmalıdır. Sıcaklık ne çok düşük ne de çok yüksek derecelerde olmalıdır. Yaz şartlarında iç hava sıcaklığı daha çok dış sıcaklığa göre seçilmesine rağmen, kış aylarında iç ortam tasarım sıcaklığı ortamın kullanım amacı ve tipine göre belirlenmektedir. Birçok insanın rahat olarak çalıştıkları ortam sıcaklığı 20-26 oC’dir.6
189
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
171
İç ortamdaki nem miktarı ısıl konforu belirleyen diğer faktördür. Normalin üzerindeki nemli ve sıcak hava, sıkıntı veren havadır. Düşük nemde ise burun, göz ve ağızda kuruluk olur ve vücut hızla su kaybet-tiğinden, sık sık su içme ihtiyacı hissedilir. İç ortam bağıl nem değerinin %30- 70 aralığında olması öne-rilmektedir. Esasen iç ortamın sıcaklık ve bağıl nem değerleri birlikte düşünülmesi gerekir. Bundan do-layı, sıcaklık ve bağıl neme göre konfor bölgeleri, yaz ve kış durumu için belirlenir.6
Çin’de yapılan bir araştırmaya göre termal konforun sağlanması için ofis ısısının en az 26 oC olması ge-rektiği saptanmıştır. Başka bir çalışmada az enerjili serinletme sisteminin çalıştığı bir ortamda ofis içi sıcaklık değerinin ortalama 23 oC ve nem oranının %55 olması gerektiği belirlenmiştir. ABD ASHRAE standartlarına göre ideal şartlar için sıcaklığın 20-25,5 oC, nemin ise %30-60 arasında olması gerekmek-tedir. Vücut yüzey alanı ve üzerimize giydiğimiz kıyafetler de çalışma ortamında ısıl konfora etki eden faktörlerdendir. Ayrıca günlük yapılan aktiviteler de ısıl konforu etkilemektedir. Oturur durumda ve ayaktayken vücut ısısı değişmektedir. Örneğin vücut ısısı ayağa kalkma halinde 0,85 oC, odada sakince dolaşma durumunda ise 3,4 oC artmaktadır.7
Verimli ve sağlıklı bir işyeri ortamında ideal hava akımı 150 mm/sn civarında olmalıdır. Bu akım 510 mm/sn düzeyine çıktığında ortam “esintili”, 100 mm/sn düzeyine düştüğünde ise ortam “havasız” olarak nitelendirilir.8
2.1.3 Aydınlatma
Ofislerde aydınlatma ihtiyacı, yapılan işin gerekliliğin göre değişmektedir. İhtiyacımız olan aydınlatma iki yol ile sağlanır: Doğal ışık ve yapay ışık. Yeşil binaların arttığı ve enerji tasarrufunun çok önemli olduğu günümüzde doğal aydınlatmanın önemi büyüktür. Ofis mimarisi doğal ışıktan maksimum yarar-lanacak biçimde tasarlanmalıdır.
Yapay aydınlatmaya göre daha fazla aydınlatma şiddetine sahip olmasından dolayı gün ışığının insanlar üzerinde birçok olumlu etkisi bulunmaktadır. Güneşli bir günde açık havada aydınlatma şiddeti 100.000 lüks, gölgede ise 10.000 lüks değerinde olabilmektedir. Yapay aydınlatma ile işyerlerinde genellikle 500 lüks civarı aydınlatma şiddetine ulaşılabilmektedir.
İşyerlerinde sağlanan aydınlatmada ışığın gözü rahatsız etmeyen bir konfora sahip olması ve dengeli bir dağılımı gereklidir. Çalışılan plan veya projenin yanına masa lambası konulması gibi doğru noktalara ışık odaklaması uygulanmalıdır. Düşük kontrastlı ışık kullanarak çalışanların performansını düşürmemek gerekmektedir. Işığın yansımaları doğru kullanılmalı tavandan, duvardan, yerden veya masalardan ne kadar ışık yansıtılacağı iyi hesaplanmalıdır. İşyerlerinde aydınlatma için kullanılan ışık göz ka-maştırmamalı, doğru renk ve ton seçilmeli, floresanda olduğu gibi kırpma olmamalıdır. Toplam aydınlatma hesabı yapılırken gün ışığı da dikkate alınmalıdır.9
Aydınlatma tipleri doğrudan ve dolaylı olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğrudan aydınlatma bir yüzeyin bir kaynaktan düz bir hat üzerinde gelen ışık ışınları ile aydınlatılmasıdır. Doğrudan aydınlatma lokal olarak yüksek lüminesans oluşturmakla birlikte ışığın geliş yönünde bulunan nesnelerin arkasında koyu gölgeler oluşturmaktadır. Çok yüksek lüminesans gözde kamaşma (glare) yaratır, rahatsızlık vericidir. Doğrudan aydınlatma işyerlerinde özellikle kalite kontrol işleri gibi yüksek düzeyde görünürlük gerektiren işler için kullanılmaktadır.9
Dolaylı aydınlatma ışık akısının en az %90’nını tavana veya duvarlara dağıtan ve bu yüzeylerden geri yansıyan ışık ile aydınlatmadır. Enerji verimliliği açısından duvarların ve tavanın açık renklere boyanmış olması gerekmektedir. Dolaylı aydınlatmada dağınık ışık oluşmakta ve gölgeler oluşmamaktadır. Genel-de yüksek aydınlatma şiddeti yaratarak kamaşma riskini en aza indirir ancak ofislerdeki parlak duvar ve tavanlar ekranlar yüzeyinde yansımaya neden olarak “rölatif” kamaşma oluşturabilir.9
Çoklu çalışma ortamında, ofis çalışanları arası enerji alışverişinin amaçlandığı açık ofis sistemlerinde genel aydınlatmanın yanında kişisel aydınlatma da kullanılmalıdır. Genel aydınlatmada tercih edilecek
190
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
172
sarkıtlar da kişisel çalışma bölümlerine direkt ışık verebilen uygun seçimler arasındadır. Masalara yakınlaştırma olanağı bulunan sarkıtlar, ek bir çalışma aydınlatması ihtiyacını ortadan kaldıracağından, daha ekonomik bir seçim olacaktır.
Aydınlatmada ışığın yansıması da önemlidir. Renkler yansıma düzeyinin belirlenmesinde önemli rol oy-nar.10
• Beyaz %75 ve daha fazlasını
• Açık renkler %50-75 arası (azalan soğuk renkler)
• Orta renkler % 20-50 arası (parlak sıcak renkler)
• Koyu renkler %20 veya daha az miktarda ışığı yansıtırlar.
Tablo 2.4.’te çalışanların kullandığı bazı mekanların aydınlatma şiddeti gösterilmiştir. Tablo 2.4. Mekanlara Göre Aydınlatma Şiddetleri
Mekan Aydınlatma Şiddeti(Lux)
Bekleme Salonları 300 lux
Açık Ofisler 750 lux
Toplantı Odaları 500 lux
Ofisler 500 lux
Rutin ofis işleri 400 lux
Kötü kontrastta çalışma 600 lux
Genel arka ışık 160-240 lux
İşyerindeki açık alanlar, dış yollar, geçitler 20 lux
Yol ve merdivenler 50 lux
2.1.4 Kimyasallar
Ofislerde yazıcı ve kartuş tonerleri, temizlik maddeleri, piller, tüpler, yapıştırıcılar, mürekkep ve ofis malzemeleri gibi çeşitli kimyasallar kullanılmaktadır. Tüpler, yapıştırıcılar, mürekkep ve ofis malzemele-ri kullanılan başlıca tehlikeli maddelerdendir. Ayrıca ofislerde en sık kullanılan elektronik araçlardan olan fotokopi makinası ve lazer yazıcılar ozon salgılamaktadır. Ancak bu tür maddeler tehlikeli olmasına karşın maruziyet riskinin düşük olması nedeniyle pratik olarak zararsız kabul edilebilirler.
2.1.5 Bitkiler
NASA’nın yaptığı araştırmalara göre bitkiler havadaki benzol, karbon monoksit ve formaldehit gibi tok-sik maddelerin seviyesinin azalmasını sağlar. Şekil2.1’de bu faydayı sağlayan bazı bitkiler gösterilmek-tedir.10
191
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
173
Şekil 2.1. Ortamdaki Toksik Maddeleri Azaltan Bitkiler10
2.2 Fiziksel Faktörler
Ergonomi ile ilgili fiziksel faktörler, fiziksel etkinlikleriyle ilişkili olarak insanların anatomik, antropo-metrik, fizyolojik ve biyomekanik karakteristikleriyle ilgilenmektedir. Dolayısıyla çalışma sırasındaki duruş özellikleri, yinelenen hareketler, işle ilgili kas iskelet sistemleri, işyeri yerleşim planı, güvenlik ve sağlık ergonomi ile ilgili fiziksel faktörlerin temel konularını oluşturmaktadır.
2.2.1 Bina(iş yeri yerleşim planı)
İşyeri binaları tüm kullanım aşamalarında yapılan işin özelliğine uygun olarak ve aşağıda bahsedildiği şekilde tasarlanmalıdır:11
Pencereler: İşyerinde pencereler güvenli bir şekilde açılır, kapanır ve ayarlanabilir olmalıdır. Dış pence-re ve menfezler işyerinde ışığı bol ve eşit olarak yayacak ve ihtiyaca göre kolayca açılıp kapanabilecek ve temizlenebilecek şekilde yapılmalıdır. İçeriye ışık girmesine yarayan tüm açıklıkların -yan duvar ve tepede- taban yüzeyine oranı en az %10 olmalıdır.
Acil çıkış yolları ve kapıları: Her yapı tüm kullanıcılara elverişli kaçış olanakları sağlamak üzere kul-lanıcı yüküne, yangın korunum düzeyine, yapısına ve yüksekliğine uygun tip, konum ve kapasitede tehli-ke çıkışlarıyla donatılmalıdır. Her çıkış açık bir şekilde görünmelidir. Çıkışlar “Güvenlik ve Sağlık İşa-retleri Yönetmeliği”ne uygun olarak düzenlenmelidir. İşaretler uygun yerlere ve kalıcı olarak koyul-malıdır. Acil çıkış kapıları dışarıya doğru açılmalı ve güvenli bir alana çıkış sağlamalıdır. Kaçış yolları caddeye kadar devamlı ve engellenmemiş şekilde olmalıdır.
Ayrıca, işyerinde taban döşeme ve kaplamaları sağlam, kuru ve mümkün olduğu kadar düz ve kaymaz bir şekilde olmalı, tehlikeli eğimler, çukurlar ve engeller bulunmamalıdır. Elektrik kabloları yerde dağınık olarak değil yürüyüşe engel olmayacak şekilde toplanmış ve üzeri kapatılmış şekilde düzenlenmelidir.
Tuvaletler ve Lavabolar: Gerekli havalandırma ve aydınlatma sağlanmalı, koku çıkması engellenmeli-dir. Tuvalet ve lavabolar için yeteri kadar temizlik malzemesi temin edilmelidir. Tuvaletler çalışılan yer-den bir kattan daha yüksek ve daha alçak bir yerde olmamalı ve direkt olarak iş yerine açılmamalıdır.11
Hasta Bina Sendromu: Sürekli kapalı ortamlarda çalışan kişilerde hasta bina sendromu adında, halsiz-lik, baş ağrısı, sersemlik hissi, bulantı, cilt kuruluğu, gözlerde batma, burunda tıkanıklık ya da akma gibi belirtiler veren bir durum ortaya çıkmaktadır. Belirtiler, genellikle penceresi açılmayan, merkezi bir ha-valandırmaya bağlı olan binalarda ortaya çıkar. Günümüzde özellikle ofis binaları giderek artan sıklıkta camları açılmayacak şekilde inşa edilmektedir. Bu tür binalarda dışarıdan içeriye sıcak/soğuk hava gir-
192
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
174
mesi ve içerideki ısıtılmış/soğutulmuş havanın dışarı çıkması engellenerek enerji tasarrufu sağlanmak-tadır. Ancak dış ortamla ilişkisi tamamen kesilmiş bu binalarda iç ortam kirliliği de artmaktadır. Yani çalışanlar çeşitli biyolojik ve kimyasal zararlılara maruz kalmaktadırlar.Tablo 2.5.’ te genel ortam kirleti-cileri ve emisyon kaynakları belirtilmiştir.
Tablo 2.5. Ortam Kirleticileri ve Emisyon Kaynakları12
Kirletici
Emisyon Kaynağı
Gazlar
CO2 Yanma işlemleri, garaj egzozu, sigara dumanı
CO Yanma işlemleri (ısıtıcılar, sobalar, şömine), garaj egzozu, sigara dumanı
NO2 Yanma işlemleri, garaj egzozu, sigara dumanı
O3 Fotokopi makinesi, yazıcı
SO2 Gaz sobaları
Formaldehit Ahşap mobilyalar, halılar, duvar ve tavan boyaları, izolasyon malzemeleri, reçineler, yapıştırıcılar, laminant parkeler, döşemelikler, dezenfektanlar
UOB Mobilyalar, halılar, vernikler, çözücüler, oda parfümleri, deterjanlar, yapıştırıcılar, yanma işlemleri, boyalar, yer ve duvar kaplamaları, laminant parkeler, kuru temizleme ile temiz-lenen elbiseler, böcek ilaçları
Radon Topraktan difüzyon yolu ile
Biyoaerosollar
Allerjenler Ev tozları, evcil hayvanlar, böcekler, polenler
Mantar sporları Bitkiler, gıda maddeleri
Bakteriler, virüsler İnsanlar, evcil hayvanlar, bitkiler, havalandırma cihazları
PAH Yanma işlemleri, sigara dumanı
2.2.2 Ekranlı araçlar
Monitör: Ekranda görünen karakterler kolayca seçilebilecek şekil ve formda, uygun büyüklükte olmalı, satır ve karakterler arasında yeterli boşluk bulunmalıdır. Ekran görüntüsü stabil olmalı, görüntünün tit-remesi ve benzeri olumsuzluklar bulunmamalıdır. Parlaklık ve karakterler ile arka plan arasındaki kont-rast, operatör tarafından kolaylıkla ayarlanabilmelidir. Ekran, operatörün ihtiyacına göre kolaylıkla her yöne döndürülerek ayarlanabilir olmalıdır. Ekranın ayrı bir kaide veya ayarlanabilir bir masa üzerinde kullanılması mümkün olmalıdır. Kullanıcıyı rahatsız edebilecek yansıma ve parlamalar önlenmelidir. Monitör gözlerden en az 65 cm uzakta bulunmalıdır. Genel olarak monitörü mümkün oldukça uzağa yer-leştirmek ve yazı karakteri boyutunu arttırmak tavsiye edilir.13
Monitörün Düşey Yerleşimi: Ekran görüş alanı gözün yatay görme hizasından 15°-50° açıları arasında bulunmalıdır. Şekil 2.2.’de monitörün yerleşim şekli gösterilmektedir.
193
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
175
Şekil 2.2. Monitörün Yerleşimi14
Boyun Postürü: Alçak monitör yerleşimi kullanıcıların farklı boyun hareketleri sağlayacak pozisyonlar denemelerine izin verir. Göz seviyesinde yerleştirilen monitör ise kullanıcıyı hem duruş hem de görüş açısından uygun olan sadece bir çeşit pozisyonda kalmaya zorlar. Şekil 2.3.’te boyun postürü gösteril-mektedir.
Şekil 2.3. Boyun Postürü14
Ekran Eğimi: Monitör üst kısmı altında daha geride kalacak biçimde arkaya doğru eğik durmalıdır.
Klavye: Klavye, çalışanın el ve kollarının yorulmaması ve rahatça çalışabilmesi için ekrandan ayrı ve hareketli olmalıdır. Klavyenin ön tarafına, çalışanın bileklerini dayayabileceği özel destek koyulmalıdır. Çalışanın elleri ve kolları için klavyenin önünde yeterli boşluk olmalıdır. Klavyenin rengi mat olmalı ve ışığı yansıtmamalıdır. Çalışma pozisyonuna göre, tuşlar üzerindeki semboller kolaylıkla seçilebilmeli, düzgün ve okunaklı olmalıdır.
Çalışma masası veya çalışma yüzeyi: Çalışma masası veya çalışma yüzeyi, ekran, klavye, dokümanlar ve diğer ilgili malzemelerin rahat bir şekilde düzenlenebilmesine olanak sağlayacak şekilde ve yeterli büyüklükte ve yüzeyi ışığı yansıtmayacak nitelikte olmalıdır. Çalışanı rahatsız edici göz ve baş hareketle-ri ihtiyacını en aza indirecek şekilde yerleştirilmiş ve ayarlanabilir özellikte doküman tutucu kul-lanılmalıdır. Çalışanın rahat bir pozisyonda olması için yeterli alan bulunmalıdır.
Çalışma sandalyesi: Sandalye dengeli ve çalışanın rahat bir pozisyonda oturabileceği ve kolaylıkla ha-reket edebileceği şekilde olmalıdır. Oturma yerinin yüksekliği ayarlanabilmelidir. Sırt dayama yeri öne-arkaya ve yukarı-aşağı ayarlanabilir, sırt desteği bele uygun ve esnek olmalıdır. İstendiğinde operatöre uygun bir ayak dayanağı sağlanmalıdır. Şekil 2.4. ve Şekil 2.5.’te bilgisayar kullanıcıları için ergonomik durumlar ve ergonomik sandalye örneği gösterilmektedir.
13
194
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
176
Şekil 2.4. Bilgisayar Kullanıcıları İçin Ergonomi11
Şekil 2.5. Ergonomik Sandalye Örneği
195
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
177
2.2.3 Tekrarlanan işler
Tekrarlanan işler, iş sırasında aynı ya da benzer hareketlerin sık aralıklarla tekrarlanmasını gerektiren işlerdir. İki saatten daha fazla süre hiç ara vermeden dakikada ikiden daha fazla kere el ile bir butona dokunmak veya klavye üzerinde gün içerisinde dört saatten fazla ara vermeden veri girmek tekrarlanan işlere örnek olarak verilebilir8.
Sürekli tekrarlayan işlerde, kasların dinlenmesi için yeterli aralar verilmezse kas ve iskelet sisteminde ağrılar ve rahatsızlıklar kaçınılmazdır.
2.2.4 Uygunsuz Duruşlar
Uygunsuz duruşlar doğal duruşun dışındaki duruşlardır. Doğal duruş iş için en güvenli ve rahat duruştur. Doğal olmayan duruşlar kas ve eklemlere baskı yaparak vücudun fiziksel limitlerini zorlar.8
Gün içerisinde iki saatten fazla sürekli eller ile omuz ve baş hizasının üzerinde çalışmak,
Gün içerisinde iki saatten fazla diz çökerek çalışmak,
Gün içerisinde iki saatten fazla beli bükerek veya eğerek çalışmak;
Ayaklarına destek vermeden oturmak
çalışanların dikkat etmedikleri uygunsuz duruşlardandır. Şekil 2.6.’da uygunsuz duruşlara bir örnek ve-rilmektedir.
Şekil 2.6. Uygunsuz duruşlara örnek15
2.2.5 Statik Duruş
Çalışanın aynı pozisyonda uzun süre durarak çalışması gereken duruşlardır. Statik duruşlarda kan akışı sınırlanır, kaslarda yorgunluk ve zedelenmeler oluşur. Ergonomik iyileşmelerle statik duruşun etkileri sınırlandırılabilir.
2.3 Psikolojik faktörler
2.3.1 Çalışandan kaynaklanan faktörler
Uyuşmazlıklar (şaşırma, yanılma, unutkanlık), üzüntüler, ailevi sorunlar, meslek sorunları, ekonomik zorluklar, güvensizlik, işyerinde negatif sosyal iletişim, dedikodu, çalışanlarla çatışmalar çalışandan kay-naklanan faktörler arasındadır.
196
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
178
2.3.2 İşin yapısından kaynaklanan faktörler
İşin yükü ve niteliği, amirlerin baskısı, monotonluk, görevin çeşitliliği ya da çok yönlülüğü, grup içeri-sinde çalışma baskısı işin yapısından kaynaklanan faktörlerdendir.
2.3.3 İşletmenin yapısından kaynaklanan faktörler
Rol çatışması ve rol belirsizliği, sınırlı kariyer, düşük ücret işletmenin yapısından kaynaklanan faktörler-dendir.
3 ERGONOMİK RİSK FAKTÖRLERİNİN KONTROLÜ
İşverenler iş ve iş istasyonlarını en uygun şekilde tasarlayarak, iş için en uygun araç ve ekipmanları seçe-rek ergonomik rahatsızlıkları önleyebilirler. İşverenler, işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılması sonu-cu ortaya çıkacak bilgileri kullanabilirler ve risk faktörlerini kontrol etmek için aşağıda belirtilenleri kul-lanarak prosedürler oluşturabilirler16:
İş istasyonları, alet ve ekipmanlarının tasarımı veya yeniden tasarımı gibi uygun mühendislik kontrolleri;
Eğer gerekliyse çalışan rotasyonu, daha fazla iş çeşitliliği, artırılmış dinlenme araları gibi yöne-timsel kontroller.
EK 1A ve 1B’de ofis işletmelerine yönelik bir risk değerlendirmesi örneği türkçe ve ingilizce olarak ve-rilmektedir18.
4 OFİS HASTALIKLARI
Ofis hastalıkları, sürekli aynı pozisyonda kalma, tekrarlayan hareketler, ekranlı ve klavyeli araçlarla çalışma, el bileği ve parmaklara aşırı yüklenmeler, ortamın ısı, nem, ışık ve konfor yönünden uygunsuz-luğunun neden olduğu multisistemik hastalıklar topluluğudur.
Ofis hastalıkları şu başlıklar altında gruplandırılabilir17:
Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları: Vücudumuzdaki kaslar kullanılmamaya bağlı olarak zayıflayıp vücu-dun bütün yükleri iyi dengelenmeden kemik ve eklemlere binmektedir. Böylece bel ağrıları, boyun-bel fıtıkları, dizlerde öncelikle olmak üzere kıkırdak aşınmaları sık meydana gelir. Sürekli klavye kullanma-ya bağlı dirsek, önkol ve el bileğinde kas hastalıkları çok olur. İleri yaşlarda da osteoporoz riski artar.
Dolaşım Sistemi Hastalıkları: Sürekli stres, hipertansiyon ve kalp damar hastalıklarında(kalp krizi gi-bi)en önemli faktörlerdendir. Ek olarak azalmış beden aktivitesi ve aşırı beslenme sonucu yüksek koles-terol seviyeleri gibi kan biyokimyası bozukları da kalp ve damar hastalıklarında risk faktörleridir.
Alerjik hastalıklar: Çalışanların kapalı ve dar alanlarda topluca bulunmaları, açık sahada çalışmaktan ofiste çalışmaya dönüş, halı döşemeler, sigara alışkanlığının yayılması, ofislerde kullanılan havalandırma ve ısıtma sistemleri gibi faktörler sonucu alerjik hastalıklar meydana gelebilmektedir. Alerjik cilt has-talıkları yönünden ofislerde kullanılan karbon ve fotokopi kâğıtları, boya, mürekkep gibi malzemeler etkilidir. Klimalarla bulaşan lejyoner hastalığı denilen tipteki zatürree de ofis ortamında çalışanları tehdit edebilir. Doğada yaygın olarak bulunan lejyoner hastalığı bakterileri, binaların klima filtrelerine yerleşip kolonize olarak buradan ortam havasına yayılır ve solunum yoluyla bulaşır. Kirlenen havalandırma ka-nalları aldığı mikroplu havayı temizleyemeden ortama yeniden gönderir. Bu açıdan özellikle ofis ortam-larında meydana gelen alerjik hastalıklar meslek hastalığı olarak sayılabilir.
197
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
179
Psikolojik hastalıklar: Sürekli stres hali insanlarda depresyon, öfke, mutsuzluk, uyumsuzluk gibi prob-lemlerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu toplumsal ve ikili ilişkilerde ciddi sürtüşmelere sebep olur. Büro çalışması ayrıca gözden başlayarak, mide-bağırsak, mesane ve idrar yollarına kadar birçok vücut kısmında rahatsızlığa yol açabilir.
Ofis hastalıklarından korunmak için:
Spor, fiziksel aktivite,
Düzenli uyku ve dinlenme,
Ergonomik ofis dizaynları kullanmak,
İş yaşantısı dışında psikolojik deşarj sağlayan hobilere zaman ayırmak yeterlidir.
REFERANSLAR
1. ERDİNÇ O., Ofis Ergonomisi ve Pratik Uygulamaları.
2. http://www.riskmedakademi.com.tr
3. http://www.cevreonline.com/gurultu2/ic_ortam_degerleri.htm
4. http://www.cevreonline.com/gurultu2/gurultunun%20cevreye%20olan%20etkisi.htm
5. Çandır M., Gürültünün Teknik Özellikleri ve Etkileri,
6. BULUT H., Isıtma Sezonunda Ofislerde İç Hava Kalitesinin Araştırılması,
7. MERGEN H. ve ÖNGEL K., 2009, Isıl Konfor Parametrelerinin İnsan Vücudundaki Etkilerine Yö-nelik Literatür Taraması, S.D.Ü. Tıp Fak. Derg. 16(1)/ 21-25.
8. AYANOĞLU C., İşyerinde Ergonomi ve Stres, İSG dergisi, sayı 34.
9. KÜRKÇÜ E., ÇAKAR İ., ZEYREK S., İşyerlerinde Aydınlatma, İş Sağlığı ve Güvenliği Mer-kezi Enstitüsü (İSGÜM).
10. Health and safety in the Office, Guide, 2004.
11. Ofislerde İş Sağlığı ve Güvenliği El Kitabı, 2010, Eylül, Lefkoşa KKTC.
12. ERDOĞAN ZEYDAN Z., ZEYDAN Ö., ve YILDIRIM Y., Hasta Bina Sendromu, IX. Ulusal Tesi-sat Mühendisliği Kongresi.
13. Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik, 23/12/2003, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı.
14. İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri, ÇASGEM.
15. http://ergo023.wordpress.com/
16. Ergonomics: The Study of Work, U.S. Department of Labor Occupational Safety and Health Admi-nistration (OSHA), 2000., http://www.fop.org/downloads/OSHA%20Ergonomics.pdf
17. http://zirveosgb.com.tr/makaleler/dr-halil-karaer/231-ofis-hastaliklari.html
18. http://www.hse.gov.uk/risk/casestudies/pdf/office.pdf
198
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
Hea
lth a
nd S
afet
y Ex
ecut
ive
Exam
ple
risk
asse
ssm
ent f
or a
n of
fice-
base
d bu
sine
ssSe
tting
the
scen
e
The
offic
e m
anag
er c
arrie
d ou
t the
risk
ass
essm
ent
at th
is c
ompa
ny, w
hich
pro
vide
s m
anag
emen
t and
fin
anci
al c
onsu
ltanc
y se
rvie
s, a
nd w
hich
leas
es tw
o st
orey
s of
a te
n-st
orey
s of
a te
n st
orey
offi
ce b
lock
.Ei
ghte
en s
taff
wor
k at
the
com
pany
, one
is a
w
heel
chai
r use
r. Th
e of
fices
con
tain
typi
cal o
ffice
fu
rnitu
re a
nd e
quip
men
t. Th
ere
is a
sta
ff ki
tche
n,
whe
re d
rinks
can
be
prep
ared
and
food
hea
ted,
and
th
ere
are
toile
t and
was
hing
faci
litie
s on
eac
h flo
or.
The
offic
es a
re c
lean
ed e
very
eve
ning
by
gene
ral
offic
e cl
eani
ng c
ontr
acto
rs. T
hey
stor
e th
e cl
eani
ng
mat
eria
ls in
a lo
cked
cup
boar
d.Th
e of
fice
bloc
k w
as b
uilt
befo
re 2
000.
The
land
lord
ha
s su
rvey
ed th
e bu
ildin
g fo
r the
pre
senc
e of
as
best
os a
nd h
as s
hare
d th
e fin
ding
s of
this
su
rvey
wih
t all
of th
e te
nant
s. A
sbes
tos-
cont
aini
ng
mat
eria
ls (A
CM
s) w
ere
foun
d bu
t wer
e in
goo
d co
nditi
on a
nd in
pla
ces
whe
re th
ey w
ere
not l
ikel
y to
be
dam
aged
, wor
ked
on o
r dis
turb
ed, s
o it
was
de
cide
d to
leav
e th
em in
pla
ce.
The
offic
e bl
ock
is lo
cked
from
9:0
0 pm
to 6
:00
amM
onda
y to
Frid
ay a
nd a
t wee
kend
s, a
lthou
gh 2
4 ho
ur/7
day
s a
wee
k se
curit
y co
ver i
s pr
ovid
ed.
Alth
ough
this
exa
mpl
e ris
k as
sess
men
t is
for a
n of
fice-
base
d bu
sine
ss, i
t may
equ
ally
be
appl
ied
to a
ny b
usin
ess
that
has
offi
ce-b
ased
func
tions
w
ithin
it.
Exam
ple
risk
asse
ssm
ent.
Offi
ce b
ased
bus
ines
s.
How
was
the
risk
asse
ssm
ent d
one?
The
man
ager
follo
wed
the
guid
ance
in F
ive
step
s to
ris
k as
sess
men
t (w
ww.
hse.
gov.u
k/pu
bns/
indg
163.
pdf)
1 T
o id
enfit
y th
e ha
zard
s, th
e m
anag
er:
■ lo
oked
at H
SE’s
offic
e he
alth
and
saf
ety
web
pa
ges,
incl
udin
g th
e O
fffice
wis
e le
aflet
(ww
w.hs
e.go
v.uk/
pubn
s/in
dg17
3.pd
f) to
lear
n w
here
ha
zard
s ca
n oc
cur,
and
at th
e di
sabi
lity
and
risk
asse
ssm
ent w
eb p
ages
;
■ w
alke
d ar
ound
the
affic
e, n
otin
g th
ings
that
mig
ht
pose
a ri
sk a
nd ta
king
into
con
side
ratio
n w
hat w
as
lear
nt fr
om
H
SE’s
guid
ance
;
■ ta
lked
to s
uper
viso
rs a
nd s
taff,
incl
udin
g th
e m
embe
r of s
taff
who
is a
whe
elch
air u
ser,
to le
arn
from
thei
r kno
wle
dge
and
expe
rienc
e of
are
as a
nd
activ
ities
, and
list
en to
thei
r con
cern
s an
d op
inio
ns
abou
t hea
lth a
nd s
afet
y is
sues
in th
e w
orkp
lace
;
■ ta
lked
to th
e of
fice
clea
ning
con
tract
ors,
to e
nsur
e th
at th
e cl
eani
ng a
ctiv
ities
did
not
pos
e a
risk
to
offic
e st
aff,
and
vice
-ver
sa;
■ lo
oked
at t
he a
ccid
ent b
ook,
to u
nder
stan
d w
hat
has
prev
ious
ly re
sulte
d in
inci
dent
s.2
The
man
ager
then
wro
te d
own
who
cou
ld b
e ha
rmed
by
the
haza
rds
and
how.
3 F
or e
ach
haza
rd, t
he m
anag
er w
rote
dow
n w
hat
cont
rols
, if a
ny, w
ere
in p
lace
to m
anag
e th
ese
haza
rds.
The
man
ager
then
com
pare
d th
ese
c
ontro
ls to
the
good
pra
ctic
e gu
idan
ce p
rovi
ded
in
HSE
’s of
fice
heal
th a
nd s
afet
y w
eb p
ages
. Whe
re
exis
ting
cont
rols
wer
e no
t con
side
red
good
eno
ugh,
th
e m
anag
er w
rote
dow
n w
hat e
lse
need
ed to
be
done
to c
ontro
l the
risk
.4
Put
ting
the
risk
asse
ssm
ent i
nto
prac
tice,
the
man
ager
dec
ided
and
reco
rded
who
was
resp
onsi
ble
for i
mpl
emen
ting
the
furth
er a
ctio
ns a
nd w
hen
they
sh
ould
be
done
. Whe
n ea
ch a
ctio
n w
as c
ompl
eted
, it
was
tick
ed o
ff an
d th
e da
te re
cord
ed. T
he m
anag
er
pinn
ed th
e ris
k as
sess
men
t up
in th
e st
aff r
oom
for
all s
taff
to s
ee.
3 A
t on
offic
e m
eetin
g, th
e of
fice
man
ager
dis
cuss
ed
the
findi
ngs
with
the
staf
f and
gav
e ou
t cop
ies
of th
e ris
k as
sess
men
t. Th
e m
anag
er d
ecid
ed to
revi
ew
and
upda
te th
e ris
k as
sess
men
t eve
ry y
ear,
or
stra
ight
away
if a
ny m
ajor
cha
nges
in th
e w
orkp
lace
ha
ppen
ed.
Impo
rtan
t rem
inde
rTh
is e
xam
ple
risk
asse
ssm
ent s
how
s th
e ki
nd
of a
ppro
aach
a s
mal
l bus
ines
s m
ight
take
. Use
it
as a
gui
de to
thin
k th
roug
h so
me
of th
e ha
zard
s in
you
r bus
ines
s an
d th
e st
eps
you
need
to ta
ke
to c
ontr
ol th
e ris
ks. P
leas
e no
te th
at it
is n
ot a
ge
neric
risk
ass
essm
ent t
hat y
ou c
an ju
st p
ut
your
com
pany
nam
e on
and
ado
pt w
hole
sale
w
ithou
t any
thou
ght.
This
wou
ld n
ot s
atis
fy th
e la
w -
and
wou
ld n
ot b
e ef
fect
ive
in p
rote
ctin
g pe
ople
.Ev
ery
busi
ness
is d
iffer
ent -
you
nee
d to
drin
k th
ough
the
haza
rds
and
cont
rols
requ
ired
in y
our
busi
ness
for y
ours
elf.
EK 1
A. E
xam
ple
Risk
Ass
essm
ent f
or a
n O
ffice
Bas
ed B
usin
ess 18
199
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları RehberiCo
mpa
ny n
ame:
Sm
ith’s
Cons
ulta
nts
Dat
e of
risk
ass
essm
ent:
01/1
0/07
Wha
t are
the
haza
rds?
Who
mig
ht b
e ha
rmed
and
how
?W
hat a
re y
ou a
lread
y do
ing?
Wha
t fur
ther
act
ion
is
nece
ssar
t?Ac
tion
by
whom
?Ac
tion
by
when
?Do
ne
Slip
s an
d tri
psSt
aff a
nd vi
sitor
s m
ay b
e inj
ured
if th
ey tr
ip ov
er o
bjects
or
slip
on sp
illage
s.
■ Ge
nera
l goo
d ho
usek
eepin
g.■
All a
reas
well
lit,in
cludin
g sta
irs.
■ No
trail
ling
leads
or c
ables
.■
Staf
f kee
p wo
rk a
reas
clea
r, eg
no
boxe
s lef
t in w
alkwa
ys,
deliv
eries
stor
ed im
med
iately
.■
Offic
es cl
eane
d ev
ery e
venin
g.
■ Be
tter h
ouse
keep
ing in
staf
f kit
chen
nee
ded,
eg
on sp
ills.
All s
taff,
su
perv
isors
to
mon
itor
From
now
on
1/10
/07
■ Ar
rage
for l
oose
carp
et til
e on
se
cond
floor
to b
e re
paire
d/re
place
d.
Man
ager
From
now
on
■ Re
mind
staf
f tha
t the
y sho
uld
not t
ry to
lift o
bjects
that
look
or
appe
ar to
o he
avy t
o ha
ndle.
Man
ager
4/10
/07
4/10
/07
Man
ual
hand
ling
of
pape
r, of
fice
equi
pmen
t etc
Staf
f risk
injur
ies
or b
ack p
ain fr
om
hand
ling
heav
y/bu
lky o
bjects
,eg
deliv
eries
of p
aper
.
■ Tr
olley
use
d to
tran
spor
t box
es o
f pap
er a
nd o
ther
hea
vy
item
s whe
n co
llecti
ng d
elive
ries e
tc.■
High
shelv
es fo
r ligh
t obje
cts o
nly.
■ Re
mind
staf
f tha
t the
y sho
uld
not t
ry to
lift o
bjects
that
look
or
appe
ar to
o he
avy t
o ha
ndle.
Man
ager
4/10
/07
4/10
/07
Disp
lay
scre
en
equi
pmen
tSt
aff r
isk p
ostu
re
prob
lems a
nd
pain,
disc
omfo
rt or
inj
uries
, eg
to th
eir
hand
s/ ar
ms,
from
ov
erus
e or
impr
oper
us
e or
from
po
orly
desig
ned
work
statio
ns o
r wo
rk e
nviro
nmen
ts.
Head
ache
s or s
ore
eyes
can
also
accu
r, eg
if th
e lig
hting
is
poor
.
■ DS
E tra
ining
and
ass
essm
ents
of w
orks
tatio
n fro
m C
D RO
M
carri
ed o
ut b
y all n
ew st
arte
s ear
ly on
in in
ducti
on. A
ny
actio
ns to
be
carri
ed o
ut a
sap.
■ Re
asse
ssm
ent t
o be
carri
ed o
ut a
t any
chan
ge to
wor
k fe
atur
e, e
g eq
uipm
ent,
furn
iture
or t
he w
ork e
nviro
nmen
t su
ch a
s ligh
ting.
■ W
orks
tatio
n an
d eq
uipm
ent s
et to
ens
ure
good
pos
ture
and
to
avo
id gla
re a
nd re
flecti
ons o
n th
e sc
reen
.■
Shar
ed w
orks
tatio
ns a
re a
sses
sed
for a
ll use
rs.
■ W
ork p
lanne
d to
inclu
de re
gular
bre
aks o
r cha
nge
of a
ctivit
y.■
Light
ing a
nd te
mpe
ratu
re su
itably
cont
rolle
d.■
Adjus
table
blin
ds a
t wind
ow to
cont
rol n
atur
al lig
ht o
n sc
reen
.■
Noise
leve
ls co
ntro
lled.
■ Ey
e te
sts p
rovid
ed fo
r tho
se w
ho n
eed
them
, dut
yhold
er to
pa
y for
bas
ic sp
ecta
cles s
pecifi
c for
VDU
use
(or p
ortio
n of
co
st in
othe
r cas
es).
■ La
ptop
use
rs tr
ained
to ca
rry o
ut o
wn D
SE a
sses
smen
t for
us
e aw
ay fr
om o
ffice.
Whe
n us
ed a
t offic
e, la
ptop
shou
ld be
us
ed w
ith d
ockin
g sta
tion,
scre
en, k
eybo
ard
and
mou
se.
■ Su
perv
isors
to m
onito
r to
ensu
re
staff
cont
inue
to g
et b
reak
s awa
y fro
m th
e co
mpu
ter.
Supe
rviso
rs4/
10/0
74/
10/0
7
■ Ch
eck t
hat id
entifi
ed a
ction
s fro
m se
lf ass
essm
ents
are
follo
wed
up A
SAP.
Man
ager
21/1
0/07
4/10
/07
■ Te
ll sat
ff th
at th
ey a
re to
info
rm
their
man
ager
of a
ny p
ain th
ey
have
that
may
be
linke
d to
co
mpu
ter u
se.
All s
taff
21/1
0/07
21/1
0/07
■ Br
oken
wind
ow b
lind
near
ac
coun
ts se
ction
- let
ter t
o lan
dlord
.
Com
pany
se
cret
ary
4/10
/07
2/10
/07
■ Re
mind
lapt
op u
sers
to ca
rry
out r
egula
r DSE
ass
essm
ent
to a
void
prob
lems a
nd id
entify
an
y iss
ues.
Man
ager
4/10
/07
4/10
/07
Exam
ple ri
sk a
sses
smen
t: Of
fice-
base
d bu
sines
s
200
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
Wha
t are
the
haza
rds?
Who
mig
ht b
e ha
rmed
and
how
?W
hat a
re y
ou a
lread
y do
ing?
Wha
t fur
ther
act
ion
is
nece
ssar
t?Ac
tion
by
whom
?Ac
tion
by
when
?Do
ne
Wor
king
at h
eigh
tFi
ling
on to
p sh
elve
s, p
uttin
g up
de
cora
tions
etc
Falls
from
any
heig
ht
can
caus
e br
uising
an
d fra
cture
s.
■ St
aff s
tand
on
chair
to fil
e on
high
shelv
es, p
ut u
p de
cora
tions
etc,
■ In
tern
al wi
ndow
s clea
ned
by co
ntra
ctor u
sing
a ste
pladd
er.
■ Ch
airs a
re to
o un
stable
. An
appr
opria
te st
eplad
der w
ill be
bo
ught
and
staf
f sho
wn h
ow to
us
e it s
afely
.
Man
ager
4/10
/07
3/10
/07
Stre
ssAl
l sta
ff co
uld b
e af
fecte
d by
facto
rs
such
as l
ack o
f job
cont
rol, b
ullyin
g,
not k
nowi
ng th
eir
role
etc.
■ St
aff u
nder
stand
wha
t the
ir du
ties a
nd
resp
onsib
ilities
are
.■
Staf
f can
talk
to su
perv
isors
or m
anag
er if
they
are
fe
eling
unw
ell o
r at e
ase
abou
t thin
gs a
t wor
k.■
“No
bully
ing” p
olicy
.
■ Re
mind
staf
f tha
t the
y can
sp
eak c
onfid
entia
lly to
man
ager
or
supe
rviso
rs (o
n a
no-b
lame
basis
!) if t
hey a
re fe
eling
unw
ell
or ill
at e
ase
beca
use
of w
ork.
Man
ager
4/10
/07
3/10
/07
Elec
trica
lSt
aff c
ould
get
electr
ical s
hock
s or
bum
s fro
m u
sing
fault
y elec
trica
l eq
uipm
ent. E
lectri
cal
fault
s can
also
lead
to
fires
.
■ St
aff t
raine
d to
spot
and
repo
rt (to
offic
e ad
mini
strat
or) a
ny d
efec
tive
plugs
, disc
olour
ed
sock
ets o
r dam
aged
cable
/ equ
ipmen
t.■
Defe
ctive
equ
ipmen
t tak
en o
ut o
f use
safe
ty an
d pr
ompt
ly re
place
d.■
Staf
f told
not
to b
ring
in th
eir o
wn a
pplia
nces
, to
aste
rs, f
ans e
tc.
■ As
k lan
dlord
whe
n th
e ne
xt sa
fety
chec
k of t
he e
lectri
cal
insta
llatio
n wi
ll be
done
.
Offic
ead
mini
strat
or4/
10/0
74/
10/0
7
■ Co
nfirm
with
land
lord
the
syste
m
for m
aking
safe
any
dam
age
to
buldi
ng in
stalla
tion
electr
ics, e
g br
oken
light
switc
hes o
r soc
kets.
Offic
ead
mini
strat
or4/
10/0
74/
10/0
7
Asbe
stos
Asbe
stos
-co
ntai
ning
m
ater
ials
(ACM
s)
are
pres
ent i
n so
me
parti
tion
walls
Staf
f and
oth
ers
carry
ing o
ut n
orm
al ac
tivitie
s, at
very
low
risk
as a
sbes
tos
only
pose
s a ri
sk if
fibre
s are
relea
sed
into
air a
nd in
haled
. M
ainte
nanc
e wo
rker
s mos
t at r
isk.
■ Pa
rtitio
n wa
lls in
goo
d co
nditio
n an
d as
besto
s un
likely
to b
e dis
turb
ed d
uring
nor
mal
activ
ities.
■ Sy
stem
s in
place
to in
form
cont
racto
rs a
nd o
ther
s wh
o m
ight d
istur
b th
e as
besto
s, wh
ere
it is a
nd to
en
sure
safe
wor
king.
■ Da
nger
, asb
esto
s, do
not
dist
urb
signs
pos
ted
at
parti
tion
walls
,■
Staf
f told
to re
port
any a
ccide
ntal
dam
age
imm
ediat
ely.
■ Co
nditio
n of
par
tition
wall
s che
cked
per
iodica
lly.
■ At
nex
t sta
ff m
eetin
g, re
mind
sta
ff th
at th
e as
besto
s mus
t no
t be
distu
rbed
and
to re
port
any a
ccide
ntal
dam
age
to th
e pa
rtitio
n wa
lls im
med
iaite
ly.
Man
ager
4/10
/07
4/10
/07
Fire
If tra
pped
, sta
ff co
uld su
ffer f
atal
injur
ies fr
om sm
oke
inhala
tion/
bum
s.
■ W
orkin
g wi
th la
ndlor
d, fir
e ris
k ass
essm
ent d
one,
se
e www
.fire.
gov.u
k/wor
kplac
e+sa
fety/
and
ne
cess
ary a
ction
take
n.
■ En
sure
the
actio
ns id
entifi
ed
as n
eces
sary
by t
he fir
e ris
k as
sess
men
t are
don
e.
Man
ager
From
now
on
Healt
h an
d Sa
fety
Exec
utive
Exam
ple ri
sk a
sses
smen
t: Of
fice-
base
d bu
sines
s
201
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
Wha
t are
the
haza
rds?
Who
mig
ht b
e ha
rmed
and
how
?W
hat a
re y
ou a
lread
y do
ing?
Wha
t fur
ther
act
ion
is
nece
ssar
t?Ac
tion
by
whom
?Ac
tion
by
when
?Do
ne
Lone
wor
king
Staf
f cou
ld su
ffer
injur
y or i
ll hea
lth
while
out
of t
he
offic
e, e
g wh
en
visitin
g cli
ents'
of
fices
, or w
hile
work
ing a
lone
in th
e of
fice.
■ St
aff w
rite
visit d
etail
s in
offic
e dia
ry a
nd g
ive a
co
ntac
t num
ber.
■ St
aff n
ot re
turn
ing to
the
offic
e af
ter a
visit
call i
n to
repo
rt th
is.■
Secu
rity s
taff
chec
k all a
reas
, inclu
ding
toile
ts,
befo
re lo
cking
up
at n
ight.
■ W
here
abou
ts of
staf
f ʻout
of t
he
offic
eʼ to
be
mon
itore
d by
offic
e-ba
sed
staff.
Offic
e ad
min
team
From
now
on
Asse
ssm
ent r
evie
w da
te: 28
/09/
08
Healt
h an
d Sa
fety
Exec
utive
Exam
ple ri
sk a
sses
smen
t: Of
fice-
base
d bu
sines
sPu
blish
ed b
y the
Hea
lth a
nd S
afet
y Exe
cutiv
e
202
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
Ofis
işle
tmel
erin
e yö
nelik
örn
ek ri
sk d
eğer
lend
irmes
iSe
nary
onun
bel
irlen
mes
i
Yöne
tim v
e fin
ansa
l dan
ışm
anlık
hiz
met
leri
sağl
ayan
ofis
imiz
, 10
katlı
bir
iş m
erke
zini
n 2
katın
ı kira
lık o
lara
k ku
llanm
akta
dır.
Bu
ofist
eki r
isk
değe
rlend
irmes
ini o
fis m
üdür
ü ge
rçek
leşt
irmiş
tir.
Ofis
te 1
8 ça
lışan
bul
unm
akta
ve
bunl
arda
n bi
ri de
te
kerle
kli s
anda
lye
kulla
nmak
tadı
r. O
fiste
tipi
k ofi
s m
obily
alar
ı ve
ekip
man
ları
kulla
nılm
akta
dır.
Her
ka
tta y
iyec
ek v
e iç
ecek
lerin
haz
ırlan
abile
ceği
bir
mut
fak,
tuva
let v
e la
vabo
lar b
ulun
mak
tadı
r.H
er a
kşam
bu
ofisl
er, g
enel
ofis
tem
izlik
yü
klen
icile
ri ta
rafın
dan
tem
izle
nmek
tedi
r. B
u fir
ma
tem
izlik
mal
zem
eler
ini k
endi
lerin
e ai
t kili
tli b
ir de
poda
sak
lam
akta
dır.
Ofis
bin
ası 2
000
yılın
dan
önce
inşa
edi
lmiş
tir. M
ülk
sahi
bi b
inay
ı, as
best
os v
arlığ
ına
karş
ı inc
elet
miş
ve
bu
ince
lem
enin
son
uçla
rını t
üm k
iracı
lar i
le
payl
aşm
ıştır
. Asb
esto
s iç
eren
mad
dele
r bul
unm
uş
anca
k du
rum
ları
iyi o
lmak
la b
erab
er, h
asar
gör
ecek
, ça
lışıla
n ya
da
etki
leni
lece
k ye
rlerd
e ol
mad
ıkla
rı te
spit
edilm
iş v
e öy
lece
bıra
kılm
alar
ına
kara
r ve
rilm
iştir
.O
fis b
inas
ı, 7
gün
24 s
aat g
üven
lik k
apsa
mın
da
bulu
nmas
ına
rağm
en, h
afta
içi v
e ha
fta s
onu
21:0
0 ile
06:
00 a
rası
nda
kilit
li tu
tulm
akta
dır.
Bu
örne
k ris
k de
ğerle
ndirm
esi o
fis iş
letm
eler
ine
yöne
lik h
azırl
anm
ış o
lsa
da, b
ünye
sind
e ofi
s bu
luna
n tü
m iş
letm
eler
de m
odel
ola
rak
alın
abili
r.
Ris
k de
ğerle
ndirm
esi n
asıl
yapı
lmış
tır?
Ris
k de
ğerle
ndirm
esi y
apılı
rken
“Beş
adı
mda
risk
de
ğerle
ndirm
esi r
ehbe
ri” k
ulla
nılm
ıştır
.1
Tehl
ikel
eri b
elirl
emek
için
:
■ İş
yerin
de d
olaş
ılara
k et
rafta
tehl
ike
yara
tabi
lece
k bi
r dur
um v
eya
nesn
e bu
lunu
p bu
lunm
adığ
ı ar
aştır
ılmış
tır.
■ Te
kerle
kli s
anda
lye
kulla
nan
çalış
anla
r da
dahi
l ol
mak
üze
re tü
m ş
ef v
e pe
rson
el il
e, a
lan
ve
faal
iyet
lerin
e yö
nelik
bilg
i ve
dene
yim
lerin
i öğ
renm
ek v
e iş
yerle
rinde
sağ
lık v
e gü
venl
ik
ile il
gili
görü
ş ve
sor
unla
rını d
inle
mek
am
acıy
la
görü
şülm
üştü
r;
■ Te
miz
lik fa
aliy
etle
rinin
ofis
çal
ışan
ların
a ve
ofis
ça
lışan
ların
ın d
a te
miz
lik fa
aliy
etle
rine
yöne
lik b
ir ris
k te
şkil
edip
etm
ediğ
i ara
ştırı
lmış
tır;
■ O
layl
arın
dah
a ön
ce n
asıl
sonu
çlan
dığı
nı g
örm
ek
amac
ıyla
işye
rinde
tutu
lan
kayı
tlara
bak
ılmış
tır.
2 D
aha
sonr
a, te
hlik
eler
den
kim
lerin
nas
ıl et
kile
nebi
lece
ği n
ot a
lınm
ıştır
.3
Her
bir
tehl
ike
için
, bu
tehl
ikel
ere
yöne
lik h
angi
ko
ntro
llerin
(önl
emle
rin) m
evcu
t old
uğu
not
edilm
iştir
. Hal
i haz
ırda
uygu
lanm
akta
ola
n ön
lem
lerin
yet
erli
olm
adığ
ı kan
ısın
a va
rılıy
or
ise,
risk
in k
ontro
l edi
lmes
i içi
n ba
şka
ne g
ibi
çalış
mal
arın
yap
ılmas
ı ger
ektiğ
i not
alın
mış
tır.
4 R
isk
değe
rlend
irmes
inin
uyg
ulam
aya
konu
lmas
ının
ar
dınd
an, s
onra
ki a
dım
ların
kim
ler t
araf
ında
n ne
za
man
atıl
mas
ı ger
ektiğ
i kon
usun
da k
arar
ver
ilmiş
ve
bun
lar k
ayıt
altın
a al
ınm
ıştır
. Her
bir
mad
de
tam
amla
ndığ
ında
, lis
tede
bu
mad
dele
re k
arşı
lık
gele
n al
anla
ra iş
aret
kon
ulm
uş v
e ta
rihle
ri no
t ed
ilmiş
tir. R
isk
değe
rlend
irmes
i, tü
m p
erso
nelin
gö
rebi
lece
ği ş
ekild
e pe
rson
el o
dası
nda
duva
ra
asılm
ıştır
.5
Ger
çekl
eştir
ilen
ofis
topl
antıs
ında
müd
ür, p
erso
nel
ile d
eğer
lend
irmen
in s
onuç
ların
ı tar
tışm
ış v
e ris
k de
ğerle
ndirm
esin
in k
opya
ların
ı dağ
ıtmış
tır. O
fis
müd
ürü
risk
değe
rlend
irmes
ini h
er y
ıl dü
zenl
i ol
arak
vey
a iş
yerin
de h
erha
ngi b
ir bü
yük
deği
şikl
ik
oldu
ğund
a de
rhal
gün
celle
me
kara
rı al
mış
tır.
Öne
mli
hatır
latm
aB
u ör
nek
risk
değe
rlend
irmes
i, kü
çük
bir
işle
tmen
in b
enim
seye
bile
ceği
bir
yakl
aşım
ı ör
nekl
emek
ledi
r. B
u ör
neği
, işl
etm
eniz
deki
ba
zı te
hlik
eler
ile,
var
ola
n ris
kler
in k
ontr
ol
altın
a al
ınm
asın
a yö
nelik
adı
mla
rı gö
z ön
ünde
bu
lund
urab
ilece
ğini
z bi
r reh
ber o
lara
k ku
llanı
nız.
Her
işye
rinde
bul
unan
tehl
ikel
erin
fa
rklıl
ık g
öste
rmes
i ned
eniy
le, b
unun
üze
rinde
hi
ç dü
şünm
eden
tam
amıy
la o
lduğ
u gi
bi
uygu
laya
bile
ceği
niz
bir r
isk
değe
rlend
irmes
i ol
mad
ığın
a lü
tfen
dikk
at e
dini
z. B
u du
rum
yas
al
düze
nlem
eler
e uy
gun
olm
adığ
ı gib
i kiş
ilerin
ko
runm
asın
a yö
nelik
etk
in b
ir yö
ntem
de
olam
az.
Her
iş d
eğiş
iktir
. İşi
nizd
eki t
ehlik
eler
ve
gere
kli
olan
kon
trol
ler h
akkı
nda
kend
iniz
in fi
kir s
ahib
i ol
mas
ı ger
ekm
ekte
dir.
EK 1
B. O
fis İş
letm
eler
ine Y
önel
ik Ö
rnek
Risk
Değ
erle
ndir
mes
i 18
203
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
Tehl
ikel
er
nele
rdir?
Kim
, ne
şeki
lde
zara
r gör
ebili
r?İş
yerin
de b
unun
la il
gili
halih
azırd
a ne
ya
pmak
tası
nız?
Başk
a ne
ler y
apılm
ası
gere
kmek
tedi
r?Ki
m
tara
fında
n?Ne
za
man
?Ya
pıld
ı
Kaym
a ve
dü
şmel
erPe
rson
el ya
da
ziyar
etçil
er ye
rdek
i dö
künt
ülerd
en
dolay
ı kay
abilir
ya
da
nesn
elere
ta
kılar
ak d
üşeb
ilirler
.
■ Ka
t hizm
etler
inin
iyi b
ir şe
kilde
yapı
lmas
ı,■
Basa
mak
lar d
ahil o
lmak
üze
re tü
m a
lanlar
ın iy
i ay
dınla
tılmas
ı,■
Kablo
ve d
öşem
e uç
ların
ın a
çıkta
bu
lundu
rulm
amas
ı,■
Pers
oneli
n ça
lışm
a ala
nını
tem
iz tu
tmas
ı, ör
neğin
yürü
me
yolun
da iş
ekip
man
ların
ın ve
ya
mat
erya
llerin
bulu
ndur
ulmam
ası,
■ Ofi
sin h
er a
kşam
tem
izlen
mes
i.
■ Pe
rson
elin
kulla
ndığ
ı mut
fağı
n da
ha iy
i tem
izlen
mes
i, öze
llikle
yere
dök
ülenle
rin te
mizl
enm
esi.
Şefle
rin
göze
timind
e
tüm
per
sone
l.
Şu a
ndan
itib
aren
01/0
4/09
■ İki
nci k
atta
ki ha
lı döş
emes
inin
kena
r uçla
rının
düz
enlen
mes
i.M
üdür
Kağı
t, ofi
s ek
ipm
anla
rı vb
. gi
bi y
ükle
rin
elle
taşı
nmas
ı
Ağır
nesn
eleri
kaldı
rara
k elle
ta
şıyan
per
sone
lde
yara
lanm
a ve
sırt
ağrıl
arı.
■ Yü
klerin
, ağı
r nes
neler
ile ku
tular
ın ta
şınm
ası
esna
sında
taşıy
ıcı a
raba
ların
kulla
nılm
ası.
■ Yü
ksek
rafla
rın ya
lnızc
a ha
fif ne
snele
r için
ku
llanı
lmas
ı.
■ Ço
k ağı
r olan
ve ka
ldırıl
mas
ı ris
k oluş
tura
n ne
snele
rin e
lle
kaldı
rılm
amas
ı - ta
şınm
amas
ı ko
nusu
nda
pers
onele
talim
at
verilm
esi.
Müd
ür
Şu a
ndan
itib
aren
Ekra
nlı a
raçl
arPe
rson
elde
postü
r bo
zuklu
ğu n
eden
iyle
ağn
raha
tsızlı
k ve
yara
lanm
a ola
bilir.
Örne
ğin te
krar
lı ha
reke
tlerd
en d
olayı
el ve
bile
k ağr
ıları
ya d
a ta
sarım
ı uy
gun
olmay
an
çalış
ma
mas
aları
ve
çalış
ma
orta
mın
dan
kayn
aklan
an
sırt a
ğrıla
rı gib
i. Ay
dınla
tman
ın a
z olm
ası d
urum
unda
gö
zlerd
e ağ
rı ve
kız
arıkl
ıklar
da
olabil
ir.
■ İşe
yeni
başla
yan
tüm
per
sone
lin ça
lışm
a ist
asyo
nu
ile ilg
ili ola
rak b
ilgile
ndiril
mes
i,■
Aydı
nlatm
a gib
i çalı
şma
orta
mın
da ve
ya e
kipm
an ve
ofi
s mob
ilyala
rında
değ
işikli
k yap
ılmas
ı dur
umun
da
değe
rlend
irmen
in ye
niden
yapı
lmas
ı,■
Sağlı
klı b
ir po
stür s
ağlan
mas
ı ve
ekra
nda
yans
ımala
rının
önle
nmes
i am
acıyl
a ça
lışm
a m
asas
ı ve
ayd
ınlat
man
ın a
yarla
nmas
ı,■
Payla
şılan
çalış
ma
istas
yonla
rının
değ
erlen
dirilm
esi,
■ Dü
zenli
dinl
enm
e ar
aları
ile a
ktivit
elerin
de
ğiştir
ilmes
i gibi
dur
umlar
ın iş
plan
ına
dahil
ed
ilmes
i,■
Aydı
nlatm
a ve
orta
m sı
caklı
ğını
n dü
zenli
kont
rolü,
■ Gü
n ışı
ğını
n ko
ntro
lü am
acıyl
a pe
ncer
elerd
e ay
arlan
abilir
koru
yucu
ların
bulu
ndur
ulmas
ı,■
Orta
mda
ki gü
rültü
düz
eyini
n ko
ntro
l edil
mes
i,■
İhtiy
aç d
uyan
lara
göz m
uaye
nesi
yapı
lmas
ı, ek
ranlı
ar
açlar
ın ku
llanı
mın
dan
kayn
aklan
an m
asra
fların
yö
netic
iler t
araf
ında
n ka
rşıla
nmas
ı,■
Ofis d
ışı a
lanlar
da d
izüstü
bilg
isaya
r kull
anan
lara
kend
i değ
erlen
dirm
elerin
i yap
mak
üze
re e
ğitim
ve
rilmes
i. Ofis
içi k
ullan
ımda
dizü
stü b
ilgisa
yarla
rın,
klavy
e, m
ouse
ve la
ptop
tuta
cağı
ile ku
llanı
lmas
ı.
■ Pe
rson
elin
bilgis
ayar
larda
n uz
aklaş
arak
ara
dinl
enm
eleri
verm
esi k
onus
unda
şefle
r ta
rafın
dan
kont
rol s
ağlam
ası.
Şefle
r
04/0
5/09
■ Ke
ndi d
eğer
lendir
mele
rinde
be
lirled
ikler
i hus
uslar
ın d
erha
l ya
pılıp
yapı
lmad
ığın
ın ko
ntro
lü.M
üdür
■ Bi
lgisa
yar k
ullan
ımın
dan
kayn
aklan
abile
cek b
ir ağ
rı his
sedil
diğind
e, m
üdür
ün
bilgil
endir
ilmes
i hus
usun
da
pers
onele
talim
at ve
rilmes
i.
Tüm
per
sone
l
■ Ko
ruyu
cular
ı kırı
k olan
pe
ncer
elerin
bild
irilm
esi.
Firm
a se
kret
eri
■ Di
züstü
bilg
isaya
r kull
anıcı
ların
a,
prob
lemler
in be
lirlen
mes
i ve
bun
ların
önle
nmes
i am
acıyl
a dü
zenli
olar
ak ke
ndi
değe
rlend
irmele
rini y
apm
aların
ın
hatır
latılm
ası.
Müd
ür
Sağlı
k ve
Güve
nlik
Exec
utive
204
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları RehberiTe
hlik
eler
ne
lerd
ir?Ki
m, n
e şe
kild
e za
rar g
öreb
ilir?
İşye
rinde
bun
unla
ilgi
li ha
lihaz
ırda
ne
yapm
akta
sını
z?Ba
şka
nele
r yap
ılmas
ı ge
rekm
ekte
dir?
Kim
ta
rafın
dan?
Ne
zam
an?
Yapı
ldı
Yüks
ekte
çal
ışm
a (ü
st ra
f ard
a do
syala
ma,
de
kora
syon
un
düze
nlenm
esi v
b.)
Herh
angi
bir
yüks
eklik
ten
düşm
ek, z
edele
nme
ve kı
rıklar
a ne
den
olabil
ir.
■ Üs
t rafl
arda
çalış
ma,
dos
yalar
a ula
şılm
ası v
e de
kora
syon
un d
üzen
lenm
esi iş
lemind
e pe
rson
elin
sand
alye
üzer
inde
çalış
mas
ı,■
İç ca
mlar
ın te
mizl
enm
esi s
ırasın
da yü
klenic
i ta
rafın
dan
ayak
lı mer
diven
kulla
nılm
ası.
■ Sa
ndaly
eler o
ldukç
a de
nges
izdir.
Uygu
n bir
aya
klı m
erdiv
en
alına
cak v
e pe
rson
ele u
ygun
ku
llanı
m h
akkın
da b
ilgi
verile
cekti
r.
Müd
ür
Stre
sTü
m p
erso
nel, i
ş üz
erind
e ko
ntro
l ek
sikliğ
i, şidd
et ya
da
rol b
elirs
izliği
gib
i etke
nlerd
en
etkil
eneb
ilir.
■ Pe
rson
elin
göre
v ve
soru
mlul
uklar
ını a
nlam
ası.
■ İşy
erind
eki d
urum
dan
hoşn
ut o
lmay
an p
erso
nel,
müd
ür ya
da
yöne
tici il
e bu
dur
um h
akkın
da ra
hatça
ko
nuşa
bilm
ekte
dir.
■ ʻŞ
iddet
e ha
yırʼ p
olitik
ası.
■ İşi
ned
eniyl
e ke
ndini
raha
tsız v
e hu
zurs
uz h
issed
en p
erso
nele,
m
üdür
ve yö
netic
iler i
le giz
lilik
pren
sibine
bağ
lı olar
ak (k
ınam
a olm
aksız
ın!)
konu
şabil
ecek
lerini
n ha
tırlat
ılmas
ı.
Müd
ür
Elek
trik
Hasa
rlı e
lektri
kli
ekipm
anlar
ın
kulla
nım
ında
n do
layı
elektr
ik ça
rpm
ası y
a da
yanı
klar o
luşab
ilir
Aynı
zam
anda
ya
ngın
a se
bebiy
et
verile
bilir.
■ Pe
rson
el, h
asar
lı fiş,
reng
i boz
ulmuş
priz
ya d
a ha
sarlı
kablo
/ ekip
man
ların
tesp
it edil
mes
i ve
yöne
ticiye
bilg
i ver
ilmes
i hus
usun
da e
ğitilm
iştir.
■ Ha
sarlı
ekip
man
lar g
üven
li bir
şekil
de sö
külm
ekte
ve
derh
al ye
niler
iyle
değiş
tirilm
ekte
dir.
■ Pe
rson
ele; t
ost m
akine
si, ça
y mak
inesi
ve va
ntila
tör
gibi e
lektri
kli ö
zel c
ihazla
rını o
fise
getir
mem
esi
söyle
nmişt
ir.
■ M
al sa
hibine
, bir
sonr
aki e
lektri
k ha
ttı ko
ntro
lünün
ne
zam
an
yapı
lacağ
ının
soru
lmas
ı
Ofis y
önet
icisi
■ Ha
sarlı
elek
trik h
attı
ile b
ozuk
pr
iz ve
fişler
in de
ğiştir
ilmes
i gibi
gü
venli
bir
siste
min
uygu
lanm
ası
husu
sund
a m
al sa
hibi il
e işb
irliği
yapı
lmas
ı.
Ofis y
önet
icisi
Asbe
stAs
best
içere
n m
ater
yalle
r (A
CMs)
baz
ı bölü
m
aras
ı duv
arlar
da
mev
cuttu
r.
İşyer
indek
i no
rmal
aktiv
iteler
i yü
rütm
ekte
olan
pe
rson
el ile
diğ
erler
i, hav
aya
lifler
karış
mad
ığı v
e lifl
erin
solun
mad
ığı
süre
ce a
sbes
t ba
kımın
dan
düşü
k ris
k altın
dadı
r. En
ço
k risk
altın
da
olanla
r tam
ir (b
akım
) pe
rson
elidir
.
■ Ke
sitler
ara
sı du
varla
r iyi
duru
mda
dır v
e no
rmal
aktiv
iteler
süre
since
asb
est il
e te
mas
söz k
onus
u de
ğildir
.■
Güve
nli ça
lışm
a or
tam
ının
sağla
nmas
ı için,
yü
klenic
i ile
asbe
ste te
mas
ede
bilec
ek d
iğerle
rini
bilgil
endir
ecek
siste
mler
mev
cuttu
r.■
ʻTehli
ke a
sbes
t, te
mas
etm
eyinʼ
gibi
uya
rılar
ın ke
sit
duva
rların
a as
ılmas
ı.■
Herh
angi
bir h
asar
olm
ası d
urum
unda
der
hal r
apor
ed
ilmes
i hus
usun
da p
erso
nele
uyan
da b
ulunu
ldu.
■ Ke
sit d
uvar
ların
ın p
eriyo
dik ko
ntro
lü.
■ Bi
r son
raki
pers
onel
topla
ntısı
nda,
asb
este
tem
as
edilm
emes
i ve
bölüm
ler a
rası
duva
rlard
aki h
erha
ngi b
ir ha
sarın
bild
irilm
esi g
erek
tiğini
n ha
tırlat
ılmas
ı.
Müd
ür
Yang
ınYa
ngın
a m
aruz
kalan
pe
rson
el du
man
ın
solun
mas
ında
n ka
ynak
lanan
ölüm
cül
yara
lanm
alar
ile ya
nıkla
rdan
ya
kınab
ilir.
■ M
al sa
hibi il
e işb
irliği,
yang
ına
özel
risk
değe
rlend
irmes
inin
yapı
lmas
ı ve
gere
kli ö
nlem
in alı
nmas
ı.
■ Ya
ngın
a öz
el ris
k de
ğerle
ndirm
esi s
onuc
unda
ya
pılm
asın
ın g
erek
li oldu
ğu te
spit
edile
n ey
lemler
in ya
pılm
asın
ın
sağla
nmas
ı.
Müd
ürŞu
and
an
itibar
en
205
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
Tehl
ikel
er
nele
rdir?
Kim
, ne
şeki
lde
zara
r gör
ebili
r?İş
yerin
de b
unun
la il
gili
halih
azırd
a ne
ya
pmak
tası
nız?
Başk
a ne
ler y
apılm
ası
gere
kmek
tedi
r?Ki
m
tara
fında
n?Ne
za
man
?Ya
pıld
ı
Yaln
ız ba
şına
ça
lışm
aOfi
s dışı
nda
iken
pers
onel
yara
lanab
ilir ya
da
has
talan
abilir
. Ör
neğin
müş
teri
ziyar
etler
ine
çıkıld
ığın
da ya
da
ofisle
tek b
aşın
a ça
lışırk
en.
■ M
üşte
ri ziy
aret
lerini
n ofi
steki
defte
rlere
kayıt
ed
ilmes
i ve
irtiba
t num
arala
rının
not
edil
mes
i.■
Ziya
ret s
onra
sı ofi
se d
önm
eyen
per
sone
lin
aran
mas
ı ve
bu d
urum
un ra
por e
dilm
esi.
■ Ge
ce ki
litlem
e işl
em ya
pılm
adan
önc
e gü
venli
k ele
man
ların
ın la
vabo
lar d
ahil h
er ye
ri ko
ntro
l et
mes
i.
■ ʻO
fis d
ışınd
aʼ o
lan p
erso
nelin
, ofi
ste ça
lışm
akta
olan
per
sone
l ta
rafın
dan
kont
rol e
dilm
esi.
Ofis y
önet
icisi
Şu a
ndan
itib
aren
207
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
188
208
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
189
YERALTI MADENLERİNDE BULUNAN ZARARLI GAZLAR VE METAN DRENAJI13
1.Giriş
Maden havası, yer altındaki çalışma alanlarını dolduran, su buharı ve gazların karışımından oluşan nere-deyse her zaman tozlu olan bir havadır. Yeraltındaki havanın olumsuz yönde değişimi, genelde oksijen miktarının azalması ve karbondioksit ve diğer gazların artması olarak görülür. Bu değişim, maden ha-vasını kirleterek ortamda yanıcı, boğucu ve zehirli gazların birikmesine yol açar. Yanıcı gazlara, metan (CH4), karbonmonoksit (CO) ve hidrojen (H2)örnek verilebilirken ; boğucu gazlara karbondioksit (C02), nitrojen (JV2) ve metan (CH4) örnek verilebilir. Zehirli gazlar ise karbonmonoksit (CO), azotun(N) tüm oksitleri, hidrojensülfür (H2S), kükürtdioksit(502) vb. gazlardan oluşmaktadır.
Maden havasının kirlenmesinin derecesi;
• Cevherin veya kömürün içerdiği gaz miktarına,
• Cevherin veya kömürün oksijen ile birleşme eğilimine,
• Çalışma alanının boyutlarına,
• Uygulanan maden yöntemine,
• Çalışma alanına gelen havanın miktarına,
• Makineleşme derecesine ve kullanılan makinelerin türüne
bağlıdır.
Madenden dışarı çıkan gaz yorgun, kullanılmış hava olarak adlandırılır. Maden havasında bulunan her-hangi zehirli veya patlamaya hazır gaz “aktif gaz” olarak adlandırılır.
Havanın tehlikeli gazlarla karışması( metan, karbonmonoksit, hidrojen sülfür vb.) grizu, kör nefes gibi gazların oluşmasına neden olur. Bunlar çalışan sağlığı ve işletmeler için son derece tehlikeli gazlardır.
CH4 + Hava → Çabuk tutuşabilen metan bataklık gazı olarak da bilinir. Patlayıcı ve boğucu son derece tehlikeli grizu gazı oluşur.
CO + Hava → Hafif ve son derece zehirli bir gaz olan karbonmonoksitin patlayıcı özelliği de vardır. Daha çok kömür madenlerinde görülür.
H2S + Hava → Kükürtlü hidrojen veya hidrojen sülfür son derece zehirli bir gazdır. Çürümüş yumurtaya benzeyen sert bir kokusu vardır. Tehlikeli miktarlarda nadiren görülen hidrojen sülfürün patlayıcı özelli-ği de vardır.
CO + CH4 + C02 + H2 + N2 → Zehirli, boğucu ve patlayıcı ortam oluşturur. Grizu patlamasından sonra ortaya çıkan zehirli gazlar olarak bilinir.
C02+ N2 → kör nefes veya kör soluk olarak bilinir. Boğucu bir gazdır ve madende %100 emisyonu mümkündür.
2.Boğucu gazlar
Boğulma direkt olarak havanın içindeki oksijen miktarı ile alakalıdır. Oksijen havanın ana bileşenlerin-den bir tanesidir. 13 Burak YASUN İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman; Mert DURŞEN, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
209
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
190
Hayatın sürdürülebilirliği için gerekli olan oksijen normal sıcaklıkta kokusuz, renksiz ve tatsızdır. Olağan yanma içinde oksijene ihtiyaç vardır.Oksijen eksikliği veya oksijen miktarındaki azalma nefes almada zorluklar yaratır. Oksijen eksikliği madenlerde, kömürün veya madenin oksitlenmesinden, kerestenin çürümesinden , diğer gazların ortama eklenmesinden, yangınlardan, patlamalardan ve patlatmalardan ve nefes almadan kaynaklanır.
Tablo 1: Oksijen miktarının insan sağlığına etkisi1
o2(%) Etki
21 Normal nefes alma
19 Neredeyse normal nefes alma(Lamba parlaklığının %30 u azalır)
17 Nefes almada hızlanma ve zorlanma
15 Baş dönmesi, sersemleme, bulanık görme
9 Baygınlık veya bilinç kaybı
6 Nefes almada yavaşlama ve durma,ardından kalpte durma
0 Çırpınma, kasılma ve kısa sürede ölüm
Bu tablodan anlışalacağı gibi oksijen miktarı yer altı madenlerinde yollarda ve çalışma alanlarında %19’dan az olmamalıdır. Oksijeni ölçmek için emniyet lambası kullanılır. Lambanın aydınlık şiddeti havadaki oksijen miktarı ile orantılıdır. %17-%18 02 altında lamba söner. 02 miktarındaki her % 0.1 azalma, ışık şiddettinin %3.5 azalmasına neden olur.
Şekil 1: Emniyet lambası ile Oksijen ölçümü
2.1.Karbondioksit(C02)
Karbondioksit, renksiz ve kokusuz bir gazdır fakat asidimsi bir tadı vardır. Havadan ağırdır(1.52g/cm3). Yanıcı bir gaz değildir. Yanma reaksiyonuna katkıda bulunmaz. Nefes alışverişinden ve karbon içeren herhangi bir maddenin(ahşap,kömür,petrol vb.) yanmasından oluşur. Ahşabın çürümesi, patlamalar ve yangınlar karbondioksitin ana kaynaklarıdır.
210
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
191
Tablo 2 : Karbondioksit miktarının insan sağlığına etkisi1
Karbondioksit (%)
Atmosfer havası (%)
İnsanlar Üzerindeki Etkisi
1 99 Hissedilir bir etkisi yoktur
3 97 Nefes almak hafiften daha zorlaşır
5-6 95-94 Sık ve zorlu soluk alma ve başağrısı
10 90 Şiddetli acı
15 85 Narkotik etki yüzünden kısmi bilinç kaybı
18 82 Boğulma ve ölüm
25 75 Kısa sürede ölüm
Karbondioksitin Tespiti
Karbondioksit emniyet lambasındaki parlaklığa göre tespit edilebilir. Donuk ve duman rengi ışık, ortam-da en az %2 karbondioksit olduğunu gösterir. %1’i geçen yerlerde de insanlar çalıştırılmamalıdır.
Karbondioksit tespitinde; güvenilir testlerden biri de havayı kireçli su içinden geçirmektir. Sıvı yoğunla-şarak süt - tebeşir tozu rengini alır. Diğer bir tespit yöntemi de kimyasal analizlerdir.
Ülkemizde ve diğer ülkelerde oksijen ve karbondioksit için uygulanan standartlar asağıdaki tablodaki gibidir.
Tablo 3: Uygulanan Karbondioksit ve oksijen standartları1
Kabul edilebilir en düşük 02(%)
En fazla izin verilebilen C02(%)
Türkiye 19.0 0.5
Amerika 19.5 0.5
Rusya 20 0.5
2.2.Azot(W2)
Azot atmosferin yaklaşık %80’nini oluşturan gazdır. Renksiz, kokusuz, tatsızdır ve suda çözünmez. Pat-layıcı ve zehirli bir gaz değildir. Yanma reaksiyonuna ve nefes alışverişine herhangi bir katkısı ya da zararı yoktur.
211
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
192
Havadaki azotun önemi onun oksijeni seyreltmesidir. Eğer atmosferde saf oksijen varsa , yangınlar kont-rol edilemez olur. Bu yüzden azot ekleyerek oksijeni seyreltmek ve oksijen miktarını azaltmak boğulma-ya neden olabilir.
Ana kaynakları; organik maddelerin çürümesi , kaya veya kömür çatlaklarından yayılma ve patlatma-lardır. Patlatmalarda 1 kg nitro-gliserin, 135 litre azot( JV2) açığa çıkarır.
3.Zehirli Gazlar
3.1.Karbonmonoksit(CO)
Son derece zehirli bir gaz olan karbonmonoksit insan sağlığı açısından çok tehlikelidir. Havadan biraz daha hafiftir, özgül ağırlığı 0.96(g/cm3)’dir. Renksiz, kokusuz ve tatsız bir gazdır. Yanıcı bir gaz olan karbonmonoksit mavi alev çıkararak yanar fakat yanma reaksiyonunu başlatmaz ve sürdürmez.Bunun nedeni hiçbir zaman yangını başlatacak veya patlamaya sebep olacak kadar yeterli konsantrasyonda ol-mamasıdır.
Kanda bulunan hemoglobin havadaki oksijeni akciğerlere oradan da vücuttaki diğer dokulara taşır. Eğer havada karbonmonoksit mevcutsa hemoglobin oksijen yerine karbonmonoksit ile birleşir çünkü karbon-monoksitin hemoglobine bağlanma yeteneği oksijenden 200-300 kat fazladır.Böylece oksi-hemoglobin yerine karboksi-hemoglobin oluşur ve bu yüzden dokulara kan taşıyan oksijen sayısı azalır. Ciğerler çok çabuk etkilendiği için nefes alma daha hızlı ve derin olur, nabız yükselir ve sonuç olarak karbonmonoksit normalden daha çabuk vücuda girer.Karbonmonoksit ile zehirlenmiş bir kişinin rengi pembeleşir. Kar-bonmonoksitin 8 saatlik çalışma süresi içinde geçmemesi gereken (esd) % 0.005(50 ppm) dir.
Tablo 4 :Karbonmonoksit miktarının insan üzerindeki süreye bağlı etkisi1
Konsantrasyon(%) İzin verilebilir maruziyet süresi
0.01 Birkaç saat maruz kalınabilinir
0.04-0.06 Farkedilmeden 1 saat normal nefes alınabilir
0.06-0.07 1 saatten sonra farkedilebilir etki gösterir
0.07-0.12 1 saatten sonra rahatsız eden fakat tehlikeli olmayan etki gösterir
0.12-0.20 1 saat maruziyet tehlikelidir
0.20-0.40 1 saatten az maruziyet tehlikelidir
≥0.40 1 saatten az sürede ölüme yol açar
212
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
193
Tablo 5: Kan CO düzeyine göre klinik bulgular
Kan CO düzeyi(%)* Klinik Bulgular
%10-20 Bulantı, yorgunluk, taşipne, duygusal dengesizlik, konfüzyon, sakarlık
%21-30 Başağrısı,efor dispnesi, angina, görme duyusunda değişiklikler, çevreye uyumda hafif yetersizlik, tehlikeye karşı tepki vermede zayıflık, hafif güç kaybı, duyularda zayıflama
%31-40 Baş dönmesi,sersemlik, bulantı, kusma, görme bozuklukları, karar almada yetersizlik
%41-50 Bayılma, bilinç değişiklikleri, unutkanlık, taşikardi, taşipne
%51-60 Nöbetler, koma, belirgin asidoz, ölümle sonuçlanabilir
%60 üzeri Ölüm
Karbonmonoksit zehirlenmesinde, kişiye oksijen verilmeli ve mümkün olan en kısa sürede ciğerlere ok-sijen gitmesi sağlanmalıdır. Eğer oksijen vermek mümkün değilse kişinin temiz hava alması sağlan-malıdır. Eğer kişinin bilinci kapalıysa temiz hava veya oksijen verilene kadar suni tenefüs yapılmalıdır. Kişi sıcak tutulmalı ve uyarıcı verilmelidir ve kişi gözetim altında tutulmalıdır.
Karbonmonoksit tespit teknikleri; laboratuarda kimyasal analizler, renk ölçüm detektörü, termal ve dijital detektörlerdir. Ayrıca karbonmonoksitin tespitinde diğer pratik yol; ketenkuşu, kanarya ya da fare gibi sıcakkanlı hayvanları kullanmaktır. Bu hayvanlar insanlardan daha çabuk etkilendikleri için tehlikeli atmosferden uzaklaşmak için erken uyarı verebilirler.
3.2.Hidrojen sülfür (H2S)
Son derece zehirli olan hidrojen sülfür; renksiz bir gazdır. Koku duyusuna zarar verir. Çürümüş yumur-taya benzer bir kokusu vardır. Özgül ağırlığı 1.19(g/cm3)’ dur ve %4-%44.5 konsantrasyon arasında pat-layıcı bir gazdır.
Hidrojen sülfür gazı, kara barutun yanması sonucu, sülfürlü cevherlerin patlatılması sonucu ve su basmış yerlerin suyunu alma işlemi sırasında açığa çıkar.
Tablo 6:Hidrojen sülfür miktarının insan sağlığına etkisi1
Konsantrasyon(ppm) Etki
50-150 Belirgin göz tahrişi, boğazda tahriş
150-400 Belirgin göz tahrişi ve solunumda zorlanma
400-900 Bilinçsizlik ve baygınlık
900-2000 veya ≥2000 Şiddetli zehirlenme , 1 dakikadan kısa sürede ölüm
213
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
194
3.3. Kükürt dioksit(tf2S)
Kükürt dioksitin sert kükürtsü bir kokusu vardır. Çok zehirlidir fakat yanıcı bir gaz değildir. Özgül ağırlığı 2.26(g/cm3)’dır. Yanmış demir piriti ve kükürtlü cevherlerin patlatılması ana kaynaklarıdır. Gö-zü, burnu ve boğazı tahriş eder. Teneffüs edilen havadaki yoğun miktarda kükürt dioksit akciğerlere zarar verir.
Tablo 7:Kükürt dioksit miktarının insan sağlığına etkisi1
Konsantrasyon(ppm) Etki
20 Öksürme; gözde, burunda ve boğazda tahriş
150 Belki 1 dakika dayanılabilir
400 Nefes almak imkânsızdır
3.4.Azot Oksitler
Nitrik oksit(NO), azot dioksit(JV02), azot trioksit(JV03), azot tetraoksit(JV2 04) ve nitröz oksit(JV20) azot oksitlerdir. Azot patlamalarında ve dizel motorların egzoz çıkışlarında görülürler. 30 dakikadan fazla %0.1 nitröz dumanı içeren havaya maruz kalmak tehlikelidir. 8 saatlik çalışma süresi içerisin-de geçmemesi gereken konsantrasyonu 25 ppm’dir. Azot okstiler, patlatmalardan sonra barut tozu kokusu ile anlaşılabilir.
Tablo 8: Nitrik oksit miktarının insan sağlığına etkisi1
Konsantrasyon(ppm)* Etki
25 Uzun süre maruziyet için en fazla izin verilebilen konsantrasyondur
25-60 Kısa sürede boğaz tahrişi
60-100 Öksürük
100-200 Kısa süreli maruziyet için bile tehlikelidir
≥200 Kısa sürede ölüm
*Bu konsantrasyon değerleri azot dioksit(JV02) için 5 ile bölünmelidir.
Azot dioksit, havanın içinde bulunan nem ile birleşerek nitrat asidine dönüşür ve bu asidin de canlıların sağlığı üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Azot oksit emisyonları atmosferde nitrik asit (HNO3) oluştururlar ve bu gazlara, çok az miktarda teneffüs etmek ölüme sebep olabilir. Azot dioksit(NO2) için eşik sınır değeri (esd) 5 ppm’dir.
Aşağıdaki tablo yeraltında bulunan zehirli gazlar ve bu gazların eşik değeri ve patlama limitlerini göstermektedir.
214
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
195
Tablo 9: Başlıca zararlı gazlar
Gazlar Formül Eşik Sınır Değerleri (esd) (ppm) Patlama Limitleri (%)
Karbon monoksit CO 50 12.5-74
Karbon dioksit CO2 5000 Yanıcı olmayan madde
Nitrik oksit NO 25 -
Azot dioksit NO2 5 -
Metan CH4 - 5.0-15.0
Hidrojen sülfür H2S 10 4.0-44.0
Kükürt dioksit SO2 5 Yanıcı olmayan madde
Hidrojen H2 - 4.0-75.0
4.Patlayıcı Gazlar 4.1.Metan
Ülkemizde en fazla maden iş kazasının görüldüğü iş kolu yeraltı kömür madenciliğidir. Özellikle grizu nedeniyle oluşan kazalarda çok sayıda kayıp yaşanmaktadır.
Tablo 10: Türkiyede 1983 yılından sonra yaşanan grizu patlamaları ve bu patlamalarda ölen kişi sayısı3
Tarih İş kazasının olduğu maden Ölü Sayısı
1983 Zonguldak-Armutçuk Zonguldak-Kozlu 103 10
1990 Amasya-Yeniçeltik Bartın-Amasra 68 5
1992 Zonguldak – Kozlu 262
1995 Yozgat – Sorgun 40
1996 Çankırı – Yapraklı 5
2003 Karaman-Ermenek Bolu- Mengen 10 7
2004 Çorum–Bayat Zonguldak- Karadon 3 5
2005 Kütahya- Gediz 18
2006 Balıkesir- Dursunbey 17
215
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
196
2007 Zonguldak- Elvanpazarcık 1
2009 Bursa-Mustafakemalpaşa 19
2010 Bursa-Dursunbey Zonguldak-Karadon Kütahya-Tavşanlı 14 30 2
18 Yılda TOPLAM 619
Metan renksiz, kokusuz patlayıcı bir gazdır. Özgül ağırlığı 0.55 (g/cm3)’dir. Aslında zehirli olmayan metan, eğer maden havasında oksijen oranını %12’ nin altına düşürecek kadar mevcut ise boğucu özellik göstermektedir. Metan patlaması, maden havasında % 4 -15 metan bulunduğu durumlarda gerçekleşebi-lir; en güçlü patlama ortam havasında %9,5 metan oluşumu ile meydana gelir. Metanın yanma ısısı, ısı kaynağına bağlı olarak 650-750 ºC arasında değişmekte, patlamadan sonra çevrede ısı 1800-2500 ºC’ye çıkmaktadır. Patlamadan sonra ortamın basıncı 9 kat artış göstermektedir. Yanan 1 kg CH4, 13300 kcal ısı açığa çıkarmaktadır ki bu oran 1 kg barutta 580 kcal’dir.4
Şekil 2: Havada bulunan metan ve oksijenin hacimsel olarak yüzdeleri ile patlama riski oluşturmasının Coward
üçgeni üzerinde gösterilmesi 5
Şekilde farklı CH4 ve 02 oranlarına sahip grizunun oluşturacağı riskler Coward üçgeni üzerinde açıklanmaktadır. Grizu patlamasının olabilmesi için metan gazı(Ctf4) , oksijen (02) ve karışımın patla-masına neden olan ateşleme kaynağı olmak üzere üç etkenin bir araya gelmesi gerekir. 02 miktarı havada % 12-20 arasındaysa, metan miktarı %7-15 arasındaysa patlama gerçekleşebilir. 02%12’den az ise metan miktarı %15’den fazla ise patlama gerçekleşmez.
Metan, kapalı ocak maden işletmelerinde üç şekilde maden havasına karışabilir;
• Metan emisyonu
• Metan üflenmesi
• Ani metan çıkışı
216
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
197
Metan; kısa aynalarda, dar alanlarda, jeolojik olarak kalınlığı sabit olmayan alanlarda, kömür madeninin kuru alanlarında ve toz çıkışı sırasında görülür. Ayrıca kömür aynasından, makine tarafından kırılan kö-mürden ve konveyörde taşınan kömürden de metan çıkışı gözlenebilir. Metan patlaması yeterli miktarda oksijenin (%12’ den yüksek), patlayıcı gazın CH4(%5-15) bir araya gelmesi ve bir tutuşturucu kaynak ile teması sonucunda gerçekleşir. Tutuşma kaynakları açık ateş, fazla ışınan yüzeyler, sürtünme veya elekt-rik ile oluşan kıvılcımlar ve patlayıcılar olabilir. Patlama sırasında sıcaklık dar alanlarda 2150-2650 ºC’ye, geniş yerlerde ise 1850 ºC ’ye ulaşabilir. Patlama sonrasında basınçlı hava dalgası ve alev dalgası oluşur, alev dalgası ikincil ve üçüncül patlamalara neden olabilir. Metan patladıktan sonra patlama nok-tasında yüksek bir basınç kuvveti ile “ileri şok” olarak adlandırılan hava dalgası oluşturur. Patlama nok-tasındaki gazların soğuması ve su buharının yoğunlaşması neticesinde düşen basınç etkisi ile “ters şok” isimli ikincil bir etki oluşur. İleri şoktan daha düşük kuvvetli olmasına rağmen ters şok daha fazla yıkıcı etkiye sahiptir.
Metan tespiti için kullanılan detektörler:
• Otomatik detektörler( alarmlar)
• Ring Rose alarmı
• Metan ölçerler
• Dijital metan ölçerler
• Alevli güvenlik lambasıdır.
Yeraltında açığa çıkan metanı, drenaj yapılmadığı durumlarda, tam olarak kontrol edebilmek mümkün değildir. Bu nedenle, yeraltında kullanılan tüm ekipmanların grizuya karşı güvenli olması gereklidir. Buna rağmen çalışma esnasında kıvılcım oluşumunu tam olarak önlemek mümkün olmayabilir. Bu ne-denle, grizu patlamalarının önlenmesinin en etkin yolu çalışma öncesi ve sırasında drenaj yapılmasıdır.
4.2.Metan Drenajı
Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun işyer-lerine ulaşmadan bertaraf edilmesinde uygulanan bir işlemdir.
Metan drenajı ilk olarak İngiltere’de uygulanmıştır ve daha sonra tüm dünyaya yayılarak hem güvenlik hem de ekonomik yararlar sağlanması amacıyla uygulanır hale gelmiştir.
Metan drenajı, üretim faaliyeti başlamadan önce ve üretim sırasında olmak üzere 2 farklı şekilde yapılabilmektedir. Üretim faaliyeti başlamadan önce yapılan metan drenajı uygulamasıyla kömürün içermekte olduğu metanın % 50 - % 90 arasında bir oranda emilimi sağlanmaktadır. Kömür metan içeri-ğinin yaklaşık 10m3/ton‘dan fazla olduğu yerlerde üretim öncesi mutlaka metan drenajı yapılması öne-rilmektedir. Üretim sırasında gerçekleştirilen metan drenajı uygulamasında ise % 30 - % 60 arasında bir oranda metan gazı emilimi sağlanabilmektedir.2
Üretim faaliyeti başlamadan metan drenajı ile metan gazı doğrudan kömür damarına ulaşılan sondajlar yardımıyla yapılmaktadır. Bu sayede kömürün metan içeri azaltılarak hazırlık ve üretim çalışmaları sırasında ocak havasında metanın risk yaratma potansiyeli azaltılmış olur. Metan drenajı üretim faaliyeti başlamadan 2-7 yıl önce yapılmalıdır.
217
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
198
Şekil 3: Üretim öncesi metan drenajı6
Bir sahada üretim öncesi metan drenajı yapılmış olsa dahi üretim sırasında da metan drenajı uygula-masına devam edilmelidir. Kullanılan drenaj delik sistematiği ve mühendislik teknolojisi açısından üre-tim sırasında metan drenajı uygulaması temel olarak 3’e ayrılmaktadır:
• Yatay sondaj delikleri ile drenaj : Taban ve tavan deliklerinden metanın emilmesi ve emilen me-tanın uygun teçhizatlar ile yeraltında depolanıp yer üstüne iletilmesi sağlanır. Bu yönteme pano-dan üretim yapılmadan önce başlanmalı ve üretim sırasında devam edilmelidir. Böylece iş sağlığı ve güvenliği yönünden metan hususunda gerekli önlemlerin alınması sağlanır. 300 metrelik de-likler kısa delik olarak kabul edilir ve metan emilimi yaklaşık %20’ dir. 1200 metrelik uzun de-liklerden ise metan emilimi yaklaşık %40 kadardır.
Şekil 4: Yatay sondaj delikleri ile drenaj6
• Çapraz sondaj delikleri ile drenaj : Özellikle tavan ve tabandan da metan gelirinin olduğu durum-larda maden açıklıklarından açılı olarak, çapraz şekilde delinen sondaj deliklerinden de metan drenajı yapılmaktadır.
218
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
199
Şekil 5:Tavan ve tabana açılan çapraz deliklerle drenaj6
• Göçükten metan drenajı : Yeraltı kömür madeninde göçüğe bırakılan kısımda da metan oluşumu gözlenmektedir. Yeryüzünden göçüğe bırakılan alanın üstüne dikey sondajlar açılarak veya bir degazifikasyon galerisinden göçüğe bırakılan alana dik veya açılı sondajlar gerçekleştirilerek gö-çüğe terk edilmiş alandaki metanın emilimi sağlanır. Yerüstünden sondajlar ile göçükten metan emilimi sırasında elde edilen gazın metan içeriği %30 - %70 arasında olmaktadır.
Şekil 6:Göçükten metan drenajı yöntemi6
Drenaj sistemlerinin performansı ve elde edilen gaz içerisindeki metan oranı; sondajların lokasyonuna, kömür damarının gaz içeriğine, üretim yöntemine, kömür damarı sayısına, kömür damarının kalınlığına ve gaz üretim süresine bağlı olarak değişmektedir.
219
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
200
Tablo11 : Drenaj yöntemlerinin karşılaştırılması7
Drenaj Yöntemi Yöntem tanımı Drenaj Verimi Gaz Kalitesi
Düşey kuyularla drenaj
Yüzeyden damara doğru delinirler ve damar işletil-meden gazı drene ederler
≤70 Oldukça saf metan
Göçük kuyuları Madencilik öncesinde, çalışılacak olan damardan 3-15m daha yukarıdaki bir seviyeye kadar delinirler ve sadece göçertme işlemi gerçekleştirildikten son-ra faaliyete geçirilirler
≤50 Maden havasıyla kirletilmiş metan
Yatay delikler Hazırlık galerilerinden damar içerisine doğru delinir-ler
≤20 Saf metan
Çapraz delikler Maden açıklıklarından kömür damarını çev-releyen tabakalara doğru delinen deliklerdir
≤20 Maden havasıyla kirletilmiş metan
4.3. Metan Drenajının Maliyet-Ekonomik Değerlendirmesi
ABD Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü(NIOSH) tarafından yapılan araştırmada; Oda-topuk siste-minde gerçekleştirilen metan drenajı, 19m3/ton metan geliri sağlanabildiği zaman ekonomik olarak de-ğerlendirilmektedir. Uzun ayak yönteminde kömür üretilen yeraltı kömür madenlerinde ise metan dre-najının ekonomikliği 12 m3/ton metan geliri olduğu zaman oluşmaktadır.7
Metan drenajı ile ilgili maliyetler her ülkeye göre farklılık gösterebilmektedir. Bununla beraber Ameri-ka’da 3 sahada (San Juan Basin, Black Warrior Basin, Central Appalachian Basin) uygulanılan metan drenaj uygulamaları bize bu konu hakkında fikir verebilir. Çizelge 1 ve 2’de yer alan bilgiler metan dre-najı için yapılan 6000’den fazla sondaj uygulamalarından elde edilmektedir.
220
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
201
Tablo 12:ABD’de metan drenajı ile ilgili maliyetler8
Yaklaşık 14 m3/ton metan geliri olan kömür madeninde (20 yıl süreyle) yeryüzünden dikey sondaj delik-leri oluşturularak yapılan metan drenajı yöntemi ile $11.000.000 tasarruf sağlandığı araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Buna ek olarak yatay sondaj delikleriyle metan renajı uygulanırsa ek olarak $3.000.000 daha tasarruf sağlanabilmektedir.9
221
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
202
Tablo 13:Göçükten metan drenajı için yer üstünden açılan sondaj deliklerinin maliyeti8
4.4.Metan drenajının avantajları
• Metan miktarı ile üretim arasında ters bir orantı mevcuttur. Ortamda yüksek metan oranı tespit edilirse üretime zorunlu olarak ara verilmek zorundadır ve üretimin sekteye uğraması sonucu ekono-mik olarak kayıplar söz konusu olabilir.
• Üretim öncesi açığa çıkabilecek metanın yaklaşık %50 ila %90’ı emilerek uzaklaştırıldığı için ye-raltı çalışması sırasında tehlike yaratacak boyutta metan gelirinin olması önlenecektir.
• Metan geliri azaldığı için havalandırma maliyetleri azalacak ve metan nedeniyle çalışılamayan süre önemli ölçüde kısalacağı için iş verimi artacak ve maliyetler düşecektir. Ayrıca toz oluşumu aza-lacak ve daha rahat bir çalışma ortamı oluşacaktır.
• Üretilen metandan ekonomik bir gelir sağlanacaktır. Drenaj ile elde edilen metan; elektrik enerji-si üretiminde, kömür kurutmada, araçlarda yakıt olarak, ısınma ve soğutmada, endüstriyel tesislerde ve termik santrallerde yakma havasına katılarak kullanılmakta, doğal gaz boru hatlarına dahi veril-mektedir.
• Metan drenajının uygulandığı ocaklarda havalandırma maliyetinin büyük ölçüde azaltılması sağ-lanmaktadır. Bu aşağıdaki şekilde açık bir şekilde görülmektedir.
222
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
203
Şekil 7: Metan Drenajının havalandırma maliyetine etkisi
5. Sonuç
Sonuç olarak yeraltı çalışma ortamında çalışmalar sırasında veya acil durumlar sonrası ortaya çıkan bu gazlar çalışanlar ve işletmeler için riskler doğurabilmekte, kalıcı rahatsızlıklar oluşturabilmekte ce en kötüsü de çalışanların hayatını kaybetmesine neden olabilmektedir. Bu yüzden maden proje ve uygula-malarının madencilik bilim ve teknoljisine uygun olarak yapılmasının sağlanması hem güvenlik hem de işletme ekonomisinin sağlanması açısından nihai çözüm olacaktır.
Maden işletmelerinde uygulanan işlemler sürecine bir bütün olarak bakılmalıdır. İşçi sağlığı ve iş gü-venliği tedbirlerine uygun olarak yapılmayan bir çalışmanın verimli bir şekilde yürütülebilmesi müm-kün değildir. Yeraltı madenlerinin iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren konularda en yüksek risklerden birini taşıdığı unutulmamalıdır. Bu yüzden yapılacak eğitimlerde işverenlerin ve çalışanların ye-raltındaki gazları tanıması, riskleri öğrenmesi ve oluşabilecek tehlikeleri bilmesi yeraltı madenlerinde kalıcı iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşmasını sağlayacaktır.
Referanslar
1. Güyagüler, P. D. T.,Karakaş A.,Güngör A., (2005).Occupational health and safety in mining in-dustry. Ankara
2. http://cat.cu.edu.tr/Egitim/KARBON%20MONOKS%C4%B0T%20ZEH%C4%B0RLE NMES%C4%B0_k%C4%B0TAP_Levent.pdf
3. http://orhankural.net/wp-content/uploads/2012/04/Madencilikte-%C3%B6zel-konular- 2-SON.pdf
4. S.Durucan,J.S.Edwards, Department of Mining Engineering, University of Nottingham, University Park, Nottingham NG7 2RD (United Kingdom), http://dx.doi.org/10.1016/S0167-9031(86)90357-9
5. http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/7ea3cfb64eeaa1e_ek.pdf?tipi=23&turu=X&sube =0
6. http://orhankural.net/wp-content/uploads/2012/04/Madencilikte-%C3%B6zel-konular- 2-SON.pdf
7. Goodman G.V.R., Karacan C.Ö., Schatzel S.J., Krog R.B., Taylor C.D. and Thimons E.D., 2002,
223
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
204
NIOSH Research for Monitoring and Controlling Methane at U.S. Underground Coal
8. http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/7ea3cfb64eeaa1e_ek.pdf?tipi=23&turu=X&sube=0
9. Kim, J., and Mutmansky, J. M., 1990, Cooperative Analysis of Ventilation Systems for a LargeScale Longwall Mining Operation in Coal Seams with High Methane Content, Mineral Resource
10. Engineering, Vol. 3, No. 2, pp. 99-117.
11. Baker, E. C., Garcia, F., and Cervik, J., 1988, Cost Comparison of Gob Hole and CrossMeasure Bo-rehole Systems to Control Methane in Gobs,” Report of Investigations 9151, Bureau of Mines, U.S. De-partment of Interior, 23 pp.
12. Zuber, M. D., Kuuskraa, V. A., and Sawyer, W. K., 1990, Optimizing Well Spacing and Hydraulic- Fracture Design for Economic Recovery of Coalbed Methane,” SPE Reprint No. 35, Society of Petro-leum Engineers, Richardson, TX, pp. 223-227.
13. Mining Operations, Pittsburgh Research Laboratory, Pittsburgh
14. Ünver, B. (2010). Kömür madenlerinde metan yönetimi. doi: Teknik Rapor
15. http://tr.scribd.com/doc/8449352/Metan-Gaz-Patlamalar-2
16. Noack K., 1997, Control of gas emissions in underground coal mines, International Journal of Coal Geology 35_1998.57–82
17. . Hartman, H., Mutmansky, J.M., Ramanı, R.V., Wang, Y.J. 1997. “Mine ventilation and air conditi-oning”.
225
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
205
226
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
206
KAPALI ALANLARDAKİ ÇALIŞMALARDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ14
1. KAPALI ALANLAR
Sürekli çalışmaya göre tasarlanmamış olan ve girişleri ve çıkışları kısıtlı olan alanlar, kapalı alanlar ola-rak nitelendirilmektedir. Giriş izni gerektiren kapalı alanlar terimi ise; tehlikeli ya da tehlike oluşma ih-timali olan, ortama giren bir kişiyi yutma tehlikesine sahip bir malzeme ihtiva eden, içeri doğru kapanan kapılar veya aşağı eğimli olan duvarlar ya da içeriye giren bir kişinin boğulmasına ya da içeride kapalı kalmasına neden olabilecek daha küçük bir alana daralan duvarlar, korumasız makineler, açıkta duran kablolar, sıcaklık stresi gibi bilinen sağlık ve güvenlik tehlikelerini taşıyan alanlar gibi özelliklerin bir ya da birkaçına sahip olan alanları kapsamaktadır.1
Resim 1 – Kapalı alanlar2
Kapalı alanlara:
Depolama tankları;
Tankerler;
Kazanlar;
Basınçlı kaplar;
Silolar ve diğer kompartımanlı tanklar;
Derin çukur ve oyuk gibi üzeri açık boşluklar;
Boru hatları;
Kanalizasyon tesisleri;
Kuyular;
Kanallar ve benzeri yapılar;
Kargo tankları; 14 Nihat EĞRİ İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman; Abdullah Gencer ATASOY, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
227
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
207
Küçük bir ambar vasıtasıyla girilen gemi bordası boşlukları;
Petrol tankları;
Atık tankları;
örnek verilebilir.3
2. TEHLİKELERİ
Kapalı alanlarda meydana gelebilecek tehlikeleri 2 ana başlık altında gruplandırabiliriz. Bunlar, alanın kısıtlı olmasından kaynaklanan tehlikeler ve ortamda yapılan işlerden kaynaklı tehlikelerdir.
2.1 Alanın Kısıtlı Olmasından Kaynaklanan Tehlikeler
Ortamın kapalı olması durumunda tehlike oluşturabilecek 3 temel etmen bulunmaktadır.
Bunlar oksijence yetersiz ortamlar, patlayıcı ortamlar ve zehirli ortamlardır.
2.1.1 Oksijence yetersiz ortamlar
Kapalı alandaki oksijen azlığından kaynaklanan sonuçlar ve bunların insan sağlığına etkileri Tablo 1’ de verilmiştir. Bu etkiler koku ya da fiziksel belirti göstermeden ortaya çıkmaktadır.
Oksijen Seviyesi Etkileri
22.0% Oksijence zengin ortam
20.8% Normal seviye - Giriş için güvenli (± 0.2%)
19.5% Oksijence yetersiz ortam
16.0% Karar verme ve teneffüs bozukluğu
14.0% Çok hızlı yorulma ve hatalı karar verme
11.0% Teneffüs güçlüğü ve birkaç dakika içinde ölüm
Tablo 1 - Ortamdaki oksijen seviyesinin sağlığa etkileri
Kapalı alandaki yapılan kaynak, kesme, boyama ya da lehimleme gibi yapılan işlerden dolayı veya pas-lanma gibi belirli kimyasal reaksiyonlar nedeniyle kapalı alanlarda oksijen seviyesinde düşme gözlemle-nebilmektedir.
Ayrıca Egzoz gazları ve kapalı alanlarda depolanan dökme mallar ortamdaki oksijen seviyesinin azal-masına neden olabilecek faktörlerdendir.
Oksijen azlığı çok çabuk bir şekilde bilinç kaybına ve ölüme sebep olmaktadır. Oksijen azlığı tüm kapalı alanlarda görülebildiğinden dolayı kapalı alanlardaki en tehlikeli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
228
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
208
2.1.1.1 Egzoz Gazları
Egzoz gazları yüzlerce kimyasal bileşenden oluşur. Temel bileşenleri: karbon monoksit, oksijen, nitrojen, su buharı, sülfür dioksit, nitrojen oksitleri ve hidrokarbonlardır. Bu egzoz gazları akciğer kapasitesinin azalmasına ve solunumun hızlanmasına ve buna ek olarak gözde, burunda ve boğazda rahatsız edici mu-koza zarının oluşmasına neden olmaktadır. Ayrıca bu tehlikelere ek olarak, egzoz gazlarının ortamda bulunması ve oksijeni tamamen ortamdan atması önce bilinç kaybına ardından da ölüme sebep olacaktır.
2.1.1.2 Dökme Mallar (Bulk Cargoes)
Resim 2 – Dökme mallar4,5
Büyük miktarlarda taşınan, paketlenmemiş olan maddelere dökme mallar denilmektedir. Bu maddeler, petrol, kömür ya da kum gibi sıvı ya da küçük katı parçacıklardan oluşabilir. Bu mallar genellikle gemi ambarlarında ya da tren vagonları gibi kapalı alanlarda taşınmaktadır. Dökme mallar oksitlenerek oksijen seviyesinin azalmasına, zehirli gazların ortaya çıkmasına
ya da kendiliğinden tutuşmaya neden olabilir. Bu tehlikelerin yanında, dökme mallar özellikle ıslak ol-duklarında oksitlenmeden kaynaklı zehirli gazlar da üretebilir.
2.1.2 Patlayıcı ortamlar
Patlamanın olması için üç unsurun bir araya gelmesi gerekir. Bunlar
Oksijen,
Yanabilir madde (yakıt)
Ateşleme kaynağı
Havada normalde %20,8 oranında oksijen vardır ve bu yanma için yeterli bir miktardır. Bununla beraber oksijenin havada oranının artması maddenin yanma ve patlama ihtimalini artırır. Oksijence zengin ortam (%22den fazla) giysi ve saç gibi parlayıcı maddelerin şiddetle tutuşmasına neden olur. Bu nedenle hiçbir zaman kapalı alanın havalandırması için saf oksijen kullanılmamalıdır. Bunun yerine normal hava tercih edilmelidir.
229
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
209
PATLAMA ÜÇGENİ
Ateşleme kaynağı
Yanabilir madde (yakıt) Oksijen
Patlama üçgeninden de anlaşılacağı gibi patlama; ateşleme kaynağı, yanabilir madde ve oksijeni içeren bir sacayağından oluşmaktadır. Ortamda bulunan bu 3 temel etmenden herhangi birinin uzaklaştırılması patlamanın oluşmasını engelleyecektir. Oksijene solunum için ihtiyaç duyulduğundan; ortamda bulun-maması ya da yoğunluğunun Tablo 1’de belirtilen alt ve üst limitlerde olması tehlikeli olacaktır.
2.1.3 Zehirli ortamlar
Uzman bir kişi tarafından alanın güvenli olduğunu belirtmediği sürece, kapalı alandaki herhangi bir maddenin (sıvı, buhar, gaz, sis ve toz) tehlikeli olduğu varsayılmalıdır. Zehirli maddeler hızlı etki göste-ren zehirlerden uzun dönemde kansere neden olan kanserojenlere kadar çeşitlilik gösterir. Genellikle kapalı olan ortamlarda depolanan zehirli ürünlere örnek olarak:
Kimyasal ürünler
Petrol ürünleri
Hidrojen sülfit
Benzen
Metan
Çözücüler
Boruların ve diğer üretim ekipmanlarının içinde bulunabilen radyoaktif kalıntılardır
Soğutma sistemlerinde sızıntı (CO2, amonyak, propan/bütan vb. maddeler)
Balık depolarındaki amonyak
Anotlardan ve/veya akümülatörlerden yayılan hidrojen 6
2.2 Yapılan İşlerden Kaynaklı Tehlikeler
Kapalı alanlardaki kaynak, kesme, lehimleme, boya, temizleme ya da yağ giderme (degreasing) ve kum-lama gibi işlemler bu alanda yapılan tehlikeli çalışmalar olarak nitelendirilebilir. Örneğin temizleyici çözücüler birçok endüstri alanında temizlik ve yağ giderme işlemlerinde kullanılmaktadır. Bu çözücüle-rin kapalı alan içindeki buharları oldukça zehirlidir. Ayrıca kaynak, kesme, lehimleme gibi sıcak işlemle-rin ortamdaki oksijeni tükettiğine de dikkat edilmelidir.
230
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
210
2.2.1 Kaynak
Şekil 3 – Kaynak işlemleri7.8
Kaynak, birçok çeşidi olmasına rağmen genel olarak ayrı olan iki metal parçanın yüksek sıcaklığın, oksi-jenle birlikte bir yanıcı gazın ve tutuşmayı sağlayacak akımın yardımıyla eritilerek birleştirilmesi işlemi-dir. Kaynağın kapalı alanda yapılması durumunda kaplamalı olan duvarlardan çok zehirli olan gazlar yayılabilir. Bu tehlikenin yanında kaynak malzemesinden ve kaynak işlemi gören malzemeden çıkan gazlara; karbon monoksit, ozon, nitrojen oksitleri, kurşun, cıva, çinko, kadmiyum, berilyum, demir oksit, floritler, klorlu hidrokarbon içeren çözücüler, fosgen, örnek verilebilir. Bu gazlar nedeniyle oluşabilecek hastalıklar; geniz yolu, göz, burun, boğaz ve akciğer iritasyonu, akciğer ödemi, amfizem (akciğerin oksi-jen depolamasını engellenmesi), karın ağrısı, ishal, böbreklerde hasar, solunum yetmezliği, duygusal dengesizlik, duyma kayıpları; beynin, merkezi sinir sisteminin, dolaşım sisteminin, üreme sisteminin ve kasların olumsuz etkilenmesi, deri döküntüsü, kalp ritminde artış, göğüs ve baş ağrısı, üst solunum yol-ları kuruluğu, nefes darlığıdır. 9
2.2.2 Kaplama
Şekil 4 – Kaplama işlemleri10,11
Sprey kaplama metallerin yüzeylerinin çeşitli tozlarla kaplanarak aşınmaya ve korozyona karşı dayanaklı hale getirilmesi için uygulanan bir işlemdir. Kapalı alanda sprey kaplama işleminin yürütüleceği zaman çok dikkatli olunmalıdır. Sprey kaplama işlemi sonucu ortaya çıkan küçük boyutlu parçacıkların havayla karıştığı ortam solunduğunda fazla miktarda kimyasal maruziyete sebep olur.
231
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
211
2.2.3 Taşlama
Resim 5 – Taşlama işlemleri12,13
Kapalı alanlarda çalışanın sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atacak başka bir işlem ise taşlamadır. Taş-lama aşındırıcı bir disk yardımıyla işlenilen parçanın yüzey kalitesinin artırılması için kullanılan bir iş-lemdir. Taşlama çeşitli toz bileşenlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Metal tozlarının vücuda solu-num yoluyla girmesi parçacıkların boyutlarına, fiziksel ve kimyasal özelliklerine bağlıdır. Bu gibi tozlar metal buharı ateşi (metal fume fever) ve bronşite neden olabilir.
2.2.4 Kumlama
Resim 6 – Kumlama işlemleri14,15
Kumlama işlemi işlenilecek olan parça yüzeyinin pürüzsüzleştirilmesi için, çok küçük boyutlu aşındırıcı maddelerin yüksek hızla ve basınçlı bir biçimde parçaya püskürtülmesidir. Kumlama işlemi tankların içi gibi kapalı alanlarda da gerçekleştirilmektedir. Kumlama işlemine bağlı olan tehlikeler yakın olarak kum-lanan ürünün malzemesine ve kumtaşının boyut ve muhafazasına bağlıdır. Kuartz, nikel, kurşun ve kur-şun bileşenleri gibi kanserojen maddeler içeren kumtaşı kullanan birkaç kumlama işlemi mevcuttur. Kumlama işlemi sırasında kanserojen kimyasal kullanımı, kumlanan alanın yüzeyine bağlı olarak artabi-lir.
Kumlama işleminde kullanılan başka bir aşındırıcı da kumdur. Kristalin silika içeren kumun ve diğer aşındırıcıların çalışanlar tarafından solunumu, kot kumlama işçilerinin hastalığı olarak da bilinen siliko-zis hastalığına sebep olur.
232
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
212
2.2.5 Su püskürtme
Resim 7 – Su püskürtme işlemleri16
Su püskürtme kumlama işlemine benzer olarak, yüzey temizliği amacıyla yüksek basınçla ve yüksek hızla su püskürtme işlemidir. Yine kumlamaya benzer olarak kapalı alanların iç yüzeylerinde kul-lanılmaktadır. Su püskürtme sırasında temizlenen yüzeyin yüksek basınca maruz kalması nedeniyle, yü-zeyden kalkan toz, kir ve kimyasallar, havada uzun süre kalabilen küçük katı ya da sıvı parçacıklar olu-şabilir. Bu parçacıklara yüksek derecede maruziyet halinde, tepkimeye girebilen kimyasallar, çalışanların akciğerlerinin en derin noktalarına kadar taşınabilir. 17,18
3. KAPALI ALANLARA GİRMEKTEN KAÇINMA
Kapalı alanların tehlikelerine karşı önlemler almadan önce bu alanlara girmenin tercih edilmemesi gere-kir. Bu nedenle kapalı alana girişten ya da kapalı alanda çalışmadan kaçınılması için başka bir yol olup olmadığı kontrol edilmelidir. Daha iyi bir iş planlaması ya da farklı bir yaklaşım ile kapalı alana duyulan ihtiyaç azaltılabilir.
4. ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Öncelikle tehlikeleri ortadan kaldırmak ya da asgariye indirmek için bir güvenlik sisteminin oluşturul-ması gerekmektedir. Her türlü güvenlik önlemi alındıktan sonra yine de acil bir durumun ortaya çıkabileceği öngörülerek hazırlanacak olan acil durum planını oluşturmak olmalıdır.
4.1 Güvenlik Sistemlerinin Oluşturulması
Eğer kapalı alana girişten kaçınılamıyorsa, kapalı alan içinde çalışmak için güvenli bir sisteme sahip olunduğundan emin olunmalıdır. Kapalı alandaki mevcut tehlikelerin belirlenmesi için risk değerlendir-mesi yapılmalı, yapılan risk değerlendirmesine göre kapalı alanın yapısına, ilgili risklere ve işe bağlı ola-rak gerekli önlemler alınmalıdır. Alınan önlemlerin de dâhil olduğu güvenli bir çalışma sistemi oluştu-rulmalı, geliştirilmeli ve uygulamaya konulmalıdır. Güvenli bir çalışma sisteminin içinde asgari şu başlıklar yer almalıdır:
Süpervizör atanması
Kişilerin çalışmaya uygunluğu
İzolasyon
Kapalı alana girmeden önce temizlik
Giriş bölgesinin boyutunun kontrolü
233
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
213
Havalandırmanın sağlanması
Kapalı alanda gerekli ölçümlerin yapılması
Özel ekipmanlar ve ışıklandırma
Solunum aparatı
Acil durum planları
Kurtarma tertibatı
Alarmın kontrolü
Çalışma izni
Kişisel Koruyucu Donanım (KKD)
Çalışanların eğitimi
4.2 Acil durum planları
Yapılan çalışmaların planlandığı gibi gitmediği ve çalışanların sağlığının ve güvenliğinin tehlikelere ma-ruz kaldığı zamanlarda, bu tehlikeleri ortadan kaldıracak ya da bu tehlikelerin zararlarını azaltacak önce-den hazırlanmış bir acil durum planı olmalıdır. Kapalı alanlar da yapılacak çalışmalar için hazırlanan Acil durum planı kapalı alanın yapısına, belirlenen risklere, acil durum kurtarma hizmetine göre değişir. Acil durum planları içerisinde asgari şu başlıklar yer alır;
İletişim
Kurtarma ekipmanları ve hayata döndürme ekipmanları
Destek personeli ve kurtarma personeli
4.2.1 İletişim
Resim 8 – Kurtarma faaliyetlerinde iletişim19
Kapalı alanda bir çalışma yapılırken burada çalışanlar, acil bir durum söz konusu olduğunda dışarıdaki çalışanlara bu durumu iletebilmelidirler. Bu iletişim, alarm ile ya da kapalı alanın elverdiği herhangi bir iletişim aracıyla sağlanabilir. Acil durum planının işleyebilmesi için iletişim çok önemlidir. Ayrıca gece çalışması ve vardiyalı çalışmalar, hafta sonları ve tesisin kapalı olduğu zamanlar (tatiller gibi) da göz önüne alınarak neler olabileceği ve alarmın nasıl çalıştırılabileceği düşünülmelidir.
234
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
214
4.2.2 Kurtarma ekipmanları ve hayata döndürme ekipmanları
Resim 9 – Kurtarma ekipmanları ve hayata döndürme ekipmanları20,21
Kurtarma ekipmanı ve hayata döndürme ekipmanı acil durumlarda kurtarma personellerinin kullanacağı ekipmanlar olarak nitelendirilir. Hayata döndürme ekipmanları ve kurtarma ekipmanlarının seçimi, acil durum planlarına ve kapalı alanların özelliklerine bağlıdır. Hayata döndürme ekipmanına örnek olarak solunum maskesi, kurtarma ekipmanlarına ise kurtarma halatları, baret, alev geçirmez kıyafetler, oksijen tüpleri örnek verilebilir.
Kullanımına sunulan ekipmanların kurtarma görevlileri tarafından kullanılabilmesi için doğru bir tatbikat olmazsa olmazlardandır. 22
4.2.3 Destek personeli ve Kurtarma personeli
Acil durumlarda aktif rol oynayan iki unsur vardır. Bunlardan birincisi destek personeli, ikincisi ise kur-tarma personelidir.
Resim 10 – Destek ve kurtarma faaliyetleri23,24
4.2.3.1 Destek personeli
Destek personeli kapalı alan içinde çalışanlarla iletişimi sağlayan herhangi bir acil durumda gerektiğinde kurtarma personeline haber veren ve acil durum prosedürünün başlamasını sağlayan kişidir.
Destek personeli kapalı alanın dışında kalmalı ve içerideki inceleme ekibiyle görsel olarak ya da telsiz gibi karşılıklı konuşma ile sürekli temas halinde olmalıdır. İnceleme ekibinin haberleşme aralıkları için bir program belirlenmelidir.
4.2.3.2 Kurtarma personeli
Kurtarma personeli acil durum gerçekleştiğinde acil durum dahilinde olan kurtarma operasyonunu yürü-tecek olan personeldir. Kurtarma personeli eğitilmeli, hazırlanmış olan acil durum planlarını uygulamalı
235
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
215
ve uygun ekipmanı ve teknikleri (kurtarma halatları, solunum ekipmanı, destek elemanının yardımı) kul-lanmalıdır. Acil durum planları ve tahliye prosedürleri kurtarma operasyonuna dâhil olan tüm bölümler tarafından anlaşılmalı ve kabul edilmelidir.
Güvenli kurtarma basamakları tüm kapalı alanların giriş prosedüründe uygulanmalıdır. Kurtarma iyi bir şekilde planlanmalı ve acil durum planlarını uygulamada yapılan kazıların düzenli olarak yapıldığının belgesi bulundurulmalıdır. 25
5. SONUÇ
Kapalı alanlarda yapılan çalışmalar ülkemiz de dâhil olmak üzere birçok ülkede çalışanların konu hakkında bilgi sahibi olmamasından ve bu konuya gerekli önemin verilmemesinden dolayı maddi hasar-lara, yaralanmalara ve ölümlere sebep olmaktadır. Çalışmanın kapalı alan dışında yapılması birinci önce-lik olmalıdır. Eğer çalışmanın kapalı alan dışında yapılmasından kaçınılamıyorsa, kapalı alanda yapılacak çalışma dikkatlice planlanmalı, risk değerlendirmesi yapılarak kapalı alanın ne gibi tehlikeleri olduğu tespit edilmelidir. Bu tespitlere göre güvenli bir çalışma sistemi oluşturulmalı ve bu sistem acil durum planlarını ve kurtarma prosedürlerini de içermelidir.
REFERANSLAR
1. http://www.osha.gov/SLTC/confinedspaces/index.html
2. http://www.ccohs.ca/oshanswers/hsprograms/confinedspace intro.html
3. ÇASGEM kapalı alanlarda çalışma ile ilgili ders notları
4. http://www.bswshpg.com/main.swf
5. http://en.wikipedia.org/wiki/Bulk_cargo
6. IACS Confıned Space Safe Practice, p 13-16
7. http://www.cnwl.ac.uk/welding
8. http://www.unitedfab.ca/index-2.html
9. Welding Health Hazards, Occupational, Construction Safety and Health Outreach Program, OSHA Office of Training and EducationMay 1996, http://www.osha.gov/doc/outreachtraining/htmlfiles/weldhlth.html
10. http://pridetechgroup.en.made-in-china.com/product/wbxmKWzOAAIX/China- Spray-Coating-Equipment-System.html
11. http://www.promarkind.com/powder%20coating.html
12. http://www. 123rf.com/photo_9310630_orange-sparks-during-metal-grinding-in- heavy-industry-plant.html
13. http://www.osha.gov/SLTC/etools/oilandgas/general_safety/hot_work_welding.html
14. http://www.etakum.com/#gemi
15. http://springfieldpowder.wix.com/scp
16. http://teaminland.com/
17. U.S. Department of Labor, Occupational Safety and Health Administration, Directorate of Standards and Guidance, Office of Maritime, An OSHA Guidance Document, December
236
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
216
2006, http://www.osha.gov/dts/maritime/standards/guidance/shipyard guidance.html
18. IACS Confıned Space Safe Practice, p 12-16
19. http://www.beruly.com/?m=201009&paged=2
20. http://www.rescuenorthwest.com/products.php?id=18
21. http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/1500970.stm
22. Safe Work in Confined Spaces, HSE, p 3-6
23. http://www.pinnacleheightsafety.com.au/index.php/training/detail/confined space e ntry training ba-sic
24. http://www.newcastlerescue.com.au/training-courses/confined-space-training/
25. IACS Confıned Space SafePractice, p 8
237
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
217
238
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
218
MAKİNE KORUYUCULARI15
1.GİRİŞ
Makine koruyucusu, adından anlaşıldığının tersine makineyi korumak için kullanılan aparatlar değil in-sanı makinenin tehlikelerinden korumak için kullanılan aparatları kastetmektedir. Yani makine koruyucu-larının amacı makineyi değil insanı korumaktır.
İşyerlerinde makinelerin hareketli bölümleri iş kazalarına yol açmakta ve tehlike kaynağı olmaktadır. Makinelerin hareketli kısımlarının makine koruyucuları kullanılarak koruma altına alınması başta makine operatörleri olmak üzere tüm çalışanlara güvenli bir ortam yaratacaktır.
Makine koruyucularının kullanılması, belli bir güvenlik hiyerarşisinin belli bir basamağında gerçekleşir. Eğer makine kaynaklı bir tehlike kaynağında ortadan kaldırılamıyor veya risk düzeyi kabul edilebilir bir seviyeye çekilemiyorsa makine koruyucusu kullanmak kaçınılmazdır. Bahsedilen güvenlik hiyerarşisi Şekil.1’de gösterilmiştir.
Şekil 1. Güvenlik Hiyerarşisi
Yaklaşık 10 milyon çalışana dair verileri kapsayan SGK verilerine göre 2010 yılında 62 bin 903 iş kazası yaşandı, 533 meslek hastalığı tespit edildi. Bunların 1.444’ü ölümle sonuçlandı. Aşağıda yer alan Gra-fik.1 de SGK verilerinden yararlanılarak hazırlanmış olan iş kazalarının sebeplerinin dağılım grafiği gö-rülmektedir. Yaşanan iş kazalarının en önemli nedenleri; bir veya birden fazla cismin sıkıştırması, ezme-si, batması ve kesmesi, düşen cisimlerin çarpıp devirmesi, kişilerin düşmesi ve makinelerin sebep olduğu kazalar şeklinde sıralanmıştır.
15 Kürşat İsmail AKÇA, İş Sağlığı ve Güvenliği UzmanYardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
239
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
219
Grafik 1. İş Kazalarının Sebeplerine Göre Dağılımı
2. MAKİNE KAYNAKLI KAZA NEDENLERİ
Çalışanları makinelerden kaynaklanabilecek tehlikelere karşı koruyabilmek için öncelikle tehlike yaratan/ yaratabilecek olan noktaların tespitinin yapılması olacaktır. Çalışanlar, makinelerle çalışırken makinelere dokunma, makine ile içindeki veya üzerindeki bir malzeme veya sabit bir yapı arasına sıkışma, makine-nin hareket halindeki parça veya kısımlarına çarpma veya sarılma, makineden sıçrayan malzemenin çarpması gibi nedenlerle kazaya maruz kalabilirler. Burada bahsedilen tehlikeler mekanik kaynaklı ol-masına rağmen bunların dışında hemen dikkat çekmeyebilen elektrik (statik elektrik dahil), ışın yayılması, sıcaklık, toz ve duman, gürültü ve titreşim, kimyasal maddeler, yanıcı ve parlayıcı ve patlayıcı maddeler gibi mekanik olmayan kaza nedenleri de mevcuttur.
Çok çeşitli makine söz konusu olsa bile tehlikeli hareketler neredeyse aynıdır. Makinelerin tehlikeli kısımları genellikle dönel hareketli elemanlar (dönme hareketleri), gidip-gelme veya kayma hareketli elemanlar (karşılıklı ve uzunlamasına hareketler), dönel/kayma – sürme hareketli elemanlar (kesme, ez-me bükme hareketleri), salınım hareketli elemanlar (makaslama işlemleri) başlıkları altında incelenmek-tedir.
Her mekanik hareket farklı derecelerde de olsa potansiyel olarak tehlike arz etmektedir. Prensip olarak makineler incelendiğinde ise makinelerin operasyon noktaları (delen, ezen, kesen gibi işlem yapan kısımlar), transmisyon (güç iletimi) düzenleri (kayışlar, kasnaklar, zincirler ve dişliler gibi) ve makine çalışırken hareket halinde olan diğer hareketli düzenekler insanlara zarar verebilme potansiyeline sahiptir.
Makinenin yapısı itibariyle bazı makine parçalarının çalışma yapıları tehlike barındırmaktadır. Makine-nin dönen kısımları, sağa ve sola, ileri ve geri giden bölümleri, hareketi veya malzemeyi nakleden aparat-ları çalışmaları sırasında insana zarar verme potansiyeli taşımaktadır. Bir dikkatsizlik anında ya da istem dışı bir şekilde bu parçaların çalıştığı sırada temas edilmesi çoğunluğu uzuv kaybı bir kısmı ise ölüm ile sonuçlanan iş kazalarını doğurmaktadır.
Resim.1 de dönen bir mil, bir dişli ve bir zincir de dönme esnasında oluşabilecek kaptırma veya sıkışma noktaları görünmektedir.
240
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
220
Resim.1 Dönen Parçalarda Tehlike Noktalar [3]
Resim.2 de ise örneklenen güç transmisyon makinesinin koruyucu panel içine alınarak nasıl tehlikesiz hale getirildiği gösterilmektedir.
Resim.2 Güç Transmisyon Makinesi için Koruyucu Panel [3]
İşin yapılması ve yapısı itibariyle tehlikeli potansiyeline sahip işlerde mevcuttur. Bu işlere örnek olarak kesme, delme, ayırma ve eğme işleri verilebilir. Bu işlerin yapılmasına ilişkin örnekler çok sık olarak rastlanmaktadır çünkü bu tarz işlerin büyük bir kısmı en küçük atölyelerde bile yapılabilmektedir. Bu işlerin yapılması sırasında makinelerin barındırdığı tehlike noktaları aşağıdaki örneklerde gösterilmiştir. Resim.3 de ise bir giyotinin çalışması sırasında hem makine hem de işlem gören parça kaynaklı tehlikeli kesme noktaları gösterilmiştir. İşlem gören parçanın eğilmesi sırasında çevresinin açıkta bulunması da makinenin ucunun açıkta bulunması kadar risk teşkil etmektedir.
241
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
221
Resim.3 Giyotinlerde Tehlikeli Noktalar [3]
Resim.4 de parçaya şekil veren bir punch makinesi gösterilmekte ve bu makinenin çalışması esnasında var olan sıkışma noktaları oklarla gösterilmektedir.
Resim.4 Punchlarda Tehlike Noktaları [3]
Resim.5 de ise matkapla çalışma sırasında çok hızlı bir şekilde dönen ucuna takılma ve sarılmalara sebep olacağı için matkap ucunun çevresi işaretlenmiştir.
242
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
222
Resim 5 Matkaplar ve Tehlike Noktaları [3]
Resim.6 da bir matkabın ayarlanabilir yüksekliğe sahip kilitlenebilir anahtarı olan koruyucusu görülmek-tedir. Bu tip koruyucular kesinlikle tehlikeyi azaltmaktadır, makinaya sabitlenmeleri ve takılmaları ile kullanımları çok kolaydır. Ancak birçok makine koruyucusu tehlikeyi her ne kadar azaltıyor olsalar da sıfır düzeyine indirgeyemez ve operasyon noktasını koruyamazlar. Ayrıca makineye genellikle sonradan monte edilen ve makinenin çalışması açısından olmazsa olmaz bir yapıya sahip olmadıklarından dolayı ayarları ihmal edilebilir bir yapıdadırlar.
Resim 6 [4]
Makinenin dönen kısımları ve motordan aldığı hareketi diğer birimlere ileten kayış, zincir gibi malzeme-ler, özellikle eller ve kolların sıkışmasına, iş elbiselerinin takılmasına ve cilt ile temas sonucunda yara-lanmalara ve hatta takılan parçanın vücut ile bağlantısına dayalı olarak ölümlere neden olabilir. Bunun yanı sıra bu bölümlerden parça fırlaması söz konusudur. Tehlikeli işlemlerde makinelerden parça fırlama tehlikesi yanında işlem gören malzemelerin fırlaması ve çarpması da söz konusudur. Bu tarz olaylar çalışma ortamındaki birçok risk faktöründen kaynaklanıp zincirleme olarak diğer kazalara yol açabilmek-tedir.
243
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
223
Resim.7 de ilk olarak sağa sola hareket eden makinelerin sabit yerlere yakın olması durumunda arada sıkışma tehlikesine dikkat çekilmek istenmiştir. Ayrıca makinadan çıkan işlenmiş ürünün de çalışanı sıkıştırma riski olabileceği unutulmamalıdır. Resim.7 içerisinde bulunan diğer küçük resimlerde hare-ketli ve dönen parçaların arasına ve çevresine uzuvların sıkışabileceği ya da keskin parçalar tarafından uzuv kayıplarına yol açılabileceği gösterilmek istenmiştir. Bu tarz kazalara anlık dikkatsizlik ya da hata-lar yol açmakta olduğu için bu gibi makine ve parçalara karşı önlem almak öncelikli olmalıdır. Ayrıca bu önceliği bu gibi durumlara alınabilecek önlemlerin hem düşük maliyetli hem de kolay uygulanabilir ol-ması nedeniyle tercih etmek gerekmektedir. Makinelerden çapak, parça ya da malzeme fırlaması gibi riskleri teşkil eden makinelerde sadece makine operatörünü koruyacak şekilde önlem almak her zaman yeterli olmayabilir. Makinenin çevresinde bulunan yollar ya da işlem yapılan parçanın çıktığı yer geçiş yollarına yakın olduğu zaman geçen insanlar içinde tehlike oluşturacaktır.
Resim.7 Kaza Örnekleri [5]
244
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
224
Resim.8 de dönen parçalar için uygulanan koruyucular yer almaktadır. Bu resimdeki dört parçanın arasından görüldüğü gibi en bilinen örnek vantilatörlerin dışındaki metal koruyucu aksamdır. Bu tarz basit uygulamaların pratik olarak uygulanması hem çok az maliyetli hem de kolaylıkla uygulanabilirdir.
Resim.8 Dönen Parçalar için Koruyucu Örnekleri
Resim.9 da ise dönen başka bir parça için koruyucu uygulamasına yer verilmiştir. Bu makine üzerindeki çalışma “torna, çelik çerçeve ve güvenlik anahtarı için polikarbonat ekranı” olarak tanımlanmıştır.
Resim.9 Dönen Mil için Koruyucu Örneği
Resim.10 da bir makinanın açık tarafında bulunan ve dönen milinin sağlıklı biçimde kapatılmasına ilişkin başarılı bir örnek yer almaktadır.
245
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
225
Resim.10 Makine Koruyucusu Örneği
3. MAKİNE KORUYUCULARININ ÖZELLİKLERİ VE ÇEŞİTLERİ
Makineye koruyucu planlarken uyulması gerekli temel ilkeler mevcuttur ve bu ilkelere uyulmadan tam anlamıyla iyi bir koruyucu tasarlamış olma mümkün değildir. Bunun nedeni de koruyucu tasarlanırken hem koruma görevi yerine getirmesi hem de makineden beklenen işlevi aksatmaması konularına dikkat edilmemesidir ya da bu iki konuyu bir arada ele almamaktır. Koruyucu tasarımında temel bakış açısı bir taraftan makineyi çalıştıran operatörün hareketlerini engellememek iken diğer taraftan da makinenin üre-tim kapasitesini düşürmemek olmalıdır. Koruyucu tasarımında yukarıda açıklanan bakış açısı ele alındığında uyulması gereken bazı noktalar aşağıdaki gibi olabilmektedir:
Tasarlanan koruyucu, işlem noktasına (tehlikeli noktalara) makine ile çalışan veya diğer bir kişinin ulaşmasını engellemelidir.
Koruyucu makineden çıkartıldığı zaman makine çalışmamalıdır.
Uzun ömürlü maddeden yapılmalı ve dayanıklı olmalıdır.
Çalışanlar koruyucuları kolayca çıkaramamalıdır. Ancak bakım, onarım tarzı işler yapılacağı za-man kolayca açılabilmelidir.
Makineden herhangi bir parça fırlamasını önlemelidir.
Mevcut tehlike kaynağını kontrol altına almaya yararken kendisi yeni bir tehlike kaynağı olma-malıdır.
Çalışanı geciktirmemeli, işini zorlaştırmamalı ve işin yapılmasını engellememelidir.
Mümkünse makinenin bakımının yapılacağı zamanlarda koruyucunun çıkmamasına özen gösterile-rek tasarım yapılmalıdır.
Ayrıca bakım gerektirmemelidir. [1]
Makine koruyucularının yapısal özellikleri ele alındığında tasarımında uzun süreli ergonomik çalışmaların rolü büyüktür. Tasarım ölçüleri, bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkmış, birçoğu da standart ve mevzuatlarda yerini almıştır.
Örnek olarak değerlendirecek olursak bir koruma bariyerinin tasarımında 2 parametre söz konusudur. Bunlardan birincisi izin verilen aralık olup, geometriye bağlı olarak 9 mm lik aralık bir parmağın tama-men girmesini, 6 mm aralık ise parmak ucunun girmesini sağlar. Bu değerler Resim.11 de olması gere-ken aralık değerleriyle birlikte gösterilmiştir. Burada koruyucu açıklığıyla beraber dikkate alınması ge-rekli ikinci değişken ise koruyucunun operasyon noktasına (tehlikeli bölgeye) uzaklığıdır.
246
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
226
Resim.11 Koruma Bariyeri için Aralık Değerleri [1]
Genellikle kayış-kasnak, zincir-dişli, konveyör vb gibi transmisyon manikalarının hareketli elemanları iç kısımların görünebilmesi veya yağlama gibi amaçlarla perfore saçlar, tel örgüler gibi malzemelerle koru-nur. Aşağıda, bu amaçla en sık kullanılan tel örgüler için, uzuv boylar dikkate alınarak, izin verilen koru-yucu açıklık ve uzaklıkları gösterilmiştir.
İyi bir makine koruyucusu amacına uygun olarak farklı özelliklere sahip olacak olsa bile her şeyden önce teması engellemeli (vücut kısımları, el, kol…), çalışana güvenli bir çalışma sunmalı ve ilave bir tehlike oluşturmamalıdır. Tabi birde kullanılacak olan makine koruyucusunun 3840 sayılı Türk Standardı olan “Makinalarda İş Kazalarına Karşı Genel Güvenlik Kuralları”na uygun olması gerekmektedir. Bu standart, iş kazalarına karşı makina koruyucularının proje, yapım ve uygulamaları sırasındaki kriterleri ve Madde 1.3'de belirtilen makinaların tehlikeli kısımlarına karşı alınabilecek önlemleri kapsar. Madde 1.4 de açıklanan ve mekanik olmayan tehlikeleri kapsamamaktadır.
Makine koruyucuları, makinelerde yapılacak her işe uygun olmalıdır. Hareket edebilen veya kapak şek-lindeki koruyucuların kilit mekanizması bulunmalı ve bu koruyucular her kullanımdan önce kilitlenmeli-dir.
Ayak pedalı ile çalışabilen makinelerde yalnızca bir ayağın girebileceği şekilde koruyucular olmalıdır. Bu koruyucuların bilinçli olarak çıkarılmaması veya kullanışsız hale getirilmemesine dikkat edilmesi gerekmektedir.
Çalışanın makine veya tezgâhın çeşitli kısımlarında çalışmasını gerektiren durumlarda, bu tezgâh veya makinenin bir tane çalıştırma düğmesi ve birden fazla durdurma düğmesinin olması gerekmektedir. Tez-gâh ya da makinenin birden fazla tarafında aynı anda çalışma gerekmekte ise her çalışanın yakınında bir adet çalıştırma ve en az bir adet durdurma düğmesi bulunmalıdır. Çalıştırma düğmeleri senkronize olarak basılmadığı takdirde makinenin çalışmaması gerekmektedir.
Makine koruyucuları özelliklerine ve yapılan işin niteliğine göre çok çeşitlenmektedir
Sabit koruyucular
Kilitlemeli koruyucular
Kumanda tipi koruyucular
247
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
227
Otomatik koruyucular
Yaklaşma koruyucular
Ayarlanabilir koruyucular
Kendi kendine ayarlanabilen koruyucular
Durdurma veya Ters Döndürme sistemi
Durdurma veya Ters Döndürme sistemi
• Mekanik durdurma sistemi
• Foto - Elektrik durdurma sistemi
• Basınca duyarlı taban
• Kapasitif ve Ultrasonik aygıtlar
İki elle kumanda sistemi
Koruyucu tabla
Besleme ve çıkarma aygırları
Mekanik engelleme aygıtları
• Yatay hareketli tabla
• Düşey hareketli tabla
Eylemsizlik koruyucu sistemi
• Dönmeyi (rotasyonu) algılayan aletler
• Zamanlama aygıtları
• Gecikmeli anahtarlar
• Otomatik geciktirme cıvatası
• Elle çalışan geciktirme cıvatası
Bu kadar çok çeşit olmasına rağmen genel olarak makine koruyucular aşağıda yer alan başlıklar altında incelenebilmektedir. Bunun sebebi de birçok çeşidinin uygulama ve çalışma aşamasında farklılıklar gös-termesine rağmen temel mantıklarının aynı olmasından kaynaklanmaktadır.
3.1. Sabit Koruyucular
Hareketli kısımları herhangi bir makinenin mekanizmasıyla birlikte ve bağımsız olan ve makine çalışırken tehlike noktasına veya tehlike alanına girişi önleyen koruyuculardır.
Sabit koruyucular tehlike noktası ya da tehlike alanına ya kalıcı olarak (kaynak vb. yapılarak) ya da bağ-lama elemanları ile (vida, somun vb.) yerine oturtularak hareket etmesi engellenen koruyuculardır. Maki-nelerde öncelikle kullanılması gereken bu sabit koruyucuların bağlantıları alet yardımı olmadan söküle-memelidir. Sabit koruyucuların uygulama maliyetleri ucuz, yapılmaları ve kullanılmaları kolay, etkinlik-leri oldukça yüksektir. Resim.12 de bu özellikleri temel olarak taşımakta ve bir pres makinesine monte edilmiş olan bir sabit koruyucu görülmektedir.
248
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
228
Resim.12 Sabit Koruyucu Örneği [1]
Resim.13 de ise bir güç transmisyon makinesi ait kayış kasnak sistemi yer almaktadır. Resimde de görül-düğü gibi bu kayış kasnak sistemi koruyucu bir sistemin için alınmıştır. Koruyucunun üzerindeki kontrol kapağı sayesinde herhangi bir arıza durumunda kapak tamamen sökülmeden müdahale edilebilmektedir.
Resim.13 Güç Transmisyon Makinesi [3]
3.2. Kilitlemeli Koruyucular
Makine üzerindeki tehlikeli nokta ya da tehlikeli alana yerleştirilen ve koruyucusu kapanmadan hareket etmeyen, tehlike durumunda tehlike noktasına ya da alanına erişmeyi engelleyen, makinelerle birleştiril-miş hareketli kısımları bulunan tipteki koruyuculardır.
Kilitlemeli koruyucular kumanda koruyucusu ve algılama koruyucusundan oluşmaktadır. Bu tip koruyu-cularda koruyucunun kapanana kadar makinenin çalışmaması ve tehlikeli hareket bitinceye kadar koru-yucunun kapalı olarak kilitlenmesi koşulları göz önünde bulundurulur. Koruyucunun kilitleme sistemi mekanik, hidrolik, elektronik, pnömatik ya da bunların bir birleşimi olabilir ancak kilitleme sisteminin seçimi işleme ve makineye göre yapılmalıdır.
Resim.14 de hareketli kapakla bir muhafaza gösterilmektedir. Koruyucu kapak kapatılarak işlem baş-latılacağı için işlem başladıktan sonra vücudun herhangi bir kısmının herhangi bir yönden tehlikeli alana girişi engellenmiş olur.
249
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
229
Resim.14 Kilitlemeli Koruyucu Örneği
Resim.15 de yer alan mısın parçalama makinesinde ise kilitlemeli bir panel ve hareket eden bıçak için sabit koruyucu sistem bulunmaktadır. Koruyucu çalışanın ellerini hızla dönen kesici bıçaklardan koru-maktadır. Koruyucu kapak açıldığında makinenin gücü kesilmekte ve bıçağın fren mekanizması bıçağı durdurduktan sonra elle müdahaleye imkân vermektedir.
Resim.15 Mısır Parçalama Makine ve Koruyucusu [3]
3.3. Ayarlanabilir Koruyucular
Bir ayarlama düzenini içeren, ayarlandığında işlem süresi bitene kadar ayarlandığı gibi kalan sabit tipteki koruyuculardır. Bu tarz koruyucularda genellikle makineye malzeme beslemek için bir açıklık bulunmak-tadır. Koruyucunun bir kısmı veya tamamı bu açıklığın boyutlarını ayarlayacak şekilde yapılmalıdır. Bu gibi durumlarda ayarlama işinin yeterli eğitim görmüş kişiler tarafında yapılması ve düzenli bakımlarda ayarlama işlevinin iyi işlemesi gerekmektedir.
Ayarlanabilir koruyucunun parçalarının yerlerinden çıkmamaları ya da kaybolmamaları için koruyucu iyi bir şekilde tasarlanmalıdır. Uygun koşullarda bu tip koruyucular kullanıldığında bağlama tertibatı ve avadanlığı dikkate alınmalıdır.
Resim.16 da yer alan radyal ve sütunlu matkap makinesi için uygulanan ayarlanabilir koruyucu örneği gösterilmiştir. Bu koruyucunun kullanımı ile makinede işlem yapılması esnasında çalışanın dönen aksa-ma dokunması engellenmektedir.
250
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
230
Resim.16 Radyal Matkap için Koruyucu
Ayarlanabilir koruyucular içinde yer alan bir diğer grup ise kendi kendine ayarlanan koruyuculardır. Ma-kine koruyucusunun bir parçasıymış gibi hareket eden, tehlike alanı yada noktasına bir rastlantı sonucu bile olsa her hangi bir uzvun girmesini önleyen, işlem tamamlandığında ise tamamen kapalı duruma ge-çen tipteki koruyuculardır. Bu tip koruyucular tehlikeli noktaya dokunmayı önlemek üzere tasarlandıkları için makineye verilen malzeme ile açılmakta ve işlemin bitimiyle kendilerini kapatmaktadırlar.
Bir örnek olarak Resim.17 de gösterilmekte olan daire testere makinesi ele alınabilir. Makinenin içinde ağaç malzeme bulunmadığında koruyucu tam koruma sağlamaktadır ve ağaç malzeme verildiğinde koru-yucu yükselerek kesme işlemi tamamlanana kadar ağaç malzemenin üzerinde kalmaktadır.
Resim.17 Daire Testere için Koruyucu Örneği [3]
3.4. Otomatik Koruyucular
Makine çalıştığında makine ile beraber çalışan, makine başında çalışan kişinin tehlike alanı yada nok-tasına yaklaşmasını engelleyen, makinede yapılan işlem bittikten sonra otomatik olarak kapalı konuma gelen ve makinenin işlem yapması sırasında yapılan işlemi engellemeyip etkilemeyen tipteki koruyucu-lardır.
Bu koruyucular, çalışanı ya da çalışanın tehlike ile karşılaşabileceği uzuvlarını tehlike bölgesinden fizik-sel olarak uzaklaştıracak şekilde çalışmaktadır. Koruyucu makineye güvenli bir şekilde ve yalnızca alet-ler sayesinde sökülebilecek şekilde monte edilmelidir. Koruyucunun hareketli ve uzaklaştırmaya yarayan
251
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
231
parçası makinenin tehlikesi parçası ya da parçalarının direk olarak hareketi ya da eşzamanlı hareket ile çalışması gerekmektedir. Resim.18 de kâğıt kesme giyotin makası için otomatik koruma ekipmanı uygu-laması görülmektedir. Makine çalışmaya başladıktan sonra koruyucu besleme aralığından daha yüksekte kalan şeyleri bıçaktan uzaklaştırmaktadır.
Resim.18 Giyotin Makinesi için Koruyucu Örneği [5]
Resim.19 da ise elektrikli pres için otomatik koruyucu sistemi gösterilirmiştir. Bu koruyucu da işlem başladıktan sonra çalışanları işlem noktasından uzak tutacak şekilde tasarlanmıştır.
Resim.19 Pres Makinesi için Otomatik Koruyucu [6]
3.4. Durdurma Sistemleri
Bu sistemler genellikle ayrı aygıt ya da sistemler olmakla beraber çalışanları koruma amaçlı oldukları ve makineye bütünleşmiş olup makineyle birlikte çalıştıkları için makine koruyucuları sınıfına girmektedir-ler.
Foto-Elektrik sistemlerinde bir algılama perdesi oluşturacak olan bir ışık kümesi veya kümeleri bir dur-durucu oluşturacak şekilde operatör ile makinanın tehlikeli parçaları arasına bir foto-elektrik saptayıcı ile bağlantılı olarak yerleştirilir. Bu düzende, ışık demeti perdelendiğinde makinanın tehlikeli parçası hare-ket etmez. Makinanın tehlikeli bir parçası hareket halinde iken engelleme olduğunda ise tehlikeli parçalar anında durur ve gerekiyorsa başlangıç noktasına gelene kadar ters yönde çalışmaya başlar.
Resim.20 de bir pres makinasının üzerinde dikey şekilde uygulanmış olan sensorlu bir durdurma sistemi yer almaktadır. Makinenin çalışır vaziyetteyken işlem noktasına ulaşılmak istendiğinde sensorlu bölge-
252
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
232
den geçilmesi gerekmektedir. Böyle bir durum gerçekleştiğinde de makine kendini kapatmakta ya da işlemi durdurmaktadır.
Resim.20 Pres Makinesindeki Foto-elektrik Sensoru-1 [3]
Resim.21 de ise benzer bir makine üzerinde yatay şekilde uygulanmış olan sensorlu bir durdurma sistemi yer almaktadır. Sistemin yatay bir şekilde koyulması makineye yada işlem noktasına olan uzaklığı arttırma amaçlıdır.
Resim 21 Pres makinesindeki Foto-elektrik sensörü-2 [3]
İki elle kumanda sistemlerinde amaç çalışanın ellerini hatta yeri geldiğinde başka uzuvlarını da işlem noktasından uzak tutmaktır. Makine koruyucusunun kullanımının ya da yapımının mümkün olmadığı durumlarda makine operatörünün elleri için iyi bir koruma sağlar. İşlemin yürütülebilmesi için kesinlikle iki elin kullanılması koşulu zorunlu olup, el kontrolleri bir elle ya da bir el ve vücudun bir başka parçası veya bir alet ile çalışmayı önleyecek şekildedir. İki elin kumandaları arasındaki fark en fazla 1 saniye olduğundan, makinanın çalıştırılması için iki elin aynı anda kullanılması gerekmektedir. Resim.22 de de çift el kumanda sistemine ait bir örnek yer almakta ve çalışanın işlemi yaparken her iki elini de kumanda sisteminin üzerine koyduğu görülmektedir.
253
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
233
Resim.22 Çift Elle Kumanda Sistemi [7]
4. MAKİNE KORUYUCULARININ MEVZUATIMIZDAKİ YERİ
Makine koruyucularının ulusal bağlamda mevzuatımızda ilk defa yer alması 1971 senesinde yürürlüğe girmiş olan 1475 sayılı İş Kanunu dayanak gösterilerek 4/12/1973 tarihinde yürürlüğe giren İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’dür. Bu tüzüğün “Sağlık Şartları ve Güvenlik Tedbirleri” olan II.Kısım’ının içe-risinde yer alan “İş Yerlerindeki Makinelerde ve Tezgahlarda Alınacak Güvenlik Tedbirleri” başlıklı 2.Bölümde makine koruyucularından, kullanılması gereken yer ve durumlardan bahsedilmiştir.
Daha sonra 1475 sayılı İş Kanunu’na bağlı olarak çıkan ve 17/05/1983 tarihinde 18050 sayılı resmi gaze-tede yayımlanan “Makine Koruyucuları Yönetmeliği”nde gerçekleşmiştir. Bu yönetmeliğe göre makine koruyucusunun tanımı “bir tür enerjiyi başka bir tür enerjiye çevirerek veya insan gücü ile belirli işler yapan çeşitli kısımlardan meydana gelmiş araçların transmisyon düzenlerinde hareketli parçalarında ve operasyon noktalarında kullanılan koruma düzeni ile güvenli olmayan durumlarda kullanılacak durdurma sisteminin tümü” olarak yapılmaktadır. Bu yönetmelikte makine koruyucularının özellikleri ve uygula-maları anlatılmıştır.
Makine Koruyucuları Yönetmeliği22/05/2003 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile 1475 sayılı İş Kanunu yürürlükten kalktığı için bu kanuna bağlı olarak ilga olmuştur.
4857 sayılı İş Kanununa bağlı olarak 11/02/2004 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan “İş Ekipman-larının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği”nde makine koruyucularının kullanımına dair hükümler yer almaktadır.
20/06/2012 tarihinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile mevcut yö-netmeliklerin dayandırıldığı 4857 sayılı kanunun 77 ve 78. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak 6331 sayılı kanunda yer alan Geçici Madde 2’de yer alan “4857 sayılı Kanunun 77 nci, 78 inci, 79 uncu, 80 inci, 81 inci ve 88 inci maddelerine göre yürürlüğe konulan yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olma-yan hükümleri, bu Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar uygulanmaya devam olunur.” ibaresi ile mevcut yönetmelikler uygulanmaya devam etmektedir.
Bunların yanı sıra 3840 sayılı Türk Standardı olan ve Haziran/1984’de “Makinelerde İş Kazalarına Karşı Genel Güvenlik Kuralları” isimli standartta makine koruyucularının tipleri, seçimi, tasarımı ve bakımına dair hususlar belirtilmiş ve tipik uygulama örnekleri verilmiştir.
254
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
234
REFERANSLAR
1. Üçüncü K., Makine Koruyucuları. Eylül 2011
2. SGK İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri, 2010
3. Berry C., N.C. Department of Labor, A Guide to Machine Safeguarding
4. http://www.silvaflame.com/products/adjustable-to-machine-profile/
5. Dinler G., Makine Koruyucuları
6. Machine Guarding, SafeWork SA
7. http://www.osha.gov/SLTC/etools/machineguarding/
8. Kurt M. İ., Pi Makine Araştırma Raporu, 2010
9. Machine safeguarding guide,2008
10. OSHA Machine Guarding E-tool
11. Accident Prevention Manual,2009,13th Edition
12. OSHA 3067 Conseptsand Techniques of Machine Safeguarding
13. Çalışma Ortamı Dergisi, Mart-Nisan 1999, Sayı 43
255
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
235
256
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
236
KALDIRMA ARAÇLARINDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ16
1.GİRİŞ
İnsanların kendi güçleri ile yerinden kaldırıp taşıyamayacağı yüklerin bir yerden belirli mesafedeki diğer bir yere kaldırılıp götürülmesi, yerleştirilmesi için asırlardan beri çeşitli tip ve kapasitedeki kaldırma ve taşıma araçları kullanılmıştır. Endüstrinin gitgide büyümekte olduğu günümüzde bu işlemler her işyerin-de yapılmakta ve bu sayede yük kaldırma ve taşıma işleri kolaylıkla yapılabilmektedir. Bu süreçler ve-rimlilikte artış sağlarken, zaman kaybı, maliyet ve personelde yorgunluk konusunda azalma görülmesini sağlamıştır. Kaldırma araçlarında gerçekleştirilen işlerde, yüklerin yüksekte taşınması sırasında oluşacak kaza zararlarının zemin üzerindeki taşınması sırasındaki kaza zararlarına göre çok daha fazla olacağı açıktır.
Kazalar; taşınan yükte, kaldırma makinasının kendisinde ve çevrede hasar meydana getirmekte, işyerinde iş tıkanıklığı yaratmakta, zaman, maliyet, itibar kaybı yaratmakta çoğu zaman da çalışan insanların yara-lanmasına veya ölmesine neden olmaktadır.
Bu çalışma “Kaldırma Araçlarında İş Sağlığı ve Güvenliği” konusunda bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır.
2. KALDIRMA ARAÇLARI
2.1- Kaldırma Araçları Tanımı
Herhangi bir yükü bulunduğu yerden kaldırıp yer değiştirerek bir başka yere indiren veya istifle-yen, gerektiğinde bu yükün yer değiştirme işlemini, yükü kısa mesafelerde taşıyarak gerçekleşti-ren araçlara kaldırma araçları denir.1
2.2 - Kaldırma Araçlarında Kaza Sebepleri
Kaldırma işlemleri nedeniyle tehlike arz eden makinalar, temel sağlık ve güvenlik gereklerini karşılamalıdır. Kaldırma makinelerinde meydana gelen kazaların sebepleri şu temel başlıklar altında de-ğerlendirilebilir:
i. İmalat,
ii. Montaj,
iii. Yetersiz bakım-kontrol,
iv. Kullanım hataları. 2
EU-OSHA (Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı) Kaldırma makinalarında meydana gelen başlıca iş kazalarını şu şekilde raporlamıştır;
– Bom veya kaldırma makinelerinin enerji hatlarıyla teması (kazaların %45’i)
– Kaldırma mekanizmasının altında durma,
– Makinenin devrilmesi,
– Yükün düşmesi,
16 16 Seçil CEYLAN İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı; Ali Kaan ÇOKTU, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
257
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
237
– Emniyetli bir operasyonun sürdürülebilmesi için gerekli olan teknik periyodik kontrollerin yapılmaması
– Bomun çökmesi,
– Karşı ağırlığın sisteme zarar vermesi,
– Dayama ayaklarının yanlış kullanımı,
– Düşmeler ve bağlama elemanı hataları.3
2.3 - Kaldırma Araçlarının Gruplandırılması
Kaldırma makineleri günümüzde oldukça önemli ve fonksiyoneldir. İnşaat, maden, yol yapımı, liman işleri ve fabrikalarda kaldırma işlerinde yaygın olarak kullanılmaktadırlar ve vazgeçilmezdir. Kaldırma makinelerinin çeşitleri çok fazladır. Yaygın olarak kullanılan ve gün geçtikçe önemi artan kaldırma araçlarından başlıcaları şunlardır:
1) Vinçler
2) Forkliftler
3) Asansörler 4
Kaldırma Araçlarının Ana üniteleri motor ve şanzımanları dışında:
– Kaldırma – indirme sistemi,
– Taşıma sistemi,
– Frenleme sistemlerinden oluşur. 2.3.a- Vinçler
Malzemeleri ve yükleri kaldırmak, bunları, başka bir yöne dönerek veya hareket ederek aktarmak, yerlerini değiştirmek, yüklemek, boşaltmak gibi işler de kullanılan makinelere vinç (Crane) denir. Vinçler düşey ve yatay hareketleri sayesinde genel anlamda her türlü yükün yerini değiştirebilen ma-kinelerdir. Çok değişik tip ve özellikte olanları mevcuttur. Vinçler “Hareket Kabiliyetlerine Göre, Kaldırma Kabiliyetlerine Göre ve Kumanda Sistemlerine Göre” 3 başlık altında incelenebilir.5
(1) Hareket Kabiliyetlerine Göre Vinçler
Resim 1: Sabit vinçler Resim 2: Lastik Tekerlekli Vinçler
258
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
238
Resim 3:Paletli Vinç Resim 4: Köprü Üzerinde Yürüyen Vinç
Resim 5: Kule Vinç (2) Kaldırma Kabiliyetlerine Göre
Vinçler
• Hidrolik Halatlı Vinçler
Resim 6: Teleskobik Bumlu Vinç
Resim 7: Kurtarıcı
259
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
239
• Halatlı Vinçler
Resim 8: Halatlı Vinç Resim 9.Fabrika Tipi(köprülü, pergel)Vinç
240
Resim 10. Monoray manuel-zincirli caraskal ve kumandalı-halatlı vinç
Resim 11. Gırgır Vinç
260
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
241
(3) Kumanda Sistemlerine Göre Vinçler
• Mekanik Kumandalı Vinçler
• Hidrolik Kumandalı Vinçler
• Hava Kumandalı Vinçler
• Elektrik Kumandalı Vinçler
Vinç Güvenlik Önlemleri
Genel olarak vinç güvenlik önlemleri:
i. İmal, konstrüksiyon ve montajında alınacak güvenlik tedbirleri, ii. Kullanılmasında alınacak güvenlik tedbirleri,
iii. Bakım ve onarımda güvenlik tedbirleri olarak 3 grupta toplanabilir.6
i. İmal, konstrüksiyon ve montajında alınacak güvenlik tedbirleri
– Vinç üzerine görülebilir bir yer ve şekilde vincin en fazla kaldırma kapasitesi yazılmalıdır. Motorlu seyyar vinçlerin kaldıracakları en ağır yükler kabinlerin içinde veya dışında yazılı olarak belirtilmeli ve kollu vinçlerde ayrıca yatıklık ve ok mesafelerine göre kaldırılmasına izin verilen en ağır yükler, aynı şekilde gösterilmeli ve bunlardan en ağır yükten fazlası kaldırıldığında, durumu bildiren sesli ve ışıklı otomatik bir uyarma tertibatı bulundurulmalıdır.
- Ray ve putreller, maksimum yüke göre imal edilmelidirler. - Halatların tambur üzerine düzgün sarılmasını sağlayıp, halatların tambur kanalındaki yiv üzerine
gelerek kesilmelerini önlemek için halat kılavuzları ( sarıcıları) olmalıdır. - Aynı sahada birden çok vinç kullanılacaksa, vinçlerin birbirinin çalışma alanlarına girmeyecek şe-
kilde montajı yapılmalıdır. Aynı ray üzerinde çalışan vinçlerin birbirine çarpmalarını önlemek için vinçler birbirine yaklaştığında hareketini otomatik olarak durduracak limit anahtarları gibi bir tertibat konulmalıdır.
- Geçme (teleskopik) platform tipi kaldırıcı arabalarda, yükselen üst kısmın birdenbire inmesini en-gelleyecek otomatik sürgülü veya benzeri uygun bir sistem bulunacak ve bunlar elektrikle çalıştıklarında, platformun yükselmesini ve inmesini sınırlayacak bir sistem, yüklerin indirilme-sini ayarlayan elektrikli ya da mekanik bir fren bulunacaktır.
- Kanca güvenlik katsayısı en ağır yük için en az 5 olmalıdır. - Elektrikli vinçler uygun ve yeterli şekilde topraklanmalıdır - Vincin çalışma sahası işaretlenmeli ve vincin geçit yollarına malzeme bırakılmamalıdır. - Yükün kaldırılacağı alanda, kancanın geriye kaçabileceği, yükün sallanma periyodu dışına
çıkabileceği alanlar bulunmalıdır. - Operatörün kancayı görüş sahası kapatılmamalıdır. - Vincin kumanda kutusu üzerinde vince hareket veren akımı kapatabilecek acil durdurma anahtarı
bulunmalıdır. - Raylı vinçlerin yükseltmeyi sınırlandırıcı sistemi, doğrudan doğruya vincin kasnağı veya kancası
tarafından harekete geçilen uygun akım kesme sistemi ve yükün, beklenmedik biranda inmesini önleyebilecek şekilde yapılmış olmalıdırlar. Bu sistem, vincin fren donanımına bağlı olarak çalışmalı ve raylı vinç operatörleri, çalışmaya başlamadan önce ve çalışmanın bitiminde bu sis-temi çalıştırarak kontrol etmelidirler.
- 5 Ton veya daha fazla yük kaldıran raylı vinçlerde, 2 elektrikli fren veya bir elektrikli ve bir meka-nik fren bulunmalıdır.
- Açık havada çalışan raylı vinçlerde, yük kancasını sürekli aydınlatabilecek ve vinç üzerine bağ-lanmış lambalar bulunmalıdır.
261
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
242
- Motorlu vinçlerde yük kaldırılırken veya vinç yer değiştirirken sesli ve ışıklı uyarı yapılmalıdır. İkaz sesi çevredeki seslerden farklı ve kolay duyulabilecek yükseklikte olmalıdır. Motorlu vinçle-rin gece çalışmalarında farları ve arkalarında stop lambaları yakılmalı, kabinler uygun şekilde aydınlatılmalıdır.
- Vince ait ağır parçaların indirilip kaldırılması için vinç üzerinde caraskal veya makaraların takılabileceği çelik kollar, halkalar veya benzerleri bulunacaktır.
ii. Kullanılmasında güvenlik tedbirleri
- İşlemler sırasında yetiştirilmiş operatörler ve manevracılar (işaretçiler) kullanılmalıdır. Her çalışmaya başlamadan önce operatörleri tarafından kontrol edilmelidirler.
- Yüklerin kaldırılmaları, indirilmeleri veya taşınmaları, yetiştirilmiş manevracılar (işaretçiler) tarafından verilecek el, kol işaretlerine göre yapılmalıdır. Birden çok manevracının görev aldığı durumlarda vinç operatörü yalnız birinden işaret almalı ve manevracı görülebilecek bir yerde durmalıdır. Operatörler her dur işaretine uymalıdır.
- İndirilen bir yükün altından sapan veya halatların çekilmesi için işaret vermeden önce işaret-çi, işçilerin güvenliğini sağlamalıdır.
- Operatör, kaldırma makinalarında bir yük asılı olduğu sürece makinalarının başından ayrılmamalıdırlar.
- Yükle beraber insanlar kaldırıp taşınmamalıdırlar. - Kaldırılan yükler çalışan insanların üzerinden geçirilmemelidirler. Elektro magnetli (elekt-
rikli mıknatıslı) kaldırma ve taşımalarda veya erimiş maden potası taşıma gibi işlerde işçilerin çalışma sahasında bulunmaması mutlak sağlanmalıdır. Elektro magnetli vinç, dinlenme duru-munda iken, mıknatıslar vinç üzerinde yüksekte bırakılmamalıdır. Bunlar ya doğrudan yere in-dirilmeli ya da bu iş için yapılmış platformlar üzerine indirilmelidirler. Mıknatıslar kul-lanılmadıklarında vinç üzerinden çıkarılmalıdırlar.
- Yükler asla askıda bırakılmamalıdırlar. - Yükler dik olarak kaldırılmalı, bunların eğik olarak kaldırılmasının zorunlu olduğu durum-
larda manevralar sorumlu bir elemanın gözetiminde yapılmalı, yük salınımlarına ve yükün teh-likeli durumuna karşı önlemler alınmalıdır.
- Vincin çalışması esnasında sesli ve ışıklı ikazları çalışır halde bulundurulmalıdır. - Yağlama sırasında elektrik akımı kesilmelidir. - Operatör vinci terk ederken kumanda kollarını ‘’0’’ durumuna getirmeli ve ana şarteli ka-
patmalıdır. - Açık alanda çalışan vinçlerin fırtınalı havalarda hareket etmemeleri için rüzgâr emniyet dü-
zenekleri bulunmalıdır. - Kule vinçler rüzgâr hızı 50 km/h ‘ değerini aştığı anda çalıştırılmaları durdurulmalı ve raykilit-
lenip emniyete alınmalıdır - Ray üstünde çalışan vinçlerde ray uçlarında en az tekerleklerin yarıçapı yüksekliğinde takozlar
bulunmalıdır. - Köprülü ve asma vinçlerin, köprü ve vinç arabası tekerlerinde, uygun kol ve ayak koruyucuları
bulunmalıdır. Köprü ayaklı gezer vinçlerin geçtiği yol boyu ve rayların her iki tarafı serbest olarak tutulmalı ve buralar en az 75 cm. eninde olmalıdır.
- Raylı vinçlerin kabin kapılarının sahanlık veya geçit seviyesinden 30 cm. den daha yüksekte bu-lunduğu durumlarda, bu kapıların önüne uygun basamaklar yapılmalı ve kabinlerde periyodik olarak kontrol edilen yangın söndürme cihazı bulundurulmalıdır.
- Kabinli vinçlerde, kabinler yanmaz malzemeden, açık havada çalışılanlarda ise dış etkilere da-yanıklı olmalı, operatörün görüşü engellenmemeli, ayrıca zehirli gaz, toz ve dumanlara karşı korumalı olmalı ve kabinde tehlike anında kullanılmak üzere halat, ip veya halat merdiven ol-malıdır.
- İlgililer vinç dururken ve operatörlerle işaretleşerek vinçlere çıkıp inmelidirler.
262
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
243
- Açık havada çalışan vinçlerde yıldırıma karşı güvenlik tedbirleri alınmalıdır. - 3 ayda bir periyodik kontrolleri yaptırılmalıdır - Her türlü tamir, tadilat ve bakımlar için bir sicil kartı tutulmalıdır.
iii. Bakımda alınacak güvenlik tedbirleri
- Vinç üzerinde herhangi bir onarıma başlanmadan önce, bütün kumanda sistemi stop durumuna getirilmeli ve iki şalter açılarak bunlardan biri sıkıca bağlanmalıdır.
- Vinç üzerine ve uygun yerlere, onarım ve bakım yapıldığına ilişkin uyarı levhaları konul-malıdır.
- Aynı ray sistemi üzerinde başka vinçler çalıştığında, bunları uygun uzaklıkta durduracak takoz-lar konulmalı veya aynı işi yapacak başka önlemler alınmalıdır.
- Halat tamburlarının ve millerinin veya bobin motorlarının sökülmesinden önce kaldırma halat-ları, tamburlar üzerinden çıkarılmalıdır. Ancak bunun sağlanamadığı durumlarda, tamburun ani olarak dönmesi önlenmelidir.
- Yapılan onarımın bitiminde, bütün koruyucular yerlerine takılmalı ve vinç harekete geçirilme-den önce onarımda kullanılan bütün araç, gereç ve malzemeler kaldırılmış olmalıdır.
- Vinç üzerinde yapılan bütün bakımlar, onarımlar ve tadilatlar Bakım defterine kaydedilmelidir.
2.3.b. Forkliftler
İşletme içinde bir yerden bir yere taşınması gereken yükler, malzemelerin raflara istiflenmesi veya adi istiflenmesi, makine ve tezgâhlara malzeme şarjı, makine ve tezgâhlara takılıp sökülecek parça-larının kaldırılıp indirilmesi gibi işlerde forkliftler uygun kaldırma araçlarıdır. Kullandıkları enerji tü-rüne göre forkliftler; elektrikli, benzinli, dizel ve lpg’li olmak üzere 4’e ayrılırlar.
• Forklift Güvenlik Önlemleri
– Forkliftler operatörlük belgesi olan kişilerce kullanılmalıdır. – Her üç ayda bir yetkili bir teknik eleman tarafından kontrol edilmeli ve rapor düzenlenmelidir.
– Forklift çatallarında insan taşınmamalıdır. – Uygun aparat monte edilmeden çatallara yük asılarak kaldırılmamalıdır.
– Forklift çatalının altına girilmemelidir. – Çataldaki yükün üstüne insan alınmamalıdır.
– Çatala doğrudan insan alınmamalıdır. – Forkliftin üzerine insan alınmamalıdır.
– Kapalı alanlarda çalışan forkliftlerin geliş – gidiş yolları işaretlenmelidir. – Forkliftler için hız sınırlaması konulmalıdır.
– Yüksek hızlarda ani manevra, duruş ve kalkış yapılmamalı. Dönüşlerde, bina giriş ve çıkışlarında, in-sanların yanında hız düşürülmeli, korna kullanarak uyarıda bulunulmalıdır.
– Gevşek ve kaygan zeminlerde forklift kullanmayın. Tüm işaretlere uyun ve özellikle zemin yapısına göre izin verilen maksimum yük değerleri, asansör taşıma kapasitesi ve tavan yüksekliği gibi değerleri aşmayın. – Güvensiz/dengesiz yükler taşınmamalıdır. Yük çatallara dengeli olarak dağılmalı, tek çatalla yük taşınmamalıdır. – Forklift başka forkliftlerin çalışma sahasında kullanılmamalıdır. Forklift başka bir forklifti itmek veya
263
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
244
çekmek amacıyla kullanılmamalıdır. Fokliftin çalışmadığı durumlarda servise haber verilmelidir.
– Forklift yük düzeltme, sürükleme, itme, devirme gibi işler için kullanılmamalı, yükseğe kaldırılmış yükle hareket edilmemelidir.
– Forklift çatallarındaki yükün görüş alanını kısıtladığı durumlarda forklift geri geri kullanılmalıdır. – Forkliftin devrilmesi durumunda kabin dışına atlanmamalı, koltukta oturulmalı, sıkıca tutunulmalıdır.
– Rampalardan çıkarken daima ileri, inerken de geriye doğru hareket edilmelidir. Yüzeyin eğimli olduğu yerlerde yük kaldırılmamalı, manevra yapılmamalıdır.
– Forklift operatörü güvenlik açısından en önemli unsurdur. Bu sebeple iş öncesinde veya işyerinde al-kol veya uyuşturucu madde kullanılmamalıdır.
– Islak ve yağlı el, ayakkabı ile forklift kullanılmamalıdır. – Kullanma kurallarına, güvenlik önlemlerine ve tüm uyarı işaretlerine uyulmalı, el ve ayaklar forklift hareket halindeyken kabin dışına çıkarılmamalıdır. – Forklift park alanına park edilmeli, çatalları aşağı indirilmeli, levyeleri boşa alınmalı, el freni çekilme-li ve motor durdurulmalıdır.
Giriş - çıkış kapılarında diğer taraf görünmüyorsa; – Gözetleme penceresi yapılmalı, – Yayalara ayrı yol yapılmalı,
– Sağa ve sola dönüşlerde ayna konulmalıdır.
Resim 12: Forklift Genel Görünüş
264
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
245
2.3.c. Asansörler
Asansörlerde alınacak güvenlik önlemleri şu şekilde sıralanabilir:
- İşyerlerinde kullanılacak insan ve yük asansörlerinin, yürürlükteki mevzuatın ve tekniğin öngördüğü şekilde imal ve inşa edilerek kurulması ve bakımlarının yapılması şarttır.
- Asansör boşluğundan, asansörün çalışmasına özgü tesis ve tertibattan başka, hiç bir şekilde halat, tel ve boru gibi sair malzeme veya tesis geçirilmeyecektir.
- Asansör makine dairesi veya boşlukları, geçit olarak kullanılmayacak ve buralara hiç bir şey depo edilmeyecektir. Bu yerlere girilmesini sağlayacak kapılar, her zaman kilitli bulundurulacak ve ancak sorumlu elemanlar tarafından açılacaktır.
- Yük asansörlerinde, insan taşınmaması esastır. Bu yasağı belirten levhalar, her kat kapısına ve kabin içine, görülür bir şekilde konulacaktır. Ancak, işin gereği olarak insan taşınması halinde, insan asansörle-rindeki güvenlik koşulları, bu asansörlerde de bulunacaktır.
- Bütün asansör kabinlerinde, taşıyabilecekleri en çok yükü açıkça gösteren levhalar bulundurulacaktır.
- Kat kontağı bulunmayan yük asansörlerinde asansörcü bulundurulacaktır.
- Bina dışında kurulan yük asansörlerinin çerçevesi, tabandan en az 3 metre kadar sağlam bir şekilde örtülecek ve ayrıca kapıların bulunduğu cephe, yüksekliği boyunca tamamen kapatılacaktır.
- Parlayıcı ve patlayıcı maddelerin bulunduğu yerlerde, kıvılcım tehlikesine karşı, asansörlerin kabin kızakları ile kapıların çarpan kısımları, ağaç veya kıvılcım çıkarmayan metal veya alaşımlarından yapılmış olacaktır. 8
2.4 - Kaldırma - İndirme Sistemi Elemanları
I. Tamburlar II. Zincirler
III. Kancalar IV. Halatlar
Kendir ya da sentetik örgülü halat
Tel halat
2.4.a) Tamburlarda Güvenlik
Kaldırma aparatlarında tambur, halatın sarılıp boşalmasıyla yükü harekete geçiren düz veya yivli ekip-mandır. Halatın bu ekipmana düzgün sarımının temini önemli bir operasyondur. Vinç tamburu ya elekt-rik motoru ile ya da dizel makine gücü ile döndürülür.
Resim 13: Düz Tambur Resim 14: Yivli Tambur Kesiti
265
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
246
- Kaldırma makinalarının üzerine tel sarılan tamburlarının yanları flanşlı olmalıdır. Flanş genişliği sarılan halatın çapının 2,5 katı olmalı, halat fırlamalarını önleyecek şekilde yapılmalıdır.
- Halatın ucu tambura iyi bağlanmış olmalı, yük tutma elemanı en alt seviyede bulunduğu zaman, yivli tambur üzerinde en az iki sarım halat kalmalıdır.
- Tambur yivleri ile kullanılan halat çapı birbirine orantılı olmalıdır. Aksi halde iyi bir sarım olmaya-cağı için halat ömrü kısalır ve sarma işi kötü yapılır.
- Elektrikle çalışan kaldırma makinalarında belirtilen alt ve üst noktalar geçildiğinde, elektrik akımı otomatik olarak kesecek ve tamburun hareketini otomatik olarak durduracak bir tertibat bulunacaktır.
2.4.b) Zincirlerde Güvenlik
Kaldırma makinalarında yüklerin kaldırılmasında halkalı ve levhalı zincirler kullanılır. Levhalı zincirlere GALL zincirleri de denilir. İki tip zincirde özel olarak yapılmışlar ve sertleştirilmişlerdir.
Resim 15: Halkalı Zincir Resim 16: Levhalı (Gall ) Zincir
• Zincirler kullanılacakları işin hususiyetine ve kaldıracakları yükün ağırlığına göre seçilirler. Zinci-rin baklalarında ezilme, aşınma veya çatlaklık varsa zincir değiştirilmelidir. Zincir baklalarındaki aşınma bakla kalınlığının dörtte birini geçmişse zincir kullanılmamalıdır.
• Bir zincirin sağlamlığı, en zayıf baklasının sağlamlığı kadardır. Zincirler kullanılmadan önce mut-laka gözle muayeneye tabi tutulmalıdır. Baklalardaki boyuna uzama%5’i geçmişse zincir kul-lanılmamalıdır.
• Zincir baklaları hiçbir zaman cıvata ile birbirlerine tutturulmamalıdır.
2.4.c) Kancalarda Güvenlik
Yük kaldırmada kullanılan kancalar, demir, dövme çelik veya benzeri malzemeden yapılırlar. Üzerle-rine takılan yükün kancadan kurtulup düşmemeleri için kanca üzerlerinde güvenlik mandalı gibi uy-gun güvenlik sistemleri bulunmalıdır. En ağır yük için kancaların güvenlik katsayısı en az 5 ol-malıdır.
Resim 17: Standart Yük Kancası Resim 18: Çiftli Yük Kancası
266
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
247
2.4.d ) Halatlarda Güvenlik
• Kendir ya da Sentetik Halatların Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Çelik halatlara nazaran yük kaldırma kabiliyetleri ve ömürleri daha az olmasına karşılık, yükün kolay bağlanabilme ve çözülebilme pratikliğini sağlamaları bakımından ise kullanım avantajları vardır. An-cak kendir veya sentetik halatları kullanırken:
İşe ve yüke uygun olmalıdır. Her kullanımdan önce kontrol edilmelidir. Islak ve gergin bekletilmemelidir. Demir askılara asılmamalıdır. Asit ve aşındırıcılardan korunmalıdır. Keskin kenarlı yük köşelerinde özel tedbirler alınmalıdır.
• Tel halatların kullanılmasında Dikkat Edilmesi Gerekenler: Tel halat endüstride yük çekme, yük kaldırma ve kuvvet transmisyonları gibi işlerde kullanılır. Tel halat yapılan işe ve kaldırılacak yüke uygun olarak seçilmelidir. Keskin kenarlı yük köşelerinde özel tedbirler alınmalıdır. Belirli periyotlarla uygun yağ ile yağlanmalıdır. Kaynak alev ve ısılarına maruz bırakılmamalıdır. Güvenlik kat sayısı en az 5 olmalıdır. Halat uç bağlantıları uygun olmalıdır.
Halat eklemeleri uygun yapılmalıdır. 9
267
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
248
2.5. Kaldırma Araçlarında Kontroller
2.5.1 - Fiziki (Gözle) Muayene Deneyleri:
Çalışma şartları ile test ve deneylerden dolayı vincin taşıyıcı yapısında uygunsuzluğun meydana gelip gelmediğini tespit etmektir.
2.5.2 - Şartnamelere Uygunluk Deneyleri:
Kaldırma Araçlarının imalat öncesi belirlenen teknik şartnamelere uygunluğunun tespiti için yapılır.
2.5.3 - Yük Kaldırma Yeterlilik Deneyleri:
A. Statik Yük Deneyleri:
Kaldırma makinasının ve elemanlarının yapı yeterliliğini belirlemek için deney yükü artırılarak sürekli uygulanan deneydir.
Statik deney yükü :Kaldırma kapasitesi x 1.25 ‘tir.
Kademeli olarak artırılan deney yükü yerden 100-200 mm kaldırılarak kullanım kataloglarında daha fazla bir süre belirtilmediği takdirde 10 dakikadan az olmamak şartı ile deney için gerekecek süre kadar asılı tutulmalıdır.
Deney sonucunda vinçte hiçbir çatlak, kalıcı biçim değişikliği, boya kalkması, vincin çalışma emniyetini etkileyecek bir durum ve bağlantılarında gevşeme veya hasar görülmemelidir.
B. Dinamik Yük Deneyleri:
Kaldırma makinası elemanlarının ve frenlerinin emniyetli olup olmadığının tespiti amacı ile yapılan de-neylerdir.
Dinamik deney yükü: Kaldırma kapasitesi x 1,5 ‘tur.
Vincin her hareketi için ana elemanlarına en fazla yük geldiği konumlarda uygulanır. Deneyler vincin hareketlerinin tüm sınırları boyunca defalarca tekrar edilmelidir. Deneyler makinenin enerjisinin kesil-mesi durumunda da bütün hareketlerini kapsamalı ve en az 60 dakika boyunca kontrol edilmelidir.
Deney sonucunda vinç mekanizmalarının ve frenlerinin emniyetle işlediği görülmelidir. Deney sonunda yine fiziki muayene yapılır.
C. Kararlılık Deneyleri:
Kaldırma aracının kararlılığını test etmek amacıyla yapılan deneylerdir. Vincin statik kanca deney yü-küyle devrilmeyeceğinin kontrolü için yapılır.
Kararlılık deney yükü: Kaldırma kapasitesi x 1.25 ‘tir.
Kararlılık deneyleri belirlenmiş çalışma alanında ve kararlılığın en az olduğu zamanlarda yapılır. Deney-ler esnasında maruziyet alanında kimsenin bulunmasına izin verilmemelidir.
Deneyler makinenin enerjisinin kesilmesi durumunda da bütün hareketlerini kapsamalı ve en az 60 daki-ka boyunca kontrol edilmelidir. Deney sonunda yine fiziki muayene yapılır.11
268
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
249
REFERANSLAR
1. Dr. Asım Genç, “Kaldırma Makinelerinde İş güvenliği”
2. Yrd. Doç. Dr. Şükrü Su, “Kaldırma Araçlarında İş Güvenliği Eğitim Notları”
3. Öğr. Gör. Dr. Mustafa ÖZDURAN, “Kaldırma Makinaları İle Çalışmalarda Güvenlik Uygulamaları”
4. Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, “Kaldırma Makinelerinde Güvenlik”
5. Yrd.Doç.Dr Şükrü Su, “Kaldırma Araçlarında İSG”
6. H. Engin Çebi, “Yıldız Teknik Üniversitesi İş Sağlığı ve İş Güvenliği Bölümü, “Kaldırma Araç-larında Güvenlik Ders Notları”
7. http://employment.alberta.ca/documents/WHS/WHS-PUB-bp015.pdf
8. Yrd. Doç. Dr. Şükrü Su, “Kaldırma Araçlarında İş güvenliği-Asansörlerde İş güvenliği”
9.Fazıl Ölmez, “Kaldırma ve Taşıma Araçlarında Güvenlik”
10. İş Güvenliği Mühendisliği Eğitimi Ders Notları 2008
11. TS 10116 - Kaldırma ve Taşıma Makinaları-Vinçler-Muayene ve Deney Metotları
12. www.isgüvenliği.net
13. http://www.lift.co.uk/forklifts.html
14. http://www.hse.gov.uk/pubns/priced/l113.pdf
269
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
250
270
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
251
NANOMALZEMELER VE TEHLİKELERİ17
1. Nanomalzeme Nedir?
Bilim adamları nanomalzemeler için henüz tam bir tanımda fikir birliğine varmış değillerdir fakat kısmen nanometrelerle ölçülen küçük boyutlarıyla bunları karakterize etmişlerdir. Bir nanometre milimetrenin milyonda biridir ve insan saç telinden yaklaşık olarak 100,000 kat daha küçüktür.
Nano-boyutlu partiküller doğada karbon veya gümüş gibi çeşitli minerallerden meydana gelebilir fakat nanomalzeme olarak tanımlamak için bunların en azından tek boyutunun 100 nanometreden küçük ol-ması gerekir. Nano düzeydeki çoğu materyal insan gözüyle klasik mikroskopları kullanarak görebilmek için bile oldukça küçüktür.
Şekil 1: Nanomalzemelerle boyut karşılaştırması
Bu skalada tasarımlanmış materyaller sıklıkla tasarımlanmış nanomalzemeler (engineered nanomaterials (ENMs)) olarak adlandırılırlar ve benzersiz manyetik, elektriksel, optik vb. özelliklere sahiptirler. Ortaya çıkan bu özellikler elektronik, ilaç ve diğer alanları önemli ölçüde etkileyebilecek potansiyele sahiptirler.
Örnek olarak:
-Nanoteknoloji, kanser hücreleri gibi vücuttaki spesifik organ veya hücreleri hedef alarak tedavinin etki-sini arttıran ilaçların tasarlanmasında kullanılabilir.
-Nanomalzemeler, çimento kaplama ve diğer materyallere eklenerek, bunların daha hafif ve daha güçlü olmasını sağlarlar.
Boyutları nanomalzemelerin elektronik alanda oldukça kullanışlı olmasını sağlar ve aynı zamanda çevre-sel ıslahta veya yapıştırıcıları temizleme ve toksinleri nötralize etmede kullanılırlar.
Bununla beraber tasarımlanmış nanomalzemeler her bakımdan büyük avantaj sağlarlarken bunların insan sağlığı ve çevre ile ilgili potansiyel etkileri hakkında çok az bilgi mevcuttur. Örnek olarak gümüş gibi iyi bilinen materyaller bile nano boyuta indirgendiğinde tehlike doğururlar.
17 Dr. Fatma IŞIK COŞKUNSES İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı; Merve İSTİF, İş Sağlığı ve Güvenliği Uz-man Yardımcısı, Çeviri: Merve İSTİF - İSG Uzm. Yrd. ; Dr. Fatma IŞIK COŞKUNSES- İSG Uzm. İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Müdür-lüğü
271
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
252
Tablo 1: Nanomalzeme türleri
Materyaller Boyut (yaklaşık) Örnekler
Nanokristaller veya kuantum noktalar
1-10 nm Metaller, yarı iletkenler, manyetik materyaller
Nanopartiküller 1-100 nm Metaller, seramik oksitler
Nanoteller 1-100 nm Metaller, yarı iletkenler, oksitler, nitritler
Nanotüpler 1-100 nm Karbon
Nano gözenekli katılar 0,5-10 nm (gözenek yarıçapı) Zeolitler, alümina
İki boyutlu nanopartiküller Birkaç nm2-µm2 Metaller, yarı iletkenler, manyetik materyaller
İnce filmler 1-1000 nm (kalınlık) Yarı iletkenler
Nano-boyutlu partiküller solunum, sindirim ve deri yoluyla vücuda girebilirler. Araştırmalar bazı nano-malzemelere maruziyetin akciğerlerde inflamasyon ve fibrosise veya deride inflamasyona neden olabile-ceğini ortaya çıkarmıştır. Bununla beraber uzun-dönem tekrarlı maruziyetin sonuçları için yeterli bilgi bulunmamaktadır. Nanomalzemelerin bu tür etkilerini doğru bir şekilde anlayabilmek için daha fazla araştırma gerekmektedir [1].
2. Nanomalzemelerin Toksik Özelliklerinin Günümüzdeki Algısı
Bilim adamları farklı türlerde tasarımlanmış nanomalzemelere maruziyetin doğurduğu etkileri halen tam olarak tespit edebilmiş değildir. Bilgi boşluğu, maruziyet rotaları, nanomalzemelerin vücuda alınma yolu ve bunların vücudun biyolojik sistemleriyle etkileştikleri yollar gibi sağlık risklerini tahmin etmek için bilinmesi gereken kilit konularda meydana gelmektedir. Çalışmalar bu alandaki boşlukları doldurmaya yardımcı olabilecek nitelikte olmasına rağmen, kapsamlı tehlike verisi mevcut olan veya yakın gelecekte elde edilebilecek olan nanomalzeme çeşidi oldukça azdır. Benzer kimyasal yapıya sahip farklı nanoform-lar farklı toksikolojik özellikler gösterirler. Bu nedenle nanomalzemelerin tehlikelerini değerlendirebil-mek için geleneksel toksisite testlerinden farklı olarak yeni yaklaşımlara ihtiyaç olacaktır.
Siliko yaklaşımlarda in vitro metotlar, tehlike bilgisine ulaşmak için kullanılabilecek alternatif kaynak-lardır. Günümüzde in vitro çalışmalardan elde edilen bulguların insanlar üzerinde meydana gelebilecek potansiyel etkilerle nasıl ilişkilendirilebileceği tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Genellikle bu çalışmalarda kullanılan dozlar, işyeri maruziyetlerinde gözlemlenenden oldukça farklıdır. Aynı zamanda in vitro test, nanomalzemenin vücuda giriş noktasından itibaren hedef bölgeye yolculuğu sırasında uğ-radığı değişikliklere de cevap vermeyebilir. Bundan dolayı in vitro verilerinden genel sonuçlar çıkarmak zordur. Toksikolojik davranışları belirleyebilmek için kullanılan bilgisayar modellerinde yararlanılan yapı aktivite ilişkilerinin, nanomalzemeler için uygulanabilir olup olmadığı da açık değildir. Bu alanda daha çok çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır.
272
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
253
2.1. Nanomalzemelere Maruziyet Yolları
Şekil 2: Nanomateryallere maruziyet yolları
2.1.1. Solunum Yolu
Solunan tasarımlanmış nanomalzemeler için, etkilenen hedef bölge genellikle akciğerlerdir. Nanomalze-melerin inflamatuar tepkilere neden olduğu kanıtlanmıştır. Bununla beraber tepkilerin ciddiyetini belirle-yen faktörler tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Aynı zamanda tekrarlanan maruziyetlerde bir çok vaka için uzun dönem sağlık sonuçları bilinmemektedir. Ortam hava kirliliğine bağlı sağlık etkilerini inceleyen epidemiyolojik çalışmalar, akciğerlerdeki etkilere ek olarak, yüksek oranda nanopartikül içeren hava soluyan insanların kardiyovasküler sistem hastalıklarına yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bununla beraber bu bulguların iş ortamında nanomalzemelere maruz kalan işçilerle ilişkisi tam olarak ortaya konmamıştır.
2.1.2. Dermal Yol
Solunumun yanında işyeri maruziyetinin bir sonucu olarak nanomalzemelerin deri ve sindirim kanalı ile ilişkisi de söz konusudur. Kozmetik ürünlerde kullanılan nanomalzemeler dışında, cildi etkileyen nano-malzemeler hakkındaki araştırmalar oldukça kısıtlıdır. Cilde temas sonrası oluşan etkilerin temas bölge-sinde olması beklenir. Nanomalzemeler için cilt absorpsiyon potansiyeli hakkında yapılan araştırma, gerçekleşecek herhangi bir cilt emiliminin çok düşük miktarlarda olacağını ortaya koymuştur.
2.1.3. Enjeksiyon
Sindirim kanalına giren nanomalzemelerin akibeti ile ilgili genel sonuçlar ortaya koyabilecek herhangi bir bilgi yoktur.
2.2. Nanomalzemelerin Karakterizasyonu
Nanomalzemelerle çalışmadan önce bunların kimyasal bileşimini ve fiziksel karakteristiklerini anlamak önemlidir çünkü bu bilgiler risk değerlendirmesi için anahtar unsurlardır. Kullanılan nanomalzemelerin fiziksel ve kimyasal karakteristikleri ile ilgili yeterli bilgiye sahip olunursa, bu nanomalzemelerin diğer nanomalzemelere ne kadar benzediğini veya ne kadar farklı olduğunu belirlemek mümkün olacaktır.
273
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
254
Nanomalzemelerin tehlikeleri değerlendirilirken, benzer materyallerle ilgili bilgilere gönderme yapılabilir. Nanomalzemelerin biyolojik/toksikolojik verileri hakkındaki tüm karşılaştırmalar, benzerlik ve farklılıklarını sergileyecek şekilde her iki materyalin detaylı fiziksel karakterizasyonu ile desteklenme-lidir. Fiziksel karakteristiklerin yeterli değerlendirmesinin yapılmadığı durumlarda benzer kimyasal yapıya sahip nanopartiküller hakkında genel sonuçlar öne sürülür fakat aslında farklı boyutlar, şekiller, kristal yapı, yüzey şekli ve yüzey reaktivite karakteristikleri yanıltıcı olabilir. Genel olarak bu yaklaşımın uygun olduğunu doğrulayabilecek sağlam veriler olmadıkça risk değerlendirmesinde “benzer” nanomal-zemeler için geçerli tehlike bilgilerine itimat etmek tavsiye edilmez.
Tasarımlanmış nanomalzemelerin karakterizasyon bilgilerini içeren malzeme güvenlik bilgi formu, üreti-cilerden veya tedarikçilerden elde edilebilir olmalıdır. Bu bilgiler mevcut değilse üretici veya tedarikçi-den bu bilgilerin sağlanması talep edilmelidir.
2.2.1 Toksisitenin Fizikokimyasal Etkenleri
Bahsedilecek olan fiziksel ve kimyasal özellikler tasarımlanmış nanomalzemelerin tehlike potansiyelini belirlemek için önemli parametrelerdir. Bu liste çok kapsamlı olmamakla birlikte, gelecekte yapılacak araştırmaların diğer önemli fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlemede yardımcı olacağı düşünülmekte-dir.
2.2.1.1. Boyut
Spesifik partikül boyutlarıyla alakalı olarak tehlike özelliklerinde meydana gelen herhangi bir değişikliğe dair bir kanıt yoktur. Bununla birlikte 20-30 nm altında boyutlara sahip partiküllerin termodinamik ola-rak kararlı oldukları ve benzer kimyasal bileşime sahip daha büyük partiküllerle karşılaştırıldığında kris-tal yapıda çarpıcı değişiklikler meydana geldiği bildirilmiştir. Bu değişiklikler çok küçük partiküllerin çevreleri ve biyolojik ortamları ile etkileşme yolunu etkileyecektir. Sonuç olarak daha büyük boyutlu partiküller için gözlemlenen bilgilere dayalı olarak nanopartiküllerin toksikolojik davranışlarını tahmin etmek oldukça zordur.
Nanomalzemelerin spesifik etkilerinin çoğu 1-100 nm boyut aralığında bulunan partiküllerde meydana geldiği için Avrupa Komisyonu tanımlamasında 100 nm’lik boyut kesintisi kullanılmıştır. Bu, diğer yer-lerde kullanılan tanımlamalarla da uyumluluk sağlar. Bunun 100 nm altında herhangi bir boyutu olmayan partiküllerin tehlike taşımadığı ve en azından bir boyutu 100 nm altında olan partikülün çok tehlikeli olduğu anlamına geldiği varsayılmamalıdır. Diğer maddelerin tehlike potansiyellerinde geniş çeşitlilik olduğu gibi, nano boyutlu partiküllerin tehlike potansiyellerinde de geniş çeşitlilik olacaktır.
2.2.1.2. Topak/Topaklaşma Hali
Nanomalzemeler serbest kaldığında, neredeyse tüm durumlarda topaklar oluşturacaklardır. Böylece pra-tikte daha büyük partiküllerin yanında öncelikli olarak nano-boyutlu partiküllere maruziyet söz konusu-dur. Topak/topaklaşma boyutu materyalin işyeri havasında kalma süresini etkileyecektir ve belki de na-nomalzeme soluma potansiyelini azaltacaktır. Nanomalzemelerin topaklaşma davranışı dış çevreden (çalışma odası havası, dispersiyon ortamı vb.) oldukça etkilenir. Bundan dolayı risk değerlendirmesi yü-rütülen çevredeki topaklaşma davranışını anlamak faydalıdır.
2.2.1.3. Topaklar
Nanopartikül topakları dış ortam değişiklikleri sonucunda stabil kalmayabilir. Örneğin işyeri havasından solunan havaya geçiş sonucu topak hali değişebilir. Bundan dolayı nanomalzemenin işyeri havasında
274
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
255
nispeten büyük topaklar içinde bulunabilmesine rağmen, solunum yolunda daha küçük öncül partiküllere ayrılarak akciğere nüfuz etme potansiyeli vardır. Bu sebeple topak halinde olması nanomalzemenin so-lunma potansiyelini azaltmasına rağmen, özellikle işyeri havasında topak halinde bulunan nanomalzeme-lerin solunduğunda da bu formda kalacağı varsayılmamalıdır. Önlem olarak nanomalzemenin solundu-ğunda akciğerlere nüfuz edebilme potansiyeli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
2.2.1.4. Yüzey Alanı
Tanecikli materyallerin hepsi olmamakla birlikte çoğu partikül yüzeyinde meydana gelen olaylar sonucu açığa çıkar. Partikülün boyutu azaldıkça, “yüzey alanı/kütle” oranı yükselir. Böylelikle partikül yüzeyin-deki etkileşimlerden kaynaklanan tüm etkiler daha büyük partiküllerle karşılaştırıldığında nanomalzeme-ler için daha fazladır. Bu, nano-boyutlu partiküllerin, dozlar kütle bazında karşılaştırıldığında benzer kimyasal bileşime sahip daha büyük partiküllerden daha güçlü görünmelerinin nedenlerinden biridir. Dozlar toplam yüzey alanı bazında karşılaştırıldığında, toksikoloik etkide belli bir farklılık sıklıkla gö-rülmez. Bu nedenle bilim çevreleri nanomalzemeler için yapılan toksikoloji çalışmalarında maruziyetler ve dozajlar için kütleden ziyade yüzey alanının kullanılmasını önermişlerdir.
Maruziyetleri ve dozları ifade etmek için yüzey alanının kullanıldığı durumlar azdır. Günümüzde mevcut tehlike verilerinin büyük çoğunluğu dozu açıklamada kütlenin kullanıldığı çalışmalardan elde edilmiştir. Bu durumda, daha büyük partiküller için kütle olarak ifade edilmiş doz-tepki ilişkisi, nanomalzemeler için olan doz tepki ilişkisinde kimyasal bileşim aynı olsa bile eksik tahmine yol açar. Bu nedenle doz-tepki ilişkisinde daha büyük partiküller için etki –olmayan seviyelerde, ekstrapolasyonun doğru olduğunu gösteren bilimsel bir kanıt olmadığı sürece, nanomalzemeler için ekstrapolasyon yapmak uygun değildir.
2.2.1.5. Şekil
Nanomalzemelerin şekillerinin toksisitelerini etkilediği kanıtlanmıştır. Bu etki, yüksek en/boy oranlı na-nomalzemeler için (high aspect ratio nanomaterials (HARN)) tam olarak gösterilmiştir. Yüksek en/boy oranı partikülün üç boyutundan bir veya ikisinin diğer boyutundan (boyutlarından) çok daha küçük ol-ması anlamına gelir. Lifler yüksek en/boy oranlı materyallere verilebilecek klasik örneklerdendir. Dünya sağlık örgütü, (WHO), solunabilir lifleri, uzunluğu 5µm’den daha büyük genişliği 3 µm’den daha küçük ve en/boy oranı 3:1’ den büyük nesneler olarak tanımlamıştır. Bu boyutların tümünün nanoskalada yer aldığı, 3:1’ den büyük en/boy oranına sahip nesneler HARN olarak nitelendirilirler. Mikro levha gibi yalnızca tek bir boyutu nano-boyut aralığında bulunan yapılar da HARN olarak nitelendirilirler.
Karbon Nanotüpler (CNTs)
HARNs’ların aşağıdaki özelliklere sahip olduğu kanıtlanmıştır.
-3 µm’den incedirler,
-10-20 µm’den uzundurlar,
-biyodayanımlıdırlar,
-daha kısa liflere dönüşemezler (kırılarak vaya çözünerek)
Göğüs boşluğunda uzun zaman boyunca tutulabilirler.
Göğüs boşluğunda tutulan uzun lifler akciğer kanseri gibi hastalıklara öncülük eden kalıcı inflamasyona neden olabilirler. HSE’nin tavsiyesi bu karakteristiklere sahip nanomalzemeleri soluma potansiyeli olan işçilerin bulunduğu ortamlar için önlemsel risk yönetimi yaklaşımını tavsiye etmişlerdir.
275
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
256
Kullanılan nanomalzemelerin tehlike özellikleri hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığı durumlarda, maruziyeti önleyen kontrol tedbirleri alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan karakteristiklere sahip HARN’ ların ciddi olumsuz etkilere neden olma potansiyeline sahip olduğu her geçen gün yeni verilerle desteklenmektedir. Karbon nanotüpler (CNTs), HARN’ ların farklı bir türüne ait gruplardır. Bazı CNT’ler uzun, düz liflerden oluşurlar ve aksine bir kanıt olmadıkça, bu tip CNT’lerin yukarıda açıklanan özelliklere sahip olduğu varsayılır.
CNT’lerin diğer tipleri daha karmaşık yapıya sahiptirler ve düşük yoğunluklu yumuşak nanotüp topakları olarak tarif edilebilirler. Bu tip CNT’lerin, göğüs boşluğu için herhangi bir tehlike arzettiğine dair bir kanıt bulunmamıştır. Bununla beraber yine de akciğerlerde iltihaplanmaya sebep olma potansiyeli taşırlar. Karmaşık yapılı CNT’lere tekrarlı maruziyet sonucu oluşan uzun dönem sağlık sonuçları hakkında şuan için kesin ifadeler kullanmak mümkün değildir.
Durum, levha-benzeri partiküller gibi, HARN olarak nitelendirilebilecek diğer yapılar için de benzerdir. Aerodinamik davranışları derin akciğere nüfuz etmelerine sebebiyet verebilir. Levha-benzeri partiküller-den akciğerlerin kolaylıkla nasıl temizlenebileceğine dair bir bilgi yoktur fakat şekil ve boyutlarının etkili tasfiyelerini önlemelerinin mümkün olduğu bilinmektedir. Bu durumda derin akciğerlerde iltihabi reaksi-yonlar meydana gelebilir. Levha-benzeri partiküllere maruziyetin uzun dönem sağlık etkileri bilinme-mektedir. Bu tip partiküllerin neden olduğu tehlike seviyesinin anlaşılabilmesi için daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır.
HARN olmayan nanomalzemelerin şekillerinin toksikolojik özelliklerini nasıl etkileyebileceğini gösteren herhangi bir bilgi yoktur, fakat partikül şekilleri üzerinde yapılan gözlemlerden elde edilen bilgiler, non-HARN nanomalzemeler için bu parametrenin önemiyle ilgili gelecekte yapılacak bilimsel araştırmalar için faydalı olacaktır.
2.2.1.6. Yüzey Yükü
Partikülün yüzey yükü, iyonların ve kirleticilerin emilimini, partiküllerin biyomoleküllerle etkileşimini, hücre içine alınımını ve partiküle maruziyet sonrası hücrelerin reaksiyon yolunu etkileyebilir. Partikülün zeta potansiyeli yüzey yükünün bir ölçüsüdür (zeta potansiyeli tanecikler arasındaki itme veya çekme değeri ölçümüdür). Son zamanlardaki araştırmalar çabuk alevlenebilir olarak bilinen belli metal ve metal oksit nanoparçacıklarının yüksek pozitif zeta potansiyele sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, bu parametrenin, belirli toksikolojik etkiler için kullanılabilecek bir öngördürücü olduğunu akla getir-mektedir. Zeta potansiyeli ve toksikolojik etkiler arasındaki ilişkiyi tam olarak anlayabilmek için daha fazla araştırma gereklidir fakat bu özellik üzerinde bu bilgiyi gözlemlemek gelecekteki risk değerlendir-meleri için yararlı olacaktır.
2.2.1.7. Yüzey Kimyası/Yüzey Modifikasyonu
Bu, çözünürlük dengesinin elementlerini, katalitik özelliklerini, yüzey yükünü, yüzey absorpsiyonunu ve çözeltideki moleküllerin desorpsiyonunu içeren genel ve spesifik olmayan bir terimdir. Bu özellikler atomik veya moleküler bileşimin ve fiziksel yüzey yapısının fonksiyonlarıdırlar. Aynı zamanda kimyasal saflık, fonksiyonellik ve yüzey kaplama da yüzey kimyasını etkileyebilecek önemli etmenlerdir.
Yüzey modifikasyonu CNTs’nin toksisitesini uygulanan modifikasyona bağlı olarak azaltabilir veya ço-ğaltabilir. Bu durum titanyum dioksit (TiO2) için de gözlemlenmiştir. Günümüz bilgileri göz önüne alındığında, spesifik yüzey modifikasyonunun tehlikeli olup olmadığını tahmin etmek oldukça zordur. Bununla beraber, fonksiyonalizasyon ve yüzey modifikasyonu, mevcut tehlike bilgisinin materyale uy-gun olup olmadığına karar verebilmek için göz önünde bulundurulması gereken önemli konulardır.
276
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
257
2.2.1.8. Kimyasal Bileşim
Bazı elementler kanserojen, mutajen, reprodüktif toksik maddeler-üreme üzerindeki toksik etkili madde-ler-, topluca CMRs (Carcinogenic, mutagenic and reprotoxic) olarak tanımlanmışlardır veya astıma sebep olma potansiyelleri vardır. Bu tehlikeli özellikleri taşıyan elementlerden birini veya birkaçını içeren na-nopartiküllerin bu tehlikeleri gösterme potansiyeline sahip olduğu varsayılabilir.
Reaktif metallerin varlığının kaynak dumanı gibi kompleks yapılı tanecikli karışımların toksisitesine neden olduğu düşünülebilir. Bu tür metalleri önemli ölçüde içeren nanomalzemeler (örneğin CNTs içinde büyük miktarda katalizör kalıntısı olması), daha düşük miktarlarda reaktif metal içeren benzer materyal-lere göre sağlık açısından çok daha büyük tehlike oluşturur.
2.2.1.9. Çözünürlük
Bu olumsuz etkilerin bazıları nanomalzemelere maruziyeti takiben materyalin çözünürleştirilmesi sonucu ortaya çıkar. Nanomalzemenin çözünürlüğünün, aynı maddenin daha büyük partiküllerinden daha farklı olabileceği bulunmuştur. Örneğin, nano boyutlandırılmış gümüş partikülleri ile daha büyük gümüş parti-külleri karşılaştırıldığında, nanopartiküllerin çözeltide gümüş iyonlarını serbest bırakmaya çok daha me-yilli olduğu görülür. Eğer çözünme reaktif veya sitotoksik (hücrelerin ölümüne neden olan) bileşiklerin salınımına neden olursa ve bunlar büyük partiküllere oranla nano formdan daha kolay salınıyorsa, daha büyük partiküller için olan doz-tepki ilişkisi nano formlar için olan doz-tepki ilişkisinin gerçek değerinin altında kalır.
Reaktif ve sitotoksik bileşiklerin salınmadığı bazı durumlarda, artan çözünme, akciğerler vb.’nin nano boyutlu partiküllerden temizlendiği oranda hızlanacaktır. Bu daha büyük partiküllerle karşılaştırıldığında, daha büyük partiküller için görülen etki tipine bağlı olarak, nano formların daha düşük seviyede tehlike göstermesiyle sonuçlanır.
Nanomalzemelerde bulunan elementlerin iyonik formlarının toksikolojik özellikleri hakkındaki bilgiler, takip eden maruziyetin vücudun hangi bölgelerini etkileyebileceğini anlayabilmeye yardım etmesi açısından faydalıdır. Ekstrapolasyonun doğru ve yerinde olduğunu gösteren bilimsel bir kanıt olmadıkça, büyük partikül boyutlarıyla veya nanomalzemeler için iyonik formlarla yapılan çalışmalardan gözlemle-nen doz tepki bağlantısına ekstrapolasyon yapmak uygun değildir.
2.2.2. Potansiyel İlgili Diğer Özellikler
Fotokatalitik aktiviteye sahip nanomalzemelerin inflamasyona neden olabilecek potansiyellerinin, parti-külün ışığa maruziyeti sonucu daha reaktif hale gelmesi nedeniyle daha büyük olduğu öne sürülmüştür.
Yüksek oranda asidik veya alkali olan nanomalzemelerin de temas bölgesinde (akciğerler, deri, sindirim kanalı vb.) yerel irritasyona neden olabilecekleri bildirilmiştir.
2.2.3. Nanomalzemenin Tehlikelerini Değerlendirme
Risk değerlendirmesini yürütmek için kullanılan materyalin tehlike özelliklerini bilmek önemlidir. Gü-nümüzde çoğu nanomalzeme için sınırlı tehlike verisi mevcuttur, bu yüzden spesifik nanomalzemelerin toksikolojik davranışlarını kesinlik derecesinde belirlemek zorlu olacaktır. Çoğu durumda benzer nano-malzemeler için gözlemlenen bilgiler gerekli olacaktır. Bu durumda bu bilgilerin kullanılan materyale uygun olduğunu kanıtlamak önemlidir.
En çok kullanılan nanomalzemelerin çoğu, “bulk” olarak adlandırılan daha büyük partiküllerle aynı veya benzer kimyasal bileşime sahiptirler. Bununla beraber, bu tür büyük tanecikli partiküllerin hangi özellik-
277
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
258
lerinin nano boyutlu partiküller için de geçerli olduğu netleşmiş değildir. Aynı zamanda, aynı veya ben-zer kimyasal bileşime sahip fakat farklı fiziksel karakteristikleri olan nanomalzemelerin taşıdığı hangi özelliklerin diğer nano boyutlu partiküller için de geçerli sayılabileceği çoğunlukla bilinemeyen bir ko-nudur. Bu nedenle bir materyalin tehlike özelliklerini belirlemek için diğer bir materyal hakkındaki bilgi-leri kullanırken benzerliği kullanmak önemlidir.
2.2.3.1. Benzerliği Tespit Etmek
Kullanılan materyal ile tehlike verisi mevcut materyal arasındaki benzerlik ve farklılığı belirlemek için, her iki materyalin fiziksel ve kimyasal karakteristikleri ile ilgili mümkün olduğunca çok bilgi toplamak önemlidir. Yani benzerlik ancak mevcut bilgilere dayanılarak değerlendirilebilir. Aşağıda verilen karak-teristikler benzerliği tespit etmede minimum olarak önerilmiştir (diğer karakteristikler fiziksel karakteris-tiklerle tehlike arasındaki ilişki tespit edildikçe listeye eklenebilir).
-Kimyasal bileşim ve saflık
-100 nm’den küçük birincil partiküllerin sayı fraksiyonlarının gösterimiyle birincil partikül boyut dağılımı
- Nanoform kullanımı sırasında mümkün yığın formlarını temsil eden diğer partikül boyut dağılımları
-Yüzey işlevselleştirilmesi
-Şekil
-Yüzey alanı.
Kullandığınız materyalinizin ve diğer materyallerin benzer kimyasal bileşime sahip olsalar bile fiziksel ve kimyasal karakteristikleri arasındaki fark ne kadar büyükse, iki materyal arasındaki tehlike verisinde yapılan ekstrapolasyonun belirsizliği de o kadar büyüktür. Bu nedenle kullanılan materyalin fiziksel ve kimyasal karakteristikleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmak, benzer fiziksel ve kimyasal karakteristik-lere sahip materyaller için gerekli tehlike verisini sağlamak açısından önemlidir. Tehlike verisi bulundu-ğu halde test edilen materyallerin karakteristikleri uygun olarak tanımlanamamışsa, sonuçların materyal için uygulanabilir olduğunu varsaymak doğru olmayacaktır.
Çalışılacak nanomalzemenin fiziksel karakteristikleri (boyut, şekil, kristal yapı, yüzey yapısı, yüzey reak-tivitesi vb.) hakkında yeterli bilgi olmadığı durumlarda, benzer kimyasal bileşime sahip diğer nanomal-zemeleri baz alarak bu yaklaşımın uygun olduğunu doğrulayacak iyi verilere sahip olmadıkça genel so-nuçlara varmak doğru değildir. Nanomalzemelerin toksikolojik etkilerinin tam olarak açıklanamadığı durumlarda bunların solunma, ağızdan alınma veya absorpsiyonunun tehlikeleri hakkında güçlü veriler olmadıkça risk yönetiminde önlemsel yaklaşımlar alınmalıdır [2].
REFERANSLAR
1. Using nanomaterials at work-HSE
2. Understanding the hazards of nanomaterials - Nanotechnology - HSE
279
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
259
280
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
260
NANOMALZEMELERLE ÇALIŞMALARDA RİSK DEĞERLENDİRMESİ VE KONTROL ÖNLEMLERİ18
Nanomalzemelerle çalışmalarda risk değerlendirmesi yapılırken ilk olarak maddelere maruziyet miktarı belirlenmelidir. Yapılan iş, çok küçük miktarlarda nanomalzeme içeriyor ve bunların serbest kalma ihti-mali çok düşük ise nanomalzemeler zararlı dahi olsa risk düşüktür. Yapılan iş, daha fazla miktarda na-nomalzeme içeriyor ve bunların serbest kalma ihtimali de büyükse, maruziyet ve dolayısıyla risk de artmış olur. Örneğin, temizlik ve yerleştirme sırasında nanomalzemelerle direkt temas kurma ihtimali ortaya çıkar. Bu durum, hangi kontrollerin gerekli olduğuna karar verme aşamasında göz önünde bulun-durulması gereken bir konudur.
1. Risk Değerlendirmesi
Risk değerlendirmesi, işyerindeki riskleri belirleyip kontrol altına almak için mantıklı ve uygun önlemleri almakla ilgilidir. İşverenler çalışanları korumak adına muhtemelen bazı önlemler almıştır fakat risk de-ğerlendirmesi daha fazla ne yapılması gerektiğini ortaya koyacaktır. Risk değerlendirmesi yapılırken zarar verme potansiyeli yüksek olan risklere odaklanmak gerekir. Kaza ve hastalıklara karşı kimlerin risk altında olduğu belirlenmelidir.
Aşağıdaki önerileri dikkate almak risk değerlendirmesi yapılırken kolaylık sağlayacaktır:
• İşyeri aktivitelerini, prosesleri ve kullanılan maddeleri belirleyin.
• Üreticilerin kimyasallar ve ekipmanlarla ilgili talimatlarını veya malzeme güvenlik bilgi form-larını kontrol edin (tehlikeleri açıklamak için gereklidir).
• Nanomalzemelerin üretildiği/ ortaya çıktığı/ sentezlendiği vb. muhtemel yerleri tespit edin.
• Maruziyet ihtimalini belirleyin.
• Maruziyeti yeterli derecede önlemenin mümkün olup olmadığını tespit edin.
• Maruziyet önlenemezse, olabilecek potansiyel maruziyet seviyesini tahmin edin.
Tehlikeler belirlendikten sonra, bunlarla ilgili neler yapılacağına karar vermek gerekir. Bütün riskleri ortadan kaldırmak mümkün değildir fakat işveren çalışanları tehlikelerden korumak için tüm önlemlerin alınmasını sağlamakla yükümlüdür.
2. Maruziyet nerede gerçekleşebilir?
İşyerinde nanomalzemelere maruziyet aşağıdaki durumlarda gerçekleşebilir:
• Üretim sırasında ve üretimin sonucu olarak;
• Polimer kompozitler, tıbbi uygulamalar ve elektronik malzemeler vb.’e katma prosesi sırasında
18 Dr. Fatma IŞIK COŞKUNSES İş Sağlığı ve Güvenliği UzmanI; Merve İSTİF, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı, Merve İSTİF a ; Dr. Fatma IŞIK COŞKUNSES b a: İSG Uzman Yardımcısı, İSGÜM; b: İSG Uzmanı, İş Sağlığı ve Güvenli-ği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
281
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
261
ve sonucunda;
• Kapalı olmayan sistemlerde, nanomalzeme üretim prosesi sonucunda;
• Nanomalzemelerin özellikleri ve kullanımları ile ilgili yapılan araştırmalar sırasında;
• Nanomalzemeleri yakalamak için kullanılan toz toplama sistemleri temizlenirken;
• Yanlış imha ve kazayla dökülme sonucunda.
Nanomalzemelere maruziyeti değerlendirirken, nanomalzemelerin kullanıldığı ve özel dikkat gerektiren işler arasında aşağıda belirtilen işler sayılabilir.
• Tartım, karıştırma ve eleme işlemleri;
• Döküm alma ve temizleme işlemleri;
• Çözme ve püskürtme-kurutma işlemleri;
• Parçacıklı nanomalzemelere elle dokunma;
• Nanopartikül üretme (özellikle gaz fazda nanopartiküller üretme), ve ilgili ekipmanın bakımı;
• Nanopartikül içeren malzemeleri işleme (testere ile kesme, cilalama, öğütme vb.);
• Nanomalzeme içeren sıvıları püskürtme.
Değerlendirme yapılırken parçacıklı nanomalzeme soluma olasılığına dikkat edilmelidir. Değer-lendirme mutlaka yazılmalı ve şartlar değiştiğinde yeniden gözden geçirilmeli veya kullanılan nanomalzemelerle ilgili yeni tehlike verileri oluşturulmalıdır.
Çalışanların nanomalzemelere ne şekilde maruz kaldığının belirlenmesi, değerlendirme açısından önemlidir. Çalışanlar nanomalzemelere;
• nano-boyutlu partiküller içeren duman, sis veya toz soluyarak;
• cilt temasıyla;
• yutarak;
• göz temasıyla;
• deriden içeri girerek maruz kalabilir.
Yapılan işlere bakıldığında bu maruziyet yolları dikkate alınmalıdır.
Bilinen: “Tüm karbon nanotüpler (CNTs) aynıdır”
Gerçek: Hayır! Yalnızca bazı tür nanotüpler tehlikeye neden olan karakte-ristikler gösterirler.
Bilinen: “Tüm HARN’ lar (Yüksek en/boy oranlı nanomalzeme (High aspect ratio na-nomaterials) zararlıdır”
Gerçek: Hayır! Yüksek en/boy oranı ve biyo-kalıcılık kombinasyonu tehlike doğurur.
Bilinen: “Yalnızca küçük miktarlarda karbon nanotüplerle çalışıyorum bundan dolayı hiç maruziyete uğramayacağım”
Gerçek: Bu yalnızca miktarla alakalı değil aynı zamanda malzemenin nasıl kul-lanıldığıyla alakalıdır. Eğer nanomalzeme uçuculaşabiliyorsa (havaya karışıyorsa) ma-ruz kalma ihtimali küçük miktarlar için de mümkündür.
282
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
262
3. Risk kontrolü
Nanomalzemelerin solunması sonucu meydana gelebilecek tehlikelerle ilgili güçlü veriler elde edilene dek büyük kuşku uyandıran maddeler olarak kalacaklardır. Bundan dolayı risk yönetiminde önlemsel yaklaşım temel alınmalıdır. Kullanımından veya oluşumundan kaçınılamıyorsa risk yönetim prog-ramının uygulanması işyerinde maruziyet potansiyelini minimize edebilir. Böyle bir program aşağıdaki elemanlara sahip olmalıdır:
• Maruziyet potansiyelini belirlemek için çalışanın mesleğini ve görevlerini göz önüne alma.
• Nanomalzemelere temas eden çalışan sayısını azaltma ve maruziyet seviyesi ve süresi ile kul-lanılan malzeme miktarını minimize etme.
Nanomalzemelerin uçuculaşma riski olduğu durumlarda maruziyeti engellemek ve kontrol etmek için aşağıdaki önlemler alınmalıdır:
• Mümkünse malzemeyi ıslak veya nemli tutun veya bulamaç kullanın ve uçucu toz ve aerosol oluşturabilecek enerjik proseslerden kaçının.
• Kullanım dışında nanomalzeme içeren tüm kapları/şişeleri kapalı tutun. (Açık kaplardaki nano-malzemelerin kendiliğinden kaptan çıkarak uçuculaştığı gözlenmiştir.)
• Nanomalzemeleri tartarken terazinin altında adsorban emdirilmiş kağıt kullanın.
• Nanomalzemelerin döküntülerini süpürüp tehlikeli atık olarak imha etmek için adsorban emdi-rilmiş kağıt kullanın.
• Açık tezgahta iş yapmayın.
4. Kontrol Önlemleri ve Belirleme Yöntemi
Nanomalzemelere maruziyeti engellemek teknik olarak uygulanabilir değil ise, maruziyetin kontro-lüne yönelik sağlık kurallarına göre maddelerin tehlike kontrolünün gerektirdiği yükümlülüğü uygula-mak tüm maruziyet yolları (solunum, dermal ve sindirim) için yeterlidir. En uygun kontrol yöntemine karar vermek için Şekil 1’ de verilen kontrol akış diyagramı takip edilebilir.
283
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
263
*CNT: Karbon Nano Tüp
**HARN: Yüksek en/boy oranlı nanomalzeme (High aspect ratio nanomaterials)
Şekil.1: Nanomalzeme Kontrol Akış Diyagramı
284
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
264
Nanomalzeme Kontrol Akış Diyagramı Anahtarı
A; İşyerinde kullanılan davlumbaz, akrobat havalandırma ( capture hood, receiving hood) vb. ile toplanan maddeler, işyeri dışında güvenli bir yere boşaltılır. Boşaltılan hava işyerinde devir daim oluyorsa HEPA filtre kullanılmalıdır.
Veya;
B; Kabin çeker ocak sistemleri veya işe uygun dizayn edilmiş çeker ocak kullanılarak, kısmen ka-patılmış alanlarda çalışma yapılmalı, çalışma alanında toplanan hava, işyeri ortamı dışında güvenli bir yere boşaltılmalıdır.
C; Kısmen kapatılmış, hava çekişi olan alanlarda çalışma yapılmalı ve HEPA filtreli havalandırma sistemleri kullanılmalıdır. İşyeri havası devirdaim olmalıdır.
D; Tamamen kapalı sistem ile çalışılmalıdır. HEPA filtreli havlandırma sistemi kullanılmalı ve işyeri ortamında toplanan hava, işyeri dışında güvenli bir yere boşaltılmalıdır.
Not: Boşaltılan hava işyerinde devir daim oluyorsa HEPA filtre kullanılmalı. Devir daim olan havanın kirleticilerden temizlenmesi sağlanmalıdır.
E Uygun Kontrol Önlemler
1 Malzemeyi uçuculaştırma potansiyelini minimize et.
2 Uygun kişisel koruyucu donanımı kullan:
(a) Uçucu nanomalzemeler akış diyagramında detaylı olarak verilen teknik kontrol metotları ile yeterli derecede kontrol edilemiyorsa (LEV (Local Exhaust Ventilation-yerel cebri çekişli havalandırma)’ in etkinliğini doğrulamak için duman testi kullanılmalı) RPE (respiratory protective equipment-yüz maske-leri) ‘ye ihtiyaç olacaktır. RPE göreve uygun olmalı ve COSHH (The Control of Substances Hazardous to Health-sağlığa zararlı maddelerin kontrolü) gereğince kişinin yüzüne oturmalıdır. Tek kullanımlık maskeler (yüksek seviyede ince toz/yağ veya su bazlı mistler (buharlar) için kullanılan AFP 20 koruma faktörlü FFP3 solunum maskelerinin standardından aşağı olmamalı) kazayla dökülmüş maddelere karşı önlem olarak kullanılmak için uygundur. Serbest uçucu nanomalzemeler içeren işyeri atmosferi için FFP3 AFP 40 partikül solunum maskeleri (bir saatten fazla kullanılacaksa tercihen motorlu solunum maskeleri) gereklidir.
(b) İş yeri elbisesi veya laboratuvar ceketi,
(c) Koruyucu gözlük,
(d) Tek kullanımlık eldivenler,
(e) Yürütülen prosedür/proses için gerekli kulak koruyucu, önlük, maske, koruyucu ayakkabı vb. diğer KKD’ ler.
3 Çalışma alanı düzenli olarak ıslak silme ile temizlenir.
(a) Temizlik sırasında basınçlı hava kullanılmamalıdır.
(b) Nanopartikül malzeme üzerinde fırça kullanılmamalıdır.
(c) Nanomalzemeler için yalnızca HEPA filtreli vakum temizleyiciler kullanılabilir.
4 Tüm kontrol gereçleri düzenli olarak denetlenmeli ve yıllık olarak test edilmelidir. Yerel cebri çekişli havalandırma sistemleri (Local Exhaust Ventilation-LEV) en az 14 ayda bir tetkik edilmelidir.
285
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
265
5 Serbest nanomalzemeleri içeren tüm malzemeler non-toksik ve çevresel olarak güvenli olduğu kanıtlanmadığı sürece tehlikeli atık olarak imha edilmelidirler.
4.1. Nanomalzemeler ile Çalışırken Uygulanabilecek Teknik Kontrol Önlemleri
Teknik kontrol önlemleri işyerinin gereksinimlerine bağlı olarak çeşitli olacaktır. Nanomalzemelerle çalışanlarda maruziyeti kontrol altına almak için bir metot kombinasyonu kullanmak gerekebilir. Tam kapalı veya kısmi kapalı/çeker ocak, nanomalzemelerin üretimi/sentezi veya tartımını içeren birçok işlem için uygulamaya elverişli olacaktır. Davlumbaz vb. sistemler veya toz tutucular, kompozit nanomalzeme-leri kesme, testereleme ve cilalama için uygun olabilir. Tüm yerel cebri çekişli havalandırma (LEV) sis-temleri yüksek standartlarda dizayn edilmelidir.
4.1.1. Yerel cebri çekişli havalandırma (LEV)
Kanallı çeker ocakta veya uygun etkili LEV kullanılarak, imha için paketleme işlemi dahil tüm görevler yerine getirilip, maruziyet kaynağında kontrol edilmelidir. Diğer tiplerdeki LEV’ ler kullanılırken, proses mümkün olduğunca kapalı yürütülmeye çalışılır.
Kanalsız HEPA-filtreli güvenlik kabinleri ve resirkülasyon (yeniden dolaştırma) HEPA-filtreli mikrobi-yolojik güvenlik kabinleri küçük miktarda (< 1 gr) CNT’ ler için sıkı kontrol ve bakım altında tutularak her zaman etkili olduklarından emin olunduğunda kullanılabilir.
4.1.2. CNTs ve diğer biyo-kalıcı HARNs için teknik kontroller
CNTs ve diğer biyokalıcı HARNs’ la kullanım için: Çeker ocak çıkış havası HEPA-filtreli (H14 sınıfı) olmalı ve havalandırma deliği, dışarıda güvenli bir yere açılmalıdır. Çıkış havasının en az bir HEPA H14 filtresi ile uçucu nanomalzemeleri uzaklaştırmak üzere etkili bir şekilde filtrelenmediği durumlarda, ke-sinlikle işyerine resürkilasyonu yapılmamalıdır.
4.2. Kontrol önlemlerinin bakımı, muayenesi ve testi
Kontrol önlemlerine yönelik aşağıdakiler sağlanmalıdır.
• Nanomalzemelere maruziyeti kontrol için alınan tüm önlemler etkili bir çalışma düzeninde ve iyi bir durumda sürdürülmelidir. (üreticilerden/tedarikçilerden gerekli bilgiler sağlanabilmelidir.)
• Yetkili kişi sıklıkla görsel kontroller yapar ve yeterli bakımı sağlamak için aletlerin periyodik bakımını yapar. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık LEV kontrollerinin kayıtlarını tutar.
• Tüm LEV tesisatı her 14 ayda bir muayene ve test edilir (bu tür test kayıtları en az 5 yıl süreyle sak-lanır).
• Çalışanlar LEV’ i kullanma ve kontrol etme konusunda eğitimli olmalı ve LEV’ in bozulması duru-munda kimi arayacaklarını bilmelidirler.
4.3. Kişisel koruyucu donanım (KKD)
Kişisel korucu donanım (KKD) kontrol önlemlerinin bir parçası olarak, alınabilecek tüm önlemler alındığı halde yeterli kontrol sağlanamadığında kullanılır. Koruyucu donanım yalnızca kullanan kişiyi korur. KKD’ ler, kontrol ve bakımı yapılmadığı durumda maruziyete karşı koruma sağlamayacaktır. Kul-
286
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
266
lanıcılar KKD’ leri nasıl kullanmaları ve muhafaza etmeleri gerektiğini bilmelidir.
KKD tedarikçileri ve ticari kurumları KKD’ lerin doğru kullanımıyla ilgili bilgi verebilir.
4.3.1. Koruyucu giysiler
Nanomalzemelerle çalışırken, polyester/pamuk veya pamuktan imal edilmiş laboratuar ceketleri veya önlükleri kullanılabilir. Bununla beraber bunların temizliğiyle ilgili gerekli önlemler alınmalı, kirli olan-lar çalışanlarda veya işyerinde kontaminasyona neden olmayacak şekilde kaldırılmalıdır.
4.4.Kontrol önlemleri için kontrol listesi
EVET HAYIR
Prosesinizi kirleticilerin yayılımını en düşük seviyede tutmak üzere dizayn edip yürütüyor musunuz?
Tüm maruziyet yolları üzerine düşündünüz mü-solunum, deri veya yutma?
Kontrol tedbirlerini madde miktarına göre ve vücuda nasıl girdiği ve nasıl zarar verebileceğini göz önüne alarak mı seçtiniz?
Önlemlerin etkili, kullanımı kolay ve çalışmaya uygun olduğundan emin misiniz?
KKD kullanımına gerek var mı?
Çalışmaya devam etmek için düzenli olarak önlemleri kontrol edip kayıt tutuyor musunuz?
İşçilere tehlikeler hakkında ve kontrol önlemlerini doğru bir şekilde nasıl uygulayacaklarına yönelik bilgilendirmede bulundunuz mu?
Değişiklikler yaparken genel sağlık ve güvenlik risklerini arttırmaktan kaçınıyor musunuz?
4.5.Gözlemleme
Gözlemleme, potansiyel maruziyetin meydana gelip gelmediğini ve teknik kontrollerin yeterli olup ol-madığını değerlendirmek açısından önemlidir. Günümüzde işyerinde uçucu nanomalzemelere karşı ön-lem amaçlı herhangi bir ölçüt veya metot üzerinde fikir birliğine varılmamıştır. Geniş gerçek-zaman öl-çümlerine dayalı örnekleme stratejileri ve tasarımlanmış nanopartiküllerin çevrimdışı karakterizasyonu tanımlanmıştır. (www.hse.gov.uk/nanotechnology/forms.htm.). Gelişmiş ekipman kullanılarak geniş gözleme dayalı işyeri maruziyet ölçüm araştırmaları, eğitim ve uzman bilgisi gerektirir. Günümüzde nanomalzemeler için gözetim yapılmadan önce uzman görüşü almak gereklidir. (www.hse.gov.uk/nanotechnology/when-to-monitor.htm.)
287
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
267
4.6.Döküntüleri temizleme
Kullanım sonrası veya dökülmeyi takiben, yaş-süpürme ile çalışma alanı ve tüm aletler tamamen temiz-lenmelidir. Temizlik esnasında:
• Fırçalama yapılmamalı,
• Temizlik için basınçlı hava kullanılmamalı,
• Standart vakum temizleyici kullanılmamalı,
Vakum temizleyici, pratik olarak kullanılabilecek tek temizlik ekipmanı olduğu durumda HEPA-filtreli olmalı ve filtre tehlikeli atık olarak nanomalzeme tozu içeren yerlerde kontrol altına alınmış şartlarda düzenli olarak değiştirilmelidir. Temizleyici yalnızca bu iş için kullanılmalı ve kullanım ömrü sona erdi-ğinde önlemsel yaklaşım takip edilerek tehlikeli atık gibi muamele edilmelidir.
Dökülme, kaza ve acil durumlar için acil durum prosedürleri olmalıdır.
4.7. Nanomalzemeler için işyerinde kullanılan işaretler
Günümüzde nanomalzemelere yönelik kullanılacak güvenlik işaretleri için standart bir yaklaşım bulun-mamaktadır fakat her türlü potansiyel tehlike için uygun spesifik risk ve güvenlik deyimleri kullanılması konusunda dikkatli olunmalıdır.
Uygun tehlike etiketleri, işaretleri veya resimli diyagramları malzeme için mevcut tehlike bilgisine dayalı olmalıdır. Mevcut bir bilgi olmadığında işaretleme için önlemsel yaklaşım uygulanmalıdır.
5. Nanomalzemelerin işyerinde ve işyeri dışında taşınması
Nanomalzemeler, öngörülebilir etkilere karşı koyabilen ikincil bir muhafaza içinde (sağlam plastik dış muhafaza içindeki şişeler gibi), mühürlü, sağlam, etiketli muhafaza kaplarında taşınmalıdırlar.
- Nanomalzemelerin işyeri dışına tedariki
Nanomalzemeleri başka bir yere tedarik ederken, malzemenin sağlık ve güvenlik bilgileri sağlanmış ol-malıdır. Bu bilgi miktar/yüzde veya konsantrasyon gösterimi ile birlikte malzemede nanomalzeme bu-lunduğuna dair bir uyarı içermelidir. Bu uyarı, nanomalzeme alan insanları dikkatli hale getirmesi açısından önemlidir. Aynı zamanda kimyasallarla ilgili tüm yasal yükümlülüklere de riayet edilmeli-dir.
6. Bilgi, talimat ve eğitim
İşverenler, nanomalzemelere maruz kalan tüm çalışanlara sağlıkları için söz konusu potansiyel riskleri ve alınması gereken önlemleri veya maruziyeti minimize etmeyi öğrenmeleri için gerekli bilgiler, talimatlar ve eğitimler vermeli ve özellikle yeni başlayan tecrübesiz işçiler için yeterli denetimi sağlamalıdırlar.
Eğitim, kontrol önlemlerinin nasıl alınması gerektiğini detaylandırmalıdır. İşçilere, kontrol önlemleri ile ilgili gördükleri herhangi bir hatayı amirlerine bildirmeleri söylenmelidir.
Solunum maskesi kullanılan durumlarda maskenin işçilere tam olarak oturup oturmadığı kontrol edilmeli ve işçilere maskelerin nasıl muhafaza edileceği, kullanılacağı veya tek kullanımlık ise nasıl atılacağı net bir şekilde anlatılmalıdır.
288
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
268
Bilgi, talimat ve eğitim işçilerin;
• maruziyet sonucu oluşan sağlık risklerini anlamasını;
• sağlanan kontrol önlemlerini etkili bir şekilde kullanmasını;
• gerekli olduğunda etkili bir şekilde KKD kullanabilmesini sağlamalıdır.
Sağlanan bilgi, talimat ve eğitimlerin tüm kayıtları şirket için çalıştıkları müddetçe her işçi için muhafaza edilmelidir.
7. Beceri, deneyim ve yeterlilik
Sağlık gözetimini veya kontrol önlemlerini tasarlayan, kuran, bakımını yapan ve test eden kişinin gerekli yeterliliğe sahip olduğundan emin olunmalıdır. Ekipman veya servis sağlayıcısının yeterliliği aşağıdakine benzer sorularla değerlendirilebilir:
• Bu tür bir işi daha önce yaptınız mı?
• Yeterlilikleriniz nelerdir?
• Profesyonel bir organizasyona dahil misiniz?
• Özel müşterilerinizle konuşabilir miyim?
İdeal olarak, endüstriye hakim, yaptığı işte başarı sağlamış birisinden hizmet alımı tercih edilmelidir.
8. Çalışan katılımı
Çalışma şekillerinin uygun olduğundan emin olmak için kontrol önlemlerini geliştirme sürecine çalışanlar da dahil edilir. Çalışanlar yeni fikirler önerme ve yanlış olduğunu düşündükleri şeyleri bildir-me konusunda cesaretlendirilmelidirler.
Referans: Using nanomaterials at work-HSE.
289
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
269
290
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
270
PATLAMA RİSKİ OLAN ORTAMLARDA ELEKTRİK TESİSATI19
Ülkemizde ve dünyada madenlerden, akaryakıt istasyonlarına, petrol ve kimya tesislerinden, un fabrika-larına kadar birçok sanayi kuruluşunda gerek prosesin yapısı gerekse de diğer durumlardan dolayı (bakım, arıza) sızan veya ortaya çıkan gazlar patlayıcı bir ortama zemin hazırlar. Sosyal Güvenlik Kuru-mu’nun (SGK) yayınladığı 2010 yılı istatistiklerine göre 324 kişi yanıcı maddelerin ateş alması ve patla-masından ileri gelen kazalara uğramıştır. Bu tehlikenin önüne geçmek için mevcut teknolojik yenilik ve imkânların kullanılması gerekir. Patlama riski olan yerlerde kullanılan elektrik ekipmanları özel nitelikte olmalıdır. Bu çalışmada, konunun daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle tanımlara yer verilmiştir. Tanımlardan sonra, elektrik nedeniyle oluşabilecek patlamanın sebepleri, elektrik aletlerinde uygulanan koruma yöntemleri ve yasal mevzuat bilgilerine yer verilmiştir.
1. TANIMLAR
A. Patlayıcı Ortam:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının çıkardığı “Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik” e göre patlayıcı ortam; yanıcı maddelerin gaz, buhar, sis ve tozlarının atmosferik şartlar altında hava ile oluşturduğu ve herhangi bir tutuşturucu kaynakla temasında tümüyle yanabilen karışıma denir. Diğer bir deyişle bir ortamda patlama olması için patlayıcı madde, oksijen (Hava) ve ateşleme kaynağı olmalıdır. Bu üç madde bir arada olursa ancak patlama meydana gelir. Bun-lardan herhangi biri olmazsa ortamda patlama riski bulunmamaktadır. Resim 1 patlamanın nasıl oluştu-ğunu göstermektedir.
Resim 1. Patlama Üçgeni
B. Patlama Riski Bakımından Tehlikeli Ortamların Sınıflandırılması:
Çalışanların sağlık ve güvenliklerini korumak amacıyla özel önlem alınmasını gerektirecek miktarda patlayıcı karışım oluşturabilecek yerler “Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik” e göre tehlikeli kabul edilmiştir. Bu tip yerler içerdiği tehlike derecesine, havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların ve gaz, buhar, sis halinde ki parlayıcı maddelerin ortamda ki oranına göre aşağıda ki gibi sınıflandırılmıştır.
19 19 Alper Yasin ÖZÇELİK, İş Sağlığı ve Güvenliği UzmanYardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)
291
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
271
Tablo 1. Tehlikeli yerlerin sınıflandırılması
Ortam/Bölge Bölge 20 Bölge 21 Bölge 22
Havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların oluşturduğu patlayıcı ortam
Uzun süre veya sık sık oluşur Ara sıra oluşur Nadiren oluşur
Ortam/Bölge Bölge 0 Bölge 1 Bölge 2
Gaz, buhar ve sis halinde ki parlayıcı madde-lerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortam
Uzun süre veya sık sık oluşur Ara sıra oluşur Nadiren oluşur
Tehlikeli yerlerde alınacak önlemlerde yukarıda belirtilen sınıflandırma esas alınmalıdır.
2. PATLAMA RİSKİ OLAN ORTAMLARDA ELEKTRİK YÜZÜNDEN OLUŞABİLECEK PATLAMANIN SEBEPLERİ
Patlama riski olan ortamlarda elektrik arkından, elektrikli aletlerin yüzeylerinin çalışma esnasında ısınmasından ve statik elektrikten dolayı patlamalar meydana gelebilir. Bu faktörleri daha detaylı incele-yecek olursak;
Elektrik ark ve kıvılcımı;
• Şalterler açılıp kapandıklarında
• Elektrostatik olarak yüklü elemanlar deşarj olduklarında
• Kablolar hasar gördüklerinde
• Herhangi bir kısa devre anında meydana gelen dengeleme akımı gibi sebeplerdir.
Sıcak yüzeyler
• Elektrikli aletlerin yüzeylerinin çalışmalarından dolayı ısınır ve patlama riski olan ortamlarda tehlike arz eder.
Statik elektrik
• Statik elektrik fark edilemediği için yol açtığı kazalarda beklenmedik ve bazen ölümcül bile ola-bilir. Bu nedenle patlama riski olan tesis ve ortamlarda anti statik yani sürtünmeyle elektriklen-meyen malzemeler kullanılır.
Çeşitli yönetmelik ve standartlarda yapılan değişikliklerle patlayıcı ortamlarda kullanılacak elektrikli ekipmanların ex-proof (explosion proof, alev sızdırmaz) olması zorunlu hale getirilmiştir. Avrupa Birli-ği’nin kısaca ATEX olarak bilinen “Directive 94/9/EC of the European Parliament and the Council of 23 March 1994 on the Approximation of the Laws of The Member States Concernıng Equipment And Pro-tective Systems Intended For Usein Potentially Explosive Atmosphere” direktifinde patlama riski bulu-nan ortamlarda kullanılan teçhizatlarının ex-proof olması gerektiği belirtilmiştir. Ex-proof özellikli aletler çalışma esnasında hiçbir şekilde kıvılcım sızdırmadığı için patlamayı önleyebilir. Çünkü bir ortamda patlama olması için açık ateş ve ya kıvılcım kaynağı olması gerekir. Ex-proof özelliğe sahip teçhizatlar sayesinde ortamda patlama riskinin önemli ölçüde önüne geçilmiş bulunmaktadır. Doğal olarak patlayıcı ortamlarda elektrikli aletlerden kaynaklı patlamaları önlemek için sadece ex-proof nitelikli teçhizatların kullanılması yetersiz kalmaktadır. Patlama riski olan ortamlarda elektrik kaynaklı patlamaların önüne geçebilmek için yapılması gereken şunlardır:
292
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
272
• Eğer mümkünse öncelikli olarak elektrikli cihaz ve tesisatı patlayıcı gazın hiç olmadığı ve ya en az olduğu yerlere kurulmalıdır.
• Tehlikeli yerlere kurulacak elektrik tesisatı ve teçhizatı ortama uygun yani ex-proof olmalı, yasal olarak gerekli sertifikalara ve teknik özelliklere sahip olmalıdır.
• Elektrik kabloları mümkün olduğunca eksiz ve tek parça olmalıdır. Böylece bağlantı noktalarında meydana gelen kıvılcım ve arkların önüne geçilmiş olunur.
• Tehlike sınıfıyla kullanılacak elektrikli cihazların nitelikleri birbirine uygun olarak seçilmelidir.
• Tehlikeli bölgelerde bulunan elektrikli cihazların bağlantıları ve birbirine uygunluğu incelenme-lidir.
• Elektrikli cihazların ark çıkarmayan tipleri kullanılmalıdır.
3. ELEKTRİK ALETLERİNDE UYGULANAN KORUMA YÖNTEMLERİ
3.1 Elektrik Motorları
Sanayide kullanılan elektrik motorlarının büyük çoğunluğu sincap kafes tipi asenkron motorlardır. Bu motorlar tam kapalı olup normal çalışmalarında ark çıkarmazlar. Ancak dış yüzeyleri ısınabilir. Bu ne-denle, genel kanı elektrik motorlarının ark çıkarmadığı yönündedir. Fakat piyasada çok az da olsa kul-lanılan fırçalı “bilezikli asenkron” ve doğru akım motorları mevcuttur. Bu motorların fırçalarından sürek-li ark çıkmaktadır. Bu yapılara itibarı ile elektrik motorlarında üç tip koruma yöntemi tatbik edilmektedir. Aşağıdaki resimde ABB firmasının ürettiği sincap kafesli 3 fazlı asenkron motorun yapısı görülebilmek-tedir.
Resim 2. Sincap Kafesli 3 Fazlı Asenkron Motorun Yapısı
a) Ex-d tipi korumalı elektrik motorları:
Her tip motora tatbik edilebilir. Ex-d tipi korunan motorun gövdesi I.grup gazlarda (metan) 10 atmosfer, II.grup gazlarda ise 15 atmosfer statik basınca dayanıklı olmak zorundadır. Bu ise motorun ağırlığını artırır. Gövdenin mukavim ve flanş yüzeylerinin, alevi soğutacak kadar geniş imal edilmesi gerekir. Dö-
293
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
273
nen kısımlarda verilen toleranslar çok düşüktür ve keçelerin sık sık bakımdan geçmesi gerekir. Pahalı fakat güvenli bir yöntemdir.
b) Ex-e tipi korumalı elektrik motorları:
Yapısı icabı ark çıkarmayan “sincap kafes asenkron” elektrik motorlarında tatbik edilebilmek-tedir. Ex-e tipi korunmuş bir motorun gövdesi 10 veya 15 atmosferlik bir statik basınca dayanıklı olmak zorunda değildir. Bu nedenle Ex-d tipi motorlara kıyasla daha hafiftirler. Gövdede emniyet açıklığı (safe gap) ve minimum alev yolu (L) gibi hassas ölçüler istenmediğinden, işlenmiş yüzeylere ve sıkı bağ-lantılara gerek duyulmamaktadır. Bu nedenle gövde imalatı Ex-d tipi muhafazaya göre daha ucuz olması dolayısı ile imalatçılar tarafından tercih edilmektedir. Fakat bu avantajlarının yanında sargıların izolas-yon sınıfı yüksek ve termistörlerle ( direnci ısıya bağlı olarak değişen devre elemanıdır.) korunmuş olma-ları gerekmektedir. Sargıların yanmasını dolayısı ile herhangi bir kısa devreyi önlemek için sargılar içine termistör yerleştirilir. Bu termistörler kumanda devresine bağlanmalıdır.
c) Ex-p, tipi korumalı elektrik motorları:
Ex-e tipi korumanın mümkün olmadığı ve ya Ex-d tipi korumanın da çok külfetli olduğu hallerde büyük ve fırçalı motorlarda uygulanır. Soğutma mekanizması motorun soğumasına da yardımcı olacağından bazı avantajları da vardır. Fakat yine de gerek soğutma sisteminin bakımı gerekse işletme giderlerinin yüksekliğinden dolayı pek yaygın değildir.
d) Ex nA Ark Çıkarmayan (Non Sparkıng) Motorlar
Ex nA tipi NON SPARKING koruma Ex-e tipi korumanın biraz hafifletilmiş şeklidir. Yüzey ısıları hem stator ve hem de rotorda dikkate alınarak, prototip deneylerinde ölçülmektedir. Ex-e den farkı, 5 saniye olan kalkış zamanının ve kalkma akımın nominal akıma oranı 10 olması şartının aranmamasıdır. Ex nA motorların normal motorlardan farkı rotor ısılarının da denenmiş olması, aşırı ısınmamasıdır. Motor sargılarına termistör konulması şartı yok ise de günümüzde normal motorlara da termistör konulmakta ve korumaya alınmaktadır. Bu tip motorlar ZON 2 de kullanılmaktadırlar. Pervane ile kapak veya koruyucu ızgara arasındaki açıklık 1 mm den az 5 mm den fazla olamaz. Mega watt düzeyindeki çok büyük motor-larda ark olaylarına rastlandığı için Ex-e veya Ex-nA tipi koruma uygulamak tavsiye edilmemektedir.
e) Motor Soğutma Pervanesi
Motorların soğutma pervanelerinin herhangi bir nedenle gövde veya kapağa çarparak mekanik yönden ark çıkartarak patlayıcı ortamı tehlikeye atma durumu mevcuttur. Bunun için standart koyucu pervaneye ve gövdeye olan uzaklığına bazı kısıtlamalar getirilmiştir (TSE’nin EN 50014 sayılı standardında detay-lar mevcuttur). Mesela pervane metalik değil ise anti statik olmak zorundadır, kapaktan açıklığı en az 1 mm olmalıdır.
f) Örnek motorlar ve önemli aksamları
Bu motorların dış görünüş itibarı ile diğer normal motorlardan farkı kablo klemenslerinin iri oluşudur. İçyapı da en önemli ayrıntı yataklamadadır. 0.5 mm gibi çok küçük bir açıklığı tutturabilmek kolay bir olay değildir. Normal motorlara göre gereksiz gibi görülen ayrıntılar exproof motorlarda hayati önem taşımaktadır.
3.2 Devre Kesici ve Yol Vericiler
Devre kesici ve yol verici gibi şalt cihazları normal çalışmaları icabı ark çıkaran aletlerdir. Kesme kapa-sitesini tutturabilmek için şalterin gövdesi istenildiği kadar büyük seçilememektedir. Baralar arası müm-kün olduğunca yakın tutulmak zorundadır. Yeraltı madenlerinde robustluk ve neme karşı korunma gerek-çesi ile yol verici veya devre kesici gibi şalterlerin tamamı d-tipi korunmuş gövde içerisine yerleştiril-mektedir. İşletme şartları hafif ve nemi az olan diğer sanayii kollarında ise yalnızca ark çıkaran kısmın d-
294
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
274
tipi korunması yani basınca dayanıklı özel muhafazaya alınması, diğer kısımların ise toz ve neme karşı korunmuş olması yeterli görülmektedir. Bu tip aletler daha hafif ve kullanışlı olmaktadır. Bu durumda şalterler yalnızca tek tip korunmuş olmamaktadır. Şalterin ark çıkaran kontak kısmı d-tipi diğer kısımları da e-tipi korumaya alınmaktadır. İşletme şartları hafif ve nemi az olan diğer sanayii kollarında ise yalnızca ark çıkaran kısmın d-tipi korunması yani basınca dayanıklı özel muhafazaya alınması, diğer kısımların ise toz ve neme karşı korunmuş olması yeterli görülmektedir. Bu tip aletler daha hafif ve kul-lanışlı olmaktadır. Bu durumda şalterler yalnızca tek tip korunmuş olmamaktadır. Şalterin ark çıkaran kontak kısmı d-tipi diğer kısımları da e-tipi korumaya alınmaktadır.
a) Vakum ve SF6 gazlı Şalterler:
Bu şalterlerin ark çıkaran kısmı tamamen kapalıdır ve patlayıcı ortamdan izole edilmiştir. Normal kuru şalterlerde olduğu gibi d ve e-tipi koruma uygulanmaktadır. Vakum (veya SF6(Sülfür Hexaflorit) hücre d-tipi korunmuş bir muhafaza içerisine yerleştirilmektedir. Bu şalterlerin kontakları patladığında, tehlike-li olduğundan istisnasız d-tipi muhafaza içerisine yerleştirilmektedirler. Küçük boyutta Ex-d korumalı şalt panoları piyasada mevcuttur. Orta ve büyük boyuttaki şalt panolarına Ex-p tipi koruma uygulanmak-tadır. Günümüzde II. Grup gazlı sahalarda Ex-p tipi korunmuş şalt dolapları yaygın kullanım alanı bul-maktadırlar.
b) Küçük Anahtarlar
Küçük boyuttaki anahtarlar d-tipi olarak imal etmek daha kolaydır. Çünkü küçük hacimli muhafazalara standartlar bazı ayrıcalıklar tanımaktadır. Tahribat daha az ve patlama anında üretilen basınç kuvveti çok daha düşüktür. Aşağıda ex-proof aydınlatma anahtarı (http://www.stahl.de/) görülmektedir.
Resim 3. Exproof Aydınlatma Anahtarı
3.3 TRANSFORMATÖRLER
Maden sanayi dışında patlayıcı ortamlara karşı önlem almak zorunda olan kimya ve petrol sektöründe güç transformatörlerini patlayıcı ortamdan izole etmek mümkündür. Transformatör patlayıcı ortamın bulunduğu bölgenin çok uzağına yerleştirilerek, enerji buradan kablo ile nakledilmektedir. Grizulu ma-denlerde ise, trafoyu uzak tutmak her zaman mümkün olmayabilir. Küçük madenlerde, enerji dışarıdan iletilebilirse de uzun yeraltı tünelleri bulunan madenlerde anti grizu transformatörlerin kullanılması zo-runludur. Transformatörler yapıları icabı normal çalışmalarında ark çıkarmadıkları halde hemen tamamı d-tipi korunmuş basınca dayanıklı mahfaza içerisine yerleştirilirler. Bu ise şalterler de olduğu gibi trans-formatörün ağırlığını ve maliyetini artırır. Normal çalışmalarında ark çıkarmadıkları için e-tipi korunabi-lecekleri akla geliyor ise de hiç bir ülkede, e-tip korunmuş transformatörlere müsaade edilmemektedir. Sebebi de transformatörlerin patladığında çok tehlikeli olmaları ve genelde kullanıcının gözetiminden de
295
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
275
çok uzak yerlerde bulunmalarıdır. Motorlarda ise durum tersinedir. Motor işletme ve üretimle ilgili oldu-ğu için çoğunlukla işletici motorun yanı başındadır ve ayrıca motor güçleri de trafolar kadar büyük değil-dir. Aynı prensip vakumlu şalterler içinde geçerlidir. Yağlı trafolarda, o-tipi yani yağlı koruma uygulan-maktadır. Günümüzde yağlı aletler sanayide tercih edilmemektedir. Bu nedenle resmen yasak olmamakla birlikte, alıcı olmadığı için yağlı korunmuş ex-transformatörler imalatçılar tarafından piyasaya sürülme-mektedirler. Kumla korunmuş q-tipi transformatörler de mevcuttur. Günümüzde yağlı trafo yerine kuru tip (reçineli) trafoların kullanımı yayılmaya başlamıştır. Buna rağmen d-tipi korunmaktadırlar. E veya m-tipi korumaya rastlanmamaktadır. Küçük güçteki trafolar dahi, d-tipi korumalı imal edilmektedir. Ku-manda devrelerinde kullanılan çok küçük trafolarda m-tipi korunmuş olanlar mevcuttur.
Resim 4. Yer Altı Madenleri İçin Ürettikleri Güç Trafoları [7]
Resim 4 de iki firmanın yer altı madenleri için ürettikleri güç trafolarının resmi görülmektedir. Bu trans-formatörlerin hem giriş ve hem de çıkışlarında mekanik olarak bitişik kesiciler mevcuttur. Standartlar ve emniyet talimatlarında, patlayıcı gaz yükseldiğinde elektrik kesilmesi zorunluluğu ön gördüğü için bu kesiciler bitişik yapılmak zorundadır. Bu ise güç trafolarının ağırlığını artırmakta ve yer altı tünellerine naklini zorlaştırmaktadır.
3.4 Genel Amaçlı Exproof Cihaz ve Ek Kutular
Sanayide kablo eklemek ve içerisine cihaz yerleştirmek maksadı ile geliştirilmiş genel amaçlı ex proof kutular mevcuttur. Bu kutular en kötü şartlara göre denenerek sertifikalandırılmaktadırlar. Örneğin resim 5 de exproof kablo bağlantı kutuları bulunmaktadır. Cihaz bir kablo bağlama elemanı ( ek kutusu) olarak kullanıldığı gibi içerisine istenirse kontaktör, sigorta veya kesici konularak bir motora yol vericisi veya herhangi bir şalt kutusu şeklini alabilmektedir. Tabi cihaza müdahale ederken kullanım talimatları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu gibi genel amaçlı exproof kutular kullanıcılara çok kolaylık ve esneklik sağladığı için yaygın kullanım alanı bulmaktadırlar.
296
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
276
Resim 5. Exproof Kablo Bağlantı Kutuları [8]
3.5 Kablolar ve Bağlama Elemanları
Elektrik tesisatının ana direği kablolama ve bağlama elemanlarıdır. Patlayıcı ortamlarda yapılan elektrik tesisatlarında aydınlatma armatürlerini, elektrik motorlarını, trafoları ex proof yapılsa bile eğer kablolama teknik olarak uygun değilse( hasarlı, çok parçalı vb.) ortamda büyük bir tehlike var demektir. Aşağıda ki kısımda kablo ve bağlantı elemanlarının hangi teknik özelliklere sahip olması gerektiği tanımlanmıştır.
3.5.1 Kablolar
Kablolar yapıları icabı normal çalışma şartlarında ark çıkarmazlar. Ancak herhangi bir nedenle kopar veya kasten kesilir ise ark çıkarabilirler. Ex-koruma olarak, kablolarda iki önlem alınır. Birincisi diş kılıfın zırhlı yapılarak kesilme, kopma ve ezilmenin zorlaştırılması, ikincisi de yanmanın önlenmesidir. Yandıklarında alevi ilerletmeyecek yapıda olmaları yeterli kabul etmektedir. Yanmayı geciktirici (fire retardant) olmaları yeterli olmaktadır. Aşağıda ki resimde madencilikte kullanılan bir kablonun kesiti görülmektedir.
15.0ın rn_JtfA»rcx (CompnMMd Ltfttfl» Me\tk InıpeLiable Compound
Resim 6. Madencilikte kullanılan bir kablonun kesiti [9]
3.5.2 Geçmeli Tip Ekleme (FİŞ-PRİZ)
Geçmeli tip fiş-priz şeklindeki kablo bağlama tertibatını İngiliz uzmanlar yıllardır yer altı ve yer üstü madenlerinde uygulamaktadır. Bu tertibatlar hareketli elektrik şebekesinde ve 10 kV’ a kadar uygulan-maktadır. Aşağıdaki resimde yer altı madenlerinde kullanılan VİCTOR firması yapımı bir kablo ek terti-batı görülmektedir.
297
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
277
Resim 7. Yer altı madenlerinde kullanılan kablo ek tertibatı [7]
Kumanda devrelerinde kullanılan Ex-d tipi kablo başlıklarının çoğu pirinç veya bronz gibi paslanmaz malzemeden yapılmıştır. Normal şartlarda kolayca çekilerek açılmamalı ve ark çıkmasına neden olma-malıdırlar. Bu nedenle exproof kablo başlıkları diğer uygulamalara kıyasla daha detaylıdır.
3.6 Aydınlatma Aygıtları
Çok değişik türde aydınlatma armatürleri mevcuttur. Bunların her birine uygulanacak koruma yön-temleri de farklıdır ve ayrı ayrı incelenmelidir.
3.6.1 Akkor Flamanlı Armatürler
Akkor flamanlı ampuller normal çalışmaları icabı ark çıkarmazlar. Ark çıkaran kısım anahtarlarıdır ki, buda şalter konusuna girer. Bu durumda patlayıcı ortamda tehlikeye sebep olan flamanın 2000°C’yi aşan ısısı ve ampulün cam yüzeyinin sıcaklığıdır. Flaman sıcaklığının sorun teşkil etmediği ve ampul kırıldığında hemen soğuyarak patlamaya neden olmadığı deneylerle ispat edilmiştir. En önemli sorun ampulün cam yüzeyinin ve duy kenarlarının yüzey ısısıdır. Bu ısıyı azaltmak için ampulün biraz daha büyük imal edilmesi yeterli olmaktadır. Bu ise piyasada konutlar için mevcut olan ampullerin kul-lanılamaması anlamına gelir. Bu durumda, ya özel ampul imal edilmesi veya normal ampullerin kul-lanılabilmesi için tedbir alınması gerekir. Bu bakımdan ampullerde iki tip koruma uygulanır.
a) d-Tipi Korunmuş Akkor Flamanlı Aydınlatma Armatürü:
Yeni imal edilmiş bu tip bir armatürün etiketinde ExI-d veya ExII-d yazılı olması gerekir. Ampul özel imal edilmiş bir cam fanus ile kaplıdır. Bu cam 10 veya 15 atmosfer statik basınca ve ayrıca darbelere dayanıklı olarak imal edilmiş olmalıdır. Rasgele imal edilmiş sıradan bir cam fanus kullanılamaz. D-tipi korumanın istediği basınca dayanıklı muhafazayı cam fanus oluşturur. Ampul değiştirmek için elektriğin kesilmiş olması gerekir. Bu tip armatürlere, piyasada bol miktarda bulunan ve konutlarda kullanılan ticari ampuller takılabilir. Cam fanusun üzerinde de Ex işareti bulunmalıdır.
b) e-Tipi Korunmuş Akkor Flamanlı Aydınlatma Armatürü
Özel fanus imali yerine özel ampul imal edilirse e-tipi koruma uygulanabilir ve armatür daha ucuza imal edilebilir. Ampul biraz büyükçe imal edilerek yüzeyin genişlemesi ve böylece yüzey sıcaklığının düşmesi sağlanır. Bu durumda cam fanusun basınca dayanıklı olması gerekmez. Yalnızca darbelere karşı önlem alınır. Bu maksatla cam fanusun üzerine bir çelik ızgara geçirmek yeterli olmaktadır. Ayrıca toz ve neme karşıda önlem alınmalıdır. Özel ampul dolayısı ile, bu tip armatürler pek kullanım sahası bulamamıştır.
c) d- ve e-Tipi Karışık Korumalı Akkor Flamanlı Aydınlatma Armatürleri
Ampul değişimi esnasında elektriğin kesilmesi şart ise de buna pratikte pek uyulmamaktadır. Bu maksat-
298
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
278
la gerilim altında ampulü değişebilen armatür geliştirilmiştir. Değişim esnasında ark ampulün dip kısmında çıkar. Yaylı bir mekanizma ile, kontağın duyun dışında ufak hacimli başka bir bölmede oluş-ması sağlanır. Bu bölme de kolayca d-tipi korumalı yapılabildiğinden problem çözülmüş olur. Ampulün üzerine cam fanus geçirilir ve tel kafesle de darbelere karşı korunmalıdır. Bu tip armatürlerin üzerlerinde d-ve e-tipi korundukları belirtilmektedir. Normal ticari ampuller kullanılabildiğinden ve değişimi de pra-tik olduğundan yaygın bir kullanım alanı bulmuştur.
3.6.2 Floresan Tüplü Armatörler
Floresan lambaların normal çalışmalarında ark çıkaran kısmı STARTER’ leridir. Akkor flamanlı lamba-larda olduğu gibi tüpün yüzey sıcaklığı da sorundur. Starterin özel korumaya ve floresan tüpünde basınca ve darbelere dayanıklı özel bir tüp içerisine konulması gerekir veya özel bir floresan tüp imal edilerek starter ve yüzey sıcaklığı sorunu ortadan kaldırılabilir. Bu yönü ile floresan armatürler de iki şekilde ko-runmuş olarak piyasaya sürülmektedir.
a) d-Tipi Korunmuş Floresan Armatürler:
Starter ve floresan tüp ayrı ayrı d-tipi korunmuş muhafaza içerisine yerleştirilir. Son zamanlarda güç faktörünü (cosα) düzeltmek için kondansatör de istendiğinden starterle kondansatör birlikte aynı d-tipi bir muhafazaya yerleştirilmiş olarak imal edilmektedir. Floresan tüp ise basınca dayanıklı özel imal edilmiş bir cam tüp içerisine konulur. Bu tüp denenmiş ve basınca dayanıklı olduğunu ispat eden sertifikaya sa-hip olmalıdır. Yuvarlak tüp şeklinde olduğundan cam fanusa kıyasla daha kolay imal edilir, basınç ve darbelere de daha dayanıklıdır. D-tipi korunmuş floresan armatörler Türkiye’de daha yaygındır. Çünkü evlerde kullanılan ticari tüplerin kullanılmasına mani bir durum yoktur.
b) e-Tipi Korunmuş Floresan Armatürler
Starter ve yüzey sıcaklığı sorununu çözmek için akkor flamanlılarda olduğu gibi özel floresan lamba imal edilmiştir. Bu floresanlarda, starter görevini tüp içersine yerleştirilmiş olan şerit halindeki bir direnç üst-lenir. Floresan ampul bu direnç yardımı ile start alır. Bu nedenle bu tip floresan lamba tüplerinin ucunda tek pim vardır. Ticari piyasada evler için satılan floresanlanda olduğu gibi iki pimli değil tek pimlidirler. Tek pimli özel floresan kullanılarak yapılan bir ex-korumalı armatörde, ark çıkaran kısım olmadığı için e-tipi koruma uygulanabilir. Bu durumda basınca dayanıklı bir koruyucu tüpe gerek yoktur. Yalnızca IP koruması (toz ve neme karşı) uygulaması yeterli olmaktadır. D tipine göre daha hafif ve ucuzdurlar. Bu tip armatürlerin mahsuru ise, özel tek pimli floresan ampule ihtiyaç duymalarıdır. Ticari piyasadan ko-layca teminleri mümkün değildir. Ambarda stok bulundurmak gerekir.
3.6.3 Civa Buharlı Armatürler
Ancak d-tipi koruma tatbik edilebilir. Akkor flamanlılarda olduğu gibi ampul, basınca dayanıklı cam bir fanusa konulurken, starter ayrı bir metal kaba yerleştirilmektedir. Armatürün üst kısmı d-tipi korunmuş, starter gövdesini ve altında cam fanusa yerleştirilmiş olan cıva buharlı ampulü oluşturur. Bu yönü ile ağır ve dolayısı ile pahalıya mal olduklarından pek yaygın değildirler. Flüoresan ampullerde olduğu gibi star-ter gerektirmeyen cıva buharlı ampuller de imal edilmiştir. Bu tip ampuller kullanılan armatürlere, e-tipi koruma tatbik edilebilir. Daha hafif olmalarına rağmen özel ampule ihtiyaç duyduklarından pek ucuza mal olmazlar. Bu nedenle yaygın kullanım alanı bulamamışlardır. Sodyum (natrium) buharlı sarı ışık yayan lambaların patlayıcı ortamlarda kullanılmaları ise tamamen yasaktır. Çünkü bu ampuller kırıldıklarında etrafa akkor halde sodyum parçacıkları saçtıklarından patlayıcı ortamı tehlikeye düşür-mektedirler.
299
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
279
3.6.4 Projektörler
Piyasada hemen hemen her cins lambanın exproof olanı mevcuttur. Bunların sertifikaları incelenerek nerelerde kullanılabileceğine dikkat etmek gerekir. Eğer projektör, sertifikasında belirtilen bölge dışında daha tehlikeli bir yere monte edilirse büyük bir risk alınmış olunur. Bu yüzden projektörler asla sertifika-larında belirtilen bölgeden daha tehlikeli bölgelerde kullanılmamalıdır.
3.7 Ölçü Aletleri ve İzolasyon Megerleri
Ölçü aletleri özel itina ile kullanıldıklarından ex-koruma gerektirmezler. Patlayıcı ortamdaki bir panonun kapağını açıp gerilim veya akım ölçmenize normalde müsaade edilmez. Gerilimi kesmeniz gerekir. Arıza takip ediyorsanız ve gerilim altında çalışmak zorunda iseniz, özel önlem almanız gerekir. Bu işi ise pat-layıcı ortamdaki gazı ölçerek yaparsınız. Ya kendiniz, gaz detektörü bulundurur veya ilgili departmanın elemanını çağırarak gaz ölçümünü yaptırır ve ölçücü elemanı işiniz bitene kadar hazır bekletirsiniz. Normal çalışma bu şekildedir. “Elimdeki avometre ex-korumalıdır, bir şey olmaz” demeniz riziko al-manız anlamına gelir.
Bazı Avrupa ülkeleri, ölçü aletlerinin tehlikeli ortamda taşınırken sorun teşkil ettiğini, nizamnamelere aykırı olduğunu ve bu nedenle ex-korumalı ölçü aleti taşımak ve kullanmak gerektiğini ileri sürerler. Bu nedenle ex-korumalı İZOLASYON MEGERİ dahi yapılarak piyasaya sürülmüştür. Konuyu derinlemesi-ne bilmeyen meslektaşlarımız, ex-korumalı meger kullandığında her şeyin normal olduğunu zannederler. Halbuki bu megerler taşınma esnasında ve ucuna alet bağlanmadığı hallerde ex-korumalıdır. Düğmesine basıp veya kolu çevirdiğinizde üretilen gerilim dinamitin fitili olabilir. Kısaca megeri kullanırken özel önlem almanız gerekir. Bir kabloda kısa devre arıyorsanız ve bu kablonun bir ucu da patlayıcı ortamda ise, elimdeki meger ex-korumalı diye rahat davranamazsınız, tedbir almanız gerekir. Piyasada kendinden emniyetli tipte imal edilmiş avometreler mevcuttur ve korumasız tipine kıyasla çok da pahalıdır. Bence ex-korumalı meger, ticari oyundan ve kandırmaca dan başka bir şey değildir. Ex-korumalı ve hatta Ex-i korumalı avometrenin bir anlamı olabilir. Çünkü kendinden emniyetli Ex-ia tipi devrelerin gerilim altında kapakları açılıp tamir edilebilmektedir. Fakat aynı avometrenin normal ex devrede tehlikeli olabi-leceğini unutmayınız.
4. Yasal Mevzuat
Patlayıcı ortamlarda oluşan kazalar gerek maddi gerekse manevi olarak çok büyük kayıplara yol açmak-tadır. Bu kayıpların önüne geçmek için ilgili kamu kurum ve kuruluşları çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Patlama riski olan yerlerde ki elektrik tesisatıyla alakalı olarak “Parlayıcı, Patlayıcı, Tehlikeli Ve Zararlı Maddelerle Çalışılan İşyerlerinde Ve İşlerde Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzük” te elektrik tesisatında alınacak güvenlik tedbirleri maddeler halinde sıralanmıştır. ATEX olarak bilinen “Directıve 94/9/EC Of The European Parliament and the Councıl of 23 March 1994 on the Approximation of the Laws of the Member States Concerning Equipment and Protective Systems Intended for Usein Potentially Explosive Atmosphere” adlı direktifi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yayınladığı “Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat Ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik” (94/9/At) İle Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Yayınlamış Olduğu “Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik” te de patlayıcı ortamlarda hangi özellikte ki teçhizatın kullanılması gerektiği belirtilmiştir.
300
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
280
5. Ex-Proof Elektrik Malzemeleri Örnekleri
Aşağıda bazı ex proof özellikte ki elektrik ekipmanlarının resimleri bulunmaktadır.
Resim 8. Exproof Kablo Rakoru [10] Resim9. Exproof Aydınlatma Armatürü [11]
Resim 10. Exproof Gaz Detektörü [12] Resim 11. Ex Proof Fan [13
281
REFERANSLAR 1. Directive 94/9/Ec Of The European Parliament And The Council Of 23 March 1994 On The Approximation Of The Laws Of The Member States Concerning Equipment And Protective Systems Intended For Use in Potentially Explosive Atmosphe-re
2. Bilim, Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı; Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat Ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik
3. Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik
4. Parlayıcı, Patlayıcı, Tehlikeli Ve Zararlı Maddelerle Çalışılan İşyerlerinde Ve İşlerde Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzük
5. M. Kemal Sarı; Patlayıcı Ortamlar Ve Patlayıcı Ortamlarda Kullanılan Elektrik Aygıtları Hakkında Genel Bilgi
6. Sosyal Güvenlik Kurumu 2010 Yılı İstatistikleri
7. M. Kemal Sarı, “Patlayıcı Ortamlar Ve Patlayıcı Ortamlarda Kullanılan Elektrik Aygıtları Hakkında Genel Bilgi”
8. www.tempapano.com; http://www.directindustry.com, erişim Şubat 2012.
9. http://www.ehawke.com, erişim Şubat 2012.
10. http://www.atilimmakine.com.tr, erişim Şubat 2012.
11. http://www.chem.info tr, erişim Şubat 2012.
12. http://www.directindustry.com, erişim Şubat 2012.
13. http://www.archiexpo.com, erişim Şubat 2012.
301
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
282
302
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
283
ELEKTRİK – YÜKSEK GERİLİM – ETKİLERİ VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR20
Elektrik enerjisi günümüzde sanayileşmenin en önde gelen unsurlarından biri olmakla beraber ülkelerin gelişmişliğinin saptanmasında da önemli bir gösterge haline gelmiştir. Sanayileşmenin artması ile bera-ber elektrik enerjisine ihtiyacın doğrudan artması neticesinde ise elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı önemli hale gelmektedir.
Gelişmiş ülkelerde enerji ihtiyacının artması gibi “iş sağlığı ve güvenliği” de yükselen bir diğer değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayinin bütün dallarında önemi giderek artan iş güvenliği konusu, sis-temlerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımları sırasında alınması gereken önlemlerin geliştirilerek çalışanların ve işletmelerin korunması için yapılan çalışmaların artmasını da beraberinde getirmiştir.
Elektrik; farklı seviyelerde üretilmesi, iletilmesi, dağıtılması; evlerde, işyerlerinde birçok farklı alanda kullanılması nedeniyle her alana ve sektöre yönelik farklı tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. İş kazası bazında bakıldığında, diğer sektörlere kıyasla daha az iş kazası görülmektedir ancak ortalama %10’luk bir ölüm oranıyla yüksek bir ölüm oranına sahiptir.
ELEKTRİKLE İLGİLİ GENEL HUSUSLAR
Elektrikle ilgili kazaların temel nedeni elektriğin sahip olduğu özelliklerle de ilişkilidir. Elektriğin görü-lemediği gibi bir sesi ve kokusu da bulunmamaktadır. Elektrik ile ilgili kazaların nedeni ekipmanlarla ve tesisle ilgili problemler olabildiği gibi kazaya uğrayan kişinin düzensiz davranışı ve kuralları ihlal etmesi olabilmektedir.
İnsan vücudu bir elektrik devresi ile etkileştiğinde devrenin bir parçası haline gelir. Elektrik ile temas durumunda elektriğin insan vücudu üzerinde bir giriş ve bir de çıkış noktası oluşur. Akımın giriş ve çıkış noktaları arasında akması kişinin ölümü ile sonuçlanabilir. Elektrik insan vücudunu etkilediği gibi aşırı akım veya kısa devre durumunda patlamalara neden olabilmekte, işyerinde bulunan diğer ekipmanları da olumsuz etkileyebilmektedir.
Elektriğin, özellikle yüksek gerilimin insan vücudu üzerinden akması sonucunda iç ve dış yanıklar oluşa-bilir, maruz kalınan elektriğin frekansından dolayı kalp atışları bozulabilir hatta kalp durabilir veya çarpmanın etkisiyle düşmeler neticesinde ikincil kazalar oluşabilir.
Yüksek gerilim her durumda insan vücudundan akarak zarar vermez, yüksek gerilim durumunda oluşabi-lecek arklar nedeniyle de yanıklar oluşabilir, gözler zarar görebilir ve patlayıcı atmosfer mevcut ise pat-lamalar sonucu ikincil yaralanmalar oluşabilir.
Elektrik çarpması ile ilgili faktörler:
Elektriğin farklı parametreleri bulunmaktadır ve farklı değerlerdeki elektriğin çarpması farklı sonuçlar doğurabilmektedir. Bu parametreler:
• Akım seviyesi
• Temas süresi
• Elektrik direnç
20 Nasip Gül ERÇOBAN, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü
303
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
284
• Temas gerilimi
• Frekans
• Kişinin tepki verme yeterliliği
• Akımın vücutta izlediği yol
Tablo 1. Akımın değerine göre vücuda etkisi
Akım Değeri Etki Detaylar
1 – 3 mA Hissetme Karıncalanma hissi. Zarar yoktur.
3 – 10 mA Elektriklenme Refleksler
~10 mA Kasılmalar İstemsiz kas kasılmaları, katılaşma
~25 mA Solunum durması Akımın, beynin solunumla ilgili bölümünden geçmesi sonucu ka-zadan sonra meydana gelebilecek durum.
25 – 30 mA Oksijensiz kalma Akımın göğüs bölgesinden geçme-si sonucu oluşabilecek durum.
60 – 75 mA~5 – 10 A
Kalp fibrilasyonu Akım kalpten geçmesi durumunda.
+10 A
(Yüksek Gerilim)
Dinamik felç Akım kalpten geçerse, fibrilasyona neden olabilir aynı zamanda defirilizatör olarak da davranabilir. Ölüm 1 dakika sonra gerçekleşe-bilir.
Elektriğin parametrelerinin yanı sıra kişinin elektrik çarpması sırasında sahip olduğu özellikleri de çarp-manın boyutunu etkilemektedir. Vücut direnci bu konuda önemli bir parametre olmakla beraber vücut direncini etkileyen parametreler şu şekildedir:
304
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
285
• Deri dokusunun durumu • Temas basıncı • Temas süresi • Akım değeri • Akım gerilimi • Temas yüzeyi • Akım frekansı
Vücut empedansının değeri ortamın kuru, ıslak veya tuzlu olmasına göre de değişebilmektedir. Aşağıdaki grafikte yüksek temas yüzeyi ve bir elden diğerine akım yolunun izlenmesi durumunda vücut direncindeki değişim görülmektedir.
Şekil 1. Temas gerilimi ve vücut direnci arasındaki ilişki (IEC/TS 60479-1 (former IEC 479-1), fig.4)
1: Kuru koşullar
2: Islak koşullar
3: Islak ve tuzlu koşullar
Bir diğer parametre olan temas yüzeyine bağlı olarak vücut direncindeki değişim (kuru koşullarda) ise aşağıdaki grafikte gösterilmektedir:
305
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
286
(IEC/TS 60479-1 (former IEC 479-1), fig.5)
Şekil 2. Temas yüzeyine bağlı olarak vücut direncindeki değişim
1: Temas yüzeyi: 8.200 mm2
2: Temas yüzeyi: 1.250 mm2
3: Temas yüzeyi: 100 mm2
4: Temas yüzeyi: 10 mm2
5: Temas yüzeyi: 1 mm2
YÜKSEK GERİLİM İLETİMİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
Elektrik direkleri:
Direkler, gerilim altındaki iletkenleri, izolatörler üzerinde, yerden ve birbirinden belirli uzaklıkta havada tutmak için kullanılırlar. Güvenlik açısından dikkat edilmesi gereken husus direklerin topraklanmasıdır. İletim hattının tüm direkleri birbirinden bağımsız olarak kesinlikle topraklanır. Direk topraklaması dire-ğin kenarından 0 – 30 m yarıçapındaki alan içinde, en küçük topraklama direncini sağlayacak yer ve yönde yapılır.
Hava hatlarında bir izolatörün elektriksel olarak delinmesi ya da izolatör direnci üzerinden direğe gerilim atlaması ile meydana gelen toprak akımı, direk temelinden ya da topraklama elektrotundan toprağa akar. Homojen olan toprakta, topraklama elektrotu civarında bu akım derinliğe doğru da olmak üzere bütün yönlerde yayılır.
306
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
287
Bir insanın topraklama yapılan bölgeye yürümesi durumunda toprakta bulunan gerilim nedeniyle insan vücudundan bir akım geçmesi söz konusudur. Bu durumda oluşan adım gerilimi toprak akımına, toprağın özgül direncine ve adım genişliğine bağlıdır. Topraklamanın bu tür etkilerinden kaçınmak için toprakla-ma hesaplarının iyi yapılarak uygulanması gerekmektedir.
Transformatör Merkezleri:
Transformatör merkezleri direk tipi, açık yer tipi ve bina tipi olmak üzere 3 farklı şekilde olabilmektedir-ler. Çalışmalar sırasında merkezin tipine göre gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır.
Direk tipi merkezlerde çalışmalar sırasında öncelikle gerilim kesilmelidir. Bu tip merkezlerde yüksekte çalışma gerektiğinden emniyet kemeri mutlaka kullanılmalıdır. Yine herhangi bir gerilime temas etme durumuna karşı elektrik risklerine karşı koruyucu eldiven ve baret kullanılmalıdır.
Açık yer tipi trafo merkezleri ise geniş bir alana kurulduklarından dolayı öncelikle alanın tümünü kapsa-yacak geniş bir tel örgü örülmesi ve gerekli görülen yerlere yüksek duvarlar inşa edilmesi gerekir. Bunun yanı sıra sahada bulunan elemanlar arasında gerekli açıklığın sağlanması ve yangınla ilgili gerekli önlem-lerin alınması gerekir. Açık hava tesisleri, görevli olmayan kişilerin girmesini önlemek amacıyla kilitli olarak yapılmalıdır. Tesis gerilimsiz duruma getirilmeden alana girilmemelidir. Yer altı kabloları söz konusu ise kabloların döşendikleri yerler kimyasal, mekanik ve ısıl etkilerden olabildiğince uzak ya da bunlara karşı korunmuş olmalıdır. Kablo ve çevresini yangın tehlikesinden korumak ve yangının yayılmasını önlemek için kablolar yanıcı maddeler üzerine döşenmemelidir. Mekanik darbelerin oluşabi-leceği durumlarda kablolar çelik boruların içinden geçirilmelidir.
Bina tipi trafo merkezleri kapalı bir bina veya kapalı mahfazalı mekânda kurulur. Genellikle şehir mer-kezlerine kurulurlar ve bu nedenle şehir estetiğini bozmamaları gerekmektedir. Bu tip merkezler, kapalı alan oluşturduklarından dolayı sadece kapısının güvenli bir şekilde kapalı olması gerekir. Ölüm tehlikesi levhası, tehlike ve yaklaşmanın yasak olduğunu belirten uyarı yazısı ile gerekli güvenlik tedbirleri alınmalıdır. Bina içinde yeterli aydınlatma sağlanmalıdır, aydınlatmada kuru tip akü redresör grubu ta-rafından beslenen özel aydınlatma lambaları kullanılmalıdır. Yeterli havalandırma sağlanmalı ve hava-landırma sisteminin tasarımında dış etkenler ile içerideki transformatör, kablolar gibi elemanlarda mey-dana gelecek sıcaklık artışları dikkate alınmalıdır. Yangına karşı önlemler alınmalı ve yangın söndürme malzemeleri hazır bulundurulmalıdır. Gerekli kontroller ile bakım onarım için yapılan müdahalelerde çalışanın korunması amacıyla yalıtkan halı ile yalıtkan tabureler kullanılmalıdır.
Yüksel Gerilimle Yapılan Çalışmalarda 5 Altın Kural:
Yüksek gerilim ile çalışmalar sırasında güvenliği sağlamak amacıyla 5 adımın sağlanması gerekmektedir. Bu 5 kural yüksek gerilim için geçerli olduğu gibi elektrik ile ilgili tüm çalışmalarda da geçerlidir.
Bu 5 kuralı şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Gerilimin kesilmesi 2) Tekrar gerilim verilmesinin önlenmesi: 3) Çalışılacak yerde gerilim olmadığının kontrolü 4) Kısa devre etme ve topraklama 5) Korunma ve güvenlik işaretlerinin kullanılması
1) Gerilimin kesilmesi: Bakım ve onarım yapılacak yere enerji sağlayan tüm kesicilerin tam olarak açılması ve bunlara ait ayırıcılar ile ayırma işleminin emniyet altına alınması gerekir.
307
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
288
Şekil 3. Ayırma işleminin emniyet altına alınması
2) Tekrar gerilim verilmesinin önlenmesi: Gerilimin kesilmesi için açılmış olan kesici ve ayırıcıların bir başkası tarafından yanlışlıkla kapatılmasını önlemek üzere gerekli önlemlerin alınmış olması gerekir. Bu maksatla, bu aygıtların varsa tahrik ve kumanda kilitleme düzenleri kilitlenebilmelidir. Bu maksatla me-kanik, elektriksel, pnömatik ve fiziksel sistemler kullanılabilir. Ayrılan elemanların üzerine "kapamak yasaktır", "hat üzerinde çalışılıyor" gibi yazılar asılmalıdır. Bu önlemler, örneğin kesicilerin kapanmasını önleyici anahtarlı kilitleme düzeninin anahtarının yetkili kişi tarafından alınması ile de daha emin şekilde sağlanabilir.
Aşağıdaki şekilde taşınabilir bir devre kesici görülmektedir. Bu kesici sistemden çıkarıldıktan sonra yanlışlıkla geri takılmasını önlemek için üzerine uyarı levhası yerleştirilmelidir.
Şekil 4. Uyarı levhası
Bir diğer çözüm olan kilitleme sistemine örnek ise aşağıda gösterilmektedir. Sıfır konumuna alınan kol kilitlenerek geri açılması önlenmelidir.
I
O
I
O
I
O
I
O
I
O
I
O
Şekil 5. Kilitleme sistemi
308
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
289
Fiziksel bir önlem olan kesici arasına yalıtım malzemesi yerleştirilmesi örneği de aşağıdaki şekilde göste-rilmektedir.
Şekil 6. Kesici arasına yalıtım malzemesi yerleştirilmesi
3) Çalışılacak yerde gerilim olmadığının kontrolü: Tesislerin bir bölümünde çalışma yapmak için gerili-min kaldırılması gerekiyorsa, devre kapama ve açmalarının belirli bir zamanda yapılacağını bildirmek yeterli değildir. Çalışılacak yeri besleyen tüm kesicilerin açılmış olmasına rağmen söz konusu tesis bö-lümünün gerilim altında olup olmadığı gerekli ölçü veya gösterge cihazları ile denetlenmeli ve denetle-yen kimse gerilim olmadığı kanısına vardıktan sonra çalışmaya başlanmalıdır. Üzerinde çalışılacak bir tesisin gerilim altında olmadığının saptanmasında, devresi kesildikten sonra ölçü aygıtlarının göstergele-rinin geri gitmesi, anahtarı kapatılan lambaların sönmesi ya da transformatör gürültülerinin kesilmesi gibi özelliklere güvenilmemelidir. İş bittiğinde çalışanların tehlikeyle karşılaşmayacaklarına kesinlikle inanıldıktan sonra tesisler gerilim altına alınmalıdır.
4) Kısa devre etme ve topraklama: Gerilimi kesilmiş yüksek gerilim tesislerinde çalışılacaksa, çalışılacak bölüm önceden topraklanmış olan bir düzenek üzerinden kısa devre edilmelidir. Sabit bir topraklama sistemi olan bir yerde topraklama manevrası aşağıdaki şekilde yapılabilmektedir.
Şekil 7. Topraklama sistemleri
Sabit bir topraklama sisteminin bulunmadığı yerlerde taşınabilir topraklama sistemlerinin kullanılması gerekmektedir. Kısa devre ve topraklama sistemi ancak bütün çalışmalar bittikten ve bunları yapanların hepsine haber verildiği kesin olarak öğrenildikten sonra kaldırılabilir.
309
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
290
5) Korunma ve güvenlik işaretlerinin kullanılması: Tesiste çalışmalar sırasında yakında bulunan gerilim yüklü bölgeler yalıtkan malzemelerle örtülmelidir. Çalışma bölgesinde çalışmaların olduğunu gösterir güvenlik işaretleri kullanılmalıdır.
Şekil 8. Güvenlik işaretleri
Yüksek gerilim ile ilgili çalışmalar işin türüne göre farklı güvenlik önlemleri gerektirebilmektedir. Ancak uyulması gereken gelen güvenlik kurallarına öncelikle uyulması gerekmektedir. Bu kuralların bazılarını aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:
• Her türlü güvenlik tedbirleri alınmadan herhangi bir işe girişmemelidir.
• Kişiler, görev veya çalışma sahalarına izinsiz girmemelidir.
• Yetkili amirin bilgisi dışında tehlike uyarı levhaları ile kartların yerleri değiştirilmemelidir.
• Çalışma sahasında bulunan uyarı ve tehlike levhalarına kesinlikle uyulmalıdır.
• Bütün çalışmalar mevcut talimatlar doğrultusunda yapılmalıdır.
• İş elbiseleri makinaların çalışan kısımlarına girecek veya takılacak şekilde bol ve yırtık olmamalıdır.
• Koruyucu tertibatın kaldırılmasını gerektiren hallerde; onarım işlerinden sorumlu olanlardan izin alındıktan sonra koruyucu tertibat kaldırılmalıdır.
• Çalışma alanında çalışan sistemler durdurulmadan yapılması gereken bakım ve onarım işleri, yetkili amir gözetiminde ve güvenlik tedbirleri alınarak yapılmalıdır.
• Sabit iş güvenliği ve ilk yardım malzemeleri her an kullanmaya hazır halde bulundurulmalıdır. Yalıtkan eldiven, ayakkabı, baret emniyet kemeri gibi kişisel koruyucu donanımlar kullanıma hazır halde bulunmalı ve gerekli yerlerde mutlaka kullanılmalıdır.
• Gelip geçmeye engel olan çalışma yerlerinde şerit ve ikaz levhaları ile gerekli emniyet önlemleri alınmalı, gerektiğinde ilgili kuruluşlarla işbirliği yapılmalıdır.
Özellikle yollarda yapılacak çalışmalarda uygun yerlere üzerinde “ÇALIŞMA VAR” yazılı levhalar asılmalıdır.
Trafiğin bir müddet için kesilmesi gerektiğinde, kırmızı bayraklı bir işaretçi bulundurulmalıdır.
Geceleri kırmızı bayraklar, ışıklı işaretlerle değiştirilmeli ve levhaların okunaklı durumda kalmaları sağlanmalıdır.
Yüksek gerilim ile ilgili çalışmalar, herhangi bir hata olması durumunda yüksek olasılıkla kişinin ölümü-ne sebebiyet vermesi nedeniyle yüksek güvenlik önlemlerinin alınmasını gerektirmektedir. Bu makalede bahsedilen güvenlik önlemlerinin yanı sıra risk değerlendirmesi sonucu elde edilen farklı işlere ait tehli-keler de göz önünde bulundurularak alınması gereken diğer güvenlik önlemleri de tespit edilmeli ve mut-laka alınmalıdır.
310
İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları Rehberi
291
REFERANSLAR
• Dengiz, H.H., 1982. Enerji Hatları Mühendisliği, Ankara • Saner, Y., 2004. Güç İletimi, Birsen Yayınevi, Ankara • Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, 30/11/2000, ETKB • İş Güvenliği Yönetmeliği, 25/02/2010, TEİAŞ • Marcos Cantalejo García, Effects of High Voltage, INSHT