t.c gazİ Ünİversİtesİ sosyal b lmler enst tÜsÜ...

161
T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANA BİLİM DALI SAVUNMA SANAYİNİN DIŞ POLİTİKA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ VE TÜRKİYE ÖRNEĞİ MASTER TEZİ Hazırlayan Fethi ŞAHBAZ Tez Danışmanı Prof. Dr. Burcu BOSTANOĞLU Ankara-2007

Upload: others

Post on 08-Apr-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANA BİLİM DALI

SAVUNMA SANAYİNİN DIŞ POLİTİKA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ VE

TÜRKİYE ÖRNEĞİ

MASTER TEZİ

Hazırlayan

Fethi ŞAHBAZ

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Burcu BOSTANOĞLU

Ankara-2007

Page 2: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation
Page 3: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

i

ÖNSÖZ

“Savunma Sanayinin Dış Politika Üzerindeki Etkisi ve Türkiye Örneği”

konulu bu çalışmada öncelikle tez danışmanlığımı üstlenerek tezimin her

aşamasında bana bilgi ve deneyimleri ile yol gösteren sayın hocam Prof.Dr.

Burcu BOSTANOĞLU’na çok teşekkür ederim.

Tezimle ilgili olarak kaynak taraması çalışmalarımda benden desteğini

esirgemeyen Savunma Sanayii Müsteşarlığı kütüphanesi çalışanlarına da

ayrıca teşekkürü bir borç bilirim.

Son olarak tezimin yazım ve kontrol aşamasında yardımlarını

esirgemeyen sevgili arkadaşım Veysel Okan ATAK’a ve değerli eşi Belgin’e

de şükranlarımı sunarım.

Fethi ŞAHBAZ

Page 4: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

ii

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ………………………………………………………………………... iİÇİNDEKİLER ………………………………………………………………… iiKISALTMALAR CETVELİ …………………………………………………… ivTABLO CETVELİ …………………………………………………………….. viGİRİŞ ………………………………………………………………………….. 1

BİRİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE’NİN SAVUNMA SANAYİİ TARİHÇESİ

1. OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDAN CUMHURİYET’E SAVUNMA SANAYİNİN GELİŞİMİ ………………………………………………………. 6

2. TÜRKİYE’NİN DIŞ YARDIM ALMAYA BAŞLAMASI ………………….. 93. YENİDEN ULUSAL SAVUNMA SANAYİNİN OLUŞTURULMASI… … 12

İKİNCİ BÖLÜM

1990’LI YILLARDA TÜRKİYE’NİN SİLAH TEDARİĞİNDE KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR

1. ABD İLE İLİŞKİLER VE ÖRTÜLÜ SİLAH AMBARGOSU ………….. 172. ALMAN YARDIMLARI VE SİLAH AMBARGOSU …………………… 203. TÜRKİYE’NİN SAVUNMA İHALELERİNİ DIŞ POLİTİKA ARACI OLARAK KULLANMASI …………………………………………………….. 24 4. SOĞUK SAVAŞ SONRASINDA TSK’DA MODERNLEŞME VE YENİDEN YAPILANMA SÜRECİ …………………………………………... 29

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SAVUNMA SANAYİNİN ÖZELLİKLERİ

1. ULUSAL SAVUNMA VE SAVUNMA SANAYİİ İLİŞKİSİ ……………… 33 2. SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜN ÖZELLİKLERİ …………………...……... 34 3. SİLAH TEDARİK ŞEKİLLERİ ………………………………………...…. 35

3.1. Dışarıdan Satın Alma …………….……….....………………… 35 3.2. Yurt İçinde Üretim ………………………….…………………… 37 3.3. Askeri Yardım …………………………………………………… 38

4. SAVUNMA SANAYİİ VE AR-GE ..………………………………………. 39 4.1. AR-GE Faaliyetleri ve Teknolojik Tasarım …………………… 40 4.2. AR-GE Yönünden Türkiye ve Gelişmiş Ülkelerin

Karşılaştırması ……………………………………………………………….. 42

Page 5: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

iii

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

DÜNYA SİLAH PAZARI

1. DÜNYA SİLAH PAZARININ POLİTİK YÖNÜ …………………………... 49 2. DÜNYA SİLAH PAZARININ EKONOMİK YÖNÜ …………………….… 50 3.SİLAHLARIN EL DEĞİŞTİRMESİNDE UYGULANAN PROSEDÜRLER………………………………………………………………. 54 4. ABD- AVRUPA SAVUNMA SANAYİİ KARŞILAŞTIRMASI ……….….. 56 5. SAVUNMA SANAYİİ OLUŞTURMA MOTİVLERİ ………………….….. 57 6. DÜNYA SİLAH TİCARETİNİN SEYRİ ……………….………………….. 58 7. DÜNYA SAVUNMA SANAYİİNİN GELECEĞİ ………………….……… 60

7.1. Savunma Sanayinde Değişim ve Küreselleşme ………….….. 64 7.2. Ülkeler Arası İşbirliği ve Şirket Birleşmeleri …………………… 65

BEŞİNCİ BÖLÜM

SAVUNMA SANAYİİ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN TEDARİK SİSTEMLERİ

1. ABD TEDARİK SİSTEMİ ………………………………………………. 69

1.1. Silah Satışı ………………………………………………………. 70 1.2. ABD Hükümetinin Silah İhracatını Geliştirmek İçin

Uygulamaya Koyduğu Programlar ………………………………………….. 72 1.2.1. Savunma Bakanlığı’nın Yabancı Askeri Finansman

Programı (Department of Defense Foreign Military Financing Program).. 72 1.2.2. Yabancı Askeri Satışlar (FMS Cases) ……………… 73 1.2.3. Ticari Programlar ……………………………………… 76 1.2.4. Savunma İhracat Kredisi Garanti Programı

(Defense Export Loan Guarantee Program- DELG) ………………………. 78 2. ALMANYA TEDARİK SİSTEMİ ………………………………………….. 78 3. FRANSA TEDARİK SİSTEMİ …………………………………….………. 79

3.1 Fransa Silahlanma Tedarik Ajansı (Delegation General Pour L’Armenent - DGA)…………………………………………………………… 80

3.2. Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Fransız Savunma Politikası 81 4. İNGİLTERE TEDARİK SİSTEMİ …………………………………………. 87

4.1 Savunma Bakanlığı Tedarik Yönetimi ..................................... 87 4.2 Savunma İhraç Servis Organizasyonu (Defence Export

Services Organisation - DESO) ............................................................... 87 5. RUSYA TEDARİK SİSTEMİ ……………………………………………… 92 6. İSRAİL TEDARİK SİSTEMİ ………………………………………………. 93

ALTINCI BÖLÜM

TÜRKİYE SAVUNMA TEDARİK SİSTEMİ VE SİLAH SATIŞI

1. SOĞUK SAVAŞ SONRASI DÖNEMDE TÜRKİYE’NİN SAVUNMA 95

Page 6: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

iv

POLİTİKASI …………………………………………………………………… 2. TÜRKİYE’Yİ KENDİ SAVUNMA SANAYİNİ OLUŞTURMAYA İTEN NEDENLER …………………………………………………………………... 97 3. TÜRKİYE’NİN SAVUNMA TEDARİK SİSTEMİ…………………………. 99 4. SİLAH İHRACATINI ARTIRMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER 1025. OFF-SET UYGULAMALARI …………………………………….………… 1046. TÜRKİYE TEDARİK SİSTEMİNİN HUKUKSAL YAPISI……………….. 105

6.1 3238 Sayılı Kanun ……………………………………………….. 1066.2. 3238 Sayılı Kanun'la Getirilen Sistem ………………………… 107

7. SAVUNMA SANAYİNİN GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU………………….. 112 SONUÇ ……………………………………………………………………….. 120KAYNAKÇA …………………………………………………………………... 125EKLER ………………………………………………………………………… 132ÖZET ………………………………………………………………………….. 149ABSTRACT …………………………………………………………………… 151

Page 7: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

iv

KISALTMALAR DİZİNİ

AB Avrupa Birliği ABD Amerika Birleşik Devletleri AGSK Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği AKKA Avrupa Konvansiyonel Kuvvet Antlaşması AR-GE Araştırma Geliştirme ATAK Taarruz Helikopter Projesi BAB Batı Avrupa Birliği BWB Bundesamt für Wehrtechnik und Beschaffung-Almanya Savunma

Tedarik Kurumu CEPA Common European Priority Area - Avrupa Ortak Öncelik Alanları CNAD Conference of National Armaments Directors-Milli Silahlanma

Direktörleri DCS Direct Commercial Sales - Doğrudan Ticari Satışlar DELG Defence Exports Loan Guarantee Program - Savunma İhracat

Kredisi Garanti Programı DERA Defence Evaluation And Research Agency - Savunma

Değerlendirme ve Araştırma Acentası DESO Savunma İhracat Hizmetleri Organizasyonu DGA Delegation General Pour L’Armenent - Fransız Silahlanma

Tedarik Ajansı DİE Devlet İstatistik Enstitüsü DRI Direction des Relations Internationales – Uluslararası İlişkiler

Kuruluşu DSCA Defense Security Cooperation Agency - Savunma Güvenlik

İşbirliği Acentesi EADS European Aeoronautic Defence and Space Company- Avrupa

Hava Savunma ve Uzay Firması EOKA Ethniki Organosis Kyprion Agonistan - Kıbrıslı Savaşçılar Milli

Organizasyonu EUCLID Uzun Vadeli Avrupa Savunma İşbirliği Programı FMS Foreign Military Sales – Askeri Dış Satışlar GEC General Electric Co. GSYH Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla IMF International Money Found - Uluslararası Para Fonu İHA İnsansız Hava Aracı İTÜ İstanbul Teknik Üniversitesi KMS Kaideye Monteli Füze Sistemi

Page 8: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

v

MKEK Makine Kimya Endüstrisi Kurumu MSB Milli Savunma Bakanlığı NATO North Atlantic Treaty Organisation - Kuzey Atlantik İttifakı OCCAR Organisation for Joint Armament Cooperation-Ortak Silahlanma

İşbirliği Organizasyonu ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation for Economic Cooperation and Development-

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OYTEP On Yıllık Tedarik Programı PPBS Planlama, Programlama ve Bütçeleme Sistemi Re-Mo Reorganizasyon ve Modernizasyon SAGEB Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı

SEIA Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması SHP Stratejik Hedef Planı SIBAT The Foreign Defense Assistance and Defense Export

Organization – İsrail Yurtdışı Savunma Yönetimi ve Savunma İhracat Kuruluşu

SIPRI Stockholm International Peace Research Institute-Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Ensitüsü

SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği SSDF Savunma Sanayii Destekleme Fonu SSİK Savunma Sanayii İcra Komitesi SSM Savunma Sanayii Müsteşarlığı SSM Savunma Sanayii Müsteşarlığı TAI Turkish Aerospace Industrie - TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii

A.Ş. - TAMT Türk Ana Muharebe Tankı TOMTAŞ Tayyare ve Otomobil Motor Türk A.Ş. TSK Türk Silahlı Kuvvetleri TSKGV TSK Güçlendirme Vakfı TUSAŞ Türk Uçak Sanayii Anonim Şirketi WEAG West European Armanent Group - Batı Avrupa Savunma Birliği

Page 9: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

vi

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 3.1. : 1991-2002 Yılları Arası Batı Avrupa Ülkeleri ve

ABD'de Askeri Teçhizat ve AR-GE Harcamaları 42

Tablo 3.2. : GSYH’dan AR-GE’ye ve AR-GE’den Savunmaya

Ayrılan Paylar 45

Tablo 3.3. : Bazı Ülkelerin Kişi Başına AR-GE Harcaması 45

Tablo 4.1. : En Büyük 10 Konvansiyonel Silah Üreticisinin En

Büyük 38 Alıcıya Satışları 53

Tablo 4.2. : Ülkelere Göre Askeri Harcamalar 60

Tablo 4.3. : 2002 Yılı Sonu İtibarıyla ABD'nin En Büyük Beş

Savunma Sanayii Şirketi 66

Tablo 5.1. : Yıl Bazında ABD’den Temin Edilen FMS Kredileri 76

Tablo 5.2. : Türkiye'nin FMS Kredileri Geri Ödeme Programı 77

Tablo 6.1. : Türkiye'de Askeri Harcamalar ve GSMH'e Oranları 97

Tablo 6.2. : Türkiye’nin Savunma Harcamaları_1995-1997 102

Tablo 6.3. : Türkiye'deki Savunma Sanayii Şirketlerinin Askeri

Alandaki Satışları, Toplam Silah Satışları ve İstihdam

Düzeyleri 114

Tablo 6.4. : Türkiye'deki Savunma Sanayii Şirketlerinin Personel

Yapısı 114

Tablo 6.5. : TAI Firmasının Ortakları ve Ortaklık Oranları 116

Tablo 6.6. : TEI Firmasının Ortakları ve Ortaklık Oranları 117

Page 10: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

1

GİRİŞ

1964 yılında Türkiye, 1960 Lefkoşa Garanti Antlaşması’na dayanarak

Kıbrıs’ta ihlal edilen haklarını savunmak amacıyla adaya müdahale kararı

aldı ve Amerika Birleşik Devletleri’ni (ABD) durumdan haberdar etti. Ancak

dönemin ABD Başkanı Johnson’dan sert bir mektup alan Türkiye bu

girişiminden vazgeçmek zorunda kaldı. Johnson’un mektubunda; Temmuz

1947 Antlaşması ile Türkiye’ye gönderilen silahların savunma maksatlı

olduğu ve Türkiye’nin bu silahları Kıbrıs’a yapacağı müdahalede

kullanamayacağı belirtiliyordu. Ayrıca mektupta; Türkiye’nin Kıbrıs’a

müdahale etmesi durumunda Kuzey Atlantik İttifakı (North Atlantic Treaty

Organisation – NATO)’nın beşinci maddesinin muhtemel bir Sovyet Sosyalist

Cumhuriyetler Birliği (SSCB) saldırısı karşısında Türkiye için

işlemeyebileceğinin de altı çiziliyordu.1

O günlerde Türkiye’nin 500 bin kişilik büyük bir ordusu olmasına

rağmen güney sahillerinden sadece onlarca kilometre uzaklıkta hayatı öneme

haiz hakları çiğnenirken harekete geçemiyordu. Kıbrıs Buhranı göstermiştir

ki; başkasından alınan silahlar ile Türkiye kendi çıkarlarını ilgilendiren

konularda doğrudan doğruya karar almak ve harekete geçmek özgürlüğüne

sahip olamayacaktır. ABD, Truman Doktrini ve NATO çerçevesinde verdiği

silahların kendi bilgisi ve ilgisi dışında kullanılmasına müsaade etmemektedir.

Nitekim Truman Doktrini olarak bilinen ve 12 Temmuz 1947 tarihinde

imzalanan Andlaşma’nın 4’üncü maddesinde; “Türkiye Hükümeti, ABD’nin

muvafakatı (onayı) olmadan, bu neviden hiçbir madde, hizmet veya

malumatın verildikleri gayeden başka bir gayede kullanamaz “ ifadesi yer

almaktadır.2

Johnson’un mektubunda ortaya koyduğu ittifak anlayışı da çok dikkat

çekicidir. NATO üyesi ülkeler askeri işbirliği içindedirler. Bu işbirliğine göre,

Türkiye birlik içinde en az gelişmiş üye olmasına rağmen en büyük kara

1 Burcu Bostanoğlu, Türkiye-ABD İlişkilerinin Politikası, Ankara, 1999, s. 443,450. 2 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi Cilt I: 1914-1980, Ankara, 1991, s. 789.

Page 11: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

2

ordularından birini elinde tutmaktaydı ve bu ordu % 90 oranında NATO’ya

tahsisliydi. Yine işbirliği gereği bu ordunun silahlarının büyük bölümü ABD

tarafından sağlanmaktaydı.3 Eğer Türkiye bu silahları ABD’nin izni olmadan

kullanamayacaksa; Türkiye’den egemen ve bağımsız bir devlet olarak söz

edilebilir miydi?

1974 yılının Temmuz ayına gelindiğinde, Kıbrıslı Savaşçılar Milli

Organizasyonu (Ethniki Organosis Kyprion Agonistan – EOKA) bir darbeyle

Kıbrıs’ta yönetimi ele geçirdi ve adanın Yunanistan’a ilhakına giden yolda

büyük bir adım atıldı. Adadaki anayasal düzen yıkıldığından 1960 Garanti

Andlaşması’nın 4’üncü maddesi gereğince Türkiye’ye müdahale hakkı

doğdu. Türkiye önce diplomatik yolları denedi ve bu kapsamda İngiltere ile

görüşmeler yaptı, bir sonuç alamayınca da Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlattı.4

Adaya müdahalenin hemen ardından, ABD’deki Yunan Lobisinin de etkisiyle

ABD Kongresi, Türkiye’ye verilen silahların amaçları dışında kullanıldığı

gerekçesiyle 5 Şubat 1975 tarihinde Türkiye’ye silah ambargosu kararı aldı.5

1978 yılına kadar uygulanan bu ambargo, 1970’lerdeki ekonomik durum da

göz önüne alındığında Türkiye’yi etkiledi ve savunmasında zafiyet meydana

getirdi. O dönemde ordunun çatal, bıçak ve kaşık dâhil teçhizatının büyük bir

çoğunluğu yardım olarak ABD’den sağlanıyordu. Savunma sanayii

neredeyse hiç yoktu, sadece kısmi bakım onarım yapan ve NATO

kapsamında basit parça ile mühimmat üreten birkaç tesis vardı. Ambargo,

yapılan görüşmeler neticesinde 26 Eylül 1978 tarihinde kaldırıldı.6

Türkiye’nin dış politikasında ABD güdümünden çıktığı ilk olay Kıbrıs

Buhranı’dır. Bu politika değişikliği de silah ambargosu ile cezalandırıldı.

Ancak bu silah ambargosu bile Türkiye’nin dış politikasında köklü

değişikliklere yol açmadı. Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra Türkiye ABD

güdümünden çıkmış gözükse de batı ittifakı içindeki konumunu muhafaza etti

ve ABD’nin yerini Federal Almanya ile doldurmaya çalışdı. Savunma

3 Haydar Tunçkanat, Savunma Stratejisi ve Ulusal Ordu, Ankara, 1969, s. 18-26. 4 Bostanoğlu, a.g.e., s. 454. 5 Armaoğlu, a.g.e., s. 809. 6 Armaoğlu, a.g.e., s. 814.

Page 12: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

3

alanındaki uluslararası yükümlülüklerinin bir kısmının Avrupalı müttefiklerince

üstlenilmesi fikrine ABD de yakınlık duymuştur.7 Türkiye, ender olaylar

dışında Washington’un koyduğu çizgiyi kendi rızası ile sapmadan izlemiştir.

Bu çalışmada, cumhuriyet tarihinde derin izler bırakan ABD silah

ambargosuna nasıl gelindiği, neler yaşandığı, hangi dersler alındığı, özellikle

1990’lı yıllarda Türkiye’ye terör ile mücadelesi sırasında ABD ve Avrupalı

devletler tarafından uygulanan silah ambargoları ve Türkiye’nin bu

ambargolara nasıl tepki verdiği incelenmiştir.

Birinci bölümde, Osmanlı İmparatorluğu’ndan başlayarak Türkiye

savunma sanayisinin kısa bir tarihçesi verilmiştir. Özellikle cumhuriyetin ilk

yıllarında büyük ekonomik zorluklara rağmen savunma sanayine büyük

yatırımlar yapıldı. Bu yatırımlar ile Türkiye, 1940’lı yıllarda dünyada sayılı

uçak üreticisi ülkelerden biri haline geldi. Ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan

sonra başlayan dış savunma yardımları savunma sanayinin bu çıkışını

yavaşlattı ve büyük özveri ile oluşturulan savunma sanayii kuruluşları birer

birer kapandı. Türkiye Kıbrıs Buhranı’na kadar savunmasını yabancı ellere

emanet etti. Kıbrıs Barış Harekâtı sonucunda ABD’nin uyguladığı silah

ambargosu savunma sanayii için yeni bir dönüm noktası oldu. Ambargonun

olumlu yönü ulusal savunma sanayinin kurulması yolundaki temellerin

beyinlere atılmasıdır. ABD’nin bu ambargosundan sonra Türkiye 1980’li

yıllardan başlayarak yoğun bir savunma sanayii oluşturma çabasına girerek

bu alanda büyük yatırımlar gerçekleştirdi.

İkinci bölümde, Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri

(TSK)’ndeki yeniden yapılanma süreci ve 1990’lı yıllarda terör ile mücadele

sırasında ABD ile Avrupa ülkelerinin uyguladığı örtülü silah ambargoları

incelenmiştir. Türkiye’nin bu ambargolara karşı geliştirdiği bir takım

politikalar, daralan dünya savunma pazarı nedeniyle silah ihraç eden ülkeler

üzerinde etkili olmuştur. Türkiye 1997 yılında 2030 yılına kadar 150 milyar

ABD dolar’lık savunma harcaması yapacağını kamuoyuna açıklayarak

7 Bostanoğlu, a.g.e., s. 347, 349, 363, 377–380.

Page 13: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

4

dünyanın büyük silah üreticisi firmalarının iştahını kabarttı.8 Bu büyük

firmaların hükümetler üzerindeki etkisinden faydalanan Türkiye, açtığı büyük

ihalelerden Taarruz Helikopter Projesi (ATAK) ve Tank Projesinde özellikle

Avrupa ile olan ilişkilerinde siyasi alanda faydalandı.

Üçüncü bölümde, savunma sanayini diğer sektörlerden ayıran

özellikler üzerinde durulmuştur. Gelişmiş ülkeler Araştırma Geliştirme

(AR-GE)’ye en büyük yatırımı savunma alanında yapmaktadırlar. Savunma

sanayii pahalı fakat ülke ekonomileri için lokomotif bir sektördür. Gelişmiş

ülkelerde savunma sanayii alanında kazandıkları teknolojiyi sivil alanlara

aktararak üretim kapasite ve kalitesini artırmaktadırlar. Dünyada savunma

sanayii özellikle gelişmiş ülkelerin ekonomisine en çok katkı sağlayan sektör

konumundadır.

Dördüncü bölümde, dünya savunma pazarı incelenmiştir. Soğuk

Savaş sonrası dönemde daralan savunma pazarı karşısında şirket

birleşmeleri ve savunma sanayii alanındaki uluslararası işbirlikleri artmıştır.

Savunma sanayii yatırımları pahalı yatırımlar olduğu için bu birleşme ve

işbirlikleri ile maliyetlerin paylaşılması amaçlanmıştır. Silah en hızlı yayılan

ekonomik mal olmasına rağmen el değiştirmesinde ekonomik nedenlerden

çok politik nedenler etkili olmaktadır. Silah tedarik şekilleri ve savunma

sanayii alanındaki işbirlikleri bu politik nedenler doğrultusunda oluşmaktadır.

Beşinci bölümde, savunma sanayii gelişmiş ülkelerin silah tedarik ve

satış sistemleri üzerinde durulmuştur. Dünya savunma pazarında lider

konumda olan bu ülkeler özellikle 1990’lardan sonra pazar konusunda

sıkıntılar yaşamışlardır. Soğuk Savaş sonrası dönemde yaşanan yumuşama

dönemi hem iç talepte hem de dış pazarda daralmaya yol açmıştır. Gelişmiş

ülkeler büyük yatırımlar ile oluşturdukları savunma sanayii alt yapılarını

muhafaza etmek için çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Ulusal ve uluslararası

şirket birleşmeleri ve alıcı ülkelere sağlanan kredi mekanizmaları bu

yöntemlerin başında gelmektedir.

8 Sabah Gazetesi, 11 Aralık 1999.

Page 14: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

5

Altıncı bölümde, Türkiye’nin silah tedarik sistemi ve bu sistemin

hukuksal yapısı incelenmiştir. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra

savunma sanayii alanında büyük yatırımlar yapan Türkiye, önümüzdeki

yıllarda tedarik etmeyi planladığı savunma sistemlerini mümkün olduğu

ölçüde azami yerli katkı ile yurt içinde üretmeyi amaçlıyor. Sadece iç pazarı

hedefleyen bir savunma sanayinin idamesinin ekonomiye büyük yük

getireceğinin farkında olan Türkiye, silah ihracatını artırmak için başta off-set

uygulamalar ve müttefik ülkeler ile yapılan savunma sanayii işbirliği

anlaşmaları olmak üzere çeşitli yöntemler geliştirmektedir. Ancak henüz

Türkiye silah satışı ile ilgili hukuksal bir yapı oluşturamamıştır.

Savunma sanayii konusunda birçok çalışma yapılmıştır. Bu

çalışmaların büyük çoğunluğunda savunma sanayinin ekonomik yönü

üzerinde durulmuştur. Ancak politik bir mal olma özelliği daha ağır basan

silahı üreten savunma sanayii ülkelerin dış politikalarında önemli bir yer

tutmaktadır. Ülkeler kendi kendine ayakta durabilen bir savunma sanayii

altyapısının oluşturulması ve idamesi için büyük çaba harcamaktadırlar.

Sürekli değişen ekonomik, politik ve sosyal koşullara paralel olarak

savunma sektörü de değişim geçirmektedir. Terörizm, ihracat kontrolleri,

silahsızlanma çabaları, nükleer ve biyolojik tehditler, ülkelerin savunma

sanayilerinin yapısının da değişmesine neden olmaktadırlar. Bu durum,

hükümetler arası ve ülke içerisindeki kurumlar arası işbirliğinin artırılmasına

neden olmaktadır. Ekonomik faktörler ve politik faktörler, ülkedeki savunma

bütçesinin boyutunu etkilemekte, savunma sanayii politikalarının değişmesine

yol açmaktadır.

Page 15: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

6

BİRİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE’NİN SAVUNMA SANAYİİ TARİHÇESİ

1. OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDAN CUMHURİYET’E SAVUNMA

SANAYİNİN GELİŞİMİ

Türkiye’de savunma sanayini geliştirmeye yönelik çalışmaların

başlangıcı Osmanlı İmparatorluğunun yükselme dönemine kadar

uzanmaktadır. Fatih Dönemi’nde Tophaneyi Hümayun kurulmuş, çağın en

modern topları imal edilmiştir. O dönemde yivli top ve havan topu üretimi

dünyada ilk olarak ve sadece Osmanlı İmparatorluğu’nda yapılmaktaydı.

Edirne, İstanbul, Erzurum ve Birecik’te Araştırma-Geliştirmeye (AR-GE)

dayalı silah üretimi yapan tesisler bulunmaktaydı. Ayrıca İstanbul, Selanik,

Belgrat ve Kahire’de mühimmat fabrikaları vardı. Savaş gemisi üretimi de,

üretim kapasitesi ve teknolojisi yönünden Avrupa’nın oldukça üzerindeydi.

Özel sektör hariç devletin 86 tersanesi vardı. İnebahtı Deniz Savaşı’nda

tamamen yok olan Osmanlı Donanması beş aylık bir kış döneminde inşa

edilen 200 gemi ile yeniden kurulması üretim kapasitesini göstermektedir.9

Ancak 18. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme döneminde

bu alanda da gerileme başladı ve batıdaki gelişmeler takip edilemedi.

İngiltere ve Fransa ile işbirliği yapılarak birkaç yeni tesis kuruldu ama

bunların devamı gelmedi. Buharlı gemilerin çıkmasıyla da Osmanlı

Donanması çağın gerisinde kaldı. Taşkızak Tersanesi’nde, 1826 yılında bir

buharlı gemi ve Abdülhamit döneminde İsveç ile ortak iki denizaltı inşa

edilerek donanmaya teslim edildi, ancak bu çalışmaların devamı gelmedi.

Yine ABD’den gelen mühendisler, Amerikan modeli savaş gemilerinin

yapımını yönettiler ve bu kapsamda bir buharlı gemiyi donanmaya teslim

9 Aziz Akgül, Savunma Sanayii İşletmelerinin Nitelikleri Üzerinde Bir Araştırma ve Türkiye ile İlgili Öneriler, Ankara, 1985, s. 121-123.

Page 16: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

7

ettiler. Amerikan iç savaşından kalan bir kısım hafif silah da o dönemde

Osmanlı İmparatorluğu tarafından satın alındı.10

20. Yüzyılın başında, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan ekonomik

çöküşle beraber silah üretimi de durdu. Sadece bakım-onarım yapılabilen

birkaç tesis ayakta kalabildi. Birinci Dünya Savaşı sırasında bir kısım makine

ve el tezgâhları gizlice Anadolu’ya getirilerek Kurtuluş Savaşı’ndaki savunma

sanayinin temeli oluşturuldu. Bu dönemde Ankara, Konya, Eskişehir, Keskin

ve Erzurum’da hafif silah ve mühimmat üreten atölyeler kuruldu.11

1921 yılında Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü kurularak

Cumhuriyetin Savunma Sanayii temeli atıldı. Bu dönemde Ankara’da,

Kırıkkale’de ve Kayaş’ta top, hafif silah, mühimmat, barut, kapsül ve pirinç

üretimi yapan fabrikalar kuruldu. Cumhuriyetin ilk yıllarında özel sektör de

savunma sanayii alanına girdi ve Nuri Kıllıgil, Şakir Zümre gibi müteşebbisler

top ve mühimmat üreten tesisler açtılar. 1924 yılında da Yavuz Zırhlısı’nın

bakımı maksadıyla Gölcük tersanesi kuruldu. 1941 yılında ise Taşkızak

Tersanesi yeniden faaliyete geçirildi.12

Cumhuriyetin ilk yıllarında havacılık alanında da büyük gelişmeler

sağlandı. Bu dönemde mevcut uçakların büyük çoğunluğu Fransa’dan ya da

Çekoslovakya’dan alınıyordu. Versay Barış Antlaşması koşulları nedeniyle

kendi ülkesinde uçak üretimi yapamayan Alman Junkers firmasıyla 1925

yılında ortak Tayyare ve Otomobil Motor Türk A.Ş. (TOMTAŞ) kuruldu.

Şirketin sermayesi 125 bin Lira’ydı ve merkezi de Ankara’ydı. Aynı dönemde

Kayseri’de üretim Eskişehir’de ise bakım maksatlı tesisler açıldı.13

1932 yılında Amerikan Curtiss Aeroplane and Motor Company Inc.

Firması ile bir sözleşme yapılarak Curtiss Hawk ve Fledgling uçakları lisans

altında bu tesislerde üretildi. Üretilen bir Fledgling uçağı da Türk devletinin

10 Ercüment Kuran, XIX. Yüzyılda Osmanlı Türklerinin Amerika’yı Tanıması, 500. Yılında Amerika, der. Recep Ertürk, Hayati Tüfekçioğlu, İstanbul, 1994, s. 40-43. 11 Muammer Şimşek, Üçüncü Dünya Ülkelerinde ve Türkiye’de Savunma Sanayii, Ankara, 1989, s. 150-152. 12 Akgül:1985, a.g.e., s. 117. 13 İhsan Tayhani, Atatürk’ün Bağımsızlık Politikası ve Uçak Sanayii 1923–1950, Türk Hava Kurumu Kültür yayınları, Ankara, s. 214–215.

Page 17: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

8

hediyesi olarak İran’a gönderildi. 1936 yılında Alman Goathaer Waggon

Fabrik A.G. ve Polonya Panstwowe Zaklady Lotnicze (PZL) firmaları daha

sonra da, 1940 yılında İngiliz Philips and Powis Aircraft Ltd. firmasıyla lisans

anlaşmaları yapıldı. 14 İkinci Dünya Savaşı başlarında İngiltere, Hurricane av

uçaklarını yardım olarak vermektense lisans altında Kayseri’de üretmek istedi

ancak o dönemdeki tarafsızlık politikası gereği Türkiye bu teklife sıcak

bakmadı.

1928 yılında faaliyete geçen bu tesislerde;

• 15 adet Alman Junkers,

• 33 adet Amerikan Curtiss-Hawk,

• 8 adet Amerikan Fledling Eğitim uçağı,

• 45 adet Alman Gotha irtibat uçağı,

• 10 adet Amerikan Fleed avcı uçağı,

• 24 adet Polanya PZL uçağı,

• 24 adet İngiliz Miller-Master (Magister) Eğitim uçağı ve

• 50 adet 3 ayrı tipte planör

olmak üzere birçok tipte uçak üretimi yapıldı.15

Alman Junkers firmasıyla yapılan anlaşma yıllık 250 adet uçak

üretimini kapsıyordu. Tesislerde 120 Alman ve 50 Türk personel çalışıyordu.

Ancak lisans problemlerinden dolayı şirketin faaliyetleri 3 Mayıs 1928 yılında

durdu.16

Özel şirket olarak Nuri Demirağ17, 1936 yılında İstanbul’da kurduğu

tesislerde 12 adet eğitim uçağı, 72 planör ve bir adet de çift motorlu yolcu

14 Tayhani, a.g.e., s. 217–224. 15 Arzu Bozkır, “Türkiye’de Dış Politika Savunma Sanayii Etkileşimi”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 1997, s. 33. 16 Tayhani, a.g.e., s. 226. 17 “Demirağ” soyadı Cumhuriyetin ilk yıllarında demiryolu yapımındaki çalışmalarından dolayı Atatürk tarafından verilmiştir. Muhittin Şimşek, “Endüstrileşmemizin Engelleri ve Demirağ Olayı”, Dünya Gazetesi, 3 Temmuz 2004.

Page 18: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

9

uçağı üretti. Marshall yardımının başlamasıyla beraber ne yazık ki bu tesis

de kapandı.18 Yine Nuri Demirağ’ın çabalarıyla, 1939 yılında İstanbul Teknik

Üniversitesi’nde (İTÜ) uçak mühendisi yetiştirmek için bir bölüm açıldı.19

Devletten sipariş alamayan bu fabrika da uzun süre ayakta kalamadı ve

kapandı.

1950 yılında tamamlanan Ankara Rüzgâr Tüneli dünyanın en büyük

rüzgâr tünellerinden biriydi. Rüzgâr tüneli bir uçağı ya da küçük bir modeli

deneyerek uçağın uçup uçmayacağını ve beklenen performansı elde

edebilmek için yapılması gereken değişiklikleri saptamaya yarar. Böylece

uçağı tam olarak üretmeden, yalnız modeli üzerinde deneyler yaparak

zamandan ve maliyetten tasarruf edilir. Ayrıca tünel sayesinde muhtemel

insan ve malzeme kayıpları da önlenmiş olur. Rüzgâr tüneli demek AR-GE

demekti ve Ankara Rüzgar Tüneli’nde 21 mühendis çalışıyordu.20

1948 yılında, henüz Türkiye’de hiçbir motor fabrikası yokken İngiliz De

Havilland firmasıyla ortak yıllık 200 motor üretebilen Gazi Motor Fabrikası

kuruldu. Etimesgut’daki bu uçak motor fabrikası dönemin en modern sanayii

tesislerinden biriydi. Tesislerde 878 kişi çalışıyordu. Bu tesislerde üretilen çift

motorlu Gipsy uçağından bir tanesi de Danimarka’ya satıldı. Daha sonra

birçok (26 adet) sipariş alınmasına rağmen yerine getirilemedi.21 Ayrıca bu

dönemde Malatya’da da İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere’den alınan

uçakların bakım ve onarımına yönelik tesisler kuruldu.22

2. TÜRKİYE’NİN DIŞ YARDIM ALMAYA BAŞLAMASI

İkinci Dünya Savaşı sırasında başlayan dış askeri yardımlar Ulusal

Savunma Sanayinin bu çıkışını yavaşlattı. Kolay ve çok daha ucuza temin

18 Atilla İlhan, Batının Deli Gömleği, İstanbul, 2002, s. 378. 19 Tayhani, a.g.e., s. 231. 20 H. Nadir Bıyıkoğlu, Türk Havacılık Sanayii, Ankara, 1991, s. 5-26. 21 Tayhani, a.g.e., s. 235. 22 Bıyıkoğlu, a.g.e., s. 25.

Page 19: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

10

edilebilme olanağı olan silah ve donanım, o dönemin ekonomik durumu da

değerlendirilince, devlet dış yardımlara yönelmiş, bunun sonucu olarak da tek

ve en büyük müşterisini kaybeden Ulusal Savunma Sanayii zayıfladı.

Güvenlik yardımları, uluslararası savunma sanayii ürünlerinin akışına

zemin hazırlayan çok önemli bir araçtır.23 1941 yılından itibaren İngiltere’den

yardım almaya başlayan Türkiye, 15 Mayıs 1947 tarihinde ABD Kongresi’nin

Yunanistan ve Türkiye’ye 400 milyon ABD dolarlık yardıma onay vermesi ile

Truman Doktrini, Marshall Planı ve NATO üyeliği ile artarak ABD’den askeri

yardım almaya devam etti.24 İkinci Dünya Savaşı ve NATO üyeliği, bilhassa

sağlanan ABD kaynaklı hibe yardımlarının artmasına yol açarak Türkiye'de

yerli savunma sanayinin tesisine ve geliştirilmesine engel oldu. Bu dönemde

özel sektör girişimleri devletten destek alamamaya, kamu girişimleri ise hızını

kaybetmeye başladı. Kullanım fazlası askeri ekipmanın yurtiçi üretime

oranla düşük maliyetlerle transfer ediliyor olması, daha önceki yıllarda elde

edilen üretim yeteneğinin zamanla yitirilmesine yol açtı.25 “Soğuk Savaş

zihniyeti, jeopolitik kavramı ve evrenselliğin bir yorumu olarak hür dünya

kampının üyeliği, Türk dış politika anlayışına da aynen yansımış hatta

Türk diplomasisinin tek rasyoneli olarak yerleşmiştir”.26 Bu durumun

sonucu olarak da, Türk ordusunun teşkilat, eğitim ve donanımı tamamen

Amerikan patentli olmuştur.27

Dünya güç dengesini kendi lehine çevirmek ya da stratejik gücünü

daha da artırmak isteyen ülkeler, kendileri acısından önem taşıyan ülkelere

yardım yaparlar. Özellikle savunma yardımları bu amaca hizmet etmektedir.

Bu yardımlar doğrudan olmasa dahi dolaylı olarak siyasi ve askeri nedenlerle

yapılır ve dış politikanın bir aracı olarak kullanılır.28 Ayrıca yardım yapan ülke

elinde kalan fazla malzemenin depolama maliyetlerinden kurtulduğu gibi

23 Ercan Kaya, “Türkiye’ye Yapılan Güvenlik Yardımları ve Ekonomik Etkileri”, Savunma Sanayii Sempozyumu – 2000, Ankara, 2000, s. 489. 24 Bostanoğlu, a.g.e., s. 244. 25 Yasemin Ekinci, “İngiltere, Fransa ve Türkiye’nin Savunma Sanayii Tedarik Programları ve Prosedürleri”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 1999, s. 131. 26 Bostanoğlu, a.g.e., s. 226. 27 Tunçkanat, a.g.e., s. 25. 28 Kaya, a.g.e., s. 485.

Page 20: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

11

yardım yaptığı ülkede kendisine pazar da oluşturur. Savunma sanayii

ürünlerinin yardım olarak ya da hibe olarak verilmesi özellikle yedek parça

yönünden büyük bir pazar ve bağımlılık oluşturmaktadır.

1975 yılındaki ABD Silah Ambargosu’na kadar Türkiye dış yardım

almaya devam etti ve savunmasını ABD ordusunun eski silahları üzerine

tesis etti. Unutulan Ulusal Savunma Sanayinde üretim durdu, bu tesisler

sadece bakım onarım yapan tesislere dönüştürüldü. Türk Silahlı

Kuvvetleri’nin (TSK) en basit ihtiyaçları dahi yardım olarak ABD’den

sağlanıyordu. (çatal, kaşık, giyim, kuşam gibi). Bu yardımlar çerçevesinde

gelen askeri malzemeler genelde ekonomik ve teknik ömrünü doldurmuş

olduğu için de TSK’nın modernizasyonunu istenen düzeyde sağlayamıyordu.

ABD’nin yardım yaparken kendi ulusal çıkarları ve Türkiye’nin NATO içindeki

görevleri doğrultusunda silahları vermesi, Türkiye’nin savunmasında

boşluklar ve eksiklikler meydana getiriyordu. TSK’nın % 90 oranında NATO

kullanımına tahsis edilmesi, silahlı kuvvetlerin harekât kontrolünün daha

geniş ölçüde yabancı ellere bırakılmasını da beraberinde getiriyordu. Tehdit

olarak SSCB kabul edildiği için, ABD sadece bu tehdide yönelik silahları

Türkiye’ye veriyordu. Nitekim Kıbrıs’a ilk müdahale kararı alındığında

çıkarma yapacak gemimiz yoktu. Bundan dolayı İstanbul boğaz hattında

kömür taşımada kullanılan gemiler de planlamaya alındı, 1974 çıkarması

sırasında da bu gemilerden faydalanıldı.29 Ayrıca 1964 yılında bu eksikliği

gören Türkiye, içinde 450 asker veya 5 tank taşıyabilen 20 adet çıkarma

gemisini 1974 yılına kadar inşa etmiş ve ilk çıkarma bu gemilerle yapıldı.30

5 Şubat 1975’te ambargo ile yardımlar kesildiği anda Ulusal Savunma

Sanayii ihtiyaçları karşılamaktan çok uzaktı. Çoğu savunma tesisleri ya

kapanmış ya da başka alanlar da üretime yönelmişlerdi. Özel sektör ise bu

alandan tamamen çekilmişti. Kayseri’deki uçak fabrikası uçak bakım ve

revizyonu, Eskişehir’deki fabrika ise uçak motoru revizyonu yapan tesislere

dönüştürülmüştü.

29 İbrahim Artuç, Kıbrıs’ta Savaş ve Barış, İstanbul, 1989, s. 220-229. 30 Mesut Günsev, 20 Temmuz 1974 Şafak Vakti Kıbrıs, İstanbul, 2004, s. 132,133.

Page 21: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

12

1952 yılında bir Amerikan firmasının raporu doğrultusunda Makine Kimya

Endüstrisi Kurumu (MKEK) bu uçak fabrikalarını bünyesine aldı, MKEK–4

Uğur adıyla bir eğitim uçağı geliştirdi ve bu uçakla birlikte lisanslı olarak

Sidewinder ile Bulpup füzelerini üretti. Ama bu üretimlerin devamı gelmedi ve

1962 yılında bu tesislerde üretim tamamen durdu. Yine yıllık 50 uçak üretim

kapasiteli tesislerin bir kısmı tekstil üretimine, uçak motoru üretilen kısmı da

1954 yılında traktör ve pulluk montajı yapması için Minneapolis-Moline

adında bir Amerikan şirketi tarafından traktör fabrikasına dönüştürüldü.31

Türkiye’de, bu tesislerin kuruluşundan itibaren dünya standartlarında 500

uçak ve planör üretildi ve bu uçaklardan bir kısmı çeşitli Avrupa ülkelerine de

ihraç edildi.32

1950’li yıllarda, Türkiye’ye gelerek birçok rapor hazırlayan ABD’li

uzmanların tarım ülkesi empozesi sonucunda sanayileşme politikası yön

değiştirmiş, özellikle ağır sanayii terk edilerek basit üretim yapan, yan

sanayiye ihtiyaç duymayan hafif sanayii kollarına yatırım yapılmıştır. 1950–

1953 yılları arasında Türkiye’nin dünyanın sayılı tahıl ambarlarından biri

olduğu propagandası yapılırken, çok kısa süre sonra ABD’den tarım ürünleri

ithal edilmeye başlanılmıştır.33

3. YENİDEN ULUSAL SAVUNMA SANAYİNİN OLUŞTURULMASI

Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu her türlü askeri malzemeyi NATO ve ABD

aracılığıyla sağlaması bu malzemelerin yurtiçinde üretimini engellemiştir. Bu

tür bir silahlanma politikasının sakıncaları 1970’li yıllarda acı da olsa

anlaşılmış, ucuz ve kolay olan bu yolun faturası oldukça pahalı ödenmiştir.

Askeri yardım yapan ülkenin, yardımı alan ülke üzerinde bu yardımı, o

ülkenin uluslararası ilişkilerine ve iç işlerine karışma olanağı sağlayan bir

31 Tayhani, a.g.e., s. 254. 32 Muhammer Şimşek, a.g.e., s. 152-153. 33 Sami Güven, 1950’li Yıllarda Türk Ekonomisi Üzerinde Amerikan Kalkınma Reçeteleri, Bursa, 1998, s.113.

Page 22: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

13

nüfuz ve bir yaptırım aracı olarak da gördüklerini, 1975 ABD ve 1992 Alman

silah ambargolarında açıkça görülmüştür. 34

İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde ABD, ekonomik ve askeri

yardımlar ile politik ve ekonomik alanı düzenleyebilmiştir. Politik hedeflerine

ulaşmak ve statükoyu korumak için ittifaklar yanında askeri yardımları da

kullanan ABD, Askeri Yardım Programı (Military Assistance Program)

kapsamında 1975 yılına kadar 71 ülkeye 55 milyar ABD doları yardım

dağıtmıştır.35 Yapılan bu yardımlar, genel olarak siyasal bir baskı aracı olarak

kullanılmıştır. Bu gerçek Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komisyonunun

hazırladığı bir raporda şöyle açıklanmıştır: “… (Amerikan yardımı) bir

hükümet girişimi olarak başkalarının çıkarı için yapılan bir şey değildir. ABD

ne sadaka veren bir kuruluş ne de ekonomik yardım Amerikan halkının

cömert ruhunun dışarıya akmasıdır. Teknik yardım, ABD’nin dış politikasını

yürütmek ve ulusal çıkarlarını dışarıda geliştirmek için mevcut araçlardan bir

tanesidir…”36

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, dünya politikasındaki liderliğin el

değiştirmesinde dış yardımlar etkili olmuştur. Dünya, Anglo-Amerikan ve

Sovyet kampları arasında bölünürken batı kampında ABD liderlik konumunu

İngiltere’den almıştır. Şüphesiz İngiltere’nin bu durumu kabullenmesinde,

daha savaş sırasında ABD’nin “Ödünç Verme- Kiralama Yasası” ile

İngiltere’yi ciddi biçimde kendisine borçlandırması etkili olmuştur.37

ABD, kendi politikası ile uyumlu olduğu sürece Türkiye’ye ekonomik ve

savunma alanlarında yardımlarda bulunmuştur. ABD açısından, Türkiye

muhtemel bir savaşta Sovyet cephesini genişletmek ve asker sayısı az olan

Avrupa’nın karşılaşacağı yükü azaltmak için stratejik konumu açısından

büyük önem arz ediyordu. Ayrıca, Ortadoğu’ya ve petrol kaynaklarına

yakınlığı Türkiye’yi ABD için vazgeçilmez yapıyordu.38

34 Yalçın Diker, TSK’nde Yenilenme Çalışmaları, İst.Üni.Sos.Bil.Enst.Yayınları, 1994, s. 130. 35 Bostanoğlu, a.g.e., s. 234, 243, 282. 36 Güven, a.g.e., s. 4. 37 Bostanoğlu, a.g.e., s. 231,232. 38Bostanoğlu, a.g.e., s. 396.

Page 23: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

14

Öte yandan Türkiye’ye yardım kapsamında gelen silah ve teçhizat

genelde ekonomik ömrünü doldurduğu için, Türk ordusu istenilen seviyede

modernize edilemiyordu. 1970’li yılardaki TSK’nin durumunu tasvir edilecek

olunursa;39

• TSK’nde kullanılan sistemlerin neredeyse tamamı İkinci Dünya

Savaşı veya Kore Savaşı’ndan kalmış eski ABD sistemlerinden

oluşmaktaydı. Tank ve tanksavar sistemleri tamamen demode olmuş, uçaklar

hizmet ömürlerini tamamlamış, gemiler ortalama 30 yaşındaydı.

• Sistemler eski olduğu için bunların bakım ve idamesi de çok

pahalıya mal oluyordu.

• Haberleşme sistemleri yok denecek kadar kötü durumdaydı. Bu

eksiklikten dolayı Kıbrıs Buhranı sırasında uçaklarımız kendi gemimizi

batırdılar.40

• Hava savunması ABD’nin Sovyetler Birliğine karşı kurduğu

tesislerle bazı yönlerden yeterliydi. Ancak, NATO savunmasını muhtemel bir

SSCB saldırısına göre oluşturduğu için Türkiye’nin güney ve batı

sınırlarından tehdit beklemiyordu. Bundan dolayı da güney ve batı

sınırlarımız tamamen açık durumdaydı. Özellikle Ege ve Akdeniz’de çok az

hava gözetlememiz ve savunmamız vardı.

1970–1975 yıllarında yapılmak istenen Reorganizasyon ve

Modernizasyon (Re-Mo) çalışmaları mali kaynak sıkıntısı nedeniyle aksadı;

ancak 1981 yılında gerçek anlamda çalışmalar başladı. 1975–1985 yılları

arasında Re-Mo kapsamında, F–16, tank modernizasyonu, elektronik

projeleri, uçaksavar top projeleri ve mühimmat projeleri Milli Savunma

Bakanlığı (MSB) ve Kuvvet Komutanlıklarının Teknik Dairelerince yürütüldü.

Re-Mo kapsamında öncelikle finansman kaynakları oluşturmak amaçlandı ve

1974 yılında Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakıfları

39 Ali Halil, Atatürkçü Dış Politika ve NATO ve Türkiye, İstanbul, 1968, s. 167. 40 M.Ali Birand, 30 Sıcak Gün, Milliyet Yayınları, 1987, s. 188-214.

Page 24: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

15

kuruldu.41 1987 tarihinde de bu vakıflar 3388 sayılı kanunla TSK

Güçlendirme Vakfı (TSKGV) altında birleştirildi. Vakıf gelirlerinin nasıl

harcanacağı konusunda karara organı olarak Vakıf Mütevelli Heyeti

oluşturuldu. Bu heyet Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay İkinci Başkanı,

MSB Müsteşarı ve Savunma Sanayii Müsteşarından oluşuyordu. 1983

yılında yerli savunma sanayinin tesisine yönelik çalışmaların merkezi olarak

yürütülmesi ve koordine edilmesi amacıyla Savunma Teçhizatı Teşebbüsleri

Genel Müdürlüğü kuruldu. Kuruluş, statüsünün getirdiği sınırlamaların

etkisiyle kayda değer bir faaliyet gösteremeden tüm yetki ve varlıklarını

3238 Sayılı Kanun ile 13 Kasım 1985 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı'na

bağlı, tüzel kişiliği haiz bir kuruluş olarak ihdas edilen Savunma Sanayii

Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SAGEB)'na devretti. 1989

yılında ise, görülen lüzum üzerine çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile

SAGEB, yine Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı ve tüzel kişiliği haiz "Savunma

Sanayii Müsteşarlığı (SSM)” olarak yeniden düzenlendi.42

3238 sayılı kanunla kurulan SSM ile yaklaşık 50 yıldır kamu

sektöründen elde edilen tecrübelerle Savunma Sanayii, yerli ve yabancı özel

sektöre açılarak sisteme temelden yenilikler getirildi. Artık özel sektör

modernizasyon çalışmalarında ön plana çıkmaya başladı.43

Bu kanunla yabancı ortağın sermaye çoğunluğu ve liderliğine göz

yumulmuştur. Bu durum savunma sanayii gelişmiş batı ülkelerinde uygulanan

tedarik sistemlerinden farklı bir durumdur. Batıda savunma sanayii “milli

egemenliğin” bir şartı olarak görülmekte ve Türkiye’deki gibi bir sisteme

müsaade edilmemektedir. Ancak savunma sanayii alt yapısı henüz istenilen

seviyede olmayan Türkiye bu durumu bir geçiş aşaması olarak görmektedir

Ortak olarak kurulacak tesislerde üretilecek sistemlerle ilgili teknoloji transferi,

off-set uygulamalar, finansman ve üçüncü ülkelere ihracat taahhüdü gibi

sebeplerden dolayı yabancı ortağın liderliğine göz yummaktadır. Nitekim

41 M.Oktay Alnıak, “Türk Savunma Sanayii Hakkında Genel Değerlendirme”, Savunma Sanayii Sempozyumu – 2000, Ankara, 2000, s. vi. 42 Ekinci, a.g.e., s.132. 43 3238 sayılı Kanun 6/c maddesi.

Page 25: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

16

F-16 Savaş Uçaklarının üretimi amacıyla Amerikan firmalarının sermaye

çoğunluğuyla ile kurulan TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (Turkish

Aerospace Industrie - TAI) ile uçak üretim teknolojisi transfer edilmiş, off-set

uygulamalar kapsamında üretilen bazı uçak gövde parçaları ABD’ye, 46 adet

F-16 Savaş Uçağı da Mısır’a ihraç edilmiştir.44

Yabancı ortağa sağlanan bu ayrıcalık, savunma sanayindeki

gelişmenin bir aşaması olup, belirli bir tecrübe birikimi ve öğrenme

sürecinden sonra bu yapı değiştirilebilecektir. Bundan dolayıdır ki yapılan

kontratlarda TSK’nin minimum ihtiyaçları göz önünde bulundurularak alım

garantisi verilmektedir.45 1995 yılından beri gündemde olan ve 1000 adet

tank üretimini kapsayan projede de, ilk aşama 250 tank üretimini

kapsamaktadır. Bu sayede kontratın yenilenmesi ve ilave sipariş aşamasında

ortaklık anlaşmasının sermaye yapısında yeniden düzenleme

yapılabilecektir.

Sanayileşme yoluyla tedarik son derece zor, sabır isteyen, pahalı bir

yoldur. Hazır alım kolay, pratik ve ucuz olsa da ilerde bağımlılık yaratması

nedeniyle risk yaratmaktadır ve ülke ekonomisine de katkısı yoktur. Özellikle

havacılık alanında bağımlılık büyük önem arz etmektedir. ABD’den 20–25

milyon ABD dolarına alınabilecek F-16 uçağının Türkiye’ye maliyeti 30 milyon

ABD doları geçmiştir.46 Tank projesinin ortak üretimle 15 yıl sürmesi

öngörülmektedir. Bunun yerine hazır alım yapıldığı taktirde bin adet tankın

tedariği 2-3 yıl içinde tamamlanabilmektedir.47 Şu an Türkiye gecikmiş

sanayileşme ve ihmal edilmiş savunma sanayinin diyetini ödemektedir.

44 SSM web sayfası, (Erişim) http//www.ssm.gov.tr, 20 Nisan 2007; Hürriyet (07 Kasım 1999). 45 Yalçın Burçak, “Milli Güvenlik Akademisi Seminer konuşmasından”, Ankara, 17 Aralık 1999. 46 TSK’nin Savunma Sanayii Yoluyla Ülke Ekonomisine Katkısı, Harp Akademisi K.lığı Yayınları, İstanbul, 1998), s. 17. 47 Sami Güngör, “Ar-Ge'ye Dayalı Tedarik", SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 2004, s. 13-14.

Page 26: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

17

İKİNCİ BÖLÜM

1990’LI YILLARDA TÜRKİYE’NİN SİLAH TEDARİĞİNDE KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR

1. ABD İLE İLİŞKİLER VE ÖRTÜLÜ SİLAH AMBARGOSU

Türkiye’nin en önemli silah kaynağı olan ABD ile 1990’lı yıllarda da

silah ticareti ve savunma işbirliği alanında bazı sorunlar yaşandı. Taahhüt

edilen silah sistemleri, ABD yönetimince, Ermeni ve Rum lobilerinin

faaliyetleri sonuncunda, terörle mücadelede insan hakları ihlali gibi çeşitli

gerekçelerle teslim edilmedi.48 ABD, savunma sanayii ürünleri alanında en iyi

müşterileri arasında yer alan müttefiki Türkiye'ye karşı örtülü silah

ambargosu uyguladı. NATO üyesi ülkeler arasında, dışarıya en fazla

savunma sanayii işi ihale eden ülke Türkiye’dir. ABD ve Kanada hariç 1995,

1996, 1997 yıllarında; NATO üyesi ülkeler tarafından verilen 4.8 milyar ABD

dolarlık savunma sanayii ihalesinin % 25’i (1.2 milyar ABD doları) Türkiye

tarafından verilmiştir. Aynı yıllarda ABD, NATO ülkelerine yaptığı 3.9 milyar

ABD dolarlık savunma sanayii ürünü ihracatının % 29’unu (1.1 milyar ABD

doları) Türkiye’ye yapmıştır.49

ABD tarafından çeşitli gerekçelerle teslimatı yapılmayan askeri

malzemelerin başında, parası ödendiği halde teslim edilmeyen 3 adet Perry

sınıfı firkateyn ile TSK’nin acil gereksinim duyduğu ve anlaşması yapılan

Süper Kobra taarruz helikopteri yer almıştır.50

Türk donanmasına 1996 yılında teslim edilmesi gereken 3 adet

firkateynin teslimatı için, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, yüzlerce

denizciyi iki ay süresince ABD’de bekletti. Ancak ABD Kongresi’ndeki Türkiye

48 Alnıak, a.g.m., s. viii. 49 O.Metin Öztürk, Dış Politika ve Silahlı Kuvvetler, Ankara, 1999, s. 84. 50 M.Ali Birand, “ABD’nin Silah Ambargosu Yine Başladı”, Sabah (17 Mayıs 1997).

Page 27: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

18

aleyhtarı Rum-Yunan lobisinin girişimleri ve faaliyetleri sonucunda ABD

Başkanı Clinton’un firkateynlerin teslimatını beklemeye almasıyla, Türkiye

büyük miktarlarda para harcadıktan sonra denizcileri geri çekmek zorunda

kaldı.51

Bu olay Osmanlı İmparatorluğu döneminde İngiltere tersanelerine

sipariş edilen Sultan Osman ve Reşadiye savaş gemilerini hatırlatmaktadır. 52

Birinci Dünya Savaşı arifesinde yapımı tamamlanan bu gemilere parası

ödendiği halde İngiltere tarafından el konuldu. Gemileri teslim almaya giden

Osmanlı İmparatorluğu denizcileri elleri boş olarak İstanbul’a döndüler. Bu

denizciler arasında Binbaşı Hüseyin Rauf (Orbay) da yer almaktaydı. O

dönemde Yunanistan ile denizlerde üstünlük yarışına giren Osmanlı

İmparatorluğu, bu iki geminin parasını halktan bağışlarla toplamıştı.

Tunaboylu’ya göre İngiltere’nin bu tutumu, Osmanlı İmparatorluğu yöneticileri

ve halk arasında İngiliz karşıtlığını artırmış, Almanya ile olan ilişkilerin

gelişmesinde de etkili olmuştur. Müttefiklerden kaçan iki Alman gemisinin

Osmanlı İmparatorluğu tarafından el konularak Almanya yanında Birinci

Dünya Savaşı’na girilmesi aynı döneme rastlamaktadır.

Ayrıca ABD kongresi, ülkemizdeki insan halkları ihlalleri önlenemediği

gerekçesiyle Süper Kobra taarruz helikopterinin satışını 1996 yılında

dondurdu. ABD Kongresi’nin olumsuz tavrı sebebiyle, Türkiye, 10 adet Süper

Kobra helikopterinin alımından vazgeçti ve ABD’nin Sikorsky firmasıyla

anlaşması olmasına rağmen, genel maksat helikopter temininde Fransa’yı

tercih ederek, bu ülkenin Eurocopter firmasıyla Cougar helikopterinin ortak

üretimi konusunda anlaştı.53 Bu anlaşma aynı zamanda, birçok askeri

malzemenin Türkiye’ye verilmesi konusunda pürüz çıkaran ABD yönetimine

de bir mesajdı.

Bu gelişme üzerine, Türkiye ile ABD arasında ciddi rahatsızlılara yol

açan Perry sınıfı firkateynlerin Türkiye'ye teslim edilebilmesi için gereken

51 “ABD Silah Ambargosu”, Sabah (1 Aralık 1999). 52 İskender Tunaboylu, “Parasını Ödediğimiz Halde Alamadığız Gemiler”, Silahlı Kuvvetler Dergisi, sayı 386, Ekim, 2005, s. 89-93. 53 Ahmet Ünal, “Gizli Ambargo Çekiç Güç Kozu”, Zaman (22 Temmuz 1996).

Page 28: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

19

süreç başlatıldı. Ayrıca, Fransa’dan alınan bu helikopterler sayesinde, o

dönemde Fransa’da gündemde olan Ermeni Soykırım Günü kabulü ve

Kürtlere baskı yapıldığı yolundaki kampanyaların önüne de geçildi.54

Bozkır’a göre, helikopter alımında Türkiye’nin Fransa’yı tercih etmesi

ABD yönetimince bir uyarı olarak algılandı. Amerikan Kongresinin silah

satışları konusundaki kısıtlamalarına devam etmesi durumunda, TSK’nın

milyarlarca ABD doları tutarındaki ihalelerine ABD firmalarının alınmayacağı

yönündeki endişe, firkateyn sorununun çözülmesinde en büyük etkiyi

yapmıştır. ABD, Türkiye’ye yönelik silah ambargosuna devam ederse,

Ankara’nın diğer ülkelerden silah alma konusunda zorluk çekmeyecekti.

ABD’nin silah firmaları, ülkelerinin Türkiye’ye uyguladığı fiili ambargo devam

ettiği sürece ihale kazansalar dahi teslimat yapamadıkları için, ihalelere davet

edilmelerinin pratik bir anlamı da olmayacaktı.55 ABD dâhil birçok ülke

savunma harcamalarında kısıntıya giderken Türkiye’nin savunma

harcamalarındaki artış, ABD’nin savunma sanayii firmaları için çok büyük

önem taşımaktaydı. ABD’den Türkiye'ye silah transferinde yaşanan ciddi

sorunlar yüzünden Türkiye pazarını kaybetmekten korkan ve ABD’nin

ekonomisinde önemli yer tutan büyük savunma sanayii firmaları, bu

sorunların aşılabilmesi için yönetime baskı yaparak ambargonun kaldırılması

sürecinde etkili olmuşlardır. ABD’de nitelikli işçilerin % 7’sinin savunma

sanayii ürünü üreten firmalarda çalıştığını göz önüne bulundurulursa durum

daha da iyi anlaşılmaktadır.56 ABD’de savunma sanayii ürünü üreten

dünyanın en büyük firmalarının yönetim üzerindeki etkisi yadsınamaz.

Nitekim Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Şubat 2007’deki ABD ziyareti

sırasında Amerikan şirketlerini (silah üretici firmaları), Temsilciler

Meclisi’ndeki Ermeni Soykırım Yasa Tasarısına karşı lobi yapmaya

çağırmıştır.57

54 Bozkır, a.g.e., s. 28. 55 Kemal Yurteri, “ABD’ye Misilleme”, Yeni Yüzyıl (4 Mayıs 1997). 56 Yalçın Burçak, “Milli Güvenlik Akademisi Seminer konuşmasından”, 17 Aralık 1999, Ankara. 57 CNN Ana Haber Bülteni, 15 Şubat 2007

Page 29: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

20

Silah ve askeri malzemenin ithal yolla, özellikle de tek kaynaktan

sağlanması büyük risk oluşturmaktadır. Türkiye bu gelişmelerden sonra tek

yönlü bağımlılığı, çok yönlü bir yapıya dönüştürme ve mümkün olduğunca

azaltma gereğini iyice anlamıştır.58 1990’lı yıllarda, askeri malzeme alımında,

ABD artık Türkiye'nin tek tedarik kaynağı olmaktan çıkmıştır. Türkiye, silah

tedarik yelpazesini genişleterek tek ülkeye bağımlılıktan kurtulmuştur. Zaten

daralan savunma sanayii pazarı karşısında dünyada kaynak sıkıntısı da söz

konusu değildir. Türkiye çeşitli ülkelerden silah almakta ve birçok ülkeden de

teklif gelmektedir. ABD'nin yanı sıra Avrupa ülkelerinin de insan hakları

bahanesiyle silah satışlarına ambargo koymaları sonucunda, dönemin

Cumhurbaşkanı Demirel’in de demeçlerinde dile getirdiği gibi, Rusya ve

İsrail, Türkiye için diğer alternatifler olarak ortaya çıkmışlardır.59

2. ALMAN YARDIMLARI VE SİLAH AMBARGOSU

Özellikle Soğuk Savaş döneminde Türkiye'nin ekonomik yönden zayıf

olması, savunma desteği almasını gerektirmiştir. Bu destek NATO

kapsamında ABD ve Almanya'dan sağlanmıştır. Almanya Türkiye'ye askeri

alanda üç çeşit yardımda bulunuyordu.60

a) Türkiye, Almanya'dan 1964 yılından beri 1.5 yıllık dilimler halinde,

NATO Savunma Yardımı (Dilim Yardımları) almaktaydı. Dilim yardımlarının

% 80’i yeni malzeme karşılığı, % 20’si ise kullanılmış malzeme ve nakliye

masrafları karşılığı verilmekteydi. Yardımın yeni malzeme bölümünden,

Almanya'dan arzu edilen silah, malzeme, yedek parça ve tezgâh

alınabilmekteydi. Kullanılmış malzeme bölümünden ise, Alman Hükümeti

58 Yalçın Burçak, “Milli Güvenlik Akademisi Seminer Konuşmasından”, 17 Aralık 1999, Ankara. 59 “Savunma İhtiyacı ABD’yi Beklemez”, Milliyet, (14 Kasım 1999). 60 T. Aksoy, E. Ersoy, Türkiye-Federal Almanya İlişkilerinin Dünü, Bugünü, Yarını, İstanbul, 1994, s. 26-50.

Page 30: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

21

tarafından önerilenler arasından belirli bir fiyat karşılığında

sağlanabilmekteydi.

Dilim yardımları ile denizaltı ve hücumbot inşası, tank yenileştirme

fabrikalarının revizyonu, tank namlusu ve paletinin üretimi ile TSK

envanterindeki silah sistemlerinin ayarlarının yapıldığı kalibrasyon

merkezlerinin kurulması gibi üretime dönük projeler gerçekleştirilmiştir.

Uygulanan 18 dilim yardımı kapsamında 1.908.000.000 marklık yardım

sağlanmıştır.61

b) Almanya 1980 yılından sonra Türkiye’nin artan jeostratejik ve

jeopolitik önemi gereği, Özel Teçhizatlandırma Yardımı (Acil Yardım) adı

altında kullanılmamış yeni teçhizatları da savunma yardımı olarak hibe

etmekteydi. Bu kapsamda 580 milyon marklık yardım sağlanmıştır.

c) Almanya’nın çeşitli gerekçelerle envanterinden çıkararak

Türkiye'ye verdiği askeri malzemeleri içeren hibe şeklindeki yardımları ise

Büyük Paket Yardımları olarak adlandırılmaktaydı. Türkiye şimdiye kadar üç

büyük paket yardımı almıştır. Bu kapsamda 1976-1978, 1979-1984 ve Körfez

Krizi sırasında yapılan acil yardım olmak üzere yaklaşık 2.5 milyar marklık

malzeme temin edilmiştir.62

Ayrıca Türkiye ile Almanya arasında varılan anlaşmaya göre; Almanya

19 Kasım 1990 Tarihinde Viyana'da imzalanan ve 1992'de yürürlüğe giren

Avrupa Konvansiyonel Kuvvet Antlaşması (AKKA) uyarınca ortaya çıkacak

olan askeri malzeme fazlasının bir kısmını Türkiye’ye göndermeye kabul

etmiştir. Ancak Almanya, bu silahların NATO Antlaşmalarında belirtilen "ülke

sınırlarının korunması" amacıyla kullanılması gerektiğini, ülke içi olaylarda ise

kullanılmamasını şart koşmuştur. 63

1992 yılında Türkiye’nin güneydoğusunda Almanya menşeli

donamının kullanıldığı gerekçesiyle Almaya Türkiye'ye ambargo

uygulamıştır. Bozkır’a göre, ABD'den sonra Türkiye'nin ikinci silah kaynağı

61 Kaya, a.g.e., s. 491. 62 Diker, a.g.e., s.77. 63 Bozkır, a.g.e., s. 26.

Page 31: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

22

olan Almanya'nın 1992'de Türkiye’ye silah ambargosu uygulaması Türk-

Alman ilişkilerini krize sokmuştur.

Mart 1992’de Türkiye’nin güneydoğusunda terör örgütünün kışkırtması

sonucunda bazı şehirlerde sivil halk ile güvenlik güçleri karşı karşıya

gelmiştir. Türk güvenlik güçleri bu olayları önleme girişiminde bulunmuş,

Alman medyasınca olaylar çarpıtılarak güvenlik güçlerinin sivil halka

saldırması şeklinde aksettirilmiştir. Yine Alman medyasınca olaylar sırasında

Doğu Alman menşeli zırhlı araçların kullanıldığı ifade edilmiştir. Bu olaylarda

Almanya tarafından gönderilen silahların kullanılması, Almanya için kabul

edilemez bir olay olarak nitelenmiş ve Alman Hükümeti Türkiye’ye savunma

desteğini durdurmuştur. Almanya bu tedbiri, Türkiye’nin kendi maddi imkânı

ile Alman firmalarına sipariş ettiği silahlara da uygulanmıştır. Uyguladığı

ambargo ile Almanya, Türkiye’ye gönderilen silahların sadece NATO'yu

ilgilendirilen hallerde veya dışarıdan yapılan saldırılarda kullanılabileceğini

vurgulamıştır.64

Alman Hükümeti, ambargo kararını, diplomatik görüşme ve

yazışmalardan sonra 25 Mayıs 1992'de kaldırmıştır. Ancak Türkiye ile

Almanya arasındaki ilişkiler bu ambargonun kalkmasından sonra da

düzelmemiş, Alman silahların savunmasız Kürt halkına karşı kullanıldığı

yolundaki iddialar bazı Alman basın organlarınca sürekli gündeme

getirilmiştir. Bu tarihten sonra da Alman silahlarının Türkiye’nin çatışma

bölgelerine sokulmaması yolundaki istekler sürekli tekrarlanmıştır. Alman

Savunma Bakanı Volker Ruhe 23 Eylül 1992'de Alman Parlamentosunun

Savunma Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’ye yapılan askeri

malzeme yardımını demokratikleşme ve insan hakları alanlarındaki

gelişmelere göre ayarlanacağını açıkça söyleyerek, yardımı ilk kez

koşullandırmıştır.65 Bakan, Kasım 1992'de yaptığı bir açıklamada da;

Almanya’nın Türkiye’ye yaptığı yardımın NATO yardımı olduğunu, NATO

çerçevesinde kullanılması gerektiğini ve bu konunun Türk-Alman ilişkilerini

64 Aksoy, Ersoy, a.g.e., s.92. 65 Aksoy, Ersoy, a.g.e., s.95.

Page 32: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

23

tedirgin etmemesi için büyük bir açıklıkla ele alınması gerektiğini

söylemiştir.66

Alman Hükümeti, Mart 1995’de de, TSK’nin Irak’ın kuzeyinde giriştiği

operasyon nedeniyle Türkiye’ye silah ambargosu uygulama kararı aldı ve

Türk Deniz Kuvvetleri’nin Alman tersanelerinde inşa ettirmek istediği 2

firkateyn için kendi tersanelerine verdiği 155 milyon marklık krediyi bu

ambargo kapsamında durdurdu. 1990’larda silah tedarik sistemini genişleten

ve terör ile mücadele de özellikle İsrail ile yakın ilişki içine giren Türkiye de;

Almanya'nın ambargo koyması üzerine karşı ambargo koyarak Almanya’ya

gemi yaptırmama kararı aldı. Bunun üzerine Almanya, Eylül 1995 tarihinde

Türkiye’ye yönelik uyguladığı askeri ambargosunu parlamentosunda aldığı

ani bir kararla kaldırdı.67

Almanya’nın karar değiştirmesinde en büyük etkiyi, Türkiye’nin

açmaya hazırlandığı askeri ihaleler yapmıştır. Türkiye, önümüzdeki 25-30 yıl

içerisinde 150 milyar ABD dolarlık savunma malzemesi alımlarına gideceğini

duyurunca,68 Almanya’daki savunma sanayii şirketleri bu ihaleleri

kaybetmemek için hükümetlerine baskı yaparak bu ambargonun kalkmasında

önemli rol oynamışlardır. 69

Almanya'nın 1992’de uyguladığı ambargo ve daha sonraki gelişmeler

Türkiye’nin kendi savunma sanayini kurma kararının ne kadar isabetli

olduğunu göstermiştir. 1995’de Almanya’nın ambargo koymasıyla birlikte

karşı ambargo koyan Türkiye, silahlanırken tek kaynağa bağımlı olmamanın

avantajını çok iyi kullanmıştır. Türkiye'nin karşı ambargo koyması üzerine,

Türkiye pazarına kaybedeceğini anlayan Almanya Hükümeti, Türkiye ile

ilişkilerini bozmamak için, Türkiye’ye yönelik ambargosunu kaldırmıştır.70

66 Bozkır, a.g.e., s. 25-26. 67 Ahmet Külahcı, “Almanya Askeri Yardımı Serbest Bıraktı”, Hürriyet (21 Eylül 1995). 68 Sabah Gazetesi, 11 Aralık 1999. 69 Fikret Ülger, Türk Savunma Sanayii, Ankara, 1997, s. 43. 70 Hürriyet Gazetesi, 21 Eylül 1995.

Page 33: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

24

3. TÜRKİYE’NİN SAVUNMA İHALELERİNİ DIŞ POLİTİKA ARACI

OLARAK KULLANMASI

Dünyada Soğuk Savaş sonrası meydana gelen gelişmeler bütün

dünyada savunma harcamalarının azalmasına neden olmuş, bunun sonucu

olarak da savunma sanayii ürünü ihraç eden ülkelerin pazarları daralmıştır.

Bu durumdan en çok savunma sanayii ürünü üreten gelişmiş ülkelerin büyük

şirketleri etkilenmiştir. Küçülme ya da birleşmeye giden bu şirketlere alt parça

üreten daha küçük firma sayısında da % 60–70 oranında azalma olmuştur.71

Örneğin ABD’nin Douglas Aircraft Co. Firmasının 1992 yılı başında

28.000 olan alt tedarikçi firma sayısı 1993 yılında 7.300’e düşmüştür.

Lockheed Corp. Firmasının F-16 savaş uçaklarını üreten Forth Worth bölümü

de 1991 yılı başında 1780 olan alt tedarikçi firma sayısını 570 adete

indirmiştir.72 Ürün yelpazesini daraltan büyük firmalar bir yandan da önceden

sipariş ile alt tedarikçi firmalardan sağladıkları bir kısım alt parçaları kendileri

üreterek atıl kapasitelerini kullanmaya çalışmaktadırlar.

Bütün bu gelişmeler silah satışlarının politik bir araç olarak

kullanılmasını da azaltmıştır. Artık silah alan ülkeler bunu politik bir araç

olarak kullanmaya başlamışlardır. Türkiye de ana savunma sistemlerinin %

79’unu73 dışardan temin eden bir ülke olarak bu durumdan hem politik bir

araç olarak hem de kendi savunma sanayini kurmak açısından

faydalanmıştır. Savunma sanayinin eksikliğini ambargolarla iyice anlayan

Türkiye, son yıllarda savunma sanayii alanında oldukça büyük gelişmeler

göstermiştir.

1990’lı yıllarda özellikle Avrupa ülkeleri ve ABD, insan hakları ihlalleri

ve Güneydoğuda sivil halka karşı kullanılacağı gerekçesiyle Türkiye’ye silah

teslimatını geciktirmiş ya da silah satışını tamamen durdurmuşlardır. Türkiye,

71 Mete Arslan, “Soğuk Savaş Sonrasında ABD Savunma Sanayindeki Gelişmeler”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 1995, s. 37. 72 Arslan, a.g.e., s.38. 73 Ülger, a.g.e., s.6.

Page 34: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

25

satın almak istediği tüm silah sistemlerinde aynı gerçeklerle karşılaşmıştır.

Silah satın almak istediği ülkeler, söz konusu silahların saldırı amacıyla ve

ülke içi olaylarda asla kullanılmayacağı, sadece ülke sınırların

savunulmasında kullanılabileceği şartını koşmuşlardır.74

ABD ve bazı batı ülkelerinin bu olumsuz tavrı üzerine Türkiye de, yeni

bir politika geliştirdi. Dışişleri Bakanlığı 25 Şubat 1993 gününde aldığı gizli bir

kararla, ticaret yapılan ülkeler için Türkiye’ye karşı takındıkları tutuma göre

"kırmızı ve sarı liste" uygulaması başlattı.75 Savunma sanayinde hiçbir

koşulda işbirliği yapılmayacak ülkeler "kırmızı", soruşturma sonucu işbirliği

yapılabilecek ülkeler ise "sarı" listeye alındı. Kırmızı listeye giren ülkelerin

firmaları Türkiye'nin açacağı savunma sanayii ihalelerine hiçbir şekilde

katılamayacaklardı. 1998 yılı için Türkiye'nin kırmızı listesinde; İsveç, İsviçre,

Danimarka, Avusturya ve Güney Afrika yer alırken, sarı listede ise; Hollanda,

Almanya, Lüksemburg, Belçika ve Finlandiya bulunuyordu.76 Kımızı listeye

alınan ülkeler, Güneydoğu’da PKK’ya karşı sürdürülen mücadeleyi gerekçe

göstererek Türkiye’ye silah satışında pürüz çıkaran ülkeler olup, Türkiye’nin

açtığı savunma sanayii projelerine katılamayacaklar ve Türkiye’ye silah

satamayacaklardır. Türkiye’nin sarı listesinde olan ülkelerin şirketleri ise,

ancak ilgili bakanlıkların görüşü alındıktan sonra savunma ihalelerine

girebileceklerdi. Bu liste sürekli olarak güncellenmektedir.77

Türkiye’nin dış ülkelerle savunma sanayii ilişkilerinin siyasi

gelişmelerden etkilenmesini önlemek amacıyla 1993 yılında uygulamaya

koyduğu ve Türkiye’ye karşı takındıkları tutuma göre ülkeleri çeşitli

kategorilere koyan politikası, daralan dünya pazarı karşısında Türkiye

pazarını kaybetmeyi göze alamayan ülkeler üzerinde oldukça etkili olmuştur.

Norveç, Aralık 2000’de Penguen füzelerinin Türkiye’ye satışı konusundaki

uzun zamandır süren ambargosunu parlamentosunda alınan bir kararla

74 Armaoğlu, a.g.e., s. 789, Aksoy, Ersoy, a.g.e., s.91. 75 Ümit Enginsoy, Tigner Brooks, “Turkey Expands Arms Suppliers, Consider China”, Defense News, September, 1997, s.1. 76 Metehan Demir, “Silah Pazarlığı”, Hürriyet (9 Haziran 1998). 77 Enginsoy, Brooks, a.g.m., s.3.

Page 35: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

26

kaldırmıştır.78 Yine Alman Savunma Bakanı, Alman firmalarının özellikle tank

projesinde dışarıda kalmamaları için Aralık 2000’de Türkiye’yi ziyaret

etmiştir.79

İlk açılan Taarruz Helikopter Projesi’nde (ATAK) son aşamada elenen

TIGER helikopteri, Fransız-Alman ortak kuruluşu olan Eurocopter firmasının

ürünüdür. Özellikle Almanya'nın o dönemde PKK konusundaki tutumunun

TIGER helikopterinin ihaleden elenmesinde etkili olduğu

değerlendirilmektedir.80

1995 yılından beri gündemde olan “Tank 2000 Projesi” dünyada son

20 yılın en büyük tank ihalelerinden birisi olarak nitelendirilmekteydi. İhale

sonucunda tedarik edilmesi planlanan 1000 adet tankın maliyeti 7 ila 10

milyar ABD dolarını bulmaktaydı.81 İhale kapsamında tanka monte edilecek

silah sistemleri, özel nakliye araçları ve bakım teçhizatları da birlikte

alınacaktı. Ayrıca tüm bu sistemlerin 30 yıl envanterde kalacağı

değerlendirildiğinden, bu tankların zaman içerisinde modernize ihtiyacı

doğacak ve bu kapsamda yeni siparişlerin de verilmesi gündeme

gelebilecekti.82

Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) adaylığı ve Avrupa Güvenlik ve

Savunma Kimliğinin (AGSK) yapılanması öncesinde tank ihalesinden siyasi

alanda faydalandığı değerlendirilmektedir. İlk ihalede teklif verme süresi 30

Kasım 1999’da dolmasına rağmen bu tarih 17 Ocak 2000 tarihine uzatıldı.

Türkiye’nin AB adaylığı 11 Aralık 1999 Helsinki Zirvesi’nde oylanacaktı.

Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları Toplantısı’na katılan Milli Savunma

Bakanı Çakmakoğlu’nun, Türkiye’nin 7-10 milyar ABD dolarlık tank ihalesinde

alacağı kararın AGSK’deki gelişmelere bağlı olduğunu söylemesi ve ihalenin

78 Emin Özgönül, “Norveç’ten Penguen Jesti”, Milliyet (29 Mayıs 2000). 79 Uğur Ergan, “Komutandan Alman Bakana Sitem”, Hürriyet (21 Aralık 1999). 80 Türkiye Gazetesi, 23 Mart 2000. 81 Hürriyet Gazetesi, 21 Eylül 1995. 82 Ülger, a.g.e., s.21.

Page 36: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

27

halen teklif aşamasında olduğunu hatırlatması, Avrupa’nın Türkiye

konusunda aldığı kararı etkilediği değerlendirilebilir.83

Aynı şekilde Helsinki Zirvesi’nden çıkacak kararı beklemek için,

Almanya- Fransa ortak üretimi TIGER helikopterinin de katıldığı Taarruz

Helikopter Projesi’nde (ATAK), Haziran 1999 tarihinde helikopter seçimi

bitecekken bu tarih Şubat 2000 tarihine ertelendi.84

Daha sonra her iki proje de 14 Mayıs 2004 tarihinde yapılan ve

Başbakan Erdoğan, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Özkök ve Milli

Savunma Bakanı Gönül’ün katılımlarıyla gerçekleşen Savunma Sanayii

Müsteşarlığı İcra Komitesi toplantısında alınan kararla iptal edildi.85 Bu karar,

bazı çevreler tarafından AB’nin 17 Aralık 2004 tarihinde Türkiye’nin adaylığı

konusunda vereceği kararı savunma sanayii ihalelerini kullanarak etkilemek

olarak değerlendirildi.86

ATAK Projesi’nin ihale iptalinin altında yatan en önemli teknik neden;

ihaleyi kazanan Amerikan Bell Textron firmasının görev bilgisayarı (Mission

Computer) konusunda Türkiye’nin istediği teknoloji transferi ile milli yazılım

konularında sorunlar çıkarmasıydı.87 Türkiye, SSM kurulduktan sonra

savunma sanayini oluştururken, dünyada pazar sıkıntısı çeken büyük

savunma şirketlerinden büyük ihaleler yoluyla yüksek teknoloji transferi

amaçlıyor ve bu şartı da bütün büyük savunma ihalelerine koyuyordu.

Projede, Amerikan firmasıyla sorun çıkması durumunda yedek olarak seçilen

Rusya-İsrail ortak konsorsiyumu olan Kamov/IAI firmasıyla görüşmeler

yapılması gerekirken ihale tamamen iptal edildi. Türkiye’nin, AB üyesi olması

durumunda bu kadar büyük taarruz helikopteri ihtiyacının olmayacağı

değerlendirilse de bu ihtiyaç tamamen ortadan kalkmadı ve yeni bir şartname

ile tekrardan ihaleye çıkılması bekleniliyordu. İhalenin iptal edilmesiyle Rus-

İsrail konsorsiyumu avantajını kaybetti. Çünkü açılan yeni ihaleye bütün silah 83 Vakur Kaya, “Türkiye’den Sert Uyarı”, Türkiye (4 Aralık 1999). 84 M. Ali Tuğtan, “Hangi Amaçlar İçin ve Nasıl Bir Askeri Güç?”, Foreign Policy, Temmuz / Ağustos, 2004, s.17-18. 85 “ATAK’ta İbre AB’den Yana”, Cumhuriyet (08 Mayıs 2005). 86 Uğur Ergan, “ABD’ye King Kobra Şoku”, Hürriyet (15 Mayıs 2004). 87 “ABD ile Helikopter Bunalımı”, Cumhuriyet (12 Temmuz 2001).

Page 37: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

28

üreticisi firmalar davet edildi.88 Tuğtan’a göre bu durum en çok TIGER

Taarruz helikopterini üreten Fransa-Almanya ortaklığı olan Eurocopter

Firması’nın yararına olmuştu. Bu şekilde, Türkiye’nin AB’ye adaylık

görüşmeleri öncesinde Fransa ve Almanya’nın tutumunu etkileyeceği

değerlendirilmekteydi. Bu da ihalenin politik iptal nedeni olarak görülebilir.

Türkiye’nin, AB’ye aday ülke olarak görüşmelere başladığı göz önüne

alınırsa, o dönem için politik nedenin daha ağır bastığı söylenebilir.

Tank 2000 Projesi’nin iptal nedeni olarak da en güçlü aday olan Alman

firmasıyla teknoloji transferi ve ortak üretim konusundaki şartlarda anlaşmaya

varılamaması yatmaktadır. Daha önceki Alman silah ambargoları da

hatırlanırsa Alman Hükümeti’nin teknoloji transferi ve ortak üretim konusunda

firmalarına kısıtlamalar getirdiği değerlendirilebilir. O dönemde, Türkiye’nin

AB’ye aday ülke olarak görüşmelere başlaması durumunda bu kısıtlamaların

daha kolay aşılacağı değerlendirilmekteydi. Savunma Sanayii İcra

Komitesi’nin (SSİK) 30 Mart 2007 tarihindeki toplantısında Tank 2000

Projesi’nin yerli olarak üretilmesine karar verildi ve Türk Ana Muharebe Tankı

(TAMT) Projesi adı altında OTOKAR A.Ş ile anlaşma yapıldı.89

Genel Kurmay Başkanı Org. Karadayı’nın Mayıs 1998 tarihinde

gerçekleştirdiği Moskova ziyareti sırasında TSK’nın açacağı silah ihalelerine

Rusya’nın da katılabileceğini dile getirmesi, Kıbrıs Rum Kesimi ile yaşanan

S–300 füze krizi ve özellikle PKK konularında Rusya’nın o dönemde

tutumunu Türkiye lehine değişmesinde etkili olmuştur.90

Ama batı standartlarında silah sistemlerini kullanan Türkiye’nin

Rusya’dan büyük alımlar yapmayacağı da bir gerçektir. Türk Silahlı

Kuvvetlerinin envanterinde bulunan savunma teçhizatı son yıllarda

gerçekleştirilmeye çalışılan projeler hariç % 90 oranında ABD kaynaklıdır ve

yeni ihtiyaçların tedarikinde de ABD menşeli teçhizat tercih edilmektedir.91

88 SSM web sayfası, (Erişim) http//www.ssm.gov.tr, 10 Aralık 2006. 89 Hakkı Kurban, “Savunmada Milli Dönem-5”, Tercüman (14 Mayıs 2007). 90 Nerdun Hacıoğlu, Sezai Şengün, “Silaha Karşı S–300”, Hürriyet (20 Mayıs 1998). 91 Arslan, a.g.e., s.60, Turgut Şenol, “Türkiye – ABD Savunma Sanayii İlişkileri”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 1994, s.1.

Page 38: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

29

Nitekim 2001 yılında sonuçlanan ağır nakliye helikopteri projesinde tercih bir

Amerikan firmasına ait CH-53E tipi helikopter lehine kullanılmıştır. 8 adet

helikopterin Türkiye’ye maliyeti 345 milyon ABD dolarıydı. Rus helikopteri

Mİ-26T için verilen teklif ise sadece 120 milyon ABD dolarıydı. Neredeyse üç

kat fiyat farkına rağmen özellikle bakım bağımlılığı bu tercihte etkili

olmuştur.92 1995 yılında Rusya’dan satın alınan MI-17 orta nakliye

helikopterlerinde bakım ve yedek parça yönünden yaşanan büyük sıkıntılar

karar da etkili olmuştur.

Savunma ihtiyaçlarının özellikleri sebebiyle, savunma sektöründe fiyat

genellikle ticari piyasadakinden daha az önem taşımaktadır. Fiyat ana silah

sistemlerinin satın alınması sırasında müşteri tarafından dikkate alınan birçok

faktörden sadece biridir. Savunma sanayii ürününde aranan en önemli kriter

zamanı geldiğinde zor şartlarda dahi kendisinden beklenen performansı

gösterebilmesidir.93 Ancak bu ihale 2001 yılında ekonomik nedenlerden

dolayı dondurulmuş, 2006 yılında ise yeniden açılmıştır. Açılan yeni ihaleye

ABD’den Boeing firması CH-47, Sikorsky firması CH-53, Rusya’dan Kamov

firması da MI-26 helikopteri ile katılmışlardır. İhale halen tekliflerin

değerlendirmesi aşamasındadır.94

4. SOĞUK SAVAŞ SONRASINDA TSK’DA MODERNLEŞME VE YENİDEN

YAPILANMA SÜRECİ

Soğuk Savaş döneminde NATO içinde SSCB tehdidine göre organize

olan ve silahlanan TSK, bu tehdidin ortadan kalkmasıyla yeni bir

yapılanmaya gitti. 1990’ların başında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi

yenilenilerek SSCB tehdit olmaktan çıkartılmış, birliklerini yeniden organize

92 Önder Baran, “Gelişmekte Olan Ülkelerde Savunma Harcamalarının Ekonomiye Etkisi”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 2004, s.6. 93 Ülger, a.g.e., s. 44. 94 SSM web sayfası, (Erişim) http//www.ssm.gov.tr, 10 Aralık 2006.

Page 39: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

30

edilmiş ve yoğun bir modernizasyon çabasına girilmiştir.95 Daha küçük, daha

hareketli, ateş gücü ve beka kabiliyeti daha yüksek birliklerden oluşan bir

askeri güç yaratmak ve bu gücün silah sistemlerini mümkün olan en ileri

teknoloji transferi, yüksek yerli sanayii payı ve ortak üretim yoluyla edinerek

dışa bağımlılığı olabildiğince azaltmak için askeri alanda yeni bir

yapılanmaya gidilmiştir. Bu kapsamda tümen ve alay kuruluşları kaldırılarak

tugay ve tabur kuruluşlarına geçilmiş ve tüm ana silah sistemlerini kapsayan

modernizasyon programları başlatılmıştır.

Türkiye, Soğuk Savaş’ı izleyen on yıl boyunca yoğun bir

modernizasyon çabasına girişti. Tuğtan’a göre bu çabaların bir kısmı,

1980’lerden gelen tedarik (F-16 projesi gibi) planlarının devam ettirilmesi, bir

kısmı silah teknolojilerinde meydana gelen değişikliklere uyum sağlanması,

bir kısmı da PKK terör örgütüyle yürütülen mücadelenin doğurduğu

ihtiyaçların karşılanması amacını taşıyordu. 1996 yılında özel sektör

temsilcilerinin katıldığı bir konferansla kamuoyuna da duyurulan uzun

dönemli tedarik planlarının temel amacı, askeri ve teknolojik açıdan pek çok

eksiği bulunan, silah sistemlerinin tedariki açısından dışa bağımlı bir Türkiye

görüntüsünün ortadan kaldırılması ve yerli sanayinin TSK’nın ihtiyaçlarının

karşılanmasındaki payının artırılmasıydı.

EK-1’de sunulan kuvvet bazındaki tablolardan da anlaşılacağı üzere

TSK, önümüzdeki 25-30 yıl içerisinde 150 milyar ABD dolarlık bir askeri

harcama yapmayı planlamaktadır.96 Bu amaç doğrultusunda yerli savunma

sanayii kurma hedefi konularak silah sistemlerinin teknoloji transferi ve ortak

üretim yoluyla tedarik edilmesi amaçlanmaktadır. Zaten 1975 ABD Silah

Ambargosu’ndan sonra Türkiye’de başlatılan savunma sanayini oluşturma

çabaları, sürekli olarak teknoloji transferi ve azami yerli katkı düşüncesi

üzerine kurulmuştu. 1990’lı yıllara gelindiğin ise tüm dünyada azalan

savunma harcamaları, ürettikleri silah sistemlerine yeterince müşteri

bulamayan büyük yabancı silah üreticisi firma ve ülkelerini önceden pek

95 Tuğtan, a.g.m., s.19. 96 Türk Savunma Sanayii, TOBB Yayınları, 1997, s. 66-69. Sabah Gazetesi, 11 Aralık 1999.

Page 40: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

31

sıcak bakmadıkları teknoloji transferi ve ortak üretim konusunda daha esnek

davranmaya zorladı. Bu ülkelerin silah satışı konusundaki denetim organları

da bu gelişmelere uydu. Şüphesiz bu ortam Türkiye’nin işine yaradı ve silah

alım projeleri sıkça çeşitli konularda politik bir araç olarak kullanıldı.

Soğuk Savaş sonrası dönem, Türkiye açısından askeri gücün politik

bir araç olarak en çok kullanıldığı bir dönem olmuştur. Konulan hedefler ve

belirlenen askeri harcamalar, o dönemde adı “iki buçuk savaş” olarak anılan

stratejiye hazırlanmayı amaçlıyordu.97 O dönemde çevre ülkeler ile

kıyaslandığında Türkiye askeri açıdan güçlü bir görüntü veriyordu. Ayrıca

gerek bölgesel rekabette, gerek komşuları ile devam eden

anlaşmazlıklarında, gerekse de iç sorunlarını çözmekte, politikanın bir aracı

olarak askeri güce giderek daha sık başvuruyor ve ileride de daha sık

başvurmanın hazırlıkları içerisinde görülüyordu. Tuğtan’a göre bu durum

1998 yılında zirveye çıktı ve Türkiye “Caydırıcı Baskı Politikası” ile Suriye’nin

Abdullah Öcalan’ı sınır dışı etmesini sağlayarak askeri güce dayalı kriz

diplomasisinin en somut sonuçlarından birini elde etmiş oldu. Bu en bariz

örneğe; Kardak Krizi, Kuzey Irak’a yönelik operasyonlar, S-300 füzelerinin

Kıbrıs Rum Kesimi’ne ulaşmasının askeri tehdit ile engellenmesi, Ege

Denizi’nde karasularının 12 mile çıkarılma sorununun savaş nedeni

sayılması, TSK’nın Azerbaycan ve Gürcistan’da giderek artan etkinliği, İsrail

ile yakınlaşmanın temelini oluşturan 1996 yılındaki askeri işbirliği anlaşması

ve silah alımları, ABD ve Avrupa ile ilişkilerde savunma ihalelerinin bir koz

olarak kullanılması gibi diğer örnekler de eklendiğinde görülecektir ki,

1990’larda bir politika aracı olarak askeri güç, Türk diplomasi tarihinde ender

görülen bir sıklıkta kullanılmıştır.

Tabii, askeri gücün 1990’ların ortasından itibaren politikanın bir aracı

olarak sık sık kullanılabilmesine olanak sağlayan en önemli etken, yeterli

caydırıcılık kapasitesine bulunan bir askeri güce sahip olabilmektir. Bu

caydırıcılığın kaynağını ise, bu dönemde gerçekleştirilen modernizasyon

97 Tuğtan, a.g.m., s.20.

Page 41: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

32

programları sonucunda edindiği kabiliyetler oluşturmaktadır.98 Bu kabiliyetin

idamesi dışarıdan alımlar ile hem riskli olmaktadır hem de ülke ekonomisine

büyük yük getirmektedir.

98 Tuğtan, a.g.m., s.21.

Page 42: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

33

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SAVUNMA SANAYİNİN ÖZELLİKLERİ

1. ULUSAL SAVUNMA VE SAVUNMA SANAYİİ İLİŞKİSİ

Ulusal savunma; etkili silah geliştirme, güvenli haberleşme ve

gözetleme ağı kurma, kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlara karşı

korunma, istihbarat ve caydırıcılık gibi unsurların dikkatle ele alınmasını

gerektirir. Ulusal savunmanın en önemli koşulu, yüksek teknolojinin geçerli

olduğu, bilim yoğun ve güçlü bir ulusal sanayiye sahip olmaktır. Bir ülkede

savunma sanayinin gücü, o ülkenin bu alandaki bilgi birikimi ve sahip olduğu

teknolojik yetenekler ile belirlenir. Bu nedenle ulusal savunma stratejisi

belirlenirken, ülkenin bilim ve teknoloji yeteneklerinin yükseltilmesi ve

AR-GE olanaklarının arttırılması amaçlanmaktadır.99

Savunma sanayii, nitelikli işgücünün istihdamını, ileri teknolojilerin ve

bunun sonucu olarak da temel AR-GE faaliyetlerinin sürekli olarak

gerçekleştirilmesini, yüksek seviyede yatırımı, tek bir alıcıya yönelik üretimi

ve üretimde etkin bir şekilde devamlılığın sağlanmasını gerekli kılar. Ayrıca,

ülkenin güvenliği nedeniyle savunma sanayii ürünleri, güvenilirlik ve gizlilik

gibi özel niteliklere sahiptir. Savunma sanayii ürünleri, değişen dünya

koşulları, ortaya çıkan tehditlere kolaylıkla uyum sağlayabilir ve idame

ettirilebilir olmalıdır. Teknoloji yoğun savunma sistemlerinin üretiminde,

tasarım, AR-GE faaliyetleri, yetişmiş insan gücünün kullanılması ve eğitimi,

teknik kadronun oluşturulması, test-değerlendirme, bakım-onarım ve idame

99 Leyla Sevgi, “Ulusal Savunma, Ürüne Dayalı ARGE ve ARGE'ye Dayalı Tedarik Kapsamında TÜBİTAK, Üniversiteler ve Endüstri”, 21. Yüzyılda Kritik Teknolojiler Sempozyumu, Gebze/Kocaeli, 2001, s.1. naklen N.Talu Conlan, “Türk Savunma Sanayii Şirketlerinin İhracatını Artırmak İçin Uygulanabilecek Yöntemler”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 2004, s.9.

Page 43: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

34

aşamalarının yüksek maliyet gerektirmesi nedeniyle yüksek boyutta finansal

desteğe ihtiyaç duyulmaktadır.100

2. SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜN ÖZELLİKLERİ

Savunma sanayii ve ürünleri ile ilgili ilk akla gelen özellikler; ileri

teknoloji, yüksek kalite, kapsamlı lojistik destek, iç ve dış pazardaki

sınırlamalar, mali portesi büyük ve genellikle özel maksatlı yatırım, üst

düzeyde güvenlik ve gizlilik ile yüksek maliyet şeklinde sıralanabilir.101

Savunma sanayii ürünlerinin kullanım süreleri ile konsept

aşamasından kullanıma girme aşamasına kadar geçen süre uzundur.

Üretim aşamasında uyulması gereken teknik performans parametreleri ve

standartlar yüksektir. Ürünlerin, ağır çevre koşullarında çalışabilir ve

dayanıklı olmaları gerekir. Bu nedenlerle, savunma sanayii ürünlerinin uzun

süre test edilme zorunluluğu vardır.102

Savunma Sanayinin; pazar şartları da farklıdır, özel amaçlı üretim

elamanları ve test ekipmanlarına ihtiyacı vardır, oldukça yoğun kayıt tutma

ve rapor verme zorunluluğu vardır ve ayrıca daha kapsamlı mühendislik ve

bilimsel kabiliyetlere sahip olması gerekmektedir.103

Ülkelerin savunma sanayii potansiyeli ile ekonomik potansiyeli

arasında doğrusal bir orantı vardır. Savunma sanayii potansiyelinin ekonomik

potansiyeli zorlayarak aşması, ülkelerin sosyo-ekonomik dengelerinde

bozukluk meydana getirir. “Her silahlanma teşebbüsü ve savunma sanayii

yatırımı ülke güvenliğine bir güç kazandırırken, ülkenin konforundan da bir

100 Lale Sarıibrahimoğlu, “Turkish Defence Procurement, Joint Ventures & Offset Agreements, the International Guide to the Turkish Defence Industry”, Global Defence Reports, SMİ Publishing Ltd UK, 1999, s.156 naklen Conlan, a.g.e., s. 8. 101 Alnıak, a.g.m., s. v. 102 Conlan, a.g.e., s. 10. 103 Arslan, a.g.e., s.39.

Page 44: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

35

şey götürmektedir”.104 Tehdit ile tedbir arasında bir denge kurulmalıdır.

Sovyetler Birliği’nin çöküşünde savunma harcamaların payı büyüktür.

Savunma sanayii gelişmiş ülkelere baktığımız zaman savunma

sanayinin pahalı fakat lokomotif bir sektör olduğunu görüyoruz.105 Büyük

firmaların yer aldığı savunma sektörü, genel ekonomik yapının bir parçası

olarak ekonominin diğer sektörlerindeki faaliyetlere benzerlikler

göstermekle birlikte kendi niteliğinden kaynaklanan bazı farklılıkları da

ihtiva eder. İleri teknoloji, yüksek kalite, kapsamlı lojistik destek, iç pazarda

tek müşteri, dış politik etkilere bağlı bir dış pazar, büyük ve genellikle özgün

yatırımlar, gizlilik bu farklılıkları karakterize eden öğelerden bazılarıdır106.

Savunma sanayii işletmeleri büyük ölçüde sermaye ve teknoloji yoğun

işletmeler olmaları nedeniyle istihdamı artırma olanağı da sınırlıdır.107

3. SİLAH TEDARİK ŞEKİLLERİ

3.1. Dışarıdan Satın Alma

Ülkeleri dışarıdan satın alma yoluyla silah tedariğine yönelten

faktörler arasında bu silah sistemlerinin yurt içinde üretimi için gerekli

teknolojik altyapı ve bilgi birikimin olmaması, genelde küçük miktarlı alımlar

olması sebebiyle yurt içinde üretimin ekonomik olmaması, uluslararası

alanda politik destek bulma ihtiyacı ve yeni teknolojilere sahip olma isteği

sayılabilir.

104 Alnıak, a.g.m., s. v. 105 Alnıak, a.g.m., s. viii. 106 Baran, a.g.e., s. 4. 107 Kaya, a.g.e., s. 492.

Page 45: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

36

Ancak silahın salt ekonomik bir mal olmadığı ve politik özelliğinin daha

ağır bastığı göz önünde bulundurulduğunda, silahların dışarıdan tedarik

edilmesinin sakıncaları olduğu söylenebilir. Türkiye, bu durumu en çok

tecrübe eden ülkeler arasındadır.

Ekonomi teorisinde, normal koşullarda bir alıcının bütün ekonomik

malları piyasadan istediği zaman ve istediği miktarda satın alabileceği kabul

edilir. Buna karşılık, savunma ürünlerinin satışı politik destek ve teknoloji

transferi anlamına da geldiğinden, silah üreten ülkeler, en modern silahlarının

ve kendi geliştirdikleri teknolojilerin düşman ya da rakiplerinin eline geçmesini

istemezler. Bu silahlar, kritik teknolojiler olarak nitelendirmekte ve çok ender

durumlar dışında üretici ülkeler diğer ülkelere bu silahları vermemektedirler.

Ülkelerin dış silah tedarik kaynaklarına güvenmemelerine neden olan

çeşitli stratejik faktörler vardır. Silah ihracatçısı ülkelerin savaş zamanında

olduğu kadar barış zamanında da silah transferi aracılığıyla politik alanda

kendi konumlarını kuvvetlendirme imkânına sahip olmaları ve bunu alıcı

ülkeler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmaları sıkça görülen bir

durumdur. Ayrıca, satıcı ülkenin kendi silahlı kuvvetlerinin ihtiyaçlarına

öncelik verme ihtimali ve dışarıdan tedarik edilen silahların alıcı ülkelerin

ihtiyaçlarını tam olarak karşılamama ihtimali de vardır. Bu durumu Türkiye

Soğuk Savaş döneminde yaşamıştır.

Silah ihracatçısı ülkeler, gerek silah sattıkları ülkelerde ve gerekse

uluslararası alanda silah transferinin kontrolünü ellerinde tutarak, egemen

ve baskıcı konumlarını devam ettirme imkânına sahip bulunmaktadırlar.

Benzer şekilde silah üreticisi ülkeler, silah geliştirme sürecindeki AR-GE

harcamalarını silah ihracatı aracılığıyla diğer ülkelere aktararak, ihtiyaç

duydukları gelişmiş silah sistemlerini daha ucuza mal etme ve ihracattan

sağladıkları büyük kazançlarla yeni projelerini finanse etme imkânı

yaratmaktadırlar. Diğer taraftan, kriz veya savaş gibi olağanüstü

durumlarda ihtiyaç duyulan silah üretim kapasitesinin hazır tutulması ve bu

alanda yetişmiş insan gücünün istihdamının sürdürülmesi savunma sanayii

gelişmiş ülkeler açısından avantaj sağlamaktadır. Ayrıca silah satıcısı

Page 46: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

37

ülkeler, alıcı ülkelerin kendi çıkarlarıyla çatışmaya girişmeleri durumunda,

bu ülkelere yaptıkları silah transferlerini durdurarak alıcı ülkelerin

politikalarını etkileme imkânına sahip bulunmaktadırlar.

Ülkelerin dışarıdan silah tedarikinde karşılaştıkları olumsuzlukların

ve tehlikelerin ulusal savunmalarında hayati öneme haiz olduğu açıktır.

Dolayısıyla bu etkenler, ekonomik prensiplere ters düşse bile, ülkeleri kendi

ekonomik güçleri ölçüsünde kısmen veya tamamen dışa bağımlı olmaktan

kurtulmanın yolu olarak benimsenen yurt içinden tedariğe yani kendi

savunma sanayilerini kurmaya yöneltmektedir.

3.2. Yurt İçinde Üretim

Ülkelerin bağımsızlıklarını güçlendirmede ve uluslararası alanda daha

önemli bir rol oynayabilmelerinde silah üretimi önemli bir yer tutmaktadır. Bu

nedenle gelişmiş bir savunma sanayinin varlığı, özgüveni artırdığı gibi,

uluslararası alanda da güç dengeleri üzerinde etkili olmaktadır.

Silah tedariğinin ülke içerisinden yapılmasında pek çok politik ve askeri

kazançların bulunduğu aşikârdır. Buna rağmen, modern silah sistemlerinin

yerli imkânlarla üretimini, ancak sanayileşmiş ve ekonomileri güçlü olan

çok az sayıdaki ülke gerçekleştirebilmektedir. Buna karşılık silah tedariğinde

dışa bağımlı olanlar ise genellikle gelişmekte olan ve ekonomik yapı itibariyle

zayıf ülkelerdir. Ayrıca, sanayileşmiş ülkelerdeki silah üretimleri, çok büyük

şirketlerce yapılmakta ve büyük bir çoğunlukla da devletin desteği ve

garantisi altında bulunmaktadır. Devlet desteğine karşılık yine de bazı

projelerin gerçekleştirilebilmesi süper devletlerin dışındaki diğer ülkelerin

ekonomik imkânlarını aştığından, ülkeler önemli silah sistemlerinin üretimini

uluslararası işbirliği yoluyla gerçekleştirmeye yöneltmektedir. Savunma

sanayii gelişmiş ülkeler dahi AR-GE masraflarını azaltmak için bazı projelerde

uluslararası destek aramaktadırlar. ABD tarafından geliştirilen Geleceğin

Page 47: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

38

Savaş Uçağı F-35 projesinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu sekiz ülke

AR-GE masraflarına katkıda bulunmaktadırlar.108

İhtiyaç duydukları silahları yerli üretim yoluyla tedarik etmeye

yönelen ülkeler silah üretiminde büyük güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Bu

güçlüklerden bazıları; finansman, teknoloji transferi, teknoloji üretimi, iç

talebin yetersizliği, diğer sanayileşmiş ülkelerle rekabet, hammadde ve yarı

mamullerde dışa bağımlılığın devam etmesi, maliyet ve kalite güvenilirliği

gibi ekonomik ve teknik faktörlerdir.

3.3. Askeri Yardımlar

Silah tedariğinin diğer bir yolu da askeri yardımlardır. Gelişmiş

ülkeler, ihtiyaç fazlası veya envanter dışı bıraktıkları silah sistemlerini ve

askeri malzemeleri ikili veya çok taraflı anlaşmalar çerçevesinde müttefik

ülkelere hibe olarak vermektedirler. Bu tür yardımlardan daha çok az gelişmiş

veya gelişmekte olan ve silah üretimi için gerekli ekonomik ve teknolojik

altyapıya sahip olmayan ülkeler yararlanmaktadır.

Geçmiş tecrübeler, silahlanma açısından büyük ölçüde askeri

yardımlara bağımlılığın büyük mahsurlar taşıdığını göstermiştir. Zira askeri

yardımlar neticesinde, alıcı ülkelerin başlangıçta bedelsiz olarak tedarik

ettikleri silah sistemlerinin idamesi için uzun vadede büyük meblağlara varan

kaynakları yurt dışına transfer etmek zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca, yardım

alan ülkelerin yerli sanayilerinin ve bunun paralelinde teknoloji üretme

kabiliyetlerinin gelişmediği ve tıpkı dışarıdan satın alma yoluyla tedarikte

olduğu gibi politik ve ekonomik alanda dışa bağımlılıklarının devam ettiği

görülmektedir.

108 SSM web sayfası, (Erişim) http//www.ssm.gov.tr, 18 Nisan 2007.

Page 48: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

39

Askeri yardımların çoğu kez devamlılık arz etmemesi, eski teknolojiye

göre imal edilmiş silah sistemlerini ihtiva etmesi ve dolayısıyla gerçek

manada ihtiyacı karşılayabilir nitelikte olmaması ve yurt içinde üretim ile

sağlanabilecek bazı ekonomik kazançları engelleyici bir rol oynaması, bu tür

bir tedarik yönteminin uygulanmasını sakıncalı kılmaktadır.109

Türkiye, ABD’den 1950 yılından itibaren 11.1 milyar ABD doları

civarında savunma yardımı almıştır. Bu yardımın 6.3 milyar ABD doları hibe,

4.8 milyar ABD doları ise kredi olarak alınmıştır.110

Askeri yardımlar, bir taraftan muhtelif gerekçelerle sınırlandırılmaları

ve hatta Almanya örneğinde olduğu gibi durdurulmaları, devam etmekte olan

yardımların siyasi baskı unsuru olarak kullanılmaları ve hibe yardımdan

pahalı krediye dönüştürülmüş olmaları sebebiyle cazibesini yitirmiştir.111

4. SAVUNMA SANAYİİ VE AR-GE

Ülkeler savunma sanayilerini kurarlarken savunma sanayini milli

egemenliğin bir şartı olarak görmektedirler. Savunma teknolojilerinin gizliliğini

yasal düzenlemelerle korumakta ve geliştirilmesini desteklemektedirler.

Ayrıca, savunma sanayii ürünlerini serbest ticaret kapsamı dışında

tutmaktadırlar.112

Savunma Sanayini, ulusal teknoloji ve ulusal sermayeye

dayandırmayan ülkelerin askeri gücü ve caydırıcılığı göstermelik olmaktan

ileri gidemez. Sermaye yapısı milli olmayan Ataş Rafinerisi’nin Kıbrıs

Buhranı sırasında bakıma alınıp, üretimi durdurması Türkiye’yi uçak yakıtı

109 Baran, a.g.e., s 10. 110 Kaya, a.g.e., s. 495. 111 Ekinci, a.g.e., s.131. 112 Aytekin Ziylan, “Savunma Sanayinin Gelişmesinde Dünyadan Örnekler ve Türkiye”, Savunma Sanayindeki Teknolojik Gelişmeler Sempozyumu Bildiriler Kitabı, cilt II, KHO Yayınları, Ankara, 1997, s. 4.

Page 49: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

40

yönünden büyük sıkıntıya sokmuştu. 113 O dönem de uçak yakıtı Ataş

Rafinerisi’nde üretiliyordu ve yeterli jet yakıt stoku yoktu.

Her iki Körfez Savaşı’nda da Irak ordusunun elinde bulunan silahların,

radarların, düşman tanıma sistemlerinin üretici ülkeler tarafından felç

edilmesi Irak’ın elini kolunu bağlamıştır. Falkland Savaşı sırasında Arjantin,

Fransa’dan satın aldığı Exocet füzeleri ile iki İngiliz gemisini vurmuş, ancak

Fransa’nın bu füzelerin özelliklerini İngiltere’ye vermesi ve Fransa’nın parası

ödenen 9 füzeyi Arjantin’e teslim etmemesinden dolayı savaşın seyri

değişmiştir. Savaşın başında elinde 5 adet Exocet füzesi olan Arjantin,

parasını ödediği 9 adet füzeyi Fransa’nın İngiltere ile anlaşarak ambargo

uygulaması sebebiyle alamamıştır. 114

4.1. AR-GE Faaliyetleri ve Teknolojik Tasarım

Savunma ürünleri tedariki konusunda iki önemli yöntem vardır.

Bunlardan ilki milli araştırma ve geliştirme faaliyetleri neticesinde üretim,

diğeriyse ithalattır. Genellikle ihracatı gerçekleştiren ülkeler, AR-GE

faaliyetlerine ve teknolojik tasarım konularına büyük önem veren Batı Avrupa

ülkeleri ve ABD olmuştur. İthal eden ülkeler ise, bu gelişmelerden yoksun

gelişmekte olan ülkelerdir. Bu konuda dikkate alınması gereken bir husus da,

savunma sanayii konusunda tamamen kendine yeterli olmanın maliyet etkin

olmayacağıdır. Devletin bu sektöre sağladığı desteğin ve AR-GE

faaliyetlerinin yüksek maliyetinin yanı sıra, müttefik ülkelerle ilişkiler ve

uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi yönünde atılan adımlar, birçok açıdan

karşılıklı silah ticaretinin önemini vurgulamaktadır.

113 Kemal Özden, “Ulusal Savunma İçin Ulusal Ekonomi”, Savunma Sanayii Sempozyumu -2000, Ankara, 2000, s.503. 114 Aytekin Ziylan, “Savaş Nasıl Kazanıldı”, Aselsan Dergisi, Ocak, 1997, s.15-19. (Time Dergisinden çeviri, 9 Eylül 1996)

Page 50: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

41

Soğuk Savaş sonrası dönemde geleneksel silah ithalatçılarının

gelişmekte olan ülkelerden çok, Türkiye’nin de dâhil olduğu yeni

sanayileşmeye başlayan ülkeler olduğu gözlemlenmektedir. Bu yeni

gelişim süreci, ithal ikamesi, mühendislik faaliyetlerinin yerli sanayiye

odaklanması, lisans altında üretim ve hatta yabancı tedarikçi ile daha

yakın işbirliği neticesinde, sınırlı da olsa yerli sanayii tabanının oluşmasına

yardımcı olmuştur. 115

Dünya silah piyasalarına genel olarak bakıldığında, gelişmiş

konvansiyonel silahların az sayıdaki gelişmiş ülkeler tarafından üretildiği

ve dünyanın büyük bir bölümüne ihraç edildiği gözlenmektedir. ABD,

piyasanın en büyük AR-GE yatırımcısı konumundadır. Soğuk Savaş

döneminde ABD dış politikasında egemen paradigma olan realizm; ileri

teknolojiyi hegemonyanın bir göstergesi olarak kabul etmekteydi.116

Avrupa ülkeleri, bölgesel işbirliği yoluyla en büyük rakipleri ABD'ye

karşı finansal ve teknolojik sınırlamaları en aza indirmenin yollarını

aramaktadırlar. Özellikle AGSP yoluyla, savunma sanayinde özel bir AR-

GE politikası ortaya koymuşlardır. Rusya ve İsrail de son yıllarda AR-

GE'ye ve teknolojik gelişmelere verdikleri önem sayesinde ve dış piyasalar

konusunda sürekli güncellenen verileri dikkate alarak önemli birer silah

ihracatçısı konumuna gelmişlerdir.117

Aşağıda Tablo 3.1’de, savunma sanayii alanında önde gelen

ülkelerdeki AR-GE harcamaları gösterilmektedir. Tablo’da da görüleceği gibi

ABD’nin AR-GE harcamaları Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında büyük bir

üstünlüğe sahiptir. Bu üstünlük, ABD’yi savunma sanayii ürünü ihracında lider

konuma getiren en önemli unsurdur.

115 SIPRI Year Book 2003, “Armaments, Disarmament and International Security”, Oxford University Press, 2002, s. 218-252. 116 Bostanoğlu, a.g.e., s. 227, 277. 117 SIPRI Yearbook 2003, “Defence Industrial Policies: Russia, Military Spending and Armaments 2002, Arms Production”, Oxford University Press 2002, s.398.

Page 51: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

42

Tablo 3.1: 1991-2002 Yılları Arası Batı Avrupa Ülkeleri ve ABD'de Askeri Teçhizat ve AR-GE Harcamaları

Askeri Teçhizat Harcamaları (Milyar ABD Doları, 2000 yılı sabit fiyatları)

Ülke 1991 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002

Fransa - - - 7,7 6,6 6,6 6,4 6,5 6,6

Almanya 5,9 3,4 3,2 3,0 3,6 3,8 3,8 3,9 3,4

İtalya 3,2 2,5 2,7 2,2 2,5 2,5 3,2 2,3 2,8

İspanya 0,9 0,9 0,9 0,9 0,8 0,8 0,9 0,9 1,0

İngiltere 12,7 8,2 9,0 8,8 9,4 9,4 9,2 8,8 8,7

ABD 96,7 87,3 80,0 77,0 74,1 72,4 66,1 78,1 83,6

Askeri AR-GE Harcamaları (Milyar ABD Doları, 2000 yılı sabit fiyatları)

Ülke 1991 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002

Fransa 6,5 4,5 4,3 3,4 3,2 3,1 3,1 3,5 -

Almanya 2,0 1,6 1,7 1,7 1,5 1,4 1,3 1,2 -

İtalya 0,7 0,4 0,2 0,4 0,2 0,1 0,1 0,4 -

İspanya 0,6 0,3 0,4 0,7 1,2 1,2 1,3 - -

İngiltere 4,4 3,6 3,7 3,9 3,4 3,7 3,7 - -

AB Toplam 14,9 11,1 10,9 10,5 9,8 9,8 9,7 - -

ABD 49,7 42,1 41,6 42,5 42,0 42,7 42,6 44,5 50,6

AB ve ABD Toplam 64,6 53,2 52,5 53,0 51,8 52,5 52,3 - - Kaynak: SIPRI Yearbook 2003, Tables of National Arms Production, Oxford University Press 2003, Ek 11A.2, s. 404.

4.2. AR-GE Yönünden Türkiye ve Gelişmiş Ülkelerin Karşılaştırması

Teknoloji transferi üç şekilde olmaktadır. Birincisi; mal transferi olarak

tanımlanan hazır ürün satın alınmasıdır. Savunma sanayii ürünlerinde mal

transferi ile sağlanan teknoloji genelde eskimiş teknolojidir. İkincisi; dizayn

Page 52: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

43

teknolojisi transferidir. Bu tür transferler ortak üretim projelerinde uygulanır.

Teknoloji sahibi ülke ürün ile ilgili çizim ve iş akış şemalarını (blueprintleri)

diğer ülkeler ile paylaşır. Bu yöntemde de teknoloji transferi sınırlıdır.

Teknoloji transferinde üçüncü ve asıl transferin sağlandığı yöntem bilgi

transferi denilen tasarım teknolojisinin transferidir. Gelişmiş ülkeler tasarım

teknolojilerinin paylaşımında büyük sınırlamalar getirmektedirler.118

Savunma sanayii gelişmiş ülkeler AR-GE’ye büyük önem

vermektedirler. Bu amaçla ABD’nin Kritik Teknoloji Planı (Critical

Technologies Plan) ABD senatosu tarafından onaylanmıştır. NATO’nun

Avrupalı üyeleri tarafından yürütülen Avrupa Ortak Öncelik Alanları (Common

European Priority Area - CEPA) önemli programlardır. Türkiye’de de

edinilmesi düşünülen öncelikli teknolojiler konusunda çalışmalar yapılmıştır.

1991 yılında yapılan Sanayii Kongresinde, “Türk Bilim ve Teknoloji Politikası

1993-2003” adlı belge Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu tarafından

onaylanarak, bu çalışmaların TÜBİTAK tarafından yürütülmesine karar

verilmiştir.119

Dünyada yapılan AR-GE harcamalarının neredeyse % 85’i savunma

sanayinde kullanılmaktadır. ABD’nin 1993 yılında savunma sanayine AR-GE

için 56.1 milyar ABD doları ayırmıştır. Aynı dönem içinde silah pazarındaki

payı da % 49.2 olarak gerçekleşmiştir.120 Bu rakamlarla ABD, AR-GE

harcamalarında dünya liderliğini muhafaza etmektedir. 1995 yılında NATO

ülkelerin toplam AR-GE harcamaları 13.6 milyar ABD doları121 iken ABD aynı

yılda, Tablo 2.1’de de görüldüğü üzere 42 milyar ABD dolarından fazla

harcama yapmıştır. ABD savunma sanayii ürünleri pazarındaki liderliğini AR-

GE’ye ayırdığı kaynaklara borçludur. AR-GE‘ye ayrılan kaynakların sayısı

arttıkça silah sistemlerinde sayı azalırken daha nitelikli ürünler ortaya

118 Keith Krause, Arms and the State: Patterns of Military Production and Trade, Cambridge, 1992, s.24. 119 M.Kaya Yazgan, “Ulusal Güvenlik-Ekonomi-Teknoloji İlişkisi Üzerine”, Savunma Sanayii Sempozyumu – 2000, Ankara, 2000, s.109. 120 Mesut Hakkı Caşın, “Global Savunma Sanayinin Yeni Dinamikleri ve Muhtemel Gelişim Modelleri”, Savunma Sanayindeki Teknolojik Gelişmeler Sempozyumu Bildiriler Kitabı, cilt II, KHO Yayınları, Ankara, 1997, s.25. 121 Caşın, Global Savunma, s.30.

Page 53: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

44

çıkmaktadır. Savunma sanayii alanında ABD’ye rakip olan Avrupa’nın ortak

olarak geliştirmeye çalıştığı birçok proje teknolojik olarak ABD’li rakiplerinin

gerisinde kalmaktadır. Teknolojik olarak geri kalmış bir savunma sanayii

ürününü üretmek için yatırım yapmak ölü bir yatırımdır. Çünkü sadece iç

pazarı amaçlayan, ihracat potansiyeli olmayan bir savunma sanayii

yatırımının idamesi çok zordur.

Uluslararası rekabet gücüne sahip olmak ve bu gücü sürdürmek AR-

GE’ye ayrılan kaynaklarla doğru orantılıdır. Gelişmiş ülkelerde Gayri Safi Yurt

İçi Hâsıla’dan (GSYH) AR-GE’ye ayırdıkları pay % 1–3 iken Devlet İstatistik

Enstitüsü’nün (DİE) 1996 verilerine göre bu oran Türkiye’de % 0.45’dir. Bu

oranın, % 62.2’si yüksek öğretim, % 25.9’u sanayii sektörü ve % 11.9’u da

kamu tarafından ayrılmaktadır.122

Ülkemizde AR-GE için en fazla kaynak kullanan kurum TÜBİTAK’tır.

1964-2003 yılları arasında 1.8 milyar YTL kullanan TÜBİTAK, 2007 yılında

AR-GE için 618 milyon YTL ayırmıştır. Bu rakamlarla 2004-2007 yıllarında

toplam 2.3 milyar YTL TÜBİTAK tarafından AR-GE için kullanılmış

olacaktır.123 Bu Türkiye için olumlu bir gelişmedir.

ABD, Japonya ve Avrupa gibi sanayisi gelişmiş ülkelerde AR-GE’ye

en fazla kaynak kamu tarafından aktarılmaktadır. Savunmaya yönelik ana

sistemlerinin % 79’unu dışardan sağlayan Türkiye savunması oldukça dışarı

bağımlı bir görünüm arz etmektedir. Bir ülkenin milli egemenliği, sahip

olunan savunma sistemlerinden daha ziyade, bu sistemlerin üretilmesindeki

teknolojiye ne kadar sahip olduğuna bağlıdır.

Aşağıdaki tablolarda (Tablo 3.2 ve Tablo 3.3) 1990 yılı verilerine göre

gelişmiş ülkeler ile Türkiye’nin GSYH’den AR-GE’ye ve AR-GE’den

savunmaya ne kadar pay ayırdıkları verilmiştir.

122 “Savunma Sanayii ve Tedarik”, Bilim ve Teknoloji Strateji ve Politika Çalışmaları, TÜBİTAK BTP 98/01,Ocak, 1998, s.54. 123 “Teknolojiye Bütçeden 618 milyon YTL Kaynak”, Posta Gazetesi (11 Haziran 2007)

Page 54: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

45

Tablo 3.2: GSYH’dan AR-GE’ye ve AR-GE’den Savunmaya Ayrılan Paylar ÜLKE GSYH/AR-GE Oranı (%) AR-GE/Savunma Oranı (%)

İngiltere 2.2 44 Fransa 2.3 40 A.B.D 2.7 62.5 Almanya 2.8 13.5 Japonya 3.8 5.5 Türkiye 0.3 1

Kaynak: Savunma AR-GE 98 Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Mart 1998, Ankara, 103.

Tablo 3.3: Bazı Ülkelerin Kişi Başına AR-GE Harcaması

Kaynak: www.undp.org, 2002 naklen Önder BARAN: a.g.e.,64

Üniversite ile sanayii arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, savunma

sanayinde büyük önemi olan ileri teknoloji üretim altyapısı oluşturmak

açısından son derece önemlidir.124 Türkiye’de SSM kurulduktan sonra AR-

GE’ye 60 milyon ABD doları para aktarılmıştır.125 Bu paranın büyük bir

bölümü üniversitelere, özel şirketlere ve Genelkurmay Başkanlığı’na

verilmiştir.

124 İhracat Stratejisi: 1998-2005, Dış Ticaret Müsteşarlığı Yayınları, sayı 139, Ankara, 1998, s. 7. 125 SSM web sayfası, (Erişim) http//www.ssm.gov.tr, 20 Nisan 2007.

ÜLKE Kişi Başı AR-GE Harcaması (ABD Doları)

Türkiye 39.2

OECD Ülkeleri 536.7

AB 460.9

ABD 962.8

Polonya 68.1

Kore 403.6

Yunanistan 106.6

Japonya 776.5

İspanya 188.4

Page 55: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

46

Örneğin; TOW tanksavar füzelerinin zırh üzerindeki etkinliğinin

artırılması araştırmasını Atatürk Üniversitesi, Bor-Karbür esaslı zırh üretimi

ve model çekme deneyi İTÜ, Milimetrik Dalga Elektronik Harp projesi,

RAMJET Tipi Sıvı Yakıtlı Seramik Roket Motor Tasarım ve Üretimi ve

Silisyum-Karbür Esaslı Seramik Kompozit Malzeme Üretimi Ortadoğu Teknik

Üniversitesi (ODTÜ), Ulusal Savunma Sistemleri İçin Yazılım ve Donanım

Desteği Geliştirilmesi ise Boğaziçi Üniversitesi tarafından yürütülmektedir.126

Ülkemizde, AR-GE harcamaları için yeterli kaynak

ayrılamamaktadır. Türkiye'deki AR-GE harcamalarının GSMH'nın sadece

% 0.3-0.5'i oranında kalması, savunma sanayinin gelişmesindeki en önemli

engellerden birisidir. Ülkemizde savunma sanayii ihracatının büyük bölümünü

gerçekleştiren Aselsan ve Roketsan dışındaki şirketler, genellikle ihracat

amacıyla dış piyasalara açılan şirketler için minimum oran olan % 10 AR-GE

harcaması düzeyine ulaşamamaktadır. Türkiye'de tüm savunma

şirketlerinin 2000 yılında AR-GE'ye ayırdığı yatırımlar 43 milyon ABD

doları ile toplam cironun sadece % 5’lik bölümünü oluşturmaktadır.127

Üniversiteler ve bilimsel kuruluşların savunma alanında yaptıkları çalışmalar

yetersizdir. Savunma sanayii konusunda daha çok bilimsel nitelikte

ortak çalışmalar yapılması, özgün teknoloji tasarımı açısından önemlidir.

AR-GE sonucu elde edilen yüksek teknoloji ürünleri ithalatında,

Türkiye 3.1 milyar Euro ile Avrupa Birliği üyesi dışındaki Akdeniz ülkeleri

arasında ilk sırada yer almaktadır.128 Sarıibrahimoğlu’na göre, AR-GE

sonucu elde edilen yüksek teknoloji ürünleri ihracatında ise Türkiye'nin payı

158 milyon Euro'dur. Türkiye’de özel sektörde tam zamanlı AR-GE

personelinin sayısı 3.634 iken, İsveç'te 41.636'dır. Türkiye, yıllık 200 yerel

patent başvurusuyla Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı

(Organisation for Economic Co-operation and Development-OECD)

ülkeleri arasında sonuncu sıradadır. Türkiye'nin nüfusu İsveç'ten dokuz

kat fazla olmasına rağmen, her iki ülkede üniversite araştırmacılarının sayısı 126 SSM web sayfası, (Erişim) http//www.ssm.gov.tr, 20 Nisan 2007. 127 Conlan, a.g.e., s.23. 128 Sarıibrahimoğlu, Turkish Defence, s.200-201 naklen Conlan, a.g.e., s. 33.

Page 56: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

47

13.500 düzeyindedir. Bilgi çağına ulaşmış olmanın bir göstergesi olarak;

Türkiye'de GSYH'dan bilişim teknolojileri harcamalarına ayrılan pay % 2.3

iken İsveç'te % 8, Yunanistan'da % 4, OECD ülkelerinde ise ortalama %

6.5'tir. Her 1000 kişiye düşen internet bağlantısı sayısı Türkiye'de 4

civarında iken Finlandiya'da 120, OECD ülkelerinde ortalama 50

düzeyindedir.

Silah ihracatında ilk sıraları alan ülkeler konumlarını AR-GE’ye

yaptıkları harcamalara borçludurlar. Dünyada savunma sanayii sektöründe en

çok ihracat yapan ülkelerin teknoloji tasarımı ve AR-GE'ye verdikleri önemi,

OECD ülkelerinin savunma AR-GE'sine ayırdıkları kaynağa ilişkin veriler

açıkça göstermektedir.129

• 1998 yılında OECD ülkelerinin toplam savunma AR-GE'si

harcamalarının yaklaşık % 90’lık bölümü üç ülke tarafından

gerçekleştirilmiştir. Bu ülkelerden ABD'nin savunma AR-GE bütçesi OECD

toplamının yaklaşık % 80'ini, Fransa'nın ve İngiltere'nin ise her biri % 6’şar

olmak üzere %12'sini oluşturmaktadır.

• ABD'nin toplam AR-GE bütçesinin yarısından fazlası savunma AR-

GE'sine ayrılmıştır. İngiltere'nin savunma AR-GE'si bütçesinin toplam AR-GE

bütçesi içindeki payı da üçte birden fazladır. Fransa ve İspanya'da ise bu

oran dörtte bir civarındadır.

• 1999 yılında ABD'nin savunma AR-GE bütçesi GSYH'nın % 0.45'i

iken bu oran İngiltere'de % 0.26, Fransa'da da % 0.22 olarak

gerçekleşmiştir.

• 1990'lı yıllarda savunma AR-GE'si bütçesinin GSYH'ya oranı

birçok ülkede düşmüştür. Bu düşüşün başlıca sebebi askeri

harcamalardaki azalma olup, en fazla düşüş İsveç, ABD ve Fransa

bütçelerinde gerçekleşmiştir.

129 Güngör, a.g.e., s. 47.

Page 57: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

48

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

DÜNYA SİLAH PAZARI

Milattan önce 5. yüzyılda Atina ile İran arasındaki Peleponez

Savaşı’ndan beri silah transferleri ülkeler tarafından politik, askeri ve

ekonomik amaçlar için kullanılmaktadır. Silah sistemlerinin gelişimi ve

transferi imparatorlukların yıkılarak modern devletin oluşmasında etkili

olmuştur. 130

Dünya savunma pazarı uluslararası sistemdeki değişime paralel bir

yapıda gelişmiş ve yeni sistemin gereklerine ayak uydurmuştur. Bu yapı;

Dünya Savaşları Arası, Soğuk Savaş ve Soğuk Savaş Sonrası dönem olarak

üçe ayrılır. Bu üç dönemde silah ticareti, süper güçlerin ortaya çıkmasından,

müttefiklerin ve tehdit/çıkar merkezlerinin belirlenmesine kadar olan süreden

sonra bir geçiş dönemi yaşamış ve daha sonra da yeniden yükselişine

devam etmiştir.

Savunma sanayii ihracatı, politik, askeri ve ekonomik gerekçeleri ile

önem arz etmektedir. Ülke politikaları, öncelikleri ve diğer ülkeler ile

geliştirilmek istenen ilişkiler silah akışına yön vermektedir.131 Talep edilen

silah sisteminde kaç üretici olduğu, satıcı ülkenin hangi pakta üye olduğu,

teknolojiye ne kadar hâkim olduğu ve pazar payı gibi kriterler üretici ülkelerin

satış politikalarını etkilemektedir. Ancak burada esas olan satıcı ülkelerin

hangi nedenler çerçevesinde hareket ettikleridir. Birçok motifin etken

olabileceği bir gerçektir, ekonomik nedenler yanında politik sebeplerin de

etkili olduğu söylenebilir.

130 Krause, a.g.e., s.1. 131 M.Uğur Karavelioğlu, “Savunma Sanayinde İhracatı Artırmak”, Savunma Sanayii Sempozyumu – 2000, Ankara, 2000, s.472.

Page 58: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

49

1. DÜNYA SİLAH PAZARININ POLİTİK YÖNÜ

Silah en hızlı yayılan ekonomik mal olmasına rağmen, silah

transferlerinde politik etkenler birincil rol oynamaktadır. Politik etkenler; ülke

çıkarları ve güvenliğiyle ilgili faktörleri içermektedir. Bunların başında

ittifakların oluşturulması ve güçlendirilmesi, bölgesel güç dengelerinin

korunması, ideolojilerin yayılması, alıcı ülkelerde askeri üs oluşturulması,

nükleer silahların yayılmasının önlenmesi vb. gibi faktörler sayılabilir.132

Satıcı ülkelerin kendi ulusal ve uluslararası çıkarları çerçevesinde

belirledikleri müttefiklerine ve kısıtlı işbirliği yaptıkları ülkelere

gerçekleştirdikleri satışlar, pazarın yapısının oluşmasında etkili olmaktadır.

Özellikle iki bloklu uluslararası siyasetin en belirgin olduğu Soğuk Savaş

döneminin sonlarına doğru her blok kendi ideolojisini yaymak, bölgesel

dengeleri korumak, askeri üs edinmek ve stratejik doğal kaynakları kontrol

altında tutabilmek amacıyla alıcı ülkeleri belirlemişler ve amaçlarına

uygunlukları çerçevesinde bu ülkelere silah satışına izin vermişlerdir.133

Alıcı ülkeler de ekonomik, stratejik, askeri ve uluslararası çıkarları

veya etnik ve tarihi bağlarından dolayı bir kutup içindeki bir veya birkaç ülkeyi

ya da nadir olarak da değişen oranlarda her iki kutup mensubu ülkeleri

kullanmışlardır. Söz konusu alıcı ülkelerin silah tedarik şekilleri ve tedarik

miktarları, bulundukları bölgenin stratejik önemiyle ve bu bölgede etkili olan

süper güçler ve diğer endüstrileşmiş ülkelerin çıkarlarıyla doğrudan ilişkilidir.

Soğuk Savaş Sonrası dönemde her ne kadar bloklaşma sona ermiş

ise de, tek kaynağa dayalı tedarikte bulunan ülkelerin çoğunluğu, daha

önceki yıllarda edindikleri ekipmanların lojistik desteğini sağlamak amacıyla

ve ordularının eğitim, yatkınlık ve tecrübelerini göz önünde bulundurarak,

mümkün olduğu ölçüde aynı kaynaktan tedarike devam etmişlerdir.134

132 Murat Dinç, “Uluslararası Savunma Pazarındaki Rekabetin Temel Unsurları ve Türkiye'de Yerleşik Savunma Sistemleri Üreticilerinin Uluslararası Savunma Pazarındaki Rekabet Güçleri”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 1995, s.7-8. 133 Herbet Wulf, “Arms Industry Limited: The Turning-point in the 1990s Arms Industry Limiter”, SIPRI Yearbook 1993, s.5 134 Dinç, a.g.e., s.8-9.

Page 59: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

50

2. DÜNYA SİLAH PAZARININ EKONOMİK YÖNÜ

Silah en hızlı yayılan ekonomik maldır. Dünya, her yıl yaklaşık olarak 1

trilyon ABD doları tutarındaki kaynağı askeri amaçlar için kullanmaktadır.135

Başka bir deyimle, dünya toplam üretiminin % 5-6'sı askeri gereksinimlere

ayrılmaktadır. Ülkelere göre bu oran % 2 ile % 8 arasında değişmektedir.

Bazı özel durumlarda ise bu oran, % 1'in altı ile % 30'un üzeri arasındadır.

1987-1994 yılları arasında ABD 83.1, Rusya 71.4, Fransa 32, İngiltere

28.5, Çin 13.2, Almanya 5.6, Kuzey Kore 2.4, eski Yugoslavya 2.3, İtalya 1.5

ve İsrail 1.5 milyar ABD dolarlık silah satışı gerçekleştirmişlerdir.136 1992

yılında dünyada 50 adet satıcı 120 adet de alıcı konumunda ülke vardı.137

Yukarıdaki rakamlardan da anlaşılacağı üzere, yedi ülke (ABD, Fransa,

İngiltere, Almanya, Çin, Rusya, Ukrayna), neredeyse dünyadaki askeri

harcamaların dörtte üçünü gerçekleştirmektedirler. Aksuya göre; savunma

sanayii alanda sahip oldukları ileri düzey teknolojik bilgi birikimi ve deneyimler

bu ülkelere sadece askeri harcamaların dörtte üçünü elinde tutan değil,

aynı zamanda tüm askeri araştırma ve geliştirmelerin üreticisi olan ve silah

ile askeri araç dış satımının önemli bir bölümünü gerçekleştiren ülkeler olma

özelliğini de kazandırmıştır. Tüm önemli askeri gelişmeler buralarda

doğmakta ve buradan tüm dünyaya ticaret veya yardım yoluyla yayılmaktadır.

Bu durum silahlanma yarışının tekelci niteliğini ortaya koymaktadır. Bu küçük

sayıdaki üretici ülke dışında silahlanma yarışı veya rekabeti önemli ölçüde ve

genellikle yabancı silah, teknisyen ve teknoloji transferine dayanmakta olup

mevcut silah, araç ve gereçleri modernize etmeyi teşvik etmektedir.138

Teknoloji üretimi ve işbirliği seviyesi, silah ticaretinin akış yönünü

belirlemekte, bu da silah pazarının yapısını oluşturan etkenlerin başında 135 “Economic and Social Conscquences of the Arms Race and of Military Expenditures”, Department of Political and Security Council Affairs-UN, New York, 1978, s.5. naklen Suna AKSU, “Savunma Sanayii Müsteşarlığı Ortak Üretim Projelerinin Ulusal Ekonomiye Etkileri Açısından Analizi”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 1997, s.7. 136 Caşın, Global Savunma, s.25. 137 Krause, a.g.e., s.1. 138 Aksu, a.g.e., s.8.

Page 60: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

51

gelmektedir. Ülkelerin teknolojiye bağımlılıkları ve teknoloji geliştirebilme

yetenekleri, tedarik edilecek silah sistemlerinin teknolojik karmaşıklığını ve

maliyetini belirlemekte olup, alıcı ülkenin ihtiyaçları satıcı ülke adaylarını

kısıtlamaktadır.139 Kompleks silah sistemlerini geliştirebilen, üretimini

sağlayabilen ve bunu dışarıya bağımlı olmadan satabilen ülke sayısı çok

sınırlıdır. Hatta bu ülkelerin sadece ABD ve eski SSCB ile kısıtlı olduğu

söylenebilir. Ancak ikinci seviye (second tier) üretici ülkelerin üretim

kapasiteleri; müttefiklerine yakınlıklarına, işbirliği seviyelerine ve karşılıklı

güvenlerine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Dünyada savunma sanayii, özellikle gelişmiş ülkelerin ekonomisine

en çok katkı yapan sektör konumundadır. İngiltere'de yapılan bir

araştırmaya göre, savunma ihracatının yarattığı istihdam artışı, 1980'de

% 20'nin altındayken silah ihracatının artışına paralel olarak 1998'de % 37'ye

yükselmiştir. Ayrıca bu dönemdeki savunma ihracatı, hem üretim hem de AR-

GE maliyetlerinden tasarruf sağlanmasına yardımcı olmuştur. 140

Savunma teçhizatı ihracatının arzu edilen ölçeklerde

gerçekleştirilebilmesi, kapsamlı bir savunma sanayii altyapısının varlığı ve

işleyişi ile mümkün olmaktadır. 1998-2002 yılları arasında dünyadaki toplam

silah transferlerinin % 83'lük bölümünü beş büyük konvansiyonel silah

üreticisi şirket gerçekleştirmiştir. ABD, bu dönemdeki transferlerin % 41'lik

bölümünü gerçekleştirerek en büyük ihracatçı durumuna gelmiştir.141 Bu

başarıda ABD'nin teknolojik avantajlarının ve dünyadaki savaş ortamının

yanı sıra, üretilen sistemlerin kabiliyetinin artması amacıyla müttefik

devletlerle yapılan anlaşmaların ve işbirliği çabalarının da katkısı vardır.

Hagelin ve Wezeman’a göre; Rusya bu dönemde, toplam silah

transferlerinin % 22'lik bölümünü gerçekleştirmiştir. Savunma ihracatı

Rusya’da ülkenin en önemli ihracat kalemi olarak belirlenmiş ve bu alanda

gerekli altyapı oluşturulmuştur. Şu anda, Rusya'nın silah ihracatından elde

139 Dinç, a.g.e., s.10. 140 Conlan, a.g.e., s. 42. 141 Björn Hagelin, Pieter D. Wezeman, “International Arms Transfers”, SIPPRI Yearbook 2003, Oxford Universty Press, 2002, s.439-441.

Page 61: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

52

ettiği gelirler askeri AR-GE harcamalarını karşılayabilmektedir. Ancak

Rusya, gelişmiş silah alt sistemlerinin üretiminden çok modernizasyonuna

yoğunlaşmış, bu süreçte yabancı şirketlerle yapılan işbirliği çabaları sonucu

ihracat konusunda yeni bağlantılar kurabilmiştir.

Fransa, aynı dönemde toplam transferlerin % 9'luk bir bölümünü

gerçekleştirirken, Almanya'da bu oran % 5 düzeyinde kalmıştır. İngiltere ise

silah transferinin % 5'lik bölümünü gerçekleştirerek, dünyadaki beşinci büyük

ihracatçı haline gelmiştir. Avrupa Birliği ülkeleri 1998-2002 döneminde

toplam % 25'lik bir silah transferi gerçekleştirmiştir. Bu transferin % 84'ü

Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelere yapılmıştır.142

Tablo 4.1 incelediğinde Çin ve Tayvan’ın da savunma pazarında

önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Çin, dünyadaki tüm silah

ithalatının % 9.5'una sahip olarak, 1998-2002 döneminin en büyük alıcısı

durumundadır. Tayvan ise % 7 ile ikinci sıradadır. Tabloda, 1998-2002 yılları

arasında, en büyük 10 silah üreticisinin en büyük alıcılara yönelik

gerçekleştirdiği temel konvansiyonel silah transferleri gösterilmektedir.

Dünyada, 1990'lı yılların ilk yarısında silah üretiminin azalmasının en

büyük nedeni iç piyasalardaki talebin azalmasıdır. Silah ihracatı da bu

gelişmeye paralel olarak ancak düşük bir oranda azalmıştır.143 1990'lı yılların

ikinci yarısından sonra dünya silah ihracatında önder durumundaki Fransa,

Almanya, İngiltere ve ABD, durgunluk ve giderek azalan iç talebin

sonucunda silah ihracatını arttırmanın yollarını aramaya başlamışlardır.

Rusya için son yıllarda bu eğilim daha güçlü olmuştur. Çünkü Soğuk Savaş

sonrası dönemde ekonomik olarak çöken Rusya’da silah en önemli ihraç

ürünlerinden biri olmuştur. 1997 yılında İngiliz, Fransız ve Amerikan silah

ihracatı en yüksek seviyeye ulaşırken, Almanya'nın silah ihracatında

dalgalanmalar yaşanmıştır. Silah ihracat verilerine göre Almanya'nın silah

ihracatı 2001'de % 2 oranında azalmıştır.144

142 Hagelin, Wezeman, a.g.m., s.444. 143 Wulf, a.g.m., s.5-8. 144 SIPPRI Year Book 2003, “Armanents, Disarmanent and International Security”, Oxford University Press, 2002, s.450-473.

Page 62: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

53

Tablo 4.1: En Büyük 10 Konvansiyonel Silah Üreticisinin En Büyük 38 Alıcıya Satışları (1998-2002, milyon ABD Doları)

ÜRETİCİ

ALICI A

BD

Rus

ya

Fra

nsa

Alm

anya

İngi

ltere

Ukr

ayna

İtal

ya

Çin

Hol

land

a

Bel

arus

Diğ

er

Topl

am

Afrika 175 1.985 172 27 12 672 17 70 0 1.028 946 Asya 11.62 14.26 3.560 556 1.184 1.511 659 1.251 312 52 1.937 36.90Bangladeş 48 331 - - - - 14 41 16 - 161 611Çin 31 8.220 48 0 410 14 - - - - 69 8.818Hindistan - 3.917 73 88 36 103 22 - 191 - 394 4.824Japonya 2.767 - 16 2 9 - 5 - - - - 2.799Malezya - 102 7 - 567 - 274 - 19 - 170 1.139Myanmar - 310 - - - 23 - 283 - - 27 643Pakistan 28 99 880 - - 860 167 817 19 52 70 2.992Singapur 1.342 32 3 - 1 - 53 - - - 403 1.834Güney Kore 2.225 71 494 283 195 - 5 - 51 - 121 3.445Tayvan 4.870 - 1.922 - - - - - - - 30 6.822Tayland 202 - - 132 12 - 109 25 - - 97 577Diğer 109 1.179 117 51 338 115 - 85 16 - 395 2.401Avrupa 11.79 1.187 752 1.900 459 287 413 2 544 - 1.505 18.84Finlandiya 1.830 - 24 - - - - - 1 - 43 1.898Yunanistan 1.884 667 190 614 44 120 - - 336 - 103 3.958İtalya 872 - 45 - - - - - - - - 917Hollanda 882 - 4 141 - - 1 - - - 39 1.067Norveç 414 - 37 11 89 - - - 91 - 230 872İspanya 601 - 158 15 102 - 64 - - - 10 950İsveç 136 - - 431 - - 5 - - - 22 594İsviçre 945 - 102 - - - - - - - 7 1.054İngiltere 2.584 - 23 256 - - 200 - - - 53 3.116Diğer 1.646 520 169 432 224 167 143 2 116 - 998 4.417Orta Doğu 11.77 2.864 3.064 1.736 1.411 142 88 237 320 46 922 22.60Mısır 2.959 47 4 34 - - - 81 - - 126 3.251İran - 1.307 - - - 60 - 72 - - 1 1.440İsrail 2.256 - 11 766 - - - - - - 3.033Ürdün 292 - - - 362 46 - - - - 58 758Kuveyt 38 - 358 1 38 - - 85 - - 29 549S. Arabistan 2.917 - 488 - 688 - 34 - - - 233 4.360Suriye - 622 - - - - - - - - - 622Türkiye 2.846 - 554 935 41 - 45 - 43 - 224 4.688BAE 59 371 1.220 - 82 36 - - 275 - 49 2.092Yemen - 517 1 - - - - - - 46 178 742Diğer 408 - 428 - 200 - 9 - 2 - 24 1.070 Kaynak: SIPRI Yearbook, 2003, sayfa:442-443

Page 63: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

54

3. SİLAHLARIN EL DEĞİŞTİRMESİNDE UYGULANAN PROSEDÜRLER

Silahların el değişiminde uygulanan teknikler genel olarak, tamamen

yardım ile koşulsuz satış arasında değişmektedir. Söz konusu satış teknikleri

alıcının veya pazarı oluşturan ülkelerin, silah sistemlerini tedarik etmelerini

kolaylaştırdığı gibi satılan silah miktarını da arttırmaktadır. Ticari kârlar,

rekabet, tek satıcı olma kaygısı, bölgesel çıkarlar, teknolojinin hassasiyeti ve

diğer sebeplerden dolayı silah satış şekilleri, alıcıların talebi de göz önünde

bulundurularak; ortak üretim, lisans altında üretim, ortak geliştirme, çokuluslu

ortak girişim, mal mukabili ticaret ve off-set olarak belirlenmektedir. Bu

kapsamda üretici ülkeler kendi silahlı kuvvetleri bünyelerindeki

kullanılmış/eski silahları çıkar karşılığında (para, üs vb) elden

çıkartabilmekte, dolayısıyla gelişmiş teknolojiye sahip silahların el

değiştirmesini kolaylaştırmakta ve bu zincirin son halkası olarak da yeni

üretilen silahlarla birlikte stoklarda bulundurulan silah sistemi sayısını

arttırmaktadırlar.145

1957 yılındaki silah ihraç projeksiyonuna bakılacak olursa; ABD %

44.9, NATO Avrupa kanadı % 19.2, SSCB % 20.2 iken 1988 yılına

gelindiğinde ABD % 29.4, SSCB % 43.9 şeklinde bir dağılım gerçekleşmiştir.

1980’li yıllarda SSCB, 35 ülke ve 6 Varşova Paktı üyesi ülkenin birinci

derecede, 16 ülkenin de ikinci derecede silah kaynağı olarak toplam 57

ülkeye 20 milyar ABD doları civarında silah ihracı gerçekleştiriyordu. 146

Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Körfez Savaşı bu pazar dağılımını

değiştirmiştir. Körfez Savaşı’nda Sovyet silahları ile donanımlı Irak ordusunun

ABD karşısında ezici bir yenilgi alması Rus silahlarına duyulan güveni

azaltırken ABD silahlarına olan ilginin artmasına neden olmuştur. Ayrıca,

eskiden Doğu Bloğu içinde yer alan ve bağımsızlığını kazanan yeni ülkelerin

tercihlerini batıdan yana kullanması ve savunma politikalarını da bu yönde

oluşturmaları dünya silah pazarını etkilemiştir. Rusya’dan duyulan korku ve 145 Dinç, a.g.e., s.9. 146 Caşın, Global Savunma, s.24.

Page 64: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

55

şüphe bu ülkeleri NATO’ya yöneltmiş, batı savunma doktrinini benimseyen

bu ülkeler ABD ve batı yapımı silahlara yönelmişlerdir. Bunun sonucu olarak

da Rusya’nın silah pazarındaki payı 4 milyar ABD dolarına kadar

düşmüştür.147

Rusya yeniden pazar payını artırmak için başta İsrail olmak üzere

Fransa ve ABD ile teknik işbirliği yollarını aramaktadır. Nitekim ATAK

Projesine ERDOĞAN helikopteri ile giren Rusya şansını artırmak için

helikopterin elektronik aksamı (aviyonik, atış kontrol ve seyrüsefer sistemleri)

konusunda İsrail ile işbirliği yaptı. Rusya ve İsrail’in yakınlaşmasında 1990’lı

yıllarda eski Sovyetler Birliği topraklarından İsrail’e göç eden Yahudi kökenli

bilim adamlarının etkisi büyüktür. Bu bilim adamların İsrail’in savunma

sanayinin gelişmesinde de pay sahibidirler. Yine de ABD’nin İsrail’e sağladığı

savunma desteği göz ardı edilemez. Endüstriyel ürün pazarı son derece

kısıtlı olan Rusya’nın en önemli ihraç kaynağı savunma sanayii sektörü

olarak gözükmektedir. Dünya savunma sanayinde ise yaklaşık 16 milyon işçi

istihdam edilirken bunun 4 milyonu Rusya’da bulunmaktadır.148

Batı ülkeleri savunma sanayii alanında ürettikleri teknolojileri sivil

amaçlar içinde kullandıklarından bu sektör batı ülkelerinde daha esnektir ve

doğu bloğu ülkelerine nazaran Soğuk Savaş sonrası dönemde daha az

etkilenmişlerdir. Ayrıca her iki Körfez Savaşı sırasında batı özellikle de ABD

televizyondan canlı yayınları ile silahlarının reklâmlarını yaparak pazar

paylarını artırmışlardır.149 ABD, Birinci Körfez Savaşı sırasında CNN

televizyonundan yaptığı canlı yayınlar ile ikinci savaş sırasında da iliştirilmiş

(embedded) gazeteciler ile sadece kendi istediği görüntüleri ve haberleri

yayınlatarak reklâm ve psikolojik harp yapmıştır.

147 SIPPRI Year Book 2003, “Armanents, Disarmanent and International Security”, Oxford University Press, 2002, s.461. 148 Caşın, Global Savunma, s.28. 149 Alnıak, a.g.m., s. viii.

Page 65: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

56

4. ABD- AVRUPA SAVUNMA SANAYİİ KARŞILAŞTIRMASI

Avrupa ve ABD’nin silah ihraç rakamlarına bakıldığında, savunma

sanayii alt yapıları hakkında fikir sahibi olabiliriz. ABD’de savunma sanayii

lokomotif bir sektör iken Avrupa’da ekonomiye yük getiren bir sektör

görünümü vermektedir. Yıllarca ABD’nin güvenlik şemsiyesinde sanayileşen

Avrupa savunma sanayine gereken önemi vermemiştir. 1994 yılında ABD,

Avrupa’ya 4.1 milyar ABD dolarlık savunma sanayii ürünü satarken Avrupa

ülkelerinden 700 milyon ABD dolarlık savunma sanayii ürünü almıştır. 4.1

milyar ABD doları, Avrupa’nın toplam silah ithalatının % 78.8

oluşturmaktaydı. Belçika Dışişleri Eski Bakanı Mark Eyskens’in deyimiyle;

“Avrupa, ekonomik bir dev, siyasal bir cüce, askeri bir tırtıl olarak

kalmıştır.”150 Nitekim AB ülkelerinde ABD’den üç kat fazla savunma sanayii

firması olmasına rağmen bunların yıllık toplam ciroları ABD firmalarının yarısı

kadardır.151 Dünyanın en büyük 10 savunma firması arasında ABD’nin 7

varken Avrupa’dan sadece 3 firma bulunmaktadır.152

ABD gelişmiş savunma sanayii alt yapısını Sovyetler Birliği ile girdiği

silahlanma yarışında da kullanmış, bu sayede Sovyetler Birliği’nin önce

ekonomik sonrada siyasi olarak çökmesini sağlamıştır. ABD’nin o dönemde

Yıldız Savaşları olarak bilinen projeyi gerçekleştirmek için ulusal gelirinden

savunma bütçesine ayırması gereken pay % 14 iken, Sovyetler Birliği’nin bu

projeyi karşılaması için ulusal bütçesinden ayırması gerek pay % 41’di.153 Bu

durum Sovyetler Birliği’ni ekonomik çöküşe götürmüştür. Ayrıca bu dönemde

ABD, askeri programlarının finansmanı uluslararasılaştırarak müttefiklerinin

katılımını sağlamış ve askeri harcamalarını düşürme yönünden fayda

sağlamıştır.154

150 Caşın, Global Savunma, s.30. 151 Ziylan, Dünyadan Örnekler, s.5. 152 J.P. Dunne, Eamon Surry, “Arms Production”, SIPRI Yearbook 2006, Oxford University Press, 2006, s.419-427. 153 Yazgan, a.g.m., s.108. 154 Bostanoğlu, a.g.e., s. 287.

Page 66: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

57

İngiltere ile Fransa'nın, Avrupa savunma sanayii alanında işbirliği ve

bu çerçevede ortaklık projelerine yaklaşımlarında farklılıklar ortaya

çıkmaktadır. Savunma sanayii alanında kendi içerisinde geniş çaplı bir

yeniden yapılanma süreci yaşayan Fransa, Avrupa çapında çok daha geniş

kapsamlı bir yeniden yapılanma ve işbirliğinin bayraktarlığını yapmaktadır.

Bu noktada, hemen her konuda olduğu üzere savunma sanayii işbirliği

alanında da, Almanya'nın desteğini almış gözükmektedir. İngiltere'nin ise

ulusal çıkarlarına hizmet ettiği ölçüde Avrupa savunma işbirliğinin yanında

yer aldığı, bununla birlikte Avrupa'da Fransa ile Almanya'nın başını çektiği

"Avrupa merkezli tedarik" politikasını veya ortak bir silahlanma ajansı

kurulması girişimlerini ihtiyatlı bir şekilde daha gerilerden takip ettiği

gözlenmektedir. Hatta daha da ileri giderek İngiltere'nin, geleneksel dış

politikasının bir yansıması olarak Avrupa çapında kapsamlı savunma sanayii

işbirliği fikrine soğuk baktığı ve ABD ile bu alanda mevcut bağlarını devam

ettirmeye çalıştığı, bu tutumunun da Avrupa Birliği kapsamındaki

bütünleşme sürecine olumsuz etkilerde bulunduğu gözlenmektedir.155

5. SAVUNMA SANAYİİ OLUŞTURMA MOTİVLERİ

Tarih boyunca ülkeler ekonomik, politik ve askeri nedenlerden dolayı

silah üretmek için çaba harcamışlardır.156 Ülkelerin bulunduğu coğrafya,

bağımsızlık içinde yaşama isteği ve uluslararası ilişkilerdeki belirsizlikten

dolayı silahlanma yarışı, özellikle gelişmekte olan ülkeleri, dışa bağımlılığı

en aza indiren, ihracat potansiyeli olan ve teknolojik gelişmeler karşısında

kendini yenileme yeteneğine sahip bir savunma sanayii oluşturmaya

yöneltmiştir. Bu eğilim Türkiye için de geçerli olmuştur.

155 Ekinci, a.g.e., s.167. 156 Krause, a.g.e., s.12-18.

Page 67: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

58

Kişi başına düşen milli gelirin düşük olduğu, bir yandan ekonomik

sorunlarla boğuşan ama diğer yandan da ülke savunması için harcama

yapmak zorunda olan gelişmekte olan ülkelerde savunma harcamaları daha

çok dış alıma yöneliktir. Bu ülkelerde savunma harcamalarından beklenen

ekonomik faydalar elde edilemediğinden, toplum tarafından tüketim olarak

algılanmakta ve bu yüzden ekonomik gelişme ile arasındaki ilişki sürekli

tartışma konusu olmaktadır.157

Ekonomik nedenler yanında komşular arasındaki silahlanma yarışı

savuma sanayii oluşturmada önemli bir etkendir. Hindistan’ın savunma

sanayii alanında önemli atılımlar yapmasında Pakistan ile olan silahlanma

yarışı etkili olmuştur. Aynı durum Mısır ve İsrail için de geçerlidir.

Bölgesel etkinliği artırmak için de savunma sanayine yatırım

yapılmaktadır. Hindistan Güney Asya’da, Mısır Arap dünyasında, Brezilya da

Güney Amerika’da bölgesel etkinlik için savunma sanayilerini geliştirmeye

çalışmaktadırlar.

Ulusal savunma sanayii oluşturmaya iten diğer bir neden de

ambargolardır. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda, Pakistan-Hindistan çatışmasında

ve İran-Irak Savaşı’nda ambargolar söz konusu olmuş, bu da ülkeleri kendi

savunma sanayilerini oluşturmaya yönlendirmiştir.158

6. DÜNYA SİLAH TİCARETİNİN SEYRİ

20. yüzyılın sonlarına doğru Afganistan, Angola, Vietnam ve

Nikaragua’daki çatışmalar ile İran-Irak Savaşı’nın bitmesi sonucunda dünya

silah pazarı daralmış, bu durum da söz konusu bölgelere silah temin eden 40

ülkeyi etkilemiştir. Dünyada savunma harcamaları 1987 yılında 1.3 trilyon,

157 Baran, a.g.e., s.1. 158 Selami Sezgin, “Türkiye’de Savunma Harcamaları: Bir Giriş”, Savunma Sanayii Sempozyumu – 2000, Ankara, 2000, s.481.

Page 68: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

59

1994 yılında 840 milyar ve 1995 yılında da 815 milyar ABD doları olarak

gerçekleşmiştir.159

Soğuk savaşın sona ermesinin ardından batı ülkelerinin savunma

harcamalarını kıstıkları, ordularını küçülttükleri ama özellikle teknolojik

çalışmalarını sürdürdükleri ve sanayii tabanını canlı tutmaya özen

gösterdikleri gözlenmiştir. Örneğin bu maksatla ABD’de Federal Acil Yönetim

Bürosu (Federal Emergency Management Agency) adında bir kurum

oluşturulmuştur. Bu kurum yalnızca mühimmat üretim hatlarını açık tutmak

için 1996 yılında 231, 1997 yılında 230, 1998 yılında 196, 1999 yılında ise

174 milyon ABD doları kaynak kullanmıştır.160

Yine de Soğuk Savaş sonrasında uygulanan politikalar beklentiler

doğrultusunda olmamıştır. SIPRI (Stockholm International Peace Research

Institute) tahminlerine göre 1988 ve 1989 yılları arasındaki dünya askeri

harcamalarındaki azalma % 2'nin biraz altındadır. 1987 yılında maksimum

düzeye erişen dünya savunma harcamaları sonraki birkaç yıl için istikrarlı bir

yavaşlama göstermiş, 1992 yılında ise yeniden hız kazanmıştır. 1989

yılından 1992 yılına kadar süren bu azalma yılda %5'i geçmemiştir. İlk defa

1992 yılında savunma harcamalarındaki toplam azalma yılda yaklaşık % 15

dolayında gerçekleşmiştir. Birçok ülke, askeri harcamalarda köklü bir

azaltma yapmak yerine “bekle ve gör” politikasını izlemeyi tercih etmiştir

ancak silahlanma yarışı farklı bir görünüm altında devam etmiştir.161

Savunma pazarını elinde tutan temel aktörlerin yanına İsrail, Brezilya,

Arjantin, Güney Kore, Tayvan ve Hindistan gibi yeni üreticiler eklenmiştir. Bu

ülkeler 1966 yılında 6 milyar ABD dolarlık bir satış rakamına sahiplerken bu

oran 1990 yılında 100 milyar ABD dolarına kadar ulaşmıştır.162 Gelecekte bu

pazarda Almanya, Çin ve Japonya da etkili olabileceklerdir. Almanya dış

politikasına uygun pazar olarak Orta ve Doğu Avrupa’yı hedeflerken,

Japonya ve Çin’in Pasifik pazarı için rekabet etmeleri muhtemel

159 Caşın, Global Savunma, s.26. 160 Yazgan, a.g.m., s.107-108. 161 Aksu, a.g.e., s.9. 162 Caşın, Global Savunma, s.26.

Page 69: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

60

gözükmektedir. Ortadoğu ise, üç ülkenin de ortak hedef pazarı olarak

gözükmektedir.

Tablo 4.2: Ülkelere Göre Askeri Harcamalar (Milyon ABD Doları) 1987 1988 1989 1990 1991 1992 A.B.D. 331.215 323.860 320.427 306.170 268.994 284.116 Fransa 42.284 42.243 42.793 42.589 42.875 41.502 İtalya 22.699 24.113 24.304 23.376 23.706 23.004 Polonya 1.758 1.776 1.523 1.573 1.090 999 İsrail 6.808 6.374 6.141 6.418 6.159 6.187 Hindistan 8.331 8.530 8.734 8.607 8.038 7.742 Çin 6.243 5.375 5.332 6.069 6.571 6.924 Japonya 25.470 26.597 27.519 28.313 28.945 29.690 Avustralya 6.359 5.975 5.823 5.888 6.006 6.093 Kenya 260 254 237 246 192 141 Meksika 1.208 1.122 1.189 1.001 857 778 Kolombiya 417 502 531 576 527 618

Kaynak: SIPRI Yearbook 1995: Armaments, Disarmament and International Security, Oxford University Press, Oxford, 1995, 440.

7. DÜNYA SAVUNMA SANAYİNİN GELECEĞİ

Bu kapsamda öncelikle Soğuk Savaş dönemini ayrıntılı olarak

incelemek faydalı olacaktır. 1945–1955 yılları arasına dönem incelendiği

zaman, İngiltere hariç bütün Avrupa’da silah üretim kapasitesinin büyük

oranda azaldığını ve Almanya’nın silah üretim ve ihracatına sınırlamalar

getirildiğini görüyoruz. Bu on yıllık dönemde Avrupa, ABD ve SSCB’nin silah

pazarı durumundaydı. İngiltere de silah teknolojisindeki gelişmeleri takip

edemediğinden, dünya silah pazarında ABD ve SSCB arasında keskin bir

paylaşım vardı. Doğu Avrupa yanında 1955 yılında Mısır’a yaptığı silah

transferi ile Ortadoğu ve Akdeniz’e de ulaşan SSCB’nin silah üretimde çok

Page 70: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

61

büyük artışlar oldu. 163 Krause’ye göre, iki kutuplu dünya ABD ve SSCB’nin

savunma sanayii şirketlerine yaradı ve Soğuk Savaş döneminde NATO ve

Varşova Paktı’nın savunma harcamaları İkinci Dünya Savaşı dönemindeki

kadar yükseldi. Sömürgelikten yeni bağımsız olan ülkeler de bağımsızlıklarını

güvence altına almak için yoğun bir silahlanma çabasına girdiler. Bu durum

büyük üreticilere yeni pazarlar sağladı. Çoğu bağımsızlığını yeni kazanan

Üçüncü Dünya ülkeleri 1970’lerde aldığı kredileri üretim yatırımları yerine

silahlanmaya harcıyorlardı.164

Soğuk Savaş sonrası dönemde, dünya ekonomik ve politik

konjonktürü nedeniyle savunma sanayii sektöründe bir duraksama ve

küçülme başlamıştır. ABD ve Avrupa firmaları imkânlarını birleştirerek

ortaklıklar kurmakta ve diğer gruplara karşı ortak tedbirler almaktadırlar.

Birleşmeler savunma sanayii sektöründe tekeller yaratmaktadır. Bununla

birlikte Avrupa ve ABD arasında kritik teknolojilerin transferinden

kaynaklanan gizli bir çekişme sürmektedir.165

Yine Soğuk Savaş sonrası dönemde silah sistemlerinde de büyük

değişimler yaşandı. Her iki Körfez Savaşı’nda da görüldüğü gibi gelecekte

savunma sanayii, “uzaktan algılama-bilgi işleme-uzaktan hassas vuruş”

alanlarına yoğunlaşmaktadır. Bu alanlara ABD 200 milyar ABD doları

civarında yatırım yapmıştır. ABD’ye savunma sanayii alanında rakip olması

düşünülen AB’nin, bu alanlarda ABD’yi yakalaması için savunma bütçesini %

7 oranında arttırması gerekmektedir. 166 Uzakdoğulu rakiplerinin ise ABD’yi

yakalamak için savunma bütçelerinde % 44 oranında bir artış yapmaları

gerekmektedir.

Silah sistemlerindeki gelişmeler savunma doktrinlerini olduğu kadar

silah pazarını da etkilemektedir. Konvansiyonel silahların yüksek teknolojiyle

takviye edilmesi neticesinde tahrip ve hassasiyetinin artışı, üç önemli neticeyi

beraberinde getirecektir. Birincisi; yüksek sofistike özelliğe sahip yüksek

163 Krause, a.g.e., s.81-85. 164 Bostanoğlu, a.g.e., s. 286. 165Alnıak, a.g.m., s. vii. 166 Yazgan, a.g.m., s.110.

Page 71: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

62

maliyetli silah sistemlerine ancak sanayileşmiş zengin ülkeler sahip

olabileceklerdir. İkincisi; silah sistem sayılarında azalma ve ordularda

küçülmeye yol açacaktır. Üçüncü olarak da; nükleer silahların önemi

azalırken konvansiyonel silahların taktik ve stratejik kullanım alanları

genişleyecektir. Bu durum kritik askeri teknolojilerin muhafazasına ve

paylaşımında kısıtlamalara yol açacaktır.167 Yeni silah sistemleri, askeri

kuvvet yapılarında da değişime yol açacaktır. Örneğin İnsansız Hava Aracı

(İHA), uzmanlaşmış bir hava kuvvetleri personelinin varlığı yerine yer

tabanlı personelin varlığını gerektirecektir.168

Silah üretimini çok az sayıda ülkenin gerçekleştirebilmesi, gelişmiş

ülkelerin satıcı, bu tür ileri sanayii ve iş kollarına sahip olmayan ülkelerin ise

alıcı durumunda kalmasına sebep olmaktadır. Böylece, şekillenen piyasa

koşullarında oldukça geniş bir pazar payına karşılık, firmalar arası üretim

rekabetinde “tekelci” özelliğin ağırlık kazanmasına yol açmaktadır.169

Gelişmiş bir savunma sanayine sahip gelişmiş ülkeler de bu avantajlı

durumlarını mümkün olduğu sürece muhafaza etmek için statükocu politikalar

izlemektedirler.

Savunma sanayii alanında monopol olan ABD’nin uzun süre bu

konumunu koruyacağı değerlendirilmektedir. Ülkelerin silah ithalinde

komşuları ya da rakiplerinin elindeki silahların özellikleri etkili olmaktadır.

Elinde ABD menşeli silah bulunan bir rakibe karşı kullanılacak en etkili silah

yine ABD yapımı sistemler olarak ortaya çıkmaktadır. Her iki Körfez Savaşı

da bu durumu doğrulamıştır. Benimsenen askeri doktrin, daha önceden

tedarik edilmiş silah sistemleri, bakım bağımlılığı, yapılan çeşitli savunma

işbirliği anlaşmaları ve savunma ittifakları silah sistemleri konusunda aynı

kaynağa bağımlı kalmaya zorlayan etkenlerdir. ABD’nin yapmış olduğu silah

satış sözleşmeleri de bu bağımlılığı artırmaktadır. ABD bu bağımlılığı kendi

dış politikası doğrultusunda oldukça yoğun olarak kullanmaktadır. Silah

167 Caşın, Global Savunma, s.25. 168 Conlan, a.g.e., s. 11. 169 Caşın, Global Savunma, s.23.

Page 72: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

63

satışlarının koşullandırılması ve ambargolar bu bağımlılık sayesinde etkili

olmaktadır.

Caşın’a göre, Mevcut konsensüse karşı bir takım oluşumlar da

mevcuttur. Çin son yıllarda batılı ülkeler tarafından uygulanan ambargolara

rağmen savunma sanayii alanında önemli gelişmeler kaydederek özellikle

Pasifik ve Ortadoğu pazarını zorlamaktadır.

21. yüzyılın ilk yarısı için savunma sanayinin geleceğini etkileyecek

beş muhtemel senaryo öngörülmektedir. 170 Birinci olasılığa göre ABD’nin

teknolojik üstünlüğünü kabul eden İngiltere ve İsrail gibi müttefikler bu sayede

pazar paylarını artıracaklardır.

İkinci olasılığa göre, Almanya ve Fransa gibi ülkeler ABD ile müttefik

kalarak, savunma sanayinde kendi ekonomik politikaları ve üretim modellerini

muhafaza edeceklerdir. Tabii ki bunun için AR-GE harcamalarını artıracaklar

ve bu da ekonomilerine ek yük getirecektir.

Üçüncü olasılığa göre, gelişmekte olan ülkeler kendi savunma

sanayilerini oluşturmak için yoğun bir çabaya girişerek Rusya ve Çin gibi

ülkeler ile işbirliğine gireceklerdir.

Dördüncü olasılığa göre, teknoloji transferi konusunda umduğunu

bulamayan gelişmekte olan ülkeler, savunma sanayii yatırımlarını kitle imha

silahlarına ve bunların atım vasıtaları olan balistik füzelere

yönlendireceklerdir.

Son olarak da, Japonya, Almanya ve Fransa gibi ülkeler mevcut

statükoyu reddederek, AR-GE ‘ye daha fazla yatırım yaparak Rusya ve Çin’in

potansiyel tehdidine karşı koymak için yeni silah sistemleri geliştirerek yeni

bir kutuplaşmaya yol açacaklardır. Bu durum da savunma sanayii sektöründe

çok kutuplu bir yapıya neden olacaktır.

170 Caşın, Global Savunma, s.32.

Page 73: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

64

7.1. Savunma Sanayinde Değişim ve Küreselleşme

Sürekli değişen ekonomik, politik ve sosyal koşullara paralel olarak

savunma sektörü de değişim geçirmektedir. Terörizm, ihracat kontrolleri,

silahsızlanma çabaları, nükleer ve biyolojik tehditler, ülkelerin savunma

sanayilerinin yapısının da değişmesine neden olmaktadırlar. Bu durum,

hükümetler arası ve ülke içerisindeki kurumlar arası işbirliğinin artırılmasına

neden olmaktadır. Ekonomik faktörler ve politik faktörler, ülkedeki savunma

bütçesinin boyutunu etkilemekte, savunma sanayii politikalarının değişmesine

yol açmaktadır. Soğuk Savaş döneminden sonra ortaya çıkan ve ülkelerin

askeri harcamalarını azaltarak savunma sanayilerini daraltmaları

sonucunu doğuran silahsızlanma anlaşmaları, savunma sanayii sektöründe

bir takım reformların yapılmasını gerekli kılmıştır. Şirket kapanmaları ve

istihdamdaki azalma, şirket birleşmeleri ve şirketlerin yeniden yapılanmaları

sonucunu doğurmuştur. Savunma şirketleri, küreselleşme sürecinin yarattığı

rekabet ortamında rekabet gücü kazanabilmek için iç piyasada üretimin

yanında yeni pazar arayışlarına da girmişlerdir. Küresel şirketler, ölçek

ekonomilerinin sağlayacağı faydalardan da yararlanabilmek için, daralan iç

pazar yerine değişik araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yoğun bir biçimde

kullanımını gerektiren dış pazarlara yönelik üretim yapmayı tercih

etmişlerdir.171

Küresel şirketlerin bu politikaları sonucunda savunma sanayii alanına yeni

giren ikincil üretici ülkeler, ana sistem üretimi yerine alt sistemlere yönelmişler ve

entegrasyon yeteneklerini geliştirme yoluna gitmişlerdir. Entegrasyonda esas

olan; olanaklı olduğu ölçüde fazla alt sistemin bilgi ve üretim kabiliyetine

sahip olup, bunları çeşitli kara, hava, deniz platformları üzerine entegre etme

bilgisinin geliştirilmesidir. Bunun en güzel örneği İsrail’dir. Yeni bir uçak

üretmek yerine alt sistemler üreterek savunma sanayii alanında önemli bir

yer edinmiştir. Geliştirmeye çalıştığı LAVI isimli savaş uçağının ihracını ABD

171 K.Hartley, “Arms Industry and the Globalisation Process”, Centre for Defence Economics University of York, 2001, s.1-2. naklen Conlan, a.g.e., s. 11.

Page 74: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

65

tarafından engelleneceği yönündeki baskılardan dolayı İsrail, savunma

sanayisini ana savunma sistemleri üretmek yerine alt savunma sistemleri

(aviyonik ve elektronik sistemler gibi) üreten bir yapıya dönüştürmüştür.172

Yeni yeni kendine pazar edinen İsrail savunma sanayisinin, özellikle ABD’nin

dev şirketleri ile rekabet etmesi mümkün değildi. Bunun yerine hedef pazar

olarak modernizasyon ihalelerine yönelmiştir. Çünkü küresel şirketler,

kendisiyle aynı ürünü üreterek onların pazar paylarına göz diken yeni

aktörleri engellemektedirler. Yakın işbirliği içinde gözükseler de İsrail,

geliştirdiği LORA füze sistemlerinin denemesini ABD casus uçaklarının

izlemesini önlemek için ertelemiştir.173 İsrail örneğinde olduğu gibi Türkiye

için de, modernizasyon ihtiyaçlarını büyük ölçüde kendi ürettiği alt sistemler

ile karşılamak ve sistem entegre edebilen ülke konumuna gelmek akıllı bir

strateji olacaktır.174 Nitekim Türkiye’nin son dönemdeki modernizasyon

programlarına baktığımız zaman bu yönde bir eğilimin olduğunu görüyoruz.

7.2. Ülkeler Arası İşbirliği ve Şirket Birleşmeleri

Gelecekteki savunma ihtiyaçlarının üç değişik şirket türünün ortaya

çıkmasına neden olacağı değerlendirilmektedir.175 Bunlar; kendilerinden

daha küçük savunma şirketlerini satın alan geleneksel savunma üreticiler,

ana kontraktör (yüklenici) olmak için büyüyen küçük ölçekli silah üreticisi

şirketler ve daha önce savunma sektöründe faaliyet göstermemiş ticari

şirketlerdir.

172 Aytekin Ziylan, “Savunma Sanayinde Teknoloji Politikası: İsrail Mucizesi”, Aselsan Dergisi, Temmuz, 2000, s.27. 173 Genelkurmay Başkanlığı web sayfası, (Erişim) http//www.gnkur.tsk/bhi/habergoster, 8 Mart 2005. 174 Bülent Altan, “Savunma Sanayii; Makro Geliştirme Perspektifleri”, SSM Bülteni, Ocak-Şubat-Mart, sayı 4, Ankara,1993, s.8. 175 J.A Tırpak, “The Distillation of the Defence Industry”, Air Force Magazine, July, 1998 naklen Conlan, a.g.e., s. 22.

Page 75: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

66

Savunma sanayii gelişmiş ülkeler, diğer ülkeler ile işbirliğine

yönelik uluslararası anlaşmalar yaparak savunma teknolojilerine yönelik

ihracat kontrolleri gibi yasal düzenlemelere ilişkin bir çerçeve oluşturmaya

çalışmaktadırlar. Söz konusu ülkeler bu sayede savunma ürünlerine yönelik

talebin arttırılmasına çalışırken, savunma şirketleri de birleşmeler ve ortak bir

takım programlara katılmaktadırlar. Dünyada savunma sanayii sektörünün

devleri olan ABD şirketleri aşağıda tabloda verilmiştir.

Tablo 4.3: 2002 Yılı Sonu İtibarıyla ABD'nin En Büyük Beş Savunma Sanayii Şirketi

Kaynak: SIPRI Yearbook 2003, Oxford University Pres, 2003, Tables of Arms Production, s. 404

Dünyada savunma sanayinin gelişimine bakıldığında, ülkelerin

Soğuk Savaş döneminden sonra savunma bütçelerinde büyük bir kısıntıya

gittikleri ve bunun sonucunda birçok savunma şirketinin kapandığı ya da

finansal açıdan büyük sıkıntılarla karşılaştığı görülmektedir. Bu

şirketlerden bazıları, ürün farklılaştırması yolunu seçerken, bazıları da büyük

bir şirketin çatısı altında birleşmeyi tercih etmişlerdir. Bu birleşmeler

sonucunda, uluslararası piyasalarda rekabet gücü yüksek ve finansal yapısı

güçlü şirketler ortaya çıkmıştır. ABD'de mevcut anti-tröst yasalarına rağmen,

savunma sanayinde faaliyet gösteren firmalar için daha esnek bir yapı

oluşturulmuş, bu alandaki şirket birleşmeleri de ABD Savunma

Bakanlığı'nın inisiyatifine bırakılmıştır.176

176 “Dünyada Savunma Sektörü”, Savunma, Havacılık ve Uzay Paneli, Vizyon 2023 Projesi, SSM, Ön Rapor, Ek-2, Ankara, 2004, s.121.

Sıralama Şirket 2002 yılı Silah satışları (Milyon ABD Doları)

1 Lockheed Martin 18.600 2 Boeing 16.900 3 Raytheon 10.100 4 Northrop Grumman 6.700 5 General Dynamics 6.500

Page 76: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

67

Şirket birleşmeleri sayesinde, milli olması gereken, özgün ve kritik

teknolojilerin korunması sağlanmaktadır. Ayrıca aynı ürünün ayrı fabrikalarda

üretilmesi; küreselleşme ve savunma harcamalarının kısılması

sonucunda uluslararası silah pazarının daralması nedeniyle oluşan

kaynak israfının engellenmesi ve AR-GE faaliyetlerinin büyük bir çatı

altında birleştirilerek maliyetleri azaltılması gibi konularda avantajlar

sağlamaktadır.

Şirketler ayakta kalabilmek için birleşerek büyük ölçekli olmanın

yarattığ ı maliyet düşüşü ve rekabet gücü avantajından

yararlanmaktadırlar.177 Örneğin, ABD'de Lockheed Martin ile Martin

Marietta firmalarının birleşmesi sonucu AR-GE faaliyetlerinde duplikasyon

engellenmiş, tek bir şirketin aynı ürünü fazla sayıda üretmesi sağlanarak

maliyet düşürülmüş, bunun sonucunda da 1.8 milyar ABD doları tutarında bir

tasarruf sağlanmıştır. ABD Savunma Bakanlığı da bu birleşmede, AR-GE

maliyetlerini sübvanse etmeye devam ederek birleşme masraflarına maddi

anlamda katkıda bulunmuştur.178

Günümüzde dünyanın önde gelen savunma şirketleri, özelleştirme ve

şirket birleşmeleri yoluyla her ne kadar hükümetlerden bağımsız bir duruma

gelmişlerse de, hükümetlerin ihracat kontrolleri ve destekleme mekanizmaları

yoluyla şirketler üzerindeki etkisi devam etmektedir. Savunma bütçeleri,

savunma teçhizatına ilişkin iç taleple beraber, AR-GE harcamalarına

aktarılacak kaynağı da belirlemektedir. İzlenen tedarik politikaları ile yerli

şirketler arasındaki rekabeti körüklenmekte ve hükümetler arası

koordinasyona daha fazla yer verilmektedir. Yüksek teknoloji gerektiren silah

sistemlerinin tasarlanıp üretilmesi için daha çok AR-GE harcaması

yapılmakta, AR-GE altyapısına harcanan bu tutarlar silah sistemlerinin daha

da pahalı olmasına yol açmaktadır. Bu durum genellikle oligopol yapıdaki

savunma pazarındaki rekabeti engellemekte ve azalan rekabet ortamı,

177 “Savunma Sanayinde Yeniden Yapılanmalar”, Aselsan Dergisi, Temmuz, 1993, s.17. 178 Conlan, a.g.e., s. 19.

Page 77: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

68

günün gerektirdiği teknolojik kabiliyetlere uygun üretim yapabilecek şirketler

arasında çatışma riskini arttırmaktadır.179

Ulusal şirket birleşmelerinin ikinci ayağı uluslararası şirket

birleşmeleridir. Kendi ülkesindeki savunma pazarında şirket

birleşmelerinin sağladığı avantajlarla güçlü bir yer edinen şirketler, dış

piyasaların kendilerine sağladığı avantajı en üst düzeyde kullanmak

isteyeceklerdir. Dış piyasalardan daha fazla pay alabilmek için,

hükümetlerin belirledikleri dış ticaret ve sanayii stratejileri ile teşvik

sistemlerinin yanı sıra, şirketlerin kendi belirlediği stratejiler ve vizyonlar da

önem kazanmaktadır. Bu şirketler, bazen de uluslararası şirket birleşmelerine

dâhil olmakta, bazen ortaklık kurmayı tercih etmektedirler. Önümüzdeki

yıllarda, şirket birleşmelerinin yerini stratejik ortaklıkların alacağı

düşünülmektedir. Büyük savunma şirketleri Geleceğin Büyük Uçağı

(FLA- A-400M) projesi gibi ortak projeler gerçekleştirme amacındadır. FLA,

Türkiye’nin de dâhil olduğu Avrupalı ülkeler tarafından gerçekleştirilen nakliye

uçak projesidir. Türkiye bu proje sonunda 10 adet uçak almayı

planlamaktadır.180

Bu birleşmeler ile son yıllarda, giderek daha bütünleşmiş bir Avrupa

Savunma Sanayii yaratma çabaları sonucunda Fransa’nın Aerospatiale Marta

firması, DASA (Almanya) ve CASA (İspanya) ile birleşerek Avrupa Hava

Savunma ve Uzay Firması (European Aeoronautic Defence and Space

Company- EADS)'yi oluşturmuşlardır. Ayrıca British Aerospace (BA) ile GEC

Marconi'nin birleşmesiyle de BAE Systems oluşmuştur. 181

179 SIPRI Yearbook 2003, “ Defence Industrial Policies, Military Spendings and Armaments 2002, Arms Production”, Oxford University Press, 2003, s.389-390. 180 SSM web sayfası, (Erişim) http//www.ssm.gov.tr, 20 Nisan 2007 181 Conlan, a.g.e., s. 49.

Page 78: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

69

BEŞİNCİ BÖLÜM

SAVUNMA SANAYİİ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN TEDARİK SİSTEMLERİ

1. ABD TEDARİK SİSTEMİ

ABD, Bretton Woods’da esasları belirlenen liberalizmin en güçlü

savunucusudur. Liberal ekonomik yapının devamı için başta Uluslararası

Para Fonu (International Money Found - IMF) ve Dünya Bankası olmak üzere

bir takım kurumlar oluşturmuştur.182 Ticarette serbest rekabet uyguladığını

ileri sürer ve bütün ülkeleri de serbest rekabet şartları altında ticaret yapmaya

davet eder. Ancak savunma sistemleri söz konusu olduğunda ABD’nin de

uygulamaları farklıdır. ABD savunma sanayinde 2.350.000 personel

çalışmaktadır ve dünyada silah üreten 10 büyük firmanın 7’si Amerikan

firmasıdır.183

ABD Savunma Bakanlığı ve Tedarik Teşkilatının şeması EK-3 de

sunulmuştur. Genel olarak ABD’de savunma ve savunma harcamaları ile ilgili

yetki ve sorumluluk siyasi otoritenindir. Yıllık savunma programları ve

bütçeleri Kongrenin onayından geçmesi gerekmektedir. Müttefik ülkelere

savunma sanayii ürünü satışlarında önceden belirlenmiş tutarın altındaki

rakamlarda Kongre onayı gerekmemektedir. Bu miktar NATO ülkeleri için 25

milyon ABD doları, diğer ülkeler için 14 milyon ABD doları olarak

belirlenmiştir.184

1933 yılında çıkan Amerikan Malı Satın Alma Yasası ile Amerikan

ordusu için açılan savunma ihalelerinde yerli şirketlerin teklifleri % 50’ye

varan oranlarda avantaj sağlanarak değerlendirilmektedir. Böylelikle yerli

182 Bostanoğlu, a.g.e., s. 232-233 183 Caşın, Global Savunma, s.29. 184 DCCA (Department of Commerce & Consumer Affairs) web sayfası, (Erişim) http//www.dcca.com, 17 Şubat 2007.

Page 79: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

70

üretimin ulusal ekonomiye katkısı sağlanmakta ve ülke savunmasına yabancı

etki önlenmektedir. Savunma sanayinde %1 ’lik yapancı payı dahi riskli

görülerek mevcut yasalar ile bu durumun önüne geçilmektedir.185 İhaleyi

yabancı bir şirket kazansa dahi, değerlendirme sonucu ilgili kuvvet

sekreterine sunulur. Bu makam ulusal güvenlik çıkarları yönünden (bakım

bağımlılığı gibi) yabancı şirket teklifini ret edebilir. Yabancı ülkeden alma

kararı verilirse, bir miktar yerli üretim yapılması veya off-set talep edilir.

Exon Florio Yasası’na göre de milli güvenlik ile ilgili sistemler üreten

bir ABD firmasının yabancılara satılması yasaktır. Nitekim satılığa çıkan

Amerikan LTV firmasının Fransız THOMSON CSF firması tarafından satın

alınması ABD hükümeti tarafından engellenmiştir. Yine aynı yasaya göre

Savunma Bakanlığı ile 10 milyon ABD doları üzerinde ihale kazanan bir ABD

firması yabancı bir alt yüklenici firmaya 500 bin ABD doları üzerinde bir iş

yaptıracaksa bunu Savunma Bakanlığına bildirmek zorundadır. Yani işin

yirmi de birinin dahi ABD dışında yapılması durumunda dahi Savunma

Bakanlığı sözleşmeyi imzalamayabilir.186

ABD’de savunma sanayii şirketleri sattıkları ürün ile ilgili orduya teknik

destek ve eğitim de vermektedir. Körfez Savaşı’nda ABD kuvvetlerini

4000’den fazla firma personeli desteklemiştir.187

1.1. Silah Satışı

1976 yılında çıkartılan Silah Satışlarının Kontrolü Yasasına göre

Dışişleri Bakanlığı FMS (Foreign Military Sales - Askeri Dış Satışlar)

programındaki silah satışlarının kontrolünden ve yönlendirilmesinden

sorumludur. Politik-Askeri İşler Bürosu silah satışlarının ABD çıkarlarına

185 Ziylan, Dünyadan Örnekler, s.4. 186 Ziylan, Dünyadan Örnekler, s.5. 187 Ziylan, Dünyadan Örnekler, s.7.

Page 80: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

71

hizmet etmesini kontrol eder. Savunma Bakanlığı satışın teknik kısmını,

ikmalin yapılmasını ve tamamlanmasını sağlar. Genelkurmay Başkanlığı

yapılacak satışın ABD’nin Birleşik Stratejik Yetenek Planı ve Birleşik Güvenlik

Yardım Mutabakatı ile uyumunu kontrol eder. Kongre, satışın ABD çıkarlarına

ve dış politikasına uygunluğunu gözden geçirir.188

İnsan haklarını ihlal eden, terörizmi destekleyen ve nükleer silah

üreten ülkelere silah satışı ve yardımı yapılmaz. Türkiye’ye yapılan yardıma

da 1995 ve 1996 yıllarında şart konmuştur. 1995 yılında yardımın % 10’luk

kısmı Kıbrıs ve TSK’nin sivillere uyguladığı insan hakları ihlalleri nedeniyle

kesilmiş, 1996 yılında da yardımın en az beş milyon ABD dolarlık kısmının

OHAL bölgesindeki kuruluşlara verilmesi ve uluslararası yardım

kuruluşlarının Türkiye’nin her yerinde bilgi verme zorunluluğu olmadan

serbestçe faaliyette bulunmaları şartına bağlanmıştır.189

Dünyanın en büyük silah ihracatçısı olan ABD'de, hükümetin

doğrudan finansman sağlamadığı durumlarda bile, savunma şirketlerinin

rekabet gücünü arttırmak için her türlü destek mekanizmasının

devreye sokulduğu gözlemlenmektedir.

ABD uluslararası pazarlarda savunma şirketlerinin katıldıkları

ihalelerdeki başarı şansını arttırmaları için, off-set’lerle beraber, etkin bir araç

olan finansman mekanizmasını da kullanmaktadır. Amerikan Eximbank,

Kongre kararları doğrultusunda askeri projelere destek vermektedir.

Öncelikle ABD Savunma Bakanlığı'na ait Savunma Güvenlik İşbirliği

Acentesi (Defense Security Cooperation Agency - DSCA), Yabancı Askeri

Satışları yönetme fonksiyonunu yanında, Savunma İhracat Kredisi Garanti

Programı (Defence Exports Loan Guarantee Program - DELG) ile % 85’lik

ihracat kredisi sağlamaktadır. Bu oran bazen projenin tamamını kapsayacak

şekilde arttırılmaktadır. Bu finansman paketinden 1992'den beri en büyük

188 Sadi Çaycı, “U.S.Security Assistance and FMS”, U.S. Army Judge Advocate General’s School, Charlottesville, VA, U.S.A., Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 1988, s. 2. 189 O. Metin Öztürk, “ABD Güvenlik Yardımı ve Üçüncü Sektör”, Yankı, 9-15 Ekim, 1995.

Page 81: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

72

oranda yararlanan ülke, 1.7 milyar ABD doları tutarındaki kredi ile Türkiye

olmuştur.190

1.2. ABD Hükümetinin Silah İhracatını Geliştirmek İçin Uygulamaya

Koyduğu Programlar

ABD Hükümeti, İhracat Lisans Rejimi'nin kriterlerini karşılayan ülkelere

satışı kolaylaştırmak amacıyla değişik mekanizmalar devreye koymuştur.

1992 ile 2001 yılları arasında silah ihracatının yaklaşık % 72'sini (104 milyar

ABD doları) alıcının kendi kaynaklarıyla finansman sağladığı peşin ödemeli

satışlar oluşturmuştur. Bu dönem içerisinde Amerikan Hükümeti'nin silah

satışları için sağladığı finansman tutarı da 41 milyar ABD dolarının

üzerindedir.191

1.2.1. Savunma Bakanlığı’nın Yabancı Askeri Finansman Programı

(Department of Defense Foreign Military Financing Program)

1990'lı yıllara kadar ihracatın önemli bir bölümü Amerikan Federal

Finansman Bankası'nın sağladığı, diğer ticari bankalara göre son derece

uygun koşullar (uzun geri ödeme dönemleri ve daha düşük faiz oranları)

sunan kredilerle arttırılmaya çalışılmıştır. Fakat bu mekanizma, bu kredileri

kullanan bazı ülkelerin 1980'li yıllarda borç krizine girmesiyle büyük darbe

almıştır. Mısır, İsrail, Türkiye gibi ülkelere açılan krediler, Amerika Birleşik

Devletleri yönetimi tarafından söz konusu ülkelerin de benzeri bir problemle

190 Conlan, a.g.e., s. 52. 191 SIPRI Yearbook 2003, “Armaments, Disarmament and International Security”, Oxford Universty Press, 2003, s.540-553.

Page 82: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

73

karşılaşma olasılığına karşı krediden hibeye (military grants)

dönüştürülmüştür. 192

1.2.2. Yabancı Askeri Satışlar (FMS Cases)

FMS Programı, ABD'den savunma teçhizatı satın alan ülkelerin kendi

milli kaynaklarından ödeme yapmaları veya alternatif olarak FMS

mekanizması çerçevesinde kredi kullanmalarını kolaylaştıran bir sistem

olarak tasarlanmış ve yürürlüğe geçirilmiştir. Söz konusu yardım kredi ve hibe

olarak ikiye ayrılmaktadır. FMS, bir anlamda ABD’nin hegemonyasını

minimum masraf ile sürdürmesine olanak sağlayan bir uygulamama olarak

ortaya çıkmaktadır.193

FMS satışları, Amerikan silah ihracatının toplam % 85'ini

oluşturmaktadır. Savunma Bakanlığı, alıcı ile satıcı arasında, tedarik

sürecinde direkt bir rol oynamaktadır. FMS satışlarının bir bölümü Amerikan

Hükümeti tarafından finanse edilmektedir. Son 10 yıl içerisinde bu tutar

toplam FMS satışlarının % 28'i oranında gerçekleşmiştir.194 Genellikle alıcı

ülke, FMS işlemini kendi kaynaklarıyla finanse etmektedir.

Hükümetin finansman sağlamadığı durumlarda bile hem alıcı, hem de

satıcı taraf FMS satışlarından büyük avantajlar elde etmektedir. Alıcılar,

Savunma Bakanlığı'nın ödediği fiyattan ürünü satın almakta, ölçek

ekonomilerinden ve Savunma Bakanlığı'nı savunmaya yönelik sözleşme

yönetimi tecrübelerinden yararlanmaktadırlar. İhracatçı firma ise hükümetin

ödeme risklerine karşı sağladığı garantinin avantajından faydalanmaktadır.

Dolayısıyla, satıcı şirketin karşılaşacağı ödeme riski, hükümet tarafından

192 Conlan, a.g.e., s. 53. 193 Bostanoğlu, a.g.e., s. 465. 194 Peter Evans, “The Financing Factor in Arms Sales: The Role of Official Export Credits and Guarantees, International Arms Transfers, Militery Spending and Armaments 2002, SIPRI Yearbook 2003, Oxford University Pres, 2003, s.540-553.

Page 83: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

74

garanti altına alınmakta, bu da ihracatçı firma açısından büyük bir finansal

rahatlık sağlamakta; alıcı için fiyat riski, satıcı için ödeme riski devlet

tarafından üstlenilmiş olmaktadır.195

FMS Programı çerçevesinde bir ülkeye savunma teçhizatı ve

hizmetlerinin sağlanabilmesi için ön koşul, satışların ABD Silah İhraç Kontrol

Kanununa (AECA) uygun olmasıdır. Bu ana prensibin dışında FMS

uygulamasına karar verilmesini etkileyen ve yardımı yönlendiren temel

hususlar şu şekilde özetlenmektedir.196

a) FMS yardımları, ABD güvenliğine katkıda bulunmalı, ABD dış

politikasını destekler mahiyette olmalıdır.

b) Bir ülkeye bu yolla yapılan teçhizat veya hizmet transferinin, ABD

Başkanı'nın izni olmaksızın 3’ncü bir ülkeye devredilemeyeceğine dair

güvence alınmalıdır.

c) Bu yardımdan yararlanacak ülkelerin talep ettikleri savunma

teçhizatını tedarik edebilmeleri, ABD Yönetimi'nin onayı ile olabilmekte

ve ekonomik güçleri ölçüsünde hibe yerine mümkün olduğu ölçüde FMS

kredisi alımlarına yönlendirilmeleri gerekmektedir.

ç) FMS mevzuatı, bu uygulama çerçevesinde ABD Yönetimi'ne de bir

sınırlama getirmekte ve satış yapmayı hedefleyen Amerikan firmaları

karşısında tarafsız kalmasını; hiçbir firmanın sempatizanı olmamasını şart

koşmaktadır.

d) ABD ulusal çıkarları söz konusu olduğunda sadece Başkan

tarafından belirlenen ayrıcalıklı FMS kredileri verilebilmektedir.

e) ABD Yönetimi'nin başka bir ülkeye satmayı teklif ettiği savunma

teçhizatına ait anlaşmanın gerçekleştirilmesi yükümlüğü ABD Savunma

Bakanlığı’na verilmiştir.

195 Conlan, a.g.e., s. 53, 54. 196 Safa Atalay, “ABD’den Türkiye’ye Yönelik FMS Kredileri Uygulaması ve Sonuçları”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 1993, s.12, 13.

Page 84: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

75

FMS kredileri, Türkiye'ye 1972 yılından bu yana verilmeye

başlanmıştır ve Kıbrıs Buhranı sırasındaki ABD silah ambargosu dâhil

hiç kesintiye uğramamıştır.197

Türkiye tarafından FMS kanalıyla sağlanabilecek savunma

sistemlerine ilişkin ihtiyaçlar, iki ülke arasında mevcut Savunma ve

Ekonomik İşbirliği Anlaşması (SEIA) çerçevesinde Türkiye - ABD Savunma

Desteği Ortak Komisyonu tarafından değerlendirmeye alınmaktadır. Adı

geçen Komisyon çalışmalarını Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler

Başkanlığı'nın koordinatörlüğünde yürütmektedir. Talep edilen ihtiyaçlara

ilişkin değerlendirmelerin yapılabilmesi için her yıl Nisan ayında Dışişleri

Bakanlığı koordinatörlüğünde Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma ve

Maliye Bakanlıkları ile gerekli görülmesi halinde diğer ilgili kurum ve

kuruluşlardan temsilcilerin katılımıyla bir dizi hazırlık toplantısı yapılmaktadır.

T.C. Dışişleri Bakanlığı tarafından işlemlerin tamamlanmasını takiben

Türkiye'ye sağlanacak kredi miktarı, ABD Kongresi'nde yasallaşma

aşamalarından geçmektedir. Bu konuda ABD tarafında meydana gelebilecek

gelişmeler, Dışişleri Bakanlığı tarafından izlenerek Genelkurmay Başkanlığı

ve Milli Savunma Bakanlığı'na iletilmektedir.198

Aşağıda tablolarda (Tablo 5.1 ve 5.2) Türkiye’nin ABD’den aldığı FMS

kredilerinin durumu verilmiştir. FMS kanalından genelde Türkiye’nin istediği

değil de ABD’nin önerdiği savunma teçhizatların alındığı dikkate alınırsa bu

ikili ilişkide ABD her zaman için kazançlı olmaktadır. Türkiye 1972-1993 yılları

arasında 4.382.135 milyon ABD doları kredi, 3.195.920 milyon ABD doları

hibe olmak üzere toplam 7.578.055 milyon ABD doları FMS kredisi

kullanmıştır.199 Bu kredilerin geri ödemesi 2016 yılına kadar devam edecektir.

Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye FMS kredisi kullanmaktan kaçınan

bir politika takip etmiştir. Çünkü FMS kanalından alınan savunma teçhizatı

1990’lı yıllarda Türkiye’nin maruz kaldığı tehdidi karşılamıyordu.

197 Bostanoğlu, a.g.e., s. 465 198 Atalay, a.g.e., s.37-41. 199 Atalay, a.g.e., s.78.

Page 85: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

76

1.2.3. Ticari Programlar

ABD’den savunma sanayii ürünü alan ülkeler bazı durumlarda kredi

mekanizmasını kullanmak yerine ürünü doğrudan alma yolunu seçebilirler. Bu

işlemler, Doğrudan Ticari Satışlar (Direct Commercial Sales - DCS) olarak

adlandırılır. 1992-2001 yılları arasında doğrudan ticari satışlar Amerikan silah

ihracatının % 14'üne (20.4 milyar ABD dolarına) denk gelmiştir. Bu yöntemin

son on yılda en çok uygulandığı ülkeler; Japonya, İngiltere, Türkiye, Güney

Kore ve Tayvan olmuştur.200

Tablo 5.1: Yıl Bazında ABD’den Alınan FMS Kredileri (Milyon ABD Doları)

YILLAR KREDİ (ABD Doları) HİBE (ABD Doları) TOPLAM (ABD Doları) 1972 15 - 15 1973 20 - 20 1974 75 - 75 1975 75 - 75 1976 125 - 125 1977 125 - 125 1978 175 - 175 1979 175 - 175 1980 203 - 203 1981 250 - 250 1982 343 57 400 1983 290 110 400 1984 585 130 715 1985 485 215 700 1986 409.5 205.7 615.2 1987 178 312 490 1988 178 312 490 1989 90 410 500 1990 85.635 412.220 497.855 1991 50 532 582 1992 - 500 500 1993 450 - 450

TOPLAM 4.382.135 3.195.920 7.578.055 Kaynak: MSB Dış Tedarik Daire Başkanlığı naklen Safa ATALAY:a.g.e.,78

200 Conlan, a.g.e., s. 54.

Page 86: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

77

Tablo 5.2: Türkiye'nin FMS Kredileri Geri Ödeme Programı (Milyon ABD Doları)

YIL ANA PARA FAİZ TOPLAM

1992 166.743 269.257 436.000 1993 159.912 258.151 418.063 1994 203.122 246.933 450.055 1995 216.875 233.007 449.882 1996 226.005 218.283 444.288 1997 227.937 203.766 431.703 1998 194.604 189.021 383.625 1999 150.582 175.816 326.398 2000 126.856 164.287 291.143 2001 103.123 155.118 258.241 2002 91.121 146.331 237.452 2003 89.935 138.366 228.301 2004 111.286 131.121 242.407 2005 132.639 119.071 251.710 2006 132.639 106.729 239.368 2007 132.639 94.520 227.159 2008 132.639 82.010 214.649 2009 132.653 69.456 202.109 2010 134.086 56.857 190.943 2011 131.432 43.647 175.079 2012 120.953 31.347 152.300 2013 103.530 20.290 123.810 2014 75.983 10.872 86.855 2015 58.036 4.506 62.542 2016 3.865 .209 4.074

TOPLAM 3.408.556 3.172.971 6.581.527

Kaynak: SSM Dış İlişkiler Şubesi naklen Safa ATALAY: a.g.e., 79.

Bu ihracatlar tamamen ihracat lisans sistemine tabiidir, ancak tedarik

sürecinde Savunma Bakanlığı'nın bir rolü bulunmamakta ve hükümetler

arası bir anlaşma söz konusu olmamaktadır. Alıcıların bu sistemi tercih

etmelerindeki neden, sistemin daha esnek, geniş bir ürün yelpazesine sahip

ve genellikle daha çabuk ve ucuz olmasıdır. Ancak Doğrudan Ticari Satışlar

FMS sisteminin getirdiği avantajları sağlamamaktadır.

Page 87: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

78

1.2.4. Savunma İhracat Kredisi Garanti Programı (Defense Export Loan

Guarantee Program - DELG)

1990'lı yıllarda Amerikan Eximbank'ın savunma ürünlerine yönelik

desteğini azaltmasının sonucunda 1996'da devreye geren DELG sistemi,

15 milyar ABD Doları tutarında bir kaynakla oluşturulmuştur. Toplam 39

ülke, DELG tarafından finanse edilebilir "uygun ülkeler" olarak

belirlenmiştir.201 DELG Sistemi, Amerikan savunma sanayii ürün ve

hizmetlerinin yabancı hükümetler tarafından satın alınması ve uzun süreli

olarak kiraya verilmesini verilmesine imkân sağlayan bir programdır. ABD

Savunma Bakanlığı, DELG mekanizması kanalıyla, ihracatı gerçekleşecek

ürüne ilişkin toplam kontrat tutarının % 85'ine kadar kredi verebilir.202

2. ALMANYA TEDARİK SİSTEMİ

Almanya’nın tedarik teşkilatının kuruluş şeması EK-4 de sunulmuştur.

Almanya’da ana savunma sistem ihalelerinin sadece %15’lik kısmı açık ihale

ile geri kalan kısmı ise çağrılan tek veya birkaç milli firma ile sözleşme

yapılarak gerçekleştirilir. Almanya Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacı olan her türlü

silah sistemi, araç, gereç ve malzeme, Savunma Bakanlığına bağlı sivil bir

kuruş olan BWB (Bundesamt für Wehrtechnik und Beschaffung) tarafından

tedarik edilmektedir. İhaleler rekabet olmaksızın veya sınırlı rekabet

ortamında yapılmakta ve sözleşmeler genellikle Milli Ana Yüklenici olarak

seçilen şirketlerle imzalanmaktadır. Ana sistemler uluslararası

konsorsiyumlar veya milli şirketler tarafından geliştirilmekte ve imal

edilmektedir. Ana sistemler dışında kalan araç, gereç, malzeme, giyim,

201 DELG (Defense Export Loan Guarantee Program ) web Sayfası, (Erişim) www.delg.org, 22 Nisan 2004 202 Conlan, a.g.e., s. 55.

Page 88: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

79

kuşam, sağlık maddeleri ve gıda yine tek elden ve bu teşkilata bağlı ayrı bir

birim tarafından satın alınarak silahlı kuvvetlere teslim edilmektedir.

Almanya’da yabancı firmaların savunma ihalelerine katılmaları mümkün

gözükse de şimdiye kadar gerçekleştirilen tüm savunma ihalelerin % 75’i

Alman firmaları tarafından gerçekleştirilmiştir.203

Silah satışları parlamento üyelerinden oluşan Güvenlik Konseyi

tarafından denetlenmektedir. Bazı satışların Güvenlik Konseyinin onayından

geçmesi gerekmektedir. Hangi silah sistemlerinin satışı için onay gerektiği

konusunda bir standart yoktur. Örneğin Türkiye’ye tank satışının Güvenlik

Konseyinden geçmesi gerekirken; helikopter ve denizaltı satışlarında onay

gerekmemektedir. Ordu silah satış sürecinde etkili değildir, sadece bazı

teknik konularda görüşü alınır.204

Almanya'da ihracatı teşvik amacıyla ihracat kredisi sağlayan bir

kuruluş oluşturmuştur. Krediler, 10 yıllık bir süre için verilmektedir. Ayrıca,

özellikle az gelişmiş ülkelere ve Doğu Avrupa ülkelerine yönelik 1 ila 4 yıl

vadeli üretici kredileri de verilebilmektedir. İhracat kredilerinin en önemli

özelliği, yatırım malları veya hizmetlerini kapsama zorunluluğunun

olmasıdır.205 Bu yolla kredi kullanan ülkelerde Alman firma ve sermayesine

zemin hazırlanmaktadır.

3. FRANSA TEDARİK SİSTEMİ

Fransa’nın tedarik teşkilatının kuruluş şeması EK-5 de sunulmuştur.

Fransa’da ordunun her türlü ihtiyacı Savunma Bakanlığına bağlı Fransız

Silahlanma Tedarik Ajansı (Delegation General Pour L’Armenent - DGA)

tarafından tedarik edilmektedir. Savunma sanayinin büyük çoğunluğu devlete

203 Ziylan, Dünyadan Örnekler, s.6. 204 Ziylan, Dünyadan Örnekler, s.9. 205 Conlan, a.g.e., s. 47.

Page 89: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

80

aittir. Fransız savunma şirketlerinin neredeyse beşte dördü devlet kontrolü

altındadır.206 Ana sistem tedarikinde, rekabet olmaksızın seçilen bir kuruluş

ile doğrudan sözleşme yapılır. Açık ihale söz konusu değildir.

Dünyanın en büyük savunma ihracatçılarından olan Fransa'da,

temel askeri sistemlerin tedariğinde görülen rekabet yerli şirketlerle sınırlıdır.

İç tedariğe her zaman öncelik verilmekte olup yerli üreticiler ihalelerde

belirlenen bir takım şartlarla yabancı üreticilere karşı daha avantajlı konuma

getirilmektedir.207

3.1. Fransa Silahlanma Tedarik Ajansı (Delegation General Pour L’Armenent - DGA)

General de Gaulle tarafından "Silahlanma Delegasyonu" adıyla 5

Nisan 1961'de kurulan DGA'nın görev alanı, Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaç

duyduğu savunma ekipmanının en düşük maliyetle ve öngörülen zaman

içinde sağlanması olarak tanımlanmıştır. 208

Fransa, savunma sanayii ürünleri alanında ihracat kontrollerini sıkı

bir şekilde uygulamaktaydı. Ancak bütün dünyada azalan savunma sanayii

ürün pazarı Fransa’yı daha esnek davranmaya zorlamıştır. Ocak 1997'de

DGA, ihracatı teşvik mekanizmasını yeniden düzenleyerek Fransız

Savunma Bakanlığının diğer bakanlıklar ile koordinasyonu artırılmıştır.

Silah ihracatında artış yaratacak stratejik bölgelerin coğrafi olarak

tanımlanması ve bu amaca yönelik pazarlama girişimleri üzerinde diğer

bakanlıklardan koordinasyon artırılmıştır. DGA aynı zamanda savunma

206 Kaynak Tümer, “Savunma Sanayisinde Uluslararası İşbirliği”, Savunma Sanayisinde Stratejik İlişkiler Sempozyumu, Ankara, 2002, s.44. 207 Elisabeth Sköns, Hannes Baumann, “Arms Production”, SIPRI Yearbook 2003, Oxford University Press, 2003, s.393. 208 Ekinci, a.g.e., s.92.

Page 90: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

81

sanayii şirketlerinin ürettikleri ürünlerin sivil sektörde de kullanılmasını ve bu

amaçla "ikili-kullanım" (dual-use) teknolojilerini desteklemektedir. 209

Fransa, ihracat olanaklarını arttırmak amacıyla ithalatçılara

kullandırmak üzere sabit faizli, uzun dönemli ve çok sayıda eşit taksit halinde

geri ödenebilecek kredilerin temin edilebilmesi için etkin bir finansal

mekanizma da kurmuştur. Her tür vadedeki krediler için ihracat sigortası

sağlayan COFACE (Compagnie Française D'assurance Pour le Commerce

Exterieur), Fransız Dış Ticaret Bankası ile de koordinasyon içindedir. Faiz

oranları, projenin büyüklüğüne, geri ödeme süresine göre ve OECD

uygulamalarına paralel olarak düzenlenmektedir.210

3.2. Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Fransız Savunma Politikası

Soğuk Savaş'ın sona ermesi, tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi Fransız

savunma politikasını da çözümlenmesi gereken bir dizi sorunla karşı karşıya

bırakmıştır. Varşova Paktı'nın dağılması ve Sovyetler Birliği'nin

parçalanması, Fransız savunma stratejisinin ve Silahlı Kuvvetleri'nin

karşısında şekillendiği temel tehdidi ortadan kaldırmıştır. Bununla birlikte

Fransa'nın yeni şartları kolaylıkla kabullenemediği ve Soğuk Savaş sonrası

gerçeklerinin, Fransız bağımsızlığını vurgulayan De Gaulle politikalarını

değişime uğratmakta zayıf kaldığı gözlenmiştir.

Fransız savunma politikasında ve savunma sanayinde gerçekleştirilen

geniş kapsamlı reformun dört temel düşünce etrafında şekillendiği

gözlemlenmektedir.211 Bunlardan ilki; Fransa'nın, Avrupa'ya yönelik

konvansiyonel tehdidin sona erdiği noktasından hareketle kendisini Rusya

209 Conlan, a.g.e., s. 48. 210 “Avrupa Birliği’nde Uygulanan Devlet Yardımları, Teşvikler ve Türkiye ile Mukayeseli İncelemesi”, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Araştırma ve Geliştirme Başkanlığı, Ankara, Haziran 2003, s.16. 211 Ekinci, a.g.e., s.80.

Page 91: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

82

tehlikesinden korumaya yönelik savunma hazırlıklarını en aza indirgemesidir.

İkincisi; kuvvet yapılanmasında gerek Avrupa ve gerekse Dünya çapındaki

uluslararası sorumluluklarını tümüyle üstlenmesine imkân tanıyacak

yeteneklerin kazanılabilmesidir. Üçüncü husus; Fransa'nın NATO ile

yakınlaşması ve İttifak çerçevesindeki savunma konseptinin Avrupa ayağının

oluşumuna katkıda bulunulmasıdır. Dördüncü ve son nokta ise;

savunmaya tahsis edilen kaynakların azaldığı, buna karşılık silah sistemi

maliyetlerinin arttığı bir dönemde savunma sanayinin yeniden

yapılandırılmasıdır.

Fransa, bilhassa Devlet Başkanı Jacques Chirac'ın, 1995 Mayıs

ayında seçilmesi sonrasında, zaman içinde gerek geleneksel De Gaulle

yanlılarının gerekse muhalif sosyalistlerin ağır tepkileriyle karşılaşmasına

rağmen, Fransız savunma politikasında köklü reformları uygulamaya koyma

çabalarına sahne olmuştur. Bu çerçevede, bir yandan daha esnek ve

profesyonel bir ordunun yaratılması yönünde çalışmalar başlatılırken, diğer

yandan ise NATO çerçevesinde Fransa tarafından üstlenilen rolün değişikliğe

uğradığı gözlenmiştir.212

Geleneksel Fransız savunma politikasının temel yapıtaşlarından biri

olan bağımsız nükleer yeteneklerin muhafazası ile, Mitterrand döneminin

Fransız savunma politikasına yön veren AGSK geliştirilmesi hedefinin Chirac

tarafından da aynen benimsendiği gözlenmiştir. Avrupa savunma işbirliğinin

yaratılmasına ilişkin konsept karmaşası ve Avrupa savunma

bütçelerindeki kontrol edilemeyen düşüşler, Mitterrand'ın

gerçekleştirmeyi umduğunun aksine, Fransa'nın, "öncelikle" Avrupa

işbirliğine dayandırılan bir savunma yapılanmasına güvenemeyeceğini

göstermiştir.213

Böylece Chirac'ın yeni savunma ve savunma sanayii politikası,

Fransa'nın güvenlik hedeflerine, bağımsız stratejik nükleer kuvvetlerin yanı

212Robert Grant, “French Defense Policy and European Security”, Political Science Quarterly, Vol.100, No.3, Autumn, 1985, s. 411-426. (www.jstor.org) 213 Jolyon Howrth, “Britain, France and the Euro-AtlanticCrisis”, Survival, Vol.45, N0.4, Winter, 2003-04, s.173-192. (www.jstor.org)

Page 92: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

83

sıra, Avrupalı ortakları ve Atlantik ittifakı çerçevesinde ABD ile işbirliğine

dayalı bir yaklaşıma dayandırılmıştır.214 Bundan dolayıdır ki yıllık idame

maliyeti 2.5 milyar ABD dolarını bulan nükleer gücün muhafaza edilmesi,

Fransız ulusal güvenliğinin garantörlerinden biri olarak görülmektedir.215

Diğer NATO üyesi ülkelerin yeni uluslararası düzenin oluşturulması

yönündeki strateji ve planlanmaya dönük girişimleri, dönemin Devlet

Başkanı Mitterand'ı, ABD ve NATO’ya karşı ihtiyatlı bir yakınlaşma içine

itmiştir. Bu dönemde Fransa, NATO’nun askeri kanadına tekrar dönmek

istemekte, ancak bunu kamuoyuna kabul ettirebilecek itibarlı bir yol

aramaktadır.216 Mitterand'ın bu yaklaşımı, George Bush'a oranla Atlantik

İttifakı çerçevesinde Avrupa'nın rolünün genişletilmesinden yana tavır

koyan yeni Amerikan Başkanı Bill Clinton tarafından da desteklenmiştir.

Nitekim Clinton'un göreve gelmesinden bir yıl önce 1994 Ocak ayında

gerçekleştirilen NATO zirvesi de ABD'nin NATO'nun Avrupalılaştırılması

yönündeki istekliliğini teyit etmiştir. Zirvenin sonuç raporunda Avrupa Birliği

çerçevesinde "ortak bir dış politika ve güvenlik politikası" geliştirilmesi ve

bir "Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliğinin-AGSK" yaratılması yönünde

çağrıda bulunulmuştur.217 Yine aynı dönemde Fransa'nın, Nükleer

Planlama Grubu ve Savunma Planlama Komitesi hariç, NATO'nun askeri

birimlerine tam katılım gerçekleştirme niyetini açıkladığı gözlenmiştir.

Dolayısıyla, Fransa'nın NATO'ya yaklaşması, AGSK konseptinin

savunuculuğunu yapmasına engel teşkil etmemiştir. Sloan’a göre yine bu

çerçevede, bir yandan MATRA-BAE gibi büyük çaplı Avrupa savunma

sanayii gruplarının, diğer yandan ise başını Fransa ve Almanya'nın

çektiği Avrupa Silahlanma Tedarik Ajansı'nın oluşturulmasına yönelik

214 Beatrice Heuser, “The Transformation of France's Armed Forces”, RUSI Journal, by Royal United Services Institute for Defence Studies, Whitehall, London, February, 1997. naklen Ekinci, a.g.e., s.78. 215Jolyon Howrth, “Britain, France and the European Defence Initiative”, Survival, Vol.2, N0.2, Summer, 2000, s.33-55. (www.jstor.org) 216 Kamran İnan, “TBMM’ de kendisi ile yapılan mülakattan”, 18 Nisan 2000. 217 Stanley R. Sloan, “French Defence Policy: Gaullism Meets the Post-Cold War World”, Arms Control Today, by Arms Contol Association (ACA), Washington, April, 1997. naklen Ekinci, a.g.e., s.75.

Page 93: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

84

girişimlerle, pazarın hem arz hem de talep boyutunu organize etmek

suretiyle ortak Avrupa savunma sanayii temelinin güçlendirilmesine yönelik

adımlar atılmıştır.

Ancak zaman, Fransız Hükümeti'nin iki noktada yanıldığını ortaya

çıkarmıştır. Bunlardan ilki; bazı Amerikalıların da desteklemesine rağmen

ABD'nin NATO çerçevesindeki liderlik pozisyonunu terk edemeyeceği, ikincisi

ise; Avrupalı müttefiklerinin Fransa'nın Avrupalılaşma sürecine ilişkin

politikalarına duydukları güvensizliktir. Zamanla Fransa'nın, Avrupa

entegrasyonundan ziyade ulusal egemenliğini muhafaza etmeye ve Dünya

çapındaki nüfuzunu artırmaya çalıştığı yolundaki endişeler giderek ağırlık

kazanmaya ve yüksek sesle dile getirilmeye başlanmıştır. Bilhassa Fransa

ile pek çok ortak savunma projesi bulunan Almanya, yeni Fransız

savunma ve savunma sanayii politikalarına çok büyük bir şüpheyle

yaklaşmış, iki ülke arasında Aralık 1996 tarihinde gerçekleştirilen Nürnberg

Zirvesi'ne kadar ortak projelerin askıya alındığı bir belirsizlik dönemi

yaşanmıştır.218 Fransız-Alman savunma ve savunma sanayii işbirliğine ve

Avrupa ortak güvenlik ve savunma kimliğinin inşasına yönelik uzlaşmaya

rağmen, iki ülke arasında halen Avrupa'nın gelecekte oynayabileceği role

ilişkin derin görüş ayrılıkları vardır.

Fransa, ABD'nin Avrupa'daki en büyük rakibi konumundadır. Fransa

aynı zamanda Avrupa'daki en büyük savunma tedarik bütçesine sahip olup,

savunma sanayinde ortalama 175.000 kişiyi istihdam etmekte, yaklaşık

olarak her yıl 15 milyar Euro düzeyinde satış gerçekleştirmekte ve Gayrı

Safi Milli Hâsılası’nın yaklaşık % 3'ünü savunmaya ayırmaktadır. Bu

bütçede AR-GE harcamalarına ayrılan pay % 24 civarındadır. AR-GE'ye

ayrılan payın büyüklüğü, Fransa'nın teknolojik olarak gelişmişlik düzeyinin

ve ihracatındaki başarısının en büyük göstergesidir.219

218 Jac Lewis, “France Is Determined To Play a Central Role In Europe's Defence”, Jane's Defence Weekly, 12 Şubat, 1997, s.42-46. 219 Kanada Endüstri web Sayfası, “French Defense Industry”, (Erişim) http://strategis.ic.gc.ca, Temmuz 2004 naklen Conlan, a.g.e., s. 48.

Page 94: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

85

Fransa’nın silah ihracatında Ortak Silahlanma İşbirliği Organizasyonu

(OCCAR)’ın önemi büyüktür. Fransa'nın yanı sıra Almanya, İngiltere ve

İtalya'nın katılımıyla teşkil edilen OCCAR, ortak programların yönetimini

üstlenebilecek ve öngörülen düzenlemelerin hayata geçirilebileceği örnek bir

yapılanma olarak görülmektedir. Kasım 1996'da Strazburg'da dört devlet

arasında imzalanan OCCAR anlaşması, ulusal kaynakların en iyi şekilde

kullanılmasının amaçlamaktadır. Anlaşma çerçevesinde taraf devletlerin çok

uluslu entegre proje gruplarında geniş bir katılımla temsil edilmesi

öngörülmektedir. OCCAR'ın ayrıca ulusal kısıtlama ve düzenlemelerin

ötesinde, ortak tedarik politikası ile uyumlu prosedürlerin kullanımını

temin edecek kendi yasal çerçevesine sahip olması amaçlanmaktadır.220

Fransa ile Almanya arasında ortaklaşa geliştirilen ve ATAK Projesinde de

en önemli adaylardan biri olan TİGER taarruz helikopteri projesi, bu

ilkeler ışığında yürütülen projelere örnek olarak gösterilmektedir. FLA ise

daha geniş katılımlı bir proje olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ancak, mevcut maliyet artışları ve özellikle ABD’li dev savunma

sanayii firmaları ile girilen ağır rekabet koşullarında Avrupa savunma

sanayinin daha ne kadar ayakta kalabileceği de ayrı bir tartışma konusudur.

Almanya, Fransa ve İspanya’nın büyük savunma şirketlerinin birleşmesi ile

oluşturulan Avrupa’nın en büyük havacılık ve savunma grubu olan EADS,

satışlarının % 64’ünü gerçekleştiren Airbus sipariş alamadığı için tarihinin en

büyük zararını açıklamıştır.221 29 Mart 2007 tarihinde sonuçlanan ATAK

Projesinde de İtalya’nın MANGUSTO helikopteri seçilmiştir. Bu tercihte

teknik konular ve daha önceden Fransa ve Almanya’dan silah alımında

yaşanan sorunlar yanında bu iki ülkenin AB adaylık sürecinde Türkiye’ye

karşı politik duruşlarının da etkili olduğu değerlendirilmektedir.

Chirac, modernizasyonu programını, Gaullizm-Avrupa Birliği-

Atlantik ötesi işbirliği" sacayağına dayandırmıştır. Bu çerçevede, iki yerli

savunma sanayii devi Aerospatiale ve Dassault Aviation firmalarının

220 Ekinci, a.g.e., s. 97, 98. 221 “Airbus Satışları EADS’yi Vurdu”, Hürriyet Gazetesi, 10 Mart 2007.

Page 95: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

86

birleşmeleri, Thomson firmasının ise özelleştirilmesi planlanmış ve yerli

savunma sanayii sektörünün dört temel kutba ayrılmasına yönelik olarak

geniş kapsamlı bir reorganizasyona gidilmesi öngörülmüştür. Buna göre;222

a) Aerospatiale ve Dassault Aviation'ın birleşmesi yoluyla hem askeri

hem de sivil sektöre hizmet verebilecek yeteneklere haiz yeni bir uzay ve

havacılık sanayii oluşumunun gerçekleştirilmesi,

b) Thomson'un özelleştirilmesi ile birlikte, elektronik sanayinde

Fransa'yı savunma elektroniği alanında Dünya'da ikinci sıraya oturtacak bir

dizi değişimin hayata geçirilmesi,

c) Atomik Enerji Komisyonu (CEA) ve bu Komisyon'un Technicatome

ve Cogema gibi şirketler bünyesinde sahip olduğu hisseler yoluyla nükleer

savunma sanayinin muhafazası ve

ç) Merkez üssü sırasıyla Giat ve DCN olmak üzere, bilhassa kara

ve deniz savunma sistemlerinin geliştirilmesine ve inşaasına yönelik

kapasitenin korunması hedeflenmiştir.

Her fırsatta Avrupa savunma sanayinin bir bütün olarak

güçlendirilmesi ve rekabet gücünün artırılması gerektiğini dile getiren

Fransa, asıl amacının kendi pozisyonunu güçlendirmek ve Paris merkezli bir

Avrupa savunma sektörü yaratılması olduğu yolundaki iddiaları

reddetmektedir. Ancak Fransız elektronik devi Thomson-CSF'in özelleştirme

sürecinde İngiliz General Electric Co. (GEC) tarafından satın alınması

yolundaki teklife şiddetle karşı çıkılması, temelde Fransa'nın Avrupa

savunma sanayinin yeniden yapılanması yolundaki görüşleri ile çelişmekte

olup Fransa'nın bu yöndeki söylemlerinde samimi olmadığına ilişkin

endişeleri güçlendirmektedir. Fransa, Thomson-CSF'nin satışı söz konusu

olduğunda hayati addettiği ulusal güvenlik çıkarlarını bahane göstererek

gerçek anlamda bir Avrupa işbirliğinin yolunu tıkamayı da göze

alabilmektedir.223

222 Ekinci, a.g.e., s.98. 223 Ekinci, a.g.e., s.100.

Page 96: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

87

4. İNGİLTERE TEDARİK SİSTEMİ

Son yıllarda göreceli olarak güç kaybına uğramakla birlikte, savunma

sanayii, İngiliz ulusal ekonomisinin en önemli sektörlerinden biridir.

4.1. Savunma Bakanlığı Tedarik Yönetimi

İngiliz Savunma Bakanlığı, kendi içinde üç ayrı birimden oluşmaktadır.

Bunlar; Silahlı Kuvvetler, Savunma Tedariki Bakanlıkları ve Parlamento

Savunma Müsteşarlığı'dır. Söz konusu ana birimlerin yanı sıra Savunma

Bakanlığı, biri Genelkurmay Başkanlığı (CDS), diğeri ise Sürekli Müsteşarlık

(PUS) olmak üzere iki ayrı müşavirliğe sahiptir. Savunma Tedarik

Bakanlığı çatısı altında asıl tedarik görevlerinin yerine getirilmesinden

sorumlu olan Tedarik İdaresi (PE)'nin yanı sıra, Merkezi Birimler ve

Kuvvet Komutanlıkları da bu çerçeve yapılanmaya bağlı olarak

çalışmaktadırlar.224

4.2. Savunma İhraç Servis Organizasyonu (Defence Export Services Organisation - DESO)

İngiltere, savunma ürünleri ihracatını geliştirmek için Savunma

İhracat Hizmetleri Organizasyonu (DESO) kurmuştur. Amaç, güçlü bir İngiliz

Savunma sanayisini desteklemek ve müttefik devletlere de güvenlik

224 DESO web Sayfası, www.deso.mod.uk, 03 Ocak 2007.

Page 97: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

88

anlamında destek olmaktır.225 Yine 1997 yılında İngiltere Savunma bakanlığı

tarafından yayınlanan momeranduma göre, DESO, yerli firmalara gerekli

danışmanlık hizmetlerinin sağlanması amacıyla 12 yabancı başkentte

(Washington, Bonn, Paris, Ankara, Riyad, Kuveyt, Yeni Delhi, Kuala Lumpur,

Bangkok, Jakarta, Seul ve Kanberra) temsilci bulundurmaktadır.

Yıllık ortalama takribi 10 milyar ABD doları civarında sipariş alan ve

kayda değer bir ihraç yeteneğini haiz bulunan İngiliz savunma sanayinde,

gerek Savunma Bakanlığı'nca ve gerekse yabancı müşterilerce yapılan

alımlar sayesinde, 1992-1993 döneminde sadece ana kontraktörler

(yüklenici) düzeyinde 425.000 kadar kişiye istihdam imkanı yaratılmış olduğu

hesaplanmıştır.226

İngiltere'de savunma ihracatına yönelik AR-GE faaliyetlerinin büyük

bölümü Savunma Değerlendirme ve Araştırma Acentası (Defence Evaluation

And Research Agency - DERA) tarafından gerçekleştirilmektedir. DERA son

yıllarda, toplam savunma bütçesinin % 9-10'una denk gelen 2.1-2.4 milyar

İngiliz Sterlini civarında AR-GE faaliyeti gerçekleştirmiş, Savunma

Bakanlığı'nın bilimsel ve teknik olarak en büyük yardımcısı konumuna

gelmiştir. 1998-1999 döneminde, Savunma Bakanlığı ihtiyaçlarının % 70'lik

bir bölümü yerli sanayinden sağlanmıştır. Bunun dışında kalan % 13'lük

bölümü ortak üretim programları, % 16'lık bölümünü ise ithalat

oluşturmaktadır.227

ABD'den ithal edilen özellikle havacılık ve uzay sistemlerinin

boyutu, Savunma Bakanlığı'nın toplam harcamalarının 1980'de % 3'üne,

1990'da % 7,1'ine, 1999'da % 15'ine tekabül etmektedir. Bu durumdan

dolayı İngiltere Savunma Bakanlığı, ABD'den giderek artan ithalata karşı off-

set talep etmektedir.228

225 “Savunma Tedariki ve Sanayii Politikası Momerandumu”, İngiltere Savunma Bakanlığı, Londra, Mart, 1997. naklen Ekinci, a.g.e., s.14. 226 Ekinci, a.g.e., s.16. 227 Conlan, a.g.e., s. 58 228 Conlan, a.g.e., s. 57.

Page 98: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

89

İngiltere, bilhassa geniş kapsamlı ekipman projeleri çerçevesinde

Avrupalı partnerlerle işbirliğine aktif olarak iştirak etmektedir. Hâlihazırda

aralarında Fransa ve İtalya ile yürütülen Horizon fırkateyni ve Almanya, İtalya

ve İspanya'nın katılımları ile gerçekleştirilen EF-2000 Savaş Uçağı projeleri

gibi Avrupa'nın büyük çaplı projelerinin de bulunduğu Fransa ile yaklaşık 25,

Almanya ile ise 22 adet ortak projenin sürdürülmekte olduğu

gözlenmektedir.229

İngiltere'nin, bilhassa NATO ve İngiliz Milletler Topluluğu

(Commonwealth) çerçevesindeki müttefikleri ile savunma araştırmaları

konusunda gerek ikili ve gerekse çok taraflı işbirliği programlarına yoğun

olarak iştirak ettiği de gözlenmektedir. NATO Savunma Araştırma Grubu,

İngiltere ile birlikte ABD-Avustralya-Kanada ve Yeni Zelanda'nın taraf olduğu

Teknik İşbirliği Programı ve Batı Avrupa Savunma Birliği (WEAG)

kapsamında yürütülen Uzun Vadeli Avrupa Savunma İşbirliği Programı

(EUCLID) bu yönde sürdürülen faaliyetlere örnek olarak gösterilebilir.

Diğer yandan, İsveç ile de savunma araştırma ve teknoloji işbirliğine

yönelik bir anlaşma imzalanmıştır. Bu tür ikili ve çok taraflı düzenlemelerin

amacı, ülkeler arasında teknoloji alış verişini geliştirmek ve yatırımların

uyumlu hale getirilmesine katkıda bulunmaktır. Mevcut araştırma

faaliyetlerinin % 8'ini uluslararası ortak projeler çerçevesinde

gerçekleştirmeyi taahhüt eden İngiliz Savunma Bakanlığı, bu oranı

artırmayı amaçlamakta olup ortak araştırma programlarının yıllık değerinin

100 milyon sterlini aştığı bilinmektedir. İngiltere'nin henüz üretim yeteneğine

sahip olmadığı veya daha ileri düzeyde bir üretim yeteneğini gerekli kılan

ürünler dışardan alınmaktadır. Trident füzeleri ABD’den, Challenger

tanklarının atış kontrol sistemleri ise Kanada'dan satın alınmaktadır.230

İngiltere, dünyadaki en açık savunma pazarlarından birisine sahip

olduğunu iddia etmektedir. Diğer ülkelerle olan rekabetin yarattığı baskı,

yeniliğin ve etkinliğin yararlarını ülkeye taşırken, menşeine bakılmaksızın

229 Ekinci, a.g.e., s.23. 230 Ekinci, a.g.e., s. 8.

Page 99: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

90

silahlı kuvvetler için en iyi ekipmanın elde edilmesine olanak tanıdığı iddia

edilmektedir.231 Ama uygulamaya bakıldığı zaman, Savunma Bakanlığınca

düzenlenen doğrudan alım ihalelerinin % 90'ının İngiliz firmalarınca

kazanıldığı gözlenmektedir.232

İngiltere, savunma sistemleri ithalatını dengelemek için İthal ettiği

ülkelerden devamlı off-set talep etmektedir. Değeri 50 milyon sterline kadar ki

kontratlarda off-set taleplerinde bulunulmaması hususunda Fransa ile görüş

birliğine varılmıştır.233 Hâlihazırda Savunma Bakanlığı'nca yeniden gözden

geçirilmekte olan İngiliz off-set politikası şu şekilde özetlenebilir: 234

a) Kuzey Amerikan firmalarından 10 milyon sterlinin üzerindeki

bütün teçhizat tedariklerinde off-set taleplerinde bulunulmaktadır.

b) WEAG üyesi ülkelerden 10 milyon sterlinin üzerindeki bütün

teçhizat tedariklerinde talep edilen off-set taahhütleri her bir durum için

ayrı ayrı değerlendirilmekte; bir yandan off-set taahhütlerinden karşılıklı

feragat edilmesi, diğer yandan da söz konusu taleplerden vazgeçilmesi

yönünde 13 WEAG ülkesini kapsayacak bağlayıcı bir anlaşmanın yapılması

amacıyla müzakerelerde bulunulmaktadır.

c) Her iki kategorinin dışında kalan diğer ülkelerden yine 10

milyon Sterlin’in üzerindeki bütün alımlar tek tek incelemeye tabi

tutulmaktadır.

Halen 144 ülkeye satış gerçekleştiren İngiliz savunma sanayinin ana

pazarları; Basra Körfezi ülkeleri, ABD ve Güneydoğu Asya (ASEAN) ülkeleri

olarak sıralanmaktadır. İngiliz savunma sanayii ürünleri Kuzey

Amerika'ya ve bilhassa çok sıkı korunan ABD piyasasına dahi

girebilmektedirler. Bu bakımdan İngiliz savunma sanayinin üretim ve ihraç

231 ECGD(Export Credits Guarantee Department)’nin web sayfası, (Erişim) www.ecgd.gov.uk, 29 Nisan 2007. 232 Ekinci, a.g.e., s. 6. 233 Ekinci, a.g.e., s.11. 234Savunma Tedariki ve Sanayii Politikası Momerandumu, İngiltere Savunma Bakanlığı, Londra, Mart 1997 naklen Ekinci, a.g.e., s.12.

Page 100: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

91

yeteneğinin sadece İngiltere için değil, Avrupa açısından da büyük önem

arz ettiği değerlendirilebilir.

11.000 civarında firmanın 425.000 kadar personel istihdam ettiği

savunma sanayii sektörü, toplam İngiliz sanayii üretimi içinde % 11'lik bir

üretim oranını temsil etmektedir. Son 25 yıldır üretimle birlikte sürdürülen

geniş kapsamlı yeniden yapılanma faaliyetlerinin bu başarıda önemli bir

payı vardır. Diğer yandan, bu yapılanma içerisinde iki büyük firmanın, British

Aerospace (BAE) ve GEC-Marconi (GEC)'nin, yukarıda verilen ihracat

rakamlarına ulaşılmasında önemli roller üstlendikleri görülmektedir. Dünyaca

ünlü bu firmalardan BAE; daha ziyade uçak, füze, komuta sistemleri ve

sistem entegrasyonu konularında; GEC ise; radar, elektronik, muharebe

sistemleri, sualtı silah sistemleri, aviyonikler ve elekto-optik alanlarında

faaliyette bulunmaktadır.235

İngiltere, savunma ürünleri ihracatı konusunda son derece sıkı bir

kontrol mekanizması oluşturmuştur. Yabancılar ve İngiliz Milletler Topluluğu

Ofisi, Sanayii ve Ticaret Bakanlığı, Uluslararası Gelişme Bakanlığı ve

Savunma Bakanlığı, ihracat lisansı başvurularını büyük bir dikkatle

incelemekte, bu lisanslar ülkenin uluslararası hedefleriyle çatışıyorsa ve

ülkenin veya bölgenin istikrarına yönelik açık bir risk taşıyorsa, başvurular

değerlendirmeye alınmamaktadır. Potansiyel ihracat imkanlarının

değerlendirilmesinde hükümet tarafından göz önünde bulundurulan bir

diğer kriter ise, silahların yaygınlaşmasının önlenmesi ve İngiltere’nin dış

politikasına uygunluğudur. 1982’de Falkland Adaları Savaşı'nda, daha

evvelden dost ülke Arjantin'e satılan silahların İngiliz askerine karşı

kullanıldığı hatırlardan çıkmamaktadır. Bu gibi gerekçelerle, İngiliz

savunma sanayii ürünlerinin ihracatına 16. yy.'dan bu yana çeşitli

kısıtlamalar uygulanmakta ve savunma sanayii ürünlerinin satışında ulusal

çıkarlar göz önünde bulundurulmaktadır.236

235 Ekinci, a.g.e., s.32, 33. 236 Ekinci, a.g.e., s.35.

Page 101: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

92

5. RUSYA TEDARİK SİSTEMİ

Rusya'nın savunma sanayii politikasının üç önemli amacı vardır.

Bunlar; etkin ve rekabetçi bir savunma sanayii yapısı oluşturmak, üretim

altyapısının yenilenmesi için sermaye yatırımlarını arttırmak ve gelişmiş silah

sistemlerinin üretim ve gelişim kapasitesinin devamlılığını sağlamak

amacıyla sürekli olarak yeni kontratlar imzalamaktır.237 Bu amaçlar

doğrultusunda Rusya, silah üretiminde devletin giderek artan desteğiyle

savunma ihracatında önemli bir artış sağlamıştır.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra askeri üretimde büyük bir

düşüş yaşanmıştır. Bu düşüşü, 1998-2000 yıllarında % 28 oranındaki artış

izlemiştir. Özellikle 1990'lı yılların ikinci yarısında silah üretiminin büyük

bölümünü ihracata yönelik üretim oluşturmuş ve ihracat, teknolojik gelişmeyi

körükleyen en büyük gelir kaynağı durumuna gelmiştir. İç piyasadaki silah

talebi, 1998'deki 0.8 milyar ABD doları seviyesinden, 2002'de 2.5 milyar

ABD doları seviyesine yükselmiştir. Silah ihracatı, 2002 yılında 1 milyar

ABD doları tutarındaki artışla 4.8 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.238

Rus savunma ihracatı 1999-2002 yılları arasında, en büyük müşteriler

olan Çin ve Hindistan sayesinde iki katına çıkmıştır. Hükümet ihracattan elde

ettiği gelirleri kullanarak, savunma altyapısının geliştirilmesi için alınan

borçlarını geri ödeme imkânı bulmuştur. AR-GE harcamaları, savunma

bütçesinin en önemli önceliği haline getirilmiştir.239

NATO’nun genişlemesi karşısında paniğe kapılan Rusya, silah satışı

yolu ile Üçüncü Dünya’da stratejik avantaj ve döviz kazanma politikasına

ağırlık vermiştir.240 Rusya, dış finansman kaynakları bulmak ve yeni pazarlar

yaratmak amacıyla, Asya ve Avrupa ülkeleriyle savunma sanayii işbirliği 237 “Defence Industrial Policies: Russia, Military Spending and Armaments 2002, Arms Production”, SIPRI Yearbook2003, Oxford University Pres, 2003, s.399. 238 Air Letter, 20 Şubat 2002, s. 4. naklen Conlan, a.g.e., s. 56.( www.airletter.com, 01.03.2007) 239 SIPRI Yearbook2003, “Defence Industrial Policies: Russia…”, s.399-402. 240 Mesut Hakkı Caşın, “Ortadoğu’da Balistik Füze Tehditi ve Modern Savunma Stratejileri”, Savunma Sanayindeki Teknolojik Gelişmeler Sempozyumu Bildiriler Kitabı, cilt II, KHO Yayınları, Ankara, 1997, s. 66.

Page 102: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

93

fırsatları aramaktadır. Ayrıca, lisans mekanizmasını da silah ihracatını

arttırmak amacıyla kolaylaştırılmıştır. Nitekim, ilk ATAK Projesi’nde ortak

üretim konusunda en iyi teklifi veren Rus firması olmuştur.

6. İSRAİL TEDARİK SİSTEMİ

ABD'nin müttefiki olmanın ve jeopolitik konumunun etkisiyle İsrail,

yüksek teknoloji gerektiren silah sistemlerini üretip dış piyasalara pazarlar

hale gelmiştir. İsrail'in ihracat potansiyelinin gelişmesinde ve dış piyasalarda

rakipleriyle yarışacak düzeye gelmesindeki en önemli etken, sistem

entegrasyon yeteneğidir. Savunma sanayii ihracatının arttırılabilmesi için

teknolojik üstünlüğün yanında tasarım teknolojisinin de önemli bir yeri vardır.

Gelişmiş elektronik sistemleri üretebilmek için gereken teknolojilerin ülke

içerisinde özgün bir biçimde geliştirilmesi, Rafael gibi tamamen milli bir takım

şirketler sayesinde ve teknolojik araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin

devlet tarafından desteklendiği bir yapıda mümkün olmuştur.241

2002 yılında İsrail'in savunma ihracatı, 2001 yılına göre % 40

oranında artarak 3.7 milyar ABD doları seviyesine çıkmış; İsrail, ABD ve

Rusya'dan sonra en büyük üçüncü savunma ihracatçısı konumuna

gelmiştir. Bu artışta Türkiye ile imzalanan 668 milyon ABD doları tutarındaki

170 adet M60 Tank Modernizasyonu projesi etkili olmuştur. İsrail artık

ürettiği askeri sistemlerin % 70'lik bir bölümünü ihraç etmektedir.242

İsrail Savunma Bakanlığı, silah sistemlerini tedarik eden ülkeleri,

şirketler ve onların yabancı rakipleri arasındaki rekabetten çekindikleri için

açıklamamaktadır. Diğer ülkelerin uyguladığı bir takım politik baskılar,

tedarik ve satın alma kararlarının diğer ülkelerce değişmesine yol

241 “F–16 Uçaklarının Başarısında İsrail Örneği”, Ulusal Strateji Dergisi, Mayıs-Haziran, 1999, s.17. 242 JINSA(The Jewish Institute for National Security Affairs) web Sayfası, (Erişim) www.jinsa.org, 27 Aralık 2007

Page 103: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

94

açabilmektedir.243 Henüz Türkiye dışında kendisine istikrarlı pazarlar

oluşturamamasın da bu gizlilik politikası etkili olmaktadır.

SIBAT, İsrail Savunma Bakanlığı'nın Dış Savunma Yardım ve

Savunma İhracat Bölümü'dür. SIBAT'ın ana amacı, savunmaya ilişkin ihracat

aktivitelerini desteklemek suretiyle savunma ihracatını arttırmaktır. SIBAT'ın

ihracata yönelik hedefleri; İsrail'in gelişmiş savunma sistem ve ürünleri ile

danışmanlık hizmetlerinin pazarlama ve satışını desteklemek, şirketler

tarafından üretilen silah sistem ve ekipmanının pazarlanmasını ve satış

faaliyetlerini gerçekleştirmek ve bütün savunma ihracat aktivitelerinin ülkenin

genel ihracat politikasıyla uyumlu olup olmadığını kontrol etmektir. Ayrıca

SIBAT’ın, diğer ülkelerin ilgili bakanlıkları ile endüstriyel alanda işbirliği

sağlayarak çok taraflı anlaşmalar imzalama yetkisi vardır. Bu doğrultuda en

küçük ürünlerin ihracından, AR-GE ve modernizasyon faaliyetlerini içeren

gelişmiş sistemlerin ihracına kadar diğer hükümet ve şirketlerle bağlantı

kurmaktadır. Ayrıca SIBAT, askerler ve sanayii temsilcileri arasında toplantı,

seminer ve konferanslar düzenleyerek savunma sanayinin kabiliyetleri

konusunda bilgi alışverişinde bulunmakta ve edinilen bilgilerin ışığında

pazarlama faaliyetlerini sürdürmektedir.244

243 Jewish Virtual Library, http://www.us-israel.org/jsource/economy/eco1.html naklen Conlan, a.g.e., s. 51. 244 SİBAT’ın web sayfası, (Erişim) http//www.sibat.mod.gov.il, 27 Aralık 2006.

Page 104: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

95

ALTINCI BÖLÜM

TÜRKİYE SAVUNMA TEDARİK SİSTEMİ VE SİLAH SATIŞI

1. SOĞUK SAVAŞ SONRASI DÖNEMDE TÜRKİYE’NİN SAVUNMA

POLİTİKASI

Türkiye, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra silahlı kuvvetlerinin

gücünü artırma ve savunma ekipmanı ihtiyaçlarını mümkün olduğu ölçüde

yurtiçi kaynaklardan karşılama hususlarında büyük bir hassasiyet

göstermektedir. Özellikle 1990’lı yıllarda çeşitli krizler nedeniyle

yurtdışından savunma teçhizatı temininde karşılaşılan sınırlama ve

engellemeler, Türkiye açısından sistem tedarikinde kaynak güvenilirliğinin

önemini bir kez daha ortaya koymuş, yerli savunma sanayinin

kurulması ve güçlendirilmesine yönelik kararlığını güçlendirmiştir.

Bugün uluslararası savunma sanayii sektörü, savunma bütçelerinin

azalması ve pazarların daralması neticesinde bir küçülme yaşamaktadır.

Türkiye ise artan bölgesel tehditlerin yanı sıra, bugüne kadar silahlı

kuvvetlerini destekleyen yabancı askeri yardım programlarının da durma

noktasına gelmesi nedeniyle, savunma bütçesinde yeniden bir yapılanmaya

gitmiş ve caydırıcılığını muhafaza etmek için savunma harcamalarını

yükseltme yoluna gitmiştir. Avrupa'da ve ABD’de savunma bütçelerinde

büyük oranlarda daralmalar yaşanırken; aynı savunma sistemi içinde yer

alan Türkiye, Yunanistan'la birlikte savunma bütçesinde kısıntı yapmayan

iki ülkeden biri olmuştur.245 ABD ve Avrupa’daki bu bütçe daralmaları iç

pazarlarını kaybeden bu ülkelerdeki güçlü savunma sanayii şirketlerini dış

pazarlara yöneltmiş, bu durum da, savunma sanayinin gelişimi açısından

Türkiye için önemli bazı fırsatlar yaratmıştır.

245 Ekinci, a.g.e., s.117.

Page 105: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

96

Diğer yandan, savunma ve savunma sanayii politikasına yön veren

uluslararası siyasi ve ekonomik şartlarda meydana gelen değişim, yeni

koşullara uyum ve bu çerçevede mevcut ve yakın geleceğe yönelik

ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeniden

yapılanması arayışlarını beraberinde getirmiştir.246 Bu süreç, yalnız kara

kuvvetleri'nin değil tüm ordunun sınırlı kaynaklarla modernize edilebilmesi

için, bir yandan ordu mevcudunda bir küçültmeye gidilirken öte yandan da,

daha büyük bir operasyon kabiliyetini haiz, vurucu gücü yüksek ve en

gelişmiş savunma sistemleriyle donatılmış modern bir savunma kuvvetinin

oluşturulmasına yöneliktir.

Oluşmakta olan yeni dünya düzenine karşı dünyada genel eğilim

“bekle ve gör” politikası izlemek, askeri harcamaları bir ölçüde azaltmak ve

bu arada daha çok sivil amaçlı yatırım, eğitim ve sanayileşmeye yönelmek

iken bu eğilim, Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullar ve jeopolitik konumu

gereği geçerli olmamıştır. Bir taraftan devam eden silahlanma yarışı, diğer

taraftan Berlin Duvarı'nın çökmesi ve Irak'ın Kuveyt’i işgali, Türkiye'nin

konumunda ve oynayabileceği rollerde farklılıklar yaratmıştır. Orta

Doğu'daki güç dengesi kadar Türkiye'nin yakın komşularını oluşturan

Orta Asya, Kafkasya, Balkanlar ve Doğu Akdeniz'deki güç dengesi de

değişmiştir. Yeni düzen, süper güçlerin Türkiye'ye yaklaşımında da

değişmelere yol açmıştır. Türkiye kendini her an çıkabilecek bir sıcak

savaş tehlikesine karşı hazırlıklı olmak zorunda kalmıştır. Özellikle,

Güneydoğu olayları nedeniyle genişleyen askeri harcamalar, komşu

ülkelerdeki belirsizliğin artmasıyla da sıçramasını sürdürmüş ve refaha

dönük yatırım yerine savunmaya dönük harcamaların artmasına neden

olmuştur. Bu koşullar Türkiye'nin ulusal savunma sanayine ağırlık

verilmesini gerekli kılmıştır.

Bu nedenlerle, NATO ülkeleri arasında savunma sanayii sektöründeki

yatırımlar azalırken, Türkiye önemli bir istisna olarak karşımıza 246 Lale Sarıibrahimoğlu, Ian Kemp, “Turkish Army:Turbulent Times for Transition”, Jane's Defence Weekly, 10 Eylül 1997, s.12.

Page 106: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

97

çıkmaktadır. 1982–1991 döneminde Avrupalı NATO ülkelerinde yıllık askeri

harcamaların ortalama artış oranı % 0.6 iken aynı dönemde Türkiye'nin

askeri harcamalarının artış oranı yılda ortalama % 4 olmuştur. Yine aynı

dönemde Avrupalı NATO ülkelerinde silah tedarik harcamaları % 0.1

azalırken Türkiye'de % 10 oranında artmıştır. Bu süreç içerisinde, Türkiye'de

yapılan başlıca konvansiyonel silah dışalımı da yılda yaklaşık % 14 oranında

artmıştır. Avrupalı NATO ülkelerinde ise aynı dönemde yıllık ortalama artış

oranı % 0,4 olmuştur.247

Aşağıdaki tabloda Türkiye'nin 1987–1992 yılları arasında

gerçekleştirmiş olduğu askeri harcamalar ile GSMH'ye oranları yer

almaktadır.

Tablo 6.1 Türkiye'de Askeri Harcamalar ve GSMH'e Oranları

Yıllar Askeri Harcamalar (milyon ABD doları)

Askeri Harcamaların GSMH'e Oranı (%)

1987 4.316 4.2

1988 3.802 3.8

1989 4.398 4.3

1990 5.315 4.9

1991 5.463 4.9

1992 5.747 4.8

Kaynak: SIPRI Yearbook 1995: Armaments, Disarmament and International Security, Oxford University Press, Oxford, 1995, 440,446.

2. TÜRKİYE’Yİ KENDİ SAVUNMA SANAYİNİ OLUŞTURMAYA İTEN NEDENLER

Türkiye’yi kendi savunma sanayini oluşturmaya iten nedenleri şu

şekilde sıralayabiliriz.

247 Aksu, a.g.e., s.11.

Page 107: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

98

Birincisi; tek süper güçlü dünyaya geçilmesi Türkiye’ye yeni olanaklar

açmış olsa da belirtilen yeni rizikoları da beraberinde getirmiştir.

İkinci neden, askeri teçhizat satışlarına satıcı ülkeler tarafından

getirilen koşullar ve sınırlamalardır. PKK terör örgütüne karşı yürüttüğü

mücadelede Türkiye bu sınırlamalarla sık sık karşılaşmıştır. Bu koşullar

ister Rusya ister ABD ister Avrupa Birliği kaynaklı olsun, Türkiye'nin hareket

alanının sınırlanmasına neden olmuştur. 1974 Kıbrıs çıkartmasını izleyen

ABD ambargosu ya da Güneydoğu'da Almanya kökenli teçhizat

kullanıldığı gerekçesiyle Almanya'nın ve ABD’nin uyguladığı ambargolar

hatırdadır.

Üçüncü neden, silah üreten ülkelerin ileri teknolojileri genellikle diğer

ülkelere aktarmamasıdır. Oysa düşmana üstünlük sağlanması, ancak

düşmanın sahip olmadığı ileri teknolojilere sahip silah sistemlerinin

geliştirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle Türkiye'nin bölgesindeki ulusal

çıkarlarını koruyabilmesi ve savunmasını en üst düzeye çıkartacak olan

caydırıcı bir askeri gücü bulundurabilmesi, ancak ve ancak kendi

savunma sanayini geliştirmesiyle mümkün olabilir.

Dördüncü neden olarak, dışarıdan satın almanın ödemeler dengesine

getireceği yük sayılabilir. Bunda Güneydoğu’da teröre karşı verilen

mücadele için yapılan alımların payı büyüktür. Ödemeler dengesindeki

açıkla birlikte başlayan sürecin, Türk ekonomisini 1994 yılındaki krize götüren

nedenler arasında olduğuna şüphe yoktur. 248 Dolayısıyla sadece dışarıdan

silah ithal ederek Türkiye'nin yakın gelecekte ortaya çıkabilecek bir sıcak

çatışmaya girmesi ekonomik yönden ağır sonuçlar doğurabilir. Gerek dış

gerekse iç düşmanlar, ekonominin en sıkışık olduğu noktada harekete

geçmektedir. 1875'de Osmanlı İmparatorluğu dış borçlar için moratoryum ilan

ettiğinde, silah alamayacağını gören Rusya'nın 1876'da savaş açması ve

Kurtuluş Savaşını izleyen 1920'li yıllarda, ekonominin en güçsüz olduğu

bir dönemde İngilizlerin silah desteğinde bulunarak Şeyh Sait İsyanını

başlatması bu gerçeğe örnek olarak gösterilebilir. 248 Aksu, a.g.e., s.12.

Page 108: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

99

Beşinci neden olarak da, Türkiye’nin üzerinde bulunduğu bölgenin

bugünkü öneminden kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin Karadeniz’i

Akdeniz’e bağlayan boğazlar üzerinde bulunması; eskiden olduğu gibi

bugün de kıtalararası ticaret yollarının geçtiği bir transit merkezi durumunu

hemen hemen aynen koruması ve dünyanın en önemli petrol

kaynaklarına sahip olan Orta Doğu üzerindeki etkinliği, Türkiye coğrafyasının

stratejik önemini artırmaktadır.

Yukarıda sıralanan nedenlerden dolayı, savunma sanayini geliştirmek

amacıyla çeşitli silah sistemlerinin üretimi ve modernizasyonu programları

uygulamaya konulmuştur. Bu programlar dışında Türkiye açısından dikkat

çeken bir olgu ise son yıllarda, çeşitli araştırma, yasal düzenleme, yatırım ve

diğer ülkelerle işbirliği faaliyetlerinden oluşan yoğun bir çabaya girildiğidir.

3. TÜRKİYE SAVUNMA TEDARİK SİSTEMİ

Türkiye'nin savunma tedarik sistemi, "Türk Silahlı Kuvvetleri

Planlama, Programlama ve Bütçeleme Sistemi (PPBS) Yönergesi”nde

öngörülen esaslara dayandırılmaktadır. Bu Yönerge'ye göre, Kuvvet

Komutanlıkları'nca hazırlanan Harekat İhtiyacı Etüdü ve Plan Yetenek

Hedefi Dokümanı ile ihtiyaçlar belirlenmekte, Genel Kurmay Başkanlığı'nca

incelenip önceliklendirilmekte ve Stratejik Hedef Planı (SHP)'na dahil

edilmektedir. SHP, iki yılda bir revize edilerek On Yıllık Tedarik Programı

(OYTEP) halinde kaynaklarla eşleştirilmek suretiyle uygulamaya

konulmaktadır.249 Bu çerçevede SHP'de yer verilen ana sistemlerin

tedariki, MSB'ye bağlı Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ve aynı

bakanlık bünyesindeki diğer tedarik birimlerince gerçekleştirilmektedir.

249 Ekinci, a.g.e., s.132.

Page 109: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

100

Tedarik faaliyetleri, SSM tarafından 3238 Sayılı Kuruluş Kanunu;

MSB'ye bağlı diğer tedarik birimleri tarafından ise 2886 Sayılı Devlet İhale

Kanunu hükümleri çerçevesinde yürütülmektedirler. Türkiye’nin savunma

tedarik teşkilatı EK-2’de sunulmuştur.

Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı,

Dış Ticaret ve Hazine Müsteşarlıkları, bölgesel olarak ikili ilişkilerde

görevlendirilen Devlet bakanlıkları, Eximbank ve benzeri kurumlar,

Türkiye’nin savunma sanayii ihracatını artırmak için koordineli olarak

çalışmaktadırlar. Ülkeler arası ikili ilişkileri geliştirmeye yönelik politik ve

askeri amaçlı çabalar ve bunun uzantısı olan askeri işbirliği anlaşmaları, off-

set anlaşmaları, karşılıklı ziyaretler ve eğitim programları savunma sanayii

ihracatını artırmaya yönelik faaliyetlerdir. Savunma sanayii ihracatının

artırılması ile250;

a) Döviz girdisi sağlanarak ülke ekonomisine katkıda bulunulur,

b) Yatırımların verimliliğini ve rantabilitesini arttırılır,

c) AR-GE için yeni kaynak yaratılır ve

ç) Yeni yatırımlar için finansman sağlanır.

30 Mayıs 1985 tarihinde kabul edilen 3212 sayılı kanun; TSK’nin

ihtiyaç fazlası mal ve hizmetlerinin satış, hibe, devir ve elden çıkartılması ile

diğer devletler adına yurt dışı ve yurt içi alımların yapılmasını ve Türkiye’de

eğitim görecek yabancı personel hakkında düzenlemeler getirmiştir. Kanuna

göre Genelkurmay Başkanlığı’nın göstereceği lüzum üzerine Milli Savunma

Bakanlığı’nın veya İçişleri Bakanlığı’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile

satış ve hibe yapılır. Bakanlar Kurulunca dışarıya silah satışı ve hibesi için

her yıl bir limit belirlenir. 2007 yılı için bu limit 5.460.000 YTL olarak

belirlenmiştir.251 Bu limitin altındaki tutarlarda Bakanlar Kurulunun onayı

olmadan ilgili bakanın onayı ile işlem yapılır. Bu işlemler sırasında Türkiye’nin

250 Karavelioğlu, a.g.m., s.472. 251 2007 / 11564 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 19 Ocak 2007.

Page 110: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

101

dış siyasi tutum ve menfaatlerine aykırı olmayan dost ve müttefik ülkeler göz

önüne bulundurulur.

Örneğin, Otokar firması Libya’ya taktik arazi aracı (jeep) satmak

istemektedir. MSB’den askeri görüş almak zorundadır. Olumlu görüş

alındıktan sonra, Dışişleri Bakanlığı’ndan da siyasi görüş almak zorundadır.

Ancak bu süreç tamamlandıktan sonra ilgili firma satışı yapabilecektir. Bu

prosedür ile Türkiye, Pakistan ve Cezayir’e tekerlekli zırhlı araç satışı

yapmıştır.252 2006 verilerine göre Otokar tarafından 15 değişik ülkeye 100

milyon ABD dolar’lık Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) ihracatı yapılmış, ayrıca

2007 yılı için de 57 milyon dolarlık sözleşme imzalanmıştır.253

1998 yılında FMC-NUROL firması Birleşik Arap Emirlikleri’ne 130

milyon ABD dolarlık 136 adet ZPT satışı yapmıştır.254 2000 yılında da

Malezya ile 300 milyon ABD dolarlık 211 ZPT’yi kapsayan satış anlaşması

yapılmıştır.255

Öte yandan ASELSAN 1992-1996 yılları arasında 150 milyon ABD

dolarlık savunma sistemi ihracatı yapmıştır. Satış yaptığı ülkeler arasında;

Almanya, İsviçre, Pakistan, Tunus, Belçika, ABD, Avusturya, İtalya, Ürdün,

İran, İngiltere ve Türk Cumhuriyetleri bulunmaktadır.

Thomson-Tekfen Radar da 1997 yılında Fransa’ya mobil radar ihraç

etmiştir.256 Mısır’a off-set uygulamalar çerçevesinde 46 adet F-16 satılmıştır.

Bu ülkeden de off-set uygulamalar gereği basında bir dönem çok tartışılan

jeepler alınmıştır. Satışların çoğu off-set uygulamalar çerçevesinde

yapılmaktadır. TAİ F-16 uçağının orta ve arka gövde, kuyruk ve kanat

üretimini yapmakta ve ABD’ye ihraç etmektedir. Aynı şekilde UH-60 Sikorsky

252 Yalçın Burçak, “Savunma Sanayii Müsteşarlığı Projeleri Çerçevesinde Türk Savunma Sanayii”, Savunma Sanayii Sempozyumu – 2000, Ankara, 2000, s. xxvii. 253 Hürriyet Gazetesi, 28 Mart 2007. 254 Burçak, SSM Projeleri, s.xxvi. 255 Milliyet Gazetesi, 19 Nisan 2000 256 Burçak, SSM Projeleri, s.xxviii.

Page 111: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

102

helikopterinin de bazı gövde parçaları üretilerek off-set çerçevesinde ABD’ye

ihraç edilmektedir.257

Türkiye’nin 1995-1997 yılları arasında yapmış olduğu savunma

harcamaları ve savunma sanayii ürün ihracatı aşağıda tabloda gösterilmiştir.

Tablo 6.2: Türkiye’nin Savunma Harcamaları_1995-1997 (milyon ABD doları)

Yıllar Savunma Harcaması

Savunma Teçhizat

Alımı

Savunma AR-GE Harcaması

Savunma Teçhizat İhracatı

1995 6.006 2.392 12 160 1996 5.175 2.309 14 140 1997 8.110 2.568 40 170

Toplam 19.291 7.269 66 470 Kaynak: M.Uğur KARAVELİOĞLU: a.g.m., 473.

4. SİLAH İHRACATINI ARTIRMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Türkiye üretmiş olduğu savunma teçhizatının % 9’unu ihraç

etmektedir. Bu oran savunma sanayii gelişmiş ülkelerde % 30–50

civarındadır.258 Türkiye’de savunma sanayii belli bir üretim seviyesine

gelmesine rağmen henüz istenilen ihracat düzeyine ulaşamamıştır. Bu durum

kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliği ve ihracata yönelik belirli bir

politika ve yapılanmanın olmamasından kaynaklanmaktadır.

Savunma sanayii gelişmiş ülkelerde sadece savunma sanayii

ürünlerinin ihracatı ile ilgili kurumlar vardır. İngiltere’de DESO (Defence

Export Services Organisation), Fransa’da DRI (Direction des Relations

Internationales), İsrail de SIBAT (Foreign Defence Assistance and Defence

Export Organization) bu kurumlara örneklerdir. DESO’nun yaklaşık 600

uzman çalışanı bulunmaktadır. Bunların bir kısmı yurt dışında

257 TAI web sayfası, (Erişim) www.tai.com.tr, 21 Nisan 2007. 258 Ekinci, a.g.e., s.125.

Page 112: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

103

çalışmaktadırlar. İngiltere’nin yapmış olduğu savunma teçhizatı ihracatının

yaklaşık % 75’i bu kurum üzerinden yapılmaktadır. Türkiye de benzer bir

yapılanmaya giderek bir Savunma İhracatı Destekleme Merkezi

oluşturmalıdır. Bu kapsamda;259

• Devlet çatısı altında, ancak profesyonel ve merkezi yönetime

sahip,

• Hedef ülke ve bölgelerde organize olmuş,

• Hibe yerine ABD’nin FMS programı benzeri bir kredilendirme

mekanizmasının oluşturulduğu,

• Dışarıda etkin olarak tanıtım yapan, (Ateşelikler, Savunma sanayii

katologları ve tanıtım cd’leri gibi),

• İhracat için hedef ülkelerin tespitinde değerlendirme yapabilen,

• TSK’nın SHP (Stratejik Hedef Planı) ve OYTEP (On Yıllık Tedarik

Planı) planlarına uygun,

• İlgili kurumlar arası koordinasyonu sağlayan bir yapı

oluşturulmalıdır.

Ayrıca yerli şirketlere vergi muafiyeti gibi teşvik unsurlarının

uygulanması savunma sanayii üzerinde olumlu etki yaratacaktır. Örneğin,

Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından rekabet şartlarının düzeltilmesi

ve yerli firmalar aleyhine uygulanmakta olan KDV uygulamasının sona

erdirilmesi amacıyla Maliye Bakanlığı ile varılan mutabakatla, Nisan 2004'te

yurtdışı firmaların yararlandığı ithalattaki KDV muafiyetinden yerli

firmaların da yararlanması sağlanmıştır.260

Ortak üretim projeleri de Türkiye’nin silah ihracatını artıran önemli bir

unsurdur. Avrupa Bağımsız Program Grubu (IEPG) kapsamında Stinger-RMP

mobil hava savunma sisteminin ortak üretimine yönelik olarak başlatılan

projeye Türkiye önayak olmuştur. Üretim faaliyetlerine 1993'te başlanılan

259 Karavelioğlu, a.g.m., s. 474. 260 Conlan, a.g.e., s. 32.

Page 113: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

104

söz konusu proje çerçevesinde % 40 üretim payına sahipti.261 SSM ayrıca,

aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bazı NATO ülkelerinin katılımıyla

oluşturulan bir konsorsiyum çerçevesinde 2000'li yılların taktik nakliye uçağı

ihtiyacının karşılanması amacıyla başlatılan Geleceğin Büyük Uçağı (FLA)

Projesi ile ilgili koordinasyon görevini de yürütmektedir. Türkiye bu kapsamda,

Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı olan büyük tip nakliye uçaklarının

yurtiçi imkânlardan da yararlanılarak tedarikini öngörmektedir. Söz konusu

Proje çerçevesinde 10’u Türkiye için olmak üzere toplam 180 uçağın TAI

firmasının da katılımıyla üretilmesi planlanmaktadır.262 Yine SSM web

sayfasından alınan bilgiye göre, ABD’nin öncülüğünde yürütülen ve çok

sayıda Avrupa ülkesinin de katıldığı F-35 Müşterek Taarruz Uçağı (Joint

Strike Fighter) projesine de katılan Türkiye, bu proje kapsamında ortak

üretime katılarak 100 uçak almayı planlamaktadır.

5. OFF-SET UYGULAMALARI

Türkiye’nin savunma sanayii ihracatında off-set uygulamalar önemli bir

yer tutmaktadır. Savunma sanayii sektöründe sıkça kullanılan bu yöntemin ne

olduğu ve nasıl uygulandığının açıklanması uygun olacaktır. Doğrudan ve

dolaylı olmak üzere iki tür off-set uygulaması vardır. 263

Doğrudan off-set, off-set’e konu olan proje ile doğrudan alakalı

ürünlerin (sistem veya parçaların) projede taraf olan bir yabancı ülkeye

veya üçüncü bir ülkeye ihraç edilmesi olarak tanımlanmaktadır. Doğrudan

off-setin en önemli özelliği, off-setin sağlandığı proje çerçevesinde kurulan

üretim tesislerinin uluslararası rekabet gücünün bir göstergesi olarak

261 Sarıibrahimoğlu, Kemp, a.g.m., s.12, 13. 262 SSM web sayfası, (Erişim) http//www.ssm.gov.tr, 20 Nisan 2007. 263 Offset El Kitabı, SSM, Ankara, 1991, s.12-45., Türk Savunma Sanayisinde Offset Uygulamaları, TÜSİAD Yayınları, İstanbul, 1999, s.18-20.

Page 114: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

105

algılanmasıdır. Bu kapsamda TAI tesislerinde üretilen F-16 uçaklarının Mısır’a

satışı yapılmıştır.264

Dolaylı off-set, hem yeni yabancı sermaye yatırımlarını, hem de off-set

sağlanan projenin kapsamı dışında kalan alanlarda ürün ihracatı konularını

içermektedir. Mısır’a ihraç edilen F-16 uçaklarına karşılık, bu ülkeden jeep

alımı yapılmıştır.

SSM tarafından bugüne kadar uygulamaya konulan ortak üretim

projelerinde, toplam 840.9 milyon ABD doları tutarında doğrudan off-set ve

827.9 milyon ABD doları tutarında dolaylı off-set taahhüdü alınmıştır.265

6. TÜRKİYE TEDARİK SİSTEMİNİN HUKUKSAL YAPISI

Türkiye’de kamu kesiminin temel satın alma sistemi 2886 sayılı Devlet

İhale Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu kanunun kapsamı dışında kalan kurum

ve kuruluşlar da, kendi düzenlemelerini 2886 sayılı kanuna uygun olarak

yönetmeliklerle düzenlemişlerdir.266

Türkiye'de savunma teçhizatı tedarikini gerçekleştiren ana kuruluş

Savunma Sanayii Müsteşarlığı’dır. 1325 Sayılı Milli Savunma Bakanlığı

Görev ve Teşkilatı Hakkındaki Kanun'un 2. maddesi (b) Bendi 2. ve 3.

Fıkraları’nda tedarikin nasıl olacağı açıklanmıştır. Savunma Bakanlığına tevdi

edilen silah, araç, gereç ve her çeşit lojistik ihtiyaç maddelerinin tedarik

hizmetleri ile harp sanayii hizmetlerinin yerine getirilmesi görevleri, daha

sonradan 3238 Sayılı Kuruluş Kanunu ile teşkil olunan çerçeve içerisinde

Bakanlık adına SSM tarafından yürütülmektedir.267

264 TAI web sayfası, (Erişim) http//www.tai.com.tr, 11 Nisan 2007. 265 Aksu, a.g.e., s.62. 266 M.Fahri Uzunefe, “Projelerin Finansmanı”, Savunma Sanayii Sempozyumu – 2000, Ankara, 2000, s.497. 267 3238 Sayılı Kanun, Madde 1

Page 115: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

106

6.1. 3238 Sayılı Kanun

Savunma sanayii alanında 3238 Sayılı Kanunla bugüne kadar

oluşturulan mekanizmalar ile başlangıçta hedeflenen ve bir devlet politikası

olarak temeli 1960'lara uzanan amaçlar doğrultusunda arzu edilen neticelere

ulaşmada önemli mesafe kat edilmiştir. Yakın zamana kadar ağırlıklı bir

şekilde yurtdışı kaynaklarından doğrudan alım yöntemiyle gerçekleştirilen

silah ve araç tedariği, yerli savunma sanayii temellerinin atılmasıyla yerini

giderek artan ölçülerde yurt içinden tedarike bırakmaktadır. Mevcut ve

kurulmakta olan savunma sanayii tesislerimizin aldıkları pay her geçen gün,

kısıtlı mali kaynakların yurt içinde kalmasını sağlamaktadır.

3238 Sayılı Kanun ile kurulan Türk savunma sanayii modelinde;

üretilecek sistemle ilgili teknolojik gelişmelerin transferi, kalite ve performans

garantisi, off-set ve üçüncü ülkelere ihracat taahhüdü ve finansman imkânları

sağlanması amacıyla, yabancı ortağın sermaye çoğunluğu ve yönetim

liderliği kabul edilebilmektedir.268 Ancak ortak yatırım şirketinin ana

sözleşmesine konulan hükümlerle; Türk ortağın proje teknik ve ekonomik

yönden aktif bir şekilde iştirak etmesi, üretimle ilgili faaliyetlerinin önemli

bölümlerinde Türk teknisyenlerin görev almaları ve böylece gerçek manada

teknoloji transferinin sağlanması öngörülmektedir.

Bu durum yabancı ülkelerdeki savunma sanayii anlayışı ile

çelişmektedir. Yabancı ülkelerde savunma sanayii ulusaldır. ABD olduğu gibi

% 1’lik yabancı katılımına dahi müsaade edilmez. Nitekim Fransız

THOMSON CSF şirketi Amerikan LTV şirketini almak istemiş, ancak ABD

Kongresi yabancı bir ülke firmasının ABD Savunma Sanayii teknolojisine

girmesini önlemiştir. Yine THOMSON CSF tarafından PHILIPS’in SIGNAL

bölümünü satın almak istediği zaman Hollanda Hükümeti, SIGNAL firması

268 3238 Sayılı Kanun, Madde 6

Page 116: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

107

tarafından üretilen elektronik harp ve kripto sistemlerini bu satışın dışında

tutmuştur.269

Ancak, sanayileşmesini henüz tamamlamamış bir ülke olan Türkiye

için geçiş sürecinde bu durum zorunludur. Benimsenen temel ilke; kendi

kendine ayakta durabilen, gelişmelere ayak uydurabilen, ihracat potansiyeli

olan ve dinamik bir yapıya sahip savunma sanayinin kurulmasıdır.

3238 Sayılı Kanunun amacı, yurtiçinde modern savunma sanayini

geliştirmek ve TSK'nin modernizasyonunu sağlamaktır. 3238 Sayılı Kanunun

birinci maddesinde yer alan bu amaç doğrultusunda savunma sanayinin

kurulmasına ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılırken;

a) Mevcut sanayii potansiyelinden azami ölçüde yararlanılması,

b) İleri teknolojili yeni yatırımların yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi,

c) AR-GE faaliyetlerinin desteklenmesi, teşvik edilmesi, ileri

teknolojilerin getirilmesi ve

ç) Mümkün olduğunca kendi kendine yeterli bir savunma sanayinin

kurulması öngörülmektedir.

3238 Sayılı Kanun'un en büyük getirisi, savunma sanayinin özel

sektöre açılması ve yerli firmalarla yabancı firmaların işbirliğine girmesini

teşvik etmesidir.270

6.2. 3238 Sayılı Kanun'la Getirilen Sistem

3238 Sayılı Kanun ile getirilen sistemin beş organı bulunmaktadır.

Bunlar; Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulu, Savunma Sanayii

269 Aytekin Ziylan, Savunma Sanayii Üzerine, Ankara, 1999, s.33-34. (http//www. inovasyon. org/yazardetay, 11 Mayıs 2007). 270 3238 Sayılı Kanun, Madde 6/c.

Page 117: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

108

İcra Komitesi, Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), Savunma Sanayii

Destekleme Fonu (SSDF) ve Denetleme Kurulu’dur.271

Karar organlarından birincisi, "Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulu"dur. Genelkurmay Başkanı, Ekonomiden Sorumlu

Devlet Bakanı, Milli Savunma, Dışişleri, Maliye ve Gümrük, Sanayii ve Ticaret

Bakanları, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı ve 3 Müsteşar

dâhil olmak üzere toplam 14 kişiden meydana gelmektedir.

Yüksek Koordinasyon Kurulu, genel anlamda planlama ve

koordinasyon sağlayarak Savunma Sanayii Destekleme Fonundan (SSDF)

tedariki öngörülen silah, araç ve gerecin tedarik şeklini tespit etmektedir.

Kurulun görevleri 3238 sayılı Kanunun 4’ncü maddesinde belirtilmiştir.

Karar organlarında ikincisi "Savunma Sanayii İcra Komitesi”dir.

Başbakanın başkanlığında, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma

Bakanı’nda teşekkül edilmiştir. Komitenin sekretarya hizmetlerini SSM

yapmaktadır.

İcra Komitesi, Yüksek Koordinasyon Kurulu'nca belirlenen genel

strateji ve ilkeler çerçevesinde kararlar alıp, SSDF’nin kullanılma esaslarını

tespit eder. Komitenin görevleri Kanunun 6’ncı maddesinde gösterilmiş olup,

ana hatları itibariyle:

a) TSK için Stratejik Hedef Planı'na göre temini gerekli olan modern

silah, araç ve gereçlerin üretimi; bunların yurt içinde ve gereği halinde yurt

dışından tedariki hususunda karar almak,

b) Kamu ve özel sektörün, yabancı sermaye ve teknoloji katkısı ile

savunmaya yönelik üretim tesisleri kurma imkânlarını araştırmak,

yönlendirmek ve tahakkuk planlarını takip etmek, gerektiğinde bu gibi

tesislerin kuruluşuna devletin iştiraki için prensip kararları almak,

271 3238 Sayılı Kanun, Madde 2

Page 118: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

109

c) Sağlanacak modern silah ve gereçlerin araştırılması, geliştirilmesi,

prototip imali, avans verilmesi, uzun vadeli siparişler ile diğer mali ve

ekonomik teşviklerin tespiti istikametinde SSM’ye görevler vermek,

ç) Savunma sanayii ürünleri ihracatı ve off-set ticareti ile karşılıklı

ticaret konusunda kararlar almak ve

d) Savunma sanayii ile ilgili kuruluşlar arasında koordinasyonu

sağlamak,

şeklinde özetlenebilir.

Yüksek Koordinasyon Kurulu ve İcra Komitesi, Başbakanın daveti

üzerine toplanmaktadır.

Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulu ve Savunma Sanayii

İcra Komitesi gibi üst karar organlarından sonra, bu organların aldığı kararları

uygulayıp takip edecek yürütme organı Savunma Sanayii Müsteşarlığı

(SSM)’dir.

1986 yılı başında SAGEB olarak kurulan bu organ, 20.03.1991 tarih ve

3704 Sayılı Kanun ile SSM'ye dönüştürülmüştür. Yapılan değişiklik sadece

idarenin isminin değiştirilmesinden ibarettir. İdarenin yapısında, sorumluluk

ve uygulamalarında, karar organlarında herhangi bir değişiklik olmamıştır.

SSM, Milli Savunma Bakanlığına (MSB) bağlı ve tüzel kişiliği haiz, özel

bütçeli bir kuruluştur. İcra Komitesi'nin karar ve direktifleri çerçevesinde;

a) TSK'nin büyük kapsamlı silah, araç ve gereç tedarik projelerinin

Türkiye'de ulusal sanayii-yabancı teknoloji ve sermaye işbirliği ile

gerçekleşmesini sağlamak,

b) Mevcut ulusal sanayini savunma sanayii ihtiyaçlarına göre

reorganize ve entegre etmek,

c) Yeni teşebbüsleri teşvik etmek ve yeni ihtiyaçlara göre

yönlendirmek,

Page 119: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

110

ç) AR-GE ve prototip imali gibi çalışmalarda yatırım ve işletme

faaliyetlerini finanse etmek,

SSM'nin başlıca görevleri arasında bulunmaktadır. SSM'nin kısaca

belirtilen bu görevleri, 3238 Sayılı Kanunun 10’uncu maddesinde belirtilmiştir.

Savunma sanayimizin geliştirilmesi için belirlenen temel politika,

TSK'nin modernizasyonu için ihtiyaç duyulan her türlü silah, araç ve gerecin

mümkün ve ekonomik olduğu ölçüde yurt içinde, yabancı teknoloji ve

sermayenin de katkısı ve işbirliği ile Türk sanayicileri tarafından

üretilmesidir.272 Özellikle, savunma malzemesi alış verişini dışarıdan içeriye

doğru işleyen tek yönlü akımdan, daha sağlıklı bir durum olan iki yönlü alış

verişe dönüştürmek esas alınmaktadır. Bu durum, ikili ve çok taraflı

ilişkilerimizin daha yararlı bir düzeye getirilmesi açısından önemlidir.

3238 Sayılı Kanun, savunma sanayii kurabilmek ve bu alanda dış

piyasalara açılabilmek için gerekli ön şartlardan biri olan finansman

meselesine; genel bütçe dışında, devamlı, istikrarlı ve yaygın tabanlı bir

kaynak modeli içinde çözüm getirmiştir. Bu çerçevede 1985 yılında 3238

Sayılı Kanun ile Savunma Sanayii Destekleme Fonu (SSDF) oluşturmuştur.

Fon, 3238 sayılı Kanunun 12’nci maddesine göre, T.C. Cumhuriyet Merkez

Bankası nezdinde, SSM emrinde kurulmuştur.

Fon'un ABD doları bazında yıllık ortalama geliri 1.1 milyar dolar

civarında seyretmektedir.273 MSB bütçesiyle kıyaslandığında SSDF'nin hiç de

küçümsenemez bir boyutta olduğu görülmektedir. Ancak, fonda toplanan

paranın nasıl kullanıldığına dair bir fikir vermesi için 1986 – 1999 yılları

arasındaki dönemde sağlanan gelirin kullanılış şekline bakmakta yarar vardır.

SSDF’de 13 yıl içinde toplanan para yaklaşık 11 milyar ABD doları

civarındadır. Bu miktarın; % 4'ü kamulaştırma, sermaye katılımı ve AR-GE'ye

harcanmış, % 16'sı hazır alım projelerine, % 80’i ise yerli üretime yönelik

272 20 Haziran 1998 Tarih ve 98/11173 Sayılı Türk Savunma Sanayii Politikası ve Stratejisi Esaslarına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı, madde 2 273 Ekinci, a.g.e., s.135.

Page 120: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

111

projelere tahsis edilmiştir. 3238 Sayılı Kanunun 12’nci maddesinde SSDF'nin

gelir kaynakları sayılmıştır. Bu kaynaklar EK-6 sunulmuştur.

Savunma Sanayii Destekleme Fonu'nun da kurulması ile ülkede

yerleşmiş bir savunma sanayii bilinci oluşmuş, bunun neticesinde savunma

sanayii güçlü bir ana yüklenici etrafında örgütlenerek daha çok küçük ve

orta ölçekli kuruluşlar vasıtasıyla ana silah sistemlerini üretebilir hale

gelmiştir. Ancak, teknoloji tasarımı ve ürün geliştirme konularında uygulanan

politikaların yetersizliği nedeniyle, Türk savunma sanayii hak ettiği yere

gelememiştir.274

1985'te, sanayileşme yoluyla Silahlı Kuvvetlerin temel ihtiyaçlarının

karşılanması amacıyla kurulan Savunma Sanayii Destekleme Fonu bile son

zamanlarda finansal bir takım kısıtlar ve fon kaynaklarının bir bölümünün

ortadan kalkması sonucu zor durumda kalmıştır. Fon, özellikle ortak üretim

projelerinin finansmanı ve Silahlı Kuvvetlerin acil ihtiyaçlarının finansmanı

için kurulmuşken, şu an sadece temel bir takım projeler yürütülmekte ve

savunma sanayini destek fonksiyonunun sınırlı kaldığı görülmektedir. Zaten

Milli Savunma Bakanlığı'nın bütçesiyle, orta ve uzun dönemde yatırım

yapmak pek mümkün görünmemektedir. 275

SSDF, işlemlerinin gizlilik ve sürat gerektiği gerekçesi ile benzer

statüdeki kuruluşların tabi olduğu denetim süreçlerinden muaf tutulmuştur.

3238 Sayılı Kanun, SSM'nin ve SSDF'nin her türlü işlemini Başbakanlık, MSB

ve Maliye Bakanlığı tarafından iki yıl için seçilen üç kişiden teşekkül edilen bir

Denetleme Kurulu tarafından denetlenmesi öngörülmüştür. 276

274 Turgut Şenol, Türk Savunma Sanayii Ürün ve Hizmetlerinin İhracatı, Değerlendirmeler ve Öneriler, Ankara, 2001, s.3-5. 275 Lale Sarıibrahimoğlu, “Turkish Defence Procurement, Joint Ventures & Offset Agreements, the International Guide to the Turkish Defence Industry”, Global Defence Reports, SMİ Publishing Ltd. UK, 1999, s.156. naklen Conlan, a.g.e., s. 25. 276 3238 Sayılı Kanun, Madde 17

Page 121: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

112

7. SAVUNMA SANAYİNİN GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU

Ülkemizde, Türk Silahlı Kuvvetleri savunma sistemleri için tek ihtiyaç

makamıdır. Tedarik makamı ise Milli Savunma Bakanlığı’dır. Bunların altında

"Endüstriyel Koordinasyon ve Uluslararası İşbirliği fonksiyonu"277 altında bir

yapılaşma söz konusudur. Ancak bu yapılaşmanın ulusal örgütleme içinde

yetkileri farklı merciler arasında dağıtılmıştır. Sektörde yatırımcıların belli

başlıları, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı, SSM, Millî vasıflı özel

sermayeli girişimciler ve yabancılardır.

Savunma sanayii stratejisinin belirlenmesinde, Genelkurmay

Başkanlığı'nca hazırlanan Türkiye'nin Milli Askeri Stratejisi ile Planlama ve

Programla Direktifi kaynak olarak alınmaktadır. 20 Haziran 1998 tarih ve

98/11173 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Türk savunma sanayii politikası

ve stratejisi esaslarını ihtiva eden yeni bir doküman yayınlanmıştır.278 Buna

göre, milli olması zorunlu sistemler uzun vadede muhakkak yurtiçinde

geliştirilecek ve üretilecektir.

Yurtiçi üretimin mümkün olmadığı hallerde ise ortak üretim

çözümüne başvurulması, bu kategoride yer almayan diğer sistem ve

teknolojilerin, çok kaynaktan tedarik politikasına uygun olarak, en maliyet

etkin ömür devir alternatifini sunan kaynaktan tedarik edilmeleri

öngörülmektedir. İkili ve çok taraflı ilişkiler kapsamında mümkün olan işbirliği

projelerine katılım hedeflenmekte, bilhassa Batı Avrupa Birliği (BAB)

bünyesindeki Batı Avrupa Silahlanma Grubu (WEAG) ve NATO

bünyesindeki Milli Silahlanma Direktörleri (CNAD) kapsamında yürütülen

araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetleri yakından takip edilmekte ve

ihtiyaç duyulan alanlardaki benzer faaliyetlere iştirak edilmektedir.279

277 Faik A. Yarman, “Ulusal Savunma Sanayilerinde Bilim-Teknoloji Tabanı”, KHO Savunma Bilimleri Dergisi, cilt:1, Sayı 2, Ankara, 2002, s.90-95. 278 20 Haziran 1998 Tarih ve 98/11173 Sayılı Türk Savunma Sanayii Politikası ve Stratejisi Esaslarına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı, Oktay Alnıak, “Savunma Endüstrilerinde Teknolojik Gelişme Stratejileri”, Savunma Sanayisinde Stratejik İlişkiler Sempozyumu, Ankara, 2002, s. 6. 279 Ekinci, a.g.e., s.123.

Page 122: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

113

SSM koordinatörlüğünde yürütülen projeler çerçevesinde; askeri

fabrikalar, hava ikmal bakım merkezleri ve tersaneler dışında Türkiye'de

kurulu yaklaşık 45 adet ana yüklenici ve 120 adet alt yüklenici firmadan,

sistem, alt sistem ve parça bazında tedarik yapılmaktadır. Aynı zamanda bu

kuruluşlara 1000'e yakın küçük ve orta ölçekli sanayii işletmesi tarafından

giderek artan oranlarda imalat hizmeti sağlanmaktadır.280

Savunma sanayinin kollarını şu şekilde sıralayabiliriz.281

a) Uçak sanayii,

b) Zırhlı araçlar ve tank sanayii,

c) Gemi inşa sanayii,

ç) Elektronik ve elektromekanik sanayii,

d) Optik ve elektrooptik sanayii,

e) Motorlu araçlar sanayii,

f) Hafif ve ağır silah sanayii ve

g) Mühimmat sanayii.

ğ) Patlayıcı maddeler sanayii

Türkiye'de savunma sanayii firmalarının genel yapısına

baktığımızda, ihracatın büyük çoğunluğunu gerçekleştiren şirketlerin büyük

bölümünün devlete ait olduğunu ya da yabancı ortakların varlığını

görüyoruz.

2002 yılında ülkede yaşanan ekonomik kriz, savunma sanayinde de

kendini göstermiş, 2000 yılına göre personel sayısı yaklaşık % 8 düşmüştür.

Bu düşüş genel olarak % 15'lik işçi sayısındaki azalmadan kaynaklanmış;

mühendis ve teknisyen sayısındaki azalma ise sınırlı kalmıştır.

Tablo 6.3'de ülkemizin önde gelen savunma şirketlerinin toplam

satışları, istihdam düzeyleri ve ciroları gösterilmektedir. 280 Ekinci, a.g.e., s.139. 281Aziz Akgül, Dünyada Savunma Harcamaları ve Savunma Sanayilerinin Yapısı, Ankara, 1987, s.12.

Page 123: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

114

Tablo 6.3: Türkiye'deki Savunma Sanayii Şirketlerinin Askeri Alandaki

Satışları, Toplam Silah Satışları ve İstihdam Düzeyleri

Askerî satış

(milyon ABD Doları)Toplam satış

(milyon ABD Doları)İş gücü

(kişi)

1 MKEK 135 262 8.688

2 Aselsan 147 213 2.945

3 Roketsan 161 161 671

4 Otokar 50 62 563

5 TEI 45 85 552

6 FNSS 23 23 372

7 TAI 69 99 2.061

8 Netaş - 130 1.075

9 Siemens 10 331 2.776

10 Havelsan 19 28 611

TOPLAM 659 966 20.301

Kaynak: Savunma Sanayii Şirketleri (SASAD) Anketi, 2001

Tablo 6.4'de Türkiye'deki 27 savunma sanayii şirketinin verilerine göre

belirlenen 1999-2002 yılları arasındaki personel yapısı gösterilmektedir.

Tablo 6.4 Türkiye'deki Savunma Sanayii Şirketlerinin Personel Yapısı282

Personel Durumu 1999 2000 2001 2002

İşçi 12.028 12.944 11.006 10.918

Teknisyen 3.760 4.033 3.991 4.507

Mühendis 3.184 3.369 3.146 2.993

İdari 5.477 5.435 5.392 5.361

Toplam 24.449 25.781 23.535 23.779 Kaynak: Savunma Sanayii Şirketleri (SASAD) Anketi, 2004

282 Conlan, a.g.e., s. 40.

Page 124: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

115

Bu gün gelinen noktada, geçmişte daha ziyade dış tedarik, yardım

veya hibe yolu ile yapıla gelmiş olan silah, araç ve gereç tedarik faaliyetleri

yurtiçi tedarik şekline dönüşmeye başlamıştır.283 Ayrıca savunma sanayii

sayesinde yurt dışına yönelik olarak gerçekleşen beyin göçü, en azından bu

sektör için tersine çevrilmiştir.284

Yeni savunma sanayii stratejisi ile yerli ve yabancı özel sektöre açık,

dinamik bir yapıya kavuşmuş, ihracat potansiyeline sahip, yeni teknolojilere

adapte olmakta güçlük çekmeyen, teknolojik gelişmeler karşısında kendini

yenileme kabiliyeti bulunan ve Türkiye’yi başta NATO ülkeleri olmak üzere,

diğer pek çok ülke karşısında sürekli alıcı durumdan kurtarıp dengeli

işbirliğini mümkün kılan bir savunma sanayii oluşturmak amaçlanmaktadır.285

Savunma sanayii sektöründe 17.000 kişi istihdam edilmektedir.286

Başka bir incelemeye göre ise 6000 kişiye doğrudan 20.000 kişiye dolaylı

olmak üzere toplam 26.000 kişiye iş sağlanmaktadır.287

3238 Sayılı Kanun ile TSK’nın ihtiyaçlarının yurtiçinden karşılanması

amacıyla savunma sanayii alt yapısını geliştirmeye ağırlık veren çalışmalar

neticesinde, her birisi kendi alanında önemli bir boşluğu dolduran kilit

nitelikteki savunma sanayii kuruluşları faaliyete geçirilmiştir. Bu kuruluşların

başlıcaları arasında savaş, nakliye ve başlangıç eğitim uçağı ve dron (hedef

uçak) ile insansız hava aracı üreten TAI, uçak motoru üreten TEI, paletli zırhlı

araç üreten FMC-NUROL, tekerlekli zırhlı araç üreten OTOKAR, frekans

atlamalı ve elektronik harbe karşı korumalı telsiz ailesi üreten MARCONI

Komünikasyon, Stinger ve muhtelif çok namlulu roket sistemi üreten

ROKETSAN, F-16 uçakları için elektronik harp sistemi üreten MİKES, üç

boyutlu mobil radar üreten THOMSON-TEKFEN Radar, 6x6 tekerlekli zırhlı

araç ve taret üreten NUROL Makine, komuta-kontrol-muhabere sistemleri

283 Uzunefe, a.g.e., s. 497. 284 Burçak, SSM Projeleri, s. xxix. 285 Kaya, a.g.e., s. 495. 286 SASAD Raporu, 21 Nisan 2000, sayı:133 naklen Yazgan, a.g.m., s.108. 287 Oktay Alnıak, “Savunma Endüstrilerinde Teknolojik Gelişme Stratejileri”, Savunma Sanayisinde Stratejik İlişkiler Sempozyumu, Ankara, 2002, s.8.

Page 125: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

116

üreten AYESAŞ ile mikroelektronik, elektro-optik ve güdüm sistemleri üreten

ASELSAN/Akyurt tesislerini saymak mümkündür.288

Bu şirketleri ayrıntılı inceleyecek olursak;

Ülkemizde hava platformlarının tasarımı, geliştirilmesi, imalatı,

entegrasyonu, modernizasyonu ve satış sonrası hizmetleri alanlarında

teknoloji merkezi konumunda olan TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.

(TAI), donatılmış modern uçak üretim tesisi, parça imalatından uçak montajı,

uçuş testleri ve teslimine kadar geniş üretim kabiliyetlerine sahiptir. TAI kalite

sistemi dünyaca kabul görmüş NATO AQAP-110, ISO-9001, MIL-Q-9858A

ve BOEING D6-82479 standartlarını karşılamaktadır. Günümüzde 1800

kalifiye çalışanı ve 50'ye yakın farklı projesi ile dünya çapında bir şirket olma

hedefine ulaşmıştır.289

1973 yılında kurulan TUSAŞ; ABD’nin General Dynamics (GD) ve

General Electric (GE) firmalarının iştiraki ile kurulu tesislerde F-16 C/D

uçaklarını üretmiştir. Bu uçakların 2015 yılına kadar TSK’nin envanterinde

kalması öngörülmektedir. Bu proje kapsamında 1984 yılında Ankara’da TAI,

1985 yılında da Eskişehir’de TEI tesisleri kurulmuştur. TAI, F-16 uçağının

çeşitli gövde parçalarını üreterek ABD’ne off-set uygulamalar çerçevesinde

ihraç da etmektedir. Bu tesislerin ortaklık oranları şöyledir (Tablo 6.5 ve 6.6).

Tablo 6.5 TAI Firmasının Ortakları ve Ortaklık Oranları

TAI FİRMASININ ORTAKLARI ORTAKLIK ORANLARI

TUSAŞ % 49

LOCKHEAD MARTIN % 42

GENERAL ELECTRIC % 7

TSK GÜÇLENDİRME VAKFI % 1.9

TÜRK HAVA KURUMU % 0.1 Kaynak: www.ssm.gov.tr, 26 Nisan 2007.

288 Burçak, SSM Projeleri, s.xxv- xxix. 289 TAI web sayfası, (Erişim) http//www.tai.com.tr, 11 Nisan 2007.

Page 126: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

117

Tablo 6.6 TEI Firmasının Ortakları ve Ortaklık Oranları

TEI FİRMASININ ORTAKLARI ORTAKLIK ORANLARI

TUSAŞ % 50.52

GENERAL ELECTRIC % 46.22

TSK GÜÇLENDİRME VAKFI % 3.02

TÜRK HAVA KURUMU % 0.24

Kaynak: www.ssm.gov.tr, 26 Nisan 2007.

Bu tesislerde :

• F-16 C/D modelinden 240 adetinin üretimi tamamlandı.

• CN-235 Orta nakliye uçağı 61 adet daha üretildi.

• SF-260 Eğit uçağı 40 adet üretildi.

• İHA (insansız hava aracı) 2 adet prototip üretildi.

• AH-1W Taarruz helikopterinin 10 adetinin kabul testleri yapıldı.

• UH-60 Sikorsky genel maksat helikopterinin 45 adetinin kabul testleri

yapıldı.

• UH-60 Sikorsky genel maksat helikopterinin bazı gövde parçaları off-

set kapsamında üretiliyor ve ABD’ye ihraç ediliyor.

• AS-532 Cougar (Fransa- Almanya ortak üretimi) genel maksat

helikopterinin 30 adet ortak üretim yapıldı.

• 29 Mart 2007 tarihinde İcra Kurulu kararı ile ATAK Projesi

sonuçlanmış, İtalyan MANGUSTO taaruz helikopteri ihaleyi kazanmıştır.

MANGUSTO’nun TAI tesislerinde ortak üretimi planlanmaktadır.

TEI ise kuruluşundan 1997 yılına kadar 114 milyon ABD dolarlık

ihracat yapmıştır. Şu an üretiminin 2/3 ihraç etmektedir.290 Sadece askeri

290 Burçak, SSM Projeleri, s. xxvi.

Page 127: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

118

amaçlı üretim yaptığı için TAI, F-16 Projesinden sonra yeni sipariş almadığı

için zor durumda kalmış ve işçi çıkarmak zorunda kalmıştır.

Savunma sanayii şirketlerinin en önemlilerinden birisi olan ve ihracat

potansiyeli açısından ülkemizin en önde gelen ve özellikle radyo, komuta-

kontrol, muhabere, elektro-optik sistemleri, mikro-elektronik sistemler gibi

yüksek teknoloji gerektiren ürünler üreten Aselsan firması, 1998 yılında 24

ayrı ülkeye, toplam üretiminin % 20'si oranında ihracat gerçekleştirmiştir.

Üretimin % 55'lik bir bölümü Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, diğer bölümü ise bir

takım özel veya devlet teşebbüslerine yönelmiştir. Aselsan, AR-GE

harcamalarına toplam satışlarının % 8'lik bir bölümünü ayırarak, savunma

sanayii ürünlerinin gerektirdiği kalite niteliklerine sahip olmuş, programlı bir

şekilde müşteri ve ürün yelpazesini genişletmiş, modern elektronik cihaz ve

sistemler geliştiren, üreten, pazarlayan ve satış sonrası hizmetler sunan

entegre bir sanayii kuruluşu haline gelmiştir. Aselsan'ın ilk ihracatı 1983

yılında gerçekleşmiş olup bugüne kadar ABD, Almanya ve İsviçre dahil 26

değişik ülkeye yüksek teknoloji ürünü cihaz satışı yapılmıştır. 1980-2001

yılları arasındaki toplam ihracat miktarı 360.5 milyon ABD dolardır. Aselsan,

yurtdışı temsilcilikleri aracılığıyla da ihracat olanaklarını sürekli olarak arttırma

çabası içindedir.291

ASELSAN, KMS (Kaideye Monteli Füze Sistemi)’yi yazılım dâhil olmak

üzere tamamen Türkiye’de geliştirmiş ve Eylül 2005’de Holanda ile 36 milyon

Euro’luk satış sözleşmesi yapmıştır.292 Sivil piyasaya yönelik ürün olarak da,

otoyollardaki acil durum telefonları, telefon santrallerini, köprü ve otoyol

otomatik geçiş sistemlerini sayabiliriz. ASELSAN sivil piyasaya yönelik

ürünlerde ürettiği için rahatlıkla ayakta durabilmektedir.

Bazı durumlarda savunma sanayii alanında kazanılan teknolojiler sivil

amaçlı üretimde de kullanılmaktadır. Kale Kilit, Stinger konsorsiyumundan

291 Aselsan web sayfası, (Erişim) http//www.aselsan.com.tr, 22 Mart 2001. 292 Milliyet Gazetesi, 29 Eylül 2005

Page 128: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

119

kazandığı teknolojiyi bu gün evlerde kullanılan doğal gaz saatlerinin

üretiminde kullanmaktadır.

PETLAS dünya standartlarında uçak lastiği üreten bir kuruluştur.

Geçmişte, özellikle de 1975 ABD Silah Ambargosu döneminde, lastik

yüzünden hava araçlarının uçamadığı zamanlar olmuştur. PETLAS, sivil

piyasaya da üretim yaparak karlı bir kuruluş haline gelmiştir. Bu gün özel bir

kuruluş olan PETLAS Türkiye’nin en modern lastik fabrikasıdır ve Avrupa’da

da sayılı fabrikalardan biridir.

Savunma sanayii kuruluşları arasında en hantal görünümde olan

Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK)’dur. Bir kamu kuruluşu olan

MKEK, top ve mühimmatı, hafif silahlar, uçak bombaları gibi silah ve

mühimmatlar üretmektedir. En son Kara Kuvvetlerinin modernizasyonu

kapsamında olan 5.56 mm’lik hafif piyade tüfeği bir Alman–İngiliz ortak

firması olan Hechler–Koch patenti ile bu tesislerde üretilecektir. İhaleyi bu

firma kazandığı zaman Alman basının da “Almanya hülle yoluyla Türkiye’ye

silah satıyor” şeklinde haberler çıkmıştı. Çünkü ihale öncesinde Alman

firmasının hisselerinin çoğunluğu adı geçen İngiliz firması tarafından satın

alınmıştı.293

Savunma sanayinde en çok yerli katkı gemi sanayinde olmaktadır.

Gölcük ve Taşkızak tersanelerinde güdümlü füze taşıyabilen hücumbotlar,

sahil güvenlik botları, çıkarma gemileri, muhrip ve korvet sınıfı gemiler ile

denizaltılar inşa edilebilmektedir. Ancak; güverte silahları, güdümlü silahlar,

su altı silahları, elektronik sistemler gibi birçok alt sistemler halen yurt

dışından sağlanmaktadır.

293 Hürriyet Gazetesi, 25 Haziran 1998.

Page 129: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

120

SONUÇ

Ülkelerin silahlanma politikalarında ekonomik nedenler yanında politik

faktörler de etkili olmaktadır. Ekonomik ve politik faktörler, ülkedeki savunma

bütçesinin boyutunu etkilemekte, savunma sanayii politikalarının değişmesine

yol açmaktadır. Ülkeler, komşu ülkeler ile olan etkileşimleri yanında dış

politika hedefleri doğrultusunda silahlanmaktadırlar.294 Çevresi potansiyel

tehdit oluşturan ülkelerle sarılmış olan Türkiye güçlü bir orduya sahip olmayı

ve bu orduyu modern silahlar ile donatmayı değişmez bir politika olarak kabul

etmiştir. ABD’nin serseri ülke olarak ilan ettiği yedi ülkeden üçü; Suriye, Irak,

İran, Türkiye'nin komşusudur. Ayrıca Türkiye’nin ortasında yer aldığı;

Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu sürekli çatışma alanlarıdır.

Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle çok yönlü ve karmaşık tehditlere

maruz kalan bir ülkedir. İstikrarsızlıkların ve belirsizliklerin hüküm sürmekte

olduğu bir bölgenin tam ortasında yer alan Türkiye’nin, demokratik yapısı ile

bölgede bir denge unsuru olabilmesi ve toprak bütünlüğüne yönelik tehditleri

bertaraf edebilmesi, ancak çağın gereklerine uygun bir askeri gücü

oluşturabilmesine bağlıdır.295 Bu gücü destekleyecek yerli bir savunma

sanayii kurulamadığı takdirde, bu askeri gücün idamesi pahalıya mal olacağı

gibi bazı durumlarda da istenilen yeni teknoloji ürünü sistemleri tedarik etmek

mümkün olmayabilir.

Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu silahları temin etmesinin iki yolu vardır: Dış

tedarik ya da ülke içinde üretim. Türkiye silahların dışardan tedarikinin

stratejik açıdan sakıncalarını tecrübe ederek görmüştür. Silah ve teçhizatın

dış tedarik yoluyla temini, özellikle kriz dönemlerinde ulusal çıkarlarımızı

yeterince korumamızı engellemiş ve hareket serbestimizi kısıtlamıştır. 1964

yılında Johnson mektubu ve 1975 yılında ABD'nin uyguladığı silah

ambargosu, savunmada dışa bağımlılığın sonuçlarını görmek açısından kötü

294 Caşın, Global Savunma, s.23. 295 “TSK’nin Savunma Sanayii Yoluyla Ülke Gelişimine Katkısı”, Harp Akademileri Basım Evi, İstanbul, 1998, s.35.

Page 130: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

121

bir deneyim olmuştur. Bu ambargo sayesinde, dış kaynaklardan yapılan

askeri malzeme tedarikinin güvenilir olmadığı ve Türkiye’nin NATO’dan

sağladığı silahları kendi ulusal çıkarları doğrultusunda kullanamayacağı

anlaşılmıştır. 296

Özellikle 1990’lı yıllarda Türkiye, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin,

savunma firmaları istememesine rağmen, siyasi sebeplerle uyguladıkları gizli

ya da açık ambargolarına maruz kalmıştır. ABD, Almanya, İngiltere ve çoğu

İskandinav ülkeleri en ihtiyaç duyduğumuz zamanda çeşitli bahanelerle silah

satmamaktadırlar veya parası ödenen silahları teslim etmemektedirler.

Bazı batılı ülkelerin bu tavrı karşısında Türkiye de karşı politikalar

geliştirmiştir. Silah tedarik yelpazesini genişleterek tek ülkeye bağımlılıktan

kurtulan Türkiye, ayrıca 1993 yılında dış ülkeler ile savunma sanayii

ilişkilerinin siyasi gelişmelerden etkilenmesini önlemek amacıyla, ticaret

yapılan ülkelerin Türkiye’ye takındığı tavra göre "Kırmızı ve Sarı Liste"

uygulaması başlatmıştır. Türkiye’ye ambargo uygulayan ülkeler kırmızı

listeye alınmakta ve savunma sanayii alanında hiçbir şekilde işbirliğine

gidilmemektedir. Böylece o ülkenin savunma sanayii firmalarının Türkiye’nin

önümüzdeki yıllarda yapmayı planladığı 150 milyar ABD dolar297 tutarındaki

modernizasyon ihalelerine girmesi engellenmektedir. Bu uygulama, daralan

dünya savunma pazarı karşısında Türkiye pazarını kaybetmek istemeyen

ülkeler üzerinde etkili olmuştur. Türkiye, böylelikle uluslararası alanda derdini

daha iyi anlatmak ve istediklerini kabul ettirmek için savunma ihalelerini dış

politika aracı olarak kullanabilmiştir.

Son dönemlerde Türkiye, savunma sanayini dışa bağımlılıktan

kurtarma alanında yaptığı çalışmaların yanı sıra, bu alanda dışarıya yaptığı

satışlar ile de kendini göstermektedir. Savunmada yerli yapılanmaya

gidildikçe ambargo uygulanan ülke değil, ürettiği silahları pazarlayabilen ve

ambargo uygulayabilen ülke durumuna gelebilecektir.

296 Bostanoğlu, a.g.e., s. 443,450., Armaoğlu, a.g.e., s. 789. 297 Sabah Gazetesi, 11 Aralık 1999.

Page 131: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

122

Türk Savunma Sanayinin eriştiği bu gelişme düzeyi doğal olarak

kendisine olan uluslararası ilginin de artmasına neden olmuştur. Savunma

sanayii alanında ve uluslararası düzeyde artan bir şekilde ortaya çıkan

işbirliği talepleri, askeri işbirliğinin yanı sıra devletler arasında siyasi ve

ekonomik alanda da işbirliği ve yakınlaşmaya neden olduklarından genelde

olumlu karşılanmakta ve bir çok devletle savunma sanayii alanında işbirliği

yapılmaktadır.298 Bu gün itibari ile 38 ülke ile savunma sanayii işbirliği

anlaşması yapılmıştır.299

Gelişen savunma sanayine paralel olarak bu alanda da bir takım

kanuni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Türkiye silah alımında edindiği

tecrübeleri silah satışı konusunda kullanmalıdır. Örneğin, devletin yabancı

bir firmaya satışını düzenleyen bir kanun maddesi bulunmamaktadır. 3212

sayılı Kanun devletten devlete satışı içermektedir. Türkiye’nin silah satış ve

alımını yürütecek uzmanlardan oluşan bir kuruma ihtiyacı vardır. Bu teşkilat

oluşturulurken özellikle ABD’deki sistemin incelenmesi faydalı olacaktır.

Çünkü önümüzdeki yıllarda Türkiye, savunma sanayii alanında söz sahibi bir

ülke olmaya adaydır.

Savunma sanayimizin gelişmesindeki en önemli engellerden

birisi, ana sistemlerin çok büyük bir bölümünün, tüm ihtiyaçlarının ise

oldukça büyük bir bölümünün yurtdışından karşılanması sonucu yerli

sanayimizin teknolojik altyapısının yeterli ölçüde gelişememesidir. İhtiyaç

duyulan sistemlerin yurt içinden karşılanabilmesi için; devlet, sanayii ve bilim

kurumlarının büyük bir özveriyle çalışarak özgün teknolojik tasarımlar

geliştirmeleri; böyle bir yapı oluşturulurken de sadece askeri öncelikleri

değil, ülke ekonomisini de göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.300

Gelişmiş ülkelerde savunma sanayii çeşitli tedbirlerle korunmaktadır.

Bu tedbirlerden bazıları; savunma sanayini sivil sanayiye dönüştürmek, bu

298 Osman Metin Öztürk, “Yapısal ve İşlevsel Açıdan Türk Savunma Sanayii Üzerine Bir Değerlendirme”, Yeni Forum, Ankara, Kasım, 1999. 299 MSB web Sayfası, (Erişim) http//www.msb.gov.tr, 30 Nisan 2007. 300 “Savunma Sanayii ve Tedarik”, Bilim ve Teknoloji Strateji ve Politika Çalışmaları, TÜBİTAK BTP 98/01, Ocak 1998, s.15.

Page 132: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

123

alanda faaliyet gösteren küçük kuruluşları birleştirmek ve kanunlarla bir takım

ayrıcalıklar verilerek desteklemek en çok uygulanan tedbirlerdir. Türkiye,

bunlara ilaveten sivil sektörde üretim yapan firmaları da bu alana

yönlendirmeli ve özendirmelidir.

Değişen dünya koşulları gereği Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde

savunma bütçelerine daha az kaynak ayrılmış ve savunma sanayii kollarına

düşen pay azalmıştır. Bu alanda faaliyet gösteren sanayii kuruluşlarında bir

küçülme olmuştur. Buna karşılık Türkiye’nin çevresinde gelişen olaylar,

Türkiye’ye yönelen tehditte bir azalma olmadığını, aksine risklerde artma

olduğunu göstermektedir. Ayrıca bilinen siyasi nedenlerle; modern silah, araç

ve gerecin diğer ülkelerden tedarikinde elde yeterli miktarda kaynak olsa dahi

zorluklar, sınırlamalar ve hatta imkânsızlıklar ile karşılaşılmaktadır. Günümüz

dünyasında teknoloji transferi ve silah ile mühimmat tedariki konularında

ambargolarla karşılaşıyoruz.301 Bu nedenle ihtiyaç duyulan harp silah ve

vasıtalarını yurt içinde üretmek maksadıyla, savunma sanayii alanındaki

yurtiçi imkân ve kabiliyeti geliştirerek genişletmek, güvenliğimiz açısından bir

zorunluluktur.

Ülkelerin sahip oldukları ekonomik, teknolojik ve bilimsel seviyeleri ve

bu seviyeye uygun teknoloji ve eğitilmiş insan gücü ile donatılmış silahlı

kuvvetleri, o ülkelerin caydırıcılık gücünün en önemli göstergesidir. Bağımlı

bir savunma sistemi ise, yüksek riskler içermektedir. Bu nedenle bir

anlamda silah üretimi, bir ülke bağımsızlığının ve uluslararası politikada güçlü

konumunun en belirgin özelliklerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Ancak,

modern silah sistem ve platformlarının teknolojinin eriştiği en üst noktada

yer almaları ve bu sistemlerin çabuk demode olmaları nedeniyle, askeri

alanda çağa ayak uydurmak ve güçlü olmak çok pahalıya mal olan bir

uğraştır. Diğer taraftan, ülkenin güvenliği söz konusu olduğunda tahsis

edilemeyecek kaynak yoktur. Dolayısıyla silahlı kuvvetler, üstlendiği savunma

işlevini yerine getirebilmek için, ülke kaynaklarının bir kısmını tüketmek

durumundadır. Burada önemli olan husus, bu kaynakların ne kadarının 301 Alnıak, a.g.m., s. vii.

Page 133: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

124

savunma amaçlı kullanılacağıdır. Bunun içinde, ülkenin risk faktörünün iyi

belirlenmesi ve yeterli güvenlik seviyesinin doğru tespit edilmesi

gerekmektedir.302 Kamu harcamaları içinde önemli bir yere sahip olan

savunma harcamaları, ülkelerin daha iyi olabilecek refahları pahasına milli

gelirlerinden fedakârlık edilerek ülke bütünlüğüne yönelik her türlü tehditlere

karşı ayrılan bir pay olup, ülkenin egemenlik ve ulusal varlığının devamını

sağlayan harcamalardır. Düşmanın ortaya koyduğu tehdidi en azından

caydıramayan bir orduya harcanan tüm kaynaklarların israf olacağı

gerçeğinden hareketle, silahlı kuvvetler sürekli olmalıdır ve modernize

edilmelidir.

Bugün, ülkelerin uluslararası alanda daha etkin bir rol

oynayabilmelerinde savunma sanayii çok önemli bir yere sahiptir. Eğer

Türkiye de uluslararası politikada daha etkili hale gelmek istiyorsa, yüksek

teknolojili ve yerli katkısı yüksek projelere öncelik vererek dışarıya daha az

bağımlı bir savunma sanayini bir an önce kurmak zorundadır. Ayrıca

konvansiyonel caydırıcılığını sağlamak ve muhafaza etmek, sıcak bir

çatışmaya hazır olmak ve sıcak çatışmayı sürdürebilmek için, sadece iç

pazara değil dış pazarı da hedefleyen gelişmiş bir savunma sanayii kurması

gerekmektedir.303

Yaşadığımız coğrafya Türkiye için ulusal teknolojiye dayalı bir

savunma sanayii oluşturmayı zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda ülke

kaynakları öncelikli olarak ulusal bir sanayii alt yapısı oluşturulması, yeni

teknolojiler geliştirilmesi için kullanılmalıdır. Daha sonra kazanılan bu birikim

ulusal bir savunma sanayinin oluşturulması için yönlendirilmelidir.

302 Baran, a.g.e., s. 82-84. 303 Özden, a.g.e., s.504.

Page 134: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

125

KAYNAKÇA AKGÜL, Aziz. Savunma Sanayii İşletmelerinin Nitelikleri Üzerinde Bir Araştırma ve Türkiye ile İlgili Öneriler. Ankara Üniversitesi S.B.E. Yayınları, Ankara, 1985. AKGÜL, Aziz. Dünyada Savunma Harcamaları ve Savunma Sanayilerinin Yapısı. Ankara, 1987. AKSOY, T. ve ERSOY E. Türkiye-Federal Almanya İlişkilerinin Dünü, Bugünü, Yarını, Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları, İstanbul, 1994. AKSU, Suna. “Savunma Sanayii Müsteşarlığı Ortak Üretim Projelerinin Ulusal Ekonomiye Etkileri Açısından Analizi”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, (Ankara, 1997) ALNIAK, Oktay. “Türk Savunma Sanayi Hakkında Genel Değerlendirme”, Savunma Sanayii Sempozyumu 2000, (Ankara, 2000), v-x. ALNIAK, Oktay. “Savunma Endüstrilerinde Teknolojik Gelişme Stratejileri”, Savunma Sanayisinde Stratejik İlişkiler Sempozyumu, Tebliğ Kitabı, (Ankara,2002),5-28. ALTAN, Bülent."Savunma Sanayii; Makro Geliştirme Perspektifleri", SSM Bülten, Sayı:4 (Ocak-Şubat-Mart 1993), 6-9. ARMAOĞLU, Fahir. 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi Cilt I:1914-1980. Ankara, 1991. ARSLAN, Mete.“Soğuk Savaş Sonrasında ABD Savunma Sanayindeki Gelişmeler”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, (Ankara, 1995). ARTUÇ, İbrahim. Kıbrıs’ta Savaş ve Barış. Kastaş Yayınları, İstanbul, 1989. ATALAY, Safa. “ABD’den Türkiye’ye Yönelik FMS Kredileri Uygulaması ve Sonuçları” SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, (Ankara, 1993). Avrupa Birliği’nde Uygulanan Devlet Yardımları, Teşvikler ve Türkiye ile Mukayeseli İncelemesi. İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Araştırma ve Geliştirme Başkanlığı, Ankara, 2003. BARAN, Önder.“Gelişmekte Olan Ülkelerde Savunma Harcamalarının Ekonomiye Etkisi”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, (Ankara, 2004). BIYIKOĞLU, H.Nadir. Türk Havacılık Sanayii, SSM Yayınları, Ankara, 1991. BİRAND, M. Ali. Otuz Sıcak Gün. İstanbul, 1987.

Page 135: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

126

BİRAND, M. Ali. “ABD’nin Silah Ambargosu Yine Başladı”, Sabah Gazetesi, 17 Mayıs 1997. BOSTANOĞLU, Burcu. Türkiye-ABD İlişkilerinin Politikası. Ankara,1999. BOZKIR, Arzu. “Türkiye’de Dış Politika Savunma Sanayii Etkileşimi”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, (Ankara, 1997) BURÇAK, Yalçın. “Savunma Sanayi Müsteşarlığı Projeleri Çerçevesinde Türk Savunma Sanayi”, Savunma Sanayii Sempozyumu 2000, (Ankara, 2000), xxv-xxxii. CAŞIN, Mesut Hakkı. “Global Savunma Sanayinin Yeni Dinamikleri ve Muhtemel Gelişim Modelleri”, Savunma Sanayindeki Teknolojik Gelişmeler Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Cilt II, Kara Harp Okulu, (1997), 23-32. CAŞIN, Mesut Hakkı.“Ortadoğu’da Balistik Füze Tehditi ve Modern Savunma Stratejileri”, Savunma Sanayindeki Teknolojik Gelişmeler Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Cilt II (Ankara: KHO, 1997), 61-73. CONLAN, Nil Talu. “Türk Savunma Sanayii Şirketlerinin İhracatını Artırmak İçin Uygulanabilecek Yöntemler”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, (Ankara, 2004). DİKER, Yalçın. TSK‘nde Yenilenme Çalışmaları. İstanbul Üniversitesi S.B.E. Yayınları, İstanbul, 1994. “Defence Industrial Policies: Russia", Military Spending and Armaments 2002, Arms Production, SIPRI Yearbook2003, Oxford University Press 2003, 399 DİNÇ, Murat. “Uluslararası Savunma Pazarındaki Rekabetin Temel Unsurları ve Türkiye'de Yerleşik Savunma Sistemleri Üreticilerinin Uluslararası Savunma Pazarındaki Rekabet Güçleri”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, (Ankara, 1995). DUNNE, J.P. ve SURRY, Eamon “Arms Production”, SIPRI Yearbook 2006, Oxford University Press, 2006, EKİNCİ, Yasemin. “İngiltere, Fransa ve Türkiye’nin Savunma Sanayi Tedarik Programları ve Prosedürleri”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, (Ankara, 1999). ENGİNSOY, Ümit ve Tigner BROOKS. “Turkey Expands Arms Suppliers, Consider China”, Defense News, 15-21 September 1997,1-4. ERGAN, Uğur. “ABD’ye King Kobra Şoku”, Hürriyet Gazetesi, 15 Mayıs 2004.

Page 136: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

127

ERGAN, Uğur. “Komutandan, Alman Bakana Sitem”, Hürriyet Gazetesi, 21 Aralık 1999. EVANS Peter. "The Financing Factor in Arms Sales: The Role of Official Export Credits and Guarantees", International Arms Transfers, Militery Spending and Armaments 2002”. SIPRI Yearbook 2003, Oxford University Pres 2003 F-16 Uçaklarının Başarısında İsrail Örneği, Ulusal Srateji Dergisi, (Mayıs-Haziran 1999), 17-21. GRANT, Robert. “French Defense Policy and European Security”, Political Science Quarterly, Vol.100, No.3, (Autumn, 1985). GÜNGÖR, Sami. “Ar-Ge'ye Dayalı Tedarik”, SSM, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, (Ankara, 2004). GÜNSEV, Mesut. 20 Temmuz 1974 Şafak Vakti Kıbrıs. İstanbul, 2004. GÜVEN, Sami. 1950’li Yıllarda Türk Ekonomisi Üzerinde Amerikan Kalkınma Reçeteleri. Bursa, 1998. HACIOĞLU, Nerdun ve Sezai ŞENGÜN. “Silaha Karşı S–300”, Hürriyet Gazetesi, 20 Mayıs 1998. HAGELİN, Björn, WEZEMAN Pieter D., “International Arms Transfers”, SIPPRI Yearbook 2003, Oxford Universty Press, 2002 HALİL, Ali. Atatürkçü Dış Politika ve NATO ve Türkiye, İstanbul, 1968. HOWRTH, Jolyon. “Britain, France and the Euro-AtlanticCrisis”, Survival, Vol.45, N0.4, (Winter, 2003-04). İhracat Stratejisi: 1998–2005, Dış Ticaret Müsteşarlığı Yayınları, No: 139, Ankara, 1998. İLHAN, Attila. Batının Deli Gömleği. İstanbul, 2002. KARAVELİOĞLU, M.Uğur. “Savunma Sanayinde İhracatı Artırmak”, Savunma Sanayii Sempozyumu 2000, Ankara, (2000), 471-475. KAYA, Ercan. “Türkiye’ye Yapılan Güvenlik Yardımları ve Ekonomik Etkileri”, Savunma Sanayi Sempozyumu 2000, Ankara, (2000), 485-496. KAYA, Vakur. “Türkiye’den Sert Uyarı”, Türkiye Gazetesi, 4 Aralık 1999.

Page 137: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

128

KRAUSE, Keith. Arms and the State:Patterns of Military Production and Trade.Cambridge,1992. KÜLAHCI, Ahmet. “Almanya Askeri Yardımı Serbest Bıraktı”, Hürriyet Gazetesi, 21 Eylül 1995. Offset El Kitabı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı Yayınları, Ankara, 1991. ÖZDEN, Kemal. “Ulusal Savunma İçin Ulusal Ekonomi”, Savunma Sanayii Sempozyumu 2000, Ankara, (2000), 503-506. ÖZGÖNÜL, Emin. “Norveç’ten Penguen Jesti”, Milliyet Gazetesi, 29 Mayıs 2000. ÖZTÜRK, O, Metin. “ABD Güvenlik Yardımı ve Üçüncü Sektör”, Yankı, 9-15 Ekim 1995. ÖZTÜRK, O, Metin. “Yapısal ve İşlevsel Açıdan Türk Savunma Sanayii Üzerine Bir Değerlendirme”,Yeni Forum, Kasım 1999. ÖZTÜRK, O.Metin. Dış Politika ve Silahlı Kuvvetler. Ankara, 1999. Savunma AR-GE 98 Sempozyumu Bildiriler Kitabı. Ankara, 1998. Savunma Sanayii ve Tedarik, Bilim ve Teknoloji Strateji ve Politika Çalışmaları, TÜBİTAK BTP 98/01-Ocak 1998. SEVGİ, Leyla. “Ulusal Savunma, Ürüne Dayalı ARGE ve ARGE’ye Dayalı Tedarik SEZGİN, Selami. “Türkiye’de Savunma Harcamaları:Bir Giriş”, Savunma Sanayi Sempozyumu 2000, Ankara, (2000), 476-483. SIPRI Year Book 1995, “Armaments, Disarmament and International Security”, Oxford University Press SIPRI Year Book 2003, “Armaments, Disarmament and International Security”, Oxford University Press Elisabeth Sköns, Hannes Baumann, “Arms Production”, SIPRI Yearbook 2003, Oxford University Press, 2003 ŞENOL, Turgut. Türk Savunma Sanayii Ürün ve Hizmetlerinin İhracatı, Değerlendirmeler ve Öneriler. Ankara, 2001. ŞİMŞEK, Muammer. Üçüncü Dünya Ülkelerinde ve Türkiye’de Savunma Sanayii. SAGEB Yayınları, Ankara, 1989.

Page 138: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

129

ŞİMŞEK, Muhittin. “Endüstrileşmemizin Engelleri ve Demirağ Olayı”, Dünya Gazetesi, 3 Temmuz 2004. TAYHANİ, İhsan. Atatürk’ün Bağımsızlık Politikası ve Uçak Sanayi (1923-1950). Türk Hava Kurumu Kültür yayınları, Ankara TSK’nın Savunma Sanayii Yoluyla Ülke Ekonomisine Katkısı, Harp Akademisi K.lığı, İstanbul, 1998. TUĞTAN, M,Ali. “Hangi Amaçlar İçin ve Nasıl Bir Askeri Güç?”, Foreign Policy, Temmuz / Ağustos 2004, 17-21. TUNABOYLU, İskender. “Parasını Ödediğimiz Halde Alamadığız Gemiler”, Silahlı Kuvvetler Dergisi, sayı:386, Ekim 2005, 89-93. TUNÇKANAT, Haydar. Savunma Stratejisi ve Ulusal Ordu. Ankara, 1969. TÜMER, Kaynak. “Savunma Sanayisinde Uluslararası İşbirliği”, Savunma Sanayisinde Stratejik İlişkiler Sempozyumu, (Ankara, 2002), 42-45. Türk Savunma Sanayisinde Offset Uygulamaları, TÜSİAD Yayınları. İstanbul, 1999. UZUNEFE, M.Fahri. “Projelerin Finansmanı”, Savunma Sanayii Sempozyumu 2000, Ankara, (2000), 497-502. ÜLGER, Fikret. Türk Savunma Sanayi. Ankara,1997. ÜNAL, Ahmet. “Gizli Ambargo Çekiç Güç Kozu”, Zaman Gazetesi, 22 Temmuz 1996. “Vizyon 2023 Projesi”, Savunma, Havacılık ve Uzay Paneli Ön Raporu, Ek-2, Dünyada Savunma Sektörü, tarih, 116-122.( s.121). WULF Herbet.Arms Industry Limited: The Turning-point in the 1990s Arms Industry Limiter. SIPRI Yearbook 1993, YARMAN,F.A., “Ulusal Savunma Sanayilerinde Bilim-Teknoloji Tabanı”, Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Dergisi, Cilt:1, Sayı:2, 2002, 90-95. YAZGAN, M.Kaya. “Ulusal Güvenlik-Ekonomi-Teknoloji İlişkisi Üzerine”, Savunma Sanayii Sempozyumu 2000, Ankara, (2000).106-111. YURTERİ, Kemal. “ABD’ye Misilleme”, Yeni Yüzyıl Gazetesi, 4 Mayıs 1997.

Page 139: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

130

ZİYLAN, Aytekin “Savaş Nasıl Kazanıldı”,Aselsan Dergisi, (Ocak 1997) sayfa (TIME Dergisinden Çeviri, 9 Eylül 1996) ZİYLAN, Aytekin. “Savunma Sanayii Üzerine”, Aselsan Yayınları, Ankara,1999. ZİYLAN, Aytekin. “Savunma Sanayinde Teknoloji Politikası: İsrail Mucizesi”, Aselsan Dergisi, (Temmuz 2000), 27-32. ZİYLAN, Aytekin. Not Defteri, Aselsan Yayınları, Ankara, 2000, 14-20, 37-42. ZİYLAN, Aytekin. Savunma Sanayii Üzerine, Aselsan Yayınları, Ankara,1999. ZİYLAN, Aytekin.“ Savunma Sanayinin Gelişmesinde Dünyadan Örnekler ve Türkiye”, Savunma Sanayindeki Teknolojik Gelişmeler Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Cilt II, Kara Harp Okulu, (1997), 3-13. 20 Haziran 1998 Tarih ve 98/11173 Sayılı Türk Savunma Sanayii Politikası ve Stratejisi Esaslarına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı. 3238 Sayılı Kanun CNN Ana Haber Bülteni, 15 Şubat 2007. Hürriyet Gazetesi, 21 Eylül 1995. Hürriyet Gazetesi, 25 Haziran 1998. Hürriyet Gazetesi, 07 Kasım 1999 Hürriyet Gazetesi, 28 Mart 2007. Milliyet Gazetesi, 19 Nisan 2000. Milliyet Gazetesi, 29 Eylül 2005. Sabah Gazetesi,11 Aralık 1999. Türkiye Gazetesi, 23 Mart 2000. “ABD ile Helikopter Bunalımı”, Cumhuriyet Gazetesi, 12 Temmuz 2001. “Airbus Satışları EADS’yi Vurdu”, Hürriyet Gazetesi, 10 Mart 2007 “ATAK’ta İbre AB’den Yana”,Cumhuriyet, 08 Mayıs 2005. “Savunma İhtiyacı ABD’yi Beklemez”, Milliyet Gazetesi, 14 Kasım 1999.

Page 140: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

131

“Teknolojiye Bütceden 618 milyon YTL Kaynak”, Posta Gazetesi, 11 Haziran 2007 Aselsan Web sayfası, www.aselsan.com.tr BWB Web Sayfası, www.bwb.org DELG Web Sayfası, www.delg.org ECGD Web sayfası, www.ecgd.gov.uk Genelkurmay Başkanlığı Web Sayfası, www.tsk.mil.tr JINSA Web Sayfası, www.jinsa .org Milli Savunma Bakanlığı Web Sayfası, www.msb.gov.tr SİBAT Web Sayfası, www.sibat.mod.gov.il Savunma Sanayii Müsteşarlığı Web Sayfası, www.ssm.gov.tr

Page 141: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

132

EKLER

EK-1 : Kuvvet Komutanlıklarının İhtiyaçları 133

EK-2 : Türkiye Savunma Tedarik Teşkilatı 134

EK-3 : ABD Savunma Bakanlığı Tedarik Teşkilatı 135

EK-4 : Almanya Tedarik Teşkilatı 136

EK-5 : Fransa Tedarik Teşkilatı 137

EK-6 : SSDF’nin Gelir Kaynakları 138

EK-7 : 3238 Sayılı Kanun 139

Page 142: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

133

EK-1

ÖNÜMÜZDEKİ 25-30 YILI KAPSAYAN SİLAHLANMA PROGRAMI

DENİZ K.K.LIĞI İHTİYAÇLARI CİNSİ İhtiyaç (adet) Birim Fiyatı

(milyon $ ) Tutar

Fırkateyn 14 433 6,07 Karakol Gemisi 16 165 2,64 Güdümlü Mermili H.Bot 15 96 1,44 Denizaltı 9 236 2,12 Mayın Karşı Ted.Gemisi 4 46,4 928 Mayın Avlama Gemisi 4 32,5 130 Çıkarma Aracı 35 1,2 42 Muhabere Dest. Gemisi 1 49 49 Yrd.Sınıf Gemi ve Araç 25 12 300 Deniz Karakol Ucağı 9 56,7 510 Helikopter 38 21,7 824 Diğer Ana Mlzm.Alımları - 1,300 İşletme İdame - 8,547 TOPLAM 25,000

HAVA K.K.LIĞI İHTİYAÇLARI CİNSİ İhtiyaç

(adet) Birim Fiyatı (Milyon $)

Modern. sayısı

Birim Fiyatı (Milyon $)

Tutar

Muharip Uçak 640 45,6 114 8 31,000 Hareket /DS Uçk 79 89,5 - - 7,100 Eğitim Uçağı 160 8,3 60 3 1,500 Ulaştırma Uçk 68 24,2 - - 1,600 Helikopter 25 20 - - 500 Hv.Sav.Slh.sis 442 9,5 72 3,5 4,500 İşletme İdame - - 18,800 TOPLAM 65,000

KARA K.K.LIĞI İHTİYAÇLARI CİNSİ İhtiyaç (adet) Birim Fiyat (milyon ABD $) Tutar

Helikopter 750 12 9,000 Roket ve Füze sis. 180 10 1,800 Tanksavar Roketi 150 2 300 İHA 12 15 180 Tank 3627 3 10,881 Top 1951 1 1,951 Tekerlekli Araç 48564 0,1 4,856 Diğer Ana Slh.sis 15,563 İşletme İdame 15,469 TOPLAM 60,000 Kaynak: Türk Savunma Sanayii, TOBB,1997

Page 143: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

EK-2

TÜRKİYE SAVUNMA TEDARİK TEŞKİLATI

İç TedarikDaire

Başkanlığı

Dış TedarikDaire

Başkanlığı

TeknikHizmetler

DaireBaşkanlığı

ARGEDaire

Başkanlığı

F-16 SistemYönetim

DaireBaşkanlığı

MSB MüsteşarEko.ve Tek.İş.Yardımcılığı

MSBMüsteşarlığı

SavunmaSanayii

Müsteşarlığı

MİLLİ SAVUMABAKANLIĞI

134

Page 144: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

EK-3

ABD SAVUNMA BAKANLIĞI TEDARİK TEŞKİLATI

ABD SAVUNMA BAKANLIĞITEDARİK TEŞKİLATI

BAKAN YRD.İşgücü Yön. ve Per.

BAKAN YRD.Rezerv İşleri

BAKAN YRD.Mali İşler

BAKAN YRD.Prog.Anlz. ve Değ.

DİREKTÖRTest ve Değ.

DİREKTÖRKüçük İşlt.

MÜST. YRD.Kalite

MÜST. YRD.Üretim ve Loj.

MÜST. YRD.Nükleer Enerji

DİREKTÖRSav. Arş. ve Müh.

MÜST. YRD.C I

DLA VEDSMC

MÜSTEŞARTedarik ve Teknoloji

MÜST. YRD.Politikalar

MÜST. YRD.Özel Harekat

MÜST. YRD.U.Arası Güv.Pol.

MÜST. YRD.U.Arası Güv.İşl.

DIS

MÜSTEŞARPolitikalar

SAVUNMABAKANILIĞI

135

Page 145: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

EK-4

ALMANYA SAVUNMA TEDARİK TEŞKİLATI

BAŞKAN YRDC.(EKONOMİ)

BAŞKAN YRDC.(TEKNOLOJİ)

WIMMalzemeDenemeEnstitüsü

MerkeziKontrol

ÖrneklerinKolleksiyonu

ATMerkeziTeknolojiİşleri

AWEkonomik

İşler

ZAİdariİşler

GPKalite

Güvencesi

KGMotorlu Araç

ve Teçh.Teknolojisi

LGUçak ve

AeronatikTeçhizatı

SGGemi veGemicilikTeçhizatı

FEHaberleşme ve

Elektronik

WFSilah ve

FüzeSistemleri

BAPol ve Genel

Teçhizatı

MLAeronatik Teçh.

KualifikasyonDierktörü

BICTKimysal ve Tek.

Deneyler İçinEnstitü

Komutave

BilgiTeknolojisi

BAŞKAN

136

Page 146: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

EK-4

FRANSA SAVUNMA TEDARİK TEŞKİLATI

BAŞDENETLEYİCİ

NÜKLEERSİLAH UZMANI

DPASavunma

Prog.Direktörü

DSITSanayii veTeknoloji

DRIMilletlerarası

İlişkilerDirektörü

DARHİdari ve

İnsan Kaynak.Direktörü

DQAKalite

YönetimDirektörü

DCNGemiİnşaa

Direktörü

DRETAraştırma ve

TeknolojiDirektörü

DCAUçak Yapım

Direktörü

DMEFüze ve Uzay

Direktörü

DSTIBilgi ve Kara

Silah Sis.Direktörü

BAŞKAN

137

Page 147: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

138

EK- 6

SSDF’NİN GELİR KAYNAKLARI

1. Genel Bütçe Ödeneği

2. Alkollü İçki ve Tütün Mamulleri Satışından Elde Edilen Gelirler

3. TSKGV'ndan Transferler

4. Milli Piyango Hâsılatı

5. Müşterek Bahis Gelirleri

6. Diğer Fonlardan Aktarmalar

7. Akaryakıt Tüketim Vergisi Hâsılatı Üzerinden Alınan Pay

8. Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükelleflerinden Alınan Pay.

9. MSB Bütçesi'nden Devirler

10. Talih Oyunlarından Alınan Pay

11. FON Malvarlığı Gelirleri

12. Bedelli Askerlik Geliri

13. Bağış ve Yardımlar

14. Hafif Silah Satış Geliri

15. Diğer Gelirler

16. Kredi Geri Dönüşleri

17. Alınan Yabancı Krediler

Page 148: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

139

EK-7

3238 SAYILI KANUN

SAVUNMA SAN. MÜST. KURULMASI VE 11.07.1939 T. VE 3670 SAYILI MİLLİ PİYANGO TEŞKİLİNE DAİR KANUNUN İKİ MADDESİ İLE 23.10.1984 T. VE 3065 S. KDV K.NUN BİR MAD. DEĞ. YAP. HK. K.

Kanun Numarası: 3238

Kabul Tarihi : 07/11/1985

Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 13/11/1985

Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 18927

AMAÇ:

Madde 1 - Bu Kanunun amacı, modern savunma sanayiinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonunun sağlanmasıdır.

TANIMLAR:

Madde 2 - Bu Kanunda geçen deyimlerden,

Kurul; Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulunu,

Komite; Savunma Sanayi İcra Komitesini,

Fon; Savunma Sanayii Destekleme Fonunu,

Müsteşarlık; Savunma Sanayii Müsteşarlığını, ifade eder.

SAVUNMA SANAYİİ YÜKSEK KOORDİNASYON KURULU:

Madde 3 - Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulu, Başbakan'ın Başkanlığında, Genelkurmay Başkanı, ekonomik işlerle görevli Devlet Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Maliye ve Gümrük Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Başbakanlık Müsteşarı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarından meydana gelir.

Kurul, yılda en az iki defa olmak üzere, Başbakanın daveti üzerine toplanır.

KURULUN GÖREVLERİ:

Madde 4 - Kurulun görevleri aşağıda belirtilmiştir.

a) Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan genel strateji doğrultusunda, planlama ve koordinasyonun sağlanmasını takip etmek, düzenleyici direktifler vermek,

Page 149: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

140

b) Genelkurmay Başkanınca hazırlanan Stratejik Hedef Planına uygun olarak Fon ile tedariki öngörülen silah sistemleri ile araç ve gereçlerin tedarik şeklini tespit etmek.

SAVUNMA SANAYİİ İCRA KOMİTESİ:

Madde 5 - Savunma Sanayii İcra Komitesi Başbakanın başkanlığında, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanından meydana gelir.

Komite, Başbakanın daveti üzerine toplanır. Komitenin sekreterliğini Savunma Sanayii Müsteşarı yürütür.

KOMİTENİN GÖREVLERİ:

Madde 6 - Komitenin görevleri aşağıda belirtilmiştir.

a) Yüksek Koordinasyon Kurulunca savunma sanayiinin geliştirilmesi için tespit edilen genel strateji ve ilkeler istikametinde kararlar almak,

b) Türk Silahlı Kuvvetleri için Stratejik Hedef Planına göre temini gerekli olan modern silah, araç ve gereçlerin üretimi, yurt içinden gereği halinde yurt dışından tedariki hususunda karar almak,

c) Kamu ve özel sektörün yabancı sermaye ve teknoloji katkısı ile savunmaya yönelik üretim tesisleri kurma imkanlarını araştırmak, yönlendirmek ve tahakkuk planlarını takip etmek, bu gibi tesislerin kuruluşuna gerektiğinde Devletin iştiraki için prensip kararı almak,

d) Sağlanacak modern silah, araç ve gereçlerin araştırılması, geliştirilmesi, prototip imali, avans verilmesi, uzun vadeli siparişler ve diğer mali ve ekonomik teşviklerin tespiti istikametinde Savunma Sanayii Müsteşarlığına talimat vermek,

e) Savunma sanayii ürünleri ihracatı ve off - set ticareti ile karşılıklı ticaret konusunda kararlar almak,

f) Savunma sanayii ile ilgili kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak,

g) Savunma Sanayii Fonunun kullanış esaslarını tespit etmek.

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI:

Madde 7 - (Değişik madde: 30/10/1989 - KHK 390/1 md.; Aynen kabul: 20/03/1991 - 3704/1 md.)

Milli Savunma Bakanlığına bağlı ve tüzel kişiliği haiz Savunma Sanayii Müsteşarlığı kurulmuştur.

Müsteşarlıkta, 23/04/1981 tarihli ve 2451 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan memurlardan daire başkanları Müsteşarın teklifi ve Milli Savunma Bakanının onayı, diğer personel ise Müsteşarın onayı ile atanır. Müsteşar bu yetkisini bir alt kademeye devredebilir.

Page 150: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

141

PERSONEL REJİMİ:

Madde 8 - Başkanlık personeli 14/07/1965 tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabidir.

(Değişik fıkra: 20/03/1991 - 3704/2 md.) Bu İdarenin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59 uncu maddesinde belirtilen unvanlarına ait kadroları ile Daire Tabibi Kadrosu karşılık gösterilmek kaydıyle sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bunlar istekleri halinde T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler. Bu suretle sözleşmeli çalıştırılacaklardan T.C. Emekli Sandığından aylık alanların bu aylıkları kesilmez.

(Ek fıkra: 20/03/1991 - 3704/2 md.) Savunma Sanayii Müsteşarlığında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair hükümlerine bağlı kalınmaksızın özel bilgi ve ihtisas gerektiren konularda sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bu fıkra hükmüne göre çalıştırılacak olanlar sosyal güvenlik açısından T.C. Emekli Sandığı ... ile ilgilendirilir.

(Ek fıkra: 20/03/1991 - 3704/2 md.) İkinci ve üçüncü fıkralara göre çalıştırılacakların adedi, ücretlerinin taban ve tavanı ile diğer mali hakları, Bakanlar Kurulu'nca çıkarılacak hizmet sözleşmesi esaslarına göre tespit edilir.

Başkanlıkta Başbakanlık ile diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli maaşsız izinli ve sözleşmeli olarak çalıştırılabilirler. Bu kişilerin memuriyetleri ile buna ait her türlü hak ve mükellefiyetleri mahfuz kalır. İzinli oldukları müddet, terfi ve emekliliklerinde fiili hizmet olarak hesaba katıldığı gibi bunlardan izinli oldukları sırada terfi hakkını kazananlar başkaca hiç bir işleme lüzum kalmaksızın terfi ettirilirler.

BÜTÇE:

Madde 9 - Başkanlığın bütçesi Savunma Sanayii Destekleme Fonunun %2'sini aşmayacak miktardan meydana gelir. Bu miktar Bakanlar Kurulunca azami %50 oranında artırılabilir.

MÜSTEŞARLIĞIN GÖREVLERİ:

Madde 10 - Müsteşarlığın görevleri aşağıda belirtilmiştir.

a) İcra Komitesinin aldığı kararları uygulamak,

b) Proje bazında yıllar itibariyle verilecek olan alımların programlarını sipariş kontratına bağlamak,

c) Mevcut milli sanayii, savunma sanayiii ihtiyaçlarına göre reorganize ve entegre etmek, yeni teşebbüsleri teşvik ve bu entegrasyona ve ihtiyaçlara göre yönlendirmek, yabancı sermaye ve teknoloji katkısı imkanlarını

Page 151: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

142

araştırmak, teşebbüsleri yönlendirmek, bu konudaki Devlet katılımını planlamak,

d) Fon kaynaklarını dikkate alarak alım programlarını ve finansman modellerini belirlemek,

e) İhtiyaç duyulan modern silah, araç ve gereçlerin özel veya kamu kuruluşlarında imalatını planlamak,

f) Gerektiğinde özel, kamu veya karma nitelikli yeni yatırımları dışa açık olmak kaydıyla desteklemek,

g) Modern silah, araç ve gereçleri araştırmak, geliştirmek, prototiplerin imalini sağlamak, avans vermek, uzun vadeli siparişler ve diğer mali ve ekonomik teşvikleri tespit etmek,

h) İşin özelliğine göre yıllar içinde yapılacak alımın şartlarını, Milli Savunma Bakanlığınca belirlenecek şartname ve standartları dikkate alarak teknik ve mali konuları kapsayan kontratları yapmak,

i) Savunma sanayii ürünleri ihracatı ve off - set ticareti konularını koordine etmek,

j) Fondan kredi vermek veya yurt içinden ve yurt dışından kredi almak ve gerektiğinde yerli ve yabancı sermayeli şirketler kurmak ve iştirak etmek,

k) Üretilen malın kontrat muhteviyatına uyup uymadığını, kalite kontrolleri ile kontrat şartlarının yerine getirilip getirilmediğini takip etmek,

l) Uygulama aksaklıklarının ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde çözümlenmesini temin etmek.

UYGULANMAYACAK HÜKÜMLER VE ÖNCELİK:

Madde 11 - Bu Kanunla yapılması öngörülen iş ve işlemlerde 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümleri uygulanmaz.

Müsteşarlığın ihtiyacı olan teknik şartnamelerin hazırlanması ve kalite kontrol hizmetleri konusundaki talepleri Milli Savunma Bakanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarınca öncelikle yerine getirilir.

SAVUNMA SANAYİİ DESTEKLEME FONU:

Madde 12 - Bu Kanunun amacının gerçekleştirilebilmesi için T.C. Merkez Bankası nezdinde Müsteşarlık emrinde Savunma Sanayii Destekleme Fonu kurulmuştur.

Fonun kaynakları aşağıda gösterilmiştir.

a) Her yıl bütçeye bu maksatla konulacak ödenek,

Page 152: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

143

b) (Mülga bend: 06/06/2002 - 4760 S.K./18. md.)

c) Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmek amacıyla kurulmuş bulunan vakıflardan Fona yapılacak transferler,

d) (Mülga bend: 14/03/2007-5602 S.K./11.mad) ,

e) (Değişik bend: 14/03/2007-5602 S.K./10.mad) 25/8/1971 tarihli ve 1473 sayılı Kanuna göre ayrılan payın tamamı,

f) Kanunla (vergi kanunları hariç) kurulan fonlardan Bakanlar Kurulunca belirlenecek miktarda yapılacak aktarmalar,

g) (Mülga bent: 14/06/1989 - 3571/16 md.)

h) (Mülga bend: 09/04/2003 - 4842 S.K./37. md.)

i) Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden modern silah, araç ve gereçler için ayrılan ödenek,

j) 12/03/1982 gün ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 19 uncu maddesine göre oynatılmasına izin verilen talih oyunlarının işletildiği yerlerden elde edilecek gayrisafi hasılattan Bakanlar Kurulunca tespit edilecek azami %50 oranında alınacak ve Bakanlar Kurulunca Toplu Konut Fonu ile Savunma Sanayii Destekleme Fonuna dağıtımı yapılacak miktar, (Şu kadar ki, bu suretle fona ödenecek meblağ Gelir ve Kurumlar Vergisinin matrahının tespitinde gider olarak nazara alınır.)

k) Fonun mal varlığından elde edilecek gelirler,

l) 1111 sayılı Askerlik Kanununun 10 uncu maddesi gereğince bedelli askerlikten elde edilecek gelirler,

m) Bağış ve yardımlar.

n) (Ek bent: 07/07/1995 - 4120/1 md.) Diğer gelirler,

Genel Bütçeye dahil daire ve kuruluşlarca tahsil edilerek Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ödenecek gelirlerden 2380 sayılı Kanuna göre belediyelere ve il özel idarelerine pay ayrılmaz.

(Ek fıkra: 28/05/1986 - 3291/10 md.) Fon bakiyelerinin tamamen veya kısmen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dışında nemalandırılmasına ait esas ve usuller Bakanlar Kurulunca düzenlenir.

(Ek fıkra: 07/07/1995 - 4120/1 md.) Savunma Sanayii Destekleme Fonu adına tahsil edilen gelirlerden Kanun ve Kararnamelerle kurulmuş diğer fonlara pay ayrılmaz.

Page 153: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

144

MÜKELLEFİYET, BEYAN, ÖDEME YERİ VE ZAMANI:

Madde 13 - 1. Bu Kanunun 12 nci maddesinin (b) bendinde sayılan mamullerin teslimi nedeniyle Fona yapılacak ödemelerin mükellefi, bu mamulleri dahilde imal edenlerle ithalatçılarıdır.

Bu şekilde yapılacak ödemeler, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu hükümlerine göre düzenlenen Ek Vergi beyannamesi ile beyan edilir ve bu verginin ödeme süresi içerisinde ilgili vergi dairesine ödenir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda yer alan istisnalar, bu fıkra uygulaması yönünden de geçerlidir.

2. (Değişik fıkra: 14/03/2007-5602 S.K./10.mad) 25/8/1971 tarihli ve 1473 sayılı Kanuna göre ayrılan payın tamamı, bilet bedeliyle birlikte tahsil edilir. Tahsilatı müteakip Fona ait meblağ ilgili ayın Katma Değer Vergisi beyannamesi ile birlikte Katma Değer Vergisi yönünden bağlı bulunulan vergi dairesine aynı süre içinde beyan edilerek ödenir. Bu meblağın beyanına ait usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

3. (Mülga bent: 14/06/1989 - 3571/16 md.)

4. 12/03/1982 gün ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 19 uncu maddesine göre oynatılmasına izin verilen talih oyunlarının işletildiği yerlerden elde edilecek gayri safi hasılattan Bakanlar Kurulunca tespit edilecek azami %50 oranında alınacak miktar, tespit edilen oran dahilinde hesaplanarak bu müesseseleri işleten gerçek veya tüzelkişiler tarafından her ay verilecek Katma Değer Vergisi beyannamesi ile birlikte Katma Değer Vergisi yönünden bağlı bulunulan vergi dairesine aynı süre içinde beyan edilerek ödenir.

Bu meblağın beyanına ait usul ve esasları belirlemeye Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilidir.

5. (Mülga bent: 25/06/1992 - 3824/26 md.)

MUAFİYETLER:

Madde 14 - 1. Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Müsteşarlık emrinde kurulan fon;

a) Kurumlar Vergisinden,

b) Yapılacak bağış ve yardımlar nedeniyle Veraset ve İntikal Vergisinden,

c) Yapacakları her türlü muameleler dolayısıyla Damga Vergisinden,

d) Açlıkları krediler dolayısıyla lehte tahakkuk edecek faizler Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinden,

Muaftır.

Page 154: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

145

2. Bu Kanun hükümlerine göre Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile bu Müsteşarlık emrinde kurulan Fona devredilen (Yeni kurulacak olanlar hariç olmak üzere);

a) Vakıfların çeşitli şirketlerdeki hisselerine,

b) Savunma Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve bağlı ortaklığına,

Daha önceki mevzuat ile tanınan vergi, resim ve harç muafiyet ve istisnalarına ilişkin hükümlerin uygulanmasına devam olunur.

213 VE 6183 SAYILI KANUNLARIN UYGULANMASI:

Madde 15 - Mükellefler ile vergi sorumluları tarafından bu Kanuna göre hesaplanarak ödenmesi gereken Fona ait meblağ hakkında Vergi Usul Kanunu ile Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

Madde 16 - 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 60 ıncı maddesinin 2 nci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

2. Ek Verginin matrahı, Katma Değer Vergisi matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül eder. Şu kadar ki Savunma Sanayii Destekleme Fonuna gönderilecek miktarlar matraha dahil edilmez.

DENETİM:

Madde 17 - Müsteşarlık ve Fonun her türlü işlemi Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve Maliye ve Gümrük Bakanlığınca iki yıl için seçilecek birer kişiden teşekkül eden bir kurul tarafından denetlenir.

Madde 18 - 3670 sayılı Milli Piyango Teşkiline Dair Kanunun 1 ve 11 inci maddelerinin değiştirilmesine dair olup ilgili kanundaki yerlerine işlenmiştir.

DEVLET MALI SAYILMASI:

Madde 19 - Müsteşarlığın ve Müsteşarlığa bağlı Fonun malları ve her çeşit mevcutları aleyhine işlenen suçlar, Devlet malı aleyhine işlenmiş sayılır. Bu suçlara Türk Ceza Kanunundaki cezalar uygulanır. Müsteşarlığın ve Fonun taşınır ve taşınmaz her türlü malları haczedilemez.

KAMULAŞTIRMA:

Madde 20 - Müsteşarlık, Fon ve bunların sermayesinin %51'inden fazlasına sahip oldukları ortaklıkların silah ve mühimmat imal etmek amacıyla faaliyet gösteren kuruluş ve müesseseleri, bu faaliyetleri ile ilgili olarak kamulaştırmaya ilişkin mevzuat hükümlerinden yararlanır.

Page 155: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

146

GEÇİCİ MADDELER:

Geçici Madde 1 - Savunma Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü menkul ve gayrimenkul malları, bütün araç, gereç, bütçe ve personeli ile birlikte, hiç bir işleme gerek kalmaksızın Savunma Sanayii Müsteşarlığına devredilmiştir.

Geçici Madde 2 - Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmek amacıyla kurulmuş bulunan vakıfların çeşitli şirketlerdeki hisseleri Fona devredilebilir.

Geçici Madde 3 - Geçici 1 ve 2 nci maddelerdeki devir işlemleri 6 ay içinde tamamlanır. Devir işlemleri tamamlanıncaya kadar mevcut uygulamaya devam olunur. Devir işlemleri ve bu devirden doğan kazanç her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.

Geçici Madde 4 - Bu Kanun hükümleri gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 1985 takvim yılı gelirlerine ilişkin olarak 01/01/1986 tarihinden itibaren yıllık, münferit ve özel beyanname ile beyan etmeleri gereken gelirleri hakkında da uygulanır.

1985 takvim yılına ait olup, tevkif suretiyle vergiye tabi tutulan kazanç ve iratlar üzerinden, fona ait meblağ hesaplanmaz. Tevkif suretiyle vergiye tabi tutulan kazanç ve iratlar hakkında bu Kanun hükümleri 01/01/1986 tarihinden itibaren uygulanır.

Geçici Madde 5 - 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 43 üncü maddesi ile bu madde uyarınca alınan Bankalar Kurulu Kararlarında gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar aylıklarının hesabında, Müsteşar için 975, Müsteşar Yardımcıları için 750 ek gösterge uygulanır. Bu ek göstergeler hakkında 26/06/1984 gün ve 241 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin değişik 38 inci maddesine göre işlem yapılır.

Geçici Madde 6 - Milli Piyango İdaresinin 1985 yılı piyango safi hasılatı, 3670 sayılı Milli Piyango Teşkiline Dair Kanunun bu Kanun ile değişik 11 inci maddesinde belirtilen esaslar dahilinde Fon'a ödenir.

Geçici Madde 7 - (Ek madde: 21/04/2005 - 5335 S.K./15.mad)

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, Müsteşarlıkta bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sözleşmeli personel olarak çalışanlardan sosyal güvenlik açısından 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tâbi olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde yazılı olarak Müsteşarlığa başvurmaları halinde 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile ilişkilendirilirler. Bu süre içerisinde 5434 sayılı Kanun ile ilişkilendirilme talebinde bulunmayanların 506 sayılı Kanun ile ilişkileri devam eder.

Geçici Madde 8 - (Ek madde: 21/04/2005 - 5335 S.K./15.mad)

Geçici 7 nci maddeye göre 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile ilişkilendirilenlerin Müsteşarlıkta 506 sayılı Sosyal Sigortalar

Page 156: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

147

Kanununa tâbi olarak, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sözleşmeli personel statüsünde geçen hizmet süreleri; emekli keseneklerine esas aylık derece ve kademelerinin belirlenmesi ile 5434 sayılı Kanunun ek 48 inci maddesinin (b) fıkrası ve ek 70 inci maddesinin uygulanmasında, öğrenim durumları itibarıyla yükselebilecekleri dereceleri aşmamak ve 2.2.2005 tarihli ve 5289 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınmak suretiyle, memuriyette geçmiş gibi değerlendirilir ve değerlendirilen bu sürelerin önceden kıdem tazminatı, toplu ödeme, emekli ikramiyesi veya işten ayrılma tazminatı ödenmemiş olan kısmı 5434 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınır.

YÜRÜRLÜK:

Madde 21 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

YÜRÜTME:

Madde 22 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER:

1 20/03/1991 TARİH VE 3704 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ MADDELERİ:

Geçici Madde 1 - Bu Kanun ile kadro unvanları değiştirilmiş olanlar hiç bir işleme gerek kalmaksızın yeni kadrolarına atanmış sayılırlar.

Geçici Madde 2 - Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığına ait her türlü menkul ve gayrimenkul mallarla alacak ve borçları ile bütçesi ve personeli kadroları ile beraber hiç bir işleme gerek kalmaksızın Savunma Sanayii Müsteşarlığına devredilmiştir.

2 25/06/1992 TARİH VE 3824 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ MADDESİ:

Geçici Madde 1 - a) 1992 takvim yılında yıllık beyanname ile beyan edilecek kazanç ile iratlar,

b) Ölüm ve memleketi terk nedeniyle 1992 takvim yılında yıllık beyanname ile beyan edilen kazanç ve iratlar,

c) 1992 yılında münferit ve özel beyannamelerle beyan edilen kazanç ve iratlar,

d) 1992 takvim yılına ilişkin götürü matrahlar,

e) 1992 takvim yılında Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 24 üncü maddesi kapsamında yapılan ödemeler,

Üzerinden hesaplanan gelir ve kurumlar vergilerinden ayrılacak fon payları hakkında, 07/11/1985 tarihli ve 3238 sayılı, 29/05/1986 tarihli ve 3294 sayılı,

Page 157: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

148

05/06/1986 tarihli ve 3308 sayılı Kanunların ilgili hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

3 09/04/2003 TARİH VE 4842 SAYILI KANUNUN 38 NCİ MADDESİ:

Madde 38 - Gelir ve kurumlar vergisi tahsilat toplamı üzerinden aşağıda yer alan fonlara, karşılarında belirtilen oranlarda pay verilir. Bu paylar aylık olarak hesaplanır, tahsil edilen ayı takip eden ayın sonuna kadar fonlar adına Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde açılan hesap veya hesaplara yatırılır.

Savunma Sanayii Destekleme Fonu % 3,5

Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Fonu % 2,8

Yukarıdaki oranları sıfıra kadar indirmeye ve tekrar kanuni oranına kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Maliye Bakanlığı fon payı uygulaması ile ilgili usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Page 158: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

149

ÖZET

ŞAHBAZ, Fethi. Savunma Sanayinin Dış Politika Üzerindeki Etkisi ve Türkiye Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2007. Silah en hızlı yayılan ekonomik maldır. Ancak silahların el

değiştirmesinde ekonomik nedenlerden çok politik etkenler daha büyük rol

oynamaktadır. İki kutuplu dünya düzeninin hâkim olduğu Soğuk Savaş

döneminde savunma pazarında keskin paylaşımlar vardı. Az sayıdaki silah

üreticisi bütün dünyaya silah sağlıyordu. Bu tekelci konumlarını muhafaza

etmeye çalışan savunma sanayii gelişmiş ülkeler, silah transferlerini de kendi

politik çıkarları doğrultusunda kullanıyorlardı.

Soğuk savaşın sona ermesiyle savunma pazarında büyük daralmalar

meydana geldi. Mevcut savunma sanayii altyapısını muhafaza etmeyi

amaçlayan gelişmiş ülkeler, çeşitli tedbirlerle savunma sanayii firmalarını

desteklediler ve birleşerek büyümelerini sağladılar. Bununla birlikte, savunma

sanayii firmalarının baskısı ve silah pazar paylarını arttırma isteği nedeniyle,

silah satış politikalarını ve teknoloji transferi konusundaki korumacı

tutumlarını terk etmek ya da en azından yumuşatmak zorunda kaldılar.

Çünkü savunma sanayii gelişmiş ülkelerde ekonomiye en fazla katkı

sağlayan sektörlerin başında gelmektedir ve oldukça büyük istihdam

seviyesine sahiptir.

Daralan savunma pazarı ile silah alıcısı konumunda olan ülkeler, kendi

savunma sanayilerini oluşturmada ve dış politika hedeflerine ulaşmak

amacıyla faydalanmışlardır.

Türkiye 1975 yılında ABD’nin, 1990’lı yıllarda da hem ABD hem de

Avrupa ülkelerinin örtülü silah ambargolarına maruz kalmıştır. 1975 ABD

silah ambargosu Türkiye’nin savunma sanayii alt yapısı ve başka tedarik

kaynağı olmadığı için etkili olmuştur. 1990’lı yıllarda ise silah alım yelpazesini

genişleterek başta İsrail olmak üzere ABD dışındaki birçok ülke ile savunma

sanayii alanında işbirliğine gitmiştir.

Page 159: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

150

Önümüzdeki 20-25 yıl içinde 150 milyar ABD dolarlık savunma

harcaması yapmayı planlayan Türkiye, kendi savunma sanayisini oluşturarak

bu miktarın büyük oranının ülke içerisinde kalmasını hedeflemektedir. Bu

kapsamda çıkılan savunma ihalelerinde azami teknoloji transferi ile yurt

içinde ortak üretim hedeflemektedir. Ayrıca Türkiye AB adaylık süreci ve

AGSK görüşmelerinde bu ihaleler politik bir koz olarak kullanılmıştır.

Anahtar Sözcükler 1. Savunma sanayii 2. Soğuk Savaş 3. Ambargo 4. Politik araç 5. Türkiye

Page 160: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

151

ABSTRACT

ŞAHBAZ, Fethi. The Effect of Defence Industry on Foreign Policy and Case Study: Turkey, Thesis of Master, Ankara, 2007.

Weapons are the fastest growing economic assets. However, political

rather than economical reasons play a bigger role in the distribution of

weapons. During the cold war, there were clear markets shares in the

defense market because few manufacturers were selling weapons to the

entire world. Developed countries with such manufacturing bases used their

weapons technologies for their political gains as well.

With the end of the cold war, the defense market shrank noticably. In

order to maintain their existing know-how and capacities, the developed

countries began to support and subsidize their defense firms. As a result of

the pressure from the defense firms, the developed countries had to soften

their protectionist policies regarding weapons sale and technology transfers.

Another key factor for the change was the fact that the defense firms in

developed countries make a significant contribution to the economy and

employ a significant number of people.

With the shrinking defense market, the buyers of weapon systems had

to establish their own national defense industries. For example, Turkey

experienced weapons ambargo from USA in 1975 and from USA/Europe in

1990s. The USA ambargo in 1975 was effective because Turkey did not

have the foundation for an independent defense industry. In the 1990s,

Turkey was able to broaden its relationships outside of USA to include Israel

and other countries.

In order to keep a significant portion of the $150 billion defense budget

for the next 20-25 years within the country, Turkey is establishing a

comprehensive domestic defense industry. For this reason, all defense

projects and contracts aim to achieve significant technology transfer and

domestic manufacturing.

Page 161: T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL B LMLER ENST TÜSÜ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi OECD Organisation

152

Key Words

1. Defense industry

2. Cold war

3. Ambargo

4. Political objectives

5. Turkey