tgs İşçi bülteni 11

4
15 Aralık 2012 Yıl: 2 Sayı: Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› (Hava-‹ş) Değerli TGS işçileri, İlk sayısını 15 Temmuz 2011 tarihinde yayımladığımız bültenimizi son 6 aydır yayımlama fırsatını bulamadık. Bu durum elimizde olmayan nedenlerden kaynaklandı. Bu nedenlerin en başında hükümetin 2012 yılının Mayıs ayında havacılık sektörüne grev yasağı getirmiş olması yer almaktadır. THY yönetiminin isteğiyle çıkarılan ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşme ve anlaşmaları ihlal eden bu yasak çok ciddi bir mücadelenin konusu oldu. Mayıs ayının sonunda THY ve Teknik A.Ş. yönetimleri grev yasağını protesto eden 305 üyemizi işten çıkardı. Bu saldırılar karşısında sendikamız uzun soluklu bir mücadele sürecine girdi ve aldığı ulusal ve uluslararası destekle iki ay önce bu grev yasağının kaldırılmasını sağladı. Şimdi direnişimiz 305 arkadaşımızın işe iade edilmelerini sağlamak için sürüyor. Ayrıca Sabiha Gökçen Havalimanı’nda da İSG A.Ş. “hileli iflas” yöntemine başvurarak 208 üyemizin iş akdine son verdi. Açılan Zorunlu bir aradan sonra... yeniden MERHABA! MERHABA!

Upload: havais-tr

Post on 24-Mar-2016

231 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

TGS İşçi Bülteni 11

TRANSCRIPT

Page 1: TGS İşçi Bülteni 11

önlemeyi suç saymakta ve bu suç için hapis cezası öngörmektedir.

TGS işvereni sendikayı istemiyor. Bu anlaşılır bir şey. Ancak işçilerin tehdit, yıldırma ve diğer zor yöntemleri ile sendikalaşmalarını engellemeye hakkı yok. Yukarıda söylediğimiz gibi kanunlarımıza göre bu bir suç.

Ama işveren o kadar pervasız ki, sendikayı sanki yasadışı bir örgütmüş gibi göstermeye çalışıyor.

TGS işvereni sendika istemiyor çünkü kanunlarda yer alan asgari haklarınızı bile bu şekilde rahatça çiğneyebiliyor, ihlal edebiliyor. Elbette, sendikalı bir iş yerinde, eğer o sendika hükümet ve patron güdümlü bir sendika değilse,

davada sendikamız önemli bir hukuk zaferi elde etti. İşverenin hileli iflasa başvurduğu mahkemece tespit edildi ve 208 üyemiz kıdem ve ihbar tazminatlarının üzerine bir de sendikal tazminat aldılar.

Bu saldırılar yeni örgütlenme çalışmalarımızın hızını ister istemez yavaşlattı.

Şimdi kaldığımız yerden yolumuza devam ediyoruz ve Bültenimizin 11. sayısıyla birlikte sizlere tekrar merhaba diyoruz!

Daha önce tüm bültenlerimizde vurgulamış olduğumuz gibi, sizin öneri, görüş ve katkılarınızı bekliyoruz. Bunların bizim için çok önemli ve değerli olduğunu ne kadar vurgulasak azdır.

TGS’de işçiler için değişen fazla bir şey yok.

Çalışma koşulları ağır ve giderek ağırlaşıyor.

İşçilerin sağlığı bu nedenle hem kısa hem de orta ve uzun vadede tehdit altında.

Alınan ücretler açlık sınırının altında, yapılan ücret zamları temel ihtiyaç maddelerinde yaşanan fiyat artışları karşısında komik kalmakta.

Sağlığı bozulan işçi rapor

almak zorunda kalıyor, rapor alan işçiler ise soruşturmaya uğruyor ve işten atılıyor. Bu yapılanın limonu sıkmak ve posasını bir kenara atmaktan farkı yok. Ama bizler limon değil, işçiyiz, insanız! Ne var ki, sendikalaşmadığımız sürece bunu işverene kabul ettirmemiz mümkün değil.

İş güvencesi diye bir şey yok.

Fazla mesainin neye göre yaptırıldığını, neye göre ve ne kadar ödeme yapıldığını bilen yok.

İşçiler arasında ayrımcılık uygulamaları ise had safhada. Oysa bu mevcut yasalara da uygun olmayan bir durum.

Sesini çıkaran, kaşını oynatan, biraz olsun hakkını arayan işten atılmakla tehdit ediliyor ya da işten atılıyor.

TGS işçisi bunu hak etmiyor. Böyle bir muameleyi hiçbir insan hak etmez.

TGS bu ağır koşullar altında çalışan sizlerin sırtından çok büyük kârlar elde ediyor.

İçinde bulunulan bu çıkmazı aşmanın tek yolu Hava-İş’te örgütlenmektir.

Sendikalaşmak anayasal bir haktır ve ceza kanunu da sendikalaşmayı tehdit ve zorla

15 Aralık 2012

Yıl: 2 Sayı:

Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› (Hava-‹ş)

Değerli TGS işçileri,

İlk sayısını 15 Temmuz 2011 tarihinde yayımladığımız bültenimizi son 6 aydır yayımlama fırsatını bulamadık.

Bu durum elimizde olmayan nedenlerden kaynaklandı.

Bu nedenlerin en başında hükümetin 2012 yılının Mayıs ayında havacılık sektörüne grev yasağı getirmiş olması yer almaktadır.

THY yönetiminin isteğiyle çıkarılan ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşme ve anlaşmaları ihlal eden bu yasak çok ciddi bir mücadelenin konusu oldu.

Mayıs ayının sonunda THY ve Teknik A.Ş. yönetimleri grev yasağını protesto eden 305 üyemizi işten çıkardı.

Bu saldırılar karşısında sendikamız uzun soluklu bir mücadele sürecine girdi ve aldığı ulusal ve uluslararası destekle iki ay önce bu grev yasağının kaldırılmasını sağladı.

Şimdi direnişimiz 305 arkadaşımızın işe iade edilmelerini sağlamak için sürüyor.

Ayrıca Sabiha Gökçen Havalimanı’nda da İSG A.Ş. “hileli iflas” yöntemine başvurarak 208 üyemizin iş akdine son verdi. Açılan

Zorunlu bir aradan sonra...

yeniden

MERHABA!MERHABA!böyle bir rezalet söz konusu olamaz.

Haklarımızı ancak ve ancak birlik ve beraberlikle alabilir ve geliştirebiliriz. İşçilerin gücü sayılarından ve örgütlülüklerinden gelir. Bunun olmadığı yerde işçi işveren karşısında çok zayıftır. Kanunların bütün inceliklerini bilen işveren karşısında bu konuda çok az ya da hiç bilgisi olmayan işçi ne yapabilir? Zaten bu nedenle Hava-İş üyesi olmayan TGS işçileri de işten çıkarıldıkları zaman Hava-İş’ten destek almadılar mı?

Sizlere sendikalaşma konusunda yapılan baskıları biliyoruz.

Bu baskıları yapan yöneticiler kanunları defalarca çiğnemiştir.

Elbette, Hava-İş bunun

karşısında suskun kalmayacaktır ve hukukun verdiği tüm hakları kullanmaya kararlıdır.

Bu doğrultuda 14 TGS yöneticisi hakkında Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.

Ayrıca Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne iş yerlerindeki kanun tanımaz uygulamalarla ilgili soruşturma başlatması için başvuruda bulunduk.

Bu konudaki gelişmeleri sizlere bir sonraki bültenimizde ileteceğiz.

Page 2: TGS İşçi Bülteni 11

önlemeyi suç saymakta ve bu suç için hapis cezası öngörmektedir.

TGS işvereni sendikayı istemiyor. Bu anlaşılır bir şey. Ancak işçilerin tehdit, yıldırma ve diğer zor yöntemleri ile sendikalaşmalarını engellemeye hakkı yok. Yukarıda söylediğimiz gibi kanunlarımıza göre bu bir suç.

Ama işveren o kadar pervasız ki, sendikayı sanki yasadışı bir örgütmüş gibi göstermeye çalışıyor.

TGS işvereni sendika istemiyor çünkü kanunlarda yer alan asgari haklarınızı bile bu şekilde rahatça çiğneyebiliyor, ihlal edebiliyor. Elbette, sendikalı bir iş yerinde, eğer o sendika hükümet ve patron güdümlü bir sendika değilse,

davada sendikamız önemli bir hukuk zaferi elde etti. İşverenin hileli iflasa başvurduğu mahkemece tespit edildi ve 208 üyemiz kıdem ve ihbar tazminatlarının üzerine bir de sendikal tazminat aldılar.

Bu saldırılar yeni örgütlenme çalışmalarımızın hızını ister istemez yavaşlattı.

Şimdi kaldığımız yerden yolumuza devam ediyoruz ve Bültenimizin 11. sayısıyla birlikte sizlere tekrar merhaba diyoruz!

Daha önce tüm bültenlerimizde vurgulamış olduğumuz gibi, sizin öneri, görüş ve katkılarınızı bekliyoruz. Bunların bizim için çok önemli ve değerli olduğunu ne kadar vurgulasak azdır.

TGS’de işçiler için değişen fazla bir şey yok.

Çalışma koşulları ağır ve giderek ağırlaşıyor.

İşçilerin sağlığı bu nedenle hem kısa hem de orta ve uzun vadede tehdit altında.

Alınan ücretler açlık sınırının altında, yapılan ücret zamları temel ihtiyaç maddelerinde yaşanan fiyat artışları karşısında komik kalmakta.

Sağlığı bozulan işçi rapor

almak zorunda kalıyor, rapor alan işçiler ise soruşturmaya uğruyor ve işten atılıyor. Bu yapılanın limonu sıkmak ve posasını bir kenara atmaktan farkı yok. Ama bizler limon değil, işçiyiz, insanız! Ne var ki, sendikalaşmadığımız sürece bunu işverene kabul ettirmemiz mümkün değil.

İş güvencesi diye bir şey yok.

Fazla mesainin neye göre yaptırıldığını, neye göre ve ne kadar ödeme yapıldığını bilen yok.

İşçiler arasında ayrımcılık uygulamaları ise had safhada. Oysa bu mevcut yasalara da uygun olmayan bir durum.

Sesini çıkaran, kaşını oynatan, biraz olsun hakkını arayan işten atılmakla tehdit ediliyor ya da işten atılıyor.

TGS işçisi bunu hak etmiyor. Böyle bir muameleyi hiçbir insan hak etmez.

TGS bu ağır koşullar altında çalışan sizlerin sırtından çok büyük kârlar elde ediyor.

İçinde bulunulan bu çıkmazı aşmanın tek yolu Hava-İş’te örgütlenmektir.

Sendikalaşmak anayasal bir haktır ve ceza kanunu da sendikalaşmayı tehdit ve zorla

Değerli TGS işçileri,

İlk sayısını 15 Temmuz 2011 tarihinde yayımladığımız bültenimizi son 6 aydır yayımlama fırsatını bulamadık.

Bu durum elimizde olmayan nedenlerden kaynaklandı.

Bu nedenlerin en başında hükümetin 2012 yılının Mayıs ayında havacılık sektörüne grev yasağı getirmiş olması yer almaktadır.

THY yönetiminin isteğiyle çıkarılan ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşme ve anlaşmaları ihlal eden bu yasak çok ciddi bir mücadelenin konusu oldu.

Mayıs ayının sonunda THY ve Teknik A.Ş. yönetimleri grev yasağını protesto eden 305 üyemizi işten çıkardı.

Bu saldırılar karşısında sendikamız uzun soluklu bir mücadele sürecine girdi ve aldığı ulusal ve uluslararası destekle iki ay önce bu grev yasağının kaldırılmasını sağladı.

Şimdi direnişimiz 305 arkadaşımızın işe iade edilmelerini sağlamak için sürüyor.

Ayrıca Sabiha Gökçen Havalimanı’nda da İSG A.Ş. “hileli iflas” yöntemine başvurarak 208 üyemizin iş akdine son verdi. Açılan

böyle bir rezalet söz konusu olamaz.

Haklarımızı ancak ve ancak birlik ve beraberlikle alabilir ve geliştirebiliriz. İşçilerin gücü sayılarından ve örgütlülüklerinden gelir. Bunun olmadığı yerde işçi işveren karşısında çok zayıftır. Kanunların bütün inceliklerini bilen işveren karşısında bu konuda çok az ya da hiç bilgisi olmayan işçi ne yapabilir? Zaten bu nedenle Hava-İş üyesi olmayan TGS işçileri de işten çıkarıldıkları zaman Hava-İş’ten destek almadılar mı?

Sizlere sendikalaşma konusunda yapılan baskıları biliyoruz.

Bu baskıları yapan yöneticiler kanunları defalarca çiğnemiştir.

Elbette, Hava-İş bunun

karşısında suskun kalmayacaktır ve hukukun verdiği tüm hakları kullanmaya kararlıdır.

Bu doğrultuda 14 TGS yöneticisi hakkında Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.

Ayrıca Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne iş yerlerindeki kanun tanımaz uygulamalarla ilgili soruşturma başlatması için başvuruda bulunduk.

Bu konudaki gelişmeleri sizlere bir sonraki bültenimizde ileteceğiz.

Page 3: TGS İşçi Bülteni 11

önlemeyi suç saymakta ve bu suç için hapis cezası öngörmektedir.

TGS işvereni sendikayı istemiyor. Bu anlaşılır bir şey. Ancak işçilerin tehdit, yıldırma ve diğer zor yöntemleri ile sendikalaşmalarını engellemeye hakkı yok. Yukarıda söylediğimiz gibi kanunlarımıza göre bu bir suç.

Ama işveren o kadar pervasız ki, sendikayı sanki yasadışı bir örgütmüş gibi göstermeye çalışıyor.

TGS işvereni sendika istemiyor çünkü kanunlarda yer alan asgari haklarınızı bile bu şekilde rahatça çiğneyebiliyor, ihlal edebiliyor. Elbette, sendikalı bir iş yerinde, eğer o sendika hükümet ve patron güdümlü bir sendika değilse,

davada sendikamız önemli bir hukuk zaferi elde etti. İşverenin hileli iflasa başvurduğu mahkemece tespit edildi ve 208 üyemiz kıdem ve ihbar tazminatlarının üzerine bir de sendikal tazminat aldılar.

Bu saldırılar yeni örgütlenme çalışmalarımızın hızını ister istemez yavaşlattı.

Şimdi kaldığımız yerden yolumuza devam ediyoruz ve Bültenimizin 11. sayısıyla birlikte sizlere tekrar merhaba diyoruz!

Daha önce tüm bültenlerimizde vurgulamış olduğumuz gibi, sizin öneri, görüş ve katkılarınızı bekliyoruz. Bunların bizim için çok önemli ve değerli olduğunu ne kadar vurgulasak azdır.

TGS’de işçiler için değişen fazla bir şey yok.

Çalışma koşulları ağır ve giderek ağırlaşıyor.

İşçilerin sağlığı bu nedenle hem kısa hem de orta ve uzun vadede tehdit altında.

Alınan ücretler açlık sınırının altında, yapılan ücret zamları temel ihtiyaç maddelerinde yaşanan fiyat artışları karşısında komik kalmakta.

Sağlığı bozulan işçi rapor

almak zorunda kalıyor, rapor alan işçiler ise soruşturmaya uğruyor ve işten atılıyor. Bu yapılanın limonu sıkmak ve posasını bir kenara atmaktan farkı yok. Ama bizler limon değil, işçiyiz, insanız! Ne var ki, sendikalaşmadığımız sürece bunu işverene kabul ettirmemiz mümkün değil.

İş güvencesi diye bir şey yok.

Fazla mesainin neye göre yaptırıldığını, neye göre ve ne kadar ödeme yapıldığını bilen yok.

İşçiler arasında ayrımcılık uygulamaları ise had safhada. Oysa bu mevcut yasalara da uygun olmayan bir durum.

Sesini çıkaran, kaşını oynatan, biraz olsun hakkını arayan işten atılmakla tehdit ediliyor ya da işten atılıyor.

TGS işçisi bunu hak etmiyor. Böyle bir muameleyi hiçbir insan hak etmez.

TGS bu ağır koşullar altında çalışan sizlerin sırtından çok büyük kârlar elde ediyor.

İçinde bulunulan bu çıkmazı aşmanın tek yolu Hava-İş’te örgütlenmektir.

Sendikalaşmak anayasal bir haktır ve ceza kanunu da sendikalaşmayı tehdit ve zorla

Değerli TGS işçileri,

İlk sayısını 15 Temmuz 2011 tarihinde yayımladığımız bültenimizi son 6 aydır yayımlama fırsatını bulamadık.

Bu durum elimizde olmayan nedenlerden kaynaklandı.

Bu nedenlerin en başında hükümetin 2012 yılının Mayıs ayında havacılık sektörüne grev yasağı getirmiş olması yer almaktadır.

THY yönetiminin isteğiyle çıkarılan ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşme ve anlaşmaları ihlal eden bu yasak çok ciddi bir mücadelenin konusu oldu.

Mayıs ayının sonunda THY ve Teknik A.Ş. yönetimleri grev yasağını protesto eden 305 üyemizi işten çıkardı.

Bu saldırılar karşısında sendikamız uzun soluklu bir mücadele sürecine girdi ve aldığı ulusal ve uluslararası destekle iki ay önce bu grev yasağının kaldırılmasını sağladı.

Şimdi direnişimiz 305 arkadaşımızın işe iade edilmelerini sağlamak için sürüyor.

Ayrıca Sabiha Gökçen Havalimanı’nda da İSG A.Ş. “hileli iflas” yöntemine başvurarak 208 üyemizin iş akdine son verdi. Açılan

böyle bir rezalet söz konusu olamaz.

Haklarımızı ancak ve ancak birlik ve beraberlikle alabilir ve geliştirebiliriz. İşçilerin gücü sayılarından ve örgütlülüklerinden gelir. Bunun olmadığı yerde işçi işveren karşısında çok zayıftır. Kanunların bütün inceliklerini bilen işveren karşısında bu konuda çok az ya da hiç bilgisi olmayan işçi ne yapabilir? Zaten bu nedenle Hava-İş üyesi olmayan TGS işçileri de işten çıkarıldıkları zaman Hava-İş’ten destek almadılar mı?

Sizlere sendikalaşma konusunda yapılan baskıları biliyoruz.

Bu baskıları yapan yöneticiler kanunları defalarca çiğnemiştir.

Elbette, Hava-İş bunun

karşısında suskun kalmayacaktır ve hukukun verdiği tüm hakları kullanmaya kararlıdır.

Bu doğrultuda 14 TGS yöneticisi hakkında Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.

Ayrıca Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne iş yerlerindeki kanun tanımaz uygulamalarla ilgili soruşturma başlatması için başvuruda bulunduk.

Bu konudaki gelişmeleri sizlere bir sonraki bültenimizde ileteceğiz.

Page 4: TGS İşçi Bülteni 11

önlemeyi suç saymakta ve bu suç için hapis cezası öngörmektedir.

TGS işvereni sendikayı istemiyor. Bu anlaşılır bir şey. Ancak işçilerin tehdit, yıldırma ve diğer zor yöntemleri ile sendikalaşmalarını engellemeye hakkı yok. Yukarıda söylediğimiz gibi kanunlarımıza göre bu bir suç.

Ama işveren o kadar pervasız ki, sendikayı sanki yasadışı bir örgütmüş gibi göstermeye çalışıyor.

TGS işvereni sendika istemiyor çünkü kanunlarda yer alan asgari haklarınızı bile bu şekilde rahatça çiğneyebiliyor, ihlal edebiliyor. Elbette, sendikalı bir iş yerinde, eğer o sendika hükümet ve patron güdümlü bir sendika değilse,

davada sendikamız önemli bir hukuk zaferi elde etti. İşverenin hileli iflasa başvurduğu mahkemece tespit edildi ve 208 üyemiz kıdem ve ihbar tazminatlarının üzerine bir de sendikal tazminat aldılar.

Bu saldırılar yeni örgütlenme çalışmalarımızın hızını ister istemez yavaşlattı.

Şimdi kaldığımız yerden yolumuza devam ediyoruz ve Bültenimizin 11. sayısıyla birlikte sizlere tekrar merhaba diyoruz!

Daha önce tüm bültenlerimizde vurgulamış olduğumuz gibi, sizin öneri, görüş ve katkılarınızı bekliyoruz. Bunların bizim için çok önemli ve değerli olduğunu ne kadar vurgulasak azdır.

TGS’de işçiler için değişen fazla bir şey yok.

Çalışma koşulları ağır ve giderek ağırlaşıyor.

İşçilerin sağlığı bu nedenle hem kısa hem de orta ve uzun vadede tehdit altında.

Alınan ücretler açlık sınırının altında, yapılan ücret zamları temel ihtiyaç maddelerinde yaşanan fiyat artışları karşısında komik kalmakta.

Sağlığı bozulan işçi rapor

almak zorunda kalıyor, rapor alan işçiler ise soruşturmaya uğruyor ve işten atılıyor. Bu yapılanın limonu sıkmak ve posasını bir kenara atmaktan farkı yok. Ama bizler limon değil, işçiyiz, insanız! Ne var ki, sendikalaşmadığımız sürece bunu işverene kabul ettirmemiz mümkün değil.

İş güvencesi diye bir şey yok.

Fazla mesainin neye göre yaptırıldığını, neye göre ve ne kadar ödeme yapıldığını bilen yok.

İşçiler arasında ayrımcılık uygulamaları ise had safhada. Oysa bu mevcut yasalara da uygun olmayan bir durum.

Sesini çıkaran, kaşını oynatan, biraz olsun hakkını arayan işten atılmakla tehdit ediliyor ya da işten atılıyor.

TGS işçisi bunu hak etmiyor. Böyle bir muameleyi hiçbir insan hak etmez.

TGS bu ağır koşullar altında çalışan sizlerin sırtından çok büyük kârlar elde ediyor.

İçinde bulunulan bu çıkmazı aşmanın tek yolu Hava-İş’te örgütlenmektir.

Sendikalaşmak anayasal bir haktır ve ceza kanunu da sendikalaşmayı tehdit ve zorla

HAVA-İŞ DERG‹S‹N‹N EK‹D‹R.

Adresimiz: ‹ncirli Cad. Volkan Apt. No: 68/1-2 Bak›rköy

Web sitemiz üzerinden SMS ve E-posta haberleşme a€›m›za üye olabilirsiniz: www.havais.org.tr

‹letişim bilgilerimizTel: (0212) 660 20 95Faks: (0212) 571 90 51E-posta: [email protected]

Değerli TGS işçileri,

İlk sayısını 15 Temmuz 2011 tarihinde yayımladığımız bültenimizi son 6 aydır yayımlama fırsatını bulamadık.

Bu durum elimizde olmayan nedenlerden kaynaklandı.

Bu nedenlerin en başında hükümetin 2012 yılının Mayıs ayında havacılık sektörüne grev yasağı getirmiş olması yer almaktadır.

THY yönetiminin isteğiyle çıkarılan ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşme ve anlaşmaları ihlal eden bu yasak çok ciddi bir mücadelenin konusu oldu.

Mayıs ayının sonunda THY ve Teknik A.Ş. yönetimleri grev yasağını protesto eden 305 üyemizi işten çıkardı.

Bu saldırılar karşısında sendikamız uzun soluklu bir mücadele sürecine girdi ve aldığı ulusal ve uluslararası destekle iki ay önce bu grev yasağının kaldırılmasını sağladı.

Şimdi direnişimiz 305 arkadaşımızın işe iade edilmelerini sağlamak için sürüyor.

Ayrıca Sabiha Gökçen Havalimanı’nda da İSG A.Ş. “hileli iflas” yöntemine başvurarak 208 üyemizin iş akdine son verdi. Açılan Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› Ayl›k Yay›n Organ› ad›na sahibi: Atilay Ayçin / Genel Başkan • Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü: Simay Çekem /

Genel Başkan Yard›mc›s› • ‹dari Yeri: ‹ncirli Cad. 68/1 Bak›rköy-‹ST. • Tel: (0212) 660 20 95 • Faks: (0212) 571 90 51 • Web sitesi: www.havais.org.tr • E-posta: [email protected] • Haz›rl›k: Mavi Kare Reklamc›l›k Ltd. Şti. (0212) 274 74 10 www.mavikarereklam.com• Bask›: Eylül Ofset Matbaa ve Reklam Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: (0212) 674 62 47Baskı Tarihi: Aralık 2012

böyle bir rezalet söz konusu olamaz.

Haklarımızı ancak ve ancak birlik ve beraberlikle alabilir ve geliştirebiliriz. İşçilerin gücü sayılarından ve örgütlülüklerinden gelir. Bunun olmadığı yerde işçi işveren karşısında çok zayıftır. Kanunların bütün inceliklerini bilen işveren karşısında bu konuda çok az ya da hiç bilgisi olmayan işçi ne yapabilir? Zaten bu nedenle Hava-İş üyesi olmayan TGS işçileri de işten çıkarıldıkları zaman Hava-İş’ten destek almadılar mı?

Sizlere sendikalaşma konusunda yapılan baskıları biliyoruz.

Bu baskıları yapan yöneticiler kanunları defalarca çiğnemiştir.

Elbette, Hava-İş bunun

karşısında suskun kalmayacaktır ve hukukun verdiği tüm hakları kullanmaya kararlıdır.

Bu doğrultuda 14 TGS yöneticisi hakkında Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.

Ayrıca Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne iş yerlerindeki kanun tanımaz uygulamalarla ilgili soruşturma başlatması için başvuruda bulunduk.

Bu konudaki gelişmeleri sizlere bir sonraki bültenimizde ileteceğiz.

Birlikte ve birlikle

kazanacağız!

Gelin güçlerimizi

Hava-İş’te birleştirelim!

Birlikte ve birlikle

kazanacağız!

Gelin güçlerimizi

Hava-İş’te birleştirelim!