the archeology of azerbaijan a brief discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf ·...

164
www.kitabxana.net Milli Virtual Kitabxananın təqdimatında 2012 HAYAT ŞEMİ YAZILMAYAN ŞİİRLER Türkiye Türkçesine Uyarlama: Oktay HACIMUSALI Özkan OZAN Deniz GÖLPINAR İstedadlı gənc Azərbaycan şairə, tanınmış publisit Həyat Şəminin türk dilində şeirlər kitabının e-variantı... Kitab YYSQ tərəfindən e-nəşrə hazırlanıb. Y ENI Y AZARLAR VƏ S ƏNƏTÇILƏR Q URUMU . E - NƏŞR N 40 (108 - 2012)

Upload: others

Post on 28-Apr-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 1

www.kitabxana.net

Milli Virtual Kitabxananın təqdimatında

2012

HAYAT ŞEMİ

YAZILMAYAN ŞİİRLER

Türkiye Türkçesine Uyarlama:

Oktay HACIMUSALI

Özkan OZAN

Deniz GÖLPINAR

İstedadlı gənc Azərbaycan şairə, tanınmış publisit Həyat Şəminin türk dilində şeirlər kitabının e-variantı... Kitab YYSQ tərəfindən e-nəşrə hazırlanıb.

Y E N I Y A Z A R L A R V Ə S Ə N Ə T Ç I L Ə R Q U R U M U . E - N Ə Ş R N 4 0 ( 1 0 8 - 2 0 1 2 )

Page 2: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 2

www.kitabxana.net

Milli Virtual Kitabxananın təqdimatında

Bu elektron nəşr http://www.kitabxana.net - Milli Virtual Kitabxananın “Eurovision-2012” mahnı müsabiqəsinə gələn

xarici qonaqlar, turistlət və soydaşlarımız üçün Azərbaycan kitablarını, eləcə də yazıçılarımızın əsərlərini müxtəlif dillərdə, rəqəmsal -

e-kitab formatında hazırlamaq..." Kulturoloji-innovativ Layihə çərçivəsində nəşrə hazırlanıb və yayılır.

Elektron Kitab N 40

YYSQ - Milli Virtual Kitabxananın e-nəşri N 40 (108 - 2012)

Kulturoloji layihənin bu hissəsini maliyyələşdirən qurum:

Azərbaycan Respublikası Prezidenti Yanında Qeyri-Hökumət Təşkilatlarına Dövlət Dəstəyi Şurası

HAYAT ŞEMİ

YAZILMAYAN ŞİİRLER

Türkiye Türkçesine Uyarlama:

Oktay HACIMUSALI

Özkan OZAN

Deniz GÖLPINAR

İstedadlı gənc Azərbaycan şairəsi – publisiti Həyat Şəminin türk dilində şeirlər kitabının e-variantı... Kitab YYSQ tərəfindən e-nəşrə hazırlanıb.

Virtual redaktoru və e-nəşrə hazırlayanı: Aydın Xan (Əbilov), yazar-kulturoloq

YYSQ - Milli Virtual Kitabxana. Bakı – 2012

Page 3: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 3

Page 4: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 4

YAZILMAYAN ŞİİRLER

Türkiye Türkçesine Uyarlama:

Oktay HACIMUSALI

Özkan OZAN

Deniz GÖLPINAR

HAYAT ŞEMİ

Page 5: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 5

ÖZLEM YAYINEVİ

Ankara / 2009

Yazılmayan Şiirler / Hayat ŞEMİ

Redaktörler:

Doç.Dr. Alim YILDIZ (Sivas Cumhuriyet Ü İlahiyat Fak.)

Özkan OZAN

Türkiye Türkçesine Uyarlama:

Oktay HACIMUSALI

Özkan OZAN

Deniz GÖLPINAR

Her hakkı saklıdır.

Bu yapıtın hiçbir bölümü, aynen ya da özet olarak telif hakkı sahibinin yazılı izni alınmadan kullanılamaz.

Yayına Hazırlayan : Ercan Güçer TÜRKELİ

ISBN : 978-9944-0261-…..

Basım : 2009

Page 6: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 6

Canım Annem,

Akgül öğretmenin

anısına

ithaf ediyorum.

Page 7: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 7

ÖNSÖZ

Hayat Şemi ile 2003 yılında Türk Dünyası Şairler Buluşması’nda tanışmıştık. Samimiyet, içtenlik ve

okuduğu şiirlerle, buluşmaya katılan şairler arasında hemen sıcak bir ilişki kurmayı başardı. Daha sonraki

dönemde de irtibatımız devam etti. Türkiye’de çıkan bazı dergilerde şiirleri yayımlandı. Aslında Türk şairleri

olarak Azerbaycan şairlerini, birkaç istisna dışında, çok da tanıdığımızı ve Azerbaycan şiirini bildiğimizi ne yazık

ki söyleyemeyiz.

Hayat Şemi benim için Azerbaycan şiirine açılan bir kapı olmuştur. Azerbaycan, şiir dili açısından bizden

daha şanslıdır. Çünkü onlarda, bizdeki kadar dil değişimi yaşanmamıştır. Hâlâ Azerbaycan şiir dilinde Divan

şiirinin seslerini buluruz. Nesimî’den, Kadı Burhaneddin’den, Fuzuli’den seslere rastlarız.

Çocuk yaşlardan itibaren şiirler yazan Hayat Şemi, çeşitli ödülleri olan bir şairdir. Hece veznini ve

serbest vezni kendine has bir şekilde kullanan şair, çok farklı konularda şiirler yazmaktadır. Bu şiirlerde samimi

ve külfetsiz bir söyleyiş görülür. Şairin, Yazılmayan Şiirler isimli kitabının Türkiye’de yayımlanmasının, iki devlet

bir millet olan Türkiye ve Azerbaycan arasında, özellikle edebiyat alanında tanışıklıklara, şairler arasında

dostluklara ve çağdaş Türk şiirinin gelişimine önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bu duygularla şiirlerini

beğenerek okuduğum şair dostum Hayat Şemi’yi eserinden dolayı tebrik ediyor, mutlu, müreffeh ve şiir dolu

bir hayat temenni ediyorum.

04 Ocak 2009 Sivas

Doç. Dr. Âlim YILDIZ

Page 8: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 8

KİMLİK

Soyadı : Azerbaycan

Adı : Badü-Kübe

Babasının adı : Tarih

Doğum tarihi : Erken orta asırlar Doğduğu yer : Abşeron yarımadası.

Medeni hali : Bakire

Bir tarafta Kız kulesi, İçeri Şehir,

öbür tarafta Hazar.

Ateşler memleketinin ateşine ısınıp,

Hazar’dan su içip,

kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet birdir*,

Hazar boyda gözlerinin rengi mavi,

uzundur boyu, Bayıl’dan ta Bileceri’ye kadar,

askeri durumu: Kahraman şehir,

Bakü, Bakü...

seni öyle çok sevdim ki....

* A rh (+)

Page 9: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 9

YAZILMAYAN ŞİİR

Önce

ömür boyunca çizemeyeceği

bir resmin önünde,

kuruyup kaldı saçlarının ucuna kadar.

Kuruttu onu

ressam elinden süzülen renkler,

Sonra

narin narin yağan yağmur ıslattı onu.

Adım adım uzaklaştı o resimden.

Bu hayretten ayılmamış sevdiği genci,

Hiçbir zaman yerinde olamayacağı

bir kızla gördü,

sokağı geçtiği zaman.

O çiftler gözden kaybolana kadar,

O yağmur dinene kadar,

kuruyup kaldı yerinde.

Geçti sokaktan,

geçti yağmurdan,

geçti sevgiden.

Page 10: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 10

Duymadı bunu

“Targovi”nin insan elinden bıkmış

o dar sokağı da.

Hiçbir zaman giyemeyeceği

bir elbisenin önünde durup içeri girdi.

Yüreksiz manken kibirlenirdi

üzerindeki giyisinin zevkiyle.

“More expensive” diyerek dışarı çıktı,

sokaklar taşa dönmüştü,

evler yaş taşa dönmüştü,

ayağının altındaki taş taşa dönmüştü.

Ayaklarını toprağa emanet etmiş

bir kahraman

duymadı taşların taşa dönmesini,

El açtı iki ayaklılara,

yürekler taşa dönmüştü.

Bundan sonra

gördüklerinden kaçmak istedi.

Kaçtı, kaçtı o sokaktan,

öyle kaçtı ki,

gölgesi bile yetişemedi ona.

Ne kadar kaçsa bile,

ne o resim,

Page 11: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 11

ne o genç,

ne o giyim,

ne de o sakattan uzaklaşamadı.

Hiç kimsenin yazamayacağı bu şiiri yazdı,

O gün.

SOSYAL+izm

Acıyorum bu şehirde Sahipsiz evlerin karalan gözlerine. Acıyorum evsiz barksız kimselerin, Paramparça olmuş dizlerine.

Acıyorum bu şehrin Açık göbekli kızlarına, Sokaklarında dolaşan Karnı aç sefillerine

Acıyorum sessizlikten Bunalmış sessizliklerine, Atılanlarla dolu köşe bucaklarına.

Acıyorum ansızın ihtiyarlaşan sokak çocuklarına, Huzurevinde çocuklaşan ihtiyarlarına.

Acıyorum bu şehrin trafikte geçip giden zamanlarına, acıyorum Dış şehrin İç şehirde tutuklu bulunan güvercin canına.

Bu cansız Dış şehirde Günlerini sayıyor herkes… Bir, iki, üç…

Bir eskilerden eski şehir, İki Dış şehir, Üç İç şehir.

Page 12: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 12

Acıyorum yüksek katlı binaların Gölgesinde kaybolan şehre, İçinden unutulan ve dolan şehre. Acıyorum bu şehrin Yağlı tuzlu denizine, Denizinin tatlı tatlı benizine. Dibindeki yağını çektik, Çektik ayağını çektik Bu hızla büyüyen şehrin…

Acıyorum bu yaşta Gözü dışarıda şehre Bugünlere düşüveren şehre. Tren tren uzaklara gidiyor bu şehir. Acıyorum zavallılara, Acıyorum uzaklara…

Acıyorum kendime, Hiç kimse bana acımasın diye.

Page 13: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 13

ŞUŞA’DA VURULAN HELİKOPTER

Yüreğin yandı mı, yandı mı için? Ateşin yükseldi mi, çıktı mı ruhun? Külün kaldı mı, kaldı mı aklında bir sual “Niçin?” Şuşa’da vurulan helikopter!

“Çocuk”tum o zaman, güzeldim o zaman yanarak düşerken sen de güzeldin, öyle bakıyordum, öyle zannediyordum ki fişektir, Şuşa’da vurulan helikopter.

Aklına gelir miydi haberler ta ayağına kadar gelecek, O zamanın objektif “haberci”si yayımlayacak vurulma haberini, Haberin oldu mu tüm bunlardan? Şuşa’da vurulan helikopter! Çıktı ruhun plazma halinde, Yükseldi senin uçtuğun göklere, Ulu gökler, yağmurlu, sulu gökler, vurulan helikopterin Aşkıyla dolu gökler.

Şuşa’nın dağlarına, sisine, Yeşil eteğine, kırmızı elbisesine, Şuşa’nın kurtulmak düşüncesine, Şuşa’ya vurulmuştu, Şuşa’da vurulan helikopter. Kerem olup Düğme düğme açtın Şuşa sevgini, Yanaraktan kaçtın, hızla düştün göklerden, elma misali… Şuşa’da vurulan helikopter, neydi bu halin? Ben de bir gün vuruluverdim yüreğimden…

Page 14: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 14

BU MEMLEKETİN

Toprağının altı üzerinden daha kıymetli

bu memleketin,

Şehit evlatlarıyla.

Yabancılar yerin altını da biliyorlar, üstünü de,

Ayağımız dokunamıyor Karabağ’a.

Şehitler Hiyabanı’nda

Utandığından ölüp de

toprağa karışmak isteyenler oluyor ara sıra,

ölemediği için.

Ayağının altı “kara kızıl”lı* şehrinde,

Dilencileri artıyor bu memleketin.

Ak kızıl** toplayanları

bakır para misali kızarıyor tarlalarında

bu memleketin.

Ayağının altında ölenleri değil,

Başında duranları görüyor cennetini

Page 15: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 15

bu memleketin.

Ölürüm ayağının altında, Vatan!

Ne toprağının altına,

ne de üstüne layık olabildim.

* petrol

** pamuk

BEYAZ BAYRAKLARIN ŞARKISI

Saçları bembeyaz olan şehit anası, Başının üzerinde bulunan dertlere, beyaz bayrak kaldırma. Kırmızıya boya kara günleri. Kıpkırmızı kana boya, Bir ocak yak Bizi savaşlara çağırsın, Şehit anası! hangi, hangi şehidi olan memleket düşmana yenilmiş? Acılara son, düşmanlara ölüm, Şehit anası!

Page 16: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 16

Saçların şehit laylası… Kıpkırmızı bir layla söyle! Al dünyanın yüreğini, yürekli ol! Unut yası, ruh ver bize. Bir dövüş havası söyle, dövüş havası. O dövüş havasıyla dövüşesim gelsin.

PLAZMA

Geceyi bekliyorum... Karanlığın içinde büyüsün göz bebeklerim. Geceyi bekliyorum, ışıklı düşlerimi kaybetmişim geceden. hiçbir şey yapamıyorum, büyümüş gözlerimin bazen uykusu geliyor. Geceyi bekliyorum, gece oluncaya kadar, uykumu kaçırmaya gelecek yüreğim, Şiir kokusu geliyor kaçırılmış uykularımdan. Geceyi bekliyorum, bir türkü üzerinde götürecek tef misali gökteki yuvarlak Ay’ı, O kız da Ay’a benziyordu, gökte götürdüler. Siz ey şehirde oturanlar, Siz ey seherde oturanlar, Geceye toplandığınızda ışıklı düşlerinizi yakmayı unutmayın, kaybolursunuz… Hafif düşünceleri

çekmeyi unutun.

Page 17: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 17

Yok olmuyor düşünce,

Unutulunca başka hale geçiyor,

Fikrin kati ve katı halinden,

gaz haline.

gaz görünmüyor ama…

düşüncende ben de varım,

unutulsam,

Sadece gözüne görünmem,

aklında sakla.

Geceyi bekliyorum, Işık gelen yere koşmak için, İçimi acıtarak şiir geliyor düşüncenin plazma halinde.

Page 18: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 18

ÇÖL ADAMININ NOTLARI

Akşamın soğuğunda

Ne geldi yüreğime, Ne gitti bu geceden,

Ne pis sıkıldım, Allah

Ne oldu bana böyle.

Geldi aklıma bir anlık

yağmura düşmemiz,

Şu kuru candan başka,

nemiz var, nemiz,

Şemsiyemiz bile yok bu şehirde.

Biraz da ondan evvel

bir eviniz vardı,

Hatırlı saygın kişiler

aldılar elinizden.

Biri varmış, biri yokmuş,

herkes vardı, sen yoktun, o vardı,

Annen vardı, şimdi anneniz yoktu diye,

sahibiniz yok bu şehirde.

Ta biraz da ondan evvel,

Gece gözlü köyünüz vardı.

Gözleri kömür renkli itiniz vardı.

Page 19: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 19

Evinizin durumu duru ayna gözleri

kömür rengine dönmüş,

siz çıkınca gece göçmüş içine.

Ta biraz da ondan evvel hiç sen bile yoktun,

Annen baban vardı,

Ermeni, Rus vardı,

Evinizi Ermeni ustası yapmıştı,

İşte onlar da yıktılar.

Çok çok öncelerden de evvel ise

Allah vardı,

Şimdi Allahsızlar çok.

Şimdi hiç bir şeyin yoksa bile,

başının üzerinde Allah var.

Sen ev adamı değilsin,

Allah adamısın.

Sen çöl adamısın,

Dışarıda sıkıldın, yolda sıkıldın,

biraz da evde kaldın, evde sıkıldın.

Hani sıkılmak da var, sıkılmak da.

Page 20: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 20

Baban derdi ki,

kızlarının evine en düşkün olanı sensin,

fakat şimdi sen ev adamı değilsin.

* Çöl adamı: İş adamı, işgüzar

HADİSE

Kütük ömrün

vücudunda bağdaş kurmuş,

kardeş olmuşsun dertle,

Öldürdüğün anıların kaybından

haber gelmiş koşa koşa,

İnsanın fiziksel ölçütlerini

çoktan aşmışsın koca.

Sen doğa olayısın.

Ocak yeri kül saçların,

Gözlerin kül altından ışık saçan köz,

Yükseliyor dumanın ağzındaki pipondan,

Yanmışsın koca, yanmışsın,

Sen kimyasal olaysın.

Page 21: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 21

Kökün üzerinde bittin kütük,

Yıllar bir güzel haşladı seni,

kesildi dalların,

Allah savaş çıkaranların

kollarını kırsın.

Sen toplumsal olaysın koca,

Kaybettik bir gün seni de,

Tarihi olaysın koca,

Kaybettik seni,

Hiç bir olay olmuyor artık.

* koca: ihtiyar

GÖÇEN ADAMA

Eskimiş ömrünün kara gününden,

Kefene bürünüp taze göçersin.

Herkes el üstünde götürür seni,

Sen elden düşersen, göze göçersin.

Topla günlerini, toparlan besdir*,

Boyun kaçırmağın daha abestir,

Yola mı koyuldun sizde ne sestir,

Seni karşılayım bize göçersin.

Page 22: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 22

Bir ömrü sona dek biçip gelirsin,

Kurumuş bahtını içip gelirsin,

Sen de benim gibi göçüp gelirsin,

Sen de bundan böyle söze göçersin.

En son nefesinle üfleyip mumu,

Girersin zulmete bu yaz akşamı,

Yarın izlerini bulacak hamı**,

Bırakıp geldiğin ize göçersin.

* yeter

** herkes

YARI DERT, YARI ADAM

Dert çeker öz içinde,

Yarı dert, yarı adam.

Gözleri terazidir,

Kaşları gergin adam.

Yığmıştır gile gile*,

İnci döker güle güle,

Page 23: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 23

Sıcacık sevgilerle,

Arası serin adam.

Göz kapağı yığılır,

Düşüncesi dağılır,

Öz içinde boğulur,

Deryadan derin adam.

* gile gile: damla damla

ADAMLAR

Geldim ömrü dünyadan, Ötürem, ay adamlar, Gelmedim çıkacağı, Yiterim, ay adamlar. Yüküm özce yaşıtım, Taşıdım, ah taşıdım, Koymayın yavaşıtım, Yeterim, ay adamlar. Küstü bahtım öfkeden, Çekip gitti o giden, Bir ölümcül sevgiden, Yatarım, ay adamlar. Uçup gidem huş gibi, Tuti gibi, kuş gibi, Adamlığı taş gibi, Atarım, ay adamlar.

Page 24: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 24

ALLAH’IN ALTINDA

Anan yaşıyor olsaydı, “anan ölsün” diyecek kimsen olurdu, ellerin ölmüş kağıtları ağladığında. Yastığının canına çektiği gözyaşların çekiliverirdi yuvasına, gelen nişanının karşısına güler yüzle çıkanın olurdu, anan yaşıyor olsaydı . Pişmesi için ateşin üzerine bıraktığın ümitlerin pilav tenceresi. Açıp kapağını kokluyorsun, annenin kokusu duyuluyor odandan, size elçiler geldiğinde. Göç edip gitti, boş bıraktı analı kızlar arasında bulunan yerini. Sen gelin gittiğinde, ağlayanın bile olmayacak Vağzalı havasının eşliğinde. Anan yaşıyor olsaydı, Ölüverirdin ayaklarının altında,

cennet misali.

Page 25: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 25

RENKLİ RÜYALAR

Kirpiklerim tezgâh, kara gecelerde rüya dokuyor gözlerim için, renkli renkli ilmeklerle, yemyeşil bir bayram yeşilliği hazırlamışım, kırmızı mı kırmızı bir iple, elini ayağını bir yere toplamışım, sararıncaya kadar. Kalem renkli menekşemi yazı masamın tahta kaplı gövdesinde, dünyanın yüzeyinde, suya bırakmışım. Duru mu duru göz suyuna, yazacak. Kara geceler uyku dokuyor gözlerime. Korkum yok kör olmaktan, seni görüyorum Anne, altın saçın, elâ gözün, boyun posun, nasıl da güzel renkteymiş, nasıl? Bu rüyadan uyanıp ağlıyorum, aç susuz çocuklar misali, daha süt gibi bembeyaz sabah var karşıda, Bir tek renksiz ruhunun, rengini bulamıyor kara geceler.

Page 26: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 26

ÖMRÜM UZUNLUĞUNDA SÖZ

Bir ömür boyu unutamam, Kısık sesle söylediğin,

Ömrüm uzunluğundaki sözü

“kendine iyi bak” deyişini.

Bir ömür boyu unutamam,

gebe tedirginliğinin

durmadan çığlıklar kopararak,

kapanmasına izin vermemesini,

güçsüz gözlerinin

çılgın çılgın.

Bir ömür boyu unutamam,

yanağımda sıralanan,

o son damla sözünü. Ölümüne inanmayan

yakın bildiklerinin

kendileriyle savaşlarını,

kafasına vuran büyük annemin,

ölüme eli yetişmedi.

Saçını yolan halam,

yüz yırtan teyzem,

son anına bile yetişmedi.

Ölüm acele edenim,

gidiyorsun geri dönmemek için,

Page 27: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 27

gözün arkada kalmasın,

hey benim dönmeyenim,

dönmeyenim.

ÇİZDİM

Kapadım gözlerim döktü, Avcumdaki kanlı su, Çizdim, Kalbim derdin fotosu. Ak günde karadan gördüm, Ömrü küsüp giden gördüm, Gördüm, gördüm, gördüm, Derdin büyüğü hangisi? Sessiz geldi adım adım, Ağrı acısını tattım, Bu kayıp bana anlattı, Ölüm insan hırsızı.

Page 28: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 28

ARAYIN BENİ

Ayrılığın elinden, Alın, arayın beni, Umutlardan asılıp kalayım arayın beni. Yaş tutmuştu gözümü, Ellerimi, yüzümü, Yitirmişim özümü, Gelin, arayın beni. Dertli bir taze kadar Dolmuşum göze kadar, Ne kalmış bize kadar, Gelin arayın beni. Dert içimde od ocak, Kalsa külüm kalacak, Sizi yandırmayacak Çölüm arayın beni. Dudağımda adınız, Niye oldum yâdınız, Vardım aramadınız, Ölüm, arayın beni.

BABAM

Babam annemden önce gelmiş dünyaya.

Annemden sonra evlendi…

Evvelle sonun arasındaki yaşam

sıktı onu.

Biraz yaşamdan gördüğü acımasızlık,

Page 29: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 29

biraz anamsızlık

karıştı ömrünün gözüne,

karıştı dünyası,

kızının düğünü, kadınının yası,

Bu eski Sovyet insanının

cebindeki komünistliğinin

basıncı vurdu ta kalbine kadar.

Babam hakkın peşinden koştu,

aldırmadı baskılara.

Bakü’den Moskova’ya,

Gence’den Leningrad’a* kadar,

sıktı onu ora da, bura da.

Mektuplar gönderiyordu

ortalıkta kalan gerçeklere,

kıştan yaza,

yıllar yılı mektuplara sarınarak çıktı.

Üzerimde doğru dürüst bir şey olmadığı zaman,

İçini bir ateş sardı,

alamadığı elbisem,

geceleri beyaz Leningrad’ın

askılarında taze kaldı.

Beyaz geceli şehirden,

Gece gözlü köye dönüverdi,

Page 30: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 30

Siyah beyaz hayatla beraber.

Ağaçlar ekti,

ev dikti,

Düşman duvarı çekti,

Oğul kız büyüttü,

Saç ağarttı,

Ellerinin nasırıyla,

öptü toprağı, ev yarattı,

Adını tuttuğu dünya attı onu.

Yükselttiği evi,

kurduğu yuvayı,

toprakla karışık satıverdiler.

Böldüler, ikiye ayırıverdiler,

Ölmeliler, yaşamalılar,

ölmeliler yaşadı,

yaşamalılarsa öldü.

Babam annemden önce gelmiş dünyaya,

annemden gördü, götürdü,

Allah da annemi aldı götürdü.

Babamdan götürülecek

hiçbir şey kalmadı.

Page 31: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 31

Ara sıra ninem derdi ki,

“Sanki hiç yavrum yokmuş”

ninem bilmiyor ki

annem var,

uykusuz kaldığım gecelerim,

annemle dolu şu an.

Saçlarımda açan

Ak güller annemle dolu,

Yüreğimin içi annemle dolu.

Mezarlar içinde bir yalnız mezar var,

içi annemle dolu.

Üzerini yaptırmış babam,

Her gün su döküyor üzerine,

Annem uyanmıyor fakat...

Babam annemden önce gelmiş dünyaya,

Annemden sonra evlendi,

Annem bir daha dünyaya

gelmez,

gelmez,

gelmez…

* Sankt Peterburg’a

Page 32: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 32

SONRA

Kaza ve kaderden sonra,

ömrümün kara kutusunu açarsanız,

benim gördüklerimi göreceksiniz.

Her çekmecede çektiklerim,

her çektiğimde bir yük,

her yükte omuzlarımın ağrısı,

her ağrıda bir yaşam,

her yaşamda bir sonuç şiir,

her sonuç şiirde bir sebep,

her sebepte bir türlü hadise,

Mesela tarihsel, fiziksel, kimyasal, doğaya,

yahut da sıradan sosyal olaylar ve başka...

Her türlü olayda bir içerik,

her içerikte ömrün bir anı,

içeriksiz anlarda kaybolan zaman kesimi,

her kesimde şiirle kesmediğim ekmek,

9 yaşımdan beri şiirle arkadaşlık ettim,

üzerimde hakkı var,

onu unutamam asla,

gidip de bir şiir yazayım.

Page 33: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 33

TOPRAK UNUTTURMUŞ

“Peki, ben gideyim” aklıma gelen gül gibi düşünce beni de alıp kurşun misali hızla kapıdan çıktı. Karşıma çıkanlara aldırmadan selamlarını aceleyle alıp koştum. O gün yine Allahyar’lara gitmiştim, yakın akrabalardan birisi, çok şükür, neyi eksik ki? Evi barkı, Çoluğu çocuğu, Tavuğu civcivi, küçük keçi yavrusuna benzeyen kızı, ama unutmuş kendini, toprak unutturmuş. “Hiçbir şeyimiz yok, üç aydır et bile yemiyoruz” diyerek etli dudaklarının altında, durmadan mırıldanıyordu karısı. Doğrusu bu duyduklarım, vız gelmiyordu bana, vejeteryan olmuşlardı hepsi, unutmuşlardı et yemeyi, Toprak unutturmuş.

Dünyanın tüm karamsarlığını toplayıp dökmüşler sanki, Allahyar’ın evinin üzerine. Tavandan usul usul damlalar iniyor, yağmur yağdığında. Unutmuşlar sevinci, sadece küçük keçi yavrusuna benzeyen kızı, bataklıktan sıyrılmış gerçek kamıştır.

Page 34: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 34

“İnsan kendi alanının, ekmeğini yemek zorunda” diyor Allahyar. Öğretmendir, onun işi tebeşir, tahta, bir de “x” ve “y”dir. bunların hepsini, Fuzuli ilinin eski okullarından birinde bırakıp gelmiş. Geldikten sonraysa vejeteryan olmuş, ekmeğinin çıktığı yeri kaybetmiş. Aslında şöyle de diyebiliriz: Almışlar elinden. Dünyanın sonu olduğunu zannediyor, sonunda dayanamayıp “-sabredin” dedim “-her şey güzel olacak”. İyimserlik notlarıyla konuşmaya başladığım zaman, yüzünde ışık belirdi. - “Elbiselerimiz de artık iyice eskimiş” dedi. Baktım ki, gerçekten de üzerindeki elbiseler

iyice eskise bile, Yine de üzeri tertemiz, Temiz temiz eskiyor. Unutmuş yenileşmesini, toprak unutturmuş. Çok temiz ve dürüst birisidir Allahyar, Temiz temiz ihtiyarlıyor, Et yemeden ihtiyarlıyor, “x” ve “y” leri unutarak ihtiyarlıyor, unutuyor kendisini, toprak unutturmuş her şeyi, bir türlü unutamadığı toprak…

Page 35: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 35

NİNEMİN LÜLPER DAĞI, yahut GÖÇ

(Ninem Tovuz’un anısına)

Gözlerin yollara dalıyor biliyorum, yaylalara göç zamanı geldiğinde. Dağdan ovalara, ovalardan dağlara, Göç edenler göç edip gitti dünyadan, gözün dalıp gitmesin yollara… Güzel gökçek ninelerin göç arabaları, yönünü değişti artık. Ninemin Lülper dağı. Eteklerinde yapılmış kulübeler, Teker teker yakıldı, göçmen çadırlarında Sac üzerinde pişirilen yufkalar… Ara sıra rüyama girdiği oluyor, Ninemin yufka yayan ipek elleri, Kınalı taşlarını sıvazlamıştı, hatırlar mısın? Hatırlar mısın, ninem hep derdi, ninelerin eli yastık misalidir, Tokatı bile okşayış gibidir. Şişegözlü çeşmelerinin bumbuz suyuna duyduğu özlemden dolayı üşüyor, Ninemin demir bilekli su testisi, Lülper dağı.

Kul Alıya, Devegözü dağına, Periçıngılına hasret kaldım, Seni çok özledim yana yana, Ninemin Lülper dağı. Yamaçlarının papatya renkli, Kimi zamanı hiç bir şey fark edilmeyen sisi, yedi katlı eteğine benziyordu ninemin, Lülper dağı!

Page 36: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 36

Kokusu duyulurdu ninemden, dağların dağ çiçeğinin, Sarı gelinin annemden, sarı mı sarı solmaz kokusunu duyduğum gibi, O da soldu, şu da soldu usul usul, yavaş yavaş, Bu toprakta baş koydular, baş… Dağın olduk, taşın olduk, deren olduk, Gül çiçekli yamacından güllerini deren olduk, “Turna gözlü” çeşmelerini koruyordu şiş kayan, yaslan o kayalara uyan, uyan, ninemin Lülper dağı! Bu millet sana doğru yürümediyse, Sen bu millete doğru yürü, Ulu Muhammed’e doğru yürüyen kutsal dağ misali, Ninemin Lülper dağı…

TAMDIR BABAM

Ellerinden zahmet damlıyor, gözünden nur, Damla damla göl olmuş, nasırlı parmakları çiçek açmış, güle dönmüş, Bu çiçekten bal çektikçe Kovan kovan arzulara, Gayret dolmuş, bala dönmüş. Saçlarında yetmiş yıllık ateş yeri, Yanmış, yanmış küle dönmüş. İz bırakmış çehresinde kaderinin Tırmalanmış tırnak yeri. İhtiyarlıyor, kalbinde anneme sevgisi ihtiyarlıyor… İsmi duyulunca damarımdan sıcacık bir akın geçiyor, düşüncelere dalaraktan, gelip benim kalbime yakın geçiyor. Ne bulmuş ki, bu toprakta?!

Page 37: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 37

benim bulamadıklarımı… Toprağın dilini bulmuş, toprak ona can vermiş, toprak ona su vermiş, buğday tanesi vermiş, ekmek vermiş, dilek vermiş.

“Gereğimdir” diyor toprak, toprak ona gerek vermiş. Ayağının değdiği yerler, Cennet misali bahçelere dönüşmüş, Bir başarımdan dağa dönmüş yüreği. Annemli, annemsiz… Yol geldi durmadan, Az ve öz konuşmalarıyla geldi, Ev ev geldi, bark bark geldi, oğullu, kızlı, torunlu, düğünlü, sazlı, yürekli geldi, Paramparça değil tam geldi, Babam.

Page 38: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 38

SAAT

Ben vakti öldürürüm, Sessizi döver saat.

Kendi kendi sesine, Ne kadar uyar saat.

Yuvarlak yüzeyinin,

Umudu kaçar içinde,

Yaman kaçar içinde,

Öldüremeyeceğim

Zaman kaçar içinde.

Çarkıfelek fırlanır,

Sayar öz saydığını.

Her gün yüz saydığını,

Yalan çıkarabilir

Page 39: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 39

Senin düz saydığını.

Ne dinlenir, ne yatar,

Ne de doyuyor saat,

Tik tak adımlarıyla

Vakti sayıyor saat.

Ben de saat gibiyim.

AZERİ KIZIYIM, VATAN OĞLUYUM

Toprak ağrı çeker hür olmak için,

Karabağ yaralı, kalbi dağlıyım,

Her ana bir yiğit versin toprağa,

Doğru mu oturup kalkıp ağlayım.

Yaralı gönlünün dermanı olam,

Bir titrek nağmenin Sultanı olam,

Çöllerin çiçeği, yabanı olam,

Köküme bağlıyım, Karabağlıyım.

Civanşir nesliyim, er oğlu erim,

Page 40: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 40

Canıma kıyarım kurban veririm,

Savaş meydanında hüner gösteren,

Azeri kızıyım, vatan oğluyum.

İçinden çektiğin içten ahınım,

Dağda kekliğiyim, kırda ahuyum,

Nüşabe misali Berde şahınım,

Ben hem aranlıyım, hem de dağlıyım,

Azeri kızıyım, vatan oğluyum.

FERİZE’NİN KU NAĞMESİ

Bir zamansız düğün havası çaldı Bakü’ de Moskova vaktiyle 90 yılının 20 Ocak gecesinde, Bir gelin havası çaldı gelin olan kim, uğurlayan kim. Giden kim, kalan kim,

Page 41: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 41

Bir düğün havası çaldı, Ömrün yirminci baharı son bulduğu anda, Neler oluyormuş bu hayatta. Götürmek için geldiler, Şal almak için geldiler… Bir türkü söylendi, Kaderin bu türküsü Ferize’nin ku nağmesi, ku türküsü oldu. Kafasındaki düşünceleri başlık misali sola attı, sağa koydu, Bir kutsal sevgi uğruna canını toprağa koydu. Toprağın gelini…

DAYANIYORUM

Güvenmiyorum göçe, Bir kervan umut geçe, Öz içimdeki güce, Dayanıyorum ben… Çağla çeşme hiç durma, Topluyorum bir cama, Doldukça söz bohçama, Boyanıyorum ben. Yaratmıştım özümden, Gördüm, düştü gözümden,

Page 42: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 42

Dünyanın ötesinden, Uyanıyorum ben. Dert ölmüş yıla dönmez, Lal yürek dile dönmez, Ateşim küle dönmez, Ha yanıyorum ben.

BU GECENİN KAŞI ÇIKAR

Gam dağında doğan kesin,

Yetişmişim diyen kesin,

Kendi derdin yiyen kesin,

İçinde dert kişi çıkar.

Göze nakış çekilmiyor,

Yaprak olup, bükülmüyor,

Gamı gelip dökülmüyor,

Ağlayanda yaşı çıkar.

Page 43: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 43

Gece çarşafa bürünür,

Gözün açmaya erinir,

Ay doğar hale görünür,

Bu gecenin kaşı çıkar.

Gene ahirimiz birdir,

Son menzilin işi sırdır,

Toprağın ağzı kabirdir,

Yutar, sonra dişi çıkar.

KALANDI ŞU ÖMÜR

Gören kimin yılına,

Calandı şu ömür,

Page 44: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 44

İnanmıram sevgiden

Talandı şu ömür.

Sağlıklar olsun peki,

Çıkacağım şu diki,

Neden gözün döyükür,

Dolandı şu ömür.

Giden yeri gelendi,

Yarım gamı bölendi

Düzdü hayat ölendi,

Kalandı şu ömür.

Page 45: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 45

NE YIĞMIŞSIN

Ne yığmışsın elimden,

Parmaklarım yerinde,

Çektiğim renk yerinde,

Tırnaklarım yerinde.

Millenmişsin, çökmüşsün,

Öfkene su dökmüşsün,

Ayağımdan çekmişsin,

Ayaklarım yerinde.

“Tılsımı kır” diyorum,

Görürüm, kör değilim,

Haykırma kâr değilim,

Kulaklarım yerinde.

Fal açmadı falcılar,

Dil bilmedi yolcular,

Geldi gitti elçiler,

Konuklarım yerinde.

Page 46: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 46

KENDİMİ SEVMEYE VAKTİM OLMADI

Senin de yüzünü sevgiler okşar

Hayalin dağılıp, nerde dolaşır,

Senin de gözüne hasret bulaşır,

Ne imiş bu sevgi, ne imiş Tanrım!

İçimde ayrılık büyümüş Tanrım.

Allah’ın altında bahtım olmadı,

Tacım var altından, tahtım olmadı,

O kadar sevdim ki seni dünyada,

Kendimi sevmeye vaktim olmadı,

Ne imiş şu sevgi, ne imiş Tanrım!

İçimde ayrılık büyümüş Tanrım.

Page 47: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 47

VATAN GÜLÜ GETİRİRSİN

Ay yurduma giden illi,

Karabağlı, şirin dilli,

Gözleri hasretten selli,

Page 48: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 48

Vatan dili getirirsin.

Elim çatmaz, ünüm yetmez,

Hasret gözlerimden gitmez,

Harıbülbül şurda bitmez,

Vatan gülü getirirsin.

Havası hoş, suyu hoştur,

Çeşmesi nasıl mayhoştur,

Hayalim dağları aştı,

Vatan balı getirirsin.

Kuruçay bulandı yine,

Çereken göllendi yine,

Köndelen dillendi bana

Vatan suyu getirirsin.

Page 49: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 49

ÜSTÜNDE

Su çeker gözümden bitire bilmez,

Bir sevgi çiçeğini getire bilmez,

Dolup gam yükünü götüre bilmez,

Yüreğim sıkılır yaprak üstünde.

Kıştan saklamışım kalın derdimi,

Şu başsız ayaksız yalın derdimi,

Kimse söylemedi “alam derdini”,

Şu dert alınmadı yürek üstünde.

Çatlayıp ümidin bağrı çat olup,

Ömrüm şu sevdaya bakıp mat olup,

Seni sormayalı kaçıncı kat olup,

Sorağın yığılıp sorak üstünde.

Kendimden, gözümden öyle uzağım,

Bilmem ki, ölmüşüm, yoksa ki sağım,

Nerde dara düşsem hep yakacağım,

Teller bırakmışsın tarak üstünde.

Kendim gök adamı, vuruldum yere,

Page 50: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 50

İzin vermem başımı bulutlar eğe,

Ben taşı toprağı severim diye,

Taşa döneceğim toprak üstünde.

PORTRE

İlmeği koptu bulutun,

Yağmurun elinde geldi,

Toprak çekti yudum yudum,

Otların telinde geldi.

Yok imiş vakti vadesi,

Göç edip bulut gidesi,

Göğün bize endişesi

Şimşeğin dilinde geldi.

Titredi çayın yüreği,

Uçurdu taşı direği,

Sara’nın nazik örpeyi,

Dağların selinde geldi.

Page 51: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 51

KÖK ALTINDAKİ MİLYONLAR

Tavanları duvarlar,

Göğü Allah saklıyor,

Allah’la işin olmasın

Gök yarılıp başımıza uçar kardeşim.

Page 52: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 52

Ağaçları kendi kökü büyütür,

Arap dilindeki fiilin bablarını

üç kök harfi.

İki kök altındaki kırk milyonluk bizler,

Beraberiz kısmetin yarısına.

Bizi kök altına salanların kökü kesilsin.

Dağları kaldıran dereler,

Duvarları kaldıran taşlar,

Kökleri kaldıran cılızlardı,

Çıksa ayakları altından

Meşedi İbat gibi

havadan asılı kalır.

Kök altındaki cansızlar

düşman çeperidir,

söküp yakmayın.

Page 53: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 53

BİR ÖMÜR SIKIYOR BENİ

Gökle yer arasında bir ömür sıkıyor beni, Yer yerden itiyor, gök gökten yıkıyor beni. Yine tekim... Yüreğim gelmez peşimden kalkıp gideyim, Hiç olmazsa sen gel de seni görüp gideyim, Sana benzeyeyim... Kendini kaybetti, azdı yollarım, Göğsümde mezarını kazdı yollarım, Büklüm büklüm... Söz oldu kefenim, söz oldu ölümüm, Ben de beklemezdim, tez oldu ölümüm. Tez oldu ölümüm...

Page 54: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 54

KİM YATMIŞ, KİM UYANIK

İNSAN...

Yaratılıp bir gün o

“Becerikli olup”,

Toplayıp zamanı yığıcı olup.

Avcı olup, balıkçı olup,

“Homo sapıyens” olup,

Ok ve yayı keşfedip mezolitde,

En muasırı ise atmayı tek başına.

Uzağa yakına atıyor herkes,

Kim yatmış, kim uyanık,

Maalesef yatıyor herkes.

İki taş arasında kalmış

İki çay arasındaki dinç Türkmen,

Bomba bomba atıyor Amerika,

Güvenç yerinde defnolunuyor

son umutlar.

Dedeli* yüzünden gelen

Gülle sesleri yüzüme değdi,

23 Ağustos** Fuzulisinde.

Kerkük’e bomba düşdüğünde göğsüm yandı,

Page 55: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 55

Burnumun ucu sızladı

“Ebiş’in burnu”*** için

Çağımızdan evvel olup Hammurabi,

Sahiden ikinci bin yılında,

Uyanmıştı, kanun düzdü madde madde

Kara bazalt taş üzerinden uyandı.

Eteğine taş toparlayanlar

Taşıdılar dağıtıcı dağıtıcı.

Herkes öyle oturuyor ki, sanki hiçbir zaman

kalkmayacaklar yerlerinden.

Yol gidiyor zaman,

Kim yatmış, kim uyanık,

Süratli gidenler yine de hızla geçiyorlar

sokaklarda. “inomarka”**** sıfatında

Yüreğim evde kalmış,

Telefon açıp diyeceğim

Gazı söndürsünler,

Birden başlar her şey,

Çünkü birden yaratılıp tüm ikiler.

Hint rakamlarına Arap rakamları demişiz,

Çok şeyler var dolaşık,

Düşlerim yılışık,

Page 56: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 56

Kim yatmış, kim uyanık.

Gidiyorum, yol uzanır ayak ayak,

Yol ayaklanır uzununa,

Ayaklarını uzatıp yatanlar

Ne kadar hak ayaklıyorlar da.

Yol uzanıyor ayak ayak,

Ağaçlar yol boyu uzanıyor,

Yolu gölgede koyuyor,

Bebekler uykuda büyüyor,

Büyükler yolda,

Kim yatmış, kim uyanık,

Geceyi sevenler uyanık,

Güneş’in yüzüne bakamıyorum,

Geceyi sevdiğimden,

Gölgemi yaşatan Güneş’in.

Page 57: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 57

* Füzuli ilinde köy

** Füzuli’nin Ermeniler tarafından işgal tarihi

*** mahalle adı

**** yabancı araba

Page 58: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 58

YAPRAĞIN SEVGİSİ

Bu güzde kara toprağın, Kara yüzü şirin oldu, Vurulan yeşil yaprağın, Sevgisi ne derin oldu. Yüzünün damarı çıktı, “Sarardı” haberi çıktı, Ağaç evden sarı çıktı, Toprak eve gelin oldu. Sen yeşilsin yağışı sev, Sev onu, adımbaşı sev, Zevk aldığın ağuşu sev, Toprak nerden yârin oldu? O sonbaharmış, bilseydin, Keşke baharda sevseydin, Bu sevgi için ölseydin, Artık geçti, kabrin oldu.

Page 59: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 59

YEDİNCİ KOĞUŞ

Tek camdan doğan ayın ışığı, dolan hava yetmiyor, Yazın şu kızgın vaktinde dört duvar arasındaki yedinci koğuşa. 21 günün içinde “atalar 3-ten demiş” düşleri el çekmedi yakamdan. Yediyi üçle çarptım... Gece geç saatlerde görüntülenen zehirli reklam blokuymuş sinekler, uykumu gözümden kaçırmış. Sabuncu hastanesi, tatlılığı koğuşa yayılmış bir kızın dilinden bal damlıyordu Türk lehçesinde, öyle içtenlik, öyle şirinlik vardı ki sesinde. Bizim için kendini ateşte yakıyordu Pervane, Ve daha ne, daha ne... Aida’nın yüzünde Ay doğmuş, Sanki Güneş de, Ay da camdan şöyle diyorlar: “İzin ver biz de çıkalım, Aida!” Vücudunda taşıdığı 3 aylık bebeğinin ölümüne ağlayan o kadının, kıpkırmızı Güneş doğmuştu yüzünde. Gözyaşlarının kıyısında yıkanıyordu dün.

Ona dar geliyordu cihan, Çocuk bekliyordu Gülcihan, Bekleye bekleye kaldı. Sarıgelin sarı Sevda, Bir yiğidin yâri Sevda,

Page 60: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 60

Neler görmüş, neler çekmiş, İlk bebeğini kaybetmiş. “Kifayettir” demiş babası, Kifayet’in doğduğu gün için Kalkıp gelmiş Nahçivan’dan, Biri o yandan, biri bu yandan, Kızlar öyle güzeller ki, Güzeller, gökçekler ki, Allah bilir ne çektiler. Yusyuvarlak Lale, hüzünlü Aygün, Yüreklerde sevgi ve kin, İkizler... Umuda tutunmuş kalmış. Yedinci koğuşun 7 kızı, birbirini uğurlayan 7 gün gibi, geldi, geçti koğuştan.

Yılların yorgunluğunu çıkaran da var burda, 12 yılın acısını çıkarmaya çalışıyormuşcasına, uyuyor gece gündüz, Gülçatay adlı o kız. Garip birisi, sevecen afacanlığı, kendiliğinden boyası, filanı. çocuğu olacağına garanti veriyor doktor, Çocuksuz kalmak istemiyor hiç kimse. Kafatası Lenin’in kafatasına benzeyen doktorun, Zeki olduğuna dair bir şüphem yok asla. Yüzünden bir şeyler sakladığı belli oluyorsa da, Her işi yapıyor hemen hemen. Yedinci koğuşta ayın dokuzu, Kimse göremedi

Page 61: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 61

geceyi uykusuz geçiren şu kızı.

SÖZ

Dilime takılır her söz, Dilimin ucunda kalır, Bu kaş, bu kirpik, bu da göz, Gelir söz gözümden gelir. Ninem bana hiçbir zaman, “Gözünden gelsin” dememiş, Peki, bu ne ağladığımda, Yaş değil de sözüm gelir. Şimdi gerekli çok ağlayayım, İçimdeki sözüm çıksın. Gözyaşıma yaslanayım, Ağlamaktan gözüm çıksın.

Page 62: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 62

LİRİK ŞİİR

Seni sevindireyim dedin içten,

Sordum da nasıl diye?

Dedin ölüp bu dünyadan göçerekten.

İzin ver de gözlerini mezarım olarak seçeyim,

O yollara dalmış gözlerine dolup geçeyim.

Dedim kaybederim seni,

Gözlerime dolarsan eğer,

Seni sensiz ağladığımda,

gözlerimde olursan eğer.

Kaybederim en değerli inci gibi,

Kaybederim gözlerimin sevinci gibi.

Dedin o zaman izin ver de,

saçlarında aka döneyim,

gece misali siyah saçta

bir ışıklı çerağa döneyim.

Dedim kaybederim seni siyah teller

ağardığında.

Dayanamam çok zor olur benim için,

seni böyle aradığımda.

Dedin belki, yüreğine dolayım senin,

bir yaşam boyu sürecek

Page 63: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 63

şarkı misali olayım senin.

Sustum söylenecek söz bulamadım,

ama o zaman buldum seni,

bak seni nasıl, ne yaman,

yürekten değişmiş zaman.

UYUDU ELLERİMDE

Çocuksu umut gibi, Büyüdü ellerimde, Uyanıp ayrılmadı, Uyudu ellerimde. Zaman geçti uçarak Saç ağarttı bu yürek, Geçmişimi yakarak Soğudu ellerimde. Ayaz vurdu dökmedi, Dünya varlık yükledi, Bir keder çiçekledi, Söğütü ellerimde.

Page 64: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 64

DOSYA

Hızı severdin çocukluğunda Tatlı komşuluk ederdi Evinizle okul, avlunuzla okul bahçesi, pantolon severdin, entari giyinmezdin, hızlı giderdin, geçerdin üzerinden çayırların, otların, geçerdin üzerinden kaybettiğin saatlerin, bisiklet üstünde. Cenneti severdin doğumundan bu yana Annenin ayakları altındaki, aldı onu Bakü, Bakü... Sen annenin sağ eliydin, ne akıllı gibi akıllı, ne de deli gibi deliydin, “altın orta”da dururdun, Ortanca kız postunda*.

Page 65: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 65

Ziyneti severdin, Altın gibi yüreğin vardı, Okyanus incisinden gözyaşların, Zümrüt, Firuze adlı yaşıtların, Kara pırlantadan göz bebeklerin, Silsile kirpiklerin, Zincir zincir saçların vardı. Coğrafya okutan Ali hocan kız kardeşinle sana hep derdi: “Kız değil kızılsınız...” Kaşların kılıç sıyırıp kıymetsiz incilerin keşiğinde dururdu, gözlerinin üstünde. Bir tek yüreğini aldılar. Ülfeti severdin, Homer’in Ahilles’i, Dede Korkut’un Bamsı Beyreği, Covanyoli’nin Spartakıydı, onlara ayırdığın vakitti dostun da. Dikkati severdin, Annene, babana dikkati, Kardeşe dikkati, Ota, çiçeğe, taşa dikkati, sınıftaki arkadaşa dikkati. O kadar pay ettin ki, Kendin için aradığında bulunmadı üstünde.

Medeniyeti severdin, Azık mağarası, Karaköpek tepesi, Mendilli köprüsünden geçip gelen milyon yıllık medeniyeti.

Page 66: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 66

Karabağ ağıtlarını severdin, Tizini de, pesini de.

Çıktın o yandan, Geçtin başka bir yana, Vakitli, vakitsiz, Bahtlı, bahtsız, Topraklı, topraksız. Kendinle taşıdın her şeyi, sûreti, cenneti, ziyneti, ülfeti, dikkati, medeniyeti, daha hangi niyeti, ...iyeti, Bir tek çocukluğunu köyünüzün gözünde emanet bırakıp geldin. Emaneti severdin, severdin aslında...

* sırasında

ÖLÜM BENDEN YÜZ ÇEVİRİR

Kalem dolu, yüreğim boş, Kalem benden yüz çevirir, Gönlüme yatmadı diye, Âlem benden yüz çevirir. Fikirli gezer ellerim, Elimden bezer ellerim, Kabrimi kazar ellerim, Elim benden yüz çevirir. Düşünüyor kalem şimdi, Bu fikirle gelem şimdi, Beklemez ki ölem şimdi,

Page 67: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 67

Ölüm benden yüz çevirir.

ÖLÜM RESMİ

Halkalanmış gözlerini Ablukaya almıştı ölüm, Bir ordu kirpikleri, kırılıp dökülmüştü, ilaçların etkisiyle. Kurumuş göz çeşmesinden son damla bir yaş çıktı, Yenik, dermansız dizleri bükülüverdi. Susuz damlayı toplanıp kaldığı yerden götürdüm dudaklarımla. Gömdün kalbimde.

Page 68: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 68

Bu muhteşem kalede neler vardı gizemli… Ninem kendi elleriyle kapadı bu kalenin açık kalmış kapılarını. Bir çocuk şaşkınlığıyla bağırmak geçti içimden, Hiç kimsenin haberi bile olmadı o kaleyi gözlerime göçürmemden.

AYRILIK

Saçıma örerim ayrılıkları, Ayrılık rengini çizip gitmişsin. Beyaz çiçekleri yeşertmek için, Sen gözyaşlarını döküp gitmişsin. Her an buğday gibi büyür ayrılık, Büyür usul usul o, sen göreli, Benim yüreğimle barışa gelmiş, Senin gözlerini küsen göreli. Güneşli günlerin soluğu yansın, Zarif yüreğini soğuğa verdim, Üşüdüm ayrılık civarlarında, Bir zaman sevgimi ayağa verdim. Bu gece tef gibi götürür Ay’ı, Bu gece inler segâh üzerinde, Seni yüreğimin derinliğinden, Çıkarabilsem bir ah üzerinde.

Page 69: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 69

KİLİDİNİ YÜREĞİMİN

Kilidini yüreğimin, açılmayan küçük sandık misali, senin anahtarın açamadı, Yıldızlarımız barışamadı. Barıştı Ay Güneş’le, Barıştı su ateşle, Barıştı alev taşla, Sadece biz barışamadık. Buzla kaplı yüreğime, Sele dönüşüp aksın diye, senin baharın düşemedi, Sel su olup ötüşemedi, suya dönüşüp akaraktan, Gözüm sana bakaraktan ağlayacağım.. Yüreğinden taş asacağım, bağlayacağım... Bu yükü sen de çek diye, gözüme sen de çök diye, gözüm sana bakaraktan ağlayacağım.

Page 70: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 70

İşte seni böyle dağlayacağım,

Seni böyle dağlayacağım...

DÜNYAYLA SOHBET

O karlı kış günü kapını çaldım, Yürekle göğsümü dövmeye geldim, Sen beni arayıp sormasan bile, Ben sana bir ömür değmeye geldim. Geldim kaderimin tozunu aldım, Süt gibi ak günün yüzünü aldım, Doymadım dertlerin izini aldım, Dünyamı dünyaya dürmeye geldim. Göçüp bak nerde ben yuvamı kurdum, Dert göğsüne düşen havamı kurdum, Kara günlerimle davamı kurdum, Ak atlı umudum görmeye geldim. Görmedin, yolunda gözümü koydum, Soğuk toprağına yüzümü koydum, Göğsün üzerine dizimi koydum, Başımı Tanrı’ya eğmeye geldim. Su emen yürekle gittiğim yolla, Kalbime bir damla düşüp yayılan, Şirin kederinden doyup uyanan, Özümle acı gam yemeye geldim. Ansızın ayrıldım, vade bilmedim, Yolumu gizledin, ben gidemedim, Ne kal diyebildin, ne de bilmedin,

Page 71: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 71

“Bir daha gelemem” demeye geldim.

DANS

Sözler dans ediyordu bir dilsizin parmaklarında müziksiz. Çığlıklar atıyordu vücudu, Bir ömürlük sessizlik önünde. Sesin ölüm haberini anımsıyordu, Duymaya hasret kulaklarında.

Page 72: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 72

İNSAN SEVERLİK

- Saçlarına dokunma güzelim - … - Bir şey değil… kalbime dokunma güzelim, ne dokun, ne de sonradan hayretle seyret beni, gözyaşlarına değmez, değer değmezine sattığın bu sevgiyi armağan ediyorum sana - Teşekkür... - Bir şey değil... Gitti artık o sevgiyle, ısınmıyorum, üşümüyorum, onu affetmemi kendime bağışlamıyorum.

Page 73: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 73

GÖZLERİME TOPLADIM

Gözlerime topladım Sivas’ı, İlçe ilçe... Divriği, Kangal, Şarkışla, Toprağı öptü ayaklarım hece hece... Başından sonuna kadar dolaştım, yazdım, bir noktayı bir cümlenin sonuna attım, “Sivas’ı çok sevdim, adım adım”. Türküleri rengime, havası nefesime, rengi yüreğime oturdu Sivas’ın. Topladım Sivas’ı Salkım salkım altın güneşin asmalarından, gönlümün bir köşesinde, Türk ruhunda, Türk sesinde, sevgiler yuva kurdu. Aşık Veysel makamı, ata yurdu Sivas, Ay’ın, yıldızın da güzel, Kızılırmak’ın kızılı saçları da, İç Anadolu’nun içi de, uçları da. Başından sonuna kadar dolaştım, öptü ayaklarım hece hece... gördüğüm o sevilesi Sivas’ı, Gözlerime

Page 74: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 74

topladım ilçe ilçe.

KURBANIM

Ana toprak güzellerin güzeli, Şu güzelin laylasına* kurbanım. Gök göl gibi, Maralgöl gibi kızların, Hazar gibi annesine kurbanım. Neler varmış şu feleğin oyununda, Kara kızıl hazinedir koynunda, Meşeleri boyun bağı boynunda, Dağılmayan tanesine kurbanım. Dokuz iklim güzelliği yüzünde, Binbir derdin dermanı düzlüğünde, Dalga dalga Hazar güler gözünde, Mavi gözlü aynasına kurbanım. Baş üstünden gür rüzgârlar esmesin, Aras coşup yollarımı kesmesin, Şu toprağın güzelleri küsmesin, Vatan adlı sunasına kurbanım.

* layla: ninni

Page 75: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 75

BORÇ

Denize giren kız, Borçlanmıştı, Mavi gözlerini, Dalga dalga saçlarını, Kaya misali dik burnunu, Denizyıldızı bembeyaz ellerini, Denizatı ayaklarını, Denizden almıştı, Borçlanmış kız... Yaladı, yaladı sular, Ellerine, ayaklarına düştü, götürdü deniz, Borcunu geri verdi, Denizde batan kız.

Page 76: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 76

ADAMLAR, HALKALAR, NOKTALAR…

Özgürlüğün kollarında halka halka insanlar, Kırmızı kırmızı su içinde, İnsanların kollarında kelepçeler özgür, Sokaklarda nokta nokta insanlar dolaşıyor, Özgürlüğün sonuna her gün bir nokta düşüyor, Geçip gittiğin yollara izlerin nokta misali düşüyor, bastonlu kardeşim! Zincirlenmiş sınırların gözleri halka halka, Bölünen beraberlik, paramparça topraklar, toplanan insanlar, halkalar, adamlar, bir de Aras’a su katanlar… - can, can, Azerbaycan!

Page 77: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 77

YÜREĞİM SENİ YIĞAR

Bir ömür çözülür de, Bir yumak beni yığar, Allah iş bölüştürüp, Azrail canı yığar. Söz tutup beni çeker, Bu sözün kanı çeker, Tanrı bereket döker, Saçlarım tane yığar. Her ömürden kış geçer, Baş üstünden taş geçer, Ben geçmezdim yaş geçer, Ömürdür günü yığar. Haber gelir olandan, Evvelim belli sondan, Asılıp telefondan Kaderdir beni yığar*. Gözlerimde çimersin, Nasıl oldu demezsin, Yüreğime inersin, Yüreğim seni yığar. * arar

O KIZI BULUNUZ

On dört yaşın üzerinden kendini atan bir kızın,

Page 78: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 78

kalbine bir delikanlı düştü. Sırtında Tanrı’nın eli, çehresinde ilahi güzellik, gözlerimin içine bak, aradığın gözlerinin içindeymiş- dedi aynalar. Sırtındakini, gözlerinin içindekini, unutturdu aynalar. kandırdı aynalar, gözlerinin ta içine kadar, yalan söylediler. Kendini atan kızı, kendine bağlayan, aynalar paramparça etti.

SORUŞTURMA

Parmakların susuyor, Sanık sandalyesinde. Suçun sevmemek. Ellerini koynundan çek, altın sarısı kelepçeler getiriyorlar. Parmakların susuyor mühür günü, Uzun uzun susuyor, Parmakların konuşmaya başlıyor,

Page 79: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 79

hemen bir gün sonra bu şiiri yazıyor: Lal parmaklar, Tırnakları al parmaklar Sevgisine ulaşamayan, Ham parmaklar, Kızıl kırmızı çiçeklermiş. Beş parmağın hiçbir zaman aynı olamaz, Sendeyse beşi de aynı, birisiyse hiç, çünkü azattır, fedakârdır. Özgürlüğün gözükmeyen çiçeklerini besliyordu parmakların okşayarak: “Bekleyenim var, anne, söylemişim ki, bekleye bekleye kalsın...”

UNUTMADIĞIM

Unutmuşum iyice, Seni aklımda tuttuğum yeri,

Dolaşıyor ömrümün caddelerini,

Herhangi bir sayılı günde.

Unutmuşum iyice,

Aklımda tuttuğum pinti sesini,

Öğrenemediğim ismini,

Yüz verip aldığım nefesini,

Unutmuşum hüzün dolu

bilmediklerimi.

Page 80: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 80

Unutmuşum iyice,

Yüzünü gözünü,

Girip hayallerde dolaşıyorum,

Uzun uzun.

Belleğime virüs bulaşmış,

yeni yapılmış,

Sadece sen aklımdasın.

AĞRILI ŞİİR-ler

(Anneme)

Islanıp yaş olmuşum,

Gözümden sıkılırım,

Page 81: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 81

Altı üstü taş olmuşum,

Özümden sıkılırım.

O seni tutan mezar,

Ruhum evini gezer,

İnsan ne kadar dözer?*

Dözümden sıkılırım.

Gözümde kaldı gözün,

Gözlerim ikimizin,

Beni öldürür izin,

İzimden sıkılırım.

* Dözer: Acıya katlanmak, dayanmak

Page 82: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 82

ANNEME

Gidersin gelmemeye,

Ay benim gelmeyenim,

Bir can borç götürürsün,

feleğe, gülmeyenim

Borcunu ele verdin.

Gözü çıktı toprağın,

Kör oldu kıydı sana,

Ya acıktı toprağın

dili mi değdi sana,

Borcunu dile verdin?

Altın saçlı meleğim,

Sen beni belemiştin*

Ben de seni beleyim,

Beleyim ak kefene,

Borcumu böyle verdim?

Page 83: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 83

* belemek: sarmak

SANA GÜL GETİRMİŞİM

Kalem renkli menekşem,

sana gül getirmişim.

Yüreğine söz yazacak,

Bakıp kara gözlerine

ak ellerim “döz” yazacak.

Lafını gülle kestim,

Sana gül getirmişim.

Kırılır sesin,

Cellat eliyle derilmiş,

cellat çiçeklere vurulur sesin.

Sözünün başı düşer,

Çiçeklerin ayakları altına,

Başsız atlı gibi

Page 84: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 84

fikrin başını alıp da gidiyor,

Kara gözünü yaş örter,

Yıllar geçiyor

ihtiyarlıyoruz,

Sonra gözünü yaş tutuyor.

Yaşını gülle kesiyorum,

Sana gül getirmişim.

Çok oldunuz, bense tekmişim,

Bir çiçeğin hatırına

na kadar gözyaşı dökmüşüm.

Ömrüm boyunca acele etsem de,

senle görüşmeye geç kalmışım.

Sana gül getirmişim.

Lafını gülle kesiyorum,

Gül gibi gülle…

GECE KİRPİKLİ KADIN

Geceni severekten

gözlerine göçürmüştü.

Gözü üzerinde yer ayırmıştı bir çift hilale

Gece gözlü kadın.

Kapatmıştı yollarını gecenin,

Page 85: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 85

nasıl da ustalıkla,

kara renkle,

gece kirpikli kadın.

Bir bulut doldurmaya,

bir sevgi yağdırmaya,

vakti yoktu,

gecesi gündüzü yok kadının.

Evsiz barksız, bağsız kalmıştı,

Topraksız kalmıştı,

Karabağsız kalmıştı

Karabağlı kadın.

Page 86: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 86

GELİN GİDEN KIZ

Kınalı ellerin eldivende,

gözlerin yolda,

gelin olacaksın gelecekte,

Vağzalı sesine akortladın talihini,

arzuların hangi tondaydı peki,

Gelin giden kız?

Işığın çevresine dolan,

Kur’an’ın altından geç,

bu evden beyaz duvakla çık,

“Günün ak olsun” dediler- yolun açık”,

Vağzalı sedası altında kim ağladı kim?

Belini kim bağladı peki,

Gelin giden kız?

Uzun uzadı vağzalı,

Sakin sakin yollar,

Hazin hazin yürüyüşün,

zaman hangi ahenkteydi peki,

Gelin giden kız?

Bembeyaz gelinliğin,

Page 87: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 87

Simsiyah saçların,

Kıpkırmızı bel bağın,

Bahtın hangi renkteydi peki,

Gelin giden kız?

İYİ Kİ VARSIN

Beni benden gözlerinin içine kadar seviyorsun,

kalbinden kalbime kadar olan yol hep aynı,

bir öpüşlük aranın cazibesine,

İnanmıyorsan sev de bak.

Rakipsiz olduğum tek mekândır gönlün,

hiç kimse kovamaz beni gözlerinden,

gözlerine bakacağım,

evime baktığım gibi.

Kirlenmesine izin vermeyeceğim,

temizliğini koruyacağım gözlerinin.

Gözlerinin bir bölümü sevgimizin olacak,

sevgi rafımız.

Öbür gözüne güzel günleri yığacağım,

İyi ki varsın,

Page 88: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 88

İyi ki, iyi ki.

Güzel mi güzel elbiselerimi giyeceğim,

simsiyah saçlarımı açıp dağıtacağım

beyaz günlerin birinde.

Bende öfken kalacak.

Bir gün gözlük kullanacaksın,

cam zannedeceğim gözlerini,

gözüne aşık olan kızların en güzeli bile

tanımayacak seni.

Gözlerinin içinden ta bana kadar

ömürlük bir sevgi var...

günün birinde ben olmasam bile,

en azından sen olmaya çalış,

gözlerini göz bebeğin gibi koru.

Page 89: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 89

Page 90: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 90

BEBEĞİM

Geçmişle geleceğin arasında bekliyorum seni, Sen yoksun… Arzularım var, Varım var, yokum var, Sen yoksun, yok. Kokun yayılıyor, Soluğunu içine çekmiş duvarlardan, sesin yaşıyor odamın sessizliğinde, Usul usul uyuyorsun: - ikisi varmış, biri yokmuş… Sen yoksun, yok! Yer bulamıyorum kendime, gökle yer arasında, Sensizlik sıkıyor beni, Mekânım, zamanım da belli, Her zaman bu gündeyim işte Geçmişle geleceğin arasında. Öyle güzelsin ki, Gözümü kamaştırıyor tavandaki avizeleri seyrettikçe… Acele ediyorum zamanım azaldıkça, Senin de, zamansız geleceğini biliyorum, Sen yoksun…

Dünyaya senden önce gelmiş adın var, yolunu bekleyen kadın var bu dünyada- Ben varım işte, baban var, Sen yoksun, yok. Gözümde resmin,

Page 91: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 91

kalbimde sevgin, ellerimde okşamalarım sıkılıyor, Yeter artık yolunu beklediğim, Yeter artık gelmediğin, Yeter, her şey yeter bana… Geçmişle geleceğin arasında bekliyorum seni, sen yoksun, Gelecek misin?!

Page 92: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 92

İMAJ

Her gün yürüyen teker ayaklı zaman,

dikilen köprülerin üzerinden

uçup da geliyor- BMW, INFINITI, PEUGEOT

arkadaşımızla..

Dünya standartlarına uygun.

Kâsıbsa* otobüste

Basabasda**.

Her gün demir beton ayaklı

“novostroyka”*** binalar

sevdiği şehre açıyor camdan yüreğini,

Dünya standartlarına uygun.

Yoksulun yüreğiyse açılmıyor yine,

her zaman yasta.

Kartla çıkıyor emek haklarımız,

ecnebi şirketlerde

eziliyor haklarımız,

dünya standartlarına uygun.

Kesip hakkını kâsıbın

ekmeğini kesen ecnebi,

Dünya standartlarına uygun,

Page 93: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 93

Usta usta.

Yerli kanallar ecnebi dizilerle

gülümsüyor yüzümüze,

yakında yeni frekansta

yeni kanal açılacak,

Dünya standartlarına uygun.

Kâsıbsa kanal arıyor

işe girmeye,

tık tık vuruyor kapıları yüreği,

asta asta****.

Milli bankaların karşısında

dar pantolonlu

zengin Bakü kızları

göbeği açık...

Dünya standartlarına uygun.

Kâsıbınsa eli açık ,

yüreği açık,

ulusal bankaların karşısını süpürüyor,

üzerinde süpürgeci giysisi,

Dünya standartlarına uygun,

duruyor postta*****.

Page 94: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 94

Şu şehirde herkes bir tarafa

acele ediyor,

Londra, New York, Paris,

ATIS- (according to international standards)-le.

Burda ise,

Milli standartlar esir,

dünya standartlarının elinde,

Dünya standartlarına uygun.

* yoksul

** çok kalabalık, sıkış-tepiş

*** yeni dikilen

**** usul- usul

***** sınır karakolu

KAVRULAN ŞEHİR

Şehir kuruyor denizin kenarında,

Geceleri kuru,

Sokakları kuru,

Taşları kuru,

Sakinleri kuru,

Başları kuru gördükçe,

Page 95: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 95

Boğazım kuruyor…

“Biraz serin su verin şehre!”

Şehir kuruyor denizin kenarında,

Deniz buhar yolluyor göğe:

“Biraz yağmur yağdır!”.

Suyu azalıyor denizin,

Petrolü azalıyor,

Gazı azalıyor,

Her şeyin azı, azalıyor.

Şehir kuruyor denizin kenarında,

Herkes kaçıp denize giriyor.

Kurumak istemeyenler,

Her yerde göze giriyor…

Gözyaşı kurumuyor nice nice gözlerde.

Şehir kuruyor şehirlilerin içinden,

Köyden köylülük getir

Kendinle gezdirmeye.

Page 96: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 96

Şehir kuruyor denizin kenarında,

Kız Kalesi kuruyup kalmış,

Deniz çekildiğinden beri…

Şehirde kızlar evde kalmış,

Sevdikleri öldüğünden beri.

Şehir kuruyor içinden.

“İçeri geçin, İçeri Şehir’e,

Taş üstünde taş koymayan, sayın yabancı!”

Mantar binalar çıkıyor,

Ağaçlar biçiliyor,

Şehir kırılıyor ağaçların içinden,

Kırılıyor açların içinden.

Yıllar geçiyor…

Şehir kuruluyor denizin kenarında,

En yüksek yerden baktığımda

Görüyorum…

Köyden biraz daha gençlik getir

Bu koca şehre.

Page 97: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 97

SÖZÜMÜN CANI VAR

Söz yoluna yollandım,

Yolların çeni* payım,

Demeyiniz allandım,

Sözlerin “men”i** payım.

Söz yağdı narin narin,

“Söz” bekliyordu yârim,

Öldürdüğüm anların

Sayılan sanı payım.

Sevmek geldi arıma,

Sabrı çekti tarıma,

Sevdanın saçlarıma,

Serptiği tane payım.

Page 98: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 98

Duydu mu azizlerim?

Sözden doymaz gözlerim.

Kesmediğim sözlerin,

Akmayan kanı, payım.

Razıyım, bu dünyada,

En güzel paydır adam,

Sözle düşerim yâda,

Demeyin “hani payın?”

Can koydum, can almadım,

İki canlı olmadım,

Şükür, paysız kalmadım,

Sözümün canı payım.

Page 99: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 99

* Çen: Sis

** Men: Benlik

BİZİM ERADAN* SONRA

Milattan önce,

İcma**döneminde,

bir renkteydi dünya - kara.

Kara toprak ve toplayıcılar,

Kara hayvan ve avcılar.

Page 100: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 100

Kara sular ve kara denizler,

Bir de, bize gelip ulaşan kara izler.

İki bin yıllıktan önce,

masallar döneminde,

İki renkteydi dünya - ak ve kara.

Ak dünya, kara dünya.

Ak koç, kara koç.

Akdeniz, Karadeniz,

Ak sevda, kara sevda.

Bizim özgürlükten önce,

Sovyet döneminde,

Üç renkteydi dünya-

Ak, kara, kırmızı…

Ak-kara resim,

Ak-kara gözyaşları,

Kırmızı fikir…

Page 101: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 101

Bizim eradan sonra,

Sizin eranızda,

Renksizdi dünya –

Renksiz insan,

Renksiz gözyaşları,

Renksiz fikir…

Page 102: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 102

* Era: Çağ, dönem, tarih

* * İcma : İlk Çağ (kabile dönemi)

ÜÇ NOKTA

Erkek ve kadın…

Erkeği kadınından bağlaç ayırır.

Erkek- kadın...

Erkek ile kadını düz hat birleştirir.

İki noktadan yalnız bir düz hat geçer.

Üçüncü metrestir.

Erkek babadır,

Kadın anne,

Çocuk da çocuk...

Peki, ya çocuk yoksa?!

Çocuk yoksa,

Page 103: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 103

Erkek erkektir,

Kadın kadındır,

Çocuk ise... Allah’ın işidir.

DUA

Euzubillahimineşşeytanirracim,

Bismillahirrahmanirrahim...

Aklına geliyor mu

orucunu gözyaşınla açtığın gün?

Semaverin sızıltısı anlatıyor sana,

kaynadıkça üşütüyor seni,

“susuz bırakmayınız”

Page 104: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 104

KENDİN

Aklına geliyor mu

Kur’an okumaya gitdiğin gün?

Ramazan ayında.

Ağzın oruç, elin kitaplı,

dilin Kur’anlı,

Opera ve Bale Tiyatrosu’nda “kaybolduğun” gün.

Kur’an okurken buldun kendini.

Page 105: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 105

SESİN

Bismillahirrahmanirrahim...

Sesin hoşuma gidiyor,

Sen Kur’an okuduğun zaman,

güzel sesleniyor sende,

Page 106: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 106

boğaz harfleri-ayn da, ğayn da.

Boğazın elif,

burnun lam,

kaşların şedde,

gözlerin he yazıp,

Sen hülulsun, hülul.

Page 107: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 107

YÜZÜN

Yüzün hoşuma gidiyor,

Başında baş örtüsü,

Sen Kur’an okuduğun zaman,

Örtün örter geceyi,

doğurur Ay’ı:

“Bismillahirrahmanirrahim...

Yâ Sîn, vel-Kuran-il-hakîm...”

Ey insan yandan bakıyorum,

Nur döküyor simetrik yüzünün bu yanı,

Sen hilalsin, hilal.

Page 108: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 108

GÖZÜN

Sen Kur’an okuduğun zaman,

Gözün hoşuma gidiyor

Dioqram* satırlarda gezdiğinde,,

Yürek gibi dövünen kelamları yüzdüğünde:

“Allah tekdir, O ne doğmuş, ne de doğurmuştur,

O’nun eşi benzeri yoktur

-Ey mahlukat sen ise tek değilsin,

Âdemin var, Havvan var.

Sen doğurmuşsun, sen doğmuşsun.

Sen doğru yoldasın,

Page 109: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 109

Sen doğalsın, doğal.

* EKG: Kalbin çalışması sırasında oluşan aksiyon akımların yazdırılmasıyla oluşan grafik

NEFESİN

İnanasım geliyor tenasühe,

Yani ruhun ölmeyip de bir bedenden

Page 110: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 110

diğerine geçmesine.

Nefesin hoşuma gidiyor,

Her kelimeye nefes veriyorsun,

Sen nefese ses veriyorsun.

Kur’an okuduğun zaman,

aldığın nefes helal,

verdiğin nefes helal,

Sen helalsin, helal.

Page 111: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 111

SÖZÜN

Sen Kur’an okuduğun zaman

Sözün hoşuma gidiyor:

“Bismillahirrahmanirrahim...”

Kim diyor ki sen lâlsın, lâl,

Sen kelamlısın,

Sen hakkı-saylı,

Sen selamlısın,

Sen Kur’an okuduğun zaman

Senden ötürü ölüyorum, Tanrım!

Sen SUALSİN, SUAL!

Page 112: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 112

Page 113: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 113

ÇEVİRİLER

WYSTAN HUGH AUDEN

(İngilizce’den çeviri)

Wystan Hugh Auden (1907-1973): New York’ta doğdu. Oxford’da eğitim gördü ve “Oxford ekolü” şairlerinden

biri gibi kabul gördü. “Nutuklar”, “Şiirler”, “Evle Alakalı”, “Duvarsız Şehir” gibi şiir kitapları yayınlandı. 1938

yılında Amerika’ya gitti ve 1972 yılında geri döndü.

Page 114: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 114

GÜZELLİK MÜZESİ

Hiçbir zaman yanılmamışlar, ızdırap çekmekte, Ne yanlışlar, ne ayıplar olmamış asla... O eski erkekler, ünlü ressamlar... Duyguları, hisleri, parmakları, gözleri, Kandırmamış onları. Her şeyin gelişmesini, onu, beni, seni, bakıp, fakat göremediğimiz alemi fark etmişler onlar. Yiyerek, içerek, hayatın içinden geçerek, ihtiyarlamışlar, büyük çoğunluk gibi taşlaşmış, taşa dönüşmüşler. Çılgınlıkla beklemişler mucizelerin gerçekleşmesini, Güneş doğacak mı yani? Ormanın kıyısında o gölde kayan çocuklarsa, İsterler mi güneş doğsun? kar, buz ve tabii ki, bir de kaymak varsa... Hayatın başında, sonunda, günlük gidişatında, ne kadar da çok azap var. Ta uzaklarda bir yerlerdeki o köpekse, kendi yaşamını sürmekte. Kan içindeki o atsa, hayat onu türlü azaplara atsa bile,

Page 115: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 115

Arkasını hayata değil, bir ağaca yaslayıp, kaşağılıyor sırtını, Öyle ki bu hayat kendisi ayağa dönüştürmüş onun elini. Bu da bir başka örnek: Brugel’in sırtı üste düşen o İkarusunun sesini duyan öbür resimdeki o rençber için, bunun ne anlamı var ki? Zaten o rençber kendi işini yapıyor her gün. İşte o an şafak söküyor, Ayın bembeyaz bacakları, masmavi sularda kayboluyor. Denizin dizleri üzerinde uyuyan o gemi uykudan uyanıyor. Göklerden inen o delikanlıysa bir yerlere gitmek zorunda, hayatın gidişatıyla. Gemiyse yoluna devam ediyor, akıyor, akıyor. Ne ilk var, ne de son,

Evveli göremedik, peki acaba var mı son?!

Page 116: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 116

YAZAR (romancı)

Genç yaşındayken ölmesini, ya da yalnız başına yaşamasını Ya da derdi sıvazlamasını biliyor yetenek sahipleri yazarlar. Ansızın kopan bir tufan misali, Bir cesur atlı teki, tüm saldırılar öteki, yetenek sahiplerinde. En sıradan bir istek bile uzakta ve ulaşılmaz, Akıllılar içinde akıllı, Reziller içinde rezil olmasını bilenlerdir yetenek sahipleri. Budur hayat, işte bu… yanlışlarının acısını zarif vücuduna yüklemesini, Sonra taşımasını, daha sonraysa öldürmesini, biliyor yetenek sahipleri,

Fakat karşılığında sevgileri karşılıksız.

Page 117: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 117

OZAN (halk şairi)

Bir hizmetçi ömrü sürüyordu, onun dünya ışığına hasret kaldığını, söyleyenler bile vardı. Hemen fark ederdi insanların içindeki düşünceleri. Sonraysa bu düşünceleri yazardı kâğıdın bir tarafına. Herkes, herkes aynı anda: “Okuyan Tanrı’nın ta kendisi” diye söylerdi. Ona saygı gösterirlerdi, kollarlardı onu. Kalbinin titreyişini, düşüncelerini anlarlardı, söylenen şarkılar sustu bir gün, Hüzün misafir gibi geliverdi evine, hüznüne bir parça toprak misali sarıldı. Hoşlandığı ve hoşlanmadığı insanları seyrederek, caddelerden geçerek gidiyordu, Yanından geçen çatık kaşlı insanların rüzgarından

Üşüyordu ozan…

Page 118: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 118

ODA

Alışverişin en verimli anında, Herkesin seyyar satıcıların sağında, solunda dolaştığı bir zamanda, Herkes, hatta devlet bile yaygara koparıyor: “bizim mallar malların en iyisidir”. İnşaatı henüz süren binaları ablukaya alan duvarlar da, ağzımızın tadını kaçırmakta. Zayıflama ve çocuklar için yapılan ilaçların reklamlarıyla donatılmış duvarlar . Veya Amerikan kemerleri, Ya da gömlekleri bir anda bembeyaz yapan çamaşır tozları. Hiç kimsenin buna inanmayacağından korkuyorum. Bu yazılanlarda bir gerçek varsa, Bunları yazanlara ne kadar ücret ödenmiştir acaba?! Acaba “George Washington” otelini övmek için sözler yeterli olur mu?! Yaklaşık 200 kiloluk bu hanımın, Gençliğinde kuş tüyü gibi hafif olduğu reklâm edilirse, Kim inanır?! Gerçekleri bulacağım ben, O, Manhattan adalarında, Lexington civarındadır belki de. Hem bunun ne anlamı var, Artık zaten moda değil şişmanlık. Kim diyor ki, burda duvarlar dağılıyor. Tek tük gözüken böcekler, Temizlik olursa, bir daha gözükmeyecekler. Eğer yemek mutfaktaysa, Su musluktan akıyorsa,

Çarşaflar kirlenmemişse, O zaman diyebiliriz ki, onun kafesinden yılan, yahut akrep çıkmayacak. Her şeyle ilgilenen öğrenci gibi,

Page 119: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 119

İnsanları farklarından dolayı ayırmak, Siyahı beyazdan ayırmak, Dostu düşmandan ayırmak isteği, Ya da borç batağına saplanmış insanın kaderini okumak. Kimisi kaderini arıyor, kimisi doktor. Tüm bu insanlar hanımlar ve beyler arasında, kimisi delicesine seviyor, kimisi sadece arkadaş. Ben birçok yerlerde bulundum. Pasaportumun olmaya olanak tanıdığı birçok yerlerde, İngiltere’nin sömürgelerini bile dolaşmışım, Türkiye’den ve SSCB’den başka birçok yerlerde yani. Yalnız sonunda şunu söyleyebilirim ki, Ne iyi ki, çok yerlerde bulunmama rağmen, çok şeylerden uzakta olmuşum.

RAİSA SARBİ

(Rusçadan çeviriler)

Ormanım, köknarın aşkını, Fırtınamla kıskanırım. Ben bu akşamın aşkının Sensizliğinde yanarım. Beni tekliğe bırakma, Yüreğim doludur hâlâ. İzin verme hayalime, Gözüme karanlık dola. Yokum, bu gamlı hayatta

Page 120: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 120

Yoksa muhabbetin, hemen, Sendeki ölü sükûta Nokta koyarım o zaman.

O insanlar mutludurlar ki, onların umutları var.

M. Sespel

Göğsünü ger, düşmeyelim, Dayan, takılırsak, kalbim. Yolumuzun yokuşu var, Yolumuz hep tümsek, kalbim. Daha ömrün evvelidir, Gülün dikeni bellidir, Gökten merhamet yağmadı, Dua ettim iki elli. Bu acı tatlı hayatta Bunlarsız geçinmek olmaz. Yüreğe el götüren, Alaksız geçinmek olmaz Ben ki böyle istemedim, Ömür kolayca yürümez, Düş başkasına verilir, Gözyaşım bir anlık durmaz Bana hep zor gelse bile, Eri karlı yüreğimde. Umutlarım ölse bile,

Page 121: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 121

Diril nurlu yüreğimde.

ANNA AHMATOVA

(Rusçadan çeviri)

MUTLULUK VEREMEDİM SEVENLERİME

Bütün sevenlerime, Bir defa mutluluk getirmedim ben Hepsini yok etti her hangi bir ruh Kaderim, kısmetim böyleymiş demek. Birine ansızın otobüs çarptı, Kim bilir belki de sarhoş değilmiş. Balkondan düştü ikinci adam, Ok misali düştü kuruduk kaldık. Üçüncü… diyelim: “sadece” yandı, Meğerse duymuş ki, yurt dışındayım. Dördüncü sevenim gerçek kartaldı, Ölü kuşa dönüştü fakat son anda. Beşinci inanın, geberdi gitti, Benim inatlarıma dayanamadı. Altıncı sevenim bir küçük gençti, O, çareyi intiharda buluverdi. … Kimin için bekletti kötü ruhlar beni? Senin için, senin için, benim azizim! Korkuyorum sana da kıyarlar bir gün, Kurtul benden benim için, benim azizim.

Page 122: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 122

SVETLANA SUSLOVA

“Balıkların Sessizliği” adlı kitabından (Rusçadan çeviri)

Soruyorsun ki, nasıl yaşıyorum? Bir soruver niçin yaşıyorum. Son gücümü toplayıp, ağaç kovuğuna tırmanan kuş gibiyim. Rüzgâr kanatlarımın gücünü almış, Ama hâlâ yaşıyorum. Kulağıma fısıldıyor gece, akılda şahindim, suda balık. Güneştim, kumdum, kendimdim. böyle alıştırmıştı beni ana toprak – Acı çekerek yaşa, yaşaya yaşaya acı çek, bu dünyadaki tüm canlılar gibi. Ben, korkular, kuşkular ve bir de hüzün, orada, mevcudiyetin sonundaki boşluk… hepimizin sonu aynı… nelere ulaşmaya çalışıyorum, kendi doruğumu fethederek, unutkanlığa ve ölüme doğru sürükleniyorum, Soruyorsun - yaşam nasıl gidiyor? Nereye gidiyor, anlat nereye? Sormama bir imkân var mı?

*** Asya çevresinde çizilmiş tüm arzularım, İnsanlık bağlarıyla örülmüş hepsi. Her ilkbaharda mezarlıktaki çiçekler, Annemin gözleriyle bakarak bana,

Page 123: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 123

gülümseyecekler.

*** Düşlerime giriyor Horasan güneşi, zengin Rusça konuşuyor benimle, başka dilde değil… kumlukta oluşan vadi, yaralı yüreğidir çöllerin, iyileşmez, iyileşmez…

Page 124: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 124

*** Herkes geçip gidiyor, Bizse, Birbirimizin yanından geçince dokunuverdi yüreklerimiz hafifçe iki pervane, iki deli divane, iki dünya çarpıştı birbiriyle özgürlüğün bedeli nasıl da ucuzmuş. Bedehşan rahatsızlığıdır yeşilimsi gözlerin, yakıyor candan bakışların, Bir anlık tatlı muhabbetin, hüznün ateşi üzerinde yükselen Saadetim.

Page 125: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 125

*** Alaca karanlıkta gördüğüm o yeşil gözlerin, Dalgalanmış buğday tarlası, kabarıveren deniz. Biz artık kendi kaderimizle, tartışmıyoruz. Büyük bir yüzyıl kendisini bir ana teslim ediyor, Zarif dudakların dokunduğu an, ellerin temas ettigi ana, akın ediyor şiir gibi, akıyor, akıyor… Sıcak… Seraplar buhara dönüşüyor… gözlerindeyse mutluluk vadisi. Orada, kalbimin derinliklerinde sonsuzluğa mahkûm bir sır, Asya güneşi sırları seyrediyor. Bizi kuşatan insanların hepsi bizim çocuklarımız. Yüzyıllar önceki buluşmaları yeşertiyor yüreğimizde. Bakışının kıskacından kurtulmak çok zor, kapanıyor gözlerim, Yanaklarım kızarıyor ansızın… Sıcak… Serap. Kuşların semada dolaşması, şu an Sabah olmadan.

Page 126: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 126

RISBAY İSAKOV

(Rusçadan çeviri)

1975 yılında Kırgızistan’ın güneyindeki Oş ilinin Ozgon bölgesinde doğdu. 2004 yılından itibaren “Manas -

Muras” sivil toplum kuruluşunda çalışıyor.

CEZP (Cazibe)

Bahar tazeliği, temiz serinlik, Nasıl da güzelmiş yaz ilahesi, Çekiyorsun hislerimi kendine doğru,

Page 127: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 127

Benim sevincim sensin, sen ey mıknatıs alanı.

Ben sana bağlanmış bir akımım işte, kulağımla seviyorum, sana her an bağlıyım, Durmadan çarpıyor senin için, göğüsümdeki yüreğim. Senin acılarına katlanıyor o her nefeste, Sessiz sessiz. Sensiz ben bir kuru canım, gölge misali dolaşırım. Saklamıyorum bu kalbim senin ellerinde, inan tüm dünyanın cezbe gücü, Senin cazibenin karşısında hiçbir şeydir…

RÜZGÂR

Rüzgâr esiyor, galiba şeytanla Yarışmak için acele ediyor. Kim vazgeçirecek onu

Page 128: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 128

bu adetinden, İndirecek cin atından. Niçin esiyorsun rüzgâr? Uslanmıyorsun bir türlü, geceleri uluyorsun yalnız bozkurt misali. İnatçı at çobanının özelliklerini taşıyan Gözüpek rüzgâr. Evcilleştirilmiş atların Ara sıra nazını çeker. Berkut bile senin önünde zayıf ve aciz, Ne kadar büyükmüş gibi gözükse bile, ne yükseklerde durmaya gücü yetiyor, ne de öfkeli tayfunun önünde. Ansızın çıkageliyor rüzgâr, kurallarını geçerli kılıyor, onun öfkesinden korkarak, otlar da titriyor, titriyor.

Genç kadınlara takılıyor, coşarak böbürleniyorsun, uçuruyorsun eteklerini, çevrelerinde dolanıyorsun. Boylu poslu kavak da, Muhteşem palamut da baş eğiyor senin önünde. İhtiyarların canına okuyarak, vınlıyorsun. Afacanlıkla kalpakları kafalardan alıyor, yaramazlık yapıyorsun, Kibirli rüzgâr, azgın rüzgâr Sen ne zaman uslanacaksın?!

Page 129: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 129

SEVGİ TANRISI

Bulutlar atım olacak, rüzgârlar kamçım, Sevgi kaplayacak dünyayım, Sağanağa dönüşecek şiirler, seller gibi akacak hırçın hırçın, bir okyanus yaratacak, sevgi okyanusu… Buluşacağım seninle, ıslanarak sevgi yağmurlarında. Özleminden bir hâl olup asılacağım bakışlarından… Sağanak yağmurlara dönüşeceğim, bereket yeşerteceğim, Kurumayacak su olacağım senin için,

Page 130: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 130

Kocan sana kıskançlıkla sarılmak isterse, sizin aranızda bir sınıra dönüşeceğim, Suya dönüşeceğim, neme aynı zamanda, İhtirasla vücuduna dokunmak için, Seni vahşi bir istekle öpmek için, üzerindeki elbiseden geçeceğim.

Ya ansızın kurumak istersen, bunun için eve doğru koşarsan, buhara dönüşeceğim işte o anda. Kötü ne varsa burda eğer, Ansızın temiz havaya çıkmak istersen, hava misali dolacağım arzuladığım gönlüne, ben senin bir ömür yârın olacağım. Saklamayacaksın gizlerini benden, Her şeyi bileceğim, her şeyi. Kurtulamayacak kocan bakışlarımdan, Çünkü ben onun sesinin temposunda yaşayacağım, Sağanak yağmurlarına dönüşen ben, nehirleri taşıracağım, temiz hava olacağım, Bundan daha güzel ne olabilir? Hassas insanlar biliyor, benim ne anlatmak istediğimi, ben sevgi Tanrısıyım, sevgileri kollayan.

Page 131: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 131

Page 132: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 132

Page 133: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 133

ESED CAHANGİR

BANU ÇİÇEK SEN DEĞİL MİSİN?

Hayat Şemi’nin kendisi ve edebiyatı hakkında kayıtlar.

Birkaç yıl önce yayınlanan “Adamlar” adlı şiir kitabının şairi Hayat Şemi’yi üniversite yıllarından

tanıyorum. Tanıyorum desem de, aslında tanıştırılmadık, ayrı bölümlerde, o Tarih ben Filoloji’de okuyorduk.

Gür saçlarını omzundan aşağı döken, yüzünde, gözünde onu başkalarından hemen seçip ayıran eski zamanlara

ait Sophia Loren’in tarihi film kahramanlarını ya da Leyla Şıhlinskaya’nın turna boyunlu Banu Çiçek’ini

hatırlatan bu kızı, genellikle vestiyerde paltolarımızı verirken ya da alırken görürdüm.

Hayat, aşırı modern kızlardan değildi. Hele sadeliği ile çoğundan ayrılır, onu tanımayanlarda bile merak

ve ilgi uyandırırdı. Hissederdin ki; bu kızın, çevrenin gürültüsünden, uzay çağının baş döndürücü hızından

uzakta, hem ulaşılmaz, aynı zamanda sevimli, yakın ve sıcak bir dünyası var ve o bizim dünyamıza sadece

ayaklarıyla dokunur, yüreği ise o dünyanın ritmi ile atar. Ben onu, yirminci yüzyılın sonunda, aristokrat

kadınların uzun etekli elbiselerinde, başında hasır şapka ile hayal ederdim. Hem de metro veya otobüste değil

faytonla giderken. Hayır, ben onun zamandan geri kaldığını demiyor, söz insanından bahsedildiğinde “ileri” ve

“geri” kelimelerinin, gerçekte tasvir edildiği gibi mevcut olmayan anlamlarını anlıyorum. O, ünlü bir çocuk

filminin kahramanları gibi sanki çağdaşlığın sihirli elbisesine bürünüp kendi zamanından bizim çağımıza

düşmüştü ve bu zamanların her ikisinde de birinin içinde öbürünün dışında yaşıyordu.

Page 134: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 134

Bu zamanımıza yabancı kızın köylü ya da şehirli, zengin ya da fakir bir aileden olduğunu da

söyleyemezdin. Üniversitenin boyalı pudralı kızlarından farklı, ciddi asaletinden ya da her neyse bana öyle

gelirdi ki o; köyü de şehri de, zengini de fakiri de kendinde birleştiren manevi bir mekândan asil ve aydın

çevresinden çıkan ve en azından bir profesörün kızıdır.

Yıllar geçti, bizim yüksek lisanslarımız da aynı zamana denk geldi. Sonra onun farklı gazete ve dergilerde

ilk şiirlerini okudum. Gördüm ki geçen üniversite yıllarının idraki beni aldatmamış. Gerçekten de bu kızın

kendine has bir dünyası var. Pınar suyu gibi hüzünlü, billur gibi saf duygu ve rahatsız düşüncelerden ibaret bir

dünyası… Hayat’ın hayatımıza hem benzeyen, hem de benzemeyen iç dünyası karşımda, söz söz, mısra mısra,

bent bent, şiir şiir açıldı. Evet, aslında özgürlük devrinin radikal devrimleri, hızla yabancılaşan farklılaşan

kriterleri, hayatımızı da Hayat’ı da daha çok değiştirir ama değişen hayatımız ve Hayat’ın içi değil, dışıdır.

Vestiyer önünde aynaya bakan gür saçlı bu kız, en azından kendi iç dünyasına sadıktır. Ona, yüzlerce şair içinde,

sevilip sayılan şair namı kazandıran şiirlerini de bu sadakat üstünde kökleştiriyor ve hasır şapkalı asil hanım

şimdi onun şiirlerinde yaşıyor; seviyor, kıskanıyor, azap çekiyor, düşünüyor, isyan ediyor arada bir gülümsüyor.

Hayat’ın karakterindeki çiçek narinliği ve granit sertliği onun her mısrasında duyuluyor.

Hayat; tek yönlü, peşin hükümlü, monoton bir şair değil. Onun şiirleri hayat gibi rengârenk olup, ölçü ve

türde sınır tanımıyor. O, geleneksel hece veznine de, modern

tarzda serbest şiire de açıktır. İnsanın gerçek iç dünyasının yansıması olan lirik şiirler de, toplumun görsel

manzarasını

gösteren epik şiirler de yazar; aşka ve sevgiye de, toplumsal ve siyasi konulara da yer verir.

Ben bu yazıda Hayat’ın son dönem şiirlerinden bahsetmeyi düşünüyorum. Neden? Çünkü bu şiirler; ilk

kitabından sonra Hayat’ın estetik sanat düşüncesinde oluşan gelişmeyi, gerek konu genişliği, gerek fikir

derinliği yönünden açıkça gösterir. Önceki şiirlerinde daha çok halk edebiyatı tarzına yakın, incelik ve estetikle

dolan Hayat’ın bu eserlerinde dikkati çeken; epik konulara meyilli modern tür arayışları, empresyonist hal,

ekzistensial ruh, hatta metafizik düşünce notlarıdır. Bu yenilik arayışlarında şairin başarılı olduğu ve olmadığı

yerler var ama bence en önemlisi bu şiirlerin sahibinin yerinde saymaması, hep bir adım ileri atıp kendi kendini

geçmesidir.

Hayat’ın çağdaş tarz arayışları, en kuvvetli ve tesirli ifadesini “Kimlik” şiirinde bulur. Şair, Bakü’ye

adadığı bu şiirde resmi belge tarzını seçer. Başından sonuna kadar mecazi düşünceye dayanan şiirde şehir

insan gibi görülür ve onun kimlik belgesi doldurulur.

Page 135: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 135

Soyadı : Azerbaycan

Adı : Badü-Kübe

Babasının adı : Tarih

Doğum tarihi : Erken orta asırlar

Doğduğu yer : Abşeron yarımadası

Medeni hali : Bakire

Şiirin gizli bir dram sanatı var ve bu dramın temelinde nüfus memuru ile şairin çatışmaları durur. Kuru,

durağan resmi belge tarzının belirgin göründüğü yukarıdaki parçada nüfus memurunun itici gücü esastır. İkinci

bölümde kuvvetler eşitlenir, resmiyet taklidi ifadeler sanatsal kelime manaları ile daha belirgin yüklenir, buna

uygun heyecanlı ve

duygulu hava dağılır ve bu düette şairin diksiyonu daha açık eşitlenmeye başlar:

Kara altın akar damarlarında

Siyah, simsiyah kanı müsbet birdir*,

Hazar büyüklüğünde gözlerinin rengi mavi,

Boyu uzun, Bayıl’ dan** Bileceri’ ye *** kadar,

Askeri durumu : Kahraman şehir.

Finalde, bütün bu gizli iç seyirden doğan sesler ansızın kesilir ve resmi evrak taklidinden sıyrılıp çıkan

şairin, nerdeyse fısıltı ile söylediği sözler salonun öbür başında da işitilir. Belgeyi nüfus memuru doldurur,

mührünü ise şair vurur.

Bakü, Bakü…

Seni o kadar sevdim ki…

Hayat’ın coğrafi ve tarihi çevre konusunun dışına çıkmadığı doğrudur, Bakü’nün çağdaş, toplumsal,

siyasi, manevi ve psikolojik durumunu belgelemiyor. Şairin sadece kendi sahası olan bu durumu aydınlatacak

olan “Medeni hali: Bakire” mısrasının altında özel olarak nelerin yattığı ise açıklanmıyor. O sadece Bakü’yü

insan gibi tasavvur etmekle yetiniyor. Bakü’nün timsalinde onun insanları, genellikle, Azerbaycan insanının

kimliği dikkate alınmıyor. Bizce bu, Hayat’ın sanatsal yeterliliğini daha mutluluk veren estetik hale çevirebilirdi

ve Bakü’nün yıldırım hızıyla değişen şimdiki durumu ile buna yeter deyinceye kadar bahsedebilirdi. Şimdiki

halde ise bize, şairin mutlulukla sonuçlanan şekil arayışından bahsetmek kalır.

Page 136: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 136

* Kan gruplarından A Rh + yerini tutan kan grubu.

** Bayıl: Bakü’ nün güney çıkışında yer alan kasaba.

*** Bileceri: Bakü’nün kuzey ucundaki yerleşim yeri

Ama “Bakü aziz şehir, samimi dost diyar” şeklinde hüzün temasına yerleşik, yüzlerce sıradan güzel ve hoş

şiirinden sonra bu modern tarz da Hayat’ın şansıdır ve o, bu mutluluk adına şiire en yabancı form olan resmi

belgeye de estetik eser hukuku, sanatsal kimlik vesikası verir, en kaba formu estetik hale getirir.

Hayat’ın “Adamlar” şiirine bayatılar (Azerbaycan Halk Edebiyatında nazım şekillerinden biri) ilave

etmekle malum şiiri yeni gözden geçirmeye takdimi ise, bence yeni bir şey söylemiyor. Bayatı ile geraylının

(aşık şiirinde 4 mısralı 8 heceli şiir şekli) sentezinden daha çok birlikteliği

görülür. Gerçek hayat örnekleri ve Pervane, Aida, Gülcihan, Lale, Aygün gibi hakiki ilk örnekleri olan gerçek

ünvanlı, epik tarzdaki “Yedinci koğuş” şiiri de Hayat’ın bir fert olarak yenilik arayışları gibi akılda kalır. Peki, bu

arayışlar bütünlükte şiirimize ne verir? Bu soruya tam anlamıyla cevap vermek zordur, artı burada birçok tesir

notaları da duyulur.

Hayatın son şiirinde belirgin görünen öncelikler için kendine has doğal şair ilhamı ve şiirsel gücün yerini

dâhili bir dramatize ile beraber giden, sessiz sakin düşünce akıntısına vermesidir. Sözsüz ki burada şairin

yitirdikleri gibi kazandıkları da var. Bu kayıp ve kazancı ise kısaca şöyle ifade etmek uygun olur; sesin desibeli

düşer onun yerine düşünce derinleşir. O, asırlardır süregelen geleneksel biçimlerden gittikçe daha çok imtina

eder, defalarca işlenmiş açık ve düzgün ifadeleri yeni tarzda kullanır. Mesela; kadının kaşının hilale

benzetilmesi klasik edebiyattan bu yana defalarca işlenmiş bir kalıptır. Ama bu teşbih kalıbı Hayat’ın “Gece

kirpikli kadın” şiirinde yeni bir renk tonu kazanır.

Geceyi seve seve

gözlerine taşımıştı,

Gözünün üstünde yer vermişti bir çift hilale

Gece gözlü kadın.

Bir bulut doldurmaya,

Bir sevgi yağdırmaya,

Page 137: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 137

vakti yoktu,

Gecesi gündüzü yok kadının.

“Vakti yoktu” ifadesi altında zamanın maddi, “gecesi gündüzü yok” ifadesi ise manevi yokluğundan

bahseder. Dil konusunda hassas olan şair bu iki kutba aynı bölümde yer verir. Halk dilinde yüzlerce yıllık

cilalanma adına mecazi anlam kazanmış hatta taşlaşmış formlara metni dahilinde yeni anlamlar verir. Dil bilimi

veya deyim biliminde istismar olur. Aynı sözü şairin “gözün üstünde yerin var”, ya da “gözünün üstünde

saklamak” gibi taşlaşmış, deyimsel anlam kazanmış ifadeyi kendisinin önce, doğru manasını geri vermesini

dâhil etmek olur. Deyimsel anlamı bir tarafa koysak, zaten “bir çift hilal” in –kaşların- yeri gerçekten de gözün

üstüdür. Vaktiyle bu deyimler asıl doğru anlamında kullanılmıştır. Şair dili, asırlar boyu onu gerçek manasından

çıkararak mecazi anlam tılsımına sokar. Çağdaş şairin bir vazifesi de dilin tılsımını kırmak, sözü özüne geri

vermektir. Her şey kendi köküne dönüp oradan güç aldığı gibi söz de öz kökünden tekrar filizlenir. Söz bağbanı

şairler sözün kuruyan dallarını budar, yeni çıkan filizlere su verirler. Hayat’ın yukarıdaki şiirlerinden verdiğimiz

parçalar böyle budama, sulamaya örnektir.

Maddi ve manevinin paralel idraki ve takdimi Hayat’ın sanat düşüncesinde oluşan derinleşmenin

göstergesidir. Onun son dönem şiirlerinde ortaya çıkan yenileşmenin temelinde, sanırım bu derinleşme durur.

Bu paralelde maddilik, zahiri görüntü ve formun, manevi ise mahiyet ve anlamın ifadesine hizmet eder.

Yukarıdaki şiirde maddi ve manevinin karşılaştırılması dil bilimi alanında oluyordu, öyle bir sözüydü. Bazı

şairlerde ise bu karşılaşma işitilmekten ayrı gözle de görülür, kati üstünlük adına belirginleşir. “Gelin giden kız”

şiirinin yapısal temelinde, baştan sona kadar bu görünen paralellik durur:

Kınalı ellerin eldivende,

Gelin olacaksın gelecekte,

“Vağzalı”* sedasına akortladın kaderini…

arzuların hangi tondaydı peki,

Gelin giden kız?

Uzun uzadı “vağzalı”

Sakin sakin yollar,

Hazin hazin yürüyüşün…

Zaman hangi ahenkteydi peki,

Page 138: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 138

Gelin giden kız?

Bembeyaz gelinliğin,

Simsiyah saçların,

Kıpkırmızı bel bağın…

Bahtın hangi renkteydi peki,

Gelin giden kız?

Baba ocağından ömürlük ayrılışın bilinçaltı sızısı ve yüreğin aleyhine kurulan ailenin kaderine yazılan şiir,

bütün zahiri hazinliğine rağmen güçlü iç dramatik armoniyle sağlamlaştırılır. Bir tarafta kınalı ellere takılmış

eldivenler, kemiğe işleyen “vağzalı” sedaları, bembeyaz gelinlik, kırmızı bel bağı…

* Vağzalı: Azerbaycan halkoyun havalarından biri, gelin çıkarken çalınır.

Öbür yanda insanın bu zahiri mutluluk aksesuarları ile tamamen ters iç dünyası, gözünde kalan arzuları,

bilinmeyen bahtı, meçhul kaderi… Bu ters kutuplar arasındaki bir köprü, bir ara bulucu ise, zahiri düğün

şatafatını başkasına mahsus bir şeymiş gibi kenardan seyreden gelinin ta kendisidir.

Şair iç ve dış dünyasının savaşı hakkında konuşmuyor, onu açık seçik gösteriyor, insanın görünen

portresine paralel onun dahili heyecan ve acılarını da zarif çizgilerle resmediyor ve bu iki kutbun

karşılaşmasından doğan ardı ardına tezatlarda insanın talihindeki zıtlıklar ortaya çıkıyor.

Hayat, insanın kaderindeki geleneksel sosyal suçlama şevkinden, insanın saadetine engel olan “cahil,

amansız toplum”u kınama felsefesinden uzaktır. Gelin giden kızın düğün sahnesinde bir insan, bir de onun alın

yazısı var. Çevredekiler ise kendi kaderi ile diyaloğa girmiş insanın etrafında fon oluşturan figüranlar, belki de

cansız sahne eşyalarıdır. Kınalı ellere takılan eldivenler, beyaz gelinlik, kırmızı bel bağının sahne giyimleri

olduğu gibi. İnsanın sessiz çığlığının soru kısmı metinde var, cevap kısmı ise yok. Ama buz dağı gibi metnin de

görünmeyen tarafı alt kısımda ağır ağır yüzüyor. Onu görmesek de orda olduğunu biliyor, her bendin sonunda

gelin giden kıza hitaben sorulan soruların metinde olmayan cevaplarını açıkça okuyoruz.

Gelinin ağır ağır yürüyüşüne uygun zahiren yavaş ve temkinli, kendi içindeyse sağa sola yatıp

yalpalayarak, heyecanlı ve telaşlı ritmini, ardı ardına tezat ve sualler gibi sanatsal ifade vasıtalarını çıksak ,

“Gelin giden kız” da şiire mahsus çok az şey var; ne ayağı yerden, başı buluttan nem kapan mübalağalar, ne

beklenmedik teşbihler, ne de sıradan olmayan bir fikir. Bunların yerine

Page 139: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 139

burada insanın kaderi ve onun samimi ifadesiyle yüzleşiriz. Güzel, gösterişli konuşma tavrı, herhangi bir şiirsel

keşifle okuyucunun kafasını karıştırmak şairin umurunda değil. O, nerdeyse fısıltıya inecek kadar hazin tonda,

insanın ağrısından bahseder. Akutaqava diyor ki: “Şair herkesin karşısında yüreğini açan insandır”. Şair bu

şiirde yüreğini açar ve bu açık yüreklilik okuyucunun da yüreğine dokunur. “Gelin giden kız” yaşanmışlıkların

sonucudur. Onun gücüde şairin iç dünyasında yaşananlardır. Şiirin şiirselliği son derece sadedir ama fakir değil

çünkü onun şiirsel bedeninin altında görünmeyen ama varlığına hiçbir şüphe olmayan ruhu var.

Hayat, genellikle şiir için konu aramıyor. Günlük yaşamda, sosyal hayatta rastladığımız, yanından dikkat

etmeden geçtiğimiz haller gelip onu bulur, önemli konulara dönüşür. Monoton, birbirine benzeyen ve sıkıcı,

bezdirici gerçeklik, şair kaleminde sanatsal statü kazanır, şiire dönüşür. Rengârenk Targovi** manzaralarından

ibaret “Yazılmayan şiir” de olduğu gibi.

Destansı konu üzerinde kurulan, empresyonizme benzeyen ve ekzistensial hayat felsefesine sahip bu şiir, kendi

şairinin yeni başlayan ve herhalde uzun yıllar devam edecek, derinleşecek, daha ilginç sonuçlar verecek

bütünlük, birkaç sahayı göz önünde tutarak cevap vermeye çalışan, çok sesli düşünce durumuna geçmesinin

program bildirisi de sayılabilir. “Gelin giden kız” şiiri Hayat’ın türküsüydü, “Yazılmayan şiir” ise hayatımızın

senfonisidir. “Gelin giden kız” bir insanın düğün aksesuarlarından ibaret talih natürmortuydu, “Yazılmayan şiir”

ise toplumsal tablo, sosyal ve manevi manzaradır. “Gelin giden kız” insanın kaderle sohbetiydi, “Yazılmayan

şiir” ise ferdin topluma

** Targovi: Bakü’nün en işlek tarihi ve turistik caddesi

isyanıdır ve …

...Bu manzaranın kahramanı yine de toplum değil ferttir. Kendisi de bütün manevi ve ahlâki değerleri ile

çoğunluğa karşı çıkan, her şeyin, satışa konulduğu Targovi caddesinde, pazara çıkarıldığı pazar meydanında

alınıp satıldığı market döneminde yüreğin gerçeklerine sadık kalan, boş Bolşevik ideolojisi, gelip geçen

komünist idealleri değil, kalbin ezeli ve ebedi kanunlarına dayanarak bu sadakatsiz, vicdansız alışveriş

dünyasına karşı sessiz, kendi dünyasında bir isyan bayrağı kaldıran fert! Zahiren

yalnız kalsa da, o yalnız değil, yüreği, sevgisi ve bu yüreğin

bu sevginin sözlere dönüşmesinden ibaret şiirsellik şairin son sığınağıdır.

Kısa bir zaman aralığında oluşan farklı hayat parçalarından ibaret şiir, fırtına öncesi sessizliğini andıran,

zahiren sessiz bir levha ile başlıyor:

Önce,

Ömür boyu çizemeyeceği

Page 140: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 140

bir resmin önünde

kuruyup kaldı

Saçlarının ucuna kadar.

Kuruttu onu

ressam elinden süzülen renkler.

Sonra

narin narin yağan yağmur ıslattı onu.

Adım adım uzaklaştı o resimden.

Sanat probleminin yerini ikinci parçada sevgi alır.Bu sanatın yaratıcısı şahısa vurduğu darbeden sonra

dünyadaki herkesten çok sevdiğinden-kafir kızına uyup öz sevgisini unutan çağdaş Beyrek’ten- gelen darbe

eklenir ve iç

dünyasından itiraz başlar:

Bu hayretten ayılmamış,

Sokağı geçtiği zaman

sevdiği genci

Hiçbir zaman yerinde olamayacağı

bir kızla gördü…

O çiftler gözden kaybolana kadar,

O yağmur dinene kadar,

Kuruyup kaldı yerinde.

Page 141: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 141

Geçti sokaktan,

Geçti yağıştan

Geçti sevgiden…

Sanattan hayata geçiş kişisel planda başlıyor. Unutulmuş kız vefasızlıkların acısıyla sadece toplumun

sembolü olan sokak ve tabiatın sembolü olan yağmurdan değil, kalbin sembolü olan kişisel sevgiden de

vazgeçiyor. Görünen ve görünmeyenin, işitilen ve işitilmeyenin sınırlarını bozmayı seven şair kızımızsa kendi

üslubuna sadıktır. Ama bu defa maddi ve manevi karşılaştırma değil, aynı anlamlı akıntıya bırakmak şartıyla.

Sokak gibi maddi mekân, yağmur gibi görünen olay ile sevgi gibi maneviyat sembolüne aynı bir “geçti” sözüyle

tek anlamsal pencereden bakan şair, şiirin sonraki parçasında kendisi de kişisel psikolojik kattan toplumsal

yüzeye geçmeye başlıyor:

Duymadı bunu

“Targovi”’nin insan elinden

Bezmiş o dar sokağı da.

Hiçbir zaman giyinemeyeceği

Bir elbisenin önünde

durup içeri girdi.

Yüreksiz manken kibirlenirdi,

Üzerindeki elbisenin zevki ile,

“More expensive”* diyerek

dışarı çıktı.

Page 142: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 142

Sokaklar taşa dönmüştü,

Evler yaş taşa dönmüştü,

Ayağının altındaki taş

taşa dönmüştü.

Hayat, toplumsal sorundan açık bir şevk ve heyecan ile bahsetmiyor. Targovi’nin taş sokakları aracılığı

ile insanı anlamaktan uzak taş yürekli toplum, giyimiyle kibirlenen manken aracılığı ile de elbisesi kendisinden

pahalı insan tabakasını anar. Şair arzuladığını giyemeyen kızı, cansız mankene benzeyen elit tabaka kadınlar ile

karşılaştırır. Hızla kapitalistleşen bir şehirdeki toplumsal eşitsizlik ve haksızlığa ince ve üstü örtülü işaret eder.

Böyle taş gibi duygusuz, manken gibi yüreksiz adamların itibarlı hale gelmesinden dolayı, ayaklarını Karabağ’da

bırakan genç, Targovi’nin taş sokağına oturup liyakatini satışa koyarak, iki ayaklılar kadar bile insan duygusu,

vatan sevgisi olmayanlara el açar. Protez ayaklar üstünde durduğu taşı duymadığı gibi, sakat kahraman da zevk

sefa ve işret içinde kaynayan Targovi ehlinin yüreğinin taştan olduğunun

* daha pahalı

farkında değil. Farkında olsa bile çare nedir? Bu manzaradan sarsılan kız kendi derdini unutur. Kişisel ızdıraplar,

dünyaya ve yaşama nefretin yerini tutmuyor, aksine belli bir şahsa mal etmekten çıkıp genellikle insana,

vatana, toprağa, olan sevgi çevresine geçiyor ve şairin gizli işaretler dili ile iç dünyasındaki itirazı açık isyan

halini alıyor:

Ayaklarını

toprağa emanet etmiş

bir kahraman,

Hissetmedi taşların

taşa dönmesini.

El açtı iki ayaklılara,

Yürekler taşa dönmüştü.

Baştan sona kadar fert-toplum dramı üzerinde kökleşen şiirin sanatsal drama da, finali var. Klasik drama

sanatının kanunlarına uygun finalde şair bütün önemli kahramanlarını- resim eserini, vefasız oğlanı, pahalı

elbiseleri, sakat kahramanı bir yere toplar. Şair ideallerinin ifade araçları olan bu insan ve objeler arasındaki

tezatı dikkatten kaçmıyor. Sevgisine ihanet eden oğlanla, vatan sevgisi namına ayaklarını yitiren sakat, ölümsüz

Page 143: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 143

sanat eseri ile geçici zevke dayanan moda birbiri ile tamamen ters kutuplardır. Lakin onları birleştiren bir

ilişkide var. Onlar hayatımızın ve Hayat’ın ömrünün, kavramının, duygusunun

ayrılmaz parçalarıdır ve öyle ayrılmaz şekilde de onun şiirine dâhil olurlar. Gerçekliğin zıt yerleri şair

düşüncesinde, şiirde birleşir, zıtlıklar sözde de olsa kendi hallini bulur. İnsanın çaresiz acılarına merhem olan

yine şiir estetiği olur:

Bundan sonra

gördüklerinden kaçmak istedi.

Öyle kaçtı ki,

gölgesi de yetişemedi ona.

Ne kadar kaçsa da,

ne o resim, ne o genç, ne o elbise,

ne de o sakattan

uzaklaşamadı.

Hiç kimsenin yazamayacağı

bu şiiri yazdı

O gün…

Bizim edebi nesil 90’lı yılların keşmekeşinden geçip gelmiş kaos çocuklarıdır ve yaşıtlarımızın bir

çoğunun sanat düşüncesindeki bozgunculuk meyli de bundandır. Onlardan birçoğunun yazılarında kaosun

insan düşüncesine vurduğu darbe anlaşılır göründüğü kadar da tabii karşılanmalıdır. Lakin insan, özellikle de

yaratıcı şahıs, zamanın akıntısına kapıldığında, zamana uygun hareket ettiğinde değil, ona karşı durduğunda

güçlüdür. Bunun için de sanatçının iç âleminde zamanın geçici modalarından öte ezeli ve ebedi değerlere

sadakat olmalıdır. O yalnız bu zamana uyan düşünce elbisesini sık sık değişen manken olmaktan kendisini

koruyabilir. Bence Hayat herhangi bir fert, millet, genellikle insanın ruhsal başlangıcında duran dâhili güçten

mahrum değil. İster şiir teknolojisi, isterse de düşünce bakımından bütün yenilik çabalarına rağmen, onun

klasik gelenek ve düşüncenin en iyi ve güzel yanlarına sadakati de her hâlde bundandır. Ve bunun için o,

geleneğe münasebette ayrılığa, yeniliğe münasebette ifrata varan birçok yaşıtlarından farklı yaratılıştan gelen

Page 144: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 144

bir duyumla en zor ve en uygun seçeneği seçer -“Altın ortada” durur. Onun birçok şiirlerinin bütün dış

karmaşıklığı ile beraber ciddi iç

tasvirciliğine sahip olmasının psikoanalitik temelini de bence, aramak lazımdır.

Hayat’ın birçok şiirinde olduğu gibi, “Yazılmayan Şiir” de çağın getirdiği kaos, geleneksel serbest şiire

mahsus ritmin böyle bozulması düşüncenin dışındadır, ritmik serbest şiir ve hece, hatta aruz vezninden de öte

biçim ise altyapıda özünü kesinlikle koruyup saklıyor. O altyapı ise şudur: Aristoteles’in kendi Poetika’sında

dediği gibi, her hangi bir olay, önü, ortası ve sonu olan süreçtir. “Yazılmayan Şiiri”in önü, ortası ve mantıki

sonucu var. Bu, doğal başlangıca karşı durmaların şenlik haline gelmesi, gelişmesi, en yüksek devrine gelmesi,

açılışı ve finaline sahip mükemmel metindir. Bunun için bu şiirde tesadüfî hiçbir şey yoktur. Solist şairi izleyen

bir orkestrada istenilen açıklık ve anlaşılırlığın kendine has yeri ve zamanı var. Gerektiğinde el kaldırıyor,

susuyor, gerektiğinde hareket edip genel ahenge kapılıyorlar. Hiçbir şey gökten yere düşüp sonra da yere

batmıyor, anlamsız şekilde metne girip sonra yok olmuyor, her şey dikkate alındığı gibi, hiçbir şey de

unutulmuyor ve müzik bütünlüğü oluşuyor. Günlük yaşamdan doğmuş bu şiir orkestrasının sanat önderi ve şefi

ise artık Hayat değil, hayati gerçekliğin kendisidir. Bu, yazılan değil, gerçekliğin özünde yaşanan “Yazılmayan

Şiir”dir. Bütün çok sesliliği birlikte şairin mantıki sonucundan doğan şair ideallerinin anlaşılırlığı da şiirin

bütünlüğünden gelir: Dünyada hiçbir şey hatta iki kum tanesi bile diğerinin aynısı değildir ve bu aynısız

dünyada her insanın dolmayacak yeri, vazifesi, başkaları tarafından kapatılamayacak makamı var. Şiirin

kahramanı olan kız ressam gibi resim yapmayı, sevgilisini elinden alan rakibesinin yerinde olmayı, manken

yürekli küçük menfaatler peşinde koşan kadınların giydiklerini giymeyi,

sakat oğlan gibi canının bir parçasını vatan yoluna kaybetmeyi beceremiyor. Ama kız, onların hiçbirinin

yazamayacağı şiiri yazmaya kadirdir. Yanlış anlaşılmasın konumuz o değil ki: onlar şiir yazamazdı. Onlar bu kızın

sadece o gün Targovi sokağındaki gözlemleri ve yaşantılarından doğan teessür ve üzüntüler esnasında yazılan

“Yazılmayan Şiir” i yazamazdılar. Aynı makam ve mevki bir daha olduğu gibi tekrarlanmaz. Hatta tekrar etmiş

olsaydı da başkası bu manzaralardan tamamen başka, çok farklı üzücü duygular alabilirdi, ama birebir benzerlik

asla olamaz. Aynı gün o kızın gördüğü manzaralar, bu manzaralardan aldığı üzücü duygular, bu üzücü

duygulardan doğan şiir dünyada yalnız ve yalnız onun kendisine mahsustur. Çünkü bu dünyada herkesin

başkaları tarafından birebir aynısı olmayan bir âlemi var. Bütün acı ve sıkıntıların yanında hayat, bu farklılığı ile

güzeldir. Her bir ferdin farklı hayatı da biri diğerini tekrar etmeyen makamlardan ibarettir. “Yazılmayan şiir”

Hayat’ın böyle birkaç tekrarsız makamından ibarettir.

“Yazılamayan şiir”in şairi zen-budist öğretisinde başlıca ideoloji olan, bulunulan anın hakikati, makamın

felsefesinden çıkış yapıyor. Ne geçmiş, ne gelecek değil, geçmişte olmamış, gelecekte olmayacak şimdiki zaman

var ve en büyük hakikat bu anı duymak, anlamak ve yaşamaktan ibarettir. Küçük dereler büyük nehirlere,

Page 145: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 145

nehirler denizlere, denizler okyanuslara kavuştuğu gibi, Hayat’ta felsefe okyanusuna anın küçük, dikkate

alınmayan hakikatlerinden gelir ve üstelik onu şiire çevirebilir. İsyana kalkışan duygular, rahatsız düşünceler

ezeli ve ebedi söz okyanusunda sükûnet bulur.

Hayat’ın şiirinin dili, ikinci ve hatta bazen üçüncü mana planı, düşündürücü, satırların altında gizli anlam

ile

zenginleşerek çok katlılıkla karakter kazanır. Herhangi bir şairin ustalığı, kelimelerle oynama kabiliyeti de ilk

önce ve daha çok asıl burada ortaya çıkar. Kelimeleri mana ninnilerinin ahengi ile yüklemek sanatsal yeterliliğin

inkâr edilmez ve gerekli göstergesidir. Fikrimizin tasdiki olarak şiirin yukarıda örnek verdiğimiz bir parçasından

birkaç mısraya tekrar dikkat edelim ama bu defa şiirsel dil bilimi bakımdan:

Geçti sokaktan,

Geçti yağıştan

Geçti sevgiden…

Üç mısrada aynı “geçti” sözü doğrudan, mecazi, deyimsel olmakla üç kattan geçiyor ve altı anlamsal

elbise giyiyor. Bu elbiselerden biri birinci, ikisi ikinci, üçü ise üçüncü mısranın payına düşüyor, sözün yükü mısra

mısra ağırlaşıyor. Birinci mısrada “geçti” sözü söz bilimi ve anlam bilimi olarak doğrudan gerçek anlamı ile

işlenir ve kız sokaktan geçer. İkinci mısrada doğrudan mananın baskınlığının kalmasının yanında hem de

değişmeceli mana yüklenir; kız sadece yağmurdan, hıyanetle yüzleşmiş kız ise sevginin yağmuru, hıyanetin

soğuğundan geçer. Üçüncü mısrada “geçti” sözü doğrudan mana katından tam olarak çıkarak mecazi ve iki

defa deyimsel anlam dairesine geçer, aynı zamanda iki defa üç anlamda işlenir: mecazi anlam katı; kız sevgi

denilen yolu hıyanet bitişine kadar geçip gider, onun her yüzünü görür; birinci deyimsel anlamı sevdiğinden

vefasızlık gören kız yüreğinin bir parçasını kesip atmak pahasına böyle bir sevgiden vazgeçer. Nihayet ikinci

deyimsel anlamı olabilir ki, bununla kaçıncı defa hıyanetle yüzleşen kız “bundan sonra ben artık sevgiden

geçtim, bir daha sevmem” kararını verir.

Bütün bu mana çevirmeleri sadece şiir dili değil, fiziki bakımdan da böyle tabii bir devamcılık kuralı ile

ortaya çıkar, dil ve şiir tabiatla, gerçeklikle burada da uzlaşır. Geçitler sadece dilin üç mana katı değil, hem de

maddenin üç hâli arasında ortaya çıkar. Katı hâlden sıvıya, sıvıdan gaza geçer. Targovi’nin taş sokakları burada

katı cisim, yağmur sıvıdır, sevgi ise ister istemez maddenin gaz hâline uygundur. Bu fiziki çevirmeler sanatsal

mantıkla da tasdik edilir; ihanet eden oğlanın yüreği ayaklar altına atılmaya layık sokak taşı değil mi? İhanetle

Page 146: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 146

yüzleşen kız kendini ne kadar gururlu gösterse de, gözlerinin yaşını yüreğine akıtmıyor mu? Herhangi bir maddi

sebebe bağlı olarak unutulan sevgi uçup giden gaz dumanından başka nedir ki?

Veya başka misal:

Sokaklar taşa dönmüştü,

Evler yaş taşa dönmüştü,

Ayağının altındaki taş

taşa dönmüştü.

Dört mısranın her birinde işlenen “taş” sözü birinci, ikinci ve dördüncü mısralarda mecazi, üçüncü

mısrada ise kelime ve anlam bilgisi olarak sıradan anlam taşır. Lakin mesele bununla bitmiyor. Kelimenin düz

manasında zaten taştan olan sokak ve evler; sevgisi reddedilen, toplumdaki sosyal eşitsizlik ve haksızlıktan

rahatsız, küçük menfaatler peşindeki insanların ahlakı ve psikolojisinden iğrenen insanın gözünde tekrar

taşlaşır. Sözün mecazi katına geçen şair toplumun insana karşı amansızlığına empresyonist bir hava katar.

Manevi yalnızlık, yabancılık, üveylik girdabına düşen şahıs nereye ve neye bakarsa taş görür. Hatta taşlarda

onun gözünde taşlaşır. Herhangi bir şeye onun kendisi

aracılığı ile değer vermek, sözün sıradan anlamı olarak söz kalabalığıdır. Sanatsal dilin mecazilik statüsü adına

ise taşın taşa dönmesi sadece tekrar, söz kalabalığı, lafazanlık değil, manevi taşlaşma sürecinin doğurduğu

ağrının ifadesini son haddine getirmek için şiirsel dil tarzı gibi ortaya çıkıyor.

Aynı semantik çok anlamlılığı, kelimenin düz ve mecazi anlam yükünü paralel olarak taşımasını, sakat

kahramanla ilgili bölümde de görürüz. Öncelikle, burada ayaklarını yitirmiş malûlle, iki ayağının ikisi de sağlam

insanlar arasında sözün düz anlamında tezat var. İkincisi ise “iki ayaklı” sözü mecazi anlam sanatına sahiptir ve

şairi daha çok ilgilendiren, okuyucuyu daha çok düşündüren de sözün işte burasıdır. “İki ayaklı” sözü metinde

işlendiği anlamda dilin lügat terkibinde aslında yoktur. Şair onu, hayvanlar için söylenen “dört ayaklı” sözünün

antropolojik benzerliği gibi kendisi yaratmış. Çünkü bu benzerlik adına okuyucunun tasavvurunda derhal “dört

ayaklı” görüntüsü meydana gelir. Bu hayalde canlandırmadan doğan şairin düşüncesi ise bellidir: Malına,

parasına güvenip bin bir yolla kendini ve evladını cepheden koruyan, vatanın en güzel nimetlerini emip yiyen

ama ne fayda ki, bu toprak için ayağına, parmağına, hatta tırnağına bile kıymayan bu menfaatperest

sürüsüne, insanlarla dört ayaklı arasındaki, iki ayaklıdan başka ne ad verilebilir ki? İnsanın vatan, dört ayaklının

yuva, in, çöl, orman hissi var. Mutasyon geçirmiş iki ayaklı ise ne ondan ne bundan olmadığından bu duygudan

genellikle mahrumdur. Burada yeni söz yaratıcılığı şairin, herkese kendi özelliklerine uygun yeniden ad veren

Dede Korkud kökeninden, kopuz ruhundan gelir. Bu ruh asırların milyonlarca Banu Çiçek’inden geçerek

çağımıza ulaştı, milyonlarca Banu Çiçek’ ten de geçerek geleceğe gidecek. Eserin şiir teknolojisi ile ilgili son

Page 147: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 147

kaydımız sanatsal ifade araçları ile ilgilidir. Aşağıdaki parçaya bakarak;

Bundan sonra

Gördüklerinden kaçmak istedi.

Öyle kaçtı ki,

gölgesi de yetişemedi ona.

Hayat Şemi’nin sadece folklor, Dede Korkut değil, hem de Fuzuli, sadece Banu Çiçek değil, hem de Leyla

armonisi var ve bu Leyla kendi Mecnun’unu başka bir kız ile kol kola, kendi pervanesini başka bir ışık

çevresinde dönerken görüp, yeni Kays arayışına çıkmıyor. Leyla aşk derdini ışıkla, pervaneyle, güvercinle, ayla

konuşmalarında belirttiği gibi, o da vefasız taş yürekli insanlardan kaçıp söze sığınır, sözünü söze der. Hem de

öyle kaçıyor ki, gölgesi bile ona yetişemiyor. Kelimenin Fuzuli havası da bu imkânsızlığın tasdiki makamından

başlıyor.

Yukarıdaki parçada açık seçik bir mübalağa var, çünkü insan rüzgârdan hız, kuştan kanat alsa bile yine

de gölgesinden kaçamaz. Lakin mübalağanın bütün şiddeti ile beraber burada gerçeklik ölçüsü korunup

saklanır, sanatsal mantık, ilmi esasa dayanır, açık ve anlaşılır düşünce gerçeklikten kaynaklanır. Onun için

dikkat edildiğinde aslında burada hiçbir mübalağa yoktur. Çünkü gölge insana ne kadar yakın olsa da hiçbir

zaman onunla aynı olmaz: birincisi; daima ondan aşağıda yer alır. İkincisi; ondan arkada, sağda, solda olur,

hatta onu geçebilir de, ama yine de ona ulaşamaz. Ne olursa olsun, nasıl olursa olsun, gölge kendi orijinalinden

hiçbir zaman ayrılmaz, ayağı her zaman ayağımızda dolaşır. Bu şiirde mübalağa, kızın gerçeklikten kaçmak

arzusunun şiddetini, onu izleyen gerçekliğin bir gölge gibi kaçılmazlığı ise bu arzunun gerçekleşmesinin

mümkünsüzlüğünü ortaya koyar. Böylelikle gölge; bir taraftan kaçılmaz gerçeklik, diğer taraftan ise insanı içten

takip eden, ona azap veren iç âlemi, hatıralar, hisler, düşüncelerin sanatsal açıklığı ve düzgün ifadesidir. Kız dış

dünyadan kırıldığı gibi, iç âleminde de rahat bulamıyor çünkü insan, özellikle de globalleşme çağının çarşafla

örtünmemiş Leylası Robinson değil, onun içine etraftan çok şey sızıyor. Ve o zaman bir yol kalıyor: İçine

sızanları sayfalara dökerek onlardan yakasını kurtarmak. Gölge gibi ayağına dolaşan gerçekliği hiç olmazsa

başından, yüreğinden çıkarmak…

Hayat’ın son dönem şiirlerinde dikkati çeken daha ilginç taraf, onun maddi-manevi çatışmasından geçip,

zıtlıklardan çıkıp, metafiziki kata yöneldiği yerlerdir. Klasik dille söylenecek olursa; bu, cisimden çıkıp cana,

bedenden ayrılıp ruha, suretten geçip manaya varmanın alametidir. Bu geçişlerin sonucu ise birdir: Hiçbir şey

Page 148: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 148

göründüğü gibi değil, ya da asıl hakikat görünmüyor, esas olan ise görüntü değil mahiyettir. Çünkü zıtlık, öylece

sanatsal düşüncenin esasında duran zıtlık ve dram sanatı görünen taraftır, metafiziki tarafta ise bunlar plazma

gibi birbirine karışıp hallolurlar. Hiçbir şey mahvolmuyor, hiçbir şey yok olmuyor, sadece bir halden başka bir

hale, bir formdan başka bir forma geçiyor, hatta düşünce gibi, madde olmayan

bir şeyin kendisi de biçim değiştirme ve dönüşüme uğruyor. Sevgisi reddedilenlerin unutulması da ancak göze

görünen taraftır, görünmeyen tarafta ise bu sevgiler başka forma geçip ebedi ipe boncuk gibi dâhil edilir:

Siz ey sabahta olanlar!

Geceye yığıldığınızda,

Işıklı düşünceleri yakmayı

unutmayın,

kaybolursanız,

hafif düşünceleri

çekmeyi unutun.

Yok olmuyor düşünce

unutulunca,

başka hale geçiyor,

Fikrin kati ve katı halinden,

gaz haline.

Gaz görünmüyor ama…

düşüncende ben de varım,

Page 149: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 149

unutulsam,

Sadece gözüne görünmem,

aklında sakla.

Fuzuli’nin Leyla’sı karanlık geceleri mum ışığı ile sabah ediyor, Hayat’ın kahramanı ise geceleri parlak

düşüncelerle sabahlıyor. Lakin 16. yüzyıl mahbubesinden farklı modern çağın entelektüel güzeli daha derin

düşünür, olayların sadece görünen tarafı değil, görünmeyen tarafını da dikkate alır. Çünkü bütün varlığı ile

sevgilisine kavuşma hasreti çeken bu sahra fidanı sevgilisinin unutkanlığının altında duran metafiziki arzu ve

isteklerden ölene kadar haberi olmuyor. Bunları bilen Fuzuli’dir. Hayat’ın şiirinde ise kahramanla şair tam

benzeşir. Hayat’ın, Fuzuli’de olduğu gibi bütünün zerrede belirip canlanması, zerrenin bütüne ulaşması vs. gibi

platonik sevgi ölçüleriyle düşünmediği doğrudur. Ve onun sanatsal düşüncesinde kelimenin klasik manasında

platonik sevgiden bahsetmek

mübalağa olurdu. XXI. yüzyıl insanının düşüncesi, ilahi âlemlere varacak güçte değil. O, kendi düşüncesinde

maddi dünyanın kanunlarından uzaklaşabiliyor ama kristal metafiziğe de varıp ulaşamıyor. Bu ikisinin

arasındaki, kendisinin dediği gibi plazma katında kalır. O, insani aşkla artık vedalaşmış ama hâlâ ilahi aşka

varamamış. Muhakemelerindeki suskun ve sessiz amansızlığa, iç dünyasındaki gururdan doğan temkine

rağmen, Hayat’ın kahramanı bir şeyi gizleyemiyor, o, vefasız aşığın unutkanlığını takdiriilahi olarak kabul

etmediğinden onu sonuna kadar da bağışlayamıyor. Unutulmasına ilmi yorum yapmak, felsefi ve metafiziki

acıdan bakmakta amaç birdir: Kendisine sebat ve sabır telkin etmek, eziyet ve sıkıntılara daha kolay dayanmak.

Ben bu yazıda Hayat’ın son dönem şiirleri, bütün şiirlerinden bir kaçını ve yazının hacmi meselesini

dikkate alarak düşüncelerimi mümkün olduğu kadar kısıp konuştum. Herhalde o, daha ilginç şiirlerini bundan

sonrada yazacak. Şimdilik düşüncelerimi böyle toparlamak isterdim: Karakterinde olduğu gibi şiirlerinde de

çiçek narinliği ve granit sertliğini birleştiren Hayat’ın timsalinde şiirimize ilginç, düşündürücü şiirlerin sahibi

olan bir şair geldi. Kendisinin bütün duygusallığı ile beraber hayatın sert, amansız gerçeklerinden geçip giden,

yeteneği ilimle, kişinin iç dünyasını toplumsal-siyasi konularla, klasik sanatsal dil ve ifade vasıtalarını modern

tarz arayışları ile sentezlemeyi, kesin ve belirgin olanda geneli, genelde ise kesin ve belirgin olanı görmeyi,

insandan dünyaya ve dünyadan insana bakmayı, dille süslemeyi, söze birden fazla mana yükü vurmayı

becerebilen, nihayet, olayların zahiri görüntüsü arkasındaki felsefi, hatta metafiziki mahiyete varmaya çalışan

bir şair.

Ancak bütün bunlarla beraber sonunda Hayat’a eksikliği ile ilgili bir sözümü bildirmekten vazgeçmeyi

düşünmüyorum. Bütün samimiyeti ile beraber Hayat’ın şiirlerinde gizli bir iç sansür müdahalesi hissediyorum.

Sanat insanı kendini eleştirebiliyorsa bu onun en büyük başarısı demektir. Söz insanı kendisini sonuna kadar

Page 150: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 150

ifşa etmekten utanmamalı, okuyucu ile kendisi arasındaki dahili sansürün diktesinden doğan bütün yasak, tabu

ve zorlukları defetmeye kendinde güç bulmalıdır. Ben, elbette ki, samimiyeti her türlü mukaddes değerin

üstüne çizgi çekmek hesap etmiyor ve biliyorum ki, insanın yalnız Allah’a tam açabileceği bir dünyası var. Şunu

da biliyorum ki; Hayat, “büyük edebiyat” adı altında her türlü etik olmayan ve estetik olmayan değmezleri

(“değer” sözünün zıddı olarak kabul edin) tebliğ eden, ağlamayı zırıltı, gülmeyi hırıltı yerine koyan, yabancı,

sözün olumsuz manasında yabancı ateşlere yanan pervanelerden değil. Hayat’ın yüzlerce yıllık edebi ve

sanatsal, etik ve estetik, manevi ve ahlaki geleneklerden tutuşan öz mum ışığı var. İnanıyor ve arzu ediyorum

ki, bu ışık bundan sonra daha gür yanacak. Ancak şunu da bilirim ki: Samimi duyguların sonuna kadar

ifadesinden onun okuyucularının sayısı biraz daha artardı, eğer böyle olsaydı, Hayat’a yönelttiğim soru düzelir,

doğrulur ve ben derdim: - Sen Banu Çiçek’sin!

HAYAT ŞEMİ YARATICILIĞINA BAKIŞ

Sabir Rüstemhanlı’nın Notları

Tam 10 yıl önce, yüzünden bir şeyin sırrını açmış bir adamın veya ilkbaharın sevinci dökülen bir kız

Yazarlar Birliği’nin basamaklarıyla, bu basamaklara ve bu dünyaya adım attığından dolayı minnet ederek ikinci

kata çıkıyordu.

Ben bu basamakları her zamanki gibi süratle inip, acele ile bir yere gidiyordum. Selamlaştık ve bir anlığına bu

tezadı hissettim. Ve belki de bu duygunun etkisi ile kişiliğime uygun olmayan bir tarzda tanımadığım bir

hanımdan, ama sanırım bu evin evladı ve bizim ailenin bir ferdi olduğunu hissettiğimden samimi bir sesle

sordum: "Sen kimsin?"

Page 151: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 151

Gülümsedi ve aynı samimiyetle:

- Ben Hayat’ım! dedi. - Çok güzel cevap deyip yanından ayrıldım.

Hatırımda böyle kaldı. Ama ondan önce şiirleriyle tanıştım. Hayat Şemi izlediğim genç yüzlerden

biriydi… O da bu dünyanın dertlerine, sevgi ve ayrılıklarına, "insan hırsızı" ölümüne ve ölümsüzlüğüne, sözün ve

aile ocağının sonsuzluğuna ışık tutan, dünyayı ruhuyla anlamaya ve kalbince ısıtmaya, kendine yakın

hissetmeye çalışan birisi.

Sonra çeşitli gazete, dergi ve antolojilerde ardıcıl şiirlerini okudum. Hayat Şemi Azerbaycan varlığına,

bugünkü gençliğin, "yarı dert yarı adam" olanların talihine ışık saçar, bu ışıkta gördüklerini benzersiz şekilde,

asıl şiirsel ve felsefi bir dille kaleme alır. Anne hasreti hakkında sayısız şiir yazıldı, ama Hayat bu hasretin orijinal

ifade tarzını buldu:

<< Allah’ın altında annen sağ olsaydı- <<annen ölsün>> diyecek kimsen olurdu,-ellerin ölmüş kağıtları

ağladığında >>, yahut << annen yaşıyor olsaydı,- ölüverirdin ayaklarının altında- cennet misali>>. Şiirde anne

yokluğunun bir kız yüreğinde doğurduğu duygular okunuyor. Sözün, başkalarının görmediği yeni bir katı

açılıyor. <<Altın saçlı meleğim,- Sen beni belemiştin,- ben de seni beleyim,-beleyim ak kefene,-Borcumu böyle

verdim.>> Bu söz gözyaşı yerine gelen sözdür ve yalnız Hayat’a mahsus olan bir sözdür. Onun şiirlerinde ancak

kendisine özgü ifadelere, kat kat fikirlere ve bu fikirlerin insanı düşünmeye mecbur eden felsefi katlarına sık

sık rastlanır: << Geldim ömrü dünyadan,-Ötürem ay adamlar>> <<bir ölümcül sevgiden,- yatarım ay adamlar>>,

<<Saçıma örerim ayrılıkları,- ayrılık rengini çizip gitmişsin>>, <<Geldim talihimin tozunu aldım>>

Düşünüyorsun, bu kadar yeni fikir, değişik benzetmeler iç potansiyelin imkan verdiği sınırda mıdır? Denilebilir

ki Hayat’ın bütün şiirlerinde sözün yeni ilkbahar rüzgârı vardır. Müracaat ettiği bütün mevzularda o, sözün

şiirsel özünü bulmaya çalışır. Her söz onun ruhuna işlenmiştir, sade ve güzeldir, süslenmeye ihtiyacı olmayan

bir sağlık saçar.

Çağla çeşme hiç durma

Topluyorum bir cama

Doldukça söz bohçama

Boyanıyorum ben

Hayat’ın şiirlerinde renklerin uyumu, yerinde işlenmesi, sözden söze sıra dışı geçişler tanıdık manzaraları da

yenileştirir, bu manzaralar çocukluk hatırası gibi yüreğini titretir.

Page 152: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 152

<< Kalem renkli menekşem-sana gül getirmişim,- yüreğine söz yazacak,-Bakıp kara gözlerine- ak ellerim ‘döz’

yazacak,-Lafını gülle kestim,-sana gül getirmişim>>

Bu içsel özgürlük, kadın şiirimizin büyük ananelerinden gelen cesaretli ruh, onun şiirlerinin seçilen

özelliklerindendir. Sıra dışı deyiş tarzı Hayat’ın <<beyaz bayrağın nağmesi >>, << Kök alttaki milyonlar>> gibi

toplumsal içerikli şiirlerine yeni bir manevi güç getirir. Bu güçte, bir vatanperver gencin göğsüne sığmayan

yürek çırpıntıları kulağında çınlar ve onun << Saçları bembeyaz olan şehit anası,- başının üzerinde bulunan

dertlere, beyaz bayrak kaldırma>>- demekle mücadeleci olmasına seviniyorsun. Onun şiirlerinde beni en çok

sevindiren, vatanımızın coğrafi sınırlarının küçüldüğü bir zamanda manevi ve şiirsel sınırları genişletmek

arzusu, öz ruhunda şiir örflerimizin sınır tanımayan, uçsuz bucaksız ifade imkanlarını koruyup saklamak

isteğidir. Vatanı için acı çekenlerin, talihin getirdiği azapların, edebi sözün acısına çevrilebilmesi onun birçok

şiirleri için karakteristiktir . << Ta biraz da ondan evvel,-hiç sen bile yoktun- annen baban vardı, Ermeni, Rus

vardı,-evinizi ermeni ustası yapmıştı- işte onlar da yıktılar>>.Bu numuneler Hayat’ın şiirsel bakışının

dakikliğini ve yeni düşünce tarzını gösterir. Onun yaratıcılığı sınırlı duygulara bağlanmamıştır, bu günün

havasında okur, zamanın, yurdun acılarından, sanki kendi acılarıymış gibi ifade eder.

Bu kitapta her şey bir nağmedir, incelenmesi zordur. Ben onun şiirlerini sevdim, okuyucuların da

seveceğine inanıyorum.

Ayaz Vefalı’nın Notları

Hayat Şemi’nin yaratıcılığında dikkatimi çeken esas nokta onun sözle oldukça ihtiyatlı, daha doğrusu

mesuliyetli davranmak yeteneği oldu. O, şiirlerinde sıradan hayatı, olayları ve olayların içindeki nesneleri sıra

dışı bir hususiyet görür ve onu düzenli ve düzenli olduğu kadar da edebi bir biçimde okura da gösterebilir.

Hayat Şemi şiirlerinde dediği ve demek istediği sözün yazdıklarından çok daha fazla olmasına çalışır. << Sözün

yeri dar, fikrin yeri geniş>> kanaatine sadık kalma azmini görmek zor değildir.

Page 153: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 153

Yusuf Seyidov’un notlarından (Edebiyat Gazetesi 4 Ağustos 2000)

Başta denildiği gibi, gazetenin hakkında konuşulan sayfalarındaki eserler yeni seslerdir. Şahsen ben, bir

okur olarak, bu eserler arasında içime sinmeyen yazı görmedim. Buradaki şiirler tam anlamda orijinal seslenen

Page 154: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 154

mısralarla doludur. Hayat Şemi’nin <<Göçen adama>> şiirinde şair, dünyasını değiştiren, ak kefene bürünüp

defnedilmeye götürülen insanı, beyaz kıyafet giyinip yeni eve taşınan geline benzetir. << Eskimiş ömrünün kara

gününden, Kefene bürünüp taze göçersin>>, <<Yola mı koyuldun sizde ne sestir,-Seni karşılayayım bize

göçersin>>…

Page 155: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 155

Page 156: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 156

SÖZLÜK

A

Ağuş Kucak (sevgilinin kucağı)

Ak kızıl Pamuk

Antropolojik İnsan bilimiyle ilgili, insan bilimsel.

Aran Coğrafi bölge

Aristokrat Soylu

Aspirantura Yüksek lisans

Asta-asta Usul- usul

B

Badü-Kübe Rüzgarlar şehri

Bağban Bahçivan

Basabas Çok kalabalık, sıkış-tepiş

Bayatı Azerbaycan Halk Edebiyatında

nazım şekillerinden biri

Bayıl Bakü’ nün güney çıkışında yer alan

kasaba

Belemek kundak (bebeklerin sarıldığı)

Page 157: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 157

Beyrek “Dede Korkud” destanında

kahraman

Bileceri Bakü’nün kuzey ucundaki yerleşim

yeri

C

Civanşir Erken orta asırlar Azerbaycan

hükümdarı

Ç

Çen Sis

Çerağ Gaz lambası, kandil

Çereken Karabağ’ın Füzuli ilinde bir çay

Çıkacağı Hayatta bilmediğimiz ama başımıza

gelecek hadiseler

Çölüm Dışım

D

Döyükmek Gözlerin kırpılması

Döz Dayanmak, katlanmak

Dözer Acıya katlanmak, dayanmak

E

Ekzistensial Varoluşsal

Empresyonist İzlenimci

Era Çağ, dönem, tarih

F

Folklor Halk bilimi

G

Geraylı Âşık şiirinde 4 mısralı 8 heceli şiir

şekli

Page 158: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 158

H

Hamı Herkes

Harıbülbül Dünyada sadece Azerbaycan’ın Şuşa

şehrinde yetişen bir çicek

He Arap alfabesinin yirmi altıncı

harfinin adı.

Hiyaban Şehit mezarlığı

Homo sapıyens İlk insanlar

Huş Ruh

İ

İcma İlk Çağ (kabile dönemi)

İfrat Herhangi bir konuda çok ileri gitme,

ölçüyü aşma, aşırı davranma,

taşkınlık, tefrit karşıtı

İnomarka Yabancı araba

K

Kâr Sağır

Kara kızıl Petrol

Kâsıb Fakir, fukara

Kays ‘Leyla ile Mecnun’ eserinde

Mecnun’un gerçek adıdır.

Keşik Sıra, nöbet

Kopuz Ozanların çaldığı telli Türk sazı

Köndelen Karabağ’ın Füzuli ilinde bir çay

Ku kuşu Efsane olduğuna inanılan bir kuş

türü

Kul Alı Azerbaycan’da bir dağ

Page 159: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 159

L

Lafazanlık Gevezelik

Lam Arap alfabesinin yirmi üçüncü

harfinin adı.

M

Mahbube Sevilen kadın

Men Benlik

Mübalağ Ruh göçü

Mübalağa Abartılı

Müsbet bir Kan gruplarından A Rh + yerini

tutan kan grubu

N

Novostroyka Yeni dikilen

Nüşabe Erken orta asırlarda Berde

hükümdarı

Ö

Örpek Baş örtüsü

Ötürem Yolcu etmek

P

Periçıngılı Azerbaycan’da bir dağ

Plazma Atomları ve molekülleri tüm olarak

ya da kısmen iyonlaşmış gaz. Son

yıllarda yıldızlararası gazın ve yıldız

gazyuvarları içindeki gazın plazma

olduğu kabul edilmektedir.

Page 160: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 160

Poetika Şiirsel

S

Semantik Anlam bilimi

Sorağ Mektup, haber

Suna Bir cins su kuşu

Ş

Şedde Arap yazısında, bir ünsüzün iki kez

okunması gereken harfin üstüne

konulan işaret.

T

Targovi Bakü’nün en işlek tarihi ve turistik

caddesi

Teessür Üzüntü

Tez Acele

Tuti Papağan

Ü

Ülfet Dostluk, ahbaplık

V

Vağzalı Azerbaycan halk oyun havalarından

biri, gelin çıkarken çalınır.

Y

Yavaşıtım Yavaşladım

Yetirem Yetişirim, varırım

Yitirem Kaybolurum

Z

Page 161: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 161

Zahiri 1. Görünen, görünürdeki. 2.

mec. Yapmacık.

Zulmet Karanlık

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ .......................................................................................... 4

KĠMLĠK ......................................................................................... 8

YAZILMAYAN ġĠĠR ..................................................................... 14

SOSYAL+izm............................................................................... 10

ġUġA’DA VURULAN HELĠKOPTER ......................................... 11

BU MEMLEKETĠN ..................................................................... 13

BEYAZ BAYRAKLARIN ġARKISI ............................................... 15

PLAZMA ..................................................................................... 20

ÇÖL ADAMININ NOTLARI........................................................ 16

HADĠSE....................................................................................... 20

GÖÇEN ADAMA ........................................................................ 21

YARI DERT, YARI ADAM ........................................................... 22

ADAMLAR .................................................................................. 23

ALLAH’IN ALTINDA .................................................................. 24

RENKLĠ RÜYALAR ..................................................................... 25

ÖMRÜM UZUNLUĞUNDA SÖZ ............................................... 26

ÇĠZDĠM ....................................................................................... 27

ARAYIN BENĠ ............................................................................. 28

BABAM ....................................................................................... 28

SONRA ........................................................................................ 33

TOPRAK UNUTTURMUġ .......................................................... 35

NĠNEMĠN LÜLPER DAĞI, yahut GÖÇ ...................................... 36

TAMDIR BABAM ........................................................................ 32

Page 162: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 162

SAAT ........................................................................................... 38

AZERĠ KIZIYIM, VATAN OĞLUYUM ........................................ 39

FERĠZE’NĠN KU NAĞMESĠ ....................................................... 40

DAYANIYORUM ......................................................................... 41

BU GECENĠN KAġI ÇIKAR ....................................................... 42

KALANDI ġU ÖMÜR ................................................................. 43

NE YIĞMIġSIN ........................................................................... 45

KENDĠMĠ SEVMEYE VAKTĠM OLMADI .................................. 46

VATAN GÜLÜ GETĠRĠRSĠN ...................................................... 47

ÜSTÜNDE................................................................................... 49

PORTRE ...................................................................................... 50

KÖK ALTINDAKĠ MĠLYONLAR ................................................ 51

BĠR ÖMÜR SIKIYOR BENĠ ........................................................ 54

KĠM YATMIġ, KĠM UYANIK ...................................................... 53

YAPRAĞIN SEVGĠSĠ .................................................................. 58

YEDĠNCĠ KOĞUġ ....................................................................... 59

SÖZ ............................................................................................. 61

LĠRĠK ġĠĠR .................................................................................. 62

UYUDU ELLERĠMDE ................................................................ 64

DOSYA ........................................................................................ 63

ÖLÜM BENDEN YÜZ ÇEVĠRĠR ................................................ 66

ÖLÜM RESMĠ ............................................................................. 67

AYRILIK ...................................................................................... 68

KĠLĠDĠNĠ YÜREĞĠMĠN .............................................................. 69

DÜNYAYLA SOHBET ................................................................. 70

DANS........................................................................................... 71

ĠNSAN SEVERLĠK ...................................................................... 72

GÖZLERĠME TOPLADIM .......................................................... 73

KURBANIM ................................................................................ 74

BORÇ .......................................................................................... 75

ADAMLAR, HALKALAR, NOKTALAR… ................................... 76

YÜREĞĠM SENĠ YIĞAR ............................................................. 77

O KIZI BULUNUZ ...................................................................... 77

SORUġTURMA ........................................................................... 78

UNUTMADIĞIM ........................................................................ 79

AĞRILI ġĠĠR-ler .......................................................................... 80

ANNEME..................................................................................... 82

Page 163: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 163

SANA GÜL GETĠRMĠġĠM .......................................................... 83

GECE KĠRPĠKLĠ KADIN ............................................................ 84

GELĠN GĠDEN KIZ ..................................................................... 86

ĠYĠ KĠ VARSIN ............................................................................ 87

BEBEĞĠM ................................................................................... 90

ĠMAJ ............................................................................................ 92

KAVRULAN ġEHĠR .................................................................... 94

SÖZÜMÜN CANI VAR ............................................................... 97

BĠZĠM ERADAN SONRA ............................................................ 99

ÜÇ NOKTA ............................................................................... 102

DUA .......................................................................................... 103

KENDĠN .................................................................................... 104

SESĠN ........................................................................................ 105

YÜZÜN ...................................................................................... 107

GÖZÜN ..................................................................................... 108

NEFESĠN................................................................................... 109

SÖZÜN ...................................................................................... 111

ÇEVĠRĠLER WYSTAN HUGH AUDEN .................................... 113

GÜZELLĠK MÜZESĠ ................................................................ 114

YAZAR (romancı) ...................................................................... 116

OZAN (halk Ģairi) ..................................................................... 117

ODA .......................................................................................... 118

RAĠSA SARBĠ ............................................................................ 119

ANNA AHMATOVA .................................................................. 121

MUTLULUK VEREMEDĠM SEVENLERĠME .......................... 121

SVETLANA SUSLOVA .............................................................. 122

Asya çevresinde çizilmiĢ tüm arzularım .................................... 122

DüĢlerime giriyor Horasan güneĢi ........................................... 126

Herkes geçip gidiyor ................................................................. 126

Alaca karanlıkta gördüğüm ...................................................... 126

RISBAY ĠSAKOV ....................................................................... 126

CEZP (Cazibe) .......................................................................... 126

RÜZGÂR ................................................................................... 127

SEVGĠ TANRISI ........................................................................ 129

ESED CAHANGĠR .................................................................... 129

HAYAT ġEMĠ YARATICILIĞINA BAKIġ.................................. 150

Sabir Rüstemhanlı’nın Notları .................................................. 150

Page 164: The Archeology of Azerbaijan A Brief Discoursekitabxana.net/files/books/file/1350494148.pdf · 2017. 1. 26. · kara kızıl akıyor damarlarından, siyah, simsiyah kanı müsbet

www.kitabxana.net – Milli Virtual Kitabxana 164

Ayaz Vefalı’nın Notları ............................................................. 152

Yusuf Seyidov’un notlarından ................................................... 153

SÖZLÜK .................................................................................... 156

ĠÇĠNDEKĠLER .......................................................................... 161