tÜrk hava kuvvetlerİ’nİn bugÜnÜ ve yarini · İstihbarat dairesi başkanlığı, genelkurmay...

20
BİLGE SÖYLEŞİ – 11 2012 E. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ ile Söyleşi Emine AKÇADAĞ Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI

Upload: others

Post on 15-Sep-2019

23 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

BİLGE SÖYLEŞİ – 11

2012

E. Korgeneral

Şadi ERGÜVENÇ ile Söyleşi

Emine AKÇADAĞ

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar

Merkezi

TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI

Page 2: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN

BUGÜNÜ VE YARINI

E. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ ile Söyleşi

Emine AKÇADAĞ

BİLGE SÖYLEŞİ - 11

Ocak 2012

Page 3: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN

BUGÜNÜ VE YARINI

E. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ ile Söyleşi

Emine AKÇADAĞ

BİLGESAM YAYINLARI

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi

Wise Men Center For Strategic Studies

Mecidiyeköy Yolu Caddesi (Trump Towers Yanı)

No:10 Celil Ağa İş Merkezi Kat:9 Daire:36-38

Mecidiyeköy / İstanbul / Türkiye

Tel: +90 212 217 65 91 Faks: +90 212 217 65 93

Atatürk Bulvarı Havuzlu Sok. No:4/6

A.Ayrancı / Çankaya / Ankara / Türkiye

Tel : +90 312 425 32 90 Faks: +90 312 425 32 90

www.bilgesam.org

[email protected]

Copyright © OCAK 2012

Bu yayının tüm hakları saklıdır.

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin

izni olmadan elektronik veya mekanik yollarla çoğaltılamaz.

Page 4: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

SUNUŞ

BİLGESAM’ın amaçlarından birisi de uluslararası ilişkiler, iç ve dış güvenlik gibi konularda

ülkemizin önde gelen akil insanları ile söyleşiler yapmak ve bunları devletin üst kademe

yöneticileri ile kamuoyunun dikkatine sunmaktır.

“Bilge Söyleşi” adı altında gerçekleştirilen söyleşilerin onbirincisi olan “Türk Hava

Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını” başlıklı söyleşi, Mili Güvenlik Konseyi Sekreterliği’nde

İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı,

NATO Askeri Komitesi bünyesinde Milli Temsil Heyeti Başkanlığı ve İkinci Taktik Hava

Kuvvetleri Komutanlığı görevlerinde bulunmuş olan E. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ ile

yapılmıştır. Söyleşi BİLGESAM Güvenlik Uzmanı Emine AKÇADAĞ tarafından gerçekleştirilmiş

ve yayına hazırlanmıştır.

Başta E. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ olmak üzere Uzman Emine AKÇADAĞ ve emeği geçen

diğer BİLGESAM personeline teşekkür ederiz.

Doç. Dr. Atilla SANDIKLI BİLGESAM Başkanı

Page 5: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde
Page 6: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

1

Sayın Komutanım, söyleĢimize hava gücünün günümüzde ulaĢtığı seviyeden ve özellikle

uzay boyutundan baĢlayabilir miyiz? Hava hâkimiyeti teorisinin öncülerinden General

Douhet, savaĢta havaya egemen olanın belirleyici üstünlüğü ele geçireceğini öne

sürmekteydi. Hava gücünün sağladığı imkân ve kabiliyetler kapsamında bu teorinin

günümüzdeki durumunu değerlendirebilir misiniz?

Hava gücü, uçağın ilk kez 1911’de Trablusgarp Savaşı’nda İtalyanlar tarafından bir savaş

aracı olarak kullanılması ile ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu tarihten sonra savaş sanayinin

havacılık kolundaki gelişmeler oldukça hızlı bir seyir izlemiştir. Hava gücü kullanımının ilk

teorisyenlerinden Douhet’e göre; hava hâkimiyeti olmadan diğer kuvvet unsurlarının,

harekâtları başarıyla yerine getirmeleri mümkün değildir. Hava hâkimiyetini sağlayamayan

bir ülke düşmanın tüm taarruzlarına boyun eğmiş ve zaferden uzaklaşmış olacaktır. Douhet,

hava hâkimiyetini ele geçirmenin, zarar görmeden düşmanın herhangi bir noktasına taarruz

etmek manasına geldiğini savunmaktadır. Douhet; Körfez harplerini, NATO’nun Bosna,

Libya ve Afganistan harekâtlarını izleyebilseydi herhalde “ben size demedim mi” diye haklı

bir tepki verirdi. Zira öncelikle havada egemenliğin sağlanması ve kara ve deniz

harekâtlarından bağımsız olarak derinlikteki hedeflere yönlendirilerek düşmanın savaşma

azim ve yeteneğinin ortadan kaldırılması işlevine öncelik verilmesi tezinin doğruluğu daha II.

Dünya Harbi bitmeden kanıtlanmıştır.

Bir diğer hava gücü teorisyeni Alexander P. de Seversky, kara ve deniz kuvvetlerinin hava

gücünün olağanüstü hâkimiyet potansiyeli karşısında, göreli olarak önemini yitirdiğini

söylemektedir. Uçaklar ve füzeler coğrafi zorlukları ortadan kaldırmış, zaman ve mesafe

kavramlarını da değiştirmiştir. Artık hava kuvveti, deniz kuvvetinin dayandığı hareket

kolaylığından daha fazla bir serbestî ve deniz kuvvetinin nüfuz edemeyeceği noktalara

erişmek gibi üstünlükler sağlamaktadır.

Bugün hava gücünün ulaştığı seviyeye

baktığımızda özellikle kitle imha silahları,

uzay platformları, bilgi teknolojisindeki

gelişmeler ve stealth (görünmezlik) hava

gücüne yeni boyutlar eklemiş olduğunu

görüyoruz. Uzaya konuşlandırılan

platformlardaki izleyiciler iletişim,

istihbarat, seyrüsefer - güdümleme,

haritacılık alanında sonsuz fırsatlar

sunmaktadır. Bilgi teknolojileri ile

birleşen bu olanaklar, hava gücüne artık radarlara ve çıplak göze yakalanmadan tek bir uçak veya

insansız hava haracı ile, binlerce kilometre uzaktan, derinlikteki bir nokta hedefini kesin bir vuruş

ve tahrip güvencesiyle ortadan kaldırma yeteneği kazandırmış bulunmaktadır. 30 yıl kadar önce

Amerikalı bir meslektaşım F-17 uçağı ve stealth teknolojisini NATO’da ilk defa açıklarken o

dönemde uzay teknolojileri ile taktik alanda bir tankı imha edebilecek yeteneklere de sahip

olduklarını kulağıma fısıldayıvermişti. Başka bir deyişle hava gücünün ulaştığı boyutları tam

DÜNYADA HAVA GÜCÜNÜN

ULAŞTIĞI BOYUTLARI TAM

OLARAK BİLMİYOR DA

OLABİLİRİZ.

Page 7: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

2

olarak bilmiyor da olabiliriz. Bazı yeniliklerin sır olarak saklanıyor olması da olasılık

dahilindedir.

Günümüzde kavramsal çerçevede hava gücünden söz ederken iki noktanın özellikle vurgulanması

gerekmektedir:

Birincisi, 21. yüzyılın hava gücü ABD’nin tekelindedir ve ABD bu alandaki üstünlüğünü

kaptırmaya niyetli görünmemektedir. ABD ortaklarını kendisi ile birlikte görev yapabilecek

yeteneklere sahip olmalarını isterken uzayda da işbirliğine açık bir tutum izlemeye devam

etmektedir. Küreselleşme ülkeleri birbirine bağımlı kılarak uluslararası çatışma olasılığını

azalttığından ve benzer değerleri paylaşanlar arasında çıkar birliği sağladığından olsa gerek

ABD’nin bu tekelinin görülür bir rahatsızlık yaratmadığı söylenebilir. Bu arada güvenlik kavramı

da değişmiş savunma odaklı olmaktan çıkarak milli gücün bütün boyutlarını kapsayacak şekilde

genişlemiştir. Bu bağlamda, hava gücünü öncelikle askeri bir güç olarak değil, sivil ve askeri

alanda bütün boyutlarıyla ve etkinliğiyle bir rekabet alanı olarak görmek daha doğru

görünmektedir. Havacılık alanında açık veya kapalı, derin ve kıyasıya bir rekabetin sürüp gittiği

söylenebilir.

İkincisi, ABD’nin askeri alandaki üstünlüğünün yarattığı asimetrik ortamda asimetrik savaş öne

çıkmaktadır. Bu savaşta ABD’nin o üstün hava gücünün bile tek başına zafer kazanmaya

yetmediği görülmektedir. Bu nedenle hava, kara ve deniz gücünün işbirliği halinde müşterek

şekilde çalışması büyük önem taşımaktadır. Son tahlilde, Douhet ne kadar haklı ise Mitchell’in

müşterek harekât tezi de o kadar haklı çıkmaktadır.

Türk Hava Kuvvetleri’nin ulaĢtığı seviyeyi

nasıl buluyorsunuz? Bilindiği üzere

asimetrik tehdit kapsamında yürütülen

terörle mücadele baĢta olmak üzere barıĢı

koruma ve sağlama türü operasyonlar

günümüzde büyük önem arz eder hale

gelmiĢtir. Bu bağlamda Hava Kuvvetleri’nin

rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Ġmkân

ve kabiliyetleri yeterli midir? Söz konusu

imkân ve kabiliyetlerin geliĢtirilmesi

hususunda göz önünde bulundurulması

gereken unsurlar nelerdir?

Dünyanın ilk askerî havacılık teşkilatlarından biri olan Türk Hava Kuvvetleri’nin (THK)

tarihçesi, 1909 yılına kadar uzanmaktadır. Türk ordusunda havacılıkla ilgili ilk çalışmalara

1909 yılında başlanmış, ilk resmî havacılık kuruluşu olan Havacılık Komisyonu da 1911

yılında faaliyete geçmiştir. Sürekli yükselen bir ivme gösteren THK, 1940 yılında

envanterindeki 500 civarındaki uçak sayısı ile Balkanlarda en güçlü hava kuvveti hâline

gelmiştir. 1944 yılında THK, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Deniz Kuvvetleri

Komutanlığı’na ilave olarak Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde ayrı bir komutanlık

hüviyetine kavuşmuştur.

Page 8: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

3

THK geçmişten günümüze uluslararası tatbikatlarda ve atış yarışmalarında Türkiye’yi dünya

hava kuvvetleri arasında başarıyla temsil etmiş, gelişen teknolojiye paralel olarak özellikle F-

16 uçağının envantere girmesiyle çağıyla yarışan bir hava kuvveti olma yolunda ilerlemiştir.

Öte yandan günümüzde büyük önem arz eder hale gelmiş olan barışı koruma ve sağlama türü

harekâtlara da katılım gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda THK, 1993 yılından itibaren

Birleşmiş Milletler kararları doğrultusunda Ghedi Üssü’nde, 29 Mayıs 2000 tarihinden

itibaren ise Aviano Üssü’nde bir filosu ile konuşlanarak Bosna-Hersek ve Kosova

harekâtlarına katılmıştır. Ayrıca yakın geçmişte gerçekleştirilen Libya harekâtına katılan

THK, harekâtın ambargo bölümüne etkili bir şekilde katkı sağlamış, Libya topraklarına

yönelik taarruz faaliyetlerine ise iştirak etmemiştir. NATO harekâtına sağlanan desteğin yanı

sıra, milli olarak da Libya'ya insani yardım faaliyetleri icra edilmiştir.

Benim görevde olduğum günlere kıyasla bugün Hava Kuvvetlerimiz, kuşkusuz, çağının hava

kuvveti olmaya daha yakın. 100. yılına yakışır şekilde nicelik ve nitelik açısından saygınlık

taşıyan, dikkate alınması gereken bir güç. “Yeterli mi?” sorusunu genelleştirirsek komuta kontrol,

silah sistemleri, uzay desteği, hava savunma, sürdürülebilirlik (sustainability) gibi alanlarda uzun

bir pazar listesi yapılabilir. Sorunuz kapsamında ise Hava Kuvvetlerimiz yaptıklarıyla

yeteneklerinin düzeyini göstermektedir. Hava Kuvvetlerimiz eş zamanlı görüntü ve hassas

güdümlü silah sistemleri, havada yakıt ikmali, gece harekât kabiliyeti gibi yeteneklerle çoktan

tanışmış bulunmaktadır. Bu yetenekler terörle mücadelede emniyet güçlerine kendi güçleri ile

gerçekleştiremeyecekleri özellikte katkılar sağlamaktadır.

Türkiye’de 1980’lerden itibaren boy gösteren terör, THK envanterine giren yeni uçak ve silah

sistemlerinden büyük darbe almaktadır. Fiziksel etkisinin yanında önemli psikolojik etki

sağlayan hava gücü, terör örgütü mensupları üzerinde başlıca korku unsuru olmuştur. Bu

psikolojik etkinin yanı sıra silah sistemlerindeki gelişimle beraber hassas vuruş imkânının

sağlanması, yürütülen operasyonlarda yan etki hasar derecesini sıfıra indirgemiş ve sivil kayıp

vermeksizin harekât icra eden hava gücü olarak THK’yı ön plana çıkarmıştır. İcra ettiği

harekâtlarda özellikle merkezi kontrol ve yerinden icra prensiplerini uygulamadaki başarısı,

her türlü hava şartı ve koşulda eş zamanlı ya da kısa sürede reaksiyon göstererek icra ettiği

görevlerle teröristlere önemli kayıplar verdirerek terör örgütünün taktik değişimlerine önemli

oranda etki etmiştir.

Ne var ki, Hava Kuvvetlerimiz hâlâ edilgen bir güç olmaya devam etmektedir. Başka bir deyişle,

başkalarından satın alınan uçak, teçhizat ve silah sistemleriyle oluşturulan bir güçtür. Havacılık

sanayii dalında üretim yapan kurumlar ve yetenekleri arttıkça kendi uçağımızı yapabiliriz sesleri

yükselmeye başlamıştır. Ancak askeri ve sivil alanda dünya çapında rekabet edebilir uçaklar

yapabilmemiz için daha uzun yıllara ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Bu çerçevede Hürkuş uçağı ve

insansız hava aracı ile atılan ilk adımların gerçekçi ve daha azimli hedeflerle sürdürülmesini

beklemeliyiz.

Uzay konusuna gelindiğinde caydırıcılığı sağlamada, kriz ve tehditlere müdahale etmede en

belirleyici vurucu güç olan hava kuvvetlerinin sadece havada değil, uzayda ve siber uzayda da

Page 9: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

4

güçlü olması bir zorunluluk haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, dünyada bölgesel

dengelerde meydana gelen hızlı değişimler karşısında bulunduğu coğrafyada büyük bir güç ve

denge unsuru olma rolünü sürdürmektedir. Bu rolünü korumada temel dayanaklardan biri olan

THK uzay alanında yetenekler kazanmak maksadıyla 2000 yılı içerisinde çalışmalara

başlamıştır. Bu çerçevede, TSK adına tüm birimlerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde

sistemler geliştirilmesine yönelik projelerin hayata geçirilmesi görevi Hava Kuvvetleri

Komutanlığı'na verilmiştir.

Geleceğin harekât ortamı olarak değerlendirilen uzayda milli varlığımızın garanti altına

alınması, her şartta uzaya güvenli erişim imkânına ulaşılması, uzayın kesintisiz kullanım

imkânlarına sahip olunması ve hava uzay gücü oluşturulması öncelikli hedeflerimiz arasında

yer almaktadır. Bu doğrultuda Türkiye'deki uzaya ilişkin potansiyelin belirlenmesi, bu alanda

faaliyet gösteren kurum/kuruluşların bir araya getirilmesi ve kısa vadede elde edilmesi

planlanan teknolojik kabiliyetlerin kazanılması amacıyla yerli savunma sanayi, araştırma

kuruluşları ve üniversitelerin katılımlarıyla yapılan Ar-Ge çalışmaları da desteklenmelidir.

Ayrıca Türkiye'de uzay faaliyetlerini koordine edecek olan Türk Uzay Kurumu'nun en kısa

zamanda teşkil edilmesi, uzay çalışmalarının etkin bir şekilde yürütülmesi açısından büyük

öneme sahiptir.

Öte yandan TSK'nın hedef istihbaratına yönelik uydu görüntüsü ihtiyacını, karasuyu ve hava

sahası kısıtlamaları olmaksızın gündüz ve iyi hava şartlarında karşılamak amacıyla başlatılan

GÖKTÜRK-1 uydusunun 2013 yılı sonunda yörüngeye yerleştirilmesi planlanmaktadır.

GÖKTÜRK-2 Projesi ile Türkiye'de, keşif gözetleme uydularına yönelik teknolojik altyapının

oluşturulması; uydu tasarım,

entegrasyon, montaj, test ve

üretim yeteneğinin

geliştirilmesi, çeşitli alt

sistemler bazında teknolojik

yetenek kazanılması

hedeflenmektedir.

Bildiğiniz gibi F-35’ler son insanlı savaĢ uçağı olarak nitelendirilmekte ve gelecekte hava

gücünün ana unsurunun Ġnsansız Hava Aracı (ĠHA) olacağına vurgu yapılmaktadır. Bu

bağlamda geleceğin hava gücü kullanma doktrininde ne gibi temel değiĢiklikler beklenebilir

ve Türk Hava Kuvvetleri’nin bu konudaki öngörüsü nasıldır?

Hava Kuvvetlerimizin 2025’e kadar olan dönemde F-35 ve F-16 ağırlıklı bir kuvvet yapısını

sürdüreceğini söyleyebiliriz. Söz konusu kuvvet yapısı; caydırma, bölgesel barış ve istikrarın

korunmasında uluslararası girişimlere katkıda bulunmak işlevine yönelik olacaktır. Havadan erken

ihbar ve komuta-kontrol uçaklarının ve keşif amaçlı insansız hava araçlarının envantere

girmesiyle Hava Kuvvetlerimizin terörle mücadele dahil bütün hava harekât türlerinde etkinliğinin

artması doğaldır.

Hava Kuvvetlerimiz eş zamanlı görüntü

ve hassas güdümlü silah sistemleri,

havada yakıt ikmali, gece harekât

kabiliyeti gibi yeteneklerle çoktan

tanışmış bulunmaktadır.

Page 10: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

5

F-35, gelişiyle “tüfek icat oldu mertlik bozuldu”

dedirtecek kadar gelişmiş bir uçak modelidir. Ancak

yapımında karşılaşılan sorunlar ve artan maliyetler bu

projenin geleceği üzerinde kuşkular yaratmakta, yaşanan

ekonomik kriz bu kuşkuları daha da arttırmaktadır. Öte

yandan insansız hava araçları, F-35 dengi olmasa da

daha ucuz bir seçenek oluşturmaktadır. Dolayısıyla

teknoloji bu kadar çabuk gelişirken F-35’in hangardan

çıkışının zamanlaması gerçekten ayrı bir önem

kazanmaktadır.

Geleceğin hava harekât ortamında insansız uçaklar ile uzayda konuşlu sistemlerin önemli

roller üstleneceği ve bilinen birçok hava gücü kullanma prensibini değiştireceği söylenebilir.

Geleceğin harekât ortamının, ağırlıklı olarak, uzayda konuşlu bilgi sistemleri ile desteklenen,

F-35 gibi dördüncü nesil insanlı platformlar ve İHA’ların entegrasyonu çerçevesinde

biçimleneceği düşünülmektedir.

Türkiye açısından, İHA’nın askeri olarak gittikçe artan kullanım alanı, askeri harekâtın

İHA’ya olan bağımlılığının artması ve sivil alandaki kullanım potansiyeli göz önüne

alındığında, milli imkânlarla İHA üretilmesinin vazgeçilmez bir gereklilik olduğu açıktır.

Türkiye’nin istihbarat oluşturma bağımlılığını azaltmak/ortadan kaldırmak için de aynı ihtiyaç

geçerlidir. Bu bağlamda ANKA ile bu konuda önemli bir adım atılmıştır.

Türkiye’de milli savunma sanayinin hava gücünü desteklemesi anlamında, ihbar kontrol,

ANKA, keĢif gözlem uydusu, ATAK helikopteri gibi projeler ile önemli atılımlar

sağlanmıĢtır. Ayrıca Savunma Sanayi MüsteĢarlığı, Hava Kuvvetleri için 2023 yılına kadar

“milli muharip uçak” geliĢtirmeyi kendine hedef edinmiĢtir. Milli projelerdeki bu geliĢmeyi

nasıl yorumluyorsunuz?

Bunlar hep özlemini duyduğumuz

gelişmelerdir. Yakın zamanda

THK’nın ileri teknolojinin milli

olarak elde edilmesi konusundaki

hassasiyetini ortaya koymasıyla dışa

bağımlılığı az olan bir kuvvetin

oluşturulması çalışmaları büyük bir

hızla devam etmektedir. Bu

doğrultuda ilk eğitim uçağımız

Hürkuş, ilk insansız hava aracımız

ANKA üretilmiş olup, ilk savaş uçağı

çalışması FX projemiz büyük

çabalarla gerçekleştirilmeye

çalışılmaktadır. Yine ihbar kontrol, keşif gözlem uydusu ve ATAK helikopteri gibi projelerle

de önemli atılımlar sağlanmıştır.

Page 11: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

6

Geliştirilmekte olan milli sistemler

ve envantere giren yeni ve modern

mühimmatlarla, her türlü harekât

görevinde olduğu gibi iç güvenlik

görevleri ile barışı sağlama ve

koruma görevlerinde de hava

kuvvetlerinin başarısı artarak

devam edecektir. Silah ve uçak sistemlerindeki gelişime ek olarak İHA’ların envantere

girmesi, istihbarat ihtiyacının karşılanmasından başlayıp terör unsurlarının tahrip edilmesine

uzanan süreçte hava gücünün daha etkin kullanılmasına yardımcı olmakta, dost unsurların

zayiatını asgari, hatta sıfır düzeyine indirgemektedir. Envantere girmesi planlanan milli

İHA’lar (ANKA) komuta-kontrol sürecinin etkinlikle yapılmasına önemli katkıda bulunacak,

özellikle uzay desteğinin sağlanmasıyla asimetrik tehditlere karşı yürütülecek operasyonlarda

daha zamana duyarlı, eşgüdümlü ve etkili olacaktır.

Savunma taşerona bırakılacak bir konu olmadığına göre kendi silahımızı kendimiz yapmalı ve

edilgenlikten, başkalarının ürettiği silah sistemlerine bağımlı olmaktan kurtulmalıyız. Ancak kendi

yaptığımız sistemlerin işe yaraması için en az başkalarının yaptıkları kadar iyi olmaları gerektiğini

de unutmamalıyız. Kısacası, tarihi hızlı yaşamalıyız. Neyi daha iyi yapabileceğimizi doğru olarak

belirlemeli ve fark yaratacak üretimlere yönelmeliyiz. Başka bir deyişle, savunma sanayimizin

yapacağı teknolojik sürprizlere özlemimiz daha büyüktür.

Türk Hava Kuvvetleri’nin personel eğitimi hakkında kısaca bilgi vermeniz mümkün mü?

THK’nın en önemli ve stratejik seviyedeki imkân ve kabiliyetlerinden olan ve bir süredir

gündemi meĢgul eden “Anadolu Kartalı” (AE) eğitiminin diğer uluslararası tatbikatlardan

farkı nedir? Bu eğitime diğer ülkelerin katılımı nelere bağlıdır? Bu katılım sürecinin siyasi

bir yönü var mıdır?

Günümüzde THK’nın elde ettiği başarı ivmesindeki en önemli faktörlerden biri kuşkusuz

sahip olduğu nitelikli personeldir. THK’nın subay ihtiyacı ana kaynak olarak Hava Harp

Okulu’ndan karşılanmaktadır. Sivil veya askeri lise öğreniminden sonra Hava Harp Okulu’na

subay adayı olarak alınan öğrenciler, Hava Harp Okulu’nda lisans seviyesindeki 4 yıllık

eğitime tabi tutulmaktadır.

4 yıllık eğitim süresince bu adaylar, zihinsel ve bedensel olgunluğu, askeri görevleri için

gereken liderlik niteliklerini askeri, teknik, sosyal bilimlerde yeterli bilgi ve beceriyi, Atatürk

ilke ve inkılâplarına uyarak ülkesinin ve dünyanın karşı karşıya bulunduğu problemlerin

önemini takip etme ve anlama yeteneğini, modern çağın ve teknolojinin gereklerine intibak

etme yeteneğini kazandıktan sonra teğmen rütbesiyle ve pilot adayı olarak mezun

olmaktadırlar. Pilot adayı teğmenler uçuş eğitimini tamamladıktan sonra pilot olarak Hava

Kuvvetlerinin çeşitli birliklerine atanmaktadırlar.

Pilotların tabi olduğu zorlu eğitimler arasında özel bir yeri olan ve bir süredir gündemi meşgul

Savunma taĢerona bırakılacak bir konu

olmadığına göre kendi silahımızı

kendimiz yapmalı ve edilgenlikten,

baĢkalarının ürettiği silah sistemlerine

bağımlı olmaktan kurtulmalıyız.

Page 12: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

7

eden Anadolu Kartalı (AE) eğitiminden bahsetmek gerekirse, 80-90’lı yıllarda ABD Hava

Kuvvetleri bünyesinde gerçekleştirilen “Red Flag” benzeri bir tatbikat olup 30 Haziran 2000

yılında hayata geçirilmiştir. Ancak Anadolu Kartalı tatbikatının Hava Kuvvetleri bünyesinde

yeşermesi ve gelişmesi 1980’li yıllara uzanmaktadır. “Silah sistemleri ne kadar mükemmel

olursa olsun bu sistemlerin etkinliği kullanıcısına, kısaca insana bağlıdır” felsefesini temel

alan Hava Kuvvetleri, Anadolu Kartalı eğitimini geliştirmiştir. Buna göre İç Güvenlik

Harekâtı, Birinci Körfez Harbi, Bosna ve Kosova Savaşlarının getirdiği tecrübenin de etkisi

ile muharip eğitim alanında bir reform olarak, benzetilmiş harekât ortamında çoklu eğitim

imkânı sağlayan Anadolu Kartalı eğitimlerini benimsemiştir.

Anadolu Kartalı eğitiminin vizyonu; muharip eğitimin, hava-hava ve hava-yer şeklinde, hava-

yer atış sahalarında ve/veya herhangi bir bölgede belirlenecek (simüle) ve silah ailesi

prensibine göre kademeli bir hava savunması ile savunulan; stratejik, konvansiyonel harp ve

terörizmle mücadele hedeflerine yapılacak taarruzların gerçek zamanlı olarak izlenmesi ve

kıymetlendirilmesi şeklinde öngörülmüştür.

Anadolu Kartalı eğitimleri başladığı 2001 yılından itibaren Hava Kuvvetlerimizin pilotları ile

katılımcı yabancı ülke Hava Kuvvetleri pilotlarına ve Türk Kara Kuvvetlerinin çeşitli

unsurlarına muharebeye yönelik olarak çok kıymetli kabiliyetler kazandırmıştır. AE eğitimleri

kapsamında, yüksek teknolojinin sağladığı imkânlar vasıtasıyla oluşturulan gerçeğe yakın

harekât ortamında, “Nasıl harp edeceksen öyle eğitim yap” özdeyişindeki anlayış

gerçekleştirilmiş ve bu yolla Hava Kuvvetlerimizin harbe hazırlığının ve etkinliğinin

artırılmasına, bununla birlikte taktik eğitim ihtiyacının yönlendirilmesine önemli katkılar

sağlanmıştır. Kısaca AE imkân ve kabiliyetleri; ufku geniş, geleceği parlak ve sürekli gelişme

eğilimindeki bir muharip laboratuar olarak hizmet sunmaya devam etmektedir.

Katılım şartlarının siyasi boyutuna gelince AE eğitimlerine hangi ülkenin katılacağı Dışişleri

Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı seviyesinde belirlenmektedir. Katılmaya istekli

ülkelerle görüşmeler Dışişleri aracılığıyla ile yürütülmektedir. Ancak katılanların eğitim

düzeyini, taktik ve doktrinlerini ortaya koyması sebebiyle bu tatbikatlara katılım şüphesiz dost ve

müttefik ülkelerle sınırlı olmalıdır.

Kasım 2010 tarihinde Lizbon’da

yapılan NATO Zirvesi’nden beri

gündemi meĢgul eden “Füze

Kalkanı” projesi, Türkiye’nin

tedarik etmeyi planladığı yüksek

irtifa hava savunma sistemini de

gündeme getirmiĢtir. Bu iki konu

hakkındaki değerlendirmelerinizi

alabilir miyim?

Öncelikle kalkanın yanlış bir deyim

olduğunu ifade etmek gerekir, zira

Page 13: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

8

aslı füze savunma sistemidir. Soğuk Harp döneminden miras kalan bu proje, Ruslarla ilişkiler

düşmanlıktan ortaklığa dönüşünce güncelliğini yitirmiş idi. Teknolojinin güvenilir bir hale

gelmesi de zaman aldı. Bu arada, ABD silahlı kuvvetlerini Amerika kıtasından uzak, sorunlu

yerlerde görevlendirip dururken, eş zamanlı olarak füze teknolojilerinin yayılması ve füze

tehdidinin artması üzerine, bu kuvvetlerin füze savunma ihtiyacı ön plana çıktı. Bugün ABD kendi

kuvvetlerine füze savunma yeteneği kazandırmış durumdadır. Bu kuvvetler diğer ülkelerle birlikte

NATO harekâtına da katılmakta ve dolayısıyla NATO ile bu konuda bir paylaşım

gerçekleştirilmektedir.

Son zirve kararı ile füze savunmasının NATO ülkelerini ve uluslarını koruyacak şekilde aşamalı

bir planla geliştirilmesi öngörülmektedir. Lizbon’da ikinci aşama uygulamaya konacak ve

Romanya’ya füzeler konmaya başlanacaktır. Türkiye yıllardır bir füze saldırısına açık bulunması

nedeniyle böyle bir gelişmeyi olumlu karşılamış bulunmaktadır. Füze savunma sistemi,

Türkiye’nin Nike füzelerinin hizmetten çıkartılmasıyla zayıflayan yüksek irtifa hava savunmasını

da güçlendirecektir. Ayrıca NATO dayanışması zor bir dönemden geçerken füze savunması bu

dayanışmayı tazeler bir nitelik de taşımakta ve Transatlantik bağın güçlenmesini sağlamaktadır.

Kısacası, işin politik bir yanı da mevcuttur. Ne var ki, bu projenin İran’a karşı İsrail’i koruma

görüntüsü verdiği ve Rusya’yı tedirgin ettiği de açıktır. Bu yönüyle önümüzdeki Mart ayında

NATO’nun Şikago zirvesinde uzlaşmayı zorlamaya aday bir konudur.

Sayın Komutanım son olarak, diğer üye ülkeler ile karĢılaĢtırıldığında Türk Hava

Kuvvetleri’nin NATO içerisindeki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Jeopolitik ve jeostratejik konumu gereği Türkiye’nin

NATO’da özel bir yeri vardır. Bu, Soğuk Harp

döneminde olduğu kadar bugün için de, belki eskisinden

daha çok geçerlidir. Türk Hava Kuvvetleri de gerek

maddi anlamda gerekse personel anlamında NATO’ya

ciddi bir katkı sağlamaktadır.

Ayrıca Bosna-Hersek’te görevlendirilen NATO

Uygulama Kuvveti ve NATO İstikrar Kuvveti’nin hava

desteğini sağlamak için oluşturulan hava gücüne katkıda

bulunmuş, Eski Yugoslavya hava sahasının kontrolü için

tesis edilen “Day Flight” harekâtına ise bir F-16 filosu ile

iştirak etmiştir. 2006 yılında Litvanya’da hava polisliği

görevini yürütmüştür. Yakın zamanda da Libya’da

gerçekleştirilen gerek ambargonun desteklenmesi gerekse

de sivillerin korunması harekâtlarında etkin şekilde yer

almıştır. Özetle Türk Hava Kuvvetleri nitelik ve niceliği ile ittifak için değerli bir varlıktır.

NATO dayanışması zor bir dönemden geçerken füze savunması bu dayanışmayı tazeler bir nitelik de taşımakta ve Transatlantik bağın güçlenmesini sağlamaktadır.

Page 14: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

9

E. Korgeneral ġadi ÖZGÜVENÇ

Emekli Korgeneral Şadi Ergüvenç, 1957 yılında Hava Kuvvetleri Okulu’ndan mezun olmuş

ve akademik öğrenimini Hava Harp Okulu, Silahlı Kuvvetler Akademisi ve İngiltere’deki

Royal Airforce Staff College’ta tamamlamıştır. General oluşunun ardından Mili Güvenlik

Konseyi Sekreterliği’nde İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet

Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde Milli Temsil Heyeti

Başkanlığı ve İkinci Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. 1992’de

emekli olan Sayın Şadi Ergüvenç, NATO Savunma Koleji ve Dış Politika Enstitüsü gibi

ulusal ve uluslararası pek çok kuruluşta aktif rol almıştır. Güvenlik konularında çeşitli yayın

organlarında yayınlanmış çok sayıda makale ve bildirisi bulunan Sayın Ergüvenç, halen

GPOT Yüksek Danışma Kurulu üyesidir.

Emine AKÇADAĞ

1984 yılında İstanbul’da doğdu. Notre Dame de Sion Lisesi’nden mezun olduktan sonra

Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans eğitimine

başladı. 2007 yılında Erasmus öğrenci değişim programı ile Strasbourg Marc Bloch

Üniversitesi Sosyoloji bölümüne gitti. 2009 yılında Fransız hükümeti bursu ile gittiği

Strasbourg Robert Schuman Üniversitesi Yüksek Avrupa Bilimleri Enstitüsü’nden yüksek

lisans derecesini aldı. Halen Strasbourg Siyasal Bilimler Enstitüsü'nde Avrupa Savunma

Politikası üzerine doktora eğitimine devam etmektedir.Avrupa Birliği Güvenlik ve Savunma

Politikası, Transatlantik ilişkiler ve uluslararası güvenlik hakkında çalışmalar yapmaktadır.

Haziran 2010 tarihinden itibaren BİLGESAM Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nde Uzman

olarak çalışmaktadır.

İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilmektedir.

Page 15: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

10

BİLGESAM YAYINLARI

Kitaplar

Çin Yeni Süpergüç Olabilecek mi? Güç, Enerji ve Güvenlik Boyutları

(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI

Değişen Dünyada Türkiye'nin Stratejisi

Doç. Dr. Atilla SANDIKLI

Türkiye'nin Bugünü ve Yarını

E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN

Türkiye Cumhuriyeti'nin Ortadoğu Politikası

E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN

Türkiye’nin Vizyonu: Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri

(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI

İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Bildiri Kitabı

Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK

IV. Ulusal Hidrojen Enerjisi Kongresi ve Sergisi Bildiri Kitabı

Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK

Selected Articles of Hydrogen Phenomena

Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK

Raporlar

Rapor 1: Küresel Gelişmeler ve Uluslararası Sistemin Özellikleri

Prof. Dr. Ali KARAOSMANOĞLU

Rapor 2: Değişen Güvenlik Anlayışları ve Türkiye’nin Güvenlik Stratejisi

Doç. Dr. Atilla SANDIKLI

Rapor 3: Avrupa Birliği ve Türkiye

E. Büyükelçi Özdem SANBERK

Page 16: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

17

Rapor 4: Yakın Dönem Türk-Amerikan İlişkileri

Prof. Dr. Ersin ONULDURAN

Rapor 5: Türk-Rus İlişkileri Sorunlar-Fırsatlar

Prof. Dr. İlter TURAN

Rapor 6: Irak'ın Kuzeyindeki Gelişmelerin Türkiye'ye Etkileri

E. Büyükelçi Sönmez KÖKSAL

Rapor 7: Küreselleşen Dünyada Türkiye ve Demokratikleşme

Prof. Dr. Fuat KEYMAN

Rapor 8: Türkiye'de Bağımsızlık ve Milliyetçilik Anlayışı

Doç. Dr. Ayşegül AYDINGÜN

Rapor 9: Laiklik

Türkiye'deki Uygulamaları Avrupa ile Kıyaslamalar Politika Önerileri

Prof. Dr. Hakan YILMAZ

Rapor 10: Yargının İyileştirilmesi/Düzeltilmesi

Prof. Dr. Sami SELÇUK

Rapor 11: Yeni Anayasa

Türkiye’nin Bitmeyen Senfonisi

Prof. Dr. Zühtü ARSLAN

Rapor 12: Türkiye'nin 2013 Yılı Teknik Vizyonu

Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK

Rapor 13: Türkiye-Ortadoğu İlişkileri

E. Büyükelçi Güner ÖZTEK

Rapor 14: Balkanlarda Siyasi İstikrar ve Geleceği

Prof. Dr. Hasret ÇOMAK-Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER

Rapor 15: Uluslararası Politikalar Ekseninde Kafkasya

Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY

Rapor 16: Afrika Vizyon Belgesi

Hasan ÖZTÜRK

Page 17: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

18

Rapor 17: Terör ve Terörle Mücadele

M. Sadi BİLGİÇ

Rapor 18: Küresel Isınma ve Türkiye'ye Etkileri

Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER

Rapor 19: Güneydoğu Sorununun Sosyolojik Analizi

M. Sadi BİLGİÇ

Dr. Salih AKYÜREK

Doç. Dr. Mazhar BAĞLI

Müstecep DİLBER

Onur OKYAR

Rapor 20: Kürt Sorununun Çözümü İçin Demokratikleşme, Siyasi ve Sosyal Dayanışma

Açılımı

E. Büyükelçi Özdem SANBERK

Rapor 21: Türk Dış Politikasının Bölgeselleşmesi

E. Büyükelçi Özdem SANBERK

Rapor 22: Alevi Açılımı, Türkiye’de Demokrasinin Derinleşmesi

Doç. Dr. Bekir GÜNAY-Gökhan TÜRK

Rapor 23: Cumhuriyet, Çağcıl Demokrasi ve Türkiye’nin Dönüşümü

Prof. Dr. Sami SELÇUK

Rapor 24: Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu

Dr. Salih AKYÜREK

Rapor 25: Türkiye-Ermenistan İlişkileri

Bilge Adamlar Kurulu Raporu

Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY

Rapor 26: Kürtler ve Zazalar Ne Düşünüyor?

Ortak Değer ve Sembollere Bakış

Dr. Salih AKYÜREK

Rapor 27: Jeopolitik ve Türkiye: Riskler ve Fırsatlar

Doç. Dr. Atilla SANDIKLI

Page 18: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

19

Rapor 28: Mısır’da Türkiye ve Türk Algısı

M. Sadi BİLGİÇ-Dr. Salih AKYÜREK

Rapor 29: ABD’nin Irak’tan Çekilmesi ve Türkiye’ye Etkileri

Doç Dr. Cenap ÇAKMAK-Fadime Gözde ÇOLAK

Rapor 30: Demokratik Açılım ve Toplumsal Algılar

Bilge Adamlar Kurulu Raporu

Dr. Salih AKYÜREK

Demokratikleşme ve Sosyal Dayanışma Açılımı

Bilge Adamlar Kurulu Raporu

İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Sonuç Raporu

BİLGESAM

Dergiler

Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009

Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 2, Bahar 2010

Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 3, Güz 2010

Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011

Söyleşiler

Bilge Söyleşi-1: Türkiye - Azerbaycan İlişkileri

Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi

Elif KUTSAL

Bilge Söyleşi-2: Nabucco Projesi

Arzu Yorkan ile Söyleşi

Elif KUTSAL-Eren OKUR

Bilge Söyleşi-3: Nükleer İran

E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN ile Söyleşi

Elif KUTSAL

Page 19: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

20

Bilge Söyleşi-4: Avrupa Birliği

Dr. Can BAYDAROL ile Söyleşi

Eren OKUR

Bilge Söyleşi-5: Anayasa Değişikliği

Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi

Merve Nur SÜRMELİ

Bilge Söyleşi-6: Son Dönem Türkiye-İsrail İlişkileri

E. Büyükelçi Özdem SANBERK ile Söyleşi

Merve Nur SÜRMELİ

Bilge Söyleşi-7: BM Yaptırımları ve İran

Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI ile Söyleşi

Sina KISACIK

Bilge Söyleşi-8: Füze Savunma Sistemleri ve Türkiye

Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi

Eren OKUR

Page 20: TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NİN BUGÜNÜ VE YARINI · İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Genelkurmay Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı, NATO Askeri Komitesi bünyesinde

Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını

21