tÜrkuislam dÜŞÜnce tarihinde erzÜrum sempozyumu...

11
. ATATÜR .K üNiVERSiTESi ILAH . IYAT FAKÜLTESI ·, TÜRKuiSLAM TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu 26-28 HAZiRAN 2006 BiLDiRiLER ll. CiLT Erzurum 2007

Upload: others

Post on 17-Jan-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

. ATATÜR.K üNiVERSiTESi

ILAH.IYAT FAKÜLTESI ·,

TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM

Sempozyumu

26-28 HAZiRAN 2006

BiLDiRiLER

ll. CiLT

Erzurum 2007

Page 2: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi

TÜRK-iSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZURUM Sempozyumu

Giriş

MUSA KAzlM EFENDi VE KELAM iLMiNiN ISLAHI KONUSUNPAKI GÖRÜŞLERI

• Doç. Dr. Ömer AYDIN"

Bu tebliğde Şeyhülislam Musa · Kazım Efendi'nin Kelam, kitaplarının yeniden

yazılması konusundaki görüşlerini ele alacağız. Onun görüşlerini daha iyi anlayabilmek için Musa Kazım Efendi'nin konuyla ilgisini açıklamak ve yaşadığı ilmi, sosyal ve kültürel ortamı o~aya koymak ve yazarı yakından tanımak için kısaca onun

hayatından bahsetmek istiyoruz. Ayrıca "Kelam'da yenilik hareketi"nin ortaya çıkışından ve bunların temsilcilerinden kısaca söz etmek gerekir. Bu bağlamda

· Osrpanh devletinin son dönemlerinde ortaya çıkan anlayışlardan, o dönemde batıdaki · gelişmelı:re ve bunların Türkiye'ye yansırnalanna göz atmak konuyu aydınlatacaktır. · Son olarak da Musa K~zım Efendi'nin kelam kitaplan n çağın

· ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeni~en yazılması gerektiği konusundaki

görüşlerini değerlendireceğiz.

a) Hayatı Musa ·Kazım Efendi, Erzurum'un Tortum ilçesinde doğdu. Doğumu yaklaşık·

1275 (1858-59) tarihindedir. Eğitimine memleketinde başlamışsa da, çocukken

Balıkesir'de dedesi Nureddin'e gelerek Balıkesir ulemasından Selahaddin Ali Şuuri .. ve Lutfı Efendilerden ilk islami bilgileri Şerhü'I-Akaid'e kadar okudu. Daha' sonra

istanbul'a geçerek kazasker Eşreften ders almaya başladı ve bir hafta sonra da Hoca Şaklr Efendi'den Şerhü'I·A~aid'in sıfat bahsi~den okumaya başladı.

1306/1888-89 senesinde ulum-ı aliye ye 'aliyyeden icazet aldı. Aynı sene

açılan ruOs imtihanında başarılı olarak l]lüderrislik · yapmay~· başladı. Muallim Naci ·(1850-1893}'ye UsUl-i Fıkıh'tan Mirat'ı ve Ahmed Mithat Efendi (1844-1912}'ye de

tefsir dersleri· okutmuş!ur. ~313/1896 senesinde istanbul ruus-ı hümayqnuna nail ·

olmuştur.

· 1318/1900-1901 senesinde Mekteb-i Hukuk Mecelle muallimliğine tayin · edilmesini müteakiben Mekteb-i Sultani Akaid muallimliğine, Darü'!-Fü~Gn ve Daru'I­

Muallimin muallimliklerine atanarak dört muallimliği uhdesinde toplamı ştır.

• istanbul Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi.

Page 3: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Doç. Dr. Ömer AYDIN 200

ilmi rütbesi mahreç seviyesine yükselen Müsa Kazım Efendi, 1 Muharrem

1325 (14 Şubat 1907) tarihinde Haleb mevleviyetini elde etti. Aynı yıl Bab-ı Meşihat Tetkik·i Müellefat Meclisi başkatipliğine ve aynı meclisin azalığına tayin edildi.

Meşrutiyetin ilanından {1908) sonra Maarif Nezareti'nde kurulan Meclis-i Kebir-i ilmi azalığına ve Hey' et-i A'yan'ın teşkilisırasında da Meclis-i A'yan azalığına

tayin edilmiştir.

4 Receb 1328 (12 Temmuz 1910) tarihinde Meşihat.makamına atandı. Ancak bir yıl altı ay altı gün sonra 29 Eylül1911 günü istifa ederek bu görevden ayrılmıştır. ı

Sadrazam Said Paşa'nın sekizinci defa sadarete gelişiyle 30 Eylül 1911 tarihinde tekrar şeyhülislain olan Musa Kazım Efendi, üç ay sonra 31 Aralık 1911'de

hükümetle birlikte görevinden istifa etmiştir. 8 Mayıs 1916'da kurulan sadrazam Said Halim Paşa kabinesinde üçüncü defa şeyhülislam olımuş, fakat 8 ay 26 gün sonra 3 Şubat 1917'de bu görevinden ayrılmıştır. 4 Şubat 1917 tarihinde Talat Paşa'nın

kurduğu kabinede de şeyhülislam olan Musa Kazım Efendi, bu kabinede aynı zamanda Evkaf Nezareti Vekilliği de yaptı. Dördüncü şeyhülislamiiğı ise 1 yıl 8 ay 2

gün devam etti ve ittihat ve Terakki'nin hükümetten çekilmesiyle şeyhülislamlıktan ayrıldı.

Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan Mondros Mütarekesi döneminde Said

Halim Paşa ve diğer arkadaşlarıyla birlikte Bekirağa Bölüğü'ne hapsedilmiştir.

Burada kurulan Divan-ı Harb-i Örfı'de yargılanan Musa Kazım Efendi 14 Şevval1337

(13 Te~muz 1919)'da 15 yıllık kürek cezasına çarptırılmış, daha sonra bu ceza Sultan Vahdeddin tarafından 3 yıl sOrgüne çevrilmiştir. Musa Kazım Efendi, 10 Ocak 1920 tarihinde sürgün bulunduğu Edirne'de vefat etmiştir.2

b) Eserleri 1) Usul-ü Meşveret ve Hürriyet, istanbul, 1324.3

2) Safvetü'l-beyim li tefsiri'I-Kuran, istanbul: Matbaa-i Amire, 1325.4

1 Ilmiye Salnamesi (Osmanli Ilmiye Teşkilall ve Şeyhülis/8m/ar). yayına Hazırlayanlar. Seyit Ali Kahraman, Ahmed Nezih Galitekin, Cevdet Dadaş, istanbul: Işaret Yayınları, 1998, s. 506-507; Abdülkadir Al!unsu, Osmanli ŞeyhDiislamlan, Ankara 1972, s. 233-34; Sadık Albayrak, Son Devir Osmanli Uleması, istanbul, 1996, 111/390-91; Ferhat Koca, ' ll. Meşrutiyet Döneminin Etkin Şeyhülislamı Müsa Kazım Efendi: Hayatı ve Islam Düşüncesindeki Yeri', Müsa Kazım Efendi, Kül/iyat: Dinf ve ictimai Makaleler, (Giriş}, Ankara, 2002, s. 13-14.

ı Altunsu, Osmanlı ŞeyhO/islamları, s. 234-36. 3 Bu eser, Musa Kazım Efendi'nin el-KOl/iyat isimli eseri s. 243-259'da yer almaktadır. 4 Musa Kazım Efendi'nin Ahmed Mithat Efendi'ye verdiği tefsir dersleri esnasında Ahmed Mithat

Efendi'nin tuttuğu notlardan oluşan bu tefsir Bakara süresi 73. ayete kadardır. Geniş bilgi için bk.

Page 4: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Musa Kazım .Efendi Ve Kelam ilminin Islah ı. .. 201

3) Islam'da Cihad, Dersaadet Matbaa-i Hayriye, 1334.5

4) Sure-iihlas ve Alak Tefsirleri, Dersaadet Matbaa-i Hayriye, 1334. 5) Zevra ve Havra Tercümesi, Oarü'I-Hilafeti'I-Aiiyye, 1335.6

6) Kü//iyat-1 Seyhülislam Musa Kazım, istanbul: Evkaf-ı islamiyye Matbaası,

·1336.7 7) ei-Fetava ei-Kaz1miwe fi Islahi'I-Fetava et-Türkiwe.8

8) Tercüme-i VfJridaf.9

9) Tahkik-i Vahdet-i Vucüda Dair Bir Risa/enin Tercümesi.10

Bunların dışında bazı küçük çapta ilmi çalışmaları bulunan Musa Kazım

Efendi'nin Mekteb-i Sultani'de verdiği derslerden oluşan Akdü'I-Hakaik isimli matbu

bir akaid nsalesinin bulunduğu zikredilmektedir.11

3. Musa Kazım Efendi'nin ilmi ve Siyasi Yönü Musa Kazım Efendi, XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında

yaşamıştır. Osmanlı Devleti'nin çöküş döneminde yaşayan ve şeyhülislamlık gibi çok önemli bir makama ulaşmış olan Musa Kazım Efendi, dönemin yetiştirdiği pek çok

ilim adamı gibi devletin çöküşünü durdurmak için pek çok faaliyette bulunmuştur. O

dönem aydınlarının yaptığı gibi, Osmanlı devletinin çöküşünü durdurabilmek için ilmi ve siyasi arenada faaliyetler gösteren Musa Kazım Efendi, bu uğurda çok sayıda

yazı yazmış ve aktif olarak siyasi görevlerde bulunmuştur. ll. Meşrutiyet dönemine kadar klasik bir Osmanlı alimi olan ve bu dönemde ittihat ve Ter~kki Gerniyeti'ne üye

olan Musa Kazım, meşrutiyet rejiminin islam'ın temel ilkelerine uygun olduğunu

Koca, ·ıı. Meşrutiyet Döneminin Etkin .Şeyhülislamı Musa Kazım Efendi: Hayatı ve islam Düşüncesindeki Yeri", s. 16.

s Bu risale, Musa Kazım Efendi'nin el-Kül/iyat isimli eseri s. 310-321'de yer almaktadır. 6 Celaleddin ed-Devvani ö. 918/1512)'nin mebde' ve me'ad konusundaki ZevrfJ ve Havra isimli

eserinin tercümesidir. Bk. Koca, a.g.m., s. 16. 7 Musa Kfızım Efendi'nin çeşitli, dergilerdeki makaleleri, bazı risaleleri, konferansları ve

beyannamelerinden oluşan bir eserdir. Bu eser Ferhat Koca tarafından çok güzel bir dille sadeleştiriimiş olup, faydalı bilgiler içeren bir giriş ve notlarla birlikte neşredilmiştir (Ankara 2002).

8 Diyanet Işleri Başkanlığı Kütp. nr. 173, yazma,44 vr. Bk. Koca, a.g.m., s. 16-17. 9 Şeyh Bedreddin Simavi (ö. 82311420)'nin Vandat isimli eserinin tercümesidir. Bu eser yazma olarak,

Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağışlar, no: 2174 (1-58 vr.) ve Istanbul Belediye Kütp., Beldeiye, nr. K. 564 (1-96b vr.) Geniş bilgi için bk. Koca, a.g.m., s. 17.

1o Karamani Muhammed Cemaledin Nurı"'nin Risa/e·i Tahkik-i Vahdet-i VucOd isimli eserinin tercümesidir. Eser yazma halinde bulunmaktadır. Geniş bilgi için bk. Koca, a.g.m., s. 17.

11 Allunsu, Osmanlı Şeyhülislamlan, s. 2371; Albayrak, Son Devir Osmanli U/eması, 111/391; Koca, 'll. Meşrutiyet Döneminin Etkin Şeyhülislamı Müsa Kazım Efendi: Hayatı ve Islam Düşüncesindeki Yeri', s. 18.

Page 5: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Doç. Dr. Ömer AYDIN 202

savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik, meşveret, şura, meşrutiyet vb.

konulara ağırlık vermiştir. 12

Musa Kazım Efendi, bu kavramları savunurken dini deliliere başvurmakta, bunların lslam'a aykırı olmadiğını ortaya koymaktadır. O, Osmanlı devletinin

gelişmesi için Avrupa'dan bilim ve sanayinin alınması gerektiğini kabul ediyor; ancak

aniann ahlak ve geleneklerinin alınmasına karşı çıkıyor ve bunun ilerlemeye mani olacağını savunuyor.13 Der ki: "Fakat onların bütün adetlerini, ahlakını yaşama

kurallarını ve hayat tarzlarını kabul edemeyiz."14

Musa Kazım Efendi, şeyhülislamiiğı sırasında teşkilatta bazı reformlar yapmaya çalışmıştır.ıs O, masonlukla suçlanmış, yaşadığı dönemde olduğu gibi

günümüzde de bu yaftadan kendini kurtaramamıştır.ıs Kendisinin mason olmadığını

bir beyanname yayınlayarak açıklamıştır: "Hususi ahvalimden bahsetmek, meslek ve meşrebime dair izahat vermek

dünyada hoşlanmadığım ahvalden ise de haiz olduğum makamın ulviyeti itibariyle,

bana vuku bulan taarruzlara karşı sükütu ihtiyar eylemek maslahata muvafık

olmayacağından bu babta mecburiyet h asıl olduı... Uzun senelerden beri dış

temizliğe itinada herdevam olduğum gibi, saliki bulunduğum Nakşibendi tarikatinin bu

abd-i acize bahşetmiş olduğu manevi teyizler sayesinde has ıl eylediğim kal b temizliği ve ruh safiyetini beşer kederlerinden muhafazaya dikkat eylemektey im ...

Binaenaleyh, islam dinine muhalif olup bana isnat olunan bir mezhep ·veya mesleği

ke~al-i şiddetle reddeder ve memleketin selameti ve diyanetin sıyaneti namına bu gibi tesviiata (kötü bir Şeyi güzel göstererek aldatmalara) asla ehemmiyet

vermemelerini ve o gibi batılları bütün kalbleriyle, lisanlarıyla red eylemelerini bütün islam ahaliye tavsiye eyler ... , bu gibi merdut ve mentur sözlere asla kulak asılmamasının kat'i surette lüzumunu, çünkü selameti din ve dünyanın ancak bu noktada bulunduğunu halisa~e ihtiyar eylerim."17

ıı Bk. Musa Kazım, Kül/iyat, Evkaf-ı isıamiyye Matbaası, 1336, s. 5·12, 33-36, 68-73, 84-87,102-106, 243-285; krş. Feryal Tansuğ, ·ıı. Meşrutiyet Döneminde Islamcılık ve Şeyhülislam Musa Kazım Efendi", Doğu Batt, Sayı : 3, (Mayıs 1998), s. 119-132.

13 ismail Kara. islametiaf/n Siyasi Görüşleri, Istanbul, 1994, s. 47. 14 Musa Kazım, Kül/iyat, s. 272. . 15 Aitunsu, Osman/t Şeyhillislamlan, s. 236. . 16 Can Kapyalı, ·sufızm ve Franmasonluk-Şeyhül Islam Musa Kazım Efendi (1865-1920)', .Mimar

Sinan, 1998, no: 109, s. 37-51 ; ' 17 Yakın Tarihimiz, Sayı: 3, 15 Mart 1962, s. 94; krş. Altunsu, Osmanlt Şeyhülislamlan, s. 234-35.

Page 6: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Musa Kazım Efendi Ve Kelam ilminin Islah ı. .. 203

c) Kelam Kitaplarının Çağın ihtiyaçlarına Göre lslahı ve Yazılması Musa Kazım Efendi, Mekteb-i Sultani'de Akaid muallimliği yapması hasebiyle

Kelam'a ilgi duymuş, dönemin birçok alimi gibi kelam ilminin yenileşmesi üzerinde

·durmuştur. Birçok kelamcı bu konudaki görüşlerini kitaplarda dile getirirken, Musa o •

Kazım kelam kitaplarının ıslahını ve yeniden yazılmasını bir konferansta gündeme getirmiştir. ıs

Musa Kazım, öncelikle çok kısa bir kelam tarihi öz~ti verir: O Hz. Peygamber (s.a.) dönemindeki durumu şöyle ifade eder:

vsadr-ı ·islam'da yalnız eha~is ve ayatın me'ani-i zahiresiyle iktifa olunurdu.

Bihassa peygamberimiz zamanında herkes şüphe ettiği meseleyi bizzat Hz. ResGI'e

sorar, hallederdi. Kitap yazmaya, okumaya lüzOm yoktu. Gerek dine, gerek dünyaya ait şeyler, her ne olursa olsun hep böyle hallolunurdu. Kitap te'lifıne lüzGm

görülmezdi."19

Musa Kazım Efendi, islam dünyasına kitap telifine nasıl, niçin ve ne zaman başlandığın ı şöyle ifade eder:

"Çünkü teşettüt-ü ara' (farklı görüşler) vuku bulursa, ihtilaf-ı ara' hasıl olacak, ehal-i islamiy}te arasında tefrika meydana gelecektir. Halbuki tefrika meydana

gelince kuvvet zail olup sonra -ma'azallah- bütünümmet mahv olacaktı. Bunun için ihtilafları kaldırmaya çalıştılar. Hakkı batıldan tefrika uğraştılar. işte o vakit kitaplar telifine başlandı. •2o

Bu dönemde özell_ikle kelam konusunda kitaplar yazıldığını ve buplann

faydasının görüldüğünü belirten Musa Kazım Efendi, bu kitaplarda felsefi konuların olmadığını , zira o dönemde felsefenin henüz islam dünyasına girmediğini

vuryulamaktadır. Bu dönemde hermeselenin bir ayet veya bir hadisle ispat edildiğini söylemekte ve "U lemay-ı mutekaddimfnin mesleği bu idi. Çünkü, ihtiyaç o nisbette idi" demektedir.21

Daha sonra felsefenin tercüme edilerek islam dünyasına girdiğini söyleyen Musa Kazım Efendi, Islam dünyasında o zamana kadar bilinmeyen MeşşaiyyOn ve

Tabi'iyyOn gibi ekallerin duyulmaya başladığını, bunlardan her birin iın taraftarları

18 Söz konusu konferans 20 Ağustos 1325 tarihinde Şehzade Kulübü'nde verilmiştir. Bk. Musa Kazı.m, Kül/iyat, s. 289.

19 Musa Kazım, Kül/iyat, s. 289. 20 Musa Kazım, Kül/iyat, s. 289. 21 Musa Kazım, Kül/iyat, s. 289.

Page 7: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Doç. Dr. Ömer AYDIN 204

olduğunu, ama az olduğunu; daha sonra Meşşaiyyün'un taraftarlarının çoğaidığını

belirtir. Dolayısıyla "onlara karşı dini müdafaa lazım geldi" der.22

Musa Kazım Efendi, Meşşailik; işrakilik gibi akımlara karşı dini müdafaa lüzumu hissedilince, bu yolda kitaplar yazılmaya başlandığını, dolayısıyla Kelam'a

felsefe karıştırıldığını, bunun da durumun gereğini olduğunu ifade eder ve buna

"ulemay-ı müteahhirinin ilm-i Kelam'ı" der.23

Musa Kazım Efendi, bu müteahhirfın kelam ilminin .ortaya çıkışını ve bu dönem kelamcılarının tavırlarını şöyle anlatır:

"Ewela ulema o ilimleri tahsil ettiler; sonra akaid-i islamiyyeyi felasifeye karşı

müfafaa ettiler, o yolda kitaplar yazdılar. Bir hayli zaman böyle devam etti. Sonraları işrakiyyün mezhebi pek revaç bulmadı. En çol< müdafta Meşşaiyyün'a karşı idi."24

Sonunda Meşşai ekôlünün yok olduğunu, yani ilimierin değiştiğini, ilimler değişince Meşşailerin dayandığı esasiannda alt üst olduğunu belirten Musa Kazım,

artık onlara karşı savunma yapmakta da bir fayda kalmadığın ı söyler. Musa Kazım'a

göre o ilimierin taraftarı kalmadığı, o ekolü benimseyen ve kabul eden kimse bulunmadığı için onlara karşı dini hükümleri müdafaa etme ihtiyacı kalmamıştır.25

Bu ekoller yıkılınca onların yerine Maddiyyun (Maddeciler) geldiğini ve Tabiiyyün (Tabiatçılar) ekolünün de gereği revaç bulduğunu, şimdi bunlara karşı savunma yapmak gerektiğini vurgulayan Musa Kazım, nasıl ki ketarn bilginleri ve özellikle müteahhir alimler hem Tabiatçılara hem Meşşailere hem işrakilere karşı

müdafaad~ bulundularsa ve başarı _gösterdilerse, "şimdi bize de zamanımızdaki

muanzlara karşı müdataada bulunmak lazım gelir' demektedir.26

Musa Kazım Efendi, "bizim yeni şeyler söylememize gerek yok, eskilerin müdataaları nı takip edelim" diyenlere şöyle cevap vermektedir: Şimdi "Bu alem on üç

küreden ibarettir. işte birincisi toprak, ikincisi su: Üçüncüsü hava, dördüncüsü ateş, dokuz da gezegen var. Bunlar birbirinin içindedir. Ve bu gezegenler ezeli ve ebedidir. Diğerleri de nevi ve cins bakımından ezeli ve ebedidir. Bu şekilde alem, kadimdir. •

diyen bir adam bulunmamaktadır. O hald.e, islam'ı müdaf~a edeceğiz diye, "Hayır, sizin kadim de.diğiniz doğru değildir, belki sonradan meydana gelmiştir." Böyle kendi

22 Musa Kazım, Külliyat, s. 289-90. 23 Musa Kazım, Kül/iyat, s. 290. 24 Musa Kazım, Kül/iyat, s. 290. 25 Musa Kazım, Kül/iyat, s. 290. 2s Musa Kazım, Kü/liyat, s. 290.

Page 8: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Musa Kazım Efendi Ve Kelam ilminin lslahı ... 205

kendimize bağıralım . Ne çıkar? Bugünkü felsefeciler bizim dediğimiz gibi diyor. "Evet,

yeryüzü sonradan meydana gelm iştir. O üzerindeki yaratıklar da sonradan meydana gelmiştir. "27

Musa Kazım'a göre şimdiki filozofların inançları şudur: "Şu uzay sonsuzdur.

içinde bulunan yıldızlar da aynı şekilde sonsuzdur. Ve bu yıldızlar suret itibariyle

sonradan meydana gelmiştir. Yalnız kadim olan asli cüzleri, ferdi cüzlerdir. Bu dünyada hiçbir suret yoktur ki, sonradan meydana gelmiş olmasın,; h~psi sonradan

meydana gelmiştir. Ancak ferdi cüzleri ebedidir." Dolayısıyla kalkıp da bunlara karşı, "Gezegenler kadim değildir, sonradan meydana gelm iştir." dersek bize güleı1er. -Ne söylüyorsun? derler. Şu halde görülüyor ki, zamanımııda dersleri buna göre

düzeltmek lazımdır. Zamanımızdaki felsefecileri re~dedecek kitaplar yazılmasına şiddetle ihtiyaç vardır.2a

Musa Kazım, "Ne olursa olsun, biz önceden söylenen sözleri tekrar edeceğiz" denirse, bununla din müdaf~a edi lm iş olamayacağını söylemektedir. Öte yandan

Meşşailer, Genab-ı Hakk'ın varlıgını kabul etmektedirler: "Allah vardır, elbet bu kainatın ilk illet'i vardır ki, Vacibu'I-Vücud'dur. fakat Vacibu'I-Vücud, fail-i mücibtir;

fail-i muhtar değil. Bunun için alem kadimdir. Çünkü fail-i mücibden sudür eden şey ezeli olur. Binaenaleyh Allah mücib, alem kadimdir. Çünkü alem ondan sudüretmiş

ve bi'l-icab (zorunlu olarak) sudu.r etmiştir" diyorlardı. Biz, buna karşı o zamanlar demiştik ki: "Hayır, Allah fail-i mücib değil, fail-i muhtardır." Şimdi, bugünkü fılozoflara karşı bunu söylersek bize gülerler. "Siz neler söylüyorsunuz?" derler. Onun

nazariyesine göre, Allah yok. Nerede kaldı ki, mucib yahut muhtar olsun. Şu halde,

bunlara mücib fail, muhtar fa il meselelerini söylemekte yarar yoktur.29

Musa Kazım, eski filozofların, "Genab-ı Hakk'ın sıfatı yoktur. Kendisi hakiki

tektir. Binaenaleyh, O'nda bir takım sıfat düşünülmesi batıldır. Madem ki, Vacibu'I­

Vücuddur, ihtiayaçtan beridir. Eğer kendisJne sıfat olursa, nasıl hakiki tek olur? Sonra, sıfata da ihtiyacı lazım gelir. Halbuki, ihtiyaç Vacibu'I-Vücud'a aykırıdır. O

bizzat kaim, bizzat alim, bizzat kadir, bizzat müriddir .... ilim, zatının aynı; kudret, zatının aynı ; bütün sıfatlar dediğimiz şeyler, zatının aynıdır." görüşlerini Mu'tezile'nin de benimsediğini söyler. Ona göre bu yolda müdataada bulunsak, "Hayır, Genab-ı Hakk'ın sıfatları vardır. Allah ilmiyle alim, kudretiyie kadir, hayatıyla h.ayydır,

v Musa Kazım, Külliyat, s. 290-91. -2a Musa Kazım. Kül/iyat, s. 291 . 29 Musa Kazım, Kül/iyat, s. 291 -92.

Page 9: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Doç. Dr. Ömer AYDIN 206

iradesiyle müriddir, kelamıyla mütekellimdir." diye, karşıtlarımıza söz söyleyecek olursak, bu esası kabul etmediklerini söyleyeceklerdir k, bu durumda sıfat

meselesinden bahsetmenin bir anlamı yoktur. 30

Sonuç olarak bugün bizim muarızların, yani felsefecilerin uiUhiyet ve nübüweti kabul etmediklerini, gerçekte bazı Tabiatçılar'ı uluhiyeti kabul ettiklerini,

ancak, onların Allah dedikleri şeyin, yine tabiat olduğunu belirten Musa Kazım Efendi,

"Bize en lazım olan husus; Kelam ilminin kitaplarını bugünkü ihtiyaçlara göre yazmaktır."31

Çağın ihtiyaçlarına göre bir Kelam kitabı yazmak· için öncelikle muarızların

ilimlerini bilmek gerektiğini vurgulayan Musa Kazım, bugünkü bilgilerimiıle

müdataaya yeltenirsek gülünç olacağımızı söyler. Ona göre bu hususta taassup göstermenin bir yararı yoktur; aksine zararı vardır.32

d) Sonuç ve Değerlendirme

· XIX. yüzyılın ikinci yarısında ve XX. Yüzyılın başlarında batıdan gelen bazı fikir akımları Türkiye'de yayılmaya başladı. Bu akımların etkisiyle Kelam ilminde

yenilenme düşünceleri ortaya atılmaya başlandı. Bu dönemde Materyalizm, Pozitivizm, Darvinizm ve Ateizm gibi akımlar islam dünyasında, özellikle Osmanlı

devletinin hakim olduğu yerlerde taraftar bulmaya başladı. Bu akımların ihtiva ettiği prensip ve ilkeler temel islam inançlarıyla uyuşmuyordu. Bu şartlar altında

kelamcılar,"islam inançlarını savunma ve zararlı akımları eleştirme arayışına girdiler.

~ll. yüzyıldan önce Osmanlı Devleti ve bütün islam dünyası, batıdaki

bilimsel ve teknolojik gelişmelerin farkında değildi. XVII. Yüzyılın sonlarına doğru bazı Osmanlı aydınları batıdaki gelişmelerin farkına vararak yeni arayışlara girdiler.

1839'da Tanzimat'ın ilanıyla birlikte Osmanlı devleti kapılarını batıya açtı. Felsefi eğitim almak amacıyla Fransa, Almanya, ingiltere ve Amerika gibi devletlere

öğrenciler gönderildi. Bu öğrenciler, batıda gelişen fikir akımlarının etkisinde kalarak bunlan Osmanlı ülkesine taşıdılar. Aydınlanma çağından Fransız devrimine kadar

gelişen fikirler Tanzimat'tan sonra Osmanlı devletine girmeye ~ başladı. Aydınl~mma'nın Türkiye'deki temsilcileri ibrahim Şinasi {1826-1871), Münif Mehmed Paşa (1828-1894), Ali Suavi (1839-1878) ve Ahmed Midhat Paşa (1842-1912) gibi şahıslardı. Meşruiliyel döneminde ise Materyalizm, Pozitivizm, Mekanik Evrimcilik

30 Musa Kazım, Küfliyat, s. 292. ll Musa Kazım, Küfliyat, s. 291. 32 Musa Kazım, Kül/iyat, s. 291.

Page 10: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Musa Kazım Efendi Ve Kelam ilminin Islah ı. .. 207.

gibi konulardaki yayınlar arttı. Birçok Türk aydın ı bu konularda yazılar yazdılar. Baha

Tevfik (1884-.1914), Beşir Fuat (1852-1887), Ahmed Şuayb (1876-1910), Memduh Süleyman (1877-1920), Abdullah Cevdet (1869-1931), Celal Nuri Ileri (1877-1939) vb. bunlardandır.JJ

Hem medreselerdeki bozulma hem de batıdan gelen bu fikir akımlarının

etkisiyle pek çok Osmanlı alimi Kelam'da yenilik arayışlarına girmiştir ve bu konuda yazılar yazmışlar ve ko~uşmalar yapmışlardır. islam aleminde d,e bu arayışlar içinde

olan Muhammed Abduh (ö. 1905}, Seyyid Ahmed Han {ö. 1898), Şibli Numani {ö. 1914) ve Muhammed ikabl (ö. 1938) gibi şahsiyetlerin yanında, Osmanlı ülkesinde

Abdullatif Harputi (1842-1912}, Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi (1865-1914) , izmii1i ismail Hakkı {1868-1946) gibi şahıslar da Kelam'da yenilik hareketinin

öncülerindendir. Bunlar, yeni ilm-i Kelam denemeleri yapmışlardır. Tebliğimizin

konusu olan Musa Kazım Efendi de bu konuda bir konferans vermiş ve görüşlerini gündeme getirmiştir. Onun görüşleri ile yukarıdaki Kelam ilminde yenileşmeyi

savunanların görüşleri aynı doğrultudadır. Ancak Musa Kazım'ın da dediği gibi Kelam

ilmi tarihse! süreç içinde devamlı olarak kendini çağın ihtiyaçlarına göre yenileyen bir

ilimdir. O halde bütün Islami ilimler içinde sadece Kelam ilminin yenilenmesi dile getirilmiştir? Diğer ilimierin yenişleşme ihtiyacı yok mudur? Mesela tefsir ilminde, fıkıh

ilminde yenileşme ihtiyacı yok muydu? Bunun çok değişik sebepleri olabilir. Bize göre en başta gelen sebep hastalığa teşhiste hata yapılmış olmasıdır. Zira Osmanlı

devletinin çöküşü medreselerdeki bozulmaya, medreselerdeki bozulmanın

sebeplerinden birinin de oralarda Kelam kitaplarının okurulması gibi bir riedene bağlanmıştır. Halbuki bir devletin çöküşü tek bir sebebe irca edilemez. Bir devletin

çöküşünün çeşitli sosyolojik ve siyasal sebepleri vardır. Öte yandan bir ülkede

sadece bir kurumun geri kalmasıyla o ülke çökmez. Diğer kurumlar sağlam ise onu ıslah eder. Bilindiği üzere Osmanlı devleti ilk olarak ge'rilediği askeri alanda

hissetmiştir. Savaşlarda yenilmeye başlayınca arayışlar içine girmiştir. Bu durumda

devletin çöküşünden sadece medreseler sorumlu olamaz. Olsa olsa siyas~l, sosyal, ekonomik ve ilmi alandaki gerilemenin mecmuunun bunda etkisi vardır.

Eğer islami ilimlerde bir yenileşme alacaksa, bu niçin dinamik bir ilim olan ve tarihsel süreçte devamlı surette kendini yenileyen Kelam.gibi bir ilirnde olsun. Tefsir

33 Ömer Aydın, 'Kalam between Tradition and Change: The Emphasis on Understanding Calssical lslamic Theology in Relation to Westem lntellectual Effects', Change and Essence, Jhe Council for Research in Values and Philosophy, Washington D.C., 2005, s. 103-109. ·

Page 11: TÜRKuiSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZÜRUM Sempozyumu …isamveri.org/pdfdrg/D234989/2007/2007_AYDINO.pdfDoç. Dr. Ömer AYDIN 202 savunmuş, özellikle medeniyet, ıslahat, yenilik,

Doç. Dr. Ömer AYDIN 208

niçin kendini yenilemesin? içinde israiliyyat ve hurafe .dolu olan tefsir kitaplan söz konusu medreselerde okutulmadı mı? Zaten tefsir dediğimiz kitaplardan fıkhi, kelami

konulan ve gramer bilgilerini çıkardığımız zaman geriye ne kalıyor? Sadece Kur'an-ı

Kerim m~trıi! Diğer pek çok islami ilmin durumu da tefsirden pek farklı değil! Sonuç olarak Musa Kazım ve benzeri zatlar, zaten Kelam ilminin doğal

yapısında bulunan bir hususu dile getirmişlerdir. izmirli gibi yazarlar da bunun

uygulamalı örneklerini vermişlerdir. izmlrli'nin kitabına baktığımızda yeni adına bulabileceğimiz Materyalizm ve Pozitivizm'in eleştirisinden başka bir şey değildir. Yapılan güncel olmayan bilgilerin alınmayarak eskinin bir özetinden ibarettir.