tÜrksoy dergisi 47. sayısı

108

Upload: uluslararasi-tuerk-kueltuerue-teskilati

Post on 25-Jul-2016

270 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 2: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 3: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 4: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

2

ISSN: 1302-6569

Sayı: 47 • Güz 2015

Yaygın Süreli Yayın,

Üç ayda bir yayımlanır.

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu

Yazı İşleri Müdürü ULUSLARARASI

TÜRK KÜLTÜRÜ TEŞKİLATI Adına

Prof. Dr. Fırat PURTAŞ

Yayına Hazırlayan:

Salim EZER

Yayın Kurulu:

Elçin GAFARLI (Azerbaycan)

Malik OTARBAYEV (Kazakistan)

Hojogeldi KULUEV (Kırgızistan)

Liliya SATTAROVA (RF, Tataristan)

Güler FEDAİ (KKTC)

Timur DAVLETOV (RF, Hakasya)

Sancar MÜLAZIMOĞLU

Arman NURMAKHAMATULY

Volkan YEŞİLAY

Şehnaz BURHANEDDİNOVA

Laura ÇETİN

Ayşe KAVUNCU

Fotoğraflar:

Güler FEDAİ

Çeviri (Rusça-Türkçe):

Liliya SATTAROVA

Albina TUZLU

Çeviri ve Redaksiyon (Türkçe-İngilizce):

Yasemin VAUDABLE

Dergi Baskı:

Orient Yayıncılık Salmat Basım Ltd. Şti

Büyük Sanayi 1.Cadde No: 95/1

İskitler Altındağ - ANKARA

Basım Tarihi: 01/11/2015

Dergi Yönetim Yeri ve Adresi:

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı

Ferit Recai Ertuğrul Caddesi No. 8

Oran 06450, ANKARA / TÜRKİYE

Telefon: +90 312 491 01 00 pbx

Faks: +90 312 491 01 11

www.turksoy.org.tr

Tasarım - Baskı Hazırlık

Koordinatör

Mehlika GİDER

Görsel Yönetmen

Mustafa CİNGÖZ

KISA KISAKOPOTKO

EĞİTİM VE KÜLTÜR KÖPRÜSÜ: AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİУНИВЕРСИТЕТ ИМЕНИ АХМЕДА ЯСАВИ: МОСТ КУЛЬТУРЫ И ОБРАЗОВАНИЯ

TÜRKSOY ULUSLARARASI GENÇLİK KOROSUМОЛОДЕЖНЫЙ КАМЕРНЫЙ ХОР ТЮРКСОЙ

DOĞUMUNUN 200. YILINDA OZAN SÜYİNBAY ANILDI200-ЛЕТИЕ КАЗАХСКОГО АКЫНА СУЮНБАЯ

ICTM 43. DÜNYA KONFERANSINA KAZAKİSTAN EVSAHİPLİĞİ YAPTI

43-Й ВСЕМИРНЫЙ МУЗЫКАЛЬНЫЙ КОНГРЕСС ICTM ПРОШЕЛ В КАЗАХСТАНЕKOSOVA’DA TÜRKÇENİN NÖBETİNDE BİR TİYATRO:NAFİZ GÜRCÜALİ TÜRK TİYATROSUТЕАТР В КОСОВЕ НА СТРАЖЕ ТУРЕЦКОГО ЯЗЫКА: ТЕАТР ИМЕНИ НАФЫЗАГЮРДЖУАЛИ

UZAĞI YAKIN EDEN, YAKINI ENGİN KILAN HAKAS HALK OZANI SEMEN KADIŞEVХАЙДЖИ СЕМЕН КАДЫШЕВ И ХАКАССКИЕ ГЕРОИЧЕСКИЕ СКАЗАНИЯ

TÜRK DÜNYASININ ORTAK OYUNLARINDAN DOKUZ KUMALAKСТРАТЕГИЧЕСКАЯ ИГРА: ДОКУЗ KУМАЛАК (TОГУЗ KОРГООЛ, МАНГАЛА)

TUVALLERDE BİRLEŞEN TÜRK DÜNYASIВСЕ КРАСКИ ТЮРКСКОГО МИРА

KAYYUM NASIRİ BİLİM ADAMI, PEDAGOG, ANSİKLOPEDİCİКАЮМ НАСЫРИ - УЧЕНЫЙ, ПЕДАГОГ, ЭНЦИКЛОПЕДИСТ

DEDE KORKUT DEDİĞİMİZ TONYUKUKТОНЬЮКУК, ИЛИ ДЕДЕ КОРКУТ

İKİ BÜYÜK ENVANTER ÇALIŞMASI: TÜRK DÜNYASI KÜLTÜREL MİRASI VESOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASLARIСОЗДАНИЕ СВОДА КУЛЬТУРНОГО НАСЛЕДИЯ ТЮРКСКОГО МИРА

BAYANAY ALGIHA BAYANAY’IN DUASIБАЯНАЙ AЛГЫХА - МОЛИТВА БАЯНАЯ

RÜYA GİBİ BİR KENT: ABAKANГОРОД СКАЗКА: АБАКАН

KUZEY KIBRIS MUTFAĞININ DOYUMSUZ LEZZETLERİ...НЕЗАБЫВАЕМАЯ КУХНЯ СЕВЕРНОГО КИПРА

İNGİLİZCE ÖZETABSTRACTРЕЗЮМЕ НА АНГЛИЙСКОМ ЯЗЫКЕ

6

14

24

30

34

42

46

52

56

62

66

72

78

82

86

92

Page 5: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

3

İÇİNDEKİLERСодержание / Contents

14

24

30

34

42

46

52

56

Page 6: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

4

Editördenот редактора

Sevgili Okurlar,TÜRKSOY dergisinin kırkyedinci sayısıylayeniden karşınızdayız. TÜRKSOY dergisiekibi olarak, son sayımızdan buyanagerçekleştirdiğimiz faaliyetlerin öneçıkanlarını sizler için derledik. Bu sayımızdada tıpkı önceki sayılarda olduğu gibi ilginiziçekeceğini düşündüğümüz pek çok farklıkonuya değinmeye çalıştık.Dergimizin ilk sayfalarında her zamanki gibi‘’Kısa Kısa’’ ismini vermiş olduğumuzbölümümüz yer alıyor. Ardındanbağımsızlıklarının ilanının üzerindenyaklaşık yirmi beş yıl geçen Türkcumhuriyetleri arasındaki ekonomik,kültürel ve sosyal işbirliğinin önemli birmeyvesi olan Ahmet Yesevi UluslararasıTürk-Kazak Üniversitesi’ni sizlere tanıtmakistedik. Ülkelerimiz arasında, özellikleeğitim ve kültür alanında köprü vazifesigören üniversitenin geçmişten günümüzegelişimi, sunduğu fırsatlar ve daha pek çokilginç konuyu, üniversite Mütevelli HeyetBaşkanı Prof. Dr. Musa Yıldız ile yaptığımızropörtajdan öğrenebilirsiniz.TÜRKSOY Gençlik Korosu, kendini sürekligeliştiren ve yeniliklere imza atanteşkilatımızın bu yılki en başarılı projelerdenbiri oldu. Türk dünyası orkestra ve korolarıarasında repertuvar, şef, müzisyendeğişimlerinin yapılabilmesi ve Türkmüziğinin dünyaya tanıtılması amaçlarıdoğrultusunda, Türk cumhuriyetlerininönde gelen konservatuarlarından seçilenbaşarılı genç müzisyenlerin bir arayagetirilmesiyle kurulan bu özel koro, kısasürede dünya çapında önemli başarılaraimza attı. Genç yeteneklerin bir araya gelişhikayesine ve başarı serüvenine ilerleyensayfalarımızda sizlerde tanık olacaksınız.TÜRKSOY, Türk dünyası kültür ve sanatyaşamına ölümsüz eserler armağan edensaygın şahsiyetlerin eserlerinin yaşatılmasıve gelecek nesillere aktarılması amacıyla yılboyu pek çok anma etkinliğidüzenlemektedir. Söz konusu etkinliklerkapsamında, Kazak ozanı, atışma sanatıustası, akınlık ve jıraulık sanatının efsanesiSüyinbay Aronulı’yı bir dizi etkinlikle andık.Doğumunun 200. yılında Türkiye’degerçekleştirdiğimiz etkinlikleri sizler içinkaleme aldık. Keyifle okuyacağınızıumuyoruz.

Дорогие читатели,

В очередном сорок седьмом выпускежурнала ТЮРКСОЙ, который Вы держитев руках, мы информируем о самыхважных событиях в жизниМеждународной организации, а такженовостях тюркских стран. Вниманиючитателей предложен краткий обзорпоследних мероприятий и новостей, атакже некоторые темы, которые мысочли важными на данном этапе.

Приближается двадцать пятаягодовщина независимости тюркскихстран, одним из важных результатовсотрудничества которых являетсяМеждународный Турецко-КазахскийУниверситет имени Ахмеда Ясави,который мы представляем на страницахжурнала. Об университете, ставшеммостом в сфере образования и культурымежду разными странами, его развитии идостижениях рассказывается в интервьюс Президентом Полномочного советаМусой Йылдызом.

Одним из самых успешных проектовТЮРКСОЙ в текущем году было созданиеМолодежного камерного хора.Созданный с целью популяризациимузыки тюркских народов, обновлениярепертуара, обмена музыкантами ихормейстерами хор, состоящий измолодых музыкантов, вскоре добилсяуспехов и получил награды намеждународных хоровых играх. Настраницах журнала можнопознакомиться с историей созданияэтого молодого коллектива и егодостижениями.

Небосклон тюркской культуры освещаютплеяды выдающихся мастеров.Вспоминая о них, мы протягиваем нитьиз прошлого в будущее нашегоискусства, осуществляемпреемственность творческого опыта.Среди таких имен – Суюнбай Аронулы,великий казахский акын, 200-летиекоторого было отмечено ТЮРКСОЙ вАнкаре. О торжествах в честь мастераказахского айтыса мы рассказали вспециальном материале.

Page 7: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

5

Müzik, TÜRKSOY’un çalışmalarında önemlibir yere sahiptir. Uluslararası GelenekselMüzik Konseyi ve TÜRKSOY işbirliği ilegeçtiğimiz yıllarda pek çok başarılı projegerçekleştirme fırsatı yakaladık. Kültürhazinemizin değerli parçalarından biri olangeleneksel müziğimizin korunması vegelecek nesillere aktarılması alanında büyükkatkılar sunan işbirliğimiz, 43 ICTM DünyaKonferansı’nın Kazakistan’dagerçekleştirilmesi ile dahada güçlendi.Geleneksel müzik alanındaki en büyüketkinliklerden biri olan ICTM DünyaKonferansı’nın ilk kez Türk dünyası’ndagerçekleştilmesinden dolayı büyük mutlulukduyduk. Konferans süresince yaşananları veTÜRKSOY, ICTM işbirliğini sizler içinderledik.

TÜRKSOY Dergisi’nin önemli başlıklarındanolan “Portre” bölümünde bu kez sizlereünlü Tatar dilbilimcisi Kayyum Nasıri’yitanıtıyoruz. Ünlü bilim adamının hayatı,eserleri ve TÜRKSOY’un Kayyum Nasırianısına düzenlediği sempozyum hakkındabilgilerin paylaşıldığı yazıyı Kazan FederalÜniversitesi’nden R. R. Zamaletdinova veA.Ş. Yusupova, TÜRKSOY okurları içinhazırladı.

TÜRKSOY Kütüphanesinden yayınlarıtanıttığımız bölümde ise Ahmet YeseviÜniversitesi ve TÜRKSOY işbirliği ilehazırlanan “Türk Dünyası Kültürel Mirası”ve “Türk Dünyası Somut olmayan KültürelMirasları” adlı iki envanter çalışmasına yerverdik. Bu eserlerle birlikte, Türk dünyasınınsomut ve somut olmayan kültürelmiraslarının büyük kısmı arşivlenmiş vekaydedilmiş oldu. Söz konusu eserlerikeyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.

TÜRKSOY’un amacını ve varlık gerekçesinibirkez daha hatırlatarak sizleri Türkcoğrafyasında keyifli bir yolculuğaçıkaracağını umduğumuz dergimizin busayısında yer verdiğimiz içerikler yukarıdabahsettiklerimizle sınırlı değil. İlginiziçekecek pek çok farklı konuyu ilerleyensayfalarımızda bulabilirsiniz. Dergimizikeyifle okumanızı diliyor ve yeni sayımızdabuluşuncaya kadar hoşçakalın diyoruz.

Музыкальное искусство занимает особоеместо в деятельности ТЮРКСОЙ. Впоследние годы очень результативнымбыло сотрудничество Международнойорганизации тюркской культуры и ICTM –Международного совета потрадиционной музыке, совместно скоторым осуществлено несколькозначимых проектов. Все они былипосвящены проблемам сохранения итрансляции последующим поколениямтрадиционной музыки тюркского мира;не стал исключением 43-й Всемирныйконгресс ICTM, прошедший в Астане.Этот крупнейший профессиональныйфорум музыковедов впервые прошел водной из тюркских стран, что не можетне радовать. Итоги конгрессарассмотрены в отдельном материалевыпуска.

В этом выпуске рубрика «Портрет»посвящена жизненному пути видноготатарского просветителя и писателяКаюма Насыри. В материалепрофессоров Казанского ФедеральногоУниверситета Р.Р.Замалетдинова иА.Ш.Юсуповой рассказывается о жизни итворчестве выдающегося ученого, атакже Симпозиуме, организованномТЮРКСОЙ в честь 190-летия КаюмаНасыри.

Библиотека ТЮРКСОЙ пополниласьизданиями, осуществленными совместнос Университетом имени Ахмеда Ясави.Это Реестр культурного наследиятюркского мира и Реестрнематериального культурного наследиятюркского мира, работе над которыми мыпосвятили статью в отдельной рубрике.

Материалы выпуска, посвященныеразным сферам культуры и деятельностиТЮРКСОЙ, вновь пригласят вас ккультурному путешествию побескрайним просторам тюркского мира.Желаем вам интересного чтения,

Редакция журнала ТЮРКСОЙ

Page 8: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

6

KIS

A K

ISA

//

T.C. Kültür ve TurizmBakanı Yalçın TopçuTürk DünyasıTemsilcilerini Kabul Etti

Министр культуры итуризма ТурецкойРеспублики Ялчин Топчувстретился спредставителямитюркских стран

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı heyeti, Türkiye Cum-huriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Yalçın Topçu’yakutlama ziyareti gerçekleştirdi.

Ziyarete TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Fırat Pur-taş,  TÜRKSOY Üye Ülkeleri Kültür Bakanlıkları  Temsilci-leri ve TÜRKSOY çalışanları katıldı.

Sayın Topçu’ya yeni görevinde başarılar dileyen TÜRK-SOY Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş, gü-nün anısına Türk dünyasının birlik ve beraberliğinisembolize eden üzerinde Türk Cumhuriyetlerinin bay-raklarının yer aldığı tabloyu armağan etti.

Bakan Topçu, Türk dünyasının temsilcilerini kabul et-mekten dolayı büyük memnuniyet duyduğunu dilegetirerek; ’’Her bir insanın olduğu gibi her bir milletinde karakteristik özellikleri vardır. Türk milletinin en bi-lindik karakteristik özelliği ahlaklı ve merhametli oluşu-dur. Savaşta da, barışta da, milletimiz bu özelliğini tümdünyaya göstermiştir. Bu anlamlı tabloyu bakanlığımı-zın baş köşesine asacağız’’ dedi.

İşte Birlik İçin İlk AdımıBakan Topçu AttıZiyaret sırasında TÜRKSOY tarafından hediye edilenTÜRKSOY üyesi ülkelerin masa bayrakları, Bakan Top-çu ve odada bulunan  misafirler tarafından hazırlandı.Bakan Topçu’nun; ‘’bu bayraklar bizim kutsalımız, ge-lin hep beraber işte birlik ülküsünden yola çıkarak buişi hep beraberce yapalım’ demesinin üzerine  heyettebulunan temsilcilerin her biri kendi ülkelerinin bay-raklarını hazırlayarak Bakan Topçu’ya takdim etti. Tak-dim edilen bayrakları makamına yerleştiren BakanTopçu, TÜRKSOY heyetine ziyaretleri için teşekkürleri-ni sundu.

Делегация Международной организацииТЮРКСОЙ нанесла визит министру культуры итуризма Турции Ялчину Топчу и выразилапоздравления в связи с вступлением вдолжность. Вместе с заместителем Генеральногосекретаря ТЮРКСОЙ Фыратом Пурташем своипоздравления выразили представителиминистерств культуры стран-участниц ТЮРКСОЙи сотрудники Генерального секретариата.

Профессор Фырат Пурташ от имениМеждународной организации ТЮРКСОЙвыразил министру пожелание успехов на новомпосту и преподнес в память об этом событиикартину, символизирующую единство исотрудничество всех тюркских стран.

В свою очередь министр выразил благодарностьТЮРКСОЙ и лично представителям тюркскихстран. «У каждого народа, как и у отдельногочеловека, есть только ему свойственные чертыхарактера. Турецкий народ известен своейвысокой нравственностью и способностьюсострадать. Наш народ продемонстрировал этикачества и на войне, и в мирное время».

Министр Ялчин Топчу показалпример сотрудничества

В ходе визита представители стран ТЮРКСОЙпреподнесли министру настольные флаги своихгосударств, которые были тут же установлены вкабинете министра совместно всемиучастниками встречи. «Эти флаги священны длявсех нас», - сказал министр, выразивший такжеблагодарность всей делегации ТЮРКСОЙ.

Page 9: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

7

KIS

A K

ISA

//

TÜRKSOY ve Keimyung ÜniversitesiArasında İşbirliği Anlaşması İmzalandıПодписано соглашение между ТЮРКСОЙ и Университетом Кемён

TÜRKSOY’un Türk cumhuriyetleri arasında oluştur-

duğu kültür köprüsü sınırları aşarak genişliyor. Avru-

pa ve Amerika kıtasında başarılı işbirliklerine imza

atan TÜRKSOY son olarak Kore’nin en büyük üniver-

sitelerinden biri olan Keimyung Üniversitesi ile işbir-

liği anlaşması imzaladı. Üniversite’nin mütevelli he-

yeti başkanı Prof.Dr. Synn Ilhi başkanlığındaki heye-

tin TÜRKSOY’a gerçekleştirdikleri resmi ziyaret sıra-

sında imzalanan anlaşma kapsamında müzik, el sa-

natları ve folklor alanında Türk cumhuriyetleri ve

Kore arasında işbirliğine gidilmesi öngörülüyor.

İmzalanan anlaşma kapsamında ayrıca sergiler ve

çeşitli konser etkinlikleri düzenlenmesi planlanır-

ken, üniversite ilk olarak tüm Türk cumhuriyetlerin-

den bilim adamları ve sanatçıların katılacağı uluslar-

arası bir sempozyuma da ev sahipliği yapacak.

ТЮРКСОЙ расширяет культурные связи с

тюркскими странами и другими регионами мира.

Вслед за мероприятиями в Европе и Америке

Международная организация подписала

Соглашение о сотрудничестве с одним из

крупнейших в Южной Корее университетом Кемён.

Соглашение, подписанное в ходе визита в

ТЮРКСОЙ делегации во главе с Президентом

Полномочного Совета Университета Кемён

профессором Синн Илхи, предполагает

расширение сотрудничества в сфере музыкального

искусства и фольклора, народного и прикладного

искусства.

В рамках данного сотрудничества Университет

планирует проведение выставок и концертов, а

также организацию международного симпозиума с

участием деятелей науки и культуры из тюркских

стран.

Page 10: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

8

KIS

A K

ISA

//

2015 Haldun Taner Yılı kapsamında Kazakistan’ın

"Güney Başkenti” olarak bilinen Almatı şehrinde bir

anma toplantısı gerçekleştirildi.

Haldun Taner’in doğumunun 100. yıldönümü nede-

niyle, 26 Mayıs 2015 tarihinde gerçekleşen anma et-

kinliği, Kazakistan Yazarlar Birliği’ne ait olan "Edebi-

yatçılar Evi” olarak bilinen mekanda yapıldı. Toplantı

vesilesiyle 2015 Haldun Taner Yılı kapsamında ger-

çekleştirilen piyes yarışmasının lansmanı da gerçek-

leştirildi.

Toplantının açılışında konuşan Kazakistan Yazarlar

Birliği Başkan Yardımcısı Ğalım Jaylıbay: "Bu ana ka-

dar Türk yazarlarından Aziz Nesin ile Nazım Hik-

met’in eserleriyle tanışmıştık. Sonraki dönemlerde

Haldun Taner’in birçok öykülerinin Rusçaya çevrildi-

ğini gördük. Maalesef bizim coğrafyamızda bu de-

ğerli yazar pek tanınmıyor. Dönemin konjektürünü

de düşünecek olursanız bu çok garip bir durum de-

ğil. Neyseki TÜRKSOY gibi bir kurum var. TÜRKSOY

eksikliği tamamlayarak adeta bir altın köprü vazifesi

görmektedir. Haldun Taner Yılı hepimiz için kutlu ve

bereketli bir yıl olsun. Zira bu sadece bir kişinin de-

ğil, edebiyatın, söz denen mukaddes kavramın yılı-

dır,” diye konuştu.

Врамках Года Халдуна Танера в Алматы, «южной

столице» Казахстана, был организован памятный

вечер.

Вечер, посвященный 100-летию турецкого

драматурга, прошел в Доме литераторов и был

организован Союзом писателей Казахстана. На

мероприятии состоялась презентация Конкурса

драматургов имени Халдуна Танера. С

приветственым словом выступил заместитель

председателя Союза писателей Казахстана Галым

Жайлыбай, который сказал: «До сегодняшнего дня

мы имели возможность познакомиться с

творчеством таких турецких писателей, как Азиз

Несин и Назым Хикмет. Что касается произведений

Халдуна Танера, то они известны в переводе на

русский язык. К сожалению, этот писатель не был

широко известен у нас. Имея ввиду конъюнктуру

того времени, это неудивительно. Хорошо, что есть

такая организация, как ТЮРКСОЙ, она восполняет

подобные пробелы и выполняет миссию золотого

моста между культурами. Мы желаем успеха Году

Халдуна Танера. Этот год посвящен не только

памяти писателя, но и всей литературе тюркских

стран».

Haldun TanerKazakistan’daAnıldıВечер памятиХалдуна Танера вКазахстане

Page 11: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

9

KIS

A K

ISA

//

«Дети рисуют мир – ТЮРКСОЙ» - так назывался

проект, задуманный и осуществленный совместно

ТЮРКСОЙ, ЮНЕСКО, Казахской национальной

федерацией Клубов ЮНЕСКО и Алматинским

художественным училищем имени А.Кастеева. По

завершении проекта в 2013 году ТЮРКСОЙ был

издан альбом, в котором дети представили мир –

каким они его видят и хотят видеть, посвященный

20-летию Международной организации и

Международному десятилетию сближения

культур (2013-2022).

Альбом состоит из детских рисунков, отобранных

комиссиями в тюркских странах. В них отражен

мир детства, с его восприятием реальности и

мечтаниями. Лучшие рисунки были отмечены

наградами в каждой стране. В альбоме «Дети

рисуют мир» представлено 500 рисунков детей из

Азербайджана, Казахстана, Кыргызстана,

Северного Кипра, Алтая (РФ), Башкортостана (РФ),

Гагаузии (Молдова), Саха (Якутии) (РФ) и

Татарстана (РФ).

5 июня 2015 года в Турецкой Республике

Северного Кипра состоялась презентация

альбома и вручение сертификатов юным

художникам, принявшим участие в проекте.

Сертификаты вручили Генеральный секретарь

ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов, заместитель премьер-

министра – министр экономики, туризма,

культуры и спорта Северного Кипра Ментеш

Гюндюз и директор департамента культуры Нилай

Тунчалп.

TÜRKSOY, UNESCO, UNESCO Kulüpleri Kazak Ulusal

Federasyonu ve A. Kasteev Almatı Sanat ve Teknik

Tasarım Okulu tarafından hazırlanan "Çocuklar

Dünyayı Çiziyor-TÜRKSOY” adlı albümü 2013 yılında

sanatseverlerle buluşturan teşkilatımız, çocukların

dünyayı nasıl gördükleri ve görmek istediklerini

resmettikleri bu özel çalışmayı kuruluşunun 20. Yılı ve

Uluslararası Kültürlerarası Yakınlaşma 10 Yılına (2013-

2022) ithaf etmiştir.

Türk cumhuriyetlerinde yaşayan çocukların yaptığı

özenle seçilmiş çalışmaların yer aldığı albüm bölgede

yaşayan çocukların hayata bakışı, önem verdikleri

değerler ve hayalleri gibi pek çok farklı alanda bilgi

sunmuştur. Barış, diyalog ve hoşgörü gibi temel

kavramları başarıyla resmeden Türk dünyası

çocukları, çalışmaları için ülkelerinde gerçekleştirilen

törenlerle ödüllendirilmiştir.

"Çocuklar Dünyayı Çiziyor” adlı albümde, Azerbaycan,

Kazakistan, Kırgızistan, KKTC, Altay (RF), Başkurdistan

(RF), Gagavuz Yeri (Moldova), Saha (Yakut) (RF) ve

Tataristan’dan (RF) toplamda 500 resim yer almıştır.

5 Haziran 2015 tarihinde KKTC’de gerçekleştirilen

törenle albümün içerisinde çalışmaları yer alan genç

ressamlara katılım belgeleri ve ödülleri TÜRKSOY

Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, KKTC Başbakan

Yardımcısı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanı

Menteş Gündüz ve Kültür Dairesi Müdürü Nilay

Tunçalp tarafından sunulmuştur.

Çocuklar Dünyayı

Çizdi, TÜRKSOY

Ödüllendirdi

Призы ТЮРКСОЙ врученыдетям, рисующим мир

Page 12: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

10

KIS

A K

ISA

//

Народная артистка Азербайджана, выдающаяся

актриса театра и кино Амалия Панахова впервые

вышла на сцену в 19 лет. 70-летний юбилей

актрисы отмечался на вечере в Баку,

организованном Министерством культуры и

туризма Азербайджана.

Вечер под названием "Признание в любви Амалии

Панаховой" начал министр культуры и туризма

Азербайджанской Республики Абульфас Гараев,

который особо остановился на ярком таланте

выдающейся актрисы, создавшей на сцене и в

кино неповторимые образы. За вклад в развитие

культуры Азербайджана актрисе вручена

Почетная грамота Президента Азербайджанской

Республики.

От имени Генерального секретаря ТЮРКСОЙ

актрису поздравил представитель министерства

культуры и туризма Азербайджана в

Международной организации Эльчин Гафарлы. Он

вручил юбиляру плакетку с поздравлениями и

медаль Халдуна Танера за вклад в развитие

сценического искусства. Вечер продолжился

демонстрацией отрывков из фильмов с участием

Амалии Панаховой и завершился торжественным

концертом.

İlk kez 19 yaşında sahneye çıkan Azerbaycan’ın Devlet

sanatçısı, ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Amaliya

Panahova’nın, doğumunun 70 yıldönümü

Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm

Bakanlığı’nın organize ettiği etkinlikle kutlandı.

Sanatçının yaratıcılığından bahseden "Amaliya

Panahovanın Sevgi İtirafı" adlı fotoğraf sergisi ile

başlayan gecede konuşma yapan Azerbaycan Kültür

ve Turizm Bakanı Ebülfes Garayev, Azerbaycan tiyatro

ve sinema sanatında güzel kadın simalarından biri

olan Amaliya Panahova’nın eşsiz yeteneğinden,

kendine özgü yaratıcılık arayışlarından, ortaya

çıkardığı birbirinden ilginç karakterlerden

bahsederek, Azerbaycan kültürünün gelişmesine olan

hizmetlerinden ötürü sanatçıya "Azerbaycan

Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın Fahri Diploması"nı

takdim etti.

Gecede konuşan bir başka isim TÜRKSOY Genel

Sekreteri adına törene katılan TÜRKSOY Azerbaycan

Kültür Bakanlığı Temsilcisi Elçin Gafarlı oldu.

Konuşmasına Genel Sekreter Düsen Kaseinov’un

tebriklerini ileterek başlayan Gafarlı, özel hazırlanmış

tebrik plaketini ve Türk dünyası kültürüne

hizmetlerinden dolayı TÜRKSOY’un 2015 yılı için

hazırladığı Haldun Taner madalyasını sanatçıya

takdim etti.

Gerçekleştirilen konuşmaların ardından sanatçının yer

aldığı oyunlardan parçaların sunulmasıyla devam

eden gece, unutulmaz bir konser ile son buldu.

70. YılındaAmaliyaPanahova Юбилей Амалии Панаховой

Page 13: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

11

KIS

A K

ISA

//

22 августа 2015 года в Стамбуле состоялось

торжественное закрытие международного

праздника турецкого языка, в котором приняли

участие около 500 учащихся из 60 стран.

Иностранные студенты – участники

театрализованного представления о 1000-

летней истории турецкого языка – обратились с

посланиями мира, дружбы и согласия. Для

участия в праздновании в Стамбул прибыли и

молодые музыканты – участники Молодежного

камерного хора ТЮРКСОЙ.

Выступая с приветствием, президент Института

Юнуса Эмре профессор Хайати Девели сказал:

«Наше движение, начавшееся в Боснии,

продолжилось в 42 странах. К 100-летию

Турецкой Республики мы хотим распространить

его по всему миру».

В театрализованном представлении, вызвавшем

большой интерес публики, иностранные

студенты показали инсценировки сказаний о

Деде Коркуте, Кутадгу Билиг и других.

60 ülkeden 500’e yakın öğrencinin katıldığı “1000 Yılın

Sesi Türkçe Bayramı” 22 Ağustos 2015 tarihinde

İstanbul’da gerçekleştirilen kapanış ile görkemli bir

şekilde kutlandı.

Türkçenin 1000 yıllık serüveninin ortaya koyulduğu

sahne gösterilerinde yabancı öğrenciler, dünyaya

“Türkçe” barış, dostluk ve sevgi mesajları gönderdi.

TÜRKSOY Gençlik Korosu’nun da sahne aldığı törende

konuşan Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hayati

Develi, Saraybosna’da başlayan faaliyetlerini 42 ülkeye

ulaştırdıklarını belirterek, “Cumhuriyetimizin 100.

yılında çalışmalarımızı dünyanın her noktasına yaymak

istiyoruz.” diye konuştu.  

Türkçe öğrenen yabancı öğrenciler, Dede Korkut,

Kuzguni Yağız, Kutadgu Bilig Zencerek, Türkçem

Benim Bayrağım, Cenk Sanatı: Saf Bağlayarak Matrak,

Muhibbi, Donanma, Ekmek Tuz Hakkı Türkçe Diler-

Yunus Gibi oyunlarla Türkçenin 1000 yıllık serüvenini

ortaya koydular. 10 sahneden oluşan oyunlar, ışık ve

ses gösterileriyle birlikte izleyicilerin büyük beğenisini

topladı.

1000 Yılın Sesi TürkçeBayramı CoşkuylaKutlandı

В Стамбуле прошелмеждународный праздниктурецкого языка

Page 14: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

12

KIS

A K

ISA

//

21-23 августа 2015 года в рамках работы над

проектом «Парк Кёроглу» в Болу собрались

архитекторы и скульпторы тюркских стран.

Встреча, организованная ТЮРКСОЙ и Мэрией

Болу, началась с осмотра территории

предполагаемого парка. Приглашенные из

разных стран (Азербайджан, Казахстана,

Кыргызстан, Узбекистан и Турция) архитекторы

и ваятели выдвинули ряд предложений на

рассмотрение Мэра города Алааддина Йилмаза,

совместно была разработана программа по

реализации проекта. За большой вклад мэра

Болу в пропаганду культуры тюркских народов

Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Д.Касеинов

вручил ему памятную медаль Года Семена

Кадышева.

На состоявшемся в те же дни в Болу 3-м

Международном симпозиуме, посвященном

Кёроглу, с докладом «Место женщины в

обществе (на материале эпосов «Кёроглу» и «Ах

Чибек Арыг»)» выступил сотрудник ТЮРКСОЙ

Тимур Давлетов.

Türk dünyası mimar ve heykeltıraşları, 21-23 Ağustos

2015 tarihlerinde Köroğlu Parkı Projesi çerçevesinde

Bolu’da bir araya geldi. TÜRKSOY ve Bolu Belediyesi

işbirliğinde gerçekleştirilen buluşmada ilk olarak

Köroğlu Parkı için tahsis edilen alanı gezen sanatçılar

Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın öncülüğünde

projeyi tartışarak, çeşitli değişiklikler ve eklemeler

önerdi. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan,

Özbekistan ve Türkiye’den sanatçıların katıldığı

buluşmada parkın oluşturulması için bir yol haritası da

oluşturuldu.

TÜRKSOY Genel Sekreteri D. Kaseinov, Türk kültürünün

gelişmesi ve tanıtılmasına üstün katkılarından ötürü

Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’a büyük Hakas haycı

Semen P. Kadışev Yılı için hazırlanan TÜRKSOY Özel

Madalyasını takdim etti.

Türk dünyasından mimar ve heykeltıraşlarının

buluştuğu etkinliğin yanı sıra aynı tarihlerde III.

Uluslararası Köroğlu Sempozyumu da gerçekleşti.

TÜRKSOY Sibirya Uzmanı Timur B. Davletov söz

konusu bilgi şöleninin açılışında Köroğlu ve Ah Çibek

Arığ Destanlarında Kadının Toplumsal Yeri konulu bir

bildiri sundu.

Türk Dünyası Mimar veHeykeltraşları Bolu’dabir araya geldi

Встреча зодчих иваятелей тюркскогомира в Болу

Page 15: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 16: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli HeyetBaşkanı Prof. Dr. Musa Yıldız ile AhmetYesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi,Hoca Ahmet Yesevi, Kazak kültürü ve Türkcumhuriyetleri üzerine keyifli bir sohbetgerçekleştirdik. Sizlerle paylaşmaktanmutluluk duyuyoruz.

Eğitim ve Kültür Köprüsü:

Ahmet YeseviÜniversitesi

Page 17: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

15

В редакции журнала ТЮРКСОЙ

состоялся обстоятельный разговор с

профессором Мусой Йылдызом,

председателем Полномочного Совета

Международного казахско-турецкого

университета имени Ходжа Ахмеда

Ясави, о самом университете, Ходжа

Ахмеде Ясави, казахской культуре и

тюркских странах.

Университет имениАхмеда Ясави:мост культуры и образования

Page 18: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

Salim Ezer: Geçmişten günümüze Hoca Ah-

met Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversite-

si’nin kuruluş sürecini ve bugünkü durumunu

bizlerle paylaşır mısınız?

Musa Yıldız: Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin te-

melleri Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaş-

kanı Nursultan Nazarbayev tarafından 6 Hazi-

ran 1991’de Türkistan Devlet Üniversitesi ola-

rak atılmış ve  31 Ekim 1992 tarihinde Türkiye

ile Kazakistan arasında imzalanan uluslararası

anlaşma doğrultusunda Hoca Ahmet Yesevi

Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi adını al-

mıştır. Üniversite, Türkiye’nin ve Kazakistan’ın

özerk statüye sahip, ilk ortak devlet üniversi-

tesidir. Üniversite bu anlamda, Türkiye Cum-

huriyeti’nin ilk sınır ötesi yüksek öğretim tec-

rübesi olması nedeniyle önemli bir misyon

üstlenmiştir.

Ahmet Yesevi Üniversitesi, iki ülke arasındaki

eğitim iş birliğine verilen önemin en somut

örneği olup “eğitim ve kültür köprüsü” misyo-

Ahmet Yesevi Üniversitesi, ikiülke arasındaki eğitim iş birliği-ne verilen önemin en somut ör-neği olup “eğitim ve kültür köp-rüsü” misyonunu üstlenerek;Türk ve Kazak halklarının herzaman büyük bir gönül birliğiiçinde olduğunu göstermektedir.

Университет Ахмеда Ясави,взявший на себя миссию «мостаобразования и культуры»,является ярким свидетельствомтого, какое важное значениепридается в Казахстане и Турциисотрудничеству в сфереобразования.

16

Page 19: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

nunu üstlenerek; Türk ve Kazak halklarının her zaman

büyük bir gönül birliği içinde olduğunu göstermekte-

dir.

Üniversitenin 22 yıllık bir geçmişi olduğu için, sürekli

bir ilerleme kaydedilmiş ve iki ülke tarafından da bü-

yük destek görmüştür. Göreve atanmamın ardından

kaliteli bir yaşam ve eğitim ortamı sağlanması için

üniversite yerleşkesinin genel mimari projesinde yer

alan bina ve tesislerin inşasının tamamlanması için

Салим Эзер: Не могли бы Вы кратко рассказать о

прошлом и настоящем Международного казахско-

турецкого университета имени Ходжа Ахмеда

Ясави?

Университет имени Ахмеда Ясави былпервоначально основан указом ПрезидентаКазахстана Нурсултана Назарбаева от 6 июня 1991года как Туркестанский государственныйуниверситет, 31 октября 1992 года в результатесоглашения между Турцией и Казахстаном емубыл присвоен международный статус и имяАхмеда Ясави. Университет имеет автономныйстатус, это первый совместный государственныйуниверситет. В этом смысле университет, являясьпервым опытом в сфере высшего образования запределами Турецкой Республики, несет важнуюмиссию.

Университет Ахмеда Ясави, взявший на себя

миссию «моста образования и культуры»,

является ярким свидетельством того

значения, которое придается в

Казахстане и в Турции

сотрудничеству в сфере

образования.

17

Page 20: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

gerekli çalışmaların yürütülmesi faaliyetlerine hız ve-

rilmiştir. Şu anda altyapı çalışmaları tamamlanma aşa-

masına gelmiş, teknolojik donanımı ve modern fiziki

alt yapısıyla Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi, Kazakis-

tan’ın en iyi üniversiteleri arasında yer almaktadır. Eği-

tim-öğretim ve araştırma faaliyetleri açısından uluslar-

arası saygınlıkta, örnek bir kurumdur. 

Университет существует уже 22 года, постоянно

развиваясь при огромной поддержке обеих стран.

Вскоре после моего назначения мы ускорили

необходимую работу по завершению

строительства учебных и вспомогательных

корпусов, чтобы обеспечить качество проживания

и обучения на территории университета. В

настоящее время эта работа по созданию

инфраструктуры близится к завершению, и

благодаря современной инфраструктуре и

техническому оснащению Университет Ахмеда

Ясави является одним из лучших университетов в

Казахстане. В плане учебно-образовательной и

исследовательской деятельности наш

университет также пользуется заслуженным

авторитетом в мире.

В университетском комплексе есть все условия

для организации свободного времени студентов.

Культурный центр предоставляет возможности

для выставок искусства и фотографии, концертов

и лекций, залы для театральных постановок и

кинозал; есть возможности для творческих

занятий. Также имеется библиотека с коллекцией,

Сегодня в Университетеобучаются 12300 студентов,представляющих 14 разныхстран и 33 региона.

Ünversitemizde bugün, Türki-ye ve Kazakistan başta olmaküzere 14 farklı ülke ve 33 farklıtopluluktan yaklaşık 12.300 öğ-renci öğrenim görmektedir.

18

Page 21: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

19

Üniversite yerleşkesinde öğrencilerin ilgi alanlarına

göre boş zamanlarını değerlendirmek için yaşam

alanları oluşturulmuştur. Kültür merkezimizde, resim,

fotoğraf ve benzeri sergileri açmaya; konser ve konfe-

rans vermeye; tiyatro ve sinema alanlarında çalışma

imkânlarını oluşturmaya elverişli hizmetler verilmek-

tedir. Merkez Yerleşke içerisinde 400.000 kitap kapasi-

teli kütüphane binası 2015 yılı içinde hizmete açılmış-

tır.

Sağlık konusunda Tıp Fakültesi Hastanemiz, en son

teknolojik araç ve gereçlerle donatılarak öğrencileri-

mize hizmet vermektedir. Hastane, Kazakistan’da ilk

üniversite hastanesi olmasının yanında, ülkenin en

modern hastaneleri arasında yer almaktadır.

Yerleşke içerisinde spor salonları, futbol sahaları, tenis

kortları, açık hava voleybol, basketbol sahası ve kapalı

yüzme havuzu gibi spor tesisleri öğrencilerimiz için

hizmet vermeye devam etmektedir. Öğrencilerimize

sağlıklı ve dengeli beslenme hizmeti veren ve 400 ki-

şinin aynı anda yemek yiyebileceği, düşük ücretli öğ-

renci yemekhanesi bulunmaktadır.

Ünversitemizde bugün, Türkiye ve Kazakistan başta

olmak üzere 14 farklı ülke ve 33 farklı topluluktan yak-

laşık 12.300 öğrenci öğrenim görmektedir. 2015-2016

eğitim-öğretim dönemi itibariyle 9 fakülte ve 1 yük-

sekokulda eğitim vermekteyiz.

Ahmet Yesevi Üniversitesi’ne Türkiye’den öğrenci alı-

mı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ta-

rafından yapılan merkezi sınava göre gerçekleştiril-

mektedir. Üniversitede örgün eğitim, Türkiyeli öğren-

ciler için harçsız olarak yapılmaktadır. Türkiyeli öğren-

cilerden bu anlamda herhangi bir ücret alınmamakta-

dır.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilere, yılda bir

defaya mahsus olmak üzere gidiş-dönüş uçak bileti

ücreti desteği sağlanmaktadır. Ayrıca öğrencilerimize

başarılı ortalamaları göz önüne alınarak aylık 120 do-

lar burs verilmektedir. Bunların yanı sıra üniversitemiz

öğrencilerine düşük ücretli barınma imkânı sağlan-

maktadır. Yurt ücreti yıllık yaklaşık 120 dolardır.

Salim Ezer: Mütevelli Heyeti Başkanlığı göreviniz ön-

cesinde Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin Türkiye

tarafı rektörü olarak görev aldınız. Bu süreçte Kazak

kültürü üzerine gerçekleştirdiğiniz gözlemlerinizi bi-

составляющей 400000 томов, ее здание открылось

в 2015 году.

Медицинское обслуживание наших студентов

осуществляет Больница Медицинского

Факультета, оборудованная по последнему слову

техники. Являясь первой в Казахстане

университетской больницей, она в то же время

стоит в ряду лучших в стране.

Page 22: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

20

zimle paylaşır mısınız? Kazak kültürü ve Anadolu kül-

türünü karşılaştırdığınızda benzeşen ve farklılaşan hu-

suslar neler oldu?

Musa Yıldız: Kazakistan’da Türkiye tarafı rektörü ola-

rak bir yıl görev yaptım. Daha önce Kazakistan’da bu

kadar uzun süre bulunmamıştım. Biliyorsunuz ben

Gazi Üniversitesi öğretim üyesiyim. Üniversiteye Türk

dünyasından gelen çok sayıda öğrenciyle bu coğraf-

yaların kültürlerini yakından tanıma fırsatı yakalamış-

tım. Öğrencilerle kurduğum yakın ilişki, bana bu coğ-

rafya ile Anadolu coğrafyasının benzerliklerini her za-

man karşılaştırma olanağı sundu. Bu yüzden Kazakis-

tan’a görevlendirildiğim zaman nasıl bir yere geldiği-

mi çok iyi biliyordum. Özellikle Türkistan şehri, kültü-

rümüz açısından önemli izler taşımaktadır. Her iki

coğrafyanın da benzer bir çok özelliği var. Kültürün

yanı sıra dil benzerliği ve tarih benzerliği, bizleri Tür-

kistan coğrafyasında sanki Anadoludaymışız gibi his-

settirdi. Kültürlerimiz zaman zaman değişmeye yüz

tutmuş olsa da, Kazakistan ve Anadolu kültürleri tek

bir kültür olan Türk kültürünü özümseyerek hayatları-

na yansıtmayı başarabilmişlerdir. Anadolu’da zamanla

unuttuğumuz bazı kültürel değerlerin Kazakistan’da

hâlâ canlı tutulduğunu, bulunduğum süre içerisinde

defalarca gözlemleme şansım oldu. Benim için özel-

likle Hoca Ahmet Yesevi’nin yaşadığı bir şehirde bu-

lunmak ve orada görev yapmak büyük bir onur oldu.

Kazakistan’dan ve Türk dünyasının diğer coğrafyala-

rından birçok kişiyle tanışma fırsatı yakaladım ve on-

larla dostluklar kurdum. Orta Asya coğrafyasında ya-

şayan halkların kültürlerini, inanışlarını, hayatlarını

Ahmet Yesevi Üniversitesi bünyesinde eğitim alan öğ-

renciler sayesinde daha yakından tanıdım diyebilirim.

Спортивная жизнь студентов проходит в

спортивных залах, на футбольных площадках и

теннисных кортах, открытых волейбольных и

баскетбольных площадках, закрытых

плавательных бассейнах, которые имеются в

университетском комплексе. У нас работает

студенческая столовая, способная одновременно

принять 400 студентов.

Сегодня в Университете обучаются 12300

студентов, прежде всего из Турции и Казахстана, а

также представители 14 разных стран и 33

регионов. В 2015-2016 учебном году

образовательный процесс осуществляют девять

факультетов и один институт.

Поступление в Университет имени Ахмеда Ясави

из Турции осуществляется через Центр ÖSYM.

Турецкие студенты обучаются в университете на

безвозмездной основе. Кроме того, студентам –

гражданам Турции предоставляется один раз в год

возможность воспользоваться бесплатным

авиабилетом для поездки на родину, а также,

исходя из полученных студентом баллов,

предоставляется ежемесячная стипендия

размером 120 долларов США. Наряду с этим, мы

предоставляем студентам дешевое общежитие,

стоимость которого составляет в год около 120

долларов.

Салим Эзер: До Вашего назначения

Председателем Полномочного совета Вы были

ректором Университета с турецкой стороны.

Полагаю, в этот период Вы имели возможность

близко познакомиться с казахской культурой. Если

провести сравнение между казахской культурой и

Page 23: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

21

Şimdi de Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet

Başkanı olarak bu coğrafyaya daha iyi hizmet edebil-

me lütfunu Cenabı Hak nasip etti.

Salim Ezer: TÜRKSOY ve Ahmet Yesevi Üniversitesi iş-

birliği her geçen gün derinleşmekte; bundan hareket-

le ortak gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi planla-

nan çalışmalarla ilgili bizlere bilgi verebilir misiniz?

Musa Yıldız: Ahmet Yesevi Üniversitesi ile TÜRK-

SOY’un bundan sonra daha yakın ikili ilişkiler gelişti-

receğini ümit ediyorum. TÜRKSOY geniş bir coğrafya-

da özellikle Türk dünyasında oldukça etkin faaliyetler

yürütmektedir. Bizler de TÜRKSOY’un yürüttüğü faali-

yetlere ortak olarak, üniversitemizin tanıtımına katkı

sağlamayı amaçlıyoruz. Birlikte yapılacak kültürel et-

kinlikler sayesinde farklı ülkelerde üniversitemizin adı-

культурой Анатолии, что есть похожего и каковы

отличия, на Ваш взгляд?

Муса Йылдыз: В течение года я исполнял

обязанности ректора, назначенного с турецкой

стороны. До того времени мне не приходилось

жить в Казахстане в течение столь длительного

периода. В Университете Гази в Анкаре,

преподавателем которого я являлся, обучалось

много студентов из тюркских стран, через которых

происходило наше знакомство с тюркским миром.

Поступающая информация всегда порождала

сравнения с культурой Анатолии. Поэтому для

меня назначение в Казахстан не стало открытием

чего-то незнаемого. Город Туркестан особенно

важен в истории культуры.

Оба региона тюркского мира имеют много

похожего. Сходство культуры, истории и языка

помогает нам чувствовать себя в Туркестане как

дома, в Анатолии. Наша культура изменялась со

временем, но культура Казахстана и Анатолии,

восприняв общее тюркское наследие, смогла

отразить ее в своем развитии. В Казахстане мне

неоднократно приходилось быть свидетелем

живых обычаев, которые у нас в Анатолии со

временем канули в прошлое.

Особой честью является для меня жить и работать

в городе Ходжи Ахмеда Ясави. Здесь у меня

сложились дружеские отношения со многими

казахстанцами и представителями других

тюркских регионов. Общаясь в том числе со

студентами Университета имени Ахмеда Ясави, я

расширил свои представления о жизни,

верованиях и культуре народов, населяющих

Среднюю Азию. По воле Всевышнего мне дана

возможность служить этим народам на посту

председателя Полномочного совета нашего

университета.

Салим Эзер: Сотрудничество ТЮРКСОЙ и

Университета имени Ахмеда Ясави крепнет с

каждым годом; не могли бы Вы подробнее

рассказать об уже реализованных проектах и о

планах на будущее.

Муса Йылдыз: Я рассчитываю на еще более

близкое взаимодействие нашего университета с

ТЮРКСОЙ. Деятельность ТЮРКСОЙ

осуществляется в очень обширном пространстве,

включающем тюркский мир. Наша цель в этом

сотрудничестве – оказывать поддержку

деятельности ТЮРКСОЙ и одновременно

продвигать наш университет. Благодаря

совместным с ТЮРКСОЙ проектам об

Университете имени Ахмеда Ясави узнают в

разных странах. Поэтому мы будем расширять

наше сотрудничество в разных сферах. Вместе с

Генеральным секретарем ТЮРКСОЙ профессором

Дюсеном Касеиновым мы уже обговорили

несколько проектов, над которыми будем

Kültürlerimiz zaman zaman de-ğişmeye yüz tutmuş olsa da, Ka-zakistan ve Anadolu kültürleritek bir kültür olan Türk kültürü-nü özümseyerek hayatlarınayansıtmayı başarabilmişlerdir.

Наша культура изменяласьсо временем, но культураКазахстана и Анатолии,восприняв общее тюркскоенаследие, смогла отразить еев своем развитии.

Page 24: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

nın duyurulması çok önemli. Bu anlamda gelecekte

ortak proje ve faaliyetlerde iki kuruluşun bir çok alan-

da daha yakın ilişki içerisinde olacağını hep beraber

göreceğiz. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sayın Prof. Dr.

Düsen Kasenov ile gerçekleştirdiğimiz görüşmeleri-

miz neticesinde şekillenen birtakım projeleri hayata

geçireceğiz. İlk faaliyetimiz Türkistan’da gerçekleştire-

ceğimiz VI. Türkoloji Kongresi olacak.

Salim Ezer: Önümüzdeki yıl Türk dünyasının yetiştir-

diği büyük mutasavvıf ve şair Hoca Ahmet Yesevi’nin

vefatının 850. yılı, Hoca Ahmet Yesevi’nin Türk dünyası

için önemini ve bu özel yılda gerçekleştirmeyi planla-

dığınız etkinlikleri sizden öğrenebilir miyiz?

Musa Yıldız: 2016 yılının UNESCO tarafından Türk

dünyasının yetiştirdiği büyük mutasavvıf ve şair Hoca

Ahmet Yesevi’nin vefatının 850. yılı olarak kabul edil-

mesini bekliyoruz. Hedefimiz, dönemin din ve kültür

dili olan Arapça ve Farsça yerine, anadili Türkçeyi kul-

lanmış, Türkçeyi bir ilim, aşk ve irfan dili hâline getiren

Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi’yi, O’nun adını taşı-

yan bir kurum olarak, vefatının 850. yılında tüm dün-

yada tanıtmak için çeşitli faaliyetler yürütmektir. Bun-

lardan ilki Türkiye’de geniş katılımlı bir Uluslararası

Hoca Ahmet Yesevi Sempozyumu düzenlemek. Adı

Ahmet Yesevi olan ilk, orta ve lise dengi okullarda Ah-

met Yesevi seminerleri düzenleyeceğiz. Bu adımı An-

kara’da başlatarak diğer illerde de sürdürmeyi hedefli-

yoruz. Yine Ankara’da ayın belli günlerinde Yesevi

Dostları ile Divan-ı Hikmet sohbetleri yapacağız. Bili-

yorsunuz Mütevelli Heyet Başkanlığı olarak yayınlara

ayrı bir önem veriyoruz. 2014 yılında projesi bizzat ta-

rafımdan başlatılan ve editörlüğünü Prof. Dr. Necdet

Tosun’un üstlendiği Ahmet Yesevi’nin Divan-ı Hikme-

ti’nden Seçmeler, Türkiye Türkçesi, Çağatay Türkçesi,

Rusça ve İngilizce olarak “Ahmed Yesevî” başlıklı pres-

tij kitap şeklinde yayımlandı. Yakın zamanda Hoca Ah-

met Yesevi’nin bütün Hikmetlerini bir araya getirerek

daha güzel bir eseri hayata kazandıracağız.

2016 yılı içerisinde elbette bunlardan başka faaliyetle-

работыть в ближайшем будущем. Один из них – 6-

й Тюркологический конгресс, запланированный в

Туркестане.

Салим Эзер: В предстоящем году отмечается 850-

летие со дня смерти великого мыслителя и поэта

Ходжа Ахмеда Ясави. Каково значение Ахмеда

Ясави для тюркского мира, и какие мероприятия

будут запланированы в этом особенном году?

Муса Йылдыз: Мы ожидаем, что 2016 год будет

объявлен ЮНЕСКО Годом великого суфия и поэта

тюркского мира Ходжа Ахмеда Ясави в связи с

850-летней годовщиной со дня его смерти. Как

Университет, носящий имя Ясави, который ввел

тюркский язык в культуру, поэзию и науку своего

времени, до этого знавшую языками культуры

арабский и персидский, в 2016 году мы планируем

различные мероприятия, посвященные 850-

летней годовщине со дня смерти великого

мыслителя. Первым станет Международный

Симпозиум Ходжа Ахмеда Ясави, который

состоится в Турции. В школах разного уровня,

носящих имя Ахмеда Ясави, мы организуем

семинары. Первые шаги мы хотим сделать в

Анкаре и планируем распространить это

движение по всей Турции. Также в Анкаре

планируем в определенные дни проводить

Беседы Друзей Ясави. Как Полномочный совет

университета мы уделяем особое внимание

издательской деятельности. В 2014 году стартовал

руководимый мной проект, редактором которого

стал профессор Недждет Тосун, по изданию

избранных отрывков из «Диван-и Хикмет» Ахмеда

Ясави, которые были изданы в виде солидной

книги на турецком, чагатайском, русском и

английском языках. В ближайшее время мы

планируем собрать и издать под одной обложкой

все произведения Ахмеда Ясави.

В течение 2016 года мы планируем и другие

культурные мероприятия, которые проведем

25 yıllık süre zarfında Türkiye ile Türk cumhuriyetleri ara-sında, TÜRKSOY, Uluslararası Türk Akademisi, Türk Keneşi,TÜRKPA, Türk Dünyası Bilimler Akademik Birliği gibi heranlamda önemli ortak kuruluşlar oluşmuştur. Bu da gösteri-yor ki; Türk dünyasının geleceği her geçen gün daha parlakolacaktır.

За последние 25 лет тюркские государства создалитакие важные институты и организации, какТЮРКСОЙ, Международная Тюркская Академия,Совет сотрудничества тюркоязычных стран, ТЮРКПА,Союз Академий наук тюркского мира. Это знак того,что тюркский мир ожидает блестящее будущее.

2222

Page 25: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

совместно с ТЮРКСОЙ, ТИКА, МеждународнойТюркской Академией, Институтом Юнуса Эмре,Высшим Советом по культуре, языку и историиимени Ататюрка и другими организациями.

Салим Эзер: Как Вы знаете, тюркские государствав 2016 году будут праздновать 25-летиенезависимости. Что Вы можете сказать в связи сэтим?

Муса Йылдыз: Прежде всего хочу выразить своипоздравления по поводу 25-летия независимоститюркских стран. За прошедшую четверть века этистраны сделали многое, чтобы преодолетьпроблемы и стать сильными государствами. Всвязи с этой датой мы планируем провести вАнкаре международное заседание на тему«Тюркские государства в год 25-летиянезависимости». Хотели бы пригласить дляучастия в этом форуме всех ученых, научные идругие организации, которые проанализируют снаучной точки зрения основные проблемыпрошедшего периода.

Представляется важным, что за последние 25 лет

тюркские государства создали такие важные

институты и организации, как ТЮРКСОЙ,

Международная Тюркская Академия, Совет

сотрудничества тюркоязычных стран, ТЮРКПА,

Союз Академий наук тюркского мира. Это знак

того, что тюркский мир ожидает блестящее

будущее.

rimiz de olacaktır. TÜRKSOY, TİKA, Uluslararası Türk

Akademisi, Yunus Emre Enstitüsü, Atatürk Kültür, Dil

ve Tarih Yüksek Kurumu gibi kurumlarla birlikte kültü-

rel anlamda çeşitli etkinlikler düzenlemeyi planlıyo-

ruz.

Salim Ezer: Türk cumhuriyetleri 2016 yılında bağım-

sızlıklarının 25. yılını kutlayacaklar. Bu husustaki dü-

şünceleriniz nelerdir?

Musa Yıldız: Öncelikle dost ve kardeş ülkelerin ba-

ğımsızlıklarının yirmi beşinci yılını şimdiden tebrik

ediyorum. Aradan geçen yirmi beş yılda, bu ülkeler

yoğun çabalar gösterip, büyük problemleri aşarak

güçlü devletler kurmayı başarmışlardır. Türk cumhuri-

yetlerinin bağımsızlıklarının yirmi beşinci yılı vesilesiy-

le, Ankara’da “Bağımsızlıklarının 25. Yılında Türk Cum-

huriyetleri” konulu uluslararası bir toplantı gerçekleş-

tirmeyi düşünüyoruz. Geçen sürecin temel

sorunlar/konular açısından bilimsel bir analizinin ya-

pılacağı ve paydaş kuruluşlarla ortak hareket edeceği-

miz bu toplantıya projelerde yer alan bilim insanları,

konuyla ilgili kişi ve kuruluşları davet etmeyi planlıyo-

ruz.

Öte yandan 25 yıllık süre zarfında Türkiye ile Türk

Cumhuriyetleri arasında, TÜRKSOY, Uluslararası Türk

Akademisi, Türk Keneşi, TÜRKPA, Türk Dünyası Bilimler

Akademik Birliği gibi her anlamda önemli ortak kuru-

luşlar oluşmuştur. Bu da gösteriyor ki; Türk dünyasının

geleceği her geçen gün daha parlak olacaktır.

23

Page 26: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

24

Сцелью популяризации хоровой музыки

тюркских народов, содействия в

ознакомлении с этими произведениями

широкой общественности и включении их в

репертуар хоровых коллективов по всему миру

Международная организация тюркской культуры

выступила организатором Молодежного

камерного хора, участниками которого стали

молодые исполнители из тюркских стран.

Международный хор с успехом выступил на

разных сценах и получил высокие награды. 32

молодых музыканта от 18 до 24 лет, которые

представляли пять стран - Азербайджан,

Казахстан, Кыргызстан, Турцию и Татарстан (РФ) –

впервые собрались в Анкаре для репетиций 15

июня 2015 года.

Хор был создан в соответствии с решением

Постоянного совета министров культуры

ТЮРКСОЙ, принятым 21.11.2014 г. в Казани. За

короткий срок под руководством известных

хормейстеров – руководителя хора Радио ТРТ

Эльнары Керимовой и руководителя хора

Филармонии Астаны Гульмиры Куттыбадамовой -

хористы освоили разнообразный и сложный

репертуар из более чем 20 произведений и

смогли сделать свою первую запись в студии

Türk dünyası orkestraları arasında repertuar, şef,

müzisyen değişimlerinin yapılabilmesi ve Türk

müziğinin dünyaya tanıtılması amaçları doğrul-

tusunda, Türk cumhuriyetlerinin önde gelen konser-

vatuarlarından seçilen başarılı genç müzisyenlerin bir

araya getirilmesiyle kurulan TÜRKSOY Uluslararası

Gençlik Korosu, kuruluşunu takiben gerçekleştirdiği

konserler ve aldığı ödüllerle Türk dünyasının gururu

oldu.

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve Tataris-

tan (RF)’dan katılan öğrencilerden kurulmuş koro An-

kara’da bir araya gelerek 15 Haziran 2015 tarihinde

TÜRKSOY UluslararasıGençlik KorosuМолодежный камерный хор ТЮРКСОЙ

Kaseinov: " TÜRKSOY GençlikKorosu ortak kültürümüzü,notalarla dinleyicilereaktardı."

Касеинов: "Мы представилина этом конкурсе нашуобщую культуру и историюна языке хоровогоискусства."

Page 27: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

Kalplerdeki fazilet müzikleyeşerir, Neş’e vardır şarkısöylenen her yerde, Müzik olanyerde kötülük olmaz, Kötükimselerin müziği olmaz.”

“Музыка обновляетдобродетель сердец. Там, гдезвучат песни, есть радость. Небудет зла там, где звучитмузыка. У злых людей нетпесен».

çalışmalarına başladı. 32. Dönem Türk Dili Konuşan

Ülkeler Kültür Bakanları Daimi Konseyi Toplantısı sıra-

sında alınan karar üzerine hayata geçirilen proje Türk

halkları arasında koro müziğinin yaygınlaştırılması ve

mevcut birikimin tüm dünyaya tanıtılmasını amaçlar-

ken, TÜRKSOY çatısı altında bir araya gelen genç sa-

natçılar alanında uzman kişilerden aldıkları eğitimler-

le birlikte inanılmaz başarılara imza attılar.

TRT Radyo Koro Şefi Elnara Karimova ve Kazakistan

Flarmoni Koro Şefi  Kyttybadamova’dan eğitim alan

TÜRKSOY Gençlik Korosu sanatçıları Türkiye’de bulun-

dukları süre içerisinde TRT stüdyolarında ilk kayıtları-

nı da gerçekleştirme fırsatı yakaladı.

телеканала ТРТ. Наряду с классическими сочинениями В.А.Моцарта, А.Лотти,

Й.Свидера, Е.Рахмадиева, Хор исполняет азербайджанские, казахские, турецкие,

татарские, крымскотатарские, кыргызские народные песни и произведения

композиторов стран ТЮРКСОЙ.

Высокий уровень хоровой культуры тюркоязычных стран был продемонстрирован

Молодежным хором ТЮРКСОЙ 5-12 июля 2015 года на Вторых Европейских Хоровых

Играх в Магдебурге (Германия), где соревновались в 10 номинациях около 100

Page 28: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

26

İlk büyük sınavlarını 2. Avrupa Koro Oyunları sırasında

veren TÜRKSOY Gençlik Korosu, 5-12 Temmuz 2015

tarihleri arasında tüm Türk dünyasını Almanya’da ger-

çekleştirilen yarışmada temsil ederek kazandıkları 3

Altın Madalya ile gurur kaynağı oldular.

Avrupa’nın en yeşil şehirlerinden biri olan Magde-

burg’da bir araya gelen dünya koroları farklı kategori-

lerde gerçekleştirilen yarışmalarda kıyasıya yarıştı. Ya-

rışma sonuçları açıklanırken grupların coşkusu görül-

meye değerdi. TÜRKSOY Gençlik Korosu, etapların ta-

Azerbaycan’lı Şef Elnara Karimova:‘’TRT korosu’’, ‘’Orfeon Korosu’’ ve‘’Azerbaycan Guta Korosu’’gibi birçokkoro ile birlikte çalışmama rağmen,bütün Türk cumhuriyetlerini biraraya getiren böylesine özel bir koroile daha önce hiç çalışmadım.Gerçekleştirilmesi çok zor ancakaynı derecede heyecan verici birçalışma oldu.

хоровых колективов из 35 стран мира. Успешные

выступления Молодежного камерного хора

ТЮРКСОЙ были отмечены тремя Золотыми

медалями конкурса в номинациях «Камерный

хор», «Духовная музыка» и «Фольклор».

Выступления хора с произведениями фольклора

разных тюркских народов вызвали горячий

отклик у искушенной публики фестиваля.

Во время церемонии награждения Стефан

Даргелох, министр образования и культуры земли

Саксония-Анхальт, процитировал высказывания

знаменитого немецкого поэта Иоганна Готтфрида

Зейме: "Музыка обновляет добродетель сердец.

Там, где звучат песни, есть радость. Не будет зла

там, где звучит музыка. У злых людей нет песен».

Он также сказал, что каждый коллектив-участник

соревнования заслуживает награду за вклад в

культурное сближение народов.

Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен

Касеинов, поздравляя хор с высокими

достижениями в трех категориях конкурса,

выразил пожелание дальнейших успехов

музыкантам, представляющим тюркские страны.

«Мы создали Молодежный камерный хор

ТЮРКСОЙ, чтобы сделать более активным обмен

репертуаром и музыкантами, а также

способствовать популяризации музыки тюркских

народов. Наш хор, созданный в июне, смог за

короткий срок сделать очень многое и успешно

Азербайджанский хормейстерЭльнара Керимова: Несмотря намой опыт работы с несколькимиколлективами, в числе которых –Хор ТРТ, «Орфеон» иазербайджанский хор «Бута», яиспытываю особое волнение отработы с уникальнымколлективом, в которомучаствуют музыканты из разныхконцов тюркского мира. Этотрудной и в такой же степенизахватывающий проект.

Page 29: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

прошел международное испытание.

Полученные награды говорят о том, что мы

можем быть успешными и имеем большой

потенциал в хоровом искусстве так же, как и в

других сферах. Мы представили на этом

конкурсе нашу общую культуру и историю на

языке хорового искусства. И это большое

счастье – получить высокую оценку на таком

престижном конкурсе. Еще раз поздравляю

наших молодых музыкантов и хормейстеров,

которые провели огромную работу».

Молодежный хор ТЮРКСОЙ также посетил

город Пльзень, Культурную столицу Европы

2015 года, и столицу Чехии Прагу, где дал

концерт и принял участие в пресс-

конференции с участием глав

дипломатических миссий в Чехии.

Заключительное выступление хора состоялось

в Айвалыке провинции Балыкесир (Турция).

После краткой передышки на

курортном побережье, 16 июля

2015 года Молодежный хор

ТЮРКСОЙ дал великолепный

концерт в

достопримечательности

Айвалыка - Церкви-музее

Таксиархис. Под куполом

средневековой церкви в

исполнении юных хористов из

пяти стран прозвучали

произведения мировой классики

и тюркских авторов.

В соответствии со своей высокой

миссией, Камерный хор ТЮРКСОЙ продолжит

расширять репертуар и представлять

традиции тюркской хоровой музыки в разных

странах.

Александр Соловьев, член жюри

Европейских хоровых игр

(Московская государственная консерватория)

- Уровень коллективов, которые принимают

27

mamlanmasının ardından seçici kurul tarafından 3 Altın

Madalya’ya layık görüldü. Ekibin seslendirdiği folklorik ez-

giler dinleyenlerin büyük beğenisini kazandı.

Ödül töreni sırasında  Saksonya-Anhalt Eyaleti Eğitim ve

Kültür Bakanı Stephan  Dorgerloh ünlü Alman şair Johann

Gottfried Seume’nun ‘’Kalplerdeki fazilet müzikle yeşerir,

Neş’e vardır şarkı söylenen her yerde, Müzik olan yerde kö-

tülük olmaz, Kötü kimselerin müziği ol-

maz“ dizelerine atıfta bulunarak, yarışmacı

grupların tamamının kültürlerarası yakın-

laşmaya olan katkılarından ötürü  ödüle la-

yık olduğunu belirtti.

TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov

ise Türkiye’yi ve Türk dünyasını temsilen ka-

tıldıkları yarışmada 3 farklı dalda Altın Ma-

dalya kazanmaktan dolayı çok memnun ol-

duğunu dile getirerek yetenekli genç sa-

natçılardan oluşan TÜRKSOY Gençlik Koro-

su’nun başarılarının katlanarak artması te-

mennisinde bulundu.

Genel Sekreter Düsen Kaseinov: ‘’TÜRKSOY

Gençlik Korosu’nu Türk dünyası koroları arasında repertu-

ar, şef, müzisyen değişimlerinin yapılabilmesi ve Türk mü-

ziğini dünyaya tanıtmak amacıyla kurduk. Koromuz ilk kez

geçtiğimiz Haziran ayında Ankara’da bir araya geldi. Misa-

fir şeflerimizle birlikte hummalı bir çalışma süreci geçiren

genç sanatçılarımızın ilk büyük sınavı ise bu özel yarışma

oldu. Gençlerimizin uluslararası arenada elde ettiği madal-

yalar, müziğin pek çok farklı alanında olduğu gibi koro

müziği alanında da ne kadar büyük bir potansiyelimizin

Page 30: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

olduğunu ortaya koymaktadır. Bizler burada ortak

kültürümüzü, geçmişimizi müzik notalarında dinleyi-

cilere aktarmaya çalıştık. Ne mutlu ki bu çabamız böy-

lesine saygın bir etkinlikte  karşılığını buldu. Genç sa-

natçılarımızı ve onların üzerinde büyük emekleri olan

şeflerimizi bir kez daha tebrik ediyorum.’’ Dedi.

2. Avrupa Koro Oyunlarına aralarında otuz ülkeden iki

bine yakın sanatçı katılım gösterdi. Oyunlarda jüri ola-

rak ise 17 farklı ülkeden değerli sanatçı ve eğitmenler

yer aldı.

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tataristan ve Tür-

kiye’den 32 konservatuar öğrencisinin yer aldığı

TÜRKSOY Gençlik Korosu, gerçekleş-

tirdiği Avrupa turnesi kapsamında,

2015 Avrupa Kültür Başkenti Prizren

ve Prag şehrinde de konserler ger-

çekleştirdiler.

Turnenin tamamlanmasının ardın-

dan Türkiye’ye dönen genç sanatçı-

ların son konseri Balıkesir’in Ayvalık

şehrinde gerçekleşti.Avrupa Koro

Oyunları’nın ardından yorgunlukla-

rını Ayvalık’da atan ekip, 16 Temmuz

2015 tarihinde Ayvalık Taksiyarhis

Anıt Müzesi’nde muhteşem bir ka-

panış konseri gerçekleştirdi. Konser-

de dünya klasiklerinin yanı sıra Türk

bestecilere ait eserler de seslendiril-

di. Koro üyeleri Ayvalık'ta gerçekle-

Kaseinov: Türk cumhuriyetleriarasında repertuvar değişimine,genç sanatçılar arasında tecrübealışverişine imkan sunan vegençlerimizin birlikte başarmaduygusunu yaşamalarına vesileolan TÜRKSOY Gençlik Korosu,önümüzdeki yıllarda daha  dagenişleyerek çalışmalarınısürdürmeye ve Türkcumhuriyetlerini temsil etmeyedevam edecek.

Касеинов: Молодежныйкамерный хор ТЮРКСОЙ, дающийвозможность расширениярепертуара и обмена опытом длямолодых музыкантов, ставшийповодом для радостисовместных успешныхдостижений, в ближайшие годыбудет продолжать своюдеятельность и представлятьискусство тюркских стран.

”участие в мероприятиях ИНТЕРКУЛЬТУРЫ, очень

высок . И когда коллективы получают балы выше

90, это говорит о том, что международное жюри,

которое состоит обычно из пяти или семи

человек, представляющих совершенно разные

традиции хорового исполнительства, было едино

в своем мнении – выставить высший балл.  

Кристиан Люнгрен, член жюри Вторых

Европейских хоровых игр

(Швеция): - Я уже три года контактирую с хорами

из Турции, но впервые я услышал настоящий хор с

красивыми голосами. Мне очень понравился Ваш

хор, потому  что вы собрали в своем репертуаре

произведения разных народов. За такой короткий

срок, несмотря на то, что музыканты знают друг

друга совсем немного времени, подготовлена

прекрасная программа, которая заслуженно

получила высокую оценку.

Хористы:

28

Page 31: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

şen konserin ardından ülkele-

rine döndüler.

Türk cumhuriyetleri ara-

sında repertuar değişimi-

ne, genç sanatçılar ara-

sında tecrübe alışverişine

imkan sunan ve gençleri-

mizin birlikte başarma duy-

gusunu yaşamalarına vesile

olan TÜRKSOY Gençlik Korosu,

önümüzdeki yıllarda daha  da

genişleyerek çalışmalarını sürdür-

meye ve Türk cumhuriyetlerini temsil etmeye de-

vam edecek.

Aleksandr Soloviyev,

Jüri üyesi (Rusya):

Avrupa Koro Oyunlarına katılan tüm ekiplerin

performansları üst düzeydi. Jurimiz puanlama ya-

parken oldukça zorlandı. Bu yarışmada bir koro-

nun 90 puanın üzerinde alabilmesi için tüm jüri-

nin oy birliği ile onu seçmesi gerekiyor. TÜRKSOY

Gençlik Korosu bunu başardı. Kısa süre önce ku-

rulan, farklı ülkelerden bir araya getirilen karma

bir koronun bunu başarmış olması inanılmaz bir

zafer.

Kristian Lüngren,

Jüri üyesi (İsviçre):

- Yarışmada 3 senedir Türkiye’den katılan koroları

izliyorum. TÜRKSOY Gençlik Korosu bugüne ka-

dar dinlediklerim arasında en iyisiydi. Repertuvarı

ve çok uluslu yapısı itibari ile özel bir koro olan

TÜRKSOY Gençlik Koro’sunun kazandığı altın ma-

dalyaları sonuna kadar hak ettiğini söylemeliyim.

Диляра Махмудова

Айсель Канбарли

Камилла Хейдарова

Фатима Джафарзаде

Эмин Зейналлы

Алисафа Аббасов

Талех Яхъяев

Махир Тагизаде

Биржан Талгатулы

Елнар Дюсенбиев

Диас Каражанов

Айнур Галлямов

Аида Бейсенова

Анастасия Чупрунова

Даурен Мусин

Ержан Саипов

Диана Таймышева

Улпан Аубакирова

Сымбат Кайыпкызы

Аида Дюшенбек

Улан Асамудинов

Тахир Бейшеев

Айзиля Сабирзянова

Сарвиназ Уразаева

Дидем Телли

Нильдер Аталай

Эрсин Кыйак

Гёкхан Календер

Ярен Тан

Гюльден Вильдан

Шахин Мерт Устай

Энис Теке

Mahmudova DilarəQənbərli Aysel

Heydərova Kamilla

Cəfər-Zadə FatiməZeynallı Emin

Abbasov Əlisəfa

Yahyayev Taleh

Taghızade Mahir

Birzhan Talgatuly

Yelnar Duisenbiyev

Dias Karazhanov

Ainur Gallimov

Aida Beisenova

Anastasia Chuprunova

Dauren Mussin

Yerzhan Saipov

Diana Taimysheva

Ulpan Aubakırova

Symbat Kaıyp Kyzy

Aidai Duyshenbek

Ulan Asamudinov

Tahir Beisheev

Ayzilya Sabirzyanova

Sarvinaz Urazaeva

Didem Telli

Nilder Atalay

Ersin Kıyak

Gökhan Kalender

Yaren Tan

Gülden Vildan

Şahin Mert Üstay

Enis Teke

Şef: Gulmira Kyttybadamova

Şef: Elnara Karimova

TÜRKSOYGençlik Korosu

Молодежный камерныйхор ТЮРКСОЙ Хормейстер: Гульмира Куттыбадамова

Хормейстер: Эльнара Керимова

29

Page 32: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

30

200-летие казахскогоакына Суюнбая

Türk dünyasının yakınlaşmasındaönem arz eden düşünceleri, 200 yılönce dile getiren Ozan SüyinbayAronulı adı ve eserleri ile ebediyenyaşayacaktır.

Почти два века назад акын СуюнбайАронулы высказал мысли о важностисближения народов тюркского мира,которые будут жить в его имени итворениях.

OzanSüyinbayAnıldı

Doğumunun 200. Yılında

TÜRKSOY, gerçekleştirdiği farklı etkinliklerle, ünlü

Kazak ozanı, atışma sanatı ustası, akınlık ve jı-

raulık sanatının efsanesi Süyinbay Aronulı’yı do-

ğumunun 200. yılında andı.

Düzenlenen etkinliklerden ilki 19 Haziran 2015 tari-

hinde TÜRKSOY Genel Sekreterliği’nde gerçekleştiri-

len anma toplantısı oldu. Etkinliğe Kazakistan Almatı

Valisi Amandık Batalov ve beraberindeki heyetin yanı

sıra Aronulı üzerine çalışmalar gerçekleştirmiş değerli

akademisyenler ve çok sayıda dinleyici katıldı.

Anma toplantısının açılışında konuşan TÜRKSOY Ge-

nel Sekreteri Düsen Kaseinov, Ulu Kazak Ozanı Süyin-

bay etkinliklerine destek veren Almatı Eyaleti Valisi

Amandık Batalov'a, TÜRKSOY’un tüm faaliyetlerinde

desteklerini esirgemeyen Kazakistan Cumhuriyeti An-

kara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev'e ve Keçiören

Belediye Başkanı Mustafa Ak'a teşekkürlerini bildirdik-

ten sonra Ozan Süyinbay hakkında şu sözleri dile ge-

tirdi:

"Yeryüzü dağlarsız düşünülemez. İnsan, dağlar saye-

sinde gökyüzüyle yarışırcasına hayat sürdürmektedir.

Özellikle, yaratılışını Tanrı dağlarıyla bağdaştıran tüm

Türk halkları, doruklardaki insan olmanın hayaliyle ya-

Впамять о легендарном казахском акыне,мастере искусства айтыса Суюнбая АронулыМеждународная организация ТЮРКСОЙ

провела ряд мероприятий, приуроченных к 200-летию со дня рождения. 19 июня 2015 года вштаб-квартире ТЮРКСОЙ состоялосьторжественное мероприятие, в котором принялаучастие делегация официальных лиц, деятелейнауки и культуры Казахстана, возглавляемая

Page 33: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

31

Касеинов: "Суюнбай Аронулы,мастер искусства айтыса, которыйборолся за справедливость ичестность, вел народ к согласию,является одним из редчайшихталантов тюркского мира».

şamaktadırlar. Bugün Tanrı dağlarının eteklerinde bü-

yüyen, Türk kültür ve sanat dünyasına eşsiz katkıda

bulunan, atışma ve destancılıkta adeta

bir zirve olan ulu Kazak ozanı

Süyinbay Aronulı’nın doğu-

munun 200. yıldönümünü

kutlamaktayız. Atışma sa-

natının ustası Süyinbay Aro-

nulı, hak ve adalet için mücadele

veren, toplumu dürüstlüğe ve barışa

teşvik eden, Türk dünyasının seçkin

söz serdarlarındandır. Kendisini do-

ğumunun 200. Yılında böylesine de-

ğerli bir toplulukla birlikte anmaktan

dolayı son derece mutluluk duyu-

yoruz."

Açılış konuşmalarını takiben

etkinlik kapsamında Ozan

Süyinbay'ın hayatını anla-

tan kısa film gösterimi,

panel, fotoğraf sergisi

ve Kazakistan'dan

gelen  Süyinbay Sazı

губернатором Алматинской области АмандыкомБаталовым.

Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ ДюсенКасеинов, обратившись с приветственным словомк собравшимся, поблагодарил губернатораАмандыка Баталова за поддержку празднованияюбилея Суюнбая Аронулы в Анкаре, а такжевыразил признательность послу Казахстана вТурции Жансеиту Туймебаеву и Главеадминистрации Кечиорена Мустафе Аку. «Земляне бывает без гор. Люди, стремясь покорить

горные вершины, бросаютвызов небесам. Тюркскиенароды, считая своейколыбелью Тянь-

Шаньские горы, очеловечивают ихвершины. Сегодня мы празднуем 200-

летний юбилей вершины искусстваакынов Суюнбая Аронулы, котороговзрастили отроги Тянь-Шаня. Мастерпесенного айтыса, боровшийся за права исправедливость и ведший людей к правде

и миру, он является одним из редчайшихталантов тюркского мира. В день этогоюбилея мы рады быть вместе с вами!».

Kaseinov: "Atışma sanatının ustasıSüyinbay Aronulı, hak ve adaletiçin mücadele veren, toplumudürüstlüğe ve barışa teşvik eden,Türk dünyasının seçkin sözserdarlarındandır."

Page 34: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

32

Kazak Folklor ve Etnografik Halk Müziği Toplulu-

ğu'nun konseri gerçekleştirildi. Anma etkinliği, TÜRK-

SOY Genel  Sekreteri Düsen Kaseinov'un katılımcılara

teşekkür plaketlerini ve hediyelerini sunmasıyla son-

landı.

Keçiören’de TÜRKSOY &Kazakistan GecesiAynı günün akşamında usta sanatçı Süyinbay'ın anıl-

dığı ikinci etkinlik ise, Ankara’nın Keçiören ilçesinde

Keçiören Belediyesi ev sahipliğinde yapıldı. "TÜRKSOY

& Kazakistan Gecesi" adıyla, bu yıl altıncısı gerçekleşti-

rilen Uluslararası Ramazan Şenlikleri kapsamında dü-

zenlenen konsere

sanatseverler yo-

ğun ilgi gösterdi.

TÜRKSOY Genel

Sekreteri Düsen

Kaseinov, AK Parti

Genel Başkan Yar-

dımcısı Haluk

İpek, AK Parti An-

kara Milletvekili

Nevzat Ceylan, Ke-

çiören Belediye

Başkanı Mustafa

Ak, Kazakistan An-

kara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev ve Almatı Valisi

Amandık Batalov’un katıldığı konser öncesinde TÜRK-

SOY’un çalışmalarının tanıtıldığı TÜRKSOY Kültür

Evi’nin açılışı da gerçekleştirildi.

Konser öncesinde gerçekleştirilen konuşmalar sırasın-

da Kazakistan Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymeba-

yev, düzenlediği etkinliklerle Türk halklarının kardeşli-

ğini güçlendiren Keçiören Belediye Başakanı Mustafa

Ak’a Kazakistan Dışişleri Bakanlığı tarafından verilen

"Kazakistan’ın Bağımsızlığının 20. Yılı Madalyası”nı

takdim etti.

Насыщенная программа вечера включаладемонстрацию фильма, научные доклады исообщения о творчестве великого акына, а такжевыступления фольклорно-этнографическогоансамбля «Суюнбай сазы». В фойе здания ТЮРКСОЙбыла развернута фотовыставка. Генеральныйсекретарь ТЮРКСОЙ Д.Касеинов вручил участникампамятные плакетки и подарки.

Вечер ТЮРКСОЙ и Казахстана вКечиорене

В тот же вечер по инициативе администрациирайона Кечиорен столицы Турции в рамкахМеждународного фестиваля «Рамазан» состоялсяконцерт под названием «Вечер ТЮРКСОЙ иКазахстана». При участии многих официальных лиц,среди которых были Генсек ТЮРКСОЙ ДюсенКасеинов, посол Казахстана в Турции ЖансеитТуймебаев, глава администрации Кечиорена

Мустафа Ак,губернаторАлматинскойобласти АмандыкБаталов и другие,состоялосьоткрытиеэкспозиции,рассказывающей одеятельностиМеждународнойорганизацииТЮРКСОЙ.

Перед концертомпосол Казахстана в

Турции Жансеит Туймебаев выразил благодарностьглаве администрации Кечиорена Мустафе Ак засодействие в укреплении дружественных связеймежду тюркскими народами и, по поручениюМинистерства иностранных дел Казахстана, вручилему медаль «20-летие Независимости Казахстана».

В рамках мероприятия на центральной площадистоличного района Кечиорен был организованконцерт фольклорно-этнографического ансамбля«Суюнбай сазы», который исполнил известныепесни на стихи Суюнбая и турецкие произведения.Казахские народные танцы «Ерке кыз» и «Шаттык» и

Page 35: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

33

песни в исполнении ансамбля вызвали восторг

жителей Анкары и гостей мероприятия.

Заключительный номер в исполнении трех

домбристов буквально поразил слушателей.

Солисты завершили вечер исполнением песен о

Казахстане.

В Анкаре открыт парк имениСуюнбая Аронулы

Администраиця района Кечиорен турецкой

столицы открыла парк в честь 200-летия Суюнбая

Аронулы. В церемонии открытия приняли участие

многочисленные официальные лица –

Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен

Касеинов, посол Казахстана в Турции Жансеит

Туймебаев, глава администрации Кечиорена

Мустафа Ак, губернатор Алматинской области

Амандык Баталов, каймакам Кечиорена Нусрет

Дирим, почетные гости, а также жители района.

Губернатор Алматинской области Амандык

Баталов обратил внимание на общность

исторических корней тюркских народов и

передал братский привет из Казахстана народу

Турции. Он также подчеркнул, что парк имени

Суюнбая, открывающийся в Кечиорене, является

третьим по счету казахстанским парком в Турции,

и это обстоятельство скрепляет дружественные

отношения между двумя странами. Губернатор

поблагодарил всех, кто содействовал созданию

парка, и выразил особую благодарность ТЮРКСОЙ

за деятельность по культурному сближению всех

тюркских стран.

Празднования 200-летия озана Суюнбая

состоялись в соответствии с решениями,

принятыми на 32-м Заседании Постоянного совета

ТЮРКСОЙ. Высказанные два столетия назад слова

и мысли великого акына о единстве тюркского

мира будут вечно жить в его имени и творениях.

Gecede sahne alan Süyinbay Sazı Kazak Folklor ve Et-

nografik Halk Müziği Topluluğu, ünlü Ozan Süyinbay

Aronulı’nın şiirlerinden bestelenen şarkıları seslendi-

rirken, topluluğun folklor ekibi, geleneksel Kazak halk

danslarından "Erke Kız” ve "Şattık” adlı örnekleri sun-

du. Son olarak sahne alan 3’lü dombra ekibi ise eşsiz

bir enstrümantal şölene imza attı. Konserde bazı Türk

şarkılarını da seslendirerek jest yapan Kazak solistler,

programlarını "Ne Güzelsin Kazakistan” ve "Kazak Mil-

letimin Kanatı” isimli şarkılar ile tamamlarken, izleyici-

ler Kazakistan müziğinin seçkin eserleri ile unutulmaz

dakikalar yaşadı.

Ankara’da "Süyinbay Aronulı Parkı"

Açıldı

Keçiören Belediyesi tarafından, Süyinbay Aronulı’nın

doğumunun 200. yılı anısına açılan park, gerçekleşti-

rilen açılışta Türk dünyasını bir araya getirdi.

Parkın açılış törenine TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen

Kaseinov ve Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’ın

yanı sıra Kazakistan Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüy-

mebayev, Almatı Bölge Valisi Amandık Batalov, Keçiö-

ren Kaymakamı Nusret Dirim, bazı meclis üyeleri ve

çok sayıda vatandaş katıldı.

Almatı Bölge Valisi Amandık Batalov parkın açılışında

yaptığı konuşmada ortak tarihe dikkat çekerek kar-

deş ve dost ülke Kazakistan'ın selamını Türkiye’ye ge-

tirdiğini, Kazak halkının bilge ismi olan Suyinbay Aro-

nulı adına Keçiören'de açılan parkın Türkiye'deki 3.

Kazakistan parkı olduğunu ve böylece iki ülkenin

dostluğunun ebedileşeceğini vurguladı.Vali Batalov,

emeği geçenlere teşekkürlerini sunarken TÜRKSOY’a

Türk cumhuriyetlerinin birbirlerine yakınlaşmasında

üstlendiği öncü görev için ayrıca teşekkür etti.

TÜRKSOY 32. Dönem Daimi Konseyi'nde alınan karar-

la Ozan Süyinbay'ın doğumunun 200. Yılı tüm Türk

dünyasında coşkuyla kutlandı. Türk dünyasının yakın-

laşmasında önem arz eden düşünceleri, 200 yıl önce

dile getiren Ozan Süyinbay Aronulı adı ve eserleri ile

ebediyen yaşayacaktır.

Page 36: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

34

Uluslararası Geleneksel Müzik Konseyi'nin

(ICTM) 43. Dünya Konferansı Kazakistan'ın baş-

kenti Astana'da ICTM, Kazakistan Milli Sanat

Üniversitesi işbirliği ve TÜRKSOY'un katkılarıyla ger-

çekleşti.

Konseyin 2013 yılında Çin Halk Cumhuriyeti'nin Şan-

gay şehrinde gerçekleştirilen 42. Konferansı'nda alınan

karar üzerine, 16-22 Temmuz 2015 tarihleri arasında

Astana’da bir araya gelen, geleneksel müzik alanında

çalışmalarını sürdürmekte olan değerli bilim insanları

etkinlik süresince yuvarlak masa toplantıları, seminer-

ler ve alan gezileri gerçekleştirdi.

43. ICTM Dünya Konferansı'na 70 ülkeden üst düzey

yetkililer ile 640 seçkin araştırmacı katılım gösterirken

ICTM43. Dünya Konferansı’naKazakistan evsahipliği yaptı

Uluslararası Geleneksel MüzikKonseyi'nin (ICTM) 43. DünyaKonferansı Kazakistan'ın başkentiAstana'da ICTM, Kazakistan Milli SanatÜniversitesi işbirliği ve TÜRKSOY'unkatkılarıyla gerçekleşti.

В столице Казахстана Астанесостоялся 43-й Всемирный КонгрессМеждународного Совета потрадиционной музыке (ICTM).Конгресс был организован приактивном содействии ТЮРКСОЙ иКазахского НациональногоУниверситета Искусств.

43-й Всемирный музыкальный конгрессICTM прошел в Казахстане

Page 37: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

35

geleneksel müzik alanında dünyada gerçekleştirilen

en büyük etkinliklerden birisi olan ICTM Dünya Konfe-

ransı ilk kez Türk cumhuriyetlerinin birinde gerçekleş-

tirilmiş oldu.

Konferansın açılışını gerçekleştiren Kazakistan Cum-

huriyeti Başbakan Yardımcısı Berdibek Saparbayev ko-

nuşmasına Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı

Nursultan Nazarbayev adına katılımcıları selamlayarak

başlarken sözlerine şu şekilde devam etti: "ICTM'nin

43. konferansının topraklarımızda gerçekleştirilmesin-

den dolayı organizasyonu düzenleyen komite ve yö-

neticilere teşekkürlerimi sunarım. İnanıyorum ki bu

önemli etkinliğe ev sahibi olarak Kazakistan'ın seçil-

mesi tesadüf değildir. Özellikle yetenekli sanatçıları-

Встолице Казахстана Астане 16-22 июля 2015

года состоялся 43-й Всемирный Конгресс

Международного Совета по традиционной

музыке (ICTM). Конгресс был организован при ак-

тивном содействии ТЮРКСОЙ и Казахского Нацио-

нального Университета Искусств.

Решение о проведении конгресса в Астане было

принято на предыдущем форуме ICTM, проходив-

шем в Шанхае в 2013 году. 43-й Конгресс в Астане,

который собрал вместе 640 исследователей из 70

стран, стал крупнейшим в истории этой междуна-

родной организации конгрессом, впервые состо-

явшимся на постсоветском пространстве.

В торжественном открытии 43-го Конгресса ICTM

принял участие заместитель Премьер-министра

Казахстана Бердибек Сапарбаев, который привет-

ствовал всех собравшихся от имени Президента

Казахстана Нурсултана Назарбаева. «Разрешите

поблагодарить оргкомитет и всех руководителей,

Saparbayev: "Yetenekli sanatçılarımız ilekültürel ve sanatsal çalışmalara vermiş ol-duğumuz önem neticesinde Kazakistan'ınsesi pek çok farklı alanda daha gür çık-maktadır."

Бердибек Сапарбаев: Мы придаембольшое значение развитиюкультуры и искусства и поддержкеталантливых артистов и верим, что врезультате этого Казахстан достигнетбольших успехов в этой сфере.

Page 38: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

36

mız ile kültürel ve sanatsal çalışmalara vermiş olduğu-

muz önem neticesinde Kazakistan'ın sesi pek çok

farklı alanda daha gür çıkmaktadır. Müzik, halkları, in-

sanları birbirine yaklaştırmakta ve huzur, mutluluk,

sağlık kaynağı olarak hayatlarımızda yer almaktadır.

Müzik başka bir deyişle barışın elçisidir. Siz barış elçi-

lerini topraklarımızda misafir etmekten dolayı büyük

memnuniyet duyuyoruz."

ICTM Başkanı Salwa El-Shawan Castelo-Branco da açı-

lışta bir konuşma gerçekleştirerek ICTM Dünya konfe-

ransının ilk kez  Orta Asya’da yer alan bir ülkede ger-

çekleştiğine dikkat çekti. Türk topraklarının kültürel

anlamda zenginliğine vurgu yapan ve ICTM’in müzik

ve dans aracılığıyla kültürler arasındaki ilişkileri güç-

lendirdiğini ve pek çok yeni diyaloğa vesile olduğunu

belirten Başkan Castelo-Branco emeği geçenlere te-

şekkür etti.

которые содействовали организации 43-го Кон-

гресса ICTM на нашей земле. Верю, что выбор Ка-

захстана как места проведения данного форума

неслучаен. Мы придаем большое значение разви-

тию культуры и искусства и поддержке талантли-

вых артистов и верим, что в результате этого Ка-

захстан достигнет больших успехов в этой сфере.

Музыка сближает людей, занимает большое место

в нашей жизни, помогает человеку чувствовать

Salwa El-Shawan Castelo-Branco: "Türk top-rakları kültürel anlamda dünyanın en zengincoğrafyalarından birisi."

Салва Ал-Шаван Кастело-Бранко:"Тюркские страны имеют огромное иразнообразное культурное наследие»

Page 39: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

37

Konferansın ev sahibi olan Kazak Milli Sanat Üniversi-

tesi Rektörü Aiman Mussakhajayeva ise, Kazak milli

sanatının derin izlerinin keşfedilmesinin Türk dünyası

göçebe kültürünün dünyaya tanıtılması açısından eş-

siz fırsatlar sunacağını dile getirerek, konuk akademis-

yenlere çalışmalarında başarılar diledi.

TÜRKSOY ve ICTM İşbirliği MeyveleriniVermeye Başladı.

TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, konferan-

sın açılışında gerçekleştirdiği konuşmada; TÜRK-

SOY'un müzik, müzikoloji ve müzik eğitimi alanında

uzman akademisyenlerin bir araya gelerek fikir ve de-

neyim alışverişinde bulunmalarını her daim destekle-

diğini belirterek sözlerine şu şekilde devam etti: "43.

ICTM Dünya Konferansı'nın gerek Türk dünyası gerek-

se Kazakistan için çok önemli bir adım olduğuna ina-

nıyorum. Tüm dünyadan pek çok saygın bilim insanını

Kazakistan’da bir araya getirmekten dolayı büyük

memnuniyet yaşıyoruz. Konferans süresince pek çok

önemli konuda görüş alışverişleri gerçekleştirilecek ve

kültür hazinemizin keşfedilmemiş yönleri gün yüzüne

çıkarılacaktır. TÜRKSOY ve ICTM işbirliği uzun süredir

başarıyla devam etmektedir. Meyvelerini vermeye

başlayan işbirliğimiz, inanıyorum ki gelecek nesiller

için önemli bir referans oluşturacaktır."

Türk Halkları GelenekselMüzik Festivali Konferansın kültürel programı çerçevesinde Türk

Halkları Geleneksel Müzik Festivali "Şehir, Köy ve Boz-

kır Müziği" Konseri gerçekleştirildi. Kazak Ulusal Sa-

natlar Üniversitesi’nin konser salonunda gerçekleştiri-

len konser konferansın uluslararası katılımcılarının bü-

yük ilgisini çekerken, gecede Türk cumhuriyetlerin

çok sayıda sanatçı sahne aldı.

Geleneksel Türk müziğini, Aşık Mustafa Aydın, Arma-

ğan Elçi (solo), Ali Fuat Aydın (bağlama) ve Cenk Gü-

ray (divan sazı) temsil etti. Otantik Mugam sanatının

себя здоровым и счастливым. Другими словами,

музыка – посол мира. Мы счастливы принимать на

своей земле вас как посланцев мира и согласия!»

Президент ICTM Салва Ал-Шаван Кастело-Бранко в

своем выступлении обратила внимание на то, что

впервые Всемирный конгресс ICTM проходит в од-

ной из стран Центральной Азии. Тюркские страны

имеют огромное и разнообразное культурное на-

следие, сказала она. ICTM, в свою очередь, через

музыку и танец стремится расширить культурные

связи и открыть возможность межкультурного

диалога. Президент ICTM выразила благодарность

всем, кто содействовал в организации форума.

Выступая от имени хозяев, ректор Казахского На-

ционального Университета Искусств Айман Муса-

ходжаева выразила уверенность в том, что форум

предоставит возможность участникам для озна-

комления с казахской культурой и культурой ко-

чевников тюркского мира, имеющей глубокие кор-

ни, и пожелала участникам плодотворной работы.

Сотрудничество ТЮРКСОЙ и ICTMдало свои плоды

Генеральный секретарь Дюсен Касеинов, выступая

на церемонии открытия Конгресса, подтвердил,

что ТЮРКСОЙ всегда будет поддерживать творче-

ские встречи и научный обмен среди исполните-

лей и специалистов в области музыковедения и

музыкального образования. «Уверен, что 43-й Все-

мирный Конгресс ICTM представляет собой важ-

ный шаг как для тюркского мира, так и для Казах-

стана. Принимать уважаемых ученых со всего

мира в Казахстане представляет большую радость

для всех нас. В ходе Конгресса состоится обмен по

важным проблемам и, возможно, будут открыты

еще неизвестные сокровища культуры. Взаимо-

действие ТЮРКСОЙ И ICTM продолжается уже дол-

гое время. Верю, что плоды этого сотрудничества

послужат надежной платформой для последую-

щих поколений» - сказал он.

Kaseinov: "43. ICTM Dünya Konferansı'nıngerek Türk dünyası gerekse Kazakistan içinçok önemli bir adım olduğuna inanıyorum.Çalışmalarımızla gelecek nesiller için önemlibir referans oluşturuyoruz."

Касеинов:"43-й ВсемирныйКонгресс ICTM представляет собойважный шаг как для тюркскогомира, так и для Казахстана. Наштруд послужит надежнойплатформой для последующихпоколений».

Page 40: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

taşıyıcısı olan Aypara Topluluğu'ndan Aytan Muhara-

mova’nın icrası ise konsere eşsiz bir güzellik kattı. Ada-

lat Behbudov (tar) ve Parviz Fahadov (kemençe)’un

virtüöz ustalığı ve kusursuz icrası da mugam sanatını

konser sırasında unutulmaz kıldı. Etkinlikte geleneksel

Özbek müziğini Çorgoh Topluluğu sanatçıları Nodira

Pirmatova, Nabijon Kadirov (gicak), Mansur Vaisov

(kaşgar rubabı), Mirgiös Muhittinov (doyra)  temsil et-

tiler. Konserin finalinde Uulcan Cumabekova (Kırgızis-

tan), Aygül Yelşibayeva, Yerkin Çukmanov ve Yerlan

Rıskali (Kazakistan)’dan oluşan Kırgız ve Kazak profes-

yonel halk şarkıcıları yer aldı.

Bu özel konserin yanı sıra ise TÜRKSOY tarafından ilan

edilen 2015 Semen Kadışev yılı kapsamında, büyük

Hakas haycı Semen P. Kadışev’e (1885-1977) ithafen

“Ulu Bozkır’ın Efsaneleri” adlı bir başka konser daha

gerçekleştirildi. Söz konusu konserde sahneye ilk çı-

kan tanınmış Hakas müzisyen Oleg Çebodayev gırt-

laktan türkü söyleme ve destan anlatma sanatı olan

hay’ı tanıtmanın yanı sıra ııh, homıs ve çathan gibi çe-

şitli Hakas etnik enstrümanlarını çaldı. Tıva’dan etkinli-

ğe katılan höömeyci (gırtlaktan türkü söyleme sanatı

icracısı) olan ve bu sanatta kargıraa, sıgıt, sıbıskı ve

höömey gibi stilleri mükemmel icra eden Ayas Kuular

en çok dikkat çeken sanatçılar arasında yer alırken

Orta Asya’daki en eski telli ve yaylı çalgılardan biri

olan Kazak kobız yaratıcısı Korkut Dede’nin adını taşı-

yan Korkıtküy icrası da akıllarda kalan bir başka sanat-

sal etkinlik oldu.

43. ICTM Dünya Konferansı çerçevesinde gerçekleşen

bu önemli festival programı sayesinde Astana sakinle-

ri ve 70 farklı ülkeden gelen ICTM katılımcıları, kendi

özgünlük ve eşsizliğiyle herkesi büyüleyen Türk müzik

mirasının şaheserleriyle tanışabilme fırsatına sahip

oldu.

Фестиваль традиционной музыкитюркских народов

В рамках Конгресса состоялся концерт Фестиваля

традиционной музыки тюркских народов «Музыка

города, деревни и степи”. На сцене концертного

зала Казахского Национального Университета Ис-

кусств, собравшего много заинтересованной пуб-

лики, выступили исполнители из тюркских стран.

Традиционную турецкую музыку исполнили Ашик

Мустафа Айдын, Армаган Эльчи (соло), Али Фуат

Айдын (баглама) и Дженк Гюрай (диван сазы). Из-

вестный исполнитель мугама солистка группы

«Айпара» Айтан Мухарамова украсила концерт

своим выступлением, а виртуозная игра Адалата

Бехбутова (тар) и Парвиза Фахадова (кеманча) сде-

лали исполнение традиционного мугама незабы-

ваемым. В группе узбекской музыки «Чоргох» вы-

ступили Нодира Пирматова, Набиджон Кадиров

(гиджак), Мансур Ваисов (кашгар рубаб), Миргиос

Мухиттинов (дойра). В завершение концерта на

сцену вышли певцы Уулджан Джумабекова (Кыр-

гызстан), Айгуль Елшибаева, Еркин Чукманов и Ер-

лан Рыскали (Казахстан).

Наряду с этим, в рамках Года Кадышева ТЮРКСОЙ

был организован концерт «Легенды Великой Сте-

пи», посвященный 130-летию выдающегося хакас-

ского хайджи Семена Кадышева. Известный хакас-

ский музыкант, исполнитель горлового пения Олег

Чебодаев ознакомил с традиционным искусством

хай, а также поразил присутствующих игрой на ха-

касских этнических инструментах ыых, хомыс и

чатхан. Выступления продолжил известный тувин-

ский артист Айас Куулар – хоомейджи, который

продемонстрировал виртуозное владение всеми

техниками этого искусства – каргыраа, сыгыт, сы-

бызкы и хёёмей. В памяти зрителей осталось вели-

колепное исполнение песни Коркыт кюй, посвя-

щенной Деде Коркуту, создателю казахского кобы-

за – самого древнего струнно-смычкового инстру-

мента в Центральной Азии.

Концерты Фестиваля, организованные в рамках

43-го Всемирного Музыкального Конгресса, стали

возможностью для жителей Астаны и музыкове-

дов из 70 стран мира услышать живое наследие

тюркской музыки в исполнении лучших музыкан-

тов из стран ТЮРКСОЙ.

Page 41: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

39

ICTM Başkan YardımcısıRazia Sultanova ileTÜRKSOY ve ICTM üzerineICTM-TÜRKSOY İşbirliği Nasıl Başladı ?

ICTM Başkan Yardımcısı ve ICTM’nin Türk Dünyası Mü-

zik Araştırmaları Grubu’nun kurucusu ve Başkanı ola-

rak aynı kültürü paylaşan Türk halkları arasındaki kar-

deşlik bağlarını güçlendirmek için çalışmalarını yürüt-

mekte olan TÜRKSOY ile işbirliği yapmaktan her za-

man onur duydum.

Aslında, Cambridge Üniversitesi ve TÜRKSOY arasında

yıllar öncesine dayanan bir işbirliği söz konusu. 2012

yılının aralık ayında TÜRKSOY Genel Sekreter Yardım-

cısı Prof. Dr. Fırat Purtaş Cambridge Üniversitesi Asya

ve Orta Doğu Araştırmaları Fakültesi ’nin ev sahipli-

ğinde gerçekleştirilen ICTM Türk Dünyası Araştırmalar

Grubu’nun Üçüncü Sempozyumu’na katılmış ve bu

sempozyuma Türkiye ve Kazakistan’dan gelen değerli

müzisyenlerin katılımına maddi destek sağlamıştı.

Daha sonra, 2013 yılının mart ayında, TÜRKSOY Cam-

bridge Üniversitesi Trinity College’de Türk Dünya-

sı’ndan 80 sanatçının katılımıyla gerçekleştirilen bir

Nevruz Konseri düzenledi. Bu konser Cambridge’deki

müzikseverlerin hatırlarından hala silinmemiştir. 2014

yılının nisan ayında İstanbul’da gerçekleştirilen ICTM

Türk Dünyası Araştırmalar Grubu’nun Dördüncü Sem-

pozyumu’nun en üst düzeyde gerçekleştirilmesinde

de TÜRKSOY’un katkısı büyüktür. TÜRKSOY ve ICTM’in

bu uzun vadeli işbirliğinin neticesinde ise bu sempoz-

yumda sunulan en iyi bildiriler “Türkler: Zikirden Ma-

kama, Şaman Seslerinden Hip Hop’a” başlığı ile der-

lenmiş ve yayınlanmak üzere Londra’daki Ashgate,

SOAS yayınevine sunulmuştur.

43’üncü Dünya Konferansı hakkındaki düşüncele-

riniz nelerdir ?

ICTM’nin Başkan Yardımcısı olarak özellikle TÜRKSOY

Genel Sekreteri Prof. Düsen Kaseinov’a ICTM’nin Asta-

na’da yapılan 43’üncü Dünya Konferansının düzenlen-

mesindeki değerli katkılarından dolayı şükranlarımı

sunmak isterim. Hatırlarsanız, 2012 yılında ICTM’nin

43’üncü Dünya Konferansının nerede ve

hangi kurumun ev sahipliğinde yapıla-

cağına dair görüş alışverişinde bulu-

nulurken, Sayın Kaseinov bu konfe-

ransın Astana’da Kazak Ulusal Güzel

Sanatlar Üniversitesi’nde (KAZ-

NUA) yapılmasını öneren ilk kişi ol-

muştur ve bu önerinin kabul

edilmesinin akabinde de kon-

feransın hazırlık süreci

boyunca bize her ko-

nuda daima destek

ve yardımcı ol-

muştur.

Gerçekten de

Вице-президент ICTMРазия Султанова овзаимодействии с ТЮРКСОЙКак началось сотрудничество ICTM и ТЮРКСОЙ ?

Для меня как вице-президента ICTM и основателя

и председателя Группы ICTM по изучению музыки

тюркского мира всегда было особой честью со-

трудничать с ТЮРКСОЙ, целью которой является

укрепление культурных связей, дружбы и соли-

дарности между тюркскими народами.

Практически наше сотрудничество между Кем-

бриджским Университетом и ТЮРКСОЙ началось

несколько лет назад. В декабре 2012 года замести-

тель генерального секретаря ТЮРКСОЙ Фырат

Пурташ побывал на факультете Азиатских и Ближ-

невосточных исследований Кембриджа, и ТЮРК-

СОЙ поддержал проведение 3-го Симпозиума

Группы ICTM по изучению музыки тюркского мира,

обеспечив участие великолепных исполнителей

на народных инструментах из Турции и Казахста-

на.

Позже в марте 2013 года при организации ТЮРК-

СОЙ в Тринити колледже в Кембридже прошел

концерт Навруза с участием 80 артистов из всех

тюркских стран. Это прекрасное представление

оставило неизгладимое впечатление, его до сих

пор вспоминают в Кембридже. Также в апреле

2014 года была оказана огромная поддержка в

проведении 4-го Симпозиума Группы ICTM по из-

учению музыки тюркского мира, который органи-

зация ТЮРКСОЙ принимала в Стамбуле на высо-

ком уровне. Результатом нашего долгосрочного

сотрудничества стала книга «Тюрки: от зикра к му-

гаму, от шаманских камланий к хип-хопу», в кото-

рой опубликованы лучшие доклады наших по-

следних симпозиумов (книга вышла в издатель-

стве Ashgate publisher, SOAS, London).

Что Вы скажете о 43-м Всемирном

конгрессе ICTM?

От имени Международного Совета по Традицион-

ной музыке (IСТМ), как Вице-Президент этой меж-

дународной организации, я хотела бы поблагода-

рить Генерального секретаря ТЮРКСОЙ профессо-

ра Дюсена Касеинова за помощь в проведении 43-

го Всемирного Конгресса IСТМ, прошедшего в

Астане 16- 22 июля 2015. Мы все помним, что ещё в

2012 году на самом начальном этапе обсуждения

возможного места проведения 43-го Конгресса,

профессор Касеинов оказался первым авторите-

том, заверившим Членов Совета по Традиционной

музыке IСТМ в выборе Астаны и Казахского Уни-

верситета Искусств в качестве принимающей сто-

роны, предложив регулярную помощь и поддерж-

ку со стороны ТЮРКСОЙ в процессе подготовки

этого глобального мероприятия.

В самом деле, 43-й Всемирный Музыкальный Кон-

Page 42: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

40

ICTM’nin 43’üncü Dünya Konferansı çok başarılı oldu.

ICTM’nin daha önce yapılan dünya konferansları ile

kıyaslayacak olursak, 2013 yılında Shangai’da yapılan

42’inci Dünya Konferansı’na 56 ülkeden 550 yetkili

katılırken, Astana da yapılan 43’üncü Dünya Konfe-

ransı tüm beklentileri aşarak 70 ülkeden 600 yetkiliyi

biraraya getirmişti. 43’üncü Dünya Konferansı aynı za-

manda ICTM’nin kuruluşundan bu yana ilk defa eski

Sovyetler Birliği’nin yanı sıra, 80 katılımcı ile Kazakis-

tan’dan gelen akademisyen sayısının en yüksek oldu-

ğu konferans olmuştur. Bu konferansta her gün yapı-

lan genel kurul toplantısının dışında ayrıca 13 oturum

gerçekleştrildi ve bu oturumların neredeyse her birin-

de canlı performansların ve film gösterimlerinin yer

aldığı atölye çalışmaları yapıldı. Ayrıca, akşamları da

konserler ve çeşitli geziler düzenlendi. ICTM’nin Asta-

na’da yapılan 43’üncü Dünya Konferansı dünya kültür-

leri ve geleneksel müziklerinin araştırılmasında bir ki-

lometre taşı olmuştur. 43’üncü Dünya Konferansı aynı

zamanda geleneksel müzik araştırmaları tarihinde

“Türk Dünyasında Müzik ve yeni Siyasi Coğrafyalar”

temasını konu alan ilk geniş çaplı sempozyum olmuş-

tur. Dünyanın çeşitli ülkelerinde bu konuda araştırma-

lar yürüten akademisyenleri biraraya getirmek için

gerçekten çok çalıştık. Ancak sempozyuma en büyük

destek Türk Dünyası’nın en iyi sanatçılarının yer aldığı

Türk Dünyası Müzik Festivalini düzenleyen TÜRK-

SOY’dan geldi. Bu sempozyum sayesinde Türk Dün-

yası’nın geleneksel müzik kültürü birçok akademisye-

nin dimağında unutulmaz izler bıraktı. Astana gibi gü-

zel bir şehirde yapılan böylesi zevkli ve ilginç bir kon-

feransın düzenlenmesine katkıda bulunmuş olmak-

tan büyük mutluluk duymaktayız.

Biraz da konferans öncesi hazırlıklardan

bahseder misiniz?

ICTM’nin 2015’te Astana yapılacak Dünya Konferan-

sı’nın hazırlıkları Haziran 2013’te resmi olarak başla-

mıştı. Bu iki yıl boyunca, 2015 yılının Temmuz ayına

kadar düzenli bir şekilde Astana’ya giderek Kazak Ulu-

sal Güzel Sanatlar Üniversitesi Yerel Düzenleme Komi-

tesi’nin en faal üyeleri Prof. Saida Yelemanova ve Fati-

ma Nurlybayeva ile konferansın programına ilişkin çe-

şitli toplantılar gerçekleştirdik. 2015 yılının Nisan

ayında yapılacak olan konferansa üç ay kala Taslak

Programı ICTM’nin web sayfasında yayınladık.

Tabii, ICTM’nin 43’üncü Dünya Konferansı’nın Asta-

na’da yapılmasının yadsınamaz yararları oldu. Zira vize

alımları ile ilgili bir takım sorunlar çıkmasına karşın

ICTM hem Kazakistan’daki hazırlık çalışmalarına hem

konferansımıza ev sahipliği yapan Kazak Ulusal Güzel

Sanatlar Üniversitesi’ne destek oldu ve ülkede gerek

kültürel gerekse müzik eğitimi alanında çeşitli prog-

ramlar geliştirilmesini sağladı. Ayrıca ICTM aynı za-

manda geçmişte uluslararası düzeydeki tanınırlığı çok

az olan bir bölgedeki müzik araştırmalarının da gün

yüzüne çıkarılmasına destek oldu ve yukarıda da be-

lirttiğimiz gibi, Avrasya’dan birçok akademisyen bu

konferansa katılmak üzere ICTM’ye üye oldu.

гресс в Астане прошел с огромным успехом. Не-

сколько показательных фактов: если предыдущий

42-й Всемирный Музыкальный Конгресс в Шанхае

в 2013 году привлёк 550 делегатов из 56 стран, с

ежедневными одиннадцатью параллельными сек-

циями докладов, то 43-й Астанинский Всемирный

Музыкальный Конгресс превзошел все наши ожи-

дания, включив в свою программу 600 участников

из 70 стран. Впервые в истории IСТМ Казахстан

был представлен большой группой казахских му-

зыковедов-участников (80), к тому же дополнен-

ной обширным контингентом ученых из стран

бывшего Советского Союза. Ежедневные трина-

дцать параллельных секций с докладами, с пле-

нарным заседанием, с круглыми столами и дискус-

сиями, документальными фильмами, и насыщен-

ной программой вечерних концертов, плюс вос-

кресной экскурсией, сделали 43-й Всемирный Му-

зыкальный Конгресс в Астане знаменательной ве-

хой в истории мировой музыкальной культуры.

Главной темой 43-го Всемирного Музыкального

Конгресса в Астане стала "Музыка тюркоязычного

мира в новых политических условиях». Мы долго

работали над тем, чтобы музыковеды-иследовате-

ли со всего мира, занимающиеся этой или сходной

тематикой, приняли участие в нашем конгрессе.

Огромный вклад в проведение 43-го Всемирного

Музыкального Конгресса привнесла Организация

ТЮРКСОЙ, по инициативе которой в программу

Конгресса органично вписался Фестиваль Музыки

Тюркоязычного Мира, на который были приглаше-

ны лучшие музыканты региона. Многие делегаты

конференции были глубоко впечатлены уникаль-

ным богатством музыки тюркского мира. В резуль-

тате 43-го Конгресса в Астане 120 музыковедов Ка-

захстана, Турции и России вступили в Междуна-

родный Совет по Традиционной музыке IСТМ, что

явилось самым лучшим показателем роста между-

народного музыкального сотрудничества. Наш

Конгресс убедил всех участников в истинности вы-

ражения “музыка сближает культуры и народы”.

Как проходила подготовка к конгрессу?

Процесс подготовки к Конгрессу 2015 года в Аста-

не мы начали два года назад. Нам как организато-

рам Программы 43-го конгресса пришлось регу-

лярно бывать в Астане для проработки различных

вопросов. Активную помощь оказали сотрудники

Казахского национального университета искусств

- профессор Саида Елеманова и музыковед Фати-

ма Нурлибаева, которые неустанно работали над

каждым отдельным вопросом подготовки этого

глобального события. Мы искренне признательны

также руководству Казахского национального уни-

верситета искусств, ректору профессору Айман

Мусаходжаевой, сделавшей всё возможное для

того, чтобы Всемирный Музыкальный Конгресс в

Астане прошел на высочайшем уровне.

Page 43: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

41

Konferans sonrası tepkiler nasıldı ?

Konferanstan sonra genç akademisyenler ve üst dü-

zey uzmanlar da dahil olmak üzere katılımcılardan bir-

çok tebrik mesajı aldık. Bu konferans sayesinde hem

çok sayıda akademisyen ve uzman bilgi ve deneyim-

lerini paylaşma imkanı buldu hem de müzik bilimine

ilişkin araştırmaların önünde yeni ufuklar açıldı.

Каковы впечатления участников ?

Участники Конгресса с удовольствием делились с

организаторами своими впечатлениями, которые

были восторженными. Среди участников были и

молодые ученые, и маститые специалисты, музы-

канты, каждый из них получил заряд творчества на

ближайшие годы.

Valentina Kholopova (Rusya):

“Öncelikle şunun altını çizmek gerekir ki ICTM müzik

araştırmaları alanında eşi benzeri olmayan bir kuru-

luştur. Dünyada bunun gibi ikinci bir kuruluş yoktur!

Bu konferansın 43’üncü kez düzenleniyor olması ise

gerçekten çok etkileyiciydi. Dünya çapında böyle ge-

niş katılımlı bir etkinliğe katılmak elbette çok yararlı,

çünkü her gün yeni şeyler öğrenmenizi sağlıyor ve

insanın zihninde yeni ufuklar açıyor. Hiç beklenmedik

bağlantıların kurulmasına vesile oluyor böyle bir kon-

ferans. Moskova Devlet Konservatuarı’nın Ghana Üni-

versitesi ile başlattığı değişim programı bunun en so-

mut örneği, zira bu karar Astana Konferansı esnasında

alındı. Konferansın beni en çok etkileyen yanı ise hem

Avrupa’yı aratmayacak derecede profesyonel bir şekil-

de düzenlemiş olması hem de seçilen ev sahibi ülke-

nin bulunduğu bölgeye özgü misafirperverliği hepi-

mize yaşatmış olmasıdır.”

Rimantas Sliuzinskas (Litvanya):

“ICTM’nin Astana’da yapılan Dünya Konferansı’na ka-

tılmak benim için büyük bir mutluluktu! Buradaki he-

defim bir bildiri sunmak ve bir panelde oturum baş-

kanlığı yapmanın ötesinde aynı zamanda yeni mes-

lektaşlar ile tanışıp onlarla bilgi ve deneyim alışveri-

şinde bulunmaktı. Ayrıca, bu konferansta gelecekte

gerçekleştirilecek projelerinde benim de bizzat yer

alacağım ICTM Slav Dünyası Müzikleri Araştırma Gru-

bu’nu kurduk.”

Elena Spirin (Fransa):

ICTM Dünya Konferansı’na ilk defa katıldım ve dünya-

nın farklı ülkelerinden çok sayıda meslektaş ile birara-

ya gelmek gerçekten çok ilham vericiydi. Bundan son-

raki araştırmalarım açısından da çok faydalı bir dene-

yim olduğunu düşünüyorum. Konferansın beni en

çok etkileyen yanı ise hayal edilebilecek en yüksek

uluslararası düzeyde son derece seçkin akademisyen-

lerin katılımıyla gerçekleştirilmiş olması. 43’üncü

ICTM Dünya Konferansı geleneksel müzik ve kültür

araştırmalarının gelişiminde çok etkili oldu. Batı’dan

ve eski Sovyet ülkelerinden gelen akademisyenlerin

bilgi, fikir ve deneyim alışverişleriyse konferansın en

büyük kazanımlarından biri oldu. Zira bu sayede, çe-

şitli ülkelerden gelen akademisyenler farklı eğitim sis-

temleri ve yönetemleriyle ilgili çalışmalarına dair bilgi

paylaşımında bulunmuş oldular. Konferansta hem çe-

şitli etnomüzikolojik araştırma yöntemleri ile ilgili su-

numlar yapıldı hem de bu alanda yapılan çalışmaların

ortak yönleri araştırıldı.

Профессор Валентина Холопова(Москва, Россия):

“Прежде всего, Международный Совет по Тради-

ционной музыке – уникальная организация. Тот

факт, что Всемирный Музыкальный Конгресс орга-

низуется и проводится уже в 43-й раз, поражает

воображение. Участие в таком глобальном собы-

тии является весьма полезным, поскольку каждый

день вы узнаете что-то новое и начинаете пони-

мать музыку по-другому. Наиболее впечатляющим

был блестящий уровень организации Конгресса,

объединившего западный стиль подготовки меро-

приятия с щедростью азиатского гостеприимства,

характерного для Казахстана”.

Профессор Римантас Слузинскас(Литва):

“Я был счастлив принять участие во Всемирном

Конгрессе в Астане! Моя цель была не только фор-

мально выступить с докладом, но также и познако-

миться с новыми коллегами и поделиться опытом

нашей работы. Кроме того, мы были очень рады

начать работу новой исследовательской группы

IСТМ, посвященной музыке славянского мира».

Елена Спирина (Франция):

“Впервые принимая участие во Всемирном Музы-

кальном Конгрессе, я была глубоко вдохновлена

встречей с коллегами из разных стран. Это несо-

мненно повлияет на мои дальнейшие исследова-

ния и творчество. Я была искренне впечатлена вы-

соким уровнем организации Конгресса!”

Page 44: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

42

Konya Devlet Tiyatrosu’nun ev sahipliğinde

TÜRKSOY’un katkılarıyla bu yıl sekizincisi ger-

çekleştirilen Devlet Tiyatroları Konya Bin Nefes

Bir Ses Uluslararası Türkçe Tiyatro Yapan Ülkeler Festi-

vali’ne Ankara, Bursa, Sivas ve Konya Devlet Tiyatrola-

rı’nın yanı sıra, Türkiye dışından Azerbaycan, Kazakis-

tan, Türkmenistan, Başkurdistan (RF),KKTC, Hakasya

(RF), Dağıstan (RF) ve Kosova’dan Tiyatro ekipleri katıl-

dı.

2015 Haldun Taner yılı kapsamında bu yıl festival

programına Haldun Taner eserleri dahil edildi. Sanat-

çının “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım (1964)” adlı

oyunu, festivale Kosova’dan katılan Priz-

ren Kültür Evi “Nafiz Gürcüali” Tiyatro-

su tarafından başarıyla sahnelenir-

ken, oyunun galası merhum Haldun

Taner’in eşi Demet Taner’in katılı-

mıyla gerçekleştirildi.

ВМеждународном фестивале тюркских

театров «Тысяча дыханий один голос»,

организованном Государственным театром

Коньи при содействии ТЮРКСОЙ, в этом году

приняли участие государственные театры Анкары,

Бурсы, Сиваса и Коньи, а также труппы из

Азербайджана, Казахстана, Турции,

Туркменистана, Башкортостана (РФ), Хакасии (РФ),

Дагестана (РФ), Севернго Кипра и Косова.

Sekizincisi gerçekleştirilen Bin Nefes Bir SesUluslararası Türkçe Tiyatro Yapan ÜlkelerFestivali’ne bu yıl Azerbaycan, Kazakistan,Türkiye, Türkmenistan, Başkurdistan(RF),KKTC, Hakasya (RF), Dağıstan (RF) veKosova’dan tiyatrolar katıldı.

В этом году в Восьмом фестивале тюркскихтеатров «Тысяча дыханий один голос»участвовали труппы из Азербайджана,Казахстана, Турции, Туркменистана,Башкортостана (РФ), Хакасии (РФ), Дагестана(РФ), Севернго Кипра и Косова.

Kosova’da Türkçenin Nöbetinde Bir Tiyatro:

NAFİZGÜRCÜALİTÜRK TİYATROSUТеатр в Косове на страже турецкого языка:театр имени Нафыза Гюрджуали

Page 45: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

43

Oyunun ilk gösterimine ayrıca Devlet Tiyatroları Genel

Müdürü Nejat Birecik, TÜRKSOY Genel Sekreter Yar-

dımcısı Fırat Purtaş, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Ya-

kup Ömeroğlu ve çok sayıda davetli katıldı.

Temsil öncesinde TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı

Prof. Dr. Fırat Purtaş, 2015 Haldun Taner Yılı anısına ha-

zırlanan özel madalyayı merhum sa-

natçının eşi Demet Taner'e takdim

ederek şu sözleri dile getirdi: «Bugün

Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı tiyatro

festivalleri içerisinde bizim açımızdan

en anlamlısı Bin Nefes Bir Ses Ulus-

lararası Türkçe Tiyatro Yapan Ülkeler

Festivalidir. 100'e yakın farklı oyunu

Türkçenin değişik lehçelerinde bu fes-

tival sayesinde tiyatroseverlerle buluş-

turmaktan ötürü büyük mutluluk yaşı-

yoruz. Son derece önem atfettiğimiz

bu temsiller tiyatrolarımızın arasındaki

alışverişin yanı sıra ülkelerimiz arasın-

daki kardeşliği ve dostluğu her geçen

gün daha çok güçlendirmektedir. Hal-

dun Taner ve eserleri dostluğumuzun

temelini sağlamlaştıran bir çimento

görevi görmüştür. Nitekim ilan etmiş olduğumuz

2015 Haldun Taner Yılı ile bizlerde minnettarlığımızı

göstermek istedik.»

Haldun Taner’in eşi Demet Taner ise; «Öncelikle Hal-

dun Taner Yılı ilanı için, ardından ise bu yıl gerçekleşti-

rilen güzel çalışmalar için TÜRKSOY’a teşekkürlerimi

sunuyorum. Eşimin eserlerinin TÜRKSOY çalışmaları

ile tüm Türk dünyasında sahnelenecek olmasından

В рамках Года Халдуна Танера в фестивальную

программу были включены постановки по его

пьесам. Так, с представлением «Выполню свой

долг с закрытыми глазами» (пьеса 1964 года)

выступила труппа из Косова – театр имени Нафыза

Гюрджуали Призренского Дома культуры. На

спектакле присутствовала вдова драматурга

госпожа Демет Танер, а также другие

почетные гости, в их числе

Генеральный директор

государственных театров Неджат

Биреджик, заместитель Генсека

ТЮРКСОЙ Фырат Пурташ,

Председатель Союза писателей

«Аврасья» Якуп Омероглу.

Перед началом представления

заместитель Генерального секретаря

ТЮРКСОЙ профессор Фырат Пурташ

вручил госпоже Демет Танер

специальную медаль ТЮРКСОЙ,

выпущенную в 2015 году в честь Года

Халдуна Танера. Он обратился к

зрителям с приветствием: «Среди

театральных фестивалей,

проводимых в Турции, мы считаем самым

значимым Международный фестиваль

тюркоязычных театров «Тысяча дыханий – один

голос». Мы испытываем глубокое удовлетворение

от того, что благодаря этому фестивалю

любителям сценического искусства было показано

более 100 спектаклей на различных тюркских

языках и наречиях. Мы придаем большое

Page 46: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

44

dolayı büyük memnuniyet içerisindeyim. Daha önce

defalarca izlemiş olduğum Gözlerimi Kaparım Vazife-

mi Yaparım isimli oyunu bu gece burada Kosova’lı

amatör bir tiyatrodan izleyeceğim içinde büyük heye-

can duyuyorum. » dedi.

Temsil sonrasında bir teşekkür konuşması gerçekleşti-

ren Prizren Kültür Evi "Nafiz Gürcüali” Tiyatrosu Yönet-

meni Zekir Sipahi de düşüncelerini şu sözlerle dile ge-

tirdi: “İnanın kırk tane oyunda oynayabilirim ama bu

konuşmayı yapmak beni çok heyecanlandırıyor. Bu-

güne kadar Kosova'da yaşayan Türklerin kültürünü ti-

yatro aracılığıyla hayatta tutmaya başardık. Bizleri bu

festivale davet edip sahipsiz olmadığımızı gösterdiği-

niz için teşekkür ediyoruz. Biz orada Kosova'da, Türk-

çenin nöbetindeyiz, ilelebet de olacağız. Ne yazık ki

bizlere o topraklarda kimse sahip çıkmıyor. Biz bir

devlet tiyatrosu dahası özel bir tiyatro dahi değiliz.

Ödeneksiz olarak amatörce çalışmalarımızı gerçekleş-

tiriyoruz. Yaşadığımız tüm zorluklara rağmen Türkçe-

mizi yaşatıyoruz. Rahmetli Haldun Taner ile 80'li yıllar-

da tanışıklığımız vardı, o günlerde sahnelediğimiz Ke-

şanlı Ali Destanı ile eski Yugoslovya'da, Türkçe'nin bi-

linmediği diyarlarda büyük bir yarışmada birinci ol-

muştuk. Dilimizi anlamayan bir jürinin karşısında elde

ettiğimiz birinciliği Haldun Taner'e borçluyuz. Çünkü

bize birinciliği getiren o dil Haldun Taner dilidir. Hal-

dun abi o yıllarda bize oyunlarımı oynayın, sizlerden

hiçbir telif hakkı talep etmiyorum, yeterki Türkçeyi ya-

şatın demişti. Bizim dün de bugün de tek bir gayemiz

var: Türkçe'yi yaşatmak!.»

значение этим спектаклям, которые не только

служат обмену между театрами, но с каждым днем

способствуют укреплению братских и

дружественных отношений между странами.

Творчество Халдуна Танера стало своеобразной

основой этой дружбы. Объявление Года Халдуна

Танера – знак признания и уважения с нашей

стороны».

Госпожа Демет Танер выразила глубокую

благодарность в связи с объявленным в странах

ТЮРКСОЙ Годом Халдуна Танера. «Благодарю

ТЮРКСОЙ за прекрасные мероприятия памяти

Халдуна Танера. Благодаря им тюркский мир имел

возможность познакомиться с творчеством моего

мужа, чему я очень счастлива. Особую радость я

испытала сегодня при просмотре спектакля

любительского театра из Косова», сказала она.

Руководитель театра имени Нафыза Гюрджуали

Дома культуры из Призрена Зекир Сипахи

выразил свое впечатление от фестиваля такими

словами: «Я очень взволнован, право, легче

сыграть в нескольких спектаклях! Мы стараемся

сохранять турецкую культуру в Косово с помощью

театра, и мы это сделали.

Мы глубоко благодарны за приглашение на

фестиваль и вашу заинтересованность. Мы стоим

на страже турецкого языка в Косово, и будем

продолжать эту миссию. К сожалению, в нашей

стране нам не помогают. Мы не являемся

государственным или частным театром, мы ставим

любительские спектакли. Но несмотря на все

трудности мы сохраняем наш язык. Наше

знакомство с Халдуном Танером состоялось в

1980-е года, когда мы поставили в бывшей

Югославии спектакль на турецком языке «История

Али из Кешана» и стали победителями на большом

театральном конкурсе. В жюри никто не знал

языка, на котором мы играли, и своей победой мы

обязаны, как я считаю, Халдуну Танеру – его пьесе,

его языку. Тогда драматург разрешил нам ставить

его пьесы на сцене, лишь бы только звучал родной

язык. Мы и сейчас горим одним желанием –

сохранить его!»

Page 47: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 48: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

46

Ezelden beri dünya üzerinde, insanlar tarafından

kültür olarak adlandırılan bir süreç yaşanmakta-

dır. Bu süreç aslında zaman ve mekâna göre de-

ğişim ve dönüşüm geçirmekte olan dinamik bir cere-

yandır. Toplumların esasında doğaya yaklaşabildiği öl-

çüde içten olan, samimi olduğu sürece ise evrensel bir

niteliğe ulaşabilen soyut ve somut değerleri barındı-

ran kültürleri içerisinde ezelden beri her halkı özgün

kılan ve bu anlamda uygarlıklara çeşitlilik ve zenginlik

katan “mitoloji” vardır.

Dünyada mevcut mitolojilerin içerisinde kimileri çok

tanınırken kimileriyse henüz pek tanınmamaktadır. Bu

pek tanınmayan grubun içerisinde Avrasya’nın engin

topraklarında ezelden beri yaşamını sürdüren Türk

halklarına ait Türk mitolojileri önemli bir yer tutmakta-

dır.

Türk mitolojisi içinde destanlar ise olmazsa olmaz de-

ğerinde bir kültürel mirastır. Kahramanlık destanları,

birincil kültür olan sözlü uygarlıklar bağlamında esa-

sında birer zaman makinesi gibi geçmişi günümüze,

torunları atalarına bağlayan kuşaklar arası bir kültürel

köprüdür.

Существующий с незапамятных времен мир

находится в непрерывном процессе, кото-

рый люди назвали культурой. Это движение

изменяется в зависимости от времени и простран-

ства. Важное место в этом процессе занимает ми-

фология, которая определяет идентичность наро-

да и определяет особенности цивилизации.

Есть мифологии, которые стали широко известны-

ми в мире, есть такие, о которых мы до сих пор

мало знаем. К группе малоизвестных относится

мифология тюркских народов, живущих на про-

странствах Евразии с древнейших времен.

Важнейшим культурным наследием в этой системе

тюркской мифологии являются дастаны. Героиче-

ские дастаны являются тем культурным мостом,

Uzağı Yakın EdenYakını Engin KılanHakas Halk Ozanı

SEMEN P.KADIŞEV

Timur B. DavletovTÜRKSOY

Хайджи СеменКадышев и хакасскиегероические сказания

Тимур Давлетов,

ТЮРКСОЙ

Page 49: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

47

Bu köprünün ayakta durmasını sağlayanların başında

da destancılar gelmektedir. Onlar ki bu zengin sözlü

kültür hazinesini binlerce yıl boyunca korumuş, ku-

şaktan kuşağa aktarmışlardır. Onların sayesinde insan-

lığın mümkün en eski dönemden oluşmaya başlayan

bilgi birikimi zamanımıza ulaşabilmiş, ulaştırılabilmiş-

tir.

Zaten eski Türk toplumlarında en çok saygı gören

kimseler Kam, Demirci ve Haycı olarak adlandırılan

destancıların tam da kendileri idi. Hakasların Haycıları;

Güney Sibirya’nın yerli Türk halkları olan Altay ve Şor-

larda "Kaycı/Kayçı", Tuvalarda ise "Höömeyci" olarak

bilinmektedir.

Haycı, hay; yani gırtlaktan hem türkü söyleme hem de

destan anlatma sanatını icra eden kimsedir. Bu itibarla

который связывает разные поколения и времен-

ные периоды, они дошли до нашего времени как

устные памятники первичных культур.

Главной опорой такого моста является сказитель –

дастанджи. Именно сказители тысячелетиями со-

храняли эту богатую сокровищницу устного слова,

передавали ее из поколения в поколение. Через

них нам были переданы из древности собрания

мудрости и знаний человечества.

В старых тюркских обществах самым уважаемым

людям давали прозвища Кам, Демирджи и Хайджи,

это были никто иные как сами сказители. Хайджи у

хакасов, у алтайцев и шорцев, живущих в Южной

Сибири, - «Кайджи/Кайчи», у тувинцев «Хоомейд-

жи».

Page 50: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

48

Asya kıtasının yüreğinde yaşayan, Türk halklarının en

kadim ata yurdu olarak kabul edilen topraklarda yaşa-

yan Hakasların hay sanatı üzerinden icra edilen yiğitlik

destanları, araştırmacılar için büyük bir ilgi kaynağıdır.

Söz gelimi Kutuplardan Kuzey Afrika’ya, Baykal ve

Harbin’den Doğu ve Batı Avrupa’ya kadar yayılan ge-

niş coğrafyada yaşayan Türk halklarının içinde sadece

Hakasların meydana getirmiş olduğu kahramanlık

destanlarının sayısı yaklaşık 500 civarındadır.

Bu zengin mirasın yeryüzünden silinmesini önleyerek,

kuşaktan kuşağa aktarılma sürecinde en etkin yeri

haycılar almıştır. Bu haycılar, deyim yerin-

deyse, Hakas epik geleneğinde söylen-

diği gibi uzağı yakın eden, yakını en-

gin kılan kimselerdir.

İşte Hakas topraklarında ezelden

beri cereyan eden sosyo-kültürel

devamlılık sürecinin güçlü aktör-

lerinden biri de tanınmış Hakas

halk haycısı Semen P. Kadışev

(Semen P. Kadyshev)’dir. 1885

yılında Hakas topraklarında

doğan ve 1977 yılında hayata

gözlerini yuman Semen P. Kadı-

şev, Hakas Türklerinin bu zengin

kültürel mirasından 30’u aşkın

kahramanlık destanını belleğinde

saklayabilmiş, yurdun çeşitli şehir ve

köylerinde hayatı boyunca anlatmıştır.

Bunlardan yaklaşık 25’i Sovyetler döneminde

kayda alınmış ve böylece XXI. yy’a kadar ulaşmaları

sağlanmıştır. Bu süreçte etkin rol alan araştırmacılar-

dan biri de tanınmış Hakas folkloristi Tatyana G. Taçe-

yeva idi.

Geniş halk kitlelerinin sevgisini, icrası ve sesinin güzel-

liği sayesinde kazanan Semen P. Kadışev, aslında Ha-

kas Toplumunun sosyo-kültürel sürekliliğinin bir aktö-

rü olarak tanımlanabilir. Çünkü olağanüstü bellek

gücü sayesinde halkının geleneksel bilgeliğinin ko-

runmasına büyük oranda katkıda bulunmuştur. Bu

bilgiler ise felsefe, inanç, gelenekler,

dünya görüşü ve hatta

Хайджи, или хай, - исполнитель горлового пения и

сказитель в одном лице. Поэтому героические ска-

зания живущих на древнетюркской земле в самом

центре Азии хакасов, исполняемые мастерами ис-

кусства хай – сказителями-хайджи, - вызывают

большой интерес исследователей. Среди тюрк-

ских народов, расселенных на обширных террито-

риях от Северного полюса до Африки, от Байкала

и Харбина до Восточной и Западной Европы, толь-

ко у одних хакасов насчитывается около 500 ге-

роических сказаний.

Самым действенным звеном в сохранении этого

богатого наследия всегда выступали хайджи, че-

рез которых осу-

ществлялась

передача уст-

ных памятников

следующим поколе-

ниям. Если можно так ска-

зать, хайджи расширяли гра-

ницы видимого мира, дела-

ли более глубоким его по-

знание.

Одной из таких значимых

фигур в процессе со-

хранения непрерывно-

сти культурного разви-

тия у хакасов был из-

вестный народный ска-

зитель Семен Петро-

вич Кадышев (1885-1977). Сын хакасской земли, он

сохранил в своей памяти более 30 героических

сказаний хакасов, и в течение своей жизни расска-

зывал их народу в городах и селениях. Около 25

сказаний в исполнении Кадышева были записаны

в советское время, таким образом, они смогли

дойти до 21 столетия. В этом большую помощь

оказала известный хакасский исследователь,

фольклорист Татьяна Тачеева.

Семен Кадышев снискал всенародную любовь бла-

годаря своему исполнительскому искус-

ству и красивому голосу.

Page 51: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

49

sosyoloji, siyaset ve kamu diplomasisi gibi motifleri

ihtiva etmektedir. Bu bakımdan Semen P. Kadışev gibi

halk destancılarının bıraktığı kültür mirası üzerinden

araştırmacılar birçok beşeri bilim sahasında inceleme-

ler yoluyla bilgi elde edebilmektedirler.

Maalesef 2000 yılı itibariyle Hakasların bu geleneksel

sanatı bir kesintiye uğramış, son haycı bu dünyadan

ayrılmıştır. Ancak buna karşın sosyo-kültürel süreklilik

süreci varlığını devam ettirmektedir. Nitekim XIX.

yy’da da Hakaslarda haycılık geleneği format değişikli-

ğine uğrasa dahi varlığını sürdürebilmiştir. Hatta Ha-

kas haycılarının bazıları gene geleneksel üstatlar gibi

Şaman inançsal kültürü bağlamında ruhlardan yardım

almakta, destan metinlerini rüyalarından öğrenmek-

tedir. Böylece genel itibariyle Semen P. Kadışev döne-

minde ve daha önceki devirlerde olduğu gibi günü-

müzde de bu anlamda sosyo-kültürel devamlılık süre-

cinden söz edilebilir.

Rusya Federasyonu’na bağlı Hakas Cumhuriyeti Kültür

Bakanlığı’nın önerisi üzerine TÜRKSOY’un girişimi ile

2015 yılı, Türk dünyasında Ünlü Hakas Haycı Semen P.

Kadışev Yılı olarak ilan edilmiştir. Bu kapsamda bu yıl

içerisinde S.P. Kadışev’in üç kahramanlık masalının ya-

yınlanması planlanmıştır. Bunlardan “Ah Çĭbek Arığ

Hakas Türklerinin Kız Alp Yiğitlik Destanı” adlı kitap ta-

rafımızca Türkiye Türkçesine aktarılarak TÜRKSOY ya-

yınları arasında yerini almıştır. Söz konusu destan bu

satırların müellifi tarafından daha önce Hakasçadan

Türkçeye aktarılan ve TÜRKSOY tarafından yayımlanan

“Huban Arığ: Hakas Türklerinin Kadın Yiğitlik Destanı

(2006)” ile “Han Mirgen: Hakas Türklerinin Alplık Des-

tanı”ndan sonra Türkiye’de gün ışığını gören üçüncü

Hakas kahramanlık destanıdır.

Обладая великолепной памятью, храня сокрови-

ща традиционных народных знаний, он трансли-

ровал эти знания и таким образом, способствовал

их сохранению. Эти знания охватывали информа-

цию о философии, верованиях, традициях, карти-

не мира и даже социологии, политике и народной

дипломатии. В этом смысле народные сказители,

подобные Кадышеву, оставили великое наследие,

которое позволяет исследователям гуманитарных

наук получить необходимые сведения.

Page 52: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

50

İçerdiği kimi motiflerden yola çıkılarak en az 5.000 yıl-

lık geçmişinden söz edilebilecek olan bu epik anlatı-

nın yeni bir kitap olarak kadim Sibirya coğrafyasının

kalbinde yer alan Hakas topraklarının başkenti Aba-

kan’da Eylül ayında TÜRKSOY tarafından tanıtılması

planlanmaktadır. Üstelik Eylül ayının Hakas Cumhuri-

yeti’nde geleneksel olarak resmi bir bayram biçiminde

Türk Yazı ve Kültürü Günleri’nin kutlandığı bir döneme

denk gelmesi, tanıtımın ne kadar yerinde olduğunu

göstermektedir. Ayrıca Eylül ayında Semen P. Kadı-

şev’in doğumunun tam 130. yıldönümü gerçekleş-

mektedir. Yine Eylül ayını önemli ve anlamlı kılan bir

başka husus da, Ankara’da bulunan TÜRKSOY Genel

Merkez binasının önünde duran Bilge Kağan Anıtı’nın

aslının tam 1280 yıl önce Tengri Kağan tarafından Mo-

ğolistan topraklarında diktirilmiş olmasıdır. Bunun

yanı sıra 1995 yılında TÜRKSOY ilk kitabını yayınlamış-

tır. İlk yayınlanan bu kitap da Kırgızların dünyaca tanı-

nan Manas Destanı’dır. Dolayısıyla Uluslararası Türk

Kültürü Teşkilatının bir kahramanlık destanının neşriy-

le başlayan ve bu yıl tam 20. yıldönümünün kutlan-

ması gereken yayın faaliyetine gene Orta Asya Kırgız-

larının atası olan Yenisey Kırgızlarının yaşadığı toprak-

lardan çıkan epik masallarla devam edilmesi son de-

rece önemli ve anlamlı bir adımdır.

Bunun yanı sıra TÜRKSOY, 28 Nisan 2015 günü Anka-

ra’da Semen P. Kadışev’i Anma Toplantısı gerçekleştir-

miştir. Bunun için özel olarak Hakas topraklarından

gelen Alyanıs Hakas Etnik Müzik Grubu ile Ankara’dan

Nükhet Okutan, Semen P. Kadışev’in epik destanların-

dan kesitler icra ederek sanatseverlerin beğenisine

sunmuştur. Hakas mitolojisiyle ilgili araştırmalar yürü-

ten Doç. Dr. Gülsüm Killi Yılmaz, Yrd. Doç. Dr. Erhan

Aktaş ve TÜRKSOY Sibirya Uzmanı Timur B. Davletov

birer bildiriyle Anma Toplantısı’na iştirak etmiştir.

Bunun dışında TÜRKSOY Genel Sekreteri Prof. Düsen

Kaseinov’un girişimiyle Türk ülkeleri içerisinde ilk kez

Kazakistan’ın başkenti Astana’da, 16-22 Temmuz 2015

К сожалению, в 2000 году ушел из жизни послед-

ний хакасский хайджи, и прервалось развитие тра-

диционного искусства хакасов. Тем не менее, пре-

емственность социально-культурных процессов

продолжается. Точно так же в 19 столетии хакас-

ское искусство хай изменило свой формат, но про-

должало жить. Более того, до сих пор некоторые

хайджи, как и традиционные мастера, просят по-

мощи у духов, как принято в шаманских верова-

ниях, и тексты дастанов приходят им во сне. Таким

образом, можно говорить о продолжении тради-

ций сказительства, которое развивалось в эпоху

Семена Кадышева и ранее, и которое символизи-

рует преемственность культуры.

По инициативе министерства культуры Республи-

ки Хакасия Российской Федерации 2015 года был

объявлен ТЮРКСОЙ Годом известного хакасского

хайджи Семена Кадышева. В рамках года планиро-

валось издание трех героических сказаний С.Ка-

дышева. Одно из них было издано ТЮРКСОЙ в пе-

реводе на турецкий язык, сделанном автором этих

строк, под названием «Ах Чибек Арыг – героиче-

ское женское сказание хакасских тюрков». Этот да-

стан стал третьим по счету хакасским эпосом, из-

данным в Турции на турецком языке; в 2006 году

нами был переведен «Хубан Арыг: женское герои-

ческое сказание хакасов», а также «Хан Мирген: ге-

роическое сказание хакасов». Исходя из содержа-

щихся в них мотивов, можно говорить о 5000-лет-

ней истории этих эпических повествований.

Изданный ТЮРКСОЙ турецкий перевод эпоса «Ах

Чибек Арыг» был презентован в Абакане в сентяб-

ре 2015 года, когда исполнилось 130 лет со дня

рождения Семена Кадышева. В 1995 году ТЮРК-

СОЙ издал первую книгу под эгидой организации,

этой книгой был кыргызский эпос «Манас». На

протяжении более чем двадцати лет ТЮРКСОЙ

продолжает эту работу, пропагандируя культур-

Page 53: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

51

tarihlerinde düzenlenen 43. ICTM Dünya Konferan-

sı’nda halk müzik etkinliklerinden biri olan “Ulu Bozkı-

rın Efsaneleri: Destandan Enstrümantal Küy’e” adlı

konser, S.P. Kadışev Yılı kapsamında gerçekleşmiş; bü-

yük Hakas haycısına ithaf edilen bu konserde dünya-

nın dört bir tarafından halk müziği icracıları bir araya

gelmiştir.

Hakas topraklarının başkenti Abakan’da çeşitli gazete-

lerde Kadışev ile ilgili haberler ve makaleler yayımla-

nırken TÜRKSOY üyesi ülkelerde de bu tür yayınlar,

gün ışığı görmüştür. Bunlardan biri de TÜRKSOY Basın

Ödülü sahibi Olga Zhernakova’nın büyük Hakas halk

destancısı ile ilgili yazısı olmuştur. Keza Kazakistan’ın

TÜRKSOY Temsilcisi Malik Otarbayev’in girişimleriyle

Kazakistan’da Kadışev üzerine çok hacimli bir makale,

tirajı en yüksek gazetelerden birinde Kazakça olarak

yayınlanmıştır.

Bütün bunlar, bizlere başka bir noktayı göstermekte-

dir: TÜRKSOY, Hakas haycılarından Semen P. Kadı-

şev’in bıraktığı zengin anlatı mirası gibi farklı kuşakları

bir araya getiren, farklı dönemleri birleştiren, geçmişi

bugüne bağlayan çalışmalara imza atarken aslında

ezelden beri süre gelen sosyo-kültürel devamlılık sü-

recinin bir aktörü olarak geçmişi şimdiye ve geleceğe

taşımak suretiyle uzağı yakın etmekte ve yakını engin

kılmaktadır. Bu anlamda TÜRKSOY'un bu başarısı tak-

dire şayandır.

ное наследие народов тюркского мира.

28 апреля 2015 года в штаб-квартире ТЮРКСОЙ в

Анкаре состоялось мероприятие, посвященное

памяти Семена Кадышева. Для участия в нем из Ха-

касии приехал ансамбль этнической музыки «Ай-

ланыс», а актер Нукхет Окутан (Анкара) прочел от-

рывки из эпических сказаний Семена Кадышева. С

научными сообщениями по хакасской мифологии

выступили доцент Гюльсум Килли Йылмыз, стар-

ший преподаватель Эрхан Акташ и специалист

ТЮРКСОЙ Тимур Давлетов.

Концерт в память об известном хакасском хайджи

Семене Кадышеве под названием «Легенды Вели-

кой степи: от дастана до инструментального кюя»,

состоялся в рамках 43-го Всемирного конгресса

Международного совета по традиционной музыке,

который проходил 16-22 июля 2015 года в Астане.

В нем приняли участие исполнители традицион-

ной музыки из разных стран.

В Абакане состоялось множество мероприятий и

осуществлены издания в рамках Года Семена Ка-

дышева, объявленного в Республике Хакасия.

Много материалов о хакасском хайджи вышло в

периодике всех стран ТЮРКСОЙ. За освещение ме-

роприятий Года Кадышева и другие материалы ха-

касский журналист Ольга Жернакова была удо-

стоена Премии ТЮРКСОЙ в области СМИ. Кроме

того, по инициативе представителя Казахстана в

ТЮРКСОЙ Малика Отарбаева статья о Семене Ка-

дышеве была напечатана на казахском языке в са-

мой высокотиражной газете Казахстана.

Международная организация тюркской культуры,

увековечивая память о выдающемся хакасском

хайджи, вновь сближает и соединяет вместе уда-

ленные времена и пространства, народы и творе-

ния культуры. В этом – большой успех ТЮРКСОЙ.

Page 54: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

DOKUZKUMALAK

TÜRK DÜNYASININ ORTAKOYUNLARINDAN

Стратегическая игра: Докуз Kумалак(Tогуз Kоргоол, Мангала)

52

Page 55: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

53

Strateji Sporu: Dokuz Kumalak (Toguz Korgool,Mangala) Türk dilli hakların kültürel zenginlikle-ri arasında sadece edebiyat, müzik gibi alanlar

yer almamakta, farklı alanlardaki zeka oyunları da buzenginlik içerisinde önemli bir yer teşkiletmektedir.Bunların arasında 4000 yıllık geçmişe sa-hip ve en yaygın olanı bugün birçok Türk dilli halkarasında unutulmak üzere olan Dokuz Kumalaktır. Ya-zında bu strateji oyunu için genel bir ifade olarak keli-me anlamı hareket ettirmek olan mangala kullanır-ken, Türk dünyasının farklı coğrafyalarında birbirlerin-den detayda farklılaşan ancak hepsinde ortak olaraköngörü ve stratejiye dayanarak hamleler yapmanınyer aldığı bu oyun için mangala yanında dokuz ku-malak, dokuz taş, güç, kuyu, tokuz korgool, eson kor-gool, kale, mereköçtü, evcik, altıev, meneli taş gibiisimler kullanılmaktadır.

Bugün Türkiye’de unutulan mangala ve orta Asya’dahalen oynanan dokuz kumalak oyunu başlangıçtakolay gibi görünen ama giderek zorlaşan bir oyundur.İki kişi tarafından oynanan oyun, sırayla kaydırma yo-luyla taşların diğer oyuklara aktarılması temeline da-yanıyor. Dokuz Kumalak oyunu, üzerinde 9 oyuk bu-

Стратегический вид спорта: Докуз Kумалак(Tогуз Kоргоол, Мангала) В культурномнаследии тюркоязычных народов, наряду с

такими сферами, как литература и музыка, важноеместо занимают различные интеллектуальныеигры. Одной из самых распространенных игрявляется Докуз Кумалак, которая насчитывает4000-летнюю историю, но в наши дни постепеннозабывается многими тюркоязычными народами. Влитературе для этой стратегической игрыиспользуется общий термин «mangala», которыйозначает «привести в движение». В различныхгеографических регионах тюркского мира играразнится в деталях, но общим элементом являетсято, что все игроки делают ход на основепредвидения и стратегии. Для этой игры наряду стермином «mangala» используются также названияdokuz kumalak (девять кумалак), dokuz taş (девятькамней), güç (сила), kuyu (колодец), tokuz korgool(девять коргоол), eson korgool (эсон коргоол), kale(крепость), mereköçtü (мерекёчтю), evcik (домик),altıev (шесть домов), meneli taş (камень менели).

Игра мангала, которая в настоящее время забыта вТурции, и игра докуз кумалак, в которую до сих пориграют в Средней Азии, в самом начале можетпоказаться легкой, но со временем играусложняется. Игра, в которую играет два человека,состоит в том, чтобы по очереди катаниемпереместить камни в другие лунки. В игру ДокузKумалак играют при помощи 162 камушков илимелкой гальки, при этом на доске с 9 лункаминужно расположить по девять камушков в каждуюлунку. В конце игры выигрывает тот, кто большевсех камней собрал в своей копилке. Эта играназывается в Средней Азии “kумалак” или “kоргоол”из-за того, что в нее играют с козьими и овечьимикизяками размером с косточку маслины. К тому же,на игровой доске есть два отделения дляскладывания камней, которые «съели» игроки. ВАнатолии в игре мангала еще меньше лунок икамней.

В этой игре, которая позволяет строить военныестратегии несмотря на игру простымиинструментами, в отличие от другихгеографических регионов, смысл игры заключаетсяв "правиле двойного хода", которое основано навозможности «поедания» камнейпротивоположной стороны при их попадании вчетное число. В игре, способствующей развитиюинтеллекта человека, игроки по очередирасполагают камни, лежащие в каждой их лунке,против часовой стрелки по другим лункам. Еслипоследний камень составит четное число камней влунке соперника, то он может «съесть» все камниэтой лунки и сложить в свою копилку.

Dokuz Kumalak, Türk dilli halklar arasında 4000 yıllıkgeçmişe sahip bir strateji oyunudur.

Докуз Kумалак является стратегической игрой,насчитывающей 4000-летнюю историю средитюркоязычных народов.

Page 56: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

54

lunan bir tahta üzerinde her bir oyuğa dokuzar taşkonmak suretiyle 162 taşla veya küçük çakılla oynanı-yor. Oyun sonunda haznesine en fazla taş koyan kaza-nır. Bu oyuna zaten orta Asya’da “kumalak” ya da “kor-gool” denmesinin sebebi de zeytin çekirdeği büyüklü-ğündeki keçi ve koyunların tezekleri ile oynanmasıdır.Ayrıca oyuncuların yuttukları taşları koymaları için deoyun tahtası üzerinde iki hazine bölmesi vardır. Ana-dolu’da oynanan mangalada ise daha az çukur ve taşvardır.

Basit bir malzemeyle oynanmasına rağ-men askeri stratejiler geliştirmeye ya-rayan bu oyunda diğer coğrafya-lardan farklı olarak Türk dünyasıcoğrafyasında ortak özellikolarak karşı tarafın taşlarınıçift sayıya denk gelindiğin-de yutabilmeye dayanan"çift yapma kuralı" söz ko-nusudur. İnsan beyniningelişmesini sağlayan buoyunda oyuncular sıraylaher bir çukurdaki taşlarınısaat yönünün tersinde di-ğer çukurlara yerleştirir. Sontaş rakibin oyuğundaki taşla-rın sayısını çift yaparsa o oyuk-taki tüm taşları yutarak haznesinekoyabilir.

Kazak kumalak araştırmacısı Maksat So-tayev’e göre, bu kural, Türk devlet geleneğinde-ki “iki esas” ilkesi ile ilişkilidir. Bu ilkeye göre, Türk göçe-be yaşam biçiminde yerin ve göğün ayrıca doğanındiğer birçok unsurunun baba ve ana yansıması oldu-ğuna inanılırken devlet geleneğinde de doğu – batıveya sağ-sol anlayışı söz konusuydu. İşte kumalakoyununda da bu “çift” anlayış söz konusudur.

Yine diğer coğrafyalardaki mangala oyunlarındaki ob-jelerin simgesel anlamları ile Türk dünyasındaki oyunobjelerinin simgesel temsilleri farklılaşmaktadır. Diğercoğrafyalarda oyunun ve oyun objelerinin adları ince-lendiğinde söz konusu isimlerin tarımve üretim ile ilgili olduğu görülür-ken Türk dünyasında ifadelerindaha çok askeri terminoloji ileşekillendiği görülmektedir. Diğer

По мнению казахского исследователя кумалаковМаксата Сотаева, это правило связано спринципом “двойной основы” в традициитюркского государства. Согласно этому принципу,в тот период, когда верили в то, что в кочевомобразе жизни тюрков земля и небо, как и многиедругие элементы природы, являются отражениемотца и матери, в традиции государства этоозначало понятие восток – запад или правый –

левый. Так и в игре кумалак речь идет об этом“двойном” понятии.

Также различаются между собойсимволические значения

объектов в играх мангала,присущих другим

географическим зонам, исимволические образыобъектов игр тюркскогомира. Прирассмотрении названийигр и названийобъектов игр в другихрегионах выясняется,

что они связаны ссельским хозяйством и

производством, а названияв тюркском мире ограничены

больше военнойтерминологией. Другими словами,

в отличие от народов с оседлымсельско-хозяйственным образом жизни, у

тюрков в этой игре, наряду с различнымиправилами, используются такие выражения, как«сеять семена» в смысле восприятия игровыхкамней в качестве семян, что характерно длядругих географических регионов, тогда как встранах тюркского мира камни используются всмысле «asker» (солдат); çukur (ямка, лунка) всмысле «otağ» (шатер); копилка в смысле «орда» тоесть «штаб».

В частности, по мнению зарубежныхисследователей, на территории тюркоязычных

народов тот факт, что в игре участвуют162 камня и действуют правила,

например, взятия крепости,усложняет стратегию игры.

Türkdünyası

coğrafyasında DokuzKumalak oyunun bir özelliği

olan "çift yapma kuralı", MaksatSotayev’e göre, Türk devlet

geleneğindeki “iki esas” ilkesi ileilişkilidir.

На территории тюркского мира особенностьигры Докуз Kумалак, которая известна как

"правило двойного хода", согласноМаксату Сотаеву, связана с принципом

“двойной основы” в традициитурецкого государства.

Page 57: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

55

bir deyişle daha çok yerleşik tarıma sahip olan top-lumlardan farklı olarak Türklerde farklı kurallarıyla be-raber bir tür askeri strateji oyunu haline gelen buoyunda örneğin diğer coğrafyalardaki oyun taşları to-hum olarak düşünülüp tohum saçmak gibi ifadelerkullanılırken, Türk dünyası coğrafyasında taşlar, asker;çukur, otağ; hazne de, orda yani karargah anlamındakullanılmaktadır.

Ayrıca yabancı araştırmacılara göre Türk dilli halklarıncoğrafyasında oyunun 162 taşla oynanması ve oyun-da kale alma gibi kuralların söz konusu olması oyu-nun stratejisini yükseltmektedir.

Günümüzde Türk DünyasındaDokuz KumalakGünümüze kadar daha çok göçebe halklar tarafındanyaşatılarak korunan oyunun Türk dünyasında geçmişiSakalara, Hunlara ve Göktürklere kadar gitmesine rağ-men mangala oyunu Türkiye’de 1970’lerden sonraaçıkça unutulmaya başlanmıştır. Mangala oyunu,özellikle Osmanlı’nın son dönemlerinde kahvehane-lerde satranç ve tavla kadar yaygın olan bir oyundu. Odönem için mangalanın en önemli özelliği Osmanlı’daher kesimden her yaştan insanın oynayabildiği biroyun olmasıydı. Bunun önemli bir sebebi oyun içinmekana ve malzemeye ihtiyaç duyulmamasıydı.

Günümüzde çok az köyde ileri yaştaki kişilerin bildiğibu oyun maalesef kahvehanelerde, oyun salonlarındaartık yer almamaktadır. Bugün Türkiye’de unutulmak-ta olan bu Türk zeka oyunu, özellikle Kazakistan’da,Özbekistan’da bağımsızlıktan sonra yaygınlaşmayabaşlamıştır.Federasyonlar kurulmuş, turnavalar dü-zenlenmektedir. Orta Asya’da özellikle 1990'lardansonra tekrar hatırlanan dokuz kumalak oyunu günde-lik hayatta yaşlıların gençlere sokaklarda, parklardaoynayarak öğrettiği bir oyun haline gelmiştir. Bu an-lamda örneğin Kazakistan’da Dokuz Kumalak Fede-rasyonu kurulmuş, turnuvalar düzenlenmektedir. TümTürk dünyasında gençler arasında bilinebilmesi içinyaygınlaştırılması gereken bu zeka oyunu için genişçaplı etkinlikler düzenlenmek zorunluluğu söz konu-sudur.

Bu anlamda Mangala oyunun tekrar popüler hale gel-mesinde geçen sene Kırgızistan’da gerçekleştirilen 1.Dünya Göçebe Oyunları önemli bir vesile olmuştur.Geleneksel Orta Asya oyunu olan “Dokuz Kumalak”göçebe oyunlarında en fazla ilgi gören oyunlardandı.11 ülkeden katılan oyuncular, Kırgızistan tarihinde es-kilere dayanan bu akıl oyununda kıyasıya yarıştı.

Toguz Korgool (Dokuz Kumalak) Federasyonu OnursalHakemi Abdusalim Çılımov, festival sırasında oyunhakkında şunları söyledi: “Tokuz Korgool, insan beyni-nin gelişmesini sağlıyor. Tokuz Korgool oynayanlarınçoğu, askerî strateji uzmanı oluyor. Tarihte en iyi su-baylar ve generaller Tokuz Korgool oyununu başarılışekilde oynayabilenlerdi. Onlar, bu oyun yardımıylastratejik düşüncelerini geliştirdiler, her adımı öncedendüşünebildiler. İşte bu sebeple son derece önemli biroyundur.”

Игра докуз кумалак в наши дни

История игры, которая сохранилась до

сегодняшнего дня благодаря бытованию больше

среди кочевых народов, восходит в тюркском

мире к сакам, гуннам и гёк-тюркам. Несмотря на

это, игра мангала почти забыта в Турции начиная с

1970-х годов. Игра мангала была широко

распространена в последний период Османского

государства в мужских кофейнях, наравне с

шахматами и нардами. Самой характерной

особенностью игры мангала для той эпохи было

то обстоятельство, что в Османском государстве в

эту игру могли играть люди различных слоев и

любого возраста. Главной причиной можно

считать то, что для игры не требовалось

отдельное пространство и какие-либо материалы.

В настоящее время игра, которую знают люди

старшего поколения всего в нескольких деревнях,

к сожалению, уже не занимает место в мужских

кофейнях и игровых салонах. Эта

интеллектуальная игра, которая на сегодняшний

день в Турции поддается процессу забвения,

начала распространяться в Казахстане и

Узбекистане, в частности после обретения ими

независимости. Игра докуз кумалак, которая была

вновь возобновлена в Средней Азии особенно

после 1990-х годов, стала игрой, в которую люди

старшего поколения учили играть молодежь в

повседневной жизни, играя на улицах, в парках и

других общественных местах. Например, в

Казахстане была создана Федерация докуз

кумалак, и организуются турниры. Для

популяризации этой интеллектуальной игры с

целью ознакомления и пропаганды ее среди

молодежи во всем тюркском мире необходимо

проводить широкомасштабные мероприятия.

Игра мангала вновь обрела популярность, в чем

есть большая заслуга I Всемирных игр кочевников,

которые были организованы в прошлом году в

Кыргызстане. Традиционная среднеазиатская игра

“Докуз Кумалак” вызвала большой отклик

зрителей. Игроки, приехавшие из 11 стран мира, в

духе соперничества соревновались в этой

интеллектуальной игре, имеющей в Кыргызстане

многовековую традицию.

Почетный судья Федерации Тогуз Коргоол (Докуз

Кумалак) Абдусалим Чылымов сказал следующее:

“Токуз Коргоол, способствует развитию

человеческого интеллекта. Большинство игроков

Токуз Коргоол становятся специалистами военной

стратегии. Лучшие в истории офицеры и генералы

успешно владели игрой Токуз Коргоол. Благодаря

этой игре они развивали свое стратегическое

мышление, могли предвидеть каждый свой шаг.

Именно по этой причине эта игра чрезвычайно

важна.”

Page 58: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

TuvallerdeBirleşen

TürkDünyasıВсе краски тюркского мира

56

Page 59: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

Sanatsal buluşmalar kapsamında her yıl, Türk dün-

yasından fotoğrafçıları, ressamları, opera sanatçı-

larını, şairleri, medya mensuplarını, tiyatro grup-

larını, dans ve müzik topluluklarını bir araya getiren

TÜRKSOY, etkinlikleri ile Türk cumhuriyetleri arasındaki

ilişkilerin derinleşmesine ve sanatçılar arasında tecrübe

alışverişinin gerçekleşmesine fırsat sunmaktadır.

1997 yılından bu yana aralıksız devam eden TÜRKSOY

Ressamlar Buluşmaları Türk dünyasını tuallerine yansı-

tan sanatçıların çabalarıyla buluşmalar kapsamındaki

etkinliklerden bir adım öne çıkmışlardır. Günümüze

dek 25 ülkeden 300’e yakın sanatçı bu buluşmalar ve-

silesiyle bir araya gelerek TÜRKSOY koleksiyonunda

Ежегодные творческие встречи, проводимые

ТЮРКСОЙ, позволяют фотографам,

художникам, музыкантам, поэтам,

представителям СМИ, театральным и фольклорным

коллективам тюркского мира установить

творческие контакты и обменяться опытом, а также

способствуют укреплению культурного

взаимодействия между странами.

Самым длительным среди этих проектов является

существующий с 1997 года Пленэр художников

ТЮРКСОЙ – творческая встреча-симпозиум,

результатом которой становятся образы культуры

тюркских народов, запечатленные на холсте. В

настоящее время в коллекции ТЮРКСОЙ

находятся полотна более 300 авторов из 25 стран.

Эти произведения были экспонированы

Международной организацией в рамках

различных проектов в 100 городах 27 стран - от

Нью-Йорка до Тегерана, от Флоренции до Рабата.

Они представляют нашу общую культуру глазами

художников тюркских стран. Восемнадцатая

встреча художников прошла в турецком Аксарае

20 июля – 1 автуста 2015 года.

Page 60: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

58

yer alan eşsiz eserlere imza atmışlardır. TÜRKSOY et-

kinlikleri ile New York’dan, Tahran’a, Floransa’dan Ra-

bat’a kadar binlerce kilometre yol kat ederek, 27 farklı

ülke ve 100’e yakın şehri dolaşan bu eserler, Türk kül-

türünü farklı bir pencereden sanatseverlerle buluştur-

muştur. Söz konusu buluşmanın 18’incisi 20 Temmuz-

01 Ağustos 2015 tarihleri arasında Aksaray’da gerçek-

leşmiştir.

18. TÜRKSOY Ressamlar BuluşmasıTÜRKSOY ve Aksaray Belediyesi işbirliğinde gerçekleş-

tirilen 18. TÜRKSOY Ressamlar Buluşması bu yıl 18 ül-

keden 21 yetenekli ressamı Aksaray'da bir araya getir-

di.

20 Temmuz 2015 tarihinde fırçalarıyla

tuvalleri renklendirmeye başlayan sa-

natçılar 10 gün boyunca beraber çalıştı.

Farklı ülkelerden etkinliğe davet edilen

usta ressamların ortaya çıkardığı eserler

ise buluşmanın son günü, 1 Ağustos

2015 tarihinde Aksaray’da sanatsever-

lerle buluşturuldu.

Resim yapmanın yanısıra buluşma kap-

samında Aksaray Belediyesi’nin organi-

zasyonu ile Eğri Minare, Ulu cami, Zinci-

riye Medresesi, Azmi Milli Un Fabrikası,

Helvadere göleti ve Hasandağı, Ihlara,

Güzelyurt, Ağzıkarahan, Narlıgöl, gibi

tarihi ve turistik bölgelerde gezi ve in-

celemelerde de bulunma fırsatı yakala-

yan Türk dünyası ressamları şehirde kal-

dıkları süre boyunca pek çok gözlemde

bulunma fırsatı yakaladılar.

Çalışmalarını Zinciriye Medresesi’nde

gerçekleştiren sanatçıların pek çoğu

Aksarayın doğal ve kültürel güzellerini

de tuvallerine yansıtarak, gözlemlerini

18-й Пленэр художников ТЮРКСОЙ

В очередной 18-й встрече живописцев и графиков

тюркского мира, организованной ТЮРКСОЙ

совместно с Мэрией Аксарая, участвовал 21

художник из восемнадцати стран.

В течение десяти дней художники, приглашенные

из разных тюркских стран и регионов, работали

над полотнами, которые экспонировались с 1 по 6

августа 2015 на выставке в Аксарае.

Благодаря гостеприимству Мэрии Аксарая, в ходе

Пленэра художники смогли ознакомиться с

культурными и туристическими

достопримечательностями города и окрестностей

Page 61: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

ölümsüzleştirdi. Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şa-

hin Yazgı’nın misafir sanatçıları sık sık ziyaret etmesi

ve Aksaray halkının sanatçılara göstermiş olduğu mi-

safirperverlik 18. TÜRKSOY Ressamlar Buluşması için

Aksaray’ın seçilmesinin ne kadar doğru bir karar oldu-

ğunu ortaya koyar nitelikteydi.

Zincireye Medresesinde gerçekleştirilen Basın Toplan-

tısı ile kamuoyunu etkinlik hakkında bilgilendiren Be-

lediye Başkanı Yazgı, etkinliğe dair şu sözleri dile getir-

di;

“Bu buluşmada, içlerindeki sevgiyi tuvallere yansıta-

rak oluşturdukları sanat eserlerinden dolayı misafir

ressamlarımıza minnettarız. Bu tür organizasyonlarda

halklar birbirlerini tanıyıp sıcak bağlar kurmakta, bu

da birlik beraberlik duygularımızı arttırmaktadır. Şeh-

rimizde gerçekleşen TÜRKSOY Ressamlar Buluşması

sayesinde farklı ülkelerde yaşayıp farklı dillerde ko-

nuşsak. Bile gönül dilimizin aynı olduğunu, pek çok

ortak noktamızın olduğunu keşfettik. Ressamlarımız

tuvallerindeki renklerle tüm Türk dünyasını Aksaray’a

taşıdı. Emekleri için her birine ayrı ayrı teşekkür ediyo-

rum.”

TÜRKSOY Genel Sekreteri

Düsen Kaseinov

ise 18. Res-

samlar buluş-

masına ev sa-

hipliği yapan

Aksaray Beledi-

yesi’ne ve Başkan

Yazgı’ya teşekkürle-

rini sunarak şu sözleri

dile getirdi: “18. TÜRK-

- сельджукской Большой мечетью и Падающим

минаретом, Зинджирийе медресе, каравансараем

Агзыкарахан, а также заповедными природными

местами – долиной Ихлара, Гюзельюртом, озером

Хельвадере, потухшим вулканом Хасандаг, озером

Нарлыгёль.

Поэтому закономерно, что многие созданные в

ходе Пленэра полотна отражают впечатления от

природных красот и исторических памятников

Аксарая. Работа художников в городе вызвала

больший интерес жителей, и была предметом

неустанной заботы Мэра Халюка Шахина Язгы.

На посвященной Пленэру пресс-конференции,

состоявшейся в историческом Зинджирийе

медресе, Мэр

Халюк

Шахин

Язгы

Page 62: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

60

SOY Ressamlar Buluşması’nı tarihi ve doğal güzellikle-

riyle bizleri mest eden Aksaray ilinde gerçekleştirmek-

ten dolayı çok memnunuz. 18 yıl önce başladığımız

TÜRKSOY Ressamlar Buluşması, teşkilatımızın önemli

geleneksel faaliyetleri arasında yer almaktadır. Türk

dünyasının değişik yerlerinden tanınmış ressamların

katılımıyla gerçekleştirilen bu faaliyet, resim sanatının

kültürel zenginliğini göstermesinin yanı sıra, ressam-

larımızın tuvallerine yansıttıkları yaratıcılıkları ve ülke-

lerinin kültürel zenginliklerini göstermeleri sayesinde

ortak Türk kültürünün dünya çapında tanınması için

eşsiz bir fırsattır. Burada oluşturulan eserler TÜRKSOY

etkinlikleri ile tüm dünyada sergilenecek, hem Türk

kültürünün hemde Aksaray’ın tanıtımına katkı sağla-

yacaktır.”

рассказал о значении этой встречи и выразил свое

удовлетворение: «Хочу выразить благодарность

художникам за творческий труд, в котором

отражается стремлени лучше узнать друг друга и

выразить самые дружеские чувства. Они

свидетельствуют о том, что несмотра на разность

языков, мы все говорим на языке сердца, и у нас

много общего. Мы счастливы, что культурное

наследие и туристические

достопримечательности Аксарая послужили

источником вдохновения при создании

замечательных полотен известных художников

тюркоязычных стран».

В свою очередь Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ

Дюсен Касеинов выразил благодарность

Муниципалитету Аксарая и подчеркнул, что

«встречи художников уже 18 лет занимают важное

место в календаре мероприятий ТЮРКСОЙ.

Творческая атмосфера этих встреч содействует

художественному обмену и обогащению культур.

Созданные во время совместной работы полотна

пополняют коллекцию ТЮРКСОЙ, которая

экспонируется во многих странах мира, знакомя

многих и многих людей с культурой тюркских

народов. Созданные в Аксарае полотна войдут в

экспозиции ТЮРКСОЙ, организуемые в разных

странах».

18. TÜRKSOY RessamlarBuluşması Katılımcıları:

1. Mushfig Aliyev (Azerbaycan),

2. Abdilkhan Tleuzhanov (Kazakistan),

3. Bekten Usubaliev (Kırgızistan),

4. Begeneh Berkeliyev ve Hoja Muhammed Çüriyev(Türkmenistan),

5. Rahme Manastırlı (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti),

6. Arzhan Iuteev (Altay-Rusya),

7. Ralif Akhmetshin (Başkurdistan-Rusya),

8. Viacheslav Kuchenov  (Hakas-Rusya),

9. Piotr Novacov ( Gagavuz Yeri-Moldova),

10. Sardana Davaaesenge (Saha-Yakut-Rusya),

11. Grigorii Eıdınov (Tataristan-Rusya),

12. Svetlana Sidorava (Çuvaşistan-Rusya),

13. Orhan İsmail (Bulgaristan),

14. Emel Mahmut (Makedonya),

15. Merima İvkoviç (Bosna-Hersek),

16. Ethem Baymak (Kosova),  

17. Gabriele Schaffartzık (Almanya),

18. Mustafa Diğler, Hüsnü Kaçmaz ve Mustafa CevatAtalay (Türkiye),

Участники 18-го Пленэра ТЮРКСОЙ

1. Мушвиг Алиев (Азербайджан),

2. Абдылхан Тлеужанов (Казахстан),

3. Бектен Усубалиев (Кыргызстан),

4. Бегенех Беркелиев и Ходжа Мухаммед Чуриев(Туркменистан),

5. Рахме Манастырлы (Северный Кипр),

6. Аржан Ютеев (Алтай, Россия),

7. Ралиф Ахметшин (Башкортостан, Россия)

8. Вячеслав Кученов (Хакасия, Россия),

9. Петр Новаков (Гагаузия, Молдова),

10. Сардана Даваесенге (Саха (Якутия), Россия) ,

11. Григорий Эйдинов (Татарстан, Россия),

12. Светлана Сидорова (Чувашия, Россия),

13. Орхан Исмаил (Болгария),

14. Эмель Махмут (Македония)

15. Мерима Ивкович (Босния),

16. Этхем Баймак (Косово),  

17. Габриэле Шаффарцик (Германия),

18. Мустафа Диглер, Хюсню Качмаз и Мустафа Дже-ват Аталай (Турция),

Page 63: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

61

Page 64: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

62

KAYYUM NASIRİBİLİM ADAMI, PEDAGOG, ANSİKLOPEDİCİ

КАЮМ НАСЫРИУЧЕНЫЙ, ПЕДАГОГ,ЭНЦИКЛОПЕДИСТ

(1825-1902)

Radif ZAMALETDİNOVАlfiya YUSUPOVA

Kazan Federal Üniversitesi

Радиф Замалетдинов

Альфия Юсупова

Казанский федеральный университет

Tatar dilbiliminin kurucusudiyebileceğimiz Kayyum Nasıri,Tatarcanın bilimsel olarak araş-tırılması için çaba gösteren ilkTatar bilim adamıydı.

Каюм Насыри является одним изосновоположников татарскогоязыкознания, он первым из татарзаложил фундамент всестороннего инаучного изучения татарского языка.

Page 65: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

63

Abdelkayum Abdennasıroviç Nasırov – Kayyum

Nasıri 2 (14) Şubat 1825 tarihinde Verhniye Şir-

danı Köyü’nde (günümüzde Tataristan Cumhu-

riyeti Zelenodolsk İlçesi Malıye Şirdanı Köyü) doğdu.

Çocukluk yıllarını doğduğu köyde geçiren Kayyum

Nasıri, 1841 yılında Kazan’a gelerek medrese eğitimi-

ne başladı. Bu medresede 1855 yılına kadar okudu.

1855 yılında Kayyum Nasıri, Kazan İlahiyat Yüksek

Okulu’na Tatarca dersleri vermek üzere davet edildi.

Sonraki yıllarda Kazan İlahiyat Fakültesi’nde Tatarca

öğretmeye başladı.

Birçok alanda sayısız çalışmaları olan Kayyum Nasıri,

pedagog, gazeteci, edebiyatçı, folklorcu, dilbilimci,

çevirmen ve yayıncıydı. Fakat her şeyden önce bir dil-

ci ve bilim adamıydı. Tatar dilbiliminin kurucusu diye-

bileceğimiz Kayyum Nasıri, Tatarcanın kapsamlı bir şe-

kilde bilimsel olarak araştırılması için çaba harcayan

ilk Tatar bilim adamıydı. Bu an-

lamda seleflerinden de farklılık

arz eden bu değerli bilim adamı,

ana dilinin korunması ve öğre-

nilmesi için birçok eser yazmıştır.

Nasıri, ders vermenin yanı sıra,

bir bilim adamı olarak kendi za-

manı için büyük önem taşıyan

ders kitapları, sözlükler, Tatarca

ve Rusça gramer çalışmaları da

hazırlamıştır.

Beşeri bilimlerin çeşitli alanları-

nın gelişmesine büyük katkıda

bulunan bilim adamı, Çağdaş Ta-

tar edebi dilinin ve bilimsel terminolojisinin temelleri-

ni attı. Tatar topraklarının ve Tatar halkının, folkloru ve

etnografya mirasının tarihini araştırdı. Edebiyat, peda-

goji, tarım, botanik, tıp ile ilgili eserler yazdı, aritmetik,

geometri ve coğrafya ders kitapları hazırladı.

Bu değerli bilim adamı, Tatar edebiyatının gelişmesi

sürecinde önemli başarılar elde etti. Geniş halk kitlele-

rine hitap eden eserleri yazma ve yayma gayesi güdü-

yordu. Bu doğrultuda hem eserlerini yazdı, hem de

özellikle Türkçe, Arapça ve Farsça yayınlanan en iyi ro-

man ve hikayeleri titizlikle seçerek onları Tatarca'ya

çevirdi. Kayyum Nasıri’nin çalışmaları kendi zamanın-

da Rusça da basıldı. Bilim adamının çalışmaları, Rus ve

Tatar kültürlerinin yakınlaşmasını sağlayan özelliklere

sahipti. 1871 yılından itibaren Masaüstü Takvim yayın-

lamaya başladı. 24 yıl süreyle düzenli olarak yayınla-

nan takvimde birçok bilimsel ve edebi bilgiye yer ve-

rildi. Günlük Tatar gazetesini yayınlama hayalini kur-

du.

Kazan Üniversitesi’nin bünyesinde Arkeoloji, Tarih ve

Etnografya cemiyetinin üyesi olan Kayyum Nasıri’nin

en önemli eserleri arasında «Ebu Ali Sina Hakkındaki

Hikaye», “Tam Coğrafya" (Asya, Afrika, Arabistan), “Fi-

vafikel Nelasafil", “Enmüzej” yer almaktadır. Yazar ayrı-

ca, çeşitli kuramsal ve uygulamalı bilim alanlarında

birçok ders kitabı ve kılavuz hazırladı. Matematik üze-

rine «Hisaplık» (aritmetik, 1873), «İlme Pendese» (geo-

metri, 1895) ders kitaplarını, coğrafya üzerine «İstila-

Габделькаюм Габденнасырович Насыров -

Каюм Насыри - родился 2 (14) февраля 1825

гола в деревне Верхние Ширданы (ныне

с.Малые Ширданы Зеленодольского района

Республики Татарстан). Детские годы Каюма

Насыри прошли в родной деревне.

Первоначальное образование он получил в

мектебе своего отца. В 1841 году Каюма Насыри

привезли в Казань и отдали в медресе, где он и

учился до 1855 года. В 1855 году Каюм Насыри был

приглашен на должность преподавателя

татарского языка в Казанском духовном училище.

В последующие годы он стал преподавать

татарский язык в Казанской духовной семинарии.

Деятельность Каюма Насыри была очень

разнообразной. Он был педагогом, публицистом,

литератором, фольклористом, языковедом,

автором различных

учебников,

переводчиком и

издателем. Однако,

прежде всего он был

ученым-языковедом. Он

является одним из

основоположников

татарского языкознания

и отличается от своих

предшественников тем,

что первым из татар

заложил фундамент

всестороннего и

научного изучения татарского языка. К.Насыри

написал десять сочинений, в которых

пропагандировал изучение родного языка и

доказывал его необходимость и для изучения

других языков. Он не ограничивался только

преподаванием, но составлял учебники, словари,

грамматику татарского и русского языков,

представляющие для своего времени

значительную ценность.

Значительны заслуги К.Насыри в истории

развития татарской художественной литературы.

Он сам создавал художественные произведения,

переводил на татарский язык прозу других

народов. С 1871 года К.Насыри начал издавать

Настольный календарь, мечтал об издании

татарской ежедневной ежегодный газеты. В

календаре, выходившем систематически в течение

24 лет, помещалось много научного и

литературного материала. Поэтому Каюма Насыри

справедливо можно назвать первым татарским

энциклопедистом.

Каюм Насыри ставил задачу создания и

распространения художественных произведений,

написанных на доступном широким народным

массам языке. Он кропотливо отбирал лучшие

повести, рассказы, изданные на турецком,

арабском, персидском языках, и переводил их на

татарский. В 1872 году ученый завершил

Page 66: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

64

hate Coğrafya», «Coğrafiyei Kebir» (1894-1899) ders

kitaplarını yazdı. Fen bilimleri üzerine: «Boş Vakit»

(1860), tarım üzerine - «İlme Ziraat» (1892), botanik

üzerine de - «Gülzar ve Çemanzar Yani Ülenlek ve Çi-

çeklik» (1894) adlı eserleri vardır.

Bilim adamı tarafından 27 yıl içinde yayınlanan eser-

ler, 6.000 sayfaya eşdeğerdir. Bunun dışında Kazan’ın

çeşitli bilimsel kurumlarında korunan Kayyum Nası-

ri’nin zengin el yazma koleksiyonu bulunmaktadır.

Yaklaşık 90 klasör veya rulo teşkil eden bu el yazmalar

arasında basılan eserlerin ana el yazma nüshaları, he-

nüz basılmamış orijinal 15 eser ve 5 çeviri eseri bulun-

maktadır.

Kendi zamanının en yetenekli bilim adamlarından biri

olan Kayyum Nasıri aynı zamanda müziği de çok se-

verdi. Çağdaşları, O'nun kopuz ve kuray gibi birkaç

müzik aletini çalabildiğini ifade ediyorlardı. Resim ve

çizim yapan Nasıri, ayrıca takvimleri için Doğu Yarım-

küre haritası, Kazan Vilayeti köyler haritası gibi birçok

coğrafya haritası da hazırlamıştır.

Bu büyük bilim insanı adına, yakın tarihte Tataristan

(RF) Cumhurbaşkanı’nın himayesinde Tataristan (RF)

Cumhuriyeti Hükümeti ile birlikte Kazan Federal Üni-

versitesince Kayyum Nasıri Enstitüsü’nün kurulması

yönünde bir proje hazırlandı. Projeye göre, bu Enstitü,

Rusya Federasyonu’nda ve diğer ülkelerde Tatarcanın

öğrenilmesini ve yaygınlaştırılmasını sağlama nokta-

sında ortak koordinasyon merkezi rolünü üstlenecek-

tir. Kayyum Nasıri Enstitüsü’nün amacı, Tatar halkının

çok yönlü kültürel ve manevi mirasının anahtarı ola-

rak Tatarcanın, Rusya Federasyonu ve diğer ülkelerde

uluslararası iletişim dili olarak geniş bir şekilde yaygın-

laştırılmasıdır.

TÜRKSOY Tarafından Kayyum NasıriSempozyumu Düzenlendi

Tatar Halkının kültürünün, dilinin, edebiyatının ve bi-

limsel çalışmalarının gelişmesinde bu denli önem arz

переработку знаменитой «Повести об Абу-Али-

Сине». Труды Каюма Насыри в свое время были

опубликованы и на русском языке. Он был членом

научного Общества археологии, истории и

этнографии при Казанском университете.

Каюму Насыри принадлежат труды: „Полная

география" (Азия, Африка, Арабистан), „Фивафикел

ңеласафил", „Энмүзәҗ”. Развивая эту деятельность

дальше, он составил ряд учебников и руководств

по различным отраслям теоретических и

прикладных знаний. По математике он написал

учебники «Хисаблык» (арифметика, 1873), «Гильме

пәндәсә» (геометрия, 1895), по географии -

«Истилахате джаграфия», «Джаграфияи кабир»

(1894 - 1899). По естественным наукам: «Буш

вакыт» (I860), по земледелию - «Гильме зирагат»

(1892), по ботанике - «Гөлзар вә чәманзар ягъни

үләнлек вә чәчәклек» (1894).

Труды, издававшиеся ученым в течение 27 лет,

составляют 375 печатных листов, что равняется

6.000 страниц большого формата. Кроме того,

имеется очень богатый рукописный фонд

К.Насыри, хранящийся в различных научных

учреждениях Казани. Среди этих рукописей,

составляющих около 90 папок или свертков, есть

основные рукописные экземпляры напечатанных

произведений, так и не изданные до сих пор 15

названий оригинальных и 5 переводных работ.

Каюм Насыри был богато одаренным, всесторонне

развитым человеком своего времени. Он очень

любил музыку. Современники указывают, что он

умел играть на нескольких инструментах,

например, на кубызе и курае. Ученый рисовал и

чертил, подготовил для своих календарей

множество географических карт, например, карту

восточного полушария в календаре за 1878 год,

карту сел Казанской губернии в календаре за 1881

год и т.д.

Page 67: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

65

eden bu büyük şahsiyet, doğumunun 190. yılında 15

Mayıs 2015'te düzenlenen "Kayyum Nasıri Sempozyu-

mu" ile TÜRKSOY tarafından anıldı. Sempozyuma Ka-

zan Federal Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Mimar

Sinan Üniversitesi, Bilkent ve Gazi Üniversiteleri ve

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinden öğre-

tim üyeleri, akademisyenler ve birçok bilim adamının

yanı sıra öğrenciler katıldı.

Sempozyumun açılış konuşmalarını TÜRKSOY Genel

Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş ve Tataristan

(RF) Cumhuriyeti Kültür Bakanı adına TÜRKSOY Tata-

ristan Temsilcisi Liliya Sattarova yaptı. İki oturum şek-

linde gerçekleşen toplantının ilk oturumunu Prof. Dr.

Mehmet Kalpaklı, ikinci oturumunu ise Prof. Dr. İbra-

him Dilek yönetti.

Деятельность ученого носила энциклопедический

характер и была направлена на сближение

русской и татарской культур. Он внёс весомый

вклад в развитие различных отраслей

гуманитарных наук, заложил основы

современного татарского литературного языка,

его научной терминологии, изучал историю края,

татарского народа, его фольклора и

этнографического наследия, написал труды по

литературе, педагогике, земледелию, ботанике,

медицине, учебники по арифметике, геометрии,

географии. На свои средства он издавал

многочисленные учебники, словари, научно-

популярные книги и распространял их среди

своего народа.

Казанским федеральным университетом

совместно с Правительством Республики

Татарстан был разработан проект создания на

базе КФУ под патронажем Президента Республики

Татарстан инновационной научно-

образовательной структуры, выполняющей роль

единого координационного центра изучения и

распространения в Российской Федерации,

странах ближнего и дальнего зарубежья

татарского языка, – Института Каюма Насыри.

Целью Института является широкое

распространение в Российской Федерации,

странах ближнего и дальнего зарубежья

татарского языка как ключа к многогранному

культурному и духовному наследию татарского

народа и языка международного общения на базе

создаваемых в России и за рубежом

образовательно-культурных центров Института

Каюма Насыри.

Page 68: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

DEDE KORKUT DEDİĞİMİZ

Prof.Dr.Koyşığara SalğaraulıL.N.Gumilev Avrasya Ulusal Üniversitesi/Kazakistan

Койшигара Салгараулы, Евразийский национальный университет

имени Л.Н.Гумилева, Казахстан

Günümüzde Türk kökenli halkların bir çoğunun uzun zamanlar-

dan beri muhteşem efsaneleri, anlamlı masalları, kahramanlık

destanlarını, atasözlerini sahiplendiği ve manevi mirası kabul

ettiği bilinmektedir. Bunun sebebini, günümüzde söz konusu mirası

paylaşan çeşitli halkların aynı kökene dayanmalarında o ürünlerin or-

taya çıktığı dönemlerde bu halkların henüz birbirlerinden ayrılmamış

bir bütün olmalarında aramak lazım. Aynı zamanda bu halkların, sa-

dece tek başına eserleri paylaşmakla kalmayıp eser sahiplerini de

kendi coğrafyasında yaşamış biri olarak gösterme çabaları bu düşün-

ceyi daha da güçlendirmektedir.

Тоньюкук, илиДеде Коркут

Page 69: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

Современные тюркские народы считают

своим общим духовным наследием

дошедшие с древних времен великолепные

легенды, сказки и притчи, героические дастаны,

пословицы. Причиной этого являются общие

корни этих народов, и то, что в период создания

данных памятников эти народы были единым

целым. В то же время, не только сами памятники

духовного наследия, но и личности, которые

считаются авторами произведений, также

становятся объектом культурного присвоения тем

или иным народом, который стремится показать

героя или автора выходцем из своих земель,

своей среды обитания.

В качестве примера можно привести Деде

Коркута, - выходец из племени огузов, он является

личностью, которую считают своей многие

тюркоязычные народы Азии. Исследователь

А.Коныратбаев указывает, что Деде Коркуту

посвящено 462 работы на азербайджанском,

турецком, европейских и восточных языках, а

также 314 исследований на русском языке

(Коныратбаев А. О Коркут Ата // Коркут Ата.

Энциклопедия. Алматы, 1999. с. 460).

Тем не менее, несмотря на такое количество

посвященных ему исследований, до сих пор нет

ясности о том, кто же был на самом деле Деде

Коркут, о времени рождения и смерти Коркута, его

роде-племени. Причину следует видеть в

отсутствии документированной письменной

истории у кочевых народов. В настоящей статье

ставится следующий вопрос, связанный с этим

древним легендарным героем: «Жизненным

прототипом Коркута, - великого мудреца огузов и

кыпчаков, мастера игры на комузе, согласно

казахским народным легендам жившего на берегу

Сейхуна, - может ли быть Тоньюкук – один

из основателей Второго Тюркского

Каганата на северо-востоке бескрайних

степей Центральной Азии, передовой

мыслитель своего времени,

объединитель народов?». Чтобы

ответить на этот вопрос, необходимо

сравнить имеющиеся данные об этих

двух исторических личностях.

Örneğin, eski dönemlerde Oğuz boyları arasında ye-

tişen Dede Korkut’un Asya’daki Türkçe konuşan

halkların çoğunda ortak şahsiyet olduğunu görebili-

riz. Bilim adamı A. Konıratbayev’in verdiği bilgilere

göre Dede Korkut’la ilgili Rusça 314; Azeri, Türk, Batı

Avrupa ve Doğu ülkeleri dillerinde toplam 462 çalış-

ma yapılmıştır (Konıratbayev A. Korkıt ata hakında//

Korkıt ata. Ansiklopedik eser. Almatı, 1999. s. 460).

Ancak bu kadar çalışma yapılmasına rağmen Kor-

kut’un gerçekten kim olduğu, ne zaman nerede

doğduğu, ne zaman nerede öldüğü, hangi millete

mensup olduğu kesin olarak tespit edilememiştir.

Bunun nedenini ise konup göçüp yürüyen halkların

geçmişini belge ve kayıtlarla anlatan yazılı tarihin

bulunmamasıdır. Bu makale, bu eski efsane kahra-

mınımız ile ilgili şu soruyu sormaktadır: “Kazak halk

efsanelerine göre Seyhun kıyılarında yaşayan, Oğuz

ve Kıpçakların büyük bilgini, usta kopuzcusu, sıra

dışı özelliklere sahip evliyası niteliğindeki Korkut’un

hayattaki prototipi; Orta Asya’da, ucu bucağı yok

büyük bozkırın kuzeydoğusunda boy gösteren İkin-

ci Doğu Göktürk Kağanlığı’nın kurucularından biri,

dönemin bilgili düşünürü, halkın birlik ve beraberli-

ğini sağlayan, ileri görüşlü ulu bilgin Tonyukuk ola-

bilir mi?” Bunu cevaplandırmak için öncelikle iki tari-

hî şahsiyet ile ilgili bildiğimiz bilgileri karşılaştırma-

mız gerekiyor.

Dede Korkut’tan söz ederken değişik dönemlerde

bilim adamlarının onunla ilgili ortaya koyduklarını

tekrar etmeyip, “Kazak Sovyet Ansiklopedisi”nin al-

tıncı cildinde O’nun hakkında verilen bilgileri aktar-

mamızın yeterli olacağı düşüncesindeyiz. Söz konu-

su eserde şu bilgiler bulunmaktadır: “Dede Korkut

VІІІ. yüzyılda (doğum ve ölüm tarihi belli değildir)

Kızılorda Bölgesindeki Karmakşı ilçesinin bulundu-

ğu yerlerde yaşamış ünlü şair, büyük ozan ve efsane

kahramanıdır. Dede Korkut hayatı boyunca üç hanın

yanında vezirlik görevini üstlenmiştir.

Tonyukuk hakkında sahip olduğumuz az çok bilgi

ise Çin hanedanı Tang’ın Tangşu şeceresinden, Çin’in

genel tarihini anlatan “Djı dzı tun-jian”dan ve Tonyu-

kuk’un şerefine dikilmiş anıttan öğrendiklerimizdir.

Tonyukuk, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı’nı kuran-

Page 70: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

68

Не повторяя всех авторов, обращавшихся к

личности Деде Коркута в разное время, хочу

привести сведения из шестого тома Казахской

Советской Энциклопедии: «Деде Коркут –

знаменитый поэт, великий ашуг и легендарный

герой, живший в 8 в. (даты жизни и смерти

неизвестны) в местности, ныне находящейся на

территории поселка Кармакши кызылординской

области. В течение своей жизни Деде Коркут был

визирем у трех ханов».

Немногие сведения, имеющиеся о Тоньюкуке,

содержатся в описании китайской династии Тан

«Тангшу», источниках по истории Китая и надписи,

сделанной в честь Тоньюкука. Он был одним из

основателей Второго тюркского каганата. Его

глубокие знание, талант убеждения, храбрость

стали предметом легенд. Известно, что он родился

в 646 году. Он был выходцем из племени гуз союза

теле, и получил образование в Китае. Служил

визирем у трех каганов – правителей Второго

тюркского каганата. У тюрков он получил

прозвище Бильге Тоньюкук. Согласно китайским

источникам, в 716 году Тоньюкуку было 70 лет.

Однако о месте и годе его смерти ничего

неизвестно. (Бичурин. Собрание

сведений... сс. 266-273).

Вкратце, источники содержат

эти немногие сведения о

двух мудрецах древности.

Теперь мы попытаемся

сопоставить сходные факты,

которые имеются об этих двух

личностях, чтобы понять, может ли это

быть один и тот же человек. Оба они служили

трем правителям (каганам) огузов в качестве

визирей. На самом деле, это главный посыл в

рассуждениях о совпадении этих двух личностей –

то, что они были визирями у трех каганов, но

остались в источниках под разными именами,

имея при этом много схожих жизненных черт.

Согласно Рашид ад-Дину и Абул-Гази, первым

ханом, которому служил Коркут, был Инал Сар

Ябгу. Этот правитель в течение семи лет своего

правления обеспечил покой и благоденствие в

стране. В «Родословной туркмен» А.Кононова

автор упоминает о том, что у хана было два сына,

они рано осиротели, впоследствии старший

взошел на престол. Это важные данные. Однако

здесь нужно обратить внимание на то, что

упомянутое имя хана Инал не является именем. В

словаре «Имя и история» Алима Гафура мы видим,

что Инал в древнетюркском языке означает

«правитель». «Ябгу» - также род титула.

В «Тангшу» приводится несколько имен первого

правителя, у которого служил Тоньюкук. По-

китайски Гу-до-ло, по-тюркски Кутлуг, в надписях

его имя -Ильтериш. Неизвестно, что означает Гу-

до-ло. Кутлуг – прозвище кагана, а Ильтериш –

титул. У древнетюркских правителей было по

lardan biridir. Derin bilgisi, ikna edebilme yeteneği,

cesareti halk arasında efsanelere dönüşmüştür. 646

yılında doğduğu bilinmektedir. Tele birliğine bağlı

ğuz kavmine mensuptur. Gençliğinde Çin’de okumuş,

yetişmiştir. İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı’nın üç kağa-

nına vezirlik yapmıştır. Türk milleti ona Bilge Tonyukuk

adını vermiştir. Çin tarihini anlatan kaynaklara göre

Tonyukuk 716 yılında 70 yaşına gelmiştir. Ancak kaç

yılında, nerede vefat ettiği hakkında hiç bir yerde bir

bilgi yoktur (Biçurin N. Ya. Sobraniye svedeniyi... ss.

266-273).

Kısacası, kaynaklar eski dönemin iki bilge ihtiyarı hak-

kında ancak bu kadar bilgi verebilmektedir. Şimdi de

biz, buradan hareketle adı geçen iki şahsiyetin ben-

zer yönlerine, onların aynı insan olabilecekleri düşün-

cesine sevk eden benzer tarihî bilgileri ele alalım. Her

ikisi de Oğuz kavminin üç hanına (kağanına) vezirlik

yapmıştır. Doğrusu, bu iki şahsın aynı kişi olabilecek-

leri düşüncesine götüren esas gerekçe ikisinin de ve-

zirlik yaptığı üç hükümdarın tarihi kaynaklardan dola-

yı farklı isimlerle anılmasına rağmen birçok or-

tak yönlerinin olmasıdır.

Reşidüddin ve Ebülgazi’nin

verdikleri bilgilere göre

Korkut’un vezirlik yaptı-

ğı ilk han İnal Sar Yab-

gu’dur. Adı geçen han, sal-

tanatı sırasında ulusunu refa-

ha kavuşturup barışı sağlayarak

yedi yıl hüküm sürmüştür. Bir de bi-

lim adamı A. Kononov’un “Türkmen Şe-

ceresi” eserinde adı geçen hanın iki oğlu ol-

duğu, onların genç yaşta yetim kaldıkları,

daha sonra büyüğünün tahta geçtiği kaydedil-

miştir. Bu da dikkate değer bilgidir. Burada dikkat

edilmesi gereken bir husus, yukarıda geçen İnal adı-

nın hanın gerçek adı olmadığıdır. Alim Gafur’un “İsim

ve Tarih” adlı sözlüğüne göre “İnal”, Göktürkçe’de “hü-

kümdar” anlamına gelmektedir. “Yabgu” ise Eski Türk-

lerde kağandan sonra gelen bir ünvandır.

Tangşu’da verilen bilgilere göre ise Tonyukuk’un vezir-

lik yaptığı ilk kağanın bir kaç adı vardır. Bu ad Çince

“Gu-do-lu”, Türkçe “Kutluk”, yazıtta “İlteriş” şeklinde ge-

çer. Gu-do-lu’nun ne anlama geldiği belli değildir. Kut-

luk, kağanın lakabı, İlteriş ise unvanıdır. Eski Türk ka-

ğanlarının bir kaç adı olurdu; çocukken, büyüdükle-

rinde, yönetime katıldıklarında ve kağan olduklarında

farklı değişik adlar almışlardır. Kutluk hemen kağan

olmamıştır. Tonyukuk’un destekleriyle 683 yılının son-

ları ve 684 yılının başlarında İlteriş adı ile Türk ve Sey-

hun halkına kağan olmuştur. Yedi yıl (684-691 yıllar)

hüküm süren Kutluk Kağan, İkinci Doğu Göktürk Ka-

ğanlığını kurarak Türk milletinin birliğini sağlamıştır.

Tonyukuk da, işte bu kağan döneminde ilk olarak halk

arasında tanınmış, itibar kazanmıştır. Tıpkı Korkut’un

ilk vezirlik yaptığı hükümdar İnal Sar Yabgu gibi, İlteriş

Kutluk Kağan’ın da Bilge Kağan ve Kültegin adında iki

oğlu vardır ve yetim kalmışlardır.

Reşidüddin’in ve Ebülgazi’nin verdikleri bilgilere göre

Page 71: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

69

нескольку имен; разные имена они носили в

детстве, после взросления, когда начинали

управлять и становились каганами. Кутлуг не

сразу стал каганом. При поддержке Тоньюкука в

конце 683 - начале 684 года он стал каганом под

именем Ильтериш. В течение семи лет (684-691)

его правления Кутлуг Каган основал Второй

тюркский каганат, объединив тюрков. Тоньюкук

именно в этот период стал впервые известен

народу и завоевал его доверие. По аналогии с

первым властителем Инал Сар Ябгу, которому

служил Коркут, у Ильтериш Кутлуг Кагана были два

сына Бильге Каган и Кюльтегин, оставшиеся

впоследствии сиротами.

Рашид ад-Дин и Абул-Гази дают имя второго

правителя, которому служил Коркут, - Кёль Эрки (в

некоторых источниках – Кёль Эркен). Коркут не

питал приязни к нему, и когда вырос сын Инал

Кагана Туман, Коркут думал передать правление

ему. Однако, вскоре он понял, что это не будет

иметь хороших последствий, и отказался от этих

планов. В китайских источниках приводится имя

второго правителя, визирем которого был

Тоньюкук, - Мо-чо, или по-тюркски Капаган.

Капаган – не имя, а род титула, означающего

Великий Хан. Когда Кутлуг Каган умер, его дети

были еще маленькими, и правление перешло в

руки Капагана. Тоньюкук не любил его. В

результате правления Капагана Второй тюркский

каганат начал разваливаться. После смерти

Капагана старший сын Кутлуга Могилян (китайское

имя; его тюркское имя неизвестно) взошел на трон

под именем Бильге Кагана.

Рашид ад-Дин и Абул-Гази упоминают в своих

хрониках, что Коркут очень любил третьего хана –

Тумана, сына Инала, имя которому дал Коркут.

Коркут служил Туману верой и правдой. Тоньюкук

также очень любил своего

третьего властителя

Бильге Кагана, и отдал ему

в жены свою красавицу-

дочь Бопы (китайское Пофу).

Он верно служил кагану и

всегда был рядом с ним.

Как видим, правители, которым

служили Коркут и Тоньюкук,

остались в истории под разными

именами, но правили по семь

лет, имели по два сына, чем

определяются схожие черты.

В контексте приведенных

данных можно полагать,

что одними историческими

лицами являются Коркут и

Тоньюкук, Инал Сар Ябгу и

Кутлуг, Кёль Эрки и

Капаган, а также Туман и

Бильге Каган.

Добавим, что Деде Коркут

Korkut’un vezirlik yaptığı ikinci hanın adı Köl Erki’dir

(bazı kaynaklarda Köl Erken). Korkut, bu hakanı sev-

mez ve İnal Kağan’ın oğlu Tuman büyüdüğünde yö-

netimi Köl Erki’nin elinden alıp ona vermeyi düşünür.

Ancak, bunun iyi bir sonuç getirmeyeceğini anlayınca

düşüncesinden çabuk vazgeçer. Tangşu’nun bilgileri-

ne göre ise Tonyukuk’un vezirlik yaptığı ikinci kağanın

adı Çince “Mo-ço”, Türkçe “Kapağan”dır. Kapağan da

bir isim değil, Türkçe “büyük han” anlamına gelen bir

hükümdarlık sıfatıdır (Kapak-han). Kutluk Kağan öl-

dükten sonra çocukları daha küçük olduğundan yö-

netimi Kapağan kendi eline geçirir. Tonyukuk, Kapa-

ğan’ı sevmez. Kapağan’ın kötü idaresi yüzünden İkin-

ci Doğu Türk Kağanlığı yıkılmaya yüz tutmuştur. Kapa-

ğan’ın ölümünden sonra Kutluk’un büyük oğlu Mogil-

yan (Çincedir, Türkçesi bilinmemektedir) “Bilge Kağan”

adıyla tahta geçmiştir.

Reşidüddin ve Ebülgazi’nin kaydettiklerine göre Kor-

kut, vezirlik yaptığı üçüncü hanı, yani İnal’ın oğlu Tu-

man’ı kendi oğlu gibi sever. Onun adını koyan da Kor-

kut’tur (Adı geçen eser. s. 56). Korkut, Tuman’a tüm iyi

niyetiyle hizmet etmiştir. Tangşu’da kayıtlı bilgilere

göre Tonyukuk da kendisinin vezirliğini yaptığı üçün-

cü kağanı, yani Bilge Kağan’ı da oğlu gibi çok sevmiş,

güzel kızı Bopı’yı (Çince “Pofu”) ona eş olarak vermiş-

tir. Kağana dürüstçe hizmet ederek sürekli yanında

bulunmuştur (Ömiraliyev K. Adı geçen eser. s. 80).

Gördüğümüz gibi Korkut’un da, Tonyukuk’un da bağlı

oldukları kağanların adları çeşitli kaynaklarda farklı

geçmesine rağmen onlar hanedanlık yaptıkları dö-

nem (yedi yıl), millet bakımından ve ikişer çocukları

olmaları açısından birbirlerine benzerdir. Zaten bura-

daki bilgiler de, Korkut ile Tonyukuk’un, İnal Sir Yabgu

ile Kutluk’un, Köl Erki ile Kapağan’ın ve Tuman ile Bil-

ge Kağan’ın aynı tarihî şahsiyetlerin çeşitli kaynaklar-

da farklı şekilde adlandırılmaları olabileceği düşünce-

sini pekiştirmektedir.

Ayrıca, Dede Korkut 95 yıl yaşamışken, Çin ta-

rihi eserlerine göre Tonyukuk 88 yaşına gel-

miştir. Lakin, Tonyukuk’un ne zaman, ne-

rede öldüğüne dair bilgi yoktur. Söz ko-

nusu kaynaklarda geçen olaylara bakıl-

dığında onun daha sonra da hayatta

olduğunu fark etmek mümkündür.

Böylece Tonyukuk’un da 95 yaşına ka-

dar yaşamış olabileceği ihtimali çıkar

ortaya. Tonyukuk’un 646 yılında doğ-

duğu malumdur. Korkut’un ne za-

man doğduğu ise bilinmemekte-

dir. Fakat onun hangi dönemde

yaşadığına imkan verebilecek

bilgiler vardır. A. N. Samoylo-

viç’in arşivinde saklanan yaz-

maya göre ise Korkut, Arapların

Abbasi Hilafeti döneminde doğ-

muş olup 95 yaşında ölmüştür.

Hz. Peygamberin amcası olan

Abbas 654 yılında vefat etmiş-

tir. Şimdi bu bilgileri karşılaştır-

Page 72: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

70

прожил 95лет, а в китайских источниках

упоминается, что Тоньюкук достиг 88 лет. Однако

неизвестна дата и место смерти Тоньюкука. Если

внимательно присмотреться к изложенным в

источниках фактам, то они ведут к

предположению, что Тоньюкук был еще долго при

жизни (после достижения 88 лет). Таким образом,

он мог прожить до 95 лет. Известно, что

Тоньюкукродился в 646 году. Дата рождения

Коркута остается неизвестной. Но есть сведения,

проливающие свет на эпоху, в которую он жил.

В архиве А.Н.Самойловича сохранились записи,

говорящие о том, что Коркут жил в период

Аббасидского Халифата и умер в 95 лет. Дядя

Пророка Аббас скончался в 654 году.

Сопоставление этих фактов, если и не дает нам

точных дат жизни Коркута, то позволяет говорить

о границах между серединой 7 в. и началом 8 в., то

есть периоде, когда жил и Тоньюкук.

Здесь есть одно обстоятельство, которое не

совпадает полностью в биографиях Куркута и

Тоньюкука. Коркут родился, жил и умер на берегу

Сейхуна (Сырдарьи). Напротив, Тоньюкук родился

на Алтае, вырос и воспитывался в Китае. Если

стелу Тоньюкука принимать за его намогильный

памятник, то он похоронен в Центральной Азии,

на территории Монголии, на берегу реки Тула.

Могила же Коркута сохранилась до наших дней и

находится на берегу Сейхуна. По крайней мере,

там есть некое захоронение. Однако все мы знаем,

что сведения о том, чья это могила, опираются на

устное предание. Письменных свидетельств нет.

Легенды не всегда опираются на реальные

события, поэтому невозможно воспринимать

устные предания как рассказ о событиях, имевших

место в действительности. В контексте

сопоставления многих источников, так или иначе

связанных с Деде Коркутом, выясняется, что

могила Коркут Ата, почитаемого многими

тюркскими народами святого, есть в нескольких

местах.

Информация, имеющаяся в разных источниках,

указывает на то, что Деде Коркут родился и вырос

на Алтае. Например, философ и поэт Шакарим в

произведении «Музыка Коркута» предполагает

тюркские корни Коркута, а выдающийся поэт

Магжан Жумабаев в большом стихотворении

«Коркут» дает следующие предположения о месте

рождения и становления героя:

Вокруг Алтая ходил Коркут,

Ни с кем не мог поделиться своей печалью,

Покинул он отца, мать и друзей,

Всех, кого любил …

Он еще не встретился со смертью,

Не знал ее, даже такого слова,

«Если нет средства от смерти,

mamız sonucunda Korkut’un yaşadığı yılın tam tarihi-

ni söyleyemezsek bile, onun Tonyukuk gibi VII. yüzyı-

lın ortalarına doğup VIII. yüzyılın başlarında ölmüş

olabileceğini söyleyebiliriz.

Burada Korkut ile Tonyukuk’un aynı kişi oldukları so-

nucuna varmayı engelleyen asıl bilgi Korkut’un Sey-

hun kıyılarında doğduğu, büyüdüğü ve öldüğüdür.

Tonyukuk ise tam tersine Altay’da doğmuş, Çin’de bü-

yümüş ve yetişmiştir. Anıtın dikildiği yeri onun mezarı

olarak kabul edeceksek Tonyukuk Orta Asya’da, Mo-

ğolistan topraklarındaki Tula ırmağı kıyısına defnedil-

miştir. Korkut’un mezarı günümüze kadar Seyhun

nehrinin kıyısında korunmuştur. En azından Seyhun

nehri kıyısında bir mezarı vardır. Ancak, bu yöndeki

bilgilerin halk arasındaki efsanelere dayalı bilgiler ol-

duğu da hepimizce bilinmektedir. Yazılı kaynak bu-

Page 73: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

71

То какой прок от бесполезных знаний»

Так думал он,

Ища спасения от конца всего.

Коркут покинул свой Алтай,

Чтобы найти освобождение от смерти …

Можно сказать, что Коркут покинул Алтай в

поисках мест бессмертия, когда жизнь его уже

клонилась к закату. С этой точки зрения

интересны факты китайской летописи, где

говорится о том времени, когда состарившийся

Тоньюкук переживал тяжелые времена, «умер его

зять Бильге Каган, каганат, который он создавал,

приложив все свои знания, стал разрушаться, он

утратил доверие к поколению молодых, которые

сложили свои жизни в борьбе за власть». Можно

ожидать поэтому, что Тоньюкук, который ввиду

своих преклонных лет, ослабевший, не мог

остановить братоубийственную борьбу

наследников за власть, не мог противостоять

развалу страны, устал от жизни и, верхом на

верблюде и с кобызом в руках, избрал путь

странствующего певца-акына. Мы считаем, что в

этот период своей жизни Тоньюкук взял себе имя

Коркута.

Таким образом, приведенные рассуждения могут

свидетельствовать в пользу того, что прототипом

Коркута, служившего визирем у трех властителей

древних тюрков (огузов), был исторически

известный Тоньюкук. Ведущие к этому

сопоставленные аналогии позволяют думать, что

легендарный казахский герой Коркут и Тоньюкук

китайской истории были одной и той же

личностью.

lunmamaktadır. Efsaneler her zaman gerçeğe dayan-

madığından, söylenenlerin tamamını birden yaşan-

mış gerçek olarak kabul etmek zordur. Zaten bugün

Dede Korkut ile ilgili birçok kaynak birarada incelendi-

ğinde aslında Türk halklarının çoğu tarafından evliya

olarak bilinen Korkut Ata mezarının bir yerde değil,

birkaç yerde bulunduğu ortaya çıkmaktadır.

Aslında elde bulunan kimi kaynaklardaki bilgiler,

Dede Korkut’un Altay bölgesinde doğup büyüdüğü-

ne de işaret etmektedir. Örneğin, felsefeci, şair Şaka-

rim “Korkut’un Müziği” (Jumabayev M. Şıgarmaları.

Almatı, 1989. ss. 223-224) adlı şiirinde kızgın ve yürek-

ten gelen haykırışla müzik yapan Korkut’un kökeninin

Türk ve Kalmak olduğunu söylerken yüce şair Mağcan

Jumabayev, “Korkut” başlıklı uzun şiirinde Korkut’un

nerede doğduğuna ve nerede büyüdüğüne dair ipu-

cu vermiştir:

Altay’ın Korkut gezdi etrafını,

Kimseye anlatamayıp can sıkıntısını.

Anne baba, eş dost akrabasını,

Terk etti güzel gözlü sevdiklerini...

Havası zehirlenmemişti ölüm ile,

Ölmeyi bırak, yoktu “ölüm” sözü bile.

“Bulmadıysa insanoğlu ölüme derman,

Ne yapılır yararsız bilgi ile?” –

Düşüncesiyle bakmadan hiç bir şeye,

Ecelden kaçıp kurtulmak üzere.

Terk edip Altay’ını gitti Korkut,

Ölümden azade yer bulmak üzere...

Korkut’un ecelden kaçarak Altay’ı terkettiği ve ölüm-

süz yer aradığı dönemin onun yaşlandığı zamana

denk geldiğini söyleyebiliriz. Bu bakımdan mukayese

edecek olursak , Çin vakayinamesinden bildiğimiz

Tonyukuk’un “damadı Bilge Kağan’ın öldüğü, tüm bi-

linçli yaşamını harcayarak kendi katkılarıyla kurulan

kağanlığın yıkılmaya yüz tuttuğu, canlarına kıyıp taht

kavgasına tutuşan genç kuşaklara karşı güvenini yitir-

diği”, yani yaşlanıp kaygı çektiği dönemleri akıllara ge-

tirir. Türk kağanlığının yıkılığını ve şehzadelerin kışkırt-

malar ile birbirini acımasızca öldürmelerini gören; an-

cak ihtiyarladığından onları durdurmak, olanlara gö-

ğüs germek için eskisi gibi güç kuvvete sahip olma-

yan Tonyukuk’un hayattan bezmesi ve koşan devesi-

ne binerek kopuzunu alıp kâhinlik yapmaya başlama-

sı beklenen durumlardandır. Bizce, Tonyukuk’un Kor-

kut adını alması da bu sıralarda olmalıdır.

Öyleyse, tüm bu açıklamalar, eski Türklerin (Oğuzla-

rın) üç hanına vezirlik yapan Korkut’un prototipinin

tarihe adını yazdıran Tonyukuk olduğunu söylemeye

gerekçe olabilecek bir delildir. Böyle bir fikire sevk

eden benzerliklerden sonra Kazak efsanesi kahramanı

Korkut ile Çin tarihindeki Tonyukuk’un aynı insanlar

oldukları sonucuna varılabileceği düşüncesindeyiz.

Page 74: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

KÜLTÜREL MİRASI VESOMUT OLMAYANKÜLTÜREL MİRASLARI

СозданиеСвода

культурногонаследия

тюркскогомира

İKİ BÜYÜK ENVANTER ÇALIŞMASI:

Ahmet Yesevi Üniversitesi veTÜRKSOY işbirliğindehazırlanan “Türk DünyasıKültürel Mirası” ve “TürkDünyası Somut olmayanKültürel Mirasları” adlı ikienvanter çalışmasıokuyucularla buluşturuldu.

Университетомимени Ахмеда

Ясави совместно сТЮРКСОЙ

выпущены в светРеестры

культурногонаследия тюркского

мира.

TÜRKDÜNYASI

Page 75: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

73

2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkentiunvanını taşıyan Eskişehir’de 2-3 Eylül 2013tarihleri arasında düzenlenen TÜRKSOY ÜyesiÜlkeler UNESCO Milli Komisyonları 4. Toplantısısonunda hazırlanan çalışma raporu, “TürkDünyası Kültürel Mirası” ve “Türk Dünyası Somutolmayan Kültürel Mirasları” adlı bu iki envanterçalışması açısından kritik bir öneme sahiptir.

Важное значение имеет Декларация,принятая на Четвертом СовещанииНациональных комиссий ЮНЕСКО странТЮРКСОЙ, которое прошло 2-3 сентября2013 года в Эскишехире – Культурнойстолице тюркского мира.

Türk dilli halkların işbirliğinin tam anlamıyla ger-

çekleşebilmesi için ortak kültür değerlerimizin

ortaya çıkarılması noktasında faaliyetlerini sür-

düren TÜRKSOY, Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi ile

birlikte önemli iki envanter çalışmasına daha imza

attı.

Ahmet Yesevi Üniversitesi öncülüğünde TÜRKSOY’un

destekleriyle hazırlanan “Türk Dünyası Kültürel Mirası”

ve “Türk Dünyası Somut olmayan Kültürel Mirasları”

adlı iki envanter çalışması 2015 yılı sırasıyla Şubat ve

Temmuz aylarında okuyucularıyla buluştu.

Организация ТЮРКСОЙ и Университет

Ахмеда Ясави, уже много лет работающие

во взаимодействии, завершили важный

совместный проект. Ими подготовлены Реестр

культурного наследия тюркского мира» и «Реестр

нематериального культурного наследия

тюркского мира», которые увидели свет

соответственно в феврале и июле 2015 года.

В обоих реестрах нашло отражение богатство

культуры тюркского мира – природные и

национальные парки и достопримечательности,

Page 76: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

74

Her iki envanter çalışması birlikte değerlendirildiğin-

de, TÜRKSOY’a üye ülkelerin doğal ve milli parkları, ta-

biat güzellikleri, tarihi yazıtları, mezarlıkları, camiileri,

türbeleri, kaleleri, antik kentleri gibi maddi; ve müzik,

dokuma, atışma sanatı, dini ritueller ve törenleri, çeşit-

li festivalleri, sayısız destanları, birbirinden güzel el sa-

natları, tekerlemeleri, bilmeceleri, masalları, ninnileri,

bayramları vs. manevi kültürel varlıklarının tanıtıldığı

mütevazi çalışmalardır. Birçok kıymetli kültür varlıkla-

rının eksik kaldığı bu çalışmalar, yine de Türk Dünya-

sı’nın sahip olduğu zengin değerlerin en azından bir

kısmını kayda alabilmeyi başarmıştır.

Her iki eserin de ortaya çıkmasında öncü olarak sayı-

labilecek gelişme, 2010 yılından bu yana TÜRKSOY’a

Üye Ülkeler UNESCO Milli Komisyonları toplantılarıdır.

Bu çalışmalarda yer alan listeler, bugüne kadar dört

kez düzenlenen TÜRKSOY’a Üye Ülkeler UNESCO Milli

Komisyonları toplantılarında katılımcılar tarafından

tanıtılan ya da üzerinde konuşulan somut ve somut

olmayan kültür varlıklarından ve TÜRKSOY üyesi ülke-

lerin halihazırda UNESCO Dünya Mirası listesine bu

doğrultuda dahil ettikleri unsurlarından oluşmaktadır.

2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ünvanını ta-

şıyan Eskişehir’de 2-3 Eylül 2013 tarihleri arasında dü-

zenlenen TÜRKSOY Üyesi Ülkeler UNESCO Milli Ko-

памятники письменности, мечети, мавзолеи,

крепости, древние города, - как памятники

материального наследия; а также нематериальное

наследие – музыкальное искусство и традиции

ашугов, религиозные ритуалы и праздники,

различные фестивали, множество эпосов,

народное искусство, сказки, поговорки,

колыбельные, праздники и т.п. Разумеется, эти

списки не смогли охватить всего того, что

достойно занять место в реестрах наследия, тем

не менее, в них достаточно полно отражено и

зафиксировано все разнообразие культурных

ценностей тюркского мира.

Работа по составлению реестров стала

проводиться после 2010 года, когда впервые

состоялось совещание Национальных комиссий

ЮНЕСКО стран-членов ТЮРКСОЙ. По сути, списки,

опубликованные в реестрах, являются

отражением тех обсуждений, которые велись на

совещаниях, которые состоялись уже четырежды.

Ежегодно члены комиссий представляли объекты

для внесения в списки ЮНЕСКО, эти списки

обсуждались участниками совещаний. Важное

значение имеет Декларация, принятая на

Четвертом Совещании Национальных комиссий

ЮНЕСКО стран ТЮРКСОЙ, которое прошло 2-3

сентября 2013 года в Эскишехире – Культурной

столице тюркского мира.

Реестр, изданный в феврале 2015 года, можно

считать первой работой по инвентаризации

исторического и культурного наследия тюркского

мира. Он состоит из двух разделов. Первый

рассказывает о памятниках культуры и природных

парках. Стоит упомянуть несколько уникальных

объектов, в частности, памятники Башкортостана -

Kaseinov: “Türk dünyasının kültürelmirasının korunmasına ilişkin kolektifbir bilincin oluşması açısından faydalısonuçlar doğuracağı ümidiyle hazır-lanmış olan bu çalışma, TÜRKSOY’unbilgi ve belge paylaşımı konusundakişeffaflığının bir eseridir”.

Kaseinov: “Данная работа послужитформированию коллективногопонимания необходимостисохранения культурного наследиятюркского мира. Она являетсярезультатом большой работыТЮРКСОЙ».

Page 77: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

75

misyonları 4. Toplantısı sonunda hazırlanan çalışma

raporu, bu açıdan kritik bir öneme sahiptir.

Türk dünyasının somut tarihi ve kültürel mirasın en-

vanterizasyonu niteliğinde olan ve Şubat 2015 yılında

hazırlanan ilk envanter çalışması, iki bölümden oluş-

maktadır. İlk bölüm, Türk dünyasının farklı halklarının

sahip olduğu kültür mirasları ve doğal parkların bir

dökümü niteliğindedir. Bunlar arasında Başkurt Ural

Doğal Parkı, Orenburg Kervansarayı, Yangantau Dağı,

Başkurt Şihan Dağları, Ulusal Başkurt Kahramanı Sala-

vat Yulaev Anıtı Başkurdistan (RF) cumhuriyetinin sa-

hip olduğu kültürel miras örnekleri iken; yine Ha-

kas’tan (RF) Sulek Petroglifi, Tus Gölü, Çaa-Tas, Boyar

Yazıtları, Ulu Salbık Kurganı; Kazakistan’dan Şakpak,

Şopan, Beket, Karaman Ata Mezarlıkları ve Camiileri,

Dombaul, Ayakkamır, Cuci Han, Alaca Han, Bolgan

Ana, Sırlı-tam, Balandı Türbeleri, Altın Emel, Şarın Va-

disi, Orta Karatau doğal parkları ve Berkar Geçidi; Kır-

gızistan’dan Özgen Mimari Kompleksi, Şah Fazıl Tür-

besi, Koşoy Korgon ve Şırdakbek Seddi listede yer al-

mıştır. Ayrıca, Batı Tanrı Dağları, Ustyurt Yaylası ve Ha-

zar Denizi ortak değerler olarak karşımıza çıkmakta-

dır. Türk Dünyası Kültürel Mirası Envanter Çalışma-

sı’nın ikinci bölümü ise UNESCO’nun Dünya Miras Lis-

tesine giren Türk Dünyası Kültür Varlıklarının listesidir.

Burada Rusya Federasyonu Altay Özerk Cumhuriye-

ti’nden Altay Altın Dağları Doğal Parkı; Azerbay-

can’dan Bakü İçerişehir , Şirvanşah Sarayı, Kız Kalesi,

Gobustan Kaya Resimleri; Kazakistan’dan Hoca Ahmet

Yesevi Türbesi, Sarıarka-Kuzey Kazakistan Bozkır ve

Gölleri, Tangalı Petroglifleri; Kırgızistan’dan Süleyman

Dağı; Tataristan’dan (RF) tarihi Kazan Kremlini, Bolgar

Tarihi ve Arkeolojik Kompleksi; Türkiye’den Divriği Ulu

Camii ve Şifahanesi, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya,

İstanbul’un tarihi alanları, Hattuşa (Hiti Başkenti),

Nemrut Dağı, Pamukkale (Hierapolis), Xanthos (Leto-

on), Safranbolu, Truva Antik Kenti, Selimiye Camii ve

Külliyesi, Çatalhöyük Neolitik Kenti, Bursa ve Cumalı-

kızık, Bergama; Türkmenistan’dan Antik Merv Milli Ta-

rih ve Kültür Parkı, Köhne Üregnç, Nisa’nın Parthia Ka-

leleri; Özbekistan’dan İtçan Kala, Tarihi Buhara, Tarihi

Şahrisabz, Semerkant ve yine birkaç ülkenin ortak de-

ğeri olan “İpek Yolu: Çang’an-Tiyanşan Geçidi” yer al-

maktadır.

2015’in Temmuz ayında hazırlanan ikinci eser iki bö-

lümden oluşurken birinci bölümde UNESCO'ya dahil

edilmiş Türk Dünyası Somut Olmayan Kültürel Miras-

ları olarak Azerbaycan’dan Mugam ve Aşıklık Sanatı,

telli çalgı olan Tar, geleneksel halı dokuma sanatı, Ka-

rabağ bölgesine özgü bir atçılık oyunu olan Çavgan

ve son olarak Kelagay-İpek başörtüsü; Kazakistan’dan

geleneksel dombra ezgisi; Kırgızistan’dan ünlü ozan-

lar “Akınlar”, geleneksel keçi halısı olan Ala-Kıyız ve Şır-

dak, Manas, Semetey ve Seytek şeklinde 3 bölümlü

Kırgız Destanı, Özbekistan’dan Baysun İlçesi, Katta

Aşula, Atışma Sanatı olan Askiya; Saha Yakutlardan

(RF) Olonho Yakut Destanı; Türkiye’den ise Mevlevi

Sema Törenleri, Meddahlık Geleneği, Aşıklık Geleneği,

Karagöz, Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali, Alevi-Bektaşi

Парк Уральские горы, Оренбургский

каравансарай, гора Янгантау, памятник

башкирскому национальному герою Салавату

Юлаеву; в Хакасии – Сулекская Писаница, озеро

Тус, Чаа-Тас, Боярская Писаница, Большой

Салбыкский курган; памятники Казахстана –

некрополи Шакпак, Шопан, Бекет, Караман Ата,

мавзолеи Болган-Ана, Сырлы-Там, Баланды и

другие, долина Шарын, природный парк Среднего

Каратау и перевал Беркар; в Кыргызстане –

архитектурные памятники Узгена, мавзолей Шах

Фазиль, Кошой Коргон и другие. Кроме того, здесь

есть информация о памятниках природы,

обладающих всеобщей ценностью – горы

Западного Тянь-Шаня, плато Устюрт и Каспийское

море, например.

Вторая часть Реестра культурного наследия

отражает памятники тюркского мира, которые уже

вошли в Список Всемирного наследия ЮНЕСКО.

Здесь много важнейших объектов, например,

природный парк Алтайские горы (Алтай, РФ);

Ичери Шехер в Баку, Дворец Ширваншахов,

Девичья Башня, наскальные рисунки Кобустана

(Азербайджан); мавзолей Ахмеда Ясави, Сарыарка

– североказахстанские степи и озера, петроглифы

Page 78: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

76

Ritüeli olarak Semah, Tören Keşkeği, Mesir Macunu

Festivali, Kahve Kültürü ve Ebru Sanatı yer almaktadır.

Ayrıca, şaşmakam, nevruz ve yurt somut olmayan or-

tak değerler olarak listeye girmişlerdir. UNESCO’ya

aday Türk dünyasının Azerbaycan’dan Gagavuz Ye-

ri’ne, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden Tıva’ya (RF)

kadar farklı coğrafyalarından somut olmayan kültürel

mirasları ise çalışmanın ikinci bölümünde yer almıştır.

“Türk Dünyası Kültürel Mirası” adlı envanter çalışması-

nın editörü Murat Yılmaz’a göre, “Türk dünyasının kül-

türel mirasının korunmasına ilişkin kolektif bir bilincin

oluşması açısından faydalı sonuçlar doğuracağı ümi-

diyle hazırlanmış olunan bu çalışma, TÜRKSOY’un bil-

gi ve belge paylaşımı konusundaki şeffaflığının bir

eseridir”. Gerek Ahmet Yesevi Üniversitesi gerekse

TÜRKSOY’un kuruluş temellerinin başında Türk dilli

halkların kültürel bağlarının güçlendirilmesi gelmek-

tedir. Bu yönde söz konusu “Türk Dünyası Kültürel Mi-

rası” ve “Türk Dünyası Somut Olmayan Kültürel Miras-

ları” adlı iki envanter çalışması da Türk dünyasının

manevi ve maddi kültürel zenginlikleri ile tanışmamı-

za imkan sağlayacak niteliktedir.

Тангалы (Казахстан); гора Сулейман Тау

(Кыргызстан); исторический Казанский кремль и

Болгарский историко-археологический комплекс

(Татарстан, РФ); мечеть и госпиталь в Дивриги,

национальный парк Гёреме и Каппадокия,

исторические памятники Стамбула, хеттская

столица Хаттуша, Гора Немрут, Памуккале, Ксантос,

Сафранболу, античная Троя, мечеть и комплекс

Селимийе, неолитический памятник Чаталхёюк,

Бурса и Джумалыкызык, Бергама (Турция);

исторический и культурный парк «Древний Мерв»,

Куня Ургенч, парфянская крепость Ниса

(Туркменистан); Ичан Кала, исторический центр

Бухары, Шахрисябз и Самарканд (Узбекистан) и,

как общее наследие нескольких стран, - переход

Чанган-Тянь-Шань.

В июле 2015 года увидела свет вторая часть

проекта – Реестр нематериального культурного

наследия тюркского мира, в первом разделе

которого нашли место объекты, уже вошедшие в

список ЮНЕСКО. Это, например, мугам и ашугское

искусство, струнный инструмент тар, искусство

ковроткачества, чавган и келагаи (Азербайджан);

исполнение на домбре (Казахстан); традиция

акынов, искусство войлоковаляния ала-кийиз и

ширдак, трехчастный кыргызский эпос – Манас,

Семетей и Сейтек (Кыргызстан); народная культура

Байсуна, Катта Ашула и Аскийя (Узбекистан); эпос

Олонхо (Якутия, РФ); мевлевийские радения,

традиция меддахов, традиция ашугов, театр

Карагёз, фестиваль больбы гюреш в Кыркпынаре,

семах как ритуал алеви-бекташи, фестиваль Месир

Маджун, культура кофе и искусство эбру (Турция).

Кроме того, в список вошли общие культурные

элементы – шашмакам, навруз и юрта. Во втором

разделе представлены объекты – от

Азербайджана до Гагаузии, Северного Кипра и

Тувы (РФ), которые являются кандидатами для

включения в список ЮНЕСКО.

По мнению Генерального секретаря ТЮРКСОЙ

Дюсена Касеинова, «данная работа послужит

формированию коллективного понимания

необходимости сохранения культурного наследия

тюркского мира. Она является результатом

большой работы ТЮРКСОЙ». Укрепление

культурных связей между тюркоязычными

народами лежит в основе деятельности как

ТЮРКСОЙ, так и Университета имени Ахмеда

Ясави. Издание Реестров культурного наследия

тюркского мира – еще один совместный шаг в

этом направлении.

TÜRKSOY’a üye ülkeler UNESCO Milli Komisyonları

toplantılarında özellikle şu 3 alanda işbirliği üzerin-

de durulmaktadır:

Türk dünyasının kültür ve doğa mirasının listesinin

oluşturulması ve UNESCO Dünya Mirası Listesine

dahil edilmek üzere önerilecek ortak çok uluslu dos-

yaların saptanması;

Türk dünyasının somut olmayan kültürel miras liste-

sinin oluşturulması ve UNESCO Somut Olmayan

Kültürel Miras temsili listesine dahil edilmek üzere

önerilecek ortak çok uluslu dosyaların saptanması;

Türk dünyasının belgesel mirasının kaydının oluştu-

rulması ve UNESCO’nun Dünya Mirası listesine dahil

edilecek çok uluslu ortak dosyaların belirlenmesi.

Совещания Национальных комиссий ЮНЕСКО

стран-членов ТЮРКСОЙ осуществляют

сотрудничество по трем важнейшим

направлениям:

Подготовка Списка природного и культурного

наследия тюркского мира и формирование

совместных предложений для включения в

Список Всемирного наследия;

Подготовка Списка нематериального

культурного наследия тюркского мира и

формирование совместных предложений для

включения в Список нематериального

культурного наследия ЮНЕСКО;

Регистрация памятников тюркского мира и

подготовка и подача совместных файлов для

включения в Список Всемирного наследия

ЮНЕСКО.

Page 79: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 80: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

78

Sahalar (Yakutlar) Kuzey Sibirya’da, Rusya Federas-

yonu’na bağlı Yakutistan Özerk Cumhuriyeti’nde

yaşayan Türk soylu ve Türk dilli bir halktır. Toplam

nüfusları 478.000 kişidir. Ana Türkçenin en uzak kolla-

rından birisini konuşan Sahalar, dillerini ve kültürlerini

muhafaza etmeleri açısından geçmişten günümüze ka-

dar takdire şayan bir tutum sergilemektedirler. Türkiye

Türkçesi’ne aktarmaya gayret gösterdiğimiz Bayanay

Algıha (Bayanay’ın Duası) adlı ilk Yakutça şiir de bu

mantık doğrultusunda yazılmış olması sebebiyle ilgileri

bir kez daha üzerine toplamaktadır.

“Bayanay’ın Duası”, A. E. Kulakovskiy tarafından 1900 yı-

lında yazılmış ve bizzat Kulakovskiy tarafından yayımla-

nan “Materialıpo Verovaniyam Yakutov” (Yakut Dinî İna-

nışları Üzerine Edebî Malzemeler) isimli bilimsel çalış-

mada 1923 yılında basılmıştır. Şiirin sahip olduğu öne-

min kaynağını şairin milletine adadığı hayatında ara-

Народ саха (якуты) – тюркский и

тюркоязычный народ, проживающий в

расположенной в Северо-восточной

Сибири Республике Саха (Якутии), которая

является субъектом Российской Федерации.

Общая численность якутов составляет 478000

человек. Народ саха говорит на одном из самых

отдаленных диалектов тюркской группы языков, и

на протяжении всей истории до настоящего

времени сохраняет свой язык и культуру, что

достойно уважения. Произведение «Баянай

Алгыха» (Молитва Баяная), которое мы

попытались перевести на современный турецкий

язык, также представляет интерес ввиду того, что

это первая якутская поэма, которая была написана

в русле этой логики.

“Молитва Баяная” была написана A.E. Kулаковским

в 1900 году и опубликована в научном труде

«Материалы по верованиям якутов», изданном в

1923 году лично Кулаковским. Будет правильно

искать источник значения этой поэмы в жизни

самого поэта, которую он посвятил своему народу.

Алексей Кулаковский в 1897 году в возрасте 23 лет

успешно закончил свое обучение и начал работать

писцом в родном округе в Ботурусском Улусе.

Спустя три года он подал в отставку, оставил

прежние занятия и на протяжении двадцати пяти

лет всю оставшуюся

жизнь посвятил

путешествиям,

собиранию поэзии,

легенд, сказок, пословиц,

традиций и философских

трудов якутского народа.

Кулаковский, который

проделал все это ради

якутского народа, без

какой-либо помощи

учреждения или

чиновника, был

вынужден вести

преподавательскую

деятельность, чтобы

иметь возможность

продолжить свои

путешествия. Его бурная и насыщенная жизнь для

якутов имеет не меньшее значение, чем

жизненный путь какого-нибудь героя.

Первая якутская поэма “Молитва Баяная”

представляет собой мольбу якутского охотника

перед длительной охотой, в ней он взывает к духу-

хранителю охотников и леса Баай Баянаю и его

братьям. Баянай в якутской мифологии является

общесобирательным именем для всех духов-

хранителей охотников и рыбаков. Самый главный

из этих духов Баай Баянай. Существует поверье,

что каждая удачная охота происходит благодаря

его помощи. Якуты представляют его в виде

тунгуса с бородой и верят, что он очень богатый.

Охотник, который разжег священный огонь

согласно обязательным ритуалам якутского

BAYANAY ALGIHA

BAYANAY’INDUASIБАЯНАЙ AЛГЫХА -МОЛИТВА БАЯНАЯ

Hasan HAYIRSEVER

Хасан ХАЙЫРСЕВЕР

Page 81: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

79

mak yanlış olmaz. Aleksey Kulakovskiy, 1897 yılında 23

yaşındayken eğitimini başarılı bir şekilde bitirerek doğ-

duğu yer olan Booturuskay Uluus vilayetinde kâtip ola-

rak çalışmaya başlamıştır. Bu tarihten üç yıl sonra istifa-

sını verip her şeyi bir kenara bırakarak yirmi beş yıl bo-

yunca geri kalan hayatını seyahatlere,

Yakut halk şiirlerini, efsanelerini, masal-

larını, atasözlerini, gelenek ve hayat

felsefesi ürünlerini toplayıp derlemeye

adamıştır. Saha halkı için yaptığı bütün

bu geniş çaplı çalışmaları hiçbir yer ve

makamdan yardım almaksızın yürüten

Kulakovskiy, çoğu zaman seyahatlerine

devam edebilmek için öğretmenlik

yapmak durumunda kalmıştır. Onun

fırtınalı ve dolu dolu geçen hayatı Sa-

halar için bir kahramanın yaşamından

daha az değere sahip değildir.

İlk Yakutça şiir olan “Bayanay’ın Duası”,

konu olarak uzun bir ava çıkacak olan

Yakut avcısının; avcıların, ormanın ve

avcıların koruyucu ruhu olan Baay Ba-

yanay’a ve onun kardeşlerine yakarış-

larını içermektedir. Bayanay, Yakut mi-

tolojisinde avcıları ve balıkçıları koru-

yan ruhların genel adıdır. Bu ruhlardan

en önemlisi Baay Bayanay’dır. Başarılı

geçen bütün avların onun yardımı sa-

yesinde olduğuna inanılır. Yakutlar onu

sakallı bir Tunguz olarak düşünürler ve

çok zengin olduğuna inanılır. Saha (Ya-

kut) inanışının gerektirdiği ritüellere

göre yaktığı kutsal ateşi çeşitli besinler-

le besleyen avcı, şiirde avının iyi geç-

mesi açısından bu ruhlardan ve Baay

Bayanay’dan himmet istemektedir.

Dil açısından Yakut destanlarıyla büyük

benzerlikler taşıyan eser; gerek kullanı-

lan seçkin kelimelerle, gerekse de Ya-

kut sosyal hayatı, millî inançları gibi

pek çok özellik barındırması sebebiyle

bir kat daha fazla ilgiyi hak etmektedir. 19 yaşında yaz-

mış olduğu bir denemede Kulakovskiy, “dahi Rus şairi

Puşkin, Rus ruhunu ve kültürünü yansıtmak için en iyi

yolu kullandı” diyerek onun şairliğine ve şiirlerine öv-

güde bulunmuştur. Bu bakımdan Kulakovskiy’nin takip

ettiği yol da Puşkin’in tarzından farklı değildir. Neredey-

se hayatının tamamını adadığı halkı, bugün Kulakovs-

kiy’i minnetle ve şükranla anmaktadır. Bugün O'nun

eserleri Yakutistan’da hâlâ tekrar tekrar basılmakta ve

elden ele dolaşmaktadır.

Orijinali 136 mısradan oluşan şiirini, oldukça büyük sa-

yılabilecek hacmi açısından anlamı bozmayacak şekil-

de kısaltarak vermeyi uygun gördük. Metin ve resimler

Biçik Yayınevi tarafından 2000 yılında basılan “Bayanay

Algıha” isimli kitaptan alınmıştır. Şiirin Türkiye Türkçe-

si’ne aktarılması esnasında desteklerini gördüğüm Ya-

kutistanlı dostlarıma ve konunun uzmanı hocalarıma

teşekkürü bir borç bilirim.

поверья и поддерживает в нем пламя различными

продуктами питания, просит в поэме у этих духов

и Баай Баяная ниспослать ему благодать, чтобы

охота прошла хорошо.

Произведение, которое с языковой точки зрения

имеет много общих черт с якутскими

эпосами (дастанами), будь то

употребление особой лексики или

содержание таких особенностей, как

якутская социальная жизнь,

национальные верования, благодаря

всем этим основаниям заслуживает

особого внимания. В труде, который

Кулаковский написал в 19 лет, есть

следующие слова: “гениальный

русский поэт Пушкин избрал

наилучший способ для передачи

русской души и культуры”, чем

выразил похвалу его таланту поэта и

его поэзии. В связи с этим, и путь, по

которому следовал Кулаковский, не

отличается от стиля Пушкина. Народ,

которому он посвятил почти всю

свою жизнь, сегодня с

благодарностью и

признательностью вспоминает

Кулаковского. В настоящее время

произведения поэта вновь издаются

в Якутии и передаются из рук в руки.

Поэму, в оригинале состоящую из

136 строф, в виду её довольно

большого объема, мы нашли

целесообразным дать в

сокращенном виде, не исказив при

этом смысла. Текст и рисунки взяты

из книги под названием “Баянай

Aлгыха”, которая вышла в свет в 2000

году в издательстве Biçik Yayınevi.

Выражаю благодарность якутским

друзьям и преподавателям-

специалистами в своей области,

которые оказали помощь в переводе поэмы на

турецкий язык.

МОЛИТВА БАЯНАЯДенежный мешочек из шкуры рыжей лисы измеиной кожи,

Сумка из меха черного соболя,

С надменным видом,

Помощник удачи,

У него есть полное богатство,

Мой почтенный дедушка1

Послушай внимательно мои слова!

Дорогие мои братья!2

И вы тоже прислушайтесь к моим словам ипокажите знамения о моем будущем,

Сообщите о моем положении и будущем!

Мой состоятельный почтенный дедушка!

Page 82: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

80

BAYANAY’IN DUASIKızıl tilki derisinden kav keseli,

Kara samur kürkünden çantalı,

Mağrur edalı,

Talihi yar,

Eksiksiz zenginliği var,

Saygıdeğer dedem1

Sözlerimi hassasiyetle dinle!

Sevgili ağabeylerim!2

Siz de sözlerime kulak vererek geleceğime dair alamet-ler gösterin,

Ahval ve istikbalim hakkında olacakları bildirin!

Varlıklı saygıdeğer dedem!

Sen şüphesiz ki gerçeksin.

Bizlere yoldaş olup yardım et,

Takdir ettiklerini tahrip etme!

Tayin ettiklerini tahrif etme!

Burnumuzun dibinde

Av bulmayı bize bahşet!

Uzak diyarlardan av hayvanlarını haydayıp getirerek

Tuzaklarımızı ihya et.

Karda üzerinde oturduğumuz ince dalları şenlendir!

Gürül gürül yanan ocağımıza teşrif et!

Ormanın kutsal ruhları

Ulu nehirlerin koruyucuları!

Dalgalanan dereleriniz

Suyu sızan membalarınız

Akan nehir kollarınız

Devasa yetmiş tepeniz

Türlü çeşitli seksen adanız

Doksan burnaz burunlu dağınız

Şekli sureti bilinmez sık çalılarınız

Eşi menendi olmayan kuru ormanlarınız

Adı sanı bilinmez fundalıklarınız

Dolup taşsın!

Bana mukadderatımı hayırla tayin ederek gönderin!

Nakışlı yedi dağ,

Ormanlı sekiz dağ,

Müstevi dokuz dağın ruhları,

Otların altında fısıldaşan oğlan çocukları,3

Kesek altında hışırdayan ayaklarıyla seğirten kızlar!3

Yaprakların altında alçak sesle konuşan torunlar,3

Aklımı başımdan alarak yolumu şaşırtmayın,

Kötülüğümü dileyerek engel olmayın,

Yolumu keserek zorluklar çıkartmayın!

Engellere rastlatmayın,

Müşküllere uğratmayın,

Daima esenlikler verin!

Ты, несомненно, есть реальность.

Стань нашим спутником и помоги нам,

Не губи тех, кто тебя ценит!

Не изврати тех, кто тебя установил!

Прямо у нас под носом

Предоставь нам найти добычу охоты!

Подгони сюда из дальних стран животных для

охоты

Восстанови наши ловушки.

Сделай так, чтобы зацвели тонкие ветки, на

которых мы сидим на снегу!

Окажи нам честь своим присутствием на

разгорающийся с потрескиванием огонек!

Священные лесные духи

Хранители великих рек!

Пусть ваши бурлящие речки

Ваши сочащиеся источники

Ваши притоки текущих рек

Ваши семьдесят огромных холмов

Различные и разные восемьдесят островов

Девяносто гор с большим мысом

Выши густые кустарники с неизвестными

формами и видами

Ваши бесподобные сухие леса

Ваши заросли с неизвестными именами

Пусть они наполнятся и выйдут из берегов!

Пошлите мне то, что мне предопределено,

благоприятно распорядившись!

Разрисованные семь гор,

Восемь лесных гор,

Духи девяти плоских гор,

Мальчики, которые шепчутся под травами,**3

Девочки, которые теребят шуршащими ножками

под дёрном!**

Внуки, говорящие тихим голосом под листьями,**

Не сбивайте меня с пути, завладев моим разумом,

Не мешайте мне, желая мне зла,

Не чините мне препятствия, перерезая мне

дорогу!

Уберите все трудности на моем пути,

Не позволяйте, чтобы я попал в затруднительное

положение,

Постоянно давайте благополучия и здравия!

Перевод Альбины Тузлу (Гарифуллиной)

1 Bayanay’a seslenirken kullanılan bir tür hitap biçimidir.2 Burada Baay Bayanay’ın dokuz erkek kardeşine seslenilmektedir.3 İrili ufaklı çeşitli ruhlara seslenilmektedir.

1 Форма обращения, используемая при взывании к Баянаю.2 Здесь есть воззвание к девяти братьям Баай Баяная.3 Идет обращение к различным большим и малым духам.

Page 83: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 84: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

--

82

Röportaj TÜRKSOY Basın Ödülü sahibiOlga Zhernakova ile yapılmıştır.

На вопросы о столице Абакана ответилажурналист Ольга Жернакова, лауреат ПремииТЮРКСОЙ в области СМИ

Page 85: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

-

83

Page 86: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

84

Page 87: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

85

Page 88: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

86

Н ациональнаякухня Кипра, напоминающая своим

разнообразием турецкую кухню, унаследоваламногие традиции Средиземноморья. Напротяжении всей своей истории островстановился ареной войн и переселений народов,что, несомненно, привело к влиянию многихкультур, отразившемуся на составе и богатствекухни. Если попытаться сегодня составить

Kıbrıs’ın mutfak değerleri ve

bugünkü zenginliği Anadolu Türk

mutfak kültürünün bir devamı görünümünde

olup, Akdeniz mutfak kültürünün tüm özelliklerini ta-

şır. Kıbrıs’ın Akdeniz’in ortasında bir kara parçası oluşu

onun her zaman bir uğrak yeri özelliği taşımasına ne-

den olmuş, tarih boyunca Akdeniz çevresinde yapılan

birçok savaş ve göçün ada üzerinden olması ise Kıbrıs

mutfağını çok kültürlü bir yapıya kavuşturmuş, ye-

meklerinin çeşitlenmesini sağlamıştır. Bugün Kuzey

DoyumsuzLezzetleri...Незабываемая кухняСеверного Кипра

Kuzey Kıbrıs Mutfağının

(Kıbrıs Manisi)

“Arpa egdim daşlığa, güneş çığdıguşluğa, buyurun eğmek yeylim,dayanılmaz açlığa”

Page 89: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

87

Kıbrıs Türk Mutfağında Anadolu’nun her yöresinden

birçok yemeğin canlı bir şekilde yaşadığı görülmekte-

dir. Ekonomik, siyasal, sosyal ve teknolojik gelişmeler

ile kültürler arası değiş tokuşun da Kıbrıs mutfağının

günümüz koşullarına göre biçimlenmesine neden ol-

duğu bilinmektedir. Göçler sebebiyle bir yandan be-

raberlerinde getirdikleri kendi kültürlerini burada ya-

şatanlar diğer yandan adada karşılaştıkları yeni mal-

zemelerden mutfak kültürlerine yeni tatlar, yeni de-

ğerler katmışlardır. Kuzey Kıbrıs Türk mutfağının bu-

günkü zenginliği bu etkileşimde aranmalıdır. Bununla

birlikte eski çağlardan itibaren ulaşım, gıdaların üre-

tim ve korunması gibi koşullar ile belli dönemlerde

kuraklık ile yüzleşen bir Akdeniz adasının iklimsel ko-

şulları dikkate alındığında Kıbrıs mutfağının haliyle

kendine özgü koşulları ürettiğini söylemek de müm-

kündür.

Bir deniz ülkesi olan Kuzey Kıbrıs mutfağında yeme-

ğin pişirilmesi ve sunumu Kıbrıs insanın karakterini

yansıtır. Her yemek kendine özgü bir lezzet taşısa da

bazı yemeklerin adı, hazırlanışı ve lezzeti bölgeden

bölgeye farklılık gösterir. Kıbrıs mutfağı denilince ilk

akla gelen Hellimli Tarhana çorbasıdır. Tarhana, yo-

ğurt haline getirilmiş ve ekşitilmiş koyun sütünün

özel tarhana buğdayı, kuru nane, sarımsak ve tuz ila-

vesiyle pişirilmesi ve istenilen şekil verilerek güneşte

kurutulmaya bırakılmasıyla yapılır. Tarhana, tavuk

suyu ile pişirilir ve küp küp doğranmış ve kızartılmış

hellim peyniri ile servis edilir. KKTC’nin tamamında

bilinen bu çorba, Kıbrıs halkı tarafından her

zaman sevilerek yapılmakta, özellikle

kış mevsiminde daha çok tercih

edilmektedir.

Adada taze ve çok

çeşitli deniz ürün-

leri önemli bir yere sa-

hiptir. Bunlar genellikle

haşlama, ızgara ve kızartma

кулинарный реестр Северного Кипра, то окажется,что многие блюда разных областей Анатолии всееще готовятся на Кипре.

Кроме того, на формирование кухни СеверногоКипра в наше время оказали влияниеэкономические, политические, социальные итехнологические процессы, соприкосновениеразличных культур. Волны переселенцев в разноевремя принесли на остров элементы своейкультуры и, встретившись здесь с новымипродуктами, обогатили собственную кухню. Этими объясняется богатство и разнообразие кухниСеверного Кипра. Вместе с тем, ей присущиособенности, которые выработались всоответствии с островным положением иклиматом, наложившими отпечаток на доставку,

производство и хранение продуктов.

Северный Кипр – морской край,и в его кухне, способе

приготовления иподачи блюдотразился

характер егообитателей. Каждое блюдо

обладает собственным вкусом, а

Güler FEDAİTÜRKSOY

Гюлер ФедаиТЮРКСОЙ

Page 90: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

88

его оттенки и названия изменяются в каждомрайоне. Кухня Кипра прежде всего ассоциируетсяс приготовлением супа тархана с сыром хеллим.Йогурт из кислого овечьего молока варится сдобавлением пшеницы, сухой мяты, чеснока исоли до определенной консистенции, затемполученная масса высушивается на солнце; такприготовляется порошкообразная тархана. Затемона варится на курином бульоне и подается снарезанным кубиками поджаренным сыромхеллим. Этот суп, известный повсеместно наКипре, является излюбленным блюдом, особеннов зимнее время.

В большом количестве присутствуют здесьразнообразные свежие морепродукты. Ихотваривают, жарят в масле или на гриле.Маленькие рыбешки обваливают в муке и жарятво фритюре, а большие рыбы отваривают,очищают от костей, мелко разделывают и подают сжареным картофелем с добавлением сельдерея,лимонного сока и оливкового масла. Картофель наКипре особенный, при жарке не впитывает масла,и он известен под собственным именем на рынкахТурции и Европы.

В повседневном меню частыми являютсявсевозможные кебабы – фырын, шиш, кёфте,шефтали и пататес кебаб, а также жареное мясо.Кебабы, приготовленные на углях, дополняютсянанизанными на шампуры или печеными на угляхоливками, хеллимом, картофелем, баклажанами,луком, перцами, чесноком и т.п.

Шефтали кебаб – блюдо, характерное дляСеверного Кипра; вид кебаба, приготовляемый избрюшины в виде рулета на шампурах или гриле.Еще одно оригинальное блюдо – кюп кебаб:баранина с добавлением овощей готовится вглиняном горшочке, наполовину утопленном вземлю. Процесс занимает довольно многовремени. Его также называют кую кебаб (кую –яма, колодец). Приготовленные в печи курица илимясо, в которые добавлен лавровый лист, лук икартофель, называются фырын кебаб.

В кулинарии Кипра используются свежиепродукты – мясо, морепродукты, овощи и фрукты.На вечерних трапезах перед основными блюдамиподаются до двадцати закусок. Джаджик изйогурта, хумус из нута, пастырма, йогурт, фава,

yapılarak tüketilir. Küçük balıklar una batırılarak bol

yağda kızartılır, büyük balıkların haşlandıktan sonra

dikenleri temizlenir, küçük parçalara ayrılır, içine doğ-

ranmış kereviz, limon suyu, zeytinyağı eklenir, içine

daha az yağ çekerek kızarma özelliğine haiz Kıbrıs pa-

tatesiyle servis yapılır. Bu özelliği ve kendine özgü tadı

nedeni ile bugün Kıbrıs’ta üretilen patatesin Türkiye

ve Avrupa pazarlarına Kıbrıs patatesi olarak ihraç edil-

diği bilinmektedir.

Kuzey Kıbrıs’ın günlük yaşamında sıkça yenilen fırın,

şiş, köfte, şeftali ve patates kebapları yanı sıra ızgarala-

rın da Kıbrıs Türk Mutfağında ayrı bir yeri vardır. Kö-

mürde yapılan et kebaplarını zenginleştirmek amacıy-

la şiş veya kömür içerisinde zeytin, hellim, patates,

patlıcan, soğan, biber, sarımsak gibi yiyecek maddele-

ri de kebap edilmektedir.

Şeftali Kebabı, Kıbrıs’a özgü bir yemek çeşididir. Ko-

yun veya Keçinin banna veya terb denilen iç zarının

dolma içi biçiminde hazırlanıp sarılmasıyla şiş veya ız-

gara telinde pişirilen bir kebap türüdür. Kıbrıs'a özgü

bir güveç türü olan Küp Kebap ise kuzu etinin birçok

sebzeyle birlikte bir toprak küpte kısmen yere gömü-

lü olarak uzun süre pişirilmesiyle yapılır. Bu nedenle

‘’Kuyu Kebabı’’ olarak da anılır. Et veya tavukların def-

ne yaprağı, soğan ve patatesle fırında pişirilmesi de

Fırın Kebabı olarak adlandırılır.

Kıbrıs mutfaklarında et, deniz ürünleri, sebze ve mey-

ve, günlük ve taze tüketilir. Akşam sofralarında, ana

yemekten önce yirmiye yakın çeşidiyle meze sunulur.

Page 91: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

свежий миндаль,соленья-туршу,салаты и закуски,приготовленные соливковыммаслом, подаютсякак холодныеблюда, затем идутжареные нарешетке хеллим, кёфте, шиш кебаб, шефталикебаб, пирзола, и фырын кебаб, кюп кебаб,колокас, молихия, бёрек, бумбар, картофельныекёфте и фаршированные соцветия тыквы.Последние собираются только тогда, когда ониоткрыты, чтобы было легче заполнить ихначинкой. Такая долма/сарма готовится также слистьями свеклы.

Можно видеть влияние культурыСредиземноморья и Ближнего Востока нараспространенные на Кипре закуски. Хорошийпример – приготовление хумуса и цветов тыквы сначинкой. Из хумуса, основа которого – пюре изнута с добавлением чеснока, лимона, соли икунжутной муки - здесь также готовят суп.

Сыр хеллим присущ только кухне Кипра. Он имеетформу брусочка весом 200 граммов, помещают врассол, где он может храниться долгое время.Измельченный сыр добавляют в тесто, получаетсяхеллим бёрек. Хлеб с хеллимом и оливками оченьпопулярен на Кипре. Хеллим может бытьиспользован в самых разных блюдах, от яичницыдо приготовляемого на мангале мяса, он крошитсяна лепешку, в суп, в салат, им приправляютмакароны и омлеты.

Блюда, приготовляемые с оливковым маслом,особо любимы на Кипре. В свежем и в сушеном

виде используется бёрюльдже – растение изсемейства бобовых. Они варятся до

готовности, затем немного настаиваются всалатнице с добавлением оливкового

Cacık, humus, pastırma, yoğurt, fava, taze badem içi,

turşu, salatalar ve zeytin çeşitleriyle başlayan ünlü

mezelerin ardından, ızgara hellim, köfte, şiş kebap,

şeftali kebabı, pirzola gibi ızgaralar ve fırın kebabı,

küp kebabı, kolokas, molihiya, börek, bumbar, patates

köftesi ve kabak çiçeği dolması gibi sıcak spesiyalite-

ler gelir. Kabak çiçeklerini günün erken saatlerinde

açıkken toplamak içinin doldurulması açısından ko-

laylık sağlar. Yalancı dolma, kabak çiçeği yanında sar-

ma, pazı ve gömeç yaprağı ile de yapılmaktadır.

Kıbrıs’ta yaygın olarak bilinen mezelerin Akdeniz ve

Ortadoğu etkileri taşıdığı görülmektedir. Örneğin hu-

mus ve kabak çiçeği dolması gibi. Nohut ezmesine,

sarımsak, limon, tuz ve tahinin iyice karıştırılmasıyla

elde edilen humusun ayrıca çorbası da yapılır.

Hellim Kıbrıs'a özgü bir peynir türüdür. Yaklaşık 200

gramlık topaklar halinde hazırlanır bol tuzla salamu-

raya yatırılır. Bu nedenle uzun ömürlü bir peynirdir.

Hamur içerisine rendelenmiş olarak konarak saçta

yağlı veya yağsız olarak pişirilir ve hellim böreği olarak

servis edilir. Kıbrıs’ta hellimli ve zeytinli ekmek en çok

tüketilen ve sevilen ekmek türlerindendir. Çeşitli pişir-

me yöntemlerine açık olan hellim, sahanda yumurta

ile veya mangalda ızgara yapılarak etin yanında, pide-

de, küp şeklinde kesilip kızartılmış haliyle tarhana çor-

basında, salatalarda, rendesi zeytinyağlı yaprak dol-

masında, omlet yapımında, makarna ve börekte kulla-

nılabilir.

Page 92: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

90

масла, чеснока, лимонного сока и соли, и блюдоготово к подаче. Меню приготовленных соливковым маслом блюд разнообразят портулак,бобовые, фасоль, артишок, картофель и свекла.

Кухня Кипра отличается вкусовым и видовымразнообразием. Изделия из теста занимаютбольшое место. Например, пироху – пирожки изтонко раскатанного теста, с начинкой из творога,смешанного со свежей или сухой мятой, яйцом исолью. Пирожки отвариваются в воде, как манты, изатем перед подачей посыпаются соленым сыроми сухой мятой.

Сладкие блюда также разнообразны. Одно из них– слоеный катмер со сметаной (каймак), которыйготовится из раскатанного теста, спиральноуложенного на противень. Между спиралямиукладывается каймак. Испеченная таким образом«слойка» заливается шербетом (сиропом), можетподаваться горячей или холодной. С толченымминдалем готовится самсы татлысы – сладость изжареного в масле теста, залитого шербетом; естьтакже симит хелвасы – род халвы из маннойкрупы. Эти старинные блюда все еще делаютхозяйки на Кипре, также как и суджук и палузе(кёфтер).

Соленья и маринады занимают особое место вкулинарии Кипра. Их делают из разных растений,например, солят стебли сельдерея, или другиерастения, полезные свойства которых известны.Каперсы – дикорастущий летний кустарник. Туршу(соленье-маринад) делают из цветов, плодов илистьев с добавлением уксуса. Разнообразныеовощи, крупно нарезанные и отваренные, солят,добавляя карри, горчицу, уксус, муку и соль, затемхранят в стеклянных банках. На Кипре,окруженном морем, готовят даже маринованногоосьминога.

После трапезыпринято питьтурецкий кофе смаджуном,представляющимсобой родваренья, ифруктами.

Zeytinyağı ile yapılan yemekler ise Kıbrıs sofralarının

vazgeçilmezleri arasındadır. Baklagiller familyasından

fasulyeye benzer bir bitki olan börülce taze ve kuru

olarak tüketilir. Kaynayan suda yumuşayıncaya kadar

haşlanan börülceler pişince bir kâsede zeytinyağı, sa-

rımsak, limon ve tuz ile iyice karıştırılır, bir süre bekle-

dikten sonra servis yapılır. Zeytinyağlı semizotu, taze-

kuru bakla, haşlanmış kuru fasulye, enginar, patatesli

pancar zeytinyağlılar menüsünde öncelikle tercih edi-

lenlerdendir.

Kıbrıs mutfağı lezzet ve çeşit bakımından oldukça

zengindir. Kıbrıs mutfağının başlıca yemekleri arasın-

da hamur işleri de önemli bir yer tutar. Pirohu, taze

nor peynirinin taze veya kuru nane, yumurta ve tuz ile

karıştırılmasıyla elde edilen harcın, ince şekilde açıl-

mış hamurun içine yerleştirilmesi ve üstünün kapatıl-

masıyla hazırlanır. Bir bardağın veya fincanın ağzı ile

kesilen pirohular aynı mantıda olduğu gibi kaynayan

suya bırakılır ve haşlandıktan sonra üzerlerine tuzlu

naneli kuru nor rendesi serpilerek sıcak servis yapılır.

Kıbrıs’a özgü bir çeşit tatlı olan kaymak sini katmeri,

elle açılan hamurun tepsiye spiral şeklinde dizilerek fı-

rında pişirilmesiyle yapılır. Özelliği hamurunun elde

açılması ve arasına kaymak yayılarak rulo halinde kat-

lanmasıdır. Piştikten sonra üzerine şerbet dökülür. Ar-

zuya göre sıcak veya soğuk servis yapılır. Açılmış be-

zeler arasına badem ezilmişi konmak şartı ile üste

üste konarak baklava şeklinde kesilen ve yağda kızar-

tılıp şerbet içerisine atılan Samsı tatlısı, Simit (irmik)

Helvası, geçmişten günümüze taşınan ve atalarımız-

dan miras aldığımız sucuk ile paluze (köfter) hem vaz-

geçilmez tatlarıyla hem de geleneksel yapımlarıyla

halen yerlerini korumaya devam etmektedir.

Kıbrıs mutfağında turşular da ayrı bir yer tutar. Kereviz

sapından, doğada kendiliğinden yetişen ve faydalı ol-

dukları anlaşılan dikenli bir bitki olan Kaz Ayağı bitki-

sinden turşu ve salata yapılır. Gabbar, yaz mevsiminde

bulunan yabani bir bitkidir. Turşusu çiçeğinden, üze-

rindeki salatalıktan ve yaprağından sirkeye kurularak

yapılır. Bikla, çeşitli sebzelerin kuşbaşı olarak doğranıp

pişirilirken içerisine kari, mustard, sirke, un ve tuz ilave

Page 93: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

91

Маджун готовят из всех видов фруктов. Мытые иочищенные фрукты выдерживаются в извести,чтобы они утратили свою горечь. Затем ониотвариваются в густом сиропе. Самые популярныемаджуны делаются из рябины, тыквы, арбуза,грецких орехов, баклажанов, хурмы и цитрусовых.Они готовятся и всегда подаются гостям в каждомдоме на Кипре.

Гостеприимство и хлебосольство являютсянеотъемлемыми чертами жителей СеверногоКипра. А блюда киприотской кухни, с еебесконечным разнообразием супов, закусок,мясных и рыбных блюд, салатов и сладостей,оставляют незабываемое впечатление благодаряизысканному вкусу.edilmesiyle hazırlanır sonra cam kavanozlarda muha-

faza edilir. Kıyıları kayalık bir ada olan Kıbrıs’ta her za-

man bulunabilen bir deniz canlısı olan Ahtapot’un

turşusu da mezelerin vazgeçilmezlerindendir.

Adada ana yemekten sonra macun denilen tatlı ve

meyveler alınıp Türk kahvesi içilir. Kıbrıs'ta her meyve-

nin macunu yapılır. Meyveler önce ayıklanır ve yıkanır

acısı yok olana kadar kireçte bekletilir. Daha sonra yo-

ğun şekerli şerbet içinde pişirilir. En bilinen macunlar;

Alıç, Kabak, Karpuz Macunu, Ceviz Macunu, Patlıcan

Macunu, Hurma Macunu ve Turunç Macunu'dur. Kıb-

rıs kültürünün vazgeçilmezlerinden olan macunlar

her evde çeşitleriyle hazırlanarak özel günlerde ziya-

rete gelen misafirlere sunulur.

İkram ve konukseverlik Kuzey Kıbrıs’ta günlük hayatın

en belirgin özelliğidir. Bugün Kıbrıs Mutfağında bulu-

nan çorbalar, mezeler, yemekler, salatalar, tatlılar ve

meyveler sayılamayacak kadar çeşitli, tadılmaya de-

ğer üstün lezzet ve niteliktedirler.  

Kıbrıs doğal güzellikleri, eşsiz tarihi zenginlikleri, ter-

temiz ve bozulmamış muhteşem doğası, neredeyse

tüm yıl boyunca güneşle kucaklaşan kilometrelerce

uzunluğundaki kıyı şeridi, altın kumsalları ve binlerce

yıllık görkemli tarihi yanında eşsiz lezzetler sunan

mutfağı ile Akdeniz'de cennet bir adadır. Dost canlısı

insanlarının, adaya her ziyaretinizde sizleri muhabbet-

le karşılayacağından ve tüm imkânlarıyla ağırlayaca-

ğından hiç kuşku duymayınız.

Kaynaklar:

“Kıbrıs Mutfağı Tarihinde Bir Gezinti”-Zekai Altan

“Kıbrıs Mutfağı”-Kâmil Toygar-Nimet Berkok Toygar

“Kıbrıs Türk Mutfağı ve Etkileri”- Mahmut İslamoğlu,

“Kıbrıs Türk Folkloru” (2000) Kitabı- Oğuz M. Yorgancıoğlu

“Akdeniz’in İncisi Kıbrıs Mutfağı Üzerine”-Bayram Ergün

“Kıbrıs Mutfak Kültürü”-Gurme Kıbrıs

Page 94: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

özetabstract

Page 95: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

Dear readers,As part of our activities carried out throughout the yearto promote cultural values of the Turkic World we arealso publishing a journal to share impressions of ourrich and colourful cultural heritage with you. This is-sue prepared by our editorial team will give you an in-sight into the most important activities we have car-ried out since the publication of our last issue. As al-ways, we have chosen many subjects and we hope youwill enjoy reading about them.The first pages of our journal is, as usual, a summaryof the news we have published on a regular basis onour internet site. This introductory part is followed byan article on the International Ahmed Yasawi Turkish-Kazak University which has been established as a re-sult of the economic, cultural and social cooperationactivities carried out among Turkic republics in the last25 years since their declaration of independence. Thisarticle features an interview with Prof. Dr. Musa Yıldızthe Chairman of the Board of Trustees of the univer-sity who shared many inspiring ideas with us and in-formed us about the establishment and developmentprocess of this university as a cultural bridge amongour countries in terms of education.The establishment of the Youth Chamber Choir ofTURKSOY has undoubdtedly been one of the most suc-cessful activities which we have realized this year in linewith our commitment to always go further and carryout new projects. This unique choir which has been es-tablished in order to ensure the exchange of repertoires,conductors and artists among orchestras and choirs ofthe Turkic World, gathers selected students from thebest conservatories of Turkic republics. Despite the factthat its establishment only dates back to a recent past,this choir has already achieved great success worldwide.This issue of our journal will also give you an insightinto the establishment process and successful activitiesof the International Youth Chamber Choir of TURKSOY.Throughout the year, TURKSOY also carries out com-memorative events to pay tribute to illustrious per-sonalities of the Turkic World for their precious con-tribution to the enrichment of Turkic culture and art.Within the framework of these events which also aimat introducing the legacy of these personalities to younggenerations, TURKSOY commemorated the greatKazak poet and minstrel Suyinbay Aronuly. This issueof our journal will give you an insight into these eventsdedicated to the commemoration of the 200th an-niversary of the Kazak poet’s birthday and we hope thatyou will enjoy reading it.

As a universal language of peace, music is one of themain fields of activity of TURKSOY. In the recent years,we have carried out many successful projects incooperation with the International Council of TraditionalMusic. This has been an extremely fruitful cooperationin terms of the preservation and transmission of ourtraditional music as a key component of our culturalheritage to future generations. With the 43rd WorldConference of the ICTM held in Astana, our mutual co-operation grew even stronger and we were extreme-ly happy that this conference which is one of the mostimportant events in the field of traditional music world-wide was held for the first time in the Turkic World. Thenext pages will give you an insight into the conferenceand the cooperation between TURKSOY and theICTM.In the “Portrait” section of this issue featuring anarticle on the life and work of the Tatar linguist KayyumNasyri written by R. R. Zamaletdinova and A. S. Yusupo-va from the Kazan FederalUniversity, you will also dis-cover detailed information onthe symposium organized byTURKSOY to commemorate thisgreat personality of Tatar history.In the section of our journal dedicated tothe latest publications of TURKSOY, you willget acquainted with two inventories pub-lished by the International Ahmed YasawiTurkish-Kazak University with the support ofTURKSOY: “The Cultural Heritage of the Tur-kic World” and “The Intangible CulturalHeritage of the Turkic World”. These two in-ventories have been a key contribution to thepreservation and promotion of the tangibleand intangible cultural heritage of the TurkicWorld in terms of its documentation andfiling. Of course, there are many more articles inthis issue of our journal in which we havetried to once again illustrate the missionstatement of TURKSOY. Indeed, there aremany other subjects also dealt with in thefollowing pages which will take you on apleasant journey to the Turkic World. Wewish you an enjoyable read and look for-ward to sharing our next issue with you.

Page 96: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

94

The Minister of

Culture and Tourism

of the Republic of

Turkey Yalçın Topçu

met with

Representatives of

the Turkic World in

His Office A delegation of the International Organization of

Turkic Culture paid a congratulatory visit to the

Minister of Culture and Tourism of the Republic of

Turkey.

The delegation of TURKSOY headed by its Deputy

Secretary General Prof. Dr. Fırat Purtaş gathered

Representatives of the Ministries of Culture of

TURKSOY member countries along with staff

members of TURKSOY.

Prof. Dr. Fırat Purtas congratulated Mr. Topcu on the

occasion of his appointment as Minister of Culture

and Tourism of the Republic of Turkey, and extended

a painting featuring flags of Turkic republics as a

symbol of unity and solidarity to him.

The Minister Topçu who expressed his happiness to

welcome representatives of the Turkic World in his

office further said: “Just as every human being, every

nation also has its characteristic features. The most

prominent characteristics of the Turkish nation are itsmoral integrity and mercifulness. 

Be it in times of war, be it in times of peace, ournation has always been merciful to others. Thispainting will be given a place of honour in ourMinistry”.

Minister Topçu took the first step towardsunity in action.

During the visit, Minister Topçu placed the desk flagsof TURKSOY member countries on his table togetherwith his guests.

As the Minister said: “These flags are sacred for us, solet us do this all together as a symbol of our unity inaction”, each representative of TURKSOY membercountries handed over the flag of his/her country tothe Minister who placed them on his desk andextended his gratitude to the delegation of TURKSOYfor this meaningful and symbolic gesture.

Haldun Taner was commemorated in Kazakhstan

A commemorative meeting was held in Almaty, the“Southern Capital of Kazakhstan” within theframework of 2015, the year of Haldun Taner.

The commemoration event held on May 26th, 2015

on the occasion of the 100th anniversary of thebirthday of Haldun Taner took place at the Authors’Union of Kazakhstan. The event also featured theofficial launching of the competition of theater playscarried out within the framework of 2015, the yearof Haldun Taner.

The Deputy Chairman of the Authors’ Union ofKazakhstan Ğalım Jaylıbay who took the floor at theevent said: "Up to now, Turkish authors we gotacquainted with were Aziz Nesin and Nazım Hikmet.But now, we also know that many novels by HaldunTaner are being translated into Russian.Unfortunately, this author is not so well-known in ourcountry. If you think of the situation of our countryin those times, this is rather understandable. We arevery fortunate to have an organization like TURKSOYwhich carries out acti-vities to promote Turkic cultureand bring Turkic peoples closer together. As a matterof fact, TURKSOY plays a key role in bridging this gap.May the year of Haldun Taner be fruitful for all of us.Indeed, what we are celebrating is not only theanniversary of the birthday of an author. It is theanniversary of the sacred notion of written words”.

Page 97: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

95

The world through the eyes of children

In cooperation with the UNESCO, the Kazak NationalFederation of UNESCO Clubs and the A. KasteevSchool of Artistic and Technical Design of Almaty ,TURKSOY published an album entitled “The worldthrough the eyes of children” in 2013 which itdedicated to its 20th anniversary and to theInternational Decade for the Rapprochement ofCultures (2013-2022).

The album featuring selected paintings made bychildren living in Turkic republics gives an insightinto their perception of life, the values they identifythemselves with and their dreams. In ceremonieswhich took place in their respective homelands,children who took part in the project with paintings

representing peace, dialogue and tolerance wereawarded for their talent and creativity.

"The world through the eyes of children” is an albumcomprised of 500 paintings by children fromAzerbaijan, Kazakhstan, Kyrgyzstan, the TRNC, theAltai Republic (RF), Bashkortostan (RF), Gagauzia(Moldova), Sakha (Yakutia) (RF) and Tatarstan.

In a ceremony held in the TRNC on June 5th, 2015,the young painters were handed over theircertificates of appreciation and their awards byTURKSOY Secretary General Dusen Kaseinov, theDeputy Prime Minister and Minister of EconomyTourism Culture and Sports of the TRNC MenteşGündüz and the Director of the Department ofCulture of the latter Nilay Tunçalp.

Great celebration event on the 70th

Birthday of Amaliya PanahovaAmaliya Panahova, the State Artist of Azerbaijan andfamous actress of theater and cinema who took thescene for the first time when she was 19 years oldcelebrated her 70th birthday in Baku where theMinistry of Culture and Tourism of the Republic ofAzerbaijan organized a special event on thisoccasion.

The celebration event started with a photographyexhibition on the life and work of AmaliyaPanahova. In recognition of her valuablecontribution to the culture of Azerbaijan, theMinister of Culture and Tourism of the Republic ofAzerbaijan Ebulfes Garayev who delivered theopening speech of the celebration event handedover the Honorary Diploma of the President of theRepublic of Azerbaijan to Amaliya Panahova andcomplimented her unique talent as well as herartistic creativity as one of the most beautiful theaterand cinema actresses of Azerbaijan.

The representative of the Republic of Azerbaijan toTURKSOY, Mr. Elchin Gafarli who also delivered a

speech on behalf of TURKSOY Secretary GeneralDusen Kaseinov, conveyed the congratulationmessage of Mr. Kaseinov and handed over aplaquette as well as the medal of Haldun Tanerespecially prepared by TURKSOY for 2015 to theartist.

The opening speeches were followed by a shortperformance of theatre plays in which the actressformerly took the scene. The celebration eventended with a wonderful concert.

Page 98: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

96

Cooperation agreement signed between TURKSOYand the Keimyung University

The cultural bridges built by TURKSOY betweenTurkic republics reach out beyond the borders ofthe Turkic World. Following its successful activitiesin Europe and the United States of America,TURKSOY now signed a cooperation agreementwith the Keimyung University which is one of thebiggest universities of Corea. During the officialvisit of the delegation of the university headed byits Chairman of the Board of Trustees Prof. Dr. Synnto TURKSOY headquarters an agreement wassigned by both parties.

Pursuant to this agreement, various cooperationactivities will be carried out by Turkic republics andCorea in the field of music, handcrafts and folklore.

While the Keimyung University and TURKSOY alsoplan to organize exhibitions and concerts together,the first activity to be carried out within theframework of this cooperation agreement will bean international symposium hosted by theKeimyung University and ga ering scholars aswell as artists from Turkic republics.

The Voice of a 1000 Years – Joyful Celebration ofthe Turkish Language

The celebration of Turkish language took place onAugust 22nd, 2015 with the contribution of nearly 500students from 60 countries.

At the celebration which featured various shows ofperforming arts describing the 1000-year-longadventure of Turkish language, foreign studentsconveyed messages of peace, friendship andtolerance to the world in Turkish. The Chairman ofthe Yunus Emre Institute Prof. Dr. Hayati Develi whoalso took the floor at the ceremony featuring aconcert of the Youth Chamber Choir of TURKSOYstressed that the institute which launched itsactivities in Sarajevo now reaches out to 42 countries

and said: “On the 100th anniversary of theestablishment of our Republic, our aim will be towiden the scope of our activities so as to reach everycountry in the world.”  

Foreign students learning Turkish performed variousworks of Turkish literature such as Dede Korkut,Kuzguni Yağız, Kutadgu Bilig Zencerek, TürkçemBenim Bayrağım (My Language and My Flag isTurkish), as well as typically Turkish games toillustrate the 1000-year long history of Turkishlanguage. The plays and games performed in 10different acts and accompanied by light and soundeffects were strongly appreciated by the audience.

Page 99: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 100: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

98

An Educational and Cultural Bridge:the Akhmed Yassawi UniversityA

n interview with the Chairman of the Board oftrustees of the Akhmed Yassawi University, Prof.Dr. Musa YILDIZ.

Salim Ezer: Could you tell us about the history andcurrent status of the Akhmed Yassawi InternationalTurkish-Kazak University

Musa Yıldız: The foundations of theAkhmed Yassawi InternationalUniversity were laid by the Presidentof the Republic of KazakhstanNursultan Nazarbayev on June 6th,1991. On October 31st, 1992 aninternational agreement was thensigned between Turkey andKazakhstan, leading the AkhmedYassawi University to be renamedas the Khoja Akhmed YassawiInternational Turkish-Kazak University.This is the first public university with anautonomous status co-founded by Turkeyand Kazakhstan.

This stands as the most concrete example of theimportance attached to educational cooperationbetween Turkey and Kazakhstan. Its mission is to act asan “educational and cultural bridge. Today, the KhojaAkhmed Yassawi University is not only one of the bestuniversities of Kazakhstan but also enjoys international

recognition in terms of education and research. 

Currently, there are approximately 12300 studentsfrom 14 different countries and 33 differentcommunities studying in our university. As of theacademic year 2015-2016, our university is comprised

of 9 faculties and one college. In the culturalcenter of our university, we regularly

organize painting and photographyexhibitions amongst others as well as

concerts and conferences. With acapacity of 400000 books, our libraryoffers a rich source of reference toour students. Our University Hospitalis not only the first universityhospital in Kazakhstan but also one

of the most modern hospitals of thecountry.

Salim Ezer: Could you tell us aboutpresent and future projects to be carried

out in cooperation of TURKSOY with the KhojaAkhmed Yassawi University?

Musa Yıldız: I hope that the cooperation between theKhoja Akhmed Yassawi University and TURKSOY willgrow stronger in the near future. TURKSOY is carryingout wide-scope activities on a global scale and in theTurkic World in particular. Cultural activities which wewill carry out in cooperation with eachother will play a

The Hoca AhmetYassawi Universitystands as the most

concrete example of theimportance attached toeducational cooperation

between Turkey andKazakhstan. Its mission is

to act as an“educational andcultural bridge”.

Page 101: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

key role in the promotion of our university in variouscountries of the world. In this respect, commonprojects and activities will very soon stand as a proof ofa closer cooperation between our respectiveinstitutions. There are some projects we agreed uponwith TURKSOY Secretary General Prof. Dr. DusenKaseinov. These projects will be carried out in the nearfuture. Our first cooperation activity will be the SixthCongress of Turcology which will take place in theTurkic World

Salim Ezer: What does Khoja Akhmed Yassawi mean tothe Turkic World and which activities will becarried out next year to promote his work?

Musa Yıldız: We are expecting 2016 to bedeclared as the 850th anniversary of thedeath of Khoja Akhmed Yassawi, thegreat mystic philosopher of theTurkic World, by the UNESCO.Our goal for 2016 is to paytribute to Khoja AkhmedYassawi the

great mystic philosopher of the Turkic world for hiscontribution to the evolution of

Turkish language into a scientific, lyrical andphilosophical language. Hence, on the occasion of the850th anniversary of his death, we will be carrying out aseries of activities to introduce his life and work to thewhole world. We will start with an InternationalSymposium on Khoja Akhmed Yassawi in Turkey. In2014, we had already published a lure book edited byProf. Dr. Necdet Tosun “Akhmed Yassawi”.

Our goal for 2016 is to pay tribute to KhojaAkhmed Yassawi the great mystic philosopher ofthe Turkic world for his contribution to theevolution of Turkish language into a scientific,lyrical and philosophical language. Hence, onthe occasion of the 850th anniversary of hisdeath, we will be carrying out various activitiesto introduce his life and work to the wholeworld.

Salim Ezer: In 2016, Turkic republics will celebrate the25th anniversary of their independence. What wouldyou like to say about this?

Musa Yıldız: First of all, let me congratulate ourkindred countries on the occasion of the 25th

anniversary of their independence in advance. In these25 years, these countries have made great efforts andovercome great difficulties to eventually becomestrong states. On the other hand, the establishment ofmajor common institutions of the Turkic World such asTURKSOY, the International Turkic Academy, the TurkicCouncil, TURKPA and the Academic Association ofSciences of the Turkic World within these 25 yearsshow that the future of the Turkic World will lookbrighter every day.

Currently, there are approximately 12300students from 14 different countries includingTurkey and Kazakhstan as well as 33 differentcommunities studying in our university.

99

Page 102: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

The InternationalYouth Chamber Choir ofTURKSOY

The International Youth ChamberChoir of TURKSOY which gatherstalented young artists from the

best conservatories of Turkic republicswas established upon decision of theSecond Term Meeting of the PermanentCouncil of Ministers of Culture of TurkicSpeaking Countries to enhance theexchange of repertoires, conductorsand musicians among orchestras of theTurkic World and to promote choirmusic among Turkic peoples on the onehand, while also introducing the richartistic heritage of Turkic SpeakingCountries to the World on the otherhand.

Comprised of students from Azerbaijan,Kazakhstan, Kyrgyzstan, Turkey andTatarstan (RF), the choir came togetherin Ankara where it started rehearsing on

June 15th, 2015. As a result of theirtraining under famous choir conductorsof the Turkic World such as ElnaraKarimova, the Conductor of the TRTRadio Choir and GulmiraKyttybadamova, the Conductor of thePhilharmonic Choir of Kazakhstan,young artists of the International YouthChamber Choir of TURKSOY have givenbrilliant performances and recordedtheir first CD in the TRT studio in Turkey.

Shortly after its establishment, the Choirreceived three gold medals at theSecond European Choir Games held inGermany between July 5th-12th, 2015where it successfully represented theTurkic World.

The Second European Choir Games heldin Magdeburg, one of the greenestcities of Europe, featured performances

Dusen Kaseinov: "TheInternational YouthChamber Choir of

TURKSOYintroduced our

common culturalheritage and history

to the audiencethrough the universal

language of music."

Page 103: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

of Choirs from various countries of the World whichcompeted with eachother in various categories. Theproclamation of the results took place in an extremelyenthusiastic and exciting atmosphere. TheInternational Youth Chamber Choir of TURKSOY wasawarded three Gold Medals by the jury of thecompetition.

The Minister of Education and Culture of the FederalState of  Saxony-Anhalt Mr. Stephan  Dorgerloh whosaid a few words at the award ceremony quoted thefamous German poet Johann Gottfried Seume: “Musicis what makes the virtue of our hearts flourish, Songsbring us joy, there is no evil where there is music andevil people do not have any music”, and stressed thefact that all competitors had to be praised due to theircontribution to the rapprochement of cultures.

TURKSOY Secretary General Dusen Kaseinov who alsotook the floor at the ceremony expressed hishappiness as to the three Gold Medals won in threedifferent categories by the International YouthChamber Choir of TURKSOY which represented Turkeyand the Turkic World at the competition. TURKSOYSecretary General who wished further success to thetalented artists of the choir, said: “We have establishedthe International Youth Chamber Choir of TURKSOY toenhance the exchange of repertoires, conductors andmusicians among orchestras of the Turkic World and tointroduce the rich artistic heritage of Turkic SpeakingCountries to the World. The International YouthChamber Choir of TURKSOY came together for the firsttime inJune this year in Ankara. Our young artistsworked very hard under our guest conductors and thiscompetition has been their first big test. Medals wonby our artists in this international competition stand asa proof of our high potential in various fields of musicas well as in choir music. We have tried to introduce ourcommon cultural heritage and history to the audiencethrough the universal language of music. We areextremely happy to see that this endeavour of ours hasbeen rewarded in such a prestigious event. I dotherefore once again congratulate our young artistsand our conductors who helped them achieve thesegreat results.’’

The Second European Choir Games took place with thecontribution of nearly two thousand artists from thirtycountries who performed infront of a jury consisting

of artists and teachers from 17 countries.

The next performance of the 32 conservatory studentsfrom Azerbaijan, Kazakhstan, Kyrgyzstan, Tatarstan (RF)and Turkey was Ayvalık, Balıkesir in Turkey.

Following its successful performances in the SecondEuropean Choir Games, the Youth Chamber Choir ofTURKSOY took the scene in the Taksiyarhis Museum inAyvalık on July 16th, 2015. The concert featured Worldclassics as well as Works by composers of the TurkicWorld. After their performance in Ayvalık, Young artistsof the Youth Chamber Choir of TURKSOY returned totheir home countries.

As an initiative which enhances the exchange ofrepertoires among Turkic republics and makes itpossible for young artists to share their experienceswith eachother, the Youth Chamber Choir of TURKSOYis an excellent way for young artists of the Turkic Worldto experience the joy of success achieved together. TheYouth Chamber Choir of TURKSOY will thereforecontinue carrying out its activities to be the voice ofTurkic republics reaching out to the world.

The Kazak Choir Conductor Gulmira Kyttybadamova:

As a Kazak artist, I am very happy to be part of a Projectcarried out by TURKSOY. This organization whichassumes a key role in culture and art of the TurkicWorld has once again proven its Pioneer spirit byrealizing such a demanding Project as this one. I thinkthat as peoples sharing a common culture, we willhave the opportunity to exchange our experienceswith eachother and find new sources of inspirationthanks to concerts we will be giving within theframework of this project. I am very happy to representmy country in such a unique project.

The Azerbaijani conductor Elnara Karimova:“I have already worked with the “TRTChoir”, the “Orfeon Choir” and the ‘”GutaChoir of Azerbaijan, but this is the first timeI am working with such a special choirwhich gathers artists from all TurkicRepublics. We are part of a Project which isvery hard to carry out but all the more soexciting”.

Page 104: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

102

The 43rd World Conference of the InternationalCouncil of Traditional Music (ICTM) was held inAstana, the capital of Kazakhstan between

July16th-22nd, 2015 with the contribution of TURKSOYand in cooperation with the University of National Artof Kazakhstan.

As one of the most important academic events of theWorld in the field of traditional music, the conferencewhich took place for the first time in a Turkic republicgathered high-level officials from 70 countries and640 senior scholars. Senior scholars who took part inroundtable discussions and seminars throughout theconference in Astana also had the opportunity to visitthe city.

The opening speech of the conference was deliveredby the Deputy Prime Minister of the Republic of Kaza-khstan Berdibek Saparbayev who greeted the audi-ence on behalf of the President of the Republic ofKazakhstan and said: "I would like to extend my grati-tude to the Organizing Committee as the 43rd Confer-ence of the ICTM is being held in our country. I believethat Kazakhstan was not selected by chance to hostthis major event. Indeed, our cooperation activitieswith our talented artists in the field of culture and artplay a key role in the considerable recognition gainedworldwide by Kazakhstan in many different respects."

The President of the ICTM Salwa El-Shawan Castelo-Branco who also made a speech at the opening cere-

mony of the conference, stressed the rich cultural

heritage of the Turkic World and said that the ICTM

strengthens intercultural relations through music and

dance.

First fruitful results of the cooperationbetween TURKSOY and the ICTM

In the speech he delivered at the opening ceremony of

the conference, TURKSOY Secretary General Dusen

Kaseinov said that TURKSOY strongly supports the ex-

change of knowledge and experience among scholars

working in the field of music, musicology and music

education. Mr. Kaseinov further said: "TURKSOY has

been successfully cooperating with the ICTM for a

long time. I believe that our cooperation which starts

bearing its fruitful results will be an important

reference for future generations."

Traditional Music Festival of Turkic Peoples

Within the framework of the cultural programme of

the conference, a concert featuring traditional music

of Turkic peoples took place under the motto “Urban,

Rural and Steppe Music”.

Apart from this special concert, another concert took

place under the motto “Legends of the Great Steppe”

within the framework of the Year of Simion Kadyshev

(1885-1977) as TURKSOY dedicated the year 2015 to

the commemoration of the great Khakas throat singer.

Thanks to this colourful festival held within the frame-

work of the 43rd World Conference of the International

Council of Traditional Music, art-lovers of Astana and

participants of the ICTM conference from 70 countries

had the opportunity to get acquainted with the

unique and fascinating musical heritage of the Turkic

World.

The Republic ofKazakhstan hostedthe 43rd WorldConference of theICTM

Page 105: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı

An interview with Mrs. RaziaSultanova, Vice-President of theICTM about TURKSOY and the ICTM

How did the cooperation between the ICTM andTURKSOY begin ?

As Vice President of the ICTM and Founder as well asChair of the ICTM Study Group on Music of the TurkicSpeaking World, I was always honored to collaboratewith TURKSOY which carries out activities to streng-then cultural ties of brotherhood and solidarity amongTurkic peoples.

In fact, the cooperation between the University ofCambridge and TURKSOY started years ago. InDecember 2012, TURKSOY Deputy Secretary GeneralProf. Dr Fırat Purtaş attended the 3rd Symposium of theICTM Study Group on Music of the Turkic SpeakingWorld hosted by the Faculty of Asian and MiddleEastern Studies of the University of Cambridge andfinancially supported the participation of amazingmusicians from Turkey and Kazakhstan in thesymposium. Later in March 2013, TURKSOYcontributed to the organization of a NowruzConcert held in Trinity College, University ofCambridge with the contribution of 80 artists from theTurkic speaking world. This was a spectacular eventwhich is still fondly remembered in Cambridge. Again,in April 2014 TURKSOY fully assisted us in theorganization of the 4th Symposium of the ICTM StudyGroup on Music of the Turkic Speaking World hosting iton the highest level in Istanbul. As a result of this longterm cooperation, a book entitled “Turks: from Zhikr toMakam, from Shamanic voices to hip-hop” comprisedof the best papers from our last Study GroupSymposiums has been submitted to the Ashgatepublisher, SOAS, London.

What are your impressions about the 43rd WorldConference of the ICTM?

As Vice President of the ICTM, I would like toparticularly thank TURKSOY Secretary GeneralProfessor Dusen Kaseinov for his tremendous help andsupport during the long process of preparation for the43rd ICTM World Conference in Astana. We allremember that in 2012 at the very beginning of ourdiscussion on where the 43rd ICTM World Conference -2015 should take place and which institution it shouldbe hosted by, Professor Kaseinov was the first authorityto suggest Astana and KAZNUA as the hosteducational body, offering his regular assistance andsupport during the process of preparation. Indeed, the43rd ICTM World Conference in Astana turned out to bea huge success. Here are just a few facts to give you anidea: while the 42nd World Conference held in Shanghaiin 2013 was attended by 550 delegates from 56countries with papers presented at eleven parallelsessions, the 43rd ICTM World Con- ference in Astanaovercame all expectations, bringing together 600participants from 70 countries. For the first time in thehistory of the ICTM, Kazakhstan was represented bythe largest group of participants (80) and another large

contingent of scholars from the former Soviet Unionjoined the meeting as well. With up to thirteen parallelsessions, a plenary session each day, performanceworkshops and films in virtually every session, and arich programme of evening concerts, sightseeing, andexcursions, the 43rd ICTM World Conference in Astanahas become a milestone in the study of world musicand culture. For the first time in history, the maintheme of the 43rd ICTM World Conference in Astanawas “Music and New Political Geographies in theTurkic Speaking World.” We worked very hard to bringtogether scholars from all over the world who workedon that subject in order to illustrate this topic. But themain contribution came from TURKSOY as it organizedthe Festival of Music of the Turkic Speaking Worldfeaturing performances of the best musicians of thelatter. As they left Astana, many conference delegateswere deeply impressed by the richness of the music ofthe Turkic world. Of course, we were very glad toparticipate in the planning of such an enjoyable andstimulating conference in Astana.

Could you tell us a bit more about the preparationprocess of the conference?

The preparation process for the ICTM 2015 in Astanahad officially started in June 2013. During two yearsuntil July 2015, we regularly visited Astana to work ona variety of programme-related issues in cooperationwith the Local Arrangement Committee of the KazakhNational University of Arts represented by its mostactive members Professor Saida Yelemanova andFatima Nurlybayeva. The Preliminary Programme wasalready posted on the ICTM website three months inadvance before the conference in April 2015.

There were certain advantages to having the 43rd ICTMWorld Conference in Astana and despite some visaproblems, the ICTM was able to support the efforts ofKazakhstan, and of the host institution KazNUA, todevelop cultural and music educational programmesin the country. Furthermore, the ICTM succeeded insupporting efforts of music scholars from a region ofthe world which, in the past, was only thinlyrepresented on an international level, and, as weindicated above, many new members from Eurasiajoined the ICTM in order to participate in thisconference.

What were the reactions to theconference?

We received many congratulationmessages from conference participantsranging from young scholars to highlyqualified experts. Our conference hasnot only made it possible for a largenumber of scholars and expertsto exchange their views andexperiences but alsobrought up new ideasin our field ofresearch.

Page 106: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 107: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı
Page 108: TÜRKSOY Dergisi 47. Sayısı