tÜrk‹ye d‹yanet vakfi - tdvmedia.blob.core.windows.net filetürkiye diyanet vakf› haber...

44

Upload: vothu

Post on 20-Jun-2019

224 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,
Page 2: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

TÜRK‹YE D‹YANET VAKFIHABER BÜLTEN‹

SahibiTürkiye Diyanet Vakf› Ad›na

A. ‹hsan SARIMERTGenel Müdür

Yay›n KoordinatörüYusuf ERDO⁄DU

Genel Müdür Yard›mc›s›

Yaz› ‹flleri MüdürüArif MALKOÇ

Personel ve ‹dari ‹fller Müdürü

Yay›na Haz›rlayanMehmet fiükrü ERO⁄LU

Yüksel SEZG‹N

Grafik & Tasar›mMehmet ÖZTÜRK

Da¤›t›m SorumlusuFehmi YILMAZ

AdresDr. Mediha Eldem Sokak No: 72/B

06640 Kocatepe - AnkaraTel: (0312) 417 12 35 • Fax : 417 12 45

‹nternet Adresiwww.diyanetvakfi.org.tr

[email protected]

Bask›TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI

YAYIN MATBAACILIK ve T‹CARET ‹fiLETMES‹OST‹M Örnek Sanayi Sitesi 358. Sokak No: 11

06370, Yenimahalle / ANKARATEL : (0312) 354 91 31 • Fax : 354 91 32

Baflyaz› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .3

Not Defterinden . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .4

Türkiye Diyanet Vakf›n›n15. Ola¤an Genel Kurul Toplant›s› Yap›ld› . . . . . . . .5

22. Kitap ve Kültür Fuar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .17

Camiler Haftas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .20

Ramazan Ay›n›n Fazileti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .25

Türkiye Diyanet Vakf› ‹ftar Sofras› . . . . . . . . . . . . .27

Türkiye Diyanet Vakf› Kad›n Kollar›Yeni Faaliyet Dönemine Bafllad› . . . . . . . . . . . . . .28

Önemli fiahsiyetlerAhmed b. Hanbel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .32

MakaleBen Ancak Muallim Olarak GönderildimDiyen Peygamber . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .35

Sa¤l›k KöflesiFull Seramikler ve Klinik Kullan›mlar› . . . . . . . . . . .39

fiubelerimizden FaaliyetlerMu¤la, Batman, Çaycuma, Nazilli,Karacabey, Yata¤an . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .40

DerkenarSonbahar›n Dili . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .42

Page 3: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

3Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütünbölümlerine ›fl›k tutmak, karanl›¤› vekaranl›kta kalanlar› ayd›nlatmak için

yeryüzünde sönmemek üzere yak›lm›fl birmeflaledir. O insanl›¤› ayd›nlatmaya bafllad›-¤› günden beri ›fl›¤›ndan hiçbir fley kaybet-memifl, her dönemin hem ça¤dafl› ve hemde ötesi olmufl, her fley eskidi¤i halde onuntafl›d›¤› de¤erler ve anlamlar hep taze ve ye-ni olarak kalm›flt›r.

Kur’an, ortaya koydu¤u delillerle, açt›¤›ufuklarla, birbirini tamamlayan ve tutarl› bil-gilerle hayat› içine alan canl› bir kitapt›r. O,insanlar aras›nda sevgi, uzlaflma, yard›mlafl-ma, kardefllik ve istikrar› sa¤layacak; fert, ai-le ve toplum plan›nda pek çok ahlaki ve sos-yal problemleri çözebilecek, ortaya ç›kan so-runlar›n hak ve adalet çerçevesinde çözül-mesine ›fl›k tutacak ve insanlara geliflme yol-lar›n› göstererek onlar› gelece¤e haz›rlaya-cak ilahi ölçüleri içeren bir kitapt›r.

Kur’an’a hak etti¤i de¤eri vermenin yega-ne yolu, onun eflsiz mesajlar›n›, zaman›n ge-tirdiklerini göz önünde bulundurarak anla-maktan ve anlamland›rmaktan geçer. Bilgiak›fl›n›n h›z kazand›¤› ve bilginin k›sa zaman-da eskidi¤i ve kirlendi¤i günümüzde, her se-viyede insan›n akl›na ve kalbine hitap eden,ancak anlayarak okundu¤unda ve üzerindedüflünüldü¤ünde kendisini okuyucusunaaçan Kur’an-› Kerim’in anlafl›lmas› büyükönem arz etmektedir.

Kur’an-› Kerim; Peygamberimizin; "EyRabbim! Kavmim flu Kur’an› terkedilmiflbir fley haline getirdi " (Furkan 30) diyerekflikayet etti¤i bir toplum haline gelmemek;kurtuluflu, huzur ve güzellikleri onda bulmakiçin laf›z ve manas›yla birlikte okumal›y›z.

Son y›llarda insanlar›m›z›n Kur’an-› Keri-min lafz›n› okuma ile birlikte anlam›n› da ö¤-renme iste¤i ve gayreti sonucu Kur’an meal-lerine ilgisinin artmas›, toplumumuz ad›natakdire flayan bir geliflmedir. Ancak mealokuman›n da dini ö¤renmek için yeterli ol-mad›¤› bilinmelidir.

Kur’an-› Kerim kurgu, fal, y›ld›zname, flif-re ve t›ls›m kitab› de¤ildir. Kendi içerisindebir bütünlük teflkil etmeyen ve Kur’an’›n me-sajlar›yla da örtüflmeyen ve düflünce ve var-say›mlarla Kur’an’a yaklaflmak bir tak›m he-saplarla Kur’an ad›na gelecekten haberlervermeye çal›flmak, Kur’an’› kehanet kitab›haline getirmek anlam›n› tafl›r ki buKur’an’›n gönderilifl amac›na da dinin gaybve kutsall›k anlay›fl›na da tamamen ayk›r›d›r,tasvib edilmesi mümkün de¤ildir.

Allah’tan din konusunda gerekli olan bil-gi, anlay›fl ve samimiyeti kazanmam›z içinbizlere yard›m elini uzatmas›n›, do¤ruyubulduktan sonra kalplerimizi e¤riltmemesinive dinin de¤erlerini do¤ru yolda kullanma bi-lincinden bizleri uzaklaflt›rmamas›n› niyazederim.

K

Prof. Dr. Ali BARDAKO⁄LU • Diyanet ‹flleri Baflkan›Türkiye Diyanet Vakf› Mütevelli Heyeti Baflkan›

Page 4: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

4 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

anayi devriminden sonra dünya süratli bir flekilde

de¤iflme ve geliflme sürecine girdi. Bu de¤iflim

sürecinde sosyal bünyenin de tamamen statik ve

donuk bir yap›da kalmas› elbetteki mümkün de¤ildi, do-

lay›s›yla sosyal bünyede de önemli de¤iflmeler meydana

geldi. Bu süreçte sosyal bünyenin de¤iflmesi, de¤er yar-

g›lar›n›n farkl›laflmas› ve ortaya ç›kan ihtiyaçlar karfl›s›n-

da insanlar kendilerine de¤iflik yollar arad›lar. Ancak bu

de¤iflim neticesinde bugün dünyan›n hemen her yerin-

de mutsuz insanlar görüldü. Bu sadece geri kalm›fl ve

geliflmekte olan ülkelerde de¤il, maddi refah›n zirvesine

ulaflm›fl dünyan›n bütün geliflmifl ülkelerinde, her türlü

maddi konforu elde etmifl insan topluluklar›nda görüldü

ve bir çok insan fevkalade ciddi bunal›mlar, buhranlar ve

s›k›nt›lar içine düfltü. Bu de¤iflimde; maddi kayg›lar›n ön

plana ç›kmas›yla meydana gelen afl›r› ferdileflme top-

lumda dayan›flma duygular›n› zay›flatarak telafisi im-

kans›z tahribatlara sebep oldu. Kiflilikleri flekillendiren

manevi de¤erleri sa¤l›kl› kaynaklardan yeterince ö¤re-

nememifl ve hayat›n yüksek gayesini kavrayamam›fl

olanlar, kendilerine ve topluma yabanc›laflarak güçsüz

olma duygusu, hayat›n manas›zl›¤›, toplumdan tecrit

olunma fleklinde tezahür eden duygulara düçar oldu ve

bunun neticesinde de hem kendisi hem de içinde bulun-

du¤u toplum huzursuzlu¤a sürüklendi.

Halbuki insan madde ve mana olarak bir bütündür.

‹nsan›n mutlu ve huzurlu olabilmesi için ne madde boyu-

tu, ne de maneviyat boyutu ihmal edilmemelidir. Bu se-

beple insanl›¤›n, maddi ve teknolojik geliflim sürecinde

manevi boyut gözard› edilemez. Manevi boyutta en

önemli amil ise dindir. Dinin tarihi, ilk insana kadar uza-

n›r. Çünkü insan›n mutlu olabilmesi ve huzurlu yaflayabil-

mesi, her devir ve her durumda Allah elçilerine kulak ver-

mesine ve onlar› do¤ru anlayabilmesine ba¤l›d›r. Dine ve

ahlaka ihtiyaç duyulmadan insan›n hayat›n› sa¤l›kl› bir or-

tamda sürdürmesi mümkün de¤ildir. Çünkü insan di¤er

varl›klar aras›nda insan olarak isimlendirilmesine sebep

olan varolufl özelliklerini korudu¤u sürece dine olan ihti-

yac› devam edecektir. Zaten alemin yarat›lmas›n›n gaye-

si ve hedefi insand›r. ‹nsan, flerefli, yüce bir varl›kt›r. Ya-

rat›klar›n neticesi ve özü, gaye, maksud ve matlub varl›k-

t›r. Di¤er varl›klar, ya direkt veya dolayl› olarak, O’nun

hizmetine sunulmufl, emrine amade k›l›nm›flt›r.

Allah kat›nda din “‹slam” d›r. O halde mutlu olmak

için ‹slam dinini do¤ru olarak anlamak gerekir. Topye-

kün mutluluk için, ‹slam dinini dünya gündemine do¤ru

olarak yeniden tafl›mak, ‹slam’›n flefkat ve merhamet

dolu gerçek mesaj›n›n her türlü afl›r›l›ktan ve yozlaflma

tehlikelerinden korunmufl olarak insanl›¤a sunmak

önem arzetmektedir.

Çünkü ‹slam, dünyan›n çehresini müspet yönde de-

¤ifltiren bir dindir. Bu de¤ifliklik, madde ve manada, za-

man ve mekanda, ruh ve bedende meydana gelen bir

de¤iflikliktir. Bu de¤iflikli¤in esas kayna¤› Hz. Peygam-

berin getirdi¤i vahiydir. Rahmetinin, ilim ve hikmetinin,

ihsan ve iyili¤inin, ba¤›fllama ve flefkatinin bir eseri, bir

neticesi olarak Allah, insanlara peygamberler gönder-

mifl, onlar arac›l›¤›yla insanl›¤a yol göstermifl ve insanl›-

¤› karanl›klardan ayd›nl›¤a ç›kartm›flt›r.

Bu gün bu ›fl›¤›n önümüzü ayd›nlatmas› ve yar›nlar›-

m›z›n huzur bulmas› art›k bizlere ba¤l›d›r. Yar›nlar›m›z› il-

min ›fl›¤›nda ve Peygamberimizin örnekli¤inde infla etme

durumunday›z.

O halde ayd›nl›k ve huzurlu bir dünyada yaflaman›n yo-

lu, ilme sar›lmak, okumak, ‹slam’a ve örnek flahsiyetiyle

onu insanl›¤a tebli¤ eden Hz. Muhammed’e tabi olmakla

mümkündür. Huzurlu ve mutlu bir dünyan›n oluflumu

ancak Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in getirdi-

¤i ilahi tebli¤in eyleme dönüfltürülmesi, sevgi, sayg› ve

hoflgörü duygular›n›n pekiflmesi ve ilmin ›fl›¤›nda yürü-

mekle mümkün olacakt›r.

Sayg›lar›mla.

A. ‹hsan SARIMERT • Genel Müdür

S

Page 5: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

5Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Türkiye Diyanet Vakf›n›n

15. Ola¤anGenel KurulToplant›s› Yap›ld›

Türkiye Diyanet Vakf›’n›n15. Ola¤an Genel Kurul Toplant›s›25 Ekim 2003 Cumartesi günü Kocatepe Camii KonferansSalonunda yap›ld›.Huzur içinde yap›lan toplant›; Cumhuriyetimizin kurucusuUlu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadafllar› ileaziz flehitlerimiz an›s›nasayg› duruflu ve ‹stiklâl Marfl›’n›n okunmas›yla bafllad›.Genel Kurul Toplant›s›’n›naç›fl konuflmas›n›Diyanet ‹flleri Baflkan› veTürkiye Diyanet Vakf›Mütevelli Heyeti Baflkan›Prof. Dr. Ali Bardako¤lu yapt›.

Page 6: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

6 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

T ürkiye Diyanet Vakf› Genel Ku-rul üyelerini birarada görmek-

ten duydu¤u memnuniyeti belirte-rek sözlerine bafllayan Prof. Dr. AliBardako¤lu bir çok alanda hayrihizmetlere imza atan Vakf›n birüyesi olmaktan mutluluk duydu-¤unu ifade ederek “Gerçekten de,Türkiye'de, hatta Türk dünyas›n-da, Balkanlarda ve Avrupa'da ha-y›rl› hizmetlere imzas›n› atm›fl veTürkiye'nin dinî hizmetler alan›ndaneredeyse kader çizgisi olmufl Tür-kiye Diyanet Vakf›n›n üyesi olmak,bu Vak›fta görev yapmak, bu Vak›f-ta yap›lan hizmetlerde bir tafl üze-rine tafl koymak, belki de amel-isalih olarak her zaman hay›rla yadetmemiz gereken ve Allah’tan daecrini daima ahirette bekledi¤imizen güzel ad›mlar, en güzel faaliyet-ler olmufltur. Buna yürekten inan›-yorum. Hatta bu hay›rda yar›flmaflevki, bazen aram›zda küçük k›r-g›nl›klara dahi yol açabilmifl, dahafazla hay›r yapabilmek, daha fazlaecir alabilmek için zaman zamanyar›flt›¤›m›z olmufltur.” dedi.

Vakf›n 15. Ola¤an Genel Kuru-lunun da böyle bir hay›rda yar›fl-man›n yeni bir safhas›n› olufltur-du¤unu belirten Prof. Dr. Ali Bar-dako¤lu “Art›k, bundan sonra,hem Diyanet hizmetlerinde, Diya-netini ulusal ve uluslararas› dinpolitikas›nda, e¤itim anlay›fl›nda,

hizmetiçi faaliyetlerinde, yay›n fa-aliyetlerinde, velhas›l Diyanetin üst-lendi¤i ve yapmay› hedefledi¤i o gü-zel gayeler aç›s›ndan Diyanet Vakf›-n›n faaliyeti ve bu Genel Kuruldansonra ataca¤›m›z ad›mlar bizim içinfevkalade önemli olacakt›r. Bu öne-min bir de di¤er yönü, ayn› zaman-da bizim insanl›¤a, insanlara, birlikve beraberlik içinde oldu¤umuzugösteren, sevgi ve sayg› içerisindeyar›flt›¤›m›z› gösteren, birbirimizeomuz verdi¤imizi gösteren önemlibir örnek de teflkil edecektir. Bugü-ne kadar Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›Teflkilat›nda, hem merkez teflkila-t›nda, hem taflra teflkilat›nda bu te-sanüdü görmüfl olmaktan dolay›fevkalade mutluyum. Ve bizim ça-l›flmalar›m›za da hep bu birlik veberaberlik tablosu flevk vermekte-dir. Böyle oldu¤u için de, hedefleri-miz mi büyüktür nedir, tam bile-mem ama, hep ileriye bakmay› dü-flündük, planlad›k, projelendirdik.Hiçbir zaman geride neler olmufltart›flmas›n› açmay› ve geçmifl dö-nemler üzerine konuflmay› tercihetmedik. Geçmifl dönemleri, sadecebiz hizmet yapanlar› hay›rla yad et-me fleklinde anl›yoruz. Gerçektende hay›rla yad edilsin veya edilme-sin, herkesin yapt›¤› hizmet Allahkat›nda mutlaka mecur ve meflkurolacakt›r. ‹nsanlar›n kadrini bilmesi,bilmemesi daha talî bir önem tafl›r,

bizim din hizmetlerimiz aç›s›ndan.Gerçekten de Diyanetin üst yöne-ticileri ve Türkiye'nin din hayat›na,Türkiye'nin manevî iklimine önem-li katk›lar sa¤layan ve bu ikliminmimarlar› say›lan siz Kurul üyeleri,flimdiye kadar oldu¤u gibi, bun-dan sonra da bu tesanüdü, busevgiyi, bu bar›fl›, bu kardeflli¤imutlaka destekleyecek ve bu ko-nuda elbirli¤iyle güzel hizmetleryapmay› hedefleyece¤iz.” dedi.

Türkiye Diyanet Vakf› ile Diya-net ‹flleri Baflkanl›¤›n›n din aç›s›n-dan hizmet bekleyen insanlar›nhizmetinde olaca¤›na vurgu yapaProf. Dr. Ali Bardako¤lu “TürkiyeDiyanet Vakf› ve Diyanet ‹flleri Bafl-kanl›¤›, bu Türkiye'de yaflayan in-sanlar›n, Türk cumhuriyetlerindeyaflayan, Balkanlarda yaflayan,uzak diyarlarda yaflayan ve din aç›-s›ndan bizden devaml› bir beklen-ti içinde olan insanlar›n hizmetin-de olacakt›r. Onlar›n manevî ha-yatlar› için önemli bir rehberlikhizmeti ifa edecektir. Hem hizmetifa etmeyi hem bu hizmeti de bil-gi eksenine oturtmay›, sa¤l›kl› bil-gi üretmeyi, toplumu birlik ve be-raberlik içerisinde kalk›nd›rmay›,ayd›nlatmay› önemli bir rehberedindik kendimize. Vakf›m›z›n dabunda çok büyük katk›lar› var.fiimdiye kadar oldu¤u gibi, bun-dan sonra da olacak.” dedi.

Prof. Dr. Ali Bardako¤luDiyanet ‹flleri Baflkan› ve

Türkiye Diyanet Vakf›Mütevelli Heyeti Baflkan›

Page 7: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

7Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

T ürkiye Diyanet Vakf›n›n kurul-du¤u günden bu yana, Türk-‹s-

lam vak›f gelene¤inin günümüzdekibir temsilcisi olarak hizmetlerinisürdürdü¤ünü ifade eden GenelMüdür A. ‹hsan Sar›mert, k›sa za-manda milletin ve devletin güven veteveccühüne mazhar olmufl ve bü-yük hizmetler gerçeklefltirmifl olanTürkiye Diyanet Vakf›n›n daha çokhizmet beklenen bir kurum halinegeldi¤ini belirtti. Vakf›n bu baflar›l›noktaya gelmesinde Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤› personelinin özverili vegayretli çal›flmalar›n›n büyük etkisi-nin bulundu¤unu söyleyen A. ‹hsanSar›mert, bu katk›lar›ndan dolay›,baflta Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› per-soneli olmak üzere, bütün kurum,kurulufl ve kiflilere teflekkür etti.

Ülkemizde 2001 fiubat ay›ndayaflanmaya bafllayan ve etkileri ha-len silinmemifl olan büyük ekono-mik krizin bütün kurum yöneticile-ri gibi, Mütevelli Heyetinin de do¤alolarak baz› tedbirler almas›n› zo-runlu k›ld›¤›n› belirten Sar›mert,“Bu sebebledir ki, faaliyet dönemi-miz, bir derlenme, toparlanma veyeniden yap›lanma dönemi olmufl;yeni faaliyetlere ve hizmet alanlar›-na girmekten ziyade, mevcut hiz-

metlerin sürdürülmesi, bunlar›n ye-niden düzenlenmesi ve finansman›y-la u¤rafl›lm›flt›r.” dedi.

Türkiye Diyanet Vakf›n›n yay›nlar›ve yay›nevleriyle ilgili yapt›klar› çal›fl-malara da de¤inen Sar›mert, “2002y›l› bafl›ndan itibaren resmî kurum vekurulufllar d›fl›ndaki kifli veya kurulufl-lar›n eserlerinden Diyanet ‹flleri Bafl-kanl›¤› Din ‹flleri Yüksek Kurulununtetkikinden sonra sat›fl› uygun görü-lenlerin yay›nevlerimizde sat›fl›n›n ya-p›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Bunlarlaberaber, Mütevelli Heyetimizce, Vak-f›m›z yay›nlar› aras›nda neflredilecekeserler ile yay›nevlerimizde sat›fla su-

nulacak eserlerin, bundan böyle res-mî kurum ve kurulufllar d›fl›nda kifli,kurum veya kurulufllar taraf›ndanyay›nlanan bas›l›, sesli ve görüntülüeserlerden Vakf›m›z Yay›n ve Mat-baac›l›k Ticaret ‹flletmesi Müdürlü-¤ünce Türk kültürünün tan›t›lmas›-na katk› sa¤layaca¤›, dinî konulardatoplumumuzu ayd›nlat›c›, halk›m›-z›n ahlak ve moral de¤erlerini konuedinen, milletçe bütünleflmemizihedefleyen bilgileri ihtiva etti¤i dü-flünülen ve bununla birlikte ticarî ni-telik tafl›yan eserlerin Mütevelli He-yeti Baflkan› veya ‹kinci Baflkan›n›nonay›ndan sonra yay›nevlerimizde

Diyanet ‹flleri Baflkan› ve TürkiyeDiyanet Vakf› Mütevelli Heyeti Bafl-kan› Prof. Dr. Ali Bardako¤lu’nunaç›fl konuflmas›n› müteakip Divanteflekkül etti. Yap›lan oylama neti-cesinde Divan Baflkanl›¤›na Prof. Dr.Avni ‹lhan, Baflkan Yard›mc›l›¤›naDr. Fahri Demir, üyeliklere ise YaflarÇolak ile fiükrü Öztürk seçildi.

Divan teflekkülünün ard›ndan ra-porlar›n okunmas›na geçildi. Faaliyetraporu Mütevelli Heyeti ad›na GenelMüdür A. ‹hsan Sar›mert taraf›ndanGenel Kurul üyelerine okundu.

Divan Seçimi, Faaliyet ve Denetleme Raporlar›n›n Okunmas›

A. ‹hsan SARIMERTTürkiye Diyanet Vakf›

Genel Müdürü

Page 8: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

8 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

sat›fla sunulmas› uygun bulunmufl-tur.” dedi.

Vakf›n hizmetlerinin daha pra-tik ve etkili flekilde yürütülmesinedestek vermek gayesiyle çeflitlialanlarda faaliyet göstermek üzerekurulan, ço¤unluk hissesi Vakfa aitflirketler hakk›nda bilgi veren A. ‹h-san Sar›mert, bu flirketlerin rantablhale getirilmesi amac›yla, yine ço-

¤unluk hissesi Vakfa ait olan KOMAfiAfi’nin çat›s› alt›nda birlefltirildi¤inisöyledi.

Daha sonra Mütevelli Heyeti veGenel Müdürlük çal›flmalar› hakk›n-da genifl bir aç›klama yapan GenelMüdür A. ‹hsan Sar›mert, Diyanet ‹fl-leri Baflkanl›¤›’n›n yurtiçi ve yurtd›fl›hizmetlerini destekleme çal›flmalar›,müftülük hizmetlerini destekleme

çal›flmalar›, yurt hizmetleri, kültü-rel faaliyetler ve sosyal hizmetler,yurtd›fl›na yönelik e¤itim hizmetle-ri, hac ve umre organizasyonuyla il-gili hizmetler, inflaat faaliyetleri,emlak ifllemleri, hukuk ifllemleri,sa¤l›k alan›nda yürütülen faaliyet-ler, ‹slâm Araflt›rmalar› Merkezi, ifl-letme ve ifltirakler alan›nda gerçek-lefltirilen çal›flmalar› özetledi.

Ahmet OKUTANBolu Müftüsü

Den

etim

Rap

oru

F aaliyet raporunun okunmas›n›nard›ndan Denetim Kurulu rapo-

runu okuyan Ahmet Okutan, 2 y›l 7ayl›k süreye ait çal›flma dönemi için-de, Mütevelli Heyetinin ald›¤› karar-lar ile ‹cra Kurulu taraf›ndan al›nankararlar›n, Genel Müdürlükce yürü-tülen çal›flmalar›n ve Genel Müdür-lü¤e ba¤l› müdürlüklerin faaliyetleri-nin incelenerek de¤erlendirildi¤inive gerekli görülen konular hakk›ndaMütevelli Heyetine önerilerde bulu-nuldu¤unu söyledi

Görev süreleri içerisinde 45 defatoplan›p, karar ald›klar›n› belirtenOkutan, yap›lan toplant›larda, Müte-velli Heyetinin alm›fl oldu¤u 102, ‹c-ra Kurulunun ise 55 karar›n› incele-yip, de¤erlendirdiklerini söyledi.

Genel Müdürlük çal›flmalar›n› dayak›ndan takip ettiklerini belirtenOkutan, “Genel Müdürlükce yürütü-len faaliyetler ile Vakf›n gayrimen-kulleri, personeli, muhasebesi, araçve gereçleri konular›nda her toplan-t›da bazen 1, bazen 2 müdürlük ol-mak üzere, s›rayla Teftifl Kurulu ve

Hukuk Müflavirli¤inden Levaz›mMüdürlü¤üne kadar bütün birim-ler taraf›ndan yürütülen faaliyetlerincelenmifl, birim yetkililerindenbilgi al›nm›fl ve gerekli uyar›lardabulunulmufltur. Bu uyar›lardan ge-rekli görülenler hakk›nda MütevelliHeyeti de bilgilendirilmifltir.” dedi.

Vakf›n muhasebe kay›tlar› hak-k›nda yapt›klar› çal›flmalar› da anla-tan Ahmet Okutan, “Mütevelli He-yetine ait karar defteri ile di¤er dos-yalar›n ve muhasebe kay›tlar›n›n in-celenmesinde, Vak›f hizmetleri içinlüzumlu kararlar›n zaman›nda al›n-d›¤›, gereken kanunî ödemelerin za-man›nda yap›ld›¤› ve Devlet Denet-leme Kurulunun yapt›¤› denetimsonucu tenkit etti¤i hususlar›n yeri-ne getirilmifl oldu¤u tespit edilmifl-tir. Ayr›ca, Vakf›n muhasebe ifllem-lerinin Muhasebe Müdürlü¤ü tara-f›ndan yürütülmesi yan›nda, bu ka-y›tlar›n ve bütün muhasebe ifllemle-rinin yeminli bir malî müflavir tara-f›ndan da kontrol edilerek gere¤ininifa edildi¤i görülmüfltür.” dedi.

Page 9: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

9Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Müz

aker

eler

KEMAL GÜRAN

Genel Kurul üyelerine sunulan Faali-yet Raporunu bafltan sona dikkatleinceledi¤ini belirterek konuflmas›nabafllayan Kemal Güran, raporun 2,5y›ll›k bir dönemi kapsam›fl olmas›nara¤men, geçmifl dönemler faaliyet-lerine göre, gerek içerik ve gereksehacim bak›m›ndan yeterli olmad›¤›n›söyledi.

Kurumlar›n ilerlemesi ve baflar›l›hamleler gerçeklefltirebilmesi içinelefltiri ve iflbirli¤i anlay›fl›n›n gerek-lili¤ine dikkat çeken Kemal Güran“Hakl› nedenler karfl›s›nda elefltiriyapmayan, toplum ad›na yap›lm›flçal›flmalar› dikkatli bir de¤erlendir-me süzgecinden geçirmeyen, yap›-lan yanl›fll›klar karfl›s›nda suskun ka-lan, çal›flmalar›nda kat›l›mc› bir ifl-birli¤i anlay›fl›n› egemen k›lamayantoplumlar›n veya kurumlar›n ilerle-mesi ve baflar›l› hamleler gerçeklefl-tirmesi mümkün de¤ildir. Yapt›klar›yanl›fl ifllerin elefltirilmemesi, sus-kunlukla karfl›lanmas›, gelecekte butür yeni yanl›fll›klar›n yap›lmas›ndabirilerine cüret ve cesaret verir. ‹flinönemli taraf› da zaten budur. Bunedenle, yap›lan iyi ifller mutlakatakdir edilmeli, övülmeli; ama, yan-l›fllar da medenî insanlara yak›fl›r birüslupla elefltirilmelidir.” dedi.

Toplum ad›na görev üstlenmiflkiflilerin, eylem ve ifllemlerinin hiçbirzaman denetimsiz b›rak›lamayaca-¤›n› ifade eden Kemal Güran, Türki-ye Diyanet Vakf›n›n çal›flmalar› ile buçal›flmalar› yürüten yönetim kadro-lar›n›n eylem ve ifllemlerinin çok çe-

flitli d›fl denetim mercileri taraf›n-dan denetlendi¤ini, ancak ifllerindaha sa¤l›kl› yürütülebilmesi için,yeni bir iç denetim mekanizmas›kurulmas›n›n gere¤ine iflaret etti.

‹leri, kalk›nm›fl ve demokratikusullerle yönetilen ülkelerde siviltoplum kurulufllar›n›n üçüncü sek-tör olarak kabul edildi¤ini vurgula-yan Kemal Güran “Kalk›nmam›fl vetotaliter usullerle yönetilen ülke-lerde ise, her fley devletten beklen-mektedir. Her tür faaliyetin devle-tin inisiyatifinde olmas› istenmek-tedir. Türkiye Diyanet Vakf›, mer-kez, iller ve ilçe kurulufllar›, 26 y›ll›kfaaliyet döneminde ülkemizin flart-lar› da dikkate al›narak, devlet-mil-let kaynaflmas›n› bünyesinde ba-r›nd›racak bir nitelikte oluflturul-maya çal›fl›lm›flt›r.” Dedi.

Vakf›n sivil toplum kuruluflu ol-ma özelli¤inin özenle korunmas›gerekti¤ini belirten Kemal Güran,“Bu hususun Avrupa Birli¤ine gir-me çabalar› h›z kazanan ülkemizaç›s›ndan da son derece önemli ol-du¤u kan›s›nday›m. Buraya bilhas-sa dikkatinizi çekmek istiyorum.‹çine girmeyi amaçlad›¤›m›z laik veseküler Bat› ülkelerinin din-toplumiliflkileriyle Türkiye'deki din-toplumiliflkilerinin nas›l ba¤daflt›r›laca¤›hususu, çok k›sa bir süre sonraönemli bir gündem maddesi olarakönümüze konulacakt›r. Bu, benimbir kehanetim de¤ildir. Bu takdir-de, Türkiye Diyanet Vakf› gibi siviltoplum kurulufllar›n›n toplumumu-zun dinî hayat›ndaki yeri ve önemidaha bir derinden kavranm›fl ola-cakt›r.” dedi.

Kemal Güran konuflmas›n›,Vakfa y›llarca hizmet eden, Vakf›nçal›flmalar›na maddî, manevî yar-d›mlar›yla katk›da bulunanlar ileGenel Kurul üyesi olan, zaman za-man Mütevelli Heyeti üyeli¤i, Mü-tevelli Heyeti Baflkanl›¤› yapanlar-dan ahirete intikal edenlere YüceAllah’›n genifl rahmetini dileyerektamamlad›.

Page 10: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

10 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

‹SMA‹L ÖNERGeçmifl Mütevelli Heyeti üyeli-¤inden istifa etme nedenini,Müteveli Heyete verdi¤i dilekçe-yi okuyarak anlatan ‹smail Öner,“Yanl›fl anlafl›lmas›n, kimseyi deyermiyoruz, kimseyi de zem et-miyoruz, kimseyi de methetmi-yoruz. Bu Vakf›n kuruluflundanbu zamana kadar hizmet eden-lere dua etmekten baflka bir ga-yemiz de yoktur.” diyerek sözle-rini tamamlad›.

PROF. DR.BAHAETT‹N YED‹YILDIZ

Türkiye Diyanet Vakf›n›n, Türkiye'ninkültür hayat›nda son derece önemlibir kurulufl oldu¤unu vurgulayarakkonuflmas›na bafllayan Prof. Dr. Ba-haettin Yediy›ld›z, bu alanda yapt›¤›çal›flmalardan dolay› da gelmifl geç-mifl bütün ilgilileri, kurucular›, yöneti-cileri kutlad›¤›n› söyledi.

Kültür hayat›nda son dereceönemli roller oynam›fl ve oynayacakolan Türkiye Diyanet Vakf›n›n bir siviltoplum örgütü oldu¤unu vurgulayanBahaettin Yediy›ld›z, “Vak›flar, sivil

toplum örgütleridir ve dünya o yöne gi-diyor; birinci sektör devlet, art›k top-lumlar› mutlu etmeye yetmiyor. ‹kinci-si, özel sektör; kendisi için çal›fl›yor. ‹n-sanlar üçüncü yol ar›yorlar; o da üçün-cü sektör dedikleri sivil toplum kurulufl-lar›d›r. Bunlar derneklerdir, vak›flard›r,vesaire... Bütün dünyada o yöne genelolarak bir ak›fl var, yol aran›yor. Bundanbirkaç sene önce ‹stanbul’da toplananHAB‹TAT II’de vak›f konusuyla ilgili 54ülkeden gelen delegelerle bir hafta bo-yu oturum yap›ld›. Orada bu konu üze-rinde duruldu ve ‹slam vakf›n›n dünya-da vak›f konusunda en iyi temele sahipoldu¤u ve bunun gelifltirilmesi yönündead›m at›lmas› gerekti¤i hususundahemfikir olundu. Bu, son derece önem-li. Dolay›s›yla Türkiye Diyanet Vakf› buyolda ad›m atmal›, o karakterini, siviltoplum örgütü olma karakterini muha-faza etmeli, gelifltirmeli.” dedi.

Yay›n Dan›flma Kurulunun gerçek-lefltirdi¤i hizmetler hakk›nda bilgi verenve kurulun yürüttü¤ü kültür faaliyetleriçerçevesinde yer alan Kutlu Do¤um et-kinliklerine de¤inen Prof. Dr. Bahaettin

Yediy›ld›z, “Son 15 y›ld›r Kutlu Do¤umHaftalar›’ndaki kültür faaliyetleri sonderece ilgi çekicidir. Bütün Türkiye'de500-600 yerde konferanslar, panelleryap›lmakta, merkezde, Ankara’da ve‹stanbul’da sempozyumlar düzenlen-mifltir ve düzenlenmektedir. Dahasonra bu sempozyumlar›n kitaplar› ya-y›mlanmaktad›r. Bu, son dereceönemli bir kültür faaliyetidir. Cami d›-fl›nda e¤itim ve kültürün yay›lmas› ha-disesidir. Do¤rular› duymayan, duymaimkân› bulamayan çok kifliye bunlar›duyuran bir vas›tad›r. Bu raporda, Kut-lu Do¤um faaliyetleri genifl biçimdeövülmektedir. Kutlu Do¤um Haftas›’n›icat eden Yay›n Dan›flma Kuruludur.1989’da Yay›n Dan›flma Kurulu fikirüretmifltir ve o y›l Ankara’da 5-6 yerdekültürel faaliyet yap›lm›flt›r.” dedi.

Bütün Türkiye'de kutlanan ve birkültürel flenlik haftas› olan Kutlu Do-¤um Haftas›n›n son derece önemli ol-du¤unu belirten Yediy›ld›z, bu yönde-ki bilimsel ve kültürel faaliyetlerina¤›rl›kl› flekilde devam etmesinin çokyararl› olaca¤›n› ifade etti.

MEHMET DO⁄RUMüzakeresinde yay›n konusuna de¤i-nen Mehmet Do¤ru, Mütevelli Heye-tinin daha önce yay›n konusuyla ilgiliald›¤› karar› uygun bulmad›¤›n› söyle-yerek, “Diyanet Vakf›n›n yay›nevlerin-de sat›lacak kitaplarla ilgili geçmifldönemdeki Mütevelli Heyetinin ald›¤›çok yanl›fl bir karar vard›. ‹lk emri"Oku" olan bir dinin mensuplar›y›z.Bundan dolay› kitab› yasaklamak bizedüflmemeli diye, bundan önceki Ge-nel Kurulda da tenkit etmifltim. Çün-

kü, o Genel Kuruldan üç gün önce birakflam vakti faksla bir yaz› gönderile-rek, sabaha kadar Diyanet Vakf› yay›-nevlerindeki görevliler çal›flt›r›lm›fl,resmî kurulufllar›n d›fl›ndaki yay›nlaryay›ndan kald›r›lm›flt›r.” dedi.

Kitab›n yasaklanmas›na karfl› ol-du¤unu belirten Mehmet Do¤ru,“Bizler, Yüce ‹slam Dininin mensupla-r›y›z; bundan dolay› fleref duyuyoruzve Müslümanl›¤›m›zdan dolay› Allah’ahamd ediyoruz. Ama, bizler kitab› ya-saklamamal›y›z. Bizler, insanlara sev-giyi, hidayeti, Allah’›n dinini tebli¤lememuruz. Dolay›s›yla bu gibi fleylerinolmamas›n› diliyorum. Bizler, kendi-mizi kolluk kuvveti, hakim, savc› yeri-ne koymayal›m. Herkesin bir mesuli-yeti var, reflittir; o mesuliyetini her-kes kendisi tafl›r. Her yay›nevi sahibide yay›n›n›n mesuliyetini tafl›r. Bina-enaleyh, biz bütün insanlar›n sorum-lulu¤unu üzerimize alarak, hem kol-luk kuvveti, hem savc›, hem hakimolarak mahkûm etmeyelim.” dedi.

Page 11: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

11Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

DR. FAHR‹ DEM‹RTürkiye'deki sivil toplum kurulu-flu olan vak›flar›n iki grupta mü-talaa edilebilece¤ini ifade ederekkonuflmas›na bafllayan Dr. FahriDemir, bunlardan birincisinin ki-flinin bizzat kendi mal›yla kurdu-¤u vak›flar, ikincisinin de kurum-lar arac›l›¤›yla kurulan vak›flar ol-du¤unu; bunlardan birinci grup-takilerin sivil toplum örgütü,

PROF. DR.AL‹ BARDAKO⁄LU

Kurumun ve yap›lan hizmetlerinelefltirilmesinden, daha iyi öneri-ler getirilmesinden mutluluk du-yaca¤›n› ifade eden Prof. Dr. AliBardako¤lu, “Çünkü, biz gelifle-rek hizmetlerimizi götürece¤iz.Yap›lan her olumlu katk› bizimiçin yeni bir aç›l›md›r, yeni birufuktur. Hatta imkân›m olsa,profesyonel bir entelektüel de-netim flirketiyle anlafl›r›m ve de-vaml› kendimizi elefltirmesineimkân haz›rlar›m. Kendi içimizde

hissetme hakk›na sahip de¤ilizdiye bunu tekrarla arz etmeyeçal›fl›yorum; mazur görün. Ama,burada bir fley daha var, sadeceTürkiye Diyanet Vakf› de¤il, Diya-net ‹flleri Baflkanl›¤› da bizzat,kendisi dünya standartlar›nabakt›¤›m›z zaman, sivil toplumkurulufludur; çünkü, o din kuru-lufludur. E¤er Türkiye'ye mahsusflartlar içinde devlet onu trilyon-larla finanse ediyorsa, bu, bununsivil toplum kuruluflu oldu¤unugölgelemez. Çünkü, o din kurulu-fludur; devlet ona müdahale et-mez.” dedi.

Türkiye Diyanet Vakf›n›n dün-yan›n her taraf›na tesiri yay›lm›flbüyük bir Vak›f oldu¤una iflareteden Fahri Demir, bu büyük Vak-f›n, büyüklü¤ü ölçüsünde sorum-lu bir flekilde yönetilmesinin ge-rekti¤ini sözlerine ekledi.

önemli hedeflerimizden birisi,Diyanet Vakf›n›n yay›n faaliyetle-rinin daha kapsaml› ve Türki-ye'nin ve Türkiye d›fl›ndaki din-dafllar›m›z›n, soydafllar›m›z›n,hatta bütün ‹slam›n yeni yüzünügörmek isteyen di¤er din men-suplar›n›n hepsine birden hitapeden yay›nlar haline gelmesiniarzu ediyorum. Gelece¤e ait ko-nuflaca¤›m›z çok fley var; hattagönlüm arzu ediyor ki, bu genelkurullar›m›z, bizim ayn› zaman-da bu gelece¤i ortaklafla inflaedebilece¤imiz, sorunlar› konu-flabilece¤imiz ayn› zamanda ilmî,entelektüel bir oturuma, bir pa-nele, bir sempozyuma da dönüfl-sün ve biz hep birbirimize, bu-güne kadar neleri yapt›k, yar›nane götürmeliyiz, ne tafl›mal›y›z;bunu konufltu¤umuz, bunu tar-t›flt›¤›m›z ve hep birbirimize ›fl›ktuttu¤umuz faydal› toplant›larhaline gelsin.” dedi.

Yay›n faaliyetlerini, bilgi üre-tim faaliyetlerini ve hizmetleri

ikinci gruptakilerin de kurum vak-f› olduklar›n› söyledi.

Sabanc› Vakf› ve Koç Vakf›n›n bi-rinci gruba örnek olarak verilebile-ce¤ini belirten Dr. Fahri Demir, ger-çek manada bu vak›flar›n sivil top-lum kuruluflu oldu¤unu ifade etti.

‹kinci grupta ele ald›¤› vak›flaraörnek olarak da Silahl› KuvvetlerVakf›, Millî E¤itim Vakf›, NüfusVakf›, Türkiye Diyanet Vakf›n› gös-teren Demir, bunlar›n öz sivil top-lum kuruluflu olmay›p, kurum vak-f› olduklar› üzerinde durdu.

Dünya standartlar›na bak›ld›-¤›nda Diyanetin de bir sivil toplumkuruluflu oldu¤unu, kurum vakf›derken aidiyet meselesini ön planaald›¤›n› belirten Dr. Fahri Demir,“Burada biz Diyanet ‹flleri Baflkan-l›¤›n›n yard›mc› birimi gibi kendi-mizi hissetmeliyiz. Ba¤›ms›z bir si-vil toplum kuruluflu diye kendimizi

yapt›¤›m›z her olumlu görüfl, herolumlu katk›, elefltiri, getirilenöneri bizim için yeni anlamlar ta-fl›yor. Bizim hizmetlerimize ufuktutuyor. Ancak, ben bafllang›çtabu elefltirileri kesmek için de¤ilde, ileriye matuf hedeflerimizindaha önemli oldu¤unu vurgula-mak için istikbale bakt›¤›m›z› söy-ledim. Ben, Diyanetin, bu kurum-da çal›flan arkadafllar›n kendi için-deki, kendi dünyalar›ndaki sorun-lar› konufltukça çözebilecekleride¤il, konufltukça bu s›k›nt›lar›nartaca¤› gibi bir karamsarl›¤a dasahip oldu¤um için, bu tür sözleriuzatmay› ve geçmifle iliflkin de-¤erlendirmeleri derinlefltirmeyiflahsen k›smî yararl›l›kla kabulediyorum.” dedi.

Yay›n faaliyetinin, bütün ilmîçal›flmalar›n ve bilgi üretim faali-yetlerinin hem Diyanet için hemde Diyanet Vakf› için son dereceönemli oldu¤una iflaret eden Prof.Dr. Ali Bardako¤lu “Bu konuda,yani önümüzdeki dönemde en

Page 12: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

12 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

sa¤l›kl›, do¤ru ve ça¤dafl dün-yaya anlaml› olabilen bir k›va-ma, bir niteli¤e kavuflturmakzorunda olduklar›n› vurgulayanAli Bardako¤lu “Hem sa¤l›kl›bilgi üretmek hem üretti¤imizbilginin anlaml›, faydal› ve gü-nümüz insanlar›na bir katk›sa¤layan k›vama gelmesi bizimönemli bir hedefimiz.” dedi.

Ö¤ütlerden ve elefltiriler-den ders alarak yar›nlar›n Tür-kiyesini infla etmek zorunda ol-duklar›n› belirten Prof. Dr. AliBardako¤lu, Türkiye DiyanetVakf› imkanlar›n›n do¤ru yerdeve flekilde de¤erlendirilmesigerekti¤i dikkat çekerek “Tür-kiye Diyanet Vakf›, hem ismin-de Türkiye var, Türkiye flartla-r›nda, Türkiye'nin kanunlar›na,mevzuat›na, laik Cumhuriyetinesaslar›na uygun olarak, ki obizler için kazan›md›r; hem di-yanettir, diyanîdir, ahlakîdir,insanîdir, vicdanîdir. Sadeceflekille, kuru kal›pla yetinemezhem de vak›ft›r, tüyü bitme-mifl insanlar›n hakk› vard›r, on-lar›n son kurufluna kadar do¤-ru yerde, do¤ru flekilde, amacauygun flekilde harcanmas› la-z›m. Buna herkesin ayn› flekil-de özen göstermesi gerekiyor.Ben flahsen o sorumlulu¤u du-yuyorum. Arkadafllar›m›n dabundan böyle duydu¤u ve du-yaca¤› kanaatindeyim. Zaten,herhalde birlikte faaliyet gös-termemizin ilk flart›, bu hiz-metlerin bir hayrî hizmet oldu-¤unun, bir vak›f hizmeti oldu-¤unun fark›na varabilmektir vebirbirimizi sevebilmektir. Buitibarla, arkadafllar›m›n eleflti-rilerine, katk›lar›na, teklifleri-ne ayr› ayr› teflekkür ediyo-rum. Yar›nlar için daha mutlu,sevgi dolu, kardefllik dolu veinsanl›¤a yeni ufuklar açan hiz-metlerin olmas›n› diliyorum.”dedi.

Yeni Mütevelli Heyeti soldan; Seyfeddin ERSOY, MehmetBEKARO⁄LU, Lütfi fiENTÜRK, Prof. Dr. Ali BARDAKO⁄LU, Prof.Dr. Bahaettin YED‹YILDIZ, Mahmut SEVG‹L‹ ve Hasan UYSAL.

Yap›lan müzakerelerin ard›ndan Mütevelli Heyeti ve DenetimKurulu seçimlerine geçildi yap›lan seçimler sonucunda

Mütevelli Heyet asil üyeliklerine;• Lütfi fiENTÜRK

D‹B Emekli Din ‹flleri Yüksek Kurulu Üyesi• Prof. Dr. Bahaettin YED‹YILDIZ

Hacettepe Üniversitesi Fen-Edebiat Fakültesi Ö¤retim Üyesi• Mahmut SEVG‹L‹

Çank›r› ‹l Müftüsü• Seyfeddin ERSOY

D‹B Hac Dairesi Baflkan›• Mehmet BEKARO⁄LU

D‹B Din Hizmetleri Dairesi Baflkan›• Hasan UYSAL

D‹B Emekli Baflmüfettifli

Mütevelli Heyeti Yedek Üyeliklerine;• Sinan C‹HAN• Mehmet Cemal SEBUK

Denetleme Kurulu Asil Üyeliklerine;• Hasan TAfiALTIN• Rüfltü ‹NAN• Dr. Fahri DEM‹R

Denetleme Kurulu Yedek Üyeliklerine ise;• Mustafa KARAHAN• Osman fiARKLI

seçildiler.

MÜTEVELL‹ HEYET‹ veDENET‹M KURULU SEÇ‹M‹

Page 13: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

13Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Dile

k ve

Tem

enni

ler

DR. LÜTF‹ DO⁄ANCenaze hizmetleri konusuna de¤i-nen ve Türkiye Diyanet Vakf›n›n bualanda yurtd›fl›nda oldu¤u gibi yurti-çinde de hizmetler üretmesi gerek-ti¤ine dikkat çeken Dr. Lütfi Do¤an,“Türkiye Diyanet Vakf›, yaln›z bura-daki de¤il, Bat›da, Avrupa'da, bütündünyada yaflayan Türk Müslümanla-r›n›n her türlü gereksinmeleri ara-s›nda, dünyalar›n› de¤ifltirdikleri za-man nereye gidecekleri hakk›ndayard›mc› oluyor. Bunu ben g›pta ileAlmanya’da, Hollanda’da gördüm.Türkiye Diyanet Vakf›, Hollanda’da,Almanya’da yapt›¤› gibi, dünyas›n›de¤iflenleri köyüne kadar götürdü¤ügibi, Ankara’da, Mersin’de, Ada-na’da; o büyük mezarl›klarda,Ege’nin mezarl›klar›nda, d›flar›dayapt›¤› hizmeti yapmak için bir te-

flebbüse geçmesi laz›m. Burada daCenaze Fonunun yararl› olaca¤›nainan›yorum.Yeni Mütevelli Heyetiflayet bunu yaparsa, hakikatenTürkiye'de bir köflede kalm›fl çokönemli bir ifli yapm›fl olur. BelkiVakf›n ifli biraz a¤›rlafl›r ama, bilmi-yorum müftülerimiz, imamlar›m›zda destek olur. Din hizmetlilerine,özellikle Diyanetin denetiminde ol-mayan mezarl›k mescitlerine yenibir düzenleme getirilsin.” dedi.

Diyanet Vakf›n›n ç›kard›¤› ya-y›nlarda belli ilkeleri ortaya koyma-s›n›n gerekli oldu¤unu vurgulayanDr. Lütfi Do¤an " Vak›f; yay›nlar›m›-z›n ilkesi nas›l olacak" demeli. ‹de-olojik olarak hiçbir ideolojinin bura-da yeri yok. Din, imand›r, ideolojide¤ildir. Vak›f, ideoloji yapt›¤› za-man yanl›fl yapm›fl olur. Yap›lanbüyük faziletli iflleri korumak için,onlar› muhakkak ilkeye ba¤lamakgerekir.” dedi.

Türkiye Diyanet Vakf›na ba¤›fl-ta bulananlar ve s›k›nt› içinde olan-larla ilgilenmek için Diyanet Vakf›-n›n personel k›sm›nda sosyal hiz-metlilik ad› alt›nda bir grubun ku-rulmas›na iflaret eden Dr. Lütfi Do-¤an, ihtisas isteyen hususlar içinde Vakf›n bir Dan›flma Kurulu olufl-turmas› temennisinde bulundu.

kerek “Devletimiz ve milletimiztaraf›ndan Diyanet Vakf›m›z çokbüyük bir itimada ve itibaramazhar oldu. Çünkü biz ne yap›-yorsak, milletimiz için, devleti-miz için yapt›k. Bu itibar› ayaktatutmal›y›z. Çünkü, itibar denilenfley, güç kazan›l›r, fakat çok ça-buk sarf edilir, kaybolur gider.Bunun için diyorum ki: Bu Vakf›-m›z›n vizyonunu biraz elden ge-çirmeliyiz, düzeltmeliyiz. Yeni ar-kadafllar›m›z, yeni Mütevelli He-yetimiz bunun için gayret etme-lidir.” dedi.

Vakf›n gayrimenkul ba¤›fl› ka-bul ederken flartl› ba¤›fllarda da-ha dikkatli olmas› gerekti¤ini veflartl› kabul edilen ba¤›fllar›n en

YAKUP ÜSTÜN1975 y›l›nda kurulan Türkiye Diya-net Vakf›n›n bugüne kadar önem-li hizmetler gerçeklefltirdi¤ini vebüyük bir itibar kazand›¤›n› belir-ten Yakup Üstün, bu itibar› ayak-ta tutmak gerekti¤ine dikkat çe-

Page 14: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

Nurettin Topçu’dan ö¤rendi¤imbir cümle vard›r; din hizmetindehep hat›rlam›fl›md›r, der ki: "Ahi-ret sermayesi ile dünyal›k elde et-mek her babayi¤idin kâr› de¤il-dir" Cenab-› Hak, bu toplulu¤u,bu toplulu¤un çocuklar›n› böylebir musibetten muhafaza etsindiye dua etmek düfler bizlere sa-dece.” dedi.

Diyanet Vakf›n›n yay›n faaliyet-lerini yak›ndan takip etti¤ini buyay›nlar›n insanl›¤›n kültür ve me-deniyet hayat›na önemli katk›larsa¤lad›¤›n› belirten Mehmet Gör-mez “Diyanet Vakf›n›n en çok ta-kip etti¤im çal›flmas›, yay›n faali-yetleridir ve yay›n faaliyetleri sa-dece Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›nade¤il, Türkiye'nin, hatta insanl›¤›nkültür ve medeniyet çal›flmalar›naçok büyük katk›s› olmufltur. Bü-tün hocalar›m bunlar› ifade etti-ler. Sadece dinî yay›nlar de¤il, ay-n› zamanda dinle birlikte, kültür,tarih ve medeniyete katk›lar› ol-mufltur. Ben, iyi bir okuyucu ola-rak, bir akademisyen olarak o ça-l›flmalar› gün ve gün takip ediyo-rum.” dedi.

Nice-nice eser vücut bulduBu yükselifl niçin durduruldu?Sevgi, sayg›, edep; bir usuldüNeden, niçin bu kural bozuldu?

Kelam içinde “vav” harf-i at›fKap›, pencere, taban ve’s-sekifKork vavlardan Allah mülkü vak›fKahretme, ifrada düflme ve-k›f.

Ben-sen’den vazgeç afl›r› gitmeBindi¤in bir dal› k›r›p kesmeBahile, adüvve f›rsat vermeBu yol Hakk›n yoludur vazgeçme

Dar-› Ukbada divan kurulur;Derdest hesap, elbette sorulurÖzlen, yanar tutuflur, kahrolurHaydi gel, inat etme, ne olur.

DOÇ. DR.MEHMET GÖRMEZ

Vak›fç›l›¤›n riskli ve büyük bir ifloldu¤unu, bu nedenle hizmetleriifa ederken çok hassas davran›l-mas› gerekti¤ine dikkat çekenDoç.Dr. Mehmet Görmez “Bizimen büyük vazifemiz, bunu aç›kl›k-la ifade etmek isterim, Muhte-rem Baflkan›m›z›n rehberli¤inde,mesai arkadafllar›m›zla birlikte,sizlere hayrî halef olmakt›r. Öylezannediyorum ki, as›l mecburihizmetimizi de bu flekilde yerinegetirmifl olaca¤›z. Ancak, takdiredersiniz ki, Vak›fç›l›¤›n pek çokyönü var. Hem çok büyük bir ifl,ama riski de büyüktür. Rahmetli

14 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

k›sa sürede yerine getirilmesiniisteyen Yakup Üstün, flartl› ba-¤›fllarda flartlar›n gecikmesi du-rumunda vakfedenlerin üzüldü-¤ünü ve dar›ld›¤›n› söyledi.

Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›n›bir yayg›n e¤itim kurumu ola-rak gördü¤ünü, halk› e¤iten Di-yanet teflkilat›nda görevliimamlar›n da daha fazla e¤iti-me tabi tutulmas› gerekti¤inibelirten Yakup Üstün, “E¤itimkurumu dedi¤imiz zaman, birtaraftan halk› e¤itirken, bir ta-raftan da kendi personelini e¤i-ten, yetifltiren bir mekanizmaflartt›r. Bu, olmazsa olmaz.fiimdi, bizim Vakf›m›z›n Sene-dinde diyor ki: "Diyanet hiz-metlerini desteklemek"... Ben,destekten, her fleyden öncee¤itim hizmetlerinin destek-lenmesi fleklinde anl›yorum.Din görevlilerini Diyanet Teflki-lat› kadrolar›na almadan evvel,birtak›m kurslar tertip etmeksuretiyle bu e¤itim merkezleri-miz gürül gürül çal›flmal›, Vak-f›n neyi varsa, ne imkân› varsa,onun en çok miktar›n› bu e¤i-tim hizmetlerine aktarmal›d›r.Devletimizin bize verdi¤i, vere-ce¤i bellidir. Zaten devletimizbol bol para vermifl olsayd›, ogünlerde bu Vakf› kural›m diyeu¤rafl›p durmazd›k. Onun için,Diyanet Vakf›na, elimiz, gönlü-müz gibi, kendi mal›m›z gibi,can›m›z gibi sahip ç›kmal›y›z.Bu Vakf› zaafa u¤ratacak, iti-bardan düflürecek fleylerdenkaç›nmal›y›z ve Vakf›n gelirleri-ni azamî ölçüde Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤› personelinin e¤itimiiçin özellikle, birinci derecede,kullanmal›y›z. Tabiî, Türki cum-huriyetlerde, flurada, buradae¤itim hizmetlerine verdi¤imizbirtak›m yard›mlar, desteklervar, onu küçümsemiyorum, oçok güzel. Ama, Diyaneti kur-tarman›n yolu buradan geçi-yor.” dedi.

MEHMET ÖZLENVak›f, birlik ve beraberlik unsurla-r›na vurgu yapan bir fliir okudu.

Ne ümitlerle vak›f kurulduKuranlara selam-kelam olsun.Diyanet güldü ve huzur buldu.Yaflatanlara hep duam olsun.

Page 15: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

N‹YAZ‹ BALO⁄LUDiyanet Vakf›n›n kurulufl amac›n›na¤›rl›kl› konusunun kültür ve e¤i-tim oldu¤unu belirterek konuflma-s›na bafllayan Niyazi Balo¤lu “Vakf›ntüzü¤ünden bunu anl›yoruz ve Di-yanet ‹flleri Baflkanl›¤›n›n hizmetle-rini desteklemek, halk› din konu-sunda ayd›nlatmak Vakf›n birincigörevidir. Vakf›m›z›n kültürel hiz-metleri iki yönde devam etmekte-dir. Bir, Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›n›ne¤itim ve benzeri kültürel hizmetle-rini desteklemek. ‹kincisi de, kültüralan›nda ortaya koydu¤u kendi hiz-

MEHMET KERVANCITürkiye Diyanet Vakf›n›n vazgeçil-mez bir kurum oldu¤unu belirtereksözlerine bafllayan Mehmet Ker-vanc›, bu özelli¤inin korunarak hiz-metlerin devam etmesi gerekti¤inisöyledi.

Yay›nlanan kitaplar›n mahiyetive de¤erlendirilmesi konusundageçmiflte çok ciddî rahats›zl›klarlakarfl›laflt›klar›n› belirten MehmetKervanc›, kitap yasaklaman›n yanl›floldu¤una de¤inerek “Herkes düflün-

dü¤ünü rahatl›kla söylemelidir. Diya-net Vakf› veya Diyanet, yay›n yapar-ken, bence kitaplar› incelerken bilgiyanl›fll›¤› düzeltilmeli, bilgi yanl›fll›kla-r›na mani olunmal›. Ama, düflünceyemüsade edilmelidir. Aksi takdirde, fi-kir geliflmesi sa¤lanamaz.” dedi

Türkiye Diyanet Vakf› hizmetleri-nin belirli sahalarda netleflmesi ge-rekti¤ini ve belirli sahalarda yo¤un-laflman›n yararl› olaca¤› kanaatindeoldu¤unu belirten Kervanc›, “Mesela,okuyuculuk hizmeti, sa¤l›k hizmetle-ri, üniversite, yay›n hizmeti ve kültü-rel hizmetler; özellikle Türkiye Diya-net Vakf›n›n vazgeçilmez hizmetlerin-den olmal›d›r.” dedi.

Din ile entelektüelin bar›flt›r›lmas›için önemli çal›flmalar gerçeklefltiril-mesi gerekti¤ine vurgu yapan Meh-met Kervanc›, “Diyanet ve Vak›f ola-rak yapaca¤›m›z önemli ifllerden biride, dinle entelektüeli bar›flt›rmakt›r.Avrupa’da, bizde oldu¤u gibi, ‹slamâleminde oldu¤u gibi, dinî problemler

yoktur. Çünkü Avrupa'da dinî konu-larla aristokrasi meflgul oluyor, en-telektüeller meflgul oluyor. Ama,bugün bizde, entelektüellerde, baz›istisnalar tabiî bir tarafa b›rak›l›rsa,bir kaç›fl vard›r. ‹nsanlar din hakk›n-da bir fleyler ifade etmenin korkusuiçindedirler. Neden? Kanaatim odurki, tabiî bizde dinin yanl›fl anlafl›lma-s› ve maalesef dinî bilmeyenlere çokyanl›fl takdim edilmesi sebebiyle,dinden bir korku meydana gelmifltirve bir irtica paranoyas› endiflesimevcuttur. Türkiye'de dinî hizmet-leri, gazete köfle yazarlar›, flunlar,bunlar de¤il, Diyanet ‹flleri Baflkanl›-¤›, camian›n içinde olan ilahiyat fa-külteleri, böylece Türkiye DiyanetVakf› gibi kurumlar flekillendirmeli-dir. Onlar fikir üretmelidir, o fikirler,dikkat edilir hale gelmelidir. Bunuyaparken de; kanaatim odur ki, Tür-kiye Diyanet Vakf›na, Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤›m›zla birlikte çok önemligörevler düflmektedir.” dedi.

metleriyle, neflriyat›yla, kitaplar›ylabu hizmeti yürütmektedir.” dedi.

Türkiye Diyanet Vakf›n›n 350’yeyaklaflan çeflitli sahalardaki dinî, kül-türel ve sosyal konular› içeren kitap-lar›n›n ülkemizde aranan kitaplar cin-sinden oldu¤unu vurgulayan NiyaziBalo¤lu “Ancak, bu yay›nlar›m›z›, bukitaplar›m›z› biz ülkemizin bütün in-san›na maalesef arz edemiyoruz. Bu-rada bir eksikli¤imiz var. Bu eksikli¤i-miz flu: Yay›nevleri vas›tas›yla halk›-m›za ulaflmaya çal›fl›yoruz. Bu yay›-nevlerimizin adedi Türkiye genelinde15 civar›ndad›r. Önceki Yönetim Ku-rulu üyeleri arkadafllar›m›z, iki sene,üç sene önceki Yönetim Kurulunda,Mütevelli Heyetinde bulunan arka-dafllar›m›z›n bir karar halinde de¤ilama, prensip kararlar› vard› aralar›n-da; Türkiyemizde nerede üniversitevarsa, orada bir kitapevi açma tar-z›nda çal›flma bafllatm›fllard›. Bu ça-l›flmalar, maalesef durdu.” dedi.

Türkiye Diyanet Vakf›n›n kitaplar›piyasaya arz ederken kar amac› güt-memesi gerekti¤ini, bu alanda yap›-

lan hizmetin bir kültür hizmeti ol-du¤unu söyleyen Balo¤lu, bir an ön-ce kitaplar›n halk›m›za arz› için ça-l›flmalar›n gerçeklefltirilmesi gerek-ti¤ini belirtti.

Üniversiteler ve kitap yazarlar›ile Türkiye Diyanet Vakf›n›n Yay›nKurulu ve Yay›n Müdürlü¤ü aras›n-daki diyalo¤un en k›sa zamandasa¤lanmas› gerekti¤ini ve yay›nev-leri say›s›n›n ço¤alt›lmas›n›n elzemoldu¤una vurgu yapan Niyazi Ba-lo¤lu “Yay›n konusunda ilçelerdeçareler aranmas› laz›m, üniversitebulunan yerlere kitapevlerinin tek-rar aç›lmas› faaliyetinin bafllat›lma-s› laz›m, yay›n adedinin fazlalaflt›r›l-mas› laz›m, yabanc› dilde neflriya-t›n fazlalaflt›r›lmas› laz›m. Bunlarçeflitli olabilirler; halka yönelik, dingörevlilerine yönelik, kültür amaçl›olanlar olabilir... ‹nflallah bunlar›gelecek zaman içerisinde MütevelliHeyetine seçilen arkadafllar›m›z ay-r› ayr› programlarlar. Biz de kendi-lerine, imkânlar›m›z ölçüsünde yar-d›mc› olmaya çal›fl›r›z.” dedi.

15Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 16: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

16 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

lenmesi gerekti¤ini ifade ederek,“Kendi kendimizi tenkit etmezsek,kendi eksi¤imizi görmezsek hiçbiryere varamay›z.” dedi.

D‹YAM konusuna da de¤inenDr. Fahri Demir “Ben D‹YAM’aolumlu yaklafl›lmas›n› düflünüyo-rum; çünkü, bu bir ihtiyaç. Amatarz›n› be¤enmiyorsak güzelleflti-relim. Mahiyetini bilmiyorum ama,bu büyük bir ihtiyaç. Araflt›rmamerkezi kadar büyük bir ihtiyaç.‹SAM nas›l bir ihtiyaç ise, DiyanetAraflt›rma Merkezi de bu kadar ih-tiyaçt›r; ama, buna flekil verebiliriz,ruh verebiliriz, yön verebiliriz diyedüflünüyorum.” dedi.

müftülerinin kat›laca¤› bölge top-lant›lar›nda, mutlaka Vak›f temsil-cisi arkadafllar›m›z da, teknik ele-manlar da bulunmal› ve bu teknikelemanlar arac›l›¤›yla il ve ilçe flu-be baflkanlar›m›z tabi bulundukla-r› malî mevzuat bak›m›ndan çokciddî suretle uyar›lmal›d›rlar. Bu,Mütevelli Heyetin dikkatle üzerin-de durmas› gereken bir görevdir.Bu benim bir temennimdir. Malu-maliniz, her konuda e¤itim ve uya-r› son derece önemlidir. E¤er bue¤itim ve uyar› görevini merkezteflkilat›m›z, Mütevelli Heyetimizyapmazsa, il ve ilçe flubelerindekiarkadafllar›m›z baz› beklenmeyenzaaflar gösterebilirler, s›k›nt›ya gi-rebilirler, kendilerini s›k›nt›ya so-kabilirler.” dedi.

PROF. DR. AVN‹ ‹LHAN

Türkiye Diyanet Vakf›n›n ‹s-lam dünyas›nda bugüne kadarbaflard›¤› en büyük ifllerdenbirisinin, ‹slam Ansiklopedisioldu¤unu belirterek konuflma-s›na bafllayan Prof. Dr. Avni ‹l-han yap›lan baz› yanl›fll›klarneticesinde abone say›s›n›ndüfltü¤ünden flikayet ederek“Ne yaz›k, burada baz› yanl›fl-lar yapt›k ve bu ‹slam Ansiklo-pedisi yönündeki gidiflte fren-lemeler oldu. De¤erli arkadafl-lar›m, ‹slam Ansiklopedisi bi-zim yüzak›m›zd›r. ‹slam Ansik-lopedisi gibi, flu ana kadar ‹s-lam dünyas›nda kendi eleman-lar›m›z›n, âlimlerimizin telifetti¤i, kendi kültürümüzü dilegetirdi¤i bir baflka eser yok.Bu yüzak›m›za neden sahipç›km›yoruz? Burada maddî he-saplar olmaz. Allah r›zas› için,e¤er ilerleyeceksek, kitaptanbaflka, okumadan baflka neyleilerleyece¤iz? Bunun yolu yok.O zaman ne olur, yeni Yöne-timden, bu iflin zaten bayrak-tar› olan Muhterem Hocam›zbuna gereken ehemmiyeti ve-recektir. Yeni Yönetim Kuruluda kendisini bu noktada des-teklemelidir. Mutlaka bu an-siklopediye daha candan bir il-gi gösterilmeli, eski h›z› ka-zand›r›lmal›d›r. ‹flin sonunagelinmifltir ve bu ifl bitirilmeli,ondan sonra da ‹slam dünyas›-na bu zaten kendili¤inden aç›-lacakt›r.” dedi.

Prof. Dr Avni ‹lhan konufl-mas›n›n sonunda müftülerin,vaizlerin, imamlar›n, çeflitlihocalar›n ve Vakf› temsil eden-lerin Vak›f mal›n› kullan›rkençok dikkatli olmas› gerekti¤inedikkat çekerek, kongreyi ka-patt›.

DR. FAHR‹ DEM‹RVakf›n yay›nlar› konusundaki gö-rüfllerini belirten Dr. Fahri DemirVak›f yay›nlar›n›n yay›nlanmadanönce çok dikkatli bir flekilde ince-

KEMAL GÜRAN‹l flubelerinde s›k›nt›lar›n baflgös-termemesi için bölge toplant›lar›düzenlenmesi ve mali mevzuathakk›nda flube temsilcilerinin bil-gilendirilmeleri gerekti¤ini söyle-yen Kemal Güran “Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤›m›z›n yapaca¤› il ve ilçe

Kapa

n›fl

Page 17: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

ürkiye Diyanet Vakf› taraf›ndan Ra-mazan ay›n›n manevi iklimi alt›ndadüzenlenen 22. Kitap ve Kültür

Fuar›; 27 Ekim’de ‹stanbul Sultahmet Camiiavlusunda, 31 Ekim’de de Ankara KocatepeCamii avlusunda, düzenlenen bir törenle aç›ld›.

Türkiye Diyanet Vakf›, düzenlemifl oldu¤ukitap ve kültür fuar›nda, kitapla okuyucuyubuluflturarak ilim, kültür ve medeniyet haya-t›m›za katk›da bulunmaya çal›flmaktad›r.

Birincisi 1983 y›l›nda Ankara’da düzenle-nen ve yay›nc›lar ile halk›m›z taraf›ndan bü-yük ilgi gösterilen kitap ve kültür fuar›, 22 y›l-d›r aral›ks›z olarak sürdürülmüfl ve bir gele-nek halinde bugünkü seviyeye ulaflm›flt›r.

Bu y›l Ankara’da 31 Ekim - 22 Kas›m, ‹s-tanbul’da 27 Ekim - 22 Kas›m tarihleri ara-s›nda 22. si düzenlenen kitap ve kültür fuar›-

na Ankara’da 95, ‹stanbul’da ise 135 yay›neviifltirak etti. Hergün saat 10.00 - 22.00 aras›aç›k olan fuarda, yay›nc›lar okuyucularaönemli oranlarda indirimli sat›fllar yapt›. Ayr›-ca Ankara’da bu münasebetle fuar alan›n›niçerisinde Geleneksel Türk-‹slâm Sanatlar›Sergisi de aç›ld›.

22. kitap ve kültür fuar›n›n aç›l›fl› münase-betiyle Kocatepe Camii avlusunda düzenlenentörene Devlet Bakan› Beflir Atalay, Diyanet ‹fl-leri Baflkan› ve Vakf›m›z Mütevelli Heyeti Bafl-kan› Prof. Dr. Ali Bardako¤lu, milletvekilleriResul Tosun, Akif Gülle, Mehmet Ali Bulut,Keçiören Belediye Baflkan› Turgut Alt›nok, Ye-nimahalle Belediye Baflkan› AbdurrahmanO¤ultürk ve kalabal›k bir topluluk kat›ld›.

Vakf›m›z Genel Müdürü A. ‹hsan Sar›merttören münasebetiyle bir konuflma yapt›.

17Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

22. Kitap ve Kültür Fuar›22. Kitap ve Kültür Fuar›

T“Kitaplar bir miras hazinesi, bir miras zenginli¤idir.”

Page 18: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

T ürkiye Diyanet Vakf›’n›n bir gelenek haline getir-di¤i kitap ve kültür fuar›n›n 22. sini açmaktanduydu¤u memnuniyeti dile getirerek konuflma-

s›na bafllayan Türkiye Diyanet Vakf› Genel Müdürü A.‹hsan Sar›mert “Türkiye Diyanet Vakf› olarak; art›k birgelenek haline gelen kitap ve kültür fuarlar› vesilesiyleinsanlar›m›z› kitapla buluflturman›n, ilim, kitap, kültürsofras› kurman›n verdi¤i hazla bu güzel atmosferinoluflmas›ndan dolay› gururluyuz, sevinçliyiz.” dedi.

Sosyal, kültürel ve bilimsel de¤erlerin gelecek ku-flaklara tafl›nmas›nda kitaplar›n vazgeçilmez bir yap›yasahip oldu¤unu vurgulayan A. ‹hsan Sar›mert “‹nsa-no¤lunun varoluflundan bugüne kadar edindi¤i tümsosyal, kültürel ve bilimsel de¤erleri sonraki kuflaklarave günümüze kadar tafl›yabilmesindeki en sa¤l›kl› veetkili araç kitap ve benzeri yay›nlard›r. Kitaba ve yay›n-c›l›¤a önem veren toplumlar geçmiflten gelece¤e uza-nan bu köprüler vas›tas›yla daha büyük ve daha güçlü

uygarl›klar oluflturmufllar, di¤erleri ise tarihin karan-l›klar›nda yok olup, unutulup gitmifllerdir.” dedi.

Kendini yenileyen ve geliflime ayak uyduran top-lumlarda kitab›n etkin rol üstlendi¤ini vurgulayan A.‹hsan Sar›mert “Bugün, kendini yenileyebilen ve ça-¤›n geliflmeleri ile kendi toplumunun gerekleri ara-s›nda denge kurabilmifl pekçok ülkede kitap ve oku-man›n toplumsal yaflam sürecinde etkin oldu¤u bilin-mektedir.

Kitap; tecrübe, bilgi ve birikimi, daha genifl kesim-ler ile sonraki kuflaklara tafl›yan vazgeçilmesi mümkünolmayan bir unsurdur.

Kitap; kültürün dün de, bugün de, yar›n da tek ta-fl›y›c›s›d›r.

Kültürün, bilginin; üsluplu yaflama tarz›, haysiyetlibir üst-kimlik oluflturabilmenin, "kemâle ermenin"vazgeçilmez ana kayna¤›n›n yaz›l› kültür, yani "kitap"oldu¤una inan›yorum.

Çünkü, insan› "terbiye eden"ve ona azg›nl›klar› dizginleme,maddeden ba¤›ms›z düflünebil-me melekesi kazand›ran; onu"varl›¤›n mahiyeti" hakk›nda bilgisahibi k›lan yaz›l› kültürdür/ki-taplard›r.” dedi.

Kitab›n kendine güvenini yi-tirmemesi gerekti¤ini belirten A.‹hsan Sar›mert kitab›n muhteva-s›n›n önemli oldu¤unu vurgula-yarak “Dünya tecrübelerinin bizeö¤retti¤i gerçek fludur: Kitab›nistikbalini, kitap yay›nc›l›¤›ylamedya aras›ndaki iliflkilerden da-ha çok bizzat kitab›n kendi muh-tevas› belirliyor. Çünkü kültürün

18 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

A. ‹hsan SARIMERTGenel Müdür

Page 19: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

gerçek tafl›y›c›s› hâlen kitapt›r. Bu amaçla kitap kendinegüveni yitirmemelidir. Yay›nc›l›k için as›l tehlike kitab›nverece¤i mesaj›n muhtevas›n› kaybetmesi tehlikesidir.Buradaki muhteva kavram›yla insan›n manevî-duygusalcephesine ve millî kültür olgusuna vurgu yapmak istiyo-rum.” dedi.

Ülkemizdeki kitap ve makale say›s›n›n azl›¤›na dikkatçeken A. ‹hsan Sar›mert “Türkiyemizi dünya ülkeleri ilek›yaslamaya kalkt›¤›m›zda yay›nlanan kitap ve makalesay›s› bak›m›ndan çok gerilerde oldu¤umuz görülecek-tir. Kitaptan ve okumadan uzaklaflan bir cemiyetin, bili-mi ve bilimin sa¤layaca¤› akl›n ayd›nl›¤›n› bulamayaca¤›apaç›k ortadad›r.” dedi.

Fuarlar›n yay›nc› ile okuyucuyu buluflturmas› aç›s›n-dan önemli oldu¤unu belirten A. ‹hsan Sar›mert “Bugüniletiflim teknolojisindeki bafl döndürücü geliflme ve iler-lemeler, yaflam›n pekçok alan›nda insano¤lunu ve top-lumlar› çevrelemektedir. Bu geliflmeden her alan etki-lense de, bunlar›n bafl›nda yay›nc›l›k gelmektedir. Yay›n-c›lar› ve yay›nc› ile okuyucuyu buluflturmas› dikkate al›n-

d›¤›nda; kitap fuarlar›n›n okur, yay›nc› ve yazar aç›s›n-dan yararlar› say›lamayacak kadar çoktur. Bu meyandaflunu rahatl›kla söyleyebiliriz ki bu ve benzeri fuarlar ya-y›n dünyas›n›n nefes al›p verdi¤i yerler olarak öne ç›k-maktad›r.” dedi.

22. Kitap ve Kültür Fuar›n›n aç›l›fl› Devlet Bakan› Be-flir Atalay taraf›ndan yap›ld›.

19Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

‹nsano¤lununvaroluflundan bugüne kadar

edindi¤i tüm sosyal,kültürel ve bilimsel de¤erleri

sonraki kuflaklara vegünümüze kadar tafl›yabilmesindeki

en sa¤l›kl› ve etkili araçkitapt›r.

Page 20: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

20 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

“Allah’›n mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden,

namaz› dosdo¤ru k›lan,zekat› veren ve

Allah’tan baflkas›ndan korkmayankimseler imar eder.” Tevbe: 18

Haftas›aftas›HCCamilerCamiler

Page 21: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

21Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

C amilerin dini ve milli kültürü-müzdeki yerinin ortaya kon-

mas›, günümüzde bu hususta ge-linen noktan›n tespiti, bundanböyle yap›lmas› gereken hususla-r›n müzakeresine zemin haz›rla-mak maksad›yla 1986 y›l›ndan iti-baren her y›l Ekim ay›n›n ilk haf-tas› Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› tara-f›ndan “Camiler Haftas›” olarakkutlanmaktad›r. Bu y›ldan itiba-ren Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› tara-f›ndan bu hafta “Camiler ve Din

Görevlileri Haftas›” olarak kutlan-maya baflland›.

Hafta münasebetiyle il ve ilçemüftülüklerince mahallinde pa-nel ve konferanslar düzenlen-mekte, bütün camilerin y›ll›k ba-k›m ve onar›mlar› yap›lmakta, ca-milerdeki eksiklikler imkanlar öl-çüsünde giderilmeye çal›fl›lmak-tad›r.

01-07 Ekim 2003 tarihleriaras›nda tüm ülke genelinde veyurtd›fl›nda çeflitli etkinliklerlekutlanan “Camiler ve Din Görevli-leri Haftas›”n›n aç›l›fl töreni 01Ekim 2003 Çarflamba günü Koca-

tepe Camii konferans salonundayap›ld›.

Törene Diyanet ‹flleri Baflkan›Prof. Dr. Ali Bardako¤lu, Diyanet‹flleri Eski Baflkan› Dr. Lütfi Do-¤an, Keçiören Belediye Baflkan›Turgut Alt›nok, milletvekilleri vekalabal›k bir topluluk kat›ld›.

Sayg› duruflu, ‹stikal Marfl› veKur’an-› Kerim okunmas›yla baflla-yan törende Diyanet ‹flleri Baflkan›Prof. Dr. Ali Bardako¤lu ve Dr. Lüt-fi Do¤an birer konuflma yapt›lar.

Tören konuflmalar›n› müte-akip Cumhuriyet dönemi camilerifoto¤raf sergisinin aç›l›fl› yap›ld›.

Page 22: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

Prof. Dr. Ali BARDAKO⁄LUDiyanet ‹flleri Baflkan›

Birlik ve beraberli¤imizin sem-bolü olan camilerimizin imar›n›,fonksiyonlar›n›, ferdi ve toplumsalhayat›m›zdaki yerini ve önemini da-ha iyi ortaya koyabilmek, yeni yeti-flen nesillerimiz üzerinde cami vemescitler hakk›nda kal›c› izler b›ra-kabilmek için kutlad›¤›m›z bu haf-tan›n, aç›l›fl törenine ifltirakinizdendolay› teflekkür ediyor, hepinizi sev-gi ve sayg›yla selaml›yorum.

De¤erli davetliler; 1986 y›l›ndanberi Ekim ay›n›n ilk haftas›n› “Cami-ler Haftas› olarak” kutlayan Diyanet‹flleri Baflkanl›¤›m›z, bu y›ldan itiba-ren “Camiler ve Din Görevlileri Haf-tas›” olarak kutlayacakt›r.

Haftan›n insanlar›m›z, camileri-miz ve bu mekanlarda toplumumu-za din hizmeti veren din görevlileri-miz için, hay›rlara vesile olmas›n›Cenab-› Hak’tan niyaz ediyor ve buhaftan›n; amac›na uygun olarak bil-gilendirme, sosyal aktiviteler, ziya-retler, mabetlerimizin ihtiyaç veeksikliklerinin giderilmesi için güzelhizmetlerle dolu dolu geçmesini di-liyorum.

Dinler birey için varoluflsal bir ih-tiyaç oldu¤u kadar toplumsal yafla-m›n da bir gere¤i ve vazgeçilmezunsurudur. Yeryüzünde ibadet et-me ve bu ibadetleri yerine getirmekiçin mabet infla etme ilk insan Hz.

Adem ile bafllam›flt›r. ‹slam litera-türünde ibadet mekanlar›; önceibadet edilen ev anlam›nda Beyt ,sonra secde edilen yer anlam›ndaMescit ve daha sonra da toplayantoplan›lan yer, Allah’›n r›zas›n› ka-zanmak ve hay›rl› ifller yapmak içinbir araya gelinen mekan anlam›ndaCami olarak isimlendirilmifltir.

Bafllang›c›ndan bu güne kadarcami ve mescitler ‹slam toplumla-r›nda ortak sa¤duyunun ve dindar-l›k bilincinin oluflumu, insanlar›n ru-hen temizlenmeleri ve hayatlar›ndaistikamet kazanmalar›, birbirleriylekaynaflmalar› ve bütünleflmeleri yö-nünde önemli fonksiyonlar icra et-mifllerdir. Camiler, tarihin her dö-neminde irflat ve tebli¤in merkeziolmufltur.

Hz. Peygamberin de zor, çetin,s›k›nt›l› ve bir o kadar da ümitli ge-çen Medine’ye Hicreti s›ras›nda,üzerindeki sorumluluklar› yerinegetirmek için kurum olarak öncelikverdi¤i ve ilk infla etti¤i mekan dayine bir cami olmufltur.

Hicret sonras› Medine’de yap›-lan Mescid-i Nebevi de Müslüman-lar›n sadece topluca namaz k›ld›¤›mekan de¤il, gönüllerin ve bütündini-dünyevi mesailerinin odaklan-d›¤› bir merkez olmufltur.

Mescidi Nebevi ‹slam kardeflli¤i-nin temellerinin at›ld›¤›, Müslü-manlar›n sosyal hayatlar›ndaki ilkeve ölçülerin belirlendi¤i, sevgi vesayg›n›n, itaat ve ibadetin, s›n›rlar›-n›n çizildi¤i bir yer olarak tarihegeçmifltir.

Kur’an-› Kerim’de mescitlerinAllah’›n evi oldu¤u ve oralarda Allahile birlikte hiç kimseye kulluk edil-memesinin gereklili¤i (Cin 18) vur-gulanm›fl, mescitlerde Allah’›n ad›-n›n an›lmas›na engel olan veyamescitlerin harap olmas›na çal›flan-lar›n büyük bir haks›zl›k ve zulümiçinde oldu¤u bildirilmifltir.

Camilerimiz, çevresine estetikgüzellik kazand›ran görüntüsüyle,manevi de¤erler kazand›ran iflleviy-le, flerefelerden yükselen ve insan-

lar›m›za kendi varl›k sebeplerini ha-t›rlatan ezan sesleriyle Mescid-i Ha-ram’›n, Mescid-i Nebevi’nin ve Mes-cid-i Aksa’n›n birer flubeleridir.

Bu yüzden, ‹slam’›n temel kay-naklar›nda cami ve mescitlerin ima-r› temel din hizmetlerinden biri ola-rak görülmüfltür. Mabetleri inflaeden kimselerin vas›flar›, Kur’an-›Kerimde;” Allah’›n mescitlerini an-cak Allah’a ve Ahiret gününe imaneden, namaz› dosdo¤ru k›lan, zeka-t› veren ve Allah’tan baflkas›ndankorkmayan kimseler imar eder. ‹fltedo¤ru yola ermifllerden olmalar›umulanlar bunlard›r.” (Tevbe 18)fleklinde belirtilir.

Dün oldu¤u gibi bugün de, camive mescitler o mekanlar› infla eden-lerin iyi niyet ve dualar›yla flekille-nen; insanlar›n bilgi, ibadet ve ruhdünyalar›na istikamet kazand›ran;fikir, düflünce ve amellerde oluflanhatalar› temizlemeye vesile olan veçevresindekilere ümit vererek çare-sizlere s›¤›nak olan yerlerdir.

Bu arada ifade etmek gerekirse,böyle ulvi mekanlar›n yerleri ve in-flas› genelde ihtiyaca göre belirlen-mifl ise de son yüzy›lda ülkemizdeyaflanan h›zl› flehirleflmeye paralelolarak hamiyetli ve hay›rsever va-tandafllar›m›z taraf›ndan yapt›r›lancamilerde maalesef baz› kriterlereuyulmad›¤› da bilinmektedir. ‹htiya-ca çok yönlü olarak cevap verecekplan ve projeyi haz›rlamadan, yeri-ni, ifllevini ve estetik yap›s›n› dikka-te almadan, cami veya mescit yap-t›r›lmas›n›n do¤ru olmad›¤›n› bu-gün daha iyi anlam›fl buluyoruz. Ca-milerimizin d›fl görüntüsünün, iç di-zayn›n›n ve çevre düzenin güzellefl-tirilmesi yönünde ataca¤›m›z herolumlu ad›m, insan›m›z›n gönüldünyas›nda ve insanl›¤›n medeniyetyar›fl›nda aç›lm›fl yeni umutlar veufuklar demektir. Din hizmetlerininiçeri¤i kadar camilerimizin fizikiözellikleri konusunda da yapmam›zgereken önemli görevler vard›r.

Toplumumuzun birlik ve huzuriçinde geliflmesine ve de¤iflik alan-

22 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 23: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

larda ortaya ç›kan ihtiyaçlar›na ce-vap vermek üzere kurulan her ku-rum ve kurulufl bizim için önemli-dir. Camilerimiz hiçbir kurum vekuruluflun alternatifi de¤ildir. As›r-lardan beri adeta camilerle özdefl-leflmifl olan Türk milleti, dünyan›nneresinde olursa olsun yurt edindi-¤i ve göç etti¤i topraklarda, nüfus-lar›n›n çoklu¤una ve azl›¤›na bak-maks›z›n, toplumsal ihtiyaca göremescit ve cami yap›m›n› ihmal et-meden günümüze kadar getirmiflve bu anlay›fl›n› nesilden nesile ak-tarmas›n› bilmifltir.

Bu noktada bir hususun alt›n›çizmekte fayda görüyorum. Hepi-miz biliyoruz ki ülkemizin ve toplu-mumuzun camiye oldu¤u kadar,okula, hastaneye ve benzeri sosyalinsani mekanlara da ihtiyac› bulun-maktad›r. Görevlilerimizin, bugünekadar oldu¤u gibi bundan böyle deihtiyaç duyulan yerlerde, okul vehastane yapt›rman›n çok büyüksevaplar kazand›raca¤›n› vurgula-yarak, vatandafllar›m›z› böylesihayri hizmetlere de yönlendirece-¤ine ve onlara öncülük edece¤ineinan›yorum.

Bafllang›çtan günümüze insan,her zaman rehberli¤e ihtiyaç duyanbir varl›k olmufltur. ‹nsan›n, yarat›-c›s›na karfl› kulluk bilincine ulaflabil-mesi, iyi ve kötü, sevap ve günaharas›nda do¤ru tercihte bulunabil-

mesi için, do¤ufltan tafl›d›¤› dinduygusunun sa¤l›kl› ve sa¤lam bil-giyle beslenmesi, yani din konusun-da sa¤l›kl› bilgiler edinilmesi gere-kir. Bu, bireysel ve toplumsal bir ih-tiyaçt›r. Böyle bir ihtiyaç ancak, bil-giyi ve bilgilenmeyi rehber edinen,de¤iflimden korkmayan, de¤iflme-den geliflemeyece¤inin fark›na va-ran hizmet erbab›, tebli¤ ve irflad›dert edinmifl diyanet personeli ilekarfl›lanabilir.

Bu nedenle, din görevlilerimizinyüklendikleri misyon ve sergiledik-leri vizyon insanlar›m›z için çokönemlidir. Bu alanda elde edilecekbaflar›, e¤itim seviyeleri yükseltil-mifl, befleri münasebetlerde toplu-mumuza öncü olacak konuma gel-mifl, muhatab›n› anlayan ve onlar›dinin asli kaynaklar›n› esas alarakbilgilendiren, sözleri, davran›fllar›ve samimiyetleriyle örnek bir ya-flam sergileyen din görevlilerine aitolacakt›r.

Hiç flüphesiz gerek al›nan ku-rumsal tedbirlerle ve gerekse görev-lilerimizin bireysel tercihlerinin birsonucu olarak yüksek okul mezunupersonelimizin say›s›n›n h›zla artt›¤›-n›, daha çok okuyan, bunun sonucuolarak düflünen ve daima iyinin vegüzelin aray›fl› içinde bulunan görev-lilerimizin baflar› ile yerine getirdik-leri din hizmetinin yan›nda, sosyal,kültürel ve hatta sportif etkinlikler-

de sergiledikleri öncü tavr› da mem-nuniyetle müflahede etmekteyim.

Bununla birlikte, toplumun baz›kesimlerinde kurumumuza ve per-sonelimize karfl› olumsuz bir ön yar-g›n›n ve kanaatin bulundu¤unu dabiliyoruz. Böylesi önyarg› ve olum-suz kanaatleri gidermek de yine so-rumluluk bilincini kazanm›fl, düflün-celerini bilimin ayd›nl›¤›na açm›fl,kendisini rahmet ve hizmet insan›olmaya adam›fl din görevlilerimizinolumlu yaklafl›m› ve artarak devamedecek baflar›l› çal›flmalar› ile müm-kün olacakt›r.

Camiler ve Din görevlileri haftas›fikri, bir ihtiyaçtan ortaya ç›km›flt›r.Hafta boyunca bütün müftülükleri-miz, flart ve imkanlar›na göre teflki-lat›m›z›n ruhuna ve yap›s›na uygunprogramlar düzenleyerek bir tak›msosyal aktiviteler gerçeklefltirecek-lerdir. Bu hafta vesilesiyle yap›lanprogramlarda bütün dikkatler ca-milerimiz ve bu ulvi mekanlarda gö-rev yapan din görevlilerimizin me-seleleri ve sorumluluklar› üzerineyo¤unlaflacak, bu alandaki prob-lemler tesbit edilerek ilgili mercile-re ulaflt›r›lacak ve din hizmetleri gö-revinde “etkinlik ve verimlilik” esas›çerçevesinde plan ve projeler gelifl-tirilmesi üzerinde durulacakt›r.

Toplumumuzda temel insani veahlaki de¤erlerin yaflamas›na, top-lumumuzun manen yükselmesineönemli katk›lar sa¤layan camileri-mizin infla ve imar›nda rol alan, hiz-metlerine dünyevi bir karfl›l›k bekle-meden büyük fedakarl›klarda bulu-nan din kardefllerimi; samimi dav-ran›fl ve güler yüzleriyle gönlünü bü-tün insanlara açan, hikmet dolusözleri, dinlendirici hofl sohbetleriylebüyük, küçük herkesin gönlünü ka-zanan ve görev mahallerinde büyükazim ve gayretle dini hizmetleri engüzel bir flekilde sunmaya gayreteden din görevlilerimizi kutluyor;gerek camilerimiz gerekse görevli-lerimiz için bu haftan›n hedefineulaflmas›n› diliyor ve hepinize tekrarsayg› ve selamlar›m› sunuyorum.

23Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 24: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

24 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Dr. Lütfi DO⁄ANDiyanet ‹flleri Eski Baflkan›

Camiler ve din görevlileri haftas›-n›n hay›rlara vesile olmas› temenni-siyle konuflmas›na bafllayan Dr. Lüt-fi Do¤an ‹slam’›n bir bölgenin, bir k›-s›m insanlar›n de¤il, bütün insanl›-¤›n güzelli¤i, güzel yaflant›s› için Al-lah taraf›ndan gönderilmifl bir dinoldu¤unu söyledi.

‹slam dininde bütün dinlerin ma-bedlerine sayg› oldu¤unu ifade edenLütfi Do¤an “Hangi kutsal kitaptabaflka dinlerin mabedlerine sayg›

vard›r? Hristiyanl›kta caminin ismivar m›d›r? Yahudili¤in hangi litera-türünde camilere sayg› hakk›nda bircümle vard›r? Bunu düflünmenizi is-tiyorum. Kur-an’› Kerim’de camilerd›fl›nda di¤er dindarlar›n ibadet et-tikleri savmaalar Allah’›n ad›n› zikre-dilen yerler olarak gösterilmekte-dir.” dedi.

Müslüman Türklerin, bütün din-lerin mabedlerine sayg› gösterdi¤inibelirten Dr. Lütfi Do¤an, “Anadoludabizim büyük kollar›m›z›n alt›nda kili-seler, çeflitleriyle savmaalar, di¤ersinegoglar tüm bütün güzelli¤i ileyaflad›. Gelsin flimdi bütün dünya in-sanlar› Anadolunun bu güzelli¤ini birgörsün Kapadokya’da, Ege’de, Ana-doluda; hep yan yana. Bütün insan-l›¤›n inanc›n› mutlak olarak kullan-mak isteyen Türklerin bu güzelli¤i-dir.” dedi.

Cumhuriyetin dine karfl› olmad›-¤›n› ve yepyeni bir bir dünya görüflüile geldi¤ini vurgulayan Dr. Lütfi Do-¤an “Cumhuriyet dine karfl› de¤ildir.Yaln›z yepyeni bir dünya görüflü ilegelmifltir. ‹nsan haklar›yla gelmifltir,insan› yüceltmek için gelmifltir.Onun için imam kelimesinin vaiz ke-limesinin di¤erlerinin yan›nda din

görevlerine verdi¤i bu yeni güzellikiçinde, ilk kurulan Diyanet Teflkilat›Kanunu içinde, Hademe-i Hayrat,iyili¤in önderleri, güzel ahlak›n ön-derleri ismini vermifltir; hayr›n hiz-metçileri. Çok flükür flimdiki ayn› gö-rüfl, daha güzel bir yere geliyor, bü-tün hizmetleri kapsayacak flekilde,baflta Diyanet ‹flleri Baflkan›’ndantutun, en bütününe kadar bir keli-meyle diyanet görevlileri ismini Diya-net ismini al›yor.” dedi.

Ö¤retmenlerin, diyanet görevli-lerinin ve sanatkarlar›n toplumlar›ngüneflleri ve ›fl›klar› konumunda ol-du¤unu belirten Dr. Lütfi Do¤an,“Bu ›fl›klar hiç sönmez. Onlar emekliolmakla bundan vazgeçmezler.Ölünceye kadar ve öldükten sonrada devam eder. Tanr›dan ald›klar›nurlarla ayd›nlanm›fl kifliler öldüktensonra da devam ederler” dedi.

Dr. Lütfi Do¤an konuflmas›n›nsonunda Türkiye’nin kalk›nmas› için,inanc›yla, de¤eriyle sürekli geliflerekça¤› yakalayarak, ilerde Muhamme-dilerin dünyaya nas›l bir ‹slam getir-diklerini, nas›l dünyan›n insanlar›n›yanyana getirdiklerini sergilemekiçin hoflgörülü olman›n ve çal›flma-n›n gereklili¤ini vurgulad›.

Kelime anlam› “toplayan bir araya getiren” demek olancamiler, inananlar›n Rableri önünde saf tuttuklar›, rüküyavar›p secde ettikleri kutsal mekanlard›r. Kur’an’›n ifadesi-ne göre: “‹nsanlar için infla edilen ilk mabet Kabe’dir” (Al-i‹mran 3/96) di¤er bütün camilerin ise, Kabe’nin birer flu-besi durumunda oldu¤u kabul edilir.

Kur’an’da geçen “Allah’›n mescitlerini ancak Allah’a ve ahi-ret gününe iman eden, namaz› dosdo¤ru k›lan, zekat veren veAllah’dan baflkas›ndan korkmayan kimseler imar eder.” (Tev-be 18) mealindeki ayet-i kerime, inananlar›n cami yapma veyaflatma hususundaki gayretlerine esas teflkil etmifltir.

Bu gayretin ilk örne¤i, Hz. Peygamber’in Mekke’denMedine’ye hicretinden sonra kendisinin de bizzat bedenenyap›m›nda çal›flt›¤› Mescid-i Nebeviyye’nin inflas› ile veril-mifl ve günümüze kadar o günkü hizmet aflk›yla devamede gelmifltir.

“Allah evi” diye de tan›mlanan camilerin yap›m› ve ya-flat›lmas›nda ibadet aflk› ve ruhu hakim olmufl, bu hususinsanlarca ilahi bir buyruk olarak kabul edilmifltir.

Camiler; inanan insanlar›n her hangi bir ay›r›ma tabitutulmadan, yani s›n›f fark› gözetilmeden zengin-fakir,amir-memur bir araya geldikleri ve hayat›n günlük ko-fluflturmas›ndan, yorgunlu¤undan ar›n›p manevi huzurakavufltuklar›, bir tara¤›n diflleri gibi eflit olduklar› yer-lerdir.

‹z b›rakan mimarisiyle, minaresi ve kubbesiyle bulun-du¤u her yerde Müslümanlar›n yaflad›¤›na birer flahit gibi-dir camiler...

Cemaatle k›l›nan namaz›yla, birlikte dinlenen va’z vehutbesiyle birer yayg›n e¤itim müessesesidir camiler...

‹nsan› ferdiyetçili¤e sürükleyen modernitenin karfl›s›n-da insan›n sosyal bir varl›k olma hürriyetini yaflatan enönemli amillerdendir camiler...

Günde befl vakit: “Allah’›n En Büyük, Tek ve Bir; Hz.Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi oldu¤unu; gerçek mut-lulu¤un ve kurtuluflun Allah’a ibadetle mümkün olabilece-¤ini” dünyaya ilan eden ve bir nevi “‹lahi Davet” olan ezan›nmeskenidir camiler...

C A M ‹ L E R

Page 25: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

R amazan ay›; müslümanlar içinrahmet, bereket ve günahlar-dan kurtulmalar›na vesile olan

bir ayd›r. Sosyal dayan›flma ve yard›m-laflman›n pekiflti¤i, müslümanlar›nbirbirinin dertleriyle daha çok hemhaloldu¤u, toplumda sevgi ve kardeflli¤inyayg›nlaflt›¤› Ramazan ay› hakk›ndaAllah’u Teala flöyle buyurmufltur:

“Ramazan ay›, insanlara yol göste-rici, do¤runun ve do¤ruyu e¤ridenay›rman›n aç›k delilleri olarakKur'an'›n indirildi¤i ayd›r. Öyle ise siz-den ramazan ay›n› idrak edenler ondaoruç tutsun. Kim o anda hasta veyayolcu olursa (tutamad›¤› günler say›-s›nca) baflka günlerde kaza etsin. Al-lah sizin için kolayl›k ister, zorluk iste-mez. Bütün bunlar, say›y› tamamla-man›z ve size do¤ru yolu göstermesi-ne karfl›l›k, Allah'› tazim etmeniz, flük-retmeniz içindir.” (Bakara 185)

Peygamber Efendimiz (sav) de,Ramazan ay›n›n faziletinin önemineçokça de¤inmifl, müslümanlar›n buay›n feyzinden istifade etmelerini is-temifltir. Bu hadislerden bir kaç›flöyledir:• “Allah Resulü (a.s.): "Ramazan

geldi¤inde Cennet kap›lar› aç›l›r,Cehennem kap›lar› kapan›r, fley-tanlar da ba¤lan›r"

• Ramazan bereket ay›d›r. Allahbu ayda, günahlar› ba¤›fllar, du-âlar› kabul eder. Melekler bu ayade¤er verenlerle iftihar eder. Buay›n hakk›n› gözetin! Ancak ce-henneme gidecek olan, bu aydarahmetten mahrum kal›r.

• Ramazan ay› mübarek bir ayd›r.Allahü teâlâ, size Ramazan oru-cunu farz k›ld›. O ayda rahmetkap›lar› aç›l›r, cehennem kap›lar›kapan›r, fleytanlar ba¤lan›r. Oayda bir gece vard›r ki, bin aydandaha k›ymetlidir. O gecenin [Ka-dir gecesinin] hayr›ndan mah-rum kalan, her hay›rdan mah-rum kalm›fl say›l›r.

• Ramazan ay›nda oruç tutmay›farz bilip, sevab›n› da Allahtanbekleyerek oruç tutan›n günah-lar› affolur.

25Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

RamazanAy›n›n

Fazileti

Page 26: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

• Ramazan ay›n›n bafl› rahmet, or-tas› ma¤firet, sonu ise, cehen-nemden kurtulufltur.

• Peygamberimiz bir fiaban ay›n›nsonunda Ramazan ay›na girer-ken ashab›na hitabederek Ra-mazan ay›n›n kutsiyet ve fazileti-ni flöyle belirtmifltir:

- Ey insanlar! Yüce ve mübarek biray›n gölgesi üzerinize bast›. O ayda bir gece vard›r ki bin ay-dan daha hay›rl›d›r. Allah o ayda oruç tutmay› farzk›ld›. Geceleyin ibadet yapmay›da nâfile k›ld›. O ayda bir hay›r iflleyen kimsedi¤er aylarda bir farz ifllemifl gi-bi olur. O ayda bir farz iflleyen ise di¤eraylarda yetmifl farz ifllemifl gibisevap al›r. O, sab›r ay›d›r. Sabr›n karfl›l›¤› isecennettir. O, yard›mlaflma ay›d›r. O ayda müminin r›zk› bollaflt›r›l›r. O ayda kim bir oruçluyu iftar et-tirirse bu, günahlar›n›n ba¤›fllan-mas›na ve cehennemden kurtul-mas›na sebep olur. Ayn› zaman-da oruçlunun sevab› kadar sevapverilir. Oruçlunun sevab›ndan dahiç bir fley noksanlaflmaz. Ashab:

"- Yâ Rasûlullah! Hepimiz oruçluyuiftar ettirecek bir fley bulam›yo-ruz" deyince Resûlullah (s.a.v.):

"- Allah bu sevab› oruçluyu kuru birhurma ile veya bir yudum su ileya da bir yudum süt kafl›¤› ile if-tar ettirene de verir. O öyle bir ayd›r ki evveli rahmet,ortas› ma¤firet ve sonu cehen-nem ateflinden kurtulufltur. O ayda köle ve hizmetçilerin yükü-nü hafifleten kimseyi Allah ba¤›fllarve cehennem ateflinden kurtar›r. Ramazan ay›nda flu dört fleyiçokça yap›n›z. Bunlardan ikisiniyapmakla Rabbinizi raz› edersi-niz, di¤er ikisini yapmaktan damüsta¤nî say›lmazs›n›z. Rabbini-zi raz› edece¤iniz iki haslet flun-lard›r:

a- Allah'tan baflka hiç bir ilah olma-d›¤›na flehâdet getirmek.

b- Allah'› an›p isti¤far etmek. Müsta¤nî olmad›¤›n›z iki hasletegelince:

a- Allah'tan cenneti istersiniz. b- Cehennemden O'na s›¤›n›rs›n›z. • Ümmetime Ramazanda befl haslet

verilmifltir ki bunlar benden öncekihiç bir peygambere verilmemifltir:

1- Ramazan ay›n›n ilk gecesi oluncaAllah teâlâ ümmetime (rahmetbak›fl›yla) bakar. Allah her kime(rahmet bak›fl›yla) bakarsa, onaebedî olarak azap etmez.

2- Akflamlad›klar›nda a¤›zlar›n›nkokusu Allah kat›nda misk koku-sundan daha güzel olur.

3- Melekler her gün ve gece onlaraisti¤far ederler, Allah'tan ba¤›fl-lanmalar›n› dilerler.

4- Allah teâlâ cennetine emredip:"Kullar›m için haz›rlan›p süslen.Onlar›n dünya meflakkatlerindenkurtulup, benim yurduma ve ih-san›ma istirahat için gelmeleriyaklaflt›." buyurur.

5- Gecenin sonu olunca, Allah (c.c.)hepsini ba¤›fllar. Orada bulunan-lardan biri:

"- O gece Kadir gecesi midir?" de-yince: Hay›r, çal›flanlar› görmüyor mu-sun? Onlar çal›fl›p ifllerini bitirin-ce kendilerine ücretleri tam ola-rak ödenir." buyurdu. Teravih namazlar›, iftar sofralar›,

okunan mukabeleler, davetler vb.davran›fllar ile adeta “Sosyal Bar›-fl›n”da sembolü olan Ramazan ay›namilletimiz özel önem atfetmifltir. Biry›l boyunca istemeyerek de olsa ya-p›lan bir tak›m kötü davran›fl ve al›fl-kanl›klar ile benzeri zaafiyetler; buay›n girmesiyle terkedilmekte, insa-n›m›z manevi zenginli¤i feyz ve be-reketi bol olan bir atmosfere gir-mektedir. Bu atmosfer insan› kötü-lüklerin, günahlar›n kavurucu s›ca-¤›ndan; rahmet, ma¤firet ve bere-ketin huzur veren gölgesine s›¤›n-d›rmakta; ve bu rahmet gölgesindeinsan manevi huzur bulmaktad›r.

26 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 27: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

M ü’minler için af, ma¤firet,rahmet, bereket, sosyaldayan›flma ve yard›mlafl-

ma ay› olan Ramazan münasebetiy-le Vaf›m›z taraf›ndan Kocatepe Ca-mii avlusuna kurulan iftar sofras›n-da hay›rsever vatandafllar›m›z›n dakatk›s›yla Ramazan boyunca iftaryeme¤i verildi.

Dinî ve kültürel hayat›m›zda Ra-mazan ay›n›n çok müstesna bir yerive önemi vard›r. Ramazan ay› ferdîve içtimai hayat›m›za yeni bir aksi-yon, yeni bir dinamizm ve müstesnabir ruh hali kazand›rmaktad›r. Buay›n kazand›rd›¤› manevi disiplin se-bebiyle, sosyal hayat›m›zda düzenlibir huzur ortam› yaflanmakta, va-

tandafllar›m›z adeta iyilik ve hay›ryapmada bir yar›fl içerisine girmek-tedir.

Türkiye Diyanet Vakf› dinî ve mil-lî fluurun kuvvetlendi¤i, insanlar›nbirbirlerine daha müsamahal› yak-laflt›¤›, kardefllik, sevgi ve hoflgörüduygular›n›n doruk noktaya ç›kt›¤›Ramazan ay›n› her zamankinden da-ha büyük sevgi ve heyecan ortam›içerisinde idrak etmenin gereklili¤i-ne inanmaktad›r.

Eski geleneklerimizi yaflatmak,köklü bir ananenin devam› olarak,birlikte oruç açmay› ve bu hazz› top-lumumuzun de¤iflik kesimleriyle,çeflitli meslek mensuplar›yla paylafl-may› bir gelenek haline getiren Tür-kiye Diyanet Vakf› 1999 y›l›ndan bu-yana Kocatepe Camii alt›nda kurdu-¤u iftar sofras›nda her gün 1500’ünüzerinde vatandafl›m›za iftar yeme-¤i vermektedir.

Türkiye Diyanet Vakf› her y›l ol-du¤u gibi bu y›l da Ramazan ay› mü-nasebetiyle Kocatepe Camii alt›nda

yer alan kapal› ve s›cak bir mekandaher gün 1500’ün üzerinde vatanda-fl›m›za iftar yeme¤i verdi. Toplumu-muzun de¤iflik kesimlerine ait birçok vatandafl›m›z Ramazan boyuncaVakf›m›z›n bu sofras›nda iftarlar›n›yapt›lar. ‹ftar sofras›na bir çok va-tandafl›m›z da yapt›klar› katk›larlasponsor oldu.

‹ftar saatinde evlerine yetifle-meyen vatandafllar›m›z ile yard›mamuhtaç vatandafllar›m›z›n TürkiyeDiyanet Vakf›’n›n iftar sofras›nagösterdi¤i ilgi her y›l oldu¤u gibibu y›l da çok fazla oldu. Her günuzun kuyruklar›n olufltu¤u iftarsofras›nda, üç çeflit yemek ikramedildi.

27Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Türkiye Diyanet Vakf›‹FTAR SOFRASI

Vakf›m›z Mütevelli Heyeti Üyeleriiftar yeme¤ine kat›larak

vatandafllarla iftar ettiler.

Page 28: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

1996 y›l›nda kurulanTürkiye Diyanet

Vakf› Kad›n Kollar›, 2003-2004 faali-yet dönemine 11 Ekim 2003 Cu-martesi günü Kocatepe Camii Kon-ferans Salonu’nda düzenlenen birtörenle bafllad›.

Törene Diyanet ‹flleri Baflkan› veVakf›m›z Mütevelli Heyeti Baflkan›Prof. Dr. Ali Bardako¤lu, Vatikan Bü-yükelçisi Edmond Farhat, T.B.M.M.Baflkan›n›n efli Münevver ARINÇ, Keçi-ören Belediye Baflkan› Turgut Alt›nok,Vakf›m›z Genel Müdürü A. ‹hsan Sa-r›mert, milletvekilleri ve kalabal›k birtopluluk kat›ld›.

Sayg› duruflu ve ‹stiklal Marfl›okunmas›yla bafllayan törende Vakf›-m›z Kad›n Kollar› Baflkan› Ayfle Sucuile Diyanet ‹flleri Baflkan› ve Vakf›m›zMütevelli Heyeti Baflkan› Prof. Dr. AliBardako¤lu birer konuflma yapt›lar.

Tören konuflmalar›n› müteakipKültür Bakanl›¤› Ankara Devlet Kla-sik Türk Müzi¤i Korosu taraf›ndanTürk tasavvuf ve Türk musikisindenseçkin örneklerin yer ald›¤› bir kon-ser verildi.

Prof. Dr. Ali Bardako¤luDiyanet ‹flleri Baflkan›Türkiye Diyanet Vakf›Mütevelli Heyeti Baflkan›

Hepimiz biliyoruz ki dinler insaniçin ve insan›n oldu¤u yerde vard›rve dinlerin amac› da insan›n mutlu-lu¤udur. Burada hem insan kelime-sini, hem mutluluk kelimesini çokgenifl anlam›yla kullan›yoruz. Yaniinsan deyince kad›n ve erkek, gençve yafll›, fakir ve zengin bütün in-sanlar›n mutlulu¤u. Mutluluk de-yince de geçici ve basit ve dünyevi

ve maddi de¤il; çok kapsaml›, uzunvadeli, uzun soluklu bir mutluluk.Böyle olunca hem de dinlerin Al-lah’tan gelen bir metafizik ayd›n-lanma oldu¤unu gözönüne al›ncadinlerin özünde kad›n sorunu ol-maz. Dinlerin özünde kad›n-erkekayr›mc›l›¤›, çocuk-büyük ayr›mc›l›¤›

28 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Türkiye Diyanet Vakf›

KADIN KOLLARIYeni Faaliyet Dönemine Bafllad›

Page 29: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

olmaz. Dinler umumi bir rahmettir.Allah kendi yaratt›klar›na hep flef-katle, rahmetle muamele eder.Böyle olunca rahatl›kla söyleyebilirizki, bu söylediklerim, hem ‹slamiçin, hem di¤er semavi dinler içinyani Allah inanc›, ahiret inanc›, va-hiy ve peygamber temas› bulunanHristiyanl›k ve Yahudilik için de ge-çerli. Dinlerin özünde, metnindekad›n sorunu olmaz.

O halde niçin kad›n sorununu,kad›n haklar›n› ele al›rken onu dinizemine tafl›yoruz? Bunun da cevab›-n› flu flekilde aç›klayabilir, flu flekildeverebiliriz:

Dinlerin özünde olmaz ama,dinlerin tarihsel tecrübesinde, din-lerin de¤iflik dönemlerde, de¤iflikco¤rafyalarda yaflan›fl biçimlerindekad›nlar›n da di¤er insanlar›n da,di¤er kesimlerin de mutlaka sorun-lar›, çözülmesi gereken problemlerivard›r, olagelmifltir. Bunlar dindar-lar›n geleneksel tavr›yla, dini me-tinlerle iliflkili de k›l›nm›fl olabilir.Ancak hemen flunun fark›na var-mal›y›z ki, kad›nlarla ilgili veya ko-runmas›, dikkat edilmesi, daha birsevgiyle, flefkatle yaklafl›lmas› gere-ken konularda insanl›k tarihimizdesorunlar üretilmiflse, sorunlar orta-ya ç›km›flsa, bunu kendi tecrübe-mize, kendi flartlar›m›za, kendi kül-türümüze, içinde yaflan›lan tarihe,co¤rafyaya, mahalli kültürlere ba¤-lamak gerekir.

Bunun için de ben öteden beri‹slam’da kad›n haklar›, ‹slam’da ka-

d›n sorunu gibi bafll›klar› hep ‹slamdininde de¤il, Müslümanlar›n tarih-sel tecrübesinde yaflad›klar› ve haya-ta aktard›klar› dindarl›klar›nda kad›nsorunu fleklinde anlamak ve alg›la-mak istiyorum.

O zaman birinci sayfay› de¤il de,ikinci sayfay› açarsak, yani dinlerinözünü de¤il de, Müslümanlar›n ta-rihsel tecrübesinde yaflad›klar› din-darl›klarda tarihin belli dönemlerin-de, belli co¤rafyalarda kad›n haklar›konusunda, kad›n sorunu konusun-da bir tak›m açmazlar›, ç›kmazlar›,eksiklikleri varsa bunun da elbettekendine göre dinamikleri, flartlar›,mahalli ba¤lant›lar› vard›r.

Ayn› konu, Hristiyanl›k tarihi içinde, Yahudilik tarihi için de geçerlidir.Bu noktay› önemli addetti¤im içinvurgulamak istedim.

‹kincisi de, gerçekten hukuk ta-rihinden de biliyoruz ki haklar; veri-len oldu¤u sürece, verildi¤i sürecehak olmaktan ç›kar. Birisi bir hakk›veriyorsa, biliniz ki alma hakk›na dasahiptir. Böyle olunca as›l olan, hak-larda aslolan bu haklar›n kazan›lma-s›d›r ve kendili¤inden sahip olunma-s›d›r.

Ben flahsen toplumumuzun 20.yy.’da, 21. yy.’›n efli¤inde art›k hak-lar›n verilen haklar de¤il, kazan›lanve kendili¤inden sahip oldu¤umuzhaklar oldu¤u noktas›na geldi¤inidüflünüyorum ve bu aç›dan insanhaklar›n›n tarihsel geliflimi aç›s›ndanolumlu bir noktaya geldi¤imizi ifti-harla görüyorum.

Türkiye Diyanet Vakf› Kad›n Kolla-r›n›n faaliyeti de iflte bu haklar›n kaza-n›lmas›, haklar›n sahiplenilmesi aç›-s›ndan çok olumlu ad›mlard›r. Diyanet‹flleri Baflkanl›¤›nda kad›n çal›flanlar›-m›z›n oran› %4’dür. Bunu biliyorumve bunun çok sevinilecek bir tablo ol-mad›¤›n› rahatl›kla söyleyebilirim. An-cak hemen ifade edeyim ki, savunmaolarak lütfen alg›lamay›n; çal›flanlar›-m›z›n %85-90’› imam-hatiptir, müez-zindir. Böyle oldu¤u için Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤›nda kad›n haklar›n›n dahaaz gözetildi¤i fleklinde bir yanl›fl anla-y›fl var. Asl›nda onu d›flar› ç›kar›rsak,Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› ve Türkiye Di-yanet Vakf› bu kad›n haklar›n›n iyilefl-tirilmesi, kad›n›n toplumumuzda haketti¤i yeri almas› konusunda belli birbilince ulaflm›flt›r. Yeterli de¤ildir, bu-nun gelifltirilmesi ve daha ileri gitme-miz gerekiyor.

Gerçekten de, yani ilahiyat fakül-tesi ö¤rencilerimizin en az %50’sikad›nlar›m›zd›r, k›zlar›m›zd›r. Bunla-r›n toplumumuzda yer kazanmalar›,devlet kadrolar›nda da, devlet teflki-lat›nda da ve bunun bir parças› olanDiyanet teflkilat›nda da görev alma-lar› elbette beklenir. Bu konuda bi-zim yeni dönem olarak önemli proje-lerimiz var. Bunu siyasi bir vaad ola-rak lütfen görmeyin. Ama kad›nlar›-m›z›n, k›zlar›m›z›n yetiflkin k›zlar›m›-z›n Diyanet teflkilat›nda görev alma-s›na en çok bizim ihtiyac›m›z var.Onlara bir hak verme olarak düflün-müyoruz biz bunu. Onlar zaten buhaklara sahipler. Diyanet hizmetleri-nin iyi yürüyebilmesi için, insanlar›-m›za, çocuklar›m›za, ailelere daha iyiulaflabilmek için kad›nlar›m›z›n, ye-tiflkin k›zlar›m›z›n mutlaka görev al-mas›, bu kofluya kat›lmas› gerekiyor.Bunu yürekten istiyoruz, içtenlikleistiyoruz. Bunun için de gerekenbrokratik ve yasal çal›flmalar› devamettiriyoruz.

Bir iki cümle de birlikte yaflama-dan söz edeyim. Hepimizin bugün-lerde en çok duydu¤u kavramlardanbirisi birlikte yaflamak. Birlikte yafla-mak deyince genellikle uzak ufuklara

29Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 30: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

bak›yoruz. Bizim çok uza¤›m›zda ya-flayan insanlarla birlikte yaflama for-mülleri ar›yoruz. Asl›nda birlikte ya-flaman›n belkide ilk ad›m› yan›bafl›-m›zda bulunan insanlarla, çocuklar›-m›zla, yafll›lar›m›zla, kad›nlar›m›zla,özürlülerimizle, fakir, kimsesiz, köp-rüalt› çokcuklar› ile birlikte yaflama-d›r. Onlar›n ihtiyaçlar›n›, dertlerinigörebilmedir. Ben flahsen birlikteyaflaman›n ilk ad›m›n›n yak›n çevre-mizle birlikte yaflama, yak›n çevre-mizle sevgi ve sayg› içinde yard›m-laflma içinde yaflama oldu¤unu gö-rüyorum. Yak›n çevresiyle birlikteli-¤i, sevgi ba¤›n› sa¤layamam›fl kim-selerin, daha uzak toplumlarla, dahafarkl› kültürlerle bir arada yaflamakazan›m› pek sözkonusu olmaz.

Bütün bunlardan sonra gönül ra-hatl›¤› ile ifade edebilirim ki, gerekteflkilat›m›z bünyesinde daha çokvaize olarak görev yapan, gerekseDiyanet Vakf›m›z›n kad›n kollar›ndagörev yapan bu gönüllü han›mefen-diler gerçekten bizim hem din hiz-metlerimizin iyilefltirilmesinde vetoplumun de¤iflik kesimlerine ulafl-mas›nda büyük hizmet vermekteler,hem de toplumda kad›n bilincinin,kad›n haklar›, kad›n›n ifllevi, önemi,misyonu konusunda ortak bilincinoluflmas›nda önemli bir katk› sa¤la-maktalar. Kendilerini kutluyorum,kendilerinin bu tür çal›flmalar›n›ndaima destekcisi olaca¤›m›z› kendi-lerine aç›kca ifade ediyorum.

Teflkilat›m›z olarak, bütün çal›fl-ma arkadafllar›m›z olarak bu tür fa-

aliyetlerin hep yan›nda olduk. Top-lumsal yaralar› sarmaya yönelik,toplumu birlefltirmeye, bütünlefltir-meye, toplumsal huzuru, bar›fl› sa¤-lamaya yönelik her olumlu ad›m›n,çaban›n daima yan›nday›z. Biz de buçaban›n bir neferi olmak istiyoruz.

Bu duygu ve düflüncelerle hepi-nize tekrar selam, sevgi ve sayg›lar›-m› sunar›m. Kad›n kollar›na yeni dö-nemde baflar›lar dilerim, baflar›lar›ndevam edece¤ine inanc›m› bir kezdaha ifade ederim. Hatta bu dö-nemde daha iyi hizmetler, daha ak-tif hizmetler bekledi¤imizi, yeni flu-beler aç›larak, Diyanette de Vak›f’tada yeni masalar, yeni çal›flma grup-lar› oluflturularak, yeni dönemde ye-ni bir at›l›m içinde olacaklar›na olaninanc›m› ifade ederim.

Ayfle SucuTDV Kad›n Kollar› Baflkan›

Türkiye Diyanet Vakf› Kad›n Kol-lar›n›n 2003-2004 faaliyet dönemi-nin aç›l›fl program›nda bir konuflmayapan Kad›n Kollar› Baflkan› AyfleSucu konuflmas›na Vakf›n ne anla-ma geldi¤ini ve vak›flar›n sundu¤usosyal faaliyetleri anlatarak bafllad›.

Sivil toplum kurulufllar›n›n geç-miflteki rolünü anlatan ve günümüz-de insanl›¤›n demokrasi, özgürlük,insan haklar› konusunda sivil toplumkurulufllar›n› bir imkan olarak gör-düklerini belirten Ayfle Sucu “Geçenyüzy›lda iki büyük dünya savafl› yafla-yan, bilim ve teknolojinin yaratt›¤›

sanal dünyayla kuflat›lan, yerel s›n›r-lar›n› kaybetme tehlikesiyle yüz yüzegelen, ufku geniflleyen ama önünügöremeyen insanl›k, savafl ve sömü-rü yerine daha çok demokrasi, bar›fl,özgürlük ve insan haklar› taleplerinidile getirmek ve bunlar› etkin k›lmakamac›yla sivil toplum kurumlar›n› birimkân olarak kullanmaya bafllad›.Hedefi; genifl halk kitlelerini bu amaçdo¤rultusunda bilinçlendirmek, hal-k›n yönetime aktif kat›l›m›n› sa¤la-mak ve yönetim güçlerini insanl›¤›nyarar› yönünde etkilemeye çal›flmak-t›r.” dedi.

Türkiye’de sivil toplum kurumuolgusunun modern anlamda yeni birolgu olarak ortaya ç›kt›¤›n› belirtenAyfle Sucu “Ayn› nitelikteki gelenek-sel ifllevli kurumlar ile, yeni durumaras›ndaki geçifli anlamak ve temel-lendirmek için pratik ve teorik ol-mak üzere iki yaklafl›m biçimindensöz edebiliriz. Bu yaklafl›mlar› temel-lendirebilmek için de baz› kriterlergelifltirmek zorunday›z. Bunlardanilki bir dünya görüflüdür.” dedi.

Dünya görüflünün kurgulanm›flideolojik bir anlay›fl olmad›¤›n›, haya-t›n gerçeklerinden hareket eden, ta-rihsel ve kültürel birikimleri gören,gelece¤i, bütün bunlar› birlefltirerektasarlayan; insana, hayata ve evreneyerli ve yerinde bir bak›fl aç›s› getirenbir anlay›fl oldu¤unu belirten Sucu,bu anlay›fl›n ayn› zamanda belli birçizgi üzerinde sürekli geliflen, gelifl-tikçe eski unsurlarla yeni olgular› kay-naflt›ran; inkâr etmeyen, dönüfltüren

30 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 31: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

ve sürekli devingen bir yap›ya sahipoldu¤unu söyledi.

Sivil toplum kurumlar›n›n her za-man yak›n ve ana hedefli fleklinde or-ganize olmak durumunda olduklar›n›belirten Ayfle Sucu, yak›n hedefte so-mut kazan›mlar›n amaçlanmas› ge-rekti¤ini belirtti. Sucu, ana hedefide; birlikte yaflama kültürünün bi-reyden bafllayarak toplumun bütünkatmanlar›na kadar yayg›nlaflt›r›lma-s›, bu ba¤lamdaki sorunlar›n gideril-mesi ve birlikte yaflama tecrübesininhayata geçirilmesi fleklinde aç›klad›.

Türk-‹slâm kültürünün birlikteyaflama tecrübesi aç›s›ndan büyükbir birikime sahip oldu¤unu vurgula-yan Ayfle Sucu “Bunun ça¤dafl tecrü-belerle birlefltirilerek demokrasi kül-türüne dönüfltürülmesi ve toplumunbütününe egemen k›l›nmas›, içindeyaflad›¤›m›z toplumun bir bireyi ola-rak hepimizin görevidir.” dedi.

Sosyal gerekçesi olmayan hiçbiryap›lanman›n düflünülemeyece¤inedikkat çeken Ayfle Sucu, sivil toplumkurumlar›n›n sosyal gerekçesinin isetoplumda yaflanan belli bafll› temelsorunlara çözüm aray›fl› oldu¤unuvurgulad›. Bu sorunlar› s›ralayarak si-vil toplum kurumlar›n›n bu sorunla-r›n çözümüne destek vermesi gerek-ti¤ini belirten Ayfle Sucu “Bu sorunlare¤itim, sa¤l›k, hukuk, ekonomik, sos-yal çevre ve kültürel alanlarla ilgili ola-bilir. Sivil toplum kurumu bunlardanbirinin veya imkânlar› ölçüsünce bir-kaç›n›n ucundan tutabilir. Böylece si-vil inisiyatifle devlet imkânlar› sorun-

lar›n çözümünde el ele vermifl olur.Türkiye’de bu tür kurumlar›n gele-nekselleflmesini engelleyen bir du-rum vard›r. Çünkü kurumsal niteliklibaz› organizasyonlar sa¤lam bir sos-yal gerekçe zeminine dayanmamak-tad›r. Say›sal olarak vak›flar ve siviltoplum kurumlar›n›n çoklu¤u ile top-lumsal etkileri karfl›laflt›r›ld›¤›nda budurum daha aç›k bir biçimde görüle-cektir. Bu amaçla yola ç›kan hangikurum temel sorunlar›n çözümündegenifl kitlelerin deste¤ini yan›na al-may› baflarm›flt›r? ‹flte as›l sorun bu-radad›r ve bu da sosyal gerekçe ye-tersizli¤iyle yak›ndan ilgilidir.” dedi.

Sivil toplum kurumlar›n›n hizmetalanlar›yla ilgili kendilerine bir hedefkitle seçmelerinin gere¤ine de¤inenAyfle Sucu, hedef kitle seçiminde hiz-met-kitle uygunlu¤u, hizmetlerinhedefine ulaflt›r›lmas› yönünden zo-runlu oldu¤unu belirterek “Asl›ndahedef kitle seçimi bir profesyonellik-tir. Sivil toplum kurumlar›, hedef kit-lelerini seçerken hem hizmetlerinido¤ru al›c›lara sunmufl hem de ken-dilerini, amaçlad›klar› misyon do¤rul-tusunda yenileme imkân› yakalam›flolacaklard›r. Bu yüzden hedef kitleseçimi, bir sivil toplum kurumu içinhayatî kriterlerden biridir.” dedi.

Her toplumsal hizmetin, ait ol-du¤u toplumun genel beklentilerineuygunluk niteli¤i tafl›mas›n›n flart ol-du¤unu belirten Ayfle Sucu, birerhizmet kuruluflu olan sivil toplumkurumlar›n›n çal›flmalar›n›, toplu-mun beklentilerini karfl›layabilecek

alanlara teksif etmelerinin gereklili-¤ini de vurgulad›.

Bir toplumu ayakta tutan temeldinamiklerin bafl›nda manevî, kültü-rel ve moral de¤erlerin geldi¤ini be-lirten Ayfle Sucu, bu de¤erlerin ta-rihten bugüne süzülüp gelen tecrü-be birikimleri ve ortak yaflant› form-lar› oldu¤unu ifade ederek “Bunlarayaslanmayan bütün oluflum ve u¤-rafllar, toplumda bir karfl›l›k bula-maz. Toplumda karfl›l›k bulmayançabalar ise hem k›sa ömürlü hem deifllevsiz olur. Bu sebeple sivil toplumkurumlar›, topluma dönük bir hiz-met kuruluflu olarak toplumsal di-namikleri ve de¤er yarg›lar›n› içsel-lefltirmelidir. Çal›flmalar›n› buradankalkarak plânlamal›d›r.” dedi.

Türkiye koflullar›nda bir sivil top-lum kurumunun baflar›l› olabilmesiiçin manevi, kültürel ve moral de-¤erler gibi nitelikleri büyük ölçüdetafl›mas› gerekti¤ini belirten AyfleSucu “Bu nitelikleri tafl›mayan sivilamaçl› kurulufllar, genifl kitleler üze-rinde etkili olamazlar ve yapt›klar›çal›flmalar lobi oluflturma ve kulis fa-aliyetinden öte bir anlam tafl›maz.Bir toplumda, genifl kitlelerle bulu-flabilmek için o toplumun sahip ol-du¤u tarihsel ve kültürel de¤erleri-nin yaratt›¤› ortak dile karfl› yabanc›olunmamal›d›r. Çünkü hiçbir top-lum, kendisine yabanc› olan unsurla-ra kuca¤›n› açmaz.” dedi.

Türkiye Diyanet Vakf› Kad›n Kolla-r›n›n bu felsefe do¤rultusunda hizmetsundu¤unu söyleyen Ayfle Sucu “‹flteTürkiye Diyanet Vakf› Kad›n Kollar› ye-di y›ll›k hizmet prati¤iyle bu felsefeyiimkânlar› ölçüsünde hayata geçirmeyibaflarm›fl, baz› hizmet kurulufllar›naörnek olmufl, k›sa sürede, pek çok si-vil toplum kuruluflunun ulaflamad›¤›say›da insana ulaflm›fl ve hizmetleriylekendini toplumun bütün kesimlerinekabul ettirmifltir.” dedi.

Ayfle Sucu konuflmas›n›n sonun-da Türkiye Diyanet Vakf› Kad›n Kol-lar›n›n 2003-2004 faaliyet dönemin-de gerçelefltirece¤i programlar hak-k›nda bilgi verdi.

31Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 32: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

32 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

H anbeli mezhebinin imam›,muhaddis, fakih. 164 (780)

y›l› Rebiülevvelinde (veya Rebiüla-hir) Ba¤dat’ta do¤du. O¤lu Sa-lih’in rivayet etti¤i flecereye göresoyu Hz. Peygamberin dedelerin-den Nizar’la birleflerek Hz. ‹sma-il’e kadar uzan›r.

Ahmed b. Hanbel, babas› otuzyafllar›nda öldü¤ünden fieybano-¤ullar›ndan olan annesi Safiyyebint Meymune’nin himayesindebüyüdü. Kur’an-› Kerim’i ezberle-dikten ve Ba¤datl› alimlerden birmüddet gramer ve f›k›h okuduk-tan sonra hadis ö¤renmeye bafl-lad›. ‹lk hocalar›ndan biri kendi-sinden pek çok hadis yazd›¤› ta-n›nm›fl muhaddis Hüfleym b. Be-flir olup di¤er hocalar› aras›ndaSüfyan b. Uyeyne, Yahya b. Saidel-Kattan, Abdurrahman b. Meh-di, ‹mam fiafii ve Abdürrezzak b.Hemmam gibi alimler bulunmak-tad›r. el-Müsned’deki rivayetleri-ne göre hocalar›n›n say›s› 280 ka-dard›r.

Ahmet b. Hanbel Ba¤datl› mu-haddislerden faydaland›ktan son-ra hadis tahsilini tamamlamaküzere önce Kufe’ye ard›ndan dörtdefa Basra’ya, ayr›ca Mekke, Me-dine, fiam, Halep ve Cezire’ye se-yahatler yapt›. K›rk yafl›na kadardevam eden talebelik hayat›ndansonra hadis okutmaya bafllad›.Çok zaman 5000 kadar hadis tale-besi onu dinlemek üzere çevresin-de toplan›r. Bunlardan 500 kadar›

hadis yazarken di¤erleri onun ta-v›rlar›ndan, ahlak ve edebindenfaydalanmaya çal›fl›rlard›.

Abbasi Halifesi Me’mun, hila-fetinin son y›llar›nda Mu’tezilemezhebi ileri gelenlerinin tesiriy-le, devrin tan›nm›fl alimleriniKur’an’› mahluk oldu¤u görüflünükabul etmeye ça¤›r›ncaya kadarAhmed b. Hanbel hadis okutma-ya devam etti. Baz› alimler önce-leri Kur’an’›n mahluk olmad›¤›n›söylemekle beraber iflkence iletehdit edildikleri zaman halifeninzulmüne u¤ramamak için onunarzusuna uygun cevap verdiler;fakat o, bu görüflü benimsemedi-¤ini aç›kça belirttikten sonra dakanaatinde ›srar etti. Bu sebeplehapse at›ld›. Zulümden kurtul-mak maksad›yla halifenin görüflü-nü kabul eder görünmesini tavsi-ye edenlere gücendi. O s›ralardaTarsus’ta bulunan Me’mun onun-la görüflmek isteyince, halku’l-Kur’an konusunda kendisi gibidüflünen Muhammed b. Nuh ilebirlikte, Ba¤dat Valisi ‹shak b. ‹b-rahim taraf›ndan zincire vurula-rak yola ç›kar›ld›lar. Ancak Rak-ka’ya vard›klar›nda halifenin ölümhaberi geldi. Bu sebeple tekrarBa¤dat’a gönderildiler. Fakat Mu-hammed b. Nuh, Ahmed b. Han-bel’den genç olmas›na ra¤men s›-k›nt›lara daha fazla dayanamad›ve yolda öldü. Ahmed b. HanbelBa¤dat’a getirilerek hapsedildi.Yeni halife Mu’tas›m kardeflinin

Page 33: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

33Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

siyasetini takipte kararl› oldu¤uiçin ‹bn Hanbel’in hapiste tutul-mas›n› istedi. Bir y›l sonra da hu-zuruna getirerek bafl kad› Ahmedb. Ebu Duad ve güvendi¤i di¤erkiflilerle birlikte konu üzerindeyapt›klar› münakaflalar› dinledi.Onun ayet ve hadis d›fl›nda ilerisürülen delillere iltifat etmedi¤inive kanaatinden vazgeçmedi¤inigörünce iflkenceye tabi tutulma-s›n› emretti. fieddetli kamç› dar-beleri alt›nda inledi¤i halde oru-cunu dahi bozmad›¤›n› görünce,uygun bir ifade kulland›¤› takdir-de serbest b›rak›laca¤›n› söyledi.‹bn Hanbel buna da yanaflmad›.‹flkencenin hiçbir tesiri olmad›¤›n›gören halife onu serbest b›rak-may› düflündü. Ancak ‹bn EbuDuad Kur’an’› mahluk saymamaksuretiyle dinden ç›kan bir kimseyiserbest b›rakman›n do¤ru olma-yaca¤›n›, halk›n bunu, Mu’tas›mkardefli Me’mun’un yolundan ay-r›ld›, üstelik ‹bn Hanbel her iki ha-lifeyi de ma¤lup etti diyerek yan-l›fl de¤erlendirece¤ini söyledi. Bu-nun üzerine halife k›zg›n güneflalt›nda cellatlar›n daha çok kam-ç›lamak suretiyle yapt›klar› iflken-celere bizzat nezaret etti.

Ahmed b. Hanbel iki y›l dörtay süren bu hapis ve iflkence ha-yat›ndan sonra serbest b›rak›ld›.Yaralar› iyileflince yine fetva veriphadis okutmaya bafllad›. Mu’ta-s›m’›n ölümünden sonra halifeolan o¤lu Vasik döneminde halku’lKur’an meselesi mekteplerderesmi program içerisine al›narakokutulma yoluna gidilince, bu ha-reket karfl›s›nda galeyana gelipisyan etmeyi düflünen halk Ah-med b. Hanbel’e baflvurdu. Bu-nun do¤ru olmad›¤›n› ve sabret-mek gerekti¤ini söylemesine ra¤-men halkla görüflmesi ve hattahalifenin bulundu¤u yerde ika-met etmesi yasakland›. Vasik’inölümüne kadar evinde göz hap-sinde tutuldu. Cuma namazlar›nabile gidemedi. Befl y›l boyunca

o¤ullar› d›fl›nda kimseye hadis ri-vayet edemedi.

Mütevekkil devrinde halku’l-Kur’an meselesi sona ermekle be-raber, yine de Hz. Ali taraftarla-r›ndan birini evinde bar›nd›rd›¤› veona biat edece¤i iddias›yla eviarand› ve sorguya çekildi. ‹leri sü-rülen iddialar›n as›ls›z oldu¤u an-lafl›l›nca halife ona ihsanlarda bu-lunarak gönlünü almak istedi. Fa-kat o bu hediyeleri halifeye k›zd›¤›için de¤il, içine haram kar›flm›fl birmal oldu¤u düflüncesiyle kabuleyanaflmad›. Bu tavr›n›n kendisineyine zarar getirebilece¤ini düflü-nen dostlar› halifenin ihsanlar›n›reddetmemesini söylediler. Bu-nun üzerine hediyeleri kabul et-mekle birlikte tamam›n› ihtiyaçsahiplerine da¤›tt›. Daha sonralar›halifenin hiçbir ihsan›n› kabul et-meyece¤ini kesin bir dille belirtti-¤i halde ailesine maafl ba¤land›.Bu maafl›n kabul edilmemesini is-temesine ra¤men halifenin ihsa-n›n› alan o¤ullar›na gücendi vebundan sonra onlar›n bir lokmas›-n› bile yemedi. Ayr›ca o¤lu Salih’ekad›l›k görevini kabul etti¤indendolay› k›r›ld›. Son günlerinde iyicehalsiz düfltü¤ü için halife özel dok-torunu göndererek onu tedavi et-tirmek istedi. Ancak doktor onunbedenen rahats›z olmad›¤›n›, azyemek, çok oruç tutmak ve ibadetetmek sebebiyle halsiz düfltü¤ünüsöyledi. Vefat edece¤ini hissedin-ce yan›nda bulundurdu¤u Hz.Peygamber’in üç tel saç›ndan iki-sini gözlerinin, birini de dilinin üs-tüne koymalar›n› vasiyet etti. ‹fl-kenceye tabi tutuldu¤u günlerdeyapt›¤› gibi kelime-i flehadet geti-rerek o¤ullar›n›n ve yak›nlar›n›nbuna flahit olmalar›n› istedi.

Ahmet b. Hanbel 12 Rebiülev-vel 241 cuma günü (31 Temmuz855) Ba¤dat’ta vefat etti. Halife-nin muhtelif kimselere yapt›rd›¤›tahminlere göre, cenazesinde alt-m›fl bini kad›n olmak üzere 800bin kifli bulundu.

Hadis ‹lmindeki YeriAhmed b. Hanbel’in hayat›n›

dolduran yegane meflgale hadisolmufltur. Hayat›n› hadise göretanzim etmifl, yazd›¤› her hadisile mutlaka amel etti¤ini söyle-mifl, kendisinden istenen fetva-lar› da hadise dayanarak vermifl-tir.

Ebu Zür’a er-Razi’nin birlikteyapt›klar› müzakerelerde tesbitetti¤ine göre Ahmed b. Hanbel -mükerrerleriyle birllikte- 700 bin(veya bir milyon) rivayeti ezberebilmekteydi. O¤lu Abdullah daonun bir milyon rivayet derledi¤i-ni ve yazd›¤› her rivayeti ezberle-meyi prensip edindi¤ini söyle-mektedir.

Ahmed b. Hanbel’in sahih ha-disleri iyi bilmesine ra¤men el-Müsned’de zay›f hadislerin bulun-mas›, eserine malzeme toplarkenkabul etti¤i flartlardan kaynaklan-maktad›r. Hadis münekkitlerinceyalanc› oldu¤u ileri sürülen kim-selerden kesinlikle hadis alma-m›fl, bunun yan›nda do¤ru sözlü-lü¤ü ve dindarl›¤› ile bilinen ravi-lerin rivayetlerini kabul etmektebir mahzur görmemifltir.

F›k›h ‹lmindeki YeriAhmed b. Hanbel’in hadis il-

mindeki yüksek seviyesi herkestaraf›ndan kabul edildi¤i halde fa-kih olup olmad›¤›, en az›ndankendisini takip eden birkaç as›rboyunca tart›flma konusu olmufl-tur. Onu fakihler aras›nda zikret-meyen f›k›h tarihçileri ve mukaye-seli f›k›h alimleri aras›nda ‹bn Ku-teybe, ‹bn Cerir et-Taberi, Tahavi,Debusi, ‹bn Abdülber, Gazzali gibiisimler yer almaktad›r. Ancak Ah-med b. Hanbel’i meflhur dört f›-k›h mezhebinden birinin imam›yapan, ona bu ölçüde bir fakih pa-yesi veren hakl›, tarihi sebeplervard›r.1. Say›lar› az da olsa kendisine

nisbet edilen f›k›h kitaplar›mevcuttur.

Page 34: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

34 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

2. O¤ullar› ve bizzat kendisindenders alan ö¤rencilerindenbafllayarak bunlar› takip edennesillerin ondan rivayet ettik-leri “mesail” (f›k›h problemle-rine ait çözümler) onlarca cil-de ulaflmaktad›r.

3. ‹mam Ebu Yusuf, ‹bn Uyeyneve ‹mam fiafii’den f›k›h ders-leri alm›fl, fiafii onun için, Ba¤-dat’tan ayr›ld›¤›mda arkamdaAhmed b. Hanbel’den dahafakih birini b›rakmad›m de-mifltir.

4. Hayat›n›n sonlar›na do¤rukendisinden f›k›h mesailininnakledilmesine ve bunlar›nyaz›lmas›na izin vermifltir.

5. Nihayet dört büyük f›k›h mez-hebinden birisi ona nisbetedilmifl, bu mezhebin f›k›h il-mindeki önemli ve müstakilyerini gösteren say›s›z rivaye-te yer verilmifltir.Ahmed b. Hanbel’in usul, icti-

had ve fetvalar›n›n ›fl›¤›nda, ço¤umüstakil veya mezhepte mücte-hid olan talebe ve tabilerinin ge-lifltirdi¤i Hanbeli f›kh›n›n ay›r›c›vas›flar›n› flöyle s›ralamak müm-kündür : Ahmet b. Hanbel’in f›kh›re’y ve k›yastan çok asara (ayet,hadis sahabe kavli) dayanmakta-d›r. Kendisine sorulan f›k›h mese-lelerinin büyük bir k›sm›na banaulaflan filan hadise, filan haberegöre diye cevap vermifltir. EbuHanife ve fiafii, henüz ortaya ç›k-mam›fl f›k›h problemlerini tasav-vur (takdir) ederek bunlara cevaphaz›rlad›klar› halde Ahmed b.Hanbel ancak fiilen ortaya ç›km›flproblemler üzerine e¤ilmifl, bun-lar›n çözümü için ictihadda bulun-mufltur. Yayg›n flöhreti sebebiyleHorasan, ‹ran, Irak, Suriye, Hicazgibi bölgelerden kendisine birçokmesele gelmifl, bu sebeple cevapverdi¤i f›khi meselelerin say›s› ta-savvura dayal› problemlerden azolmam›fl, ayr›ca bu tutumu onunf›kh›na canl›l›k ve uygulanabilirlikvas›flar›n› kazand›rm›flt›r.

Akaid Konular›na Dair GörüflleriAhmed b. Hanbel, akaide da-

ir yazd›¤› eserlerden ve Mu’tezi-le’ye karfl› yürüttü¤ü mücadele-lerden anlafl›ld›¤›na göre, ünlübir muhaddis ve fakih olmaklabirlikte ayn› zamanda akaidproblemleriyle yak›ndan ilgile-nerek selef akidesini savunan veEhl-i sünnet inanc›n›n yerleflme-sine tesir eden bir akaid alimi-dir. Onun akaide dair fikirlerininyay›lmas›nda o¤ullar› Abdullahve Salih’in yan› s›ra Müseddedb. Müserhed, ‹smail b. Yahya el-Müzeni, Ebu Bekir el-Hallal, Ah-med b. Ca’fer el-‹stahri, Abdül-vahid b. Abdülaziz et-Temimi veR›zkullah b. Abdülvahhab et-Te-mimi gibi ravilerin önemli rolleriolmufltur.

EserleriAhmed b. Hanbel, en önemli

eseri olan el-Müsned d›fl›ndakendisine nisbet edilen kitapla-r›n hiçbirini bizzat kaleme alma-m›fl, hatta kendi söz ve fetvala-r›n›n yaz›lmas›na izin vermemifl-tir. Bundan dolay› eserleri, bafl-ta o¤lu Abdullah olmak üzeredi¤er talebeleri taraf›ndan veölümünden sonra kaleme al›n-m›flt›r. Günümüze ulaflan ve he-men hepsi hadise dair olaneserleri flunlard›r:

el-Müsned : Ahmet b. Han-bel’in 700 bin hadis aras›ndanseçerek tertip etti¤i otuz bin ka-dar hadise o¤lu Abdullah ile ta-lebesi Ebu Bekir el-Katii’nin bir-çok hadis ilave etmesiyle meyda-na gelen bu eser, en hacimli ikihadis külliyat›ndan biridir.

Kitabü’s-Sünne : ‹’tikadüEhli’s-sünne ad›yla da bilinen ve‹bn Hanbel’in Cehmiyye, Mürcie,Kaderiyye, Havaric, Halku’l-Kur’an, kader, deccal, melaike,rü’yetullah, kürsi ve ahirete dairgörüfllerinin o¤lu Abdullah tara-f›ndan derlenmesiyle meydanagelmifltir.

Kitabü’l-Vera : Talebesi EbuBekir el-Merruzi’nin Ahmed b.Hanbel’e sordu¤u baz› fetvalar ilezühd ve takvaya dair 100 mesele-nin yine onun taraf›ndan kalemeal›nmas›yla meydana gelmifltir.

Kitabü’l-‹lel ve Ma’rifeti’r-ri-cal : Konusunda büyük bir otori-te olan Ahmed B. Hanbel’in ha-dis ravileri hakk›ndaki tenkit vegörüflleri talebelerinden EbuBekir el-Merruzi, Ebu Bekir el-Esrem, Hallal ve o¤lu Abdullahtaraf›ndan derlenmifltir.

Kitabü Feza’ilis-sahabe : Ab-dullah b. Ahmed’in ashab-› kira-m›n faziletlerine dair babas›n-dan duydu¤u hadisleri rivayetetmesiyle meydana gelmifltir.

el-Mesa’il : ‹bn Hanbel’in ge-rek talebeleri gerekse baflkalar›taraf›ndan f›kha, akaid ve ahlakadair sorulan sorulara verdi¤i ce-vaplar, muhtelif talebelerince buadla bir araya getirilmifltir.

Kitabü’s-Salat : Risaletü’s-Salat ad›yla da bilenen eser, ‹bnHanbel’in Müsedded b. Müser-hed’e yazd›¤› mektupla birllikte1311’de Bombay’da daha sonraKahire’de neflredilmifltir.

Kitabü’l-Eflribe : Haram olaniçkilere dair Hz. Peygamberinhadislerini, ashap ve tabiininsözlerini ihtiva etmektedir.

er-Red’al’z-zenad›ka ve’l-Cehmiyye : Eser sahas›nda yaz›-lanlar›n ilki olmas›, ilk as›rlarda-ki inançlar› ve selef akidesini ak-tarmas› bak›m›ndan önemlidir.

Di¤er eserleri ise flunlard›rel-AkidideKitabü’l-Vukuf ve’l-vesayaBabü ahkami’n-nisaKitabü’t-TereccülKitabü Ehli’l-milel ve’rridde

ve’z-zenad›ka ve tariki’s-salatve’l-fera’iz ve nahvi zalik

Cevabü’l-‹mam ahmed b.Hanbel’an su’al fi halki’l-Kur’an

Kitabü’l-‹rcaKitabü’l-‹man

Page 35: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

K ur’an’a göre Peygamber, sa-dece “Tebli¤” göreviyle yü-kümlüdür: “Ey Peygamber!

Rabbinden sana indirilenleri tebli¤et. E¤er bunu yapmazsan O’nun el-çili¤ini yapmam›fl olursun”. “Ey Mu-hammed! Sana yaln›z tebli¤ etmekdüfler”. “Peygamberin görevi, sade-ce tebli¤ etmektir”.

Bu yükümlülük, pek çok ayettetekrar tekrar belirtilmekte; hem de,örnek olarak verdi¤imiz ayetlerdegörüldü¤ü gibi, vurgulu ifadelerle.

Öyleyse nedir bu “tebli¤”? Keli-me olarak tebli¤; ulaflt›rmak, erifl-tirmek, haber vermek anlam›nda-d›r. Terim olarak anlam› ise, Pey-gamberin, Allah’tan ald›¤› mesajla-r› aynen insanlara ulaflt›rmas›d›r.Bu, her peygamberin vazgeçilmezniteliklerinden biridir. Ulaflt›rmayakonu olan fley, baflka ifadeyle, ulafl-t›r›lan fley bir bilgi, bir haber, birmesaj ise, o zaman ö¤retme de sözkonusu olur. Nitekim, tebli¤ keli-mesine baz› sözcükler ö¤retmekanlam›n› da vermifllerdir. Bu k›sabilgiler, “tebli¤”in, ö¤retimle iliflki-sini ortaya koymaktad›r.

Bu noktada tebli¤ kelimesininterim olarak anlam›n› biraz dahaaçmak, daha bir netlefltirmektefayda var. “Peygamberlerin, Al-lah’tan ald›¤› mesajlar› aynen in-sanlara ulaflt›rmas›” ne demek?Baflka ifadeyle, bir haberin, bir bil-ginin ulaflt›r›lmas›, ne anlama geli-yor? Bir haberin, bir bilginin, bafl-kas›na ulaflt›r›lmas›, nas›l bir ifllem-dir? Bu ulaflt›rma ifli nas›l gerçekle-flir?

Tabii ki tebli¤, bir mesaj›n birtak›m ifade kal›plar›na dökülerekmuhataba rastgele duyurulmas›fleklinde anlafl›lamaz. Bir mesaj, birbilgi, e¤er muhatap taraf›ndando¤ru anlafl›lm›fl, do¤ru kavranm›flise ona ulaflm›fl demektir. “Do¤ruanlafl›lmas›”ndan maksat, kaynakkiflinin anlad›¤› anlam›n ayn›s›n›,al›c› kiflinin anlamas›d›r. ‹letilmesidüflünülen mesaj›n anlam›, kaynak-la al›c› aras›nda ortak k›l›namam›fl-sa, o ulaflt›r›lamam›fl demektir. K›-sacas›, kaynak kifli ile al›c› aras›ndailetiflim sa¤lanmad›kça “tebli¤”gerçekleflmifl olamaz. fiu halde teb-li¤, bir iletiflimdir, diyebiliriz.

Meseleye böyle yaklafl›nca tebli-¤in, bir e¤itim-ö¤retim ifli oldu¤ugerçe¤iyle karfl›lafl›r›z. Zira e¤itim-ö¤retim etkinli¤i, bir iletiflim süreci-dir. E¤itim-ö¤retim yapmak, ileti-flimde bulunmak demektir. E¤itim-ö¤retim süreci, kaynak (ö¤retmen-e¤itimci) ile al›c› (ö¤renci) aras›ndailetiflimin gerçeklefltirilmesindenibarettir.

Esasen Kur’an, sadece “tebli¤”etmekle yükümlü bulundu¤unu vebunu mutlaka yapmak mecburiye-tinde oldu¤unu bildirdi¤i Peygam-ber’i, “ö¤retici ve e¤itici” olarak ni-telendirmekte; O’nun yapt›¤› iflin,bir ö¤retim ve e¤itim faaliyeti oldu-¤unu aç›kça ortaya koymaktad›r:“Nitekim kendi içinizden size ayetle-rimizi okuyan, sizi ar›nd›ran, size Ki-tab’› ve hikmeti ö¤reten, size bilme-diklerinizi ö¤reten bir Resul gönder-dik”. “O (Allah), ümmilerin aras›n-dan kendilerine ayetlerini okuyan,onlar› yaratan, onlara kitab’› ve hik-meti ö¤reten bir peygamber gönde-rendir.

Ayr›ca, “Do¤rusu sen, dosdo¤ruyolu gösteriyorsun” mealindeki ayeti

35Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

MAKALE

Page 36: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

gibi bir çok ayette, Peygamber’in,“do¤ru yolu gösteren bir rehber” ol-du¤u vurgulan›yor; Allah’a Allah’›nyoluna davet etti¤i, ayd›nlat›c› oldu-¤u belirtiliyor. Bir çok ayette deO’nun, “bir uyar›c›, hat›rlat›c›, dikkatçekici” olarak takdim edildi¤ini gö-rüyoruz: “Hat›rlat, uyar! Gerçektenhat›rlatmak mü’minlere fayda ve-rir”. “Hat›rlat! Zira sen, sadece ha-t›rlat›c›-uyar›c›s›n”. “‹nsanlara gön-derilenleri kendilerine aç›klayas›n di-ye sana Kur’an’› indirdik”. “De ki: Al-lah benimle sizin aran›zda flahittir.Bu Kur’an bana, sizi ve ulaflt›¤› kim-seleri uyarmam için vahyolundu”.

Bütün bunlar, e¤itim-ö¤retimfaaliyetinin içindeki ifllerdir ve bu ni-telikler, bir e¤iticinin bir ö¤reticininnitelikleridir. Dolay›s›yla bütün buanlamdaki ayetler, peygamber’intebli¤ görevinin, tamamen bir e¤i-tim-ö¤retim görevi oldu¤unu; “mu-belli¤-peygamber”in de “muallim-peygamber” anlam›na geldi¤iniaç›kça ortaya koymaktad›rlar. Kald›ki, Peygamber (S.A.V.)’in bizzatkendisi de, vurgulu bir ifadeyle:“Ben, ancak ve ancak ö¤retmen ola-rak gönderildim” buyurarak bu te-mel görev ve niteli¤ini aç›kça belirt-mektedir. O’nun peygamber olarakgönderilifl amac›n› ifade eden flu sö-zü de bu hususu desteklemektedir:“Ben ancak, ahlak güzelliklerini ta-mamlamak için gönderildim”.

Kur’an’da Allah, Peygamber(S.A.V.)’in asli görevinin ne oldu¤u-nu aç›k seçik ortaya koydu¤u gibi,bu görevini yaparken temel konu-muyla ba¤daflmayacak tav›rlar ta-k›nmamas› için de O’nu uyarmakta-d›r. Sözgelimi, Peygamber (S.A.V.),bütün insanlar›n kurtuluflu ve mut-lulu¤u için can at›yordu. Onlar›n,hiçbirinin burnunun kanamas›na as-la gönlü raz› de¤ildi. Herkesin, in-sanl›¤›n› koruyup gelifltirerek yafla-mas›n›, ötede de cennete girmesiniistiyordu. Bu konuda afl›r› bir düfl-künlük gösteriyordu. Onun bu anla-y›fl›, baz›lar›n›n inanmamas› karfl›-s›nda kendisini mahvedercesine

üzülmesine neden oluyordu. “EyMuhammed! ‹nanm›yorlar diye ne-redeyse kendini mahvedeceksin”.Peygamber (S.A.V.)’in bu durumu-nun, inanmayanlar› imana zorlama-s›na sebep olmamas› için onu Allahbu noktada uyar›yor: “Biz seni, onla-ra koruyucu bekçi olarak gönderme-dik; sana düflen, sadece tebli¤dir”.“Hat›rlat, uyar! Zira sen, sadece ha-t›rlat›p uyarans›n; onlara zor kulla-nacak de¤ilsin”. “Dinde hiçbir zorla-ma yoktur”. Bu durumda Peygam-ber (S.A.V.)’in yapaca¤› ifl, e¤itim-ö¤retim faaliyetini en uygun biçim-de yürüterek insanlara ulaflmak, on-larla iletiflim sa¤lamakt›r.

Meselenin nazari boyutununböyle oldu¤unu, Peygamber(S.A.V.)’in uygulamalar› da göster-mektedir. Meselenin nazari tatbikiboyutlar› aras›nda farkl›l›k gözük-müyor. Evrensel boyutlu bir “›slah”›amaçlayan ‹slam dinini insanl›¤ailetmekle yükümlü olan Peygamber(S.A.V.), insanlara al›flt›klar›ndançok farkl› baflka bir düflünce biçimive hayat anlay›fl› sunuyordu. ‹fli ol-dukça zordu. Ama o, hiçbir zamaninand›rmak için zor kullanmay› dü-flünmedi. Tebli¤ görevini yerine ge-tirirken, kendisini Kur’an’›n niteledi-¤i biçimde davrand›. Tebli¤i, tama-men e¤itim-ö¤retim ifli olarak gör-dü; hedefledi¤i sosyal reformu buyolla gerçeklefltirmeye çal›flt›. Dinitebli¤ etmekle görevlendirildi¤indenitibaren e¤itim-ö¤retim faaliyetinegiriflti. Bu faaliyeti yak›n çevresin-den bafllatt›; her geçen gün bu da-ireyi merkezden çevreye do¤ru ge-niflletti. Kendi evinde oldu¤u gibibaflka bir tak›m evlerde, panay›rlar-

da, f›rsat buldu¤u her yerde kifliler-le tek tek görüflerek veya topluluk-lara hitap ederek dinin esaslar›n›ö¤retmeye çal›flt›. Mekke dönemin-de ak›l almaz iflkencelere ve karfl›koyufllara ra¤men, O, e¤itim-ö¤re-tim görevini en verimli biçimde sür-dürdü; bu konuda asla gevfleklikgöstermedi. Medine’ye hicrettensonra bu e¤itim-ö¤retim faaliyetidaha da canland›, h›zland›, yo¤un-laflt› ve yayg›nl›k kazand›. BuradaPeygamber, ilk ifl olarak mescidyapt›rd›. Herkese aç›k bir mescidyapt›rmas›n›n en önemli sebeplerin-den biri, e¤itim-ö¤retim faaliyetinidaha verimli biçimde yürütmekti.Bu mescidde, salt e¤itim-ö¤retimeait bir bölüm de (Suffa) vard›. Pey-gamber (S.A.V.), Medine’de baflkamescidler, ilk mektep veya haz›rl›kokulu biçiminde baflka okullar dayapt›rd›. Böylece e¤itim-ö¤retimyerleri ve imkanlar› alabildi¤ine art›-r›ld›.

Peygamber (S.A.V.), dinin esas-lar›n› ö¤retmekle kalm›yor, ayn› za-manda tutum ve davran›fllar›yla daörnek oluyor; ö¤retti¤i soyut bilgile-rin hayata nas›l yans›yacaklar›n›,davran›fllar halinde nas›l somutlafla-caklar›n› da gösteriyordu. Bir baflkaifadeyle O, ö¤retimini kiflisel yaflan-t›s›yla destekliyor, tamaml›yordu.Onun için Allah, O’nu “Numune-iTimsal” olarak tan›t›yor, kendisininörnek edinilmesini bizden istiyor:

Peygamber, tüm insanl›¤› kap-sayacak nitelikteki e¤itim-ö¤retimfaaliyetini, tabii ki, hep tek bafl›nayürütmedi. Gerçekte onun herkeseve her yere ulaflmas› mümkün ol-mad›¤› gibi ulaflabildiklerine de ayn›flekilde ulaflmas› mümkün de¤ildir.Bu nedenle O, e¤itim-ö¤retim faali-yetini, ashab›n› yan›na alarak yürüt-tü. Esasen her müslüman, ö¤ren-mekle yükümlü oldu¤u gibi, bildikle-rini baflkalar›na ö¤retmekle de gö-revliydi. Dolay›s›yla her mümin, im-kanlar› ve yetenekleri ölçüsüncehem ö¤renci hem de ö¤retici konu-munda bulunuyordu. Bu, iman›n

36 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 37: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

gere¤i olarak ve salt Allah’›n r›zas›n›kazanmak için yap›l›yordu.

Böyle olmakla birlikte Peygam-ber (S.A.V.), bafllang›çtan itibarenulaflamad›¤› kifliler ve yerler için özelolarak ö¤retmenler de görevlendir-di. Bu ö¤retmenlerde baz› özellikle-rin arand›¤› gözleniyor. Onlar, Pey-gamber’in e¤itiminden geçmifl, buyönde nispeten bilgili ve yeteneklikimselerdi. Görevlerinde gösterdik-leri üstün baflar›lar, bunu kan›tla-maktad›r.

Medine’de bir çok kütttapda ö¤-retmenler görev yapt›¤› gibi, mes-cidlerde ve Suffa’da ders okutanlarda vard›. E¤itim-ö¤retime duyulanihtiyaçlar da giderek farkl›laflt› ve çe-flitlendi. Buna ba¤l› olarak ö¤retim-de uzmanlaflma ortaya ç›kt›. Pey-gamber, farkl› konularda bilgilen-mek isteyenlere de¤iflik ö¤retmen-ler gösteriyordu. ‹htiyaç duyuldu-¤unda, gayri müslim ö¤retmenler-den de istifade ediyordu. Okuma-yazma ö¤retmenleri, genellikle gay-ri müslimdiler. Allah, Peygamber(S.A.V.)’in efllerini de ö¤retimle gö-revlendirmiflti. Ashab aras›nda il-miyle meflhur olmufl kad›nlar da azde¤ildi. Sözün özü, Peygamber(S.A.V.), erke¤iyle kad›n›yla ashab›n›e¤itim-ö¤retim faaliyetini yürütmeiflinin içine sokmufltu. Tebli¤ görevi,tamamen bir e¤itim-ö¤retim faali-yeti halinde ifa ediliyordu. peygam-ber (S.A.V.)’in uygulamas›, “tebli¤”inadeta “e¤itim-ö¤retim”le çak›fl›k biranlam tafl›d›¤›n› kan›tlar niteliktedir.

Burada flu hususu özellikle vur-gulamak gerekir: Peygamber(S.A.V.)’in siyasal ve toplumsal nü-fuzunun artmas›na paralel olarake¤itim-ö¤retim faaliyetinin yo¤un-luk ve yayg›nl›k kazand›¤› görülüyor.Bu nedenle, onun din ad›na zorabaflvurmamas›n›, güçsüzlü¤üneba¤lamak mümkün de¤ildir. Zorkullanmamak, bir bak›ma “tebli¤”inolmazsa olmaz flart›d›r. Kur’an,iman›n tamamen flahs›n hür irade-sinin eseri olmas›n› öngörüyor: “Di-leyen inans›n, dileyen inkar etsin”.

Hiç kimseyi inanmaya zorlamayan‹slam, zor karfl›s›nda d›fltan inkaretmeyi de sak›ncal› görmemifltir. ‹s-lam’›n istedi¤i fley, insan›n kendi ak-l›n› çal›flt›rarak hür iradesiyle iman›tercih etmesidir. Bu konuda önemliolan, akl›n ve kalbin karar›d›r. Tebli¤ise, bu yolda ona yard›mc› olmak,yolundaki engelleri aflmas›nda elin-den tutmakt›r. Bu yüzden Peygam-ber, toplumda en güçlü oldu¤u za-manlarda bile asla zor kullanmay›düflünmemifl, aksine e¤itim-ö¤re-tim faaliyetini daha da yo¤unlaflt›r-ma, yayg›nlaflt›rma ve etkinlikle yü-rütme konusunda yeni önlemler al-maya çal›flm›flt›r.

Gerçekte zor kullanarak insanla-ra bir fikri veya inanc› benimsetme-ye çal›flmak antipatiye yol açar. Bu-nun sonunda da, ya aç›ktan karfl›koyma veya münaf›kl›k yapma yolla-r›ndan biri tercih edilir ki her ikiside, ‹slam’›n kesinlikle istemedi¤i birtutumdur. Peygamber’in yapt›¤› sa-vafllar›n dahi insanlar›n zorla inan-mas›n› sa¤lamak gibi bir amac› aslasöz konusu de¤ildir. Bu savafllarlaamaçlanan husus, insanlara uygula-nan bask›lara dur demek, zorbal›k-lara son vermek, insanlar›n ak›llar›n›kullanarak hür iradeleriyle hareketetmelerine imkan sa¤layacak orta-m› oluflturmakt›.

Peygamber (S.A.V.)’in davetinininsanlar taraf›ndan hüsnükabul gö-rüp çok k›sa zamanda Arabistan Ya-r›madas›’na egemen olarak onun s›-n›rlar›n› aflmas›n›n ana nedeni, budavetin e¤itim-ö¤retim merkezli birhareket olmas›d›r. Bu davet, adetadirilifl unsuruydu; ona muhatap olanfertlerin yeniden diriliflini gerçeklefl-tirdi. bu e¤itim-ö¤retim hareketisayesinde Peygamber (S.A.V.), insa-n›n kalbini, kafas›n› yakal›yordu; herferdin yozlaflm›fl, bodurlaflm›fl olaninsani boyutunu ön plana ç›kard›,gelifltirdi, insanlaflt›rd›. ‹slam’›n neoldu¤u, nitelikleri, kendisini benim-seyen fertlerde somutlafl›p aç›k se-çik ortaya ç›k›nca insanlar, Peygam-ber (S.A.V.)’in davetine fevc fevc ka-

t›lma¤a bafllad›lar. Adeta, elektrikak›m›na tutulmufl gibiydiler.

Peygamber (S.A.V.)’in yürüttü¤üe¤itim-ö¤retim faaliyetinin ola¤a-nüstü etkinli¤inin temelinde, sunu-lan muhtevan›n do¤rulu¤unun yat-t›¤› bir gerçek. Ancak, bunun kadar,o muhtevan›n sunulufl biçiminindo¤ru ve uygun oluflunun da etkilioldu¤u unutulmamal›d›r. Peygam-ber (S.A.V.)’in sadece “ne”yi ö¤retti-¤ine de¤il, “kim”e, “nas›l” ö¤retti¤i-ne de dikkat etmemiz gerekir. O,ö¤retmek istedi¤i esaslar› “kime”“nas›l” ö¤retece¤ini de özenle belir-liyordu. Onun ö¤retiminde, rastge-lelik görülmemektedir.

Ça¤dafl e¤itim bilimcilerin orta-ya koyduklar› e¤itim-ö¤retim ilke veyöntemlerinin temellerini Peygam-ber (S.A.V.)’in e¤itim-ö¤retim uygu-lamalar›nda görebiliyoruz: Sözgeli-mi,a- Muhatab› iyi tan›y›p ö¤retimi

ona göre düzenleme;b- Muhataba son derece hoflgörülü

davranma;c- Her bak›mdan sevdirme, nefret

ettirmeme;d- Ö¤retim konusuna karfl› muha-

tapta ilgi ve ihtiyaç uyand›rmave ö¤retimi, bunlar› karfl›layacakflekilde gerçeklefltirme;

e- ‹nsan› akl›yla, ruhuyla, duygular›ve bedeniyle bir bütün kabuledip onun her bak›mdan gelifl-imi ve ihtiyaçlar›n› gözünündebulundurma;

f- Muhatab›, düflünen, araflt›ran,soruflturan konuma getirme;

g- Soyut bilgileri örnek olaylarla so-mutlaflt›rma;

h- Jestleriyle, mimikleriyle, konufl-ma biçimiyle... muhatap karfl›-s›nda en uygun tutumu tak›n-ma;

e- Ö¤retimi pekifltirme,... gibiesaslar›n, Peygamber (S.A.V.)’ine¤itim-ö¤retimde en iyi flekildeuyguland›klar›n› müflahede edi-yoruz.Bütün bunlar›n ötesinde o, inan-

d›¤›, içtenlikle ba¤land›¤› ve bizzat

37Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 38: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

yaflad›¤› hususlar› ö¤retim konusuyap›yordu; tutum ve davran›fllar›ylaörnek oluyor, ö¤retti¤i bilgilerin ha-yata nas›l yans›yaca¤›n› somut bi-çimde gösteriyordu. Ö¤retmen ola-rak görevlendirdi¤i kifliler de, ö¤ret-menlik bilgi ve becerileri bak›m›n-dan oldu¤u kadar kiflilik nitelikleriylede kaliteli kimselerdi. Esasen bildik-lerini baflkalar›yla paylaflmakla yü-kümlü tutulan her müslüman›n, an-cak kendisinin içtenlikle benimseyipyaflad›¤› hususlar› baflkalar›na tavsi-ye etmesi istenmektedir. Peygam-ber’in e¤itim-ö¤retimdeki fevkaladebaflar›s›nda, kendisinin ve tayin etti-¤i ö¤retmenlerin olgun kifliliklerinin,tutum ve davran›fllar›yla örnek olufl-lar›n›n büyük etkisi oldu¤u, tart›flmagötürmez bir gerçektir. Bu olgu,ça¤dafl e¤itim bilimcilerce de kabuledilmektedir. Nitekim, davran›fl bi-limleri, ö¤retmenin tutum ve davra-n›fllar›ndan, ö¤rencinin özellikle etki-lendi¤ini ortaya koymaktad›r. Ö¤ret-menin fikri tutumu, duygusal tepki-leri, çeflitli al›flkanl›klar›, jestleri, mi-mikleri, ö¤renciyi etkilemekte; onunkiflili¤inin oluflumunu ve gelifliminibiçimlendirmektedir. Ço¤u zamanö¤renci, ö¤retmenin anlatt›klar›n-dan çok konuya yaklafl›m›na dikkatetmekte ve onun olaylar› yorumla-ma biçiminden etkilenmektedir. Ö¤-retmenin kiflili¤i itibariyle ö¤renci-deki etkisi, okuttu¤u derslerin s›n›r-lar›n› çok aflmaktad›r. K›sacas›, ö¤-rencilerin nitelikleri ile ö¤retmeninnitelikleri benzerlik arzetmektedir.Bu etki o kadar ileri boyutlara vara-bilmifltir ki, bütün bir s›n›f›n, kiflili¤i-ni takdir ettikleri ö¤retmenlerin “et-kisiyle ve onlara benzemek için ö¤-retmenlik mesle¤ini seçmifl” olduk-lar› bile görülmüfltür.

Bu anlat›lanlarla flunu vurgula-mak istiyorum: “Ben ancak ö¤ret-men olarak gönderildim” buyuranPeygamber (S.A.V.), mükemmel birö¤retmendi. Yürütmekte oldu¤ue¤itim-ö¤retim faaliyetini en verim-li, en baflar›l› ve en güzel biçimde ye-rine getirdi. Hz. Muaviye diyorki

“Anam babam Resulullah’a feda ol-sun! Hiçbir zaman ondan daha güzelö¤retmen görmedim”. O, ö¤ret-menlik konusunda da, insanlar içingüzel bir örnektir.

Bu noktada akla flu soru gelebi-lir: “Ümmi bir peygamber, son dere-ce karmafl›k bir faaliyet olan e¤itim-ö¤retim iflini, nas›l böylesine mü-kemmel ölçülerde yerine getirebili-yor?” Çünkü ö¤retmenlik bafll›bafl›-na bir uzmanl›k alan›; özel yetenek,bilgi ve beceri gerektiren bir meslek.S›radan her insan ö¤retmen olama-d›¤› gibi, bu yönde e¤itim görüp ge-rekli özel bilgileri alm›fl olan herkesde baflar›l› ö¤retmenlik yapama-maktad›r. Üstelik bu söylediklerimiz,yaln›z bir dalda belli bir ö¤retim dü-zeyinde ö¤retmenlik yapacak olan-larla ilgilidir. Oysa Peygamber(S.A.V.)’in e¤itim ö¤retim faaliyeti,çok genifl alan› kaps›yordu; bu göre-vini f›rsat buldu¤u her zaman ve heryerde yerine getirmek zorundayd›;her yafltan ve her düzeyden insan,onun e¤itim-ö¤retim etkinlik alan›içindeydi. Bu nedenle onun yürüttü-¤ü e¤itim-ö¤retim faaliyeti, çok da-ha karmafl›k bir yap›ya sahipti, zor-luklar› daha çoktu. Böylesine a¤›r vehassas ifli, ancak son derece ehliyetve liyakat sahipleri, gere¤ince yapa-bilir. Onun için, Peygamber(S.A.V.)’in, “en güzel ö¤retmen” ola-rak görevini baflar›yla yerine getir-mifl olmas›, ister istemez, onun buyönde özel e¤itimden geçirilmifl ol-du¤unu düflündürmektedir.

Hem Peygamber (S.A.V.)’in ha-yat›, hem de Kur’an ve hadisler,

onun bu görev için yarat›l›fltan yete-nekli oldu¤unu ve özel olarak da ye-tifltirildi¤ini kan›tlamaktad›r: O, çev-resinin kültür merkezi konumundaolan Mekke’de ileri gelen bir ailededünyaya gözlerini açt›. Çevresindenözel ilgi gördü. Daha sa¤l›kl› olmas›ve dilini en güzel biçimde gelifltir-mesi için sahrada süt anneye verildi.Parlak zekas›yla, üstün yetenekle-riyle hep dikkatleri çekti. Peygam-ber olmadan önce de tertemiz birhayat yaflad›. Akl-› selimin kabul et-medi¤i hiçbir gelene¤i benimseme-di. Herkesin parmakla gösterdi¤i birinsan olarak hayat›n› sürdürdü. Za-man zaman iradesi d›fl›nda gizli birelin, onu kötülüklerden korudu¤uda görüldü. Amcas›n›n yan›nda veayr› olarak seyahatler yapt›, ticare-tle u¤raflt›; insanlar› ve hayat› çok iyitan›d›. Zaman zaman uzlete çekile-rek düflüncede derinleflti.

Baz› ayetlerde Allah’›n, Peygam-ber (S.A.V.)’e özel ihsanlarda bulun-du¤u belirtiliyor. ‹nflirah suresinde,özel bir yöntemle Allah’›n Peygam-ber’e ilim ve hikmet kazand›rd›¤› ifa-de ediliyor. Baflka bir ayette; Al-lah’›n, ona, bilmediklerini ö¤retti¤ibelirtiliyor. Daha bir çok ayet, Pey-gamber’in Allah taraf›ndan yetifltiril-di¤ine iflaret etmektedir. Kald› ki,Peygamber (S.A.V.)’in kendisi de bu-nu aç›kça ifade ediyor: “Beni Rabbime¤itti; e¤itimimi güzel biçimde ger-çeklefltirdi”. Ayr›ca, Peygamber(S.A.V.)’in tebli¤ görevini yerine ge-tirirken nelere dikkat etmesi gerek-ti¤i konusunda da, Kur’an ayetleriyolunu ayd›nlatmaktad›r. Bu duru-mu, ö¤retmenli¤in, s›radan her in-san›n üstlenip yerine getirebilece¤ibasit bir ifl olmad›¤› mesaj›n› bizevermektedir. neticede, Peygam-ber’in varislerinin görevinin e¤itim-ö¤retim faaliyetini yürütmek oldu¤uve bu ifl için yetenekli kimselerin se-çilip özel olarak e¤itilmesi gerekti¤igerçe¤i de ortaya ç›kmaktad›r.

(*) Dr. M. fievki AYDIN, ‹slâm’da ‹nsan

Modeli ve Hz. Peygamber Örne¤i.

38 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 39: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

Günümüzde insanlar›n estetik bek-lentileri her geçen gün artmakta-

d›r. Özellikle protetik yaklafl›mlarda diflrenginde uygulamalar hastalar taraf›n-dan s›kl›kla istenmektedir. Bu ihtiyacacevap verebilmek için s›kl›kla kullan-makta oldu¤umuz porselen materyali-nin kendisini s›n›rlayan özellikleri vard›r.Bu özelliklerin en bafl›nda porselen ma-teryalinin k›r›lganl›¤› gelmektedir. Ger-çekten de porselen tek bafl›na oldukçak›r›lgand›r ve farkl› flekillerde desteklen-meleri gerekmektedir. Desteklemeyöntemlerinden en s›k kullan›lan› isemetaller ile desteklemedir. Günümüz-de gerek ön difller bölgesinde ve gerek-se arka difller bölgesinde kulland›¤›m›zporselen protezlerin %95’i metal des-tekli protezlerdir. Porselen metal iledesteklendi¤i takdirde fazla kuvvetlerinolufltu¤u uzun köprülerde ve arka difllerbölgesinde bile baflar›yla kullan›labil-mektedir. Ancak metal ile desteklenenprotezlerde bu seferde renk ve dolay›-s›yla estetik ile ilgili problemler ortayaç›kmaktad›r. Çünkü difl do¤as› gere¤ikendi üzerine gelen ›fl›nlar›n bir k›sm›-n›n geçmesine müsaade etmektedir.Bu da diflin renginin oluflmas›n› sa¤la-mas›n›n yan›nda diflte cams› ve fleffafbir görünümün oluflmas›n› sa¤lar. An-cak metal destekli protezlerde gelen›fl›n metal tabakas›ndan geçemedi¤in-den dolay› burada emilmekte ve bir k›s-m› geri yans›maktad›r, bunun sonucun-da da do¤al difl rengi ve fleffaf cams›görünümün elde edilebilmesi pekmümkün olmamaktad›r.

Bu sorunun üstesinden gelebilmekamac›yla yap›lan araflt›rmalar sonucun-da porseleni destekleyen alt yap›da ›fl›kgeçifline müsaade edebilecek özel por-

selen materyalleri kullan›lmaya bafllan-m›flt›r. Bu materyaller ilk üretildiklerin-de çok sa¤lam yap›lara sahip olmad›k-lar›ndan dolay› sadece ön difller bölge-sinde tek kronlar›n yap›m›nda kullan›l-m›fllard›r. Ancak zamanla bu materyal-ler gelifltirilmifl ve günümüzde birdenfazla difl eksikli¤inde bile kullan›labile-cek dayan›kl›l›kta sa¤lam alt yap› por-selen materyalleri üretilmifltir. Farkl›firmalara ait farkl› alt yap› porselenleriolmakla beraber bu sistemlerin hepsi-ne birden full seramik sistemleri de-mek mümkündür.

Full seramik sistemleri ›fl›k geçisinemüsaade ettiklerinden dolay› yüksekestetik beklentileri karfl›layabilmekteve sa¤laml›klar› sayesinde de bir kaç difleksikli¤i olan bölgelerde bile baflar› ilekullan›labilmektedirler.

Full seramik sistemleri özellikle öndifl bölgesindeki difllerde olabilecekrenklenmelerde, sadece ön difl bölge-sinde ve hafif çaprafl›kl›k durumlar›ndaortodontik tedaviyi reddeden hastalar-da alternatif olarak, tek difl eksikli¤indeimplant uygulamalar›na alternatif ola-rak baflar› ile kullan›labilmektedirler.

Hastalar›n pek ço¤u estetiklerindenflikayetçi olsalar bile difllerinin kesilmesifikrinden hofllanmazlar. Ancak günü-müzde difllerin sadece ön yüzeylerin-den 0,5 mm gibi çok ince bir tabakakald›r›larak yap›lan laminate tip protez-ler full seramik sistemleri sayesindeçok baflar›l› bir flekilde hastalara arzula-d›klar› esteti¤i sunulabilmektedir.

Oldukça uzun bir süreden beri diflhekimli¤inde kullan›lan amalgam dol-gular günümüz insan›n›n estetik bek-lentilerine yeterince cevap vereme-mektedir. Halk aras›nda siyah dolgu

olarak bilinen bu materyalin kendi yap›-s›ndan kaynaklanan baz› avantajlar› ol-sa da rengi nedeniyle estetik beklenti-leri karfl›lamaktan uzakt›r. Günümüzdes›kça yap›lan ve halk aras›nda ›fl›nl› dol-gu olarak bilinen kompozit dolgular iseoldukça iyi estetik sa¤lamakla beraberyap›ld›ktan sonraki sürede içerilerinesu emmeleri ve buna ba¤l› olarak renk-lenmeleri, diflle olan ba¤lant›da ortayaç›kan sorunlar, sertleflirken ortaya ç›-kan büzülmenin ortadan kald›r›lama-mas› gibi baz› problemler nedeniylemükemmel materyaller de¤illerdir. Fullseramik sistemlerinden dolgu yap›m›n-da da faydalanmak mümkündür. Fullseramiklerle yap›lan dolgular y›llar son-ra bile renk de¤ifltirmemekte çok bü-yük madde kay›pl› difllerin tedavisinemüsaade etmekte ve yap›flt›r›c› k›sm›çok ince oldu¤undan oluflacak büzülmeson derece az olmaktad›r. Bu sayedehastalar›m›z›n beklentilerine uygunuzun ömürlü ve estetik dolgular yap-mak mümkün olmaktad›r.

Peki full seramiklerin hiç dezavan-taj› yok mudur? Bu sistemlerinde baz›dezavantajlar› söz konusudur. Bunlar-dan baz›lar›; çok hassas bir çal›flma ge-rektirmeleri, donan›ml› bir laboratuva-ra ihtiyaç duymalar›, baz› türlerde özelyap›flt›r›c› ve kesim flekillerine ihtiyaçduymalar›, fiyatlar›n›n pahal› olmas› sa-y›labilir.

Ancak dezavantajlar› ne olursa ol-sun esteti¤e olan talep artt›kça full se-ramik sistemlerinin kullan›lmalar› daher geçen gün daha da artacakt›r.

Bahsetmifl oldu¤umuz full seramikprotez tiplerinin tamam› klini¤imizdebaflar›l› bir flekilde uygulanmaktad›r.

39Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Full SeramiklerveKlinikKullanımları

Bu köfle; TDV 29 May›s Hastanesi taraf›ndan haz›rlanm›flt›r.

D‹fi SA⁄LI⁄I

Page 40: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

40 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

fiubelerimizdenFaaliyetler

MU⁄LAMu¤la Müftülü¤ü ve Vakf›-m›z fiubesi taraf›ndan Cami-ler ve Din Görevlileri Haftas›münasebetiyle bir dizi et-kinlik düzenlendi.

fiubemizin gayretli ça-l›flmalar› neticesinde, Mül-kiyeti Vak›flar Genel Mü-dürlü¤üne ait Kurflunlu Ca-mii’nin restorasyan ifli ha-y›rsever fievki Özer’in des-tekleriyle asl›na uygun ola-rak k›sa sürede bitirildi.2003 y›l›nda örnek cami se-çilen caminin hal›lar› daMu¤la Belediye Baflkan› Os-man Gürün taraf›ndan tef-rifl edildi.

fiubemiz taraf›ndan ayr›-ca hafta münasebetiyle “Gü-nümüze Tafl›nan Bat›l ‹nanç-lar” konulu bir de konferansdüzenlendi. Mu¤la Üniversi-tesi Ö¤retim Üyesi Yard.Doç. Dr. Naci Önal’›n konufl-mac› olarak kat›ld›¤› konfe-ransa vatandafllar taraf›n-dan yo¤un ilgi gösterildi.

BATMANVakf›m›z Batman fiubesi ve ‹lMüftülü¤ü iflbirli¤i ile 01 Ma-y›s 2003 tarihinde Bingöl,Genç ve Ki¤› civar›nda mey-dana gelen deprem felakatisonucunda evleri zarar gö-ren ve ma¤dur olan Bingöl

halk›na bir nebze yard›mc›olabilmek amac›yla yard›mkampanyas› bafllat›ld›.

Vatandafllar›m›z›n yo-¤un ilgi gösterdi¤i kam-panyada toplanan yard›m-lar, depremzedelere da¤›-t›lmak üzere yetkililere tes-lim edildi.

ÇAYCUMAYap›m tarihi kesin olarakbilinmeyen, ancak son ola-rak hicri 1322 tarihinde ta-mirat› yapt›r›lan mülkiyetiVak›flar Genel Müdürlü¤ü-ne ait 1250 cemaat kapa-siteli Çaycuma Merkez Ye-ni Camii’nin çevre düzenle-mesi ve restorasyonu Vak-f›m›z Çaycuma fiubesi ta-raf›ndan yapt›r›larak dü-zenlenen bir törenle ibade-te aç›ld›.

ÇAYCUMA

Page 41: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

41Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Aç›l›fl törenine Zongul-dak Valisi Yavuz Erkmen,Zonguldak milletvekilleriKöksal Toptan, Fazl› Erdo-¤an ve Nadir Saraç, Çay-cuma Kaymakam› MusaIfl›n, Zonguldak ‹l MüftüsüRefik Bulut, Bart›n ‹l Müf-tüsü Zeki Sar›lar, civar ilçemüftüleri, daire amirleri,sivil topum örgütleri vekalabal›k bir topluluk ka-t›ld›.

Tören münasebetiyle,Zonguldak milletvekilleriKöksal Toptan, Fazl› Erdo-

¤an ve Nadir Saraç, Çaycu-ma Kaymakam› Musa Ifl›nile Çaycuma ‹lçe Müftüsüve Vakf›m›z fiube YönetimKurulu Baflkan› Mecit Amilbirer konuflma yapt›lar.

Restorasyonu 200 mil-yara mal olan caminin iba-dete aç›l›fl töreninde ValiYavuz Erkmen taraf›ndan,gayretli çal›flmalar›ndandolay› Vakf›m›z fiube Yöne-tim Kurulu Baflkan› MecitAmil ile yönetim kuruluüyelerine birer plaket ve-rildi.

NAZ‹LL‹Nazilli Müftülü¤ü ve Vakf›-m›z iflbirli¤i ile Camiler veDin Görevlileri Haftas› mü-nasebetiyle Toplumsal Haya-t›m›z ve Camiler konulu birkonferans düzenledi. Beledi-ye Tiyatro Salonunda ger-çeklefltirilen konferansa ko-nuflmac› olarak Dokuz EylülÜniversitesi ‹lahiyat Fakülte-si Ö¤retim Üyesi Prof. Dr.Cemal Sofuo¤lu kat›ld›.

Sayg› duruflu, ‹stiklalMarfl› ve Kur’an-› Kerim

okunmas›yla bafllayan kon-ferans›n aç›fl konuflmas›n›yapan Nazilli Müftüsü veVakf›m›z fiube YönetimKurulu Baflkan› Osmanfien, camilerin öneminede¤inerek din görevlilerintoplumumuzdaki yerini an-latt›. Din görevlilerinin in-sanlar› huzura ulaflt›rmakiçin çaba sarfetti¤ini vur-gulayan fien “Din görevlisi;maddeten a¤›rlaflan yükleralt›nda bunalan ruhlar› hu-zura ve kurtulufla erdiren,her fleyin Allaha ba¤lanan

sars›lmaz bir imanla müm-kün oldu¤unu bilen, yolu-nu flafl›ran ve karanl›ktakalan insanlara kurtuluflyolunu gösteren insand›r.”dedi.

Prof. Dr. Cemal Sofuo¤-lu da konferansta sundu¤utebli¤inde, PeygamberEfendimiz taraf›ndan Medi-ne’de infla edilen Mescid-iNebevi hakk›nda bilgi verip,Osmanl› döneminde ve gü-nümüzde infla edilen cami-ler konusuna de¤inerek,“camiler sadece ibadet me-

kanlar› de¤il, bir bak›ma il-min de merkezidir. Top-lumsal meselelerin konu-fluldu¤u, insanlar›n dertle-rine çareler arand›¤› ve bu-lundu¤u paylafl›m mekan-lar›d›r.” dedi.

Yine hafta münasebe-tiyle Nazilli Müftülü¤ünce,din görevlileri aras›nda bir-lik ve beraberli¤in pekifltiril-mesi ve kaynaflman›n artt›-r›lmas›, gezi kültürününsa¤lanmas› ve çevrenin ta-n›t›lmas› amac›yla bir geziprogram› düzenlendi.

YATA⁄ANYata¤an ‹lçe Müftülü¤ü veVakf›m›z flubesi taraf›ndancamiler ve din görevlilerihaftas› münasebetiyle birdizi etkinlik gerçeklefltirildi.

Hafta münasebetiyle,gezi tertipleyen, fakir ve yar-d›ma muhtaç vatandafllar›-m›z için g›da ve temizlik mal-zemesi yard›m›nda bulunan

Yata¤an flubemiz, bir deProf. Dr. Nevzat Afl›k’›n kat›-l›m›yla konferans düzenledi.

Oluflturulan ekiplerlehastanede yatan hastalar›ziyaret eden din görevlileri“Bir Can da Sen Kurtar” slo-gan›yla, Yata¤an Müftüsüve Vakf›m›z fiube YönetimKurulu Baflkan› HimmetMetin’in baflkanl›¤›nda kanba¤›fl› kampanyas› bafllatt›.

Karacabey fiubemiz; Kara-cabey Müftüsü ve Vakf›m›zfiube Yönetim Kurulu Bafl-kan› ‹dris Çatmakafl’›n gay-

retli çal›flmalar›yla Ramazanboyunca her gün 600 kifliyeiftar yeme¤i ikram etti.

Karacabeyli hay›rseverifladamlar›n›n katk›lar›ylaGençler Birli¤i Spor KulübüTesisleri ile Hac› Ali CamiiKonferans Salonunda, dingörevlileri ve mahallemuhtarlar›n›n titiz çal›fl-malar› neticisinde verilen

iftar yeme¤ine vatandaflla-r›n yo¤un ilgi gösterdi¤igözlendi.

Ayr›ca fiubemiz tara-f›ndan yafll› ve bak›mamuhtaç durumda olan va-tandafllar›m›z›n da evleri-ne iftar yeme¤i götürüle-rek, Ramazan boyunca s›-cak yemek yemeleri sa¤-land›.

KARACABEY

Page 42: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

S oyut veya somut olsun he-men her fleyin bir dili var-d›r. Bir fleyler anlatmak is-

ter insano¤luna. Kimileri mutlu-lu¤un, umudun türküsünü söy-ler; kimileri de ac›n›n, ayr›l›¤›nve hüznün. Her gün do¤an gü-nefl, sabahlar› pencereden karfl›-larken bizi yaflam›n s›cakl›¤›n›,ayd›nl›¤›n› f›s›ldar kula¤›m›za.Ama kap›dan, pencereden ka-ranl›k bast›r›nca yaln›zl›k duygu-suna kap›l›r›z, hele gurbetteysek;anadan, babadan, yardan uzak-taysak, büsbütün kendimizi yaln›zhissederiz. Sonbahar›n da böylebir dili vard›r; her y›l usanmadangelir, anlatacaklar›n› söyler ve çekipgider. Her geliflinde daha bir anlafl›-l›r olur, ister istemez kendini dinle-tir. Nas›l bir türkü söyler, neler an-lat›r bize sonbahar?

Sonbahar›, kendimi bildim bileliiçim ürpererek karfl›lam›fl›md›r. Hü-zün vermifltir bana. Çocuklu¤umungerçekleflen / gerçekleflmeyen bütündüfllerini bir bir sermifltir önüme. Yal-n›zl›k duygusuna bo¤ulmuflumdur,korkmuflumdur. Oyuncaklar›m, sayfa-lar› aras›nda kayboldu¤um kitaplar›m;günlerce, belki de aylarca izini kovalad›-¤›m o güzel k›z; ezikliklerim, baflar›s›zl›k-lar›m, eksikliklerim; flimdi anlams›z ge-len bütün korkular›m, gözyafllar›m; benitamamlayan, ar›nd›ran sevinçlerim... ‹fl-te sonbahar, bütün bunlar› önüme ser-mekle korkutucu oluyor. Y›llar ne çabukgelip geçiyor, ne çok fley uçup gitmifl eli-mizden. Aman Tanr›m koru beni, kendi-mi ürkütücü bir bofllu¤un önünde hisse-diyorum!

Sonbaharda bitkiler, a¤açlar o güze-lim elbiselerinden soyunuyorlar, kupkuruiskeletleriyle ortada kal›yorlar. Hangi yö-ne baksan bir dökülmüfllük, insan›n içikarar›yor. Evet, bütün bunlar anlam›n›kaybetmekte olan bir yaflam› betimliyor.

Üflüyoruz, paltomuza sar›l›yoruz.Biliyoruz, giden sevgililer gelmeyecek

art›k! Belki de bir bafl›na yaflamak; kalan öm-rümüzde, önümüze ç›kacak bütün güçlükleretek bafl›na direnmek zorunda kalaca¤›z. Bunuseziyoruz ve bu yüzden anlat›lmaz bir hüznekap›l›yoruz. Rüzgâr, âdeta bütün s›¤›naklar›-m›z› çökertiyor. Bafl›m›z› sokabilece¤imiz biryer arama telâfl›na düflüyoruz. Oysa ne çokgüvendi¤imiz yerler vard›. Demek güvendi¤i-miz da¤lara da bir gün kar ya¤acakm›fl! Ha-z›rl›ks›z yakaland›¤›m›z her hâlimizden belli.

Yafll›l›k duygusu, ölüm duygusu kuflat›yorbenli¤imizi. Ölümün o so¤uk pençesini ense-mizde hissetmeye bafll›yoruz. Oysa çocuklu-¤umuzda ölümü, çok uzak bellemifltik. Ne deçabuk göstermeye bafllad› kendini. Ölüm, ahölüm; varoluflun so¤uk ve gerçek yüzü!

Ayr›l›k duygusu bir kâbus gibi aban›yorüstümüze. Sanki sevdiklerimize bir daha ka-vuflamayaca¤›z. Bir zamanlar ayr›l›¤›, ihtimaldahi olsa kabullenemiyorduk. Yazg›da bu davarsa ne gelir elden? fiimdi flark›lar›n, türkü-lerin büyülü dünyas›na s›¤›nmak ve nostaljiy-le avunmak kal›yor bize. Bir sigara yak›yoruz,bu¤ulu camlar›n ard›nda çay›m›z› yudumla-maya, ac›y› ve hüznü solumaya çal›fl›yoruz.

Keflke göçmen kufllar gibi olabilseydik;bafl›m›z› al›p uzaklara gidebilseydik! Kofltuk,kofluflturduk; geldik bir ç›kmaz soka¤a dayan-d›k. Etraf›m›za bak›yoruz, bir ç›k›fl yolu ara-maya çal›fl›yoruz. Demek ki ç›k›fl› olmayan yol-lar da ç›kacakm›fl önümüze!

Evet, sonbahar›n bize ünledi¤i hayat›ngerçekleri bunlar. Elbette sonbaharlar›n dagelip geçici oldu¤unu biliyoruz. Biliyoruz amabir gün, son sonbahar›m›z›n da böyle olaca¤›-n› düflünmeden edemiyoruz. Bu sebeple hersonbahar bir parça iz b›rak›yor bizde. Çünküyaflad›¤›m›z her gün geçip giderken bir yan›-m›z eskiyor. Yine de direnme gücümüzü yitir-mememiz gerekiyor.

Sonbahar, anlayana bir fleyler anlat›yor.Anlamak istemeyenler için de¤iflen bir fleyyok. Ben, bu sonbahar› biraz daha çok anlaya-ca¤›m galiba. Ne de olsa bir basamak kay›yorayaklar›m›n alt›ndan; bofllu¤a, sona do¤ruyaklafl›yorum. fiimdi, çocukluk rüyalar›mdakigibi kanatlar›m›n olmas›n› ne çok isterdim,boflluklardan sonsuza do¤ru uçup giderdim,ah uçup giderdim...

42 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Page 43: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

T Ü R K ‹ Y E D ‹ Y A N E T V A K F I Y A Y I N M A T B A A C I L I K V E T ‹ C A R E T ‹ fi L E T M E S ‹OST‹M Örnek Sanayi Sitesi 358. Sokak No: 11 Yenimahalle/ANKARA • Tel: (0.312) 354 91 31 - Faks : 354 91 32

14.11.2003 tarihinde Türkiye DiyanetVakf› Genel Müdür Yard›mc›l›¤›na atananYusuf Erdo¤du; 1958 y›l›nda Çaykara’dado¤du. ‹lkokulu 1969’da Çaykara’da, or-taokulu 1973’de Karabük’te, ‹mam-HatipLisesini 1977 y›l›nda Boyabat’ta bitirdi.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Co¤rafyaFakültesi’nden 1983’te mezun oldu.

1977-1990 y›llar› aras›nda Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤›’nda flef ve e¤itim uzman› olarakgörev yapan Yusuf Erdo¤du, 1990-2002tarihleri aras›nda Vakf›m›zda Personel ve‹dari ‹fller Müdürlü¤ü, E¤itim ve KültürMüdürlü¤ü ile Bas›n Yay›n ve Halkla ‹liflkilerMüdürlü¤ü görevlerinde bulundu.

Co¤rafya alan›nda dört adet eseri bulu-nan Yusuf Erdo¤du evlidir.

Vakf›m›zGenel Müdür Yard›mc›l›¤›na

Yusuf ERDO⁄DUatand›...

‹SLÂM’INANLAfiILMASINDASÜNNET‹N YER‹VE DE⁄ER‹

Sempozyum Tebli¤leri

Sünnet, ‹slâm’›n Kur’an’la birliktebirinci derecede aslî kayna¤›d›r.Türkiye Diyanet Vakf›’n›n Kutlu Do-¤um Haftas› dolay›s›yla düzenlemifloldu¤u bir sempozyumda “Sünnet”kavram›, ilgili ilim adamlar› taraf›n-dan çok genifl bir çerçevede eleal›nm›flt›r. ‹slâm Kültür ve Medeni-yetinin Kurucu Ögesi Olarak Sün-net, Sünnet-Hadis Karfl›t› Söylem-ler, Sünnet ve Hadisin Anlafl›lmas›Sorunu ile Hadis Kaynaklar›n›n De-¤erlendirilmesi ana bafll›klar› alt›n-da ele al›nan konu, tarihsel ve gün-cel bütün yaklafl›m biçimleri irdele-nerek ilmi bir yaklafl›mla de¤erlen-dirilmifltir. Gerek araflt›rmac›lar, ge-rekse ‹slâm’› ana kaynaklar›ndanö¤renmeye ilgi duyan herkes içinönemli bir baflvuru niteli¤indeki bueser, ayr›ca konuyla ilgili Türki-ye’nin birikimlerini yans›tmas› aç›-s›ndan da önem tafl›maktad›r.

‹slâmî ilimler alan›nda Türkiye ger-çekten büyük bir birikime sahiptir.Ne var ki bu birikim, yeterince ulus-lararas› platformlara tafl›namamak-tad›r. Türkiye gerek tarihi tecrübele-ri; ilim, kültür, medeniyet ve devletgelene¤i, gerek ‹slâm dünyas›n›nbat›yla komflu olan tek ülkesi, ge-rekse demokrasi tecrübesi yönün-den sahip olmufl oldu¤u avantajlar›tan›tan ve pazarlayan bir konumuyakalayamad›¤›ndan kendi s›n›rla-r›n› bir türlü aflamamaktad›r. Oysaher konuda oldu¤u gibi ‹slâm konu-sunda da Türkiye’nin tecrübelerinebütün dünyan›n ihtiyac› vard›r. Çün-kü Türkiye, tecrübeleri ve konumudolay›s›yla mutedil ve dengeli olma-y› içsellefltirmifl bir ülkedir. Bu se-beple huzur ve refah arayan mo-dern dünyan›n, özellikle ‹slâm dün-yas›n›n Türkiye’den ö¤renece¤i çokfleyler vard›r.

Page 44: TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI - tdvmedia.blob.core.windows.net fileTürkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni 3 ur’an-› Kerim, insan hayat›n›n bütün bölümlerine ›fl›k tutmak,

TDV Haber Bülteni

44 Türkiye Diyanet Vakf› Haber Bülteni

Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›organizesinde Türkiye DiyanetVakf› arac›l›¤›yla sürdürülen“VEKALET YOLUYLAKURBAN KES‹M‹KAMPANYASI” bafllam›flt›r.

Kampanyaya kat›lanvatandafllar›m›z›n kurbanbedellerini 27 Ocak 2004 Sal›günü akflam›na kadar;Türkiye Vak›flar Bankas›’n›nbütün flubelerinde özeltahsilat hesab› olarak aç›lanTÜRK‹YE D‹YANET VAKFIKURBAN HESABI’NAyat›rmalar› Vak›fbankfiubelerinin bulunmad›¤›yerlerde ise en yak›n ‹l ve ‹lçeMüftülüklerimize müracaatetmeleri gerekmektedir.

Kampanyam›za kat›lanvatandafllar›m›z›n, kurbanbedellerini geciktirmedenzaman›nda yat›rmalar›, paray›yat›r›rken (sonradankendilerine yaz›l› belgeverilebilmesi için) ad, soyad,adres ve telefon numaralar›n›düzgün ve okunakl› bir flekildebanka dekontuna yazd›rmalar›önem arz etmektedir.

‹steyenler: ‹l ve ‹lçeMüftülüklerimizden veyaTürkiye Diyanet Vakf›’na ait(0.312) 417 12 35 (8 Hat) -418 25 96 no’lu telefonlardanbilgi alabilirler.

Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› ve Türkiye DiyanetVakf›’nca ortaklafla yürütülen Vekalet YoluylaKurban Kesimi Kampanyas›’nda kurbanlar;kesim merkezinde oluflturulan komitelernezaretinde dinimizin esaslar›na uygun olarakkesilmekte ve ihtiyaç sahiplerine da¤›t›lmaktad›r.

D‹YANET ‹fiLER‹ BAfiKANLI⁄I’NDAN

D U Y U R U

TÜRK‹YE D‹YANET VAKFIDr. Mediha Eldem Sokak No: 89 06640 Kocatepe/ANKARA • Tel: (0.312) 417 12 35 (8 Hat) - 418 25 95Faks: 418 19 00 - 419 47 83 - 417 29 24 • Web: www.diyanetvakfi.org.tr • e-mail: [email protected]

2

0

0

4

KURBAN KES‹M‹ KAMPANYASIV e k a l e t Y o l u y l a