turk kulturu araŞtirmalari yil sı yenİ serİ cİlt 2013/1...

10
.. .. .. •' . . TURK KULTURU DERGISI YIL VI SAYI 2013/1 51. Ankara <Bahar> 2013

Upload: others

Post on 26-Jan-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

.. .. .. •' . . TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI DERGISI

YIL sı YENİ SERİ CİLT VI SAYI ı

2013/1

51. Yıl

Ankara <Bahar> 2013

Page 2: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

ALMAN I<A YNAKLARINDA MEHMET AKİF ERSOY' A DAİR DEGERLENDiRMELER.

Abide DOGAN .. - Senuan CENGiz· ..

Özet: Tiirk-Alma/1 ilifkileri esk[)'e dq)'amr. Buna karf!lrk Altllal!)'a'daki Tiirkolqji çalqmalon eski değildir ve daha çok Tiirk Diliiizerine )'Oğmılaplllfhr. Yeni Tiirk edeb!J•ahna )'Önelik çal!fmalar ise ancak 1900 '/elin bapndan itibaren göiiilm~e baflanmlfhr. Bu çalrp11alarda Yeni Tiirk edeb!J•aftnm öne111li isilllleri ve eserleri tamf1llllljj değerlendirilieler )'ajJrlmıpır. BH Üi111lerden biri de lvfeh111el Akiftir. Üzelinde ;al!fanlar ise O. Hachlmamı, T. Men~/ ve D. Horani- Kirrhberg'dir. Anahtar Kelimeler: Meb111et Akif Ersqy, O. Hacbtmam1, T Mmzel, ·D. H orani- Kirrbbe7, Al111an Kn)'naklamıda Meb111et Akij Enqy.

E valuatioas On Mehmet Akif Ers oy in Germaa Sources Abstract: THrkish-Gen11an relations is quile old. Hoıvever, THrkology studies in Ger71/a1!Y are not that old and main/y based 011 Tflrkisb LAnguage. The studies dea/ing 1vith Ne1v Tflrkisb Literalfire appeared in Ibe begimıing o/ 1900. In t/;ese slfldies, e111i11ent IJJfilers o/ Nel/J Turkish Literalfire as ıve/1 as their 1/JOrks 1/JeJ'e introduced and evalflaled. One o/ the autbors considered in tbis co/1/exl is Mebmel Akif Errt!J 1vho 1vas st11died l!J O. Haclıtlllamı, T. lvlmzel and D. Horani- Kirrhberg. Keywords: Mebmet Akif Errqy, O. Hachtmann, T Menzel, D. Horani- Kirsbberg, Mehmet AkifErsoy in Gemtali Juonrces.

Giriş :

Türk-Alman ilişkileri 1 960'lı yıllardan itibaren bir yoğunluk kazanmış olsa da, aslında iki toplum arasında çok daha eskilere dayanan bir bağ olduğu bilinmektedir. Almanya, uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğu'yla siyasi ilişkiler içerişinde olmuş; ancak edebi anlamda Fransızlada olan türde bir gelişme kaydedilememiştir. Buna karşılık, Almanya'da Türkoloji çalışmalanna büyiik önem verilmiş ve yıllarca bu alanda önemli araştırmalar yapılmıştır.

Almanya'da Türkolojiyle ilgili çalışmaların ağırlık noktasını Türk dili araştırmalan oluşturur. Yeni Türk Edebiyatma dair çalışmalar ancak 1900'lerio başından itibaren görülmeye başlanır. Bu çalışmalarda Yeni Türk Edebiyatının önemli isimleri ve eserleri tanıtılmış; zaman zaman da onlara dair degerlendirmeler yapılıruştır. Bunlar arasında pek çok değerli isim yer almaktadır. Bu isirolerden biri de Mehmet AkifErsoy'dur.

Türkiye Mısır Dostluğunda Bir Köprü Mehmet Akif Ersoy Uluslararası Sempozyumu (01-06 Kasım 2010, Kahire-Mısır)'nda sunulan bildirinin metnidir.

•• Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi. Yard.Doç.Dr., Bartın Üniversitesi.

dJıı. ... &. J(ıotııı. ... ıı. 201S/I: 47-55. © Tiirk Kıiltiiriiııii Araştırırın Eııstitiisii, Aııknra 2013.

Page 3: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

Abide DOÖAN - Senıran CENGiZ

Alman Kaynaklarında Mehmet AkifErsoy

Türk edeoiyatında üzerinde çok çalışılan şahsiyetlerden biri olan Mehmet Akif Ersoy'la ilgili olarak Alman kaynaklarında ilk değerlendirme Otto Hachtmann'ın Die tür/dsche Literatur des zwanzigsten Jahrhunderts (20. Yüzytl Türk Edebiyatı) adlı eserinde yapılmıştır (1916). "OIIo Hachtmann, kitabına "Yarı Türkler" diye adlandırdığı sanatçı/arta başlar. Sırasıyla Cenab Şehabeddin, Mehmed Rauf, Hüseyin Cahit ve Faik Ali'yi tanıtır. Daha sonra hem "Yarı Türkler"e hem de "Yeni Turancılar"a dôhil olmayan Yakup Kadri ile Mehmed Akif'i tanıtır." (Cengiz 1010:100). Akif'i sofu bir Müslüman olarak tanımlayan Hacbtmann, onun ne Servet-i Fünuncular gibi Fransız hayranı ne de Turancılar gibi eski Asya kültürüne bayran olduğunu söyler.

Kendisini kesinlikle, muhafazakar biri olarak adlandıran Akif. aynı zamanda kendisini lamamen bir Müslürrian Osmanlı olarak hissetmektedir, bir Moğol­TUrk olarak değil. Müslümanlığın ilk yılları, Halife Ömer dönemi ve Osmanlı imparatorlugunun parlak zamanları Akifin muhayyilesini süsleyen zaman diliınleridir. O, hem Batılılaşmaktan hem de Moğollaşmaktan(Türkleşmek) eşit şekilde nefret eder. Eski Şark'ın bilgeliğiyle dolu olan şair, Arapça ve Farsçanın büyük bir uzmanıdır. Akif, Arapçanın manevi sanat şaheserlerinin tamamına hayran olurken, Farsça eserleri ayruna tabi tutar: Hafiz'dan nefret ederken, Sadi'yi sever ve ondan sık sık alıntılar yapar; bu, şu anlama gelmektedir: Akif, rafine kösnüllükten nefret etmekte; ancak sade bilgeliği sevmektedir. Dünya görüşü olarak Do~u olan şair, sanatsal anlamda moderndir. Bu sofu Müslüman aynı zamanda, çirkinlikleri doğrudan doğruya söyleyecek cesaret e sahip amansız bir natüralisttir. (Cengiz 2010:100-1 O I)

Akif'in dindarlığını bir kefaret vaizininki gibi gören Hachtmann, şairin İslam'ı algtlayış biçimini, fikirleriyle sanatıw bütünleştirmedeki başansını şu cümlelerle dile getirir:

48

O, bir vaizdir hem de daha doğru bir ifadeyle bir kefaret vaizidir. Tıpkı nükteli ve dokunaklı Abraham a Santa Clara ya da eski Ahit'te, peygamberin yankılanan heyecanlı anlatımları gibi, cemaatine seslenen bir vaizdir. Evet bu

vaiz Akifin ta kendisidir ve onun cemaati de Türk hal.lodır. "Türk Milletine Sesleniş" adlı manzumedeki anaduygu, İslam'ın çöküşlinden duyulan derin

acıdır. Aynı zamanda Türklüğün de çöküşünden duyulan ve Allah'a kadar ulaşan acı dolu siteınlerdir. Akif, her şeyden önce Şark'ın tevekkülüne, kaderciliğine karşı sert bir dil kullanır. Onun insanlara en ateşli uyarısı

"çalışın" olmuştur. Şair sadece İslam'ın güzelliğinden ve büyüklüğünden ilham alıp da şür yazmamakta, bunu başka yan düşüncelerle beslemektedir. Nitekim Safahat'ın Fatih Camii'ne ithaf edilen ilk şiirinde veya "Ezanlar" adlı şiirinde bu özellik açıkça görülmektedir. O, tutkulu bir sevgiyle tıpkı Cbateaubriand'ın "Genie du christianisme" sinde Hıristiyanlığın estetik güzelliğinden sarhoş olması gibi, İslam'ın alımlı görünüşüne göz, kulak ve

Page 4: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

ALMAN KAYNAKLARINDA MEHMET AKlF ERSOY' A DAİR DEÖERLENDİRMELER

hislerle ,baglıdır. Onun dindarlığı safdilane bir dindarlık degildir, aksine onun dindarlığı tarihi-estetik bir özellik arz eder: Haşmetli geçmişin büyüsü, dini görünüş biçimlerini onun için süsler, güzelleştirir. Fakat o, İslam'ı sadece estetik yönüyle görmez, aksine onu etik ciddiyetiyle hisseder. (Hachtmann 1916:27)

Hachtmann, Akif'i sadece fıkirleriyle değil, sanatsal yönüyle de değerlendirmeye tabi tutmuştur. Onun şiirlerindeki gözlem gilcünü, realiteyi aniatışını son derece başanlı bulan Hachtmann, şairi bu yönüyle Fransız natüralist yazar Zola'ya benzetir:

O, İslam'da özellikle, cesaretin ve soğukkanlılığın eğitimine itibar eder. Bunlar hem eski Fars erotik şairlerinde hem de 1914 öncesi modem Türk şairlerinde eksik olduğu için Akif, her ikisinden de nefret eder. Bunun için Safahat'ın birinci bölümündeki "Meyhane" şiiri iyi bir örnektir. Bu şiirde· o, bunak bir sarhoşu, nefretle betimler. Şiirde bir kadın kocasını meyhanede ayıplamaktadır; çünkü o, ailesine u~suzluk getirmiştir. Bu betimleme ve anlatımlar Zola'nın "Assommoire" den alınmış bir sahne gibidir. Şair,

mahalle kahvesindeki müşterilerin dedikodularını anlatır. Bu betimlemeler, olaganüstü derecede hayat doludur ve diya~oglar kesintisiz devam eder; anlatıcı asla araya girmez. Konuşma sırasının kimde olduğunu anlamak için eser, çok dikkatli okunmalıdır. Eser, adeta birinci elden yaşamın

gözlemlenmesidir. (Hachtmann 1916:27-28)

Akiri çok yönlü ve çok yetenekli bir şair olarak değerlendiren Otto Hachtmann. onun katiye bulmadaki ustalığındao, anlatımlarındaki akıcılıktan ve canlılıktan

övgiiyle söz eder:

Mehrned Akif, çok yönlü bir şairdir ve öyle yeteneklidir ki, Sadi'nin sade sanatındaki gibi efsaneler, Halife Ömer döneminin güzellikleri, fakir ve yaşlı bir kadının torunlarını açlıktan kurtarmak için büyük bir un çuvalı ile yag dolu bir küpü evine taşıması gibi dogal anlatımlar onun yeteneginin görülmemiş derecede üstün olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. (Hachtmann 1916:28)

Dili, tamamen modemdir ve kristal bir berraklıga sahiptir. Uyak endişesi taşımaz, kolay. bir beceriklilikle uyaklar oluşturur. Onun manzumeleri çok uzun olmasına ragmen okuyucuda b ıktıncı bir etki yapmaz.(Hachtmann 19 I 6: 29)

Hachtmann, Akifin kiŞilik özelliklerinin şiirlerine yansıdığını, onun gilçsüzlere, roazlumlara, hastalara, yaşltiara ve çocuklara şefkat dolu bir sevgi bestediğini belirttikten sonra şiirlerinden örnekler de verir: "Örneğin 'Küfe' şiirindeki harika mısralarda işçi bir gencin yoksul yaşamından yakımr. Onun bütün yüreği çocuklara aittir, o çocuklar kimi zaman 1908 Meşrutiyetini de bayrak

49

Page 5: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

Abide DOGAN- Senıran CENGiz

sallayan, yaşasın hürriyet diyerek sokaklarda (Geroks 'ım Masa İ badeti 'nin tamamen czymsı) dolaşan, kimi zaman bir öğrencinin okula törenle almışmda (Amin Alayı) veya iki kiiçiik /azın bir bebek için kavga edişlerinde (Bebek) belirir. " (Hachtmann, 1916:29).

Hachtmann Safahat'ın birinci cildinde bulunan · şiirleri sanatsal olarak en üst seviyede görür. Diğer bölümleri ise Akifin dünya görüşüne dair bilgiler içermesi bakımından önemli ve estetik açıdan daha derin bulur. Akif'ten daha çok örnek vermek, daha güzel detaylar ortaya koymak ister ama ne yazık ki kitapta ayırdığı yer yeterli değildir. Yine de "Mahalle Kahvesi" ve "Amin Alayı"ndaki detaylardan kısa da olsa söz eder. Şöyle ki:

"Birincide: Kahvenin müşterileri gece bir arada çömelmiş otunnaktadırlar. Gün ağarmaktadır. Çatırun altında bir kırlangıç yuvası. Kırlangıçlar uyaruyor ve ötüşüyor. Bu ötüşmenin anlamı nedir? Şair bunu şöyle anlıyor: "Evde sizin hoş bir yuvanız yok mu ey insanlar? Niçin burada oturuyorsunuz ve ailenizi ihmal ediyorsunuz ki aile yeryüzünün en güzel ve en yüce kurumudur. İkincisinde: "Neşeli bir çocuk alayı bir arabayla karşılaşır, arabada süslü fahişeler oturmaktadır. Araba yol vermez. Bir adam öne çıkıp fahişelere

bağırmaya başlar: Yol verin geçmişin cadılan, gelecek geçiyor." (Hachtmann, 1916:29).

Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir, fakat Türklüğün yeniden teşekkülü için tam anlamıyla çalışan bir adamdır. O, hedef olarak sadece Moğolluğu ya da Selçuklu olmayı görmez, aksine eski, doğru anlaşılmış İslamın sade maneviyatıru görür. Onun hedefi budur." (Hachtmann, 1916: 29).

Son olarak Hachtrnann, Akifi modem Türk yazınının en önemli temsilcilerinden biri olarak şu sözlerle tarutır:

Bu, karakterli, açık fikirli ve az bulunur lütufkarlıktaki yürekli adam, modem Türk yazırunın başanlı temsilcilerine mensuptur: O ve Mehmed Emin bu temsilciler içerisindeki en iyi ruhlardır. (Hachtmarın 1916:29) ·

Araştırmalannda Mehmet Akif Ersoy'a yer veren bir diğer Alman şarkiyatçı, Tbeodor Menzel'dir. Menzel, Kultur der Gegenwart I adlı çalışmarun içinde yer alan ve Türk edebiyatını anlatan makalesinde Mehmet Akif Ersoy'a da yer verir. Menzel de Hachtmann gibi, Akif'in hem Batılılaşmayı hem de Turanetiann benimsediği Möğollaşmayı reddettiğini söyler. Onun İslam'a bağlılığını da değerlendiren Menzel, burada da Hachtmann'la ayru fikir~eri paytaşır ve bu sofu Müslüman şairin dünya görüşünü ve sanatını şu sözlerle değerlendirir:

50

Onun ilk şiirleri Batıltiaşmaya karşı cephe alır. Bu dönemde o, Kemal'in ve Abdülhak Hamid'in etkisindedir. Fakat bir süre sonra değ"işime uğrar, yeni bir dünya görüşüne bağlanır. Sufi-rriistik bir yola girer ve çalışma, gayret ternalarına sıklıkla vurgu yapar. Sırat-ı müstakim'in ve Sebil'ür-reşad'ın editörü olarak, İslam Mecmuası ve onun modernleşme eğilimi için savaşır.

Page 6: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

ALMAN KAYNAKLARINDA MEHMET AK.IF ERSOY'A DAtR DEGERLENDIRMELER

Akif, ,Turancılığın getirdiği Moğollaşmayı ve Batılılaşmayı reddeder. O, Doğu'nun 'eski bilgeliğini benimser ve sofu bir Müslüman olur. Aynı

zamanda o bir natüralisttir. Onun başeseri 5 bölümden oluşan Safahat'tır (1912- 1914). Dili son derece sade ve mükemmeldir, bu eser sosyal ve dini temalar ihtiva eden üstün bir eserdir. Nazım biçimlerinde esaslı bir şekilde manzumeler öne çıkar. Akif, aslında gerçek bir dindar şair değildir. O, bir reformisı ve ahlakçı bir eleştirmendir. O şiirlerinde gerçek yaşamı çok net gözlemlerle sunar. ( ... ) Akif, Turancı değildir, onun ideali eski İslam anlayışını yeniden canlandınnaktır. O ve Mehrned Emin modem Türk yazınının iyi ruhlarıdır. (Menzel 1940:317)

Almanya'da şair Melunet Akif için yapılan en aynntılı çalışma Dorothea Horani-Kirscbberg'e aittir. Hamburg Üniversitesi'nde 1977 yılında doktora tezi olarak yapılan bu çalışma, Der tür/dsche Dichter Mehmed Akif(Ersoy) (1873-1936) Leben und Werk Ein Versuch (Şair Mehmed Akif, Yaşamı ve Eserleri Üzerine Bir Çalışma) başlığını taşımaktadır. Bu biyografi çalışmasında Kirschberg, önsözde Melunet Akifi neden tez konusu olarak seçtiğini şu sözlerle açıklar:

Bu çalışmayı yapmamda Gotthard Jaschke'nin "Modern Türkiye'de İslam"

adlı makalesi etkili olmuştur. Nitekim bu ~akalede G. Jaschke, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki dini değişimlerle birlikte şair Mehmed Akifi de karakterize etmişti.

( ... )

Ben Mehmed Akifte yeni teknolojinin kabulü zamanında ve bununla bağlantılı olarak gelen yeni dünya görüşleriyle mücadele etmede, dürüstçe çabalarla, idealist bir şekilde İslam'ın ifade gücünü kullanan bir şairi gördüm. (Horani-Kirschberg 1977: Önsöz)

Giriş bölümünde, Akifin yaşadığı dönemin zihniyetinden ve edebi eğilimlerinden söz eden Kirschberg, bu eğilimiere katılınayıp özgün bir düşünce dünyası yaratan Akifi şu cümlelerle dile getirir:

Mehmed Akif edebi çalışmalarına başladığı zaman Türk edebiyatında farklı eğilimler, karşı karşıya bulunmaktaydı. Bir grup Batı edebiyatının özellikle de

Fransız edebiyatının etkisindeyken, ·bir diğer grup kendi milli edebiyatını oluşturmak istiyordu. Bu gruplar tartışma durumundaydı. (Horani-Kirschberg 1977: 1)

Servet-i Fünun taraftarlarının Batıya yoğun yaklaşma istekleri gelenekçi çevrelerden doğal olarak eleştiriler alıyordu . En ağır eleştiri de dekadandı, ki bu kavram Fransız sembolisılerinin muhaliflerinden alınmıştı.

Mehroed Akif de ilk önce Fars edebiyatı ndan yaptığı birkaç tercümeyi Servet­i FOnun'da yayımlamış, fakat kısa bir süre sonra hemen bu topluluktan · aynlmıştır, aynimasının esasmı onların İslam'a karşı saldınlarından nefret

51

Page 7: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

Abide DOGAN- Semran CENGiZ

duyması oluşturmaktaydı. Onlar ise toplumun ve edebiyatın

modeı:nleşmesinin önünde dini, bir engel olarak görüyorlardı. (Horani­

Kirscbberg 1977: 1-2)

Kirschberg, Ak.if'i İslamcı bir şair olarak taruttr; fakat onun İslam'a dair reforınist düşüncelerinin olduğuna, özellikle İslam'ın ilk yıllanndaki anlayışın yeniden caniandıniması taraftarlığına vurgu yapar. Akif, Osmanlı Devleti'nin Batı karşısında içine düştüğü çıkmazdan aktüel hale getirilmiş bir İslamcılıkla kurtulabiüneceğini sawour. Tarızimat'tan sonra Osmanlı Devleti'ode, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük ideolojilerinin belirdiğini ve İslamcılığın edebiyat alanındaki eo etkin aktörünün de Akif olduğunu söyleyen Kirschberg, şairin İslam'ı algılayış biçimini şöyle anlatır:

İslamcılık en açık şekilde Mehmed Akif'in kişiliğinde kendini gösterir. Gerçi bu, her şeyiyle geriye dönüş anlayışı değildir. Bu anlayış, zamanının Osmanlı

İmparatorluğu için yeni bir yol bulmak adına bir çaba; politikada, tarihsel ve kUltUrel bakış açısında gUçlü değişimler anlamına geliyordu. Akif, yeniden

aktüel hale getirilmiş bir İslam'la farklı dUşünceleri bağdaştırmak istiyordu.

Akif, idealist çabalarında ölçUlü bir duruş sergiliyordu. O, İslam ülkelerine

giren Batı kültür unsurlanyla İslam'ın özünlin ve kanunlannın verimli bir

sentezini oluşturmak içiİı çaba sarf ediyordu. (Horani-Kirscbberg 1977: 3)

Kirschberg, daha sonra Ak.if'in yaşam hikayesini anlatır. Bu bölümde yazar, doğumundan ölümüne kadar Mehmet Akif'io yaşamının belirgin yönlerini aktanr. Öğrencilik yılları, edebiyata ilgisi, fikirleri, etkilendiği insanlar, Kurtuluş S~vaşı'na verdiği destek, İstiklal Marşı'nın yazunı, Mısır'daki yaşamı ve son olarak ölümü bu bölümde üzerinde durulan yaşam kesitleridir.

Kirschberg, Akif'in sanat anlayışını şiirlerinin analizini yaparak göstermeye çalışır. Öncelikle biçimsel bir analiz yapan yazar, Akif'in şiirlerindeki uyak şeması, ölçü, üslup ve sözcük seçimi konusunda bilgiler verir. Daha sonra içerik analizine geçer. Onun şiirlerinde öne çıkan temaların din, vatanseverlik, sosyal eleştiri ve gelenekler olduğunu söyler.

Mehmet Ak:if'in şiirlerinde genellikle mesnevi nazım şeklini kullandığım

belirten Kirschberg, nazım birimi olarak da beyit ve dizenin ağırlığı teşkil ettiğini belirtir. Kısa şiirlerinde ise kıta nazım şeklini kullanan Ak.if'io bunların dışında aynca muharnmes ve terkib-i bendi kullandığını ancak bunlarda klasik formlara sıkı sıkıya bağlı kalmak yerine zaman zaman küçük değişikJikler yaptığını söyler. Örneğin "Canan Yurdu" başlıklı şiir mesnevi nazım şekliyle yazılmış olmasına rağmen uyak düzeni (ababccdddeeefffl) şeklindedir.

Mehmet Akif, şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır, heceye yer vermemiştir. Akif, aruzu Türkçeye başanyla uygulayan bir şairdir. Kirschberg, Ak:if'in bu özelliklerini sıraladıktan sonra şiirlerinden seçmelerle şairin aruzu kullanmadaki

52

Page 8: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

ALMAN ~ YNAKLARINDA MEHMET AK1F ERSOY' A DAİR DEÖERLENDİRMELER

ustalığını göstermeye çalışmıştır: "Fatih Camii", ''Bayram", "Asım", "Ezanlar, ~hl. .

Mehmet Ak.if, sanatı fikirlerini aniatmada bir araç olarak görmüş bir şairdir. Bu nedenle eserlerinde halkın anlayabileceği bir dil kullanmaya özen göstermiştir. Günlük konuşma dilini şiire başanyla aktaran bir şairdir. Ona göre şiirin içeriği estetik yönünden daha önemlidir. Özellikle manzum hikayelerinde kullandığı Türkçe, bugün bile kolaylıkla anlaşılabilecek sadeliktedir. Kirschberg, Akif'in bu özelliğirıi Seyfi Baba adlı manzumeden yaptığı şu alıntıyla gösterir:

Geçen akşam eve geldim. Dediler:

-Seyfi Baba

Hastaianmış yatıyormuş.

-Nesi varmış acaba?

-Bilmeyiz, oglu haber verdi geçerken bu sabah.

Keşke ben evde olaydtm ... esef ettim, vah vah!

Bir fener yok mu, verin ... Nerde sopam? Kız, çabuk ol! (Horani-Kirschberg 1977: 35)

Din, Mehmet Ak.if'in şiirlerinde esası teşkil eder. Safahat'taki şiirlerin pek çoğunda bu tema görülmektedir. "Fatih Camii", "Ezanlar", "İbadet ve Dua", "Secde", "Tevhid yahut Feryad" gibi. Ak.ifin katışıksız bir dindar şair olduğunu Kirschberg şu sözlerle dile getirir:

Hiç kuşku yok ıa, Mehmet Akif, derin bir dini anlayışa sahip bir insandır. İslam dinine yeni bir canlılık vermek için o, sürekli kendisiyle ve çevresiyle

mücadele etmektedir. Yaşadığı dönemin soruolarını çözmede İslam'ın öğretilerinin katkı sağlayacağını düşüomektedir. (Horani-Kirschberg 1977: 42)

Kirschberg, Akifte zaman zaman panislamist düşüncelerin de belirdiğini,

nitekim İslam ülkeleriyle Batı'yı karşılaştırdığında şairin anlatımının sertleştiğirıi ve dilinin keskinleştiğini söyler.

Akifin şiiri didaktik bir şiirdir. Bunun yaw sıra şairin estetik yönü de güçlüdür. Kirschberg, Akifin şiirinde sembollerin ve istiarelerin önemli bir rol oynadığını, özellikle dini şiirlerinde sembollerin ve istiarelerin ön plana çıktığıw belirtir:

Semboller Akifin dini şiirlerinde büyük bir rol oynamaktadır. Tıpkı onun

doğanın her parçasında ilahi kudretio bir kanıtını görmesi gibi, semboller onun için Taon'nın yetkinliğini cansız varlıklarda yansıtmasıdır.

İstanbul'daJcj Fatih Camii'nin betimlemesinde o, dini heyecanını sayısız

istiarenin yardımJyla ifade eder. (Horani-Kirschberg 1977: 53)

53

Page 9: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

Abide DOÖAN - Senıran CENGIZ

Akifin şililerinde dinden somaki önemli tema vatanseverliktir. Akif, İslamcılık ideolojisini oenimsemiş bir şairidir ve yüreği vatan sevgisiyle doludur. Şiirlerinin bazılarında beliren bu temayı Kirschberg şu sözlerle ifade eder:

Balkan Savaşı'ntn. patlak vermesi ve bunun sonucunda Osmanlı İmparatorluğu'nda yaŞananlar Akifi derinden etkilemiştir. O, idealist bir vatan sevgisiyle doluydu. Ülkedeki politik durum. kötüleştikçe ondaki bu sevgi giderek belirginlik kazanıyordu." Bu durum Safahat'in birinci cildinin sonunda yer alan şiirlerinde etkisini gösterir. (Horani-Kirscbberg 1977: 57)

Ak.if, büyük bir vatanperverdir. V atanın içinde bulunduğu clurum onu derinden üzmektedir. Fakat Mustafa Kemal'in liderliğinde başlayan kurtuluş mücadelesi onda yeni umutlar doğurur. Ak.if, Kastamonu'ya giderek camilerde halka milli

. mücadeleye destek vermeleri konusunda vaazlar verir. Kirschberg, Akifin Milli Mücadeleye desteğini şu sözlerle anlatır:

İttifak güçlerine karşı, ki şimdiye kadar onlar hep Osmanlı İrnparatorluğunu bölmek istiyorlardı, Türk milli mücadele ordusunun Mustafa Kemal 'in koroutası altında oluşmasıyla, Mehmed Akif yine yeni umutlar beslerneye başlar ve bu hayal onda İslam'ın rubundan beslenen bir canlanış hareketi sağlar. Onların yardtmıyla Müslümanlar sonunda başaracaklar, eski birliği yeniden oluşturacaklar ve bununla eski güçlü konurolarına tekrar kavuşacaklardır. (Horani-K.irschberg 1977: 70)

Mehmet Ak.ifin şiirlerindeki temalardan bir diğeri sosyal eleştiridirt. Bu temayı işleyen şiirler Safahat'ın biiinci bölümünde ve AslOl'da yer alır. Kirschberg, Akifin sosyal eleştiri içeren şiirlerine dair şu değerlendirmede bulunur:

Safahat'ın ilk bölümünde yer alan sosyal eleştiri şiirleri yoksulluğun açık

birer tasvirindeo ibaretken, Asım'da sosyal problemler tartışılır. Farklı

düşüncelerin karşılaştınlroasıyla içinde bulunulan durumun iyileştirilmesine ve sorunlara çözüm yolları aranır. (Horani-Kirschberg 1977: 83)

Akifirı şiirlerindeki son tema olarak Kirschberg, tarihi rivayetleri gösterir. Bu temayı içeren şiirlerin Safahat'ta fazla bir yer tutmarlığını söyler. "Kocakarı ile Ömer", "Vahdet", "Dirvas", "Bir Gece", "Fatih Kürsüsü'nde" bu temayı işleyen şiirlerdendir. Kirschberg, Ak.ifin bu temayı işlemekteki amacını şöyle dile getirir:

Bütün duygu ve düşünce!eri eski ve gerçek İslam'ın yeniden canlandınlmasına yönelik olan Mehmet Akif, İslam 'ın altın çağına ait taribi

olayları ahlaki bir öğreti olarak okurlarına, halk ağzından güvenilir bir kaynak olarak aktarı.r. (Horani-Kirscbberg 1977: 86)

Kirschberg, sonuç bölümünde çalışmasınm başından beri söylediklerini özetteyerek şair Mehmet Akif Ersoy'a dair şu değerlendirmelerde bulunur:

54

Sosyal eleştiri bir tema değil , bir bakış açısıdır. Mehmet Akif şiirlerinde ele aldığı sorunlara sosyal eleştiri perspektifinden yaklaşır, demek daha doğru olur.

Page 10: TURK KULTURU ARAŞTIRMALARI YIL sı YENİ SERİ CİLT 2013/1 ...isamveri.org/pdfdrg/D00206/2013_1/2013_1_DOGANA_CENNGIZS.pdf · Hachtmann'a göre Akif "Yeni Turancı değildir,

ALMAN KA YNAKLARJNDA MEHMET AKİF ERSOY' A DAiR DEÖERLENDIRMELER

Benim düşüneerne göre Mehmed Akifİslam'dan ve miiJi hislerden feyz alan bir idealisttir. DUrUstçe ve son derece samimi bir şekilde kendi zamanının bütün çılgınlıklarından bir çıkış yolu aramış ve bu çıkış yolunu da yeniden canlandınlacak gerçek İslami bir anlayışta bulmuştur.

İnsan toplulukları için bir örnek olarak, onun fıkirleri reddedilmemeli; çünkü o, insanların ihtiyaçlarına göre ilahi bir ahenkle konuşmaktadır, genellikle teknoloji çağında bu tarz kaybolmaktadır. Bunun yanı sıra bilinmeli ki her ideal toplum tasarısı ilk önce bir düşüncedir, ki o düşünceyi gerçeğe

dönüştürmek için bir şairin desteğine fazlasıyla ihtiyaç vardır. (Horani­Kirschberg 1977: 91)

Sonuç:

Görüldüğü üzere Mehmet Ak.if Ersoy, Alman araştırmacılarm çalışmalannda qa idealizmiyle, sanatıyla, fikirleriyle, şairliğiyle büyük takdir toplamış bir insandır. Türk şiirinin bu mütevazı, nevi şahsına münhasır kişiliği, Türk araşhrmacılarda olduğu gibi Alman araştırmacılarda da hayranlık uyandırmış, qnu edebiyat tarihinde hak ettiği yere ohırtmuştur. Bir sanatçı, inandığı gibi yaşadığı sürece,· doğruları söylemekten ve yapmaktan imtina etmediği sürece ister Türk ister Alman ister başka bir milletten olsun, herkesin kafasında ya da yüreğinde hep aynı düşünceleri ve hisleri yaratmaktadır. Otto Haclımann da, Theodor Menzel de, Dorothea Horani­Kirschberg de Mehmet Ak.if'e dair yaphkları değerlendirmelerde büyük üstadı gerek sanatıyla gerek şahsiyetiyle takdir etmiş, ona gereken değeri tevdi etmişlerdir. Alman araştırmacılar onun "modem Türkiye'nin en büyük dindar şairi" olduğu konusunda hemfikirdirler.

Kaynakça CENGiz, Seroran (2010), "Alman Kaynaldarında Yeni Türk Edebiyatı: Otto Hachtmann ve

"Die türkische Literatur des zwanzigsten Jahrhunderts" Adlı Eseri", Türkbilig, sayı: 19. HACHTMANN, Otto (1916), Die tr7rkisclıe Literatur des zwatızigstetı Jalırlıımderts,

Leipzig: C.F.Amelangs Verlag. HORANI-KIRSCHBERG, Dorothea (1977), Der tiirkisclıe Diclıter Melmıed Akif (Ersoy)

(1873-1936) Lebe11 ımd Werk Ein Versuclı, Hamburg, Dissertation zur Erlangung der Würde des Doktors der Philosophie der Universitiit Hamburg.

55