turkish studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d03262/2016_7/2016_7_kelesr.pdf · in the poetry...

22
Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/7 Spring 2016, p. 225-246 DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.9640 ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY Article Info/Makale Bilgisi Received/Geliş: 13.05.2016 Accepted/Kabul: 14.06.2016 Referees/Hakemler: Prof. Dr. Turgut KARABEY Doç. Dr. Orhan BAŞARAN This article was checked by iThenticate. İSLÂMÎ TÜRK EDEBİYATI’NDA HİCRET VE HİCRETLE İLGİLİ KAVRAMLAR Reyhan KELEŞ * ÖZET İslâmî Türk edebiyatının dinî kaynaklarından biri Hz. Peygamber’in hayatını ihtiva eden siyerlerdir. Hz. Peygamber’in doğumundan vefatına kadar olan olayların yer aldığı siyer metinlerinde Hz. Peygamber’in doğumu (mevlid), miraç mucizesi (miʻrâciye), savaşları (gazavât-nâme), mucizeleri (muʻcize-nâmeler) vs. yer alırken bunlar zamanla siyerden ayrı birer edebî tür olarak da şairler tarafından yazılmışlardır. Siyerin içerisinde yer alan, Hz. Peygamber’in yol arkadaşı Hz. Ebû Bekir ile birlikte Mekke’den Medine’ye gerçekleştirdiği hicret de zamanla ayrı müstakil şiirler olarak hicret-nâme ismiyle edebî literatürde kendine yer bulmuştur. Hicret bahsi bilhassa divan şiirinde siyerler içerisinde bir bölüm olarak yer bulurken, Tanzimat’tan günümüze kadar siyerden ayrı bir edebî tür olarak hicret-nâmelerin de kaleme alındığı görülmüştür. Bu çalışmada İslâmî Türk edebiyatında hicret ve hicret-nâme şiirlerinin edebî literatürdeki yeri ve önemine değinildikten sonra bu şiirlerde hicretle ilgili kavramlardan; hicrette ismi geçen kişiler (Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekir/Yâr-ı Gâr, Hz. Ali, Abdullah bin Ebû Bekir, Esmâ bint Ebû Bekir, Abdullah bin Uraykıt, Âmir bin Füheyre, Ebû Cehil, Sürâka bin Mâlik, Ümeyye bin Halef), hicrette ismi geçen mekânlar (Mekke, Medine, Dârünnedve, Sevr Mağarası ve Kubâ), hicrette ismi geçen hayvanlar (örümcek, güvercin, yılan, akrep gibi hayvanlar) ve diğer kavramlar (Muhacir, Ensar, süt mucizesi, âyet iktibasları ve “ay doğdu üzerimize”) üzerinde durularak, şairlerin hicrete bakışları, bu konuyla ilgili duygu ve düşünceleri tespit edilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Türk İslâm Edebiyatı, Şiir, Hicret, Hicret- nâme, Hz. Muhammed, Hz. Ebû Bekir. * Yrd. Doç. Dr. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Türk İslam Edebiyatı, El -mek: [email protected]

Upload: others

Post on 22-Mar-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

Turkish Studies

International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/7 Spring 2016, p. 225-246

DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.9640

ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY

Article Info/Makale Bilgisi

Received/Geliş: 13.05.2016 Accepted/Kabul: 14.06.2016

Referees/Hakemler: Prof. Dr. Turgut KARABEY – Doç. Dr. Orhan

BAŞARAN

This article was checked by iThenticate.

İSLÂMÎ TÜRK EDEBİYATI’NDA HİCRET VE HİCRETLE İLGİLİ KAVRAMLAR

Reyhan KELEŞ*

ÖZET

İslâmî Türk edebiyatının dinî kaynaklarından biri Hz. Peygamber’in

hayatını ihtiva eden siyerlerdir. Hz. Peygamber’in doğumundan vefatına kadar olan olayların yer aldığı siyer metinlerinde Hz. Peygamber’in doğumu (mevlid), miraç mucizesi (miʻrâciye), savaşları (gazavât-nâme),

mucizeleri (muʻcize-nâmeler) vs. yer alırken bunlar zamanla siyerden ayrı

birer edebî tür olarak da şairler tarafından yazılmışlardır. Siyerin

içerisinde yer alan, Hz. Peygamber’in yol arkadaşı Hz. Ebû Bekir ile birlikte Mekke’den Medine’ye gerçekleştirdiği hicret de zamanla ayrı

müstakil şiirler olarak hicret-nâme ismiyle edebî literatürde kendine yer

bulmuştur. Hicret bahsi bilhassa divan şiirinde siyerler içerisinde bir

bölüm olarak yer bulurken, Tanzimat’tan günümüze kadar siyerden ayrı

bir edebî tür olarak hicret-nâmelerin de kaleme alındığı görülmüştür.

Bu çalışmada İslâmî Türk edebiyatında hicret ve hicret-nâme şiirlerinin edebî literatürdeki yeri ve önemine değinildikten sonra bu

şiirlerde hicretle ilgili kavramlardan; hicrette ismi geçen kişiler (Hz.

Peygamber, Hz. Ebû Bekir/Yâr-ı Gâr, Hz. Ali, Abdullah bin Ebû Bekir,

Esmâ bint Ebû Bekir, Abdullah bin Uraykıt, Âmir bin Füheyre, Ebû Cehil,

Sürâka bin Mâlik, Ümeyye bin Halef), hicrette ismi geçen mekânlar (Mekke, Medine, Dârünnedve, Sevr Mağarası ve Kubâ), hicrette ismi

geçen hayvanlar (örümcek, güvercin, yılan, akrep gibi hayvanlar) ve diğer

kavramlar (Muhacir, Ensar, süt mucizesi, âyet iktibasları ve “ay doğdu

üzerimize”) üzerinde durularak, şairlerin hicrete bakışları, bu konuyla

ilgili duygu ve düşünceleri tespit edilmeye çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Türk İslâm Edebiyatı, Şiir, Hicret, Hicret-nâme, Hz. Muhammed, Hz. Ebû Bekir.

* Yrd. Doç. Dr. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Türk İslam Edebiyatı, El-mek: [email protected]

Page 2: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

226 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

HEGIRA AND CONCEPTS RELATED TO HEGIRA IN ISLAMIC-TURKISH LITERATURE

ABSTRACT

One of the religious resources of Islamic-Turkish literature is the

books of knowledge of the prophetic biography seerah. In those seerah

texts the life events of the Prophet Muhammad (pbuh) from his birth to

his death are mentioned. Later on, these events were divided into four main sections such as the birth of the Prophet (Mawlid), the miracle of

ascension (Miracname), wars of the Prophet (War Chronicles) and his

miracles (Mucizename). In the course of time, these literary genres were

separated from the seerah and were written by the poets. The Hegira,

which is the journey of the Prophet (pbuh) together with his fellow traveller Abu Bakr from Mecca to Madinah, takes its place within the

seerah, which was later on considered as a separate genre of literature

and independent poems were written about it in the name of hicretname.

The subject of Hegira especially found its place in Divan poetry inside the

seerahs, whereas hicretnames were written as a separate literary genre

other than seerah, within the course of time from Tanzimat (the time when fundamental political reforms were made in the Ottoman Empire

in 1839) to our day.

In this study, we will touch upon the place and importance of hegira

and hegira poems in the Islamic-Turkish literature and concepts related

to hegira in those poems; such as names (the Prophet (PBUH), Abu Bakr (Companion in the Cave), Ali, Abdullah son of Abû Bakr, Esmâ daughter

of Abu Bakr, Abdullah son of Uraykıt, Âmir son of Fuhayrah, Abû Jahl,

Suraka son of Malik, Umayyah son of Halef), places (Mecca, Madinah,

Darun Nedve (House of Nedve), Cave of Savr and Kuba) and animals

(spider, dove, snake and scorpion) mentioned in the hegira and other

concepts (Muhacir (emigrant muslims from Mecca to Madinah) Ensar (muslim residents of Madinah who hosted the Muhacirs), the miracle of

milk, excerpts from verses of Holy Koran and "moon rose upon us"). We

will also try to identify the poets' approach to hegira and their feelings

and thoughts concerning the issue.

STRUCTURED ABSTRACT

The concept of Hegira, means -in general- migration from a non-

muslim country to a muslim country, but specifically it means the

migration of the Prophet (PBUH) and Meccan muslims to the city of Madinah. This study is about the Hegira of the Prophet (PBUH) from

Mecca to Madinah in the year 622.

The Hegira section of Islamic History, which describes the

migration of the Prophet (PBUH) together with Abu Bakr from Mecca to

Madinah, has been considered among religious genres regarding the

Prophet (PBUH), and also led way to the emergence of genre called literature of Hegira (hicretname) . The first poem appeared independently

in this genre is called Hicretü’n-Nebî (Migration of the Prophet), which

belongs to Süleyman Nahîfî (died in 1151/1738) , a poet of 18th. century.

Page 3: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 227

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

This work consists of 788 couplets and was published by Âmil Çelebioğlu (1934-1990). Moreover, Katip Fevzi Efendi (1871-1924), a sufi poet of the late period, has a poetry book named Şümûsü’s-safâ fî evsâ fi’l-Mustafâ,

written about the birth, migration, some features and outer appearance

of the Prophet (PBUH), consisting of nearly 900 couplets. This book also

contains a poem of 300 couplets in the genre of poem of Hegira. Other

than these two works, there is another poem of migration consisting of 364 couplets which forms the third part of the book Târihçe-i Vakʻa-i Zağra (History of Events in Zagra) attributed to Hüseyin Râci Efendi (died

in 1902). However, this poem is not about the migration of the Prophet

(PBUH) but about the migration from Zagra to Istanbul.

The concept of hegira in Divan Poetry was covered as a separate

section in the books (genres) of Siyer (Life of the prophet) , Mevlid (Birth

of the Prophet) and Muhammediye (Book about Muhammad the Prophet (PBUH)), other than the books written independently. Among the

important names of this genre, Kadı Darir, had preferred to write the part

of hegira in prose, in his book named Siyer-i Nebi (Life of the Prophet),

which was written in both verse and prose, while Süleyman Çelebi (died

in 825/1422) mentioned the hegira with only a couple of verses in his book of Vesîletü’n-necât (Means of Salvation). Yazıcıoğlu Mehmed (died in

855/1451) , in his book named Muhammediyye, allocated the verses

between 2524-2583 for the part of "Hegira of the Prophet (PBUH)" and

verses between 2584-2646 for the part of "Coming of the Prophet (PBUH)

to Madinah.

In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up

of rhymed couplets, each couplet being of a different rhyme), the topic of hegira was mentioned in one or several verses of divans (poetry

collections), and especially in naats (Naat: Poem praising the Prophet

Muhammad (PBUH)) and also in eulogies and odes, even though it does

not appear as frequent as the incident of Mirac (the Ascension) -journey

of the Prophet Muhammad (PBUH) to the heavens-.

The Hegira appears as one of the most frequently mentioned events

in the works of poets in Turkish literature after the Tanzimat (the

Reforms) era. -the years in Ottoman Empire between 1839-1876-. Here

are some of those poets and names of their works who wrote exclusively

on the topic of Hegira:

Arif Nihat Asya (1904-1975), the Hegira; Necip Fazıl Kısakürek (1905-1983), the Hegira, the Cave; M. Âsım Köksal (1913-1998), Hegira

of Our Prophet to Madinah ; Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu (1929-1992),

the Hegira I-II; Gökhan Evliyaoğlu (1927-2011), the Hegira; Mustafa

Necati Bursalı (1941-2009), the Hegira, Muhsin İlyas Subaşı (brt. 1942),

the Hegira was a plane tree with fruits; the Holy Migration, the Light Reached Madinah; Mustafa Tahralı (brt. 1943), the Hegira; İ. Lütfi Çakan

(brt. 1945), Longing for the Hegira; Yahya Akengin (brt. 1946), Emotions

of Hegira; Mustafa Miyasoğlu (1946-2013), Epic of Hegira; M. Ruhi Şirin

(brt. 1955), Towards the Summits; Rıfkı Kaymaz (brt. 1950), Tune of

Hegira; Çiğillioğlu, History of Hegira; Mustafa Küçük, Hegira and

Lessons; İhsan Süreyya Sırma (brt. 1944), Hicret; Bahattin Kök (brt. 1944), Holy Birth and Holy Migration etc.

Page 4: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

228 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

In this study, we dealt with concepts related to the Hegira, while examining the topic of Hegira in Islamic-Turkish literature. Those

concepts are: Names of persons in the process of Hegira, Places

mentioned in Hegira, Animals mentioned in Hegira and Other Concepts

related to Hegira. Under the title of "Names of persons", verses related to

the Prophet (PBUH), Abu Bakr (Companion in the Cave), Ali, Abdullah

son of Abû Bakr, Esmâ daughter of Abu Bakr, Abdullah son of Uraykıt, Âmir son of Fuhayrah, Abû Jahl, Suraka son of Malik, Umayyah son of

Halef, were mentioned. Under the title of "Places mentioned in Hegira",

the poets' remarks about Mecca, Madinah, Darun Nedve (House of

Nedve), Cave of Savr and Kuba were mentioned. Under the title of

"Animals mentioned in Hegira", spider, dove, snake and scorpion were mentioned. And finally under the title of "Other Concepts related to the

Hegira": thoughts of poets regarding Muhacir (emigrant muslims from

Mecca to Madinah) Ensar (muslim residents of Madinah who hosted the

Muhacirs), the miracle of milk, excerpts from verses of Holy Koran and

"moon rose upon us", were mentioned.

This study establishes the poets in Islamic-Turkish literature who produced works of poetry related to the Hegira. Also their views, feelings

and thoughts about the Hegira are scrutinized. Sensational discourses

are being observed in those poetry, which enable us to feel as if we lived

in the time of the Prophet (PBUH). It is remarkable that they have almost

the same content of events as those events narrated in Islamic history about the Hegira.

Including almost every poet, with a wide range from Divan poets to

contemporary poets, who wrote poems regarding the Hegira, they were

inspired by Islamic history and gave details about narrations and thus

shed light upon history from the window of literature. Topics covered in

them begin with the permission of migration came to Muhammad (PBUH) and continue till their arrival in Madinah. All kinds of narrations related

to Hegira are mentioned in those poetry and this proves that the poets

used the sources of Seerah (life of the Prophet (PBUH) and Islamic history,

as well.

Abu Bakr, the fellow traveler of the Prophet (PBUH), made this journey from Mecca to Madinah, together with Him. The topic of Hegira

in Islamic history deals with this journey. This study brings this story

into literature and thus, the Hegira has been also articulated according

to the privileged poets of Islamic-Turkish literature.

Keywords: Turkish-Islamic Literature, Poem, Hegira, Hegira

Literature, Prophet Muhammad, Abu Bakr.

Giriş

Sözlükte “göç etmek, göçmek, terk etmek, bırakmak, kesmek, yapmaz olmak” (Mutçalı,

1995: 935) anlamındaki hecr kelimesinin masdarından isim olan hicret “kişinin herhangi bir şeyden

bedenen, lisânen veya kalben ayrılıp uzaklaşması” demektir. Terim olarak hicret; genelde gayr-i

müslim ülkeden İslâm ülkesine göç etmeyi, özelde ise Hz. Peygamber’in ve Mekkeli müslümanların

Medine’ye göçünü ifade etmektedir (Önkal, 1998: XVII/458). Hicret aynı zamanda tasavvufta da

anlam bulmuş ve “Kişinin beden memleketinden ayrılıp ruhaniler vatanına göç etmesi”, “Sâlikin

Page 5: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 229

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

kötü huy ve sıfatlarından ayrılıp iyi huy ve sıfatlar yurduna gitmesi, yani ahlâkını güzelleştirmesi”

(Uludağ, 2001: 168) gibi anlamlarla alanını genişletmiştir. Mutasavvıf şairlerden Bursalı İsmail

Hakkı (ö. 1137/1725) ve Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın (ö. 1194/1780) şu şiirleri bu iki tanıma örnek

teşkil etmektedir:

Gel seni senden cüdâ kıl âkıl isen Hakkıyâ

Hicret it varlık evinden yokluğa ol âşinâ

Çünki yoklukdur tarik-ı enbiyâ vü evliyâ

Bu vücûdun menzilinden kurbete ir vuslatâ

(Bursalı İsmail Hakkı)

Gönülde eyle sefer ger Hudâyı istersen

Huyundan it güzer ol âşinâ-yı hulk-ı Hudâ

(Erzurumlu İbrahim Hakkı) (Çelebioğlu, 1998: 266)

Bu çalışma özelde, Hz. Peygamber’in 622 yılında Mekke’den Medine’ye göçüşünü anlatan

hicret mevzuunda olduğu için tasavvufî anlam boyutu üzerinde durulmayacaktır.

1. Türk Edebiyatında Hicret/Hicret-nâme

Hz. Peygamber’in Hz. Ebû Bekir ile Mekke’den Medine’ye yaptığı göçü anlatan İslam

Tarihi’nin Hicret bölümü, Türk edebiyatında Hz. Peygamber ile ilgili dinî türler arasına girerek

hicret-nâme türünde eserlerin vücuda gelmesini sağlamıştır. Hicret-nâme türünde müstakil olarak

yazılan ilk şiir XVIII. yüzyıl şairi Süleyman Nahîfî’ye (ö. 1151/1738) ait Hicretü’n-Nebî’dir (Uzun,

2006: XXXII/298). 788 beyitten oluşan bu eser Âmil Çelebioğlu (1934-1990) tarafından

neşredilmiştir (Çelebioğlu 1998: 263-315). Ayrıca son devir mutasavvıf şairlerinden Kâtib Fevzi

Efendi’nin (1871-1924) Resûl-i Ekrem’in doğumu, hicreti, bazı hususiyetleri, şemâil ve hilyesine

dair bilgileri ihtiva eden ve yaklaşık 900 beyitten meydana gelen Şümûsü’s-safâ fî evsâ fi’l-Mustafâ

adlı eserinde hicret-nâme türünde 300 beyitlik bir şiir bulunmaktadır (Uzun, 1995: XII/510). Bu iki

eser dışında bir de Hüseyin Râci Efendi’ye (ö. 1902) atfedilen Târihçe-i Vakʻa-i Zağra adlı

çalışmanın üçüncü bölümünde 364 beyitten oluşan bir hicret-nâme mevcuttur (Uzun, 1999: XIX/11).

Ancak burada Hz. Peygamber’in hicreti değil Zağra’dan İstanbul’a yapılan hicret mevzuu ele

alınmaktadır. Yine Kemalettin Kamu’ya ait Hicret şiiri de Birinci Dünya Savaşı’nda düşman

tarafından işgal edilen ata yurdundan zorunlu göçü mevzu edinmektedir (Adıgüzel, 2013: 12).

Divan şiirinde hicret, müstakil olarak kaleme alınmış eserler dışında Hz. Peygamber ile ilgili

diğer dinî türlerden olan Siyer, Mevlid, Muhammediye gibi eserlerde bir bölüm olarak işlenmiştir.

Bu türlerin önemli isimlerinden olan Kadı Darîr, manzum-mensur kaleme aldığı Siyer-i Nebî’sinde

hicret bahsini mensur yazmayı tercih etmiş (Darîr, 2004: II/165-191); Süleyman Çelebi (ö. 825/1422)

Vesîletü’n-necât’ında hicretten bahsederken,

Dahi bundan sonra o Hayrü’l-beşer

Mekke’den Hak emri’le kıldı sefer

Mekke’den hicret edip gitti Resûl

O Medine şehrine yetti Resûl1

1 Süleyman Çelebi, Mevlid, 414-415. beyitler.

Page 6: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

230 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

beyitleriyle iktifa etmiştir. Yazıcıoğlu Mehmed (ö. 855/1451) ise Muhammediyye adlı eserinin 2524-

2583. beyitlerini “Hicretü’n-Nebî” bölümüne, 2584-2646. beyitlerini “Nüzûlü’n-Nebî fi’l-Medîne”

bölümüne ayırmıştır (Çelebioğlu, 1996: II/163-171).

Mesnevî nazım şekli ile yazılmış eserlerde Hz. Peygamber’in miraç hadisesi kadar olmasa

da bir bölüm olarak karşımıza çıkan hicret mevzuuna divanlarda bilhassa naat-ı şeriflerde, ayrıca

kaside veya gazellerde bir veya birkaç beyitte de olsa değinilmiştir (Çelebioğlu, 1998: 264).

Hicret, Tanzimat sonrası Türk edebiyatında şairlerin Hz. Peygamber’i ve O’nun hayatını

anlatırken sık sık gündeme getirdikleri olayların başında yer almaktadır. Hicret konusunda müstakil

şiirler yazmış şair ve eserlerinden bazıları şunlardır: Arif Nihat Asya (1904-1975), Hicret; Necip

Fazıl Kısakürek (1905-1983), Hicret, Mağra; M. Âsım Köksal (1913-1998), Peygamberimizin

Medine’ye Hicreti; Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu (1929-1992), Hicret I-II; Gökhan Evliyaoğlu

(1927-2011), Hicret; Mustafa Necati Bursalı (1941-2009), Hicret Muhsin İlyas Subaşı (d. 1942),

Hicret Meyveli Çınardı, Kutlu Göç, Nur Ulaştı Medine’ye; Mustafa Tahralı (d. 1943), Hicret; İ. Lütfi

Çakan (d. 1945), Hicrete Hasret; Yahya Akengin (d. 1946), Hicret Duyguları; Mustafa Miyasoğlu

(1946-2013), Hicret Destanı; M. Ruhi Şirin (d. 1955), Doruklara Doğru; Rıfkı Kaymaz (d. 1950),

Hicret Bestesi; Çiğillioğlu, Hicret Tarihi; Mustafa Küçük, Hicret ve İbret2 (Tarih İçinde Hicret ve

Naʻtlar Antolojisi, 1991: 21-270; Çetişli 2012: 568-569); İhsan Süreyya Sırma (d. 1944), Hicret;

Bahattin Kök (d. 1944), Kutlu Doğum Kutlu Göç vs.

2. İslâmî Türk Edebiyatında Hicretle İlgili Kavramlar3:

2.1. Hicrette İsmi Geçen Kişiler:

2.1.1. Hz. Peygamber: Müslümanların büyük çoğunluğunun Medine’ye yerleşmesi ve

İslâmiyet’in orada güçlenmeye başlaması Mekke müşriklerini korkutmuş, Hz. Muhammed’in de bir

gün oraya giderek ashabıyla birlikte kendilerine karşı bir tehlike oluşturacağından endişe eder

olmuşlardı. Buna karşı bir tedbir almak üzere Dârünnedve’de toplandılar ve uzun müzakerelerden

sonra Ebû Cehil’in teklifiyle Hz. Peygamber’i öldürme kararını aldılar (Önkal, 1998: XVII/460).

Alınan bu karar Cebrâil vasıtasıyla Hz. Peygamber’e bildirildiğinde hicret vaktinin geldiğini anlayan

Hz. Peygamber yol arkadaşı Hz. Ebû Bekir’i de yanına alarak Mekke’den ayrıldı. Vatanından göç

etmek zorunda kalan Hz. Peygamber de her insan gibi bu duruma üzüldü, ancak bu gidiş şairlerin de

dediği gibi bir son değil, aksine dirilişin başlangıcı idi:

Bir batış zannedenler olmuştu oysa

Gerçekte bir yeniden doğuştu hicret4

Bilirim ki her gidiş bir dönüşe gebedir

Hak yolunda hicrettir üzmez sürülüş beni5

2 Çalışmada yer alan bu şairlere ait şiirler Tarih İçinde Hicret ve Naʻtlar Antolojisi (2. Baskı), haz. Türkiye Millî Kültür

Vakfı Kültür Komitesi, Türkiye Millî Kültür Vakfı Yay., İstanbul 1991 adlı çalışmadan alınmıştır. 3 Çalışmada yer alan şiirler birkaç şiir dışında (Nâbî, Gâlib, Kadı Burhâneddin’e ait şiirler) gerek Divan edebiyatında

gerekse Cumhuriyet edebiyatında hicret mevzuunda yazılmış şiirlerden alınmıştır. Makaledeki her bir başlıkla doğrudan

alakalı olan şiirler tercih edilmeye çalışılmıştır. 4 Gökhan Evliyaoğlu, Hicret, 16. beyit. 5 Alim Yıldız, Şiirin Gölgesinde, Kendime Gazel.

Page 7: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 231

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Mekke’nin artık yaşanamayacak hâl alması hicreti zorunlu hâle getirmiş, öz vatan dava

sahibinin kadrini bilmeyince, destek dışarılarda aranır olmuştu. Necip Fazıl’ın dediği gibi:

Hicret, yurt dışında aranan destek

Dava sahibine öz yurdu köstek

Merkezi dışardan sarmaktır murad

Merkezin çevreden fethidir istek

Hicret, yurt dışında aranan destek6

İhsan Süreyya, Hz. Peygamber’in hicret menzillerine gelişini şu sözlerle ifade etmektedir:

Hirâ üniversiten, Sevr Dağı akademin

Hicret menzillerine ilim ile sen geldin7

Şair Nâbî (ö. 1124/1712) ise Mekke’nin başlangıçta Hz. Peygamber’in değerini

anlayamadığını, ancak bu hasretle hicretten bu yana zemzemin gözyaşı döküp, Kâbe’nin de siyah

matem elbisesine büründüğünü (Yeniterzi, 1993: 205) şöyle dile getirir:

Hicretinden berü gözden döküp eşki zemzem

Kaʻbe’ye oldı siyeh câme-i mâtem muʻtâd8

2.1.2. Hz. Ebû Bekir/Yâr-ı Gâr: Hicret için yola çıkılma kararı alındığında Hz. Peygamber,

Hz. Ebû Bekir’in evine giderek onunla gizlice Mekke’den ayrılıp şehrin dışındaki Sevr mağarasına

sığınmışlardı. Sevr mağarasında ve hicret yolu boyunca karşılaşılan zorluklara Hz. Peygamber’le

beraber katlanarak onu korumak için her şeyi göze alan Hz. Ebû Bekir’e Peygamber’in mağaradaki

arkadaşı manasına yâr-ı gār denilmiştir. Ayrıca bu tabir Türk edebiyatında mecazen “yakın dost,

güvenilir arkadaş” anlamında da kullanılmıştır (Uzun, 2013: XLIII/324). Hz. Peygamber’in Hz. Ebû

Bekir’in evine gelerek oradan yola çıkışlarını Nahîfî şöyle ifade etmektedir:

Beyt-i şerifinden o Fahr-ı cihân

Beyt-i Ebî Bekr’e gelüp nâ-gehân

Hâne-i Sıddîk’da ahşama dek

Meks ü karâr itdi o reşg-i melek9

Hz. Ebû Bekir hicret için Hz. Peygamber’den izin istedikçe, O, “Hele acele etme, belki Allah

sana bir Sâhib hazırlar” demiştir. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber’e arkadaş olmak için

kendisini hicret etmekten alıkoymuş ve o güne hazırlık yapmaya başlamıştır (Köksal, 1987: V/139-

140). Bu durumu Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye’sinde şöyle dile getirmiştir:

Dedi Ebû Bekr uşda ben olam refikin yâ Resûl

Baktı geri ashâbına dedi kim ede ihtimâl10

6 Necip Fazıl Kısakürek, Esselam, Hicret, 3. bend. 7 İhsan Süreyya Sırma, Hicret, 10. beyit. 8 Nâbî, Divan/Naʻt, 2/80. 9 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 239-240. beyitler. 10 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2545. beyit.

Page 8: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

232 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Hz. Peygamber’in Sıddîk unvanlı Hz. Ebû Bekir’i kendine yol arkadaşı tayin edişini ise

başka bir şair şöyle dile getirmiştir:

Yâr-ı gâr eyledi Sıddîk’ı seçip hicretde

Nesl-i Hâşim var iken mazhar-ı rüchân olarak11

2.1.3. Hz. Ali: Hz. Peygamber, yolculuk için Hz. Ebû Bekir ile istişare ettikten sonra evine

gelmiş, ayrıldığı zaman evi kontrol edebilecek müşrikleri yanıltmak ve kendisine emanet bırakılan

bazı eşyayı sahiplerine geri vermek için Hz. Ali’yi görevlendirmişti. Hz. Ali’nin hicret

yolculuğundaki ilk vazifesi, Hz. Peygamber’in yatağına yatıp, müşrikleri yanıltmaktı:

Didi Ali’ye o nebiyy-i enâm

Eyle bu şeb hâb-gehimde menâm

İtmiş idi ferş-i nebide menâm

Şîr-i Hudâ Hayder-i âli-makâm12

Hz. Ali’nin, Peygamber’in döşeğinde o güne kadar uyumadığı güzellikte bir uyku çektiğini,

ardından içeriye giren kâfirlerin Hz. Ali’yi görünce şaşırıp, ne ara Peygamber’in irtihal ettiğini sual

ettiklerini şairler şöyle dile getirir:

Ömrümde uyku görmedim illâ bu gece uyudum

Pes sordılar kim yâ Alî kancaru etdi irtihâl13

Evde yalnız Ali vardı aranılan ne olmuştu?

Her birisi şaşkın şaşkın aramaya koyulmuştu14

Hz. Ali’nin ikinci vazifesi Hz. Peygamber’e bırakılan emanetleri sahiplerine teslim etmek

idi:

Virdi ana cümle emânetleri

Didi benim zimmetim eyle berî

Her birin ashâbına teslîm kıl

Tavsiyemi vakʻamı tefhîm kıl15

Üçüncü vazife ise emanetler teslim edildikten üç gün sonra Hz. Peygamber’in peşinden

gitmekti. Geceleri yürüyüp gündüzleri gizlenen Hz. Ali, Kubâ’da Hz. Peygamber’e yetişti (Köksal,

1987: VIII-IX/12).

Ve bu hicrette visal sahnesi görmüştü Kubâ

Mekke şehrinde emânetleri etmiş de edâ

11 Kemal Edip Kürkçüoğlu, Der Naʻt-i Sultânü’l-Enbiyâ, 8. beyit. 12 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 260, 324. beyitler. 13 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2551. beyit. 14 M. Âsım Köksal, Peygamberimizin Medine’ye Hicreti, 34. beyit. 15 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 263-264. beyitler.

Page 9: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 233

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Gözü yaşlarla Ali sevgili Peygamberine

Yaya çöllerde koşup işte kavuşmuştu yine16

2.1.4. Abdullah b. Ebû Bekir: Abdullah, Hz. Ebû Bekir’in oğludur. Babası ve Hz.

Peygamber Sevr mağarasında iken üç gün boyunca onlara Mekke’nin haberlerini taşımıştır.

İstihbarat hizmetlerini üstlendiği zaman çocuk denecek yaşta olan Abdullah, Kureyş müşriklerinin

Peygamber’in aleyhinde aldıkları kararları öğrenip, akşam karanlığında gizlice Sevr mağarasına

giderek olup bitenleri aktarmakla vazifelendirilmiştir. Üç gün boyunca geceleri mağarada kaldıktan

sonra alaca karanlıkta kimseye görünmeden tekrar Mekke’ye dönmüştür (Fayda, 1988: I/95).

Abdullah b. Ebû Bekir’in hicrette üstlendiği bu vazife şairlerin de dikkatinden kaçmamıştır:

Bir oğlu var idi onun kim adı Abdullah idi

Anda gelirdi Mekke’den eder idi hâli beyân17

2.1.5. Esmâ bint Ebû Bekir: Esmâ, Hz. Ebû Bekir’in kızıdır ve Abdullah’ın öz kardeşidir.

Esmâ’nın ismi ilk defa, Hz. Peygamber’in hicret hazırlıklarını sürdürdüğü sırada oynadığı rol

dolayısıyla ön plana çıkmıştır. Rivayete göre Hz. Peygamber ve Ebû Bekir’in üç gün saklandıkları

Sevr mağarasına geceleri yemek taşıyan Esmâ, üçüncü gün mağarayı terk edip Medine’ye doğru yola

çıkacakları sırada azık torbasının ağzını bağlayacağı ipi evde unuttuğunu anlayınca kuşağını ikiye

bölerek kapların ağzını bağlamıştır. Bundan son derece memnun olan Hz. Peygamber’in, “Allah bu

kuşağının karşılığında cennette sana iki kuşak versin” diye iltifat etmesi üzerine “Zâtünnitâkayn” (iki

kuşaklı) lakabını almıştır (Yardım, 1995: XI/402). Bu olayla ilgili farklı rivayetler olmakla birlikte

şairlerin Esmâ’dan bahsettikleri şiirleri bu olayla ilgilidir. Nitekim Nahîfî şu şiirinde karanlık

çöktüğü vakit Esmâ’nın, babası ve Hz. Peygamber’e yemek getirdiğini şöyle ifade etmiştir:

Perde-keş oldukça cihana zalâm

Hazret-i Esmâ getürürdi taʻâm18

Bahattin Kök ise yazdığı şu şiirinde Hz. Peygamber’in Esmâ’ya verdiği “iki kuşaklı”

lakabından şöyle bahsetmektedir:

Esma yol azığını buluşturup getirdi

O korkulu günlerde çok büyük iş bitirdi

Azığı bağlamaya azığın yoktu bağı

Ortadan bölüverdi belindeki kuşağı

“Çift kuşaklı” denildi o nedenle Esma’ya

Onlar atlanıp gitti kendisi kaldı yaya19

2.1.6. Abdullah b. Uraykıt: Müşrik olmasına rağmen güvenilir ve mert bir kişi olan

Abdullah b. Uraykıt, Hz. Peygamber’in hicret esnasında kendisine rehber tayin ettiği kılavuzudur.

16 Mustafa Tahralı, Hicret, 41-42. beyitler. 17 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2570. beyit. 18 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 342. beyit. 19 Bahattin Kök, Kutlu Doğum Kutlu Göç, Kutlu Göç, 411-413. beyitler.

Page 10: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

234 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Müşrikler suikast hazırlıklarına başlarken Hz. Peygamber de Cebrâil vasıtasıyla durumdan haberdar

olmuş, hicret etmek üzere harekete geçerek hemen Hz. Ebû Bekir’in evine gitmiş ve onunla birlikte

bir plan hazırlamıştır. Plana göre Hz. Peygamber, Abdullah b. Uraykıt’ı kılavuz tayin etmiş; Hz. Ebû

Bekir de hicret için önceden hazırladığı iki deveyi kılavuza vererek üç gün sonra Sevr dağının

eteğinde buluşmak üzere onunla sözleşmiştir (Önkal, 1998: XVII/460).

Buldular anda bir Arab kim adı Abdullah idi

Tutdular onu ücrete yol izleye önce revân20

Ücret ile tutdı Cenâb-ı Atîk

Bir kişi kim ola delîl-i tarik

Nâmı o şahsun Abidullâh idi

Yani tarik emrine âgâh idi

Dîn-i Kureyş üzre idi ol zamân

Sonra hidâyet ile buldı emân

İbni Ureykıt diyü maʻrûf idi

Marifet-i râh ile mevsuf idi21

2.1.7. Âmir b. Füheyre: Âmir b. Füheyre, Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir’le birlikte

Medine’ye hicret eden sahabelerdendir. Hicrette aldığı rol ise Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekir ile

birlikte Sevr mağarasında saklanınca Âmir sürüsünü bu mağaraya doğru sürmek ve onlara süt ve

yiyecek götürmekti. Bu vazifeyi ifa ettikten sonra Âmir b. Füheyre onlarla birlikte Medine’ye hicret

etmiştir (Sandıkçı, 1991: III/65).

Âmir b. Füheyre’nin keçilerini dağa sürerek mağara dostlarına süt ve yiyecek getirme

vazifesini Âsım Köksal bir şiirinde şöyle dile getirmektedir:

Ebû Bekir’in azadlısı Âmir her gün geçileri

İne sürüp süt vererek döner idi hemen geri22

Bu vazifesinden sonra Hz. Peygamber ile beraber Medine’ye hicret ettiği bilgisi de şairlerin

nazarından kaçmamıştır:

Geldi erişdi bir Arab derlerdi Amir ona ad

Yoldaş oluban gittiler doğru Medine’ye ayân23

2.1.8. Ebû Cehil: Hz. Peygamber ile birlikte İslâm’a zalimane tavırlar sergileyen Ebû Cehil,

hicrette de bu düşmanlığını ortaya koymuştur. Hz. Peygamber’in Medine’ye hicret etmesine mani

olmak için Dârünnedve’de toplanan müşriklerin elebaşlarından biri de Ebû Cehil’dir. Nitekim uzun

20 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2573. beyit. 21 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 252, 254-256. beyitler. 22 M. Âsım Köksal, Peygamberimizin Medine’ye Hicreti, 46. beyit. 23 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2572. beyit.

Page 11: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 235

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

müzakerelerden sonra müşrikler, Ebû Cehil’in teklifini benimseyecek ve Hz. Peygamber’i öldürme

kararı alacaklardır. Bu teklife göre her kabileden birer kişi seçilecek, bunlar Hz. Peygamber’e

saldırarak O’nu öldürecekler, böylece Hâşimîler intikam için her kabileye savaş açamayacaklardı.

Ebû Cehil’in Dârünnedve’de alıp kabul ettirdiği bu fikir, bir şiirde şöyle dile getirilmiştir:

Ebû Cehil atılarak: “Bunlardan hep vazgeçiniz,

Yalnız her oymaktan siz güçlü birer genç seçiniz,

Bunlar bir gün yakalayıp öldürürler Muhammed’i

Hâşimîler her oymaktan öç alamaz ancak” dedi24

Ebû Cehil ve arkadaşlarının tuzağı boşa çıkınca Hz. Peygamber’in başına ödüller konulmuş,

her kim Hz. Peygamber’i ölü ya da diri bulup getirirse ona yüz deve ödül verileceği vaat edilmiştir.

Didi Ebû Cehl-i cehennem-mesîr

Anları kim katl ide yâhud esîr

Yüz deveyi benden alup bî-gümân

Mâl-i azîm ile olur şâdmân25

2.1.9. Sürâka b. Mâlik: Hicrette bahsi geçen isimlerde birisi de hicret esnasında henüz

müslüman değilken Hz. Peygamber’i yakalamaya çalışan Sürâka b. Mâlik’tir. Buhâri’de (ö. 256/870)

geçen rivayete göre Sürâka b. Mâlik, Hz. Peygamber’le yanındakilerin izini bulmuş, onun gelmekte

olduğunu gören Hz. Ebû Bekir telâşlanınca Hz. Peygamber, “Allah’ım, onun şerrinden bizi koru!”

diye dua etmiştir. Bu esnada atı tökezleyip yere düşen Sürâka onlara yeniden saldırmaya teşebbüs

ettiyse de başarılı olamamış ve Hz. Peygamber’in Allah tarafından korunduğunu anlayınca O’ndan

özür dilemiştir (Ünal, 2010: XXXVIII/161). İslâm tarihinde anlatılan bu olay şiirde de aynen

karşılığını bulmuştur:

Buyurdu yâ yer, tut onu atın dizine dek

Dedi Sürâka el-amân kim etmeyem aslâ gulû

Etti duâ buldu necât döndü geri etti hücum

Tâ yedi kez haml eyledi verdi amân ol mâh-rû

Etti sekizde tevbe ol dedi pes benden dilek

Dedi budur senden dilek dönder Kureyş’i sen gerü26

Sürâka Hz. Peygamber’e zarar verme eyleminden vazgeçince ileride kullanmak için

kendisine bir eman-nâme verilmesini istemiş ve peşlerinden gelecek olanları engelleme sözü

vermiştir. Bunun üzerine Hz. Peygamber’in izni ile Âmir b. Füheyre ona istediği eman-nâmeyi yazıp

vermiştir (Ünal, 2010: XXXVIII/161). İslâm tarihinde anlatılan bu olay da bir şiirde şöyle ifade

bulmuştur:

Âmir İbn-i Füheyre’ye bir afnâme yazdırarak

Uzatırken Sürâka’ya şöyle dedi Resûlü’l-Hak

24 M. Âsım Köksal, Peygamberimizin Medine’ye Hicreti, 9-10. beyitler. 25 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 396-397. beyitler. 26 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2580-2582. beyit.

Page 12: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

236 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

“Kollarına taktıkları bilerziği Kisraların

Ey Sürâka müjde olsun takacaksın sen de yarın”27

Şiirde aynı zamanda Hz. Peygamber’in Sürâka’ya verdiği müjdeden de bahsedilmektedir.

Rivayete göre Hz. Peygamber bir gün İran’ın fethedileceğini, onun da Kisrâ’nın tacını giyeceğini

söylemiştir. Nitekim Hz. Ömer döneminde İran fethedilince Kisrâ’ya ait olan bileklik, kemer, taç

gibi şeyler Sürâka’ya verilmiştir (Ünal, 2010: XXXVIII/161).

2.1.10. Ümeyye b. Halef: Hz. Peygamber’in azılı düşmanlarından birisi de Ümeyye b.

Halef’tir. Nitekim o, hicretten hemen önce Hz. Peygamber’in öldürülmesine karar verilen

Dârünnedve’deki toplantıya katılmış ve yine hicret esnasında Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir’i

takip ederek sığındıkları Sevr mağarasının önüne kadar gelmeyi başarmıştır (Varol, 2012: XLII/305).

Bu durumu Nahîfî bir şiirinde şöyle dile getirmiştir:

Geldi Ümeyye fem-i gâra karîb

Oldı nümâyân ana nakş-ı karîb28

2.2. Hicrette İsmi Geçen Mekânlar:

2.2.1. Mekke: Mekkeli müşriklerin şiddetli hücumlarına ve işkencelerine maruz kalan

müslümanlar kendi vatanlarından mecburen göç etmek zorunda kalmışlar, geride evlerini, eşyalarını,

anılarını bırakarak Habeşistan’a, Medine’ye hicret etmişlerdir. İslâm’ın Mekke’de tebliğine imkân

kalmadığını gören (Bozkurt ve Küçükaşcı, 2003a: XXVIII/557) Hz. Peygamber de çok sevdiği

Mekke topraklarından ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Hz. Peygamber’in Mekke’den çıkışının

anlatıldığı şiirlerde genelde Hz. Peygamber’in üzgün tavrı ve bu duruma mecbur bırakılışı dikkat

çekmektedir:

Durdu bir lahza dönüp şehre, yakın bir tepede

Mekke ey kutlu şehir Kâbe mükerrem belde

Sevdiğimsin seni vallahi mübarek bilirim

Zorla halkın beni sevketmese ayrılmaz idim29

Nahîfî şu şiirinde Hz. Peygamber’in vatanına veda ederek gece Mekke’den ayrıldığını

söylerken, diğer şiirinde bu duruma Mekke’nin de üzüldüğünü, adeta incisini yitirmiş bir sadefe

döndüğünü ve kederinden sinesini dağladığını söylemiştir. Bu ayrılığa Hz. Peygamber üzüldüğü gibi

Mekke de üzülmüştür:

Eyleyüp ol mâh vedâ-i vatan

Ol gice çıkdı harem-i Mekke’den

Mekke olup bir sadef-i bî-güher

Sînesini eyledi çâk-i keder30

27 M. Âsım Köksal, Peygamberimizin Medine’ye Hicreti, 59-60. beyitler. 28 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 382. beyit. 29 Mustafa Tahralı, Hicret, 23-24. beyitler. 30 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 276, 413. beyitler.

Page 13: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 237

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

2.2.2. Medine: Akabe Biatlarından sonra Medineli müslümanların, gerek Hz. Peygamber’i

gerekse Mekkeli müslümanları şehirlerine davet ederek her türlü tehlike ve sıkıntıda onları ve

arkadaşlarını koruyacaklarına dair ant içip söz vermeleri ile Medine şehri hicrete uygun bir yer haline

gelmiştir (Bozkurt ve Küçükaşcı, 2003b: XXVIII/306). Hz. Peygamber’e de hicret izni verildikten

sonra o da ashabı gibi Medine’ye hicret etmiştir:

Hak sana emr etdi ki hicret Medîne şehrine

İslâm’ı zâhir eyle var eyle küfürden onu pâk31

İslâm’ı yaymak için kendi vatanından göç etmek zorunda kalan Hz. Peygamber, üç gece Sevr

mağarasında gizlendikten sonra Medine yoluna revan olmuştur:

Üç giceden sonra o Fahr-i cihân

Oldı Medîne tarafına revân32

Ve Medine şehri bu kutlu misafirle birlikte adeta nurla yıkanmıştır:

Medine yıkandı nurla

Vuslat bitmişti huzurla

Açıldı cephe onurla

Hicret meyveli çınardı33

2.2.3. Dârünnedve: Müslümanları tehlike olarak görmeye başlayan müşrikler bir tedbir

almak üzere, Kureyş kabilesinin önemli meselelerini görüşüp karara bağladığı toplantı yeri olan

Dârünnedve’de (Fığlalı, 1993: VIII/555) toplandılar ve Ebû Cehil’in teklifiyle Hz. Peygamber’i

öldürme kararı aldılar. Yazıcıoğlu Mehmed bir şirinde müşriklerin Dârünnedve’de toplandıklarını ve

şeytanın bu şirk meclisine geldiğinde çoktan Hz. Peygamber’i öldürme kararında ittifak ettiklerini

gördüğünü şöyle ifade etmiştir:

Pes cümle Dâr-ı Nedve’de cem oldular oturdular

Geldi Azâzil ol lain gördü kim etmişler vifâk34

2.2.4. Sevr Mağarası: Sevr dağı Mescid-i Harâm’a güneydoğu yönünde yaklaşık 4 km. uzaklıkta

bulunmaktadır. Sevr mağarası da bu dağın zirvesine yakın bir yerde, Mekke tarafına bakan büyük bir

kayanın altında kalan doğal ve küçük bir mağaradır. Hz. Peygamber geçici gizlenme yeri olarak Medine yol

güzergâhında bulunmayan Sevr mağarasını seçmiş, böylece peşine düşecek olan müşrikleri de şaşırtmış

olacaktır (Demircan, 2009: XXXVII/5). Sevr mağarası misafirini ağırlarken pek çok mucizeye de şahit

olmuş bir mağaradır. Necip Fazıl’ın “Mağra” şiirinde de dediği gibi:

Burası Sevr mağrası

Sır menzili burası

Işığı karanlıktır

31 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2541. beyit. 32 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 399. beyit. 33 Muhsin İlyas Subaşı, Hicret Meyveli Çınardı, 3. bend. 34 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2526. beyit.

Page 14: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

238 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Ve sessizlik, nârası

Deliğinde perdedar

Bir örümcek tuğrası

Mağarada gizlendiler

Boşuna izlendiler35

2.2.5. Kubâ: Hicret sırasında Hz. Peygamber’in misafir olduğu ve ilk mescidi bina ettiği köy

(Algül, 2002: XXVI/298) olan Kubâ da şairlerin hicret konulu şiirlerinde yer verdikleri mekânlardan

birisidir. Hz. Peygamber, Medine’ye bir saatlik mesafede bulunan Kubâ’da, İbn İshak (ö. 151/768)

ve İbn Hişâm’a (ö. 218/833) göre dört gün, Buhârî’nin naklettiği bir rivayete göre ise on dört gün

ikamet etmiştir. Bu süre zarfında Kubâ’da hemen bir mescid yaptıran Hz. Peygamber bir cuma günü

buradan ayrılarak Medine’ye yönelmiştir (Önkal, 1998: XVII/460-461). Yazıcıoğlu Mehmed,

Muhammediyye’sinde Hz. Peygamber’in Cuma gününe kadar Kubâ’da ikamet ettiğini ve burada bir

mescid yaptırdığını şöyle ifade etmektedir:

İkâmet etti tâ Cuma gün olunca hem ol yerde

Pes anda mescide bünyâd esâs etti delîlu’llah36

Âsım Köksal ise hicreti konu edindiği şiirinde daha ayrıntıya girerek Kubâ’nın Medine’ye

üç mil mesafede olduğu bilgisini paylaşmış, ayrıca Hz. Ali’nin de Hz. Peygamber’e burada yetiştiğini

haber vermiştir:

Medine’nin kıyısında Kubâ denen bir köy vardı

Medine’ye uzaklığı yaklaşık üç mil kadardı

Peygamber’den biraz sonra Ali dahi vâsıl oldu

Orada bir mescid yapmak ihtiyacı hâsıl oldu37

2.3. Hicrette İsmi Geçen Hayvanlar

2.3.1. Yılan, Akrep vs.: Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekir ile birlikte Medine’ye giderlerken

peşlerine düşen müşrikleri yanıltmak için üç gün Sevr mağarasına misafir olmuşlar, ancak burasının

güvenilir olmasından endişe eden Hz. Ebû Bekir, mağaraya Hz. Peygamber’den önce girerek burasını

biraz daha güvenilir hale getirmek için uğraşmıştır. Mağaraya ilk varışlarını Hamidullah (1908-2002)

şöyle anlatmaktadır: “Mağaraya varılır varılmaz sadık dost Ebû Bekir ilk olarak girdi, içerisini

süpürdü ve yılan, çıyan gibi zararlı hayvanların girmesine mani olmak için üzerindeki örtüyü yırttı,

delik deşikleri bununla tıkadı. Sonra Resûlullah’ı içeri çağırdı. Hadislerde verilen bilgilerde

görülmektedir ki yırtarak delikleri kapamada kullandığı bez kâfi gelmemişti ve son bir deliği de bu

sebeple bizzat kendi topuğu ile kapamıştı. Gerçekten de bu delikten gelen bir yılan onu fena halde

ısırmıştı. Resûlullah ise son derece yorgun bulunduğundan Ebû Bekir’in dizine başını dayamış olarak

uyuyakalmıştı. Ebû Bekir topuğunda hissettiği acıya rağmen hiç kımıldamamak için büyük gayret

gösterdi fakat çektiği acı sebebiyle gözlerinden boşanan yaşlar, Resûlullah’ın yüzüne de

döküldüğünden onu uyandırdı. Ne olduğunu öğrenince de Muhammed o sırada elinde bulunan yegâne

35 Necip Fazıl Kısakürek, Esselam, Mağra, 1. bend. 36 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2592. beyit. 37 M. Âsım Köksal, Peygamberimizin Medine’ye Hicreti, 67, 70. beyitler.

Page 15: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 239

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

çareye başvurdu, kendi tükürüğünü ilaç olarak ısırılan yere sürdü. Gerçekte de ilaç yarayı iyileştirmede

gayet tesirli olmuştur” (Hamidullah, 1990: I/163). Hamidullah’ın haber verdiği bu hadise şairlerin de

dikkatinden kaçmamış, en ince ayrıntısına kadar şiirlerinde bu olaya yer vermişlerdir:

Bir gâre geldiler kim ol dopdolu akrebdi yılan

Dedi ben evvel gireyim incitmesin seni hevâm

Girdiler onun içine baktı delikler gördü ol

Korktu kim incite yılan kodu ayağın ol hümâm

Soktu ayağını yılan aktı gözünden acı yaş

Gördü Resûlu’llâh onu dedi kim eyle ihtimâm38

2.3.2. Örümcek: Hicret esnasında Hz. Peygamber’in müşriklerin takibinden kurtulmak için

Hz. Ebû Bekir’le birlikte girdiği Sevr mağarasının ağzını ağı ile kapatıp müşriklerin oradan

uzaklaşmasını sağlayan örümceğin bu özelliğiyle İslâmî Türk edebiyatında, siyer kitaplarında ve

hicret-nâmelerde yer aldığı görülmüştür (Uzun, 1991: III/213). Nahîfî, şu beyitlerinde mağaraya

teşrif eden Hz. Muhammed’i Yüce Allah’ın gizlediğini, mağaranın önüne bir örümceğin gelip kapıya

adeta bir perde çektiğini şöyle ifade etmiştir:

İtdigi dem gārı müşerref ol mâh

Eyledi mestûr anı hıfz-ı İlâh

Pîşgeh-i gāra gelüp ankebût

Oldı ber-âverde-i târ-ı büyût

Olmag ile perde-keş-i bâb-ı gâr

Oldı örümcek dahi hidmet-güzâr39

Arif Nihat Asya da yazdığı naʻt-ı şerifinde örümcekle ilgili farklı bir kanaatte bulunarak,

hakkı göremeyen gözlerin örümcek ağı ile örüldüğünü söylemiştir:

Şu tekbir getiren mağara

Örümceklerin değil,

Peygamberlerindir, meleklerindir

Örümcek ne havada

Ne suda, ne yerdeydi

Hakkı göremeyen gözlerdeydi!40

2.3.3. Güvercin: Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir mağaraya sığındıktan sonra bir örümcek

mağaranın giriş kısmına bir ağ örmüş, ayrıca bir güvercin çifti de mağaranın bulunduğu yerdeki ağaç

dalları arasına kendileri için bir yuva yapmıştır. Hz. Peygamber geceleyin mağaraya geldiğinde

38 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2556-2558. beyitler. 39 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 333-334, 340. beyitler. 40 Arif Nihat Asya, Naʻt.

Page 16: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

240 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

ondan ürkmemişler, hatta rivayete göre dişi güvercin buraya bir de yumurtlamıştır. Böylece iki

misafirin endişeli anlar yaşadığı bu sığınma yeri Yüce Allah’ın izni ile gizlenmiştir (Hamidullah,

1990: I/163-164). Nahîfî, Hicretü’n-Nebî’sinde iki vahşi güvercinin mağaraya gelerek burada

yaptıkları yuvayı şöyle tasvir etmiştir:

Geldi iki vahşî kebûter hemân

Eylediler beyzâ ile âşiyân41

2.4. Hicretle İlgili Diğer Kavramlar

2.4.1. Muhacir/Ensar: Enfal suresi 74. âyette Yüce Allah “İman edip hicret eden ve Allah

yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek

müminlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol rızık vardır” buyurarak Ensar’la Muhacirleri herhangi

bir ayrım yapmadan övmüştür.

Hz. Peygamber, nübüvvetin on birinci yılında Akabe denilen yerde Hazrec kabilesinden altı

kişi ile karşılaşmış, onları İslâmiyet’e davet etmiştir. Bu kişiler müslüman olduktan sonra inandıkları

bu yeni dini Medine’de yayarak birçok kişinin müslüman olmasını sağlamışlardır. Bir yıl sonra onu

Hazrec ikisi Evs kabilesinden olmak üzere on iki kişilik bir heyet Mekke’ye gelerek Hz.

Peygamber’le yeni bir görüşme yapmışlar, ondan bir yıl sonra da yetmiş beş Medineli müslüman Hz.

Peygamber’i şehirlerine davet etmişlerdir. Hz. Muhammed’i canlarını, mallarını ve ailelerini

korudukları gibi koruyacaklarına, kendisine itaat edeceklerine ve her türlü yardımı yapacaklarına,

hiç kimseden çekinmeden hak yolda yürüyeceklerine dair ant içip ona biat eden bu kişiler, bütün

varlıklarını Mekke’de bırakıp gelen Muhacirlere büyük ölçüde maddî ve manevî destek sağlamış

oldular (Algül, 1991: XI/251). Hz. Peygamber’in Medine’ye hicreti ile tesis edilen Muhacir-Ensar

kardeşliği hicret konulu şiirlerde de işlenmiştir:

Medine Mekke’ye eş oldu

Muhacir Ensar’a kardeş oldu42

Ehl-i Yesrib dökülüp yollara açmış kolunu

Gözlüyor her biri hasretle Nebi’nin yolunu

Şimdi bayram ve zafer türküsü söyler diller

İşte Ensar ve Muhacir bir alay dal kılıç er43

Ensar bir topraktı Muhacir tohum

Ekilir… Ardından bir filiz çıkar44

41 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 348. beyit. 42 Mustafa Miyasoğlu, Hicret Destanı, Vakte Ermek, 7. beyit. 43 Mustafa Tahralı, Hicret, 43-44. beyitler. 44 Rıfkı Kaymaz, Hicret Bestesi, 6. beyit.

Page 17: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 241

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

2.4.2. Mucize/Süt Mucizesi: Hz. Peygamber’in Mekke’den Medine’ye yaptığı göç

esnasında örümceğin mağaranın kapısına ağ örmesi, Sürâka’nın atının çöle saplanması gibi pek çok

mucize gerçekleşmiş, bunlar hicret konulu şiirlerde şairlerin dikkatinden kaçmamıştır. Bu yolculukta

gerçekleşen ve şairlerin dilinden düşmeyen bir mucize de süt mucizesidir.

Olay şöyle gerçekleşmiştir: Hz. Peygamber sahil yolunda bulunan Kudeyd köyüne uğramış,

burada Ümmü Ma‘bed’in çadırında mola vermiştir. Hz. Peygamber ve arkadaşları ondan et ve hurma

satın almak istemiş, ancak Ümmü Ma‘bed onlara kuraklık ve kıtlık yüzünden yanında et ve hurma

bulunmadığını söylemiştir. O sırada Hz. Peygamber kenarda duran cılız bir koyunu görünce onu

sağmak için Ümmü Ma‘bed’den izin istemiş, o da koyunun sütünün olmadığını, ancak isterse

sağabileceğini söylemiş, Hz. Peygamber besmele çekip dua ederek sağmaya başlayınca koyundan

bol miktarda süt gelmiştir (Eren, 2012: XLII/325). XVIII. yüzyıl divan şairi olan Nahîfî, bu

mucizeden bahsettiği şiirinde yukarıda nakledilen olayla birebir örtüşen ifadelerde bulunmuş, sağılan

sütün herkese yettiğini söylemiştir:

Hâlık-ı Bî-çûn’a senâ eyledi

Hem berekât ile duʻâ eyledi

Oldı mübârek elinün bî-gümân

Muʻcizesi mûcib-i şîr-i revân

Eyledi ol mertebe idrâr şîr

Şîr ile pür oldı zarf-ı kebîr

Lutf ile evvel içürüp cümleden

Pîre-zeni eyledi sîr-i leben45

Günümüz yazarlarından Tahralı da “Hicret” isimli şiirinde süt mucizesine şu ifadelerle yer

vermiştir:

Erzak almak için Allah yolunun yolcuları

Durdular aç ve susuz çölde görüp bir çadırı

Bu çadır sahibinin vardı cılız bir koyunu

Fahr-ı âlem çekerek besmele sağmıştı onu

Yetti bir kap sütü sütsüz koyunun kafileye

Yeniden sağdı içip her biri doysundu diye46

2.4.3. Âyet İktibasları: Hicret ve hicret esnasında gerçekleşen olaylarla ilgili Kur’ân-ı

Kerîm’de çeşitli âyetler yer almakla birlikte şairler daha çok Sevr mağarasına sığınan iki dosttan Hz.

Ebû Bekir’in müşriklerin Hz. Peygamber’e zarar vereceği endişesi ile telaşlanması üzerine nazil olan

“Lâ tahzen! İnnellāhe maanâ” (Tevbe 9/40) âyetini iktibas etmişlerdir. Âyetin meali şöyledir: “Siz

Peygamber’e yardımcı olmasanız da Allah ona mutlaka yardım edecektir. Nitekim inkârcılar iki

kişiden biri olarak onu yurdundan çıkardıklarında Allah ona yardım etmişti: Hani onlar

mağaradaydılar; arkadaşına ‘Tasalanma! Allah bizimle beraberdir’ diyordu…”

45 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 464-467. beyitler. 46 Mustafa Tahralı, Hicret, 30-32. beyitler.

Page 18: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

242 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Lâ tahzen innallâhe kim bizi bilir göre durur

Yani bize fazl eyleye ede adûya intikâm47

Dirdi Ebû Bekr’e o kân-ı şeref

İnne İlâhî meʻanâ lâ-tehaf48

Yazıcıoğlu Mehmed tarafından lafzen iktibas edilen bu âyet-i kerime Âsım Köksal tarafından

mealen de iktibas edilmiştir:

Peygamber’in kulağına “Eyvah! dedi Ebû Bekir

Ayakları uçlarında onlar eğer baksalar bir,

Görecekler bizi burda yoktur bir yer kaçılacak”

Efendimiz “Tasalanma! Bizimledir demişti Hak”49

Sadece hicret konulu şiirler değil, Hz. Ebû Bekir’in methedildiği şiirlerde ve naʻt-ı şeriflerde

de bu âyet iktibas edilmiştir. Gâlib (ö. 1213/1799) “Sıddîk” redifli kasidesinde Hz. Ebû Bekir’i

methederken “O öyle bir velidir ki, lâ tahzen hitâbı ona yapılmıştır. Nitekim onun Hudâ tarafından

makbul olduğu, Kur’ân nassıyla da sabittir” diyerek lâ tahzen lafzını şöyle iktibas etmiştir:

Bir velidir ki velâ tahzen ana oldu hitâb

Nass-ı Kur’ân ile makbûl-i Hüdâdır Sıddîk50

Yüce Allah “ikinin ikincisi” olarak Hz Ebû Bekir’i kastettiği Tevbe Suresi 40. âyette

sâniye’sneyni iz hümâ fi’l-gâr lafzı da iktibas edilen âyet lafızlarından biridir. Nitekim Kadı

Burhâneddin (ö. 800/1398) şu beyitte “O ikisi mağarada iken ikinin ikincisi can gözüyle âşina oldu”

diyerek âyeti şöyle iktibas etmiştir:

Cân göziyile âşinâ oldı

Sâniye’sneyni iz hümâ fi’l-gâr51

“İkinin ikincisi” anlamına gelen sâniye’sneyni lafzı İhsan Süreyya’nın şu beytinde mealen

iktibas edilmiştir:

Hicret mağarasında ikinin ikincisi

Yanındaki dostuna lâ tahzen’le sen geldin52

Hicret konulu şiirlerde iktibas edilen bir diğer âyet Kur’ân-ı Kerîm’de birçok âyette geçen53

“Ol (der) o da oluverir” anlamındaki kün feyekûn lafzıdır. Yazıcıoğlu Mehmed şu beyitte kün

feyekûn’un mazi şekli olan kün fekân lafzını şöyle iktibas etmiştir:

47 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2559. beyit. 48 Nahîfî, Hicretü’n-Nebî, 271. beyit. 49 M. Âsım Köksal, Peygamberimizin Medine’ye Hicreti, 38-39. beyitler. 50 Gâlib, Divan, Kaside, 2/4. 51 Kadı Burhâneddin, Divan, Gazel, 1112/2. 52 İhsan Süreyya Sırma, Hicret, 11. beyit. 53 İlgili âyetler için bkz. Bakara 2/117; Âl-i İmrân 3/47, 59; Enʻâm 6/73; Nahl 16/40; Meryem 19/35; Yâsîn 36/82; Mü’min

40/68.

Page 19: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 243

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Dedi nedir zannın senin ol iki şahsa kim onun

Üçüncüsü Allâh ola kim buyruğudur kün fekân54

Hz. Peygamber’in, yol arkadaşı ile birlikte hicret için evlerinden çıkarken Yasin Suresini

okuduğu rivayet edilmiştir. Şair şu beytinde Hz. Peygamber’in yerden bir avuç kum alarak

düşmanların üzerine saçıp güvenli bir şekilde evden çıktığını ve bu sırada Yasin Suresini okuduğunu

söyleyerek bu sureye de ismen yer vermiştir:

Çıkdı Ebû Bekr ile pes okurdu Yâsin Sûresin

Saçdı başına anların toprağı kılmadı cidâl55

2.4.4. Ay Doğdu Üzerimize: Hicret konulu şiirlerde dikkat çeken bir ifade de Talaʻa’l-bedrü

aleynâ şiiridir. Hicret ile adeta özdeşleşen ve ilahi olarak da okunan bu şiir, Hz. Peygamber’in

Medine’ye vardığı sırada çoluk-çocuk, genç-yaşlı herkesin duydukları heyecanı, mutluluğu ve

teslimiyeti ifade edişi bakımından oldukça önemlidir.

Medine’de bekleyenler var

Damların üstünde yollarda

Çocuklar, Kadınlar

Elleri alınlarında gözler ufukta

Delikanlılar, İhtiyarlar56

Medineli müslümanlar Hz. Peygamber’in sağ salim şehirlerine varmalarını beklerken

neredeyse her gün uçsuz bucaksız çöle bakarak, ötelerden gelecek olan kutlu yolcuyu gözlemişlerdir.

Bu misafirin Medine’ye geldiğini ilk gören ise Yahudi asıllı biri idi. Âsım Köksal yazdığı şu şiirinde

bu olaya şöyle işaret etmektedir:

Özleyerek beklerlerdi o sevgili Peygamberi

Ümitleri kesilince dönerlerdi yorgun geri

Bir Musevi uzaklarda gördü küçük bir kabile

Müminlere muştuladı doldu şehir tekbirlerle57

Hz. Peygamber’in Medine’ye ayak basması ile Talaʻa’l-bedrü aleynâ/Ay doğdu üzerimize

ilahisi artık herkesin dilindedir:

Kadın erkek yediden yetmişe Yesrib’de sürür

Talaʻa’l-bedru aleynâ ile Nûr etti zuhûr

Şükür Allah’a ki ay doğdu bugün üstümüze

Geldi Kur’ân ile Hak’tan el-Emin elçi bize58

54 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2566. beyit. 55 Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye, 2549. beyit. 56 Erdem Beyazıt, Savaş Risalesi. 57 M. Âsım Köksal, Peygamberimizin Medine’ye Hicreti, 64-65. beyitler. 58 Mustafa Tahralı, Hicret, 46-47. beyitler.

Page 20: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

244 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Dediler: Veda tepeleri üstünden

Üzerinden ayın on dördü doğdu

Şükürler olsun şükürler olsun

Bize vacip oldu şükretmek

Şükürler olsun59

Ay doğar Veda Yokuşları ardından

Medine yakınında iki cihan serveri

Şükür vacip olur baş keser zaman

Herkeste bir çocuk sevinci60

Hicret şehri Yesrip, doğan yeni günle birlikte değişmiş ve yenilenmiştir artık. Havası, suyu,

toprağı değişen Yesrip, üzerine doğan bu yeni güneşle birlikte Peygamber şehri olan Medine’ye

dönüşmüştür (Yıldız, 2012: 228).

Sonuç

İslâmî Türk edebiyatında hicret ve hicret-nâme türünde eserler veren şairlerin tespit edildiği

bu çalışmada hicretle ilgili kavramlara yer verilirken, şairlerin hicrete bakışları, bu konuyla ilgili

duygu ve düşünceleri de tespit edilmeye çalışılmıştır. Hicreti adeta Hz. Peygamber’le yaşamış gibi

hisli söylemlerin yer aldığı bu şiirlerle İslâm tarihinde anlatılan hicret mevzuu arasındaki muhteva

benzerliğinin neredeyse birebir oluşu dikkat çekmektedir.

Divan şairlerinden, günümüz şairlerine kadar hicret-nâme türünde şiir söyleyen hemen her

şair, İslâm tarihinden ilham alarak kaleme aldıkları bu şiirlerinde birçok rivayeti içine alacak kadar

ayrıntıya inmişler, edebiyat penceresinden tarihe ışık tutmuşlardır. Bu şiirlerde işlenen mevzular Hz.

Peygamber’e gelen hicret izni ile başlamış, Medine’ye varana kadar devam etmiştir. İslâm tarihinde

anlatılan hicret mevzuu ile birlikte bu konuyla ilgili her türlü rivayetin değerlendirildiği şiirler,

şairlerin başvurdukları kaynaklar arasında Siyer ve İslâm tarihinin de yer aldığını göstermiştir.

Hz. Peygamber’in yol arkadaşı Hz. Ebû Bekir’le birlikte Mekke’den Medine’ye göçünü konu

alan İslâm tarihindeki hicret bahsi, bu çalışma ile edebiyata taşınmış, hicret bir de İslâmî Türk

edebiyatının mümtaz şairleri nazarı ile ifade edilmeye çalışılmıştır.

KAYNAKÇA

Adıgüzel, A., (2013). “Kemalettin Kamu’nun Hayatı, Sanatı, Şahsiyeti ve Hicret Şiirinin Tahlili”,

Turkish Studies - International Periodical for the Languages, Literature and History of

Turkish or Turkic Volume 8/7 Summer 2013, p. 1-17, ISSN: 1308-2140,

www.turkishstudies.net, DOI Number: 10.7827/TurkishStudies.5274, ANKARA-

TURKEY.

Algül, H., (1991). “Ensar”, DİA, İstanbul, XI, 251-252.

Algül, H., (2002). “Kubâ”, DİA, Ankara, XXVI, 298-299.

59 Erdem Beyazıt, Savaş Risalesi. 60 Mustafa Miyasoğlu, Hicret Destanı, Kervan, 4. beyit.

Page 21: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar 245

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Bilkan, A. F., (2011). Nâbî Divanı I-II, 2. baskı, Ankara: Akçağ Yay.

Bozkurt, N. ve Küçükaşcı, M. S., (2003a). “Medine”, DİA, Ankara, XXVIII, 305-311.

_______, (2003b), “Mekke”, DİA, Ankara, XXVIII, 555-563.

Çelebioğlu, Â., (1996). Muhammediye II, İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yay., s. 163-171.

_______, (1998). “Süleyman Nahîfî’nin Hicretü’n-Nebî Adlı Mesnevîsi”, Eski Türk Edebiyatı

Araştırmaları, İstanbul: Millî Eğitim Bakanlı Yay., s. 263- 315.

Çetişli, İ., (2012). Türk Şiirinde (1860-2011) Hz. Peygamber, Ankara: Akçağ Yay.

Demircan, A., (2009). “Sevr Mağarası”, DİA, İstanbul, XXXVII, 5-6.

Eren, M., (2012). “Ümmü Maʻbed”, DİA, İstanbul, XLII, 325-326.

Ergin, M., (1980). Kadı Burhâneddin Divanı, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.

Erzurumlu Mustafa Darîr Efendi, (2004). (Haz.), Selman Yılmaz, Siyer-i Nebî II, İstanbul: Başucu

Kitapları.

Fayda, M., (1988). “Abdullah b. Ebû Bekir es-Sıddîk”, DİA, İstanbul 1988, I, 95.

Fığlalı, E. R., (1993). “Dârünnedve”, DİA, İstanbul, VIII, 555-556.

Güzel, A., (2006). Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı, 3. baskı, Ankara: Akçağ Yay.

Hamidullah, M., (1990). (Çev.), Salih Tuğ, İslâm Peygamberi (Hayatı ve Faaliyeti) I, İstanbul: İrfan

Yay.

Kısakürek, N. F., (2006). Esselâm “Mukaddes Hayattan Levhalar”, İstanbul: Büyük Doğu Yay.

Kök, B., (2011). Kutlu Doğum Kutlu Göç, Erzurum: Eser Matbaası.

Köksal, M. Â., (1987). İslâm Tarihi Hz. Muhammed Aleyhisselâm ve İslâmiyet: Mekke Devri, (V.

cilt), İstanbul: Şamil Yay.

Levend, A. S., (1984). Divan Edebiyatı Kelimeler ve Remizler Mazmunlar ve Mefhumlar, 4. baskı,

İstanbul: Enderun Kitabevi.

Mutçalı, S., (1995). Arapça-Türkçe Sözlük, İstanbul: Dağarcık Yay.

Okcu, N., (1993). Şeyh Gâlib (Hayatı, Edebî Kişiliği, Şiirlerinin Umûmî Tahlîli ve Divânın Tenkidli

Metni), I-II, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Önkal, A., (1998). “Hicret”, DİA, İstanbul, XVII, 458-462.

Özer, A., (2008). Türk Edebiyatında Naatler, İstanbul: Kaynak Yay.

Sandıkçı, K., (1991). “Âmir b. Füheyre”, DİA, İstanbul, III, 65-66.

Sırma, İ. S., (2004). Sen Geldin, İstanbul: Beyan Yay.

Süleyman Çelebi, (2010). (Haz.), Necla Pekolcay, Mevlid (Vesîletü’n-necât), Ankara: Türkiye

Diyanet Vakfı Yay.

Şener, H. İ., (2004). “Hicretle İlgili Şiirler ve Tahlilleri”, İSTEM, yıl: 2, sy. 4, s. 89-103.

Tarih İçinde Hicret ve Na’tlar Antolojisi, (1991). (Haz.), Türkiye Millî Kültür Vakfı Kültür

Komitesi, İstanbul: Türkiye Millî Kültür Vakfı Yay.

Uludağ, S., (2001). Tasavvuf Terimler Sözlüğü, İstanbul: Kabalcı Yay.

Page 22: Turkish Studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03262/2016_7/2016_7_KELESR.pdf · In the poetry works written in the form of masnavi (poem made up of rhymed couplets, each couplet

246 Reyhan KELEŞ

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 11/7 Spring 2016

Uzun, M., (1991). “Ankebût”, DİA, İstanbul, III, 213-214.

_______, (1995). “Fevzi Efendi, Kâtib”, DİA, İstanbul, XII, 509-510.

_______, (1999). “Hüseyin Râci Efendi”, DİA, İstanbul, XIX, 10-12.

_______, (2006). “Nahîfî”, DİA, İstanbul, XXXII, 297-299.

_______, (2013). “Yâr-ı Gâr”, DİA, İstanbul, XLIII, 324.

Ünal, Y., (2010). “Sürâka b. Mâlik”, DİA, İstanbul, XXXVIII, 161.

Varol, M. B., (2012). “Ümeyye b. Halef”, DİA, İstanbul, XLII, 305-306.

Yardım, A., (1995). “Esmâ bint Ebû Bekir es-Sıddîk”, DİA, İstanbul, XI, 402-404.

Yeniterzi, E., (1993a). Divan Şiirinde Na’t, Ankara: Diyanet Vakfı Yay.

_______, (1993b). Türk Edebiyatında Naʻtlar (Antoloji), Ankara: Diyanet Vakfı Yay.

Yıldız, A., (2011). Şiirin Gölgesinde, İstanbul: Kitabevi Yay.

_______, (2012). (Ed.), Ali Yılmaz, “Hz. Peygamber ile İlgili Edebî Türler”, Türk-İslâm Edebiyatı

El Kitabı, Ankara: Grafiker Yay.

Citation Information/Kaynakça Bilgisi

Keleş, R. (2016). “İslâmî Türk Edebiyatı’nda Hicret ve Hicretle İlgili Kavramlar / Hegira and

Concepts Related to Hegira in Islamic-Turkish Literature”, TURKISH STUDIES -

International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic-,

ISSN: 1308-2140, Volume 11/7 Spring 2016, ANKARA/TURKEY, www.turkishstudies.net,

DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.9640, p. 225-246.