ursula k. le guin - her yerden Çok uzakta

Upload: diana-teale

Post on 05-Mar-2016

61 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

----

TRANSCRIPT

  • YCE DA BAINDA, BR ARKADALA

    nceden de oldu yce anlarm.Bir kez geceleyin parkta yrrken,

    yamur altnda, gzn.Bir kez l ortasnda, yldzlar altnda,

    ekseni zerinde dnen yeryuvarna dndm gn.

    Kimileyin dnrken,sadece dnp tartarken olan biteni.

    Ama hep yalnz.Kendi bama.Bu kez yalnz deildim.Yce da banda bir arkada vard yanmda.Natalie.Birey yok hibirey yok bundan stn. mrmce grmezsem de bir daha,

    eh diyebilirim yine de,Bir kez orada bulundum.

    Dahas da var elbet, ama bu konuda anlatmak istediklerimin hepsi bu kadar sanrm. Dahas dediim, bundan sonra olup bitenler, olup duranlar...

  • Ursula K. LeGuin, 21 Ekim 1929'da ABD'de dodu. Babas nl antropolog Alfred Kroeber'di. Kk yata kardelerine masallar uydurarak bilim-kurgu alanna girdi, ilk yksn dokuz yanda yazd. niversitede Fransz ve talyan edebiyat okudu, Rnesans edebiyat zerine alt. Sava sonras, eletirel bilim-kurgunun ortaya k yllarnda, bu trn tm nl yazarlar gibi ykleriyle adn duyurdu. zellikle anarizmden ve Taoculuktan esinlendi. Bilim-kurgunun, uzay fantezilerinin tesine geerek, eletirel bir yazn trne dnmesine katkda bulundu. Yaptlarnda alternatif tarihler, alternatif dn, yaay biimleri kurgulayan LeGuin kendini anarist, Taocu, feminist ve evreci olarak tanmlyor.Balca yaptlar: Rocannon's World (1966), Planet of Exile (1966), The Earthsea Trilogy (1968-71-72), The Lathe of Heaven (1971), The Word for World is Forest (1972), The Wind's Twelve Quarters (1975), Orsinian Tales (1976), The Compass Rose (1982), Always Coming Home (1985), Mlkszler (Metis Yaymlar-1990), Gln Gnl (Ayrnt Yaynlar-1992), Karanln Sol Eli (Ayrnt Yaynlar-1993), Hayaller ehri (mge Kitabevi Yayn- lar-1994), Yerdeniz Bycs (Metis Yaymlar-1994), Atuan Mezarlar (Metis Yaynlar-1995), Balkl Gz (Metis Yaynlar-1995), Balama Yeri (letiim Yaynlar-1995), En Uzak Sahil (Metis Yaymlar-1995).

  • mge Kitabevi Yaynlar: 140

    Ursula K. LeGuin Very Far Away from Anywhere Else

    ISBN 975-533-101-8

    1. Bask: 1995

    Kapak Resmi Aurora consurgens'den, 14. yy.

    Dizgi mge Ajans

    Bask ve CiltZirve Ofset 229 66 84

    mge Kitabevi Yaynclk Paz. San. ve Tic. Ltd. ti.

    Konur Sok. No: 3 Kzlay 06650 Ankara Tel: (90 312) 419 46 10 - 419 46 11

    Faks: (90 312) 425 65 32

  • Ursula K. LeGuin

    Her Yerden ok UzaktaTrkesi: Semih Akzl

  • YCE DA BAINDA, BR ARKADALA

    nceden de oldu yce anlarm.Bir kez geceleyin parkta yrrken,

    yamur altnda, gzn.Bir kez l ortasnda, yldzlar altnda,

    ekseni zerinde dnen yeryuvarna dndm gn.

    Kimileyin dnrken,sadece dnp tartarken olan biteni.

    Ama hep yalnz.Kendi bama.Bu kez yalnz deildim.

    Yce da banda bir arkada vard yanmda.Natalie.

    Birey yok hibirey yok bundan stn.mrmce grmezsem de bir daha,

    eh diyebilirim yine de,Bir kez orada bulundum.

  • Basketbol baar belgesini alp n, ak ve servete ulamay nasl baardm konu eden bir hikaye bekliyorsanz, bouna bu yazlanlar okumayn. Az sonra anlatacam u alt ay iinde neyi baardm bile bilmiyorum. Evet, bir eyi baardm ama bunun ne olduunu ortaya karmak galiba btn mrm alacak.

    Daha nce hi byle bir baar belgem olmamt. Amerikan futbolu, bu oyunun stratejisi ocukken gerekten houma giderdi; kurnazlk gerektiren taktiklerde baya becerikliydim, ama hep bir para ar kalyordum. Daha sonra, liseye baladmzda her ey belli bir dzen iinde yaplmaya balad; zerimize formalar geirmi, kendi takmlarmz oluturmutuk. Herkes durmadan bundan szediyordu. Spor, yaplrken iyi de, sz edilince epey skc bir ey. Her neyse, zaten anlatacaklarm pek fazla sporla ilgili deil.

    Anlattklarm bir teybe kaydediyor, daha sonra daktiloya ekiyorum. nce dorudan kada geirmeyi

    7

  • denedim, ama sonunda kargack burgack bir szck yn kt ortaya. Neyse, bakalm bylesi nasl olacak. Adm Owen Thomas Griffiths. Kasmda on yedi yama bastm. Yama gre boyum epey ksa saylr - 1.67. Herhalde krkbeime bastmda da yama gre boyum ksa kalacak. Ama ne fark eder ki? On iki - on yandayken beni bir hayli rahatsz etmiti; o zamanlar teki ocuklara nazaran boyum baya ksayd, gerek bir yer-ccesiydim. On be yamda, sekiz ay iinde boyumu on be santim uzatmay baardm. Bu ii yaparken kendimi berbat hissediyordum, dizlerim insan iki yandan geren bir ikence aletinden km gibi aryordu. Ama btn bu almalarn sonunda, eski halime kyasla, daha uzun boylu olamadm iin pimanlk duyamayacam kadar uzun boylu biri olup kmtm. Vcut yapm vasat saylr, gzlerim siyaha alar, gr salarm var. Salarm kvrck, ksack kestirsem de, upuzun braksam da kafamn her noktasndan fkryorlar. Her sabah sa frasyla bouuyoruz ve kaybeden ben oluyorum. Sam beeniyorum. elik gibi bir iradesi var. Ne var ki, bu hikayenin konusu salarm da deil.

    Snfmdaki en kk renci her zaman ben oldum; tek ocuk olduum iin ailenin en k de bendim. Yama gre ok zeki bir velet olduum iin okula erken vermiler beni. Her zaman yama gre zeki biri oldum. Kimbilir, belki krkbeimde de durum deimez. Aslnda bu, ksmen anlatacam hikayeyle ilgili. Zeki, kk bir veledin hikayesi yani.

  • Son snfa gelene dek her ey yolundadr. Kimse zerre kadar ilgilenmez sizinle. Kolayca yontulabilecek biri olduunuz iin retmenler nasl da iyi davranrlar. Hatta bazlar srf bu yzden sizi sever, evde okumanz iin cicili bicili kitaplar verirler. Bazlar ok gcenir buna, ama zaten o retmenlerin de Davran Sorunlu tiplerle uramaktan balarn kayacak vakitleri olmadndan, matematik ve okuma derslerinde tekilerden ndesiniz diye size satamaya frsat bulamazlar. Sizin kadar zeki ya da sizden de zeki bir avu ocuk, ki bunlar genellikle kzlardr, snf panosunu hazrlamak, retmene liste karmak ve bunun gibi ilerle urarlar. Kk ocuklarn ne kadar acmasz olduklarna dair sylenenlere gelince, byklerinkinin yannda onlarn zalimlikleri solda sfr kalr. Kk ocuklarn aklls da kafas almayan da aptaldr ite. Aptalca eyler yaparlar. Akllarndan geenleri pat diye syleyiverirler. Dnmedikleri bir eyi sylemeyi renmemilerdir henz. Bunu daha sonra, yetikinlie geip, yalnz olduklarm anladklar zaman renirler.

    Sanrm yalnzlnzn gerekten farkna vardnzda ou zaman panie kaplrsnz. Bundan kurtulmak iin apar topar kaar, gruplara -klplere, derneklere, takmlara, kalplara- snrsnz. Birdenbire tpatp tekiler gibi giyinmeye balarsnz. Aslnda grnmez olmann bir yoludur bu. Kot pantolonunuzun delik yerlerine yama koyma biimi bile sizin iin son derece nemli bir ey haline gelir. nk yanl yamadnzda bir olamazsnz. Bir olmanz gerekir. Aslnda tuhaf

    9

  • bir sz bu, biliyor musunuz. "Bir." Neyle bir? Onlarla bir. tekilerle bir. Hep birlikte. Saylarn gvenlii. Ben, ben deilim. Ben, bir baar belgesiyim. Popler bir ocuum ben. Ben, arkadalarmn arkadaym. Honda marka bir motorun siyah derisiyim ben. Bir yeyim ben. Bir yeniyetmeyim. Siz beni gremezsiniz. Tek grdnz, biz. Biz gvenlikteyiz.

    Ve eer Biz Seni tek bana grrsek, ansn varsa, grmezlikten geliriz. Ama ansn yoksa kafana ta yadrabiliriz. nk biz kot pantolonu yanl yamanm, hepimizin yalnz olduunu, gvenlikte olmadmz anmsatan insanlardan holanmayz.

    Ben denedim. Epeyce uratm. O kadar ok uratm ki artk bunu dnmek bile iimi kaldryor. Tpk hereyin en dorusunu yapan Bill Ebold gibi yamadm pantolonumu. Oturup beyzbol malarnn sonularndan konutum. Bir smestir boyunca okul gazetesinde altm, nk iine girebileceimi gzme kestirdiim tek grup oradayd. Ama hibiri ie yaramad. Neden ie yaramad, bilmiyorum. Bazen acaba iednk insanlar, sadece dadnklerin farkna varabilecekleri zel bir koku mu salglyorlar diye kendime soruyorum.

    Baz ocuklarn iindeki o Ben duygusu pek fazla gelimemi. Grubun gerek anlamda birer paras onlar. Ama birou benim de denediim ekilde davranyorlar, yani rol yapyorlar. Aslnda ilerinden gruplara katlmak falan gemiyor, ama gene de kaynayor, idare edip gidiyorlar. Keke ben de yle olabilseydim. yice

    10

  • ikiyzl olabilmeyi gerekten ok isterdim. Kimseye zarar olmaz bunun, hayat biraz daha kolaylatraca da kesin. Ne var ki, ben hi kimseyi kandramam. Onlarn ilgilendii eylerle ilgilenmediimi biliyorlard. Bu yzden beni hor grdler, beni hor grdkleri iin ben de onlar hor gryordum. te yandan onlara ayak uydurmaya almayan bir ka ocuu da hor gryordum. Dokuzuncu snfta benimle arkada olmak isteyen bir ocuk vard; dilerini hi fralamaz, okula hep beyaz bir eofmanla gelirdi. Aslnda buna sevinmem lazmd. Yani daha nce hi kimse benimle arkada olmak istemiyordu. Ama bu ocuk habire bana falancann ne kadar gck, filancann nasl hdk biri olduunu anlatp dururdu; sylediklerine hak veriyordum vermesine ama her zaman bundan sz etmek de iimden gelmiyordu. Bu yzden zppenin biri diye onu hor grdm. Derken, herkesi hor grdm iin kendimi de hor grmeye baladm. Ah, ne kadar ho bir durumdu; iine dnler neyi kastettiimi ok iyi anlarlar.

    Farkl biri olmamak iin canm diime takm abalyor, beri yandan hep A alan rencilerden biri olmak da istemiyordum. Fakat beden eitimi dersi her zaman bu sorunu benim yerime zyordu. Beden eitiminde teki birok ocuktan daha kt saylmazdm, ama Bay Thorpe'un, "Akln bir an olsun Keats'le Shelley'den uzaklatrrsan, bir keye geip basketbolun nasl oynandn izleyebilirsin Griffiths" yollu szlerine dayanamadmdan bu dersi hep asar, Dler alrdm. Hep Keats'le Shelley idi -en az iki ocua daha ayn laflar sy

    11

  • lediini duymutum. Bu isimler gerekten byk bir nefretle, tslar gibi kyordu azndan: Keytssssleelley. Asl matematik ve fen derslerinde iyi olan birine bu szleri sylemesi aptalcayd tabii, ama iimdeki fkeyle birlikte merakm uyanm, gidip lise birinci snflarn edebiyat kitabndan Keats'in "Blble Gazel" iirini okumutum. Derslerde bize Shelley okutmadlar, ama ehir ktphanesinde toplu yaptlarn bulmu, daha sonra da elden dme bir kopyasn satn almtm. Sizin anlayacanz, "Zincirlerinden Kurtulmu Prometheus"la tanmam basketbol retmenim Bay Thorpe sayesinde oldu. Kendisine minnet borluyum. Yine de bu, nc dnemde Bay Thorpe ile ileri kolaylatrmad.

    Gene de -bakn bu ok nemli- ona hi karlk vermedim. Azm bile amadm. Ona, "Bakn Bay Thorpe, aklm Keatsle Shelley'den ya da sinslerle kosinslerden uzak tutmak istemiyorum, onun iin sen git minik topunu zplatmaya bak, tamam m!" diyebilirdim. Baz ocuklar bunu yapabilirdi. Yedinci snftaki kk bir zenci kzn matematik retmenimize, "ek ellerini devimden, eer yap biimimi beenmediysen alr kna sokarsn" dediine tank olmutum. Dpedz kavgayd bu. retmenimiz bunu hak edecek hibir ey yapmamt, kza biraz matematik retmeye alyordu o kadar. Ama gene de dpedz kavgayd, cesaret gsterisiydi, buna hayran kalmtm. Hayranlm hala sryor. Ama ben byle bir ey yapamam. Bende o cesaret yok. Kavgaya girmem.

    12

  • Olduum yerde durur, kaabileceim ana kadar hereyi sineye ekerim. Sonra da kaarm.

    Bazen de orda durup hereyi sineye ekmekle kalmaz, onlara glmser, zr dilerim.

    Yzme o glmsemenin yayldn hissettiimde suratm koparttm gibi ayamn altna alp inemek gelir iimden.

    Doum gnmden bu yana be gn gemiti. Onyedinci yamdan be gn almtm. 25 Kasm Sal. Yamur. Okul k yamur iyiden iyiye bastrnca, ben de otobse atlamtm. Durakta otobs bekleyip lmn Souk Elini zerimde duyarken slanm olan pardsmn yakasn ensemden uzakta tutmaya alyordum. Bir tek bo yer vard. Oraya oturdum, otobse bindiim iin kendimi suladm.

    Otobse binme suu. Suum, otobse binmek. Bakn, gen olmann gerekten en berbat yan, incir ekirdeini doldurmayan bu tr zrvalklardr.

    Otobse bindim diye kendimi sulamann nedenine gelince: Doum gnmden bu yana be gn geti demitim, yle deil mi? Doum gnmde babam bana bir hediye almt. Ama gerekten muhteem bir hediyeydi. nanlmaz bir eydi. ok nceden bunu aklna koymu ve kuru kuru para biriktirmi olmalyd. Okuldan

    13

  • dndmde orada beni bekliyordu. Evin nne park edilmiti, ama daha nce bunun farkna varmamtm. Babam durmadan bununla ilgili imalarda bulunmu, ama hibirine uyanamamtm. Sonunda beni dar karp gsterdi. Anahtarlar elime tututurduunda yz, gurur ve hazdan alayan biri gibi arplmt.

    Hediyem bir arabayd tabii ki. Markasn sylemeyeceim, zaten ortalkta yeterince reklam var. Araba sfr kilometredeydi. Saati, radyosu, her trl aksesuar vard. Babamn btn bunlar bana gstermesi tam bir saatini ald.

    Araba srmesini oktan renmi, Ekim aynda ehliyetimi almtm. Acil durumlarda ie yarayacak bir ey gibi grnyordu. Hem bylece annemin bir takm ilerini grecek, hem de kendi bama kp gezebilecektim. Annemin arabas vard, babamn arabas vard; imdi benim de bir arabam olmutu. kii, araba. Ama bir sorun vard. Ben araba istememitim.

    Byle bir ey kaa malolmutu? Sormadm, ama en az bir bin dolar vard. Babam muhasebeci. Bu tr gereksiz eylere harcayacak paramz yok. Arabaya yatrd parayla bir renim bursu alsam, MIT'de* bir yl ya da daha uzun bir sre okuyabilirdim. O prl prl minik kapsn amadan nce aklma ilk gelen ey bu olmutu. Paray banka hesabna yatrabilirdi. Yokluuna zlmeme frsat vermeden arabay satabilirdim tabii. Daha sonra aklma gelen ey bu olmutu. O srada babam anah

    * Massachusetts Teknoloji Enstits (.n.)

    14

  • tarlar elime tututurup, "Artk tamamen senin evlat" diyerek, suratn yine ayn ekilde arptt.

    Galiba ben de glmsemitim.Onu kandrp kandrmadm bilmiyorum. Eer

    kandrmsam, herhalde yaammda ilk kez birini kandrmay baaryordum. Ama galiba yle oldu; nk babam kandrlmay, sevin ve minnet duygular iinde aakaldma inanmay yle ok istiyordu ki. Sanki onu aalyormu gibiyim. Hayr, amacm bu deil.

    Tabii o saat arabay alp dolamaya ktk. Parka kadar ben kullandm, dnerken babam getirdi -ellerini direksiyona atmak iin sabrszlanyordu- her ey yolundayd ite. Asl sorun Pazartesi gn okula yeni arabamla gitmediimi anlaynca kt. Neden arabayla gitmemitim?

    Bunu ona anlatamazdm. Zaten nedenini ben de yar anlam yar anlamamtm. O nesneyi okula gtrp, okul sahasna park etseydim boyun emi olacaktm. Ben ona sahip olmutum. O da bana sahip olmutu. Btn aksesuar ile birlikte yeni bir arabann sahibiydim ben. Okuldakiler yle diyecekti: "Vay be, una bakn. Vay canna, Griffiths'in yeni oyuncan grdnz m?" Bazlar burun kvracak, ama bazlar da aka hayran olacak, belki de ona sahip olacak denli ansl biri olduum iin bana hayranlk duyacaklard; dayanamadn ey de buydu ite. Kim olduumu bilmiyordum, ama bildiim bir ey vard: koltuun bir paras gibi otomobile uyan tiplerden deildim. Okula yryerek giden (en

    15

  • kestirme yoldan drt kilometre tutuyordu) tiplerdendim. nk yrmek houma giden bir spordu benim iin, hem kentin sokaklarn gerekten seviyordum. Kaldrmlar, binalar, geerken grdm insanlar seviyordum ben, nmdeki arabann fren lambalarn deil.

    Her neyse, izgiyi buraya ektim. Zaten Cumartesi gn annemin ayak ilerine kouturup, Pazar gn "yeni arabamla" anne babam ehir dnda gezintiye karmay kabul etmekle bunu enikonu gizlemeye almtm. Ama, Pazartesi akam babam izgiyi grd. Arabay okula gtrmyor musun? Neden?

    te bu yzden o Sal gn sulu sulu otobse binmi gidiyordum. Yrmeyi ne kadar ok sevdiimi, doktorlarn yrmek insan bedeni iin en iyi spordur dediklerini falan anlatmaya altktan sonra, okula yryerek bile gidemiyordum ite. Otobse binmitim. Yirmi be sente. bin dolarlk araba ise, elik cantlaryla evimizin nnde duruyordu, tam otobsten ineceim yerde.

    Yrmemek iin bir bahane uyduracaktm ya, yeterince yamur yadna emin olmak iin dar baktm. Bardaktan boanrcasna yayordu; otobsn camlar, buzlu camlara benzemiti; ne var ki, yalnzca gerein sululua pek bir faydas olmayacakt. Babamn bu gece bana, "Okula arabayla gitmedin mi? Neden?" deyiini dnyordum. Bunlar aklma gelince iim burkuldu. Tam o srada pencere kenarndaki koltukta bizim okuldan birini fark ettim. "Merhaba" dedim, kz da bana "Merhaba" dedi; tanmadm biri ksayd da grmez

    16

  • likten gelseydim diye geirdim iimden.

    Field'ler birka yldan beri bizim oturduumuz sokaktan iki cadde tede bir evde oturuyorlard. Lise iki ve te Natalie benimle ayn snfa dmt. Uzun siyah sal, sessiz sedasz bir kzd; pek ortalkta grnmezdi, mzikle falan urayordu. Evet, Natalie Field hakknda yzde yz emin olduum tek ey buydu. Gzel kzd, ama ben hemen hemen btn kzlarn gzel olduunu dnrm, onun iin bu konuda karar vermek bana dmez. Bakalarna gre gzel bir kz saylmazd, tknaz yapl, ask suratl biriydi; bana sorarsanz gzeldi, ama farkna varmazdnz, o sizi fark etmedii iin gzelliinin farkna varmazdnz. Gelin grn ki, bu kez ben fark etmitim, nk o da beni fark etmiti. Etmeyip de ne yapacakt? Srt antam sucuk gibi slanm, sular kayn ucundan dizlerine damlyordu. Onun dizi yerine benim kalam slatsn diye antann yerini deitirirken kza, "Kusura bakma, atardamar fena halde kesilmi, birazdan diner" dedim.

    Aslnda byle sylemem baya garip kat. Belli belirsiz bir "Afedersin" deyip antam ordan eksem de olurdu hani. Galiba kendimden bezmitim, araba yznden sululuk duymaktan, fkelenmekten, yalnz olmaktan, btn teki eylerden; on yedi yan neresi gzel, on altsnda olmak kadar kt, hatta biraz daha kt yollu hayflanmaktan bezmitim. Kendimden kaacak bir ey bulmalydm! Tanmadm bir kza komiklik yapmak bile olabilirdi bu. Belki de konuabilmeme, dili

    17

  • min zlmesine neden olan bir ey vard bu kzda -hani tanacanz nceden hissettiiniz insanlarla tantnzda bunu farkedip bilmeden anlarsnz ya, ite yle birey. Bilemiyorum.

    Kahkahay bast; iten bir kahkahayd bu, arm, gdklanm gibi. Ben de devam ettim: "Anmsamyorum, Femoral atardamar olunca, hangisiydi, bu i ya yedi ya on be saniye sryor."

    "Ne ii?""Kan kaybndan lme ii. Gggrrrkk!" Otobste yere

    kp, ses karmadan ldm.Sonra ayaa kalkp, "Ayy, yakam srlsklam, buz

    gibi olmu" dedim."Salarn da slak, yakana p p su damlyor."Sevinle, "Ben de bir damlaym" dedim."Baksana" dedi, "sen Bay Senotti'nin tarih snfn

    daydn, deil mi? yi midir?""yidir. Serttir. ok sinirlidir. Bay Somurttu diye ad

    takmlar, belki de ondandr. Aslnda adam hakl."

    "Sosyal bilimlerden bir ders daha almam gerekiyor, yle kolay bir hocaya dmem lazm."

    "O zaman Somurttuyu bover. Vrebek'e git; kadn filmlerden baka bir ey gstermiyor derste."

    "Ondan ders aldm. Zaten o yzden de braktm. Aman bilmiyorum ite. "Ph!" Gerekten aynen byle demiti, 'Ph!' - tpk okunduu gibi, ama vahice. "Kolay derslerden nefret ediyorum, ama zaten iyi hocalarn ders

    18

  • lerine doru drst almaya zamanm da yok" dedi. Benden ok kendine sylyordu. Oysa benim kulaklarm sonuna dek alm, prdikkat onu dinliyordum. Anaokulunu da sayarsak, 12 yllk okul yaammda hi kimsenin "Kolay derslerden nefret ederim" dediini duymamtm.

    "Neden zamann yok?" diye sordum. "Femoral atardamarn m kesildi? Unutma, panie kaplmak yok, daha tam on be saniyen var."

    Tekrar gld ve bana bakt. Sadece bir saniye. Ama bakt ve grd. Kendisinin neye benzediini grmek iin bakmyordu bana, benim neye benzediimi grmek iin bakyordu. Benim iin son derece srad bir eydi bu.

    Daha o zaman insanlarn bu kza sk sk komik eyler sylemedii, kzn aklabanlklara alk olmad, ama bu yaptmn houna gittii izlenimini edindim. Ne var ki, iin garibi ben de yle aklabanlk yapmaya pek alkn deildim. Fazla tanmadm insanlara -bu da annem babam, Mike Reinhard ve Jason Thoer dnda tm insan soyu demekti- kar ya hepten nutkum tutulur, ya da sohbetin daha fazla ileri gitmesini kesinlikle nleyecek derecede ciddi eyler sylerdim. Gelgelelim ben bir erkeim ve bana yle geliyor ki, bu yalarda komik eyler yapmak neredeyse erkeklerde igdsel bir davran biimi olmu. Kzlar akalara gler, ama esas olarak ciddi grnrler. te yandan erkekler soytarlk yaparak ortalkta dolar, hereyi akaya vururlar. Arkadam diye adlandrmaya en yakn saydm

    19

  • Mike ve Jason ile ilikimiz akaya dayal idi. lkemiz hibir konuda ciddi olmamakt. Belki sadece spor karlamalarnn sonular dnda. Konuulan belli bal konulardan biri de cinsellik idi, ama biz cinsellii hep gayriciddi yaklayorduk; ya edepsiz fkralar anlatyor ya da kabalklara bavuruyorduk. Cinsel Mhendislik alannda zel teknik terimler kullanyorduk -sanki kadnlar paralar deitirilebilir birer makina idiler. Edepsiz fkralarda baya iyiydim, ama mhendislik terminolojim pek para etmiyordu.

    Hatta burada, on be yamdayken hala "bir kz devirme"nin ne anlama geldiini bilmediimi de sylemeliyim. Bir sinemaya ya da partiye gidip hoa vakit geirmek gibi bir ey zannediyordum. Yaamn gereklerini biliyordum bilmesine, ama bunu o deyimle badatramamtm. Benden fiziksel olarak bir hayli ilerde olan Mike yanma gelip, sonunda o kz nasl devirdiini anlatmaya koyulunca ona, "Ee, ne yaptnz peki?" diye sordum. Bana tuhaf tuhaf bakp, "Ne yaptk sanyorsun?" demiti; kendimi hayatm boyunca hi byle aptal gibi hissetmemitim. Bunlar teybe kaydederken bile yzm kzaryor. Mike teki arkadalarna gidip, benim "Ee, ne yaptnz peki?" deyiimi anlatyordu. Uzunca bir sre espri konusu oldu. Neyse, sonunda unutup gittiler. Ben de bu arada Mike ve Jason ile konuabilmek iin bir sr edepsiz fkra rendim. Hi olmazsa le yemeklerini tek bama yemekten kurtard beni.

    20

  • aka ve ciddiyetle ilgili birey daha syleyeceim: Bu i hep byle gitmiyor. Yetikin kadnlar bazen en komik eyleri sylerler; yetikin erkekler de ou kez en ciddi tavrlar taknrlar. Babamn zerre kadar espri anlay kalmamtr. yi bir adamdr ama hibir ey ona gln gelmez. Ama annemle arkada Beverley'nin mutfakta sarholar gibi debelene debelene, soluklar kesilene kadar kahkahalar attklarn duymutum. O salak Beverley'nin yapt bir eye glyorlard. Srf onlarn kahkahalarn duymak bile, durduk yerde keyiflenmeme, benim de glmeme neden olmutu.

    Aman canm her neyse, o kzn souk esprilerime glmesi epey gzel bireydi; ben de durur muyum, devam ettim: "Bana kalrsa sana iki aspirinle bir ask lazm. Yarn o baca bana getir. Organ nakli iin bekleyen bacakl bir 'Kentauros'umuz var." Byle srp gitti. Gerekten souktu, ama esprilerim bitene kadar gld bana. Sonra ona, "Neden hi vaktin yok peki? Bir ite mi alyorsun?" dedim.

    "Evet, ders veriyorum."Hangi mzik aletini aldn anmsayamadm.

    imdi sormak da uygun olmazd. "Seviyor musun?" Omuz silkti, "Aman canm, mzik ite" dedi. nsanlarn, "Aman canm, ekmek paras ite" demesi gibi. Ama vurgusu farklyd.

    "lerde mzik retmeni mi olmak istiyorsun?""Yok" dedi, tpk "Ph" dedii gibi."Yok, retmenlik deil. Sadece mzik."

    21

  • Bunlar sylerken hrnca konumutu, Tarzan gibi, ama tavr tam olarak bana ynelik deildi. Hrnlk da ieren, ho bir sesi vard, przsz ve yumuak. Ona maymun taklidi yaptm. "Yok retmen. Orrk oorkk, ldrmek retmeni. yi retmen, ham hum. Yok retmen. Midem mutlu, iti, midem retmen dolu." Natalie de, "retmen berbat, kemik torbas!" dedi. Otobsn koridorunda dikilen adam, yolla unlar Sibirya'daki 12 Numaral alma Kampna baklaryla bakyordu bize. Byle bir bak aramzda bir ba yaratabilirdi. "Peki sen ne olmak istiyorsun?" diye sordu Natalie.

    "Orrk orrk, profesyonel goril. Eitsel almalar snfnda leri Bit Ayklama dersleri alacam" dedim ve ona okul antamdaki bitleri nasl temizleyip yediimi gsterdim. Sonra da, "retmen olacam" dedim. Nedense bu, maymun taklidinden daha komik geldi, ikimiz de glmeye baladk.

    "Ciddi mi?""Hayr, bilmiyorum. Belki. Bir ey olacam ite.

    Galiba hangi niversiteye gireceime bal bu.""Hangisine girmek istiyorsun?"

    "MIT'ye.""Teksas Manyakoloji Enstits'ne mi?""Massachusetts Teknoloji Enstits. O olmazsa Kali

    forniya Teknik. Bilim. Laboratuvarlar, usuz bucaksz laboratuvarlar. Beyaz kobaylar. Durmakszn Evrenin srlarna ulaacak yollar amaya uraan beyaz nlkl,

    22

  • kendini bilime adam insanlar. Frankenstein'n canavar. ite bunun gibi eyler."

    "Evet" dedi Natalie. Sorgular gibi, bir eyi anlamadan kabul eder gibi, alay eder gibi, ya da laf olsun diye sylememiti bunu. Kesin bir evet deyii vard. te bu kadar. Evet. "ok gzel" dedi.

    "Ama ok da pahal."

    "Neyse canm, bunu her zaman halledebilirsin.""Nasl?"

    "Burs alarak - alarak - Ben onun iin ders veriyorum. Bu yaz Tanglewood'a girebilmek iin."

    "New South Wales'deki Tanglewood mu?"Grltl bir kahkaha att, "Mzik okulu canm"

    dedi.

    "Teksas Manyakoloji Enstits'nn yaknnda, deil mi?"

    "Doru."Benim durama gelmitik, ayaa kalkp, "Ho

    akal" dedim. O da "Gle gle" dedi ve yamurun iine dalverdim. Onunla iki sokak tedeki durana kadar gidip sohbetimizi tamamlayabileceimiz, ancak indikten sonra aklma geldi. Herey ok abuk olup bitmiti. Otobs tekrar hareket ettikten sonra, hoplaya zplaya maymun taklidini srdrdm; kz, teki tarafta kalmt. Sibirya alma Kamplar Mdr dnda kimse grmedi beni; o da korkuyla baklarn baka tarafa evirdi.

    23

  • Natalie Field ile yaptm konumay kelimesi kelimesine aktarmamn nedeni, bu nemsiz konumann benim iin son derece nemli olmas idi. nemsiz bir eyin bu kadar nemli olmas da nemli bir ey!

    Galiba ben nemli olaylarn byk bir ciddiyet iinde, fonda hafife alan kemanlarn eliinde, olduka debdebeli bir ekilde gereklemesi gerektiini dnmeye eilimliyim. Asl nemli eylerin, alabildiine sradan olaylar ve kararlar olduunu grmek ok zor; fon mzii, spot klar ve niformalar devreye girdiinde, nemli hibir ey olmaz.

    O konumadan sonra beni en ok bir tek szck etkiledi, ok sradan, anlamsz bir szck. Ne baklar ya da bana nasl bakt, ne soytarlk yapp onu gldrmem, ne de bunlarn tm; ama hepsi de tek bir szce, bir "Evet" deyiine sktrlmt. Kesin, kendinden emin bir ekilde. Evet, yapacan ey bu ite. Ta gibiydi. Ne zaman kendi iime dalp baksam, o ta hep orada duruyordu.

    Bana bir ta gerekiyordu. Tutunacak, ayakta duracak birey. Kat, somut bir ey. nk herey yumuamaya yz tutuyor, pelteleiyor, bir batakln iinde sislere gmlyordu. Sis drt yandan rekleniyordu. Nerede olduumu bile bilmiyordum.

    24

  • Durum gerekten ktye gidiyordu. Bir sredir, galiba uzunca bir sredir byleydi, ama her eyin su yzne kmasna o araba yol amt.

    Anlayacanz, o arabay bana armaan etmekle, "te byle biri olman istiyorum. Araba tutkunu, sradan bir Amerikal yeniyetme" diyordu babam. Arabay bana vererek asl anlatmak istediim eyi dile getirmemi olanakszlatrmt; sonunda yle biri olmadm, hibir zaman da olamayacam anlamtm, ama ne olacam anlamak iin de yardma ihtiyacm vard. Oysa imdi bunlar sylemekle, "Armaann al, istemiyorum!" demi olacaktm ister istemez. Ama diyemiyordum. O armaana btn sevgisini koymutu babam. Bana verebilecei en iyi ey buydu belki de. Benim de ona, "stme gelme, seni de istemiyorum baba!" m demem gerekiyordu?

    Galiba annem btn bunlar anlyordu, ama gene de bana pek faydas olmad. Annem iyi bir e idi, hala yle. yi bir e ve iyi bir anne olmak yaamndaki en nemli ey. Gerekten iyi bir e ve iyi bir anne. Babam hibir zaman dkrklna uratmaz. Tabii ki baz konularda parlar parlamasna ama hibir zaman kadnlarn kocalarna davrandn duyduum biimde onu kmsemez, krmaz. Btn nemli olaylarda babamn arkasndadr -o ne yapyorsa dorudur. Evi prl prl temizler, alna da diyecek yoktur, rek ya da kurabiye gibi eyler de yapar, temiz bir gmlek mi lazm oldu, o saat elindedir. Kas Erimelilere Destek Dernei'nin ya da Yar

    25

  • dmsevenler Dernei'nin bir koordinatre ya da kap kap gezen bir tahsildara ihtiyac olsa, annem hazrdr. Btn bunlar hesaba katldnda, kk de olsa bir aileyi ekip evirmeyi, huzurlu, gnl rahatl iinde bir yaam salamay kolay i gz ile gryorsanz, bir ka yl kendiniz deneyin de anlayn. Annem, alp didinirken kafasn da kullanr. Ama asl sorun, annemin baka birey yapmaktan, baka birey olmaktan korkmas. Kendinden korktuu yok sanrm, ama daha ok bize bakmaktan baka bir ey yaparsa bizi dkrklna uratacandan, iyi bir e ve anne olamayp yzmz kara karacandan korkuyor. Her zaman yanbamzda olmas gerektiini dnyor. Roman okumak iin bile kendine vakit ayrmaktan ekiniyor. Galiba roman okumamasnn asl nedeni, gerekten birine kendini kaptrp giderse, baka bir dnyaya gireceini ve kendi olmaktan kacan; bunu yaparsa da bizimle birlikte olamayacan dnmesi. Ona gre yanl bir ey bu. O yzden yalnzca bir takm yemek ve ev dekorasyon dergileri, ayrca asla gitmek istemeyecei yerlere pahal yolculuklar neren bir seyahat dergisi okur. Babam bol bol televizyon izler, annem ise pek dikkatini vermez; salonun yannda babamla otururken ya diki nakla urar, eve gerekli malzemelerin listesini karr ya da Kadnlar Birlii'nin listelerini hazrlar. Bir ey yaplmas gerekiyorsa, her daim hazr ve tetiktedir.

    Ailenin tek ocuu ve ilgi oda bir evlat olarak annem tarafndan ok martlmadm. Eskiden kitap okumama engel olmak iin epey uramt, ama on iki - on

    26

  • yama bastmda bundan vazgeti. Anmsadm kadaryla, odam temiz ve dzenli bir ekilde toplamam ve bahe ilerini yapmam yetiyordu. imleri bier, pleri p bidonuna dkerdim ben de. Tabii, erkek ileri yalnzca; annem ameliyat olup iki hafta merdiven kamayacak durumda yatana dek amar makinesi ve kurutucunun nasl altn bilmiyordum. Babamn da hala bunlar bildiini sanmyorum. nk bunlar kadn ii. Ne tuhaf, aslnda makinelere deli olur - ev aletlerinin tmnn yaklak on iki farkl devri ve her trl balants olmas arttr. Bir aletin en sade modelini almsa, anneme hakszlk ettiini dnr. Ama annem ev aletlerini kullanmasn iyi bilir. Biri bozuldu mu, hemen tamirci arr. Bozulan eylerden sz alnca babamn keyfi kaar.

    Onun iin araba meselesinde tek bir sz edememitim. Bu kez ben bozulmutum. Bu i bu kadard, son duraa gelmitim. nmem gerekiyordu. Gelgelelim, otobsn dnda yamur, sis ve kimsenin grp duymad, zplaya zplaya maymun taklidi yapan benden baka hibir ey kalmamt.

    O gn otobs durandan eve geldim. Annem mutfakta mikser ile bir eyler yapyordu. Aletin grlts arasnda yksek sesle bir eyler syledi, ama ne olduunu karamadm. Odaya kp srt antam braktm, yakas slak pardsm karp orda ylece dikildim. Yamur patr patr atya vuruyordu. Kendi kendime, "Ben aydn bir insanm. Ben bir aydnm. Ben bir ayd

    27

  • nm. Hepinizin can cehenneme!" dedim.

    Kendi sesimi duyduumda, bana inanlmaz lde zayf geldi. Ne var bunda! Eh, ben aydn bir insandm, bu yeni bir ey deildi ki. te o anda sis iyiden iyiye, zerime reklendi. O an aradm ta buldum. Elim gerekten kat, yuvarlak bir ta tutuyor gibiydi. Otobsteki kz da o kat, yuvarlak sesiyle "Evet" diyordu. Evet: ok iyi. Durma, ne olmak istiyorsan ol.

    Islak salarm havluyla biraz kuruladktan sonra masaya oturup Ornstein'n Bilin Psikolojisi'ni yeniden okumaya baladm. Niyetim, gerekte nasl dndmz, kafamzn nasl alt hakknda dnmekti.

    Ama sonu gelmedi. Ta elimden braktm. Akam yemekte babam yeni bir arabann motorunun nasl almas gerektiinden szediyordu. Her gn belli bir hzda srmek gerekiyormu, okuldan eve arabayla gidip gelmek bu i iin olduka uygunmu. "Bir iki hafta arabay alp ofise gitmemi istersen memnuniyetle yaparm" dedi, "Yeni bir arabann kap nnde bo durmas iyi deil."

    "Tamam, yle yapalm" dedim.Olan olmutu, surat aslmt. "Araba istemiyor

    san, bana syleyebilirdin.""Araba isteyip istemediimi bana hi sormadn ki."Surat iyice asld, sklm bir yumruk gibiydi.

    "Fazla kilometre yapmad. Herhalde satc geri alr. Tabii, eski fiyatndan deil. Artk yeni diye satamazlar."

    "ok sama, bu da nereden kt byle" dedi annem.

    28

  • "Seneye arabas olmazsa, Eyalet niversitesinden eve nasl gidip gelecek Owen? Otobsle gitse, yalnzca gidii bile bir saat srer. Tanr akna Jim, imdiden arabayla yatp kalkmasn bekleyemezsin! Arabayla iyerine gitmek istiyorsan git. Nasl olsa gelecek yl tepe tepe kullanacaz arabay!"

    Gayet iyi oldu. Annem, son derece akll bir insandr. Babama bana araba armaan etmesinin apak nedenini, babamn kendi gerekesini, hatrlatmt. Eyalet niversitesi ehrimizin br ucunda, oturduumuz yere yaklak on be kilometre uzaklktayd. Derslere yetimek iin kesinlikle bir araba gerekecekti bana. Tek bir sorun vard. Ben o niversiteye deil, bir koleje gitmek istiyordum.

    Ama konuyu ap, "Ya bir koleje gidersem, ne olacak?" deseydim her eyi yine yzme gzme bulatracaktm. Bir yerine iki tartma konusu kacakt. nk Eyalet niversitesine gitmemi kesinkes isteyen annemdi. Gerekten bunu kafasna koymutu. niversiteye orada gitmi, babamla orada tanm, evlenecei zaman da nc snftan ayrlmt. En iyi arkada Beverley'yi kzlar birliinden tanyordu. Okulu iyi bilirdi. Gvenli bir yerdi. Oysa benim gitmek istediim okullar gvenli deildi. ok da uzaktaydlar, neden onlar tercih ettiimi anlamyordu. Bir sr komnist, radikal ve en- tellektel doluydu oralar.

    Eyalet niversitesinin yansra MIT'ye, Kaliforniya Teknike ve Princeton'a bavurmutum. Burs formlarn

    29

  • Babam doldurmu, bavuru cretlerini de demiti. Formlar mthiti, hepsi drt nsha hazrlanm, muhasebeci babam bunlar drst ve ak bir biimde doldurmaktan ok byk bir zevk almt, bavuru cretlerine de pek sesini karmad; byk, zor hedeflere ynelmemden kendine gurur payesi biiyordu. Herhalde brodaki arkadalarna Princeton'a bavurduumdan da szetmitir. Gurur duyulacak bir eydi bu, hele bir de oraya gitmezsem. Ama bildiim kadaryla, bu konuda anneme hibir ey sylemedi, annemse zaten ikimize de bir ey dememiti. Doksan dolarlk bavuru cretini sokaa atacaksak ne ala, varsn atalm. Ama olu Eyalet niversitesine gidecekti.

    ok pratik bir nedeni vard. Son derece de geerli bir neden. Beni o okullara gndermeye paralar yetmezdi.

    Hibir ey sylemedim. Syleyemedim. enem kilitlenmiti. Deminden beri azmn iinde geveleyip durduum rostoyu bile yutamadm. Boazmda lif lif, koca bir yumru, ylece kalakaldm. Lokmam ineyemiyordum. Azmn iinde teki tarafa geirip zerine biraz st itim, uzun bir sre inedikten sonra yutmay baarabildim. Uzun sren yemek nihayet bitmiti. Ev devlerimi yapmak iin odama ktm.

    Olmuyordu ite. Ne diye alacaktm ki? Ne iin? Ders almasam da Eyalet niversitesine gidebilirdim. Ders almadan Eyalet niversitesini bitirirdim belki de. Hatta devam edip bir muhasebeci, bir vergi memuru ya da bir matematik retmeni olur, hi ders alma

    30

  • dan, hi dnmeden de baarl ve saygdeer biri olarak evlenir, bir aile kurar, yalanp lebilirdim. Neden olmasn? Pek ok insan byle yapyordu. Kendini farkl biri mi zannediyorsun, Griffiths?

    Odamdaki kitaplara tahamml edemiyordum, onlardan nefret ediyordum. Aaya inip, hala azmn iinde hissettiim o et parasnn hayaletiyle, "Ben biraz arabayla dolaacam" dedim ve dar kp yeni arabama atladm. Pazar gnnden beri anahtarlar zerinde brakmtm. Babam bile farketmemiti. ki gn iinde alnmas iten bile deildi. Keke alnsayd. Konta altrp sokaktan aa doru ar ar srdm arabay. Motorunu ayordum.

    kinci sokan ucundan Field'lerin evini getim.Evet, o gece pek aklmn bamda olmadn, ger

    ekten de snr biraz atm, imdi hissediyorum. Arabasna tutkun sradan bir Amerikal gencin, houna giden bir kzla tantnda yapt eylerin aynsn yapmtm. Arabay durdurdum, geri geri gidip Field'lerin evinin nne park ettim; n tarafa gidip kapy aldktan sonra Bayan Field'e, "Natalie evde mi?" diye sordum.

    "alyor.""Bir dakikalna onu grebilir miyim?""Kendisine soraym."Bayan Field, bizimkilerden daha yal, ho bir ka

    dnd. Yz ifadesi tpk Natalieninki gibiydi, ama daha

    31

  • gzeldi. Belki Natalie de ellisine gelince byle gzel grnecekti. Biraz anm, dere yatanda cilalanm bir granit paras gibi. Bayan Field, ne canayakn ne de ters davrand, sevinmi ya da umursamaz bir hali de yoktu. Sakindi. Salt gerei vurguluyordu. Yana ekildi - hala yamur yayordu- beni hole ald; baka bir ey sormad, doru yukar gitti. karken Natalie'nin altn duyabiliyordum. Keman olmal, diye dndm. Field'lerin evi bizimkinden daha byk ve eski, duvarlar daha kaln olmasna ramen, duyduum ses muhteemdi. Talarn zerinden aan bir dere gibi o perdeden bu perdeye atlayan, kocaman, tatl, sert, koan bir sesti bu -aniden durdu. Ben durdurmutum.

    Bayan Field'in yukarda, "Griffiths'lerin olu geldi," dediini duydum. Bizi daha ok geen bahar Yardmsevenler Demei iin annemin ona musallat olmasndan dolay tanyordu, planlama toplants iin bizim evimize gelmiti.

    Natalie merdivenlerden indi. Yz ask, salar darmadankt. Yaklak Neptn'n yrngesine denk bir uzaklktan "Aa, merhaba Owen" dedi bana.

    "almana engel olduum iin zr dilerim," dedim. "Ziyan yok, hayrola?"

    Yeni arabamla biraz gezelim mi diye soracaktm, ama soramadm. Onun yerine, "Bilmiyorum" dedim.

    Ve o rosto paras boazmdan kp, bir kez daha azmn iini doldurdu.

    Bu uzun, rktc sessizlikten sonra bana bakp,

    32

  • "Bir terslik mi var?" diye sordu.

    Bam salladm."Hasta msn?"

    Hasta deilim der gibi bam salladm. Bam sallamam durumu bir para daha akla kavuturmu gibiydi. "Canm skkn. Bizimkilerle ilgili bir ey ite. Ciddi bir ey yok. Ama ben. Konumak istiyordum. Ama ey. Bir trl olmad."

    Biraz arm gibiydi. "Bir bardak st ier misin?" diye sordu.

    "Yeni yemek yedim.""Papatya ay ier misin?" diye sordu."Zahmet etme" dedim."eri gel.""Sizi rahatsz etmek istemem. Dinle. alrken otu

    rup seni dinleyebilir miyim? Yoksa ok mu rahatsz etmi olurum?"

    Bir an duraksad, ardndan, "Yo hayr. Gerekten dinlemek ister misin? Skcdr" dedi.

    Birlikte mutfaa gittik, ok garip bir ay verdi bana, sonra onun odasna ktk. Ne odayd ama. Field'lerin evinin btn duvarlar koyu renkteydi; Bayan Field gibi sakin ve arbal bir havas vard, odalarn tm de biraz bo grnyordu; ama bu oda en bo olanyd. zglerine dek tarazlanm bir ark hals, ya da ite buna ne derseniz, yle bir hal vard ierde, renkleri seilemeyecek durumdayd; ayrca byk bir piyano, nota seh

    33

  • pas, bir de iskemle. Pencerelerin altnda nota katlarndan oluan bir yn duruyordu. Halnn zerine oturdum. "Sen iskemleye ge, ben ayakta alrm" dedi.

    "Byle iyiyim.""Peki" dedi. "Bach'tan bir ka para bu. Haftaya bir

    deneme kayd doldurmam gerekiyor." Piyanonun zerinden kemann ald, kemanclarn yapt gibi garip bir ekilde enesinin altna yerletirdi -ancak o zaman, aletin boyutundan, keman deil, viyola olduunu anladm- yayn reineyle yaladktan sonra, sehpann zerindeki notalara bakt ve almaya balad.

    O bildiimiz konserlere pek benzemiyordu. Bir kere oda bir hayli yksek ve botu, bylelikle kan sesler insann kemiklerini titretecek denli grltl ve sert oluyordu. (Daha sonra Natalie almak iin kusursuz bir oda olduunu, nk btn hatalarn duyabildiini sylemiti.) Yzn buruturuyor, ou zaman bir eyler mrldanyordu. Ayn paray defalarca alp durdu. Eve girdiimde duyduum o atrtl blm on - on be kere tekrarlam olmalyd; bazen paray srdryor, tekrar ayn yere dnp batan alyordu. Ve her seferinde de bir para farkl kyordu. Sonunda ayn tny yakalayp iki kez tekrarlad. Bu kez olmutu. Kald yerden devam etti. Btn partisyonu yeniden aldnda, o blm seferinde de ayn biimde kotarmt. Evet, ite bu kadar.

    Mzik ile dnmenin birbirine bu kadar benzedii

    34

  • daha nce hi aklma gelmemiti. Aslnda mziin de dnmenin bir baka biimi olduu ya da dnmenin, mziin bir baka biimi olduu sylenebilir.

    Bilim adamlarnn ne kadar sabrl olmas gerektiinden, bilimsel almalarn yzde 99'unun skc ve ar tempoya, yinelemelere, dzene, tekrar tekrar snamaya bal olduundan szedilir hep. Gerekten de yledir. Geen yl ok iyi bir biyoloji retmenim vard, Bayan Capswell; ikinci smestrde okul bittikten sonra laboratuvarda birlikte baz deneyler yapmtk. Bakteriler zerine alyorduk. imdi Natalie de ayn eyi viyola zerinde yapyordu. Hereyin doru olmas artt. Ama herey doru bir biimde yapldktan sonra da ne olaca kesin olarak bilinmiyor, bunu ortaya karmak size dyordu. Bayan Capswell ile birlikte geen yl Science dergisinde yaymlanan bir deneyin doruluunu snamaya alyorduk. Natalie de, iki yz elli yl nce Almanya'da bir kilise ayinine Bach'n aktard eyin doruluunu snamaya alyordu. Asln sorarsanz, ancak tam doru ekilde ald zaman, belki doruluu ortaya kacakt.

    Bunu anlayabilmek belki de o gn bama gelen en nemli ey idi.

    Yaklak krk dakikalk bir altrmadan sonra, olduka hzl bir blme geti, bir sre didindikten sonra sinirlendi, tellerden GIIIRRRR diye bir ses karp brakt. Ardndan o da halnn zerine oturdu ve konutuk. Mzik ve dnme zerine aklma gelenleri an

    35

  • lattm, ok houna gitti; sonra, bir bilimadamnn duygularn dncesinden uzak tutmas gerektiini, halbuki mzikte ikisinin de ayn ey olduunu syledi. Bu bana pek doru gibi gelmedi, gelgelelim bilimde neler olup bittiini zemedik. Bayan Capswell ile birlikte yaptmz almalardan ve ne kadar houma gittiinden sz ettim ona, nk srf dncelerle ilgilenmemi olduu gibi kabul eden ilk insan o idi. Birlikte laboratuvarda alrken belki de yaammda ilk kez kendimi bir yabanc gibi tedirgin, ya da sahte hissetmemitim. te o zaman, ne kadar abalarsam abalayaym dadnk, popler biri, u ya da bu topluluun bir yesi olamayacam anladm; artk abalamay bir yana brakabilirdim. Ama Bayan Capswell o yaz baka bir okula tayin olmutu, gz smestri iin geri dndmde, okul bir bakma eskisinden de ktlemiti, nk artk onun bir paras olabilmek iin yrtnmyordum bile, ondan geriye hi bir ey kalmamt. O akam Natalie'ye bunlar anlatmadm tabii. Ama bir para okuldan, evreye uymaktan, farkl olmann neden bu kadar zor olduundan sz ettik. Ona gre, nmze konan tek seenek, teki insanlar gibi olmak ya da teki insanlarn olmamz istedii gibi olmakt. Ya uyacaktn ya da boyun eecektin. Bunun zerine sz arabaya, niversiteye ve anne babama getirdim. Hepsini dinledi, arabayla ilgili olay gayet iyi anlyor, ama niversite sorununa pek anlam veremiyordu. "yi gzel de, ait olduun yere gitmekten vazgeip istemediin bir okula gitmeyeceksin ya? Yani neden byle yapasn ki?" dedi.

    36

  • "Benden byle yapmam istiyorlar da ondan.""Ama yanl eyi istiyorlar, yle deil mi?"

    "Bilmiyorum. Para sorunu da var tabii."

    "Bir sr burs var, borlanabilirsin de."

    "Ama rekabet de ok fazla."Hafiften alay eder gibi, "Bana m anlatyorsun!"

    dedi. "O zaman sen de gir rekabete. Tek yapacan ey aba gstermek, yle deil mi?"

    Sorularna karlk vermek zordu. Ama bizimkilerinkinden ok farkl biimde. Onlara karlk vermek zordu, nk hi bir zaman asl konuya geemezdiniz; Natalie'ye karlk vermem zordu nk asl konuya nce o geiyordu. Yine de hi olmazsa beni azmdaki o et paras hayaletiyle uramak zorunda brakmamt. Annesi o garip ayn baka bir trn getirdi, biraz daha konutuk, ortada bir konu falan yoktu, ylesine iki arkada gibi sohbet ettik; saat on buukta, biraz daha almak isteyeceini dnerek kalktm, daha nce gnde saat almak zorunda olduunu sylemiti. Sokaklarda biraz arabayla dolatktan sonra eve dnp yattm. Gerekten ok yorulmutum. Yz kilometre yrm gibiydim. Ama sis dalmt. Doru yatp hemen uykuya daldm.

    * * *

    37

  • Btn bunlar, anlattm gibi, Kasmn yirmibeinde olmutu. O gnden ylbana kadar Natalie Field'i ok daha yakndan tandm. Olduka iyi anlayorduk. Ne zaman biraraya gelsek konumaya balyor, srdrebildiimiz yere kadar deliler gibi konuuyor, konuuyorduk. Uzun sohbetler pek sk olmuyordu, nk gerekten ok meguld. Okul k haftann be gn ders veriyor, Cumartesileri de bir mzik okulunda kk ocuklara Orff Yntemi ad verilen bir eyi retiyordu. Geceleri almalarna devam ediyor, Pazarlar bir oda orkestrasnda provalara katlp alyor ve kiliseye gidiyordu. Bay Field son derece dindar biriydi. Hayr, szm geri alyorum. Bay Field sk sk kiliseye giden biriydi. Dindar biri olup olmadn bilmiyorum. Natalie dini-btn bir kzd, belki bu zellik babasndan gemiti, gelgelelim kiliseyi hi sevmiyordu. Ama yine de gidiyordu. Uzun uzadya dnm, kendisinden ok babas iin nemli olduuna karar vermiti; o evde yaad srece bu kurala uyacakt. Bu tr eyleri dnp zmlemiti. Bazen kiliseye gittii iin kendine ierler, ama bu yzden, benim araba konusunda yaptm gibi, ierlemesine gmlp durmadan sylenip hayflanmazd. nce ordaki aptal rahibe verip veritirmi, daha sonra ne yapmas gerekiyorsa yerine getirmiti. ncelikleri ak seikti.

    Yaknda onsekizine girecekti, benden bykt. Bizim yamzda, zellikle kzlar psikolojik olarak erkeklerden daha abuk olgunlat iin, bu ok byk fark yaratabilir. Ama bizim iin hi nemli olmad. ok iyi

    38

  • anlayorduk. imdiye dek tandklarm iinde konuabileceim, sohbet edebileceim ilk insand o. Konutuka anlatlacak eyler daha da artyordu, ikimizin de son ders saati botu, gezip tozuyor, onun ders verme saati gelene dek konuuyorduk; bazen akamlar evine gidiyordum, ondan sonra Noel tatili geldi.

    Sanrm, onun profesyonel bir kemanc olabilmek iin almadn ancak Noel tatilinde kefetmitim. Viyola, keman ve piyano alyordu ama aslnda bir besteci olmak istiyordu. Mzik okullarna girip daha sonra geimini salamak zere ders vermek ya da bir orkestrada yer alabilmek iin bu enstrmanlar almasn renmiti. Ama btn bunlar asl gayesine ulamak iin birer arat. Bunu ortaya karmak biraz zor oldu, bu konudan sz etmeye ekiniyordu. Annesinden baka birine bundan sz edip etmediine emin deilim. almaya oturduunda zgveni yle yerine geliyor, yle gereki biri oluyordu ki balarda zgveninin, bilgisinin olmad, hrsla kendini adad ama kuku duyduu koca bir alan rtmeye altn farkedemedim. Bu konudan sz amak ona ok g geliyordu. Ne var ki, tm yaamnn odakland ey buydu.

    Bir keresinde, "Hi kadn besteci yok" demiti. Noel tatiliydi, birbirimizi sk sk grebiliyorduk. O gn parkta gezintiye kmtk. ehrimizdeki en gzel ey, o kocaman park, upuzun patikalaryla o koru idi. Bayan Field'in Orville adl yavru beki kpeini dolatrmaya kmtk. Yamur yayordu.

    39

  • Biliyorum, Pekin cinsi olmas gerekirdi, ama aslnda bu bir beki kpeiydi ite.

    "Hi kadn besteci yok mu? Bir ka tane olmas gerekir" dedim. Varm, ama pek fazla deilmi. Fazla olsa bile bunu bilemezmisin. nk opera besteleseler sahnelenmez, senfoni yaratsalar icra edilmezmi. "Ama yaptlar iyi olsa, yani gerekten iyi olsa, herhalde icra edilirdi. Daha tam birinci snf bir yapt ortaya kmad" dedi.

    "Neden kmam?" Dnnce insana garip geliyor. Popler mzikte pek ok kadn besteci var imdi, ou tr mzikte ark syleyenlerin yars daima kadn olmutur; her neyse, mzik erkeksi bir ey gibi deil, insanca bir ey gibi grnyor.

    "Neden kmadn bilmiyorum. Belki ilerde nedenini kendim anlarm" dedi, olduka ciddi bir ifadeyle. "Ama sanrm nyargyla falan ilgili bir ey bu. Tpk az nce bana anlattn u kendini gerekletiren bilmem ne gibi."

    "Kendini gerekletiren ngr m?""Evet. Herkes yapamazsn deyince sen de inanyor

    sun. Edebiyatta da byle olmu; ta bir sr kadn bunlar dinlemekten usanp, kadnlar roman falan yazamaz diye tutturan erkekleri artk yerin dibine batracak denli byk romanlar yazana dek. Asl sorun, nc snf erkeklerin elde ettiine eriebilmek iin kadnlarn kesinlikle birinci snf iler yapmak zorunda olmalar. ok tuhaf. Galiba u senin dzleyici dediin eyin ayns bu."

    40

  • Onunla konua konua, kendime gre bir kuram gelitirmitim, beni bu kadar toplum d yapan eyin ne olduuyla ilgili bir kuramd bu. Neden insanlar sporda ya da politikada baar kazanm birini kahraman ilan ederken, dnmesini iyi beceren birini hor grp ona kzyorlar? Kafadaki dnceler dorudan doruya para ya da iktidara ynelirse, o kii yine kahraman oluveriyor. Aydn kartl bunun btn deil, bir paras gibi grnyor. Hereyi ykp tek bir dzeyde eitlemek, herkesin karncalar gibi ayn olduu bir dzeyde; ben buna, "dzleme" diyorum; geri bu gnlerde sekin kartl gibi cafcafl ya da demokrasi gibi yersiz, zerinde enikonu kafa yormaya girimeden aza alnmamas gereken szler kullanlyor ya olsun.

    "Erkek oven dzleyicileri mi kastediyorsun?" diye sordum.

    "Evet, isabet buyurdun." Orville patikadan dnmt, karn yere deen gebe bir inek gibi kotura kotura zerime geldi. Kot pantolonumun her yerini amur iinde brakt, sonra onunkini de bir gzel kirletti.

    Ona, "Ne tr mzikler bestelemek istiyorsun?" diye sordum.

    Anlatmaya alt, ama bunu size aktaramam; dorusu yarsn bile anlayabilmi deildim. Yani, tonal srann tam olarak neyi ifade ettiini bilmiyorsanz, tonal sralarla ilgili kuramlarn aksayan ynlerini aklayan birini de anlayamazsnz. Hem sze karp aklamasn yarda kesmek de istemiyordum; onun iin byle bir

    41

  • eyi anlatmak hi de kolay deil, yine de fena halde anlatmak istiyordu. Mzikte dzen ve insancllktan, mekanik ve rastlantsal mzikten szetti; sanki biraz anlyordum ama ada mzii bilmediimden tr anladmdan emin deildim. Baz yerlerini karabiliyordum; ada psikologlarn makine ile zdeletirme -insanlarn dnyay ve kendilerini birer makine olarak dnmesi- hakknda yazdklarna temelde ok yaknd. izofrenler sk sk bu duyguya kaplr. altrlmalar iin bir enerji kaynana filerini sokmak gerekir; komutlarn da Ana Bilgisayardan alrlar. O kitaplar okurken, elektronik enstrmanlar, mikrofonlar, konsollor, bir sahne dolusu kablolaryla konser veren baz rock gruplar geldi aklma; salondaki izleyiciler duygusal olarak filerini onlara takar; bunlarn hepsi de elektrik santraline ulaan tek bir kabloya baldr. Kim izofrenlerin deli olduklarn iddia edebilir ki?

    Natalie'nin gerekletirmek istedii ey de bu yoldayd -mzii, makinelere olan bamllndan kurtarmak; ancak makine demekle byk senfoni orkestralarn ve byk opera yapmlarn kastediyordu. te yandan, santuru elinde, zenti bir Kentucky ivesi ile bir folk arkcsnn "sadeliine" dnmeyi anlamyordu. Karmakln yce sanatn can damar olduunu, ancak bunun yapm aamasndaki aralarda deil mziin iinde bulunmas gerektiini sylyordu. Ben de bunun elli milyon dolarlk bir atom hzlandrcs yerine, Einstein gibi her eyi bir kat kalemle kafasnn iinde zmlemeye benzediini syledim; hzlandrclar temiz

    42

  • i karr, ama Einstein ok daha salam, hem daha ucuza patlar. Bu gerekten houna gitti. Arkamza dndk, gne km, yamuru yiyen orman kristal gibi parldyordu; onun evine gittik, bestelerinden birini benim iin piyanoda ald.

    Parann piyano iin deil, yayl alglar ls iin bestelendiini syledi; sonra, arada keman partisyonundan baz blmleri kendi syledi. Pek yle karmak ya da g bir blme benzemiyordu; mziin sertletii yerlerde srekli yinelenen, ya da para para geri gelen, ok ho, ksa bir ezgi vard. alarken ok gergin ve tedirgindi, kendinden gemiti. Parann sonunda -tular rten kapa gm diye kapatt ve "Sonunu hepten yanl aldm" dedi. Artk ders vermeye gitmesi gerekiyordu

    Natalie Field'i tarif etmek olduka zor. Galiba herhangi birini tarif etmek de bu kadar zordur. Ne var ki, teybe onun hakknda sylediklerimi daktiloda temize ekerken, korkarm, onu pek havalara karmm gibi geliyor. Ama galiba konuurken, zaman zaman ikimiz de yle oluyorduk. nk bizim iin nemli olan konular ilk kez konuuyor, hi kimseye anlatamayacamz eylerden sz ediyorduk; dolaysyla hepsi szgeten gemeden fkryor gibiydi. Kesinlikle iradesi gl, kendine yeten, olduka kesin kararl bir kz idi. Gelgelelim deliler gibi alyordu -alt yanda kendi kendine piyano rendii, bylece ailesini artk ona bir retmen tutmak zorunda brakt gnden beri, bunca zaman, tek bir ey

    43

  • zerinde, mzik zerinde almt, bu yzden de baka konularda hala toy ve olduka deneyimsizdi. Szgelimi, doru drst sinemaya bile gitmemiti. Onu bir Woody Ailen filmine gtrdm, hani u adamn elloyu pencereden att filme, o kadar ok gld ki hastalanacan sandm. Hele ben aklabanlk yaparken o glmesi yok muydu; glmek istiyordu, glmeye ihtiyac vard. Maymun taklidi yaptm m ii bitirirdim, buna hi direnci yoktu. Babas be kar suratyla, tutucu biriydi; annesi ise her daim sakin ve arbalyd; ablalarnn ikisi de evlenip evden ayrlmlard. Natalie mzik alyor, mzik dersi veriyor, mzik temrinlerini srdryor, mzik besteliyor, mzik dlyordu. Ben ortaya kana dek yaamnda ona komik, gln gelebilecek hibir ey yoktu. imdi anlyorum ki, benim ona ne kadar ihtiyacm varsa, onun da bana o kadar ihtiyac vard.

    Ama ben hereyi yzme gzme bulatrdm. nceliklerimi yanl hesaplamtm nk.

    Ama ondan nce, kumsalda geirdiimiz o gn anlatacam. Gzel bir gnd.

    Ylbandan bir gn nceydi. Yamurlar durmu, hava souk ama berrak, kprtszd. Kn ortasyd. Sabah erkenden uyandmda, gne dalarn ardndan karak ykselmi, koyu mavi gkyzne klarn sayordu. Natalie'nin btn gn bo olduunu biliyordum, nk rencilerinden bir ksm tatilde ders almyorlard. Onu aradm ve yeni arabayla deniz kysna gitmeyi kararlatrdk.

    44

  • Bayan Field'e gre bunda bir saknca yoktu. Anladam kadaryla, beni sakncal bulmuyordu. Kzlarna gz diken delikanllar hakknda kutsal kitabn dsturlarndan hi sapmayan Bay Field -adam mteahhitti- ise alyordu ve akam altdan nce evde olmuyordu. O saate dek dnm olacaktk, bilmedii eyler onu hibir ekilde yaralamazd. Bizimkiler iin hava hotu. Bir arkadamla birlikte ky boyunca arabayla dolaacam biliyorlard, o kadar. Annem, bir arkadam, herhangi bir arkadam, olduu iin seviniyordu; babam da bir eyler, arabayla ilgili bir eyler, yaptm iin memnundu. Anlayacanz herkes mutluydu; sabah dokuzda Natalie'nin hazrlad yiyecek torbasyla birlikte yola ktk.

    Ky boyunca yz elli kilometre, sonra da gitmek istediim Yeim Kumsal'na on be kilometre vard. ki byk burnun arasnda yer alan bir koydu buras; fazla rzgar almazd, yazn bile kalabalk olmazd. Kn ise hepten sszd, kimseler uramazd. Ky boyundaki da yolu biraz karlyd, arabay ok yava sryordum, o yzden kumsala ancak le vakti varabildik. Hava prl prld, tek bir bulut grnmyordu. Ardarda gelen yksek beyaz dalgalarla dolu Pasifik Okyanusu laciverde alyordu. Hava souk olmasna souktu ama kumsaldaki tek esinti, dalgalarn beraberinde getirdii esintiydi. Dalgalarn sratt sular saf kaya tuzlar gibi vuruyordu. Bir sre hareket edince ceketini kartabiliyordu insan. Biz de yle yaptk. Uzunca bir sre dalgalarn kyya ulaan s kalntlar arasnda aylak aylak

    45

  • dolatk, gidebildiimiz kadar gittik. Su buz gibiydi, ama ilk oku atlattktan sonra baya iyi geldi, ayaklarmz uyumu gibiydi. Boynuma kadar suya girmitim, Natalie'nin de belinden aas srlsklam olmutu. Dnte, denizin getirdii irice bir ktn oluturduu kuru bir kovuk grdk, oraya yerletik, stmz kurutmak ve yemek yemek iin ate yaktk. Karnmz tkabasa doyurduk, bir sr ey yedik. Natalie, piknik torbasn hazrlarken hibir eyi esirgememiti. e sandvilerle baladk, ka tane vard bilmiyorum ama bir trl sonu gelmiyordu; ayrca muz, bir portakal, iki elma yedim. imdeki o genlik cokusu, o masum sevin olmasa bu kadar muzu yiyemezdim herhalde. Dorusunu isterseniz, Natalie gibi son derece akl banda bir kzn maymun taklidine neden direnemediini bilmiyorum. Takdir grmek dehann kams derler; o leden sonra, muzlarn yardmyla maymun taklidim kesinlikle en byk baarsn elde etmiti.

    Kayalara trmanp aaya talar attk, sonra kumdan bir kale yaptk. Daha sonra da dnp atei yaktk; hava soumaya balamt, ykselen denizin kalemize ar ar yaklamasn izledik, konutuk. Sorunlardan, anne babalarmzdan, otomobillerden veya tutkulardan szetmedik. Yaam zerine konutuk. Yaamn anlam nedir diye sorular sormann bir yarar olmadna karar verdik; nk yaam bir yant deil, bir sorudur ve yaamn yant siz, kendinizsinizdir. Deniz yanbamza, on metre berimize gelmiti ve giderek yaklayordu. Gkyz denizin stn rtm, gne ar ar bat

    46

  • yordu. Hava soumutu, ve o an benim yaammn doruk noktasyd.

    nceden de oldu yce anlarm. Bir kez geceleyin parkta yrrken, yamur altnda, gzn. Bir kez l ortasnda, yldzlar altnda, ekseni zerinde dnen yeryuvarna dndm gn. Kimileyin dnrken, sadece dnp tartarken olup biteni. Ama hep yalnz. Kendi bama. Bu kez yalnz deildim. Yce da banda bir arkada vard yanmda. Birey yok, hibirey yok bundan stn. mrmce grmesem de bir daha, eh diyebilirim yine de, bir kez orada bulundum.

    Konuurken, bir yandan kumlar kartryor, oturduumuz yerin evresinde yeim ve akik talar aryorduk. Natalie, siyah dz bir ta buldu, kusursuz bir oval eklindeydi, kumlarla anm, cilalanmt. Ben de mercee benzer, sarl beyazl bir akik buldum; gne nlar iinden geiyordu. Natalie siyah ta bana verdi, ben de akii verdim ona.

    Eve dnerken arabada uyuyakald. Harika bir eydi bu. Gnbatmnda sarp tepelerden usul usul iner gibiydik. Arabay ok dikkatlice, ses karmadan, ustalkla kullanyordum.

    Dndmzde saat yediyi geiyordu. Kumsalda zaman unutmutuk. Arabadan kt, rzgarn etkisiyle hala sersem, hala mahmur grnyordu. "ok gzel bir gnd, Owen" dedi ve glmseyerek evine girdi.

    47

  • Field'ler Ylba iin ehirdna gitmilerdi; okul balayana dek Natalie'yi gremedim. Onunla birlikte otobs bekliyordum. Orada oyalanrken, "Umarm eve ge dndn diye baban bir ey dememitir" dedim Natalie'ye. "Aman, bover" dedi. Sonra Ornstein'n kitabndan szettik; beynin mzie ayrlm sessiz yarsyla ilgili aklamalar epey ilgisini ekmiti.

    Bu aksilik yznden kendimden baka birini sulamam gerekse, herhalde o kii Natalie'nin babas olacakt.

    "Aman, bover" derken babasnn bir ekilde sylendiini sezdirmiti; bundan sz etmek istemiyordu, unutalm gitsin daha iyi diyordu. Peki ama sylenecek ne vard bunda? Kumsala gitmi, bir eyler yemi, bir akik ta bulduktan sonra eve dnmt. Kt bir ey miydi bu? Gnah myd? Hem Bay Field aklndan neler geirmiti ki?

    Aklndan ne geirdii gn gibi ortadayd.Bizim aklmzdan geen eylerin onun iin hibir

    nemi yoktu. Genleri bilirsiniz. Hepsi haz peinde, o kadar.

    Her neyse, Bay Field'in takntlar yznden yozlam deildim. Zaten nceden yozlamam olsam bunlar aklma bile getirmezdim. ok garip bir szck bu

    48

  • deil mi, yozlama? Szlmde anlamn yle aklyor: "Doasndaki iyi nitelikleri sonradan yitirmek..." Bu szc kullanrken anlatmak istediim de buydu ite. Niteliksiz bir ekilde dnmeye balamtm.

    nsanlarn konumalar, yaklam birok filmin, kitabn, reklamlarn, ister bilimadam isterse pazarlamac olsun, her trl cinsellik mhendisinin szleri size bunun ne olduunu bildirir, hepsi de ayn eyi syler: Kadn Art Erkek, Eittir Cinsellik. Baka bir ey yok. Denklemde bilinmeyenlere de yer yok. Bilinmeyenleri kim ne yapsn ki?

    Hele bir de daha cinsellii hi yaamamsanz, bilinmeyen ite budur. nne gelen size, hayatta nemli olan tek eyin bu olduunu, tekilerin hi nemi olmadn syler gibidir ve eer srekli cinsel ilikide bulunmuyorsanz ya iktidarsz ya da frijitsiniz demektir; bir ka yl iinde kanserden lp gitmeniz iten bile deildir.

    Ben de dnmeye baladm, ben ne yapyordum? Diyeceim, her an bu kzla birlikteydim, koca bir gn onunla kumsalda geiriyordum; biri kp da "Ee, neler oldu olum?" dese, "O bana siyah bir ta verdi, ben de ona bir akik verdim" diye karlk verecektim. Hadi yaa? Vay be!

    Sizin anlayacanz, benim ne dndm deil, bakalarnn ne dneceini dnmeye balamtm.

    Aklamas zor, aslnda daha baka eyler vard

    49

  • iin iinde. Elbette olacakt. Bir kzla, bir kadnla olmak - Natalie bir kadnd- heyecan verici bir eydi. Kulaa aptalca geliyor, isterseniz dalga geebilirsiniz, ama doru szck buydu ite. Bedensel, zihinsel ve tinsel olarak heyecan verici.

    Ama herkes gibi, hatta Freud'un da dedii gibi, bunun ad Ak olmal diye dndm. Asl nemli olan cinsellik diyor herkes; gelgelelim bir gorilden bir para daha uygar durumdaysanz, bunun ad Ak oluyor. Cinsel iliki, ak olunca kalktnz bir ey deil; cannz cinsel iliki istediinde ise buna ak yapmak adn veriyorsunuz. sterseniz dimacunu reklamlarna, sigara ilanlarna, porno ve sanat filmlerine, pop arklarna bakn, ya da Bay Field'e sorun. nemli olan tek ey vardr olum. Tek bir ey.

    Dolaysyla, bundan sonraki bulumamz tmyle farkl oldu. Natalie'ye ak olduuma karar vermitim. Yo hayr, Natalie'ye ak olmamtm; ltfen dikkat edin, byle bir ey sylemedim. Ona ak olduuma karar vermitim.

    Beyin ve zihin zerine yazlar yazan, beynin nyle arkas arasndaki farklardan ok, sayla solu arasndaki farklarla ilgilenen baz insanlara gre, zavall arka beynin canna okuyan n loblarn btn ipleri eline almasnn bir rneiydi bu. Canna okunmu aydnlar buna eilimliydi ite. Yani en azndan benim gibi geri zekal, kafas kark aydnlar.

    lk balarda pek sorun kmad, nk bir hayli kor

    50

  • kaka davranyordum. Natalie ile birlikte olmadm anlar, ona ak olma dncesiyle geiriyordum. Oysa onun yannda olduumda btn- bunlar unutuyordum; eskiden olduu gibi durup dinlenmeden konuuyorduk.

    Konutuumuz tek ey gelecekle ilgili planlarmzd; lise sonda son smestre gelmi renciler iin son derece doal bir konuydu bu. O kesin kararn vermiti. Bu yaz Tanglewood'a gidecek, Douda teki mzisyenlerle, ona yardm elini uzatacak profesyonellerle tanacak, tabii teki ocuklarla da rekabete girecekti, evet aynen byle demiti -rekabete girmeye, tekilerin karsnda kendini snamaya can atyordu. Sonbaharda buraya dnecek, bir yl boyunca para biriktirebilmek iin mzik okulunda sabahtan akama kadar ders verecek, besteler yapp alacak, Eyalet niversitesinde verilen ileri derecedeki teori ve armoni derslerine devam edecekti. renmesi gereken eyleri retecek biri olduunu sylyordu; o hocayla geen yl yaz okulunda birlikte almlard. Daha sonra kendi biriktirdii para ve alaca bursla New York'taki Eastman Mzik Okulu'na gidecek, "abasna dedii yere kadar" orada bir takm bestecilerle birlikte alacakt. Ayn nedenle ben de MIT'ye gitmek istiyordum: En ok ilgilendiim alanda, Fizyolojik Psikoloji dalnda alan biri vard orada. Gerekten tuhaf eylerden sz ediyorduk; bana bestecileri, bestecilerin yapmaya alt eyleri anlatyor, ben de ona bilincin ne olduunu aklamaya alyordum. Ama tmyle farkl iki konunun nasl olup da biraraya gelebildiini, birbirleriyle ne kadar balantl olduklarn

    51

  • grmek artcyd. Dncelerin en gzel yan, srekli bunu yinelemeleriydi.

    Nisan aynda Belediye Orkestras byk kiliselerden birinde konser verecekti; Natalie'nin yaptn programlarna almlard. Bana, yle nemli bir ey olmadn sylemiti. nk orkestra efini tanyordu, amatr kemanclarn uyumlu bir ekilde almalarn salayacak deneyimli birine ihtiyalar olduunda, bu ii o stlenirmi; ama gene de besteleri ilk kez seyirci karsnda icra edilecekti. Beste yapmak sanatlarn en kts, diyordu; iin onda dokuzu torpille halloluyordu. Bir takm insanlar tanmak gerekiyordu, yoksa besteleriniz asla alnmazd. Bu konuda ayaklar yere deiyordu; "Charles Ives oyunu"na gelmeyeceini syledi. Ives, bestelerini yapt gnlerde bunlarn alndn pek duyamamt; bir keye oturup bestelerini yazm, sonra da bir kutunun iine atvermiti; sigortaclk falan gibi bir ite almt. Natalie byle bir eyi onaylamyordu. Eserlerimin alnmas, iimin bir paras, diyordu. Aslnda pek tutarl saylmazd. ki ilah vard, bunlardan Schubert en yce yaptlarndan pek ounu dinleyememiti; Emily Bronte, kzkardei Charlotte iirlerini yaynlatt, dahas okuduu iin, onu asla balamamt. Nisan aynda icra edilecek parann szleri Emily Bronte'nin iirlerinden alnmt.

    Rzgarl Bayr, Natalie'nin en sevdii kitapt; Bronte ailesi hakknda birok ey biliyordu; bu drt dahi ocuk, bundan yz elli yl nce ngiltere'de krlarn ortasnda

    52

  • ku umaz kervan gemez bir kyde, bir papaz evinde yaamlard. Kesine ekilmek diye buna derim! Natalie'nin bana verdii bir yaamyks kitabn okumutum. Ben de yalnz olduumu dnr dururdum, oysa imdi o drt ocua kyasla, yaammn insan ilikilerinden oluan bir cmb olduunu farkediyordum. Ama onlar da birbirlerine destek olmulard. nsan asl rkten, o zavall erkek kardelerinin, ailenin biricik olunun, buna dayanamayp datmas -kendini alkole, uyuturucuya vermi, lm de bundan olmu. Erkek olduu iin btn aile ondan ok ey beklemi. Kz olduklar iin kendilerinden hibir ey beklenmeyen hanmlar da oturup Jane Eyre, Rzgarl Bayr gibi kitaplar yazmlar. nsan dndryor. Ne de olsa, vermek istediimden daha azmi bekleyen bir anne babam olduu iin belki de o kadar talihsiz saylmazdm. Belki de bir erkek olarak dnyaya gelmek hi de o kadar kt bir ltuf deildi.

    Bronte kardeler, yllar boyunca kendi uydurduklar bir takm lkeler hakknda ykler, iirler yazmlard. Haritalar, savalar, servenler falan. Charlotte ile Branwall "Angria"y, Emily ile Anne de "Gondal" yaratmlard. Emily, veremden leceini anlaynca btn Gondal yklerini yakm, ama Charlotte'un zoruyla iirlerine dokunmamt. Hepsi okuma yazma renmi, yllar boyunca varolmayan lkeler hakknda uzun, kapsaml serven romanlar yazarak kendilerini yetitirmilerdi. Bir an ok geirmitim. nk on iki ile on alt yalar arasnda ben de ayn eyleri yapmtm, ama

    53

  • benim yazdklarm gstereceim bir ablam yoktu.Yarattm lkeye Thorn adn vermitim. Haritala

    rn falan izmitim, ama oturup bu lkeyle ilgili ykler kaleme almamtm. Onun yerine bitki rtsn, hayvanlarn, yeryz yapsn ve kentlerini betimlemi; nasl geindiklerini, ekonomisini, ynetim tarzn ve tarihinin taslan karmtm. On iki yamdayken bir krallk olarak balad; ama on be - on alt yama bastmda bir tr zgrlk sosyalist ynetim biimine dnmt; ben de kollar svayp mutlakiyetten sosyalizme nasl getiklerini, teki uluslarla ilikilerinin tarihini karmtm. Rusya, in ya da Amerika Birleik Devletleri ile pek dostane ilikileri yoktu. Aslnda sadece svire, sve ve San Marino Cumhuriyeti ile ticaret yapyorlard. Thorn, Gney Atlantik'teki bir ada zerine kurulmu ok kk bir lkeydi; bir ucundan tekine yalnzca yz kilometre uzunluunda ve her yerden alabildiine uzakt. Her zaman rzgar eserdi Thorn lkesinde. Kylar sarp ve kayalkt. Gemiler pek nadir yanaabilirdi bu kylara; Eski Yunanllar ya da Fenikeliler eskiden bu lkeyi kefetmi ve Atlantis efsanesinin domasna neden olmular; ama, 1810 ylma dek yeniden kefedilmeden kalmt. Hala, kastl olarak, byk gemilerin yanaaca bir liman ya da uaklarn inebilecei bir pist ina etmemilerdi. Bereket versin ki, epeyce ufak ve yoksul bir lkeydi; Byk Gler daha kendi nfuzlarn buraya tayp bir roket ssne dntrmeye tenezzl etmemilerdi. Kendi haline brakmlard. Drt yl boyunca vaktimin ounu Thorn'la geirmitim. Ama bir yldan

    54

  • uzun bir sredir geri dnemedim; btn bunlar ok eskide kalm ocukluklar gibi geliyordu. Yine de oray dndm zaman, denizin zerindeki sarp uurumlar, o geni otlaklarn zerinde esen rzgar, gney sahilinde granit ve sedirden yaplaryla uultulu tepelerden Antarktik Okyanusu ile Gney Kutbuna bakan o en sevdiim kenti, Barren kentini grebiliyorum.

    Thorn Tarihi'nin blmlerini bulup Natalie'ye gsterdim. Gerekten ok beendi. "Mziklerini ben besteleyebilirim, hi mziklerinden szetmemisin" dedi.

    "Hepsi nefesli alglar" dedim muzipe."Pekala" dedi, "bir nefesli alglar belisi. Klarinet

    olmasn. Thorn iin fazla hznl. Flt, obua, fagot.. korno? Korangle? Trombon? Evet, trombonlar olsun..." Dalga gemiyordu. Thorn lkesine nefesli alglar belisi iin bir beste yapt.

    Natalie'nin planlarndaki kesinlik bana da geti. Zaten bulac bir eydi. Elimden ne gelir, ne yaparm diye ciddi ciddi dnmeye baladm. Tbba m ynelecektim, yoksa biyolojiyi seip biyoloji ile psikolojinin birletii alanlarda m alacaktm, ya da dorudan doruya psikolojiye mi dalacaktm? Btn bilimler beni bylyordu. Hepsi birbiriyle bantl idi; ama insan hepsini birarada renemez, boa krek ekmi olurdu. Sorun ie nereden balamak gerektiiydi. Dnceleri tartmaya elverili salam bir bilgi temeli nerede ina edilmeliydi? Hi de yle alakgnll bir tutku deildi bu. Ama yntemli bir biimde stne dlrse, ok cretkar bir

    55

  • tutkunun da ie yarayabileceini renmitim Natalie'den.

    Tasarlarmzdan, mzik ve bilimden, Thorn ve Gondal'dan, btn bunlardan sz etmek harika bir duyguydu. Arasra bana Thorn Belisinin yeni bitmi blmlerinden paralar alyordu. Yoksullar yararna yaplan satlardan birinden, bir dolara atn ald eski bir korneti vard. Yanaklarn kzartp, gzlerini prtlete prtlete alar, ald temay bana dinlettirmeye alrd. Okul orkestrasnda, ikinci snfta bir yl kornet almtm, btn mzik kariyerim bundan ibaretti; ama ben de onun kadar iyi alabilirdim. Aleti elimize alp grgr getik; her trl cazrty, zart zurt seslerini karyorduk. Ona ayakst "Capri Adas"n alverdim, yani yle byle aldm saylr. Bir keresinde, Cumartesi gn arabamla onu mzik okulundaki iine yetitirdim; ocuklara Orff Yntemini gsterirken izledim, mthi bir eydi. Herkesin elinde bir ksilofon, kampana ya da tahta' paralar vard. Alt yandaki on drt ocuk hep birden almaya balaynca, bir anda Mick Jagger gibi havaya girdiler. ocuklarn mzik teorisini buradan kaptklarnda srar ediyordu. Bundan elde ettiklerinin en ok iyi vakit geirme olduunu, bir sre byle devam ederlerse iitme bozukluklar bagsterebileceini syledim ona. Eve dnerken yolda kzarm patates yiyip stl meyva suyu itik; evine geldiimizde babas oradayd.

    Bana merhaba falan demedi. Kzma merhaba dedikten sonra bana bakt.

    56

  • Yzm kzarm, suratmda bir srtma peydah olmutu, ayamn altna alp ezmek istediim bir srtma. te o anda, Natalie'ye ak olduumu anmsadm. Babasna da, ona da bir ey syleyemedim. Huzursuzdum, gerilmitim; ok gemeden, akn daha kolay ve rahat olduu evime doru yollandm.

    Bu olaydan sonraki bir iki hafta iinde Natalie'yi ya da drt kez grdm. Bu sefer hi de eskisi kadar ho olmamt. Bir sr eyi merak edip duruyordum; baka bir erkek arkada var myd, gelecekle ilgili planlarnn yannda erkeklerle ilikisi nasl olacakt, bu konuda benim iin ne dnyordu? Tabii bunlarn hibirini sormaya cesaret edemezdim. Bir keresinde epey yaklamtm, Orville'i gezdirmeye kmtk. "Sence insanlar ileriyle ak birarada yrtebilirler mi?" diye sordum. Sorum, azmdan kar kmaz, idam edilmi birinin cesedi gibi, havada kalmt. Tastamam u ev dergilerinde sorulan sorulara benzemiti. "Elbette yrtebilirler" dedikten sonra beni tuhaf tuhaf szd. O srada Orville yolda Danimarka cinsi dev bir kpekle karlam, hayvan ldrp yemeye kalkmt. Onlarla urarken, bu aptalca soru da geitirilmiti. Ama ben hala huysuz ve somurtuk bir ekilde bekliyordum. Eve yaklarken Natalie zlemle, "Neden artk hi maymun taklidi yapmyorsun?" diye sordu.

    Bu soru gerekten koymutu bana. Eve dndmde canm bir hayli skknd. O kz bir anda kollarmn arasna alp perken, "Seni seviyorum!" demek istiyor

    57

  • dum; ama o elimdeki muz kabuunun iindeki bitleri ayklarken havalara sramam bekliyordu benden.

    Toparlanp kendime ekidzen verdim. Bu kadar arkadaa ve drst davranmas gcme gidiyordu; o anda salarn ykad zaman nasl olacan dnmeye baladm, ipek gibi parlak, yumuackt; teni de bembeyaz, przsz olmalyd. ok gemeden onu tekrar etten kemikten, gizemli bir diiye, zalim bir gzele, arzu dolu ama dokunulmaz bir tanraya, artk aklma ne estiyse ona dntrverdim. Artk benim ilk ve biricik arkadam, en iyi arkadam gitmi, yerine arzuladm ve nefret ettiim bir kz gelmiti. Onu arzuladm iin nefret ediyordum; arzuluyordum, nk ondan nefret ediyordum.

    ubatta tekrar arabayla deniz kenarma gittik.Washington'un doumgnnn kutland hafta

    her zaman muhteem geer. Yamurlar dinmitir, gne artk daha ok str. Aalarda tomurcuklar boy atar, ilk iekler aar. Baharn ilk haftasdr, ilk haftas olduu iin de bir bakma en iyisidir, nk ok ksa srer.

    Herkes o haftay iple eker; ben de nceden planm yapmtm. Mzik okulunda onun yerine bakacak birini buldum ve derslerini ertelettim; artk Cumartesi gn Yeim Kumsal'na gidebilecektik. Babas bir aksilik karsa bile umurumda deildi. Bu meseleyle Natalie uraacakt. Artk yetikin saylrdk, baz eyleri babasndan izin almadan yapmay renmeliydi. Babasndan sz asa ona tastamam byle syleyecektim; ama yle

    58

  • yapmad. Bu geziye pek yle sevinmi grnmyordu, ama galiba benim bunu ok istediimi biliyordu, onun iin bir dostun yapacan yapt, isteimi yerine getirdi.

    Sabah on bir civarnda kumsala geldiimizde deniz ekilmiti, istiridye toplayan baz insanlar vard. Bu kez kotlarmzn altna ortlarmz giymitik; gene dalgalarla oynadk, ama bu kez ok farklyd. Kumlarn zerinde alak bir sis vard, youn ve souk deildi, hava inciden yaplm gibi donuklayordu; dalgalar usul usul sessizce krlyor, bir d gibi dzenli bir ekilde insan hipnotize edercesine, uzun mavi-yeil izgiler halinde birbirlerinin zerine dyorlard. Yanyana durmadk, ayrldk, dalgalarn arasnda ar ar yrdk. Bam kaldrdmda Natalie'nin kumsaldan olduka uzaklatn grdm; beyaz dalgalarn iinde ayayla kpkler srata srata yryordu. Biraz kamburunu kartm, elleri ceplerinde geziniyor; o sisli kumsalla puslu denizin ortasnda bir hayli ufak ve narin grnyordu.

    Sular yaknlara gelmeye balaynca istiridye toplayanlar gitti. Yaklak bir saat sonra Natalie gezintisinden dnmt. Salar birbirine karm, durmadan burnunu ekiyordu. Deniz havas yznden burnu akmaya balamt, yanmzda hi kat mendil getirmemitik. Annesi gibi, uzak ve huzurlu bakyordu. Birka tane ta toplamt; hani slakken ok gzel grnen, ama kuruduklarnda hibir eye benzemeyen talardan. "Hadi bireyler yiyelim, kurt gibi acktm" dedi.

    59

  • Atei geen geliimizde yaktmz yere, denizden gelen byk ktn yanndaki kuytuya yakmtk yine. Natalie atein bana oturdu. Ben de onun yanma oturdum. Kolumu omuzlarna koydum. Derken kalbim mthi bir ekilde kt kt atmaya balad, bam dnyordu, kendimden gemitim, onu kollarmda sk sk tutup ptm. ptk, nefes alamyordum. Aslnda onu bu ekilde kucaklamak niyetinde deildim. Onu pp "Seni seviyorum" demek, sonra konumak, sevgiden sz etmek istiyordum, o kadar. Bundan te bir ey dnmemitim. Bama ne geleceini bilmiyordum, hani kocaman derin bir dalga sizi alr yutar, aalara eker de ne yzer ne de nefes alabilirsiniz; artk yapabileceiniz hibir ey yoktur, hibir ey.

    O dalgann bana arptn anlamt. Galiba bu onu korkutmu, ama kendini kaptrmamt. nk bir sre sonra kendini kurtard, geri ekildi ve yanmdan uzaklat. Ama hala elimi tutuyordu, boulmak zere olduumu grmt.

    "Owen" dedi, "hey Owen, bir tanem, Owen yapma."nk hkryordum. Aladmdan m yoksa ne

    fes alamadm iin miydi, bilemiyorum.Yava yava kendimi toparladm. O kadar ok sar

    slmtm ki henz utan duymuyordum; teki eline uzandm, kumlarn iinde diz kmtk, yzlerimiz birbirine dnkt, ona bakp, "Natalie, neden benimle... artk ocuk deiliz... yoksa bunu..."

    "Hayr istemiyorum, istemiyorum Owen. Seni sevi

    60

  • yorum. Ama bu doru olmaz" dedi bana.Ahlaki doruluktan szetmiyordu. Mzik ya da d

    ncelerin doru, berrak bir ekilde kmasn kastediyordu. Belki bu da ahlaki dorulukla ayn eydir, bilemiyorum.

    "Seni seviyorum" diyen oydu, ben deildim. Ben bunu hibir zaman sylemedim ona.

    Titreye titreye daha nce sylediklerimi syleyip - elimde deildi- onu kendime doru ektim. Aniden gzleri aydnland, ters ters bakp kendini benden kurtard ve ayaa dikildi. "Hayr!" dedi. "Seninle byle bir ilikiye girmek istemiyorum'. Bunun stesinden geliriz sanmtm, ama gelemiyormuuz demek. Bu kadar. Hepsi bu. Birlikte yaadklarmz yetmiyorsa, o zaman unut gitsin. nk aramzda olan ite bu. Sen de biliyorsun! Bu da ok ey demek! Ama sana yetmiyorsa, steleme. Unut gitsin!" Sonra dnp, gzyalar iinde kumsal boyunca yryerek uzaklat.

    Uzunca bir sre orada oturdum. Ate snmt. Kuzeydeki tepelerin yamacnda, gelgitin getirdii su birikintilerinin orada, bir kayarm zerinde oturduunu grene dek, ky boyunca kumsaldaki dalgalarn hizasnda yrdm.

    Burnu kpkrmzyd, bacaklar souktan diken diken olmutu; deniz kabuklaryla kapl bir kayaya yaslanmt, kire gibi beyaz ve incecik grnyordu.

    "Byk akayn altnda bir yenge var"dedi.

    61

  • Bir sre gelgitin doldurduu sulara baktk. Sonra ona, "Ackm olmalsn, ben acktm" dedim. Ky boyunca deniz kpklerini izleyerek eski yerimize dndk ve ate yaktk. Pantolonlarmz giyip bir eyler attrdk. Bu sefer ok birey yemedik. Konumuyorduk. Artk ikimiz de ne diyeceimizi bilmiyorduk. Aklmdan binlerce ey geiyor, ama hibirini syleyemiyordum.

    Yemekten sonra hemen yola koyulduk.Kydaki dalarn doruuna yaklamken, syle

    mek zorunda olduumu sandm bir ey geldi aklma. "Biliyor musun, bir erkek iin ok farkl bu" dedim.

    "yle mi?" dedi, "Belki yledir, bilmiyorum. Karar sen vereceksin."

    te o anda kanm bama srad, "Ne karar? Sen kararn oktan vermisin bile" dedim

    Uzun uzun szd beni. Uzak grnyordu. Hibir ey sylemedi.

    fke btn benliimi kaplamt; o krc, alayc ses tonumla, "Bu her zaman kadnlarn ayrcal galiba, yle deil mi?" diye sordum.

    "nsanlar gerek seimlerini birlikte yaparlar" dedi. Sesi her zamankinden daha alak, daha clzd. Gzlerini krparak karsndaki manzaray seyrediyormu gibi baklarn evirdi.

    Ben de nme dndm, dikkatimi yola vermitim. Konumadan bir yz kilometre gittik, evine geldiimizde yine o clz sesiyle, "Hoakal Owen" dedi, arabadan

    62

  • inip evine gitti.Bunu anmsyorum. Ama ondan sonra olan hibir

    eyi anmsamyorum. Ta ertesi Salya dek hibir eyi.

    Buna zel hafza kayb ad veriliyormu; kazalardan, ciddi yaralanmalardan, doumlardan vs. sonra ok sk rastlanan bir olaym. Bu yzden bama gelenleri size aktaramayacam. Tahminimce yle olmutu: Ar bozulmutum, saat daha drt buuk olduu iin eve gitmek iimden gelmemiti, herhalde yalnz kalp dnmek iin arabayla dolamaya devam etmitim.

    Kentin batsndaki iki banliy kasabas arasnda dik bir kavak vard. Neden oraya gittiimi bilmiyorum, galiba gittii yere kadar giderim diye dnmtm; ama nasl olmusa o kavaktan fazla hzl dnmtm.

    Arkamdaki araba, arampole dp devrildiimi grm ve yardm armt. Cankurtaran falan ite, darda soukta ylece kalakalmm. nk ciddi bir beyin sarsnts geirmiim, bir omuzum da km, sonradan morarmaya yz tutan bir sr yara bere olumu. Dediklerine gre ok anslymm, nk araba parampara olmu.

    Bu esnada beni ehir hastanesine yetitirmiler, ancak bir gn sonra eve dnebilmiim.

    Annemin yanbamda oturup Jason'un iki kere ara

    63

  • dn, Natalie Field'in uradn sylemesi dnda hastaneyi hi anmsamyorum. "Ne kadar gzel bir kzm" demiti annem. Her ey son derece doal grnyordu bana, ama hibiri ilgimi ekmiyordu. O sis artk tam anlamyla zerime reklenmiti. inde yapayalnzdm, darda baka bireyin ya da birinin olup olmadn bile bilmiyordum. Hibir eyin nemi yoktu. Bunun nedeni geirdiim beyin sarsntsyd elbette. Ama tek nedeni bu deildi.

    Tm bunlar babamn dnyasn altst etmiti. Bir kere, yabanc biri telefon edip, "Olunuz hastanede, ciddi bir sarsnt geiriyor, byk bir olaslkla beyni hasar grm" diyordu; Cumartesi akamst televizyondaki man tam ortasnda olacak ey miydi bu. Neyse ki ocuun iyileeceini rendikten sonra ii rahat etmi, kranla dolmutu. Daha araba enkaznn ektirme cretini demesi gerekiyordu. Bu srada arabadan bir hayr gelmeyeceini de anlayacakt. Ve kars ona, "Owen'a birey olmam ya, araba kimin umurunda!" deyip hngr hngr alayacakt. Araba elbette umurundayd; olup bitenden sonra bunu kendi bile nasl kabul edecekti? Hem, olunun arabay devirmeden bir ke bile dnmeyi beceremedii gereini nasl kabul edebilirdi? lmedii iin oluna minnet duymas gerekirdi. Duyuyordu da. Ama olunu kendi elleriyle ldrmek istedii anlar da oluyordu. imdi olunun yanma gelmi, merak etmemesini sylyor; zaten araba sigortalym, hi dert etmesinmi. Yalnz sigorta bedelini almak biraz uzun srebilirmi, ama bundan sonra sigorta masraf epey ykl olacak

    64

  • m, onun iin en iyisi arabay hemen deitirmeye kalkmamak gerekirmi. Olu da yatt yerden, "Evet, tabii, en iyisi bu" diyor ona.

    Birka hafta evde kalmam gerekiyordu; grme bozukluu devam ettii srece en dorusunun bu olacan sylemiti doktorumuz. ok canskcyd, ift grdm iin kitap bile okuyamyordum, ama kimin umurundayd. Canm kitap okumak falan istemiyordu ki.

    Natalie, galiba kazadan sonraki Cuma gn bir kez uramt. Annem yukar gelip haber verdi, bense kimseyi grmek istemediimi syledim. Natalie bir daha gelmedi. Hafta sonu Jason ile Mickey uradlar; oturup fkra falan anlattlar. Onlara kazayla ilgili hibir ey anlatamadm iin dkrklna uradlar.

    Okula dndkten sonra Natalie'den uzak durmakta hi glk ekmedim. ok ykl bir program olduu iin, onunla bulumak teden beri hi kolay olmuyordu. Yemee ge gidip, iki buuk civarnda otobs duranda grnmedim mi tamamd. Ona hi rastlamadm.

    Neden byle davrandm, neden onu grmek istemediimi size aklayabilmem gerekirdi, ama aklayamyorum ite. Birtakm eyler ak, sanrm. Utanyordum falan. Ayrca darlm, ylgnla uramtm herhalde. Btn gerekelerim ve duygularm bunlard, aslnda pek fazla akl yrtmyor, bir ey de hissetmiyordum ya. Artk hibir ey o kadar nemli grnmyordu. Asl nemli olan, acdan uzak durmak gibi geliyordu. Grmenin bir yarar yoktu. Yalnzdm. Zaten

    65

  • her zaman yalnzdm. Bir sre onunla birlikteyken yalnz deilmiim gibi davranmtm, ama yleydim. Ve sonunda bunu ona da kantlam, tekiler gibi Natalie'yi de bana srt evirmeye mecbur etmitim. Gerekten nemi yoktu bunun. Yalnz mydm, pekala o zaman rol yapacama bunu kabullenirdim daha iyiydi. Byle bir topluma uyum salayamam biriydim. Birinin benden holanmasn beklemek aptallkt. Hem benim neyimden holanacaklard ki? Koca beynimden mi? Sarsntya uram u gsterili, koca beynimden mi? Beyinden kimse holanmaz. Beyin ok irkin bir ey. Kimileri, tereyanda kzarm beyinden holanrm, ama bundan holanan bir Amerikalya pek rastlanmaz.

    Kafama uyan biricik yer aslnda Thorn idi. Bizim anladmz trden bir devlet yoktu Thorn lkesinde; inalarn isterlerse katlabilecei kurumlar vard; bunlardan birine Okul ad veriliyordu. ehirden uzakta en yksek dalarn birinde ina edilmiti. Muazzam bir ktphanesi, laboratuvarlar, her trl temel bilimsel malzemeleri ve bir sr alma odas vard. nsanlar buraya gelip derslere girer ya da ders verirlerdi; hangisi daha iyi olacaksa yle. Ve insanlar, tercihlerine gre, tek bana ya da ekip halinde aratrma yaparlard. Gece olunca, canlar isterse, byk bir salonda, bir sr minenin banda toplanr; kaltm, tarih, uyku aratrmalar, polimerler ve Evrenin ya gibi konulardan szederlerdi. Bir atein bandaki sylei hoa gitmediyse, o zaman tekine geerdi insanlar. Thorn lkesinde geceler daima souktur. Da eteklerinde sis yoktur, ama rzgarlar

    66

  • srekli eser.Ne var ki benim iin Thorn lkesi geride kalmt.

    Oraya dnemezdim. Memlekete dnemezdim. Sonunda kendi durumuma gereki bir gzle bakmay baardm. Bitirmem gereken bir okul vard; sonra Eyalet niversitesi, sonra u sonra bu falan filan. stesinden gelebilirdim. Aslnda sandmdan daha glydm. Fazlasyla gl. elik gibiydim. Hurdaya dnm bir arabann iinden sa kmay baarmtm ite. Okulu bitirmem, Eyalet niversitesine girip bir i bulmam ve elli yl daha yaamam iin hibir neden gremiyordum; ama sanrm program byleydi. elikten biri ancak programlanan eyleri yapar.

    Aslnda durumu hi de o kadar iyi tarif edemiyorum. Baz eyleri durmadan atlamam, nasl syleyeceimi bilememem, dnmek bile istememem, asl korkutucu olan buydu. Haftalarca, her sabah uyandmda, geceleri yatamdayken, buna dayanamayp alamak istedim. Dayanabildim ve alayamadm. Alanacak hibir ey yoktu ortada.

    Yaplacak birey de yoktu ya. iki kez denemitim. Bir kere Natalie ile, bir kere de arabayla. Ama ikisi de ie yaramad. leri deitirmek mmkn deildi. Gene ayn noktada kalakalmtm. Biriyle arkada olamyorsam, eyvallah der bunu sineye ekerdim. Dalgnlkla arabay uurumdan yuvarlayp kendimi ldrmeyi becerememi miydim, eh ne yapalm, o zaman da yaamaya alrdm. Zaten ikisi de birbirinden aptalca giriimler ol

    67

  • mutu ya.

    Annemin benim iin endielendiini hissediyordum, ama bu beni pek rahatsz etmiyordu. Benden istedii eyler, (1) hayatta kalmam, (2) normal biri olmamd. Hayattaydm, benden istedii hereyi yerine getiriyordum. Bu tutumum beni normalletirmese de, en azndan elli yllk iyi bir normalleme taklidi yaratmas gerekirdi. Ayrca benden (3) mutlu olmam istiyordu, ama apkadan bu tavan karmam olacak i deildi. lgnca eyler yapmadm hi, surat asp ksmedim, az dalana girmedim, kendimi uyuturuculara kaptrmadm, annemin breklerini kurabiyelerini yememezlik etmedim, Amerikan Komnist Partisi'ne de katlmadm. ounlukla odamdan kmadan kendimi dinledim, bunu da zaten teden beri yapyordum. Dolaysyla, o kadar da mutsuz olmadm tahmin ediyordu annem; gelip geici bir ruh haliydi bu, ama Natalie Field ile bir ilgisi olduunu da sezinliyordu. Daha nce sylediim gibi, annem olduka akll biridir. Ama btn bunlar, byrken ilk genlik aknda ekilen aclar gzyle, son derece normal eyler olarak grlebilirdi.

    Benden ne beklediini bilmeyen babam, annemden daha ok kayglanyordu, ama iin iyzn sezinleyip sezinlemediini bilmiyordum. Bunu, benimle konuma biiminden kardm. Belirsiz ve resmi biimde konuuyordu. Ne syleyeceini armt. Ben de ona ne diyeceimi bilemiyordum. Bu konuda ikimizin de elinden birey gelmiyordu. Ama zaten artk neyin nemi kal

    68

  • mt ki?

    Yaptm tek ey bol bol dua girmek oluyordu. Grl grl akan suyun altnda, buhar ve sisin iinde insan gerekten yalnz kalabiliyor. Ayrca Mike ve Jason ile sk sk sinemaya gidiyordum. Bazen sinemaya giderken babamn arabasn dn alyordum. En ksa zamanda yeniden araba kullanmaya balamamn nemli olduuna karar vermitik babamla, bylece rkeklii zerimden atm olacaktm. lk birka denemem -ne benim iin ne de onun iin- kolay gemi saylmazd; ama ilerleme kaydediyordum (hafza kaybnn seici olmas belki de bu yzden), bu da babam iin bir umut olmutu. Belki de Owen hepten batm deil. Ne de olsa bir sr yeniyetme ocuk arabalarn arpyordu. Hem bu da handiyse erkeklie zg bir eydi.

    te yandan beceremediim tek ey ev devleriydi. Hi mi hi anlam yoktu. Skldm bir derste, bir iki laf edip retmenlerin gzn boyayarak her zaman durumu idare etmeyi baaryordum, ama imdi aldm matematik dersinden bile sklyordum; stelik insan matematikte bir iki laf edip durumu geitiremiyordu da. Evde ders hazrlama iine son vermitim, snavlara da girmiyordum. leri matematik dersinde ok fazla renci yoktu; retmen durumu farkedip bana bir eyler sylemeye alm, bense "Evet" deyip bir eyler gevelemitim azmda. retmenin elinden hibir ey gelmezdi. teki derslerde ise benim iyi bir renci olduumu yle kanksamlard ki artk farkna bile varmadlar;

    69

  • snfta olduum srece benim her zamanki kii olduumu zannediyorlard. Hem okulu yle fazla astm da yoktu. Ama asabilirdim, nk okul beni lgna eviriyordu; snflarda habire birbirleriyle konuan insanlarn, yanlarndan geerken insan szmeleri falan deildi nedeni, ama orada yapacak ne kalmt ki? Evde kalsam annem hep oradayd, btn gn de ehirde dolaamazdm ya.

    Derken Mart ay, Nisann ou geip gitti. Hepsi sis iinde. Sisler ve filmlerle.

    Birgn leden sonra, farkl bir yola dalm, okuldan eve yryordum. Birinci Katolik Kilisesini getim. Dndaki ilanda Cuma gecesi bir bahar konseri verilecei yazyordu. Soprano Leila Bone, Robert Schumann, Felix Mendelssohn, Antonio Vivaldi ve Natalie Field'in yaptlarn yorumlayacakt.

    Ne kadar gzel bir isim: Field*. Gkyznn altnda, yazn renklerini alm tepedeki bir tarlann ini-klarn grebiliyordum. Ya da kn, uzun gne nlarnn altnda koyu kahverengi glgelerin dt, uzun karkl bir tarlay.

    Bu beni ok yaralad. nanlmaz lde yaralad be

    * ngilizce "field" szc tarla anlamndadr, (.n.)

    70

  • ni, hem yle temiz bir yara da deildi; yars kskanlkt, kskanln en alak tr idi. Benim ne kadar alaldm bir yana, nasl bu kadar alak olabileceimi aklm almyordu; yine de yapamayacam eyler vard. Bunlardan biri de Natalie'nin bestelerinin ilk kez seyirci nnde icra edilecei o konsere gitmemekti.

    Kiliseyi arkada brakrken, oraya gitmek zorunda olduumu oktan anlamtm. Ancak oraya gitmek, yalnz gitmek, dncesi de tabii ki iimdeki yarann bir parasyd. Bir eylerin sonu gibi geliyordu bana. Yapmam gereken son anlaml ey buydu; bir zamanlar, her eyin bir anlam olduu gnlerden kalma bireydi bu. Sonrasnda yapacak hibir ey kalmayacakt. Sonsuza dek.

    Eve dndmde posta gelmiti. MIT renci kabul ileri dairesinden bir mektuptu bu. Annem, ucundan sarkan bir ey gibi konsolun stne brakmt. Odama gtrp okuduum son ey bu oldu. Okula kabul edildiim, bana tam bir burs verecekleri yazyordu iinde. En azndan bununla bir para gurur duymam ya da, nasl denir, kendimi temize karm gibi hissetmem gerekirdi; ama hi de yle olmad. Artk hibir eyin nemi yoktu. Verdikleri burs Massachusetts'e gidip, btn masraflar karlayarak orada yaamama kesinlikle yetmezdi; hem zaten oraya gidecek deildim ki. On gn iinde yant vermek zorundaydm, ama mektubu masann ekmecesine atp, bu ii unuttum. Yani gerekten unuttum. Artk hibir anlam ifade etmiyordu.

    Jason, Cuma gn bir gsteriye gitmemizi istiyordu;

    71

  • ona bizimkilerle bir eyler yapacam syledim, bizimkilere de Jason ile gsteriye gideceimizi syledim. Bunun gibi pek ok yalana bavuruyordum. Kimseye zarar olmayan, byk bir felakete yol amayacak aptalca yalanlar ite. Baz konularda doru sylemek yerine yalan kvrmak ok daha kolayd. Jason'a gsteriye falan gitmek istemediimi sylesem, benimle tartrd. Ona ya da bizimkilere kilisedeki konsere gideceimi syleseydim, bunu garip karlarlard; hem zaten her zaman garip eyler yapan tek insan olmaktan da bkm usanmtm. lana dikkatlice bakp Natalie'nin adn da fark edebilirlerdi, ama bu onlar ilgilendirmezdi ki. Hem Jason benimle gelmek de isteyebilirdi, nk can ylesine sklyordu ki yannda biri olduktan sonra her eyi yapmaya hazrd. Anlayacanz, yalan sylemek ok daha kolayd. Durmadan yalan sylediinizde, insanlar da ayn sisin iinde kayboluyor, sizi grp dokunamyorlard.

    Cuma gecesi oraya giderken kendimi ok tuhaf hissettim. Nisan sonuydu, o lk gecelerden biriydi, lk ve rzgarl; bahelerdeki btn iekler amt, yldzlarn nnde bulutlar uuuyordu. Kiliseye giderken bam dner gibi oldu. Daha nce yapt bir eyi yeniden yapyormu gibi gelir insana, bilir misiniz? Neyse, bu tam onun tersi bireydi. Haftann be gn, gnde iki kez yrdm sokaklar sanki daha nce hi grmemi gibiydim. Herey farklyd. Yabanc bir ehirde, akamn ge saatlerinde kendimi bir yabanc gibi hissediyordum. rktc bir duyguydu, ama baz ynlerden houma da gidiyordu. Yanndan getiim evlerin, arabalarn iinde

    72

  • ki insanlar ya bizim dilimizi bilmiyorlarsa, hepsi de benim bilmediim bir dilde konuuyorlarsa, ya buras gerekten daha nce hi grmediim yabanc bir kentse, ya aklm kardm iin btn hayatm burada geirdiimi sanyorsam diye dndm.

    Karmdaki nesnelere, aalara, evlere bir turist gzyle bakyordum ve gerekten bana yle grndler; bunlar hayatmda daha nce hi grmemitim. Rzgar srekli yzme arpp duruyordu.

    Kiliseye ulatm, insanlar ieriye giriyorlard; ok tedirgin ve diken stnde hissettim kendimi. Hrsz gibi ieri szldm. Grlmemek iin gerekirse drt ayak zerinde emekleyebilirdim. Kocaman, byk bir ksm ahap, eski bir kiliseydi buras; ierisi karanlk, bo ve olduka yksekti. Daha nce buraya hi gelmemitim, o yzden kendimi tmyle yabanc, dardan biri gibi hissetmem daha da kolaylamt. erde epeyce insan vard, ve daha da geliyorlard; ama ben hibirini tanmyordum. Natalie'nin nereye oturacan bilmiyordum, herhalde nde bir yerde olurdu; bu yzden gidip en arkadaki srann ucuna yerletim, insanlarn girdii yerin tam karsnda, bir stunun arkasnda, bulabildiim en cra keye oturdum. Ne grmek istiyordum, ne de grlmek. Yalnz kalmak istiyordum. Sima olarak tandm sadece iki kz vard, galiba Natalie'nin okuldan arkadaydlar. Salon azna kadar doldu, kilisede olduumuz iin hi kimse yksek sesle konumuyordu. Konumalar kumsaldaki denizin sesine benziyordu, koca

    73

  • man yumuack bir ses, ne ngilizce ne de baka bir eydi bu. Oturup teksirle oaltlm program okudum; bam dnyor, kendimi baka bir dnyadaym gibi hissediyordum - kopmutum, btnyle kopmutum.

    Programn en altnda arklar yer alyordu. Orkestra da baya iyiydi sanrm; kendimi verip dinlemedim, dncelerimin akna braktm, yzyor gibiydim, buna olanak verdii iin mzie de hafife kulak kabartyordum. Sonra ara verildi, ama ben yerimden ayrlmadm. Nihayet, arkc sahnenin nne gelip dikildi. Bir yayl alglar drtls kad