yabanci dİl olarak İngİlİzce ÖĞretİcİlerİnİn...
TRANSCRIPT
T. C. İstanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yabancı Diller Eğitimi Anabilim Dalı
İngiliz Dili Eğitimi Bölümü
Doktora Tezi
YABANCI DİL OLARAK İNGİLİZCE ÖĞRETİCİLERİNİN BEYİN UYUMLU ÖĞRENME İLKELERİ HAKKINDAKİ BİLGİLERİNİN VE
TUTUMLARININ ÖLÇÜLMESİ
Betül Tarhan 2502050074
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Necmettin Kamil SEVİL
İstanbul, 2009
T. C. İstanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yabancı Diller Eğitimi Anabilim Dalı
İngiliz Dili Eğitimi Bölümü
Doktora Tezi
YABANCI DİL OLARAK İNGİLİZCE ÖĞRETİCİLERİNİN BEYİN UYUMLU ÖĞRENME İLKELERİ HAKKINDAKİ BİLGİLERİNİN VE
TUTUMLARININ ÖLÇÜLMESİ
Betül Tarhan 2502050074
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Necmettin Kamil SEVİL
İstanbul, 2009
T. C. İstanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yabancı Diller Eğitimi Anabilim Dalı
İngiliz Dili Eğitimi Bölümü
Doktora Tezi
YABANCI DİL OLARAK İNGİLİZCE ÖĞRETİCİLERİNİN BEYİN UYUMLU ÖĞRENME İLKELERİ HAKKINDAKİ BİLGİLERİNİN
VE TUTUMLARININ ÖLÇÜLMESİ
Betül Tarhan 2502050074
tarafından hazırlanan bu çalışma / / 200 tarihinde aşağıdaki jüri
tarafından Oybirliği / Oyçokluğu ile kabul edilmiştir.
Başkan: Prof. Dr. Necmettin Kamil SEVİL (Danışman)
Üye: Prof. Dr. Tülin POLAT
Üye Doç. Dr. Alev BULUT
Üye: Yrd.Doç. Dr. Dilek İNAL
Üye: Yrd.Doç. Dr. Aybars ERÖZDEN
iii
ÖZ. . . . . . .
YABANCI DİL OLARAK İNGİLİZCE ÖĞRETİCİLERİNİN BEYİN UYUMLU ÖĞRENME İLKELERİ HAKKINDAKİ BİLGİLERİNİN VE
TUTUMLARININ ÖLÇÜLMESİ
Betül TARHAN
Öğrenen organın doğasına uygun öğretim yapabilme ilkelerinin belirlenmesi ile
beyin uyumlu öğrenme kuramı eğitim terminolojisinde yerini almıştır. Beyin uyumlu
öğrenme, öğrencinin fizyolojisini, ruhsal durumunu ve çevresini de kapsayarak daha
bütüncül bir bakış açısı sunar. Öğretmenlerin öğrenme sürecini kolaylaştırmak için
beynin nasıl çalıştığını bilmeleri ve buna uygun bir tutumla derslerini hazırlamaları
ve bilgi ve tutum bakımlarından bunu olanaklı kılan bir hazırbulunuşluk düzeyinde
olmaları önemlidir. Bu tez kapsamında gerçekleştirilen çalışmada, önce erişkin insan
beyni ve sinir hücrelerinin yapısı ile ilgili temel bilgiler Uygulamalı Dilbilim /
Yabancı Dil Öğretimi alanı içinde kabul edilebileceği biçimiyle verilmiş ve
“Yöntemler-Sonrası Çağ”ın geçerli ve tutarlı bir modeli olması bakımından beyin
uyumlu öğrenmenin yabancı dil (İngilizce) öğretimi içindeki önemi
değerlendirilmiştir. Bu temel değerlendirmenin ardından, İngilizce öğretmenlerinin
beyin uyumlu öğrenme ilkelerini uygulamaya tutum ve bilgi bakımlarından ne
dereceye kadar hazır bulunduklarını belirleyebilecek, geçerli ve güvenilir nitelikte,
Likert tipi tutum ve bilgi ölçekleri Anderson (1988)’deki ölçek geliştirme
maddelerine bağlı kalınarak oluşturulup geliştirilmiştir. Bu ölçekler İngilizce
öğretmenlerinin beyin uyumlu öğrenme hakkındaki bilgi ve tutumları arasındaki
yordayıcı ilişkiler örüntüsünü ortaya koymak amacıyla araştırmada uygulanmıştır.
İlişkisel tarama türünde olan bu araştırma, yabancı dil öğretimine ağırlıklı olarak yer
veren Anadolu Liselerinde 2008-2009 Güz yarıyılında gerçekleştirilmiş, araştırma
evreni İstanbul ili ile sınırlı tutulmuş ve bütüncül bir yaklaşım izlenerek İstanbul ili
içinde yer alan 79 Devlet Anadolu Lisesi bu kapsamda değerlendirilmiştir. Son
olarak, araştırma bulguları istatistik olarak değerlendirilmiş ve yorumlanarak kimi
öneriler getirilmesine çalışılmıştır.
Anahtar Sözcükler: beyin uyumlu öğrenme, beyin uyumlu yabancı dil öğrenme,
beyin uyumlu öğrenme tutum ve bilgi ölçeği
iv
ABSTRACT
SCALING THE KNOWLEDGE AND ATTITUDES OF TEACHERS OF ENGLISH AS A FOREIGN LANGUAGE IN RELATION TO THE
PRINCIPLES OF BRAIN-BASED LEARNING
Betül TARHAN
Along with the specification of the principles of teaching in accordance with the
nature of the organ that learns, the theory of brain compatible learning has taken its
unique place in the educational terminology. Brain compatible learning covers the
learner’s physiology, psychological state and environment and thus provides a more
holistic perspective. It is a major point that teachers get to know how brain works,
design their lessons in accordance with this, and be at a proper level of readiness in
respect of knowledge and attitude so that they can smooth the learning path for the
learners. At the start of this thesis, some basic facts are given on the nature of
neurons and adult human brain in a duely restricted way to be acceptable within the
scope of applied linguistics / foreign language teaching. The significance of brain
compatible learning in foreign language teaching (EFL in particular) is then
evaluated in respect of the tenet that it constitutes a valid and consistent model in the
“Post-Methods Era”. Following this evaluation, valid and reliable knowledge and
attitude scales of the Likert type are developed in lines with the steps in Anderson
(1988) so that it can be possible to measure the level of readiness of the English
teachers. These scales were applied to demostrate the interpretive relational patterns
between the English teachers’ knowledge of and attitudes for brain compatible
learning. The research of the relational screening type was carried out during the
2008 – 2009 autumn semester at Anatolian High-Schools, where an ample space is
spared in their curriculum for foreign language teaching. The research universe is
restricted to the province of Istanbul. Adopting some holistic approach, all the
English teachers in 79 Public Anatolian High-Schools were reached. The research
findings are statistically evaluated and a number of suggestions made.
Keywords: brain compatible learning, brain compatible foreign language learning,
brain compatible learning attitude and knowledge scales
v
ÖNSÖZ
Beyin, sahip olduğumuz en karmaşık organdır (Jensen, 2000a:11). Her ne
duyumluyorsak görme-duyma-hissetme-koklama bunları beyinden başka bir yerde
duyumlamıyoruz. Girdiler sadece beyinde anlam kazanıyor ve hatta sadece beyin ne
duyumlamışsak onları almaya ve yorumlamaya çalışıyor (Hart, 1975:3). İnsanların
nasıl davrandıklarını ve öğrendiklerini anlayabilmek için beynin nasıl işlediğini
anlamamızın gerekli olduğu söylenebilir. Bu bakımdan, öğretim yöntemlerinin de
beyin-uyumlu öğrenme ilkeleri doğrultusunda yeniden düzenlenmesi çok önemli
görünmektedir. Bu doktora tezi kapsamında yapılan çalışmada beyin-uyumlu
öğrenme ilkelerinden hareketle yabancı dil İngilizce öğretmenlerinin bu ilkeler
doğrultusunda derslerini düzenlemeye ve öğretim yapmaya hazır bulunuşlarını
ölçebilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı oluşturulmuş ve İstanbul İli Devlet
Anadolu Liselerinde gerçekleştirilen uygulamasının sonuçları tartışılmıştır.
Akademik olarak gelişmemdeki katkılarından ve bu çalışmanın gerçekleşmesi
sürecindeki değerini sözcüklerle anlatamayacağım emeklerinden, anlayışlarından ve
yüreklendirmelerinden dolayı İngiliz Dili ve Eğitimi Doktora Programının yürüten,
tez izleme jürilerimdeki yönlendirmeleriyle bu çalışmamda yol gösterenlerim olan
çok değerli hocalarım; Prof. Dr. Tülin Polat, Prof. Dr. Necmettin Kamil Sevil, Prof.
Dr. Nilüfer Tapan ve Doç. Dr. Alev Bulut’a sonsuz teşekkürlerimi öncelikle sunmayı
bir borç bilirim.
Tez danışmanım Prof. Dr. Necmettin Kamil Sevil’e bana güvendiği ve değerli
zamanını ayırdığı için çok teşekkür ederim.
Elit ölçek pilot uygulaması sırasında yardımlarını benden esirgemeyen Sayın Op. Dr.
Ahmet Pergel’e ve çok sevdiğim arkadaşım Seda Biryan Saraç’a teşekkürlerimi
sunarım.
Akademik hayatımın biçimlenmesinde çok önemli katkıları olan ve ne yazık ki
aramızdan zamansız ayrılan çok saygı ve sevgi duyduğum öğretmenim Sayın Güner
Çakacı’ya; lisans dönemimden bu yana yardımlarını benden esirgemeyen ve çok
vi
etkilendiğim Yrd. Doç. Dr. Dilek İnal’a, Yrd. Doç. Dr. Özlem Etuş’a sonsuz
teşekkürler.
Beni bugünlere kadar getiren çok sevgili annem Dilek Tarhan’a, çok sevgili babam
Mustafa Emir Tarhan’a ve çok sevgili kardeşim Birgül Tarhan’a özel olarak teşekkür
ederim; sizlere çok şey borçluyum…
Bu tez annem Dilek Tarhan, babam Mustafa Emir Tarhan, kardeşim Birgül Tarhan
ve çok saygı duyduğum değerli hocam Aybars Erözden’e ithaf edilmiştir.
Betül Tarhan
vii
İÇ İNDEKİLER
ÖZ....... ........................................................................................................................................İİİ
ABSTRACT................................................................................................................................ İV
ÖNSÖZ........................................................................................................................................ V
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................................... Vİİ
TABLOLAR LİSTESİ................................................................................................................. Xİ
GRAFİKLER LİSTESİ.............................................................................................................XXİİ
ÇİZİMLER LİSTESİ................................................................................................................XXİİİ
GİRİŞ............................................................................................................................................1
BÖLÜM I KURAMSAL ÇERÇEVE...........................................................................................20
1.1. Hücresel Yapılar — Beyindeki En Temel Birim .............................................................21
1.1.1. Nöronda Uyarılma ve İleti ......................................................................................24
1.1.2. Nörotransmiterler ...................................................................................................25
1.2. Beyin ..............................................................................................................................26
1.2.1. Arka Beyin Yapıları ................................................................................................27
1.2.1.1. Beyin Sapı .....................................................................................................28
1.2.1.2. Beyincik .........................................................................................................28
1.2.2. Orta Beyin ..............................................................................................................29
1.2.2.1. Orta Beyin Yapıları ........................................................................................30
1.2.2.1. Talamus .........................................................................................................30
1.2.2.2. Hipokampüs...................................................................................................31
1.2.2.3. Amigdala........................................................................................................32
1.2.3. Ön Beyin ................................................................................................................32
1.2.4. Beyin lobları ve işlevleri .........................................................................................34
1.3. Beyin ve Öğrenme .........................................................................................................38
1.3.1. Beyin Uyumlu Öğrenme.........................................................................................45
1.3.2. Beyin Uyumlu Öğrenme İlkeleri Bakımından Öğrenmede Duyguların Rolü..........50
1.3.3. Beyin Uyumlu Öğrenme İlkeleri Bakımından Öğrenmede Stres ve Tehditin Rolü 51
1.3.4. Beyin Uyumlu Öğrenme İlkeleri Bakımından Öğrenmede Hareketin Rolü............53
1.3.5. Beyin Uyumlu Öğrenme İlkeleri Bakımından Öğrenmede Ortamı Zenginleştirmenin Rolü.....................................................................................55
1.3.6. Beyin Uyumlu Öğrenmede Öğretmenin Rolü ........................................................56
1.3.7. Beyin Uyumlu Öğrenmede Belleğin Rolü ..............................................................57
1.3.7.1. Kısa Süreli Bellek...........................................................................................58
1.3.7.1.1. Duyusal Bellek.......................................................................................58
1.3.7.1.2. Çalışan Bellek........................................................................................60
viii
1.3.7.2. Uzun Süreli Bellek .........................................................................................60
1.3.7.3. Bellek ve Şemalar..........................................................................................62
1.3.8. Beyin Uyumlu Öğrenme ile İlgili Yanlış Değerlendirmeler.....................................65
BÖLÜM II BEYİN-UYUMLU YABANCI DİL ÖĞRETİMİNİN MODELLENDİRİLMESİ .............69
2.1. Beyin-Uyumlu Yabancı Dil Öğretimi ..............................................................................72
2.1.1. Yabancı Dil Öğretiminde Yöntemler Çağı..............................................................73
2.1.2. Yabancı Dil Öğretiminde Yöntemler-Sonrası Çağ .................................................75
2.1.3. Yöntemler-Sonrası Çağ ve Beyin-Uyumlu Öğrenme.............................................78
2.1.4. Yabancı Dil (İngilizce) Öğretiminde Yeni Yönelimler ve Beyin-Uyumlu Dil Öğrenme...........................................................................................................86
2.1.4.1. “Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni: Öğrenme, Öğretme, Değerlendirme” Belgesi..........................................................................87
2.1.4.2. OBM ve Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi .............................103
2.2. Beyin-Uyumlu Öğrenme İlkelerine Dayalı Bir Yabancı Dil İngilizce Öğretim Yaklaşımı için Model..................................................................................................................112
2.2.1. Yaklaşımın Oluşturulmasında İzlenen Yol...........................................................113
2.2.2. Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi Modeli ........................................121
2.2.2.1. Gereksinim Çözümlemesi............................................................................123
2.2.2.2. İzlence Hazırlama........................................................................................133
2.2.2.3. Yöntem ........................................................................................................137
2.2.2.4. Gereç Hazırlama..........................................................................................164
2.2.2.5. Ölçme ve Değerlendirme.............................................................................168
2.2.3. Uygulama Örneği .................................................................................................169
2.2.3.1. Dersin yapısı................................................................................................169
2.2.3.2. Dersliğin özellikleri .......................................................................................171
2.2.3.3. Örnek Ders Akışı .........................................................................................173
BÖLÜM III ARAŞTIRMA .........................................................................................................183
3.1. Araştırmanın Amacı, Kapsamı ve Önemi ....................................................................184
3.2. Araştırmanın Modeli .....................................................................................................184
3.3. Araştırma Ölçme Aracı.................................................................................................185
3.3.1. Sormaca...............................................................................................................185
3.3.2. Tutum ölçeği ........................................................................................................187
3.3.3. Bilgi ölçeği............................................................................................................187
3.4. Ölçeklerin Oluşturulması: Ön-ölçekler .........................................................................188
3.5. Ölçeklerin Geliştirilmesi: Pilot Uygulama .....................................................................189
3.5.1. Pilot Uygulama.....................................................................................................190
3.5.2. Pilot Uygulama Verileri ve İstatistik Analiz...........................................................190
3.5.2.1. Faktör Analizi ...............................................................................................191
ix
3.5.2.1.1. Tutum Ölçeği .......................................................................................192
3.5.2.1.2. Bilgi Ölçeği...........................................................................................194
3.5.2.2. Madde Analizi ..............................................................................................199
3.5.2.2.1. Bilgi Ölçeği...........................................................................................199
3.5.2.2.2. Tutum Ölçeği .......................................................................................204
3.5.3. Ölçek Maddelerinin Dayandırıldığı Bilgi Havuzu Maddeleri ................................218
3.5.3.1 Tutum Ölçeğindeki Maddeler İçin: ................................................................218
3.5.3.2. Bilgi Ölçeğindeki Maddeler İçin: ..................................................................222
3.6. Araştırma Uygulaması .................................................................................................227
3.6.1. Evren ve Örneklem ..............................................................................................227
3.6.2. Devlet Anadolu Liselerine Öğretmen Alımı Koşulları...........................................232
3.6.3. Uygulamanın Öyküsü ..........................................................................................234
3.7. Araştırmanın Ön-sonuçları...........................................................................................235
3.7.1. Sormaca Sonuçları ..............................................................................................238
3.7.1.1. Yaş Oranları.................................................................................................238
3.7.1.2. Cinsiyet Oranları ..........................................................................................238
3.7.1.3. Öğrenim Durumu Oranları ...........................................................................239
3.7.1.4. Mesleki Deneyim Süresi Oranları ................................................................240
3.7.1.5. Formasyon Eğitimi Oranları .........................................................................240
3.7.1.6. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet-İçi Eğitim Alma Oranları .............241
3.7.1.7. Ders Yükü Oranları ......................................................................................242
BÖLÜM IV BULGULAR ..........................................................................................................246
4.1. İlişki ..............................................................................................................................246
4.2. Bilgi ..............................................................................................................................248
4.3. Tutum ...........................................................................................................................264
BÖLÜM V DEĞERLENDİRME................................................................................................329
5.1. Araştırmanın Betimsel Verileri .....................................................................................329
5.2. İlişkisel Tarama Sonucu Aralarında Anlamlı İlişki Olduğu Gösterilen Araştırma Alt-Kümeleri ve Alt-Boyutları ..........................................................................................333
5.2.1. Yaş bakımından...................................................................................................335
5.2.2. Cinsiyet bakımından ............................................................................................335
5.2.3. Öğrenim durumu bakımından ..............................................................................336
5.2.4. Mesleki deneyim süresi bakımından....................................................................337
5.2.5. Öğretmenlik formasyonu eğitimi alma bakımından .............................................337
5.2.6. Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet-içi eğitim alma bakımından ..................339
5.2.7. Haftalık ders yükü bakımından ............................................................................339
5.3. Araştırmada Değerleri Düşük Olarak Gösterilen Tutum ve Bilgi Alt-Boyutları.............340
SONUÇ ....................................................................................................................................345
x
KAYNAKÇA.............................................................................................................................358
EK A. SORMACA....................................................................................................................370
EK B. TUTUM ÖLÇEĞİ ...........................................................................................................371
EK C. BİLGİ ÖLÇEĞİ ..............................................................................................................374
EK D. İSTANBUL İLİNDEKİ DEVLET ANADOLU LİSELERİ ................................................379
EK E. ARAŞTIRMA İÇİN ALINAN RESMİ İZİN BELGESİ .....................................................387
EK F. BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME MADDE HAVUZU BİLGİ ÖGELERİ .............................390
ÖZGEÇMIŞ ..............................................................................................................................419
xi
TABLOLAR L İSTESİ
Tablo 1. Tutum Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi ................................................................192
Tablo 2. Bilgi Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi ...................................................................194
Tablo 2. Bilgi Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi (Devam) ....................................................196
Tablo 3. TB Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ..............................................................199
Tablo 4. FB1 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ............................................................199
Tablo 5. FB2 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ............................................................200
Tablo 6. FB3 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ............................................................200
Tablo 7. TB Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları .........201
Tablo 8. FB1 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları .......201
Tablo 9. FB2 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları .......201
Tablo 10. FB3 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları .....202
Tablo 11. Bilgi Ölçeği Devamlılık Katsayıları...........................................................................202
Tablo 12. Tutum Ölçeği Faktör Analizi ....................................................................................204
Tablo 13. TT Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları.............................................................210
Tablo 14. FT1 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları...........................................................211
Tablo 15. FT2 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları...........................................................211
Tablo 16. FT3 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları...........................................................211
Tablo 17. FT4 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları...........................................................212
Tablo 18. FT5 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları...........................................................212
Tablo 19. FT6 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları...........................................................212
Tablo 20. FT7 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları...........................................................212
Tablo 21. FT8 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları...........................................................212
Tablo 22. FT9 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları...........................................................213
Tablo 23. FT10 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları.........................................................213
Tablo 24. FT11 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları.........................................................213
Tablo 25. FT12 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları.........................................................213
Tablo 26. TT Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları........214
Tablo 27. FT1 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları......214
Tablo 28. FT2 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları......214
Tablo 29. FT3 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları......215
Tablo 30. FT4 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları......215
Tablo 31. FT5 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları......215
Tablo 32. FT6 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları......215
Tablo 33. FT7 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları......215
Tablo 34. FT8 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları......216
xii
Tablo 35. FT9 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları......216
Tablo 36. FT10 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları....216
Tablo 37. FT11 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları....216
Tablo 38. FT12 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları....216
Tablo 39. TT Ölçeği Devamlılık Katsayıları .............................................................................217
Tablo 40. TB (Toplam Bilgi) ve TT (Toplam Tutum) İlişki Katsayıları......................................247
Tablo 41-A. Yaş Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ...249
Tablo 41-B. Yaş Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .......................................................................................................249
Tablo 42-A. Yaş Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................249
Tablo 42-B. Yaş Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................250
Tablo 43-A. Yaş Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................250
Tablo 43-B. Yaş Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................250
Tablo 44-A. Yaş Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................251
Tablo 44-B. Yaş Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................251
Tablo 45. Cinsiyet Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni için Betimsel İstatistikler 251
Tablo 46. Cinsiyet Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni için Betimsel İstatistikler........................................................................................252
Tablo 47. Cinsiyet Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni için Betimsel İstatistikler........................................................................................252
Tablo 48. Cinsiyet Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni için Betimsel İstatistikler........................................................................................252
Tablo 49-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................253
Tablo 49-B. Öğrenim Durumu Değişkenine GöreTB Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .......................................................................................................253
Tablo 50-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................253
Tablo 50-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................253
Tablo 51-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................254
Tablo 51-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................254
Tablo 52-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................254
Tablo 52-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................255
xiii
Tablo 53-A. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................255
Tablo 53-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.............................................................................................255
Tablo 54-A. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................256
Tablo 54-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................256
Tablo 55-A. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................256
Tablo 55-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................257
Tablo 56-A. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................257
Tablo 56-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................257
Tablo 57-A. Formasyon Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................258
Tablo 57-B. Formasyon Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .......................................................................................................258
Tablo 57-C. Formasyon Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ........................................................................................................258
Tablo 58-A. Formasyon Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................259
Tablo 58-B. Formasyon Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................259
Tablo 58-C. Formasyon Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları .................................................................................259
Tablo 59-A. Formasyon Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................260
Tablo 59-B. Formasyon Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................260
Tablo 60-A. Formasyon Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................260
Tablo 60-B. Formasyon Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................260
Tablo 61 Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) İçin Betimsel İstatistikler..........................................................261
Tablo 62. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) İçin Betimsel İstatistikler.............................261
Tablo 63. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) İçin Betimsel İstatistikler ......................261
Tablo 64 Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) İçin Betimsel İstatistikler........................262
xiv
Tablo 65-A Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................262
Tablo 65-B. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine GöreTB Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .......................................................................................................262
Tablo 66-A. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ...................................................263
Tablo 66-B. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .........................................263
Tablo 67-A. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ...................................................263
Tablo 67-B. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .........................................264
Tablo 68-A. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ...................................................264
Tablo 68-B. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .........................................264
Tablo 69-A. Yaş Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler265
Tablo 69-B. Yaş Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .......................................................................................................265
Tablo 70-A. Yaş Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................265
Tablo 70-B.Yaş Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.............................................................................................266
Tablo 71-A. Yaş Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................266
Tablo 71-B. Yaş Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.............................................................................................266
Tablo 72-A. Yaş Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................267
Tablo 72-B. Yaş Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................267
Tablo 73-A. Yaş Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................267
Tablo 73-B. Yaş Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................268
Tablo 73-C. Yaş Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları........................................................................................268
Tablo 74-A. Yaş Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................269
Tablo 74-B. Yaş Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................269
Tablo 75-A. Yaş Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................269
Tablo 75-B. Yaş Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................270
xv
Tablo 76-A. Yaş Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................270
Tablo 76-B. Yaş Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................270
Tablo 77-A. Yaş Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................271
Tablo 77-B. Yaş Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................271
Tablo 78-A. Yaş Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................271
Tablo 78-B. Yaş Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................272
Tablo 79-A. Yaş Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................272
Tablo 79-B. Yaş Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................272
Tablo 79-C. Yaş Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları........................................................................................273
Tablo 80-A. Yaş Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................274
Tablo 80-B. Yaş Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................274
Tablo 80-C. Yaş Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları........................................................................................275
Tablo 81-A. Yaş Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................276
Tablo 81-B. Yaş Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................276
Tablo 82. Cinsiyet Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler276
Tablo 83. Cinsiyet Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................277
Tablo 84. Cinsiyet Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................277
Tablo 85. Cinsiyet Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................277
Tablo 86. Cinsiyet Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................278
Tablo 87. Cinsiyet Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................278
Tablo 88. Cinsiyet Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................278
Tablo 89. Cinsiyet Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................278
Tablo 90. Cinsiyet Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................279
xvi
Tablo 91. Cinsiyet Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................279
Tablo 92. Cinsiyet Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................279
Tablo 93. Cinsiyet Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................280
Tablo 94. Cinsiyet Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................280
Tablo 95-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................280
Tablo 95-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.............................................................................................281
Tablo 96-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T1Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ......281
Tablo 96-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................281
Tablo 97-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................282
Tablo 97-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................282
Tablo 98-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................282
Tablo 98-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................282
Tablo 99-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................283
Tablo 99-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................283
Tablo 100-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................283
Tablo 100-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................284
Tablo 101-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................284
Tablo 101-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................284
Tablo 102-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler................................................285
Tablo 102-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .....................................285
Tablo 103-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler................................................285
Tablo 103-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .....................................285
Tablo 104-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................286
xvii
Tablo 104-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................286
Tablo 105-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................286
Tablo 105-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................287
Tablo 106-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................287
Tablo 106-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................287
Tablo 107-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................288
Tablo 107-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................288
Tablo 108-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreTT Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....288
Tablo 108-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................289
Tablo 109-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT1 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....289
Tablo 109-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................289
Tablo 110-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................290
Tablo 110-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................290
Tablo 111-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................290
Tablo 111-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................291
Tablo 112-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT4 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....291
Tablo 112-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................291
Tablo 112-C. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ................................................................292
Tablo 113-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT5 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....292
Tablo 113-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................293
Tablo 114-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT6 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....293
Tablo 114-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................293
Tablo 115-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT7 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....294
Tablo 115-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .....................................294
Tablo 116-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT8 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....294
xviii
Tablo 116-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .....................................295
Tablo 116-C. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ...............................................295
Tablo 117-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT9 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....296
Tablo 117-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................296
Tablo 118-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT10 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ..296
Tablo 118-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................297
Tablo 119-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT11 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ..297
Tablo 119-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................297
Tablo 119-C. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ................................................................298
Tablo 120-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT12 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ..298
Tablo 120-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................299
Tablo 121-A. Formasyon Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................299
Tablo 121-B. Formasyon Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.............................................................................................299
Tablo 122-A. Formasyon Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................300
Tablo 122-B. Formasyon Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................300
Tablo 123-A. Formasyon Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................300
Tablo 123-B. Formasyon Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................300
Tablo 124-A. Formasyon Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................301
Tablo 124-B. Formasyon Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................301
Tablo 124-C. Formasyon Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ................................................................302
Tablo 125-A. Formasyon Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................302
Tablo 125.B Formasyon Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................302
Tablo 125-C. Formasyon Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ................................................................303
Tablo 126-A. Formasyon Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................303
xix
Tablo 126-B. Formasyon Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................303
Tablo 127-A. Formasyon Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................304
Tablo 127-B. Formasyon Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................304
Tablo 128-A. Formasyon Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................304
Tablo 128-B. Formasyon Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................305
Tablo 129-A. Formasyon Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................305
Tablo 129-B. Formasyon Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................305
Tablo 130-A. Formasyon Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................306
Tablo 130-B. Formasyon Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................306
Tablo 130-C. Formasyon Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ................................................................306
Tablo 131-A. Formasyon Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................307
Tablo 131-B. Formasyon Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................307
Tablo 132-A. Formasyon Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................307
Tablo 132-B. Formasyon Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................307
Tablo 133-A. Formasyon Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................308
Tablo 133-B. Formasyon Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................308
Tablo 133-C. Formasyon Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ................................................................308
Tablo 134. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .....................................309
Tablo 135. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....................309
Tablo 136. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler...................309
Tablo 137. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.....310
Tablo 138. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ......310
xx
Tablo 139. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .........310
Tablo 140. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.....311
Tablo 141. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................311
Tablo 142. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler 311
Tablo 143. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler..312
Tablo 144. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ......312
Tablo 145. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.....312
Tablo 146. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ....313
Tablo 147-A. Ders Yükü Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler.......................................................................................................313
Tablo 147-B. Ders Yükü Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.............................................................................................313
Tablo 147-C. Ders Yükü Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ........................................................................................................314
Tablo 148-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................314
Tablo 148-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................314
Tablo 148-C. Ders Yükü Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları........................................................................................315
Tablo 149-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler........................................................................................315
Tablo 149-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. .............................................................................316
Tablo 150-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................316
Tablo 150-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................316
Tablo 151-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................317
Tablo 151-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................317
Tablo 152-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler .................................................................................317
Tablo 152-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları........................................................................318
xxi
Tablo 152-C. Ders Yükü Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları .................................................................................318
Tablo 153-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................319
Tablo 153-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................319
Tablo 154-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................319
Tablo 154-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................320
Tablo 155-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................320
Tablo 155-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................320
Tablo 156-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................321
Tablo 156-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................321
Tablo 157-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................321
Tablo 157-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................322
Tablo 158-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................322
Tablo 158-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................322
Tablo 159-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler ................................................................323
Tablo 159-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları. ......................................................323
Tablo 159-C. Ders Yükü Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları ................................................................323
Tablo 160. Araştırma Alt-Kümeleri ..........................................................................................333
Tablo 161. Araştırma Tutum ve Bilgi Alt-Boyutları ..................................................................334
xxii
GRAFİKLER L İSTESİ
Grafik 1. Araştırma Evren-Örneklemi Okullarından Geri Dönüş Sağlananların % Oranı.................................................................................................................236
Grafik 2. Verileri Araştırmada Değerlendirmeye Katılan Deneklerin Okullara Göre Dağılımları ........................................................................................................237
Grafik 3. Araştırmaya Katılan Deneklerin Yaş Oranları ........................................................238
Grafik 4. Araştırmaya Katılan Deneklerin Cinsiyet Oranları..................................................239
Grafik 5. Araştırmaya Katılan Deneklerin Öğrenim Durumu Oranları ...................................239
Grafik 6. Araştırmaya Katılan Deneklerin Mesleki Deneyim Süresi Oranları........................240
Grafik 7. Formasyon Eğitimi Oranları....................................................................................241
Grafik 8. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet-İçi Eğitim Alma Oranları ........................241
Grafik 9. Ders Yükü Oranları .................................................................................................242
Grafik 10. Yaş........................................................................................................................330
Grafik 11. Öğrenim Durumu ..................................................................................................330
Grafik 12. Mesleki Deneyim Süresi .......................................................................................331
Grafik 13. Formasyon Eğitimi................................................................................................331
Grafik 14. Eğitimde Yeni Yönelimler İle İlgili Hizmet-İçi Eğitim Alma....................................332
Grafik 15. Haftalık Ders Yükü................................................................................................332
Grafik 16. Tutum değeri: 1 (Alt-boyutlara dağılım %)............................................................341
Grafik 17. Tutum değeri: 2 (Alt-boyutlara dağılım %)............................................................342
Grafik 18. Bilgi değeri: 1 (Alt-boyutlara dağılım %) ...............................................................343
Grafik 19. Bilgi değeri: 2 (Alt-boyutlara dağılım %) ...............................................................343
xxiii
ÇİZ İMLER L İSTESİ
Çizim 1. Sinir hücresinin temel bölümleri .......................................................................................... 22
Çizim 2. Beyin lobları......................................................................................................................... 34
Çizim 3. Öğrenmenin “Bağlantılayıcılık” içinde görülüşü................................................................... 40
Çizim 4. Üç işlevin serebral korteksteki alanları ................................................................................ 40
Çizim 5. Duyumsama – Eylem döngüsü ........................................................................................... 41
Çizim 6. Öğrenme döngüsü............................................................................................................... 41
Çizim 7. Öğrenme sürecinin biyolojik döngüsü ................................................................................. 42
Çizim 8. Dikkatin yoğunlaşması ........................................................................................................ 61
Çizim 9. Beyin-Uyumlu Öğrenmeyi Oluşturan Süreç Bileşenleri....................................................... 70
Çizim 10. Beyin-Uyumlu Öğrenme Kuramının Nitelikleri................................................................... 72
Çizim 11. Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretiminde "Eğitsel Tasarım Modeli"nin Görünüşü............................................................................................................. 120
Çizim 12. Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretim Yaklaşımı Modeli...................................... 122
Çizim 13. Bir dersin genel yapısı....................................................................................................... 170
Çizim 14. Mutlak ölçüte göre yorum için ölçek aralıkları ................................................................... 191
Çizim 15. Çalışma Aşamalarının Özeti.............................................................................................. 345
1
GİR İŞ
Teknolojik gelişmelerle birlikte eğitim de baş döndürücü bir hızla değişmektedir;
bilgiye erişimin kolaylığı ve bilginin sonsuzluğu eğitim sistemlerini ve öğretmen
rollerini de değiştirmiştir. Geleneksel eğitim anlayışında bilginin kaynağı olarak
görülen öğretmen artık öğrenmeyi kolaylaştırıcı, bireyin kendi öğrenme biçemi
bakımından kendini bulmasına yardım eden bir kılavuz olmuştur. Bireyin en temel
hakkı olan bilgilenme ve öğrenmeyi, öğretmenin bilgisiyle sınırlamak yerine bireyin
bilgiye nasıl ulaşacağına yardım etmek ve öğrenme sürecine eşlik ederek ona yol
göstermek eğitim-öğretim kurumlarının ve öğretmenlerin asıl işlevi durumuna
gelmiştir. Öğretmenlerin öğrenme sürecinde izledikleri yol, benimsedikleri öğretim
yordamları ve uyguladıkları öğretim etkinlikleri hem bu işlevin gerçekleştirilebilmesi
hem de öğrenen-bireyin öğrenme güdüsüne ve öğrendiklerinin kalıcı olmasına ne
dereceye kadar katkıda bulunabildiği bakımlarından önemlidir.
Eğitim insan için yaşam boyu sürer ve sağlıklı eğitim yapılabilmesi, öğretmenlerin
öğrenme ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmalarına bağlıdır (Madi, 2006:48). Beynin
çalışma ilkelerinin açıklanması ve beyin uyumlu öğrenmenin nasıl
gerçekleştirilebileceği, bu bakımdan üzerinde önemle durulan bir konudur.
İnceledikçe varolan yargılarımızı değiştiren beyin üzerine yapılan çalışmalar
öğretmenlerden ve eğitim kurumlarından ayrı düşünülmemelidir. İnsan davranışı söz
konusu olduğunda Öktem (2006:1)’deki yorumun dikkate alınması kaçınılmaz bir
gereklilik olmaktadır:
Fizyolojiyi bilmeden, hiç değilse insan sinir sistemi fizyolojisini bilmeden, davranışı tam anlamıyla kavrayamayız. Davranışın temelleri, sinir sisteminin fizyolojik süreçlerinde yattığı için, Psikoloji biliminin de Fizyoloji’yi göz ardı etmesi mümkün değildir.
Davranışlarımız (ister bir hareket, ister bir duygu ya da aklımızdan geçirdiğimiz bir
düşünce olsun) sinir sistemindeki ve beyindeki elektriksel ya da kimyasal olayların
sonucu olarak ortaya çıkar (Öktem, 2006:1).
2
Öncelikle eğitimciler var olan bilgiler ışığında beynin bilgiyi nasıl işlemlediğini
anlamalıdırlar; böylece doğal öğrenme sürecini stratejiler kullanarak
kolaylaştırabilirler ve öğrenmenin beyindeki nörofizyolojik işlemlerine uygun bir
ortam oluşturabilirler. Ayrıca, öğrencilerine beyinlerinin en iyi nasıl öğrendiği
yolunda ayırdındalık kazandırabilirler ve öğrencilerini bu yolda bilinçlendirip bir
bakıma da eğiterek onları öğrenmeye hazırlayabilirler1. Bu, kendi kendine
öğrenmede de önemlidir. Bu gerekçeden yola çıkarak eğitim biliminin içinde de
eğitim fizyolojisi ya da eğitim nörolojisi alanının gelişmesinin gerekliliği
savunulabilecekken öğretmen adayları eğitim fakültelerinden çoğunlukla öğrenmenin
beyinde nasıl gerçekleştiğinin bilgisini bile alamadan ayrılmaktadırlar. Oysaki,
öğrenme yalnızca beyinde gerçekleştiğine ve öğrenen beyin olduğuna göre yeni bir
eğitim modeline temel olarak alınacak dayanak da öğrenmenin beyinde nasıl
değişikliklerle gerçekleştiğini bulgulayan nöro-fizyolojik araştırmaların sonuçları
olmalıdır.
Beyin tüm işlemin başladığı yerdir. Hem öğrenmeyi gerçekleştirir hem de
öğrenmenin gerçekleştiği yerdir. Öğrenme, sinir sisteminin en temel parçası olan
nöronların bilgiyi işlemlemesiyle başlar; bilgiyi işlemleme kimyasal sinyallerin
elektrik sinyallerine dönmesi ve bunun yinelenmesi ile olur (Jensen, 2000a:27). Eğer
bir öğrenci bilgiyi işlemede sorun yaşıyorsa, işlemi gerçekleştiren sistemi çok az da
olsa anlamış olmak, bu öğrencilerin yaşadıkları sıkıntıyı çok daha iyi anlayabilmek
anlamına gelir (Ergin, 2003: 46; Kirby ve Williams, 2000’den alıntı).
Genel olan öğrenme süreci özgülleştirilerek yabancı dil öğrenimi alanına
gelindiğinde öğrenilecek şey olan dilin kendine özgü yapısı da öğrenme sürecinin
anlaşılması ve yorumlanmasında etkili olmaktadır. Dil denen olgu etraflıca
incelendiğinde; dilin kapladığı alanın bulunabilmesi için söz çeviriminin işleyişinin
ortaya konması gerekir. Konuşan iki kişi düşünelim (A ve B). Çevrimin kalkış
noktası bu kişilerden birisinin beynidir. Kavram diye adlandırılan bilinç olguları
beyinde göstergelerin tasarımlarına ya da işitim imgelerine bağlıdır. Çevrim bundan
sonra B’de tersine bir yol izleyerek sürer (Saussure, 1998:39). Bu temel olarak 1 Bu konuda bkz. Materna (2007:3).
3
fizyolojik bir oluştur; beynin görevli bölgelerinin yerine getirdiği nöro-fizyolojik
işlemler ile gerçekleşir. Tüm insan davranışları gibi dil edincini ve edimini de sinir
hücrelerinin birbirleriyle etkileşim durumunda beynin sinir ağlarında gerçekleşen
kimyasal-elektriksel değişimleri oluşturur. Ruhbilimin inceleyebildiği olgular ve
bilişsel süreçler gerçekte bir bakıma soyut değerlendirme, yorum ve benzetmelerdir.
Aslında anlama, anımsama, karar verme, seçim yapma gibi bilişsel; ve kaygılanma,
korkma, sevinme, mutlu olma gibi duygusal işlemlerin tümü nöro-fizyolojinin
incelediği ve açıklayabildiği bir dizi kimyasal işlem ve bunların oluşturduğu
elektriksel değişimler ile var olur. Dil denen olgunun ve dil öğreniminin sağlandığı
organın fizyolojisini ve işleyişini göz ardı ederek yabancı dil öğrenimini etkili bir
biçimde sürdürmek olası görünmemektedir. Dilin hem bilgi hem de beceri yönleri
bulunur. Bilginin ve becerinin işlemlenmesi beyinde ayrı ayrı bölgelerde
konumlanmıştır. Dilsel bilgi ve dilsel becerinin işlemlenmesi ise ayrıca kendine özgü
konumlanma alanlarında sağlanır ve tüm bu süreçlerin başarıyla gerçekleşmesi için
kimi koşulların var olması gerekir; yoksa, beyin uygun koşullar oluşana kadar
bekler. Öğrencilerinin “bir türlü İngilizceyi öğrenemedikleri”nden yakınan bir
yabancı dil İngilizce öğretmeninin bilmesi ve uygulaması gereken olguların tümü
aslında beyin çalışmaları ile gösterilen beyine-uygun bu ön-koşulların nasıl
sağlanabileceği yolundaki bir dizi ilkedir ve günümüzde bir başka yol da
bilinmemektedir.
Bu tez çalışmasının aşağıda “2.1. Beyin-Uyumlu Yabancı Dil Öğretimi” bölümünde
de değinilmekte olduğu gibi, yabancı dil (İngilizce) öğretiminde 1980’lere kadar
süren “Yöntemler Çağı”, yerini 1990’larda bir tür geçiş dönemi olarak
değerlendirilebilecek “seçmecilik” anlayışına bırakmıştır. 2000’lerin “Yöntemler-
Sonrası Çağ”ında ise, var olan yabancı dil yaklaşım, yöntem, yordam ve
etkinliklerinin uygun özelliklerinin bir araya getirilerek karma bir model
oluşturulması yerine bunların tümünü kapsayan ve tümünde etkili olan ortak bir yapı
üzerinde durulmaktadır. Bu yapı bir ölçüde, hem öğrenme hem de dil süreçlerinin
gerçekleştiği tek yer olan beynin incelenmesi ile sağlanan bulgular üzerine
kurulabilir. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına dayanan bu saptama, yabancı dil
4
İngilizce öğretiminde yer alan her tür ve düzeydeki katılanın daha önceden doğru
olarak benimsediği veya üzerinde ayrıca sorgulamadan olduğu gibi kabul ettiği kimi
kavram ve ilkeleri değiştirmesinin gerekeceği anlamına da gelebilir.
“Yöntemler-Sonrası Çağ”da yer alabilen beyin-uyumlu öğrenme, eğitim-öğretim
yapılanmasının bütünü söz konusu olduğunda, başlangıç noktasından uç noktasına
kadar oldukça geniş kapsamlı sayılabilecek değişimleri de gerekli kılmaktadır.
Başlangıç noktası değerlendirildiğinde, öncelikle, bilimsel dizgede uygulamalı
dilbilim içine yerleştirilen yabancı dil öğretiminin öğrenmenin nasıl gerçekleştiğine
ilişkin bilgileri doğrudan alabileceği bilim dalından birisi de nöro-fizyoloji olabilir.
Daha önceden sinirbilimcilerin ve sinirdilbilimcilerin kullandığı pek çok bulgu ve bu
bulguları adlandıran terim ve kavram artık uygulamalı dilbilimin de tanıştığı ve
doğrudan kullandığı terim ve kavramlar arasına katılacaktır. Yabancı dil öğretim
yöntemlerini oluşturan dil öğretim uzmanları, genel eğitsel ortamı biçimlendiren
eğitbilimciler, bu sonuçları genel eğitim-öğretim yapısına aktaran Eğitim Bakanlığı
yetkilileri ve ilgili kurul ve alt-kurulları da bu yeni kavram ve terimler doğrultusunda
çalışmak ve kararlarının geçerliliğini ve tutarlılığını sınamak için nöro-fizyolojiden
gelen bulguları da göz önüne almalıdırlar. Yabancı dil (İngilizce) öğretmenleri de
aynı biçimde bu “yeni” bulgu, kavram ve terimlerle tanışmak ve derslik ortamındaki
tüm öğretim işlemlerinin tasarlanması ve uygulanmasını bu bulgulara dayanarak
gerçekleştirmek durumundadırlar.
Gelecek dönemlerdeki yetkililer ve öğretmenler için öğretmen yetiştiren kurumların
öğrencelerinde ilgili yenilik ve geliştirmelerle bu geçiş sağlanabilir. Ancak, şimdiki
yetkililerin ve öğretmenlerin bu değişime katılmasının ayrıca bir çalışma gerektirdiği
belirtilebilir. Yenilikçi kuramlar üzerine araştırmalar yapılıp, seminerler ve
konferanslar verilmekle ve gerekli hizmet-içi eğitim programları düzenlenmekle
birlikte, “geleneksel” eğitim anlayışının içinde olan, derslerinde düz anlatımı
kullanan, öğrencilerinin duygu ve düşüncelerine önem vermeyen, ortamı
zenginleştirmenin gerekliliğine inanmayan öğretmenlerin olduğu söylenebilir.
Carroll (1965:204)’e göre, öğretmenlerin eğitim araştırmalarının bulgularına tepkileri
büyük ölçüde kişiliklerine, tutumsal yapılarına , deneyimlerine ve eğitimlerine bağlı
5
olarak gelişir. Öğretmenlerin tutumlarıyla ilgili olarak Richards ve Rodgers (2001)
bir öğretmenin öğretim konusunda kişisel bir yaklaşım geliştirmede birincil başvuru
noktasını:
• öğretmenin derslikteki rolü,
• etkili öğretme ve öğrenmenin yapısı,
• öğrencilerin karşılaştıkları güçlükler ve bunların nasıl ele alınabileceği,
• başarılı öğrenme etkinlikleri, ve
• etkili bir dersin yapısı
konularıyla ilgili olarak kendi inanış ve ilkelerinin oluşturduğunu belirtmektedir
(Richards ve Rodgers, 2001:251).
Öğrenen organ beyin olduğuna göre öğretenlerin öğrenme sürecini kolaylaştırmak
için beynin nasıl çalıştığını bilmeleri ve buna uygun bir tutumla derslerini
hazırlamaları gerekmektedir (Duman, 2007:5). Bu tez kapsamında gerçekleştirilen
çalışmada bireyin öğrenme sürecine eşlik eden öğretmenin, uyguladığı yordamları
nasıl öğrenmeyi kolaylaştırıcı biçimde planlaması gerektiği noktasından yola
çıkılarak “Yöntemler-Sonrası Çağ”ın geçerli ve tutarlı bir modeli olan beyin-uyumlu
öğrenme ilkelerini uygulamaya yabancı dil olarak İngilizce öğretmenlerinin tutum
ve bilgi bakımlarından ne dereceye kadar hazır bulunduklarını belirleyebilecek,
geçerli ve güvenilir nitelikte tutum ve bilgi ölçekleri oluşturulmuş ve geliştirilmiştir.
Problem: Bilimsel araştırma ve incelemelerin sonuçlarına göre biçimlendirilen
yenilikçi kuramlardan yola çıkılarak oluşturulan yeni öğretim yolları ne kadar yalın
ve açık olursa olsun öğretmenler öğretme süreçleri sırasındaki davranışlarını yeni
araştırmaların bulguları doğrultusunda değiştirmeyi sıklıkla güç bulmaktadır. Carroll
(1965:204-5)’te de dile getirilen bu durum, öğretmenlerin hem genel hem de öğretim
yollarına olan tutumlarının öğretim başarılarında ne kadar etkili olabildiğini
6
vurgulamaktadır2. Yabancı dil öğretimini bir bilim dalı olarak ilk kez
değerlendirenlerin arasında bulunan Robert Lado bu konudaki yorumlarını dile
getirirken (Lado, 1964) her hangi bir öğretim programının düzenlenmesi sırasında
göz önüne alınması gereken belirli koşullar ve değişkenler arasında öğretmen
ögesinin önemine, öğretmenin nitelikleri bakımından değinmektedir.
Bu tez çalışmasının konusu olan beyin-uyumlu öğrenme, yabancı dil öğretim yolları
arasında yeni bir yaklaşım olarak kabul edilebilir. Aslında, tüm öğretim yolları
sonuçta öğrenmenin beyinde gerçekleşmesini sağlayıcı işlemler sunmak
durumundadır. Aşağıda, “Beyin Uyumlu Yabancı Dil Öğretimi” bölümünde de
incelendiği gibi, her yabancı dil öğretim yolunun beyin-uyumlu öğrenmenin ilkeleri
ile örtüşen özellikleri bulunmaktadır. Ancak, henüz her hangi bir öğretim yolunun:
• beyin-uyumlu öğrenme ilke ve ögelerinin şu ana kadar gösterilebilmiş
olanlarından hiç birini dışarıda bırakmadığı,
• bunların tümünden yararlandığı, ve
• her bir ögesini kuramsal art alanında beyin-uyumlu öğrenmenin karşılık
gelen bir ögesine özellikle dayandırarak oluşturulduğu
söylenemez.
Ayrıca, öğretmenler aslında zaten beyin-uyumlu öğrenme özellikleriyle uyuşan
öğretim uygulamalarını ve edimlerini gerçekleştiriyor olsalar da öğrencilerde
öğrenmenin arzu edilen bir verimlilikle olamaması, öğretmenlerin kendi bireysel
öğretim yordamlarının ve uyguladıkları öğretim yolunun özgül uygulamalarının
nicelik, nitelik ve yönü bakımlarından beyin-uyumlu öğrenme özellikleriyle
ilişkilendirilmemiş olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Böylesi bir ilişkilendirilmenin:
• niceliği: gerçekleştirilen dil öğretimi uygulamalarının ne kadar bir oranla
beyin-uyumlu öğrenme özellikleri ile örtüştüğü,
2 Tutum için Tavşancıl (2006:65-71).
7
• niteliği: örtüşme durumlarında öğretmenin bunu bilinçli ve ayrıdında
olarak mı, yoksa rastlantı sonucu mu gerçekleştirdiği,
• yönü: gerçekleştirilen uygun öğretim uygulamalarının daha sonradan
beyin-uyumlu öğrenme özelliklerinden görünüşte en yakın olanına
dayandırılmaya çalışılmasıyla haklı çıkarılması değil, önceden, beyin-
uyumlu öğrenme özelliklerinin incelenip bu özelliklere göre uygun öğretim
uygulamalarının gerçekleştirilmesi
olarak tanımlanabilir.
Öğretmenin bu üç bakımdan ilişkilendirilmiş bir öğretimi gerçekleştirebilmesi için
kişisel inanış ve tutumları önem taşıyacaktır. Carroll (1965:204-5)’te de vurgulandığı
gibi böylesi bir hazırbulunuşluk içinde olmayan bir öğretmen, gerçekleştirmesi için
kendisine sunulan öğretim yolunu, verimli sonuçlar alabileceği ve öğrenmede
başarıyı arttırabileceği bir düzeyde gerçekleştiremeyebilir.
Üniversiteden mezun olmuş yeni bir öğretmen, meslek derslerinde sürekli olarak
gördüklerine bağlı bir davranış eğiliminde olabilir. Ayrıca, kendi kurumsal öğrencilik
dönemlerinde gördüğü öğretmenlerin ders işleme biçemlerinden de etkilenmiş olup
bu örneklerin izlerini yaşıyor olacaktır. Yaş olarak da kişiliğinin sınırlarının çizildiği
ve benlik geçirgenliğinin (ego permeability) en alt düzeye ulaşarak neredeyse
değişmez kaldığı bir dönemdedir. Eğer meslek eğitimi sırasında kendisinin daha
sonradan ortaya çıkacak yeni öğretim yollarına doğru olumlu bir tutum edinebilmesi
özel olarak sağlanmamış veya sağlanamamışsa öğretmenlerin meslek eğitimlerini
tamamladıktan, başka bir deyişle, üniversiteden mezun olduktan sonra o ana kadar
görmedikleri veya ayırdında olmadıkları yeni bir öğretim yolunu uygulayabilmeleri
için eğitilmeleri olanaksız değilse de mezuniyet öncesine göre daha uzun sürecek bir
süreç olarak görülebilir. Böyle bir durumda, öğretmenlerin hazırbulunuşluk
düzeyleri, kurumsal kararların ve uygulama yollarının alınmasında etkili
olabilecektir. Beyin-uyumlu öğrenme özelliklerine uygun ders işlenmesi de
öğretmenin buna ne kadar hazır bulunduğuna bağlıdır.
8
Öğretmen adaylarının ve öğretmenlerin eğitim terminolojisindeki yeni kavramlara ve
uygulamalara açık olmaları gerekmektedir. Jensen (2006:7) günümüzdeki eğitim
sorunları ile ilgili düşüncelerini şöyle ifade etmektedir:
Eğer arabanızı tamir ettirmek isteseydiniz, bir tamirciye giderdiniz. Yasalar konusunda yardıma gerek duysaydınız bir avukatla görüşürdünüz. Beyni ve nasıl öğrendiğinizi anlamak için bir öğretmene başvurur muydunuz?
Genellikle, öğrenme ile ilgili sorunlarımız için öğretmenlerden yardım almayız.
Öğretim işiyle uğraşan bir kişinin öğrenme, bilgiyi işlemleme ve öğrenmenin
nörokimyası ile ilgili bilgilerinin yeterli bir düzeyin altında olması öğrenmenin
kalıcı olamaması ve eğitim sistemlerinin bir kısır döngü haline gelmesine neden
olmaz mı acaba? Bu konuda çalışmalar yapan Jensen (2006) eğitim sistemlerindeki
aksaklığı buna bağlamakta ve sorunsalı şöyle özetlemektedir: Eğitim fakültelerinin
çoğunda ruhbilim dersleri verilmekte ancak sinirbilim dersleri verilmemektedir;
hizmet-içi eğitim programları öğretimdeki bazı sorunlara odaklanmakta, beyinle ilgili
bilgileri içermemektedir; popüler makaleler ise, günümüz eğitimcisinin gereksinimi
olan görüş açısını ve derinlikli bilgiyi seyrek olarak sunmaktadır. Yabancı dil
öğretmenlerinin öğrenmenin beyinde nasıl gerçekleştiğini yeterli ölçüde bilmemeleri,
yabancı dil öğretmeni yetiştirilirken beyin – dil ilişkisinin dikkate alınmaması,
öğretmenlerin yabancı dil eğitimi yaklaşım ve yöntemlerini ve bunların dayandıkları
kuramları bilmeden uygulamaya koymaya çalışmaları, öğretmenlerin öğrenenlerin
öğrenme süreçlerini tanımamaları, bilişsel ve sinirbilimsel ilerlemelerin öğretmen
yetiştirilirken dikkate alınmaması yabancı dil öğretiminin arzu edilen verimlilikte
gerçekleşmemesinin nedenleri arasında sayılabilir.
Günümüzde hala birçok okulda davranışçı eğitim kuramlarının varlığından söz etmek
olanaklıdır. Eğitim alanındaki düşüncelerimizde temel olarak baskın bulunan
davranışçı-mantıkçı model günümüzde yetersiz görünmektedir. Brown ve Moffet
(1999) bu modelle öğrenmenin düzgün, düzenli, denetlenebilir ve programlanabilir
bir süreç olduğunun anıştırıldığını belirtmektedirler. Öğrenme, temellerini deneyci,
davranışçı kavramlarından alır. Öğretmen girdisi ile öğrenci çıktısı arasında açık bir
9
neden – sonuç bağlantısı bulunduğu düşüncesi üzerine kuruludur. Öğretmenler her
koşula uyan süreçleri üretebilirler; öğrenciler ise bilginin edilgen alıcılarıdır (Taylor
ve MacKenney, 2008:178-9).
Beyin-uyumluluğa dayalı modeller ise böylesi bir davranışçı-mantıkçı görüşe karşıt
bir yorum getirir. Beyin-uyumlu öğrenme modeline göre öğrenme açık-uçludur,
denetlenemez ve büyük ölçüde öğrencilerin bilişsel yapıları tarafından etkilenir.
Öğretmenin öğrencilerine yardım edip onların öğrenme deneyimlerinden anlam
çıkarmalarını ve anlamı kurmalarını sağlayabilme yönünden ne kadar yetenekli
olduğuna bağlıdır. O nedenle, öğretmenlerin beyin-uyumlu öğrenme ilkelerini ne
ölçüde bildikleri ve beyin-uyumlu öğrenmeye olan tutumları çok önemlidir. Beyin-
uyumlu öğrenme modeli öğrenmenin karmaşık ve ayrık bir süreç olduğunu tanır.
Duygular, ilişkiler, insan etkileşimleri bir araya gelerek öğrenme üzerinde etkili olur
(Taylor ve MacKenney, 2008:179).
Ödül ve cezayı temel alan davranışçı yaklaşım öğrencilere öğrenmeyi sevdirmek
yerine öğrenme işini benliklerine bir tehdit olarak algılamalarına neden olmaktadır.
Öğrencilerin kendilerini tanımalarına ve öğrenme stratejilerini geliştirmelerine
yardımcı olacak, öğrenme doğalarına uygun olarak eğitim yapıp öğrenmeyi
sevdirecek öğretmenlere gereksinim vardır. Böyle öğretmenler yetiştirmek için beyin
uyumlu öğrenmenin kavranması gerekmektedir; beyin uyumlu öğrenme öğretim
durumlarına katılan öğrenenin, kendine özgü yetenek ve katkılarını da hesaba katarak
öğretmek gerektiği üzerinde durur (Caine ve Caine, 2002:8). Kısacası beyin uyumlu
öğrenme insan doğasına uygun olarak öğretme ve öğrenme modelidir. Beyin uyumlu
öğrenme, öğreneni zeka, yaratıcılık, duygu ve fizyolojisi ile bir bütün olarak ele alır.
Yabancı bir dili öğrenebilmek için motor becerilerimizden üst bilişsel işlemlemelere
kadar birçok beyin bölgesi etkin bir biçimde kullanılır. Öğrencinin sadece
sözcüklerin anlamlarını bilmesi yabancı dilde algı işlemlerini (örn. okuma) yaparken
işine yarasa bile üretim işlemleri (örn. konuşma) sırasında yetersiz kalacaktır.
Konuşma için sesletim gereklidir; bu da beynin başka bir bölgesinde konumlanmış
sinir ağını etkinleştirmek demektir. Yabancı dil öğretmenlerinin beynin çalışma
10
ilkelerine göre davranması, o an öğretilen birimin beyinde nasıl işlendiğinin
bilinmesi etkili öğretimin anahtarı gibi düşünülebilir. Beynin çalışma ve bilgiyi
işleme yoluna göre öğretmen süreçlerini düzenlemeye ve öğretilecek konuları bu
ilkeler ve düzenleme doğrultusunda öğrencilere sunma işlemine beyin uyumlu
öğretme, bu işlemin sonucunda öğrencilerde gerçekleşen öğrenmeye ise beyin
uyumlu öğrenme denilir.
Öğrenme sürecine eşlik eden öğretmenlerin öğrenmeyi sağlayan organ olan beyni ve
çalışma ilkelerini bilmesi gerekmektedir ama beyin uyumlu öğrenme demek beynin
anatomik özelliklerinin tümünü tanıma demek değildir; öğrenme ve öğretmeyi daha
iyi anlamamıza yardımcı olacak temel işleyiş ve süreçlerle, işin özünü oluşturan
işlevsel kuramlara gereken önemin verilmesidir (Caine ve Caine, 2002: 23). Beyin-
uyumlu öğrenme kimi eğitimcilerin (yanlış) anladığı gibi her sınıfa su şişeleri
koymak gibi “sığ bir anlayış” da değildir (Jensen, 2005:5). Beyin uyumlu öğrenme,
anlamlı öğrenme için beynin kurallarının kabul edilmesini ve öğretimin beyindeki bu
kurallarla örgütlenmesini içerir (Caine ve Caine, 2002: 4).
Beyin-uyumlu öğrenme henüz tüm eğitim sorunlarını çözebilecek düzeyde
geliştirilmiş bir yaklaşım veya model değildir ve şu anki durumuyla okulların sağlam
bir biçimde izleyebilecekleri bir program, bir model veya bir eğitim paketi olarak
algılanmamalıdır (Jensen, 2000b:79). Ayrıca, eğitimcilerin beyin üzerine yapılan
bilimsel araştırmaları ve sonuçlarını ilk kaynaklardan incelemeden yüzeysel
sayılabilecek değerlendirmelerde bulunmaları da eğitimciler arasında “Bu
yaklaşımda yeni bir şey yok,” veya “Beyin-uyumlu öğrenme kafa karıştırıcı; birisi
bir şey söylüyor, başkası tam tersini söylüyor,” gibi yanlış kanıların oluşmasına
neden olmaktadır (Jensen, 2000b:79).
Eğitimciler beyin-uyumlu araştırma stratejilerinin uygulamaya nasıl konulabileceğini
ne kadar anlayabilirlerse, öğrencilerin gereksinimlerini de o ölçüde karşılayabilirler
(Taylor ve MacKenney, 2008:180). Öğretmenler, beyin araştırmalarından gelen
bilgilerin bilinçli bir tüketicisi olmalıdırlar. Araştırma kaynaklarını ve önemli
terimleri öğrenmelidirler. Öğretmenler, öğrenme kuramlarından çok eylem
11
araştırmalarına (action research) yönelmelidirler. Öğrencileri öğrenilen konunun
amacından haberdar etmelidirler (Jensen, 2006:6). Bu stratejilerin öğretim içinde
bütünleştirilmesi ile eğitimciler çok-boyutlu, dizgesel ve ortam bakımından zengin
kaynakları sağlayabilirler ve öğrencilerin şimdiki ve gelecekteki akademik
başarılarını arttırabilirler (Taylor ve MacKenney, 2008:181; Green, 1999’dan alıntı).
Tüm bunların olabilmesi, bir eğitim-öğretim kurumu veya bir öğretim ortamı
bağlamında tek bir ögenin hangi bakımlardan ve ne dereceye kadar “başarılı”
olabildiğine bağlıdır ve bu en önemli öğe ise öğretmendir.
Öğrenilen ile öğrenen arasındaki akış yolunda öğretmen, hem ustalıklı bir yorumcu
hem de anlık sorunlar karşısında kişisel kararları ile duruma doğrudan karışarak el
atan bir düzelticidir. Ancak, öğrenmenin öğrencide gerçekleşebilmesi için bu iki
işlevin de etkili bir biçimde yerine getirilmesi gerekir. Hiç kimse inanmadığı bir sav
yolunda en sona kadar gidemez. Öğretmen de eğer kendisinden uygulaması beklenen
beyin-uyumlu öğrenme modeline inanmıyorsa, o modele olan tutumları yetersiz
hatta olumsuzsa beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine göre bir öğretimi
gerçekleştiremeyecektir. Beynin öğrenme için gerekli koşullar yerine gelene kadar
beklediğini belirtmiştik. Kendiyle uyumlu olmayan bir girdiyi işlemleyemeyen
beynin davranış boyutundaki yansıması da “bir türlü öğrenemeyen öğrenciler”
olacaktır.
Beyin-uyumlu öğrenme, yabancı dil öğretiminde “Yöntemler-Sonrası Çağ”ın
modelidir. Ancak, uygulayıcılarının buna hazırbulunuşluk derecesi, beyni inceleyen
nöro-fizyolojik araştırma bulgularının kapsamının bile önüne geçecek denli bir
önkoşuldur. Eline yapacağı işi çok daha verimli ve etkili bir biçimde yapmasını
sağlayacak bir araç verilmiş bir kişi eğer o aracın nasıl kullanılacağını bilmiyor ve o
araca karşı olumsuz tutumlar besliyorsa, o aracı geliştirmek için harcanan tüm çaba
ve emeğin uygulamada hiçbir yararı olmayacaktır.
Bu tezin kapsamında gerçekleştirilen tüm çalışmaların yola çıkış noktası budur. Bu
başlangıç noktasından hareketle, tezin:
12
a) Savı: Yabancı dil öğretimindeki Yöntemler-Sonrası Çağda aranan eğitim-öğretim
yolunun beyin-uyumlu öğrenme modeli olduğu;
b) Problem durumu: Savı oluşturan modelin uygulayıcıları olan yabancı dil
öğretmenlerinin bu modelin verimli ve etkili bir biçimde uygulanması için gerekli
olan hazırbulunuşluk düzeyinde olmayabilecekleri;
c) Çözümü: Böylesi bir hazırbulunuşluğun iki bileşeni olan bilgi ve tutumların
yabancı dil öğretmenlerinde uygun düzeyde olup olmadığını gösterecek geçerli ve
güvenilir bir ölçme aracının oluşturulması ve geliştirilmesi;
d) Önerisi: Bu nitelikte bir araçla ölçülerek gösterilen hazırbulunuşluk profiline göre
kurumsal eğitim-öğretimin genel yapısı içinde bulunan her aşamadaki kişilere belirli-
amaçlı hizmet-içi eğitim programları uygulanması ve öğretmen yetiştirimi sırasında
bu hazırbulunuşluğun var olmasını sağlayıcı düzenlemelerin yapılmasıdır.
Bu çalışmada öncelikle öğretmenlerin beyin uyumlu yabancı dil öğrenme bilgi ve
tutumunu gösterebilecek bir ölçek geliştirilmiş ve yabancı dil olarak İngilizce
öğretmenlerinin bilgileri ve tutumları bu ölçek ile değerlendirilmiştir.
Amaç: Araştırmanın genel amacı; yabancı dil (İngilizce) öğretmenlerinin beyin
uyumlu öğrenme bilgi ve tutumları arasındaki ilişkiyi saptamaktır.
Araştırmanın genel amacı çerçevesinde, aşağıdaki sorulara yanıt aranmaya
çalışılmıştır.
a) Yabancı dil (İngilizce) öğretmenlerinin beyin uyumlu öğrenme bilgi ve
tutumları arasında ilişki var mıdır?
b) Yabancı dil (İngilizce) öğretmenlerinin beyin uyumlu öğrenmeye olan
tutumları öğretmenlerin:
1) Yaşına,
13
2) Cinsiyetine,
3) Öğrenim Durumuna,
4) Mesleki Deneyim Süresine,
5) Formasyon eğitiminin kökenine,
6) Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alıp almamasına, ve
7) Haftalık girdiği ders yüküne
göre farklılık göstermekte midir?
c) Yabancı dil (İngilizce) öğretmenlerinin beyin uyumlu öğrenme bilgileri
öğretmenlerin:
1) Yaşına,
2) Cinsiyetine,
3) Öğrenim durumuna,
4) Mesleki deneyim süresine,
5) Formasyon eğitiminin kökenine,
6) Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alıp almamasına, ve
7) Haftalık girdiği ders yüküne
göre farklılık göstermekte midir?
Önem: Bu araştırmanın:
1) Yabancı dil öğretmenlerinin beyin uyumlu öğrenme bakımından tutum ve
bilgilerinin saptanmasına,
14
2) Yabancı dil öğretmenlerinin beyin uyumlu öğrenme bakımından tutumlarını
etkileyen etmenlerin saptanmasına,
3) Etkili ve verimli öğrenme süreçleri için öğretmenleri bilgilendirmeye ve
duyarlılık oluşturmaya,
4) Etkili ve verimli öğrenme süreçleri için öğretmen yetiştiren kurumların yeni
öğrence ve izlenceler oluşturmalarına, ve
5) Bu konuda çalışma yapmak isteyen araştırmacılara
katkı sağlayacağı beklenmektedir.
Sayıltılar: Araştırmanın sayıltıları aşağıda belirtilmiştir.
1) Sormacaya ve ölçeklere deneklerin verdikleri yanıtlar onların gerçek görüş ve
düşüncelerini yansıtmaktadır.
2) Uygulama aşamasında denetlenemeyen değişkenler uygulama yapılan bütün
öğretmenleri denk düzeyde etkilemiştir.
Sınırlılıklar: Bu araştırma;
1) 2008-2009 öğretim yılı güz yarıyılı ile,
2) İstanbul ili ile,
3) Anadolu Liseleri ile,
4) Devlet okulları ile, ve
5) Yabancı dil öğretmeni olarak İngilizce öğretmenleri ile,
sınırlıdır.
15
Tezin bölümleri: Tez şimdiki “Giriş” bölümünün ardından beş bölüm ve bir “Sonuç
ve Öneriler” bölümü olarak yedi bölüm akışıyla ilerlemektedir. En sonda altı “Ek”
bölümü yer almaktadır. Genel bir bakışla özetlenecek olursa:
o Tezin amacı “Giriş”te tanımlanmakta;
o Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilecek araştırma için kullanılacak
ölçeklerin geliştirilmesinde dayanak olarak alınan kuramsal bilgiler
I.Bölümde verilmekte;
o Kuramsal bilgilerin birbirleriyle ilişkilendirilerek sınıflandırılması ve
aralarındaki bağlantıların sağlanması ile oluşturulan ve ölçeklerin
yapılandırılması için gerekli olan model II.Bölümde tartışılmakta;
o Tezin “Giriş”teki amacını gerçekleştirmek için, I.Bölümdeki kuramsal
çerçeve dayanak alınarak ve (yine bu çerçeveye dayanılarak
oluşturulmuş olan) II.Bölümdeki model ile yapılandırılan ölçeklerin
hazırlanma süreci ve bu ölçeklerin kullanıldığı araştırma III.Bölümde
açıklanmakta;
o Bu araştırmadan elde edilen bulgular IV.Bölümde sunulmakta;
o Bulguların ve araştırma sonuçlarının değerlendirilmesi V.Bölümde
yapılmakta; ve
o Tezin sonucu ve ilgili önerileri “Sonuç” bölümünde tartışılmaktadır.
Bölümlerde aşağıda öz olarak belirtilen içerik işlenmektedir:
Giriş: Teze genel bir girişle konunun sunumu yapılmakta ve konunun önemi
vurgulanmaktadır. Sonrasında, tez çalışması kapsamının belirlendiği ve
çerçevesinin çizildiği problem, amaç, önem, sayıltılar, sınırlılıklar
tanımlanmaktadır.
16
Tez çalışmasının ilerleyen bölümlerindeki tüm inceleme, araştırma,
değerlendirme, tartışma ve yorumlar bu bölümde belirlenen amaç doğrultusunda
gerçekleştirilmiştir.
I. Kuramsal Çerçeve: Çalışmanın I. bölümünde kuramsal çerçeve anlatılmaktadır.
Bu bölümde tezin amacından yola çıkılarak erişkin insan beyni ve sinir
hücrelerinin yapısı ile ilgili temel bilgiler, Yabancı Dil Öğretimi alanı içinde kabul
edilebileceği biçimiyle, teknik anlatımlardan olabildiğince kaçınılmaya çalışılarak
verilmekte, tezin amacı doğrultusunda tasarlanan ve gerçekleştirilen araştırma
kapsamında oluşturulan ve geliştirilen ölçeklerin oluşturulması sürecinde
doğrudan kullanılan olgular üzerinde yoğunlaşılmaktadır. En temel beyin birimi
olan hücresel yapılar, sinir hücreleri aralarındaki iletişim, ve evrimsel gelişim
olarak beyin ve beyin yapıları (arka beyin, orta beyin, ön beyin, beyin lopları) ile
ilgili bilgiler bu amaç doğrultusunda özetlenerek sunulmakta, daha sonra beyin ve
öğrenme (içinde duyguların, stres ve tehdidin, hareketin, ortamı zenginleştirmenin
ve öğretmenin rolleri) üzerinde durularak ilgili kuramsal çerçeve
betimlenmektedir.
Bu bölümde çerçevesi çizilen artalan bilgilerine tez çalışmasının her bölümünde
göndermeler yapılmış; geliştirilen model ve ölçekler bu çerçeveye dayandırılmış;
ve araştırmanın tasarlanması ve sonuçlarının değerlendirilmesinde bu kuramsal
çerçeve temel alınmıştır.
II. Beyin-Uyumlu Yabancı Dil Öğretiminin Modellendirilmesi: Beyin-uyumlu
öğrenmenin genel bir modelinin ardından yabancı dil öğretiminde yöntemler
çağının ve yöntemler-sonrası çağın özelliklerine değinilerek yöntemler-sonrası
çağda beyin-uyumlu öğrenmenin yeri belirtilmekte ve beyin-uyumlu öğrenme
ilkelerine dayalı bir yabancı dil İngilizce öğretim yaklaşımı modelinin yapısı
oluşturularak özgün bir model sunulmakta ve beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine
göre düzenlenmiş bir İngilizce dersi uygulama örneği verilmektedir.
Model, dayanak alınan kuramsal çerçeveye göndermelerde bulunularak aşağıdaki
adımlardaki işlemlerle oluşturulmuştur:
17
1. Beyin-uyumlu öğrenmeyi oluşturan süreç bileşenlerinin belirlenmesi.
2. Beyin uyumlu öğrenme kuramının niteliklerinin belirlenmesi.
3. Beyin-uyumlu yabancı dil öğretiminin yerinin, yabancı dil öğretim
yöntemlerinin gelişim çizgisinde belirlenmesi.
4. Beyin-uyumlu yabancı dil öğretimi modelinin yapısal çatısının
belirlenmesi.
5. Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi modelinin oluşturulması.
Bu tez çalışmasının “Giriş” bölümünde belirtilen amaç doğrultusunda
gerçekleştirilen araştırmada kullanılan ölçekler de bu modelin bileşenlerine uygun
olarak oluşturulmuştur.
III. Araştırma: Araştırmanın modeli belirtilerek evren ve örneklemi betimlenmekte;
veriler ve toplanması açıklanmakta; oluşturulan ölçek maddelerinin
değerlendirilmesi için yapılan pilot uygulamanın tasarlanması ve öyküsü
verilmekte; pilot uygulamada kullanılan istatistik analizler açıklanmakta; bu pilot
uygulamanın sonucunda istatistik analizlerle geliştirilen özgün tutum ölçeği ve
bilgi ölçeği ile sormaca sunulmakta; geliştirilen ölçeklerin araştırmada
uygulamasının tasarlanması ve öyküsü anlatılmakta; ve istatistik çözümleme
gerektirmeyen betimsel veriler sunulmaktadır.
Oluşturulması ve geliştirilmesi bu araştırma kapsamına alınan yabancı dil
(İngilizce) öğretmenlerinin beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine olan tutumları ve bu
ilkeler bakımından bilgi düzeyleri için ölçme aracı 3 bileşenden (1 sormaca, 1
tutum ölçeği ve 1 bilgi ölçeği) oluşmak üzere tasarlanmıştır. Her bir ölçek
maddesi, I.Bölümdeki kuramsal çerçeve içinde derlenmiş olan bilgilerle
hazırlanan bir bilgi havuzundaki ögelere karşılık gelecek biçimde oluşturulmuştur.
Ölçme aracının araştırmada kullanılacak son biçimine gelebilmesi için
gerçekleştirilen bir pilot uygulama ile sınanan tutum ön-ölçeği ve bilgi ön-
ölçeğinin sayıl verileri üzerinde, yetkin bir istatistik uzmanının denetiminde, ayrı
ayrı faktör analizi ve madde analizi yapılmıştır.
18
IV. Bulgular: Tezin amacı doğrultusunda gerçekleştirilen araştırma ilişkisel tarama
türünde tasarlanmıştır. Araştırmanın evreni olarak, yabancı dil İngilizce
öğretmenlerinin belirli ölçütlere göre atandığı Devlet Anadolu Liseleri seçilmiştir.
Araştırma evreni olarak belirlenen Devlet Anadolu Liseleri, İstanbul İli Devlet
Anadolu Liseleri ile sınırlı tutulmuştur. Beyin uyumlu öğrenme ile ilgili bilgileri
ve beyin-uyumlu öğrenmeye olan tutumları belirlemek üzere 66 tutum ve 71 bilgi
maddesini içeren Likert tipi (Tavşancıl, 2006:138; Balcı, 2000:136-142) 2 ölçek,
bu araştırma kapsamında Anderson (1988)’in ölçek geliştirme maddelerine bağlı
kalınarak oluşturularak geliştirilmiş (Tavşancıl, 2006:141-154) ve İstanbul ili
içinde yer alan 79 Devlet Anadolu Lisesinde görev yapan bütün İngilizce
öğretmenlerine gönderilmiştir. Araştırma evreninden 235 İngilizce öğretmeninden
geri dönüş olmuştur. Bu iki adet Likert tipi ölçeğin yanı sıra, evrendeki
öğretmenlerin demografik yapılarını ortaya koyan bir sormaca da oluşturularak
uygulanmıştır. Bu bölümde, işlenmemiş verilerden oluşan bulgular sunulmaktadır.
Analizler 0.05 anlamlılık düzeyinde sınanmıştır. Araştırma sonucu elde edilen
bilgiler SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) istatistik bilgi-işlem
yazılım programı (13’üncü sürümü) yardımı ile çözümlenmiştir. Verilerin
çözümlenmesinde aritmetik ortalama, standart sapma, yüzde ve frekans gibi
betimsel istatistiklerle birlikte; geçerlik / güvenirlik çözümlemelerinde varimax
rotated faktör analizi, Cronbach alfa katsayısı, item-total korelasyon, item-
remainder korelasyon, ayırt edicilik, devamlılık katsayıları hesaplanmıştır.
Bağımlı değişkenin bağımsız değişkenlerle etkileşimi çözümlenirken ise t testi,
varyans analizi, LSD istatistik teknikleri kullanılmıştır.
V. Değerlendirme: Bu bölümde verilerin değerlendirilmesi yapılmakta ve çapraz
tablolar aracılığıyla belirlenen öğeler doğrultusunda bulgular
ilişkilendirilmektedir.
İlişkisel tarama sonucu aralarında anlamlı ilişki olduğu gösterilen araştırma alt-
kümeleri ve alt-boyutları araştırmacı tarafından ayrımlanmıştır. Araştırmada 24
alt-küme ve (araştırmadan elde edilen veriler üzerindeki sayıl çözümlemeler
19
sonucu ayrımlanan) 12 tutum alt-boyutu ve 3 bilgi alt-boyutu olduğu
belirlenmiştir. Araştırmanın alt-kümeleri ile alt-boyutları arasında var olduğu
gösterilen anlamlı ilişkiler içinden belirgin olarak görülenler 7 başlık altında (yaş,
cinsiyet, öğrenim durumu, mesleki deneyim süresi, öğretmenlik formasyonu
eğitimi alma, eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet-içi eğitim alma, haftalık
ders yükü) bir araya getirilerek değerlendirilmiştir.
Sonuç: Tezin bu son bölümünde, daha sonra bu konu hakkında araştırma yapmak
isteyen araştırmacılara ve bu konuya eğilen eğitimcilere, araştırmadan elde edilen
bulgular aracılığı ile ve tezin IV – V bölümlerinden bulgu, değerlendirme ve
yorumlara gönderme yapılarak kimi önerilerde bulunulmaktadır.
Araştırma evren-örneklemindeki deneklerle aynı nitelikleri taşıyan öğretmenlerle
ilgili genel bir çıkarsama (V.Bölümdeki verilere dayanılarak) yapılmış; tez
çalışmasının önceki tüm bölümlerinden bu noktaya kadar gelinen bulgulama,
değerlendirme, yorumlama ve tartışmaların ardından iki temel öneride
bulunulmuş ve bu öneriler sırayla incelenerek yorum ve değerlendirmeler
yapılmıştır.
Kaynakçanın ardından Ek bölümleri gelmektedir. İçerikleri aşağıda belirtilmiştir:
Ek A: Araştırmada kullanılan ölçme aracının “Sormaca” bileşeni.
Ek B: Araştırmada kullanılan ölçme aracının “Tutum Ölçeği” bileşeni.
Ek C: Araştırmada kullanılan ölçme aracının “Bilgi Ölçeği” bileşeni.
Ek D: Araştırma evren-örneklemindeki deneklerin çalıştığı İstanbul İli Devlet
Anadolu Liselerinin bilgileri.
Ek E: Araştırma için alınan resmi izin belgesinin örneği.
Ek F: Beyin-uyumlu öğrenme bilgi maddeleri havuzu.
20
BÖLÜM I
KURAMSAL ÇERÇEVE
Bu bölümde insan sinir hücrelerinin yapısı ve erişkin insan beyni ile ilgili kimi
açıklama ve temel bilgiler yer almaktadır. Bu açıklamaların kapsamı için tezin amacı
temel alınmış ve sinirbilimin kapsamına giren teknik anlatımlardan ve bilgilerden
kaçınılmaya çalışılmıştır. O nedenle, bir sinirbilimci için kimi yerlerde değinilmemiş
yerler söz konusu olabilir. Ancak, bu tezin beyin uyumlu öğrenme ve o kapsam
içinde bir ölçek geliştirme amacı doğrultusunda, bu amaçla doğrudan
kullanılamayacak olan bilgiler aşağıya alınmamış ve tezin “Araştırma” bölümünde
doğrudan kullanılacak olgular üzerinde yoğunlaşılmıştır. Yine de, konu
bütünlüğünün bozulmaması ve anlatım tutarlılığının korunması için sinirbilimcilerin
kullandığı terimler ve anlatım biçimleri kimi yerlerde korunmuş ve bu konuların
sunumu sırasında sinirbilimde izlenen alan-içi geleneklere uyulmuştur. Anlatımda
Latince kökenli sinirbilim terimlerinin genel olarak kabul edilen Türkçe karşılıkları
kullanılmakla birlikte, temel sinirbilimde genel olarak kullanılan özgün terimlerin o
alanda uzmanlık ve bilimsel yetkinlik gerektiren Türkçe kökenli karşılıkları
sinirbilimin anlatım geleneğine uymadığı için kullanılmamış ve Latince kökenli
özgün terimler korunmuştur.
Kuramsal çerçevenin anlatıldığı bu bölümde en temel beyin birimi olan hücresel
yapılar, sinir hücreleri arasındaki iletişim, evrimsel gelişim olarak beyin ve beyin
yapılarına öz olarak değinilmekte ve beyin uyumlu öğrenmenin temel özellikleri
üzerinde durulmaktadır.
Bu bölümde çerçevesi çizilen artalan bilgilerine tez çalışmasının her bölümünde
göndermeler yapılacak; model ve ölçeklerin geliştirilmesi bu çerçeveye
dayandırılacak; ve araştırmanın tasarlanması ve sonuçlarının değerlendirilmesinde bu
kuramsal çerçeve temel alınacaktır.
21
1.1. Hücresel Yapılar — Beyindeki En Temel Birim
Beyindeki alıcı ve verici işlemlerden sorumlu sinir hücrelerine nöron denir. Nöronlar
elektriksel olarak uyarılabilir ve aksiyon potansiyelleri oluşturabilir ve yayabilirler
(Greenstein ve Greenstein, 1999:72). Beyinde iki çeşit beyin hücresi vardır: glial
hücreler ve nöronlar. Glial hücreler aynı zamanda nöronlar arası alan olarak da bilinir
(Jensen, 2006:28). Glia hücreleri sinir hücresi değildir, besleyici ve destek işlevi
gören hücrelerdir. Gri maddenin yoğun olarak nöronlardan oluşmasına karşılık, glia
hücreleri gri madde içinde de bulunmakla birlikte daha çok ak madde içinde yer
alırlar. Glia hücreleri, sinir hücrelerinin beslenmesinde, metabolizma artıklarının
temizlenmesinde, hücrelerin birbirinden yalıtılmasında görev yaptığı gibi, sinir
hücrelerinin iltihabında koruyucu, sinir sistemini tamir edici rol oynarlar (Taner,
2004:1; Öktem, 2006:19; Kandel ve Schwart, 1985:15’ten alıntı). Glia hücreleri, sinir
dokusuna metabolik ve yapısal destek sağlayan hücrelerdir. Bu hücrelerin nöronlar
gibi uyarılabilme özellikleri yoktur (Taner, 2004:7).
Nöronlar, uzantılarıyla birlikte, sinir sisteminin temel yapısal birimidir.
Bedenimizdeki bütün diğer dokuların hücrelerinde olduğu gibi nöronların da etrafını
saran bir hücre zarı vardır; hücre gövdesinin içini sitoplazma doldurur ve
sitoplazmanın içinde de hücrenin yaşamını sürdürmesi için gerekli mitokondriler,
mikrotübüller, ribozomlar, endoplazmik retikulum, golgi aygıtı gibi organeller
bulunur; sitoplazmanın ortasında, genetik bilgiyi barındıran çekirdek vardır.
(Greenstein ve Greenstein, 1999:72). Buna karşılık nöronların, diğer hücrelerde
olmayan, kendilerine özgü yapısal özellikleri, uzantıları bulunur. Nöronlar üçgen ya
da poligonal gibi çeşitli biçimlerde olabilirler. Uzantılar da iki çeşittir: dendrit ve
akson. Nöronun gövdesi (soma) ve dendritler gri renktedir ama akson beyaz
görünümdedir (Madi, 2006:23; Öktem, 2006:19; Materna, 2007:24).
22
Çizim 1. Sinir hücresinin temel bölümleri
Hücre gövdesinin hareket etme yetisi olmasına karşın birçok yetişkin sinir hücresi
aynı kalır ve aksonlarını dışa doğru uzatırlar (Jensen, 2000a:29). Genellikle bir
nöronun birden çok sayıda dendriti olur. Dendritler, kısa ve çok kolludurlar, ağaç
gibi dallanırlar. Nöron, gelen uyaranları genellikle dendritleri aracılığı ile alır. Sinir
hücresinde birden çok dendrit bulunmasına karşın bir tane akson vardır. Aksonların
boyu 1-2 mm ile 1-1,5 m. arasında değişebilir3. Bir nörondan alınan uyarı, onun
aksonu aracılığı ile diğer nöronlara (ya da kaslara, salgı bezlerine) iletilir. Gerçi bir
nöronun tek bir tane aksonu vardır, ama bu akson daha sonra pek çok dala ayrılarak
çok sayıda başka nöronla, hatta 1000 kadar nöronla bağlantı kurabilir. Aksonların
çoğunun etrafında, aksonu hem besleyen hem de diğer hücrelerden ve uzantılarından
yalıtılmasını sağlayan miyelin kılıfı yer alır. Kimi aksonlar çıplaktır, miyelin kılıfları
yoktur; kimilerinde ise doğuştan miyelin kılıfı yoktur, gelişmeyle oluşur. Miyelin
kılıfında Ranvier boğumlarının (ya da Ranvier düğümlerinin) yer aldığı 1 mm
aralıklarla kesintiler vardır. Sinir akımı bir Ranvier boğumundan ötekine, birer
milimetrelik araları atlaya atlaya gittiği için miyelinli aksonlarda sinirsel ileti
miyelinsiz aksonlarla karşılaştırıldığında çok daha hızlıdır. Akson merkez sinir
3 Bel hizasından çıkıp ayak parmağının ucuna kadar giden akson, kişinin boyuna göre 1-1,5 m. uzunluğunda olabilirken, beyinde iki bitişik nokta arasında haber taşıyan aksonun uzunluğu 1-2 mm olabilir (Öktem, 2006:19).
23
sisteminden (beyin ve omurilik) çıkıp çevresel yola girdiğinde, etrafında bir görevi
de hasara uğrayan aksonun yenilenmesini sağlamak olan Schwann zarı adını alan
hücresel bir tabaka oluşur4 (Öktem, 2006:20; Taner, 2004:1).
Aksonlar genellikle uzunlukları boyunca, akson terminalleri adı verilen birçok dal
verir. Bu dalların her birinin ucunda sinaptik terminal (presinaptik terminal) adı
verilen genişlemeler vardır. Sinaptik terminaller başka nöronların gövdeleri veya
dendritleri ile bağlantı kurar. Bu bağlantı noktalarına5 sinaps (synapsis) adı verilir
(Taner, 2004:3, 6). Bilginin bir nörondan diğerine iletilebilmesi bu bağlantı
sayesinde mümkün olur. Sinaps daima bir hücrenin aksonu ile karşı hücrenin gövdesi
ya da uzantıları arasında olur. Sık rastlanan sinaps türü, bir hücrenin aksonunun karşı
hücrenin dendriti üzerinde sonlanmasıdır (akso-dendritik sinaps); bir aksonun karşı
sinir hücresinin gövdesi üzerinde de sonlanabilir (akso-somatik sinaps). Seyrek
olarak karşılaşılan üçüncü tür ise bir hücre aksonunun karşı hücrenin aksonu
üzerinde sinaps yapmasıdır (akso-aksonik sinaps) (Öktem, 2006:21; Taner, 2004:6).
Bir sinapsta altı bileşen vardır (Madi, 2006:25): (1) Presinaptik hücre (uyarıyı
getiren hücre), (2) Postsinaptik hücre (uyarıyı alan hücre), (3) Presinaptik zar
(uyarıyı getiren hücrenin zarı), (4) Postsinaptik zar (uyarıyı alan hücrenin zarı), (5)
Nörotransmiterler (kimyasal sinir iletiminde kullanılan maddeler), ve (6) Sinaptik
aralık (uyarıyı getiren ve alan hücrenin hücre zarları arasındaki boşluk).
Sinapslar, dışarıdan gelen bilgilerin değerlendirilmesini ve öğrenme işlemlerini
sağlayan noktalardır. Sinaps bozulursa iletim de bozulur. Örneğin, koku, ses,
dokunma duyusu alınmaz, unutkanlıklar oluşabilir, hareketlerde bozukluklar
görülebilir (Madi, 2006:23). Sinapsların artması öğrenmenin gelişmesini sağlar;
dışarıdan alınan bilgilerin sinirler arasında iletilebilmesi için sinir hücrelerinin
sayılarının yeterli olması, aralarındaki bağlantının yoğun olması ve sinapslardaki
4 Çevresel yollarda akson bir zedelenmeye uğrarsa, kesilirse, Schwann zarıyla kaplı eski sinir yolunda, yeni çıkan lifler için bir kimyasal çekim olur, yenilenen akson maddesi bu eski yolu doldurur. Bu yenilenmenin, rejenerasyonun gerçekleşebilmesi için Schwann zarının bulunması gerekir. Beyinde ve omuriliğin içinde rejenerasyon olmaz (Öktem, 2006:20). 5 Bu, fizik anlamda gerçek bir bağlantı değildir; yani sinapsta iki nöron ve uzantıları arasında bir deği olmaz. Sinapsta, gerçek bir değiyi önleyecek kadar bir aralık kalır. Bu aralık ancak elektron mikroskopla görülebilir (Öktem, 2006:21; Guyton ve Hall, 1996:570’ten alıntı).
24
taşıyıcı biyokimyasal maddelerin çeşitlilik ve miktarca yeterli olması gerekir.
Bilginin pekişmesi için ise sık yinelenen uyarılarla sinirler arasındaki bağlantılar
artmalı, sinir hücreleri arasında ve sinir hücrelerinin içinde yeni biyokimyasal bilgi
organizasyonları oluşmalıdır. (Madi, 2006:24).
İletiyi artırıcı sinapslar hızlı olarak yinelenen uyarılar alırsa bir süre sonra sinapsta
bozulma başlar. Buna sinaps yorgunluğu denir. Yorgunluğun oluşması fazla nöronal
çalışmaya karşı bir korunma mekanizmasıdır. Örneğin aşırı çalışmaya bağlı oluşan
yorgunluk, stres ile oluşan depresyon gibi olayların ortaya çıkması veya önlenmesi
bu şekilde açıklanır. Sinir sisteminin görevinde temel yapı olan sinaps göreve uygun
biçimde değişikliğe uğrayabilir; sayısı azalabilir, çoğalabilir, tümden yok olabilir,
biçimi değişebilir; buna sinaptik plastisite denir (Madi, 2006:25). Sinaps
yorgunluğu oluşturmamak için öğretmenlerin belirli sürelerde ara vermeleri
gerekmektedir. Sürekli olarak öğretime devam etmek kimi zaman yarar yerine zarar
verebilir.
1.1.1. Nöronda Uyarılma ve İleti
Hücreyi ve uzantılarını çevreleyen hücre zarının içi ile dışı arasında bir potansiyel
fark vardır. Hücre faaliyette değilken, hücre zarının iç tarafında negatif elektrik
iyonları bulunur. Nöron dinlenme halindeyken zarın içi ile dışı arasındaki bu
potansiyel farkına dinlenme potansiyeli denir. Negatif ve pozitif iyonlar arasında bir
kutuplaşma söz konusu olduğu için, hücre zarının bu durumuna polarizasyon denir
(Öktem, 2006:21; Waxman, 2002:20). Böyle dinlenme halindeki bir hücreye bir
uyarı geldiğinde, hücre zarının seçici geçirgenliği değişir; zarın sodyum kanalları
açılır ve büyük miktarda sodyum hücre içine girer. Potasyum iyonları da yoğunluk
farkı nedeniyle hücre dışına akar. Sodyumun içeri girmesiyle birlikte çok kısa bir
süre için hücrenin içi pozitif yüklü olur, hücrenin dışının pozitifliği azalır; buna
depolarizasyon denir (Waxman, 2002:22). Depolarizasyonla birlikte hücrede 1
milisaniye süren bir akım çakması, bir aksiyon potansiyeli olmuştur.
Depolarizasyonun hemen ardından hücre hızla yeniden polarizasyon durumuna geri
döner. Yani, yeniden hücrenin içi negatifleşir, hücre zarının dışı ise pozitif olur.
25
Buna yeniden kutuplaşma yani repolarizasyon denir (Öktem, 2006:21; Waxman,
2002:22).
Bir uyaranın hücreyi uyarabilmesi için yani gerçek anlamda bir uyaran olabilmesi
için belli bir şiddette olması ve belli bir süre devam etmesi gerekir. Belli bir şiddetin
altında kalan ve hücreyi uyarmaya, yani depolarizasyon yapmaya yetmeyen uyarana
eşik altı uyaran denir. Eşik altı uyaranlar kısa bir zaman aralığı içinde sık sık ard
arda gelip birikerek eşik değerine ulaşırsa, hücreyi uyarabilir. Buna birikme denir
(Waxman, 2002:21-2; Öktem, 2006:21). Uyaranın gerçekten uyaran olabilmesi,
hücreyi depolarizasyona sokup bir aksiyon potansiyeli sağlayabilmesi için belli bir
şiddette olması ve belli bir süre devam etmesi gerekir; bu süreye fayda zamanı
denir. Eşik değerin tam iki misli şiddetindeki bir uyaranda etkili olması için gereken
zaman çok kısalır; eşik değerin iki katı şiddetindeki uyaran için gerekli olan bu
zaman parçasına da reobaz denir, ama uyaran ne kadar şiddetli olursa olsun, zaman
yetersiz derecede kısa ise, etkili olmaz, yani aksiyon potansiyeli doğurmaz. Nöron
uyarılma eşiği büyük ölçüde yeterli oksijen kaynağının olmasına da bağlıdır
(Madi, 2006: 25). Birkaç saniye kadar oksijen sağlanamazsa nöronlar uyarılma
eşiğini tamamen kaybedebilir (Madi, 2006: 25). Bu nedenle dersliğin
havalandırılmış olmasına dikkat edilmelidir.
Sinirsel ileti konusunda başka bir özellik daha vardır; bir hücre ya da akson
uyarıldığı anda ona yeni bir uyarıcı verilirse bunu alamaz. Hücrenin bu yeni uyarıcıyı
alamadığı, çok kısa ana, refrakter devre denir (Öktem, 2006:24-5). Arka arkaya yeni
konu öğretilmemesi gerekliliği bu nedenledir.
1.1.2. Nörotransmiterler
Sinaptik nörotransmiter olarak işlev gören elliden fazla kimyasal madde
bilinmektedir. Bunların bir kısmı (örn. asetilkolin, glutamik asit) daima eksitasyon
yapıcıdır. Diğer kimi nörotransmiterler (örn. GABA – Gama amino bütirik asit ve
dopamin) daima inhibisyon yapıcıdır. Kimileri ise (ör. norepinefrin ve serotonin),
karşı zarın reseptör proteinlerine göre eksitasyon yapıcı olarak da inhibisyon yapıcı
olarak da işlev görebilirler (Öktem, 2006:28; Rosenzweig ve Leiman, 1989:185, 191-
26
2’den alıntı). Aynı nörotransmiterin kimi sinapslarda eksitasyon kimilerinde ise
inhibisyon yapıyor olması nörotransmiterin kendisinden değil, postsinaptik zardaki
alıcı proteinlerin yapısından kaynaklanmaktadır. Öktem (2006:28)’e göre,
nörotransmiter maddelerin bu reseptör proteinlerle birleşmesi, bir anahtarın kilide
girmesi şeklinde düşünülebilir. Her nörotransmiter her reseptör tarafından alınamaz.
Her transmiter madde, kendi reseptörleri tarafından alınır. Buna, nörotransmiterin
reseptöre bağlanması denilir. Yaygın nörotransmiterler arasında Asetilkolin,
Gulutamat, Katekolaminler, Norefinefrin , Dopamin, GABA, Glisin, ve Serotonin
sayılabilir (Waxman, 2002:29). Dikkat sisteminin yaşamsal kan damarı olan beyin
kimyasalları, öğrencilerin dikkatlerini toplayabilmelerinde çok önemlidir (Jensen,
2006:44). Asetilkolin, uyuşukluk durumu ile ilgili olan bir nörotransmiterdir.
Asetilkolin düzeyi genel olarak öğleden sonra geç saatlerde ve geceleyin
yükselmektedir (Jensen, 2006:44). Nöropinefrinin bütün kimyasallar içinde dikkati
en çok etkileyen kimyasal olduğu bilinmektedir (Jensen, 2006:44; Hobson, 1994’ten
alıntı). Stresli olduğumuzda böbrek üstü bezlerimiz kortizol diye adlandırılan bir
pebdit salgılar. Kortizolün kronik olarak çok yüksek olması bellek oluşumunda
önemli olan hipokampüste beyin hücrelerinin ölümüne neden olmaktadır (Jensen,
2006:53; Vincent, 1990’dan alıntı). Bellek asetilkolin, adrenalin ve serotonin
düzeyleriyle işlemektedir (Jensen, 2006:75).
1.2. Beyin
Erişkin insan beyni ortalama 1,5 kilodur (Öktem, 2006:8; Jensen, 2000a:25; Jensen,
2006:8). İnsan beyni üç açıdan incelenebilir; bunlardan ilki üçlü beyin, ikincisi
beynin dört lobu ve üçüncüsü iki hemisferdir.
MacLean’in kuramı yaygın olarak üçlü beyin teorisi olarak bilinir, çünkü ona göre
insan kafasında üç beyin bir arada bulunmaktadır (Caine ve Caine, 2002: 55). Dr.
Paul D. MacLean beynin en eski ve içerdeki kısmını “sürüngen” olarak
tanımlamaktadır. Sürüngen olarak adlandırılan kısım; beyin sapı, orta beynin bir
kısmı ve ilkel beyinden oluşur (Hart, 1975:54). Sürüngen beynin (R kompleks) amacı
fiziksel olarak yaşamı devam ettirme ve bedenin bütünlüğünü korumayla sıkı sıkıya
27
bağlıdır (Caine ve Caine, 2002: 57). MacLean’in beyni üçe ayırmasına benzer bir
örneğe A. R. Luria’nın çalışmasında rastlamaktayız . Luria özellikle İkinci Dünya
Savaşında yaralanan askerleri inceleyerek beynin üç bloktan oluştuğunu belirtmiştir.
Birinci bloğu beyin kökü ve beynin enerji merkezi olarak ve modern beynimizin ilkel
mekanizması olarak adlandırmıştır. Luria’nın ikinci bloğu bilgilerin alınması,
depolanması ve çözümlenmesi ile ilgilidir. Üçüncü bloğu ise beynin ön kısmı olarak
yorumlar ve davranışlar için olan niyetlerin ve programların düzenlenmesi olarak
adlandırır (Hart, 1975:57). Hart (1975:58), beynin, görevleri bakımından
bölümlenemez ve tek olduğunu ve eğitim sisteminin buna göre düzenlenmesi
gerektiğini belirtmektedir.
1.2.1. Arka Beyin Yapıları
Arka beyin yapılarının öğrenme için gereksinimlerinin karşılanması gerekmektedir.
Öncelikle ders boyunca huzurlu bir atmosfer sağlanmalıdır. Huzurlu bir atmosfer
sağlanmadığında beynin ilkel kısmı sürekli etkin durumda olmakta ve beynin bilişsel
işlemlerinden sorumlu ön bölgesi kilitlenmektedir. Derse öncelikle ısındırma
etkinlikleri ile başlanmalıdır. Öğrencilerin birbiri ile sosyalleşmesine beş dakika
kadar izin verilmeli ve işbirlikçi öğrenme uygulamalarına önem verilmelidir.
Öğrencilerin katılımları olumlu dönütle desteklenmelidir. Dersin sonunda öğrenilen
konuyu gözden geçirici oyunlar kullanılmalıdır. Öğrenciler kendi öğrenmelerini
değerlendirirken fon müziği kullanılmalıdır (Materna, 2007:6). Öğrenmeye hareketin
katılabilmesi için bir saat içinde en az iki aranın kullanılması gerekmektedir. Bu
sürede yetişkinler kalkıp yürüyebilirler, öğrenilen konuyu başka biriyle tartışabilirler.
Materna (2007:7) arka beyin yapılarının gereksinimlerinin karşılanması için bazı
devinimsel önerilerde bulunmuştur:
a) Her otuz dakikada nefes egzersizleri ve gerinme hareketleri yapmayı önerin.
b) Deneyerek öğrenme etkinliklerini ders planınıza alın.
c) Öğrencileri ayağa kalkmaya ve ortalıkta gezinmeye davet edin.
28
d) Ders aralarında konuyu yinelemek için yürüme ve konuşma etkinliklerine yer
verin.
1.2.1.1. Beyin Sapı
Beyin sapı insan evrimi göz önüne alındığında beynin en eski kısmıdır. Kalp atışı,
solunum, vücut ısısı ve kan basıncı gibi en yaşamsal öncelikli beden işlemlerinden
sorumludur. Beyin sapı bedenin yaşayakalması ve süregelimi üzerine yoğunlaşmıştır.
Diğer beyin bölgeleri gibi “kaç ya da savaş” ilkesinden sorumludur; bu nedenle
doğada bir tehlike ile karşılaşıldığında insanın koşmasına olanak sağlar. Öğrenci
sınıfta bir tehlike ile karşılaştığında beyin tehlikeyi duyumsar ve hayatta kalma
düzeneği, sorumluluğu devralır. Bu noktada bütün enerji yeni bir bilgiyi işlemekten
çok kendini koruma için harcanacaktır. Hayatta kalma mekanizması mantıklı
düşünmeye karşı üstünlüğü ele geçirir. Öğrenme kuramcısı Leslie Hart (1983) bu
olguyu tanımlamak için “çöküş” (downshifting) terimini kullanmaktadır (Materna,
2007:4). Mihaly Csikszentmihalyi (1990) beynin en uygun çalışmasını tanımlamak
için “akış” (flow) terimini tanımlamıştır. Akış, meydan okuyucu ve uyarıcı öğrenme
deneyimi ile oluşan en yüksek öğrenme düzeyidir. Beyindeki kan neokortikal
alandan amigdalaya akar, neokorteks alanında bir çöküş olur ve mantıksal karar
verme ve düşünme süreci kapanır (Duman, 2007:11; Damasio, 1999:21; Brant ve
Wolfe, 1998; Sylwester, 2000’den alıntı). Öğrenen akış durumuna girdiğinde içsel
güdülenme ve bağlılık öğrenmede üstün gelir (Materna, 2007:5). Öğrenen konuyu
kendince anlamlı bulur ve öğrenmeye olan bağı artar. Eğitimciler öğrenme için bu
bakımdan uygun ortamı yaratmalıdırlar.
1.2.1.2. Beyincik
Beyincik (serebellum) arka kafa çukurunda yerleşmiştir. İki yarımküreden oluşur.
Bu yarımkürelerin bedenle ilişkisi çapraz değil düz olmakla birlikte beyin yarı
küreleriyle (serebral hemisferler) olan ilişkisi çaprazdır (Öktem, 2006:41). Ağırlığı
merkezi sinir sisteminin yaklaşık 1/10’unu oluşturmasına rağmen, beyincikteki sinir
hücrelerinin sayısı merkezi sinir sistemindeki tüm nöronların yarısından fazladır
(Taner, 2004:89). Hareketlerin amaca uygun ve koordinasyon içerisinde yapılması,
29
kas tonusu ve dengenin sağlanması gibi motor fonksiyonların yerine getirilmesinde
önemli rolü olan beyincik hareket için önemlidir; motor beceriler, denge ve duruşu
düzenler. Gelecekte kullanılmak üzere geçmişteki devinduyumsal hatıraları depolar.
Beyinciği çıkarılmış bir canlı, bu devinimi uyumlu bir biçimde değil, kesik kesik
devinimlerle yapabilir. Beyincik, bir devinim bütününü (örneğin, bir bardak suyu alıp
ağza götürmek) oluşturan birçok küçük devinimsel adımların tümünün eşgüdümünü
sağlar6 (Öktem, 2006:43).
Son zamanlardaki bir çalışma beyinciğin beyin kabuğu ile birlikte çalışarak bilginin
işlenmesi ve düşüncelerin düzenlenmesinde görev aldığını ortaya çıkarmıştır
(Materna, 2007:5; Leiner ve Leiner, 1997’den alıntı). Beyincik motor beceriler ve
duyusal görevler kadar zihinsel başarımların da bir parçasıdır. Leiner (1997)’in
kuramına göre beyincik geçmişteki uygulayımlardan kestirimler yapar. Beyincik
diğer beyin bölgelerini en yüksek öğrenme durumu için kendiliğinden hazırlar.
Beyincik zihinsel ve duyumsal beyin bölgeleriyle bağlantılıdır, zihinsel ve duyumsal
alanları kendi kendine çalışabilir bir duruma getirir (Materna, 2007:6).
1.2.2. Orta Beyin
Beynin ortasındaki alan, çekirdek, orta beyin ya da limbik sistem olarak da
adlandırılır. Bu bölge beyin hacminin %20 sini oluşturur ve uyku, duygular, dikkat,
vücut düzenlemesi, hormonlar, koku ve beyin kimyasallarının üretiminden
sorumludur (Jensen, 2000a:26-7). Bunların yanı sıra orta beyin hormonal sistemi
kontrol eder, bağışıklık sisteminden sorumludur ve yiyecek, cinsellik ve büyüme için
ana mekanizmadır. Arka beyinle önbeyin arasında yer alan orta beyin bölgesi arka
beyinle birlikte, genellikle beyin sapı diye adlandırılır. Oldukça küçük olan orta
beyin, arka beyin gibi aşağı inmekte olan hareket sinirlerinin ve yukarıya bilgi
taşımakta olan duyu sinirlerinin geçiş yoludur7.
6 Beyincik hasta olduğunda, kas koordinasyonu ve kasların uyumlu çalışması sağlanamadığından, kişinin konuşması da bozulur, sarhoşvari konuşma denilen şekilde konuşur (Öktem, 2006:43). 7 Orta beyinin önemli bölgesi olan “iki tepecik” (colliculus), duyu organlarından gelen belli duyuların beyne iletilmesinde rol oynar. Bunlardan superior colliculus görmeyle ilgili duyuların alınması ve göz hareketlerinin denetiminde, inferior colliculus ise işitme duyusu ile ilgili bilgilerin alınması ve
30
1.2.2.1. Orta Beyin Yapıları
Orta beyin yapıları olan talamus, hipokampüs ve amigdala öğrenme ile ilişkilidir.
Öğrenmede öğrencinin duyguları çok önemlidir. Öğrencilerin isimleri ile
çağırılmaları, selamlanmaları ve dersin başında öğrenme hedeflerinin belirtilmesi
gerekmektedir. Öğrencilerin kendi görüşlerini söylemelerine ve deneyimlerini
anlatmalarına yer verilmelidir. Öğrencilerin sözel ve sözel olmayan davranışlarına
dikkat edilmelidir. Gerçekçi beklentiler belirlenmeli ve ödev teslim tarihlerinde
esnek olunmalıdır. Ödevlerde ve ders etkinlikleri planlamada öğrencilerin
katılımlarına yer verilmelidir. Etkinlik sonuçlarının öğrencilerle tartışılması ve
öğrenme ortamının düzenlenmesi için dönüt sağlanmalıdır (Materna, 2007:12).
Sinirbilimci Richard Restak (2003) her duygusal tepki ve duyumun limbik sistemle
ilgili olabileceğini söylemiştir. Restak şiddet ve saldırganlığa duygusal bir yanıt
verebilmek için orta beyin parçalarının prefrontal korteks ile birlikte çalıştığını
söylemiştir.
1.2.2.1. Talamus
Talamus, hipotalamusun üzerinde yer alan ve yarımkürelerin ak maddesi içinde sağlı
sollu yer alan gri çekirdekler topluluğudur. Talamus, yaygın projeksiyon sistemi
yoluyla korteksin bütününe uyarılar göndererek bilinçliliğin ve uyanıklığın
sağlanmasına katkıda bulunur; spesifik projeksiyon sistemiyle de çeşitli duyuları
kortekste onları işleyecek olan özgül bölgelere gönderir. Talamus bu bakımdan bütün
duyuların geldiği ilk duraktır; her bir duyu beyin kabuğundaki o duyuyla ilgili
bölgeye talamustan iletilir. Gözden gelen görme duyusu, önce talamusun içindeki
belli bir çekirdek grubuna ulaşır; daha sonra buradan oksipital bölgedeki primer
görme alanına gönderilir. Kulaktan gelmekte olan işitmeye ilişkin duyular da gene
önce talamustaki bir başka çekirdek grubuna gelir ve buradan temporal korteksteki
primer işitme alanına iletilir (Öktem, 2006:12, 38). Duyulardan başka, talamustaki
bir küme çekirdek, bellekle ilişkilidir. Uzun süreli belleğe aktarmak üzere bilginin kişinin başını ses kaynağına doğru çevirmesinde rol oynar (Öktem, 2006:11). Yine orta beyinde bulunan substansia negra beynin yukarı bölgelerinden devinimle ilişkili (motor) bilgiler alır, “kırmızı çekirdek” (nucleus ruber) ise beyincikten motor bilgi alır ve her ikisi de motor kontrolde rol oynarlar (Öktem, 2006:12).
31
kaydedilmesinde talamusun bu çekirdek kümesinin rolü olduğu bilinir. Bu açıdan,
sol talamusun sözel bellekle, sağ talamusun ise sözel olmayan bellekle ilişkili olduğu
düşünülür. Ayrıca sol talamusun dil işleviyle ilişkili olduğu da bilinir (Öktem,
2006:12).
Talamus öğrenenin yeteneği olan dikkat etmeye katkıda bulunur. Robert Sylwester
(1995)’te talamusun duyu organları ve beyin kabuğu arasında düzenleyici olarak
çalıştığını ve talamusta üst düzey işlemlemelerin yer aldığını bunun da neyin
yapılmaya değer olduğuna karar vermemize yardımcı olduğunu belirtmiştir
(Materna, 2007:8). Talamus dikkatimiz ve kısa süreli belleğimiz arasında çevredeki
ses ve etkinliklere karşın önemli bilgilerin tutulmasını sağlar.
1.2.2.2. Hipokampüs
Fonksiyonel manyetik rezonans tekniğiyle gerçekleştirilen görüntüleme (fMRI)
çalışmaları; hipokampüsün kimi parçalarının bellek ve hatırlama ile ilgili olduğunu,
depolanan hatıraların anlamlandırılması ve kısa süreli bellekteki bilgilerin uzun süreli
belleğe aktarılmasından sorumlu olduğunu ortaya koymuştur (Materna, 2007:8). Bu
süreçler bireyden bireye değişiklik gösterir ve birkaç haftadan birkaç aya kadar
sürebilir. Hipokampüs sürekli olarak depolanan anılar ile yeni bilgiler arasında
farklılıkların ve karşıtlıkların bulunmasına çalışır. Son zamanlardaki yeni
araştırmalar hipokampüste çok az da olsa yeni beyin hücrelerinin çoğalabildiğini ve
gelişebildiğini göstermektedir (Duman, 2007:28; Eriksson, v.d., 1998; Jensen,
2000a:28’den alıntı). Hipokampüsteki nöronal gelişme-büyüme, öncelikle beyne
duyu organları yoluyla dışsal uyarıcıların gelmesi ile başlar. Bu uyarıcılar bazen içsel
güdülenmeye kaynaklık eden sezgiler, hissedişler, beyin fırtınası olabilir (Duman,
2007:28). Hipokampüs gerçek ya da anlamsal hatıraların depolanmasına çalışırken
diğer bir orta beyin yapısı olan amigdala duygusal hatıraların depolanmasına çalışır
(Materna, 2007:8; Restak, 2003’den alıntı).
32
1.2.2.3. Amigdala
Uzun süreli belleğin duygusal bileşenlerini depolar. Anı geri çağrıldığında ona bağlı
olan olumlu veya olumsuz duygular yeniden yaşanır. Beynin diğer bölgelerinin de
duyguları işlemlemesine karşın, duygusal işlemlemenin çoğu (özellikle de korku)
amigdala ile korteks arasında oluşur (Materna, 2007:8; Dolan, 2002’den alıntı). Bu
çalışmalar öğrenme ve bellekte duyguların ne kadar önemli olduğunu göstermekte,.
eğitimcilerin öğrenme ortamını tehditten uzak tutmaları, jest ve mimikleri ile beden
dillerinin olumsuz olmadığının bilincinde olmalarının gerekliliğini ortaya
koymaktadır. Joseph LeDoux (1996), eğer duygu olumlu ise beynin dikkat, bellek ve
öğrenme becerilerinin de harekete geçtiğini söylemektedir. Antonio Damasio (1994),
“Duygular vücuttan ayrı değildir ve bireyin öğrenme hakkındaki düşünmesini
etkiler,” demektedir. Güçlü duygularla öğrenilen şeylerin unutulması güçtür ve daha
canlı olarak hatırlanır. Yetişkinler çok boyutlu hayatlar yaşarlar ve genellikle sınıfa
aile ve iş yaşamı sorunları ile gelirler. Yetişkin öğrenenlerin sınıfında orta beynin
gereksinimlerinin karşılanması öncelikle yetişkinlerin duygu durumlarının göz önüne
alınması ile mümkündür (Materna, 2007:10).
1.2.3. Ön Beyin
Orta beyin üzerinde yer alan önbeyin (veya, üst beyin, serebrum) insan beyninin en
büyük parçasıdır. Önbeyin sağlı-sollu iki beyin yarımküresine (serebral hemisfer)
ve dört loba ayrılır. Öğrenme, hatırlama, düşünme, problem çözme, planlama yapma
gibi yüksek entelektüel işlevlerin alt yapısı ve temeli olarak görülür (Greenstein ve
Greenstein, 1999:24).
Beyinde iki yarım küre vardır; iki yarımküre bir bütünün parçaları olarak işbirliğini
yürütürler. Beynin sol tarafı insanların % 80-90’ında dil işlevlerini üstlenecek tarzda
bir gelişim gösterir (Korkmaz, 2005: 32; Pensfield ve Roberts; 1959’dan alıntı). Dil
işlevi açısından sol yarımkürenin baskınlığının anatomik dayanağı, özellikle
temporal lobda dil ile ilgili alanların daha doğumdan itibaren solda sağa oranla
belirgin biçimde daha gelişmiş olmasındadır (Korkmaz, 2005:32; Joseph, 1996). Sağ
ve sol yarımküreler birbirine bakışımlıdır; aynı yapıları içerirler ve bu iki yarımküre
33
birbirinden ayrı ve bağlantısız olmayıp aralarında sinir yollarından oluşan bağlantılar
bulunur. Bu bağlantılardan en büyük, en kalın olanı; iki yarımküre arasında bir köprü
durumunda olan, iki yarımküredeki karşılıklı bakışımlı noktaları birbirine bağlayan
kalın bir sinir lifleri demeti olan “corpus callosum”dur (Öktem, 2006:12; Greenstein
ve Greenstein 1999:338). Başlıca görevi iki yarımkürenin birbirinden haberdar
olmasını sağlamaktır (Öktem, 2006:12).
Beynin iki yarımküresi farklı işlevleri yerine getirirler. Sol yarımküre dil becerileri
ile ilgiliyken, sağ yarımküre uzamsal işlemleme ile ilgilidir. Ayrık beyin (split
brain) araştırmaları ve sonucunda gelen yarımkürelilik (hemispherity) tartışmaları
eğitimde önemli gelişmelere yol açmıştır. İlk kez olarak eğitimciler beyin
araştırmalarını eğitim programlarının değerlendirilmesi ve tasarlanmasında bir
kaynak olarak kullanmışlardır (Caine ve Caine, 2002: 37). Beyin araştırmaları
geleneksel eğitimin tamamen dar bir öğretim yaklaşımı sunduğu inancına da destek
sağlamıştır. Bireylere bakıldığında her birinin tercihlerinin, eğilimlerinin, fikirlerinin
ve yeteneklerinin değişiklik gösterdiği görülür. Yarımkürelilik konusundaki
tartışmalar, öğrenme biçimlerinde farklılıklar olduğu olgusunun kabulüne yardımcı
olmuştur. Okuma biçemleri (Carbo, Dunn, ve Dunn 1986), öğrenme ve
yaratıcı/algısal biçemler (McCarty 1981), ve yönetim biçemleri envanterleri (Lynch
ve Kordis 1988) temelde sağ ve sol beynin kuramsal tabanıyla birlikte gelişmiştir
(Caine ve Caine, 2002: 37). Görme, bütünü ile sembolize edilir, ancak gelen görme
sinyallerinden şekil, renk ve hareket ile ilgili özel bilgiler seçilir (Waxman,
2002:143; Öktem, 2006:49).
34
Çizim 2. Beyin lobları
(<http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/2/2b/Illu_cerebrum_lobes.jpg> 25/05/2008. Tez yazarının Türkçeleştirmesi ile.)
En üstte yer alan beyin yarımküreleri, korteks adı verilen beyin kabuğu ile
kaplanmıştır. Sinir hücrelerinden oluşan korteks, evrim içinde sinir sisteminin en son
ortaya çıkan ve gelişen aşamasıdır; filogenetik olarak beynin en genç parçasıdır
(Greenstein ve Greenstein, 1999:32). Balıklarda hiç korteks yokken, aşağı
memelilerde beynin ancak küçük bir kısmını oluşturan sınırlı bir korteks vardır;
yunuslar, maymunlar, insanlar gibi yüksek memelilerde ise korteks diğer beyin
bölümleriyle karşılaştırıldığında çok büyüktür (Öktem, 2006:13).
1.2.4. Beyin lobları ve işlevleri
Üst beyin bölgesi gelişen son beyin bölgesidir. Düşünme etkinliğinin çoğunlukla
gerçekleştiği alandır. Beyin iki yarımküre ve dört loptan oluşur. Serebrumun dış
yüzeyi altında uzandığı kafatası kemiklerinin adlarına göre isimlendirilerek frontal,
oksipital, paryetal ve temporal olmak üzere dört loba ayrılır. Lobların yerleri ve
ilgili işlevler aşağıda özet olarak belirtilmiştir (Byrnes, 2001:15):
a) Frontal lob
Yer: Alın kısmının arkasında kalan korteksin ön bölümleri.
35
İlgili İşlev: Kimi sözel ve okuma becerileri, belleğin kimi işlemleri, dikkat,
stres, ket vurma, duygusal işlemleme, mantıklandırma ve matematik
becerileri.
b) Temporal lob
Yer: Kulakların arkasında korteksin yan kısımları.
İlgili İşlev: Duyulan bilginin işlemlenmesi, belleğin kimi işlemleri, duygusal
tepki, matematik becerileri ve disleksi.
c) Paryetal lob
Yer: Korteksin üst kısmı.
İlgili İşlev: Kimi dikkat ve bellek işlemleri ve matematik becerileri.
d) Oksipital lob
Yer: Kafanın arkasında, korteksin arka kısmı.
İlgili İşlev: Görsel işlemleme ve uzamsal çalışan bellek
Frontal lob beyin yarımkürelerinin yaklaşık üçte biri (Öktem, 2006:46; Mesulam,
2004:39’dan alıntı) kadar bir yayılmayla beyin kabuğunun en büyük bölümünü
oluşturur. Alın lobu da denilen frontal lobun Rolando yarığının önünde başlayan
arka bölümü devinimlerle ilişkilidir. Frontal lobun prefrontal adı verilen ön bölümü
ise evrim içinde en son gelişen beyin parçası olup dış çevreden ve iç ortamdan gelen
bilgilerin en üst düzeyde birleştirilip değerlendirilmesi, düşünceler oluşturulması,
tepki kararlarının verilmesi ve bu kararların uygulanışının gözetilmesi ile ilişkilidir.
Yüksek düzey düşünme ve işleyen bellek merkezidir ve ayrıca yönetici işlevlerden
de sorumludur. Yönetici işlevlerin başlıcaları arasında güdülenme, merak, anlık
kararlar, harekete geçme yeteneği, sosyal uygunluğu gözetme, düzenleme yeteneği,
yargı, içgörü, öngörü (ileriyi kestirme ve davranışı buna göre ayarlayabilme), soyut
düşünebilme, yaratıcılık, sorun çözme, zihinsel esneklik (bir tepki kalıbını bırakıp,
yeni duruma uygun başka bir tepki kalıbına geçebilme), tepkileri içsel olarak
programlayarak sıralayıp ardı ardına dizileyebilme, riskleri ayırt edici bir şekilde
değerlendirip buna dayalı stratejik kararlar verebilme, tatmini / haz almayı
erteleyebilme, dikkati sürdürebilme, aynı anda birden çok şeye dikkat edebilme,
36
çeldirici uyaranlara direnç gösterip onları dikkat alanı dışında tutabilme, dikkat
odağını bir yerden bir başka yere çevirme esnekliğini gösterebilme, karmaşık bir
durumun can alıcı ana özünü kavrayabilme, bir noktaya takılıp kalmadan durumun
bütününü göz önünde tutabilme, çok basamaklı bir yönergeyi izleyebilme, o an var
olan ama uygun olmayan tepki eğilimini bastırabilme, davranış çıktısını saplantıya
düşmeden sürdürebilme sayılabilir (Öktem, 2006:46).
Şakak lobu da denilen temporal lob, tepe lobu da denilen paryetal lob ve en
arkadaki oksipital lob başlıca duyu girdilerinin alınması ve değerlendirilmesi ile
ilişkilidir. Oksipital lop görme duyusu ve görmenin işlemlenmesinden sorumludur.
Temporal lob işitme duyusu, duyma, bellek ve anlam işlevlerinden sorumludur
(Greenstein ve Greenstein, 1999:338). Temporal lopta konuşma sesinin dil
bağlamında tanınıp (konuşmanın) anlaşılmasıyla ilişkili olan ve konuşurken doğru
sözcüğü seçmede kritik bölge olan Wernicke alanı bulunur. Temporal lopların
birincil alanında bu işitme duyusu bilince çıkar, ikinci birleşim alanında işlenip
algılanır ve örneğin çevre sesleri konuşma seslerinden bu biçimde tanınıp ayırt edilir
(Waxman, 2002:143; Öktem, 2006:48).
Temporal lobun derinliklerinde yer alan hipokampus alanları, bellek kaydı ile
ilişkilidirler. Bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarılmasında ve uzun
süreli bellek deposu içinde 2-3 yıl boyunca sağlamlaştırılmasında kritik rol
üstlenirler. Bu açıdan sağ temporal bellek bölgeleri sözel olmayan bellek açısından,
sol temporal bölgeler ise sözel bellek açısından özelleşmişlerdir ve bellek açısından
sol temporal daha baskındır (Öktem, 2006:48).
Paryetal lopta bedensel duyuların işlemlenmesi, duyumsal işlemler ve dil işlemleri
yer alır (Öktem, 2006:44; Materna, 2007:13; Jensen, 2000a:26). Sol paryetal lopta da
dili anlamakla, sözcüklerin anlamları ile ilişkili kritik rolü olan bölgeler vardır. Sol
paryetal lobun hasarlanmasında, kişinin işittiği konuşmayı anlamasında zorluk olur;
konuşurken doğru sözcüğü bulmada da güçlük çeker (Öktem, 2006:47).
Serebral korteks bilinçli veya bilinçsiz düşünme süreçlerinden sorumludur (Materna,
2007:22). Alman araştırmacılar Gert Pfurtscheller ve Andrea Berghold (1989)
37
bilinçsiz aklın bilinçli olandan önce vücudu harekete geçirici eylemleri yönettiğini
bulmuşlardır (Materna, 2007:22). Aynı araştırmacılar öğrenmenin %99’unun
bilinçsizce gerçekleştiğini belirtmektedirler. Yani, öğrenenler bir şeyi öğrendiklerinin
bilincinde olmadan öğrenmektedirler (Materna, 2007:22).
Yetişkinlerde üst beynin gereksinimlerinin karşılanması için aşağıdaki ilke ve
uygulamaların önemi vurgulanmaktadır (Materna, 2007:23).
1. Öncelikle öğrenenlerin etkin bir biçimde öğrenme sürecine katılmaları
gerekmektedir.
2. Eğer mümkünse didaktik öğretimden kaçınılmalıdır; enerjik ve etkileşimli
tartışmalar daha etkindir.
3. Öğrenenlere dinamik ve işbirlikçi gruplar halinde öğrendiklerini uygulama
olanakları sağlanmalıdır.
4. Uyarıcı bir müzik, renkli ve etkileşimli araçlar kullanılmalıdır.
5. Uzun seriler halinde yansı (slayt ve asetat) kullanımı sınırlandırılmalıdır.
6. Öğrencilerle iletişim kurulmalıdır ve eleştirel düşünme soruları sorulmalıdır.
7. Ders anlatılırken hareket edilmeli, jest kullanılmalı anlatım boyunca ses
dalgalandırılmalıdır.
8. Yeni öğrenme ve eski öğrenmeler arasında renkli grafik düzenlemeleri
kullanılmalıdır.
9. Mecazlı bir dil kullanılmalı, benzetme ve karşılaştırmalardan
yararlanılmalıdır.
10. Konudan uzaklaştıran dikkat dağıtıcılar ortadan kaldırılmalıdır.
11. İstekli olunmalıdır.
38
1.3. Beyin ve Öğrenme
Öğrenmenin beyin-uyumluluk bakımından kısa bir nörofizyolojik
değerlendirmesinden önce, öğrenmeye ruhbilimin bakış açısından yaklaşılacak
olursa, “öğrenme” bağlamında sorulan soru, “Bir metni dinleyen veya okuyan kişi bu
dinleme/okuma olayında yer aldıktan ve olay sona erdikten sonra ne öğrenmiştir?”
olmaktadır. Ruhbilim bakımından, öğrenme en yalın biçimde, “bir kavramın bir
deneyimden dolayı değişimi” olarak tanımlanabilir. Kuşkusuz, bu değişimin
ardından davranışlar da değişecektir. Öyleyse, öğrenmenin derecesinin yansıması, bu
yeni bilginin ardından öğrenenin tutumları, inanışları ve eylemleri üzerindeki itkisi
biçiminde olacaktır (Rost, 2002:72).
Dilsel algı becerileri (dinleme ve okuma) üzerinden öğrenme, önceki bilgilerin (veya
bilgi şemalarının) etkinleştirilmesini ve bunların bir biçimde güncellenmesini
gerektirir; bu süreç ekleme, olumsuzlama, genelleme, çıkartma veya soyutlama ile
olur. En temel öğrenme türü olarak, bellek kullanımının ‘metin-tabanlı’ modeli
belirtilebilir (Rost, 2002:72; Kintsch, 1998’den alıntı). Bu tür öğrenme geçici olma
eğilimindedir. Yeni öğrenme önceki bilgilerle uygun biçimde bütünleştirilemediği
için ve ancak ‘öğrenilmiş’ metin ile ilişkili belirli biçimlerde akla getirilebildiği için,
öğrenmeden bir-iki saat sonra bile zayıflar. Uzun süreli amaçlar için öğrenmede
belleğin durumsal modeli yer alır; önceki bilgiler ile metinden gelen bilgiler
bütünleştirilir. Bu tür öğrenme bir-iki saatin ötesinde dayanma eğilimindedir çünkü
daha iyi bir biçimde bütünleştirildiği için daha fazla erişim yolları bulunmaktadır.
Bilişselci çerçevede, dilsel algı becerileri ile öğrenmenin ilişkisi dört ögeyi gerektirir
(Rost, 2002:72; Clark, 1993’ten alıntı):
1) Öğrenme birimleri: Uzun süreli bellekte temsil edilen sözcükler veya
kavramlar veya kavramların düzenlemeleri. Bu birimlerin öğrenen için ‘ruhsal
gerçekliği’ olmalı, öğrenciye neyi öğrendiğini gösterebilir olmalıdır.
2) Bu birimlerin etkinleşme değerleri: Öğrenen tarafından bir birime bağlanan
bilişsel önem ve bu birimin çalışan bellekte ne kadar kısa bir süre önce
39
etkinleştirildiği. Önem ve yakın zamanda etkinleştirme bu yeni birimlerin
yerlerinde tutulması olasılığını etkileyecektir.
3) Bağıntılama değeri: Bir birimin diğer birimlerle bellekte bağlantısı ve
bağıntının sağlamlığı. Yeni birimin önceki deneyimlerle, kişinin kendi ilgi
alanları, görüş ve düşünceleriyle olan bağlantılarının sağlamlığı bu yeni
öğrenmenin kalıcılaşmakta olduğu olasılığını güçlendirir.
4) Öğrenme kuralları: Bağlantıların büyütülmesi, değiştirilmesi veya
öğrenilmemesi için (hem içten gelen hem de sonradan edinilmiş) yollar.
Kişinin metni işlemleme yolları ve öğrenenin bu işlemlemeye ilişkin inanışları
öğrencinin uyguladığı temel öğrenme kurallarıdır.
Öğrenmenin nörofizyolojik açıklaması öncesinde, bir bakıma bilişsel yaklaşım
doğrultusunda biçimlendirilen bağlantılayıcılık modelinden de kısaca söz edilebilir.
Bağlantılayıcılık, beynin sinir ağlarını öğrenmeyi başarmak üzere nasıl düzenlediğine
ilişkin bir modeldir. Öğrenmenin gerçekleşmesi için yeni bir ‘kavram’ oluşturulmalı
ve azalan hata düzeylerinde yeniden uygulanmalıdır. Yeni bir kavramı öğrenmek için
kişi önceki öğrenilen kavramlarla ‘bağlantılar’ oluşturmalı ve yeni kavramı sürekli
olarak yeniden anlayıp kavramalıdır. Öğrencinin karşılaştığı kavramların her bir yeni
kavram kümesinin belirli bir bağıl değeri olup öğrenmenin yolu üzerinde değişime
neden olur. Öğrenme yolu, kavramın yeni bilişsel bağlamlarda ve değişik bağıl
değerlerle çoklu karşılaşmalarını da içerir. Öğrenmede (yüzde 0 hataya doğru)
ilerleme yeni kavramlarla karşılaşıldıkça uygulamadaki sıçramalar yoluyla ortaya
çıkar. Bu modeli işleten ise öğrencinin kavramları bilişte bir araya getirme arzusudur
(Rost, 2002:73). Bu model içinde öğrenmenin süreci aşağıdaki çizimdeki gibi
belirtilebilir (Rost, 2002:73; Clark ve Millican, 1996:32’den uyarlama):
40
Çizim 3. Öğrenmenin “Bağlantılayıcılık” içinde görülüşü
Beyin ve öğrenme bağlamında, öğrenmenin biyolojik tabanlı yorumlarından birisi de
Zull’un (2002) The Art of Changing the Brain (Beyni Değiştirme Sanatı) adlı
kitabında yer almaktadır. Zull (2002:15), modelinin sunumuna aşağıdaki çizimle
başlar:
Çizim 4. Üç işlevin serebral korteksteki alanları
Sol beyin üzerinde belirtilen bu alanlardaki duyusal, bütünleyici ve motor işlemler
tüm sinir sisteminin anahtar işlemleridir. Çevreyi duyumsar, duyumsananları bir
araya getirir (bütünleştirir) ve uygun devinimleri (eylemler) üretirler:
Duyumsa � Bütünle � Eylemde bulun
41
Duyu sinirleri tarafından beyne aktarılan iletiler küçük parçacıklar halindeki elektrik
sinyalleri biçimindedir ve kendi ham biçimleriyle bir anlamları bulunmaz.
Duyumsanmış bilgilerin elektrik sinyalleri beyinde bir araya getirilerek tanınır ve
daha büyük anlamlı parçaların içinde (örn. okunan bir makale) bütünleştirilirler.
Anlamın kurulmasından sonra beyinde bu girdiye karşılık bir tepki için düşünme,
karar verme, plan yapma, vb. işlemler gerçekleşir. Bu planı uygulamaya koymak için
motor sinyaller ilgili kaslara gönderilir ve eyleme dönüşürler (örn. bir eleştiri yazısı
yazmak). Kişinin kendi ürettiği eylem de kendisi tarafından aynı duyu yolları
aracılığıyla algılanır. Bu süreç aşağıdaki çizimde özetlenmektedir (Zull, 2002:16):
Çizim 5. Duyumsama – Eylem döngüsü
Öğrenme döngüsü için Dewey ve Piaget’den etkilenen Kolb’dan yararlandığını
belirten Zull, döngüyü aşağıdaki çizimdeki ana adımlarıyla belirtir (Zull, 2002:17):
Çizim 6. Öğrenme döngüsü
Bu döngü, öğrenmenin somut deneyimden kaynaklandığı önermesine dayalıdır.
Ama, deneyim ile bitmez; aynı zamanda düşünme, soyutlamalar geliştirme ve bu
soyutlamaların etkin sınamalarını da gerektirir. Bu döngüyü beyin üzerine oturtan
42
Zull, öğrenme sürecinin biyolojik işlemini aşağıdaki çizimle modeller (Zull,
2002:18):
Çizim 7. Öğrenme sürecinin biyolojik döngüsü
Somut deneyim, duyusal korteks üzerinden gelir; düşünme ve yansıtma korteksin art
bölgelerinde yer alır; yeni soyut kavramlar öndeki bütünleyici korteks alanlarında
ortaya çıkar; ve etkin sınama ise motor beyin tarafından gerçekleştirilir. Zull’a göre
(2002:19), öğrenme döngüsü beynin biyolojik yapısından doğal olarak ortaya
çıkmaktadır.
Öğrenme olayını yorumlayan pek çok kuram bulunmaktadır. Bunların tümünün özet
biçiminde bile olsa burada ele alınması bu tezin amaç kapsamının dışına taşacaktır.
Bu kuramlar kendi içlerinde kuşkusuz gerekli bir geçerlilik ve tutarlılık düzeyinde
olsa da, insan davranışı ve öğrenmesi tek bir öğrenme kuramına bağlanamayacak
kadar karmaşıktır (Taylor ve MacKenney, 2008:178). Bu bakımdan, öğrenmenin
beyin-uyumluluk ilkeleri açısından değerlendirilmesi, öğrenmenin gerçekleştiği
beyindeki elektro-kimyasal ve nörofizyolojik süreçleri ve bu süreçlerin oluşmasını
sağlayan dış değişkenlerin belirlenmesi ile daha öz bir sonuca ulaştırabilir.
Beyin-uyumlu öğrenmenin bakış açısından ele alındığında, “İnsan beyni nasıl
öğrenir?” sorusu eğitimin temel sorularından biridir. Beyin uyumlu öğrenme
kuramına göre öğrenme, “fiziksel uyarımlar sonucu beyinde oluşan biyokimyasal bir
değişme” biçiminde tanımlanır (Duman, 2007:49). Her türlü etki ve düşünsel
43
yaklaşım, beyinde biyolojik ve fizyolojik bir karşılık bulur (Duman, 2007:10; Vester,
1994’den alıntı). Karşılaşılan her yeni deneyim ve öğrenme beyni fiziksel ve
elektrokimyasal olarak değiştirir (Jensen, 2000a:30). Bu nedenle öğrenme, “sinir
ağlarının oluşma süreci”dir ( Radin, 2005: 15; Wolfe, 2001’den alıntı).
İnsan beyninde tahminen 100 milyar civarında nöron bulunmaktadır (Duman,
2007:49; Ornestein ve Thompson, 1984:21’den alıntı).Öğrenme beyni değiştirir, her
yeni uyarıcı, deneyim ve davranışla yeni ağlar oluşturur. Öğrenmenin ilk başlangıcı,
öncelikle görme, işitme, dokunma, koklama, tatma gibi duyu organlarına ulaşan içsel
ya da dışsal bazı uyarıcıların (ses, biçim, koku, tat, renk, ısı, ışık) farkına varılması
olan algıyla başlar (Duman, 2007:26). Bu uyarıcıların beyne gitmesi, işlemi başlatır.
Duyuşsal kayıttan geçen bu uyarıcılar sınıflanarak belli bir düzenleme işlemine
tutulur. Bu uyarıcı, beyinde sinirsel uyaranlara dönüşerek beynin orta kısmında
bulunan ve görevi duyusal bilgileri, girdileri, uyarıcıları alıp vermeye yarayan bir
istasyon gibi işlevsel özelliği olan, bilgileri beynin gerekli bölgelerine gönderen
talamusa gider. Bilinçli ve kasıtlı davranışta çoklu bir duyuşsal (görme, işitme,
koklama, tatma, dokunma) akış oluşmaktadır. Bu çoklu duyuşsal akış, girdi,
uyaranlar ya da bilgiler talamustan beynin bellekten sorumlu bölgesi, bilginin
depolanma biçimine karar veren kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe taşımasında
önemli rolü olan ve beynin çıktısı olarak bilinen hipokampüse giderek uyaran, bilgi,
girdi burada bir harita gibi şekillenir (Duman, 2007:26). Daha sonra uyarıcı
sınıflandırılır ve birkaç düzeyde işlenir. Son olarak da bellekte biçimlenir. Bu,
belleğin etkinleştirilebilmesi için parçaların yerleştirilmesidir (Jensen, 2006:13).
Nöronlar arası bağlantıların sayısı ve gücü deneyimlerden etkilenir; bu olgu
plastisite olarak adlandırılır. Beyin plastisitesi, beyin hücrelerinin, aldıkları uyarılara
karşı kendilerini değiştirebilme yeteneğidir. Beyin plastisitesi, öğrenme ve
hafızanın temelidir. Beyin plastisitesi öğretme ve öğretmenin oluştuğu merkezdir,
çevresel gereksinimlere göre nöron sistemini adapte etme, nöronlar arası bağlantının
sayısı, gücü ve her deneyim sonucu kendini yeniden düzenleyebilme ve
yenileyebilme yeteneği olarak adlandırılır (Duman, 2007:30; Sylwester, 2000:11;
Caine ve Caine ve Crowell, 1999:25; Springer ve Deutch, 1984:28’den alıntı).
44
Öğrencilerin ne tür deneyimlere gereksinimi olduğunu anlamamıza yardımcı olacak
beyin araştırmaları, plastisitenin varoluşunu ve bu zengin deneyimin daha fazla
nöronal bağlantı için önemini vurgulayabilirler (Caine v.d., 1999:25). İyi bir
öğrenme ve öğretim etkinliğinin planlanması öncelikle beyinde öğrenme nasıl
gerçekleşir sorusunu yanıtlayarak olmalıdır (Duman, 2007:17). Beynin özellikleri ve
yapısı bilinmelidir. Beynin hangi koşullarda hangi uyaranlara nasıl tepkiler
verebileceği tahmin edilmelidir. Çünkü beyin uyumlu öğrenme tıpkı tıptaki gibi önce
teşhis sonra tedavi sürecini başlatır. Öğretme – öğrenme süreçlerinde rastgele
seçilmiş yöntemler kullanılmamalıdır. Her kullanılan yöntemin birden çok nedeni
olmalıdır (Duman, 2007:17).
İnsanlar deneyerek, keşfederek ve düşünerek öğrenirler. Uyarım, yineleme, yenilik,
meydan okuma beynin büyümesini teşvik eder. Eğer bağlantılar kullanılmaz ya da
çalıştırılmazsa beyin uyarılmaz ve sinir ağlarında körelme olur (Radin, 2005:16).
Beyin nörokimyalarındaki farklılıklar, öğrenme kapasitelerindeki farklılıklara neden
olmaktadır (Senemoğlu, 2004:356). Beyindeki kimi kimyasallar (serotonin, dopamin
ve neoadrenalin) öğrenme, bellek ve davranışları etkiler (Jensen, 1998). Bu beyin
kimyasallarının davranış olarak gösterimleri stresli, dikkatsiz ve uykulu olma
olabilir. Eğitimin temel sorunları olan derse dikkati çekme ve dikkati uzun süre
koruyabilme beynin çalışma sisteminin anlaşılması ile kolaylaşabilecektir.
Araştırmacılar; öğrenilen bilginin uzun erimli belleğe depolanması için, uyarıcı ile
ilgili tepkiyi kontrol eden nöronun biyokimyasal öğelerinde göreceli olarak kalıcı
kimi değişmelerin gerektiğini ortaya koymaktadırlar. Öğrenme yaşantısı tarafından
hücrede sinirsel etkinlik meydana getirildiği, bu etkinliklerin hücrede belli
biyokimyasal değişmeleri oluşturduğu, bu kimyasal değişmelerin de hücrenin
protoplazmasında yeniden yapılanmalara yol açtığı düşünülmektedir (Senemoğlu,
2004:364).
Her türlü etki ve düşünsel yaklaşım, beyinde biyolojik ve fizyolojik bir karşılık bulur
(Duman, 2007:10; Vester, 1994’den alıntı). Yaygın inanışın tersine zekanın
belirleyicisi beynin büyüklüğü değil, beyin hücrelerinin birbiri ile yaptığı ağlardır
(Radin, 2005:16). Karşılaşılan her yeni deneyim ve öğrenme beyni fiziksel ve
45
elektrokimyasal olarak değiştirir (Jensen, 2000a:30). Bu nedenle öğrenme, sinir
ağlarının oluşma sürecidir (Radin, 2005: 15; Wolfe, 2001’den alıntı). Çevreyle olan
etkileşimler dendritlerin büyümesini sağlar (Radin, 2005: 16; Caine ve Caine, 1991;
Jensen, 1998; Diamond, 1967’den alıntı). Beynimize her an uyarıcılar gelmektedir.
Bu uyarıcılardan kimisi beyne ulaşır kimisi ulaşamaz. Uyarıcılar beyne ulaştıktan
sonra her beyin hücresi küçük bir elektrik bataryası gibi hareket eder. Ona bu gücü,
hücre zarında yoğunlaşan sodyum ve potasyum iyonlarının farklılığı sağlar.
Voltajdaki değişimler, dendritlerin gelişmesi için sinyal geçişlerinin güçlenmesine
yardımcı olur. Nörotransmiterler, hücre aksonunun uçlarında depolanır ve hücre
aksonunun ucundaki bu nörotransmiterler, başka bir hücreye bu hücrenin dendritine
dokunacak kadar yakındırlar. Birbirlerine bağlanan dendritlerin uç kısmında bir
elektriksel enerjiden kimyasal enerjiye, kimyasal enerjiden yeniden elektrik
enerjisine döner. Yinelenen elektriksel uyarıcılar beslenmeye bağlı gelişimle beraber
dendritlerin dallanmasını sağlar. Bu dallar, hücrenin diğer hücrelerle birleşmesini
kolaylaştırıp daha iyi anlamamızı ve öğrenmemizi sağlar (Jensen, 2006:13).
1.3.1. Beyin Uyumlu Öğrenme
Beyin insan zekasının, duygularının, bilincinin, algının , algılamanın, karar vermenin
planlamanın, sevmenin, nefretin, kasıtlı ve kasıtsız, doğrudan ve dolaylı öğrenmenin
merkezidir. Organizmayı sevk ve idare eder. O halde organizmayı sevk ve idare
eden, aklın, bilincin,ruhun, duyguların ve öğrenmenin merkezi olan beyni incelemek,
tanımak, anlamak öğrenmenin, öğretimin ve eğitimin de ilk hedefi olmalıdır (Duman,
2007:4).
Beyin uyumlu öğretim yapılması gerektiğini ilk vurgulayan kişi Leslie Hart (1975)
olarak bilinir. Leslie Hart (1975)’te beynin özelliklerini anlayarak nasıl eğitim
yapılabileceğine ilişkin ilk kuramı biçimlendirmiş ve kuramını Proster Kuramı8
8 İngilizce “proster” sözcüğü, öğrenme ve insan beyni ile ilişkili tartışmasında, var olan kavram ve tartışmaları yan anlam olarak çağrıştırmayacak yeni bir sözcük bulmak amacıyla, “proster” kavramını tanımlayan Leslie Hart tarafından İngilizce “program structure” (program yapısı) sözcüklerinin birleştirilmesiyle türetilmiştir.
46
olarak adlandırmıştır. Proster kuram insan davranışını iki döngüye dayandırarak
açıklar bunlar:
1) Var olan bir dağarcıktan, gözlemlenen duruma en uygun görünen programı
seçme,
2) Bu programı uygulamaya koyma (Hart, 1975:71).
Hart bunu örneklendirmek için, “Bir saldırgandan arabaya atlayıp kaçamam eğer 1-
kullanıma hazır bir araba yoksa ve 2- araba kullanmayı bilmiyorsam,” durumunu
vermektedir. Proster kuramı, öğrenme için de çok gerekli olan bir şeyden söz
etmektedir. Kimi durumlar için sadece olabilecek olan bir hareket vardır ve bu
durumda karar otomatik olarak gelir ama yukarıdaki örneği yeniden ele alırsak, eğer
araba orada duruyor ve biz onu görmüyorsak o zaman var olan duruma uygun
duyumlarımızın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır (Hart, 1975:71-2). Beyin
uyumlu öğretim yapabilmek için öğrencilerimizin beyindeki şemalarını
genişletmeliyiz çünkü beyin prosterler içinde organize olur. Prosterlerin düzeyine
uygun olarak duyumlar, yeniden düzenler, hatırlar ve düşünürüz (Hart, 1975:79).
Proster kuramı, beyin-uyumlu öğrenmenin en belirleyici bileşen özelliklerinden birisi
olan ve bu tez kapsamında oluşturularak aşağıda 2.2.2.bölümde tartışılan “Beyin-
Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi Modeli” içindeki en önemli kavramlardan
birisi olan “hazırbulunuşluk”un vurgulanması bakımından da önemlidir. Hart’ın
“bir saldırgandan kaçma” örneğinden sürdürülecek olursa, “kullanıma hazır bir
arabanın olması” ve “araba kullanmayı bilmek” saldırgandan kaçma eylemini
yapabilmenin önkoşulları olup hazırbulunuşluğun sağlanması için gereklidir. Aynı
biçimde, beyin-uyumlu öğrenme (ve beyin-uyumlu yabancı dil öğrenimi) için
sağlanması gereken hazırbulunuşluğun da kimi önkoşulları bulunmaktadır. Bu
önkoşullar aşağıda 2.2.2. bölümde bir model çatısı altında dizgeselleştirilmektedir.
Beyin sahip olduğumuz en karmaşık organdır (Jensen, 2000a:11). Her ne
duyumluyorsak bunları aslında beyinden başka bir yerde duyumlamıyoruz. Girdiler
sadece beyinde anlam kazanır ve hatta sadece beyin ne duyumlamışsak onları almaya
47
ve yorumlamaya çalışır (Hart, 1975:3). İnsanların nasıl davrandıklarını ve
öğrendiklerini anlayabilmek için beynin nasıl işlediğini anlamaktan başka bir
seçeneğimiz yoktur. Beyinle ilgili temel unsurları özetlersek:
1. Sinir sistemi ikili kodlar biçimindeki duyumsal girdileri aktarabilir.
2. Kodlar ekleme sayesinde basitleştirilebilir.
3. Farkına varmak ve anlamak için kodlar tanınmalıdır.
4. Eşleştirme yoluyla tanıma birçok proster düzeyi arasından alt sınıflandırma
yapılarak elde edilir.
5. Alt sınıflara ayırma farklı yollar izlenerek ve farklı biçimlerde eşzamanlı
olarak sürdürülebilir.
6. Bilginin algılanması sürecin dışında ve tek yönlü değildir, tersine, bir radar
gibi ileri ve geri hareketleri barındıran bir süreçtir.
7. Algılayıcılar ya da algılayıcılardan gelen girdi kanalları sürekli olarak beyin
veya omurilik tarafından kontrol edilirler, dolayısıyla özgüdümlü değildirler.
8. Dönüt, devam eden bir süreç olarak, çevremizle ilgili olarak bize rehberlik
eder
(Hart, 1975:105-6).
Yetişkinlerde beynin gereksinimlerinin karşılanması için aşağıdaki ilke ve
uygulamaların önemi vurgulanmaktadır (Materna, 2007:23).
1. Öncelikle öğrenenlerin etkin bir biçimde öğrenme sürecine katılmaları
gerekmektedir.
2. Düz anlatımdan olabildiğince kaçınılmalıdır; enerjik ve etkileşimli tartışmalar
daha etkilidir.
48
3. Öğrenenlere dinamik ve işbirlikçi gruplar halinde öğrendiklerini uygulama
olanakları sağlanmalıdır.
4. Uyarıcı bir müzik, renkli ve etkileşimli araçlar kullanılmalıdır.
5. Uzun seriler halinde yansı ve asetat kullanımı sınırlandırılmalıdır.
6. Öğrencilerle iletişim kurulmalıdır ve eleştirel düşünme soruları sorulmalıdır.
7. Ders anlatılırken hareket edilmeli, el-yüz anlatımları kullanılmalı ve anlatım
boyunca ses tonu değiştirilmelidir.
8. Yeni öğrenme ve eski öğrenmeler arasında renkli grafik düzenlemeleri
kullanılmalıdır.
9. Eğretilemeli bir dil kullanılmalı, benzetmeler ve karşılaştırmalardan
yararlanılmalıdır.
10. Konudan uzaklaştıran dikkat dağıtıcılar ortadan kaldırılmalıdır.
11. İstekli olunmalıdır.
Beyin için neyin iyi olduğunu araştırarak öğrenme yaklaşımlarımızı düzenlemeye
beyin uyumlu öğrenme diyebiliriz. Beyin uyumlu öğretme dolaysız olarak beyin
çalışmalarına dayanan öğretme ve anlayıştır. Beyin uyumlu öğrenme ise beyin
hakkında bilebildiklerimiz ile ilgili ilkelerin ve stratejilerin uygulanmasıdır (Jensen,
2007:5). Beyin uyumlu öğrenme araştırmalarında öğrenmenin biyolojik yapısını
irdelemekte, bilgilerin bilimsel temelleri ortaya koyulmakta ve uygulanan
yöntemlerin nedeni açıklanarak öğretmenlerin kendi kullandıkları yöntemlere bilinçli
bir bakış açısı ile bakmaları hedeflenmektedir (Duman, 2007:19; Sousa, 2000;
Jensen, 1998:7-15’den alıntı).
Beyin uyumlu öğretme okul bağlamında beynin nasıl çalıştığı ile ilişkili ilkelere
dayanan stratejilerle ilgilidir. Beyin uyumlu öğrenmenin yaygınlaşması ile okul
başlama saatinden, disiplin politikalarına, öğrenci değerlendirme yöntemlerine,
49
öğretme stratejilerine, bütçe önceliklerine, sınıf ortamında teknoloji kullanımına,
sanat ve beden eğitimi ile ilgili düşüncelerimize kadar her şeyi değiştirecektir
(Jensen, 2007:5). Bu nedenle beyin uyumlu öğrenme çok disiplinli bir öğrenme
kuramıdır. Öğrenme, sadece bilginin sunumu ile ilgili değildir. Işıktan, ısıya,
gürültüye, mobilyaya, günün hangi saatinde o dersin yapıldığına kadar birçok bileşen
öğrenme ile ilişkilidir. Öğrenme doğrudan beyinle, beyin ise bütün yaptıklarımızla
ilgilidir. Amerika Birleşik Devletlerinde yürütülen bir çalışmanın raporunda
(National Clearinghouse for Education) da belirtildiği gibi ışıklandırma ve öğrenci
başarısı arasında bir ilişki vardır (Schwed ve Utter, 2008:21).
Öncelikle ders boyunca huzurlu bir atmosfer sağlanmalıdır. Huzurlu bir atmosfer
sağlanmadığında beynin ilkel kısmı sürekli etkin durumda olmakta ve beynin bilişsel
işlemlerinden sorumlu ön bölgesi kilitlenmektedir. Derse öncelikle ısındırma
etkinlikleri ile başlanmalıdır. Öğrencilerin birbiri ile sosyalleşmesine beş dakika
kadar izin verilmeli ve işbirlikçi öğrenme uygulamalarına önem verilmelidir.
Öğrencilerin katılımları olumlu dönütle desteklenmelidir. Dersin sonunda öğrenilen
konuyu gözden geçirici oyunlar kullanılmalıdır. Öğrenciler kendi öğrenmelerini
değerlendirirken fon müziği kullanılmalıdır (Materna, 2007:6). Öğrenmeye hareketin
katılabilmesi için bir saat içinde en az iki aranın kullanılması gerekmektedir. Bu
sürede yetişkinler kalkıp yürüyebilirler, öğrenilen konuyu başka biriyle tartışabilirler.
Materna (2007:7) arka beyin yapılarının gereksinimlerinin karşılanması için bazı
devinimsel önerilerde bulunmuştur:
a) Her otuz dakikada nefes egzersizleri ve gerinme hareketleri yapmayı önerin.
b) Deneyerek öğrenme etkinliklerini ders planınıza alın.
c) Öğrencileri ayağa kalkmaya ve ortalıkta gezinmeye davet edin.
d) Ders aralarında konuyu yinelemek için yürüme ve konuşma etkinliklerine yer
verin.
50
Beyni daha fazla tanıdıkça, beynin öğrenme biçemine daha uygun öğretim
planlayabileceğiz (Wolfe, 2001:1). Beyin, biliş, bellek, düşünceler ve zeka olarak
adlandırdığımız yerin kaynağı, konuşma ve başkalarının söylediklerini anlama
merkezidir (Wolfe, 2001:2).
Duman (2007:5) beyin uyumlu öğrenme-öğretme yaklaşımından beklentileri şöyle
özetlemektedir:
1. Beyin uyumlu öğrenme-öğretme yaklaşım ve ilkelerinin öğrenmede ve
öğretimde uygulanmasının ezberci bir öğretim sisteminden yapılandırmacı bir
öğretim sistemine geçişe katkı sağlayacağı umulmaktadır.
2. Öğrencilerin insan beyninin nasıl öğrendiğini ve çalıştığını bilmeleri onların
daha bilinçli olmasını sağlayacağı umulmaktadır.
3. Kendi beyinlerinin öğrenmeyi nasıl gerçekleştirdiğine dair bilgileri kazanarak
bunların bilişsel farkındalığına varması, kendi öğrenmelerinin yönlendiricisi,
yönetici ve yapılandırıcısı olması yolunda bir motivasyon sağlayacağı
umulmaktadır.
4. Öğrenci, öğrenmede kendi beyin gücünü fark ederek bağımsız, eleştirel,
yaratıcı, yapıcı ve problem çözücü öğrenmeyi öğrenmesi için ideal bir
hedeftir.
1.3.2. Beyin Uyumlu Öğrenme İlkeleri Bakımından
Öğrenmede Duyguların Rolü
Duygularımız beyinden başka bir yerde ortaya çıkmaz (Hart, 1975:3-4). İnsan
vücudundaki tüm ruhsal ve düşünsel oluşumların, anlayışların, yaklaşımların beyinde
fizyolojik olarak bir devinimi, karşılığı gerçekleşmektedir. Dış çevreden duyusal algı
kayıt kanallarınca alınan uyarıcılar hücre içi elektriksel, hücreler arası kimyasal
olarak transfer edilmektedir (Duman, 2007:9). Duygular dikkati yöneltir, anlam
yaratır ve hafızada kendilerine özgü kalma yolları bulur (Jensen, 2005:69). Bir şeyin
beyne göre dikkat çekici olması için onun hissiz olmayıp duyguları canlandıran,
51
genel olmayıp belirli, ve tanıdık olmayıp yeni bir şey olması gerekir (Jensen,
2005:45). Eğer bir öğrencinin içinde bulunduğu duygusal durum, öğretmenin ondan
gerçekleştirmesini istediği davranış için uygun değilse o öğrenci, içinde bulunduğu
duygusal durum uygun biçimde değişmedikçe o davranışı gösteremeyecektir (Jensen,
2005:78).
Öğretmenlerin duyguların öneminin farkına varıp öğrencilerin ilgisini çekebilecek
biçimde dersi anlatmaları ve dersin konusu ile bir duygu arasında bağ kurdurtmaya
çalışmaları gerekmektedir. Öğrencilerde olumlu duygusal durum oluşturmak için
öğretmen öncelikle kendi duygusal durumunu olumlu tutmalıdır (Jensen, 2005:146).
Öğretmen, öğrencilerin duygusal durumlarını uygun düzeye getirmelidir; bu, dersin
geri kalanını doğrudan olumlu veya olumsuz kılacak kadar önemlidir (Jensen,
2005:147).
Yoğun duygular, güçlü bellek bağlantıları demektir (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:46). Olumlu duygusal durum yaratmak için öğrencilerde merak duygusu bir
biçimde canlandırılmalıdır (Jensen, 2005:146). Duyguları canlı tutmanın belirli
yolları vardır: müzik, oyunlar, drama, öykü anlatımı, anında verilen dönüt,
devinimsel hareketler. Olumlu duyguların ortaya çıkması için dersin eğlenceli bir
biçimde gerçekleştirilmesi, yeni ve değişik etkinliklerin sağlamasına bağlıdır. Yeni,
değişik etkinlikler beynin en iyi arkadaşıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10;
Jensen 2000a:154’ten alıntılayan Scheibel’den alıntı).
1.3.3. Beyin Uyumlu Öğrenme İlkeleri Bakımından
Öğrenmede Stres ve Tehditin Rolü
Stres ve tehdit öğrenmeyi engeller (Dhority ve Jensen, 1998:3). Beyin uyumlu
öğrenme üzerine çalışan araştırmacılara göre öğretmenler anlam ve anlama için
öğretmelidirler. Bunu yapmak için de öğretmenlerin tehditte düşük,
cesaretlendirmede yüksek öğrenme ortamlarını yaratmaları gerekmektedir (Duman,
2007:68). Öğrenmede stres ve tehdit doğrudan etkilidir. Korku algısı beyne girer
girmez stres hormonları etkinleşirler. Talamus amigdalayı uyarır. Eğer beyne gelen
veriler tehdit edici veya kuşkulu bir nitelikteyse amigdala etkinleşir (Jensen,
52
2005:16). Amigdalanın gelen uyarıyı tehdit edici olarak (veya tehdit edici
olmayarak) algılamasına bağlı olarak, beyin kabuğuna ve beynin ilgili diğer
bölümlerine uyarıcılar gönderilir, bu uyarıcılar nörotransmiterlerdir. Beyin stres veya
tehditi hissettiğinde daha düşük düşünme etkinliklerine geçer ve konuyu
öğrenmekten çok stres ortamından kaçmaya çalışır. Yüksek düzeyde sürekli stres
zarar vericidir ve bilişsel yapıda hasara yol açar (Jensen, 2005:74). Stres altında uzun
süreli ve kısa süreli belleğin işlevleri sınırlanmaktadır (Jensen, 2006:53). Stres ve
kızgınlık gibi durumların ortaya çıkışı, birçok araştırmacının, açıkladığı gibi
hipokampüsü, beynin bilişsel işlevini ve uzun süreli belleği dizginleyebilir. Öğrenme
ortamının genel nitelikleri öğrenme üzerinde etkilidir; örneğin öğrenme ortamından
korkunun9 kaldırılması gerekmektedir (Jensen 2006:30). Ayrıca, öğretmenin
ödevler için gerçekçi olmayan çok kısa bitirme süreleri vermesi öğrenme
ortamında korkuya neden olabilir (Jensen 2006:30).
Stres düzeyini düşürmek için öğrencilere beden hareketleri yaptırılabilir, doğru nefes
alma teknikleri öğretilerek stres önlenebilir, ders müzik eşliğinde yapılabilir ve
öğrencilere dönüt sağlanabilir. Beden hareketleri (egzersiz) vücuttaki stresin
giderilmesine katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38). Doğru nefes
alma tekniklerinin öğrencilere özel olarak gösterilmesi ve öğretilmesi gerekir
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38) çünkü beyin, vücudun oksijen kaynaklarının
1/5’ini kullanır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38). Dönüt, belirsizliği
giderdiğinden stres düzeyini azaltır (Jensen 2006:33). Öğrenciler sınıfta uykulu ve
uyuşuk iseler, diğer öğrencilerin dikkatlerini bozmadan, öğrencilerin ayağa kalkıp
gerinmeleri özendirilmelidir (Jensen, 2006:44); bu asetilkolinin az salgılanmasını
sağlar. Stresi azaltan diğer önemli bir etken de öğrencilere değer verildiğinin
gösterilmesidir. Albert Bandura, yetkinlik duygusu yükseldiğinde deneklerde
bedenin strese karşı doğal kimyasal tepkisi olan katakolominin daha az salgılandığını
bulmuştur (Jensen, 2006:36). Stresi azaltmak ve kontrol altına almak için “neuro-
biofeedback” yöntemi de önerilmektedir. NASA’nın önerdiği bu yöntemde beyin
9 Sıkılma, öğrenciyi parmakla gösterme, çalışmalar ve ödevler için öğrencilere gerçekçi olmayan süreler verme, öğrencileri dersten sonra okulda kalmaya zorlama, küçük düşürme, alay etme, kaynak yetersizliği öğrenme ortamında bir tür korkuya neden olan etkenler arasındadır (Jensen 2006:30).
53
dalgaları ölçülerek insanlar kendi streslerini kontrol etmeyi öğrenirler. Öncelikle
beynin biyoelektrik haritası çıkarılarak beynin stresli çalışan alanları belirlenir. İkinci
aşamada neuro-biofeedback aygıtının elektrotları stresli alanlara takılır ve bilgisayar
ekranında beyindeki dalgalar görüntülenir. Üçüncü aşamada ise kişinin beyin
dalgalarını kullanarak alfa dalgalarını artırması öğretilir. Alfa dalgası beynin
dinlenme dalgalarıdır. Bu dalgaları artırmayı başaran kişiye puan verilir. Ortalama 10
seansta kişi beyninin gücünü kontrol etmeyi öğrenir (Duman, 2007:14; Tarhan,
2002’den alıntı).
Birey stresi kendisinin yarattığını bilmeli ve bu nedenle stresi yenmek için
beynindeki serotonin nörotransmiterini salgılayabilecek tekniklere başvurmalıdır.
Böylece kendini güvende hissedecek ilgi ve merak konusu uyandığından etkin
süreçleme (active processing) içine girecektir (Duman, 2007:14).
Derslik ortamında olumlu duyguların geliştirilmesi ve ortamdaki olası gerginliğin
giderilmesi için konuya başlamadan önce kimi ufak etkinliklerin yapılması
uygundur. Bu etkinlikler çok çeşitli olup değişik kaynaklarda yer almaktadır. Bir
örnek olarak “İyi ve Yeni” etkinliği verilebilir (Violand-Sanchez, 1998:30). Sakin ve
rahat bir hava içinde gerçekleştirilen bu etkinlikte, öğrenciler birbirlerine yumuşak
bir top atarlar. Top kendine gelen öğrenci, sınıf arkadaşlarına güzel, iyi bir haberle
ilgili bilgi verir veya güzel bir duygusunu dile getirir. Eğer sınıftaki öğrencilerden
birisinin doğum günüyse, sınıf arkadaşları sırayla “İyi ki doğdun; çünkü …” türü bir
tümce ile kendisiyle ilgili güzel duygu ve düşüncelerini dile getirirler (Violand-
Sanchez, 1998:30).
1.3.4. Beyin Uyumlu Öğrenme İlkeleri Bakımından
Öğrenmede Hareketin Rolü
Sinirlerin çoğu beyincikte kümelenmiştir ve beynin bu kısmı hareket ve yeniliklerle
ilgilidir. Beyinciğin yanı sıra paryetal lop da hareketle ilgili bir alandır. Devimsel
(kinesthetic) öğrencilerin hareket etmeye diğer öğrencilerden daha çok gereksinimi
olduğu söylenebilir. Schwed ve Melichar-Utter (2008:88)’e göre kinestetik
öğrencilerin bütün öğrenme etkinliklerinde beden hareketi yapmaları sağlanmalıdır.
54
Yaygın inanışta sadece kinestetik öğrencilerin harekete gereksinimi varmış gibi
algılanmaktadır. Oysaki bütün öğrencilerin öğrenme etkinliği ile hareketi
birleştirmeleri gerekmektedir. Hareket etmek beyni uyandırdığı gibi öğrenmenin
kalıcılığı için de gereklidir. Beyni uyandırmak için çapraz yarılar hareketleri
yaptırılmalıdır; örneğin, öğrencilerden sol dirseklerini sağ dizlerine değdirmeleri
istenmelidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38).
Bu konuda bir diğer örnek olarak “Tembel ∞” etkinliği verilebilir. Öğretmen tahtaya
bir “∞” (sonsuzluk simgesi) çizer ve öğrencilerin bu devinimi nasıl yapacaklarını
gösterir. Öğrenciler ayaktayken sol el başparmaklarını kaldırıp göğüs hizasında
ortada tutarlar. Başparmaklarıyla, saatin ters yönünde sola doğru havada geniş bir
yuvarlak çizerek ortaya dönerler ve saat yönünde sağa doğru geniş bir yuvarlak daha
çizerek sonsuzluk simgesini çizerler. Bu sırada öğrenciler sonsuzluk simgesini çizen
başparmaklarına bakmalıdır (Violand-Sanchez, 1998:32).
Beden hareketleri (egzersiz) beynin uygun düzeyde oksijen alımına yardımcı olur
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38) bu bakımdan stresi azaltır ve beynin gerekli
oksijen miktarını almasını sağlar. Beden hareketleri (egzersiz), yaratıcı düşünmenin
gerçekleşmesine katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38). Bir konu
öğrenildikten sonra belli bir ara verilmesi gerekir; bu sürede beyin protein döngüsünü
başlatır. Beynin protein döngüsünü başlatabilmesi için “yürüme”, “uyuma” ve
“yemek yeme” gibi öğrenilenleri beyinde yerine oturtma etkinliklerine gereksinimi
vardır (Jensen, 2005:38). Yorgunluk, konsantrasyon eksikliği, uzun süre oturmanın
neden olduğu baskı, huzursuzluk, disiplin problemleri çoğunlukla derslikteki hareket
eksikliğinden kaynaklanmaktadır (Radin, 2005:24, Jensen, 2000a’dan alıntı).
Derslikte hareketin öğretime katılması için; öğretmenlerin dersliğin değişik
yerlerinde öğretim yapması, öğrencilere ayağa kalkma, yürüme, gerinme
etkinliklerini yaptırmaları gerekmektedir (Radin, 2005:24; Greenlaf, 2003, Sousa,
2001 ve Schenk, 2003’ten alıntı).
55
1.3.5. Beyin Uyumlu Öğrenme İlkeleri Bakımından
Öğrenmede Ortamı Zenginleştirmenin Rolü
Zenginleştirilmiş ortamlar yaratmak öğrenmenin etkililiği ve beyindeki sinir
ağlarının zenginliği açısından önemlidir. Öğrenirken ne öğrendiğimiz kadar ne
zaman, nasıl ve nerede öğrendiğimiz de o kadar önemli olabilmektedir. Öğrenim
ortamlarında10 uyarıcının olmamasının kısıtlı öğrenmeye neden olduğunu
söyleyebiliriz (Jensen 2006:30). Zenginleştirme programları uzun süredir
tartışılmaktadır. Önceleri, zenginleştirme programlarından sadece üstün yetenekli
çocukların yararlanabileceğine inanılmaktaydı ama zenginleştirme programları bütün
çocuklar için gereklidir (Jensen 2006:32). Zenginleştirilmiş uyarıcılarla donanmış bir
çevre, sinir hücresinin aksonlarındaki dendritlerin çoğalıp diğer hücrelerle bağlantı
kurmasını sağlayacaktır (Duman, 2007:29). Bağlantıların fazlalığı öğrenme
etkinliğinin daha kolay ve etkili gerçekleşmesi için gereklidir. Öğrenmenin ve
hatırlamanın başarısı ortamla ilişkilidir. Bununla birlikte öğrencinin gelişim
özelliklerine, hazır bulunuşluk düzeyine, duruma, zamana, mekana ve genel
koşullara da bağlıdır. (Duman, 2007:33).
Öğretmenler öğrenme ortamının zenginleştirilmesi için, yeni materyaller
kullanabilirler, mevcut materyallerin zorluk derecesini arttırabilirler, mevcut öğretim
kaynaklarını sınırlandırabilirler (Jensen 2006:32). Zenginleştirmede diğer önemli bir
nokta da sanatsal etkinliklerle öğrenilen konunun birleştirilmesidir. Dersler arasında
paralellik yaratmanın öğrenmenin kalıcılığına katkı sağladığını söylemek yanlış
olmayacaktır. Jensen (2006:39) da zenginleşmenin artması için hem bedensel
hareketlerin hem de sanatsal etkinliklerin birleştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Beyin çevreden gelen uyarıcılarla yeni bağıntılar kurarak gelişebilmektedir.
Diamond, ortamı zenginleştirdiğimizde beynin daha kalın bir kortekse sahip
olduğunu, daha fazla dendrit dallanması, daha gelişmiş kıvrımlar ve daha büyük
hücre gövdesi oluştuğunu belirmektedir (Jensen 2006:30; Healy, 1990:47’den alıntı).
10 Beyindeki donanımın % 30-60 oranında kalıtımla, %40-70 oranında ise çevrenin etkisiyle belirlendiğine ilişkin bir uzlaşı vardır. (Jensen 2006:30).
56
1.3.6. Beyin Uyumlu Öğrenmede Öğretmenin Rolü
Beyin anlam arar, öğretmenlerin anlatılan konuyu öğrencilerin yaşamları ile
bağdaştırmaları gerekmektedir. Tutarlı, parçalar-arası ilişkilendirilmiş ve anlamlı
öğretme, bir dil öğrenmede işlemlemeyi artırmaya yarar (Dhority ve Jensen, 1998:9).
Anlatılan konunun beyin için anlamlı olmasını sağlamak için Caine ve Caine
(2002:6)’daki öneriler şöyledir:
a) Öğrenen kişinin etkin olması gereklidir.
b) Bilgilerin organize edilmesi ve gruplanması gereklidir.
c) Bilgi birimleri arasında ilişkinin arttırılması gereklidir.
Beyin uyumlu öğrenme farkındalığı olan öğretmenlerin öğretilen konuyu anlamlı bir
biçime sokmaları gerekmektedir. Aynı zamanda beyin uyumlu öğrenmede öğrenmek
esastır. Öğretmenler teste yönelik öğretim yapmamalıdır çünkü teste, sınava yönelik
öğretimle öğrencilerin anlamlı öğrenme fırsatları ellerinden alınmaktadır (Caine ve
Caine 2002: 8). Öğretmenler öğrencilere öğrenme için beyinlerini kullanmayı
öğretmelidirler. Öğrenmede beyin vücut ilişkisi çok önemlidir. Beynin fizyolojik
gereksinimleri karşılandıktan sonra öğrenme gibi daha üst bilişsel bir etkinlik
işlemlenebilir. Ayrıca, öğretmenler öğrencilerini gün boyunca fazla su içmeye
özendirmeli (Jensen 2006:26) ve beslenmenin de öğrenmeyi etkilediğini belirterek
öğrencileri ve öğrenci velilerini beslenme konusunda uyarmalıdırlar. Beyin uyumlu
öğrenme kuramının ne kadar önemli olduğunun farkında olan bir öğretmen,
öğrencilerini değerlendirirken başarısızlığın nedenini çok boyutlu araştırır.
Değerlendirme formlarını sadece öğrenme sürecini zenginleştirmek için kullanır
(Erlauer, 2003:5). Öğrencinin başarısını etkileyen nedenler arasında öğrencinin
yeterince iyi beslenememesi, su içmemesi, sınıfın havasızlığı, ortamın
zenginleşmemiş olması, sınıf içi etkinliklerde yeterli derecede hareket bulunmaması,
bilgi birimlerinin uygun biçimde sunulmamış olması gibi pek çok etkenin
bulunduğunu ve öğrencinin başarısızlığının bunlardan da kaynaklanabileceğini bilir.
57
Öğretim stratejilerini belirlerken neden o stratejileri seçmesi gerektiğini bilir ve
öğrenmenin doğasına uygun olarak ders anlatma stratejileri kullanır. Beynin anlam
aradığını bilerek anlattığı konuları anlamlandırmaya çalışır. İşbirlikçi öğrenmenin
beynin öğrenmesine katkı sağladığını bilir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:139) ve
ikili çalışmalara olabildiğince yer verir. Öğrenmede dönütün stresi azalttığını bilir ve
öğrencilere sık sık dönüt sağlar. Açık ve örtük yinelemenin bilgilerin uzun süreli
belleğe aktarılmasında önemli olduğunu bilir ve konuların yinelenmesine önem verir
(Caine ve Caine, 2002:6). Duygunun öğrenmedeki önemini bilir ve kendi duygu
durumunu hep kontrol eder; duygular yayılıcıdır ve öğretmenin duygusu
öğrencilerine de yayılır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45). Etkili öğretmenler,
öğrencilerin sınıfa getirdikleri geçmiş yaşantı ve önceden öğrenip bildiklerinden
yararlanırlar (Caine ve Caine, 2002; 7; Bateson, 1980’den alıntı).
Öğretmen rollerine ilişkin olarak, aşağıda 2.2.2.3. bölümde “2) Öğretmen rolleri”
başlığı altında kimi önemli noktalara daha değinilmektedir.
1.3.7. Beyin Uyumlu Öğrenmede Belleğin Rolü
Beynin en önemli işlevi bilgiyi saklayabilmesidir. Bellek ve anımsama öğrenme
sürecinde önem taşıyan öğelerdir. Öğrencilerin bir şeyleri öğrendiğini anlamamızın
tek yolu, onların öğrendiklerini anımsayarak göstermeleridir (Jensen, 2006:99).
Ayrıca, Jensen (2006) beyin hakkındaki son buluşların bir bütün olarak ele
alındıklarında bellek ve anımsamayı anlayıp geliştirmemiz konusunda güçlü bir
dayanak sağladıklarını belirtmiştir.
Belleğin yapısı ve kullanımının, kişinin geçmiş zamanı bilmesi, şimdiki zamanı
yorumlaması ve gelecek zamanı kestirebilmesi üzerinde büyük bir rolü vardır. Bu
nedenle, bellek dizgelerinin yapısal ve işlemsel bileşenlerinin ruhsal ve nörobiyolojik
düzeylerde anlaşılması çok önem taşır. Öğrenme ve belleği çoklu bellek dizgelerine
ayırmak için pek çok girişimde bulunulmuştur. Schacter ve Tulving (1994)’ün
önerilerine göre, bellek dizgeleri temsil edilecek bilginin türü, her bir dizgenin
işletimiyle bağlantılı süreçler ve her bir dizgeye katkıda bulunan sinir yapıları ve
düzeneklerini de içeren nörobiyolojik altkatmanlar bakımından tanımlanması
58
gerekmektedir. Bundan başka, her bir dizge içerisinde her bir bellek dizgesiyle
bağlantılı çoklu biçimlerin veya alt-dizgelerin olması ve her bir dizgenin işletimini
tanımlayan çoklu süreçler bulunması da olasıdır. Son olarak, bellek dizgesinin
tümden katmanlanmasını oluşturan çoklu sinir yapıları da bulunabilir (Kesner,
2007:271).
Bilginin beyne nasıl girdiği ve işlendiğinin anlaşılması öğrenme stratejilerinin
geliştirilmesi için önemlidir (Materna, 2007:28). Bellek çeşitlerini açıklamak için
birçok model önerilse de temel olarak iki tip bellek vardır: kısa süreli ve uzun süreli.
1.3.7.1. Kısa Süreli Bellek
Kısa süreli bellek bilgiyi kısa süreli hatırlayabileceğimiz kadar tutar. Kısa süreli
bellek, belleğin bir bileşenidir ve kısa süre için az miktarda bilgiyi sakladığımız
yerdir; 30-45 saniye arasında değişir. Kısa süreli belleğimizden bilgi kısa sürede
kaybolur bu bilgileri daha uzun tutabilmek için bilgiyi tekrar ederek ya da
gruplayarak uzun süreli belleğe alma stratejilerini kullanırız (Gibb, 2007:65-6). Kısa
süreli bellek duyusal belleği ve çalışan belleği de içerir.
Cowan (1993), “kısa süreli bellek” teriminin belirsiz olduğuna dikkat çekmektedir;
çünkü bu terim (1) o sırada veya geçici olarak yüksek etkinleştirme durumunda
bulunan uzun süreli bellek depolarının temsilini, ya da (2) sınırlı bir süreliğine
tutulabilen dikkat yoğunlaşması veya farkında olunan içeriğe karşılık gelebilmektedir
(Rost, 2002:69’da alıntı).
1.3.7.1.1. Duyusal Bellek
Duyusal kayıttaki bilgi, özgün uyarıcıyı temsil eder niteliktedir. Bilgi burada çok kısa
süre kalabilmektedir. Duyusal kayıt, kendinden sonraki bilişsel süreçler için kritik bir
önem taşır. Örneğin; duyusal kayıt olmasaydı, bir tümce okurken, tümcenin sonuna
geldiğimizde başındaki sözcüğü unutmuş olacak, tümceden bir anlam
çıkaramayacaktık (Senemoğlu, 2004:269). Görsel, simgesel (iconic) ve yansımalı
(echoic) bellekler duyusal bellekler içinde en kısa ve en az güvenilir olanlardır.
Simgesel bellek, bir şeyin gözlemlenmesinin sonrasındaki (bir saniyeden daha az)
59
kısa süreli görüntüsünün kalmasını sağlayan bellektir (Materna, 2007:29). Duyusal
kayıttaki bilgi, özgün uyarıcıyı temsil eder niteliktedir. Bilgi burada çok kısa süre
kalabilmektedir. Yansımalı bellek, duyma ile ilgili olan bellek türüdür; simgesel
bellekten biraz daha uzun sürer. Bu nedenle duyulan veya sesli olarak tekrar edilen
bilginin hatırlanma olasılığı sadece gözlemlenenden daha fazladır (Materna,
2007:31). Gözlemlenen bilginin bir de sesli olarak kodlanması, bilginin beynin
değişik bölgelerinde (görme ve işitme) yer alması olacağından hatırlanma olasılığını
güçlendirir. Stres görsel ve duyumsal anıların oluşmasını etkiler çünkü anıların asıl
işlemleyicisi olan hipokampüs limbik sistem içerisinde yer almaktadır ve çoğunlukla
amigdaladan etkilenir. Bu nedenle stresli öğrenciler çoğunlukla önceki okuduklarını
ve tartıştıklarını hatırlamazlar. Devimsel (kinestetik) bellek stresten en az etkilenen
ve neokorteksin dışında depolanan bellektir. Devimsel bellekler bilinçli düşünme ve
yoğunlaşma gerektirir. Zaman içinde devimsel beceriler kendiliğindenleşir ve daha
az dikkat ve ayırdındalıkla yapılabilir (Materna, 2007:31). Duyusal bellekler
prefrontal lopta işlemlenir; bu kısma çalışan bellek de denir.
Anıların depolanması üzerine çalışan sinirbilimcilere göre, anılar tek bir hücre ile
sınırlı olmayıp beyindeki birçok alanda depolanmaktadırlar (Materna, 2007:27;
Courtney, Underleider, Keil ve Haxby, 1996; Funahashi, Bruce ve Goldman-Rakic,
1989’dan alıntı). Duyusal anılar neokorteksin temporal lobuna depolanırlar; görsel
anılar oksipital loba depolanırlar ve devimsel olanlar ise serebellumda depolanırlar.
Bireysel öğrenme biçemleri bilginin nasıl hatırlandığını etkiler (Materna, 2007:27).
Görsel, duyusal ve devimsel olarak kalıcı anının düzenlenmesi ve kodlanması
beyindeki depolanma alanlarını artırır. Beyin anılar depoladığında fiziksel ve
kimyasal değişiklikler geçirir, var olan sinirsel bağlantılar güçlenir ve yeni sinirsel
bağlantılar oluşur. Anıların birçok duyusal yolla olması sinirsel yolları zenginleştirir
ve anının kalıcılığını sağlar, gereksinim olduğunda çağrılma olasılığını artırır
(Materna, 2007:28). Öğrenen, depolanan bilgiyi tekrar ettiğinde sinirsel bağlantılar
güçlenir (Materna, 2007:28). Bir olay ya da süreç hakkında düşünmek beyin
hücrelerindeki bağlantıları güçlendirir ve bu mekanizma uzun süreli potansiyel
adıyla bilinir. Nörotransmiterlerin tekrarlanan ateşlemeleri bir grup nöronu bağlar
60
(Materna, 2007:28). Uzun süreli potansiyel çoğunlukla hipokampüste oluşur;
hipokampüs uzun süreli depolama için anıların transfer edilmesinden sorumludur.
Öğrenenlerin, öğrenilen bilgiyi 24 saat içinde, 48 saat içinde ve 72 saat içinde çok
duyulu teknikler kullanarak yinelemeleri yolunda yöneltilmeleri gerekmektedir
(Materna, 2007:28).
1.3.7.1.2. Çalışan Bellek
Çalışan bellek önceki hatıraların uzun süreli bellekten bilinçli olarak çağrıldıkları ya
da bilinçsizce geri çağrılmayı başlatan ya da işlemleyen yerdir. Bu süreç boyunca
depolanan anılar düzenlenir ve yeniden yapılandırılır ve daha güçlü bağlantılarla
uzun süreli belleğe aktarılır (Materna, 2007:31). Çalışan bellek zaman-kısıtlamalıdır;
bilginin işlemlenebilmesi için yetişkinlerde yaklaşık olarak 10 dakikadan 20
dakikaya kadar süre değişebilmektedir. Kısa süreli bellekteki anılar hatırlanmaya
değer bulundukları zaman limbik sistemde (duygusal beyin) işlemlenmeye alınırlar.
Limbik sistemdeki hipokampüs ve amigdala anıların uzun süreli belleğe
aktarılmasından sorumludur. Hipokampüs gerçeklerin işlemlenmesinden sorumlu
iken amigdala duygusal bilginin işlemlenmesinden sorumludur. Serebellum ise
devimsel anıların depolanmasında önemlidir. Yeni bir bilgide duygusal bir şeyin
olması bilginin kalıcılığını artırır. Bu nedenle, ders kitabındaki bir bilginin bireyin
yaşamıyla ilişkilendirilmesi gerekir (Sousa, 2001:45).
Çalışan bellek üzerine yapılan çalışmalar, çalışan belleğin yapısal bir birim olarak
kuruluşu üzerinde yoğunlaşmıştı. Yakın zamanlarda ortaya atılan modeller ise bu
geleneksel bir tek kısa süreli ‘depo’ modeline karşı önermelerde bulunmaktadır.
Örneğin, daha yeni modeller çoklu çalışan bellekleri öne sürmektedir. Bunlar değişik
kiplikler (konuşma / yazma, vb.) ve değişik temsil türleri (uzamsal, dizisel, sözel,
vb.) ile ilişkilendirilmektedir (Rost, 2002:70).
1.3.7.2. Uzun Süreli Bellek
İyi öğrendiğimiz bilgiyi sürekli olarak depoladığımız bellek türüdür. İki temel
bölümü olduğu düşünülür. Bunlar anısal ve anlamsal bellektir. Anısal bellek, kişisel
61
yaşantımızın depolandığı bölmedir. Anlamsal bellek ise bilgiyi, hem görsel hem de
sözel olarak kodlanmış ve birbirine bağlanmış ağlarda depolar (Senemoğlu,
2004:277; Karakaş v.d., 2003:35; Madi, 2006:139). Anlamsal bellek sözcüklerden,
sayılardan ve sembollerden gelişir. Anısal bellek ise yaşamdaki olaylardan ve
deneyimlerden gelişir. Bir kez bu anılar işlemlendiğinde neokortekste değişik
alanlara depolanırlar (Materna, 2007:32).
Mapping the Mind kitabının yazarı Rita Carter (1998)’e göre her yeni gelen
düşünce ile birlikte yeni sinirsel bağlantılar oluşur ama uzun süreli belleğe
aktarılmadığı sürece düşünceler körelmeye ve yok olmaya başlar (Materna, 2007:24).
Derslerde tartışılan ve yeni öğrenilen bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılması için
uygun teknikler üzerinden belirli zaman aralıkları ile yinelenmeleri önemlidir.
Kısa süreli bellek, etkin bilgi; uzun süreli bellek ise etkin olmayan bilgi ile
ilişkilendirilebilir. Sözel iletişimin anlaşılması amacı doğrultusunda, ruhbilimciler
artık ‘belleğin boyutu’ yerine ‘belleğin etkinleşmesi’ teriminin kullanılmasını
yeğlemektedirler (Rost, 2002:71). Bu iki bellek türü arasındaki ilişki aşağıdaki
çizimle belirtilebilir (Rost, 2002:70; Cowan 1997:31’den alıntı):
Çizim 8. Dikkatin yoğunlaşması
62
Dikkatimizin yoğunlaştığı yer kısa süreli belleğimizin etkin bir bölümüdür;
etkinleşmiş (kısa süreli) bellek ise uzun süreli bellek deposunun bir bölümüdür.
1.3.7.3. Bellek ve Şemalar
Bellekte depolanmış, var olan bilgilerin çağrılması, akla getirilmesi ve bu var olan
bilgilerin anlama işlemindeki rolüne ilişkin olarak soyut bir yorum bilişsel şemalar
kuramı içinde yer alır. Şema kuramının, nörofizyolojinin somut düzleminde değil,
bilişselciliğin soyut ve sanal düzleminde yer aldığı söylenebilir.
Algı becerilerinden dinleme, 1920 ve 1930’larda gizli bir ekinsel ‘şema’ tarafından
denetlenen ve büyük ölçüde ayırdında olmadan gerçekleştirilen bir süreç olarak
tanımlanmaktaydı (Rost, 2002:1). İlk kez Piaget tarafından kullanılan şema terimi,
bireylerin sahip oldukları ve bir metni dinlerken veya okurken beraberlerinde
getirdikleri ‘zihinsel çerçeveler’ olarak açıklanabilir. Anlama süreci, düz bir yol
izlemez ve o metnin ne dediğine karar vermeden önce tüm olası yorumlarının
üzerinden gidilmez. Anlama süreci sırasında kısa, kestirme yollar kullanılır ve
zihindeki artalan bilgisinden yararlanılarak en yakın yorum seçilir; diğer olası
yorumlar üzerinde de genellikle durulmaz. Anlama, en zahmetsiz bir biçimde bir
metne anlam verme işlemidir (Johnson, 2001:275).
Algı becerileri (dinleme ve okuma) temel olarak bilişsel etkinlik olup dinleyenin
aklındaki kavramların etkinleştirilmesi ve değiştirilip düzenlenmesini içerir. Bir
metnin anlaşılmasına dinleyenin/okuyanın getirdiği kavramsal bilgiler,
dinleyenin/okuyanın bu bilgileri verimli bir biçimde etkinleştirebilmesini sağlayacak
biçimlerde örgütlenir11. Kavramsal bilgilerin etkinleştirilmiş bölükleri ve modülleri
ruhbilimciler ve dilbilimciler tarafından şemalar olarak adlandırılır ve bir yetişkinin
11 Mandler ve Johnson (1977) gerçekleştirdikleri bir deneyde deneklere öyküler dinletip belli aralıklarla bu öyküleri yeniden oluşturmalarını isterler. Bu öykülerin kimisi denekler için çok ‘yabancı’dır ve deneklerin alışkın oldukları öykü şemalarından ayrı karakterler, olaylar ve bitişler içermektedir. Denekler öyküleri kendi şemalarına uygun olarak anımsamışlar, alışkın olmadıkları önemli ayrıntıları dışarıda bırakmış ama kendilerinin alışkın olduğu diğer ayrıntıları katarak öyküyü kendileri için daha anlamlı bir biçime getirmişler ve kimi ayrıntıları da kendi dünya bakışlarına uydurmak için değiştirmişlerdir (Rost, 2002:224). Hepimiz kendi geçmiş deneyimlerimize dayalı olarak şemalar kullanır ve kendi düşünce ve inanışlarımızla tutarlı biçimlerde anlatımlar kurarız (Rost, 2002:225).
63
belleğinde yüz binlerce şema olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, sürekli olarak yeni
şemalar yaratılmakta ve var olanlar da güncellenmektedir. Yeni bir şeyi
dinlediğimizde, okuduğumuzda veya gözlemlediğimizde bir olguyu diğerine
mantıksal veya anlamsal bağlantılarla ilişkilendirerek yeni bir şema yaratırız (Rost,
2002:62).
Örneğin, bir uluslararası barış konferansıyla ilgili haberleri dinlerken aklımıza o
ülkeler, liderleri ve geçmişleriyle ilgili olarak pek çok var olan şemayı getiririz. O
haber bültenini anlayabilmek için bu şemaları kısa süreli belleğimize getirmemiz
zorunludur. Bu şemalar aklımızda erişebileceğimiz bir biçimde oluşturulurlar.
Şemaların örgütlenmesinde pek çok etmen etkili olmaktadır. Bireyin kendi değer
dizgesine göre daha önemli olanlar, şemaların birey tarafından sık veya seyrek olarak
kullanımı sonucunda daha sık veya daha seyrek olarak etkinleştirilmeleri bu etmenler
arasında sayılabilir (Rost, 2002:62).
Metni üreten ve algılayanın akıllarındaki şemalar birbiriyle örtüşmeyebilir. Eğer
metni üreten ve algılayanın akıllarındaki şemalarda birbirinden önemli ölçüde ayrılık
gösteren yerler varsa, metni algılayan kişi kendi şemasına göre çıkarımlarda
bulunacağından ancak kendi şeması ayrı olduğundan dolayı yanlış anlama içinde
olacaktır. Eğer algılayanın aklındaki şema ile üretenin aklındaki şema arasında
ayrılıklar değil de önemli boşluklar varsa, algılayan kişi anlamama içinde
bulunacaktır (Rost, 2002:63).
Her hangi bir algılama süreci (dinleme veya okuma) sırasında akılda depolanmış olan
prototiplere ve genelcelere başvurmak anlama için temel nitelikte bir önem taşır
(Rost, 2002:63). Öğrencilerin dinledikleri veya okudukları metni anlamak için uygun
düzeyde bir artalan bilgisinin olmadığı durumlarda, metnin işlenmesinden önce
öğrencilerin bu bilgiyi bir biçimde edinmeleri sağlanmalıdır (Johnson, 2001:279).
Algılama süreci sırasında çıkarsama işlemi önemli bir rol üstlenir. Dinleme ve
okuma sırasında kişi:
o belirsiz göndermelerin anlamlarını kestirerek,
64
o eksiltili önermelerdeki eksik bağlantıları sağlayarak,
o şemalardaki boşlukları doldurarak,
o mantıksal tartışmalar için uygun destek temellerini sağlayarak,
o büyük yapılar için kestirimler üretme amacıyla metin türlerini
kullanarak, ve
o konuşmacının doğru niyetlerini sağlayarak
çıkarsamalarda bulunur (Rost, 2002:66).
Dinleyen (veya okuyan) kişi, kestirim kullanımı ile bilişsel temsilleri günceller.
Bilişsel temsillerin bu türden içsel güncellenmesine bilincin ‘akış’ı denmektedir
(Rost, 2002:66; Chafe, 1979’dan alıntı). Çalışan belleğin sınırlı kapasitesinden
dolayı, işlenmiş olan sözel girdinin tam biçimi unutulacaktır. Dinleyen (veya
okuyan) kişiye kalabilen şey ise uzun süreli belleğindeki kavramlarla ilişkili olan
birkaç sözlüksel birim olacaktır (Rost, 2002:66).
Bisanz v.d. (1981) bir metnin bilişsel işlemlenmesi sırasında, yeni bilgi öbeklerinin
daha üst düzeydeki öbeklerle bütünleştirildiğini önermektedirler (Rost, 2002:66’da
alıntı). Bu bütünleştirme süreci çalışan belleğin kapasitesini büyük ölçüde
arttırmaktadır. Dinleme sürecindeki kişi, kısa süreli belleğin sınırlılıkları içinde
çalışarak yalnızca metnin tutarlı bir temsilini sağlamak için gerekli olan sayıda
çıkarsamaları kuracaktır (Rost, 2002:66).
Şema bilgisi bellekten bir sözcüğü anımsama sırasında da işlev görür. Akla
getirilmeye çalışılan ancak bir türlü tam olarak anımsanamayan sözcük için o
sözcüğün yer aldığı alanlar (örn. “çiftlik”, “mutfak”, “okul”, “lokanta”, vb.)
çağrıştırılır (Scovel, 1998:57-8).
Beyin-uyumlu öğrenmenin dayandığı somut nörofizyolojik düzlemde yer almıyor
olsa da, beyin hücrelerindeki somut elektro-kimyasal işlemlerin sanal bir
açıklamasını getirmesi ve soyut bir modellemesini yapması bakımından şema kuramı
65
önemlidir. 1920’li yıllarda ortaya çıkışında, teknolojinin o dönemdeki
sınırlılıklarından dolayı şema kuramının somut olarak açıklayamayıp ancak düşünsel
olarak nedenleyebildiği kimi beyin işlemleri beyin-uyumlu öğrenme modelinde de
yer almaktadır. Beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine göre, önceden öğrenilmiş olan
bilgiler ve geçmiş yaşantı ve deneyimler öğrenme üzerinde çok önemli düzeyde
etkilidir. Şema kuramının sanal şemaları yalnızca yeni bir girdinin anlaşılması
sürecinde var olan bilgilerden oluşan şemaların neden önemli olduğunun
açıklamasında bulunur. Beyin-uyumlu öğrenme modelinde ise var olan bilgiler
yalnızca anlama için değil, öğrenme için de etkilidir; yeni girdiler ancak parçası
olabilecekleri bir bilgi ağında yer edinebilirlerse anlamlı olurlar ve öğrenilirler. Şema
kuramının şemaları, beyindeki sinir hücrelerinin birbirleriyle yaptıkları yeni özgül
bağlantılardır (Rost, 2002:63) ve nörofizyolojik açıklamaları getirilebilir.
1.3.8. Beyin Uyumlu Öğrenme ile İlgili Yanlış
Değerlendirmeler
Beyin-uyumlu öğrenme ile ilgili olarak eğitim alanındaki değişik çevrelerde oluşan
sıkıntıları, kuşkuları ve yanlış anlaşılmaları derleyip bir tür yanıt sunan Jensen
(2000b)’nin bu değerlendirmeleri şu ana başlıklar altında özetlenebilir:
1. Bu yaklaşımda yeni bir şey yok. Daha 1970’li yıllarda bile “iyi öğretim”den
anlaşılan şeyin “öğretmen dersini verir, dersler tümüyle bilgi ile geçer,
öğrenciler sessizce ve dikkatle dersi dinlerler” olduğuna dikkat çeken Jensen,
öğretmenlerin yaptıkları uygulamaların beyin-uyumluluk çerçevesinde
olabildiğini ama bunları yaparken beyin-uyumlu öğrenmenin ilkelerini
bildikleri için değil, zaman içinde edindikleri bir anlayış sonucu
gerçekleştirdiklerini belirtmekte ve beyin-uyumlu öğrenme çerçevesinde
getirilen “yeni şeyler”i şöyle sıralamaktadır (Jensen, 2000b:76-7):
• Toplumsal beyin: Etkileşim ve toplumsal statünün hormon düzeylerini
nasıl etkilediği;
• Müziksel beyin: Müzik eğitiminin beyin ve davranışları nasıl etkilediği;
66
• Hormonal beyin: Hormonların bilişi nasıl etkileyebildiği;
• Devimsel beyin: Devinimlerin öğrenmeyi nasıl etkilediği;
• Plastik beyin: Beynin nasıl zenginleştirilebildiği ve beyindeki ağların nasıl
yeniden kurulabildiği;
• Uzamsal beyin: Yer, uzamsal öğrenme ve akla getirmenin nasıl işlediği;
• Dikkatli beyin: Prefrontal korteksin dikkat ve eksiklikleri nasıl yönettiği;
• Duygusal beyin: Tehdidin belleği ve hücreleri nasıl etkilediği;
• Uyumsal beyin: Haz duyma, kortizol vb.nin öğrenmeyi nasıl etkilediği;
• Sabırlı beyin: Zamanın öğrenme süreci üzerinde nasıl bir rol oynadığı;
• Bilgi-işlemci beyin: Dönütün sinir ağlarının oluşturulmasında nasıl bir rol
oynadığı;
• Sanatçı beyin: Sanatın beyin ve davranışı nasıl etkilediği;
• Bağlı beyin: Beyin bilgi parçacıklarının bedende nasıl dolaştığı;
• Gelişen beyin: Neyin ne zaman yapılacağını bilerek ilk yılların değerinin
en uygun düzeye getirilmesi;
• Aç beyin: Beslenmenin öğrenmede nasıl bir rolünün olduğunun ve hangi
besinlerin en iyi olduğunun bilinmesi;
• Anımsayan beyin: Anılarımızın nasıl şifrelendiği ve sonradan akla
getirildiği.
2. Danışmanlar beyin-uyumlu öğrenme hareketini fazla büyütüyorlar. Kimi
öğretmenlerin ve danışmanların araştırma sonuçlarını tam olarak bilmeden
yanlış genellemeler yapabildiklerine ve beyin-uyumlu öğrenme bakımından
geçerliliği kanıtlanmamış yorumlarda bulunabildiğine değinen Jensen bu
67
konuda ilgili herkesin yapılan araştırmaları daha dikkatle izlemesini
önermektedir (Jensen, 2000b:78).
3. Beyin-uyumlu öğrenme kafa karıştırıcı; birisi bir şey söylüyor, başkası
tam tersini söylüyor. Bunun nedenini yine bilimsel araştırmaların dikkatle
incelenmemesine bağlayan Jensen şu değerlendirmelerde bulunmaktadır
(Jensen, 2000b:78-9):
• Daha fazla sinapsın daha akıllı çocuklar demek olduğunu göstermiş bir
bulgu yoktur.
• Stres düzeyinin tümüyle kaldırılması bir gereklilik değildir. Ilıman
düzeyde bir stres aslında öğrenmeyi uygun düzeye çıkarır. Ancak, kimi
durumlarda daha düşük stres düzeyleri daha uygun olabilir.
• Çocukluk döneminden “geri dönüşümsüz” işlemler arasında bilişsel
yeteneklerin zamanında geliştirilmemiş olması değil, duygusal gelişimin
sağlıklı bir biçimde oluşmaması yer alır.
• Ezber, beynin düşmanı değildir. Ancak, yinelemenin sıkıcı olmaması
gerekir.
• Duygular ve zeka ayrı ayrı şeyler değildir. Bunlar beyinde ayrı bölgelerde
kaynaklansa da yolları orbitofrontal kortekste kesişir.
• Öğrenme biçemleri ve çoklu zeka kuramları beyin-uyumlu öğrenme
kapsamında değildir. Bunlar, sinirbilimdeki son araştırmalardan önce
ortaya çıkmıştır ve ruhbilim ve toplum bilimleri alanlarından doğrudan
beslenmiştir.
• Zenginleştirilmiş ortam yalnızca posterler, devimsel nesneler, dikkat
çekiciler ve müzik demek değildir. Zenginleştirilmiş ortam yapısal değil,
süreçle ilgili bir kavramdır. Etkinliklerin zorlayıcılığı, dönüt, yenilik,
tutarlılık ve zaman bu bakımdan çok daha önemli ögelerdir.
68
Beyin-uyumlu öğrenmenin tüm eğitim sorunlarını çözebilecek duruma gelmiş
“sihirli” bir şey olmadığının ve henüz okulların izleyebilecekleri bir program, bir
model veya bir paket düzeyine gelmediğinin özellikle altını çizen Jensen (2000b:79),
şu anda ne eğitimcilerin tümüyle beyin biyolojisine dayanarak okulları
düzenlemelerinin ne de beyin-uyumlu öğrenme tam gelişmedi diye tüm verilerinin
göz ardı edilmesinin doğru olmadığını belirtmektedir.
Tezin bu bölümünde sunulan kuramsal çatı, baştaki “Giriş” bölümünde belirlenen
amaç doğrultusunda gerçekleştirilen araştırmada kullanılan ölçme aracının
oluşturulması aşaması öncesinde ölçeklerin yapılandırılması için gereken model
çalışmasına dayanak oluşturmaktadır. Aşağıdaki bölümde bu kuramsal çatı ile
belirlenen artalan çerçevesinde ortaya çıkarılan ve ölçeklerin yapısını oluşturan
model açıklanmaktadır.
69
BÖLÜM I I
BEY İN-UYUMLU YABANCI D İL ÖĞRETİM İN İN
MODELLENDİR İLMESİ
Tezin “Giriş” bölümünde belirlenen amaç doğrultusunda gerçekleştirilen araştırmada
kullanılan ölçme aracının oluşturulması aşaması öncesinde ölçeklerin
hazırlanmasında dayanak olarak alınan kuramsal çerçeve yukarıda I. Bölümde
açıklanmıştır. Bu kuramsal çerçevedeki artalan bilgisi, ölçme aracındaki ölçek
maddeleri içinde sorgulanacak biçimde ayrıştırılarak, ancak düz bir dizelge olarak,
Ek F’de sunulan Bilgi Havuzuna alınmıştır. Bu Bilgi Havuzu maddelerini ölçek
maddeleri olarak araştırmanın ölçme aracına alabilmek için maddelerin birbirleriyle
ilişkilendirilmesi ve bir model üzerine oturtularak yapılandırılması gereklidir. Model,
dayanak alınan kuramsal çerçeveye göndermelerde bulunularak aşağıdaki
adımlardaki işlemlerle oluşturulmuştur:
1. Beyin-uyumlu öğrenmeyi oluşturan süreç bileşenlerinin belirlenmesi.
2. Beyin uyumlu öğrenme kuramının niteliklerinin belirlenmesi.
3. Beyin-uyumlu yabancı dil öğretiminin yerinin, yabancı dil öğretim
yöntemlerinin gelişim çizgisinde belirlenmesi.
4. Beyin-uyumlu yabancı dil öğretimi modelinin yapısal çatısının belirlenmesi.
5. Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi modelinin oluşturulması.
Tezin bu bölümünde, ölçeklerin yapılandırılması için gereken ve ölçeklerin yapısını
oluşturan model kuramsal çerçeveye, bilgi havuzu maddelerine ve ölçek maddelerine
göndermelerle açıklanmakta, ayrıca bu model ve beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine
göre düzenlenmiş bir İngilizce dersi uygulama örneği de verilmektedir.
70
Beyin-uyumlu öğrenme yabancı dil öğretimi anlayışlarına bütüncül bir bakış açısı
sağlar. Öğrenendeki fizyolojik süreçlerle psikolojik süreçlerin tümüne bütüncül
bakılması gerektiğini belirtir.
Çizim 9. Beyin-Uyumlu Öğrenmeyi Oluşturan Süreç Bileşenleri
Beyin uyumlu öğretim yapılması gerektiğini ilk vurgulayan kişi Leslie Hart (1975)
olarak bilinir12. Düşünme, çözümleme, anıları depolama, planlama, öğrenme, vücut
sistemlerini düzenleme gibi temel ve yaşamsal etkinlikleri gerçekleştiren beyin aynı
zamanda insan zekasının, duygularının, bilincinin, algının, algılamanın, karar
vermenin, planlamanın, sevmenin, nefretin, tüm duyguların, ve bunların yanı sıra
bilinçli ve bilinçsiz, doğrudan ve dolaylı öğrenmenin de merkezidir. Organizmayı
sevk ve idare eder. O halde organizmayı sevk ve idare eden, aklın, bilincin,ruhun,
duyguların ve öğrenmenin merkezi olan beyni incelemek, tanımak, anlamak Duman
(2007:4)’te de belirtildiği gibi, öğrenmenin, öğretimin ve eğitimin de ilk hedefi
olmalıdır.
Beynin, eğitim fakültelerinin öğretim programlarında yeterince önemsenmediğini
söylemek yanlış olmayacaktır. Davranışçı görüş öteden beri eğitim sistemini
etkilemiştir. Bilişsel işlemlere, öğrenmenin ve düşünmenin beyinde nasıl
gerçekleştiğine odaklanmak yerine eğitimciler, öğrencilerin görülebilir etkinliklerine
odaklanmışlardır. Ceza ve ödül sistemi ile istendik davranışların pekiştirilmesine
12 Beynin özelliklerini anlayarak nasıl eğitim yapılabileceğine ilişkin ilk kuramı biçimlendiren Leslie Hart (1975)’in proster kuramı yukarıda 1.3.1. bölümde özet olarak açıklanmıştı.
Beyin-Uyumlu Öğrenme
Bilişsel Süreçler
Fizyolojik Süreçler
71
çalışmışlardır. Etkili öğrenmede istendik davranışların pekiştirilmesi için bir dizi
teknik geliştirilse de birçok öğretmen bu tekniklerin ne kadarının beynin öğrenme
ilkeleri ile örtüştüğünü bilmemektedir. Smilkstein (2003) eğitim fakültelerinin
çoğunun geleceğin öğretmenlerini beynin nasıl öğrendiği ve beynin doğal
öğrenmesine dayalı nasıl öğretim yapılabileceği konusunda öğretim yapmadığını
belirterek, beyin uyumlu öğretimden birçok eğitim fakültesinin haberdar olmadığını
ifade etmektedir ve bu eksikliği “bir kardiyoloğun damarlar, arterler ve kan kimyası
hakkında çalışıp kalbin nasıl çalıştığını bilmemesine” benzetmektedir (Radin,
2005:4; Smilkstein, 2003:2’den alıntı). Bu bakımdan, Caine ve Caine (2002: 7)’ye
göre:
Öğrenilen bölük-pörçük bilgi parçalarını birbirine yapıştırarak ne bir konuyu anlayabilir ne de bir beceriyi geliştirebiliriz. Bir konunun anlaşılması, ilişkilerin algılanmasının sonucudur. Beyin bir örüntü dedektörü gibi tasarlanmıştır. Eğitimciler olarak bizim işlevimiz, öğrencilere, bağlantılı örüntüleri anlamalarına imkan verecek çeşitli tecrübeler sunmaktır (Bateson, 1980’den alıntı).
Öğretmenler beyin uyumlu öğrenme ve öğretme ile ilgili az bilgiye sahip olsalar bile
birçok beyin uyumlu öğrenme ve öğretme stratejilerini uyguluyor olabilirler.
Gerekçesini bilmeden uygulamaları uygulanan stratejiyi savunmaları bakımından
onları eksik bırakabilir. Beyni ve öğrenme prensibini tanımak doğru stratejileri
uygulama ve gerekliliğini bilme bakımından önemlidir.
Beyin uyumlu öğrenme kuramı niteliklerini aşağıdaki çizimle özetlersek:
72
Öğretmen
Girdinin sunumu
Öğrenci
Bilişsel hazırbulunuşluk
Fizyolojik hazırbulunuşluk
Uygun beslenme
Yeterli oksijen
Yeterli su
Çevre
Uygun havalandırma
Uygun sıcaklık
Zenginleştirilmiş ortam
Ortamın fiziksel rahatlığı
Toplumsal
Kişilik
Ruhsal
Ölçme ve Değerlendirme
Çizim 10. Beyin-Uyumlu Öğrenme Kuramının Nitelikleri
2.1. Beyin-Uyumlu Yabancı Dil Öğretimi
Dil öğretim yöntemleri bir dil kuramı ve öğrenme kuramı üzerine yapılanırlar.
Öğrenme hakkındaki bildiklerimiz doğrultusunda, yöntemlerin dayandıkları öğrenme
kuramları da değişiklik göstermektedir. Öğrenme beyinde gerçekleştiğine göre her
dil öğretim yöntemi aslında beyne yönelik olarak çalışmakta ve öğrenmenin
gerçekleşmesi için doğrudan veya dolaylı olarak katkıda bulunmaktadırlar. Öğrenme
tümüyle denetimli bir biçimde sürdürülemediğinden tüm dil öğretim yöntemleri
öğretmenlerden öğrenmeye yardımcı olabilecek bir dizi etkinliği gerçekleştirmelerini
beklemektedir. Öğrenmeye yardımcı olabilecek etkinliklerin bulunmasını sağlayan
beyin çalışmaları öğrenmenin gerçekleştiği yer üzerine odaklanıp öğrenmenin
73
nörofizyolojik yapısını açıklamaya çalışmakta ve bu yapının oluşmasını
kolaylaştırıcı, sağlayıcı ya da engelleyici süreç ve etmenleri ortaya koymaktadır.
Dil öğretim yöntemlerinin dayandıkları kuramlar incelendiğinde, doğrudan beyin
araştırmalarının bulgularına dayalı olarak öğretim yolları öneren başlıca üç
yaklaşım/yöntemden söz edebiliriz (Lombardi, 2008:219-220; Dhority ve Jensen,
1998): Tüm Bedensel Tepki, Esinlemeli Dil Öğretimi ve Doğal Yaklaşım. İlk olarak
Krashen’ın modeli zengin ve çok çeşitli girdinin öneminden söz eder; beyin uyumlu
öğrenme kuramında da vurgulanan bilinçsiz olarak öğrenmenin bilinçli öğrenmeden
daha yaygın olduğunu belirtir. Krashen ve Terrell (1983)’ün Doğal Yaklaşımı,
öğrenmenin gerçekleşmesi için öğretmenin tehditten uzak ve güdüleyici bir ortam
yaratması gerektiğine işaret eder. Asher (1969)’un Tüm Bedensel Tepki yöntemi
öğrenmede işlemsel belleğin üzerinde durur ve devinimlerin duyguları, duyguların
ise belleği etkinleştirdiğini belirtir. 1978 yılında UNESCO’ya sunulan esinlemeli dil
öğretim yöntemi (Lozanov, 1978) beynin bilinç ve bilinçüstü düzeylerde fiziksel
çevre ve sözel olmayan iletişim aracılığı ile öğrendiğini ortaya koymakta ve
öğrenmenin tamamen öğrenen psikolojik durumundan etkilendiğini belirtmektedir.
2.1.1. Yabancı Dil Öğretiminde Yöntemler Çağı
Günümüzde, geriye dönerek incelendiğinde, yabancı dil öğretiminde etkili bir yol
arayışı sırasında en yoğun gelişmelerin XIX. yüzyılın sonlarında başlayan ve insanlık
tarihi içinde çok kısa olarak değerlendirilebilecek bir dönemde gerçekleştiğinden söz
edilebilir. Çeşitlenen dil öğrenme amaçları karşısında yetersiz kalan Dilbilgisi-Çeviri
Yönteminin yerine oluşan Dolaysız Yöntem, bu dönemin en bilinen ilk örneklerinden
birisi olarak sayılabilir. Yabancı dil öğretim yollarının Avrupa ve Amerika’daki
süremsel gelişiminde II. Dünya Savaşından sonra Amerika’da oluşan İşitsel-Dilsel
Yöntem ve 1960’lı yıllarda İngiltere’de oluşan Durumsal Yöntem yabancı dil
öğretiminde 1950-1960’lı yılların temel niteliğini de belirlemektedir: yapısalcı bir dil
ve davranışçı bir öğrenme kuramına dayalı dil öğretim modelleri. 1960’ların sonunda
yabancı dil öğretimi için Avrupa’da İletişimsel Dil Öğretimi, Amerika’da Sessiz Yol,
Tüm Bedensel Tepki, Danışmanlı Dil Öğrenme, Doğal Yaklaşım, ve Esinlemeli Dil
74
Öğretimi gibi yollar oluşmaktadır. Yabancı dil öğretiminde 1980’li yıllarda yeni
çözüm yollarının önerildiği görülmektedir. İçerik-Odaklı Öğretim, Görev-Odaklı
Öğretim, İşbirlikli Öğrenme, Sözlüksel Yaklaşım, ve benzerleri bu görece yeni yollar
arasında sayılabilir. Tüm bu yollar öğrenmeye kendilerine özgü yaklaşımları,
öğretmen ve öğrenci rollerine getirdikleri kendilerine özgü yorumları, dersin işleniş
süreçleri, izlence düzenlemeleri ile yabancı dil öğretmenleri ve dil öğreten kurumlar
için bir bakıma “paket çözümler” sunmaktaydı. Tüm bu yollar, bu dönemin temel
niteliğine uygun çözüm önerileri olarak düşünülebilir. XX. yüzyılı kaplayan bu
döneme günümüzde “Yöntemler Çağı” denilebiliyor (Richards ve Rodgers,
2001:244).
1990’lı yıllara gelindiğinde, “paket çözümler” anlayışının yerini daha esnek bir
anlayışa bıraktığı görülmektedir (Richards ve Rodgers, 2001:244-5). Tek bir
yönteme dayanan dil öğretimi, yerini değişik yöntemlerden birbiriyle tutarlı biçimde
seçilmiş parçaların harmanlanarak uygulandığı bir tür “geçiş” dönemine bırakmıştır.
Genel olarak Seçmeci Yaklaşım olarak adlandırılan bu uygulamanın oluşturduğu bu
geçiş dönemi aslında “Yöntemler Çağı”nın bitişi olarak da düşünülebilir. “Yöntemler
Çağı”nın o noktaya gelmesinin nedenlerinden birisi olarak dilbilim ve ruhbilim
alanlarında yepyeni modellerden dil öğretimi alanında yararlanılamaması
söylenebilir. Bir diğer neden olarak ise o çağın “paket çözümler”i olan dil öğretim
yöntem ve yaklaşımları arasından yalnızca bir-iki tanesinin genel eğitim-öğretim
yapısı içinde yer almaya uygun olduğu belirtilebilir. Yalnızca yaş değişkenine göre
bir araya toplandıkları dersliklerde, bir öğretmenin denetiminde, kendi gereksinimleri
ile çokça örtüşmeyen belirli bir izlenceyi işleyebilme amacı doğrultusunda, düzenli
biçimde yapılan sınavlarda başarılı olma kaygısı altında öğrencilerin öğrenme
sürecinden geçtikleri bu genel eğitim-öğretim yapısı göz önüne alındığında,
“Yöntemler Çağı”nın dil öğretim yöntemlerinin çoğunluğunun bu yapıya uyamadığı
değerlendirilebilir. Kimi yöntemler öğretmenin belirgin bir düzeyde uzmanlaşmasını
gerektirir13; kimi yöntemlerde öğrenci sayısının belli bir sınırı aşmaması gerekir14;
13 Örneğin, öğretmenin Danışmanlı Dil Öğrenme yönteminde yetkin bir “danışman-terapist” olması, Sessiz Yol yönteminde ise hiç konuşmadan o yabancı dili öğretebilecek bir ustalıkta olması beklenir.
75
kimi yöntemler öğretilecek içeriğin kurumsal bir üst-yapıdan bağımsız olarak
biçimlenmesini15 gerektirir.
2.1.2. Yabancı Dil Öğretiminde Yöntemler-Sonrası Çağ
Belli bir yaklaşım veya yöntem çerçevesinin dışına çıkıldığında bu kez başka bir
sorunla karşılaşılabilmektedir. Her ne kadar tüm öğrenciler için uygun ortak bir
yöntem ve yaklaşım olmasa da belli bir yöntemin izlenmesi öğretmen için de öğretim
kurumu için de kolaylık sağlayabilmektedir. Var olan yöntemlerin dışına çıkıldığında
bu kez tüm ders ve öğretim tasarımı öğretmene ve kuruma kalmaktadır. Kuşkusuz ne
öğretmen ne de öğretim kurumu tümüyle yeni bir yol tasarlamak, sınamak ve sunmak
zorunluluğunda değildir; var olan yaklaşım ve yöntemler arasından seçmeci bir
tutumla kendine özel bir yol oluşturacaktır. Mesleğe yeni başlayan bir öğretmen için
ilk zamanlarda tek bir yöntem üzerinden gitmek daha güvenli bir yol olabilir. Ancak,
zaman içinde, öğrencilerinin, kendisinin ve kurumunun gereksinimlerini daha açık
bir biçimde algılayıp kavradıkça, tek bir yönteme bağlı kalmanın sıkıntısını
duyumsadıkça, karma bir yol izlemeyi yeğleyebilecektir.
Kendi karma yolunu belirlemeye başlayan bir yabancı dil (İngilizce) öğretmeni
öncelikle kendi inanış ve tutumlarına göre davranabilir. Bu inanış ve tutumlar
öğretmen tarafından açıkça kağıt üstünde belirlenebilir veya kararlarında sezgisel
olarak etkili olabilir. Bir yabancı dil (İngilizce) öğretmeninin tutum ve bilgileri
aşağıdaki noktalar üzerinden kararlarını etkileyebilir (Richards ve Rodgers,
2001:246):
o kendisinin sınıf içindeki rolü;
o etkili öğretme ve öğrenmenin doğası;
o öğrencilerin karşılaştıkları güçlükler bunlarla nasıl başa çıkılabileceği;
o başarılı öğrenme etkinlikleri;
14 Örneğin, Danışmanlı Dil Öğrenme yönteminde sınıfın en az 6, en fazla 12 öğrenciden oluşması, Tüm Bedensel Tepki ve Esinlemeli Dil Öğretimi yöntemlerinde de yaklaşık 15 öğrenciyi aşmaması gerekir. 15 Örneğin, Danışmanlı Dil Öğrenme yönteminde bir derste hangi konuların işleneceği önceden saptanamaz, öğrencilerin o anki katılımlarına göre belirlenebilir; Görev-Odaklı Dil Öğretiminde ise izlenceyi oluşturan birimler dil ögeleri değil, öğrencilerin yaptıkları görev/etkinliklerdir.
76
o etkili bir dersin tasarımı.
Bu nedenle bu tez çalışmasında öğretmenlerin hem tutum hem de bilgileri
ölçülmüştür.
Bir yabancı dil öğretmeni, o anki öğrenci kümesinin ayırt edici özelliklerine göre
(yaş, dil düzeyi, vb.) kararlarını değiştirebilecektir. Bailey (1996)’da öğretmenin
karar vermesi gereken kimi noktalar arasında aşağıdakiler de belirtilir:
o bütün öğrencilerin derse katılımının nasıl sağlanacağı;
o öğretmenin değil öğrencinin dersin odak noktası haline nasıl
getirilebileceği;
o öğrencilerin en üst düzeyde katılımlarının nasıl sağlanabileceği;
o öğrencide öğrenme sorumluluğunun nasıl sağlanabileceği;
o öğrencilerin yanlışlarına ne dereceye kadar ve nasıl hoş görülü
davranılacağı;
o öğrencilerin güven duygularının nasıl geliştirilebileceği;
o öğrenme stratejilerinin öğrencilere nasıl verilebileceği;
o öğrencilerin karşılaştıkları güçlüklerden yola çıkılarak öğrenme
sorunlarının nasıl giderilebileceği;
o öğrenci-öğrenci türü etkileşimli etkinliklerin en üst düzeyde nasıl
sağlanabileceği;
o öğrenciler arasında işbirliğinin nasıl geliştirilebileceği;
o hem dilsel doğruluk hem de akıcılığın nasıl geliştirilebileceği;
o öğrencilerin gereksinim ve ilgilerinin nasıl karşılanabileceği.
Bailey (1996)’da bahsedilen bu noktalarda neye göre karar verilmesi gerektiği
bakımından bir model veya ölçütü benimsemek gerektiğinde beyin uyumlu öğrenme
kuramına dayanarak karar vermek verilen kararların sağlamlığı açısından önemlidir.
Belli bir yaklaşım veya yöntemin güvenli ama kısıtlayıcı darlığından çıkmak isteyen
bir yabancı dil (İngilizce) öğretmeni var olan yollar arasından seçim yaparken kendi
sezgilerine ve/veya meslektaşlarının deneyimlerine göre kararlar vermek durumunda
da kalabilir. Öğretmenin ders işleme yolu kendi inanış ve tutumları doğrultusunda
77
biçimlenir. Öğretmenlerin neden değişik ders işleme yollarının olduğunun bir nedeni
de bu olabilir. Deneyimlilik bu noktada, Clark ve Peterson (1986)’nın da değindiği
gibi, esnekliğe değil, tam tersine bir tür katılığa neden olabilir; bir yabancı dil
(İngilizce) öğretmeni ne kadar deneyimliyse, yukarıdaki paragraflarda belirtilmiş
olan noktalar bakımından inanış ve tutumları da o kadar kesinleşmiş olabilir. Yıllar
boyunca yapageldiği öğretim uygulamalarına o kadar alışmış ve bunları o kadar
benimsemiş olacaktır ki bunları neden yaptığını sorgulamayabilir bile. Yabancı dil
öğretmeni dünyayı, insanı, ekini, dili, toplumu, eğitimi, vb. nasıl algılıyor ve
değerlendiriyorsa yabancı dil (İngilizce) öğretimine ilişkin inanış, tutum ve kararları
da bu dünya görüşünün genel yapısının dışında olamayabilir.
Öğretmen yetiştiriminin neden yüksek derecede önem taşıdığının bir başka yönü de
bu genel dünya görüşünde yer almaktadır. Bir yabancı dil öğretmeni, öğretmen
yetiştiren kurumlarda nitelik ve nicelik bakımından ne kadar derinlemesine veya
sayıca fazla öğretim yaklaşım ve yöntemi öğrenirse öğrensin sonuçta bunları
uygularken kendi dünya görüşünün süzgecinden geçirecektir. Eğer bir yabancı dil
öğretmeni yeniliklere açık olabilecek ve yeni öğretme/öğrenme yollarını tartabilecek
bir tutumu taşıyamayan dünya görüşü ile kurumdan mezun olarak meslek yaşamına
başlarsa bir bakıma tüm mesleki gelişiminin de o noktada kapanması söz konusu
olacaktır.
Seçmeci bir yaklaşımla kendi öğretme yolunu oluşturmaya başlayan bir yabancı dil
(İngilizce) öğretmeni seçmeciliği üç boyut üzerinden yapabilir:
1) Seçmeci (karma) izlence,
2) Seçmeci (karma) yöntem, ve
3) Seçmeci (karma) gereçler.
Bu üç boyut arasından “karma”sı yapılabilecek görece az zahmetli işlem, gereçler
boyutundadır. İngilizce öğretmenleri değişik ders kitaplarından veya görsel-işitsel
araç-gereçlerden kendi inanışlarına, tutumlarına ve sezgilerine göre bir karma
yapabilmektedir. Kimi öğretim kurumlarının kendilerinin hazırladıkları öğretim
yolları aslında çoğunlukla kendi öğretmenleri tarafından oluşturulan karma ders
78
gereçleridir. Ders gereçleri, örneğin ders kitapları, belli bir yöntem veya yaklaşım
tabanlı hazırlandıklarından o gereçlerden seçilen karma bölümler aslında belli
yöntemlerin bir araya toplanmış bölümleri olmaktadır. Bu seçimin hangi ölçüte göre
yapılacağı ise çoğunlukla öğretmenlerin kendi deneyimlerine ve sezgilerine
kalmaktadır. Karma bir ders gereci, eğer çeşitli kitaplardan seçilen parçalar ve ek
gereçler birbirleriyle uyumlu olmazsa tek bir yöntemin uygulanmasından daha
başarısız sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, seçmeciliğin öğretmenlerin kişisel
kararlarına göre yapılması sakıncalı olabilmektedir.
2.1.3. Yöntemler-Sonrası Çağ ve Beyin-Uyumlu
Öğrenme
Tartışmanın geldiği bu nokta “beyin-uyumlu öğrenme”nin sunulabileceği bir
noktadır. Beyin-uyumlu öğrenme, var olan tüm yöntemlerin üzerinde olan; hepsini
kapsayan; aralarında doğrulama ve sınamaya olanak sağlayan bir dizgedir. Beyin-
uyumlu öğrenmenin yabancı dil (İngilizce) öğretimine doğrudan etkisi ve katkısı bu
bakımdan olacaktır.
Alanyazın bilgilerinin öz olarak sunulduğu kuramsal çerçeve bölümlerinde de
gösterildiği gibi, ister bilgi ister beceri olsun, yeni bir birimin öğrenilmesi yalnızca
beyinde gerçekleşir. Öğretim süreci nasıl tasarlanmış olursa olsun, öğrenmenin
gerçekleştiği beyin kendisine sunulan girdiyi yalnızca kendisine özgü bir biçimde
işler ve girdinin tasarımına göre öğrenme ya o sırada gerçekleşir ya da bilinçaltı
süreçlerde işlemlenmesi sürer. Eğer yeni birimler beyinle, beynin işlemleme
süreçleriyle, soyut bir katman olan bilişsel yapıdaki ilişkilendirilme ile uyumlu ise
öğrenilebilir.
Beyin-uyumlu öğrenme modeli hem destekleyici koşulları hem de etkili işlemleri
belirtir. “Destekleyici koşullar” arasında uygun beslenme, derslik ortamının
havalandırılması gibi beynin gerçekten öğrenen sinir hücrelerinin gerekli
kimyasalları üretebilmesi, dendritleri oluşturabilmesi, vb. için gerekli olan ögeler
sayılabilir. “Etkili işlemler” arasında ise beynin soyut bilişsel yapıda
konumlandırılmış birimler ile yeni bilgilerin ilişkilendirilmesi, beynin taşıdığı dünya
79
deneyimi belleğinden yararlanılması, sunulan girdinin beyin ve bilişsel işlemlemeler
için “anlamlı” duruma getirilmesi sayılabilir16.
Beyin-uyumlu öğrenme modeli, yabancı dil (İngilizce) öğretiminde gelinmiş olan
yöntemler sonrası çağın aradığı tüm seçim yapma ölçütlerini, öğrenmenin
gerçekleştiği tek yer olan beyin ile doğrudan ilişkilendirerek, bilimsel araştırmaların
sonuçlarına dayandırılmış ve doğruluğu gösterilmiş bulgular ve ilkeler tabanlı olarak
sunar. Bu bakımdan, beyin-uyumlu öğrenme modelinin öğretmenlere ve bu alanda
araştırma yapanlara iki yönden katkısının olduğu belirtilebilir:
1. Var olan yabancı dil öğretme/öğrenme yolları arasındaki kurulmamış tüm
bağlantıları kurarak tümünden etkili bir biçimde yararlanmaya olanak
sağlamak;
2. Var olan yabancı dil öğretme/öğrenme yollarının kuramsal artalanlarında
değinilmemiş olan tüm diğer etkili uygulamaları ortaya çıkarmak.
Yabancı dil (İngilizce) öğretiminde “Yöntemler-Sonrası Çağ”ın geçerli ve güvenilir
düzenleme ölçütleri olarak beyin-uyumlu öğrenme ilkeleri alındığında, seçmecilikte
yeni bir bakış açısının sonuçları hemen görülebilmekte; daha önceki, “Yöntemler
Çağı” anlayışına göre kabul edilemeyecek olan ilişkilendirmeler de anlamlı bir
biçimde yapılabilmektedir.
Beyin-uyumlu öğrenmeye dayandırılarak ve dayandırılmadan yapılan
ilişkilendirmelere aşağıdaki gibi bir örnekle açıklık getirilebilir:
Seçmeci bir anlayışla karma bir yabancı dil öğretim modeli geliştirmek isteyen bir dil
öğretim uzmanı kendisine temel olarak bir kavram seçmek durumundadır. Daha ilk
adımda yanıtlanması gereken soru, bu seçimin neye göre yapılmasının geçerli
olduğudur. Bu kavram sezgisel olarak da seçilecek olabilir. Burada, örneğin, bu
kavram olarak “iletişim” seçilmiş olsun. Dil bir iletişim aracı ise dil öğretiminin
iletişimsellik tabanlı bir modele dayandırılması tutarsız görünmeyebilir. Ancak, daha
16 Daha sonraki bölümde geliştirilmiş olan modelle ayrıntılandırılacaktır.
80
ilk adımda kuşkulu bir durum ortaya çıkmaktadır: Neden “iletişimsellik”? Bunun
düzenleme ölçütü olarak seçilmesinin nedenleri arasında göz ardı edilemeyecek bir
oranda olanı, iletişimselliğin güncel bir ilke olması da bulunmaktadır. Her durumda,
bu dil öğretim uzmanı, iletişimsel dil öğretimi içinde var olan özelliklere göre
seçmeciliğini sürdürecek olursa:
a) Öncelikle, bu genel yaklaşıma uyan diğer yöntemlere bakması gerekecektir.
İletişimsel yaklaşım olarak inceleyeceği yaklaşım ve yöntemler arasında
Doğal Yöntem, İşbirlikli Öğrenme, İçerik-Odaklı Öğretim ve Görev-Odaklı
Dil Öğretimi yer almaktadır (Richards ve Rodgers, 2001). O zaman, bu
yaklaşım ve yöntemlerin uygulamaları arasından seçim yapabilecektir. Diğer
yöntemlerde ise “iletişim” kavramı, dil öğretiminin ereği görünüşündeki
“yabancı dil öğrenenlerin o yeni dilde iletişim kurabilmelerinin sağlanması”
olarak değerlendirilmektedir. Ancak, tüm çıktılarının dayandırıldığı “iletişim”
kavramının ne “ne olduğu”nun, ne de “ne olmadığı”nın tanımı veya
açıklamasını yapmamaktadırlar17.
b) Kendi yabancı dil öğretim yolunu düzenlemek isteyen yabancı dil öğretim
uzmanının daha sonra, bu genel “iletişimsellik” yaklaşımı ile çatışmayan
diğer yöntemleri incelemesi gerekecektir. Var olan yaklaşım ve yöntemlerin
kuramsal artalanlarını ve uygulamalarını inceleyerek Tüm Bedensel Tepki,
Danışmanlı Dil Öğrenme, Esinlemeli Yaklaşım gibi yollardan “iletişimsellik”
ile çatışmadığı sonucuna vardığı çeşit çeşit özellikleri seçebilir. Bu arada,
örneğin, Sessiz Yol yöntemi olduğu gibi dışarıda kalacaktır. Bu ikinci
aşamada da aynı “yanılma”nın izleri görülebilir. Sonradan kurulan
varsayımsal ilişkiler doğrultusunda belli bir küme yöntem “iletişimsellik” ile
çatışmamakta, başka bir küme ise çatışmaktadır. Bu aşamada, yabancı dil
öğretim uzmanı pek çok yerde kendi öğretim anlayışına ve sezgilerine göre
karar vermek durumunda kalabilir. Örneğin, “gülmece” yordamı Tüm
17 Öyleyse, bu yöntemleri “iletişimsel” olarak kabul eden bir yabancı dil öğretim uzmanının seçmeciliği yalnızca sözcük olarak dile dökülmüş bir terim tabanlı varsayımsal bir dayanak üzerinden işlemektedir.
81
Bedensel Tepki içinde özel olarak vurgulanan ve kullanılan bir yordamdır.
İncelenen kaynaklarda gülmecenin iletişimselliğe aykırı olduğunu belirten bir
bulgu yoktur. Ama, iletişimsellik için gerekli bir özellik olduğu da
belirtilmemiştir. Böyle durumlarda karar tümüyle bireysel seçimlere bağlı
olarak verilmek durumundadır. Eğer yabancı dil öğretim uzmanı veya yabancı
dil öğretmeni veya öğretim kurumu gülmece yordamı etkinliklerini
kullanmayı derslerde disiplinin bozulmasına neden olan ve “dersin
ciddiyetiyle bağdaşmayan” bir uygulama olarak görüyorsa bu yordamı
seçmeci modelinin dışında bırakacaktır. Eğer olumlu bir uygulama olarak
görüyorsa veya “derse renk getiren” bir çeşitlilik olduğunu düşünüyorsa o
zaman modeline katabilecektir. Her iki durumda da kararı tümüyle kendi
kişisel duygu, düşünce, tutum ve sezgileri doğrultusunda olabilecektir.
c) Son olarak yapılması gereken işlem ise, hangi özelliklerin kesinlikle bu yeni
derleme model içine alınmaması gerektiğinin belirlenmesidir. Var olan
dizgesel yapıdaki konumlandırmaya göre, İşitsel-Dilsel ve Dilbilgisi-Çeviri
yöntemlerinin “iletişimsellik” ile uyumlu özellikler olmayıp bu yöntemler
“iletişimsellik-karşıtı” yöntemler olarak görülebilmektedir. O zaman, İşitsel-
Dilsel yöntemin “yineleme” uygulaması kesinlikle bu yeni modelin dışında
kalmalıdır. Aynı biçimde, Dilbilgisi-Çevirinin “dilbilgisel yapıların açıkça
öğretilmesi” yordamı da dışarıda kalmak zorundadır. Öğrenmede yineleme
önemlidir ve kendi kendine çalışma sırasında sıklıkla uygulanan
yordamlardan birisidir. Ayrıca, kimi öğrenciler örneğin İngilizcede edilgen
çatının nasıl olup da öyle kurulduğunun bir açıklamasını ısrarla
bekleyebilmektedir. Ancak, seçmeci yaklaşım, yeni bir model karmakta olan
yabancı dil öğretim uzmanı için her zaman geçerli çözüm önerileri
sunmayabilir.
Eğer Yöntemler Çağı sonrasındaki seçmecilik beyin-uyumluluk yabancı dil
öğretimine yaklaşırsa yukarıda b) ve c)de sözü edilen “gülmece” ve “yineleme”yi hiç
düşünmeden yeni yabancı dil (İngilizce) öğretimi modeline katması gerekir. Böylesi
bir bakış açısında “öğretim” süreci ile “öğrenme” süreci birbirinden ayrı ayrı süreçler
82
olarak değil, birbirleriyle bütünleşik ve ardışık süreçler olarak anlamlı bir bütünsellik
içinde yerlerini bulmaktadır.
Yine yukarıdaki “gülmece” ve “yineleme” örneklerinden sürdürülecek olunursa,
beyin-uyumlu öğrenme içindeki görünüşleri için aşağıdaki değerlendirmelere
varılabilir.
1. “Gülmece” kendi başına yüzeysel bir yordamdır. Başka bir deyişle,
duyumlanan, somutlaşmış bir uygulamadır. Ancak, gülmece somutlaşmasının
altında yatan ögeler biraz daha değişiktir. Gülmece somutlaşması duyularla
algılanan bir uygulamadır ama onu geçerleyen nedenler duygusal
etmenlerdir. Duygular beyinden başka bir yerde ortaya çıkmadıkları için
beyin-uyumlu öğrenme kuramında duygusal etmenlerle ilgili olarak aşağıdaki
belirtimlerde bulunulmaktadır:
o Bir şeyin beyne göre dikkat çekici olması için onun hissiz olmayıp duyguları canlandıran, genel olmayıp belirli, ve tanıdık olmayıp yepyeni bir şey olması gerekir (Jensen, 2005:45).
o Bütün öğrenme ve bellekteki her birim duygusal imleçlerle etiketlenir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45; Wolfe, 2001:87’den alıntı).
o Duygular beynin en kuvvetli gücüdür (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45; Tileson, 2007:73’ten alıntı).
o Duygular dikkati yöneltir, anlam yaratır ve kendilerine özgü hafızada kalma yolları bulunur (Jensen, 2005:69).
o Duygular öğrenme için önemlidir (Dhority ve Jensen, 1998:3)
o Duygular yayılıcıdır; öğretmenin duygusu öğrencilerine de yayılır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45).
o Münazara ve tartışma etkinlikleri, bellekteki bağlantıları güçlendirir, çünkü duyguları harekete geçirirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:68).
o Öğrencilerde olumlu duygusal durum oluşturmak için öğretmen öncelikle kendi duygusal durumunu olumlu tutmalıdır (Jensen, 2005:146).
o Öğrencilerin yeni öğrendikleri şeylerle ilgili duygu ve düşüncelerini birileriyle paylaşarak veya güncelerine yazarak dile getirmeleri için olanak sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
83
o Öğrenmenin gerçekleşmesi için, ne çok az ne de çok yoğun, uygun düzeyde bir duygu gereklidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45).
o Öğretim ortamında olumlu bir duygunun uygun düzeyde var olması öğrenmeyi sağlayıcı etki oluşturur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:9).
o Öğretmen, öğrencilerin duygusal durumlarını uygun düzeye getirmelidir; bu, dersin geri kalanını doğrudan olumlu veya olumsuz kılacak kadar önemlidir (Jensen, 2005:147).
o Öğretmenin olumlu bir duygu yaratması, öğrettiği şeye olan tutkusu, öğrencilerin de öğrenecekleri şeyleri sevmelerini sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
o Yeni gelen bir bilgi anlamlı ise veya bir duygu canlandırıyorsa, beyin o bilgiyle ilgilenir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3).
o Yoğun duygular, güçlü bellek bağlantıları demektir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:46).
Beyin-uyumlu öğrenmede gülmecenin ağırlığına özel olarak da yer
verilmektedir:
o Gülmece (mizah) ile öğrenciler yeni bilgileri yarı yarıya daha fazla akılda tutarlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
2. Yukarıda örnek olarak verilen ve “iletişimsellik” ile uyuşmadığı için dışarıda
bırakılan “yineleme” ögesi de beyin-uyumlu öğrenme içinde daha değişik bir
görünümde yer alır. Yineleme, somut bir uygulamadır. Eğitsel düzeyde
geçerliliği ise beyin-uyumlu öğrenme bakımından aşağıdaki nedenlere
dayanır:
o Açık ve örtük yineleme bilginin uzun süreli belleğe aktarılmasında kullanılan süreçler arasındadır (Caine ve Caine 2002:6).
o Bilgi yeterli sıklıkla yinelenirse uzun süreli belleğe geçer (Caine ve Caine 2002:6).
o Öğrenilen bilgiler sürekli yineleme ile refleks belleğinde yer alabilir (Jensen, 2005:134).
o Yineleme yapmak beyindeki bağlantıları güçlendirir (Jensen, 2005:38).
84
Beyin-uyumlu öğrenme yinelemenin nasıl yapılmasının daha etkili olacağını
da belirtir:
o Aralıklı yineleme, sürekli yinelemeden daha etkilidir (Caine ve Caine 2002:6).
o Aralıklı yinelemenin uzun süreli bellekte tutulma olasılığı daha yüksektir (Caine ve Caine 2002:6).
o Sık yinelenen uyarılarla sinirler arasındaki bağlantılar artar (Madi, 2006:24).
o Öğrencilerin bir konuyu okuduktan sonra yürürken yüksek sesle birisiyle yinelemesi o konunun öğrenilmesine katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
o Yineleme iki biçimde yapılır: sesli olarak ve zihinde (Caine ve Caine 2002:6).
Beyin-uyumlu öğrenme yineleme olarak nelerin alınabileceğinin de ayrıca
değerlendirmesini sunar:
o Bir dersin başında, o derste işlenecek konuyla ilgili olarak genel bir bilgi vermek “ön-izleme” denilen bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
o Bir tartışma dersinden birkaç hafta önce o tartışmada geçecek olan düşünceleri ve anahtar terimleri sınıfın duvar panosuna yazmak “sunum-öncesi” denilen bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
o Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden birkaç dakika veya birkaç saniye önce, sırası geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde açık olarak sunulması (önceleme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
o Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden günler, haftalar, aylar, hatta yıllar önce, sırası geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde örtük olarak sunulması (sunum-öncesi) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
o Öğrenilen konunun derste işlenmesinden birkaç dakika sonra açık olarak yeniden sunulması (yeniden geçme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
o Öğrenilen konunun derste işlenmesinden saatler, günler veya haftalar sonra açık olarak yeniden sunulması (üstünden geçme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
85
o Öğreteceği bir sözcüğü öğretmeden önce öğrencilerine içinde o sözcüğün sorulduğu bir “boşluk doldurma” sorusu soran bir öğretmen bir tür yineleme yapmaktadır (Jensen, 2005:41).
o Öğretilecek konunun verilmesinden önce ve sonra öğrencilere aynı sorulardan oluşan bir kısa-sınav (quiz) yapan bir öğretmen, bir tür yineleme yapmaktadır (Jensen, 2005:41).
o Örneğin belli başlı hayvan adlarının öğretildiği bir derste, hayvan adlarını öğretmeye başlamadan önce öğrencilerden bildikleri hayvan adlarını söylemelerini isteyen bir öğretmen “önceleme” türü bir yineleme yapmaktadır (Jensen, 2005:39).
Yabancı dil (İngilizce) öğretiminde Yöntemler Sonrası Çağın dil öğretim modeli
olarak beyin-uyumlu öğrenme alındığında, Yöntemler Çağının geleneğine göre
anlamlı bir biçimde kurulamayacak bir başka ilişkiye örnek olarak yanlışların
düzeltimiyle ilgili bir nokta verilebilir:
1. Beyin-uyumlu yabancı dil öğrenmeye göre, bellekteki bilgilerin
ilişkilendiricileri kullanım ile artar; başka bir deyişle, yineleme beynin
öğrenmesi için gerekli bir uygulamadır. Yineleme öğretmen tarafından
denetimli bir biçimde yaptırılabilir. Ancak, öğrenen de öğrendiği dili her
kullanışında kendi kendine bir yineleme yapmaktadır. Eğer dil kullanımında
yanlışlık varsa her kullanışında bu yanlış, beyinde daha fazla ilişkilendirici ile
daha fazla yer edinecektir. O nedenle, yanlış bilginin kullanım ile
yerleşmemesi için öğretilen konunun öğrenmenin hemen arkasından
sınanması ve öğrenciye dönüt verilmesi çok önemlidir (Jensen, 2005:138).
2. Öğretmen, öğrencinin yanlışını düzelttiği sırada öğrencinin cesaretini
kırmamalı, öğrencisinin “başaramama” duygusuna kapılmasını engelleyecek
bir tutum içinde olmalı ve öğrencinin duygusal durumunu uygun düzeye
getirmelidir; bu, dersin geri kalanını doğrudan olumlu veya olumsuz kılacak
kadar önemlidir (Jensen, 2005:147). Öğretmenin yanlışları düzeltirken
öğrencilerde bir tür tehdit duygusu oluşturmamaya dikkat etmesi etkin
öğrenmede önemli bir yer tutar.
86
3. Ayrıca, öğretmenin, öğrencilerinin bütün yanlışlarını düzeltmesi
gerekmeyebilir. Hangi yanlışlar için hemen dönüt sağlanması hangi
yanlışların ise hemen düzeltilmemesi gerekebileceği yolunda bilgi ise
öğrenenlerin o dili öğrenme gereksinimlerinden sağlanabilir. O nedenle,
öğrenenlerin dil öğrenme gereksinimlerinin bulgulanması da gereklidir
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
Yanlışların yer etmemesi için hemen düzeltilmesi İşitsel-Dilsel Yöntemin
vurguladığı bir noktadır. Öğrencilerin duygularının olumlu düzeyde tutulması
İnsancıl Dil Öğretimi içinde vurgulanmaktadır. Öğrencinin neden o dili öğrendiğinin
anlaşılması ise bir gereksinim çözümlemesi işlemidir. Yabancı dil (İngilizce)
öğretimindeki Yöntemler Çağının birbiriyle anlamlı bir biçimde
ilişkilendirilemeyecek İşitsel-Dilsel Yöntemi, İnsancıl Dil Öğretimi Yaklaşımı ve
izlence hazırlama işlemi beyin-uyumlu öğrenme modeli içinde anlamlı bir biçimde
birbiriyle ilişkilendirilebilir.
2.1.4. Yabancı Dil (İngilizce) Öğretiminde Yeni
Yönelimler ve Beyin-Uyumlu Dil Öğrenme
Bu yüzyılda yabancı dil bilmek dünyanın en temel zorunluluklarından biri olmuştur.
Hızla artan bilgi miktarına hemen ulaşmak ve küreselleşen dünyada ayakta kalmak
için yabancı dil bilmek bir zorunluluktur. Avrupa Birliği’nin anlayışına göre
insanların birden fazla dili konuşabilmeleri hem ekinsel bir zenginlik getirecek hem
de Avrupalı olma bilincini geliştirebilecektir; o nedenle, diğer dillerin öğrenilmesi
insanların birbirlerini anlamaları ve tanımaları için önemlidir. Ayrı ayrı anadilleri
olan Avrupalıların birbirlerini anlamaları ve tanımalarını kolaylaştırmak
düşüncesiyle Avrupa Birliği vatandaşlarının iki Avrupa dilini de kullanabilecek bir
düzeye ulaşabilmeleri önerilmiş ve bu doğrultuda eğitim ve dil politikaları
geliştirilmiştir (European Union, 1995). Ayrıca, Avrupa Birliği’nin eğitim
politikalarına yön veren, Avrupa Konseyi’nin yaşayan diller alanındaki amaçları;
Avrupa vatandaşları arasında ortak anlayışın derinleştirilmesi, farklı kültürlere ve
yaşam şekillerine saygı duyulması, dile ve ekine özgü çeşitliliklerin korunması,
87
çoğul-dilliliğin yaşam boyu süren bir süreç olarak geliştirilmesi, bağımsız dil
öğrenme için gerekli yeterliklerin geliştirilmesi, dil öğrenme programlarında ortak
bir çerçeve ile tutarlığın sağlanması olarak belirlenmiştir (Schneider ve Lenz, 2001).
Bu amaçları gerçekleştirmek için bilgiyi öğretmenin bilgisi ile sınırlamadan
öğrenenlerin öğrenmeyi öğrenmesine yardımcı olmalı ve yaşam boyu yabancı dil
öğrenenler olabilmeleri için neler yapılması gerektiği üzerinde çalışmalar
yapılmaktadır.
2.1.4.1. “Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni:
Öğrenme, Öğretme, Değerlendirme” Belgesi
“Avrupa Konseyi Yabancı Diller Ortak Başvuru Çerçeve Metni”nde (The Common
European Framework of Reference for Languages)” (OBM) (Council of Europe,
2000) dilsel iletişimin ve dil öğreneninin edinmesi gereken beceriler kapsamlı bir
çözümleme ile sunulmakta ve iletişimsel dil düzeyleri tanımlanmaktadır. “Temel
Kullanıcı”, “Bağımsız Kullanıcı” ve “Yetkin Kullanıcı” olarak üç küme altında
toplanan iletişimsel dil düzeyleri de kendi içlerinde “Temel Kullanıcı: A1 - A2”,
“Bağımsız Kullanıcı: B1 - B2”, “Yetkin Kullanıcı: C1 - C2” olmak üzere ikişer alt
düzeye ayrılarak her bir alt düzeyin genel tanımlamaları yapılmaktadır18.
Diller için Avrupa Ortak Başvuru Metni’nde temel dil becerileri ise “Anlama”
(Dinleme ve Okuma) ve “Üretim” (Sözlü Anlatım, Karşılıklı Konuşma ve Yazma)
olarak iki temel küme altında toplanarak beş ana beceri olarak ele alınmaktadır.
OBM’nin dil öğretimine getirdiği yenilikler:
o Dil programları için Avrupa çapında ortak bir tabanın sağlanması;
o Dilin yer aldığı ekinsel bağlamın tanımının yapılması;
o Dil uzmanlığında hedeflere dayalı ölçütlerin belirlenmesi;
18 Örneğin, B2 düzeyi şu biçimde tanımlanmaktadır (Council of Europe, 2000:31): “Kendi uzmanlık alanındaki teknik tartışmaları da içerisine alan hem somut hem de soyut konular üzerine karmaşık bir metnin ana düşüncelerini anlayabilir. İki tarafı da sıkıntıya sokmadan, ana dili konuşurlarıyla düzenli etkileşimi oldukça olanaklı kılacak bir akıcılık ve doğaçlama derecesi ile etkileşimde bulunabilir. Geniş bir konu alanına yayılan, açık-seçik, ayrıntılı bir metin üretebilir ve değişik seçeneklerin yararlarını ve zararlarını vererek bir konu hakkındaki görüşlerini açıklayabilir.”
88
o Dil yeterliliklerinin ayrıştırılması;
o Dil öğreneninin ne öğrenmesi gerektiğinin tanımının yapılması;
o Çoğul-dillilik ve ekinler-arası anlayışın geliştirilmesinin
desteklenmesi;
o Öğrenen özerkliği, ekinler-arası yeti, yaşamboyu dil öğrenme, kendini
değerlendirme kavramlarının dil öğrenimine getirilmesi
olarak kısaca özetlenebilir.
Dilin kullanımı ile öğrenilmesini aynı bağlamda değerlendiren OBM belgesinde dil
kullanımı ve öğrenimi şöyle betimlenmektedir19 (Council of Europe, 2000:19):
Dil öğrenimini de saran dil kullanımı, insanlar tarafından gerçekleştirilen eylemleri kapsar. Bu insanlar, ayrı ayrı bireyler olarak ve toplumsal rolleri yerine getirenler olarak bir dizi yeti geliştirirler. Yetiler hem genel hem de özgül olarak iletişimsel dil yetileridir. Bu insanlar belirli alanlardaki temalarla bağlantılı olan metinleri üretmek ve algılamak için dil işlemlerinin bulunduğu dil etkinliklerinde yer almak için çeşitli koşullar ve çeşitli kısıtlılıklar altındaki çeşitli bağlamlarda kullanabildikleri yetilerden yararlanırlar, gerçekleştirilecek görevleri yerine getirmeye en uygun gibi görünen stratejileri etkinleştirirler. Bu eylemlerin ve sonuçlarının katılımcılar tarafından izlenip denetlenmesi, yetilerinin pekişmesi veya düzenlenmesine yol açar.
Bu betimlemede yer alan temel kavramlar belgede aşağıdaki gibi açıklanmıştır:
1. Dil öğrenenlerin genel yetileri dört bileşenden oluşur: bilgi, beceriler, varolma
yetisi, ve öğrenme yeteneği.
a) Bilgi, hem deneyim sonucu edinilen bilgi hem de kurumsal öğrenme içerisinde
kazandırılan bilgidir. Her hangi bir yeni bilgi parçası kişinin daha önceden
edinmiş olduğu bilgiye öylesine eklenmez; yeni bilgiler kişinin önceki
bilgilerinin özellikleri, zenginliği ve yapısı tarafından biçimlenir ve yeni
edinilen bir bilgi ayrıca daha sonraki bilgilerin düzenlenmesi ve yeniden
yapılanmasında da etkili olur (Council of Europe, 2000:20).
19 Kalın gösterimler Council of Europe (2000) özgün metindeki gibidir.
89
b) Beceriler, ister araba kullanmak, keman çalmak ya da bir toplantıya başkanlık
etmek olsun, bilgiden çok, bir dizi işlemi yerine getirebilme yeteneğine
dayanırlar. Ancak, becerilerin sağlanmasında ‘unutulabilir’ bilgilerin edinimi
önemlidir ve becerilere kimi dış yetiler de (örneğin, bir görevin yerine
getirilmesi sırasında telaşsız veya gergin olma gibi) eşlik eder. Becerilerde
uzmanlaştıktan sonra kişi daha sakin ve kendine güvenli olacaktır. Bu, dil
öğrenmenin belirli yönlerinde de geçerlidir (Council of Europe, 2000:21).
c) Varolma yetisi, kişinin kendisini ve başkalarını nasıl gördüğüne ilişkin
bireysel niteliklerinin, kişilik özelliklerinin, tutumlarının ve toplumsal
etkileşimde başkaları ile birlikte yer almaya istekliliğinin toplamı olarak
düşünülebilir. Bu kişilik özellikleri, tutumlar ve kişinin huy özellikleri dil
öğrenme ve öğretme sırasında dikkate alınması gereken değişkenlerdir.
Bunların bireyin genel yetileri arasında yer aldığı ve böylece yeteneklerinin
bir yönü olduğu düşünülür(Council of Europe, 2000:21).
d) Öğrenme yeteneği, “başkalarını nasıl keşfedeceğini bilme” olarak
düşünülebilir. “Başka” olan şey, başka bir dil, başka bir ekin, başka insanlar
veya yeni bilgi alanları olabilir. Öğrenme yeteneği genel bir konu olmakla
birlikte dil öğrenmeyle özel olarak ilgilidir. Dil öğrenenler göz önüne
alındığında, öğrenme yeteneği aşağıdaki yönlerden değerlendirilebilir
(Council of Europe, 2000:21-2).
i) Varolma yetisi, yani yüz yüze iletişimi başlatmak ve bu iletişimde risk
almak için isteklilik, karşısındaki kişinin ne dediğini anlamadığı
durumlarda ek açıklama isteme, başkalarıyla iletişimde ekinsel yanlış
anlamaların çekinceleri konusunda artmış bir ayırdındalık, vb.
ii) Bilgi, örneğin belli bir dildeki biçim-dizimsel ilişkilerin veya belli bir
ekine özgü dinsel bakımdan sakıncalı edimlerin, vb. bilgisi.
iii) Beceriler, örneğin bir sözlükten verimli biçimde yararlanabilme, bir
kitaplıkta aranılan kitaba erişebilme.
90
2. Dil öğrenenlerin iletişimsel dil yetileri üç bileşenden oluşur: dilsel, toplumdilsel,
ve edimsel (Council of Europe, 2000:22-3).
a) Dilsel yetiler, içinde sözlüksel, sesdizimsel ve sözdizimsel boyutların da yer
aldığı dil dizgesinin tüm becerileri ve boyutlarını kapsar. Toplumdilsel veya
edimsel anlamından bağımsız olarak düşünülen bu yeti türü, belli bir bireyin
iletişimsel dil yetisi olup yalnızca bilginin genişliği ve niteliği ile değil, bu
bilginin bilişsel düzenlenme, depolanma ve akla getirme biçimleriyle de
ilişkilidir.
b) Toplumdilsel yetiler, toplumsal gelenek ve görenekler (örn. incelik kuralları,
yaş, cinsiyet, toplumsal sınıflar arasındaki ilişkiler, vb.) bakımından tüm dilsel
iletişimi sıkı sıkıya etkiler.
c) Edimsel yetiler, dilsel kaynakların işlevsel kullanımı ile ilişkilidir. Söylem,
bağlaşıklık ve bağdaşıklık kurma ustalığı, metin türleri ve biçimlerini, alaycı
veya şakacı dil kullanımını tanımlayabilme de bu yeti türüne girer. Bu türün
etkileşimsel ve ekinsel ortamlarda dilsel yetiden daha da etkili olduğu
söylenebilir.
3. Dil öğrenenlerin dil etkinlikleri dört bileşenden oluşur: algı, üretim, etkileşim, ve
aracılık (Council of Europe, 2000:23).
a) Birer işlem olarak (sözlü ve yazılı) algı ve üretimin ikisi de etkileşim için
gereklidir. Bu çerçeve belgesinde bu terimlerin dil etkinlikleri bakımından
kullanımı, kendi başlarına oynadıkları rolle kısıtlıdır. Algı etkinlikleri için
sessiz okuma ve basın-yayını izleme örnek olarak verilebilir. Algı etkinlikleri
öğrenme ortamlarında da önemlidir. Üretim etkinlikleri için hem akademik
hem de mesleki ortamlardaki sözlü sunumları, yazılı raporlar ve çalışmalar
örnek olarak verilebilir. Üretim becerileri, üretilen dilin niteliği bakımından
(örn. etkileyici bir sözlü sunum, güzel hazırlanmış bir rapor, vb.) toplumsal
bir değer de taşırlar.
91
b) Etkileşim sırasında en az iki birey sözlü ve / veya yazılı değişime katılırlar.
Üretim ile algı birbiri ile yer değiştirir ve sözlü iletişimde birbiri ile
örtüşebilir. Etkileşime katılanlar aynı anda hem konuşup hem de dinliyor
görüntüsünde olmayabilirler; kimi ortamlarda söz alma sırasına sıkı bir
biçimde saygı gösterilebilir. Ancak bu durumda bile dinleyenin genel olarak
dikkatini konuşanın bir sonraki sözcesinde ne diyeceği yönünde
yoğunlaştırması ve sürekli kestirimlerde bulunması söz konusudur. Bu
nedenle, etkileşimde bulunmayı öğrenmek sözcelerin algılanması ve
üretilmesinden daha fazlasını kapsar.
c) Aracılık etkinlikleri hem algı hem de üretim sırasında, birbirleriyle bir
nedenle doğrudan iletişim kurmakta güçlük çekenler arasında iletişimi sağlar.
Sözlü ve yazılı çeviri, açımlama, özetleme, vb. etkinlikler ile iletiye doğrudan
erişemeyen kişilere erek metnin yeniden düzenlenmiş bir biçimi sunulur.
4. Dil etkinlikleri alanlar içinde bağlamlanır. Çerçeve belgesi içinde dört tür alan
sınıflandırılmıştır (Council of Europe, 2000:24): Kamu (kamu hizmetleri, kamusal
nitelikteki ekinsel ve eğlence etkinlikleri, vb. gibi olağan toplumsal etkileşimle
ilişkili her şey) ve bunun tamamlayıcısı olan kişisel (aile ilişkileri ve bireyin
toplumsal etkinlikleri), uğraşı (kişinin kendi mesleğini yerine getirmesi sırasındaki
etkinlikleri ve ilişkileriyle ilgili her şey), ve eğitim (belirli bir bilgi veya becerinin
edinilmesi amacıyla genel olarak kurumsal bir yapıda gerçekleşen öğrenme
bağlamıyla ilişkili her şey).
5. Görevler iletişim ve öğrenmede yer alır. Dilsel etkinlikleri içerebilse ve kişinin
iletişimsel yetisini gerektirse de görevler her zaman dilsel olmayabilir (Council of
Europe, 2000:24).
6. Stratejiler iletişim ve öğrenme sırasında gereklidir ve kullanılmaları görevlerin ne
kadar sıradan veya kendiliğinden olmadıkları ölçüsünde değişir (Council of Europe,
2000:24).
92
7. Metinler ise bu görevlerin dil etkinliklerini gerektirmesi bakımından işlenmesi
zorunlu olan sözlü veya yazılı dil parçalarıdır (Council of Europe, 2000:24).
Yukarıda 5 – 7 arasındaki görevler, stratejiler ve metinler için çerçeve belgesinde
şöyle bir örnek de verilmektedir (Council of Europe, 2000:24):
Bir dolabı bir yerden bir yere taşımak (görev) isteyen birisi dolabı itmeyi, veya daha kolay taşınabilmesi için onu parçalara ayırıp sonra yeniden bir araya getirmeyi, başka birilerini çağırıp onlara yaptırmayı deneyebilir veya vazgeçip ertesi güne kadar ertelemeye karar verebilir (stratejiler). Benimsenen stratejiye bağlı olarak, görevin gerçekleştirilmesi dolabın sökülüp takılması için el kitabındaki yönergenin okunması, bir marangozun telefonla aranması, vb. gibi (metin) bir dil etkinliği gerektirebilir.
OBM belgesinde, dil yeterliliği için ortak başvuru düzeylerinin belirlenmesiyle ilgili
olarak aşağıdaki noktalara dikkat çekilmektedir (Council of Europe, 2000:25-6):
1. Belgede kullanılan sınıflamalarla ilgili öğrenci yeterliğinin tanımlarının
yapılması, bu sınıflamalar bakımından farklı ilerleme düzeylerinde hangi
beklentilerin uygun olacağının somut bir biçimde gösterilmesine yardımcı
olabilir. Bu da beyin-uyumlu öğrenme ilkeleri doğrultusunda genel öğrenme
hedeflerinin saydam ve gerçekçi tanımlarının yapılmasına yardımcı olabilir.
2. Yine beyin-uyumlu öğrenme ilkeleriyle uyumlu olarak, belli bir zaman
süresince devam eden öğrenme işlemi, ilerleyişi göz önüne alan ve
devamlılığı sağlayabilen üniteler biçiminde düzenlenebilir. İzlence ve
gereçler birbirleriyle bağlantılı olarak yerleştirilerek bu sağlanabilir.
3. Bu amaçlar doğrultusunda ve bu ünitelerle ilgili öğrenme çabaları dil
yeterliliğindeki kazanımlara göre değerlendirilmelidir. Bu süreçte yeterlik
tanımları yararlı olabilir.
Dil öğreniminin ve öğretiminin amaçları, öğrencinin ve toplumun gereksinimlerinin
dikkate alınmasına, söz konusu gereksinimleri karşılamak üzere yapılması gereken
sınıf içi uygulamalar, etkinlikler ve süreçler ile bunları yapabilmek için öğrencinin
93
geliştirmek zorunda olduğu becerilere ve yeterliliklere dayanmalıdır. Çerçeve
belgesinin öğrencinin nasıl öğrendiğine ilişkin olarak temel alacağı ve güçlü
araştırmalara dayanan bir uzlaşma modeli bulunmamaktadır. Belki de, bir
öğretmenin yapabileceği en iyi şey, öğrenmenin kurumsal anlamda öğretim
olmaksızın, ortaya çıkabileceği en zengin dilsel ortamı yaratmaktır (Council of
Europe, 2000:117).
Dil edinimi ve öğrenme süreçlerinin doğrudan etkisinde olan kişiler öğrencilerdir.
Dilde edim düzeyini ve stratejilerini geliştirmek, iletişim olaylarında etkili bir
biçimde yer almaları için gerek duyulan görevleri, etkinlikleri ve işlemleri
gerçekleştirmek zorunda olan onlardır. Fakat, göreceli olarak çok azı kendi eğitim
süreçlerini planlayacak, oluşturacak ve yönetecek adımlar atabilmeyi önceden
öğrenmekte, çoğu ise, verilen yönergeleri uygulayarak ve öğretmenlerin ve ders
kitaplarının belirlediği etkinlikleri yaparak dili öğrenmektedir. Bununla birlikte,
öğretim bittiğinde daha sonraki öğrenme özerk olmak durumundadır. “Öğrenmeyi
öğrenme” dil öğrenmenin bütünleşik bir parçası olarak görülüyorsa özerk
öğrenmenin önemi ortaya konabilir ve geliştirilebilir; öğrenciler öğrendikleri yolun,
onlara açık olan seçeneklerin ve kendilerine en iyi uyan seçeneklerin giderek daha
çok ayırdında olurlar. Hatta, öğrenciler bir eğitim kurumunda kendi gereksinimleri,
öğrenme güdüleri, özellikleri ve kaynaklarını göz önüne alarak kendi amaçları,
gereçleri ve çalışma yöntemleri yönünden seçim yapabilecek duruma getirilebilirler
(Council of Europe, 2000:125).
Günümüzde modern dil öğretimi ve öğreniminde kullanılmakta olan pek çok yöntem
vardır. Uzun yıllardır Avrupa Konseyi, öğrencilerin iletişimsel gereksinimlerine ve
söz konusu gereksinimlerini karşılayacak ve aynı zamanda kişiliklerine uygun
yöntem ve malzeme kullanımını olanaklı kılmaya dayanan bir yaklaşımı
benimsemiştir. Fakat, çerçeve belgesinin işlevi, belirli bir dil öğretme yöntemini öne
çıkarmak olmayıp farklı seçenekler sunmaktır. Söz konusu öğretim yöntemlerine
özgü bilgi alış verişi ve bu yöntemlerin kullanılması konusundaki bilgi, dil eğitimi
alanından gelmek durumundadır. Bu aşamada, sadece mevcut uygulamalardan
üretilmiş seçenekler sunulabilir ve Ortak Başvuru Metni’nin kullanıcılarından
94
kendi bilgi ve deneyimleriyle eksikleri tamamlamaları istenebilir (Council of Europe,
2000:125).
OBM belgesinde dil öğrenme bağlamında:
a) Genel yaklaşımlar,
b) Öğretmenlerin, öğrencilerin ve medyanın rolleri,
c) Metinlerin rolü,
d) Öğrencilerin görev ve etkinliklerden ne ölçüde öğrenebilecekleri,
e) Öğrencinin iletişim stratejilerini kullanabilme becerisinin geliştirilmesinin
hangi biçimlerde olabileceği,
f) Dil derslerinde genel ve sadece dile özgü olmayan yeterliliklerin nasıl ele
alınması gerektiği,
g) Öğrenme becerisi konusunda, öğrencinin kendi kendine öğrenmeye dayanan
bireysel ve genel öğrenme becerilerini ve kendi öğreniminden sorumlu olma
yetisini nasıl geliştirebileceği,
h) Öğrencilerin sözcük bilgilerini nasıl geliştirebileceği,
i) Ders ve alıştırma kitaplarını hazırlayanların, metinlerde hangi sözcüklerin
kullanılması gerektiğine, içerikte hangi sözcüklerin yer alacağına, öğretilecek
sözcüklerin nasıl seçileceğine ilişkin kararların hangi ölçütlere göre
yapılacağı,
j) Öğrencilerin dilbilgisel yeterliliklerini hangi yollardan geliştirebileceği,
k) Alıştırma türü olarak nelerden yararlanılabileceği,
l) Öğrencilerin bir dili sesletebilme yeteneklerini nasıl geliştirebileceği,
95
m) Öğrencilerin bir dilin yazılış dizgesiyle başa çıkabilme yeteneklerini nasıl
geliştirebileceği,
n) Öğrencinin toplumsal dil yeterliliği konusundaki gelişiminin nasıl
hızlandırılabileceği,
o) Öğrencinin edimsel gelişiminin nasıl olacağı,
p) Yanlışların nasıl düzeltilebileceği.
bakımlarından kimi seçenekler sunulmaktadır (Council of Europe, 2000:126-36).
Belgeyi hazırlayanların çok esnek bir yaklaşımla ele alarak sıraladıkları
seçeneklerden hangisinin dil öğrenme için hangi ölçütlere göre seçilmesi gerektiği
açık bir biçimde belirtilmemiştir.
Dil öğretiminde kullanılacak görevler, açık olarak tanımlanmış bir amacı olan ve
özel bir takım sonuçlar almaya yönelik bir dizi davranışı belirli bir yaşam alanı
içerisinde gerçekleştirmek için belirli özel yetileri bir strateji çerçevesinde etkin
duruma getirmeyi içerir. Görevler, öğrenenden iletişim amacına erişebilmek için
içeriği anlamalarını, tartışmalarını ve anlatmalarını gerekli kıldığı oranda iletişime
yöneliktir. Görevlerin genel seçiminde ve sıralanmasında “içerik ve biçime yönelik
dikkat” ile “akıcılık ve doğruluğa gösterilen özen” arasında değişen bir denge
kurularak hem görevin yapılması, hem de dil öğrenme sürecini kolaylaştıran uygun
bir durumun yaratılması gereklidir (Council of Europe, 2000:137-8).
Bir görevin öğrenenlerin gereksinim ve yeteneklerine uydurulması için görevin
hazırlanmasındaki çeşitli etkenlerin dikkate alınması gerekir. Görevlerin güçlük
dereceleri aşağıdaki görüş açıları dikkate alınılarak irdelenmelidir.
1) Dil kullanıcılarının/öğrenenlerin yetileri ve özellikleri ile kendi hedefleri ve
öğrenme biçemleri (Council of Europe, 2000:139-41):
a) Öğrenenlerin yetileri ve özellikleri.
96
i. Bir görevi yapabilmek için dil kullanıcısının veya öğrenenin iletişimsel dil
yetisine sahip olması önkoşul niteliği taşımaktadır ve bir görevin başarılı
bir biçimde yapılması, öğrenenin yetilerinin önceden etkinleştirilmesiyle
kolaylaştırılabilir.
ii. Bir görevin uygulanması karmaşık bir olgudur ve öğrenen yetileri ile
göreve ilişkin bir dizi etkenin bir arada bulunmasına bağlıdır. Dil
kullanıcısı/öğreneni bir görevde kendisinden istenilenlere, söz konusu
görevi en iyi biçimde çözümleyebileceği genel ve iletişimsel stratejileri
etkinleştirerek yanıt verir. Bu çerçevede dil kullanıcısı ya da öğreneni,
görevin girdilerine, amaçlarına, koşullarına ve sınırlılıklarına uyum sağlar,
bunları düzenler ve bir süzgeçten geçirir
b) Bilişsel Etkenler.
i. Görev konusunda bilgi: Öğrenenin konunun aşağıda belirtilen yönlerine
ilişkin ne kadar fazla bilgisi varsa, bilişsel yükü azalır ve görevi
başarılması kolaylaşır:
ii. Beceriler: Bir görevin yapılması, öğrenenin aşağıda belirtilen becerilere ne
ölçüde sahip olduğu ile yakın ilişki içindedir:
iii. İşlem gücüne ilişkin isteklerini karşılama yeteneği: Bir görevin
öğrenenlerden yetenekleri ölçüsünde az ya da çok talebi vardır.
c) Duygusal Etkenler.
i. Özgüven: Kişinin kendine olumlu yaklaşımının, öğrenenlerin özgüvenleri
olmasının ve bunu görevin uygulanması sırasında korumalarının iletişime
dayalı bir görevin başarılı bir biçimde yapılmasına önemli katkıları vardır.
ii. Katılımcılık ve Güdüleme: Bir görevi başarma olasılığı öğrenenlerin
katılımcılığı ile artar. İçsel güdülemenin yüksek derecede olması —bu,
öğrenenin örneğin gerçek yaşamdaki gereksinimleri açısından görevle
97
ilgilenmesine ve ona önem vermesine veya bir görevi başka bir görevle
ilişkilendirerek yapmasına (görevler arası bağımlılık) dayanır— öğrenenin
katılımcılığını gerektirir.
iii. Durum: İletişime dayalı bir görevin yapılmasını öğrenenin fiziksel ve
ruhsal durumu etkiler. (dikkati yoğunlaşmış ve rahat bir durumdayken,
yorgun ve kaygılı bir durumdakinden daha yüksek olasılıkla öğrenecektir.)
iv. İletişime dayalı bir görev dilsel açıdan güç, ancak bilişsel açıdan kolay
olabilir, ya da tam tersi olasıdır. Sonuç olarak, öğretim amaçları için görev
seçiminde bir etken diğer etkenlerce dengelenebilir (gerçek bir durumu
yansıtan bilişsel açıdan güç bir görevde istenilen tepki dilsel açıdan güç bir
yanıt niteliği taşıyabilir.) Görevlerin uygulanmasında öğrenenler hem
içerik hem de biçimle uğraşmak zorunda kalabilirler.
2) Bir görevin uygulaması sırasında dil kullanıcılarının/öğrenenlerin başarısını
etkileyebilen ve dil öğretim ortamında öğrenenlerin yetilerini ve özelliklerini
birbirine yakınlaştıran görev koşul ve sınırlılıkları (Council of Europe, 2000:141-44):
a) Etkileşim ve Üretim. Aşağıda belirtilen koşullar ve sınırlılıklar, etkileşime ve
üretime dayalı görevlerin güçlüğünü etkiler:
i. Destek: Bir görevin güçlüğü bağlamın özelliklerine ilişkin uygun bilgilerin
sağlanması ve dilsel desteğin hazır bulundurulmasıyla azaltılabilir.
ii. Zaman: Bir göreve hazırlanmak ve onu yapmak için ne kadar az zaman
verilmişse, çoğunlukla o görev bir o kadar da güçtür.
iii. Hedef: Bir görevin hedefi ya da hedefleri ne kadar çok tartışılırsa, görevin
güçlük derecesi de çoğunlukla o kadar artacaktır.
iv. Kestirilebilirlik: Bir görevin uygulanması sırasında görev değişkenlerinde
yapılan düzenli değişiklikler, konuşmaya katılanlardan beklentileri arttırır.
98
v. Fiziksel Koşullar: Gürültü bir etkileşim sırasında dilsel verilerin
işlenmesini güçleştirebilir.
vi. Katılımcılar: ‘Gerçek’ etkileşime dayalı görevlerin zorluk ya da
kolaylığını etkileyen koşullar dikkate alındığında, yukarıda belirtilen
değişkenlerin yanı sıra, kural olarak değiştirilmemesi gerekmesine karşın
katılımcılara ilişkin birçok etkenin göz önüne alınması gerekir.
b) Aşağıda belirtilen koşul ve sınırlılıklar anlamaya yönelik görevlerin
güçlüğünü etkiler:
i. Görev için sağlanan destek: Çeşitli türde destek araçlarının hazır
bulundurulması, bir metnin olası güçlüğünü azaltabilir.
ii. Metin Özellikleri: Bir metnin belirli öğrenenler veya öğrenen grubu için
kullanılıp kullanılmayacağının sınanmasında aşağıda belirtilen etkenler
dikkate alınmalıdır: metnin dilsel açıdan karmaşık olup olmadığı, metin
türü, söylem yapısı, somut özellikleri, metnin uzunluğu ve
öğrenen/öğrenenler için önemi.
iii. İstenilen tepki ya da yanıt: Bir metin oldukça güç olabilir, ancak
öğrenenin yetileri ile kişilik özellikleri arasında bir uyum sağlamak için,
verilmiş belirli bir görevin gerektirdiği tepki türünü değiştirmek
mümkündür. Görevin düzenlenmesi, algılamaya dayalı becerileri
düzeltmek ve denetlemek hedefinin bulunup bulunmamasıyla yakın ilişki
içinde olabilir.
Dil yetisinin değerlendirilmesi için OBM belgesinde özel bir bölüm ayrılmıştır. Bir
dil kullanıcısının “dil yeterliğinin değerlendirilmesi” olarak kullanılan değerlendirme
kavramına tüm dil sınav türleri de katılmıştır ama sınav olarak tanımlanmayan
sürekli değerlendirmede kullanılan (çetele/kontrol listeleri, resmi olamayan öğretmen
gözlemleri gibi) bir çok değerlendirme yöntemine de dikkat çekilmektedir.
Değerlendirmenin kapsamına yalnızca bir dil programında öğrenen yeterliliği değil,
99
kullanılan yöntem veya gerecin etkililiği, programda üretilen dilin/söylemin çeşidi ve
niteliği, öğrenen ve öğretmen tatmini, öğretimin etkililiği gibi boyutlar da alınır.
Kapsamı ne olursa olsun, her hangi bir değerlendirme tartışmasının genel olarak
temelini geçerlilik20, güvenilirlik21 ve elverişlilik22 oluşturur (Council of Europe,
2000:154).
OBM belgesinde, dil yetisinin değerlendirilmesi için kapsamlı bir başvuru kaynağı
sağlandığı ama belgeyi kullananların bu kaynaktan seçmeci bir biçimde
yararlanmaları gerektiği üzerinde durulmakta ve değerlendirme yollarını her
kullanıcının kendi ortamına uygun duruma getirebilmesi için kullanıcılar “iletişimsel
bir değerlendirme görevinin özellikleri” konusunda 4. bölümdeki “Dil Kullanımı ve
Dil Kullanıcısı” betimlemeleri ve özellikle 4.4. bölümdeki “İletişimsel Dil
Etkinlikleri”ne; “görevin özelliklerini oluşturma” konusunda “dil kullanım ortamı”
ile ilgili 4.1. bölüme ve “metinler” ile ilgili 4.6. bölüme, “Görevler ve Dil
Öğretiminde Rolleri” ile ilgili 7. bölüme ve “Görev güçlüğü” ile ilgili 7.3. bölüme;
“edimsel yeterliliklerin ortaya çıkmasını sağlayabilecek test maddelerinin veya sözlü
testin aşamalarının yapılandırılması” konusunda ise 5.2. “İletişimsel Dil
yeterlilikleri” bölümüne yönlendirilmektedir (Council of Europe, 2000:155).
Değerlendirmeyi öğretmen yapabileceği gibi öğrenen de öz-değerlendirmede
bulunabilir (Council of Europe, 2000:156).
Değerlendirme türleri ikili karşıtlıklardan oluşan13 çift olarak toplanmıştır (Council
of Europe, 2000:159-65):
1. başarı değerlendirmesi / yeterlilik değerlendirmesi,
2. norm dayanaklı / ölçüt dayanaklı,
3. (ölçüt dayanaklı) tam öğrenme / (ölçüt dayanaklı) kesintisiz öğrenme, 20 Bir sınav veya değerlendirme yönteminin ne kadar geçerli olduğuna, gerçekte değerlendirilen (yapı) ile değerlendirilmesi istenenin ne derecede örtüştüğü ve değerlendirme ile elde edilen bilginin öğrenenlerin dil yeterliğini ne kadar yansıttığına bakarak karar verilir (Council of Europe, 2000:154). 21 “Teknik bir terim” olarak nitelenen güvenirlilik, öğrenenlere, gerçek veya canlandırılmış ortamlarda, aynı değerlendirme birden fazla kez uygulandığında aynı başarı sıralamasını elde etmeleri olarak tanımlanmaktadır ve geçerlilik, güvenilirlikten daha önemli olarak görülmektedir (Council of Europe, 2000:154). 22 Özellikle performans ölçümlerinde önemli bir konu olduğu belirtilen elverişlilik bakımından OBM belgesini kullananların seçici olması gerektiği vurgulanmaktadır (Council of Europe, 2000:155).
100
4. sürekli değerlendirme / sabit değerlendirme noktaları,
5. biçimlendirici değerlendirme / düzey belirleyici değerlendirme,
6. doğrudan değerlendirme / dolaylı değerlendirme,
7. performans değerlendirmesi / bilgi değerlendirmesi,
8. öznel değerlendirme / nesnel değerlendirme,
9. kontrol listesi değerlendirmesi / performans değerlendirmesi,
10. izlenim / yönlendirilmiş yargı,
11. bütüncül değerlendirme / çözümsel değerlendirme,
12. seri değerlendirme / kategori değerlendirmesi,
13. başkaları tarafından değerlendirme / özdeğerlendirme
Ortak çerçeve belgesinin kullanıcıları, yukarıda belirtilen değerlendirme türlerinden
hangilerinin kendi sistemlerindeki öğrenenlerin ihtiyaçlarına daha uygun olduğunu,
kendi sistemlerindeki eğitim anlayışına daha uygun olduğunu, ve sağladığı geri etki
sayesinde öğretmen gelişimi için daha ödüllendirici olduğunu göz önünde
bulundurmalıdırlar (Council of Europe, 2000:166). Ayrıca öğretmenlerin de ne
dereceye kadar standartlarla ilgili bilgi sahibi oldukları, değişik değerlendirme
yordamlarıyla ilgili olarak bilgi sahibi olmaya özendirildikleri ve yordamlar ve
yorumlama ile ilgili olarak eğitildikleri önem taşımaktadır (Council of Europe,
2000:166).
Avrupa Birliği diğer dillerin öğrenilmesinin insanları anlamak ve tanımakta önemli
bir rol oynadığına inandığı için vatandaşlarının birden fazla dili konuşabiliyor
olmasının hem kültürel zenginliği getireceğini hem de Avrupalı olma bilincini
geliştireceğine inanmaktadır. Farklı anadilleri konuşan Avrupalıların birbirlerini
anlamalarının kolaylaşacağı düşünülerek bu doğrultuda eğitim ve dil politikaları
geliştirilmiş ve Avrupa Birliği vatandaşlarının kendi anadillerinin yanı sıra iki
Avrupa dilini de etkili kullanabilecek düzeye gelmesi önerilmiştir (European Union,
1995).
101
Beyin uyumlu öğrenme ise Avrupa Konseyi tarafından yabancı dil öğretimine katılan
yaşam boyu öğrenme kavramı ve bu kavramın derin boyutta içerdiklerinin
gerekçesini anlamamıza yardımcı olur ve yabancı dil (İngilizce) öğretiminde yöntem
ve yaklaşımların yerini 1990’larda bir tür geçiş dönemi olarak değerlendirilebilecek
“seçmecilik” anlayışına bırakması ile seçmeciliğin neye göre yapılması gerektiğini
belirterek; öğreneni fizyolojik, bilişsel ve çevre açısından ele alarak öğretmenlere ve
dil öğretimi üzerine çalışan araştırmacılara daha bütüncül bir bakış açısı sağlar.
Ülkemizde de Avrupa Birliği ile bütünleşme bağlamında yabancı dil öğretimi,
Avrupa Konseyi’nin belirlemiş olduğu çerçeve programında uygulanmaya
başlanmıştır. Avrupa Konseyi, “Yabancı Diller Ortak Başvuru Çerçeve Metni”
(Council of Europe, 2000) ile yabancı dil öğretimine bazı yenilikler getirmiştir. Bu
yenilikler şu biçimde özetlenebilir:
• Avrupa çapında dil programları için ortak bir temel sağlamaktadır.
• Dilin yer aldığı kültürel bağlamın tanımını yapmaktadır.
• Dil uzmanlığında hedeflere dayalı ölçütleri belirlemektedir.
• Dil yeterliliklerini ayrıştırmaktadır.
• Dil öğreneninin ne öğrenmesi gerektiğini tanımlamaktadır.
• Çok dilliliği ve kültürler arası anlayışın geliştirilmesini desteklemektedir.
• Öğrenen özerkliği, kültürlerarası yeti, yaşamboyu dil öğrenme, öz
değerlendirme kavramlarını dil öğrenimine getirmektedir.
Yaşam boyu öğrenen olabilmek için bireyde kimi ruhsal kapasitelerin olması
gerekmektedir. Bunlar öğrenen özerkliği, öz-düzenleme, öz-yeterlilik ve öz-
değerlendirmedir. Öğrenen özerkliği, kültürler arası yeti, ve öz-değerlendirme gibi
kavramlar aslında bireyin beyninde bulunan birer kapasitedir. Bu kapasiteler beyin
uyumlu öğrenmenin bilişsel boyutuyla da ilgilidir. İnsan aşamalı olarak kendini
değerlendirmeyi ve yaşamboyu öğrenmeyi öğrenebilir. Aşamalı olarak bu kavramları
öğretme ve uygulama evrelerinde yardımcı olacak öğretmenin bilmesi gereken şey,
bireye uyumlu bir biçimde bu süreci nasıl etkin kılabileceğidir. Bu süreci en verimli
102
ve etkili bir biçimde gerçekleştirmek için öğretmenlerin öğrenen organ olan beynin
işlevleri nasıl yerine getirdiğini bilmesi ve süreç içinde beynin özellikle bilişsel
açıdan nasıl geliştiğini kavraması mesleğinin bir zorunluluğu gibi düşünülebilir.
OBM’de yer alan yaşam boyu öğrenme ve özerklik, her bireyin hemen
uygulayabileceği şeyler değildir; bireyler bunları bir süreç içinde aşamalı olarak
öğrenmelidirler. Öncelikle, OBM’de de yer alan kavramların ne olduklarının
açıklanması gerekmektedir:
Öz-yönetimli Öğrenme: Knowles’un yaptığı ve yaygın olarak kabul gören
betimlemeye göre:
1) Öz-yönetimli öğrenme bir süreçtir,
2) bireyler başkaları ile birlikte olma ya da yalnız olma başlatım güçlerini
kullanırlar,
3) kendi öğrenme gereksinimlerinin tanısını koyarlar,
4) öğrenme hedeflerini düzenlerler,
5) insan veya gereç olarak öğrenme kaynaklarını ve uygun öğrenme
stratejileri belirlerler, uygularlar ve öğrenmelerini değerlendirirler
(Brockett ve Hiemstra, 1991:21; Knowles, 1975:18’den alıntı).
Merriam ve Caferella (1999) ise özyönetimli öğrenimi, insanların planlama,
uygulama ve kendi öğrenim deneyimlerini değerlendirmede attıkları bir öğrenim
süreci olarak tanımlar (Canipe, 2001:19). Beyin uyumlu öğrenme kuramında da
bireylerin kendi beyinlerini tanımalarını ve öğrenim deneyimlerini değerlendirme
sürecinde öğretmenin görevi vurgulanmaktadır.
OBM’de yer alan özyönetimli öğrenmenin planlanması; öğrencilerin var olan bilgi
düzeyleri hakkında farkındalık geliştirmelerini, uygulanabilir ve yararlı amaçlar
koymalarını, gereç seçimini ve özdeğerlendirmeyi de içerir. Beyin uyumlu öğrenme
ise belirlenen bu ilkelerin nasıl ve ne biçimde uygulanabileceklerini açıklayan bir üst
kavramdır.
103
Ayrıca, özyönetimli öğrenme, yaşam boyu öğrenmenin bir alt basamağı biçiminde
düşünülür; bireylerin öğrenme süreçleri yalnızca ilk / orta / yüksek öğretim kurumları
içinde kalmayacak, yaşam boyu sürecektir. Oysa, eğitim kurumlarında verilen
bilgiler bireylerin bütün hayatları boyunca yetecek biçimde yani gereksinimlerini
karşılayacak biçimde hazırlanmamaktadır. Knowles (1990:238) bunu şu biçimde
özetlemektedir:
Yaşam öylesine bitmez bir araştırma sorunudur ki, hiçbir öğrenci bir eğitim kurumundan yaşam için hazır çözümlerle ayrılamaz. Bir öğrencinin eğitim kurumundan ayrılırken beraberinde götürmeyi başarabildiği en iyi şey, yaşamın sunabileceği sorunları çözmede kullanabileceği düşünme ve öğrenme teknikleridir.
Kurumların en önemli amacını bireyleri özyönetimli öğrenenler olmaya yöneltmek
olarak belirtebiliriz. Özyönetimli öğrenciler nasıl, nerede, ne kadar süre
çalışacaklarını, hangi kaynakları kullanacaklarını kendileri ayarlayabilen kişilerdir.
Kendi öğrenmeleri hakkında karar verebilen öğrenenler iyi birer dil öğrencisi olarak
düşünülebilir çünkü birçok öğrenen neyi, niçin öğreneceğini bilmediği için anlamlı
öğrenmeyi gerçekleştirememektedir. Öğrenme bireysel bir süreçtir bu noktada bir
öğretmenin yapması gereken şey öğrenene kendi öğrenme biçemini tanıtması ve
yaşam boyu öğrenen olması için yardımcı olmasıdır. Öğrenene öğrenme biçemini
tanıtacak ve öğrenme stratejilerini öğretecek bir öğretmenin öğrenme organı olan
beyni ve çalışma ilkelerini bilmesi gerekmektedir.
2.1.4.2. OBM ve Beyin-Uyumlu Yabancı Dil
(İngilizce) Öğretimi
OBM, beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğrenme ilkeleri bakımından
değerlendirildiğinde ilk göze çarpan nokta, 100.260 sözcükten oluşan İngilizce
belgede (Council of Europe, 2000) “beyin-uyumlu öğrenme” bir yana, “beyin”
sözcüğünün (İngilizce karşılıklarının) bir kez bile geçmemesidir. Öğrenmenin
gerçekleştiği tek yer olan beyne bir “dil öğrenme, öğretme ve değerlendirme için
104
Avrupa ortak başvuru belgesi” içinde hiç gönderme yapılmaması oldukça
düşündürücü olsa gerek23. “Ortak çerçeve” olarak dil yetisinin düzey belirlemesi
üzerinde ayrıntılı olarak durulmuş ve yabancı dil yetisi altı düzey üzerinden
tanımlanmıştır (bkz. Bölüm 2.1.4.1.). Öğrenen gereksinimlerinin belirlenmesinin
önemi üzerinde duran belgede gereksinimlerin belirlenmesi için bir model
bulunmamaktadır. Yabancı dil öğretimi için bir yöntem oluşturmadaki sorunlara
değinen çerçeve belgesi böyle bir yöntemin nasıl olması gerektiğini de
modellememekte, yalnızca bir dizi önemli nokta üzerine dikkat çekip bu noktalardan
yapılacak seçimi öğretmenlere ve öğretim kurumlarına bırakmaktadır. Yabancı dil
öğretim gereçlerinin temel özelliği olarak görevler üzerinde duran belge, yöntem
aşamasını modellemediği için o aşamanın ardışığı gereç hazırlama için de açık ve
somut öneriler taşıyamamaktadır. Ölçme ve değerlendirme aşaması için çizilen
“ortak çerçeve”de ise yabancı dil sınavlarında olması gereken kimi temel nitelikler
(örn. geçerlilik, güvenilirlik, vb.) tanımlanmakta ve OBM kullanıcılarına bir dizi
seçenek sunulmaktadır.
Yukarıda Bölüm 2.1.4.1.de genel özellikleri özet olarak sunulan OBM belgesinde dil
kullanımı ve öğrenimi için yabancı dil (İngilizce) öğretim yöntemlerindekine benzer
bir durum görülmektedir. Yabancı dil öğretim yöntemleri değişen oranlarda beyin-
uyumlu öğrenme ilkeleri ile örtüşen kimi özellikler taşımaktadır. OBM belgesinde de
beyin-uyumlu öğrenme ile örtüşen noktalar bulunmakta olsa da beyin-uyumlu
öğrenmenin geneli ile tam olarak örtüşme görülmemektedir.
OBM belgesi beyin-uyumlu öğrenme bakımından ele alınacak olursa aşağıdaki
değerlendirmelere varılabilir24.
23 Ortak çerçeve belgesinde “dilbilim” teriminin ve dilbilimsel verilerin kullanımı üzerine bir araştırma yapan Uzun (2005) de belgenin “modern dilbilimin bugüne kadar ortaya koyduğu bulgular ve önerdiği kuramsal çözümlemeler” bakımından yetersiz olduğu ve temel olarak yalnızca “geleneksel dilbilgisi kavramları ve sınıflamalarına” dayanmakta olduğu değerlendirmesinde bulunarak (Uzun, 2005:320) çerçeve belgesinin, dilbilimsel dayanakları bakımından da doyurucu olmadığını belirtmektedir. 24 OBM ile beyin-uyumlu öğrenmenin özellikleri arasında karşılaştırmaya dayalı olarak kurulan ilişki Ek F’de sunulan bilgi havuzunda derlenmiş olan bilgilere göre yapılmış ve Ek F’deki “Bilgi Madde Havuzu”nda yer alan bilgilerin sıra numarası ile belirtilmiştir. Ek B’de sunulan tutum ölçeğinde hangi
105
1. Dil öğrenenlerin genel yetileri:
a) Her hangi bir yeni bilgi parçası kişinin daha önceden edinmiş olduğu
bilgiye öylesine eklenmez; yeni bilgiler kişinin önceki bilgilerinin
özellikleri, zenginliği ve yapısı tarafından biçimlenir ve yeni edinilen bir
bilgi ayrıca daha sonraki bilgilerin düzenlenmesi ve yeniden
yapılanmasında da etkili olur (Council of Europe, 2000:20). Önceki
bilgilerle bağlantısı kurulmamış hiçbir şey beyinde bir yere yerleşemez
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3) (BMH340: T5, B46). Rastgele veya
bilinç altına atılmış da olsa, her öğrenenin öğrenmekte olduğu konuyla
ilintili önceden bildiği bir şeyler vardır (Jensen, 2005:45) (BMH345: T24).
Öğrencilerin yeni konuyu önceki öğrendikleriyle ilişkilendirebilmeleri için
öğretmenin bu konuya başlamadan önce, öğrencilerinin önceki bilgilerinin
neler olduğunu keşfetmelerini sağlayıcı bir etkinlik yapması gerekir
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:5) (BMH319: T5, T15, T38, T50).
b) Becerilerde uzmanlaştıktan sonra kişi daha sakin ve kendine güvenli
olacaktır. Bu, dil öğrenmenin belirli yönlerinde de geçerlidir (Council of
Europe, 2000:21). Bunun beyin-uyumlu öğrenme bakımından önemi,
öğrenenlerin güdülenmesinde yer almaktadır; öğrenenleri güdülemenin
çok önemli bir yolu onların öğrenmeyi başardıklarını hissetmelerini
sağlamaktır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:41) (BMH249: T46).
c) “Başkalarını nasıl keşfedeceğini bilme” biçiminde düşünülebilecek olan
öğrenme yeteneğine yakın olarak beyin-uyumlu öğrenme ilkeleri arasında
“öğrenenlere nasıl ders çalışacaklarına veya bir şeyi nasıl
öğrenebileceklerine ilişkin çalışma becerilerini adım adım göstermenin,
onlara bir konuyu doğrudan öğretmekten çok daha önemli olduğu (Schwed
ve Melichar-Utter, 2008:3) (BMH247: T40)” yolundaki bilgi maddesi
verilebilir.
“Tutum Ölçeği Maddesi” ve Ek C’de sunulan bilgi ölçeğindeki hangi “Bilgi Ölçeği Maddesi” ile ölçüldüğü (sırasıyla “T” ve “B” kısaltmalarıyla) de gösterilmiştir. Ölçekler ve geliştirilme süreci için bkz. Bölüm III.
106
2. Dil öğrenenlerin iletişimsel dil yetileri: Dil yetilerini yalnızca bilginin
genişliği ve niteliği ile değil, bu bilginin bilişsel düzenlenme, depolanma ve
akla getirme biçimleriyle de ilişkili olarak gören OBM belgesinde (Council of
Europe, 2000:22-3) vurgulanan bu kavramların beyin-uyumlu öğrenme
bakımından karşılıkları bulunabilir. Bilgiyi işleme sürecinde en önemli süreç
kodlamadır (BMH76) ve kodlama bilginin uzun süreli belleğe aktarılmasında
kullanılan süreçler arasındadır (Caine ve Caine, 2002:6) (BMH204).
Kodlamanın etkili olabilmesi ise anlamlandırma ile olanaklıdır (Caine ve
Caine, 2002:6) (BMH205: T48, T53). O nedenle, bilgilerin organize edilmesi
ve bilgi birimleri arasında ilişkinin arttırılması etkili kodlama stratejileri
arasındadır (Caine ve Caine, 2002:6) (BMH71: T18, T31, T50, B35). Beyne
böylece bilişsel olarak düzenlenmiş biçimde gelen yeni bilgiler hipokampus
tarafından zaman içinde düzenlenir, dağıtımı yapılır ve diğer ögelerle
ilişkilendirerek beyin kabuğunda uzun-erimli depolama sağlanır (Jensen,
2005:15) (BMH65: T5, T6, T21, T50, B12). Eğer beyne gelen yeni bilgiler,
veriler ikinci bir gözden geçirmeye değer ise yeni öğrenme hipokampusta
tutulur (Jensen, 2005:16) (BMH138). Hipokampusta işlemlenen yeni bilgi
gerçekten önemliyse hipokampus tarafından düzenlenip dizinlenerek beyin
kabuğunda depolanır (Jensen, 2005:16) (BMH181: B20). Beyin-uyumlu
yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından göz önüne alınması gereken bir
özellik, bir bilginin bellekte depolanması ile o bilginin gerektiği zaman
bellekten bulunup akla getirilmesinin ayrı ayrı şeyler olduğudur; bir bilgi
hafızada olsa bile akla gelmeyebilir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:9)
(BMH81: B37). Öğrenilmiş bilgiler bakımından, bellekteki bir bilginin akla
getirilmesi için binlerce sinir hücresi etkinleşir (Jensen, 2005:127) (BMH24:
B7); çünkü bellekteki bilgilerin beyinde belirli bir yeri yoktur (Jensen,
2005:129) (BMH22: B7). Beyin, bellekteki bilgileri yerlerinden bulup
çağırdığı zaman bir sürü “bölük-pörçük” bilgi parçasını ayrı ayrı yerlerden
toparlayıp bir araya getirir (Jensen, 2005:130) (BMH45: T21, B7).
107
3. Dil öğrenenlerin dil etkinlikleri (Council of Europe, 2000:23): Birer işlem
olarak (sözlü ve yazılı) algı ve üretimin ikisi de etkileşim için gereklidir. Algı
etkinlikleri öğrenme ortamlarında da önemlidir. Üretim becerileri, üretilen
dilin niteliği bakımından (örn. etkileyici bir sözlü sunum, güzel hazırlanmış
bir rapor, vb.) toplumsal bir değer de taşırlar. Bir dil öğreneninin o dilde
olabildiğince çok dinlemesi, konuşması ve okuması gibi “üstünöğrenme” veya
“hızlandırılmış öğrenme” işlemleri yapması, o dile maruz kalma oranını
arttıracağı için beyin-uyumlu öğrenmeye uygundur (Jensen, 2005:42)
(BMH85: T59).
4. İletişim ve öğrenmede yer alan görevler dilsel etkinlikleri içerebilse ve kişinin
iletişimsel yetisini gerektirse de her zaman dilsel olmayabilir (Council of
Europe, 2000:24). Beyin, anlamsız ve ilişkisiz görevlere uyum sağlayamaz; o
nedenle öğretmenler öğretilen konuların gerekliliğini, değerini ve ilişkisini
sürekli olarak belirtmelidir (Jensen, 2005:117) (BMH44: T16, T45, T48, T50,
T53, T56).
5. Stratejiler iletişim ve öğrenme sırasında gereklidir. Hangi stratejinin ne
yoğunlukla kullanılacağı görevlere göre değişiklik gösterir. Eğer görevler
alışıldık değilse ve otomatik olarak gerçekleştirilemeyen değişik türden
görevlerse kullanılacak stratejiler de bunlara bağlı olarak farklılık gösterir
(Council of Europe, 2000:24). Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi
için, öğretim stratejilerinin sık sık değiştirilmesi, beyin-uyumlu öğretimin
ilkeleriyle uyumlu bir uygulamadır (BMH306: T58). Stratejilerin
değiştirilmesi hem aynı türden öğretim uygulamalarında hem de bir
uygulamadan diğerine geçişte de önemlidir. Öğrenenlerin bir konuyu anlayıp
anlamadıkları ölçmek için o konuyu anlatma sırasındakinden başka bir
stratejiden yararlanılmalıdır (Jensen, 2005:53) (BMH252: T58).
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma25 sonucunda elde
edilen bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örneklemindeki deneklerin
25 bkz. Bölüm III
108
Tutum Ölçeği maddeleri arasında en düşük tutum belirttikleri noktalardan
birisi de budur. Tutum Ölçeği Madde 58’deki “Öğretim stratejilerimi sık sık
değiştirmek” ilkesine verilen “Hiç önemi yok” ve “Önemsiz” yanıtları ölçülen
66 özellik içinde (sırasıyla) üstten 6’ncı ve 2’nci sırada yer almıştır.
6. Belgede kullanılan sınıflamalarla ilgili öğrenci yeterliğinin tanımlarının
yapılması, bu sınıflamalar bakımından farklı ilerleme düzeylerinde hangi
beklentilerin uygun olacağının somut bir biçimde gösterilmesini
sağlayabileceğinden genel öğrenme hedeflerinin saydam ve gerçekçi
tanımlarının yapılmasına yardımcı olabilir (Council of Europe, 2000:25-6).
Öğretmenin öğrencilerinden aşırı yüksek, gerçekçi olmayan beklentileri
öğrenmeyi olumsuz etkiler ve öğrenme ortamında korkuya neden olabilir
(Jensen 2006:30) (BMH334: T45).
7. Belli bir zaman süresince devam eden öğrenme işlemi, ilerleyişi göz önüne
alan ve devamlılığı sağlayabilen üniteler biçiminde düzenlenmelidir. İzlence
ve gereçler birbirleriyle bağlantılı olarak yerleştirilmelidir (Council of Europe,
2000:25-6). Beyin-uyumlu öğrenmede öğrenmenin artması için, öğretilecek
bilgi parçalarının bir bütün içinde ilişkilendirilerek verilmesi sağlanmalıdır
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:129) (BMH295: T50). Bir konunun
anlaşılması, ilişkilerin algılanmasının sonucudur (Caine ve Caine, 2002: 7;
Bateson, 1980’den alıntı) (BMH86: T50, B39). Yabancı dil (İngilizce)
öğretimi için, tutarlı, parçalar-arası ilişkilendirilmiş ve anlamlı öğretme, bir
dil öğrenmede işlemlemeyi artırmaya yarar (Dhority ve Jensen, 1998:9)
(BMH366: T1, T17, T20, T48, T50, T53).
8. Bir öğretmenin yapabileceği en iyi şey, öğrenmenin kurumsal anlamda
öğretim olmaksızın, ortaya çıkabileceği en zengin dilsel ortamı yaratmaktır
(Council of Europe, 2000:117). OBM belgesinde önemi vurgulanan bu
özelliğe yakın olarak beyin-uyumlu öğrenme içindeki “ortamın
zenginleştirilmesi” görülebilir. Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi
bakımından, öğrenme ortamının zenginleştirilmesi ile beynin gelişmesine
109
devam edebilmesi sağlanabilir (Healy, 1990:47; Jensen 2006:30) (BMH287:
T37, T55). Öğrenme ortamı zenginleştirildiğinde beyin kabuğunda daha
gelişmiş kıvrımlar, beyin hücrelerinde daha fazla dendrit dallanması
belirmektedir (Healy, 1990:47; Jensen 2006:30) (BMH283: B24).
9. OBM belgesinde, öğrenme becerisi konusunda öğrencinin kendi kendine
öğrenmeye dayanan bireysel ve genel öğrenme becerilerini ve kendi
öğreniminden sorumlu olma yetisini nasıl geliştirebileceği bakımından kimi
önerilerde bulunulmakta ve önerilen bu yollar arasından öğretmenlerin seçim
yapabilecekleri belirtilmektedir (Council of Europe, 2000:131). Beyin-
uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından da öğrenciler ancak
kendilerine uygun çalışma becerileriyle daha verimli öğrenebilirler; o nedenle
öğrencilerin kendilerine en uygun yolu keşfedebilmeleri için onlara çok
değişik çalışma becerileri ve yolları sunulmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:2) (BMH234: T15, T40), ve öğrencilerin hangi yollarla daha iyi
öğrenebildikleri kadar, hangi yollarla iyi öğrenemediklerini keşfetmeleri de
sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:155).
10. öğrenciler bir eğitim kurumunda kendi gereksinimleri, öğrenme güdüleri,
özellikleri ve kaynaklarını göz önüne alarak kendi amaçları, gereçleri ve
çalışma yöntemleri yönünden seçim yapabilecek duruma getirilebilirler
(Council of Europe, 2000:125). Öğrenenlerin kendi öğrenme biçemlerinin
hangisi ağırlıklı olduğunu (görsel / işitsel / kinestetik) öğrenmelerini sağlamak
da önemlidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:16) (BMH258: T40). Çünkü,
öğretmenler, öğrencilerini nasıl öğrendikleriyle ilgili kendileri keşfetmelerine
ve bunun üzerinde düşünmelerine ne kadar çok yöneltirlerse öğrencileri de o
kadar verimli birer öğrenen olacaklardır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2)
(BMH330: T31, T40). Her bireyin bilgiye yaklaşımı ve işleme biçemi ayrı
ayrıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:23) (BMH170: B55) ve öğrenenlerin
yeğledikleri, kendilerine uygun olan öğrenme biçemleri ayrı ayrıdır (Schwed
ve Melichar-Utter, 2008:22) (BMH264: T9, T37, T61).
110
11. Dil öğretiminde kullanılacak görevlerin güçlük derecelerinin irdelenmesi için
OBM belgesi bir dizi görüş sunar (Council of Europe, 2000:139-41). Bu
nokta, beyin-uyumlu öğrenmenin “zorlayıcılık” ilkesine yakın görülebilir.
Ancak, OBM’de belirtildiği biçimiyle “güçlük” derecesinin olumlu veya
olumsuz yönleri ele alınmamaktadır. Beyin-uyumlu öğrenme bakımından
değerlendirildiğinde, bir problem ne kadar zorlayıcı ise beyin o kadar fazla
kaynak kullanır; problemin çözümünün bitirilmesi için konulan tarih ne kadar
kesin bir biçimde verilmişse beynin o problemi çözme olasılığı o kadar
yüksektir (Jensen, 2005:115) (BMH93). Meydan okuyan ve uyarıcı
deneyimler daha fazla bağlantının yapılmasına izin verir. Sinir ağlarının
artması ve güçlenmesini sağlar. Öğrenilmiş olan bilgiye daha fazla
ulaşılmasını sağlar (Duman, 2007:187) (BMH457).
12. Duygusal etkenler de OBM’de üzerinde özel olarak durulan bir konudur ve
bu bakımdan özgüven, katılımcılık ve güdüleme, durum ve tutum
belirtilmiştir (Council of Europe, 2000:140). Beyin-uyumlu öğrenme için de
duyguların önemi pek çok yerde ve ayrı boyutlarıyla vurgulanmaktadır.
Ancak, OBM ve beyin-uyumlu öğrenmenin duygusal etmenleri
değerlendirmelerinin tam olarak örtüşmediği söylenebilir. Duygular genel
olarak öğrenmede, özgül olarak da yabancı dil (İngilizce) öğreniminde çok
etkilidir. Yeni gelen bir bilgi anlamlı ise veya bir duygu canlandırıyorsa,
beyin o bilgiyle ilgilenir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3) (BMH392: T1,
T48, T53). Duygular dikkati yöneltir, anlam yaratır ve kendilerine özgü
hafızada kalma yolları bulunur (Jensen, 2005:69) (BMH131: T39). Duygular
algı için olduğu kadar üretim için de etkilidir ve eğer bir öğrenenin içinde
bulunduğu duygusal durum, öğretmenin ondan gerçekleştirmesini istediği
davranış için uygun değilse o öğrenen, içinde bulunduğu duygusal durum
uygun biçimde değişmedikçe o davranışı gösteremeyecektir (Jensen, 2005:78)
(BMH140: T56).
13. Bir göreve hazırlanmak ve onu yapmak için ne kadar az zaman verilmişse,
çoğunlukla o görev bir o kadar da güçtür (Council of Europe, 2000:141).
111
Öğretmenin ödevler için gerçekçi olmayan çok kısa bitirme süreleri vermesi
(BMH314: T23, B67) ve öğrencilerinden aşırı yüksek, gerçekçi olmayan
beklentileri öğrenmeyi olumsuz etkiler ve öğrenme ortamında korkuya neden
olabilir (Jensen 2006:30) (BMH334: T45).
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma26 sonucunda elde
edilen bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örneklemindeki deneklerin
Tutum Ölçeği maddeleri arasında en düşük tutum belirttikleri noktalardan bir
diğeri de bu olmuştur. Tutum Ölçeği Madde 23’te bulunan “Ödevlerin teslim
tarihlerini öğrenenlerle birlikte kararlaştırmak” ilkesine verilen “Hiç önemi
yok” ve “Önemsiz” yanıtları ölçülen 66 özellik içinde (sırasıyla) üstten 8’inci
ve 1’inci sırada yer almıştır.
14. OBM belgesinde kestirilebilirlik başlığı altında “bir görevin uygulanması
sırasında görev değişkenlerinde yapılan düzenli değişiklikler, konuşmaya
katılanlardan beklentileri arttırır” betimlemesi yapılmakta ve etkinliklerdeki
“beklenmedik” veya “önceden kestirilemeyen” bir uygulamanın o etkinliğin
güçlüğünü arttıracağı belirtilmektedir (Council of Europe, 2000:142). Beyin-
uyumlu öğrenme bakımından da daha iyi öğrenenler, öğrenilecek şeyin
yapısıyla ilgili daha iyi tahminde bulunan kişilerdir (Jensen, 2005:34)
(BMH107: T59). Eğer bir öğrenen: (1) öğrenme durumundaki değişkenler
arasındaki ilgili çağrışımları tanımlayabiliyor veya önceden tahmin
edebiliyorsa; (2) uygun kavramlar ve eylemleri önceden tahmin edebiliyor ve
dile getirebiliyorsa; (3) Bu tahminde bulunduklarını depolayıp, geri çağırıp bir
sonraki seferde kullanabiliyorsa öğrenenin o konuyu tam olarak öğrendiği
söylenebilir; yoksa konuyu kısmen öğrenmiştir (Jensen, 2005:34) (BMH139:
T18).
15. Fiziksel koşulların önemine yalnızca “gürültü bir etkileşim sırasında dilsel
verilerin işlenmesi güçleşebilir,” betimlemesi ile değinilmiştir (Council of
Europe, 2000:142). Oysaki beyin-uyumlu öğrenme bakımından fiziksel
26 bkz. Bölüm III
112
koşullar başka boyutlarda da önemlidir. Öğrenme ortamının güvenliği
bunlardan birisidir; dersliğin fiziksel olarak güvenliği (pencereler, prizler,
tavan, duvarlar, vb.) sağlanmalıdır (Jensen, 2005:146) (BMH114). Derslik
ortamının fiziksel rahatlığının sağlanması ise bir “lüks” değil, beyin-uyumlu
yabancı dil (İngilizce) öğretimi için bir zorunluluktur; çünkü rahatsız sınıf
ortamı öğrenmeyi olumsuz etkiler (Dhority ve Jensen, 1998:10) (BMH344:
T47, T61). Gün ışığı daha yüksek öğrenci başarımını sağlar; dersliğe
olabildiğince bol gün ışığının girmesi sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:21; McCreery ve Hill, 2003’ten alıntı) (BMH163). Dersliğin
sürekli havalandırılan bir biçimde düzenlenmesi gerekir. Beyin, vücudun
oksijen kaynaklarının 1/5’ini kullanır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38)
(BMH46: T14, B8) ve beynin tam işlev görmesi için uygun düzeyde oksijen
alması bir koşuldur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38) (BMH63: T14,
T65). Öğretmen, sesinin dersliğin her yerinden uygun duyulmasını
sağlamalıdır (Jensen, 2005:146) (BMH311). Öğrenmenin başarılı ve verimli
bir biçimde gerçekleşmesi amacıyla, yabancı dil (İngilizce) dersliklerinde
daha etkili bir öğretim için dersliğin sıcaklığının uygun alt ve üst sınırlar
arasında olması sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21)
(BMH105).
2.2. Beyin-Uyumlu Öğrenme İlkelerine Dayalı Bir
Yabancı Dil İngilizce Öğretim Yaklaşımı için Model
Bu tez çalışmasının ilerideki bölümlerinde betimlenip tartışılacak olan araştırmanın
bir modele dayandırılması ve araştırmada kullanılan ölçme aracındaki ölçme
ögelerinin geçerlenmesi için o ölçme aracına dayanak oluşturacak bir modelin
oluşturulması zorunludur. Tezin “Giriş” bölümünde tanımlanan amaçların
gerçekleştirilebilmesi için hazırlanacak ölçme aracında hangi ögelerin bulunacağı bir
bakıma böylesi bir modele dayanılarak belirlenebilir.
113
İlişkisel tarama modeline göre tasarlanan araştırmanın27 evrenindeki bireylerin bilgi
ve tutum değerleri ortaya çıkarılacak ve ilişkilendirilecekse öncelikle ölçülecek
özelliklerin hangi bütünün hangi parçalarını temsil ettiğinin belirlenmesi gerekir.
Bu parçalar beyin-uyumlu öğrenmeye göre değerlendirilmiş yabancı dil (İngilizce)
öğretiminin özellikleri; bütün ise bu özelliklerin tutarlı ve bağdaşık bir yapı olarak
içinde yer aldığı Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi Modelidir.
Bu bölümde, önceki bölümlerde ana çizgileriyle özellikleri açıklanmış olan beyin-
uyumlu öğrenmenin yabancı dil (İngilizce) öğretiminde bir model olarak sunumu yer
almaktadır.
Sunulan bu model, yabancı dil (İngilizce) yöntembiliminde yapılmış olan yaklaşım,
yöntem, ve yordam ayrımlamasının yaklaşım katmanına uymaktadır28.
2.2.1. Yaklaşımın Oluşturulmasında İzlenen Yol
Beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine dayalı olarak bir yabancı dil (İngilizce) öğretimi
yaklaşımının oluşturulması için iki ana adımdan oluşan bir yol izlenmiştir:
27 bkz. Bölüm III 28 Anthony (1963:199)’a göre yaklaşım – yöntem – yordam düzenlemesi hiyerarşik bir yapıdadır ve bu yapı kısaca, “Yordamlar bir yöntemi gerçekleştirirler; yöntem, bir yaklaşımla tutarlılık gösterir,” anlatımı ile özetlenebilir. Anthony (1963) bu kavramları aşağıdaki gibi açıklamaktaydı: Yaklaşım: Dilin yapısı ve dil öğretim ve öğreniminin yapısı ile ilgili bir dizi ilişkili varsayımlardır. Yaklaşım, belitseldir. Öğretilecek olan konunun yapısını betimler. Bir bakış açısı, düşünce yapısı, ve (kişinin inandığı ama mutlaka kanıtlaması gerekmeyen) bir inanış dizgesini belirtir (Anthony, 1963:199). (…) Yöntem: Seçilmiş bir yaklaşımla hiçbir parçasının çelişmediği ve tüm parçalarının o yaklaşımın üzerine kurulduğu, dilsel malzemenin sıralı bir sunumu için bütün bir plandır. Bir yaklaşım, belitseldir; bir yöntem, işlemseldir. Aynı yaklaşımın içinde pek çok yöntem yer alabilir. Dilin öğrencilere sıralı bir biçimde sunulmasını etkileyen (öğrencilerin yaşı, ekinsel geçmişleri, daha önceden o dille ilgili çalışma yapmış olup olmadıkları, vb. gibi) pek çok öge bulunabilir. Öğretmenin deneyimi ve o yabancı dile hakimiyeti de belirleyicidir. Öğretim programının amaçları da dikkate alınmalıdır. Bunlardan da görüldüğü gibi, ders kitaplarının yöntemsel sınırlar içinde yazılması gerekmektedir. (…) Mim-mem ve örgü alıştırması birer yöntemdir (Anthony, 1963:200). (…) Yordam: Bir derslikte gerçekte olan, uygulanan bir şeydir. Yordamların bir yöntem, ve böylece de bir yaklaşım ile, uyum içinde olması gerekir (Anthony, 1963:201). Yordamlar öğretmene, bireysel öğretmenlik yeteneğine ve sınıfın oluşma biçimine bağlı olarak değişebilir; belirli sorunlara eşit derecede başarılı çözümler değişik yordamlarla sağlanabilir. Ziyaretçilerin bir dersi izlediklerinde gördükleri çoğunlukla yordamlardır. (…) Ses-çalarlar ve benzeri öğretim makineleri yordamdır. Bir dil deneyliğinde önemli olan kaç tane konsol olduğu değil, ne tür bir yaklaşımın benimsendiği ve donanımın hangi yöntemi gerçekleştirdiğidir. Bir donanım ne denli karmaşık olursa olsun bir yordamdır, adım adım ilerleyen öğrenme ilkeleri yaklaşım tarafından sağlanır, uygulanan asıl program ise yöntemdir (Anthony, 1963:201).
114
(1) Modelin yapısal çatısının kurulması;
(2) Modele beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi yaklaşımı kimliğinin
kazandırılması.
Bu adımlarda aşağıdaki çalışmalar gerçekleştirilmiştir:
(1) Modelin yapısal çatısı:
Bir dizi eğitim kuramı arasından dil eğitimiyle ilişkisi bakımından öncelikli olanlar
Rost (2002)’de seçilerek özetlenmiştir. Bu kuramlar aşağıda temel özellikleriyle
verilmektedir (Rost, 2002:104-7):
1. Öğretim amaçları ile ilişkili eğitim kuramları:
a) Yetenek özellikli öğretim (Aptitude specific instruction): Öğretim
öğrencilerin belirli yetenekleri, ilgileri ve tercih ettikleri öğrenme
biçemlerine dayalıdır; önceden belirlenmiş uygulamalar veya tek tip
yöntem uygun görülmez. Karmaşık beceriler ve yetenekler için bireysel
özelliklere göre düzenlenmiş bir öğretim çok daha etkili sonuçlar verir.
b) Bilişsel esneklik (Cognitive flexibility): Girdinin sunuluşu çok-kipli (örn.
görseller, dinleme gereçleri, metinler, çizimler) olursa ve çoklu bakış
açıları (örn. değişik açılardan anlatılan bir öykü) daha etkili biçimde
işlenecek, daha anlamlı bir biçimde akılda kalacak ve dil öğrenme
amaçları için daha yararlı olacaktır. İçeriğin değişik biçimlerde temsilini
sağlayan öğrenme etkinlikleri öğrenenlerde daha kalıcı bir anlam
oluşturulmasını sağlar.
c) Öğretme ve öğrenmenin eşgüdümü (Coordination of teaching and
learning): Gereçlerin uzun süreli akılda tutulması değişik türden ‘öğrenme
olayları’nı gerektirir. ‘Öğrenme olayları’ ile eşgüdümlenmiş öğretim,
öğrenciler için en verimli ve doyurucu düzeyde olanıdır.
115
d) Öğrenme kipleri (Modes of learning): Öğrenme temel olarak ‘birbiri
üzerine ekleme’ sürecinde, bellekte var olan şemaya eklemeler yapılarak
oluşur. İçeriğin sürekli ‘bilişsel yeniden yapılandırılma’sı kestirim ve
yansıtma işlemlerini gerektirir. Yeniden yapılandırmanın sağlanabilmesi
için üstbilişin öğretim süreçleri içerisine yerleştirilmesi gereklidir.
e) Öğrenmede olumlu ortam (Positive climate for learning): Öğretmenin
rolü, öğrenme için olumlu bir ortam yaratarak, amaçları öğrenci için açık
bir duruma getirerek, öğrenme kaynaklarını düzenleyerek, öğrenmenin
düşünsel ve duygusal bileşenlerini dengeleyerek ve duygu ve düşünceleri
öğrencilerle paylaşarak öğrenmeyi kolaylaştırmaktır. Öğretim etkileşimsel
bir işlemdir ve iki-yönlü, açık bir iletişim gerektirir.
2. Dersin tasarımı ile ilişkili eğitim kuramları:
a) ‘Çıpalanmış’ öğretim (Anchored instruction): Bir ‘problem’ metin,
öğretim için bir tür ‘makro içerik’ olarak işlev görür. Böylece, öğrencilerin
daha geniş bir yorumlama ve oluşturma işini görmesi, daha fazla yanıt
vermesi, stratejilerin geliştirilmesi ve daha net bir dönüt sağlanmış olur.
b) Ders yapıları (Course structures): Öğretimin işleyişi, ‘sunuş birimleri’
(öğretmenin sunulacak konu olarak seçtikleri) olarak değil de ‘değişimler’
(öğrencinin bulması veya başarması gereken şeyler) olarak ilerler. Bu
kurama göre dersin kendine özgü birimlerinin yapısı geleneksel yöntemler
üzerine değil, belirli amaçlar doğrultusunda tasarlanmalıdır.
c) Döngüsel öğrenme (Spiral learning): Öğretim, fark etme ve yakıştırma
(‘boşlukları doldurma’) işlemlerini kolaylaştırır bir biçimde tasarlanmalı
ve sıralanmalıdır. Bu kurama göre öğretmen tarafından konunun açıkça
anlatılması yerine öğrencilerin konuyla ilgili çıkarsamalarda
bulunabileceği çalışmalar yapılmalıdır.
116
d) Geliştirmeli dizileme (Elaborative sequencing): Öğretim karmaşıklık ve
akıl yürütme işleminin zorlayıcılığı bakımlarından git gide artan
düzeylerdeki öğrenme bölümlerini içermelidir. Böylesi bir dizileme ile
‘değişmez bilişsel yapılar’ oluşturulabilir. Kalıcı bir öğrenmeye
ulaşabilmek için öğrenme deneyiminin ilkeli bir biçimde dizilenmesi
gereklidir.
e) Ölçüte göndermeli (Criterion referencing): Öğretim amaçlarının
öğrencilerin hedeflediği ‘son aşama’ işlerden derlenmesi gereklidir. Bu
amaçlar, bu işler için öğrenilmesi gereken yeterlilikleri yansıtmalıdır. Bu
işleri gerçekleştirme nitelikleri ile ilgili olarak açık ve uzman dönütü
sağlayabilmek ve hedef amaçları başarıyla gerçekleştirebilir durumda
olabilmek için öğrencilere belirli fırsatlar sağlanmalıdır.
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi yaklaşımı kimliğinde bir modelin
oluşturulmasının ilk adımında bu yaklaşımın iskeletini oluşturacak çatının kurulması
için iki geçerli model temel alınmış ve bunların üzerinden devam edilmiştir. Bu
modeller:
a. Genel Eğitsel Tasarım Modeli;
b. Yabancı Dil Öğretim Yöntemi Modeli29 (Richards ve Rodgers, 2001:18-35).
Genel eğitsel tasarım modeli her hangi bir dersin tasarımında uygulanması gereken
aşamaları belirtir. Beş temel aşamadan oluşan bu modeldeki her bir aşama bir
sonrakinin önkoşulu olup, birisi tamamlanmadan diğerine geçilemez:
1) Gereksinim Çözümlemesi
2) İzlence Hazırlama
29 Anthony (1963)’teki “yaklaşım – yöntem – yordam” modeli, bu üç kavramın silsile yoluyla dallara ayrılarak üst-terim / alt-terim ilişkilerini genel bir çatıya yerleştirmesi bakımından günümüzde de temel olarak kullanılmaktadır. Ancak, oradaki tanımlamalar, bu terimlerin zaman içinde farklılaşan kullanımları ve giderek yeniden tanımlanmalarından dolayı günümüzdeki anlamlarıyla örtüşmeyen yerler taşımaktadır. O nedenle, burada Richards ve Rodgers’ın geliştirdiği modelden (Richards ve Rodgers, 2001:33) devam edilmiştir.
117
3) Yöntem Belirleme
4) Gereç Hazırlama
5) Ölçme-Değerlendirme Yollarını Belirleme
Yabancı dil (İngilizce) öğretimi modelinin oluşturulması için bu genel adımlar
uygulamalı dilbilimin yabancı dil öğretimi alt-dalına uyacak biçimde yapılandırılmış,
yabancı dil (İngilizce) öğretiminde kullanılan terim ve kavramlara göre
düzenlenmiştir. “Gereksinim çözümlemesi” ve ardışığı “izlence hazırlama” aşamaları
için o terim ve kavramlara uygun belirlemeler yapılmıştır.
“Yöntem belirleme” için Richards ve Rodgers (2001:18-35)’teki Yabancı Dil
Öğretim Yöntemi Modeli temel alınmış ve bu yöntem belirleme aşamasının
adımları aşağıda özet olarak verilen o modele göre düzenlenmiştir:
I. Yaklaşım
1. Dilin yapısı için kuram
a) Dil yeterliliğinin özelliklerinin tanımlanması
b) Dil yapısının temel birimlerinin tanımlanması
2. Dil öğreniminin yapısı için kuram
a) Dil öğrenmede yer alan ruhsal, dilsel ve bilişsel işlemlerin
tanımlanması
b) Bu işlemlerin başarılı kullanımını sağlayan koşulların tanımlanması
II. Tasarım
1. Yöntemin genel ve özgül amaçları
2. İzlence modeli
a) Dilsel ve/veya konusal içeriğin seçilimi ve düzenlenmesi
118
3. Öğrenme ve öğretme etkinlikleri
a) Derslikte ve öğretim gereçlerinde kullanılacak görev ve çalışma
türleri
4. Öğrenen rolleri
a) Öğrenenler için düzenlenen öğrenme görevleri türleri
b) Öğrenenlerin öğrenme içeriği üzerindeki denetim derecesi
c) Önerilen öğrenen kümelemelerinin örüntüsü
d) Öğrenenlerin birbirlerinin öğrenmelerini etkileyebilme derecesi
e) İşlemci, edimci, başlatıcı, sorun çözücü, vb. olarak öğrenenin
görülüşü
5. Öğretmen rolleri
a) Öğretmenin gerçekleştirdiği işlevlerin türleri
b) Öğrenme üzerindeki öğretmen denetiminin derecesi
c) Öğretmenin öğrenme içeriğini belirleme derecesi
d) Öğretmenler ve öğrenenler arasındaki etkileşimin türleri
6. Öğretim gereçlerinin rolü
a) Gereçlerin birincil işlevi
b) Gereçlerin ne biçimde bulunduğu (örn. ders kitabı, görsel-işitsel,
vb.)
c) Gereçlerin diğer girdi ile ilişkisi
d) Öğretmenler ve öğrenenlerle ilgili sayıltılar
119
III. Süreç
1. Yöntem uygulandığı sırada gözlemlenen derslik yordamları, uygulamaları
ve davranışları
a) Zaman, yer ve donanım bakımından, öğretmen tarafından
kullanılan kaynaklar
b) Derslerde gözlemlenen etkileşimsel örüntüler
c) Yöntem uygulandığı sırada öğretmenler ve öğrenenler tarafından
kullanılan taktikler ve stratejiler
Genel eğitsel tasarım modelinin “gereç hazırlama” ve “ölçme-değerlendirme
yollarını belirleme” aşamaları da, önceki üç aşamasında olduğu gibi, yabancı dil
öğretimi alanının terim ve kavramları bakımından düzenlenmiştir.
Aşağıdaki Çizim 11 genel eğitsel tasarım modelinin beyin-uyumlu öğrenme
bakımından değerlendirilmesi ile varılan modeli özetlemektedir:
120
Gereks
inim
Çöz
ümlemesi
İzlenc
e
Hazırla
ma
Yöntem
Gereç
Haz
ırlama
Ölçme ve
değ
erle
ndirm
e
Öğrene
nler
Döne
l /
Doğ
rusa
lÇözü
mleyici /
Bire
şimse
lSüreç
Tasa
rım
Yak
laşım
Amaç
lılık
Anlam
Yaba
ncı dil
İngilizce
öğ
retm
enleri
Bellek
Güd
ülenme
Öğren
me ve
öğretm
e etkinlikleri
Öğretmen
rolleri
Dilin ya
pısı için
kuram
Bellek
Bilginin
işlenm
esi
Öğretim
ku
rumu
Dön
ütAmaçlılık
Bilişs
el terslik
Aktif sü
reçleme
Dil öğ
reniminin
yapısı için
kuram
Den
eme-
yanılm
aDön
üt
Ders ve
sına
vların
saatleri
Öğrenm
e ortamının
güve
nliği
Önc
ekilerle
ilişk
ilendirm
eTekrar
Duv
ar pano
ları
Birb
irine
öğretm
eBellek
Öğrenm
eDikka
tDestek
leyiciler
Kurumun
disiplin anlayışı
Dersliğin
fizikse
l öze
llikleri
Küm
e ça
lışmas
ıOyu
nlar
İşbirlikli
öğrenme
Ezb
er yolları
Gird
iBilginin
işlenm
esi
Güdü
lenm
eDuy
gular
Karar ve
rme
yetkeleri
aydınlatma
Zorla
yıcılık
Müzik
Özd
eşleştirme
İzleme
Kes
tirim
Anlam
ve
ilişk
ilend
irme
İlişk
ilendirm
eGird
i
Öğrene
nlerin
aileleri
hav
alan
dırma
Des
tekley
iciler
Kon
uların
sunu
lmas
ıYük
sek se
sle
okum
aTartışm
a etkinlikleri
Duy
gular
Den
eme-
yanılm
aKonu
ların
sunu
lması
Kes
tirim
ses
Etkin katılım
Dans
Destek
leyiciler
Ortamın
zenginliği
Müz
ikKüme
çalış
ması
sıca
klık
Öğrene
nlerin
bilinçlen
dirilme
si ve
sorumluluğu
Oyu
nlar
Ortam
ın
zenginliği
Tek
rar
Öğrene
nlerin
bilinç
lend
irilm
esi ve
sorumluluğu
Zorlayıcılık
Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretiminde "Eğitsel Tasarım Modeli"nin Görünüşü
Çizim 11. Beyin-U
yumlu Yabancı D
il (İngilizce) Öğretim
inde "Eğitsel T
asa
rım M
odeli"nin G
örünüşü
121
(2) Modele beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi yaklaşımı kimliğinin
kazandırılması:
Bu tez çalışması kapsamında sunulan böylesi bir yaklaşımı oluşturmak için yukarıda
“(1) Modelin yapısal çatısı”nda belirtilen soyut model, beyin-uyumlu öğrenmenin
genel ilkeleri ile somutlaştırılmıştır.
Bu ilkeler, ilgili alanyazın taraması sonucunda toplanan bilgilerden oluşmaktadır.
Aşağıda “Araştırma” bölümünde daha ayrıntılı açıklandığı gibi, derlenen bilgiler
parçacıklara ayrılarak bir “Bilgi Havuzu”nda toplanmıştır. 471 bilgi parçacığından
oluşan bilgi havuzunun tümü Ek F’de yer almaktadır. Yukarıda “(1) Modelin yapısal
çatısı”ndaki soyut modelin somut bir beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi
yaklaşımı kimliğini kazanması için doğrudan bu maddelerden yararlanılmıştır.
2.2.2. Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi
Modeli
Bu bölümde sunulan Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi Modeli
önerisi hem “(1) Modelin yapısal çatısı” hem de “(2) Modele beyin-uyumlu yabancı
dil (İngilizce) öğretimi yaklaşımı kimliğinin kazandırılması” adımların sonuçlarıdır.
Belirlemelerin dayanakları Ek F’de sunulmuş olan bilgi havuzundaki bilgi
parçacıklarıdır. Belirlemelerin bilgi havuzundaki hangi bilgi parçacığına karşılık
geldiğini belirtmek için “Bilgi Madde Havuzu” sıra numarası (“BMH” kısaltmasıyla)
verilmiştir. Bu belirlemenin Ek B’de sunulan tutum ölçeğinde hangi “Tutum Ölçeği
Maddesi” ve Ek C’de sunulan bilgi ölçeğindeki hangi “Bilgi Ölçeği Maddesi” ile
ölçüldüğü ise (sırasıyla) “T” ve “B” kısaltmalarıyla gösterilmiştir.
Beyin-uyumlu öğrenme kuramının nitelikleri (Çizim 10) ile beyin-uyumlu yabancı
dil (İngilizce) öğretiminde eğitsel tasarım modelinin görünüşü (Çizim 11)
birleştirilerek aşağıdaki genel modele varılabilir:
122
.Yab
ancı dil
(İngilizce)
öğretm
eni
.
Gereks
inim
Çözü
mle-
mesi
İzlenc
e
Hazırla
ma
Yöntem
Gereç
Hazırlam
aHaz
ır-
bulunuşluk
Girdinin
sunumu
Öğrene
nler
Süreç
Tasa
rım
Yak
laşım
Amaçlılık
Anlam
Yabancı dil
İng. öğret-
menleri
Dönel /
Doğrusa
lBellek
Güdülenme
Öğrenme ve
öğretm
e etkinlikleri
Öğretm
en
rolleri
Dilin yapısı
için kuram
Bellek
Bilginin
işlenmesi
Öğretim
ku
rumu
Çözü
mleyici /
Bire
şimse
lDönü
tAmaçlılık
Bilişs
el terslik
Aktif
süreçleme
Dilin öğrenimi
için kuram
Denem
e-
yanılm
aDönü
t
Ders ve
sınavların
saatle
ri
Öğrenme
ortamının
güve
nliği
Önce
kilerle
ilişk
ilendirm
eYineleme
Duva
r panoları
Birbirine
öğretm
eBellek
Öğrenm
eDikka
tDestek-
leyiciler
Kurumun
disiplin
anlayışı
Dersliğin
fizikse
l öze
llikleri
Küme
çalışması
Oyu
nlar
İşbirlikli
öğrenme
Ezb
er yo
lları
Gird
iBilginin
işlenmes
iGüdülenme
Duyg
ular
Karar ve
rme
yetkeleri
ayd
ınlatm
aZorlayıcılık
Müz
ikÖzd
eşleş
-tirme
İzleme
Kestirim
Anlam ve
ilişk
ilendirme
İlişk
ilendirm
eGirdi
Öğren
enlerin
aileleri
hava
lan-
dırma
Destek
le-
yiciler
Konuların
sunu
lmas
ıYüks
ek se
sle
okuma
Tartışma
etkinlikleri
Duyg
ular
Dene
me-
yanılm
aKonu
ların
sunulm
ası
Kestirim
ses
Etkin katılım
Dans
Destek-
leyiciler
Ortamın
zenginliği
Müzik
Ortamın
zeng
inliği
sıca
klık
Küme
çalış
ması
Oyu
nlar
Öğn
. bilinç
lilik
ve sorum-
luluğu
Yineleme
Öğn.bilinçlilik
ve sorum-
luluğu
Zorlay
ıcılık
Çevre
Bilişs
el h
azır-
bulunu
şluk
Fizyo
lojik
haz
ır-
bulunuş
luk
uyg
un
hav
alandır-
ma
toplumsa
l etm
enler
uyg
un
beslenme
Haz
ır-
bulunuşluk
Öğrenen
Ölçme ve
değerlen-
dirme
uyg
un
sıca
klık
ruhs
al
etm
enler
yeterli o
ksije
n
zeng
inleş-
tirilm
iş ortam
kişilik
etm
enleri
yeterli su
ortamın
fizikse
l rahatlığı
,,
Çizim 12. Beyin-U
yumlu Yabancı D
il (İngilizce) Öğretim
i Modeli
123
2.2.2.1. Gereksinim Çözümlemesi
Bir eğitim-öğretim programının tasarlanmasının en önemli adımı öğrenen
gereksinimlerinin çözümlenmesidir. Eğitsel tasarım modelinde sondan başlanacak
olursa, yabancı dil edincini ölçme aracının (sınavlar) hazırlanması süreci o zamana
kadar yapılmış olan çalışmalardan ayrı düşünülemez. Kuşkusuz; ne, nasıl
öğretilmişse bunun ölçülmesi de bunlara uygun biçimde yapılacaktır. Gereç
hazırlama da önceki aşamalardan bağımsız olamaz. Kitaplar, hazırlanmış bir izlence
ve belirlenmiş bir yönteme göre yazılacaktır. Yöntem de bir önceki aşamadan ayrı
olarak belirlenemez: Öğrenme biçemleri başka olan öğrenen kümeleriyle, öğretilecek
konulara göre özgül bir biçimde belirlenecektir. İzlence, tüm bu eğitsel tasarım
modelinin tabanında duruyor. Yani, izlencenin hazırlanmasında bir hata olduğu
zaman bu hata doğrudan yöntem belirlenmesini, kitap yazımını ve sınav türlerini de
etkileyecek ve birbirine bağlı olarak ilerleyen bir dizi yanlışlığa neden olacaktır.
Tüm gereksinim çözümlemesi modelleri temelde aynı iki bileşenin çözümlenmesi
için değişkenlerini belirleme çabasını taşımaktadırlar. Bu iki değişken, “kime” ve
“neyi” sorularına yanıt bulmayı amaçlar. “Kime” sorusunun yanıtı öncelikle
“öğrenen” olarak alınır. Ancak, verimli ve etkili bir gereksinim çözümlemesi
araştırması için yalnızca öğrenenlerin araştırılması yeterli değildir. Richterich ve
Chancerel (1977:4)’te de belirtildiği gibi, her ne kadar tüm öğrenen-odaklı eğitsel
dizgelerde öğrenen her şeyin ortasına yerleştiriliyorsa da aslında bu yerleştirim
öğreneni, kendisini çepeçevre kuşatan katmanların etkisinden kurtaramaz. Daha
verimli bir yabancı dil dersi tasarlamak için gereksinim çözümlemesi:
1) Öğrenenler,
2) Yabancı dil öğretmenleri,
3) Öğretim kurumu (kurum yöneticileri ve karar verme konumlarında olanlar),
4) Öğrenen velileri ve aileleri,
124
5) Çevre, ve
6) Öğrenenin çalıştığı veya gelecekte çalışacağı kurumlar
gibi tüm paydaşları kapsayacak biçimde genişletilebilir.
(1) Öğrenenlerin neleri öğrenmeye gereksinimleri olup olmadığı, neleri öğrenmeyi
isteyip istemedikleri, güçlü ve zayıf oldukları öğrenme yolları, kişiliklerinin güçlü ve
zayıf yönleri bulunabilir. Böylece, öğrenenin asıl gereksinimi doğrultusunda
hazırlanan bir izlence ve ardından gelen aşamaları ile, öğrenenin arzu ettiği dil
düzeyine daha kısa sürede gelmesi sağlanabilir. Ayrıca, öğrenenler bir şeyi
öğrenmeye neden gereksinimleri olduğunu da bilmelidirler (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:10) (BMH236: T45).
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından öğrenciler ancak
kendilerine uygun çalışma becerileriyle daha verimli öğrenebilirler; o nedenle
öğrencilerin kendilerine en uygun yolu keşfedebilmeleri için onlara çok değişik
çalışma becerileri ve yolları sunulmalı (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2)
(BMH234: T15, T40), öğrenenlerin hangi biçimlerde daha iyi öğrenebildiklerini
kadar, hangi biçimlerde iyi öğrenemediklerini keşfetmeleri de sağlanmalıdır (Schwed
ve Melichar-Utter, 2008:155) (BMH256: T40). Öğrenenlerin yeğledikleri,
kendilerine uygun olan öğrenme biçemleri ayrı ayrı olduğundan, bir öğrenci için
“zenginleştirilmiş derslik ortamı”, bir diğer öğrenci için öyle olmayabilir (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:22) (BMH264: T9, T37, T61).
Ayrıca, öğrenenlerin kendi öğrenme biçemlerinin hangisi ağırlıklı olduğunu (görsel /
işitsel / kinestetik) öğrenmelerini sağlamak da önemlidir (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:16) (BMH258: T40). Çünkü, öğretmenler, öğrencilerini nasıl öğrendikleriyle
ilgili kendileri keşfetmelerine ve bunun üzerinde düşünmelerine ne kadar çok
yöneltirlerse öğrencileri de o kadar verimli birer öğrenen olacaklardır (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:2) (BMH330: T31, T40). Kuşkusuz, öğrenmenin ve
hatırlamanın başarısı bağlamla ilişkilidir; bununla birlikte, öğrencinin gelişim
125
özelliklerine, hazır bulunuşluk düzeyine, olgulaşmasına, duruma, zamana, mekana ve
genel koşullara da bağlıdır (Duman, 2007:33) (BMH435).
Öğrenenlerin tüm özelliklerinin belirlendiği gereksinim çözümlemesi aşaması derslik
ortamındaki kimi öğrenme başarısızlıklarının da öngörülebilmesini sağlayabilir.
Örneğin, işitsel öğrenenler, öğrenmenin gerçekleşeceği ortamda fonda çalan
müzikten ve gürültülerden, seslerden olumsuz etkilenirler (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:20) (BMH190: T61). Öğrenen gereksinimlerinin belirlenmesi beyin-
uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi için zorunludur.
(2) Gereksinim çözümlemesine yabancı dil (İngilizce) öğretmenleri yönünden
bakılacak olursa, öğretmenlerin öğretmekte oldukları dille ilgili görüşleri, meslek
becerileri ve alan-içi konularla ilgili düşünceleri vardır. Yabancı dil (İngilizce)
öğretmenlerine uygulanacak bir gereksinim çözümlemesi ile öğretmenler daha iyi
gerçekleştirdikleri öğretme biçimlerine doğru kaydırılabilir. Örneğin, her dil
öğretmeni derslikte aynı başarıyla oyun oynatamaz; ama her dil öğretmeni de
dilbilgisini aynı etkililikle öğretemez. O zaman, kurumun öğretmen alımıyla ilgili
kararlarında da gereksinim çözümlemesi verileri doğrudan kullanılabilecek, ve
eksikliği görülen öğretme-öğrenme durumlarına özel olarak öğretmen alınabilecektir.
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından, öğretmenlerin öğrenme
işlemlerinin öneminin farkında olmaları gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2)
(BMH335); çünkü, uygun bir öğretme-öğrenme ortamı için yalnızca öğrenenler değil,
öğretmenler de kendi özel öğrenme yollarını ve öğrenmelerini etkileyen etmenlerin
neler olduğunu bilmelidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:13) (BMH370: T56,
T61). Belki de, öncelikle öğretmenler önce kendileri nasıl öğrendiklerinin farkında
olmalıdır ki öğrenenlerinin öğrenmelerini arttırabilsinler (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:3) (BMH328: T56). Ayrıca, “çoklu zeka” türlerinden hangilerinin ne oranda
yoğunlaştığını öğretmenlerin de bilmeleri, derslerini daha verimli düzenleyebilmeleri
bakımından gereklidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:30) (BMH332).
Öğrenenlerin ve öğretmenlerin özelliklerinin bulgulandığı bir eğitim-öğretim
kurumunda, öğrenenlerin sınıflara ayrılması yalnızca genel öğrenci listesini 20’lik
126
kümelere bölme veya yalnızca dil düzeylerine göre değil, yukarıda belirtilen tüm
özellikleri göz önüne alınarak yapılacaktır. Benzer biçimde, öğretmenlerin de
sınıflara dağılımında temel alınacak nokta o sınıfa toplanan öğrenenlerin
özelliklerine uygun olup olmadığıdır. Çünkü, belirli bir öğrenme biçemini edinmiş
öğrenenler o öğrenme biçemine sahip öğretmenlerden daha iyi öğrenebilirler
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:13) (BMH19: T56).
(3) Gereksinim çözümlemesi sonuçları öğretim kurumu yönünden değerlendirilirse,
kurum kendi için yaptığı gereksinim çözümlemesi sonuçlarına göre neleri yapıp
neleri yapamayacağı yolunda bir öngörüye sahip olabilir. Bu doğrultuda eğitsel amaç
ve erekler daha uygun olarak düzenlenebilir. Ya da, eğitsel amaç ve erekler aynı
tutulup, bu amaçlara ulaşabilmek için gerekenlerin neler olduğu ve hangi öncelik
sırasıyla sağlanması gerektiği yolunda daha tutarlı kararlar alınabilir.
Eğitim-öğretim kurumunun öğrenenler üzerindeki etkisi büyüktür; okul, öğrenenlerin
beyin yapılarını değiştirir (Jensen, 2005:150) (BMH218) ve öğrenme ortamının genel
nitelikleri öğrenme üzerinde etkilidir (Jensen 2006:30) (BMH286: T61). Kurum,
ödeneklerini veya diğer gelir kaynaklarını bu doğrultuda kullanmalıdır. Beyin-
uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından, öğrenme ortamının
zenginleştirilmesi ile beynin gelişmesine devam edebilmesi sağlanabilir (Healy,
1990:47; Jensen 2006:30) (BMH287: T37, T55) ve öğrenme ortamındaki öğretim
gereç ve kaynaklarının yetersizliği öğrenme ortamında bir tür korku olarak
değerlendirilebilecek olumsuz bir duyguya neden olabilir (Jensen 2006:30)
(BMH284).
a. Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından, bir eğitim-öğretim
kurumu tarafından gerçekleştirilmesi gereken kimi diğer işlemler de bulunmaktadır.
Öğrenme ortamının güvenliği bunlardan birisidir; dersliğin fiziksel olarak güvenliği
(pencereler, prizler, tavan, duvarlar, vb.) sağlanmalıdır (Jensen, 2005:146)
(BMH114). Derslik ortamının fiziksel rahatlığının sağlanması ise bir “lüks” değil,
beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi için bir zorunluluktur; çünkü rahatsız
127
sınıf ortamı öğrenmeyi olumsuz etkiler (Dhority ve Jensen, 1998:10) (BMH344: T47,
T61).
b. Dersliğin fiziksel özellikleri arasında yer alan aydınlatma, havalandırma, ses ve
sıcaklık da kurum tarafından düzenlenmelidir. Gün ışığı daha yüksek öğrenci
başarımını sağlar; dersliğe olabildiğince bol gün ışığının girmesi sağlanmalıdır
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21; McCreery ve Hill, 2003’ten alıntı) (BMH163).
Kurum, eğitim-öğretimin yapıldığı binada bir tadilata başlayacaksa, pencerelerin ne
kadar geniş olması gerektiğini düşünmelidir. Öğrenmenin sağlanabileceği
aydınlatmanın ne kadar olmasının alt ve üst düzeyleri belirlenmiştir (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:21) (BMH299); aydınlık ne yetersiz ne de aşırı düzeyde
olmalıdır.
Dersliğin sürekli havalandırılan bir biçimde düzenlenmesi gerekir. Beyin, vücudun
oksijen kaynaklarının 1/5’ini kullanır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38) (BMH46:
T14, B8) ve beynin tam işlev görmesi için uygun düzeyde oksijen alması bir
koşuldur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38) (BMH63: T14, T65). Bu o kadar
önemlidir ki, birkaç saniye kadar oksijen sağlanamazsa nöronlar uyarılma eşiğini
tamamen kaybedebilir (Madi, 2006: 25) (BMH97: T14, T65, B14). Bu bakımdan
beden hareketleri beynin uygun düzeyde oksijen alımına yardımcı olur (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:38) (BMH16: B32). Kalabalık ve kapı-penceresi kapalı,
havalandırma olanağı olmayan dersliklerde öğrencilerin öğretilmekte olan bir konuya
odaklanmaları nörofizyolojik olarak olanaksızdır.
Derslik ortamında öğretmenleri ve öğrencileri rahatsız eden olumsuzluklardan
birisinin de öğretmenin sesinin arka sıralardan net duyulmaması olduğu söylenebilir.
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından da bu ciddi bir
olumsuzluktur ve öğretmen, sesinin dersliğin her yerinden uygun duyulmasını
sağlamalıdır (Jensen, 2005:146) (BMH311). Bu, öğretmenin daha yüksek sesle
konuşması ile her zaman çözümlenemeyebilir. Odanın ses dağılımı ve yankı düzeni
üzerinde de kurum tarafından özel olarak durulması gerekir.
128
Dersliğin sıcaklığı da eğitim-öğretim kurumunun düzenlemesi gereken bir başka
noktadır. Öğrencilerin sıcağa veya soğuğa kişisel dayanabilme düzeyleri belki başka
ortamlarda göz ardı edilebilir. Ancak, öğrenmenin başarılı ve verimli bir biçimde
gerçekleşmesi amacıyla, yabancı dil (İngilizce) dersliklerinde daha etkili bir öğretim
için dersliğin sıcaklığının uygun alt ve üst sınırlar arasında olması sağlanmalıdır
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21) (BMH105).
c. Derslerin ve sınavların hangi saatlerde yapılacağı genel olarak yerel yönetimlerce
belirlenen çalışma saat ve takvimlerine göre düzenlenir. Ayrıca, ilk ve orta dereceli
okullarda, henüz velayet altında olan öğrencilerin güvenliğini sağlamaktan sorumlu
olan okul yönetimleri de giriş-çıkışları daha kolay izleyebilmek için dersleri tüm
öğrenciler için ortak bir saatte başlatıp ortak bir saatte bitirirler. Oysaki, beyin-
uyumlu öğrenme bakımından bu geçerli değildir. Beyin-uyumlu yabancı dil
(İngilizce) öğretimi için dikkat edilmesi gereken bir durum vardır: Ergenlik
çağındaki öğrenenler sabah saat 9’a kadar tam olarak uyanmış değildir (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:40; Wolfe, 2003’ten alıntı) (BMH149: B19); çünkü, ergenlik
çağındaki öğrenenlerin biyolojik saatleri çocuklar ve yetişkinlere göre daha geç
“uyanmalarına” neden olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40; Wolfe, 2003’ten
alıntı) (BMH150: B41). Bu, göz ardı edilmemesi gereken önemde bir konudur.
Ergenlik döneminin yaklaşık olarak orta öğretim yıllarına karşılık geldiği
söylenebilirse, liselerdeki ders saatlerinin buna göre düzenlenmesi nörofizyolojik bir
gerekliliktir. Hatta, sınavların bile buna göre yapılması gerekir; sabahın ilk saatindeki
sınavlarda ergenlik çağındaki öğrenciler daha düşük not alırlar (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:40) (BMH350: B69).
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma30 sonucunda elde edilen
bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örnekleminde bulunan deneklerin Bilgi
Ölçeği maddeleri arasında en düşük düzeyde bilgileri olarak belirlenen noktalardan
birisi de budur. Bilgi Ölçeği Madde 69’daki “Sabahın ilk saatindeki sınavlarda
ergenlik çağındaki öğrenciler daha düşük not alırlar” bilgisi için verilen “Kesinlikle
30 bkz. Bölüm III
129
yanlış” ve “Yanlış” yanıtları, ölçülen 71 bilgi içinde (sırasıyla) üstten 3’üncü ve
2’inci sırada yer almıştır.
Orta öğretim için geçerli olan bu durum, ilköğretim için tam tersi bir biçimdedir.
İlköğretim çağı çocuk öğrenenler sabah saatlerinde öğrenmeye daha açık olurken
orta öğretim çağı ergen öğrenenler sabah saatlerinde daha uykulu olurlar (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:21) (BMH187). Öyleyse, ilk ve orta derecede eğitim-öğretim
yapan kurumların ders başlama saatlerini de buna göre değiştirmesi gerekir.
Yetişkin öğrenenler için de derslerin yapılma saatleri anlamlıdır. İnsanların
çoğunluğu için yüksek seviyedeki dikkat kimyasalı sabahın erken saatlerinde salınır;
öğleden sonraları düşük bir dikkat dilimidir ve en düşük dikkat kimyasalı ise gece
salınır (Duman, 2007:68) (BMH441).
Kurumun ders saatleriyle ilgili diğer bir düzenlemesi ise derslerin süresi bakımından
olacaktır. Schwed ve Melichar-Utter, (2008:79)’a göre, yetişkinler için bile en uzun
ders süresi 20 dakika olmalıdır (BMH113: T12). Eğitim-öğretim kurumlarında bir
dersin süresi önerilen bu süreden daha uzundur. Yetişkinlerde bile yaklaşık 20
dakikadan sonra dikkatin dağılması ortaya çıktığına göre, ders saatlerinin okul
yönetiminin üzerindeki üst düzey karar verme makamları (örn. Milli Eğitim
Bakanlığı) tarafından beyin-uyumlu olacak biçimde yeniden düzenlenmesi
gerekebilir.
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma31 sonucunda elde edilen
bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örnekleminin en düşük tutum belirttikleri
ölçek maddeleri arasında yer alan noktalardan birisi de budur. Tutum Ölçeği Madde
12’de verilen “Günün son ders saatinde ve dersin son kısmında öğrenciden yüksek
performans bekleyen alıştırmalar yapmasını istememek32” ilkesine verilen “Hiç
önemi yok” ve “Önemsiz” yanıtları ölçülen 66 özellik içinde (sırasıyla) üstten 4’üncü
ve 15’inci sırada yer almıştır.
31 bkz. Bölüm III 32 Dersler ortalama 45 dakika sürdüğüne göre, “dersin son kısmı” 20 dakikalık dikkat süresinin dışında kalmaktadır.
130
d. Kurumun “disiplin” anlayışını da beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi
için yeniden düzenlemesi gerekebilir. Derslerdeki “ciddiyet” görünüşte bir disiplin
olsa da beyin-uyumlu öğrenme bakımından geçersizdir. Beyin-uyumlu yabancı dil
(İngilizce) öğretimi için bunun tersi bir durum söz konusudur; çünkü, gülmece
(mizah) ile öğrenenler yeni bilgileri yarı yarıya daha fazla akılda tutarlar (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:10) (BMH162: T62). Dersliklerin kapılarından gelen gülme
sesleri, beyin-uyumluluk açısından, her zaman disiplinsizlik anlamına gelmez.
Kurumun disiplin anlayışındaki bir diğer düzenleme de okul ortamında ve
dersliklerde müziğin kullanılmasıyla ilgilidir. Okul ortamı bakımından, müzik,
okuldan kaçmayı azaltır (BMH213: B56); okuduğunu anlama ve matematik gibi
alanlarda becerilerin artmasını sağlar (BMH212); ve olumlu tutumları arttırır
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48) (BMH214); Hanshumacher, 1980’den
alıntılayan Weinberger, 1998’den alıntı). Müzik, daha ileri düzey düşünme biçimleri
için beyni eğitir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48) (BMH210). Beyin-uyumlu
yabancı dil (İngilizce) öğretimi için de müziğin etkisi büyüktür. Derslerde bir
konunun müzik eşliğinde verilmesi ile beynin her iki yarımküresi de etkinleşir
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48) (BMH87) ve müzik, dil edinimini kolaylaştırır
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48; Hanshumacher, 1980’den alıntılayan
Weinberger, 1998’den alıntı) (BMH211).
Bir eğitim-öğretim kurumunda öğrencilerin oyun oynamasına ancak ders aralarında
veya dinlenme saatlerinde izin verilebilir. Kimi zaman öğretmenler veya işlenen ders
kitabı öğrencilerin belli öğrenme oyunları oynamasını sağlayabilir. Oysaki Jensen
(2005:64)’e göre oyun oynamak beyin öğrenmesi ile uyumlu bir edimdir ve kurumun
disiplin anlayışında derslerde oyun oynanmasına izin verir bir değişikliğe gidilmesi
gerekir; çünkü, oyunlar bilişsel kapasiteyi arttırır (BMH225: B58) ve beynin işleyişi
ile uyumlu etkinlik türüdür (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:142) (BMH226: B58).
Hatta, saklambaç (BMH351), toprağı eşeleyip böcekleri gözlemek (BMH365) ve
131
yapboz (BMH385) tarzı oyunların bilişsel kapasiteyi arttırdığı da belirtilmektedir
(Jensen, 2005:64)33.
Kurumun veya öğretmenlerin bireysel disiplin anlayışı olarak öğrencilerin derste bir
şey yemelerine izin verilmeyebilir. Oysaki beyin-uyumlu öğrenme bakımından, ilkeli
ve tutarlı bir biçimde yapıldığı sürece, bunun bir sakıncası yoktur. Hatta, öğretmenler
ders sırasında yiyecek bir şeyler atıştırmaları için çocuklara zaman vermelidir
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37) (BMH320: B68). Beynin tam işlev görmesi
için sağlıklı beslenme bir koşuldur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:35) (BMH62:
T26, B54). Özellikle, sabah kahvaltısı öğretmenlerin derslikte kahvaltılık yiyecekleri
hazır bulundurmaları ve kahvaltı etmeden gelen çocukların bunları yemelerini
sağlamasını gerektirecek kadar önemlidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37)
(BMH349: T26). Bu türden uygulamalar küçük yaştaki öğrencilerin “beslenme
saatleri” sırasında yapılmaktadır ve beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi
için geçerlidir. Ancak, derste yabancı dil (İngilizce) öğretmenlerinin dikkat etmeleri
gereken bir nokta ödül olarak yüksek kalorili şekerli yiyecekleri vermekten özellikle
kaçınmaları gerektiğidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37) (BMH322).
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma34 sonucunda elde edilen
bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örnekleminde bulunan deneklerin Bilgi
Ölçeği maddeleri arasında en düşük düzeyde bilgileri olarak belirlenen noktalardan
birisinin de bu konuda olduğu görülmektedir. Bilgi Ölçeği Madde 68’de bulunan
“Öğretmenler ders sırasında yiyecek bir şeyler atıştırmaları için küçük yaştaki
öğrencilere zaman vermelidir” bilgisi için verilen “Kesinlikle yanlış” ve “Yanlış”
yanıtları, ölçülen 71 bilgi içinde (sırasıyla) üstten 1’inci ve 4’üncü sırada yer almıştır.
Eğer öğrenciler öğlen yemeklerini okulda yiyorlarsa, çocukların öğlen yemekleri
karbonhidrat içeren besinlerden oluşmalı ama şekerli yemekler olmamalıdır (Schwed
ve Melichar-Utter, 2008:37) (BMH101: T26). Yemek listeleri de “beyinle uyumlu”
33 Bu türden etkinlikler doğrudan yabancı dil İngilizce öğretimi ile ilişkili görülmeyebilse de, öğrencilerdeki gizil bilişsel yetilerin ortaya çıkmasına yardımcı olan destekleyici etkinlikler olarak kullanılabilir. 34 bkz. Bölüm III
132
olarak hazırlanmalıdır; örneğin ıspanak, somon balığı ve yumurta, bellekteki
bilgilerin anımsanmasını kolaylaştırıcı maddeler içerir (Jensen, 2005:139; Carper,
2000’den alıntı) (BMH184).
e. Eğitim-öğretim kurumlarının üzerindeki karar verme konumundaki yetkililerinin
de bu belirtilenler doğrultusunda kararlar vermeleri gereklidir. Ülke tabanında
eğitim-öğretim yapısının düzenlendiği yetkililer tarafından giderilmesi
sağlanabilecek bir durum ise her bir öğretim kademesinden sonraki sınav
uygulamasının öğrenme üzerindeki olumsuz etkileridir. Sınava yönelik ders çalışma
beynin öğrenmesiyle uyumlu değildir ve öğrencilerin sınav-odaklı ders çalışmaları,
öğrenmelerinin niteliğini doğrudan etkiler (Jensen, 2005:152) (BMH262: T31, T34,
T44, B63). Hiç kuşkusuz, ölçmenin ve performans hedeflerinin beyin-uyumlu
öğretimde önemli bir yeri vardır (BMH338: T29) ve test etme ve değerlendirme,
gerekli ve müfredatla belirlenmiş performansı da ölçmelidir (Caine ve Caine, 2002:
8) (BMH362). Ancak, ölçme ve performans hedefleri bağlantı kurmak için beynin
kapasitesinden yararlansa da genellikle başarısız kalırlar (BMH337: T5) ve teste,
sınava yönelik öğretimle öğrencilerin anlamlı öğrenme fırsatları ellerinden
alınmaktadır (Caine ve Caine, 2002: 8) (BMH364: T29, T42, T44).
(4) Öğrencilerin sınıfa getirdikleri geçmiş yaşantıları ve geçmiş yaşantıları sırasında
edindikleri arasında aileleriyle ilgili tecrübeleri, sevgileri, yetenekleri ve ana-babaları
da bulunur (Caine ve Caine, 2002: 7; Bateson, 1980’den alıntı) (BMH229: T41,
T24).Öğrenenlerin tek başlarına yaşamadıkları, bir aile içinde bulunmaları
durumlarında, o ailenin sosyo-ekonomik yapısı, yaşama koşulları, İngilizce ile ilgili
görüşleri, ve öğrenen ile ilgili görüşlerinin bilinmesi, o öğrenenin gizil olarak neleri
yapıp neleri yapamayacağının anlaşılması yolunda ipuçları verebilir. Ailenin desteği,
isteksizliği, ilgisizliği, hatta engellemesi bile ortaya çıkabilir. Böylece, öğrenenden
daha gerçekleştirilebilir bir öğrenme edimi beklenecek, ders içerikleri de buna göre
düzenlenecektir.
133
2.2.2.2. İzlence Hazırlama
Bir eğitim dizgesinin ereklerinin, içeriğinin, yürütümünün ve değerlendirilmesinin
incelenme ve geliştirilmesi işlemi öğrence geliştirme/hazırlama adını alır. Bu genel
sürecin belli bir konu veya dersin öğretimine uyarlanan türü ise izlence hazırlamadır
(Richards, v.d., 1985:70-1). Genel bir öğretim programı (ya da, öğrence); öğrenci
için saptanan erekleri, amaçları, içeriği, işlemleri, kaynakları ve değerlendirme
amaçlarını, sınıf içi dersler ve ilgili öğrencelerle gerek okul ve toplum içinde gerekse
okul ve toplum dışında edinilecek tüm öğrenim deneyimlerini içerir. İzlence ise bu
programın bir bölümü için yapılan bir dökümdür. İzlence, öğretilecek olan konuların
amaca uygun ayrıntılı dizgesel dökümüdür (Demircan, 1990:137). Oldukça yalın
diğer bir tanıma göre bir öğretim programının içeriğinin ve bu içeriğin öğretiliş
sırasının betimlenmiş durumuna izlence denir (Richards, v.d., 1985:283). Her ne
kadar kimi uzmanlar izlence kavramının tümüyle bırakılıp öğrencilerin kendi
gereksinmelerine, iletişim olanaklarına, benimsenen öğrenme hızına ve yöntemine
göre kendi bireysel öğrenme izlencelerini kendilerinin düzenlemelerine izin
verilmesi görüşünde olsa da (Demircan, 1990:253), yabancı dil (İngilizce) öğretimini
beyne uyumlu yapmanın ilkelerinden birisi de öğrenenlerin hedef üzerinde
odaklaşabilmeleri için öğretmenlerin beklentileri onlara net bir biçimde anlatmaları
ve açıklamaları gerektiğidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10) (BMH257: T56).
Bu da ancak elde bir izlencenin hazır olmasıyla olanaklıdır.
İzlence hazırlama, bir öğretim programının içeriği ve bu içeriğin öğretim diziliminin
betimlenmesi işlemidir. Yabancı dil (İngilizce) öğretim izlenceleri:
(a) dilbilgisel ögeler ve sözcüklere,
(b) farklı durum türlerinde gereken dile, ve
(c) öğrenenin erek dilde anlatıma dökmesi gereken anlam ve iletişimsel işlevlere
dayalı olabilir (Richards; v.d. 1985:283).
134
Yabancı dil (İngilizce) izlenceleri, öğretilecek olan bu içeriğe göre türlenirler. Bu
biçimde belirlenmiş türü ne olursa olsun, izlencelerin hazırlanmasında iki çift
yaklaşımdaki parçalardan birer tanesi temel olarak alınır:
(1) Çözümleyici / Bireşimsel Yaklaşım,
(2) Dönel / Doğrusal Yaklaşım.
(1) Çözümleyici yaklaşım öğrencinin kendi çözümleme yeteneğine dayanılarak ona
öğreneceği dili okuma metni, diyalog, vb. bütünler olarak, doğal (ya da sözde doğal)
ortamlarda, ya ilgili ülkede oturarak veya o topluma katılarak sunulması ve bütün
içindeki ögelerin gerektiğinde ayrıca öğretilmesidir (Demircan, 1990:205). Bir
izlence hazırlama işleminde başlangıç noktası olarak dilsel davranışlar alınır. Eğer
gerekiyorsa, dil işlevlerini gerçekleştirmede kullanılan sözcükler ve yapılar daha ileri
aşamalarda ayrı ayrı incelenebilir (Richards, v.d., 1985:285).
Bireşimsel yaklaşım çözümleyici yaklaşımın karşıtıdır. Daha çok bu türlü işlemlere
yatkın olan öğrencilerle uygulanabilir. Öğretilecek olan dil özellikleri ilk önce ses,
harf, ek, sözcük, yapı, vb. gibi birbirinden oldukça bağımsız birimlere ayrılır. Bunlar
aralarında belli bir sıra gözetilerek öğretilir. En sonunda yeni öğretilen birimlerle
daha önce öğrenilenler arasında bir diyalog yoluyla ilişki kurulur (Demircan,
1990:205). Bu durumda öğrenci bu bağımsız, tek tek parçaları yeniden bir araya
getirir ya da, bir başka deyişle, bireştirir. Bu bakımdan, pek çok geleneksel izlence
için “bireşimsel” denilebilir (Richards, v.d., 1985:285).
Bu tez çalışmasında sunulan Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi
Modelinde izlencenin hazırlanması için bu yaklaşım çiftindeki parçalardan belirli
birinin seçimi beyin-uyumluluk bakımından geçerli olmayabilir. Çözümleme ve
bireştirme bilişsel yapıyla ilintili işlemlerdir ve tüm yabancı dil (İngilizce) öğrenenler
için ortak bir işlem seçilmesi doğru değildir; çünkü her bireyin bilgiye yaklaşımı ve
işleme biçemi ayrı ayrıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:23) (BMH170: B55) ve
öğrenenlerin yeğledikleri, kendilerine uygun olan öğrenme biçemleri ayrı ayrıdır
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:22) (BMH264: T9, T37, T61).
135
(2) Doğrusal yaklaşımla hazırlanmış bir izlencede bir konu, bir daha geri dönüş
yapılmaksızın derinlemesine sunulur. Öğretmen, daha önce öğretilenleri kendine
göre yineleyebilir. Bu uygulamada öğrenciler uzun süre tek bir konu üzerinde
çalıştıklarından dolayı sıkılmakta, konuya ilgi kaybolmakta, öğrenciler için bıktırıcı
olmaktadır (Demircan, 1990:204-5).
Dönel yaklaşımla hazırlanmış bir izlencede ise öğretimde bir konunun ilk önce bir
kaç özelliği sunularak bir başkasına geçilir. Bir süre sonra aynı konuya geri dönülüp
eski öğrenilenler pekiştirilir, ve geriye kalan özellikler sunularak konu genişletilir
(Demircan, 1990:138). Bu izlence hazırlama yaklaşımı beyin-uyumlu yabancı dil
(İngilizce) öğretimine de uygundur; çünkü algılarımız ve anlamlandırmalarımız
beynimizde depolamış olduğumuz önceki bilgilerden etkilenir (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:3) (BMH4: B31) ve bilginin anlamlılığını artırmak için bilgilerin
düzenlenerek bir araya getirilmesi, kümelenmesi (BMH73: T18, B36) ve bilgi
birimleri arasında ilişkinin arttırılması (BMH72: T18, T50) gereklidir (Caine ve
Caine, 2002:6).
Beyin-uyumlu öğrenmede öğrenmenin artması için, öğretilecek bilgi parçalarının bir
bütün içinde ilişkilendirilerek verilmesi sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:129) (BMH295: T50). Öyleyse, dönel izlence dil öğretiminde ve öğreniminde
doğal gelişime uygundur. Bir konuyla ilgili önceden bilinen şeyler, o konunun
öğrenilip öğrenilmeyeceğini ve nasıl öğrenileceğini ciddi boyutlarda etkilediğine
(BMH89: T5) ve bir konuyu öğretmenin en iyi yolu, o konuyla ilgili önceden bilinen
şeyleri anlamak ve onlar üzerinden yola çıkmak olduğuna göre (Jensen, 2005:45)
(BMH90: T5), dönel izlence bu gereklilikleri, öğretmenin ayrıca düşünmesine gerek
kalmadan en başından çözmüş olur.
Beynin öğrenmeyi gerçekleştirebildiği durumlar, var olan ile yeniyi
ilişkilendirebildiği durumlardır. Bir öğrenen ne kadar çok şeyi biliyorsa, yeni bir
konuyu öğrenmesi de o kadar kolay olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:8)
(BMH92: T5). Ancak, önceden nelerin öğrenilmiş olduğu ve onlarla bağlantı
kurularak yeni nelerin verilebileceği dönel izlenceyi oluştururken yapılacak ayrıntılı
136
çalışma ile belirlenebilir. Bu işlem, bir öğretmenin zaten var olan ders yükünün
yanında ayrıca kolayca gerçekleştirebileceği bir işlem değildir ve öğretmenin
kullandığı gereçlerin izlencesinde bu özelliğin kendiliğinden hazır olması uygundur.
Beyin bir örüntü (pattern) detektörü gibi tasarlandığına (Caine ve Caine, 2002: 7;
Bateson, 1980’den alıntı) (BMH29: T49, B6), örüntüler beyin için anlam sağladığına
(Dhority ve Jensen, 1998:3) (BMH342: T49, B6) ve beyin girdiyi işlerken doğal bir
güdüyle örüntüler, kalıplar aradığına (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:131)
(BMH35: T49) göre, böylesi kalıpların çok özellikli olarak önceden tasarlanmış
olması gerekir. Dönel izlence ile bu örüntülerin öğrenci tarafından keşfedilecek
biçimde bulunması sağlanabilir.
Dönel yaklaşımla hazırlanmış bir yabancı dil (İngilizce) izlencesinde aynı konu bir
yandan bir çok bölümlere ayrılarak, öte yandan her yinelenişte ayrı ama daha
gelişmiş anlam ilişkileriyle sunulmaktadır. Demircan (1990:205)’e göre, böyle bir
izlence ile birbirine ters düşen dil ögelerinin bir anda verilmesi de önlenebilmekte,
öğrencinin dil deneyimi ilerledikçe dil kullanımı da gelişmektedir. Bir konuya,
gereğince öğretilene kadar, gerekli sayıda geri dönüşler yapılır. Böylece bir izlence
uygulamasında yanlışlar düzeltilmek yerine içerik yeni bir konu veriliyormuş gibi ve
değişik bir biçimde sunularak yeniden öğretilir. Bu yol “doğrusal izlence”ye göre
daha verimli olup daha iyi sonuç elde edilir (Demircan, 1990:204).
Dönel izlencede kendiliğinden oluşan yineleme, beyin-uyumlu öğrenmede önemli bir
yordamdır. Nörofizyolojik olarak, sık yinelenen uyarılarla sinirler arasındaki
bağlantılar artar (Madi, 2006:24) (BMH352: T28, T51, T54, T57). Bu, öğrenmenin
beyinde gerçekleşmesi sürecidir. Yineleme türleri olarak açık ve örtük yineleme
bilginin uzun süreli belleğe aktarılmasında kullanılan süreçler arasındadır (Caine ve
Caine, 2002:6) (BMH3: T28, T57, T66) ve bu süreçler bakımından öğrenmelerin
çoğu, farkında olmadan gerçekleşir (Dhority ve Jensen, 1998:3) (BMH294: B45).
Ayrıca, aralıklı yineleme, sürekli yinelemeden daha etkilidir (BMH11: T28, B50);
çünkü aralıklı yinelemenin uzun süreli bellekte tutulma olasılığı daha yüksektir
(Caine ve Caine, 2002:6) (BMH12: T28). Bu bağlamda, öğrenilecek konunun derste
işlenmesinden günler, haftalar, aylar, hatta yıllar önce, sırası geldiğinde o konuyu
137
çağrıştıracak değişik biçimlerde örtük olarak sunulması (sunum-öncesi) da bir
yineleme türüdür (Jensen, 2005:39) (BMH270: T4). Ayrıca, yeni bir konunun
öğrenenleri tarafından tam olarak öğrenilebilmesi için o konunun öğrenenler
tarafından üç haftalık bir süreye yayılmış biçimde 20 - 25 kez yinelenmesi gerektiği
de belirtilmektedir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:6) (BMH391: T2, T28, T64).
Eğer yineleme beynin öğrenmesi için bu denli önemli ve özellikli bir yordamsa,
nerelerde, ne zaman ve nasıl yapılacağı yolunda İngilizce öğretmenlerinin
derslerinde bu yinelemeyi kendiliğinden sağlayıcı bir alt yapının oluşturulması
gerekir. Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından, “doğrusal” ile
karşılaştırıldığında, “dönel” izlencenin daha uygun olduğu söylenebilir.
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından, izlencenin belirtilmesi
gereken iki yönünden daha söz edilebilir. Schwed ve Melichar-Utter (2008:156)’da,
anlamanın önündeki en büyük engelin “müfredatın tümünü işlemek” olduğu
belirtilmektedir. Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi Modelinin
izlencesi bu bakımdan daha esnek olarak uygulanmalıdır (BMH7). İzlencenin tümünü
yetiştirme çabası eğer öğretmende bir kaygıya dönüşürse bu kaygı öğrencilerine de
yansıyacaktır; çünkü, duygular yayılıcıdır; öğretmenin duygusu öğrencilerine de
yayılır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45) (BMH133: T56) ve öğrenenlerde
olumlu duygusal durum oluşturmak için öğretmen öncelikle kendi duygusal
durumunu olumlu tutmalıdır (Jensen, 2005:146) (BMH241: T56).
İzlence hazırlanırken beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından göz
önünde bulundurulması gereken bir diğer nokta da öğrenilen bilgilerin farklı
bağlamlarda ve ortamlarda kullanılma alıştırmalarının yapılmasının beynin işleyiş
biçimi bakımından zorunluluk olduğudur (Jensen, 2005:117) (BMH274: T4). Bu her
ne kadar bir gereç hazırlama sorunu olsa da izlencenin böylesi bir uygulamaya
kendiliğinden olanak sağlayan bir içerik ve dizilimle hazırlanması gerekebilir.
2.2.2.3. Yöntem
Modelin bu aşamasının öncesinde çok önemli iki noktanın üzerinde durulması
gerekebilecektir:
138
1) Dil öğrenimi diğer öğrenmelerle benzeşir ve algılama, bellek, problem çözme
ve bilgiyi işlemleme gibi diğer öğrenmelerin bilişsel sistemlerini içerir (Ellis,
1986:295). O nedenle, beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından
yapılacak olan değerlendirmelerin aslında her hangi bir öğrenmeden büyük bir
ayrımı olmayacaktır. Bu önemli nokta üzerine bir başka değerlendirme de Rost
(2002)’de yer alır. Rost (2002:104), bu konuyla ilgili tartışmasına aşağıdaki örnekle
başlar:
Dinsel bağlantısı olan ünlü bir üniversitenin rektörüne bir gün sorarlar: “Üst düzeyde bir Katolik üniversitesi olabilmek için ne gerekir?” Yanıtı şöyle olur: “Önce, üst düzeyde bir üniversite olmaya bakmak gerekir.”
Dil eğitiminde de böylesi bir koşutluk bulunur. Eğer biz üst düzeyde bir dil öğretimi
yöntembilimine sahip olmak istiyorsak, öncelikle üst düzeyde bir öğretim
yöntembilimine sahip olmaya bakmalıyız. Dil öğretimini ister genel olarak ele
alalım, ister belli becerileri üzerine yoğunlaşalım öncelikle eğitsel ilkeler üzerinde
yoğunlaşmamız gerekmektedir (Rost, 2002:104).
Kimi yöntembilimciler, dil öğrenmenin kendine özgü, biricik bir öğrenme türü
olduğu ve kendine özgü öğretme yöntemlerinin olması gerektiği savıyla bu görüşe
karşı çıkabilir ve son yüzyıldaki dil öğretimi yöntemlerini (Tüm Bedensel Tepki,
Esinlemeli Dil Öğretimi, Danışmanlı Dil Öğretimi, Sessiz Yol, vb.) örnek olarak
verebilirler. Her ne kadar bu yöntemlerin başarılarını gösteren çalışmalar olsa da bu
başarılarını yöntemlerin kuramsal yapılanmaları dışında kalan (araştırmalarda denek
olarak seçilen öğrencilerin özellikleri, ders öncesinde öğrencilerin güdülenmeleri,
ders saati süresi, ders çalışma süresi, öğretmenlerin eğitimi, vb. gibi) kimi nedenlere
de bağlamak olanaklıdır. Bu gibi etmenler bu yöntemlerin çalışmaları sırasında
denetlenmemiş oldukları için belirli yöntemlerin üstünlükleri yönünde bir görüş
savunmak doğru olmayabilir (Rost, 2002:104).
Öğrencilerin gereksinimleri, erekleri, kısıtlılıkları ve öğrenme biçemlerindeki
çeşitlilikler tek bir yöntemin çoklu ortamlarda uygulanabilmesini engellemektedir.
Ancak, hem dil eğitimi hem de diğer eğitim alanlarının içinden, genel eğitim ilkeleri
139
çok çeşitli öğretim alanlarında uygulanabilen, etkili öneriler sağlamıştır. Eğitsel
tasarım üzerine yapılmış olan araştırmalar etkili eğitimin altında yatan ilkelerin bir
bölümünü ortaya çıkartmıştır. Sonuç olarak, yüksek-nitelikte bir dil eğitimine sahip
olacaksak önce genel olarak yüksek-nitelikli eğitimin ilkelerinin incelenmesi ve
bunların uygun yerleriyle benimsenmesi önemli olacaktır (Rost, 2002:105).
Beyin-uyumlu öğrenme, öğrenmeye en kapsamlı açıklama getiren öğrenme
modelidir. Öğrenmenin nasıl gerçekleştiğine ilişkin öz ve somut açıklamalar bu
boyutta yer alır. Bu bakımdan; bir bilgisayar programı, bilgisayar yazılımı ve
bilgisayarın gerçekten anladığı dil ile insan öğrenmesinin düzeneği arasında bir
benzetme kurulabilir. Bir bilgisayar programı, örneğin bir Internet tarayıcı, açıldığı
zaman kimi menülerle karşılaşılır. Bir web sitesine gidildiği zaman ekranda kalın,
eğik, değişik yazı karakterleri, yazı boyutları, resimler, tablolar, renkler, vb.
görüntülenir. Bunların o biçimde görüntülenmelerini sağlayan, bir Internet
tarayıcının yazılım programıdır. Internet sitelerinin tasarımında kullanılan html
kodları aracılığı ile bu görüntü sağlanır. Ekranda görülen, örneğin, kalın harflerle
yazılmış yalnızca bir “beyin” yazısıdır. Ancak, bunu böyle gösteren:
<html> <head> <meta http-equiv="Content-Language" content="tr">
<meta http-equiv="Content-Type" content="text/html; charset=windows-
1254"> <title>New Page 1</title> </head> <body> <p> <b>beyin</b>
</p> </body> </html>
kodlarıdır. Bilgisayar yazılımındaki bu kodlar ile o yazı görüntülenebilir. Ancak,
bilgisayarın gerçekten anladığı dil, matematikteki ikilik sistemle yazılan ve birbiri
ardı sıra uzayıp giden 1 ve 0 dizileridir.
İnsan öğrenmesi de buna benzetilebilir katmanlardan oluşur. Öğrenenin
gerçekleştirdiği edim, dışarıdan gözlemlenebilir bir davranış biçiminde duyumlanır.
Öğrenilen şey ister matematik, ister coğrafya, ister İngilizce olsun, öğrenmenin
gerçekleşip gerçekleşmediği dışarıdan duyumlanan bir edimle ya da davranışla35
35 Örneğin, bir öğrencinin integral hesabını yapabilmesi, Nil nehrinin nereden doğup nerelerden geçip nerede Akdeniz’e döküldüğünü anlatabilmesi, İngilizce bir iş başvurusu mektubu yazabilmesi, vb. gibi.
140
anlaşılabilir. Bu, yukarıdaki örnekteki Internet tarayıcısı programıdır. Öğrenme
sonucu oluşan davranışı sağlayan ise zihinde gerçekleşen bilişsel süreçlerdir. İnsan,
“yeni bilgiler” ile “var olan bilgiler” arasında ilişkilendirme yaparak, sonuç
çıkararak, karar vererek, vb. işlemler ile öğrenmeyi gerçekleştirir. Bu ise yukarıdaki
örnekteki html kodlarıdır. Oysaki bilgisayarın 1 ve 0 dizilerini anlaması gibi, beyin
de moleküler boyutta sinaptik boşluklara dökülen kimyasal moleküllerin karşı
hücrede oluşturduğu elektriksel uyarımlar ile çalışır36.
Beynin öğrenmesinin gerçeği budur ve öğrenilen ne olursa olsun değişmez; çünkü
beyin bu biçimde çalışır. Aynı biçimde, gözlemlenebilen davranışları oluşturan beyin
işlemleri de aynıdır. Bir futbol maçında üzerine doğru gelen topu görüp onu tutmaya
çalışan bir kalecinin beyninde gerçekleşen nörofizyolojik süreç ile yabancı dilde bir
kullanma kılavuzu okuyarak bir aygıtı çalıştıran kişinin beyninde gerçekleşen
nörofizyolojik süreç aynıdır. Öğrenilenin özelliğine göre değişiklik gösterebilen şey,
bu işlemlerin beynin kimi doku bölgelerinde daha yoğun olarak, kimi bölgelerinde
ise daha az yoğun olarak gerçekleşmesidir. Aynı bilgisayar örneğinde olduğu gibi,
Windows Internet Explorer ile MS Office Word programları ayrı ayrı yazılımlar
kullanırlar ama hangi yazılım kullanılırsa kullanılsın, hatta hangi işletim sistemi
kullanırsa kullanılsın, bilgisayarın beyni olan işlemcisinin anlayabildiği, yalnızca
ardı ardına uzayıp giden 1 ve 0 dizileridir; beynin çalışma dili olan nörotransmiterler
ve aksiyon potansiyelleri gibi…
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi modeli, tümüyle öz bir öğrenme
işleminin değişik bir uygulaması olduğu için, eğitim bilimleri alanındaki bulguların
aynısını yansıtır.
2) Beyin-uyumlu öğrenmenin doğası henüz tam olarak ortaya çıkarılabilmiş değildir.
Beyin incelemelerinde kullanılan araçların gelişmesine bağlı olarak, canlı bir insan
beynindeki sinaptik boşluklarda nelerin olup bittiği, beynin hangi doku bölgelerinin
görece daha yoğun, hangilerinin daha az yoğun işlediği, nörotransmiterlerin hücrede
aksiyon potansiyelini tam olarak nasıl oluşturduğu, bu elektriğin bir sinir hücresinin
36 Bununla ilgili olarak öz bir bilgi tezin 1.1.1. ve 1.1.2. bölümünde sunulmuştur.
141
içindeki ögeleri nasıl etkilediği, bu ögelerin gerçekten neyi nasıl yaptığı, bilimsel
çalışmalardan sağlanan bulgularla gelecekte tam olarak anlaşılabilecektir.
Nörofizyolojik olgulara dayalı bir yabancı dil (İngilizce) öğretimi yolunun
geliştirilebilmesi için bu olguların tümünün ilgili alanyazında yer alması
gerekmektedir.
Beynin hangi doku bölgelerinde adların, hangilerinde renk sıfatlarının depolandığı ve
işlemlendiği ya da okuma edimi sırasında beyinde sırayla hangi dokuların etkinleştiği
bir dereceye kadar bilinmektedir, ama bu bulgular henüz yeterli düzeyde değildir.
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi yöntemi şu anda doyurucu bir
düzeyde geliştirilememiştir. Ayrıntılı olarak taranan tüm alanyazında yer alan beyin-
uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi örnekleri ise beyin-uyumlu öğrenmenin bir
küme ilkesini aktarmakta, bunlara dayanılarak derslikte nelerin yapılıp nelerin
yapılmamasının öğrenme için daha uygun olacağını önermektedir. Bu bakımdan, bir
beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi yöntemi şu anda
oluşturulamamaktadır. Yalnızca doğruluğu gösterilmiş olan bulgulara dayalı olarak
oluşturulabilecek şey bir beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi yaklaşımı
olabilir.
Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi Modelinin bu aşamasında
Richards ve Rodgers (2001:18-35)’teki model temel alınmış ve beyin-uyumlu
yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından içeriği oluşturulmuştur.
I. Yaklaşım
Richards ve Rodgers (2001:18-35)’teki modelin ilk bölümünde dil kuramı ve
öğrenme kuramı bileşenleri yer alır. Bu iki bileşen bir yabancı dil öğretim
yönteminin en önemli iki sorusunun yanıtını verir: Neyi, nasıl öğretmek. Bu iki
sorunun beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından değerlendirmeleri
aşağıda yer almaktadır.
142
1) Dilin yapısı için kuram
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi içinde belirgin bir dilbilim
kuramından dayanak sağlamak şu anda olanaklı ve gerekli değildir. Ancak, bunun dil
edinimi kuramları ile karıştırılmaması gerekir. Dil edinimi kuramları, moleküler
boyuttaki değişimler sonucunda oluşan soyut bilişsel boyutta yer alırlar ve bir
yabancı dil (İngilizce) öğretimi yönteminin oluşturulmasında kullanılabilecek türden
bir dil kuramı sunmazlar. Örneğin, İşitsel-Dilsel yöntemin dayandığı yapısalcılık
veya İletişimsel Dil Öğretiminin benimsediği işlevsel-kavramsal dil çözümlemeleri
gibi bir dil kuramı şu anda Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi
Modeli için bilinmemektedir. Şu anki görünüşüyle, böyle bir model için bir
dilbilimcinin sağlayabileceği katkının çok az olduğu söylenebilir.
2) Dil öğreniminin yapısı için kuram
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretiminin bu bakımdan pek çok ilkesi
bulunmaktadır. Bu model için diğer yöntemlerden ayrı olarak bir ruhbilimci değil,
ancak bir sinirbilimcinin sağlayabildiği katkılar vardır. Bunlar aşağıda öğrenme,
bellek, bilginin işlenmesi, girdi, anlam, ilişkilendirme, kestirim, deneme-yanılma,
duygular, dikkat, ortamın zenginliği, destekleyiciler, öğrenenlerin bilinçlendirilmesi
ve sorumluluğu başlıkları altında özet olarak toplanmıştır.
o Genel ilkeler
Öncelikle, beyin sağlığının hayatın yer yönünün kalitesi için temel bir özellik olduğu
ve sağlıklı bir beynin ancak sağlıklı bir vücutta bulunacağını söyleyebiliriz (Schwed
ve Melichar-Utter, 2008:35) (BMH38: B33). Beynin çalışması bir tür yorgunluk ile
duraklayabilir. Bedenin diğer örgenleri gibi beyinde de yorgunluk oluşur. İletiyi
artırıcı sinapslar hızlı olarak yinelenen uyarılar alırsa bir süre sonra sinapsta ileti
azalmaya başlar (BMH185: T3, B4) ve iletiyi artırıcı sinapsların hızlı olarak
yinelenen uyarılar alması sonucunda bir süre sonra sinapsta başlayan ileti azalması
sinaps yorgunluğudur (BMH186: T3, B4). Aşırı zihinsel çalışma sonucu oluşan
143
yorgunluk, stres ile oluşan depresyon gibi olayların ortaya çıkması sinaps yorgunluğu
ile açıklanabilir (Madi, 2006:25) (BMH13: B4).
Beyin çevreden gelen uyarıcılarla yeni bağıntılar kurarak gelişmesine devam edebilir
(Healy, 1990:47; Jensen 2006:30) (BMH3: T37). Bilişsel beceriler ve bağlam,
birbirleriyle bütünleşik bir sistem oluştururlar ve bilişsel becerilerin bağlam dışında
düşünülmesi olanaklı değildir (Jensen, 2005:117; Ceci ve Roazzi, 1994:98’den alıntı)
(BMH78: T63).
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi için, öğretim stratejilerinin sık sık
değiştirilmesi, beyin-uyumlu öğretimin ilkeleriyle uyumlu bir uygulamadır
(BMH306: T58); bilgisayar kullanılması, grupla çalışma yaptırılması, alan gezilerine
çıkılması, vb. uygulamalar ile öğretim stratejilerinin sık sık değiştirilmesi
sağlanabilir (Jensen 2006:32) (BMH75: T22, T58, T59). Stratejilerin değiştirilmesi
hem aynı türden öğretim uygulamalarında hem de bir uygulamadan diğerine geçişte
de önemlidir. Öğrenenlerin bir konuyu anlayıp anlamadıkları ölçmek için o konuyu
anlatma sırasında kullanılan stratejiden farklı bir stratejiden yararlanılmalıdır
(Jensen, 2005:53) (BMH252: T58).
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma37 sonucunda elde edilen
bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örneklemindeki deneklerin Tutum Ölçeği
maddeleri arasında en düşük tutum belirttikleri noktalardan birisinin de bu konuyla
ilgili olduğu görülmektedir. Tutum Ölçeği Madde 58’de bulunan “Öğretim
stratejilerimi sık sık değiştirmek” ilkesine verilen “Hiç önemi yok” ve “Önemsiz”
yanıtları ölçülen 66 özellik içinde (sırasıyla) üstten 6’ncı ve 2’nci sırada yer almıştır.
Beyin-uyumlu öğrenmeye göre dil öğrenimi bütün beyni ilgilendirir (Dhority ve
Jensen, 1998:7) (BMH118: B15, B53) ve dil öğrenmede akıcılık için çağrışım,
sözcük ve bağlam önemlidir (Dhority ve Jensen, 1998:6) (BMH119: T8, T63, B16).
37 bkz. Bölüm III
144
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma38 sonucunda elde edilen
bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örnekleminin en düşük tutum ve en düşük
düzeyde bilgi olarak belirttikleri ölçek maddeleri arasında yer alan konulardan
birisinin de burada olduğu görülmektedir. Bilgi Ölçeği Madde 15’teki “Dil öğrenimi
bütün beyni ilgilendirir” bilgisi için verilen “Kesinlikle yanlış” ve “Yanlış” yanıtları,
ölçülen 71 bilgi içinde (sırasıyla) üstten 5’inci ve 1’inci sırada; Bilgi Ölçeği Madde
53’teki aynı nokta için verilen “Kesinlikle yanlış” ve “Yanlış” yanıtları, ölçülen 71
bilgi içinde (sırasıyla) üstten 9’uncu ve 3’üncü sırada yer almıştır. Ayrıca, bu
konuyla ilgili olarak, Tutum Ölçeği Madde 8’de bulunan “Dersi, sözcükler arası
çağrışımlara göre düzenlemek” ilkesine verilen “Hiç önemi yok” ve “Önemsiz”
yanıtları ölçülen 66 özellik içinde (sırasıyla) üstten 5’inci ve 4’üncü sırada yer
almıştır.
Çoğu motor beceri ve ikinci bir dil öğrenimi ileriki yaşlarda öğrenilebilse de, erken
başlanmalarının daha iyi olduğu söylenebilir (Jensen, 2005:21) (BMH102: B52); o
nedenle, okullar öğrencilere 12 yaşına kadar bir yabancı dil ve geniş bir sözcük
dağarcığı kazandırmalıdır (Jensen 2006) (BMH219: B57). Dil gelişimi için bir çocuk
ne kadar çok sözcük duyarsa (BMH116) ve ne kadar çok konuşursa o kadar iyidir
(Jensen, 2005:24) (BMH117).
o Öğrenme
Beynin yeni içeriği öğrenmesi işlemi aşağıdaki yol üzerinden oluşur: 1) Girdi,
duyular aracılığı ile veya düşünme ya da hafızanın etkinleştirilmesi ile sağlanır; 2)
Bilgiler ön işlemlemeleri için talamusa gönderilir; 3) Bilgiler sonraki işlemlemeler
için talamusla birlikte beyin kabuğunun uygun yapılarına da gönderilir; 4) Bilgiler
ayrıca hemen beyin kabuğu altındaki bölgelere de (örn. amigdala) gönderilir; 5) Eğer
bir acil durum uyaranı varsa amigdala hemen tepki verir ve diğer beyin alanlarını
göreve çağırır; 6) Bilgiler sonra daha ayrıntılı değerlendirme ve zaman içinde
tutulabilmeleri için hipokampusa gönderilir; 7) Hipokampus bellekteki ögeleri zaman
içinde düzenleyecek, dağıtımını yapacak ve diğer ögelerle ilişkilendirerek beyin
38 bkz. Bölüm III
145
kabuğunda uzun-erimli depolamayı sağlayacaktır (Jensen, 2005:15) (BMH65: T5,
T6, T21, T50, B12). Eğer beyne gelen yeni bilgiler, veriler ikinci bir gözden
geçirmeye değer ise yeni öğrenme hipokampusta tutulur (Jensen, 2005:16)
(BMH138). Hipokampusta işlemlenen yeni bilgi gerçekten önemliyse hipokampus
tarafından düzenlenip dizinlenerek beyin kabuğunda depolanır (Jensen, 2005:16)
(BMH181: B20); ancak, hipokampus hızla öğrense de bellek kapasitesi çok düşüktür
(Jensen, 2005:43; Kelso, 1997’den alıntı) (BMH180).
Bu işlemde insülin, östrojen, testosteron gibi hormonlar ve oksitosin, vazopresin gibi
peptidler öğrenmeyle ilintilidir (Jensen, 2005:50) (BMH146: B17). Beyinde sayısız
hücreler olmasına karşın öğrenmeyi sağlayan beyin hücreleri nöronlar ve glial
hücrelerdir (Duman, 2007:63) (BMH439).
o Bellek
Öğrenilmiş bilgiler bakımından, bellekteki bir bilginin bulunması için binlerce sinir
hücresi etkinleşir (Jensen, 2005:127) (BMH24: B7); çünkü bellekteki bilgilerin
beyinde belirli bir yeri yoktur (Jensen, 2005:129) (BMH22: B7). Beyin, bellekteki
bilgileri yerlerinden bulup çağırdığı zaman bir sürü “bölük-pörçük” bilgi parçasını
ayrı ayrı yerlerden toparlayıp bir araya getirir (Jensen, 2005:130) (BMH45: T21, B7).
Ancak, bu olumlu bir şeydir, çünkü bellekteki bilgiler ne kadar az sayıda bölgede
saklanıyorsa o bilgilerin bozulma riski o denli yüksektir (BMH21: B5) ve öğrenme ve
bellek için beyinde ne kadar çok bölge işin içine katılırsa öğrenme o kadar iyi olur
(Jensen, 2005:130) (BMH290: T31). Duygular bu bakımdan önemlidir; çünkü
amigdala ne kadar yüksek düzeyde uyarılırsa bellekteki iz de o kadar güçlü olur
(Jensen, 2005:71) (BMH5: B31).
Beyne gelen yeni bilgiler 5 – 20 saniye süreyle frontal loblarda kısa-erimli bellekte
tutulurlar (Jensen, 2005:16) (BMH52: B9). Beyne giren görsel veya işitsel bir uyarım
beynin ne kadar anlamlandıramadığı bir bilgi olursa olsun beyinde yine de kısa bir
süre kalır, ama işitsel girdilerin beyinde geçici olarak kalma süresi görsel girdilerin
geçici kalma süresine oranla çok daha uzundur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3)
(BMH55: T3) ve sesler işitsel bellekte depolanır (Duman, 2007:184) (BMH448).
146
İçbeyin alanlarından olan hipokampüs, bir duygusal olayla ilgili hatırlamalarımızda
bile okuma ve konuşma bellekleri kadar uzamsal ve diğer açık belleklerin oluşumu
içinde ise tamamıyla etkin durumdadır (Duman, 2007:184) (BMH453). Bilgi çoklu
bellek yollarında depolanır (Dhority ve Jensen, 1998:3) (BMH66: T4, T6). Beyincik
de ilgili bellek oluşumları için çok kritiktir (Duman, 2007:184) (BMH452).
Öğrenilen bilgiler sürekli yineleme ile refleks belleğinde yer alabilir (Jensen,
2005:134) (BMH272: T51, T54, T57). Ancak, burada dikkat edilmesi gereken bir
nokta bulunmaktadır: İngilizce ilgeçleri sürekli boşluk doldurma alıştırmaları ile
çalışan bir öğrenen, sınavda aynı türden boşluk doldurmaları doğru yapabilir ama bir
kompozisyonda doğru kullanamayabilir; bunun nedeni, öğrenenin çalışma biçiminin
refleks belleği etkinleştirmesidir (Jensen, 2005:135) (BMH188: T4).
Dokunsal ve devimsel etkinlikler, hafızanın artmasını sağlar (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:88) (BMH127: T36, T59); çünkü, genel motor etkinlik, öğrenme ve
bellek için gerekli olan yeni hücrelerin yapılmasına katkıda bulunur. O nedenle
öğrenenlerin fiziksel olarak etkin olmaları (örn. ders aralarında yürüyüş yapmaları)
sağlanmalıdır (Jensen, 2005:118; Van Praag , v.d. 1999’dan alıntı) (BMH158: T36,
T59).
Süreç belleği de denilen işlemsel bellek sınırsız depolama kapasitesine sahiptir
(Jensen, 2005:136) (BMH193: B21). Episodik bellek, kişinin bizzat yaşadığı, başına
gelen olaylardan oluşur (Jensen, 2005:133) (BMH148: B18).
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi bakımından göz önüne alınması
gereken bir özellik ise bir bilginin bellekte depolanması ile o bilginin gerektiği
zaman bellekten bulunup akla getirilmesinin ayrı ayrı şeyler olduğudur; bir bilgi
hafızada olsa bile akla gelmeyebilir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:9) (BMH81:
B37).
147
o Bilginin işlenmesi
Bir yabancı dil (İngilizce) dersinde, beyin yeni bir bilgiyi ilk seferde tam ve kusursuz
olarak alamaz; o bilgiyi daha sonra işleyebileceği kaba bir şablon çıkarır ve zaman
içinde geliştirir (Jensen, 2005:154) (BMH42: T5, T21). Beyne gelen bilgiler nerede
işlemleniyorsa orada şifrelenerek saklanır (BMH50: B5) ve, bunun devamı olarak, bir
derste öğrenilenler hangi yollardan beyne giriyor ve beynin neresinde işleniyorsa
oralarda, ayrı yerlerde şifrelenip saklanırlar (Jensen, 2005:130) (BMH84: T31).
o Girdi
Beyin yüksek düzeyde çoklu duyusal girdileri işlemleyebilir (Dhority ve Jensen,
1998:11) (BMH43: T6); ancak, beyne gelen verilerin, yeni bilgilerin çoğu süzülür ve
depolanmaz (Jensen, 2005:16) (BMH51: B34).
Dokunsal ve devimsel etkinlikler duyusal girdide ve buna bağlı olarak öğrenmede
artmayı sağlar (BMH122: T36, T59) ve girdinin beyinde daha derin bir biçimde
işlenmesini kolaylaştırır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88) (BMH126: T36, T59).
o Anlam ve ilişkilendirme
Anlam öğrenmede çok önemlidir; beyin sürekli anlam arar (Dhority ve Jensen,
1998:3, 8) (BMH28: T48, T53). Bilgiyi işleme sürecinde en önemli süreç kodlamadır
(BMH76) ve kodlama bilginin uzun süreli belleğe aktarılmasında kullanılan süreçler
arasındadır (Caine ve Caine, 2002:6) (BMH204). Kodlamanın etkili olabilmesi ise
anlamlandırma ile olanaklıdır (Caine ve Caine, 2002:6) (BMH205: T48, T53).
Bilgilerin organize edilmesi ve bilgi birimleri arasında ilişkinin arttırılması etkili
kodlama stratejileri arasındadır (Caine ve Caine, 2002:6) (BMH71: T18, T31, T50,
B35).
Bir konunun anlaşılması, ilişkilerin algılanmasının sonucudur (Caine ve Caine, 2002:
7; Bateson, 1980’den alıntı) (BMH86: T50, B39). Yabancı dil (İngilizce) öğretimi
için, tutarlı, parçalar arası ilişkilendirilmiş ve anlamlı öğretme, bir dil öğrenmede
işlemlemeyi artırmaya yarar (Dhority ve Jensen, 1998:9) (BMH366: T1, T17, T20,
148
T48, T50, T53). Bu bakımdan, konuların birbirleriyle ilişkili haritasını çıkarmak hem
anlamayı arttırır hem de öğrenmeyi destekler -ama eğer bu haritaları öğretmen değil
de, öğrenenler kendi başlarına oluştururlarsa (Jensen, 2005:141) (BMH206: T30).
o Kestirim
Açık öğrenme, yapılacak etkinliğin önceden tahmin edilebilme yetisi çevresinde
oluşur (Jensen, 2005:34) (BMH2: T59). Daha iyi öğrenenler, öğrenilecek şeyin
yapısıyla ilgili daha iyi tahminde bulunan kişilerdir (Jensen, 2005:34) (BMH107:
T59). Eğer bir öğrenen: 1) öğrenme durumundaki değişkenler arasındaki ilgili
çağrışımları tanımlayabiliyor veya önceden tahmin edebiliyorsa; 2) uygun kavramlar
ve eylemleri önceden tahmin edebiliyor ve dile getirebiliyorsa; 3) Bu tahminde
bulunduklarını depolayıp, geri çağırıp bir sonraki seferde kullanabiliyorsa öğrenenin
o konuyu tam olarak öğrendiği söylenebilir; yoksa konuyu kısmen öğrenmiştir
(Jensen, 2005:34) (BMH139: T18).
o Deneme-yanılma
Deneme - yanılma işleminin öğrenme üzerinde önemli derecede olumlu etkisi vardır
(Jensen, 2005:53) (BMH111: B49) ve her sağlıklı beyinde doğuştan potansiyel olarak
var olan öğrenme becerilerini geliştirmek için deneme-yanılma ve alıştırma yapma
süresi gereklidir (Jensen, 2005:116) (BMH178: T59). Beyin-uyumlu yabancı dil
(İngilizce) öğretimi için, öğrenenlerin varsayım geliştirip bunların doğru olup
olmadıklarını sınayabilecekleri, yanlış yapabilecekleri etkinlikler sağlanmalıdır
(Jensen, 2005:54) (BMH263: T38).
o Duygular
Duygular genel olarak öğrenmede, özgül olarak da yabancı dil (İngilizce)
öğreniminde çok etkilidir. Yeni gelen bir bilgi anlamlı ise veya bir duygu
canlandırıyorsa, beyin o bilgiyle ilgilenir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3)
(BMH392: T1, T48, T53). Duygular dikkati yöneltir, anlam yaratır ve kendilerine
özgü hafızada kalma yolları bulunur (Jensen, 2005:69) (BMH131: T39). Duygular
149
algı için olduğu kadar üretim için de etkilidir ve eğer bir öğrenenin içinde bulunduğu
duygusal durum, öğretmenin ondan gerçekleştirmesini istediği davranış için uygun
değilse o öğrenen, içinde bulunduğu duygusal durum uygun biçimde değişmedikçe o
davranışı gösteremeyecektir (Jensen, 2005:78) (BMH140: T56).
Korku, öğrenme ortamının genel nitelikleri arasında yer alır (BMH207: T27) ve
öğrenme ortamından korkunun kaldırılması gerekmektedir (Jensen 2006:30)
(BMH285: T27). Benzeri biçimde, stres ve tehdit de öğrenmeyi engeller (Dhority ve
Jensen, 1998:3) (BMH357: T27, B70).
o Dikkat
Dikkatin yoğunlaşması yabancı dil (İngilizce) öğretimi için çok önemlidir; çünkü
öğrenenlerin dikkatini çeken ve akıllarını çalıştıran her hangi bir şeyin öğrenmeyi
oluşturma potansiyeli vardır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10) (BMH255: T39).
Bir şeyin beyne göre dikkat çekici olması için ise onun hissiz olmayıp duyguları
canlandıran, genel olmayıp belirli, ve tanıdık olmayıp yepyeni bir şey olması gerekir
(Jensen, 2005:45) (BMH94: T39, B13). Her hangi bir yenilikçi öğretim yaklaşımı
öğrenenlerin dikkatini yakalayacaktır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10)
(BMH171: T39). Bu bakımdan, dokunsal ve devimsel etkinliklerin, dikkatin
artmasını sağladığı da belirtilmelidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88)
(BMH125: T39).
Öğretmenlerin dedikleri, “Şu öğrencinin hiç ilgisi yok,” sözü aslında doğru bir
değerlendirme değildir (BMH333: T39); öğrenenler “ilgisiz, dikkatsiz” gibi
göründükleri sırada aslında beyinleri bir şeye ilgi ve dikkat göstermektedir; ama bu,
öğretmenin önemli olduğunu düşündüğü şeyle aynı olmayabilir (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:10) (BMH233: B60).
o Ortamın zenginliği
Öğrenme ortamı zenginleştirildiğinde beyin kabuğunda daha gelişmiş kıvrımlar,
beyin hücrelerinde daha fazla dendrit dallanması belirmektedir (Healy, 1990:47;
150
Jensen 2006:30) (BMH283: B24). Etkinleştirilmiş ve zenginleştirilmiş ortamlardan
daha çok uyarı-sinyal alan nöronun aksonu dal budak salarak diğer nöronla iletişime
geçer (Duman, 2007:28) (BMH427). Bir yabancı dil (İngilizce) öğretimi ortamının
eğitsel bakımdan zengin olması çok önemlidir.
o Destekleyiciler
Beyin-uyumlu öğrenme modelinde, başka modellerde belirgin bir biçimde yer
almayan beyni destekleyici noktalar üzerinde de durulur. Bunlardan birisi uykudur ve
beynin tam işlev görmesi için uygun düzeyde uyku uyumak bir koşuldur (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:40) (BMH64). Bu o kadar önemlidir ki, öğretmenler ergenlik
çağındaki öğrencilerine “9 saat uyku” ödevi vermelidirler (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:41) (BMH321). Uyku sırasında beyin bir sürü gereksiz “yıkıntı”yı
hafızadan temizler (BMH377), ayrıca beyin yeni bilgilerin girişine kapanır ve almış
olduğu bilgileri işler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40) (BMH378).
Bilgilerin bellekte şifrelenerek saklanmasının arttırılmasında iyi bir gece uykusunun
rolü büyüktür (Jensen, 2005:130; Piegneux v.d. 2001’den alıntı) (BMH69). Günde 7
saatten daha az uyuyanların beynindeki öğrenme ve bellekle ilgili bölgede daha
düşük aktivite olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40) (BMH164).
Hipokampustaki bellek bilgilerinin düzenlenmesi ve dağıtımı zaman alır ve bu
işlemin çoğu uyku sırasında gerçekleşir (Jensen, 2005:43) (BMH183: T21).
Uygun düzeyde uyku uyumamış kişiler düşüncelerini bir konuya yoğunlaştırmada
(BMH372), öğrenme ve hatırlamakta güçlük çekerler (BMH373: B48) ve tepki verme
süreleri daha gecikmeli olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40; Amen,
2005:87’den alıntı) (BMH374).
Uykunun son iki-üç saatlik bölümünde beyin yeni öğreneceği şeyler için hazırlık ve
prova yapar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40; Wolfe, 2003’ten alıntı) (BMH379).
151
o Öğrenenlerin bilinçlendirilmesi ve sorumluluğu
Beyin bizimle birlikte bir yaşam boyu var olduğuna ve öğrenme de beyinde
gerçekleştiğine göre, beyin-uyumlu öğrenme yaşam-boyu öğrenme ile de örtüşür.
Öğrenenlere nasıl ders çalışacaklarına veya bir şeyi nasıl öğrenebileceklerine ilişkin
çalışma becerilerini adım adım göstermek, onlara bir konuyu doğrudan öğretmekten
çok daha önemlidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3) (BMH247: T40).
Öğrenenlere öğrendikleri konuları hiyerarşik bir sırayla nasıl düzenleyebilecekleri
öğretilmelidir (Jensen, 2005:48) (BMH248: T31). Öğrenmenin sorumluluğu ve
öğrenmenin ne kadar başarıyla olduğunun izlenmesi öğrenenin kendisine ait
olmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:156) (BMH300: T29, T42).
Düşünce işlemdir, zeka üründür; o nedenle, öğrenenlere düşünme becerileri
öğretildiğinde daha zeki kararlar vereceklerdir (Jensen, 2005:112) (BMH136: T31).
II. Tasarım
1) Öğrenme ve öğretme etkinlikleri
Genel olarak, yeni, değişik etkinlikler beynin en iyi arkadaşıdır (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:10; Jensen 2000a:154’ten alıntılayan Scheibel’den alıntı)
(BMH393: T58). Bu ana ilke göz önünde bulundurularak pek çok etkinlik
tasarlanabilir. Kimi zaman daha geleneksel türler bile beyin-uyumlu yabancı dil
(İngilizce) öğretiminde etkili olabilir. Bu etkinlikler arasında aşağıdakiler örnek
olarak verilebilir:
Etkin süreçleme: Öğrencilere neleri öğretebilecekleri hakkında sınır koymaksızın
neleri bildiklerini göstermek için fırsatlar verilmesi işlemine “etkin süreçleme”
denilir (Caine ve Caine, 2002: 8) (BMH22: T33).
152
Bilişsel terslik: Bilişsel terslik, öğrenenlerin dikkatini yakalar (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:10) (BMH79: T39). Öğrencilere “Bunu okumayın,” dendiğinde okuma
eğilimine girmeleri buna bir örnek olarak verilebilir.
Birbirine öğretme: Daha etkili öğrenme için, öğrenenlerin öğrendikleri konuyu
birbirlerine öğretmelerine de olanak sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:20) (BMH106: T36). O nedenle, gönüllü öğrenenlerin bildiklerini bütün sınıfa
açıklamaları sağlanmalıdır (Jensen, 2005:48) (BMH161: T59). öğrenenlerin bir
konuyu okuduktan sonra yürürken yüksek sesle birisiyle yinelemesi o konunun
öğrenilmesine katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88) (BMH253:
T28).
Duvar panoları: Öğrenilecek konuyu ana çizgileriyle özetleyen duvar panoları
hazırlanmalı ve konunun işlenmesinden sonra da öğrenenlerin görebilecekleri yerde
bırakılmalıdır (Jensen, 2005:142) (BMH271: T7). Öğrenilen konuların birbirleriyle
ilişkilendirildiği duvar panolarını öğrenenlerin kendilerinin hazırlaması öğrenme
üzerinde daha fazla etkili olur (Jensen, 2005:142) (BMH276: T7, T50).
Ezber yolları: Öğrenenlerin öğrendikleri bilgi parçalarını akılda tutmak için
kendilerine özgü “ezber yolları” geliştirmeleri sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:68) (BMH26: T40).
İşbirlikli öğrenme: İşbirlikli öğrenme, beyne uygun bir yoldur ve öğrenenin
başarısına katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:139) (BMH189: T22).
İzleme: Dinleme ve “izleme” edilgen öğrenme etkinlikleri arasındadır (Jensen,
2005:38) (BMH120: T31).
Özdeşleştirme: Öğrenenlerin kendilerini öğretilen konudaki kişilerle
özdeşleştirmeleri güçlü bağlantılar kurar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45)
(BMH25: T41, T52).
153
Tartışma etkinlikleri: Münazara ve tartışma etkinlikleri, bellekteki bağlantıları
güçlendirir, çünkü duyguları harekete geçirirler (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:68) (BMH20: T36, T59).
Yüksek sesle okutma: Öğrenenlerin anlama düzeylerini arttırmak için, çalıştıkları
konuyu yüksek sesle okumaları da sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:20) (BMH25: B61).
Dans: Dans tarzı etkinlikler bilişsel kapasiteyi arttırır (Jensen, 2005:64) (BMH110:
T36, T59).
Etkin katılım: Bilginin anlamlılığını artırmak için öğrenen kişinin etkin olması
gereklidir (Caine ve Caine, 2002:6) (BMH74: T36, T59). Resim çizme, “tartışma
yapma” ve “canlandırma” etkin öğrenme etkinlikleri arasındadır (Jensen, 2005:38)
(BMH34: T36, T59).
Oyunlar: Beynin işleyişi ile uyumlu etkinlik türüdür (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:142) (BMH226: B58) ve bilişsel kapasiteyi arttırır (Jensen, 2005:64) (BMH225:
B58). Oyunların yalnızca ilköğretim çağındaki öğrenenler için olduğu
düşünülmemelidir. Yetişkinlerin de oynadıkları pek çok oyun vardır. Önemli olan,
oyun kavramına uyan bir etkinlikten yabancı dil (İngilizce) dersinde yararlanmaktır.
Küme çalışması: Öğrenenin bir arkadaşıyla birlikte veya küçük gruplar içinde
çalışması, beynin işleyişine uygun sonuçlar sağlar (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:139) (BMH267: T22). O nedenle aynı konu üzerinde çalışan öğrenenler bir
“çalışma kümesi” içinde toplanmalı (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:140) (BMH14:
T22) ve öğrenenlerin bir problem çözme ve tartışma yapma sırasında etkileşimde
bulunabilecekleri küçük kümeler oluşturulmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:20) (BMH254: T22, T59).
Bir dil öğreneninin o dilde olabildiğince çok dinlemesi, konuşması ve okuması gibi
“üstünöğrenme” veya “hızlandırılmış öğrenme” işlemleri yapması, o dile maruz
154
kalma oranını arttıracağı için beyin-uyumlu öğrenmeye uygundur (Jensen, 2005:42)
(BMH85: T59).
2) Öğretmen rolleri
Yukarıda 1.3.6. bölümde belirtilenlere ek olarak, öğretmen rolleriyle ilgili birkaç
önemli noktaya daha burada değinilmektedir. Öncelikle, beyin ile ilgili olarak
öğrenenler bakımından belirtilen her şey öğretmenler için de geçerlidir; o nedenle
öğretmenlerin öğretme ortamlarının ve yaşamlarının uygun bir düzeyde olması daha
üst yönetimler tarafından sağlanmalıdır (Jensen, 2005:155) (BMH36: T37).
Beyin uyumlu araştırmacılara göre öğretmenler anlam ve anlama için
öğretmelidirler. Bunu yapmak için de, öğretmenlerin tehditte düşük,
cesaretlendirmede yüksek öğrenme ortamlarını yaratmaları gerekmektedir (Duman,
2007:68) (BMH440). Öğretmen, öğrenenlere hedeflerini ayakta tutacak destekler
sağlamalıdır; örn. “Hedefinize ulaştığınızda neler olacak ve siz neler
yaşayacaksınız?” soruları gibi (Jensen, 2005:37) (BMH309: T56).Öğretmenlerin rolü,
öğrencilerinin “güçlü oldukları yönleri keşfeden dedektifler” olarak düşünülmelidir
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:23) (BMH336: T31, T56). Öğretmen olumlu
dönütleri herkesin içinde, yapıcı eleştirilerini ise bire-bir ortamda vermelidir
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:44) (BMH308: B65).
Beyin, anlamsız ve ilişkisiz görevlere uyum sağlayamaz; o nedenle öğretmenler
öğretilen konuların gerekliliğini, değerini ve ilişkisini sürekli olarak belirtmelidir
(Jensen, 2005:117) (BMH44: T16, T45, T48, T50, T53, T56). Eğitimciler olarak
öğretmenlerin işlevi, bağlantılı örüntüleri (pattern) anlamalarına imkan verecek
şekilde öğrencilere çeşitli tecrübeler sunmaktır (Caine ve Caine, 2002: 7; Bateson,
1980’den alıntı) (BMH143: T49, B6). En etkili öğretmenler, öğrencilerin sınıfa
getirdikleri geçmiş yaşantı ve önceden öğrenip bildiklerinden yararlanırlar (Caine ve
Caine, 2002: 7; Bateson, 1980’den alıntı) (BMH145: T24). Öğrenenler kendilerine,
“Bunu nasıl öğrendin?” veya “Öğrenirken kendine göre hangi yollardan
yararlandın?” gibi sorular soran öğretmenlerinden daha çok verim sağlarlar (Schwed
ve Melichar-Utter, 2008:2) (BMH237: T40).
155
Öğrencilerine model olma bakımından değişik bir yorum da burada görülmektedir;
uygun düzeyde su içmek, öğretmenin model oluşturmak için ders sırasında
çocukların önünde su içmesini gerektirecek kadar önemlidir (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:37) (BMH371: T35).
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma39 sonucunda elde edilen
bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örneklemindeki deneklerin Tutum Ölçeği
maddeleri arasında en düşük tutum belirttikleri noktalardan birisi de budur. Tutum
Ölçeği Madde 35’teki “Öğrencilerimin derste su içmelerine izin vermek” ilkesine
verilen “Hiç önemi yok” ve “Önemsiz” yanıtları ölçülen 66 özellik içinde (sırasıyla)
üstten 2’nci ve 6’ncı sırada yer almıştır.
Duygular yayılıcıdır ve öğretmenin duygusu öğrencilerine de yayılır (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:45) (BMH133: T56). Öğretmenin olumlu bir duygu yaratması,
öğrettiği şeye olan tutkusu, öğrenenlerin de öğrenecekleri şeyleri sevmelerini sağlar
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10) (BMH31: T56, B66).
Öğretmenin ödevler için gerçekçi olmayan çok kısa bitirme süreleri vermesi
(BMH314: T23, B67), öğrencileri küçük düşürmesi, öğrencilerle alay etmesi
(BMH316: T27), ve öğrencilerinden aşırı yüksek, gerçekçi olmayan beklentileri
öğrenmeyi olumsuz etkiler ve öğrenme ortamında korkuya neden olabilir (Jensen
2006:30) (BMH334: T45).
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma40 sonucunda elde edilen
bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örneklemindeki deneklerin Tutum Ölçeği
maddeleri arasında en düşük tutum belirttikleri noktalardan bir diğerinin de burada
olduğu görülmektedir. Tutum Ölçeği Madde 23’te bulunan “Ödevlerin teslim
tarihlerini öğrenenlerle birlikte kararlaştırmak” ilkesine verilen “Hiç önemi yok” ve
“Önemsiz” yanıtları ölçülen 66 özellik içinde (sırasıyla) üstten 8’inci ve 1’inci sırada
yer almıştır.
39 bkz. Bölüm III 40 bkz. Bölüm III
156
III. Süreç
Bir beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi dersinin kesin olarak belirlenmiş
bir akışına kaynaklarda rastlanılmamaktadır. Ancak, dersin işlenmesi sırasında göz
önünde bulundurulması gereken noktalar Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce)
Öğretimi Modelinde güdülenme, bellek, amaçlılık, dönüt, yineleme, öncekilerle
ilişkilendirme, müzik, zorlayıcılık, konuların sunulması, ve destekleyiciler başlıkları
altında bir araya getirilerek aşağıda sunulmuştur.
o Güdülenme
Her sağlıklı beyinde doğuştan potansiyel olarak var olan öğrenme becerilerini
geliştirmek için bu becerileri kullanmayı gerektirecek kadar motivasyon olmalıdır
(Jensen, 2005:116) (BMH176: B59). Öğrenenleri motive etmenin çok önemli bir
yolu onların öğrenmeyi başardıklarını hissetmelerini sağlamaktır (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:41) (BMH249: T46). Ayrıca, gerçek hayattan sorunlar çözme
motivasyon sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45) (BMH159: T10, T25, T41,
T52).
Güdülenme bakımından dikkat edilmesi gereken bir nokta ise kimi zaman
yapılabilen bir ödüllendirmeyle ilgilidir. Öğrenenlere bir öğretme etkinliğini
başarıyla tamamladıklarında verilen armağan, kalem, şeker, kitap vb. ödüller
öğrenenlerden öğrenmenin içsel coşkusunu alır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:41)
(BMH244: T46).
o Bellek
Anlatma türü bir derse katılan öğrenenlerin belleğinde, o derse katılmayanlara göre
yalnızca %10 daha fazla bilgi yer alır (Jensen, 2005:132) (BMH10) ve yabancı dil
(İngilizce) öğretmenlerinin buna dikkat etmeleri gerekir. Çok fazla yeni bilgi çok
hızlı olarak verilirse aklıda kalmaz (Jensen, 2005:149) (BMH103: T3). Öyleyse, bir
İngilizce dersinde konuların “müfredatı yetiştirme” endişesi olmadan verilmesi
gereklidir.
157
Bir derste en başta anlatılan ile en sonda anlatılanlar daha iyi akılda kalır (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:79) (BMH83). Bir aradan öncesi ve sonrası, belleğin daha
uygun olduğu zamanlardır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:80) (BMH80).
Öğretilen konuyla ilgili olarak çılgınca, tuhaf öyküler yaratmak, bilgilerin uzun-
erimli bellekte kalmasını sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45) (BMH304:
T39). Ayrıca, yürüme, “uyuma” ve “yemek yeme” öğrenilenleri beyinde yerine
oturtma etkinlikleri arasındadır (Jensen, 2005:38) (BMH396: T36).
o Amaçlılık
Her sağlıklı beyinde doğuştan potansiyel olarak var olan öğrenme becerilerini
geliştirmek için belirli amaçlı çalışma yaptırılmalı veya bir fırsat yaratılmalıdır
(Jensen, 2005:116) (BMH175: T59). Öğrenenler öğrenecekleri şeyin hayatlarında
nasıl bir anlamı olacağını bilmelidirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10)
(BMH238: T24, T25, T41, T52).
o Dönüt
Bir beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi dersinin işlenmesi sırasında dikkat
edilmesi gereken en önemli noktalardan birisi uygun miktarda dönütün
sağlanmasıdır; çünkü, beyin dönütler aldığı zaman en iyi biçimde öğrenir (Schwed
ve Melichar-Utter, 2008:139) (BMH34: T32). Öğrenme ortamının zenginleştirmesi
kapsamında öğretmenler öğrencilerine sıklıkla geri bildirim / dönüt vermelidirler
(Jensen 2006:33) (BMH288: T32). Bunun nörofizyolojik bir geçerliliği de vardır;
dönüt sağlanılarak yapılan öğrenmede sinirsel bağlantılar daha verimli bir biçimde
kurulur (Jensen, 2005:53) (BMH129: T32). Ayrıca, dönüt belirsizliği giderdiğinden
stres düzeyini azaltır (Jensen 2006:33) (BMH160: B42).
Öğrenenler olabildiğince çok düzeyde dönüte gereksinim duyarlar (Dhority ve
Jensen, 1998:9) (BMH231: T43). Bellekteki bilgilerin ilişkilendiricileri kullanım ile
arttığından, yanlış bilginin kullanım ile yerleşmemesi için öğretilen konunun
öğrenmenin hemen arkasından sınanması ve öğrenene dönüt verilmesi çok önemlidir
158
(Jensen, 2005:138) (BMH23: T32). Başka bir deyişle, yanlış öğrenilenlerin
düzeltilmesi için ne kadar çabuk dönüt verilirse, yanlışlar yerleşmeden o kadar çabuk
düzeltilebilir (Jensen, 2005:148) (BMH384: T32). Ayrıca, öğrenenlerin dönüt
üzerinde denetim yapmaya gereksinimleri vardır (Dhority ve Jensen, 1998:9)
(BMH232: T32).
Deneme - yanılma işleminin öğrenme üzerindeki önemli derecede olumlu etkisi, bu
işlem ile dönüt sağlanmasından kaynaklanır (Jensen, 2005:53) (BMH112: T32). O
nedenle, öğrenenlere dönütünü hemen alabilecekleri yanlış yapma fırsatları
sağlanmalıdır (Jensen, 2005:54) (BMH245: T32).
o Yineleme
Dönüt kadar önemli bir başka nokta da yinelemedir. Yineleme yapmak beyindeki
bağlantıları güçlendirir (Jensen, 2005:38) (BMH360: T28, T57) ve Bilgi yeterli
sıklıkla yinelenirse uzun süreli belleğe geçer (Caine ve Caine, 2002:6) (BMH67: T28,
T51, T54, T57, T66). Yineleme, sesli ve zihinde olmak üzere iki biçimde yapılabilir
(Caine ve Caine, 2002:6) (BMH359: T28).
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretiminde yineleme kapsamına giren çok
değişik uygulamalar vardır. Yineleme geriye veya ileriye doğru da olabilir. Örneğin:
• Bir tartışma dersinden birkaç hafta önce o tartışmada geçecek olan düşünceleri
ve anahtar terimleri sınıfın duvar panosuna yazmak “sunum-öncesi” denilen bir
yineleme türüdür (Jensen, 2005:39) (BMH95: T7).
• Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden dakikalar, saatler önce, sırası
geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde açık olarak sunulması (ön-
izleme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39) (BMH269: T4, B44).
• Bir dersin başında, o derste işlenecek konuyla ilgili olarak genel bir bilgi vermek
“ön-izleme” denilen bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39) (BMH82: B38).
159
• Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden birkaç dakika veya birkaç saniye
önce, sırası geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde açık olarak
sunulması (önceleme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39) (BMH268: T4).
• Öğretilecek konunun verilmesinden önce ve sonra öğrenenlere aynı sorulardan
oluşan bir kısa-sınav (quiz) yapan bir öğretmen, bir tür yineleme yapmaktadır
(Jensen, 2005:41) (BMH303: B64).
• Öğrenilen konunun derste işlenmesinden birkaç dakika sonra açık olarak
yeniden sunulması (yeniden geçme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39)
(BMH277).
• Öğrenilen konunun derste işlenmesinden saatler, günler veya haftalar sonra açık
olarak yeniden sunulması (üstünden geçme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39)
(BMH278).
• Öğreteceği bir sözcüğü öğretmeden önce öğrenenlerine içinde o sözcüğün
sorulduğu bir “boşluk doldurma” sorusu soran bir öğretmen de aslında bir tür
yineleme yapmaktadır (Jensen, 2005:41) (BMH302).
o Öncekilerle ilişkilendirme
Önceki bilgilerle bağlantısı kurulmamış hiçbir şey beyinde bir yere yerleşemez
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3) (BMH340: T5, B46). Rastgele veya bilinç altına
atılmış da olsa, her öğrenenin öğrenmekte olduğu konuyla ilintili önceden bildiği bir
şeyler vardır (Jensen, 2005:45) (BMH345: T24). Öğrencilerin yeni konuyu önceki
öğrendikleriyle ilişkilendirebilmeleri için öğretmenin bu konuya başlamadan önce,
öğrencilerinin önceki bilgilerinin neler olduğunu keşfetmelerini sağlayıcı bir etkinlik
yapması gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:5) (BMH319: T5, T15, T38, T50).
o Müzik
Müzik, beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi içinde, yalnızca derste
dinletilen ve dinleme-anlama etkinliği olarak yararlanılan İngilizce parçaların
160
ötesinde düşünülmelidir. Müzik, ritim ve sesler kişilerin ruh durumlarını ve
farkındalıklarını etkiler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:47; Lazear 2004:55’ten
alıntı) (BMH215) ve müzik, ritim veya tekerlemeler ile öğretilen her şey, uzun-erimli
bellekte kendisine yer edinir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48) (BMH216: B22).
O nedenle, öğrenenlerin beyinlerine egzersiz yaptırmak için bir müzik aleti çalmaları
veya şarkı söylemeleri sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48)
(BMH251: B62).
o Zorlayıcılık
Bir beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi dersindeki konuların ve
etkinliklerin belirli bir zorlayıcılık düzeyinde olması gerekir; çünkü, her öğrenme
işlemi özellikle de bu işlem zorlayıcı ise beyinde yeni sinapslar yaratır (Jensen,
2005:117) (BMH173), ve öğretmenler öğrenme ortamının zenginleştirilmesi için
mevcut materyallerin zorluk derecesini arttırabilirler (Jensen 2006:32) (BMH325:
T11).
Bir problem ne kadar zorlayıcı ise beyin o kadar fazla kaynak kullanır, problemin
çözümü için ne kadar kesin bir son tarih varsa beynin o problemi çözme olasılığı o
kadar yüksektir (Jensen, 2005:115) (BMH93). Meydan okuyan ve uyarıcı deneyimler
daha fazla bağlantının yapılmasına izin verir. Sinir ağlarının artması ve güçlenmesini
sağlar. Öğrenilmiş olan bilgiye daha fazla ulaşılmasını sağlar (Duman, 2007:187)
(BMH457).
o Konuların sunulması
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) dersinin işlenmesinde, konuların sunulması
sırasında dikkat edilmesi gereken kimi noktalar vardır. Öğrenenler aynı anda hem
anlayıp hem de anladıklarını işlemlendiremez; o nedenle öğretmen, öğrenenlere
öğrenme işlemlerinin her adımının farkına varabilmeleri için düşünme zamanı
tanımalı (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2; Lyle, 2006’dan alıntı) (BMH235: T21)
ve 2-3 dakikada bir durup öğrenenlerin bu anlatılanları işleyebilecekleri etkinlikler
161
yaptırmalıdır; yoksa büyük çoğunluğu bellekte yer edemez (Jensen, 2005:132)
(BMH243: T2, T36, T59).
Öğretmenler önce yapılması kolay etkinliklerle başlamalı, daha sonra daha zor
etkinliklere geçmelidirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:41) (BMH329: T19).
Burada göz önünde bulundurulması gereken bir nokta daha vardır; uzun zincirler
halindeki bilgiler daha kısa parçalar halinde bütünlendiklerinde daha kolay
öğrenilirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:130) (BMH381: T19).
Öğrenenler için hayatla iç içe zengin ve uygun tecrübelerin tasarlanması ve ahenkli
bir şekilde uygulanması beyin-uyumlu öğretimin ilkelerindendir (Caine ve Caine,
2002: 8) (BMH230: T9, T24, T25, T41, T52, T55).
o Destekleyiciler
Beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretiminin en belirgin ders özellikleri
arasında, beyin için destekleyici nitelikteki uygulamalar yer alır.
Daha verimli bir öğretim için öğretmenlerin küçük yaştaki öğrencilerine iyi
beslenmenin önemini ve yollarını sık sık anımsatmaları gerekir (Schwed ve
Melichar-Utter, 2008:37) (BMH108: T26, T56). Öğrencilerin sabah kahvaltılarının
glikoz ağırlıklı besinlerden oluşması gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:36)
(BMH348: T26, B25). Ayrıca, öğretmenler ders sırasında yiyecek bir şeyler
atıştırmaları için çocuklara zaman da vermelidir (Schwed ve Melichar-Utter,
2008:37) (BMH320: B68). Öğrenme sırasında çikolata veya nane şekeri gibi keskin
tatlı yiyecekler yiyen öğrenenlerin öğrendiklerini anımsamaları, öğrenme sırasında
yedikleri şeyi yeniden yediklerinde daha yüksek oranda gerçekleşir (Jensen,
2005:140) (BMH289). Vücuttaki glikoz, oksijen, sodyum, potasyum, lityum,
kalsiyum gibi unsurların eksilmesi başlangıçta yorgunluk duygusuna ve sonra
bedensel işlev bozukluklarına neden olabilir (Madi, 2006:25) (BMH382: T13, T14).
162
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma41 sonucunda elde edilen
bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örnekleminde bulunan deneklerin Bilgi
Ölçeği maddeleri arasında en düşük düzeyde bilgileri olarak belirlenen noktalardan
birisi de bu konuda geçmektedir. Bilgi Ölçeği Madde 68’deki “Öğretmenler ders
sırasında yiyecek bir şeyler atıştırmaları için küçük yaştaki öğrencilere zaman
vermelidir” bilgisi için verilen “Kesinlikle yanlış” ve “Yanlış” yanıtları, ölçülen 71
bilgi içinde (sırasıyla) üstten 1’inci ve 4’üncü sırada yer almıştır.
Daha verimli öğretim için öğretmenin ders sırasında çocuklara uygun tekniklerle özel
olarak nefes alma araları vermesi gereklidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38)
(BMH109: T56).
Yeni bilgilerin öğrenilmesi ve kullanılmasından sonra öğrenenlere hemen yeni bir
konu öğretilmemeli, bir ara (yürüyüş yapmak, yemek yemek, öğlen uykusu, vb.)
sağlanmalıdır (Jensen, 2005:149) (BMH389: T2).
Öğrencilere beyni uyandırmak için “çapraz yarılar” hareketleri yaptırılmalıdır;
örneğin öğrencilerden sol dirseklerini sağ dizlerine değdirmeleri istenmelidir
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38) (BMH56: B10).
Öğretim yapılan dersliğin aydınlatılması çok önemlidir; hatta tepegöz veya
bilgisayarla sunu yapılırken bile ekran rahat görünsün diye odanın ışıkları
kapatılmamalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:20) (BMH307: T61). Uygun
aydınlatılmış dersliklerde öğrenciler arzu edilmeyen davranışları daha az yaparlar
(BMH368: T61) ve uygun aydınlatılmış dersliklerde sınava girenlerin notları daha
yüksek olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21) (BMH369: T61).
Beyin dokusunun %85’i sudur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37) (BMH33: T35).
Öğretmenler öğrencileri gün boyunca fazla su içmeye teşvik etmeli (Jensen 2006:26)
(BMH323: T35) ve teneffüsten sonra, dersin başında çocukların yeterli düzeyde su
içmelerini sağlamalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37) (BMH361: T35);
çünkü, uygun düzeyden az su içmek beyin işlevlerini yavaşlatır ve yorgunluk
41 bkz. Bölüm III
163
hissinin nedenlerinden birisidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37) (BMH375:
T35, B28).
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma42 sonucunda elde edilen
bulgulara bakıldığında, araştırma evren/örneklemindeki deneklerin Tutum Ölçeği
maddeleri arasında en düşük tutum belirttikleri noktalardan birisi de budur. Tutum
Ölçeği Madde 35’teki “Öğrencilerimin derste su içmelerine izin vermek” ilkesine
verilen “Hiç önemi yok” ve “Önemsiz” yanıtları ölçülen 66 özellik içinde (sırasıyla)
üstten 2’nci ve 6’ncı sırada yer almıştır.
Öğretmenin bir konuyu anlatırken derslikte sağ köşede durması, müzik dinletirken
ise müzik-çaları derslikte sol köşeden çalması öğrenmede verimliliği arttırır (Schwed
ve Melichar-Utter, 2008:22) (BMH312). Uyaranların yoğunlaştırılması, örneğin ses
yüksekliğinin ve duygusal tonunun değiştirilmesi, odanın yerleşim düzeninin
değiştirilmesi, gereklidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10) (BMH367).
Uygun olmayan kurallar ve öğretme deneyimleri öğrenmeyi olumsuz etkiler (Dhority
ve Jensen, 1998:10) (BMH376: T60).
Dokunsal ve devimsel etkinlikler yalnızca kinestetik öğrenenler için değil, bütün
öğrenenler için yararlıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:87) (BMH123: B40).
Dokunsal ve devimsel etkinlikler, beynin karar verme işlemlerine katkıda bulunur
(Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88) (BMH124: T36, T59) ve öğrenmenin artmasını
sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88) (BMH128: T36, T59).
Cinsiyet de beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğretimi içinde dikkat edilmesi
gereken belirgin bir önem taşır. Biyolojik olarak beyin yarıküreleri arasındaki
bağlantılar kadınlarda ve erkeklerde farklıdır (Jensen, 2005:114; Allen ve Gorski,
1991’den alıntı) (BMH41). Kadınların ve erkeklerin beyin yapıları birbirinden
farklıdır (Jensen, 2005:114) (BMH199). Kadınların ve erkeklerin beyin yapılarının
farklı olmaları hem biyolojik hem de yetiştirilme biçimleri gibi çevresel etmenlerden
kaynaklanır (Jensen, 2005:114) (BMH200: T37). Duyguları işlemleme süreçleri de
42 bkz. Bölüm III
164
kadın ve erkek beyinlerinde farklıdır (Jensen, 2005:114; Killgore, v.d. 2001’den
alıntı) (BMH134).
Beyindeki dil alanları da kadınlarda ve erkeklerde farklılıklar gösterir (Jensen,
2005:114; Shaywitz, v.d. 1995’ten alıntı) (BMH47). Erkekler bir dertlerini dile
getirirken daha fazla hareket kullanır ve daha fazla fiziksel iletişim yolunu kullanma
eğilimindedir (Jensen, 2005:115) (BMH152); matematik problemlerini daha iyi
çözerler (bu oran yüksek düzey matematik yarışmalarında derece alan her 10 erkeğe
karşılık 1 kadın olacak denli yüksektir) (Jensen, 2005:115) (BMH153). Kadınlar ise
bir dertlerini dile getirirken genel bir özellik olarak daha fazla dilsel ve örtük iletişim
yolu kullanma eğilimindedirler (Jensen, 2005:115) (BMH194). Kadınlar nesneleri
daha çabuk adlandırır (BMH195) ve sözcükleri daha iyi anımsarlar (Jensen,
2005:114) (BMH196). Ayrıca, kadınların sözel akıcılığı daha fazla (BMH197), sözel
belleği daha iyidir (Jensen, 2005:114) (BMH198). Bir yabancı dil (İngilizce)
öğretmeni, ders sırasında bu özellikleri de göz önünde bulundurmalıdır.
2.2.2.4. Gereç Hazırlama
Yukarıda, 2.2.2.3. bölümün başında da belirtildiği gibi, beyin-uyumlu öğrenme tüm
özellikleriyle henüz ortaya konabilmiş değildir ve o nedenle henüz beyin-uyumlu
öğrenmenin tüm özelliklerini ve gerekliliklerini karşılayabilen bir yabancı dil
(İngilizce) öğretim yöntemi yoktur. Aynı durum gereçler için de söz konusudur.
Beyin-uyumlu öğrenmenin tüm özellik ve gereklilikleri henüz ortaya konamamış
olduğu için var olan hiçbir yabancı dil (İngilizce) öğretimi gerecinin (ders kitabı,
video, CD, bilgisayar destekli öğretim/öğrenim programları, vb.) beyin-uyumlu
yabancı dil (İngilizce) öğretimi gereci olarak örnek gösterilemeyeceği sonucu,
mantıksal bir vargıdır. Nasıl ki ilk dünya haritaları şimdikilere göre çok daha eksik
ve kısıtlı kalıyordu ve teknolojinin gelişmesi ile uydulardan çekilen resimlerle artık
şimdi eksiksiz ve hatasız dünya haritalarımız olabildiyse, beyin-uyumlu yabancı dil
(İngilizce) öğretimi gereçlerinin de aynı eksiksizlik ve hatasızlıkla hazırlanabilmesi
için sinirbilim ve beyin araştırmalarının beyni ve işleyiş yapısını moleküler boyutta
tamamlamasını beklemek durumundayız. O nedenle, ne bir beyin-uyumlu yabancı dil
165
(İngilizce) öğretimi yönteminden ne de gerecinden tam olarak söz edebilir ve örnek
olarak gösterebiliriz.
Bununla birlikte, beyin-uyumlu öğrenmenin ilkelerinin yukarıdaki ana özellikleri
çerçevesi dikkate alınarak yabancı dil (İngilizce) öğretimi gereçlerinde hangi
özelliklerin olması gerektiği belirtilebilir. Bu özellikler aşağıda abece dizilimiyle
sunulmaktadır43:
1. Amaçlılık: Gereçlerdeki tüm dil öğretim etkinlik ve alıştırmaları yalnızca “dil
alıştırması yapmış olmak” işin değil, belirgin bir amaca yönelik olarak
tasarlanmalıdır. Yalnızca “Would you please + Vinf (+ O)” yapısının ne işe
yarayacağını bilmeden öğrenmek amaçsız bir öğrenmedir beynin bunu
anlamlandırmasına olanak yoktur. Amaç olmayınca, sonucunda anlamlandırma da
olmayınca öğrenme gerçekleşemeyecektir. Bu amacın, İngilizce öğrenenlerin gerçek
yaşamlarıyla ilişkilendirebileceği bir amaç olmasına dikkat edilmelidir.
2. Anlam: Gereçlerdeki tüm etkinlik, alıştırma, okuma parçası, diyalog, vb.nin hem
kendi içlerinde hem de birbiriyle bir anlam bütünlüğü içinde hazırlanması önemlidir.
3. Bellek: Belleği destekleyen, ve girdinin, yeni bilginin akılda kalmasını sağlayan,
beynin çalışma yollarına uygun etkinlikler kullanılmalı ve bunu karşılamayan hiçbir
etkinlik gereçte yer almamalıdır.
4. Bilginin işlenmesi: Beynin bilgiyi işlemleme süreci belli bir yoldan olmaktadır.
Yabancı dil (İngilizce) öğretimi gereçlerinin bu yola uyan ya da en azından engel
olmayan bir biçimde hazırlanması önemlidir.
5. Deneme-yanılma: Bu belki de tüm canlıların var oluşu kadar eski öğrenme yolu
beyne uyumlu bir yoldur. Gereçler derslik ortamı veya kendi-kendine İngilizce
öğrenenler için hazırlanıyor olabilir. Her durumda, öğrenenlerin İngilizcede bir
şeyleri kendi başlarına deneyebilecekleri ve belki de yanlış yapacakları çalışmaların
yabancı dil (İngilizce) öğretimi gereçlerinin içinde yer almasını sağlamak gereklidir.
43 Bu özelliklerin dayanakları Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi Modeli önerisinin sunulduğu bu bölümün önceki alt-başlıklarında kaynak göndermeleriyle verilmiştir.
166
6. Dönüt: Yukarıdaki özelliğin devamı da olabilecek olan bir diğer özellik ise
öğrenene uygun düzey ve biçimde hemen dönüt sağlanmasıdır. Derslik ortamında bu
dönütü öğrenenlere sağlayabilecek olan öğretmen bulunur. Kendi-kendine dil
öğrenme gereçlerinin de dönüt içerecek tasarımla hazırlanması uygundur. Bu
bakımdan, bilgisayar destekli İngilizce öğretiminin daha uygun olduğu düşünülebilir;
öğrenen bir alıştırmada doğru veya yanlış da yapsa dönütü hemen alabilecektir.
7. Destekleyiciler: Derslik ortamında öğretmen veya okul yönetimi tarafından
sağlanan ve izlenen destekleyiciler (uygun düzeyde ışık, hava, sıcaklık, besin, su,
fiziksel rahatlık, vb.) bir İngilizce öğretimi gerecinde doğrudan yer alamasa da, o
gereci kullanan öğrencilere o anda bu bakımdan ne yapması gerektiğini anımsatıcı
notlar içerebilir.
8. Dikkat: Beynin öğrenme sürecine başlaması, dikkatin bir şeye odaklaşması ile
olur. Dikkat odaklaştırılmadan sunulan bilgiler girdiye dönüşemez ve algı
gerçekleşemez; böylece öğrenme daha en başından olanaksız hale gelir. Öğrenmenin
olabilmesi için girdinin işlemlenmesi, girdi yollarının açılabilmesi için ise dikkatin
yeni bilgi üzerinde odaklanması gerekir. Yabancı dil (İngilizce) öğretimi gereçlerinin
öğrenenlerin dikkatini çekecek özelliklerle tasarlanması önemlidir.
9. Duygular: Yalnızca öğrenme sürecinde değil, tüm yaşam sürecinde çok önemlidir
duygular. İngilizce öğretim gereçleri, öğrenenlerde uygun düzeyde ve biçimde bir
duygu uyandıracak biçimde tasarlanmalıdır. Yalnızca duygusal bir öykünün ya da
ürkütücü bir resmin yer alması yeterli olmayabilir; tüm gerecin tasarımının o
duyguyu destekler biçimde olmasına dikkat edilmelidir.
10. Güdülenme: Öğrenmenin gerçekleşmesi için o yeni bilginin öğrenilmesini
başlatacak bir güdülenmeye gereksinim vardır. Aynı zamanda, başlamış olan bir
öğrenme sürecinin sürdürülmesi için de güdülenme gereklidir.
11. Girdi: Yeni bilgi üzerinde dikkatin odaklaşmasıyla oluşan girdi değişik
biçimlerde ve hatta ayrı ayrı duyular üzerinden gelmelidir. İşitme ve görme duyuları
en kolaylıkla kullanılabilecek olan duyulardır. Bilgisayar destekli İngilizce
167
öğretiminde, bilgisayarın faresinin kullanılması ve klavye ile yazılması dokunma
duyusunu da sağlayabilir. Ancak, derslik ortamında öğretmenin sağlatabileceği
koklama ve tatma duyuları için kendi-kendine İngilizce öğrenme gereçlerinde ayrıca
öğrenene yaptırılacak etkinlikleri için notlar da olması önemlidir.
12. İlişkilendirme: Yeni konuların önceki konularla ilişkilendirilmesi beynin
öğrenmede izlediği bilişsel bir yoldur. Bu bakımdan, yukarıda değinilen girdinin özel
olarak tasarlanması da gerekir.
13. Kestirim: Tahminde bulunma, bir tür deneme-yanılma işlemi olarak da
düşünülebilir. Gereçlerin öğrenenleri değişik türden kestirimlerde bulunmaya
yöneltecek etkinlikler içermesine dikkat edilmelidir.
14. Konuların sunulması: Beynin yeni bir konuyu öğrenebilmesi için tek tip bir yol
uygun değildir. Konular değişik öğrenme stratejilerini kullandırtacak biçimde ve
çeşitlilik tabanlı olarak sunulmalıdır.
15. Küme çalışması: Derslik ortamında kendiliğinden gerçekleştirilebilecek olan bu
etkinlik türünün kendi-kendine öğrenme gereçlerinde yer alması kolay olmayabilir.
Ancak, öğrenenlere arkadaş kümeleri ile birlikte yapabilecekleri türden etkinlik ve
alıştırmalar yer alabilir.
16. Müzik: İşitsel öğrenenler fondaki ses ve müzikten olumsuz etkilenseler de,
burada sözü edilen müzik, öğrenmeye eşlik eden bir araç olarak düşünülmelidir.
Müziği müzik yapan ögeler ayrı ayrı da kullanılabilir. Örneğin birbiriyle uyumlu
seslerden yararlanılabileceği gibi, müzikte var olan ritimden de tekerlemeler içinde
yararlanılabilir.
17. Ortamın zenginliği: Bir eğitim-öğretim kurumunun eğitsel gereçler ve olanaklar
bakımından olabildiğince zengin olması beyin uyumludur. Ancak, bunun dikkati
dağıtacak bir uyarım çeşitliliğine dönüşmemesi önemlidir. Ne tür etkinliğin nasıl
yapılması daha verimli olacaksa, o tür bir gereç kullanıma hazır durumda
bulunabilmelidir.
168
18. Oyunlar: Yabancı dil (İngilizce) öğretim gereçlerinin içinde, erek öğrenci
kitlelerinin özelliklerine uygun oyunlar yer almalıdır. Oyun oynamanın öğrenme,
dikkati yoğunlaştırma, güdülenme ve duygu oluşturma üzerindeki etkisi sinirbilimde
gösterilmiştir.
19. Öğrenenlerin bilinçlendirilmesi ve sorumluluğu: Öğrenen örgen beyin
olduğuna ve beyin de bizimle birlikte yaşadığına göre yabancı dil (İngilizce) öğretimi
gereçlerinin eğitsel amaçlarından birisi de öğrenenlerin kendilerinin nasıl
öğrendikleri yolunda bir bilinçliliğe sahip olması yolunda yardımcı olmaktır. Değişik
öğrenme stratejilerinin açıkça gösterildiği ve öğrenenin kendisini tanımasının
sağlandığı çalışmaların gereçlerde yer almasına dikkat edilmelidir.
20. Yineleme: Yinelemenin nörofizyolojik anlamlılığı gösterilmiştir. Gereçler
dizgesel bir yinelemenin yanı sıra, yineleme olarak sayılabilecek diğer etkinlikleri de
içermelidir.
21. Zorlayıcılık: Beynin öğrenebilmesi için bir yabancı dil (İngilizce) öğretimi
gerecindeki dilin ve öğrenme görevlerinin belirli bir zorluk derecesinde olması
önemlidir.
2.2.2.5. Ölçme ve Değerlendirme
Eğitsel tasarım modelinin son aşaması, öğretilen bilgi ve becerilerin nicelik ve nitelik
bakımlarından ne dereceye kadar öğrenilebildiğinin ölçülmesidir.
Kuşkusuz, test etme ve değerlendirme, gerekli ve müfredatla belirlenmiş performansı
da ölçmelidir (Caine ve Caine, 2002: 8) (BMH362). Ancak, öğrenenlerin sınav-odaklı
ders çalışmaları, öğrenmelerinin niteliğini doğrudan etkiler (Jensen, 2005:152)
(BMH262: T31, T34, T44, B63) ve teste, sınava yönelik öğretimle öğrencilerin
anlamlı öğrenme fırsatları ellerinden alınmaktadır (Caine ve Caine, 2002: 8)
169
(BMH364: T29, T42, T44). Belki de burada, İnsancıl Eğitimdeki ölçme anlayışı daha
“beyin-uyumlu” olarak görülebilir44.
Test etme ve değerlendirme, yaratıcılık ve açık uçluluğa da yer vermek zorundadır
(Caine ve Caine, 2002: 8) (BMH363: B71) ve öğrenmenin niteliğinin iyileştirilmesi
için sınav ve ölçme-değerlendirme yollarının da uygun bir biçime getirilmesi
gereklidir (Jensen, 2005:153) (BMH298: T29, T34, T42).
2.2.3. Uygulama Örneği
Yukarıdaki bölümlerde belirtilen beyin-uyumlu öğrenme ilkeleri doğrultusunda bir
İngilizce dersinin nasıl yapılabileceği ve hangi noktalara dikkat edilmesi gerektiği
yolunda bir uygulama örneği aşağıda sunulmaktadır. Bu uygulama örneği tüm beyin-
uyumlu öğrenme ilkelerinin yer aldığı bir çerçeve olarak düşünülmemelidir. Her
dersin işlenecek konularının özelliğine göre bu uygulanacak ilkeler de değişiklik
gösterecektir.
2.2.3.1. Dersin yapısı
Ders kendi içinde dönüşümlü olarak ilerleyen düşük ve yüksek ağırlıklı bölümlere
ayrılır. Derste, konunun işlendiği üç bölüm (B1, B2, B3) bulunur. Her konu
bölümünün arasında kısa birer mola arası (A1, A2) verilir. Yetişkinlerde bile bir
konuya yoğunlaşma ve dikkatin sürekliliği 20 dakikadan uzun olamadığı için B
bölümlerinin ortalama 10 dakika tutulması uygundur. Öğrencilerin dikkatlerinin
dağıldığı ve dersten koptukları aslında her öğretmenin dersinde gözlemlediği bir
durumdur. Ayrıca, öğretmen de bir insandır ve onun da dikkatini toplama süresi
öğrencilerinin süresinden farklı değildir. Öğretmenlerin de öğretim yoğunlukları ders
süresi içinde iniş-çıkışlar göstermekte, kimi zaman belli bir amacı olmaksızın
başlarından geçen bir olayı ya da eğlenceli bir konuyu anlatma eğilimi
gösterebilmektedirler. Bu süreler, öğretmenin de “yorulduğu” ve düşünsel
44 Yabancı dil öğretim yöntemleri arasından, İnsancıl Eğitim modeline dayanılarak oluşturulan Danışmanlı Dil Öğrenme yönteminde öğrenciler yabancı dil “sınavı” olmazlar. Yalnızca, kendilerinin düzeylerini merak eden öğrenenler için bir ölçme düzenlenir ve sonuçları o öğrenenin yabancı dil öğrenme sürecine katkıda bulunacak dönütler biçiminde sunulur.
170
etkinliklerini başka bir alana kaydırıp beyninin o bölümlerini dinlendirmeye çalıştığı
süreler olarak düşünülebilir. Eğer toplam ders süresince öğrenciler ve öğretmenlerin
beyinleri biyolojik olarak kendiliğinden dinlenmeye geçiyorsa, bu fizyolojik olguya
karşı durmaya çalışmak anlamlı olmayabilir. O nedenle, ders-içi aralar herkesin
birden dinleneceği fırsatlar olması bakımından önemlidir.
Buna göre, dersin işleyişi aşağıdaki çizimde belirtilen genel yapıya uygun biçimde,
birbirini izleyen düşük ve yüksek ağırlıkta bölümler olarak düzenlenir:
Çizim 13. Bir dersin genel yapısı
G: Derse giriş. Teneffüs sonrasında, dersin başında, öğrencilerin derse ve
İngilizceye hazırlanacakları bir tür “ısındırma” çalışması.
B1: Birinci ders bölümü. Yeni konuya geçmeden önce, daha önceki derslerde
işlenen konular arasından yeni konuyla ilintili olanların kısa bir yinelemesi ve
yeni konuya başlama.
A1: Ders-içi birinci ara süresi.
B2: Dersin ikinci bölümü. B1’de başlanan konunun sürdürülmesi.
A2: Ders-içi ikinci ara süresi.
B3: Dersin üçüncü bölümü. B1’de başlanan konunun bitirilmesi.
S: Dersin sonu. Dersin bittiği ve konunun tamamlandığı duygusunun verilmesi,
öğrencilerin işlenen konuları zihinsel olarak hazmetmeleri için gerekli sürenin
tanınması.
171
Ders bölümlerinin ve ders-içi araların kaç dakika olacağı öğrencilerin yaşına ve
dersin hangi saatte olduğuna bağlı olarak değişir. Dersin saatine göre öğretilecek
etkinlik türü belirlenir. Özellikle ergenlerde asetilkolinin sabah erken saatlerde
salgılanmasından dolayı ergen öğrencilerin öğleden sonraki ders saatlerinde yabancı
dildeki algı becerilerinin geliştirilmesine yönelik çalışma yapmaları zordur.
Çocuklarda ise dikkati yoğunlaştırma süresi çok kısadır. O nedenle, bir dersteki B ve
A süreleri dersten derse değişiklik gösterebilir. Değişmemesi uygun olan ise, dersin
kendi içinde bölümlere ayrılması ve dersin içinde ufak mola süreleri verilmesidir.
2.2.3.2. Dersliğin özellikleri
Beyin-uyumlu öğrenme bakımından dersliğin kimi önemli özellikleri aşağıda
belirtilmektedir:
Güvenlik:
Derslikte arızalı elektrik ve ısıtma tesisatı yoktur; prizler, kablolar, lambalar,
elektrik anahtarları, borular, vanalar, musluklar yerlerine tam takılmıştır ve
yalıtımları denetlenmiştir.
Derslikte kırık veya çatlak pencere veya eşya yoktur.
Derslikte yangın tehlikesi oluşturabilecek yüksek risk kaynakları yoktur.
Yangın söndürme aygıtı bulunur.
Derslikte ecza dolabı ve içinde ilk yardım gereçleri bulunur.
Temizlik:
Derslik her günün sonunda veya başında temizlenmiş, tozları alınmıştır.
Havada toz ve kötü koku yoktur.
Havalandırma:
Derslik teneffüs sırasında pencereleri açılarak havalandırılmıştır.
172
Ders sırasında pencerelerin üst kanatlarından birisi aralık bırakılır.
Aydınlatma:
Derslik karanlık veya loş bir ortam değildir.
Derslik gün ışığını yeterli düzeyde alır.
Doğrudan güneş ışığından rahatsız olunmaması için gerekiyorsa perdeler
kullanılır. Perdeler yanlara değil, yukarıdan aşağıya doğru kapatılır
biçimdedir.
Havanın karanlık olduğu durumlarda derslik içi aydınlatma kullanılır.
Sıcaklık:
Soğuk havalarda ısıtma, sıcak havalarda soğutma düzenekleri ile dersliğin
sıcaklığı uygun aralıkta tutulur.
Renkler:
Dersliğin duvarları ölgün olmayan pastel yeşil veya mavi tonlarda boyalıdır.
Diğer renkler de bununla uyumludur.
Oturma düzeni:
Kolçaklı sandalyeler kullanılır.
Dersin başında öğrencilerin “U” düzeni almış olmaları tercih edilir.
Tasarım:
Duvarlarda belli aralıklarla asılmış posterler ve tablolar bulunur.
Eğer derslik İngilizce dersliğiyse posterler işlenen ve işlenecek konuların kısa
anımsatmaları içerikli olabilir. Öğrencilerin derslerinde yaptıkları proje
173
çalışmaları da asılabilir. Derslik yalnızca İngilizce dersliği değilse
posterler diğer alanlardan da konuları içerebilir.
Öğrencilerin estetik duyguları bakımından duvarlarda tablolar da yer alır.
Bunlar bilinen ressamların yapıtlarının reprodüksiyonları da olabilir.
Derslikte yeşil saksı bitkileri bulunur.
Yerler soğuk taş değil, parke veya halı ile kaplıdır.
Donanım:
Derslikte müzik ve dinletme çalışmaları için donanım bulunur.
Derslikte yansı aygıtı ve bilgisayar bulunur.
Derslikte hoş görünüşlü bir kitaplık bulunur. Kitaplar erişilip alınması kolay
bir biçimde tutulur.
2.2.3.3. Örnek Ders Akışı
Aşağıda, beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine uygun örnek bir İngilizce ders akışının
adımları belirtilmiştir. Bu tez kapsamı içinde dil girdilerinin nasıl sunulması gerektiği
üzerinde yoğunlaşılmıştır.
Öğretmen beynin çalışma yani öğrenme ilkelerini bildiği için ders planını buna göre
hazırlamıştır. Öğretmende öğrenci profili, sınıfın kaçıncı katta olduğu, aydınlığı,
havalandırılması, ısıtma/soğutması, oturma düzeni, öğrencilerin su, yeterli gıda,
gereksinimlerini karşılamış olmaları, İngilizce düzeyleri, vb. bilgiler hazırbulunuşluk
açısından öğretmende bulunmaktadır. Öğrencilerin ne durumda olduklarını
bilmektedir; çünkü demografik bilgilerini içeren öğrenci dosyaları kendisinde de
vardır.
174
Sınıf: Lise 1
Öğrenci sayısı: 18
Gün: Çarşamba
Ders saati: 1 2 3 4 || 5 6 7
Süre: 40 dakika
İçerik: Yapısal: Ettirgen çatı (make, let, be allowed to)
İşlevsel: İzin verme, yasaklama, izin isteme
Konusal: Eğitim/okul sistemleri
Sözlüksel: Eğitim sistemi bağlamında geçebilecek temel sözcükler
Süre (dakika)
Dersin Aşaması Öğretme-Öğrenme İşlemleri
Beyin-Uyumlu Öğrenme Bakımından Notlar
Bilgi Havuzu Maddesi (Ek F)
3 (G)
Derse giriş
(Öğrenciler bal veya pekmez gibi doğal glikoz içeren besinler ile derse gelirler. Eğer öğrenciler arasında diyabetik olanlar veya belli bir besin türüne alerjisi olanlar veya başka bir sağlık özelliğinden dolayı özel bir diyet uygulaması gerekenler varsa, onlar kendilerine uygun bir diyetten besin ile gelirler.)
Öğretmen sınıfa girer ve fiziksel güvenlik için ortamı kontrol eder.
Dersliğin fiziksel olarak güvenliği (pencereler, prizler, tavan, duvarlar, vb.) sağlanmalıdır..
114
Öğretmen içten bir güler yüz, canlı ve enerjik bir tavırla öğrencileri selamlar çünkü öğretmenin duygusu öğrencileri de etkiler.
Duygular öğrenme için önemlidir. Duygular yayılıcıdır; öğretmenin duygusu öğrencilerine de yayılır.
132, 133
175
Süre (dakika)
Dersin Aşaması Öğretme-Öğrenme İşlemleri
Beyin-Uyumlu Öğrenme Bakımından Notlar
Bilgi Havuzu Maddesi (Ek F)
Öğretmen kendisini mutlu eden veya hoşuna giden bir olayı öğrencilerle paylaşır; sonra birkaç öğrenciden de bunu yapmalarını ister. Bu paylaşım, öğrencilerin dil düzeylerine göre, İngilizce veya Türkçe olarak yapılabilir.
Sınıfta sağlanan arkadaşça ortam beyni kaç ya da savaş ilkesinden uzaklaştırır
Öğretmen derste neler yapılacağını olumlu bir tavırla öğrencilerine anlatır.
Öğrenenlerin hedef üzerinde odaklaşabilmeleri için öğretmenlerin beklentileri onlara anlatmaları, gerekir.
257, 160
10 (B1)
Ders 1. Bölüm
(Öğretmen konuya başladığı zaman, bir önceki derste içinde “be allowed to” yapısının geçtiği tümceler kullanmış, öğrenciler bunun anlamını sormuşsa yanıtını nazikçe geçiştirmiş olmalıdır.)
Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden günler önce, sırası geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde örtük olarak sunulması (sunum-öncesi) bir tekrar türüdür. Beynin frontal lobunun çalışması için hipokampal bölümü etkinleştirmek gerektiği için kullanılır
270
Öğretmen öğrencilerden bir okul günlerini kısaca betimlemelerini ister.
Sınıfta her öğrencinin fikir sahibi olabileceği bir konudur böylelikle çekinmeden derse etkin olarak katılabilirler. Öğrencilerin yeni konuyu önceki öğrendikleriyle ilişkilendirebilmeleri için öğretmenin bu konuya başlamadan önce, öğrencilerinin önceki bilgilerinin neler olduğunu keşfetmelerini sağlayıcı bir etkinlik yapması gerekir.
319, 4, 90
176
Süre (dakika)
Dersin Aşaması Öğretme-Öğrenme İşlemleri
Beyin-Uyumlu Öğrenme Bakımından Notlar
Bilgi Havuzu Maddesi (Ek F)
Öğrencilerin anlaşılmayı bozmayan yanlışları için bir şey yapmaz. Anlaşılamayan tümceleri için yeniden veya başka türlü söylemelerini sağlar.
Bu sırada, öğrencilerin anlamını bilmedikleri sözcükleri verir.
Derste öğrenilecek kalıpları kullanarak ailelerinin hafta içi günlerde kendilerine neyi yapmalarına izin verip neyi yapmalarına izin vermediklerini sorar. Öğrenciler soruyu anlamadıkları zaman, bildikleri başka kalıplarla (örn. “can”) sorusunu açımlar.
Sınıfta her öğrencinin fikir sahibi olabileceği bir konudur böylelikle çekinmeden derse etkin olarak katılabilirler. Algılarımız ve anlamlandırmalarımız beynimizde depolamış olduğumuz önceki bilgilerden etkilenir.
4, 90
Öğrencilerin yanıtlarını yeni kalıplarla vermelerini sağlamaya çalışır.
Deneme - yanılma işleminin öğrenme üzerinde önemli derecede olumlu etkisi vardır.
111, 178
Öğrencilerin yeni kalıpları denemeleri sırasında yanlış yapmaları durumunda kendisi doğru biçimi doğal bir tavırla söyleyerek dönüt sağlar.
Bellekteki bilgilerin ilişkilendiricileri kullanım ile arttığından, yanlış bilginin kullanım ile yerleşmemesi için öğretilen konunun öğrenmenin hemen arkasından sınanması ve öğrenene dönüt verilmesi çok önemlidir.
23, 112
Öğrencilerden masasına gelip birer tane resim almalarını ister.
Genel motor etkinlik, öğrenme ve bellek için gerekli olan yeni hücrelerin yapılmasına katkıda bulunur; o nedenle öğrenenlerin fiziksel olarak aktif olmaları (örn. ders aralarında yürüyüş yapmaları) sağlanmalıdır.
158
177
Süre (dakika)
Dersin Aşaması Öğretme-Öğrenme İşlemleri
Beyin-Uyumlu Öğrenme Bakımından Notlar
Bilgi Havuzu Maddesi (Ek F)
Öğretmen öğrencilerden sayfadaki resme bakmalarını ister. Resimde okul kıyafetleriyle sabah kahvaltısı eden iki çocuk vardır.
Bu beyin uyumlu öğrenmede sunuş öncesi denilen bir öğrenme türüdür. Beynin frontal lobunun çalışması için hipokampal bölümü etkinleştirmek gerektiği için kullanılır
268
Öğrenciler ellerinde resmi tutarlarken öğretmen yansı aygıtından resmi tahtaya yansıtır.
Elle tutmak dokunsal öğrenciler için önemlidir.
258
Öğretmen, öğrencilerin resimdeki durumu betimlemelerini sağlar.
İşitsel öğrenciler için gereklidir.
258
Bu sırada, anlamını bilmedikleri sözcükleri verir.
Bu bölümde geçen sözcükleri ve kalıpları tahtaya yazar.
Görsel öğrenciler için gereklidir.
258
Öğrencilerden bunları defterlerine yazmalarını ister.
2 (A1)
Ders-içi 1. ara süresi
Öğretmen çok doğal bir tavırla ve önceden planlanmış izlenimi vermeden masasına oturarak yanındaki su şişesini açar. Derste hazır olan ses donanımından uygun bir müzik başlatır.
210-215
Kendisi suyunu içerken öğrencilerin de içmelerini sağlar.
Beyin dokusunun %85'i sudur. Uygun düzeyde su içmek, öğretmenin model oluşturmak için ders sırasında çocukların önünde su içmesini gerektirecek kadar önemlidir.
33, 361, 371
178
Süre (dakika)
Dersin Aşaması Öğretme-Öğrenme İşlemleri
Beyin-Uyumlu Öğrenme Bakımından Notlar
Bilgi Havuzu Maddesi (Ek F)
Öğrencilerin yanlarındaki küçük paketlerden doğal glikoz içeren besinleri yemelerini sağlar. Eğer öğrenciler arasında diyabetik olanlar veya belli bir besin türüne alerjisi olanlar veya başka bir sağlık özelliğinden dolayı özel bir diyet uygulaması gerekenler varsa, onlar için kendilerine uygun bir diyetten besin yemelerini sağlar.
Öğretmenlerin derslikte kahvaltılık yiyecekleri hazır bulundurmaları ve çocukların bunları yemelerini sağlamaları önemlidir
348, 349
Arka planda çalmakta olan müziğin sesini ara süresinin bitiminde yavaşça kısarak kapatır.
10 (B2)
Ders 2. Bölüm
Öğrencilere şimdi bu resimdeki konuyla ilgili bir metin okuyacaklarını söyler.
Metni amaçlı okumalarını sağlamak için öğrencilerine yanıtları metin içinde açık olarak geçen bir-iki tane basit soru verir. Bu soruların yanıtları, derste işlenen kalıpların geçtiği tümcelerde yer almaktadır.
Amaçlı çalışma yaptırılmalıdır.
175
Öğrencilerine metni okumaları için ne kadar sürelerinin olduğunu söyler.
Belirsizliğin giderilmesi için önemlidir.
160
Öğrenciler metni okurlar.
Okuma süresi bitince öğretmen sorduğu soruların yanıtlarını alır.
Öğretmen yanıtların doğruluğu veya yanlışlığı üzerinde değerlendirme yapmaz; yalnızca her seferinde teşekkür eder.
Öğrenenlere bir öğretme etkinliğini başarıyla tamamladıklarında verilen armağan, kalem, şeker, kitap vb. ödüller öğrenenlerden öğrenmenin içsel coşkusunu alır.
244
179
Süre (dakika)
Dersin Aşaması Öğretme-Öğrenme İşlemleri
Beyin-Uyumlu Öğrenme Bakımından Notlar
Bilgi Havuzu Maddesi (Ek F)
Öğretmen öğrencilerden metni bir kez daha okumalarını ve metindeki ayrıntıları akıllarında tutmaya çalışmalarını ister. Okumanın ardından bir “hatırlama oyunu” oynayacaklarını söyler.
Oyunlar bilişsel kapasiteyi arttırır. Oyunlar, beynin işleyişi ile uyumlu etkinlik türüdür.
225, 226
Öğretmen metnin okunması için ne kadar sürelerinin olduğunu söyler
Belirsizliğin giderilmesi için önemlidir.
160
Öğrenciler metni ikinci kez okurlar
Öğrenciler metni okurken not alırlar.
Etkili not alma, başarılı çalışma için ve öğrenilenlerin uzun-erimli bellekte yer etmesi için gereklidir.
155
Süre bitince, öğretmen öğrencileri yerlerinden kaldırarak ikili çalışma yapabilecekleri biçimde yeniden yerleştirir.
Öğrenmede bedensel devinimin kullanılması, vücuttaki tüm peptid moleküllerinin, iletişim uyartılarının beyin için harekete geçmesini ateşler. Genel motor etkinlik, öğrenme ve bellek için gerekli olan yeni hücrelerin yapılmasına katkıda bulunur; o nedenle öğrenenlerin fiziksel olarak aktif olmaları (örn. ders aralarında yürüyüş yapmaları) sağlanmalıdır.
410, 158
Öğretmen ikili çalışma öğrencilerine birbirlerine soracakları ayrı ayrı soruları verir. Sorular, metinde geçen ayrıntılarla ilgilidir. Sorularda, derste işlenen kalıplar da kullanılmaktadır.
öğrenenlerin varsayım geliştirip bunların doğru olup olmadıklarını sınayabilecekleri, yanlış yapabilecekleri etkinlikler sağlanmalıdır.
263
Öğrenciler ikili çalışma içinde birbirlerine bu soruları sorarak yanıtlarlar.
180
Süre (dakika)
Dersin Aşaması Öğretme-Öğrenme İşlemleri
Beyin-Uyumlu Öğrenme Bakımından Notlar
Bilgi Havuzu Maddesi (Ek F)
Öğrencilerin dille ilgili soruları olduğunda öğretmen bu soruları yanıtlar.
Öğrenenler bir şeyi öğrenmeye neden gereksinimleri olduğunu bilmelidirler.
236
Öğrencilerin çalışması genel olarak tamamlanmış gibi göründüğü zaman öğretmen öğrencilere kimin daha çok ayrıntıyı anımsadığını sorar.
Tüm bu işlemler neşeli ve eğlenceli bir oyun havası içinde gerçekleştirilir.
Öğrenme ortamından tehdit ve korkunun kaldırılması gerekmektedir
285
2 (A2)
Ders-içi 2. ara süresi
Öğretmen canlı, neşeli ve olumlu bir tarzda öğrencilerine beyinlerinin iki yarıküresini de etkinleştirecek beden hareketleri yaptırır. Bunlar “çapraz yarılar” ve “Tembel ∞” olabilir.
Beyni uyandırmak için "çapraz yarılar" hareketleri yaptırılmalıdır; örneğin öğrencilerden sol dirseklerini sağ dizlerine değdirmeleri istenmelidir.
56
Öğretmen öğrencilerine düzenli olarak nefes alıp verme alıştırması yaptırır.
Daha verimli öğretim için öğretmenin ders sırasında çocuklara uygun tekniklerle özel olarak nefes alma araları vermesi gereklidir.
109
10 (B3)
Ders 3. Bölüm
Öğretmen işlenen kalıplarla ilgili aşağıdaki alıştırmaları yaptırır:
• Değiştirme çizelgesinden tümce üretme;
• Tümceleri açımlamalı tümcelerle eşleştirme;
• Boşlukları uygun kalıplarla doldurma;
• Açık-uçlu tümceleri kendilerine göre tamamlama.
Yaptırılan etkinlikler değişik düzeyde zihinsel işlemleri gerektirmelidir.
71-73
181
Süre (dakika)
Dersin Aşaması Öğretme-Öğrenme İşlemleri
Beyin-Uyumlu Öğrenme Bakımından Notlar
Bilgi Havuzu Maddesi (Ek F)
Öğretmen eğitim sistemlerine ilişkin işlenen sözcüklerle ilgili aşağıdaki alıştırmaları yaptırır:
• Resimlerle sözcükleri eşleştirme;
• Boşlukları verilen sözcüklerden uygun olanlarını seçerek doldurma;
• Ana çizgileri verilmiş kısa bir paragrafı uygun sözcükleri kullanarak yazma.
Yaptırılan etkinlikler değişik düzeyde zihinsel işlemleri gerektirmelidir.
71-73
Öğretmen öğrencilerinden derste işlenen metni örnek alıp yeni öğrenilen kalıplar ve sözcükleri kullanarak kendi okul/eğitim sistemleri ile ilgili kısa bir metin yazmalarını ders dışı çalışması olarak ister.
3 (S)
Dersin sonu
Öğretmen derslikte hazır bulunan ses düzeninden uygun bir müziği başlatır. Öğrenciler müziği özel olarak dinlemezler; müzik yalnızca arka plandan gelen uyumlu ses dizileri biçimindedir.
210-215
Tahtanın derste yapılanların kısa notlarını tuttuğu bölmesinin üzerinden geçerek derste yapılanları anımsatır.
Öğrenilen konunun derste işlenmesinden birkaç dakika sonra açık olarak yeniden sunulması (yeniden geçme) bir tekrar türüdür.
277
Öğrencilerden gözlerini kapatmalarını ve derste yapılan etkinlikleri akıllarına getirmelerini ister.
182
Süre (dakika)
Dersin Aşaması Öğretme-Öğrenme İşlemleri
Beyin-Uyumlu Öğrenme Bakımından Notlar
Bilgi Havuzu Maddesi (Ek F)
Öğrencilerin derste işlenen konularla ilgili duygularını ve düşüncelerini alır.
Beyin uyumlu öğrenmenin bileşenlerinden öğrenenin bilişsel hazırbulunuşluğu artırmak için yabancı dil olarak yabancı dil öğretiminin ve öğrenmeyi öğrenmenin ne kadar önemli olduğunun vurgusunu yapar.
Bir sonraki derste yapılacaklarla ilgili olarak kısa bir bilgiyi heyecanlı bir şey anlatıyormuş gibi verir.
Öğrenenlerde merak duygusu bir biçimde canlandırılmalıdır
240
Öğrencilerine teşekkür eder ve iyi dileklerle sınıftan ayrılır.
Tezin bu bölümünde sunulan “Beyin-Uyumlu Yabancı Dil (İngilizce) Öğretimi
Modeli” önerisi ile, baştaki “Giriş” bölümünde belirlenen amaç doğrultusunda
gerçekleştirilen araştırmada kullanılan ölçme aracının hazırlanması aşaması
öncesinde ölçeklerin yapılandırılması için gereken model oluşturulmuştur. Model,
(1) Beyin-uyumlu öğrenmeyi oluşturan süreç bileşenlerinin belirlenmesi, (2) Beyin
uyumlu öğrenme kuramının niteliklerinin belirlenmesi, (3) Beyin-uyumlu yabancı dil
öğretiminin yerinin, yabancı dil öğretim yöntemlerinin gelişim çizgisinde
belirlenmesi, ve (4) Beyin-uyumlu yabancı dil öğretimi modelinin yapısal çatısının
belirlenmesi adımlarından geçilerek biçimlendirilmiştir.
I.Bölümde sunulan kuramsal çatı çerçevesinde ortaya çıkarılan ve ölçeklerin yapısını
oluşturan model doğrultusunda geçerli ve güvenilir bir ölçme aracının oluşturulması
süreci tezin izleyen bölümünde açıklanmaktadır.
183
BÖLÜM I I I
ARAŞT IRMA
Bu tez çalışmasının “Giriş” bölümünde de vurgulandığı gibi öğretmen, öğrenilen ile
öğrenen arasındaki akış yolunda hem son uç noktadaki ustalıklı bir yorumcu hem de
anlık sorunlar karşısında kişisel kararları ile duruma doğrudan karışarak el atan bir
düzelticidir. Öğrenmenin öğrencide gerçekleşebilmesi için bu iki işlevin de
öğretmen tarafından etkili bir biçimde yerine getirilmesi gerekir. Bu tez çalışmasının
kapsamında değerlendirildiğinde öğretmen eğer kendisinden uygulaması beklenen
beyin-uyumlu öğrenme modeline inanmıyorsa, o modele olan tutumları yetersiz hatta
olumsuzsa beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine göre bir öğretimi
gerçekleştiremeyecektir. Beyin-uyumlu öğrenmenin, yabancı dil öğretiminde
Yöntemler-Sonrası Çağın modeli olduğu üzerinde yukarıdaki bölümlerde
durulmuştu. Uygulayıcıları olan yabancı dil (İngilizce) öğretmenlerinin buna
hazırbulunuşluk derecesi eğer tutum ve bilgi bakımlarından yeterli bir düzeyin
altında kalıyorsa, o modelin anlamlı bir ayrım oluşturacak biçimde uygulanabilmesi
olanaklı değildir.
Bu tez kapsamında gerçekleştiren çalışmanın araştırma bileşeninde, araştırma
evrenindeki İngilizce öğretmenlerinin böylesi bir hazırbulunuşluk düzeyleri
gösterilmekte ve değerlendirilmesi yapılmaktadır. Bu bölümde aşağıda önce
araştırmanın amacı ve modeli tanımlanmakta; ikinci olarak araştırmanın ölçme aracı
olan sormaca ve tutum ve bilgi ölçeklerinin oluşturulması ve geliştirilmesi süreci
betimlenmekte, bu süreçte kullanılan istatistik yöntem açıklanarak istatistik
çözümlemelerin yapılma yolu belirtilmekte ve bu süreçte araştırmanın amacı
doğrultusunda sonuçları doğrudan etkili olan kimi çizelgeler ve sayısal dökümler
tezin kapsamının dışına çıkmayacak bir biçimde aktarılmakta; sonra araştırma
uygulamasının gerçekleştirildiği evren ve örneklemin belirlenmesi yapılmakta,
uygulamanın öyküsü verilmekte; son olarak da, bu araştırma uygulamasının
sonuçlarının ayrıntılı olarak ele alındığı Bölüm IV öncesinde, istatistik çözümleme
gerektirmeyen kimi ön-sonuçları sunulmaktadır.
184
3.1. Araştırmanın Amacı, Kapsamı ve Önemi
Bu tez çalışmasının araştırma bölümünde, “Giriş” bölümünde betimlenen problem
durumundan hareketle yabancı dil İngilizce öğretmenlerinin beyin-uyumlu
öğrenmeye olan tutumları ve yabancı dil öğretiminde yeni bir model olarak
yararlanılacak bu ilkelerle ilgili bilgilerinin ölçülmesi amaçlanmaktadır.
Ancak, bu amacı gerçekleştirmek için kullanılabilecek geçerli ve güvenilir nitelikte
bir ölçme aracına incelenen kaynaklarda rastlanılmamıştır. O nedenle, böylesi bir
ölçme aracının oluşturulması ve geliştirilmesi de bu araştırmanın kapsamına
alınmıştır.
Bu ölçme aracı, eğitim-öğretim kurumlarında görev yapan yabancı dil (İngilizce)
öğretmenlerinin beyin-uyumlu öğrenme ilkelerini uygulamaya ne kadar hazır
bulunduklarını gösterecek olması bakımından önemlidir. Bu ilkelerle eğitim-öğretim
programlarını düzenleyecek olan kurumlar, yabancı dilin öğretilmesi sırasında
izlenecek olan beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine öğretmenlerinin ne kadar hazır
bulunduklarını bu araç ile belirleyebilir. Eğer öğretmenlerin hazırbulunuşluk profili
uygun düzeyin altında ise, uygun düzeyin altında değerleri belirlenen ulamlarda
kendilerine belirli-amaçlı bir eğitim programının sunulması ve hazırbulunuşluk
profillerinin uygun düzeylere yükseltilmesi “Giriş” bölümünde tartışılan nedenlerden
dolayı çok önem taşımaktadır.
Aşağıda; belirtilen amaç doğrultusunda ve kapsam çerçevesinde gerçekleştirilen
çalışmalar ve sonuçları yer almaktadır.
3.2. Araştırmanın Modeli
Araştırma tarama45 modelindedir. İstanbul İli Devlet Anadolu Liselerinde görev
yapan İngilizce öğretmenlerinin beyin uyumlu öğrenme hakkındaki bilgi ve tutumları
değerlendirilmiştir. Ancak, araştırmanın uygulamasından önce, araştırmada
kullanılacak ölçme aracı oluşturulmuş ve geliştirilmiştir. Ölçme aracının 2. ve 3.
45 Araştırma modelleri için bkz. Karasar (2007:77-87).
185
bileşeni olan ölçekler için Tavşancıl (2006:141; Anderson, 1988:427’den alıntı)’daki
model kullanılmıştır.
3.3. Araştırma Ölçme Aracı
Oluşturulması ve geliştirilmesi bu araştırma kapsamına alınan yabancı dil (İngilizce)
öğretmenlerinin beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine olan tutumları ve bu ilkeler
bakımından bilgi düzeyleri için ölçme aracı, 3 bileşenden oluşmak üzere
tasarlanmıştır. Ölçme aracında 1 sormaca, 1 tutum ölçeği ve 1 bilgi ölçeği
bulunmaktadır.
3.3.1. Sormaca
Demografik sorularla oluşturulan sormaca46 ile, öğretmenlerin:
1) Yaş aralığı (25’ten az / 25-30 arası / 31-35 arası / 36-40 arası / 41 ve üstü);
2) Cinsiyeti (Kadın / Erkek);
3) Öğrenim durumu (Lisans / Yüksek Lisans / Doktora)
4) Mesleki deneyim süresi (1 yıldan az / 1-4 yıl arası / 5-9 yıl arası / 10-14 yıl
arası / 15 yıl ve üstü);
5) Formasyon eğitimi (Eğitim fakültesi / Sonradan / Yok);
6) Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alıp almadığı (Evet /
Hayır); ve
7) Haftalık girdiği ders yükü (15 saatten az / 15-20 saat arası / 21-25 saat arası
/ 26 saat ve üstü)
saptanmaktadır.
46 Sormaca aracı için bkz. Balcı (2000:158-177); Kaptan (1998:139-143).
186
Sormaca bulguları bu araştırmada öğretmenlerin bu 7 ulam ile beyin-uyumlu
öğrenmeye olan tutumları ve bu modelle ilgili bilgileri arasında olası bir anlamlı
ilişkinin yordamasının yapılabilmesi için kullanılmıştır. Ancak, bu ölçme aracını
uygulayacak olan eğitim-öğretim kurumları sormaca bulgularını daha değişik bir
biçimde kullanabilirler.
Ülkemizde, öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarının öğrenceleri ve
öğrencedeki derslerin içerikleri Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu
işbirliği ile belirlenmekte olup tüm öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumları
ilgili alan öğretmenliği programında aynı öğrenceyi izlemektedir. Bu tezin yazıldığı
sırada yürürlükte olan İngilizce Öğretmenliği alanının ortak öğrencesi ve derslerin
çerçeve içeriklerinin en yeni bilgisi de Mayıs 2007’de Yükseköğretim Kurulu’nun
Internet Sitesinde47 yayımlanmıştır. Ortak programdaki derslerin bir bölümü
üniversitelerdeki İngilizce Öğretmenliği Lisans Programlarının tümü tarafından
verilecek zorunlu derslerdir. Bir bölümü ise, bu Lisans Programını sunan
üniversitenin kendi özgül öğretim elemanı ve öğrenci profili doğrultusunda başka
derslerle değiştirilebilir. Değişiklik önerileri ilgili üniversitenin Senatosunda
onaylanıp Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edildikten sonra uygulanabilir.
Ancak, tüm İngilizce Öğretmenliği Lisans Programlarında verilmesi zorunlu olan
dersler arasında beyin-uyumlu öğrenmeye ayrılmış bir ders yoktur. Öngörülen
zorunlu İngilizce öğretimi yöntem derslerinin çerçeve içeriklerinde de beyin-uyumlu
öğrenme veya bu modeli anıştıracak her hangi bir konu başlığı yoktur. O zaman,
beyin-uyumlu öğrenme yalnızca “değiştirilebilir” dersler arasında ve ancak o
üniversitedeki Yabancı Diller Eğitimi Bölümü’nün bireysel kararı doğrultusunda
“seçimlik” bir ders olarak yer alabilir.
Sonraki İngilizce Öğretmenliği Lisans Programı ortak öğrencelerinde bu ders ayrıca
yer alabilir. Ancak, bu tezin yazıldığı sırada görev yapan yabancı dil İngilizce
öğretmenleri böylesi içerikte bir dersi öğretmenlik eğitimleri sırasında almamışlardı.
Söz konusu İngilizce öğretmenleri bu konuyla ilgili olarak ya kendi kişisel ilgileri
nedeniyle ya da göreve başladıktan sonra gördükleri hizmet-içi eğitim 47 http://www.yok.gov.tr/egitim/egitim.htm
187
programlarında bilgi edinmiş olabilirler. Bu tezin araştırma aracının birinci bileşeni
olan sormacanın bulguları eğitim-öğretim kurumları tarafından bu amaçla
kullanılabilir. Bu ölçme aracı daha sonradan başka araştırmacılar veya ülkemizdeki
eğitim yapısını düzenleyecek yetkililer tarafından uygulandıkça ölçme aracının
birinci bileşeni olan sormacadaki ulamlar ile öğretmenlerin beyin-uyumlu öğrenme
ile ilgili bilgi ve tutum düzeylerinin arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı
yolunda daha güvenilir verilere ulaşılabilecektir. Eğitim-öğretim kurumları, görevli
İngilizce öğretmenlerinin demografik bilgilerine dayanarak belli özellikteki
öğretmenlerine belirli-amaçlı eğitim programlarının sunulmasının gerekli olup
olmadığını kararlaştırabilirler.
Ölçme aracının birinci bileşeni olan sormaca, uygulandığı biçimiyle bu tezin ekler
bölümünde Ek A olarak sunulmuştur.
3.3.2. Tutum ölçeği
Yabancı dil (İngilizce) öğretmenlerinin beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine olan
tutumları ve bu ilkeler bakımından bilgi düzeyleri için ölçme aracının ikinci bileşeni
tutum ölçeğidir. Tutum ölçeği 5’li Likert tipinde tasarlanan 66 maddeden
oluşmaktadır. Ölçek, kaynaklarda gösterilen adımlara uygun olarak oluşturulmuş,
pilot uygulaması ve sonuçlarının istatistik çözümlemeleri ile geliştirilmiştir. Tutum
ölçeğinin geliştirilmesi sürecine aşağıda 3.4. “Ölçeklerin Oluşturulması” ve 3.5.
“Ölçeklerin Geliştirilmesi” bölümlerinde ayrıntılı olarak yer verilmektedir.
3.3.3. Bilgi ölçeği
Yabancı dil (İngilizce) öğretmenlerinin beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine olan
tutumları ve bu ilkeler bakımından bilgi düzeyleri için ölçme aracının üçüncü ve son
bileşeni bilgi ölçeğidir. Bilgi ölçeği 5’li Likert tipinde tasarlanan 71 maddeden
oluşmaktadır. Ölçek, kaynaklarda gösterilen adımlara uygun olarak oluşturulmuş,
pilot uygulaması ve sonuçlarının istatistik çözümlemeleri ile geliştirilmiştir. Bilgi
ölçeğinin geliştirilmesi sürecine aşağıda 3.4. “Ölçeklerin Oluşturulması” ve 3.5.
“Ölçeklerin Geliştirilmesi” bölümlerinde ayrıntılı olarak yer verilmektedir.
188
3.4. Ölçeklerin Oluşturulması: Ön-ölçekler
Bu araştırmanın amacı doğrultusunda ve kapsamı çerçevesinde ölçeklerin
oluşturulması ve geliştirilmesi sürecinde, Likert tipi bir ölçeği geliştirirken izlenmesi
gereken sekiz basamağa uyulmuştur (Tavşancıl, 2006:141; Anderson, 1988:427’den
alıntı). Bu sekiz basamağın 1 – 4 arasındaki işlemleriyle ölçeğin oluşturulması, 5 – 8
arasındakileriyle ise geliştirilmesi sağlanır. Bu basamakların tümü aşağıda
belirtilmiştir:
1. Belli bir tutumla ilgili ifade olduğu kabul edilen olumlu ya da olumsuz çok
sayıda tutum maddesi yazılır.
2. Yazılan bütün maddeler bir ön elemeden geçirilir ve değerlendirilir. Bu ön
denemede ölçeğin uygulandığı grup ölçeğin uygulandığı benzer gruptan
seçilmeli ve her maddeyi “olumlu”, “olumsuz” ya da “nötr” olarak
değerlendirmelidir.
3. Bu grubun çoğunluğu tarafından olumlu ya da olumsuz olarak
değerlendirmeye tutulamayan maddeler ölçekten çıkarılır.
4. Kalan maddeler rastgele sıralanır.
5. Bu biçimde oluşturulan denemelik Likert ölçeği, ölçeğin üzerinde
geliştirilmesinin amaçlandığı denek grubuna uygulanır. Anlamlı ve güvenilir
sonuçların alınması amacıyla, uygulanılan gruptaki denek sayısının ölçekteki
maddelerin sayısından bir kaç kat fazla olması gerekir.
6. Madde analizi yapılır.
7. Madde analizi için yapılan hesaplamalar sonucunda tüm ölçek puanlarıyla
istatistiksel olarak manidar ilişki olmayan maddeler ölçekten çıkarılır.
8. Bu biçimde ölçek son halini alır.
Ölçeklerin oluşturulmasındaki süreç aşağıdaki adımlardan oluşmuştur:
1. Ölçekleri oluştururken, önce kaynakların taranması ile bilgi ve tutum ölçeklerinin
madde havuzları oluşturulmuştur. Madde havuzunda beyin-uyumlu öğrenme ile ilgili
471 bilgi parçacığı/ögesi toplanmıştır. Her bir ögenin bir tek önerme içermesine
189
çalışılmış, anlamlı ve verimli bir biçimde bölünemeyen bilgiler o haliyle
bırakılmıştır. Değişik kaynaklarda birbirini yineleyen bilgilerin yalnızca bir tanesi
alınarak derlemeye katılmıştır. Bu 471 bilgi ögesi beyin-uyumlu öğrenmenin
ilkeleridir. Ölçek maddelerinin yazılmasına dayanak ve olgusal kanıt oluşturan
beyin-uyumlu öğrenmenin madde havuzu bilgi ögeleri Ek F’de topluca
sunulmaktadır.
2. Bu biçimde derlenen bilgilerin oluşturduğu havuzdaki maddeler bir ön elemeden
geçirilmiştir. Bilgi ölçeğinde, öğretmenlere sorulamayacak kadar teknik olan
maddelerin olduğu görülmüştür48. Bu maddeler aynı zamanda Uygulamalı Dilbilim /
Yabancı Dil Öğretimi alanının da dışında kalabilecek kadar ayrıntılı ve uzmanlaşmış
önbilgi gerektirmekteydi. Bu türden bilgi ögelerini ayıklamak için ilk olarak bilgi
ölçeğinin maddeleri “elit ölçüt grup” olarak belirlenen tıp doktorlarına uygulanmıştır.
3. Elit ölçüt grubundaki 197 doktorun ön-ölçeklere verdikleri yanıtlar Microsoft
Office 2003 / Excel49 yazılım programıyla oluşturulan veritabanına işlenmiştir. Elit
ölçüt grup tarafından “olumlu” ya da “olumsuz” olarak değerlendirilemeyen
maddeler ölçekten çıkarılmıştır.
4. Bu ön elemeden sonra, bilgi ve tutum ölçekleri içinde rastgele dizilen maddeler ile
pilot uygulamada sınanacak ön-ölçekler oluşturulmuştur.
3.5. Ölçeklerin Geliştirilmesi: Pilot Uygulama
Oluşturulan ön-ölçeklerin sınanması ve ölçme aracının araştırmada kullanılacak son
biçimine gelebilmesi için bir pilot uygulama gerçekleştirilmiştir.
48 Örneğin: • Nöropinefrinin bütün kimyasallar içinde dikkati en çok etkileyen kimyasal olduğu bilinmektedir. • Sinaps yorgunluğunun mekanizması presinaptik terminalde transmiter madde deposunun tükenmesine de bağlıdır. • Stresli olduğumuzda böbrek üstü bezlerimiz kortizol diye adlandırılan bir peptid salgılar. Kortizolün kronik olarak çok yüksek olması bellek oluşumunda önemli olan hipokampüste beyin hücrelerinin ölümüne neden olmaktadır
49 Microsoft Office 2003 / Excel yazılım programına verilerin işlenmesi için bkz. Akkurt (1999:1-40)
190
3.5.1. Pilot Uygulama
Ön-ölçeklerin Tavşancıl (2006:141; Anderson, 1988:427’den alıntı)’daki sekiz
basamaklı modelin son dört basamağı için pilot uygulaması bir İngilizce öğretmeni
kümesi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Oluşturulmuş olan ölçeklerin bu pilot uygulama
ile geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu süreç aşağıda belirtilen adımlardan oluşmuştur:
1. Ön-ölçekler İstanbul İlindeki özel dershane, kurslar ve devlet liselerinde çalışan
200 İngilizce öğretmenine verilmiş, deneklerin ölçek maddelerine yanıtları
Microsoft Office 2003 / Excel yazılım programıyla oluşturulan ayrı bir veritabanına
işlenmiştir.
2. Pilot uygulama sonuçları üzerinden aşağıda 3.5.2. “Pilot Uygulama Verileri ve
İstatistik Analiz” bölümünde ayrıntıları verildiği biçimde madde analizi yapılmıştır.
3. Madde analizi sonucunda tüm ölçek puanlarıyla, istatistiksel olarak manidar ilişki
olmayan maddeler ölçekten çıkarılmıştır.
4. Ölçekler bu biçimiyle son halini almış, “BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME İÇİN
YABANCI DİL İNGİLİZCE ÖĞRETMENLERİNİN TUTUM VE BİLGİLERİNİ ÖLÇME
ARACI” hazırlanmıştır.
3.5.2. Pilot Uygulama Verileri ve İstatistik Analiz
Alt boyutlara ilişkin puanlar ilgili alanın kapsadığı önermelerden alınan puanların
aritmetik ortalaması alınarak bulunmuştur. Mutlak ölçüte göre yorum için ölçek
aralıkları belirlenirken olası maksimum ve minimum puanlar arasındaki fark (5-1),
6’ya (normal dağılımın %99.73’ü ±3 standart sapma arasında dağıldığı için)
bölünerek elde edilen sapma miktarı olan 0.67 değeri aracılığıyla ölçeğin
değerlendirilmesine kullanılan ve şekilde gösterilen yorum ölçütüne ulaşılmıştır.
Puanların yükselmesi bilgi düzeyinin yükseldiğini ifade etmektedir. 1-1.63 çok
yanlış, 1.63-2.33 yanlış, 2.33-3.67 bilginin yokluğunu, 3.67-4.34 doğru bilgi, 4.34-5
çok doğru bilgi düzeyini yansıtmaktadır.
191
Çizim 14. Mutlak ölçüte göre yorum için ölçek aralıkları
Örneğin x =1.48 ise ilgili çok yanlış bilgiye sahip olunduğunu, x =3.82 ise doğru
düzeyde bilgiye sahip olunduğunu yansıtmaktadır.
Pilot uygulama ile sınanan tutum ön-ölçeği ve bilgi ön-ölçeğinin sayıl verileri
üzerinde ayrı ayrı faktör analizi ve madde analizi yapılmıştır. Analizler yetkin bir
istatistik uzmanının denetiminde yapılmıştır.
3.5.2.1. Faktör Analizi
Faktör analizi tutum ön-ölçeği ve bilgi ön-ölçeğindeki ölçek maddeleri üzerine
yapılmıştır50. Yapılan istatistiksel hesapların tabloları Tablo 1 (Tutum Ölçeği Pilot
Çalışma Faktör Analizi) ve Tablo 2 (Bilgi Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi)’de
sunulmuştur.
50 Faktör analizi için bkz. Albayrak (2006:107-210).
192
3.5.2.1.1. Tutum Ölçeği
Tablo 1. Tutum Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi
Faktörler
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13
VAR00001 ,136 ,100 -,120 ,046 ,003 -,058 ,543 -,038 ,218 ,121 ,152 -,309 ,028
VAR00002 ,102 -,017 ,162 -,145 -,084 -,090 ,085 ,100 ,059 ,086 ,765 -,089 -,022
VAR00003 ,082 ,167 ,124 ,793 ,046 -,100 ,095 ,036 ,017 ,006 -,078 ,031 ,061
VAR00004 ,236 ,237 ,520 ,249 ,088 -,017 -,022 -,169 -,237 ,121 ,134 ,087 -,036
VAR00005 ,034 ,137 ,642 ,127 -,033 ,029 ,166 ,095 -,006 ,023 -,012 -,060 ,048
VAR00006 ,176 ,115 ,585 -,216 ,169 -,057 ,073 ,045 ,193 ,159 ,125 -,002 -,136
VAR00007 ,223 ,095 ,601 ,009 ,166 ,036 ,096 ,164 ,164 ,058 ,116 ,085 ,078
VAR00008 -,113 ,055 ,411 -,036 ,092 ,576 -,009 -,003 ,066 -,084 -,048 ,070 ,091
VAR00009 ,110 ,263 ,379 ,338 ,161 ,037 ,148 ,209 ,000 ,090 ,025 ,211 ,091
VAR00010 ,199 ,028 ,615 ,224 ,170 ,012 ,132 -,041 ,226 ,192 -,024 -,023 ,050
VAR00011 ,030 ,005 ,189 -,028 ,031 ,667 ,207 -,100 -,168 ,040 ,031 -,083 -,268
VAR00012 ,172 ,048 ,018 ,159 ,090 -,012 ,066 -,017 -,038 ,005 ,808 ,092 ,056
VAR00013 ,002 ,069 ,008 ,841 ,004 -,117 -,006 -,020 ,074 -,092 ,261 -,067 -,025
VAR00014 ,061 ,064 ,035 ,904 ,038 -,050 ,050 ,039 ,068 -,038 -,122 -,016 -,009
VAR00015 ,203 ,041 ,154 -,196 ,003 -,087 ,138 ,118 -,049 ,681 ,010 ,104 ,116
VAR00016 ,150 ,051 ,187 ,034 ,155 ,139 ,205 ,005 ,122 ,687 ,082 -,075 ,011
VAR00017 ,131 ,076 ,144 ,184 ,143 ,017 ,546 ,254 ,034 ,384 ,048 ,086 -,164
VAR00018 ,199 ,085 ,242 ,067 ,016 ,035 ,690 ,125 ,044 ,169 ,024 ,027 -,067
VAR00019 ,129 ,136 ,234 -,001 ,101 ,041 ,709 -,057 ,035 -,005 ,039 ,141 ,153
VAR00020 ,201 ,222 ,286 -,193 ,191 ,021 ,204 ,387 ,124 ,104 ,244 ,230 ,146
VAR00021 ,270 ,278 ,155 ,354 ,057 -,006 ,282 ,159 ,066 ,011 -,011 ,202 ,298
VAR00022 ,409 ,113 ,387 -,181 ,223 ,001 ,154 ,120 ,082 ,073 ,075 ,140 ,357
VAR00023 ,258 ,122 ,114 -,010 ,443 ,031 ,161 ,297 ,019 ,041 ,027 ,375 ,228
VAR00024 ,313 ,102 ,139 ,330 ,235 ,085 ,157 ,032 ,588 ,060 -,021 ,153 ,102
VAR00025 ,521 ,100 ,185 ,133 -,005 ,129 ,143 -,063 ,445 ,075 ,011 ,247 -,086
VAR00026 ,207 -,018 -,124 -,122 -,148 ,675 -,024 ,193 ,088 ,065 -,052 ,241 -,041
VAR00027 ,167 -,046 -,079 -,154 -,107 ,778 -,048 -,053 ,072 ,066 -,102 -,022 ,045
VAR00028 ,585 ,099 ,138 ,123 -,215 ,155 ,127 ,274 ,048 -,066 ,047 ,192 -,048
VAR00029 ,696 ,127 ,061 ,117 ,125 ,107 ,088 ,067 -,089 ,149 -,011 ,286 -,104
VAR00030 ,602 ,198 ,063 -,038 ,045 ,015 ,166 ,220 ,110 ,180 -,007 ,337 -,054
VAR00031 ,599 ,270 -,036 ,012 ,176 ,083 ,042 ,065 ,062 ,179 ,107 ,277 -,118
VAR00032 ,640 ,234 ,063 ,069 ,078 -,023 ,129 -,157 ,048 ,061 ,097 ,179 -,148
VAR00033 ,625 ,294 -,016 ,021 ,035 ,015 ,033
-1,23E-005
,047 ,019 ,060 ,030 ,066
VAR00034 ,337 ,048 ,032 ,359 -,195 ,075 -,087 ,135 -,077 ,248 ,094 -,062 ,413
193
Tablo 1. Tutum Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi
Faktörler
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13
VAR00035 ,130 -,020 -,208 ,142 ,331 ,567 -,045 ,020 ,105 -,066 ,231 -,060 ,268
VAR00036 ,703 ,062 ,002 ,138 ,124 ,124 ,097 ,079 ,030 ,055 ,120 -,150 ,066
VAR00037 ,611 ,133 -,036 -,009 ,200 ,032 ,042 ,188 ,121 ,163 ,084 ,082 ,128
VAR00038 ,700 ,150 ,117 ,107 ,149 ,070 ,151 -,009 ,113 ,123 -,030 -,097 ,187
VAR00039 ,626 ,115 ,263 ,010 -,011 ,056 ,097 ,060 ,136 -,010 -,054 -,074 ,279
VAR00040 ,662 ,256 ,152 ,030 ,083 ,060 -,014 -,029 ,203 ,187 ,096 -,093 ,006
VAR00041 ,555 ,127 ,250 ,010 ,029 ,067 ,062 ,112 ,513 ,117 ,063 -,150 ,039
VAR00042 ,654 ,301 ,075 ,047 ,137 ,095 ,061 ,038 ,049 ,196 ,028 -,046 ,033
VAR00043 ,633 ,192 ,240 ,027 ,236 ,023 ,014 ,119 ,063 ,054 ,143 -,028 ,019
VAR00044 ,600 ,104 ,144 -,100 -,020 -,029 ,034 ,079 -,055 -,242 ,016 -,049 ,233
VAR00045 ,626 ,169 ,127 -,005 ,235 ,092 ,090 ,244 ,093 -,038 ,053 -,096 ,091
VAR00046 ,626 ,190 ,225 ,044 ,201 ,072 ,092 ,214 ,149 ,012 -,012 -,091 ,024
VAR00047 ,402 ,098 ,112 -,104 ,032 ,508 ,010 ,256 ,041 ,005 -,133 -,325 ,061
VAR00048 ,310 ,552 ,164 ,120 ,214 ,048 -,011 ,190 ,214 ,093 ,007 -,023 -,042
VAR00049 ,322 ,541 ,217 ,116 ,066 ,053 -,060 ,274 ,266 ,212 ,072 -,030 -,073
VAR00050 ,335 ,489 ,299 ,089 ,083 ,054 ,152 ,270 ,302 ,012 ,013 -,154 -,022
VAR00051 ,252 ,803 ,003 ,026 ,017 -,076 ,031 -,031 -,038 ,030 -,088 ,127 ,064
VAR00052 ,315 ,267 ,410 -,030 ,134 ,020 ,177 ,053 ,555 -,045 ,021 -,112 ,036
VAR00053 ,398 ,505 ,189 ,045 ,216 ,098 ,219 ,105 ,280 ,001 ,119 -,099 ,012
VAR00054 ,267 ,823 ,069 ,024 -,055 -,056 ,072 -,029 ,021 -,002 -,021 ,097 ,042
VAR00055 ,360 ,445 ,302 ,102 ,230 ,062 ,115 ,200 ,179 ,056 ,081 -,068 ,004
VAR00056 ,348 ,487 ,165 ,145 ,114 ,024 ,235 ,212 ,052 ,026 ,082 -,082 ,163
VAR00057 ,427 ,594 ,203 ,150 ,029 ,069 ,083 ,181 -,064 -,033 ,115 -,011 -,074
VAR00058 ,110 ,387 -,031 ,065 ,289 ,403 -,006 ,154 -,008 ,010 -,008 -,024 ,249
VAR00059 ,410 ,284 ,033 ,129 ,362 ,042 ,164 ,186 ,005 ,030 ,004 -,308 ,002
VAR00060 ,255 ,085 ,186 ,066 ,769 -,001 ,071 ,080 ,116 ,075 -,005 -,015 -,027
VAR00061 ,253 ,132 ,218 -,005 ,752 -,029 ,054 ,154 ,044 ,067 -,004 ,046 -,012
VAR00062 ,281 ,241 ,304 ,092 ,328 ,097 ,033 ,060 ,083 ,207 ,072 -,043 ,340
VAR00063 ,186 ,463 ,152 ,194 ,261 ,055 ,219 ,008 ,202 ,124 ,010 ,015 ,339
VAR00064 ,241 ,287 ,207 ,116 ,221 ,019 ,044 ,518 ,065 ,161 ,108 -,084 -,009
VAR00065 ,310 ,229 ,016 ,074 ,244 ,089 ,057 ,627 ,003 ,063 -,002 ,077 ,113
VAR00066 ,353 ,472 ,181 ,143 ,145 ,019 ,262 ,258 -,115 -,149 ,048 -,131 ,051
194
3.5.2.1.2. Bilgi Ölçeği
Tablo 2. Bilgi Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi
Faktörler
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
VAR00001 -,094 ,046 ,039 ,099 ,124 ,103 ,155 ,187 -,009 ,030 -,106 ,012 ,036 ,058
VAR00002 ,011 ,022 ,089 ,134 ,041 ,035 -,013 ,067 ,009 -,110 ,002 ,033 ,787 ,008
VAR00003 ,094 ,005 -,004 ,055 ,024 -,079 -,068 ,202 ,158 -,085 ,169 -,015 ,077 -,019
VAR00004 ,095 -,010 ,038 ,052 -,090 ,001 ,028 ,094 ,073 ,035 ,093 ,049 ,164 ,106
VAR00005 ,168 -,015 -,077 -,007 ,108 ,057 -,102 ,022 ,044 -,009 ,162 ,224 ,501 -,122
VAR00006 ,010 ,029 ,133 ,052 ,046 ,098 ,006 ,088 -,086 -,007 ,004 ,094 ,069 ,023
VAR00007 -,101 ,227 ,286 ,084 ,119 ,264 ,191 ,091 -,065 ,009 -,116 ,299 -,020 ,029
VAR00008 ,049 -,073 ,114 ,019 ,075 ,044 -,027 -,005 ,053 ,201 -,092 -,009 ,022 ,072
VAR00009 ,130 ,019 ,017 ,056 ,023 -,186 ,087 ,329 ,096 ,325 ,106 ,271 ,119 ,000
VAR00010 ,074 ,071 ,019 -,056 ,105 -,069 ,078 ,674 -,030 -,084 -,092 ,128 ,042 -,094
VAR00011 -,081 ,016 ,057 -,006 ,134 ,087 ,058 ,709 -,076 -,015 ,164 -,057 ,069 ,083
VAR00012 -,125 ,104 -,188 -,110 -,025 ,143 ,097 ,187 -,025 ,034 -,028 -,142 ,164 -,021
VAR00013 -,031 -,002 ,196 -,086 ,054 -,269 ,078 ,221 -,124 ,258 -,013 ,004 ,517 ,110
VAR00014 ,278 ,001 -,064 ,100 ,024 -,063 ,655 ,098 -,034 ,027 ,087 ,081 ,024 -,102
VAR00015 ,019 -,026 ,006 ,008 ,005 ,006 ,121 ,114 ,066 ,031 ,113 ,061 -,046 ,054
VAR00016 ,214 -,215 ,022 ,222 -,080 ,022 ,090 ,308 -,050 ,166 ,019 ,293 -,169 -,089
VAR00017 ,019 ,074 -,058 ,137 -,040 ,378 ,411 ,197 -,105 ,098 ,098 ,096 -,108 ,114
VAR00018 ,108 ,077 ,141 ,029 ,031 ,078 ,270 ,004 -,366 ,110 ,157 ,167 ,090 ,032
VAR00019 ,044 ,080 ,033 ,129 -,005 ,002 ,105 -,010 ,015 ,004 ,016 ,155 -,093 -,012
VAR00020 -,040 ,030 ,011 -,077 ,161 ,045 ,602 ,023 ,146 ,001 ,122 ,062 -,035 ,036
VAR00021 ,220 ,065 -,024 ,024 ,164 ,037 ,133 ,059 ,074 -,036 ,027 ,041 ,056 ,058
VAR00022 ,223 -,077 -,001 ,134 -,031 -,168 -,039 -,076 -,314 ,139 -,159 ,350 ,205 ,232
VAR00023 ,056 -,044 ,062 -,054 -,055 ,042 ,059 ,055 -,015 ,055 -,009 -,015 ,037 ,014
VAR00024 -,015 ,074 ,310 ,171 ,065 ,079 ,360 -,125 -,064 -,032 -,016 ,080 ,066 -,010
VAR00025 -,021 -,036 ,694 ,034 ,136 -,005 ,084 ,023 -,223 ,017 -,036 ,004 ,099 ,110
VAR00026 ,118 -,060 ,781 -,052 ,074 ,049 -,102 ,031 ,086 -,022 ,099 ,020 ,024 ,058
VAR00027 -,039 ,184 ,508 ,059 ,114 ,273 -,036 ,061 ,067 ,131 -,035 -,136 ,109 ,066
VAR00028 -,058 ,042 ,272 -,051 ,006 ,023 ,051 -,175 -,092 ,218 ,070 ,013 ,460 ,065
VAR00029 ,181 -,023 ,252 ,018 ,115 ,113 ,058 ,036 -,143 -,117 ,235 ,066 ,007 ,581
VAR00030 -,022 ,018 ,221 -,082 -,123 ,138 ,237 -,077 ,111 ,356 ,102 ,030 ,193 -,055
VAR00031 ,366 ,147 ,103 -,207 -,067 ,029 ,041 ,011 -,075 ,184 ,118 ,114 ,014 -,333
VAR00032 ,416 ,060 -,045 -,107 -,033 -,005 -,034 ,057 ,318 ,117 -,034 ,185 ,035 ,055
VAR00033 ,030 -,037 -,005 ,098 ,075 ,189 ,045 -,016 ,145 ,713 ,063 ,014 -,061 ,046
VAR00034 ,001 -,071 ,000 -,071 -,061 ,040 ,025 ,007 -,049 ,078 ,027 ,009 ,075 ,072
VAR00035 -,011 ,201 ,423 ,097 ,048 ,047 -,026 ,362 ,102 ,009 ,008 -,178 ,125 -,006
195
Tablo 2. Bilgi Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi
Faktörler
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
VAR00036 -,251 ,251 ,169 ,140 -,123 ,104 ,405 ,225 ,221 ,114 ,024 -,076 -,041 ,121
VAR00037 -,074 ,110 ,179 ,391 -,065 ,087 ,076 ,126 ,294 -,009 -,134 ,096 -,151 ,119
VAR00038 ,110 ,068 ,117 ,281 ,159 -,027 -,092 ,016 ,206 ,132 -,126 -,047 ,016 ,643
VAR00039 -,094 ,131 -,067 ,069 ,106 ,003 ,064 -,092 ,777 ,047 ,008 ,090 -,006 ,041
VAR00040 ,141 -,154 -,201 ,116 -,101 ,115 ,216 ,098 ,222 ,101 ,363 ,057 ,027 ,026
VAR00041 ,050 ,093 -,113 ,103 ,185 ,207 ,093 ,029 ,416 ,294 ,258 -,013 ,013 ,125
VAR00042 ,227 ,175 -,113 -,055 ,096 ,198 ,196 ,208 -,008 -,077 ,064 -,029 ,235 -,105
VAR00043 ,052 ,184 ,265 -,323 ,219 ,065 -,001 ,066 ,025 ,224 ,146 ,070 ,027 ,043
VAR00044 ,012 ,008 ,136 -,051 ,214 ,159 ,216 ,179 -,041 ,169 ,015 ,169 ,107 -,032
VAR00045 ,176 ,043 ,039 ,046 ,192 ,021 ,064 ,069 -,181 ,030 ,053 ,081 ,150 -,043
VAR00046 ,188 ,145 -,084 ,017 ,291 -,082 ,113 -,198 ,105 ,080 -,093 ,007 ,092 ,106
VAR00047 ,144 ,060 ,076 ,060 ,202 ,087 ,116 ,017 ,028 ,060 ,176 ,000 ,025 -,001
VAR00048 ,702 -,037 -,087 ,002 ,026 ,014 ,133 -,048 -,207 ,083 ,041 -,079 ,034 ,047
VAR00049 ,701 ,137 ,147 ,069 ,028 -,058 ,024 ,042 ,015 ,032 ,083 -,053 -,025 ,100
VAR00050 ,019 ,382 -,042 ,141 ,190 ,271 ,032 ,251 ,135 ,078 -,006 ,070 ,123 ,185
VAR00051 ,282 ,172 ,035 -,145 -,048 -,034 ,068 -,085 ,019 ,128 ,225 -,014 -,003 ,513
VAR00052 ,052 ,458 ,115 ,181 ,197 ,017 -,023 ,038 ,132 ,351 ,069 ,061 -,017 -,054
VAR00053 ,299 ,099 -,004 ,206 ,109 -,024 -,055 -,103 -,186 ,583 ,022 ,079 ,028 ,054
VAR00054 -,091 ,097 ,104 -,048 ,761 -,036 ,066 ,169 ,139 ,107 ,003 ,035 ,058 ,095
VAR00055 ,103 ,087 ,225 ,068 ,707 ,067 ,041 ,058 ,047 -,026 ,159 ,041 ,055 -,008
VAR00056 ,069 ,033 ,015 -,053 ,521 ,272 ,052 ,066 -,093 ,230 -,029 ,118 ,014 ,353
VAR00057 ,147 ,107 ,094 ,006 ,126 ,145 ,107 ,233 ,111 ,171 ,064 -,099 ,312 -,037
VAR00058 ,057 ,229 ,150 ,037 ,070 ,027 ,103 -,146 ,017 ,012 -,133 ,224 ,100 ,023
VAR00059 ,561 -,106 ,040 -,015 ,009 -,048 -,022 -,059 ,099 ,013 -,136 ,243 ,014 ,254
VAR00060 ,056 -,041 ,174 ,251 ,211 ,085 ,098 -,019 ,180 ,047 ,078 ,187 ,048 -,321
VAR00061 ,042 ,065 ,000 -,026 ,112 ,092 ,099 ,078 ,113 -,084 ,117 -,032 -,016 ,004
VAR00062 ,420 ,135 ,039 ,209 -,066 -,084 -,013 ,141 ,126 -,037 -,079 ,136 ,140 ,275
VAR00063 ,139 ,316 ,059 ,436 ,125 -,128 ,018 -,121 ,051 ,162 ,197 ,131 ,065 ,175
VAR00064 ,054 ,085 -,017 ,731 -,051 ,062 -,054 -,005 ,074 ,176 ,015 ,060 ,057 ,079
VAR00065 -,003 ,211 ,121 ,567 ,041 ,222 ,240 ,035 -,010 -,026 ,342 ,082 ,062 ,025
VAR00066 ,025 ,027 -,084 ,464 ,016 ,111 ,118 -,017 -,012 ,086 ,220 ,053 ,108 ,027
VAR00067 -,087 ,168 -,089 ,340 ,195 ,269 ,127 -,001 -,005 -,083 ,369 -,058 -,063 -,047
VAR00068 ,041 ,074 ,051 ,092 ,084 ,042 ,091 ,060 ,000 ,079 ,769 -,007 ,044 ,050
VAR00069 ,232 ,359 -,002 ,176 ,068 -,097 ,194 -,082 ,183 ,080 ,051 -,198 ,085 ,081
VAR00070 ,020 ,673 -,184 ,101 ,060 ,241 -,047 -,019 ,068 -,028 -,010 ,108 ,062 ,027
VAR00071 -,119 ,467 -,062 ,318 ,094 -,012 ,061 ,014 -,235 ,013 -,146 ,010 ,006 -,015
VAR00072 ,143 ,114 ,106 ,140 ,098 ,114 ,057 -,086 -,123 ,008 ,125 ,145 ,097 ,082
196
Tablo 2. Bilgi Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi
Faktörler
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
VAR00073 -,143 ,116 ,077 ,101 ,042 -,002 ,087 ,112 ,025 ,260 ,312 ,224 ,123 -,125
VAR00074 ,114 ,175 -,025 ,078 ,065 ,050 ,158 -,073 ,001 ,115 ,085 ,137 -,045 ,081
VAR00075 -,109 ,032 -,130 ,107 ,131 ,100 ,236 -,010 ,126 ,112 -,084 ,601 -,080 ,003
VAR00076 ,048 ,268 ,022 ,049 ,041 ,114 ,012 ,029 ,023 -,012 ,093 ,700 ,141 -,004
VAR00077 ,201 ,590 ,138 ,045 ,094 ,073 ,080 ,084 ,090 -,094 ,093 ,096 -,130 -,003
VAR00078 -,029 ,526 ,152 ,028 -,039 -,160 ,081 ,128 ,139 ,163 ,296 ,214 ,056 ,081
VAR00079 ,059 ,362 -,007 ,025 ,126 ,073 ,258 ,072 ,139 -,102 ,213 ,058 ,119 ,075
VAR00080 ,302 ,039 ,038 ,131 ,018 ,310 -,220 ,115 ,247 ,008 ,039 ,301 ,059 -,112
VAR00081 ,119 ,192 ,152 ,133 ,287 ,031 -,105 ,276 ,184 ,025 ,253 -,048 ,107 -,184
VAR00082 ,051 ,066 ,112 ,027 ,169 ,667 -,042 ,128 -,059 ,095 ,173 ,121 -,027 ,009
VAR00083 ,268 ,118 ,222 ,149 ,128 ,206 ,207 ,071 ,273 ,253 -,052 -,077 ,130 -,149
VAR00084 ,180 ,011 ,215 -,054 ,153 ,306 ,243 ,015 ,114 ,089 ,055 ,004 ,169 ,001
VAR00085 ,294 ,116 ,027 ,245 ,139 ,048 ,136 ,182 ,063 ,167 -,141 -,052 ,058 -,290
VAR00086 -,203 ,090 ,081 ,155 -,079 ,656 ,080 -,145 ,134 ,122 -,055 ,045 ,035 ,007
Tablo 2. Bilgi Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi (Devam)
Faktörler
15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28
VAR00001 -,105 -,037 -,019 ,058 ,041 ,002 ,047 ,023 ,039 ,056 ,017 ,037 -,047 ,682
VAR00002 -,083 ,077 -,046 -,002 ,135 -,088 ,075 ,076 -,038 ,030 -,067 ,014 ,036 ,009
VAR00003 ,311 ,236 ,149 -,011 ,332 ,091 ,075 ,089 -,136 ,153 ,166 -,016 ,098 ,472
VAR00004 ,040 -,029 ,076 -,089 ,666 -,045 ,110 ,042 ,080 ,020 ,114 -,017 ,046 ,119
VAR00005 ,085 -,016 ,165 ,014 ,230 ,043 -,253 -,004 -,021 -,270 ,179 -,075 ,061 ,040
VAR00006 ,180 -,014 -,002 ,015 ,104 ,021 ,075 ,012 ,010 ,079 ,765 ,049 ,023 ,045
VAR00007 -,064 -,201 ,287 ,199 ,093 ,039 ,032 -,018 ,197 ,114 ,205 -,245 -,035 -,149
VAR00008 ,041 ,009 ,765 ,065 ,127 ,110 ,093 ,052 ,000 -,023 -,015 ,065 ,065 ,016
VAR00009 -,048 -,023 ,299 -,030 -,114 -,010 -,166 ,153 -,046 ,238 ,007 -,183 ,118 -,099
VAR00010 ,049 -,131 ,108 ,235 ,144 -,051 ,008 ,012 ,073 ,097 -,035 ,103 ,074 ,196
VAR00011 -,102 ,062 -,092 -,005 -,049 ,070 ,089 -,006 ,074 ,072 ,111 -,050 -,004 ,142
VAR00012 ,111 ,275 ,169 -,036 -,045 ,524 ,045 ,031 ,364 ,065 -,012 -,066 -,151 -,013
VAR00013 ,068 ,208 ,043 -,170 ,027 ,030 ,036 ,129 ,081 -,006 ,219 ,075 -,137 ,026
VAR00014 ,032 ,055 -,067 ,052 ,071 ,117 -,017 -,012 ,157 ,162 -,089 -,032 ,007 ,016
VAR00015 -,006 ,010 -,043 ,048 ,074 ,106 ,080 ,054 ,026 ,790 ,083 ,090 ,085 ,075
VAR00016 ,152 ,118 ,035 -,193 ,170 ,260 ,075 -,036 ,047 ,245 ,053 -,022 ,125 -,104
VAR00017 ,323 -,077 -,033 ,043 ,065 ,257 -,003 -,211 ,089 -,117 -,061 -,161 ,149 ,125
VAR00018 -,104 ,162 ,353 -,095 ,016 ,023 -,062 ,078 -,110 -,298 ,058 ,020 ,038 ,195
197
Tablo 2. Bilgi Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi (Devam)
Faktörler
15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28
VAR00019 ,047 ,020 ,072 -,006 -,039 ,748 -,076 -,006 -,093 ,053 ,028 ,085 ,064 ,018
VAR00020 ,144 ,021 ,051 -,002 ,012 ,065 ,153 ,134 ,027 ,104 ,126 ,220 ,103 ,211
VAR00021 ,022 ,040 ,180 ,664 ,074 ,159 ,002 ,065 -,162 ,112 ,046 ,019 ,228 ,155
VAR00022 ,025 -,136 ,072 ,217 ,069 -,055 -,144 ,282 ,100 ,090 ,060 ,172 ,003 ,045
VAR00023 ,041 -,008 ,069 ,045 ,066 ,034 ,033 ,074 ,061 ,071 ,007 ,105 ,854 -,008
VAR00024 ,085 ,028 ,125 ,170 ,512 -,016 -,137 -,027 ,029 ,077 -,092 ,025 ,070 -,128
VAR00025 -,080 -,044 ,022 -,041 ,025 ,020 -,022 -,062 ,040 -,092 -,017 ,090 ,031 ,067
VAR00026 ,076 ,112 ,061 ,033 ,086 -,062 ,127 ,094 -,090 ,006 ,177 ,014 -,002 -,056
VAR00027 ,015 ,260 ,090 ,068 -,033 -,054 -,041 -,056 ,047 ,175 ,025 -,155 ,037 ,323
VAR00028 ,134 -,002 ,275 ,268 -,149 ,028 ,161 -,055 ,194 ,039 ,103 -,008 ,131 ,136
VAR00029 -,048 ,164 ,107 -,034 ,163 ,058 -,092 ,118 ,015 ,003 ,005 ,046 -,061 -,023
VAR00030 -,069 ,109 -,001 -,122 ,117 ,122 -,161 -,287 -,167 -,020 ,315 ,066 ,142 -,065
VAR00031 -,028 ,086 ,284 ,026 ,165 -,132 ,093 ,103 ,152 -,003 -,146 -,080 ,013 ,131
VAR00032 -,292 ,135 ,024 -,004 -,011 -,093 ,249 -,082 ,086 -,027 ,036 ,270 ,213 -,169
VAR00033 ,066 ,081 ,216 -,022 -,115 ,050 -,027 ,016 -,077 -,038 -,036 ,074 ,061 -,050
VAR00034 ,019 ,024 ,042 ,059 ,052 ,011 ,003 ,830 ,035 ,068 ,043 ,001 ,043 ,019
VAR00035 ,141 -,079 ,334 -,203 ,091 ,188 -,149 -,058 ,002 ,066 -,126 ,067 ,112 -,135
VAR00036 ,054 ,107 ,222 -,186 ,123 ,077 ,007 ,047 -,075 -,030 ,059 ,337 -,105 -,069
VAR00037 -,050 -,029 ,009 -,007 ,245 ,154 ,446 -,081 ,136 -,111 ,113 ,019 ,115 ,054
VAR00038 ,072 -,051 ,051 ,020 -,021 -,013 -,011 ,073 ,024 ,018 -,036 -,093 ,087 ,055
VAR00039 ,029 -,092 ,044 -,060 ,053 -,013 -,099 -,028 ,091 ,071 -,032 ,019 -,020 ,018
VAR00040 ,020 ,086 ,288 -,110 ,030 -,053 ,035 -,256 ,286 -,060 -,058 ,154 -,098 -,005
VAR00041 -,093 ,046 ,094 ,115 ,024 ,135 -,126 ,043 ,105 -,004 -,192 ,103 ,036 ,148
VAR00042 ,132 -,031 ,130 -,130 -,068 -,166 ,097 ,103 -,100 ,436 -,132 ,205 -,032 ,150
VAR00043 -,007 ,304 ,181 ,014 ,275 ,158 ,112 ,170 ,059 ,189 -,004 ,024 ,062 -,010
VAR00044 ,204 ,180 ,081 -,120 ,215 ,002 ,062 -,158 -,106 ,152 -,421 ,181 ,113 -,097
VAR00045 ,030 ,017 ,091 -,080 ,067 -,090 ,645 ,087 ,079 ,159 ,057 -,017 ,057 ,069
VAR00046 ,049 -,114 ,121 -,558 ,158 ,180 ,049 -,010 ,111 ,060 ,050 ,094 ,128 ,056
VAR00047 ,000 -,006 ,073 -,057 -,026 ,082 -,025 ,001 ,118 ,175 ,022 ,687 ,174 ,056
VAR00048 ,041 ,071 -,073 ,000 ,085 ,077 -,040 ,043 ,036 ,065 ,057 ,077 -,046 ,042
VAR00049 -,017 -,027 ,130 ,035 -,013 ,046 ,121 -,104 -,151 -,018 ,017 ,027 ,067 -,107
VAR00050 -,080 ,015 -,093 -,298 ,234 ,241 ,025 ,195 -,070 ,078 -,069 ,216 -,002 ,075
VAR00051 ,083 ,120 ,021 ,065 ,138 -,084 ,256 -,014 -,039 ,126 ,139 ,180 -,018 ,160
VAR00052 ,054 -,086 -,002 -,019 ,158 ,056 ,078 ,000 ,278 -,023 -,047 ,117 ,154 ,178
VAR00053 ,085 -,060 ,082 -,054 ,245 -,093 ,142 ,104 -,021 ,115 ,008 -,038 -,075 ,089
VAR00054 ,085 ,116 ,084 -,012 -,058 ,011 -,085 -,112 ,023 ,129 ,049 ,175 -,037 ,001
VAR00055 -,007 ,071 -,006 ,027 -,071 ,030 ,186 ,010 ,115 -,052 -,015 ,040 -,098 ,196
VAR00056 ,052 -,073 -,002 -,088 ,125 -,149 ,144 ,123 ,000 -,160 -,015 -,100 ,115 -,054
198
Tablo 2. Bilgi Ölçeği Pilot Çalışma Faktör Analizi (Devam)
Faktörler
15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28
VAR00057 ,253 -,228 -,030 ,027 ,046 ,166 ,252 ,095 -,170 ,059 ,088 ,215 -,051 -,064
VAR00058 ,425 -,249 -,038 ,238 ,065 ,119 ,330 ,094 -,140 -,083 -,038 ,280 -,039 -,117
VAR00059 ,288 ,036 -,035 ,003 ,039 -,094 ,035 ,100 ,233 ,031 -,113 -,074 ,079 -,024
VAR00060 ,104 ,128 ,121 -,441 ,072 ,167 ,157 -,044 ,079 ,061 ,004 ,132 ,161 ,050
VAR00061 -,006 -,038 -,007 -,137 ,071 -,038 ,032 ,029 ,805 ,018 ,028 ,070 ,072 ,016
VAR00062 ,052 ,233 ,188 ,042 -,087 -,240 -,189 ,129 ,211 -,101 -,063 ,111 ,008 -,118
VAR00063 -,180 ,175 ,052 ,083 -,003 -,090 -,143 -,085 ,106 ,034 ,123 ,044 -,189 ,070
VAR00064 ,077 ,084 ,019 -,050 ,123 ,094 ,031 -,023 -,116 -,030 -,070 ,006 -,096 ,093
VAR00065 ,052 -,017 -,030 -,032 -,129 ,161 ,093 ,011 ,081 ,130 ,125 ,022 -,031 ,079
VAR00066 ,373 ,152 ,195 ,064 ,072 -,098 ,085 -,180 ,078 -,001 ,132 ,037 ,221 -,110
VAR00067 -,165 ,050 -,089 ,026 ,233 ,026 ,051 ,089 -,043 ,024 ,186 ,157 ,270 -,010
VAR00068 ,096 ,071 -,056 ,021 ,074 ,006 -,010 ,047 ,087 ,125 -,007 ,065 -,011 -,085
VAR00069 -,262 ,123 ,049 ,136 ,064 -,019 ,208 ,156 -,138 ,179 ,000 -,138 -,096 -,312
VAR00070 ,120 ,067 -,016 ,035 ,105 ,012 ,097 -,171 -,058 ,083 -,067 ,018 -,172 -,061
VAR00071 ,100 ,200 -,093 ,160 ,118 ,175 ,007 ,061 ,156 -,057 ,175 ,247 ,044 -,139
VAR00072 ,039 ,687 ,016 ,039 -,022 ,092 -,013 ,001 -,028 -,004 -,044 -,011 -,016 -,005
VAR00073 ,243 ,343 -,211 ,079 ,124 ,255 ,044 ,126 -,045 -,071 -,032 ,141 ,086 ,116
VAR00074 ,643 ,130 ,023 -,063 ,038 ,106 -,022 -,016 ,038 ,055 ,219 -,018 ,014 -,052
VAR00075 ,176 ,286 -,006 ,004 ,003 -,053 -,027 ,029 -,099 ,136 ,012 ,158 ,069 ,026
VAR00076 ,047 ,036 -,002 -,036 ,085 ,208 ,127 -,022 ,001 -,043 ,067 -,102 -,073 ,010
VAR00077 ,249 ,002 ,017 -,054 -,177 ,058 -,142 ,087 ,028 ,003 ,229 -,113 ,066 ,136
VAR00078 ,011 ,181 -,044 -,030 -,128 ,088 ,080 -,064 ,156 -,177 -,057 ,105 ,022 ,100
VAR00079 -,105 ,078 ,079 -,145 -,056 -,046 ,226 ,433 -,101 -,072 -,066 ,072 ,213 ,025
VAR00080 ,178 -,017 ,211 ,251 ,025 ,040 ,099 ,093 ,012 -,008 ,067 ,105 -,233 ,033
VAR00081 ,355 -,044 ,215 ,050 ,180 -,192 -,129 ,125 -,001 -,062 -,028 ,098 -,069 ,052
VAR00082 ,026 ,092 ,140 ,038 ,153 -,035 -,015 ,099 ,010 -,050 ,059 ,168 -,090 ,083
VAR00083 ,152 ,294 -,006 ,022 ,050 -,011 -,107 ,055 ,014 -,058 ,186 ,149 -,208 ,107
VAR00084 ,072 ,197 -,130 ,002 ,100 ,180 -,395 ,213 ,225 -,139 ,093 ,115 ,075 -,014
VAR00085 ,061 ,311 ,017 ,351 ,009 -,164 -,084 ,131 -,054 -,015 ,287 ,003 ,014 -,139
VAR00086 ,049 ,086 -,038 -,019 -,161 ,083 ,026 -,046 ,150 ,121 ,071 -,046 ,183 ,047
199
3.5.2.2. Madde Analizi
Tutum ön-ölçeği ve bilgi ön-ölçeğindeki ölçek maddeleri üzerine madde analizi de
yapılmıştır. Yapılan istatistiksel hesapların tabloları aşağıda sunulmuştur.
3.5.2.2.1. Bilgi Ölçeği
Ölçeğin uygulanmasından elde edilen veriler üzerinde ölçek geliştirme istatistikleri
olarak rit (item-total korelasyon), rir (item-remainder) katsayıları ve Cronbach
katsayıları hesaplanmış bu sonuçlara göre tüm boyutlardaki tüm itemler manidar
bulunmuş, içtutarlı olduğu görülmüştür. (Tablo 3-6)
Tablo 3. TB Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
FB1 0.39 233 p<.01 -0.66 233 p<.01 FB2 0.52 233 p<.01 -0.48 233 p<.01 FB3 0.42 233 p<.01 -0.38 233 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.83 235 3 ======================================================================================
Tablo 4. FB1 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
B1 0.54 233 p<.01 0.50 233 p<.01 B2 0.62 233 p<.01 0.59 233 p<.01 B3 0.63 233 p<.01 0.60 233 p<.01 B4 0.66 233 p<.01 0.62 233 p<.01 B5 0.55 233 p<.01 0.50 233 p<.01 B6 0.63 233 p<.01 0.59 233 p<.01 B7 0.68 233 p<.01 0.65 233 p<.01 B8 0.66 233 p<.01 0.63 233 p<.01 B9 0.69 233 p<.01 0.66 233 p<.01 B10 0.65 233 p<.01 0.62 233 p<.01 B11 0.66 233 p<.01 0.62 233 p<.01 B12 0.71 233 p<.01 0.68 233 p<.01 B13 0.59 233 p<.01 0.54 233 p<.01 B14 0.63 233 p<.01 0.60 233 p<.01 B15 0.50 233 p<.01 0.43 233 p<.01 B16 0.47 233 p<.01 0.42 233 p<.01 B17 0.56 233 p<.01 0.51 233 p<.01 B18 0.57 233 p<.01 0.54 233 p<.01 B19 0.61 233 p<.01 0.57 233 p<.01 B20 0.70 233 p<.01 0.67 233 p<.01 B21 0.65 233 p<.01 0.62 233 p<.01 B22 0.56 233 p<.01 0.51 233 p<.01 B23 0.67 233 p<.01 0.64 233 p<.01 B24 0.65 233 p<.01 0.61 233 p<.01 B25 0.57 233 p<.01 0.52 233 p<.01 B26 0.71 233 p<.01 0.68 233 p<.01 B27 0.67 233 p<.01 0.64 233 p<.01 B28 0.56 233 p<.01 0.51 233 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.94 235 28 ======================================================================================
200
Tablo 5. FB2 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
B29 0.59 233 p<.01 0.52 233 p<.01 B30 0.57 233 p<.01 0.50 233 p<.01 B31 0.61 233 p<.01 0.55 233 p<.01 B32 0.61 233 p<.01 0.56 233 p<.01 B33 0.58 233 p<.01 0.52 233 p<.01 B34 0.59 233 p<.01 0.53 233 p<.01 B35 0.60 233 p<.01 0.54 233 p<.01 B36 0.59 233 p<.01 0.54 233 p<.01 B37 0.62 233 p<.01 0.56 233 p<.01 B38 0.55 233 p<.01 0.49 233 p<.01 B39 0.61 233 p<.01 0.56 233 p<.01 B40 0.61 233 p<.01 0.55 233 p<.01 B41 0.59 233 p<.01 0.52 233 p<.01 B42 0.66 233 p<.01 0.61 233 p<.01 B43 0.56 233 p<.01 0.49 233 p<.01 B44 0.60 233 p<.01 0.55 233 p<.01 B45 0.54 233 p<.01 0.47 233 p<.01 B46 0.47 233 p<.01 0.37 233 p<.01 B47 0.54 233 p<.01 0.47 233 p<.01 B48 0.55 233 p<.01 0.49 233 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.89 235 20 ======================================================================================
Tablo 6. FB3 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
B49 0.51 233 p<.01 0.46 233 p<.01 B50 0.49 233 p<.01 0.42 233 p<.01 B51 0.38 233 p<.01 0.31 233 p<.01 B52 0.47 233 p<.01 0.41 233 p<.01 B53 0.48 233 p<.01 0.39 233 p<.01 B54 0.54 233 p<.01 0.50 233 p<.01 B55 0.49 233 p<.01 0.43 233 p<.01 B56 0.55 233 p<.01 0.48 233 p<.01 B57 0.47 233 p<.01 0.40 233 p<.01 B58 0.50 233 p<.01 0.45 233 p<.01 B59 0.60 233 p<.01 0.54 233 p<.01 B60 0.51 233 p<.01 0.45 233 p<.01 B61 0.50 233 p<.01 0.42 233 p<.01 B62 0.62 233 p<.01 0.57 233 p<.01 B63 0.57 233 p<.01 0.51 233 p<.01 B64 0.62 233 p<.01 0.57 233 p<.01 B65 0.61 233 p<.01 0.56 233 p<.01 B66 0.55 233 p<.01 0.50 233 p<.01 B67 0.46 233 p<.01 0.39 233 p<.01 B68 0.52 233 p<.01 0.42 233 p<.01 B69 0.51 233 p<.01 0.43 233 p<.01 B70 0.52 233 p<.01 0.46 233 p<.01 B71 0.56 233 p<.01 0.49 233 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.88 235 23 ======================================================================================
İtemlerin ayırt etme gücünü sınamak için üst ve alt çeyreklerarası t testi uygulanmış,
bu analize göre tüm boyutlardaki tüm itemler manidar bulunmuş, ayırt edici olduğu
görülmüştür. (Tablo 7-10)
201
Tablo 7. TB Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== FB1 4.19 0.40 59 3.16 0.16 58 115 18.22 p<.01 FB2 4.58 0.30 59 3.61 0.27 58 115 18.27 p<.01 FB3 4.57 0.21 59 3.63 0.29 58 115 20.53 p<.01
===============================================================================================
Tablo 8. FB1 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları
=============================================================================================== Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== B1 4.49 0.65 59 3.33 0.71 58 115 9.23 p<.01 B2 3.93 0.72 59 3.03 0.18 58 115 9.25 p<.01 B3 3.91 0.84 59 3.07 0.32 58 115 7.21 p<.01 B4 4.24 0.68 59 3.14 0.35 58 115 11.00 p<.01 B5 4.30 0.77 59 3.14 0.61 58 115 9.09 p<.01 B6 4.41 0.56 59 3.28 0.49 58 115 11.63 p<.01 B7 4.66 0.48 59 3.33 0.57 58 115 13.67 p<.01 B8 4.42 0.65 59 3.09 0.39 58 115 13.51 p<.01 B9 4.41 0.53 59 3.07 0.26 58 115 17.37 p<.01 B10 4.27 0.69 59 3.07 0.41 58 115 11.40 p<.01 B11 4.30 0.68 59 3.00 0.59 58 115 11.10 p<.01 B12 4.14 0.78 59 3.05 0.22 58 115 10.23 p<.01 B13 4.52 0.60 59 3.19 0.91 58 115 9.42 p<.01 B14 4.32 0.73 59 3.07 0.37 58 115 11.70 p<.01 B15 4.44 0.91 59 2.98 0.89 58 115 8.74 p<.01 B16 4.75 0.44 59 3.71 0.75 58 115 9.17 p<.01 B17 3.90 0.84 59 2.88 0.42 58 115 8.23 p<.01 B18 3.95 0.82 59 3.02 0.23 58 115 8.36 p<.01 B19 4.12 0.77 59 2.83 0.60 58 115 10.15 p<.01 B20 4.07 0.61 59 3.00 0.00 58 115 13.29 p<.01 B21 4.19 0.78 59 3.03 0.37 58 115 10.20 p<.01 B22 4.63 0.55 59 3.41 0.68 58 115 10.62 p<.01 B23 4.32 0.54 59 3.21 0.49 58 115 11.73 p<.01 B24 4.20 0.74 59 3.10 0.31 58 115 10.50 p<.01 B25 4.24 0.75 59 3.02 0.61 58 115 9.66 p<.01 B26 4.05 0.70 59 3.03 0.18 58 115 10.63 p<.01 B27 3.98 0.78 59 3.02 0.13 58 115 9.34 p<.01 B28 4.49 0.63 59 3.22 0.68 58 115 10.52 p<.01
===============================================================================================
Tablo 9. FB2 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları
=============================================================================================== Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== B29 4.81 0.39 59 3.53 0.73 58 115 11.82 p<.01 B30 4.73 0.52 59 3.59 0.70 58 115 10.02 p<.01 B31 4.85 0.36 59 3.60 0.65 58 115 12.85 p<.01 B32 4.86 0.34 59 3.71 0.65 58 115 12.07 p<.01 B33 4.93 0.25 59 3.74 0.74 58 115 11.70 p<.01 B34 4.52 0.68 59 3.29 0.68 58 115 9.84 p<.01 B35 4.49 0.60 59 3.48 0.54 58 115 9.59 p<.01 B36 4.70 0.46 59 3.66 0.58 58 115 10.72 p<.01 B37 4.85 0.36 59 3.64 0.61 58 115 13.02 p<.01 B38 4.58 0.62 59 3.60 0.62 58 115 8.48 p<.01 B39 4.61 0.56 59 3.67 0.54 58 115 9.22 p<.01 B40 4.61 0.53 59 3.41 0.56 58 115 11.88 p<.01 B41 4.32 0.71 59 3.24 0.60 58 115 8.91 p<.01 B42 4.75 0.44 59 3.55 0.63 58 115 11.96 p<.01 B43 4.80 0.45 59 3.84 0.70 58 115 8.82 p<.01 B44 4.48 0.68 59 3.36 0.58 58 115 9.50 p<.01 B45 4.61 0.56 59 3.50 0.63 58 115 10.11 p<.01 B46 4.29 0.85 59 3.16 0.77 58 115 7.55 p<.01 B47 4.46 0.62 59 3.36 0.61 58 115 9.57 p<.01 B48 4.81 0.51 59 3.83 0.75 58 115 8.32 p<.01
===============================================================================================
202
Tablo 10. FB3 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== B49 4.76 0.50 59 3.83 0.70 58 115 8.28 p<.01 B50 4.78 0.49 59 3.69 0.75 58 115 9.27 p<.01 B51 4.39 0.93 59 3.69 0.75 58 115 4.47 p<.01 B52 4.73 0.49 59 3.84 0.81 58 115 7.16 p<.01 B53 4.59 0.72 59 3.21 0.81 58 115 9.77 p<.01 B54 4.88 0.33 59 3.95 0.66 58 115 9.72 p<.01 B55 4.80 0.41 59 3.95 0.71 58 115 7.94 p<.01 B56 4.19 0.75 59 2.93 0.86 58 115 8.43 p<.01 B57 4.63 0.55 59 3.72 0.93 58 115 6.38 p<.01 B58 4.66 0.48 59 3.90 0.83 58 115 6.11 p<.01 B59 4.61 0.56 59 3.33 0.63 58 115 11.64 p<.01 B60 4.70 0.53 59 3.72 0.59 58 115 9.37 p<.01 B61 4.27 0.74 59 2.91 1.00 58 115 8.38 p<.01 B62 4.32 0.68 59 3.05 0.74 58 115 9.70 p<.01 B63 4.64 0.48 59 3.50 0.78 58 115 9.57 p<.01 B64 4.75 0.44 59 3.72 0.67 58 115 9.77 p<.01 B65 4.83 0.38 59 3.52 0.86 58 115 10.69 p<.01 B66 4.85 0.36 59 4.09 0.82 58 115 6.50 p<.01 B67 4.78 0.46 59 3.91 0.76 58 115 7.51 p<.01 B68 4.54 0.73 59 2.88 1.08 58 115 9.80 p<.01 B69 4.02 0.94 59 2.74 0.69 58 115 8.37 p<.01 B70 4.81 0.39 59 3.95 0.85 58 115 7.11 p<.01 B71 4.88 0.38 59 3.64 0.93 58 115 9.50 p<.01
===============================================================================================
Ölçeğin bireylerin kalıcı özelliklerini belirleme yeterliğinin ortaya konulabilmesi için
test-retest uygulaması yapılmış ve devamlılık katsayıları hesaplanmıştır. Test bütünü
açısından devamlılık özelliği taşıdığı görülmüştür. (Tablo 11)
Tablo 11. Bilgi Ölçeği Devamlılık Katsayıları
Bilgi maddeleri r sd p BT 0,66 35 p<.05 b1 0,69 35 p<.05 b2 0,34 35 p<.05 b3 1,00 35 p<.05 b4 0,36 35 p<.05 b5 0,38 35 p<.05 b6 0,37 35 p<.05 b7 0,32 35 p<.05 b8 0,18 35 * b9 0,49 35 p<.05 b10 0,34 35 p<.05 b11 0,18 35 * b12 0,39 35 p<.05 b13 0,53 35 p<.05 b14 0,46 35 p<.05 b15 0,46 35 p<.05 b16 0,16 35 * b17 0,45 35 p<.05
203
Tablo 11. Bilgi Ölçeği Devamlılık Katsayıları
Bilgi maddeleri r sd p b18 0,63 35 p<.05 b19 0,59 35 p<.05 b20 0,05 35 * b21 0,48 35 p<.05 b22 0,55 35 p<.05 b23 0,21 35 p<.05 b24 0,30 35 p<.05 b25 0,44 35 p<.05 b26 0,26 35 p<.05 b27 0,56 35 p<.05 b28 0,64 35 p<.05 b29 0,40 35 p<.05 b30 0,33 35 p<.05 b31 0,43 35 p<.05 b32 0,53 35 p<.05 b33 0,02 35 * b34 0,56 35 p<.05 b35 0,39 35 p<.05 b36 0,44 35 p<.05 b37 0,52 35 p<.05 b38 -0,02 35 * b39 0,58 35 p<.05 b40 0,53 35 p<.05 b41 0,37 35 p<.05 b42 0,35 35 p<.05 b43 0,55 35 p<.05 b44 0,23 35 p<.05 b45 0,39 35 p<.05 b46 0,38 35 p<.05 b47 0,54 35 p<.05 b48 0,59 35 p<.05 b49 0,61 35 p<.05 b50 0,18 35 * b51 0,13 35 * b52 0,40 35 p<.05 b53 0,60 35 p<.05 b54 0,52 35 p<.05 b55 0,46 35 p<.05 b56 0,66 35 p<.05 b57 0,63 35 p<.05 b58 0,55 35 p<.05 b59 0,24 35 p<.05 b60 0,18 35 * b61 0,63 35 p<.05 b62 0,58 35 p<.05
204
Tablo 11. Bilgi Ölçeği Devamlılık Katsayıları
Bilgi maddeleri r sd p b63 0,32 35 p<.05 b64 -0,07 35 * b65 0,32 35 p<.05 b66 0,33 35 p<.05 b67 0,06 35 * b68 0,34 35 p<.05 b69 0,77 35 p<.05 b70 0,78 35 p<.05 b71 0,51 35 p<.05
Tüm bu çözümlemelere göre bilgi ölçeğinin kullanılabilir olduğuna karar verilmiştir.
3.5.2.2.2. Tutum Ölçeği
Uygulama verileri rotated varimax factor yöntemiyle faktör analizi yapılmış ve 12
boyuttan oluştuğu görülmüştür. (Tablo 12)
Tablo 12. Tutum Ölçeği Faktör Analizi
Faktörler
F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 F9 F10 F11 F12
22 Konunun öğrenilmesi için öğrencilere zaman tanımak.
1 0,41 0,11 0,39 -0,18 0,22 0,00 0,15 0,12 0,08 0,07 0,08 0,36
25 Öğrencilere öğrendiklerini günlük hayatta kullanmalarına olanak tanımak.
1 0,52 0,10 0,19 0,13 -0,01 0,13 0,14 -0,06 0,45 0,08 0,01 -0,09
28 Öğrencilere düzenli tekrarın yararını anlatmak.
1 0,59 0,10 0,14 0,12 -0,22 0,16 0,13 0,27 0,05 -0,07 0,05 -0,05
29 Öğrencilere kendilerini nasıl değerlendirebileceklerini öğretmek.
1 0,70 0,13 0,06 0,12 0,13 0,11 0,09 0,07 -0,09 0,15 -0,01 -0,10
30 Öğrencilere zihin şemalarını geliştirici etkinlikler hazırlatmak.
1 0,60 0,20 0,06 -0,04 0,05 0,02 0,17 0,22 0,11 0,18 -0,01 -0,05
205
Tablo 12. Tutum Ölçeği Faktör Analizi
Faktörler
F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 F9 F10 F11 F12
31 Öğrencilere öğrenme stratejileri hakkında bilgi vermek.
1 0,60 0,27 -0,04 0,01 0,18 0,08 0,04 0,07 0,06 0,18 0,11 -0,12
32 Öğrencilere sık sık geri bildirim vermek.
1 0,64 0,23 0,06 0,07 0,08 -0,02 0,13 -0,16 0,05 0,06 0,10 -0,15
33 Öğrencilere, neleri bildiklerini göstermek için pek çok fırsatlar vermek
1 0,63 0,29 -0,02 0,02 0,04 0,02 0,03 0,00 0,05 0,02 0,06 0,07
36 Öğrencilerin etkin olmasını sağlamak.
1 0,70 0,06 0,00 0,14 0,12 0,12 0,10 0,08 0,03 0,06 0,12 0,07
37 Öğrencilerin zekalarını geliştirmeye dönük bir çevre ve ders düzenlemek.
1 0,61 0,13 -0,04 -0,01 0,20 0,03 0,04 0,19 0,12 0,16 0,08 0,13
38 Öğrencilerin bulmaları ve keşfetmelerine yardımcı olmak.
1 0,70 0,15 0,12 0,11 0,15 0,07 0,15 -0,01 0,11 0,12 -0,03 0,19
39 Öğrencilerin dikkatini çekici şeyler bularak derse başlamak.
1 0,63 0,12 0,26 0,01 -0,01 0,06 0,10 0,06 0,14 -0,01 -0,05 0,28
40 Öğrencilerin kendi öğrenme biçimlerini anlamalarına yardımcı olmak.
1 0,66 0,26 0,15 0,03 0,08 0,06 -0,01 -0,03 0,20 0,19 0,10 0,01
41 Öğrencilerin kendi yaşamlarıyla öğrenilen konuyu ilişkilendirmeye çalışmak.
1 0,56 0,13 0,25 0,01 0,03 0,07 0,06 0,11 0,51 0,12 0,06 0,04
42 Öğrencilerin kendilerini değerlendirmelerini sağlamak.
1 0,65 0,30 0,08 0,05 0,14 0,10 0,06 0,04 0,05 0,20 0,03 0,03
43 Öğrenenlere çeşitli düzeylerde dönüt almalarını sağlamak.
1 0,63 0,19 0,24 0,03 0,24 0,02 0,01 0,12 0,06 0,05 0,14 0,02
206
Tablo 12. Tutum Ölçeği Faktör Analizi
Faktörler
F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 F9 F10 F11 F12
44 Öğrenenlere kalma-geçme odaklı değil öğrenme odaklı bir yaklaşım sunmaya çalışmak.
1 0,60 0,10 0,14 -0,10 -0,02 -0,03 0,03 0,08 -0,06 -0,24 0,02 0,23
45 Öğrenenlerin gereksinimlerini göz önüne almak.
1 0,63 0,17 0,13 -0,01 0,24 0,09 0,09 0,24 0,09 -0,04 0,05 0,09
46 Öğrenenlerin öz yeterlilik duygularını artırmaya çalışmak.
1 0,63 0,19 0,23 0,04 0,20 0,07 0,09 0,21 0,15 0,01 -0,01 0,02
59 Sınıf içi etkinliklerde öğrenenleri etkin kılmak.
1 0,41 0,28 0,03 0,13 0,36 0,04 0,16 0,19 0,01 0,03 0,00 0,00
48 Öğrenilen her şeyi anlamlandırmaya çalışmak.
2 0,31 0,55 0,16 0,12 0,21 0,05 -0,01 0,19 0,21 0,09 0,01 -0,04
49 Öğrenilen konuları belli örüntüler içinde vermek.
2 0,32 0,54 0,22 0,12 0,07 0,05 -0,06 0,27 0,27 0,21 0,07 -0,07
50 Öğrenilen konuları birbirleriyle ilişkilendirmek.
2 0,34 0,49 0,30 0,09 0,08 0,05 0,15 0,27 0,30 0,01 0,01 -0,02
51 Öğrenilen konuları olabildiğince çok tekrar etmeye çalışmak.
2 0,25 0,80 0,00 0,03 0,02 -0,08 0,03 -0,03 -0,04 0,03 -0,09 0,06
53 Öğrenilen konuların anlamlandırılmasına çalışmak.
2 0,40 0,51 0,19 0,05 0,22 0,10 0,22 0,11 0,28 0,00 0,12 0,01
54 Öğrenilenleri, olabildiğince çok tekrarlamak.
2 0,27 0,82 0,07 0,02 -0,06 -0,06 0,07 -0,03 0,02 0,00 -0,02 0,04
55 Öğrenme ortamları zenginleştirilerek, öğrencilerin öğrenme yaşantıları kolaylaştırmaya çalışmak.
2 0,36 0,45 0,30 0,10 0,23 0,06 0,12 0,20 0,18 0,06 0,08 0,00
56 Öğrenme sürecine eşlik etmek.
2 0,35 0,49 0,17 0,15 0,11 0,02 0,24 0,21 0,05 0,03 0,08 0,16
207
Tablo 12. Tutum Ölçeği Faktör Analizi
Faktörler
F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 F9 F10 F11 F12
57 Öğrenmede kalıcılığı sağlamak için öğrenilen konuları tekrar etmek
2 0,43 0,59 0,20 0,15 0,03 0,07 0,08 0,18 -0,06 -0,03 0,12 -0,07
63 Sözcükleri her zaman bağlam içinde vermek.
2 0,19 0,46 0,15 0,19 0,26 0,06 0,22 0,01 0,20 0,12 0,01 0,34
66 Uzun süreli belleğe bilgilerin aktarılması için tekrar yapmak
2 0,35 0,47 0,18 0,14 0,15 0,02 0,26 0,26 -0,12 -0,15 0,05 0,05
4 Beynin daha iyi özümseyebilmesi için çok fazla ve hızlı uyarı vermemek
3 0,24 0,24 0,52 0,25 0,09 -0,02 -0,02 -0,17 -0,24 0,12 0,13 -0,04
5 Bilginin sunumunu birden fazla biçimde yapmak.
3 0,03 0,14 0,64 0,13 -0,03 0,03 0,17 0,10 -0,01 0,02 -0,01 0,05
6 Bir önceki ders ile yeni ders arasında bağlantı kurmak.
3 0,18 0,12 0,59 -0,22 0,17 -0,06 0,07 0,05 0,19 0,16 0,13 -0,14
7 Çoklu duyusal girdi sağlamak.
3 0,22 0,10 0,60 0,01 0,17 0,04 0,10 0,16 0,16 0,06 0,12 0,08
9 Dersi, sözcükler arası çağrışımlara göre düzenlemek.
3 0,11 0,26 0,38 0,34 0,16 0,04 0,15 0,21 0,00 0,09 0,03 0,09
10 Etkinlikler için seçenekler sunmak.
3 0,20 0,03 0,62 0,22 0,17 0,01 0,13 -0,04 0,23 0,19 -0,02 0,05
3 Arka arkaya yeni konu anlatmak..
4 0,08 0,17 0,12 0,79 0,05 -0,10 0,10 0,04 0,02 0,01 -0,08 0,06
13 Günün son ders saatinde ve dersin son kısmında öğrenciden yüksek performans bekleyen alıştırmalar yapmasını istemek.
4 0,00 0,07 0,01 0,84 0,00 -0,12 -0,01 -0,02 0,07 -0,09 0,26 -0,03
208
Tablo 12. Tutum Ölçeği Faktör Analizi
Faktörler
F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 F9 F10 F11 F12
14 Günün son ders saatinde ve dersin son kısmında yeni konuya başlamak.
4 0,06 0,06 0,04 0,90 0,04 -0,05 0,05 0,04 0,07 -0,04 -0,12 -0,01
21 Konuları modüler olarak öğretmeye çalışmak.
4 0,27 0,28 0,16 0,35 0,06 -0,01 0,28 0,16 0,07 0,01 -0,01 0,30
23 Küme çalışmalarına önem vermek.
5 0,26 0,12 0,11 -0,01 0,44 0,03 0,16 0,30 0,02 0,04 0,03 0,23
60 Sınıf kurallarını öğrenenlerle birlikte kararlaştırmak.
5 0,26 0,09 0,19 0,07 0,77 0,00 0,07 0,08 0,12 0,08 -0,01 -0,03
61 Sınıf ortamının düzenlemesini öğrenenlerle birlikte yapmak.
5 0,25 0,13 0,22 -0,01 0,75 -0,03 0,05 0,15 0,04 0,07 0,00 -0,01
8 Dergi hazırlama ve pano hazırlamaya önem vermek.
6 -0,11 0,06 0,41 -0,04 0,09 0,58 -0,01 0,00 0,07 -0,08 -0,05 0,09
11 Gerçek durumlar yaratmaya çalışmak.
6 0,03 0,01 0,19 -0,03 0,03 0,67 0,21 -0,10 -0,17 0,04 0,03 -0,27
26 Öğrencilere doğru beslenmenin yararlarından bahsetmek.
6 0,21 -0,02 -0,12 -0,12 -0,15 0,68 -0,02 0,19 0,09 0,07 -0,05 -0,04
27 Öğrencilere dostça davranmak.
6 0,17 -0,05 -0,08 -0,15 -0,11 0,78 -0,05 -0,05 0,07 0,07 -0,10 0,05
35 Öğrencilerimin derste su içmelerine izin vermek.
6 0,13 -0,02 -0,21 0,14 0,33 0,57 -0,05 0,02 0,11 -0,07 0,23 0,27
47 Öğrenenlerin sınıfta rahat edecekleri bir atmosfer hazırlamak.
6 0,40 0,10 0,11 -0,10 0,03 0,51 0,01 0,26 0,04 0,01 -0,13 0,06
58 Öğretim stratejilerimi sık sık değiştirmek.
6 0,11 0,39 -0,03 0,07 0,29 0,40 -0,01 0,15 -0,01 0,01 -0,01 0,25
1 Anlatılan konuları onların yaşamlarındaki anlamını keşfetmelerine yardımcı olmak.
7 0,14 0,10 -0,12 0,05 0,00 -0,06 0,54 -0,04 0,22 0,12 0,15 0,03
209
Tablo 12. Tutum Ölçeği Faktör Analizi
Faktörler
F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 F9 F10 F11 F12
17 İzlenceyi dikkatlice hazırlamak.
7 0,13 0,08 0,14 0,18 0,14 0,02 0,55 0,25 0,03 0,38 0,05 -0,16
18 Konular arası tutarlılığa dikkat etmek.
7 0,20 0,09 0,24 0,07 0,02 0,04 0,69 0,13 0,04 0,17 0,02 -0,07
19 Konular arasındaki bağlantıyı öğrencilerin anlamasını sağlamak.
7 0,13 0,14 0,23 0,00 0,10 0,04 0,71 -0,06 0,04 -0,01 0,04 0,15
20 Konuları kolaydan zora doğru seçmek.
8 0,20 0,22 0,29 -0,19 0,19 0,02 0,20 0,39 0,12 0,10 0,24 0,15
64 Tekrarları ilgili bir düzene göre yapmak.
8 0,24 0,29 0,21 0,12 0,22 0,02 0,04 0,52 0,07 0,16 0,11 -0,01
65 Temiz havanın öğrenme için gerekli olduğunu öğrencilere söylemek.
8 0,31 0,23 0,02 0,07 0,24 0,09 0,06 0,63 0,00 0,06 0,00 0,11
24 Ödevlerin teslim tarihlerini öğrenenlerle birlikte kararlaştırmak.
9 0,31 0,10 0,14 0,33 0,24 0,09 0,16 0,03 0,59 0,06 -0,02 0,10
52 Öğrenilen konuları öğrencilerin yaşamlarıyla ilişkilendirmeye çalışmak.
9 0,32 0,27 0,41 -0,03 0,13 0,02 0,18 0,05 0,56 -0,05 0,02 0,04
15 Havalandırılmış bir sınıfta ders yapmak.
10 0,20 0,04 0,15 -0,20 0,00 -0,09 0,14 0,12 -0,05 0,68 0,01 0,12
16 Hazır bilgi sunmak yerine buluş yoluyla öğretmek
10 0,15 0,05 0,19 0,03 0,16 0,14 0,21 0,01 0,12 0,69 0,08 0,01
2 Anlatılan konuları öğrenenler için anlamlandırmaya çalışmak.
11 0,10 -0,02 0,16 -0,15 -0,08 -0,09 0,09 0,10 0,06 0,09 0,77 -0,02
12 Gereçlerin zorluk derecelerini öğrencilerin de durumunu gözeterek artırmak.
11 0,17 0,05 0,02 0,16 0,09 -0,01 0,07 -0,02 -0,04 0,01 0,81 0,06
210
Tablo 12. Tutum Ölçeği Faktör Analizi
Faktörler
F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 F9 F10 F11 F12
34 Öğrencileri sadece sınavla değerlendirmemek.
12 0,34 0,05 0,03 0,36 -0,20 0,08 -0,09 0,14 -0,08 0,25 0,09 0,41
62 Sınıfta eğlenceli bir ortam hazırlamak.
12 0,28 0,24 0,30 0,09 0,33 0,10 0,03 0,06 0,08 0,21 0,07 0,34
Ölçeğin uygulanmasından elde edilen veriler üzerinde ölçek geliştirme istatistikleri
olarak rit (item-total korelasyon), rir (item-remainder) katsayıları ve Cronbach
katsayıları hesaplanmış bu sonuçlara göre tüm boyutlardaki tüm itemler manidar
bulunmuş, içtutarlı olduğu görülmüştür. (Tablo 13-25)
Tablo 13. TT Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
FT1 0.90 383 p<.01 0.77 383 p<.01 FT2 0.86 383 p<.01 0.78 383 p<.01 FT3 0.71 383 p<.01 0.65 383 p<.01 FT4 0.42 383 p<.01 0.27 383 p<.01 FT5 0.64 383 p<.01 0.59 383 p<.01 FT6 0.43 383 p<.01 0.29 383 p<.01 FT7 0.57 383 p<.01 0.52 383 p<.01 FT8 0.73 383 p<.01 0.69 383 p<.01 FT9 0.71 383 p<.01 0.68 383 p<.01 FT10 0.44 383 p<.01 0.40 383 p<.01 FT11 0.30 383 p<.01 0.24 383 p<.05 FT12 0.61 383 p<.01 0.58 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.79 385 12 ======================================================================================
211
Tablo 14. FT1 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T22 0.60 383 p<.01 0.54 383 p<.01 T25 0.62 383 p<.01 0.58 383 p<.01 T28 0.61 383 p<.01 0.56 383 p<.01 T29 0.72 383 p<.01 0.68 383 p<.01 T30 0.70 383 p<.01 0.66 383 p<.01 T31 0.69 383 p<.01 0.64 383 p<.01 T32 0.66 383 p<.01 0.62 383 p<.01 T33 0.66 383 p<.01 0.61 383 p<.01 T36 0.71 383 p<.01 0.67 383 p<.01 T37 0.70 383 p<.01 0.65 383 p<.01 T38 0.77 383 p<.01 0.74 383 p<.01 T39 0.69 383 p<.01 0.65 383 p<.01 T40 0.75 383 p<.01 0.71 383 p<.01 T41 0.70 383 p<.01 0.65 383 p<.01 T42 0.75 383 p<.01 0.72 383 p<.01 T43 0.74 383 p<.01 0.71 383 p<.01 T44 0.57 383 p<.01 0.52 383 p<.01 T45 0.73 383 p<.01 0.69 383 p<.01 T46 0.74 383 p<.01 0.70 383 p<.01 T59 0.57 383 p<.01 0.52 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.94 385 20 ======================================================================================
Tablo 15. FT2 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T48 0.76 383 p<.01 0.68 383 p<.01 T49 0.74 383 p<.01 0.68 383 p<.01 T50 0.76 383 p<.01 0.70 383 p<.01 T51 0.71 383 p<.01 0.63 383 p<.01 T53 0.77 383 p<.01 0.71 383 p<.01 T54 0.76 383 p<.01 0.69 383 p<.01 T55 0.74 383 p<.01 0.68 383 p<.01 T56 0.73 383 p<.01 0.67 383 p<.01 T57 0.76 383 p<.01 0.70 383 p<.01 T63 0.66 383 p<.01 0.58 383 p<.01 T66 0.69 383 p<.01 0.63 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.91 385 11 ======================================================================================
Tablo 16. FT3 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T4 0.63 383 p<.01 0.44 383 p<.01 T5 0.65 383 p<.01 0.50 383 p<.01 T6 0.64 383 p<.01 0.48 383 p<.01 T7 0.74 383 p<.01 0.56 383 p<.01 T9 0.65 383 p<.01 0.44 383 p<.01 T10 0.70 383 p<.01 0.56 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.75 385 6 ======================================================================================
212
Tablo 17. FT4 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T3 0.87 383 p<.01 0.76 383 p<.01 T13 0.88 383 p<.01 0.73 383 p<.01 T14 0.92 383 p<.01 0.81 383 p<.01 T21 0.51 383 p<.01 0.37 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.82 385 4 ======================================================================================
Tablo 18. FT5 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T23 0.74 383 p<.01 0.45 383 p<.01 T60 0.87 383 p<.01 0.68 383 p<.01 T61 0.87 383 p<.01 0.70 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.77 385 3 ======================================================================================
Tablo 19. FT6 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T8 0.59 383 p<.01 0.40 383 p<.01 T11 0.58 383 p<.01 0.43 383 p<.01 T26 0.68 383 p<.01 0.52 383 p<.01 T27 0.72 383 p<.01 0.59 383 p<.01 T35 0.64 383 p<.01 0.43 383 p<.01 T47 0.64 383 p<.01 0.51 383 p<.01 T58 0.58 383 p<.01 0.37 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.74 385 7 ======================================================================================
Tablo 20. FT7 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T1 0.61 383 p<.01 0.32 383 p<.01 T17 0.74 383 p<.01 0.51 383 p<.01 T18 0.78 383 p<.01 0.58 383 p<.01 T19 0.76 383 p<.01 0.49 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.69 385 4 ======================================================================================
Tablo 21. FT8 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T20 0.75 383 p<.01 0.42 383 p<.01 T64 0.79 383 p<.01 0.50 383 p<.01 T65 0.78 383 p<.01 0.48 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.66 385 3 ======================================================================================
213
Tablo 22. FT9 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T24 0.89 383 p<.01 0.48 383 p<.01 T52 0.83 383 p<.01 0.48 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.64 385 2 ======================================================================================
Tablo 23. FT10 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T15 0.84 383 p<.01 0.40 383 p<.01 T16 0.83 383 p<.01 0.40 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.57 385 2 ======================================================================================
Tablo 24. FT11 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T2 0.86 383 p<.01 0.45 383 p<.01 T12 0.85 383 p<.01 0.45 383 p<.01
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.62 385 2 ======================================================================================
Tablo 25. FT12 Değişkeni İçin Madde Analizi Sonuçları ======================================================================================
Item-Toplam Correlation Item-Remainder Correlation ——------------------------ ——--------------------- ——---------------------
r Sd p r Sd p ======================================================================================
T34 0.84 383 p<.01 0.21 383 p<.05 T62 0.70 383 p<.01 0.21 383 p<.05
Cronbach Alpha Katsayısı αααα n k
0.33 385 2 ======================================================================================
İtemlerin ayırt etme gücünü sınamak için üst ve alt çeyreklerarası t testi uygulanmış,
bu analize göre tüm boyutlardaki tüm itemler manidar bulunmuş, ayırt edici olduğu
görülmüştür. (Tablo 26-38)
214
Tablo 26. TT Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== FT1 98.40 2.10 97 78.74 7.99 96 191 23.44 p<.01 FT2 53.70 2.29 97 41.97 4.94 96 191 21.19 p<.01 FT3 29.02 1.42 97 23.30 2.50 96 191 19.53 p<.01 FT4 17.98 3.15 97 13.58 3.67 96 191 8.94 p<.01 FT5 14.16 1.29 97 10.38 2.06 96 191 15.32 p<.01 FT6 28.87 5.62 97 25.42 2.64 96 191 5.45 p<.01 FT7 19.62 0.83 97 17.03 1.59 96 191 14.20 p<.01 FT8 14.48 0.93 97 11.42 1.61 96 191 16.27 p<.01 FT9 9.83 0.40 97 7.40 1.23 96 191 18.49 p<.01 FT10 9.53 0.80 97 8.37 1.08 96 191 8.49 p<.01 FT11 9.16 1.88 97 8.07 1.16 96 191 4.79 p<.01 FT12 9.60 0.84 97 7.48 1.34 96 191 13.15 p<.01
===============================================================================================
Tablo 27. FT1 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T22 4.74 0.51 97 3.56 0.72 96 191 13.15 p<.01 T25 4.97 0.17 97 3.97 0.61 96 191 15.62 p<.01 T28 4.94 0.35 97 4.07 0.68 96 191 11.09 p<.01 T29 4.95 0.22 97 3.91 0.63 96 191 15.28 p<.01 T30 4.88 0.33 97 3.72 0.58 96 191 17.16 p<.01 T31 4.90 0.31 97 3.68 0.76 96 191 14.64 p<.01 T32 4.94 0.24 97 3.88 0.65 96 191 15.03 p<.01 T33 4.96 0.20 97 3.90 0.61 96 191 16.38 p<.01 T36 4.99 0.10 97 4.07 0.59 96 191 15.21 p<.01 T37 4.97 0.17 97 3.81 0.67 96 191 16.45 p<.01 T38 5.00 0.00 97 3.94 0.56 96 191 18.74 p<.01 T39 4.99 0.10 97 3.99 0.69 96 191 14.16 p<.01 T40 4.95 0.22 97 3.82 0.65 96 191 16.16 p<.01 T41 4.96 0.20 97 3.82 0.68 96 191 15.77 p<.01 T42 4.98 0.14 97 3.84 0.65 96 191 16.70 p<.01 T43 4.93 0.26 97 3.83 0.50 96 191 19.24 p<.01 T44 4.94 0.24 97 4.09 0.78 96 191 10.15 p<.01 T45 4.93 0.26 97 3.80 0.56 96 191 18.08 p<.01 T46 4.98 0.14 97 3.94 0.60 96 191 16.77 p<.01 T59 4.98 0.14 97 3.98 0.72 96 191 13.33 p<.01
===============================================================================================
Tablo 28. FT2 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T48 4.96 0.20 97 3.35 0.83 96 191 18.44 p<.01 T49 4.92 0.31 97 3.63 0.62 96 191 18.23 p<.01 T50 4.97 0.17 97 3.88 0.53 96 191 19.37 p<.01 T51 4.96 0.20 97 3.61 0.72 96 191 17.80 p<.01 T53 5.00 0.00 97 3.76 0.61 96 191 19.97 p<.01 T54 4.95 0.22 97 3.44 0.78 96 191 18.37 p<.01 T55 4.96 0.20 97 3.79 0.66 96 191 16.58 p<.01 T56 4.92 0.28 97 3.79 0.68 96 191 15.11 p<.01 T57 4.99 0.10 97 3.84 0.53 96 191 20.92 p<.01 T63 4.86 0.38 97 3.67 0.79 96 191 13.33 p<.01 T66 4.97 0.17 97 3.92 0.59 96 191 16.78 p<.01
===============================================================================================
215
Tablo 29. FT3 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T4 4.95 0.22 97 3.78 0.74 96 191 14.82 p<.01 T5 4.99 0.10 97 4.01 0.73 96 191 13.04 p<.01 T6 4.97 0.17 97 3.83 0.72 96 191 15.08 p<.01 T7 4.88 0.33 97 3.22 0.97 96 191 16.00 p<.01 T9 4.83 0.37 97 3.30 0.86 96 191 16.10 p<.01 T10 4.98 0.14 97 3.87 0.72 96 191 14.96 p<.01
===============================================================================================
Tablo 30. FT4 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T3 4.76 0.43 97 2.29 0.89 96 191 24.55 p<.01 T13 4.91 0.29 97 1.81 0.84 96 191 34.35 p<.01 T14 4.95 0.22 97 1.44 0.63 96 191 51.78 p<.01 T21 4.89 0.32 97 3.92 0.66 96 191 13.03 p<.01
===============================================================================================
Tablo 31. FT5 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T23 4.77 0.42 97 2.96 0.82 96 191 19.38 p<.01 T60 4.97 0.17 97 3.13 0.95 96 191 18.75 p<.01 T61 4.97 0.17 97 3.08 0.85 96 191 21.30 p<.01
===============================================================================================
Tablo 32. FT6 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T8 4.37 0.58 97 2.97 0.89 96 191 12.98 p<.01 T11 4.73 0.44 97 3.72 0.78 96 191 11.12 p<.01 T26 4.66 0.48 97 3.21 0.95 96 191 13.43 p<.01 T27 4.89 0.32 97 3.48 0.98 96 191 13.40 p<.01 T35 4.46 0.68 97 2.77 0.88 96 191 15.02 p<.01 T47 4.92 0.28 97 3.72 0.78 96 191 14.30 p<.01 T58 4.42 0.67 97 2.99 0.86 96 191 12.85 p<.01
===============================================================================================
Tablo 33. FT7 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T1 5.00 0.00 97 4.18 0.72 96 191 11.17 p<.01 T17 5.00 0.00 97 4.00 0.46 96 191 21.47 p<.01 T18 5.00 0.00 97 3.99 0.40 96 191 25.05 p<.01 T19 5.00 0.00 97 3.79 0.66 96 191 17.93 p<.01
===============================================================================================
216
Tablo 34. FT8 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T20 4.91 0.29 97 3.47 0.72 96 191 18.12 p<.01 T64 4.95 0.22 97 3.55 0.86 96 191 15.53 p<.01 T65 4.98 0.14 97 3.52 0.86 96 191 16.51 p<.01
===============================================================================================
Tablo 35. FT9 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T24 5.00 0.00 97 3.30 0.87 96 191 19.18 p<.01 T52 5.00 0.00 97 3.75 0.73 96 191 16.97 p<.01
===============================================================================================
Tablo 36. FT10 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T15 5.00 0.00 97 3.76 0.56 96 191 21.91 p<.01 T16 5.00 0.00 97 3.74 0.59 96 191 21.23 p<.01
===============================================================================================
Tablo 37. FT11 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T2 5.00 0.00 97 3.40 1.03 96 191 15.33 p<.01 T12 5.00 0.00 97 3.39 1.00 96 191 15.92 p<.01
===============================================================================================
Tablo 38. FT12 Değişkenine Göre Ayırt Etme Gücü İçin Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ===============================================================================================
Üst çeyrek Alt çeyrek Karşılaştırma
——-------------- ——--------------- ——--------------- ——------------------------ µ s n µ s n Sd t p
=============================================================================================== T34 5.00 0.00 97 3.05 1.26 96 191 15.23 p<.01 T62 5.00 0.00 97 3.49 0.96 96 191 15.46 p<.01
===============================================================================================
Ölçeğin bireylerin kalıcı özelliklerini belirleme yeterliğinin ortaya konulabilmesi için
test-retest uygulaması yapılmış ve devamlılık katsayıları hesaplanmıştır. Test bütünü
açısından devamlılık özelliği taşıdığı görülmüştür. (Tablo 39)
217
Tablo 39. TT Ölçeği Devamlılık Katsayıları
Tutumlar r sd p TT 0,26 35 p<.05 T1 0,11 35 * T2 0,34 35 p<.05 T3 0,08 35 * T4 0,19 35 * T5 -0,12 35 * T6 0,17 35 * T7 0,41 35 p<.05 T8 0,42 35 p<.05 T9 0,09 35 * T10 0,19 35 * T11 0,16 35 * T12 -0,15 35 * T13 0,56 35 p<.05 T14 0,38 35 p<.05 T15 0,24 35 p<.05 T16 0,26 35 p<.05 T17 0,22 35 p<.05 T18 0,14 35 * T19 0,32 35 p<.05 T20 0,27 35 p<.05 T21 0,20 35 p<.05 T22 0,75 35 p<.05 T23 0,22 35 p<.05 T24 0,13 35 * T25 0,16 35 * T26 0,23 35 p<.05 T27 0,53 35 p<.05 T28 -0,02 35 * T29 0,55 35 p<.05 T30 0,30 35 p<.05 T31 0,20 35 p<.05 T32 0,55 35 p<.05 T33 0,34 35 p<.05 T34 0,17 35 * T35 0,50 35 p<.05 T36 0,24 35 p<.05 T37 0,07 35 * T38 0,33 35 p<.05 T39 0,49 35 p<.05 T40 0,39 35 p<.05 T41 0,33 35 p<.05 T42 0,36 35 p<.05 T43 0,47 35 p<.05 T44 0,35 35 p<.05
218
Tablo 39. TT Ölçeği Devamlılık Katsayıları
Tutumlar r sd p T45 0,20 35 p<.05 T46 0,11 35 * T47 0,23 35 p<.05 T48 0,56 35 p<.05 T49 0,34 35 p<.05 T50 0,28 35 p<.05 T51 0,19 35 * T52 0,01 35 * T53 0,16 35 * T54 0,38 35 p<.05 T55 0,24 35 p<.05 T56 0,37 35 p<.05 T57 0,43 35 p<.05 T58 0,40 35 p<.05 T59 0,36 35 p<.05 T60 0,31 35 p<.05 T61 0,25 35 p<.05 T62 0,45 35 p<.05 T63 0,18 35 * T64 0,16 35 * T65 0,74 35 p<.05 T66 0,45 35 p<.05
Tüm bu çözümlemelere göre tutum ölçeğinin kullanılabilir olduğuna karar
verilmiştir.
3.5.3. Ölçek Maddelerinin Dayandırıldığı Bilgi Havuzu
Maddeleri
Araştırmada kullanılan tutum ve bilgi ölçekleri maddelerinin yazılması sırasında
ölçek maddelerine dayanak oluşturan bilgi havuzu maddeleri aşağıda belirtilmiştir.
Okunmayı kolaylaştırmak ve tezin sayfa sayısını gereksiz biçimde arttırmamak
amacıyla yalnızca madde havuzundaki bilgi ögelerinin sıra sayıları verilmiştir. Sıra
sayılarının karşılık geldiği ögeler, tüm madde havuzu bilgi ögelerinin toplu olarak
sunulduğu Ek F’den izlenebilir.
3.5.3.1 Tutum Ölçeğindeki Maddeler İçin:
T1. Anlatılan konuları öğrenenler için anlamlandırmaya çalışmak. (366, 392)
219
T2. Arka arkaya yeni konu anlatmamak.. (243, 389, 391)
T3. Beynin daha iyi özümseyebilmesi için çok fazla ve hızlı uyarı vermemek. (55, 103, 185, 186)
T4. Bilginin sunumunu birden fazla biçimde yapmak. (188, 268, 269, 270, 274, 66)
T5. Bir önceki ders ile yeni ders arasında bağlantı kurmak. (337, 340, 319, 42, 65, 92, 89, 90)
T6. Çoklu duyusal girdi sağlamak. (43, 65, 66)
T7. Dergi hazırlama ve pano hazırlamaya önem vermek. (95, 271, 276)
T8. Dersi, sözcükler arası çağrışımlara göre düzenlemek. (119)
T9. Etkinlikler için seçenekler sunmak. (230, 264)
T10. Gerçek durumlar yaratmaya çalışmak. (159)
T11. Gereçlerin zorluk derecelerini öğrencilerin de durumunu gözeterek artırmak. (325)
T12. Günün son ders saatinde ve dersin son kısmında öğrenciden yüksek performans bekleyen alıştırmalar yapmasını istememek. (113)
T13. Günün son ders saatinde ve dersin son kısmında yeni konuya başlamamak. (354, 382)
T14. Havalandırılmış bir sınıfta ders yapmak. (46, 63, 97, 217, 382)
T15. Hazır bilgi sunmak yerine buluş yoluyla öğretmek. (234, 319)
T16. İzlenceyi dikkatlice hazırlamak. (44)
T17. Konular arası tutarlılığa dikkat etmek. (366)
T18. Konular arasındaki bağlantıyı öğrencilerin anlamasını sağlamak. (71, 72, 73, 139)
T19. Konuları kolaydan zora doğru seçmek. (329, 381)
T20. Konuları modüler olarak öğretmeye çalışmak. (366)
T21. Konunun öğrenilmesi için öğrencilere zaman tanımak. (42, 45, 65, 183, 235)
T22. Küme çalışmalarına önem vermek. (14, 254, 75, 267, 189)
220
T23. Ödevlerin teslim tarihlerini öğrenenlerle birlikte kararlaştırmak. (314)
T24. Öğrencilere, anlatılan konuların kendilerinin yaşamlarındaki anlamını keşfetmeleri için yardımcı olmak. (238, 229, 230, 145, 345)
T25. Öğrencilere öğrendiklerini günlük hayatta kullanmalarına olanak tanımak. (159, 230, 238)
T26. Öğrencilere doğru beslenmenin yararlarından bahsetmek. (101, 348, 62, 108, 349)
T27. Öğrencilere dostça davranmak. (207, 285, 316, 357, 201)
T28. Öğrencilere düzenli tekrarın yararını anlatmak. (3, 11, 12, 67, 253, 352, 359, 360, 391)
T29. Öğrencilere kendilerini nasıl değerlendirebileceklerini öğretmek. (298, 338, 364, 300)
T30. Öğrencilere zihin şemalarını geliştirici etkinlikler hazırlatmak. (206)
T31. Öğrencilere öğrenme stratejileri hakkında bilgi vermek. (71, 84, 120, 136, 248, 262, 290, 330, 336)
T32. Öğrencilere sık sık geri bildirim vermek. (288, 23, 34, 112, 129, 232, 245, 384)
T33. Öğrencilere, neleri bildiklerini göstermek için pek çok fırsat vermek. (227)
T34. Öğrencileri sadece sınavla değerlendirmemek. (262, 298)
T35. Öğrencilerimin derste su içmelerine izin vermek. (33, 323, 361, 371, 375)
T36. Öğrencilerin etkin olmasını sağlamak. (49, 110, 122, 124, 126, 127, 128, 158, 208, 243, 346, 396, 74, 106)
T37. Öğrencilerin zekalarını geliştirmeye dönük bir çevre ve ders düzenlemek. (31, 48, 57, 200, 36, 264, 287)
T38. Öğrencilerin bulmaları ve keşfetmelerine yardımcı olmak. (319, 263)
T39. Öğrencilerin dikkatini çekici şeyler bularak derse başlamak. (79, 94, 125, 131, 171, 255, 304, 333)
T40. Öğrencilerin kendi öğrenme biçimlerini anlamalarına yardımcı olmak. (237, 256, 258, 260, 247, 330, 234)
221
T41. Öğrencilerin kendi yaşamlarıyla öğrenilen konuyu ilişkilendirmeye çalışmak. (259, 159, 229, 230, 238)
T42. Öğrencilerin kendilerini değerlendirmelerini sağlamak. (298, 364, 300)
T43. Öğrenenlere çeşitli düzeylerde dönüt almalarını sağlamak. (231)
T44. Öğrenenlere kalma-geçme odaklı değil öğrenme odaklı bir yaklaşım sunmaya çalışmak. (262, 364)
T45. Öğrenenlerin gereksinimlerini göz önüne almak. (44, 236, 334)
T46. Öğrenenlerin öz yeterlilik duygularını artırmaya çalışmak. (244, 249)
T47. Öğrenenlerin sınıfta rahat edecekleri bir atmosfer hazırlamak. (344)
T48. Öğrenilen her şeyi anlamlandırmaya çalışmak. (28, 44, 205, 366, 392)
T49. Öğrenilen konuları belli örüntüler içinde vermek. (29, 35, 143, 342)
T50. Öğrenilen konuları birbirleriyle ilişkilendirmek. (44, 65, 71, 72, 86, 276, 295, 319, 366)
T51. Öğrenilen konuları olabildiğince çok tekrar etmeye çalışmak. (67, 272, 352)
T52. Öğrenilen konuları öğrencilerin yaşamlarıyla ilişkilendirmeye çalışmak. (259, 159, 230, 238)
T53. Öğrenilen konuların anlamlandırılmasına çalışmak. (28, 44, 205, 366, 392)
T54. Öğrenilenleri, olabildiğince çok tekrarlamak. (67, 272, 352)
T55. Öğrenme ortamlarını zenginleştirerek, öğrencilerin öğrenme yaşantılarını kolaylaştırmaya çalışmak. (154, 230, 287, 327)
T56. Öğrenme sürecine eşlik etmek. (19, 44, 108, 109, 133, 140, 241, 257, 309, 313, 328, 336, 370)
T57. Öğrenmede kalıcılığı sağlamak için öğrenilen konuları tekrar etmek. (3, 67, 272, 352, 360)
T58. Öğretim stratejilerimi sık sık değiştirmek. (75, 252, 306, 393)
T59. Sınıf içi etkinliklerde öğrenenleri etkin kılmak. (2, 74, 75, 85, 107, 161, 175, 178, 243, 254, 346, 49, 110, 122, 124, 126, 127, 128, 158, 208)
T60. Sınıf kurallarını öğrenenlerle birlikte kararlaştırmak. (376)
222
T61. Sınıf ortamının düzenlemesini öğrenenlerle birlikte yapmak. (344, 264, 368, 369, 190, 286, 307, 370)
T62. Sınıfta eğlenceli bir ortam hazırlamak. (162)
T63. Sözcükleri her zaman bağlam içinde vermek. (119, 78, 274)
T64. Tekrarları ilgili bir düzene göre yapmak. (391)
T65. Temiz havanın öğrenme için gerekli olduğunu öğrencilere söylemek. (63, 97)
T66. Uzun süreli belleğe bilgilerin aktarılması için tekrar yapmak. (3, 67)
3.5.3.2. Bilgi Ölçeğindeki Maddeler İçin:
B1. Adrenalin düzeyi yüksek olunca daha uyanık ve tetikte oluruz. (402)
B2. Alfa beyin dalgası; dinlenme durumu, okuma, yazma, televizyon izleme, problem çözme sırasında ortaya çıkar. (397, 398)
B3. Amigdala, karar verme sürecinde rol oynar. (5)
B3. Amigdala, karar verme sürecinde rol oynar. (6)
B4. Aşırı zihinsel çalışma sonucu oluşan yorgunluk, stres ile oluşan depresyon gibi olayların ortaya çıkması veya önlenmesi sinaps yorgunluğu ile açıklanabilir. (13, 185, 186, 354)
B5. Bellekteki bilgiler ne kadar az sayıda bölgede saklanıyorsa o bilgilerin bozulma riski o denli yüksektir. (21, 50)
B6. Beyin bir örüntü (pattern) detektörü gibi tasarlanmıştır. (29, 143, 342)
B7. Bellekteki bilgiler hatırlandığı zaman bir sürü bilgi parçası ayrı ayrı yerlerden toparlanıp bir araya getirilir. (22, 24, 45)
B8. Beyin, vücudun oksijen kaynaklarının 1/5’ini kullanır. (46)
B9. Beyne gelen yeni bilgiler 5 – 20 saniye süreyle frontal lobda (alın bölgesinde) kısa-süreli bellekte tutulurlar. (52)
B10. Beyni uyandırmak için “çapraz yarılar” hareketleri yaptırılmalıdır; örneğin öğrencilerden sol dirseklerini sağ dizlerine değdirmeleri istenmelidir. (56)
223
B11. Beynin resimler için hafıza kapasitesi sınırsızdır. (61)
B12. Bilgiler sonra daha ince değerlendirme için ve zaman içinde hafızada tutulabilmeleri için hipokampusa gönderilir. (65)
B13. Bir şeyin beynin dikkatini çekebilmesi için duyguları canlandıran, belirli ve yepyeni bir şey olması gerekir. (94)
B14. Birkaç saniye kadar oksijen sağlanamazsa nöronlar uyarılma eşiğini tamamen kaybedebilir. (97)
B15. Dil öğrenimi bütün beyni ilgilendirir. (118)
B16. Dil öğrenmede akıcılık için çağrışım, sözcük ve bağlam önemlidir. (119)
B17. İnsülin, östrojen, testesteron gibi hormonlar ve oksitosin, vazopresin gibi peptidler öğrenmeyle ilintilidir. (146)
B18. Episodik bellek, kişinin bizzat yaşadığı, başına gelen olaylardan oluşur. (148)
B19. Ergenlik çağındaki öğrenciler sabah saat 9’a kadar tam olarak uyanmış değildir. (149)
B20. İşlemlenen yeni bilgi gerçekten önemliyse hipokampus tarafından düzenlenip dizinlenerek beyin kabuğunda depolanır. (181)
B21. İşlemsel bellek (süreç belleği) sınırsız depolama kapasitesine sahiptir. (193)
B22. Müzik, ritim veya tekerlemeler ile öğretilen her bilgi, uzun-süreli bellekte kendisine yer edinir. (216)
B23. Öğrenilen bilginin ardından beyin protein döngüsünü başlatır; bu evrede bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılması için zaman tanınması gerekir. (401)
B24. Öğrenme ortamı zenginleştirildiğinde beyin kabuğunda daha gelişmiş kıvrımlar, beyin hücrelerinde daha fazla dendrit dallanması belirmektedir. (283)
B25. Sabah kahvaltılarının glikoz ağırlıklı besinlerden oluşması gerekir. (348)
B26. Sinaps yorgunluğun oluşması fazla nöronal çalışmaya karşı bir korunma mekanizmasıdır. (353)
224
B27. Sinaptik boşlukta kimyasal tepkiler dendritlerin uç kısmında elektrik enerjisi oluşumunu tetikler. Bu, hücrenin büyümesine yardımcı olur ve daha iyi anlamamızı sağlar. (399, 400)
B28. Uygun düzeyden az su içmek beyin işlevlerini yavaşlatır ve yorgunluk hissinin nedenlerinden birisidir. (375)
B29. “Çoklu Zeka” kuramına göre ayrıştırılmış zeka türlerinden herkeste bulunur ama oranları kişiden kişiye değişir. (104)
B30. “Resimle öğrenenler” ve “yazıyla öğrenenler” iki görsel öğrenci türüdür. (347)
B31. Algılarımız ve anlamlandırmalarımız beynimizde depolamış olduğumuz önceki bilgilerden etkilenir. (4)
B32. Beden hareketleri (egzersiz) beynin uygun düzeyde oksijen alımına yardımcı olur. (16)
B33. Beyin sağlığı tüm yaşam kalitesini etkiler ve sağlıklı bir beyin ancak sağlıklı bir vücutta bulunur. (38)
B34. Beyne gelen yeni bilgilerin çoğu süzülür ve depolanmaz. (51)
B35. Bilgilerin organize edilmesi ve bilgi birimleri arasında ilişkinin arttırılması etkili kodlama stratejileri arasındadır. (71)
B36. Bilginin anlamlılığını artırmak için bilgilerin organize edilmesi ve gruplanması gereklidir. (73)
B37. Bir bilginin bellekte depolanması ile o bilginin gerektiği zaman bellekten bulunup akla getirilmesi ayrı ayrı şeylerdir; bir bilgi bellekte olsa bile akla gelmeyebilir. (81)
B38. Bir dersin başında, o derste işlenecek konuyla ilgili olarak genel bir bilgi vermek “ön-izleme” denilen bir yineleme türüdür. (82)
B39. Bir konunun anlaşılması, ilişkilerin algılanmasının sonucudur. (86)
B40. Dokunsal ve devinimsel etkinlikler yalnızca kinestetik öğrenciler için değil, bütün öğrenciler için yararlıdır. (123)
B41. Ergenlik çağındaki öğrencilerin biyolojik saatleri çocuklar ve yetişkinlere göre daha geç “uyanmalarına” neden olur. (150)
B42. Geribildirim / dönüt, belirsizliği giderdiğinden stres düzeyini azaltır. (160)
225
B43. Her beyin biriciktir, kendine özgüdür. (168)
B44. Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden saatler önce, sırası geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde açık olarak sunulması da (ön-izleme) bir yineleme türüdür. (269)
B45. Öğrenmelerin çoğu, farkında olmadan gerçekleşir. (294)
B46. Önceki bilgilerle bağlantısı kurulmamış hiçbir şey beyinde bir yere yerleşemez. (340)
B47. Şu ana kadar, zekanın herkes tarafından kabul edilen ortak bir tanımı yoktur. (358)
B48. Uygun düzeyde uyku uyumamış kişiler düşüncelerini bir konuya yoğunlaştırmada güçlük çekerler. (373)
B49. “Deneme – yanılma” işleminin öğrenme üzerinde önemli derecede olumlu etkisi vardır. (111)
B50. Aralıklı tekrar, sürekli tekrardan daha etkilidir. (11)
B51. Bireylerin hafıza güçlerini onların zekalarının güvenilir bir göstergesi olarak kabul etmek doğru değildir. (96)
B52. Çoğu motor beceri ve ikinci bir dil öğrenimi ileriki yaşlarda öğrenilebilse de, erken başlanmaları daha iyidir. (102)
B53. Dil öğrenimi bütün beyni ilgilendirir. (118)
B54. Doğru beslenme öğrenmede etkilidir. (62)
B55. Her bireyin bilgiye yaklaşımı ve işleme yolu ayrı ayrı olduğundan öğrencileri birbirlerinden “daha zeki” diye ayırmak doğru olmaz. (170)
B56. Müzik, okuldan kaçmayı azaltır. (213)
B57. Okullar öğrencilere 12 yaşına kadar bir yabancı dil ve o yabancı dilde geniş bir sözcük dağarcığı kazandırmalıdır. (219)
B58. Oyun oynayarak öğrenme daha kalıcıdır. (225, 226)
B59. Öğrencileri nasıl güdüleyebilirim sorusundan çok beyin doğal olarak nasıl güdülenebilir sorusunu sormak gerekir. (176)
B60. Öğrenciler “ilgisiz, dikkatsiz” gibi göründükleri sırada aslında beyinleri bir şeye ilgi ve dikkat göstermektedir; ama bu, öğretmenin önemli olduğunu düşündüğü şeyle aynı olmayabilir. (233)
226
B61. Öğrencilerin anlama düzeylerini arttırmak için, çalıştıkları konuyu yüksek sesle okumaları da sağlanmalıdır. (250)
B62. Öğrencilerin beyinlerine egzersiz yaptırmak için bir müzik aleti çalmaları veya şarkı söylemeleri sağlanmalıdır. (251)
B63. Öğrencilerin sınav-odaklı ders çalışmaları, öğrenmelerinin niteliğini doğrudan olumsuz etkiler. (262)
B64. Öğretilecek konunun verilmesinden önce ve sonra öğrencilere aynı sorulardan oluşan bir kısa-sınav (quiz) yapan bir öğretmen, bir tür yineleme yapmaktadır. (303)
B65. Öğretmen olumlu dönütleri herkesin içinde, yapıcı eleştirilerini ise bire-bir ortamda vermelidir. (308)
B66. Öğretmenin olumlu bir duygu yaratması, öğrettiği şeye olan tutkusu, öğrencilerin de öğrenecekleri şeyleri sevmelerini sağlar. (313)
B67. Öğretmenin ödevler için gerçekçi olmayan çok kısa bitirme süreleri vermesi öğrenme ortamında korkuya neden olabilir. (314)
B68. Öğretmenler ders sırasında yiyecek bir şeyler atıştırmaları için küçük yaştaki öğrencilere zaman vermelidir. (320)
B69. Sabahın ilk saatindeki sınavlarda ergenlik çağındaki öğrenciler daha düşük not alırlar. (350)
B70. Stres ve tehdit öğrenmeyi engeller. (357)
B71. Test etme ve değerlendirme yapılırken yaratıcılık ve açık uçluluğa da yer vermelidir. (363)
Aşamaları yukarıda açıklanan ölçek oluşturma ve geliştirme süreci sonunda
hazırlanan “BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME İÇİN YABANCI DİL İNGİLİZCE
ÖĞRETMENLERİNİN TUTUM VE BİLGİLERİNİ ÖLÇME ARACI”nı oluşturan
bileşenleri olan 1 sormaca, 1 tutum ölçeği ve 1 bilgi ölçeği tezin sırasıyla Ek A, Ek B
ve Ek C bölümlerinde sunulmuştur.
227
3.6. Araştırma Uygulaması
Yukarıda 3.1. bölümde betimlenen amaç doğrultusunda tasarlanıp uygulanan
araştırmada İstanbul İli Anadolu Liselerinde görev yapan İngilizce öğretmenlerine bu
tez kapsamında geliştirilen beyin uyumlu öğrenme tutum ve bilgi ölçekleri ve
demografik sorulardan oluşan sormaca, veri toplama aracı olarak uygulanmıştır.
Araştırmada 235 denekten geri dönüş alınabilmiştir. Geri dönüş sağlayan deneklerin
sormaca ve ölçeklere verdiği yanıtlar araştırmanın verilerini oluşturmuştur. İstatistik
çözümlemeler bu veriler üzerinde yapılmıştır.
3.6.1. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini 2008 – 2009 eğitim-öğretim yılı Güz yarıyılında İstanbul İli
Devlet Anadolu Liseleri yabancı dil olarak İngilizce öğretmenleri oluşturmuştur.
Araştırmada evren üzerinden çalışılmıştır ama örneklem büyüklüğü de
hesaplandığında ulaşılması gereken denek sayısının üzerinde bir sayıya ulaşılmıştır.
Örneklem büyüklüğünün hesaplanmasında; evren ve örneklem bilgi ölçeğine göre
hesaplanmıştır çünkü item sayısı tutum ölçerdekinden fazladır.
h: hata payı = 0.05
k: bilgi ölçerdeki item sayısı = 71
max: her bir itemden alınabilecek maksimum puan = 5
min: her bir itemden alınabilecek minimum puan = 1
( )( )minmax−××= khε = ( )( )157105.0 −×× = 14.2
Ancak ε=14.2 bu manidarlık düzeyi için alınabilecek maksimum kabul edilebilir hata
miktarı olduğundan araştırmacı tarafından daha duyarlı sonuç elde edilmek
istendiğinden 7.5 olarak kabul edilmiştir.
( )6
minmax−×=k
s ( )6
1571 −×= 3.47=
228
olarak alındığında her bir hücre için istatistik işlemlere girmesi gereken minimum
örneklem büyüklüğü:
ε2
22
zsnm
×=
2
22
5.7
96.13.47 ×= 73.152= 153≈
olarak bulunmuştur. Ancak geri dönüş kayıpları (%70) da dikkate alınarak her bir
hücre için uygulanacak örneklem büyüklüğü 70
100153×= 57.218= 219≈ olarak
uygulanmıştır.
Araştırmaya İstanbul ilindeki 79 Devlet Anadolu Lisesi içinden, geri dönüş sağlayan
59 Anadolu Lisesinden 235 İngilizce öğretmeni katılmıştır. Geri dönüş sağlayan
deneklerin okullara göre dağılımı ve okulların ilçelerinin rapor bilgileri aşağıda
sunulmuştur:
AVCILAR Süleyman Nazif Anadolu Lisesi (6 denek)
BAĞCILAR Mehmet Niyazi Altuğ Anadolu Lisesi (7 denek)
Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi (0 denek)
Bağcılar Akşemsettin Anadolu Lisesi (7 denek)
BAHÇELİEVLER Dede Korkut Anadolu Lisesi (4 denek)
Adnan Menderes Anadolu Lisesi (3 denek)
Bahçelievler Anadolu Lisesi (2 denek)
BAKIRKÖY Yeşilköy Anadolu Lisesi (0 denek)
Hasan Polatkan Anadolu Lisesi (4 denek)
Florya Tevfik Ercan Anadolu Lisesi (0 denek)
Ataköy Cumhuriyet Anadolu Lisesi (2 denek)
229
BAYRAMPAŞA Bayrampaşa Anadolu Lisesi (0 denek)
Hüseyin Bürge Anadolu Lisesi (0 denek)
BEŞİKTAŞ Atatürk Anadolu Lisesi (5 denek)
Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi (3 denek)
Beşiktaş Kabataş Erkek Lisesi (8 denek)
Beşiktaş Anadolu Lisesi (4 denek)
Arnavutköy Korkmaz Yiğit Anadolu Lisesi (3 denek)
BEYKOZ Beykoz Anadolu Lisesi (0 denek)
BEYOĞLU Galatasaray Lisesi (1 denek)
Beyoğlu Anadolu Lisesi (3 denek)
İstanbul Atatürk Anadolu Lisesi (1 denek)
BÜYÜKÇEKMECE Hüseyin Yıldız Anadolu Lisesi (0 denek)
Esenyurt Nakipoğlu Cumhuriyet Anadolu Lisesi (6 denek)
ÇATALCA Hadımköy Örfi Çetinkaya Anadolu Lisesi (1 denek)
Çatalca Anadolu Lisesi (3 denek)
EMİNÖNÜ İstanbul Lisesi (3 denek)
Cağaloğlu Anadolu Lisesi (3 denek)
Vefa Lisesi (7 denek)
Çemberlitaş Anadolu Lisesi (4 denek)
ESENLER Amiral Vehbi Ziya Dümer Anadolu Lisesi (2 denek)
EYÜP Eyüp Anadolu Lisesi (6 denek)
230
FATİH Samiha Ayverdi Anadolu Lisesi (3 denek)
Pertevniyal Lisesi (4 denek)
Şehremini Anadolu Lisesi (6 denek)
Fatih Gelenbevi Anadolu Lisesi (6 denek)
GAZİOSMANPAŞA Gaziosmanpaşa Anadolu Lisesi (1 denek)
Mevlana Anadolu Lisesi (7 denek)
GÜNGÖREN Ergün Öner – Mehmet Öner Anadolu Lisesi (4 denek)
KADIKÖY Kadıköy Anadolu Lisesi (0 denek)
Mustafa Saffet Anadolu Lisesi (2 denek)
Kadıköy Kenan Evren Anadolu Lisesi (0 denek)
Prof. Faik Somer Anadolu Lisesi (3 denek)
Hayrullah Kefoğlu Anadolu Lisesi (0 denek)
Göztepe İhsan Kurşunoğlu Anadolu Lisesi (2 denek)
KAĞITHANE Kağıthane Anadolu Lisesi (2 denek)
Cengizhan Anadolu Lisesi (0 denek)
KARTAL Kartal Anadolu Lisesi (0 denek)
Burak Bora Anadolu Lisesi (0 denek)
Köy Hizmetleri Anadolu Lisesi (6 denek)
Semiha Şakir Anadolu Lisesi (0 denek)
Fatin Rüştü Zorlu Anadolu Lisesi (5 denek)
KÜÇÜKÇEKMECE Fahreddin Kerim Gökay Anadolu Lisesi (3 denek)
Küçükçekmece Anadolu Lisesi (5 denek)
Gazi Anadolu Lisesi (3 denek)
231
MALTEPE Maltepe Anadolu Lisesi (0 denek)
Kadir Has Anadolu Lisesi (3 denek)
Maltepe Merkez Anadolu Lisesi (4 denek)
PENDİK Pendik Fatih Anadolu Lisesi (1 denek)
Kırımlı Fazilet Olcay Anadolu Lisesi (0 denek)
SARIYER Rotary 100.Yıl Anadolu Lisesi (3 denek)
SİLİVRİ Hasan-Sabriye Gümüş Anadolu lisesi (5 denek)
Selimpaşa Atatürk Anadolu Lisesi (6 denek)
SULTANBEYLİ Türk Telekom Anadolu Lisesi (4 denek)
ŞİŞLİ Nişantaşı Anadolu Lisesi (2 denek)
Şişli Anadolu Lisesi (0 denek)
Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi (0 denek)
TUZLA Behiye Dr.Nevhiz Işıl Anadolu Lisesi (0 denek)
ÜMRANİYE Ümraniye Anadolu Lisesi (5 denek)
Nevzat Ayaz Anadolu Lisesi (9 denek)
Mustafa Kemal Anadolu Lisesi (0 denek)
ÜSKÜDAR Ahmet Keleşoğlu Anadolu Lisesi (3 denek)
Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi (6 denek)
Çağrıbey Anadolu Lisesi (5 denek)
Haydarpaşa Lisesi (6 denek)
Üsküdar Lisesi (4 denek)
Kandilli Anadolu Lisesi (3 denek)
232
ZEYTİNBURNU Adile Mermerci Anadolu Lisesi (3 denek)
Mensucat Santral Anadolu Lisesi (3 denek)
3.6.2. Devlet Anadolu Liselerine Öğretmen Alımı
Koşulları
Araştırma kapsamına alınan İstanbul ili Anadolu Liselerinin belirlenmesinde İstanbul
Milli Eğitim Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu eğitim-öğretim kurumları rehberi
kaynak51 olarak kullanılmıştır (bkz. Ek. D). Adı geçen kaynakta “Kurum Türü” üst
başlığı altında tanımlanan 79 Resmi Anadolu Lisesi Araştırma kapsamına alınmış,
İstanbul ili içinde bulunan Anadolu Denizcilik Meslek, Anadolu Güzel Sanatlar,
Anadolu İletişim Meslek, Anadolu İmam Hatip, Anadolu Kız Meslek, Anadolu
Meslek (Erkek Teknik), Anadolu Meslek (Kız Teknik), Anadolu Otelcilik ve Turizm
Meslek, Anadolu Öğretmen, Anadolu Sağlık Meslek, ve Anadolu Teknik Liseleri ise
araştırma kapsamının dışında tutulmuştur. Araştırma alanı olarak Anadolu
Liselerinin seçilmesinin nedeni Milli Eğitim Bakanlığı’nın Anadolu Liselerine atama
koşullarının diğer liselerden farklı olmasıdır. Bu koşullar 20 Ekim 2006 tarih ve
26325 sayılı Resmi Gazete’de “Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Fen Liseleri,
Sosyal Bilimler Liseleri, Spor Liseleri İle Her Türdeki Anadolu Liseleri
Öğretmenlerinin Seçimi Ve Atamalarına Dair Yönetmelik” başlığı ile
yayımlanan Yönetmelik ile güncellenmiş olup bu yönetmeliğe getirilen değişiklikler
24 Kasım 2007 tarih ve 26710 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Millî Eğitim
Bakanlığına Bağlı Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Spor Liseleri İle Her
Türdeki Anadolu Liseleri Öğretmenlerinin Seçimi Ve Atamalarına Dair
Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” başlıklı yönetmelikte
belirtilmiştir. Bu iki yönetmeliğe göre, Devlet Anadolu Liselerine öğretmen
atamaları aşağıda özetlendiği biçimde gerçekleşir:
51 <http://istanbul.meb.gov.tr/index/ilceler/resmi.htm> 24 Ekim 2008
233
1) Ön koşullar.
a) Talim ve Terbiye Kurulunun öğretmenliğe atanacakların belirlenmesine
ilişkin kararlarına göre alanı veya öğrenim durumu, atanacağı eğitim
kurumuna uygun olmak.
b) Alanında en az lisans düzeyinde öğrenim görmüş olmak.
c) Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında en az üç yıl öğretmenlik yapmış
olmak şartıyla başvuru tarihi itibarıyla hâlen Bakanlık kadrolarında öğretmen
olarak ya da resmî eğitim kurumlarında öğretmenlik yapmış olup da diğer
hizmet sınıflarında görev yapıyor olmak.
d) Son üç yıllık sicil notu ortalaması en az iyi derece olmak.
2) Seçme Sınavı.
Bu koşulları yerine getiren adaylar, 20 Ekim 2006 tarih ve 26325 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan yönetmeliğin Madde 6 ve Madde 11’de belirtilen biçimde
Seçme Sınavı’na girerler. Seçme sınavı “yazılı ve mülâkat ya da yazılı ve uygulama
olmak üzere iki bölümden” oluşur.
3) Puan üstünlüğü.
Devlet Anadolu Liselerinde öğretmen olmak için başvuruda bulunan adayların
atamalarında ayrıca aşağıdaki ölçütler üzerinden hesaplanan puanları da
değerlendirmeye katılır:
a) Öğrenim Durumu (Yüksek Lisans / Doktora),
b) Öğretmenlik Kariyer Basamakları (Uzman öğretmen / Başöğretmen),
c) Hizmet içi eğitim (5 –15 gün / 16-31 gün / Daha uzun süreli),
d) Yabancı Dil Bilgisi (KPDS sonucuna göre A / B / C / D düzeyleri),
234
e) Öğretmenlikteki hizmet süresi (10 yıl dahil 10 yıla kadar her bir yıl için),
f) Son üç yıllık sicil notu ortalaması 76 ve daha yukarı olanların, bu sicil
notunun aritmetik ortalamasının 1/10’u,
g) İlgili mevzuat hükümlerine göre atamaya yetkili amirlerce verilmiş olan
ödüller (Teşekkür / Takdirname / Aylıkla ödül),
h) Alınan disiplin cezasının türüne göre yukarıda alınanlardan çıkartılacak
eksi puanlar (İhtar,uyarma / Tevbih, kınama / Ders ücreti kesimi, maaş
kesimi, aylıktan kesme / Kıdem indirimi, derece indirimi, kademe
ilerlemesinin durdurulması).
Atama koşulları dikkate alındığında Anadolu Liselerinde görev yapan İngilizce
öğretmenlerinin kendilerini diğer İngilizce öğretmenlerinden bir bakıma daha fazla
geliştirmek zorunda olduğu söylenebilir.
3.6.3. Uygulamanın Öyküsü
“BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME İÇİN YABANCI DİL İNGİLİZCE
ÖĞRETMENLERİNİN TUTUM VE BİLGİLERİNİ ÖLÇME ARACI” içindeki
sormaca ve ölçeklerin araştırma evren-örnekleminde bulunan 79 okula 2008 – 2009
Öğretim Yılı Güz yarıyılında uygulanabilmesi için öncelikle İstanbul İl Milli Eğitim
Müdürlüğü Kültür Bölümü’ne başvurularak gerekli resmi izin sağlanmıştır52.
İznin ardından, ölçme aracı araştırma evren-örnekleminde yer olan 79 okulun tümüne
araştırmacı tarafından dağıtılmış, uygulama hakkında gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Ayrıca, araştırma ile ilgili kısa bir ön-bilgi ve araştırmanın önemini açıklayan öz bir
metin ve gerekli durumlarda veya bir soru oluşması durumunda araştırmacı ile
bağlantı kurulabilecek iletişim bilgileri (telefon no. ve e-posta adresi) de verilmiştir.
Okulların yönetim ve İngilizce öğretmenlerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ilgi
izin yazısının bir örneği de sunulmuştur.
52 Sağlanan resmi izin belgesinin örneği için bkz. EK E.
235
Deneklere iki haftalık bir yanıtlama süresi verilmiştir.
Verilen sürenin sonunda, araştırmacı tarafından ilgili okullara dönülerek denekler
tarafından doldurulmuş olan formlar toplanmıştır. Bu geri alma sırasında, İl Milli
Eğitim Müdürlüğü’nün ilgi yazısına ve araştırma ile ilgili açıklama metnine karşın
kimi okullardan hiçbir İngilizce öğretmeninin formları doldurmamış oldukları
kimilerinden ise yalnızca az bir oranının formları doldurmuş oldukları görülmüştür.
Söz konusu okulların yöneticileri tarafından verilen bilgide, öğretmenlere değişik
üniversitelerden ve araştırmacılardan bunun gibi çok sayıda form geldiği,
öğretmenlerin bu tür formlardan “bıkmış” olabilecekleri; ve araştırmanın
okullarındaki sınav haftasına denk geldiği ve öğretmenlerin zorunlu asil görevleri
nedeniyle formları doldurmaya zamanlarının kalmamış olabileceği gerekçeleri dile
getirilmiştir. Kimi okullardan her hangi bir bilgilendirme de sağlanmamıştır.
Toplanan formlar bir ön-incelemeden geçirilmiştir. Bu ön-incelemede, formların
kimi denekler tarafından eksik doldurulduğu, kimi sayfalarının atlanmış olduğu,
kimilerinde ise formdaki tüm ölçek maddelerine sırayla en başından en sonuna kadar
aynı yanıtın verildiği görülmüştür. Bu kusurlu formlar ayrılmış ve değerlendirme
kapsamına alınmamıştır.
Toplam 340 İngilizce öğretmeninden yukarıda belirtilen ön inceleme sonucu geriye
kalan 235 ölçme aracı çözümleme ve değerlendirme için işleme alınmış ve
formlardaki veriler Microsoft Office 2003 / Excel yazılım programında oluşturulan
yeni bir veritabanına girilmiştir.
3.7. Araştırmanın Ön-sonuçları
Araştırmanın evrenini 2008 güz öğretim yılında İstanbul İli Devlet Anadolu Liseleri
Yabancı Dil olarak İngilizce öğretmenleri oluşturmuştur. Araştırmaya İstanbul
ilindeki 79 Devlet Anadolu Lisesi içinden yanıt veren 59 Anadolu Lisesindeki
İngilizce öğretmenlerinin verileri katılmıştır. Araştırma evren-örnekleminin tümüne
(%100) ulaşılmasına karşın geri dönüş oranı %79 olmuştur:
236
20; 25%
59; 75% Yanıt alınmayan okullar (Sayı; %)
Yanıt alınan okullar (Sayı; %)
Grafik 1. Araştırma Evren-Örneklemi Okullarından Geri Dönüş Sağlananların % Oranı
59 okuldan geri dönüş sağlayan İngilizce öğretmenlerinin doldurdukları formlar
arasından ön-inceleme ile ayrılanlar dışında kalan 235 İngilizce öğretmeninin verileri
araştırma veritabanına katılmıştır. Aşağıda Grafik 2’de verileri araştırmada
değerlendirmeye katılan deneklerin okullara göre dağılımları verilmiştir.
237
0123456789
10
Süleyman Nazif A.L.Mehmet Niyazi Altuğ A.L.Dr. Kemal Naci Ekşi A.L.
Bağcılar Akşemsettin A.L.Dede Korkut A.L.
Adnan Menderes A.L.Bahçelievler A.L.
Yeşilköy A.L.Hasan Polatkan A.L.
Florya Tevfik Ercan A.L.Ataköy Cumhuriyet A.L.
Bayrampaşa A.L.Hüseyin Bürge A.L.
Atatürk A.L.Beşiktaş Sakıp Sabancı A.L.Beşiktaş Kabataş Erkek L.
Beşiktaş A.L.Arnavutköy Korkmaz Yiğit A.L.
Beykoz A.L.Galatasaray L.Beyoğlu A.L.
İstanbul Atatürk A.L.Hüseyin Yıldız A.L.
Esenyurt Nakipoğlu CumhuriyetHadımköy Örfi Çetinkaya A.L.
Çatalca A.L.İstanbul L.
Cağaloğlu A.L.Vefa L.
Çemberlitaş A.L.Amiral Vehbi Ziya Dümer A.L.
Eyüp A.L.Samiha Ayverdi A.L.
Pertevniyal L.Şehremini A.L.
Fatih Gelenbevi A.L.Gaziosmanpaşa A.L.
Mevlana A.L.Ergün Öner - Mehmet Öner A.L.
Kadıköy A.L.Mustafa Saffet A.L.
Kadıköy Kenan Evren A.L.Prof. Faik Somer A.L.Hayrullah Kefoğlu A.L.
Göztepe İhsan Kurşunoğlu A.L.Kağıthane A.L.Cengizhan A.L.
Kartal A.L.Burak Bora A.L.
Köy Hizmetleri A.L.Semiha Şakir A.L.
Fatin Rüştü Zorlu A.L.Fahreddin Kerim Gökay A.L.
Küçükçekmece A.L.Gazi A.L.
Maltepe A.L.Kadir Has A.L.
Maltepe Merkez A.L.Pendik Fatih A.L.
Kırımlı Fazilet Olcay A.L.Rotary 100.Yıl A.L.
Hasan-Sabriye Gümüş A.L.Selimpaşa Atatürk A.L.
Türk Telekom A.L.Nişantası A.L.
Şişli A.L.Nişantaşı Nuri Akın A.L.
Behiye Dr.Nevhiz Işıl A.L.Ümraniye A.L.
Nevzat Ayaz A.L.Mustafa Kemal A.L.
Ahmet Keleşoğlu A.L.Huseyin Avni Sözen A.L.
Çağrıbey A.L.Haydarpaşa L.
Üsküdar L.Kandilli A.L.
Adile Mermerci A.L.Mensucat Santral A.L.
Grafik 2. Verileri Araştırmad
a Değerlendirmeye
Katılan Deneklerin O
kullara G
öre Dağılımları
238
3.7.1. Sormaca Sonuçları
Verileri bakımından istatistik çözümleme gerektirmediği için, araştırmada uygulanan
ölçme aracının birinci bileşeni olan sormacadan sağlanan bulgular ve betimsel
grafikleri bu bölümde verilmektedir.
3.7.1.1. Yaş Oranları
Araştırma evren-örneklemindeki İngilizce öğretmenleri arasında ilk yaş diliminde
(25’ten az) olanlarının % oranı yalnızca 3’tür. Evrendeki İngilizce öğretmenlerinin
toplam %62’lik bir oranı ikinci ve üçüncü yaş dilimleri arasındadır:
1) Yaş (%)
3
31 31
17 17
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
a) 25'ten az b) 25-30 arası c) 31-35 arası d) 36-40 arası e) 41 ve üstü
Grafik 3. Araştırmaya Katılan Deneklerin Yaş Oranları
3.7.1.2. Cinsiyet Oranları
Araştırma evren-örneklemindeki İngilizce öğretmenlerini belirgin bir yoğunlukla
(%71) kadın öğretmenler oluşturmaktadır:
239
2) Cinsiyet (%)
71
29
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
a) Kadın b) Erkek
Grafik 4. Araştırmaya Katılan Deneklerin Cinsiyet Oranları
3.7.1.3. Öğrenim Durumu Oranları
Araştırma evren-örnekleminde yer alan İngilizce öğretmenleri yoğunluklu olarak
(%86) lisans derecesine sahiptir. Anadolu liselerine Milli Eğitim Bakanlığı
tarafından yapılan atamalarda göz önüne alınan tercih koşulları arasında bulunan
lisansüstü eğitim derecesine sahip olanlar yalnızca %14’lük bir orandadır. İstanbul
İlindeki Devlet Anadolu Liselerinde görevli İngilizce öğretmenleri arasında Doktora
derecesine sahip olanların %1’lik bir oranda da olsa evrende yer aldığı
görülmektedir. Yüksek lisans (Tezli ve Tezsiz) derecesine sahip olan İngilizce
öğretmenleri %13 oranındadır:
3) Öğrenim Durumu (%)
86
13
10
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
a) Lisans b) Yüksek Lisans c) Doktora
Grafik 5. Araştırmaya Katılan Deneklerin Öğrenim Durumu Oranları
240
3.7.1.4. Mesleki Deneyim Süresi Oranları
Araştırma evren-örnekleminde yer alan İngilizce öğretmenleri arasında mesleğe yeni
başlamış sayılabilecek olanlar (ilk iki dilim toplamı) belirgin olarak çok azdır (%5).
Bunun nedeni Anadolu liselerine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan
atamalarda en az üç yıllık meslek geçmişi önkoşulu olabilir. Mesleki deneyim
bakımından üçüncü ve dördüncü dilimlerin (5 – 14 yıllık öğretmenlik deneyimi)
toplam %74 oranı ile yoğunluklu olduğu görülmektedir. 14 yıldan fazla öğretmenlik
deneyimi olan İngilizce öğretmenlerinin oranı %21’dir:
4) Mesleki Deneyim Süresi (%)
1 4
44
30
21
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
a) 1 yıldan az b) 1-4 yıl arası c) 5-9 yıl arası d) 10-14 yıl arası e) 15 yıl ve üstü
Grafik 6. Araştırmaya Katılan Deneklerin Mesleki Deneyim Süresi Oranları
3.7.1.5. Formasyon Eğitimi Oranları
Araştırma evren-örnekleminde yer alan İngilizce öğretmenleri çok yüksek bir oranla
öğretmenlik formasyonu (Eğitim fakültesinde veya sonradan Sertifika programları
ile) almışlardır (toplam %99). Araştırmada geri dönüş sağlanan ve değerlendirmeye
alınan İstanbul İli Devlet Anadolu Liselerindeki İngilizce öğretmenleri arasında hiç
öğretmenlik formasyonu almamış olanları da (%1 gibi çok düşük bir oranla da olsa)
bulunmaktadır:
241
5) Formasyon Eğitimi (%)
83
16
10
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
a) Eğitim fakültesi b) Sonradan c) Yok
Grafik 7. Formasyon Eğitimi Oranları
3.7.1.6. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet-İçi
Eğitim Alma Oranları
Araştırma evren-örnekleminde yer alan İngilizce öğretmenlerinin çoğunluğu
eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet-içi eğitim almışlardır. Araştırmada bu oran
yarıdan biraz fazla (%60) olarak belirlenmiştir. Alınan hizmet-içi eğitimin niteliği ve
süresi değişik olabilse de İngilizce öğretmenlerinin yarıdan çoğu böylesi bir eğitim
programına katılmıştır:
6) Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alıp almadığı (%)
60
40
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
a) Evet b) Hayır
Grafik 8. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet-İçi Eğitim Alma Oranları
242
3.7.1.7. Ders Yükü Oranları
Araştırma evren-örnekleminde yer alan İngilizce öğretmenlerinin çoğunluğunun
haftalık ders/saat yükünün fazla olduğu görülmektedir. Verimli ve etkili bir öğretim
yapabilmek için haftada 15 ders/saatin uygun olduğu kabul edilecek olursa, bu
dilimin içinde kalanlar çok düşük bir orandadır (%1). İstanbul İlindeki Devlet
Anadolu Liselerinde görevli İngilizce öğretmenlerinin çoğunluğu (ikinci ve üçüncü
dilimler) haftada 20 saatten fazla ders vermektedirler. Bu sayıya kimi okullarda
uygulanan, çalışma saatleri dışında (çoğunlukla hafta sonları) düzenlenen ve isteyen
öğrencilerin katıldığı İngilizce kurs programlarındaki saatler dahil değildir. Bu ders
yükünden kalan zamanlarında söz konusu İngilizce öğretmenlerinin kendilerini
geliştirmeye ayırabilecekleri sürelerinin çok kısıtlı olabileceği veya hiç olamayacağı
söylenebilir:
7) Haftalık girdiği ders yükü (%)
1
32
41
25
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
a) 15 saatten az b) 15-20 saat arası c) 21-25 saat arası d) 26 saat ve üstü
Grafik 9. Ders Yükü Oranları
Tez çalışmasının bu bölümünde, çalışmanın araştırma evrenindeki İngilizce
öğretmenlerinin beyin-uyumlu yabancı dil (İngilizce) öğrenimi için tutum ve bilgi
243
bakımlarından uygun bir hazırbulunuşluk düzeylerini gösterecek bir ölçme aracının
oluşturulma ve geliştirilme aşamaları betimlenmiş; bu aşamalardan geçilerek
hazırlanan ölçeklerin uygulandığı araştırmanın tasarımı ve uygulanışı anlatılarak
istatistik çözümleme gerektirmeyen kimi ön sonuçları da sunulmuştur. Ölçme aracı,
I.Bölümdeki artalan bilgilerine dayanılarak oluşturulan ve II.Bölümde açıklanan
modele uygun olarak yapılandırılmış ve ölçeklerin oluşturulması sürecinin değişik
aşamalarında kuramsal çerçeveye göndermelerde bulunulmuştur.
Ölçme aracının geliştirilmesi için gerçekleştirilen pilot uygulamada özet olarak
aşağıdaki işlemler yapılmıştır:
1. Bilgi Ölçeği
a) Bilgi ön-ölçeğindeki ölçek maddeleri üzerine faktör analizi yapılmıştır.
b) Ön-ölçeğin uygulanmasından elde edilen veriler üzerinde ölçek geliştirme
istatistikleri olarak rit (item-total korelasyon), rir (item-remainder)
katsayıları ve Cronbach katsayıları hesaplanmış bu sonuçlara göre tüm
boyutlardaki tüm maddeler anlamlı bulunmuş, içtutarlı olduğu görülmüştür
(Tablo 3-6).
c) Maddelerin ayırt etme gücünü sınamak için üst ve alt çeyreklerarası t testi
uygulanmış, bu çözümlemeye göre tüm boyutlardaki tüm maddeler anlamlı
bulunmuş, ayırt edici olduğu görülmüştür (Tablo 7-10).
d) Ölçeğin bireylerin kalıcı özelliklerini belirleme yeterliğinin ortaya
konulabilmesi için test-retest uygulaması yapılmış ve devamlılık
katsayıları hesaplanmıştır. Test bütünü açısından devamlılık özelliği
taşıdığı görülmüştür (Tablo 11).
e) Tüm bu çözümlemelere göre bilgi ölçeğinin kullanılabilir olduğuna karar
verilmiştir.
244
2. Tutum Ölçeği
a) Tutum ön-ölçeğindeki ölçek maddeleri üzerine rotated varimax factor
yöntemiyle faktör analizi yapılmış ve 12 boyuttan oluştuğu görülmüştür.
(Tablo 12).
b) Ölçeğin uygulanmasından elde edilen veriler üzerinde ölçek geliştirme
istatistikleri olarak rit (item-total korelasyon), rir (item-remainder)
katsayıları ve Cronbach katsayıları hesaplanmış bu sonuçlara göre tüm
boyutlardaki tüm maddeler anlamlı bulunmuş, içtutarlı olduğu görülmüştür
(Tablo 13-25).
c) Maddelerin ayırt etme gücünü sınamak için üst ve alt çeyreklerarası t testi
uygulanmış, bu çözümlemeye göre tüm boyutlardaki tüm maddeler anlamlı
bulunmuş, ayırt edici olduğu görülmüştür (Tablo 26-38)
d) Ölçeğin bireylerin kalıcı özelliklerini belirleme yeterliğinin ortaya
konulabilmesi için test-retest uygulaması yapılmış ve devamlılık
katsayıları hesaplanmıştır. Test bütünü açısından devamlılık özelliği
taşıdığı görülmüştür (Tablo 39).
e) Tüm bu çözümlemelere göre tutum ölçeğinin kullanılabilir olduğuna karar
verilmiştir.
Kullanılabilir olduğuna karar verilen “BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME İÇİN
YABANCI DİL İNGİLİZCE ÖĞRETMENLERİNİN TUTUM VE BİLGİLERİNİ
ÖLÇME ARACI”, araştırma evreni olarak belirlenen 2008 – 2009 eğitim-öğretim yılı
Güz yarıyılında İstanbul İli Devlet Anadolu Liselerinde görev yapan yabancı dil
olarak İngilizce öğretmenleri üzerinde uygulanmıştır. Araştırmada evren üzerinden
çalışılmıştır ama örneklem büyüklüğü de hesaplandığında ulaşılması gereken denek
sayısının üzerinde bir sayıya ulaşılmıştır. Bilgi ölçeğindeki madde sayısı (71), tutum
ölçeğindeki madde sayısından (66) fazla olduğu için örneklem büyüklüğünün
hesaplanmasında evren ve örneklem bilgi ölçeğine göre hesaplanmış ve örneklem
245
büyüklüğü 219 olarak uygulanmıştır. Araştırmaya İstanbul ilindeki 79 Devlet
Anadolu Lisesi içinden, (geri dönüş sağlayan 59 Anadolu Lisesinden) 235 İngilizce
öğretmeni katılmıştır.
“BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME İÇİN YABANCI DİL İNGİLİZCE
ÖĞRETMENLERİNİN TUTUM VE BİLGİLERİNİ ÖLÇME ARACI”nın araştırma
evren-örneklemine uygulanması ile elde edilen verilerin tutum ölçeği ve bilgi ölçeği
bulguları araştırmanın amacı gereği özgül sayıl çözümlemeler gerektirmektedir. Bu
çözümlemeler ve değerlendirme sonuçları ayrıntılı olarak aşağıdaki BölümIV’te yer
almaktadır.
246
BÖLÜM IV
BULGULAR
Bu bölümde, “BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME İÇİN YABANCI DİL İNGİLİZCE
ÖĞRETMENLERİNİN TUTUM VE BİLGİLERİNİ ÖLÇME ARACI”nın araştırma
evren-örneklemine uygulanması ile elde edilen verilerin tutum ölçeği ve bilgi ölçeği
bulguları ve bu bulgular üzerine yapılan sayıl çözümlemeler ve değerlendirme
sonuçları yer almakta, çapraz tablolar aracılığıyla belirlenen öğeler doğrultusunda
bulgular ilişkilendirilmektedir.
Analizler 0.05 manidarlık düzeyinde sınanmıştır. Araştırma sonucu elde edilen
bilgiler SPSS paket programı yardımı ile çözümlenmiştir53. Verilerin
çözümlenmesinde aritmetik ortalama, standart sapma, yüzde ve frekans gibi betimsel
istatistikler yanında geçerlik güvenirlik çözümlemelerinde varimax rotated faktör
analizi, Cronbach alfa katsayısı, item-total korelasyon, item-remainder korelasyon,
ayırt edicilik, devamlılık katsayıları hesaplanmıştır54. Bağımlı değişkenin bağımsız
değişkenlerle etkileşimi analiz edilirken ise t testi, varyans analizi, LSD istatistik
teknikleri kullanılmıştır55.
4.1. İlişki
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) ile TB (Toplam Bilgi), B1 (Beyin
İşlemleriyle İlintili Bilgiler) ve B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) arasında
ilişki yok. B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) ile pozitif ilişki vardır. Bunun
dışında kalan bütün tutum alt boyutları ile TB (Toplam Bilgi), B1 (Beyin İşlemleriyle
İlintili Bilgiler), B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) ve B3 (Öğretme
53 SPSS yazılım programı özellikleri ve verilerin işlenmesi için bkz. Sipahi, v.d. (2006: 17-48); Tavşancıl (2006:177-214) 54 Cronbach alfa katsayısı, item-total korelasyon, item-remainder korelasyon, ayırt edicilik, devamlılık katsayıları hesaplamaları için bkz. Albayrak (2006:42); Köklü, v.d. (2007:31-48, 85, 93-96, 180-192, 197-198); Sipahi, v.d. (2006:18-19, 62-78, 80-120, 146, 197-199, 202); Tavşancıl (2006:17-63, 200-201). 55 T testi, varyans analizi, LSD istatistik teknikleri için bkz. Albayrak (2006:32-35); Sipahi, v.d. (2006:19, 66, 69, 73, 123-129, 139-144); Köklü, v.d. (2007:155-170); Tavşancıl, (2006:200-211).
247
İşlemleriyle İlintili Bilgiler) arasında pozitif ilişki vardır. Tutumlar olumlulaştıkça
bilgi düzeyleri de artmaktadır. (Tablo 40)
Tablo 40. TB (Toplam Bilgi) ve TT (Toplam Tutum) İlişki Katsayıları
Toplam Bilgi
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Pearson Correlation ,486(**) ,342(**) ,431(**) ,538(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,000 ,000 ,000
Toplam Tutum
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,359(**) ,247(**) ,324(**) ,399(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,000 ,000 ,000
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,338(**) ,233(**) ,317(**) ,367(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,000 ,000 ,000
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,517(**) ,412(**) ,418(**) ,547(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,000 ,000 ,000
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,327(**) ,221(**) ,311(**) ,353(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,001 ,000 ,000
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,346(**) ,316(**) ,269(**) ,320(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,000 ,000 ,000
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,466(**) ,320(**) ,424(**) ,517(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,000 ,000 ,000
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
248
Tablo 40. TB (Toplam Bilgi) ve TT (Toplam Tutum) İlişki Katsayıları
Toplam Bilgi
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Pearson Correlation ,278(**) ,164(*) ,263(**) ,336(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,012 ,000 ,000
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,379(**) ,272(**) ,317(**) ,431(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,000 ,000 ,000
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,377(**) ,276(**) ,298(**) ,436(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,000 ,000 ,000
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,254(**) ,195(**) ,165(*) ,313(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,003 ,011 ,000
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,053 -,034 ,137(*) ,070
Sig. (2-tailed) ,419 ,602 ,036 ,284
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
Pearson Correlation ,328(**) ,192(**) ,267(**) ,437(**)
Sig. (2-tailed) ,000 ,003 ,000 ,000
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
N 235 235 235 235
** Correlation is significant at the 0.01 level (2-tailed).
* Correlation is significant at the 0.05 level (2-tailed).
4.2. Bilgi
TB (Toplam Bilgi) öğretmenlerin yaşına göre (F=0.066, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 41-B).
249
Tablo 41-A. Yaş Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 3,8975 ,48085
25-30 yas 73 3,9252 ,33129
31-35 yas 72 3,9069 ,38130
36-40 yas 41 3,9354 ,38229
41 ve ustu 41 3,9000 ,49781
Toplam Bilgi
Toplam 235 3,9160 ,39028
Tablo 41-B. Yaş Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Varyans Analizi
Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,041 4 ,010 ,066 ,992
Gruplar içi 35,602 230 ,155
Toplam Bilgi
Toplam 35,642 234
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin yaşına göre (F=0.359, sd= 4-230, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 42-B).
Tablo 42-A. Yaş Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 3,7250 ,68893
25-30 yas 73 3,6286 ,38656
31-35 yas 72 3,6151 ,44280
36-40 yas 41 3,6888 ,49166
41 ve ustu 41 3,6954 ,55418
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 3,6499 ,46349
250
Tablo 42-B. Yaş Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F P
Gruplar arası ,312 4 ,078 ,359 ,838
Gruplar içi 49,956 230 ,217
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 50,268 234
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin yaşına göre (F=0.720, sd= 4-230, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 43-B).
Tablo 43-A. Yaş Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 3,8813 ,50351
25-30 yas 73 4,1199 ,39182
31-35 yas 72 4,0688 ,45288
36-40 yas 41 4,0963 ,40595
41 ve ustu 41 4,0305 ,49798
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 4,0764 ,43585
Tablo 43-B. Yaş Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,550 4 ,137 ,720 ,579
Gruplar içi 43,902 230 ,191
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 44,451 234
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin yaşına göre (F=0.302, sd= 4-230, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 44-B).
251
Tablo 44-A. Yaş Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,1200 ,56315
25-30 yas 73 4,1162 ,35436
31-35 yas 72 4,1207 ,42942
36-40 yas 41 4,0963 ,37150
41 ve ustu 41 4,0361 ,55243
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 4,1003 ,42518
Tablo 44-B. Yaş Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,221 4 ,055 ,302 ,876
Gruplar içi 42,082 230 ,183
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 42,303 234
TB (Toplam Bilgi) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=0.232, sd= 233, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 45).
Tablo 45. Cinsiyet Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni için Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. t sd p
Kadın 167 3,9198 ,38635 ,232 233 ,817 Toplam Bilgi
Erkek 68 3,9068 ,40254
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=0.395, sd= 233, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 46).
252
Tablo 46. Cinsiyet Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni için Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. t sd p
Kadın 167 3,6423 ,45848 -,395 233 ,693 B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Erkek 68 3,6687 ,47850
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=0.113, sd= 233, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 47).
Tablo 47. Cinsiyet Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni için Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. t sd p
Kadın 167 4,0784 ,44273 ,113 233 ,910 B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Erkek 68 4,0713 ,42165
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=1.065, sd= 233, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 48).
Tablo 48. Cinsiyet Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni için Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. t sd p
Kadın 167 4,1191 ,41669 1,065 233 ,288 B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Erkek 68 4,0540 ,44513
TB (Toplam Bilgi) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.257, sd= 2-232,
p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 49-B).
253
Tablo 49-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 3,9229 ,37526
Yüksek Lisans 31 3,8694 ,46818
Doktora 3 3,9400 ,64211
Toplam Bilgi
Toplam 235 3,9160 ,39028
Tablo 49-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre TB Değişkeni İçin Varyans Analizi
Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,079 2 ,039 ,257 ,774
Gruplar içi 35,564 232 ,153
Toplam Bilgi
Toplam 35,642 234
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.240, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 50-B).
Tablo 50-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 3,6509 ,43874
Yüksek Lisans 31 3,6268 ,58966
Doktora 3 3,8200 ,78562
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 3,6499 ,46349
Tablo 50-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F P
Gruplar arası ,104 2 ,052 ,240 ,787
Gruplar içi 50,165 232 ,216
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 50,268 234
254
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.920, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 51-B).
Tablo 51-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,0915 ,42556
Yüksek Lisans 31 3,9774 ,50031
Doktora 3 4,0833 ,43108
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 4,0764 ,43585
Tablo 51-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,350 2 ,175 ,920 ,400
Gruplar içi 44,101 232 ,190
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 44,451 234
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.272, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 52-B).
Tablo 52-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,1070 ,41321
Yüksek Lisans 31 4,0703 ,48787
Doktora 3 3,9567 ,67604
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 4,1003 ,42518
255
Tablo 52-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,099 2 ,049 ,272 ,762
Gruplar içi 42,204 232 ,182
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 42,303 234
TB (Toplam Bilgi) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.512, sd= 4-230,
p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 53-B).
Tablo 53-A. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 3,7000 ,50912
1-4 yıl 10 3,9580 ,34289
5-9 yıl 103 3,9460 ,35212
10-14 yıl 70 3,9043 ,42742
15 yıl ve ustu 50 3,8710 ,42276
Toplam Bilgi
Toplam 235 3,9160 ,39028
Tablo 53-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Varyans
Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,315 4 ,079 ,512 ,727
Gruplar içi 35,328 230 ,154
Toplam Bilgi
Toplam 35,642 234
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.482, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 54-B).
256
Tablo 54-A. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 3,2150 ,40305
1-4 yıl 10 3,6860 ,51591
5-9 yıl 103 3,6629 ,39838
10-14 yıl 70 3,6474 ,53765
15 yıl ve ustu 50 3,6368 ,47722
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 3,6499 ,46349
Tablo 54-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,418 4 ,104 ,482 ,749
Gruplar içi 49,850 230 ,217
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 50,268 234
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=1.205, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 55-B).
Tablo 55-A. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 3,9500 ,21213
1-4 yıl 10 4,0500 ,43012
5-9 yıl 103 4,1422 ,41579
10-14 yıl 70 4,0486 ,45476
15 yıl ve ustu 50 3,9900 ,45006
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 4,0764 ,43585
257
Tablo 55-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,913 4 ,228 1,205 ,309
Gruplar içi 43,539 230 ,189
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 44,451 234
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.360, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 56-B).
Tablo 56-A. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,0650 ,89803
1-4 yıl 10 4,2040 ,41945
5-9 yıl 103 4,1193 ,39552
10-14 yıl 70 4,0920 ,42696
15 yıl ve ustu 50 4,0532 ,47626
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 4,1003 ,42518
Tablo 56-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,263 4 ,066 ,360 ,837
Gruplar içi 42,040 230 ,183
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 42,303 234
TB (Toplam Bilgi) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=2.057, sd= 2-232, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 57-B).
258
Tablo 57-A. Formasyon Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 3,9115 ,37823
Sonradan 38 3,9608 ,44515
Yok 2 3,3950 ,17678
Toplam Bilgi
Toplam 234 3,9151 ,39086
Tablo 57-B. Formasyon Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Varyans Analizi
Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,623 2 ,311 2,057 ,130
Gruplar içi 34,974 231 ,151
Toplam Bilgi
Toplam 35,596 233
Formasyonunu sonradan alan öğretmenler ( =x 3,96) formasyonu olmayan
öğretmenlere ( =x 3,39) göre, daha yüksek TB (Toplam Bilgi) düzeyindedirler.
(Tablo 57-C).
Tablo 57-C. Formasyon Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Formasyon Eğitimi (J) Formasyon Eğitimi
Ar.Ort. Farkı (I-J) Sig.
Eğitim Fakültesi Sonradan -,04924 ,476
Yok ,51655 ,063
Sonradan Eğitim Fakültesi ,04924 ,476
Yok ,56579(*) ,046
Yok Eğitim Fakültesi -,51655 ,063
Toplam Bilgi
Sonradan -,56579(*) ,046
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin formasyonuna göre (F=2.207, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 58-B).
259
Tablo 58-A. Formasyon Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 3,6426 ,44770
Sonradan 38 3,7066 ,52910
Yok 2 3,0150 ,07778
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 234 3,6476 ,46318
Tablo 58-B. Formasyon Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni
İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,937 2 ,469 2,207 ,112
Gruplar içi 49,049 231 ,212
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 49,986 233
Formasyonunu sonradan alan öğretmenler ( =x 3.70) formasyonu olmayan
öğretmenlere ( =x 3.01) göre, B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutunda
daha yüksek TB (Toplam Bilgi) düzeyindedirler. (Tablo 58-C).
Tablo 58-C. Formasyon Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Formasyon Eğitimi (J) Formasyon Eğitimi
Ar.Ort. Farkı (I-J) Sig.
Eğitim Fakültesi Sonradan -,06395 ,435
Yok ,62763 ,057
Sonradan Eğitim Fakültesi ,06395 ,435
Yok ,69158(*) ,040
Yok Eğitim Fakültesi -,62763 ,057
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Sonradan -,69158(*) ,040
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin formasyonuna göre (F=1.186, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 59-B).
260
Tablo 59-A. Formasyon Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,0649 ,43178
Sonradan 38 4,1513 ,46535
Yok 2 3,7500 ,07071
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 234 4,0763 ,43678
Tablo 59-B. Formasyon Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,452 2 ,226 1,186 ,307
Gruplar içi 43,999 231 ,190
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 44,451 233
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin formasyonuna göre (F=1.724, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 60-B).
Tablo 60-A. Formasyon Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,1051 ,41148
Sonradan 38 4,1053 ,48880
Yok 2 3,5450 ,40305
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 234 4,1003 ,42609
Tablo 60-B. Formasyon Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni
İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,622 2 ,311 1,724 ,181
Gruplar içi 41,680 231 ,180
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 42,302 233
261
TB (Toplam Bilgi) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim
almalarına göre (t=1.037, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 61).
Tablo 61 Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t sd P
Evet 139 3,9373 ,39797 1,037 231 ,301 Toplam Bilgi
Hayır 94 3,8832 ,38069
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına göre
(t=0.810, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 62).
Tablo 62. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t sd P
Evet 139 3,6678 ,47186 ,810 231 ,419 B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Hayır 94 3,6176 ,45491
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına göre
(t=0.663, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 63).
Tablo 63. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t sd P
Evet 139 4,0914 ,43614 ,663 231 ,508 B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Hayır 94 4,0527 ,43825
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına göre
(t=1.274, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 64).
262
Tablo 64 Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t sd P
Evet 139 4,1312 ,43977 1,274 231 ,204 B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Hayır 94 4,0590 ,39906
TB (Toplam Bilgi) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.586, sd= 3-231,
p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 65-B).
Tablo 65-A Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre TB (Toplam Bilgi) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 3,7967 ,30501
15-20 saat 76 3,9272 ,38680
21-25 saat 97 3,8839 ,36896
26 saat ve ustu 59 3,9605 ,43346
Toplam Bilgi
Toplam 235 3,9160 ,39028
Tablo 65-B. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre TB Değişkeni İçin Varyans Analizi
Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F P
Gruplar arası ,269 3 ,090 ,586 ,625
Gruplar içi 35,373 231 ,153
Toplam Bilgi
Toplam 35,642 234
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=1.146, sd= 3-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 66-B).
263
Tablo 66-A. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 3,6433 ,46501
15-20 saat 76 3,6674 ,44264
21-25 saat 97 3,5892 ,46444
26 saat ve ustu 59 3,7276 ,48593
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 3,6499 ,46349
Tablo 66-B. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili
Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F P
Gruplar arası ,737 3 ,246 1,146 ,331
Gruplar içi 49,531 231 ,214
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 50,268 234
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.456, sd= 3-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 67-B).
Tablo 67-A. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 3,9333 ,25166
15-20 saat 76 4,0789 ,43782
21-25 saat 97 4,0500 ,39706
26 saat ve ustu 59 4,1237 ,50089
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 4,0764 ,43585
264
Tablo 67-B. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F P
Gruplar arası ,262 3 ,087 ,456 ,713
Gruplar içi 44,190 231 ,191
B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 44,451 234
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutu bakımından TB (Toplam Bilgi)
öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.311, sd= 3-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 68-B).
Tablo 68-A. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 3,8700 ,15395
15-20 saat 76 4,1121 ,43814
21-25 saat 97 4,0976 ,39013
26 saat ve ustu 59 4,1010 ,47482
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 235 4,1003 ,42518
Tablo 68-B. Haftalık Girilen Ders Yükü Değişkenine Göre B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili
Bilgiler) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F P
Gruplar arası ,170 3 ,057 ,311 ,817
Gruplar içi 42,132 231 ,182
B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Toplam 42,303 234
4.3. Tutum
TT (Toplam Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=0.155, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 69-B).
265
Tablo 69-A. Yaş Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,3075 ,37404
25-30 yas 73 4,2938 ,30589
31-35 yas 72 4,2675 ,36549
36-40 yas 41 4,2551 ,49521
41 ve ustu 41 4,3078 ,37192
Toplam Tutum
Toplam 235 4,2819 ,37343
Tablo 69-B. Yaş Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans Analizi
Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,087 4 ,022 ,155 ,961
Gruplar içi 32,543 230 ,141
Toplam Tutum
Toplam 32,631 234
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin yaşına göre (F=0.379, sd= 4-230, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 70-B).
Tablo 70-A. Yaş Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,4250 ,37796
25-30 yas 73 4,3842 ,34176
31-35 yas 72 4,3389 ,43494
36-40 yas 41 4,3122 ,68345
41 ve ustu 41 4,4146 ,41971
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 235 4,3645 ,45709
266
Tablo 70-B.Yaş Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,320 4 ,080 ,379 ,823
Gruplar içi 48,571 230 ,211
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 48,891 234
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin yaşına göre (F=0.341, sd= 4-230, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 71-B).
Tablo 71-A. Yaş Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,4888 ,44034
25-30 yas 73 4,3227 ,43217
31-35 yas 72 4,2801 ,43314
36-40 yas 41 4,3041 ,71640
41 ve ustu 41 4,2959 ,46653
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 235 4,3074 ,49657
Tablo 71-B. Yaş Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans
Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,340 4 ,085 ,341 ,850
Gruplar içi 57,360 230 ,249
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 57,700 234
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=0.508, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 72-B).
267
Tablo 72-A. Yaş Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,1250 ,65363
25-30 yas 73 4,2370 ,44480
31-35 yas 72 4,3308 ,50455
36-40 yas 41 4,2598 ,47307
41 ve ustu 41 4,2602 ,61053
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,2700 ,50508
Tablo 72-B. Yaş Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,522 4 ,131 ,508 ,730
Gruplar içi 59,172 230 ,257
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 59,694 234
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=1.355, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 73-B).
Tablo 73-A. Yaş Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,2500 ,46291
25-30 yas 73 4,3767 ,37297
31-35 yas 72 4,2986 ,43126
36-40 yas 41 4,3537 ,33060
41 ve ustu 41 4,4634 ,38955
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3596 ,39218
268
Tablo 73-B. Yaş Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,829 4 ,207 1,355 ,250
Gruplar içi 35,162 230 ,153
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 35,991 234
41 ve üstü yaşlardaki öğretmenler ( =x 4.46) 31-35 yaşlardaki öğretmenlere
( =x 4.29) göre, T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek
tutum düzeyindedirler. (Tablo 73-C).
Tablo 73-C. Yaş Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Yas (J) Yas Ar.Ort. Farkı (I-J) p
25’ten az ,04861 ,739
25-30 yas -,07810 ,230
36-40 yas -,05505 ,473
31-35 yas
41 ve ustu -,16480(*) ,032
25’ten az ,21341 ,159
25-30 yas ,08670 ,257
31-35 yas ,16480(*) ,032
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
41 ve ustu
36-40 yas ,10976 ,205
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin yaşına göre (F=0.539, sd= 4-230, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 74-B).
269
Tablo 74-A. Yaş Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,2513 ,70728
25-30 yas 73 3,9819 ,65993
31-35 yas 72 3,9306 ,72533
36-40 yas 41 3,9276 ,82803
41 ve ustu 41 3,8612 ,78570
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 3,9448 ,73233
Tablo 74-B. Yaş Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası 1,165 4 ,291 ,539 ,707
Gruplar içi 124,329 230 ,541
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 125,494 234
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=0.201, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 75-B).
Tablo 75-A. Yaş Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,0363 ,56798
25-30 yas 73 4,0701 ,42998
31-35 yas 72 4,0751 ,51605
36-40 yas 41 4,0180 ,58497
41 ve ustu 41 4,1151 ,51062
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,0693 ,50128
270
Tablo 75-B. Yaş Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,205 4 ,051 ,201 ,938
Gruplar içi 58,595 230 ,255
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 58,800 234
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=0.480, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 76-B).
Tablo 76-A. Yaş Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,5625 ,47716
25-30 yas 73 4,5137 ,37242
31-35 yas 72 4,5174 ,39434
36-40 yas 41 4,6098 ,39151
41 ve ustu 41 4,5061 ,49840
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,5319 ,40830
Tablo 76-B. Yaş Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni
İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,323 4 ,081 ,480 ,751
Gruplar içi 38,688 230 ,168
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 39,011 234
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=0.956, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 77-B).
271
Tablo 77-A. Yaş Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,5000 ,50364
25-30 yas 73 4,1233 ,55686
31-35 yas 72 4,0793 ,57473
36-40 yas 41 4,1059 ,73961
41 ve ustu 41 4,1702 ,57370
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,1278 ,59905
Tablo 77-B. Yaş Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni
İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası 1,373 4 ,343 ,956 ,433
Gruplar içi 82,600 230 ,359
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 83,973 234
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=0.724, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 78-B).
Tablo 78-A. Yaş Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,0000 ,88641
25-30 yas 73 4,3219 ,57957
31-35 yas 72 4,2847 ,52959
36-40 yas 41 4,3659 ,67105
41 ve ustu 41 4,3537 ,59418
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3128 ,59471
272
Tablo 78-B. Yaş Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası 1,029 4 ,257 ,724 ,576
Gruplar içi 81,732 230 ,355
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 82,762 234
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=2.821, sd= 4, p<.05) farklılık göstermektedir
(Tablo 79-B).
Tablo 79-A. Yaş Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,2500 ,65465
25-30 yas 73 4,2740 ,47901
31-35 yas 72 4,2153 ,56809
36-40 yas 41 4,5000 ,51235
41 ve ustu 41 4,4756 ,59109
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3298 ,54769
Tablo 79-B. Yaş Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası 3,282 4 ,821 2,821 ,026
Gruplar içi 66,909 230 ,291
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 70,191 234
41 ve üstü yaşlardaki öğretmenler ( =x 4.47) ile 36-40 yaşlardaki öğretmenler
( =x 4.50) 31-35 yaşlardaki öğretmenlere ( =x 4.21) göre, 36-40 yaşlardaki
öğretmenler ( =x 4.50) 25-30 yaşlardaki öğretmenler ( =x 4.27) ile 31-35 yaşlardaki
öğretmenlere ( =x 4.21) göre, T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 79-C).
273
Tablo 79-C. Yaş Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Yas (J) Yas Ar.Ort. Farkı (I-J) p
25’ten az ,02397 ,905
31-35 yas ,05869 ,513
36-40 yas -,22603(*) ,033
25-30 yas
41 ve ustu -,20164 ,057
25’ten az -,03472 ,863
25-30 yas -,05869 ,513
36-40 yas -,28472(*) ,007
31-35 yas
41 ve ustu -,26033(*) ,014
25’ten az ,25000 ,232
25-30 yas ,22603(*) ,033
31-35 yas ,28472(*) ,007
36-40 yas
41 ve ustu ,02439 ,838
25’ten az ,22561 ,280
25-30 yas ,20164 ,057
31-35 yas ,26033(*) ,014
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
41 ve ustu
36-40 yas -,02439 ,838
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=5.140, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 80-B).
274
Tablo 80-A. Yaş Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 3,3750 1,24642
25-30 yas 73 4,2123 ,57080
31-35 yas 72 4,2431 ,71696
36-40 yas 41 3,7317 1,03137
41 ve ustu 41 4,1463 ,76847
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,0979 ,79863
Tablo 80-B. Yaş Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası 12,248 4 3,062 5,140 ,001
Gruplar içi 137,001 230 ,596
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 149,249 234
25-30 yaşlardaki öğretmenler ( =x 4.21) 25’ten az yaşlardaki öğretmenler ( =x 3.37)
ile 36-40 yaşlardaki öğretmenlere ( =x 3.73) göre, 31-35 yaşlardaki öğretmenler
( =x 4.24) 25’ten az yaşlardaki öğretmenler ( =x 3.37) ile 36-40 yaşlardaki
öğretmenlere ( =x 3.73) göre, 41 ve üstü yaşlardaki öğretmenler ( =x 4.14) 25’ten az
yaşlardaki öğretmenler ( =x 3.37) ile 36-40 yaşlardaki öğretmenlere ( =x 3.73) göre,
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler. (Tablo 80-C).
275
Tablo 80-C. Yaş Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Yas (J) Yas Ar.Ort. Farkı (I-J) p
25-30 yas -,83733(*) ,004
31-35 yas -,86806(*) ,003
36-40 yas -,35671 ,233
25’ten az
41 ve ustu -,77134(*) ,010
25’ten az ,83733(*) ,004
31-35 yas -,03073 ,811
36-40 yas ,48062(*) ,002
25-30 yas
41 ve ustu ,06599 ,662
25’ten az ,86806(*) ,003
25-30 yas ,03073 ,811
36-40 yas ,51135(*) ,001
31-35 yas
41 ve ustu ,09671 ,522
25’ten az ,35671 ,233
25-30 yas -,48062(*) ,002
31-35 yas -,51135(*) ,001
36-40 yas
41 ve ustu -,41463(*) ,016
25’ten az ,77134(*) ,010
25-30 yas -,06599 ,662
31-35 yas -,09671 ,522
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
41 ve ustu
36-40 yas ,41463(*) ,016
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin yaşına göre (F=0.666, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 81-B).
276
Tablo 81-A. Yaş Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
25’ten az 8 4,3125 ,84251
25-30 yas 73 4,3767 ,59966
31-35 yas 72 4,2569 ,72186
36-40 yas 41 4,1707 ,69471
41 ve ustu 41 4,2561 ,70818
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,2809 ,68082
Tablo 81-B. Yaş Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası 1,242 4 ,311 ,666 ,616
Gruplar içi 107,222 230 ,466
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 108,464 234
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
TT (Toplam Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=1.300, sd= 233, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 82).
Tablo 82. Cinsiyet Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Toplam Tutum Kadın 167 4,3021 ,37659 1,300 233 ,195
Erkek 68 4,2324 ,36352
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=0.036, sd= 233, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 83).
277
Tablo 83. Cinsiyet Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,3638 ,48819 -,036 233 ,971 T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Erkek 68 4,3662 ,37311
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=0.548, sd= 233, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 84).
Tablo 84. Cinsiyet Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,3187 ,50546 ,548 233 ,584 T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Erkek 68 4,2796 ,47653
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=2.082, sd= 233, p<.05) farklılık
göstermektedir. Kadın öğretmenler ( =x 4.31) erkek öğretmenlere ( =x 4.16) göre,
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler (Tablo 85).
Tablo 85. Cinsiyet Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,3134 ,46790 2,082 233 ,038 T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Erkek 68 4,1632 ,57643
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=2.485, sd= 233, p<.05) farklılık
göstermektedir. Kadın öğretmenler ( =x 4.40) erkek öğretmenlere ( =x 4.26) göre,
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler. (Tablo 86).
278
Tablo 86. Cinsiyet Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,3997 ,37930 2,485 233 ,014 T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Erkek 68 4,2610 ,40848
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=0.115, sd= 233, p>.05) farklılık göstermemektedir
(Tablo 87).
Tablo 87. Cinsiyet Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 3,9483 ,69346 ,115 233 ,908 T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Erkek 68 3,9362 ,82554
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=1.610, sd= 233, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 88).
Tablo 88. Cinsiyet Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,1028 ,47849 1,610 233 ,109 T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Erkek 68 3,9871 ,54835
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=1.651, sd= 233, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 89).
Tablo 89. Cinsiyet Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,5599 ,40162 1,651 233 ,100 T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Erkek 68 4,4632 ,41936
279
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=0.886, sd= 233, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 90).
Tablo 90. Cinsiyet Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,1499 ,58526 ,886 233 ,377 T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Erkek 68 4,0735 ,63282
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=0.427, sd= 233, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 91).
Tablo 91. Cinsiyet Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,3234 ,58361 ,427 233 ,670 T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Erkek 68 4,2868 ,62484
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=2.232, sd= 233, p<.05) farklılık
göstermektedir. Kadın öğretmenler ( =x 4.38) erkek öğretmenlere ( =x 4.20) göre,
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler. (Tablo 92).
Tablo 92. Cinsiyet Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,3802 ,50063 2,232 233 ,027 T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Erkek 68 4,2059 ,63619
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=2.487, sd=233, p<.05) farklılık
280
göstermektedir. Kadın öğretmenler ( =x 4.18) erkek öğretmenlere ( =x 3.90) göre,
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler. (Tablo 93).
Tablo 93. Cinsiyet Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,1796 ,70758 2,487 233 ,014 T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Erkek 68 3,8971 ,96413
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=1.6110, sd= 233, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 94).
Tablo 94. Cinsiyet Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Cinsiyet N Ar.Ort. Std.Sapma t sd p
Kadın 167 4,3263 ,65152 1,611 233 ,109 T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Erkek 68 4,1691 ,74117
TT (Toplam Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.098, sd= 2-232,
p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 95-B).
Tablo 95-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Toplam Tutum Lisans 201 4,2834 ,37347
Yüksek Lisans 31 4,2816 ,38965
Doktora 3 4,1867 ,27538
Toplam 235 4,2819 ,37343
281
Tablo 95-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,028 2 ,014 ,098 ,906
Gruplar içi 32,603 232 ,141
Toplam Tutum
Toplam 32,631 234
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.054, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 96-B).
Tablo 96-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T1Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,3607 ,46821
Yüksek Lisans 31 4,3839 ,40710
Doktora 3 4,4167 ,16073
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 235 4,3645 ,45709
Tablo 96-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni
İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,023 2 ,011 ,054 ,948
Gruplar içi 48,868 232 ,211
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 48,891 234
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.037, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 97-B).
282
Tablo 97-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,3038 ,50562
Yüksek Lisans 31 4,3284 ,46117
Doktora 3 4,3333 ,29297
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 235 4,3074 ,49657
Tablo 97-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni
İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,018 2 ,009 ,037 ,964
Gruplar içi 57,682 232 ,249
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 57,700 234
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=1.470, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 98-B).
Tablo 98-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,2786 ,47985
Yüksek Lisans 31 4,2619 ,62019
Doktora 3 3,7767 ,82373
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,2700 ,50508
Tablo 98-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,747 2 ,373 1,470 ,232
Gruplar içi 58,948 232 ,254
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 59,694 234
283
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.572, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 99-B).
Tablo 99-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,3706 ,38250
Yüksek Lisans 31 4,2984 ,45378
Doktora 3 4,2500 ,43301
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3596 ,39218
Tablo 99-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,177 2 ,088 ,572 ,565
Gruplar içi 35,814 232 ,154
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 35,991 234
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.467, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 100-B).
Tablo 100-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 3,9636 ,73953
Yüksek Lisans 31 3,8390 ,71443
Doktora 3 3,7767 ,38682
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 3,9448 ,73233
284
Tablo 100-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,503 2 ,251 ,467 ,628
Gruplar içi 124,992 232 ,539
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 125,494 234
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.398, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 101-B).
Tablo 101-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,0787 ,49673
Yüksek Lisans 31 4,0284 ,54407
Doktora 3 3,8600 ,43000
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,0693 ,50128
Tablo 101-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,201 2 ,101 ,398 ,672
Gruplar içi 58,598 232 ,253
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 58,800 234
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=1.364, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 102-B).
285
Tablo 102-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,5423 ,40398
Yüksek Lisans 31 4,5000 ,43780
Doktora 3 4,1667 ,28868
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,5319 ,40830
Tablo 102-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili
Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,453 2 ,227 1,364 ,258
Gruplar içi 38,557 232 ,166
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 39,011 234
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.241, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 103-B).
Tablo 103-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,1196 ,60574
Yüksek Lisans 31 4,1610 ,57003
Doktora 3 4,3333 ,57735
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,1278 ,59905
Tablo 103-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili
Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,174 2 ,087 ,241 ,786
Gruplar içi 83,799 232 ,361
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 83,973 234
286
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.420, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 104-B).
Tablo 104-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,3159 ,57745
Yüksek Lisans 31 4,3226 ,68979
Doktora 3 4,0000 ,86603
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3128 ,59471
Tablo 104-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,298 2 ,149 ,420 ,658
Gruplar içi 82,463 232 ,355
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 82,762 234
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.190, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 105-B).
Tablo 105-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,3234 ,56338
Yüksek Lisans 31 4,3548 ,46893
Doktora 3 4,5000 ,00000
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3298 ,54769
287
Tablo 105-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,115 2 ,057 ,190 ,827
Gruplar içi 70,077 232 ,302
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 70,191 234
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.271, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 106-B).
Tablo 106-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,0846 ,80019
Yüksek Lisans 31 4,1935 ,82338
Doktora 3 4,0000 ,50000
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,0979 ,79863
Tablo 106-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,348 2 ,174 ,271 ,763
Gruplar içi 148,901 232 ,642
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 149,249 234
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin öğrenim durumuna göre (F=0.670, sd= 2-232, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 107-B).
288
Tablo 107-A. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Lisans 201 4,2836 ,69762
Yüksek Lisans 31 4,3065 ,58705
Doktora 3 3,8333 ,28868
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,2809 ,68082
Tablo 107-B. Öğrenim Durumu Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F p
Gruplar arası ,623 2 ,311 ,670 ,513
Gruplar içi 107,841 232 ,465
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 108,464 234
TT (Toplam Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.139, sd= 4-230,
p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 108-B).
Tablo 108-A. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre TT Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,3350 ,77075
1-4 yıl 10 4,2600 ,38274
5-9 yıl 103 4,2963 ,31626
10-14 yıl 70 4,2569 ,45554
15 yıl ve ustu 50 4,2896 ,35338
Toplam Tutum
Toplam 235 4,2819 ,37343
289
Tablo 108-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,079 4 ,020 ,139 ,968
Gruplar içi 32,552 230 ,142
Toplam Tutum
Toplam 32,631 234
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.311, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 109-B).
Tablo 109-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT1 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,5500 ,56569
1-4 yıl 10 4,3100 ,40879
5-9 yıl 103 4,3888 ,37219
10-14 yıl 70 4,3264 ,57915
15 yıl ve ustu 50 4,3710 ,44102
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 235 4,3645 ,45709
Tablo 109-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni
İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,263 4 ,066 ,311 ,870
Gruplar içi 48,628 230 ,211
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 48,891 234
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.358, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 110-B).
290
Tablo 110-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,6350 ,51619
1-4 yıl 10 4,2270 ,42458
5-9 yıl 103 4,3090 ,43263
10-14 yıl 70 4,3287 ,59939
15 yıl ve ustu 50 4,2772 ,48600
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 235 4,3074 ,49657
Tablo 110-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni
İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,357 4 ,089 ,358 ,838
Gruplar içi 57,343 230 ,249
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 57,700 234
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.155, sd= 4-230, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 111-B).
Tablo 111-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,0000 ,94752
1-4 yıl 10 4,2660 ,66298
5-9 yıl 103 4,2683 ,47953
10-14 yıl 70 4,2687 ,53163
15 yıl ve ustu 50 4,2868 ,48915
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,2700 ,50508
291
Tablo 111-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,161 4 ,040 ,155 ,961
Gruplar içi 59,534 230 ,259
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 59,694 234
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=1.809, sd= 4-230, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 112-B).
Tablo 112-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT4 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,1250 ,88388
1-4 yıl 10 4,2000 ,43780
5-9 yıl 103 4,3689 ,37352
10-14 yıl 70 4,3036 ,42327
15 yıl ve ustu 50 4,4600 ,34390
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3596 ,39218
Tablo 112-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 1,098 4 ,274 1,809 ,128
Gruplar içi 34,893 230 ,152
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 35,991 234
15 yıl ve üstü mesleki deneyimli öğretmenler ( =x 4.46) 10-14 yıl mesleki deneyimli
öğretmenlere ( =x 4.30) göre, T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 112-C).
292
Tablo 112-C. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Mesleki Deneyim Suresi
(J) Mesleki Deneyim Suresi
Ar.Ort. Farkı (I-J) p
1 yıldan az ,17857 ,523
1-4 yıl ,10357 ,432
5-9 yıl -,06536 ,280
10-14 yıl
15 yıl ve ustu -,15643(*) ,031
1 yıldan az ,33500 ,234
1-4 yıl ,26000 ,055
5-9 yıl ,09107 ,176
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
15 yıl ve ustu
10-14 yıl ,15643(*) ,031
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=1.316, sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 113-B).
Tablo 113-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT5 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 3,8350 1,18087
1-4 yıl 10 4,3340 ,47141
5-9 yıl 103 4,0065 ,69613
10-14 yıl 70 3,8764 ,78460
15 yıl ve ustu 50 3,8400 ,74761
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 3,9448 ,73233
293
Tablo 113-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 2,807 4 ,702 1,316 ,265
Gruplar içi 122,687 230 ,533
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 125,494 234
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.134, sd= 4-230, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 114-B).
Tablo 114-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT6 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,0000 1,00409
1-4 yıl 10 4,1570 ,54404
5-9 yıl 103 4,0717 ,45285
10-14 yıl 70 4,0453 ,57963
15 yıl ve ustu 50 4,0832 ,47143
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,0693 ,50128
Tablo 114-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,137 4 ,034 ,134 ,970
Gruplar içi 58,662 230 ,255
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 58,800 234
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.169 sd= 4-230, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 115-B).
294
Tablo 115-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT7 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,3750 ,88388
1-4 yıl 10 4,6000 ,35746
5-9 yıl 103 4,5218 ,38205
10-14 yıl 70 4,5429 ,44634
15 yıl ve ustu 50 4,5300 ,41231
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,5319 ,40830
Tablo 115-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili
Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,115 4 ,029 ,169 ,954
Gruplar içi 38,896 230 ,169
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 39,011 234
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.410, sd= 4-230, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 116-B).
Tablo 116-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT8 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,5000 ,70711
1-4 yıl 10 4,2330 ,56759
5-9 yıl 103 4,1426 ,53534
10-14 yıl 70 4,0767 ,70031
15 yıl ve ustu 50 4,1328 ,58741
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,1278 ,59905
295
Tablo 116-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,594 4 ,149 ,410 ,801
Gruplar içi 83,379 230 ,363
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 83,973 234
15 yıl ve üstü mesleki deneyimli öğretmenler ( =x 4.13) 10-14 yıl ( =x 4.08) ile 5-9
yıl ( =x 4.14) mesleki deneyimli öğretmenlere göre, T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle
İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 116-C).
Tablo 116-C. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Mesleki Deneyim Suresi
(J) Mesleki Deneyim Suresi
Ar.Ort. Farkı (I-J) p
5-9 yıl 1 yıldan az -,47330 ,224
1-4 yıl ,02670 ,882
10-14 yıl -,00902 ,915
15 yıl ve ustu -,22330(*) ,018
10-14 yıl 1 yıldan az -,46429 ,235
1-4 yıl ,03571 ,846
5-9 yıl ,00902 ,915
15 yıl ve ustu -,21429(*) ,034
15 yıl ve ustu 1 yıldan az -,25000 ,524
1-4 yıl ,25000 ,185
5-9 yıl ,22330(*) ,018
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
10-14 yıl ,21429(*) ,034
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=0.658, sd= 4-230, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 117-B).
296
Tablo 117-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT9 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,0000 1,41421
1-4 yıl 10 4,2000 ,88819
5-9 yıl 103 4,3252 ,56320
10-14 yıl 70 4,2571 ,58199
15 yıl ve ustu 50 4,4000 ,58902
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3128 ,59471
Tablo 117-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,936 4 ,234 ,658 ,622
Gruplar içi 81,826 230 ,356
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 82,762 234
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=1.941, sd= 4-230, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 118-B).
Tablo 118-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT10 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,7500 ,35355
1-4 yıl 10 4,2500 ,58926
5-9 yıl 103 4,2767 ,48370
10-14 yıl 70 4,2857 ,65148
15 yıl ve ustu 50 4,5000 ,48445
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3298 ,54769
297
Tablo 118-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 2,292 4 ,573 1,941 ,105
Gruplar içi 67,900 230 ,295
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 70,191 234
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=1.209, sd= 4-230, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 119-B).
Tablo 119-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT11 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 4,0000 ,70711
1-4 yıl 10 3,6000 1,32916
5-9 yıl 103 4,1699 ,70207
10-14 yıl 70 4,0786 ,81931
15 yıl ve ustu 50 4,0800 ,82289
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,0979 ,79863
Tablo 119-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 3,074 4 ,769 1,209 ,308
Gruplar içi 146,175 230 ,636
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 149,249 234
5-9 yıl mesleki deneyimli öğretmenler ( =x 4.17) 1-4 yıl ( =x 3.60) mesleki
deneyimli öğretmenlere göre, T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 119-C).
298
Tablo 119-C. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Mesleki Deneyim Suresi
(J) Mesleki Deneyim Suresi
Ar.Ort. Farkı (I-J) p
1 yıldan az -,40000 ,518
5-9 yıl -,56990(*) ,032
10-14 yıl -,47857 ,077
1-4 yıl
15 yıl ve ustu -,48000 ,084
1 yıldan az ,16990 ,766
1-4 yıl ,56990(*) ,032
10-14 yıl ,09133 ,460
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
5-9 yıl
15 yıl ve ustu ,08990 ,514
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin mesleki deneyimine göre (F=1.131, sd= 4-230, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 120-B).
Tablo 120-A. Mesleki Deneyim Değişkenine GöreT12 Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
1 yıldan az 2 3,7500 1,76777
1-4 yıl 10 4,4000 ,80966
5-9 yıl 103 4,3592 ,61603
10-14 yıl 70 4,1786 ,74715
15 yıl ve ustu 50 4,2600 ,64079
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,2809 ,68082
299
Tablo 120-B. Mesleki Deneyim Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 2,092 4 ,523 1,131 ,343
Gruplar içi 106,372 230 ,462
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 108,464 234
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
TT (Toplam Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=1.725, sd= 2-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 121-B).
Tablo 121-A. Formasyon Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Toplam Tutum Eğitim Fakültesi 194 4,3007 ,34878
Sonradan 38 4,2053 ,48364
Yok 2 3,9750 ,07778
Toplam 234 4,2824 ,37415
Tablo 121-B. Formasyon Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans
Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,480 2 ,240 1,725 ,181
Gruplar içi 32,138 231 ,139
Toplam Tutum
Toplam 32,618 233
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin formasyonuna göre (F=0.753, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 122-B).
300
Tablo 122-A. Formasyon Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,3814 ,42033
Sonradan 38 4,2842 ,62516
Yok 2 4,2750 ,10607
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 234 4,3647 ,45805
Tablo 122-B. Formasyon Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,317 2 ,158 ,753 ,472
Gruplar içi 48,570 231 ,210
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 48,887 233
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin formasyonuna göre (F=0.672, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 123-B).
Tablo 123-A. Formasyon Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,3265 ,45758
Sonradan 38 4,2247 ,67090
Yok 2 4,2700 ,25456
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 234 4,3095 ,49660
Tablo 123-B. Formasyon Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,332 2 ,166 ,672 ,512
Gruplar içi 57,129 231 ,247
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 57,462 233
301
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=8.136, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 124-B).
Tablo 124-A. Formasyon Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,3101 ,47336
Sonradan 38 4,1263 ,57874
Yok 2 3,0800 ,35355
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 234 4,2697 ,50615
Tablo 124-B. Formasyon Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 3,928 2 1,964 8,136 ,000
Gruplar içi 55,763 231 ,241
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 59,691 233
Formasyonu olmayan öğretmenler ( =x 3.08) eğitim fakültesindeyken formasyon
alan ( =x 4.31) ve formasyonunu sonradan alan ( =x 4.13) öğretmenlere göre,
formasyonu sonradan alan öğretmenler ( =x 4.13) eğitim fakültesindeyken
formasyon alan ( =x 4.31) öğretmenlere göre, T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili
Tutumlar) alt boyutunda daha düşük tutum düzeyindedirler. (Tablo 124-C).
302
Tablo 124-C. Formasyon Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Formasyon Eğitimi (J) Formasyon Eğitimi
Ar.Ort. Farkı (I-J) P
Sonradan ,18374(*) ,036 Eğitim Fakültesi
Yok 1,23005(*) ,001
Eğitim Fakültesi -,18374(*) ,036 Sonradan
Yok 1,04632(*) ,004
Eğitim Fakültesi -1,23005(*) ,001
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Yok
Sonradan -1,04632(*) ,004
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=5.461, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 125-B).
Tablo 125-A. Formasyon Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,3866 ,37493
Sonradan 38 4,2566 ,44070
Yok 2 3,6250 ,17678
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 234 4,3590 ,39292
Tablo 125.B Formasyon Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 1,624 2 ,812 5,461 ,005
Gruplar içi 34,347 231 ,149
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 35,971 233
Formasyonu olmayan öğretmenler ( =x 3.62) eğitim fakültesindeyken formasyon
alan =x 4.39) ve formasyonunu sonradan alan ( =x 4.26) öğretmenlere göre, T4
303
(Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha düşük tutum
düzeyindedirler. (Tablo 125-C).
Tablo 125-C. Formasyon Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Formasyon Eğitimi (J) Formasyon Eğitimi
Ar.Ort. Farkı (I-J) P
Sonradan ,13002 ,059 Eğitim Fakültesi
Yok ,76160(*) ,006
Eğitim Fakültesi -,13002 ,059 Sonradan
Yok ,63158(*) ,025
Eğitim Fakültesi -,76160(*) ,006
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Yok
Sonradan -,63158(*) ,025
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin formasyonuna göre (F=0.119, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 126-B).
Tablo 126-A. Formasyon Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 3,9572 ,71524
Sonradan 38 3,8950 ,82784
Yok 2 4,0000 ,94752
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 234 3,9474 ,73278
Tablo 126-B. Formasyon Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni
İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,128 2 ,064 ,119 ,888
Gruplar içi 124,986 231 ,541
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 125,115 233
304
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=0.428, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 127-B).
Tablo 127-A. Formasyon Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,0782 ,48491
Sonradan 38 4,0368 ,59146
Yok 2 3,7850 ,50205
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 234 4,0690 ,50233
Tablo 127-B. Formasyon Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,217 2 ,109 ,428 ,652
Gruplar içi 58,578 231 ,254
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 58,795 233
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=0.480, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 128-B).
Tablo 128-A. Formasyon Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,5309 ,41625
Sonradan 38 4,5395 ,37002
Yok 2 4,2500 ,35355
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 234 4,5299 ,40802
305
Tablo 128-B. Formasyon Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,160 2 ,080 ,480 ,620
Gruplar içi 38,630 231 ,167
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 38,791 233
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=0.324, sd=2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 129-B).
Tablo 129-A. Formasyon Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,1393 ,57452
Sonradan 38 4,0963 ,73097
Yok 2 3,8350 ,23335
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 234 4,1297 ,59958
Tablo 129-B. Formasyon Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,234 2 ,117 ,324 ,724
Gruplar içi 83,528 231 ,362
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 83,762 233
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=2.707, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 130-B).
306
Tablo 130-A. Formasyon Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,3428 ,54323
Sonradan 38 4,2105 ,79382
Yok 2 3,5000 ,70711
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 234 4,3141 ,59563
Tablo 130-B. Formasyon Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 1,893 2 ,946 2,707 ,069
Gruplar içi 80,771 231 ,350
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 82,663 233
Formasyonu olmayan öğretmenler ( =x 3.50) eğitim fakültesindeyken formasyon
alan ( =x 4.34) öğretmenlere göre, T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha düşük tutum düzeyindedirler. (Tablo 130-C).
Tablo 130-C. Formasyon Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Formasyon Eğitimi (J) Formasyon Eğitimi
Ar.Ort. Farkı (I-J) p
Eğitim Fakültesi Sonradan ,13226 ,209
Yok ,84278(*) ,046
Yok Eğitim Fakültesi -,84278(*) ,046
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Sonradan -,71053 ,099
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=1.445, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 131-B).
307
Tablo 131-A. Formasyon Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,3531 ,54849
Sonradan 38 4,2105 ,52802
Yok 2 4,0000 ,70711
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 234 4,3269 ,54710
Tablo 131-B. Formasyon Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,861 2 ,431 1,445 ,238
Gruplar içi 68,879 231 ,298
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 69,740 233
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=1.141, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 132-B).
Tablo 132-A. Formasyon Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,1082 ,81510
Sonradan 38 4,0921 ,72462
Yok 2 3,2500 ,35355
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 234 4,0983 ,80032
Tablo 132-B. Formasyon Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 1,460 2 ,730 1,141 ,321
Gruplar içi 147,779 231 ,640
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 149,239 233
308
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin formasyonuna göre (F=2.096, sd= 2-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 133-B).
Tablo 133-A. Formasyon Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
Eğitim Fakültesi 194 4,3247 ,63995
Sonradan 38 4,0789 ,83445
Yok 2 4,2500 1,06066
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 234 4,2842 ,68035
Tablo 133-B. Formasyon Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı Sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 1,922 2 ,961 2,096 ,125
Gruplar içi 105,929 231 ,459
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 107,851 233
Formasyonu olmayan öğretmenler ( =x 4.25) eğitim fakültesindeyken formasyon
alan ( =x 4.32) öğretmenlere göre, T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha düşük tutum düzeyindedirler. (Tablo 133-C).
Tablo 133-C. Formasyon Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Formasyon Eğitimi (J) Formasyon Eğitimi
Ar.Ort. Farkı (I-J) P
Eğitim Fakültesi Sonradan ,24579(*) ,042
Yok ,07474 ,877
Sonradan Eğitim Fakültesi -,24579(*) ,042
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Yok -,17105 ,728
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
309
TT (Toplam Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi
eğitim almalarına göre (t=1.475, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo
134-B).
Tablo 134. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,3140 ,35803 1,475 231 ,141 Toplam Tutum
Hayır 94 4,2406 ,39212
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına göre
(t=0.455, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 135).
Tablo 135. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,3773 ,44892 ,455 231 ,650 T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Hayır 94 4,3495 ,47363
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına göre
(t=1.507, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 136).
Tablo 136. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,3513 ,44216 1,507 231 ,133 T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Hayır 94 4,2520 ,56095
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına
göre (t=1.877, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 137).
310
Tablo 137. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,3212 ,51358 1,877 231 ,062 T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Hayır 94 4,1947 ,49061
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına
göre (t=0.786, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 138).
Tablo 138. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,3813 ,39965 ,786 231 ,433 T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Hayır 94 4,3404 ,37361
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına göre
(t=1.462, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 139).
Tablo 139. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,0047 ,71806 1,462 231 ,145 T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Hayır 94 3,8621 ,74889
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına
göre (t=1.860, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 140).
311
Tablo 140. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,1234 ,49046 1,860 231 ,064 T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Hayır 94 3,9999 ,50668
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına
göre (t=0.675, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 141).
Tablo 141. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,5450 ,41184 ,675 231 ,500 T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Hayır 94 4,5080 ,40735
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına
göre (t=2.016, sd= 231, p<.05) farklılık göstermektedir. HİE eğitim alan ( =x 4.19)
öğretmenler almayan ( =x 4.03) öğretmenlere göre, T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle
İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 142).
Tablo 142. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,1965 ,57574 2,016 231 ,045 T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Hayır 94 4,0360 ,62529
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına
göre (t=0.301, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 143).
312
Tablo 143. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t sd
p
Evet 139 4,3058 ,60346 -,301 231 ,764 T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Hayır 94 4,3298 ,58912
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına
göre (t=2.273, sd= 231, p<.05) farklılık göstermektedir. HİE eğitim alan ( =x 4.40)
öğretmenler almayan ( =x 4.23) öğretmenlere göre, T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili
Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 144).
Tablo 144. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,3993 ,54567 2,273 231 ,024 T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Hayır 94 4,2340 ,54231
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına
göre (t=0.870, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 145).
Tablo 145. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t sd
p
Evet 139 4,0612 ,88355 -,870 231 ,385 T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Hayır 94 4,1543 ,66002
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim almalarına
göre (t=1.097, sd= 231, p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 146).
313
Tablo 146. Eğitimde Yeni Yönelimler ile İlgili Hizmet İçi Eğitim Alma Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma N Ar.Ort. Std.Sapma t Sd
p
Evet 139 4,3273 ,68290 1,097 231 ,274 T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Hayır 94 4,2287 ,65855
TT (Toplam Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=1.358, sd= 3-231,
p>.05) farklılık göstermemektedir (Tablo 147-B).
Tablo 147-A. Ders Yükü Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,3133 ,37314
15-20 saat 76 4,2933 ,35157
21-25 saat 97 4,2296 ,40578
26 saat ve ustu 59 4,3517 ,34011
Toplam Tutum
Toplam 235 4,2819 ,37343
Tablo 147-B. Ders Yükü Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin Varyans
Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,566 3 ,189 1,358 ,256
Gruplar içi 32,065 231 ,139
Toplam Tutum
Toplam 32,631 234
Haftalık ders yükü 26 saat ve üstü olan öğretmenler ( =x 4,35) haftalık ders yükü 21-
25 saat olan ( =x 4,23) öğretmenlere göre, daha yüksek TT (Toplam Tutum) tutum
düzeyindedirler. (Tablo 147-C).
314
Tablo 147-C. Ders Yükü Değişkenine Göre TT (Toplam Tutum) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Haftalık ders yükü (J) Haftalık ders yükü Ar.Ort. Farkı (I-J) p
15 saatten az -,08375 ,702
15-20 saat -,06370 ,266
21-25 saat
26 saat ve ustu -,12211(*) ,048
15 saatten az ,03836 ,862
15-20 saat ,05841 ,367
Toplam Tutum
26 saat ve ustu
21-25 saat ,12211(*) ,048
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=2.268, sd= 3, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 148-B).
Tablo 148-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,4500 ,37749
15-20 saat 76 4,3783 ,39093
21-25 saat 97 4,2835 ,53942
26 saat ve ustu 59 4,4754 ,36700
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 235 4,3645 ,45709
Tablo 148-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin
Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 1,399 3 ,466 2,268 ,081
Gruplar içi 47,492 231 ,206
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
Toplam 48,891 234
315
Haftalık ders yükü 26 saat ve üstü olan öğretmenler ( =x 4,47) haftalık ders yükü 21-
25 saat olan ( =x 4,28) öğretmenlere göre, T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 148-C).
Tablo 148-C. Ders Yükü Değişkenine Göre T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Haftalık ders yükü (J) Haftalık ders yükü Ar.Ort. Farkı (I-J) P
21-25 saat 15 saatten az -,16649 ,532
15-20 saat -,09478 ,174
26 saat ve ustu -,19192(*) ,011
26 saat ve ustu 15 saatten az ,02542 ,925
15-20 saat ,09713 ,218
T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar)
21-25 saat ,19192(*) ,011
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.911, sd= 3-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 149-B).
Tablo 149-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,3333 ,57735
15-20 saat 76 4,2642 ,43026
21-25 saat 97 4,2854 ,54610
26 saat ve ustu 59 4,3980 ,48857
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 235 4,3074 ,49657
316
Tablo 149-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,675 3 ,225 ,911 ,436
Gruplar içi 57,025 231 ,247
T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar)
Toplam 57,700 234
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.148, sd= 3-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 150-B).
Tablo 150-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,2767 ,42253
15-20 saat 76 4,2695 ,55505
21-25 saat 97 4,2490 ,47152
26 saat ve ustu 59 4,3047 ,50469
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,2700 ,50508
Tablo 150-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,114 3 ,038 ,148 ,931
Gruplar içi 59,580 231 ,258
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 59,694 234
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=1.461, sd= 3-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 151-B).
317
Tablo 151-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,5833 ,52042
15-20 saat 76 4,4243 ,42233
21-25 saat 97 4,3222 ,36614
26 saat ve ustu 59 4,3263 ,38354
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3596 ,39218
Tablo 151-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,670 3 ,223 1,461 ,226
Gruplar içi 35,321 231 ,153
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 35,991 234
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam Tutum)
öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=1.548, sd= 3-231, p>.05) farklılık
göstermemektedir (Tablo 152-B).
Tablo 152-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,1100 ,69656
15-20 saat 76 3,9779 ,71088
21-25 saat 97 3,8319 ,75653
26 saat ve ustu 59 4,0795 ,70961
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 3,9448 ,73233
318
Tablo 152-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 2,473 3 ,824 1,548 ,203
Gruplar içi 123,022 231 ,533
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
Toplam 125,494 234
Haftalık ders yükü 26 saat ve üstü olan öğretmenler ( =x 4.08) haftalık ders yükü 21-
25 saat olan ( =x 3.83) öğretmenlere göre, T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 152-C).
Tablo 152-C. Ders Yükü Değişkenine Göre T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Haftalık ders yükü (J) Haftalık ders yükü Ar.Ort. Farkı (I-J) p
15 saatten az -,27814 ,516
15-20 saat -,14604 ,193
21-25 saat
26 saat ve ustu -,24764(*) ,041
15 saatten az -,03051 ,944
15-20 saat ,10160 ,423
T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar)
26 saat ve ustu
21-25 saat ,24764(*) ,041
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=2.024, sd= 3-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 153-B).
319
Tablo 153-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 3,6633 ,08083
15-20 saat 76 4,1241 ,48571
21-25 saat 97 3,9971 ,52738
26 saat ve ustu 59 4,1380 ,47136
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,0693 ,50128
Tablo 153-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 1,506 3 ,502 2,024 ,111
Gruplar içi 57,293 231 ,248
T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 58,800 234
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.476, sd= 3-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 154-B).
Tablo 154-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,5000 ,43301
15-20 saat 76 4,5000 ,45277
21-25 saat 97 4,5696 ,39978
26 saat ve ustu 59 4,5127 ,36384
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,5319 ,40830
320
Tablo 154-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,240 3 ,080 ,476 ,699
Gruplar içi 38,771 231 ,168
T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 39,011 234
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.841, sd= 3-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 155-B).
Tablo 155-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,3333 ,57735
15-20 saat 76 4,1446 ,54829
21-25 saat 97 4,0621 ,60546
26 saat ve ustu 59 4,2037 ,65206
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,1278 ,59905
Tablo 155-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,908 3 ,303 ,841 ,472
Gruplar içi 83,065 231 ,360
T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 83,973 234
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.568, sd= 3-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 156-B).
321
Tablo 156-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,3333 ,57735
15-20 saat 76 4,2961 ,62811
21-25 saat 97 4,2732 ,57292
26 saat ve ustu 59 4,3983 ,59292
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3128 ,59471
Tablo 156-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,606 3 ,202 ,568 ,637
Gruplar içi 82,156 231 ,356
T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar)
Toplam 82,762 234
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.454, sd= 3-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 157-B).
Tablo 157-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,6667 ,57735
15-20 saat 76 4,3092 ,52260
21-25 saat 97 4,3454 ,57446
26 saat ve ustu 59 4,3136 ,54058
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,3298 ,54769
322
Tablo 157-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,412 3 ,137 ,454 ,715
Gruplar içi 69,780 231 ,302
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar)
Toplam 70,191 234
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=0.442, sd= 3-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 158-B).
Tablo 158-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,3333 ,28868
15-20 saat 76 4,1447 ,85952
21-25 saat 97 4,0309 ,80304
26 saat ve ustu 59 4,1356 ,73008
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,0979 ,79863
Tablo 158-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası ,852 3 ,284 ,442 ,723
Gruplar içi 148,397 231 ,642
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 149,249 234
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin haftalık ders yüküne göre (F=2.158, sd= 3-231, p>.05)
farklılık göstermemektedir (Tablo 159-B).
323
Tablo 159-A. Ders Yükü Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin Betimsel İstatistikler
N Ar.Ort. Std.Sapma
15 saatten az 3 4,1667 ,28868
15-20 saat 76 4,4079 ,61487
21-25 saat 97 4,1546 ,69732
26 saat ve ustu 59 4,3305 ,72284
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 235 4,2809 ,68082
Tablo 159-B. Ders Yükü Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Değişkeni İçin Varyans Analizi Sonuçları.
Kareler Toplamı sd
Kareler Ortalaması F Sig.
Gruplar arası 2,956 3 ,985 2,158 ,094
Gruplar içi 105,507 231 ,457
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
Toplam 108,464 234
Haftalık ders yükü 15-20 saat olan öğretmenler ( =x 4.41) haftalık ders yükü 21-25
saat olan ( =x 4.16) öğretmenlere göre, T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 159-C).
Tablo 159-C. Ders Yükü Değişkenine Göre T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) Değişkeni İçin LSD Testi Sonuçları
(I) Haftalık ders yükü (J) Haftalık ders yükü Ar.Ort. Farkı (I-J) p
15-20 saat 15 saatten az ,24123 ,545
21-25 saat ,25326(*) ,015
26 saat ve ustu ,07739 ,510
21-25 saat 15 saatten az -,01203 ,976
15-20 saat -,25326(*) ,015
T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
26 saat ve ustu -,17587 ,116
* Aritmetik ortalamalar farkı.05 düzeyinde manidardır.
324
Bu bölümde, tezin amacı doğrultusunda gerçekleştirilen ve ilişkisel tarama türünde
tasarlanan araştırmanın bulgularının sayıl çözümlemeleri yapılmıştır. Araştırma
sonucu elde edilen bilgiler SPSS (Statistical Package for the Social Sciences)
istatistik bilgi-işlem yazılım programı (13’üncü sürümü) yardımı ile çözümlenmiştir.
Verilerin çözümlenmesinde aritmetik ortalama, standart sapma, yüzde ve frekans gibi
betimsel istatistiklerle birlikte; geçerlik / güvenirlik çözümlemelerinde varimax
rotated faktör analizi, Cronbach alpha katsayısı, item-total korelasyon, item-
remainder korelasyon, ayırt edicilik, devamlılık katsayıları hesaplanmıştır. Bağımlı
değişkenin bağımsız değişkenlerle etkileşimi çözümlenirken ise t testi, varyans
analizi, LSD istatistik teknikleri kullanılmıştır.
Araştırma evren-örnekleminden elde edilen verilerin tutum ölçeği ve bilgi ölçeği
bulguları çapraz tablolar aracılığıyla belirlenen öğeler doğrultusunda
ilişkilendirilmiştir. Özet olarak, tutum ölçeği ve bilgi ölçeği maddeleri ile araştırma
küme / alt-kümeleri ve boyut / alt-boyutları arasındaki anlamlı ilişkiler bakımından:
1) T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) ile TB (Toplam Bilgi), B1
(Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) ve B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili
Bilgiler) arasında ilişkinin olmadığı, ama B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili
Bilgiler) ile pozitif ilişki olduğu (Tablo 40);
2) Bunun dışında kalan bütün tutum alt boyutları ile TB (Toplam Bilgi), B1
(Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler), B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili
Bilgiler) ve B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) arasında pozitif ilişki
olduğu (Tablo 40);
3) Tutumlar olumlulaştıkça bilgi düzeylerinin de arttığı (Tablo 40);
4) Formasyonunu sonradan alan öğretmenlerin formasyonu olmayan
öğretmenlere göre daha yüksek TB (Toplam Bilgi) düzeyinde olduğu (Tablo
57-C);
325
5) Formasyonunu sonradan alan öğretmenlerin formasyonu olmayan
öğretmenlere göre, B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt boyutunda daha
yüksek TB (Toplam Bilgi) düzeyinde olduğu (Tablo 58-C);
6) 41 ve üstü yaşlardaki öğretmenlerin 31-35 yaşlardaki öğretmenlere göre, T4
(Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyinde olduğu (Tablo 73-C);
7) T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT
(Toplam Tutum)’nin öğretmenlerin yaşına göre farklılık gösterdiği (Tablo 79-
B);
8) 41 ve üstü yaşlardaki öğretmenler ile 36-40 yaşlardaki öğretmenlerin 31-35
yaşlardaki öğretmenlere göre, 36-40 yaşlardaki öğretmenlerin 25-30
yaşlardaki öğretmenler ile 31-35 yaşlardaki öğretmenlere göre, T10 (Girdinin
Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde
olduğu (Tablo 79-C);
9) 25-30 yaşlardaki öğretmenlerin 25’ten az yaşlardaki öğretmenler ile 36-40
yaşlardaki öğretmenlere göre, 31-35 yaşlardaki öğretmenlerin 25’ten az
yaşlardaki öğretmenler ile 36-40 yaşlardaki öğretmenlere göre, 41 ve üstü
yaşlardaki öğretmenlerin 25’ten az yaşlardaki öğretmenler ile 36-40
yaşlardaki öğretmenlere göre, T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo 80-C);
10) T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT
(Toplam Tutum)’nin öğretmenlerin cinsiyetine göre farklılık gösterdiği (Tablo
85);
11) Kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere göre, T3 (Girdinin Kurgusuyla
İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo
85);
326
12) T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT
(Toplam Tutum)’nin öğretmenlerin cinsiyetine göre farklılık gösterdiği (Tablo
86);
13) Kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere göre, T4 (Girdinin Çevresiyle
İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo
86);
14) T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT
(Toplam Tutum)’nin öğretmenlerin cinsiyetine göre farklılık gösterdiği (Tablo
92);
15) Kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere göre, T10 (Girdinin Dizgesiyle
İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo
92);
16) T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT
(Toplam Tutum)’nin öğretmenlerin cinsiyetine göre farklılık gösterdiği (Tablo
93);
17) Kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere göre, T11 (Girdinin Sunumuyla
İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo
93);
18) 15 yıl ve üstü mesleki deneyimli öğretmenlerin 10-14 yıl mesleki deneyimli
öğretmenlere göre, T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda
daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo 112-C);
19) 15 yıl ve üstü mesleki deneyimli öğretmenlerin 10-14 yıl ile 5-9 yıl mesleki
deneyimli öğretmenlere göre, T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo 116-C);
327
20) 5-9 yıl mesleki deneyimli öğretmenlerin 1-4 yıl mesleki deneyimli
öğretmenlere göre, T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutunda
daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo 119-C);
21) Formasyonu olmayan öğretmenlerin eğitim fakültesindeyken formasyon alan
ve formasyonunu sonradan alan öğretmenlere göre, formasyonu sonradan alan
öğretmenlerin eğitim fakültesindeyken formasyon alan öğretmenlere göre, T3
(Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha düşük tutum
düzeyinde olduğu (Tablo 124-C);
22) Formasyonu olmayan öğretmenlerin eğitim fakültesindeyken formasyon alan
ve formasyonunu sonradan alan öğretmenlere göre, T4 (Girdinin Çevresiyle
İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha düşük tutum düzeyinde olduğu (Tablo
125-C);
23) Formasyonu olmayan öğretmenlerin eğitim fakültesindeyken formasyon alan
öğretmenlere göre, T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt boyutunda
daha düşük tutum düzeyinde olduğu (Tablo 130-C);
24) Formasyonu olmayan öğretmenlerin eğitim fakültesindeyken formasyon alan
öğretmenlere göre, T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutunda
daha düşük tutum düzeyinde olduğu (Tablo 133-C);
25) T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT
(Toplam Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi
eğitim almalarına göre farklılık gösterdiği, hizmet içi eğitim alan
öğretmenlerin almayan öğretmenlere göre, T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili
Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo 142);
26) T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT
(Toplam Tutum)’de öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet
içi eğitim almalarına göre farklılık gösterdiği, hizmet içi eğitim alan
328
öğretmenlerin almayan öğretmenlere göre, T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili
Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo 144);
27) Haftalık ders yükü 26 saat ve üstü olan öğretmenlerin haftalık ders yükü 21-
25 saat olan öğretmenlere göre, daha yüksek TT (Toplam Tutum) tutum
düzeyinde olduğu (Tablo 147-C);
28) Haftalık ders yükü 26 saat ve üstü olan öğretmenlerin haftalık ders yükü 21-
25 saat olan öğretmenlere göre, T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt boyutunda
daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo 148-C);
29) Haftalık ders yükü 26 saat ve üstü olan öğretmenlerin haftalık ders yükü 21-
25 saat olan öğretmenlere göre, T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo 152-C); ve
30) Haftalık ders yükü 15-20 saat olan öğretmenlerin haftalık ders yükü 21-25
saat olan öğretmenlere göre, T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyinde olduğu (Tablo 159-C)
gösterilmiştir.
Sayıl çözümleme sonuçları aşağıdaki bölümde değerlendirlmektedir.
329
BÖLÜM V
DEĞERLENDİRME
Yukarıdaki bölümde gerçekleştirilen sayıl çözümleme sonuçları arasından ayrıca
vurgulanması gerekli görülenler olarak bu bölümde yeniden ele alınmakta ve
araştırmada değerleri düşük olarak gösterilen tutum ve bilgi alt-boyutları
değerlendirilmektedir.
İlişkisel tarama sonucu aralarında anlamlı ilişki olduğu gösterilen araştırma alt-
kümeleri ve alt-boyutları araştırmacı tarafından ayrımlanmıştır. Araştırmada 24 alt-
küme ve (araştırmadan elde edilen veriler üzerindeki sayıl çözümlemeler sonucu
ayrımlanan) 12 tutum alt-boyutu ve 3 bilgi alt-boyutu olduğu belirlenmiştir.
Araştırmanın alt-kümeleri ile alt-boyutları arasında var olduğu gösterilen anlamlı
ilişkiler içinden belirgin olarak görülenler 7 başlık altında (yaş, cinsiyet, öğrenim
durumu, mesleki deneyim süresi, öğretmenlik formasyonu eğitimi alma, eğitimde
yeni yönelimler ile ilgili hizmet-içi eğitim alma, haftalık ders yükü) bir araya
getirilerek değerlendirilmiştir.
5.1. Araştırmanın Betimsel Verileri
1) İstanbul ilinde bulunan toplam 79 Anadolu Lisesinde ölçeklerin uygulandığı 235
İngilizce öğretmeninden 8’i 25 yaşından küçük, 73’ü 25-30 yaş aralığında, 72’si 31-
35 yaş aralığında, 41’i 36-40 yaş aralığında, kalan 41 kişi ise 41 yaşından büyüktür.
25 yaşından küçük olanların sayısının az olması Anadolu Liselerine atama
koşullarında en az üç yıllık deneyim şartından kaynaklanmaktadır.
330
Yaş Grafiği
8
73
72
41
41
25'ten az
25-30 yas
31-35 yas
36-40 yas
41 ve ustu
Grafik 10. Yaş
2) İstanbul ilinde bulunan toplam 79 Anadolu Lisesinde ölçeklerin uygulandığı 235
İngilizce öğretmeninin öğrenim durumları şöyledir: 201 İngilizce öğretmeni sadece
Lisans mezunudur. 31 İngilizce öğretmeni yüksek lisans mezunu, sadece üç
öğretmen doktora derecesine sahiptir.
Öğrenim Durumu
201
313
Lisans
Yüksek Lisans
Doktora
Grafik 11. Öğrenim Durumu
3) İstanbul ilinde bulunan toplam 79 Anadolu Lisesinde ölçeklerin uygulandığı 235
İngilizce öğretmeninin mesleki deneyim süreleri bakımından sadece 2’si 1 yıldan az,
331
10 tanesi 1-4 yıl aralığında, 103 tanesi 5-9 yıl arasında, 70’i ise 10-14 yıl aralığında,
50 tanesi de 15 yıl ve daha fazla yıldır öğretmen olarak görev yapmaktadır.
Mesleki Deneyim Süresi
2
10
103
70
50
1 yildan az
1-4 yil
5-9 yil
10-14 yil
15 yil ve ustu
Grafik 12. Mesleki Deneyim Süresi
4) İstanbul ilinde bulunan toplam 79 Anadolu Lisesinde ölçeklerin uygulandığı 235
İngilizce öğretmeninin formasyon eğitimleri ise, 194 tanesi eğitim fakültesi
mezunudur. 38 tanesi sonradan formasyon eğitimi almıştır. Sadece 2 tanesinin
formasyon eğitimi yoktur.
Formasyon Eğitimi
194
38 2EgitimFakultesi
Sonradan
Yok
Grafik 13. Formasyon Eğitimi
332
5) İstanbul ilinde bulunan toplam 79 Anadolu Lisesinde ölçeklerin uygulandığı 235
İngilizce öğretmeninden 139 tanesi eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet-içi
eğitim almıştır. 96 tanesi ise böyle bir eğitim programına katılmamışlardır:
Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alma
139
96Evet
Hayır
Grafik 14. Eğitimde Yeni Yönelimler İle İlgili Hizmet-İçi Eğitim Alma 6) İstanbul ilinde bulunan toplam 79 Anadolu Lisesinde ölçeklerin uygulandığı 235
İngilizce öğretmeni arasında haftalık ders yükü 15 saatten az olan yalnızca 3 kişidir.
76 İngilizce öğretmeninin haftalık ders yükü 15 – 20 saat arasında değişmektedir. En
büyük dilimi oluşturan 97 İngilizce öğretmeninin haftalık ders yükü 21 – 25 saat
arasındadır. 59 öğretmen ise haftada 26 saatten fazla ders vermektedir:
Haftalık Ders Yükü
3
76
97
5915 Saatten Az
15-20 Saat
21-25 Saat
26 Saat veÜstü
Grafik 15. Haftalık Ders Yükü
333
5.2. İlişkisel Tarama Sonucu Aralarında Anlamlı İlişki
Olduğu Gösterilen Araştırma Alt-Kümeleri ve Alt-
Boyutları
Araştırmada, araştırmacı tarafından ayrımlanan 24 alt-küme vardır. Bu alt-kümeler
ve içinde yer aldıkları küme değişkenleri aşağıdaki çizelgede verilmiştir:
Tablo 160. Araştırma Alt-Kümeleri
Küme Değişkeni Alt-Küme
a) Yaş aralığı 1) 25’ten az 2) 25-30 arası 3) 31-35 arası 4) 36-40 arası 5) 41 ve üstü
b) Cinsiyet 6) Kadın 7) Erkek
c) Öğrenim durumu 8) Lisans 9) Yüksek Lisans 10) Doktora
d) Mesleki deneyim süresi 11) 1 yıldan az 12) 1-4 yıl arası 13) 5-9 yıl arası 14) 10-14 yıl arası 15) 15 yıl ve üstü
e) Formasyon eğitimi 16) Eğitim fakültesi 17) Sonradan 18) Yok
f) Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alıp almadığı
19) Evet 20) Hayır
334
Küme Değişkeni Alt-Küme
g) Haftalık girdiği ders yükü 21) 15 saatten az 22) 15-20 saat arası 23) 21-25 saat arası 24) 26 saat ve üstü
Araştırmada, araştırmadan elde edilen veriler üzerindeki sayıl çözümlemeler sonucu
ayrımlanan 12 tutum alt-boyutu ve 3 bilgi alt-boyutu vardır. Bunlar aşağıdaki
çizelgede belirtilmiştir:
Tablo 161. Araştırma Tutum ve Bilgi Alt-Boyutları
Boyut Alt-Boyut
TT (Toplam Tutum) T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) T2 (Öğrenilen Özekli Tutumlar) T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) T7 (Öğrenilenin Anlamlılığıyla İlintili Tutumlar) T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar)
TB (Toplam Bilgi) B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) B2 (Öğrenme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler)
Araştırmanın alt-kümeleri ile alt-boyutları arasında var olduğu gösterilen anlamlı
ilişkiler içinden belirgin olarak görülenler aşağıda 7 başlık altında bir araya
getirilerek değerlendirilmektedir.
335
5.2.1. Yaş bakımından
1) 41 ve üstü yaşlardaki öğretmenler ( =x 4.46) 31-35 yaşlardaki öğretmenlere
( =x 4.29) göre, T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha
yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 73-C).
2) 41 ve üstü yaşlardaki öğretmenler ( =x 4.47) ile 36-40 yaşlardaki öğretmenler
( =x 4.50) 31-35 yaşlardaki öğretmenlere ( =x 4.21) göre, 36-40 yaşlardaki
öğretmenler ( =x 4.50) 25-30 yaşlardaki öğretmenler ( =x 4.27) ile 31-35
yaşlardaki öğretmenlere ( =x 4.21) göre, T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili
Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 79-C).
3) 25-30 yaşlardaki öğretmenler ( =x 4.21) 25’ten az yaşlardaki öğretmenler
( =x 3.37) ile 36-40 yaşlardaki öğretmenlere ( =x 3.73) göre, 31-35 yaşlardaki
öğretmenler ( =x 4.24) 25’ten az yaşlardaki öğretmenler ( =x 3.37) ile 36-40
yaşlardaki öğretmenlere ( =x 3.73) göre, 41 ve üstü yaşlardaki öğretmenler
( =x 4.14) 25’ten az yaşlardaki öğretmenler ( =x 3.37) ile 36-40 yaşlardaki
öğretmenlere ( =x 3.73) göre, T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 80-C).
Yukarıda verilen sayıl çözümleme sonuçlarına göre, araştırma evren-örneklemindeki
İngilizce öğretmenlerinin yaşları ile beyin-uyumlu öğrenmeye olan tutumları
arasında eş-yönlü bir ilişki bulunmaktadır: Deneklerin yaşı arttıkça olumlu tutum
düzeyleri de koşut olarak artmaktadır. Yaş değişkeninin 3 alt-boyut üzerinde (T4,
T10, T11) olumlu etkisinin olduğu görülmektedir. Yaş değişkeninin değerleri ile
olumlu bilgi düzeyleri arasında ise anlamlı bir ilişki görülmemiştir.
5.2.2. Cinsiyet bakımından
1) T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=2.082, sd= 233, p<.05) farklılık
göstermektedir. Kadın öğretmenler ( =x 4.31) erkek öğretmenlere ( =x 4.16) göre,
336
T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler (Tablo 85).
2) T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=2.485, sd= 233, p<.05) farklılık
göstermektedir. Kadın öğretmenler ( =x 4.40) erkek öğretmenlere ( =x 4.26) göre,
T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler. (Tablo 86).
3) T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=2.232, sd= 233, p<.05) farklılık
göstermektedir. Kadın öğretmenler ( =x 4.38) erkek öğretmenlere ( =x 4.20) göre,
T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler. (Tablo 92).
4) T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin cinsiyetine göre (t=2.487, sd=233, p<.05) farklılık
göstermektedir. Kadın öğretmenler ( =x 4.18) erkek öğretmenlere ( =x 3.90) göre,
T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler. (Tablo 93).
Yukarıda verilen sayıl çözümleme sonuçlarına göre, araştırma evren-örneklemindeki
İngilizce öğretmenlerinin cinsiyetleri ile beyin-uyumlu öğrenmeye olan olumlu
tutumları arasında K alt-kümesi yönünde yoğunlaşan bir ilişki vardır: Kadın İngilizce
öğretmenlerinin beyin-uyumlu öğrenmeye olan olumlu tutum düzeyi erkek İngilizce
öğretmenlerinin düzeyinden daha yüksektir. Cinsiyet değişkeninin 4 alt-boyut
üzerinde (T3, T4, T10, T11) olumlu etkisinin olduğu görülmektedir. Cinsiyet
değişkeninin değerleri ile olumlu bilgi düzeyleri arasında ise anlamlı bir ilişki
görülmemiştir.
5.2.3. Öğrenim durumu bakımından
Yukarıda Bölüm IV’te ayrıntılı olarak dökümü verilmiş olan araştırma verileri sayıl
çözümlemelerine göre Öğrenim Durumu değişkeninin deneklerin beyin-uyumlu
337
öğrenme ile ilgili bilgileri ve tutumları üzerinde olumlu ya da olumsuz yönde bir
etkisi gösterilememiştir. Deneklerin lisans, yüksek lisans veya doktora eğitimi almış
olmaları ile beyin-uyumlu öğrenme bilgileri ve/veya beyin-uyumlu öğrenmeye olan
tutumları arasında anlamlı bir ilişki görülmemiştir.
5.2.4. Mesleki deneyim süresi bakımından
1) 15 yıl ve üstü mesleki deneyimli öğretmenler ( =x 4.46) 10-14 yıl mesleki
deneyimli öğretmenlere ( =x 4.30) göre, T4 (Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar)
alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 112-C).
2) 15 yıl ve üstü mesleki deneyimli öğretmenler ( =x 4.13) 10-14 yıl ( =x 4.08) ile 5-
9 yıl ( =x 4.14) mesleki deneyimli öğretmenlere göre, T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle
İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 116-
C).
3) 5-9 yıl mesleki deneyimli öğretmenler ( =x 4.17) 1-4 yıl ( =x 3.60) mesleki
deneyimli öğretmenlere göre, T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 119-C).
Yukarıda verilen sayıl çözümleme sonuçlarına göre, araştırma evren-örneklemindeki
İngilizce öğretmenlerinin mesleki deneyim süreleri ile beyin-uyumlu öğrenmeye olan
tutumları arasında eş-yönlü bir ilişki bulunmaktadır: Deneklerin öğretmenlikteki
deneyim süresi arttıkça olumlu tutum düzeyleri de koşut olarak artmaktadır. Mesleki
Deneyim Süresi değişkeninin 3 alt-boyut üzerinde (T4, T8, T11) olumlu etkisinin
olduğu görülmektedir. Mesleki Deneyim Süresi değişkeninin değerleri ile olumlu
bilgi düzeyleri arasında ise anlamlı bir ilişki görülmemiştir.
5.2.5. Öğretmenlik formasyonu eğitimi alma bakımından
1) Formasyonunu sonradan alan öğretmenler ( =x 3,96) formasyonu olmayan
öğretmenlere ( =x 3,39) göre, daha yüksek TB (Toplam Bilgi) düzeyindedirler.
(Tablo 57-C).
338
2) Formasyonunu sonradan alan öğretmenler ( =x 3.70) formasyonu olmayan
öğretmenlere ( =x 3.01) göre, B1 (Beyin İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt
boyutunda daha yüksek TB (Toplam Bilgi) düzeyindedirler. (Tablo 58-C).
3) Formasyonu olmayan öğretmenler ( =x 3.08) eğitim fakültesindeyken formasyon
alan ( =x 4.31) ve formasyonunu sonradan alan ( =x 4.13) öğretmenlere göre,
formasyonu sonradan alan öğretmenler ( =x 4.13) eğitim fakültesindeyken
formasyon alan ( =x 4.31) öğretmenlere göre, T3 (Girdinin Kurgusuyla İlintili
Tutumlar) alt boyutunda daha düşük tutum düzeyindedirler. (Tablo 124-C).
4) Formasyonu olmayan öğretmenler ( =x 3.62) eğitim fakültesindeyken formasyon
alan =x 4.39) ve formasyonunu sonradan alan ( =x 4.26) öğretmenlere göre, T4
(Girdinin Çevresiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha düşük tutum
düzeyindedirler. (Tablo 125-C).
5) Formasyonu olmayan öğretmenler ( =x 3.50) eğitim fakültesindeyken formasyon
alan ( =x 4.34) öğretmenlere göre, T9 (Öğrenenin Yaşamıyla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha düşük tutum düzeyindedirler. (Tablo 130-C).
6) Formasyonu olmayan öğretmenler ( =x 4.25) eğitim fakültesindeyken formasyon
alan ( =x 4.32) öğretmenlere göre, T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili Tutumlar) alt
boyutunda daha düşük tutum düzeyindedirler. (Tablo 133-C).
Yukarıda verilen sayıl çözümleme sonuçlarına göre, araştırma evren-örneklemindeki
İngilizce öğretmenlerinin öğretmenlik formasyonu eğitimi almaları ile hem beyin-
uyumlu öğrenme ile ilgili bilgileri hem de beyin-uyumlu öğrenmeye olan tutumları
arasında bu türen bir eğitimi alanlar alt-kümeleri yönünde yoğunlaşan bir ilişki
bulunmaktadır: Öğretmenlik formasyonu eğitimi almış olmanın 2 bilgi boyutu (TB,
B1) ve 4 tutum boyutu (T3, T4, T9, T12) üzerinde olumlu etkisinin olduğu
görülmektedir.
339
5.2.6. Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet-içi eğitim
alma bakımından
1) T8 (Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim
almalarına göre (t=2.016, sd= 231, p<.05) farklılık göstermektedir. Hizmet-içi
eğitim alan ( =x 4.19) öğretmenler almayan ( =x 4.03) öğretmenlere göre, T8
(Öğrenilenin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler. (Tablo 142).
2) T10 (Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutu bakımından TT (Toplam
Tutum) öğretmenlerin eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim
almalarına göre (t=2.273, sd= 231, p<.05) farklılık göstermektedir. Hizmet-içi
eğitim alan ( =x 4.40) öğretmenler almayan ( =x 4.23) öğretmenlere göre, T10
(Girdinin Dizgesiyle İlintili Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum
düzeyindedirler. (Tablo 144).
Yukarıda verilen sayıl çözümleme sonuçlarına göre, araştırma evren-örneklemindeki
İngilizce öğretmenlerinin eğitimde yeni yönelimler üzerine hizmet-içi eğitim
almaları ile beyin-uyumlu öğrenmeye olan tutumları arasında hizmet-içi eğitim
alanlar alt-kümesi yönünde yoğunlaşan bir ilişki bulunmaktadır: Hizmet-içi eğitim
alındığı zaman olumlu tutum düzeyleri de artmaktadır. Eğitimde Yeni Yönelimler
Üzerine Hizmet-İçi Eğitim Alma değişkeninin 2 alt-boyut üzerinde (T8, T10)
olumlu etkisinin olduğu görülmektedir. Eğitimde Yeni Yönelimler Üzerine Hizmet-
İçi Eğitim Alma değişkeninin değerleri ile olumlu bilgi düzeyleri arasında ise
anlamlı bir ilişki görülmemiştir.
5.2.7. Haftalık ders yükü bakımından
1) Haftalık ders yükü 26 saat ve üstü olan öğretmenler ( =x 4,35) haftalık ders yükü
21-25 saat olan ( =x 4,23) öğretmenlere göre, daha yüksek TT (Toplam Tutum)
tutum düzeyindedirler. (Tablo 147-C).
340
2) Haftalık ders yükü 26 saat ve üstü olan öğretmenler ( =x 4,47) haftalık ders yükü
21-25 saat olan ( =x 4,28) öğretmenlere göre, T1 (Öğrenen Özekli Tutumlar) alt
boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 148-C).
3) Haftalık ders yükü 26 saat ve üstü olan öğretmenler ( =x 4.08) haftalık ders yükü
21-25 saat olan ( =x 3.83) öğretmenlere göre, T5 (Ortama Katılımla İlintili
Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 152-C).
4) Haftalık ders yükü 15-20 saat olan öğretmenler ( =x 4.41) haftalık ders yükü 21-
25 saat olan ( =x 4.16) öğretmenlere göre, T12 (Ortamın Sunumuyla İlintili
Tutumlar) alt boyutunda daha yüksek tutum düzeyindedirler. (Tablo 159-C).
Yukarıda verilen sayıl çözümleme sonuçlarına göre, araştırma evren-örneklemindeki
İngilizce öğretmenlerinin haftalık ders/saat yükleri ile beyin-uyumlu öğrenmeye olan
tutumları arasında değişen bir ilişki bulunmaktadır. Haftalık Ders Yükü değişkeninin
değerleri ile olumlu tutum düzeyleri arasında 3 alt-boyut bakımından arzu edilen
düzeye doğru eş-yönlü bir ilişki vardır: Haftalık ders yükü değerleri daha düşük
değerdeki alt-kümelere göre artan deneklerin TT, T1, ve T5 alt-boyutlarında olumlu
tutum geliştirdikleri görülmektedir. Başka bir deyişle, sözü edilen 3 alt-boyut
bakımından haftalık ders yükünün artmasının olumlu bir etkisi görülmektedir.
Ancak, haftalık ders yükü değerleri daha yüksek değerdeki alt-kümelere göre azalan
deneklerin T12 alt-boyutunda olumlu tutum geliştirdikleri görülmektedir. Başka bir
deyişle, sözü edilen 1 alt-boyut bakımından haftalık ders yükünün azalmasının
olumlu bir etkisi görülmektedir. Haftalık Ders Yükü değişkeninin değerleri ile
olumlu bilgi düzeyleri arasında ise anlamlı bir ilişki görülmemiştir.
5.3. Araştırmada Değerleri Düşük Olarak Gösterilen
Tutum ve Bilgi Alt-Boyutları
Bu bölümde, araştırmanın uygulandığı evren-örneklemdeki deneklerin düşük tutum
ve yetersiz bilgi düzeylerinin olduğu alt-boyutlar verilmektedir. Buradaki hesaplama
için, tutum ve bilgi ölçeklerindeki “1” ve “2” değerleri düşük tutum ve yetersiz
341
bilgi olarak kabul edilmiş ve tutum ve bilgi alt-boyutlarının “1” ve “2” değer
kümeleri kendi içlerinde yüzdelik oranlarına göre en yüksekten en düşüğe doğru
dizilmiştir. Sayısal büyüklüğü en yüksek olan alt-boyutlar “1” ve “2” değerleri en
yüksek olan, yani düşük tutum ve yetersiz bilgi bakımlarından en üst sıralarda yer
alan tutum ve bilgi alt-boyutlarını göstermektedir.
1) “BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME İÇİN YABANCI DİL İNGİLİZCE
ÖĞRETMENLERİNİN TUTUM VE BİLGİLERİNİ ÖLÇME ARACI” içindeki
tutum ölçeğindeki “1” ve “2” değerleri düşük tutum belirtmekteydi. Araştırmanın
uygulandığı evren-örneklemdeki deneklerin ölçekte belirttikleri “1” ve “2”
değerlerine göre düşük olduğu gösterilen tutum alt-boyutları aşağıdaki iki grafikte
yüzdesel olarak verilmiştir.
Tutum değeri: 1 (Alt-boyutlara dağılım %)
4,23
3,44 5,61
10,43
13,98
13,78
1,08
9,74
0
2,07
29,33
6,3
0
5
10
15
20
25
30
35
T1 T2 T3 T4 T5 T6 T7 T8 T9 T10 T11 T12
Grafik 16. Tutum değeri: 1 (Alt-boyutlara dağılım %)
342
Tutum değeri: 2 (Alt-boyutlara dağılım %)
3,45
5,63
8,75
2,34
19,72
13,24
1,36
7,17
5,37
2,02
13,46
17,48
0
5
10
15
20
25
T1 T2 T3 T4 T5 T6 T7 T8 T9 T10 T11 T12
Grafik 17. Tutum değeri: 2 (Alt-boyutlara dağılım %)
Araştırma evren-örneklemindeki deneklerin (İstanbul İli Devlet Anadolu
Liselerindeki İngilizce öğretmenleri) ölçme aracında görülen düşük tutumlar
arasından en yoğunluklu 3 tutum olarak T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar)
(toplam 42,8), T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) (toplam 33,7) ve T6 (Öğrenme
Ortamıyla İlintili Tutumlar) (toplam 27,0) gösterilmiştir. Araştırmada tutumları
ölçülen İngilizce öğretmenlerinin en fazla düşük tutumu bu üç alt-boyutta
bulunmaktadır. Başka bir deyişle, bu İngilizce öğretmenlerinin beyin-uyumlu
öğrenmeye hazırbulunuşluk bakımından öncelikle geliştirilmeleri gereken tutumları
bu üç alt-boyutta kümelenen tutumlardır.
2) “BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME İÇİN YABANCI DİL İNGİLİZCE
ÖĞRETMENLERİNİN TUTUM VE BİLGİLERİNİ ÖLÇME ARACI” içindeki bilgi
ölçeğindeki “1” ve “2” değerleri yetersiz bilgi belirtmekteydi. Araştırmanın
uygulandığı evren-örneklemdeki deneklerin ölçekte belirttikleri “1” ve “2”
343
değerlerine göre yetersiz olduğu gösterilen bilgi alt-boyutları aşağıdaki iki grafikte
yüzdesel olarak verilmiştir.
Bilgi değeri: 1 (Alt-boyutlara dağılım %)
26,67
15,56
57,78
0
10
20
30
40
50
60
70
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintiliBilgiler)
B2 (Öğrenme İşlemleriyleİlintili Bilgiler)
B3 (Öğretme İşlemleriyleİlintili Bilgiler)
Grafik 18. Bilgi değeri: 1 (Alt-boyutlara dağılım %)
Bilgi değeri: 2 (Alt-boyutlara dağılım %)
29,55
21,83
48,61
0
10
20
30
40
50
60
B1 (Beyin İşlemleriyle İlintiliBilgiler)
B2 (Öğrenme İşlemleriyleİlintili Bilgiler)
B3 (Öğretme İşlemleriyleİlintili Bilgiler)
Grafik 19. Bilgi değeri: 2 (Alt-boyutlara dağılım %)
344
Araştırma evren-örneklemindeki deneklerin (İstanbul İli Devlet Anadolu
Liselerindeki İngilizce öğretmenleri) ölçme aracında görülen en düşük bilgi alt-
boyutu olarak B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) (toplam 106) gösterilmiştir.
Araştırmada bilgi alt-boyutları ölçülen İngilizce öğretmenlerinin en fazla yetersiz
bilgi alanları bu alt-boyutta bulunmaktadır. Başka bir deyişle, bu İngilizce
öğretmenlerinin beyin-uyumlu öğrenmeye hazırbulunuşluk bakımından öncelikle
geliştirilmeleri gereken bilgileri bu alt-boyutta kümelenen bilgilerdir.
Tezde bu noktaya kadar yapılan çalışmalardan sonra tezin son bölümü olan “Sonuç
ve Öneriler”e geçilmektedir. Aşağıdaki son bölümde, araştırma evren-
örneklemindeki deneklerle aynı nitelikleri taşıyan öğretmenlerle ilgili genel bir
çıkarsamaya varılmakta, daha sonra bu konu hakkında araştırma yapmak isteyen
araştırmacılara ve bu konuya eğilen eğitimcilere araştırmadan elde edilen bulgular
aracılığı ile öneriler sunulmakta ve bu öneriler sırayla incelenerek yorum ve
değerlendirmelerde bulunulmaktadır.
345
SONUÇ
Bu tezin “Giriş” bölümünde saptanmış olan amaç ve kapsamı çerçevesinde yapılmış
olan çalışmalarının aşama ve sonuçları aşağıdaki çizimde belirtildiği biçimde
özetlenebilir:
2 Dayanak 5 Durum saptaması
6 Sonuç
Beyin-uyumlu öğrenme/öğretme
ilkelerinin ilk – orta – yüksek öğretim
düzeyinde ders veren tüm öğretmen, yönetici ve öğretim elemanları tarafından bilinmesi,
anlaşılması ve uygulanması gerekmektedir.
�
Araştırma evrenindeki İngilizce öğretmenlerinin beyin-uyumlu öğrenme ilkeleri bakımından
bilgileri arttıkça beyin-uyumlu öğrenmeye yönelik tutumları da
olumlu yönde gelişmektedir.
�
Çözüm önerisi: Öğretmen yetiştiren
programların öğrencileri ve ilk – orta – yüksek öğretim düzeyinde ders
veren öğretmen, yönetici ve öğretim
elemanları için temel ve hizmet-içi eğitim
programı düzenlenmesi.
�
4 Araştırma
�
�
�
Araştırma evreni olarak belirlenen İstanbul İli
Devlet Anadolu Liselerindeki İngilizce öğretmenlerinin “beyin-
uyumlu öğrenme” ilkelerine yönelik tutumlarının ve
bilgilerinin ölçülmesi.
� �
1 Bulguların sağlanması
→ 3 Ölçek
Kaynakların taranması, kuramsal çerçevenin
oluşturulması.
→
→
→
Araştırmaya yönelik geçerli ve güvenilir özgün bir ölçeğin oluşturulması ve geliştirilmesi.
Çizim 15. Çalışma Aşamalarının Özeti
346
1) Birinci aşamada beyin-uyumlu öğrenme ile ilgili kaynaklar taranarak beyin-
uyumlu öğrenmenin niteliği ve ilkeleri belirlenmiştir. Beyin-uyumlu öğrenme
ilkelerinin beynin ve belleğin genel yapısı verilmeden uygun biçimde
değerlendirilip yorumlanabilmesi olanaklı değildir. O nedenle, bu aşamada
beyin, beyni oluşturan yapılar ve bellekle ilgili tarama da yapılmıştır. Bu
taramadan derlenen bilgiler bir konu bütünlüğü içinde Bölüm I’de yer
almıştır. Konunun alanlar-arasılık özelliğinden dolayı kimi yerlerde sinirbilim
ve beynin nöro-fizyolojik incelemeleri ağırlıklı olmaktadır. Birinci aşamada
taranan kaynaklardan sağlanan bilgiler, Yabancı Dil Öğretimi alanı içinde
kabul edilebilir bir düzeyde kalabilmesi için özellikli olarak ayıklanmış ve
seçilmiştir.
2) Çalışmanın ikinci aşamasında, taranan yayınlar içerisinden beyin-uyumlu
öğrenmenin genel ilkeleri bir döküm olarak dizelgelenmiştir. Bu dizelge tez
çalışmasının Ek F bölümünde sunulmuştur.
3) İlk iki aşamadan sonra varılan sonuç beyin-uyumlu öğrenme ilkelerinin her
düzeydeki eğitim-öğretim kurumlarının yönetici ve öğretmenleri tarafından
bilinmesinin ve bu yolda olumlu tutum taşımalarının önemli olmasıdır.
Böylesi bir hazırbulunuşluktan sonra uygun bir sürdürümü yapılabilir.
Öğrenmenin gerçekleştiği yer beyindeki sinir ağlarının arasında oluşan nöro-
fizyolojik bağlantılardır. Öğrenme beyinde gerçekleştiğine göre beyni, nasıl
çalıştığını ve nasıl işlev gördüğünü bilmeden ve bunları göz önüne almadan
düzenlenecek olan bir eğitim-öğretim programının verimli ve etkili
olabileceğini söyleyebilmek güçtür.
Bu noktada, eğitim-öğretim kurumlarında öğretimi gerçekleştiren ve
öğrencilerde öğrenmenin oluşmasını kolaylaştıran öğretmenlerin, ya da bu tez
çalışmasının gerçekleştirildiği bilim dalı çerçevesinde özgülleştirilirse yabancı
dil İngilizce öğretmenlerinin, beyin-uyumlu öğrenme ilkelerini ne derece
bildikleri ve beyin-uyumlu öğrenmeye olan tutumları birincil derece önemli
olarak görülmüştür. Eğer öğretmenler bu konuda yeterli bir düzeyin altında
347
bilgi sahibiyse ve/veya tutumları olumsuzsa verimli ve etkili bir öğretimi
gerçekleştiremeyebilirler. Öğretmenlerin beyin-uyumlu öğrenme için tutum
ve bilgilerinin ölçülmesi bu bakımdan gereklidir.
4) Bu noktadan hareketle, çalışmanın dördüncü aşamasında “BEYİN-UYUMLU
ÖĞRENME İÇİN YABANCI DİL İNGİLİZCE ÖĞRETMENLERİNİN
TUTUM VE BİLGİLERİNİ ÖLÇME ARACI” oluşturulmuştur. Ölçme
aracının oluşturulma ve geliştirilme süreci yukarıda Bölüm III’te ayrıntılı
olarak betimlenmiştir. Bu ölçme aracı 1 sormaca, 1 tutum ölçeği ve 1 bilgi
ölçeğinden oluşmaktadır. Ölçme aracının tümü Ek A, Ek B, ve Ek C’de
sunulmuştur.
5) Hazırlanan ölçme aracı, bu tez çalışması kapsamında tasarlanan bir
araştırmada uygulanmıştır. Araştırma İstanbul İlindeki 79 Devlet Anadolu
Lisesinde 2008 – 2009 öğretim yılı Güz yarıyılında gerçekleştirilmiş ve
araştırma evren-örnekleminde ulaşılan tüm İngilizce öğretmenlerinin geri
dönüş sağlayanları arasından değerlendirmeye alınabilir bulunan 235 öbek
veri üzerinde sayıl çözümlemeler gerçekleştirilmiştir. Beşinci aşamayı
oluşturan bu uygulamadan elde edilen veriler ve sayıl çözümlemeleri yukarıda
Bölüm IV’te yer almaktadır.
6) Araştırmanın altıncı aşaması bu sayıl çözümlemenin değerlendirilmesinden
oluşmaktadır. Değerlendirmeler kapsamlı olarak Bölüm V’te verilmiştir.
Yukarıda 5.2.1. – 5.2.7. bölümlerdeki bulgulara dayanılarak araştırma evren-
örneklemindeki deneklerle aynı nitelikleri taşıyan öğretmenlerle ilgili genel bir
çıkarsama için yorumda bulunulabilir:
1) Araştırmada ilişki bakımından incelenen değişkenlerin (yaş aralığı, cinsiyet,
öğrenim durumu, mesleki deneyim süresi, formasyon eğitimi, eğitimde yeni
yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim alıp almadığı, haftalık girdiği ders yükü)
348
anlamlılığı göz önüne alındığında, öğretmenlerin beyin-uyumlu öğrenmeye
olan tutumlarının çok sayıda (6 üzerinden 5) değişkenin değerlerinden
etkilendiği görülmektedir.
2) Yukarıda 5.2.1. – 5.2.7. bölümlerde, etkilendiği görülen alt-boyutların ortak
olarak yer aldığı alt-kümelere bakılacak olursa:
a) özellikle kadın öğretmenlerin,
b) ilerleyen yaşlarda,
c) mesleklerinde öğreterek geçirdikleri yılları arttıkça
beyin-uyumlu öğrenmeye olan tutumlarında arzu edilen bir düzeye ulaşma
olduğu görülmektedir. Beyin-uyumlu öğrenmenin insan doğası için uygun
model olduğu tezin önceki bölümlerinde anlatılmıştı. Özellikle kadın
öğretmenlerin zaman içinde toplumsal rollerinin değişmesi ile, belki de kendi
çocuklarının nasıl öğrendiklerini ve nasıl öğrenmediklerini doğumlarından
başlayarak izleyebilmelerinin, çocukların hangi durum ve ortamlarda daha
rahat, hangilerinde daha kaygılı ve mutsuz olduklarını çok yakından
gözlemleyebilmelerinin ve özel olarak eğitimini almasalar da bu bilgileri
içselleştirmelerinin bu konuda bir etkisinin olduğu söylenebilir.
3) Beyin-uyumlu öğrenmeye olan yüksek düzeyde tutumlar bakımından:
a) ileri yaşlarda olan,
b) meslekte daha uzun süre öğretmiş olan,
c) hizmet-içi eğitim görmüş olan, ve
d) haftalık ders yükleri daha fazla olan,
e) özellikle kadın öğretmenler
daha olumlu bir konumdadır.
349
4) Beyin-uyumlu öğrenme ile ilgili bilgi ve ona olan tutum bakımlarından en
belirleyici eğitim öğretmenlik formasyonu eğitimidir. Sanki, insan gelişiminin
yaş olarak son esnek dönemlerine gelen üniversite yıllarında (yaklaşık 19-22
yaşlar) ne ediniliyorsa onlar yer etmekte, lisans düzeyinden daha sonraki
dönemlerde, belki de insanların yaşamlarında gelişen koşullar doğrultusunda
değişen amaçlar ve güdülere de bağlı olarak, eğitim düzeylerinin bu bakımdan
bir etkisi görülmemektedir.
Yukarıdaki tüm bölümlerden bu noktaya kadar gelinen bulgulama, değerlendirme,
yorumlama ve tartışmaların ardından aşağıdaki iki temel öneride bulunulabilir. Bu
öneriler için dayanak, yukarıda Çizim 15 ile özeti sunulmuş olan çalışmaların
sonuçlarıdır.
1. Öğretmen yetiştiren programların öğrencileri için temel eğitim programı
düzenlenmesi.
2. İlk – orta – yüksek öğretim düzeyinde ders veren öğretmen ve tüm düzeylerdeki
kurum yöneticileri için hizmet-içi eğitim programı düzenlenmesi.
Bu öneriler sırayla incelenecek olursa aşağıdaki değerlendirmelere varılabilir.
1. Öğretmen yetiştiren programların öğrencileri için temel eğitim programı
düzenlenmesi: Öğretmen yetiştiren lisans programlarına ve öğretmenlik
sertifika programlarına beyin-uyumlu öğrenme ve öğretme konulu ders
konulmalıdır.
Ülkemizde, öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarının öğrenceleri ve
öğrencedeki derslerin içerikleri Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim
Kurulu işbirliği ile belirlenmekte olup tüm öğretmen yetiştiren yüksek
öğretim kurumları ilgili alan öğretmenliği programında aynı öğrenceyi
izlemektedir. Bu tezin yazıldığı sırada yürürlükte olan İngilizce Öğretmenliği
alanının ortak öğrencesi ve derslerin çerçeve içeriklerinin en yeni bilgisi
350
Mayıs 2007’de Yükseköğretim Kurulu’nun Internet Sitesinde56
yayımlanmıştır. Tüm İngilizce Öğretmenliği Lisans Programlarında verilmesi
zorunlu olan dersler arasında beyin-uyumlu öğrenmeye ayrılmış olan bir ders
bulunmamaktadır. Öngörülen zorunlu İngilizce öğretimi yöntem derslerinin
ve genel eğitim bilimleri derslerinin çerçeve içeriklerinde de beyin-uyumlu
öğrenme veya bu modeli anıştıracak her hangi bir konu başlığı
görülmemektedir.
Bu tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen araştırma sonuçlarında,
araştırma evren-örneklemindeki İngilizce öğretmenlerinin yaşları ilerledikçe
beyin-uyumlu öğrenme ilkelerine olan tutumlarının olumlu düzeylere doğru
geliştiği gösterilmişti. Aslında, tezin değişik yerlerinde de değinildiği gibi,
beyin-uyumlu öğrenme insan doğasına uygun olan geçerli bir öğrenme
modelidir. Öğretmenler zaman içinde meslek ve yaşam deneyimleri ile bu
doğaya uygun olan tutumları edinebilmekte ve derslerini sezgisel olarak
benzer ilkeler doğrultusunda düzenleyebilmektedir. Araştırmanın sayıl
sonuçları incelendiğinde “zaman içinde” deneyimlerle edinilen bu sezgisel
çıkarımların 30 yaşın üzerindeki ve öğretmenlik mesleğinde 10 yıldan fazla
deneyimi olan öğretmenlerde oluştuğu görülmektedir. Başka bir deyişle,
araştırma evren-örneklemindeki deneklerle aynı nitelikleri taşıyan
öğretmenler ancak 10 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra insanın öğrenme
doğasına uygun yolların kimilerini kendi kendilerine keşfedebilmekte ve
içselleştirebilmektedirler.
Araştırmanın sayıl çözümlemeleri, öğretim kurumlarında ve toplumda neden
“deneyimli” öğretmenlerin “mesleğe yeni başlayanlar”a göre daha başarılı
olarak görüldüğüne tutarlı bir açıklama da getirmektedir. Öğretmenler zaman
içinde en doğal olan yolu, yani beyinle uyumlu olan yolu hissedebilmekte ve
öğretimlerini buna göre düzenleyebilmektedirler. Ancak, her ne kadar
kendiliğinden gerçekleşebilse de, bu gelişmeyi zamanın akışına bırakmamak
için bir kaç önemli neden söz konusudur: 56 http://www.yok.gov.tr/egitim/egitim.htm
351
a) En az on yıllık bir mesleki deneyim süresinden sonra öğretimde başarının
artabildiği önermesi tersinden de ele alınabilir: En az on yıl öğretmenlik
süresi boyunca beyin-uyumlu öğrenme ve öğretme ilkeleriyle uyuşmayan
uygulamalar yapılacak olursa (başka bir deyişle, öğrenme beyinde
oluştuğuna göre ama öğretim uygulamaları beyne uyumlu
yapılmadığından dolayı) pek çok öğrenci dönemi başarılı olamayabilir.
Araştırma evren-örneklemindeki deneklerle aynı nitelikleri taşıyan
öğretmenlerin bir yılda kaç öğrencilerinin olduğu ve kaç yılda bir yeni bir
öğrenci kuşağına öğretmeye başladıkları düşünüldüğünde, bu türden
başarılı olamayan bir öğretim sürecinden olumsuz etkilenecek öğrencilerin
sayısının göz ardı edilemeyecek denli büyük olduğu söylenebilir.
b) On yıldan sonra öğretmenlerin insan öğrenmesinin doğasına uygun
tutumları geliştirdikleri ve derslerini bunlara göre düzenledikleri
söylenebilse bile, beyin-uyumlu öğrenme ilkelerinin tümünün
kendiliğinden keşfedilmiş olacağı düşünülemez. Öğretmen, ancak
yaşadıkları arasından algılayıp çözümleyebildiği ilkeleri keşfedebilecek,
kalan ilkeleri ise uygulamayacaktır. Oysaki beyin-uyumlu öğrenme bir
öğretmenin, dersinde seçmeci bir yaklaşımla içinden kimi ögelerini alıp
beğenmediklerini bırakabileceği bir öneriler paketi değil; somut, tutarlı ve
geçerli bir öğrenme modelidir. Doğruluğu gösterilmiş olan tüm ilkelerinin
uygulanması gerekir.
c) Öğretmenler zaman içinde kimi öğretme/öğrenme yollarının kimilerine
göre daha verimli ve etkili olduğunu keşfetmiş olabilseler de, meslek
eğitimlerinin verildiği lisans programlarındaki alan derslerinde gördükleri
bilgilerle çeliştiğini düşünebilir ve kendilerine öğretilenler yolunda seçim
yapabilirler. Örneğin, tezin pek çok bölümünde değinildiği ve Ek F’deki
bilgi havuzu ögelerinden de görülebileceği gibi, yineleme öğrenmenin
oluşması için gereklidir. Ancak, yabancı dil öğretiminde yineleme,
davranışçı öğrenme kuramının bir yordamı olarak görülebilmekte ve
doğrudan İşitsel-Dilsel Yöntemle bağdaştırılabilmektedir. Öğrencilerine
352
İletişimsel Dil Öğretimi yaklaşımının daha “doğru” olduğunu öğreten bir
programdan mezun olan öğrenciler yinelemenin ne kadar gerekli olduğunu
hissetseler de bilinçli olarak bundan kaçınmaya çalışabilirler. Aslında
sorun yinelemenin kendisinde değil, nasıl yapıldığındadır. Tek başına
yineleme öğrenenlere sıkıcı gelebilir. Eğer beyin-uyumlu öğrenmenin tüm
ilkeleri göz önüne alınacak olursa, beynin değişik türden deneyimlerle
daha iyi öğrendiği görülecektir. Öyleyse verimsiz olan uygulama yineleme
değil, tekdüze yinelemedir. Hem çeşitlilik hem de yineleme birleştirilecek
olduğunda verimli bir öğretim yapılabilir. Çünkü, öğrenme böyle olmakta,
beyinde böyle gerçekleşmektedir.
Beynin nöro-fizyolojik yapısına ve insanın doğasına en uygun yolların
birbiriyle çelişmeyen bir tarzda bir araya getirilebilmesi, öğretmenlerin
“zaman içinde” kendiliklerinden edinebilecekleri bir işlem olabilse de, bu
sürenin sonuçları bakımından kayıtsız kalınamayacak kadar uzun olduğu
söylenebilir. O nedenle, öğretmenlik lisans ve öğretmenlik sertifika
programlarının öğrencelerine “Eğitim Nörolojisi” dersinin konulması
önerisinde bulunulabilir. Ancak, eğitim nörolojisi diğer alan dersleriyle
ilişkilendirilmeden, kendi başına apayrı bir konu olarak verilmemelidir.
İngilizce Öğretmenliğindeki tüm alan dersleri ve öğretmenlik uygulamaları
bu ders ve dersin içeriği taban alınarak düzenlenmelidir.
Bunun hem kısa erimli hem de uzun erimli olumlu etkilerinden söz edilebilir.
Öğretim yollarının beyin-uyumlu öğrenmenin ilkeleri ile bağdaşık bir
biçimde düzenlenmesinin kısa erimli etkisi olarak, derslerdeki öğretim
başarısının arzu edilen düzeylere gelmesi belirtilebilir. Ancak, en az bunun
kadar önemli olan uzun erimli etkisi ise öğrencilerin nasıl öğrendiklerini
keşfetmelerini ve bunun sonucunda, öğrencilerin birer yaşam-boyu öğrenen
bireyler olmasını sağlayabilmesidir; beyin-uyumlu öğrenme ilkeleri arasında,
öğrenenlerin kendi özgül öğrenme yollarını keşfetmelerini sağlamak da
vardır. Bir öğrenenin kurumsal bir destek almadan öğrenmesini yaşam boyu
kendi başına sürdürebilmesi için kendi özgül öğrenme yollarını keşfetmiş
353
olması çok önemlidir. Beyin-uyumlu öğrenme ile öğrenenlerin yaşam-boyu
öğrenme sürecine de katkıda bulunulur.
Öğretmen yetiştiren lisans ve sertifika programlarının öğrencelerinde ve ders
tasarımları ve izlencelerinde bu doğrultuda bir düzenleme yapılıp bu anlayışla
yetişmiş öğretmenler göreve başlayana kadar ve belki de meslek yaşamlarının daha
sonraki aşamalarında, karar verme yetkisini taşıyan konumlarda bulunmaya
başlayana kadar var olan öğretmenlerin ve yöneticilerin kendi başlarına bırakılması
düşünülemez. O nedenle, ikinci öneride bulunulmuştur.
2. İlk – orta – yüksek öğretim düzeyinde ders veren öğretmen ve tüm
düzeylerdeki kurum yöneticileri için hizmet-içi eğitim programı
düzenlenmesi: Öğretmen yetiştirme programları öğrencesine ders eklendiği
sırada daha önceden göreve başlamış her düzeydeki eğitim kurumu çalışanları
(öğretmenler, okul yöneticileri, ve karar verme yetkisini taşıyanlar) için
hizmet-içi temel eğitim programları düzenlenmelidir.
Hizmet-içi programları aşağıdaki bileşenlerden oluşabilir:
a) Hazırbulunuşluğun sağlanması. Bunun için, programa katılanların (ilk –
orta – yüksek öğretim öğretmen, yönetici ve öğretim elemanlarının) beyin-
uyumlu öğrenme/öğretmeye hazırbulunuşluk düzeylerinin belirlenmesinin
önceliğinden söz edilebilir. Eğer tutum ve inanış olarak arzu edilen bir
düzeyin altında hazırbulunuşluk profili varsa öncelikle hazırbulunuşluğun
sağlanması gerekir. Bu amaçla, aşağıdaki işlemler gerçekleştirilebilir:
(i) Katılanların tutumlarının belirlenmesi.
(ii) Katılanların olumsuz tutumlarının giderilmesi.
(iii) Katılanlarda olumlu tutumların geliştirilmesi.
Yukarıda (i) maddesinde belirtilen işlemi gerçekleştirmek için tutum
düzeylerini gösterecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracına gereksinim
354
vardır. Böylesi bir ölçme aracının oluşturulması ve geliştirilmesi yolundaki
ilk çalışmalardan birisi bu tez kapsamında hazırlanan “BEYİN-UYUMLU
ÖĞRENME İÇİN YABANCI DİL İNGİLİZCE ÖĞRETMENLERİNİN
TUTUM VE BİLGİLERİNİ ÖLÇME ARACI”dır.
b) Yeterli bilgi düzeyinin sağlanması. Bunun için, programa katılanlara (ilk –
orta – yüksek öğretim öğretmen, yönetici ve öğretim elemanları) gerekli ve
yeterli bilgilerin kuramsal ve uygulamaya yönelik olarak sunulması
gerekmektedir. Bu amaçla, aşağıdaki işlemler gerçekleştirilebilir:
(i) Katılanların beyin-uyumlu öğrenme/öğretme ilke ve özellikleri
bakımından bildikleri, bilmedikleri ve yanlış bildiklerinin belirlenmesi.
(ii) Katılanlara gerekli ve yeterli temel bilgilerin sunulması.
Yukarıda (i) maddesinde belirtilen işlemi gerçekleştirmek için bilgi
düzeylerini gösterecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracına gereksinim
vardır. Bu tez kapsamında hazırlanan “BEYİN-UYUMLU ÖĞRENME İÇİN
YABANCI DİL İNGİLİZCE ÖĞRETMENLERİNİN TUTUM VE
BİLGİLERİNİ ÖLÇME ARACI” böylesi bir ölçme aracının oluşturulması ve
geliştirilmesi yolundaki ilk çalışmalardan birisi olarak kullanılabilir57.
Öğrenme sürecine eşlik eden öğretmenin öğrenme organı olan beyni ve çalışma
ilkelerini bilmesi gerekmektedir ama beyin uyumlu öğrenme demek, ne beynin
57 Buna örnek olması bakımından, yukarıda Bölüm III ve IV’te verilerinin sayıl çözümlemeleri sunulan araştırma bulguları verilebilir. Eğer bu araştırmanın bulguları bu türden bir hizmet-içi eğitim programında kullanılacak olursa: 1) İstanbul İli Devlet Anadolu Liselerindeki İngilizce öğretmenlerine (araştırmanın uygulandığı evren-örneklemdeki denekler) verilecek olan hizmet-içi eğitim programının “hazırbulunuşluğun sağlanması” aşamasında öncelikle T11 (Girdinin Sunumuyla İlintili Tutumlar), T5 (Ortama Katılımla İlintili Tutumlar) ve T6 (Öğrenme Ortamıyla İlintili Tutumlar) alt-boyutlarındaki düşük tutumlarının yükseltilmesi; ve 2) İstanbul İli Devlet Anadolu Liselerindeki İngilizce öğretmenlerine (araştırmanın uygulandığı evren-örneklemdeki denekler) verilecek olan hizmet-içi eğitim programının “yeterli bilgi düzeyinin sağlanması” aşamasında öncelikle B3 (Öğretme İşlemleriyle İlintili Bilgiler) alt-boyutundaki yetersiz bilgilerin tamamlanması sağlanmalıdır.
355
anatomik özelliklerinin tümünü tanımak ne de her sınıfa su şişesi koymak demektir.
Bu konuda Jensen (2005:156)’da şöyle bir not yer alır:
Bir süre önce “beyin-uyumlu” olmakla öğünen bir okula ziyarete gitmiştim. Okulda ne yapıyorlardı, biliyor musunuz? Görevliler her çocuğun sırasına bir şişe su koymuşlardı! Kendimi gülmekten alamadım. Su, kimsenin çocuğunu bir Einstein’a dönüştürmez. (…) Başka bir seferde de bana ne iş yaptığımı soran bir öğretmenle karşılaştım. Beyin araştırmalarının uygulamaları üzerine öğretim kadrolarının geliştirilmesi konusunda çalıştığımı söylediğimde gülümseyip dedi ki, “Ha, şu beyin filan mı? Evet, evet, geçen sene biz de yaptık.” Okulunun teftiş listesinden bir maddeyi daha geçmiş olmanın mutluluğu içinde görünüyordu.
O öğretmene diyeceğim şudur ki, siz onu yapmamışsınız. İşbirlikli öğrenme üzerine altı saatlik bir seminere katılan hangi kişi işbirlikli öğrenmeyi “yapmıştır” ki? Bir şeyi uygulayıp onun güvenilir sonuçlarını gösterebilecek kadar yeterli düzeyde o konuyu öğrenmek demek uzun bir deneme–yanılma artı üzerinde düşünme işlemidir. (…)
Hepimiz gelişim sürecinde olalım. Okullar pek çok şeyi doğru yapıyorlar ama eğitimciler pek çok şeyin de daha iyi yapılabileceğini bilmektedirler. Kimi şeyleri kusurlu olarak yapıp yine de muhteşem bir okula sahip olmak da olasıdır. En önemli şey, sürekli gelişme ve ilerleme yolundaki doymaz tutumumuzdur.
Beyin-uyumlu öğrenme, öğrenme ve öğretmeyi daha iyi anlamamıza yardımcı olacak
temel işleyiş ve süreçlerle, işin özünü oluşturan işlevsel kuramlara gereken önemin
verilmesidir (Caine ve Caine, 2002: 23). Beyin uyumlu öğrenme, anlamlı öğrenme
için beynin kurallarının kabul edilmesini ve öğretimin zihindeki bu kurallarla
örgütlenmesini içerir (Caine ve Caine, 2002: 4). Öğretmenler, beyin
araştırmalarından gelen bilgilerin bilinçli bir tüketicisi olmalı, araştırma
kaynaklarını ve önemli terimleri öğrenmelidirler. (Jensen, 2006:6).
Jensen (2000b)’de de belirtildiği gibi, beyin-uyumlu öğrenmenin tüm eğitim
sorunlarını çözebilecek düzeye gelmiş olduğu söylenemez. Şu anda eğitim-öğretimde
sorunlara çözüm önerilerinin sağlanmasında ruhbilim ve diğer alanlarda
356
gerçekleştirilen çalışmalardan gelen veriler önemli ve değerlidir. Bu noktada, hangi
verilerin beyin çalışmalarının doğruluğu gösterilmiş sonuçlarından, hangi
çalışmaların ise aslında diğer alanlardaki çalışmalardan sağlandığının ayrımında
olmak ve konuyu popüler dergilerdeki güncel makalelerde aktarılanlardan veya eksik
bilgilerle varılan yanlış yorumlamalardan arındırmak da önemlidir. Yalnızca
başlığında “akıl”, “zihin” veya “beyin” sözcüğü geçiyor diye o yayının beyin-uyumlu
öğrenme çerçevesine katılmaması gerekir. Beyin-uyumlu öğrenmenin tam ne
olduğunun (ve ne olmadığının) ayrımına varacak kadar bile çalışma ve inceleme
yapmadan eğitimdeki her sorunu doğruluğu gösterilmemiş varsayımlar üzerinden
çözmeye kalkışmak ne kadar doğru değilse, beyin-uyumlu öğrenme tam gelişene
kadar tüm verilerinin göz ardı edilmesi de doğru olmayacaktır (Jensen, 2000b:79).
Beyin, sahip olduğumuz en karmaşık organdır (Jensen, 2000a:11). Her ne
duyumluyorsak görme-duyma-hissetme-koklama bunları beyinden başka bir yerde
duyumlamıyoruz. Girdiler sadece beyinde anlam kazanıyor ve hatta sadece beyin ne
duyumlamışsak onları almaya ve yorumlamaya çalışıyor (Hart, 1975:3). İnsanların
nasıl davrandıklarını ve öğrendiklerini anlayabilmek için beynin nasıl işlediğinin
anlaşılması çok önemlidir.
Bunlar bizi öğretmenlerin hangi öğretim yollarının en etkili veya en arzu edilir
olduğu yolundaki eğitsel araştırma çıktılarının istekli uygulayıcıları olması gerektiği
sonucuna götürmektedir. Eğitim araştırmalarının kapsamına yalnızca çağdaş yabancı
dil öğretimine yönelik araştırmaların değil, öğretmen davranışları üzerine yapılan
bütün araştırmaların da girmesi gerektiğine önemle dikkat çeken Carroll
(1965:205)’e göre de öğretmenlerin bu yöntemleri öğrenmelerini sağlayabilecek en
iyi fırsat onların öğretmenlik eğitimleri sırasında olanıdır.
İnsanlar, teknolojinin hızla geliştiği çağımızda yaşamları boyunca yeni bilgilerle
karşılaşmak ve öğrenmek durumundadırlar. Aralıksız olarak yapmamız gereken
öğrenme işini en kolay ve etkili biçimde yapabilmek için öğrenmenin gerçekleştiği
organı iyi bir biçimde tanımamız gerekmektedir. Beyin araştırmalarını eğitime
357
uygulama devrinin başındayız. Beyni tanıdıkça öğrencilere yaklaşımımız, eğitim
anlayışımız, öğrencileri değerlendirme sürecimiz, sınıf ortamlarımız, öğretmen
eğitimimiz, eğitim fakültelerinin ders içerikleri daha çok etkinlik kazanacaktır.
358
KAYNAKÇA
AKKURT, Mustafa 1999 Bilgisayar (Excel) Destekli Uygulamalı İstatistik, Birsen Yayınevi; İstanbul.
ALBAYRAK, Ali Sait 2006 Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yayın Dağıtım Ltd.; Ankara.
ALLEN, L.S. — R.A. Gorski
1991 “Sexual Dimorphism of the Anterior Commissure and Massa Inter Media of the Human Brain”, Journal of Comparative Neurology, 312, 97-104.
AMEN, D. 2005 Making a Good Brain Great, Harmony Books; New York, USA.
ANDERSON, L.W. 1988 “Likert Scales”, Educational Research, Methodology and Measurement: An International Handbook, John P. Keeves (Ed.), Pergamon Press; New York, USA; içinde 427-428.
ANTHONY, Edward 1963 “Approach, Method and Technique”, English Language Teaching, XVII, January 1963, 63-7; Smolinski (1986) içinde 199-202.
ASHER, James J. 1969 “The Total Physical Approach to Second Language Learning,” The Modern Language Journal, LIII/1, 3-17.
BAILEY, K. 1996 “The Best-Laid Plans: Teachers’ In-Class Decisions to Depart from Their Lesson Plans”, K.Bailey ve D.Nunan (Ed.) Voices fron the Language Classroom, Cambridge University Press; New York içinde 15-40.
BALCI, Ali 2000 Sosyal Bilimlerde Araştırma: Yöntem, Teknik ve İlkeler, Pegem A Yayınevi; Ankara.
BATESON 1980 Mind and Nature: A Necessary Unity, Bantam Books; New York, USA.
BECHARA, A. — H. Damasio, A.R. Damasio
2003 “The Role of the Amygdala in Decision-Making”, P. Shinnick-Gallagher, A. Pitkanen, A. Shekhar ve L. Cahill (Ed.), The Amygdala in Brain Function: Basic and Clinical Approaches, Ann. New York Academy Sci. içinde 356–369.
359
BISANZ, G. — R. LaPorte, G. Vesonder, J. Voss
1981 “Contextual Prerequisites for Understanding: Some Investigations of Comprehension and Recall”, Journal of Verbal Learning and Verbal Behaviour, 17, 3337-57.
BRANDT, R. — P. Wolfe
1998 “What Do We Know?”, Educational Leadership, LVI/3, November 1998, 8-13.
BROCKETT, R.G. — R. HIEMSTRA
1991 Self-Direction in Adult Learning: Perspectives on Theory, Research and Practice, UK: Routledge.
BROWN, J. L. — C.A. Moffett
1999 The Hero’s Journey; Alexandria, VA: Association of Supervision and Curriculum Development.
BYRNES, James P. 2001 Minds, Brains and Learning: Understanding the Psychological and Educational Relevance of Neuroscientific Research, The Guilford Press; New York, USA.
CAINE, Geoffrey — Renate Nummela Caine, Sam Crowell
1999 MindShifts: A Brain-compatible Process for Professional Development and the Renewal of Education —2nd Ed., Zephyr Press; Tucson, Arizona, USA.
CAINE, Renate Nummela — Geoffrey Caine
1991 Making Connections: Teaching And The Human Brain, Association For Supervision And Curriculum Development; Alexandria, Virginia, USA.
—————— 1994 Making Connections: Teaching And The Human Brain, New York: Addison-Wesley.
—————— 2002 Beyin Temelli Öğrenme, Çev. Ed.: Gülten Ülgen, Nobel Yayınları; Ankara.
CANIPE, J.B. 2001 The Relationship between Self-Directed Learning and Learning Styles, The University of Tennessee, m, Knoxville.
CARBO, Marie — Rita Dunn, Kenneth Dunn
1986 Teaching Students Through Their Individual Learning Styles, Reston Book, Prentice Hall; Englewood Cliffs, New Jersey, USA.
CARPER, J. 2000 Your Miracle Brain, Harper Collins; New York, USA.
360
CARROLL, John B. 1965 “The Contributions of Psychological Theory and Educational Research to the Teaching of Foreign Language”, Modern Language Journal, XLIX, 273-81; Smolinski (1986) içinde 203-11.
CARTER, Rita 1998 Mapping the Mind, University of California Press; Berkeley, USA.
CECI, S.J. — A. Roazzi
1994 “The Effects of Context on Cognition: Postcards from Brazil”, R.J. Sternberg ve R.K. Wagner (Ed.), Mind in Context: Interactionist Perspectives on Human Intelligence, Cambridge University Press; New York, içinde 74-101.
CHAFE, W. 1979 “The Flow of Thought and the Flow of Language,” T. Givon (Ed.) Discourse and Syntax içinde.
CLARK, A. 1993 Associative Engines: Connectionism, Concepts, and Representational Changes, MIT Press.
CLARK, A. — P. Millican
1999 Connectionism, Concepts and Folk Psychology, Oxford University Press.
CLARK, C.M. — P.L. Peterson
1986 “Teachers’ Thought Processes”, M.C. Wittrock, Editor, Handbook Of Research On Teaching —3rd Ed., Macmillan, New York (1986), içinde 255–296.
Council of Europe 2000 A Common European Framework of Reference for Languages: Learning, Teaching, Assessment, Council for Cultural Co-operation, Education Committee (Ağ adresi: http://www.coe.int/T/DG4/Linguistic/Source/Framework_EN.pdf).
COURTNEY, S.M. — L.G. Ungerleider, K. Keil ve J.V. Haxby
1996 “Object and Spatial Visual Working Memory Activate Separate Neural Systems in Human Cortex”, Cerebral Cortex, VI/2, 39-49.
COWAN, N 1993 “Activation, Attention and Short Term Memory,” Memory and Cognition, XXI:2, 162-7
—————— 1997 Attention and Memory: An Integrated Framework, Oxford University Press.
CSIKSZENTMIHALYI, M.
1990 Flow: The Psychology of Optimal Experience, 1st Ed., Harper and Row; New York, USA.
361
DAMASIO, Antonio 1994 Descartes’ Error: Emotion, Reason and the Human Brain, Putnam and Sons; New York, USA.
—————— 1999 The Feeling of What Happens: Body and Emotion in the Making of Consciousness, Philadelphia: Harcourt-Brace.
DEMİRCAN, Ömer 1990 Yabancı Dil Öğretim Yöntemleri, İstanbul.
DHORITY, Lynn Freeman — Eric Jensen
1998 Joyful Fluency: Brain-Compatible Second Language Acquisition, The Brain Store Inc.; San Diego, California, USA.
DIAMOND, M. 1967 “Extensive Cortical Depth Measurements and Neuron Size Increases in the Cortex of Environmentally Enriched Rats”, Journal of Comparative Neurology, 131, 357-364.
DOLAN, R.J. 2002 “Emotion, Cognition, and Behavior”, Science, 298, 1191-1194.
DUMAN, Bilal 2007 Neden Beyin Temelli Öğrenme? Pegem A Yayıncılık; Ankara.
DUNCAN, J. — A.M. Owen
2000 “Common Regions of the Human Frontal Lobe Recruite by Diverse Cognitive Demands”, Trends in Neurosciences, 23, 457-483.
DUYAR, Melik Safi 1996 Yabancı Kelimeleri Hızlı Öğrenme Teknikleri: Accelerated Word Memory Power, Yeni Stratejiler Eğitim Hizmetleri Ltd. Yayınları; Ankara.
ELLIS, Rod 1986 Understanding Second Language Acquisition, Oxford University Press.
ERGİN, T. 2003 İletişim Becerileri Eğitim Programı’nın Okul Öncesi Dönem Çocuklarının İletişim Beceri Düzeylerine Etkisi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Doktora Tezi; İstanbul.
ERIKSSON, P.S. — E. Perfilieva, T. Bjork-Eriksson, A.M. Alborn, C. Nordborg, D.A. Peterson, v.d.
1998 “Neurogenesis in the Adult Human Hippocampus”, Nature Medicine, IV/11, 1313-1317.
362
ERLAUER, Laura 2003 The Brain-Compatible Classroom: Using What We Know About Learning to Improve Teaching, Association for Supervision and Curriculum Development; Alexandria, Virgina, USA.
European Union 1995 “Teaching And Learning Towards The Learning Society. White Paper On Education And Training”. Cannes : France
FUNAHASHI, S. — C.J. Bruce, P.S. Goldman-Rakic
1989 “Mnemonic Coding in Visual Space in the Monkey’s Dorsolateral Preforntal Cortex”, Journal of Neurophysiology, LVI/2, 331-349.
GAZZANIGA, M.S. — B. Richard, George R. Mangun
2002 Cognitive Neuroscience: The Biology of the Mind —2nd Ed., W.W.Norton Co.
GIBB, Barry J. 2007 The Rough Guide to the Brain, Rough Guides Ltd.; London, New York.
GREEN, F. R. 1999 “Brain and Learning Research: Implications for Meeting the Needs of Diverse Learners”, Education, 119(4), 682–687.
GREENLAF, R. 2003 “Motion and Emotion”, Principal Leadership, III/9, 14-19.
GREENSTEIN, Ben — Adam Greenstein
2004 Nörobilim Renkli Atlası: Nöroanatomi ve Nöro fizyoloji, Çev.Ed. Mustafa Bozbuğa, Nobel Tıp Kitabevleri; İstanbul.
GUYTON, A.C. — J.E. Hall
1996 Tıbbi Fizyoloji (Textbook of Medical Physiology), (Çev.Ed. H.Çavuşoğlu), Nobel Tıp Kitabevi, İstanbul
HANNAFORD, C. 1995 Smart Moves, Great Ocean Publishing; Arlington, Virgina, USA.
HANSHUMACHER, J. 1980 “The Effects of Arts Education on Intellectual and Social Development: A Review of Selected Research”, Bulletin of the Council for Research in Music Education, VXI/2, 10-28.
HART, Leslie A. 1975 How the Brain Works: A New Understanding of Human Learning, Emotion and Thinking, Basic Books Inc. Publishers; New York, USA.
—————— 1983 Human Brain and Human Learning, Longman Publishing; White Plains, USA.
363
HEALY, Jane 1990 Endangered Minds: Why Our Children Can’t Think, Simon and Schuster; New York, USA.
HOBSON, J.A. 1994 Chemistry of Conscious States, Little, Brown and Co.; Boston, Massachusetts, USA.
JENSEN, Eric 1998 Teaching with the Brain in Mind, Association For Supervision and Curriculum Development; Alexandria, Virginia, USA.
—————— 2000a Brain-Based Learning: New Science of Teaching and Training —Revised Ed., Corwin Press; Thousand Oaks, California, USA.
—————— 2000b “Brain-Based Learning: A Reality Check,” Educational Leadership, April 2000, 76-80.
—————— 2005 Teaching with the Brain in Mind —2nd Edition, Association for Supervision and Curriculum Development; Alexandria, Virginia, USA.
—————— 2006 Beyin Uyumlu Öğrenme, Çev. Ahmet Doğanay, Nobel Kitabevi; Adana.
—————— 2007 Introduction to Brain-Compatible Learning —2nd Ed., Corwin Press; Thousand Oaks, California, USA.
JOHNSON, Keith 2001 An Introduction to Foreign Language Learning and Teaching, Longman / Pearson Education.
JOSEPH, R. 1996 Neuropsychiatry, Neuropsychology and Clinical Neuroscience, Williams and Wilkins; Baltimore, USA.
KANDEL, E.R. — J.H. Schwartz
1985 Principles of Neural Science —2nd Ed., Elsevier; New York, USA.
KAPTAN, Saim 1998 Bilimsel Araştırma ve İstatistik Teknikleri —Geliştirilmiş 11. Baskı, Tekışık Web Ofset basımevi; Ankara.
KARAKAŞ, Sirel — Hamdullah Aydın, Cenap Erdemir, Çiğdem Özesmi
2000 Multidisipliner Yaklaşımla Beyin ve Kognisyon, Çizgi Tıp Yayınevi; İstanbul.
KARASAR, Niyazi 2007 Bilimsel Araştırma Yöntemi —17. Basım, Ankara; Nobel Yayın.
364
KELSO, S. 1997 Dynamic Patterns, MIT Bradford Book; Cambridge, Massachusetts, USA.
KESNER, Raymond P. 2007 “Neurobiological Views of Memory”, Raymond P. Kesner ve Joe L. Martinez (Ed.), 2007, Neurobiology of Learning and Memory, Academic Press, Elsevier, içinde 271-304.
KILLGORE, W.D. — M. Oki, D.A. Yurgelun-Todd
2001 “Sex-Specific Developmental Changes in Amygdala Responses to Affective Faces”, Neuroreport, XII/2, 427-433.
KINTSCH, W. 1998 Comprehension, Cambridge University Press.
KIRBY, J.R. — N.H. Williams
2000 Learning Problems: A Cognitive Approach. Toronto: Kagan ve Woo Limited.
KNOWLES, M.S. 1975 Self-Directed Learning: A Guide For Learners And Teachers, NY: Association Press.
—————— 1990 Yetişkin Öğrenenler: Göz Ardı Edilen Bir Kesim, (Çev. Serap Ayhan), Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, (1996)
KORKMAZ, Barış 2005 Dil ve Beyin; Çocuklarda Dil ve Konuşma Bozuklukları, Yüce Yayım; İstanbul.
KÖKLÜ, Nilgün — Şener Büyüköztürk, Ömay Çokluk Bökeoğlu
2007 Sosyal Bilimler İçin İstatistik —Geliştirilmiş 2. Baskı, Pegem A Yayıncılık; Ankara.
KRASHEN, Stephen D. — Tracy D. Terrell
1983 The Natural Approach: Language Acquisition in the Classroom, Prentice Hall Europe; London.
LADO, Robert 1964 “Principles of Language Teaching”, Language Teaching: A Scientific Approach, 49-60, McGraw-Hill; Smolinski (1986) içinde 221-8.
LAZEAR, D. 2004 Higher Order Thinking The Multiple Intelligences Way, Chicago: Zephyr Press.
LEDOUX, Joseph 1996 The Emotional Brain, Simon and Schuster; New York, USA.
365
LEINER, H.C. — A.L. Leiner
1997 “How Fibers Subserve Computing Capabilities: The Similarities between Brains and Machines”, J.D. Schmahmann (Ed.), International Review of Neurobiolgy, Vol. 41: The Cerebellum and Cognition, Academic Press; San Diego, California, USA içinde 535-553.
LOMBARDI, Judy 2008 “Beyond Learning Styles: Brain-Based Research and English Language Learners,” The Clearing House, May/June 2008, 219-22, Heldref Publications.
LOZANOV, Georgi 1978 Suggestology and Outlines of Suggestopedy, Gordon and Breach; New York, USA.
LYLE, V. 2006 “Strategies for Bloomin’ Brains”, Bildiri sunumu, Learning Brain Expo., San Diego, CA. Ocak 2006.
LYNCH, D. — P.L. Kordis
1988 Strategy of the Dolphin, William Morrow; New York, USA.
MADİ, Bülent 2006 Öğrenme Beyinde Nasıl Oluşur? Morpa Kültür Yayınları; İstanbul.
MANDLER, J — N. Johnson
1977 “Remembrance of Things Parsed: Story Structure and Recall,” Cognitive Psychology, 9, 111-51.
MATERNA, Laurie 2007 Jump Start the Adult Learner: How to Engage and Motivate Adults Using Brain-Compatible Strategies, Corwin Press; Thousand Oaks, California, USA.
McCARTY, B. 1981 The 4MAT System—Teaching to Learning Styles with Right/Left Mode Techniques —2nd Ed., Barrington.
McCREERY, J. — T. Hill
2003 “Illuminating the Classroom Environment” [elektronik sürümü], School Planning and Management.
MERRIAM, S.B. — R.S. Cafferella
1999 Learning In Adulthood: A Comprehensive Guide —2nd Ed., San Francisco: Jossey-Bass
MESULAM, M.M. 2004 Davranışsal ve Kognitif Nörolojinin İlkeleri, Çev.Ed. H. Gürvit, Yelkovan Yayıncılık; İstanbul.
ORNSTEIN, Robert — Richard F. Thompson
1984 The Amazing Brain, 1st Edition Houghton Mifflin; Boston, USA.
366
ÖKTEM, Öget 2006 Davranışsal Nörofizyolojiye Giriş, Nobel Tıp Kitabevleri; İstanbul.
PENSFIELD, W. — L. Roberts
1959 Speech and Brain Mechanism, Princeton University Press, USA.
PIEGNEUX, P, — S. Laureys, X. Delbeuck, P. Maquet
2001 “Sleeping Brain, Learning Brain: The Role of Sleep for Memory Systems”, Neuroreport, 12, A111-A124.
PFURTSCHELLER, Gert — Andrea Berghold
1989 “Patterns of Cortical Activation During Planning of Voluntary Movement”, Electroencephalography and Clinical Neurophysiology, 72, 250-258.
POOL, C.R. 1997 “Maximizing Learning: A Conversation with Renate Nummela Caine”, Educational Leadership, LIV/6, 11-15.
RADIN, Jean L. 2005 Brain Research and Classroom Practice: Bridging the Gap Between Theorists and Practitioners, Colorado Eyalet Üniversitesi, yayımlanmamış Doktora Tezi, x+118 s.
RESTAK, Richard M. 2003 The New Brain: How the Modern Age is Rewiring Your Mind, Rodale Press; New York, USA.
RICHARDS, Jack—John Platt, Heidi Weber
1985 Longman Dictionary Of Applied Linguistics, Longman.
RICHARDS, Jack C. — Theodore S. Rodgers
2001 Approaches and Methods in Language Teaching —2nd Edition, Cambridge University Press.
RICHTERICH, René — Jean-Louis Chancerel
1977 Identifying the Needs of Adults Learning a Foreign Language, Council of Europe, Pergamon Press.
ROSENZWEIG, M.R. — A.L. LEIMAN
1989 Physiological Psychology —2nd Ed., Random House; New York, USA.
ROST, Michael 2002 Teaching and Researching Listening, Applied Linguistics in Action Series, Ed. Christopher N. Candlin ve David R. Hall, Longman / Pearson Education.
SAUSSURE, Ferdinand de
1998 Genel Dilbilim Dersleri, (Cours de Linguistique Générale, Payot, 1916) Çev. Berke Vardar, Birey ve Toplum Yayınları, 1985; Multilingual; İstanbul.
367
SCHACTER, D.L. — E. Tulving
1994 Memory Systems, MIT Press; Cambridge, Massachusetts, USA.
SCHEIBEL, Arnold B. 1994 “You Can Continuously Improve Your Mind and Your Memory”, Bottom Line Personal, XV/21, Nov. 1, 9-10.
SCHENCK, J. 2003 Learning, Teaching and the Brain, Knowa; Thermopolis, Wyoming, USA.
SCHNEIDER, G — P. Lenz
2001 The European Language Portfolio: Guide for Developers, Strasbourg: Council of Europe.
SCHWED, Amy — Janice Melichar-Utter
2008 Brain-Friendly Study Strategies, Grades 2-8: How Teachers can Help Students Learn, Corwin Press; Thousand Oaks, California, USA.
SCOVEL, Thomas 1998 Psycholinguistics, Oxford University Press.
SENEMOĞLU, N. 2004 Gelişim Öğrenme ve Öğretim: Kuramdan Uygulamaya, Gazi Kitabevi; Ankara.
SHAYWITZ, B.A. — S.E. Shaywitz, K.R. Pugh, R.T. Constable, P. Skudlarski, R.K. Fulbright, R.A. Bronen, J.M. Fletcher, P.D. Shankweiler, L. Katz, v.d.
1995 “Sex Differences in the Functional Organisation of the Brain for Language”, Nature, 373, 607-609.
SİPAHİ, Beril — E. Serra Yurtkoru, Murat Çinko
2006 Sosyal Bilimlerde SPSS’le Veri Analizi, Beta; İstanbul.
SMILKSTEIN, R. 2003 We Are Born To Learn, Corwin Press; Thousand Oaks, California, USA.
SMOLINSKI, Frank (Ed.)
1986 Landmarks of American Language and Linguistics, English Language Programs Division, Bureau of Educational and Cultural Affairs, US Information Agency.
SOUSA, A.D. 2000 How the Brain Learns —2nd Ed., Corwin Press; Thousand Oaks, California, USA.
—————— 2001 How the Brain Learns —3rd Ed., Corvin Press; Thousand Oaks, California, USA.
368
SPRENGER, Marilee 2007 Becoming a “Wiz” at Brain-Based Teaching —2nd Ed., Corwin Press; California, USA.
SPRINGER, Sally P. — Georg Deutsche
1984 Left Brain, Right Brain —Revised Edition, W.H. Freeman and Co.
SQUIRE, L.R. — B.J. Knowlton
2000 “The Medial Temporal Lobe, The Hippocampus and the Memory Systems of the Brain,” M.S. Gazzaniga, E. Tulving (Ed.), The New Cognitive Neurosciences —2nd Ed., A Brandford Book; London, England.
SYLWESTER, Robert 1995 A Celebration of Neurons, Association For Supervision And Curriculum Development; Alexandria, Virginia, USA.
—————— 2000 A Biological Brain in a Cultural Classroom, Corwin Press, Thousand Oaks, California, USA.
ŞENEL, F. 2005 “Erkek Sağlığı”, Yeni Ufuklara, Bilim ve Teknik 255 Eki, Ekim 2005, 15.
TANER, Doğan 2004 Fonksiyonel Nöroanatomi, ODTÜ Yayıncılık; Ankara.
TARHAN, N. 2002 “Psikoterapi Tekniği Olarak Neurobiofeedback”, XII. Ulusal Psikoloji Kongresi, 9 – 13 Eylül 2002, O.D.T.Ü.; Ankara.
TAVŞANCIL, Ezel 2006 Tutumların Ölçülmesi ve SPSS ile Veri Analizi —3. Baskı, Nobel Yayın; Ankara.
TAYLOR, George — Loretta MacKenney
2008 Improving Human Learning in the Classroom: Theories and Teaching Practices, USA: Rowman & Littlefield Education.
TILESTON, D. 2004 What Every Teacher Should Know About Learning, Memory and the Brain, Corwin Press, Thousand Oaks, California, USA.
TULVING, Endel 2000 “Introduction. Memory System,” M.S. Gazzaniga, E. Tulving (Ed.), The New Cognitive Neurosciences —2nd Ed., A Brandford Book; London, England.
UZUN, Engin Nadir 2005 “Ortak Avrupa Çerçevesi (OAÇ)”nin Dilbilimsel Yönleri”, XIX. Ulusal Dilbilim Kurultayı Bildirileri, 20-21 Mayıs 2005, Yay.Haz. Mustafa Sarı, Halef Nas, Harran Üniversitesi, Şanlıurfa, 317-325.
369
Van PRAAG, Henriette — G. Kempermann, Fred H. Gage
1999 “Running Increases Cell Proliferation and Neurogenesis in the Adult Mouse Dendate Gyrus”, Nature Neuroscience, March: II/3, 266-270.
VESTER, Frederic 2004 Düşünmek, Öğrenmek, Unutmak (Öğrenme Kapasitenizi Nasıl Artırabilirsiniz?), Çev. Aydın Arıtan, Arıtan Yayınevi; İstanbul.
VINCENT, J.D. 1990 The Biology of Emotions, Basil Blackwell; Cambridge, Massachusetts, USA.
VIOLAND-SÁNCHEZ, Emma
1998 “The Triunine Brain and Learning: Practical Insights for the Classroom,” M.J. Reid (Ed.) (1998) Understanding Learning Styles in the Second Language Classroom, Prentice-Hall Regents içinde s.27-33.
WAXMAN, Stephen G. 2002 Korrelatif Nöroanatomi, Çev.Ed. Mehmet Yıldırım, Nobel Tıp Kitabevleri; İstanbul.
WEINBERGER, N.M. 1998 “The Music in Our Minds,” Educational Leadership, 56, 3.
WOLFE, Patricia 2001 Brain Matters — Translating Research into Classroom Practice, Association for Supervision and Curriculum Development; Alexandria, Virgina, USA.
—————— 2003 The Adolescent Brain: A Work in Progress, <http://www.patwolfe.com/index.php?> Ekim 2008.
ZULL, James E. 2002 The Art of Changing the Brain: Enriching the Practice of Teaching by Exploring the Biology of Learning, Virginia: Stylus Publishing, LLC.
370
EK A. SORMACA
ANKET İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yürütülen “Beyin Uyumlu Öğrenme”
konulu araştırmanın zorunlu bir aşaması olan bu çalışma için sizin bilgilerinize ihtiyaç duyulmuştur.
Bu anket formu bireyleri tek tek değil genel bir değerlendirme yapmak için hazırlanmıştır. Alınan cevaplar gizli tutulacak ve bilimsel amaçlar için kullanılacağından tüm soruları içtenlikle yanıtlamanız beklenmektedir. Bu soruları yanıtlarken sizin durumunuz için sadece en uygun olan seçeneğin yanındaki içine � işareti koyunuz.
Göstereceğiniz ilgi ve tüm yardımlarınız için teşekkür ederiz.
Betül TARHAN
1) Yaşınız? a) 25’ten az b) 25-30 arası c) 31-35 arası d) 36-40 arası e) 41 ve üstü
2) Cinsiyetiniz? a) Kadın b) Erkek
3) Öğrenim Durumunuz? a) Lisans b) Yüksek Lisans c) Doktora
4) Mesleki Deneyim Süreniz? a) 1 yıldan az b) 1-4 yıl arası c) 5-9 yıl arası d) 10-14 yıl arası e) 15 yıl ve üstü
5) Formasyon Eğitiminiz? a) Eğitim fakültesi b) Sonradan c) Yok
6) Eğitimde yeni yönelimler ile ilgili hizmet içi eğitim aldınız mı? a) Evet b) Hayır
7) Haftalık girdiğiniz ders yükü? a) 15 saatten az b) 15-20 saat arası c) 21-25 saat arası d) 26 saat ve üstü
EK B. TUTUM ÖLÇEĞİ (devam)
371
EK B . TUTUM ÖLÇEĞİ
BEYİN UYUMLU ÖĞRENME ÖLÇEĞİ – 1 İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yürütülen “Beyin Uyumlu
Öğrenme” konulu araştırmanın zorunlu bir aşaması olan bu çalışma için sizin bilgilerinize ihtiyaç duyulmuştur. Bu ölçek bireyleri tek tek değil genel bir değerlendirme yapmak için hazırlanmıştır. Elde edilen cevaplar gizli tutulacak ve bilimsel amaçlar için kullanılacağından tüm soruları içtenlikle yanıtlamanız beklenmektedir.
Etkili ve verimli öğrenmedeki önemleri bakımından aşağıdaki ifadeleri okuyarak, görüşünüze uygunluk derecesine göre her ifadenin karşısında bulunan seçeneklerden yalnızca birinin içine � koyarak içtenlikle cevaplayınız. Lütfen boş soru bırakmayınız.
Göstereceğiniz ilgi ve tüm yardımlarınız için teşekkür ederiz.
Betül TARHAN
Hiç Önemi
yok
Önemsiz
Kararsızım
Önemli
Çok Önemli
� � � � � 1. Anlatılan konuları öğrenenler için anlamlandırmaya çalışmak.
� � � � � 2. Arka arkaya yeni konu anlatmamak..
� � � � � 3. Beynin daha iyi özümseyebilmesi için çok fazla ve hızlı uyarı vermemek
� � � � � 4. Bilginin sunumunu birden fazla biçimde yapmak.
� � � � � 5. Bir önceki ders ile yeni ders arasında bağlantı kurmak.
� � � � � 6. Çoklu duyusal girdi sağlamak.
� � � � � 7. Dergi hazırlama ve pano hazırlamaya önem vermek.
� � � � � 8. Dersi, sözcükler arası çağrışımlara göre düzenlemek.
� � � � � 9. Etkinlikler için seçenekler sunmak.
� � � � � 10. Gerçek durumlar yaratmaya çalışmak.
� � � � � 11. Gereçlerin zorluk derecelerini öğrencilerin de durumunu gözeterek artırmak.
� � � � � 12. Günün son ders saatinde ve dersin son kısmında öğrenciden yüksek performans bekleyen alıştırmalar yapmasını istememek.
� � � � � 13. Günün son ders saatinde ve dersin son kısmında yeni konuya başlamamak.
� � � � � 14. Havalandırılmış bir sınıfta ders yapmak.
� � � � � 15. Hazır bilgi sunmak yerine buluş yoluyla öğretmek
� � � � � 16. İzlenceyi dikkatlice hazırlamak.
� � � � � 17. Konular arası tutarlılığa dikkat etmek.
EK B. TUTUM ÖLÇEĞİ (devam)
372
Hiç Önemi
yok
Önemsiz
Kararsızım
Önemli
Çok Önemli
� � � � � 18. Konular arasındaki bağlantıyı öğrencilerin anlamasını sağlamak.
� � � � � 19. Konuları kolaydan zora doğru seçmek.
� � � � � 20. Konuları modüler olarak öğretmeye çalışmak.
� � � � � 21. Konunun öğrenilmesi için öğrencilere zaman tanımak.
� � � � � 22. Küme çalışmalarına önem vermek.
� � � � � 23. Ödevlerin teslim tarihlerini öğrenenlerle birlikte kararlaştırmak.
� � � � � 24. Öğrencilere, anlatılan konuların kendilerinin yaşamlarındaki anlamını keşfetmeleri için yardımcı olmak.
� � � � � 25. Öğrencilere öğrendiklerini günlük hayatta kullanmalarına olanak tanımak.
� � � � � 26. Öğrencilere doğru beslenmenin yararlarından bahsetmek.
� � � � � 27. Öğrencilere dostça davranmak.
� � � � � 28. Öğrencilere düzenli tekrarın yararını anlatmak.
� � � � � 29. Öğrencilere kendilerini nasıl değerlendirebileceklerini öğretmek.
� � � � � 30. Öğrencilere zihin şemalarını geliştirici etkinlikler hazırlatmak.
� � � � � 31. Öğrencilere öğrenme stratejileri hakkında bilgi vermek.
� � � � � 32. Öğrencilere sık sık geri bildirim vermek.
� � � � � 33. Öğrencilere, neleri bildiklerini göstermek için pek çok fırsat vermek
� � � � � 34. Öğrencileri sadece sınavla değerlendirmemek.
� � � � � 35. Öğrencilerimin derste su içmelerine izin vermek.
� � � � � 36. Öğrencilerin etkin olmasını sağlamak.
� � � � � 37. Öğrencilerin zekalarını geliştirmeye dönük bir çevre ve ders düzenlemek.
� � � � � 38. Öğrencilerin bulmaları ve keşfetmelerine yardımcı olmak.
� � � � � 39. Öğrencilerin dikkatini çekici şeyler bularak derse başlamak.
� � � � � 40. Öğrencilerin kendi öğrenme biçimlerini anlamalarına yardımcı olmak.
� � � � � 41. Öğrencilerin kendi yaşamlarıyla öğrenilen konuyu ilişkilendirmeye çalışmak.
� � � � � 42. Öğrencilerin kendilerini değerlendirmelerini sağlamak.
� � � � � 43. Öğrenenlere çeşitli düzeylerde dönüt almalarını sağlamak.
EK B. TUTUM ÖLÇEĞİ (devam)
373
Hiç Önemi
yok
Önemsiz
Kararsızım
Önemli
Çok Önemli
� � � � � 44. Öğrenenlere kalma-geçme odaklı değil öğrenme odaklı bir yaklaşım sunmaya çalışmak.
� � � � � 45. Öğrenenlerin gereksinimlerini göz önüne almak.
� � � � � 46. Öğrenenlerin öz yeterlilik duygularını artırmaya çalışmak.
� � � � � 47. Öğrenenlerin sınıfta rahat edecekleri bir atmosfer hazırlamak.
� � � � � 48. Öğrenilen her şeyi anlamlandırmaya çalışmak.
� � � � � 49. Öğrenilen konuları belli örüntüler içinde vermek.
� � � � � 50. Öğrenilen konuları birbirleriyle ilişkilendirmek.
� � � � � 51. Öğrenilen konuları olabildiğince çok tekrar etmeye çalışmak.
� � � � � 52. Öğrenilen konuları öğrencilerin yaşamlarıyla ilişkilendirmeye çalışmak.
� � � � � 53. Öğrenilen konuların anlamlandırılmasına çalışmak.
� � � � � 54. Öğrenilenleri, olabildiğince çok tekrarlamak.
� � � � � 55. Öğrenme ortamlarını zenginleştirerek, öğrencilerin öğrenme yaşantılarını kolaylaştırmaya çalışmak.
� � � � � 56. Öğrenme sürecine eşlik etmek.
� � � � � 57. Öğrenmede kalıcılığı sağlamak için öğrenilen konuları tekrar etmek
� � � � � 58. Öğretim stratejilerimi sık sık değiştirmek.
� � � � � 59. Sınıf içi etkinliklerde öğrenenleri etkin kılmak.
� � � � � 60. Sınıf kurallarını öğrenenlerle birlikte kararlaştırmak.
� � � � � 61. Sınıf ortamının düzenlemesini öğrenenlerle birlikte yapmak.
� � � � � 62. Sınıfta eğlenceli bir ortam hazırlamak.
� � � � � 63. Sözcükleri her zaman bağlam içinde vermek.
� � � � � 64. Tekrarları ilgili bir düzene göre yapmak.
� � � � � 65. Temiz havanın öğrenme için gerekli olduğunu öğrencilere söylemek.
� � � � � 66. Uzun süreli belleğe bilgilerin aktarılması için tekrar yapmak
EK C. BİLGİ ÖLÇEĞİ (devam)
374
EK C . B İLGİ ÖLÇEĞİ
BEYİN UYUMLU ÖĞRENME ÖLÇEĞİ – 2 İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yürütülen “Beyin Uyumlu
Öğrenme” konulu araştırmanın zorunlu bir aşaması olan bu çalışma için sizin bilgilerinize ihtiyaç duyulmuştur. Bu ölçek bireyleri tek tek değil genel bir değerlendirme yapmak için hazırlanmıştır. Elde edilen cevaplar gizli tutulacak ve bilimsel amaçlar için kullanılacağından tüm soruları içtenlikle yanıtlamanız beklenmektedir.
Etkili ve verimli öğrenmedeki önemleri bakımından aşağıdaki ifadeleri okuyarak, görüşünüze uygunluk derecesine göre her ifadenin karşısında bulunan seçeneklerden yalnızca birinin içine � koyarak içtenlikle cevaplayınız. Lütfen boş soru bırakmayınız.
Göstereceğiniz ilgi ve tüm yardımlarınız için teşekkür ederiz.
Betül TARHAN
Kesinlikle
yanlış
Yanlış
Kararsızım
Doğru
Kesinlikle
doğru
� � � � � 1. Adrenalin düzeyi yüksek olunca daha uyanık ve tetikte oluruz.
� � � � � 2. Alfa beyin dalgası; dinlenme durumu, okuma, yazma, televizyon izleme, problem çözme sırasında ortaya çıkar.
� � � � � 3. Amigdala, karar verme sürecinde rol oynar.
� � � � � 4.
Aşırı zihinsel çalışma sonucu oluşan yorgunluk, stres ile oluşan depresyon gibi olayların ortaya çıkması veya önlenmesi sinaps yorgunluğu ile açıklanabilir.
� � � � � 5. Bellekteki bilgiler ne kadar az sayıda bölgede saklanıyorsa o bilgilerin bozulma riski o denli yüksektir.
� � � � � 6. Beyin bir örüntü (pattern) detektörü gibi tasarlanmıştır.
� � � � � 7. Bellekteki bilgiler hatırlandığı zaman bir sürü bilgi parçası ayrı ayrı yerlerden toparlanıp bir araya getirilir.
� � � � � 8. Beyin, vücudun oksijen kaynaklarının 1/5’ini kullanır.
� � � � � 9. Beyne gelen yeni bilgiler 5 – 20 saniye süreyle frontal lobda (alın bölgesinde) kısa-süreli bellekte tutulurlar.
� � � � � 10.
Beyni uyandırmak için “çapraz yarılar” hareketleri yaptırılmalıdır; örneğin öğrencilerden sol dirseklerini sağ dizlerine değdirmeleri istenmelidir.
� � � � � 11. Beynin resimler için hafıza kapasitesi sınırsızdır.
EK C. BİLGİ ÖLÇEĞİ (devam)
375
Kesinlikle
yanlış
Yanlış
Kararsızım
Doğru
Kesinlikle
doğru
� � � � � 12. Bilgiler sonra daha ince değerlendirme için ve zaman içinde hafızada tutulabilmeleri için hipokampusa gönderilir.
� � � � � 13. Bir şeyin beynin dikkatini çekebilmesi için duyguları canlandıran, belirli ve yepyeni bir şey olması gerekir.
� � � � � 14. Birkaç saniye kadar oksijen sağlanamazsa nöronlar uyarılma eşiğini tamamen kaybedebilir.
� � � � � 15. Dil öğrenimi bütün beyni ilgilendirir.
� � � � � 16. Dil öğrenmede akıcılık için çağrışım, sözcük ve bağlam önemlidir.
� � � � � 17. İnsülin, östrojen, testosteron gibi hormonlar ve oksitosin, vazopresin gibi peptidler öğrenmeyle ilintilidir.
� � � � � 18. Episodik bellek, kişinin bizzat yaşadığı, başına gelen olaylardan oluşur.
� � � � � 19. Ergenlik çağındaki öğrenciler sabah saat 9’a kadar tam olarak uyanmış değildir.
� � � � � 20. İşlemlenen yeni bilgi gerçekten önemliyse hipokampus tarafından düzenlenip dizinlenerek beyin kabuğunda depolanır.
� � � � � 21. İşlemsel bellek (süreç belleği) sınırsız depolama kapasitesine sahiptir.
� � � � � 22. Müzik, ritim veya tekerlemeler ile öğretilen her bilgi, uzun-süreli bellekte kendisine yer edinir.
� � � � � 23.
Öğrenilen bilginin ardından beyin protein döngüsünü başlatır; bu evrede bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılması için zaman tanınması gerekir.
� � � � � 24.
Öğrenme ortamı zenginleştirildiğinde beyin kabuğunda daha gelişmiş kıvrımlar, beyin hücrelerinde daha fazla dendrit dallanması belirmektedir.
� � � � � 25. Sabah kahvaltılarının glikoz ağırlıklı besinlerden oluşması gerekir.
� � � � � 26. Sinaps yorgunluğun oluşması fazla nöronal çalışmaya karşı bir korunma mekanizmasıdır.
� � � � � 27.
Sinaptik boşlukta kimyasal tepkiler dendritlerin uç kısmında elektrik enerjisi oluşumunu tetikler. Bu, hücrenin büyümesine yardımcı olur ve daha iyi anlamamızı sağlar.
� � � � � 28. Uygun düzeyden az su içmek beyin işlevlerini yavaşlatır ve yorgunluk hissinin nedenlerinden birisidir.
EK C. BİLGİ ÖLÇEĞİ (devam)
376
Kesinlikle
yanlış
Yanlış
Kararsızım
Doğru
Kesinlikle
doğru
� � � � � 29. “Çoklu Zeka” kuramına göre ayrıştırılmış zeka türlerinden herkeste bulunur ama oranları kişiden kişiye değişir.
� � � � � 30. “Resimle öğrenenler” ve “yazıyla öğrenenler” iki görsel öğrenci türüdür.
� � � � � 31. Algılarımız ve anlamlandırmalarımız beynimizde depolamış olduğumuz önceki bilgilerden etkilenir.
� � � � � 32. Beden hareketleri (egzersiz) beynin uygun düzeyde oksijen alımına yardımcı olur.
� � � � � 33. Beyin sağlığı tüm yaşam kalitesini etkiler ve sağlıklı bir beyin ancak sağlıklı bir vücutta bulunur.
� � � � � 34. Beyne gelen yeni bilgilerin çoğu süzülür ve depolanmaz.
� � � � � 35. Bilgilerin organize edilmesi ve bilgi birimleri arasında ilişkinin arttırılması etkili kodlama stratejileri arasındadır.
� � � � � 36. Bilginin anlamlılığını artırmak için bilgilerin organize edilmesi ve gruplanması gereklidir.
� � � � � 37.
Bir bilginin bellekte depolanması ile o bilginin gerektiği zaman bellekten bulunup akla getirilmesi ayrı ayrı şeylerdir; bir bilgi bellekte olsa bile akla gelmeyebilir.
� � � � � 38. Bir dersin başında, o derste işlenecek konuyla ilgili olarak genel bir bilgi vermek “ön-izleme” denilen bir tekrar türüdür.
� � � � � 39. Bir konunun anlaşılması, ilişkilerin algılanmasının sonucudur.
� � � � � 40. Dokunsal ve devinimsel etkinlikler yalnızca kinestetik öğrenciler için değil, bütün öğrenciler için yararlıdır.
� � � � � 41. Ergenlik çağındaki öğrencilerin biyolojik saatleri çocuklar ve yetişkinlere göre daha geç “uyanmalarına” neden olur.
� � � � � 42. Geribildirim / dönüt, belirsizliği giderdiğinden stres düzeyini azaltır.
� � � � � 43. Her beyin biriciktir, kendine özgüdür.
� � � � � 44.
Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden saatler önce, sırası geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde açık olarak sunulması da (ön-izleme) bir tekrar türüdür.
� � � � � 45. Öğrenmelerin çoğu, farkında olmadan gerçekleşir.
� � � � � 46. Önceki bilgilerle bağlantısı kurulmamış hiçbir şey beyinde bir yere yerleşemez.
EK C. BİLGİ ÖLÇEĞİ (devam)
377
Kesinlikle
yanlış
Yanlış
Kararsızım
Doğru
Kesinlikle
doğru
� � � � � 47. Şu ana kadar, zekanın herkes tarafından kabul edilen ortak bir tanımı yoktur.
� � � � � 48. Uygun düzeyde uyku uyumamış kişiler düşüncelerini bir konuya yoğunlaştırmada güçlük çekerler.
� � � � � 49. “Deneme – yanılma” işleminin öğrenme üzerinde önemli derecede olumlu etkisi vardır.
� � � � � 50. Aralıklı tekrar, sürekli tekrardan daha etkilidir.
� � � � � 51. Bireylerin hafıza güçlerini onların zekalarının güvenilir bir göstergesi olarak kabul etmek doğru değildir.
� � � � � 52. Çoğu motor beceri ve ikinci bir dil öğrenimi ileriki yaşlarda öğrenilebilse de, erken başlanmaları daha iyidir.
� � � � � 53. Dil öğrenimi bütün beyni ilgilendirir.
� � � � � 54. Doğru beslenme öğrenmede etkilidir.
� � � � � 55. Her bireyin bilgiye yaklaşımı ve işleme yolu ayrı ayrı olduğundan öğrencileri birbirlerinden “daha zeki” diye ayırmak doğru olmaz.
� � � � � 56. Müzik, okuldan kaçmayı azaltır.
� � � � � 57. Okullar öğrencilere 12 yaşına kadar bir yabancı dil ve o yabancı dilde geniş bir sözcük dağarcığı kazandırmalıdır.
� � � � � 58. Oyun oynayarak öğrenme daha kalıcıdır.
� � � � � 59. Öğrencileri nasıl güdüleyebilirim sorusundan çok beyin doğal olarak nasıl güdülenebilir sorusunu sormak gerekir.
� � � � � 60.
Öğrenciler “ilgisiz, dikkatsiz” gibi göründükleri sırada aslında beyinleri bir şeye ilgi ve dikkat göstermektedir; ama bu, öğretmenin önemli olduğunu düşündüğü şeyle aynı olmayabilir.
� � � � � 61. Öğrencilerin anlama düzeylerini arttırmak için, çalıştıkları konuyu yüksek sesle okumaları da sağlanmalıdır.
� � � � � 62. Öğrencilerin beyinlerine egzersiz yaptırmak için bir müzik aleti çalmaları veya şarkı söylemeleri sağlanmalıdır.
� � � � � 63. Öğrencilerin sınav-odaklı ders çalışmaları, öğrenmelerinin niteliğini doğrudan olumsuz etkiler.
� � � � � 64.
Öğretilecek konunun verilmesinden önce ve sonra öğrencilere aynı sorulardan oluşan bir kısa-sınav (quiz) yapan bir öğretmen, bir tür tekrar yapmaktadır.
EK C. BİLGİ ÖLÇEĞİ (devam)
378
Kesinlikle
yanlış
Yanlış
Kararsızım
Doğru
Kesinlikle
doğru
� � � � � 65. Öğretmen olumlu dönütleri herkesin içinde, yapıcı eleştirilerini ise bire-bir ortamda vermelidir.
� � � � � 66. Öğretmenin olumlu bir duygu yaratması, öğrettiği şeye olan tutkusu, öğrencilerin de öğrenecekleri şeyleri sevmelerini sağlar.
� � � � � 67. Öğretmenin ödevler için gerçekçi olmayan çok kısa bitirme süreleri vermesi öğrenme ortamında korkuya neden olabilir.
� � � � � 68. Öğretmenler ders sırasında yiyecek bir şeyler atıştırmaları için küçük yaştaki öğrencilere zaman vermelidir.
� � � � � 69. Sabahın ilk saatindeki sınavlarda ergenlik çağındaki öğrenciler daha düşük not alırlar.
� � � � � 70. Stres ve tehdit öğrenmeyi engeller.
� � � � � 71. Test etme ve değerlendirme yapılırken yaratıcılık ve açık uçluluğa da yer vermelidir.
(*) Kaynak: <http://istanbul.meb.gov.tr/index/ilceler/resmi.htm> 24 Ekim 2008
379
EK D .
İ s t anbu l İ l i ndek i Dev l e t Anado lu L ise le r i
İstanbul İli İlçelerine göre Devlet Anadolu Lisesi sayıları (*):
İlçe
Toplam Devlet Anadolu Lisesi
Sayısı İlçe 1 AVCILAR 1 İlçe 2 BAĞCILAR 3 İlçe 3 BAHÇELİEVLER 3 İlçe 4 BAKIRKÖY 4 İlçe 5 BAYRAMPAŞA 2 İlçe 6 BEŞİKTAŞ 5 İlçe 7 BEYKOZ 1 İlçe 8 BEYOĞLU 3 İlçe 9 BÜYÜKÇEKMECE 2
İlçe 10 ÇATALCA 2 İlçe 11 EMİNÖNÜ 4 İlçe 12 ESENLER 1 İlçe 13 EYÜP 1 İlçe 14 FATİH 4 İlçe 15 GAZİOSMANPAŞA 2 İlçe 16 GÜNGÖREN 1 İlçe 17 KADIKÖY 6 İlçe 18 KAĞITHANE 2 İlçe 19 KARTAL 5 İlçe 20 KÜÇÜKÇEKMECE 3 İlçe 21 MALTEPE 3 İlçe 22 PENDİK 2 İlçe 23 SARIYER 1 İlçe 24 SİLİVRİ 2 İlçe 25 SULTANBEYLİ 1 İlçe 26 ŞİŞLİ 3 İlçe 27 TUZLA 1 İlçe 28 ÜMRANİYE 3 İlçe 29 ÜSKÜDAR 6 İlçe 30 ZEYTİNBURNU 2
Toplam 79
EK D.
İstanbul İlindeki Devlet Anadolu Liseleri (*) (de
vam)
(*) Kaynak: <http://istanbul.meb.gov.tr/index/ilceler/resmi.htm> 2
4 Ekim 200
8
380
İstanbul İli Devlet Anadolu Liselerinin kurumsal bilgileri:
ARAŞTIRMA
OKULU NO. KURUM
TÜRÜ
İLÇE
KURUM ADI
TEL
FAKS
ADRES
GENEL
MÜDÜRLÜK KURUM
KODU
Oku
l 1
Anadolu
Lisesi
AVCILAR
Süleym
an Nazif Anadolu
Lisesi
2126949364
2125935904 Gümüş Pala M
ah. Hacı
Kadın Sok.
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964197
Oku
l 2
Anadolu
Lisesi
BAĞCILAR
Mehmet Niyazi Altu
ğ
Anadolu Lisesi
2125504606
2125501829 Güneşli M
h.Evren Cd.Barış
Sk.No:7
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964194
Oku
l 3
Anadolu
Lisesi
BAĞCILAR
Dr. Kemal N
aci Ekş
i Anadolu Lisesi
2124351598
2124332632 Yıld
ıztepe M
h. 30/9 N
o:12 Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964195
Oku
l 4
Anadolu
Lisesi
BAĞCILAR
Bağcılar Akş
emse
ttin
Anadolu Lisesi
2124465375
2124465374 Demirk
apı Mh.O
smanoğlu
Cd.Akş
emse
ttin Sok.No:1 Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964196
Oku
l 5
Anadolu
Lisesi
BAHÇELİEVLER
Dede Korkut Anadolu
Lisesi
2124363451
2124363452 Cumhuriye
t Mah.M
elte
m
Cd. 8.Sk. No:41
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
323744
Oku
l 6
Anadolu
Lisesi
BAHÇELİEVLER
Adnan M
enderes
Anadolu Lisesi
2126413535
2125046858 F.Selim
paşa
Cad. Gülte
r Hanim
Soka
k No:13 Yayla-
Bahçe
lievler
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
344469
Oku
l 7
Anadolu
Lisesi
BAHÇELİEVLER
Bahçe
lievler Anadolu
Lisesi
2125756722
2125061745 İstanbulevleri Sarm
aşik
Sok. Bahçe
lievler
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
344516
Oku
l 8
Anadolu
Lisesi
BAKIR
KÖY
Yeşilköy Anadolu Lisesi 2125435516
2125435515 Menekş
e Sok. No:1
Yeşilyurt-Bakırköy
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
300399
Oku
l 9
Anadolu
Lisesi
BAKIR
KÖY
Hasa
n Polatkan Anadolu
Lisesi
2125595700
2125596484 Atakö
y 9. Kısım
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964192
Oku
l 1
0
Anadolu
Lisesi
BAKIR
KÖY
Florya Tevfik Ercan
Anadolu Lisesi
2126632760
2126635992 Şenlikkö
y Mah. Mektep
Soka
k Bila No. Florya
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964193
EK D.
İstanbul İlindeki Devlet Anadolu Liseleri (*) (de
vam)
(*) Kaynak: <http://istanbul.meb.gov.tr/index/ilceler/resmi.htm> 2
4 Ekim 200
8
381
ARAŞTIRMA
OKULU NO. KURUM
TÜRÜ
İLÇE
KURUM ADI
TEL
FAKS
ADRES
GENEL
MÜDÜRLÜK KURUM
KODU
Oku
l 1
1
Anadolu
Lisesi
BAKIR
KÖY
Atakö
y Cumhuriye
t Anadolu Lisesi
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
967223
Oku
l 1
2
Anadolu
Lisesi
BAYRAMPAŞA
Bayrampaşa
Anadolu
Lisesi
2126125400
2126125401 İsmetpaşa
Mah.Tuna
Cd.No:7
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
349760
Oku
l 1
3
Anadolu
Lisesi
BAYRAMPAŞA
Hüse
yin Bürge Anadolu
Lisesi
2126128194
2125019837 Altıntepsi M
ah.İstiklal C
ad.
Kar Soka
k No:2
Bayrampaşa
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964191
Oku
l 1
4
Anadolu
Lisesi
BEŞİKTAŞ
Atatürk Anadolu Lisesi
2122591965
2122612073 Cihanmüm
a M
ah.
Serence
bey Yoku
şu No:69
Yildiz Beşiktaş/İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
158838
Oku
l 1
5
Anadolu
Lisesi
BEŞİKTAŞ
Beşiktaş Sakıp Sabancı
Anadolu Lisesi
2122274610
2122272043 Barbaros Bulvarı Yıld
ız
Beşiktaş
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
455908
Oku
l 1
6
Anadolu
Lisesi
BEŞİKTAŞ
Beşiktaş Kabataş Erkek
Lisesi
2122604870
2122604653 Çırağan Cad. No:40 34349
Ortakö
y Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
456448
Oku
l 1
7
Anadolu
Lisesi
BEŞİKTAŞ
Beşiktaş Anadolu Lisesi 2122615330
2122366617 Çırağan Caddesi No:30
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964189
Oku
l 1
8
Anadolu
Lisesi
BEŞİKTAŞ
Arnavu
tköy Korkmaz
Yiğit Anadolu Lisesi
2122575186
2122577873 Arnavu
tköy
C.No:1arnavu
tköy-Beşiktaş
34345
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964190
Oku
l 1
9
Anadolu
Lisesi
BEYKOZ
Beykoz Anadolu Lisesi
2164252643
2164252644 Gümüşsuyu
Kemer Üstü
Aşık Kerem Sk.No:105
Beykoz/İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964188
Oku
l 2
0
Anadolu
Lisesi
BEYOĞLU
Galatasa
ray Lisesi
2122491100
2122521752 İstik
lal C
addesi No:263
34430 Beyo
ğlu /İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
159258
Oku
l 2
1
Anadolu
Lisesi
BEYOĞLU
Beyo
ğlu Anadolu Lisesi
2122496324
2122442724 İstik
lal C
addesi Tom
tom
Mahallesi N
uru Ziya Soka
k No:2
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
159283
Oku
l 2
2
Anadolu
Lisesi
BEYOĞLU
İstanbul A
tatürk Anadolu
Lisesi
2122442313
2122528643 Katip
Mustafa Çelebi M
ah.
Tak
sim Kuyu
Soka
k No:9
/Tak
sim
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964187
EK D.
İstanbul İlindeki Devlet Anadolu Liseleri (*) (de
vam)
(*) Kaynak: <http://istanbul.meb.gov.tr/index/ilceler/resmi.htm> 2
4 Ekim 200
8
382
ARAŞTIRMA
OKULU NO. KURUM
TÜRÜ
İLÇE
KURUM ADI
TEL
FAKS
ADRES
GENEL
MÜDÜRLÜK KURUM
KODU
Oku
l 2
3
Anadolu
Lisesi
BÜYÜKÇEKMECE
Hüse
yin Yıld
ız Anadolu
Lisesi
2128721548
2128721346 Büyü
kşehir Konutla
rı
B.M
ah 19.M
ayıs Caddesi
Başa
k Soka
k Beylikdüzü
Büyü
kçek
mece
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
280232
Oku
l 2
4
Anadolu
Lisesi
BÜYÜKÇEKMECE
Ese
nyu
rt N
akipoğlu
Cumhuriye
t Anadolu
Lisesi
2126992142
2126992133 Fatih
Mah. Birlik Cad No:3
Ese
nyu
rt/B.Çekm
ece
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964186
Oku
l 2
5
Anadolu
Lisesi
ÇATALCA
Hadım
köy Örfi Ç
etin
kaya
Anadolu Lisesi
2127710953
2127710950 Hastane M
ah.İnönü
Cad.N.3 Hadım
köy
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964185
Oku
l 2
6
Anadolu
Lisesi
ÇATALCA
Çatalca Anadolu Lisesi
2127894747
2127892807 Ferhatpaşa
Mah. Lise C
ad.
No:14
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964450
Oku
l 2
7
Anadolu
Lisesi
EMİNÖNÜ
İstanbul L
isesi
2125141570
2125208183 Türkoca
ğı Cad.No:4
Cağaloğlu-34440
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
159677
Oku
l 2
8
Anadolu
Lisesi
EMİNÖNÜ
Cağaloğlu Anadolu Lisesi 2125225854
2125261149 Babıali Cad.N
o:13
Cağaloğlu/İstanbul 3
4410
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
159690
Oku
l 2
9
Anadolu
Lisesi
EMİNÖNÜ
Vefa Lisesi
2125222885
2125122148 Dede Efendi C
ad.No:5
Şehza
debaşı Eminönü/İst Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
222774
Oku
l 3
0
Anadolu
Lisesi
EMİNÖNÜ
Çemberlita
ş Anadolu
Lisesi
2125164088
2125164089 Yeniçeriler Cad.Evk
af Sok
No:10 Çemberlita
ş/İst.
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964184
Oku
l 3
1
Anadolu
Lisesi
ESENLER
Amiral V
ehbi Z
iya D
ümer
Anadolu Lisesi
2125694889
2125694884 Karabayır Mh. Bağcılar Cd.
734.Sok. Ese
nler İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964183
Oku
l 3
2
Anadolu
Lisesi
EYÜP
Eyü
p Anadolu Lisesi
2126164072
2126164073 Bahariye
Cad. No:14
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964182
Oku
l 3
3
Anadolu
Lisesi
FATİH
Samiha Ayverdi A
nadolu
Lisesi
2126312388
2125310838 Arpaemini M
ah. Tatlipinar
Cad. No:15 Fatih
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
264392
EK D.
İstanbul İlindeki Devlet Anadolu Liseleri (*) (de
vam)
(*) Kaynak: <http://istanbul.meb.gov.tr/index/ilceler/resmi.htm> 2
4 Ekim 200
8
383
ARAŞTIRMA
OKULU NO. KURUM
TÜRÜ
İLÇE
KURUM ADI
TEL
FAKS
ADRES
GENEL
MÜDÜRLÜK KURUM
KODU
Oku
l 3
4
Anadolu
Lisesi
FATİH
Pertevn
iyal L
isesi
2126352072
2126352074 Atatürk Bulvari Aks
aray
Fatih
/İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
456341
Oku
l 3
5
Anadolu
Lisesi
FATİH
Şehremini A
nadolu Lisesi 2126320266
2125864293 Millet Cad. Deniz Abdal
Mah. Dervişpaşa
Sk. No:1
Çapa
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964180
Oku
l 3
6
Anadolu
Lisesi
FATİH
Fatih
Gelenbevi Anadolu
Lisesi
2125212298
2125212298 Sinanağa M
ah.Yesa
riza
de
Cad.N:37-39
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964181
Oku
l 3
7
Anadolu
Lisesi
GAZİO
SMANPAŞA
Gaziosm
anpaşa
Anadolu
Lisesi
2126184373
2126184374 Barbaros Hayrettinpaşa
Mh. 1062 Sok. No:8-10
Gaziosm
anpaşa
-İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
349843
Oku
l 3
8
Anadolu
Lisesi
GAZİO
SMANPAŞA
Mevlana Anadolu Lisesi 2126500193
2126500192 Mevlana M
ah.867
Sk.No:38 G
.O.Paşa
İst.
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964179
Oku
l 3
9
Anadolu
Lisesi
GÜNGÖREN
Ergün Ö
ner - Mehmet
Öner Anadolu Lisesi
2124816387
2124816388 Tozkoparan M
ah.Topçu
Skn
o:2
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964177
Oku
l 4
0
Anadolu
Lisesi
KADIKÖY
Kadıköy Anadolu Lisesi
2163450944
2163370598 Dr. Esa
t Işik Cd.No:68
Moda/Kadiköy İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
160991
Oku
l 4
1
Anadolu
Lisesi
KADIKÖY
Mustafa Saffet Anadolu
Lisesi
2165654595
2165655084 34732 M
erdivenkö
y,
Mandıra Caddesi Barbaros
Sk.35/1
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
323768
Oku
l 4
2
Anadolu
Lisesi
KADIKÖY
Kadıköy Kenan Evren
Anadolu Lisesi
2163450298
2163452424 Rece
p Peke
r Cd. No:17
Kızıltoprak
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
455969
Oku
l 4
3
Anadolu
Lisesi
KADIKÖY
Prof. Faik Somer
Anadolu Lisesi
2165734328
2165732712 Şerif Ali Yolu Esk
i Çiçek
Kenti Yanı No:52
Küçü
kbakk
al K
öy
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964173
Oku
l 4
4
Anadolu
Lisesi
KADIKÖY
Hayrullah Kefoğlu
Anadolu Lisesi
2163622155
2163808081 Gümüşçü Soka
k Bostancı Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964175
Oku
l 4
5
Anadolu
Lisesi
KADIKÖY
Göztepe İhsa
n
Kurşunoğlu Anadolu
Lisesi
2163555669
2163502593 Yeni Y
ol T
anzimat Sok.
No:55 G
öztepe
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964176
EK D.
İstanbul İlindeki Devlet Anadolu Liseleri (*) (de
vam)
(*) Kaynak: <http://istanbul.meb.gov.tr/index/ilceler/resmi.htm> 2
4 Ekim 200
8
384
ARAŞTIRMA
OKULU NO. KURUM
TÜRÜ
İLÇE
KURUM ADI
TEL
FAKS
ADRES
GENEL
MÜDÜRLÜK KURUM
KODU
Oku
l 4
6
Anadolu
Lisesi
KAĞITHANE
Kağıthane Anadolu Lisesi 2123219500
2122952424 Çağlaya
n M
ah. Aya
zma
Cad.N
o:22 (Yurtiçi K
argo
Karşisi) Kağith
ane/İst
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
351814
Oku
l 4
7
Anadolu
Lisesi
KAĞITHANE
Cengizhan Anadolu
Lisesi
2122803322
2122835273 4. Leve
nt Çeliktepe
Mh.Sulta
n M
ehmet
Cd.No:45
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964172
Oku
l 4
8
Anadolu
Lisesi
KARTAL
Kartal A
nadolu Lisesi
2163521105
2163056436 Denizer Cd.Karabük
Sk.No:73 Cevizli
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
161589
Oku
l 4
9
Anadolu
Lisesi
KARTAL
Burak Bora Anadolu
Lisesi
2163776200
2163776234 Yeni M
h.Behçe
t Kemal
Çağlar Sk.No:34
Soğanlık
/Kartal/İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
218336
Oku
l 5
0
Anadolu
Lisesi
KARTAL
Köy Hizmetle
ri Anadolu
Lisesi
2163067349
2163892942 Ese
ntepe M
ah.Anadolu
Cad. No: 4 Kartal/İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
300422
Oku
l 5
1
Anadolu
Lisesi
KARTAL
Semiha Şakir Anadolu
Lisesi
2163533441
2164886121 İstanbul/K
artal
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964170
Oku
l 5
2
Anadolu
Lisesi
KARTAL
Fatin
Rüştü Zorlu
Anadolu Lisesi
2163873011
2163535604 Topse
lvi M
ah.Lise Sok
İstanbul-Kartal
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964171
Oku
l 5
3
Anadolu
Lisesi
KÜÇÜKÇEKMECE
Fahreddin Kerim G
ökay
Anadolu Lisesi
2125416902
2125419098 Tevfikbey Mah.Dr.Ali Demir
Cad.N
o:26 Sefakö
y Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
300649
Oku
l 5
4
Anadolu
Lisesi
KÜÇÜKÇEKMECE
Küçü
kçek
mece
Anadolu
Lisesi
2125790676
2125981191 Yeni M
ah. Cengiz Sok
Küçü
kçek
mece
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964168
Oku
l 5
5
Anadolu
Lisesi
KÜÇÜKÇEKMECE
Gazi Anadolu Lisesi
2126968283
2126980662 İnönü M
ah.M
uammer
Aks
oy Cad.O
kul S
ok.No.1
Sefakö
y
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964169
Oku
l 5
6
Anadolu
Lisesi
MALTEPE
Malte
pe Anadolu Lisesİ
2164172962
2164172965 Avcıla
r Cad.Dağ Ç
içeği
Sok. İdealte
pe - M
alte
pe
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
302063
Oku
l 5
7
Anadolu
Lisesi
MALTEPE
Kadir Has Anadolu Lisesi 2164175956
2163660187 Merkez Mah. Güve
n Sk.
No:1 Küçü
kyalı
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
456017
EK D.
İstanbul İlindeki Devlet Anadolu Liseleri (*) (de
vam)
(*) Kaynak: <http://istanbul.meb.gov.tr/index/ilceler/resmi.htm> 2
4 Ekim 200
8
385
ARAŞTIRMA
OKULU NO. KURUM
TÜRÜ
İLÇE
KURUM ADI
TEL
FAKS
ADRES
GENEL
MÜDÜRLÜK KURUM
KODU
Oku
l 5
8
Anadolu
Lisesi
MALTEPE
Malte
pe M
erkez Anadolu
Lisesi
2163707034
2163521422 Bağlarbaşı M
ah.Atatürk
Cd.Kırlangıç Sk.No:20
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964167
Oku
l 5
9
Anadolu
Lisesi
PENDİK
Pendik Fatih
Anadolu
Lisesi
2163540059
2163547471 Hatboyu
Cad. Çamlık
Mevk
ii No:16
Pendik/İstanbul (Pendik
Lisesi İle Ayn
ı Bina)
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964165
Oku
l 6
0
Anadolu
Lisesi
PENDİK
Kırım
lı Fazilet Olcay
Anadolu Lisesi
2164520330
2164520828 Çınardere M
ah. Olim
piyat
Cad.N
o:42 Pendik/İstanbul Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964166
Oku
l 6
1
Anadolu
Lisesi
SARIYER
Rotary 100.Yıl Anadolu
Lisesi
2122770210
2122770230 Havu
zlu Bostan Cad.No:18
İstin
ye
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
963970
Oku
l 6
2
Anadolu
Lisesi
SİLİVRİ
Hasa
n-S
abriye
Gümüş
Anadolu lise
si
2127285500
2127278377 Belediye Konutla
ri Sonu
Yenim
ahalle
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
320693
Oku
l 6
3
Anadolu
Lisesi
SİLİVRİ
Selim
paşa
Atatürk
Anadolu Lisesi
2127238003
2127238003 Araptepe M
evk
ii Selim
paşa
Beldesi
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964163
Oku
l 6
4
Anadolu
Lisesi
SULTANBEYLİ
Türk Teleko
m Anadolu
Lisesi
2166690848
2165928737 Battal G
azi M
ah.Selçuk
Han C
ad.O
rman Yolu
Hasırcı Sok.
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964162
Oku
l 6
5
Anadolu
Lisesi
ŞİŞLİ
Nişantaşı Anadolu Lisesi 2
122481078
2122465080 Valikonağı Cad.
Hacıeminefendi S
ok.No :52
Nişantaşı
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
162343
Oku
l 6
6
Anadolu
Lisesi
ŞİŞLİ
Şişli Anadolu Lisesi
2122460900
2122330127 Paşa
Mah. Avu
kat Cad.
Sonu No:168/172 Ferikö
y Şişli /İst
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
351875
Oku
l 6
7
Anadolu
Lisesi
ŞİŞLİ
Nişantaşı Nuri Akın
Anadolu Lisesi
2122464417
2122480654 Maçk
a Cad No: 8 Şişli
İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964161
Oku
l 6
8
Anadolu
Lisesi
TUZLA
Behiye Dr.Nevh
iz Işıl
Anadolu Lisesi
2164468225
2164468983 Postahane M
ahallesi Derya
Sok. No.17
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
879069
EK D.
İstanbul İlindeki Devlet Anadolu Liseleri (*) (de
vam)
(*) Kaynak: <http://istanbul.meb.gov.tr/index/ilceler/resmi.htm> 2
4 Ekim 200
8
386
ARAŞTIRMA
OKULU NO. KURUM
TÜRÜ
İLÇE
KURUM ADI
TEL
FAKS
ADRES
GENEL
MÜDÜRLÜK KURUM
KODU
Oku
l 6
9
Anadolu
Lisesi
ÜMRANİYE
Ümraniye Anadolu Lisesi 2163284066
2163296502 Namık Kem
al M
ah.
Talatpaşa
Cad.
Akş
emse
ddin Sok. No:5
Ümraniye/İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
264380
Oku
l 7
0
Anadolu
Lisesi
ÜMRANİYE
Nevzat Aya
z Anadolu
Lisesi
2166317632
2166317634 İnkılap M
ah.Yelkenciler
Soka
k No:1
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964159
Oku
l 7
1
Anadolu
Lisesi
ÜMRANİYE
Mustafa Kemal A
nadolu
Lisesi
2163244703
2163248600 Mustafa Kemal M
ah.3056
Sk. No :11
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964160
Oku
l 7
2
Anadolu
Lisesi
ÜSKÜDAR
Ahmet Keleşo
ğlu
Anadolu Lisesi
2163349320
2163345950 Selamiali Mah. Yenioca
k Sok. No: 1-5 Bağlarbaşı
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
162845
Oku
l 7
3
Anadolu
Lisesi
ÜSKÜDAR
Hüse
yin Avn
i Söze
n
Anadolu Lisesi
2166516580
2166516585 Barbaros Mh.M
üteve
lli
Çeşm
e Cd.Sedef
Sk.Üsk
üdar/ İstanbul
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
162857
Oku
l 7
4
Anadolu
Lisesi
ÜSKÜDAR
Çağrıbey Anadolu Lisesi 2164618854
2164618857 Bulgurlu M
ah.Bulgurlu
Cad.D
etay Soka
k No:4
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
323756
Oku
l 7
5
Anadolu
Lisesi
ÜSKÜDAR
Hayd
arpaşa
Lisesi
2163255987
2163255990 Oku
l Çikmaz Sok.No 2
Altu
nizade
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
456507
Oku
l 7
6
Anadolu
Lisesi
ÜSKÜDAR
Üsk
üdar Lisesi
2164929912
2165535689 İcadiye M
ah. Barışık Soka
k No:18 Fıstık Ağacı
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964158
Oku
l 7
7
Anadolu
Lisesi
ÜSKÜDAR
Kandilli A
nadolu Lisesi
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
967222
Oku
l 7
8
Anadolu
Lisesi
ZEYTİNBURNU
Adile M
erm
erci A
nadolu
Lisesi
2124152725
2124152856 Sümer Mah. 65/4 Sk. No:3
Zeytinburnu/İst.
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
246671
Oku
l 7
9
Anadolu
Lisesi
ZEYTİNBURNU
Mensu
cat Santral
Anadolu Lisesi
2125826993
2125826994 Kazlıçeşm
e M
ahallesi
Balık
lıyolu C
d No:87 B Blok
(100.Yıl Ticaret Lisesi
Bahçe
si)
Ortaöğretim
Genel
Müdürlüğü
964157
387
EK E .
Araş t ı rma İ ç i n Al ı nan Resmi İ z i n Be lges i
388
389
390
EK F .
Beyin -Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu B i lg i
Öge l e r i
1. 6 Aydan sonra, bebekler için yetişkinlerin normal konuşmalarını işitmesi çok yararlıdır (Jensen, 2005:24).
2. Açık öğrenme, yapılacak etkinliğin önceden tahmin edilebilme yetisi çevresinde oluşur (Jensen, 2005:34).
3. Açık ve örtük yineleme bilginin uzun süreli belleğe aktarılmasında kullanılan süreçler arasındadır (Caine ve Caine 2002:6).
4. Algılarımız ve anlamlandırmalarımız beynimizde depolamış olduğumuz önceki bilgilerden etkilenir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3).
5. Amigdala ne kadar yüksek düzeyde uyarılırsa bellekteki iz de o kadar güçlü olur (Jensen, 2005:71).
6. Amigdala, karar verme sürecinde rol oynar (Jensen, 2005:70; Bechara, Damasio ve Damasio, 2003'ten alıntı).
7. Anlamanın önündeki en büyük engel, "müfredatın tümünü işlemek"tir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:156).
8. Anlamsal bellek kısıtlı bir kapasiteye sahiptir (Jensen, 2005:132).
9. Anlamsal bellek, en zayıf anımsama sistemidir (Jensen, 2005:132).
10. Anlatma türü bir derse katılan öğrencilerin belleğinde, o derse katılmayanlara göre yalnızca %10 daha fazla bilgi yer alır (Jensen, 2005:132).
11. Aralıklı yineleme, sürekli yinelemeden daha etkilidir (Caine ve Caine 2002:6).
12. Aralıklı yinelemenin uzun süreli bellekte tutulma olasılığı daha yüksektir (Caine ve Caine 2002:6).
13. Aşırı zihinsel çalışma sonucu oluşan yorgunluk, stres ile oluşan depresyon gibi olayların ortaya çıkması veya önlenmesi sinaps yorgunluğu ile açıklanabilir (Madi, 2006:25).
14. Aynı konu üzerinde çalışan öğrenciler bir "çalışma kümesi" içinde toplanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:140).
15. Bağlam, bilişsel becerilerin etkili işlev görmesi için o kadar önemlidir ki bir öğrenci belli bir ortamda yapabildiği bir beceriyi başka bir ortamda yapmakta güçlük çeker (Jensen, 2005:117).
16. Beden hareketleri (egzersiz) beynin uygun düzeyde oksijen alımına yardımcı olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38).
17. Beden hareketleri (egzersiz) vücuttaki stresin giderilmesine katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38).
18. Beden hareketleri (egzersiz) yaratıcı düşünmenin gerçekleşmesine katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38).
19. Belirli bir öğrenme biçemini taşıyan öğrenciler o öğrenme biçemini taşıyan öğretmenlerden
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
391
daha iyi öğrenebilirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:13).
20. Bellekte yer alan bir bilgi hangi duygusal durum altında kaydedilmişse kişi yine aynı duygusal durum altındayken anımsanması daha güçlü olur (Jensen, 2005:139).
21. Bellekteki bilgiler ne kadar az sayıda bölgede saklanıyorsa o bilgilerin bozulma riski o denli yüksektir (Jensen, 2005:130).
22. Bellekteki bilgilerin beyinde belirli bir yeri yoktur (Jensen, 2005:129).
23. Bellekteki bilgilerin ilişkilendiricileri kullanım ile arttığından, yanlış bilginin kullanım ile yerleşmemesi için öğretilen konunun öğrenmenin hemen arkasından sınanması ve öğrenciye dönüt verilmesi çok önemlidir (Jensen, 2005:138).
24. Bellekteki bir bilginin bulunması için binlerce sinir hücresi etkinleşir (Jensen, 2005:127).
25. Belli bir öğrenci, sınıf veya ders hakkında yaydığımız olumlu veya olumsuz iletinin yüzde yedisi sözle, yüzde otuz sekizi sesle, yüzde yetmiş yedisi beden dili ile aktarılır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:44).
26. Belli bir tür bilişsel süreç için öğrencilerin hangi yaşta hazır durumda olduklarının kesin bir yanıtı yoktur; bu olgunluk yaşı bireyden bireye çok değişiklik gösterir (Jensen, 2005:151).
27. Belli bir yaştaki öğrencinin performans düşüklüğünün nedeni yeteneksizlik değil, beynin ilgili bölümünün henüz yeterince olgunlaşmamış olmasından kaynaklanıyor olabilir (Jensen, 2005:119).
28. Beyin anlam arar (Dhority ve Jensen, 1998:3, 8).
29. Beyin bir örüntü (pattern) detektörü gibi tasarlanmıştır (Caine ve Caine 2002: 7; Bateson, 1980'den alıntı).
30. Beyin bütün olarak değil, değişik bölgeleri değişik oranlarda olacak biçimde gelişir (Jensen, 2005:118).
31. Beyin çevreden gelen uyarıcılarla yeni bağıntılar kurarak gelişmesine devam edebilir (Healy, 1990:47; Jensen 2006:30).
32. Beyin çevresine uyum sağlar (Dhority ve Jensen, 1998:3).
33. Beyin dokusunun %85'i sudur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37).
34. Beyin dönütler aldığı zaman en iyi biçimde öğrenir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:139).
35. Beyin girdiyi işlerken doğal bir güdüyle örüntüler, kalıplar arar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:131).
36. Beyin ile ilgili olarak öğrenciler bakımından belirtilen her şey öğretmenler için de geçerlidir; öğretmenlerin de öğretme ortamlarının ve yaşamlarının uygun bir düzeyde olması daha üst yönetimler tarafından sağlanmalıdır (Jensen, 2005:155).
37. Beyin olabildiğince çok girdi ile başarılı olur (Dhority ve Jensen, 1998:11).
38. Beyin sağlığı hayatın yer yönünün kalitesi için temel bir özelliktir ve sağlıklı bir beyin ancak sağlıklı bir vücutta bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:35).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
392
39. Beyin sürekli değişim halindedir (Jensen, 2005:7).
40. Beyin yapıları birbirleriyle hem yarışma hem de işbirliği içindedirler (Jensen, 2005:7).
41. Beyin yarıküreleri arasındaki bağlantılar kadınlarda ve erkeklerde farklıdır (Jensen, 2005:114; Allen ve Gorski, 1991'den alıntı).
42. Beyin yeni bir bilgiyi ilk seferde tam ve kusursuz olarak alamaz; o bilgiyi daha sonra işleyebileceği kaba bir şablon çıkarır ve zaman içinde geliştirir (Jensen, 2005:154).
43. Beyin yüksek düzeyde çoklu duyusal girdileri işlemleyebilir (Dhority ve Jensen, 1998:11).
44. Beyin, anlamsız ve ilişkisiz görevlere uyum sağlayamaz; o nedenle öğretmenler öğretilen konuların gerekliliğini, değerini ve ilişkisini sürekli olarak belirtmelidir (Jensen, 2005:117).
45. Beyin, bellekteki bilgileri yerlerinden bulup çağırdığı zaman bir sürü "bölük-pörçük" bilgi parçasını ayrı ayrı yerlerden toparlayıp bir araya getirir (Jensen, 2005:130).
46. Beyin, vücudun oksijen kaynaklarının 1/5'ini kullanır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38).
47. Beyindeki dil alanları kadınlarda ve erkeklerde farklılıklar gösterir (Jensen, 2005:114; Shaywitz, v.d. 1995'ten alıntı).
48. Beyindeki donanım % 30-60 oranında kalıtımla, %40-70 oranında çevrenin etkisiyle belirlenir. (Jensen 2006:30).
49. Beyindeki sinapslar durağan, değişmez değildir; etkinliğe tepkisel olarak sürekli kendilerini yeni duruma uyarlarlar (Jensen, 2005:38).
50. Beyne gelen bilgiler nerede işlemleniyorsa orada şifrelenerek saklanır (Jensen, 2005:130).
51. Beyne gelen verilerin, yeni bilgilerin çoğu süzülür ve depolanmaz (Jensen, 2005:16).
52. Beyne gelen yeni bilgiler 5 - 20 saniye süreyle frontal loblarda kısa-erimli bellekte tutulurlar (Jensen, 2005:16).
53. Beyne giden uyarıcılar hem içsel hem de dışsal olabilir (Jensen 2006).
54. Beyne giden uyarılar sınıflandırılıp düzeyde işlendikten sonra hafıza tarafından biçimlenir (Jensen 2006).
55. Beyne giren görsel veya işitsel bir uyarım beynin ne kadar anlamlandıramadığı bir bilgi olursa olsun beyinde yine de kısa bir süre kalır, ama işitsel girdilerin beyinde geçici olarak kalma süresi görsel girdilerin geçici kalma süresine oranla çok daha uzundur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3).
56. Beyni uyandırmak için "çapraz yarılar" hareketleri yaptırılmalıdır; örneğin öğrencilerden sol dirseklerini sağ dizlerine değdirmeleri istenmelidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38).
57. Beynin doğumdan sonraki gelişiminde doğal, genetik bir plan değil, çevre etmenleri etkili olur (Jensen, 2005:118).
58. Beynin hipokampus gibi kimi yapıları, öğrenilecek bilgilerin hızlı
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
393
işlemlenmesini engeller (Jensen, 2005:42).
59. Beynin ön loblarının genel olarak gelişimi 25-30 yaşlarına kadar sürer (Jensen, 2005:119).
60. Beynin ön lobu, gelişimi sırasında çok dengesizdir; bir öğrenciye zaman içinde aynı konu beşinci kez anlatıldığı sırada beyni öğrenmeye ancak hazır halde bulunabilir (Jensen, 2005:119).
61. Beynin resimler için hafıza kapasitesi sınırsızdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:109; Wolfe, 2001'den alıntı).
62. Beynin tam işlev görmesi için sağlıklı beslenme bir koşuldur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:35).
63. Beynin tam işlev görmesi için uygun düzeyde oksijen alması bir koşuldur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38).
64. Beynin tam işlev görmesi için uygun düzeyde uyku uyumak bir koşuldur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40).
65. Beynin yeni içeriği öğrenmesi: 1) Girdi, duyular aracılığı ile veya düşünme ya da hafızanın etkinleştirilmesi ile sağlanır; 2) Bilgiler ön işlemlemeleri için talamusa gönderilir; 3) Bilgiler sonraki işlemlemeler için talamusla birlikte beyin kabuğunun uygun yapılarına da gönderilir; 4) Bilgiler ayrıca hemen beyin kabuğu altındaki bölgelere de (örn. amigdala) gönderilir; 5) Eğer bir acil durum uyaranı varsa amigdala hemen tepki verir ve diğer beyin alanlarını göreve çağırır; 6) Bilgiler sonra daha ayrıntılı değerlendirme ve zaman içinde tutulabilmeleri için
hipokampusa gönderilir; 7) Hipokampus bellekteki ögeleri zaman içinde düzenleyecek, dağıtımını yapacak ve diğer ögelerle ilişkilendirerek beyin kabuğunda uzun-erimli depolamayı sağlayacaktır (Jensen, 2005:15).
66. Bilgi çoklu bellek yollarında depolanır (Dhority ve Jensen, 1998:3).
67. Bilgi yeterli sıklıkla yinelenirse uzun süreli belleğe geçer (Caine ve Caine 2002:6).
68. Bilgileri işleme kapasitesi hipokampusta aşırı yüklenmeyle sonuçlanır, hatta bir üniversite dersinin sonunda öğrenciler yalnızca konunun başlığını hatırlayabilirler (Jensen, 2005:52).
69. Bilgilerin bellekte şifrelenerek saklanmasının arttırılmasında iyi bir gece uykusunun rolü büyüktür (Jensen, 2005:130; Piegneux v.d. 2001'den alıntı).
70. Bilgilerin işlemlenmesi ve depolanması beyinde sinir hücreleri glia hücreleri tarafından gerçekleştirilir (Jensen, 2005:17).
71. Bilgilerin organize edilmesi ve bilgi birimleri arasında ilişkinin arttırılması etkili kodlama stratejileri arasındadır (Caine ve Caine 2002:6).
72. Bilginin anlamlılığını artırmak için bilgi birimleri arasında ilişkinin arttırılması gereklidir (Caine ve Caine 2002:6).
73. Bilginin anlamlılığını artırmak için bilgilerin organize edilmesi ve gruplanması gereklidir (Caine ve Caine 2002:6).
74. Bilginin anlamlılığını artırmak için öğrenen kişinin aktif olması
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
394
gereklidir (Caine ve Caine 2002:6).
75. Bilgisayar kullanılması, grupla çalışma yaptırılması, alan gezilerine çıkılması, vb. uygulamalar ile öğretim stratejilerinin sık sık değiştirilmesi sağlanabilir (Jensen 2006:32).
76. Bilgiyi işleme sürecinde en önemli süreç kodlamadır (Caine ve Caine 2002:6).
77. Öğrenilmiş olan bilgi parçalarını birbirine yapıştırarak ne bir konuyu anlayabilir ne de bir beceriyi geliştirebiliriz (Caine ve Caine 2002: 7; Bateson, 1980'den alıntı).
78. Bilişsel beceriler ve bağlam, birbirleriyle bütünleşik bir sistem oluştururlar ve bilişsel becerilerin bağlam dışında düşünülmesi olanaklı değildir (Jensen, 2005:117; Ceci ve Roazzi, 1994:98'den alıntı).
79. Bilişsel terslik, örneğin "Bunu okumayın," dendiğinde öğrencilerin okuma eğilimine girmeleri, öğrencilerin dikkatini yakalar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
80. Bir aradan öncesi ve sonrası, belleğin daha uygun olduğu zamanlardır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:80).
81. Bir bilginin bellekte depolanması ile o bilginin gerektiği zaman bellekten bulunup akla getirilmesi ayrı ayrı şeylerdir; bir bilgi hafızada olsa bile akla gelmeyebilir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:9).
82. Bir dersin başında, o derste işlenecek konuyla ilgili olarak genel bir bilgi vermek "ön-izleme"
denilen bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
83. Bir derste en başta anlatılan ile en sonda anlatılanlar daha iyi akılda kalır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:79).
84. Bir derste öğrenilenler hangi yollardan beyne giriyor ve beynin neresinde işleniyorsa oralarda, ayrı yerlerde şifrelenip saklanırlar (Jensen, 2005:130).
85. Bir dil öğrencisinin o dilde olabildiğince çok dinlemesi, konuşması ve okuması gibi "üstünöğrenme" veya "hızlandırılmış öğrenme" işlemleri yapması, o dile maruz kalma oranını arttıracağı için beyin-uyumlu öğrenmeye uygundur (Jensen, 2005:42).
86. Bir konunun anlaşılması, ilişkilerin algılanmasının sonucudur (Caine ve Caine 2002: 7; Bateson, 1980'den alıntı).
87. Bir konunun müzik eşliğinde verilmesi ile beynin her iki yarımküresi de etkinleşir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48).
88. Bir konuyla ilgili önceden bilinen şeyler, kişiye özgü, karmaşık ve değişikliğe karşı dirençlidir (Jensen, 2005:45).
89. Bir konuyla ilgili önceden bilinen şeyler, o konunun öğrenilip öğrenilmeyeceğini ve nasıl öğrenileceğini ciddi boyutlarda etkiler (Jensen, 2005:45).
90. Bir konuyu öğretmenin en iyi yolu, o konuyla ilgili önceden bilinen şeyleri anlamak, onlara saygılı olmak ve onlar üzerinden yola çıkmakla olur (Jensen, 2005:45).
91. Bir nedenle beyin hasarı geçirmiş öğrenciler, bu bakımdan daha
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
395
sağlıklı öğrencilerin kendi başlarına yapabilecekleri çıkarımları yapamayabilirler ve aynı konunun daha somutlaştırılmış, görselleştirilmiş biçimde daha sık yinelenmesine gereksinim duyarlar (Jensen, 2005:113).
92. Bir öğrenci ne kadar çok şeyi biliyorsa, yeni bir konuyu öğrenmesi de o kadar kolay olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:8).
93. Bir problem ne kadar zorlayıcı ise beyin o kadar fazla kaynak kullanır, problemin çözümü için ne kadar kesin bir son tarih varsa beynin o problemi çözme olasılığı o kadar yüksektir (Jensen, 2005:115).
94. Bir şeyin beyne göre dikkat çekici olması için onun hissiz olmayıp duyguları canlandıran, genel olmayıp belirli, ve tanıdık olmayıp yepyeni bir şey olması gerekir (Jensen, 2005:45).
95. Bir tartışma dersinden birkaç hafta önce o tartışmada geçecek olan düşünceleri ve anahtar terimleri sınıfın duvar panosuna yazmak "sunum-öncesi" denilen bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
96. Bireylerin hafıza güçlerini onların zekalarının güvenilir bir göstergesi olarak kabul etmek doğru değildir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21).
97. Birkaç saniye kadar oksijen sağlanamazsa nöronlar uyarılma eşiğini tamamen kaybedebilir (Madi, 2006: 25).
98. Bütün öğrenme ve bellekteki her birim duygusal imleçlerle etiketlenir (Schwed ve Melichar-
Utter, 2008:45; Wolfe, 2001:87'den alıntı).
99. Çocuklar mutlaka sabah kahvaltısı yapmalıdırlar yoksa okul başarıları kesinlikle olumsuz etkilenir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:36).
100. Çocukların okulda huzursuzluklarının bir nedeni de kahvaltı yapmamış olmaları olabilir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:36).
101. Çocukların öğlen yemekleri karbonhidrat içeren besinlerden oluşmalı ama şekerli yemekler olmamalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37).
102. Çoğu motor beceri ve ikinci bir dil öğrenimi ileriki yaşlarda öğrenilebilse de, erken başlanmalarının daha iyi olduğu söylenebilir (Jensen, 2005:21).
103. Çok fazla yeni bilgi çok hızlı olarak verilirse aklıda kalmaz (Jensen, 2005:149).
104. Çoklu Zeka kuramına göre ayrıştırılmış zeka türlerinden herkeste bulunur ama oranları kişiden kişiye değişir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:27).
105. Daha etkili bir öğretim için dersliğin sıcaklığının uygun alt ve üst sınırlar arasında olması sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21).
106. Daha etkili öğrenme için, öğrencilerin öğrendikleri konuyu birbirlerine öğretmelerine de olanak sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:20).
107. Daha iyi öğrenciler, öğrenilecek şeyin yapısıyla ilgili daha iyi tahminde bulunan kişilerdir (Jensen, 2005:34).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
396
108. Daha verimli bir öğretim için öğretmenlerin küçük yaştaki öğrencilerine iyi beslenmenin önemini ve yollarını sık sık anımsatmaları gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37).
109. Daha verimli öğretim için öğretmenin ders sırasında çocuklara uygun tekniklerle özel olarak nefes alma araları vermesi gereklidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38).
110. Dans tarzı etkinlikler bilişsel kapasiteyi arttırır (Jensen, 2005:64).
111. Deneme - yanılma işleminin öğrenme üzerinde önemli derecede olumlu etkisi vardır (Jensen, 2005:53).
112. Deneme - yanılma işleminin öğrenme üzerindeki önemli derecede olumlu etkisi, bu işlem ile dönüt sağlanmasından kaynaklanır (Jensen, 2005:53).
113. Dersler 20'şer dakika olmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:79).
114. Dersliğin fiziksel olarak güvenliği (pencereler, prizler, tavan, duvarlar, vb.) sağlanmalıdır (Jensen, 2005:146).
115. Dil birimlerinin işlemlenmesi beynin hem parçalarının hem de bütününün işidir (Dhority ve Jensen, 1998:8).
116. Dil gelişimi için bir çocuk ne kadar çok sözcük duyarsa o kadar iyidir (Jensen, 2005:24).
117. Dil gelişimi için, bir çocuk ne kadar çok konuşursa o kadar iyidir (Jensen, 2005:24).
118. Dil öğrenimi bütün beyni ilgilendirir (Dhority ve Jensen, 1998:7).
119. Dil öğrenmede akıcılık için çağrışım, sözcük ve bağlam önemlidir (Dhority ve Jensen, 1998:6).
120. Dinleme ve "izleme" edilgen öğrenme etkinlikleri arasındadır (Jensen, 2005:38).
121. Doğru nefes alma tekniklerinin çocuklara özel olarak gösterilmesi ve öğretilmesi gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:38).
122. Dokunsal ve devimsel etkinlikler daha fazla miktarda duyusal girdi ve daha artmış öğrenmeyi sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
123. Dokunsal ve devimsel etkinlikler yalnızca kinestetik öğrenciler için değil, bütün öğrenciler için yararlıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:87).
124. Dokunsal ve devimsel etkinlikler, beynin karar verme işlemlerine katkı sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
125. Dokunsal ve devimsel etkinlikler, dikkatin artmasını sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
126. Dokunsal ve devimsel etkinlikler, girdinin beyinde daha derin bir biçimde işlenmesini sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
127. Dokunsal ve devimsel etkinlikler, hafızanın artmasını sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
128. Dokunsal ve devimsel etkinlikler, öğrenmenin artmasını sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
129. Dönüt sağlanılarak yapılan öğrenmede sinirsel bağlantılar
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
397
daha verimli bir biçimde kurulur (Jensen, 2005:53).
130. Duygular beynin en kuvvetli gücüdür (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45; Tileston, 2004:73'ten alıntı).
131. Duygular dikkati yöneltir, anlam yaratır ve kendilerine özgü hafızada kalma yolları bulunur (Jensen, 2005:69).
132. Duygular öğrenme için önemlidir (Dhority ve Jensen, 1998:3).
133. Duygular yayılıcıdır; öğretmenin duygusu öğrencilerine de yayılır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45).
134. Duyguları işlemleme süreçleri kadın ve erkek beyinlerinde farklıdır (Jensen, 2005:114; Killgore, v.d. 2001'den alıntı).
135. Duygusal zeka, düşünsel zekadan daha önemlidir (Jensen, 2005:152).
136. Düşünce işlemdir, zeka üründür; o nedenle, öğrencilere düşünme becerileri öğretildiğinde daha zeki kararlar vereceklerdir (Jensen, 2005:112).
137. Eğer beyne gelen veriler tehdit edici veya kuşkulu bir nitelikteyse amigdala etkinleşir (Jensen, 2005:16).
138. Eğer beyne gelen yeni bilgiler, veriler ikinci bir gözden geçirmeye değer ise yeni öğrenme hipokampusta tutulur (Jensen, 2005:16).
139. Eğer bir öğrenci: 1) öğrenme durumundaki değişkenler arasındaki ilgili çağrışımları tanımlayabiliyor veya önceden tahmin edebiliyorsa; 2) uygun kavramlar ve eylemleri önceden tahmin edebiliyor ve dile
getirebiliyorsa; 3) Bu tahminde bulunduklarını depolayıp, geri çağırıp bir sonraki seferde kullanabiliyorsa öğrencinin o konuyu tam olarak öğrendiği söylenebilir; yoksa konuyu kısmen öğrenmiştir (Jensen, 2005:34).
140. Eğer bir öğrencinin içinde bulunduğu duygusal durum, öğretmenin ondan gerçekleştirmesini istediği davranış için uygun değilse o öğrenci, içinde bulunduğu duygusal durum uygun biçimde değişmedikçe o davranışı gösteremeyecektir (Jensen, 2005:78).
141. Eğer her gün aynı saatte belli bir tür dil çalışması yapılıyorsa (örn. her gün sabah 10'da okuma dersi) dersin saatinin değiştirilmesi bazı öğrencilerin daha başarılı olmasını sağlar (Jensen, 2005:51).
142. Eğer öğrencilere anımsamaları gereken bilgiyle ilgili ipucu verilemiyorsa, anımsayabilmeleri için yeterli zaman verilmelidir (Jensen, 2005:141).
143. Eğitimciler olarak öğretmenlerin işlevi, bağlantılı örüntüleri (pattern) anlamalarına imkan verecek şekilde öğrencilere çeşitli tecrübeler sunmaktır (Caine ve Caine 2002: 7; Bateson, 1980'den alıntı).
144. En "unutulmaz" anılar bile uzun zaman süresi içinde bozulur (Jensen, 2005:138).
145. En etkili öğretmenler, öğrencilerin sınıfa getirdikleri geçmiş yaşantı ve önceden öğrenip bildiklerinden yararlanırlar (Caine ve Caine 2002: 7; Bateson, 1980'den alıntı).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
398
146. İnsülin, östrojen, testosteron gibi hormonlar ve oksitosin, vazopresin gibi peptidler öğrenmeyle ilintilidir (Jensen, 2005:50).
147. Episodik bellek sınırsız bir kapasiteye sahiptir (Jensen, 2005:134).
148. Episodik bellek, kişinin bizzat yaşadığı, başına gelen olaylardan oluşur (Jensen, 2005:133).
149. Ergenlik çağındaki öğrenciler sabah saat 9'a kadar tam olarak uyanmış değildir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40; Wolfe, 2003'ten alıntı).
150. Ergenlik çağındaki öğrencilerin biyolojik saatleri çocuklar ve yetişkinlere göre daha geç "uyanmalarına" neden olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40; Wolfe, 2003'ten alıntı).
151. Ergenlik çağındakilerin frontal lobları aynı anda pek çok düşünceyi depolamaya uygun olmayabilir; o nedenle kendilerine yönerge verilirken parçaları teker teker verilmelidir (Jensen, 2005:31).
152. Erkekler bir dertlerini dile getirirken daha fazla hareket kullanır ve daha fazla fiziksel iletişim yolunu kullanma eğilimindedir (Jensen, 2005:115).
153. Erkekler matematik problemlerini daha iyi çözerler; bu oran yüksek düzey matematik yarışmalarında derece alan her 10 erkeğe karşılık 1 kadın olacak denli yüksektir (Jensen, 2005:115).
154. Eskiden düşünüldüğünün aksine, zenginleştirme programları sadece üstün yetenekli çocuklar için değil, bütün çocuklar için gereklidir (Jensen 2006:32).
155. Etkili not alma, başarılı çalışma için ve öğrenilenlerin uzun-erimli bellekte yer etmesi için gereklidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:71).
156. Futbol, güreş tarzı oyunlar bilişsel kapasiteyi arttırır (Jensen, 2005:64).
157. Geleneksel bir ders işleme ile anlatılanlar anlamsal bellek tarafından toplanırlar (Jensen, 2005:132).
158. Genel motor etkinlik, öğrenme ve bellek için gerekli olan yeni hücrelerin yapılmasına katkıda bulunur; o nedenle öğrencilerin fiziksel olarak aktif olmaları (örn. ders aralarında yürüyüş yapmaları) sağlanmalıdır (Jensen, 2005:118; Van Praag , v.d. 1999'dan alıntı).
159. Gerçek hayattan sorunlar çözme motivasyon sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45).
160. Geribildirim / dönüt, belirsizliği giderdiğinden stres düzeyini azaltır (Jensen 2006:33).
161. Gönüllü öğrencilerin bildiklerini bütün sınıfa açıklamaları sağlanmalıdır (Jensen, 2005:48).
162. Gülmece (mizah) ile öğrenciler yeni bilgileri yarı yarıya daha fazla akılda tutarla (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
163. Gün ışığı daha yüksek öğrenci başarımını sağlar; dersliğe olabildiğince bol gün ışığının girmesi sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21; McCreery ve Hill, 2003'ten alıntı).
164. Günde 7 saatten daha az uyuyanların beynindeki öğrenme ve bellekle ilgili bölgede daha
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
399
düşük aktivite olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40).
165. Hafızanın biçimlendirmesi beyindeki bilgi parçalarının bir düzen içerisinde yerleştirilmesidir (Jensen 2006).
166. Hangi konu olursa olsun, parçalardan önce öğretilen bütünler daha iyi anımsanırlar (Jensen, 2005:142).
167. Hayal kurmak çok önemlidir ve öğrencilerin hayal kurmaları sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:43).
168. Her beyin biriciktir, kendine özgüdür (Dhority ve Jensen, 1998:3).
169. Her beyin kendine özgü bir yapıdadır; kimsenin beyni bir diğeri gibi değildir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:33).
170. Her bireyin bilgiye yaklaşımı ve işleme biçemi ayrı ayrı olduğundan öğrencileri birbirlerinden "daha zeki" diye ayırmak doğru olmaz (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:23).
171. Her hangi bir yenilikçi öğretim yaklaşımı öğrencilerin dikkatini yakalayacaktır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
172. Her öğrenci değişebilir ve gelişebilir (Jensen, 2005:155).
173. Her öğrenme işlemi beyinde yeni sinapslar yaratır, özellikle de bu işlem zorlayıcı ise (Jensen, 2005:117).
174. Her sağlıklı beyinde bütün öğrenme becerileri potansiyel olarak doğuştan vardır; ama ancak geliştirilirlerse etkinleşebilirler (Jensen, 2005:116).
175. Her sağlıklı beyinde doğuştan potansiyel olarak var olan öğrenme becerilerini geliştirmek için belirli amaçlı çalışma yaptırılmalı veya bir fırsat yaratılmalıdır (Jensen, 2005:116).
176. Her sağlıklı beyinde doğuştan potansiyel olarak var olan öğrenme becerilerini geliştirmek için bu becerileri kullanmayı gerektirecek kadar motivasyon olmalıdır (Jensen, 2005:116).
177. Her sağlıklı beyinde doğuştan potansiyel olarak var olan öğrenme becerilerini geliştirmek için bu becerilerin görsel, dokunsal veya işitsel bir modeli olmalıdır (Jensen, 2005:116).
178. Her sağlıklı beyinde doğuştan potansiyel olarak var olan öğrenme becerilerini geliştirmek için deneme-yanılma ve alıştırma yapma süresi gereklidir (Jensen, 2005:116).
179. Her sağlıklı beyinde doğuştan potansiyel olarak var olan öğrenme becerilerini geliştirmek için öğrencilerin bu becerileri farklı bağlamlarda kullanabilecekleri zamanı olmalıdır (Jensen, 2005:116).
180. Hipokampus hızla öğrense de bellek kapasitesi çok düşüktür (Jensen, 2005:43; Kelso, 1997'den alıntı).
181. Hipokampusta işlemlenen yeni bilgi gerçekten önemliyse hipokampus tarafından düzenlenip dizinlenerek beyin kabuğunda depolanır (Jensen, 2005:16).
182. Hipokampusta tutulan yeni önemli bilgi, ne değerde olduğunun belirlenmesi için ayrıca işlemlenir (Jensen, 2005:16).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
400
183. Hipokampustaki bellek bilgilerinin düzenlenmesi ve dağıtımı zaman alır ve bu işlemin çoğu uyku sırasında gerçekleşir (Jensen, 2005:43).
184. Ispanak, somon balığı ve yumurta, bellekteki bilgilerin anımsanmasını kolaylaştırıcı maddeler içerir (Jensen, 2005:139; Carper, 2000'den alıntı).
185. İletiyi artırıcı sinapslar hızlı olarak yinelenen uyarılar alırsa bir süre sonra sinapsta ileti azalmaya başlar (Madi, 2006:25).
186. İletiyi artırıcı sinapsların hızlı olarak yinelenen uyarılar alması sonucunda bir süre sonra sinapsta başlayan ileti azalması sinaps yorgunluğudur (Madi, 2006:25).
187. İlköğretim çağı çocuk öğrenciler sabah saatlerinde öğrenmeye daha açık olurken orta öğretim çağı ergen öğrenciler sabah saatlerinde daha uykulu olurlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21).
188. İngilizce preposition'ları sürekli boşluk doldurma alıştırmaları ile çalışan bir öğrenci, sınavda aynı türden boşluk doldurmaları doğru yapabilir ama bir kompozisyonda doğru kullanamayabilir; bunun nedeni, öğrencinin çalışma biçiminin refleks belleği etkinleştirmesidir (Jensen, 2005:135).
189. İşbirlikli öğrenme, beyne uygun bir yoldur ve öğrencinin başarısına katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:139).
190. İşitsel öğrenciler, öğrenmenin gerçekleşeceği ortamda fonda
çalan müzikten ve gürültülerden, seslerden olumsuz etkilenirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:20).
191. İşlemsel bellek (süreç belleği) beden öğrenmesiyle ilgilidir; örneğin, bisiklet sürmeyi öğrenen birisinin yıllar sonra bisiklete bindiğinde yeniden sürebilmesi süreç belleği ile ilgilidir (Jensen, 2005:135).
192. İşlemsel bellek (süreç belleği) için öğrencinin motive edilmesi gerekli değildir (Jensen, 2005:136).
193. İşlemsel bellek (süreç belleği) sınırsız depolama kapasitesine sahiptir (Jensen, 2005:136).
194. Kadınlar bir dertlerini dile getirirken genel bir özellik olarak daha fazla dilsel ve örtük iletişim yolu kullanma eğilimindedirler (Jensen, 2005:115).
195. Kadınlar nesneleri daha çabuk adlandırırlar (Jensen, 2005:114).
196. Kadınlar sözcükleri daha iyi anımsarlar (Jensen, 2005:114).
197. Kadınların sözel akıcılığı daha fazladır (Jensen, 2005:114).
198. Kadınların sözel belleği daha iyidir (Jensen, 2005:114).
199. Kadınların ve erkeklerin beyin yapıları birbirinden farklıdır (Jensen, 2005:114).
200. Kadınların ve erkeklerin beyin yapılarının farklı olmaları hem biyolojik hem de yetiştirilme biçimleri gibi çevresel etmenlerden kaynaklanır (Jensen, 2005:114).
201. Kes sesini! "Aptal mısın sen?" "Yuh!" gibi, öğrencilere söylenen bir tane olumsuz sözün etkisini
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
401
gidermek için beş defa olumlu söz söylemek gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:43).
202. Kinestetik öğrencilerin bir şeyi düşünürken, çalışırken beden hareketi yapmaları sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
203. Kinestetik öğrencilerin öğrenme sırasında ara verip beden hareketi yapmaları sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
204. Kodlama bilginin uzun süreli belleğe aktarılmasında kullanılan süreçler arasındadır (Caine ve Caine 2002:6).
205. Kodlamanın etkili olabilmesi anlamlandırma ile olanaklıdır (Caine ve Caine 2002:6).
206. Konuların birbirleriyle ilişkili haritasını çıkarmak hem anlamayı arttırır hem de öğrenmeyi destekler -ama eğer bu haritaları öğretmen değil de, öğrenciler kendi başlarına oluştururlarsa (Jensen, 2005:141).
207. Korku, öğrenme ortamının genel nitelikleri arasında yer alır (Jensen 2006:30).
208. Münazara ve tartışma etkinlikleri, bellekteki bağlantıları güçlendirir, çünkü duyguları harekete geçirirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:68).
209. Müzik aleti çalan veya şarkı söyleyen bir kişi beyninin %90'ını çalıştırmaktadır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48).
210. Müzik, daha ileri düzey düşünme biçimleri için beyni eğitir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48).
211. Müzik, dil edinimini kolaylaştırır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48; Hanshumacher,
1980'den alıntılayan Weinberger, 1998'den alıntı).
212. Müzik, okuduğunu anlama ve matematik gibi alanlarda becerilerin artmasını sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:47; Weinberger, 1998'den alıntı).
213. Müzik, okuldan kaçmayı azaltır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48; Hanshumacher, 1980'den alıntılayan Weinberger, 1998'den alıntı).
214. Müzik, olumlu tutumları arttırır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48; Hanshumacher, 1980'den alıntılayan Weinberger, 1998'den alıntı).
215. Müzik, ritim ve sesler kişilerin ruh durumlarını ve farkındalıklarını etkiler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:47; Lazear 2004:55'ten alıntı).
216. Müzik, ritim veya tekerlemeler ile öğretilen her şey, uzun-erimli bellekte kendisine yer edinir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48).
217. Nöron uyarılma eşiği büyük ölçüde yeterli oksijen kaynağının olmasına da bağımlıdır (Madi, 2006: 25).
218. Okul, öğrencilerin beyin yapılarını değiştirir (Jensen, 2005:150).
219. Okullar öğrencilere 12 yaşına kadar bir yabancı dil ve geniş bir sözcük dağarcığı kazandırmalıdır (Jensen 2006).
220. Okullarda ilköğretim dersleri sabahın erken saatlerinde, orta öğretim dersleri ise sabahın daha geç saatlerinde başlamalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:41).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
402
221. Okul-öncesi dönem çocuklarının uygun toplumsal ve duygusal becerileri kazanması için birlikte oynanan oyunlar ve etkinlikler sağlanmalıdır (Jensen, 2005:28).
222. Okul-öncesi dönem çocuklarının uygun toplumsal ve duygusal becerileri kazanması için çocuklara ana-babalarından uzakta nasıl rahat olacaklarını öğrenmelerinde yardımcı olunmalıdır (Jensen, 2005:28).
223. Okul-öncesi dönem çocuklarının uygun toplumsal ve duygusal becerileri kazanması için çocuklara arkadaşlarına nasıl davranacakları öğretilmelidir (Jensen, 2005:28).
224. Okul-öncesi dönem çocuklarının uygun toplumsal ve duygusal becerileri kazanması için duygusal tutarlılık ve nezaketin modeli olunmalıdır (Jensen, 2005:28).
225. Oyunlar bilişsel kapasiteyi arttırır (Jensen, 2005:64).
226. Oyunlar, beynin işleyişi ile uyumlu etkinlik türüdür (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:142).
227. Öğrencilere neleri öğretebilecekleri hakkında sınır koymaksızın neleri bildiklerini göstermek için fırsatlar verilmesi işlemine "aktif süreçleme" denilir (Caine ve Caine 2002: 8).
228. Öğrencilerin bir şeyi dinlerken veya okurken onu gözlerinin önünde resmetmeleri sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:109).
229. Öğrencilerin sınıfa getirdikleri geçmiş yaşantı ve önceden öğrenip bildikleri arasında aileleriyle ilgili tecrübeleri, sevgileri, yetenekleri ve ana-babaları da bulunur (Caine ve
Caine 2002: 7; Bateson, 1980'den alıntı).
230. Öğrenenler için hayatla iç içe zengin ve uygun tecrübelerin tasarlanması ve ahenkli bir şekilde uygulanması beyin-uyumlu öğretimin ilkelerindendir (Caine ve Caine 2002: 8).
231. Öğrenenler olabildiğince çok düzeyde dönüte gereksinim duyarlar (Dhority ve Jensen, 1998:9).
232. Öğrenenlerin dönüt üzerinde denetim yapmaya gereksinimleri vardır (Dhority ve Jensen, 1998:9).
233. Öğrenciler "ilgisiz, dikkatsiz" gibi göründükleri sırada aslında beyinleri bir şeye ilgi ve dikkat göstermektedir; ama bu, öğretmenin önemli olduğunu düşündüğü şeyle aynı olmayabilir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
234. Öğrenciler ancak kendilerine uygun çalışma becerileriyle daha verimli öğrenebilirler; o nedenle öğrencilerin kendilerine en uygun yolu keşfedebilmeleri için onlara çok değişik çalışma becerileri ve yolları sunulmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2).
235. Öğrenciler aynı anda hem anlayıp hem de anladıklarını işlemlendiremez; o nedenle öğretmen, öğrencilere öğrenme işlemlerinin her adımının farkına varabilmeleri için düşünme zamanı tanımalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2; Lyle, 2006'dan alıntı).
236. Öğrenciler bir şeyi öğrenmeye neden gereksinimleri olduğunu bilmelidirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
403
237. Öğrenciler kendilerine, "Bunu nasıl öğrendin?" veya "Öğrenirken kendine göre hangi yollardan yararlandın?" gibi sorular soran öğretmenlerinden daha çok verim sağlarlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2).
238. Öğrenciler öğrenecekleri şeyin hayatlarında nasıl bir anlamı olacağını bilmelidirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
239. Öğrenciler sınavlar için çalışmaları sırasında, daha önceden öğrenmiş oldukları konuları kolay akla getirebilmek için akıllarında yeniden düzenlerler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2).
240. Öğrencilerde merak duygusu bir biçimde canlandırılmalıdır (Jensen, 2005:146).
241. Öğrencilerde olumlu duygusal durum oluşturmak için öğretmen öncelikle kendi duygusal durumunu olumlu tutmalıdır (Jensen, 2005:146).
242. Öğrencilere anımsamaları gereken bilgiyle ilintili bir ipucu vermek kopya vermek demek değildir (Jensen, 2005:141).
243. Öğrencilere bir konu anlatılırken öğretmen 2-3 dakikada bir durup öğrencilerin bu anlatılanları işleyebilecekleri etkinlikler yaptırmalıdır; yoksa büyük çoğunluğu bellekte yer edemez (Jensen, 2005:132).
244. Öğrencilere bir öğretme etkinliğini başarıyla tamamladıklarında verilen armağan, kalem, şeker, kitap vb. ödüller öğrencilerden öğrenmenin içsel coşkusunu alır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:41).
245. Öğrencilere dönütünü hemen alabilecekleri yanlış yapma fırsatları sağlanmalıdır (Jensen, 2005:54).
246. Öğrencilere kendi başlarına çalışırlarken her çeyrek sayfada bir durmalı, düşünmeli ve not çıkarmalıdırlar (Jensen, 2005:141).
247. Öğrencilere nasıl ders çalışacaklarına veya bir şeyi nasıl öğrenebileceklerine ilişkin çalışma becerilerini adım adım göstermek, onlar bir konuyu doğrudan öğretmekten çok daha önemlidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3).
248. Öğrencilere öğrendikleri konuları hiyerarşik bir sırayla nasıl düzenleyebilecekleri öğretilmelidir (Jensen, 2005:48).
249. Öğrencileri motive etmenin çok önemli bir yolu onların öğrenmeyi başardıklarını hissetmelerini sağlamaktır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:41).
250. Öğrencilerin anlama düzeylerini arttırmak için, çalıştıkları konuyu yüksek sesle okumaları da sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:20).
251. Öğrencilerin beyinlerine egzersiz yaptırmak için bir müzik aleti çalmaları veya şarkı söylemeleri sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:48).
252. Öğrencilerin bir konuyu anlayıp anlamadıkları ölçmek için o konuyu anlatma sırasındakinden başka bir stratejiden yararlanılmalıdır (Jensen, 2005:53).
253. Öğrencilerin bir konuyu okuduktan sonra yürürken yüksek sesle birisiyle yinelemesi o
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
404
konunun öğrenilmesine katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
254. Öğrencilerin bir problem çözme ve tartışma yapma sırasında etkileşimde bulunabilecekleri küçük kümeler oluşturulmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:20).
255. Öğrencilerin dikkatini çeken ve akıllarını çalıştıran her hangi bir şeyin öğrenmeyi oluşturma potansiyeli vardır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
256. Öğrencilerin hangi biçimlerde daha iyi öğrenebildiklerini kadar, hangi biçimlerde iyi öğrenemediklerini keşfetmeleri de sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:155).
257. Öğrencilerin hedef üzerinde odaklaşabilmeleri için öğretmenlerin yüksek ve net beklentileri onlara anlatmaları, açıklamaları gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
258. Öğrencilerin kendi öğrenme biçemlerinin hangisi ağırlıklı olduğunu (görsel / işitsel / kinestetik) öğrenmelerini sağlamak önemlidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:16).
259. Öğrencilerin kendilerini öğretilen konudaki kişilerle özdeşleştirmeleri güçlü bağlantılar kurar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45).
260. Öğrencilerin öğrendikleri bilgi parçalarını akılda tutmak için kendilerine özgü "ezber yolları" (örn. H2SO4 için: Hasan2 Salak-Osman4) geliştirmeleri sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:68).
261. Öğrencilerin öğrendikleri konulardaki kavram ve terimleri kişileştirmeleri ve bunlar arasında konuşmalar (örneğin, "proton" ile "elektron" arasında, veya "özne" ile "yüklem" arasında karşılıklı konuşma) uydurmaları öğrenmeye katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:82).
262. Öğrencilerin sınav-odaklı ders çalışmaları, öğrenmelerinin niteliğini doğrudan etkiler (Jensen, 2005:152).
263. Öğrencilerin varsayım geliştirip bunların doğru olup olmadıklarını sınayabilecekleri, yanlış yapabilecekleri etkinlikler sağlanmalıdır (Jensen, 2005:54).
264. Öğrencilerin yeğledikleri, kendilerine uygun olan öğrenme biçemleri ayrı ayrıdır; o nedenle, bir öğrenci için "zenginleştirilmiş derslik ortamı", bir diğer öğrenci için öyle olmayabilir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:22).
265. Öğrencilerin yeni öğrendikleri şeylerle ilgili duygu ve düşüncelerini birileriyle paylaşarak veya güncelerine yazarak dile getirmeleri için olanak sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
266. Öğrencinin belli bir olumsuz duygusal durumda (örn. endişe ve heyecan) gerçekleştireceği işlemi (örn. sınav) başarıyla gerçekleştirmesi için o duygusal durum içinde çalışma yaptırılmalıdır (Jensen, 2005:139).
267. Öğrencinin bir arkadaşıyla birlikte veya küçük gruplar içinde çalışması, beynin işleyişine uygun sonuçlar sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:139).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
405
268. Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden birkaç dakika veya birkaç saniye önce, sırası geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde açık olarak sunulması (önceleme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
269. Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden dakikalar, saatler önce, sırası geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde açık olarak sunulması (ön-izleme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
270. Öğrenilecek konunun derste işlenmesinden günler, haftalar, aylar, hatta yıllar önce, sırası geldiğinde o konuyu çağrıştıracak değişik biçimlerde örtük olarak sunulması (sunum-öncesi) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
271. Öğrenilecek konuyu ana çizgileriyle özetleyen duvar panoları hazırlanmalı ve konunun işlenmesinden sonra da öğrencilerin görebilecekleri yerde bırakılmalıdır (Jensen, 2005:142).
272. Öğrenilen bilgiler sürekli yineleme ile refleks belleğinde yer alabilir (Jensen, 2005:134).
273. Öğrenilen bilgileri öğrencilerin kaba bir biçimde bir araya getirmeleri ve sonra bu yapıyı daha biçimsel olarak düzenlemeleri sağlanmalıdır (Jensen, 2005:48).
274. Öğrenilen bilgilerin farklı bağlamlarda ve ortamlarda kullanılma alıştırmalarının yapılması beynin işleyiş biçimi bakımından zorunluluktur (Jensen, 2005:117).
275. Öğrenilen konu ne olursa olsun, bireyin onu öğrenme biçemi hep aynıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:13).
276. Öğrenilen konuların birbirleriyle ilişkilendirildiği duvar panolarını öğrencilerin kendilerinin hazırlaması öğrenme üzerinde daha fazla etkili olur (Jensen, 2005:142).
277. Öğrenilen konunun derste işlenmesinden birkaç dakika sonra açık olarak yeniden sunulması (yeniden geçme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
278. Öğrenilen konunun derste işlenmesinden saatler, günler veya haftalar sonra açık olarak yeniden sunulması (üstünden geçme) bir yineleme türüdür (Jensen, 2005:39).
279. Öğrenilen yeni konunun kullanıldığı etkinliklerin bir sonraki ders değil de, ilk bir saat içinde yapılması, yeni bilgilerin bellekten kullanıma geçirilmesi için çok önemlidir (Jensen, 2005:148).
280. Öğrenilmekte olan konuyla ilgili önceden bilinen şeyler soyut bir kavram olmayıp sinapslar, nöronlar, sinir ağları gibi gerçek, fiziksel beyin maddesidir (Jensen, 2005:45).
281. Öğrenme engelli kişiler beden hareketleri (egzersiz) yaptıkları sırada daha iyi öğrenebilirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:88).
282. Öğrenme için beyne bazı uyarıcıların gitmesi gerekir (Jensen 2006).
283. Öğrenme ortamı zenginleştirildiğinde beyin kabuğunda daha gelişmiş
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
406
kıvrımlar, beyin hücrelerinde daha fazla dendrit dallanması belirmektedir (Healy, 1990:47; Jensen 2006:30).
284. Öğrenme ortamındaki kaynak yetersizliği öğrenme ortamında korkuya neden olabilir (Jensen 2006:30).
285. Öğrenme ortamından korkunun kaldırılması gerekmektedir (Jensen 2006:30).
286. Öğrenme ortamının genel nitelikleri öğrenme üzerinde etkilidir (Jensen 2006:30).
287. Öğrenme ortamının zenginleştirilmesi ile beynin gelişmesine devam edebilmesi sağlanabilir (Healy, 1990:47; Jensen 2006:30).
288. Öğrenme ortamının zenginleştirmesi kapsamında öğretmenler öğrencilerine sıklıkla geri bildirim / dönüt vermelidirler (Jensen 2006:33).
289. Öğrenme sırasında çikolata veya nane şekeri gibi keskin tatlı yiyecekler yiyen öğrencilerin öğrendiklerini anımsamaları, öğrenme sırasında yedikleri şeyi yeniden yediklerinde daha yüksek oranda gerçekleşir (Jensen, 2005:140).
290. Öğrenme ve bellek için beyinde ne kadar çok bölge işin içine katılırsa öğrenme o kadar iyi ve bilgilerin yerlerinden toplanması o kadar keskin olur (Jensen, 2005:130).
291. Öğrenme, beyne göre iki türlü gerçekleşir: 1) Açık öğrenme, 2) Örtük öğrenme (Jensen, 2005:33).
292. Öğrenme, pek çok karmaşık katmanlar halinde oluşur (Jensen, 2005:55).
293. Öğrenmede beyin-vücut ilişkisi ayrılmazdır (Dhority ve Jensen, 1998:3).
294. Öğrenmelerin çoğu, farkında olmadan gerçekleşir (Dhority ve Jensen, 1998:3).
295. Öğrenmenin artması için, öğretilecek bilgi parçalarının bir bütün içinde ilişkilendirilerek verilmesi sağlanmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:129).
296. Öğrenmenin gerçekleşmesi için etkin öğrenme, edilgen öğrenme, ve yerlerine oturtma zamanı işlemlerinin dengeli bir biçimde yerine getirilmesi gerekir (Jensen, 2005:38).
297. Öğrenmenin gerçekleşmesi için, ne çok az ne de çok yoğun, uygun düzeyde bir duygu gereklidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45).
298. Öğrenmenin niteliğinin iyileştirilmesi için sınav ve ölçme-değerlendirme yollarının da uygun bir biçime getirilmesi gereklidir (Jensen, 2005:153).
299. Öğrenmenin sağlanabileceği aydınlatmanın ne kadar olmasının alt ve üst düzeyleri belirlenmiştir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21).
300. Öğrenmenin sorumluluğu ve öğrenmenin ne kadar başarıyla olduğunun izlenmesi öğrencinin kendisine ait olmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:156).
301. Öğrenmeyi olumlu olarak etkileyen toplumsal ve duygusal beceriler okul öncesi çağ ile ilköğretim beşinci sınıf arasında
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
407
en etkili biçimde kazandırılabilir (Jensen, 2005:152).
302. Öğreteceği bir sözcüğü öğretmeden önce öğrencilerine içinde o sözcüğün sorulduğu bir "boşluk doldurma" sorusu soran bir öğretmen bir tür yineleme yapmaktadır (Jensen, 2005:41).
303. Öğretilecek konunun verilmesinden önce ve sonra öğrencilere aynı sorulardan oluşan bir kısa-sınav (quiz) yapan bir öğretmen, bir tür yineleme yapmaktadır (Jensen, 2005:41).
304. Öğretilen konuyla ilgili olarak çılgınca, tuhaf öyküler yaratmak, bilgilerin uzun-erimli bellekte kalmasını sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:45).
305. Öğretim ortamında olumlu bir duygunun uygun düzeyde var olması öğrenmeyi sağlayıcı etki oluşturur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:9).
306. Öğretim stratejilerinin sık sık değiştirilmesi, beyin-uyumlu öğretimin ilkeleriyle uyumlu bir uygulamadır (Jensen 2006:32).
307. Öğretim yapılan dersliğin aydınlatılması çok önemlidir; hatta tepegöz veya bilgisayarla sunu yapılırken bile ekran rahat görünsün diye odanın ışıkları kapatılmamalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:20).
308. Öğretmen olumlu dönütleri herkesin içinde, yapıcı eleştirilerini ise bire-bir ortamda vermelidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:44).
309. Öğretmen, öğrencilere hedeflerini ayakta tutacak destekler sağlamalıdır; örn. "Hedefinize ulaştığınızda neler olacak ve siz
neler yaşayacaksınız?" soruları (Jensen, 2005:37).
310. Öğretmen, öğrencilerin duygusal durumlarını uygun düzeye getirmelidir; bu, dersin geri kalanını doğrudan olumlu veya olumsuz kılacak kadar önemlidir (Jensen, 2005:147).
311. Öğretmen, sesinin dersliğin her yerinden uygun duyulmasını sağlamalıdır (Jensen, 2005:146).
312. Öğretmenin bir konuyu anlatırken derslikte sağ köşede durması, müzik dinletirken ise müzik-çaları derslikte sol köşeden çalması öğrenmede verimliliği arttırır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:22).
313. Öğretmenin olumlu bir duygu yaratması, öğrettiği şeye olan tutkusu, öğrencilerin de öğrenecekleri şeyleri sevmelerini sağlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
314. Öğretmenin ödevler için gerçekçi olmayan çok kısa bitirme süreleri vermesi öğrenme ortamında korkuya neden olabilir (Jensen 2006:30).
315. Öğretmenin öğrencileri dersten sonra okulda kalmaya zorlaması öğrenme ortamında korkuya neden olabilir (Jensen 2006:30).
316. Öğretmenin öğrencileri küçük düşürmesi, öğrencilerle alay etmesi öğrenme ortamında korkuya neden olabilir (Jensen 2006:30).
317. Öğretmenin öğrenciyi parmakla göstermesi öğrenme ortamında korkuya neden olabilir (Jensen 2006:30).
318. Öğretmenin söylediği, "Şaka yapıyordum canım, alınma
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
408
hemen," sözü, söylemiş olduğu olumsuz bir sözün etkisini geçirmez (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:43).
319. Öğrencilerin yeni konuyu önceki öğrendikleriyle ilişkilendirebilmeleri için öğretmenin bu konuya başlamadan önce, öğrencilerinin önceki bilgilerinin neler olduğunu keşfetmelerini sağlayıcı bir etkinlik yapması gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:5).
320. Öğretmenler ders sırasında yiyecek bir şeyler atıştırmaları için çocuklara zaman vermelidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37).
321. Öğretmenler ergenlik çağındaki öğrencilerine "9 saat uyku" ödevi vermelidirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:41).
322. Öğretmenler ödül olarak yüksek kalorili şekerli yiyecekleri vermekten özellikle kaçınmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37).
323. Öğretmenler öğrencileri gün boyunca fazla su içmeye teşvik etmelidirler (Jensen 2006:26).
324. Öğretmenler öğrencilerine önce beyinde öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini şemalarla anlatmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3).
325. Öğretmenler öğrenme ortamının zenginleştirilmesi için mevcut materyallerin zorluk derecesini arttırabilirler (Jensen 2006:32).
326. Öğretmenler öğrenme ortamının zenginleştirilmesi için mevcut öğretim kaynaklarını sınırlandırabilirler (Jensen 2006:32).
327. Öğretmenler öğrenme ortamının zenginleştirilmesi için yeni materyaller kullanabilirler (Jensen 2006:32).
328. Öğretmenler önce kendileri nasıl öğrendiklerinin farkında olmalıdır ki öğrencilerinin öğrenmelerini arttırabilsinler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3).
329. Öğretmenler önce yapılması kolay etkinliklerle başlamalı, daha sonra daha zor etkinliklere geçmelidirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:41).
330. Öğretmenler, öğrencilerini nasıl öğrendikleriyle ilgili kendileri keşfetmelerine ve bunun üzerinde düşünmelerine ne kadar çok yöneltirlerse öğrencileri de o kadar verimli birer öğrenci olacaklardır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2).
331. Öğretmenler, uzun zincirler halindeki bilgilerin daha kısa parçalar halinde nasıl öbeklenebileceğine ilişkin çalışma yaptırmalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:130).
332. Öğretmenlerin de kendi "çoklu zeka" türlerini bilmeleri, derslerini daha verimli düzenleyebilmeleri bakımından gereklidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:30).
333. Öğretmenlerin dedikleri, "Şu öğrencinin hiç ilgisi yok," sözü aslında doğru bir değerlendirme değildir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
334. Öğretmenlerin öğrencilerinden aşırı yüksek, gerçekçi olmayan beklentileri öğrenmeyi olumsuz etkiler (Dhority ve Jensen, 1998:10).
335. Öğretmenlerin öğrenme işlemlerinin öneminin farkında
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
409
olmaları gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:2).
336. Öğretmenlerin rolü, öğrencilerinin "güçlü oldukları yönleri keşfeden dedektifler" olarak düşünülmelidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:23).
337. Ölçme ve performans hedefleri bağlantı kurmak için beynin kapasitesinden yararlanır ancak genellikle başarısız kalırlar (Caine ve Caine 2002: 8).
338. Ölçmenin ve performans hedeflerinin beyin-uyumlu öğretimde önemli bir yeri vardır (Caine ve Caine 2002: 8).
339. Önceden öğrenilmiş bilgiler beynin yeni deneyimleri algılama biçimini olumlu veya olumsuz yönde etkiler (Jensen, 2005:155).
340. Önceki bilgilerle bağlantısı kurulmamış hiçbir şey beyinde bir yere yerleşemez (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3).
341. Örneğin belli başlı hayvan adlarının öğretildiği bir derste, hayvan adlarını öğretmeye başlamadan önce öğrencilerden bildikleri hayvan adlarını söylemelerini isteyen bir öğretmen "önceleme" türü bir yineleme yapmaktadır (Jensen, 2005:39).
342. Örüntüler (patterns) anlam sağlar (Dhority ve Jensen, 1998:3).
343. Özellikle blok derslerin yapıldığı durumlarda, ders sırasında 5 - 20 dakikalık aralar vermek verimliliği arttırır (Jensen, 2005:51).
344. Rahatsız sınıf ortamı öğrenmeyi olumsuz etkiler (Dhority ve Jensen, 1998:10).
345. Rastgele veya bilinç altına atılmış da olsa, her öğrencinin öğrenmekte olduğu konuyla ilintili
önceden bildiği bir şeyler vardır (Jensen, 2005:45).
346. Resim çizme, "tartışma yapma" ve "canlandırma" etkin öğrenme etkinlikleri arasındadır (Jensen, 2005:38).
347. Resimle öğrenenler ve "yazıyla öğrenenler" iki görsel öğrenci türüdür (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:14).
348. Sabah kahvaltılarının glikoz ağırlıklı besinlerden oluşması gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:36).
349. Sabah kahvaltısı, öğretmenlerin derslikte kahvaltılık yiyecekleri hazır bulundurmaları ve kahvaltı etmeden gelen çocukların bunları yemelerini sağlamasını gerektirecek kadar önemlidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37).
350. Sabahın ilk saatindeki sınavlarda ergenlik çağındaki öğrenciler daha düşük not alırlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40).
351. Saklambaç tarzı oyunlar bilişsel kapasiteyi arttırır (Jensen, 2005:64).
352. Sık yinelenen uyarılarla sinirler arasındaki bağlantılar artar (Madi, 2006:24).
353. Sinaps yorgunluğun oluşması fazla nöronal çalışmaya karşı bir korunma mekanizmasıdır (Madi, 2006:25).
354. Sinaps yorgunluğunun mekanizması presinaptik terminalde transmiter madde deposunun tükenmesine de bağlıdır (Madi, 2006:25).
355. Sinir hücrelerinin arasında ve içinde yeni biyokimyasal bilgi organizasyonlarının oluşması
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
410
bilginin pekiştirilmesidir (Madi, 2006:24).
356. Sinirler arasındaki bağlantıların artmasıyla sinir hücreleri arasında ve sinir hücrelerinin içinde yeni biyokimyasal bilgi organizasyonları oluşur (Madi, 2006:24).
357. Stres ve tehdit öğrenmeyi engeller (Dhority ve Jensen, 1998:3).
358. Şu ana kadar, zekanın herkes tarafından kabul edilen ortak bir tanımı yoktur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:24).
359. Yineleme iki biçimde yapılır: sesli olarak ve zihinde (Caine ve Caine 2002:6).
360. Yineleme yapmak beyindeki bağlantıları güçlendirir (Jensen, 2005:38).
361. Teneffüsten sonra öğretmenler dersin başında çocukların yeterli düzeyde su içmelerini sağlamalıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37).
362. Test etme ve değerlendirme, gerekli ve müfredatla belirlenmiş performansı da ölçmelidir (Caine ve Caine 2002: 8).
363. Test etme ve değerlendirme, yaratıcılık ve açık uçluluğa da yer vermek zorundadır (Caine ve Caine 2002: 8).
364. Teste, sınava yönelik öğretimle öğrencilerin anlamlı öğrenme fırsatları ellerinden alınmaktadır (Caine ve Caine 2002: 8).
365. Toprağı eşeleyip böcekleri gözlemek tarzı oyunlar bilişsel kapasiteyi arttırır (Jensen, 2005:64).
366. Tutarlı, parçalar-arası ilişkilendirilmiş ve anlamlı öğretme, bir dil öğrenmede işlemlemeyi artırmaya yarar (Dhority ve Jensen, 1998:9).
367. Uyaranların yoğunlaştırılması, örneğin ses yüksekliğinin ve duygusal tonunun değiştirilmesi, odanın yerleşim düzeninin değiştirilmesi, gereklidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10).
368. Uygun aydınlatılmış dersliklerde öğrenciler arzu edilmeyen davranışları daha az yaparlar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21).
369. Uygun aydınlatılmış dersliklerde sınava girenlerin notları daha yüksek olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:21).
370. Uygun bir öğretme-öğrenme ortamı için yalnızca öğrenciler değil, öğretmenler de kendi özel öğrenme yollarını ve öğrenmelerini etkileyen etmenlerin neler olduğunu bilmelidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:13).
371. Uygun düzeyde su içmek, öğretmenin model oluşturmak için ders sırasında çocukların önünde su içmesini gerektirecek kadar önemlidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37).
372. Uygun düzeyde uyku uyumamış kişiler düşüncelerini bir konuya yoğunlaştırmada güçlük çekerler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40; Amen, 2005:87'den alıntı).
373. Uygun düzeyde uyku uyumamış kişiler öğrenme ve hatırlamakta güçlük çekerler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40; Amen, 2005:87'den alıntı).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
411
374. Uygun düzeyde uyku uyumamış kişilerin tepki verme süreleri daha gecikmeli olur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40; Amen, 2005:87'den alıntı).
375. Uygun düzeyden az su içmek beyin işlevlerini yavaşlatır ve yorgunluk hissinin nedenlerinden birisidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:37).
376. Uygun olmayan kurallar ve öğretme deneyimleri öğrenmeyi olumsuz etkiler (Dhority ve Jensen, 1998:10).
377. Uyku sırasında beyin bir sürü gereksiz "yıkıntı"yı hafızadan temizler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40).
378. Uyku sırasında beyin yeni bilgilerin girişine kapanır ve almış olduğu bilgileri işler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40).
379. Uykunun son iki-üç saatlik bölümünde beyin yeni öğreneceği şeyler için hazırlık ve prova yapar (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:40; Wolfe, 2003'ten alıntı).
380. Uzun derslerin içinde hissedilir türden mutlaka bir ara (örn. söyleşi) verilmelidir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:79).
381. Uzun zincirler halindeki bilgiler daha kısa parçalar halinde bütünlendiklerinde daha kolay öğrenilirler (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:130).
382. Vücuttaki glikoz, oksijen, sodyum, potasyum, lityum, kalsiyum gibi unsurların eksilmesi başlangıçta yorgunluk duygusuna ve sonra bedensel işlev bozukluklarına, bazen komaya ve hatta ölüme neden olabilir (Madi, 2006:25).
383. Yalnızca birkaç saniye sonrasında bile, öğrenciler, beyne gelen yeni bilgilerin pek azını anlamsal bellekte tutabilirler (Jensen, 2005:132).
384. Yanlış öğrenilenlerin düzeltilmesi için ne kadar çabuk dönüt verilirse, yanlışlar yerleşmeden o kadar çabuk düzeltilebilir (Jensen, 2005:148).
385. Yapboz tarzı oyunlar bilişsel kapasiteyi arttırır (Jensen, 2005:64).
386. Yaptığımız işler o kadar belirli bir bağlam içinde gerçekleşir ki çevre değiştiği zaman öğrenme bundan ciddi oranda olumsuz etkilenir (Jensen, 2005:116).
387. Yaşanan olayın geçtiği yer episodik bellekte çok önemlidir; o nedenle, aynı yerde yaşanan olaylar birbirine karışabilir veya yalnızca birkaç tanesi anımsanabilir (Jensen, 2005:134).
388. Yazmak, dokunsal bir girdi sağlar ve düşüncelerin daha netleşmesine katkıda bulunur (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:68).
389. Yeni bilgilerin öğrenilmesi ve kullanılmasından sonra öğrencilere hemen yeni bir konu öğretilmemeli, bir ara (yürüyüş yapmak, yemek yemek, öğlen uykusu, vb.) sağlanmalıdır (Jensen, 2005:149).
390. Yeni bir deneyim ya da karışık bir bulmacayı çözme, beyne giden dışsal uyarıcılara örnektir (Jensen 2006).
391. Yeni bir konunun öğrencileri tarafından tam olarak öğrenilebilmesi için o konunun öğrenciler tarafından üç haftalık bir süreye yayılmış biçimde 20 -
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
412
25 kez yinelenmesi gerekir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:6).
392. Yeni gelen bir bilgi anlamlı ise veya bir duygu canlandırıyorsa, beyin o bilgiyle ilgilenir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:3).
393. Yeni, değişik etkinlikler beynin en iyi arkadaşıdır (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:10; Jensen 2000a:154'ten alıntılayan Scheibel'den alıntı).
394. Yoğun duygular, güçlü bellek bağlantıları demektir (Schwed ve Melichar-Utter, 2008:46).
395. Yüksek düzeyde sürekli stres zarar vericidir ve bilişsel yapıda hasara yol açar (Jensen, 2005:74).
396. Yürüme, "uyuma" ve "yemek yeme" öğrenilenleri beyinde yerine oturtma etkinlikleri arasındadır (Jensen, 2005:38).
397. Alfa dalgası beynin istirahat dalgalarıdır (Duman, 2007:14).
398. Alfa dalgası beyni en iyi öğrenme ortamına sokmaktadır. Beynimiz alfa dalgası yayarken öğrendiği bilgileri daha iyi depolamakta ve daha kolay hatırlamaktadır (Duyar, 1996:23).
399. Sinaptik boşlukta kimyasal tepkiler, birbirine bağlanan dendritlerin uç kısmında yeni bir elektrik enerjisi oluşumunu tetikler (ya da engeller). (…) İşlem (…) hücrenin büyümesini hızlandırır (Jensen, 2006:13).
400. Büyüyen dendrit dalları hücrenin diğer hücrelerle birleşmesini kolaylaştırıp bir sinir ormanı oluşturarak daha iyi anlamamızı ve ilgilenilen konuda daha kolay
uzmanlaşmamızı sağlarlar (Jensen, 2006:14).
401. Beynin protein döngüsünü başlatabilmesi için “yürüme”, “uyuma” ve “yemek yeme” gibi öğrenilenleri beyinde yerine oturtma etkinliklerine gereksinimi vardır (Jensen, 2005:38).
402. Bellek asetilkolin, adrenalin ve serotonin düzeyleriyle işlemektedir (Jensen, 2006:75).
403. Kendini değerlendirme öncelikle kendini ve kendi beyninin fizyolojik, biyolojik, kimyasal ve elektriksel potansiyelini bilmekle başlar (Duman, 2007:3).
404. Nöronların bağlantı kurmaları her an değişebilmektedir. Bu nöronların diğer nöronlarla bağlantı kurmalarında etkili olan birçok moleküller günümüzde keşfedilmiş durumdadır (Duman, 2007:2; Şenel, 2003’den alıntı).
405. Bir hücre büyüme faktörü olan GAP-43 adlı proteinin öğrenmedeki önemi bulunmuştur (Duman, 2007:2; Şenel, 2003’den alıntı).
406. İnsan vücudundaki tüm ruhsal ve düşünsel oluşumların, anlayışların, yaklaşımların beyinde fizyolojik olarak bir devinimi, karşılığı gerçekleşmektedir. Dış çevreden duyusal algı kayıt kanallarınca alınan uyarıcılar hücre içi elektriksel, hücreler arası kimyasal olarak transfer edilmektedir (Duman, 2007:9).
407. Her türlü etki ve düşünsel yaklaşım, beyinde biyolojik ve fizyolojik bir karşılık bulur. Düşünsel ve diğer içsel süreçler kendilerini dışa vururken, bu dünyanın maddesel kurallarına
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
413
göre davranmak ve fiziki bedeni kullanmak, beynin fizyolojisinden yararlanmak zorundadır (Duman, 2007:10).
408. Stresi azaltmak ve kontrol altına almak için Neuro-Biofeedback yöntemi önerilmektedir. Nasa’nın önerdiği bu yöntemde beyin dalgaları ölçülerek insanlar kendi streslerini kontrol etmeyi öğreniyorlar. Öncelikle beynin biyoelektrik haritası çıkarılıyor. Beynin stresli çalışan alanları belirleniyor. İkinci aşamada Neuro-Biofeedback cihazının elektrotları stresli alanlara takılıyor. Bilgisayar ekranında beyindeki dalgalar görüntüleniyor. Üçüncü aşamada ise kişinin beyin dalgalarını kullanarak Alfa dalgalarını artırması öğretiliyor. Alfa dalgası beynin istirahat dalgalarıdır. Bu dalgaları artırmayı başaran kişiye puan veriliyor. Ortalama 10 seansta kişi beynin gücünü kontrol etmeyi öğreniyor (Duman, 2007:14; Tarhan, 2002’den alıntı).
409. Birey bilmeli ki stresi kendisi yaratıyor. O halde stresi yenmeyi de öğrenmeli; beynindeki serotonin nörotransmiterini salgılayabilecek tekniklere başvurmalıdır. Böylece kendini güvende hissedecek ilgi ve merak konusu uyandığından Aktif süreçleme (active processing) içine girecektir (Duman, 2007:14).
410. Öğrenmede bedensel devinimin kullanılması, vücuttaki tüm peptid moleküllerinin, iletişim uyartılarının beyin için harekete geçmesini ateşler (Duman, 2007:16).
411. Öğrencinin kendi bedenini öğrenme için yardıma çağırması, çeşitli konuların, farklı duyuşsal
algı kayıt kanallarından geçmesini, algısını sağlar (Duman, 2007:16).
412. İyi bir öğrenme ve öğretim etkinliğinin planlanması öncelikle beyinde öğrenme nasıl gerçekleşir sorusunu yanıtlayarak olmalıdır (Duman, 2007:17).
413. Öğrenmeyi en üst düzeye getirmek, beynin en iyi nasıl çalıştığını anlamak ve anlatmaktır (Duman, 2007:19; Pool, 1997’dan alıntı).
414. Bilişsel psikoloji, algı, dikkat, ilgi vb. gibi süreçler üzerinde yoğunlaşır. Bilişsel psikoloji, bilişi meydana getiren tüm öğeleri çalışır; bellek, düşünme, mantık yürütme, dil, karar verme vs. gibi (Duman, 2007:24).
415. Fizyolojik psikoloji, dikkat ve algıya ait süreçlerin sinir ve beyin sistemindeki bağlantılar, nöronlar arası iletişimin nasıl oluştuğu ile ilgilidir (Duman, 2007:25).
416. Öğrenme öncelikle görme, işitme, dokunma, koklama, tatma gibi duyu organlarına ulaşan içsel ya da dışsal bazı uyarıcıların (ses, şekil, koku, tat, renk, ısı, ışık) farkına varılması olan algıyla başlar (Duman, 2007:26).
417. Algı henüz anlam kazanmamış uyarıcıdır. Duyu organlarımızın algı eşikleri vardır. Gelen uyarıcının şiddeti, bu eşiğin altındaysa duyu organlarımız bu uyaranı algılayamaz (Duman, 2007:26).
418. Algılama, duyu organlarının algıladığı uyaranların anlamlandırılmasıdır. Algılamada seçici davranırız. Eğer duyu organlarımıza gelen tüm uyarıcıları algılasaydık zihnimize
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
414
büyük bir kargaşa olurdu. Duyu organlarımca ulaşan uyaranların büyük kısmını algılayamayız. Dikkat ettiğimiz uyaranları algılarız(Duman, 2007:26).
419. Seçici algılamada iki önemli etken vardır. Bunlar uyarıcıdan kaynaklanan (büyüklük, zıtlık) etkenler ve bireyden kaynaklanan (beklentiler, ilgiler, inançlar) etkenlerdir (Duman, 2007:26).
420. Duyuşsal kayıttan geçen bu uyarıcılar sınıflanarak belli bir düzenlemeye tabii tutulur. Bu uyarıcı, beyinde sinirsel uyaranlara dönüşerek beynin orta kısmında bulunan ve görevi duyusal bilgileri, girdileri, uyarıcıları alıp vermeye yarayan bir istasyon gibi işlevsel özelliği olan, bilgileri beynin gerekli bölgelerine gönderen talamusa gider (Duman, 2007:26).
421. Bilinçli ve kasıtlı davranışta çoklu bir duyuşsal (görme, işitme, koklama, tatma, dokunma) akış oluşmaktadır. Bu çoklu duyuşsal akış, girdi, uyaranlar ya da bilgiler talamustan beynin bellekten sorumlu bölgesi, bilginin depolanma biçimine karar veren kısa süreli bellekten usun uzun süreli belleğe taşımasında önemli rolü olan ve beynin çıktısı olarak bilinen hipokampüse giderek uyaran, bilgi, girdi burada bir harita gibi şekillenir (Duman, 2007:26).
422. Her beyin hücresi elektrik bataryası gibi hareket eder. Bu beyin hücresinin elektrik bataryası gibi hareket etmesi, hücre zarında bulunan sodyum ve potasyum iyonları sayesindedir. Uyarıcı voltajlarındaki farklılıkla dendritlerin gelişmesi için sinyal
geçişlerinin güçlenmesine yardım eder (Duman, 2007:27).
423. Son zamanlardaki yeni araştırmalar hipokampüs olarak adlandırılan beynin bir bölümünde çok az da olsa yeni beyin hücrelerinin çoğalabildiğini-gelişebildiğini göstermektedir (Duman, 2007:28; Ericson, v.d., 1998; Jensen, 2000a:28’den alıntı).
424. Hipokampüsteki nöronal gelişme-büyüme, öncelikle beyne duyu organları yoluyla dışsal uyarıcıların gelmesi ile başlar(Duman, 2007:28).
425. Beyne gelen uyarıcılar bazen içsel motivasyona kaynaklık eden sezgiler, hissedişler, beyin fırtınası da olabilir (Duman, 2007:28).
426. Diğer hücrelerden binlerce sinyal alarak uyarılan nöronun yapısında bulunan akson sürekli olarak dallara ayrılır ve on binlerce sinyal gönderebilir(Duman, 2007:28).
427. Etkinleştirilmiş ve zenginleştirilmiş ortamlardan daha çok uyarı-sinyal alan nöronun aksonu dalı budak salarak diğer nöronla iletişime geçer (Duman, 2007:28).
428. Her yeni nöronal bağlantı yeni ağlar oluşturur. Ne kadar çok bağlantı kurulursa o kadar çok ve verimli iletişim kanalları açılmış olur. Zenginleştirilmiş uyarıcılarla donanık bir çevre nöronun aksonlarındaki dendritlerin çoğalıp diğer hücrelerle bağlantı kurmasını sağlayacaktır. Nöronlar kendilerine yakın olan diğer nöronlarla bağlantı kurarlar. Ne kadar çok bağlantı varsa o kadar çok ağ oluşmaktadır (Duman, 2007:29).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
415
429. Beyin plasitisitesi, beyin hücrelerinin, aldıkları uyarılara karşı kendilerini değiştirebilme yeteneğidir(Duman, 2007:30; Sylwester, 2000:11; Caine and Caine ve Crowell, 1999:25; Spring ve Deutsche, 1984:28’den alıntı).
430. Beyin plastisitesi, öğrenme ve hafızasının temelidir(Duman, 2007:30; Sylwester, 2000:11; Caine and Caine ve Crowell, 1999:25; Spring ve Deutsche, 1984:28’den alıntı).
431. Beyin plastisitesi öğretme ve öğretmenin oluştuğu merkezdir, çevresel gereksinimlere göre nöron sistemini adapte etme, nöronlar arası bağlantının sayısı, gücü ve her deneyim sonucu kendini yeniden düzenleyebilme ve yenileyebilme yeteneği olarak adlandırılır (Duman, 2007:30; Sylwester, 2000:11; Caine and Caine ve Crowell, 1999:25; Spring ve Deutsche, 1984:28’den alıntı).
432. Bu nöronların, görme, hissetme, tatma, koklama, dokunma, dinleme, algılama, düşünme, konuşma, ve hatırlama gibi görevlerini yerine getirecek sistemler halinde örgütlenebilmesi için çok farklı uyarıcılara ve zengin ortamlara gereksinimleri vardır(Duman, 2007:32).
433. Nöronların belli sistemleri yerine getirebilmesi için örgütlenmede çağımızın eğitim-öğretim teknolojisinin önemli bir yeri vardır (Duman, 2007:32).
434. Nöronların kendi başlarına olmaları öğrenmeyi sağlamaz. Nöronların dendritleri uzanıp, başka nöronların dendritine sinaptik bağlantı bağlantılar kurmasıyla öğrenme gerçekleşir. Bu sinaptik bağlantılar ne kadar
çok, farklı ve güçlü uyaranlara olursa öğrenme o kadar farklı, çok ve güçlü gerçekleşir. Çünkü öğrenmeye etki eden en önemli faktörlerden biri öğrenmenin oluşumundaki koşullardır (Duman, 2007:32).
435. Öğrenmenin ve hatırlamanın başarısı bağlamla ilişkilidir. Bununla birlikte öğrencinin gelişim özelliklerine, hazır bulunuşluk düzeyine olgulaşmasına, duruma, zamana, mekana ve genel koşullara da bağlıdır(Duman, 2007:33).
436. Öğrenirken ne öğrendiğimiz kadar ne zaman, nasıl ve nerede öğrendiğimiz de o kadar önemli olabilmektedir (Duman, 2007:33).
437. Öğrenme zihindeki biyokimyasal ve biyo-elektriksel bir değişme, beyin hücreleri arasındaki nöronlarda yeni akson iplikçiklerinin diğer nöronlarla bağlantı kurması olarak tanımlanabilir. Her bir bağlantı öğrenme yaşantısı yani sinaptik bağların oluşması demektir. Ne kadar çok deneyim varsa o kadar çok bağlantı vardır (Duman, 2007:49).
438. Nörobilimciler iki nöronun birbirleri ile iletişime, bağlantıya geçtiğinde öğrenmenin olduğunu ifade ederler. Öğrenme mikroskobik hücre seviyesinde başlar (Duman, 2007:63; Hannaford, 1995; Jensen, 2000a:27; Gazzaniga, v.d., 2002’ten alıntı)
439. Beyinde sayısız hücreler olmasına karşın öğrenmeyi sağlayan beyin hücreleri nöronlar ve glial hücrelerdir (Duman, 2007:63).
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
416
440. Beyin uyumlu araştırmacılara göre öğretmenler anlam ve anlama için öğretmelidirler. Bunu yapmak için de, öğretmenlerin tehditte düşük, cesaretlendirmede yüksek öğrenme ortamlarını yaratmaları gerekmektedir (Duman, 2007:68).
441. İnsanların çoğunluğu için yüksek seviyedeki dikkat kimyasalı sabahın erken saatlerinde, öğleden sonraları düşü bir dikkat dilimi ve en düşük dikkat kimyasalı ise gece ortaya çıkar (Duman, 2007:68).
442. Öğleden sonra dikkat kimyasalı düşük olduğundan bu saatlerde yapılan öğretimlerde ilgi ve dikkatin sağlanması için çeşitli enerji vericiler verilmelidir (Duman, 2007:68).
443. Beyin her bir alanı ve fonksiyonu farklı olmasına rağmen birbirini etkileyerek beyin bir bütün halinde işlemeye devam eder (Duman, 2007:171).
444. Stres ve kızgınlık gibi durumların ortaya çıkışı, birçok araştırmacının, açıkladığı gibi hipokampüsü, beynin bilişsel işlevini ve uzun süreli belleği dizginleyebilir. Stres, kaygı, kızgınlık gibi psikolojik durum hormonlarına duyarlıdır (Duman, 2007:171; Sprenger, 1999, Sousa, 2000; Jensen, 2000a; Caine ve Caine, 1994; Gazzaniga 2002’den alıntı).
445. Peptidler, düşünme ve psikolojik durumlar için bilgi taşıyıcısı olarak hareket eden, tüm vücutta dolaşan, amino grup asit zincirlerinden oluşan protein ve hormonların bir takım , grubudur (Duman, 2007:171; Jensen, 2000a’dan alıntı).
446. İnsan dahil tüm organizmalar çevrelerine uyum sağlayarak başarılı olurlar. Deneyimlerimizin bir sonucu olarak davranışlarımızı değiştiririz (Duman, 2007:182).
447. Öğrenme, yeni edindiğimiz bilgi ve becerilerin sürecidir; bellek gelecek için akılda tuttuğumuz bilgi ve becerilerin sürecidir (Duman, 2007:182; Sousa, 2000:78’den alıntı).
448. Seslerin belleği işitsel bellekte depolanır (Duman, 2007:184).
449. İsimlerin, zamirlerin belleği temporal lobda izlenir (Duman, 2007:184).
450. Amigdala tamamıyla olumsuz ve duygusal olaylara oldukça aktiftir (Duman, 2007:184).
451. Öğrenilmiş beceriler basal ganglia yapılarını kapsar (Duman, 2007:184).
452. Serebellum, ilgili bellek oluşumları için çok kritiktir (Duman, 2007:184).
453. En içbeyin alanlarından olan hipokampüs, bir duygusal olayla ilgili hatırlamalarımızda bile okuma ve konuşma bellekleri kadar uzamsal ve diğer açık belleklerin oluşumu içinde ise tamamıyla aktiftir (Duman, 2007:184).
454. Öğrenme gerçekleştirildiğinde bilgi parçaları beynin farklı bölümlerinde yer alan çeşitli bellek- bellek yollarında depolanır. Her beyin hücresi toplam belleğin küçük bir parçasını barındırır. Bellek yolu her kullanıldığında artarak güçlenir (Duman, 2007:186).
455. Öğrenmenin düşünceleri öğrenmeye ve hatalarını
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
417
düzeltmeye izin vermediği için sunumlar ya da grup çalışmaları kuvvetli öğrenme stratejileridir(Duman, 2007:187).
456. Bellekler, beynin çeşitli bölümlerinde bulunduğundan çeşitli sinir yollarını saklamanın daha etkili olabilmesi için pek çok öğretim tekniğinin kullanılması gerekir (Duman, 2007:187).
457. Meydan okuyan ve uyarıcı deneyimler daha fazla bağlantının yapılmasına izin verir. Sinir ağlarının artması ve güçlenmesini sağlar. Öğrenilmiş olan bilgiye daha fazla ulaşılmasını sağlar (Duman, 2007:187).
458. Öğrenmeyi kuvvetlendirmek ve kalıcı olmasını sağlamak için bellek destekleyici stratejileri kullanmak gerekir (Duman, 2007:187).
459. Bellek destekleyicileri temel olarak iki grupta toplamak mümkündür. Bunlardan birincisi imajlar diğeri de sözel semboller kullanılarak yapılan kodlamalardır (Duman, 2007:188).
460. Beyin belleğimizin arşividir. Bellek süreçleri ile ilgili araştırma, PET ve fMRI görüntüleme aygıtlarının yardımıyla nörologlar ve bilişselci bilim adamlarının son yıllardaki birlikte çalışmaları ile ilerlemektedir (Duman, 2007:190; Jensen, 2000a; Sousa, 2000’den alıntı).
461. Öğrenme, problem çözme ve çalışan belleğin beyin görüntüleme çalışmasıyla ilgili incelemelerde bilişsel fonksiyonların tümü anterior cingulate korteks ve dorosolateral prefrontal kortekse bağlı olduğu sonuçlandı (Duman, 2007:190;
Duncan ve Owen, 2000’den alıntı).
462. Davranış türleri işlemsel bellek olarak belirtilirken düşüncelerle ifade edilenler de bilişsel bellek olarak belirtilir (Duman, 2007:191; Tulving, 2000:727’den alıntı).
463. Psikolojik anlayış belleği zamansal olarak kısa süreli ve uzun süreli bellek; içerik olarak episodik bellek, bilgi belleği, işlemsel bellek, öncülleme ve bilginin nöropsikolojik mekanizma olarak da transfer, depolama ve hatırlama öğelerine göre sınıflandırılmıştır (Duman, 2007:191).
464. Deklaratif bellek, her şeyden önce hipokampüsü içeren beyin sistemleri içerisinde oluşan olay ve olgusal bellek olarak adlandırılır. Deklaratif bellek bilinçli olarak hatırlanan olgusal ve olaysal belleklere işaret eder (Duman, 2007:195).
465. Deklaratif bellek tek olaylar hakkında bilgiyi depolamak için çok uygundur. Bilgi esnektir ve olaylara kolaylıkla uygulanabilir. Genel olarak deklaratif olmayan bellek esnek değildir ve öğrenme durumuna bağlıdır (Duman, 2007:196; Squire ve Knowlton, 2000:765’ten alıntı).
466. Deklaratif olmayan -işlemsel bellek- neostratumu içeren beyin sistemleri içinde meydana gelen deklaratif tümceleri temsil etmeyen becerileri ve diğer bilişsel işlemleri yürüten bellek olarak adlandırılır (Duman, 2007:196).
467. Prosedural bellek alışkanlık belleği, deklaratif olmayan bellek ve hata örtük bellek olarak
EK F Beyin-Uyumlu Öğrenme Madde Havuzu Bilgi Ögeleri
418
adlandırılır (Duman, 2007:196; Tulving, 2000: 727’den alıntı).
468. Deklaratif olmayan bellek hiçbir bilinçli bellek içeriğini gerektirmeyen performansla açıklanır (Duman, 2007:196; Tulving, 2000: 765’den alıntı).
469. Deklaratif olmayan bellek tek bir varlık değil daha çok yeteneklerin, becerilerin, alışkanlıkların, öncüllemelerin ve klasik koşullanma biçimlerinin belleği olarak genel bir koleksiyonu
tanımlar (Duman, 2007:196; Tulving, 2000: 765’den alıntı).
470. Episodik bellek, kişisel deneyimlerin özgeçmişi olan bellek olarak ilişkiler, olaylar, sembolik nesnelere ilişkin bellektir (Duman, 2007:196).
471. Semantik bellek daha soyut kültürel bellektir ve nasıl öğrendiğimize dair olan bellektir (Duman, 2007:196; Sylwester, 2000:35; Jensen, 2000a:222).
419
Özgeçmiş
Betül Tarhan, 1981 yılında Isparta’da doğdu. Lisans öğretimini 2003 yılında İstanbul
Üniversitesi, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü
İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı’nda bitirdi. 2004 yılında Yıldız Teknik
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü’nde Araştırma
Görevlisi olarak çalışmaya başladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Yabancı Diller Eğitimi Anabilim Dalı Yabancıdil Olarak Türkçe Öğretimi
Tezli Yüksek Lisans Programı’nda hazırladığı “Kendi Kendine Dil Öğrenme Modeli
ve Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi” başlıklı tezi ile 2005 yılında yüksek
lisans çalışmasını tamamladı. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yabancı Diller Eğitimi Anabilim Dalı İngiliz Dili Eğitimi Bölümü’nde hazırladığı
“Yabancı Dil Olarak İngilizce Öğreticilerinin Beyin Uyumlu Öğrenme İlkeleri
Hakkındaki Bilgilerinin Ve Tutumlarının Ölçülmesi” başlıklı tezi ile 2009 yılında
doktora çalışmasını tamamladı. Tezin tamamlandığı yıl halen Yıldız Teknik
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü’ndeki görevini
sürdüren araştırmacı İngilizce ve Almanca bilmektedir.