yapı kredi platinumag seyahat mart 2016
DESCRIPTION
ÂTRANSCRIPT
Değerli Müşterimiz,
Yapı Kredi Platinum Bankacılık Ailesi olarak, her zaman hayatınıza değer katacak,
size özel çözüm ve hizmetler için çalışıyoruz.
Tüm hizmetlerimizde olduğu gibi, Platinumag ile de ayrıcalıklı dünyanızı
renklendirmeyi ve size standartların dışında özel bir yaşam sunmayı hedefliyoruz.
Mart ayında, sizlere yine dopdolu bir sayı hazırladık. İçinizi ısıtacak en yeni filmleri,
konser etkinliklerini ve yeni mekan bilgilerini sizler için bir araya getirdik.
Platinumag Danışmanlarının sizler için hazırladığı, şehir hayatından eğlenceye,
tatilden stil ve alışverişe, spordan sağlıklı beslenme konularındaki yazılar ile aylık
olarak hazırlanan ve düzenli olarak e-posta adresinize gönderilen Platinumag’ın,
hayatın hemen hemen her noktasına dokunan çok yönlü içeriğiyle, sizin için
vazgeçilmez bir rehber olacağını umuyoruz.
Dergimizi keyifle okumanız dileğiyle…Yapı Kredi Platinum Bankacılık
etkinlik KONSER
Manchesterlı piyanist Chris Illingworth, basçı Nick Blacka ve davulcu
Rob Turner’ın projesi olan GoGo Penguin, 2014 yılında yayınlanan
ikinci albümleri "v2.0" ile prestiji bol Mercury ödüllerine aday olmuştu.
Brian Eno ve Massive Attack’ten EST’ye, Debussy’den Shostakovich’e,
grubun ilham kaynakları listesi bir hayli eklektik. Caz temelli; aynı
zamanda elektronika ve rock’tan da beslenen bir müzik onlarınki.
Huzur veren, dinlendiren cinsten…
BİLET FİYATLARI
50,50 TL
Kapı - 50 TL
BİLETLER
www.biletix.com
GoGo Penguin
Modern cazın etkileyici oluşumu
GoGo Penguin,30 Mart Çarşamba
akşamı Babylon Bomonti
sahnesinde!
Babylon Bomonti, İstanbul,30 Mart, 21.30
4
etkinlik KONSER
Buika
Aşk şarkılarının tutkulu ve derin sesi
Buika, Ankara Dünya Müzikleri Festivali
kapsamında yepyeni albümü Vivir Sin
Miedo'yla müzikseverlerle
buluşuyor.
Congresium, Ankara,12 Mart, 20.30
İspanyol aşk şarkılarının tutkulu sesi Buika, flamenko ile cazı bir araya
getirirken flamenkoyu farklı boyutlara taşıyan ve dünya müziğine
farklı bir tarz kazandıran bir isim. İkinci albümü "Mi Niña Lola" ile
İspanyol Müzik Ödülleri’nde "En İyi Prodüksiyon" ve "En İyi İspanyolca
Albüm" dallarında ödül alan sanatçı, "El Ultimo Trago" albümü ile de
"En İyi Tropikal Albüm" Grammy'sini kucakladı. Caz efsanelerinin
şarkıları ile büyüyen, bir yandan da evinin penceresinden geleneksel
copla şarkılarını dinleyen Buika, sokaklardaki flamenko çığlıklarına
kulak vererek müzik dolu bir atmosferde yetişmiş. Kariyerine
Mayorka’daki kulüplerde şarkı söyleyerek başlayan Buika, bu sırada
house müzik tarzında bazı dans şarkılarına vokalleriyle eşlik etmiş.
2000 yılında Las Vegas’ta yaptığı Tina Turner taklidiyle cazın ünlü
isimlerinden Rachelle Ferrell’den, The Blue Note Club’da şarkı
söylemesi için teklif aldıktan sonra Madrid’de ilk albümünün hazırlığı
için farklı prodüktörlerle çalışarak özgün bir tarz yakalamış. Bu duygu
dolu, içtenlikli, müzik aşığı genç kadının yorumunu kaçırmayın deriz!
BİLET FİYATLARI
1. Kategori - 125 TL
2. Kategori - 100 TL
3. Kategori - 75 TL
4. Kategori - 50 TL
BİLETLER
www.biletix.com 6
etkinlik KONSER
Jolly Joker, Antalya,25 Mart, 22.00
Yerli müzik piyasasının popüler gruplarından biri olan Model, 2013
yılının sonlarında üçüncü albümleri "Levlâ’nın Hikâyesi"ni yayınladı.
Bu kez tamamen bir konsept albüm hazırlayan grup, albümde
baştan sona bir hikâyeyi anlatıyor. Bu albümün de prodüktörü, bir
önceki "Diğer Masallar" isimli albümlerinde de olduğu gibi Demir
Demirkan. Ayrıca albümde "Kehanet" isimli parçada grup, oyuncu
Gonca Vuslateri ile bir düet yaptı. "Levlâ" kelimesinin Farsçada "var
olması gereken her şey" anlamına geldiğini de ekleyelim.
BİLET FİYATLARI
Sahne Önü - 135 TL
VIP - 90 TL
Ayakta - 45 TL
BİLETLER
www.biletix.com
Model
Model, üçüncü albümü Levlâ'nın
Hikayesi'nden seslendireceği
şarkılarla 25 Mart'ta Jolly Joker Antalya
sahnesinde.
8
Mart AyındaBaşka Neler Var?%100 Müzik: The Dears30 Mart, 21.30 / Salon İKSV, İstanbulBİLET FİYATLARI
Ayakta Tam - 67,50 TL / Ayakta Öğrenci - 50 TL
Harlem Globetrotters 25-26 Mart, 19.00 / Volkswagen Arena, İstanbulBİLET FİYATLARI
Premium Saha İçi Tam - 200 TL
1. Kategori Tam - 150 TL / İndirimli - 102,75 TL (12 yaş altı)
2 Kategori Tam - 100 TL / İndirimli - 68,75 TL (12 yaş altı)
3. Kategori Tam - 75 TL / İndirimli - 51,75 TL (12 yaş altı)
4. Kategori Tam - 50 TL / İndirimli - 34,50 TL (12 yaş altı)
Siya Siyabend5 Mart, 21.30 / Nefes Bar, AnkaraBİLET FİYATLARI
1. Kategori - 23 TL
Electro Deluxe4 Mart, 20.00 / İzmir ArenaBİLET FİYATLARI
56 TL / Kapı - 70 TL
Fosforlu6 Mart, 17.00 / AKM Yunus Emre Salonu, İzmirBİLET FİYATLARI
1. Kategori - 67 TL / 2. Kategori - 56,50 TL
Mart ayında sizin için seçtiğimiz etkinlikler...
10
Gelecek AyNeler Var?
Swan Lake Reloaded8-10 Nisan / Zorlu PSM, İstanbul
Ólöf Arnalds6 Nisan / Babylon Bomonti, İstanbul
Dino Merlin23 Nisan / Ora Arena, Ankara
Rudolf Buchbinder2 Nisan / CSO Konser Salonu, Ankara
eğlence SİNEMA
Exposed /DedektifGalban
Yönetmenliğini Declan Dale'in, senaristliğini Gee Malik
Linton'ın üstlendiği ‘Exposed / Dedektif Galban’, bir mucizeye
tanık olan genç dedektifin, bu olaydan sonra yaşadığı gizemli
olayları konu alıyor. New York Şehir dedektifi Scotty Galban,
kendi iş arkadaşının ölümünün ardından onun cinayetini
araştırmayı kendine görev bilir. Az sayıdaki kanıtların içinde
kaybolurken bir fotoğrafta genç bir öğretmen olan, Isabel De
La Cruz’u görür. Galban cinayeti çözmeye yaklaştıkça,
Isabel’in de bir şahit olduğuna inanmaktadır. Olaylar gizemli
Isabel'in bazı olaylara şahit olmasıyla daha farklı bir şekil
almaya başlar. Dedektif Galban arkadaşının cinayetini
çözmeye çalıştıkça kendini de gizemli olayların içinde bulur.
Senarist: Gee Malik Linton, Declan DaleYönetmen: Declan DaleOyuncular: Keanu Reeves, Ana de Armas, Mira Sorvino Tür: Gerilim, DramVizyon Tarihi: 11 Mart 2016
sinema
16
Miss You Already/ Seni ŞimdidenÖzledim
Catherine Hardwicke, senaryosunu Morwenna Banks’ın yazdığı komedi-dram ‘Miss You Already’de kadınlar arası dostluğu masaya yatırıyor. Nancy Meyers’in ‘The Holiday’ filmine kıyasla daha çılgın bir Londra’da geçen ‘Miss You Already’de Toni Colette’i hayatı hızlı yaşayan, iki çocuk annesi Milly rolünde izliyoruz. Drew Barrymore ise onun bir teknede yaşayan bohem kankası Jess’i canlandırıyor. Filmde Milly meme kanseri olduğunu öğreniyor, Jess ise hamile kaldığını. Bu iki olayın zıtlığı ikilinin arkadaşlığını da gerilimli bir sürece sokuyor. Neyse ki Colette’in ağzından dökülen zekice yazılmış diyaloglar filmi seyre değer kılıyor.
Kanser hastasını yaşayan bir ölü gibi resmetmediği için bencil Milly karakteri cesur bir hamle olarak görülebilir. Ancak Milly’nin bencil davranışları, ikili arasındaki arkadaşlığın ne denli derin olduğunu görmemizi engelliyor ve bu nedenle hikâyenin duygusal gücü azalıyor. Sonuç olarak yapmacıklığı, seksiliği ve üzüntüyü makul dozda harmanlamayı başarmış.
Senarist: Morwenna BanksYönetmen: Catherine HardwickeOyuncular: Toni Collette, Drew Barrymore, Dominic Cooper Tür: Komedi, Dram Vizyon Tarihi: 18 Mart 2016
sinema
A Walk in theWoods/ HayatımınYolculuğu
İngiltere’deki 20 yıllık başarılı akademik kariyerinin ardından
anavatanı Amerika’ya gönülsüzce dönmek zorunda kalan Bill
Bryson (Robert Redford) hayatını yoluna koymak için yapabileceği
en iyi şeyin 2180 millik Apalaş Dağları rotasını yürümek olduğuna
karar verir. Bu konuda şaşkın ve öfkeli olan eşi Catherine’in (Emma
Thompson) elinden gelen tek şeyse Bill’i yolculuğa yanında bir
arkadaşıyla (Nick Nolte) gitmeye ikna etmektir. İkili yola çıktıktan
sonra ise iki yaşlı adamın (Redford 79, Nolte ise 74 yaşında)
doğayla baş başa kalıp aralarındaki dostluğu yeniden keşfetmesini
izliyoruz. Bir insanın ihtiyaç duyabileceği her şeye sahipmiş gibi
görünen, küstah Bryson karakterinde ise Redford büyüleyici bir
performans ortaya koyuyor.
Senarist: Michael ArndtYönetmen: Ken KwapisOyuncular: Robert Redford, Nick Nolte, Emma ThompsonTür: Komedi, Dram, MaceraVizyon Tarihi: 25 Mart
sinema
18
Başka SinemaMart Filmleri
Sinema keyfinin İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir
garantörü Başka Sinema salonlarında bu ay gösterime giren
filmlere bakıyoruz:
Grant Gee’nin, Orhan Pamuk’un aynı adlı kült romanından
esinlenerek çektiği ve seyirciyi şiirsel, karanlık ve sinemasal bir
yolculuğa çıkaran Innocence of Memories / Hatıraların
Masumiyeti, 25 Mart’ta Başka Sinema Salonlarına konuk oluyor.
Radiohead ve Muse için çektiği efsane videolarının yanı sıra ‘Joy
Division’ ve ‘Patience’ (After Sebald) gibi kült belgeselleriyle
tanıdığımız Grant Gee’nin yönettiği film, Nobel Ödüllü yazarın ‘Masumiyet Müzesi’, ‘Kara Kitap’ ve ‘İstanbul’
kitaplarından yola çıkarak kurduğu şiirsel ve büyülü bir İstanbul’u anlatıyor. ‘Masumiyet Müzesi’nin dikkatli
okurlarının fark edebileceği küçük bir kahramanın, Füsun’un arkadaşı Ayla’nın 12 yıl sonra İstanbul’a gelişi ve
bu süreçte şehirde yaşanan değişimi yorumlayışını dış sesle izlediğimiz film, boğazın geçitlerinden geçerek
İstanbul'un geceleri kimsesizleşen sokaklarında sinemasal ve karanlık bir yolculuğa çıkarıyor.
Bu ay Başka Sinema Salonlarına konuk olan bir başka film ise Sehnsucht / Hasret. ‘Pazar: Bir Ticaret Masalı’
(2008) ile Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ödülüne uzanan Ben Hopkins’in Türkiye’de
geçen üçüncü uzun metrajı. İstanbul hakkında bir belgesel çekmeleri için düşük bütçeyle şehre yollanan bir
belgesel ekibini takip eden yapım, kurmaca ile belgeseli bir potada eriten nev-i şahsına münhasır bir İstanbul
filmi. Her izleyicinin görmeyi beklediği güzel İstanbul görüntüleriyle başlayan film, yavaş yavaş Ben
Hopkins’in şehirle olan ilişkisi üzerine kurulu kişisel bir yolculuk hikâyesine dönüşüyor. Şehrin arka
sokaklarına girip çıkan, şehirdeki direnişi takip etmeye başlayan Hopkins, şehrin ruhunu biraz da İstanbul’un
görünmeyen yerlerinde arıyor. Şehrin gizemli sokaklarının, tarihi binalarının hatta hayaletlerinin çekimine
kapılan yönetmen, klasik şehir belgesellerinin yapısını bozarak, şehrin üzerinde bıraktığı etkiyi tasvir eden
izlenimci bir anlatı ortaya çıkarıyor. Doğudaki gizemli bir şehrin büyüsüne kapılan bir batılının öyküsünü
oryantalist bir şekilde anlatıyormuş biri gibi görünen Hopkins, kullandığı estetik tercihlerle bu bakışı yıkıyor
ve şehre olan aşkını samimice haykırıyor. Ayın kaçırılmaması gereken yapımlarından.
sinema
danışmanlar EĞLENCE DANIŞMANI
444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum BankacılıkEğlence Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.
Platinum Bankacılık Eğlence Danışmanı
ESCALESon zamanların en trend mekanlarından, konumu ve ambiyansıyla beyaz yakalıların yeni göz
bebeği Escale. Fransızca bir sözcük olan "escale", Türkçe’de durak anlamında. Escale, içinde
bulunduğu Kanyon’un, kimileri için bir durak olmasından ilham almış. Kanyon’un en üst
katında, yüksek tavanlar, canlı renkler, geniş barı ve Urla’dan getirilen ağaçların da olduğu
dekorasyonuyla renkli ve dikkat çekici. İçeri girer girmez ilk önce 12 metrelik barı gözünüze
çarpıyor. Barın bulunduğu bu kısım daha hareketli, ama beyaz örtülü masalarının bulunduğu
"fine-dining" kısmı ise gözünüzü korkutmasın. Burası her bölümüyle rahat bir eğlence vaad
ediyor. Menüde dünya mutfağı, ağırlıklı olarak da Avrupa mutfağından seçmeler var. 14 saat
pişirilmiş süt kuzu omuz, mühürlenmiş ördek but gibi et çeşitleri, risotto, pizza, kendi
yaptıkları makarnaların yanı sıra salatalar ve zeytinyağlılar dikkat çekiyor. Escale’in meşhur
barında servis edilen kokteyller iki dünya, dokuz Türkiye şampiyonluğu sahibi Cevat Yıldırım
tarafından özenle hazırlanıyor. Müzik olarak gün içinde house ve akşamüstü barıyla birlikte
başlayan canlı DJ performansı dinleyebiliyorsunuz.
Ayın Restoranları
22
ROTISSERIE NOIRPişirme tekniği ile fark yaratan Rotisserie Noir, İstanbul’un Anadolu Yakasında, et severlere daha önce
denemedikleri, özgün bir lezzet sunuyor. Sırrı, mekânın adında gizli. "Rotisserie" Fransız mutfağına özel
bir et çevirme tekniği. Siz etlerinizi seçiyorsunuz, sonra büyük bakır kazanda pişmiş sıcak şarabınızı
içerken bu etlerin el yapımı rotisserie makinesine, özel aparatlarla asılarak pişirilmesini bekliyorsunuz.
Rotisserie yönteminin en önemli özelliği, makinenin içindeki volkanik taşlar sayesinde ısıyı etin her
yerine eşit olarak dağıtabilmesi. Böylece etlerin dışı mühürlenip, güzelce pişerken içi sulu kalıyor. Tüm
bunların arkasında da Cordon Blue mezunu Fransız şef Richard Madzar’ın öncülüğünde bir ekip var.
Fransız mutfağının zarif ve sofistike yemek anlayışını, lezzet şölenine dönüştüren, Rotisserie Noir,
Anadolu yakasında, Suadiye’de, Bağdat Caddesi üzerinde. Gecenize son vermeden, mutlaka martinilerini
de denemenizi öneriyoruz.
SAIGON Şişhane’de, İKSV’nin bulunduğu Deniz Palas’ın terasında, Budda heykeli ve muhteşem eski İstanbul
manzarasıyla Saigon, diğer mekanlardan oldukça farklı. Asya mutfağını seven, yeni yemek teknikleri ve
sürprizli füzyon mutfakların peşinde koşanlar için, en doğru adres! Saigon’da modern ve kreatif bir dil,
Akdeniz ve Asya mutfaklarını buluşturuyor. Bu harmana “Meditasian” diyorlar. İki farklı mutfak kültürü
Türkiye’de buluşunca hoş, sıcak sürprizler doğuyor. Sushi/sashimi bölümü hariç yaklaşık 40 tabaktan
oluşan bir menüleri var. Mutfakta her zaman mevsim sebzelerini kullanıyorlar. Şarap menüsü, makul
fiyata iyi bir şarap isteyeni de, nadir bulunan yüksek kalite bir tat arayanı da tatmin edecek zenginlikte.
Gastronomi direktörü Peru doğumlu, ünlü Luis Arevalo, müzik direktörü ve resident ise DJ Peter
Thomas. Saat 12.00’de öğle yemeği servisiyle başlıyorlar; 23.00’de mutfak kapanıyor ama müzik ve
eğlence, gece saat 02.00’ye kadar sürüyor.
danışmanlar STİL & ALIŞVERİŞ
444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum BankacılıkStil ve Alışveriş Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.
Evde InstagramÇalışmasıPlatinum Bankacılık Stil ve Alışveriş Danışmanı: Tülin Kermen
Bir zamanlar sürekli fotoğraf çeken Japonlara şaşırırdık, şimdi günde en az 3 fotoğraf çekmeden duramaz olduk! Her gün fotoğraf çektirecek gibi giyinmenin zor olduğunu kabul ediyorum ve kamerayı evinize yöneltmenizi tavsiye ediyorum.
Evde Instagram'lık kareler nasıl hazırlanır?Küçük alanlara konsantre olun. Dekoratif objelerinizi kitaplığınızda değerlendirin. Kitaplığınızdaki kitapları yan yana, dümdüz dizmek yerine, düz duran beş kitabın yanındaki beş kitabı yatırın ve üst üste koyun. Kitap aralarına çizimler, resimler, siyah beyaz kartpostallar, sevdiğiniz bir sanatçının fotoğrafı ya da yakınlarınızın çerçeveli bir resmini koyarak güzel kareler elde edebilirsiz. Kitapları, sehpa üzerine, tabak veya vazoların altına koyun. Uzun L şeklinde bir koltuğunuz varsa, görüntüyü bölecek şekilde, ayırıcı görevi görmesi için dört-beş tane sehpa kitabı kullanın. Kitaplık yapacak yeriniz yoksa kalorifer üstlerini de raf olarak kullanabilirsiniz. Üst üste birkaç kitap ve saksıda kaktüs koyabilirsiniz. Hele bir de evde kediniz varsa ısınmak için kalorifer üzerine uzanmış bir kedi ve yanında kitaplarla hayatınızdaki en çok beğeniyi alabilirsiniz.
Duvarları siyah renge boyamanın moda olmasındaki en büyük etken siyah bir fonun önünde ne çekilse güzel çıkması. Dikkat etmemiz gereken nokta ise ışıklandırmanın bölgesel olması. Dekorasyonunuzda mutlaka çiçek kullanın. Yukarıdan yaptığınız çekimlerde fotoğraf karesine bir dal çiçek yerleştirdiğinizde, fotoğrafa romantik bir hava vermiş olursunuz. Dolaplarınızın içinin fotoğrafını çekmek için, dolap içlerini desenli duvar kağıtlarıyla kaplamayı deneyebilirsiniz. Bu küçük taktikle giymekten sıkıldığınız kıyafetleriniz bile gözünüze daha yeni ve güzel gözükebilir. Giyinme odası duvarlarınıza, takılarınızı asarak odayı akıllı fikirlerle donatın. Mesela 4 adet demir klipsli dosyalığı duvara çakın, kağıt tutturulan bölümüne değişik ve renk renk kolyelerinizi asın. Değişik boyutlardaki kutuları raflara yerleştirmeyi unutmayın. En güzel giyinme odası resimleri aynadan çekilen resimlerdir. Parkeleri, duvarla aynı renkte boyamak sonsuzluk hissi yarattığı için alanı çok geniş gösterir ve mekan geniş açıdan çekilmiş gibi fotoğrafta mükemmel çıkar. Beyaz duvara sahte renkli kartonpiyerlerle, mekanınıza dramatik bir görüntü de katabilirsiniz. Duvarın önünde duran yemek masanız ya da çalışma masanız çok daha güzel bir dekorasyonun bir parçasıymış gibi görünür. Klasik masa ve modern retro sandalyeler ya da tam tersini kullanarak çektiğiniz fotoğraf ile beğenenlere ilham kaynağı da olabilirsiniz. 26
danışmanlar SAĞLIKLI BESLENME
444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum BankacılıkSağlıklı Beslenme Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.
Sürekli Diyete BaşlayıpBırakıyor Musunuz?Platinum Bankacılık Sağlıklı Beslenme Danışmanı: Cansu Tektunalı
Bir işi yapmaya karar vermemizin sebebi, yaptıktan sonra elde edeceğimiz fayda/sonuçtur. Diyet yapmayı kafanızda zor, can sıkıcı, kısıtlayıcı olarak algılarsanız, beyniniz süreci bir an önce sonlandırmaya çalışır. Ancak yaptığınız şeyden keyif alırsanız, o devamlı olur ve size zor gelmez.
Diyet yapmayı değil, sağlıklı beslenmeyi hedefleyinDiyet, halk arasında yanlış bir kanıyla, aç kalmakla eşdeğer. Oysa ki diyet, günlük yediğiniz içtiğiniz her şeyi içine alan bir kavram. Dolayısıyla, size faydalı olacak besinleri seçmek, sağlıklı bir yaşama gidecek yolda ilk adımdır.
Çok düşük kalorili beslenmeyinDiyete başlayanların yaptığı en büyük hata listelerinde belirtilenden daha az yemek, öğün atlamak, ara öğün yapmamak oluyor genelde. Az yiyip daha hızlı kilo vereceklerini düşünüyorlar. Ancak bu motivasyon kısa süreli olduğundan sürdürülebilir bir durum değildir. Kas ve su kaybına sebep olup metabolizmayı da yavaşlatır. 1000 kcal altı diyetler düşük kalorili grubuna girer. Diyet yaparken bu kalorinin altına düşmeyin.
Kafein tüketimine dikkat edinGün içerisinde tükettiğiniz kafein, bazal metabolizmayı hızlandırıp, yağ yakımını arttırır ancak aynı zamanda fazla kafein tüketilmesi durumunda, midenin asit üretimine sebep olduğundan, mideyi bastırmak için bir şeyler yeme ihtiyacı yaratır. Ayrıca gerginlik ve çabuk sinirlenmeye de sebep olur.Günde, çayı açık ve en fazla 4 bardak, kahveyi ise en fazla 2 fincan tüketin.
Ya hep ya hiç felsefesiDiyet süresince başlangıçta motivasyon yüksekken, 4-5 kg verildikten sonra kişide sevdiği yiyeceklere karşı dirençsizlik görülür. 1 lokma çikolata, 1 parça börek, davetlerde hayır denemeyen ikramlar, kişiyi "nasılsa diyetimi bozdum" mantığına sokarak, kişinin diyetten uzaklaşmasına sebep olur. Ancak çok sevilen besinler, diyetisyeninize danışılarak beslenme planına yerleştirildiğinde bu durum engellenmiş olur.
Yanlış diyet yapıyor olabilirsinizİnternette, sosyal medyada rastladığınız ya da diyetisyen olmayan kişilerin söylediği hazır diyetlere kulak asmayın. Her bireyin beslenmesi ona özeldir. Çünkü diyeti parmak izi gibidir. Genetik ve birtakım fiziksel, kimyasal özellikler değerlendirilerek oluşturulur. Diyetinizin içeriğini en iyi diyetisyeniniz belirler. 28
danışmanlar SPOR & FITNESS
444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum BankacılıkSpor&Fitness Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.
Son İki TekrarınSırrı Nedir? Platinum Bankacılık Spor ve Fitness Danışmanı: Serhat Sıdal
Ağırlık çalışmalarında hedeflerinize ulaşabilmek için son iki tekrarın sırrını mutlaka bilmeliyiz.
Hangi kuvvet çalışmasını yapıyorsak yapalım, ısınma dışındaki setlerimizin son iki tekrarlarında
vücudumuzun zorlandığını hissetmeli, bir tekrarı daha zor yapacak hatta yapamayacak durumda
olmamız gerekmektedir. Bunu sağlamanın yolu, doğru ağırlıkları seçebilmekten geçer. Çalıştığınız
kuvvet modelinin tekrar sayılarına göre, doğru ağırlığı bulup, son iki tekrarında zorlanmanız
gerekir. Kasların güçlenmesi ve yüklenen antrenman modelinin işe yaraması için son iki tekrarda
zorlanmak çok önemlidir.
Bu konuda en çok yapılan yanlış, düşük ağırlıkla çok tekrar uygulanan ağırlık çalışmalarında
görülür. Düşük ağırlıkla çok tekrar denince sanki kasların zorlanmadığı bir ağırlık çalışması akla
gelir. Halbuki durum burada da değişmez, tekrar sayımız ne olursa olsun son iki tekrarda
zorlanmıyorsak kasın gelişim göstermesini, kalori harcamasını, hatta vücudumuzdaki yağları
yakmasına yardımcı olmasını beklemek yanlış olur. Bu hataya genelde, kadınlar ya da kaslarının
büyümesini istemeyen erkekler düşerler.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, son iki tekrardaki zorlanmayı son iki sete
yansıtmaktır. ilk set ısınma olarak görülmeli ve seçilen ağırlık tekrar sayısını rahat rahat
tamamlayabileceğimiz bir ağırlık olmalıdır. Burada amaç, kasları ve eklemleri zorlanmaya
hazırlamaktır. Asıl zorlanma ise ikinci ve özellikle üçüncü setlerde gerçekleşmelidir.
30
danışmanlar LEZZET
444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum BankacılıkLezzet Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.
Platinum Bankacılık Lezzet Danışmanı: Ceyda Baza
Mutfakla ilgili en önemli teknikler arasında pişirme teknikleri yer alır. Bu ay sizlere bu
tekniklerden bahsetmek istiyorum. İsimlerine baktığımızda zor gibi dursa da bu teknikleri
hayatınıza soktuktan sonra, daha kolay ve hızlı bir şekilde yemek yapmaya başlayacaksınız.
Sözü daha fazla uzatmadan sizlere teknikleri anlatmaya başlıyorum.
Haşlama
Haşlama tekniği ile yemek pişirme, mutfak teknikleri içinde zamanla yaygınlaşmış olanlar
arasındadır. Özellikle sığır, dana eti, tavuk, balık ve sebzelerde tercih edilir.
Haşlama yönteminin amacı, yiyeceklerin aromalarını ve besin değerlerini koruyarak,
sindirimlerini kolaylaştırmaktır.
Öncelikle tencerede su kaynatılır ve haşlanması istenen besin suya atılır, sonra verilen ısı
düşürülerek bir süre kaynatılır. Isının çok yüksek olmaması gerekir. Aksi takdirde, çok yüksek
ateşte kaynayan suda haşlanırsa, haşlanan et sertleşir sebzeler ise dağılır. Haşlanan besinlerin
vitaminleri suya geçtiği için haşlama suyu çok lezzetlidir ve atılmamalıdır.
Haşlama suyuna değişik baharatlar ilave edildiğinde ise farklı çorbalar veya soslar
hazırlanabilir. Birçok sebze kısa bir haşlama süresinden sonra derin dondurucuda muhafaza
edilebilir. Bir püf noktası, haşlanan sebze ve meyveleri haşladıktan sonra, soğuk suya batırıp
çıkarmaktır; böylece haşlamadan sonra, normalde devam eden pişme sürecini durdurarak
sebze ve meyveleri daha sonra da kullanabilirsiniz.
Suda pişirme
Suda pişirmek, genel olarak 65° ve 80°C olmak üzere, dikkatle izlenen sıcaklıklar kullanılan
çok hassas bir pişirme işlemidir.
Buğulama
Buğulamak, basınçlı veya basınçsız olarak kuru veya ıslak buhar ile pişirme işlemidir.
Pişirme Teknikleri
32
Kızartma
Kızartmak, yemeği yükselen veya sabit sıcaklıklarda sıcak yağ banyosunda pişirmektir.
Derin yağda kızartma ve az yağda kızartma olarak 2 gruba ayrılır. Kızartma yapılacak yağ berrak, nötr
tatlı, tortusuz ve hafif olmalıdır. Yoğun veya akıcı olmamalıdır ve yüksek ısı derecelerinde fazla dumana
neden olmamalıdır. Yağda ekşime olmamalı ve rafine yağ kullanılmalıdır. Sıcak yağ içine yağ takviyesi
yapılmaz. Uygun kızartma sıcaklıkları, 200 ile 250°C arası sıcaklıklardır.
Soteleme
Küçük ve ince parçalanmış besinlerin çabucak pişirilmesi için sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Yapışmaz
tava kullanıyorsanız yağ ilave etmenize gerek yoktur. Ancak böyle bir tavanız yoksa, bir tatlı kaşığı yağ
ilave edebilirsiniz. Sürekli karıştırılarak, pişirilen besinlerde besinin özsuyunun dışarı çıkması
engellenmiş ve besin değerlerinin muhafazası sağlanmış olur.
Ağır ateşte pişirme
Yemek sıvı eklenmeden veya çok az eklenerek kendi suyuyla pişirilir.
Kavurma, ızgara yapma
Izgara yöntemi yiyecekler, direkt ısıya tabi tutularak, her tarafının eşit pişirilmesi esasına dayanır. Izgara
yapılan yiyeceklerin yeterli ısıyı aldığından emin olmak için, ızgaraya temas eden yüzey 3-5 dakikada bir
değiştirilerek pişirilmesi sağlanır. Açık havada yapılan ızgaralarda önemli nokta, kömürün gerçekten kor
olması ve yiyeceklerin kömürle kesinlikle temas ettirilmemesidir.
Graten, ograten
Yemek, sadece yukarıdan yüksek sıcaklık uygulama yöntemi kullanılarak kızartılır.
Fırınlama
Et ürünleri, hamur işleri, sebze-meyveler ve balık ürünleri fırında pişirilebilir. Her yiyeceğin, besin
özelliklerine göre değişiklik gösteren, kendine özgü pişirme derecesi vardır. Bu nedenle fırın, yiyeceğin
özelliğine göre mutlaka önceden uygun pişirme sıcaklığına kadar ısıtılmalıdır. Pişirme sıcaklığı
malzemeye göre 150 ile 250°C arasında değişir. Fırında pişirmek istediğiniz bu besinleri, fırındaki kuru
havayla az yağlı olarak pişirmeniz de mümkündür. Pişireceğiniz yiyeceğin çok kızarmış olmasını
istemiyorsanız üstünü kapatabilir, iyi kızarması için de üzerini açık bırakabilirsiniz. Fırında pişirmenin en
iyi tarafı, fazladan yağ koymaya gerek olmamasıdır. Pişecek yiyeceğe damlattığınız yağın, damladıktan
sonra yanmasını engellemek için, besin ile kap arasına tel ızgara koyabilirsiniz. Bu yöntemle besinler,
içerdikleri yağ veya suyla pişer ve bu şekilde lezzetlerinden hiçbir şey kaybetmezler.
Rosto Yapma
Rosto yapmak, yemeği orta sıcaklıkta, kuru ısı kullanarak, sık sık yağlayarak, ancak sıvı eklemeden ve
üstü açık biçimde pişirme işlemidir.
Yağda rosto; yemeği fırında, düşük sıcaklıkta, yağda, üstü kapalı olarak sıvı eklenmeden pişirme işlemidir.
Kendi suyuyla pişirme
Yemeği üstü kapalı olarak fırında veya düdüklü tencerede az miktarda sıvıyla pişirme işlemidir.
KUZU ETİ VE ÖZELLİKLERİ
Koyunun bir yaşına kadar olan yavrusuna kuzu denir. Süt kuzuları 1–2 aylıkken kesilir. Bu nedenle
ağırlıkları 7–15 kg arasında değişir. Erkek ve dişi kuzu eti arasında lezzet farkı yoktur. Ama yine de yağlı
kuzularla dişi olanlar tercih edilir. Kuzu eti, pembemsi beyaz yağı ve kemikleriyle tanınır, etleri donuk
pembemsi, ince ve sıkı olur. Kuzu kesimi, ocaktan mayıs sonuna kadar sürebilir. Süt kuzuları, çabuk
piştikleri halde, 15–20 kg gelen büyücek kuzuları pişirmek için daha uzun süre gerekir. Büyük kuzular, her
mevsim bulunabilir. 28–30 kg gelen canlı kuzu, kesimden sonra 14-15 kg et verir.
DANA ETİ VE ÖZELLİKLERİ
Dana etinin gerdan, but ve karın kısımları diğer kısımlara göre daha hareketli olduğu için, daha kaslı ve
serttir. Gerdan, but ve karından uzakta kalan kısımlar, dana etinin en yumuşak ve en tercih edilen,
dolayısıyla en pahalı kısımlarıdır. Dana eti, kasaplar tarafından kullanım amacına göre farklı kısımlara
ayrılarak satılır. Bu parçalar arasında gerdan, pençeta, döş ve kürek kısımları hayvanın daha çok hareket
eden kısımları olduğu için daha serttir ve genellikle kıyma olarak kullanılır. Nuar, kontrnuar ve bodigo
(but) kısımları haşlanarak yenmeye uygundur.
Yumurta, tranç ve sokum kısımları kuşbaşı et olarak kullanılır. Bonfile, kontrfile ve antrikot kısımları ise
dana etinin en yumuşak kısımlarıdır, dolayısıyla ızgara için mükemmeldir. Dana ve sığır etleri gevşekçe
sarılarak muhafaza edilir. Küçük parça et ve kıymalar çabuk bozulur. Dondurulmuş et ise, çözüldüğünde
hemen kullanılmalı ve bir daha dondurulmamalıdır. Uzun süre saklanması gerektiğinde, bu etler buzluk
ya da derin dondurucuya konulmalıdır.
BALIK
Balık, en kolay bozulan besinler arasındadır. Taze değilse, kötü bir tada ve kokuya sahiptir. Balık satın
alındığında, kısa süre içinde hemen pişirilmeli, uzun süre saklanmasına izin verilmemelidir. Her durumda
tencereye yerleştirmeden veya bir sonraki fırsatta kullanmak için, buzlukta dondurmadan önce her
zaman iyice temizlenmelidir. Pul temizleme işlemi her zaman gerekmez. Izgarada veya fırında pişirmek
için balığın pulları temizlenmez. Fileto, temizlenmiş ve pişirmeye hazır balıktan elde edilir. Balıktan fileto
çıkarmak için uygun bıçakları kullanmak gerekir. Özel bir fileto bıçağı vardır. Düz bıçak boyutlarından
daha küçük ve kaygan bıçak, geniş ölçüdeki filetolar için kullanılır. 34
TAVUK ETİ VE ÖZELLİKLERİ
• Tavuk eti, çabuk bozulan gıdalardandır. Son kullanıcı olan müşteriye ulaşıncaya kadar, hijyenik
ortamlarda saklanmalıdır.
• Tavuk eti, tahta et tahtası üzerinde kesilmemelidir. Kırmızı etten farklı olarak, mikroorganizmalara
karşı daha dayanıksız olan tavuk etinin, mermer veya plastik üzerinde kesilmesi gerekir.
• Tavuk eti, müşteri tarafından satın alındıktan sonra, buzdolabında en fazla 1 gün bekletilip
tüketilmelidir. Derhal tüketilmeyecek ise, temizledikten sonra tavuk, plastik folyoya sarılarak derin
dondurucuda bekletilebilir. Bu şekilde dondurulmuş etler –18 ºC’de 3 ay kadar saklanabilir.
• Şoklanarak dondurulmuş ve doğru şekilde saklanmış olan tavuklar besin değerini koruduğundan,
güvenlidir.
• Taze tavuğun derisi, nemli ve açık renkte, göğüs eti dolgun ve göğüs kemiğinin ucu esnek olur.
• Temizlenmiş taze tavuk, gevşek bir şekilde sarılıp, buzdolabında en fazla 2 gün saklanır.
• Tavuk çözüldükten sonra tekrar dondurulmaz.
• Tavuğu donduracaksanız, buzdolabı poşeti yerine alüminyum folyo tercih edilmelidir.
• Tavuk pişirilmeden önce, oda sıcaklığına getirilir ve yıkandıktan sonra içi nemli kağıt havlu ile silinir.
İncikleri derin tencereye alıp, üzerini geçinceye kadar su ekleyip
pişirin. Etler iyice piştikten sonra, içine havuçları ve patatesleri
ekleyin. Tuz ve karabiberi ilave edip pişmeye bırakın. En son iki diş
sarımsak ve yarım limon suyunu ilave edip karıştırın. Meyane için
unu, su ile karıştırıp incik tenceresine alın, kaynatın ve kıvam alınca
altını kapatın. Sıcak olarak servis edin. Son olarak, üzerine dereotu
serperek süsleyin.
İncik Haşlama
3 adet incik
4 adet patates
3 adet havuç
4 su bardağı su
Tuz
Karabiber
2-3 dal dereotu
2 diş sarımsak
½ adet limon suyu
Meyane için malzemeler
1 yemek kaşığı un
½ su bardağı soğuk su
Etleri şerit halinde doğrayın. Bir tencerede zeytinyağını kızdırın ve
etleri içine atarak kavurun. Bu arada patatesleri soyun, rendeleyin
veya kibrit çöpü şeklinde doğrayın. Rendelediğiniz patatesleri
yıkayın, iyice sıkın ve sıvı yağda nar gibi kızartın. Sarımsakları soyun
ve dövün. Yoğurda katıp iyice karıştırın. Domatesleri zeytinyağında
çevirin. Bir tatlı kaşığı salçayı da ekleyin. Bir taşım çevirin. Tuz ve
karabiber ekleyin. Bir servis tabağının en altına patatesleri yayın.
Üstüne yoğurdu, onun üstüne de eti yerleştirin. Arzunuza göre
kuru nane ve pul biberle servis edin.
Çökertme Kebabı
½ kg parça dana antrkot
4 adet kızartmalık orta boy patates
Ayçiçeği yağı – kızartmak için
Yoğurt sos için malzemeler
3 su bardağı yoğurt
5 diş sarımsak
Domates sos için Malzemeler
1 tatlı kaşığı salça
2-3 adet domates
1 tatlı kaşığı toz şeker
Tuz
Karabiber
Zeytinyağı
36
danışmanlar PSİKOLOJİ
444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum BankacılıkPsikolojik Rehberlik hizmetimizden faydalanabilirsiniz.
Öfkeniz KontrolünüzAltında Mı?Platinum Bankacılık Psikoloji Rehberi: Ece Konuralp
Bazen hepimiz biraz huysuz olabiliriz. Tamamen sağlıklı bir insan duygusu olmasına rağmen
zaman zaman okul, iş veya sosyal ortamımız sebebiyle oto-kontrolümüzü kaybedebiliyoruz.
Kendimizi kaybettiğimizde ise öfkenin yıkıcı gücüyle karşı karşıya kalıyoruz. O zaman öfkemiz
kişinin ve içinde bulunduğu sosyal çevrenin kalitesini de olumsuz yönde etkilemeye başlıyor.
Kontrol edilemeyen öfke dindikten sonra, pişmanlık yaşamak ve geri dönülmesi zor yollara
girmek ise kaçınılmaz oluyor.
Öfke, memnun olunmayan durumlara karşı geliştirilen temel duygularımızdandır. Yine de, bu
duyguyu davranışa dönüştürürken, saldırgan olmadan, çevreye ve kendine zarar vermeden ifade
edebilmek gerekir. Bu noktada, hissedilen yoğun duygu olan öfkeyi doğru ifade etme becerisi
olan “öfke kontrolü” devreye girmelidir.
İşte öfkenizi kontrol edebilmek için birkaç ipucu:
1. İtiraf edin
Sadece söyleyin: “Öfkeliyim”. O an yanınızda kimse yoksa da kendi kendinize söyleyin. Diğer
sıfatların arkasına saklanmadan kendinize itiraf edin. Mutsuzum, canım sıkkın, üzüldüm yerine asıl
hissettiğinizi, öfkeli olduğunuzu söylemeyi deneyin.
38
2. Kabul edin
Öfkenizi açıkladıktan sonra, bu duyguyu kabul edin. Öfkenizi kabul etmek, kendinizi “öfkeli birey” olarak
görmenizi sağlayacak; bundan sonraki seçimleriniz ve eylemleriniz için sorumluluk almaya başlayacaksınız.
Bu, sizin kimliğiniz ve kendi yarattığınız hayatı yaşıyorsunuz; bu yüzden öfke de sadece sizin başarıyla
üstesinden gelebileceğiniz bir problem.
3. Karar verin
Karar vermek değerlidir. Kendinize davranışlarınıza önem sırasına göre çekidüzen vermeye alıştırın. Bunu
yaparken, öfkeli bile olsanız hedefinizin daha sağlıklı bir hayat olduğunu hatırlayacaksınız. Önem sıranızda
neler var: başkalarını incitmek mi, kendinizi geliştirmek veya diğerlerine yardımcı olabilmek mi?
4. Zihninizi çalışır durumda tutun
Hissettiğiniz duygunun daha sonra pişman olacağınız bir davranışa dönüşmesine fırsat vermeden
söyleyecekleriniz hakkında düşünün. Kendinize birkaç dakika verin, tüm düşüncelerinizi zihninizde tartın ve
ondan sonra söylemek istediğinizi söyleyin. Çok az zamanınızı alacak bu düşünme aşaması, olası saldırgan ve
yıkıcı davranışlarınızdan sizi koruyacaktır.
5. Durumdan uzaklaşın
Kendinizi öfkenin kaynağından uzaklaştırmak, kısa vadeli çözüm sunsa da yararlıdır. Örneğin, sizi
öfkelendiren kişiden uzaklaşmak için oda değiştirin. Bu davranış sakinleşmenizi ve öfkenizin dağılmasını
sağlayacaktır. Ancak uzun vadeli çözüm istiyorsanız; öfkenizi çözümledikten sonra bu konu hakkında o kişi
ile konuşarak problemi çözmeniz gerekir.
6. “Ben Dili”ni kullanmaya çalışın
Problem çözme konuşmalarınızda, eleştirme ve suçlamadan kaçınmanız önemlidir. Bunlar sadece karşılıklı
öfkenin katlanmasına neden olur. Bunun yerine kendinizi ifade ederken “Ben Dili”ne geçin. Örneğin, “Hiçbir
zaman bana yardımcı olmuyorsun” demek yerine “Yardım etmeyi önermeden sofrayı terk etmen üzülmeme
sebep oldu” demeye çalışın. Böylece daha saygılı ve anlaşılabilir olabilirsiniz.
7. Geri dönüştürün ve yeniden kullanın
Öfke, enerjidir. Yıkıcı güce sahip bu enerjiyi verimli bir şekilde kullanabiliriz. Öfkenizi dindirdikten sonra
pozitif bir biçime çevirebilir ve sonrasında daha üretken bir biçimde kullanabilirsiniz. Sürekli öfkeli
olduğunuzu düşünüyorsanız, bu enerjinizi sporda kullanmayı denemelisiniz. Fiziksel aktiviteler stresi azalttığı
için sizi de öfkeden uzak tutacaktır.
8. Ara verin
Günlük streslerde hepimizin küçük molalara ihtiyacı var. Birkaç dakikalık sessizlik veya rahatlatıcı bir sahneyi
hayal etmek, kendi oluşturacağınız sizi sakinleştirecek bir kelime öbeği söylemek, seçeceğiniz bir müziği
dinlemek gibi aktiviteler kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Bulunduğunuz yerde hemen
uygulayabileceğiniz pratik nefes egzersizlerini öğrenebilirsiniz.
9. Affedici olun
Bağışlama, kendinize yapacağınız en büyük iyiliktir. İçinizde olumsuz duygular yerine, olumlu olanlara yer
verin. Haksızlık, adaletsizlik veya acıma duyguları içinde kaybolmak ve öfkenizi şiddetlendirmek yerine
bağışlayıcı olun. Bu davranışınızla karşınızdaki için de öğretici olabilirsiniz. Hem herkesten, her zaman en
doğru şekilde davranmasını beklemek pek gerçekçi olmayacaktır.
10. Yardım istemeniz gereken zamanı bilin
Öfke kontrolünü öğrenmek zaman zaman zorlayıcı olabilir. Eğer öfkenizin tamamen kontrolden çıktığını
düşünüyorsanız, pişman olacağınız bir şey yapmadan veya sevdiklerinizi incitmeden öfke kontrolü için bir
uzmandan yardım almayı düşünmelisiniz.
Kısacası, hayatınızı öfkenizin kontrol etmesine izin vermeyin.
40
dosya TEKNOLOJİ
Hudway Camı otomobilinizin ön gösterge panosuna yerleşiyor ve akıllı telefonunuzdan gelen görüntüleri eğimli bir plastik ekranda gösteriyor.
Baş üstü göstergeler yeni otomobillerde daha sık karşımıza çıkmaya başladı. Ancak özel üretim aksesuarlar pahalı olmaları nedeniyle birçoğumuz için hala erişilmez olmaya devam ediyor. Hudway Camı ise bunun tersine, son derece cazip bir fiyatla piyasaya çıktı. Yaptığı iş ise akıllı telefonunuzun özelliklerinden yararlanıp yassı bir saydam gösterge üzerinden sürüş sırasında size bilgi ve görüntüleri yansıtmak.
Hudway’den Hesaplıve Kullanışlı OtomobilBaş Üstü Göstergesi
42
Güvenli bir sürüş için HUD teknolojisi ince detaylara önem vermiş. Sürücüler genel bir davranış olarak
mobil telefonlarına bakmak veya sürat kadranına göz atmak için gözlerini yoldan ayırırlar. HUD bilgiyi ön
cam seviyesinde verdiği için tehlikeli dikkat dağılmalarını engelliyor. Ancak diğer yandan, birçok
araştırma sonucu, HUD üzerinden çok fazla bilgi göstermenin de sürüş emniyetini azalttığına işaret
ediyor. Bu noktada, Hudway Camının gösterişli ve çok özellikli rakiplerine göre basit oluşu, onu güvenli
sürüş açısından da bir adım öne çıkarıyor. Cihaz aslında ön kontrol panelinizin üstüne yapışan basit bir
akıllı telefon yuvasından başka bir şey değil. Görevi de akıllı telefonunuzda sizin tercih ettiğiniz bazı
verileri saydam ekran üzerinden size yol boyunca göstermek.
Kullanıcılar telefonlarının GPS özelliğinden yararlanarak yön bulma, sürat, yer ve benzeri türde verileri
çeşitli uygulamaları indirerek HUD ekranından, gözlerini yoldan ayırmadan takip edebiliyorlar.
Hudway’in Android ve iOS için yarattığı kendi uygulaması ise görsel açıdan etkileyici olmasa da, çok
daha önemli bir amaca yönelik hazırlanmış: güvenli sürüş. Bunu da her defasında az miktarda veriyi,
büyük, kolayca okunur ve dikkati dağıtmayacak yoğunlukta göstererek sağlıyor.
Bir işi yapmaya karar vermemizin sebebi, yaptıktan sonra elde edeceğimiz fayda/sonuçtur. Diyet yapmayı kafanızda zor, can sıkıcı, kısıtlayıcı olarak algılarsanız, beyniniz süreci bir an önce sonlandırmaya çalışır. Ancak yaptığınız şeyden keyif alırsanız, o devamlı olur ve size zor gelmez.
Diyet yapmayı değil, sağlıklı beslenmeyi hedefleyinDiyet, halk arasında yanlış bir kanıyla, aç kalmakla eşdeğer. Oysa ki diyet, günlük yediğiniz içtiğiniz her şeyi içine alan bir kavram. Dolayısıyla, size faydalı olacak besinleri seçmek, sağlıklı bir yaşama gidecek yolda ilk adımdır.
Çok düşük kalorili beslenmeyinDiyete başlayanların yaptığı en büyük hata listelerinde belirtilenden daha az yemek, öğün atlamak, ara öğün yapmamak oluyor genelde. Az yiyip daha hızlı kilo vereceklerini düşünüyorlar. Ancak bu motivasyon kısa süreli olduğundan sürdürülebilir bir durum değildir. Kas ve su kaybına sebep olup metabolizmayı da yavaşlatır. 1000 kcal altı diyetler düşük kalorili grubuna girer. Diyet yaparken bu kalorinin altına düşmeyin.
Kafein tüketimine dikkat edinGün içerisinde tükettiğiniz kafein, bazal metabolizmayı hızlandırıp, yağ yakımını arttırır ancak aynı zamanda fazla kafein tüketilmesi durumunda, midenin asit üretimine sebep olduğundan, mideyi bastırmak için bir şeyler yeme ihtiyacı yaratır. Ayrıca gerginlik ve çabuk sinirlenmeye de sebep olur.Günde, çayı açık ve en fazla 4 bardak, kahveyi ise en fazla 2 fincan tüketin.
Ya hep ya hiç felsefesiDiyet süresince başlangıçta motivasyon yüksekken, 4-5 kg verildikten sonra kişide sevdiği yiyeceklere karşı dirençsizlik görülür. 1 lokma çikolata, 1 parça börek, davetlerde hayır denemeyen ikramlar, kişiyi "nasılsa diyetimi bozdum" mantığına sokarak, kişinin diyetten uzaklaşmasına sebep olur. Ancak çok sevilen besinler, diyetisyeninize danışılarak beslenme planına yerleştirildiğinde bu durum engellenmiş olur.
Yanlış diyet yapıyor olabilirsinizİnternette, sosyal medyada rastladığınız ya da diyetisyen olmayan kişilerin söylediği hazır diyetlere kulak asmayın. Her bireyin beslenmesi ona özeldir. Çünkü diyeti parmak izi gibidir. Genetik ve birtakım fiziksel, kimyasal özellikler değerlendirilerek oluşturulur. Diyetinizin içeriğini en iyi diyetisyeniniz belirler.
Cihazın ana unsuru olan cam, aslında eğimli bir plastik mercekten başka bir şey değil. Akıllı telefondan
gelen görüntüyü %20 büyüterek ve tüm dikkat dağıtıcı diğer görselleri eleyerek gösteriyor. Bu şekilde
görüşünüzü ve dikkatinizi bozmadan minimum bilgiyi vererek araç sürmenizi sağlıyor. Merceğin
üzerindeki bir kaplama malzemesi de yansıma ve çift görüntü oluşmasını engelliyor.
Cihaz herhangi bir güç kaynağı kullanmadığı için parlaklık, kontrast ve yansıtılan görüntünün genel
kalitesiyle ilgili sınırlı olanaklar sunuyor. Üretici özellikle güneş ışığının tam karşıdan geldiği durumlarda
sürücünün bazı küçük detayları göremeyebileceğini belirtiyor. Bu da tercih edeceğiniz uygulamalarda
daha basit olanlara yönelmeniz için bir neden daha oluşturuyor.
HUD için iki tür ayak tipi üretilmiş. Birincisi her otomobile olabilecek standart kompakt tip, diğeri ise
eğimi ayarlanabilir tip. Her ikisi de kontrol panosunun üstüne yapışıyor ve akıllı telefonu mıknatısların
yardımıyla tutuyor. Şu anda ön satışta olan HUD’ın fiyatı 49 $ ve projeye inanan kişilerin fonlamasıyla
hayata geçen proje 100.000 $’lık hedefini şu anda ikiye katlamış durumda. Her şey yolunda giderse
Hudway bu Mart ayında teslimata başlayacağını öngörüyor.
44
dosya SEYAHAT
Sri LankaOkyanus, dağlar, yemyeşil tropik ormanlar, antik kentler, pırıl pırıl plajlar, vahşi hayvan koruma
alanları, renk ve müzik cümbüşü, festivaller ve bambaşka kültürler… Karşımıza çıkacak her şey
doğa ve insan arasındaki o özel dengenin, en kusursuz işaretleri olacak… Hazırsanız başlıyoruz!
Sri Lanka’nın eşsiz güzelliğini betimlemek zor; kendine özel renkleri, muhteşem zenginlikte
manzaraları var. Marco Polo’ya göre, dünyanın en güzel yeri. Bilim adamı ve bilim kurgu yazarı,
Arthur C. Clarke'a göre, evrene daha yakın olmak için bu dünyada Sri Lanka’dan daha iyi bir yer
yok. Arap tüccarları, 1000 yıldan fazla bir zaman önce, Sri Lanka’dan bahsederken “dünya
üzerindeki cennet”i bulduklarını söylemişler, hatta Sri Lanka’ya “Serendib” demişler.
Sri Lanka, Hint Okyanusunda, Hindistan’ın güneydoğu ucunda bulunan ve doğal güzellikleri ile
tanınan bir ada ülkesi. Sri Lanka, turizm gelirlerini arttırmak için son yıllarda vize uygulamasını
kaldırdı. Bu nedenle, ülkeye giriş yaptığınızda basit bir damga vuruluyor.
Sri Lanka’da gezilecek yerlerBaşkent Kolombo’da, çok sayıda Budist tapınağı var. Seylan çayının yetiştiği, doğa harikası
yemyeşil tarlalar gezebilirsiniz. Ayrıca ülkede 2 bin civarında fil yaşıyor. Fil ile gezintiler
yapabilirsiniz. Bentota, tropik bir cennet. Hint Okyanusu kıyısında yemyeşil ağaçları ile muhteşem
plajları var. Plajlara yakın lüks otellerde konaklama yapabilirsiniz. Ayrıca burada safarilere çıkılabilir,
cam tekneler ile okyanus altındaki güzellikler seyredebilirsiniz.
SigiriyaAdanın en önemli arkeolojik sit alanlarından biri Sigiriya. Uçsuz bucaksız bir yeşilliğin ortasında
bulunan bu kaya kale, ülkenin en çok ziyaretçi çeken noktalarından. Koyu yeşil bir ormanla
çevrelenen kızıl kaya, muhteşem bir görüntü veriyor. Tuğla ve taş merdivenlerin kullanıldığı,
oldukça zahmetli bir tırmanışla ulaşılan zirvede, 5. yüzyıldan kalma bir saray ve bahçeler var.
Kolombo’dan başlayacak olan yolculuğumuz Kandy’den Galle’ye, Habarana’dan Sigiriya’ya, çay tarlalarından safariye uzanacak.
46
KolomboKolombo, ülkenin tek metropolü. Ama bildiğimiz büyük, karmaşık, kalabalık metropoller gibi değil; biraz
daha sakin. Yerleşik hayat belirgin bir biçimde göze çarpıyor. Bir tarafta bisikletler, tuk tuk adını verdikleri üç
tekerlekli çekçekler, başıboş dolaşan büyükbaş hayvanlar; diğer tarafta ise gökdelenler… Ticari hayatın hayli
gelişmiş olduğu Kolombo’da, yapılabilecek en güzel şey alışveriş. Sri Lanka’nın ticari başkenti Kolombo,
adanın en popüler kenti. Kolombo’da pek çok güzel restoran, mağaza, pazar ve butik bulunuyor. İpek
kumaşlar, kültürel maskeler ve hediyelikler, aynı zamanda yöresel ev eşyaları satın alabilirsiniz. Özellikle
Pettah Çarşısı görülmesi gereken bir yer. Şehir, doğal potansiyeliyle de keyifli zaman geçirmenizi sağlıyor.
Viharamahadevi Parkı, huzur dolu bir doğa alanı. Şehirdeki keşmekeş ve koşturmacadan kurtulmanın en
güzel yolu, bu parka uğramak. Tropik bitkilerle donanmış bu doğa parçası; maun ve okaliptüs ağaçlarıyla
dolu. Ötücü kuşlar ve gün boyu uyuklayan yarasalar dikkat çekecek kadar çok, sesleri dört bir yanda
yankılanıyor. Şehirdeki bir diğer kaçış noktası da Dutch Hospital. Burası, restoran ve kafeleriyle, şehrin gözde
mekânlarından ve eski Hollanda hastanesinde hizmet veriyor. Sri Lanka, tabii ki sadece Kolombo’dan
oluşmuyor. Ülkenin en belirgin özelliklerinden biri, yetersiz karayolu üzerindeki yerleşimler. Hemen hemen
her yol kenarı, bir yerleşim alanı gibi rengârenk. İç içe geçmiş tabelalar, üç tekerlekli tuk tuklar, motosikletler,
Hindistan’dan aşina olduğumuz renkli otobüsler, maymunlar, filler… Bunlar, Sri Lanka’nın doğal yol
manzarasının figürleri.
KandyKandy, deniz seviyesinden 600 metre yukarıda. Geçmişi 1800’lü yılların başına dayanan, yapay gölün
etrafındaki tepelere kurulmuş bir şehir. Bu göl, aynı zamanda şehrin huzur ve dinginlik yuvası. Kandy, Sri
Lanka’da geçmişi ve günümüzü bir arada yorumlamak için doğru bir şehir. Kentin ortasındaki ada ve eski
şehir diye bilinen bölge, şehirde mutlaka keşfedilmesi gereken yerler. Kandy’de bulunan Spice Garden ise
binbir çeşit çiçeğin ve ağacın bulunduğu ve her bitkinin farklı bir tedavi için kullanıldığı, büyüleyici bir yer.
Burada daha sağlıklı bir cilt, migren ağrıları, gözaltı morarmaları, stres ve benzeri sorunlar için, çeşit çeşit
baharat ve bitki satılıyor.
Galle Face GreenHint Okyanusu kenarındaki, 12 kilometrelik sahil şeridi Galle Face Green (Yeşil Yüz) Kolombo’ya huzur
veriyor. Surlar içindeki eski şehir, balıkçı barınakları ve pazarı ile dikkat çeken bu bölgedeki Fort Jumma
Camii ve kıyıdaki eski kale görülmeli. Şehrin hemen yakınındaki plajlar, özellikle turistlerin ilgisini çekiyor.
HabaranaHabarana, dünyanın en güzel filleriyle selamlıyor ziyaretçilerini. Burada tecrübe edeceğiniz bir fil safari,
ömür boyu unutulmayacak bir anı olacak.
Sri Lanka’ya gelmişken• Antik kentleriyle ünlü Pollonoruva’yı ziyaret edin.
• Nuwara Eliya’da çay fabrikasına gidin ve çeşit çeşit çay alın.
• Hazır gelmişken şehirdeki eski çay fabrikasında konaklayın. Ama dikkat; burası sıcaklığın düşük olduğu yağmurlu bir şehir…
• Dönüş için Kolombo’ya gitmeden önce sahil şeridini gezin, okyanusta tekne safarisi yapın. Teknenin ortasına yerleştirilmiş cam zeminden okyanustaki canlıları rahatça izleyebilirsiniz.
• Kelani Nehiri’nde safari yaparak Sri Lanka’ya ait 34 adayı gezin. Her adanın farklı bir özelliği var; balıkçılık, maymun yetiştiriciliği gibi…
• Yala’da gerçek safari yapın. Arazi araçlarına binerek milli parklara doğru 5 saatlik bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu maceranın 3 seviyesi var, size tavsiyemiz, ilk ve basit seviyeyi tercih etmeniz; çünkü diğer seviyelerde, arabanın içine yılan düşmesinden tutun, bufalolar arasında yürüme, o da yetmezmiş gibi vahşi fillerin saldırısına maruz kalma gibi tehlikeler söz konusu. Tabii adrenalini sevenler için 3. seviye şahane!
Ne zaman gidilir?Sri Lanka'da, yıl boyunca çok büyük sıcaklık değişiklikleri görülmüyor. Yıllık ortalama sıcaklık 28 – 31°C
seviyelerinde. Gece ve gündüz arasında hava sıcaklığı 4-7°C fark ediyor. Ülkeyi ziyaret etmek için yağış
olmayan Temmuz, Ağustos, Ekim aylarını tercih edebilirsiniz. Ancak bu yağışlar yaşamın akışını etkileyecek
boyutta değil. Bu nedenle yılın her zamanı gidebileceğiniz bir destinasyon.
Ne yenir, ne içilir?Sri Lanka mutfağı büyük ölçüde Hint, Çin ve Malay mutfağından etkilenmiş. Büyük şehirlerde KFC gibi
fast-food zincirlerini de görebilirsiniz. Mutfaklarında baharat oldukça fazla kullanılıyor. Tropik iklime sahip
olduğundan çok çeşitli ve lezzetli meyveleri yer yerde bulabilirsiniz. Sri Lankalılar arasında, dışarıda yemek
yeme alışkanlığı çok yaygın değil. Restoranlardan ziyade, daha çok evlerinde kendi geleneksel yemeklerini
yemeyi tercih ediyorlar. Pirinç ve köri, her Sri Lankalı evde ana yemeği oluşturuyor. “Wattalapam” Malay
kökenli, zengin bir tatlı çeşidi; kahverengi şeker, hindistan cevizi sütü, kaju fıstığı, yumurta, tarçın ve karanfil de
dahil olmak üzere çeşitli baharatlar ile yapılıyor. Tadı çikolatalı pudinge benziyor. “Pittu” taze pirinç unu, hafif
kavrulmuş ve rendelenmiş taze hindistan cevizi ile bambu üzerinde buharda pişirilmiş bir yiyecek. Yumuşak ve
ufalanan bir dokusu var. Taze hindistan cevizi sütü ve köri veya acı biber ile yenmesi tavsiye ediliyor.
48
SRI LANKA LUXURY
Sri Lanka Turu her gün hareketle6 Gece 7 Gün Kişi Başı 1749Euro’dan itibaren.
Sri Lanka’yı “Sri Lanka Luxury” programlarınakatılarak siz de keşfedebilirsiniz…
Hint Okyanusu’nun İncisi olarak adlandırılan ülke, 1972 yılına kadar Seylan (Ceylon) olarak biliniyordu. "Sri Lanka", Sanskritçe kökenli bir kelime. “Sri” saygıdeğer, “Lanka” topraklar anlamına geliyor. "Sri Lanka" da saygıdeğer, kutsal topraklar demek oluyor. Ülkede zaman zaman çok büyük çapta olmayan kasırga ve hortumlar da meydana gelebiliyor. Sri Lanka zengin coğrafyasıyla doğa turlarının en önemli duraklarından biri.
444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum BankacılıkSeyahat Danışmanımızla görüşebilirsiniz.
dosya SEYAHAT
Rüya Gibi Bir AdaÜlkesi; İzlandaİzlanda, Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde Grönland’ın güneydoğusu ile Norveç ve Britanya
Adaları’nın arasında yer alan bir ada ve bir Avrupa ülkesi. Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde volkanik
bir ada üzerinde kurulmuş olan İzlanda, bir ana ada ve çevresindeki birçok küçük adadan
meydana geliyor. En yakın komşusu Grönland’a 350 km, Norveç’e 1.050 km ve İskoçya’ya 800 km
uzaklıkta.
İzlanda’yı ziyaret için yakın zamana kadar sadece yaz mevsimi tercih ediliyordu ama artık kış
mevsiminde de turizm çok aktif. Sıcaklık yazın en fazla 17°C'ye ulaşıyor, kışın ise eksi 10°C’lere
kadar düşebiliyor. Ama hangi mevsimde giderseniz gidin, yanınıza mutlaka polar, mont, bere,
eldiven almayı unutmayın. Yazın günbatımı 23:00’e kadar uzayabiliyor, kışın ise güneşin sadece 5
saat görüldüğü dönemler var. Turizm İzlanda’da önemli bir sektör ve bu nedenle ülkedeki tüm
düzenlemeler turistlerin işini kolaylaştırıcı nitelikte. Neredeyse herkes İngilizce konuşabildiği için
iletişim sorunu olmuyor. İzlanda için Schengen vizesi gerekiyor. Kısa süreli helikopter turu, balina
gözlem turu ve “Monstertruck”larla siyah çöl geçişini özellikle tavsiye ederiz. Balina gözlem turları,
deniz kıyısındaki her şehirde bulunuyor ama Husavik’te balina görme şansı yüzde 98 olduğu için
turistler daha çok burayı tercih ediyor. Midilliden biraz büyük boyuttaki İzlanda atları ile yapılan
turlar da ilgi görüyor.
Buharlar çıkan dağları, büyük şelaleleri, atların dolaştığı geniş ovaları ile Viking mirasının hâlâ canlı olduğu İzlanda farklı deneyimler sunuyor.
52
Yapmadan & Görmeden dönmeyinReykjavik’e yaklaşık yarım saat uzaklıktaki Mavi Lagün, en soğuk havada bile yüzebileceğiniz sıcak su
havuzlarıyla turistlerin gözdesi. Kişi başı 65 Euro ödeyerek bornoz, havlu ve bir içecekten oluşan paketi satın
alıp, tüm gününüzü bu termal havuzda geçirebilirsiniz. Tesis içindeki kafede ya da Lava isimli restoranda
yemek de yiyebilirsiniz. Ülkenin 900’lü senelerde İskoç rahipler ve Vikinglerle başlayan tarihini görsel olarak
öğrenmek için Perlan isimli binanın içindeki Saga Müzesi’nde yarım saatlik bir gezi yeterli olacaktır.
Kaynaçları ile ünlü Geysir, mutlaka görülmesi gereken bir bölge. Her ne kadar 60 metre yukarıya sıcak hava
püskürten ana gayzer artık günde 1-2 defadan fazla püskürtme yapmıyorsa da, yanındaki ikinci büyük gayzer
halen 4 dakikada bir 20 metre yüksekliğe kadar su püskürtüyor. Bu doğa harikasını seyretmek müthiş bir
keyif.
İzlanda tam bir çavlanlar diyarı. Avrupa’nın en güçlü şelalesi olan Dettifoss, buzullardan gelen kahverengi
sularının muazzam ivmesiyle baş döndürücü ve hipnotize edici bir özellik taşıyor. Daha yeşil, daha berrak ve
bu nedenle de daha “romantik” olan Gulfoss ve Godafoss’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken doğa
harikaları arasında. Arkasına geçilebilen tek çavlan olan Seljalandsfoss da oldukça etkileyici. Jökursarlon
Buzul Gölü buzul parçalarını görmek için mükemmel bir fırsat. Namaskard kaynayan gri çamur havuzlarının
bulunduğu, topraktan, dağlardan buharların tüttüğü, kesif kükürt kokusuyla kaplı çok farklı bir yer.
Ne zaman gidilir?Haziran, Temmuz, Ağustos ayları seyahat için en uygun dönemler. Özellikle 17-18 gün boyunca güneşin hiç
batmadığı Haziran ayında İzlanda’ya gitmek, değişik bir deneyim olacaktır.
Ne yenir, ne içilir?İzlandalıların milli içeceği “Brennivin”dir. Brennivin alkol oranı yüksek ve sert bir içki. En popüler yemeği ise
kurutulmuş köpek balığı eti olan “Hakarl”. Köpek balığı eti, önce toprak altında çürütülüyor, ardından açık
havada kurutularak hazırlanıyor. Her ada ülkesinde olduğu gibi İzlanda’da da, deniz ürünleri oldukça yaygın.
Özellikle morina balığı her mönüde karşınıza çıkıyor. At eti ve kutup martısı (puffin) etinden yapılma yemekler
de bulabilirsiniz. İzlandalıların atası Vikinglerin geleneksel yemeklerini özel restoranlarda tadabilirsiniz.
Hayvancılık, İzlanda’da çok önemli bir başka sektör. Yemeklerin büyük bir kısmında koyun eti kullanılıyor.
İzlanda Haziran ayındaki güneşin 17-18 gün boyunca hiç batmadığı dönemi, benzersiz doğası ve fiyortları ile ülkeyi ziyaret edenleri büyülüyor. İzlanda’nın büyük bir bölümü volkanik olup adadaki yanardağlar hâlâ faal. Yanardağ sayısı 200 civarında. En önemlisi 1.490 metre yüksekliğindeki Heklâ. Adanın bazı bölümleri geçmişte yanardağ püskürmeleri ile oluşmuş lav ovalarıyla kaplı. Bu ovalarda “jökül” denilen buz kubbelerine rastlanıyor. Bunların en büyüğü, 8 bin 500 km2yi bulan yüzölçümüyle Avrupa’nın en geniş buzulu olan “Vatnapöhull”. Adada çok sayıda ırmak bulunuyor. En önemli ırmağı 210 km uzunluğundaki Tjorsa. İzlanda’da çok sayıda krater gölü var. En önemlisi olan Thingvallavat Gölü 120 km2 olup, 116 metre derinlikte bulunuyor. Adanın yanardağlarından sonra en önemli özelliği gayzerler. İzlanda, bugün etkin durumda olan 30 kadar volkana ve zengin termal kaynaklarına sahip.
BUZ VE ATEŞİNDİYARI İZLANDA
Buz ve Ateşin Diyarı İzlanda Turu her Cumartesi hareketle8 Gece / 9 Gün Kişi Başı 1999Euro’dan itibaren.
İzlanda’yı “Buz ve Ateşin Diyarı İzlanda”programlarına katılarak siz de keşfedebilirsiniz…
444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum BankacılıkSeyahat Danışmanımızla görüşebilirsiniz.
kültür&sanat KİTAP
Kırmızı SaçlıKadınTürk edebiyatının Nobel ödüllü yazarı Orhan Pamuk, son
romanı ‘Kırmızı Saçlı Kadın’ ile okurlarına iddialı ve çarpıcı bir
hikaye sunuyor. Pamuk bu romanında, 1980’lerin ortasında
İstanbul yakınlarında bir kasabada yaşanan aşk, öfke ve
baba-oğul ilişkilerini tarihsel efsaneler üzerinden felsefi bir
bakış açısı katarak anlatıyor.
30 yıl öncesinin İstanbul’unda yaşanan bu hikayede, liseli bir
genç olan Cem’in babasının evi terk etmesi üzerine,
tiyatrocu ve evli bir kadına aşık olarak hayatının nasıl şekil
değiştireceğine tanık oluyoruz. Romanın kahramanının
yaşadığı korkular, düş kırıklıkları, aşk acısı ve hayatta kalma
mücadelesi onu yıllar sonra hiç beklemediği bir sona
hazırlar.
Dönemin İstanbul’u, yaşam tarzı ve tiyatrosu hakkında bilgi
sahibi olurken; aynı zamanda Batı’nın Kral Oidipus’u (babayı
öldürmek) ve Doğu’nun Rüstem ve Sührab’ı (oğulu
öldürmek) efsanelerinin sıradan hayatlarımızla nasıl
benzerlik taşıdığını görüyoruz.
Orhan PamukYapı Kredi Yayınları
kitap
56
Patti SmithDomingo Yayınevi
M Treni "M Treni", Patti Smith’in yazarlığına "Hayalperestler"den
ziyade "Çoluk Çocuk"tan aşina olanları bir nebze
şaşırtacak bir kitap. "Çoluk Çocuk"un aksine kronolojik bir
ilerleme göstermiyor, kurgusal bir çatısı yok; hatıralar,
imgeler ve ölüler arasında mekik dokuyan fragmanlardan
oluşan bir kitap bu. Tüm bunların ötesinde, "Çoluk
Çocuk"taki hayatta kalma çabasının yarattığı merak ve
akıcılık, bu kez yerini Patti’nin hafızasında süreksiz bir
yolculuğa bırakmış, bu da kimi okurların hevesini kırabilir,
lütfen sabırlı olun.
Genç yaşta kaybettiği kocası Fred’le saat dilimlerinden
bağımsız yaşadıkları huzurlu göçebe hayatı, eski bir
Fransız hapishanesine yaptıkları bir ziyaret, gizemli ve
romantik bir jeoloji kulübü, kahve aşkı, Burroughs’dan
Murakami’ye yazarlarla ilişkisi, "The Killing" dizisine olan
tuhaf bağlılığı ve daha binlerce tema tek bir yerde
görünüp işlevlerini yerine getirdikten sonra kenara
çekilmek yerine kitabı bir ağ gibi sarıyor. Bu kitap hayatın
çoğunlukla altın yılları olarak adlandırılan o son çeyreğini
yaşayan yalnız bir kadının hafızasının ve dünyayla olan
dolaysız ilişkisinin mükemmel bir özeti. Bu listeye bakıp
“Herkes sevdiği yazarlardan, dizilerden, kahveden,
çocuklarından, mükemmel bir dünyada yaşamadığımızdan
ve neticede öleceğimizden bahsedebilir,” diyebilirsiniz,
fakat bu onları iyi bir yazar yapmaz. Patti Smith ise uzun
yıllardır karşılaşmadığımız, bir önceki yüzyıldan kalma
görkemli romantik yazarlardan biri.
kitap
kitap
Büyük A Akademisyen, yazar, çevirmen ve psikanalist Nilüfer
Güngörmüş’ün ismini "Korkuyorum Anne" (2004) için eşi
Reha Erdem’le birlikte yazdığı senaryodan
hatırlıyorsunuzdur muhtemelen. Sevim Burak üzerine
çalışmalarıyla da tanınan Güngörmüş’ün, Burak’tan
esintiler taşıyan ve sıkı edebiyat takipçileri için kült
değerler içeren kitabı "Büyük A", yeni öyküler eklenmiş ve
gözden geçirilmiş versiyonuyla yıllar sonra tekrar raflara
konuyor.
Roman, hikâye ve şiir kalıplarını alaşağı eden, kendi başına
kural tanımadan akıp giden, kelimelerle, harflerle girişilen
bir mücadeleye, bazen de fonetik bir oyuna dönüşen
"Büyük A"da, Sevim Burak’ın yapıbozumcu sesinin
yankısını rahatlıkla duyuyoruz. Bu deneysel üslupta,
"Korkuyorum Anne"nin ardındaki sesten yansımalar da
bulmak mümkün. BÜYÜK A / AKCİĞERLERİM / N / NEFES
BORUM / K / KALBİM diyerek metnin akışını hiç
çekinmeden bölen, konuyu her fırsatta dağıtan
Güngörmüş’ün kitabı, “İnsan nedir ki?” diye soran
"Korkuyorum Anne" ile, “İşte Baş İşte Gövde İşte Kanatlar”
diyen Sevim Burak’ın bir kesişim kümesi.
Nilüfer GüngörmüşEverest Yayınları
58
dosya HER AY BİR BAVUL
İzlanda’ya giderken yanımıza almamız gerekenleri sizin için listeledik.
Su geçirmez kaz tüyü montHavanın çok soğuk olduğu bu ülkede, kat kat giyinmektense, doğru mont tercihi sizi
rahatlatacaktır.
Dayanıklı, sıcak tutacak bir botSürekli olarak karın ve buzun üstünde yürüyeceğiniz için, ayaklarınızı sıcak tutmanız
gerekiyor.
Fotoğraf MakinesıViking mirasının hala canlı olduğu bu ülkede, doğa harikalarını da fotoğraflamak
isteyeceksiniz.
Nemlendirici KremSoğuk hava cildinizi kurutacaktır. Nemlendirici krem ile cildinizi koruyun.
Seyahat yastığıUzun yolculuğunuz sırasında en iyi dostunuz olacaktır.
Bir Ada Ülkesiİzlanda...En soğuk havada bile yüzebileceğiniz sıcak su havuzları ile Mavi Lagün, kaynaçları ile ünlü geysir ve büyük şelaleleri ile muhteşem bir keşif turu sizi bekliyor.
60
dosya EN YENİLER
iPhone İçin SanalGerçeklik GözlüğüTeknoloji tutkunlarının uzun süredir merakla beklediği sanal gerçeklik gözlüğü View-Master Virtual Reality Starter Pack artık satışta.
Teknoloji tutkunlarına müjde! Birçok teknoloji firması uzun süredir, akıllı telefonlarla uyumlu sanal
gerçeklik gözlüğü üzerine çalışmalar sürdürüyordu. Bu firmaların başında gelen Apple,
çalışmalarını sessizce ve gizlilik içerisinde tamamladı.
Apple’ın, iPhone modeli akıllı telefonları için ürettirdiği sanal gerçeklik gözlüğü Mattel’den geldi.
View-Master Virtual Reality Starter Pack adı ile Apple Store’larda yerini alan bu ürün, yurt dışında
ve Online Store’da 29,95 dolardan satışa sunulmaya başladı.
View-Master Virtual Reality Starter Pack, Google Crashboard yazılımını ve teknik özelliklerini
kullanıyor. iPhone 5 ve üzeri modellerle uyumlu olan sanal gerçeklik gözlüğü, ilginç tasarımı ile
küçük büyük demeden herkesin dikkatini çekeceğe benziyor.
62
dosya ASTROLOJİ
Uzun süredir aklınızda olan planlarınızı
gerçekleştirebileceğiniz bir dönemdesiniz. Maddi
açıdan sıkıntı yaşamayacağınız Mart ayında, güneş
tutulmasının etkisi ile bunu hemen hissetmeye
başlayacaksınız. Çalışma hayatında aktif olan
balıklar, kazançlarını arttırabileceği bir döneme
girerken; yeni plan ve projeleri olan balıklar ise bu
dönemde başlattığı girişimlerinin karşılığını ilerleyen
zaman içerisinde fazlasıyla alabilecekler.
Birlikte çalıştığınız iş arkadaşlarınızla uyum içinde
olacaksınız, ancak hislerinizle hareket etmekten
kaçının. Hisleriniz doğrultusunda bir yanılgı
yaşayabilir; vereceğiniz yanlış kararlar hem sizi hem
de karşınızdakini üzebilir.
Stres size iyi gelmiyor, bu yüzden hobilerinize
yönelmeye çalışın ve kendinize bakmayı ihmal
etmeyin. Bu dönem rejime başlamanız için en
doğru zaman çünkü olumlu sonuçlar alabilirsiniz.
BalıkDeğişken bir ruh haline sahip olan
balıklar, karar alacakları zaman
sezgileriyle hareket ederler.
Ayın Burcu
64