yayln kurulu dr. tÜrk dÜnyasi haberleŞme...
TRANSCRIPT
25 AGUSTOS 1983
YAYlN KURULU Prof. Dr. Turan YAZGAN - Doç. Dr. A. Mertol TULUM - Doç. Dr. Enis ÖKSÜZ ~ Doç. Dr. Mustafa E. ERKAL - D oç. Dr. Ahmet GÖKÇEN- Yar. Doç. Dr. Ahmet YÖRÜK- Dr. Taner KARAHASANOGLU
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI 0 Sal', : 25 0 Ağustos 1983 0 İki Ayda Bir Yayınlanır. 0 Sahibi: Türk Dünyası Araş-
I tırmaları · Vakfı Adııla Prof. Dr. Turan YAZGAN 0 Yazı İşleri Müdürü: Saadet PINAR 0 İdarehane : Hoşkadem Mahallesi, Kınktulumba Sokağı, Belediye Sarayı Arkası, Ankaravi Mehmet Efendi Medresesi - İSTANBUL 0 Dizgi- Baskı: Kazancı Matbaacılık Sanayii 0 Fiyatı : 400 TL., Yıllık Abone Bedeli (6 Sa yıl 2000 TL. Öğretmen .ve Öğrencilere 1500 TL. Yurtdışı : Almanya 50 DM.! A.B.D. 27 $, Banka Hesap No.: Türkiye Vakıflar Bankası Aksaray Şubesi 20/20054-9 0 Ziraat Bankası Aksaray Şubesi 13081.
HABERLEŞME ADRESI : P.K. 9~ - Aksaray/İSTANBUL Telefon: 520 53 63
iSLAMiYETlN ASYA TORK MEDENIYETiNIN BEŞlGi SEMERKANT VE HAVALlSiNDE iLK YAYILIŞI
Doç. Dr. Zekeriya KiT APÇI-\'
Gi.RiŞ
Semerkiant ve Buhara, Aşağı Türkistan'ın hemen hemen aynı ·korakterl·eri taşıyan bu ikiz şehirleri, ta il•k çağlardan berj bir taraftan Orta. Asya, diğer tar-aftan da Yaı.kın ve Orta-Doğunun sosyal, siyasi, d.lni ve . özelllkle iktisadi hayatında . çok önemli ml oynomışlordıl'.
Siyasi Arap fetihlerinin T u RA N ile i R A N arosında - geleneksel ·bir sını·r olarak kobul edilen Ceyhun Nehri'ne da
ya·ndığı devirlerde _;k·i bu milôdi VII. asrın başıdır--- Buhara ve · Semerıkant sadece o bölgenin baş-kenti değil, be~ki bütün Türk Dünyasının çok önemli bir ticaret, din ve ·kültÜr mer-kezi id'ı. iç-Asya. ve A ·n ·a - Yurt'a gelen Ari ·~e Sa·riii osıllı dinler, Hıristiyanlık, Z.erdüştlük, Budizm vs. ö.nce ·bu 1~i
büyük ve önemli ·karakollara uğramışlar, daha sonra ·Türk alemine, haua Cin-Seddi'ne ·kadar dalga dalga yayılma !mkônı bulmuşlarcfı.r. ·
Arap fetihreri ile birlikte Turan ülkelerine yeni bir din daha gelmlşti. Bu şüphesi·z Hz. Muhammed'in peygamberfiğinde insanlığa son o~arıak gönderilen islômiyetti. Ar.ap yanmadasından . fışkırtan islam dini, doğu benı istikametinde yeni yeni ülkelerde sür.c:rtle yıayılıyordu. islômiyet böylece Turan ülkelerine de girdi. 'Tur.an ülkelerinde uzun tarihi seyri içinde, özellikle Emeviler devrinde hiç bir zaman yeteri kadar devlet himaye ve desteği görmeyen islômiyet, Hıristiyanlık,. Budizm ve Zerdüştlüğe karşı çok çetın mücadeleler vermiş ve bu mücadelesinde baş dön-
* Fırat üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm il Başkanıdır.
-109-
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI Ağustos 1983
dürücÜ başarılar elde etmiştir. Bu başarılannın bir d.~vamı olarak Türk Yurt'larına· girmiş ve Türk Boylan arasında kendinden önce hiç bir dine nasip olmıyan samimi bir alôk·a görmüştür. is!ôm dininin Ort~-Asyıa ve Türk boyları. arasındaki blf b-C!Şarısı da:hG sonr:o dünya siyasi ve iktisadi nizarnını değiştirecak, «Türk Cilian lmparototluklarımnn kurulmasına yol açan g·elişm~!eri · sağtayacaktlr.
Artık bundan sonr-adır ki gerek Buhara ve gerekse Semer~ant, bütün Orto Çağlar b~yunca islam Kültür ve Medeniyetin'in göz kamaştırıcı birer merkezi olmuş ve bu bere:ke·tli topraklarda i sıarn Dünyasının ·ra·syonel ftkir ve hareketlerinin öncülüğünü yapabilecek, şüphesiz pek çoğu da· Tür·k asıllı olan şahsiyetı-i bir çok ünlü ve değer~i ôlimler ve önderler yetişiniştir. Bu feyizli ve hayı·rlı gelişmeleri gören Islam ôlimleri, «islômiyetin · rahmet olarak ilk def·cr Arob:.Stan'a yağdığın ı ve nehir- . lerfn!n . ise Turan ~lke}.erine cloğru .aktığını» söylemişlerdir.. ·
!Büyük Tür.k Hakanı Timur devrinde ise; Semerkant'ın çok daha ayrı bir özelliği vardır. O devrin Semerkanl'ı Asya- Türk Cihan Imparatorluğunun sadece siyasi bir merkezi değil, aynı. zamanda ·kültür ve medeniyette B a ğ .d a· d, aa s ro, Ş a m, M ı s ı r gibi Isıarn dünyasının meşhur şehirle~i ile raha·tça boy ölçüşebiien ve onlara ôrletçr meydan okuyçm bir mm ve trfon merkezi olaro·k dO' ka-rşımıza cıı<ma1ktadır .. Bu büyük Tür-k ve isıam medeniyetinden arda :kalanlar, bize ·kadar gelenle~. hey~ betli silüetleri ile butün ihtişamını haıa muhafaz.a etmekte ve o topmklarda yaşayanlara cedlerinin ne asil insanlar olduğı,ınu ve her zaman gururla iftihar edebilecekleri bir maziyi hatırlot
maktadtr. Anadolu Türklüğü, istanti41'u birbirinden güzel ~qmi!eır, medr:es.a·ler, hani ar, hamamlar ve sebillerle donatarak · köhne Bizans ~rtıkları üzerinde nasıl pırıl pırıl bir Türk ve islôm şehri meyc..'ana getirmişse, Asy.a Türklüğü de buna mukabil Asya bozkırlarının kalb.inde, aynı mimari usiOb ve S·anat zevkiyle bu · .eski Türk şehri Semerkant'ı bir geliri gibi süsleyerek gelecek ıissmere onların · gôgüslerini kabartacak bir medeniy~ ve umran şehri otd;ıak bırakmışlardır. ·
Tür.k ·sehri Semerkant'in bütün bu tarihi fonksiyonia-rına . . , . rağmen, isı am dininin bölged~ . kazandığı bu önemli zafer ve büyük ol·uşum üzerinde yeteri kadar durutmamiş ve mm areminin -değerlendirilmesine sunulmamıştır. Biz .daha önce «M i 1-
-110-
Z. KİTAPÇI: İSLA.MİYEi'J:I!N SEMERKANT'TA YAYILIŞr
1 1 K ü I 1 ü n> mecmuasında yaymlanan bir araştırmamızdo, B u har ·o'nın ls lômlaştırılma·sı üzerinde ·durmuş ve okuyucula: ro bu hususta be~ki ·i~k defa derli toplu bir tahlil verrneğe calışmıştFk 1 .
Bu incelememizde; Türık Medaniyeti'nin bir diğer beşiği
olon Semerkant ve· 'hov·a·Hsinde, il•k devirler·.de -ôzellikle Kuteybe :b. M ü s 1 i m devrinde:ki- I s l ô m I o ş t ı r m a h ar ek et i üzerinde dur-ulmuştur. Incelememiz •ki bölümden oluşmo_ktadı.r. B.irinci bölüm Semerkant'do, ·ikinci bölümde de onun havalisi yan1 · Turan Ülkesi'nin diğer şehirlerinde, i.slôm dininin ilk yıllarda yayılması ·incelenmiştir. !Böylece bi·r devir be~ -lirli ölçüde önemli dini. eıkonom~k ve sosyal karakterleri de yonsıtılamk oydınlatılma·k istenmiştir.
ı Daha geniş bilgi için bak. Zekeriya KlTAPÇI; «Bugünkü Türk ve !sıam Şehri Buhara'da !slarniyetin Yayılışı ve Yerleşmesi», M i ı ı i Kü l tür, · Dergisi, Sayı: 2-3. Şubat, Mart 1977.
-111-
· BiRiNCi BÖLÜM
iSLAMiYETlN SEMERKANT'DA iLK MÜCADELE YILLARI
A - iSLAMI FETiıHLER SI-RASlNDA SEMERKANT'IN SOSYAL, SIYASI VE TiCART DURUMU :
S em e-r :k o· nt K e l ·i m ·e.s i: Bölgenin diğer bir çok şeh-irlerinde olduğu gibi s e m e r k o n t isminin de nereden geldiği ve kelimenin -aslı hôlô münal<-aşa konusudur ı. Büyük islôm coğrafyacılarından Yakut ai-Hamawi şehrin adın ı bir efsaneye ·bağlamaktadır. Ona göre; lejanderi Amb komutanı
Ş -o m d Ab u Ku r a b çok ·eski çağlarda- bugünkü Semer·kant'a ·kadar uzanan bir sefer tertlb etmiş ve yakılıp yı·kıla'n şehir yeniden ·inşa ·edildiıkten sonra Şam r K e n t adı verilmiştir. Zamanla bundan bugün kullanılan S e ni -er ·k a n t kelfmesi doğmuştur 2 • Nitektm Dı'bal ai-Huzai ecdadı ile iftihar ederken bir şiirinde bu duygusunu şöyle dile getirmektedir;
({Semerkont_'a çok önceleri adını koyanlar onlar (değil mi} idi?»
Oysa millt ·koynaklarımızdan K a ş g a ri, Semerkant kelimesini n aslının Türkçe· olduğunu, s e m iz (zingin) ve ·kent (şehirk·elimelerinden oluştuğunu, zengin şehir anlamına ·kullanılan S e m iz kent kelimele~inden geldiğini beyan etmektedir 3 • Böyle bir izah tarzı akla biraz daha uygun düşmektedir. Zira ·k e ht .-kelimesinin eski Türkçede ş~ h i r -anlamına geldiği ve Turan üJıkesinde bir çok şehrin tamlama halinde bu isimle ku llanıldığı bir gerçektir. T a. ş kent, ıÖ z k e ·nt. B ay k e n t gibi.
S e m e r ·k ·o n t Ş e h r i n i n C o ğ r a f i D u r ·u m u : Zarafşan ırmağının •kuzey ·kıyısı, Htndi-stan ve iran'dan gelen
1 Scheadder, H.H., Semerkant md., lsıam Ansiklopedisi, (İA), X. 469. ~ Yakut, Mu'cemü'l-Büldan, (MB). Eeyrut, 1955, m, 247. ~ Kaşgari, Diva.nü'l-Lüga ti't-'l'ürk, Ankara, m, m
-112-
Z. Kl?r.APÇI: !SLi.A:MltYE'rtN SEMERKA.N'l'"TA YAYILIŞI
tarihi ticaret yollarının (ip e. k- V o ı u ve lB o h o ro t- V o 1 u) kavşağında 'kurulan Semerkant 4 • bir kısım ticari ve kültürel
· özelli·kleri yamsıro 5 , tar-ihin her11en her devrinde Tür.k nüfuzunun büyük ölçüde tesiri ·altında ·kalmış. hatta Necib Asım'a
. göre blr Türk şehri olmuştur 0 • islqmi fetihler sırasında bile şehir Türk hükümdar ailesinden G u ro k ta raftndan idare edilmekte ·idi. Bütün bunlara rağmen kozmaP.olit hüviyetini ·koru-. yabilmiş 7 , ayrıca. bölgenin ta .ilk çağlardanberi kültürel ve sl-.yosi ıbir merJ<ez·i olmuştur 8• .
lslôm ·tar:ih ·ve coğrafyacıları Semerkant'dan çok sitayiş- · !<ôr bir şekilde bahsetinektedirler, Onların ·bu güzel itapelerine göre Semer·kant; insanla -rın · ·dünyoda,J<.i c.ennetiv. Moveraü'n-nehrin (Aşağı Türkistan). gözbebeğ ·P0 , · So ğ -d la na n ı n· (geniş manada bütün o böl9enin) k o 1 b ·i11,
gözü ile ba·kılma·ktadır. Ebu'I-Feth ei-Büsti ise Semer.kant'ın tnsanları büyüleyen bu tabii güzellikleri ha·kkında bir şHrinde şu samimi duygularını dile getirmekteçfir;
~..ıli ~ -~ı_,.;..ı t( u-Wl
~ tl--~.P;I :.5' ~ ü-0 ~
· «·Insanların öbür dünyada cenneti vardır. · Bu dünyanın cenneti .ıse Semerkant''Ciır.
Ey! Belh şehrini onunla bir sayan kişi.
Hiç. h o n z o 1"' ile şeker kamışı bir olur mu?ıı 1~
i Barthold, W ., Turkestan Down to ~longol Inva.sion, London, 1968, s. 83. \
s Kurat, AN., Kuteybe b. Müslimin Haval'izm ve Semerkantı Zaptı;
DU, Tarih ve Coğrafya· Fak. Dergisi, (DTCF) 5, s . 387.
s Necib Asrm, Türk Tarih. I. 147.
1 Hdudu'l...Alem. (The Regions <1f th~ World) nşr. V. ı..nnrosky, London, , 1937, s. 121.
s Le .strange, G., BuldanU'l-Halafah eş-Şa.rltıyy.ah, Bağdad, 1954, s. 503. 9 YakUt, MB., m. 248.: Y.aktlbi, el-BuliiA.n, Necef, 1957. s. 126. ıo es-Saalib, Leta.ifü'I-Maarif, Mısır, 1960, s. 119. ıı el-Istahari, el-1\lesalik vel-l\lemalik, Kahlre, 1968, s. 177 geçmiŞtir.
* HANZA:L; Türkçeye, E b u C. e h 1 karpuz u olarak geçmiştir. Çok aıdır. Bundan dolayı Araplar arasında darbı mesel olmuştur.
12 es .. saalibt. a.g.e., s. 536.
-113 -
TÜRK DVN'YAsi .AıRAŞTIRMAL.A.RI A~tos 1983
Y.ine söz konusu ·koynaklorda belirtildiğine göre; şehir 12 fersah (yaklaşı•k olarak 12 km.) uzunluğunda dış surlarla çewri lmiştir 13
• Bu surldrda 12 •kapı bulunma·kta ve şehre bu k-apılardan gi-rilmektedir. Ayrıca şehir merkezini çeviren (Buhar-ada olduğu gibi) bir iç sur (·kale) daha vGrdır. •Bu iç kalen·in de C i n, N·e_v bo h or, B u h o ra ve K eŞ olmak üzere dört Gyrı kapısı daha ·bul-unma-ktadır. Daha sonraları şehrin ·sosyal ve -dini müesseseleri yani camiler, medreseler, ·kule, valilerin konakran ve daha buna benzer bir çok resmi btnalar bu iç kalede yeralmıştır 14•
· S e m·e ·rka n ' ı n S o s y ·o 1 ve S i y ·o s i D u r u m -u : Meşhur Arab fetihlertnin başladığı sıralar-da (milôdi VII. -asrın ı ı. yarısı) pek fazla· siyasi ağırlığı olmayan S a· ğ -d ·i a n o h ük O m et l'nin genel merkezi olan Semerkant'daııs, Türk hükümdar ailelerinden birinin bir mümessili bulunuyordu16• Kuteybenin ~ diplomasi oyunlarına ·gelerek tae ve tahtinı kaybeden bu Tür-k asıllı hükümderın adının G u ro k olduğu bilinmektedir. Gerçekte Sağdiananın Türklere aid olduğu ve hüküm-
- dartarının ise To r h u n lôkabı ile qnıldığı bir çok lslômi eserlerde •kaydedilmiştir 11•
Uzun ta-rihi seyri ·içinde Buhara ile genellikle kader birliği etmiş olan Semerkant'ın 18, Arab fetihleri sıra-sında da kaderi değişmemiştir. Buhara'y_ı büyük kuşatmalar ve çok şiddetli carpışmala-r<:fan sonra dördüncü defa olmak üzere kes·in bir şekilde ele .geçiren Kuteybe (708), daha sonrq Semerkant'a yüklenmiş ve ordusunda buluna-n Tü ·r -k b i r 1 i k 1-e r ·i n ·i n büyük ölçüde yardımları ·ile ıv şehri nihai olarak ele geçirmiştir (711). Arap siyas) hakimiyeti ile birlikte kesin olarak Semer-kant'a g·iren islômiyet daha· sonraları ·buralarda .tutunrnuş, yerleşmiş v_e Aşağı Tünkistan'ın bu eski siyasi merkez-i bir sure sonra
ıa el-Istaha.ri, a..g.e., s. 177. YakO.t, 'MB., m. 224. H · el-Mukaddest, Alı.senii't-Tekasim, neşr. M.J. De Goçe, Leiden, 1906,
s. 278. el-Kazvtn, Asaru'l-Bilil.d, Beyrut, 1963, s. 536. u Le Strange, G., a-g.e., s. 509. el-Mukaddesi, a.g.~>., s . 279. ıc Kafesoğlu, !. Türk l\filli Killtlirii. Ankara 1977, s. 102. ıT el-Brüni, el-Asaru'l-Ba!dyyah, Leipzing 1923, :ı. 101, 102. · Ibn. Tağ
nberdi, en-Niicfunii'z-Zablreh, Mısır 1963, I. 122. Bretşchelder, M.D., ~ledaeval ~earclıes from Eastern Sonrces, London 1967, n. 58.
ıs Bretscheider, M.D., a..g.e.. n. 61. ıe .Asun Neclp, a.g.e.; I. 150.
-114 -
Z. KİT.AıPÇI: :tsL.A.Mi:i:YET!N SEMER-KANT'TA YAYILIŞI . ,
islôm ·kültür ve medeniyetinin de •kuwetli bir merkezi .olmuştur. Buhara ·ile burası gerek ·sonra-ki fetih ler, gerekse bölgeniı:ı lslômlaştırılması ·ioin çok yakın bi~ gelecekte ·kuwetli bir üs haline gelecektir. Artık lslôm dini le-Asya ve göçebe· Tür-k boylarına bu tki önemli ·komkollardan geeerek ul<;ışmo ,imkônı bulaca·ktır .
S e m er ık .a· nt' ı n T ic a ri öz e lll k ı er i : Gerçek·ten Semerkant da, Buhara· ve 'Bcıy;kent g.ibi, Aşağı Tür-kistan'ın bir çok 'büyük şehrrleri ·ile, sağiFklı -ticari ilişkileri olduğu gib.i, tarihi Ipek yolu sayeSinde de Orta Doğu'nun diğer bi·r çok nüfus mer:kezleri :ile çok ·kuwetl.i ticar bağ!antılar ·kurd~. Bir çok ticari ve sınai maddeler Semerkant'da ·imal ediliyor, . ıbunlar , daha sonroıla·rı o devi·rlerin meşhur ticaret karvanfon ·ile buradan dünyanın dört bucağına sevkediliyordu. Bu tica-ret mallarının başında es-Saalibiye göre; k ur ş u n, n i ş ad ı .r, v o- ·. z ar·i ye denilen bir nevi ~kıymetli ·kumaşlar, c ı v o ve çeşitli maksatlar <için kullanılan işlenmiş d e r ·i ı er gelmekte idi 21
•
·,:
Ayrıca Semerko-nt'ın Uzak-Doğu, yani Asya ve Çin [l'ledeniyetinin, Doğu Akdeniz ve or-adan da Mısır, 'hatta. ispanya ve Avrupa'onın diğer oül·keler:ine geçmesinde dolaylı yolfordan büyük hizmetleri olmuştur. Semerkant'ın. Araplar tar-ofında:n fethi, bir bakıma bütün dünya medeniyeti·ve insanlık ôlem!nin· hay- · rına büyük bir .mer:hale -kabul, edilmelidir. Çünkü Arablar bur-alarda yerli halktan, özellikle Türk u~talardan pamuktan nası l . kağıt imal edildiğini öğr:enmiş ler, ıbununla da kalmıyarak, ·kôğıt
zenaatını bütün islôm dünyasına, ispanya ve dolayısıyla tüm Avrupa ülkelerine tanıtmışlar-dır. Böylece, sadece TQrkler ve Arablar değil, bütün insanlık dünyosı ilmi elde etmenin bu en
/ önemH vasıtosına çok ·kolay ve ucuz bir şekilde kavuşmuştur.
Halbuki Aroblar, daha önceleri bu mak·sat için -yazı, resını
vs.- p ·ap i ·r .u ·s, işlenmiş d e·r i, bazı hallerde ık ·e m '1-•k ve cilôlı pa.rfaık ta ş gibi malzemeler kl!llanıyorlardı. Deri ve papirus ·kôfi miktarda ve her yerde bulunmadığı gibi, üsteHk bunlardan ancak varlrklı aileler ist:fode edebiliyordu. Bunun pek tobii bir neNcesi olarak oku-mo - yazma gibi medaniyetın temel unsuru olan bu iki mübarek nrmetlerden oncaık belirli
2o Wellhausen, J., Arap Devleti ve Sukntu, çev. F. i!şıltan, Ankara 1960, s . 208.
21 es-Saalibt, .a..g.e., s. 218 .
......,.115-
TÜRK DÜNY.As.I ~ŞTI:R.MALARI Ağustos 1983
kimseler . yararlanıyor, cehaletle mücadele okuma·· ve yazmayı öğrenme ve öğretme imkanı geniş halk kitlelerine bir . türlü ulaştırılamıyordu. Her ne kadar qu zena'(Jtı Türkler, Cinlilerden öğrenmişlerse de Cinliler kôğıdı kendi memleketlerinde pek bol olan ve dünyaca .. meşhi.ır -ip e 'k-te n imal ediyorlardi. Türkler Ise ·kôğıdın yerli mahsul olan p a m u k ta n imal'inde muvaffak olmuşla·r ve <böylelikle de onun dünyanın diğer bir çok büyük şehirlerinde yapımı ve yayılmasına delaylı da olsa yar-dım . etrrlişlerdir. .
Semerka.nt'da imal edilen bu ·iyi cins kôğıtlar, Orto Şml'ın ilim irfan merkeziertnde ve . diğer büyük şehtrlerinde o kadar çok beğeniimiş ve tutulmuŞtur ·ki, a-rtık bunların ·_karşısında uzun
.zamandanberi yaz ı, c-r z ·i, re s i m vs. işlerinde ku.flanılan Mıs.ır papirusu ve derilerinin rağbeti kalmamıştır. Çünkü Aşağı Türkista·n'da imal edilen bu iyi cins kôğıtlar ve. ·kaliteli deriler hem daha üstün ve hem de daha parlak ve yumuşaıktı22• Yazı işleri için pek tabi daha -kullanışlı olan bu kôğıtlaır için es-Saalibi, yerli hal-kaı ve bu ·işle uğroşanlara ha·kikaten büyük ·kazanç-lar sağladığını açı.k · a,çık zi-kretmektedir 23 • ·
Semerkant'ın ismini Orta Şorkın diğer büyük şehirlerinde meşhur eden sebepl·erden biri de bumlardan sevkedilen· g ü rb üz, sa ğ lı -ı< lı k ö 1 e 1 er olmuştur. Ekseriyetle Türklerle meskOn ·bölgelerden toplanan bu ·köleler, buradan diğer şehirlere noklediliyordu. EHstahari bunların Orta Şarkta tanınan e n m a ·k b u 1 ve h -a· yı r lı ·k ö 1 e 1 e r · olduklarını •kaydetmektedir z'. Daha sonra Türk a.sıllı bu kölelerden büyuk k om u t a n, büyük a ı i ·m ı e r, ve büyük d e v ı et o da m ı ar ı çık<(lc·ak ve şüphesiz bunlar Orta Doğuda Türk 'varlık ve.nüfuzunun {Jrtmasında. ve yerleşmesinde önemli ölçüde yardım edecektir. Emeviler devrinden başlayarak Abbasilerin il'k devirler·inde bü'tün hızıylq devarı:ı eden hi 1 a f e t or d u s u n u n T ür 'k 1 e ş t i r ·i 1 m e· s ·i n d e ve Türk asıllı askerler için özel o r d u . k e nt 1 er i n i -n (Sama·rra) kurulmasında_ şüphesiz bu Türklerin tesirleri büyük olmuştur :;. .
ze en-Nüveürl, N!hayetü'!I.-Ereb, Mısır, I. 268, el-C~ et-TabassUr bit' Ticareh, . Mısır 1935, s; 28.
ıs e.s-Saalibi. a.g.e., s. 218. 24 el-Istahati, . ~;.g.e., ş. 218. Kitapçı, Z., et-Türk fi 1\iüellefati'l-Cahız,
~yrut, 1972, 8. 127·. " Orta şarktaki, Türk asıllı kölelerin S>tatiisü hakkına .bu ar~tırrnanın
umumi bibUyoğrafya kısmında daha aynntılı bilgiler verilecektir.
-116-
Z. KiT.APÇI : İSL.A.MİYE!I'İN SEMER.KANT"TA YAYILIŞI
IB) ISLAMIYETlN S6MERKANT'DA ILK MÜCADELE YILLAHI
l l :k i s 1 ô rm i F ·O aı 1 i y et 1 e r : Müslüman fatihlerin S.emer.kant'la olan sosyal, siyasi hatta ticari. m9nasebetl~ri Arap fetihl~rinin bölgeye ulaştığı il·k deviriere kada:r gitmektedir: Horosan'ın ilk valilerinden S o.; d b. O s m a n · (Hulefı;H Raşi:.
dinden Hz. Osmanın oğlu) hazırladığı bir ordu ile 'fO:raı:ı ~l·kelerine gtrmiş, Buhara'yi vurduktan sonra Semerkant'a gelmiş ve yerli halkla ·kendisine çok oğır vergiler vermek şartıyla bir anlaşma ya.pmıştı. Bu akıniara bir çok sahabede· iştirak etmişti r.
Hatta K u s em b. Ab ·ba.·s, . Hz. Peygamberjn amcazadesl, (daha sonraları bölge ha·l ·kının dini ve manevi hayatında çok şerefli bir yeri ve tesir.i olacak olan büyük :. s o h o b e) bu horblerin bi~inde şehid · düşerek Semerkont'o defnedilmiş-tir
(675). · Bu araştırmamızın sonunda ulu sahobe · Kusem b. Abbas' ın ma·nevi va·rlığına 'konunun elverdiği acıda kısa da olsa temas edilecektir.
Ilk fetih yıllarında- başlatılan bütün bu .siyasi manevra ve askeri hareketlerin Semerkant'da lslômiyetin yayılması iÇin hal·k üzerinde nasıl bir <tesir bıraktığı bugün için meçhOiümüzdür. Ancak bu hususta Ilk ciddt adım şüphesi~ ki tarihe Türkistan'ın iatihi olarak geçen K u t ·e y b e b. Mü s ı i m tarafın-.
dan .atılmıştır. KiJteybe, Aşağı Türk(stqn'ın ikinet büyuk şehri olan Semerkant'da kendin& has özellikleri olan bir lslômlaştırma . hareketina girişmiştir. Her ne kadar bunun Buhara'da gerçekleştirilen islômlaştırma hareketine benzer tarafları varsa da, Arap fatihi Kuteybe'nin ·kuvvetli bir üs ve lstôm merkezi için Semerkont'dan ziyade, Buhara'yı tercih ettiği bir gerçektir .Çünkü Buhara'da lslômiyet tam ve kuwetli bir şekilde yerleşti:}<ten sonra elbette S~merkont. ve civa-rı bund.an ztyadesiyle etkilanecek ve lslômiyetin sürortli. bi.r . şekilde ya-yılması için zemin hazırlanmış olacaktı. Artık bu marhaleden sonra Semerkant'da belli · başlı tedbirlerin alınması lstômiyetin yayılması ·için •kôfi gelecektk Kuteybe ise bunu fazlasıyla yapmış ve Buhara kadar sert ve zecri olmamakla ·beraber Semerkant'da da lslômiyetin yayılmasına yardım edecek ciqdi te-şebbüslerde bulunmuştur. ·
islômi kaynakların bu ·hususlardaki rivayetleri incelendiğinde Kuteybe'·nin Semerkant'da uygulamerk istediği lslômlaştırma hareketinin ana · hartlarını daha şehre g·irmeqen surların
....:..117 -
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI Ağustos 1983
dibinde şehrin Tür.k asıllı hükümdan ile yaptığı geçici· müsaleha şartları He tesbit ettiği görülmektedir. Hükümdar G u ra ık'la yopil·an ımezkur onloşma emsallerine göre ayrı bir özelli-k ·:raşıma•kta· ve i·slôm dininin Semerkant'da yayılması için bazı önemf.i maddeleri -ihtiva. etmektedir. Şimdi, dah.a önceki valiler-in Aşer~! Türkistan halkı ile çeşitli · vesilelerle yoptı:klan· bir çok ·<mttaşmalara. bu yönden bir ·isHsna teşkil eden söz konusu muôhedenin bizi 'i-lgilendiren hükümlerini kayriaıklardan elde edebildiği·riı·iz ·kadarı ile tesbit ve tahlil etmeğe ça·lışalım . .Sun-
: fa-rdan; ·
. 1 - Semerkont'da Kuteybe . ve askerler-inin namaz kılacağı bir c a m i yapılacaktır.
Comiin :içine bir minber . konocak ve Kuteybe bu minberdan Müslümanl9ra hitab edecek, hutbe okuyacaktır. Minberin özellikle anlaşma şanları o·ra·sında zi•kredildiği düşünülürse, burası
nın mescidlerden farklı ve cuma ve bayram nama·zlannın ·rahatlıkla kalınabilecek tarzda genişce bir ca mr· olması düşünülmüş~ür. Kuteybe'~ nin daha sonra şehre 4000 mücahidle g·irdiğ·ine
göre, bu camiin en az dört-beş bin kişinin ihtiyacını ~oloylıikla giderecek bir genişl~l<· ve kapasit~e olması gerekmektedir .
. 2 - Ateş evieri (mecusilerin) ve Budist m.apedlerin-deki putları '(heykeller) her türlü ziynet ve mücevher.atlarının Kuteybe'ye verilmesi. O devirlerde, Buhara'da olduğu gibi Zerdüştlük (mecusifi:k) ve IBudizmin de kuvvetli bir şekilde yayıldığı görülüyor. Çok zengin olan mecQsi ve Budist mabedleri ·ve onlarda bulunan ·süslü hey·kellerin ya-kılıp yıkılmalarıyla, .bir · taraftan Zer- . düştlük ve Budizme çok ağır bir darbe ·vurulmuş, diğer tar-attan da önemli ölçüde g'animet.
· ve zenginHk elde edilmiş olacaktı.
"Türk .Asıllı Köleleriu Arap Toplumundaki ~e
ri n e K ı s a B i r B a k ı ş : Semerlcant ve havalislnden özellikle Türklerle meskfm bölgelerden, Abbastler devrinde Orta Doğu ve H 1 l:a f e t merkezine Türk asıllı köleleri malum alışılagel.miş
« ab i d , . ab d yani k ö 1 e~ mefhumundan çok daha farklı anlam.da mutalea etmemiz gerelan.ekt~r. Temel kaynaklarda mevztibıihs
~118-
Z. Kİ?I'APÇI : lBı:...A.MİYETİN SIDMERıKANT'TA YAYii.ı.şi
3 - Sadece bir defay,a mahsus olmak üzere, içlerinde çocuk yaşlı ve . bedeni kusurları olmayon kimselerden olmak üz-ere 30 bin köle, lbnü'I-Esiı:e göre s~vo.ri 25 ~ diğer bir ri vayete göre 100 bin köle· verilmesi 2
G, Bu köleler Müslüma-n olacağı ve islôm terbiyesien göre yetiştirileceğinden Türklerden oluşan il·k gayri Arap Müslüman <toplum· böylece vücuda getirilmiş oluyor-du. IJık qefaı Sai-d b. Osman torotından ıkurulan .ve M ev ô 1 i denilen bu orduda şüp
hesiz. Türklerin büyük hizmetleri olmuştur 27•
edilen TÜrk köleleri anladuğıluz manada ev hlzınetlerl, ·bak bahçe, tarla _işlerinde kullanılan alelade köleler deklllerdir. Türk asıllı köleler, baJ}ta ha.J!feler olmak üzere, Ueri gelen d~vlet adanilan, büyük komutanlar, eytUet vallerl tarafından «öz e ı m u h ata z a g ü c ii>
. olarak tutulur ve •belli saygı deker yerlerı olurdu. · Türkler genelllkle sıhhatll. düzgün ve heybetu yaratılışta . olduklan için, gerek Halifeler, gerekse ileri gelen devlet adamları çoku zaman Türk asıllı köleleri tercih ederlerdi. Bazı hallerde bu Türklerin bir muhafı.z gücü olarak sayıları 4-6 bin kişiye yaklaştıkı görülmektedir. Nitekim AbbaSiler devrinde de uygulama bu merkezdedir. Abhastler ordusnnun Türkleştiıilmeslnde, bu Tilrklerln büyük tesirleri olmuştur-.
Temel kaynaklarda genellikle TUr lt asıllı köleler. için «ğ ıl m _an> veya «ğ ıl m an a ı - E tr ak -Türk delikanlı ları~ tabiri kullanılm~tır. Kanaatim.ize göre bundan 'öZel asker, koruyucu muhafız birllki' anlamına kullanılmaktadır. Zira bu knynaklarda, diğer köleler a b 1 d' veya 'm e vi a. d'en1lınişttr .Ev, bak, bahçe Işlerinde çaiıştırılmışlardır. Konunun vacyantlarının daha yet~rll bir şeldlde lncelenmeslnde y ararlar vardır. Temf'J kaynaklardaki bu inceliki ve taıihi reallteyi kavrayamayan veya görmemezlikten gelen bir kısım kasıdlı yazarlar, Türk asıllı köleler için yanlİş yarg ıve · bizim hiç bir şeklide kabul edemlyeceğimiz görüşler ileri . sürmektedirler. Arap şehirlerine sevkedilen ilk Türkler hakkında daha geniŞ bilgi içtn bkz. Kltapçı. z., Arap Şehirlerine Yerleştirilen tık Türlder,
·· Mi1ll Kültür, Anl\ara 1972, sy. 112. . . · 2s İbnü'l-Esiİ·, el-Kamil fit-T&rih, Beyrfit 1965, IV, .573. 2e et-Tab~rl, Ta.rihn'~-Rusuln ~-MuiQk, Leiden 1885. Vm. 1346. Ibnü'l
Esir, IV. 573. Bu kölelerin sayısmda çok ileri giden ve mübıuaaya kaçan Tarihçilerimiz vardır. Mesel§. İbn Tagn.berdl, bunlann 630 bln kişi oldukunu kaydetmektedir ki o çağlarda bir çok büyük şehirlerin· nüfusu bile bu rakamın çok altındadır. Rivayetlerdeki gerçek payı şudur ki: bu şehirlerdeki Türk varlig-ı kurutulmak istenmiştir. bkz. en-Nuco.m, I. 12. · ·
21 Kitapçı, Z., Arap Onlul.arındaki İlk Türkler, Diyanet, Ankara 1973, Nisan, XII. sy. 4ı 5, 6.
-119-
TüRK DÜNYASI ARAŞTIRMALAıR.! .A..,austos 1983
4 - Muhdriblerin özellikle Türk askerlerinin şehirden - sürütmesi ve eli silôh tutan kimselerden kesinlikle şehre sokulmamast 28
• Bu madde üzerinde· ilerl.de da'ha etraflı bir şekilde durulacaktır. Ancak şunu diyebilkiz ki muharib Türık-Ierin şehirden çıkarılması şüphesiz Kuteybe'ye .çok büyük bir hareket serbestisi sağlayacaktır. Ar:Uk Kuteybe, gerek Zerdüşt Vf3 Budist. mabedlerinin yağmalanması nda, gerekse şehrin mühacir Araplarla iskôn .edilmesinde pek ,
· fazla bir mukavemet görmiyecektir .
. Belôzurıde, her nedense diğer lslôm tarihçilerinin nazarı dikkatini çekmiyen ye fakot Semerkant'ın islômlaştırılması ile ilgili bjzim açımız-dan gercek1en de önemli olan bir başka rivayeti <iaho va·rdır. O d<.r yine ıbu antleşmeda Kuteybe ve arkadaşlarının yani Müslüman Arap askerlerinin «Ü ç g ü n · S em ·e ·r ·k o n t' d a ş e h i r e ş ro f ı n ı n e vi e ri n.d e m i saf ·i r e d P 1 m e ı e r ·i» şartrnın yer almış olmasıdır 2!1.
. Müslüman Arap o-skerlerin.in yeni fethedilen şehirlerdi özellikle eşrafın evl-erinde misafir edilmeıe:ri haddizatında :Buhara-'da do uygulanmış, bundan lslômiyetin yayılma~ı yolunda :büyük faydalar sağlanmıştır. Kuteybe, Buhara'da ki bu uygulamanın gçıyri _ müstrm yerli hatk üzer:inde ne kadar etk-il.i ve yararlı olduğunu bizzat ve bilfiil görmüştür. Böylece islômiyet hakkında yalan yanlış bir ıtok ım bilgilerden başka fazla . bir şey .bil m iyen eşrafın yani aristokrat tabakanın dalaylı da olsa lslôm dinine ilgi ve di k•katleri cekilecek ve ona daha fazla aşina olmaları sçığlanacoktır. Artıık Semerkantlı . eşraf, Müslümanların davranışla:n, dini hayatla-rı, yaşayış ta-rzlorını daha yakından -iiliyecek ve onlar haıJ<.kında daha sağlam bilgiler elde edebileceklerdi. Öyte· tahmin ·ediyoruz ki, Müslüman Arapları n aristokrat ailelerin· evlerinde misafir edilmeleri anlaşma gereğince üç günden fazla sürmemiştk. Zira Buhara'daki bu kabil uygulamalar sonı.i·nda ·kanlı ça-rpışmalara ·kadar götürülmüştür no.
2s el-Y~a kilbt, Tarih, B~yrot ıooo, II. 287. et-·.ra.beri, VIII. 1245. Mulr, S.W., The Cha,llfate, · Belrut, 1963, s. 365. Barthold, W., Turkestan, .s. 185.
39 ei-BelA.zurı, FUtohu'l~Buldan., Kalüre 1957, s. 518 .. M ._Kita~ı, Z .. Buhara. da, lsliimiyetiıı Yayılışı, M_llli Kiilt~, . A.n_kara
1977, Nisan, I. ey. 2, 3. . .· ...
- 120 -
Z. IaTAPÇI : İSLiAM.İYEl'İN SEl'viERK...<\NTTA YAYILIŞI
Şimdi biz Seriıerkant'da bundan sonraki if.k islami fciol.i. yetleri, mucrhede şartlarının •bizimle ilgili maddelerinrn tahlilini ·ve şehirde · yapılması · g~reken ·~lk Müslüman mabedinin «U tu Ca m i» ·ile ilgili gelişmeleri ve verli . hal·kın bu oldu bittilere karşı gösterdiği : tepki'leri göre li:~.
s e m e r ,k ant· da i l ·k i s la m Ma b ed i n i .n i nş ·aa s ı : Yukarda adı geçen muahede şartla•rı uyarınca Sem erkant'da ilk .defa bir islam mabedinin yapılması için derhal hamkete · .Qeçilmiştir. Öyle ki .Müslüman Fatih daha .şehre ayak
· bosmadan. önce bu camiin yapılmasını Istemiştir: Cami, muhtemelen bir grup Müslümanın n<Jzarı::t ve yardımları -daha . ziyade teknik olarak- ve yerli hal·kın her türlü desteği ·ile çok krsa bir zamanda· yapılmış ve sonra çok parlak bir merasimle ibödete açılmıştır. Semeı:ka·nt'da, ahalisinin çoğu B u d .i st, Zerdüşt, Mani·ha•·ist ve Hır ·istiy<Jn'lardan teŞekkül eden bu ,kozmopolit şehirde böyle ~ir camiin 'yapılmasıyla yeni dinrn yayılmasına en uygun bir zemin hazırlanmış ola-
. coktı 8 1• Böylece Müslüman cemaat, gerek Araplar, gerekse ye
. ni d ine intisab etmiş olan if.k m ü ht e d 1 1 er, dini veCibelerini · ·rahatça yerine getirebilecekleri bir ibadethaneye kavuşmuş oluyo~lardı.
Buharanın fethni müteakip aradan · aricak dört beş sene 'gibi çok uzun bir süre geçUkten sonra böyle resmi büyük ibir camiin yapılabildiği ve bunun için de .çok çetin mücadeleler gerektiği düŞünülürse, Kuteybe'nin Semer.kant'da bir cöm:iin ·inşcrasını mütorekenin temel şartları a·rasına önceden koydurmasının ötıemi bir kere daha . arilaşıima·ktadır . Kuteybe'nin hem şehr~ girmesi, hem de ibadetf sı ·rasında yerli halkın dini taassublorından dolayı çıkrrias·ı muhtemer olan bir kısım olayların önlenmesi icin bic tedbir eserır olarci·k şehir muh<ırib .Türklerden kesinlikle boşaltılmıştır. Bunla-r Kuteybe'nin ne kadar uza-k görüşlü bir kimse olduğunu göstermektedir.
isıarn coğrafyalarının çoğu, .büyük bir ta·l·ih ·eser.i söz konusu camiin yeri v·e hir kısım özellikler:inden de bahsetmektedirler 92
• Bu rivayetler<ien nnlasfldığına göre, Semer:kant camii : . . .' · . . .
a ı Kurat, A.N., a.g.ınık., VI. ay. 5, s. 409.
s2 . YakUt, MB., m 347. el-Tıstaha.ri, s 177. tbn-al-Fakih, s .· 326.
- 1-21 _..;:
TÜRK DONiYASI ~ Ağustos 1983
şehr:tn osıl merikezi 2500 ce riıb•, yokıl'Oşık olomk 62.500 ıkm2
lfk ıb}r saho ·üzerinde.kurulmuş ve ikinci bir sur -ic 'kale- ile' de cevrilmişti. Şehrin en uyglin yer.inde bir de ·kule bulunmakta i·di: Işte Semerkant'da· inşa. edilen ilk cami şehrin merıkezinde, meşhur :kulenin yanında daha ziyade eşrafın evlerinin bulun-. duğu bir mahallede genişce tJ.ir arsanın üzerinde ·inşa edilmiştir ss. Genelli·kle Semer·kant'ın il.eri zenginleri, ari~tokra;l:' taba·ka ve üst düzeydeki görevliler yani şehrin kadısı,· (Jakimi, amill, askeri valisi günümüz.ün tabiri ile büH»kra.tların evlerinin bu mıntıkadcr olduğu 34
, gözönüne getirilirse cami·in şehrin en mutena bir semtine yapıldığı anlaşılmaktadır. Biz biraz daha ileri· giderek şeh·r:in ·asıl hükümdon Gurek'in sorayının da bu mahalde olduğu görüşündeyiz. ·
S e m ·e r ık o ·n t C ·o· m i i n ·i n A c ı lı ş M e r o s ·ı m i: Sem erkant Comtinin inşaatmo nasıl bir süratle tamomlandığını yukarda belirtmiştik Bu hıısustaki gelişmelerı surların dışında günlerdir .ta·krb eden ·Kuteybe ·icin nihayet büyük bir heyecan ve sobıq;ızlıkla beklediği gün gelmişti. Müslüman Fatih bunun ioin ordusundan 4000 •kişiltk gözde -bir kuvvet SE?Cmiş ve sonra yeni yapılan bu comide toplu halde ilk namazını :kı·lmok için şehre doğr·u hareket etmişlerdir.
Koynaklarda Kuteyben-in şehre hangi gün gir.diği hals-kında aydıntatıcı fazla bir ·!:>ilgi · yoktur. Fakat müsaleha şortın<lo yer olon· bazı ikel4meler (mesela co m i, m i n b e r ve h u t b e gibi.) ve camiierin geneiHıkle Cuma günleri acılması gibi 1 s ! am i t e ·o m ü ı •1 e ·r, kısmen de dlso konunun aydınlotılma
sındo bize yardımcı olmo·ktodırlor. islômi ananeye göre, m i nb e r cemaatle :kılınan c u m o ve b a. y ro .m namazforını
edo etmeye mahsus büyük comilere ve bu moksa.t icin tahsis edilen yerlere konulur. Ayrıca müsoleho şartlarında Kuteybe'nin
* C e ri .b: Daıha ziyade; h U'b 1i bat için kullanılan blr ölçUdür. Bu tabir bir c e r tb dolusu tohum ekilebilen a.rıızinln yüzölçUmü olarak da kullanılır. (.bkz. 1A. Cer i ·b m<,\. m. 109) Coğrafteserlerde Cerıb daha :zıiyade mesa.ha ölçUsü olarak kulla.nılmı.ştır. Bir Cerib ya:klaşık olarak 2500 m2 olarak hesaplanmıştır. O da Anadolu'da yaygın olan arazi ölçllsü ile 2,5 dönümdür. Bu takdirde seınerkant'm asıl
şehir merkezin.lıı, 62.500 1an2 lik bir alana yayı.İıruş olması gerekmektedir.
3~ YakUt, M!B., t:ıa:. 244. s! Y~kO.t, :MB., m. 24:7.
-122-
Z. Ki.T.A:PÇI: ~ SEMERK.ANT'TA YAYILIŞI
cemaate ·bir de hutbe okuyocağı yer olma·ktadır. ıBütün bunlardan Müslüman Fotihi maiyyetiyle birlikte bir C u mo g. ü n ü öğleye dôğru şehre girdiği ıcmtaşılmaktodır. a3un<fan sonra Kuteybe Müslüman Arablorio birlikte doğru camie giderek Uk cuma namazlarını ·kılmışlardır.
Kut~ybe ve a·skerleri şehre K e ş ve N e se f kapılanndan girmişlerdir. Müslümln Fatih ve gaziler, MQsiOrr,ıanlann ı;;iarı olan te k b ir sodaları ·ile mezkür kapılardan içeri girerler~en Tür.k -hükümd'an G u r o •k Kuteybeyıi selômtCJTT}ış ve kafilenin önünde yerini almıştır. Tabiotıyla bu onlara yol . göstermek ve herhangi bir taşkınlığa· meydan vermemek ·içindi. Şüphesiz coş·kun bir heyecan iç·inde muntazom satlorla ··ilerleyen ka·file şehir merkezinde B u d i st h~ yk e ı ı er i n i n (•lslômi kaynoklardo sonemierin - putlonn- bulunduğu muhteşem bir mobedin önüne geldi Gurok burada hükümdarlık sembol-ü olan kılicını bırakorak geri durmuştur 33
• Bu. ve buna benzer rivayetlerden Hükümdar Gumk'ın samimi iyiliksever .bir Budist olduğu anl<Jşılmaktatlır. Artrk bundan sonra yapılacak işler Müslüman Fatih'·in ·ınsiycitifine 'bırakılmıştı.
Kuteybe ve beraberindeki :askerler, önce yen,i yapılan u 1 u ca m iye giderek çok •kalabalFk bir şekilde ilk c u m o nam o z la r ı n ı kılmışlar ve Ara b Komutanı bizzat ·kendisi gazilere muhtemelen Semerkant'ın fethi ile .ilgili :il'k hutbesini de okumuştur. Temel 'kaynaklarda hutbenin metni ve muhtevası ha-kkında fo·zlo bir açı·klama yoktur. Durum bu acıdan değer;lendi·rHdiğinde, Semerkant'daki .islômi faaliyetler çok ,daha süratli bir şekilde başlamıştır. •Buhora'da büyük cami dört-beş sene sonra yapıldığı, Müslümanların •kendi öz mabedierine kavuşmaları çok çetin mücadelelerden sonra mümkün olduğu
halde Semerkant'do· bu önemli merhale fethin ilk günlerinde gercekleştirilmiş oluyordu.
Cuma namazından sonra Kuteybe ve beraberindeki .zevat, Taberi'nin ei ... Bahili •kaynaklı rivayetlerine göre, Gurak'ın hükümdarük samyındcr· vereceği büyük bir ziyafete gitmişlerdir aç.
Ba1ôzuri Kuteybe'·nin önce yemek yediği, sonra ka~kıp namaz kıldığı açrk açık zi:krettiği halde 37 , büyük tarihc-i Taberi de
ss Kurat, AN., a..gmk., VI, sy. 5 s. 407. sc et-Ta:beıi, VIII. 1250. s1 el-BelAzuıi, 518.
- 123--
. ..
TÜRK DilNY.A.SI .AR:A.ŞTIRM.ALARI Ağustoo 1983
hangisine önceH-k verildiği beli'rtilmemiştir. Vjne Bohlli ·rivayetinde,· Gurak'ın yemekten sonrô Müslüman Fatih'ten şehri ortı•k terketmesi zikredilmektedir 3 b. Zira · bu bir anlaşina gereği idi. Bu takdirde müsoleda yer alan namazın yemekten once topluca kılınmış olması gerekmektedir. F~kat yemekten sonra . Kuteybe yerinden kalkaıa~k münferid olarak iık.i rekat namaz daha kılmıştır. Gere:k Belôzuri 39
, gerekse Y'a·kObi'nin ~o zi·krettiğ·i namaz ıkçrnaatimize göre Kuteybe'n.in yemekten sonra tek başıı:ıa olarak -kıldığı bu -tki rekôt ş ü k ü r n o m ClZ ı olsa gerektir.
Böylece mütareke ş~rtlarının hükümleri, Türk Hukümdarı acısından tamamen yerine getir.ilmiş oluyor-du. Bundan sonra HükÜmdar. Kuteybe'den anlaşma gereğince· şehri terketmesini
. istemiştir. Artık bu andan itibaren karşımızd.a sadece bir asker, bir komutan Kuteybe değil, son derece diplomat · bir Kuteybe vardır. O Türklerle· olan bir çok meselalerde olduğu gibi bu meselede de diplom ,asiyl ve pol i tikayı kUJianacalc, ger-ektiğinde verdiği- sözden bile dönecektir. Nitekim, Hüküindorın bu isteğine <iiplomot Kuteybe Kur'ôn-ı Kerim'den; «0 b i r b i r i n d e n o y ı r d e t m e 'k s i z i n ö n c e k i A d k o v m •i n i h e ı ô-·k et t i, S e m O d k o v m i n d e n . d e g e-r i ye b i r ş ey b ı ra ·k m o d ı,» 41 maalindeki ayetleri okuyorak cevab vermiş ve şehri terketmeye pek niyetli olmadığını göstermişttr. Kur'ô·n-ı Kerim'de, Allah'ın gazabına uğradıkları bil{firilen Ad _ve S e m O d ·kavimlerinden, · Kuteybe'nin B u h a r ·a· ve S e m e r ·k an ·t- kosdettiği aşi·kôrdır. Yani TOro n ülkesinin bu tki marnur ve müreffeh şehri de Kuteybe'nin go z a b ı ·n o uğramıştı. Burasının da tenkil edilmesi gere:kiyordu.
·Bundan sonra · Kuteybe neticeyi büyük bir telôş ve sabırsızlıkla ·bekleyen Hfrkümdôr ve halka herkesi şaşkınlık içinde bırqkocak şu açıklamayı yapmıştır:
«Sizden· ·kim isterse servetini alıp şehri terkedebi! ir. Ben şu · onda Semerkant'ı terkedecek değilim. _Bununla beraber sizden anlaşma ŞO'rt-
sa et-tabeJi,· VIII. 1250. 39 el-Belii.zuı1, II. 518. •~' eı-Ya'k1ibi, n~ 287. u Kur'An-ı Kerim. en-Necm surest, 50-51.
- 124.;_
Z. KlTAPÇI: İSLA.MİYET.İN SEMERıKA.NT'T~ Y.A.YILIŞI
!arına göre tesbit ettiğim vergilerin dışında fazla bir şeyde istemiyorum. Ancak şehirde bir mikdar Arab askeri dôimi ofamk 'kalaca·ktır.» ·~
Bu •ise daha önce yapılan anlaşmaların tek taraflı ilgası ıaı. Kuteybe'nin söcünden qönme8i ve daha önce yapılan anlaşmaları hiçe sayamk şehri işgal etmesi Hükümdar· ve halk tarafından bir türlü hazmedilememiştir. Semerkantlılar bu oldu bittiye büyük ·bir tepki göst-ererek Arapları şehri terketmesinde ısrar edecek ve sonunda bu mücadeleyi ·kazanacaklardır n. Bundan sonm sıra Kuteybe'nin çok uzun· bir camandanberi zihnin i meşgul eden Z e r<l ü ş t · ve B u di s t mabedlerinin yağmalanmasına· gel~işti. Şimçfi onun bu hareketini nasıl· gerçekieştirdiğini g~reHm.
C) ZERDÜŞTLÜK VE ISUDiZM DiNINE VURULAN AGlR DAR~ELER .
Ze ·r<lüşt veŞu<li· ıs· t Mabedlerinin Mali Dur u m u : Kuteybe geçici olarok şehre girdtkten sonra daha önceki · antlaşmayı tek taraflı olarak fesh ettiğini ve kôtibi Sab ·i t'e muhtemelen tek taraflı yeni bir antlaşma yazdırorO'j< Gurok'a tokdim ettiğini· yuka·rda belirtmiştik. Her · ne kaöar ·k.ay- . naklar başto Taberi olmak üzere yeni ahidnamenin me~n!ni · yeteri ·kadar ilgi göstermemişlerse de i b n A 's o m e ı - K O f i iyi bir tolih eseri olara'k bunun tam metnini kaydetmektedir H.
Bu ·ikinci ahidnomenin konumuz açısından pek fazla bir özelliği yoktur. Daha ziyade Semerkanfda siyasi nizarn ve -otoriteyl temrn etmek ·Için kaleme alınmış ol·an bu antlaşmanın muhtevası ·incelendiğinde yerli halkın islômlaştırılması ile ilgili orijtnal hiç ·bir maddenin bulunmadiğı hemen i~k bakış~a göze çarpma-ktadır. Bu da bize Prof. A.N_. Kurat'ın da haklı olarak işaret ettiği gibi:
«Türkistan Araplar tarafından zaptedilirken dini arnilin b!rinci safta yer olmadığı» 45 görüşünü ister· istemez bir kere
4Z et-Tabeıi, VTII .. 1225. İbnü'l-Esir, .IV. 573. · ts tKJ.tapçı, Z., et-Türk fi :Miüeelefati'l-Çahız, Beyrut, 1972, s. 78.
H :tbn A'aam el-Küfi, Kitabü'l-FutOh, Topkapı nüshası İıo, 2956, n. 14.3b. 144a.
•s Kurat, A.N., a.g.mk. VI. sy. 5. sf. 409.
- 125:-
TORK DüNYASI ARAŞTIRMALARI Ağustos 1983.
daha hatırımıza getinnektedir. Nitekim, Kuteybe antlaşmaya islômiyetin lehine yeni maddeler ilôve_ etmesine lüzum dahi hissetmemişti-r. Artık islôm drnin y.ayılması ve yerleşmesi devlet hffiliaye ve desteğinde olmaktan çıkacak kendi seyri içinde ve hususteki gayretli Müslümanların insiyatif ve faaliyetlerine terkedilmiş olacaktr.
Fakot burada üzerinde durulma·sı gereken bir nokta vardır O da muahede şartların~ o açıkca belirtlidiğ-ine göre . Me-
cOrilerin «Ateş Topına·kla rı - u l.,r.;-U 1 ..::..~ ve Budist hey
keller-i üzerinde altın, gümüş, mücevhemt, kabilinden ne varsa Kuteybe'ye verileceğine dair amir bir hükmün bulunması ·idi 4 c.
Bu '.ctiğer bir ·ifa-de 'il-e Zerdüşt ve Budist mabedierine ve onlarır:ı faal'iyetler.ine geçici de olsa Kuteybe'nin bir nevi DUR! demesi anlamına idi. ·llık bakışta bu .cfavranış Arapların Zerdüşt ve özeı. li-kle Budfst :maoedlerlnden çok büyük servetler ve ·kıymetli mücevherler umdukları ·izlenmini vermektedir. Onla-rın böyle bir fi·kre ·saplanmaları bir dereceye ıkadar mazur görülmelidir. Zir-a bu devirlerde sermay-eler yani k -ci p i .t a ı bir nevi bCınka vazifesini gören mabedierin emrinde idi ·n. Özellikle Budist mobedlerıi günümüzün bir nevi B o n ·ka s ı görünümünde ·idi. Dış ticaretin artr'nasıyla nianastırların sermaye. toplama yeri olarak·. ehemmiyet!er.i gitti·kçe artmakta idi "8 • ıBuralann emniyeti ba-kımından sermayedarları :kuşkulandıracak bir şey yoktu.
B u d i s t H e y 'k e :( 1 e ·r i n ·i n A t e ş e V e r i 1 m e s i : Uzun senelerdir Tünk yurtlarında şu veya bu vesile ile devam eden Aropl_arın~ mabedierin ·bu· durumunu bilmemelerin_e im'kôn yoktu. Her ·ne kadar mabedierin o devirlerdeki sosyal ve eıko
nomi:k hayaUaki yeri bu merkezde ·idiyse de Kuteybe bu fır
satlardan istifade ile Semerkant'-daki Zerdüştlük ve ıBudizmin varlığına çok ağır bir da-rbe daha indirmek · istemiştir. Böylece bir taŞla' +ki -kuş vur-uluyordu. Hatta bu darbe bir bakıma Kuteybe'nin Buhara'da'ki söz -konusu diniere vurduğu darbelerden çok daha ağır olmuştu. ·!3-uhara'da sadece Budistlerin -büyük mabedlerinden biri olan Ma· h ı R uz mabedinin comiye dönüştürülmesiyle :iktifo edilmiş, ha~kın öz inancının direği yrkıl-
4G el-J;3eİd.zuıi, 518. et-Taberi, VlJI. 1245. ~ı Eberhard, W., Çin Tarihi, Ankara 1947, s. 573. •s · Eberhard, W., a.g.e., s. 208.
- .126-
Z. KİTAPÇI: İSLA.M!YET!ı.~ SEMERKA.NT'TA YAYIUIŞI
mcmıış ve -sanemlere.oslô dokunulmamıştı. Bu bile hal·kın şüp
hesiz çok şiddetli protestolarına yol açmış-tı. Semer:kant'-da ·ise Kuteybe bu hususlar-da ·çok daha cesur adımlar atmış, :kütle ·inancını -direği ' olan muazzam heykellerin tümünün -ateşe verilmesini emretmiştir. Böyle davranmasında Buhara'-da .-edinmiş olduğu rtecrübelerinde şüphesiz büy·ük payı vardır. -Kuteybe'·nin şehir-de muhtemel bir ·hal·k ayaıkl·onmasını bastırmak için Jıer türlü şiddet ve baskı tedbirinj aldığı görülmektedir. Şehrin muharib Türıkierden boşaltılmasının altında yatan asıl endişefer
den birisi belki. de bu olsa !Jerektir. Temel kaynakların bu büyük operasyonla ·ilgili açıklamala-rı aynen şöyledir:
«Araplar önce Zerdüşt ve Budist manastı-riarına el koydular. Görünürde buralar<!a ·kıymet -değeri olan ·ne varsa old ı lar. Sorıra sıra ·sı- .
ra -B~dist heykellerine geldi. Önce bunların üzerinde'k-i ziynetler ve her türlü kıymetli eşyalar soyularerk alı·ndı. Daha sonra bu heykeller alınarak hepsi bir meydana getirildiler. Heyıkeller üst ·üste yığıldı. lSunlar sanki çok büyük bir ·köş·k gibi olmuştu.» 40 ·
'Bundan sonrak·i olaylar şu şekilde gelişmiştir: Müslüman Fatih, hol·kın bu hassas meselede . ·göstereceklerl rea:ksiyona hiç -bir önem · vermiyer:ek büyük b~r cüret ve cesaretle, d ağI or g i b ~i yı ğı ~an -bu heykellerin derhal yokılmalarını emretti. Yerli· hal·k bu putlaır o-rasında kendilerine •kötü niyetle do·kunon ve onları ha;kir ·sayan ları çarpan g ·iz 1 i k u vv et ı er i olduğuna inanıyorlardı. Grek, Semer·kant'ı geçici olarak iJ<'U_teybey'e teslim eden ·hükümdar, Kuteybe'ye gelerek ·kendisine her türlü itqaıt ve saygıyı göstereceklerini ve fakat heykellere aslô dokunmamasını hele hele onları yokmaktan vazgeçmesini 50 , 'Ciolayısıyla halkın dini duygularına daha saygılı dav-ranmasını •istedi. ·
Kuteybe ikendisine göre aslı _esası- olmıyan bu bat ı 1 i n o n c 1 ıa-ro ve Hükümd<ırın samimi ~steğrne hic bir değer vermlyerek ·ayağa -k<ılktı ve
- Bçrno ateş getirin iz! emrini verdi. Getirilen ateşten. bir par-
~ et-Ta;berİ, vm. 1246. :l!bnü'l-Esir, IV. 573. w et-Tabert, vm. 1246.
-127-
TüRK DüNYASI ARAŞTIRMALARI· A~tos 1983
ca aldr·ktan sonra doğruca· putların yığıldığı geniş meydana doğru yürüdü. -Hz. ömer'·in Kôbe avlusunda'ki putları yııkarca~ . sına bir -eda tcıı'kır\amk yüksek sesle A ll a h ü E 'k b e r dedi, bütün Müsliimanla:r da ona ıkatı~dı. Sonra binlerce insanın kalbinde yine . binlerce senedir mukaddes ·bir taht ·kurmuş olan ve f<:ıkat bugün birer odun yığınından ibaret olan ö pu-tları oteşe
verdi. Çünkü islômlyette putp.er:-estliğin ne türlüsü olursa ol~un hiç bir yer •. yoktu. Olayları · heyecanla' t{Jkib eden Müslümanlar da hemen ellerindeki meş-olele:rle putları ateşe vermeye baş- . lamışiardı 51• · Bir tara-ttari alevler şaşkın halkın dehşetli bakış- . ları arasında göklere doğru ·kara bir is ve duman halinde· yükseJi.r.ken, diğer taraftan da bu heykeller birer kül ve kömür yığını halinde ineydanda · döküli.ip kalm·ışlardı. Fa·kat ne tanrı~ ların beklenilen gazabından. ne de heykellerin çarpıcı kuvvetinden bir eser de görülmemişt-L
S e m e r k {J n t H cr 1 k ı n ı n M ü s 1 ü m a n O 1 m a 1 ar ı : Kuteybe'nıin bu büyük opemsyonu manastırlardan yu-kardo da ·işaret edildiği gibi, çok fazla bir servet ve zenginli·k urnamk yaptığı i·ddi{J edilse bile neticede durum pek tabii olarak islômiyetin leh·i·ne olmuş, onun bölgede daha ·kuvvetli bir şekilde yerleşmesini ·sağlamıştır. Haddizatında Müslüman Fatih, Zerdüşt ve ıBudist mabedlerinin maddi varlıklarına el koyma·kta·n ziyade halk~n dini'hoyatıhı t.eıce uğmtmış. onları hayret ve·· dehşet içinde bımkmıştı. Kuteybe bu hareketi · ile Semerkant'da ne de Tılrk yurtlannda bir aaha kendilerini toparlayomaz hale geleceklerdir.
Semerkant'da tekbir ses~eri ile yıkılan, yakıl·an putlar d-eğil, on~ar.c gönül bağl.ayan yüzbinlerce ınsanın batıl inanç ve akide~eri idi. Asırlcrc!icm beri ıayakta duran en büyük hürmet. saygı ve t~~mi gör-en, üstelik ken.dUerlnde pek çarpıcı ve gizli kuv- . vztlerin vcr olduğ_una inanılan . bu putlar ve herŞ-eyini onlara adayan ve onlardan bekllyen yerli halk, benliklerini ve 'gönüllerini yüzlerce senedir d.oldur.an bu muazzam ve her türlü luljmetli .mücevherlerle süslü muht-eşem heykellerin sonunda hiç bir şev. ~fade etm-ediklerini ve her şeye muktedir olmadıklarrnı kendi gözleri ile bir ker~ daha görmÜşlerdir. KötÖ niyet b ·esli- · yenleri çarpari, anlam dokunan habi-s l<imseleri öldüren gizli kuvvetler-i nerede -idi?
i;J et-Taberı, vm. 1246.
-128.-
Z. KlTAPÇI: İSLAM!YET!N SEME'R.KANT'TA YAYILIŞI
Yerl·i hal-kın saplanıp !kaldıkları bu batıl ve köksüz inanclardan vazgeçirmek ·için bundan daha · müessir bir hareket ta~ sawur edilemezdi. Böylece yıkılan ve yakılan heykellerin, yerli halkın kal b ve düşüncelerinde meyda·na getirdiği a k i <i e ve : n o n c boşluğunun . yerini zamanla·. şüphes·iz -insanlığın son mütekômil dini i s ô 1 m :i ye t doldurmuş olcica•ktı. N·itekim bu omeli·yenin te~irıi yerli ha·l·k üzerinde kendini göstermef(te geci:kımedi. . Doğ.ruyu, Ha·kkı görebilen ·a•k ıı' ye mantık scitrlpl~rı ortaya ·c~kmıştır. Yine büyük Tıarihçi Beldzuri'nin rivayetine göre yerli halkta~ hiç de ozımsc:mmıyacak bir· grup, puUarın ycnıp kül olmasından hemen sonr.a Hak dinine girerek Müslüman oı: n:ıuşlardı 52• Yerl·i halkt-an oluşan bu m ü te d i 1 e r i n ve ·ilk_ Müslüman cemaat daha· sonmları besiretsiz Arap valilerinin aşırı davranışianna ;karşı koyacaklar, isldmiyetin y-ay; lma ~e yerleşmesinde önemli hizmetler göreceklerdir. ·
D) ISLAıMLAŞTIHMA HAR6~ETiN:IN SEMERKANT'DA KAZANDlGI YENI BOYUTLAR
i d o re n i n A ra p 1 o ş t ı r ı 1 m a s ı : Şehre geçici bir süre için giren Vf} daha sonra ·tamamen yerleşen l<uteyb~.
Aşağı Türkistan'ın ·~iğer şehirlerinde olduğu gibi, .Semerkant'da dcr lslômi gelişmeye yardım -edecek ·kademeli ·bir ·,ko.lonjz~syon hareketine girişmiştir. :Her ne .kadar bu ıkolonfzasyon I.B_uhara. kadar ;köklü ve ·süratl'i olmamışsa da, bu forklılı:k Semerkant'da bu yöndeki uygulamaların ·kendine has özellikleri olmasından
· ileri gelmektedir.- Kuteybe·, Buhora'·da olduğu gibi burada da idareye mutJa!ka Müslüman Arapların hakim olmalarını ·istemiş
ve •bu yolda bir ·kısım ·köklü icraatla-rda ?ulunmuştur: i-slômiyetln daha geniş hal·k tobokalorı arosında yayılmasını bu icraat ve tedbirler manzumesi 1cinde z<ımana bırakmıştır. Siyasi tiak·imiyet yanısıra fslômivetin yerleşme ve yayılmasına yardımcı bi.: rer unsur olacağına ·inandığımız bu tedbirler şunlardır:
önce şehrin, daha önce fethedilen bir kısım büyük şehirIer<ie olduğu ·gibi. es:k·i hÜkümdarı ·Gumk ·bütün yetkilerinde ot:ecrid ·edilerek yerinde !bırakılmış ve ıKuteybe kardeşi A ıb d u ll o h b. M ü s 1 ·i m ·i büyük yetkilerle Semerkant'o vali tayin . etmiş-
· ~: el-BelA.zurl, 518. Arnold, T.W., The Preachlııg or Islam, ·Laııore, 1961, s. 216.
- ·129-·
t ir. Şehirden ayrılmadan önce güçlü bir askeri gernizonla önemH mtk:tarda askeri mühimmat bırakmıştır 55• Çünkü, J. Wellhausen'·in haıklı olamik ·işoret ettiği gibi Semerkant Arapirlığın ve lslômlığm bir 1k:or<ırg~hı olacaktı. O kadar ki Bud-ist ve ateş tapınaklarında hiç bir putperestin geeelemesine bile ·müsçıade edilmiyece'k~i 5'.
Daha· sonra Kuteybe, Semerkont'da Aşağı Türkistan'ın hiçbir yerinde görmediğimiz ştddet tedbirleri uygulamaya. ·koyulmuştur. Bu- cümleden olma·k üzere, kardeşine; Semerkont'a gelen bütün · yoll.arın kontrol :altına alinmasını, şehir kapılarından hiç bir müşrikin -bundan maksad T ü r k ler d i r- girmesine müsaade etmemesini, her türlü silôh taşımayı isterse bir demir parçası olsun yasak etmesini, aksine da.vrananlar olursa derhal boynunun vururmasını tavsiye .etmiştir . .Su· ş~det tedbirleri öyle ·insafsız bir şekilde uygulanmıştır ki, şehre mutlaka girmeleri icab -eden kimselerin bile ellerine balçıktan mühürler vurulmuş (!) ancak bu balçı·k mühürler kl!ruyuncaya kadar şehi.rde kalma'larına müsaade edilmiştir. Bu tedbirlerin ·halk üzerinde özellikle Türkler üzerinde, şehrin sosyal ve <ticari hayatına ·nasıl •bir tesir bıraktığı pek fazla izaha •lüzum olmasa gerektir. Arapların Türklere ·karşı tokındı·kları bu manasız menfi tavırlan v~ yerli· hal•ka ··bımktııkları intibaların ·ilginç yönü· önümüzdeki sayfalqrç:fa ·konunurı elverdiği ölçüde izah edilecektir.· Kuteybe'nin böyle davranmasından asıl kasdı muharib T ü r k u n s u r u ·n u tamamen ~tkisiz bir hale getirilmesi .idi.
Kuteybe'·nin ortaya ·koyduğu bu sert tedbtrler despo~ik
Arap hakimiyetin'in yerleşmesi ·yanı sıra , Semerkant ve havallsindeki Türklerin, Aşağı Türkistan'dan sürülmesi ·idi. Semerkant'da: bu ·çok acı ıbir şekilde uygulanmış ve~ buralara· göçebeHği terkederek yerleşmiş olan Tür·kler ve bunların ya•kınları büyük bir baskı altında tutulmuşlardır. Bu uygulamanın bir tabii kötü bir neticesi olam:k lslômiyetin daha geniş bölgelerde, Asya boz·kırlarında v.e göçebe Türkler orasında yayılması uzun bir süre engellenmiştir. Şimdi biz konuya kısmen de olsa bir açrklık getirmek için Arapların yerl·i halk üzerinde bıra-ktığı iz· lenimlerin bir kaç satırla ·ilginç yönünü aralamaya calışacağız.
•Araplara •H ·k Tep·ki~er: Şurası unll'tulmama.Jıdır
~.s Kitapçı, z., a.g.e.., s. 70. H Wellhausen, J., a.g.e., s. 208.
-130-
Z. KlTAPÇI: 1sLA.M1YEIDİN SE!MıERK.A.Nli"TA YA.YILIŞI
ki Araplara sadece Semerkant ve Buhara'da değil, bel'ki Aşağı Türkistan'ın :bütün şehirlerinde yerli hal·kın ilk _fetih yı·llarından itibaren çok Ş'iddetH bir mukavemet göstermesi ve Arapl~rın
her yer-de büyük bir tepk·i ile ·kmşılanmasında. Kuteybe de -dahil · birçok Amp volilerinin ·Uyguladığı sert, · ·kı ri cı tedbirler ve tütmsız politi:kamn holk üzerinde bıraktığı olumsuz ve kötü tesirler önemil derecede. ·rol oynamıştır.
Bu bo·kımdan Türkler Kuteybe de dahil Yeni pinin mümessillerini fethettikleri ülkelere islôn~ hidayeti ve ilôhi nuru götü~en bir kurtarıcılar ordusu olarcık değil de, çoğu zaman onkıra bk çapulcu gözü He baıkmışla:r ve despoti·k idarenin sağ7 lam birer temsHcileri olarak görmüşlerdir. Halbuki, Anadolu gazilerinin gerek Osmanlı devletinin ·kuruluşu, gerekse Rumeli fetihleri sırcısında yerli Hıristiyan halka karşı tutumları insanlı·k·
ve a-dalet :açısından Araplarınkinden kıycıs kabul etmiyecek ka- · dar üstündür.
IBüyük tarihç·i Taberi'nin kciydettiği ve bir-çoklarının da naklettiği şu rivayetler Kuteybe de dahil Arapların yerli halk ve · Türkler üzerinde ncısıl z·avallı bir intiba bıraktıklarını açıkça ·göstermektedir. Taberi'nin ger-çek ·bir objektifli.k içinde ncıklettiğ i
rivayetlerine göre.
«Soğd Hükümdan (Gumk), J ürk . Hükümdar! anna bir toplantı sırasında demiştir :ki:. şüphesi.z bu Aröpla.r hırsızl9r gibidirler. Eğer onlara bir şeyler verilirse çekilip g·iderler. K utey 'be de 'böyledir. Kut eybe d'e bunun ·için
. Tüıık hükümdarlanna gelir. eğer Türk hükümdarları ona bir şeyler verirler-se al ı r ve çekilir gider. Aksi · takdirde h arbe katkıŞ ır. Zaten Kuteybe hükümdar olmaya lôyı•k oir ·kimse değildir, onun 'ioin de ne mülk, ne -de hüküm-darlık ·ister.» 55 .
Muhtemelen H.R Gibb, islômi kayna·kların Arapları •ağır bir dille kötüleyen ve suçlaya·n bu ve bundan daha şi-ddetli
birçok rivay-etlerinin bir neticesi olarcık aynen şöyle demektedir:
>5 et-Ta:berı, VIII. 1245.
~131-
TÜRK D'ONY.AıSI AR.A.şTIRlMALARJ:' .Ağ'u.stos 1983
«Naver<ıü'·n-nehr (Aşağı Tür.ktstan hiikümdarlan Arapları capulcu nazari ile baıkmaya· o .kada-r alışmışlardı ki oradan bir hayli vakit gee· Hkten sonra bHe istiklôller-inin nasıl k<ıybolup gittiğini bir türlü <ınlayamamışlardır.» 56
. . Kuteybe'nin ganimet ve servet-e ağırirk veren bu tutumu,
kendisine övgü mahiyetinde söylenen şiir ve iltifcrt ettiği bir kısım şa'irler tarafından açıkca belirtilmiştir. Bu şiirlerin 'birinde . Kuteybe ·icin;
<~Dalmakta Kuteybe her gün yeni bir yağmaya, o·lışmıştı
zira servet üstünü servet yığmoYa.» denilmiştı 57• Kuteybe'niCJ
Tür-klere k·arşı bilinen -t~tum ve tavrını dif.e getiren :diğer •pir şiirde ise; ·
«Kuteybe Türkleri kılıneton geçirir durur, Bize en çok gani:met -toplayan dağıtan odur.» ~8
Burada şu husus acı·kca belirtilmelidir ki; büyük Arap J<omııtonı Kuteybe'ye, genellikle çevresindeki ·şairle,r .tarafından
övgü veya vergi · mahiyetinde bir cak şi'irler söylenmiştfr. 'Pek . çoğu do Türkleri -küçümseyen bu şiirlerin büyük bir .kısmı özel
likle Taberi tarafından b tr haber niteliğinde olması hasebiyle kaydedilmiştir. YekQnu bir tez konusu olabilecek kadar çok ·olon bu şiir ye şairler orasında ne yazık ki, K~teybe'nin Isiörn dinine hizmetlerini rtakdir ve tebtil edenler hemen hemen yok denecek •kadar azdır.
S e m e r ka n t ' d u i 1 ık M ü s I ü m a n C ·e m a. o t i n Te ş e •k ık ü I ü: Kuteybe Buhara'da olduğu gFbi Semer:kant'ı
do süraıtli bir şekilde Araplaştırm(J.k ve islômlaştırma·k ·istemiştir. Ona göre Semer:kont isiörnlığın bir •kara-rgôhı olmalıydı. Bunun ·icin önce Müslüman askerlerle birlikte şehre, kücümsenmiyecek mi·ktardo seck·in sivil Müsluman yerleştirdi. Artı·k Semerkant'do ·Uk Müslüman cemaat teşekkül etmiş oluyordu. Bunlar All<i·h'ın <ıdını yüceltecek ve onun dinini her yerde yayacaklardı. SeDelerdrr Hıri,stiyan, Budist ve Ateş tapına:klarında :icra edilen görkeml:i eyinler yanısıra Türk vurdunun -bu güzel
sG Gibb, H.A.Rı., Orta. Asyada. A.ra.p Fütülıatı, çev. M. Hakkı, !stanbul 1930, s. 49.
57 et-Taber:i, VIII. 1249. as et-Taber:i, VIII. 1251.
-132-
Z. KİTAPÇI : 1sLA.M:tYET1N SE'MERKA:NT'TA .YAYILIŞI
şehrinde uf.ukl-ara bir dalga halinde yayılan ·ezon ve tekbir sesleri de duyulacaktı.
i•k Muslüman cemaat arasında, u ı e m a d a n, y ü c e ta b ·i ·i 50 dini 'ilimi ere gercekten . va·kıf büyük m ü f-e s s i r Z o h ha k b. M uz o h i m de bulunuyordu. (103/721 öl.) 60
Z.ahha'k, yeni t·eşekkül eden Müslüman cemaatin dini hayc;ıtlarını tanzim edecek, mühtedrl·errn sorularına cevab verecek, islôm dinini ve Arobçayi öğretecek, .ilmi faaliyetlerde butunacak, okullar açacak, talebeler yetiştirecek ve -bütün bu·n,orın üstünde faziletli :bir Müslüman olarak islôm dinine ve onun gelişmesine çeşitli yo~lardan hizmet ve yardım edecekti. Onun yaşının çok ilerlemiş olmasına rağmen bu büyük misyon için Kuteybe tarafından özeHi·kle tercih edildiği anloşılma·ktadır If..
. Daha sonraı K!Uteybe, Buhar-a'da olduğu gibi, Horasan''9an çok sayıda Ar a·b a ·i 1 e ·1 e r i get·irerek Semerkon1'a yerleştirmiştir 01 • Yakubi daha da ileri giderek, Uşrusana müstesno, Kuteybe'nin bölgenin bütün şehirlerine M u d O· r, V ·e m e n ve 'Ro b i a ;kabHelerinden Ara b aıilelerinj yerleştirdiğin·i ka·ydetmekted~r Gz. Semerıka·nt'a yerleştirilen Müslüman Arapların sayısı kaynaklarda zikredilmemişse de, bir hayli kalçıbalıktır. Mühctr Araplar ilk onda Semerkont halkı ve eşrofın büyük tepki ve protestolarına· uğramışlordır. Yerli ha~kın Arobları hazmetmeleri ve bir uyum o·hen-k içinde yaşamaları, razı ol.f!lalorı anca·k se-nelerden sonra mümkün olabilmiştir. ·
lslôm dininin önce Müslüman Fatih sayesinde sağlam bir ş~kilde ayak bastığı Semerkant, ·kısa bir zaman sonra Müsfüman va 1 i s ·i, Müslüman •k a d ı s ı, Müslüma·n a m i ı i, Müslüman os 1keri ga·r .nizon ve. mühted i lerin de oluşturduğu Mü s ·1 üm o n c em o at i, Hor·ason'dan tehcir edilen A'r·crb '(]'i 1 e le ri ile birlikte daha şimdiden bir lslôm şehri hüviyetıine bürünmüş oluyordu. Yukar~a belirtilen bütün'
59 :tbn Kestr, ~-Bida.yeb, Beyrut 1966, IX, 223. eo el-Bela.zuı1, 518. ez-zeheıbi, el-Iber fi Baberi men Gaber, I. 124. * tnema.dan, Zahhak'm çok büy.ük bir medresesinin oldugu, bu med
resede yakla'lık olarak 3000 talebenin dini eg-Itim gördüg-ü, . büyük zatm yoruldug-u zaman ta.lebelerl arasında merkeble dola'ltığı zlkredilmektedlr. (bkıı. ez-Zehebi, I. 124.)
· oı · Muir, S.W., a..g.e., r. 365. Barthold, Turkestıan, s. 185. G2 el-Yak'ldl.bi, el-Büldan, s. 55.
-133-
TÜRK DÜNYASI .ARıAŞTIR.M.ALARI Ağustos 1983
bu hususlar bir diğer anlamda Semerkant'ın islômlaştırılmasında atılmış en müessir adımlar olara·k nitelendlrilmekt_edir 03•
B ü y ü ·k Sa h a' b e K ·U ·s e m ·b. A b b a s : lslômtyetin Semerkant ve havalisindeki başansında yüce sahabeden K u~ s ·e m b. A ıb ·b o s'ın manevi varlığının büyük o lçüde . tesirleri olduğu dçı unutulmamalıdır. Yar-adılışı ve şekli itibari ile Hz. Peygambere (s.a.s.) çok benzediği belirtilen ôi ve o nun amcası Abaas'ın oğullanndan olan K u ·s e m b. A-b b a .s 65 bir çok üstün meziyetleri yanısır-a çok m ü t a:·k 1 ve faz i ı et 1 i ·bir· zat .idi 00• Kusem de, diğer bir çok sahabeler g·ibi der·in bir cihad aşkıyla. Muaviye zamanında Horqsan'o vali olara:k gönderilen Halif-e Hz. Osman'ın oğlu S o· i d'in Turan ürkeleri-ne yaptığı çıkınlar-o iştira:k ·etmiş-t·ir. Yine .bu akınların birinde onunla birnkte Semerkant'o k·ador gelmiş ve şehre yapılan ·bir hücQm sırasıtıda meşhur bir riv·aye~e göre ş e h i d olmuştur 07•
Onun Semerkant'da kendi eceli ile öldüğünü -söyleyenler de vardır 08• Aynen •büyük sa·haıbe EbO EyyOb ei-Ensôrinin ls.tanbul surlan ya·kınındo öldüğü gibi.
Mazarı zamanla Müslümonlar torotından mukaddes ·bir ziyôret~ôh haline gelen Kusem'in ·~abrinin °~. bulunduğu yere sonraları · c om i.70 , m e dr e S·e gibi lslômi müesseseler yapı lmış 71 o civar tıpkı f.stanbul'daıki Ey u b S u 1 to n g·ibi bir iHm -irfan . yuvası h aHne getirilmiştir. Türk halkı ona. muhtemelen Kur'ôn-ı Kerim'deki, « A ı ı o h y o 1 !J n d o ö ı d ü r ü 1 m ·Ü ş o 1 o n 1 ·cH o s o ·k ı n h <ı ö 1-ü d e m ey i n ·i Zl> 72 ayetinin ruhuna . daha uygun olacağını düşünere·k «Ş o h ı Z e n d» yani y o ş oy o n s u ı ta n odını koymuştur. Böylece onun manevi varlığını gönlünü n tahtına· muhteşem ·bir s u ı ta n olarak oturt~ muş. 'ş o h ı te n d demiş ve öylece s u ıto n olarak ebediyete kodar yaşayıp gitmesini istemiştir.
G3 Yusuf, S.M., Studies in Islamic Hisk>ry, Lahore 1970, s. 59. G4 tbn Hacer, el-Isabe, liii. 227. Ibnü'l-Dıfr. 'Csdü'L-ğ-al!eh, IV, 157-158. s~ Ibn Hacer, m. 227. :lıbnü'l-Esir, IV. 158. . oa !bn Saad, et-Tabaa.t, V. 3ô7. or Ibn Hacer, m. 227. ez-Zehebi, I. 61. !hnü'l-Esir, IV.. 157, 158. as :tı>n Saad, V. 357. el-Bela.zuri, ·m. 509. el-Ya'kObi, n. 237. an Barthold, W., Turkestan; s. 91-92. ., ;o · ~c.eader, H.H., S'emerkii.II.t, md. !A. X. s. 470. · n Barthold, W.; s . 91. ez-Zlreklt, el-A'lam, VI. 29. 12 Kur'An-ı Kerim, el.(Bakara, 155.
-·134- ·
Müslüman Türk halkı daha sonraları, .kendine has özgüler içinde onu efsaneleştirmiştir. Efsaneye göre O, ölmemiştir. Büyük sahabe müşrtklerle cihad -eder.~en çok zor durumlarda kalmıştır. Onların ağır hücümundan ·kurt.ulma:k icin bir kayalığa yönelmiş ve kaya mucize kabilinden açılara•k yüce sahabi Kusem'i bağrına· basmış ve ondan sorıra tekrar ıkapanamk eski hali-ne dönmüŞtür 73 • Artrk O, böylece m·üşrikler!n eza ve ·işkenceleri 'ile ölmekten ·kurtulmuştur. .
Kusem b. Abbas'ın mezarı bütün ·o havlide M ez o rı Ş ah ı Z ·e n d -Yaşayan Sultan Mezarı-74 olarak tanınmış ve her devirde Müslümanlardan büyük bir saygı ve· sevgi görmüştür. Kuzey AMka do dahil bütün Türk yurtlarını gezen büyük. seyyah· 1 b n Bo ttı to Samerkant t:ıolkmın her poza·r ve perşembe O·kşamı mukaddes kabri ziyaret etUklerini, kab· r.in hir ba1kıma adak mahalli hal·ine geldiğini ve çevre halkının çeşitli vesTielerle ·adadı•kloırı sığır, koyun, ·keçi ·vs. g·ibi hayvonları :burada kurban etti:klerini bildrrmektedir 75 •
Buraya ;kadar yaptiğrmız ·bu inceleme ve oraşt_ırmodo kO·Y· nakların bize yardım ettiği ölçüde, Semerkont'<:fa IsiCim dininin yayılması üzerinde durulmuştur 70•
rs Bartıhold, W., s. 91. a ez-Zireldi, el·A'lam, Vli. 29. 75 Voyages, D' Lbn Batoutah, nşr. C. Def~remery., B.R. Sangulnattı,
Pıi.ris 1949, IV. 148. 1a Semerkant'ı.n civar şehirlerinde -yine Uk devirlerde- tsıa.mıyetin
yayılması üzerinde durularak. arWJtlrmamn ikinci bölümü tamamlanacaktll'.
-135-