yenİce fauna raporu -...
TRANSCRIPT
YENİCE FAUNA RAPORU
Doç. Dr. Sabri ÜNAL
Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi
Aralık 2012
i
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER i
ŞEKİLLER DİZİNİ ii
TABLOLAR DİZİNİ iii
1.GİRİŞ 1
1.1.Yaban Hayatının Ekonomik Önemi 1
1.2.Alan Hakkında 2
1.2.1.Yenice’ nin İklim Özellikleri 4
1.2.2.Biyocoğrafya 6
1.2.2.1. Flora 6
1.2.2.2. Fauna 8
a.Uluslararası Sözleşmeler 15
b.Tehlike Kategorileri ve Anlamları 16
c. Fauna Türlerinin Tehlike Kategorilerine Göre Değerlendirilmesi 20
2.HEDEF TÜRLER VE EKOLOJİK İLİŞKİLERİ 21
3.YENİCE YHGS’ NDA YAŞAYAN BAZI MEMELİ TÜRLERE AİT KISA
BİLGİLER 23
3.1.Ursus arctos Linnaeus - Boz ayı 23
3.2.Canis lupus Linnaeus – Kurt 24
3.3.Canis aureus Linnaeus – Çakal 26
3.4.Vulpes vulpes Linnaeus - Kızıl Tilki 27
3.5.Felis silvestris Schreber -Yabani kedi 29
3.6.Mustela nivalis Linnaeus – Gelincik 30
3.7.Capreolus capreolus Linneaus – Karaca 30
3.8.Cervus elaphus Linnaeus - Kızıl Geyik 32
3.9.Sus scrofa Linnaeus - Yaban Domuzu 34
4.YABAN HAYATINA BESİN KAYNAĞI OLUŞTURAN TAKSONLAR 37
5. SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞAL KAYNAK YÖNETİMİNİN BİLEŞENLERİ 38
6. YABAN HAYATI ALANLARI 39
6.1. Yaban Hayatı Alanlarının Yönetimi 39
6.2. Yaban Hayatı Planlaması Ve Yönetiminde Silvikültürel Objeler Ve Uygulamalar 41
7. YABAN HAYATINI KORUYUCU SİLVİKÜLTÜREL TEDBİRLER 52
8.DEĞERLENDİRME VE SONUÇ 55
KAYNAKLAR 58
ii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1. Yenice Ormanlarını Gösteren Harita 4
Şekil 2. Karabük Yenice İlçesi’ ne Ait Sıcaklık Değerlerinin Grafiksel Gösterimi 5
Şekil 3. Karabük İli’ne Ait Mevsimlik Yağışların Yıl İçindeki Dağılım Oranları 6
Şekil 4. Yenice Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nın Türkiye Florası Grid Kareleme Sistemindeki Yeri (A4 karesi) 7
Şekil 5. Yaban Domuzuna (Erkek) Ait Bir Altçene Kemiği ve Dişler 11
Şekil 6. Bölgede Yaşayan Sansara Ait Bir Dışkı Örneği 11
Şekil 7. Su Kurbağası Örneği (Rana ridibunda, Ova Kurbağası) 11
Şekil 8. Kara Kurbağası Örneği (Bufo bufo, Siğilli kurbağa) 11
Şekil 9. Yetişkin Bir Ayıya Ait Ayak İzi 12
Şekil 10. Bölgede Yaşayan Bir Kertenkele Örneği 12
Şekil 11. Karacaya Ait Bir Ayak İzi 12
Şekil 12. Bir Su Birikintisinde Gizlenmiş Erkek Bir Semender Örneği (Triturus karelini, Pürtüklü
semender) 12
Şekil 13. Yarı Sucul Yılan, Küpeli Yılan (Natrix natrix) 12
Şekil 14. Parnassius apollo (Apollo Kelebeği) 13
Şekil 15. Orman Güzelesmeri (Erebia medusa) 13
Şekil 16. Çokgözlü Eros Mavisi (Polyommatus eroides) 13
Şekil 17. Yarıyakalı sinekkapan (Ficedula semiturquata) 13
Şekil 18. Su Yılanı (Natrix tessellata) 13
Şekil 19. Triturus vittatus (Bantlı Taraklısemender) 13
Şekil 20. Kuş türlerinden örnekler 14
Şekil 21. Ergin Trichoptera’da başın yandan görünüşü (Stractobia yenicensis) 14
Şekil 22. Doğal yaşlı ormanları simgeleyen kuş türleri 14
Şekil 23. Yaban Kedisine Ait İzler 14
Şekil 24. Boz ayı (Ursus arctos), ayak izi ve dışkısı 23
Şekil 25. Ursus arctos’ un habitat alanlarını gösteren harita 24
Şekil 26. Kurt (Canis lupus), ayak izi ve dışkısı 25
Şekil 27. Canis lupus’ un habitat alanını gösteren harita 25
Şekil 28. Çakal (Canis aureus)ve ayak izi 26
Şekil 29. Canis aureus’ un habitat alanını gösteren harita 27
Şekil 30. Kızıl tilki (Vulpes vulpes), ayak izi ve dışkısı 28
Şekil 31. Vulpes vulpes’ in habitat alanını gösteren harita 28
Şekil 32. Yabani kedi (Felis silvestris), ayak izi ve dışkısı 29
Şekil 33. Gelincik (Mustela nivalis) ve dışkısı 30
Şekil 34. Karaca (Capreolus capreolus), ayak izi ve dışkısı 31
Şekil 35. Capreolus capreolus’ un habitat alanını gösteren harita 32
Şekil 36. Kızıl Geyik (Cervus elaphus),ayak izi ve dışkısı 33
Şekil 37. Cervus elaphus’ un habitat alanını gösteren harita 33
Şekil 38. Yaban Domuzu (Sus scrofa), dışkı ve ayak izleri 35
Şekil 39. Sus scrofa’ nın habitat alanını gösteren harita 35
iii
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1. Türkiye’ de Korunan Alanlar 1
Tablo 2. Karabük Yenice İlçesi’ne Ait Aylık Sıcaklık Değerleri 5
Tablo 3. Karabük Yenice İlçesi’ne Ait Yağış Kayıtları 6
Tablo 4. Bölgede tespit edilen türler, tespit yerleri ve tespit şekilleri 17
Tablo 5. İkiyaşamlı Türleri, korunma durumları ve statüleri 18
Tablo 6. Sürüngen Türleri, korunma durumları ve statüleri 18
Tablo 7. Kuş Türleri, korunma durumları ve statüleri 19
Tablo 8. Memeli Türleri, korunma durumları ve statüleri 19
Tablo 9.Yaban Hayatı Alanları ve bunlardan beklenen faydalar 40
Tablo 10. Anket sonuçlarının değerlendirilmesi 56
1
1.GİRİŞ
Ülkemizde 1958 yılından günümüze kadar 808 172 hektar alanı kapsayan 36 Milli
Park ilan edilmiştir. Milli Parklara ilaveten koruma alan statüsünde; toplam 69 505
hektar alanı kapsayan 17 adet Tabiat Parkı, 34 adet Tabiatı Koruma Alanı, 102 adet
Tabiat Anıtı ilan edilmiştir. 2005 yılı sonu itibariyle 3 adet Yaban Hayvanı Üretme
İstasyonu, 18 adet Yaban Hayvanı Üretme Yeri, 83 adet Yaban Hayvanı Geliştirme
Sahası mevcut olup, bunlara ait toplam korunan saha büyüklüğü 2 369 177 hektardır.
Tablo 1. Türkiye’ de Korunan Alanlar
Statüsü Adedi Alanı (ha)
Milli Park 36 808.172
Tabiat Anıtı 102 5.285
Tabiat Parkları 17 69.505
Tabiat Koruma Alanı 34 81.861
Ramsar Alanı 12 200.000
Yaban Hayatı Üretme Yeri ve İstasyonu 21 4.354
Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 83 1.200.000
1.1.Yaban Hayatının Ekonomik Önemi
Ormancılık sektörü, öteki sektörler için vazgeçilmez bir alt yapı oluşturması, onlara
pek çok girdi sağlaması, parayla ölçülen ve ölçülemeyen pek çok mal ve hizmet
üretmesi nedeniyle makro amaçlara ulaşmada ve sosyo-ekonomik yapıyı
geliştirmede kamu mülkiyeti ve yönetiminde olan önemli bir sektördür.
Ormancılık sektörünün sınırını ve içeriğini kurum, arazi ve ürün (mal ve hizmet)
ölçütlerine göre belirlemek mümkündür. Yaban hayatı fonksiyonuyla oluşan hizmet
üretimi bu ölçütlerden Ürün (mal ve hizmet) ölçütüne girmektedir.
Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan ve 2007-2013 yıllarını kapsayan
9.beş yıllık kalkınma planında türlerin ve habitatların korunması amacıyla, nesilleri
tehdit ve tehlike altında olan yaban hayvanı ve göçmen türleri eylem planları
kapsamında, 50 adet yaban hayatı koruma ve geliştirme sahası ayrılması ve 30 adet
sahanın yönetim ve gelişme planlarının hazırlanması Bakanlıkça planlanmaktadır.
Aynı kalkınma planına göre Korunan alanların geliştirilmesi, biyolojik çeşitliliğin
korunması, yaban hayatı kaynaklarının, sulak alanların ve rekreasyon sahalarının
yönetimi ile ilgili fiziksel hedeflerin gerçekleştirilmesi ile ülke ekonomisine ve
istihdamına önemli katkılar sağlanacaktır. Bu faaliyetlerden sağlanacak parasal
değere ilişkin bir projeksiyon olmamakla birlikte, yaratılacak istihdamın 25 000
adam/yıl civarında olacağı tahmin edilmektedir.
2
1.2.Alan Hakkında
Yenice Ormanları, anıt niteliğindeki ağaçları, karışık doğal yaşlı ormanları, derin
vadileri, akarsu ekosistemleri ve barındırdığı yaban hayatı çeşitliliğiyle Avrupa’nın
biyolojik çeşitlilik açısından en değerli alanları arasında yer alıyor. Bir ağaç müzesi
niteliğindeki bu ormanlar, Bu ormanlar, WWF’ nin (Dünya Dolayı Koruma Vakfı)
1999’da belirlediği, acil olarak korunması gereken ve dokuzu Türkiye’ de bulunan 100
orman alanından biri olmaktadır. Türkiye’nin en büyük blok ormanlarından biri olan ve
uçsuz bucaksız bir orman denizini andıran Yenice sıcak noktası, Batı Karadeniz
Bölgesi’ nde, yaklaşık 75.000 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Türkiye’nin en bakir
orman habitatları arasında yer alan Yenice Ormanları, bitkiler, kuşlar, memeliler ve
sürüngenler gibi pek çok canlıya yaşam ortamı sağlamaktadır.
Bu özellikleriyle Yenice Ormanları’nın sahip olduğu doğal yaşam alanlarından bazıları
(Batı Karadeniz Doğu Kayını Ormanları, Batı Öksin [Avrupa–Sibirya floristik
bölgesinin, bütün Kuzey Anadolu’yu içine alarak Kafkaslar’ın batı bölümüne kadar
uzanan kesimi] Ormanları, Uludağ Göknarı Ormanları ve Batı Karadeniz’in alt
kesiminde yetişen Sarıçam Ormanları), Bern Sözleşmesi’ne (Avrupa Yaban Hayatı
ve Doğal Yaşam Ortamlarının Korunması Sözleşmesi) göre “Tehlike Altındaki
Habitatlar” listesinde yer almaktadır. Yenice Ormanları, tropik bölgeler dışında,
dünyanın ender bölgelerinde görülebilecek, birçoğu anıtsal boy ve kalınlığa ulaşmış
ağaç türleri ile gerçek bir ağaç müzesidir. Bu ormanlarda barınan hayvanların
çeşitliliği, yaban hayatı yönünden Yenice'ye ayrı bir değer kazandırmaktadır.
Ormanların bazı bölümleri "Tabiatı Koruma Alanı" ilan edilmiştir. Gökpınar
mevkiindeki 4 Hektarlık bir alan, 40 çeşit ağaç türü ve çok sayıda hayvanı ile birlikte
Arboretum olarak tescil edilmiştir.
Geçmişte Yenice Ormanları’nda yüksek verim gücü nedeniyle yer yer aşırı ormancılık
faaliyetleri yapılmış; kaçak kesim, doğal afetler ve biyolojik zararlılar nedeniyle bazı
yerlerde ormanın bakir yapısı bozulmuştur. Buna karşın alanın bazı kesimleri hâlâ
“doğal yaşlı orman” özelliğini korumaktadır. Yenice’deki doğal yaşlı ormanlar
arasında Çitdere Tabiatı Koruma Alanı, Şekermeşe girişinde, toplam 103,5 hektar
genişliğindeki Istranca meşesi topluluğu ile Dibekyanı’ndaki bir anıt meşe topluluğu
dikkat çekmektedir.
Yenice Ormanları’nda, Kavaklı ve Çitdere Orman İşletme şeflikleri’nde olmak üzere
iki “Tabiatı Koruma Alanı” (TKA) yer almaktadır. Tabiatı Koruma Alanları, yaklaşık
75.000 hektar olan Yenice sıcak noktasının % 1,4’ünü kaplamaktadır. Sınırları 2003
yılında tescil edilen Yenice Yaban Hayatı Koruma Sahası ise, sıcak noktanın büyük
bir bölümünü içermektedir.
Kavaklı Tabiatı Koruma Alanı, ortalama 1350 metre yükseklikte bulunmakta ve 334
hektarlık alanı kaplamaktadır. Alanın çok çeşitli ağaç, ağaççık ve çalının yer aldığı
3
nadir bir orman ekosistemi özelliği taşıması; olağanüstü boy ve çapta porsuk, fındık
ve dişbudak ağaçlarının bulunması; Batı Karadeniz Bölgesi’nin geniş yapraklı ve
ibreli orman ağacı türlerinin oluşturduğu, farklı yapısal özelliklere sahip tür çeşitliliği
yüksek, yaşlı orman ekosistemi ile kaplı olması koruma altına alınmasının ana
nedenleri arasındadır.
Çitdere Tabiatı Koruma Alanı, toplam 721,5 hektar büyüklüğündeki alanın koruma
altına alınma nedenlerinin başında, alanda çok çeşitli ağaç türlerinin bir arada
bulunması; dünyada eşine ender rastlanan boy ve çapta Istranca meşesi örneklerinin
yer alması ve nadir, nesli tehlike altında veya nesli tehlike altına girme riski bulunan
pek çok bitki ve hayvan türlerinin varlığı gibi nedenler sıralanmaktadır.
Yenice Yaban Hayatı Koruma Sahası, 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanununun 4.
maddesine göre tescil edilmiş olup, sıcak noktanın en doğusu hariç büyük bir bölümü
ulu geyik ve karacanın korunması için Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak koruma
altında bulunmaktadır. Yenice Orman İşletme Müdürlüğü sınırları içinde Bakraz,
İncedere ve Sarıot İşletme Şefliklerinin tamamını; Camiyanı, Göktepe, Kayadibi,
Yenice, Çitdere ve Şimşirdere Orman İşletme Şefliklerinin ise belli bölümlerini içeren
saha; toplam 26.687,78 hektarlık bir alana yayılmaktadır.
Kavaklı Orman İşletme şefliği Arboretum Sahası, değişik bitki türlerinin bir arada
bulunmasının yanı sıra, çok sayıda hayvanın da yaşam alanı olması nedeniyle, 1991
yılından bu yana “Açık Hava Orman Müzesi” statüsü taşımaktadır. Gökpınar
mevkiinde, denizden yüksekliği 1100 metreyi bulan saha, sık kayın–göknar
topluluklarını barındırmasıyla dikkat çekmektedir. 97 hektarlık bir bölgeyi içine alan
sahanın 4 hektarlık bölümü Arboretum (ağaç parkı) olarak belirlenmiştir.
Ormanların yanı sıra, ilçe sınırlarındaki yaylalar, mağaralar, kanyonlar, Şifalı olduğu
bilinen su kaynakları, orman içine tesis edilmiş bulunan dinlenme mekanları tabiat
parkları, ilçenin diğer değerlerini oluşturmaktadır.
4
Şekil 1. Yenice Ormanlarını Gösteren Harita
1.2.1.Yenice’ nin İklim Özellikleri
Batı Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Karabük’te, kısmen Karadeniz ikliminin özellikleri
görülmektedir. Yalnız Karabük, kıyıdan içeride kaldığı için, Karadeniz’in nemli
havasından yeterince yararlanamamakta, karasal iklimin özellikleri daha ağır
basmaktadır. Karadeniz ikliminden karasal iklime geçiş sahasındaki Karabük’te, geçiş
tipi iklim etkili olmaktadır.
Karadeniz ikliminin etkisiyle her mevsim yağış görülse de, Temmuz ve Ağustos
aylarına rastlayan kurak bir dönem belirginleşmiştir. Karabük, Karadeniz kıyılarına
göre oldukça az yağış almaktadır. Eflani, Ovacık ve Yenice çevresinde yıllık yağış
miktarı daha fazladır. Temmuz ve Ağustos en az yağış alan aylardır. İlkbahar ve yaz
aylarında sağanak yağışlar görülmektedir.
Karabük İli Yenice İlçesi’nde en düşük sıcaklık -36,2oC ile Ocak ayında, en yüksek
sıcaklık ise 39,2oC ile Temmuz ayında kaydedilmiştir. Sıcaklık, Ocak ayından
Temmuz ayına kadar düzenli olarak artmakta; Temmuz ve Ağustos aylarından sonra
Ocak ayına kadar da yine düzenli olarak azalmaktadır.
5
Tablo 2. Karabük Yenice İlçesi’ne Ait Aylık Sıcaklık Değerleri
AYLAR Ortalama Sıcaklık (
oC)
En Düşük
Sıcaklık (oC)
Ortalama Düşük
Sıcaklık (oC)
En Yüksek
Sıcaklık (oC)
Ortalama Yüksek
Sıcaklık (oC)
Ocak 4,8 -12,3 1,2 22 9,3
Şubat 5,6 -12 1,5 24,6 11,2
Mart 8,7 -5,2 3,8 31 15,7
Nisan 12,7 -3,6 7,3 35 20,3
Mayıs 16,6 2,9 10,8 36,2 24,8
Haziran 20,6 5,9 14,9 39,5 28,4
Temmuz 23,5 9,6 17,1 41,7 31,3
Ağustos 23,5 10,2 17,3 42,5 31,4
Eylül 19,1 4,6 13,4 39,4 27,4
Ekim 14,9 1,2 10 37,2 22,2
Kasım 8,8 -8 4,5 25 14,9
Aralık 5,4 -8,9 1,7 22,5 9,9
YILLIK 13,7 -1,3 8,6 33,1 20,6
Şekil 2. Karabük Yenice İlçesi’ ne Ait Sıcaklık Değerlerinin Grafiksel Gösterimi
Karadeniz ikliminin etkisiyle her mevsim yağış görülse de, Temmuz ve Ağustos
aylarına rastlayan kurak bir dönem belirginleşmiştir. Karabük, Karadeniz kıyılarına
göre oldukça az yağış almaktadır.
35 yıllık rasat kayıtlarına göre; Karabük İli’ ne düşen yıllık ortalama toplam yağış
miktarı 38,7 mm, günlük en çok yağış miktarı ise 79 mm olarak kaydedilmiştir. En çok
yağış alan ay Ocak, en az yağış alan ay ise Ağustos ayıdır.
İlde toplam yıllık ortalama kar yağışlı günler sayısı 17,6 olarak tespit edilmiş olup,
ortalama kar örtülü günler sayısının toplamı 2,02; en yüksek kar örtüsü kalınlığı ise
35 cm’dir.
6
Tablo 3. Karabük Yenice İlçesi’ne Ait Yağış Kayıtları
AYLAR Ortalama Toplam Yağış Miktarı (mm)
Günlük En Çok Yağış
Miktarı (mm)
En Yüksek Kar Örtüsü
Kalınlığı (cm)
Ortalama Kar Yağışlı
Günler Sayısı
Ortalama Kar Örtülü Günler
Sayısı
Ocak 51,4 43,6 35 5,9 4,6
Şubat 32,7 26,9 22 5,1 2,6
Mart 42,6 32 13 2 0,7
Nisan 45 38,6 0,2
Mayıs 44,4 44,5 0
Haziran 49,9 79
Temmuz 31 47,2
Ağustos 22,5 39,2
Eylül 31 36
Ekim 38,8 34,1 0,1
Kasım 32,1 24,3 3 0,8 0
Aralık 43,4 25,6 11 3,5 2,2
YILLIK 38,7 39,3 16,8 17,6 2,0
Şekil 3. Karabük İli’ne Ait Mevsimlik Yağışların Yıl İçindeki Dağılım Oranları
1.2.2.Biyocoğrafya
1.2.2.1. Flora
Yenice Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahası, P.H.Davis'in Türkiye Haritası Kareleme
(Grid) Sistemi'ne göre, A4 karesinde yer almaktadır. Karadeniz Bölgesi'nin Batı
Karadeniz Bölümü içerisinde yer alan Karabük İli Yenice İlçesi sınırları dahilindedir.
Biyocoğrafik açıdan Yenice Yaban Hayatı Gelişme Sahası; Holarktik Alemde; Avrupa
Sibirya Fitocoğrafik Bölgesinin Öksin (Euxine) provensinin batı sektörü içerisinde yer
almaktadır.Euxine provensi, kendi içinde yatay olarak eu-euxine, subeuxine ve ksero-
7
euxine olmak üzere üç alt bölüme ayrılmaktadır. Sub-euxine bölümü, iç kesimlere
doğru daha kurakça ksero-euxine ile nemli koşulların ve Kayın (Fagus orientalis)
klimaks ormanının hakim olduğu (Karadeniz kıyı kesimleri) eu-euxine bölümü
arasında uzanır ve Carpineto-Querceto-Pineto sylvestris klimaks ormanı ile
karakterize edilir.
Tarihsel süreçte Anadolu'da yaşanan buzul çağı ve sonrasındaki sıcak dönemler
dolayısıyla, alanda farklı fitocoğrafyalara ait bitki türlerine rastlanılmaktadır. Avrupa-
Sibirya fitocoğrafya bölgesi karakteristikleri yanı sıra Akdeniz ve İran-Turan
fitocoğrafya bölgelerine ait türler de alanda gelişim göstermektedir. Alanda iklim, 59
topoğrafya, akarsu ağı ve anakaya, vejetasyonu etkileyen en önemli etkenler
arasında yer almaktadır.
Şekil 4. Yenice Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nın Türkiye Florası Grid Kareleme
Sistemindeki Yeri (A4 karesi)
Alanda yapılan arazi çalışmaları, literatür bilgileri ve bölgede görev yapan orman
personeli ve işçiler ile civar köylerde yaşayan yerel halk ile yapılan görüşmeler,
sonucunda Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının hedef türlerini teşkil eden yaban boz
ayı, geyik, karaca, kurt, tilki, çakal, porsuk, yabani kedi, sansar ve gelinciğin alan
sınırları içerisindeki çeşitlilik ve zenginlik arz eden ekosistem tipleri (özellikle orman
ekosistemleri) içerisinde yaşadığı ve yaşamsal faaliyetlerini (beslenme, barınma,
gizlenme, üreme, avlanma, kışlama, vs.) yürüttüğü tespit edilmiştir. Bunun en önemli
sebebi; bu bölgedeki orman, akarsu ve pseudomaki alanlarının, hayvanların
ekosistem içerisinde dengeli biçimde birlikte yaşamaları ve çoğalmaları için uygun
ortama sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Pseudomaki örtüsü, besleyici
maddeler bakımından her ne kadar daha zengin olsa da, hedef tür olarak belirlenmiş
hayvanlar, güvenlik nedeniyle bu alanlarda çoğunlukla konaklamamakta,
beslenme/avlanma nedeniyle kısa süreli geçişler yapmaktadır. Yuvalar genellikle
8
yüksek kesimlerde ve sık orman içlerinden seçilmektedir. Alandaki pseudomaki
vejetasyonu; özellikle küçük kemirgen, küçük memeli ve böcek türlerinin yaşaması
için çok elverişli bir alandır. Alanda yapılan faunistik çalışmalar sonucunda tespit
edilen tilki, yaban kedisi ve tavşan gibi birçok hayvanın bu bölgelerde sık görüldüğü
ortaya konulmuştur. Alanda böcek türlerinin zengin çeşitliliğe sahip olması da, iklim
ve topoğrafyanın yanı sıra zengin bitki örtüsü, akarsu ağı ile doğrudan ilgilidir. Alanda
farklı ekosistem tiplerin bulunması biyoçeşitlilikteki zenginliğin temel nedenini
oluşturmaktadır.
1.2.2.2. Fauna
Yenice YHGS; dünyanın, fauna elemanlarına göre ayrılmış olan, Türkiye’nin dahil
olduğu Palearktik Zoocoğrafik Bölgesi içinde yer almaktadır. Bu sebeple bölgenin
bileşimi ve yapısı, palearktik faunanın bir parçası olarak görülmektedir. Yenice
YHGS’ında var olan hayvan türleri çeşitliliği, bölgenin birçok farklı habitata sahip özel
zoocoğrafik bölge olduğunu göstermektedir. Bölge, Avrupa’dan Asya ve Afrika
Kıtası'na doğru geçiş yapan ormana bağımlı birçok hayvan türünün hem Anadolu’ya
geçişini sağlamakta, hem de bu türlere Anadolu’da beslenme, barınma ve üreme için
ideal ekosistemler sağlamaktadır. Bölgenin de içinde bulunduğu Batı Karadeniz
Dağları, içindeki su kaynakları, yeşil alan örtüsü ve çeşitli besin zincirinin her
kademesine ait çeşitli hayvan grupları ile Avrupa’dan gelen ormana bağımlı fauna
elemanlarını barındırıp, bu türlerin Anadolu’nun iç kısımlarına geçişini engelleyen bir
bariyer görevi görmektedir. Bu bakımdan “Yenice Ormanları” ormana bağımlı bu
türlerin Batı Karadeniz Bölgesi'nde yaşayabilecekleri sınırlı ve önemli alanlardan
biridir.
Alan; karasal ana ekosistem tipi ve yoğun olarak orman alt ekosistemi özelliklerini
taşımaktadır. Bölgedeki karışık orman oluşumu, yabani meyve ağaçlarının bölgedeki
dağılımı, vadilerde su kaynaklarının bulunuşu, çeşitli yükseklik ve düzlüklerin oluşu;
bölgedeki çeşitliliği ve doğal bir besin ağının varlığını mümkün kılmaktadır. Orman
ekosistemi, alanın tamamına hakimdir. Açık alanlar neredeyse yok denecek kadar
azdır. Orman ekosistemi, bölgedeki sınırları kaplamış ve aşmış durumdadır. Bu
şekilde hem su kaynaklarını barındıran, hem de çeşitli yüksekliklere sahip, karışık
yüksek yapılı ağaçların bulunduğu, yabani meyve ağaçlarını barındıran, birçok
hayvan türünü aynı anda yaşamasına uygun habitatları barındıran bir ekosistem;
dünyada 100 tane olarak belirlenmiştir ve Yenice Ormanları bu 100 bölgeden birini
temsil etmesi bakımından çok önemli bir konum arz etmektedir. Alan özelliği
bakımından parçalı değil süreklidir; habitatlar arası geçiş mümkün olduğundan, alanı
daha küçük sınırlara bölmek mümkün gözükmemektedir. Doğal olarak da
parçalanmış bir ekosistemin sınırları görülmemektedir.
Yenice Ormanları'nın bir kısmı Tabiatı Koruma Alanı statüsüyle korunurken, 4 hektar
büyüklüğünde kurulan bir arboretum (Göknar) alanı ise 1991 yılında “Açık Hava
Orman Müzesi” olarak tescillenmiştir (Özçelik, 2006). Yenice Ormanları 1999 Yılında
9
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından, Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik
açısından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 orman alanı içinde
tanımlamıştır. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 2007 yılında Yenice
Ormanları'nın bir bölümünü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak belirlemiştir.
Yenice Ormanları, ülkemizin en önemli bakır ormanlarından biridir (Özçelik, 2006).
Alan, sarp arazilerin çokluğu ve geniş bir orman ekosistemine sahip olmasından
dolayı, yaban hayatının fazla müdahale görmediği korunmuş bir alandır. Ancak
Yenice Orman Ekosistemi'nin bütünüyle korunabilmesi yetersiz kalmaktadır (Anonim,
2005).
Bu alanın biyoçeşitliliği hakkında geniş kapsamlı bilimsel çalışmalar, henüz mevcut
değildir. Yenice Orman Ekosistemi, daha çok Karabük Valiliği'nin ve Yenice
Kaymakamlığı'nın tanıtım amaçlı turizm faaliyetlerinde düşünülmektedir. Bu
kapsamda bölgeyi tanıtan daha çok turizm amaçlı yayınlanmış bazı kitaplar ve
internet sitelerindeki derleme bilgiler mevcuttur. Bu bilgiler, bilimsel temelli
araştırmalar ve kaynakçalara dayandırılmadan, genellikle bölgenin tanıtımını yapmak
ve bölgeye dikkat çekmek maksadıyla yapılmış çalışmalardır.
Bölge hakkında daha çok Yıldıray Lise’nin yaptığı bazı çalışmalar göze çarpmaktadır.
Lise, bu yayınlarında bölgede yaşayan türlerden ve onların yaşam alanlarından
bahsederek, bölgede boz ayı, vaşak, yaban kedisi, kurt, çakal, tilki, karaca, ulu geyik,
yaban domuzu, porsuk ve ağaç sansarına ev sahipliği yaptığını belirtmiştir. Bölgenin
farklı kuş türlerine de ev sahipliği yaptığını ifade eden Lise, aksırtlı ağaçkakan,
ortanca ağaçkakan, alaca sinekkapan, küçük yeşil ağaçkakan ve çizgili ötleğen gibi
ılıman kuşak orman biyomu türlerinin büyük populasyonlarının da bölgede
barındığından bahsetmiştir. Nesli küresel olarak tehlike altında olan Apollo
(Parnassius apollo) ve bölgesel ölçekte tehdit altındaki Çokgözlü Eros Mavisi
(Polyommatus eroides) ile Orman Güzelesmeri (Erebia medusa) adlı kelebek
türlerinin de ormanın sessizliğinde kendilerine yer bulduğundan bahsetmiştir (Lise,
2005; 2007, Eken ve ark., 2006)
Bölgenin 50 km2'lik bölümü olan Yaylacık Araştırma Ormanı'nda yapılmış bir
fotokapan çalışması bulunmaktadır (Can, 2008). Bu çalışmada, fotokapanların
kurulmuş olduğu bölgede ayı (Ursus arctos), geyik (Cervus elaphus), karaca
(Capreolus capreolus), yaban domuzu (Sus scrofa), kurt (Canis lupus), tilki (Vulpes
vulpes), yaban kedisi (Felis sylvestris), ağaç sansarı (Martes martes), tavşan (Lapus
europaeus) ve porsuk (Meles meles) gibi memeli hayvanlara rastlanmıştır.Ayrıca
yarıyakalı sinekkapan (Ficedula semiturquata) türünün, Yenice Ormanları'ndan kaydı
verilmiştir (Georgiev, K., Iankov, P., 2009). Tarafımızdan yapılan literatür çalışmaları
sırasında Yenice yöresinde endemik olarak tanımlayabileceğimiz ve Stractobia
yenicensis adıyla yörenin adını taşıyan bir trikopter türüne de
rastlanılmıştır(Sipahiler,2012).
10
Küçükbasmacı,2008 tarafından yapılan çalışmaya göre ergin Trichoptera, karasal olup, küçük güvelere benzer. Nehir kenarı ve kıyı bitkileri çevresinde uçar. Trichoptera erginlerinin genellikle kahverengi, gri, sarı, bej renginde olması veya koyu gölgeli ya da değişik renk karışımına sahip olması, onların gündüz bitki aralarında saklanmalarına izin veren bir adaptasyondur. Trichoptera larvası her tip tatlı su, hatta acı su habitatında bile bulunur. Fakat özellikle ırmak ve derelerde boldur. Trichoptera larvaları çeşitli beslenme ekolojilerini sergiler. Buna dökülmüş yaprak yığınlarını parçalayanlar, ince organik parçacıkları toplayanlar, alg hücrelerini emenler, yüzeyleri kazıyanlar, suda asılı yiyecekleri süzerek alanlar, diğer sucul omurgasızları avlayanlar veya yeşil bitki veya alglerle beslenenler dâhildir. Trichoptera bu çeşitli beslenme davranışları doğrultusunda, sucul ekosistemler içinde besin dinamikleri ve enerji akışı için temel canlılardan biridir. Suyun temizliğini gösteren indikatör canlı tür- leri arasında olması orman ekosistemi açısından önemini ortaya koymaktadır.
2007 yılında yapılan envanter çalışmasında alan içerisinde; ayı (Ursus arctos), geyik
(Cervus elaphus), karaca (Capreolus capreolus), yaban domuzu (Sus scrofa), Kurt
(Canis lupus), tilki (Vulpes vulpes), yaban kedisi (Felis sylvestris), tavşan (Lepus sp.),
sincap (Sciurus vulgaris), porsuk (Meles meles), çulluk (Scolapax rusticola), tahtalı
(Columba palumbus), kaya güvercini (Columba livia), baykuş, alakarga, kuzgun, dağ
horozu, kirpi ve küçük atmaca türlerinin yaşamakta olduğu belirtilmiştir.
ŞAHİN ve ark. 2012’ de Yenice YHGS’ nda yaptığı arazi çalışmaları sırasında memeli
türlerini temsil eden örnekler canlı yakalama kapanı, atrap ve ağ kullanılarak elde
etmişler veya dürbün, kamera, fotoğraf makinesiyle tespit etmişlerdir. Ayrıca hayvan
türlerine ait izler (ayak izi, dıĢkı, ölü hayvan kalıntısı, beslenme izi) dikkate alınarak
kayıt almışlardır. Yenice YHGS içinde yapmış olduğu gözlemler neticesinde tespit
edilen hayvanlar (memeliler, kuşlar, balıklar, iki yaşamlılar ve sürüngenler) için ayrı
ayrı olmak üzere; tür, Türkçe adı ile endemizm durumu, Bern Sözleşmesi (Avrupa’nın
Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi), CITES (Nesli
Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin
Sözleşme) ve IUCN (Dünya Doğa Koruma Birliği) tehlike kategorilerine göre
durumları, tablolarda sunmuşlardır. Proje kapsamında belirlenen fauna elemanlarının
hiçbiri CITES kapsamında bulunmadığından, tablolarda yer vermemişlerdir. Arazide
tespit edilen türlerin nasıl tespit edildiği (görme, iz, dışkı, vb.) tablolarda belirtilmiş,
ayrıca arazide yaptıkları tespit işlemlerine ait lokaliteler kayıt bilgileri de tabloda
göstermişlerdir.
Çalışma yöntemi olarak bölgede daha önce yapılmış literatür çalışmaları, yörede
daha önce yapılmış ÇED raporlarındaki flora ve fauna listeleri titizlikle incelenerek
Yenice Avcılar ve atıcılar İhtisas Klubü ile Karabük ve çevre köylerindeki halka
yaptırılan anket çalışmaları (Ek no:1) sonuçları değerlendirilmiştir.Bu çalışmalar arazi
çalışmalarındaki gözlemlerle bütünleştirilerek tespit edilen yaban hayvanlarının GPS
yardımıyla alınmış koordinatları yöredeki YHGS’ ye ait google earth haritasında
sayısal ortamda işlenmiştir.Böylece tespit edilebilen yaban hayvanlarının yöredeki
dağılımı ortaya çıkarılarak habitat haritasına altlık oluşturabilecek veriler elde
edilmiştir.
11
Bu çalışmalar kapsamında doğrudan ve dolaylı izler yoluyla 3 amfibi, 5 sürüngen, 13 kuş ve 18 memeli türü tespit edilmiştir. Bu türlerden, kara ve su kurbağası, semender, kara kaplumbağası, kertenkele, kuşlar, çakal, ayı, karaca, porsuk, gelincik, yaban domuzu, yabani kedi, büyük yedi uyur, yabani tavşan, kırmızı sırtlı orman faresi, orman faresi ve küçük nal burunlu yarasa doğrudan gözlemlemişler. Ancak birçok literatürde kaydının verilmesine rağmen alanda vaşak (Felix lynx) izine veya kendisine rastlayamamışlardır. Muhtemelen alanda yaygın olarak izlerine rastlanan 8 etçil türü ile rekabet edememiş olabilir. Yenice YHGS raporuna göre Vaşak, alanda yalnız 1 kez rastlanmış nadir bir türdür ve kurt, alanda 4-5 bireyle temsil edilmektedir. Bu canlılar üzerinde beslenme, barınma ve üreme alanlarında insan kullanımları ve kaçak avcılıktan kaynaklanan baskılar bulunmaktadır. Bu sebeple, alanın koruma sisteminin güçlendirilip devamlılığını sağlamak hedeflenmektedir. Buna göre stratejik uygulama planı koruma ve geliştirme programının 2.Hedefi Vaşak (Lynx lynx) ve kurt (Canis lupus) populasyonlarının ve yaşam ortamlarının korunmasını sağlayarak populasyonlarını artırmak, sürdürülebilir koruma sistemini oluşturmaktır. Diğer türlerin ise, bıraktıkları izler yoluyla kayıtları verilmişlerdir. Belirli bir yaşam alanındaki yaban hayvanlarının varlıkları görmeden de dolaylı yoldan, doğada bıraktıkları dışkıları, ayak izleri, kemikleri, boynuzları, dişleri, kokuları, post, tüy ve diğer izler ve işaretler yardımı ile tespit edilebilir ( Şekil 5,6,7 ve 8).
Şekil 5. Yaban Domuzuna (Erkek) Ait Bir Altçene Kemiği
ve Dişler
Şekil 6. Bölgede Yaşayan Sansara Ait Bir Dışkı Örneği
Şekil 7. Su Kurbağası Örneği (Rana ridibunda, Ova
Kurbağası)
Şekil 8. Kara Kurbağası Örneği (Bufo bufo, Siğilli
kurbağa)
12
Şekil 8. Yetişkin Bir Ayıya Ait Ayak İzi Şekil 9. Bölgede Yaşayan Bir Kertenkele Örneği
(Lacerta viridis, Yeşilkertenkele)
Şekil 10. Karacaya Ait Bir Ayak İzi Şekil 11. Yaban Kedisine Ait İzler
Şekil 12. Bir Su Birikintisinde Gizlenmiş Erkek Bir
Semender Örneği (Triturus karelini, Pürtüklü semender)
Şekil 13. Yarı Sucul Yılan, Küpeli Yılan (Natrix natrix)
13
Şekil 14. Parnassius apollo (Apollo Kelebeği) Şekil 15. Orman Güzelesmeri (Erebia medusa)
Şekil 16. Çokgözlü Eros Mavisi (Polyommatus eroides) Şekil 17. Yarıyakalı sinekkapan (Ficedula semiturquata)
Şekil 18. Su Yılanı (Natrix tessellata) Şekil 19. (Triturus vittatus) Bantlı Taraklısemender
14
Bıldırcın
Çulluk
Üveyik
Tahtalı
Keklik
aksırtlı ağaçkakan
ortanca ağaçkakan
alaca sinekkapan
küçük yeşil ağaçkakan
çizgili ötleğen
Şekil 20. Kuş türlerinden örnekler
Doğal Yaşlı Ormanları Simgeleyen
Kuş Türleri
kucuk yeşilağackakankara ağackakan
kayın baştankarası ak yanaklı baştankara
Şekil 21. Ergin Trichoptera’da başın yandan görünüşü
(Stractobia yenicensis)
Şekil 22. Doğal yaşlı ormanları simgeleyen kuş türleri
Arazi çalışması sırasında daha çok memeli türlerine odaklanmışlar, alanın büyüklüğü
ve ekosistemin yoğunluğu sebebiyle sayıları ve çeşitliliği çok fazla olan böcekler, özel
bir uzmanlık ve takip metodu isteyen iki yaşamlılar, sürüngenler ve kuşlar hakkında
daha detaylı bir veri toplama faaliyeti yapamamışlar, sadece karşılaşılan gözlem
sonuçları aktarmışlardır.
Bölgede bulunan diğer küçük memeli türlerinin ve diğer omurgalıların varlığıyla ilgili
bilimsel çalışmalara rastlanmamıştır.
Avrupa Birliği Habitat Direktifi çerçevesinde tanımlanan habitat tipleri;
Yok olma tehlikesine maruz bulunanlar: “Alanın tamamı” hem bölge için, hem de
Türkiye için önem arz etmektedir. Birçok hayvan türünü aynı anda barındırabilecek ve
denge içinde yaşamalarını sağlayacak zengin habitat çeşitliliğine sahip, ülkemizdeki
9, dünyadaki 100 noktadan birisidir. Bu sebeple bilinçsiz yapılacak bir ağaç kesimi,
15
ya da habitat tahribatı, su kaynaklarına kurulabilecek herhangi bir tesis, bilinçsiz
avlanma ve sürdürülebilir bir yönetimin olmayışı; bölgedeki bu nadir ekosistemin yok
olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceğini göstermektedir.
Doğal yayılma alanları küçük olanlar: Yerleşim yerlerinin giderek artması,
insanların bilinçsiz tarım arazisi açma girişimleri, bölgedeki hayvanların habitatları,
üreme alanları, beslenme ve yayılışları dikkate alınmadan orman ile ilgili
yapılan/yapılacak faaliyetler; habitatların sınırlarını tehdit etmektedir. Ayrıca bölgenin
güneyde İç Anadolu stepleri, kuzeyde ise Karadeniz sahili yoğun yerleşim alanlarının
varlığı neticesinde, sadece Batı Karadeniz Dağları ormanlık alanları ile sınırlı
kalmıştır. Büyük yedi uyur, karaca, yaban kedisi, kurt, geyik ve ayı gibi ormana
bağımlı türlerin, alan içindeki habitatları, ormanlık alanlarda yapılacak her türlü insan
müdahalesinin şiddetine, planlı olup olmadığına ve bu hayvanların yaşamları dikkate
alınarak yapılıp yapılmadıklarına bağlı kalmıştır.
Alanın içinde bulunduğu biyocoğrafik bölgelerin tipik özelliklerinin çarpıcı
örnekleri: Yenice YHGS’nin tamamı, hassas özel bir biyocoğrafik alan
görünümündedir. Bu durum, alanın her yanında izlerine rastlanan ve görülen karaca,
çakal, geyik, ayı, yaban domuzu, yaban kedisi, gelincik, büyük yediuyur ve ormana
bağımlı diğer bazı kemirici türleri gibi hayvanların varlığı ile anlaşılmaktadır. Alan, çok
nadir (Dünyada sadece 100 tane) bir biyoçeşitlilik içeren hassas ekolojik-dengeye
sahip geniş ve kapsamlı besin ağları içeren coğrafik bir yapı özelliği göstermektedir.
Alanın yüksek oranda orman ekosistemine sahip olması, hemen hemen her
vadisinde akan su kaynağının oluşu ve besin ağının her halkasını temsil eden
canlılara sahip olması bakımından; bütün halde nadir ve özel bir habitat özelliği
göstermektedir.
Bölgede besin zincirinin en üst halkasında bulunan ve genelde ortak avları olan
Carnivora (etçiller) takımına mensup 8 türün (ayı, kurt, çakal, tilki, porsuk, ağaç
sansarı, gelincik, yabani kedisi) birlikte varlığı, besin zincirinin bitkilerden sonraki
halkasını oluşturan Artiodactyla (çift toynaklılar) takımına mensup 3 önemli türün
(geyik, karaca, yaban domuzu) varlığı ve besin zincirinde bitkiler ve böceklerden
sonra gelip ormanın etçiller açısından en önemli besin kaynaklarından biri olan
Rodentia (kemiriciler) takımına mensup 4 türün (sincap, orman faresi, büyük yedi
uyur, kırmızı sırtlı fare) bölgede yoğun olarak tespit edilmiş olması; bölgenin zengin
bir besin ağına sahip olduğunu göstermektedir.
a. Uluslararası Sözleşmeler Ülkemiz, ormancılığı doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren uluslararası düzeydeki birçok sözleşmeye taraf olmuştur. Bunların başlıcaları şunlardır: - Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme (Ramsar): Ülkemizin 1993 yılında onayladığı sözleşmenin amacı, sulak alanların ve onların bio-çeşitlilik kaynaklarının korunmasını sağlamaktır.
16
- Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Doğal Yaşam Ortamlarının Korunması Sözleşmesi (Bern Sözleşmesi): 1982 de yürürlüğe giren sözleşme 1984 de ülkemiz tarafından onaylanmıştır. Sözleşmenin amacı; muhafazası çeşitli ülkelerin işbirliğini gerektiren yabani bitki ve hayvan türlerini ve onların doğal yaşam ortamlarını muhafaza etmektir. - Nesli Tehlikede Olan Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES): 1975 de yürürlüğe giren ve Türkiye’nin de taraf olduğu Sözleşmenin amacı; nesli tehlike altında olan yabani bitki ve hayvan türlerinin uluslar arası ticaretini izlemek ve gerektiğinde sınırlamaktır. Nesli tehlike altındaki 33.000 den fazla türe ilişkin listeler sözleşme eklerinde verilmiştir. Ülkemizce sözleşmenin ulusal uygulama yönetmeliği hazırlanarak uygulamaya konmuştur.
b. Tehlike Kategorileri ve Anlamları
1-IUCN (The International Union for Conservation of Nature) Kırmızı liste ölçütleri (
ver 3,1 (2001))
EX: Tükenmiş
EW: Doğada tükenmiş
CR: Kritik
EN: Tehlikede
VU: Duyarlı
NT: Tehdite yakın
LC: Düşük riskli
DD: Yetersiz verili
NE: Değerlendirilmedi
2-BERN SÖZLEŞMESİ (Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının
Korunması)
Ek 2: Titiz korunan fauna türleri
Ek 3: Korunan fauna türleri
3-RDB: Red Data Book
X: Tükenmiş olanlar
E: Tükenme tehlikesi altında olanlar
V: Tehlikeden kurtulabilecek olanlar
R: Günümüzde tehlike altında olmayıp gelecekte olabilecekler
I: Belirsiz olanlar
U: Kesin olmayanlar
NT: Tehlikede olmayanlar
4-MAK: Merkez Av komisyonu
Ek liste-I:Çevre ve Orman Bakanlığı’nca koruma altına alınan yaban
hayvanları,
Ek liste-II: Merkez Av komisyonu’nca koruma altına alınan av hayvanları ,
17
Ek liste-III: Merkez Av komisyonu’nca avına belli sürelerde izin verilen av
hayvanları
Tablo 4. Bölgede tespit edilen türler, tespit yerleri ve tespit şekilleri
Lokalite numarası
Bilimsel adı Yerel adı
Görüldüğü Yer (GPS-UTM)
Görülme Şekli-İz
1 Ursus arctos-Boz ayı 0441052-4555857 Bir birey beslenme anında görüldü
2 0438450-4546939 Ayak izi
3 Sus scrofa-Yaban domuzu 0438454-4546943 Erkek bir bireye ait kafatası bulundu
4 Capreolus capreolus- Karaca
437495-4541053 Erkek bir birey gözlendi
5 Ursus arctos-Boz ayı 437726-4547062 Dışkı bulundu
6 Parus major-Büyük baştankara 437582-4546971 Birey gözlendi
7 Turdus merula-Kara tavuk 437582-4546971 Birey gözlendi
8 Sylvia borin-Boz ötleğen 437582-4546971 Birey gözlendi
9 Vulpes vulpes-Kızıl tilki 437732-4547253 Birey gözlendi
10 Testudo graeca-Kara kaplumbağası 436940-4548241 Çakal tarafından ön kolları yenmiş genç bir birey bulundu
11 Canis aureus-Çakal 436731-4548303 Dışkı bulundu
12 Sus scrofa-Yaban domuzu 438052-4544478 Kafatası bulundu
13 Apodemus uralensis-Küçük orman faresi 437855-4547093 4 Birey gözlendi
14 Sus scrofa-Yaban domuzu 437855-4547093 Bir birey gözlendi
15 Ursus arctos-Boz ayı 429144-454889 Bir yavru ve bir ergin bireye ait ayak izleri gözlemlendi
16 Tritirus vittatus- Semender 429958-4549599 Bir erkek birey gözlendi
17 Motacilla flava- Sarı kuyruk sallayan Bütün bölgede Genelde çiftler halinde gözlendi
18 Fringilla coaleps-İspinoz 430170-4550493 Birey gözlemlendi
19 Canis aureus-Çakal 436256-4549897 Birey gözlemlendi
20 Sus scrofa-Yaban domuzu 443283-4542809 Ayak izi gözlemlendi
21 Capreolus capreolus-Karaca 443283-4542809 Ayak izi gözlemlendi
22 Felis silvestris-Yabani kedi 441447-4546290 Ayak izi gözlemlendi
23 Felis silvestris-Yabani kedi 441954-4546510 Dışkı bulundu
24 Testudo graeca-Kara kaplumbağası 438921-4546025 Birey gözlendi
25 Ursus arctos-Boz ayı 440486-4545989 Dışkı bulundu
26 Capreolus capreolus-Karaca 444892-4542668 Ayak izi gözlemlendi
27 Motacilla alba-Beyaz kuyruk sallayan Bütün bölgede Birey gözlendi
28 Troglodytes troglodytes -Çıt kuşu Bütün bölgede Birey gözlendi
29 Garrulus glandarius-Ala karga Bütün bölgede Birey gözlendi
30 Bufo bufo.-Kara kurbağası Bütün bölge Birey gözlendi
31 Lacerta viridis- Kertenkele Bütün bölge Birey gözlendi
32 Martes martes- Ağaç Sansarı 444125-454268 Dışkı bulundu
33 Meles meles- Porsuk 443356-454285 Dışkı bulundu
34 Meles meles- Porsuk Birey gözlendi
35 Apodemus flavicollis-Sarı lekeli orman faresi
445389E 4548779N Birey gözlendi
36 Apodemus sylvaticus-Orman faresi 446736E 4548947N Birey gözlendi
37 Glis glis-Yedi uyur 445389E 4548779N Birey gözlendi
38 Myodes glareolus-Kırmızı sırtlı fare 446736E 4548947N Birey gözlendi
39 Martes martes- Ağaç Sansarı 447040E 4549277N Dışkı izi gözlemlendi
40 Martes martes- Ağaç Sansarı 446707E 4547283N Dışkı izi gözlemlendi
41 Cervus elaphus-Kızıl geyik 447040E 4549277N Ayak izi gözlemlendi
42 Capreolus capreolus-Karaca 447040E 4549277N Ayak izi gözlemlendi
43 Capreolus capreolus-Karaca 434855E 4551092N Ayak izi gözlemlendi
44 Capreolus capreolus-Karaca 432235E 4546128N Ayak izi gözlemlendi
45 Capreolus capreolus-Karaca 434089E 4548623N Ayak izi gözlemlendi
18
46 Ursus arctos-Boz ayı 446922E 4553209N Birey gözlendi
47 Ursus arctos-Boz ayı 436875E 4550258N Birey gözlendi
48 Hieraaetus pennatus-Küçük kartal 446128E 4554228N Birey gözlendi
49 Lepus europaeus-Yabani tavşan 434122E 4552331N Birey gözlendi
50 Sus scrofa-Yaban domuzu 433541E 4552931N Dışkı bulundu
51 Mustela nivalis-Gelincik 432618 Ê 4547342N Birey gözlendi
52 Canis aureus-Çakal 432858 Ê 4547646N Dışkı bulundu
53 Vulpes vulpes-Tilki 433065Ê 4548102 N Dışkı bulundu
54 Felis silvestris-Yabani kedi Karadağ Şimşir Tepe
Fotoğrafı var (Osman Karacan)
55 Sciurus anomalus-Anadolu sincabı Yazı Köy Mezrası Birey gözlendi
56 Capreolus capreolus-Karaca Kavaklı Bölgesi Fotoğrafı var (Osman Karacan)
57 Felis silvestris-Yabani kedi 441446E 4545290N Ayak izi gözlendi
58 Ursus arctos-Boz ayı Şimşir Dere Fotoğrafı var (Osman Karacan)
59 Testudo graeca-Kara kaplumbağası 438921E 4546025N Birey görüldü
60 Ursus arctos-Boz ayı 440487E 4545989N Dışkı bulundu
61 Lepus europaeus-Yabani tavşan 447455E 4546523N Birey gözlendi
62 Turdus merula-Kara tavuk Bütün alanda yaygın Birey gözlendi
63 Canis lupus-Kurt 450332E 4545228N Ayak izi gözlendi
64 Natrix tessellata-Su yılanı 450466E 4544540N Birey gözlendi
Tablo 5. İkiyaşamlı Türleri, Korunma Durumları ve Statüleri
Tür No Tür Adı Türkçe Adı IUCN RedList
Red Data Book
Bern
1 Triturus vittatus
Bantlı taraklı semender
LC nt III
2 Bufo bufo Kara kurbağası
LC nt III
3 Rana ridibunda
Ağaç kurbağası
LC nt III
Tablo 6. Sürüngen Türleri, Korunma Durumları ve Statüleri
Tür No Tür Adı Türkçe Adı Bern Red Data Book
IUCN RedList
AKK (*)
1 Testudo graeca
Tosbağa II nt VU Ek-I
2 Lacerta trilineata
Büyük Yeşil Kertenkele
II nt LC Ek-I
3 Lacerta viridis
Küçük yeşilkertenkele
II nt LC Ek-I
4 Natrix natrix Yarısucul yılan III nt LC Ek-I
5 Natrix tessellata
Su Yılanı II nt LC Ek-I
(*)=Mülga T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü “2010-2011
Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararları”
19
Tablo 7. Kuş Türleri, Korunma Durumları ve Statüleri
Tür No Tür Adı Türkçe Adı Red Data Book
Bern IUCN RedList
AKK (*)
1 Hieraaetus pennatus Küçük Kartal A.2 III LC Ek-I
2 Fringilla coelebs İspinoz - III LC Ek-II
3 Certhia familiaris Orman tırmaşıkkuşu
- II LC Ek-I
4 Erithacus rubecula Kızılgerdan - II LC Ek-I
5 Luscinia megarhynchos Bülbül A.3 II LC Ek-I
6 Parus major Büyük baştankara - II LC Ek-I
7 Prunella modularis Dağ bülbülü - II LC Ek-I
8 Sylvia borin Boz ötleğen - II LC Ek-I
9 Troglodytes troglodytes Çit kuşu A.3 II LC Ek-I
10 Garrulus glandarius Alakarga - - LC Ek-III
11 Motacilla alba Ak kuyruksallayanı A.4 II LC Ek-I
12 Motacilla flava Sarı kuyruksallayanı
A.4 II LC Ek-I
13 Turdus merula Karatavuk - III LC Ek-III
(*)= Mülga T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü “2010-
2011 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararları”
Tablo 8. Memeli Türleri, Korunma Durumları ve Statüleri
Tür No Tür Adı Türkçe Adı Bern Red Data Book
AKK (*) IUCN RedList
1 Lepus europaeus Yabani tavşan III nt Ek-III LC
2 Sciurus anomalus Anadolu sincabı
III R/I Ek-I LC
3 Myodes glaerolus Kızıl sırtlı fare - nt - LC
4 Glis glis Yediuyur III R Ek-I LC
5 Apodemus sylvaticus Orman faresi - nt - LC
6 Apodemus flavicollis Sarıboyunlu orman faresi
- - - -
7 Apodemus uralensis Küçük orman faresi
- - - -
8 Canis lupus Kurt II R Ek-I LC
9 Vulpes vulpes Tilki - nt Ek-III LC
10 Canis aureus Çakal II nt Ek-II LC
11 Mustela nivalis Gelincik III nt Ek-II LC
12 Martesmartes Ağaç sansarı III nt Ek-III LC
13 Meles meles Porsuk III nt Ek-II LC
13 Ursus arctos Bozayı II V Ek-I LC
14 Felis sylvestris Yabani kedi - E Ek-I -
15 Sus scrofa Yaban domuzu
III nt Ek-III LC
16 Capreoluscapreolus Karaca - nt/R Ek-I LC
17 Cervus elaphus Kızıl geyik - nt/R Ek-I LC
18 Rhinolophus hipposideros
Küçük nal burunlu yarasa
II V Ek-I LC
(*)= Mülga T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü “2010-
2011 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararları”
20
c. Fauna Türlerinin Tehlike Kategorilerine Göre Değerlendirilmesi Faaliyet alanı ve çevresinde bulunan ve habitat özelliği nedeniyle bulunması muhtemel fauna türlerinden; Tablo 5.’de amfibi türleri, Tablo 6.’de sürüngen türleri, Tablo 7.’de kuş türleri ve Tablo 8.’de memeli türleri verilmiştir. Tablolarda her türünfamilyası, Türkçe adı, habitatı, IUCN kategorisi, Red Data Book kategorisi ve Bern Sözleşmesi (kesin olarak koruma altına alınan fauna türleri) ve (korunan fauna türleri)listelerinin hangisinde yer aldığı belirtilmiştir. Bern Sözleşmesi listesinde yer almayan türleriçin (-) işareti konulmuştur. Ayrıca; T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce 1 Haziran 2009 tarih ve 27245 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “2009-2010 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararları” Ek-I (Çevre ve Orman Bakanlığınca Koruma Altına Alınan Yaban Hayvanları), Ek-II (Merkez Av Komisyonunca Koruma Altına Alınan Av Hayvanları), Ek-III (Merkez Av Komisyonunca Avına Belli Edilen Sürelerde İzin Verilen Av Hayvanları) listeleri ilgili tablolara işlenmiştir. İkiyaşamlılar Çalışmada tespit edilebilen 3 tane amfibi türü de Bern Ek-3 listesinde yer almaktadır. Amfibi türlerinin tamamı 2009 IUCN Red List Kategorileri’nde LC kategorisinde yer alıp, Demirsoy (1996) tarafından yapılan çalışmalara göre de bu türler Türkiye’de oldukça bol ve yaygındır. Ayrıca herhangi bir tehdit altında değillerdir. Sürüngenler Çalışmada tespit edilen 5 tane sürüngen türünden 4 tanesi Bern Ek-2, 1 tanesi de Bern Ek-3 listesinde yer almaktadır. Sürüngen türleri arasında 4 tür 2009 IUCN Red List Kategorileri Listesi’nde LC kategorisinde bulunurken 1 tür VU kategorisindedir. Sürüngen türlerinin tamamı T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce 1 Haziran 2009 tarih ve 27245 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “2009-2010 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararları”nın yansıtıldığı en son listelere göre Ek-I (Çevre ve Orman Bakanlığınca Koruma Altına Alınan Yaban Hayvanları) listesinde bulunmaktadır. Kuşlar Faaliyet alanı ve çevresinde bulunan ve habitat özelliği nedeniyle bulunması
muhtemel 13 tane kuş türünden 9 tanesi Bern Ek-2, 3 tanesi de Bern Ek-3 listesinde
yer almaktadır.
T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce
1 Haziran 2009 tarih ve 27245 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren
21
“2009-2010 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararları”nın yansıtıldığı en son
listelere göre; 10 kuş türü Ek-I, yani “Çevre ve Orman Bakanlığınca Koruma Altına
Alınan Yaban Hayvanları” listesinde; 1 kuş türü Ek-II, yani “Merkez Av Komisyonunca
Koruma Altına Alınan Av Hayvanları” listesinde; 2 kuş türü ise Ek-III’de yani “Merkez
Av Komisyonunca Avına Belli Edilen Sürelerde İzin Verilen Av Hayvanları” listesinde
bulunmaktadır.
Kuş türlerinin tamamı LC kategorisinde yer almakta olup, bu kategorideki türler “en az
endişe verici türler” olarak tanımlanmaktadır.
Memeliler Faaliyet alanı ve çevresinde bulunan ve habitat özelliği nedeniyle bulunması muhtemel 18 tane memeli türünden 4 tanesi Bern Ek-2, 7 tanesi de Bern Ek-3 listesinde yer almaktadır. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce 1 Haziran 2009 tarih ve 27245 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “2009-2010 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararları”nın yansıtıldığı en son listelere göre; 8 tane memeli türü Ek-I yani “Çevre ve Orman Bakanlığınca Koruma Altına Alınan Yaban Hayvanları” listesinde, 3 tane memeli türü Ek-II yani “Merkez Av Komisyonunca Koruma Altına Alınan Av Hayvanları” listesinde, 4 tane memeli türü de Ek-III yani “Merkez Av Komisyonunca Avına Belli Edilen Sürelerde İzin Verilen Av Hayvanları” listesinde yer almaktadır. Memelilerden 15 tür 2009 IUCN Red List Kategorileri’nde LC kategorisinde yer alıp, bu kategorideki türler “en az endişe verici türler” olarak tanımlanmaktadır. Demirsoy (1996) tarafından belirlenen Red Data Book Kategorileri’ne göre de memeli türlerinden 2 tanesi “VU” kategorisinde, 11 tanesi de “nt” kategorisinde bulunmaktadır. “nt” kategorisindeki türler Türkiye’de oldukça yaygın ve bol olarak bulunmakta olup, tehlike altında değildir. “VU” kategorisindeki türler, soyu hızla tükenen ve önlem alınmazsa yakın gelecekte yokolma riski yüksek olan türlerdir.
2.HEDEF TÜRLER VE EKOLOJİK İLİŞKİLERİ
Yaban hayatı koruma ve yaban hayatı geliştirme sahaları ile ilgili yönetmeliğin birinci
bölümündeki, amaç ve kapsam, hukuki dayanak ve tanımlar kısmında yer alan hedef
tür; "Yaban hayatı koruma ve yaban hayatı geliştirme sahalarında sahanın
ayrılmasına gerekçe olan türü veya türleri" şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya
göre, bölgede hedef tür olarak belirlenecek türler; bölgenin, ülkemizin ve daha geniş
anlamda biyoçeşitliliğin ve ekolojik dengenin önemli türleri olarak belirlenmelidir. Bazı
türler, ekosistemlerin işleyişinde önemli rol oynarlar. Ekosistemdeki diğer türlerin
22
varlığı, ekosistemin devamlılığı, besin döngüsünün sağlıklı bir şekilde işlemesi, bu
türün varlığına bağlıdır. Bu yüzden bu türlerin bir alanda varlığı ve devamlılığının
korunması için bazı kriterlerin sağlanması çok önemlidir. Örneğin, ağaç sansarı,
ormanda yaşayan ve bitki tohumları ve meyveleri ile beslenen orman kemirici türleri
(Apodemus sp., Myodes sp., Glis glis) üzerinden beslenerek onların nüfuslarını
denge altında tutarken, orman ekosistemlerinin sağlıklı bir şekilde işlemesini
sağlayan önemli bir türdür. Bu türler aynı zamanda iki yaşamlılar ve bazı böceklerle
de beslenerek orman altı ekosistemindeki hayvan populasyonun belli bir dengede
kalmasında önemli bir rol üstlenmektedirler. Dolayısıyla bu türlerin ormandaki varlığı
çok önemlidir. Bu ve buna benzer ekolojik dengede önemli görevleri olan türlerin
ormandaki varlığını garantileyecek unsurların da göz önünde bulundurulması
önemlidir (Hanski&Ovaskainen, 2000; Noss et al., 2002).
Türkiye’nin biyolojik zenginliğini oluşturan birçok memeli türü, habitat kaybı ve
kanunsuz avcılık sebebiyle bugün yok olma noktasına gelmiştir. Bu türlerden ayı
(Ursus arctos), geyik (Cervus elaphus) ve karaca (Capreolus capreolus),
gizlenebilecekleri çok az bölgeden biri olan Batı Karadeniz Dağları'nda Yenice
Ormanları Bölgesi'nde, öncelikli hedef türler durumundadır. Ayrıca besin zincirinde
üst sıralarda bulunan ve bu özellikleri ile yaban hayatındaki ekolojik dengenin
sağlanmasında çok etkin rol üstlenen önemli karnivor türlerinden kurt (Canis lupus),
tilki (Vulpes vulpes), çakal (Canis aureus), porsuk (Meles meles), yabani kedi (Felis
silvestris), sansar (Martes martes) ve gelincik (Mustela nivalis) de hedef türler olarak
değerlendirilebilmektedir.
Bölgenin biyoçeşitliliği, ekolojik dengesi ve alanın yaban hayatı yoğunluğunun bir
göstergesi olan hayvan çeşitliliğini ifade eden ve özel koruma gerektiren hedef türler
ve bazı memeli hayvan türleri hakkında ekolojik ve biyolojik bilgiler aşağıda
verilmiştir.
23
3.YENİCE YHGS’ NDA YAŞAYAN BAZI MEMELİ TÜRLERE AİT KISA BİLGİLER
3.1.Ursus arctos Linnaeus - Boz ayı
Şekil 23. Boz ayı (Ursus arctos), ayak izi ve dışkısı (Yenice YHGS- Osman Karacan)
Morfolojisi: Boyları ortalama 170-250cm, kuyruğu 8-10cm, cidago yüksekliği 85-125cm olup, ağırlığı 70-250kg’dır. Ağzında 40 adet kuvvetli fakat keskin olmayan diş vardır. Alnı düz, kulakları kısa, yuvarlak ve birbirinden ayrıktır. Ağız ve burun kısmı ileriye doğru hafif uzamıştır. Boynu kısa ve çok kaslıdır. Çukurda olan gözleri birbirine yakındır. Bacakları kısa, pençeler 5 parmaklı, tırnaklar uzun ve kıvrık, ayakların üst kısımları sık kıllarla kaplı, tabanları çıplaktır. Kuyruğu kısa olup, postunun rengi pas sarısı griden siyah denilecek kadar koyu kahverengiye değişir.
Biyolojisi: Çiftleşme zamanı genellikle Haziran-Temmuz aylarıdır. Gebelik süresi 6-9
aydır. Doğurmaya yakın dişi, mağarada veya bir çukurlukta uygun bir yer arar ve
orayı yosun ve kuru yapraklarla döşer. Aralık-şubat ayları arasında 1-4 tane yavru
yapar. Gençler 2, yaşlılar 3-4 yavru yaparlar. 50-60 yıl yaşayabilirler. inlerini kuru
yerlerde, kaya kovuğu, kök oyuğu mağaralarda yaparlar.
24
Şekil 24. Ursus arctos’ un habitat alanlarını gösteren harita (Haritadaki rakamlar
Tablo 4’ teki Lokaliteleri göstermektedir.)
Yaşam Ortamı: Gündüzleri, daha ziyade zor girilebilen sık ormanlarda geçirirler.
Genelde havanın kararması ile birlikte faaliyete geçerler. Rahatsız edilmedikleri
takdirde sakin yerlerde gündüz de dolaşabilirler.
Beslenmeleri: Besinlerinin en büyük kısmını otlar, kökler, yabani meyveler, meşe ve
kayın tohumları, yabani fındık, fungus, yabani üzüm, mısır, göknar ve çamların
kabuklarında dişleriyle odun kısmına kadar ulaşan yaralar açar ve buralarını ön
ayağının tırnaklarıyla tırmalar. Hayvansal besinlerden; domuz yavrusunu, geyik,
karaca, tavşan, kuşların yavru ve yumurtaları, koyun, keçi, sığır gibi hayvanlarla
beslenir. Ayrıca uygun su kaynaklarındaki balıklarla da beslenebilirler.
3.2.Canis lupus Linnaeus – Kurt
Morfolojisi: Uzunluğu 105-160cm kuyruğu 35-50cm cidago yüksekliği 75-80cm,
ağırlığı 30-50 kg’dır. Başı öne doğru sivri olmakla birlikte kuvvetli çene adalelerinden
dolayı başın geri kısmı geniştir. Boynu çok kuvvetlidir. Ayak pençeleri çok kuvvetlidir.
25
Şekil 25. Kurt (Canis lupus), ayak izi ve dışkısı (Yaylacık Araştırma Ormanı-Özgün
Emre Can)
Şekil 26. Canis lupus’ un habitat alanını gösteren harita(Haritadaki rakamlar Tablo 4’
teki Lokaliteleri göstermektedir.)
26
Kuyruğu eğimli olarak sarkıktır. Kuyruğun boyu vücudun yarısını aşamaz. Sırt kısmı
koyu esmerdir. Burnu siyahtır. Kılları kışın uzundur ve arasında sık bir biçimde yumak
gibi kısımlar bulunur. Yaşlanan kurtta renk griye dönmektedir. Omuz başında V
harfine benzer siyah bir bölüm bulunur. Dişi kurt erkeğine oranla daha küçüktür.
Biyolojisi: Kızışma zamanı Aralık ile şubat ayları arasındadır. Yaşlı olanlar daha
erken kızışırlar. Kızışma süresi gençlerde daha uzundur. Yılda 1-2 kez yavru
yapabilirler. Gebelik süresi 9 haftadır. 1-14 arasında (Genç analar 3-5, yaşlılar 6-14)
yavru doğurabilirler. Yavrular gözü kapalı olarak doğar ve 10-14 gün sonra gözleri
açılırlar. Yavruların bakım ve korunması, dişi kurda aittir. Yavrular 2-3 yaşında
erginleşirler. Kurtlar 15-16 yıl yaşarlar.
Yaşam Ortamı: Yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar, çalılıklar ve step alanlarında
yaşamayı severler. Beslendiği ve bağlı bulunduğu ortama kolayca uyum sağlayabilir.
Karanlık basınca ortaya çıkarlar.
Beslenmeleri: Geyik, karaca, tavşan, tilki gibi av hayvanlarına, koyun, sığır, at ve
köpek gibi evcil hayvanlara saldırır. Avlanma sırasında günde 60 km yol alabilirler.
Her grup kendi avlanma alanını idrarla belirler.
3.3.Canis aureus Linnaeus – Çakal
Şekil 27. Çakal (Canis aureus)ve ayak izi (www.tramem.org)
Morfolojisi: Boyu 60-100 cm, kuyruk 20-30 cm ve ağırlık 6-15 kg kadardır. Vücut
yapıları, tilkiden çok kurda benzer. Ancak kurda göre daha küçük, ince ve daha zarif
yapılıdır. Burun ve ağız kısımları kurda göre daha dar ve daha sivri iken,
tilkininkinden daha küttür. Kürkleri kabarık kıllıdır. Kuyruk tilkininkine benzer ancak
daha kısa ve daha kabarıktır. Kuyruk arka ayak bileklerine kadar sarkar. Kürk rengi
kırmızımsı griden, pas kahverengine ya da kirli sarıya kadar değişir.
27
Biyolojisi: Ocak-şubat aylarında çiftleşirler. Mart-Nisan aylarında doğumlar olur.
Gebelikleri iki ay sürer. Dişiler bir doğumda 3 ila 8 yavru meydana getirir
Yaşam ortamı: Sık ormanlıklarda, çalılık alanlarda ve düz arazilerde yaşar. Çoğu
zaman yerleşim alanlarına kadar sokulur. Yenice Ormanları içinde yaygın olarak
izlerine rastlanmıştır.
Şekil 28. Canis aureus’ un habitat alanını gösteren harita(Haritadaki rakamlar Tablo
4’ teki Lokaliteleri göstermektedir.)
Beslenmeleri: Etobur olarak beslenir. Böcek, kurbağa, fare, tavşan, balık, çeşitli
kümes hayvanları, yabani av kuşları, yumurta ve yavruları yiyerek beslenirler.
3.4.Vulpes vulpes Linnaeus - Kızıl Tilki
Morfolojisi: Boyu 1.3-1.4m olup bunun 34-45cm’si kuyruktur. Ağırlığı 3- 10kg
kadardır. Kışın tüyleri beyazımsı, yazın kırmızımtrak olur. Kafatası ince uzun ve
dardır. Yanak ve kulak kısmındaki bol ve uzun tüylerden dolayı başı geniş gibi
görünür. Gözleri büyük olup göz bebekleri şaşı imiş gibi görünür. Burnu, gözkapakları
ve dudakları siyahtır. Ön ayakları 5 parmaklıdır. Baş parmak yere değmez. Arka
ayaklar ise 4 parmaklıdır. Kuyruğun dip kısmı ile orta kısmı arasında ve kuyruk
kemiklerinden ilkinin üst bölümünde Viole denilen ve rengi ile kuyruğun diğer
kısmından ayrılan bir salgı bezi vardır. Bu bez, kötü kokan yağımsı bir madde
salgılar, erkeğin dişisini bulmasını sağlar.
28
Şekil 29. Kızıl tilki (Vulpes vulpes), ayak izi ve dışkısı (Yaylacık Araştırma Ormanı-
Özgün Emre Can)
Biyolojisi: Kızışma zamanı mevsim hallerine göre değişiklik gösterir. Ilık geçen
kışlarda Ocak ayı, Çok soğuk geçen kışlarda ise Mart ayı başlarında kızışırlar.
Gebelik süresi 49-58 gündür. Dişi hazırladığı yuvada 3-6 bazen de 11’e varan yavru
doğurur. İki hafta sonunda yavrular anne ile birlikte dolaşmaya başlar. 10-14 yıl kadar
yaşayabilirler.
Yaşam ortamı: Dağların 2500 m kadar yukarısına çıkar. Orman, dağ, ova ve
steplerde yaşar. Orman, tarla ve çayırların bir arada bulunduğu yerleri sever. Hazır
olan başka bir hayvan ait olan yuvaları tercih eder. Kayalık yerlerde doğal oyuklar,
kolay açılabilecek yerlerde ise, kendi açtığı tünelleri kullanır. Tünellerinde 15 kadar
giriş deliği bulunur.
Şekil 30. Vulpes vulpes’ in habitat alanını gösteren harita(Haritadaki rakamlar Tablo
4’ teki Lokaliteleri göstermektedir.)
29
Beslenmeleri: Böcek, kurbağa, fare, tavşan, balık, çeşitli kümes hayvanları, yabani
av kuşları, yumurta ve yavruları, hayvan leşleri üzümsü bitkilerin ve diğer bitkilerin
meyvelerini yiyerek beslenirler. Günlük besin maddesini genellikle fareler oluşturur.
Tilki; kuduz hastalığının yayıcısı ve taşıyıcısıdır.
3.5.Felis silvestris Schreber -Yabani kedi
Şekil 31. Yabani kedi (Felis silvestris), ayak izi ve dışkısı (Yenice YHGS- Osman
Karacan)
Morfolojisi: Boyu 44-75 cm, kuyruk 25-40 cm ve ağırlık 3-8 kg kadardır.
Biyolojisi: Şubat-Mart aylarında çiftleşirler. Mayıs sonu, Haziran başı doğumlar olur.
Gebelikleri iki ay sürer. Yaklaşık 15 yıl yaşarlar.
Yaşam ortamı: Geniş yapraklı karışık ormanlarda yaşarlar. Nadiren iğne yapraklı
ormanlarda görülürler. Yenice Ormanları içinde yaygın olarak izlerine rastlanmıştır.
Ağaç kütüklerindeki kovuklarda, nadiren ağaçların üst kısmındaki deliklerde ve kaya
oyuklarında yaşarlar.
Beslenmeleri: Böcek, kurbağa, fare, tavşan, balık, çeşitli kümes hayvanları, yabani
av kuşları, yumurta ve yavruları, yiyerek beslenirler. Günlük besin maddesini
genellikle fareler oluşturur.
30
3.6.Mustela nivalis Linnaeus – Gelincik
Şekil 32. Gelincik (Mustela nivalis) ve dışkısı (www.treknature.com)
Morfolojisi: En küçük yırtıcı memelidir. Baş-gövde uzunluğu 11-26 cm, kuyrukları
1,2-8,7 cm ve ağırlıkları 30-117 gramdır. Vücut ince, uzun ve kıvrılabilir bir yapıya
sahiptir. Kulaklar küçük, gözler boncuk gibidir. Kürk rengi dorsalde kırmızımsı
kahverenginden kum rengine kadar değişir. Çene, boyun altı, göğüs ve karın kısmı
beyazdır. Ayaklar kahverengidir. Kuyruk düz ve kahverengidir.
Biyolojisi: Şubat-Mart aylarında çiftleşir. Nisan-Mayıs ayında ortalama bir doğumda
4 ila 8 yavru meydana getirir.
Yaşama Ortamları: Ormanlar, tarım arazileri, çayırlık ve otluk alanlar, alpin
çayırlıklar ve ormanlar, maki ve bozkırlar başta olmak üzere geniş bir habitata
sahiptir. Her türlü kovuk, çukur, delik, çalı içi, kemirici galerileri ve terk edilmiş
binalardaki uygun yerleri yuva olarak kullanır. Bölgede orman altı kayalıkların
arasında ve ağaç kovuklarında yayıldığı gözlenmiştir.
Beslenmesi: Küçük kemiriciler, kuşlar, hayvan yavruları ve yumurtaları ile iri böcekler
üzerinden beslenir.
3.7.Capreolus capreolus Linneaus – Karaca
Morfolojisi: Yükseklikleri 60-90 cm ve kuyrukları 2-3cm uzunluğundadır. Ağırlığı 20-25 kg arasında değişmekle birlikte bazen 35 kg’a kadar çıkabilmektedir. Dişiler daha zayıf yapılıdır. Başları kısa, boynu uzun, vücudun ön bölümü arka bölümüne oranla daha dolgun, bacakları ince ve uzun, tırnakları küçük dar ve ince, kulakları orta uzunlukta dışa doğru ve aralıklıdır. Postu yazın kırmızımtrak, kışın ise gri renktedir.
31
Şekil 33. Karaca (Capreolus capreolus), ayak izi ve dışkısı (Yenice YHGS- Osman
Karacan)
Karacanın erkeğine Teke, dişisine Keçi, yavrusuna da Oğlak denir Karaca ilk
boynuzunu Ocak ve Şubat aylarında olmak üzere 9-10 aylık iken düşürür.
Boynuzlarının yüzeyinde kabarcıklar bulunur. Uç kusma yakın dallar kısadır.
Biyolojisi: Çiftleşmeleri Hazirandan Ağustos ayına kadar devam eder. Doğum
çiftleşmeden 40 – 44 hafta sonra olur. Mayıs ve haziran başında 1 veya 2 ender
olarak 3 yavru doğurur. Yavrular doğumdan birkaç saat sonra annesini izlemeye
başlar. Genç karacalar 1 yavru yapar.
Yaşam Ortamı: Daha ziyade karışık ağaç türlerinin oluşturduğu ormanlarda, kesilmiş
bataklıklarda ve genç koruluklarda yaşarlar. Yazın ormanların yüksek yerlerinde,
kışın ise vadilerde bulunurlar. Bu bakımdan karaca, saf iğne yapraklı ağaçlardan
kurulu orman koşullarında bulunmaz.
Karacalar erkek, dişi ve yavru birlikte olmak üzere aile halinde yaşarlar. Ancak dişi
doğurma zamanında sürüden ayrılır. Kışın bazen aile grupları birleşerek sürüler
halinde bulunulurlar. 15-16 yıl yaşayabilirler. Geyiklerle birlikte yaşamayı sevmezler.
32
Şekil 34. Capreolus capreolus’ un habitat alanını gösteren harita (Haritadaki
rakamlar Tablo 4’ teki Lokalitelerigöstermektedir.)
Beslenmesi: Taze yumuşak otlarla, yapraklı ağaçların tomurcuk ve genç
sürgünleriyle, iğne yapraklı ağaçların uç sürgünleriyle beslenirler. Bunun yanında
üzümsü bitkilerin meyvelerini, havuç, pancar gibi kökleri yanan bitkileri, patates
fungus, yulaf gibi besin maddeleriyle beslenir. Karacanın en fazla sevdiği ağaçlar;
meşe, kayın, akçaağaç, dişbudak, karaağaç, gürgen, titrek kavak, söğüt ve
göknardır. Çam ve ladini fazla sevmezler. Ormandaki ender ağaç türlerini daha çok
severler.
3.8.Cervus elaphus Linnaeus - Kızıl Geyik
Morfolojisi: Vücut yapısı genellikle kuvvetli ve dolgundur. Uzunluğu 2-2.8m, omuz
yüksekliği 1.35-1.5m, kuyruğu 22cm’dir. Ağırlığı 100-250 kg arasında değişmektedir.
Bacakları ince yapılıdır. Erkekleri çatallı ve büyük boynuzlar taşırlar. Her yıl Mart-
Nisan aylarında boynuzlarını atarlar. Yeni boynuz Ağustos ayına kadar gelişir. Dişileri
boynuzsuzdur. Mayıs ayında renkleri esmerimsi kırmızı, Ekim ayına doğru ise koyu
kahverengi ile kül rengi arasında değişir. Karın kısmı açık renklidir. Kuyruk sokumu
etrafında aşağıya doğru inen bir ayna bulunur. Aynanın rengi daha açıktır. Çiftleşme
mevsiminde erkeklerin boyunlarında bir yele bulunur. Dişide vücut ve bilhassa baş ve
boyun daha ince yapılıdır.
33
Şekil 35. Kızıl Geyik (Cervus elaphus),ayak izi ve dışkısı
Biyolojisi: Genellikle sürüler halinde dolaşırlar. Erkeklerine Boğa, dişilerine İnek,
yavrularına da Dana denir. Kızışma dönemi Eylül ayı sonlarında başlar ve Ekim
ayının ilk yarısında en yüksek noktasına erişir. Boynuz atma zamanı erkekler
ayrılarak ayrı sürüler oluştururlar. Çiftleşme zamanı olan Eylül ayında güçlü boğalar
sürüyü terk ederek ayrılır ve böğürerek dişileri etrafında toplarlar. Bu sırada sürüyü
sevk eden geyik başka bir erkek geyiğin yaklaşmasına engel olur. Çiftleşen dişi
geyikler yavrularını dünyaya getirmek ve kısmen büyütmek için sürüden ayrılır.
Gebelik süresi 252 gün sürer. Doğum Haziran ayında olur. Genellikle 1 bazen 2
yavru doğurur. Genç inek danalar 1,5 yaşında çiftleşebilirler. Ömürleri 12-20 yıl kadar
olabilmektedir.
Şekil 36. Cervus elaphus’ un habitat alanını gösteren harita (Haritadaki rakamlar
Tablo 4’ teki Lokaliteleri göstermektedir.)
34
Yaşam Ortamı: Geyik, sakin, sık ve çevresinde yer yer açıklıklar, tarla ve çayır gibi
arazi, akarsu ve bataklık bulunan yerlerde yaşarlar. Gündüzleri sakin ve kuytu orman
kısımlarında yatarak ve geviş getirerek dinlenirler.
Beslenmesi: Çeşitli otlar, yaprak, taze sürgün ve çeşitli meyveler ve funguslarla
beslenirler. Ancak kış aylarında özellikle kar yağışının çok fazla olduğu zamanlarda
ardıç, katır tırnağı, böğürtlen yaprakları, çeşitli ağaçların kabuk ve ince dallarını
yerler. Geyiğin kış aylarında kabuğunu soyduğu ağaçlar ladin, meşe, dişbudak,
göknar, kayın, çam ve kızılağaçtır.
3.9.Sus scrofa Linnaeus - Yaban Domuzu
Morfolojisi: Gelişmiş bir yaban domuzunun boyu 150, kuyruğu 40, cidago yüksekliği
85-100 cm civarında, ağırlığı 150- 200 kg’dır. Bununla beraber ağılığı 300-400 kg
olanları da vardır. Yaban domuzu biçimi yönünden evcile çok benzese de ondan
bacaklarının yüksek, başının uzunca ve kıllarının fırça gibi daha sık ve gelişmiş
olması ile ayırt edilmektedir. Kıllar esmerimtrak, sarımtrak gri ve siyahımsı olmak
üzere karışık bir renk tonundadır. Kılların ucu açık renkte olduğundan vücut renginin
tanımlanması güçtür. Kulakları, bacaklarının alt kesimi siyah, alnı ve başının alnına
yakın kısmı sarımtrak kül rengi, burun ve ağzın yukarı bölümleri ise daha koyudur.
Gözleri küçük, çukurca ve başın yukarı bölümünde olduğundan besin maddelerini
ararken gözünden çok, koku duyusundan yaralanır. Kulakları oldukça büyük ve sık
kıllıdır.
35
Şekil 37. Yaban Domuzu (Sus scrofa), dışkı ve ayak izleri(Yenice YHGS-Elif Manav
Tüfekci)
Şekil 38. Sus scrofa’ nın habitat alanını gösteren harita (Haritadaki rakamlar Tablo 4’
teki Lokaliteleri göstermektedir.)
36
Beslenmeleri: Yaban domuzları hem bitkisel hem de hayvansal besin alarak
beslenirler. Başlıca besinleri; meşe, kayın ve kestane meyveleridir. Toprağı kazarak
fideleri ve yeni dikilmiş fidanları çıkarır, ağaç kökleri, bunun yanında geyik danaları,
karaca ve tavşan yavruları, kuşların yumurta ve yavruları önemli besin kaynağıdır.
Biyolojisi: Yaban domuzu genellikle Ekim, Kasım aylarında bazı yörelerde daha geç
kızışırlar. Bu dönemleri besin maddelerinin miktarı etkiler. Zira bol tohum yılarında
daha erken kızıştıkları saptanmıştır. Gebelik süresi 16–20 haftadır. Doğurma zamanı
yaklaşan dişiler sürüden ayrılarak sakin ve emniyetli bir yere çekilir ve orada 6–12
yavru doğurur. Domuz yavruları, doğar doğmaz diğer hayvanların yavrularına kıyasla
çok hareketli olurlar. Dişi, yavrularını 14 gün kadar emzirir, bu iki haftadan sonra
anne yavrularıyla birlikte yuvayı terk eder. Dişilerle yavrular sürü halinde yaşarlar.
37
YABAN HAYATINA BESİN KAYNAĞI OLUŞTURAN ODUNSU TAKSONLAR
Karabük ve Yenice Orman İşletme Müdürlükleri sınırları içerisindeki orman
alanlarında yaban hayatı açısından ön plana çıkan ve besin rezervi oluşturan odunsu
taksonlar;
Doğu kayını (Fagus orientalis L. ),
Meşe türleri (Quercus petraea (Mattuschka) Liebl. subsp. iberica (Steven ex
Bieb.) - Quercus pubescens Willd.),
Yabani elma (Malus sylvestris Miller),
Alıç (Crataegus tanacetifolia (Lam.) Pers., Crataegus monogyna Jacq. subsp.
monogyna),
Üvez (Sorbus torminalis (L.) Crantz var. orientalis (Schön.-Tem.) Gabr.),
Ahlat (Pyrus elaeagnifolia Pallas subsp. elaeagnifolia),
Çakal eriği (Prunus spinosa L.),
Muşmula (Mespilus germanica L. ),
Ağaç mürver (Sambucus nigra L. ),
Gilaburu (Viburnum opulus L. ),
Fındık (Corylus avellana L. var. avellana, Corylus colurna),
Kızılcık (Cornus mas L. ),
Papaz külahı (Euonymus europaeus L.),
Çalı türler;
Tavşan elması (Cotoneaster nummularia Fisch. & Mey.),
Sarı çiçekli yasemin (Jasminium fruticans L.),
Kuşburnu (Rosa pulverulenta Bieb. Rosa canina L.),
Böğürtlen (Rubus canascens DC. var. canescens),
Ateş dikeni (Pyracantha coccinea Roemer.),
Hanım tuzluğu (Berberis vulgaris L.),
Karamuk (Berberis crataegina DC.),
Kartopu (Viburnum lantana L.),
Kurtbağrı (Ligustrum vulgare L.)’dir.
Bu türlerin korunması ve yaban hayvanlarının yoğun populasyonlarının görüldüğü
alanlarda yabanıl meyve fidanlarının dikilmesi suretiyle geliştirilmesi, yaban hayatının
4.
38
varlığı ve sürekliliği açısından elzemdir. Orman içi açıklıklarda, orman kenarında, vadi
içlerinde, nehir ve derelerin her iki kenarlarındaki 100-150 m’lik şeritlerde mevcut olan
yabanıl meyveler, biyolojik çeşitlilik açısından olduğu kadarda, yaban hayatı
beslenmesi açısından korunması ve varlıklarının sürdürülmesi gerekmektedir. Bu
alanlarda doğal ve yapay gençleştirme faaliyetleri ile plantasyonal çalışmaları konu
edilmemelidir.
Saatçioğlu (1970), ormanda yaşayan yaban hayvanlarının yaşam ortamlarını,
geliştirme ve düzenlemede, yöre koşulları da dikkate alınarak, boş veya bozuk
alanlarda, yapraklı veya iğne yapraklı ağaçlandırmalar yapılmasını önermektedir.
Ancak, bu hususta karışık ormanların saf ormanlardan daha yararlı olduğunu
vurgulamaktadır. Zira, bu tip ormanlar her mevsim daha çeşitli örtü ve gıda
sağlamaktadırlar.
Yaban hayatının sağlıklı bir şekilde sürdürülebilirliği için; doğal habitat alanlarının
korunması, doğal ormanların (ibreli, yapraklı, ibreli+yapraklı) korunması, yaban
hayatı ve su kaynaklarının korunması bakımından önem arz etmektedir. Orman
ağaçlarından meşe, kayın, kestane; çalılardan da kuşburnu, ahududu, böğürtlen gibi
türlerin meyveleri, bilhassa kışın yabani hayvanların beslenmesinde önemli bir yer
teşkil ederler. Bunlar, yaban hayvanları için maksimum fayda sağlayacak sayıya
indirilebilir. Bu sayı tartışmalı olmakla birlikte hektarda 10 adet olarak
düşünülmektedir. Buna göre, baltalık olarak işletilen meşe ve kayın sahalarında
kesim sırasında bazı olgun fertlerin bırakılması, keza her türlü diri örtü temizliği
sırasında meyveli çalılardan bir kısmının belli bir oranda muhafazası gerekmektedir.
5. SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞAL KAYNAK YÖNETİMİNİN BİLEŞENLERİ
Av ve yaban hayatı kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, gelecek kuşaklarında, en
az, bugünküler kadar av ve yaban hayatı hizmetlerinden yararlanabileceği bir
düzenlemeyi zorunlu kılmaktadır. Sürdürülebilir doğal kaynak yönetiminin ve bu
bağlamda sürdürülebilir av ve yaban hayatı yönetiminin birbirini mutlaka desteklemesi
gereken üç bileşeni bulunmaktadır. Bunlar ekolojik-biyolojik bileşen, sosyokültürel
bileşen ve ekonomik–finansal bileşen olarak tanımlanabilir. Bu bileşenler bize, hem
biyofizik öğeleriyle ekosistemi; hem oluşturulacak yönetim düzeninin dayanacağı,
39
ama aynı zamanda etkileyeceği sosyal ve kültürel yapıyı; hem de başta kaynak
sahibinin ve yöneticisinin ilgi alanı olan ekonomik ve finansal ihtiyaçları dikkate
almanın zorunlu olduğunu ifade etmektedir.
6. YABAN HAYATI ALANLARI
Bilindiği gibi yaban hayatı sürüngenlerden böceklere; çalılardan kuşlara; yabani
meyvelerden kemirgenlere kadar uzanan geniş kapsamlı bir terimdir. Yaban hayatı
ortamlarını koru, fundalık, çalılık, maki, ağaçlık, mera, çayır, sulak alan, tarım alanı,
step, savan ekosistemleri şeklinde saymak mümkündür.
6.1. Yaban Hayatı Alanlarının Yönetimi
Yaban alanlarının yönetiminde, yukarıdaki açıklamaların da bir yansınması olarak şu
üç amacın birlikte gerçekleştirilmesi istenmektedir:
Yaban alanlarının dönüştürülmesini önlemek veya bunu dengelemek ve
böylece biyolojik çeşitliliği korumak,
Yaban alanlarının sağladığı çevresel hizmetleri sürdürmek ve geliştirmek,
Ekonomik, sosyal ve kültürel faydaları artırmak.
Yaban alanları kapsamına giren ve daha önce sayılan tüm ekosistemlerde bu üç
bileşene yönetim sırasında dikkat edilmesi gerekmektedir. Uluslar arası proje
destekleme ve yardımlaşma anlayışında da zaten bu yaklaşım temel alınmaktadır.
Ancak, bu üç amacın kendi sınırları içerisinde başarıyla gerçekleştirildiği her yabanıl
ekosistemin bir öteki ekosisteme eşit işlev yapması, aynı ürünü ve hizmeti vermesi
beklenmemektedir. Bu ekosistemlerin çıktıları farklılık arzettiği için ekosistemlerin
hem büyüklüklerinin ve hem de bileşim oranlarının toplum ihtiyaçlarına uygun bir
yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Yani su, av hayvanı,ot, tıbbi bitki ... vb üretimi
açılarından ekosistemlerin yahut ekosistem bileşimlerinin farklı sonuçlara götürdüğü
hesaba katılmalıdır. Başka deyişle tek türle bitkilendirmeye gidilerek rekreasyon
hizmetine ve biyolojik çeşitliliğe; boş alanların orman ağaçlarıyla kendiliğinden
kaplanmasına izin vererek belli av hayvanlarının ortamlarına zarar verebildiği dikkate
40
alınmalıdır. Dolayısıyla, bazı ekosistemlerin, belli işlevler için olumsuz etkilerinden
dahi söz edilebilir.
Tablo 9.Yaban Hayatı Alanları ve Bunlardan beklenen faydalar
Fayda Alanları Yaban Hayatı Alanları
Orman Ağaçlık Çalılık Otlak Sulak alan TARIM
Nitelikli sulama suyu üretimi X X X
Sedimantasyonun azaltılması X X X X
Toprak erozyonunun azaltılması X X X X X
Ekolojik araştırma alanı sağlama X X X X X
Tozlaşmaya ve hastalık kontrolüne katkı X X X X X
Nehir deltalarının iyi yönetimi
Marjinal alanların iyi yönetimi X X X
Yaban hayatının ürüne zararının azaltılması X X X X
Bitkisel gen çeşitliliğinin korunması X X X X
Yeni ürün kaynağı oluşturma X X X X
HAYVANCILIK
Yabanıl avda sürdürülebilir hasat X X X X X
Hayvan gen çeşitliliğinin korunması X X X X X
Evcilleştirilebilecek yeni türlere kaynak X X X X X
Otlatma veya ot eldesi X X X X X
ORMANCILIK
Orman ağaçları gen çeşitliliğinin korunması X X
Evcilleştirilebilecek yeni türlere kaynak oluşturma
X X X
Meyva, bal, palamut ... gibi ürün eldesi X X
Odun hammaddesi hasadı X X
SAĞLIK
Nitelikli kullanım suyu X X X X
Güncel ve olası ilaçların kaynağı X X X X X
Tıbbi araştırmalar için materyal kaynağı X X X X X
TURİZM
Yabanıl ve öteki doğal değerlerin korunması X X X X X
FELAKETLERİN ÖNLENMESİ
Su baskınlarını önleme X X X X X
Toprak kaymasını önleme X X X X
Erozyonu önleme X X X X
Kuraklığı azaltma X
Burada dikkati çeken noktalardan biri orman ekosistemlerinin yaban hayatından
beklenen ve tabloda görülen tüm yararları yaratma yeteneğinde olmasıdır. Bir diğeri
ise ormandan kaynaklanan yararları öteki ekosistemlerin hepsinin üretmediğidir.
Başka bir husus ise tüm sayılan yabanıl alanların av hayatına bir şekilde destek
41
olduğudur. Yani tablodaki ekosistemlerin her birinin farklı bir av hayatına olanak
verdiği bilinmektedir. Öyleyse yukarıda da belirtildiği gibi bu ekosistemlerin
amaçlarımız doğrultusunda oluşturulması veya birleştirilmesi sorunu sözkonusudur.
Hangi ekosistemin yahut ekosistem bileşiminin, neden dolayı amacımıza uygun
olduğu sorusuna verilecek cevap arazi kullanım master planından geçmektedir.
Bütün bunlara göre, başarılı bir av ve yaban hayatı yönetimindeki ilk adım arazi
kullanım master planının yapılmasıdır. Ülke veya bölge ölçeğinde
gerçekleştirilebilecek olan bu plan, yaban alanlarından beklenebilecek ve tabloda
görülen olası ürün ve hizmetleri ön görmek ve hangi alanların, dolayısıyla hangi
ekosistemlerin, bu ürün ve hizmetlerden hangisine (yalın strateji) yahut hangilerine
(karma strateji) tahsis edilmesinin uygun olduğunu belirlemektedir. Bu belirleme
işlemlerine zonlama yahut işlevsel bölümlemede denilebilir.
Bu aşamadan sonra gelen ikinci adım ise, yukarıda sayılan ekosistemlerin herbirinin
kendilerinden beklenen işleve veya işlevlere uygun olarak ve etkin biçimde
yönetilmesi amacıyla planlama, uygulama ve izlemedir. Örneğin, temelde, su
üretimine ayrılan bir coğrafyadaki ekosistemler bu amaca uygun ve etkin bir
yönetime, yani, plana, uygulamaya ve izlemeye kavuşturulmalıdır. Av ve yaban
hayatı işlevi verilmiş alanlarda ise, doğal olarak, yaban hayatını koruma, geliştirme,
av hayvanlarını çoğaltma, uygun alanlara gönderme, avlak kurup yönetme,
avlanmayı düzenleme ve izleme gibi çalışmalar gerçekleştirilmelidir.
6.2. Yaban Hayatı Planlaması Ve Yönetiminde Silvikültürel Objeler Ve Uygulamalar
Ağaç Türü Karışımı: Çoğu hayvan türleri, farklı tipte birkaç vejetasyonun yan yana
veya iç içe olduğu yerleri tercih etmektedir. Maksimum yaban hayvanı popülasyon
yoğunluğu – ilgili türün esneklik sınırları içerisinde kalmak şartıyla vejetasyon tipleri
bakımından yeterli çeşitliliğin bulunduğu alanlarda görülür. Bu alanlar ise iki veya
daha fazla vejetasyon tipinin birleştiği ve kenar etkisinin ortaya çıktığı hatlar veya
ekotonlardır. Bu sebeple; bir ormanda ağaç türü sayısının fazla olması, genel olarak
yaban hayatı için bir avantaj teşkil etmektedir. Farklı türlerin homojen dağılış
göstermeyip yan yana meşcereler veya bloklar halinde bulunması, habitat çeşitliliğini
42
arttırarak bu avantajı daha da güçlendirmektedir. Çalışma sahası tür çeşitliliği
açısından değerlendirildiğinde; Başta Türkiye’nin sıcak noktalarından biri olarak kabul
edilen Yenice Ormanları olmak üzere her iki işletmenin (Karabük ve Yenice Orman
İşletmesi) tür çeşitliği, karışık ormanlara sahip olma, farklı habitatları bünyesinde
barındırma ve mikro iklim özelliklerine sahip olma gibi birçok avantajlara sahiptir.
Meşcere Tekstürü ve Strüktürü: Meşcerenin yatay ve dikey kapalılığı, habitatın örtü
ve besin şartlarını değiştirmek suretiyle o alandaki hayvan türlerinin çeşidi ve sayısı
üzerinde etkili olur. Meşcerede dikey kapalılığı sağlayan unsurlar; orta tabakayı
oluşturan tali ağaç türleri ve ağaççıklar ile alt tabakayı dolduran çalı ve kaba
otsulardır. Bunlar, yaban hayvanlarına gizlenme örtüsü sağlama yanında, yerine göre
yaprak, sürgün, meyve ve tohumlarıyla besin miktarını arttırma yönüyle de faydalı
olur. Mesela, çalı tabakası bir geyik ferdi için hem gizlenme hem de termal örtü
materyali temin ettiği gibi çeşitli besin maddelerini de ihtiva etmektedir.
Meşcere yaşı, genel olarak gövdelerin alt kısımlarındaki dalların oranı ve mikro iklim
oluşumunda etkili olmaktadır. Meşcere yaşlandıkça alt dalların azalması, besin
miktarı üzerinde olumsuz etki yapar. Fakat, bu dallar seviyesinde bir alt tabakanın
gelişmesi halinde, besin şartlarında meydana gelen gerileme, bu tabaka tarafından
telafi edilir. Silvikültürel olgunluk çağına erişen meşcereler, gençlere veya kısmen
kesilmiş olanlara oranla daha sağlam bir mikroklima hasıl eder ve dolayısıyla daha iyi
izolasyon sağlarlar. Bu tip bir meşcerenin katlı yapıda olması, izolasyonu daha da
güçlendirir. Bu sebeple, yaban hayvanları iki tabakalı meşcereleri, tabakasız yapıda
olanlara tercih ederler.
Memeli büyük hayvanların ihtiyacı olan örtü tipleri şekillenmesi, meşcerenin hem
yatay hem de dikey kapalılığına bağlı olarak gerçekleşir. Bunlardan mesela termal
örtünün kalitesi, doğrudan yatay kapalılığa göre değişirken, gizlenme örtüsünün
elverişliliği yatay kapalılık yanında düşey kapalılığın derecesine de bağlıdır. Aynı
derecede düşey kapalılık sağlayan biri yaşlı ve kalın çaplı ağaçlardan, diğeri ise ince
çaplı, fakat sık durumdaki genç ağaçlardan oluşan iki ayrı ibreli meşcereden ikincisi,
fazla sayıda gövdenin oluşturduğu sütreler sayesinde görüş mesafesinin azalmasına
ve dolayısıyla daha fazla emniyet örtüsü teminine hizmet eder. Böyle bir meşcere
43
altında kırılıp yatmış gövdelerin ve yer yer ağaççık ve çalılıkların bulunması, bir kısım
iri cüsseli hayvan türleri için yeterli sütreler oluşturabilmektedir.
İbreli ormanlarda, meşcere iyice yaşlandığında, yatay kapalılığın belli bir derecede
azalması sayesinde alana değişik çalı türleri ve bilhassa otsu türler gelebilmekte, bu
ise besin miktarının artması yönünde olumlu bir etki meydana getirmektedir.
Çoğunlukla, orman örtüsü sürekli tekdüze seyretmez. Bu sebeple; belli bir istikamette
ilerlendiğinde farklı yapıda vejetasyonlara girilir. Bu vejetasyon tiplerinin bazıları
Geyik (Cervus spp.) tarafından gizlenme örtüsü, bazıları termal örtü olarak, keza
bazıları da otlak olarak kullanılır. Ancak, diğer yabani türler gibi geyik de bu farklı
ihtiyaçlarını kısa mesafe dahilinde karşılayabildiği alanları tercih ettiğinden belli bir
alan dahilinde muhtelif vejetasyon tiplerinin bir arada yer alması gerekmektedir.
Bunun için de belli bir vejetasyonla kaplı alanın belli bir büyüklüğü geçmemesi
gerekir. Zira bir vejetasyon tipinin diğerleri aleyhine geniş bir alana yayılması halinde
diğer ihtiyaçlarını karşılayacak alanlar uzakta kaldığından geyik bu alanı ya hiç
kullanmaz ya da bunun sadece diğer vejetasyon tiplerine yakın kısımlarını tercih
eder. Bu durumda, geyiğe sözgelimi gizlenme örtüsü sağlayacak bir vejetasyon için
bir maksimal genişlik söz konusu olmaktadır. Bu mesafenin bitiminde farklı yapıda bir
vejetasyon mesela farklı bir örtü başlar. Bu iki farklı vejetasyonun karşılaştığı sınıra
ise bilindiği gibi “Kenar” adı verilmektedir.
Silvikültürel işlemler sonucu ormanda oluşacak boşlukların büyüklüğü, olgun ağaç
boyunun 5-8 katından fazla olmamalıdır. Bu ise takriben maksimum boşluk alanı
olarak 140-180 m’lik genişliğe tekabül etmektedir. Orta yaş sınıfında ve 1.0
kapalılıktaki bir karışık ibreli meşcere, sözgelimi geyik için, kısa görüş mesafesiyle
mükemmel bir gizlenme örtüsü sağladığı gibi, bu kapalılıktaki bir meşcerede, geyik,
termal örtü olarak kullanabileceği ağaç gruplarını bulmakta da zorluk çekmez. Ancak,
bu tip bir meşcerede, alt tabaka son derece fakir olup geyiğe beslenme imkanı
veremez. Bu meşcerede kapalılığın 0.7’ye düşmesi halinde ise görüş mesafesi %25
artmakta, yani gizlenme örtüsü bir miktar azalmakta, buna mukabil zemin florasında
mükemmel bir çeşitlilik ortaya çıkmaktadır.
44
Hasat ve Bölmeden Çıkarma: Gerek bakım gerekse gençleştirme amaçlı farklı
kesim metotlarının her birinin yaban hayvanları üzerindeki etkileri de değişik
olmaktadır. Mesela, bir koru ormanında uygulanan büyük alan tıraşlama işletmesi
sahayı tamamen boşaltıp çıplak hale getirdiği için, örtü ve bazen de yuvalanma
imkanından mahrum kalan hayvanlar, artık orada barınamaz ve sahayı mecburen
terk ederler. Böyle bir alanın yeniden hayvanlar tarafından barınma yeri olarak
seçilmesi için uzun yıllar geçmesi gerekmektedir. Buna karşın, ağaçların mümkün
olduğunca eşit dağılışta, mümkün olduğunca homojen siper oluşturma imkanı
sağlayan ve yalnız bir kısmının çıkarıldığı siper kesiminin yaban hayvanları
üzerindeki olumsuz etkisi, tıraşlamadaki kadar büyük değildir. Çünkü, sahada kalan
ağaçlar sınırlı da olsa belli bir ölçüde yaban hayvanlarının ihtiyaçlarına cevap
verebilmekte ve örtü imkanı sağlayabilir.
Yaban hayatı bakımından en ideal işletme tarzı olan seçme işletmesinde; Tek Ağaç
İşletmesi ekonomik olmaması ve geniş alanlarda hayvanların tedirgin olmasına
sebep olduğu için fazlaca tercih edilmez. Bunun yerine, Grup Seçme Yöntemi, söz
konusu sakıncaları azalttığı ve hayvanlar için faydalı habitat modifikasyonları
oluşturma imkanı verdiği için tercih edilir. Zira, Grup Seçme usulünde kesim alanının
çapını istenen ölçüde ayarlamak ve ayrıca meydana gelecek boşlukların ormandaki
dağılımını düzenlemek mümkündür. Bu ise habitat düzenlemenin ormandaki en kolay
ve pratik yollarından biridir. Mesela grup kesimlerinde, kesim alanı çapının en boylu
ağacın iki misli olması halinde meydana gelen boşluklar, yaban hayvanları için arzu
edilen habitat şartlarını sağlamakta, bu boşlukların ormanın çeşitli yerlerine
dağıtılması kenar etkisini ve nihayet habitat kullanımını arttırmaktadır.
Kesimin planlanan sıraya göre tamamlanması için gereken süre rotasyon
uzunluğunun 1/3’ünden az olmamak şartıyla, siper kesimi sistemi-sürgün veren-
dayanıklı türlerin gençleştirilmesi için çok uygundur. Aksi taktirde ise kesim sonucu
önemli ölçüde aynı yaşlı alanlar ortaya çıkar.
Geyiğe bitki süksesyonunun ilk dönemlerinde bolca rastlanması, buna mukabil yaşlı
meşcerelerde pek fazla görülmemesi, bu alanlarda uygulanacak silvikültürel
müdahaleler konusunda bize ışık tutmakta ve hangi silvikültürel işlemlerin
uygulanması gerektiğine dair ipuçları vermektedir. Mesela, geyiğin habitat şartlarını
45
geliştirmeyi hedef alan bir planda ekolojik süksesyonun ilk devrelerinin sahadaki
devamlılığının sağlamaya çalışılması gerektiğinden, ormandaki özellikle tıraşlama
kesimler, boşaltılan sahaların hasat yılına kadar geçireceği gelişme çağları göz
önüne alınarak planlanır.
Yapraklı ormanda tıraşlamayı takiben sahaya gelen gençlik ve çalılar, geyikler için
cezp edicidir. Ancak, tıraşlama aynı yaşlı meşcereler oluşmasına yol açacağından
geniş alanda değil de şeritler veya bloklar halinde yapılmalıdır. Ayrıca, bu kesimlerin
rotasyon periyodu iyi ayarlanarak; kesim şerit ve bloklarının sahaya dağıtılması, yani
plan süresinin, sahanın her bir bölümünde mümkün olduğu ölçüde farklı yaş sınıfında
gençlik ve meşcereye yer verecek şekilde tespit edilmesi önemlidir. Böylece
oluşturulan blok ve şeritler, kesim alanları çok dar tutulmadığı sürece geyik
faydalanmasını arttıracaktır.
Sahayı fazlaca açan fakat birkaç yıl içinde bol sürgün verimini sağlayan blok ve şerit
kesimleri, geyiğe gerek seçme kesimi gerekse siper kesimi metodlarına göre daha
çok fayda temin etmektedir. Ormancılık uygulamaları, geyik populasyonları üzerinde
diğer amenajman faaliyetlerine göre çok daha güçlü olumlu veya olumsuz etkiler
yapmaktadır. Bütün yabani populasyonlar için geçerli olduğu üzere, geyik ile
ormancılık faaliyetleri arasında da karşılıklı etkileşim vardır. Geyik, kesim yapılmakta
olan sahaya ancak arada topografik bir engel veya ağaçla kaplı bir bölüm varsa
“Gözden kaçış çizgisi”ni aşmamak kaydıyla yaklaşmaktadır. Kışın, gerek zayıf
düştüğü gerekse karın yüksek olduğu yerlerde ilerlemesi zorlaştığı için geyikte kesim
faaliyeti civarında da daha az hareket gözlenir. Buna mukabil bir taraftan karla kaplı
bir arazinin her yerini gezememesi ve yeterince besin bulamaması gibi sebeplerle,
diğer taraftan da bu dönemde hem insan faaliyetlerindeki genel azalma hem de
geyiğin bunlara hassasiyetindeki azalma dolayısıyla geyik, kesilen ağaçların
bulunduğu ve karın temizlendiği alanlara daha cesaretle yaklaşır.
Sürü halinde yaşayan hayvanlar tedirgin edilmekten çok rahatsız olur ve bundan
ciddi zararlar görürler. Çünkü, sürüdeki bir ferdin duyduğu rahatsızlık diğerlerine de
yansır. Geyik de bu gruba dahil türlerdendir. Bu sebeple kesimin sürdürüldüğü
yerlerde geyiğin durumunun nazik olacağı ve kesimden çabuk etkilenip zarar
göreceği düşünülmelidir.
46
Çoğu zaman, geyiğin kesimler sebebiyle sahadan uzaklaşması geçici bir durumdur.
Mesela bazıları, geceleyin ve hafta sonları gibi kesim işine ara verilen zamanlarda
sahaya geri dönebilir. Hatta bazıları gündüz saatlerindeki kesim faaliyetine bile alışır.
En çok rastlanan durum, geyiklerden az da olsa bir kısmının birkaç gün ila birkaç
hafta arasında değişen bir süre sonunda kesimin sona erdiği alana dönmesidir.
Giden geyiklerden, emniyet örtüsü bulmak için daha fazla uzaklaşmak zorunda
kalanların hemen geriye dönme ihtimalleri daha azdır. Aynı alanda birkaç yıl üst üste
kesim yapılması halinde, kesimler bittikten sonra da geyik bir süre daha buradan
uzak durmaya devam eder. Fakat araştırmalar, geyiğin terk ettiği bu alana er-geç
döndüğünü göstermektedir. Bununla beraber; tedirgin ve taciz edildiği süre zarfında
hayvanlarda ağırlık kaybı ve hastalıklara karşı hassasiyet ve ayrıca, üremede
başarısızlık gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Çok sayıda yabani türde,
sıkıntı ve tedirginlikten kaynaklanan bu çeşit olumsuzluklara rastlanmaktadır. Kesim
programı, geyiğe kesim boyunca süren kargaşaya karşı hayvanlara yeterli ölçüde
güvenlik ve beslenme alanı sağlayacak tarzda düzenlenmelidir. Diğer bir yol ise,
kesimlerin kısa zaman zarfında bitirilebilecek ve dolayısıyla hayvanlara minimum
sıkıntı verecek çapta tutulması, yani imkan nispetin de dar alanlarda yapılmasıdır.
Kesim sonunda habitatta ortaya çıkan şartlar, hayvanlarda ortamdaki ani değişimle
başlayan ve süksesyonal gelişmeyle devam eden değişikliklere karşı bir tepki süreci
başlatır. Bu sürecin şekillenmesinde, ara kesimler ve yol yapımı gibi faaliyetler de
ayrıca etkili olur. Buna göre mesela geyik habitatında uygulanan bir silvikültürel
işlemin hem geyiği doğrudan tedirgin etme hem de habitatta modifikasyona yol açma
suretiyle etkili olduğunu söylemek mümkündür.
Ne çeşit olursa olsun kesim, kısa vadede, geyik için mevcut örtü miktarını azaltır.
Bununla beraber ağaçların alt tabakada ki vejetasyonu gölgelediği yerlerde ise
kesimle oluşan açıklıklar uzun vadede bu tabakadaki yem bitkilerinin miktar ve
kalitesinde artışa yol açar. Dolayısıyla kesim planlanırken bu iki husus, yani örtü ve
yem bitkileri arasındaki denge gözetilmelidir. Ayrıca, yem bitkilerinde kesimle
meydana gelen artışın herhangi bir hayvan türüne faydası, sahada mevcut besinin
sınırlı olup olmayışına, yani hayvanın ek besin kaynağına ihtiyaç duyup
duymamasına göre değişir. Nitekim sahada besin fazlalığı olduğu halde hayvan
47
bulunmaması çoğu zaman yaban hayatı yöneticisini şaşırtan, zihnini karıştıran bir
durumdur. Bu sebeple böyle bir fazlalığın sözgelimi geyik üzerinde nasıl bir etki
yapacağını kestirebilmek için evvela şu hususları bilmek gerekmektedir.
Belirli bir dönem bazında geyiğin muhtaç olduğu örtünün çeşit ve
miktarının ne olduğu,
Örtü ile beslenme aktivitesi ve özellikle kesim boşluklarındaki yem
bitkilerinin tercih edilmesi arasındaki ilişkinin ne olduğu,
Örtü ve yem bitkileriyle doğrudan ilişkili olmayan özel habitat isteklerinin
olup olmadığı veya varsa bunların hangileri olduğu.
Geyiğin yayılış sahasındaki, önemli bir miktar ormanlık alandaki ağaç yoğunluğu,
geyiğin örtü ihtiyacını karşılamada yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple bunlar, yem
bitkisi üretimine ayrılabilir, yani otlak olarak sınıflandırılabilir.
Otlak ve örtü sağlayan alanlar geyiğin maksimal faydalanmasına imkan
verecek büyüklük ve yakınlıktadır.
Sahada habitat kalitesini etkileyecek insan kaynaklı bir dış etki faktörü mesela,
rahatsız etme veya yol trafiği söz konusu değildir. Habitatta örtü ve besin
şartlarını etkileyecek başka herhangi bir modifikasyon düşünülmemektedir.
Keza, sahadaki geyiğin özel habitat istekleri yoktur.
Geyiğin, yeni oluşan bir orman içi açıklık karşısındaki tepkisi daha ziyade bu açıklığın
boyutlarıyla ilişkilidir. Fakat, gösterdiği tepkide mevsim de belirleyici olmaktadır. Ağaç
tabakasının kesintisiz devam ettiği arazide geyiğin küçük açıklık ve boşluklara rağbet
ettiği görülür.
Kesim Artıklarının Düzenlenmesi: Yaban hayvanları için en faydalı yöntem; yangın
riski olmamak kaydıyla, kesim artıklarının belli bir yere toplanmadan veya istif
edilmeden, kesildiği şekilde öylece bırakılmasıdır. Fakat, istif yapılacaksa istifin sıkı
değil gevşek, yani irili ufaklı boşluklar ihtiva edecek tarzda yapılması tavsiye
edilmektedir. Çünkü, gevşek olarak yığılan materyal, hem kuşlar hem de küçük
memeliler için korunaklı mekanlar sağlar. Yangın tehlikesinin fazla olmadığı yerlerde
48
yeşil ince dalları, yığınların dibine koyarak veya bu dalların kesim yerlerini toprağa
gömerek artıkların ömrü uzatılmaya çalışılır. Bu arada kesim artıkları, kesilmiş
ağaçların dip kütüğü üzerine, altında bir boşluk kalacak şekilde yığmak suretiyle istif,
altında, tavşan gibi hayvanlar için sığınaklar oluşturulabilir.
Sağlık Kesimleri ve Enkaz Kaldırma: Meşcerede sağlık kesimleri; ormanda yangın,
mantar tasallutu, böcek salgını, fırtına ve kar kırmaları / devirmeleri gibi afetler veya
çeşitli hastalıklar neticesinde ölen ağaçların ormandan çıkarılmasıdır. Bu kesimler, bir
mecburiyet olmadıkça, memelilerin doğurduğu, kuşların da yavru uçurduğu dönem
dışında, yani Mart - Ağustos dönemi çıktıktan sonra yapılmalıdır. Sağlık kesimlerinde
esasen ölmüş veya yaşama ihtimali kalmayan ağaçlar (IUFRO gövde sınıfları
taksimatına göre: 5. ve 4. sınıf ağaçlar) çıkarılır. Gerek yapraklı gerekse ibreli
ormanlardaki içi kovuklaşmış fakat hayatiyeti devam eden ağaçlar sağlık kesimi
dışında tutulmalıdır. Zira bu tip ağaçlar; sansar, yaban kedisi, sincap hatta tilki gibi
memelilere; baykuş, ibibik, ağaçkakan gibi kuşlara yuvalanma mekanı sağlarlar. Bu
türlere yuva sağlayan bu gibi ağaçlar, her ne kadar ormancı tarafından değersiz veya
zararlı gibi de görünseler, söz konusu türler açısından kritik bir öneme sahiptirler.
Dolayısıyla, ormanda belirli genişlikteki bir alanda, belli sayıda içi boşalmış veya oyuk
ihtiva eden ağacın, bu boşlukları kullanan türler için muhafaza edilmesi gerekir. Bu
amaçla korunacak ağaçlardan hektarda iki ağacın bulunması yeterli sayılmaktadır.
Ormandaki kurumuş ağaçlar veya kesim sonrası yerde kalan kalınca dallar, canlı
gövdelerde delik açmada isteksiz davranan ve hatta zorlanan ağaçkakanlara terk
edilebilir. Keza, ormancı gözünde, yangın tehlikesini arttıran unsurlardan olan dikili
kuruların yaban hayatı bakımından değeri ve sağladığı avantaj olağanüstü durumlar
hariç tutulmak kaydıyla sıradan bir yangına ait riski ve yangının yol açtığı kayıpları
dengeleyecek ölçüdedir.
Orman Bakımı: Ara hasılat (Bakım) ve son hasılat (gençleştirme) kesimleri, yaban
hayvanları üzerinde ilk planda fiziki rahatsızlık unsuru olarak, uzun vadede ise habitat
modifikasyonunu meydana getirmek suretiyle etkili olmaktadır. Özellikle son hasılat
kesimi, hayvanların habitatlarından uzaklaşmasına sebebiyet verebilir. Bunun
yanında tedrici ara kesimler için sık sık ormana girmek ve ortamda kesimle ortaya
çıkan dağınık manzara hayvanları tedirgin ederek son kesimde olduğu gibi sahadan
49
uzaklaşmaya yol açabilir. Buna karşılık bazı araştırmalarda, bakım kesimleri ve
aralamanın çift tırnaklı türler lehine sonuçlar verdiği belirtilmektedir.
Özellikle aralama uygulaması, geyik gibi herbivor türlerin beslendiği yem bitkilerinde,
hızla ve ani bir artış meydana getirir. Yem bitkisi hasılatında gözlenen bu artış
yanında, bitkinin açıkta büyüdüğü zaman gölgedekine nispeten protein muhtevası ve
lezzet bakımından daha değerli hale gelmesi de hayvanlar lehine kaydedilecek bir
avantaj sağlar. Açıklıklarda yetişen yem bitkilerinin yalnız besince zengin olması
değil, aynı zamanda çeşitliliği de orman içi açıklıkları önemli kılmaktadır.
Yine aynı sebeple yaban hayvanlarının ara kesimden faydalanabilmesi için ağaçların
ya iyice boylanıp kalınlaşması beklenmeden kesilmesi ya da emvalin derhal
kaldırılması gerekir. Ayrıca, geyiğin örtü ihtiyacı gözetilmeden yapılan bir ara kesim
yem bitkilerini arttırsa bile örtü ihtiyacını karşılamadığı için yeterli faydayı sağlamaz.
Kesimlerde yaban hayatı açısından gözetilecek en önemli husus; kesimlerin belli bir
noktada yoğunlaştırılmayıp, uzun bir dönemi kapsayacak şekilde, geniş bir alan
sathına dağıtılmasıdır. Kesim programı, bunu sağlayacak tarzda hazırlanmalıdır.
Buradaki amaç; hayvanın yaşama alanında büyük çapta bir değişiklik hasıl etmekten
kaçınmak, yani kesimi saha birimlerinin küçük bir kısmında yapmak ve böylece o
birimde el değmemiş ve sağlıklı habitat miktarını yüksek tutabilmektir.
Çevresi nispeten açıklık ve ışık ihtiyacında olan çalı türleri, ormanın iç kısımlarından
ziyade açıklıklarında ve meşcere kenarlarında daha iyi geliştikleri için, bu gibi
alanlardaki meyveli çalıların bırakılması daha isabetlidir. Diğer taraftan dik
yamaçlarda ki meyve veren boylu ağaçların meyvesi, yamaç boyunca geniş bir alana
yayılabildiğinden bakım sırasında bunların çevresi kesimle bir miktar açılarak daha
fazla ışık ve mekan elde etmeleri sağlanmalı ve böylece meyve verimlerinin
artmasına imkan verilmelidir.
Orman bakımının uygulama aracı silvikültürel işlemlerdir. Silvikültürel müdahaleler
habitat koruma ve geliştirme prensibine uygun yapıldığı ölçüde, yaban hayatı da
gelişme imkanı bulur. Bu prensip; “Ormanda yaban hayatı türlerine gıda ve örtü
sağlayan flora kompozisyonu ve strüktürlerin devamını sağlamak ve bunlarda
50
gereken yer veya zamanlarda gereken modifikasyonları yapmak” şeklinde
açıklanabilir. Farklı hayvan türlerinin ekolojik istekleri de farklı farklı olduğundan belirli
bir silvikültürel tedbirin her tür için ayrı tarzda uygulanması gerekebilir. Bununla
beraber, yaban hayatı bakımından genel olarak faydalı kabul edilen birtakım orman
bakımı ve silvikültür işlemlerinin uygulanmasında, uyulması halinde orman yaban
hayatı lehine sonuçlar verdiği bilinen bazı kurallar bulunmakta ve bu sebeple bunlara
uyulması tavsiye edilmektedir. Mesela bakım kesimi ve diri örtü mücadelesinde,
yaprak, sürgün ve meyveleriyle hayvanların beslendiği ağaç ve çalı türlerine
dokunmamak veya bunları hiç değilse kısmen muhafaza etmek, genel bir kuraldır.
Diğer yandan, sözgelimi geyik gibi bir herbivor türe kışın besin imkanı sağlamak için,
yapraklı bir ormandaki aralamayı ormanın karla kaplı olduğu bir döneme, mesela
şubat ayına kaydırmak ise silvikültürel bir işlemin zamanını belli bir türe göre
ayarlamaya bir örnektir.
Ayıklama: Ayıklama, gençlik bakımının sona ermesinden sonra başlayan ilk planlı
kesim müdahaleleri olup, meşcerenin sıklık çağında uygulanır. Ayıklama kesimleri
sonunda ormanda bırakılan yapraklı dallar, geyik ve tavşan gibi herbivor türler için
kısa süreli de olsa gıda kaynağı oluşturması yönüyle çok yararlı olmaktadır. Bu
kesimler, ayrıca, sürgün gelişmesini hızlandırdığı için sürgünle beslenen türleri
sevindirir. Bu sebeple, yaban hayvanları-yoğun oldukları yerlerde-ayıklama yapılan
meşcerelerde ağaçlara daha fazla zarar vermektedir. Ayıklama kesimlerinin
dezavantajı ise, bu kesimler sırasında meşcerede bulunan ve yaban hayvanları için
besin kaynağı oluşturan kızılağaç Alnus spp., titrekkavak (Populus tremula), çınar
(Platanus spp.), huş (Betula spp). ve çalıların sahadan uzaklaştırılmasıdır.
Dolayısıyla, meşcerenin gelişme çağında dolgu ağacı görevi yaparak düzgün
gövdelerin yetişmesine de hizmet eden bu tür tali ağaç ve çalıların yaban hayvanları
için imkan ölçüsünde korunması gerekmektedir.
Aralama: Aralama kesimleri genel olarak yaban hayatı lehine sonuçlar doğurur. Bu
kesimler, sürgünle beslenen hayvanlara, özellikle gıdalarının tükendiği kış aylarında
taze gıda imkanı sunar. Ayrıca, yapraklı ağaçları düzenli periyotlarla ek sürgün
geliştirmeye teşvik eder.
51
Genç bir çam meşceresi, tepe kapalılığı oluştuktan sonra yaban hayvanlarına
gizlenme ve termal örtüden başka herhangi bir fayda sağlayamaz. Bu sebeple,
habitat geliştirmek isteniyorsa aralamalara ekonomik ölçüler elverdiğince erken
başlamalı ve sık sık tekrarlanmalıdır. Zira, sıkça yapılan aralamalar alt tabakadaki
yem ürününün miktarını, çeşidini, kalitesini arttırdığı gibi bu kısımdaki bitkilerin meyve
ve tohum tutmasını da hızlandırır. Bununla birlikte, belirli bazı alanlarda şiddetli
aralamadan sonra kontrollü yakma da gerekebilir. Çünkü, arkasından kontrollü
yakma gelmeyen bir aralama, bu gibi alanlarda, sahaya yapraklı türlerden oluşan
gayet sık bir orta tabakanın gelmesine, bu ise ışık ve besin rekabeti dolayısıyla alt
tabakadaki yem ürününün azalmasına yol açar.
İğne yapraklı meşcerelerde aralama için en uygun zaman kışın karlı dönemidir. Zira
bu zamanda yapılan bir aralama, geyik ve benzeri türlere, kesilen ağaçların
sürgünlerinden faydalanma imkanı verir. Aralamadan sonra sahada gelişen ağaç
toplulukları ve kenar etkisi de keza besin ve örtü elemanlarının artması yönünde etkili
olmaktadır. Bu sebeple, silvikültür, yaban hayatında besin ve gıdayı arttırma aracı
olarak kullanılmaktadır.
Budama: Budaksız ağaç yetiştirmek esas olduğu için ormancılıkta budamaya ancak
zaruri hallerde başvurulur. Çam sıklıklarında meşcere kalitesini yükseltmek ve
özellikle yangın tehlikesini azaltmak için iyi gövdelerde 2-2.5 m yüksekliğe kadar kuru
dalların alınması yoluna gidilmektedir. Bu işlem yaban hayvanları ve bilhassa çam
ormanlarında barınan kuşlara hareket imkanı sağlama yönünde faydalı olur; besin
şartlarında ise herhangi bir değişikliğe yol açmaz. Yeşil budama denilen, gövdenin alt
kısmındaki canlı dalların kesilmesi, meşcerenin alt seviyesindeki besin miktarını
azaltır. Bu da geyik, tavşan ve karaca gibi alçak dal ve sürgünlerden faydalanan
türleri olumsuz etkiler. Bu sebeple yeşil budamayla gövdelerin dal ve sürgünlerden
arındırılması, yaban hayvanları açısından olumsuz etki yapabilmektedir.
Gençleştirme: Doğal gençleştirme yaban hayatı planlama ve yönetiminde, prensip
olarak tercih edilen yöntemdir. Sahaya rijit müdahale yapmadan ve birden tamamen
açmayan tabii gençleştirme çalışmaları yapay tensile göre birçok avantaj
sunmaktadır. Tür çeşidini çoğaltmak ve istenen karışımları sağlamak için, gençlik
bakımları evresinde; tabii gençliği farklı türden fidanlar dikerek takviye etmek suretiyle
52
aynı alanda tabii ve suni gençleştirme metotlarının kombine edildiği uygulamalar
tercih edilebilir. Bu şekilde elde edilen karışık meşcereler sayesinde sahada hem tür
çeşitliliği hem de farklı yaş sınıfında fertlerin bulunması sağlanmış olur. Çünkü, bu
sayede bir yandan çeşitlilik dikimlerle arttırılırken bir yandan da sözgelimi yaşlı bir
ağacın kesildiği yerde ortaya çıkan genç fertler, yani tabii gençlik, çeşitli yaban
hayvanı için korunak sağlar. Boş ve bozuk sahalarda ise yörenin ekolojik şartlarına
uygun özellikte türler kullanılarak yapraklı ve ibreli karışımları sağlayan
ağaçlandırmalar yapılması, yaban hayatı yaşama alanlarını genişletmeye yarar.
7. YABAN HAYATINI KORUYUCU SİLVİKÜLTÜREL TEDBİRLER
Silvikültürel müdahaleler esnasında, yaban hayatının korunması ve sürdürülebilirliği
için ise özetle şu tedbirlerin alınmasını tavsiye edilmektedir (Genç, 2004’den
alınmıştır):
Gençleştirme çalışmalarında tercih etme olanağı varsa; işletme şekillerinin
seçiminde öncelik sıralaması şöyle olmalıdır: Grup seçme işletmesi-grup işletmesi-
etek şeridi siper işletmesi-zon siper işletmesi-büyük alan siper işletmesi-etek şeridi
tıraşlama işletmesi-zon tıraşlama işletmesi-büyük alan tıraşlama işletmesi,
Karışık meşcereler kurulmalıdır,
Maktalar küçük tutulmalı,
Bakım müdahaleleri sırasında tali ağaç türleri, ağaççık ve çalılar korunmalıdır,
Habitatın tamamını yok eden tıraşlama kesimlerinden kaçınılmalıdır,
Diri örtüyle mücadele mutlaka gerekliyse yapılmalı ve kısmi alanlarda yapılması
tercih edilmelidir,
Arazi hazırlığı ve toprak işleme sırasında organik madde kaybının en aza inmesi
için tedbirler alınmalıdır,
Yapay gençleştirme ve ağaçlandırma çalışmalarında aralık-mesafe geniş
tutulmalı, mümkünse başarısız sahalar tamamlanmamalıdır.
Meşcere kapalılığını %50'den fazla kırmayan seçme kesimleri tercih edilmelidir.
Emniyet örtüsü oluşumu için uzunlamasına alanlarda genişlik 140 m'den,
dairemsi alanlarda yüz ölçümü 12 ha'dan küçük olmamalıdır.
53
Kesimler belli bir noktada yoğunlaşmamalı, mümkün olduğu kadar geniş bir alana
dağıtılmalıdır,
Orman ağaçlarından meşe, kayın, kestane; çalılardan kuşburnu, ahududu,
böğürtlen gibi meyveli türler hektarda en az 10 adet kalmalıdır.
Çalı türleri, orman örtüsü içinden ziyade boşluk ve açıklıklarda bırakılmalıdır.
Dik yamaçlardaki meyveli türlerin etrafı bir miktar açılarak, meyve verimleri
arttırılmalıdır.
Silvikültürel müdahaleler sırasında çoğu diri örtü olarak kabul edilen, fakat yaban
hayvanlarının hem örtü hem de besin kaynağı olan Alnus sp., Plafanus sp.,
Populus fremula, Rubus sp., Vitis sp., Carpinus sp., Malus sp., Craetagus sp.,
Rhamnus frangula, lIex sp., Sorbus sp., Betula sp., Amelanchier sp., Casuarina
equisetifolia, Smilax sp., Prunus sp., Pyrus sp., Quercus coccifera,
Casranea sativa ve Eucalypthus sp, gibi türler, işletme amacıyla ortaya koyulan
meşcere kuruluşunu engellemeyecek miktarlarda ve dağılımda sahada
bırakılmalıdır.
İğne yapraklı ormanlarda silvikültürel müdahaleler mümkünse kışın karlı
dönemlerde yapılmalıdır.
Sırıklık-direklik çağında başlanan ve yerden 2,0-2,5 m yüksekliğe kadar
gövdelerin dallardan temizlenmesini sağlayan budamalar yaban hayatını da
desteklediği için ihmal edilmemelidir.
Yeşil budama, sadece gelecek vaat eden bireylerde yapılmalı; meşcerenin
tamamında uygulanmamalıdır.
Silvikültürel müdahaleler kuşların kuluçkaya yattığı veya yavru uçurduğu Mart -
Ağustos dönemi dışında yapılmalıdır.
Yaban hayvanlarının çeşitli ihtiyaçları dikkate alınarak, orman içi suların
kıyılarında veya dere vadilerinde yahut yüksek ve sarp yerlerde bazı ağaç
toplulukları kesilmeden bırakılmalıdır,
Mümkün olan yerlerde grup ve büyük grup karışımları kurularak karışık
meşcereler tesis edilmeli; doğal ve yapay gençleştirme kombinasyonlarından
yararlanılmalıdır.
Ormanda ağaç türü sayısının fazla olması yaban hayatı için büyük avantajdır.
Ancak, farklı türlerin münferit karışımlar halinde olması yerine, alan karışımları
54
oluşturması ve böylece habitat çeşitliliğinin artması, bu avantajı daha da
güçlendirir,
Tek tabakalılık yerine iki, üç veya çok tabakalılık; yatay kapalılık yerine dikey
kapalılık yaban hayatı için daha önemlidir,
Silvikültürel işlemler sırasında geçici (muvakkat) bir dönem için de olsa, ormanda
oluşacak boşlukların genişliği, olgun ağaç boyunun 5-8 katından fazla (140-180
m) olmamalıdır.
Silvikültürel müdahaleler kapsamında açılan küçük ve büyük alanlardan kesilen
ince çaplı odunsu materyal, kesit yüzeyleri dışarıya bakacak şekilde bu alanların
kenarlarına yığılmalıdır.
Denetimli yakma, kuşların yuva bağlama zamanından önce yapılmalıdır. Çok
yıllık baklagillerin tahribini önlemek için denetimli yakma Mayıs başına kadar
yapılmış olmalıdır.
Tam alan yangın kültürü yerine; kısmi veya nokta yangın kültürü uygulanmalıdır.
Gençleştirme ve ağaçlandırma çalışmalarının ardından sahanın ihata içine
alınması, yaban hayvanlarının besin kaynaklarını artırdığından önerilir.
Kesim yapılacak sahalar içinde de kalsa, dik yamaç, sarp kayalık, derin dere
tabanı ve uçurum gibi marjinal bazı alanları kesim dışı bırakılmalıdır.
Kesim artıklarıyla oluşturulacak çalı yığınları, bilhassa geniş yapraklı ağaçlardan
kurulu ormanlarda ihmal edilmemelidir.
Kesim artıkları, mümkünse bütün alana serilmeli, istif yapılacaksa, bu istifler
gevşek olmalı, irili ufaklı boşluklar bulundurmalıdır.
Yeşil ince dal artıkların kesim yerleri, mümkünse toprağa gömülmeli ve yeşil
kalma süreleri uzatılmalıdır.
Kesim artıklarını, kalan dip kütüklerden bazılarının üzerine yığıp gevşek istifler
yapmak, özellikle tavşan vb. hayvanlar için sığınaklar oluşturabilir.
Tıraşlama işletmesi uygulanan sahalarda, işe yaramayan ağaç tepeleri ve dalları,
geyikler için sütre oluşturmak üzere bir hat boyunca yığılmalıdır. Ancak, bu
yığınlar sahanın % 10'undan fazlasını işgal etmemelidir.
Fare gibi kemirgenlerin aşırı zarar yaptığı yerlerde kesim artığı yığınları, tavsiye
edilmez. Bu tip alanlarda, stratejik noktalarda bırakılacak birkaç işe yaramaz ağaç
veya dikili kuru, yırtıcı kuşlar tarafından yuva olarak seçildiğinde, gençlikte ve
kültürde görülen tahribatın azalması beklenir.
55
Yapay gençleştirme ve ağaçlandırma sahalarında yapılan arazi hazırlığı ve toprak
işleme çalışmaları sırasında, humus tabakasının toprak alt katmanlarına inmesine
izin verilmemelidir. Zira, körpe bitkiler ölmekte ve yaban hayvanlarının besin
kaynakları fakirleşmektedir.
Yaban hayatının destekleneceği yetişme ortamlarında, özellikle çam dikimlerinde,
uygun kısımlarda geniş aralık- mesafeler kullanılmalıdır. Bu sayede, yem bitkileri
zeminde daha uzun süre kalabilecek ve yaban hayvanları beslenme sorunu
yaşamayacaktır.
8. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Türkiye’nin biyolojik zenginliğini oluşturan birçok memeli türü habitat kaybı ve
kanunsuz avcılık sebebiyle bugün yok olma noktasına gelmiştir. Bu türlerden ayı
(Ursus arctos), geyik (Cervus elaphus) ve karaca (Capreolus capreolus),
gizlenebilecekleri çok az bölgeden biri olan Batı Karadeniz Dağları’nda Yenice
Ormanları'nda, öncelikli hedef türler durumundadır. Ayrıca besin zincirinde üst
sıralarda bulunan ve bu özellikleri ile yaban hayatındaki ekolojik dengenin
sağlanmasında çok etkin rol üstlenen önemli karnivor türlerinden kurt (Canis lupus),
tilki (Vulpes vulpes), çakal (Canis aureus), porsuk (Meles meles), yabani kedi (Felis
silvestris) sansar (Martes martes) ve gelincik (Mustela nivalis) de hedef türler olarak
değerlendirilebilmektedir.
Yenice YHGS içinde hayvan türlerinin korunması için ekolojik açıdan önem taşıyan
belirli bir alanın sınırlandırılması; yapılan gözlemler sonucunda mümkün ve yeterli
gözükmemektedir. Alan içinde yaşayan hedef türlerin alanın tamamında gözlenmesi,
bu durumu zorlaştırmaktadır. Alan içinde daha önemli, daha hassas özelliklere sahip,
daha sınırlı alanların belirlenememesi; alanın tamamının eşit değerde türlerin
yaşamasına olanak sağlayacak özellikte yapılara, su kaynaklarına, besin değerlerine
sahip olduğunu göstermektedir.
Çit Deresi Mevkii'nde alanın sınırını teşkil eden hat boyunca kurt izine rastlanması ve
bu hayvanın kilometrelerce bir alanı kendisine beslenme ve savunma alanı olarak
belirleyebilecek olması ve bu türün besinini teşkil eden diğer türlerin (yaban domuzu,
karaca, tavşan gibi) alanın daha iç kesimlerinde yaygın olması, alanın kesintisiz bir
ekolojik ağla örülü olduğuna sadece bir örnektir.
Alanın tamamının yoğun bir yaban hayatı faaliyeti içinde olduğu sonucuna göre
bölgede tahrip edilecek ya da değişime maruz bırakılacak herhangi bir bölgenin,
alandaki canlıların doğal yayılması yönünde bir engel olacağı dikkate alınmalıdır.
56
Tablo 10. Anket sonuçlarının değerlendirilmesi
Yaban
Hayvanı
Görüldüğü Yer Azaldı Değişmedi Arttı Bilmiyorum
Kurt Yenice-Tüm Bölgeler 1
Çakal Yenice-Tüm Bölgeler 1
Tilki Yenice-Tüm Bölgeler 1
Sırtlan
Ayı Yenice-Tüm Bölgeler 1
Vaşak Çitdere
Karakulak
Yaban Kedisi
Saz Kedisi
Karaca Yenice-Tüm Bölgeler 1
Alageyik
Ulugeyik Sarıat, Çitdere, Şimşir 1
Yaban Keçisi Yenice-Tüm Bölgeler 1
Yaban Koyunu 1
Çengel
Boynuzlu Dağ
Keçisi
1
Ceylan Yenice-Tüm Bölgeler 1
Yaban
Domuzu
Yenice-Tüm Bölgeler 1
Tavşan Yenice-Tüm Bölgeler 1
Porsuk Yenice-Tüm Bölgeler
Diğer
Alabalık Yenice Kızılköy-Kovaköyü 1
Sazan Yenice Filyos Çayı 1
Diğer Balıklar
57
Yaban
Hayvanı
Görüldüğü Yer
Keklik Yenice-Tüm Bölgeler
Ur Keklik
Sülün Yenice-Tüm Bölgeler
Orman
Tavuğu
Orman Horozu
Büyük Orman
Kartalı
Küçük Orman
Kartalı
Yenice-Tüm Bölgeler
Doğan Yenice-Tüm Bölgeler
Şahin Yenice-Tüm Bölgeler
Akbaba
Diğer
Yenice Bölgesinde yapılan yukarıdaki anket sonuçlarına göre Kurt, Çakal, Tilki, Ayı,
Yaban domuzu, Tavşan’da artış görülmesine karşılık; Karaca, Ulu geyik, yabankeçisi,
Yaban koyunu, Çengel boynuzlu dağ keçisi, Ceylan, Alabalık ve Sazan’ın azaldığı
yönünde bilgiler elde edilmiştir.
Kuşlardan ise Keklik, Sülün, Küçük orman kartalı, Doğan ve Şahinin Yenicedeki
bütün bölgelerde görüldüğüne dair anket sonuçları elde edilmiştir.
58
KAYNAKLAR
1- ANONİM, 2001, Sürdürülebilir Avcılık İçin Temel Eğitim Kitabı, O.B. Milli Park.
Ve Av-Yaban Hay. Gen. Müd., Ankara.
2- ANONİM,1991,Orman Bölge Müdürlüklerinde 1. ve 2. Derecede Zararlı
Böceklerin Biyolojik Devreleri, T.C.Orman Bakanlığı,O.G.M.,Orman Koruma
ve Yangınla Mücadele Dairesi Başkanlığı,Yayın No:670,Seri No:31,Ankara.
3- Anonim 2005, Çevre Orman Bakanlığı, 1.Çevre Orman Şurası Kitabı, Şura
Kararları 1.Çevre ve Ormancılık Şurası Çalışma Belgesi, 99-103, 7.Bölüm
Doğa Koruma, 1. Çevre ve Ormancılık Şurası, 22-24 Mart 2005, Antalya.
4- Atkinson P. W., E. A. Humpage., A J. D. Jowith., İ. Oğurlu., J. Marcus., 1993,
The Distribution and Statüs of Caucasian Black Grouse in North-Eastern
Turkey, Proceedings of the 6th International Sympozium on Grouse
Symposium, 20-24 September, 1993, Udine-Italy, 131-134 sh.
5- Başkent, E. Z., 2005. Orman Amenajman Planlarının Ekosistem Tabanlı Ve
Çok Amaçlı Planlanması (Etçap) Ve Uygulanmasına Yönelik Eylemler, Türk
Ormancılığında Uluslar arası Süreçte Acil Eyleme Dönüştürülmesi Gereken
Konular-Mevzuat ve Yapılanmaya Yansımaları, Orman Mühendisleri Odası
Sempozyumu, 22-24 Aralık, 2005, Antalya.
6- Çanakçıoğlu, H. ve Mol, T ., 1996, Yaban Hayvanları Bilgisi, İ. Ü. Yayınları
(No 3948), İ. Ü. Rektörlüğü Basımevi ve Film Merkezi Müdürlüğü, İstanbul,
550 sh.
7- Çanakçıoğlu, H., 1993. Orman Entomolojisi-Özel Bölüm, İ.Ü. Yayınları, Yayın
no: 3623, İstanbul, 458 sh.
8- Can, Ö.E., 2008, Pasif Kızılötesi Hareket Algılayıcılı Kameralar Yardımıyla Büyük Memeli Türlerinin Yenice Ormanlarında İncelenmesi, Doktora Tezi. Ortadoğu Teknik Üniversitesi. Biyoloji Bölümü, 1-118.
9- Can, Ö.E., Togan, Ġ., 2009, Camera trapping of large mammals in Yenice
Forest, Turkey: local information versus camera traps, Oryx (43): 427-430.
10- Chaudhry A. A., 1992. Distribution and Status of Phaesant in Asia,
Proceedings of the International Symposium on Phesant in Asia, 28
September-4 October, 1992, Lahore-Pakistan, 7-15 sh.
59
11- Çırpıcı, A., 1987. “Türkiye’nin Flora ve Vejetasyonu üzerindeki çalışmalar”,
Doğa T. U. Botanik Dergisi, 11: 2.
12- Çolak, H. A., 2001. Ormanda Doğa Koruma. Orman Bakanlığı Milli Parklar ve
Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayını, ISBN. 975-8273-33-7, Ankara.
13- Davis, P.H., Hedge, I.C., 1975. “The Flora of Turkey. Past, Present, and
Future”, Candollea, 30 (2): 331-351.
14- Demirsoy, A., 1996, Türkiye Omurgalıları “Memeliler”, Çevre Bakanlığı Çevre
Koruma Genel Müdürlüğü, Proje No: 90-K-1000-90. Ankara.
15- Demirsoy, A., 1997, Omurgalılar “Sürüngenler, Kuşlar ve Memeliler” Meteksan A.Ş., Ankara.
16- Eken, G., Bozdoğan, M., isfendiyaroğlu, S., Kılıç, D.T., Lise, Y. (editörler), 2006, Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları. Doğa Derneği. Ankara.
17- Ekim, T., Koyuncu, M., Vural, M., Duman, H., Aytaç, Z., Adıgüzel, N. “Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı”, Barışcan Ofset, Ankara, 5-15 (2000).
18- Genç, M., 2004. Silvikültür Tekniği, SDÜ, Orman Fakültesi, Yayın No. 46., Isparta.
19- Genç, M. 2001. Orman Bakımı (Asli Orman Ağacı Türlerimizin Saf ve Karışık Meşcerelerinin Bakımı). SDÜ Yayını, No. 14, Isparta, 341 sh.
20- Georgiev, K., Iankov, P., 2009, Species Action Plan for the Semi-collared Flycatcher Ficedula semitorquatain in the European Union, International Species Working Group, 1-31.
21- Işık, A., Ankut, Y., Karakuş, i. H., Kolkıran, A., Bağ, H., Şanlı Kolkıran, N., Girgin, A., 2010, Karabük 2009 Yılı İl Çevre Durum Raporu, Karabük İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Yayını, 231 s., Karabük.
22- Kiziroğlu, İ, 1993, The Birds of Türkiye (Species List in Red Data Book), TTKD, Ankara.
23- Kiziroğlu, İ., 2009, Türkiye Kuşları, Cep Kitabı. Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu,
2009. ISBN: 975-7460-01-X, Ankamat Matbaası, Ankara, 564 sayfa. 35
60
24- Küçük, Ö. ve N. Uslu, 2004, “Sinop-Bozburun Yaban Hayatı Koruma Alanında
Yaban Domuzu (Sus scrofa L.) Sayımı,” Kastamonu Orman Fakültesi Dergisi,
4(1), 45-57.
25- Küçükbasmacı,İ.,2008, Kastamonu Trichoptera (Insecta) Faunası, Gazi
Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü,Basılmamış Doktora Tezi,Eylül
2008,Ankara
26- Lise, Y. 2005. 9 Sıcak Nokta: Yenice Ormanları. National Geographic Türkiye
Eki. Nisan 2005.
27- Lise, Y., 2007, Orman Denizinde Sonbahar, Skylife Dergisi, Ekim 2007.
28- Oğurlu, İ., 1988, İşletme Ormanlarında Yaban Hayatı Habitatlarının
Düzenlenmesi, İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, B (38) 2, 120-135.
29- Oğurlu, İ., 2001, Yaban Hayatı Ekolojisi. Süleyman Demirel Üniversitesi
Orman Fakültesi Yayın No:4, SDÜ Yayın No:19, Isparta 296 s.
30- Oğurlu, İ., 2003, Yaban Hayatında Envanter. T.C Çevre ve Orman Bakanlığı
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Av ve Yaban Hayatı Dairesi
Başkanlığı Matbaası, Ankara, 208 s.
31- Oğurlu, İ. 2008, Yaban hayatı kaynaklarımızın yönetimi üzerine, Süleyman
Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi Seri: A, Sayı: 2, Yıl: 2008, ISSN:
1302-7085, Sayfa: 35-88
32- Özçelik, R., 2006. Biyoçeşitliliğin Korumaya Yönelik Yapılan (Planlama ve
Koruma) Çalışmalar ve Türkiye Ormancılığına Yansımaları. Süleyman
Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi. Seri: A (2): 23-36
33- Özkan, K., 2009, Yaban hayatı ekolojisi’nde analitik değerlendirme açısından
uygun envanter metodu üzerine bir öneri. Süleyman Demirel Üniversitesi
Orman Fakültesi Dergisi Seri: A, Sayı: 2, Yıl: 2009, ISSN: 1302-7085, Sayfa:
160-169
34- Randall, R, M., Sassaman, R, W., 1979, Identifying and Evaluating
Environmental Impacts association with Timber Harvest Scheduling Policies,
General Technical Report PNW-81, Pasific North west Forest and Range
Experiment Station, U.S. Department of Agriculture Forest Service, 20 s.
61
35- Saatçioğlu, F., 1970. Suni Orman Gençleştirmesi ve Ağaçlandırma Tekniği, İÜ
Orman Fakültesi Yayını, No. 1532/152, İstanbul.
36- Saatçioğlu, F., 1979. Silvikültür Tekniği, İ.Ü. Orman Fakültesi Yayınları, İ.Ü.
Yayın no:2490, O.F. Yayın no: 268, İstanbul, 556 sh.
37- Saatçioğlu, F., 1976. Silvikültür I (Silvikültürün Biyolojik Esasları ve
Prensipleri). İÜ Orman Fakültesi Yayını 2187/222, İstanbul.
38- Sipahiler,F. , Four New Specıes of Hydroptılıdae From Turkey (Trıchoptera) ,Mun. Ent. Zool. Vol. 7, No. 2, June 2012.
39- Thill, Ronald, G., 1990, Managing Southern Pine Plantation for Wildlife, US
Forest Service, Southern For. Exp. Station Prooceding Reprints, In
Proceedings of XIXth IUFRO World Congress, 1990 August 5-11, Montreal-
Canada, Vol:1, 58-68
40- Thomas J. W., D. E. Toweill., 1982, Elk of North America: Ecology and
Management, Wildlife Management Institute, Stackpole Books, 696 sh.
41- URL 1 . http://www.iucnredlist.org/ Version 2010/3
42- Ürgenç, S., 1986. Ağaçlandırma Tekniği İÜ Orman Fakültesi Yayını, No.
3314/375, İstanbul.
43- Wing, L, W., 1951, Practice of Wildlife Conservation, Copyright by John
Willey&Sons Inc. USA, 412 sh.
44- ZIMMER, Ute E., 1989, BLV Tier-und pflanzen-führer für unterwegs, München
45- Yöre ile İlgili ÇED ( Çevresel etki Değerlendirmesi) raporları
1- Irmak Enerji Üretim San. Ve Tic.Ltd. Şti.,Eren Regülatörü Ve Hidroelektrik Santrali,Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Envoy Çevre Mühendislik Ve Laboratuvar Hizmetleri San. Tic.Ltd. Şti.,Karabük- 2009. 2- Marzınc Marmara Geri Kazanım Sanayi Tic. A.Ş.,Baca Tozu Ve Tufal
Geri Kazanım Tesisi Projesi Çed Raporu, PROJE
YERİ:Osb/Karabük,Ankara,2010
3- Kardemir Karabük Demir Çelik San. Ve Tic. A.Ş.,1.Nolu Yüksek Fırın Projesi,Çed Başvuru Dosyası ,Hidromer Arıtma, İnşaat, Makıne, Mühendislik Ve Müşavirlik Ltd.Şti.,Karabük,Temmuz–2010.)
62
EK NO:1
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ
YABAN HAYATI ANKET UYGULAMASI FORMU
A. Temel Bilgiler Formu dolduranın ilçesi :
Formu dolduranın köyü :
B. Yaban Hayatı Bilgileri
1- Bölgenizde hayvanlar için önemli su kaynakları nelerdir?
a) Göl b) Gölet c) Akarsu (nehir, dere, çay) d) Sazlık alan e) Diğer
2- Bölgenizde aşağıdaki hayvan türlerinden hangileri bulunur? (Bulunan hayvan
türlerinin karşılarına X işareti koyunuz ve bulunduğu-görüldüğü mevkii adını yazınız).
Yaban Hayvanı Görüldüğü-Bulunduğu Yer
- Kurt .................................................................... - Çakal .................................................................... - Tilki .................................................................... - Sırtlan .................................................................... - Ayı .................................................................... - Vaşak .................................................................... - Karakulak .................................................................... - Yaban Kedisi .................................................................... - Saz Kedisi .................................................................... - Karaca .................................................................... - Alageyik .................................................................... - Ulugeyik .................................................................... - Yaban keçisi .................................................................... - Yaban koyunu .................................................................... - Çengel boynuzlu dağ keçisi ............................................ - Ceylan .................................................................... - Yaban domuzu .................................................................... - Tavşan .................................................................... - Porsuk .................................................................... - Diğer .................................................................... - Alabalık .................................................................... - Sazan .................................................................... - Diğer balıklar ....................................................................
63
3-Bölgenizde bulunan kuş türlerinin adlarını ve görüldüğü yerleri yazınız.
Kuş Türü Görüldüğü-Bulunduğu Yer
- Keklik .................................................................... - Ur keklik .................................................................... - Sülün .................................................................... - Orman tavuğu .................................................................... - Orman horozu .................................................................... - Büyük orm. Kartalı .................................................................... - Küçük orm. Kartalı .................................................................... - Doğan .................................................................... - Şahin .................................................................... - Akbaba .................................................................... - Diğer ....................................................................
4-Bölgede bulunduğunuz sürece aşağıdaki hayvan türleri hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Yaban Hayvanları a)Azaldı b)Değişmedi c)Arttı d)Bilmiyorum
- Kurt .................................................................... - Çakal .................................................................... - Tilki .................................................................... - Sırtlan .................................................................... - Ayı .................................................................... - Vaşak .................................................................... - Karakulak .................................................................... - Yaban Kedisi .................................................................... - Saz Kedisi .................................................................... - Karaca .................................................................... - Alageyik .................................................................... - Ulugeyik .................................................................... - Yaban keçisi .................................................................... - Yaban koyunu .................................................................... - Çengel boynuzlu dağ keçisi ............................................ - Ceylan .................................................................... - Yaban domuzu .................................................................... - Tavşan .................................................................... - Porsuk ................................................................... - Diğer .................................................................... - Alabalık ................................................................... - Sazan ................................................................... - Diğer balıklar ......................................