yÜksekÖÖretİmde din bilimlerİ ÖÖretİmİ...

25
1 ONDOKUZ MAYIS iLAHiYAT FAKÜLTESi · DiN SEMPOZYUMU 21-23 1987 . SAMSUN . 1988

Upload: others

Post on 31-Oct-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

1

~

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ iLAHiYAT FAKÜLTESi

· Yayın Noı3'5

YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ

SEMPOZYUMU

21-23 Ekirtı 1987 .

SAMSUN . 1988

Page 2: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

iLAHiYAT FAKÜLTELERİNDE PROGRAMLAR VE BÖLÜMLEŞME

I. GİRİŞ

DR. Mustafa ÖCAL Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Çağımızda her şeyin mümkün olduğu kadar en iyisi gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Hücrelerin bölünerek çoğalması gibi meslekler de, her şeyin daha iyisini yapa­bilmek maksadıyla, alabildiğine ihtisas dallarına ayrıl­maktadır. Tıp, başlangıçta tek bilim dalı iken, bugün birçok dala ayrılmıştır. Mühendislik, iktisat, hukuk .•• vb. de öyledir.

İslami ilimler ise, asırlardanberi birkaç dala ay­rılarak incelenegelmiştir. Bu ilimler de, ayrıca kendi içerisinde kısırnlara ayrılmışlardır. Günümüzde müstakil bir İslami İlimler Üniversitesi kurulması halinde, dini ~limlerin kendi içerisinde daha fazla dallara ayrılarak tetkiki mümkün olabilecektir. Ancak halen Türkiye'de bizim le müstakil bir üniversite olmadığına göre bugün _bizim yapabileceğimiz şey, şu anda mevcut olanİlahiyat Fakül­telerimizin programlarının iyi-leştirilmesi çalışmaların­

dan ibarettir. İçinde bulunduğumuz şu (1987-1988) öğretim yılında sayıları 9 a ulaşan (*) İlahiyat Fakültelerimizin

(*) TBMM.de, 18.6.1987 tarihinde kabul edilen 3389 sayılı Ka­

nun, 27 Haziran 1987 tarih ve 19500 sayılı Resm1 Gaze­

te'de. yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunla, Gazian­

tep Üniversitesi kurulmuş ve bu üniversiteye bağlı ola­

rak, Şanlıurfa'da yeni bir 11 İlllhiyat Fakültesi" açılması

kesinleşmi§tir.

171

Page 3: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat, milletimizin ist~,k ve ihtiyaçlarıı:a daha iyi ce­vap verebilecek nitelikte Din Eğitimcileri ve Din Görev­lileri yetiştirmektir.

Bu açıklamalardan sonra şimdi, ilahiyat Fakültele­rinde daha iyi ve kaliteli elemanlar yetiştirilebilmesi için yapılmalarının gereğine .inandığımız tekliflerimiz ve gerekçelerine geçiyoruz :

II. T E K L İ F L E R V E G E R E K Ç E L E R İ

A. TEKLİFLER

ilahiyat Fakültelerinde

1 - Şimdiye kadar olduğu gibi; Hazırlık + Lisans ( 1+4=5 Y+l) olarak e ği tim-öğretim faaliyetlerine devam edilmelidir. Ancak Hazırlık sınıfına; İslam İlmihali (İs­lam Dini ve Esaslari) , Türk Dili ve Türk Din MOsıkisi

dersleri de ilave edilmelidir.

2 - Öğrenci kontenjanları yeniden artırılmalıdır.

3 - ilahiyat Yüksek Okulları açılmalıdır ve İlahi-yat Fakülteleri, Fakülte diplamasından ayrı,

Diplaması da verebilmelidir.

4 - 3. ve 4. sınıflar;

"Önlisans11

1) Din Hizmetiileri (Din Görevlileri), 2) İmam-Hatip Liseleri Meslek Dersleri Öğret­

menleri, 3) Din Kültürü ve Ahlak Dersleri. Öğretmenleri

yetiştirecek şekilqe üç bölüme ayrılmalıdır.

5 - Pedagojik Formasyon Dersleri yeniden gözden geçirilerek, İlahiyat Fakülteler~nin bünyesine ve kuruluş gayesine uygun de.rslerden seçilmelidir.

172

\ / .

Page 4: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

6 - Fakülte mezuniyeti sonrasında 1) Stajyer Öğretmenlik, daha ciddi bir uygula­

maya tabi tutulmalıdır. 2) İlahiyat Fakülteleri mezunları, meslek ha­

yatlarının ilk üç senesi içerisinde mutlaka Hizmet İçi Eğitim Kurslarından geçirilmelidirler .••

B. GEREKÇELERİ

ı - Hazırlık Sınıfları

İ lahiyat Fakülteleri, dini bilgiler ağırlıklı

derslerle öğretim yaptıran birer yüksek öğretim kurumu­dur. Onun ıçın, bilhassa lise çıkışlı öğrenciler ile İmam-Hatip Lisesi çıkışlı olup da, Kur 1 an-ı Kerim ve A­rapça1tlan belli seviyeye çıkamamış öğrencilere, yalnızca

bu iki dersin yer aldığı programla "Hazırlık Sınıfı" o­kutması son derece yerindedir.

. . Ancak ~üşahedelerimize göre, Hazırlık_Sınıfı uygu-

laması başladığı 1982-1983 öğretim yılındanberi bu prog­rama dahil olan öğrencilerden bir kısmı, yoğun Arapça programı karşısında zaman zaman sıkılmakta ve bunalmakta­dırlar.

Ayrıca genel ve meslek lisesi çıkışlı öğrencilerin ortaöğrenimleri boyunca yeterince dini bilgiler ve Türk Dili bilgisi almadan mezun olduklarına da şahit olmakta­yız. Fakülteye yeni gelenler arasında, ibadetlerini aslı­na uygun olarak tfa edemeyen öğrencilere rastlıyoruz. Ö-teyand'an, Fakültenin üst sınıfıarına gelmelerine rağmen, özel isimle cins ismi birbirinden ayıramayan, heceleri bölen birçok öğrenci karşımıza çıkmaktadır.

Bu durumda, Fakültelerin öğretime açıldığı ilk günlerde yapılan Muafiyet imtihanlarında, Kur 1 an~ı Kerim .ve Arapça 1 dan başka, İslam İlmihali ve Türk Dili 1 nden de sorular yer almalıdır. Muafiyet imtihanına girerneyen veya girip de başa~amayan öğrenciler, Hazırlık Sınıfında Türk Din Musıkisi dersinin de ilavesi ile aşağıda kredileri

173

Page 5: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

de belirtilen 5 dersi almalıdırlar : Kur' an-ı Kerl:.m . . :"·•· ~ ..•.•••.•..••. 5 kredi

Arapça •..••.......•...••.••..••• 18 kredi • İslam ilmihali •••••.•••••••••••• 2 kredi • Türk Dili •••••••• · ••••••••••••••• 2 kredi

Türk Din Musık1si ............... ı kredi

+ TOPLA M ••••••••••••••••••••• 28 kredi •

Böyle bir programın uygul?J1ması halinde öğrenci­ler, bilgi eksikliklerini tamamlayacaklar ve lisans öğre­nimini daha rahat bir şekilde sürdürebilecek hale gele­ceklerdir. (Bu teklifin benimsenmesi halinde, Lisans programları arasında okutulmakta olan Türk Dili dersleri kaldırılabilir.)

Öte yandan, yukarıda teklifi yapılan yeni dersle­rin hergün birer saat olarak, yoğun Arapça dersleri ara­sına serpiştirilmesi, öğrencilerin arada değişik hava te­neffüs etmesini sağlayacak ve sıkıimalarını önleyecektir.

le n

2 - Öğrenci kontenjanları artırılmalıdır :

1984 - 1985 öğretim yılı itibariyle Türkiye'de ha-

+

4~79 ortaokul , 1221 1945 7545

lise, meslek lisesi

toplam ortaöğretim kurumu vardır. ( 1) Ayrı-ca 39 tane de "Özel Eğitim Okulu"nu bu sayıya ilave eder­sek}2) toplam 7584 adet ortaokul ve lise vardır. Son iki yılda açılanları ile birlikte yaklaşık 8000 civarında or-taöğretim kurumu var demektir. \.

Her ortaöğretim kurumuna bir öğretmen atandığını

düşünürsek 8000, iki öğretmen atandığını düşünürsek 116000

(1) Bkz. Türkiye İstatistik Cep Yıllığı, 1986, sh. 46. (2) Bkz. Türkiye İstatistik Yıllığı, 1985, sh. 137.

174

Page 6: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

/

Din Kül türü ve Ahlak Bilgisi öğretmenine ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Çünkü, her ne kadar bazı okullarda öğrenci sayısı az ve bir tek öğretmen yeterli ise de, çoğunluğu­nun mevcudu yüzlerce ve hatta binlercedir. Bunların bir­çoğunda da 8-10 kadar öğretmene ihtiyaç vardır.

Öte taraftan, (aşağıda ayrıca temas edileceği gi­bi) Türkiye' de mevcut ellibine yakın İlkokulun, giderek çoğalan sayılarla ve hızla 8 yıllık "İlköğretim Okulları" haline dönüştürüldüklerini de burada özell'ikle hatırıat­makta fayda vardır. Eğer ·İlköğretim okullarına da İlahi­yat Fakülteleri mezunları atanacaksa (ki şu anda atanmak­tadırlar) daha yüzbin civarında bu fakültelerin mezunla­rına ihtiyaç var demektir.

Kaldı ki, 1986-1987 öğretim yılı itibariyle okul­larımızda ancak 4645 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğret­meni görev yapmaktadır. Her okula bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni atayahilrnek için bile yaklaşık üçbin (2939) elemana ihtiyaç vardır. Ortalama iki öğret­men atayahilrnek içinse, onbinden fazla ( 10523) İ lahiyat Fakültesi mezunu olması gerekmektedir. Her yıl yeniden yapılan ve kapasitesi genişletilen yüzlerce okulu ve yeni kayıt yaptıran onbinlerce öğrenciyi de dikkate alırsak, bu alandaki ihtiyaç her geçen gün büyümektedir.

Diğer yandan, 1980 yılındanberi yenileri açılmayan İmam-Hatip Liselerinde bile 600 civarında Meslek Dersleri Öğretmeni açığı vardır. Keza, Diyanet İşleri Başkanlı­ğı'nın giderek artan ihtiyacı da onbinlercedir •••

Bu kadar ihtiyaca rağmen, İl8.hiyat Fakültelerimiz-

(3) Bkz Türkiye İstatistik Cep Yıllığı, 1986, sh. 46.

(*) 1986-1987 öğretim yılı itibariyle 188 İ.H. Li~esinde 276

Meslek Dersleri Öğretmeni açığı olduğu tespit edilmiştir.

Toplam 376 İ.H.Lisesi olduğuna göre, diğer 188 İ,H.Lise­

sinde de bu kadar ihtiyac;; olduğu takdirde, 550-600 civa­

rında Meslek Dersleri Öğretmeni açığı var demektir. (M. Ö­

CAL, İmam-Hatip Liseleri Müdürlerine Göre, İmam-Hatip Li­

seleri ve İlBhiyat Fakülteleri, Yayımlanmamış bir çalışma)

175

Page 7: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

deki öğrenci kontenjanları giderek düŞürülmektedir; İşte yıllara göre İl8h{yat Fakültelerimize kayıt hakkı kazanan öğrenci sayıları : (Bkz. Tablo: I.)

TABLO I.

ilahiyat Fak.nin bağlı Yıllara gpre kayıt hakkı kazanan ( *) olduğu Üniversite ve İl ÖGRENCİ SAYILARI

1983 1984 1985 1986 1987 TOPLAM

A.Ü. Ankara İlah. Fak. 265 284 280 200 150 1179

A.Ü. Erzurum ll ll 220 241 178 120 100 859

D.Ü. İzmir ll ll 196 220 186 150 126 878

E.Ü·. Kayseri ll ll 217 217 167 150 150 901

M.Ü. İstanbul 11 ll 217 219 221 200 202 1059

o.ü. Samsun ll ll 132 144 89 60 60 485

s.ü. Konya ll ll 210 210 191 175 175 961

u.ü. Bursa ll ll 300 331 283 250 165 1329

T O P .L A M 1757 1866 1595 1305 1128 7651

Tablo: I. de görüldüğü gibi; İlahiyat Fakülteleri­nin · tamamındaki toplam öğrenci kontenjanlarında yalnız

1983 e göre, 1984 te (toplam) 109 kişilik bir artış ol-

(*) Bu ~akamlardan, 1983, 1984 ve 1985 yıll·arına ait olanları, .ÖSYM'ce Fakültelere gönderilen 11 Kazana~lar Listesi"nden,

1986 ve 1987 yıllarına ait rakamlar ise "ÖSYM Ö~rençi Seç­

me ve Yerleştirme Sınavı II. Basamak Sınav Kılavuzları"n­

dan alınmıştır. Yaİnız D.E. (İzmir) İlahiyat Fakültesinin

1983 yılına ait olan 196 kişilik rakamı, kesin kayıt yap­

tıranlardır.

176

Page 8: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

muştur. 1984 ten sonra ise, devamlı gerilemeler görülmüş ve içinde bulunduğumuz 1987 yılına gelinceye kadar (4 se­nede) 8 Fakültenin kontenjanında toplam 738 öğrencilik

bir azalma olmuştur. Gelecek yıllarda öğrenci kontenjan­ları daha da azaltılacaksa, bu fakülteler yok denecek ka­dar az sayıdaki öğrencileri ile sembolik birer fakülte haline mi getirilmek istenmektedir? Yoksa bu fakültelerin akıbeti, 1924 te Daru'l-Füniln'da açılan İlahiyat Fakülte­sininkine benzetilip, ·"öğrenci yokluğu ( ! ) " gerekçesiyle kapatılma yoluna mı gidilecektir? Halbuki Fakültelerimize öğrenciler, emsali olan ve öğretmen yetiştiren diğer fa­kültelere göre genellikle daha yüksek puanlarla girmekte­dirler. İlk tercihler bakımından da Fakültelerimize olan ilgi, emsallerine göre daha yüksek orandadırJ 4 )

Yukarıda listesini verdiğimiz Fakülteleri kazanan­lardan, her yıl belli oranlarda kayıt yaptırmayanları,

kayıt yaptıranlardan da çeşitli sebeplerle kaydını alıp, ayrılanları da dikkate alırsak sayı daha da azalmaktadır. Dahası, 4 yılını başarı ile tamamlayamayanları olduğu gi­bi, mezunlardan bir kısmı da resmi göreve talip olmamak­tadır.

O halde, bütün bu durumlar ve ülkemizin İlahiyat Fakültesi mezunlarına olan ihtiyacının gi9-erek artması

da dikkate alınarak, öğrenci kontenjanlarını yeniden ar­tırmak durumundayız.

3 - İl8.hiyat Yüksek Okulları ve Önlisans Diplaması düzenlenmesi:

a) İlahiyat Yüksek Okulları açılmalıdır :

1984-1985 öğretim yılı itibariyle Türkiye'de halen

(4) Mustafa ÖCAL, Milli Kültürümüzde Öğretmenierin Yeri ve tlğ­retmeri Yetiştirme Meselemiz. (A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakül­

tesi 1 nce düzenlenen, anc.ak henüz yapılamayan: "Milli Kül­

tür Eğitimi Toplantısı" adlı toplantı için 11 Tebliğ 11 olarak

hazırlanmıştır.)

177

Page 9: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

48533 ilkokul (Temel Eğitim Okulu) vardır.< 5 l Bu okullar, her yıl artan sayılarl~'8 yıllık İlköğretim Okulları ha­line dönüştürülmektedirler.

Bilindiği gibi, 1982 Anayasası'nın 24. maddesi ge­reği, ilkokulların 4. ve 5. sınıfıarına haftada 2 saatlık Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersleri konulmuştur. Temel eğitimin 8 yıl olarak Türkiye genelinde yaygınlaştırılma­si halinde, çağ nüfusunun tamamı, 4. sınıftan itibaren 5 yıl süre ile haftada 2 saatlık mecburi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi alacak demektir. Bu durumda, her ilk­öğretim okuluna bir öğretmen atandığında yaklaşık elli­bin, iki öğre~men atandığında ise, yü~bin civarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenine ihtiyaç duyulacak­tır. Bu kadar öğretmeni kim yetiştirecek? •• Elbetteki biz Jetiştireceğiz. Peki, ne zamun ve nasıl yetiştireceğiz? .• Bu sorulara cevap vermeden önce, mevcut duruma bir göz atalım :

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri, ilkokulla­rımızda halen görev yapmakta olan öğretmenlerimizin bir kısmınca, -Şahsi gayretleri ve bilgileri sayesinde- mak­sadına uygun olarak ve yeterli seviyede verilebilmekte­dir. Ancak ilkokullarımızın çoğunluğunda, derslerden bek­l~nen maksactın gerçekleştirilebildiğini söyleyebilmemiz mümkün değildir. Çünkü öğretmenlerimizin önemli bir kıs­mı, tahsil hayatlarında ya hiç Dinbilgisi Dersleri görme­mişler veya yetersiz seviyede bilgilerle mezun olmuşlar-dır.

" Öte taraftan, hemen her sahada, her geçen gün daha

bilgili ve daha kültürlü elemanlara ihtiyaç duyulan asrı­mızda, şüphesiz ki daha bilgili ve kül türlü "Din Hizmet­lilerine" (Din Görevlilerine) de ihtiyaç duyulmaktadır.

Bir köyüroüzde, bir kasabamızdaki İlkoku~ öğretmenimiz,

en az 2 yıllık bir yüksek tahsil mezunu iken, köyün aydın iki kişisinden birisi olan İmam ve Hatibimizin ortaöğre-

\

tim seviyesindeki bir tahsille görev yapması herhalde uy-

(5) TOrkiye İstatistik Cep Yıllığı, 1986, sh.46.

178

Page 10: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

/

gun değildir. O halde yapılacak iş nedir?. • Yapılacak iş; iki

rnaksatlı olarak, yani : ı) İlkokullarda Din Kül türü ve Ahlak Bilgisi Öğ­

retmenleri, 2) Carnilerirnize İmam ve Hatip

yetiştirrnek üzere ''İLAHİYAT YÜKSEK OKULLARI" açmaktır.

Eğitim-öğretim süresi 2 yıl olabilecek olan ilahiyat Yük­sek Okullarına, ÖSYM I. Basamak Sınavlarını kazanan İmam­Hatip Lisesi çıkışlı öğrenciler girebilrnelidirler.

ilahiyat Yüksek Okullarından mezun olacaklardan isteyenle'r, Carnilerirnize İmam ve Hatip olarak görevlendi­rilmelidir ler. İsteyenler de, şu anda ilkokulları~ızda

görev yapan Müzik ve Beden Eği tirni öğretmenleri gibi, belli bir sınıfa bağlı olmaksızın "okulun" veya "okulla­rın" Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak atana­bilrnelidirler.Ayrıca, Din görevlisi olarak atananlar da -kendileri istedikleri ve müracaat ettikleri takdirde­şehir ve köylerde ihtiyaç olan ilkokullarda Din Kül türü ve Ahlak Bilgisi Derslerine girebilrnelidir~er.

İşte böyle bir Yüksek Okul açıp, gerekli elemanla­rı yetiştirebildiğimiz takdirde, aynı zamanda bir anayasa dersi olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersleri çocukla­rımıza, hurafelerden, yanlış bilgi ve kanaatlardan arın­dırılmış olarak, daha sağlıklı ve gerçekçi bir şekilde ve asıl maksadına uygun olarak verilebilecektir.

Bu teklifimize karşılık olarak, şöyle bir itiraz olabilir :

Eğitim Yüksek Okullarında, "Din Kül türü ve Ahlak Öğretimi" adıyla bir ders vardır. Öğretmen adayları bu derslerde, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerini de ve­rebilecek şekilde mesleklerine hazırlanmaktadırlar. Onun için, sırf Din kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni yetiş­tirebilmek için yeni bir okulun açılmasına ihtiyaç yok-tur ••.

Böyle bir itiraza karşılık şöyle bir açıklama ya­pabiliriz :

179

Page 11: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

Evet, Temel Eğitime: (ilkokullara) öğretmen yetiş--,

tirrnek maksadıyla, 1982-1983 öğretim yılından i tibaren öğretime başlayan 2 yıllık Eğitim Yüksek Okullarının 2. sınıfının 2. yarıyılında "Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi" adıyla bir ders programa konulmuştur. Ancak bu dersler, öğretmen adayları gençlerimize .gerekli olan bilgileri ve formasyonu kazandırma konusunda son derece yetersiz kal­maktadır. Şu satırların yazarı da, sözkonusu Eğitim Yük­sek Okullarından birisinde 3 yıldanberi bu dersleri okut­maktadır. Gerçek durum şudur :

Dersler, 2. sınıfın 2. yarıyılında (14 haftalık ve 2 kredilik bir_ ders olarak) konulmuştur. Yarıyılın ilk haftasında, öğrenciler tatilden henüz dönmemiş oldukları için ders yapılamamaktadır. Hemen arkasından 4 hafta boyu "Öğretmenlik Uygulamaları 11 dolayısıyla dersler tatil e­dilmektedir. 2 hafta vi zelere ayrılmaktadır. 2 veya 3 hafta da, bazı resını veya dını bayramlar yahut da kar-kış dolayısıyla tatil olmaktadır. Yılın son haftasında da öğ­renci bulmak mümkün olamamaktadır. Sonuç olarak, öğretmen adayı gençler, yalnızca 4 ila 6 hafta arasında Din Kültü­rü ve Ahlak Öğretimi dersi alabilmektedirler. (Açıklamaya

çalıştığımız sebepler dolayısıyla, 1986-1987 öğretim yı­lında, yalnızca 5 hafta ders yapılabilmiştir.) Ortaöğre­timden de -maalesef- yeterli bilgiler alamadan gelen öğ­retmen adaylarına, bu kadarc-ık zaman içerisinde ne kadar dını bilgiler verilebilir ve hangi öğretim metodları ka­zandırılabilir?. • Kendisi _birşey öğrenemeden mezun olan bir öğretmen, nasıl Din Kül türü ve Ahlak Bilgisi Ders i verebilir? •• 11 Sübhaneke11 duasını dahi ezberleyememiş, gu­sül abdestinin nasıl alınacağını, namazın nasıl kılınaca­ğını bilemeyen bir öğretmen, müfredat programında mevcut olan bu. konuları öğrencilerine nas.ıl öğretecektir? Daha-. sı, öğretmen adayı gençler arasında, 11 E0zü-Besmele"yi doğru olarak okuyamayanlar bir hayli çıktığı gibi, . evli

\

ve çocuk sahibi olmalarına rağmen, gusul abdestinin nasıl alındığını bilmeyen gençlere bile -maalesef- rastlanmak­tadır.

Öyle ise yapılacak iş 1 acilen ve kısa zamanda

180

Page 12: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

/

ilkokullarımızdaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersleri­ni çocuklarımıza, aslına ve gayesine uygun olarak okuta­bilecek öğretmenler yetiştirebilmek maksadıyla, Eğitim

Yüksek Okullarının dengi "İlahiyat Yüksek Okulları" aç­maktır. Konuya ancak bu şekilde gerçekçi bir çözüm bula­bileceğimize inanıyoruz.

Şayet 8 yıllık İlköğretim (Temel Eğitim) okulları­na da -şimdi olduğu gibi- hep İlahiyat Fakültesi mezunu öğretmenler atanması sözkonusu alacaksa, o zaman da İla­hiyat Fakültelerinin kapasi telerini kısa zamanda birkaç kat artırmak gerekecektir. Kısaca hangi açıdan bakılırsa, ister iki yıllık, ister dört yıllık yüksek tahsilli din eğitimcilerinin sayılarının hızla artırılınasına büyük ih­tiyaç vardır, bu ihtiyaç giderek de artacaktır.

Ancak, İlahiyat Fakültelerinden veya açılmasını

teklif ettiğimiz İlahiyat Yüksek Okullarından yetişecek

elemanların yeterli sayıya·ulaşabilmesi uzun yıllara ih­tiyaç gösterecektir. Onun için, bütün eksikliklerine ve yetersizliklerine rağmen, Eğitim Yüksek Okullarında Din Kül türü ve Ahlak Öğretimi Dersleri de okutulmaya devam edilmelidir. Ancak dersler, birazcık olsun verimli ola­bilmesi için, 2. sınıfın her iki yarıyılına 2 kredi ola­rak yaygınlaştırılmalıdır.

İlkokul öğretmenleri, Hizmet İçi Eğitim Kursların­dan geçirilmelidirler :

Öte yandan bu konuda acilen bir tedbir daha alın­ması gerektiğine kaniyiz : M.E.G. ve S. Bakanlığı Din Öğ­retimi Genel müdürlüğünün öncülüğünde yapılacak organize ile, Din Kül türü ve Ahlak Bilgisi Derslerini maksadına

daha uygun olarak okutabilmelerine yardımcı olabilmek i­çin, şu anda ilkokullarımızda görev yapmakta olan öğret­menlerimiz, yaz aylarında Hizmet İçi Eğitim Kurslarından

geçirilmelidirler.

b) İlahiyat Fakülteleri "Önlisans" diplaması da düzenlemelidir :

ilahiyat Fakülteleri, 2547 sayılı kanunun 44. mad-

181

Page 13: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

desinin (a) fıkrasının 3248 sayılı kartunun ı. maddesi ile değişik, a/2. fıkrasına ·göre İl8.hiyat Fakülteleri, "Önli­sans Dip~oması" da düzenleyebilir.

İlahiyat Fakültelerinin ilk iki sınıfı (ilk 4 ya­rıyılı) Genel Mesleki ve ortak derslerin okutulduğu sı­nıflar olmalıdır. Bu iki yılın derslerini alıp, başarı

ile tamamlayanlar, -kendileri i'stedikleri takdirde- Önli­sans Diplaması alabilmelidirler. Ayrıca 3., 4. sınıflar­dan (5-8. yarıyıllar) ders alıp da, başaramayanlara veya başka sebeplerle üst sı:ufları tamamlayamayanlara, ilk iki sınıfı başarı ile tamamlamış olmak şartıyla, yine Ön­lisans Diplaması düzenlenebilmelidir.

Önlisans Diplaması almaya hak kazananlara, bir ek programla ı. ve 2. sınıflarda almadıkları Öğretmenlik

Formasyonu ( Pedagoj ik Formasyon) Derslerini de almaları

sağlanmalıdır. Bu şekilde "Önlisans Diplomas ı •• alanlar, açılacak olan İlahiyat Yüksek Okulları mezunlarının sahip olacakları haklara aynen sahip olabilmelidiriler. Yani, hem Din Görevliliği ve hem de İlkokullarda Din Kül türü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği yapabilmelidirler.

4 - İl8.hiyat Fakülteleri üç bölüme ayrılmalıdır :

İlahiyat Fakültelerinde okuyan öğrenciler, iki yıllık temel dini bilgiler ile Kur 1 an-ı Kerim ve Arapça öğrendikten sonra, 3. ve 4. sınıflarda;

ı) Din Hizmetlileri (Din Görevlileri) , ."--y 2) İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmenleri, 3) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri

olarak yetişrnek üzere üç bölüme ayrılarak öğrenimlerini tamamlamalıdırlar. (-Bhl üç madde bölüm isimleri olabile­cekleri gibi, aynı maksatları gerçekleştirmek üzere, Fa­kül telerimizdeki mevcut bölüm isimleri de Ytıu. ~; r düzen-lemeye tabi tutulabilirler.)

i

Hem ilk iki sınıfta ve hem de bölümlerde, hangi ı

derslerin akutulacağını ve kredilerini ise, İl8.hiyat Fa-kül te lerimizin öğretim elemanlarından oluşturulacak bir komisyon belirlemelidir. Kurulacak komisyon, özellikleri-

182

Page 14: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

ne göre bölümlere geçiş için, birtakım ön şartları ve ba­zı derslerden başarı oranlarının tesbiti gibi kıstasları da tesbit edebilmelidir.

Öğrencilerin, Fakülte öğrenimlerini tamamladıktan

sonra, bitirdikleri bölümlere uygun olarak göreve atana­bilmelerinin temini için de, Yüksek Öğretim Kurumu ile Milll Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı gerekli mevzuat

. 1

1üzenlemesi yapmalıdır.

Neden böyle bir bölümleşme ? ••

Çünkü, "Giriş" kısmında da ifade etmeye çalıştığı­mız gibi, bütün dünyada ve Türkiye'de meslekler, alabil­diğine ihtisas dalıarına ayrılmaktadır. Buna rağmen ila­hiyat Fakülteleri, kuruluşlarındanberi, öğrenciliği bo­yunca hangi mesleğe yöneleceğine bir türlü karar vereme­yen ve tek tip öğrenim yapmak mecburiyetinde kalan ele­manlar yetiştirmeye devam etmektedirler. Bunun tek istis­na dönemi, Fakülte haline dönüşmeden önceki Yüksek İslam Enstitülerinde 1977-1982 yılları arasındaki uygulamadır. Hatırlanacağı gibi, bu yıllar arasında Yüksek İslam Ens­titülerinde; "Tefsir-Hadis", "Fıkıh-Kelam" ile "İslam Dl:­ni ve Esasları" adıyla üç: bölüm vardı ve bu bölümler mak­satlarına uygun olarak daha iyi elemanlar yetiştirebil­mekte idi. Ancak, zamanın Milll: Eğitim Bakanlığı'nca, me­zunlarının göreve atanmaları esnasında bölümleri dikkate alınmadığı için, bu dönemde de tam anlamıyla asıl maksat hasıl olamamıştır.

Bilindiği gibi, 1982-1983 öğretim yılından itiba­ren, Din eğitimi ye öğretimi yaptıran yüksek öğretim ku­rumlarında "İlahiyat Fakülteleri" adıyla isim bir ;Liğine gidildi ve program birliği sağlandı. Kanunun öngördüğü

birtakım akademik kurulların teşekkül ettirilebilmesi i­çin de, üç tane bölüm ismi belirlendi :

1) Tefsl:r-Hadl:s Bölümü, 2) İslam Felsefesi ve Kelam Bölümü, 3) İslam Medeniyeti ve Sosyal Bilimler Bölümü. Ancak, .yine hepimizin bildiği gibi, bu bölümlerin

yalnızca adları vardır, gerçekte bölümleşme yoktur. Bütün

183

Page 15: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

öğrenciler ortak dersler ?larak mezun olmaktadırlar. Üs­telik öğrenciler Fakül telere gelirken, Din Gö:revlisi mi, öğretmen m~ olacaklarını bilmedikleri gibi, mezun olunca­ya kadar da tam ve kesin karar verememektedirler. Birçoğu ancak mezun olduktan sonra, şartlara ve duruma göre ya birisine yönelmekte veya "hangisi olursa! •• 11 düşüncesi

ile her ikisine de müracaat etmektedirler. Sonuçta, ata­masının yapıldığı. yere göre birisine yönelmektedirler. Fakülteden mezun oluncaya kadar hangi mesleğe yöneleceği­ni kestiremeden ve ona göre kendisini tam anlamıyla şart­landırarak hazırlayamadan, kararsız bir şekilde öğrenimi­ne devam eden bir gençten, bugünkünden daha fazla başarı beklenemez.

Eğer bizim maksadımız, yüksek seviyede Din eğitimi ve öğretimi yaptıran İHihiyat Fakül telerimizde kaliteyi yükseltmekse ••• Eğer bizim maksadımız, ~illetimize ve bü­tün insanlığa daha iyi dini hizmetler götürecek elemanlar yetiştirmekse ••. Yapacağımız ilk işlerden birisi, öğren­

cilerimizi ilerideki istihdam alanlarına uygun elemanlar olarak hazırlayabilecek şekilde Fakül telerimizde bölüm-leşmeye gitmek olmalıdır.

Böyle bir bölümleşmeye gidildiğinde, öğrenciler

öğrenimlerinin ilk iki yılında temel dini bilgilerini pe­kiştirmiş olacaklardır. Ayrıca, o zamana kadar Arapça, Kur' an-ı Kerim ve diğer ilim dallarından öğrendikleri

bilgiler ve ulaşabildikleri seviyeyi dikkate alarak bölüm terci.hini yapacaklardır. ····v

İşte bu şekilde bir bölüm tercihi yapacak olan İ-18.hiyat Fakültesi öğrencisi, artık öğreniminin son iki yılında yolunu çizmiş, hedefini belirlemiş olacaktır.

Kendisini, hem psikolojik ve hem de bilgi olarak mesleği­ne veya branşına daha iyi hazırlayabilece~tir. Bu sayede, daha kaliteli elemanların yetişmesine de imkan hazırlan-mış olacaktır.

Eğer bunu gerçekleştirebilirsek, o zaman fakUlteyi çok başarılı olarak bitiren ve istikbal vadeden bir ele­man, bir İlköğretim okuluna Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliğine, 4 yıllık fakülteyi 7-8 yılda ancak biti-

184

Page 16: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

rebilen ve son derecede zayıf olan bir eleman da, büyükçe bir İmam-Hatip Lisesinin Meslek Dersleri öğretmenliğine

atanamayacaktır. İmam-Hatip Liseleri Müdürleri, zayıf o­larak mezun olan öğretmenlerine Arapça, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam gibi dersleri verebilmek için sıkıntıya düş­meyecekler, öğretmenler de kendilerine bu dersleri verme­meleri için müdürlerinin karşısında el ovuşturup, kişi­

liklerini rencide etmeyeceklerdir.

İmam-Hatip Liseleri Müdürleri de "Bölümleşme" is­temektedirler.

Esasen İmam-Hatip Liselerimizin Müdürlerinin de çok büyük bir ekseriyeti, İlahiyat Fakültelerinde bölüm­leşmeye gidilmesinden yanadırlar. Şöyle ki :

· 20-31 Temmuz 1987 tarihleri arasında Bursa'da ya­pılan Eğitim Yönetimi Semineri'ne katılan İmam-Hatip Li­seleri Müdürlerine bir anket uygulamıştık.(6) Ankete ka­tılan 188 İmam-Hatip Lisesi Müdüründen 135 (% 71.80)i, Kur'an-ı Kerim'den, 131 (% 69.68)i de Arapça'dan, İlahi­yat Fakültesi mezunlarının genellikle zayıf yetiştikleri­ni ifade etmişlerdir. Arapçadan zayıf yetişmeleri, Arap­çaya dayalı diğer meslek derslerinden de zayıf ve başarı­sız olmalarının asıl sebebini oluşturmaktadır ki, 32 (%

_17.02) Müdüre göre, İlahiyat Fakültelerinden yetişen 11 bu­tün elemanlar", 138 (% 71.80) ine göre de, "bazıları",

bilhassa-meslek derslerinden beklenen başarıyı sağlayama­maktadırlar. Bu müşahedelerine dayanarak, 188 İmam-Hatip Lisesi Müdüründen 175 (% 93.08) i İl§hiyat Fakültelerinde bölümleşme taraftarı olduklarını belirtmişlerdir. Yalnız-_

ca 13 (% 6.92) ü, Fakültelerimizdeki mevcut programın ay­nen devam etmesi taraftarı olduklarını ifade etmişlerdir.

Ancak bölümleşmenin gereğine inanan Müdürler, bö­lümlerin ismi ve şekli konusunda biraz farklı kanaatlar

(6) Mustafa ÖCAL, 11 İmam-Hatip Liseleri Müdürlerine göre İmam -Hatip Liseleri ve ilahiyat Fakülteleri (Yayımlanmamış bir çalışma}

185

Page 17: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

ortaya koymuşlardır. Şöy,le ki: 77 (% 40.96) Müdür, İl8.hi­

yat Fakültesi mezunlarının, istihdam alanlarına uygun i­simlerle ve 11 Teklifler11 kı,smında belirlediğimiz şekilde

üç bölüme ayrılmasının uygun olacağını ifade ederken, 68 (% 36.ı3) Müdür de, şu anda Fakültelerimizde yalnızca i­simleri bulunan bölümlere fiilen işlerlik kazandırılması­nın yeterli olacağını belirtmişlerdir. Bu arada ı8 (% 9,57) Müdür de, kendileri daha değişik "bölümleşme teklifleri" getirmişlerdir. Onların tekliflerini de şu şekilde tasnif ettik

ı - Kur'an-ı Kerim Bölümü, 2 - Arapça Bölümü, 3 - İslam Dini ve Esasları Bölümü.

* * * ı - Arapça Bölümü, 2 - Tefsir ve Hadis Bölümü, 3 - İslam Felsefesi (Kela~) - Fıkıh Bölümü.

* * * ı - Kur'an-ı Kerim Bölümü, 2 - Arapça Bölümü, 3 - Tefsir Bölümü, 4 - Fıkıh Bölümü, 5 - Hadis - Siyer Bölümü.

* * * ı Kur'an-ı Kerim Bölümü, 2 - Arapça Bölümü, 3 - Tefsir - Hadis Bölümü, 4 ·- İslam Dini ve Esasları Bölümü.

* * * ı - Tefsir Bölümü, 2 - Hadis Bölümü, 3 - Fıkıh Bölümü.

* * * ı - Kur'an-ı Kerim Bölümü, 2 - Arapç~ - Hadis - Tefsir Bölümü, ş - Akaid.,- Kelam ·Bölümü.

* * *

186

Page 18: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

ı - Kur'an-ı Kerim Bölümü, 2 - Tefsir - Hadis Bölümü, 3 - İslam Fıkhı Bölümü, 4 - İslam Tarihi Bölümü.

* * * ı - Din Görevliliği Bölümü, 2 - Öğretmenlik Bölümü.

* * * ı - Tefsir - Hadis Bölümü, 2 - Kelam ve İslam Felsefesi Bölümü, 3 - İslam Dini ve Esasları Bölümü,

·4 - Fıkıh ve İslam Hukuku Bölümü. * * *

ı - Tefsir - Hadis Bölümü, 2 - Fıkıh - Kelam Bölümü, 3 - İslam Dini ve Esasları Bölümü, 4 - İslam tarihi ve Felsefesi Bölümü.

* * * 1 - Kur'an-ı Kerim Bölümü, 2 - Arapça - Tefsir - Hadis Bölümü, 3 - Fıkıh - Kelam Bölümü, 4- Mesleki Bilgiler (Hitabet-Siyer-Din.Tar.) Böl.

* * * 1 - Kur'an-ı Kerim ve Arapça Bölümü, 2 - Tefsir ve Hadis Bölümü, 3- Dini İlimler (Din Kültürü ve Ahlak Bil.) Böl.

* * * 1 - Kur'an-ı Kerim Bölümü, 2 - Arapça Bölümü, 3 - Tefsir - Hadis - Siyer Bölümü, 4 - Akaid - Kelam - Din Kültürü Bölümü.

* * *

Fakültelerde okutulan derslerde müfredat birliğine gidilmelidir : ·

Sözlerimizin burasında bir de ders müfredatı ikonu­sundaki görüşlerimiz-e kısaca yer vermek istiyoruz.

Bilindiği gibi, Türkiye'de mevcut İmam=Hatip Lise-

187

Page 19: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

lerinin Meslek Dersleri,: ortaöğretim kurumlarının Din Kültürü ve AhHik Bilgisi öğretmenlerini ve ayr:ı.ca D. İ. Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatı elemanlarını Fa­kültelerimiz yetiştirmekted~rler. Bütün Fakültelerimizde de ortak bir program uygulandığına ve bundan sonra da uy­gulanacağına göre, okutulmakta olan derslerin müfredatın­da -teferruata girilmeksizin- ana hatları ile bir birliğe gidilmelidir. Böylelikle bütün ilahiyat Fakültelerinden mezun olacak elemanlar ortak bir d1n1 kültür ve meslek1 bilgi seviyesi kazanmış olmalıdırlar.

Eğer böyle bir birıik sağlanmazsa, Fakülteler ara­sında, hatta aynı fakültenin değişik öğretim elemanları­nın derslere girdiği şubeleri arasında bile farklılıklar olacaktır. Çünkü her öğretim-elemanı, kendisine göre bir program uygulamaktadır, uygulaması da normaldir. Çünkü, kendisini bağlayıcı bir müfredat yoktur •••

Öyle ise bu konuda yapılacak şey, yine Fakültele­rimiz mensuplarınca her ders için ana hatlarıyla ve esnek bir "müfredat programı•• belirlenmesi olacaktır.· Öğretim

elemanları, derslerinin dışında yapacakları ilm1 araştır­malarında tam bağımsız olmalı, ancak sınıflarda anlata­cakları derslerde müfredatı esas almalıdırlar. Müfredat­taki esneklikten istifade ile öğretim elemanları, ilm1 araştırmalarında edindikleri yeni bilgileri ve gelişmele­ri de öğrencilerine aktarabilme imkanına sahip olmalıdır­lar.

Tekliflerimiz doğrultusunda bir bölümleşme ve müf­redat birliği sağlandığı takdirde :

Şimdilik gayr-i resını ve deneme mahiyetinde, daha sonraki yıllarda, yani Fakültelerimiz yeterli sayıda öğ­retim elemanıarına ve diğer imkanlara sah.ip olduktan son­ra, İmam-Hatip Lisesi Öğretmenliği Bölümü de, kendi içe­risinde branşlara ayrılabilir. Sözkonusu bölümden mezun olup da, İmam-Hatip Lisesine öğretmen olarak atanac'ak bir elemanın kararnamesinde branş olarak : 11 Arapça, Kur • an-ı Kerım, Tefs1r, Had1s, Fıkıh, Kelam, Siyer ve İslam Tari­hi"nden birisini veya hiç olmazsa, bu branşları kendi a-

188

Page 20: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

/

ralar~nda gruplandırarak yazmak mümkündür. Öte taraftan, -bir defaya mahsus olmak üzere- şu

anda İmam-Hatip Liselerinde görev, yapmakta olan Meslek Dersleri Öğretmenlerinin kararnameleri de, (kendi istek­leri doğrultusunda branşları belirlenerek) yeniden düzen-

/ lenebilir. İşte bu şekilde bir branşlaşma gerçekleştirilebil­

diği takdirde, İmam-Hatip Liselerimizde öğretmenlerimiz

kendilerine güvenerek sınıfa girecekler ve derslerini da­ha seviyeli olarak işleyebileceklerdir. Böylece İmam-Ha­tip Liselerimizde yaptırılan din eğitimi ve öğretiminin seviyesi yükselebilecektir. İmam-Hatip Liselerimizde se­viyenin yükselmesi 2/3 den fazla, hatta yaklaşık 3/4 ü İmam-Hatip lisesi çıkışlı öğrencilerin girdiği. İlahiyat , Fakültelerinde seviyenin yükselmesi demek olacaktır. Çün­kü İlahiyat Fakültelerine iyi yetişmiş olarak gelen öğ:...

renciler, burada daha da seviyeli olarak yetişecekler ve tekrar İmam-Hatip Liselerine öğretmen olarak dönebilecek­lerdir. Bu şekilde c ereyan edecek bir devr-i daim, her iki tarafta da devamlı olarak seviyeli elemanların yetiş­melerini sağlayacaktır.

5 - Pedagoj ik Formasyon Dersleri yeniden gözden geçirilmelidir :

İlahiyat Fakülteleri, hem Din Görevlisi ve hem de öğretmen yetiştiren birer yüksek öğretim kurumudur. Buna rağmen -bölümleşme ve branşlaşma olmadığından- bütün öğ­renciler, öğretmenliğe hazırlayıcı "Pedagojik Formasyon Dersleri "ni almak mecburiyetinde kalmaktadır lar. Üstelik bu grup dersleri, İla.hiyat Fakülteleri mezunlarının mes­lek hayatlarında ne derecede istifade edebilecekleri dik­kate alınmadan, daha doğrusu İlahiyat Fakülteleri hiç dü­şünülmeden, öğretmen yetiştiren diğer fakülteler için ha­·zırlanmıştır. Biz de, "öğretmen yetiştiren bir fakülte" ·oıarak bu programı aynen uygulamak durumunda kalmışızdır. Dahası, Milli Eğitim ~akanlığı'nca, bir elemanın öğretmen

189

Page 21: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

olarak atanabilmesi ıçın, 21 kredilik Pedagojik Formasyon DE!!rsleri almış olması yeterli görülürken, (7) bu dersler Fakül telerimizde 9 çeşit ve 27 kredi olarak okutulmak mecburiyeti ile karşılaşılmıştır. Diğer yandan, 1982-1983 öğretim yılındanberi de dersler 3. defa değişikliğe uğra­tılmıştır. Gerek ders adedinin çokluğu ve gerekse ders­lerde sık sık yapılan isim değişiklikleri, Fakültelerimi­zin hem genel programlarını olumsuz yönde etkilemiş ve hem de bu dersleri okutmakta olan öğretim elemanları ile öğrencileri huzursuz etm~ştir.

ll yıldanberi bu dersleri okutmakta olan bir öğre­tim elemanı olarak, konu ile ilgili düşünce ve teklifle­rimizi şu şekiide özetleyebiliriz :

a} Pedagojik Formasyon Dersleri, ilahiyat Fakülte­lerinin genel programları arasında ve bu fakültelerin ye­tiştirmekte olduğu elemanların istihdam alanları da dik­kate alınarak, aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmelidir. (Bkz. Tablo: II.}

Tablo II. I.Sm. II.Sm. im .Sm ıv.Sın

D E R S İ N A D I ı. 2. ı. 2. ı. 2. ı. 2. yy yy yy yy yy yy yy yy

Eğitime Giriş 2 İslami Türk Eğitim Tarihi 3

Eğitim Sosyolojisi 3

Eğitim Psikolojisi 4

"Rehberlik 3 Eğitimde Ölçme ve Değerlen. LJ 2 Özel Öğretim Metodları ı ' ' 4 ı i

·-·! ., __ ,J

Öğretmenlik Uygulamaları ; t

·--1~-;·--1 -T o p L AM .2 ~,4 3 2 4 -

(7) Bkz. 30 Haziran 1980 tarih ve 2064 sayılı Tebliğler Dergi­

si.

190

Page 22: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

/

b) Bu dersler, Fakültelerimizin "Önlisans Diploma­sı" da düzenleyebilec~ği dikkate alınarak, yine ı. sınıf,

I. yarıyıldan itibaren başlatılmalıdır. Lisans öğrenimini tamamlayamadan, Önlisans Diploması alarak ayrılmak iste­yenlere, ~kendileri istedikleri takdirde- Pedagojik For­n asy.on Derslerini tamamlayarak, İlkokullarda Din Kül türü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği yapabilme hakkını kazanma­larına imkan ve fırsat tanınmalıdır.

c) 3. sınıf (5. yarıyıl) tan itibaren Din Görevli­liği Bölümüne ayrılacak olanlar, bu dersleri alıp-alınama konusunda ihtiyari burakılmalıdırlar.

d) Son sınıf öğrencilerine yaptırılmakta olan Öğ­retmenlik ve Din Görevliliği uygulamaları, daha planlı.'

ve programlı olarak ve ciddi bir şekilde yaptırılmalıdır. Öğretmen adayı gençlerin ellerine iki satır yazı verile­rek, . istedikleri yerde . ve okulda öğretmenlik yapma hakkı tanınmamalı, Fakül telerin öğretim elema,nlarının devamlı

kontrolları altında, il merkezlerinde belli.okullarda ön­ceden hazırlanan programlarla gerçekleştirilmelidir. Uy­gulamayı ciddiye almayanlara, "başarısız" raporu verilme­li ve herhangi bir dersten başarısız olmuş gibi, bir son­raki öğretim y~lına bırakılmalıdırlar.

6 - Fakülte mezuniyeti sonrasında

ilahiyat Fakültesinden mezun olduktan sonra, özel­likle öğretmen olanlar için iki.konuda teklifimiz olacak­tır :

a) Stajyer Öğretmenlik : Stajyer öğretmenlik dönemi daha ciddi bir uygula­

maya tabi tutulmalıdır. Yalnız ilahiyat Fakültesi mezuh­ları için değil, bütün branş öğretmenleri için stajyerlik dönemi uygulaması yeni baştan gözden geçirilmelidir.

Kanaatımızca, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakan-

191

Page 23: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

lı ğı ı nca' stajyer öğretmerÜik mevzuatında değişiklikler '·.

ve yenilikler yapılmalıdır. Yapılacak -değişiklikle, yeni mezun öğretmen adayları "stajyer öğretmen" olarak belli merkezlerdeki okullara atanmalı ve bu merkezlerde bir yıl boyunca ihtisas yapmalıdırlar. Üniversitelerdeki Yüksek Lisans Öğrencileri gibi, programları Bakanııkça belirle­necek ve yalnızca pedagojik formasyon kazandırıcı ve branş ağırlıklı derslerle, tecrübeli öğretmenler yanında. bir yıl boyunca kendilerini yetiştirmelidirler. Ayrıca

stajyerlere, bazı okullarda ve kendi derslerinde sık sık 'deneme dersleri anlattırılmalıdır. Okul müdürleri veya Bakanlık müfett~şlerince zaman zaman dinlenecek bu ders­lerin herbiri, standart değerlendirme formları ile değer­lendirilmelidir.

Stajyerliğin son döneminde ise, bir yıl boyunca· gördükleri derslerden ciddi ve seviyeli bir testten geçi­rilmelidirler. Hem bu testten ve hem de uygulamalı ders­lerden başarılı olanların, Bakanııkça uygun görülen yer­lere kesin atamaları yapılmalıdır. Başarısız olanlara i­se, ikinci bir yıl daha programı yeniden takip etmeleri için bir hak tanınmalıdır. İkinci yılın sonunda da başa­rısız olanların görevine son verilmelidir.

b) Hizmet İçi Eğitim Kursları : İ lahiyat Fakültesi mezunu öğretmenler, özel alan

bilgileri ve öğretmenlik formasyonu yönünden yetiştirile­rek daha başarı ı ı· hale getirilebilmıHeri :i. çin, ı 739 sayılı M;illi Eğitim Temel Kanunu ı nun 48. mad·:1t:s i. gereğince, yaz aylarında ve en az 3 hafta süreli, 'i<:.· .:.f:ıet İçi Eğitim

Kursları"ndan geçirilmelidirler. Hi.z.mei; C:;i Eğitim Kurs­ıarına, ister İmam-Hatip Liselet:'ind.::::. ve -'-.S t:er diğer orta­öğretim kurumlarında görev yapan bütün i.la~iyat Fakültesi mezunları, meslek hayatlarının en geç 3. senesine kadar mutlaka davet edilmelidirler.

Ancak Hizmet İçi Eğitim Kursları, öğretmenierin

istek ve ihtiyaçları dikkate alınmadan, masa başında dü­zenlenen programlarla değil, gerçekçi tespitlere dayana­rak düzenlenecek programlarla yapılırsa daha başarılı o-

192 .... 'v

1

1

Page 24: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

/

/

lacaktır. Şöyle ki : Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, okullara tamim ede­

ceği bir yazı ile, hem kurslara davet edilen öğretmenie­rin isimlerinin ve hem de öğretmenlerden, "katılacakları kurslarda ele alınmasını arzu ettikleri konuların yazıla­rak belirtilmesini" isteyebilir. Bu şekilde, gerçekçi o­larak ve öğretmenierin ihtiyaçlarına uygun bir kurs prog­ramı belirlenmiş olur.

Hizmet İçi Eğitim Kurslarında görev alacak öğretim elemanlarının görevlendirilmelerine gelince :

Hizmet İçi Eğitim Kurslarının nerede, ne zaman, hangi branşlarda ve hangi konular çerçevesinde düzenlene­ceği, kursların başlama tarihinden 2-3 ay önce İlillıiyat Fakültelerine duyurularak, Kurslarda görev alabilecek öğ­retim elemanlarının isimleri istenmelidir. İlillıiyat Fa...:. kültelerince belirlenerek gönderilecek isimler, Din Öğre­timi Genel Müdürlüğü'nce, ihtiyaç ve düzenlenecek kurs­ların özellikleri ve branşlar dikkate alınarak görevlen­dirilmelidirler. Görevlendirme yazısı ve kurslarda ele alınacak konular, (hazırlık yaparak gelebilmelerine imkan tanımak için) ilgili öğretim elemanlarına, kursların baş­lama tarihinden bir ay kadar önce ellerine geçebilecek şekilde kendilerine gönderilmelidir.

Hizmet İçi Eğitim Kursları hangi branş için düzen­lenecekse, öncelikle branş elemanları görevlendirilmeli­dir. Ancak branş elemanlarının yanında mutlaka bir veya iki tane de Pedagojik Formasyon Dersleri ve Din Eğitimi Anabilim Dalı öğretim elemanlarından görevlendirilmeli­dir. Çünkü, bir Hizmet İçi Eğitim Kursunda Din Kül türü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerine uyguladığımız ankette, "bir başka zaman düzenlenecek Hizmet İçi Eğitim Kursla­r ında" aşağıda madde başlıkları halinde sıraladığımız hu­suslar üzerinde daha çok durulmasını arzu ettikleri tes­pit edilmiştir : (8)

(8) Bkz. Mustafa ÖCAL, D.K.ve A. Bilgisi ve İ.H.Lisesi Meslek Dersleri Öğretmenleri; Hizmet İçi Eğitim Kursları Hakkında Bazı Tespit­ler ve Teklifler, Diyanet Dergisi, Ocak-Şubat-Mart 1986, c.XXII, sayı:l

193

Page 25: YÜKSEKÖÖRETİMDE DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D011368/1987/1987_ONALM.pdf · uyguladıkları programların, yeniden gözden geçirilmesidir. Maksat,

Öğretmenierin mestek hayatlarında karşıiaştıkla­

rı problemler, Derslerin amaçlari ve müfredat programları, Öğretmen - Öğrenci ilişkileri,

Ders anıatma metodları, Öğrenci problemleri ve alınacak tedbirler (Reh­ber lik Hizmetleri ve gerektiğinde bu görevi de üstlenebilme ••• ), Öğretmen- İdareci ilişkileri,

- Bir İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri ve bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeninin nitelikle­ri, Din eğitimi ve öğretimi ile ilgili mevzuat ••• vs.

III. S O N U Ç :

Sonuç olarak diyebiliriz ki; Türkiye'de yüksek se­viyede Din eğitimi ve öğretimi yaptıran yegane müessese­ler, İlahiyat Fakülteleridir. Bu Fakültelerden, bu memle­ketin insanları ciddi, seviyeli ve doğru bilgilerle mü­ce~ez olarak yetişmiş ve kendilerine hizmet verebilecek elemanlar beklemektedirler.

Milletimizin bu beklentisine tek tip ve klasik bir öğretim tarzı ile yetiştirmeye çalıştığımız elemanlarla yeterince karşılık vermenin mümkün olamayacağına kaniiz. Milletimizin istek ve ihtiyaçlarına yeterli ve seviyeli

.- olarak karşılık verebilmek için İ lahiyat Fakültelerinin uyguladıkları ders programlarını, bölümlerini ve hatta mezunlarının meslek hayatlarındaki başarılarının artırıl­masına kadar yapılması gereken her şeyi y~ni baştan göz­den geçirmek durumunday ız. Bunu da herkesten önce ve en uygun olarak ancak İlahiyat Fakültelerinin mensupları ya­pabilirler, yapmalıdırlar da... Çünkü, bu fakültelerin meselelerini en iyi kendi mensupları bilirler •••

* * * 194

/ "·