z. - islamansiklopedisi.info · aruz ve mantık alanlarında temayüz eden İbnü'n-nazım,...

2
iBNÜ'n-NAKKAS belirtmektedir (Safedl. lll, 98) z. el-Me- emme fi'sti'mô.li Müel- lif, 759 (1358) kaleme risa- lesinde devlet yönetiminde zimmilere gö- rev verilmemesini bu bir ayet ve hadisler dönemlerde halifelerin uygulamala- delil (konuyla ilgili gö-· için bk_ XIll, 421-422) . Bu ara- da zimmilerle ilgili hüküm ve uygulamalara da temas eden müctehidi ve yüddin Dakikul'id' in. gayri müslimle- re ait eski kiliselerio dair tenkit (JA, XVlll 11851 s. 489-490) ye'de bir bulunan (Tarih, nr. 3952) M. Fran- (bk. bi bl) . Malik et-Tal'nin el-Eltiyye, Teshi- '1-fevô.'id, el- 'Umde ve el-Kô.fiye gibi eserierini ay- Rafii'ye ait (Fet- 'l-'azlz) hadislerini Ümniyyetü '1-el- ma'i fi tahrlc et- dair Kitô.b.ü'n-Ne?:ô.'ir ve'l-tu- bir eser kaydedilir. Kay- naklarda geçen '1-lô.hil:f tefsiri de edilen eseri ol- : Safed!. Fuat Sez gin). Frank- furt 1410/1990, lll, Rafi' , Salih Me.hdl Abbas - Avvad Ma ' rOf). Bey- rut 1402/1982, ll, 248-249; Kesir, e(-Bida- ye, XIV, 292; ez-Zeyl Salih Mehdi Abbas) , Beyrut 1409/1989, 1, 90- 91; llilakrizi, 76, 279; a.mlf., es-Sü- lük, VII, 79; Kacti Tabafs:atü ye, lll, 131-132; Hacer, ed-Dürerü'l-kamine, IV, 71-74, en-Nücü- mü'z-zahire, Xl, 13-14; a.mlf., M. Ka- hire, ts . (Mektebetü'l-Hand), ll, 661; i yas, Beda'i'u 'z - zuhür, 1/1, s. 5B9; Dav0d1. Tabafs:a- tü'l-müfessirin, ll, 200-202; Kesfü'z-zunün, 153,407, 440; 11,973 , 1170, 1258, 1369; ib- nü'l-imact. VI , 198; el-Bedrü 't- tali', ll, 211-212; Brockelmann , GAL Suppl. , ll, 95-96; A. Fattal, Le statut legal des non- musulmans en pay s d'/slam, Beyrouth 1958, · s. 83, 110, 238, 280; Abduh Eh- lü'z-zimme fi Kahire 1979, s. 18, 85, 217; Bat Ye'or, The dhimmi, London 1985, ·s. 185, 193-194, 207; "Fetoua relatif a la condition des zimmis et particuliere- ment des . chretiens en pays musulmans, depuis l' etablissement de I'Islamisme jusqu'au milieu :lu VIII ' siecle de l 'hegire" (tre. M. Belin), JA, 4' serie, XVIII (1851). s. 417-516; XIX (1852): s. 97 -140; V, 56-57; Ahmet Özel , "Gayri Müslim", XIII, 421-422. li! AHMET ÖZEL . 168 r l)! f) Ebu Abdiilah Bedrüddfn Muhammed b. Muhammed b. Abdiilah b. Malik (ö. 686/1287) L Nahiv ve belagat alimi. _j 640 (1242) du. Dil alimi Cemaleddin Maliket-Tai'- nin (el-El- fiyye) eserini yer onun bu için kaynaklarda nif" ifadeleri bu sebeple de Aslen Endülüs 'ün Ceyyan (Jean) den olan Endülüs'te gösteren hicret eden alimler gibi gidip yer- burada dan dil, edebiyat ve özellikle nahiv, lugat, dersleri okudu. ve usu- lü ile ilimleri hocalardan tah- sil etti. Bilhassa nahiv, belagat ilimleri, aruz ve temayüz eden bir yüzünden Ba'lebek'e gi- derek bir süre orada ders verdi. 672'de (1273-74) sonra davet edildi. sonuna · kadar ders okutup eser yazmakla Bedreddin Cemi'la ile fa- kih ve Kemaleddin ni onun burada dendir. vefat eden Babüssaglr defnedildi. derin Arapça bilgisini ba- . eserlerine yazmaya has- için Manzum me- tinlere halde yönü yoktur. Es e i-l eri. 1. ed-Dürretü ii Arap gramefi - ne dair inanzum eserinin Daha sonra vazgeçilmez kay- olan eserde kültürü, il- mi dikkati, kes- kin eectel ve zaman za., man sert dikkatçeker. Muhammed b. EbG Bekir b. Cemaa, Abdülkadir b. el- el-fv)ekki, Zekeriyya el-Ensari Dürretü ve Ahmed b. el-Abbadi esere birer yaz- Aga Seyyid Muhammed b. Ali el- MG sev! de geçen örnekleri bir eser kaleme (eser le- rin için bk. Brockelmann, GAL, 1, 360; Suppl., 522). ye'yi Hayret Mehmed Efendi Elfiye Ter- cümesi Türkçe'ye Ktp., TY, nr. 6532) defa Bulak'ta ( 1303) daha sonra Beyrut ( 1312/ 1894 ve Ka hi re 342/ 1924) ya- ve Abdülhamid es-Seyyid Muham- med Abdülhamid ilmi (Beyrut. ts.) z. Sekkaki'nin Mit- tô.]Ju '1- belagata dair olan üçüncü bölümünün Müellif. eseri Sekkaki'nin Abdülkahir el-Cürcani ve gibi eski kaynaklara Bununla birlikte Sekkaki'nin bu ilm e soktu- felsefe ve kelama lak taksim ve fesahat ve belagat bölümünü onun aksine Sekkaki'ye uyarak bed!' il- mini bir yandan meani ve beyana tabi bir disiplin sayarken ona ilk defa "ilmü'l -be- di"' vermek suretiyle belagat ilimle- rinin meanl, beyan ve bedi' olmak üzere üç disiplini dair öncüsü meanl ilminde · tetmlm ve tezyil türlerini de ekle- yerek kendisinden sonraki belagat alim- lerine türlerini yolun- da öncülük ay- en önemli özelliklerden biri de bedi' . türlerini Miftô.]Ju '1- yirmi bedi' 'ta elli dört tür yer Bun- da, Ahmed ve gibi alimlerin_ eserlerinde 1 OO'ü bedi' türlinden soz etmelerirün etkisi Bu arada zaman za- man Sekkaki'nin ifadesindeki tam anlayamayarak görülmektedir. Eser Hüsni Abdülcelil ta- fi'l-me'ô.ni ve '1-be-· · yan ve'l-bedi' (Ka- hi re 1988, 1989; b k. Dayf. ·s. 315-3 16; Abdülazlz s. 298-299) 3. Lô.miyyeti'l-ef'ô.l fl eb- niyeti'l-e{'al). Cemaleddin Malik'in manzumesinin olan eseri Muham- med Hasan Muhammed Yusuf (Kahire 1983) ve Muhammed Edlb Abdülvahid (Beyrut 199 1). 4. Mül]Jati'l-i'rô.b. Hariri'nin Arap grame- rine dair eserinin olup Muhammed b. Ahmed b. Said el-Hafsi el-Muradi el- Makdisi ve Celaleddin es -SüyGti dan üzerine ve yazma için bk. Brockelmann, GAL, 1, 328; 488).

Upload: phungngoc

Post on 11-Jun-2018

227 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: z. - islamansiklopedisi.info · aruz ve mantık alanlarında temayüz eden İbnü'n-Nazım, babasıyla aralarında çıkan ... birlikte belagatı Sekkaki'nin bu ilm e soktu

iBNÜ'n-NAKKAS

belirtmektedir (Safedl. lll, 98) z. el-Me­~ emme fi'sti'mô.li ehli'~-~imme. Müel­lif, 759 (1358) yılında kaleme al dığ ı risa­lesinde devlet yönetiminde zimmilere gö­rev verilmemesini istemiş. bu görüşüne bir kısım ayet ve hadisler yanında çeşitli dönemlerde bazı halifelerin uygulamala­rı nı delil göstermiştir (konuyla ilgili gö- · rüşler için bk_ DİA, XIll, 421-422) . Bu ara­da zimmilerle ilgili diğer bazı hüküm ve uygulamalara da temas eden İbnü'n-Nak­kaş , Şafii müctehidi ve Kactılkudat Takıy­yüddin İbn Dakikul'id'in. gayri müslimle­re ait eski kiliselerio yıktırılamayacağına dair fetvasını tenkit etmiştir (JA, XVlll

11851 ı. s. 489-490) Darü'l-kütübi'l-Mısrii ye'de bir nüshası bulunan el-Me~emme (Tarih, nr. 3952) M. Belintarafından Fran­sızca'ya çevrilmiştir (bk. bi bl) .

İbn Malik et-Tal'nin el-Eltiyye, Teshi­lü '1-fevô.'id, el- 'Umde ve el-Kô.fiye gibi eserierini şerheden ibnü'n-Nakkaş'ın ay­rıca Rafii'ye ait eş-Şer]Ju'l-kebir'in (Fet­/:ıLI 'l-'azlz) hadislerini Ümniyyetü '1-el­ma' i fi e]Jô.dişi'r-Rô.fi'i adıyla tahrlc et­tiği , fıkha dair Kitô.b.ü'n-Ne?:ô.'ir ve'l-tu­rCı]f adlı bir eser yazdığı kaydedilir. Kay­naklarda adı geçen es-Sô.bı]fu '1-lô.hil:f adlı tefsiri de yukarıda işaret edilen eseri ol­malıdır.

BİBLİYOGRAFYA :

Safed!. A'yanü'l-'aşr(nşr. Fuat Sezgin). Frank­furt 1410/1990, lll, 97-99;İbn Rafi' , Ve{eyat(nşr. Salih Me.hdl Abbas - Beşşar Avvad Ma'rOf). Bey­rut 1402/1982, ll , 248-249; İbn Kesir, e(-Bida­ye, XIV, 292; İbnü'l-lraki, ez-Zeyl 'ale'l-'İber(nşr. Salih Mehdi Abbas) , Beyrut 1409/1989, 1, 90-91; llilakrizi, el-ljıtat, ll, 76, 279; a.mlf., es-Sü­lük, VII, 79; İbn Kacti Şühbe. Tabafs:atü 'ş-Şafi'iy­ye, lll, 131-132; İbn Hacer, ed-Dürerü'l-kamine, IV, 71-74, 243 ~254; İbn T~ğriberdİ, en-Nücü­mü'z-zahire, Xl, 13-14; a.mlf., ed-Delilü'ş-Şa{i 'ale 'l-Menheli'ş-şafi (n ş r. Fefıım M. ŞeltOt), Ka­hire, ts . (Mektebetü'l-Hand), ll, 661; İbn i yas, Beda'i'u 'z-zuhür, 1/1, s. 5B9; Dav0d1. Tabafs:a­tü'l-müfessirin, ll, 200-202; Kesfü'z-zunün, ı, 153,407, 440; 11,973, 1170, 1258, 1369; ib­nü'l-imact. Şezerat, VI , 198; Şevkani. el-Bedrü 't­tali', ll , 211-212; Brockelmann, GAL Suppl. , ll, 95-96; A. Fattal, Le statut legal des non­musulmans en pay s d'/slam, Beyrouth 1958, · s. 83, 110, 238, 280; Kasım Abduh Kasım. Eh­lü'z-zimme fi Mışri'l-'uşüri'l-uüsta, Kahire 1979, s. 18, 85, 217; Bat Ye'or, The dhimmi, London 1985, ·s. 185, 193-194, 207; "Fetoua relatif a la condition des zimmis et particuliere­ment des.chretiens en pays musulmans, depuis l 'etablissement de I'Islamisme jusqu'au milieu :lu VIII ' siecle de l 'hegire" (tre. M. Belin), JA, 4' serie, XVIII (1851). s. 417-516; XIX (1852): s. 97 -140; "İbn Na]515aş " , DMBİ, V, 56-57; Ahmet Özel, "Gayri Müslim", DİA, XIII, 421-422.

li! AHMET ÖZEL .

168

r İBNÜ'n-NAziM

ı

(,ı::oL:Jı l)! f)

Ebu Abdiilah Bedrüddfn Muhammed b. Muhammed b. Abdiilah

b. Malik ed-Dımaşki eş-Şafii (ö. 686/1287)

L Nahiv ve belagat a limi.

_j

640 (1242) yılı civarında Dımaşk'ta doğ­du. Dil alimi Cemaleddin İbn Maliket-Tai'­nin oğludur. Babasının el-ljulô.şa (el-El­fiyye) adıyla tanınan eserini şerhedenler arasında yer aldığından onun bu şerhini diğerlerinden ayırmak için kaynaklarda "Şert:ıu'bni'n-nazım", "Şert:ıu'bni'l-muşan­

nif" ifadeleri kullanılmış, bu sebeple de İbnü'n-Nazım adıyla şöhret bulmuştur. Aslen Endülüs'ün Ceyyan (Jean) şehrin­den olan babası, Endülüs'te baş gösteren karışıklıklar sırasında Doğu'ya hicret eden diğer bazı alimler gibi Dımaşk'a gidip yer­leşmişti. İbnü'n-Nazım burada babasın­dan dil, edebiyat ve özell ikle nahiv, lugat, mantık dersleri okudu. Fıkıh ve fıkıh usu­lü ile diğer ilimleri çeşitli hocalardan tah­sil etti. Bilhassa nahiv, belagat ilimleri, aruz ve mantık alanlarında temayüz eden İbnü'n-Nazım, babasıyla aralarında çıkan bir anlaşmazlık yüzünden Ba'lebek'e gi­derek bir süre orada ders verdi. Babası­nın 672'de (1273-74) vefatından sonra Dımaşk'a davet edildi. Hayatının sonuna

· kadar ders okutup eser yazmakla uğraş­tı. Başkadı Bedreddin İbn Cemi'la ile fa­kih ve kadı Kemaleddin İbnü'z-Zemelka­ni onun burada yetiştirdiği öğrencilerin­dendir. Dımaşk'ta vefat eden İbnü 'n-Na­zım Babüssaglr Mezarlığı'na defnedildi. İbnü'n-Nazım, derin Arapça bilgisini ba-

. basının eserlerine şerh yazmaya has­rettiği için eleştirilmiştir. Manzum me­tinlere şerh yazdığı halde şa i rlik yönü yoktur.

Es e i-le ri. 1. ed-Dürretü '1-muçlıyye ii şer]Ji'l-Elfiyye . Babasının Arap gramefi­ne dair inanzum eserinin şerhidir. Daha sonra yazılan şerhlerin vazgeçilmez kay­nagı olan eserde şarihin geniş kültürü, il­mi güvenilirliği, alıntılardaki dikkati, kes­kin zekası, eectel yeteneği ve zaman za., man babasına yönelttiği sert eleştirileri dikkatçeker. Muhammed b. EbG Bekir b. Cemaa, Abdülkadir b. Ebü'l-Kasım el­Abb.i'ıdi el-fv)ekki, Zekeriyya el-Ensari (ed~ Dürretü 'ş -şaniye) ve Şehabeddin Ahmed b. Kasım el-Abbadi esere birer haşiye yaz­mışlardı r. Aga Seyyid Muhammed b. Ali el­MG sev! de şerhte geçen örnekleri (şevah id)

açıklayan bir eser kaleme almıştır (eser le-

rin yazmaları için bk. Brockelmann, GAL, 1, 360; Suppl., ı, 522). ed-Dürretü'l-muçlıy­ye'yi Hayret Mehmed Efendi Elfiye Ter­cümesi adıyla Türkçe'ye çevirmiştir (İÜ Ktp., TY, nr. 6532) İlk defa Bulak'ta basılan ( 1303) şerhin daha sonra Beyrut ( 1312/ 1894 ı ve Ka hi re (ı 342/ 1924) baskıları ya­pılmış ve Abdülhamid es-Seyyid Muham­med Abdülhamid tarafından ilmi neşri gerçekleştirilmiştir (Beyrut. ts.) z. el-Miş­bô.J:ı fi'l]tişô.ri'l-Miftd]J. Sekkaki'nin Mit­tô.]Ju '1- 'uJCım'unun belagata dair olan üçüncü bölümünün ihtisarıdır. Müellif. eseri hazırlarken Sekkaki'nin dayandığı Abdülkahir el-Cürcani ve Zemahşeri gibi eski kaynaklara başvurmamıştır. Bununla birlikte belagatı Sekkaki'nin bu ilm e soktu­ğu mantık, felsefe ve kelama dayalı muğ­

lak taksim ve karışıklıklardan arındırmış. fesahat ve belagat bölümünü onun aksine başa almıştır. Sekkaki'ye uyarak bed!' il­mini bir yandan meani ve beyana tabi bir disiplin sayarken ona ilk defa "ilmü'l-be­di" ' adını vermek suretiyle belagat ilimle­rinin meanl, beyan ve bedi' olmak üzere üç disiplini kapsaclığına dair geleneğin öncüsü olmuştur. Ayrıca meanl ilminde

· ıtoaba tetmlm ve tezyil türlerini de ekle­yerek kendisinden sonraki belagat alim­lerine ıtnabın türlerini çağaltması yolun­da öncülük etmiştir. İhtisarın aslından ay­rılan en önemli özelliklerden biri de bedi' . türlerini arttırmış olmasıdır. Miftô.]Ju '1-'ulCım'daki yirmi .altı bedi' çeşidine karşı­lık el-Mişbô.]J 'ta elli dört tür yer alır. Bun­da, Şerefeddin Ahmed et-Tifaşi ve İbn Ebü'l~İsba' el-Mısri gibi çağdaşı alimlerin_ eserlerinde 1 OO'ü aşan bedi' türlinden soz etmelerirün etkisi olduğu anlaşılmakta­dır. Bu arada İbnü'n-Nazım'ın zaman za­man Sekkaki'nin ifadesindeki maksadı tam anlayamayarak yanılgıya düştüğü görülmektedir. Eser Hüsni Abdülcelil ta­rafından el-Mlşbô.]J fi'l-me'ô.ni ve '1-be-·

· yan ve'l-bedi' adıyla yayımlanmıştır (Ka­hi re 1988, 1989; ayrıca b k. Şevki Dayf. ·s. 315-3 16; Abdülazlz Atık, s. 298-299) 3. Şer]Ju Lô.miyyeti'l-ef'ô.l (el-Mi{taf:ı fl eb­niyeti'l-e{'al). Cemaleddin İbn Malik'in manzumesinin şerhi olan eseri Muham­med Hasan Muhammed Yusuf (Kahire 1983) ve Muhammed Edlb Abdülvahid neşretmiştir (Beyrut 199 1). 4. Şer]Ju Mül]Jati'l-i'rô.b. Hariri'nin Arap grame­rine dair eserinin şerhi olup Muhammed b. Ahmed b. Said el-Hafsi el-Muradi el­Makdisi ve Celaleddin es-SüyGti tarafın­dan üzerine haşiye yazılmıştır (şerh ve haşiyelerinin yazma nüshaları için bk. Brockelmann, GAL, 1, 328; S~ppC, ı , 488).

Page 2: z. - islamansiklopedisi.info · aruz ve mantık alanlarında temayüz eden İbnü'n-Nazım, babasıyla aralarında çıkan ... birlikte belagatı Sekkaki'nin bu ilm e soktu

S. Tekmiletü Şerf:ıi Tesh ili'l-Fevô'id ve tekmili'l-Ma~ö.şıd . Müellifin babasının Arap gramerine dair Teshil adlı eserine bizzat yazdığı şerhin ikmalidir. Eserin 836'da (1232) yazılmış bir nüshası Süley­maniye Kütüphanesi'nde bulunmaktadır (Carullah Efendi, nr. 1889) . 6. Şer]J.u'l­Kôfiye . İbnü'I-Hacib'in eserinin şerhidir (yazmaları içi n bk. Brockelmann , GAL, ı ,

367; Suppl., ı . 532) . 7. Ravzü'l-e?,hôn fi'l­m e'ônive'l-beyôn (Brocke lman n, GAL, ı. 363) 8. Gayetü't-tullôb ii ma'rifeti'l­i'rôb (Brockelmann , GAL Suppl., ı. 527). Kaynaklarda müellifin ayrıca Mu~addi­me fi'l-mantı~. Mu~addime fi'l- 'aruz ve Şerf:ıu garibi Taşrili İbni'l-ljô.cib adlı eserleri bulunduğu kaydedilmekte­dir. Muhammed Ali Hamza Said, İbnü'n­Nô?-ım en-Na]J-vi adlı bir eser kaleme al­mıştır (Bağdad 1977).

BiBLiYOGRAFYA :

İbnü 'n-Nazım. Şerl:ıu El{iyyeti ibn Malik (nşr. Abdü lha m1d Seyyid M . Abd ülham1d). Beyrut, · ts. (Darü' l-dl), n eş redenin girişi , s. 13-14;İbn M~lik et-Tai. ŞerJ:ıu 'Umdeti'I-Hafl.? ve 'uddeti'l­la{ız (nşr. Adnan Abdurrah man ed-D0 r1) , Bağda d 1398/1977, s. 18, 38 ; Safedi. ei-Va{i, ı, 204-205 vd.; Sübki, Tabakat (Tanahl}, VIII , 98; Kütübi, Fevatü '1-Ve{eyat, IV, 7; İbn Kesir, ei-Bidaye, XIII, 283, 331; İbn Tağriberdi. en-1'/ücümü 'z-zahire, VII , 373; SüyGti. Bugyetü '1-vu 'at, I, 225; Taşköp­rizade, Miftatıu 's-sa'ade, ı , 193, 194; M akkari, 1'/eftıu'(-tib, ll , 233 ; İbnü 'I-İmad. Şe?erat, V, 398 vd.; Serkis, Mu'cem, !, 234; Brockelmann. GAL, I, 328, 360, 362, 363, 367; Suppl., 1, 488, 522, 527, 532; Hediyyetü 'l-'ari{in,ll , 135; Zirikli, ei­A'Iam, VII, 260; Kehhale , Mu'cemü'l-mü'elli(in, Xl, 239; Şevki Dayf, ei-Belaga tetavvür ve tari/], Kahire 1965, s. 315-316; Abdülaziz Atik, Ff Ta­ril]i'l-belagati 'l-'Arabiyye, Beyrut, ts. (Da rü 'n­nehdat i' I-Arabi yye ). s. 298-299; Muhammed Ali Hamza Said , ibnü'n-1'/azım en-1'/afıvi, Bağdad 1977; H. Fleisch, "1bn Malik", Ef2 (Fr.), lll, 885-88.6.

~ M. REŞİT Ö ZBAL!KÇI

1 İBNÜ'ri-NECCAA el-BAGDAI>i 1

( .s.:ıl~f )~ ı ..:Y.' )

L

Ebu Abdiilah Muhibbüddin Muhammed b. Mahmud

b. el-Hasen b. HibetiiUih el-Bağdadi (ö. 643/1245)

Hadis hafızı ve tarihçi. _j

23 Zilkade 578'de (20 Mart 1183) Bağ­dat'ta doğdu . İbiı Keslr'in bu tarihi 573 ( 1177) olarak göstermesi doğru değildir. Babası marangoz olduğu için İbnü'n-Nec­car diye tanındı. Mübarek el-Vasıtl. Ali b. Mübarek b. Babeveyh, Musaddak b. Şe­bib ei-Vasıti gibi hocalardan Arap dili. am­cası Ebü'I-Kasım Ali b . Hasan'dan hadis öğrelıdi. İlimle meşgul olduğu belirtilen

annesi Safiyye bint Kesir'den istifade etti. 587'de (1191) ailesiyle birlikte hac­ca giderek Hicaz'ın bazı hocalarından hadis dinledi. Hac dönüşü hadis ala­nında yoğunlaşarak Bağdat'ın tanın­

mış hocalarından faydalanmaya çalıştı. 607'de (121 O) tahsil amacıyla Hicaz'a git­ti; bir yıl kaldıktan sonra Dımaşk, H alep ve Musul'a uğrayıp Bağdat'a döndü. Bu seyahatlerine devam eden İbnü ' n-Neccar yaklaşık yirmi sekiz yıl Şam, Mısır. Hicaz. Yemen. İsfahan, Horasan, Merv, Herat, Nişabur. Azerbaycan gibi yerleri dolaşa­rak aralarında Ebü 'l-Ferec İbnü'I -Cevzi başta olmak üzere İbn Sasra, İbnü'I-Mu­faddal, İbn Sükeyne. Ebü'l-Yümn el-Kindi gibi alimierin ve bazı hanımların da bu­lunduğu pek çok hocadan istifade etti. Mısır 'da el-Melikü'l-Kamil Muhammed'in ihsanına nail oldu, ancak oraya yerleşmesi teklifini kabul etmeyerek ( ibnü'ş-Şa"a r, V,

436) Bağdat'a döndü (624/ 1227) 631 'de (1234) Müstansıriyye Medresesi kurulun­ca burada görev aldı ; üç yıl sonra hadis bölümünün, ardından da medresenin şeyhliğine tayin edildi ve ölünceye kadar bu görevini sürdürdü. Yetiştirdiği pek çok talebe arasında Yaküt el-Hamevi, bütün kitaplarını ve rivayetlerini nakletmesi hu­susunda icazet verdiği İbnü'ş-Şa"ar ve İbnü 's-Sabun! gibi şahsiyetler sayılabilir. Kitaplarını Nizamiyye Medresesi'ne vasi­yet eden İbnü'n-Neccar s Şaban 643'te (26 Aralık 1245) Bağdat'ta vefat etti ve Şüheda Kabristanı'na defnedilrili. Hadis ilimlerinde, özellikle de isnad konusunda otorite olduğu söylenen ve kırkyıl sürey­le hadis rivayetiyle meşgul olduğu belir­tilen İbnü'n-Neccar'ı Yaküt el-Hamevi si­ka ve hüccet olarak niteleyip tarih ve ede­biyatla ilgili konuları iyi bildiğini söylemiş, Zehebi de onun sağlam bir hadis hafızı

olduğunu belirtmiştir.

Eserleri. 1. Zeylü Tôril].i Bagdôd. Ha­tib el-Bağdadi'nin eseri üzerine yazılmış bir zeyil olup elde bulunan X. cildinin ka­pağında Zeylü 't-Tô.ril]. li-Medineti's­selô.m ve al].bô.ru fu zalô'ihi 'l-a'lô.m ve men veredehô min 'ulemô'i'l-enôm is­mi yazılıdır. İbnü'ş-Şa"ar da eserin adını buradaki Zeylü 't-Tôri]]. yerine et-Tôri­l].u 'l~mücedded ifadesini kullanarak kay­detmektedir (~ala'idü'l-cüman, V, 437). Daha önce Sem'ani'nin kaleme aldığı Tô­ril].u Bagdôd'ın zeyliyle İbnü'd-Dübeysi' ­nin bu zeyil üzerine yazdığı zeyilden isti­fade edilerek meyd~na getirilen çalış­manın hacmiyle ilgili olarakSübki, Safedi ve Kütübi gibi müellifler otuz cilt derken

Zehebi 300 cüz olduğunu söylemektedir

iBNÜ'n-NECCAR ei-BAGDADi

( Te?kiretü '1-f:ıufffi?, IV, 1428). İbnü'n-Nec­car eserinin baş tarafında, daha çocuk­ken Sem'ani'nin el-Ensô.b'ına bir zeyil yazmayı düşündüğünü ve bunu gerçek­

leştirmek için çok sayıda hocadan ve eser­den faydalandığını belirtmiş, Zehebi bu bilgiyi aktarırken onu bu sahanın otori­telerinden biri olarak değerlendirmiştir (A'lamü'n-nübela', xxııı . 132) Ebü'l-Fida

İbn Kesir de müellifin bu eserinin telifine on beş yaşında iken başladığını ifade et­mişti r. 640 (1242) yılı dolayında vefat eden kişilere yer verdiğine bakılırsa İb­nü'n-Neccar'ın ölümüne kadar eserine ye­ni bilgi ve biyografiler ilave ettiği anlaşılır.

Faydalandığı kaynaklar arasında İbn Ma­kula, İsmail b. Abbad, Ebü'l-Kasım ei-Cür­cani. Ebu Abdurrahman es-Süleml ve Ebu Tahir es-Silefi gibi alimierin eserleri yer almaktadır. Kitabın XVI. cildini gördü­ğünü söyleyen Kati b Çelebi, biyografilerin tabakat esasına göre sıralandığını belir­tiyorsa da (Keşfü '?-?-Unun, 1, 288) bu doğ­ru olmayıp Hatib el-Bağdadi'nin metodu ve tertibi burada da korunmuştur. Yaküt el-Hamevi. İbn Nukta, İbn Hallikan, Ze­hebi, Safedi. Kütübi, Yafil. Sübki ve İbn Receb el-Hanbeli gibi müelliflerin önemli kaynaklarından olan İbnü'n-Neccar'ın ese­rinden sadece, asıl nüshanın XX. cildine tekabül ettiği anlaşılan nüshasının (Ma­

cid ez-Zehebl, XXVI/2 1 ı 9821 , s. 753) X. (Darü' l-kütübi 'z-Zahiriyye, Tarih, nr. 42) ve Xl. ciltleri (Bibliotheque Nat ionale, nr. 2 ı 3 ı) günümüze ulaşmıştır. Abdülmugis b . Züheyr ile başlayıpAli b . Hüseyin b . Hasan ei-Mukrii ile sona eren ve toplam 803 biyografiyi içeren eser Paris nüsha­sına dayanılarak Seyyid Şerefeddin Ahmed (1-V, Hayda rabad 1398-1406/1978-1986), Zahiriyye ve Paris nüshalarına dayanıla­

rak Kayser Ebu Ferah (Haydarabad 1978) tarafından neşredilmiş (diğer nüshalar için b k. Zeylü Tarll]i Bagdad, neşredenin girişi, 1, s. kb). daha sonra bu baskı Tdril]. u Bagdô.d'ının zeyilleri arasında da (XV­XVII. ciltler) tekrarlanmıştır (Beyrut 1985). Üzerinde pek çok çalışmanın yapıldığı an­laşılan eserden Ahmed b. Aybek ed-Dim­yati'nin seçerek meydana getirdiği el- · Müstefôd min Zeyli Tôri l].i Bagdô.d'ı önce Kayser Ebu Ferah yayımlamış (Hay­darabad ı 978; bu baskı Tarfl]u Bagdad' ın

zeyi lleri a ras ında da lXVI. ciltJ tekrarlan­mı şt ır), ardından M. Mevlud Halefeseri tah ki k ederek neşretmiştir ( Beyrut 1986). İbnü'n-Neccar'ın zeyli üzerine de zeyil ça­lışmaları yapılmıştır. İbnü 's-Sal Ali b. En­ceb ile Muhammed b. Rafi' es-Sellaml'nin zeyilleri zamanımıza intikal etmemiş , Ta-

169