ertesi2007/08/04  · kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 aĞustos 2007 cumartesİ...

16
Yeþim Erol’un hayat hikayesi, ‘Hatýrla Sevgili’deki 'pastacý kýz' Güzide'ninkine benziyor. Amerika’da pastacýlýk okuyan Erol, þimdi Ýstanbul cemiyet hayatýnýn gözde pasta ustasý. ÜCRETSİZ CUMARTESİ İLAVESİ 04 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ SAYI:88 Selim Ýleri Sâmiha Ayverdi’nin Ýstanbul’u Sayfa 8’de Okudu, pastacı oldu... Dikkat, her an bir inekle karþý- laþabilirsiniz! Çünkü Ýnek Festi- vali baþladý, sanatçýlar içlerinde- ki ineði çýkardý. Ýstanbul sokak- larý ve alýþveriþ merkezleri ren- garenk ineklerle doldu taþtý. Sanatçılar içlerindeki ineği çıkardı Doç. Dr. Nihat Hatipoðlu'nun Star TV'de yaptýðý ‘Dosta Doðru’, her kesimden insanýn beðeniyle izlediði, dinî içerikli bir program. Hatipoðlu, bilgisi, üslubu ve güler yüzüyle se- yircinin gönlünü fetheden bir ilahiyatçý. Kimi meslektaþlarý gibi ‘dini magazinleþtirmek’ için çalýþmýyor, ‘o magazin programý senin öbürü benim’ anlayýþýyla kanal kanal dolaþmýyor, polemiklere girmiyor. Gündüz kuþaðý ve ma- gazin programlarýndan davet aldýðýný söyle- yen Hatipoðlu, bazý ‘ilahiyatçý’larýn aksine, bu programlara katýlmayý nazik bir dille reddet- miþ. Ýnsanlarýn dine yöneldiðini, Allah ve Peygamber sevgisinin her geçen gün biraz da- ha arttýðýný söyleyen Nihat Hatipoðlu, “Sen doðruysan her yer doðrudur. Sen saðlamsan her yer saðlamdýr. Önemli olan sizin oturdu- ðunuz yerde düzgün oturmanýz, söylenmesi gerekeni doðru söylemenizdir. Beni de magazin ve benzeri programlara çaðýrdýlar. Bu prog- ramlarýn sunucularý ‘Hocam gelirseniz, o gün sizin arzu ettiðiniz tarzda formatýmýzý düzeltiriz.’ dediler ama ben gitmedim.” þeklinde konuþuyor. FOTOÐRAF: MEHMET DEMÝRCÝ FOTOÐRAF: KÜRÞAT BAYHAN 15 ‘Ýlahiyatçýlarýn, dini magazinleþtirmeye hakký yok’ HABERİN DEVAMI SAYFA 9’DA HABERİN DEVAMI SAYFA 11’DE ERTESI Gökdelen turizmine hazýr deðiliz Ýstanbul’da çok sayýda gökdelen var; ancak hiçbi- rinden kenti kuþ- bakýþý seyretmek mümkün deðil. Çünkü, bina sa- hiplerinin henüz gökdelen tu- rizminden haberi yok! Oysa ABD, bu iþten milyonlarca dolar kazanýyor. ürkiye’de turizm denilince akla deniz ve güneþ gelirdi. Son yýl- larda buna kongre, yayla, saðlýk ve tarih turizmi de eklendi. Ancak Türkiye, en az bunlar kadar gelir getirecek gökdelenle- ri henüz keþfetmiþ deðil. Amerika’nýn milyonlarca dolar kazandýðý gökdelen turizminde Ýstanbul, çok büyük bir potansiyele sahip. Muh- teþem manzaralý çok sayýda gökdelen ziyarete açýlmayý bekliyor. T Amerika’nýn gökdelenleri para basýyor Türkiye, ‘havadan’ para kazanmayý bilmiyor cuma 06 FOTOÐRAF: KÜRÞAT BAYHAN

Upload: others

Post on 11-Sep-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

Yeþim Erol’un hayat hikayesi,‘Hatýrla Sevgili’deki 'pastacýkýz' Güzide'ninkine benziyor.Amerika’da pastacýlýk okuyanErol, þimdi Ýstanbul cemiyethayatýnýn gözde pasta ustasý.

Ü C R E T S İ Z C U M A R T E S İ İ L A V E S İ 0 4 A Ğ U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S İ S A Y I : 8 8

Selim Ýleri Sâmiha Ayverdi’nin Ýstanbul’u Sayfa 8’de

Okudu, pastacı oldu...Dikkat, her an bir inekle karþý-laþabilirsiniz! Çünkü Ýnek Festi-vali baþladý, sanatçýlar içlerinde-ki ineði çýkardý. Ýstanbul sokak-larý ve alýþveriþ merkezleri ren-garenk ineklerle doldu taþtý.

Sanatçılar içlerindeki ineği çıkardı

Doç. Dr. Nihat Hatipoðlu'nun Star TV'de

yaptýðý ‘Dosta Doðru’, her kesimden insanýn

beðeniyle izlediði, dinî içerikli bir program.

Hatipoðlu, bilgisi, üslubu ve güler yüzüyle se-

yircinin gönlünü fetheden bir ilahiyatçý. Kimi

meslektaþlarý gibi ‘dini magazinleþtirmek’ için

çalýþmýyor, ‘o magazin programý senin öbürü

benim’ anlayýþýyla kanal kanal dolaþmýyor,

polemiklere girmiyor. Gündüz kuþaðý ve ma-

gazin programlarýndan davet aldýðýný söyle-

yen Hatipoðlu, bazý ‘ilahiyatçý’larýn aksine, bu

programlara katýlmayý nazik bir dille reddet-

miþ. Ýnsanlarýn dine yöneldiðini, Allah ve

Peygamber sevgisinin her geçen gün biraz da-

ha arttýðýný söyleyen Nihat Hatipoðlu, “Sen

doðruysan her yer doðrudur. Sen saðlamsan

her yer saðlamdýr. Önemli olan sizin oturdu-

ðunuz yerde düzgün oturmanýz, söylenmesi

gerekeni doðru söylemenizdir. Beni de magazin

ve benzeri programlara çaðýrdýlar. Bu prog-

ramlarýn sunucularý ‘Hocam gelirseniz, o gün

sizin arzu ettiðiniz tarzda formatýmýzý düzeltiriz.’

dediler ama ben gitmedim.” þeklinde konuþuyor.

FO

TO

ÐR

AF

: M

EH

ME

TD

EM

ÝRC

ÝF

OT

RA

F:

AT

BA

YHA

N

15

‘Ýlahiyatçýlarýn, dini magazinleþtirmeye hakký yok’

H A B E R İ N D E V A M I S A Y F A 9 ’ D A

H A B E R İ N D E V A M I S A Y F A 1 1 ’ D E

ERTESI

Gökdelen turizmine hazýr deðilizÝstanbul’da çoksayýda gökdelenvar; ancak hiçbi-rinden kenti kuþ-bakýþý seyretmekmümkün deðil.Çünkü, bina sa-hiplerinin henüzgökdelen tu-rizminden haberiyok! Oysa ABD, buiþten milyonlarcadolar kazanýyor.

ürkiye’de turizm denilince akla deniz ve güneþ gelirdi. Son yýl-

larda buna kongre, yayla, saðlýk ve tarih turizmi de eklendi.

Ancak Türkiye, en az bunlar kadar gelir getirecek gökdelenle-

ri henüz keþfetmiþ deðil. Amerika’nýn milyonlarca dolar kazandýðý

gökdelen turizminde Ýstanbul, çok büyük bir potansiyele sahip. Muh-

teþem manzaralý çok sayýda gökdelen ziyarete açýlmayý bekliyor.

T

Amerika’nýn gökdelenleri para basýyorTürkiye, ‘havadan’ parakazanmayý bilmiyor

cuma06

FOTOÐRAF: KÜRÞAT BAYHAN

Page 2: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

Pek çok öðrenci haya-týnýn en önemli tercih-lerinden birini yaptý vesonucunu beklemeye

koyuldu. ÖSYM'den gelecek yer-leþtirme sonuçlarýna göre yüz bin-lerce kiþinin hayatlarý þekillenecek.Ailesinin isteði ve yönlendirmesiy-le iþ bulabileceði/para kazanabile-ceði (!) bir bölümü tercih edenlerþimdilik olup bitenin farkýnda ol-mayabilir. Týpký Murat Daðýtmaçgibi. Yedi yýl önce ailesinin isteði vebiraz da baskýsýyla elek-trik bölümünü terciheden, kendi deyimiyle‘ittire kaktýra' bu bölü-mü bitiren Daðýtmaç,okulu bitirir bitirmez ai-lesinin çalýþma beklen-tisini boþa çýkararak,güzel sanatlar akademi-sine girmeye karar ver-miþ. Çünkü Daðýtmaç,kendi bildi bileli defterlerine kara-kalemle hep bir þeyler çiziyordu vebundan çok keyif alýyordu. GüzelSanatlar Fakültesi'ni bitiren Daðýt-maç, kendisi gibi olan öðrencilereyardýmcý olmak için 3 yýl önce ar-kadaþlarýyla beraber Ýstanbul SanatAkademisi'ni kurdu. Aile ve çev-relerinin yönlendirmesi ile öðret-menlik, mühendislik, hukuk, iþlet-me, iktisat yazan ama kazanama-yan ya da kazanýp okuyan ama bumesleði yapmak istemeyen, ken-dinde resme, fotoðrafa, grafiðe ye-tenek olduðunu düþünenlere güzelsanatlarýn kapýsýný aralatýyor bura-sý. Ýstanbul Sanat Akademisi'ninkurucusu Murat Daðýtmaç, üçüncü

yýllarý olmasýna raðmen ciddi biröðrenci sayýsýna ulaþtýklarýný söy-lüyor. Geçtiðimiz yýl güzel sanatlaryetenek sýnavýnda ilk üçe giren öð-rencileri olmuþ mesela.

Güzel sanatlarda okumakaykýrý olmak deðilDaðýtmaç, Türkiye'de güzel sa-natlara dair ailelerde yanlýþ bir al-gý olduðunu söylüyor. Çünkü gü-zel sanatlarda okumayý küpe tak-mak, saçlarýný farklý renklere bo-yamak veya aykýrý giyinmek ola-rak görenler var. Aileler de buyüzden çocuklarýnýn bu ortamlar-

da okumasýný istemi-yor. Resim, grafik oku-mak isteyip ailesini ik-na edemeyen öðrenci-ler ise, annesini-baba-sýný-kardeþlerini alýpÝstanbul Sanat Akade-misi'ne gelip, Daðýt-maç'tan ailesine nor-mal giyimli insanlarýnda güzel sanatlara gi-

debileceðini anlatmasýný istiyor-muþ. Güzel Sanatlarda okuyan-larýn çok farklý insanlar olmasýgerektiði algýsýnýn Türkiye'yehas olduðuna dikkat çeken Da-ðýtmaç, dünyaca ünlü tasarýmcý-larýmýz Emrah Yücel (Hollywo-od filmlerinin afiþlerini tasarlý-yor) ve Murat Günak'ýn (Volk-swagen otomobilleri tasarýmekibine baþkanlýk yaptý) normalgiyimli ve yaþayýþý olan insanlarolduðunu hatýrlatýyor. Bunlarýve iþ imkânlarýný duyunca ailele-rin ikna olduðunu söyleyen Da-ðýtmaç, "Öðrenciler de istedik-leri alanda okuyacaklarý içinmutlu oluyorlar." diyor.

HABER GÜLÝZAR BAKÝFOTOÐRAFLAR MUSTAFA KÝRAZLI

Güzel sanatlarýbitiren, iþsiz kalmýyor

Güzel sanatlar fakültesinenasýl hazýrlanýlýyor?

Güzel sanatlar fakülteleri için ÖSS'den barajý geç-mek yeterli. Barajý geçenler fakültelerin açtýðý yete-nek sýnavlarýna ve mülakatlara giriyor. Yetenek sýna-výnda karakalem çizimler yaptýrýlýyor. Bunun içinseÝstanbul Sanat Akademisi gibi sýnava hazýrlýk kursla-rýnda karakalem çalýþmalarý öðretiliyor. Bir de mü-lakatlarda sorulacak sanat tarihi sorularý için sanattarihi dersleri veriliyor. Her fakültenin sýnav tarihifarklý. Bunlarý www. istanbulsanatakademi-si.com/resim adresinden öðrenebilirsiniz.

Üniversiteye giremedimdiye üzülmeyin!

ÖSS'de barajý geçtiniz; fakat 4 yýllýk ya da iki yýllýkyerlere giremediniz. Eðer yeteniðiniz varsa herhan-gi bir güzel sanatlar fakültesine baþvurabilir ve ofakültenin açtýðý yetenek sýnavýna girebilirsiniz. Mü-lakat ve bu sýnavýn sonucunda grafik, animasyon,sinema televizyon, resim, heykel, endüstri ürünleritasarýmý, geleneksel Türk el sanatlarý okuyabilirsi-niz. Ve bu bölümlerin birçoðu günümüzün en popü-ler meslekleri arasýnda, yani neredeyse iþ garanti!

cum

aERTESI

024 A Ð U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S Ý

Murat Daðýtmaç

Page 3: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

HABER MEHMET RIFAT YEÐEN

Rakamlarýn insan hayatýndaetkisi olduðuna inanýlýr. Ör-neðin Türk insaný için en mü-

him rakam 99'dur. Allah'ýn 99 ismineatýf yapýlan bu rakamýn özel olduðu bi-linir. Kadim inançlarda temel sayý ola-rak alýnan 11 rakamýnýn katý olmasýda, 99’un bu hususiyetini vurgular.100 rakamý ise bütünlüðü ve olgunlu-ðu temsil eder. Tüm bunlardan hare-ketle, özel anlam yüklenen rakamlar,sayýlarýn dilini çok iyi bilen pazarla-macýlar tarafýndan kullanýlýr. Ancaksatýþ ve pazarlama alanýnda sýkça kul-lanýlan 99 ve 100 rakamý, son zaman-larda yerini 101’e býrakmaya baþladý.

Nümeroloji (sayý bilimi) alanýndaçalýþmalar yapan araþtýrmacý yazar Al-parslan Salt, 101'in þekil dýþýnda biranlam ihtiva etmediðini vurguluyor.Bir dönem pazarlama-da kullanýlan 99 ve 100rakamlarýnýn kadimmedeniyetlerde özelmanalara geldiðini be-lirten Alparslan Salt,101'in bir geçmiþininolmadýðý görüþünde.Bu rakamýn insanlarüzerinde pazarlamaaçýsýndan bir etki bý-rakmak için tercihedildiðini söylüyor.

"Dünya TarihineYön Verenlerden 101Etkili Söz" kitabýnýderleyen Abdullah Yaþar, 101 raka-mýný karizmatik bulduðu için kita-býnda kullanmayý tercih etmiþ. 10yerine 9,9 YTL' þeklindeki psikolojikfiyatlarýn insanlar üzerinde býraktýðýetkiye benzer bir etki býraktýðýný ifa-de eden Yaþar, bu rakamýn 100'e gö-re daha tesirli olduðu kanaatinde.

"Türkiye'de Ölmeden Önce Ya-pýlmasý Gereken 101 Þey" kitabýnýnyazarý Akdoðan Özkan, bu tür ra-kamlarýn zannedildiði gibi Türki-ye'den deðil, Amerika'dan çýktýðýgörüþünde. Amerikalýlarýn rakamkonusunda bir takýntýsýnýn olduðu-nu belirten yazar Akdoðan, "Onlarölçülebilir ifadeler kullanmayý sever.Amerikan üniversitelerinde dersle-rin bile bir kodu vardýr. Ýnsanlar ora-da kodlarla konuþmaya meraklý ol-

duðu için böyle bir arz olmuþ. Ancakkitapta önemli olan içeriktir." diyor.

"35 Yaþýna Gelmeden Önce Yap-man Gereken 101 Þey" kitabýnýn ya-zarý Tuba Tezcan ise, kitabýn hazýrlýksürecinde karþýlaþtýðý metaforlar veiþaretler sonunda bu rakamýn 101 ol-masý gerektiðine karar vermiþ. Geor-ge Orwell'ýn '1984' romanýnda geçen101 numaralý odadan çok etkilendiði-ni söyleyen Tezcan, "101'in romanda-ki yeri benim kitabýmdaki yeriyle çokzýt olmasýna karþýn aslýnda hedefteayný yerde durmaktadýr." diyor. Bü-tün dinler ve inançlarda 101 rakamý-nýn özel bir yeri olduðunu ifade edenTezcan, Kur'an'da geçen KâriaSûresi'nin 101. sure olduðunu ve ký-yametin de hem bir þeylerin sonuhem de baþlangýcý olduðunu ifade

ediyor. Ayrýca ünlüMatrix filminin baþka-rakteri Neo'nun odanumarasýnýn 101 oldu-ðuna dikkat çekiyor.

Satýþ ve pazarlamadanýþmaný A. TanerÖzdeþ, pazarlamada ra-kamlarýn büyüdükçeürünlerin albenisinindüþtüðü görüþünde.Yapýlmasý gerekenlerinsayýsý azaltýldýðý takdir-de daha baþarýlý bir satýþgrafiði yakalanabilece-ðini belirtiyor. Pazarla-

ma uzmaný Dr. Engin Baran, 101 raka-mýný efsanelere ve hikâyelere konu ol-muþ bir sayý olarak deðerlendiriyor.101'in 1001 rakamýnýn mini versiyonuolduðunu söyleyen Baran, "Bin bir ge-ce masallarý hiç bitmeyen masallarýanlatmak için mecazi olarak kullanýl-mýþ. Bugün insanlara içinde 1001 tanetavsiye olan bir þeyi okutamazsýnýz.Hayatýmýzý þekillendirecek kadar çok,ama okununca da bitecek kadar azimajý uyandýran 101 rakamý bunun içinideal bir rakam. 99'dan farklý bir yapýsývar. 99 kulaða daha yuvarlak gelen,daha sempatik bir rakam. Bu rakamýnaltýnda 99 yok. 1001'in daha kolay ola-ný olarak kullanýlýyor." diyor. Bu furya-nýn geçici olduðunu ifade eden Baran,yakýn gelecekte daha farklý rakamarayýþlarý içine girileceðini belirtiyor.

Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu

cumaERTESI034 A Ğ U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S İ

101

Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki

etkisini bilen satýþve pazarlama uz-

manlarý, 99 ve100’den sonraþimdi de ‘101’i

keþfetti. Son za-manlarda 101,

pazarlamada ençok tercih edilen

rakam oldu.

101 Soruda Damga Vergisi Kanunu el kitabý, 35Yaþýna Gelmeden Önce Yapman Gereken 101Þey, 101 Soruda Azgeliþmiþlik, Türkiye'de Ölme-den Önce Yapýlmasý Gereken 101 Þey, Türkiye'deGörülmesi Gereken 101 Yer, 101 Soruda Türkle-rin Kürt Boyu, Dünya Tarihine Yön Verenlerden101 Etkili Söz, 101 Soruda Bebek Beslenmesi...

Adýnda 101 rakamýgeçen bazý

kitaplar

‘101’ Dalmaçyalý Depeche Mode ‘101’

'A Beatiful Mind' filmin-de matematik profesörüJohn Nash'in yaþadýðýodanýn numarasý ‘101’.Tayvan'da bulunan vedünyanýn en yüksek bi-nasýnýn adý Taipei ‘101’Matrix filminde baþka-rakter Neo'nun oda nu-marasý ‘101’.

FO

TO

ÐR

AF

: R

EU

TE

RS

Ýçinden 101’geçenler

Page 4: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

cum

aERTESI

044 A Ð U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S Ý

YAZIREYHAN YAZICI

(TASARIMCI)

Þýk, zarif, ra-hat ve modern

görünmenin enkolay yolu ti-

þörtlerden geçi-yor. Hem de

geçtiðimiz sene-lere inat uzun,bol, likrasýz ve

seçkin görünüþ-lü kesimleri ile.

1920'lerde doðan ve 90'lý yýllarda

olmazsa olmazlarýmýzýn arasýna

girmeyi baþaran penye, moda

hangi yönü gösterirse göstersin

popülerliðini kaybetmiyor. Bay bayan, ço-

luk-çocuk penye giysilerden vazgeçemiyo-

ruz. Sadece bizler mi modacýlarda koleksi-

yonlarýnda penyeden vazgeçmiyor. Hatta ti-

þört modelleri yeni akýmlara, yeni tartýþma-

lara neden oluyor. Özellikle gençlik penye

tiþörtlerin zemin olduðu yeni akýmlara hýzla

ve gönüllü üye oluyor, yani giyiyor. Farklý

tiþört tasarýmlarýnýn gençler arasýnda bula-

þýcý hastalýk gibi hýzla yayýlmasý, yeni giyim

alýþkanlýklarýnýn da daha çabuk benimsen-

mesini ve doðal karþýlanmasýný saðlýyor.

Gençlerin giydiði farklý ve uçuk kaçýk tiþört-

lere zamanla gözlerimiz aþýna oluyor. Me-

sela geçen sezonda, daha önce bize çok

farklý gelen, ulaþýlamaz, asla giymem diye-

ceðimiz yýrtýk tiþörtler normal kýyafet statü-

sünde kullanýlmýþtý. Çamaþýr suyu deðmiþ

gibi görünen, solmuþ, yýpranmýþ tiþörtler ise

içlerinde en masum olanlarýndandý. Yakala-

rý sarkmýþ modeller en ünlü markalarda

yüzlerce dolar bedelle kapýþ kapýþ satýldý.

Hele; bir deðil iki beden küçük görünen bel

kýsmýný tamamen açýkta býrakan tiþörtlere

ne demeliydik...

Ýlk çýktýðý zaman bunlarý kim giyecek de-

dirten kýsacýk tiþörtleri kýsa sürede pek çok

kiþinin üzerinde gördük. Adeta salgýn gibi

yayýlan bu akým pek çok ebeveyni çýldýrtsa

da hemen tüm bilindik markalarýn koleksi-

yonlarýnda bu tip kýsacýk tiþörtlere aþina ol-

duk. Kimi "böbrek rahatsýzlýðýna sebep ola-

cak bunlar" derken kimileri ise "bu da mo-

da mý?" diyerek tepkisini belirtse de zaman-

la normal olarak algýlanmaya baþlandý. Bel

kýsmýnýn kapatýlabileceði uzunlukta yani

normal ölçülerde tiþört bulmanýn hayal ol-

duðu dönemler çok uzaðýmýzda deðil. Bu

tarz tiþörtlerin demode karþýlandýðý dönem-

ler, içinde bulunduðumuz sezona kadar de-

vam etti.

Tiþörtler normale döndü Nihayet normal uzunluða ve bolluða ulaþantiþört pek çok kiþiyi rahatlattý. Yakýþanýn dayakýþmayanýn da giydiði kýsa ve daracýk ti-þörtler rahatsýz kullanýmlarýnýn yaný sýra ba-zý çirkin görüntülere de neden oluyordu. Biztasarýmcýlarýn da severek tasarladýðý 2007 ti-þört modelleri rahatlýklarý ve modern görü-nümleri nedeni ile beðeni topluyor.

Dünya moda akýmlarýnýn doðal olanadönüþ yapmasý ile birlikte yeniden biçimle-nen tiþörtler yine gençliðin gözdesi olmayadevam ediyor. Yapay ve sýra dýþý görüntü-den uzak, daha natürel ve özgür formlu mo-deller neredeyse tunik boylarýna ulaþan öl-çüleri ile kullanýlabilir þýklýðý yansýtýyor.Geçtiðimiz sezon trendlerinin tersine kýsa-cýk olan tiþörtler demode kabul ediliyor.Daracýk olanlarý da aynen kýsa tiþörtler gibi

rafa kalktý. Modeller ne kadar uzun ve bololursa o denli trend oldu.

Robadan kesimli, pilili, büzgülü, drapelitiþörtler, birer bluz edasý ile spor göründüðükadar klasik de kullanýlabilir. Ýpekimsi, dö-kümlü kumaþlarý ile yaz mevsimini serin ge-çirmenize yardýmcý olacak modeller de heryaþ grubunun beðenisini topluyor. Kumaþpantolonlarla klasik forma dönüþtürülebilentiþörtler bol uçuþan etekler ve rengârenk ke-merler ile masalýmsý coþku veriyor.

Kilolarý gizleyen tiþörtler Kesimlerdeki özgür ve bol formlar sayesin-de fazla kilolar da kamufle edilebiliyor. Lafaramýzda hanýmlarýn en büyük sorunu olangöbek ve basen fazlalýklarý bu sezonun ti-þört modasý ile bertaraf ediliyor. Hem mo-daya uyayým hem de zayýf görüneyim diyor-sanýz dolabýnýzdaki kýsa tiþörtleri ortadankaldýrýn ve asimetrik kesimli, aþaðýya doð-ru bollaþan tiþörtlerden bir iki tane edi-nin. Gece-gündüz ayrýmý olmaksý-zýn kullanabileceðiniz tiþörtleri ak-sesuarlarýnýz ile birlikte zenginleþtire-bilirsiniz. Spor kýyafet olarak hayatý-mýza giren tiþörtlerin son yýllarda

lüks kýyafet sýnýfýna da girdiðini hatýrlat-makta fayda var. Dior, John Galliano, GUC-CI, Yves Saint Lauren, GUESS, ARMANIgibi markalar dahi tiþörtlere önemle yer ve-riyorlar. Hatta artýk sadece tiþört üretenmarkalar var. Punk, hip-hop, graffity tarzýnýbenimsemiþ markalarýn yaný sýra OttomanEmprime, B Türk gibi folklorik desenleri ileöne çýkan kültürel tiþörtler de moda ile aný-lýyor. Tiþört öylesine önemli bir parça halinegeldi ki, neredeyse tüm modacýlar kenditarzýný ifade eden tiþört tasarýmlarý yapmayabaþladý. Lüks markalarýn yüzlerce dolara sa-týlan ürünlerinin yaný sýra 10-15 YTL'ye sa-týlan tiþörtler de bol, rahat, kullanýþlý, doðalformlarý ile bu yaza damgasýný vurdu.

Düz renkler 80'leri hatýrlatýyorKesimleri ile olduðu kadar renk ve desenle-ri ile de büyük deðiþikliðe uðrayan tiþörtler-de daha çok sarý ve tüm renklerin en canlýtonlarý kullanýldý. Renkleri ile iddialý olanmodellerde baskýlara fazla yer verilmediðinisöylesek de mini geometrik desenler, minikgümüþ yazýlar, pauntiyeler, boyuna kulla-nýlmýþ çizgi baskýlar da çok þýk duran desen-ler arasýnda. Tuþelerin oldukça yumuþak vedökümlü olmasý incecik çizgilere ve GüneyAmerika'dan ilham alýnmýþ kocaman tropi-kal çiçeklere, yapraklara uyum saðlamýþ.Baðlamalý bel detaylarý da tiþörtlere eþlikediyor. Anvelop tiþörtler klasikleþmiþ renkve modellere baðlý kalmadan özgürce seçimyapýlabilmesine imkân veriyor. Drapeli,korsajdan baðlý, floral desenli penyeler,uçuþan incelikteki kumaþlar ile hazýrlanmýþ.Siyah beyaz puantiyeli, çizgilerin yaný sýrametalik dokunuþlu zarif baskýlar, buruþuketekler, volümlü bluzlar ve renklerin hare-ket kattýðý tiþörtler üst üste giyilebilecek þe-kilde tasarlanmýþ. Sezonun gözdesi asit sa-rýsý ve acý yeþile mor, lila, parlament mavi,beyaz ve gümüþ griler tiþörtlere net bir gö-rüntü kazandýrýyor. Bu yaz daha çok düzrenklerin moda olmasý 1980'leri günümüzetaþýyor. Neon renklerin kullanýldýðý tiþört-lerde beyaz ile kombinlenen tercihler kar-maþýklýðýn sadeliðe dönüþmesine imkân ve-riyor. Minik karpuz ya da kimono kollar isetiþört tasarýmlarýnda baþý çekiyor.

Nihayet tiþörtlerin boyu uzadý

Page 5: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

cumaERTESI054 A Ğ U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S İ

Bu bir “yüzen adaihbar hattý”. Ata-

türk Üniversite-si’nden Prof. Dr.

Ýhsan Bulut tarafýn-dan kuruldu. Hat-týn numarasý 0505644 20 04. Eðer si-

zin yaþadýðýnýz böl-gede de bir yüzen

ada varsa ÝhsanBey hemen gelip

görüyor, tespitleriniyapýyor ve, “DünyaYüzenada Bibliyog-rafyasý”na ülkemi-zin bu güzel ve þi-rin adalarýnýn kay-

dýný yaptýrýyor.

HABERSEVÝNÇ ÖZARSLAN

FOTOÐRAFLARYAÞAR DURUKAN

“Yüzen adalar” kavramý Türkiye içinhenüz çok yeni; ancak Atatürk Üniver-sitesi Coðrafya Fakültesi’nden Prof. Dr.Ýhsan Bulut, eðer iyi deðerlendirilirse

bilimsel geziler, doða eðitimi, eko-turizm, biyo-tu-rizm, kuþ üreme alanlarý olarak bu adalarýn turizmeönemli katký saðlayacaðýný söylüyor. Yüzen adalarkonusunda 2002’den bu yana araþtýrmalar yapanBulut, Türkiye’deki adalarý tespit eden en yetkili pro-fesörlerden biri. Kurduðu “yüzen ada ihbar hattý” ileülkemizin her yanýndaki adalarý anýnda belirleyipAmerika’da yayýnlanan “Dünya Yüzenada Bibliyog-rafyasý”na kaydýný yaptýrýyor. Buna göre þu anda ül-kemizde toplam 22 yüzen ada var. Türkiye’nin he-men her yöresinde yüzenadalara ve oluþumlarýnarastlamak mümkün. Bulut,tamamlanma aþamasýndaolan üç yüzen adayla ilgiliaraþtýrmalarýnýn devam etti-ðini belirtiyor. En son Tor-tum Zökün Gölü’nde yenibir ada tespit edilmiþ. Diðer-leri Artvin’in Yusufeli ilçesiKýlýçkaya beldesine yakýnGöllü mezrasýnda ve LadikGölü’nde. Geçen yýl Erzi-can’ýn Ahmediye köyündebulunan adanýn sadece Tür-kiye’nin deðil, dünyanýn enbüyük yüzen adasý olduðuiddia edilmiþti. Ancak Bulut,dünyadaki en büyük yüzenadalar hakkýnda henüz birderecelendirme ve alan bü-yüklüðü çizelgesine rastla-madýklarýný belirtiyor.

Ýhsan Bulut, Türkiye’nin yüzen adalar açýsýndanbir cennet olduðunun, bibliyografya yazarý ChetVan Duzer ile sürekli yaptýðý görüþmelerde ortayaçýktýðýný söylüyor. Bulut, “Turizm sektörünün geliþ-tiði ve turist profilinin giderek çeþitlendiði ülkemiz-de yüzen adalar tanýtýmý yeni, ziyaretçisi henüz çokkorunmasý gereken önemli bir doðal kaynak olarakdeðerlendirilmeli. Sulak alan olmalarý nedeniylesahip olduklarý, ilginç flora ve fauna özellikleriylepek çok doða bilimcisinin araþtýrma alanlarý olarak,ulusal ve uluslararasý turizm açýsýndan doða turiz-mi, doða eðitimi, eko-turizm, biyo-turizm gibi et-kinliklerin yeni gözdesi olarak ilgi beklemektedir.”diyor ve en son tespit ettikleri Zökün Gölü’ndebulunan iki yüzen adanýn en önemli özelliðininErzurum’un þehir merkezine çok yakýn olduðunu;ancak buna raðmen araþtýrmacýlar ve kamuoyu-nun dikkatini çekemediðini belirtiyor.

Ýlk adalar Bingöl’de... Türkiye’deki ilk yüzen adalarý Bingöl’ün Solhan Ýl-çesi, Hazarþah köyünde halk tarafýndan keþfedil-miþ. Biz de Yaþam Ýçin Sivil Toplum Derneði’ninturizm projesi kapsamýnda bu adalarý görmeyegittik. Üzerindeki aðaçlar ve bitki örtüsü ile dikkatçeken üç küçük ada parçasý, her an batacakmýþhissi veren süngerimsi tabakasýyla fantastik birgörüntü sunuyor. Üzerine binildiðinde sal gibiaðýr aðýr her tarafa hareket ediyor. Gölde aslýndayedi adet yüzen ada varken, köylüler ot biçmekiçin diðer adalarý birleþtirdiði için bu sayý üçe in-miþ. Yüzen ada deyince, aklýnýza hemen kocamankara parçalarýnýn deniz üzerindeki gezintisi gel-

mesin. Daha küçük ada parça-cýklarýnýn durgun göl suyunda-ki kýsa yolculuðu þeklinde tarifetmek daha doðru. Terördenyorgun ve bitap düþmüþ bir þe-hir olan Bingöl için yüzen ada-lar önemli bir ümit kaynaðý.Bingöl’ün yetkilileri de, halkýda bu adalardan güç alarak þe-hirlerini geliþtirmek için hare-kete geçirmiþ durumda. BingölSivil Toplum Derneði yönetici-si Ýbrahim Buyankara, Bin-göl’ün turizm sektöründe ta-nýnmasýný saðlamak, þehirimajýný turizm merkezi olarakgüçlendirmek için projeler ge-liþtiriyor. Bingöl-Solhan kara-yoluna 4,5 kilometre uzaklýktabulunan, Doða Koruma veMilli Parklar Genel Müdürlü-ðü’nce koruma altýna alýnanyüzen adalar, doða turizmine

açýlarak turist çekilmesi hedefleniyor.

Yüzen adalar nasýl oluþuyor?Rüzgarla hareket eden yüzen adalar, bitki kök vesaplarýnýn, canlý kök ve çürüklerinin birikmesiyle vebirbirine yapýþarak organik madde oraný yüksek sý-ký keçemsi bir doku oluþturmasýyla meydana geli-yor. Birbirine tutunan bu bitkiler, suyun üstünde salgibi yüzmeye baþladýktan sonra üzerinde bitkiler,hatta aðaçlar yetiþebiliyor. Nitekim Bingöl yüzenadalarýnýn üzerinde üç adet diþbudak aðacý ve çalý-lar vardý. Rüzgarýn estiði yöne doðru yer deðiþtirenadalar, büyüklüklerine göre sýrýklarla da itilebili-yor. Ýhsan Bulut, oluþumu yüzlerce hatta binlerceyýl süren adalarýn bilinçsiz yararlanma sonucu ký-sa sürede yok olabileceðini ve bu nedenle turizmekazandýrýlmasý kadar korunmasýnýn önemli oldu-ðu gerçeðini önemle vurguluyor.

Alooo, yüzen ada bulduk!

Bingöl: Solhan ilçesi, Hazarþah köyünde 3 tane. Erzurum: Olur ilçesi, Sülük Gölü’nde 1 tane. Erzurum: Zökün Gölü’nde 2 tane. Afyon: Eber Gölü’nde 1 tane. Konya: Akþehir Gölü’nde 1 tane.Erzincan: Ahmediye köyünde 1 tane. Artvin: Yusufeli ve Þavþat’ta toplam 12 tane.Denizli: Iþýklý Gölü’nde 1 tane. Ýçel: Gülnar ilçesi, Demirözü köyü Adalýgöl’de 1 tane. Adýyaman: Çat Baraj Gölü’nde çok sayýda. Samsun: Ladik Gölü’nde çok sayýda. Kayseri: Sultansazlýðý’nda çok sayýda.

Tespit edilen yüzen adalar

Ýhsan Bulut

Page 6: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

HABERTUNA GÜREL

FOTOÐRAFLARÝSA ÞÝMÞEK

Beyaz Fýrýn’ýnpasta ustasý Ye-

þim Erol’un hayathikayesi, “Hatýrla

Sevgili” dizisin-deki Güzide’ye

benziyor. Erol, ÝÜFelsefe Bölü-

mü’nü bitirdiktensonra soluðu

Chicago’da pasta-cýlýk okulunda al-mýþ. Güzel pasta-

larýyla adýndansöz ettiren

Erol’un ilginç hi-kayesi...

cum

aERTESI

064 A Ð U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S Ý

“Hatýrla Sevgili” dizisinde‘pastacý kýz’ Güzide’nin il-ginç hikayesini, dizinin mu-davimleri hatýrlar. Paris’te

pastacýlýk okumak için evden kaçan Gü-zide, iyi dereceyle mezun olup Türki-ye’ye döner. Babasýnýn sahip olduðupastane, Türkiye’nin en iyi pastanelerin-den biridir. Ama o babasýnýn yanýndaçalýþmak istemez ve baþka pastanede(Necdet’in pastanesinde) çalýþmaya baþ-lar. Her iki pastane arasýnda bir rekabetyaþanýr, bu bir anlamda baba ile kýzýn re-kabetidir. Bunlarý niye mi anlattýk? Çün-kü birazdan hikayesini paylaþacaðýmýzpastacý Yeþim Erol’un öyküsü, “HatýrlaSevgili”nin Güzide’sinin hayat hikaye-siyle büyük oranda benzerlik gösteriyor.Özel günlerimizin vazgeçilmezi, renga-renk süslemeleri ile iþtah kabartan da-vetlerimizin en önemli unsuru, hayatý-mýzýn finalleri ve baþlangýçlarýna þahiklikyapan pastalarýn, bir pasta ustasýnýn að-zýndan tatlý hikayesi.

Gýda mühendisi bir babanýn kýzý ola-rak Ordu’da dünyaya gelen Yeþim Erol,Saðra’nýn çikolata fabrikasýndan gelençikolata kokularýný içine çekerek büyür.Yabancý filmlerde gördüðü pas-tacý karakterlerine hayranlýkduyan Erol’un aðabeyininbir doðum gününde aldýðýoyuncak mutfak seti, ço-cukluðunun en büyük he-diyesi olur. Çocukluðuylailgili hatýralarý hep tatlarüzerinden gider. De-nizli’de yediði yoður-dun lezzeti, Tokat’tayediði biberin tadý veþekli, Ýzmir’in dondur-masý gibi... Biraz da aile-sinin teþvikiyle Ýstanbul Üni-versitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölü-mü’nü kazanýr. Finallere çalýþmasý gere-ken bir dönemlerde, mutfak ekipmanla-rýnýn ve pastacýlýk ürünlerinin tanýtýldýðýfuarda dolaþýr, yurtdýþýndaki okullarýn ta-nýtýldýðý eðitim fuarlarýný hiç kaçýrmaz vepastacýlýk bölümlerini inceler. Evde dersçalýþýrken bir gözü televizyondaki yemekprogramlarýndadýr. Yaþýtlarý haber ya damagazin dergilerini takip ederken o ye-mek dergilerini dikkatle okur ve onlarýntariflerini dener. Okul biter; ama Erol’unçocukluðundan bu yana rüyalarýný süsle-yen ‘pastacýlýk’ sevdasý bitmez!

Pasta yapmayý öðrenmek için Ameri-ka’ya gitmenin planlarýný yapar yapmasý-

na da babasý bu iþe biraz karþýdýr. Bundansonrasýný Yeþim Erol þöyle anlatýyor: “Pas-tacýlýðý sýfýrdan baþlayarak öðrenmek iste-dim. Önce kendimi Chicago’da bir dilkursunda buldum. Ardýndan Food Servi-ce Management/ Culinary Arts program-larýný tamamladým. Bu süreçte çeþitli otel-lerde stajýmý yapýp çalýþmaya baþladým.Tabloyu tamamlamak için yapmam gere-ken tek bir þey kalmýþtý geriye; “Fransýzpastacýlýðý”. Chicago French Pastry Scho-ol programýna kaydoldum...”

Buradan mezun olduktan sonra,Fransa’nýn en iyi otellerinden biri olanSOTIFEL’in mutfaðýnda çalýþmaya baþla-yan Erol için Türkiye’ye dönüþ vakti gelir.Yurtdýþýndaki eðitim ve iþ hayatýnýn ar-dýndan Türkiye’de pasta ustasý olarak ça-lýþma fikri onu korkutur. Büyük bir otel-de çalýþmayý düþünürken Beyaz Fýrýn’dabulur kendisini. Aslýnda pastaneler depastacýlýk yapmayý hiç düþümez Erol.Ama Beyaz Fýrýn, Yeþim Yýlmaz’ýn pasta-nelere bakýþýný deðiþtirir.

Yeþim Erol’a göre Türkiye’de pastaanlayýþýyla Batý’daki lezzet arasýnda epeyfark var. Bizde hafif, az kremalý, bol mey-veli, keki bol olan pastalar kabul görür-ken, Avrupa’da pastanýn lezzeti, aroma-

sý ve sadeliði önemli. Bu, yemek vealýþveriþ kültürü ile paralellik

gösteriyor. Bizde tatlýlar, pasta-lar genelde kutlamalar, misa-firlikler ve davetlerde hatýr-lanýyor. Avrupa’da dahaçok günlük hayatýn bir par-çasý gibi... “Pastacýlýkta ençok etkilendiðimiz ve alýþ-kanlýklarýný sürdürdüðü-müz kültür Fransa.” diyen

Erol, pastacýlýkta eski tarzsüslemelerden ve aðýr malze-

me kullanýmýndan uzaklaþýlarakdaha sade ve daha düz çizgilere geçildi-ðinin altýný çiziyor.

Ýyi bir pastanýn ortaya çýkmasý içinsayabileceðiniz altýn kurallar neler?”sorusunu þöyle cevaplýyor: “Altýn ku-rallardan biri iyi ve taze malzeme, reçe-teye gramaj olarak uymak... Kullanýlanmeyvenin aromasýný korumasý için azislemek. Deðiþik texturelari bir aradakullanmak. Pastanýn dile, kulaða vebeyne verdiði mesajlar da çok önemli.Tatlý, ekþi, baharatlý, acýmsý gibi deðiþiktat duyularý pastayý fark edilir kýlanözellikler. Ve farklý olma kaygýsýyla, alý-þýlan ve sevilen damak tadýndan uzak-laþmamaya özen gösterilmeli.”

Feza Gazetecilik AÞ Adýna Sahibi ALÝ AKBULUT

Genel Yayýn Müdürü EKREM DUMANLI

ERTE

Si

cum

a

Yönetim Yeri: Zaman Gazetesi 34194, Yenibosna, Ýstanbul, TEL: 0212 - 454 1 454Faks: 0212 454 14 96, www.zaman.com.tr, Baský: Feza Gazetecilik A.Þ. Tesisleri

ZA

MA

N G

AZ

ET

ES

Ý’N

ÝN C

UM

AR

TE

EK

ÝDÝR

Genel Yayýn Müdür Yard.MEHMET KAMIÞ

Genel Yayýn EditörüALÝ ÇOLAK

Yayýn Editörü ABDULLAH KILIÇ

Görsel YönetmenFEVZÝ YAZICI

Tasarým DirektörüMUSTAFA SAÐLAM

Sayfa TasarýmSÝNAN TAÞGETÝRENYASEMÝN ALAY

Sorumlu Müdür ve Yayýn Sahibinin TemsilcisiALÝ ODABAÞI

Reklam Grup BaþkanýYAKUP ÞÝMÞEK

Reklam Satýþ KoordinatörüBEYTULLAH DEMÝR

Reklam Satýþ YöneticisiHÜSEYÝN BELLÝ

Yayýn Türü: Yerel Süreli

Ayakkabý Dünyasý'ndaindirimler devam edi-yor. Dünyanýn ve Türki-ye'nin en popüler mar-kalarýna süper indirim-ler yapan AyakkabýDünyasý'nda yazlýklarbitmek üzere.

Yazlıklar bitiyorKupa Genç Odasý 3-16 yaþ grubu kýzlariçin küçük prensesleradýyla genç odasý ha-zýrladý. Kupa GençOdasý Maðazalarý'ndasatýþa sunuluyor.0216 593 30 00

Yazlıklar bitiyorA Y A K K A B I M O B Ý L Y A

Porland Porselen, Bi-lecek tesislerinde fýr-sat çadýrý kurdu. Bu-rada Porland porse-lenlerini yüzde 50 in-dirimle alabilirsiniz.

Porselen çadırı kuruldu

M U T F A K

Mudo Concept'te büyükyaz indirimi var. Özel in-dirim için hazýrladýðý Fýr-sat Rehberi'nde tümürünleri görebiliyor, in-dirimler hakkýnda bilgialabiliyorsunuz.

G Ý Y Ý M

Milli takýmlar resmisponsoru Sarar,þimdi de Beþiktaþ'ýgiydirecek. Beþik-taþlý futbolcular Sa-rar'ýn yeni koleksi-yonunu tanýttýlar.

Beşiktaş, Sarar giyiyor

G Ý Y Ý MA K S E S U A R

Tektaþ yüzüðüne renkisteyenler için Atasaydeðerli renkli taþlarlaözel tasarým yüzükleryaptý. Yüzüklerin fiyatlarý240 YTL ile 3 bin 550 YTLarasýnda deðiþiyor.

Tektaş tek renk değil

Büyük indirimeküçük rehber

Okumuþ da PASTACI o lmuþ !

Page 7: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

Et haþlamaMalzemeler: 1 kuzu but, haþlamalýkolarak parçalanmýþ (veya 5-6 incik), 2 ye-mek kaþýðý zeytinyaðý, 3-4 adet kuru so-ðan (bütün olarak), 2-3 adet havuç, 3 adetpatates, arzuya göre 1-2 diþ sarýmsak, tuz

Hazýrlanmasý: Etleri soðuk suyla yý-kayýn. Fazla yaðlarýný kesin. 2 kaþýk zey-tinyaðýný tencereye alýp etleri ilave ede-rek altýný üstünü biraz çevirerek kýzar-týn. Bütün soðanlarý, sarýmsaðý, ekleyin.Üzerini örtecek kadar soðuk su koyunve kýsýk ateþte kaynamaya býrakýn. Etle-rin piþmesine yakýn kabuklarý soyulmuþpatates ve havuçlarý büyük büyük doð-rayýp onu da ilave edip etler tamamenyumuþayana kadar piþirmeye devamedin. En son tuzunu ve 5-10 adet tanekarabiberi ekleyip servise hazýrlayýn.Servis yaparken bütün soðanlarý çýkarýpbir parça et ve birkaç parça havuç ve pa-tates ile bir miktar et suyu ile sunun. Ar-zuya göre limon suyu ile servis yapýn.

Çið börekMalzemeler: 1kg un, 1 paket yaþ maya (42gr),1,5 tatlý kaþýðý tuz, 1 su bardaðý ýlýk su.

Ýçi: 600-700gr kýyma, 3 adet rendelenmiþ kurusoðan, arzuya göre 1 diþ sarýmsak, 1-2 yemekkaþýðý zeytinyaðý, tuz.

Hazýrlanmasý: Mayayý ýlýk suya koyup eritin.Unu hamur yoðurma kabýna alýn. Maya, tuz veýlýk su ilavesiyle yumuþakça bir hamur hazýrlayýn.(ekmek ile poðaça hamuru arasýnda bir kývamda)Hamuru ýlýk bir yerde 45 dakika (ýsýnmýþ ve kapa-týlmýþ bir fýrýnda 20-25 dakika) kabarmaya býra-kýn. Bu arada içini hazýrlayýn. Ýç malzemeyi köfteyoðurur gibi yoðurun. Mayalanmýþ olan hamur-dan küçük bir mandalina büyüklüðünde bezelerhazýrlayýn. Bezeleri tatlý tabaðý büyüklüðünde(20-25 cm çapýnda) açýn. Bir yemek kaþýðý dolu-su çið içi hamurun yarýsýna yayýp yarým ay þeklin-de kapatýp kenarlarýný iyice bastýrýn. 3-3,5 subardaðý kýzgýn sývý yaðda arkalý önlü kýzartýn.

ET HAŞLAMA

ÇİĞ BÖREK

Bu aralar ailecekEdremit tarafla-rýndayýz. Ege’ye

doðru gelincebölgenin binbirçeþit otlarýndan

yapýlan yemekle-rin ve elbette ki

zeytinyaðýnýn pe-þine düþmemek

olmazdý. Amaben size et yeme-

ði tarifi veriyo-rum. Çünkü ne

zaman bu tarafla-ra gelsem, farklý

bir þeyler keþfedi-yorum.

SEBZELİ GÜVEÇ

Yazýn gelmesiyle beraber kö-þe yazarlarýnýn genelde ko-nularýnýn farklýlaþtýðýný, tatilegidenlerin ya gittikleri yerle

ilgili izlenimlerini yazdýklarýný ya da eskiyazýlarýnýn yeniden yayýnlandýðýný görür-düm. Bu haftaki yazýmda ben de yazgünlerinin bir kýsmýný geçirdiðimiz Edre-mit taraflarýnda lezzet mekânlarýný ve ye-mekleri paylaþmaya karar verdim. Yýllar-dýr gidip geldiðimiz bu yerlerde her seneyeni bir yer keþfeder olduk.

Zeytinyaðý üretimiyle, hafif ve sað-lýklý yemekleri ile ünlü olan Ege’de ilkduraðýmýz Türkiye’nin özel zeytinyaðýmüzesine sahip olmasý ile ünlü olanAdatepe. Eski zamanlardaki zeytinyaðýüretiminden günümüzdeki iþleme

yöntemlerinin tanýtýldýðý müze, aynýzamanda 1800’lerde köyde yaþayanRum bir hanýmýn logosunda yer aldýðýözel bir iþletmeye de ev sahipliði yapý-yor. Müzenin bir diðer bölümündekiküçük dükkânda da zeytinli mutfak eþ-yalarý ile özel üretim zeytinyaðlarý vesabunlar satýþa sunuluyor. (Müze ile il-gili ayrýntýlý bilgileri adatepe.com adre-sinden alabilirsiniz.) Adatepe müzesi-ni gezmekten yorulunca Edremit tara-fý-na doðru ilerleyip soldaki Adatepeköyü tabelasýndan tepeye týrmanýp köymeydanýndaki Dut Dibi Kahvesi’neuðrayýp çay ve gözlemeler eþliðindeyorgunluðunuzu atabilirsiniz.

Edremit’teki ikinci duraðýmýz Ak-çay’daki Ömür lokantasý. Uzun süre bu

bölgede iyi bir lokanta olmadýðýndandolayý gelen eleþtiriler Akçay ÖmürOteli’nin lokantasýný görünce son bul-du. Gerek et yemekleri gerekse Ege’ninmeþhur sebze yemekleri Ömür’ün te-miz ve nezih ortamýnda sunuluyor.(omurotel.com.tr adresinden detaylaraulaþabilirsiniz.)

Ýlk haftamýzdaki son duraðýmýz ar-kadaþlarýmýzýn vesilesi ile öðrendiði-miz Þahintepesi. Et ya da sebze ye-mekleri yerine balýðý tercih ediyorsa-nýz ve Altýnoluk taraflarýnda isenizAltýnoluk’u geçince tepeye çýkarakvaracaðýnýz Þahintepesi’nde lezzetlibalýklar ve salatalar bulabilirsiniz.

Bu haftanýn tarifleri, bu hafta Ege’detattýðýmýz lezzetlerden bazýlarýný içeriyor.

Bir baþkadýr Ege’nin yemekleri

cuma 074 A Ğ U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S İ ERTESI

Sebzeli güveçMalzemeler: 1 kg kuzu kuþbaþý et,10-12 adet arpacýk soðan, 10 diþ sa-rýmsak, 7-8 adet domates, kabuðusoyulup küp doðranmýþ 2 adet pata-tes, soyulmuþ ve küp doðranmýþ, 3-4adet sivri biber, ikiye bölünmüþ, 3 detpatlýcan, küp doðranmýþ ve tuzla ovu-lup suyla iyice yýkanmýþ, 2-3 yemekkaþýðý zeytinyaðý, tuz, tane karabiber.

Hazýrlanmasý: Toprak güveç kabýna 2-3 yemek kaþýðý zeytinyaðý, yemeklikdoðranmýþ soðanlarý ve soðuk suyla yý-kanmýþ etleri ilave edin. Etler býraktýðýsuyu çekene kadar karýþtýrarak piþirin.Sýrayla patlýcan, patates, sivribiberleriaralarýna sarýmsak serpiþtirerek güve-ce dizin. Elinizle hafifçe bastýrarak gü-vecin içine yerleþtirin. Tuzu ve karabi-beri serpin. En üstü domateslerle ka-patýn. Güvecin aðzýný yaðlý kâðýtla sýkýcakapatýn. 250 C’lik fýrýnda 1 saat kadarpiþirin. Sebzeler piþince servis yapýn.

Page 8: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

cum

aERTESI

084 A Ğ U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S İ

Sâmiha Ay-verdi’den söz

açarken, tarih,aný, roman ya-zarý mý diyece-

ðiz? Öyküler,düzyazý þiirlerkaleme getir-

miþ. Mektuplar,makaleler, günü

gününe tutul-muþ konuþma,

görüþme notlarý.FOTOÐRAFLAR

MUSTAFA KÝRAZLIKÜRÞAT BAYHAN

Ýstanbul Geceleri’nin bende-ki baskýsý 1971 tarihini ta-þýyor. Eserin ikinci baskýsý.Ama ben, Ýstanbul Gecele-

ri’ni, 1971’den epey sonra okudum.1980’lerde Nezihe Araz salýk vermiþti.

Nihad Sami Banarlý, özlü giriþ yazý-sýnda, “Hakikat þudur ki, bize bizi ta-nýtýp sevdirecek böyle kitaplara ihtiya-cýmýz çoktur” diyor.

Bununla birlikte, Ýstanbul Gecelerisoyundan eserlerin çokça yazýlabileceðikanýsýnda deðilim. Týpký Boðaziçi’ndeTarih gibi. Bana sorarsanýz, Boðazi-çi’nde Tarih; hangi çapta ve deðerdeolursa olsun, bir ‘benzer’i ancak ‘taklit’olacak kitaplardan. Bütünüyle yaratýcý,kiþisel bir duyuþun, düþünüþün verimi.Týpký Ýstanbul Geceleri gibi.

Sâmiha Ayverdi’den söz açarken,tarih, aný, roman yazarý mý diyece-ðiz? Öyküler, düzyazý þiirler kale-me getirmiþ. Mektuplar, makaleler,günü gününe tutulmuþ konuþma,görüþme notlarý.

Ýbrahim Efendi Konaðý roman mý,monografi mi? Karar vermek güç. Ay-verdi’nin eserlerinin hepsinde tarih, ro-man ve aný iç içe. Deneme yazdýðýndabile. Sonra gönül eðitiminin köklü izle-ri. Yazarlýk yaþamý boyunca süren ‘yer-lilik’ arayýþý, tutkusu.

Eserlerinde, çaðdaþlarýndan haylifarklý bir tutumu seçerek, dinin,inancýn geniþ yelpazesine eðildi. Biryandan da baðnazlýða ödünsüzcekarþý çýktý. Yolcu Nereye Gidiyorsun?(1944), Mesihpaþa Ýmamý (1948) gibiromanlarý, on dokuzuncu yüzyýldanyirminci yüzyýla geçiþte, MüslümanTürk insanýnýn duyarlýklarý, ruh sar-sýntýlarý, endiþeleriyle yüklüdür.

Yolcu Nereye Gidiyorsun?, ÝkinciMeþrutiyet döneminde Ýstanbul yaþa-masýna yer veriyordu. Ortaoyununu,meddahý Ayverdi’den okursanýz, farklýyaklaþýmý saptarsýnýz: Hep bir son nok-ta, hep yitip gidiþ. Bu romanda, Tan-burî Cemil Bey’in ney taksimlerine ay-rýlmýþ sayfalar, eski musikiyi bilmeyen-leri bile etkiliyor.

Romanlarýn moda çaðlarý, modalarý,hatta moda kiþileri vardýr. MesihpaþaÝmamý’nýn kaleme getirildiði dönemde,bir imamý roman kiþisi yapmak eniko-nu þaþýrtýcý bir giriþimdi. Hem moda dý-þý, hem baskýn anlayýþtan uzak.

Behçet Necatigil, EdebiyatýmýzdaÝsimler Sözlüðü’nde Sâmiha Ayverdi’yiþöyle yorumluyor: “Heyecanýný aile vetoplum geleneklerinden alan, hayatolaylarýný çokluk din ve tasavvuf açý-sýndan deðerlendiren romanlarýyla sa-natýna bir özellik saðladý.”

Bu özelliði, yazarýn bildiði yoldainatla tek baþýna gidiþi, bazý kesimlereonu biraz geç ulaþtýrdý. Hele, yüksekedebî deðerinin örtük kalmasýna yolaçtý diyebilirim.

Eserini geç okuyanlardan biri-yim. Bunu þunun için söylü-

yorum: Edebî eserleri,sað ya da sol

dünya görüþlerinin týrpanlayýþlarýyladeðerlendirmek, bizde eski hastalýktý.Ve Türkiye’ye çok vakit kaybettirdi.Hastalýk artýk iyileþti mi, bilmiyorum…

Sâmiha Ayverdi, Müslüman Türkdünyasýný ayrýntý zenginlikleriyle iþ-ledi. Zaman zaman söyleþi havasýn-da, zaman zaman gerçekten þiirli biranlatýmla örülmüþ bu eserler, çaðdaþedebiyatýmýzýn alabildiðine özgün,seçkin örnekleri arasýnda.

Edebî ve Mânevî Dünyasý Ýçinde Fa-tih, Ýstanbul’un Bizans’tan Osmanlý’yageçiþinin bir panoramasýdýr. Yazar, ese-rinde, dinî kaynaklardan, yüzyýllarýnimbiðinden süzülmüþ -fakat unutulma-mýþ- efsanelerden, günümüz okurununulaþamadýðý eski tarihlerden yola çýka-rak, esinlenerek, Fatih’in portresini çi-ziyordu. Okurken, Ýstanbul’un Bi-zans’tan gitgide uzaklaþmasýna, Ýstan-bul’a yeni bir kimlik kazandýran Os-manlý dünyasýna tanýklýk ediyorduk.Ne var ki, Ayverdi, Bizans’ý bir çýrpýdasilip atmýyor, hamasetten yardým um-muyor; teslim olmayan son imparatorugülünç düþürmeye gönül indirmiyordu.

Ayný serinkanlý yaklaþýmla; Boðazi-çi’nde Tarih, Boðaziçi’nin semt semt,köy köy gezintisi, bir yandan da Os-

manlý Ýmparatorluðu tarihi içinde za-mana, ama daha çok, ‘Ýstanbul’da za-man’a yolculuktur.

Yazar, yüzyýllarýn tarihî olaylarýna,yaþantýlarýna, sanatýna, kültürüne, ge-lenek ve göreneðine; çocukluðu, gençli-ði boyunca yakýndan gözlediði Boðazi-çi’ni katýþtýrarak, bir kez daha vurgula-mak gerekirse, benzeri olamayacak bireser armaðan etmiþtir. Böylece Boðazi-çi’nde Tarih, imparatorluðun yükseliþ,duraklayýþ, çöküþ günlerini Boðazi-çi’nde yaþatýr.

Abdülhak Þinasi Hisar’ýn olaðanüs-tü güzellikteki Boðaziçi Mehtaplarý’nda,zaman, anlatýcýnýn yaþantýsýyla sýnýrlý-dýr. Boðaziçi’nde Tarih ise, tarihin za-manýnda âdeta kaybolmak istemiþ biranlatýcýya iþaret eder. Bu, hayli geniþzamanýn eþliðinde, Osmanlý-Türk kül-türünün nitelikleri, uygarlýðýmýzýnüzerinde henüz pek durulmamýþ bir-çok özelliði eserin baþlýca deðerlendi-riþ kýstasýdýr. Kaybolana, terk edileneyas þarkýsý deðildir Boðaziçi’nde Ta-rih. Tam tersine, feda ediþlerin kaygý-

sýyla yüklüdür.Boðaziçi’nin semt semt peyzajlarýný

çizen yazar, Ýstanbul’un özel bir yöre-siyle bütün þehri dile getirme olanaðý-na kavuþmuþ gibidir. Özetle, Boðazi-çi’nde Tarih, Ýstanbul’u yalnýzca bir pa-yitaht olarak saptamaz. Bu þehir, doð-rudan doðruya, imparatorluðun çekir-deði, atardamarýdýr.

Ayverdi’nin bakýþ açýsýyla, Boðazi-çi’ni yýllarca ayakta tutan “vakýf mües-sesesi”, Osmanlý-Türk uygarlýðýnýn ev-rensel uygarlýða bir katkýsý, imparator-luðu ayakta tutmuþ büyük bir güçtür.

Ayný þekilde, inançlardan gelenekle-re, yaþama biçiminden sanat kollarýna,Ýstanbul’un dünyasýný sürüp giden, ke-sintiye uðramayan bir çizgide görmüþSâmiha Ayverdi, kültürümüzün, yeni-likler, Batýlýlaþma, yenilik hareketlerikarþýsýnda yozlaþtýðý, çöktüðü kanýsýnavarýyordu. Toplu eserinin birçok sayfa-sýnda. Belirtmek isterim ki, yeniliklere,Batýlýlaþma’ya karþý bu mesafeli bakýþ,hatta ‘yeni zaman’ý görmezden geliþ,yok sayýþ beni hep düþündürttü. Bu tu-tum ve tercihle baðdaþmama imkânyok. Öte yandan, yazarýn tutarlýlýðýna,düþüncesinden ödün vermeyiþine say-gýmý özellikle söylemek istiyorum.

Daha Ýstanbul Geceleri’nde, yazar,Ýstanbul’un çehresini deðiþtiren etken-ler arasýnda, Batýlýlaþma’yý ve yenilikçi-liði gördüðünü açýkça kaleme getirmiþ.Ýstanbul Geceleri’nde bazý semtler,özellikle alafrangaya kucak açmýþsemtler gönle uzak tutulmuþ:

“Nereye gideyim? Bir lâmelif çi-zip Adalar’a mý, yoksa Kadýkö-yü’nden Pendik’e kadar boydan bo-ya gerilen Marmara kýyýlarýna mý?Belki ne oraya ne buraya…

Zira ömrümüz boyunca âþinalýk et-meye mecbur olduðumuz halde, mu-habbet ve samimiyet kuramadýðýmýzkimseler gibi bazý semtler için de, böy-lece bir yakýnlýk ve hasret duymayýz.”

Ýþte Adalar, Ayverdi için, “yakýnlýkve hasret” duyulmayan yerlerdendir:“Bugün tertemiz yollarý, süslü bireroyuncak gibi, çiçekli bahçeler arasýnaoturtulmuþ köþkleri, ta sahilden tepele-re kadar týrmanan çamlarý ile Ýstanbul-lu’nun ileri ve gözde bir sayfiye yeriolan Adalar, ne çare ki fetihten bu ta-rafa olan tarih boyunca, þehre yerli bir

çeþni ile katýlamamýþ, liyme liyme ol-muþ Bizans kitabýnýn bir köþeye sýkýþýpkalan tek sahifesi gibi, metninin çizgi-lerini muhafazada yakýn zamana kadarinat etmiþtir.”

Buna karþýlýk, geleneðin korundu-ðu, törel dünyanýn henüz büsbütüngöçmemiþ, yýkýlmamýþ olduðu ötekisemtlere, meselâ þehrin Ýstanbul yaka-sýndaki semtlerine þiirin, sevgi ve þef-katin diliyle yaklaþýlmýþtýr. O kadar ki,Ýstanbul Geceleri’ndeki “Tavukpazarý”,sýrf bu sebeple hoþ görülür ve yazaraen anlayýþlý, hoþgörülü sayfalarýndanbazýlarýný yazdýrtýr.

Roman, aný, monografi, yaþamöy-küsü, yorum ve gözlem karýþýmý, benceyepyeni, enikonu ‘yenilikçi’ bir tarzdayazýlmýþ Ýbrahim Efendi Konaðý, Sâmi-ha Ayverdi’nin yaþadýðý günden, yaþa-dýðý Ýstanbul’dan artýk büsbütün kopu-þunu belgeler. Bu eserde, biri dünya iþ-lerine fevkalâde baðlý, diðeri huzurarayýþý içindeki iki erkek kardeþi kýyas-layan yazar, yirminci yüzyýlýn baþýnageri dönüyor; yakýn gelecekte öncesizsonrasýz kaybolacak, göçecek ‘konakhayatý’nýn, dolayýsýyla Ýstanbul’un ya-þama biçimlerinden birinin yazýya geç-mesine yol alýyor. Dahasý; anlatýmýn-dan sözcük seçimine, güçlü bir edebîeser olan Ýbrahim Efendi Konaðý, geç-miþte kalan uygarlýðý saptamak ve tas-vir etmekle yetinmiyor, bu uygarlýðýngünümüzdeki sarsýntýlara da bir çözümolabileceðini ileri sürüyor…

Ayverdi, ilk baskýsý üç cilt halindeyayýmlanmýþ Türk Tarihinde OsmanlýAsýrlarý’nda, Osmanlý Devleti’nin kuru-luþunu, yükseliþini ve çöküþünü yo-rumlarken, Ýstanbul’a sýk sýk atýfta bu-lunur, þehrin tarihî çizelgesini çýkartýr.II. Abdülhamid’i tahttan indiren Ýttihatve Terakki’yle birlikte büyük yýkýlýþýngelip çattýðý görüþündeki yazar; Ýstan-bul’u gerek mimarîsi, doðal görünümü,gerekse þehircilik anlayýþý açýlarýndan,imparatorluðun yükseliþ dönemlerindeönemli bir baþkent sayýyor. Ýttihat veTerakki’yle birlikte Ýstanbul’un nitelik-sizleþtiði kanýsýna varýyor.

Gerek bu eserinde, gerekse Boða-ziçi’nde Tarih’te, Sâmiha Ayver-di’nin, padiþahlar konusundaki bazýyaygýn iddialara, yargýlayýþlara ka-yýtsýz kalýþýný anmadan geçemeyece-ðim. Osmanlý tarihini günümüze çoksýcak dille yansýtmýþ, eserinden herzaman yararlanýlacak Reþat EkremKoçu, bazý konularda, insanýn mace-rasýnda, zaman zaman, yargýlayýcýbir tavýr sergilemiþken; Ayverdi ‘ifþa-at’tan uzak durmayý tercih etmiþtir.Koçu’nun ve Ayverdi’nin IV. Murad’aayrýlmýþ sayfalarýný art arda okuyun;‘humaine’ olanla olmayaný hemenhissedersiniz.

Düþüncelerin, duyuþlarýn, inanç-larýn týpatýp benzeþmesini totaliterrejimler emreder. Dil, anlatým ustasýSâmiha Ayverdi’nin eserine yarýn da-ha ‘nesnel’ yaklaþýlacak.

SEL ÝM Ý LER Ý

ÝSTANBUL’U

SÂMÝHAAYVERDÝ’NÝN

Page 9: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

ERTESI094 A Ğ U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S İ cuma

HABERMEHMET DEMÝRCÝ

MEHMET RIFAT YEÐENSERKAN KARA

FOTOÐRAFKÜRÞAT BAYHAN

Gökdelen turiz-mi Ýstanbul için

bulunmaz bir fýr-sat. Kentin nefis

manzarasýný gök-delenlerden kuþ-bakýþý izlemek is-

teyenler, alacaklarýbir biletle bu mu-ratlarýna erebilir.Neden olmasýn!

Amerikalýlar bunubaþarmýþ. Gökde-

len sahiplerineduyurulur...

Manzara var, gökdelen var amaturizme açacak giriþimci yok

ALTERNATÝF MEKÂNLAR360 Ýstanbul: ‘360 Ýstanbul Restoran’ Be-yoðlu Ýstiklal Caddesi üzerinde tarihî MýsýrApartmaný’nýn en üst katýnda bulunuyor.Yaklaþýk üç yýldýr hizmet veren mekândanBoðaz ve Beyoðlu manzarasý izlenebiliyor.

Doðatepe Restoran: Rumelihisarý’nýn hemenüstünde bulunan restoranda yemek yerken,eþsiz bir Boðaz manzarasý izlemek mümkün.

Hamdi Restoran: Yaklaþýk 40 yýldýr Eminö-nü’nde hizmet veren Hamdi Restoran’daEminönü üzerinden Galata ve Boðaz man-zarasý izlenebiliyor.

Golden Horn Otel: Sultanahmet’te bulunanotel, þehrin en güzel manzarasýna sahipmekân. Çok geniþ bir alaný gözler önüne se-ren otelden, Adalar, Beþiktaþ-Ortaköy sahili,Boðaziçi Köprüsü, Sultanahmet Camii, Aya-sofya Camii ve Topkapý Sarayý’nýn yaný sýra,Sarayburnu’ndan Bakýrköy sahiline kadaruzanan kýyý þeridi ile Kadýköy’den Çengel-köy’e kadar birçok yeri görmek mümkün.

Holiday Inn Crown Plaza: Türkiye’nin en es-ki yüksek binalarýndan biri olan Holiday InnCrown Plaza’nýn en üst katýnda geniþ birMarmara manzarasý görülebiliyor. Binanýnen üst katýnda hizmet veren restoran,17.00’den gece 01.30’a kadar açýk.

Kýz Kulesi: Ýstanbul ve Boðaz’ý 360 derece gö-rebileceðiniz tarihî kuleye, Salacak’tan hareketeden teknelerle ulaþabilirsiniz. Eþsiz bir man-zaraya sahip mekânda restoran da mevcut.

Atakule (Ankara): Ankara’nýn en yüksek bi-nalarý arasýnda yer alan Atakule’den bellibir ücret karþýlýðýnda Baþkent manzarasý iz-lemek mümkün.

Metropol (Mersin): 52 katlý bina bir dönemTürkiye’nin en yüksek binasýydý. 16 katý otelolarak hizmet veren yapý, muhteþem bir þe-hir ve deniz manzarasý sunuyor. Ancak bubina da diðer gökdelenler gibi geziye açýkdeðil. 46. katýnda bulunan restorandan þe-hir ve deniz manzarasýný izlemek mümkün.

The Marmara Oteli: Taksim’de bulunanotelin en üst katýnda hizmet veren resto-ranýndan, þehri ve Boðaz’ý izlemek müm-kün. Konumu itibarýyla da tepede olan bi-nadan þehrin birçok yeri net bir þekilde gö-rülebiliyor. Ancak fiyatlar oldukça yüksek.

Galata Kulesi: Yine Ýstanbul’u ve Boðaz’ý çokiyi gören yerlerden biri olan Galata Kulesi’nebir miktar para ödeyerek çýkýlabiliyor. Kule,gün batýmýnýn ve tarihî yarýmadanýn en iyiizlendiði mekânlar arasýnda bulunuyor.

Fýkrayý bilenler bilir; ama biz bilme-yenler için hatýrlatalým: Temel, ilkkez geldiði Ýstanbul’da bir gökdele-ni hayran hayran seyrederken, Kay-

serili yanýna yaklaþmýþ ve, ‘Hemþerim kaçýncýkata bakýyorsun?’ diye sormuþ. Temel, hemen‘10. kat’ cevabýný vermiþ. Kayserili, “Ýyi, borcuno zaman 10 lira” diyerek Temel’den parayý tah-sil etmiþ. Temel kýs kýs gülerek oradan uzaklaþ-mýþ. Derken Temel, memleketine dönmüþ vehatýralarýný dostlarýna anlatmaya baþlamýþ.“Uþaklar, inanmayacaksunuz ama Kayseriluyukandurdum. Ýstanbul’da gökdelenin 20. katýnakadar baktým; ama 10 kat parasý verdim.” Bu fýk-rayý niye mi anlattýk? Belki Kayserili deðil; amaAmerikalý, gökdelenlerden bakmaya para alýyor.

Turizm denince akla ilk deniz, kum ve güneþgelir. Onlarý; kongre, yayla, saðlýk, inanç, tarihve müze turizmi takip eder. Ama þimdi yepyenibir turizmden bahsetmek istiyoruz. Gökdelenturizmi. Evet yanlýþ okumadýnýz! Gökdelen tu-rizmi, yeni; ancak istikbali parlak bir yatýrým ala-ný. Özellikle Ýstanbul için bulunmaz bir fýrsat.Çünkü Ýstanbul’da, bir ucu neredeyse bulutlaradeðen birçok gökdelen var. Kapýsýna birer turni-ke konularak, buralar turizme açýlabilir. Ýstan-bul’un nefis manzarasýný kuþbakýþý izlemek iste-yenler, alacaklarý bir biletle bu muradýna erebi-lir. Neden olmasýn! Amerikalýlar bunu baþar-mýþ. Mesela New York’taki Empire State gökde-leni, Ýstanbul Topkapý Sarayý Müzesi’nden dahafazla ziyaretçi aðýrlýyor. Her yýl 3,5 milyon turis-tin ziyaret ettiði Empire States, kente gelen tu-ristlerin görmek istediði yerlerin baþýnda geliyor.

Yýlda 200 milyon dolar kazandýrýyorAçýldýðý yýldan bu yana 110 milyon turisti aðýrla-yan Empire State binasýna ek olarak sayýsýz gök-delen, þehri seyretmek isteyen turistlere hizmetveriyor. Verilen bu hizmet binalara ve þehreönemli bir gelir kaynaðý saðlýyor. Her yýl 10 mil-yonun üzerinde turist sadece binalara çýkýp etra-fý seyretmek için 200 milyon dolar harcýyor. Em-pire State binasý ve Rockefeller Center, NewYork’un en meþhur iki gökdeleni. Bu iki gökde-

lenden birine çýkýp etrafý seyretmek için çoðuzaman 2 saat kuyrukta beklemeyi göze almanýzgerekiyor. Kuyrukta beklemek istemeyenleriçin, normal fiyatýn iki katýna satýlan “pas” biletialma imkâný bulunuyor. Þehir turu yaptýran herþirketin listesinde yer alan bu iki bina, gözlemkatlarýyla ilgi çekiyor. Empire State binasýnda320 metre yükseklikteki 86. kattan, RockefellerCenter’da ise 67. kattan New York’u seyretmekmümkün. Giriþ biletinin alýnmasýyla kuyruða gi-rip, güvenlik kontrolünden geçerek asansöreulaþýyorsunuz. 20 kiþinin rahatça bindiði birasansörle katlarý onar onar çýkarken, kulaklarý-nýzda hýzlý yükselmeden kaynaklanan basýncýhissetmemenize imkân yok. Binaya giren herke-sin fotoðrafýný çeken þirket, isteyenlere fotoðraf-larýn tanesini 25 dolardan satýyor. Çýktýðýnýz kat-ta New York’u anlatan yüzlerce hediyelik eþyada bulabiliyorsunuz. 1 yýl 45 günde tamamlanan380 metre yüksekliðindeki bina New York’unsimgesi haline gelmiþ. Tiþörtten çay fincanýnakadar birçok ürünün üzerinde Empire State bi-nasýnýn resmini görmek mümkün. Onlarca fil-me konu olan yapý, en fazla King Kong filmiylehatýrlanýyor. Her gün farklý bir renkle ýþýklandý-rýlan bina, milli bayramlarda kýrmýzý, beyaz vemavi, St. Patrick Günü yeþil, Cadýlar Bayra-mý’ndan (Halloween) Þükran Günü’ne kadarkýrmýzý ve yeþil renklerle ýþýklandýrýlmakta.

Bina sahibinin karýsý Leona Helmsley bir vergisuçundan hapse girdiðinde, hapisten çýkana kadarbinanýn ýþýklarý hiç yakýlmamýþ. Soðuk ve sýcaðýfazlasýyla hissettiðiniz Empire State binasýnýn te-rasý, yýlýn 365 günü açýk. Her gün sabah 08.00’den,gece 02.00’ye kadar terasa çýkmak mümkün.

Rockefeller Center ise, bir þehri barýndýra-cak kadar geniþ bir bina kompleksinden oluþ-makta. Ýçinde banka, postane, restoranlar vealýþveriþ merkezi bulunuyor. Central Park’ýnbüyüklüðünü görmek isteyenler için inanýl-maz bir seyir mekâný. Empire State’i tam kar-þýdan gören Rockefeller Center’ýn avlusundakýþ aylarýnda buz pateni pisti kuruluyor. Yeniyýl öncesinde, Amerika’nýn en büyük ‘Christ-mas’ aðacý da söz konusu avluda sergileniyor.

Empire State binasý, Topkapý Sarayý’ndandaha çok kazandýrýyorYýlda 3,5 milyon insan, Empire State binasýna çýkýpNew York’u seyrediyor. Bununiçin kiþi baþý 12 ile 45 dolararasýnda ödemek gerekiyor. Buda ortalama 70 milyon dolaryapýyor. Türkiye’de gökdelenturizminin adý bile yok. Bir kar-þýlaþtýrma yapacak olursak yýl-da 2 milyon kiþinin gezdiðiTopkapý Sarayý’nýn kasasýna 1milyon YTL giriyor.

Amerika’daki gökdelenler heryýl milyonlarca turisti aðýrlar-ken, Türkiye’de durum birazfarklý. Gökdelen denince akla

ilk gelen Ýþ Bankasý kuleleri, Sabancý kulele-ri, Garanti Towers, Tefken Holding, Kanyonve Metrocity’den Ýstanbul’u kuþbakýþý sey-retmek mümkün deðil. Çünkü bu binalargenellikle bankalarýn ya da büyük þirketleringenel müdürlüðü olarak hizmet veriyor veyapýlýrken gökdelen turizmine uygun olarakinþa edilmemiþ. Bu nedenle bu yüksek bina-lardan manzara seyretmek þimdilikimkânsýz. Ýþ Bankasý ve Garanti Bankasý gi-bi þirketlerin yöneticileri, binalarýn turizmeuygun olsa bile ortaya çýkabilecek güvenlikzafiyetini göze alamayacaklarýný, dolayýsýylagökdelen turizmine sýcak bakmadýklarýnýsöylüyor. Süzer Plaza ve Masshattan gibi

yapýlar ise konut olarak kullanýldýðý için,bu binalardan þehri seyretmek olanaksýz.

Yüksek binalara alternatif olabilecek di-ðer binalar arasýnda ise genellikle otellerbulunuyor. Taksim The Marmara, YeþilköyPolat Rönesans, Ataköy Holiday ÝnnCrown Plaza en yüksek binaya sahip otel-ler arasýnda. Bu otellerin birçoðunun en üstkatý restoran olarak hizmet veriyor. Bu bi-nalarýn arasýnda öyle bir otel var ki, Ýstan-bul’un en güzel manzarasý buradan izlene-biliyor. Sultanahmet Golden HornOtel’inin terasý Adalar’dan Moda’ya, Orta-köy’den Bakýrköy’e hemen her yeri görebi-len bir konuma sahip. Tarihî doku içindekiotelin önünde duran Sultanahmet Camii,Ayasofya ve Topkapý Sarayý manzarasý, gö-renleri adeta büyülüyor. Otel sahibi SelamiYaþýk, müþterilerinin manzaraya hayran

kaldýklarýný, buradan Ýstanbul’u izleyenle-rin müdavim olduðunu belirtiyor. Bütünbunlarýn yanýnda Galata Kulesi, Kýz Kulesive Beyazýt Kulesi gibi tarihî yüksek yapýlarvar. Galata ve Kýz Kulesi’ne ödenen ücretkarþýlýðý çýkýp buralardan Ýstanbul’u seyret-mek mümkün. 85 metre yüksekliðiyle Ýs-tanbul’un yedi tepesinden birine konuþ-lanmýþ Beyazýt Kulesi, Þubat 2006’da baðlýbulunduðu Ýstanbul Ýtfaiyesi’nden alýnýpÝstanbul Üniversitesi’ne müze olarak kul-lanýlmasý için devredilmesi gerekiyordu.Fakat Ýstanbul Ýtfaiyesi bu devri gerçek-leþtirmediði için, kule kullanýlamýyor.

Ýstanbul ve Boðaz manzarasý tabiibunlarla sýnýrlý deðil. Boðaz boyu sýralan-mýþ kafe ve restoranlar, parklar, teraslar,çay bahçelerinden de Boðaz ve Ýstanbulmanzarasý en güzel þekilde seyredilebiliyor.

Ýstanbul’a gökdelenlerden bakmak yasak!

Page 10: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

Yoðurt yemek hiç bu kadar keyifli ol-mamýþtý herhalde. Çünkü artýk yoður-dun da bir kitabý var. Neden ve nasýlyapýldýðýný herkes biliyor zaten; ama

bu kitap her yönüyle yoðurdu ele alan bir eser. Ar-tun Ünsal’ýn Anadolu coðrafyasýný karýþ karýþ dola-þarak hazýrladýðý Türkiye’nin Yoðurtlarý “SilivrimKaymak!” adlý çalýþma Pýnar’ýn desteðiyle YapýKredi Yayýnlarý’ndan çýktý. Cemal Emden’in iþtahaçan fotoðraflarýyla hazýrlanan kitap geniþ kapsam-lý bir envanter çalýþmasý. Meðer yoðurtla ilgili bil-mediðimiz ne çok þey varmýþ! Nerenin yoðurdugüzel, nerede yoðurt yenir, yoðurt yemekleri neler,yoðurt hangi hastalýklara iyi gelir gibi iþtah açýcý,aðýz sulandýrýcý, yol gösterici bilgiler var kitapta.

Pek çok sofranýn baþtacýdýr yoðurt. Hemenhemen bütün yemeklere lezzet katar. Etli dol-malardan sarmalara, makarnadan eriþteye,mantýya eþlik eder. Patlýcan, kabak, biber, havuç,karnabahar salatalarýnýn üzerine çalýmla kuru-lur. Ispanak, pazý, semizotu gibi yemekler ve da-ha nicesi yoðurtla þenlenir. Bursa’nýn ünlü yo-ðurtlu döneri “Ýskender kebabý”, Gaziantep’inþiþten ya da köfteden köz patlýcan üzeri yoðurt-lu “Ali Nazik”i de birer mutfak klasiðidir örneðin.

Her ne kadar yoðurdu kimlerin keþfettiði üzeri-ne farklý rivayetler olsa da Türklerin bu tartýþmadaBulgarlardan bir adým önde olduðunu da belirtmek-te fayda var. Daha önce peynirin, zeytin/zeytinyaðýve ekmeðin envanter çalýþmalarýný yapan ArtunÜnsal, Orta Asya’dan Anadolu’ya Türklerin süt vesüt ürünleriyle iliþkisini anlatýrken yoðurdun bizimkültürümüzde taþýdýðý önemin altýný çiziyor. Yoður-dun tarihi bölümünde de “yoðurt bizimdir” diyenyabancý ülkelerin de bu konudaki tezlerini çrütüyor.

Artun Ünsal ve fotoðraf sanatçýsý Cemal Em-den, Türkiye’nin pek çok þehrine, kasabasýna,köyüne giderek bu yoðurtlarýn yapýlýþýný yerindegörüp fotoðrafladý. Bakmaya doyamayacaðýnýzbu fotoðraflarýn yanýna Artun Ünsal’ýn kendineözgü samimi üslubuyla anlattýklarý, yüzlerce kay-naktan çýkarýp bulduðu bilgiler, hikâyeler, aktar-dýðý anýlar da eklenince “Silivrim Kaymak!”-Türkiye’nin Yoðurtlarý sadece yoðurtseverlerin,kültür tarihçilerinin, yemekle ilgilenenlerin deðil,her okurun kütüphanesinde baþköþeye konmayýhak eden bir kitap ola-rak karþýmýza çýkýyor.

HABERALÝ PEKTAÞ

FOTOÐRAFMUSA ÖZYÜREK

Hazýrlanmasýbasitmiþ gibi görü-

nen yoðurt hak-kýnda aslýnda o

kadar çok þey var-mýþ ki bilmediði-

miz! Artun Ün-sal’ýn köy köy do-laþarak hazýrladýðý

“Türkiye’nin Yo-ðurtlarý” kitabý,

sofralarýn vazgeçil-mezi yoðurt hak-

kýnda ayrýntýlý bilgiveriyor.

Artun Ünsal: Fast-food yoðurdu tahtýndan edemez!Artun Ünsal her þeyden önce, “Yoðurt bizim milli yi-yeceðimiz.” diyor. Yoðurdun özellikle son zamanlar-da Batý dünyasýnda dejenere edildiðinin altýný çizenÜnsal, “Yoðurt adý altýnda fonksiyonel gýdalar önplana çýkýyor ve geleneksel yoðurt tadý azalýyor. Herþeyden önce yoðurt Türkiye’nin bir ürünü. Bir en-vanter çalýþmasý yaptým. Bu çok önemli gelenekselürünümüzü her yönüyle anlatmak istiyorum.” diyor.

Peki fast-foodun tüm dünyayý çepeçevre sardýðýgünümüzde yoðurt ve türevlerinin geleceði ne ola-caktý? Bu soruyu þöyle cevaplýyor Ünsal: “Ben fastfo-odun yoðurt tüketimini azalttýðý görüþlerine katýlmý-yorum. Ne olursa olsun fast-food bizim gelenekselkültürümüzü yok edemez. Köfte, piyaz, döner, ayran,dürüm bunlar bizim geleneðimizde var. Bunlarýn ta-dý genlerimize kadar iþlemiþ. Özellikle son zaman-larda fast-fooda karþý geleneksel ürünlerimiz de evmutfaðýndan çýkýp, yüzlerce kiþiye hizmet veren tica-ri iþletmelerin en önemli ürünü oldu. Simit saray-larý, pilav ve gözleme evleri gibi… Tamamen Batý’yýve kültürünü reddedelim demiyorum; ama önce-likle kendi kültürümüzün envanterini çýkaralým.”

Gurme deðilimSiyaset bilimci olmasýna karþýn yiyecekler konu-sunda yazdýðý önemli makaleler ve yaptýðý açýkla-malarla damak zevkine önem verenlerin aradýðýimzalardan. Herkesin ‘gurme’ olarak nitelediðiÜnsal bunu kabul etmiyor. “Ben gurme deðilim.Benim annem çok iyi yemek yapmazdý, annean-nem güzel yemek yapardý. Giritliydi o. Eþim çok iyiyemek yapardý. Bizim yemeklerimizi yiyen insan-lar, bunlarý kitaplaþtýrsana dediler. Ýlk kitabým1989 yýlýnda Fransa’da çýktý. Biz bu iþe erken baþla-dýk. Þimdi önüne gelen yemek yazarý oldu.” diyor.

Yalnýz yenilen yemeðin bereketi olmaz“Üç insandan birinin doymadýðý bir dünyada yaþýyo-ruz. Yemeklerimizi paylaþmamýz gerekiyor. Yalnýzyenilen yemeðin bereketi olmaz. Güzel yemek yapa-caðýz diyerek çok masrafa girmememiz gerekir.”sözlerini üzerine basarak söylüyor Ünsal ve ekliyor:“Zengin mutfaðýyla fakir mutfaðýný karþýlaþtýrdýðýnýz-da yaratýcý olanýn fakir mutfaðý olduðunu görürsünüz.O yüzden Türk insaný patlýcandan yüzlerce tür yemekyapabilmiþtir, bir buðdaydan yüzlerce tür hamur iþiyapmýþtýr. Yoksullar daha yaratýcýdýr. Gerçekten degurmeler yoksullardýr. Çünkü sýradan bir maddeyibir þölene dönüþtürür. Istakozla da çok iyi yemekyapýlýr ama benim seçimim halk mutfaðý.” diyor.

Peki yoðurt hakkýnda böylesine kapsamlý birçalýþma yapan Artun Ünsal hangi yoðurtlarý sevi-yor? “Çocukluðumun etkisiyle Silivri yoðurdu diyo-rum. Olmayan bir yoðurttan bahsediyorum. Amason zamanlarda yaptýðýmýz çalýþmalarla inþallaheski günlerine dönecek. Ýlginç lezzet olarak mandý-ra yoðurtlarýný seviyorum. Mustafakemalpaþa, Ge-libolu ve Biga’nýn mandýra yoðurtlarýna hayraným.Saray ve Kýrklareli’nin koyun yoðurtlarý. Türkiye’detattýðým en iyi süzme yoðurdu ise Erzurum PasinlerEpsemce koyun yoðurdu.” Ünsal’ýn en sevdiði yo-ðurtlu yemek ise: Yoðurtlu ve kýymalý makarna.

Yemeklerinizde yoðurt kullandýðýnýzda,sadece renk veya hafif lezzet versin iste-miyorsanýz, yoðurdun sýcakta ölmemesiiçin, 50 hatta 48 derecenin altýnda piþirin.Baþka bir deyiþle, eðer mümkünse yoður-du yemeðinizin piþimine yakýn tencereyikarýþtýrmadan az önce katýn, böyleliklesaðlýða yararlý bakterileri de canlý kala-caktýr. Eðer yoðurdumu derin donduru-cuda saklayayým derseniz donan yoður-

dun içindeki yararlý canlý bakterilerin deöleceðini unutmayýn. Kek ya da tatlý ya-parken süt, krema ya da ekþi krema yeri-

ne yoðurt da kullanabileceðinizi unutma-yýn. Örneðin kek için bir fincan yoðurda birküçük çay kaþýðý kabartma tozu ekleyiniz.Yoðurdun içindeki asit, undaki proteinlebirleþtiðinde yumuþak ve ince dokulu birkek elde edersiniz. Mayonez yerine yoðurtda kullanabilirsiniz. Üstelik daha da sað-lýklýdýr: Bir fincan mayonezde yaklaþýk bin500 kalori bulunur, oysa yoðurtta sadece120… Ama ille de aðzýma mayonez tadýgelsin derseniz, o zaman yarý yarýya ma-yonez ve yoðurt karýþýmýný kullanabilir-siniz. Her halükârda daha hafif olacaktýr.

Yoðurdun insan ömrünü uzatmaktane denli etkili olduðu konusunda tar-týþmalar süredursun, insan saðlýðýnayararlý olduðu kanýtlanmýþ birçokalan var. Ýyi bir protein kaynaðý olanyoðurt süte oranla çok daha fazlakalsiyum içeriyor. Kemik erimesinekarþý oldukça etkili. Ayrýca yoðurt,kronik karaciðer ve böbrek hastala-rýna, mide ve baðýrsakta sindirimgüçlüðü ve baðýrsak tembelliði çe-kenlere atardamarlarýn kireçlenme-sine iyi geliyor. Ýshal vakalarýnda

probiyotik bir etki yaparak ishal sü-resini kýsalttýðý için Dünya Saðlýk Ör-gütü (WHO) tarafýndan da öneriliyor.Dünya Saðlýk Örgütü, eriþkinleringünde bir kiloya, çocuklarýn yarýmkiloya, bebeklerin ise 200 grama ka-dar yoðurt tüketebileceklerini belir-tiyor. Yoðurt kanser ve þeker hastalý-ðý, kolestrol, mide ülseri ve laktozalerjisine de iyi gelirken baðýþýklýksistemini güçlendiriyor, aðýz saðlýðý-ný koruyor ve daha birçok konuda in-san saðlýðýna faydalarý bulunuyor.

Kanserden mide ülserine... Yoðurt nasýl saklanýr?

cum

aERTESI

104 A Ð U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S Ý

Türk mutfaðýndayoðurtÇorbalarda yoðurtAnadolu’nun hemen hemenher yöresinde ayran ya da yo-ðurt çorbalarý yapýlýr. Yoður-dun dýþýnda, her birinin kendi-ne özgü malzemesi ve piþiril-me yöntemleri var. Ýþte birkaç örnek:Sivas usulü yoðurt çorbasý,Elazýð usulü ayranlý çorba,Bolu usulü yoðurt çorbasý,Urfa Harran “Anam babam”ayran çorbasý,Kýrþehir usulü yoðurt çorbasý.

Yoðurtlu yemeklerHatay patlýcan yoðurtlamasý,Konya usulü yoðurtlu tarhunyahnisi,Ankara Beypazarý yoðurtlu pidesi,Yoðurtlu döner kebap, köfte,Gümüþhane usulü Siron,Çorum kuru mantýsý,Yoðurtlu ýspanaklý Boþnak böreði,Elbasan tava,Kars kurutlu hengeli,Diyarbakýr lebenisi.

Tatlýlarda yoðurtPortakallý yoðurt tatlýsý,Ballý yoðurt.

Yoðurt yemek, hiç bukadar keyifli olmamýþtý!

Page 11: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

cumaERTESI114 A Ğ U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S İ

Popüler kanallardaRamazandan Ra-mazana görmeye

alýþkýn olduðumuzdinî bir yapým,

geçtiðimiz hafta ençok izlenen yüz

program arasýndaikinci oldu. Ýlahi-

yatçý Doç. Dr. Ni-hat Hatipoðlu’nunStar TV’de sundu-ðu “Dosta Doðru”her kesimden in-san tarafýndan il-

giyle izleniyor. Bizde Hatipoðlu’na

bu baþarýnýn sýrrýnýsorduk?

HABER GÜLÝZAR BAKÝFOTOÐRAF KÜRÞAT BAYHAN

Programýnýza kimler geldi? Osman Yaðmurdereli, Uður Dün-dar, Davut Güloðlu, Mustafa Demir-ci, Erkan Mutlu, Altay, Çelik... Konuklarýnýzý siz mi belirliyorsunuz?Arkadaþlarla koordineli bir þekildebelirliyoruz. Bazen sanatçýlarýn ken-dilerinden teklif geliyor.

Kimler gelmek istedi?Ýsimlerini söylemeyeyim, doðru ol-maz. Ama gelmek istiyorlar. Birdin programýna katýlmayý arzuediyorlar. Ekranda da, ekran ar-kasýnda da çok samimiler. Odayagirdiklerinde de, programda daçok ciddi ve bir Türk toplumunayakýþýr bir edeple oturduklarýnýgörüyorum. Kalkarken hepsi‘müthiþ bir zevk aldým’ diyor.Bana gelmeden önce Kur’an-ýKerim’i okuduklarýný, Hz. Pey-gamber’in hayatýný inceledik-lerini görüyorum. “Hz. Pey-gamber’i tanýmýyorum, bil-mediðim peygamberden deuzaktým, hoþlanmýyordum;ama ilk kez yetim baþý okþa-yan, bir köpek yüzündenkoca ordunun yolunu de-ðiþtiren Peygamber’i duy-duðumda odamda hüngürhüngür aðladým.” diyensanatçýlar da çok.

"Sanatçýlar beni arayýpprogramýma katýlmakistediklerini söylüyor"

“Organ nakli gibi çaðýmýzýn so-runlarýna, Ýslam aleminin Batýaleminden daha donanýmlý ol-duðunu söyleyebilirim. Örne-ðin koyun kopyalama olayýnýHýristiyan alemi uygun gör-

medi. Biz de, ekolojik dengeyive yaradýlýþ sembollerini boz-mamak, kötü amaçlý olmama-sý koþuluyla her tür yenilik di-ne göre uygundur, dedik. Sizyaratmýyorsunuz ki; kopyalý-

yorsunuz. Ruhu veren Al-lah’týr.

Bunu ben biliyorsam onlar da biliyorlardýr.

Medyanýn onlarý kullandýðýný fark etmiyorlar mýdýr?

Dikkat edersen ekranlarda eski görüntüleri yok ar-týk. Benim yaþamaya çalýþtýðým bu tarzýn oturduðu-nu görmeniz mümkün oluyor. Bu tarzýn örnek vemodel oluþturmaya baþladýðýný görüyorum ben. Te-levizyon eleþtirmenleri “Bu tarz ekol haline geldi”diyorlar. Bu da beni sevindiriyor.

Magazin programlarýna katýlmalarý din adamýný komik düþüren bir durumdu...

Evet maalesef öyleydi. Burada tabii ki bize düþüyoriþ. Bizim dikkat etmemiz gerekiyor. Ben televizyon-cularý suçlu bulmuyorum. Siz kendi kriterlerinizikoyduðunuzda samimi ve ciddi olduðunuzda her-kes de samimiyet duyuyor. Ben bunu yaþýyorum.Ben iki yýldýr Star TV’deyim, bugüne kadar açýkçasöylüyorum, en küçük bir dayatma, en küçük birmüdahale söz konusu olmadý. Tam aksine bütünkurum içerisinde gördüðüm tek þey, saygý ve güven.Baþka bir þey deðil. Þurasý doðru þurasý yanlýþ, hayýrsen doðruysan her yer doðrudur. Sen saðlamsanher yer saðlamdýr. Önemli olan sizin oturduðunuzyerde düzgün oturmanýz, söylenmesi gerekeni doð-ru söylemek. Beni de magazin ve benzeri program-lara çaðýrdýlar. Bu bütün programlarýn sunucularý“hocam gelirseniz, o gün sizin arzu ettiðiniz tarzdaformatýmýzý düzelteceðiz” deseler de ben gitmedim.“Tarzýnýza saygý duyuyoruz, sizi yanlýþ bir biçimdetutmayýz” diyorlardý. Bu tür programlarý yapan ar-kadaþlarýmýzýn hepsiyle görüþüyoruz. Þunu da söyle-

miþlerdir “hocam sizin bizim programýmýza gelme-niz büyük bir onur olurdu; ama sizi burada kirlet-

mek istemeyiz”. Bu konudaki ölçüm, “Hz Pey-gamber olsa ne yapardý?”. Bu programlara ka-

týlmazdý, diye düþünerek katýlmýyorum.

Bir konuþmanýzda din adamlarýnýn toplu-mun gerisinde kaldýðýný söylemiþsiniz.

Neden gerisinde?

Dinden uzaklaþmanýn bir sebebi... Bizdin adamlarýyýz. Üzülerek ifade ede-yim; bizim camiamýzda müthiþ bir çe-kememezlik, hazýmsýzlýk var. Siz ya-pamýyorsanýz yapana ayak baðý ol-mayacaksýnýz. Hazýmsýzlýk dinisistemi geri alýr. Senin ulaþama-dýðýna diðer kardeþin ulaþýyorsaona yardýmcý olacaksýn. Ben bu-nu göremiyorum. Yenilenemiyo-ruz. En büyük felaket ne biliyormusunuz; dini bildiðimiz kada-rýyla din zannediyoruz. Biz gü-nahkârlarla deðil, günahlarlamücadele etmeliyiz. Bazý þeylerihalk konuþtuktan sonra konuþ-maya baþladýk. Býrak konuþa-lým, bana engel olma...

Ramazanda sahur programýylabaþladý. O kadar çok reyting al-dý ki, kanal iftar programýný daona yaptýrdý. Ramazan bitti ama

onun programý bitmedi. Bazen ana haber-den önce bazen prime time’de büyük dizile-re rakip olarak yayýnlanýyor. En çok izlenenilk 10 program arasýndan hiç inmiyor. Sýksýk birinci ya da ikinci oluyor. Programýn su-nucusu Ýlahiyatçý Doç. Dr. Nihat Hatipoðlu,bu kadar popüler olmasýna raðmen maga-zin programlarýnýn gediklisi hocalarýn aksi-ne, ciddiyetinden taviz vermiyor. Ýnsanlarýndine yöneldiðini, zenginliðin ve refahýn art-masýyla Allah’a ve Peygamber’e ilginin dearttýðýný söyleyen Hatipoðlu’nun konuk sa-natçýlarýna dair anlattýklarý sizi þaþýrtacak.

Popüler kanallarda Ramazan ayý dýþýnda diniprogramlar yapýlmaz. Hele de tatilcilerinkumsallarý, magazin programlarýnýn ekran-larý doldurduðu bu aylarýnda alýþýk deðiliz butür programlara. Sýrrý nedir bu baþarýnýn?

Ben insanlara Hz. Peygamber’i gülümseyenbir insan, halký aç kaldýðýnda aç kalan bir in-san olarak anlatýyorum. Birçok insan Hz Pey-gamber’i bu özellikleriyle ilk kez dinliyor. Ca-mi cemaati zaten bir þeyler biliyor; ama evin-de oturan genç delikanlýya/hanýmefendiye,dinî bir eðitimi ve geçmiþi olmayan kardeþle-rimize belki rahatsýz etmeden anlatan bir ilkoldu bu program. Camiye gitmeyen insanlarýkazandým. Bunu yapmak kolay deðil. Jesti-nizle, mimiklerinizle, içtenliðinizle, kültürü-nüzle ve televizyon mantýðýyla, televizyon yü-züyle bu iþi ortaya koymak çok kolay bir þeydeðil. Sonuçta güçlü bir kanaldasýnýz. Halkýntümüne ulaþýyorsunuz. Ýzlenme oranýmýz Ra-mazan’da yüzde 40’lara, 50’lere varýyor. Ra-mazan dýþýnda yüzde 25’lere varýyor. Yani engüçlü dizilerin aldýðýndan daha aþaðýda deðil.Belki en güçlü diziler kadar izleniyoruz. Bun-lar zor þeyler, kolay þeyler deðildir.

Sonuçta siz din adamýsýnýz, ekranlara çýk-mak için ne tür hazýrlýklar yapýyorsunuz?

Kürsüye alýþkýným, ekrana da. 15 yýllýk radyo-culuðum var. Çok ekstra hazýrlýk yapmýyo-rum. Sanýrým yapýmcým, yönetmenim benim-le çalýþýrken çok rahatlar. Ýzinli olmasýna rað-men bizimle çalýþmak isteyen kameramanlaroluyor. ‘Hocamla birkaç saat daha kalayým’diyorlar. Program sýrasýnda manevi bir elek-triðin olduðunu görüyorum. Gelen konuklarda bunu söylüyor. Ben þunu özellikle vurgu-luyorum; gösterilen bu teveccüh, sevgi kesin-likle Nihat Hatipoðlu adýna deðildir. Bu gös-terilen sevgi ve ilginin sebebi Hz. Peygam-

ber’dir, bir bereket varsa ondan yansýyan be-rekettir. Ýslam’ýn güler yüzüdür yansýyan.

Bu zamana kadar ekrana çýkan ilahiyatçý-lar ve din adamlarý hep dini magazinprogramlarýna malzeme yaptýlar...

Magazine programýmda hiç yer vermedim. Ma-gazinleþmiyoruz, magazine de müsaade etmi-yorum. Beni magazin programlarýnýn hiçbirindede göremezsiniz. Bu, arzu edilmiyor deðil. Hep-sinden sað olsun teklifler geldi. Ama ben belliölçüler koydum. Zaten benim bir programýmvar, izlemek isteyen beni orada izler. Dini ma-gazinleþtirme hakkýna sahip deðilim. Bu, biremanettir. Biz bu emanete sahip çýkmak zorun-dayýz. Dini, býyýk altýndan gülümsenecek bir ko-numa itme hakkýna sahip deðiliz. Programla-rýmda magazine malzeme olacak hiçbir soru-nun da cevabýný vermemiþimdir.

Ýnsanlar “ojeyle namaz kýlýnabilir mi, cinlerinþekli nasýldýr...” gibi cevabý ilmihallerde de bu-lunabilecek sorularý daha çok soruyor. Oku-maktan mý kaçýnýyorlar? Yoksa inançlarýnýngereklerini mi bilmiyorlar?

Aslýnda bu sorularýn sorulmasý nor-mal. Ýnsanlar Allah’a, meleklerine, ki-taplarýna inanýyor. Bu konuda sýkýntýlarýyok. Ama yaþarken yaptýklarýyla ilgilidoðrusunu öðrenmeye çalýþýyorlar. Birhayatý var, ondan vazgeçemiyor; ama di-ninden de vazgeçemiyor. Siz orada birbariyer koyar vazgeçirirseniz yanlýþyapmýþ olursunuz. Hz. Peygamber’ebirisi geldi, dedi ki; “Filanca hýrsýzlýkda yapýyor, camiye de geliyor. Ca-miye gelmesini alýkoyalým mý?”.Hz. Peygamber “Hayýr” diyor “Na-maz onu ileride yanlýþýndan alýkoyar.”diyor. Peygamber ‘kapýlarý kapatma-yýn’ diyor. Onun için bu sorularý ma-kul karþýlamak gerekir; ama tabii kimakul cevap vermek ve soranýn ihtiya-cý kadarýnca cevaplamak, onu kendinefsiyle baþ baþa býrakmak gerekir.

Sizin gibi dini konularý magazin basý-nýna malzeme olmadan ekranlardaanlatan çok az ilahiyatçý var. Kocadin adamlarýnýn ve ilahiyatçýlarýnmagazin malzemesi olmasýný nasýlyorumluyorsunuz?

Magazinlere çýkan arkadaþlarýmýntümünün samimi ve iyi niyetli oldu-ðuna inanýyorum. Kötü niyetle çýk-týklarýný düþünmüyorum. ÝmamMalik, “Alimler ahirette peygamber-ler gibi hesaba çekileceklerdir.” diyor.

NÝHAT HATÝPOÐLU

“Magazinciler programlarýna çaðýrýyorama ben gitmiyorum”

Page 12: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

HABER SEVÝNÇ ÖZARSLANFOTOÐRAFLAR M. ALÝ POYRAZ

cum

aERTESI

124 A Ð U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S Ý

Ýstanbul’un en yeniyerleþim bölgelerin-den biri olan Beylik-

düzü, alýþveriþin mer-kezi olma yolundahýzla ilerliyor. Son

beþ yýlda 13 alýþveriþmerkezi açýldý, 4’ü in-þaat halinde, 10 pro-jenin de görüþmeleri

devam ediyor. Beylik-düzü Belediye Baþka-

ný Vehbi Orakçý,“Beylikdüzü, alýþveriþturlarýnýn düzenlen-

diði bir merkez halinegelecek.” diyor.

Ýstanbul’un en yeni yerleþimyerlerinden biri olan Beylikdü-zü, son 5 yýldaki geliþmelerlebaþlý baþýna bir ‘alýþveriþ þehri’

olma yolunda ilerliyor. Beþ yýllýk süreç için-de 13 alýþveriþ merkezi açýldý, inþaatý devameden 4 merkez var, ayrýca Belediye BaþkanýVehbi Orakçý’nýn verdiði bilgiye göre 10projenin de görüþmeleri devam ediyor. Soy-sal Danýþmanlýk tarafýndan yapýlan araþtýr-maya göre Türkiye’de toplam 149 alýþveriþmerkezi faaliyet halinde. 83’ünün inþaatýsürüyor. En fazla alýþveriþ merkezi 2006 yýlýn-da açýlmýþ. En çok alýþveriþ merkezi tabii ki Ýs-tanbul’da, yoðun olduðu bölge ise Beylikdüzü.

Beylikdüzü Belediye Baþkaný Vehbi Orakçý,bu talebi Beylikdüzü’nün fiziksel yapýsýylaaçýklýyor: “Beylikdüzü ilk yapýlarýn yapýldýðýgünden bugüne kadar bir çizgi yakaladý. Eski-den yerleþim yerleri açýk cezaevleri gibiydi.500 metre geniþliðinde bir sokaðýn saðýna vesoluna binalar inþa ediliyordu. Ýnsanlara ya-þam alaný kalmýyordu. Bu anlayýþ deðiþti. Birkentin sosyal mekanlarýný, kütüphanelerini,kültür merkezlerini kurgulayýp, düzenli birmimari ile kentleþmeyi saðlamak gerekiyor.Türkiye’de örnekler var ama az. Ýnsanlar geniþcaddeler, parklarýn bahçelerin olduðu yerleþimalanlarýnýn beklentisi içine girdi ve bu beklen-tiye de Beylikdüzü cevap vermeye çalýþtý. Bey-likdüzü’nün geniþlemeye müsait bir yüzölçü-mü var. 3 bin 500 konutla baþlayan bu proje,100 bin konuta kadar ulaþtý.” Orakçý’nýn haya-linde Beylikdüzü’nü bir alýþveriþ merkezi yap-mak var. Eskiden insanlar yýllýk alýþveriþleriniyapmak için panayýrlara giderlermiþ. Günü-müzde de Amerika’ya, Ýtalya’ya bir haftalýk alýþ-veriþ turlarý düzenleniyor. Orakçý, “ÝnsanlarAnadolu’dan ya da Ýstanbul’un uzak semtlerin-

den Beylikdüzü’ne gelsin. Ýhtiyaçlarýný karþýla-þýn, otellerde konaklasýn, ormanlarýmýzda din-lensin, sahilimizde gezinsin istiyoruz.” diyor.

Alýþveriþ merkezi çöplüðü olacak Birleþmiþ Markalar Birliði Baþkaný Ali Murad

Kýzýltaþ, alýþveriþ merkezlerinin en çok geçen yýlaçýlmasýný 2001’den sonra ekonomik düzelmey-le birlikte artan yatýrýmlarýn bir sonucu olarakdeðerlendiriyor. Bu artýþ 2007, 2008,2009’da aynen devam edecek. Kýzýl-taþ, Beylikdüzü’ndeki alýþveriþ mer-kezlerinin ufak ve bölgesel içerik-li olduðunu belirtiyor ve, “Bubölgeye yatýrým yapýlmaya de-vam edilirse burasý yakýndaalýþveriþ merkezi çöplüðünedönüþecek. Beylikdüzü’nünaltyapýsý bu kadar fazla merke-zi kaldýracak ölçüde deðil.” di-yor. Kýzýltaþ, alýþveriþ merkezleriaçýlmadan önce ciddi bir þehirplanlamasýnýn yapýlmamasýný sek-törün en büyük sorunu olarak görü-yor. Bölgenin nüfusu, gelir seviyesi, açýla-cak merkezin kimlere hitap edeceði gibi bil-giler araþtýrýlmamýþsa inþaat izni verilmemeli.

Alýþveriþ merkezleri tüketiciler için sadece,alýþveriþ yapýlan kapalý alanlar deðil. Eðlenebile-cekleri, sosyal aktivitelere katýlacaklarý cazibemerkezleri. Ayrýca yazýn sýcaktan, kýþýn da soðuk-tan koruyan bir yapýya sahipler. Perakende sek-törü de, markalar da alýþveriþ merkezlerini bu açý-dan destekliyor. Kýzýltaþ, ancak Beylikdüzü gibi14-15 alýþveriþ merkezinin açýldýðý yerlerdemarkalarýn dezavantaj yaþadýðýný belirtiyor.Çünkü ne kadar çok merkez açýlýrsa pazaro kadar çok bölünüyor, her alýþveriþmerkezi, bir öncekinden pay kapýyor.

Beylikdüzü’nünkent karnesi

Beylikdüzü’ndeki alýþveriþ mer-kezleri; Beylicium, Migros, BizimÇarþý, Atrium Çarþý, CumhuriyetÇarþý, Stars Çarþý, Kule Çarþý,Sürmen Center, Academia Cen-ter, Plaza Merkez, EmekevlerÇarþý, Ata Center, ÝFA Çarþý. Eðitim ve Kültür Teknoloji Vadisi(Eðitim Vadisi)Beylikdüzü’nin yüzölçümü11.162.000 m2, 500 bine yakýnnüfusu var.3 bin 500’le baþlayan konut sayý-sý bugün 100 bine ulaþmýþ du-rumda.‘Eðitim Vadisi’ projesi spor sa-lonlarý, gezi ve koþu parkuru,eðitimle ilgili her türlü üniteyiiçinde barýndýrýyor.

1 milyon 200 metrekarelik alandayapýlan Yeþil Vadi projesi, çaðdaþkent standartlarýna uygun olarakinþa ediliyor.

Boþ zamanlarýn hoþ iþi: DiecastDünya dünya olalý,‘hobi’ kelimesi mil-yonlarca kez sorulmuþve bir o kadar da ceva-

bý verilmiþtir. Ýnsanlýk bazen busoruya çok ciddi yaklaþmýþ, man-týklý cevaplar bulmaya çalýþmýþ,bazen de ‘boþ zamanlarýn hoþ iþi’hükmüne varmýþtýr. Hiç kimsenin,eþittir diye karþýsýna net bir þey ko-yamadýðý ‘hobi’ bazen kitap oku-mak, müzik dinlemek, spor yap-mak, pul biriktirmek vb. þeklindesýralanabilir. Bazýlarý topluma en-tegre olmak, bazýlarý da sýrf zevkiçin ‘hobi’nin içini doldurmaya ça-lýþýr. Öyle hobiler vardýr ki, pahalýve zordur, ayrýca da çok vakit ge-rektirir. Ýþte tam da burada baþlý-yor konumuz ve hobinin adý: Die-cast model otomobil koleksiyonu.

Diecast, pahalý ve zor bir uðraþ.Ekonominin yanýnda vakit de ge-rektiriyor. Arabalarýn gerçeklik öl-çülerine sadýk kalýnarak eþdeðer öl-çülerde küçültülmüþ hali. Son za-manlarda Türkiye’de hýzla yayýlanbu hobi dalý yurtdýþýnda neredeysebir sektör haline gelmiþ. Musa Ko-ca isimli bir koleksiyoncu, bu hobiile uðraþanlara bugüne kadar Tür-

kiye’de normal gözle bakýlmadýðý-ný belirtiyor. Ýlk bakýþta oyuncaksýnýfýnda görünen bu model araba-larla ilgili yurtdýþýnda seçmeli ders-lerin bulunduðunu dile getiriyor.

Bir model arabanýn detayý art-týkça fiyatý da o nispette katlanýyor.Ölçek küçüldükçe de detaya girmekzorlaþtýðýndan kýymet biraz dahayukarý gidiyor. Ölçek büyüdükçedetay kalitesi ve tatmini artýyor, de-tay uygulamak belki daha kolay gi-bi görünse de bu kez de malzemeçoðaldýðý için fiyat fýrlýyor. Bu araçlar-la ilgilenme yaþý ise 14 ve yukarýsý.

Her iþte olduðu gibi Diecast’ýn dapüf noktalarý bulunuyor. Ýþte onlar-dan bazýlarý: Piyasada bir modelinbolca bulunmasý, ürünün zamanlafiyatýnýn da düþmesine neden olu-yor. Ürünleri mümkün olduðuncaþahýslardan deðil de, firmalar-dan satýn almakta fayda vardýr.Çünkü ürün iadesi, indirimavantajlarý, karþý muha-tap bulma vb. gibi du-rumlar bu koleksiyondalýnda çok önemli.

Diecastçýlar Tür-kiye’de son üç yýldýrhem internet orta-mýnda hem de yüz yüze ge-lerek çeþitli etkinlikler gerçek-

leþtiriyor. Diecast’ýn ülkemizdekitemsilcilerinden Alposman Kopa-ran, 2000 yýlýnda bu hobiyi duyur-mak ve canlandýrmak üzere bir in-ternet sayfasý kurmuþ. Diecast-turk.com sitesi, hedef kitlesi olarakgenellikle 20 yaþ ve üzeri olmasýnaraðmen, tüm yaþ grubuna hitap edi-yor. Koparan, site sayesinde Diecastkültürünün hýzlý bir artýþa geçtiðinibelirtiyor. Belli zamanlarda çeþitlikentlerde üyeleriyle buluþup etkin-likler gerçekleþtirdiklerini belirten Al-posman Koparan, “Ýstanbul, Ankarave Bursa baþlýca þehirler. Toplantýlarý-mýz genellikle modellerimizin çeþit-lerini, deðerlerini ve pazar durum-larýný görüþmekle geçiyor.” diyor.

HABER OSMAN AYKUT

Beylikdüzü, alýþveriþinbaþkenti oluyor

Page 13: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

ERTESI134 A Ğ U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S İ cuma

Müziðiyle okyanu-sun sesini en iyiduyuran sanatçý

kimdir, diye sorul-sa, cevap Cesaria

Evora olurdu her-halde. Çünkü

Grammy ödüllüsanatçýyý Harbiye

Açýkhava Tiyatro-su’nda dinleyen

herkes, Atlan-tik’teki yoksul, ço-

rak Cape Verdeadalarýnda bulu-

verdi kendini.

CESARÝA EVORA

YAZI BEJAN MATURFOTOÐRAF SELAHATTÝN SEVÝ

Okyanusun, hüznün ve duanýnsesi, Ýstanbul’daydý. CesariaEvora, Harbiye Açýkhava Tiyat-rosu’nda verdiði konseri dinle-

meye gelen herkesi Atlantik’teki yoksul, ço-rak Cape Verde adalarýna götürdü. Okyanuskýyýlarýnýn uysal ve tevekkül içindeki ruhlarýo gece Evora’nýn müziðinde canlandý. Sah-nede sigara yakmasý, suyunu yudumlamasý,dinleyici yokmuþ gibi þarkýlarýný söylemesi...Dünyanýn baþka bir köþesinde sahnede de-ðil, çocukluðunun geçtiði yerlerde dostlarýarasýndaymýþ gibi söyledi þarkýlarýný Evora.Bu yüzden belki de izleyiciyi coþturmak içinözel bir çaba harcamadý. Bir sahne perfor-mansý sergilemedi. Varlýðýyla bütünleþen,ruhunda her þeyden fazla yer eden aþk þar-kýlarýný söyledi o gece. Hüzün þarkýlarýný.Evora’nýn hüznü birçok açýdan tanýdýk deðilbizim için. Bizim hüznümüz fazlasýyla ken-dine has. Varlýk karþýsýnda bir tavýr alma, ye-rini belirleme. Oysa Evora’nýn þarkýlarýnýsöylediði Creole dilinde hüzün apayrý hisle-rin konusu. Acýdan çok hasretin anlatýldýðý

(saudade) kelimesi karþýlýyor hüznü onundilinde. Eski bir sömürge olmaktan doðandil harmaný Portekizcenin vatan hasretinibýrakmýþ geride. Uzak denizlere savrulanPortekizli denizciler içinsöylenen fadolarýn hüznüvar Evora’nýn müziðinde.Bizdeki gurbet duygusukarþýlayabilir belki bu acýyý.Ama daha derin, daha te-vekkülle, þükranla dolu birifade var onun müziðinde.Evora’nýn konuþtuðu Cre-ole dilinde hüzün ayrýlýk vehasreti anlatýyor daha çok.Hüznün nedeni hasret, ön-celikli olarak. Bu yüzdenolmalý ki o hasrete, hüzneeþlik eden, hatta derindenderine onunla mücadeleeden bir coþku da var mü-ziðinde. Batý Afrika kýyýlarýnýn ve Kübamüziklerinin de etkisini hissettiren bucoþkuya aþk acýsýný, yurt, sevgili, aile has-

retini de katan þarkýlar söylüyor Evora. Dünyada nereye gitse çýplak tuttuðu

ayaklarý Ýstanbul’da da çýplaktý. Geç yaþ-larda yakaladýðý ünü onu uzun turnelere

çýkardýðýnda da tavrý deðiþ-medi. Dünya onun eviydiçünkü. Bunun tek iþaretiayaklarýnýn çýplak olmasý dadeðildi üstelik. Sahnedekihali onun dünya ve müziðiile iliþkisini anlatýyor. Yal-nýzken nasýl sigara içiyorsasahnede de öyle içiyor siga-rasýný. Sesi konuþur gibi ço-ðalýyor sahnede. Þaþýrtýcýgücü sesinin. Bulunduðu ye-re okyanusu getiren o kadýn.Müziðinde okyanusun -de-nizin deðil- sesini bu kadarduyuran baþka bir þarkýcý varmýdýr? Atlantik’in kýyýsýndan

dünyaya yayýlan hüzün. ‘Þükretmeyi bilenmutlu ve yoksul insanlarýn ülkesi’ di-yor Evora, bir söyleþisinde Cape

Verde’yi anlatýrken. Bu yönüyle sadecehüznü deðil, barýþý da simgeliyor onunvarlýðý. Bu yüzden ‘çýplak ayaklý’ diva tümdünyada çýplak yoksullarý temsil ediyor.Kimine göre bu yüzden ayakkabý giymeyireddediyor.

Grammy ödülü dahil pek çok ödüle la-yýk görülmüþ Cesaria Evora. Dünyanýn ençok satan seslerinden biri ayný zamanda...Ama geçen gece sahnede gördüðümüz ka-dýnýn gözünde ne ödüllerin ne de yaptýðýyolculuklarýn bir önemi var. O kendi coð-rafyasýný taþýyor gittiði yere. Kendi atmosfe-rini, kýyýsýnda doðduðu okyanusu... Evo-ra’yý sahnede izleyici ile temas kurmamaklaeleþtirenler onun sesindeki okyanus tadýnýo kapalýlýða borçlu olduklarýný görmüyorlar.Evora gittiði her yere dalgalardan ve ýssýz-lýktan oluþan atmosferini götürürken erkenyaþlarda yaþadýðý hayal kýrýklýklarýný dahiþükrana konu ediyor. Ýzleyicide býraktýðý

hissin derin bir var oluþ veþükran bilinci olmasý

boþuna deðil.

Bebeðiniz diþ çýkarýrken siz sýkýntý çekmeyin

Saðlýklý bir bebeðin diþ çýkarmasý aslýndabüyüdüðünün ve geliþtiðinin de bir ifadesiayný zamanda. Oysa bu durum hem bebe-

ði huzursuz ediyor hem iþtahsýzlaþmasýna sebepoluyor hem de ailelere sýkýntý oluþturuyor. Bebekler-de ilk diþ genelde 6. aydan itibaren çýkmaya baþlar;ama bir yaþýndan sonra görülmesi de mümkün. Çokaz da olsa iki aylýkken diþ çýkaran bebekler devar. Hatta bir veya daha fazla diþ çýkaranbebekler bile vardýr. Bu bebeklerin diþ-leri çok sallanýyorsa çekilip alýnmasýgerekebilir. Çünkü bebeklerin diþleriyutma olasýlýðý vardýr ve emzirme sýra-sýnda sorun teþkil edebilir.

Bebeklerde ilk diþ genelde ön ta-rafta çýkar. Diþ, diþ etine yaklaþtýkça obölgede kýzarýklýk, þiþlik, hassasiyet görüle-bilir. Hatta bazen diþin çýkacaðý bölgede ufak sývýile dolu bir oluþum da geliþebilir. Bazen birdenfazla diþ bir arada çýkar. 20 adet süt diþinin tama-mýnýn çýkmasý genelde üç yaþýna doðru olur. Ka-lýcý diþler altý yaþ civarýnda çýkar.

Doktora götürmeniz þart deðilAteþ, ishal, sürekli huzursuzluk, vücutta cilt dö-küntüsü her zaman diþ çýkarmanýn belirtisi deðil-dir. Eðer anne ve babalarý endiþelendiren baþkabelirtiler söz konusu olursa doktora baþvurmaktafayda vardýr. Sorunun yalnýzca diþ çýkarmadankaynaklandýðý hemen düþünülmemelidir. Diþ çý-karma doktora acil bir baþvuru nedeni deðildir.Ancak aileler diþ çýkarmanýn yaný sýra baþka bir so-

runun söz konusu olduðunu düþünüyorsa, mutla-ka bir uzmana baþvurmalýdýr. Diþ hekimlerine nor-mal kontrol için baþvuru birinci yaþ sonrasý olabilir.

Bebeðiniz parmaðýnýzý ýsýrýnca rahatlayabilirSýkýntý çeken bebeðin diþ etine hafif basýnç uygula-nýrsa bebekte bir rahatlama görülür. Bu nedenleanne-babalarýn ellerini yýkadýktan sonra bir parma-ðýný o bölgeye hafifçe bastýrmasý veya bebeðin te-

miz bir bezi ýsýrmasýna izin vermesi uygundur.Soðuk nesneler diþ etindeki kýzarýklýk ve þiþ-

liði azaltabilir. Bu nedenle tecrübeli ebe-veynler temiz, dondurulmuþ bezleri kulla-nýrlar. Ayný zamanda su içeren diþliklervardýr ve buzdolabýnda soðutularak kulla-nýlýrlar. Bununla birlikte diþ etlerine uzun

süreli aþýrý soðuk uygulama önerilmez. Diþ çýkarmak normaldir. Bu nedenle

bundan doðabilecek sorunlara geniþ bir bakýþaçýsýyla yaklaþýlmasý gerekir. Çoðu bebek veçocuklarda eninde sonunda 20 süt diþi çýkmak-ta, bu diþler düþtükten sonra da yerine 32 kalý-cý diþ gelmektedir, anne-babalarýn bu süreç bo-yunca duyarlý ve dikkatli olmalarý yeterlidir.

Diþ çýkaran bebeklerin rahatsýzlýklarýTükürükleri artar. Uyku düzensizliði baþlar. Ýþtahsýz olurlar. Huzursuzluk baþ gösterir. Ellerini ýsýrýrlar. Aðýz çevresinde hafif döküntü meydana gelir.

*Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Uzmaný (MemorialHastanesi)

hüzün ve Okyanus,

duanýn sesi

HABER DR. GÖKHAN MAMUR*

Diþ etlerine sürülen ilaçlar: Ec-zaneden alýnabilecek bazý ilaçlaraðrý kesmek amacýyla doðrudandiþ etlerinin üstüne sürülebilir.Diþ etlerini belirli bir süre içinuyuþturan maddeler içerirler. Ký-sa süreler için yardýmcý olabilir-ler; ancak bazý çocuklar bunlarýntat veya yarattýðý etkiyi beðenme-yebilirler. Bu ilaçlarýn bebeðinboðazýna deðmemesini saðlamakönemlidir; çünkü o bölgeninuyuþmasý öðürme refleksini ha-fifletebilir ve yemeklerin akciðer-lere kaçmasýna neden olabilir.Aðýz yoluyla alýnan aðrý kesiciler:Parasetamol veya ibuprofen içe-ren ilaçlar aðrýnýn azaltýlmasýndafaydalý olabilirler. Bunlar dahaönce bahsedilen yöntemler de-nendikten sonra birkaç kez veri-lebilir. Diþ çýkarýrken çok ilaçkullanmamak daha uygundur;çünkü altta yatan baþka bir has-talýðýn yarattýðý ateþi düþürebile-ceðinden ebeveynleri ve doktoruo hastalýktan habersiz býrakabilir.

Aðrý kesici kullanýmý

Çýplak ayaklý di-va olarak ün sa-lan Cesaria Evo-ra, tüm dünyadaçýplak yoksullarý

temsil ediyor.Kimine göre de

bu yüzden ayak-kabý giymeyireddediyor.

Page 14: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

cum

aERTESI

14

Yabancý sosyete Bo-ðaziçi’nde düðün ya-

pabilmek için aylaröncesinden saraylararezervasyon yaptýrý-

yor. Gözde düðünturizmi mekânlarý-mýz arasýnda Çýra-

ðan Sarayý ilk sýradayer alýyor.

4 A Ð U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S Ý

HABER DÝLEK GÜRAY

Yaz mevsimi her zaman düðün mev-simi olarak da bilinir. Aslýnda son yýl-larda buna ‘düðün turizmi’ de diyebi-

liriz. Çünkü yurtiçinden ve yurtdýþýndan pekçok ünlü, Ýstanbul’un gözde mekanlarýnda dü-ðün yapabilmek için aylar öncesinden rezer-vasyon kuyruðuna giriyor. Genç çiftler rüya gi-bi bir düðünü sarayda ya da gözde bir yalýdayapmayý tercih ediyor. Öyle ya þöyle Boðazmanzaralý, havuz kenarýnda, meþalelerin altýn-da prensler, prensesler gibi aðýrlanmayý kim is-temez ki? Ýþte ülkemizde yeni yerleþen düðünturizmi kavramý her geçen yýl artýyor. Saray veyalýlar uluslararasý düðün fuarlarýna katýlarakülkemizi tanýtýyor ve dünyanýn sayýlý zenginle-ri, sýrf düðünlerini yapmak için ülkemize geli-yor. Hem de ne geliþ.. iki bin kiþiyi geçen birdavetli konvoyuyla.. 4-5 TIR’lýk düðün malze-meleriyle.. 4 gün 4 gece süren eðlenceleriyle... Özellikle Ortadoðu’daki þeyh ve petrol zen-ginlerinin gözdesi Çýraðan ve Dolmabahçe Sa-rayý... Bunlarý Esma Sultan ve Sait Halim Paþagibi Boðaz’ýn en güzel manzarasýna sahip olanyalýlar izliyor. Bu mekanlar tarihî atmosferi, dü-ðün organizasyonu ve Boðaz’a sýfýr manzara-sýyla çiftlere unutulmaz bir düðün yaþatýyor.Yunanistan, Suudi Arabistan, Ýran, Hindistan,Ýspanya, Amerika gibi çok farklý ülkelere men-sup yabancý çiftler düðünlerini Çýraðan Sara-yý’nda yapýyor. Yüksek sosyetenin bir numara-lý düðün mekaný olan sarayýmýzda ilk evlenenyabancý Yunanlý armatör Angelo Polus’tu. Po-lus, 1992 yýlýnda Mustafa Koç’un saraydaki dü-ðününe davetli olarak katýlmýþ ve saraya hay-ran kalmýþtý. Peki bizim zengin ünlülerimiz veiþadamlarýmýz düðünlerini nerede yapýyor?

Tabii yine ilk baþta tercih Çýraðan Sarayý, Es-ma Sultan Yalýsý, Sait Halim Paþa Yalýsý...Sonrasýnda ise Swiss Otel, Hidiv Kasrý,Kýzkulesi, Hilton gibi gözde mekanlar...Bu kadar raðbet gören mekanlarda dü-ðün yapmanýn maliyeti ne kadardýr diyemerak edenler mutlaka vardýr. Çýraðan

Sarayý’nda bir davetlinin sýrf yemekmönüsü 200-250 Euro, Esma

Sultan Yalýsý’nda 100-150 Eu-ro, Sait Halim Paþa Yalýsý’ndaise 85-115 Euro arasýnda.

Yabancýlar, Boðaziçi’nde evleniyorHer gelin kraliçe gibi hissediyor kendiniFuat Köroðlu - Çýraðan Sarayý Uluslararasý servis standartlarýnýn üstündehizmet veriyoruz. Sarayýn tarihî dokusununyanýnda son derece romantik bir mekandahem iç hem de dýþ mekanda hizmet veriyo-ruz. Þimdilerde kimse gidip de üç gün önceaçýlmýþ bir kulüpte evlenmiyor. Çünkü ki-minle evlendiðin kadar nerede evlendiðinde önem taþýyor artýk. Bütün Ortadoðu veArap dünyasý deðil artýk Avrupa da Çýra-ðan’da yapýlan düðünleri konuþuyor.Uluslararasý fuarlara katýlarak ismimiziduyuruyoruz. Her gelen gelin bir kraliçegibi, damat ise kral gibi hisseder kendinibizim merdivenlerden aþaðý inerken.

Cam binanýn dünyada bir benzeri daha yokEngin Camcý-The Marmara Esma Sultan Bir kere bizim hem karadan hem deniz-den ulaþýmýmýz çok kolay. Ama en çokyalýnýn tarihî dokusu ve burada verilenhizmet de tercih nedeni. Buradaki cambinanýn dünyada bir benzeri yok. Bo-ðaz’ýn en dar kýsmýnda Boðaz Köprü-sü’nün hemen altýnda. Çok özel ve güzelbir bahçesi var. Tek bir organizasyonaveriyoruz. Sabahtan akþama kadar o gündüðün için kullanýyorlar yalýyý.

ÝTO’nun eski Baþkaný Mehmet Yýldýrým’ýnoðlu Oðuzhan Yýldýrým ile Gül Uyar, Çýra-ðan’da,evlenen zenginler arasýnda.Genç iþadamý Nesi Hatiboðlu ile Hotiçmaðazalarýnýn sahibinin kýzý Nazlý Hotiç,Çýraðan’da evlendi.Eski baþbakanlardan Necmettin Erba-kan’ýn kýzý Elif Erbakan ile Mehmet Altý-nöz de Çýraðan’da evlenenler listesinegirdi.Basketbolcu Ýbrahim Kutluay ile eskimanken Demet Þener de düðünlerini Çý-raðan Sarayý’nda gerçekleþtirmiþti.Yasemin Bora ile Kerem Uygurmen, Es-ma Sultan Yalýsý’nda hayatýný birleþtirdi.Erdoðan Demirören ile Zeynep Düvenci,Esma Sultan Yalýsý’nda evlendi. Milli basketbolcu Kaya Peker ile Hýrvatvoleybolcu Vesna Jelic Esma Sultan’daevlendi. Manken Tülin Þahin ile Mehmet Özer dü-ðünlerini Swiss Otel’de yaptýlar.Milli basketbolcu Mehmet Okur ile YelizÇalýþkan, Swiss Otel’de hayatýný birleþtir-di.Futbolcu Okan Buruk ile eski manken Ni-han Akkuþ Swiss Otel’de evlendi.

Türkler de saraydan yana

Rüya gibi bir düðünün adresi Çýraðan Sarayý

Yelda Ýpekli-Sait Halim Paþa Yalýsý Tarihî derinliði, yaþanmýþlýðý ve ihtiþamý,en belirgin tercih sebepleri; ama ayný za-manda yalý Boðaz’ýn çok özel bir konu-munda eþsiz bir manzaraya sahip. Ýç vedýþ mekanlar yalnýzca düðüne özel olarakkullanýlýyor. Bizim kýþ düðünlerimiz deçok meþhurdur. Ancak yalnýzca düðün yada davetlere deðil, sanat ve kültür çalýþ-malarýna da ev sahipliði yapmak istiyoruz.

Kýþ düðünleri için devazgeçilmez bir mekan

Ayaklarýnýzý birbirinden ayýrýn ve bir ayaðýný-zý diðerinin önüne koyun.Belinizi öne eðmeden, omurganýzý düz tuta-rak, kalça ve dizlerden bükerek çömelin.Aðýrlýðý iki ucundan sýkýca tutarak kaldýrýpkaldýramayacaðýnýzý kontrol edin.Cisim fazla aðýrsa yardým isteyin.Cismi omuz seviyesinin üstüne kaldýrmayýn.Cismi itmek ya da çekmek gerekiyorsa belidaha az zorladýðý için cismi itin.

Otururken omurganýzýn zorlanmamasý için;

Omurganýzýn kavislerini koruyun.Bel kavisinizi küçük bir yastýkla destekleyin.Sýrtýnýzý oturma yerine iyice yaslayýn. Dizlerinizi ve sýrtýnýzý dik açýda olacak þekil-de tutun.Kollarýnýzý dirsekleriniz dik açý oluþturacakþekilde koyun.Ayak tabanlarýnýzý yerle tam temas ettirin.

Belinize zarar vermemek için

Bel fýtýðý ve iþ yaþamýnda bel að-rýsý konusunda Türkiye’nin ön-de gelen uzmanlarýndan Prof.

Dr. Emel Özcan “99 sayfada bel fýtýðý vebel aðrýsý”nýn kitabýný yazdý. Bel Oku-lu’nun ilk kurucularýndan olan Özcan’ýnkas sistemi ve iskelet yapýsýyla ilgiliönemli tespitleri bulunuyor.

Günümüzde bel fýtýðý tanýsý konulanhastalarýn sayýsý arttý. Günlük yaþamdaözellikle iþ hayatýnda bel fýtýðý için risklerinfazlalaþmasý ve aðýr fiziksel aktivite gerekti-ren iþlerin artmasý bel fýtýðýný yaygýnlaþtýr-makta. Bel fýtýðý üç þekilde ortaya çýkýyor.Bunlardan ilki bulding yani bombeleþme.Diskin ortasýndaki çekirdek, etrafýndakikoruyucu yapýdaki yarýklara ve çatlakla-ra doðru sýzar ve disk bombeleþir. Bu

durum bel fýtýðýnýn baþlangýcý olarak deðer-lendirilir. Ýkinci aþama protüzyon yani diskinçevresindeki taþmanýn fýtýklaþmasý. Son ola-rak da ekstüzyon görülür. Yani diskin çevre-sindeki çember yýrtýlýr ve diskteki jelatimsimadde yayýlýr. Disk yýrtýlmasý olarak adlandý-rýlan bu durum en ciddi olanýdýr. Unutulma-malýdýr ki yaþlanmayla birlikte bel fýtýðý oluþu-muna yatkýnlýk oluþur.

Bel fýtýðý ile dizleri bükmeden öne eðilerekaðýrlýk kaldýrma ve gövdeyi döndürme arasýn-da doðrudan iliþki olduðu kanýtlandý. Bu hare-ketlerin tekrar tekrar yapýlmasý riski artýrýr. Kö-tü oturuþ, kötü pozisyonda uzun süreli kalma,aðýrlýk taþýma, titreþim, kondisyon yetersizliðiile sýrt-bel ve karýn kaslarýnýn zayýflýðý bel fýtýðýiçin diðer risk faktörleri. Bel fýtýðý tedavisindekullanýlan ilaçlar; aðrý kesici, iltihap giderici ve

kas gerginliðini çözücü ilaçlar. Bu ilaçlar genel-de bir arada kullanýlýr. Ýlaçlar dýþýnda bel fýtýðý-nýn tedavisinde fizik tedavi de kullanýlýr. Fiziktedavi; aletlerle ve elle uygulanan sýcak-soðukuygulamalar, çeþitli elektrik akýmlarý, çekme vemasaj yöntemleridir. Bel fýtýðýnda ameliyat sonçaredir ve hastalarýn yüzde 5 gibi çok az birkýsmýnda ameliyata gerek duyulur.

Bel fýtýðý aslýnda bir meslek hastalýðý olarakda bilinir. Bedeniyle çalýþanlarýn yaklaþýk yarýsýciddi ve sakatlayýcý bel aðrýsýndan yakýnmakta.Ancak masa baþý çalýþanlarýn da yanlýþ oturmadüzeninden kaynaklanan ciddi aðrýlarý oluþa-biliyor. Ayrýca günümüzde hemen her sek-törde fazlasýyla bilgisayar kullanýmý netice-sinde kas-iskelet hastalýklarý ortaya çýkabili-yor. Sýk bilgisayar kullanýmý boyun ve omuz-larý etkilediði gibi beli de hasta edebiliyor.

Bel fýtýðý, bacaktaaðrý-uyuþma vekarýncalanma,kuvvet azalmasý,hareket kýsýtlan-masý, dýþkýlamave idrar yapmadasorunlarla baþgösterir.

Suudi Arabistan’ýn eski petrol bakaný ZekiYamani’nin kýzý Sara ile Harvard mezunuMalik Dahlan, Çýraðan’da üç gün sürendüðün yaptý. Bu düðünden sonra Çýra-ðan’ýn popülaritesi arttý.Libyalý ünlü iþadamý Tarek Ali Hassan Ka-ituni ile ünlü topmodel Lisa Van Goinga,Çýraðan Sarayý’nda dillere destan bir dü-ðün yaptý.Hindistan’ýn en zengin iþadamlarýndanShyam Bhatia’nýn oðlu Vikram Bhatia ileVandana Hathiramani, Çýraðan’da 4 gün 4gece süren muhteþem bir düðün yaptý.Düðün için Hindistan’dan 4 TIR dolusumalzeme ve 80 kiþilik ekip getirildi. Petrol kralý Halit El Reza’nýn kýzý Amira ileMohammed Zahid, Dolmabahçe Sara-yý’nda 07.07.07 tarihinde evlendi. Düðüne2 binin üzerinde yabancý davetli katýldý.Düðünün maliyeti, takýlarla birlikte 20milyon dolarý buldu.Yunanlý iþadamý Alexander Louvaris ileÝran Azerisi Gülnara Kadimova, 400 binEuro’luk bir düðünle Çýraðan’da evlendi.Eski Almanya Baþbakaný Helmut Kohl’ünoðlu Peter ile ünlü iþadamý Kemal Sö-zen’in kýzý Elif, Çýraðan’da evlendi.

Bel fýtýðýnýn 99 sayfalýk çözümü

Page 15: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,

ERTESI154 A Ğ U S T O S 2 0 0 7 C U M A R T E S İ cuma

Özden Utku Odman ‘Eker Süt Ürünleri’için tasarladýðý inekle ilgili olarak; gele-neksel Türk el sanatlarýndan yazmacýlýk,iþlemecilik, gümüþ ve ahþap iþçiliðini çað-daþ sanat formunda yorumladým. Ama buçalýþmamda ‘yayýk’ ana temam oldu. Süs-leme öðesi olan bitki, geometrik motiflerve figürleri oyma, kabartma, kazýma tek-nikleri ile iþledim. Yüzeye sedir, abanoz,gül, kiraz, ceviz, akaðaç ve çam görünümükazandýran Omdan, her bir parçaya hü-zün, sevinç, umut, sevgi, gizem ve saygý gi-bi duygularý yükleyerek hepimizin hayatýn-dan bir yaþanmýþlýðý yansýtmýþ ineðine…‘Woody’ Kanyon Alýþveriþ Merkezi’nde…

El sanatýmýz hep gözde

Özden Utku Odman / Woody

Zeynep Fadýllýoðlu’nun tasarladýðý “mi-tolojik inek” Ýo, eski Yunan mitolojisinintraji-komik bir aþk öyküsünün kahra-maný. Ýo’nun mitolojide baþýndan geçen-ler, Ýstanbul Boðazý’nýn yabancý dillerde‘Bosphorus’ olarak adlandýrýlmasýna daneden olmuþ. Uçuk mavi renkte ve sýr-týndaki sineði ile öykünün mitolojik bo-yutuna sadýk kalarak tasarlandý. HeykelZeus’un sevgilisi Ýo’yu kýskanç karýsýHera’dan kaçýrmak için onu beyaz birineðe dönüþtürmesi, Hera’nýn ise bu hi-leyi anlayýp ineðin sýrtýna bir sinek mu-sallat etmesini anlatýyor. ‘Mitolojik ÝnekÝo’ Kanyon Alýþveriþ Merkezi’nde…

Ýstanbul’un inek mitolojiisi

Zeynep Fadýllýoðlu / Mitolojik inek Io

Bu iki ineði TEMA Vakfý için tasarlayan Ha-fize Uncuoðlu, TEMA’nýn baþlattýðý ‘Suyu-nu Boþa Harcama’ kampanyasýna dikkatçekiyor. Ýneklerin midesinde yer alan üçboyutlu görüntü yansýtýcýlarda iki ev haný-mý görülüyor. Bunlardan biri bulaþýklarýnýmakineyle yýkarken diðeri elle yýkýyor. Bu-laþýklarýný makineyle yýkayan ev hanýmýyýlda 40 ton su tasarruf etmiþ oluyor. Buinekler Kanyon Alýþveriþ Merkezi’nde…

Suyunu boþa harcama

Hafize Uncuoðlu / Su tasarrufu yapan inek

‘Minik serçe’ Sezen Aksu’nun ineði, sa-vaþlar ve küresel ýsýnma ile bozulandünyanýn dengesine dikkat çekiyor.‘Sütaþ’ için tasarlanan ineðin üzerindeSezen Aksu’nun yazdýðý þu dizeler yeralýyor: “Hiç kavga bilmez gül ile yaprak.Hiç kýyar mý aðaca toprak. Bu kiminoyunu? Ýlk kim bozdu sonsuz uyumu.”‘Ýnek Deyip Geçme’ Niþantaþý’nda…

Minik Serçe’nin ineði!

Karikatürist Erdil Yaþaroðlu tarafýndan ta-sarlanan basketbolcu inek, tam 3 metre bo-yunda… Basketbolcu bir inek yapan Yaþa-roðlu, 10 numaralý kýrmýzý-beyaz formayýgiydirdiði ineðinin zýplayamamasýndan þika-yetçi! ‘3M’ Kanyon Alýþveriþ Merkezi’nde…

Milli takýmýn yeni kaptanýGazetemizin dünyaca ünlü illüstratörü Cem Kýzýltuð‘Gold Cow’ adlý ineðini TAV Havacýlýk Þirketler Grubuiçin tasarladý. Çift baþlý ineðin bir baþý Doðu'ya, diðe-ri Batý'ya bakýyor. Ýstanbul'u temsil eden ineðin üze-rinde ise yedi tepeli þehrin siluetini taçlandýran alem-lerden biri bulunuyor. ‘Gold Cow’ Akmerkez önünde...

Ýstanbul’un sembolüÜnlü endüstriyel tasarýmcý Can Yal-man’ýn ‘Kahve Dünyasý’ için hazýrla-dýðý inek, fincan içinde kahve sefasýyapýyor. Miniklerden büyük ilgi görenineðe daha ilk gün zarar verilmiþbile... ‘Cowuccino’ Maçka’da…

Fincan içinde keyif

Sezen Aksu /Ýnek deyip geçme

Ülker’in çevre duyarlýlýðýný artýrma-yý amaçladýðý birbirinden farklý 10inek, Leo Burnett tarafýndan tasar-lanýp Mert Atasever tarafýndan uy-gulanmýþ. 'Ot yoksa süt yok' sloga-nýyla sokaklardaki yerini alan inek-ler, süt olmadýðýnda insanoðluna dabesin olmadýðýnýn mesajýný veriyor.

Ot yoksa süt de yok!

Leo Burnett /Hükümlü inek

Hafize Uncuoðlu / Su tasarrufu yapmayan inek

Erdil Yaþaroðlu / 3M Can Yalman / CowuccinoCem Kýzýltuð/ Ýki Baþlý Ýnek

Aylar öncesinden tanýtýmý ya-pýlan “Cow Parade Ýstanbul”(Ýnek Festivali) nihayet baþla-dý. Haftalardýr ‘içlerindeki ine-

ði’ fiberglastan yapýlan heykellere nakþe-den sanatçýlar, böylece muratlarýna ermiþoldu. Ýstanbul sokaklarý ve alýþveriþ mer-kezlerinde bulunan 190 tasarým arasýndadikkatleri en çok çeken inek, hiç þüpheyok ki, Cemil Ýpekçi’nin kendisine benzet-tiði (!) “Cemill” adlý inek… Kýrmýzý birminder üzerinde uzanan Ýpekçi’nin ineðipala býyýklý, ince kaþlý, yuvarlak küpeli veiþlemeli ipek kýyafetlere sahip…

Tasarýmlar daha çok, ineðe sponsor olanfirmalarýn reklam alanýna dönüþmüþ olsa dakimi firmalar tasarýmlarýný halký doðal fela-

ketlere karþý uyarmak için kullanmýþ. Bun-lardan biri olan Ülker Þirketler Grubu’nun10 ineði etkinlik boyunca “Ot yoksa süt deyok. Süt yoksa insanoðluna besin yok” slo-ganýyla halkta çevre duyarlýlýðý oluþturmayýamaçlýyor. Ýnekler 7’den 70’e herkes tarafýn-dan büyük ilgi görüyor. Yaþlýlar iþin sýrrýnýçözmeye, minikler de ineklerle muhabbetiilerletmeye çalýþýyor. Kanyon Alýþveriþ Mer-kezi’nde sergilenen “Oturan Güzel” isimliineðe küçük bir kýz çocuðu soruyor: “Senneden dedemin yanýnda deðilsin? Üstünde-kileri yeni sahibin mi aldý?” Tabii herkesböyle masum sorularla kendini sýnýrlamýyor.Olduk olasý, heykellere büyük hassasiyetler-le yaklaþan bir toplumuz... Hal böyle oluncadaha ilk günden ineklere de hatýramýzý bý-

raktýk! Maçka’da kahve keyfi yapan ineðeaklýevvel bir kardeþimiz ‘Bilal’ ismini yazmýþbile… Yetkililer heykellere olan sempatimiziduymuþ olacaklar ki, her inek heykelinin al-týna uyarý koymuþlar: “Baþýma bir þey gelmiþise lütfen benim için Þiþli Belediyesi AcilHizmet Hattýný arayýnýz. (212) 247 35 14”

Cow Parade Ýstanbul’da 31 Ekim’ekadar sergilenecek olan heykeller, kasýmayýnda Turgay Artam (Antik AÞ) tarafýn-dan yönetilecek bir müzayede ile satýþaçýkarýlacak. Bu satýþtan elde edilecek ge-lirler; Sokak Çocuklarý RehabilitasyonDerneði, Anne Çocuk Eðitim Vakfý(AÇEV) ve Türkiye Erozyonla MücadeleAðaçlandýrma ve Doðal Varlýklarý Koru-ma Vakfý (TEMA) yararýna kullanýlacak.

çýkardý!Sanatçýlar içlerindekiineði

HABER SERKAN KARA / FOTOÐRAFLAR TARIK ÖZTÜRK

Page 16: ERTESI2007/08/04  · Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ cumaERTESI03 101 Rakamlarýn in-sanlar üzerindeki etkisini bilen satýþ ve pazarlama uz-manlarý,