aktİf pasİf yÖnetİmİ ve fİnansal analİz yönetimi...finansal tablo nedir? muhasebenin kayıt...

142
UYGULAMALI AKTİF-PASİF YÖNETİMİ VE FİNANSAL ANALİZ Doç. Dr. R. İlker GÖKBULUT Finans Anabilim Dalı

Upload: others

Post on 21-Jan-2020

19 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

UYGULAMALI

AKTİF-PASİF YÖNETİMİ

VE FİNANSAL ANALİZ

Doç. Dr. R. İlker GÖKBULUT

Finans Anabilim Dalı

FİNANS YÖNETİCİSİNİN ROLÜ

Finans

Yöneticisi

Firma

faaliyetleri

Finansal

piyasalar

(1)Yatırımcılardan toplanan nakit

(1)

(2)Firmaya yatırılan nakit

(2)

(3)Faaliyetlerden elde edilen nakit

(3)

(4a)Tekrar yatırılan nakit

(4a)

(4b)Yatırımcılara yapılan nakit ödeme

(4b)

FİNANS YÖNETİCİSİNİN ROLÜ (devam)

İşletmede finansal yönetici iki temel sorunla karşılaşmaktadır:

Firma hangi varlıklara ne kadar yatırım yapmalıdır?

Yatırım için gerekli fonlar nereden sağlanmalıdır?

İlk sorunun yanıtı yatırım ya da sermaye bütçelemesi kararı, ikincinin yanıtı ise finanslama kararlarıyla ilgilidir. Bu sorulara finans yöneticisi yanıt ararken, firmanın pazar değerini maksimum kılacak yatırım ve finansman kararlarını almaya çalışır. Burada temel amaç, firmanın değerini maksimum kılmaktır.

FİNANS YÖNETİCİSİNİN ROLÜ (devam)

Finans yönetiminin işlevleri günümüz dünyasında oldukça değişmiş olmasına karşın bu işlevleri şu üç noktada toparlayabiliriz.

İlki, firma varlıklarının bileşiminin belirlenmesi. Daha açık şekli ile, dönen ve duran varlıklar ile bağlı değerlere aktarılacak fonların saptanması. Diğeri, firma sermaye

yapısının belirlenmesi, bir başka ifade ile, fon kaynaklarının saptanması. Sonuncu ise, kar dağıtımının belirlenmesidir.

Bu üç unsur, firmanın devamlılığı ve rekabet üstünlüğü açısından finans yöneticisi için büyük önem arz eder.

FİNANS YÖNETİCİSİNİN ROLÜ (devam)

Varlıklar Kaynaklar

Dönen Varlıklar

Duran Varlıklar

Kısa Vadeli Borç

Uzun Vadeli Borç

Öz Kaynak

Net Çalışma

Sermayesi

Getiri > Kaynak maliyeti

Olmalı ki firma devamlılığını sağlayabilsin.

Finansal Tablo Nedir?

Muhasebenin kayıt ve sınıflama suretiyle topladığı

bilgilerin işletme ile ilgili taraflarca çeşitli amaçlarla

kullanılmasına olanak vermek için özetlenerek

gösterildiği tablolara finansal (mali) tablo adı verilir.

Finansal tablolar işletme dışına bilgi sunmanın temel

aracı olmasının yanında işletmeyi ilgililere tanıtan

önemli bir araçtır.

Temel – Ek Finansal Tablo

• Ülkemizde Finansal tablolar temel mali tablolar ve ek

mali tablolar olmak üzere ikiye ayrılır.

A) Temel Finansal Tablolar

Bilanço (dipnot ve ekleriyle birlikte)

Gelir Tablosu (dipnot ve ekleriyle birlikte)

Satışların Maliyeti Tablosu

B) Ek Finansal Tablolar Fon Akım Tablosu

Nakit Akım Tablosu

Kar Dağıtım Tablosu

Öz Kaynaklar Değişim Tablosu

Finansal Tablolar

Temel

Bilanço

Gelir Tablosu

Ek

Fon Akım Tablosu

Nakit Akım Tablosu

Özkaynak Değişim

Kar Dağıtım

1. DÖNEN VARLIKLAR 3. KISA VADELİ YABANCI

KAYNAKLAR

10. Hazır Değerler 30. Mali Borçlar

11. Menkul Kıymetler 32. Ticari Borçlar

12. Ticari Alacaklar 33. Diğer Borçlar

13. Diğer Alacaklar 34. Alınan Avanslar

15. Stoklar 35. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım

Hakediş

17. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım

Maliyetleri

36. Ödenecek Vergi ve Diğer

Yükümlülükler

18. Gelecek Aylara Ait Giderler ve Gelir

Tahakkukları

37. Borç ve Gider Karşılıkları

19. Diğer Dönen Varlıklar 38. Gelecek Aylara Ait Gelirler ve Gider

Karşılıkları

2. DURAN VARLIKLAR 39. Diğer Kısa Vadeli Yabancı

kaynaklar

22. Ticari Alacaklar 4. UZUN VADELİ YABANCI

KAYNAKLAR

23. Diğer Alacaklar 40. Mali Borçlar

24. Mali Duran Varlıklar 42. Ticari Borçlar

25. Maddi Duran Varlıklar 43. Diğer Borçlar

26. Maddi Olmayan Duran Varlıklar 44. Alınan Avanslar

27. Özel Tükenmeye Tabi Varlıklar 47. Borç ve Gider Karşılıkları

28. Gelecek Yıllara Ait Giderler ve Gelir

Tahakkukları

48. Gelecek Aylara Ait Gelirler ve Gider

Karşılıkları

29. Diğer Duran Varlıklar 49. Diğer Uzun Vadeli Yabancı

kaynaklar

5. ÖZ KAYNAKLAR

50 Ödenmiş Sermaye

52. Sermaye Yedekleri

54. Kar Yedekleri

57. Geçmiş yıllar karları

58. Geçmiş yıllar Zararları (-)

59. Dönem Net Karı (Zararı)

BİLANÇO

İşletme Adı, Tarih, Para Birimi,

BİLANÇONUN YAPISI

FİNANSMAN KURALI!

Dönen Varlıklar

Duran varlıklar

KAYNAKLAR- PASİF

Bir yıl içinde ödenmesi gereken borçlar kısa

vadeli yabancı kaynaklar olarak adlandırılır.

İşletmenin 1 yıldan uzun vadeli borçları uzun vadeli

yabancı kaynak olarak adlandırılır.

Özkaynaklar (özsermaye) ana grubu, işetme

sahiplerinin aktifler üzerindeki haklarını gösterir.

Bu, pasif toplamından kısa vadeli ve uzun vadeli

yabancı kaynaklar toplamı düşüldükten sonra

kalan kısmı ifade eder.

AKTİFLER – Dönen Varlıklar

1-Hazır Değerler:

Kasa,bankalar ve diğer hazır değerlerden oluşan hazır değerler kalemi,para mevcudu,yabancı paralar,ibraz süresi dolmamış çekler,henüz tahsil edilmemiş posta ve banka havalelerini ve firmanın her an kullanabileceği ticari mevduatını kapsar.

2-Menkul Kıymetler:

Hisse Senetleri,Özel ve Kamu Kesimi Tahvillerinden oluşan menkul kıymetler firmanın elindeki nakiti uzun süreli yatırım amacıyla değil, her an paraya çevirebilmek amacıyla, ikincil piyasalarda satmak üzere değerlendirdiği kısa süreli yatırımlardır.Ülkemizde, bu kalem ağırlıklı olarak Kamu Kesimi Tahvil,Senet ve Bonolarından oluşur.

AKTİFLER – Dönen Varlıklar

3-Kısa Vadeli Ticari Alacaklar:

Henüz tahsil edilmemiş satış gelirlerini ifade eden ticari alacaklar, teminatsız yapılan satışlardan kaynaklanan Alıcılar kaleminden ,Alacak Senetlerinden ve Verilen Depozito ve Teminatlardan oluşur. Alacak Reeskontu ve Şüpheli Alacak Kalemleri bu ana hesaptan düşülür.

Alacak senetlerinin reeskontu vade sonu değeriyle yani faiz farkını da kapsayan değeriyle ifade edilen alacak senetlerinin vergi usul kanununun kabul ettiği iskonto oranı üzerinde bugünkü değerine indirilme işlemidir. İndirilen miktar Alacak Senedi Reeskont Gideri olarak gelir tablosundan düşürülür.

AKTİFLER – Dönen Varlıklar

4-Stoklar:

Üretim yapan şirketlerde stoklar ilk madde ve

malzeme(hammadde),yarı mamül, ara mamül ve mamüller şeklinde

oluşurken, ticaret yapan firmalarda emtia olarak adlandırılırlar.Verilen

sipariş avansları da bu ana kalemin altında yer alır.

Bir anlamda, bu mallar şirket adına faturalanmış yolda olan mallardır.

Stok değer düşüşü karşılığı,stoklarda çeşitli nedenlerden ötürü(eskime,

bozulma, modası geçme) meydana gelecek değer kaybı için stoklardan

düşülen miktardır. Aynı miktar gelir tablosundan stok değer düşüş

gideri olarak düşülür.

AKTİFLER – Dönen Varlıklar

4-Stoklar:

Stoklar, nitelik itibariyle aktifleştirilmiş üretim giderleridir. Hammadde, direkt

işçilik ve genel üretim giderlerinin dışında hiçbir giderin stoklarda

aktifleştirilmemesi gerekir. Bu kurala uyulmadığında firmanın karlılık ölçümleri

yanıltıcı sonuçlar vereceği gibi stokların ne denli etkin yönetildiğini ölçmek

mümkün olmayacaktır.

Stokların her yıl farklı yöntemlerle değerlendirilmesi ve üretim dışı giderlerin

aktifleştirilmesi trend analizinin de anlamlı sonuçlar vermesini engelleyecektir.

Yüksek finansman gideri olan firmalar, düşük karlılıklarını veya zararlarını

gizlemek için finansman giderlerini stoklarda aktifleştirme yoluna çok sık

başvururlar. Stokların çok yavaşladığı ve bilançoda görülen borca oranla gelir

tablosunda finansman giderinin düşük gösterildiği durumlarda bu işlemden

şüphelenmek gerekir. Zira, bu bir kar makyajı işlemidir ve firma ya zararını

gizlemektedir yada karını olduğundan çok yüksek göstermektedir.

AKTİFLER – Dönen Varlıklar

5-Diğer Kısa vadeli Alacaklar:

Firmanın ana faaliyetleri dışında kalan yerlere yaptığı

yatırımlardır.

AKTİFLER – Duran Varlıklar

Duran varlıklar firmanın bir yıl içinde paraya

dönüştüremeyeceği uzun vadeli yatırımlarıdır. Dönen

varlıklar satışlar yoluyla bir faaliyet döngüsü sonucu nakite

dönüşürken, duran varlıklar birden fazla faaliyet döngüsü

sonucu oluşan karlarla nakite dönüşürler.

1-Uzun Vadeli Ticari Alacaklar:

Bir yıldan uzun vadeli satışlardan doğan alacaklar bu

kalemi oluşturur.Normal koşullarda eğer firma kendini

uzun vadeli ticari borçlarla finanse etmiyorsa yüksek

miktarlarda uzun vadeli alacakların bulunması firmaya

ek finansman yükü doğuracağından firma açısından

risklidir.

AKTİFLER – Duran Varlıklar

2-Diğer Uzun Vadeli Alacaklar:

Döner varlıklar içinde aynı adla bulunan kalemlerin uzun vadeli niteliğinde olanlarıdır.Firmanın ortaklarının, iştiraklerinin ve bağlı ortaklarının firmadan uzun vadeli para çekmeleri olumlu bir gelişme değildir.

3-Finansal Duran Varlıklar:

Firmanın başka firmaların menkul kıymetlerine ikincil piyasalarda hemen satmak için değil uzun vadeli yatırım amacıyla kaynak aktarmasından kaynaklanan kalemlerdir.

Bağlı ortaklar firma ile aynı grupta yer alan ve grubun en az %51’ine ve dolayısıyla yönetimine sahip şirketleri ifade ederken, bir firmanın iştirak addedilmesi için minimum bir ortaklık yüzdesi gerekmemektedir.

AKTİFLER – Duran Varlıklar

4-Net Maddi Duran Varlıklar:

Arazi ve arsalar, yerüstü ve yeraltı düzenlemeleri, binalar, makine, tesis ve cihazlar, taşıt araç ve gereçleri toplamından birikmiş amortismanların düşülmesi sonucu ulaşılan değerdir. Yapılmakta olan Yatırımlar ve Verilen sipariş avansları da bu kalemde yer almakla beraber bu kalemler üzerinden amortisman ayrılmaz.

Net maddi duran varlıklar her yıl maliye bakanlığının yayınladığı enflasyon oranlarına bağlı bir katsayı ile yeniden değerlenir. Net sabit varlıklarda yeniden değerleme sonucu ortaya çıkan artış pasiflerde yeniden değerleme fonu adı altında özsermayeye eklenir.

AKTİFLER – Duran Varlıklar

5-Maddi Olmayan Duran Varlıklar:

Kuruluş giderleri, özel maliyet bedelleri,s atın alınan haklar,

araştırma ve geliştirme giderleri bu kalemde yer alır.

PASİFLER

Firmanın aktiflerini finanse etmek için kullandığı kaynaklar bilançonun sağ tarafında pasifler bölümünde yer alır. Kaynaklar,

1. Kısa Vadeli Borçlar

2. Uzun Vadeli Borçlar

3. Özsermayeden

oluşur.

PASİFLER - Kısa Vadeli Borçlar

Kısa vadeli borçlar firmanın bilançosunun düzenlendiği tarihten itibaren on iki ay içinde ödemekle yükümlü olduğu borçlardır. Bu borçların çoğu normal koşullarda varlıkların nakite, yani stokların alacaklara, alacaklarında tahsilat yoluyla tekrar paraya çevrilmesiyle geri ödenir.

Ancak kısa vadeli borçları ödenmesi için bazen yeniden borçlanma, sermaye artışı yada firma karlarının alıkonması gerekebilir.

PASİFLER - Kısa Vadeli Borçlar

1-Finansal Borçlar

Bu kalem bankalardan alınan kısa vadeli kredileri ve firmanın sermaye piyasalarından borç bulabilmek için ihraç ettiği kısa vadeli menkul kıymetleri içerir. Firmanın ihraç ettiği uzun vadeli menkul kıymet olan tahvilin ve bankalardan alınan uzun vadeli borcun bir yıl içinde ödenecek anapara taksitler burada yer alır. Özetle bu kalem firmanın finansal kurumlardan ve sermaye piyasalarından temin ettiği fonları gösterir.

PASİFLER - Kısa Vadeli Borçlar

2-Ticari Borçlar

Firmanın normal ticari faaliyetlerini gerçekleştirmek için mal, hammadde, malzeme satın alması nedeniyle sağlanan bu kısa vadeli satıcı kredileri, firma için kendiliğinden oluşan, eğer vade farkı içermiyorsa çoğu kez maliyetsiz veya banka kredilerine göre daha düşük maliyetli bu nedenle çok kıymetli finansman kaynağıdır.

Teminatsız borçlar, satıcılar senet karşılığı alınan borçlar ise borç senetleri olarak gösterilir. Vade farkı içeren borç senetleri alacak senetleri ile aynı orandan iskontolanarak bilançonun oluştuğu gün itibariyle iade edilir. Borç senetleri reeskontu ticari borçlardan düşürülür. Aynı miktar gelir tablosuna Borç Senetleri Reeskont Geliri adıyla gelir olarak kaydedilir.

PASİFLER - Kısa Vadeli Borçlar

3- Diğer Kısa Vadeli Borçlar

Bu kalemde ortaklara ve iştiraklere borçlar yanında ödenecek giderler yer alır. Ödenecek giderler, firmanın normal faaliyetleri sonucu tahakkuk etmiş, yani gelir tablosunda giderleştirilmiş ama henüz parası ödenmemiş giderleridir. Gelir vergisi dışında tahakkuk etmiş ve ödenmemiş vergi harç ve kesintiler de burada yer alır.

Tek sahipli işletmelerde, adi ortaklıklarda ve şahıs şirketlerinde işletme sahibinin veya ortakların firmadan devamlılık gösteren alacakları özsermaye olarak düşünülebilir ve borç olarak değerlendirilmeyebilir.

PASİFLER - Kısa Vadeli Borçlar

4-Alınan Sipariş Avansları

Firmaların aldıkları siparişler nedeniyle malın

tesliminden önce müşterilerinden aldıkları avanslar

firma için kısa vadeli finansman kaynağı teşkil eder.

Ticari borçlar genellikle nakden ödenmesi gerektiği

halde müşteri avansları üretilecek mallarla geri

ödenecektir.

5-Borç ve Gider Karşılıkları

Buradaki ana kalem vergi karşılığıdır. Bu kalem gelir

tablosunda yer alan tahakkuk etmiş gelir vergisi

kalemiyle aynı olmalıdır.

PASİFLER - Uzun Vadeli Borçlar

Uzun vadeli borçlar ödeme yükümlülüğü bir yılı aşan borçlardır.Bu nedenle kısa vadeli borçlardan daha az risklidir.Alt kalemleri yukarıda ifade edilen kısa vadeli borç kalemleriyle aynıdır.Sadece bu kalemlerin uzun vadeli niteliğinde olanları burada yer alır.

Tek fark Borç ve Gider Karşılığı ana başlığında yer alan Kıdem Tazminatı Karşılığıdır.Kıdem tazminatı firmaların çalışanlarına emekli oldukları zaman veya işten çıkarmaları halinde ödemekle yükümlü oldukları bir borçtur.

Sermaye Piyasası Kanununa tabi olan firmalar bu yükümlülüklerini bilançoda göstermek ve gelir tablosunda her yıla tekabül eden tahakkuk etmiş kıdem tazminatı giderini düşmek zorundadırlar.Ancak Vergi Usul Kanunu bu giderin vergiden düşülmesini kabul etmemekte ancak fiili ödeme yapıldığı zaman vergiden düşülmesine izin vermektedir.

PASİFLER - Özsermaye

Firma sahiplerinin firmadaki payına Özsermaye denir.

Özsermaye teknik olarak net aktif tutarı ile borçlar

arasındaki farktır.

Pratikte ise, firmanın kuruluşunda ve faaliyetleri

sırasında sahipler veya ortaklar tarafından konulan

sermaye ile dağıtılmayan karların toplanması ile

ulaşılan değerdir. Özsermaye firma için, borç gibi belirli

bir tarihte belirli miktarda ödeme yükümlülüğü

getirmediği için borca göre daha az riskli bir kaynaktır.

PASİFLER - Özsermaye

1-Sermaye

Firmanın ödenmiş sermayesini yani hisse senetlerinin

toplam değerini gösterir. Her bir hisse senedinin

nominal değeri 1 TL dir. Sermeye tutarının 1’e

bölünmesi halinde pay sayısı bulunur.

2-Sermaye Taahhütleri

Sermayenin ödenmemiş kısmıdır. Eksi niteliklidir.

Burada bir değer varsa sermayeden düşülmesi gerekir.

PASİFLER - Özsermaye

3-Emisyon Primi

Şirketler halka açılma seklinde sermaye artırdıklarında ihraç ettikleri yeni hisse senetlerini nominal değeri olan 1 TL den daha yüksek fiyata satarlar. Sattıkları fiyatla(bu değere Pazar Değeri denir) nominal değer arasındaki fark emisyon primi olarak kaydedilir. Örneğin, bir firma 1000 yeni hisse senedini tanesi 4 TL den satmışsa 4 000 TL olan toplam yeni artırılmış sermayenin 1 000 TL’lik kısmı sermaye hesabına 3 000 TL ise emisyon primine kaydedilir.

PASİFLER - Özsermaye

3-Emisyon Primi

Bazen firmalar hissedarlarının kullanmadıkları Rüçhan Haklarını da sermaye piyasalarında Pazar Değeriyle satarlar. Bu durumda da aynı nedenlerle emisyon primi oluşur. Rüçhan hakkı firmanın sermaye artırımına gittiği zaman eski ortaklarına bir hisseyi pazar fiyatının altında satın alma hakkı tanımasıdır.

Emisyon priminde oluşan değerler bedelsiz sermaye artışı kararıyla sermayeye eklenir.

PASİFLER - Özsermaye

4-Yeniden Değerleme Değer Artışı(YDDA)

Yeniden Değerleme nitelik itibariyle bir enflasyon muhasebesi uygulamasıdır. Ülkemizde yüksek oranlı enflasyonun yaşanması nedeniyle 1984 yılından beri uygulamaya konmuştur. Amacı amortismana tabi sabit varlıkların edinme(satın alma) değeri üzerinden ayrılan amortismanları belli bir katsayıyla büyütüp giderleştirmek, böylece firmanın vergi matrahını düşürüp daha az vergi vermesine olanak sağlamaktır.

Bu işlemi yapabilmek için hem brüt sabit varlıklar hem de birikmiş amortismanlar söz konusu katsayıyla çarpılır. Bu durumda net sabit varlıklar katsayı oranında büyümüş olur. Artan kısım Yeniden Değerleme Değer Artışı kalemine eklenir.

PASİFLER - Özsermaye

4-Yeniden Değerleme Değer Artışı(YDDA)

Borsa’da oluşan Değer artış Fonu iştiraklerinin hisseleri Borsada

satılan firmaların kullanabileceği bir kalemdir. Firma isterse

hisselerin değerini bilançonun oluşturulduğu tarihteki Pazar

fiyatıyla belirler ve bilançodaki değerle arasındaki farkı bu kaleme

ekleyebilir. Ancak bu kalem son yıllarda kullanılmamaktadır.

Yeniden Değerleme Değer Artış fonunda oluşan değerler bedelsiz

sermaye artışı kararıyla sermayeye eklenir.

PASİFLER - Özsermaye

5-Yedekler

Yedekler firmanın karlarının dağıtılmayıp alıkonan kısmı

yani dağıtılmayan karlarıdır. Firmalar dönem karlarının

belirli bir yüzdesini kanuni zorunluluklar nedeniyle

alıkoyarlar. Buna Yasal Yedekler adı verilir. Firmanın

Kuruluş sözleşmesi gereği alıkoymak zorunda olduğu

karlara Statü Yedekleri denir. Özel ve Olağanüstü

Yedekler ise firmanın genel kurul veya yönetim kurulu

kararıyla ayırdıkları yedeklerdir.

PASİFLER - Özsermaye

6-Net Dönem Karı

Firmanın gelir tablosunda görülen son kalemdir.

Türkiyede’ki uygulamada bu kar üzerinden dağıtılan

temettü bir yıl sonra yedeklerden düşülür. Temettü

dağıtım kararı karın oluştuğu yıldan bir sonraki yılda

verildiği için bilançonun düzenlendiği tarihte ödenecek

temettüyü kısa vadeli borçların içinde göstermek

mümkün olmamaktadır.

Önceki

Dönem

Cari Dönem

A- BRÜT SATIŞLAR

B- SATIŞ İNDİRİMLERİ (-)

C- NET SATIŞLAR

D- SATIŞLARIN MALİYETİ

BRÜT SATIŞ KARI VEYA ZARARI

E- FAALİYET GİDERLERİ

FAALİYET KARI VEYA ZARARI

F- DİĞER FAALİYETLERDEN OLAĞAN GELİR VE KARLAR

G- DİĞER FAALİYETLERDEN OLAĞAN GİDER VE

ZARARLAR (-)

H- FİNANSAMAN GİDERLERİ

OLAĞAN KAR VEYA ZARAR

İ- OLĞANDIŞI GELİR VE KARLAR

J- OLAĞANDIŞI GİDER VE ZARARLAR (-)

DÖNEM KARI VEYA ZARARI

K- DÖNEM KARI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK

KARŞ.(-)

DÖNEM NET KARI VEYA ZARARI

İŞLETME ÖZET GELİR TABLOSU

İşletme Adı, Tarih Aralığı, Para

Birimi,

GELİR TABLOSU

İşletmenin bir faaliyet dönemindeki faaliyetlerinin

sonucunu kar veya zarar olarak gösteren

tablodur.

1- Brüt Satış Karı: İşletmenin ana faaliyeti

konusundaki mal ve hizmet satışlarından elde

edilen kardır.

2- Satış İndirimleri: Net satış gelirlerini

bulabilmek için brüt satışlarından indirilmesi

gereken, satış iadeleri ve satış ıskontolarını

kapsar.

3- Satışların Maliyeti: İşletmenin dönem

içindeki satışlarının maliyetidir.

GELİR TABLOSU (devam)

4- Faaliyet Giderleri: İşletmenin ana faaliyetleri ile

ilgili olan ve üretim maliyetlerine yüklenmeyen AR-

GE, Pazarlama Satış ve Dağıtım, ve Genel Yönetim

Giderlerinin oluşturduğu gider grubudur.

5- Diğer Faaliyetlerden Olağan Gelir ve Karlar:

İşletmenin esas faaliyetleri dışındaki, iştiraklerden,

bağlı ortaklıklardan elde ettiği kar payı (temettü)

gelirleri ile faiz, kira geliri, kambiyo karı, menkul

kıymetlerin satış karları gibi gelir ve karlardan oluşur.

GELİR TABLOSU (devam)

6- Diğer Faaliyetlerden Olağan Gider ve Zararlar:

İşletmenin esas faaliyeti dışındaki olağan

faaliyetlerle ilgili gider ve zararlardan oluşur. Menkul

Kıymet Satış Zararları, Kambiyo Zararları, Karşılık

Giderleri gibi.

7- Finansman Giderleri: İşletmenin borçlarından

dolayı katlandığı ve varlık maliyetlerine eklenmemiş

bulunan faiz, kur farkları, kredi komisyonları ve

benzeri giderlerden oluşur.

GELİR TABLOSU (devam)

8- Olağandışı Gelir ve Karlar: İşletmenin olağan

faaliyetlerinden bağımsız olan arızi nitelik taşıyan

duran varlık satışından sağlanan karlar ile olağandışı

olay ve gelişmeler sonucunda ortaya çıkan gelir ve

karlardır.

9- Olağandışı Gider ve Zararlar: İşletmenin olağan

faaliyetlerinden bağımsız, sık ve düzenli olarak

ortaya çıkmayan gider ve zararlardır.

FİNANSAL ANALİZ NEDİR?

Bir firmanın finansal durumunu görebilmek,

Faaliyet sonuçlarını ve finansal yönden gelişmesini değerlendirebilmek,

Gelişme yönlerini saptayabilmek,

Firma ile ilgili geleceğe dönük tahminlerde bulunabilmek için finansal tablolarda yer alan kalemler arasındaki ilişkilerin ve bunların zaman içinde göstermiş oldukları eğilimlerin incelenmesidir.

FİNANSAL ANALİZ NEDİR?

Finansal analize başlarken sorulması gerekli soru “şirket hakkında ne bilmek istiyorum?” sorusudur.

Şirket hakkında ne bilmek istediğiniz büyük ölçüde şirketle olan çıkar ilişkinizin türüne bağlıdır.

FİNANSAL ANALİZLE KİMLER İLGİLENİR?

TARAFLAR Tedarikçiler

ŞİRKET İÇİ

ANALİSTLER

ŞİRKET DIŞI

ANALİSTLER

Finansal Analizin Amacı

Analizle İlgili Taraf Analizin Amacı İlgi Alanı

Kısa Vadeli Borç

Veren

Kredi Güveni Likidite, İşletme Sermayesi ve Firmanın Kısa Vadeli Borçlarını Ödeme Kapasitesi

Uzun Vadeli Borç

Veren

Kredi Güveni Firmanın Borcunu Ödeyebilme Yeterliliği

Hissedar (Yatırımcı) Yatırım Verimi Firmanın Karlılığı, Hisse Başına Kar, Hisse Başına Kar Payı

Yönetim Verimlilik Karlılık Oranı İç Kontrol

Finansal Sağlık

Toplam Aktiflerin Verimlilik Oranı, Öz

Sermayenin Verimlilik Oranı

Hükümet Kurumlar Vergisi, Verimlilik

Katma Değer, Hisse Başına Kar, Muhasebe Düzenine Uyum

Finansal Analiz

Bir firmanın mali durumunu faaliyet sonuçlarını ve

finansal yönden gelişmesini değerlendirebilmek

gelişme yönlerinin saptayabilmek ve o firma ile ilgili

geleceğe dönük tahminlerde bulunabilmek için mali

tablolarda yer alan kalemler arasındaki ilişkilerin ve

bunların zaman içinde göstermiş oldukları eğilimlerin

incelenmesidir.

Finansal Analizin Amacı:

Yönetim analizleri

Kredi analizleri

Yatırım analizleri

Finansal Analizin Amacı

Yönetim analizleri

İşletme yönetimi işlevlerinin yerine getirilmesinde alınacak kararlara dayanak olmak üzere işletme yönetimi için yapılan analizdir.

İşletme faaliyetinin başarı derecesi ölçülür.

İşletmenin kısa ve uzun vadeli hedeflerine ulaşıp ulaşmadığı belirlenir.

Hedeflerden sapma saptanması durumunda sebepleri ortaya konulur.

Geleceğe dönük planlar hazırlanır.

Üretilecek mal ve hizmetlerin türleri, miktarı üretim bileşimi ve izlenecek fiyat politikası konusunda karar alınır.

Faaliyetler denetlenir ve değerlenir.

Uygulamanın her aşamasında doğru ve düzeltici kararlar alınır.

Finansal Analizin Amacı

Kredi analizleri

İşletmenin finansman durumu ile borç ödeme gücünü anlayabilmek

için yapılan analizlerdir. Kredi analizi işletmeye kredi verenler veya

verecek olanlarla, işletmenin finansman yöneticileri tarafından

yapılmaktadır.

Kredi analizlerinde işletmenin cari aktifleri ile kısa vadeli borçları

arasındaki ilişki, cari aktiflerin yapısı, sermaye yapısı, özsermaye,

yabancı sermaye yapısı ve finansman yöntemleri çok büyük önem

taşımaktadır.

Finansal Analizin Amacı

Yatırım analizleri

İşletmeye ortak olanlar veya ortak olmayı düşünenler ile işletmeye uzun vadeli kaynak sağlayanlar tarafından yapılan analizdir. İşletmenin ortakları ile işletmeye yatırım yapmayı düşünenler işletmenin sürekliliği, yatırımın güvencesi, karlılık gelecekteki kazanma gücü, hisse senetlerinin değerindeki artışlar, kar dağıtım politikası ve bunların gösterdiği eğilimle ilgilenmektedirler.

NAKİT AKIŞ ANALİZİ

Nakit akım analizi bir firmanın bir yıl içinde yarattığı nakitin kaynaklarını ve bu nakiti nerelere kullandığını gösteren tablodur. Bir başka ifadeyle, tahakkuk esasına göre oluşturulmuş bilanço ve gelir tablosunun nakite dönüştürülmüş halidir.Nakit akım tablosu nakit bazlı olduğu için anlaşılması daha kolay dolayısıyla firmanın faaliyetleri hakkında daha fazla bilgi yansıtıcı niteliklidir.

Firmalarda üç temel nakit hareketi bulunur. Bunlar:

I-Faaliyetlerin yarattığı nakit ki bu nakdin bir kısmı finansal yükümlülükleri karşılamak üzere kullanılır.

II-Yatırımlar ve diğer tüm uzun vadeli ihtiyaçlara yöneltilen fonlar.

III-Finansman hareketleri.

NAKİT AKIŞ FORMATI

Esas Faaliyet Karı

+ Amortisman

+ Kıdem Tazminatı

- Vergi

D Kısa Vadeli Ticari Alacaklar (Hakediş Alacakları)

D Stoklar

D Diğer Dönen Varlıklar

D Kısa Vadeli Ticari Borçlar

D Alınan Sipariş Avansları

D Diğer Borç ve Gider Karşılıkları

KV Esas Faaliyetlerden Yaratılan Nakit

NAKİT AKIŞ FORMATI

KV Esas Faaliyetlerden Yaratılan Nakit

D Uzun Vadeli Ticari Alacaklar

D Uzun Vadeli Ticari Borçlar

D Alınan Sipariş Avansları

D Diğer Borç ve Gider Karşılıkları

Esas Faaliyetlerden Yaratılan Toplam Nakit

NAKİT AKIŞ FORMATI

Esas Faaliyetlerden Yaratılan Toplam Nakit

Diğer Faaliyetlerden Gelirler ve Karlar

Diğer Faaliyetlerden Giderler ve Zararlar (-)

Olağanüstü Gelirler ve Karlar

Olağanüstü Giderler ve Zararlar (-)

D Diğer Kısa Vadeli Alacaklar

D Diğer Uzun Vadeli Alacaklar

D Diğer Kısa Vadeli Borçlar

D Diğer Uzun Vadeli Borçlar

Faaliyetlerden Yaratılan Nakit

NAKİT AKIŞ FORMATI

Faaliyetlerden Yaratılan Nakit

Faiz (Finansman Giderleri)

Anapara Taksitleri

Temettü*

Toplam Finansal Yükümlülük

Finansal Yükümlülüklerden Sonraki Nakit

* Temettü = (Son sene Yedekler-Son sene Maliyet Artış Fonu-Son sene Serm. Ek.İşt.His.ve Gayr.Satış Kaz.) - (Bir önceki sene Yedekler- Bir önceki sene Maliyet Artış Fonu- Bir önceki sene Serm. Ek.İşt.His.ve Gayr.Satış Kaz.) - Bir önceki sene Net Dönem Karı – Temettüden Bedelsiz Sermaye Artışı – Diğer Yedeklerden Bedelsiz Sermaye Artışı

NAKİT AKIŞ FORMATI

Faaliyetlerden Yaratılan Nakit

Maddi Duran Varlıklar*

İştirakler (Finansal Duran Varlıklar)

Maddi Olmayan Duran Varlıklar

Diğer Duran Varlıklar

Toplam Yatırımlar

Toplam Nakit Açığı / Fazlası

*Maddi Duran Varlıklar= (Son sene Net Maddi Duran Varlıklar – Bir önceki sene Net Maddi Duran Varlıklar + Dönemin Amortisman Giderleri – (Son sene Yeniden Değerleme Değer Artışı – Bir önceki sene Yeniden Değerleme Değer Artışı + YDF’den Bedelsiz Sermaye Artışı))

NAKİT AKIŞ FORMATI

Toplam Nakit Açığı / Fazlası

Kısa Vad.Finansal Borçlar

Uzun Vad. Finansal Borçlar

Sermaye Artışı

Toplam Finansman

Hazır Değer + Menkul Kıymet

Nakit Akışı Oranları:

Nakit akış yeterliliği = İşletme Faaliyetlerinden Elde

Edilen Nakit / ( Uzun dönem borç ödeme + varlık

satın alma + ödenilen kar payı)

Finansman Giderlerini Karşılama Yeteneği =

Faaliyetlerden elde edilen nakit / Yıllık faiz

ödemeleri

Varlıkların Nakit Yaratma Gücü = İFEEN /Toplam

varlıklar

Ortaklar için Nakit Yaratma =İFEEN / Özsermaye

FİNANSAL ANALİZ

Finansal analiz , bir firmanın finansal durumunu görebilmek, faaliyet sonuçlarını ve finansal yönden gelişmesini değerlendirebilmek, gelişme yönlerini saptayabilmek, firma ile ilgili geleceğe dönük tahminlerde bulunabilmek için finansal tablolarda yer alan kalemler arasındaki ilişkilerin ve bunların zaman içinde göstermiş oldukları eğilimlerin incelenmesidir (Seval, 2006:1).

Finansal analiz sonuçları işletme ile ilgili çeşitli çıkar grupları tarafından kullanılır. Çünkü, finansal analiz işletme ile ilgili şu konularda açık bilgiler verir (Yalkın, 1988:35):

- İşletmenin likidite durumu

- Karlılık durumu

- Mali durumu

- Aktiflerini kullanma durumu

Yönetim Analizleri;

işletme yönetimi işlevlerinin yerine getirilmesinde alınacak kararlara dayanak olmak üzere işletme yönetimi için yapılan analizdir. Bu analizleri işletme yönetimlerinde sorumlu kişiler kullanırlar. Bu analiz ile (TSPAKB,�2011;33):

- İşletme faaliyetinin başarı derecesi ölçülür.

- İşletmenin kısa ve uzun vadeli hedeflerine ulaşıp ulaşmadığı belirlenir.

- Hedeflerden sapma saptanması durumunda sebepleri ortaya konulur.

- Geleceğe dönük planlar hazırlanır.

- Üretilecek mal ve hizmetlerin türleri, miktarı, üretim bileşimi ve izlenecek fiyat politikası konusunda karar alınır.

- Faaliyetler denetlenir ve değerlenir.

- Uygulamanın her aşamasında doğru ve düzeltici kararlar alınır.

62

Dikkat Edilmesi Gereken İlkeler-1

İşletme ile ilgili kararların dayandırılacağı

finansal tabloların analizinin ve yorumu-

nun sağlıklı olarak gerçekleştirilebilmesi

için dikkat edilmesi gereken ilkeler vardır.

Bu ilkelerden başlıcaları aşağıda

belirtilmiştir:

63

1. Hangi ilişkilerin ortaya konulması

gerektiği, analizden elde edilecek

bulguların ne anlama geldiğinin

yorumlanabilmesi için; muhasebe

kuramının ve muhasebe

uygulamalarının yeterli düzeyde

bilinmesi gerekir.

Dikkat Edilmesi Gereken İlkeler-2

64

Dikkat Edilmesi Gereken İlkeler-3

2. Analizi yapılan finansal tabloların ilgili

oldukları dönem veya dönemlerdeki eko-

nomik koşullar, sektörel koşullar, işletme-

nin kendisine özgü olan ve finansal tablo-

larda açık bir şekilde ifade edilmeyen

veya edilemeyen özel koşulların da göz

önünde bulundurulması gerekir.

65

Dikkat Edilmesi Gereken İlkeler-4

3. Analizi yapılan finansal tabloların ilgili

oldukları dönemlerde işletme

tarafından uygulanan işletme

politikalarının, muhasebe yöntem ve

politikalarının bilinmesi gerekir.

66

Dikkat Edilmesi Gereken İlkeler-5

4. Analiz sonucunda elde edilen

bulguların doğruluğu, analizde

kullanılan finansal verilerin elde edildiği

finansal tabloların doğruluğuna

bağlıdır.

67

Dikkat Edilmesi Gereken İlkeler-6

5. Yapılacak analizde kullanılan finansal

tabloların analiz edilmeye uygun bir

içerik ve hesap gruplandırılması ile

hazırlanmış olması gerekir.

68

Dikkat Edilmesi Gereken İlkeler-7

6. Analizin amacı ile kapsamı arasında

doğrudan bir ilişki vardır. Analizin

kapsamı, analizin amacına bağlı

olarak geniş veya dar tutulabilir.

69

Dikkat Edilmesi Gereken İlkeler-8

7. Analiz ile elde edilecek bulgular, ilgili analiz

tekniğinin doğru bir şekilde uygulanması ile

elde edilir ve analiz sürecinin mekanik kısmını

oluşturur.

Finansal tablolar analizinde asıl önemli olan

analiz bulgularının yorumlanması ve

sonuçlara ulaşılmasıdır.

Bu bakımdan, finansal analizi yapanların iyi bir

yargılama yeteneğine sahip olmaları gerekir.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 1. Mali tabloların sağlıklı olarak hazırlanmış olması ve analize temel alınan verilerin,

bilgilerin doğru olması. Eğer finansal tablolar gerçeği yansıtmıyorlarsa, analize temel alınan veriler doğru değilse, hangi tür analiz yöntemi kullanılırsa kullanılsın, sağlıklı bir analiz ve yorum yapmaya olanak yoktur.

2. Analistin, muhasebe kuram ve uygulamasını iyi bilmesi.

3. Analiz edilen işletmenin yer aldığı sektörün ve işletmenin özelliklerinin kavranması,

4. İncelenen işletmenin politikalarının (üretim, fiyat, finansman, kâr dağıtımı, vb.) ve muhasebe yöntemlerinin bilinmesi,

5. İnceleme dönemindeki ekonomik koşullar ve eğilimlerin saptanması, çevre koşullarının bilinmesi.

6. Firma faaliyetini ilgilendiren (ticaret kanunu, vergi kanunları, özendirici önlemler vb. ) yasa ve düzenlemelerin bilinmesi.

7. Analistin, iyi bir neden sonuç ilişkisi kurabilme, yaratma ve seziş yeteneğine sahip olması. Finansal tablolar analizi, bir yeteneği, sezişi, olayları yorumlaması, deneyimi, sağduyusu analizde önemli olmaktadır. Hiçbir analiz yöntemi, analistin bu niteliklerinin yerini tutamaz.

8. Analist, işletmenin birkaç oran ya da yüzdesine dayanarak o işletmenin mali durumu ve faaliyet sonuçları hakkında kesin yargılara varmaktan kaçınmalıdır. Analiz yaparken önemli olan, yalnızca yüzde, oran, eğilim hesaplamak değildir. Önemli olan, bu yüzde, oran ve eğilimlerden yararlanarak, onların gösterdikleri ipuçlarını kullanarak gelişmelerin nedenlerini araştırma ve gelişmelerin değerlendirilmesini yapmaktır. Zamanımızda finansal analistin görevi, yalnızca geçmiş faaliyetlerin sonuçlarını değerlendirmek değil, aynı zamanda o işletmenin geleceğine ilişkin öngörülerde bulunmak ve planlar yapmaktır.

OranAnalizi

Oran (rasyo), mali tablolarda yer alan herhangi iki kalem arasındaki

ilişkinin basit matematik ifadesi olarak tanımlanmaktadır. Mali tablo

verileri arasında çok sayıda oran oluşturmak mümkündür. Ancak gerek

mali analistler, gerek yöneticiler açısından önemli olan, firmanın likidite

durumu, borç ödeme gücü, finansman şekli, faaliyet sonuçları, karlılığı,

iktisadi varlıkların etkin bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı

konularındaki sorulara yanıt verecek, ışık tutacak oranların

hesaplanmasıdır (Akgüç,1994: 18).

Oran analizinin temel amacı, finansal tabloların yorumunu

kolaylaştırmaktır. Bunu sağlamak için de finansal tablo kalemleri az

sayıda oran gruplarına dönüştürülür. Böylece finansal tablolarda yer

alan kalemler, genel ölçülerde toplulaştırılıp, karşılaştırma bazları elde

edilerek, finansal verilerin zaman ve firma ölçeğinde

karşılaştırılabilirliği gerçekleştirilmektedir (Taner, 1993:7).

PÜF NOKTA!

Oran analizinde önemli olan nokta; oranların

hesaplanmasından daha ziyade, bulunan değerlerin

yorumlanmasıdır. Tek bir orana bakarak yorum yapmak

analizi gerçekleştiren kişiyi yanıltabilir. Bundan dolayı,

bir oranı yorumlarken ilişkili olduğu diğer oranlarlardan

da yararlanmak daha doğru sonuçlar üretmemizi

sağlayacaktır. Hesaplanan oranların

değerlendirilmesinde ve yorumunda; firmanın geçmiş

faaliyet dönemlerinde yer alan oranlardan, benzer firma

oranları veya firmanın faaliyet gösterdiği endüstri

ortalamalarından ve her oran için genel kabul görmüş

değerlerden yararlanılabilir.

STANDART ORANLARIN BELİRLENMESİ

Oran analizinde, hesaplanan oranların karşılaştırılarak daha anlamlı bir şekilde yorumlanabilmesi için kullanılan standart oranlar başlıca dört farklı yöntemle elde edilmektedir. Standart oranlar şunlardır:

1. Tarihi Standart Oranlar,

2. Sektör veya Sanayi Standart Oranları,

3. İdeal veya Hedef Standart Oranlar,

4. Bütçe Standart Oranları.

Likidite Oranları

Likidite oranları, firmanın kısa süreli borçlarını

ödeme gücünü ölçmek için ve dönen varlıklar adı da

verilen çalışma sermayesinin yeterli olup olmadığını

belirlemek için kullanılır. Hem firma yöneticileri hem

de firmaya borç verenler açısından, firma borç

ödeme kapasitesinin bilinmesi büyük önem

taşımaktadır. Bu nedenle, firmanın dönen varlıkları

ile kısa vadeli yabancı kaynakları arasında bir ilişki

kurularak firmanın kısa dönemli borçlarını

ödeyebilme kapasitesi belirlenmeye çalışılır

(Özdemir, 1999: 29).

Cari Oran: Dönen varlıkların kısa vadeli borçlara bölünmesi ile elde edilen

bir orandır. Herhangi bir zaman diliminde firmanın paraya kolay dönüşebilecek varlıklarının kısa vadeli borçlarını ödemeye yetip yetmeyeceğini ölçer. Cari oranın hesaplanmasının bir diğer amacı da net çalısma sermayesinin yeterli olup olmadığını belirleyebilmektir. Doğal olarak bu oranın en az bir olması beklenir.

𝐶𝑎𝑟𝑖 𝑂𝑟𝑎𝑛 =𝐷ö𝑛𝑒𝑛 𝑉𝑎𝑟𝑙ı𝑘𝑙𝑎𝑟

𝐾ı𝑠𝑎 𝑉𝑎𝑑𝑒𝑙𝑖 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟

Bu oranda birin altında ölçülen değerler firmanın borç ödeme sorunu olabileceğine işaret eder. Bu oranın yüksek olması işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme gücünün yüksek olduğunu gösterirken, bu değerin çok yüksek olması, işletmenin elinde verimli kullanılmayan atıl fonlar bulunduğu anlamına gelir. Bu durum işletmeye fon sağlayacak olan kurumlar tarafından olumlu olarak algılanırken, işletme açısından baktığımızda, işletmenin daha fazla kar edebilecek iken düşük kar marjıyla çalışmasına neden olur.

Likit (Asit-Test) Oranı:

Bilânço kalemleri, likidite düzeyine göre sıralandığı kabul edildiğinden

stoklar, nakit ve alacaklara göre daha az likit varlıklardır. Firmanın kısa vadeli

borçlarını ödeme gücünü doğru tespit edebilmek için, kısa vadede nakde

dönüşebilecek varlıklar ile kısa vadeli borç arasındaki ilişkinin

incelenmesinde dönen varlıklar içerisinde stokların dikkate alınması yanıltıcı

olacaktır. Bunun için, cari oranın dönen varlıklar içerisinde stoklar hariç

tutularak, hesaplanmasına asit-test oranı adı verilmektedir (Ercan ve Ban,

2005: 39).

𝐴𝑠𝑖𝑡 𝑇𝑒𝑠𝑡 𝑂𝑟𝑎𝑛ı =𝐷ö𝑛𝑒𝑛 𝑉𝑎𝑟𝑙ı𝑘𝑙𝑎𝑟−𝑆𝑡𝑜𝑘𝑙𝑎𝑟

𝐾ı𝑠𝑎 𝑉𝑎𝑑𝑒𝑙𝑖 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟

Asit-test oranının genel olarak 1 olması yeterli görülmektedir. Bu oranın

1olması firmanın kısa vadeli borçlarını tamamının nakit ve süratle paraya

çevrilebilir değerlerle karşılayabileceğini gösterir. Ancak, oranın 1’den küçük

veya 1’e eşit olması her zaman firmanın likidite durumunun kötü veya iyi

olduğunun bir göstergesi değildir. Çünkü, likidite oranlarının

değerlendirilmesinde, stok devir hızı, alacakların tahsil süresi, stoklara olan

bağımlılık ve diğer bazı faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerekir

(Akdogan ve Tenker, 2001: 614). Asit test oranının düşüş trendinde olması

stokların giderek yavaşladığına kanıt teşkil edebilir. Stok taşımayan firmalar

için bu oranın bir anlamı yoktur. Örneğin hizmet firmalarında asit test oranı

ölçülmez (Seval, 2006).

Nakit Oranı: Disponibilite oranı olarak da bilinen nakit oranı, işletmenin hazır

değerleri ile kısa vadeli borçlarını ne ölçüde karşılayabildiğini belirlemede kullanılır. Nakit oran gerek cari oran gerekse likidite oranına göre daha duyarlıdır. Bir an için faaliyetlerden sağlanan fon girişlerinin durması ve alacakların tahsil edilememesi halinde, diğer dönen varlıkları ile işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeyip ödeyemeyeceği konusunda analizciye bir fikir verir. Nakit Oran aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanabilir:

𝑁𝑎𝑘𝑖𝑡 𝑂𝑟𝑎𝑛 =𝐾𝑎𝑠𝑎+𝑃𝑎𝑧𝑎𝑟𝑙𝑎𝑛𝑎𝑏𝑖𝑙𝑖𝑟 𝑀𝑒𝑛𝑘𝑢𝑙 𝐾ı𝑦𝑚𝑒𝑡𝑙𝑒𝑟

𝐾ı𝑠𝑎 𝑉𝑎𝑑𝑒𝑙𝑖 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟

Bütün likidete oranlarının trendine baktığımız zaman artış trendi her zaman pozitif olarak değerlendirilmelidir. Likidite oranlarının düşüklüğü işletme sermayesi ihtiyacı yüksek olan yani alacak tahsil süresi uzun olan ve çok fazla stok taşımak zorunda olan firmalar için daha yüksek risk anlamına gelecektir (Seval, 2006).

Finansal Yapı (Kaldıraç) Oranları

Kaldıraç oranları, firmanın finansmanında yabancı

kaynaklardan ne derece yararlandığını ortaya koyan

oranlardır. Yabancı kaynaklar ile özkaynaklar

arasındaki ilişkiyi gösteren bu oranlar firmanın

olumlu bir şekilde finanse edilip edilmediği, kredi

verenlerin emniyet payının yeterli olup olmadığı

sorunlarına cevap verir. Özsermaye, kredi verenler

için bir emniyet marjı niteliği taşımaktadır (Ercan ve

Ban, 2005: 43).

Borçların Aktiflere (Kaldıraç) Oranı: Bu oran, firmanın aktiflerinin ne kadarlık kısmının yabancı

kaynaklarla finanse edildigini gösterir. Kaldıraç oranı olarak da bilinen bu oran, tüm borç toplamının aktif toplamına bölünmesi suretiyle hesaplanır (Çabuk ve Lazol, 2004:198).

𝐾𝑎𝑙𝑑ı𝑟𝑎ç 𝑂𝑟𝑎𝑛ı =𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 𝐵𝑜𝑟ç (𝑌𝑎𝑏𝑎𝑛𝑐ı 𝐾𝑎𝑦𝑛𝑎𝑘𝑙𝑎𝑟)

𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 𝑉𝑎𝑟𝑙ı𝑘𝑙𝑎𝑟

Bu oran yorumlanırken, sektör ortalamasıyla karşılaştırılarak bir sonuca varılmalıdır. Sektör ortalamasının üzerinde bir oran, şirketin sektördeki diğer firmalara oranla daha fazla borçlu olduğunu gösterecektir, bu da olumsuz bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Söz konusu bu oranın yüksek olması, firmanın spekülatif tarzda finanse edildiğini, kredi verenler açısından firmanın emniyet marjının dar olduğunu gösterecektir. Bu da, firmanın yüksek faiz yükü altına girdiği, dolayısıyla faiz ve anapara geri ödeme yükümlülüğü esnasında firmanın sıkıntıya düşebileceği şeklinde yorumlanabilecektir. Tabi ki borçluluk oranları yanında, faaliyet oranları ve karlılık oranlarını da birlikte değerlendirmek analizciye daha doğru bilgiler üretecektir.

Borçların Özsermayeye Oranı:

Kısa vadeli ve uzun vadeli borç toplamının öz sermayeye oranıdır. Toplam borçlar ile özsermaye arasındaki iliskiyi belirleyen bu oran, hem kısa hem de uzun vadeli analizde önemli bir yer tutmaktadır.

𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟ı𝑛 Ö𝑧𝑠𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒𝑦𝑒 𝑂𝑟𝑎𝑛ı =𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟(𝐾ı𝑠𝑎 𝑉𝑎𝑑𝑒𝑙𝑖 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟+𝑈𝑧𝑢𝑛 𝑉𝑎𝑑𝑒𝑙𝑖 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟)

𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 ö𝑧𝑠𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒

Bu oran ne kadar yüksekse firmanın iflas riski de odenli artacaktır. Oranın artış trendinde olması olumsuz bir gelişme olarak yorumlanır. Diğer taraftan, firmaya kredi sağlayanlar bu oranın düşük olmasını tercih edecekken firmanın ortakları ise, finansal kaldıraçtan faydalanmak için bu oranın yüksek olmasını isteyeceklerdir.

Maddi Duran Varlıkların Özsermayeye

Oranı:

Bu oran özkaynakların ne kadarlık kısmının maddi

duran varlıkların finansmanında kullanıldığını

gösterir. Bu oranın hesaplanmasında maddi duran

varlıkların amortismanı düşülür. Bu oranın

yorumlanmasında özel durumların (örnegin, kiralık

duran varlıkların bulunması) dikkate alınması gerekir.

Oranın 1’den küçük olması, maddi duran varlıkların

tümünün özsermaye ile karşılandığını gösterir. Bu

oran su formülle hesaplanabilir (Çetiner, 2005: 147):

𝑀𝑎𝑑𝑑𝑖 𝐷𝑢𝑟𝑎𝑛 𝑉𝑎𝑟𝑙ı𝑘𝑙𝑎𝑟ı𝑛 Ö𝑧𝑒𝑠𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒𝑦𝑒 𝑂𝑟𝑎𝑛ı =𝑀𝑎𝑑𝑑𝑖 𝐷𝑢𝑟𝑎𝑛 𝑉𝑎𝑟𝑙ı𝑘𝑙𝑎𝑟

Ö𝑧𝑠𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒

Kısa Vadeli Borçların Toplam Borçlara

Oranı:

Borç genelde riskli bir kaynaktır. Ancak kısa vadeli borç, kısa vadede ödeme yükümlülüğü gerektireceğinden uzun vadeli borca oranla daha da risklidir. Bu nedenle, toplam borcun içinde kısa vadeli borcun payının izlenmesi finansal analiz açısından önemli bir aşama olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu oranın sektör ortalamasının üzerinde olması ve sürekli bir artış trendi göstermesi olumlu bir gelişme olarak algılanmaz.

𝐾ı𝑠𝑎 𝑉𝑎𝑑𝑒𝑙𝑖 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟ı𝑛 𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟 İç𝑒𝑟𝑖𝑛𝑑𝑒𝑘𝑖 𝑂𝑟𝑎𝑛ı =𝐾ı𝑠𝑎 𝑉𝑎𝑑𝑒𝑙𝑖 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟

𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟

Toplam kısa vadeli borçlar içerisinde ise en riskli olan finansal borçtur. Bunun nedeni finansal borcun en yüksek maliyetli borç olmasıdır. Diğer borçlar finansal borca göre ya daha düşük maliyetlidir ya da tamamen maliyetsizdir. Toplam kısa vadeli borçları yüksek bir firmanın aynı zamanda finansal borç oranının yüksek olması şirketin kısa vadeli finansal yükümlülüklerini yerine getirmede zorlanacağını gösterecektir (Seval, 2006).

Faaliyet Oranları

Faaliyet oranları bilanço kalemleri ile genellikle gelir tablosundaki en önemli kalem olan satışlar kalemi arasında ilişki ararlar. Bu oranlar, firmanın faaliyetlerinde kullandığı varlıkların etkili bir biçimde işletilip işletilmediğini ölçülmede yararlanılan oranlardır. Varlıkların ne denli etkin kullanıldığını gösteren bu oranlara aynı zamanda verimlilik oranları veya devir hızı oranları da denilmektedir. Bir firmada etkinlikten söz edebilmek için etkinlik süresi kavramının ortaya konması gerekmektedir. Etkinlik süresi, imalat işletmelerinde bir malın hammadde olarak, ticaret işletmelerinde ise mamül olarak alımından paraya dönüşmesine kadar geçen süreyi göstermektedir. Alacak tahsil süresi ve stok dönüşüm süresinin bileşiminden oluşan ekinlik süresi faaliyet döngüsünün zaman açısından uzunluğunun bir göstergesidir. Firmanın alacaklarını etkin bir şekilde tahsil edip edemediği, yeterli miktarda stok ve çalışma sermayesi bulundurup bulundurmadığı, duran varlıklarını etkin kullanıp kullanmadığı faaliyet oranları ile analiz edilecektir.

Alacak Devir Hızı Alacak devir hızı, alacakların tahsil edilebilme kabiliyetini

gösteren bir ölçüdür. Bir firmanın alacakları, uygun bir süre içinde alınabildiği takdirde, likiditesi yüksek değerler olarak kabul edilmektedir (Akgüç, 1994: 43). Alacak devir hızı, işletmelerin ticari alacaklarını tahsil etme kabiliyetini ölçen ve bir yıl içerisinde alacaklarını kaç defa tahsil ettiğini gösteren bir orandır.

Alacak devir hızı normalde aşağıdaki şekilde hesaplanır:

𝐴𝑙𝑎𝑐𝑎𝑘 𝐷𝑒𝑣𝑖𝑟 𝐻ı𝑧ı =𝐾𝑟𝑒𝑑𝑖𝑙𝑖 𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟

𝑇𝑖𝑐𝑎𝑟𝑖 𝐴𝑙𝑎𝑐𝑎𝑘𝑙𝑎𝑟

Yukarıdaki formülde de görüleceği üzere, oranı hesaplarken aslında kredili olarak yapılan satışlar rakamı kullanılmaktadır. Fakat, gelir tablosunda kredili satışlar ayrıca bir kalem olarak gösterilmediğinden, bu satış rakamına ulaşamayan analizciler net satışlar rakamını kullanarak aşağıdaki şekilde bu oranı hesaplayabilirler:

𝐴𝑙𝑎𝑐𝑎𝑘 𝐷𝑒𝑣𝑖𝑟 𝐻ı𝑧ı =𝑁𝑒𝑡 𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟

𝑇𝑖𝑐𝑎𝑟𝑖 𝐴𝑙𝑎𝑐𝑎𝑘𝑙𝑎𝑟

𝐴𝑙𝑎𝑐𝑎𝑘 𝑇𝑎ℎ𝑠𝑖𝑙 𝑆ü𝑟𝑒𝑠𝑖

Oranın değerlendirmesini yaparken şirketin geçmiş dönemleriyle (trendi) ve aynı sektördeki benzer şirketlerle veya sektör ortalamasıyla karşılaştırmak gerekmektedir. Alacak devir hızının düşük olması işletmenin rekabet gücünün az olduğunun, alacak tahsilatında güçlük çekildiğinin, belirlenmiş etkin bir tahsilat politikasının olmadığının, vadeli satış yapılan müşterilerde seçici davranılmadığının göstergesi olabilir.

Ortalama alacak tahsil süresini hesaplarken ise bir yıl içerisinde kabul edilen faaliyet gün sayısını (genelde 365 veya 360) alacak devir hızına oranlarız. Alacak tahsil süresi ne kadar kısa olursa, şirketin alacaklarını nakde çevirme gücünün yüksek olduğu algılanır ve şirket açısından olumlu olarak yorumlanır.

𝐴𝑙𝑎𝑐𝑎𝑘 𝑇𝑎ℎ𝑠𝑖𝑙 𝑆ü𝑟𝑒𝑠𝑖 =365

𝐴𝑙𝑎𝑐𝑎𝑘 𝐷𝑒𝑣𝑖𝑟 𝐻𝚤𝑧ı

Stok Devir Hızı

Stok devir hızı, stokların bir yıl içerisinde kaç defa nakte dönüştüğünü gösteren bir orandır. Stok devir hızı analizinde amaç; stokların firma tarafından ne kadar hızla tüketildiğini, satışa hazır hale getirildiğini ve satıldığını görebilmektir. Satılan malın maliyetinin stoklara bölünmesi ile bulunan stok devir hızı oranı stokların yıl içinde kaç kez yenilendiğini ölçer ve stok devir hızının artışı, stok yetersizliğinden kaynaklanmadığı sürece, firma için olumlu bir gelişme olarak yorumlanır.

𝑺𝒕𝒐𝒌 𝑫𝒆𝒗𝒊𝒓 𝑯ı𝒛ı =𝑺𝒂𝒕ı𝒍𝒂𝒏 𝑴𝒂𝒍ı𝒏 𝑴𝒂𝒍𝒊𝒚𝒆𝒕𝒊

𝑺𝒕𝒐𝒌𝒍𝒂𝒓

Stok devir hızı, stok politikasının sağlamlıgı, stok kalitesinin iyi olup olmadığı konusunda aydınlatıcı bilgiler verir. Çünkü, firmanın kısa vadeli borçlarını ödeyebilmesi, dönen varlıkları oluşturan kalemlerden biri olarak stokların paraya dönüşme yeteneğine bağlıdır (Usta, 2005:87).

Stokta Kalma Süresi

Yıl içerisinde kabul edilen faaliyet gün sayısını

(genelde 365 veya 360) stokdevir hızına

oranlayarak, malların ortalama stokta kalma süresini

bulabiliriz. Bu orana stokların tükenme süresi de

denir ve aşağıdaki şekilde hesaplanır:

𝑆𝑡𝑜𝑘𝑡𝑎 𝐾𝑎𝑙𝑚𝑎 𝑆ü𝑟𝑒𝑠𝑖 =365

𝑆𝑡𝑜𝑘 𝐷𝑒𝑣𝑖𝑟 𝐻ı𝑧ı

Diğer koşullar aynı kalmak şartıyla stokta kalma

süresinin gerilemesi, firmanın daha fazla kar

sağlamasına olanak verdiği gibi, belirli bir iş hacmine

ulaşmak için gerek duyacağı finansman ihtiyacını da

azaltır.

Net İşletme Sermayesi Devir Hızı Daha önce de değinildi üzere, net işletme sermayesi bir

işletmede yer alan dönen varlıklarla kısa vadeli borçlar arasındaki olumlu farktır. Bu oran, firmanın net işletme sermayesini kullanmadaki etkinliğini gösterir (Aksoy, 1993). Net işletme devir hızı aşağıdaki formül yardımı ile hesaplanır:

𝑵𝒆𝒕 İş𝒍𝒆𝒕𝒎𝒆 𝑺𝒆𝒓𝒎𝒂𝒚𝒆𝒔𝒊 𝑫𝒆𝒗𝒊𝒓 𝑯ı𝒛ı =𝑺𝒂𝒕ış𝒍𝒂𝒓

𝑵𝒆𝒕 İş𝒍𝒆𝒕𝒎𝒆 𝑺𝒆𝒓𝒎𝒂𝒚𝒆𝒔𝒊

Bir firmada net işletme sermayesi devir hızının düşük olması; işletmenin aşırı net işletme sermayesine sahip olduğunu, stok ve alacak devir hızının yavaş olduğunu, işletmenin gereğinden fazla nakit değere sahip olduğunu gösterebilir. Diğer taraftan, oranın yüksek çıkması etkin bir işletme sermayesi yönetimi sonucu olabileceği gibi yetersiz işletme sermayesi sonucu da olabilir. Ayrıca, bu oranın yüksek olması, net işletme sermayesinin verimli kullanıldığının bir göstergesi olsa bile, verimlilik aynı zamanda karlılıkla sonuçlanıyorsa önem taşır. Bu iki nedenden dolayı, net işletme sermayesi devir hızını yorumlarken likidite ve karlılık oranlarına da bakmakta fayda vardır.

Aktif Devir Hızı

Bu oran, varlıkların kaç katı satış yapıldıgını

gösterir. Aktif devir hızının yüksek olması olumlu

olarak yorumlanır. Ancak, tek basına firma kârlılıgını

garanti etmez (Lazol, 2004: 74). Aktif devir hızı,

şirketlerin sahip oldukları varlıklar (toplam aktifler) ile

yarattıkları satış hacmi başarısını ölçen bir orandır

𝐴𝑘𝑡𝑖𝑓 𝐷𝑒𝑣𝑖𝑟 𝐻ı𝑧ı =𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟

𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 𝐴𝑘𝑡𝑖𝑓𝑙𝑒𝑟

Varlıklara aşırı yatırım yapılıp yapılmadığını gösteren

aktif devir hızı oranı, aktif toplamı içerisinde duran

varlıkların önemli bir yer tutuğu işletmelerde nispeten

daha düşük çıkacaktır.

Özkaynak Devir Hızı

Şirket ortaklarının bağladığı özsermayeye karşılık şirketin

ne kadar satış gerçekleştirdiğini gösteren bu oran daha

çok hissedarları ilgilendirir. Özkaynakların ne denli verimli

kullanıldığını gösteren özkaynak devir hızı aşağıdaki

şekilde hesaplanır:

Ö𝑧𝑘𝑎𝑦𝑛𝑎𝑘 𝐷𝑒𝑣𝑖𝑟 𝐻ı𝑧ı =𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟

𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 Ö𝑧𝑘𝑎𝑦𝑛𝑎𝑘𝑙𝑎𝑟

Oranın yüksek olması, işletmenin özkaynaklarını verimli

kullandığını gösterebileceği gibi, faaliyetlerinin büyük

ölçüde borçlanma suretiyle finanse edildiğinin de bir

göstergesi olabilir. Oranın düşük olması ise işletmenin öz

kaynaklarını etkin kullanamadığı ve faaliyet seviyesinin

gerektirdiğinden daha fazla özsermaye ile finanse

edildiğini işaret edebilir.

Ticari Borç Devir Hızı

Satılan Malın Maliyetinin’nin ticari borçlara bölünmesiyle bulunan bu oran, firmanın kendisine mal satanlara olan ticari borcunu yıl içinde kaç kez ödediğini gösterir. Borç devir hızının yavaşlaması aktif kalemlerindeki yavaşlamanın tersine olumlu addedilir. Çünkü maliyetsiz veya düşük maliyetli bir kaynağı yani ticari borcu daha uzun sürelerde kullandığını gösterir (Seval, 2006).

𝑇𝑖𝑐𝑎𝑟𝑖 𝐵𝑜𝑟ç 𝐷𝑒𝑣𝑖𝑟 𝐻ı𝑧ı =𝑆𝑎𝑡ı𝑙𝑎𝑛 𝑀𝑎𝑙ı𝑛 𝑀𝑎𝑙𝑖𝑦𝑒𝑡𝑖

𝑇𝑖𝑐𝑎𝑟𝑖 𝐵𝑜𝑟ç𝑙𝑎𝑟

Ticari borç ödeme süresi ise yıl içerisindeki faaliyet gün sayısının (genelde 365 veya 360) ticari borç devir hızına bölünmesi ile bulunur:

𝑇𝑖𝑐𝑎𝑟𝑖 𝐵𝑜𝑟ç Ö𝑑𝑒𝑚𝑒 𝑆ü𝑟𝑒𝑠𝑖 =365

𝑇𝑖𝑐𝑎𝑟𝑖 𝐵𝑜𝑟ç 𝐷𝑒𝑣𝑖𝑟 𝐻ı𝑧ı

Nakit Çevirim Süresi

İşletmeler mamul satışlarında alacaklarına vade

imkanı tanıdıkları gibi, satın alımlarında da vade

imkanından yararlanmaları mümkündür. Bu durumda

nakdin tekrar nakde dönüşmesi için geçen süre,

etkinlik süresinden ticari borç ödeme süresinin

düşülmesi ile bulunur. Nakit çevirme süresi, firmanın

işletme sermayesine yatırılmış fonlarının paraya geri

dönüş zamanını ölçer. Nakit çevirme süresindeki

artış firmanın temel likiditesinde bir kötüleşmeye, bir

azalma ise firmanın likiditesinin geliştiğine işaret eder

(Özdemir, 1999).

Nakit Çevirim Süresi

Stok Tutma Süresi

Ticari Borç

Ödeme

Süresi

Alacakların

Tahsil Süresi

Ödemenin

Yapılması

Ürünün Satılması

NAKDE DÖNÜŞME DÖNGÜSÜ

Karlılık Oranları

Karlılık oranları işletmenin faaliyetleri sonucunda ulaştığı başarı seviyesini gösteren oranlardır. Bu oranlar ile daha ziyade ortaklar ve potansiyel yatırımcılar ilgilenir.

Bir işletmenin elde ettiği karın ölçülü, yeterli, tatmin edici olup olmadığı konusunda değerlendirme yaparken, (i) sermayenin alternatif kullanılış alanlarında sağlayabileceği gelir, (ii) genel ekonomik koşullardaki gelişmeler, ekonominin dönemsel olarak içinde bulunduğu evre, (iii) aynı endüstri kolundaki benzer firmaların kar oranları, (iv) ilgili firmanın elde etmiş olduğu karların son yıllarda göstermiş olduğu eğilim gibi etmenler göz önünde tutulmalıdır (Akgüç, 2001:231).

Brüt Kar Marjı

Bu oran, şirket’in sattığı ürünlerden ne ölçüde kar ettiğini

gösterir. Diğer bir ifadeyle brüt satış karı, sirketlerin

satışları ile satışların maliyeti arasındaki olumlu farktır.

Brüt satış karının toplam satışlara oranlanmasıyla

bulunan bu oran adet bazındaki satış miktarından

bagımsız olduğundan, şirketin karı hakkında bir bilgi

vermekten çok rekabet gücünün seyri ve diğer firmalarla

karşılaştırma imkanı tanımaktadır.

𝐵𝑟ü𝑡 𝐾𝑎𝑟 𝑀𝑎𝑟𝑗ı =𝐵𝑟ü𝑡 𝑆𝑎𝑡ış 𝐾𝑎𝑟ı

𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟

Brüt kar oranını aynı sektörde faaliyet gösteren diğer

firmaların karlılık oranları ile karşılaştırılmak daha doğru

yorum yapmayı sağlayacaktır ve oranın yüksek olması

işletme lehine bir gelişmedir.

Faaliyet Kar Marjı

Faaliyet karlılığı, faaliyet karının satışlara oranı

seklinde hesaplanmaktadır. Bundan dolayı, brüt kar

marjından farklı olarak şirketlerin satış faaliyetleri ile

ilgili giderleri de dikkate almaktadır. Yani, faaliyet

karlılığı brüt kar marjının gelişmis bir şekli olarak

değerlendirilebilir. Faaliyet giderlerinin satışlar

içindeki payının azalması faaliyet kar marjını

iyileştirir.

Net Kar Marjı

Net dönem karının satışlara bölünmesi yoluyla

hesaplanan bu oran, işletmenin genel verimliliği

konusunda bir bilgi verir.

𝑁𝑒𝑡 𝐾𝑎𝑟 𝑀𝑎𝑟𝑗ı =𝑁𝑒𝑡 𝐾𝑎𝑟

𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟

Net dönem karı, işletmenin tüm gelir ve giderlerini

içerdiğinden, işletmeyle ilgili her türlü politika (işletme ve

finansman) ve kararların sonuçlarını içerisinde barındırır.

Oran yorumlanırken, şirketin geçmiş dönemdeki rasyosu,

sektör ortalaması ve hedefler ile karşılaştırılması gerekir.

Bu kar marjı oranının yüksek çıkması işletme açısından

olumlu değerlendirilirken, oranın yanı sıra tutarsal

(büyüklük) olarak da karın yeterli olup olmadığı analizci

tarafından dikkate alınmalıdır.

Aktif Karlılığı

Aktif kârlılık oranı, varlıkların firmada ne ölçüde

verimli kullanılıp kullanılmadığını ölçmeye yarayan

bir orandır (Akdogan ve Tenker, 2005: 639).

Esasında aktif karlılığı, faiz ve vegi öncesi kar

(FVÖK) marjı ile aktif devir hızının bir birleşimidir.

𝐴𝑘𝑡𝑖𝑓 𝐾𝑎𝑟𝑙ı𝑙ığı = 𝐹𝑉Ö𝐾

𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟𝑥

𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟

𝐴𝑘𝑡𝑖𝑓𝑙𝑒𝑟=

𝐹𝑉Ö𝐾

𝐴𝑘𝑡𝑖𝑓𝑙𝑒𝑟

Bu oranın yüksek olması firma açısından olumlu

yorumlanır, fakat bu oran değerlendirilirken fırsat

maliyetine de bakılmalıdır.

Özsermaye Karlılığı

Ortakların işletmeye kaynak olarak koymuş ve

bırakmış oldukları fonların bir birimine düşen karlılığı

ölçen bu oran, işletme yönetiminin kullanımına

bırakılmış olan bu fonların getirisinin ölçülmesi ve

yönetimin başarı derecesinin belirlenmesi

bakımından önemli bir göstergedir.

Net karın özsermayeye bölünmesi ile bulunan

özsermaye karlılığı oranı, firma kaldıraçtan olumlu

yararlanıyorsa, aktif karlılığından daha yüksek

olması gerekir (Seval, 2006).

Ö𝑧𝑠𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒 𝐾𝑎𝑟𝑙ı𝑙ığı =𝑉𝑒𝑟𝑔𝑖 𝑆𝑜𝑛𝑟𝑎𝑠ı 𝑁𝑒𝑡 𝐾𝑎𝑟

Ö𝑧𝑠𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒

Vaka 1

Toplam varlıklarınızın 1,000 TL olduğunu ve bunların

%100 özsermaye ile finanse edildiğini varsayalım.

Varlıklarınızdan 500 TL gelir elde ederken,

faaliyetlerinizden dolayı 400 TL’lik de gidere

katlanıyorsunuz. Yani, Toplamda 100 TL kar

ediyorsunuz..

100

1000 =

Her 1 TL’lik varlık

için 10 kuruş kar

Elde ediyorsunuz

ROA = 10%

%100 özsermaye ile finanse edildiğinden

ROE = 10%

Vaka 2

Şimdi ise 1000 TL’lik varlıklarımızın 700 TL’lik kısmı

özsermaye ile, 300 TL’lik kısmı ise %8 faizli borç ile

finanse edilmiş olsun. 500 TL gelir elde ederken,

faaliyetlerinizden dolayı 400 TL’lik de gidere

katlanıyorsunuz. Yani, Toplamda 100 TL FVÖK

ediyorsunuz.. Ve faiz sonrası karınız 76 TL oluyor.

700

76

700

=

300

Hissedarın parası

(Öz sermaye)

Kreditörün parası

(Finansal Borç)

100

1000

=

Yatırdığınız 1TL, 10.9

kuruş kar elde etti.

Her 1 TL’lik varlığınız ise

Faiz öncesi 10 kuruş kar

sağladı Toplam Varlık 1000

ROA = 10%

ROE = 10.9%

ROA>borcun mliyeti

10% 8% Bundan dolayı %2 özsermayeye ek getiri

Özsermaye getirisini artırmak için

borcun kaldıracından yararlanıyoruz.

Vaka 3

Şimdi yine 1000 TL’lik varlıklarımızın 700 TL’lik kısmı

özsermaye ile, 300 TL’lik kısmı ise %8 faizli borç ile

finanse edilmiş olsun. Fakat 500 TL gelir elde ederken,

faaliyetlerinizden dolayı 500 TL’lik de gidere

katlanıyorsunuz. Yani, Toplamda 0 TL FVÖK

ediyorsunuz.. Ve faiz sonrası zararınız -24TL

700

-24

700

=

300

Hissedarın parası

(Öz sermaye)

Kreditörün parası

(Finansal Borç)

0

1000

=

Yatırdığınız 1TL, 3.4

kuruş zarar etti.

Her 1 TL’lik varlığınız ise

Faiz öncesi 0 TL kar

sağladı Toplam Varlık 1000

ROA = 0%

ROE = -3.4%

Varlıklardan %0 getiri sağlayıp, bunun üzerine %8 faiz

ödemek sermayeden kayıptır!

Özsermaye getirisini artırmak için

borcun kaldıracından yararlanıyoruz.

Vaka 4

Bu sefer de 1000 TL’lik varlıklarımızın 700 TL’lik

kısmını özsermaye ile, fakat 300 TL’lik kısmını ise %15

faizli borç ile finanse edilmiş olsun. 500 TL gelir elde

ederken, faaliyetlerinizden dolayı 400 TL’lik de gidere

katlanıyorsunuz. Yani, Toplamda 100 TL FVÖK

ediyorsunuz.. Ve faiz sonrası karınız 55 TL oluyor.

700

55

700

=

300

Hissedarın parası

(Öz sermaye)

Kreditörün parası

(Finansal Borç)

100

1000

=

Yatırdığınız 1TL, 7.9

kuruş kar elde etti.

Her 1 TL’lik varlığınız ise

Faiz öncesi 10 kuruş kar

sağladı Toplam Varlık 1000

ROA = 10%

ROE = 7.9%

(ROA<borcun mliyeti) Varlıklardan %10 getiri sağlayıp,

bunun üzerine %15 faiz ödemek sermayeden kayıptır!

Özsermaye getirisini artırmak için

borcun kaldıracından yararlanıyoruz.

Öyleyse, Nasıl Daha Fazla Kazanırız?

Üç önemli noktaya dikkat etmemiz lazım!

Faaliyetlerimizin verimliliğini ve karlılığını artırarak

Varlıklarımızı etkin kullanarak

Finansal Kaldıraçtan yararlanarak

Böylece özsermayenin karlılığını daha da artırabiliriz.

Finansal Analizin Önemli Bir

Boyutu: Dupont Analizi

DuPont Sistemi – O da ne?

DuPont karlılığın üç ana değişkenden etkilendiğini

ortaya koyar:

1. Karlılık ve verimlilik

2. Aktiflerinizin kar yaratabilme gücü

3. Finansal kaldıraç

Gelirler

Devir

Hızı

Kaldıraç

FVÖK

Kar Marjı

Aktif Devir

Hızı

Aktif Karlılığı (-Faiz

düzeltmesi.)

Financial

Structure

Özsermaye

Karlılığı

X =

X =

Gelir

Akışı

Investment

Stream

Gelirler

Devir Hızı

Leverage

DuPont Sistemi Oranları

Biraz Aritmatik

Alıştırması

Yapalım!

Faaliyet Kar Marjı

Aktif Devir

Hızı

Aktif Karlılığı

(-Faiz

düzeltmesi.)

Mali Yapı

ROE

X =

X =

Devir Hızı/Varlıkların

Kullanımı

Kaldıraç

DuPont Sistemi

Gelirler / Etkinlik

Faiz ve Vergi Öncesi Kar (FVÖK)

ROA =

Toplam Aktif

Faiz ve Vergi Öncezi Kar

Toplam Satışlar

Toplam Satışlar

Toplam Aktif

Aktif Karlılığı=ROA

Faaliyet Kar Marjı Aktif Devir Hızı

X

Faaliyet Kar

Marjı

Aktif Devir

Hızı

Aktif Karlılığı

(-Faiz

düzeltmesi.)

Mali Yapı

ROE

X =

X =

Devir Hızı/Varlıkların

Kullanımı

Kaldıraç

DuPont System

Gelirler/Etkinlik

VÖK

ROE =

Toplam Özsermaye

VÖK + Finansman Giderleri

Toplam Aktif

Toplam Aktif

Total Özsermaye

ROE=Özsermaye Karlılığı

ROA=Aktif Karlılığı

Kaldıraç Oranı

- Finansman Gideri.

Toplam Aktif

Faiz Düzeltmesi

= Vergi Öncesi Kar

Toplam Aktif X

Başabaş Analizi

BBN analizi; İşletmenin tüm faaliyet giderlerini karşılayacak satış gelirlerini, Farklı satış düzeylerindeki faaliyet karını hesaplamaya yardımcı olur.

Başabaş analizi, bir işletmenin toplam gelirlerinin, toplam maliyet ve giderlerinin tamamını karşılamaya başlandığı satış düzeyini (hasılatını ) belirtir.

Temel olarak değişmez giderler, değişken giderler,satışlar ve kar arasındaki ilişkilerin incelenmesinde kullanılan bir analiz tekniğidir.

İşletmenin giderlerinin tamamının değişken giderlerden oluşması durumunda kara geçiş noktasının saptanması gerekmez.

BBN ANALİZİNİN

SAĞLADIĞI YARARLAR VE KULLANIM ALANLARI

İşletmelerin faaliyetlerini zarardan koruyacak en düşük hizmet sunumu ve üretim miktarının bulunması

Yeni yapılacak yatırımlarda en düşük kapasite kullanım oranının bulunması,

Çeşitli hizmet ve üretim miktarındaki işletme sermaye gereksinimini ve birim maliyetlerinin saptanması,

Planlanan başabaş noktası ile gerçekleşen başabaş noktasının karşılaştırılmaları yapılarak uygulanan yönetim politikalarının değerlendirilmesi,

Hizmet ve üretim, yatırım , satış fiyatı, politikaları ile ilgili kararlara yardımcı olmak,

BBN ANALİZİNİN SAĞLADIĞI YARARLAR VE KULLANIM ALANLARI

Satış fiyatındaki , maliyet giderlerinde ve talep değişmelerinin kara geçiş noktasına ve toplam kara etkisinin bulunması,

En karlı ürün türlerinin seçilmesi, karlı üretim birleşimlerinin oluşturulması,

En düşük satış fiyatının belirlenmesi,

Kar hedeflerine ulaşmak için gerekli olan iş hacminin saptanması,

İşletmenin üretim hacmini artırması durumunda bu karşılayacak olan satış hacminin belirlenebilmesi

Yeni yapılacak yatırımlarda risk derecesini ve emniyet marjını göz önünde bulundurarak en düşük üretim kapasitesinin belirlenmesi,

BBN ANALİZİNİN UNSURLARI TOPLAM GİDERLER: İşletmenin değişmez ve

değişken giderlerinin toplamıdır.

SATIŞ HASILATI: İşletmenin satış birimiyle birim satış fiyatıyla çarpılması sonucunda bulunan hasılattır.

ÜRETİM HACMİ: İşletmenin faaliyet düzeyini belirten miktar ve tutardır.

KATKI PAYI: Birim satış fiyatıyla birim değişken gider arasındaki farktır.

KATKI PAYI ORANI: Katkı payı tutarının satış tutarına oranıdır.

Grafik Yöntemiyle Başabaş Yöntemi Sabit Giderler:40.000TL SF:2TL DG:1,2TL

Satış Miktarı

(Brim)

Değişken

Giderler(TL)

Sabit

Giderler (TL)

Toplam

Giderler (TL)

Satış

Tutarları (TL)

Kar

(Zarar) TL

0 0 40.000 40.000 0 (40.000)

20.000 24.000 40.000 48.000 40.000 (24.000)

40.000 48.000 40.000 88.000 80.000 (8.000)

60.000 72.000 40.000 112.000 120.000 8.000

80.000 96.000 40.000 136.000 160.000 24.000

100.000 120.000 40.000 160.000 200.000 40.000

120.000 144.000 40.000 184.000 240.000 56.000

140.000 168.000 40.000 208.000 280.000 72.000

160.000 192.000 40.000 232.000 320.000 88.000

Grafik Yöntemiyle Başabaş

Başabaş Analizi

-100.000

-50.000

0

50.000

100.000

150.000

200.000

250.000

300.000

350.0000

20.0

00

40.0

00

60.0

00

80.0

00

100.

000

120.

000

140.

000

160.

000

Satış miktarı

Gel

irle

r/G

ider

ler

ve K

ar

Değişken Giderler

Sabit Giderler

Toplam Giderler

Toplam Gelirler

Kar/Zarar

50.000

kar

zarar

Formül Yardımıyla Başabaş

Miktar

Tutar

40.000 40.000BBN 50.000

2-1,2 0,8

40.000BBN = =100.000TL

1,21-

2

Faaliyet Kaldıracı veya Çalışma Kaldıracı

Faaliyet kaldıracı analizi işletmenin sabit giderleriyle

ilgili bir analizdir. Yüksek sabit giderler işletmelerin

daha fazla sermaye kullanması ve dolayısıyla

işçiliğin az olması sebebiyle daha az değişken

giderler ile faaliyet göstermesi sonucunu ortaya

çıkartır. Aşağıda değişik sabit giderlere sahip olan

işletmeleri karlılıkları gösterilmektedir. Faaliyet

kaldıraç derecesi Çalışma kaldıraç derecesi olarak ta

bilinmektedir.

Çalışma Kaldıraç Derecesi

Bir işletmenin belli bir

üretim düzeyindeki

faaliyet kaldıraç

derecesi, vergiden

önceki kardaki göreli

değişmenin (FVÖK),

kardaki göreli

değişmeye yol açan

satış gelirlerindeki

değişmeye bölünmesiyle

bulunur

Kardaki % değişmeÇKD=

Satışlardaki % değişme

ΔFVÖK

FVÖKÇKD=ΔSatışlar

Satışlar

Q(P-V)ÇKD=

Q(P-V)-F

Q= Miktar

P= Fiyat

F= Sabit Giderler

Örnek:

A işletmesinin 5.000.000 TL’lık satış düzeyindeki FVÖK 1.000.000 TL’dir. İşletmenin satışlarının % 10 artığını düşünürsek satışlar 5.500.000 TL olur. Bu satış düzeyinde işletmenin FVÖK’ı 1.200.000 Tl gerçekleşir. Faaliyet Kaldıraç Derecesi:

ΔFVÖK 1.200.000-1.000.000

FVÖK 1.000.000FKD= 2ΔSatışlar 5.500.000-5.000.000

Satışlar 5.000.000

A İşletmesinin Gelir Tablosu

1 2 Değişim

Satışlar 5.000.000 5.500.000 %10

Değişken

Giderler

5.000.000

x0,60

3.000.000 3.300.000 %10

Sabit

Giderler

1.000.000 1.000.000 0

Toplam

Maliyet

4.000.000 4.300.000 %8

FVÖK 1.000.000 1.200.000 %20

Sonuç:

Faaliyet kaldıraç derecesinin 2 olması 5.000.000 TL

düzeyinden itibaren satışlardaki % 1’lik artışın FVÖK

% 2 artıracağını ifade eder. Başka bir değişle bu

üretim hacmindeki %10’luk artış karlarda % 20 lik bir

artış sağlayacaktır.

Farklı Firmaların Giderleri ve Faaliyet

Kaldıraç Dereceleri

Aşağıdaki Tablolarda firmalara ait çeşitli veriler

verilmiştir. Bu verilerle işletmelerin faaliyet kaldıraç

derecelerindeki farklılıklar gözler önüne serilmeye

çalışılmıştır.

A Firması

Satış Fiyatı 2 TL

Sabit Giderleri:20.000 TL

Değişken Giderleri:1,5 TL

B Firması

Satış Fiyatı 2 TL

Sabit Giderleri:40.000 TL

Değişken Giderleri:1,2 TL

C Firması

Satış Fiyatı 2 TL

Sabit Giderleri:60.000 TL

Değişken Giderleri:1TL

A Firması

Satış

Miktarı

Sabit

Giderler

Değişken

Giderler

Toplam

Giderler

Toplam

Gelirler

Kar veya

Zarar

0 20.000 0 20.000 0 -20.000

20.000 20.000 30.000 50.000 40.000 -10.000

40.000 20.000 60.000 80.000 80.000 0

60.000 20.000 90.000 110.000 120.000 10.000

80.000 20.000 120.000 140.000 160.000 20.000

100.000 20.000 150.000 170.000 200.000 30.000

120.000 20.000 180.000 200.000 240.000 40.000

A Firması

-50.000

0

50.000

100.000

150.000

200.000

250.000

300.000

0 20.000 40.000 60.000 80.000 100.000 120.000

Satış Miktarı (Birim)

Geli

rler

ve G

iderl

er

Sabit Giderler

Toplam Giderler

Kar veya Zarar

Toplam GelirlerBBN

80.000

20.000

B Firması

Satış

Miktarı

Sabit

Giderler

Değişken

Giderler

Toplam

Giderler

Toplam

Gelirler

Kar veya

Zarar

0 40.000 0 40.000 0 -40.000

20.000 40.000 24.000 64.000 40.000 -24.000

40.000 40.000 48.000 88.000 80.000 -8.000

60.000 40.000 72.000 112.000 120.000 8.000

80.000 40.000 96.000 136.000 160.000 24.000

100.000 40.000 120.000 160.000 200.000 40.000

120.000 40.000 144.000 184.000 240.000 56.000

B Firması

-100.000

-50.000

0

50.000

100.000

150.000

200.000

250.000

300.000

0 20.000 40.000 60.000 80.000 100.000 120.000

Satış Miktarı (Birim)

Geli

rler

ve G

iderl

er

Sabit Giderler

Toplam Giderler

Kar veya Zarar

Toplam GelirlerBBN

40.000

C Firması

Satış

Miktarı

Sabit

Giderler

Değişken

Giderler

Toplam

Giderler

Toplam

Gelirler

Kar veya

Zarar

0 60.000 0 60.000 0 -60.000

20.000 60.000 20.000 80.000 40.000 -40.000

40.000 60.000 40.000 100.000 80.000 -20.000

60.000 60.000 60.000 120.000 120.000 0

80.000 60.000 80.000 140.000 160.000 20.000

100.000 60.000 100.000 160.000 200.000 40.000

120.000 60.000 120.000 180.000 240.000 60.000

C Firması

-100.000

-50.000

0

50.000

100.000

150.000

200.000

250.000

300.000

0 20.000 40.000 60.000 80.000 100.000 120.000

Satış Miktarı (Birim)

Geli

rler

ve G

iderl

er

Sabit Giderler

Toplam Giderler

Kar veya Zarar

Toplam Gelirler

BBN

Faaliyet Kaldıraç Derecesi

Yukarıdaki B firmasının 100.000 birim satış

miktarı ile ilgili örnek formülle çözersek:

100.000(2-1,2)

ÇKD= =2100.000(2-1,2)-40.000

Bu sonuç B işletmesinde satış tahmini 100.000

birimden %1 lik saptığı taktirde karlılığın %2

sapacağı anlamına gelmektedir.

Yukarıdaki formül kullanılarak üç firmanın 80.000

birimlik satış miktarı için çalışma kaldıraç dereceleri

A firması için 2, B firması için 2,7, C firması için 4

bulunacaktır. Aşağıdaki tabloda örnek daha ayrıntılı

açıklanacaktır.

Karşılaştırma

A Firması B Firması C Firması

1)80.000 birimde

net faaliyet karı 20.000 24.000 20.000

2)100.000 birimde

net faaliyet karı 30.000 40.000 40.000

3)Net Faaliyet

Karındaki %

değişme (1-2)/2

% 50 % 67 %100

Satış

Miktarındaki

değişme

% 25 %25 %25

Faaliyet

Kaldıraç

Derecesi

2 2,7 4

Sonuç:

Dolayısıyla, satış tahmini 80.000 birimden % 1 farklı

olursa kar; A işletmesinde % 2, B işletmesinde %

2,7, C işletmesinde % 4 farklı olacak demektir.

Çünkü C2’de sabit giderler daha fazladır.

Finansal Kaldıraç ve Finansal

Kaldıraç Derecesi

Finansal yönetici yapacağı yatırımın verimini kullanacağı

fonun maliyetinden yüksek olmak şartıyla borç ve

özkaynak arasında seçim yaparken özellikle maliyeti

daha düşük olanı tercih edecektir. Şayet borçlanmanın

maliyeti daha düşükse (ki genellikle böyledir) yönetici

ihtiyaç duyacağı fonları borçlanarak sağlayacak ve

böylece öz sermayenin karlılığı artacaktır. Böylece borç

kullanımı artıkça toplam sermayenin maliyeti azalırken öz

sermayenin karı yükselecektir. Buna Finansal Kaldıraç

denilmektedir.

Finansal Kaldıraç

Borçtan faydalanma olarak ifade edilen finansal

kaldıraç iki şekilde tanımlanmaktadır:

Toplam borçların toplam aktiflere oranı = Borçlar/Varlıklar

Toplam borçların öz sermayeye oranı = Borçlar/ Özsermaye

Örmek:

Mesela 100 TL toplam aktifi 50 TL toplam borcu olan

bir işletmenin finansal kaldıracı;

50Borçlar/Varlıklar = =%50100

50Borçlar/ Özsermaye = %10050

Örnek 2: Faiz ve vergiden önceki karı 4.000 TL olan bir

işletmenin 10.000 TL’lık aktiflerini aşağıdaki gibi (1) tamamını

öz kaynak ile (2) %20sini borç,%80 özkaynak ile ve (3) %50’si

borç %50’si özkaynak ile olmak üzere üç değişik şekilde

finanse ettiğini düşünürsek; görüldüğü gibi borç kullanımı

finansal kaldıraç arıkça öz sermayenin karlılığı artmaktadır.

1. Finansal

Yapı

2. Finansal

Yapı

3. Finansal

Yapı

Pasifler

Borç 0 2.000 5.000

Öz Sermaye 10.000 80.000 50.000

Finansal Kaldıraç

Borç/Varlıklar 0% 20% 50%

Borç/Özkaynaklar 0% 25% 50%

Hisse Senedi Sayısı 100 80 50

FVÖK 4.000 4.000 4.000

Faiz% 10 0 200 500

Vergiden Önceki kar 4000 3800 3500

Kurumlar vergisi %35 1400 1330 1225

Vergiden Sonraki net kar 2600 2470 2275

Hisse Başına Kar 26 30,875 45,5

Finansal Kaldıraç Derecesi

Finansal Kaldıraç Derecesi

Kullanılan borç miktarı öz sermayenin karlılığı üzerindeki

başlangıçta az olduğu halde borçla finanslamayı

artırdıkça bu etki artar. İşte bu etki derecesini ölçen

rakama finansal kaldıraç derecesi denilmektedir. Yani faiz

ve vergiden önceki karda meydana gele yüzde bir

değişimin hissedarların karında meydana getirdiği yüzde

değişime finansal kaldıraç derecesi denilmektedir.

ΔHBKFVÖKHBKFKD = yada

ΔFVÖK FVÖK-Borçlanma Giderleri

FVÖK

Örnek: Faiz ve vergiden önceki karı 400 TL olan ve

borçlarına 70 TL ödeyen bir işletmenin Finansal

Kaldıraç Derecesi

Bunun anlamı; işletmenin faiz ve vergiden önceki

karı mesela %10 artarsa hissedarların kazancı

%12,1 artar demektir.

İkinci olarak gelecek dönem için tahmin edilen faiz

ve vergiden önceki kazançta % 1’lik bir yanılma

olursa hissedarların karında % 1,21 yanılma olur

anlamındadır.

400FKD = = 1,21

400-70

Sonuç:

Böylece borca hiç yer vermeyen dolayısıyla faiz

gideri söz konusu olmayan bir işletmenin finansal

kaldıraç derecesi1 olacak borç artıkça faizde

artacağından finansal kaldıraç derecesi

yükselecektir. Finansal kaldıraç derecesinin

büyüklüğü nispetinde öz sermayenin karlılığı

artacaktır. Finansal kaldıraç derecesinin yüksek

oluşu işletmenin Finansal açıdan risk taşıdığını ifade

eder.

Birleşik Kaldıraç Derecesi

Birleşik kaldıraç derecesi hisse başına kardaki

değişikliğin satışlardaki değişikliğe bölünmesi

yoluyla bulunur. Birleşik kaldıraç derecesi aynı

zamanda çalışma kaldıraç derecesi ile finansal

kaldıraç derecesinin çarpımlarına eşittir.

Δ HBK

HKBBirleşik Kaldıraç = ΔSatışlar

Satışlar