altin gÖl anitlari ve 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · talat tekin...

12
ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& 1. Girişi Moğolistan'da ve Sovyetler Birliği’nin Güney Sibirya bölgesinde keşfedilen Türkçe yazıtlar üzerine yapılan araştırmalar genellikle metin neşirleri olarak kalmıştır. Şimdiye kadar Hüseyin Namık Orkun'un "Eski Türk Yazıtları" bir tarafa bırakılırsa, Türkiye'de Orhun (Bilge Kağan, Kül Tegin, Tonyukuk) Yazıtları dışında bulunan diğer yazıtlar gerektiği gibi tarihsel arakaplan- ları ile incelenmemiş ya da araştırılmamıştır. Son yıllarda Erhan Aydın Yenisey yazıtlarının metinlerini neşretmiştir. Biz bu çalışmamızda Yenisey yazıtlarından en önemlilerindne olan Altın Göl Yazıtlarını inceleyip yorumlamaya çalışacağız. İnceleyeceğimiz yazıtlar 1878 yılında Abakan'ın sağ tarafında Yudino (bugünkü adıyla Bundayevo) köyünden F. F. Korçakof adlı bir çiſtçi tarafından Altın Göl adı verilen küçük bir gölden bir fersah uzaklıkta bulunan eski bir mezarlık- ta keşfedilmiştir. Toprakla örtülü olan bu taşlar keşfedildiğinde taşların yalnız üst köşeleri toprak üstünde bulunmaktaydı ve taşlar kahverengi ve kum taş cinsindendi. Bu taşlar daha sonra Minusink Müzesi’ne nakledilmişlerdir. Müze- deki çalışmalar sırasında taşlardan biri zedelen- miş, diğeriyse ikiye bölünmüştür Bu taşlara bulundukları bölgedeki göle atfen "Altın Göl Yazıtları" denmiştir. Bu gölde altın bulun- duğuna dair elimizde herhangi bir veri yoktur. Tahminimizce bu gölün adı sembolik bir anlam taşımakta ve ölüler gölü anlamına gelmektedir. İleride de göreceğimiz gibi ikinci yazıtta "altın kir" ibaresiyle ölüler diyarı kastedilmektedir, çünkü altın eski Türkle- rde ölümün bir sembolü olarak kabul edilmektey- di. Nitekim eski Çin kozmolojisinde altın anlamı- na gelen "kin" sözcüğü diğer bütün madenleri Dr. Mehmet TÜTÜNCÜ 17

Upload: others

Post on 04-Jan-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

ALTIN GÖL ANITLARI VE

1. Girişi

Moğolistan'da ve Sovyetler Birliği’nin Güney Sibirya bölgesinde keşfedilen Türkçe yazıtlar üzerine yapılan araştırmalar genellikle metin neşirleri olarak kalmıştır. Şimdiye kadar Hüseyin Namık Orkun'un "Eski Türk Yazıtları" bir tarafa bırakılırsa, Türkiye'de Orhun (Bilge Kağan, Kül Tegin, Tonyukuk) Yazıtları dışında bulunan diğer yazıtlar gerektiği gibi tarihsel arakaplan-ları ile incelenmemiş ya da araştırılmamıştır. Son yıllarda Erhan Aydın Yenisey yazıtlarının metinlerini neşretmiştir. Biz bu çalışmamızda Yenisey yazıtlarından en önemlilerindne olan Altın Göl Yazıtlarını inceleyip yorumlamaya çalışacağız.

İnceleyeceğimiz yazıtlar 1878 yılında Abakan'ın sağ tarafında Yudino (bugünkü adıyla Bundayevo) köyünden F. F. Korçakof adlı bir çi�çi tarafından Altın Göl adı verilen küçük bir gölden bir fersah uzaklıkta bulunan eski bir mezarlık-

ta keşfedilmiştir. Toprakla örtülü olan bu taşlar keşfedildiğinde taşların yalnız üst köşeleri toprak üstünde bulunmaktaydı ve taşlar kahverengi ve kum taş cinsindendi.

Bu taşlar daha sonra Minusink Müzesi’ne

nakledilmişlerdir. Müze-deki çalışmalar sırasında

taşlardan biri zedelen-miş, diğeriyse ikiye

bölünmüştür Bu taşlara bulundukları bölgedeki

göle atfen "Altın Göl Yazıtları" denmiştir.

Bu gölde altın bulun-duğuna dair elimizde

herhangi bir veri yoktur. Tahminimizce bu gölün adı sembolik bir anlam

taşımakta ve ölüler gölü anlamına gelmektedir. İleride de göreceğimiz

gibi ikinci yazıtta "altın kir" ibaresiyle ölüler

diyarı kastedilmektedir, çünkü altın eski Türkle-rde ölümün bir sembolü

olarak kabul edilmektey-di.

Nitekim eski Çin kozmolojisinde altın anlamı-na gelen "kin" sözcüğü diğer bütün madenleri

Dr. Mehmet TÜTÜNCÜ

17

Page 2: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

ifade etmek için de kullanılıyordu. Metal ise Çin geleneklerine göre ölümle eş anlamlıydı çünkü met-alden yapılan silahlar hayatı yok ediyor, bitkileri kes-iyor, insanları ve hayvanları yok ediyordu.

Yazıtlar ilk olarak 1889'da Finliler tarafından okunamadan neşredilmiştir. Daha sonra Radlo� 1892 ve 1899 yılları arasında yayımladığı atlasta yer almış, Türkiye'de ise yazıtların ilk ve son yayını Hüse-yin Namı Orkun tarafından yapılmıştır. Daha sonra yazıtlar Malov tarafından 1952'de yeniden yayım-lanmıştır. Yazıtların muhtevası üzerine Louis Bazin 1976’da oldukça ilginç bir araştırma yayımlamıştır. Klyastorny ise aynı derginin 1979'da yayımlanan beşinci cildinde yazıtları yeniden neşretmiş ve bazı karanlık noktaları aydınlığa çıkarmıştır. Bu yazı daha önce Rusça yayımlandı. Carl Brockelmann ise 1952 yılında yayımlanan bir yazısında bu yazıtlar hak-kında ilginç sonuçlara varmıştı. Yazıtların en güncel ve mükemmel yayını ise D. D. Vasiliev tarafından 1983'te Leningrad'da yapılmıştır.

Yazıtları en son ele alan kişi ise Prof. Dr. Talat Tekin olmuştur. 1997 ve 1998 yılında yayımladığı iki makalede yazıtların içeriğine dil bilimsel açıdan yeni yorumlar getirmiştir. Biz bu yayınımızda Vasiliev'in çalışmalarını esas aldık. Görebildiğimiz kadarıyla Al-tın Göl Yazıtları hakkında yapılan yayınlar bunlardır. Biz burada yaptığımız çalışmayla şimdiye kadar elde edilen ve yayımlanan bilgileri toparlayıp bu yazıt-larının dikiliş sebepleri ve tarihsel arka planı hakkın-da bir sonuca varmayı amaçlıyoruz.

2. Yazıtların Fiziki Tanıtımı

Yazıtlar iki taştan oluşmaktadır.

1. Altın Göl Yazıtı’nın yukarı tarafı geniş ve yu-varlaktır (bk. Şekil1). Alt tarafı ise daha küçük olup üçgen şeklindedir. Taşın uzunluğu 138.5 cm, yukarı kısmı 43.5 cm, aşağı kısmı 25 cm eninde olup kalın-lığı ise 20.5 cm’dir ( bk. Şekil 2).

Taşın üç tarafı Göktürk yazısıyla yazılıdır. 344 harf tespit edilmiştir. Geniş yönlerden birinin yüzü kay-gan olup iyi bir biçimde korunmuştur. Bu tara"a yazıtın 2 satırı vardır ve ince bir çizgiyle satırlar birbirinden ayrılmaktadır. İç kısımda başlayan satır yukarıda yuvarlak kısma geçmekte ve yazıtın bu yüzünün dört tarafını dolanmaktadır ve yazıtın en uzun satırını teşkil etmektedir. Bu yüzdeki ikinci satır iki bölümden oluşmakta olup iki cümle denile-bilecek kısımlara ayrılmaktadır. Birinci cümle sol uç kenardan başlayıp bu kenarları bitirmeden sona er-mekte ve ikinci cümlenin sonuyla karışmaması için

* şekli ile bu cümlenin sonundan ayrılmaktadır. Bu diğer cümle sağ kenardan başlayıp sol kenara dolanıp gitmekte ve yukarıdaki dört yıldız işaretiyle bitmek-tedir. Bu tara"a 149 harf vardır. Yazıtın kenarlarında-ki yazının uzunluğu 137 cm kadar olup taşın toprağa çakılmış 56 cm'lik kısmında da yazıt izine rastlan-maktadır. Yazılar oldukça derin kazılmış ve iyi ko-runmuşlardır. Har$er ortalama 5 cm uzunluğunda ve 3 cm genişliğindedirler.

Taşın önden bakılınca sağ tarafında üç satırlık bir yazı bulunmaktadır. Bu satırlar iki çizgi ile birbirin-den ayrılmaktadırlar. Uzunluğu ise geniş tara"a-ki yazının uzunluğu kadardır. Bu tara"aki yazı iyi korunamamış ve yuvarlak tarafa uzanan kısmında seçilebilen yalnız birkaç harf kalmıştır.

Bu tara"a 100 harf vardır,

Sol kenarındaki yazı ise oldukça iyi korun-muş; yalnız son satırdaki har$er biraz daha küçük yazılmışlardır. Bu tara"a ise 95 harf vardır.

2. Altın Göl Yazıtı Minusinsk Müzesi’ndeki çalışma-lar sırasında ikiye bölünmüştür. Bu taş kırmızı, siyah ve gri renklidir. Uzunluğu 195, eni yukarıdan 50, aşağıdan 62 cm kadar olup kalınlığı ise 15 cm'dir. Tıpkı birinci taştaki gibi yukarı tarafı yuvarlaktır. Aşağı kısmıysa biraz daha geniştir (bk. Şekil 3).

Yazıtın geniş tarafında 147 cm uzunluğunda bir satırlık yazı bulunmaktadır ancak har$er oldukça kötü durumdadır. Bu tarafın iç kısmında da iki satırlık (dört cümlelik) yazı vardır. Orta iç kısmın-da satırda biri sağdan, biriyse soldan başlayan iki cümle vardır ve bu cümleler birbirine ulaşmamak-tadır. Kenar kısmında satırdaki cümleler ise tıpkı birinci yazıttaki gibi birbirine ulaşmakta ve : işare-tiyle karışmaları önlenmektedir. Kenar tara$arda ise ikişer satırlık yazılar vardır. Satırlar bir çizgiyle ayrıl-maktadırlar. Buradaki yazılar derin kazıldıkları için oldukça iyi korunmuşlardır.

3. Kitabelerin Eski Türk Yazıtları İçindeki Konumları

Altın Göl Yazıtları Orhun (bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk) Yazıtları’ndan birkaç yönden farklı olan Yenisey Yazıtları grubundandır. Bu farklar-dan birincisi tarihlendirmedir. Yenisey Yazıtları’nın Orhun Yazıtları’ndan daha eski olma düşüncesi önceleri hâkimken simdi bu düşünce yerini bunun tersine bırakmıştır. Yenisey Yazıtları’nın dilinin daha primitif ve görünüşlerinin daha yalın olmasının yanında yazıtların daha kısa olması araştırmacıları ilk neticeye ulaştırmıştır. Fakat daha sonra yapılan

18

Page 3: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

arkeolojik araştırmaların neticesinde bu yazıtların Orhun’dakilerden sonra yazılmış olma ihtimali-ni kuvvetlendirmiş ve araştırmacıların bu ikinci düşünceye daha fazla yaklaştırmıştır. (Bunun için bakınız Gerard Clauson'). Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden daha eski ve arkaik ol-masının muhtemel olmadığını belirtmektedir.

Bu taşların primitif görünüşlerinin daha az eği-tim görmüş kişiler tarafından daha az sanatkârane yazımının olması ve bu yazıtların bulunduğu böl-genin Göktürk İmparatorluğu’nun merkezinden uzak yerlerde yaşayan kabileler tarafından yazılmış olmalarına bağlamaktadır. Biz bu düşüncelere genel olarak katılmakla beraber bu yazıtlardan bazılarının Orhun’daki yazıtlardan daha eski olmalarını muhte-mel görmekteyiz.

Yenisey Yazıtları’nı Orhun’dakilerden ayıran diğer bir hususta bunların Orhun’dakilere nazaran oldukça kısa olmaları ve bu yazıtların ölen kişinin kendi-si tarafından mı yoksa onun akrabaları tarafından mı yazılmış, olmasının hâlâ açığa kavuşturulmuş olmamasıdır. Açıklanması gereken diğer bir husus da Yenisey Yazıtları’nın hangi Türk topluluğuna ait olduğu konusudur. Bu konudaki araştırmacıların vardığı neticeleri Masao Mori şu şekilde özetle-mektedir. "Bilindiği gibi Yenisey Yazıtları, çoğunlukla, bize çok "tuhaf " gelen tanımsal bir biçimde yazılmak-tadır. Yani, ölen kişi, sadece kendi adı ve unvanlarını değil, aynı zamanda kendi ölüm vasiyetini kendi ağzından söylemektedir. Kendisinin, karısının (kan-lan), oğlu (oğulları), akrabaları, arkadaşları, hüküm-darı, toprağı ve çeşitli mallardan ayrılmasını zorlayan kendi ölümüne ağlamakta, kendi öz geçmişini gene birinci ağızla kaydetmekte ve bazen kendi dileklerini yaşayanlar ile yas tutanlara anlatmaktadır. Bu tanrısal biçimi göz önünde tutacak olursak, Yenisey Yazıt-ları’nın "ölünün, kendi ruhunun rahat etmesi için kendi ağzından söylediği mersiye, ağıt ya da cenaze şarkıları" olarak da adlandırabiliriz. Kısacası Yenisey Yazıtları, çoğunlukla, ölmüş olan kişinin kendi sö-zlerinden meydana gelmektedir. Yenisey Yazıtları’nın böyle "tuhaf " tanımsal biçimi nereden kaynaklan-mıştır? Bu soruyu yanıtlarken, göz önünde tutmamız gereken, Şaman’ın, ruhunun vücudundan çıkması du-rumunda (ecstasy) ya da ruh tarafından tutulması du-rumunda (posession) kendinden geçmesi ve böylece ölünün sözlerini kendi ağzından anlatılmasıdır. Bu durumu ve yukarıda belirtildiği gibi Yenisey Yazıt-ları’nın, çoğunlukla, ölmüş olan kişinin sözlerinden meydana geldiğini düşünürsek, Yenisey Yazıtları’na

özgü bu "tuhaf " tanrısal biçimin, Şaman’ın kendin-den geçme durumunda söylediği ölünün sözlerin-den kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bu sav, bizi, eski Türklerin, Şaman’a ölünün sözlerini kendi ağzından söylettikleri bir görenek ve gelenek bulunmaktadır diye bir varsayıma götürecektir. Aynı zamanda eski Türkler, yazıyı öğrenmelerinden sonra taş üzerine ant yazısını yontmaya başladıkları zaman, bunu yu-karda söylediğim görenek ve geleneğe dayanarak yapılması ve bunun sonucunda, Yenisey Yazıtları’nın "tuhaf " tanrısal biçimi meydana çıkmış olmalıdır.

Buna ilişkin S. E. Malov ve S. G. Klyaştorny’nin, şiir niteliği taşıdığı söylemeleri çok dikkat çekicidir. Çoğu kez bir tür şiir biçimdedir. Burada tekrarlay-acak olursak, Yenisey Yazıtları’nın "tuhaf " diyalog biçimi, eski Türklerin, bir tür büyücü olan Şaman’a ölülerin sözlerini birinci şahıslar söylettikleri bir görenek ve geleneğe dayanmaktadır diyebiliriz. Fakat hemen şunu burada belirtmek gerekir ki, Yenisey Yazıtları’nın hepsi, ölünün sözleriyle meydana gelme-mektedir. Gerçekte, bazı yazıtlar, yaşayan kişi(ler) ile ölen kişi arasındaki diyalog tarzında yazılmaktadır. (D. D. Vasil'ev, Korpus tjurkish runiçeskih pamjat-nikov bassejna eniseya.Leningrad 1983, I Altın Göl Yazıt, s. 25, 64-65, 102-103.)

Şamanizme inananların, bazen Şaman’la diyalog kurdukları göz önünde tutulursa, Yenisey Yazıt-ları’nın bazısının, yaşayanlarla ölen arasındaki di-yalog biçimini alması, yaşayanların şamanla diya-log kurduğu (kurdukları) ve buna karşılık şamanın kendi ağzından ölenin sözlerini anlattığı görenek ve gelenekten ileri gelmektedir denebilir. Herhâlde, Yenisey Yazıtları’ndaki, ölünün birinci şahısla kendi sözlerini anlatması, Şaman’ın, kendinden geçme du-rumunda, ölenin sözlerini söylediği görenek ve ge-leneğe dayanmaktadır."

Yenisey Yazıtları’nın hangi Türk toplulukları tarafından yazılıp dikildikleri meselesi konusunda ise şunları söyleyebiliriz. Bu yazıtların bulunduğu havza (Yukarı Yenisey boyunun Sayan Dağları’nın doğu tarafı, şimdiki Hakas Otonom bölgesi) eskiden Kırgız Türklerinin hâkimiyeti altında idi. Kırgızlar Türk olmakla beraber asil Göktürk konfederasyonuna bağlı olmayıp, onlardan bağımsız yaşamakta idiler. Göktürkler Kırgızları hâkimiyetleri altına almak için çeşitli seferler düzenlemişlerdir. Bu seferler ayrıntılı bir biçimde üç Orkun Abidesi’nde anlatılmaktadır. Bu seferlerden sonra Kırgızlar bu bölgeden göç etmişler ve şimdiki Issık Göl bölgesi çevresine yerleşmişlerdir, Bu üç abide bilindiği gibi 8. asrın ilk çeyreğinde dik-

19

Page 4: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

ilmişlerdir.

Bunlarda anlatılan Kırgız seferleri ise Ilteriş Kagan zamanında yani 7. asrın son çeyreğinde yapılmıştır. Yenisey Abideleri’nin Kırgızların oturduğu bu bölgede bulunması bizi bu abidelerin hepsinin olma-sa da büyük bir kısmının Kırgızlar tarafından göçten evvel, yani 7. asrın son çeyreğinde yazılmış olması sonucuna vardırıyor. Biz şu anda bütün Yenisey Yazıtları’nın Kırgızlar tarafından yazılması neticesine varamıyoruz, ama bu yazıtlardan bazılarının Kırgız-zlar tarafından Orkun Abidele-ri’nden çok daha önce yazılmış olduğuna da kesin olarak

bakabiliriz.

Aşağıda inceleyeceğimiz Altın Göl Kitabesi de bu yazıtlardan biridir. Buna göre aynı kültür çevresine dâhil olan Türk boy-larının hepsi Runik yazıya aynı anda vakı"ılar ya da Yenisey Yazıtları’nı yazanlar esas Gök-türklerden daha önce Runik yazıya vâkı"ılar ve Yenisey Yazıt-ları’nın Orhun Yazıtları’ndan daha evvel yukarda belirtilen sebeplerden yazılması ihtimali oldukça kuvvetlidir. Biz burada şunu da belirtelim ki, Yenisey Yazıtları sistematik olarak daha henüz incelenmemiştir. Bunun için yukarda vardığımız neticelere kesin gözüyle baka-mayız, biz kesin bir neticeye var-mayı şimdilik erteleyerek, yazıt-ların içeriğinin incelenmesine geçiyoruz.

4. Metnin Harf Çevrimi

(Transliterasyonu)

ve Transkripsiyonu

(Transşiterasyonda kalın harf-fler 1, ince har#er 2, ve k har$nin çeşitli variyantları k1, k2, k3 ve k4 rakamlarıyla belirtilmiştir)

Altın Göl I

1. un1yl:il2t2d2e:üg-2me:k2I2r2t2i:il2mk2e:r2d-2müçn2:< ... >m(en

1. On ay:iletdi:ögüme:kelürti:ilimke:erdem üçün:< ... »mï'n y<erledim) *yuvarlak kısımda devam eden har#er ()

2. 12m:üknçnge:kl1nl:ylk1a:klylmtlnl:t2g1pn2:dl-rl1ldlma:y1t1a:

2. e l i m : ö k ü n ç i n g e : k a I ı n : y a g ı k a : k ı y -matın:teğipen:adırıIdı(m yıta)

20

Page 5: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

3. in2ngzk2e:içngk2ä:in2gn2 y2k4i:il2d2:t2üslr2t-2ngz

3. iningizkä:içingizkä:ingen yüki:iled:tüşürtingiz

4. y2r2d2k2i:blrlslt2g2ime:r2d2ml2g2imeb2k4m**

4. yerdeki bars etigime:erdemligime bükme(dim)**

5. tlslzllp:r2t2ngzit2utlslrlk2üç: r2t2ngze:n2l2g2b2ür-2t2uçablrlsl:dlrlllmylıt1u**

5. atasız alp ertinginiz it utşar küç :ertingize iniligg bürt uça.bars:adırılma yıtu **

6. BlutlmlZumylb2g2mz: b2izuyla:1lpr2: üzin2: 1lt-lıklı<..>mdlng: üzl2k2tlüzi: n2: üçk2g2llmdlng:ylıtla: znç üme: k2özünçüme: dlrl1lma: s2çl2n2mü: üg2ür2d2m

7. bu atımız umay begimiz:biz uya:alp er:öz-in:altıkı<...l>madıng: özlük at öz: in: üç kag al-madıng:Yıta:ezinçüme:közünçüme:adırılma: seçilen-mü:ügürdüm(iz)

7 . 1 1t 1u n lS lu n t a y ls l : k 2y 2k 2 : r lt lg l l lt ld ls lg l l lt l

d1çun1ab1r1s1md1r1l1ub1r1d1ıy1t1a

7. altun sunta yaş:keyiki: artıglat ogul at ud acuna barsım adırılu bardı yıta

8. t1ür1t1n1l1g2ü:r2t2mz:b2zn2i:r2k2l-2g2:d1r1t1ıy1t1a

8. tört iniligü:ertmiz:bizni:erklig:adırti yıta

9. r2r2çn2:in2mçm:uylrlnl: üçn2: b2ng: g2ümn2:t2ik2e:b2r2t2i

9. er er(d)em üçin:i nim eçim: uyarın: üçün: Ben: gümin: tike berti

Altın Göl 2

un1yl:il2t2i:üg2m:ug1l1n1:t2ug1d1m:r2in2: ul-

1g1t m

1. (5) On ay:ileti:ögüm:oğlan toğdım erin ulgattım

2.(6) ilimde:tört:teğzindim:erdemim üçün:inençke <alp açıntu>

3.(1) erdem bu<l>sar:budunıg:erk:bu-dunıg:(er) atım:eren uluga erdemig:batur men.:

4.(2) erdemlig) bulsar:budun:isrek yörü-medi erinçim:ikizime:

5.(3) kuyda kadaşıma :konçyıma:adırı-lu: berdim: men oglumka:« ... >:budunım-ka:bükmedim:

6.(4) sekizkırk:yaşıma:

7.(5) er erdem üçün tüpüt kanka: yalabaç bardım: kelmedim

8.(6) er erdem bulsar andag ermiş:esiz:men altun kırka> kirtim

5. Metnin Günümüz Türkçesine Çevirisi

1. Altın Göl

1. Annem beni on ay taşıdı… Dünyaya getirdi. Elime erdem için ben yerleştim.

2. Kalabalık (çok) düşmana karşı kahramanca savaştım, Elim (obam) onları terk etti (ayrıldı) ve on-ları açlar içinde bıraktı. Ne çare.

3. Küçük ve büyük kardeşlerinize küçük develer-le hediye yüklediniz ve götürdünüz. Ben Bars (beg) dünya mallarına ve erdemliğine (yiğitliğine), doya-madım (fazlaca erdemlik ve yiğitliğimle övünemed-im.).

5. Atasız kahramandınız. İtler kovalarken sizler

21

Page 6: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden
Page 7: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden
Page 8: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

göçtünüz, korkulu rüya (ansızın gelen ölüm) kaybol sen uç git. Sen Bars Bey bizi terk etme gitme dur.

6. Bizim adımız Umay Beg. Biz milletimizin kahra-man savaşçılarıyız. Ne yazık! (yanma ) altı er (adam) almadım. En has (özlük) atımı almadım! Üç kazam almadım! Ne yazık! Benim canım, sevgilim! Ayrılma bizden! Eskiden ne güzel günler yaşadık.

7. Altın Sunga'da genç geyiği arttır. (Neslini milleti-ni arttır). Barsım atalarını ve mallarını terk etti, gitti. Ne yazık.

8. Biz dört soylu kardeştik. Bizi felek (erklig) ayırdı. Ne yazık.

9. Benim bütün kahramanlıklarım için, büyük kardeşim güçlü olduğu için bu (ebedî) yazıyı bengümi dikiverdi.

2. Altın Göl

1. Annem beni on ay taşıdı. Oğlan (erkek) doğdum. Kahraman er olmak için büyüdüm.

2. Elimden dört kere (elçi olarak) ayrıldım. Bu kah-ramanlıklarım için Inanaçu Alp (beni ödüllendirdi.)

3. Kahraman Bulsar bodununu terk ettim. Ne yazık. Eren Ulug sen kahramanlıklarını kaybettin (öldün).

4. Erdemli elim olan Bulsar budunu esir olmadı. Benim şansızlığım odur ki ikiz kardeşimden

5. Eşimden, cariyemden ayrılıverdim. Oğluma bo-dunuma doymadım.

6. Otuz sekiz yaşımda

7. Ben erdemliğim için Tibet hanına elçi olarak vardım. Gelmedim.

8. Kahraman Bulsar halkı böyle kahraman idi. Vay bana, ne yazık ki ben Altın kıra girdim.

6. Notlar-Açıklamalar

(Aşağıda bazı satırlarda anlaşılmayan terim ve sözcükler açıklnamaya çalışılacaktır)

Satır 1. Annem beni on ay taşıdı: Burada söz konu-su olan ay kamerî aylardır. On kamerî ayın, yaklaşık olarak Güneş takviminin 9 ayına eşit olduğunu göz önünde bulundurursak, bu on ay bizi şaşırtmadı. Bu, Yenisey Kırgızlarının gebelik süresi hakkındaki bilgi- lerinin tam olduğuna delilidir.

Bu ibare Altın Göl Yazıtları’nın ikisinde de aynı şekilde geçmektedir. Yenisey Yazıtları’nın hiçbirinde yazıtların hangi tarihte yazıldıklarını anlamaya yaray-acak bir tarih yazılmamıştır. Bu da Yenisey Türkleri-nin henüz takvimle daha tanışmamış oldu-klarına bir işaret sayılabilir. Yazıtlarda doğum veya ölüm tarihi

yerine ölenin yaşıyla ilgili bilgiler bulunmaktadır. Nitekim Altın Göl II’ de ölenin 38 yaşında öldüğü belirtilmektedir. Orkun ve Klyaştorny birinci satırın sonlarında "Men yerledim." ibaresini okumuşlarsa da Vasiliev'in son yayınında böyle bir şey gözükme-mektedir.

Satır 2. kıymatın = kahramanca, ökünç = pişman-lık, üzüntü, ingen = Kly. Deve. Orkun bu kısmı ter-cüme edememiştir.

Satır 3. Tüsürtiniz’den önceki kelimeyi Klyaştprny" ild" Orkun ve Radlo# ise “iniz” oku-muşlardır. Vasiliev'e göre bu kelime "ild" olmalıdır. Klyaştorny bu kelimeyi bundan sonraki kelimey-le ikiz olarak kabul etmiş ve indirmek / düşürmek olarak tercüme etmiştir.

Satır 4. Burada Radlo# "Bars" okumus, Radlof 'a dayanan Orkun buna bir mana veremediğinden "Bar" diye okumuştur. Klyaştorny ise Radlo# 'un okumasının doğru olduğunu onaylamaktadır. Ve bu anıtın Bars Beg'in adına dikilmiş olduğunu söyle-mektedir. Bu konu için anıtların tarihlendirilmesi konusundaki bölüme bakınız. Vasiliev'in yayınında da buradaki kelimenin Bars olduğu kesindir.

etig= eylemek, etmek, dünya malları? Orkun'un “ertigime” şeklinde okuması daha önceki keli-menin Bars olarak düzeltilmesinden sonra anlamını yitirmiştir.

bükme**= Yazıtın dördüncü satırın sonu burada beşinci satırın sonu ile ters yönden birleşmektedir. Kazıyıcı bu iki satırın karışmasını önlemek için özel bir işaret kullanmıştır. Bu işaret kare şeklinde dört noktadır. Cümleyi tamamlamak için yer kalmayın-ca yazıtları yontan kişi kelimeyi (B'km-cedim» eksik olarak yalnız B~ olarak yazabilmiştir.

Satır 5. Radlo# ve Orkun burada “at aşar” oku-maktalar. Ama Klya;torny ve Vasiliev burada atasız okumaktalar. Biz Vasiliev'in son yayını ve inceleme-sindeki metnin doğru olduğuna inanıyoruz, utsar = kovalamak

a “inilig bürt uç a bars” Burasını Mori'nin yorumu ile açıklayabiliriz. Şaman’ın ağzından ölenin kahra-manlıkları anlatılırken bu olanların korkunç bir rüya olduğuna inanmak istenilmekte, inilig bürt denilen korkunç kötü ruhlar kovulmaya çalışılmakta, Bars'ın ölümü üzerine ağıtlar yakılıp Şaman’ın ağzından bi-zim anlamadığımız sihirli dualar edilmektedir. Orkun burada daha evvel dördüncü satırda" bar" olarak okuduğu har%eri bu arada "bars" olarak okumaktadır. Ne şekilde tercüme edeceğini de bilememektedir.

24

Page 9: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

7. Yorumlama

I. Altın Göl Bengü Taşı

Bu yazıttaki 1, 2, 4 ve 9. satırlar birinci şahsın ağzın-dan yazılmıştır. Birinci ve ikinci satırlarda kısa bir otobiyogra� vardır. Adına bengü taş dikilen kişinin doğumu ve kuvvetli düşmana karşı savaşırken ölme-si konu edilmekte ve onun ağzından yakınmalarda bulunulmaktadır. Üçüncü satırda ise düşmanlarının zaferden sonra bengü taş sahibinin ve onun milleti-nin mallarını nasıl yağma ettikleri anlatılmaktadır. Dördüncü satırda bengü taşların sahibinin adını öğreniyoruz. Bu kişi Bars Bey'dir ve dünya mallarına ve nimetlerine doyamadan ölmüştür.

Beşinci satırdaysa Masao Mori'nin açıkladığı şekil-de Şaman kendinden geçmiş bir hâlde Bars Beg'den sözü almakta ve bengü taştaki yazı bu üçüncü şahsın ağzından devam etmektedir. Burada Bars Beg'in ataşız (öksüz) bir kahraman olduğu vurgulanmak-ta ve itlerin diğer hayvanları kovaladıkları gibi Bars Beg'in diğer göçerleri kovalarken (Göktürklere karşı savaşırken) kötü bir rüya gibi Bürt adındaki kötü ruhun Bars Beg'i yakalayıp öldürdüğü anlatılmak-tadır. Şaman bu kötü ruhu kovalamaya çalışmakta ve Bars Beg'i bırakmasını istemektedir ama na�le-dir. Tahminimizce burada eski Türklerde ölüler için yapılan yoğ ve ağıt törenlerinde kullanılan dua ve formüller yazılmıştır. Şaman tahminen altıncı satırda konuşan kişidir ve kendinden geçmiş hâlde Bars Beg için ataları ve tanrılardan yardım istemekte(?) Umay Tanrı’ya yakarmakta ve Umay'ın atası olduğunu söy-leyip onun için yardım etmesini istemektedir. Karışık birtakım sözlerle Bars Beg'in ve milletinin çektiği büyük acıları anlatmaktadır.

2.Altın Göl Bengü Taşı

Bilge Kağan ve Kül Tegin Yazıtları’nın doğu ceph-elerinde Kırgızlara karşı yapılan seferler anlatılmak-ta ve Kırgızların başbuğlarının da Bars Bey olduğu belirtilmektedir. Bu seferin Çin tarihçilerinin anlat-tıklarıyla karşılaştırılarak 710 ve 711 yılları arasında yapıldığı tespit edilmiştir.

BK Doğu satır 17-18

"Bars Bey idi. Kağan adını burada biz verdik. Küçük kız kardeşim prensesi verdik.

Kendisi yanıldı, kağanı öldü, milleti cariye, kul oldu. Köğmen’in yeri, suyu sahipsiz

kalmasın diye Az, Kırgız kavmini düzene sokup geldik. Savaştık .... .ilini geri verdik."

BK Doğu satır 26-27:

"Yirmi yedi yaşında Kırgız'a doğru ordu sevk ettim. Mızrak başını kan söküp,

Köğmen Ormanı'nı aşarak yürüyüp Kırgız kavmini uykuda bastım. Kağan ile Songa

Ormanı'nda savaştım. Kağanı öldürdüm, ilini ora-da aldım."

Burada önce Göktürkler tarafından kağan olarak Kırgızların başına getirilen ve daha sonra ihanet et-tiği için Songa Ormanı'ndaki savaşta öldürülen Bars Beg'in, Altın Göl Yazıtı’ndaki Bars Beg'le aynı kişi ol-ması şüphe götürmeyecek kadar açıktır. Bilge Kagan da Songa Yaylası Altın Göl I' in yedinci satırındaki Altın Sunga ile olan ad benzerliği rastlantı değildir. Buna göre gerek mekânın gerekse kahramanın ad-larının hem Orhun hem de Altın Göl Yazıtı'nda aynı olmaları Altın Göl Yazıtı'nın kimler tarafından ne zaman dikildiğini şüphe götürmeyecek bir biçimde açığa kavuşturmaktadır. Buna göre Birinci Altın Göl Yazıtı Kırgızlar tarafından Göktürklerin saldırmasın-dan hemen sonra 711 yılında dikilmiştir. Altın Göl Yazıtı'ndaki ağıtlar Kırgız elinin varlıklarının Gök-türkler tarafından götürülmesi ile Bilge Kağan'daki " İlini orda aldım, kağanı öldürdüm." pasajı aynı olayı anlatmaktadır. Tahminimizce bu yazıt Bars Beg'in ölümünden sonra geriye kalan akrabaları tarafın-dan Bars Beg adına Kırgız elinde anıt olarak dikilm-iştir. Akrabaları veya Şaman tarafından onun ağzıyla yazılarak onun ardından yakılan bir ağıt ve durum-ları hakkında bir şikâyetname niteliğindedir. Yukarı-daki karşılaştırmayla bu yazıtın tarihlendirmesinden sonra ikinci yazıta geçebiliriz.

Altın Göl I ve II'nin aynı şablonla yontulmaları paleogra�k ve tipolojik olarak diğer Yenisey Yazıt-ları’ndan farklılıklar arz etmeleri, bu iki yazıtın aynı zaman dilimi içerisinde ve aynı ustalar tarafından yazıldığı izlenimini vermektedir. Bu ikinci yazıtın birinci taştan çok sonraları dikildiği de iddia edilmemiş değildir. Louis Bazin bu ikinci yazıttaki yedinci satırda yer alan " Tüpüt kanka yalabaç bardım." ibaresinden hareketle Kırgızların ne zaman Tibet Hanı'na elçi gönderme ihtiyacı duyduklarını araştırmış ve bunun 840-850 yıllarından olduğu sonucuna varmıştır. Buna göre Tibetliler 760 yılından sonra oturdukları yerlerden kuzeye doğru akınlar düzenlemişler ve bu akınlar sırasında Kırgızlara 1200 km kadar yak-laşmışlardır. Bu ilerlemeler 850 yılından sonra durak-lamış ve daha sonra eski topraklarına dönmüşlerdir. Tibetlilerin bu ilerlemelerini Kırgızlar ilgiyle takip

25

Page 10: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

etmişler ve kendilerine mütte�k aramışlardır. Kırgız-lar 840 yılında güneylerinde, şimdiki Moğolistan'da, oturan Uygurlara saldırmışlar ve onları daha güneye, yani o zamanki Tibetlilerin yayılma bölgesine, gitme-ye zorlamışlardır. O zaman Uygurlar, Tibetlilerin ve Kırgızların ortak düşmanlarıydı Bazin bu verilerden hareketle İkinci Altın Göl Yazıtı'ndaki elçinin 840-850 yıllarında Tibet'e gittiği sonucuna varmış ve bu yazıtların bu yıllar arasında dikilmiş olabileceğini savunmuştur.

Klyaştorny ise Bazin'in bu vardığı sonucun yanlış olduğunu savunmuş veya Bazin'in Kırgızların 850 yılından evvel hiçbir diplomatik girişimde bulunma-ları için bir sebep olmadığı, yani Tibetlilerle mütte�k olmaları için hiçbir sebep olmadığı varsayımından hareket ederek vardığı bu tarihlendirmenin yan-lış olduğunu savunmuştur. Klyaştorny’e göre Kırgız kağan 7. asırdan sonra Göktürklere karşı devamlı mütte�k aramışlardır. Tonyukuk da Kırgızların diplo-matik ilişkilerinden ayrıntılı olarak söz edilmektedir. Tonyukuk 1. Tas Doğu cephesi satır 3. ("Fazla olarak Kırgız’ın kuvvetli kağanı düşmanımız oldu. O üç kağan (Çin kağan, On ok kağanı ve Kırgız kağanı) akıl akıla verip Altın Orman üstünde buluşalım demişler. Şöyle akıl akıla vermişler: Doğuda Türk kağanına karşı ordu sevk edelim. Ona karşı ordu sevk etmezsek, ne zaman bir şey olsa o bizi kahraman olan müşaviri bi-lici olan o- ne zaman bir şey olsa öldürecektir. Her üçümüz buluşup ordu sevk edelim, tamamıyla yok edelim demiş." Tonyukuk bu 3 kağanın diplomatik il-işkilerinden haberi olunca söyle devam etmekte: "Bu sözü işitip gece yine uyuyacağım gelmiyordu, gündüz yine oturacağım gelmiyordu. O zaman düşündüm. İlk olarak Kırgız’a ordu sevk etsek iyi olur dedim." diyerek Kırgız’a karşı 711 yılında düzenlenen seferi Bilge Kağan ve Kül Tegin’den daha ayrıntılı biçim-de anlatmakta ve bu savaşta "Kırgız’ı uykuda bastık. Uykusunu mızrak ile açtık Han ordusu toplanmış. Savaştık, mızrakladık hanını öldürdük. Kağana Kırgız kavmi teslim oldu, baş eğdi. Geri döndük." diyerek Kırgızlara yapılan seferi anlatmakta. Yukarıdaki pas-ajlardan anlaşılabileceği gibi Kırgızlar Göktürklere karşı koyabilmek için devamlı kendilerine mütte-�k aramışlar ve bunda da muva�ak olmuşlardır, Bu mütte�klerden birisi ise şüphesiz o vakitler oldukça uzakta oturan Tibetlilerdi. Çin kaynaklarında da 711 Ağustos-Eylül’ünde Tibet hanına bir Kırgız elçisinin gittiği haber verilmektedir. Tibet’e giden ve orada ölen bu Kırgız elçisinin adi Eren Uluğ’dur ve 2. Al-tın Göl Yazıtı’nda onun hatırasına 1. Altın Göl Yazıtı ile aynı vakitlerde dikilmiştir. Bu yazıtın 2. satırında

Kırgız han olan Bars Bey’in unvanının adı Inançu alp olduğu da meydana çıkıyor. Inançu alp Eren Ulug'a erdemi için mükâfatlar verdiği de yine 2. satırda an-latılmaktadır. Böylece 2 taş arasındaki bağlantıda açığa kavuşmuştur.

Özetlersek: 1. Altın Göl Yazıtı Kırgızların kağan Bars Bey Inançu Alp’in anısına dikilen tarafından 711 yılında Göktürklere karşı muharebede öldük-ten hemen sonra dikilmiştir, Bu yazıtta Bars Bey’in uğraşları anlatılmakta ve ardından ağıtlar anlatıl-maktadır. 2. Altın Göl Yazıtı Kırgızlara mütte�k aramak için Tibet’e elçi olarak gidip de gelemeyen kağanın çok yakın akrabası olması muhtemel bir Kırgız soylusu Eren Ulug'un adına yine aynı tarih-lerde dikilmiştir. Bu incelememizden çıkarttığımız en önemli netice ise Yenisey Yazıtları olarak anılan yazıtlardan en azından bazılarının Orhun’dakilerden daha eski olduğu anlaşılmıştır. Bilge Kağan 735, Kül Tegin 732, Bilge Tonyukuk 732-734 arası) ve bununla alakalı olarak Yenisey Yazıtları’ndan bundan önceki zamanlarda Türk kavimlerinin hepsinin runik har�i yazıyı tanıdıkları neticesine de varabiliriz.

8. Sözlük

Altun kır Altın Kır (ölüler diyarı) (AG II 8) Altun sun (yer adı) Altın Songa a.-ta (AG I 7) Bars kişi adı (AG I 4), (AG I 5) h--un (AG I 7) Bulsar kavim adı (AG II 3), (AG II 4), (AG II 8) Eren uluğ kişi adı (AG II 3) Erklig tanrı adı (AG I 8) Inençu alp kişi adı (AG II 2) Tüpüt yer adı (Tibet)(AG 11 7) Umay tanrıça adı (AG I 6) (açintu) mükâfatlandırmak (AG II 2) {Èr) adam erkek (AG II 3) Açun acun, evren a.-a (AG I 7) Adırıl- ayırmak a.-h (AG I 8) Adırıl= ayrılmak a.-dı(m) (AG I 2) a.-im (AG I 5) a.-ma (AG I 6) a.-u (AG I 7), (AG 11 5) al- almak, zapt etmek, fethetmek a.->madmg (AG I 6) a.-madmg (AG I 6) a--ttki (AG I 6) Alp cesur yiğit (AG I 5), (AG I 6),

26

Page 11: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

(AG II 2) Altun altın (AG I 7), (AG II 8) Andag öyle, onda (AG II 8) Artıg= çoğaltmak, arttırmak a.s-lat (AG I 7) At ad, unvan (AG I 6), (AG I 7) a.e-im (AG II 3) a.e-rmiz (AG I 6) Ata ata, baba, dedea.-SlZ (AG 15) Ay ay (AG I 1), (AG II 1) Bar- varmak, gitmek b.e-di (AG 17) b.e-dim (AG II 5), (AG II 7) Batur- batırmak b.s-mis (AG II 3) Beg bey b.-imiz (AG I 6) Bengü ebedî (taş), anıtb.-min (AG I 9) biz biz(AG I 6) b.-ni (AG I 8) Bu bu (AG 16) Budun kabileler, halk (AG II 4) b.e-tg (AG II 3) b.e-imka (AG 11 5) Bük- doymak b.-me-<dim> (AG I 4) b.-medim (AG 11 5) Bürt kâbus, kötü ruh, cin (AG I 5) Eçi, İçi büyük erkek kardeş e.-m (AG 19) i.-ngizke (AG I 3) El halk, ülke, devlet e.-im (AG I 2) e.-imde (AG II 2) e.-imke (AG I 1) Er adam, erkek (AG I 6), (AG I 9), (AG II 7), (AG 11 8) e.-in (AG II 1) e.-tinginiz (AG I 5) e.-tingizä (AG I 5) Er- olmak, e.s-mis (AG II 8) e.-timiz (AG 18) Erdem erdem, yüksek vasıf(AG I 1), (AG I 9), (AG 1I 3), (AG II 7), (AG II 8) e.-ig (AG 11 3) e.-im (AG 11 2) e.-li(g) (AG II 4)

e.-ligime (AG I 4) Eren adamlar, erler (AG 1I 3) Erinç şüphesiz , muhakkak ki, kaçınılmaz olarak e.-im (AG II 4) Erk kuvvet, kudret (AG II 3) Esiz eyvah, ne fayda (AG II 8) Etig kişinin başardığı, becerdiği işlere.-ime (AG I 4) ezinç değerli mal e.-üme (AG I 6) Ikiz ikiz kardeş i.-ime (AG II 4) Iled-, ilet- alıp götürmek, taşımak (AG I 3) i.-di (AG I 1) i.-ti (AG II 1) İngen disi deve (AG I 3) İni küçük erkek kardeş i.-ngizke (AG I 3) i.-m (AG I 9) i.-ig (AG 15) i.-ligü (AG I 8) İsrek sarhos. (AG II 4) İt köpek (AG I 5) Kadaş, akraba k.s-rma (AG II 5) Kag kap (AG I 6) kalm kalabalık (AG I 2) Kan kağan, kral k.-ka (AG II 7) Kel- gelmek, dönmek k.-medim (AG II 7) k.-ürti (AG I 1) keyik av hayvam, geyik k.-i (AG I 7) Kır- kır k.-<ka> (AG II 8) k.-tim (AG II 8) Kırk kırk (AG II 6) kıyma - kahramanca dövüşmek k.-tm (AG I 2) Konçuy prenses « Çince kung çu) k-ıma (AG II 5) közünç kişinin sevdikleri k.-üme (AG I 6) Kuy dere kenarı, düzlük k.-da (AG II 5) Küç (AG 15) M(en) (AG I 1) Men (AG II 5), (AG 1I 8)

27

Page 12: ALTIN GÖL ANITLARI VE 9&7â-1*3)â7â12*1*7â -&00.3)& · 2017-01-19 · Talat Tekin de bu düşün-ceyi desteklemekte ve bu yazıtlardaki kullanılan dilin Orhun Yazıtları’ındakinden

Og(u)l ogul, evlat (AG I 7) o.-ımka (AG II 5) Oglan oglan (AG II 1) On on (AG I 1), (AG II 1) Ög anne ö.-üm (AG II 1) ö.-üme (AG I 1) ökünç pismanlik ö.-inge (AG I 2) öz kendi ö.-in (AG I 6) özlük has, kendine ait (AG I 6) Seçilenmü (AG I 6) Sekiz sekiz (AG II 6) Sekiz kırk otuz sekiz (AG II 6) tegipen hücum ederek, savaşarak (AG 12) Teğzin - dolanmak, gezmek t.-dim (AG II 2) Tike ber- (anıtı) dikmek t.-ti (AG I 9) Tog- doğmak t.s-dun (AG II 1) Tört dört (AG I 8), (AG II 2) tüşür> götürmek .taşımak iled t.-tingiz (Hend.) (AG I 3) Uç- uçmak, ölmek u.-a (AG 15) Ud (AG I 7) Ulga - büyümek, yetişmek u.s-tnn (AG II 1) Ulug büyük u.-a (AG II 3) Utsar (AG I 5) Uya hısım, kardeş (AG I 6) Uyar güç, kuvvet, şöhret? u.-In (AG I 9) Üç üç (AG I 6) Üçün, Üçin için (AG I 1), (AG I 9), (AG II 2), (AG II 7) ügür- memnun olmak ü.-düm<iz> (AG I 6) yağı düşman y.-ka (AG I 2) Yalabaç elçi (AG II 7) Ya~ ya~ (AG I 7) y--rma (AG II 6) Yer yer, toprak; ülke memleket y.-deki (AG I 4) Yerle= yerleşmek, yurt edinmek <y>.-ledim (AG I 1)

Yıta Ne fayda! Ne çare! (AG I 2), (AG I 6-18) Yıtu Ne fayda! Ne çare! (AG I 5) Yürü- yürümek y.-medi (AG II 4) Yük yük, ganimet anlammda y.-i (AG I 3)

9. Seçilmiş Kaynakça

1. Inscriptions de L'Ennissie" rec. et publ. par la So-ciete #nlandaise d'Archeologie, Helsingfors, 1889, 17s. 32 levha.

2. Atlas der Altertümer aus der Mongolei, St. Peters-burg 1892-1899"de yayımlanmıştır. Sahife, 333-336), Atlas LXXXI, XC, XCI levhalan.

3. Hüseyin Narruk Orkun, Eski Türk Yazıtları, Istan-bul 1936-1941, UI. Cilt, Sahife 100-111.

4. S. E. Malov, Eniseyskaya pis'mennost Tyurkov, Moskva Leningrad, 1952. sahife 52-58 (E-28, E-29.

5. Louis Bazin, "Eine inschri$ aus der Oberen Jenis-sei als Quelle zur Geschichte Zentralasiens", Materialia Turcica 2: Bochum, 1976 pp. 1-11.

6. Sergey Klyaştorny "Die Stein platte vom goldenen See" Materialia Turcica, 5: 1979 s. 1-14

7. Turkologica, K. Semidesyatiletniyu akademika AN. Kononov, Leningrad 1975, s. 261 v.d. S.G. Klyasto-ryj: Steli Zolotogo Ozera.

8. C. Brockelmann, Zu den alttürkischen inschri$en aus dem Jenissei Gebiet, UAJB 1952 s. 137-142".

9. D. D. Vasiliev, Kopus Tyurkish runicheskih Pamyatnikov Basseyna Yenniseya, Leningrad 1983. s. 25,65, 102-103.

10. s. 69 %.

11. Erdem 9, Ankara 1987, s. 354.

12. S. E. Malov, Enisejskaja pis'mennost' tjurkov, Moskva-leningrad, 1952, S. G. Kljastornyj, Drevnet-jurkskie runiçeskie parnjatniki kak istoçnik po istorii srednej azii, Moskova, 1964.

13. O. F. Sertkaya, “Göktürk Tarihinin Meseleleri: Bilge Tonyukuk'un Abidelerinin Tarihlendirilmesi Üzerine,” Türk Dili ve Edebiyati Dergisi, XXIV-XXV, 1986, s. 347-362.

14. Talat Tekin, “&e First Altinköl Inscription” Tur-kic Languages, ed. By L. Jaohanson, Volume I, num-ber2, 1997, pp. 210-226.

15. Talat Tekin, “&e Second Altinköl Inscription”, Türk Dilleri Araştırmaları, 8: 1998 pp. 5-14.

28