solunum sisteminde anamnez alma ve semptomları saptama · gÖĞÜs hastaliklarinda anamnez ve...

Post on 01-Oct-2020

29 Views

Category:

Documents

1 Downloads

Preview:

Click to see full reader

TRANSCRIPT

Solunum sisteminde Anamnez alma ve

semptomları saptamaProf Dr Ayşegül Kaptanoğlu

Beykent Üniversitesi

GÖĞÜS HASTALIKLARINDA ANAMNEZ VE FİZİK MUAYENE

• Anamnez (Öykü alma)

• Göğüs Hastalıklarında anamnez diğer

sistemlerde olduğu gibi kimlik bilgileri (ad,

soyad, doğum tarihi, doğum yeri, cinsiyet,

medeni durum, meslek) ile başlar.

• 1- KİMLİK BİLGİLERİ :

• Adı soyadı: Yaş:

• Cinsiyet: Doğum yeri/

• Yaşadığı yer:

• Medeni hali (Bekar/evli/dul): Meslek:

• Adres:

• Öykünün kimden alındığı: kendisi, anne-baba, kardeş, komşu, polis vb.

Daha sonra

• Başlıca yakınması/yakınmaları, bunların ne zamandan beri olduğu, bu yakınmaların nasıl geliştiği sorulur.

• Hastalar yakınması sorulduğunda sıklıkla bir tanı söylemek gereğini duyarlar, oysa hekimin hedefi hastanın semptomlarını öğrenmektir.

• “Sizi buraya getiren en önemli rahatsızlık nedir?” sorusuyla bu amaca ulaşılabilir.

• Başvuru semptomlarının zaman içindeki gelişimi, nelerle tetiklenip nelerle rahatladığı sorulur.

• Daha önceki rahatsızlıkları sorularak devam edilir.

Hastanın hastalığı hakkında ne düşündüğünü sorma

• “ Hastalığınızla ilgili ne düşünüyorsunuz ?” “Bu hastalıkla ilgili ne biliyorsunuz?” gibi sorular yöneltin.

• Hastanın hastalığı hakkındaki ön bilgilerinin değerlendirilmesi yanlış bilginin zamanında düzeltmesini sağlar.

• Daha sonra yapılacak işlemler ve tedavi zarar görmez.

• Bu arada hasta, hastalığı hakkında ne düşündüğünü ve duygularını açığa vuracaktır.

• Hastanın duygu ve tepkilerine yanıt verme Hastanın verdiği tepkiler karşısında sakin, kararlı, sağduyulu ve tarafsız olmaya çalışın.

• Hastanın tüm duygularını kabul edin. Bunun için hasta duygularını gösterir göstermez basit kelimeler ile duygu yansıtması yapın.

• Bunu yaparken yargılayıcı olmayın. Örneğin“Bunun sizin için üzücü olduğunu görebiliyorum” diyebilirsiniz.

Solunum sisteminin başlıca semptomları

Öksürük

Balgam çıkarma

Hemoptizi

Göğüs ağrısı ve

Dispnedir.

Hasta değerlendirilirken;

Hastalık öyküsü, hastanın öz ve soy geçmişi

ve sistemlerin sorgulanması ile ilgili bilgiler

incelenir. Sonra, bu bilgiler, fizik muayene ile

birleştirilir.

Göğüs Hastalıklarında böyle bir yaklaşım

%60-70 tanı koydurucudur.

Anamnez ya da öykü alma, en

önemli tanı yöntemlerinden biridir.

Hasta muayenesinin ilk basamağını

oluşturur.

Doğru bir tanıya varabilmek için

mutlaka iyi bir anamnez almak

gerekir.

Solunum hastalığı olan ya da

kuşkulanılan bir kişide anamnez alınırken

öksürük, balgam çıkarma, hemoptizi,

nefes darlığı, wheezing(hırıltılı

solunum), siyanoz (morarma) ve göğüs

ağrısı’ ndan oluşan temel semptomları

mutlaka sormak ve kaydetmek gerekir.

İlk semptomun ne zaman ortaya çıktığı

belirlenince hastalığın da süresi belirlenmiş

olur.

Semptomların hastalık süresince azalıp

artma, kaybolma, tekrar oluşma gibi

özellikleri ve birbirleri ile olan ilişkileri

araştırılmalıdır.

Akciğer ve Sindirim Sistemi Hastalıkları arasında semptom farkı

Dispne : NEFES DARLIĞI

Dispne klinik görünümüne göre ani gelişen dispne (Akut Dispne) ve yavaş gelişen dispne (Kronik Dispne) olmak üzere iki grupta toplanabilir.

Akut Dispne Nedenleri

-Pulmoner ödem

-Pulmoner emboli

-Pnömotoraks

-Astma

-Göğüs travması (kosta kırığı, pnömotoraks)

-Anksiyete/Hiperventilasyon

- Hava yolu obstrüksiyonu

Kronik Dispne Nedenleri

A.Kardiyovasküler Nedenler

-Kardiyomiyopatiler(dilate, hipertrofik, infiltratif)

-İskemik kalp hastalıkları

-Valvüler kalp hastalıkları (MD,MY)

-Perikart hastalıkları

-Konjenital kalp hastalıkları

-Pulmoner veno-okluziv hastalık

-Diyastolik disfonksiyon (iskemi, hipertrofik hastalıklar, AD vs.)

Kronik Dispne Nedenleri

A.Kardiyovasküler Nedenler

B. Pulmoner Nedenler

1.Hava yolu hastalıkları

-Üst solunum yolu obstrüksiyonu

-Kronik bronşit,Astma,Amfizem

2.Parankimal akciğer hastalıkları

-Pnömoni

-İntertisyel akciğer hastalıkları

-Neoplazmlar (pir, metastaz)

3.Pulmoner vasküler hastalıklar

-İntravasküler obstrüksiyon

-Vaskülit

-Arteriovenöz malformasyonlar

4.Plevra hastalıkları-Effüzyon-Fibrozis-Maliğniteler

5.Göğüs duvarı hastalıkları-Deformiteler-Abdominal yüklenim (obezite, gebelik, asit)

6.Solunum kası hastalıkları-Nöromüsküler hastalıklar-N.Frenikus disfonksiyonu-Solunum merkezi depresyonu

C. Diğerleri: Anemi, Obezite, Dekondisyon, Anksiyete/Hiperventilasyon (panik atak)

Nefes Darlığı Aşağıdaki Sorularla Değerlendirilmeye Çalışılır

. Nefes Darlığı sizi uykudan uyandırıyor mu ?

. Nefes Darlığı ile uyandığınızda ne yapıyorsunuz?

. Nefes Darlığı ile birlikte pembe köpüklü balgam çıkardınız mı?

Kalp Yetmezliğinde Dispne

Sol ventrikül disfonksiyonu nedeniyle sol ventrikül diyastol sonu basıncı artar, bu da sol atriyum basıncında artışa neden olur.

Bu artış pulmoner vasküler yatakta hidrostatik basıncı artırır. Sonuçta intertisyel mesafeye likid transüdasyonu olur ve akciğer kompliyansı azalır. Akciğerin ağırlığı artar.

Pulmoner vasküler yataktaki yüksek basınç, ayrıca zaman içerisinde damar duvarında kalınlaşma, perivasküler alanda hücre ve fibröz doku artışına neden olarak akciğer kompliyansının daha da azalmasına katkıda bulunur.

Solunum yollarının ödemi ve çevresindeki nonkomplian dokunun sıkıştırması ile hava yolu rezistansı da artar.

Neticede, azalan akciğer kompliyansı, artan hava yolu rezistansı solunum iş yükünü

artırarak dispneye neden olur.

Kalp Yetmezliğinde Dispne-devam

Kalp Yetmezliğinde oluşan plevral efüzyon solunum alanını mekanik olarak daraltarak dispnenin daha da şiddetlenmesine katkıda bulunur.

Biventriküler düşük debili kalp yetmezliğinde belirgin pulmoner konjesyon olmamasına rağmen solunum kaslarının hipoperfüzyonu, yorgunluğu ve metabolik asidoza bağlı olarak dispne ortaya çıkabilir.

New York Kalp Cemiyeti’nin (NYHA)

derecelendirmesine göre kalp yetmezliği 4 grupta sınıflandırılır.

Sınıf I: Günlük aktivitelerda hiçbir kısıtlama yok

Sınıf II: Ağır efor gerektiren aktivitelerde kısıtlama var. 2 kat merdiven çıkmak dispneye neden olur.

Sınıf III: Hafif eforla semptomatik olur. 1 kat merdiven çıkmak veya düz yolda 50 metre yürümek dispneye neden olur.

Sınıf IV: İstirahatte bile semptomatiktir.

Dispnenin Şiddetine Göre Derecelendirilmesi

1.Efor Dispnesi

2.Ortopne

3.Paroksismal Nokturnal Dispne (PND)

4.İstirahat Dispnesi

5.Pulmoner Alveolar Ödem

Örneğin dispne varsa ani ya da

zamanla gelişip gelişmediğini, eforla

ilişkisini, günün hangi bölümünde

arttığını veya yatar pozisyonda artıp

artmadığını öğrenmek gerekir.

Hastanın aile öyküsü veya bir başka

deyimle soy geçmişi sorgulanarak

özellikle tüberküloz ve astım gibi

patolojilerin olup olmadığı

yazılmalıdır.

Yakın temastan örneğin aile içi yaşamdan

kaynaklanan en önemli akciğer hastalığı

tüberkülozdur. O nedenle tüberkülozlu

olduğu bilinen bir kişi ile ailenin diğer

fertlerinin temas öyküsü belirlenmelidir.

Özgeçmişinde geçirdiği hastalık, kaza

ve operasyonlar varsa yazılmalı ve

mevcut hastalık ile olan ilişkisi

araştırılmalıdır.

Solunum hastalıkları açısından çok

önemli olan sigara içme alışkanlığı

sorulmalıdır.

Meslek öyküsü tıbbi sorgulamanın ayrılmaz

bir parçası olup birçok akciğer hastalığı

yönünden önemlidir.

Ülkemiz bakımından da önemli olan bu

hastalıkların başında silikozis, asbestoz ve

mesleki astım gelir. Birkaç basit soru ile

hastanın semptomları ile mesleği arasında ilişki

kurulabilir.

Örneğin mesleksel astımda başlıca yakınma

olan hışıltılı solunum (hırıltı), nefes darlığı ve

öksürüğün çalışırken olup olmadığı sorulmalıdır.

Ayrıca hafta sonları veya seyahat sırasında yani

kişi işyeri ortamından uzaklaştığında azalıp

azalmadığını ya da çalışırken toz, duman veya

kimyasal maddelerle karşılaşıp karşılaşmadığını

araştırmak gerekir.

Alınan bu anamnez paragraflara

ayrılmış şekilde, lüzumsuz ayrıntılardan

ayıklanmış, dilbilgisi kurallarına uygun,

açık, düzgün bir dil ile temiz ve okunaklı

olarak yazılır.

Tanısal girişimlerin ilk ve en önemli

adımı anamnez ve fizik muayenedir.

Solunum sistemi hastalıkları tanısında

iyi alınmış bir anamnez ve dikkatli

yapılan fizik muayenenin önemli yeri

vardır.

FİZİK MUAYENE

Toraks muayenesinde göğüs kafesinin

inspeksiyonu, palpasyonu, perküsyonu

ve oskültasyonu sırasıyla yapılmalıdır.

Fizik bulguları aynı anatomik bölge, çizgi

ve noktalardan oluşan referanslara göre

değerlendirmek ve ortak bir mesleki dil ile

ifade edebilmek için topografik anatomik

bilgiler kullanılır.

Sternal açı

subskapuler açı

Interkostal aralık

Spinous çıkıntı

xiphoid

Kostaspinal açı

Göğüs Kafesinin önemli noktaları

38epigastrik açı

İnfraklavikular çukur

Anterior orta Çizgi

Suprasternal çukur Supraklavikular çukur

Sternal Çizgi

Parasternal Çizgi

Midklavikular Çizgi

Sternal açı

Göğüsün önden çizilen hayali

çizgileri ve işaretleri

39

Göğüsün lateralden çizilen hayali

çizgileri ve işaretleri

Anterior axillary line

Midaxillary line

Posterior axillary line

40

Göğüsün Posteriorden çizilen

hayali çizgileri ve işaretleri

Skapuler Çizgi

Posterior orta çizgi

İnfraskapuler bölge

İnterskapuler bölge

Supraskapuler bölge

Skapuler bölge

41

Akciğer Loblarının Önden

Görünüşü

42

Akciğer Loblarının Arkadan

Görünüşü

43

Akciğer Loblarının Sağ Yandan

Görünüşü

44

Akciğer Loblarının Sol Yandan

Görünüşü

45

İnspeksiyon

Göğüs inspeksiyonu için hasta

elbiselerini çıkarmış ve oturur

pozisyonda olmalıdır.

Muayene odası ılık olmalıdır.

Hekim ayakta durarak muayene

etmelidir.

46

İnspeksiyon

Göğüsün inspeksiyonunda;

Göğüs duvarı deri ve yumuşak dokuları, göğüsün anatomik yapısı (simetri), solunumakatılımı (ekspansiyon) ve şekil bozuklukları (deformite) ve solunum hızı, derinliği veperiyodik solunum şekilleri değerlendirilir.

47

Palpasyon

Palpasyon, göğüs duvarı altındaki akciğer yapılarının ve fonksiyonlarının göğüsduvarına elle dokunarak ya da palpe ederek değerlen-dirme sanatıdır.

48

Palpasyon

1. Trakea palpasyonu ve üst mediyastenindeğerlendirilmesi2. Deri ve derialtı dokuların muayenesi3. Hemitoraksların solunuma katılımının (ekspansiyon) değerlendirilmesi4. Göğüs duvarı titreşim muayenesi (vibrasyon torasik, taktil fremitus)

49

Palpasyon

Hemitoraksların solunuma

katılımının (ekspansiyon)

değerlendirilmesi

Göğüs duvarı titreşim

muayenesi (vibrasyon torasik,

taktil fremitus)

50

Palpasyon

Torasik ekspansiyon

51

Palpasyon

Torasik ekspansiyon:

Pnömotoraks, ya da plevra sıvısı varlığında o

taraf yarı göğüste genişleme ve solunuma yavaş

katılma saptanır. Bu iki patolojide de

mediyasten karşı göğüs yarısına itilir.

52

Palpasyon

Vokal fremitus:

Konuşan bir kişinin göğüs duvarı dinlendiğinde

işitilen, vokal kordlardan yayılan titreşimlere

vokal fremitus denir. Bu titreşimler

trakeobronşiyal ağaçtan aşağıya doğru

yayılarak alveolleri ve akciğer parankimini

geçerek göğüs duvarından işitilir.

53

Palpasyon

Taktil fremitus (vibrasyon torasik) ise bu

çıkan titreşimlerinin göğüs duvarından palpasyonla

hissedilerek değerlendirilmesi muayenesidir.

Toraks titreşim muayenesi için göğüs duvarı simetrik

olarak palpe edilirken hastadan “on-onbir” veya

“araba-araba” gibi net titreşim yaptıran

kelimelerden birini tekrarlaması istenir.

Muayene yapan hekim parmakların palmar

yüzlerini ya da ellerinin ulnar yüzeylerini

kullanarak karşılaştırmalı şekilde muayene yapar.

54

Vibrasyon torasik:Ellerin ulnar yüzeyleri ile

Vibrasyon torasik:Parmakların palmar yüzleri ile

Torasik ekspansiyon

55

Palpasyon

Plevral sürtünme fremitus’u

Plöreziye bağlı plevrada sellüloz/fibrinöz

eksudasyon oluştuğunda,

Tüberküloz plörezi, üremi, pulmoner

embolizm durumlarında,

57

1. Metod

Dolaylı-İndirekt

• Perküte edilen – altta kalan: Sol orta parmağın distal

inter-phalangeal eklemi

• Perküsyon yapan – çekiç konumunda olan: sağ orta

parmaktır ve hafif vuruş tarzı ile bu eylemi yapar.

• Her bir muayene alanına ya da interkostal aralığa 2-

3 kez vurulur ve duyulan sesler simetrik, karşı

göğüs alanındaki aynı alandaki perküsyon sesleri

ile karşılaştırılır.

58

1. Metod

Dolaysız-Direkt

Tavsiye edilen

Yukarıdan aşağı, önden arkaya, el parmaklarının pulpası ile vurularak yapılır.

Özellikle üst lob patolojilerini değerlendirmekiçin klaviküla ortasına sağ elin orta ya da işaretparmağı ile vurularak yapılır.

59

2. Etkileyen faktörler

Toraks duvarının kalınlığı

Kostal kartilajların kalsifikasyonu

Hidrotoraks

Gazlı alveol

Alveoler tansiyon

Alveoler elastisite

Oskültasyon

61

Oskültasyonda stetoskop, göğüs duvarına

sıkıca bastırılmalıdır. Stetoskopun göğüs duvarında gevşek tutulması, kayması,

deriye sürtünmesi bir takım ek seslerin doğmasına neden olarak yanlış bulgulara sürükleyebilir.

62

Oskültasyonda, hasta açık ağızla boğazdan ve biraz derince nefes alıp vermeli ve bu sırada baş, omuz ve kollar hareket etmemelidir. Ağzın açık olması ile solunum sırasında burun ve farenksten çıkacak sesler bertaraf edilmiş olur. Derin solunum, solunum seslerinin daha iyi duyulmasına olanak sağlar.

63

Oskültasyon, sakin bir ortamda, hasta

oturur ve bütün vücudunu gevşek salıvermiş durumda tutarken uygulanmalıdır.

Oskültasyonda, göğüs duvarının simetrik

bölgeleri arka arkaya dinlenmelidir.

64

Oskültasyon düzeni

65

Oskültasyonda duyulan sesler

1. Normal solunum sesleri

2. Anormal solunum sesleri

3. Ek sesler

4. Ses titreşimi/Konuşma sesleri

5. Plevral sürtünme sesi

70

Raller

Mekanizma

İnspirasyon esnasında, hava akımı ince sekresyonlar

arasından gaz kabarcıkları şeklinde geçerken yada

sekresyon tarafından adezyona uğramış ve kollabe

olmuş bronşiolun birden açılmasıyla oluşurlar.

71

Rallerin sınıflaması (1)

• Sesin şiddetine göre

1. Kaba raller

2. İnce raller

72

Rallerin sınıflaması (2)

• Hava yolunun çapına göre raller oluşabilir

1. Kaba: trakea, ana bronş yada kavitede

duyulur

• Bronşiektazi, akciğer ödemi, TB, akciğer

absesi, koma (hırıltılı balgam,)

2. Orta: bronşlarda

• Bronşitis, bronkopnömoni

73

Plevral sürtünme sesi

1. Plörezide selülöz/fibrinöz bir eksudasyon (pürüzlü plevra)2. Oskültasyon alanı

• inferolateral toraks duvarı (akciğerin maksimal kayma hareketi yaptığı alan)

3. Soluk tutulduğunda sürtünme sesi kaybolur4. Solunum ve kalp atışında sürtünme sesi duyulur :

mediastinal plörezi5. Nedenleri

• Tüberküloz plörezi• Pulmo. embolizm• Üremi• Plevral mezotelyoma

DİNLEME ve Okuma Parçaları: Akciğer sesleri

• https://www.youtube.com/watch?v=TaLbvs2M_o8

• https://www.youtube.com/watch?v=zj3CeFx9jAo

• https://www.youtube.com/watch?v=NNCTW3yAGYw

• https://www.youtube.com/watch?v=XCM3JQ-iNLs

• https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/763749

• YUKARIDAKİ VİDEOLAR konuyu daha iyi anlamanıza yardım edecektir. Dinlemenizi tavsiye ederim. Okuyup bir sonraki dersimizde soru sorunuz.

75

SOLUNUM SİSTEMİ

SEMPTOMLARI

76

NEFES DARLIĞI

77

Nefes darlığı (dispne), hasta tarafından algılanan

subjektif bir semptomdur.

Kişinin solunumunu yetersiz bulması durumudur.

Hastalar tarafından soluk alıp vermede zorluk,

nefessiz kalmak, göğüste sıkışma hissi gibi

ifadelerle belirlenir.

NEFES DARLIĞI

78

Nefes darlığının en önemli nedeni kronik

obstrüktif akciğer hastalığı, konjestif kalp

yetmezliği ve psikolojik hiperventilasyondur.

NEFES DARLIĞI

79

Ayrıca nefes darlığının pozisyonla olan ilişkisi

bazı hastalıklara özgün ipuçları verebilir.

Nefes darlığı yatınca ortaya çıkıyor,

oturunca azalıyorsa buna ortopne denir ve

tipik olarak konjestif kalp yetmezliği, ağır

KOAH ve diafragma kas zayıflığında görülür.

NEFES DARLIĞI

80

Gece sabaha karşı nefes darlığı astımda

görülür. Bu hastalarda öksürük ve

“wheezing”, dispneyle birliktedir.

Bronkodilatör tedavi ile nefes darlığının

düzelmesi, bronkodilatör öncesi ve

sonrası reverzibilitenin pozitif bulunması

hastalığın karakteristik özelliğidir.

NEFES DARLIĞI

81

Ayakta dururken nefes darlığı oluyor,

yatınca geçiyorsa buna platipne denir ve pulmoner arteriovenöz malformasyonlar,

ağır karaciğer hastalıkları veya abdominal

kas zayıflığında görülür.

NEFES DARLIĞI

82

Kronik nefes darlığı astım, kronik obstrüktif

akciğer hastalığı, interstisyel akciğer hastalığı,

plevra fibrozisi, plevral effüzyon, göğüs

deformiteleri, nöromüsküler hastalıklar, pulmoner

hipertansiyon, endobronşial lezyonlar gibi

pulmoner nedenlerle ortaya çıkabileceği gibi

dolaşım yetmezliği, anemi, obesite gibi

ekstrapulmoner nedenlerle de olabilir.

NEFES DARLIĞI

83

Ağır dispnesi olan hastadan öykü almak

zordur. Hasta yakınları ile konuşularak

hastalığı hakkında alınan ayrıntılı bilgiler,

fizik muayene bulguları ve laboratuar

incelemeleri ile genellikle tanıya gidilir.

NEFES DARLIĞI

84

ÖKSÜRÜK

85

Öksürük aspirasyona karşı akciğerleri

koruyan ve aşırı miktarda yapılan

sekresyonun atılmasını sağlayan bir

reflekstir.

Solunum sisteminin bir savunma

mekanizması olan öksürük sağlıklı

kişilerde nadiren görülür.

ÖKSÜRÜK

86

İnhalasyon ile alınan partiküller, aşırı müküs

sekresyonu, inflamatuar eksuda, yabancı

cisim, endobronşial lezyon ve bronş basıları

öksürük doğuran nedenlerdir.

Hemen her türlü akciğer ve kalp

hastalıklarında öksürük görülebilir.

ÖKSÜRÜK

87

Ayrıca rinit, özefageal reflu, orta kulak

patolojileri, diafragma, plevra ve perikard

irritasyonu da öksürüğe neden olur.

ÖKSÜRÜK

88

Öksürük yakınması ile gelen bir hastada

öncelikle sorulması gereken iki soru öksürüğün

süresi ve birlikte balgam olup olmadığıdır.

Böylece öksürüğün akut ya da kronik olduğuna

ve kuru ya da prodüktif olduğuna karar verilir.

ÖKSÜRÜK

89

Süresi dört haftadan daha kısa ise buna akut

öksürük denir. Genellikle viral üst solunum yolu

enfeksiyonlarında ve pnömoni, abse gibi alt

solunum yolu enfeksiyonlarında görülür.

ÖKSÜRÜK

90

Daha az oranda akut öksürük nöbetleri

çevresel ve mesleki irritanlarla, sigara

dumanı ve çeşitli allerjenlerle karşılaşma

sonucu ortaya çıkabilir.

Aspirasyon ve yabancı cisimler de akut

öksürük nöbetine neden olabilir.

ÖKSÜRÜK

91

Öksürüğün süresi 4-6 haftadan daha uzun

ise buna kronik öksürük denir. Kronik

öksürük nedenleri arasında sigaraya

bağlı öksürük, postnazal akıntı ve kronik

bronşit başta gelir. İnterstisyel akciğer

hastalıkları, astım, tüberküloz, bronşektazi

ve bronş kanseri de kronik öksürüğe

neden olur.

ÖKSÜRÜK

92

Kuru (non prodüktif) öksürük, balgamın eşlik

etmediği öksürük tipidir. Klinik pratikte sık

görülen ve etiyolojinin aydınlatılmasında ciddi

sorunlar yaşanan öksürük tipi kronik kuru

öksürüklerdir.

ÖKSÜRÜK

93

Öksürükle birlikte balgam varsa yaş

(prodüktif) öksürük denir. Akciğerlerin ve hava

yollarının akut ya da kronik inflamasyonunu

gösteren önemli semptomlardan biridir.

ÖKSÜRÜK

94

Öksürüğün zamanla ve pozisyonla olan ilişkisi

de önemlidir. Özellikle gece öksürüğünde

astım veya sol kalp yetmezliği düşünülmelidir.

Akciğer ödeminde akciğerlerde konjesyonun

artması nedeniyle öksürük yattıktan bir kaç

saat sonra ortaya çıkarken, astımda özellikle

gece sabaha karşı olur.

ÖKSÜRÜK

95

Öksürük komplikasyonları halsizlik,

bulantı, kusma, öğürme, baş ağrısı,

senkop ve inkontinanstır.

Şiddetli öksürük nöbetlerinde herniler,

kot kırıkları, pnömoperitoneum ve

pnömomediastinum görülebilir.

ÖKSÜRÜK

96

BALGAM

Dinleme Parçası;

https://www.youtube.com/

watch?v=46lZb3KQe2g

97

Solunum yolları mukus glandlarında yapılan ve

mukosiliyer savunma mekanizmasında önemli

roller üstlenen, ekspektorasyonla atılan

sekresyona balgam denir.

Sağlıklı kişilerde oluşan balgam az miktarda

olup genellikle farkında olmadan yutulduğu için

bir semptom olarak karşımıza çıkmaz.

BALGAM

98

Pas rengi pürülan balgam pnömokok pnömonisinde,

Kötü kokulu balgam anaerobik enfeksiyonlarda,

Balık (ançuez )ezmesi gibi balgam amip absesinde,

Yeşil-sarı safra içeren balgam bronkobilier fistülde,

Soğan zarına benzer membran içeren kaya suyu gibi bol

miktarda berrak balgam kist hidatik perforasyonunda, bol

miktarda su gibi balgam (bronkore) bronkoalveoler hücreli

kanserde,

Pembe köpüklü balgam sol kalp yetmezliğinde görülür.

BALGAM

99

HEMOPTİZİ

Dinleme Parçası;

https://www.youtube.com/wat

ch?v=pV8AzUf8KVQ

100

Hemoptizi alt solunum yollarından

kaynaklanan, genellikle öksürük ve balgam

ile birlikte olan kanamadır.

Çok az miktarda, balgama bulaşık çizgi

şeklinde olabileceği gibi, yaşamı tehdit eden

massif kanamalar da olabilir.

HEMOPTİZİ

101

Hemoptizinin en sık nedenleri: tüberküloz,

bronşektazi, akciğer absesi, kronik bronşit,

pnömoni, akciğer kanseri ve pulmoner

tromboembolidir.

Ancak sol kalp yetmezliği, mitral darlığı ve

pıhtılaşma bozuklukları gibi ekstrapulmoner

nedenlerle de hemoptizi olabilir.

HEMOPTİZİ

102

Massif hemoptizi 24 saatte 200 ml den fazla

olan kanamalara denir. Ancak kanama

miktarından çok asfiksiye neden olması ve

sistemik kan kaybı bulguları vermesi önemlidir.

HEMOPTİZİ

103

GÖĞÜS AĞRISI

104

GÖĞÜS AĞRISI

Göğüs ağrısı göğüs duvarı, paryetal plevra,

perikard, myokard, mediastinal yapılar ve

abdominal organlardan kaynaklanır.

Visseral plevra ve akciğer parankiminde

duyu sinirleri yoktur, dolayısıyla pnömoni,

akciğer kanseri gibi parankimal hastalıklar

ancak paryetal plevrayı tutarlarsa ağrıya

neden olurlar.

105

GÖĞÜS AĞRISI

Plöritik göğüs ağrısı:

Derin inspirasyon ve öksürükle artan, bıçak

saplanır nitelikteki ağrı plevra kaynaklıdır,

ancak göğüs duvarı ve perikard ağrıları da

derin inspirasyonla artabilir.

En sık neden plörezi, pnömoni, emboli,

pnömotoraks ve perikardittir.

106

GÖĞÜS AĞRISI

Retrosternal ağrı:

Myokard, perikard, aort, özefagus ve

trakea hastalıkları retrosternal ağrıya

neden olur.

107

GÖĞÜS AĞRISI

Kas-iskelet ağrıları:

En sık nedeni göğüs travmalarıdır. Kesici ve künt

travmaların yanısıra şiddetli öksürük, kusma, ağır

kaldırma ve ani dönme hareketleri de kot kırıklarına,

kostokondral sublüksasyonlara neden olabilir.

Ağrının yeri hasta tarafından kolayca lokalize edilir,

genellikle derin inspiryumla ve palpasyonla ağrının

şiddeti artar.

108

GÖĞÜS AĞRISI

Diğer nedenler:

Gastrit, kolesistit, pankreatit ve

subdiafragmatik abseler de göğüs ağrısı

yapabilir.

Mitral kapak prolapsusunda, sarkoidoziste

gelip geçici, hastanın tam tanımlayamadığı

atipik göğüs ağrıları olabilir.

109

GÖĞÜS AĞRISI

Akut başlayan göğüs ağrısı myokard infarktüsü,

pulmoner emboli, pnömotoraks, perikardit, aort

disseksiyonu gibi çok ciddi hastalıkların belirtisi

olabileceğinden hastanın kısa sürede

değerlendirilmesi gerekir.

Visseral organ ağrıları aynı dermatomdaki cilt

bölgesinde hissedilir; buna yansıyan ağrılar denir.

110

GÖĞÜS AĞRISI

Paryetal plevranın kostalarla komşu olan

kısımlarının inervasyonu üzerindeki cildin

inervasyonu ile aynıdır, dolayısıyla bu bölgedeki

plevra ağrısı aynı bölgede ciltte hissedilirken;

diafragmatik plevranın inervasyonu frenik sinir

aracılığı ile olur ve spinal korda C3-C5 düzeyinde

ulaşır, dolayısıyla diafragmatik plevra ağrıları

aynı dermatomu paylaşan boyun ve omuzda

hissedilir.

111

SİYANOZ

112

SİYANOZ

Redükte hemoglobinin (oksijensiz

hemoglobin) 5 gr/dl nin üzerine çıkması

sonucu deri ve mukozalarda oluşan

morumsu renk değişikliğine siyanoz

denir.

113

SİYANOZ

Hemoglobin düzeyi normal sınırlarda olan bir

kişide, kapiller kanda okjisensiz hemoglobinin

5 gr/dl nin üzerine çıkabilmesi, yani siyanozun

oluşması için arteriyel oksijen saturasyonunun

(SaO2) %80 nin, PaO2 nin de 45 mmHg nın

altına düşmesi gerekir.

Ciddi anemisi olan hastada belirgin hipoksemiye

rağmen siyanoz görülmeyebilir.

Bazı solunum Hastalıklarında ana semptomlar ve bulgular

35 yaşında bir erkek hasta, üşüme, titreme, yüksekateş ve göğsünün sağ yan tarafında nefes almaklaartan batıcı tarzda ağrı şikayetleri ile başvuruyor. Fizikmuayenede solunum sayısının 30/dk, tansiyonarteriyel 90/60 mmHg ve ateş 40.0C olarak saptanıyor.

Akciğerin muayene bulguları ve P-A akciğer radyografisi ile buhastada pnömoni düşünüldü.

116

Semptomlar

• Üşüme, titreme

• 40ºC olarak saptanan ateş

• Göğüs ağrısı

• Takipne

• Öksürük

• Paslı balgam

117

Belirtiler ve bulgular (1)

• Genel belirtiler

• Yüzde akut bir kızarma

• Burun deliklerinde genişleme (dispne)

• Siyanoz

• Taşikardi

• Dudaklarda Herpes

118

Belirtiler ve bulgular (2)

• Konjesyon dönemi

• Etkilenmiş alanda solunum hareketlerinde kısıtlanma

• Artmış vokal fremitus

• Matite

• Krepitan ral

119

Belirtiler ve bulgular (3)

• Konsolidasyon dönemi

• Vokal fremitus’ da belirgin artma (rezonans)

• Matite veya submatite

Anormal bronşial solunum sesleri (tübüler solunum sesi)

• Plevral sürtünme sesi

• Konuşma seslerinde artma

• Rezolüsyon

• İnce raller

Amfizem / Kronik Bronşitis

122

Semptomlar

• Kronik produktif öksürük

• Beyaz müköz balgam yada or pürülan balgam(infeksiyon)

• Genellikle kış aylarında alevlenme

• Sabah öksürüğü

• Egsersiz dispnesi

• Nefes yetersizliği hissi (dispne)

• Göğüste baskı

123

Belirtiler ve bulgular

Fıçı göğüs

Solunum Hareketi

Vokal fremitus

Hiper rezonans

Akciğerlerin alt sınırı aşağıya doğru inmiş ve düzleşmiştir

Kardiyak matite alanı

Vesiküler solunum sesi azalmıştır

Ekspirasyon uzamıştır

Raller ve/veya ronküsler (akut olgu)

Hidrotoraks(plevral effüzyon)

125

Semptomlar

• Kuru öksürük

• Göğüs ağrısı• Plevral effüzyonun giderek artması ile kaybolur

• Sıvının azalması ile birlikte tekrara ortaya çıkar

• Sıvılı tarafa yatma ihtiyacı

• Dispne, ortopne, çarpıntı

• Altta yatan hastalığın semptomları

300ml: belirgin olmayan semptomlar

>500ml: nefes alamama hissi, göğüste baskı

126

Belirtiler ve bulgular (Orta dereceden massif effüzyona gidiş)

• Takipne

• Etkilenmiş hemitoraksda solunum hareketinde sınırlanma

• Etkilenmiş hemitoraksın interkostal mesafelerinde genişleme

• Karşı tarafa doğru trakeal yer değiştirme

• Vokal fremitus’ da azalma

• Matite yada submatite

• Veziküler solunum sesinde azalma yada kaybolma

• Plevral sürtünme sesi

• Sıvının üst alanında anormal bronşial solunum sesi

Pnömotoraks

128

Semptomlar

• Ani göğüs ağrısı

• Dispne

• Zorunlu oturma pozisyonu

• Etkilenmemiş yana yatma

• Kuru öksürük

Tansiyon pnömotoraks• Progressif dispne• Aşırı terleme• Taşikardi• Gerginlik, ajitasyon• Siyanoz• Solunum yetmezliği

129

Belirtiler ve bulgular

• Etkilenmiş hemitoraksın interkostalmesafelerinde genişleme

• Etkilenmiş hemitoraksda solunum hareketinde sınırlanma

• Vokal fremitus’ da azalma yada kaybolma

• Trakea ve kalpte karşı tarafa kayma

• Timpanizm

• Veziküler solunum sesinde azalma yada kaybolma

Plevranın Hastalıklı Görünümü

top related