ankara Ünİversİtesİ eĞİtİm bİlİmlerİ...
TRANSCRIPT
1
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
EĞİTİM YÖNETİMİ VE POLİTİKASI ANABİLİM DALI
EĞİTİM YÖNETİMİ VE TEFTİŞİ PROGRAMI
ANKARA İLİ KAMU ORTAOKULLARINDA GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLERİN
SOSYAL KAYTARMA DAVRANIŞLARI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Duygu BAYRAM CANDAN
Ankara, Temmuz, 2017
2
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
EĞİTİM YÖNETİMİ VE POLİTİKASI ANABİLİM DALI
EĞİTİM YÖNETİMİ VE TEFTİŞİ PROGRAMI
ANKARA İLİ KAMU ORTAOKULLARINDA GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLERİN
SOSYAL KAYTARMA DAVRANIŞLARI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Duygu BAYRAM CANDAN
Danışman: Prof. Dr. İnayet AYDIN
Ankara, Temmuz, 2017
iv
ÖZET
ANKARA İLİ KAMU ORTAOKULLARINDA GÖREV YAPAN
ÖĞRETMENLERİN SOSYAL KAYTARMA DAVRANIŞLARI
Candan, Bayram Duygu
Yüksek Lisans, Eğitim Yönetimi ve Politikası Anabilim Dalı
Tez Danışmanı: Prof. Dr. İnayet AYDIN
Haziran 2017, xv + 91 Sayfa
Bu araştırmada, Ankara ili merkez ilçelerindeki kamu ortaokullarında görev
yapan branş öğretmenlerinin görüşlerine göre, öğretmenlerin sergiledikleri sosyal
kaytarma davranışları, bu davranışların nedenleri, sonuçları ve önlenmesi için
yapılabileceklerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma betimsel tarama modelindedir
ve araştırmada nicel araştırma tekniklerinden yararlanılmıştır.
Araştırmanın hedef evreni, 2015-2016 eğitim öğretim yılında Ankara ili sınırları
içerisindeki dokuz merkez ilçedeki kamu ortaokullarında görev yapan 14868 branş
öğretmeninden oluşmaktadır. Hedef evrenden tabakalı örnekleme tekniği ile tesadüfi
olarak örneklem alınmış ve 381 öğretmene ulaşılmıştır.
Araştırmanın verileri, araştırmacı tarafından geliştirilen "Öğretmenlerin Ortak
Çalışma Davranışlarını Değerlendirme Anketi” ile toplanmıştır. Veriler SPSS programı
kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde aritmetik ortalama, yüzde, frekans ve
standart sapma gibi betimsel istatistiklerden yararlanılmıştır. Katılımcıların cinsiyet
değişkenine göre görüşlerinin karşılaştırılmasında t-testi; yaş, öğrenim durumu ve branş
değişkenlerine göre görüşlerinin karşılaştırılmasında tek yönlü varyans analizi ve
Kruskall Wallis H testi kullanılmıştır. Öğretmen görüşleri arasında kıdem değişkenine
göre anlamlı fark olup olmadığının belirlenmesinde tek yönlü varyans analizi
kullanılmıştır. Anlamlılık testlerinde α=.05 anlamlılık düzeyi temel alınmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre öğretmenler okulda yapılan grup çalışmalarında
sosyal kaytarma davranışlarını çok az düzeyde sergilemektedirler. En fazla gözlemlenen
sosyal kaytarma davranışı grup çalışması esnasında cep telefonuyla meşgul olmadır.
Öğretmenler tarafından en az sergilendiği düşünülen sosyal kaytarma davranışı ise
gruptaki diğer kişileri oyalayarak çalışmalarına engel olma davranışıdır. Öğretmenlerin
sosyal kaytarma davranışlarına ilişkin görüşleri cinsiyet, yaş, kıdem ve branş
v
değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Eğitim düzeyi yükseldikçe
algılanan sosyal kaytarma düzeyi de artmaktadır.
Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının önemli iki sonucu, çoğu işin belli
öğretmenler tarafından yapılmasının beklenmesi ile gruptaki diğer öğretmenlerin daha
fazla çalışarak durumu telafi etmek zorunda kalmasıdır. Sosyal kaytarmanın sonuçlarına
ilişkin görüşler cinsiyet, mesleki kıdem, yaş ve branş değişkenlerine göre anlamlı bir
farklılık göstermemektedir. Öğretmenlerin öğrenim düzeyi yükseldikçe sosyal kaytarma
davranışlarının olumsuz sonuçlar doğuracağına ilişkin inanç da artmaktadır.
Öğretmenler sosyal kaytarma davranışlarının en çok verilen görevlerden
kaynaklandığını, ders dışı işlere enerjilerinin kalmadığını düşünmektedirler. Sosyal
kaytarmayı önlemek için gruplar öğretmenlerin ilgi ve yetenekleri dikkate alınarak
oluşturulmalıdır. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak okullarda sosyal kaytarmanın
engellenmesi ile ilgili olarak yöneticilere ve ileride yapılacak araştırmalara yönelik
öneriler geliştirilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Sosyal kaytarma, okullarda grup çalışmaları, grup davranışı.
vi
ABSTRACT
TEACHERS’ SOCIAL LOAFING BEHAVIOUR
Candan, Bayram Duygu
Master Degree, Educational Administration and Policy
Supervisor: Prof. Dr. İnayet AYDIN
June 2017, xv + 91 Pages
In this study, it was aimed to determine teachers’ ,who study on public
secondary schools, social loafing behaviour and reasons, results, precaution of social
loafing.
The study is as a decriptive survey model and designed with research design
including quantitative method. In the phase of the study, population consisted of 14868
secondary school teachers working in nine central districts of Ankara. Stratified
sampling technique was used for statistical data collection and data were collected from
381 teachers.
Data of the study were collected from secondary school teachers with "The
Questionnaire of Teachers' Collaborative Work Behaviours" which developed by the
researcher. The data were analyzed by SPSS program. In data analysis descriptive
statistical techniques such as percentage, frequency, arithmetical mean and standard
deviation were used. T-test was used while comparing the opinions of teachers'
according to the gender; One-way ANOVA and Kruskal Wallis H were used while
comparing the teachers' opinions according to the age, educational status and subject.
One-way ANOVA was used to determine whether teachers’ opinions differ according to
seniority. As a cut of significance level, .05 was used.
According to the results of the research, the teachers exhibited very low level of
social loafing behaviour in group work at school. The most observed behaviour of
social loafing was dealing with mobile phone during group work. Social loafing
behaviours, which were thought to be least exhibited by teachers, are behaviours that
prevent others from working in groups. There was no signifficant difference in teachers’
opinion about social loafing behaviours according to gender, age, seniority and subject.
As the level of education increases, the perceived level of social loafing also increases.
Two important results of teachers' social loafing behaviour were that most of the
other teachers in the group have to work harder to compensate the social loafing of
vii
others and expectation of most jobs to be done by same teachers. There was no
significant difference in teachers’ opinion about results of social loafing behaviours
according to gender, age, seniority and subject. As the level of education increases,
teachers belief abaout social loafings negative results increases.
Teachers argued that social loafing behaviours are most often attributed to given
tasks. So they didn't have energy for an extra job apart from lessons. In order to prevent
social loafing, groups should be formed taking into account the interests and abilities of
teachers. Based on the results of the research, proposals have been developed for
managers and researchers about the prevention of social loafing in schools.
Keywords: Social loafing, group work at school, group behaviour.
viii
ÖNSÖZ
Bu çalışma ile sınırlandırmadan bana emeği ve katkısı geçenlere teşekkürlerimi
sunmayı bir borç bilirim. Öncelikle tez çalışmam boyunca her zaman beni destekleyen,
yorulduğumda motive eden, bilgi ve birikimiyle yolumu aydınlatan, katkılarıyla yapmış
olduğum öğretmenlik mesleğini daha da anlamlı kılan danışmanım Prof. Dr. İnayet
Aydın’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Değerli görüş ve desteklerini esirgemeyen
Prof. Dr. Ali Balcı’ya ve Prof. Dr. Yasemin Karaman Kepenekçi'ye ve değerli
fikirleriyle yol gösteren Doç. Dr. Şakir Çınkır’a içten teşekkürlerimi ve şükranlarımı
sunarım.
Veri toplama aracı geliştirme aşamasında uzman görüşüne başvurduğum ve
değerli katkıları ile destek olan Arş. Gör. Burcu Toptaş’ a ve Arş. Gör. İnci Öztürk'e
sonsuz teşekkür ederim. Tüm sorularımı içtenlikle yanıtlayan ve yardımını esirgemeyen
Arş. Gör. Özge Erdemli’ye ve gerek tez gerek ders sürecinde büyük desteğini
gördüğüm, yardımları ile daha kolay ilerlediğim Arş. Gör. Tuğba Güner Demir'e çok
teşekkür ederim. Ayrıca ölçme araçlarını yanıtlayan tüm meslektaşlarıma teşekkür
ederim.
Son olarak tüm eğitim ve çalışma hayatım boyunca üzerimde büyük emeği olan
anneme, babama ve kardeşlerime sonsuz minnetimi sunuyorum. Desteğini esirgemeyen
ve tez çalışmam boyunca her zaman yanımda olan sevgili eşim Onur Candan'a sonsuz
teşekkürlerimi sunarım. Tez sürecimde benimle birlikte yorulan, bana yoldaşlık eden,
özlemle geleceği günü beklediğimiz kızımız Umay Deniz’e de sevgilerimi sunarım. Bu
çalışma vesilesiyle üzerimde emeği olan ve adını anamadığım herkese içtenlikle
teşekkür ederim.
Ankara, 2017 Duygu BAYRAM CANDAN
ix
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ONAY ............................................................................................................................... ii
TEZ BİLDİRİMİ ............................................................................................................. iii
ÖZET ............................................................................................................................... iv
ABSTRACT .................................................................................................................... vi
ÖNSÖZ .......................................................................................................................... viii
İÇİNDEKİLER ................................................................................................................ ix
ÇİZELGELER DİZİNİ ................................................................................................... xii
BÖLÜM 1 ......................................................................................................................... 1
1. GİRİŞ ..................................................................................................................... 1
1.1. Problem .............................................................................................................. 1
1.2. Sosyal Kaytarma Kavramı ................................................................................. 2
1.2.1. Sosyal Kaytarmanın Sebepleri .................................................................. 4
1.2.2. Sosyal Kaytarmanın Öncülleri ................................................................ 10
1.3. Sosyal Kaytarmanın Çeşitli Kavramlarla İlişkisi ............................................ 16
1.3.1. Örgütsel Vatandaşlık .............................................................................. 16
1.3.2. Sanal Kaytarma ....................................................................................... 21
1.4. Sosyal Kaytarmanın Önlenmesi ...................................................................... 22
1.5. Eğitim Örgütlerinde Sosyal Kaytarma ............................................................ 24
1.6. Araştırmanın Amacı ........................................................................................ 26
1.7. Araştırmanın Önemi ........................................................................................ 26
1.8. Araştırmanın Sınırlılıkları ............................................................................... 27
1.9. Tanımlar .......................................................................................................... 28
BÖLÜM 2 ....................................................................................................................... 29
2. YÖNTEM ............................................................................................................ 29
2.1. Araştırmanın Modeli ...................................................................................... 29
2.2. Evren ve Örneklem ......................................................................................... 29
2.3.Veri Toplama Araçları ..................................................................................... 32
2.3.1. Öğretmenlerin Sergiledikleri Sosyal Kaytarma Davranışları Ölçme
Aracı ................................................................................................................ 34
2.3.2. Sosyal Kaytarmanın Nedenleri Ölçme Aracı ........................................ 36
x
2.3.3. Sosyal Kaytarmanın Sonuçları Ölçme Aracı ......................................... 38
2.3.4. Sosyal Kaytarmanın Önlenmesi Ölçme Aracı ....................................... 40
2.4.Verilerin Toplanması ....................................................................................... 42
2.5.Verilerin Analizi .............................................................................................. 42
BÖLÜM 3 ........................................................................................................................ 43
3. BULGULAR VE YORUMLAR ......................................................................... 43
3.1. Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Bulgular ve
Yorumlar ................................................................................................................ 43
3.1.1. Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerin Çeşitli Değişkenlere
Göre İncelenmesi ............................................................................................. 45
3.2. Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Bulgular ve Yorumlar ................... 49
3.2.1. Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerin Çeşitli Değişkenlere
Göre İncelenmesi ............................................................................................ 51
3.3. Sosyal Kaytarmanın Nedenlerine İlişkin Bulgular ve Yorumlar ................... 54
3.3.1. Sosyal Kaytarmanın Kişisel Nedenlerine İlişkin Görüşlerin
Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi .......................................................... 58
3.3.2. Sosyal Kaytarmanın Gruptan Kaynaklanan Nedenlerine İlişkin
Görüşlerin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi ................................ 61
3.3.3. Sosyal Kaytarmanın Görevden Kaynaklanan Nedenlerine İlişkin
Görüşlerin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi ............................... 64
3.3.4. Sosyal Kaytarmanın Yönetimden Kaynaklanan Nedenlerine İlişkin
..............Görüşlerin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi ............................... 67
3.3.5. Sosyal Kaytarmanın Kültürel Nedenlerine İlişkin Görüşlerin Çeşitli
..........................Değişkenlere Göre İncelenmesi ............................................................. 70
3.4. Sosyal Kaytarmanın Önlenmesine İlişkin Bulgular ve Yorumlar ................ 73
BÖLÜM 4 ....................................................................................................................... 75
4. SONUÇ VE ÖNERİLER .................................................................................... 75
4.1. Sonuçlar .......................................................................................................... 75
4.1.1. Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Sonuçlar ......... 75
4.1.2. Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Sonuçlarına İlişkin
Sonuçlar ............................................................................................................. 75
4.1.3.Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Nedenlerine
..............İlişkin Sonuçlar ................................................................................................. 75
xi
4.1.3.1. Kişisel Nedenlere İlişkin Sonuçlar ............................................. 76
4.1.3.2. Gruptan Kaynaklanan Nedenlere İlişkin Sonuçlar ..................... 76
4.1.3.3. Görevden Kaynaklanan Nedenlere İlişkin Sonuçlar .................. 76
4.1.3.4. Yönetimsel Nedenlere İlişkin Sonuçlar ...................................... 77
4.1.3.5. Kültürel Nedenlere İlişkin Sonuçlar ........................................... 77
4.1.4. Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Önlenmesine İlişkin
Sonuçlar ............................................................................................................ 77
4.2. Öneriler ........................................................................................................... 77
KAYNAKLAR ............................................................................................................... 79
EKLER ........................................................................................................................... 86
EK A Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü İzni .......................................................... 87
b bEK B Ankara Üniversitesi Etik Kurul İzni ............................................................... 88
EK C Öğretmenlerin Ortak Çalışma Davranışlarını Değerlendirme Ölçeği ............ 89
b bEK D Özgeçmiş ........................................................................................................ 91
xii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge Sayfa
Çizelge 1 Örgütsel Vatandaşlık Davranışları- Sosyal Kaytarma Karşılaştırması .... 20
Çizelge 2 İlçelere Göre Resmi Ortaokullarda Görev Yapan Öğretmen Sayıları ..... 30
Çizelge 3 Örneklemde Yer Alan Öğretmenlerin Bağımsız Değişkenlere Göre
Dağılımı ve Yüzdeleri .................................................................................... 31
Çizelge 4 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışları Ölçeği Maddelerinin
Faktör Yük Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları ......................... 35
Çizelge 5 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Nedenleri Ölçeği
Maddelerinin Faktör Yük Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları . 37
Çizelge 6 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Sonuçları Ölçeği
Maddelerinin Faktör Yük Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları 39
Çizelge 7 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Önlenmesi Ölçeği
Maddelerinin Faktör Yük Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları . 41
Çizelge 8 Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Öğretmen Görüşlerinin
Ortalama ve Standart Sapma Değerleri....................................................... 43
Çizelge 9 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerinin
Cinsiyete Göre Farklılaşma Durumu ............................................................ 45
Çizelge 10 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerinin
Yaş Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi .................................. 46
Çizelge 11 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerinin
Görüşlerinin Kıdem Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ..... 47
Çizelge 12 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerinin
Eğitim Durumuna Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ........................... 48
Çizelge 13 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerinin
Branş Değişkenine Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ......................... 49
xiii
Çizelge 14 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin
Ortalama ve Standart Sapma Değerleri ........................................................ 50
Çizelge 15 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin
Cinsiyete Göre Farklılaşma Durumu ............................................................ 51
Çizelge 16 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin
Yaşa Göre Tek yönlü Varyans Analizi ........................................................ 52
Çizelge 17 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin
Kıdeme Göre Tek yönlü Varyans Analizi ................................................... 52
Çizelge 18 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin
Eğitim Durumuna Göre Varyans Analizi .................................................... 53
Çizelge 19 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin
Branş Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ............................... 54
Çizelge 20 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Nedenlerine İlişkin Görüşlerinin
Ortalama ve Standart Sapma Değerleri ........................................................ 54
Çizelge 21 Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Cinsiyete
Göre Farklılaşma Durumu ............................................................................. 59
Çizelge 22 Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Yaşa Göre
Tek Yönlü Varyan Analizi ............................................................................. 59
Çizelge 23 Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Mesleki
Kıdeme Göre Tek Yönlü Varyans Analizi .................................................. 60
Çizelge 24 Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Eğitim
Durumuna Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ........................................ 60
Çizelge 25 Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Branşa
Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ................................................................. 61
Çizelge 26 Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Cinsiyete Göre Farklılaşma Durumu ..................................... 61
xiv
Çizelge 27 Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Yaşa Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ................................ 62
Çizelge 28 Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Mesleki Kıdeme Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ............ 63
Çizelge 29 Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Eğitim Durumuna Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları .... 63
Çizelge 30 Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Branşa Göre Tek Yönlü Varyans Analizi............................ 64
Çizelge 31 Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Cinsiyete Göre Farklılaşma Durumu ..................................... 65
Çizelge 32 Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Yaşa Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ................................ 65
Çizelge 33 Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Mesleki Kıdeme Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ............ 66
Çizelge 34 Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Eğitim Durumuna Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları .... 66
Çizelge 35 Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Branşa Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ............................. 67
Çizelge 36 Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Cinsiyete Göre Farklılaşma Durumu ..................................... 67
Çizelge 37 Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Yaşa Göre Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları............... 68
Çizelge 38 Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Mesleki Kıdeme Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ............ 69
Çizelge 39 Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Eğitim Durumuna Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları .... 69
xv
Çizelge 40 Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Branşa Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ....................... 70
Çizelge 41 Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Cinsiyete
Göre Farklılaşma Durumu ............................................................................. 70
Çizelge 42 Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Yaşa Göre
Tek Yönlü Varyans Analizi ........................................................................... 71
Çizelge 43 Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Mesleki
Kıdeme Göre Tek Yönlü Varyans Analizi .................................................. 71
Çizelge 44 Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Eğitim
Durumuna Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ........................................ 72
Çizelge 45 Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Branşa
Göre Tek Yönlü Varyans Analizi ................................................................. 73
Çizelge 46 Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Önlenmesine İlişkin Görüşlerinin
Ortalama ve Standart Sapma Değerleri ....................................................... 74
1
BÖLÜM 1
1.GİRİŞ
Bu bölümde araştırmanın problemine, amacına, önemine, sınırlılıklarına ve
araştırmada yer alan ilişkili kavramların tanımlarına yer verilmiştir.
1.1.Problem
Günümüzde grup çalışmaları çalışanların örgüte katılımının sağlanmasında
önemli rol oynamaktadır. Grup çalışmaları örgütlere verimliliğinin arttırılması, ortaya
çıkan problemlerin çözümü, zamandan tasarruf edilmesi gibi birçok fayda
sağlanmaktadır. Çalışanların bilgi, yetenek ve deneyimlerinin birleştirilmesiyle önemli
ve zor görevlerin üstesinden kolaylıkla gelinebilir. Gruplar sayesinde çalışanların
sosyalleşmesi sağlanırken, örgütün de hedeflerine ulaşması mümkün olabilir.
Kidwell ve Valentine’e göre (2009), gruplar yardımlaşmayı geliştirirken,
çalışanların kaynaşması ve görevlerin kolaylaşmasını da sağlamaktadırlar. Bu durum ise
çalışanların iş tatminlerini ve performanslarını olumlu yönde etkilemektedir. Cafoğlu
(1996) da grup sinerjisi sayesinde çalışanların doyuma ulaşacağını, moral seviyesinin
yükseleceğini ve böylelikle uygulanabilir kararlar almanın kolaylaşacağını
düşünmektedir. Başaran’a göre (2004) örgütsel etkililiği arttırmak adına örgütte grup
bilincininin geliştirilmesi gerekmektedir.
Uluğ (2002) “ Örgütlerde Grup Yönetiminin Toplam Kalite Yönetimi Üzerine
Etkisi” isimli çalışmasında Türk Hava Yolları ve Türk Sanayi ve Limited Şirketinde
görevli yöneticilerle çalışmıştır. Çalışma sonucunda yöneticiler yoğun rekabet
ortamında örgütün güçlü ve sağlıklı olabilmesi, verimliliğin artırılmasında etkin
yönetilen grup çalışmalarının büyük rol oynadığını (%73,52) belirtmişlerdir.
Grupların sinerji sayesinde örgütün verimliliği ile çalışanların performanslarının
artırılmasında önemli rol oynadığı söylenebilir. Ancak grup çalışmaları etkin olarak
yönetilemediğinde olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.
Grup çalışmaları ile bireylerin bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerinin
birleştirilmesiyle ortaya çıkan ürün ya da hizmetin kalitesinin artırılması
beklenmektedir. Ancak bazı durumlarda grupların örgütte düşmanlığın artması,
2
rekabetin düşmesi ve verimliliğin azalması gibi olumsuz etkileri de ortaya
çıkabilmektedir (Dereli ve Cengiz, 2011).
Aşan ve Aydın’a göre (2006) gruptaki diğer bireylerin varlığı kişinin
güdülenmesini ve eylem düzeylerini artıracağı ve bu durumda kişinin baskın
eğilimlerinin rol oynayacağı düşünülmektedir. Kişinin yanlış yapma eğilimi baskınsa
yanlışların artacağı, doğru yapma eğilimi baskınsa doğru işlerinin fazlalaşacağı
söylenmektedir. Aynı zamanda birey grup önünde yarışma ve diğerleri tarafından
değerlendirilme duygusu içinde olacağından hata yapma eğilimi de daha fazla
olabilmektedir (Aşan ve Aydın, 2006).
Grup motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen faktörlerin tespit edilmesi ve
önlenmesi hem örgütün devamlılığı hem de başarısı adına önem taşımaktadır. Bu
bağlamda grup motivasyonunu olumsuz etkileyen davranışlardan birisi de sosyal
kaytarma davranışıdır.
1.2.Sosyal Kaytarma (Social Loafing)
Hayatta çoğu önemli görev gruplarca gerçekleştirilmektedir. Bu görevler
üyelerin her birinin bireysel çabalarının birikimini içermektedir. Spor takımları, örgüt
komiteleri, senfoni orkestraları, bandolar, jüriler ve kalite kontrol ekipleri, tek bir ürün
meydana getirmek için bireysel emekleri birleştiren gruplara verilebilecek örneklerin
başında gelmektedir. Ortak yürütülen işler bu denli yaygın ve vazgeçilmez olduğundan,
bireylerin motivasyonunu olumlu veya olumsuz etkileyen faktörleri belirlemek de önem
arz etmektedir (Karau ve Williams, 1993).
Bireylerin, görevleri başkaları tarafından belirgin olarak bilindiğinde, işlerini
daha iyi yapacakları düşünülmektedir. Bireyler ortaya çıkarılan ürün grubun ürünü
olduğunda ise daha az motive olacaklardır. Çünkü ya hak ettikleri ödülü elde
edemeyeceklerdir ya da herhangi bir eleştiriye maruz kalmadan kolayca işten
kaytarabileceklerdir. Bu durumun insanların yalnız çalışırken değil gruplar halinde
çalışmaları durumunda meydana gelmesi sosyal kaytarma olarak ifade edilmektedir
(Williams, Harkins ve Latane, 1981).
Sosyal kaytarma, bireysel çalışmalarda gösterilen çaba ve motivasyonun,
ortaklaşa yürütülen çalışmalarda azalmasıdır (Karau ve Williams, 1993). Diğer bir
ifadeyle sosyal kaytarma; bireyin üretim eğiliminin, grupla birlikte çalışırken yalnız
3
başına çalışırkenden daha az olma durumudur. (Harcum ve Badura, 1990; Doğan,
Bozkurt ve Demir, 2012).
Tanımlardan da anlaşılacağı üzere sosyal kaytarma bireylerin grup çalışması
esnasında diğer grup üyerlerinin varlığı sebebiyle işe daha az asılmaları durumudur.
Örgütün performansını olumsuz yönde etkilemesi muhtemel olan sosyal kaytarmaya
ilişkin ilk çalışmalar sosyal psikoloji alanında yapılmıştır.
Ringelman'ın 1882 ve 1887 yılları arasında Grand Juan Tarım Okulu'nda
gerçekleştirdiği çalışma bu alanda yapılan ilk sosyo- psikolojik deney olarak kabul
edilmektedir. Ringelmann gönüllü erkeklerden tek başlarına ve gruplar halinde ucunda
dinamometre olan bir ipi olabildiğince kuvvetle çekmelerini istemiştir. Ringelman bu
deneylerde, grup üyelerinin sayısı artıkça toplam performansın azaldığını saptamıştır
(Kravitz ve Martin, 1986). Bu deneyde Ringelman, grubun performansının bireylerin
toplam performanslarından daha az olduğuna dikkat çekmiştir. Bireylerin ikili gruplarda
potansiyellerinin % 93'ünü, üçlü gruplarda potansiyellerinin % 85'ini ve sekizli
gruplarda ise potansiyellerinin % 49' unu ortaya koyduklarını saptamıştır (Moede, 1927,
Akt. Elsaid, 2005). Deney sonucunda grup büyüklüğü arttıkça grup performansının
düştüğü görülmektedir.
Başka bir deneyde ise un değirmenini çevirmek üzere gönüllü mahkumlarla
çalışılmıştır. Bu deneyde grubun üye sayısı artıkça, her mahkumun gereken eforun
gösterilmesinde diğerlerine güvendiği tespit edilmiştir. Bazı mahkumlar değirmeni
çevirmeye devam etse de bazılarının değirmenin kollarını çevirmek için hiç efor
sarfetmedikleri gözlemlenmiştir. Yaptığı deneyler sonucunda Ringelmann, grup
büyüklüğü ile sarf edilen çaba arasında ters yönlü bir ilişki saptamış ve bu durum daha
sonra "Ringelmann Etkisi" olarak ifade edilmiştir (Piezon ve Ferree, 2008 ; Ilgın, 2010).
Steiner, Ringelmann Etkisi'nin koordinasyon kaybından veya motivasyonun
azalmasından kaynaklanabileceğini düşünmüştür (Karau ve Williams, 1993). Ingham,
Levinger, Graves ve Peckham (1974) bireysel çabadaki azalmayla koordinasyon
kaybını birbirinden ayırmak için yapay ve gerçek gruplardan oluşan bir ip çekme deneyi
gerçekleştirmişlerdir (Akt. Krau ve Williams, 1993). Gözü kapalı katılımcılara ipi grup
halinde çektikleri söylenmiş ancak bireyler ipi tek başına çekmişlerdir. Böylelikle
koordinasyon kaybından farklı olarak bireysel çabada azalma olduğu tespit edilmiştir
4
(Elsaid, 2005). Yapay gruplardan elde edilen veriler, algılanan grup büyüklüğü arttıkça
performansın düştüğünü göstermiştir (Karau ve Williams, 1993).
Latane, Williams ve Harkins (1979) ile Karau ve Williams (1993) Ingham ve
arkadaşlarının deneylerini izleyici sayısının etkisini hesaba katarak yinelemişlerdir.
İzleyici sayısının sabit tutulduğu deneylerde, gözleri bağlanarak kulaklık takılan erkek
öğrencilerden bağırmaları ve alkışlamaları istenmiştir. Deney hem gerçek hem de yapay
gruplarla gerçekleştirilmiştir. Sonuçta gruptaki kişi sayısı arttıkça, bireylerin her birinin
çıkardığı gürültü azalmış, koordinasyon kaybından ve izleyici sayısından bağımsız
olarak bireysel çabanın azaldığı görülmüştür (Krau ve Williams, 1993). Latane ve
arkadaşları (1979), bireyin yalnız çalışırken gösterdiği performansının grup içerisinde
azalması durumunu "sosyal kaytarma" şeklinde kavramlaştırılmasını sağlamışlardır
(Piezon ve Ferree, 2008). Hatta verimlilikte önemli düşüşlere sebep olan, bireysel değil
de topluluk halinde çalışırken ortaya çıkan, bireyler ve kurumlar açısından olumsuz
sonuçlar doğuran bu olguyu “toplumsal bir hastalık” olarak nitelendirmişlerdir.
Birey kalabalık gruplarda iş çıktılarının diğerlerinden ayırt edilemeyeceğini
düşündüğünde, yaptığı işi önemsiz olarak görüp, çaba harcamanın gereksiz olduğunu
düşünerek sosyal kaytarma yapabilmektedir. Bireyin çaba sarf etmesi, içinde bulunduğu
grubun özelliklerine, grupla ilgili düşüncelerine ve de iş arkadaşının performansı ile
ilgili beklentisine bağlıdır. Birey gruptaki diğer kişilerin kendisi kadar çaba
göstermediğini düşündüğünde, bu durumu eşitlemek için kendi çabasını azaltmakta ve
sosyal kaytarmaya yönelmektedir (Özek, 2014).
Grup performansını olumsuz etkileyen sosyal kaytarma davranışının hangi
durumlarda ortaya çıktığı tespit edilmelidir. Alanyazın incelendiğinde sosyal
kaytarmanın çeşitli sebepleri ve bu sebepleri açıklayan çok sayıda teori ile
karşılaşılmıştır. Aşağıda bu sebepler tartışılmıştır.
1.2.1.Sosyal Kaytarmanın Sebepleri
Sosyal kaytarma ile ilgili ortaya atılan teoriler birkaç olası durumu açıklamakla
sınırlı kalmaktadır. Bu teoriler sosyal kaytarmayı tetikleyen değişkenleri açıklamakta
yetersizdir. Araştırmacıların çeşitli değişkenlerin sosyal kaytarma üzerindeki etkisini
belirleme çabalarına rağmen, henüz tespit edilen değişkenler tek bir teorik modelde
birleştirilememiştir. Hatta her bir değişkenin farklı bir teoriyle ilişkili olduğu
5
söylenebilir. Yine de, sosyal kaytarmanın muhtemel sebeplerine ve açıklanmasına
rehberlik eden teori ve modeller incelenmelidir (Karau ve Williams, 1993).
Sosyal kaytarmanın sebeplerine ışık tutan bu teori ve hipotezler; sosyal etki
teorisi (social impact theory), beklenti-değer teorisi (expectancy-value theory), ortaklaşa
çaba modeli (collective effort model), heves azalması (arousal reduction),
değerlendirme potansiyeli (evaluation potential), çabanın gereksizliği (dispensability of
effort), çabanın denkliği (matching of effort) ve bireysel özen (self-attention) olarak
sıralanmaktadır (Karau ve Williams, 1993; Ilgın, 2010).
Sosyal Etki Teorisi. Sosyal etki insan ya da hayvanda, diğerlerinin etkisiyle,
psikolojik durum, kişisel his, güdü, inanç ve değerler bakımından meydana gelen
değişimdir (Latane, 1981). Latane (1981) bireylerin sosyal etkinin kaynağı ya da hedefi
olduklarını; gruptaki kişi sayısı arttıkça sosyal etkinin gruptaki kişi sayısına
bölüneceğinden kişilerin üzerindeki baskının da azaldığını belirtmektedir.
Sosyal kaytarma deneylerinde, deneyi yapan kişi sosyal etkinin tek kaynağı,
denekler olan grup üyeleri ise sosyal etkinin çoklu hedefleridir. Sosyal etki teorisi,
deneyi yapan kişinin görevin olabildiğince en iyi şekilde yapılmasına dair talebinin
hedeflere (kişi sayısı) bölünmesiyle, grup büyüklüğü arttıkça harcanan çabanın da
azaldığını öne sürmektedir. Girdiler birleştirilmeden yapılan ortak etkinliklerde ise, her
bir birey deneyi yapan kişinin görev talebinin etkisini hissetmekte ve sıkı çalışmaktadır.
( Karau ve Williams, 1993).
Kidwell ve Bennett ise (1993), sosyal etkinin kaynakları ve hedefleri ne kadar
büyük olursa, bireyin grup sonuçlarına katkı sağlamak için çabasının da o kadar
azalacağını ileri sürmektedirler. Latane (1981) de büyük grupların doğaları gereği daha
çok sosyal etki kaynağına ve hedeflerine maruz kaldığını ve dolayısıyla sosyal kaytarma
yapmaya daha meyilli olduklarını düşünmektedir.
Beklenti-Değer Teorisi. Bu teorinin çabaya etkisini anlamak adına bireylerin
grupla çalışırken, çabalarıyla beklentilerinin sonuçları arasındaki ilişkiye dair algılarının
ele alınması gerekmektedir. Ortaklaşa görevlerde çıktılar değerli algılanmadıkça,
bireyler sıkı çalışmaya istekli olmamaktadırlar. Çıktıların değerli olduğu durumlarda
bile, bireyler grup amaçlarını elde etmede kendi çabalarını gereksiz bulurlarsa, yeterli
çabayı göstermede isteksiz davranmaktadırlar. Bu yüzden, ortaklaşa işlerde bireysel
6
motivasyonun diğer grup üyelerinin performanslarından ve grup çıktılarının üyeler
arasındaki dağılımından etkilendiği düşünülmektedir (Karau ve Williams, 1993).
Sosyal kaytarma alanında yapılan araştırmalarda, çalışanların çabalarını esnek
olarak kullandıkları; bazı durumlarda çabalarını azaltırken, daha öne çıkacakları
durumlarda çabalarını artırdıkları görülmüştür. Bu sonuçlar da, beklenti kuramı ile
uyumluluk göstermektedir. Buna göre bireyler yaptıklarının değerli sonuçlar
üreteceğine inandıklarında daha çok çaba sarf etmektedirler (Özek, 2014).
Ortaklaşa Çaba Modeli. Karau ve Williams tarafından geliştirilen ortaklaşa çaba
modeli (Colletive Effect Model-CEM), sosyal kaytarmaya ilişkin yapılan çalışmaların
bütünleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Grup çalışmalarında motivasyonu tehdit eden
değişkenlerle birlikte, bireylerin hangi çıktılara önem verdiği belirlenmelidir (Elsaid,
2005). Bu modelde belirli bir ortaklaşa çalışmanın, grup büyüklüğü veya görevin yapısı
gibi herhangi bir kilit özelliğinin bireylerin motivasyonlarına etkisini belirleyen bir
çerçeve oluşturulmaya çalışılmaktadır (Karau ve Williams, 1993).
Bu modele göre, bireysel ve grupsal performans değer verilen çıktıların pek
çoğuyla güçlü bir şekilde bağlantılı olsa da; performansa dayalı olmayan bazı değer
verilen çıktılar da olabilmektedir. Örneğin, görevin kendisinin anlamlı olduğu
durumlarda veya çok saygı duyulan bireylerle çalışırken yüksek düzeylerde çaba
göstermek, bu çabaların somut performans çıktılarına çok az etkisi olsun ya da olmasın,
bireysel tatmine, grup tarafından onaylanmaya yol açabilmektedir (Karau ve Williams,
1993).
Heves Azalması. Jaksonn ve Williams ‘ın (1985) çalışmalarında katılımcılar
kolay ve karmaşık bilgisayar labirentlerini yalnız, birlikte ve ortaklaşa
tamamlamışlardır. Bu bulgulardan yola çıkan Jackson ve Williams (1985), ortaklaşa
çalışmanın heves ve çabada düşüşe sebep olduğu ve bu durumun basit görevlerde
performans düşüşüne, zor görevlerde ise performans artışına sebep olduğu sonucuna
varmışlardır (Karau ve Williams, 1993).
Değerlendirme Potansiyeli. Petty, Harkins, Williams ve Latane (1977)
öğrencilerin anlama çabasını ölçmek amacıyla başka bir öğrenci tarafından yazıldığı
söylenen şiir ve denemeyi değerlendirilmelerini istemişlerdir. İlk aşamada herkes bu
görevi bireysel yaparken, ikinci aşamada üç, üçüncü aşamada ise 15 kişilik grup
oluşturulmuştur. Grup değerlendirmelerinde gösterilen çabayla birlikte, memnuniyetin
7
de azaldığı tespit edilmiştir. Fiziksel ve zihinsel olarak gerçekleştiren çalışmaların
genelinde katılımcıların kendi çabalarının grup içerisinde kaynadığını düşündükleri
görülmektedir. Böylelikle bireyler olumlu veya olumsuz bir dönüt almayacaklarını
bildiklerinden kaytarma eğilimi göstermektedirler (Harkins ve Petty, 1982).
Latane ve ark. (1979) ve Brickner, Harkins ve Ostrom (1986) da bireylerin
grupla çalıştıklarında kalabalık içinde gizlenebileceklerini sandıklarını, sorumsuz
tavırlarından dolayı bir suçluluk hissetmediklerini, kalabalık içinde kaybolacaklarını ve
ödülün adil bir şekilde paylaştırılamayacağını düşündüklerinden kaytarma davranışı
gösterebileceklerini söylemişlerdir. Karau ve Williams'a göre (1993) katılımcıların
bireysel çıktılarının değerlendirilemediği durumlarda sosyal kaytarma eğilimi ortaya
çıkmaktadır. Harkins (1987) sosyal kaytarmanın engellenmesi adına iki değerlendirme
kriteri belirlemiştir. İlk kriter bireyin ürünün araştırmacı, grup arkadaşları ya da
kendince bilinmesidir. İkinci kriter ise bireylerin performanslarının kıyaslanabileceği bir
standart belirlenmesidir.
Jarvis (2005) etkili bir grup çalışmasının ön koşulu olarak yöneticilerin her
üyenin yaptığı işin paylaşılan hedeflere olan katkısını ortaya koyması gerektiğini
belirtmektedir (Akt. Töremen ve Karakuş, 2007). Kerr ve Brunn (1983) da grup
üyelerinin katkılarının belirlenmesinin sosyal kaytarma ile olumsuz yönde ilişkili
olduğunu düşünmektedirler. Bireylerin kendi çabalarının grupta kaynayıp gideceğine
olan inancı ya da çaba göstermese bile farkedilmeyeceğini düşünmesi sosyal kaytarmayı
ortaya çıkarabilmektedir.
Çabanın Gereksizliği ve Çabanın Denkliği. Kerr ve Brunn (1983) sosyal
kaytarmanın başka bir olası sebebini ele almışlardır. Bu hipotezde bireyler ortaklaşa
çalışırken yüksek kalitedeki grup ürünü için çabalarının gereksiz olduğunu düşünüp,
daha az çaba sarf edebilmektirler. Bu motivasyon kaybı ise bedavacı davranış olarak
terimleşmiştir (Kerr ve Brunn, 1993).
Latane ve arkadaşları (1979) bireylerin, grup içerisinde beceriksiz veya kaytaran
kişilerin olduğunu hissettiklerinde, motivasyon kaybı yaşadıklarını belirtmişlerdir.
Jaksonn ve Harkins (1985) de insanların grupla çalışırken kendi çabalarıyla
diğerlerininkini kıyaslama eğiliminde olduklarını söylemişlerdir. Bu durumda bireyler
diğerlerinin tembellik ettiklerini düşünüp, eşitliği sağlamak adına daha az çaba
harcamaktadırlar.
8
Jackson ve Harkins (1985) yaptıkları bağırma deneyinde bireyin çabasının, iş
arkadaşlarının göreve dair algılarından etkilendiği ortaya koymuşlardır. Ancak bu
bulguların aksine, Karau ve Williams (1993) bireylerin, iş arkadaşlarının anlamlı bir
görevde düşük performans göstereceklerini sandıklarında performanslarını arttırdıklarını
görmüş ve bu durumu “sosyal telafi” (social compensation) olarak adlandırmışlardır.
Görüldüğü üzere gruptaki diğer kişilerin yeterli çabayı göstermemesi, çalışanları sosyal
kaytarmaya yöneltebileceği gibi daha fazla çaba göstermelerine de sebep
olabilmektedir.
Bireysel Özen. Mullen (1983) sosyal kaytarmanın temelinde bireysel özenin
yattığını düşünmektir. Bu bakış açısına göre, kesin amprik bulgular olmamakla birlikte,
bireyler grupla çalışırken performanslarında ve bireysel farkındalıklarında azalma
olmaktadır (Akt. Karau ve Williams, 1993).
Grup çalışmasında bireysel farkındalıkların azalması işe gereken önemi
vermeme ya da görevi yeterince benimsememekten kaynaklanabilir.
Diana L. Smrt ve Steven J. Karau da sosyal kaytarmanın sebepleri ile ilgili
çalışmalarında bireysel etkilerin üzerinde durmuşlardır. Araştırma sounucunda ise
yüksek seviyede çalışma etiğine sahip katılımcıların sosyal kaytarma davranışında
bulunmayacakları sonucuna ulaşılmıştır (Akt. Özek, 2014). Erdemli (2015)
öğretmenlerin geri çekilme davranışları ile çalışma etiği arasındaki ilişkiyi incelediği
araştırmasında öğretmenlerin çalışmaya adanmışlık düzeyleri arttıkça, daha az fiziksel
geri çekilme davranışları sergiledikleri sonucuna ulaşılmıştır.
Grup çalışmalarında sergilenen sosyal kaytarma davranışı, bireyin göreve yeteri
kadar önem vermemesinden, çalışma etiği ilkelerini yeteri kadar benimsememesinden
kayanaklanabilmektedir.
Uslu ve Çavuş (2014) sosyal kaytarmanın olası sebeplerini şöyle sıralamaktadırlar:
Bireyler grupla çalışırken kendi çabalarının gözle görünmeyeceğini
düşünebilirler.
Grup üyeleri, kendi çabaları sonucu ortaya çıkan ürünün tespit edilemeyeceğini
düşünebilirler.
Grup üyeleri, diğer grup üyelerinin sosyal kaytarma sergileyeceklerini ve bu
yüzden de kendi çabalarını azaltarak durumu eşitleyebileceklerini düşünebilirler.
9
Grup üyeleri, üzerlerine düşen görevleri yapmadıklarında ortaya çıkan eksikliğin
diğerleri tarafından kapatılacağını varsayabilirler.
Grubun üzerinde çalıştığı görevde, bazı üyeler kendi çabalarının ve yapacakları
katkıların gereksiz ve önemsiz olduğunu düşünebilirler.
Balcı ise (2017) sosyal kaytarmanın olası sebeplerini aşağıdaki gibi
sıralamaktadır:
Birey grup büyüklüğünden yararlanarak kalabalıkta saklanarak kaytarıyordur.
Birey çabalarının bir yönetici tarafından değerlendirildiğine inanmadığı için
kaytarıyordur.
Birey çabalarının grup içinde fark edildiğine inanmadığı için kaytarıyordur.
Birey göreve bağlılığı düşük olduğu için kaytarıyordur.
Birey görevi önemli ve anlamlı bulmadığı için kaytarıyordur.
Birey grup başarısı sonucu elde edilen çıktı veya faydaların yöneticiler
tarafından eşit şekilde paylaştırılacağına inanmadığı için kaytarıyordur.
Birey görev esnasında yöneticilerin süreci adil bir biçimde takip ettiklerine
inanmadığı için kaytarıyordur.
Birey kişilik özelliklerinden (tembellik, düşük sorumluluk duygusu, bireysel
özen vs.) dolayı kaytarıyordur.
Birey grup kaynaşmasının yeterli olmadığını düşündüğünden dolayı
kaytarıyordur.
Birey görevine karşı heves azalması yaşadığı için kaytarıyordur.
Birey çabalarını gereksiz gördüğünden dolayı kaytarıyordur.
Birey öz yeterliliği düşük olduğundan dolayı kaytarıyordur.
Birey yöneticiler ve iş arkadaşlarıyla arasındaki ilişkiyi kaliteli görmediğinden
dolayı kaytarıyordur.
Görüldüğü üzere sosyal kaytarmayı etkileyen tek bir sebep yoktur. Sosyal
kaytarmanın
Bireyin kişilik özelliklerinden,
Verilen görevin niteliğinden,
Grubun yapısından,
Yöneticilerin sergilediği tutumdan kaynaklanabildiği görülmektedir.
10
Tüm bu faktörlerin kontrol altına alınması zor olmakla birlikte, sosyal
kaytarmanın hangi durumlarda ortaya çıkabilceğinin bilinmesi gerekmektedir. Gruplar
oluşturulurken dikkatli davranıldığında grup performansına ve örgüte zarar veren sosyal
kaytarma davranışını engellemek mümkün olabilir.
1.2.2.Sosyal Kaytarmanın Öncülleri
Kumar'a göre (2010) yapılan araştırmalar sosyal kaytarmanın her iki cinsiyette,
farklı kültürlerde ve çok farklı çalışma koşullarında gözlendiğini ortaya çıkarmıştır.
Bilişsel görevlerde de en az fiziksel çaba gerektiren görevlerde olduğu kadar sosyal
kaytarma davranışı ortaya çıkmaktadır.
Ingham, Levinger, Graves ve Peckham’ın (1974) sosyal kaytarmanın sebeplerini
araştırdıkları çalışmalarında koordinasyon kaybının etkisinin olmadığını bulmuşlardır.
(Akt. Liden, Wayne, Jaworski ve Bennett, 2004). Sosyal kaytarmayla ilgili olarak daha
sonra yapılan araştırmalar motivasyon teorileriyle ilişkili olmuş ve sosyal kaytarmayı
tetikleyen çok sayıda öncül belirlenmiştir. Bu öncüller birbirinden farklı olsa da
motivasyon kaynaklı öncüller oldukları konusunda fikir birliğine varılmıştır (George,
1992; Sheppard, 1993; Wagner, 1995). Bu öncüller:
Görevde Birbirine Bağımlılık. Görev bağımlılığı Shea ve Guzzo (1987)
tarafından "grup üyeleri arasındaki görev odaklı etkileşimin derecesi" olarak
tanımlanmaktadır. Görevde bağımlılık yüksek olduğunda, bir kişinin aksattığı görev
diğerlerini de etkileyeceğinden kaytarma daha kolay fark edilebilmektedir. Dolayısıyla
bağımlılık yüksek olduğunda bireylerin sosyal kaytarma eğiliminin azalması da olasıdır.
Bu olasılıklar göz önünde bulundurularak yapılan araştırma sonucunda ise görevde
bağımlılık azaldıkça sosyal kaytarmanın da arttığı sonucuna ulaşılmıştır ( Liden ve ark.,
2004).
Birey işi gerçekleştirmek için başkalarına bağlı olduğundan, diğerlerinin işini
yerine getirmemesi, bireyin çalışmasını doğrudan etkilemektedir (Özek, 2014). Görev
bağımlılığı bireylerin grup çalışmalarında diğer grup çalışanları ile olan görev odaklı
bağımlılıkları olarak ifade edilebilir. Görev bağımlılığı yüksek olduğunda işi kimin
aksattığının ortaya çıkması sebebiyle sosyal kaytarmanın da azalacağı düşünülmektedir.
11
Görev Görünürlüğü ve Ayırt Edilebilirlik. Görev görünürlüğü, bireyin
yöneticisinin kendi çabasından haberdar olduğunu bilmesidir (Kidwell ve Bennett,
1993). Herhangi bir görevin görünürlük düzeyi iş koşullarının bireyin çabasının
gözlemlemesi ve değerlendirilmesi açısından ne kadar uygun olduğuyla ilişkilidir.
Bireysel çalışmalarda bireyin çabası gözlenebildiğinden görev görünürlüğü yüksek,
bireyin çabasının kestirilemediği karmaşık grup çalışmalarında ise görev görünürlüğü
düşüktür (Jones, 1984). Görev görünürlüğünün azaldığı durumlarda bireyler, "kalabalık
içinde saklanarak kaybolmayı" tercih edebilmektedirler (Latane ve ark., 1979; Tan ve
Tan, 2008). Bu durumda, çalışanlar ne kadar çaba harcadıklarının amirleri tarafından
belirlenemeyeceğini ve olumsuz bir durumla karşılaşmayacaklarını düşünerek
kaytarırlar (George, 1992). Çalışanlar bireysel çabalarından ötürü ödül ya da ceza ile
karşılaşmayacaklarını bildiklerinden daha az çalışmaya yönelmektedirler (Tan ve Tan,
2008). Görev görünürlüğü yüksek olduğunda ise çalışanlar bireysel çabalarından ötürü
ödüllendirilip cezalandırılabileceklerini bildiklerinden sosyal kaytarma eğilimi
göstermezler (George, 1992).
Eikenhout (2004) yaptığı çalışmada katılımcıların belli bir görev üzerinde
yaptıkları bireysel çalışmayı grup çalışması olarak yinelemelerini istediğinde grup
performansında düşüş gözlemlemiştir (Akt. Doğan, Bozkurt ve Demir, 2008). Bireylerin
grup çalışması sonucu elde edilecek ürüne olan bireysel katkıları yöneticileri tarafından
ayrı ayrı değerlendilemediğinde sosyal kaytarma görülebilmektedir.
Sosyal kaytarmaya sebep olan etmenlerden biri de bireysel çabanın ya da bireyin
katkısının grup çalışmasında ayırt edilememesidir (George, 1997). Her ne kadar görev
görünürlüğü ve ayırt edilebilirlik birbirleriyle benzer kavramlar olsa da; araştırmacılar
tarafından ayrı olarak ele alındığı da görülmektedir. Sosyal kaytarmaya sebep olan
etmenlerden biri de bireysel çabanın ya da bireyin katkısının grup çalışmasında ayırt
edilememesidir (George, 1997).
Töremen ve Karakuş (2007) 52 öğretmenin katılımıyla okullarda grup
çalışmasına dair öğretmen görüşlerini inceledikleri çalışmalarında öğretmenlere “
Çalıştığınız okulda ortak çalışmanın erdemini vurgulayan ve öğretmenleri bu yönde
teşvik eden normlar ve değerler ne derece bulunmaktadır ” sorusu yöneltilmiştir. Bu
soruya 10 kişi olumlu yanıt verirken 39 kişi ise olumsuz ifadeler kullanmışlardır.
Öğretmenlerin çoğunun bireysel çalışmayı ortak çalışmalara tercih ettiği görülmüştür.
Grup çalışmasının öneminin yeterince anlaşılmadığı durumlarda bireyler sadece bireysel
12
kazanca odaklanabilmektedir. Dolayısıyla kendi çabalarının değerlendirilemediği grup
çalışmalarında da çaba sarfetmekten kaçınabilmektedirler.
Göreve Bağlılık, Görevin Önemi ve Anlamlılığı. Sosyal kaytarmanın içsel ve
dışsal faktörlerden etkilenerek ortaya çıktığı düşünülmektedir. George (1992) yapılan
araştırmalarda sosyal kaytarmanın laboratuar şartlarında incelendiği, gerçek iş
koşullarında bu faktörlerin birbirlerini etkileyebileceklerinin altını çizerken, göreve
bağlılığın bireyin yaptığı işin anlamlı ve özel olduğuna, kendi çabasının da bu iş için
gerekli olduğuna dair inancı olarak tanımlamaktadır.
Göreve bağlılık yüksek olduğunda, çalışanlar görev görünürlüğü düşük olsa bile
kaytarma göstermemektedirler. Göreve bağlılık düşük olduğunda ise, bireyler kendi
çabalarının önemsiz olduğunu düşünebilmektedirler (George, 1992; Ilgın, 2010).
Kesen (2015) psikolojik güçlendirmenin sosyal kaytarma davranışına etkisini
araştırdığı çalışmasında Malatya ve Elazığ organize sanayi bölgesinde çalışan 191
kişiye ulaşmıştır. Araştırma sonuçlarına göre psikolojik güçlendirmenin anlamlılık
boyutu ile sosyal kaytarma arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Bu
durumda çalışanlara örgütün amaçların öneminin anlatılması gerektiği düşünülmektedir.
Hung, Chi ve Lu ‘ya göre (2009) de çalışanlara işlerin önemi ve örgütün amaçları
anlatıldığında da sosyal kaytarma davranışı da azalmaktadır (Akt. Kesen, 2015).
İnce, Bedük ve Aydoğan’ a göre (2004) grup çalışmalarını etkili bir biçimde
yönetilmesi için çalışanlara görev bağlılığı sağlanmalıdır. Bireyler genellikle iş
başarısına katkıda bulunacakları düşüncesine sahip oldukları zaman görevleri
sahiplenme eğilimi göstermektedirler. Çalışanlar sonuçlar üzerinde etkili olduklarını
düşündüklerinde kendi çabalarını önemli ve gerekli hissederler (İnce, Bedük ve
Aydoğan, 2004 ).
Harkins ve Petty (1982) sosyal kaytarmaya sebep olabilecek öncülleri ele
almışlar ve yapılan deneylerde iki önemli faktör saptamışlardır. Yapılan deneylerde
verilen görevlerin çok kolay olduğu ve tüm katılımcıların aynı işi yaptığına dikkat
çekmişlerdir. Bir dizi çalışmadan sonra sosyal kaytarma etkisini ortadan kaldıran iki
durum tespit etmişlerdir. Zor görevler verilen katılımcıların bireysel sorumlulukları
belirgin olmasa bile kaytarma eğilimi göstermedikleri tespit edilmiştir. Yine,
katılımcıların grubun ürününe önemli katkılarının olabileceği durumlarda, bireysel çaba
belirgin olsun veya olmasın kaytarma durumu ortadan kalkmıştır.
13
Grup çalışmalarında bireylerin kendi çaba ve katkılarını önemli hisstettiklerinde
sosyal kaytarma davranışına yönelmedikleri görülmektedir. Bununla birlikte önemli ya
da zor olduğu düşünülen bir görev için yapılan grup çalışmalarında da sosyal kaytarma
davranışının gözlenmediği görülmektedir.
Grup Bağlılığı. Grup bağlılığı, grup üyelerinin birbirlerine yakınlığının, gruba
ait olup birlikte çalışmaya dair isteklerinin ve de gruba verdikleri değerin bir ölçüsüdür
(Karau ve Hart, 1998). Karau ve Williams (1997) grup bağlılığının sosyal kaytarmayı
azalttığı veya ortadan kaldırdığı sonucuna ulaşmışlardır. Karau ve Hart (1998) sosyal
kaytarmanın sadece yeterince kaynaşamayan gruplarda ortaya çıktığını; kaynaşmanın
yüksek olduğu gruplarda ise bireylerin ortaklaşa çalışmada tek başlarına çalıştıkları
kadar çok çalıştıklarını ortaya çıkarmışlardır. Bu durumun, kaynaşmış gruplardaki
bireylerin, grubun iyiliği için endişe duymalarından ve bu uğurda hiç bir çabayı
esirgememelerinden kaynaklandığı düşünülmektedir (Tan ve Tan, 2008).
Töremen ve Karakuş okullarda sinerjinin engellerini araştırdıkları
çalışmalarında (2007) öğretmenlere “Okulunuzdaki öğretmenlerin okula ve çalışma
arkadaşlarına yönelik bağlılık duygularını ve bunun eğitim- öğretim faaliyetlerine
yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu yöneltmişlerdir. Soruya 21 kişi
olumlu, 26 kişi ise olumsuz yönde cevaplar vermişlerdir. Öğretmenler, genel olarak
bireysellik duygusunun hakim olduğunu dolayısıyla grup bütünleşmesinin
sağlanamadığını, sadece resmi yükümlülüklerini yerine getirmek adına zoraki bir
bağlılık durumunun olduğunu dile getirmişlerdir. Bu durumun eğitim- öğretim
faaliyetlerini olumsuz etkilediği düşünülmektedir (Töremen ve Karakuş, 2007).
Bireylerin gruptaki diğer üyelerle olan etkileşiminin de sosyal kaytarma
davranışını etkilediği görülmektedir. Çalışanların iş dışında da paylaşımlarda
bulunmaları ve birlikte zaman geçirmeleri grup etkileşimi artırabilir.
Kişilik Özellikleri. Sosyal kaytarmanın öncüllerini ele alan çok sayıda araştırma
olsa da bunların çok azı kişilik özelliklerinin etkisini incelemişlerdir (Smith, Kerr,
Markuss ve Stasson, 2001) . Başarı motivasyonu yüksek olan katılımcıların, diğerlerinin
performansına aldırış etmeden çaba sarf ettikleri tespit edilmiştir. Diğer taraftan, başarı
motivasyonu düşük olan katılımcıların sosyal kaytarmaya yöneldikleri görülmüştür
(Hart, Karau, Stasson, ve Kerr, 2000; Akt. Smith ve ark., 2001). Başka bir araştırmada
kendilerini ortalama yeterlilikte gören katılımcıların kaytarmaya yönelmediği
14
gözlemlenmiştir. Ancak kendi yeteneklerini diğerlerinden üstün gören katılımcıların,
zorlayıcı görevlerde sıkı çalışsalar da basit görevlerde sosyal kaytarmaya yöneldikleri
görülmüştür.
Herhangi bir grup projesinde katılımcıların kişilik özelliklerinin göz önünde
bulundurulması gerekmektedir. Eğer sınırlama olmazsa, baskın karakterlerin kendileri
için en rahat edecekleri konuma gelmeleri olasıdır. Bireylerin konumlarını, güçlerini ve
baskın karakterlerini kullanarak diğer üyeleri bezdirmeleri ya da gözlerini korkutmaları
durumunda da problemler ortaya çıkmaktadır. Bu durumla karşı karşıya kalan daha
çekingen yapıdaki bireylerin katılımında da azalma gözlemlenmektedir. Piezon ve
Ferree (2008) sosyal kaytarma ile baskın kişilik arasında pozitif yönde bir ilişki
saptamışlardır.
Huguet, Charbonnier, ve Monteil (1999) yaptıkları araştırmalarda kendi
seviyelerinin gruptaki diğer üyelerinkiyle benzer olduğunu düşünen bireylerde sosyal
kaytarma eğilimi gözlenmemiştir. Ancak gruba göre üstün olduklarını düşünen
bireylerin kolay görevlerde kaytardıkları, zorlayıcı görevlerde ise sıkı çalıştıkları
saptanmıştır.
Sorumluluk hissi gruptaki diğer üyelere yardım etme ihtiyacı duymaktır. Grup
çalışmalarında işi yanlız birkaç kişinin üstlendiği, diğerlerininse o kadar sıkı çalışmadığı
gözlemlenmiştir. Bu durum ise bireylerin daha az sorumluluk duyduklarına işaret
etmektedir. Bireylerin daha az çalışmalarına sebep olduğundan sosyal kaytarma ile
sorumluluk hissi arasında negatif bir ilişki olduğu görülmektedir (Tan ve Tan, 2008).
Diana L. Smrt ve Steven J. Karau da (2011) sosyal kaytarmanın sebeplerini
araştırdıkları çalışmalarında bireysel özellikleri incelemişlerdir. Çalışmada katılımcılar,
bireysel ve toplu olarak bir fikir üretme görevi üzerinde çalışmışlardır. Araştırma
sonuçları grup motivasyonu üzerinde kişiliğin potansiyel etkisinin önemini vurgulamış,
araştırmacılar yüksek seviyede çalışma etiğine sahip kişilerin sosyal kaytarma
davranışında bulunmayacaklarını ileri sürmüşlerdir (Akt. Özek, 2014).
Erdemli (2015) öğretmenlerin geri çekilme davranışları ile çalışma etiği
arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma bulgularına göre, kendini çalışmaya adayan
ve görevine bağlı çalışanlar geri çekilme davranışlarını daha az sergilemektedirler.
15
Bireylerin kişilik özelliklerinin sosyal kaytarma üzerinde etkili olduğu
görülmektedir. Bireyin davranışlarında hem kendi kişilik özelliklerinin hem de gruptaki
diğer kişilerin özelliklerinin etkili olduğu görülmektedir.
Kültür ve Cinsiyet Farklılıkları. Kültürün sosyal kaytarmanın seviyesini
etkilediği düşünülmektedir. Araştırmalarda doğu ülkeleri daha toplumcu, batı ülkeleri
ise bireyci olarak betimlenmektedir. Dolayısıyla Doğu ülkelerindeki bireylerin Batı
ülkelerindekilere göre sosyal kaytarmaya daha az yönelmesi olasıdır (Elsaid, 2005).
Nitekim Earley (1993) de Çinli yöneticilerin Amerikalı yöneticilere göre sosyal
kaytarmaya daha az başvurduklarını saptamıştır. Karau ve Williams (1993) yaptıkları
meta-analizde Doğulu katılımcıların Batılılara göre daha az kaytardıkları sonucuna
ulaşmışlardır. Yine aynı çalışmada kadınların erkeklere göre daha az kaytarmaya
yöneldikleri görülmüştür.
Grup Büyüklüğü. Gruptaki birey sayısı arttıkça her bir bireyin katkısını
belirlemek güçleşmekte ve bu anlamda belirsizlik ortaya çıkmaktadır (Jones, 1984).
Bireyler kasıtlı veya farkında olmayarak, çabaları elde edecekleri çıktıyı
etkilemeyeceğinden geri çekilmektedirler (Karau ve Williams, 1993). Ringelmann'ın
(Akt. Kravitz ve Martin, 1986) gönüllü katılımcılarla yaptığı ip çekme deneyinde grup
büyüklüğü arttıkça toplam grup performansında azalma görüldüğü ispatlanmıştır.
Sonrasında yapılan laboratuar deneylerinde üzerinde çalışan kişi sayısı arttığında,
ortalama bireysel çabada düşüş olduğu sonucuna varılmıştır (Harkins ve Petty, 1982;
Kerr ve Bruun, 1981).
Kohler (1927) de “küçük gruplar mı yoksa büyük gruplar mı daha etkilidir”
sorusuna yönelik olarak yaptığı araştırmasında yapılan iş miktarının ilave edilen üye
sayısıyla doğru orantılı olarak artmadığı, gruba üye ilave edildikçe toplam performansın
% 10 oranında azaldığını görmüştür (Akt. Uluğ, 2002).
Grup büyüklüğünün verilen göreve göre belirlenmesi gerekmektedir. Kalabalık
gruplarda bireyler kendilerini daha kolay saklayabilirler.
İş Arkadaşlarının Algılanan Kaytarması. İş arkadaşlarının algılanan kaytarması,
grup üyelerinin bir veya daha fazla grup üyesinin kaytardığını hissetmesine karşılık
gelmektedir (Comer, 1995). Bireyler gruptaki diğer üyelerin davranışlarını
gözlemlemekte ve bu davranışlardan etkilenmektedirler (Liden ve ark., 2004). Bazen de,
16
iş arkadaşlarının gösterdikleri çabaya ilişkin algılamalar gerçek gözlemlere değil de
şüphelere dayanabilir. Diğer üyelerin kaytardığını düşünen bireylerin de kaytarma
eğilimi gösterdikleri sonucuna ulaşılmıştır (Piezon ve Ferree, 2008).
Grup üyeleri çoğunlukla diğerlerinin daha az çalıştığını düşünüp "enayi"
konumuna düşmemek için daha az çalışabilmektedirler (Schnake, 1991). Schnake
(1991) grup üyelerinin diğerlerinin çabalarını azalttığına inandıklarında, "enayi"
konumuna düşmemek için çabalarını azalttıklarını ortaya çıkarmıştır. Ancak, Liden ve
arkadaşları (2004) diğer grup üyelerinin kaytardıklarına dair algı yüksek olduğunda,
bireylerin daha çok çaba gösterdiklerini bulmuşlar ve bu durumu “sosyal telafi”
etkisiyle açıklamışlardır. Williams ve Karau (1991) da bireylerin grubun başarısından
kendileri de etkileneceğinden daha çok çalışarak diğerlerinin zararını telafi etmeye
çalıştıklarını düşünmektedirler.
Şeşen ve Kahraman (2014) de 175 öğretmenin katılımıyla gerçekleştirdikleri
çalışmalarında, iş arkadaşlarının kaytardığını algılayan bir çalışanın bir süre sonra
kendisinin de sosyal kaytarma sergilediği sonucuna ulaşmışlardır.
Bulgular çoğunlukla bireylerin diğer grup üyelerinin kaytarması durumunda
kendilerinin de kaytarmaya yöneldiğini göstermektedir. Ancak algılanan kaytarma bazı
grup üyelerinin diğerlerinin verdiği zararı telafi etmek için daha çok çalışması ile de
sonuçlanabilmektedir. Bu durum başarma iç güdüsü, işe bağlılık, çalışma etiği gibi faklı
kişilik özelliklerinden kaynaklanabilir.
1.3. Sosyal Kaytarmanın Çeşitli Kavramlarla İlişkisi
Aşağıda sosyal kaytarma davranışı örgütün performansını olumlu yönde
etkileyen örgütsel vatandaşlık davranışlarıyla birlikte ele alınmıştır. Örgüte zarar veren
başka bir davranış olan sanal kaytarma davranışının sosyal kaytarmayla olan benzerlik
ve farklılıkları tartışılmıştır.
1.3.1.Örgütsel Vatandaşlık
Örgütsel vatandaşlık davranışı, biçimsel ödül sisteminde doğrudan ve tam
olarak dikkate alınmasa da bir bütün olarak ele alındığında organizasyonun verimliliğini
artıran, gönüllülüğe dayalı davranışlar olarak tanımlanmaktadır (Organ,1997). İş
arkadaşlarına yardımcı olma, işin ve süreçlerin geliştirilmesi için öneriler sunma, işe
17
vaktinde gelme, çalışma zamanını etkili kullama gibi davranışlar, örgütsel vatandaşlık
kavramı ile ilişkilendirilmektedir (Kaskel, 2000).
Acar (2006) örgütsel vatandaşlık davranışlarını, göreve yeni başlayanlara
yardım etme, diğer çalışanların haklarını yememe, çalışma süresince ek mola vermeme,
sorumluluk alma, örgütte düzenlenen toplantılara düzenli katılma ve temel işlerde
karşılaşılan sorunlarda diğer çalışanlara gönüllü olarak yardımcı olma gibi davranışlarla
örneklendirmektedir. Sezgin ise (2005) bireyin samimi duygularla ve isteyerek yaptığı
örgütsel vatandaşlık davranışının altında herhangi bir dışsal ödül beklentisi yatmadığına
dikkat çekmektedir. Örneğin, bir çalışan, kendisinden istenmediği halde, iş çıkışında
uzun süre ofisinde kalarak elindeki işini tamamlamaya çalışıyorsa ya da kendi resmi iş
tanımının bir parçası olmadığı halde, işini yaparken zorlanan bir mesai arkadaşına
yardım ediyorsa, bu çalışanın örgütsel vatandaşlık davranışında bulunduğu söylenebilir.
Örgütsel vatandaşlık davranışına ilişkin tanımların ortak noktası, bu davranışların
örgütte isteğe bağlı ve gönüllülük esasına dayalı olarak sergilenen rol fazlası davranışlar
olarak görülmesi ve bu davranışların örgütsel etkililiğe katkıda bulunmasıdır (Sezgin,
2005).
Biçimsel ya da resmi görev tanımlarının üstünde bir anlama sahip olan örgütsel
vatandaşlık davranışı (Kaskel, 2000), farklı çalışmalarda, rol fazlası davranışlar, sosyal
örgüt davranışları, örgütsel spontanlık ya da sivil örgütsel davranışlar gibi farklı
isimlerde kullanılmıştır (Wagner ve Rush, 2000; Somech ve Drach-Zahavy, 2004, Akt:
Sezgin, 2005) . Örgütsel vatandaşlık davranışları bireyler tarafından ödül beklentisi
olmadan sergilenen, örgütün verimliliğini artıran davranışlar olarak tanımlanabilir.
Demir (2015) öğretmenlerin sergiledikleri rol fazlası davranışlar ile bireysel
değerler ilişkisini incelemiştir. Öğretmenler rol fazlası davranışın nedenlerini en yüksek
düzeyde “vicdanen sorumlu hissetme” ve “topluma katkı sağlama” olarak ifade
etmişlerdir. Yöneticiler ise öğretmenlerin rol fazlası davranışlarının nedenlerini yüksek
düzeyde “başarılı bir öğretmen olma isteği” ve “mesleğe duyulan saygı” olarak
belirtmişlerdir. Yine yönetici ve öğretmenler rol fazlası davranışların “okulda kabul
görmek”, “okulda takdir edilmek” ve “okulda alınacak kararlarda etkili olabilmek”
amacıyla da sergilendiğini düşünmektedirler.
Örgütsel vatandaşlık davranışlarının literatürde farklı boyutlarda ele alındığı
görülmüştür. Bu çalışmada Organ’ın (1988), beş boyuttan oluşan tanımlamasından
18
yararlanılmıştır. Bu beş boyut; 1. Özgecilik (Altruism), 2. Sivil Erdem (Civic Virtue), 3.
Vicdanlılık (Conscientiousness), 4. Nezaket (Courtesy) ve 5. Sportmenlik
(Sportmanship) olarak ifade edilmektedir. (Allison, Voss ve Dryer, 2001; Çetin, 2004).
Özgecilik. İşgörenlerin gönüllü olarak diğer işgörenlere yardım etme yoluyla
onların performanslarını ve etkililiğini artırmaya yönelik davranış sergilemelerini ifade
eder (Çetin, 2004). Bu davranışın temelinde yardım etme duygusu olmakla birlikte,
yardım edilen konunun işle veya örgütle ilişkili olması gerekmektedir (Gürbüz, 2006).
Örgütte uzman ya da deneyimli ve kıdemli olanların, yeni meslektaşlarına yardım
etmesi özgecilik olarak kabul edilebilir (Çetin, 2004). İşinde başarısız olan bir işgörene
yardım etme, iş yükü ağır olan iş arkadaşlarına yardımcı olma, işe geç kalan arkadaşının
görevini üstlenme gibi davranışlar da özgecilik boyutunda ele alınmaktadır (Gürbüz,
2006).
Sivil Erdem. Örgütün çıkarlarını en üst düzeyde gözeterek, mesleki ve sosyal
anlamda örgütün işlevlerini destekleme, örgüte gönüllü olarak katılma davranışlarını
içermektedir (Allison ve diğerleri, 2001). Örgütün politik yaşamına katılımı içeren
davranışlar bu boyutta ele alınmaktadır. Örgüt içinde yapılan toplantılara düzenli olarak
katılma, örgütün amaçları doğrultusunda alınan kararları destekleme, örgütteki
gelişmeleri takip etme ve bu gelişmelere uyum sağlama örnek olarak gösterilebilir
(Organ, 1997).
Vicdanlılık. Rolün ya da görevin minimum anlamdaki gereklerinin de ötesinde
olan davranışları içermektedir. İşe devam etme, çalışma zamanını etkili kullanma ve iş
ortamının kurallarına uyma gibi davranışlar bu boyutta ele alınmaktadır (Allison ve
diğerleri, 2001). Mesai ücreti verilmese de işi bitirmek için mesaiye kalma, kötü hava
koşullarına veya sağlık durumuna rağmen işe devam etme, molaları uzatmama, su
elektrik gibi kaynakları bilinçli kullanma da örnek olarak verilebilir (Sezgin, 2005).
Nezaket. Örgütte diğer işgörenlerin işlerini etkileyecek problemlerden
sakınmalarını sağlayacak davranışları içermektedir (Podsakoff ve MacKenzie, 1994).
Bu boyutta yer alan davranışların ortak noktası olarak, herhangi bir problem ortaya
çıkmadan örgüt üyelerini uyarmak amacıyla sergilenmeleri gösterilmektedir. Genel
olarak bireylere işlerini etkileyecek davranışlarda bulunmadan evvel düşünceli
davranmaları ve kontrollü hareket etmeleri için yardımcı olmayı içermektedir (Allison
ve diğerleri, 2001). Verilecek bir karardan etkilenmesi olası kişilerin görüş ve fikirlerini
19
alma, örgüt içinde önemli konularla ilgili diğer işgörenlere yardımcı olma, örgütteki
diğer işgörenlerin sahip oldukları haklara saygı gösterme bu boyutta yer alan
davranışlardandır (Gürbüz, 2006).
Sportmenlik. İşgörenlerin çatışmaya sebep olabilecek davranışlardan kaçınmaları
ve önemsiz sorunlardan şikayet etmemelerini içeren davranışlardır (Organ, 1990).İş
arkadaşlarına saygılı davranmak, işlerin olumsuz yönlerine değil olumlu yönlerine
odaklanmak, örgütün imajını örgüt dışında yüceltmek, örgütte çıkan problemlere karşı
yapıcı bir tutum sergilemek bu boyutta yer alan davranışlara örnek olarak gösterilebilir
(Sezgin, 2005). Bu boyutta yer alan davranışların ortak özelliği örgütteki sorunların
büyütülmemesidir (Schnake ve Dumler, 2003).
Gönüllülük ve centilmenlik olarak da ifade edilen sportmenlik, işgörenlerin
şikayet etmeden zahmet ve zorluklara katlanmaları anlamına gelir. Böylece, işin
olumsuz tarafları üzerinde durmadan, olumlu çabalar üzerinde harcanan zaman artmış
olur (Çetin, 2004).
Örgütsel vatandaşlık davranışlarının örgütün performansını ve etkililiğini arttıran
davranışlar olduğu söylenebilir. Sosyal kaytarma davranışları ise bunun tam tersine
örgüt potansiyelini olumsuz etkilemektedir.
Örgütsel vatandaşlık davranışları ile sosyal kaytarma kavramlarının birlikte
değerlendirildiği (Tan ve Tan, 2008) çalışmada iki kavramın zıtlığına rağmen pek çok
ortak noktada buluştukları ifade edilmiştir. Örneğin her iki davranış da motivasyonel
faktörlerden kaynaklanmakta, bireylerin inisiyatifinde uygulanmakta ve örgüt
performansının geneline etki etmektedir. Buna rağmen iki kavram birlikte
değerlendirilmemiştir. Örgütsel vatandaşlık davranışları örgütsel davranış literatüründe
ele alınırken, sosyal kaytarma sosyal psikoloji alanında incelenmiştir (Tan ve Tan,
2008).
Sosyal kaytarma ve örgütsel vatandaşlık davranışlarının her ikisi de örgüt
performansını etkilediğinden, çalışma gruplarını anlamak adına önem taşımaktadırlar.
Örgütsel vatandaşlık davranışları örgütün yararına olan davranışlarken, sosyal kaytarma
davranışları örgüte zarar veren ve istenmeyen davranışlardır. Bu iki kavramın birlikte
incelenmenin örgütün işgücü potansiyelini artırıp, çaba israfını ise en aza indirmeye
20
yardımcı olacağı düşünülmektedir (Tan ve Tan, 2008). İki kavramın karşılaştırması ise
Çizelge1'de özetlenmiştir.
Çizelge 1
Örgütsel Vatandaşlık Davranışları- Sosyal Kaytarma Karşılaştırması
Değişken Örgütsel Vatandaşlık
Davranışları Sosyal Kaytarma
Örgütsel Vatandaşlık
Davranışları ve
Sosyal Kaytarma
Takdir
seviyesi
Bir birey tarafından,
olumlu etkilerin bir
sonucu olarak veya
olumlu sonuçlar elde
etmek için
gerçekleştirilir.
Bir birey tarafından,
olumsuz etkilerin bir
sonucu olarak veya
olumsuz sonuçlarla baş
etmek için
gerçekleştirilir.
Bireyin kontrolü
dahilindedir.
Atfetme
seviyesi
Bireysel veya örgütsel
seviyede meydana
gelir.
Bir iş grubu bağlamında
meydana gelmektedir.
Bireye özgü olarak
atfedilmişlerdir.
Motivasyon
temeli
Örgütsel kaygı,
prososyal değerler ve
etkileme yönetimi gibi
güdülerdir.
Beklenti-değer teorisidir.
Esasen motivasyonel
olan faktörler
tarafından etkilenirler.
Örgüt
üzerindeki
etki
Örgütsel etkililiği ve
performansı artırır.
Bireysel performansı
düşürerek örgüt
performansının da
düşmesine neden olur.
Örgütsel etkililiği ve
performansı
etkilemektedir.
Resmi iş
gereklilikleri
ile ilişki
Resmi iş
gerekliliklerinin
fazlasını içerir.
İş davranışlarının
istenenden daha azını
içerir.
Farklı şekillerde olsa
da rol davranışıyla
ilişkilidirler.
Bireylerin
denetleme
derecesi
Gönüllü katkılardır.
Gösterilen çabayı
kısıtlayıcı kasıtlı
aktivitelerdir.
Bireyler tarafından
bilinçli olarak kontrol
edilmektedirler.
Kaynak: Tan ve Tan, 2008; Ilgın, 2010
Çizelge1'de de görüldüğü üzere sosyal kaytarma ve örgütsel vatandaşlık
davranışları örgütün performans ve verimliliği ile ilişkilidir. Her iki davranış türü de
bireyler tarafından bilinçli biçimde sergilenmektedir. Yine her iki davranışın da
motivasyonel faktörlerden etkilendiği düşünülmektedir.
Tan ve Tan (2008) Singapur'da bir üniversitede 341 öğrencinin katılımıyla
gerçekleştirilen çalışmalarında, örgütsel vatandaşlık davranışları ve sosyal kaytarmanın
oluşumunda kişilik ve güdülerin rollerini incelemişlerdir. Sonuç olarak bir kişilik
özelliği olan vicdanlılığın sosyal kaytarma ile olumsuz, örgütsel vatandaşlık davranışları
ile olumlu yönde ilişki olduğunu görmüşlerdir. Grup kaynaşması ve görevde
21
bağımlılığın örgütsel vatandaşlık davranışlarını ve sosyal kaytarmayı öngördüğünü,
görev görünürlüğü ve sorumluluk hissinin de göreceli olarak hem örgütsel vatandaşlık
davranışlarını hem de sosyal kaytarmayı belirlediğini ifade etmektedirler.
Sosyal kaytarma davranışı örgütsel vatandaşlık davranışıyla negatif yönlü bir
ilişki içindedir (Karau ve Williams, 1997). Örgütsel vatandaşlık davranışlarının ortaya
çıkış sebeplerinin incelenmesi sosyal kaytarmanın engellenmesini sağlayabilir.
1.3.2. Sanal Kaytarma
Sanal kaytarma kavramı uluslararası yazında“cyberslacking” (Lavoie ve Pychyl,
2001; Blanchard ve Henle, 2008) ve “cyberloafing” (Lim, 2002) gibi terimlerle ifade
edilirken (akt.Yağcı ve Yüceler, 2015) Türkiye’de yapılan çalışmalarda ise “sanal
kaytarma” ve “siber aylaklık” olarak kullanılmıştır (Örücü ve Yıldız, 2014; Özkalp,
Aydın ve Tekeli, 2012).
Lim’e (2002) göre sanal kaytarma çalışanların kurumun internetini mesai saatleri
içinde kendi özel amaçları doğrultusunda kullanmalarıdır. Çalışanların sanal
kaytarmaya yönelmesinde iş yerindeki internet erişiminin evdeki ya da farklı bir yerdeki
internet erişiminden daha avantajlı olmasından ziyade örgütsel faktörlerin etkili olduğu
düşünülmektedir (Yağcı ve Yüceler, 2016). Lim ve Teo’ya göre (2001) sanal kaytarma,
zamanın verimsiz kullanımından dolayı sapkın iş yeri davranışı (çalışanların gönüllü
olarak sergiledikleri, çalışanların ve örgütün iklimini olumsuz yönde etkileyen
davranışlar) olarak değerlendirlmektedir (Akt. Ünal ve Tekdemir, 2015).
Kaplan ve Çetinkaya’ya göre (2014) sanal kaytarmanın niteliği eğitim düzeyiyle
alakalıdır. Eğitim düzeyi yüksek olan çalışanların interneti daha çok araştırma amaçlı
kullanırken, eğitim düzeyi düşük olan bireylerin oyun amaçlı kullandığı
düşünülmektedir.
Ünal ve Tekdemir (2015) bir kamu kuruluşunun farklı birimlerinde çalışan
bireylerle yaptıkları araştırmada, katılımcılar yüksek düzeyde sanal kaytarmanın kabul
edilebilir bir davranış olduğunu belirtmişlerdir. Özdem ve Demir (2015) okul
yöneticilerinin sosyal kaytarma davranışını inceledikleri çalışmalarında, bilgisayar ve
internetin olduğu hemen her yerde sanal kaytarmanın kaçınılmaz olduğu sonucuna
ulaşmışlardır.
Sanal kaytarmanın gelişen internet ve bilgisayar teknolojisi ve bu teknolojinin
kullanımının yaygınlaşması sebebiyle yaygın bir davranış olduğu görülmektedir. Sanal
22
kaytarma davranışının da örgütte zaman ve enerji israfı sebebyile örgüte zarar
verebileceği unutulmamalıdır. Sanal kaytarmanın bu yönüyle sosyal kaytarma
davranışıyla benzerlik gösterdiği, bireylerin grup çalışması esnasında da sanal
kaytarmaya yönelmeleri mümkün görünmektedir.
1.4.Sosyal Kaytarmanın Önlenmesi
Sosyal kaytarmanın varlığı, grubun tamamının etkinliğini azaltmaktadır. Bu
durum gruba ve çıktılarına çok büyük zararlar verebilmektedir. Dolayısıyla sosyal
kaytarmanın üstesinden gelmek adına bazı teknikler geliştirilmiştir (Kumar, 2010).
Çıktının ölçülebilir olması. Gruptaki her üyenin çabası ya da ürünü ölçülebilir ve
belirgin olmalıdır. Gruptaki her birey diğer bireylerin karşısında nasıl olduğunu
bilmelidir. Verimsizliğini grup içerisinde saklayamayacağından bu durumun bireyleri
daha ihtiyatlı davranmaya yönelteceği düşünülmektedir. Ayrıca grup lideri kendini
geliştirmek isteyen grup üyesine destek olmalıdır (Kumar, 2010).m
mm Grup üyelerinin tahaahütünü artırmak. Zaccaro'ya göre (1984) grup üyelerine
sıkı çalışmaları için sık sık hatırlatma yapmak sosyal kaytarmayı engellemektedir.
Bireylerin kendi kendini değerlendirmeleri. Bireylere kendi kendini
değerlendirme ya da kendi gruplarını benzerleriyle kıyaslama şansı verilmesinin sosyal
kaytarmayı azalttığını göstermiştir. Diğer taraftan sosyal kaytarma bireylerin kedi
çabaları görünür olmadığında kimsenin bu durumu değerlediremeyeceğini düşündükleri
zamanlarda ortaya çıkmaktadır (Kumar, 2010).
Görevin önemini ya da değerini artırmak. Bireyler görevi önemsiz
gördüklerinde sosyal kaytarma eğilimi gösterebilmektedirler. Dolayısıyla görevin önemi
ya da değeri artırıldığında kaytarmanın da azalacağı düşülmektedir (Karau ve Williams,
1993). öööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööö
Her bireyin katkısının grup için eşsiz olduğuna ikna etmek. Weldon ve Mustari'
ye (1988) göre bireyler kendi katılımlarının grup için değersiz ve gereksiz olduğundan
ziyade önemli olduğuna inanırlarsa sosyal kaytarma azalacaktır.
Sosyal kaytarmayı grup büyüklüğü ile ilişkilendiren Nair (2010) yöneticilerin,
bireylerin çabasının grubun moralini artıracak şekilde değerlendirilmeleri gerektiğini
düşünmektedir. Bunun yanında bireysel çabaların ölçülebilir olmasının da sosyal
23
kaytarmayı azaltacağına inanmaktadır. Poddar ise (2010) sosyal kaytarmanın denetim
eksikliğinden kaynaklandığını söylemektedir. Aynı zamanda grup üyelerine eksiklerini
görebilmeleri adına mentorlük yapılması gerektiğini, çalışma esnasında üyelere sürekli
destek sağlayarak olası kaytarma davranışlarının da engellenebileceğini savunmaktadır.
Balcı ise (2017) sosyal kaytarmanın önlenmesi için yapılabilecekleri şöyle
sıralamaktadır:
Ortaklaşa yürütülen çalışmalarda iş tanımı ve gerekleri iyi yapılmalıdır.
Her bir üyenin görevi açık ve grubu hedeflerine ulaştıracak içeriğe sahip olacak
şekilde belirlenmelidir.
Her bir grup üyesinin uzmanlık alanı ve yetenekleri tespit edilmelidir.
Yöneticiler işleri çalışanların ilgi ve yeteneğine göre dağıtmalı ve adil bir iş
bölümü yapmalıdır.
Bilhassa bireylerin yaptıkları görevi anlamlı kılacak ruhsal yakınlığa sahip
olmaları ve akış halinde görevlerini yapmaları kaytarmayı bertaraf edecektir.
Grup büyüklüğünün düşük tutulması "Kalabalıkta saklanan" grup üyesini tespit
etmek için çok önemlidir.
Ortaklaşa yürütülen çalışma esnasında ve sonunda objektif bir performans
değerlendirme sistemi tesis edilmelidir.
Özellikle bireysel sorumluluklar üzerinde yoğunlaşmalı, bireylerin kendini ve
arkadaşlarını değerlendirme seçeneği de ortaya konmalıdır.
Grup kaynaşmasına önem verilmeli ve “Biz” olmayı sağlayacak beşeri ve sosyal
ilişkiler kurulmalıdır.
Ceza bir tehdit olarak kullanılmamalıdır. Başarı halinde ödüller eşit şekilde
dağıtılmalı, başarısızlık halinde ise cezalandırıcı bir yönetim anlayışından uzak
durulmalıdır.
Düzenli olarak geri bildirim alınmalı ve etkili bir süreç yönetimi
benimsenmelidir.
Töremen ve Karakuş (2007) okullarda grup çalışmalarının etkililiğinin
artırılması için alınabilecek önlemleri aşağıdaki gibi sıralamaktadırlar.
24
Hem öğretmenlerin birbirleri arasında hem de yöneticilerle öğretmenler arasında
sağlıklı bir iletişim bulunmalı, okulda iletişim kanallarını tıkamayacak dengeli
ve kararlı bir yapı bulunmalı,
Ortak çalışmanın erdemini vurgulayan değerler ve normlar okul kültüründe yer
almalı. Öğretmenlerin bu değerleri özümsemeleri sağlanmalı, öğretmenler iş
birliği yapmaları yönünde özendirilmeli ve bunun için onlara gerekli zaman ve
imkanlar sağlanmalı,
Öğretmenlerin duygusal bağlılıklarının arttırılması yönünde gayret gösterilmeli,
onların çabalarını bir araya getirecek ortak bir vizyon ve misyonu paylaşmaları
sağlanmalıdır.
1.5.Eğitim Örgütlerinde Sosyal Kaytarma
Örgütler için büyük önem arz eden grup çalışmasının okullarda da giderek
yaygınlaştığı görülmektedir. Yerine getirilmesi gereken çoğu görev okullarda
oluşturulan grup ve komisyonlarca yürütülmektedir.
Örgütün kendisini de bir takım olarak nitelendiren Başaran (1982), okullarda
takım çalışmasını gerektirecek pek çok durum olduğuna dikkat çekmektedir. Kocabaş
ve Gökbaş (2003) okullarda bulunan öğretmeler kurulu, zümre öğretenleri kurulu,
disiplin kurulu, sınav komisyonları, satın alma komisyonları ve çalışma gruplarını örnek
olarak sıralamaktadırlar.
Günümüzde okullarda yapılan takım çalışmalarına, yıllık ders programlarının
hazırlanmasında, öğretmenler kurulu toplantılarında, zümre toplantılarında, şube
öğretmenler kurulu toplantılarında, sınav komisyonlarında, disiplin kurullarında, çeşitli
komisyonlarda, bazı özel gün ve kutlama programlarında, sınıf içi (eğitim-öğretim)
çalışmalarında ve sene başında planlama yapılırken rastlanılmaktadır (Güçlü ve Okçu,
2015). Bunlara ek olarak okul gelişim yönetim ekibi, Toplam Kalite Yönetimi ekibi ,
okul risk takip kurulu (Okul RİTA) gibi okullarda oluşturulması gereken komisyon,
ekip ya da kurullar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yasal olarak da belirtilmektedir
(MEB, 2014). Yasal olarak var olan bu grupların verimli ve etkili bir biçimde
çalışabilmelerinin okul yöneticileri ve öğretmenler tarafından sağlanabileceği
düşünülmektedir. Bu anlamda grup motivasyonunu olumsuz etkileyen sosyal kaytarma
davranışının öğretmenler tarafından sergilenip sergilenmediği ya da hangi durumlarda
ne derece sergilendiği önem taşımaktadır.
25
Şeşen ve Kahraman (2014) teknik lisede çalışan 175 öğretmenin katılımıyla
yaptıkları çalışmalarında iş arkadaşlarının kaytardığını fark eden çalışanların
kendilerinin de kaytarma eğilimi gösterdikleri sonucunu görmüşlerdir. Çalışanların iş
tatmini ve örgütsel bağlılıklarındaki azalmanın da sosyal kaytarma davranışını artırdığı
görülmüştür (Şeşen ve Kahraman, 2014).
Özdem ve Demir (2015) okul yöneticilerinin sanal kaytarma davranışlarını
ölçmüşlerdir. Sanal kaytarma, bir çalışanın, iş saatleri içerisinde, çalıştığı kurumun
internet bağlantısıyla kullanmış olduğu bilgisayar ve akıllı cep telefonunu kişisel
amaçları için kullanması olarak ifade edilmektedir (Lim, 2002) Diğer bir ifadeyle,
kişinin çalıştığı kurumun internet erişimi ile çalışma saatleri içerisinde işiyle ilgili
olmayan internet sitelerine girmesi veya kişisel amaçlarla elektronik posta alışverişi
yapması gibi faaliyetler sanal kaytarma kapsamında değerlendirilmektedir (Lim, 2002;
Blanchard ve Henle, 2008). Okul yöneticileri önemli sanal kaytarma faaliyetleri
arasında yer alan maddelerden en çok “Sosyal içerikli ağlara katılmak (Facebook,
Twittter vb.) en az ise “Eğlence amaçlı veya boş zaman doldurmak için oyun oynama”
maddelerini yanıtladıkları görülmüştür (Özdem ve Demir, 2015).
Töremen ve Karakuş (2007), öğretmenlerin grup çalışmaları ile ilgili olarak
yaptıkları çalışmada okul idarecilerinin ortak bir vizyon ve misyon duygusu oluşturma
yönünde ciddi bir çaba sarf etmedikleri, öğretmenlerin de bu yönde çok istekli
davranmadıkları sonucuna ulaşmışlardır. Öğretmenlerin ortak amaçlar doğrultusunda
değil bireysel çıkarları doğrultusunda davrandıkları görülmüştür. Okula ve çalışma
arkadaşlarına hesapçı bir anlayışla bağlı olan öğretmenlerden oluşan bir okulda,
öğretmenler arası etkileşimin öğretmen-öğrenci iletişiminin niteliğini düşürdüğü, düşük
iş başarısına sebep olduğu ve çalışma ortamında engelleyici davranışların ortaya
çıkmasını tetiklediği sonucuna ulaşılmıştır (Töremen ve Karakuş 2007).
Literatür incelendiğinde öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının, bu
davranışların sebep ve sonuçlarının incelendiği herhangi bir araştırmaya rastlamamıştır.
Bu araştırmanın problemi, Ankara ili merkez ilçelerindeki kamu ortaokullarında
görev yapan branş öğretmenlerinin sosyal kaytarma davranışlarının ne olduğudur.
26
1.6.Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın amacı, Ankara ili merkez ilçelerindeki kamu ortaokullarında
görev yapan branş öğretmenlerinin sosyal kaytarma davranışları ile bu durumun
nedenlerine ve sonuçlarına ilişkin öğretmen görüşlerini ortaya koymaktır.
Araştırmanın genel amacı doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır:
1. Ankara ili merkez ilçelerindeki kamu ortaokullarında görev yapan öğretmen
görüşlerine göre öğretmenler grup çalışmalarında hangi sosyal kaytarma
davranışlarını göstermektedir ve bu davranışlar hangi sıklık düzeyinde
gerçekleşmektedir?
2. Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının sonuçları nelerdir?
3. Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının,
a. Kişisel,
b. Gruptan kaynaklanan,
c. Görevden kaynaklanan,
d. Yönetimsel
e. Kültürel boyutlarda nedenleri nelerdir?
4. Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının türleri, nedenleri ve
sonuçlarına ilişkin öğretmen görüşleri;
a. Cinsiyet,
b. Kıdem,
c. Branş,
d. Eğitim düzeyi değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte
midir?
5. Ankara ili merkez ilçelerindeki kamu ortaokullarında görev yapan öğretmen
görüşlerine sosyal kaytarmanın önlenmesi için neler yapılmalıdır?
1.7.Araştırmanın Önemi
Örgütlerin değişen rekabet koşullarına ayak uydurabilmesi ve ayakta
kalabilmesi adına kendilerini sürekli geliştirmeye çalıştığı günümüzde, çalışanların
performanslarını arttırabilmek ve performans kayıplarını engelleyebilmek büyük önem
taşımaktadır.
27
Modern yönetim kuramı insanın karmaşık ve değişken bir varlık olduğunu
ortaya koymaktadır. Dolayısıyla örgütün koşulları, çevresel koşullar, bireyin sosyo-
kültürel özellikleri gibi faktörler bireylerin davranışlarının da değişimine sebep
olabilmektedirler (Şahin, 2004). Bu anlamda örgütler çalışanlarının performanslarını
arttırmakla beraber performans kayıplarının sebeplerini saptayarak bu kayıpları en aza
indirgemeye çalışmaktadırlar. Örgütün performansını olumsuz etkileyen sosyal
kaytarma kavramı Latane ve arkadaşları tarafından (1979) literatüre kazandırılmıştır.
Uluslararası literatür tarandığında sosyal kaytarma ile ilgili yapılan çalışmaların
genellikle sosyal psikoloji alanında yapıldığı görülmüştür. Grup çalışmalarında
bireylerin nasıl davrandıkları ve çeşitli değişkenlerin sosyal kaytarmayla olan ilişkisini
ve sosyal kaytarmayı nasıl etkiledikleri araştırılmıştır. Ulusal literatür incelendiğinde
yapılan çalışmaların sınırlı sayıda olduğu görülmüştür. Ülke (2006) kişilik özellikleri ve
algılanan adaletin sosyal kaytarmaya etkisini ele alırken, Ilgın (2010) sosyal kaytarma
ile örgütsel vatandaşlık davranışlarının ilişkisini incelemiştir.
Okullardaki kaynakların etkili biçimde örgüt amaçları için kullanmanın ve
örgütün hedeflerinin gerçekleşmesini sağlamanın okul yöneticisinin çabasıyla mümkün
olabileceği düşünülmektedir. Ancak bu çabanın tek başına yeterli olamayacağı, okulda
kurulan ekip ve komisyonların da aktif katılımının gerektiği düşünülmektedir. Töremen
ve Karakuş (2007) öğretmenler arasındaki işbirliğini ve ekip çalışmasını etkileyen
faktörlerin belirlenmesi amacıyla yaptıkları çalışmada öğretmenlerin kendi çıkarlarını
ekibin çıkarlarından üstün görme gibi bencilce davranışlarının ekip çalışmasını olumsuz
etkilediğini belirtmişlerdir.
Yukarıda sözü edilen bilgiler ışığında ulusal literatürde eğitim bilimleri alanında
öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarını kapsamlı biçimde ele alan araştırmaya
rastlanılmamıştır. Bu açıdan bu çalışmanın alandaki bu boşluğu doldurması ümit
edilmekte, eğitim yönetimi alanına öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışları ile ilgili
bir ölçme aracının geliştirilmesinin de önem arz ettiği düşünülmektedir.
1.8.Araştırmanın Sınırlılıkları
Bu araştırma, 2015-2016 eğitim-öğretim yıllarında örnekleme alınan Ankara
ilindeki ilçelerde (Altındağ, Çankaya, Mamak, Yenimahalle, Etimesgut, Sincan,
28
Gölbaşı, Keçiören, Pursaklar) görev yapan ortaokul öğretmenlerinin görüşleri ile
sınırlıdır.
1.9.Tanımlar
Sosyal Kaytarma. Sosyal kaytarma, bireysel çalışmalarda gösterilen çaba ve
motivasyonun, ortaklaşa yürütülen çalışmalarda azalmasıdır.
Yönetici. Ortaokullarda görev yapan okul müdürleri, müdür başyardımcıları ve
müdür yardımcılarıdır.
Öğretmen. Ortaokullarda görev yapan branş öğretmenleridir.
29
BÖLÜM 2
2. YÖNTEM
Bu başlık altında araştırmanın modeli, evreni ve örneklemi, veri toplama
aracının geliştirilmesi, verilerin toplanması ve analizi ile bulgular ve yoruma ilişkin
bilgilere yer verilmiştir.
2.1.Araştırmanın Modeli
Temel amacı, Ankara ili merkez ilçelerindeki kamu ortaokullarında görev yapan
branş öğretmenlerinin grup çalışmalarındaki sosyal kaytarma davranışlarına ilişkin
görüşlerinin belirlenmesi olan bu araştırma, geçmişte ya da halen var olan bir durumu
olduğu şekliyle betimlemek amacında olduğundan betimsel tarama modelindedir. Bu
kapsamda 2015-2016 öğretim yılında Ankara ili merkez ilçelerindeki kamu
ortaokullarında görev yapmakta olan branş öğretmenlerinin grup çalışmalarındaki
sosyal kaytarma davranışlarına ilişkin düşüncelerinin belirlenebilmesi için
öğretmenlerin görüşlerine başvurulmuştur.
Araştırma nicel yöntem ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmacı tarafından
geliştirilmiş olan ölçekler yoluyla öğretmenlerin grup çalışmalarında sergiledikleri
sosyal kaytarmaya ilişkin branş öğretmenlerinin görüşlerini yansıtan nicel veriler
toplanmıştır.
2.2.Evren ve Örneklem
Araştırmanın hedef evrenini, 2015–2016 öğretim yılında Ankara Büyükşehir
Belediyesi sınırları içerisinde dokuz merkez ilçede (Altındağ, Çankaya, Keçiören,
Mamak, Yenimahalle, Sincan, Etimesgut, Gölbaşı, Pursaklar) kamu ortaokullarında
görevli 14868 branş öğretmeni oluşturmaktadır. 2015–2016 eğitim-öğretim yılı Ankara
İl Milli Eğitim Müdürlüğü internet sitesinden alınan verilere göre, Ankara ili merkez
ilçelerinde görev yapan branş öğretmenleri Çizelge 2'de verilmiştir.
Çizelge 2’den de görüldüğü üzere evreni oluşturan öğretmenlerin tamamına
ulaşmadaki zorluk, zaman ve kaynak yönünden ekonomik olmaması nedeniyle, evreni
temsil edebileceği varsayılan büyüklükte bir örneklem üzerinde çalışılacaktır.
Araştırmanın hedef evrenini temsil edecek örneklem büyüklüğünün belirlenmesinde
araştırmanın evreni α = .05 anlamlılık ve %5 hoşgörü düzeyinde 14868 branş
öğretmenini 381 öğretmeninin temsil edebileceği varsayılmıştır (Balcı, 2017).
30
Çizelge 2
İlçelere Göre Resmi Ortaokullarda Görev Yapan Öğretmen Sayıları
İLÇELER Evrendeki Öğretmen
Sayısı
Örnekleme Alınacak
Öğretmen Sayısı
1. Altındağ 1262 34
2. Çankaya 2465 61
3. Etimesgut 1683 42
4. Gölbaşı 502 13
5. Keçiören 2870 73
6. Mamak 1723 44
7. Sincan 1847 45
8. Yenimahalle 2056 58
9. Pursaklar 460 11
TOPLAM 14868 381
Kaynak. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2016 (www. ankara.meb.gov.tr)
Araştırmada evrendeki alt grupların belirlenip bu alt grupların evren
büyüklüğü içindeki oranlarıyla örneklemde temsil edilmelerini sağlayan tabakalı
örnekleme yöntemi kullanılmıştır (Büyüköztürk, Kılıç Çakmak, Akgün, Karadeniz ve
Demirel, 2013). Ankara’nın dokuz ilçesi birer tabaka olarak kabul edilmiştir.
Tabakalardaki öğretmen sayıları ise tabakaların örneklemdeki büyüklükleri oranında
seçkisiz örneklem yoluyla belirlenmiştir. Araştırmada örnekleme alınacak branş
öğretmenlerinin tabakalara (ilçelere) göre dağılımı Çizelge 2’de verilmiştir.
Örneklemenin temel kuralı yansızlıktır. Yansızlık, belli bir örneklem
büyüklüğüne ulaşmada, evrendeki her ünitenin örnekleme girebilme olasılığının belli,
bağımsız ve birbirine eşit olması durumudur (Karasar, 2009). Araştırmada seçkisiz
örnekleme kullanılacaktır. Seçkisiz örnekleme, evrendeki tüm elemanların birbirine eşit
seçilme şansına sahip oldukları örnekleme türüdür. Örneklemde yer alan öğretmenlerin
bağımsız değişkenlere göre dağılımı ve yüzdeleri Çizelge 3’te verilmiştir.
31
Çizelge 3
Örneklemde Yer Alan Öğretmenlerin Bağımsız Değişkenlere Göre Dağılımı ve
Yüzdeleri
Değişken Grup Öğretmen
N %
İlçeler
Altındağ 34 8,92
Çankaya 61 16,01
Etimesgut 42 11,02
Gölbaşı 13 3,41
Keçiören 73 19,16
Mamak 44 11,54
Sincan 45 11,81
Yenimahalle 58 15,22
Pursaklar 11 2,88
Toplam 381 100
Cinsiyet
Kadın 271 71,1
Erkek 110 28,1
Kayıp - -
Toplam 381 100
Yaş
23-34 130 34,1
35-50 218 57,2
51 ve üzeri 31 8,1
Kayıp 2 0,5
Toplam 381 100
Mesleki Kıdem
1-10 135 35,4
11-20 150 39,4
21 ve üzeri 90 23,6
Kayıp 6 1,6
Toplam 381 100
Eğitim Düzeyi
Ön Lisans 18 4,7
Lisans 316 82,9
Lisans Üstü 44 11,5
Kayıp 3 0,8
Toplam 381 100
Branş Sayısal 97 25,45
Sözel 164 43,04
Diğer 106 27,82
Kayıp 14 3,6
Toplam 381 100
32
Çizelge 3’te de gösterildiği üzere araştırmaya katılan öğretmenlerin %71’i kadın,
%28’i erkektir.
Çizelge 3 incelendiğinde öğretmenlerin %35,4’ünün 1-10 yıl arası, %39,4'ünün
11-20 yıl arası, %23,6'sının 21 yıl ve üzeri kıdeme sahip olduğu belirlenmiştir.
Katılımcıların beşi yanıtsız bırakmışlardır.
Araştırmanın demografik değişkenlerinden yaş değişkeni incelendiğinde
öğretmenlerin %34,1'inin 23-34 yıl arası, %57,2'sinin 35-50 yıl arası, %8,1’nin 51 ve
üzeri bir yaşa sahip oldukları görülmektedir. Çalışmaya katılan öğretmenlerin %4,7’si
ön lisans mezunu, %82,9’u lisans mezunu ve % 44’ü lisans üstü eğitim mezunudur.
Katılımcıların üçü eğitim düzeyi sorusunu yanıtsız bırakmıştır.
Çizelge 3’te görüldüğü üzere öğretmenlerin % 25, 45’i sayısal branş, % 43,04’ü
sözel branş, % 27, 82 ‘si ise diğer branş öğretmenlerinden oluşmaktadır.
2.3.Veri Toplama Araçları
Bu başlık altında araştırma nicel verilerinin toplandığı “Öğretmenlerin Sosyal
Kaytarma Davranışları”, “Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Nedenleri”
ve “Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Sonuçları” ve
“Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Önlenmesi” formlarına yer
verilmiştir.
Araştırmacı tarafından geliştirilen "Öğretmenlerin Ortak Çalışma Davranışlarını
Değerlendirme Ölçeği" dört alt ölçekten oluşmaktadır. Ölçme aracındaki maddelerin
oluşturulmasında önce ilgili alan yazın taranarak maddeler geliştirilmiştir.
İlgili alan yazın taraması sonucunda uzman görüşüne sunulan 66 maddelik form
hazırlanmıştır. Ayrıca ölçme aracının sonunda katılımcıların belirtilen maddeler
haricinde belirtmek istedikleri görüşlerini yazabilecekleri bölüm bulunmaktadır.
Ölçme aracı taslağının kapsam geçerliliğini sağlamak üzere Eğitim Yönetimi ve
Teftişi ve Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme alanlarından 9 uzmanın1 görüşüne
sunulmuştur. Uzmanlardan, ölçme aracında bulunan maddelerin ölçülmek istenen
1 Prof. Dr. Ali Balcı, Prof. Dr. Yasemin Kepenekçi, Doç. Dr. Şakir Çınkır, Arş. Gör. Özge Erdemli, Arş.
Gör. İnci Öztürk, Arş. Gör Burcu Toptaş, Arş. Gör. Ayşegül Atalay, Arş. Gör. Muhammet Mehmet
Mazlum, Arş. Gör. Gül Kurum.
33
yapıyı yansıtıp yansıtmadığına dair görüşlerini ve varsa düzeltme önerilerini
belirtmeleri istenmiştir. Uzman görüşleri dikkate alınarak araçta gerekli düzenlemeler
yapılmıştır. Hazırlanan ölçek taslağı likert türünde bir ölçektir.
Verilerin analiz edilmesinden önce, verilerin geçerlik ve güvenirlik analizlerine
hazır hale getirilebilmesi için veri tarama işlemi gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda veri
analizinin ilk aşamasında, veri setindeki maddelerde, eksik veri olup olmadığı
incelenmiş ve değişkenlerin herhangi birisinde %5’den (Tabachnick ve Fidell, 2007)
fazla eksik veri olmadığı sonucuna varılmıştır. Eksik olan değerler ise, aritmetik
ortalama değeri atanarak tamamlanmıştır. Tek değişkenli aykırı değerleri belirlemek
standardize edilmiş z puanları incelenmiştir. Büyük örneklemlerde (n>100) z puan
aralığının -4 ve +4 puan aralığında alınması önerilmektedir (Mertler ve Vannatta, 2005;
Akt. Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2012). Buna dayalı olarak, 001.Z 4,00’ı
aşan veri gözlenmemiştir.
Araştırmada, ölçek geliştirme çalışmalarında Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA)
kullanılmıştır. Faktör analizi, ilişkili çok sayıda değişkeni bir araya getirerek anlamlı
yeni yapılar keşfetmeyi veya değişkenlerle önerilen yapılar arasındaki ilişkiyi test
etmeyi amaçlamaktadır (Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2012).
Geçerli bir faktör analizinin yapılabilmesi için uygun örneklem büyüklüğüne
ilişkin alan yazında çeşitli görüşler öne sürülmekte; ancak üzerinde uzlaşılmış bir
büyüklükten söz edilememektedir. Bryman ve Cramer (2005) AFA’da madde sayısının
en az beş katı örneklem büyüklüğüne ulaşılması gerektiğini belirtirken Kline (1994)
ölçekteki madde sayısının en az iki katı kadar bir örnekleme ulaşılması gerektiğini
belirtmiştir (Akt. Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2012) .
Bu görüşler doğrultusunda uygulama çalışması için toplam 193 branş
öğretmeninden veri toplanılmıştır. Üç anket düzensiz ve eksik bir şekilde doldurulduğu
için veri setinden çıkarılmıştır. Geçerlik güvenirlik çalışması Ankara’da görev yapan
190 branş öğretmeni ile yürütülmüştür. Böylece ölçekler için katılımcı/madde sayısı
oranı (190/66= 2,87) olduğundan istenilen örneklem büyüklüğü oranlarına büyük
ölçüde ulaşıldığına karar verilmiştir.
34
2.3.1.Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışları Ölçeği
Ölçeğin ön uygulama formundan elde edilen verilerin AFA’ya uygunluğu
Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterliği testi ile test edilmiştir. KMO değeri
0,93 olarak bulunmuştur. KMO değerinde 0.60- 0.70 arası zayıf, 0.70–0.80 arası orta,
0.80–0.90 arası iyi ve 0.90 ve üzeri değerler ise mükemmel olarak yorumlanmaktadır
(Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2012). Böylece veri setinin AFA için uygun
olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca verilerin normalliği de Bartlett küresellik testi
(Tavşancıl, 2006) ile test edilmiş ve verilerin normal dağıldığı görülmüştür (p< .05). Bu
bulgulardan sonra veriler AFA ile analiz edilmiştir.
Ölçeklerle elde edilen verilerin güvenirliği Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı
ile test edilmiştir. Ölçekteki maddelere verilecek yanıtların üç ve daha fazla seçenekli
olması durumunda bu katsayının kullanılması daha uygun bulunmakta; hesaplanan
güvenirlik katsayısının .70'in üzerinde olması genel olarak yeterli görülmektedir
(Büyüköztürk, 2009). Ölçeklerde yer alan maddelerin ayırt ediciliği ise madde toplam
puan korelasyonları ile test edilmiştir. Madde toplam korelasyonu. 30 ve daha yüksek
olan maddelerin bireyleri iyi derecede ayırt ettiği belirtilmektedir (Büyüköztürk, 2009).
Bu görüş doğrultusunda ölçekte madde toplam puan korelasyonu. 30'un altında olan
maddeler ölçekten çıkarılmış, .30 ve üzerindeki maddeler ölçekte tutulmuştur.
AFA sonucunda faktör sayısının belirlenmesinde olası faktörlerin özdeğerleri,
özdeğerlerin açıklanan toplam varyansa katkıları ve çizgi grafiğinden (Scree Plot)
yararlanılmıştır. Bu incelemeler sonucunda, ölçeğin tek faktörlü bir yapıyı desteklediği
görülmüştür. Ölçekte yer alan maddelerin faktör yük değerleri, madde toplam
korelasyonları ile ölçeğin Cronbach Alfa iç tutarlık katsayısı ve açıkladığı toplam
varyans Çizelge 4’te verilmiştir.
Çizelge 4' te görüldüğü gibi tek faktörlü bu yapının açıkladığı toplam varyans %
58,01’dir. Ölçeğin içerdiği 17 madde ile tek faktörlü bir yapı gösterdiğine ve var olan
haliyle geçerli ve güvenilir olduğuna karar verilmiştir.
35
Çizelge 4
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışları Ölçeği Maddelerinin Faktör Yük
Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları
Sosyal Kaytarma Davranışları
Faktör
Yük
Değeri
Düzeltilmiş
Madde-
Toplam
Korelasyonu
m13 Grup çalışmalarında kendi sorumluluğundaki görevleri
unutmuş gibi davranma .83 .80
m14 Görevle ilgili toplantılarda sessiz kalarak gizlenme
.83 .80
m9 Kendi sorumluluklarını bilmiyorum diyerek başkalarına
yükleme .82 .79
m5 İş bitirilene kadar ortalıkta görünmeme .81 .77
m17 Grup toplantılarının çabuk bitmesi için baskı yapma
.78 .75
m7 Verilen ödev ya da sorumlulukları gelişigüzel yapma
.78 .74
m12 İşin sadece kendi istediği kısmıyla ilgilenme
.77 .74
m15 Grup toplantılarına kasıtlı olarak geç gelme
.77 .71
m4 Grup içerisinde tartışmalara yol açarak grubun dikkatini
dağıtma .76 .73
m10 Sık sık rapor ya da izin kullanma
.76 .72
m8 İşi daha kıdemsiz olanlara yıkma
.75 .72
m16 Grup çalışması esnasında cep telefonuyla meşgul olma
.75 .73
m6 Verilen ödev ya da sorumlulukları zamanında bitirmeme
.73 .70
m11 Ortak çalışmayla ilgili gruptaki diğer üyelerle etkileşim
kurmama .73 .69
m1 Okuldaki toplantılara katılmayarak iş üstlenmekten
kaçınma .71 .66
m3 Gruptaki diğer kişileri oyalayarak çalışmalarına engel
olma .64 .59
m2 Bir çalışma esnasında sık sık mola verme
.63 .59
Ölçek Toplam
KMO=.93 Açıklanan Toplam Varyans= %58.01 Barlett Küresellik testi [χ2=2149,929,
sd=14, p<0.01] Cronbach Alpha= .954 Özdeğer: 5,776
36
2.3.2.Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Nedenleri Ölçeği
Ölçeğin ön uygulama formundan elde edilen verilerin AFA’ya uygunluğu
Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterliği testi ile test edilmiştir. KMO değeri
0,94 olarak bulunmuştur. KMO değerinde 0.60- 0.70 arası zayıf, 0.70–0.80 arası orta,
0.80–0.90 arası iyi ve 0.90 ve üzeri değerler ise mükemmel olarak yorumlanmaktadır
(Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2012). Böylece veri setinin AFA için uygun
olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca verilerin normalliği de Bartlett küresellik testi
(Tavşancıl, 2006) ile test edilmiş ve verilerin normal dağıldığı görülmüştür (p< .05). Bu
bulgulardan sonra veriler AFA ile analiz edilmiştir.
Ölçeklerle elde edilen verilerin güvenirliği Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı
ile test edilmiştir. Ölçekteki maddelere verilecek yanıtların üç ve daha fazla seçenekli
olması durumunda bu katsayının kullanılması daha uygun bulunmakta; hesaplanan
güvenirlik katsayısının .70'in üzerinde olması genel olarak yeterli görülmektedir
(Büyüköztürk, 2009).
Ölçeklerde yer alan maddelerin ayırt ediciliği ise madde toplam puan
korelasyonları ile test edilmiştir. Madde toplam korelasyonu .30 ve daha yüksek olan
maddelerin bireyleri iyi derecede ayırt ettiği belirtilmektedir (Büyüköztürk, 2009). Bu
görüş doğrultusunda ölçekte madde toplam puan korelasyonu .30’un altında olan
maddeler ölçekten çıkarılmış, .30 ve üzerindeki maddeler ölçekte tutulmuştur. Binişik
olduğu tespit edilen altı madde ölçekten çıkarılmıştır. Bu haliyle ölçek 26 maddeden
oluşmaktadır.
AFA sonucunda faktör sayısının belirlenmesinde olası faktörlerin özdeğerleri,
özdeğerlerin açıklanan toplam varyansa katkıları ve çizgi grafiğinden (Scree Plot)
yararlanılmıştır. Bu incelemeler sonucunda, ölçeğin kişisel nedenler, görev kaynaklı
nedenler, gruptan kaynaklanan nedenler, yönetimsel nedenler ve kültürel nedenler
olmak üzere beş faktörlü bir yapıyı desteklediği görülmüştür. Ölçekte yer alan
maddelerin faktör yük değerleri, madde toplam korelasyonları ile ölçeğin Cronbach
Alfa iç tutarlık katsayısı ve açıkladığı toplam varyans Çizelge 5'te verilmiştir.
37
Çizelge 5
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Nedenleri Ölçeği Maddelerinin
Faktör Yük Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları
Faktör 1: Kişisel Nedenler
Döndürülmüş
Faktör Yük
Değeri
Düzeltilmiş
Madde-
Toplam
Korelasyonu
m21 Grupta işi üstlenecek birilerinin çıkacağını
düşünmesi
.71 .59
m27 Verilen görevleri zor bulması .66 .56
m29 Verilen görev açısından kendini yetersiz
hissetmesi
.66 .58
m22 Başkalarının işi daha iyi yapabileceğini
düşünmeleri
.62 .51
m26 Verilen işleri gereksiz görmesi .61 .61
m25 Mesleğine duyduğu saygının düşük olması .60 .53
m24 Ailevi yükümlülüklerinin okuldaki işlere
fazladan zaman ayırmalarını engellemesi
.52 .52
Özdeğer= 3,774 Açıklanan Varyans= % 14,51
Faktör 2: Görev Kaynaklı Nedenler
m28 Mesleğin yorucu olması .85 .54
m30 Mesleğin yorucu olması nedeniyle ders dışı
işlere enerjilerinin kalmaması
.84 .50
Özdeğer= 2,261 Açıklanan Varyans= % 8,69
Faktör 3: Gruptan Kaynaklanan Nedenler
m35 Daha baskın karakterde olanlar tarafından
yönlendirilmek istememesi
.75 .61
m37 Grup üyeleri arasında çatışma olması .74 .61
m34 Grup içinden gelecek eleştirilerden çekinmesi .68 .67
m36 Çalışma grupları oluşturulurken kişi sayısının
rastgele belirlenmesi
.67 .63
m33 Grupta etkili bir iletişimin olmadığını düşünmesi .65 .71
m40 Gruptaki kişilerle çalışmak istememesi .63 .62
m38 Performansı düşük kişilerle birlikte çalışmak
zorunda kalması
.59 .65
m32 Gruptaki diğer kişilerin daha az çalışacaklarını
düşünmesi
.53 .67
Özdeğer= 4,547 Açıklanan Varyans= %17,49
(devam ediyor)
38
Çizelge 5 (Devam)
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Nedenleri Ölçeği Maddelerinin
Faktör Yük Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları
Faktör 4: Yönetimsel Nedenler
m45 Görevini iyi yapanlara yeni görevler yüklenmesi
. 72 .62
m44 Yöneticilerin grup içindeki görevlerini
yapmayanlara yaptırım uygulamaması
.70 .69
m42 Grup içinde görevlerin adil dağıtılmaması .70 .71
m43 Grup performansına grup ödülü yerine bireysel
ödül verilmesi
.67 .52
m41 Yöneticilerin kimin ne yaptığıyla ilgilenmemesi
.558 .678
Özdeğer= 3,324 Açıklanan Varyans= %12,78
Faktör 5: Kültürel Nedenler
m47 Bireysel çıkarların grup kazancının üstünde
tutulması
.80 .62
m48 İşten kaçabilmenin işbilirlik olarak görülmesi .78 .62
m49 Çalışkanlığın toplumsal bir değer olarak
benimsenmemesi
.77 .57
m46 Toplum olarak grupla çalışmaya yatkın
olmamamız
.74 .55
Özdeğer= 3,328 Açıklanan Varyans= %12,79
Ölçek Toplam
KMO= .94Açıklanan Toplam Varyans= %66,28 Barlett Küresellik testi [χ2=2949.92,
sd=20, p<0.01] Cronbach Alpha= . 94
Çizelge 5'te görüldüğü gibi beş faktörlü bu yapının açıkladığı toplam varyans %
66,28'dir. Ölçeğin içerdiği 26 madde ile geçerli ve güvenilir olduğuna karar verilmiştir.
2.3.3.Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Sonuçları Ölçeği
Ölçeğin ön uygulama formundan elde edilen verilerin AFA’ya uygunluğu
Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterliği testi ile test edilmiştir. KMO değeri
0,91 olarak bulunmuştur. KMO değerinde 0.60- 0.70 arası zayıf, 0.70–0.80 arası orta,
0.80–0.90 arası iyi ve 0.90 ve üzeri değerler ise mükemmel olarak yorumlanmaktadır
(Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2012). Böylece veri setinin AFA için uygun
39
olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca verilerin normalliği de Bartlett küresellik testi
(Tavşancıl, 2006) ile test edilmiş ve verilerin normal dağıldığı görülmüştür (p< .05). Bu
bulgulardan sonra veriler AFA ile analiz edilmiştir.
Ölçeklerle elde edilen verilerin güvenirliği Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı
ile test edilmiştir. Ölçekteki maddelere verilecek yanıtların üç ve daha fazla seçenekli
olması durumunda bu katsayının kullanılması daha uygun bulunmakta; hesaplanan
güvenirlik katsayısının .70'in üzerinde olması genel olarak yeterli görülmektedir
(Büyüköztürk, 2009).
Ölçeklerde yer alan maddelerin ayırt ediciliği ise madde toplam puan
korelasyonları ile test edilmiştir. Madde toplam korelasyonu .30 ve daha yüksek olan
maddelerin bireyleri iyi derecede ayırt ettiği belirtilmektedir.(Büyüköztürk, 2009). Bu
görüş doğrultusunda ölçekte madde toplam puan korelasyonu .30’un altında olan
maddeler ölçekten çıkarılmış, .30 ve üzerindeki maddeler ölçekte tutulmuştur.
AFA sonucunda faktör sayısının belirlenmesinde olası faktörlerin özdeğerleri,
öz-değerlerin açıklanan toplam varyansa katkıları ve çizgi grafiğinden (Scree Plot)
yararlanılmıştır. Bu incelemeler sonucunda, ölçeğin tek faktörlü bir yapıyı desteklediği
görülmüştür. Ölçekte yer alan maddelerin faktör yük değerleri, madde toplam
korelasyonları ile ölçeğin Cronbach Alfa iç tutarlık katsayısı ve açıkladığı toplam
varyans Çizelge 6’da verilmiştir. Çizelge 6'da görüldüğü gibi tek faktörlü bu yapının
açıkladığı toplam varyans % 53,80'dir. Ölçeğin içerdiği 10 madde ile geçerli ve
güvenilir olduğuna karar verilmiştir.
Çizelge 6
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Sonuçları Ölçeği'nin Maddelerinin
Faktör Yük Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları
Faktör 1: Sosyal Kaytarmanın Sonuçları
Faktör
Yük
Değeri
Düzeltilmiş
Madde-
Toplam
Korelasyonu
m58 Grupların çalışmalarına olan inancın azalması .86 .54
m55 Öğretmenler arası çatışmaların ortaya çıkması .82 .75
m52 Öğretmenler arası güvenin azalması .80 .72
(devam ediyor)
40
Çizelge 6 (Devam)
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Sonuçları Ölçeği'nin Maddelerinin
Faktör Yük Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları
m59 Öğretmenlerde adalet duygusunun zayıflaması .80 .71
m53 Çoğu işin belli öğretmenler tarafından
yapılmasının beklenmesi .77 .68
m54 Okulda işlerin aksaması .72 .65
m51 Gruptaki diğer öğretmenlerin tüm işin
kendilerine yüklenmemesi için işi yavaşlatması .67 .59
m56 Yöneticilerin yaptırım uygulamak zorunda
kalması .66 .58
m50 Gruptaki diğer öğretmenlerin daha fazla
çalışarak durumu telafi etmek zorunda kalması .64 .54
m57 Eğitim öğretim faaliyetlerinin zarar görmesi .45 .38
Ölçek Toplam
KMO=.91 Açıklanan Toplam Varyans= %53.80 Barlett Küresellik testi [χ2=847,364, sd=8,
p<0.01] Cronbach Alpha= .88 Özdeğer: 5,381
2.3.4.Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Önlenmesi Ölçeği
Ölçeğin ön uygulama formundan elde edilen verilerin AFA’ya uygunluğu
Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterliği testi ile test edilmiştir. KMO değeri
0,82 olarak bulunmuştur. KMO değerinde 0.60- 0.70 arası zayıf, 0.70–0.80 arası orta,
0.80–0.90 arası iyi ve 0.90 ve üzeri değerler ise mükemmel olarak yorumlanmaktadır
(Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2012). Böylece veri setinin AFA için uygun
olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca verilerin normalliği de Bartlett küresellik testi
(Tavşancıl, 2006, 51) ile test edilmiş ve verilerin normal dağıldığı görülmüştür (p< .05).
Bu bulgulardan sonra veriler AFA ile analiz edilmiştir.
Ölçeklerle elde edilen verilerin güvenirliği Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı
ile test edilmiştir. Ölçekteki maddelere verilecek yanıtların üç ve daha fazla seçenekli
olması durumunda bu katsayının kullanılması daha uygun bulunmakta; hesaplanan
güvenirlik katsayısının .70’in üzerinde olması genel olarak yeterli görülmektedir
(Büyüköztürk, 2009). Ölçeklerde yer alan maddelerin ayırt ediciliği ise madde toplam
puan korelasyonları ile test edilmiştir. Madde toplam korelasyonu .30 ve daha yüksek
olan maddelerin bireyleri iyi derecede ayırt ettiği belirtilmektedir.(Büyüköztürk, 2009).
41
AFA sonucunda faktör sayısının belirlenmesinde olası faktörlerin özdeğerleri, öz-
değerlerin açıklanan toplam varyansa katkıları ve çizgi grafiğinden (Scree Plot)
yararlanılmıştır. Bu incelemeler sonucunda, ölçeğin tek faktörlü bir yapıyı desteklediği
görülmüştür. Ölçekte yer alan maddelerin faktör yük değerleri, madde toplam
korelasyonları ile ölçeğin Cronbach Alfa iç tutarlık katsayısı ve açıkladığı toplam
varyansı Çizelge 7'de verilmiştir.
Çizelge 7
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Önlenmesi Ölçeği Maddelerinin
Faktör Yük Değerleri ve Madde Toplam Korelasyonları
Faktör 1: Sosyal Kaytarmanın Önlenmesi
Faktör
Yük
Değeri
Düzeltilmiş
Madde-
Toplam
Korelasyonu
m62 Grup çalışmalarında sorumlu bir yönetici bulunmalıdır. .83 .76
m65 Ortaklaşa yürütülen çalışmalar ödüllendirilmelidir. .82 .73
m61 Grup büyüklüğü görev dikkate alınarak belirlenmelidir. .81 .70
m64 Yöneticiler her bir öğretmenin grup çalışmasına katılımını
izlemelidir. .78 .70
m60 Gruplar oluşturulurken öğretmenlerin ilgi ve yetenekleri
dikkate alınmalıdır. .76 .64
m66 Grup çalışmalarında yaşanan çatışmalara müdahale
edilmelidir. .70 .60
m63 Yöneticiler grupta her bir öğretmenin üzerine düşen görevi
belirlenmelidirler. .67 .57
Ölçek Toplam
KMO=.82 Açıklanan Toplam Varyans= %59.78 Barlett Küresellik testi [χ2=684,245, sd=6,
p<0.01] Cronbach Alpha= .88 Özdeğer: 4,185
Çizelge 7'de görüldüğü gibi tek faktörlü bu yapının açıkladığı toplam varyans %
59,78'dir. Sosyal Kaytarma Davranışlarının Önlenmesi Ölçeği2 içerdiği 7 madde ile
geçerli ve güvenilir olduğuna karar verilmiştir.
2 “Ankara İli Kamu Ortaokullarında Görev Yapan Öğretmenlerin Grup Davranışlarındaki
İsteksizliği (Sosyal Kaytarma Davranışları)” şeklinde olan tez başlığı jüri kararı doğrultusunda “Ankara
İli Kamu Ortaokullarında Görev Yapan Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışları” şeklinde
değiştirilmiştir.
42
2.4.Verilerin Toplanması
Araştırmanın verilerinin Ankara ilinin 9 ilçesinde bulunan kamu ortaokullarından
toplanabilmesi için öncelikle Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden (Ek-A) ve Ankara
Üniversitesi Etik Kurulu’ndan (Ek-B) araştırma izni alınmıştır. Verilerin toplanacağı
okullara gidilerek ölçekler bırakılmış daha sonra da geri toplanmıştır.
2.5.Verilerin Analizi
Verilerin çözümlenmesinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma,
parametrik (t-testi ve ANOVA) ve parametrik olmayan (Mann Whitney U ve Kruskall
Wallis H) fark testleri kullanılmıştır.
Verilerin analiz edilmeden önce, verilerin geçerlik ve güvenirlik analizlerine
hazır hale getirilebilmesi için veri tarama işlemi gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda
öncelikle hatalı girilen veriler frekanslar, aritmetik ortalamalar, maksimum ve minimum
değerler kontrol edilerek düzeltilmiştir. Daha sonra veri setindeki maddelerde, eksik
veri olup olmadığı incelenmiş ve değişkenlerin herhangi birisinde %5’den (Tabachnick
ve Fidell, 2007) fazla eksik veri olmadığı sonucuna varılmıştır. Tek değişkenli aykırı
değerleri belirlemek üzere standardize edilmiş z puanları incelenmiştir. Büyük
örneklemlerde (n>100) z puan aralığının -4 ve +4 puan aralığında alınması
önerilmektedir (Mertler ve Vannatta, 2005; Akt. Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk,
2012). Verilerin bu değer aralığında olduğu görülmüştür.
Araştırmaya katılan katılımcıların araştırma sorularına verdikleri yanıtların
aritmetik ortalamaların değerlendirilmesinde aşağıdaki değerlendirme aralıkları esas
alınmıştır. “1,00-1,79 = “Hiç Katılmıyorum” ve “Hiçbir zaman” , “1.80 – 2.59 = Az
Katılıyorum” ve “Çok az”, 2.60– 3.39 = “Orta Düzeyde Katılıyorum ” ve “Bazen”,
3.40 – 4.19 = “Büyük Ölçüde Katılıyorum ” ve “Sık sık”, 4.20 – 5.00 = “Tam
Katılıyorum ” ve “Her zaman”.
43
BÖLÜM 3
3. BULGULAR VE YORUM
Araştırmanın bu bölümünde, kamu ortaokullarında görevli öğretmenlerin
sergiledikleri sosyal kaytarma davranışları, bu davranışların nedenleri, sonuçları ve
önlenmesi amacıyla alınabilecek tedbirlere ilişkin öğretmen görüşlerinin belirlenmesi
amacıyla geliştirilen veri toplama aracından elde edilen bulgular ve yorumlar
sunulmuştur.
3.1.Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Bu başlık altında öğretmenlerin grup çalışmalarında sergiledikleri sosyal
kaytarma davranışları aritmetik ortalama ve standart sapma değerlerine göre analiz
edilmiş, bulgular betimlenmiş ve yorumlanmıştır.
Çizelge 8
Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Ortalama ve Standart
Sapma Değerleri
Sosyal Kaytarma Davranışları �̅� s.s
m16 Grup çalışması esnasında cep telefonuyla meşgul olma 2.54 1.57
m17 Grup toplantılarının çabuk bitmesi için baskı yapma 2.53 1.21
m12 İşin sadece kendi istediği kısmıyla ilgilenme 2.51 1.17
m14 Görevle ilgili toplantılarda sessiz kalarak gizlenme 2.46 1.17
m6 Verilen ödev ya da sorumlulukları zamanında bitirmeme 2.36 1.15
m2 Bir çalışma esnasında sık sık mola verme 2.36 0.95
m7 Verilen ödev ya da sorumlulukları gelişigüzel yapma 2.35 1.12
m8 İşi daha kıdemsiz olanlara yıkma 2.33 1.25
m9 Kendi sorumluluklarını bilmiyorum diyerek başkalarına
yükleme 2.28 1.27
m10 Sık sık rapor ya da izin kullanma 2.25 1.09
m1 Okuldaki toplantılara katılmayarak iş üstlenmekten kaçınma 2.24 1.11
m11 Ortak çalışmayla ilgili gruptaki diğer üyelerle etkileşim
kurmama 2.20 1.04
m13 Grup çalışmalarında kendi sorumluluğundaki görevleri
unutmuş gibi davranma 2.17 1.13
m5 İş bitirilene kadar ortalıkta görünmeme 2.12 1.08
m15 Grup toplantılarına kasıtlı olarak geç gelme 2.11 1.18
m4 Grup içerisinde tartışmalara yol açarak grubun dikkatini
dağıtma 1.96 1.02
m3 Gruptaki diğer kişileri oyalayarak çalışmalarına engel olma 1.73 0.94
Boyut Ortalaması 2.26
44
Çizelge 8'de görüldüğü gibi boyut ortalamasına göre öğretmenler sosyal
kaytarma davranışlarını çok az sergilenmektir. Öğretmenlerin en yüksek katıldığı
madde ( �̅�= 2.54) “grup çalışması esnasında cep telefonuyla meşgul olma” olmuştur.
Bu maddeyi ( �̅�= 2.53) “grup toplantılarının çabuk bitmesi için baskı yapma” ve “işin
sadece kendi istediği kısmıyla ilgilenme” ( �̅�= 2.51) ifadeleri izlemektedir. Öğretmenlerin
görüşlerince en az sergilenen sosyal kaytarma davranışı “gruptaki diğer kişileri
oyalayarak çalışmalarına engel olma” ( �̅�= 1.73) olmuştur. Düşük düzeyde sergilendiği
düşünülen diğer maddeler ise "grup içerisinde tartışmalara yol açarak grubun dikkatini
dağıtma” ( �̅�= 1.96) ve “grup toplantılarına kasıtlı olarak geç gelme” ( �̅�= 2.11) olmuştur.
Araştırma bulgularıyla benzer olarak Ünal ve Tekdemir (2015) de sanal
kaytarma davranışının kamu çalışanları arasında düşük gözlemlendiği sonucuna
ulaşmıştır. Yine aynı araştırmanın sonucuna göre sanal kaytarma çalışanlarca olağan bir
davranış olarak nitelendirilmiştir.
Araştırma bulgularından farklı olarak Albez, Sezer, Akan ve Ada (2014) zümre
öğretmenler kurulu toplantılarının etkililiğini araştırdıkları çalışamalarında 272 sınıf
öğretmeninin görüşlerine başvurmuşlardır. Öğretmenler, zümre öğretmenler kurulu
toplantılarının etkili olduğunu ve ekip ruhuyla gerçekleştirildiğini belirtmişlerdir. Bu
farklılığın sebebi çalışmanın zümre toplantıları özelinde yapılmış olması olabilir. Zira
okullarda zümre öğretmenleri haricinde birçok grup toplantısı yapılmaktadır.
Araştırma bulgularına göre öğretmenlerin sık sık rapor ya da izin
kullanmadıkları sonucuna varılabilir. Bakay'ın (2014) öğretmen devamsızlığını
incelediği araştırmasında da benzer biçimde öğretmenlerin düşük devamsızlık oranına
(%2.69) sahip olduğu sonucuna varılmıştır (Akt. Erdemli, 2015). Erdemli (2015)’in
öğretmenlerin geri çekilme davranışlarını konu edindiği çalışmasında benzer biçimde
geri çekilme davranışlarından “planlanmış okul toplantılarına (zümre toplantısı, veli
toplantısı vb.) katılmama” davranışının düşük düzeyde sergilendiği görülmüştür.
Piezon ve Ferree (2008) tarafından 174'ü erkek ve 53'ü kadın olmak üzere
toplam 227 uzaktan eğitim öğrencisi üzerinde, uzaktan eğitim alan gruplar arasında
sosyal kaytarma davranışı algısı olup olmadığını belirlemek üzere yapılan araştırmaya
göre; katılımcı öğrencilerin % 35,7'si gruplar içerisinde üyelerin sosyal kaytarma
davranışına yöneldiklerini düşünmektedir. Bu çalışmada da öğretmenler arkadaşlarının
az düzeyde kaytardıklarını belirtmişlerdir.
45
3.1.1 Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerin Çeşitli Değişkenlere Göre
İncelenmesi
Bu bölümde cinsiyet, yaş, branş, kıdem ve eğitim durumu değişkenlerin sosyal
kaytarma davranışı üzerindeki etkisi ele alınmıştır.
Cinsiyet değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında çalışan
öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarına ilişkin öğretmen görüşleri arasında
cinsiyet değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığı t testi ile analiz edilmiştir. Analiz
sonuçları Çizelge 9’da verilmiştir.
Çizelge 9
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerinin Cinsiyete Göre
Farklılaşma Durumu
Boyut Grup N �̅� ss sd t p
Sosyal
Kaytarma
Davranışları
Kadın 271 37,87 14,96 366 -.90 .36
Erkek 110 39,40 14,01
Çizelge 9'da görüldüğü üzere, öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarına
ilişkin görüşleri cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir, t(366)= .90,
p>.05. Erkek öğretmenlerin söz konusu davranışlara ilişkin görüşleri ( �̅� = 39.40) ve
kadın öğretmenlerin görüşleri (�̅�=37.87) arasında anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir.
Uslu ve Çavuş (2014) da çalışanların sosyal kaytarma algısı ve örgütsel adalet
kavramını konu edindikleri çalışmalarında cinsiyet ile algılanan sosyal kaytarma
arasında da anlamlı bir ilişkiye rastlanmamışlardır.
Sosyal kaytarmaya olan eğilimin kadınlara göre erkeklerde daha fazla olduğuna
yönelik genel bir kanı olmasına rağmen, Charbonnier, Pascal, Brauer ve Monteil (1998)
tarafından 36'sı kadın 36'sı erkek olmak üzere 72 lisans öğrencisi üzerinde yapılan
araştırmada, sosyal kaytarma davranışının gösterilmesinde cinsiyetin etkili olmadığı
sonucuna varılmıştır.
Uysal (2016) da çalışanların iş arkadaşlarına yönelik sosyal kaytarma
davranışları ile bu algının tükenmişlik duygusuna etkisini araştırdığı çalışmasında,
46
çalışanların sosyal kaytarma algısının cinsiyete göre farklılaşmadığı sonucuna
ulaşmıştır.
Yaş değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında öğretmenlerin sosyal
kaytarma davranışlarına ilişkin öğretmen görüşleri arasında yaş değişkenine göre
anlamlı fark olup olmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Analiz sonuçları
Çizelge 10’da verilmiştir.
Çizelge 10
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerinin Yaş Değişkenine
Göre Tek Yönlü Varyans Analizi
Boyut Yaş
(yıl)
N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p Anlamlı
fark
Sosy
al
Kayta
rma
23-34 130 37.77 13.67 96.098 2 48.049 .223 .80 -
35-50 218 38.60 15.18 78467.401 364 215.570
51 ve
üzeri 31 39.57 15.19 78563.499 366
Çizelge 10’dan görüldüğü üzere öğretmenlerin, grup çalışmalarında sergilenen
sosyal kaytarma davranışlarına ilişkin görüşleri F(2,364) = .223, p> 0,05 yaş
değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir.
Doğan, Bozkurt ve Demir (2008) görev görünürlüğü ile sosyal kaytarma
arasındaki ilişkiyi ölçtükleri çalışmada yaş değişkenine göre, yöneticilerin sosyal
kaytarma davranışına yönelik algılamaları farklılık göstermektedir. Yaş gruplarına ait
ortalama değerler incelendiğinde; 26-35 yaş arası (�̅� = 2.27) ; 36-45 yaş arası ( �̅�=1,86)
ve 46 ve üzeri yaş ise (�̅� =1,30) olarak belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre, 26-35 yaş
aralığındaki yöneticilerin sosyal kaytarma davranışlarını daha fazla gözlemledikleri
görülmüştür.
Antrenörlerin çalışma arkadaşlarına yönelik algıladıkları sosyal kaytarma
düzeyini belirlemek amacıyla yapılan çalışmada ise yaş küçüldükçe iş arkadaşlarına
yönelik algılanan sosyal kaytarma düzeyi artış göstermektedir (Tolukan, Bayrak ve
Doğan, 2017).
47
Mesleki kıdem değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında öğretmenlerin
sosyal kaytarma davranışlarınailişkin öğretmen görüşleri arasında mesleki kıdem
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir.
Analiz sonuçları Çizelge 11’de verilmiştir.
Çizelge 11
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarıa İlişkin Görüşlerinin Kıdem Değişkenine
Göre Tek Yönlü Varyans Analizi
Boyut Kıdem
(yıl)
N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
So
sya
l
Ka
yta
rma
1-10 135 38.1 13.3 544.035 2 272.017 1.280 .27 -
11-20 150 39.7 15.9 76534.63 360 212.596
21+ 90 36.5 14.5 77078.66 362
Çizelge 11’de görüldüğü gibi öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarına
ilişkin görüşleri F (2,362) = 1.28, p> 0,05 mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı
farklılık göstermemektedir.
Uysal (2016) da çalışanların iş arkadaşlarına yönelik sosyal kaytarma
davranışları ile bu algının tükenmişlik duygusuna etkisini araştırdığı çalışmasında
sosyal kaytarma algısının iş deneyimi sürelerine göre anlamlı bir farklılık göstermediği
sonucuna ulaşmıştır.
Tolukan, Bayrak ve Doğan (2017) ise antrenörlerin çalışma arkadaşlarına
yönelik algıladıkları kaytarmadüzeyini ölçtüğü çalışmada 11 yıl ve üzeri kıdeme sahip
antrenörlerin, 1 yıldan az kıdeme sahip antrenörlere göre algıladıkları sosyal kaytarma
düzeylerinin daha düşük olduğunu tespit etmişlerdir. Bu farklıklıların seçilen aralıkların
farklı olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Öğrenim durumu değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında
öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarına ilişkin öğretmen görüşleri arasında
öğrenim durumu değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığı Kruskal-Wallis H testi ile
analiz edilmiştir. Analiz sonuçları Çizelge 12’de verilmiştir.
48
Çizelge 12
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerinin Eğitim Durumuna
Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları
Boyut Öğrenim
Durumu
N Sıra Ort. sd X2 p Anlamlı
fark
Sosyal
Kaytarma
Ön Lisans 18 86.97 2 23.380 .000 1-2
Lisans 316 182.62 2-3
Lisans Üstü 44 230.15 1-3
Çizelge 12’de görüldüğü gibi öğretmenlerin grup çalışmalarında sergilenen
sosyal kaytarma davranışlarına ilişkin görüşleri, mesleki öğrenim durumu değişkenine
göre (X2= 23.380, p< 0,05) anlamlı bir farklılık göstermektedir. Bu farkın kaynağını
incelemek için gruplar ikili kombinasyonlar halinde Mann Whitney U-testi ile
incelenmiş ve farkın kaynaklandığı gruplar belirlenmiştir.
Buna göre, eğitim durumu lisansüstü düzeyinde olan öğretmenlerin
(S.O=230.15), eğitim düzeyi lisans düzeyinde olanlara göre (S.O=182.62) sosyal
kaytarma davranışlarını daha fazla gözlemledikleri söylenebilir. Söz konusu davranışları
eğitim durumu lisans düzeyinde olan öğretmenler (S.O=182,62) de, ön lisans mezunu
olan öğretmenlerden (S.O=86,97) daha fazla gözlemlemişlerdir. Özetle öğretmenlerin
görüşlerine göre eğitim düzeyi yükseldikçe grup çalışmalarında algılanan sosyal
kaytarma düzeyi de artmıştır.
Uslu ve Çavuş (2014) çalışanların sosyal kaytarma algısı ve örgütsel adalet
kavramını konu edindikleri çalışmalarında araştırma sonuçlarıyla benzer biçimde eğitim
düzeyi arttıkça algılanan kaytarmanın da arttığını görmüşlerdir. Ancak Uysal (2016) ise
çalışanların iş arkadaşlarına yönelik sosyal kaytarma davranışları ile bu algının
tükenmişlik duygusuna etkisini araştırdığı çalışmasında araştırma bulgularından farklı
olarak çalışanların sosyal kaytarma algılarının eğitim düzeylerine göre anlamlı bir
farklılık göstermediğini saptamıştır. Bu durum çalışmaların farklı gruplar üzerinde
yapılmasından kaynaklanabilir.
Branş değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında öğretmenlerin sosyal
kaytarma davranışlarınailişkin öğretmen görüşleri arasında branş değişkenine göre
anlamlı fark olup olmadığı Kruskal-Wallis H testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları
Çizelge 13’te verilmiştir.
49
Çizelge 13
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Görüşlerinin Branş Değişkenine
Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları
Boyut Branş N Sıra Ort. sd X2 p Anlamlı
fark
Sosyal
Kaytarma
Sayısal 97 178.95 2 0.938 .626 -
Sözel 164 181.67 -
Diğer 106 192.23 -
Çizelge 13’te görüldüğü gibi öğretmenlerin grup çalışmalarında sergilenen
sosyal kaytarma davranışlarına ilişkin görüşleri, branş değişkenine göre (X2= 0.968,
p>0,05) anlamlı bir farklılık göstermemektedir.
Uslu ve Çavuş (2014) da benzer biçimde algılanan sosyal kaytarma davranışı ile
çalışılan kadro arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadığı sonucuna
ulaşmışlardır.
3.2. Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Bu başlık altında öğretmenlerin sosyal kaytarmanın sonuçlarına ilişkin görüşleri
aritmetik ortalama ve standart sapma değerlerine göre analiz edilmiş, bulgular
betimlenmiş ve yorumlanmıştır.
Çizelge 14'te görüldüğü üzere boyut ortalamasına göre öğretmenler sosyal
kaytarma davranışlarının sonuçlarına orta düzeyde katılmaktadırlar. Öğretmenlerin en
yüksek oranda katıldığı madde ( �̅�= 3.43 ) “çoğu işin belli öğretmenler tarafından
yapılmasının beklenmesi” ile ( �̅�= 3.20) “gruptaki diğer öğretmenlerin daha fazla
çalışarak durumu telafi etmek zorunda kalması” olmuştur. Öğretmenlerin görüşlerince
en az gözlenen sonuç “ yöneticilerin yaptırım uygulamak zorunda kalması” ( �̅�= 2.41)
olmuştur. Düşük düzeyde ortaya çıktığı düşünülen bir diğer madde ise “gruptaki diğer
öğretmenlerin tüm işin kendilerine yüklenmemesi için işi yavaşlatması” (�̅� =
2.68) olmuştur. Karau ve Williams (1993) bireylerin, iş arkadaşlarının anlamlı bir
görevde düşük performans göstereceklerini sandıklarında performanslarını arttırdıkları
durumu “sosyal telafi” (social compensation) olarak adlandırmışlardır. Bu durumla
benzer biçimde öğretmenlerin diğer arkadaşlarının kaytarmalarını telafi ettikleri ve
böylelikle eğitim öğretim faaliyetlerinin de zarar görmediğini düşündükleri
görülmektedir. Dolayısıyla öğretmenlerin eğitim öğretim faaliyetlerinin zarar
50
görmediğini düşünmeleri de durumun başka öğretmenlerce telafi edileceğini
bilmelerinden kaynaklanabilir.
Töremen ve Karakuş (2007) okullarda etkili grup çalışmasını engelleyen
faktörleri inceledikleri çalışmalarında benzer olarak yöneticilerin grup çalışmasını
teşvik etmek için çaba göstermedikleri sonucuna ulaşmışlardır.
Araştırma bulgularından farklı olarak Şeşen ve Kahraman (2014) öğretmenlerle
yaptığı çalışmada, etkileşimli grup çalışması olan iş ortamlarında, bireyin çalışma
arkadaşının sosyal kaytarma davranışını algıladıktan sonra kendisinin de sosyal
kaytarma davranışı sergilemeye başladığını söylemektedirler . Bu çalışmada ise
“gruptaki diğer öğretmenlerin tüm işin kendilerine yüklenmemesi için işi yavaşlatması” düşük
bir oranda görülmüştür. Bu durumun Şeşen ve Kahraman ‘ın (2014) çalışmalarını teknik
lisede çalışan öğetmenlerle yürütmüş olmalarından kaynaklanabileceği
düşünülmektedir. Zira teknik lisedeki öğretmenlerin çok farklı alanlarda çalışmaları
sebebiyle üyeler arası etkileşimin de az olması olasıdır. Ortaokullarda çalışan branş
öğretmenlerinin sosyal kaytarma davranışını telafi eğilimi göstermelerinin, öğretmenler
arası etkileşimden kaynaklanması mümkün olabilir.
Çizelge 14
Grup Çalışmalarındaki Sosyal Kaytarma Davranışlarının Sonuçlarına İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
Sosyal Kaytarma Davranışlarının Sonuçları �̅� s.s
m4 Çoğu işin belli öğretmenler tarafından yapılmasının beklenmesi 3.43 1.23
m1 Gruptaki diğer öğretmenlerin daha fazla çalışarak durumu
telafi etmek zorunda kalması 3.20 1.30
m10 Öğretmenlerde adalet duygusunun zayıflaması 2.98 1.30
m9 Grupların çalışmalarına olan inancın azalması 2.94 1.22
m3 Öğretmenler arası güvenin azalması 2.86 1.20
m6 Öğretmenler arası çatışmaların ortaya çıkması 2.76 1.12
m5 Okulda işlerin aksaması 2.73 1.16
m8 Eğitim öğretim faaliyetlerinin zarar görmesi 2.71 1.30
m2 Gruptaki diğer öğretmenlerin tüm işin kendilerine
yüklenmemesi için işi yavaşlatması 2.68 1.18
m7 Yöneticilerin yaptırım uygulamak zorunda kalması 2.41 1.10
Boyut Ortalaması 2.87
Ruel, Bastiaans ve Nauta (2003) tarafından 12 takıma ayrılmış 350 öğrenci
üzerinde yapılan bir çalışmada, öğretmenlerin rollerinin, öğrencilerden oluşan grupların
51
performansı üzerindeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Grup içerisinde kaytaran
öğrencilerin olması tüm grubun performansının düşük olacağı anlamına gelmemektedir.
Öyle ki diğer öğrencilerin üstün gayret göstermesi durumunda grup yine istenilen
performansı gösterebilir. Ancak gruptaki kaytaran öğrencilerin diğerlerinin
motivasyonunu olumsuz etkilediği, kaytaran öğrencilerle aynı karşılığı aldığını gören
diğer öğrencilerin de çabalarını azalttığı ve bu şekilde grup performansının düştüğü
görülmüştür. Sosyal kaytarmanın olduğu durumda öğrencilerin memnun olmadıkları ve
grup üyelerinin birbirlerine daha az güvendikleri tespit edilmiştir. Bu bulgularla benzer
olarak " öğretmenlerde adalet duygusunun zayıflaması" ve "öğretmenler arası güvenin
azalması " ortalamaya göre yüksek düzeyde gözlemlenmiştir.
3.2.1.Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişikin Görüşlerin Çeşitli Değişkenlere Göre
İncelenmesi
Bu bölümde öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının sonuçlarına ilişkin
görüşlerinin cinsiyet, yaş, kıdem, branş ve eğitim durumu değişkenlerine göre farklılık
gösterip göstermediği tespit edilmeye çalışılmıştır.
Cinsiyet değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında çalışan
öğretmenlerin sosyal kaytarmanın sonuçlarına ilişkin görüşleri arasında cinsiyet
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığı t testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları
Çizelge 15’te verilmiştir.
Çizelge 15
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin Cinsiyete Göre
Farklılaşma Durumu
Boyut Grup N �̅� ss sd t p
Sonuçlar
Kadın 271 2.87 .94 377 .75 .94
Erkek 108 2.86 .98
Çizelge 15'te görüldüğü üzere, öğretmenlerin sosyal kaytarmanın sonuçlarına
ilişkin görüşleri cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir, t(377)= .75,
p>0,05. Erkek öğretmenlerin söz konusu davranışlara ilişkin görüşleri ( �̅� = 2,86) ile
kadın öğretmenlerin görüşleri (�̅�=2,87) arasında anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir.
52
Yaş değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında çalışan öğretmenlerin
sosyal kaytarma davranışların sonuçlarına ilişkin öğretmen görüşleri arasında yaş
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığı tek yönlü varyans ile analiz edilmiştir.
Analiz sonuçları Çizelge 16'da verilmiştir.
Çizelge 16
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin Yaşa Göre Tek
Yönlü Varyans Analizi
Boyut Yaş
(yıl)
N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Sonuç
23-34 130 2.93 .94 .864 2 .432 .504 .605 -
35-50 218 2.85 .92 319.899 373 .858
51 + 31 2.77 .80 320.764 375
Çizelge 16’dan görüldüğü üzere öğretmenlerin, sosyal kaytarma davranışlarının
sonuçlarına ilişkin görüşleri F(2,373) = .504, p> 0,05 yaş değişkenine göre anlamlı bir
farklılık göstermemektedir.
Mesleki kıdem değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında öğretmenlerin
sosyal kaytarma davranışlarının sonuçlarına ilişkin öğretmen görüşleri arasında mesleki
kıdem değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığı tek yönlü varyans analizi ile test
edilmiştir. Analiz sonuçları Çizelge 17’de verilmiştir.
Çizelge 17
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin Kıdeme Göre Tek
yönlü Varyans Analizi
Boyut Kıdem
(yıl)
N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Sonuç
1-10 135 2.87 .98 1.653 2 .826 .960 .384 -
11-20 150 2.94 .94 319.257 371 .861
21+ 90 2.77 .80 320.910 373
Çizelge 17’de görüldüğü gibi öğretmenlerin sosyal kaytarmanın sonuçlarına
ilişkin görüşleri F (2,373) = 0.96 p >0,05 mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı
farklılık göstermemektedir.
53
Öğrenim durumu değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında
öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının sonuçlarına ilişkin öğretmen görüşleri
arasında öğrenim durumu değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığı tek yönlü
varyans analizi ile test edilmiştir. Analiz sonuçları Çizelge 18’de verilmiştir.
Çizelge 18
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin Eğitim Durumuna
Göre Varyans Analizi
Boyut Kıdem
(yıl)
N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kare
.Ort.
F p A. fark
Sonuç
Ön
Lisans
18 1.50 .65
15.703 2 7.85 11.124 .00 1-2, 2-3
Lisans 316 2.25 .85 256.203 263 .70 1-3
Lisans
üstü
44 2.61 .80
271.96 265
Çizelge 18'de görüldüğü üzere öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının
sonuçlarına ilişkin görüşleri, F(2,263)= 11.24, p< 0,05 eğitim durumuna göre anlamlı
farklılık göstermektedir. Bu farkın hangi gruplar arasında olduğunu bulmak amacıyla
yapılan Scheffe testi sonuçlarına göre eğitim durumu lisansüstü düzeyinde olan
öğretmenlerin (�̅� = 2.61), eğitim durumu lisans düzeyinde olan öğretmenlere (�̅� =2.25)
sosyal kaytarmanın olumsuz sonuçlara sebep olduğunu daha fazla düşünmektedir.
Eğitim durumu lisans düzeyinde olan öğretmenlerin katılma düzeyi de, ön lisans
mezunu olanlara göre (�̅� =1.50) daha yüksek seviyede çıkmıştır. Öğrenim düzeyi
arttıkça, öğretmenler sosyal kaytarmanın olumsuz sonuçlar doğuracağını daha çok
düşünmektedirler.
Branş değişkenine ilişkin bulgular. Kamu ortaokullarında öğretmenlerin grup
çalışmalarında sergilenen sosyal kaytarma davranışlarının sonuçlarına ilişkin görüşleri
arasında branş değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığına tek yönlü varyans analizi
ile bakılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge 19’da verilmiştir.
Çizelge 19’da görüldüğü gibi öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının
sonuçlarına ilişkin görüşleri F (2,374) = 2,126 p >0,05 branş değişkenine göre anlamlı
farklılık göstermemektedir.
54
Çizelge 19
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Sonuçlarına İlişkin Görüşlerinin Branş Değişkenine
Göre Tek Yönlü Varyans Analizi
Boyut Branş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Sonuç
Sayısal 98 2.92 .88 3.606 2 1.803 2.126 .121 -
Sözel 169 2.76 .94 317.225 374 .848
Diğer 110 1.98 .91 320.831 376
3.3. Sosyal Kaytarmanın Nedenlerine İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Bu başlık altında öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının nedenleri
kişisel, görev kaynaklı, grup kaynaklı, kültürel ve yönetimsel alt boyutlarda aritmetik
ortalama ve standart sapma değerlerine göre analiz edilmiş, bulgular betimlenmiş ve
yorumlanmıştır.
Çizelge 20
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Nedenlerine İlişkin Görüşlerinin Ortalama ve
Standart Sapma Değerleri
Grup Çalışmalarındaki Sosyal Kaytarma
Davranışlarının Nedenleri 𝑿̅̅̅̅ s.s
Kişisel Nedenler
m1 Grupta işi üstlenecek birilerinin çıkacağını
düşünmeleri 3.09 1.26
m3 Ailevi yükümlülüklerinin okuldaki işlere
fazladan zaman ayırmalarını engellemesi 3.00 2.39
m5 Verilen işleri gereksiz görmesi 2.92 1.40
m2 Başkalarının işi daha iyi yapabileceğini
düşünmeleri 2.90 1.20
m4 Mesleğine duyduğu saygının düşük olması 2.39 1.24
m6 Verilen görevleri zor bulması 2.37 1.06
m8 Verilen görev açısından kendini yetersiz
hissetmesi 2.09 1.08
Alt Boyut Ortalaması 2.68
(devam ediyor)
55
Çizelge 20 (Devam)
Öğretmenlerin Sosyal Kaytarmanın Nedenlerine İlişkin Görüşlerinin Ortalama ve
Standart Sapma Değerleri
Gruptan Kaynaklanan Nedenler
m10 Gruptaki diğer kişilerin daha az çalışacaklarını
düşünmesi 2.67 1.10
m11 Grupta etkili bir iletişimin olmadığını düşünmesi 2.62 1.06
m13 Daha baskın karakterde olanlar tarafından
yönlendirilmek istememesi 2.55 1.21
m17 Gruptaki kişilerle çalışmak istememesi 2.52 1.16
m12 Grup içinden gelecek eleştirilerden çekinmesi 2.49 1.13
m14 Çalışma grupları oluşturulurken kişi sayısının
rastgele belirlenmesi 2.48 1.16
m15 Grup üyeleri arasında çatışma olması 2.48 1.21
m16 Performansı düşük kişilerle birlikte çalışmak
zorunda kalması 2.44 1.14
Alt Boyut Ortalaması 2.53
Görevden Kaynaklanan Nedenler
m9 Mesleğin yorucu olması nedeniyle ders dışı işlere
enerjilerinin kalmaması 3.29 1.21
m7 Mesleğin yorucu olması 3.15 1.28
Alt Boyut Ortalaması 3.22
Yönetimsel Nedenler
m22 Görevini iyi yapanlara sürekli yeni görevler
yüklenmesi 3.35 1.34
m21 Yöneticilerin grup içindeki görevlerini
yapmayanlara yaptırım uygulamaması 2.94 1.36
m19 Grup içinde görevlerin adil dağıtılmaması 2.78 1.64
m18 Yöneticilerin kimin ne yaptığıyla ilgilenmemesi 2.72 1.27
m20 Grup performansına grup ödülü yerine bireysel
ödül verilmesi 2.52 1.99
Alt Boyut Ortalaması 2.86
Kültürel Nedenler
m26 Çalışkanlığın toplumsal bir değer olarak
benimsenmemesi 3.09 1.42
m24 Bireysel çıkarların grup kazancının üstünde
tutulması 2.94 1.28
m23 Toplum olarak grupla çalışmaya yatkın
olmamamız 2.84 1.26
m25 İşten kaçabilmenin işbilirlik olarak görülmesi 2.79 1.31
Alt Boyut Ortalaması 2.91
56
Sosyal kaytarmanın“kişisel nedenler” alt boyutundaki ifadelere öğretmenler (�̅�=
2.68) orta düzeyde katılmaktadırlar. En yüksek oranda katılım sağlanan maddeler ise
“grupta işi üstlenecek birilerinin çıkacağını düşünmesi” (�̅�= 3.09) ile “ailevi
yükümlülüklerinin okuldaki işlere fazladan zaman ayırmalarını engellemesi” (�̅�= 3.00)
olmuştur.
Kerr ve Brunn (1983) tarafından gruplara ayrılmış 75 lisans öğrencisi üzerinde
yapılan araştırmada, grupta işleri yapabilecek kapasitede bir öğrencinin bulunması
halinde diğer takım üyelerinin çabalarını azalttıkları belirlenmiş ve bu kaytarma
davranışının erkek öğrencilerde daha fazla olduğu görülmüştür.
Sosyal kaytarmanın “gruptan kaynaklanan nedenler” alt boyutundaki ifadelere
öğretmenler (�̅�= 2.53) az düzeyde katılmaktadırlar. En yüksek oranda katılım sağlanan
maddeler ise “gruptaki diğer kişilerin daha az çalışacaklarını düşünmesi” (�̅�=2.67) ile
“grupta etkili bir iletişimin olmadığını düşünmesi” (�̅�=2.62) olmuştur.
Grup kaynaşmasının da sosyal kaytarmayı etkileyici bir role de sahip olduğu
ilgili araştırmalarda görülmektedir. Karau ve Williams (1997) grup kaynaşmasının
sosyal kaytarmayı azalttığını veya ortadan kaldırdığını belirtmiştir. Karau ve Hart
(1998) da, sosyal kaytarmanın yeterince kaynaşamayan gruplarda ortaya çıktığını;
kaynaşmanın yüksek olduğu gruplarda ise bireylerin grup çalışmalarında bireysel
çalıştıkları gibi sıkı çalıştıklarını görmüşlerdir. Bu durum araştırma bulgularıyla
benzerlik göstermektedir. “Grupta etkili bir iletişimin olmaması” gruptan kaynaklanan
nedenler arasında yüksek oranda katılım sağlanan ikinci madde olmuştur.
Yine araştırma bulgularına benzer olarak, etkileşimli grup çalışması olan iş
ortamlarında, bireyin çalışma arkadaşının sosyal kaytarma davranışını algıladıktan sonra
kendisinin de sosyal kaytarma davranışı sergilemeye başladığı görülmüştür (Kerr, 1983;
Liden ve ark., 2004; Şeşen ve Kahraman, 2014).
Sosyal kaytarmanın “görev kaynaklı nedenler” alt boyutundaki ifadelere
öğretmenler (�̅�= 3.22) orta düzeyde katılmaktadırlar. En yüksek oranda katılım
sağlanan madde ise “ mesleğin yorucu olması nedeniyle ders dışı işlere enerjilerinin
kalmaması” (�̅�= 3.29) olmuştur. Araştırma bulgularından farklı olarak, Başaran ve
Orhun (2013) öğretmen adaylarının motivasyonlarını olumsuz etkileyen faktörleri
araştırdıkları çalışmalarında “öğretmenlik mesleğinin yorucu olması” en düşük oranda
57
tercih edilmiştir. Bu farklılık çalışmanın henüz atanmamış öğretmenlerle yapılmış
olmasından kaynaklanabilir.
Sosyal kaytarmanın “yönetimsel nedenler” alt boyutundaki ifadelere öğretmenler
(�̅�= 2,86) orta düzeyde katılmaktadırlar. En yüksek oranda katılım sağlanan maddeler
ise “görevini iyi yapanlara sürekli yeni görevler yüklenmesi” (�̅�= 3.35) ile “yöneticilerin
grup içindeki görevlerini yapmayanlara yaptırım uygulamaması” (�̅�= 2.94) olmuştur.
Araştırma bulgularıyla benzer biçimde, Price tarafından (1987) 88 erkek ve 82
kadın öğrenci üzerinde yapılan çalışmaya göre, grup içerisinde alınan kararların
izlenmesi, grup içindeki çabaların ve elde edilen sonuçların görünürlüğü sosyal
kaytarma davranışını etkilemektedir. Katılımcılar çabalarının izlendiği ve
belirlenebildiği durumlarda daha az sosyal kaytarma davranışı sergilemektedirler.
Harkins tarafından (1987) yapılan örneklemi 96 ve 90 öğrenciden oluşan olan iki
ayrı araştırmada; grup çıktıları değerlendirmeye tabi tutulan öğrencilerin, elde ettiği
çıktıları değerlendirilmeyen öğrenci gruplarına göre daha yüksek performans gösterdiği
belirlenmiştir. Buna göre yapılan değerlendirmenin sosyal kaytarma eğilimini azalttığı
söylenebilir. Araştırmada katılımcıların beraber çalışmaları durumunda elde ettikleri
çıktıların değerlendirilemediği, bunun sonucunda da bu katılımcıların, elde ettikleri
çıktıları değerlendirilebilen katılımcılara göre daha az çaba sarf ettikleri görülmüştür.
Sosyal kaytarmanın“kültürel nedenler” alt boyutundaki ifadelere öğretmenler
(�̅�= 2.91) orta düzeyde katılmaktadırlar. En yüksek oranda katılım sağlanan maddeler
ise “ çalışkanlığın toplumsal bir değer olarak benimsenmemesi” (�̅�= 3.09) ile “bireysel
çıkarların grup kazancının üstünde tutulması” (�̅�= 2.94) olmuştur.
Gabrenya'nın (1983) Tayvan’lı öğrenciler üzerinde ve Matsui' nin (1987) Japon
öğrenciler üzerinde yaptıkları araştırmalarda, bireylerin grup içindeki çabalarının,
bireysel çabalarından daha fazla olduğu bulunmuştur. Dolayısıyla bireysel-kollektivist
yönelimler de sosyal kaytarmada önemli bir etkendir. Çin gibi kolektivist inanışların
olduğu toplumlardan ziyade, Amerikan gibi bireysel inanışların olduğu toplumlarda,
sosyal kaytarma davranışının daha fazla oluştuğu düşünülmektedir (Akt. Doğan,
Bozkurt ve Demir, 2008).
Töremen ve Karakuş (2007) okullarda sinerjiye engel olan etmenleri
araştırdıkları çalışmada öğretmenlere “okulunuzdaki öğretmenlerin kişisel özelliklerinin
ortak çalışmaya olan yatkınlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yöneltmişlerdir.
Bu soruya 14 kişi olumlu, 30 kişi olumsuz yönde görüş belirtirken, 8 kişi bu konuda
58
görüş belirtmemiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin büyük çoğunluğu,
öğretmenlerin kişilik özelliklerinin ortak çalışmaya yatkın olmadıklarını düşünmektedir.
Bu konuyla ilgili olarak görüş bildiren öğretmenler,
Öğretmenlerin çoğunda, inisiyatif ortaya koyarak ortak bir eylem
başlatma eğilimi yok. “Her şeyi ben yapmak zorunda değilim, herkes yaparsa
ben de yaparım.” düşüncesi hakim. Öğretmenler çok fedakarca davranmıyorlar.
Bir şeylerin yapılmasını hep başkalarından bekliyorlar. Öğretmenlerin çoğu
yasal yükümlülüklerinden ötesini yapmaya istekli değiller. Tamamen dıştan
kontrollü olan bu kişiler, birileri onlar zorlamadığı takdirde ortak çalışmalar
yapmaya da yanaşmıyorlar.
şeklinde görüş bildirmişlerdir. Bu durumun araştırma bulgularıyla benzerlik gösterdiği,
öğetmenlerin genel olarak meslektaşlarının grup çalışmasına yatkın olmadıklarını
düşündükleri görülmüştür.
Ülkemizde ortaklaşa yürütülen çalışmalarda alıştığımız “Milletin enayisi ben
miyim?” “Memleketi ben/sen mi kurtaracağım/caksın” ya da “aman bana ne!” gibi
reaksiyonlar kaytarma varlığına işaret etmektedir (Balcı, 2017). Dolayısıyla
araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda da öğretmeler arasında bireysel
kazançların grup kazancının üstünde tutulduğunu, dolayısıyla bireyci bir yaklaşımın
hakim olduğunu söylemek mümkündür.
3.3.1. Sosyal Kaytarmanın Kişisel Nedenlerinin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi
Kişisel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen görüşleri cinsiyet, kıdem ve eğitim
durumu bağımsız değişkenlerine göre incelenerek fark analizi bulguları değişkenlere
ilişkin başlıklar altında yorumlanmıştır.
Cinsiyet değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin kişisel
nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında cinsiyet değişkenine göre anlamlı fark olup
olmadığı t-testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları Çizelge 21’de yer almaktadır.
Çizelge 21’den görüldüğü gibi, kişisel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen
görüşleri cinsiyet değişkenine göre t(374)= .62; p>.05 anlamlı farklılık
göstermemektedir.
59
Çizelge 21
Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Cinsiyete Göre Farklılaşma
Durumu
Boyut Grup N �̅� ss sd t p
Kişisel
Nedenler
Kadın 271 18.49 6.05 374 .62 .35
Erkek 108 18.92 5.93
Yaş değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin kişisel
nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında yaş değişkenine göre anlamlı fark olup
olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge 22’de yer
almaktadır.
Çizelge 22
Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Yaşa Göre Tek Yönlü
Varyans Analizi Sonuçları
Boyut Yaş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Kiş
isel
Ned
enle
r
23-34 130 18.61 5.82 4.93 2 2.46 .068 .09 -
35-50 218 18.74 6.13 13371.83 370 36.14
51 + 31 18.33 5.90 13376.77 372
Çizelge 22’de görüldüğü gibi kişisel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen
görüşleri F (2,372) = .068 p> 0,05 yaş değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Mesleki kıdem değişkenine ilişkin bulgular. Kişisel nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri arasında kıdem değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığına tek
yönlü varyans analizi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge 23’de yer almaktadır.
Çizelge 23’de görüldüğü gibi kişisel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen
görüşleri F (2,369) = 1.319 p> 0,05 mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
60
Çizelge 23
Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Mesleki Kıdeme Göre Tek
Yönlü Varyans Analizi
Boyut Kıdem N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kare.
Ort.
F p A.
fark
Kiş
isel
Ned
enle
r 1-10 135 19.16 6.06 93.38 2 46.69 1.319 .026 -
11-20 150 18.65 6.01 12992.93 367 35.40
21+ 90 17.84 5.65 13086.32 369
Eğitim durumu değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
kişisel nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında eğitim durumu değişkenine göre
anlamlı fark olup olmadığına Kruskal Wallis H- Testi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları
Çizelge 24’te yer almaktadır.
Çizelge 24
Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Eğitim Durumuna Göre
Kruskal Wallis Testi Sonuçları
Boyut Öğrenim Durumu N Sıra Ort. sd X2 p Anlamlı
fark
Kişisel
Nedenler
Ön Lisans 18 141.78 2 7.745 .021 1-3, 2-3
Lisans 316 184.90
Lisans Üstü 44 222.05
Çizelge 24'te görüldüğü üzere kişisel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen
görüşleri (X2= 7.745, p< 0,05) eğitim durumuna göre farklılaşmaktadır. Farkın hangi
gruplar arasında olduğunu incelemek için gruplar ikili kombinasyonlar halinde Mann
Whitney U-testi ile incelenmiştir.
Buna göre, eğitim durumu lisansüstü düzeyinde olan öğretmenlerin
(S.O=222.05), eğitim durumu lisans düzeyinde olanlara (S.O=184.90) ve eğitim durumu
ön lisans düzeyinde olanlara göre (S.O=141.78) sosyal kaytarmanın kişisel nedenler
boyutuna daha fazla katıldıkları söylenebilir.
61
Branş değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin kişisel
nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında branş değişkenine göre anlamlı fark olup
olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge 25’te yer
almaktadır.
Çizelge 25’te görüldüğü gibi kişisel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen görüşleri
F (2,372) = .871 p>0,05 branş değişkenine göre anlamlı farklılık göstermemektedir.
Çizelge 25
Kişisel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Branşa Göre Tek Yönlü
Varyans Analizi
Boyut Branş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Kişi.
Neden
ler
Sayısal 97 18.19 5.47 61.918 2 30.959 .871 .42 -
Sözel 164 18.34 6.15 13158.51 370 35.564
Diğer 106 19.17 6.07 13220.42 372
3.3.2.Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin
Bağımsız Değişkenlere Göre Karşılaştırılması
Gruptan kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin öğretmen görüşleri cinsiyet, yaş,
kıdem ve eğitim durumu bağımsız değişkenlerine göre incelenerek fark analizi bulguları
değişkenlere ilişkin başlıklar altında yorumlanmıştır.
Cinsiyet değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin gruptan
kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında cinsiyet değişkenine göre
anlamlı fark olup olmadığı t-testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları Çizelge 26’da
yer almaktadır.
Çizelge 26
Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Cinsiyete
Göre Farklılaşma Durumu
Boyut Grup N �̅� ss sd t p
Gruptan
Kaynaklanan
Nedenler
Kadın 271 20.48 6.94 370 .135 .89
Erkek 108 20.18 5.89
62
Çizelge 26’dan görüldüğü gibi, gruptan kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri cinsiyet değişkenine göre t(370)=.135; p>.05 anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Yaş değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin gruptan
kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında yaş değişkenine göre anlamlı
fark olup olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge
27’de yer almaktadır.
Çizelge 27
Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Yaşa Göre
Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları
Boyut Yaş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Gru
psa
tan
Kayn
ak
lan
an
Ned
enle
r
23-
34 130 20.29 6.73 3.775 2 1.888 .042 .95
-
35-
50 218 20.20 6.75 16281.72 366 44.486
51 + 31 20.56 5.70 16285.50 368
Çizelge 27’de görüldüğü gibi gruptan kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri F (2,368) = .042 p> 0,05 yaş değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Mesleki kıdem değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
gruptan kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında mesleki kıdem
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır.
Analiz sonuçları Çizelge 28’de yer almaktadır.
Çizelge 28’de görüldüğü gibi gruptan kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri F (2,366) = .179 p> 0,05 mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı
farklılık göstermemektedir.
63
Çizelge 28
Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Mesleki
Kıdeme Göre Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları
Boyut Kıdem N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Gru
psa
tan
Ka
yn
ak
lan
an
N.
Ned
enle
r
1-10 135 20.41 6.92 15.71 2 39.820 .179 .83 -
11-20 150 20.24 6.61 16000.84 364 43.783
21+ 90 19.87 6.21
16016.56 366
Eğitim durumu değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
gruptan kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında eğitim durumu
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığına Kruskal Wallis H- Testi ile bakılmıştır.
Analiz sonuçları Çizelge 29’da yer almaktadır.
Çizelge 29
Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Eğitim
Durumuna Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları
Boyut Öğrenim Durumu N Sıra Ort. sd X2 p Anlamlı
fark
Gru
psa
l
Ned
enle
r Ön Lisans 18 135.50 2 8.311 .016 1-3
Lisans 316 183.17
Lisans Üstü 44 218.83
Çizelge 29'da görüldüğü üzere gruptan kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri (X2= 8.31, p<0,05) eğitim durumuna göre farklılaşmaktadır. Farkın
hangi gruplar arasında olduğunu incelemek için gruplar ikili kombinasyonlar halinde
Mann Whitney U-testi ile incelenmiştir.
Buna göre, eğitim durumu lisansüstü düzeyinde olan öğretmenlerin
(S.O=218.83), eğitim durumu ön lisans düzeyinde olanlara göre (S.O=135.50) sosyal
kaytarmanın nedenlerinin gruptan kaynaklandığına daha fazla katıldıkları söylenebilir.
Branş değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin gruptan
kaynaklanan nedenler nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında branş değişkenine
64
göre anlamlı fark olup olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır. Analiz
sonuçları Çizelge 30’da yer almaktadır.
Çizelge 30’da görüldüğü gibi gruptan kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri F (2,368) = .631 p>0,05 branş değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Çizelge 30
Gruptan Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Branşa Göre
Tek Yönlü Varyans Analizi
Boyut Branş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Gru
pta
n
Kayn
ak
lan
an
N.
Sayısal 97 20.54 6.37
55.928 2 27.964 .631 .533 -
Sözel 164 19.79 6.60 16220.40 366 44.318
Diğer 106 20.60 6.96 16276.33 368
3.3.3.Görevden Kaynaklanan Nedenlerin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi
Görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin öğretmen görüşleri cinsiyet,
kıdem ve eğitim durumu bağımsız değişkenlerine göre incelenerek fark analizi bulguları
değişkenlere ilişkin başlıklar altında yorumlanmıştır.
Cinsiyet değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında cinsiyet değişkenine
göre anlamlı fark olup olmadığı t-testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları Çizelge
31’de yer almaktadır.
Çizelge 31’den görüldüğü gibi, görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri cinsiyet değişkenine göre t(378)=1.05; p>.05 anlamlı farklılık
göstermemektedir.
65
Çizelge 31
Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Cinsiyete
Göre Farklılaşma Durumu
Boyut Grup N �̅� ss sd t p
Görevden
Kaynaklanan
Nedenler
Kadın 271 6,52 2.21 378 1.05 .29
Erkek 108 6,25 2.38
Yaş değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin görevden
kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında yaş değişkenine göre anlamlı
fark olup olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge
32’de yer almaktadır.
Çizelge 32
Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Yaşa Göre
Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları
Boyut Yaş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Görevsel
Nedenler
23-
34
130 6.54 2.17
6.355 2 3.178 .619 .53 -
35-
50
218 6.46 2.32 1919.257 374 5.132
51 + 31 2.25 1925.613 376
Çizelge 32’de görüldüğü gibi görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri F (2,376) = .042 p> 0,05 yaş değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Mesleki kıdem değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında mesleki kıdem
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır.
Analiz sonuçları Çizelge 33’de yer almaktadır.
Çizelge 33’de görüldüğü gibi görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri F (2,373) = 2.475; p> 0.05 mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı
farklılık göstermemektedir.
66
Çizelge 33
Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Mesleki
Kıdeme Göre Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları
Boyut Kıdem N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Gö
rev
sel
Ned
enle
r
1-10 135 6.79 2.26
25.424 2 12.712 2.475 .08 -
11-20 150 6.30 2.30 1905.210 371 5.135
21+ 90 6.17 2.18 1930.634 373
Eğitim durumu değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında eğitim durumu
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığına Kruskal Wallis H- Testi ile bakılmıştır.
Analiz sonuçları Çizelge 34’te yer almaktadır.
Çizelge 34
Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Eğitim
Durumuna Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları
Boyut Öğrenim Durumu N Sıra Ort. sd X2 p Anlamlı
fark
Görevsel
Nedenler
Ön Lisans 18 152.69 2 8.476 .014 1-3, 2-3
Lisans 316 185.46
Lisans Üstü 44 229.17
Çizelge 34'de görüldüğü üzere görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri (X2= 8.476, p<0,05) eğitim durumuna göre farklılaşmaktadır. Farkın
hangi gruplar arasında olduğunu incelemek için gruplar ikili kombinasyonlar halinde
Mann Whitney U-testi ile incelenmiştir.
Buna göre, eğitim durumu lisansüstü düzeyinde olan öğretmenlerin
(S.O=229.17), eğitim durumu ön lisans düzeyinde olanlara (S.O=152.69) ve eğitim
durumu lisans düzeyinde olanlara göre (S.O=185.46), sosyal kaytarmanın nedenlerinin
görevden kaynaklandığına daha fazla katılmaktadırlar.
Branş değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin görevden
kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında branş değişkenine göre
67
anlamlı fark olup olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları
Çizelge 35’te yer almaktadır.
Çizelge 35’te görüldüğü gibi görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri F (2,376) = .191 p>0,05 branş değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Çizelge 35
Görevden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Branşa Göre
Tek Yönlü Varyans Analizi
Boyut Branş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Göre
vse
l
Ned
enle
r
Sayısal 97 6.50 2.16 1.960 2 .980 .191 .82 -
Sözel 164 6.35 2.31 1920.698 374 5.136
Diğer 106 6.50 2.27 1922.658 376
3.3.4.Yönetimsel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Bağımsız
Değişkenlere Göre Karşılaştırılması
Yönetimden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin öğretmen görüşleri cinsiyet,
kıdem ve eğitim durumu bağımsız değişkenlerine göre incelenerek fark analizi bulguları
değişkenlere ilişkin başlıklar altında yorumlanmıştır.
Cinsiyet değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
yönetimden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında cinsiyet
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığı t-testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları
Çizelge 36’da yer almaktadır.
Çizelge 36
Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Cinsiyete
Göre Farklılaşma Durumu
Boyut Grup N �̅� ss sd t p
Yönetimden
Kaynaklanan
Nedenler
Kadın 271 14.08 5.24 366 .54 .58
Erkek 108 14.40 5.17
68
Çizelge 36’da görüldüğü gibi, yönetimden kaynaklanan nedenler boyutuna
ilişkin öğretmen görüşleri cinsiyet değişkenine göre t(366)=.54; p>.05 anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Yaş değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yönetimden
kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında yaş değişkenine göre anlamlı
fark olup olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge
36’da yer almaktadır.
Çizelge 37
Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Yaşa Göre
Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları
Boyut Yaş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Yön
etim
sel
Ned
enle
r
23-
34
130 13.53 5.22
81.663 2 40.831 1.502 .22 -
35-
50
218 14.55 5.17 9839.806 362 27.182
51 + 31 14.10 5.43 9921.468 364
Çizelge 37’de görüldüğü gibi yönetimden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri F (2,364) = 1.502 p> 0,05 yaş değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Mesleki kıdem değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
yönetimden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında mesleki kıdem
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır.
Analiz sonuçları Çizelge 38’de yer almaktadır.
Çizelge 38’de görüldüğü gibi yönetimden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri F (2,361) = 1.217; p> 0,05 mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı
farklılık göstermemektedir.
69
Çizelge 38
Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Mesleki
Kıdeme Göre Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları
Boyut Kıdem N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Yö
net
imse
l
Ned
enle
r
1-10 135 13.74 5.27
66.203 2 33.102 1.217 .27 -
11-20 150 14.63 5.21
9764.924 359 27.200
21+ 90 13.79 5.12 9831.127 361
Eğitim durumu değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
yönetimden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında eğitim durumu
değişkenine göre anlamlı fark olup olmadığına Kruskal Wallis H- Testi ile bakılmıştır.
Analiz sonuçları Çizelge 39’da yer almaktadır.
Çizelge 39
Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Eğitim
Durumuna Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları
Boyut Öğrenim Durumu N Sıra Ort. sd X2 p Anlamlı
fark
Yönetimsel
Nedenler
Ön Lisans 18 134.47 2 14.521 .001 1-3, 2-3
Lisans 316 178.81
Lisans Üstü 44 235.56
Çizelge 39'da görüldüğü üzere görevden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin
öğretmen görüşleri (X2= 14.521, p<0,05) eğitim durumuna göre farklılaşmaktadır.
Farkın hangi gruplar arasında olduğunu incelemek için gruplar ikili kombinasyonlar
halinde Mann Whitney U-testi ile incelenmiştir.
Buna göre, eğitim durumu lisansüstü düzeyinde olan öğretmenlerin (S.O=
235.56), eğitim durumu ön lisans düzeyinde olanlara (S.O=134.47) ve eğitim durumu
lisans düzeyinde olanlara göre (S.O=178.81), sosyal kaytarmanın yönetimden
kaynaklanan nedenlerine daha fazla katılmaktadırlar.
Branş değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
yönetimden kaynaklanan nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında branş değişkenine
70
göre anlamlı fark olup olmadığına Kruskal Wallis H-testi ile bakılmıştır. Analiz
sonuçları Çizelge 40’ta yer almaktadır.
Çizelge 40
Yönetimden Kaynaklanan Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Branşa
Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları
Boyut Branş N Sıra Ort. sd X2 p Anlamlı
fark
Yönetimsel
Nedenler
Sayısal 97 192.40 2 4.695 .096 -
Sözel 164 170.23
Diğer 106 195.76
Çizelge 40'ta görüldüğü üzere yönetimden kaynaklanan nedenler boyutuna
ilişkin öğretmen görüşleri (X2= 4.695, p>0,05) branş değişkenine göre
farklılaşmamaktadır.
3.3.5.Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Bağımsız
Değişkenlere Göre Karşılaştırılması
Kültürel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen görüşleri cinsiyet, kıdem ve eğitim
durumu bağımsız değişkenlerine göre incelenerek fark analizi bulguları değişkenlere
ilişkin başlıklar altında yorumlanmıştır.
Cinsiyet değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin kültürel
nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında cinsiyet değişkenine göre anlamlı fark olup
olmadığı t-testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları Çizelge 41’de yer almaktadır.
Çizelge 41’de görüldüğü gibi, kültürel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen görüşleri
cinsiyet değişkenine göre t(372)=.57; p>.05 anlamlı farklılık göstermemektedir.
Çizelge 41
Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Cinsiyete Göre Farklılaşma
Durumu
Boyut Grup N �̅� ss sd t p
Kültürel
Nedenler
Kadın 271 11.58 4.59 372 .57 .56
Erkek 108 11.88 4.38
71
Yaş değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin kültürel
nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında yaş değişkenine göre anlamlı fark olup
olmadığına tek yönlü varyans analizi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge 42’de yer
almaktadır.
Çizelge 42
Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Yaşa Göre Tek Yönlü
Varyans Analizi Sonuçları
Boyut Yaş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Kü
ltü
rel
Ned
enle
r
23-
34
130 11.42 4.69
13.305 2 6.652 .320 .72 -
35-
50
218 11.78 4.55 7645.525 368 20.776
51
üzeri
31 12 3.87
7658.830 370
Çizelge 42’de görüldüğü gibi kültürel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen
görüşleri F (2,370) = .032 p> 0,05 yaş değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Mesleki kıdem değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
kültürel nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında mesleki kıdem değişkenine göre
anlamlı fark olup olmadığına Krusal Wallis-H Testi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları
Çizelge 43’de yer almaktadır.
Çizelge 43
Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Mesleki Kıdeme Göre Tek
Yönlü Varyans Analizi
Boyut Kıdem N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kareler
Ort.
F p A.
fark
Kü
ltü
rel
Ned
enle
r
1-10 135 11.42 4.65
18.454 2 9.227 0.446 .64 -
11-20 150 11.92 4.41
7558.717 365 20.709
21+ 90 11.54 4.62 7577.171 367
72
Çizelge 43'de görüldüğü üzere kültürel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen
görüşleri F (2,367) = .044 p> 0,05 mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
Eğitim durumu değişkenine ilişkin bulgular. Araştırmaya katılan öğretmenlerin
kültürel nedenler boyutuna ilişkin görüşleri arasında eğitim durumu değişkenine göre
anlamlı fark olup olmadığına Kruskal Wallis H- Testi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları
Çizelge 44’te yer almaktadır.
Çizelge 44
Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Eğitim Durumuna Göre
Kruskal Wallis Testi Sonuçları
Boyut Öğrenim Durumu N Sıra
Ort.
sd X2 p Anlamlı fark
Kültürel
Nedenler
Ön Lisans 18 129.39 2 13.003 .002 1-2,1-3,2-3
Lisans 316 183
Lisans Üstü 44 231.31
Çizelge 44'te görüldüğü üzere kültürel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen
görüşleri eğitim durumuna göre farklılaşmaktadır. Farkın hangi gruplar arasında
olduğunu incelemek için gruplar ikili kombinasyonlar halinde Mann Whitney U-testi ile
incelenmiştir.
Buna göre, tüm gruplar arasında farklılık görülürken, eğitim durumu lisansüstü
düzeyinde olan öğretmenlerin (S.O= 231.31), eğitim durumu lisans düzeyinde olanlara
(S.O=183) ve eğitim durumu ön lisans düzeyinde olanlara göre (S.O=129.39), kültürel
nedenler boyutuna göre daha fazla katıldıkları söylenebilir. Eğitim düzeyi yükseldikçe
kültürel nedenlere olan katılımın da artmaktadır.
Branş değişkenine ilişkin bulgular. Öğretmenlerin kültürel nedenler boyutuna
ilişkin görüşleri arasında branşa göre anlamlı fark olup olmadığına tek yönlü varyans
analizi ile bakılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge 45’te yer almaktadır.
73
Çizelge 45
Kültürel Nedenler Boyutuna İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Branşa Göre Tek Yönlü
Varyans Analizi
Boyut Branş N �̅� ss Kareler
Toplamı
sd Kare.
Ort.
F p A.
fark
Kü
ltü
rel
Ned
enle
r Sayısal 97 11.83 4.86 18.859 2 9.434 .457 .63 -
Sözel 164 11.41 4.43 7602.015 368 20.658
Diğer 106 11.66 4.42 7620.884 370
Çizelge 45’te görüldüğü gibi kültürel nedenler boyutuna ilişkin öğretmen
görüşleri F (2,370) = .457 p>0,05 branş değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir.
3.4. Sosyal Kaytarmanın Önlenmesine İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Bu başlık altında öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlara karşı alınabilecek
önlemler aritmetik ortalama ve standart sapma değerlerine göre analiz edilmiş, bulgular
betimlenmiş ve yorumlanmıştır.
Çizelge 46'da görüldüğü üzere boyut ortalamasına göre öğretmenler grup
çalışmalarındaki sosyal kaytarma davranışlarının önlemesine ilişkin tedbirlere büyük
ölçüde katılmaktadırlar. Öğretmenlerin en yüksek oranda katıldığı madde ( �̅�= 4.32 ) “
gruplar oluşturulurken öğretmenlerin ilgi ve yetenekleri dikkate alınmalıdır” ile ( �̅�=
4,27) “grup büyüklüğü görev dikkate alınarak belirlenmelidir” olmuştur. Öğretmenlerce
en önemsiz bulunan önlem “yöneticiler her bir öğretmenin grup çalışmasına katılımını
izlemelidir” ( �̅�= 3,98) olmuştur. Düşük düzeyde katılım olan bir diğer madde ise
"grup çalışmalarında yaşanan çatışmalara müdahale edilmelidir” (�̅� = 3,75) olmuştur.
Yukarıdaki bulguların, daha önce bahsedilen sonuçlarla örtüştüğü söylenebilir.
Bireylerin görevleri anlamlı ve kendilerine uygun bulduklarında kaytarma davranışına
yönelmedikleri bilinmektedir. Yine kalabalık gruplarda sosyal kaytarma davranışının
gözlenme olasının artması sebebiyle, grup büyüklüğünün görev dikkate alınarak
belirlenmesi sonucu önemli bir önlem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ancak “yöneticiler her bir öğretmenin grup çalışmasına katılımı izlenmelidir” ve
"grup çalışmalarında yaşanan çatışmalara müdahale edilmelidir” maddelerine katılım
74
şaşırtıcı biçimde düşük çıkmıştır. Çünkü bireylerin çalışmalarının değerlendirildiğini
bildiklerinde sosyal kaytarma eğilimlerinin azaldığı bilinmektedir. Yine etkili bir grup
çalışması için yöneticilerin çatışmaları etkili biçimde yönetmeleri gerektiği
düşünülmektedir.
Çizelge 46
Grup Çalışmalarındaki Sosyal Kaytarma Davranışlarının Önlenmesine İlişkin
Öğretmen Görüşlerinin Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
Önlemler �̅� s.s
m1 Gruplar oluşturulurken öğretmenlerin ilgi ve
yetenekleri dikkate alınmalıdır. 4,32 ,96
m2 Grup büyüklüğü görev dikkate alınarak belirlenmelidir. 4,27 ,94
m6 Ortaklaşa yürütülen çalışmalar ödüllendirilmelidir. 4,22 ,97
m3 Grup çalışmalarında sorumlu bir yönetici bulunmalıdır. 4,14 1,01
m4 Yöneticiler grupta her bir öğretmenin üzerine düşen
görevi belirlenmelidirler. 4,09 1,06
m5 Yöneticiler her bir öğretmenin grup çalışmasına
katılımını izlemelidir. 3,98 1,14
m7 Grup çalışmalarında yaşanan çatışmalara müdahale
edilmelidir. 3,75 1,14
Boyut Ortalaması 4,11
Chang (2008) yaptığı araştırma sonucunda, yüksek ahlaki kişiliğe sahip
bireylerin küçük bir sosyal kaytarma durumunda dahi büyük bir suçluluk ve utanç hissi
duyduklarını bu yüzden bireylerin ahlaki değerleri geliştirilirse sosyal kaytarma
davranışının önlenebileceğini ileri sürmüştür (Akt. Özek, 2014) . Bireylerin ahlaki
düzeylerini iyileştirmenin sosyal kaytarma davranışının azaltılmasında etkili olacağı
düşünülmektedir.
75
BÖLÜM 4
4.SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde, araştırmanın bulguları ile ulaşılan sonuçlara ve bu sonuçlar
doğrultusunda geliştirilen önerilere yer verilmiştir.
4.1.Sonuçlar
Araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlar aşağıda sunulmuştur.
4.1.1.Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarına İlişkin Sonuçlar
Öğretmenler okulda yapılan grup çalışmalarında sosyal kaytarma davranışlarını
çok az düzeyde sergilemektedirler. En fazla gözlemlenen sosyal kaytarma davranışı
grup çalışması esnasında cep telefonuyla meşgul olmadır. Öğretmenler tarafından en az
sergilendiği düşünülen sosyal kaytarma davranışı ise gruptaki diğer kişileri oyalayarak
çalışmalarına engel olma davranışıdır.
Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarına ilişkin görüşleri cinsiyet, yaş,
kıdem ve branş değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Eğitim
durumu arttıkça algılanan sosyal kaytarma düzeyi de artmaktadır.
4.1.2.Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Sonuçlarına İlişkin Sonuçlar
Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının önemli iki sonucu, çoğu işin belli
öğretmenler tarafından yapılmasının beklenmesi ile gruptaki diğer öğretmenlerin daha
fazla çalışarak durumu telafi etmek zorunda kalmasıdır. Sosyal kaytarmanın sonuçlarına
ilişkin görüşler cinsiyet, mesleki kıdem, yaş ve branş değişkenlerine göre anlamlı bir
farklılık göstermemektedir. Öğretmenlerin öğrenim düzeyi yükseldikçe sosyal kaytarma
davranışlarının olumsuz sonuçlar doğuracağına ilişkin inanç da artmaktadır.
4.1.3. Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Nedenlerine İlişkin Sonuçlar
Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının en çok görevden kaynaklandığı
düşünülmektedir. Öğretmenler bu boyutta mesleğin yorucu olduğuna ve ders dışı işlere
enerjilerinin kalmadığına yüksek oranda katılmaktadırlar. Görevden kaynaklanan
76
nedenleri ise sırasıyla kültürel nedenler, yönetimsel nedenler ve kişisel nedenler
izlemektedir. En düşük oranda katılım sağlanan boyut ise gruptan kaynaklanan nedenler
boyutu olmuştur.
4.1.3.1.Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının kişisel nedenlerine ilişkin
sonuçlar
Sosyal kaytarmanın kişisel nedenleri arasında en önemli neden "grupta işi
üstlenecek birilerinin çıkacağını düşünmeleri" olmuştur. Öğretmenlerin sosyal kaytarma
davranışlarına ilişkin görüşler cinsiyet, yaş, kıdem ve branş değişkenlerine göre anlamlı
bir farklılık göstermemektedir. Eğitim durumu lisansüstü düzeyinde olan öğretmenlerin,
eğitim durumu lisans düzeyinde olanlara ve eğitim durumu ön lisans düzeyinde olanlara
göre sosyal kaytarmanın nedenlerinin kişisel olduğuna daha fazla katıldıkları
görülmüştür.
4.1.3.2.Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının görev kaynaklı nedenlerine
ilişkin sonuçlar
Öğretmenler sosyal kaytarmanın görevden kaynaklanan nedenleri arasında en
önemli sebebin " mesleğin yorucu olması nedeniyle ders dışı işlere enerjilerinin
kalmaması" olduğunu düşünmektedirler. Bu boyuttaki öğretmen görüşleri cinsiyet, yaş,
branş ve mesleki kıdem değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Eğitim
durumu lisansüstü düzeyinde olan öğretmenlerin, eğitim durumu ön lisans düzeyinde
olanlara ve eğitim durumu lisans düzeyinde olanlara göre sosyal kaytarmanın
nedenlerinin görevden kaynaklandığını daha fazla gözlemledikleri söylenebilir.
4.1.3.3. Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının grup kaynaklı nedenlerine
ilişkin sonuçlar
Öğretmenlere göre sosyal kaytarmanın gruptan kaynaklanan nedenlerinden en
önemlisi "gruptaki diğer kişilerin daha az çalışacaklarını düşünmesi" olmuştur. Bu
nedenlere ilişkin öğretmen görüşleri cinsiyet, yaş, mesleki kıdem ve branş
değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Ancak eğitim durumu
lisansüstü düzeyinde olan öğretmenlerin, eğitim durumu ön lisans düzeyinde olanlara
göre sosyal kaytarmanın gruptan kaynaklandığını daha fazla gözlemledikleri
söylenebilir.
77
4.1.3.4.Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının yönetimsel nedenlerine ilişkin
sonuçlar
Öğretmenlere göre sosyal kaytarmanın yönetimsel nedenlerinden en önemlisi "
görevini iyi yapanlara sürekli yeni görevler yüklenmesi" olmuştur. Bu boyuta ilişkin
öğretmen görüşleri cinsiyet, mesleki kıdem ve yaş değişkenlerine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir. Eğitim durumu lisansüstü düzeyinde olan öğretmenlerin, eğitim
durumu ön lisans düzeyinde olanlara ve eğitim durumu lisans düzeyinde olanlara göre
sosyal kaytarma davranışların nedenlerinin yönetimden kaynaklandığını daha fazla
gözlemledikleri söylenebilir.
4.1.3.5.Öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışlarının kültürel nedenlerine ilişkin
sonuçlar
Öğretmenlere göre sosyal kaytarmanın kültürel nedenlerinden en önemlisi "
çalışkanlığın toplumsal bir değer olarak benimsenmemesi" olmuştur. Bu boyuta ilişkin
görüşler cinsiyet, yaş, mesleki kıdem ve branş değişkenlerine göre anlamlı farklılık
göstermemektedir. Öğretmenlerin eğitim düzeyi yükseldikçe kültürel nedenlere katılım
da artmıştır.
4.1.4.Öğretmenlerin Sosyal Kaytarma Davranışlarının Önlenmesine İlişkin Sonuçlar
Öğretmenler sosyal kaytarmanın önlenmesine ilişkin olarak “gruplar
oluşturulurken öğretmenlerin ilgi ve yetenekleri dikkate alınmalıdır” ve “grup
büyüklüğü görev dikkate alınarak belirlenmelidir” önerilerinde bulunmuşlardır.
Öğretmenlerce en önemsiz bulunan önlem “yöneticiler her bir öğretmenin grup
çalışmasına katılımını izlemelidir” olmuştur.
4.2.Öneriler
Araştırma sonuçları dikkate alınarak geliştirilen öneriler aşağıda sunulmuştur.
1. Öğretmenlerin grup çalışmaları esnasında cep telefonu kullanımıyla ilgili
kurallar düzenlenebilir.
2. Okullarda grup çalışmaları ödül sistemiyle daha cazip hale getirilebilir.
Yöneticiler çalışma öncesinde bireyleri öülden haberdar ederek görevi daha
cazip hale getirebilirler.
78
3. Çalışanların grup bağlılıklarının artırılması için örgütte sosyal ve kültürel
etkinliklere yer verilmelidir. Çalışanların birlikte zaman geçirmelerini sağlamak
amacıyla düzenli olarak faaliyetler yapılabilir.
4. Yöneticilerin görev dağılımı yaparken bunları kayıt altına alarak adil bir tutum
sergilemesi, sürekli aynı kişilere iş yüklenmesini önleyebilir.
5. Öğretmenlik mesleği iş güvenliği kapsamında okulun güvenliğinin
sağlanmasından, devamsız öğrencileri okula kazandırmak, kermes
düzenleyerek okulun ihtiyaçları için ödenek sağlamaya kadar birçok görev ve
sorumluluğu da içermektedir. Söz konusu görevler için gruplar oluşturularak
görevlendirmeler yapılmaktadır. Bütün bu sorumlulukların öğretmenlere
yüklenmesi de mesleği yorucu hale getirebilmektedir. Bu bağlamda okullara
ekonomik destek sağlanarak iş yükü azaltılabilir.
6. Gruplar oluşturulurken öğretmenlerin ilgi ve yetenekleri dikkate alınmalıdır. Bu
doğrultuda çalışma grupları oluşturulurken, bireylerin gönüllü olarak
katılacakları gruplara yerleştirilmeleri sosyal kaytarmayı azaltabilir.
7. Grupların büyüklüğü görevin zorluk ve kolaylık durumuna göre belirlenmelidir.
8. Bu çalışmada öğretmenlerin görüşlerine başvurularak ortaokullarda sergilenen
sosyal kaytarma davranışları, nedenleri ve sonuçlarıyla ele alınmıştır. Başka bir
çalışmada okul yöneticilerinin öğretmenlerin sosyal kaytarma davranışları
hakkında görüşlerine başvurulabilir.
79
KAYNAKLAR
Acar, A. Z. (2006) Örgütsel yurttaşlık davranışı: kavramsal gelişimi ile kişisel ve
örgütsel etkileri. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 7(1), 1-14.
Albez, C., Sezer, Ş., Akan, D., ve Ada, Ş. (2014). İlköğretim okullarında zümre
.............öğretmenler kurulu çalışmalarının etkililiği üzerine bir inceleme. Middle
.............Eastern & African Journal of Educational Research, 7, 4-19.
Allison, B. J., Voss, R. S., ve Dryer, S. (2001). Student Classroom and Career
Success: The role of organizational citizenship behavior. Journal of
Education for Business, 282-288.
Aşan, Ö., ve Aydın, E. M. (2006). Örgütsel davranış. İstanbul : Arıkan Basım Yayım
Dağıtım.iii
Balcı, A. 2004. Sosyal bilimlerde araştırma yöntem, teknik ve ilkeler (8. Baskı).
Ankara: Pegem-A Yayıncılık.
Balcı, O. (2017). Kalabalıkta saklanma: Sosyal kaytarma. Akademik Sosyal
Araştırmalar Dergisi, 5(46), 373-387.....................................................................
7iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii
Başaran, İ.E. (1982). Örgütsel davranışın yönetimi. Ankara: Ankara Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Yayını. No:52.
Başaran, İ.E. (1993). Eğitim yönetimi. Ankara: Gül Yayınevi.
Başaran, İ.E. (2004). Yönetimde insan ilişkileri. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Başaran, M., ve Orhun, D. B. (2013). Öğretmen adaylarının mesleğe ilişkin
.............motivasyonlarını etkileyen faktörler. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi
.............Dergisi, 14(3), 129-151.
Blanchard, A. L.ve Henle, C. A. (2008). Correlates of different forms of cyberloafing
..............the role of norms and external locus of control. Computers in Human Behavior,
..............24(3), 1067-1084.
Brickner, M. A., Harkins, S. G., ve Ostrom, T. M. (1986). Effects of personal
.............involvement thought-provoking implications for social loafing. Journal of
..............Personality and Social Psychology, 54(4), 763-770.
Büyüköztürk, Ş., Çakmak Kılıç, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş., ve Demirel, F. (2013).
.............Bilimsel araştırma yöntemleri (14. Baskı), Ankara: Pegem Akademi.
Cafoğlu, Z. (1996). Eğitimde toplam kalite yönetimi. İstanbul: Avni Akyol Ümit Kültür
............ve Eğitim Vakfı
80
Charbonnier, E., Pascal, H., Brauer, M., ve Monteil, J. M. (1998). Social loafing and
self beliefs: People's collective effort depends on the extent to which they
distinguish them- selves as better than others. Social Behavior and Personality,
26(4): 329-340.
Comer, D. R. (1995). A model of social loafing in real work groups. Human Relations,
48, 647-667.
Çetin, Ö. M. (2004). Örgütsel vatandaşlık davranışı. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Çokluk, Ö., Şekercioğlu, G., ve Büyüköztürk, Ş. (2012). Sosyal bilimler için çok
değişkenli istatistik SPSS ve lisrel uygulamaları. (2. Baskı). Ankara: Pegem
Akademi.
Dereli, B., Cengiz, D. (2011). İnsan kaynakları yönetiminde grup, grup dinamiği
kavramları ve grup dinamiğinin ölçülmesi üzerine uygulama örneği. Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 9(35), 35-43.
Doğan, A., Bozkurt, S., ve Demir, R. (2008). Sosyal kaytarma davranışı ile algılanan
görev görünürlüğü arasındaki ilişkinin incelenmesine yönelik bir araştırma.
Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 24, 53-79.
Earley, P.C. (1993). East meets West meets Mideast: Further explorations of
collectivistic and individualistic work groups. Academy of Management
Journal, 36, 319-348.
Elsaid, A. M. (2005). The effects of group beliefs and task meaningfulness on social
..............loafing (Doctoral dissertation). Southern Illinois University .Carbondale.
.............Available from ProQuest Dissertations and Theses database. (UMI No.
.............3204644).
Erdemli, Ö. (2015). Öğretmenlerin işten geri çekilme davranışları ve çalışma etiği ile
ilişkisi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara Üniversitesi. Ankara.
George, J. M. (1992). Extrinsic and intrinsic origins of perceived social loafing in
organizations. Academy of Management Journal, 35, 191-202.
George. J. M., ve Jones, G. R. (1997). Organizational spontaneity in context. Human
Performance, 10, 153-170.
Güçlü, N., ve Okçu, V. (2015). İlköğretim öğretmenlerinin etkili takım çalışmasına
ilişkin algıları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişki. Yeni Yüzyıl Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 12(1), 49-69.
Gürbüz, S. (2006). Örgütsel vatandaşlık davranışı ile duygusal bağlılık arasındaki
ilişkilerin belirlenmesine yönelik bir araştırma. Ekonomik ve Sosyal
Araştırmalar Dergisi. 3(1), 48-75.
81
Harcum, E. R., ve Badura, L. L. (1990), Social loafing as response to an appraisal of
appropriate effort, The Journal of Psychology, 124(6), 629-637.
Harkins, S.G. (1987). Social loafing and social facilitation. Journal of Experimental
Social Psychology, 23, 1-18.
Harkins, S. G., ve Petty, R. E. (1982). Effects of task difficulty and task uniqueness on
social loafing. Journal of Personality and Social Psychology, 43, 1214-1230.
Hoona H., ve Tana T. M .L. (2008). Organizational citizenship behavior and social
...............loafing: the role of personality, motives, and contextual factors. The
...............Journal of Psychology, 142, 89-108.
Huguet, P., Charbonnier, E., ve Monteil, J. M. (1999). Productivity loss in performance
groups: People who see themselves as average do not engage in social
loafing. Group Dynamics: Theory, Research, and Practice, 3, 118- 131.
Jackson, J. M,. ve Williams, K. D. (1985). Social loafing on difficult tasks: Working
collectively can improve performance. Journal of Personality and Social
Psychology, 49, 937-942.
Jones, G. R. (1984). Task visibility, free-riding and shirking: Explaining the effect of
structure and technology on employee behavior. Academy of Management
Review, 9, 684-695.
İnce, M., Bedük, A., ve Aydoğan, E. (2004). Örgütlerde takım çalışmasına yönelik etkin
liderlik nitelikleri. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11,
423-446.
Ilgın, B. (2010). Örgütsel vatandaşlık davranışlarının oluşumunda ve soyal kaytarma ile
ilişkisinde, duygusal zeka ve lider üye etkileşiminin rolü (Yayınlanmamış
doktora tezi.).Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Ilgın, B. (2013).Toplumsal bir hastalık: Sosyal kaytarma. Uşak Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, 6(3): 238-270.
Karasar, N. (2009). Bilimsel araştırma yöntemi. (19. Baskı). Ankara: Nobel Yayın
...............Dağıtım.
Karau, S. J., ve Hart, J. W. (1998). Group cohesiveness and social loafing: Effects of a
social interaction manipulation on individual motivation within groups. Group
Dynamics: Theory, Research, and Practice, 2, 185-191.
Karau, S. J., ve Williams, K. D. (1993). Social loafing: A meta-analytic review and
theoretical integration. Journal of Personality and Social Psychology, 65, 681-
706.
Kaskel, R. J. (2000). Value Congruence and Satisfaction (Unpublished doctoral
dissertation). The California School of Professional Psychology, Alameda.
82
Kerr, N. L., ve Bruun, S. E. (1983). Dispensability of member effort and group
motivation losses: Free-rider effects. Journal of Personality and Social
Psychology, 44, 78-94.
Kesen, M. (2015). Psikolojik güçlendirme çalışanların sosyal kaytarma davranışlarını
azaltır mı? Journal of Yasar University, 10(38), 6478-6554.
Kidwell, R.E. Jr., ve Bennett, N. (1993). Employee propensity to withhold effort: a
...............conceptual model to ıntersect three avenues research, The Academy of
...............Management Review, 18(3), 429-456.
Kocabaş, İ., ve Gökbaş, M. (2003). Eğitimde takım çalışması. Eğitim ve Bilim. 28 (130),
8-15.
Kravitz, D. A., ve Martin, B. (1986). Ringelmann rediscovered: The original article.
Journal of Personality and Social Psychology, 50, 936-941.
Kumar, V. B. (2010). A text book of social psychology. New York: Himalaya Publishing
House.
Latane, B. (1981). Thpsychology of social impact. American Psychologist, 36, 343-356.
Latane, B., Williams, K.D., ve Harkins, S. (1979). Many hands make light the work:
The causes and consequences of social loafing. Journal of Personality and
Social Psychology, 37, 822-832.
Liden, R. C., Wayne, S. J., Jaworski, R. A. ve Bennett, N. (2004). Social loafing: A
field investigation. Journal of Management, 30(2).
Lim, V. K. G. (2002). The it way of loafing on the job: cyberloafing, neutralizing and
organizational justice. Journal of Organizational Behavior, 23, 675-694.
MEB. (2014). İlkokul/Ortaokullarda Oluşturulacak Kurul ve Komisyon İle
..............Öğretmen/Personel Görevlendirilmesi Gereken Görevler.
Mullen, B. (1983). Operationalizing the effects of the group on the individual: A
selfattention perspective. Journal of Experiment Social Psychology, 19, 295-322.
Nair, S. R. (2010). Organizational behaviour. New York: Himalaya Publishing House.
Organ, D. (1990). The otivational basis of organizational citizenship behavior.
Research In Organizational Behavior , 12, 43-72.
Organ, D. W. (1997). Organizational citizenship behavior: It’s construct clean-up
.............time. Human Performance, 10(2), 85-97.
Örücü, E., ve Yıldız, H. (2014). İşyerinde kişisel internet ve teknoloji kullanımı: Sanal
...............kaytarma. Ege Akademik Bakış, 14 (1), 99-114.
Özdem, G. ve Demir, A. (2015). Okul yöneticilerinde sanal kaytarma davranışı.
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 11(3), 1029-1042.iiiiiiiiiiiiiiiiiiiii
83
Özek, H. (2014) . Örgütlerde sosyal kaytarma davranışı ile psikolojik iklim ilişkisi ve
konuyla ilgili bir araştırma (Yayınlanmamış Doktora Tezi). İstanbul
Üniversitesi, İstanbul.
Özkalp, E., Aydın, U., ve Tekeli, S. (2012). Sapkın örgütsel davranışlar ve çalışma
yaşamında yeni bir olgu: sanal kaytarma ( cyberloafing) ve iş ilişkilerine etkisi.
Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası, 18-33.
Petty, R., Harkins, S., Williams, K., ve Latani, B. (1977). The e ffects of group size on
cognitive effort and evaluation. Personality and Social Psychology Bulletin, 3,
579-582.
Piezon, S. L., ve Ferree, W. D. (2008). Perceptions of social loafing in online learning
groups: A study of public university and U.S. Naval War College students.
International Review of Research in Open and Distance Learning, 9(2).
Poddar, A. (2010). Continuous additive peer review: a new system to control social
loafing in group projects. Journal for Advancement of Marketing Education, 17,
1-12.
Podsakoff P.M., MacKenzie, S.B. (1994). Organizational citizenship behaviors and
sales unit effectiveness. Journal of Marketing Research, August,
351, 351-363.
Price, K. H. (1987). Decision responsibility, task responsibility, ıdentifiability and
social loafing. Organizational Behavior and Human Decision Processes,
40,330-345.
Ruel, G. C., Bastiaans, N., Nauta, A. (2003), Free-riding and Team Performance in
Project Education", (Çevrimiçi)
http://www.rug.nl/research/portal/files/3010481/03a42.pdf. (25 Şubat 2014).
Schnake, M. (1991). Organizational citizenship: a review, proposed model, and research
agenda. Human Relations, 44: 735–59.
Schnake, M. E., Dumler, M. P. (2003). Levels of measurement and analysis issues in
organizational citizenship behaviour research. Journal of Occupational and
Organizational Psychology, 76(3), 283-301.
Shea, G. P. ve Guzzo, R. A. (1987). Groups as human resources. Research in Personnel
and Human Resources Management, 5, 323-356.
Shepperd, J. A. (1993). Productivity loss in groups: A motivation analysis.
Psychological Bulletin, 113, 67-81.
Smith, B. N., Kerr, N. A., Markus, M. J., ve Stasson, M. F. (2001). Individual
differences in social loafing: Need for cognition as a motivator in collective
performance. Group Dynamics, 15, 150-158.
84
Sünnetçioğlu, S., Korkmaz, H. ve Koyuncu, M. (2014). Konaklama işletmelerinde
algılanan örgüt kültür tipinin çalışanların sosyal kaytarma davranışlarını
algılamasına etkisi üzerine bir araştırma. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(28),17-34
Şahin, A. (2004). Yönetim kuramları ve motivasyon ilişkisi. Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 523-547.
Şeşen, H.,ve Kahraman, Ç. A. (2014). İş arkadaşlarının sosyal kaytarmasının bireyin
iş tatmini, örgütsel bağlılık ve kendi kaytarmasına etkisi. İş ve İnsan Dergisi,
1(1), 43-51.
Tabachnick, B. G,. ve Fidell, L. S. (2007). Using multivariate statistics. Boston:
Pearson Education Inc.
Tan H. H., ve Tan M. L. (2008). Organizational citizenship behavior and social loafing:
The role of personality, motives, and contextual factors. The Journal of
Psychology, 142(1), 89-108.
Tavşancıl, E. (2006). Tutumların ölçülmesi ve SPSS ile veri analizi. Ankara: Nobel
Yayın Dağıtım.
Tolukan, E., Bayrak, M. ve Doğan, K. P. (2017). Antrenörlerin sosyal kaytarma
algılarının incelenmesi. Gaziantep Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, 2(1), 1-
13.
Töremen, F., ve Karakuş, M. (2007). Okullarda sinerjinin engelleri: takım çalışması
üzerine nitel bir araştırma. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 7(1), 617-
645.
Uluğ, M. (2002). Örgütlerde grup yönetiminin toplam kalite yönetimi üzerine etkisi
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Atatürk Üniversitesi, Erzurum.
Uslu, Y.D., ve Çavuş, M. F. (2014). Örgütsel adalet ve kaytarma davranışları. Ordu
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 8(9) ,51-54.
Uysal, H.T. (2016, Nisan). Örgütlerde sosyal kaytarma algısının çalışanların
tükenmişlik duygusuna etkisi. 3. Ulusal Meslek Yüksekokulları Sosyal ve
Teknik Bilimler Kongresi'nde sunulan bildiri, Adnan Menderes Üniversitesi,
Aydın.
Ülke, H. E. (2006). Investigating the role of personality and justice perceptions on
social loafing (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Orta Doğu Teknik
Üniversitesi, Ankara.
Ünal, Ö. F., ve Tekdemir, S. (2015). Sanal Kaytarma: Bir kamu kurumunda ampirik bir
araştırma. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 20(2), 95-118.
Wagner, J. A. (1995). Studies of individualism/collectivism: Effects on cooperation in
groups. Academy of Management Journal, 38, 152-172.
85
Yağcı, M., ve Yüceler, A. (2016). Kavramsal boyutlarıyla sanal kaytarma. International
Journal of Social Sciencesand Education Research, 2(2), 664-673.
Yıldız, H., Yıldız, B. ve Ateş, H. (2015). Sanal kaytarma davranışlarının
.............sergilenmesinde örgütsel adalet algısının rolü var mıdır? Bilgi Ekonomisi ve
Yönetimi Dergisi, 10(2), 55-66.
Yıldız, M.L., İşçi, E. ve Taşçı, S. (2016). İzlenim yönetimi taktiklerinin sosyal kaytarma
üzerine etkisi: Sağlık sektöründe bir araştırma. İstanbul Kemerburgaz
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 1(1), 103-120.
Williams, K. D. Harkins, S. G. ve Latane, B. (1981). Identifiability as a deterrent to
social loafing: Two cheering experiments. Journal of Personality and Social
Psychology, 40, 303-311.
Zaccaro, S. J. (1984). Social loafing: The role of task attractiveness. Personality and
Social Psychology Bulletin, 10, 99-106.
86
EKLER
87
EK A Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü İzni
88
EK B Ankara Üniversitesi Etik Kurul İzni
89
EK C Öğretmenlerin Ortak Çalışma Davranışlarını Değerlendirme Ölçeği
90
91
ÖZGEÇMİŞ
Adı ve Soyadı : Duygu BAYRAM CANDAN
Doğum Tarihi : 11 Ağustos 1986
İletişim Bilgileri : Demirlibahçe Mah. Demirkapı Sokak 20/13
Mamak /Ankara Tel.Nu: 506 930 69 85
E-Posta Adresi : [email protected]
Öğrenim Durumu :
Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl
Lisans Bilgisayar ve Öğretim
Teknolojileri Öğretmenliği
Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi 2008
İş Deneyimi :
Görev Unvanı Görev Yeri Yıl
Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Haymana- Atatürk İlköğretim Okulu 2008-2010
Bilişim Tekolojileri Öğretmeni Altındağ- Cebeci Ortaokulu 2010- Halen